90
İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI X. TÜRKİYE MUHASEBE DENETİMİ SEMPOZYUMU & IV. ULUSLARARASI TÜRKİYE MUHASEBE DENETİMİ SEMPOZYUMU KURUMSALLAŞMA VE DENETİM INSTITUTIONALIZATION AND AUDIT 1

archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI

X. TÜRKİYE MUHASEBE DENETİMİ SEMPOZYUMU

&

IV. ULUSLARARASI TÜRKİYE MUHASEBE DENETİMİ

SEMPOZYUMU

KURUMSALLAŞMA VE DENETİM

INSTITUTIONALIZATION AND AUDIT

08 EKİM 2011

ANTALYA/BELDİBİ

1

Page 2: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

İSMMMO Entelektüel Sermaye Projesinin Tanıtımı

III. GÜN

SUNUCU_

Sempozyumumuzun üçüncü günümüzdeki Oturumumuza İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Entelektüel Sermaye Projesi’nin tanıtımıyla başlıyoruz. Sunumlarını yapmak üzere, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası “Entelektüel Sermaye Geliştirme Platformu” Proje Koordinatörü Sayın Filiz Bülbül’ü kürsüye davet ediyorum.

FİLİZ BÜLBÜL _ İSTANBUL SMMM ODASI PROJE KOORDİNATÖRÜ _

Günaydın herkese, öncelikle özür diliyorum gribim sesim kötü çıkabilir, kusura bakmayın.

Sayın Başkanım, Değerli Konuklar, “Kurumsallaşma ve Denetim” konulu bu sempozyumda entelektüel sermaye geliştirme platformu projemizi tanıtmak için bize de yer verildiğinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Öncelikle entelektüel sermaye kavramı hakkında çok kısa bir bilgi vereceğim, daha sonra proje detayları ile ilgili sizleri bilgilendireceğiz.

Entelektüel sermaye kavramı; en kısa tanımıyla değere dönüştürülebilen bilgi olarak karşımıza çıkmaktadır. Çağımız bilgi çağıdır, Başkanımız da açılış konuşmasında belirtti, “vergi için muhasebe değil, bilgi için muhasebe yapma” kavramı günümüzde günceldir. Bu noktada teknolojideki gelişmeler, ticaretin ve sermayenin küreselleşmesi, nüfus artışı, hızlı sanayileşme ve kentleşme ile birlikte artan ticaret fırsatları, para ile ifade edilen işletme faaliyetlerinin yanında karmaşık ve daha çok boyutlu hale gelen bir sistemi ortaya çıkarmaktadır. Genelde entelektüel sermaye kavramını resmi olarak gösterilmesi istendiğinde, bir ağaç figürü ile betimlenmektedir. Bu ağacın toprak üzerinde kalan kısmı, gövdesi, günümüzde finansal tablolar olarak nitelenmekte ama ağacın kökleri burada gördüğünüz gibi köklerdeki meyveler ve yapraklar da entelektüel sermayenin gücünü ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla burada gördüğünüz gibi ağacın yaprakları ve meyveleri bizim klasik anlamda kullandığımız kar, aktif büyüklüğü, verimlilik gibi, şirketlerin mali tablolarında gördüğümüz değerleri ifade etmektedir. Oysa günümüzde bilgi çağıyla artık ağacın köklerinde yer alan yapısal sermaye, insan sermayesi veya ilişki sermayesi dediğimiz kavramlar, şirketlerin bilançolarına çok daha büyük bir değer ortaya koymaktadır.

Bilgi çağında insanların birbirlerinden öğrendikleri tecrübeler ve geleceği kurgulamalarında en büyük anahtar bu entelektüel sermaye kavramı çıkarmaktadır. Günümüzdeki gelişmelere baktığımızda entelektüel sermaye birçok konuda yeniden yapılanmaya etki sunmaktadır. Örneğin Einstein kendi ifadesi ile “ Ben atomu iyi bir şey için keşfettim ama insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar” demiştir. Böyle de baktığımızda nükleer tıp alanında bugün kullanılan bu buluş, dünyayı etkileyen, on binler, yüz binlerin ölmesine sebep olan atom bombasının da temellerini oluşturmuştur. Başka bir açıdan yine

2

Page 3: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

entelektüel sermayenin etkilerine baktığımızda bugün NASA’da uzay araştırmaları diğer gezegenlerde yaşam olup olmadığı kavramını araştırmaktadır. Ve Prag’da ki astronomik saat, sağda gördüğünüz, artık dünyada kullanılan saatlerin dışında farklı gezegenlerde de saat kavramını göstermek için bir örnek olarak sunulabilir.

Yine günümüzde çok güncel olan, nano teknoloji kavramı, kimya, fizik, mühendislik ve biyoloji bilimlerinin ortaya çıkardığı bir kavramdır. Gördüğünüz üzere artık kumaş, tekstil sektöründe kullanılan kumaşlar, görünmez veya içini göstermeden dışını gösteren kumaşlar şeklinde piyasa sunulmuştur. Bunlar gerçekten üretilmiş, fotoğraf hilesi değil, üretilmiş bir kumaştır, sağda gördüğünüz. Bunun dışında zayıflatan kumaşlar veya çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan kumaşların dışında pek çok alanda da nano teknoloji kullanılmaktadır.

Yine entelektüel sermayenin yeniden yapılanmaya etkisine baktığımızda da tıp alanında da pek çok gelişme gözlenmektedir. Doğumla ilgili özellikle tüp bebek tedavileri yanında günümüzde etik olarak tartışılan klorlama kavramı da gündemde önemli yer teşkil etmektedir.

Bizim açımızdan baktığımızda entelektüel sermayenin en önemli etkileri abaküs veya facit hesap makineleri ile başlayan muhasebe uygulamalarında bilgi teknolojilerinin, iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile günümüzde gündemde olan uluslararası finansal raporlama standartları ve uluslararası denetim standartları kavramını ortaya çıkarmaktadır. Bu açıdan entelektüel sermaye ve muhasebe kavramı iç içe geçmiştir, çünkü muhasebe bir bilgi sistemidir. İşletmelerin parasal faaliyetlerinin izlenmesine, sonuçlarının saptanmasına yarayan muhasebe bilimi, dolayısıyla mali müşavirlik hizmetleri bilgi çağındaki bu değişim sürecinden etkilenmektedir. Günümüzde bilanço, gelir tablosu gibi mali tabloları sunmaktayız ama gelecekte kurumsal performans karnesi veya raporu denilen raporlarda bizden istenmeye başlayacaktır.

Muhasebede, işletmelerle ilgili açık, tarafsız, anlamlı, güvenilir, finansal bilgilere olan gereksinim yanında, entelektüel sermaye değerlerini de öğrenme ihtiyacı oluşmaktadır. Bildiğiniz gibi bu sempozyumunda konusunu oluşturan Temmuz 2012 tarihinde Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girecek ve Türkiye’de kurumsal yönetim ilkeleri, uluslararası finansal raporlama standartları ve uluslararası denetim standartları uygulanmaya başlayacaktır. Dolayısıyla mali müşavirlik hizmetlerinin de yeniden yapılanması gündemdedir. Bu kapsamda 3568 Sayılı Yasa’dan aldığımız yetkiyle; değerleme, derecelendirme ve entelektüel sermaye değerlemesi söz konusu olduğunda, bunu yapacak yegane yetkili kişiler serbest muhasebeci ve mali müşavirler olacaktır.

Biraz daha açmak gerekirse günümüzde ilk ticaret uygulamalarında bildiğiniz gibi Apple, Facebook, Google, Microsoft gibi pek çok şirket bilançolarına baktığınızda sabit kıymetleri veya stokları çok fazla olmayan ama bugün dünyanın en büyük şirketleri arsında yer alan firmalardır. Yine sizlere sorduğumuzda bir Ferrari mi değerlidir, bir at arabası mı? Pek çoklarınız bu fotoğrafı görmeden önce tabii ki Ferrari değerlidir diye cevaplayabilirsiniz ama solda gördüğünüz at arabası İngiliz Kraliyet Ailesi tarafından kullanılan, som altından yapılmış ve üstünde çok değerli taşlar olan bir at arabası ve bunun tarihsel değeri de bir Ferrari’den çok daha fazla değer içeren bir unsur, bu noktada da entelektüel sermaye değeri

3

Page 4: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

daha yüksek. Yine futboldan, ben çok ilgilenmem futboldan ama bu da yine tartışılan bir konu. Biliyorsunuz Barcelona’da Messi diye bir futbolcu var. Daha önce Arjantin’de oynayan futbolcu, Arjantin takımında niye bu kadar başarılı olmadı? Barcelona’ya geçtikten sonra niye başarılı olduğu araştırıldığında, Barcelona takımındaki ekip çalışması ve oradaki başarılı antrenörlerin Messi’nin başarısında önemli bir yer tuttuğu ifade edilmektedir. Bu kavramlar çerçevesinde İSMMMO Avrupa Birliği fonları komitesi olarak nasıl bir proje geliştirebiliriz, üzerine yaptığımız çalışmalar sonucunda İstanbul’da faaliyet gösteren 30.000 mali müşavir ve profesyonel hizmet sunduğumuz yaklaşık 550.000 ticari firmanın, Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen bilgi odaklı değişime uyum sağlamaları, kurumsallaşma süreçlerinde yol haritası oluşturulması, entelektüel sermaye değerlerinin geliştirilmesi ve tüm dünyada küresel rekabet edilebilirlik düzeylerinin yükseltilmesi amacıyla Entelektüel Sermaye Geliştirme Platformu adıyla bir proje başlattık. Projemizde, finansal sermaye, insan sermayesi, yapısal sermaye, ilişkisel sermayesi olarak nitelendirilen entelektüel sermaye kavramının ölçülmesi ile ilgili çalışmalara başladık. Bu projemiz İstanbul Kalkınma Ajansı’nın bilgi odaklı ekonomik kalkınma programı kapsamında başvurumuz neticesinde toplam 750.000 yaklaşık bütçesi olan projemize yaklaşık 600.000 TL hibe kazandık. Projemizde ortak olarak Marmara Üniversitesi, Marmara Üniversitesi Nihat Sayar Eğitim Vakfı, İstanbul Valiliği, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Milli Prodüktivite Merkezi de yer almaktadır. Bunların dışında başka kurumlar da projemize iştirakçi olarak başvurmaya devam etmektedir. Projemiz on iki ay sonunda bitecektir, Temmuz 2012’de projemizin finali gerçekleştirilecektir. Proje ekibimize tekrar teşekkür etmek istiyorum. İSMMO başta Başkanımız Yahya Arıkan olmak üzere, tüm Yönetim Kurulumuz, Başkan Yardımcımız Turgay Kanarya, Sekreterimiz Mehmet İhsan Yalçın, Sayman Erol Demirel, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Adem Çalışkan, Kazım Mermer, Tayyar Güler Recep Yüksel ve Mustafa Uğurlu olmak üzere komitemizden benim dışında Hüseyin Aydındağ, Düriye Sevil Üstündağ, Burcu Dişisağlam, Ayşe Arabacı ve Mesleki Gelişmeleri İzleme Kurulu’muzdan İlhan Güven, Gülgün Öztürk, TESMER’dan Veysel Karani Palak aktif olarak görev almaktadır. Proje ortaklarımızdan çeşitli üniversitelerden Prof. Dr. Cemal İbiş, Prof. Dr. Dursun Arıkboğa, Prof. Dr. Esin Can Mutlu, Prof. Dr. Güler Aras, Prof. Dr. Mehmet Emin Arat, Prof. Dr. Mehmet Özkan, Doç. Dr. Enis Sınıksıran, Doç. Dr. Şebnem Arıkboğa, Doç. Dr. Yonca Gürol, Dr. Ayten Çetin, Dr. Pınar Büyükbalcı ve Araştırma Görevlisi Emine Serap Kurt yine akademik olarak projemize destek sunan kişilerdir. Bununla birlikte İstanbul Vali Yardımcımız Feyzullah Özcan, yine İstanbul Valiliği’nden Meral Pehlivan, İstanbul Milli Prodüktivite Merkezi’nden Bölge Müdür Vekili Saniye Hamaşoğlu Tomas projemizde aktif rol üstlenmiştir.

Teknoloji projesi olduğu için ve bu konuda TÜRMOB bünyesindeki Luca ekibinden de teknik danışman olarak Cenk İçel ve Bilgisayar Mühendisi Günsel Orhan, sistem mühendisi Ekin Arabacıoğlu da projemize destek sunmaktadır.

Proje çalışmalarında çeşitli komiteler oluşturduk, bu fotoğraflar Temmuz 2011’den itibaren başlayan proje çalışmalarımızdan birkaç fotoğrafı da sizlerle paylaşmak istedik.

Ar-ge Komitemiz ve Eğitim Komitemiz bulunmaktadır. Eğitim çalışmalarına Ekim ayı ortasında başlayacağız ve Şubat itibari ile de programın test çalışmaları başlayacaktır. Projemizin hedef kitlesi, bu İstanbul Kalkınma Ajansı’nın finanse ettiği büyük ölçüde bir

4

Page 5: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

proje olduğu için öncelikle İstanbul’da, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’na kayıtlı yaklaşık 30.000 civarında serbest muhasebeci mali müşavirler olacaktır. Ama bu demek değil ki tüm Türkiye’den biz oluşturduğumuz web sitesinden kayıt olup gelişmeleri izleyebilir diğer tüm Türkiye’deki meslektaşlarımız. Bununla birlikte İstanbul’da kurulu toplam 44 tane üniversitede entelektüel sermaye konusunda çalışan yaklaşık 500 akademisyen ve profesyonel hizmet sunduğumuz İstanbul Ticaret Siciline kayıtlı yaklaşık 550.000 firmada projemizin hedef kitlesini oluşturmaktadır. Özellikle projemizin etkileyeceği göstergeler baktığımızda Türk Ticaret Kanunu sonrasında birleşme tam tasfiye ve satın almalar nedeniyle ortaya çıkacak %3 oranındaki bir azalma gündemdedir. Bu noktada kurumsal performans karnesi, bu birleşmelerin nasıl olacağı konusunda önemli bir rol haritası sunacaktır. Aynı şekilde bu yol haritası bizler içinde kurumsallaşma sürecinde, birleşmek isteyen kurumsallaşmak isteyen mali müşavirler içinde kendi performans karnelerini oluşturup, potansiyel ortaklarıyla birleşme sürecinde yol haritası oluşturacaktır. Temmuz 2012’ye kadar özellikle hizmetler sektöründe yaklaşık %1 oranında artış olması beklenmektedir. Yabancı sermayeli şirketlerin oranında da %5 oranında yine bir artış olacağı ön görülmüştür ve bizim projemizde Temmuz 2012 tarihine kadar İstanbul’da ki mali müşavirlerin %20’sinin bu platforma kayıt olması hedeflenmektedir. Sizlerde yakında uygulamaya geçecek olan web sitemize girip o platforma üye olabilirsiniz. Platforma üye olan mali müşavirlerden kurumsal performans karnesi ürünümüzü sistemimizi kullanıp rapor alabilecek mali müşavir sayısını da yaklaşık 6000 meslek mensubu olarak ön gördük.

Bu proje sonucunda bir örnek olarak üniversite ve vakıf İSMMMO işbirliği yakın zamanda kamu kurumlarıyla, İstanbul Valiliği ve Milli Prodüktivite Merkezi ile işbirliği nedeni ile kamu meslek kuruluşu işbirliği oluşturulmuştur ve oluşturulacak yazılım İngilizce ve Türkçe olarak sunulacaktır dolayısıyla Temmuz 2012 sonrasında projenin reel olarak harekete geçmesi ile birlikte yurt dışındaki meslektaşlarımızın dahi bu programı kullanmış olması sağlanacaktır. Projemizin somut çıktılarına baktığımızda, en önemli çıktımız entelektüel sermaye değerleme yazılımı. Bunun başka bir isim olarak da kurumsal performans yönetim sistemi olarak düşünebiliriz. Şubat 2012’den itibaren web sitesi üzerinden test çalışmalarına başlatılacaktır. Bu demektir ki web sitesine girip kendi kurumsal performans karnelerimizi alabilme şansımız olacaktır. Şuanda web sitemiz İSMMMO üzerinden bağlantı kurulacaktır, dolayısıyla İSMMMO’nun web sitesinden tüm bilgilere ulaşabilirsiniz. Projemizin sonucunda bir broşür, bir kitap ve DVD hazırlanarak yine yaygınlaştırma faaliyetlerimiz devam edecektir. Temmuz 2012’de bitmesi planlanan projemizin, kapanış sempozyumunu 30 Haziran ve 01 Temmuz 2012 tarihi olarak belirledik. İstanbul’da gerçekleştirilecek bu uluslararası sempozyuma herkesi davet ediyoruz, teşekkür ederim.

Bilemiyorum sorular için zamanımız var mı ama soru sormak isteyen yoksa teşekkürler.

SUNUCU _

Değerli konuklar oturumumuza, “Muhasebe ve Denetim Mesleğinde Kurumsallaşmanın Önündeki Engeller” konulu panelimizle devam ediyoruz. Panelimize Başkanlık yapmak üzere, Sayın Prof. Dr. Sait Sevgener’i kürsüye davet ediyorum.

5

Page 6: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Panelimizde yer alan panelistlerimizi kürsüye davet ediyorum. Sayın Ülkü Sönmez, Sayın Bora Topaloğlu, Sayın İmdat Ersoy, Sayın Kürşat Sait Babuçcu, Sayın Özgür Dalgıç, Sayın Hüsnü Güreli, Sayın Cansen Başaran Symes, Sayın Prof. Dr. Nejat Bozkurt.

PANEL

Muhasebe ve Denetim Mesleğinde Kurumsallaşmanın Önündeki Engeller

OTURUM BAŞKANI_ PROF. DR. SAİT SEVGENER_

Günaydın efendim, 10. Türkiye Muhasebe Denetimi Sempozyumunun, “Muhasebe Denetim Mesleğindeki Kurumsallaşmanın Önündeki Engeller” Paneline başlıyoruz. Öncelikle bu tür toplantıların geldiği nokta açısından ve böyle bir organizasyonu düzenlemeleri açısından İstanbul Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odasına, sevgili Başkanı Yahya Arıkan’a kutlamak istiyorum, teşekkür etmekten öte kutlamak istiyorum.

Bendeniz yaklaşık bugün 30’a varan muhasebe eğitim sempozyumlarının büyük bir çoğunluğunda yer aldım, aktif olarak ama bugün gelinen noktanın açıklıkla itiraf etmek isterim ki 3568’in ilk çıktığı günlerde bizim olduğumuz noktanın çok ötesinde, çok ilerisinde hatta artık uygulama akademiyanın önünde yürüyerek bu haklı ve onurlu duruş devam etmekte, ben bunun da mutluluğunu ve düşünerek ve yaşayarak tekrar Sayın Oda Başkanını ve mensuplarını kutluyorum ve katıldığım diğer oda toplantılarında da bu düzeyi görmenin de hakikaten huzurunu yaşıyorum bunu yaşarken de birazda kendimize pay çıkaralım, birçok öğrencimizin burada, böyle aktif noktalarda çok ilerlemiş, bize rehberlik edecek noktada olması da bizi ayrıca onurlandırıyor.

Efendim, bugün sempozyumun son günü, epey bir çalışma oldu ve çok da hiç azalmayan bir katılım düzeyinde çalışma oldu. Bugün iki panelimizde birbirinden değerli, sözü dinlenilecek, sekiz panelistimiz var. Ben öncelikle kendilerini size takdim etmek istiyorum. Sayın Ülkü Sönmez TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı, Sayın Kürşat Sait Babuşcu SPK Muhasebe Standartları Daire Başkanı, Sayın İmdat Ersoy Gümrük Bakanlığı Dış Ticaret Genel Müdürü, Sayın Hüsnü Güreli duayen YMM’mi diyeyim? Ne deyim? Prof. Dr. Nejat Bozkurt Marmara Üniversitesi öğretim üyesi, diğerini siz biliyorsunuz. Sayın Cansen Başaran Serbest Muhasebeci Mali Müşavir, Sayın Bora Topaloğlu Maliye Bakanlığı 3568 Sayılı Yasa’dan Sorumlu Grup Başkanı, Özgür Dalgıç BDDK Denetim Daire Başkanı. Efendim gördüğünüz gibi çok değerli sekiz konuşmacı var ve ben başkanlık yapacağım. Bir zaman var ama biz zamanı iyi kullanacağız. Birinci turda on beş dakikalık bir sunumumuz var, ondan sonra bir katkı bölümü oluşturacağız sonrada konuşmacılara bir ikinci tur sağlamaya çalışacağız o açıdan birlikte ama burada her şeyi de konuşmamız kanısındayım çünkü son oturum ve büyük önemli bir platform bu zamana uymaya çalışacağız, efendim söz Ülkü Sönmez.

ÜLKÜ SÖNMEZ _ TÜRMOB _

6

Page 7: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Sayın Başkan, Değerli Panelistler, Kurumların Değerli Temsilcileri, Çok Sevgili oda Başkanlarım ve benim için her şeyden kıymetli Sevgili meslektaşlarım, TÜRMOB kurulları adına hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. 10’uncusu gerçekleşen bu sempozyumun İstanbul’un her zaman Türkiye’nin oluşan mesleki platformuna vurduğu damgalardan bir tanesi hakikaten her sempozyum bir önceki sempozyumun kat kat üzerinde bilgi ve gelişmeyle ortaya çıkıyor devamı çok daha güzel şeylerle gerçekleşecek. Bunun apaçık imzada katılımcı sayısının çokluğu, izleyici sayısının çokluğu ve ülkenin gerek akademik gerekse mesleki platformunda bu sempozyumda üretilenlerden bütün bir yıl boyu hatta yıllar boyu faydalanılması, o dernek başkan nezdinde, yönetim kurulu üyelerini ve bu işte emeği geçen herkesi canı gönülden kutluyorum, kendilerine sonsuz teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün sempozyumun ana konularından bir tanesi denetim ve kurumsallaşma. Yeni Türk Ticaret Kanunu, öncelikle şunu belirteyim, sunumumuz haliyle biraz uzun, mümkün olduğu kadar kısaltarak sunmaya çalışacağım, süreye uyup başkanı sıkıntıya sokmak istemiyorum. Sunumlar İSMMMO’nun sitesinde sonra yayınlanacak, ilgili arkadaşlarım sonra girip oraya da okuyabilecekler. Gerek Türk Ticaret Kanunu gerek muhasebe uygulamaları ve gerekse muhasebe standartları, gerekse de denetim standartları alanında önemli düzenlemeler getiriliyor, bunu günlerden beri duyuyoruz ve de bu sempozyumun başlangıcından beri hep aynı sözleri işittiniz. Bu düzenlemeler öncelikle bizleri ilgilendiriyor çünkü meslek mensuplarımıza ve TÜRMOB’a önemli yeni görev ve sorumluluklar yüklüyor. Muhasebe denetim mesleğine ilişkin yeni TTK ile getirilen düzenlemelerin, TÜRMOB’un yol haritasına ilişkin değerlendirmeleri kanunun ilgili maddelerinde açıkça belirtildi artık kanunda süre erteleme, herhangi bir şey gibi herhangi bir losyonlar söz konusu değil, kanun değişikliği olmazsa.

Geçici Madde 2’de TÜRMOB’a bir yönetmelik düzenleme yetkisi verdi. Yani denetim, denetlemeyle ilgili, denetim kurulunu oluşturmak Türkiye Denetim Standartları Kurulu’nu oluşturmak üzere bir yetki verdi. Bu yetki bazında TÜRMOB Denetim Standartları Kurulu’nun Oluşturulması İle İlgili Yönetmelik’i hazırladı. Maliye Bakanlığı’nın onayından sonra bu yönetmelik yürürlüğe girecek, bu kanun hükmü en kısa sürede de hayata geçecek.

TÜRMOB olarak belirttiğim üzere bu yönetmeliğin çalışmasını tamamladık ve ilgili birimlere önümüzdeki hafta içerisinde yani önümüzdeki günlerde aktaracağız. Bu yönetmelik kapsamında kurulacak Türkiye Denetim Standartları Kurulu uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu, ulusal denetim standartlarını oluşturmak üzere TÜRMOB ile ilişkili TÜRMOB bünyesinde olacak, sekretaryası TÜRMOB tarafından yürütülecektir. Bu kurul geçici bir kurul olarak öngörülüyor yasada 397. madde gereği kurulacak tüzel kişiliğe haiz Türkiye Denetim Standartları Kurulu’na daha sonra bu kurum yetkilerini devredecek. Dolayısıyla bu konuda yol haritamızda, hazırladığımız yol haritası da bu nedenle çok önem arz etmektedir.

İkinci TÜRMOB’umuzun önemli bir görevi var geçici 3. madde, yayımı tarihiyle 14 Şubat itibariyle yürürlüğe girdi. Kamu adına düzenleyici tüzel kişiliğe haiz bir üst kurulu faaliyete geçinceye kadar da ki konuşmalarda sizlere aktarıldı 400. maddedeki denetçilerin denetlenmesi, denetim şekillerinin oluşmasıyla ilgili ticaret, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı

7

Page 8: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

yeni adıyla kanunda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı geçiyor bir yönetmelik hazırlayacak bu yönetmelikte drafları zannediyorum bitti, Bakanlıkta yaptığımız görüşmelerde önümüzdeki günlerde biz de içine dahil olacağımız bir kurumla konuşulup daha sonra yayınlanacak. Bu maddede geçici olarak Sanayi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı aynı Denetim Standartları Kurulu gibi hayata geçiyor yine kanunla kurulacak olan tüm Türkiye’de ki denetçilerin denetimini kapsayacak olan bir üst kurulun oluşturulması halinde yetkiler bu kurula devredilecek.

Aslı önemli konumuz Madde 400, madde 400’ü artık çoğumuz ezbere okuduk. Detaylarına girmek istemiyorum. 01.01.2013’de yürürlüğe giriyor, sistemin ana teması ticaret işi yapan şirketlerin denetlenmesi. Burada biraz farklı yaklaşımlar, farklı söylemler söz konusu çünkü Maliye Bakanlığının şirket kayıtlarıyla tüzel kişi kayıtlarıyla Ticaret Bakanlığı’nın tüzel kişi kayıtları arasında farklılıklar var. Neden farklılıklar var? Onlar ticaret sicil kayıtlarını alıyorlar fakat Bakanlık kendi iç işleyişiyle, Maliye Bakanlığı çoğu firmayı gayri faal ilan edip, sisteminden sildiği için uyuşmazlıklar var. Ama ortada olan bir şey varsa 850.000’e yakın şirket söz konusu, bunların içinde gayri faaler var, işlemeyenler var, bir de hepimizin bildiği gibi hayat standardı için kurulan ufak çaplı şirketler var. Bunlarla ilgili bizim detaylı tekliflerimiz var, Sanayi Bakanlığıyla da görüşüyoruz, Maliye Bakanlığıyla da görüşüyoruz. Bunların detaylarını size daha sonra açıklayacağız ama bizim sonuç itibariyle denetlememiz gereken, işini yapmamız gereken şirket sayısını net olarak ortaya çıkması için de çabalarımız devam ediyor. Sistem iki şekilde işleyecek, bir tanesi bağımsız denetim firmaları eliyle büyük işletmeler, KOBİ’ler diye tabir ettiğimiz küçük ve orta çaplı işletmelerde bir yeminli mali müşavir veya bir serbest muhasebeci mali müşaviri denetçi olarak 2013 senesinin Mart’ının sonuna kadar yapacakları genel kurulda denetçi olarak atamak zorundalar.

Şimdi olayın noktası ve mihenk taşı veya bizlerin işleyişi burada başlıyor. TÜRMOB’a burada bir yetki daha verildi “h” bendinde. Bağımsızlığı zedeleyen kurumlar ve de denetimi yapmayacak olanlarla ilgili TÜRMOB gerekirse bir ön araştırma yapıp, denetimi belli şekillerde yasaklanan bağımsız denetim firmalarına bir denetim hakkıyla ilgili belli bir süredir de vermekle yetkili kılındı. Şimdi asıl önemli husus bu maddenin içeriği ve bu denetim, bu sempozyumun ana konusunu oluşturuyor. Mali müşavirler muhasebeciler ne yapacaklar? Bu işi hakikaten tek başlarına mı yapmaları gerekiyor yoksa artık şirket olup, şirket olmayı demeyelim de kurumsallaşmanın zamanı geldi mi? Birlikte çalışmanın koşulları artık oluşmalı mı? Bunu söylemde bırakmadan, bunu hayata geçirebilmenin yollarını araştıralım. Güzel şeyler söylendi, geçtiğimiz günler içerisinde ama artık hepimiz şunu çok açık ve net özveri ile söylemek zorundayız. Kurumsallaşma mesleğimizin olmazsa olmaz koşullarından biri haline geliyor artık bu meslek tek başına, yalnız yapılacak bir meslek olmaktan çıkıyor. Yeni finansal dünya düzeninde meslek mensuplarımızın güçlerini birleştirerek artan rekabet ortamında kurumsal yapılarını oluşturmalıdırlar. Şimdi çeşitli tarifler var kurumsallaşma ile ilgili, kurumsallaşma uluslar arası literatürde bir kavram, bir sosyal yön, özel değerler ve kurallar ya da davranış biçimlerini kurum veya toplum içerisinde kabul görmüş gelenek ya da kural olarak yerleştirme sürecini tamamlayan sosyal kuram olarak tanımlanıyor. Ülkemizde yapılan araştırmalarda birçok konuda olduğu gibi kendimize özgü kurumsallaşma anlayışının ortaya çıktığını görüyoruz ve bu şekilde de ayrı bir gelişme gösterdiğini de görüyoruz ve Türkiye’de kurumsallaşma denildiğinde işletmelerin

8

Page 9: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

sürekliliğini ön planda tutan, işlerin yürütülmesinde ve sorumlulukların belirlenmesinde kişisellikten uzaklaştırılmış, örgütlere dönüştürmeye yönelik yönetsel çabalar olarak algılanıyor. Fakat en güzel tanımlardan birini Yardımcı Doç. Dr. Ebru Karpuzoğlu yapıyor, belki Doç. olmuştur şimdi. Diyor ki, “kurumsallaşma bir şirketin kişilerden bağımsız olarak standartlara, prosedürlere sahip olması, değişen çevre koşullarını takip edecek sistemleri kurması ve gelişmeler uygun olarak organizasyonel yapısını oluşturması, kendisine özgü gelişmelere uygun olarak selamlama, iş yapma usul ve yöntemlerini kültürü haline getirmesi ve bu sayede diğer şirketlerle ayırt edici bir kimliğe bürünmesi sürecidir” diyor.

Kurumsallaşma deyince en çok herkesin aklına kurum olmak ön plana çıkıyor. Kurumsallaşma da işletmelerin belirsizlik ortamlarından kurtulacağı etkin ve verimli faaliyet göstereceği, yönetimin devamlılığını sağlanacağı işlerin ve eylemlerin sistematik bir şekilde yürüyeceği varsayılıyor. Kurumsallaşma kurum olunca tamamlanıyor mu? Tabii ki hayır! Sırf kurum olmakla kurumsallaşma tamamlanmış olmuyor. Kurumsallaşma yine en kısa anlatımıyla, bir işletmenin tüm faaliyetlerinin sistematik bir hale getirilmesi ve kişilere bağımlılıktan kurtulmasıdır. Kurumsal olmak etik değerlere uymak, sistematik ve düzenli olmak demektir. Daha fazla performans, daha az hata demektir. Sınırlı ama sorumlu yetkilerle donanmış personel ve yüklerinden kurtulmuş etkin bir yönetim demektir. Kurumsallaşma sürecinde kurum ve kuruma ruh kazandıran, hayat vere birey yani çalışan birbirini tamamlayan iki önemli parçadır, bunu hiçbir zaman unutmamak gerekir. Bireylerin düşünce ve davranışlarını doğuran kendilerine özgü bağımsız davranabilme ve kendi seçimlerini yapabilme kapasiteleri ile bunların sosyal sınıf, din, cinsiyet, etnik köken, gelenek ve görenekler ise kurumsallaşmanın en önemli etmenlerinden bir tanesidir. Yeni TTK’da kurumsal yönetim anlayışı sadece borsa şirketleri için öngörülen kurallar bütünü olmaktan çıkarmakta ve tüm işletmelere uygulanması gereken, yatırımcıya güven verme, sürdürebilir gelişme unsuru olarak görünmekte yani TTK tüm sermaye şirketlerine uygulanan kurumsal yönetime iş ve bağımsız denetime ilişkin temel hükümler getiriyor. Bu hükümler bizlerin kuracağı şirketler içinde geçerli olacak. Kanun kurumsal yönetmene yaklaşımı; bir, derinlemesine şeffaflık, iki, adillik, üç, hesap verebilirlik ve sorumluluk olmak üzere dört ana temel üzerinde duruluyor. Yeni TTK kapsamında her sermaye şirketi bir internet sitesi açmaya ve bu sitede bilgileri, finansal bilgileri bildirmeye ve onlarla ilgili ayrı bir bölüm açmaya mecbur. İşin şeffaflık bölümü artık bundan sonra başlıyor. Şimdiye kadar mali müşavir, vergi idaresi, bazen bankalar ve işveren arasında kalan bilanço, gelir tabloları yani mali tablolar artık bunda web siteleri vasıtasıyla tüm kamuoyunun o şirketle ilgili olan herkesin bilgisine açık hale gelecek işte denetimin sorumlulukları, mali müşavirin sorumlulukları gene Türk Ticaret Kanunu’nda geriye dönüp saymak istemiyorum, günlerden beri anlatılan olay, işte sorumluluğumuz burada başlıyor. Şeffaf, doğru ve güvenilir bilgi ancak serbest muhasebeci mali müşavirin onayladığı veya yeminli mali müşavirin onayladığı ve serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirin denetiminden geçmiş olan tabloların buradaki doğruluğu ve şeffaflığı üçüncü şahıslar için çok önemli. Bunlar olmaza ne olacak? Bunlar olmazsanın bizim başımıza gelebilecekleri düşünmek veya söylemek bile istemiyorum, hiç de iyi şeyler olmayacak. Yeni TTK Bilgi Toplumunun, Bilgiye Ulaşabilen Toplum Olarak Anlatmaktadır. Türkiye Muhasebe Standartları, ticari defterlerin yeni düzeni ve Türkiye muhasebe okullarına ilişkin düzenleme yetkisi verilmiş, bunlarla ilgili

9

Page 10: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

çalışmaktadır. Şu anda vergi konseyinde, vergi usul kanunu ve gelir vergisinin değiştirilme çalışmaları var, Ocak ve Şubat ayında Meclis’e gelip yeni Vergi Usul Kanunu ve Gelir Vergisi hazırlanacak, büyük bir olasılıkla Ekim ayının sonunda Maliye Bakanlığı tarafından Vergi Usul Kanunu kamuoyuna açıklanıp görüşleri istendikten sonra Ocak ayında da Meclis’e gidecek.

Vergi Usul Kanunu’nun yapısal değişiklikleri; çok önemli olaylar içeriyor bizler için biz de TÜRMB olarak odalarımızdan aldığımız görü ve düşüncelerle burada bizler için önemli olan birinci kısmı serbest meslek kazancımız, ikinci kısmı usul hükümleri ile ilgili mükerrer 227’de normal madde haline geliyor. Serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirliklerin sorumlulukları ile ilgili hususlarda görüş ve önerilerimizin bu yasaya geçmesi konusunda yoğun çaba sarf ediyoruz ama şunun iyi bilinmesi gerekir ki artık 01.01.2012’den başlamak üzere elektronik deftere geçme çalışmalarına Maliye Bakanlığı başladı. Vergi Usul Kanunu’nda ticari şirketler ile kurumların defter ve hangi defteri tutacakları hükümleri kalkıyor çünkü bu Ticaret Kanunu’nda var. Yine vakıflar, dernekler ile ilgili hangi defterlerin tutulacağı, ilgili kanunlarda olduğu için onlar da Vergi Usul’den çıkıyor. Bir tek ilgili kanunda hangi defteri tutacağı sayılmayan kurumları işte serbest meslek gibi işletme defteri gibi, kooperatiflerin 1163 sayılı Yasa’da hangi defterleri tutacakları yasasında olmadığı için o da orada belirleniyor ama asıl önemli olan TTK’ya yeni Vergi Usul Kanunu’nun uyum süreci başlamış oluyor. Gene değerleme hükümlerinde Türkiye Finansal Raporlama Standartlarıyla, Türkiye Muhasebe Standartlarındaki uyum hükümlerine asgari oranlarsa uyabilmek için yoğun bir çaba sarf ediliyor. Evet, yeni TTK,

OTURUM BAŞKANI_

Topluyoruz değil mi?

ÜLKÜ SÖNMEZ_

Evet, Başkanım toparlayalım hemen, şöyle geçelim, TÜRMOB olarak çok önemli bir çocuklar slayt çalışmıyor ya, ben hemen geçeyim, toparlayayım da TÜRMOB olarak önemli bir sistemi hayata geçireceğiz, yakın bir gelecekte hazırlıklarını bitiriyoruz, odalarımızla bir araya gelip kurumsallaştığımız muhasebe şirketlerinde kalite güvence sistemini oluşturmak çünkü iç denetimimizi biz kendimiz yapamazsak şirketlerimizde düzenlediğimiz raporlar ve yaptığımız işler ile ilgili sonradan karşılaştığımız sorunlarda çok büyük handikaplar ve uygunsuz bizlerle ilgili sıkıntılarla yaşarız bu nedenle her kurduğumuz firmada ya firmamızın içerisinde kalite güvence sistemini muhakkak oluşturmamız gerekiyor, bu kalite güvence sistemi, bağımsız denetimin mesleki temel ilkelerine, Türkiye denetim ve güvence standartlarına hazırlanan denetim raporlarının doğru ve gerçeği yansıtacak şekilde doğru olmasına özen göstermesi gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, muhasebe ve denetim mesleğinde meslek mensuplarının bugün itibariyle güçlü ve zayıf yönleriyle yakın zamanda karşılaşılacak fırsatlar ve tehditleri değerlendiren bir analizi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu görüşler benim şahsi düşüncelerim. Güçlü yanlarımız; geniş bir camia ve güçlü bir mesleki inanç içinde TÜRMOB desteği, mesleki bağlılığımız. Yirmi yılı aşkın geçen sürede oluşmuş kural, kaide ve

10

Page 11: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

geleneklerimiz, güçlü bir eğitim alt yapımız, TESMER organizasyonumuz, muhasebecilikten denetçiliğe geçişin gerekliliğine inanan kurumsal inancımız. Zayıf yanlarımız da var. Muadil uluslararası örgütlere göre teşkilat yapısının çok önemli revizyonlara ihtiyaç göstermesi. Başta düzenleyici otoriteler olmak üzere ilgili kurum, kuruluşlar nezdinde farkındalığın artırılması gereksinimi, meslek mensubunun sadece vergi uygulamalarına hakim olduğuna yönelik yanlış inancın düzeltilmesinin gereksinimi, şirket konusunda isteksizlik ve özendirmenin gereksinimi ve hepsinden ötesi de ortaklıklarda tümümüzün ön yargılarımızdan arınma gereksinimi. Fırsatlarımız var, başta AB müktesebatı olmak üzere uluslar arası gelişmelerin yarattığı global düzeydeki iş fırsatları, AB’de tek pasaport ilkesi, Türk Ticaret Kanunu’nun önümüze getirdiği yeni fırsatlar, Türkiye Denetim Standartları ve Kamu Gözetimi Kurumu Kanunu’nun getirdiği yeni fırsatlar, Türkiye Muhasebe Standartları Kanunu’nun getirdiği yeni fırsatlar, denetim fırsatının genişletilmesi ve uzmanlaşmanın getirdiği fırsatlar. Tehditlerimiz de var, global düzeyde bulunan iş fırsatlarından yabancıların Türkiye’de daha fazla yararlanabilme ihtimalinin yarattığı risk, diğer kurum ve kuruluşlar ile düzenleyici otoritelerin muhasebe denetim alanındaki çok başlı düzenleme ve uygulamalarının devam etmesi, derinleşen ekonomik krizin meslek mensupları üzerindeki olumsuz etkileri, tahsilat problemleri, düzenleyici otorite ve kurumların ağır bürokratik talep ve uygulamalarının meslek mensupları üzerinde yarattığı ilkeler. Avrupa Birliği günümüzde tek pasaport ilkesini tartışıyor değerli arkadaşlar, tek pasaport ilkesine göre bir AB üyesi ülkesi denetçisi diğer bir AB üyesi ülkede denetim faaliyetinde bulunabilecektir. Bu yapı hiç şüphesiz mesleğimiz için gelecekte yeni pazarlar açan bir fırsat iken aynı zamanda da bir tehdittir. Fırsatı yakalayabilmek için denetçi kalitemizi üst düzeyde tutacak eğitim ve değerlendirme şartlarını düşünmek ve kurumlaşmayı da desteklemek durumundayız.

Sözlerime son verirken, TÜRMOB ve başta İstanbul, Ankara, İzmir Odalarımız olmak üzere denetimin ve muhasebe standartlarının Türkiye genelindeki 80.000 üyemizin eğitilmesi ile ilgili altyapı çalışmalarının sonuna geldik. Başkanımız kürsülerden anlatmıştır; hem İSMMMO Başkanımız hem Genel Başkanımız ama şunu unutmayın ki 1993’te başlayan İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin eğitmenlerle eğitim projesinin ilk eğitmenlerinden biriyim, hala da o sistemin, eğitimin içerisindeyim. Dünyada benzeri olmayan bu eğitim sitemi Türkiye’de her haliyle oturdu, başarısını kanıtladı ve bundan sonrada bunu çok iyi başaracağından eminim. Bunun bütün kurumlar farkında, herkes bu sistemimizi bizim gıptayla izliyor, Sayın Bakanlık yetkilileri burada, onlar da bunun farkında, onlar da bu işin TÜRMOB’suz olmayacağının bilincinde, zaten Yasa’da da bu iş biz meslek mensuplarına verilmiş ama burada bize düşen görevde bu eğitimlere girmek, kendimizi yetiştirmek ve sisteme ayak uydurmak.

Yüreğinizden sevgi, yüzünüzden gülümsemenin hiç eksik olmamasını diliyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

OTURUM BAŞKANI_

Sayın Sönmez’e teşekkür ediyorum. Söz sırası Sayın Kürşat Sait Babuçcu’da.

KÜRŞAT SAİT BABUÇCU_SPK MUHASEBE STANDARTLARI DAİRE BAŞKANI _

11

Page 12: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Sayın Başkan, Saygıdeğer Dinleyiciler, öncelikle iki gündür devam eden bu güzel organizasyon için başta İstanbul Oda Başkanımız Sayın Yahya Arıkan olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.

Sermaye Piyasası Kurulu, sermaye piyasalarının gelişimini, güven içerisinde, istikrar içerisinde büyümesini sağlamak, yatırımcıların hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuş ve bu yönde faaliyet gösteren bir kurumdur. Bunu yaparken faydalandığımız en önemli iki araç; muhasebe ilkeleri ve sonucunda finansal raporlar ve bağımsız denetim konusudur. Bu konularda 1987’den beri kurulumuz genel kabul görmüş ilkeler ve uluslar arası düzenlemeleri esas alarak çok sayıda düzenleme yapmış ve bu düzenlemeleri yapmaya da devam etmektedir. Bu düzenlemelerin temel amacı kamunun aydınlatılması olmakla birlikte kurul bu konuda dikkate aldığı ve gelişmeye çalıştığı bir diğer husus da şirketlerin muhasebe birimlerinin ve bağımsız denetçilerin kalitelerinin arttırılması ve bunun bir ön şartı olarak da kurumsallaşmasının sağlanması hususunda da çabalar göstermiştir. Bugün bu konuda geniş katılımlı ve çok dolu bir içerik de geçen bir sempozyumun sonunda konuşma fırsatı bulmaktan mutluluk duyuyorum. Panelimizin başlığında muhasebe ve denetim mesleğinden hareketle aslında iki gündür ağırlıklı olarak hep denetimden bahsedildi. Ben muhasebe ve denetim isminden hareketle önce muhasebe mesleğindeki kurumsal gelişme, sonra bağımsız denetimden kısaca bahsetmek istiyorum.

Muhasebe mesleği, ülkemizde özellikle TÜRMOB’un kuruluşundan sonra çok önemli mesafeler kat etmiş olmakla birlikte benim dışarıdan izlenimim, bir de bu konuda tabii meslek mensubu olmayıp, mesleğe çok yakın olan bir kişinin gözlemleri diyebilirsiniz söylediklerime, önemli aşamalar kaydetmesine rağmen hala gerek şirketlerin nezdinden gerekse kamuda hak ettiği değere ulaşamadı. Bu sadece ülkemizde değil yurt dışındaki durumu da bu şekilde. Ancak Sermaye Piyasa’sı gibi temel kaynağı bilgi olan bir piyasada muhasebecilerin önemi çok yüksek, çünkü bir sermaye piyasası aracı için en önemli bilgi kaynağı o aracı ihraç eden şirketin finansal tabloları ve bunun oluşturulduğu muhasebe sistemi. Kurulumuz bu temelden hareketle, finansal raporlamanın kalitesini artırmak amacıyla çok sayıda düzenleme yaptı ve nihai olarak bugün TTK ile tüm ülkemizde kullanılacak Türkiye Finansal Raporla standartlarına ülkemizde ilk uygulanan alan sermaye piyasası alanı oldu ve şuan itibari ile uluslar arası muhasebe standartlarıyla uyumlu bir finansal raporlama sistemine kavuşmuş olduk. Kurul bu düzenlemeleri yaparken raporlama standartları dışında raporlamanın hazırlandığı birimler yani şirketlerin muhasebe departmanlarının da kalitesini artırmaya dönük şirketlikte finansal raporlamanın asıl sorumluluğunu taşıyan yönetim kurullarının niteliklerini artırmaya dönük bir takım kararlar da aldı. Bu konuda yetki tartışmaları olsa dahi, bu tartışmaları aşarak kurumsal yapıyı sağlamak, yönetim kurulu üyelerinin bir takım niteliklerini zorunlu hale getirmek sureti ile muhasebe bölümünün önemini artırmaya çalıştı. 2002 yılında Amerika’da ki Sarbanes Oxley Yasası’ndan yer alan önemli bir bölümü mevzuatımıza aktarıldı, böylece finansal raporunun, finansal raporlamanın önemi arttırıldı fakat bu kurulun yaptığı çalışmalara rağmen bizim yine yürüttüğümüz gözetim ve denetim çalışmaları sonucunda finansal raporlamalarda bir türlü istenilen seviyeye ulaşmadığımız çok aşikar hani bu nedendir diye incelediğimizde aslında önümüze iki önemli sorun çıkıyor. İlki; hani ismini nasıl koyacağım konusunda da tereddüdüm var ama hani ülke kültürü, şirket kültürü diyebileceğimiz bir olay. Muhasebe bölümü bir şirket için bunu benden

12

Page 13: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

iyi siz bilirsiniz çok önem atfedilmeyen bir bölüm, genelde para harcayan, vergi verilen bir bölüm, bu konuda hesaplama yapılıyor. Bir de genel yaygın inanış ülkemizde ve benzeri ülkelerde, çoğunda muhasebe vergi hesaplama için, vergi vermek için yapılan bir çalışma dolayısıyla şirketlerde çok fazla ilgi gören, hani tabiri hoş görün sevilen bir bölüm değil. Böyle olunca hani muhasebe ile ilgili olan bölümlerde çok fazla yatırım yapılmıyor, şirket açısından bu da finansal muhasebenin kurumsallaşması sadece şirket yönetimleri değil, bireysel muhasebe bürolarında da bu husus olabilir, zorluklar çıkartıyor. Bugün geldiğimiz nokta da SPK’ya tabii bir şirketin ölçeğinde veya önümüzdeki seneden itibaren TFRS’nin tüm Türkiye için geçerli olduğunu düşündüğümüzde, SPK’ya tabii bir finansal raporlamanın bir şirketin bünyesindeki bütün bir ya da iki muhasebeci tarafından yapılması, mümkün değil. Çünkü özellikle UFRS’de ki birçok hüküm, değerlemeye ilişkin hükümler, muhasebecilerin finansal tabloları hazırlarken başka uzmanlardan bir değerleme uzmanından veya adli olaylar ile ilgili avukatlardan görüş almalarını, onların görüşlerini raporlarda kullanmalarını, bir finansçı kadar finans konusunda bilgi sahibi olmalarını veya onlardan destek almalarını gerektiriyor. Bu nedenle gerek şirketlerin bünyesindeki gerekse bağımsız faaliyet gösteren muhasebe bürolarının kendi bünyelerinde bu konularda şimdiden hazırlık yapmaları, kendi bünyelerinde yeterli istihdamı sağlayamıyorlarsalar dahi dışarıdan bu hizmetlerin ne şekilde yürütülebileceği konusunda çalışmalara başlamaları gerektiğini düşünüyorum.

İkinci olarak bizim piyasada tespit ettiğimiz en önemli sıkıntılardan biri, kurumsallaşmanın önünde de en önemli engel diye düşünüyorum yine biraz önce bahsettiğim bu genel kültürün bir yansıması olarak şöyle bir düşünce, SPK’ya tabii bir şirket için, işte şirkette bir tane muhasebeci var, bu aslında muhasebeciden ziyade kayıt tutan kişi diye tanımlayabiliriz, şirketin bir de bağımsız denetçisi var. Ayrıca bir muhasebeye yatırım yapmanın, muhasebe bölümünün geliştirilmesinin veya farklı bir yerden dışarıdan bir muhasebe hizmeti almanın anlamı yok, bağımsız denetçi bu işleri yapar hem kısa sürede yapar hem daha az maliyetle yapar şeklindeki inanış. Maalesef bu inanışı bizim yaptığımız gözetimlerde haklı çıkartan çok sayıda denetim firmamız da var. Aslında hiç yapmamaları gereken etik ilkeler gereği, hiç yaklaşmamaları gereken konularda şirketlerin taleplerini kıramayıp denetledikleri firmalara danışmanlık ve finansal rapor hazırlanmasında yardımcı oluyorlar ve bu bence muhasebe mesleğinin gelişmesinde, kurumsallaşmasında en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu iki konuda, özellikle ikinci konuda engelleyici kurum olarak, biz bağımsız otoritelere önemli görev düşmekle birlikte esas meslek örgütü olarak TÜRMOB ve hatta bireysel olarak tüm muhasebecilerin çok önemli sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Bağımsız denetim mesleğinde kurumsallaşmanın önemi hakkında söyleyecek çok şey var. Sadece tanımı bile hatırladığımızda, işte işletmelerin yıllık finansal tablolarının belli standartlara uygun şekilde hazırlanıp, hazırlanmadığını yine belli standartlara göre gerekli makul yeterli kanıtları bularak, incelemek şeklindeki tanıma baktığımızda bile tek başına yapılabilecek kolay bir iş olmadığı ortada. Kurulumuz bağımsız denetim konusunda da başlangıçtan bugüne 1987’den bugüne kadarki yaptığı düzenlemelerde dediğim gibi kamuyu aydınlatma ilkesine hizmetin yanı sıra bağımsız denetim kuruluşlarının gelişmesi, kalitelerinin artması ve kurumsallaşmasının sağlanması için çabalar göstermiştir. Ve en basit aklıma gelen sıralayabileceğim şartlar ki, bunlar piyasada zaman zaman önemli tepkilerde görmüştür. Mesela bağımsız denetim kuruluşlarının, asgari bağımsız denetim

13

Page 14: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

kadrosuna sahip olmaları, bağımsız denetim kadrosundaki kişilerin tam zamanlı olarak çalışmaları, bağımsız denetim kuruluşları nezdinde plan, program hazırlanması, bağımsız denetim kuruluşları nezdinde mekânsal bağımsızlık sağlanması, her bağımsız denetim kuruluşunun yeterli altyapıya sahip olması, bir arşive sahip olması gibi bizim istediğimiz bir takım zorunluluklar basit görünmek ile birlikte bağımsız denetim işinin tam ve layıkıyla yapılması ve kurumsal bir kimlik oluşturulması için önemli adımlar olduğunu düşünüyorum.

Nitekim son yaptığımız düzenlemelerde de bağımsız denetim kuruluşlarının kurumsallaşmasını teşvik amacıyla rotasyon uygulamasında da benzer düzenlemeler yapıp, kurumsallaşmış kendi içerisinde kalite güvence sistemini oluşturmuş bağımsız denetim kuruluşlarına, diğer bağımsız denetim kuruluşlarına göre daha fazla bir avantaj sağlamaya çalıştık. Buradaki amacımız kurumlar arası bir ayrımdan ziyade bütün kurumların kurumsallaşmış bir yapı içerisine girmesini teşvik etmekti. Çok fazla bu kurumsallaşmanın önemi ve kurulun yaptıklarını anlatmaktan ziyade dün burada Sayın Tuba Şavlı’nın yaptığı bir sunum vardı ve orada KOBİ’lerde denetim yapılırken dikkat edilmesi gereken hususların altını çiziyordu Sayın Hocamız. Ben onun aslında iş başlamadan önce sizlere uyarı babında söylediği hususların sermaye piyasası nezdinde ki yansımalarını kısaca vermek istiyorum.

Bildiğiniz gibi Avrupa Birliği 8. Direktifi kapsamında ilgili kamu otoritelerinin, sermaye piyasaları için şuan SPK, bağımsız denetçileri her borsada işlem gören şirketleri denetleyenler için üç senede, diğerleri için altı senede kalite kontrol çalışması lazım ve bu kalite kontrol çalışmalarını kamuyla paylaşması lazım. Bu aslında kurumsallaşmayı sağlayacak önemli hususlardan biri biz bu kapsamda 2008 yılından beri bu çalışmalarımıza devam ediyoruz ve bu ay içerisinde de bu sonuçları kamuyla paylaşacağız. Dün Tuba Hocamızın altını çizdiği hususlar çok ilginç bir şekilde bizim denetim çalışmalarımızda karşımıza çıktı, biz bu üç yıllık süreç içerisinde 46 bağımsız denetim kuruluşu nezdinde kalite kontrol çalışması yaptık. Toplam 92 adet şirket sermaye piyasası listesinde, bu 42 şirketin 12’si denetim esnasında herhangi bir denetim işi yapmıyor sonuçları o şekilde değerlendirmenizi isteyeceğim. 35’i fiilen denetim işi yapıyor, 12’si listede ama o an itibari ile denetim işi yoktu. Bu 47 şirkette, bağımsız denetim kuruluşunda yaptığımız incelemede 31 adedinin genel bağımsız denetim ve plan programının olmadığını veya çok önemli eksiklikler içerdiğini tespit ettik. Dün çok önemine vurgulanan belgelendirme hususunda 21 şirkette yeterli belgelendirme yapılmadığını tespit ettik yine yeteri, uygun denetim kanıtı aranmadan rapor hazırlayan 17 şirket, risk değerlendirmesi ve önemlilik seviyesine dikkat etmeyen 16 şirket ve mesleki eğitim vermeden herhangi bir mesleki eğitim programı bulunmayan 11 şirket tespit edildi. Yaptığımız bu tespitlerin en önemli nedeni; şirketlerimizde kurumsal bir yapının olmaması, bu kurumsal yapının olmaması sonucu yaptığımız bu tespitler sonraki aşamada bağımsız denetimin kalitesini düşürmekte ve sonuçta hazırlanan rapora olan inancı zayıflatmaktadır. Bu nedenle en baştan kurumsallaşma ilkesine önem verip, şirket içerisinde görevlerin, sorumlulukların tanımlandığı belli bir kurumsal yapının oluşturulması ve bu yapının daimi sürede güncellenip eğitim çalışmalarına dikkat ederek faaliyetlerin sürdürülmesinin çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Genel olarak iki gündür devam eden sunumlar ve bizim çalışmalarımızdaki sonuçtan hareketle şahsi düşüncem olarak da algılayabilirsiniz, SPK’da ki yaklaşım olarak da bugün

14

Page 15: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

itibari ile Türkiye Finansal Raporlama Standartları, Uluslararası Raporlama Standartlarına göre hazırlanmış finansal raporları yine Uluslararası Denetim Standartlarına uygun bir şekilde denetleyebilmek için muhakkak kurumsal denetime haiz bir denetim kuruluşu olması gerekiyor.

Kurumsallaşmanın önündeki engeller konu başlığı; neler olabilir, diye ben şöyle bir dört madde sıralamak ve sonrasında bunu belki karşılıklı olarak tartışmak daha iyi olur diye düşünüyorum. Yine muhasebe mesleğinin önündeki engeller gibi en önemli engel ülkemizdeki iş kültürü diyeceğim, hatalı bir şekilde yerleşmiş kültür karşımıza çıkıyor, bu kötü bir kültür ama çok hızlı bir şekilde de biz gelişiyoruz ve hatalarımızdan dönüyoruz, bunu da unutmamak lazım. Bununla paralel olarak bağımsız denetim mesleğinin gelişmesindeki bir engel de, yine bir düşünce; ülkemizde yeminli mali müşavirlik mesleği ile bağımsız denetçilik biraz karıştırılıyor. Yani yeminli mali müşavirlik tam olarak bağımsız denetim işi değil ama 1990’lı yıllardan beri hani denetim finansal tabloların denetimi, mali tabloların denetimi, yeminli mali müşavirlik baskın bir konu olduğu için bağımsız denetim mesleğiyle ikisi arasında bir kavram kargaşası oluyor. Bu ikisinin ayrımının yapılması her iki meslek içinde daha faydalı olacağı, aha gelişme, gelişmelere daha açık olacağını düşünüyorum. Bir de üçüncü olarak yine muhasebe konusunda söylediğim gibi, önemli bir husus, bağımsız denetim mesleğinin gelişmesinde etik ilkelere aykırı davranışlar. Sermaye piyasasında işte yirmi senelik bir tecrübenin sonucunda bu konudaki aksaklıkların piyasada önemli sıkıntılar yarattığını tespit etmiş bulunuyoruz ve bunlara engel olmaya çalışıyoruz. Şu an Türk Ticaret Kanunu’yla beraber Türkiye kapsamında bu iş uygulanmaya başlayacak ve eminim daha geniş kapsamda bizim sermaye piyasasında karşılaştığımız hususlar daha geniş kapsamda önümüze çıkacak, biraz öncede söylediğimiz gibi bağımsız denetçinin etik ilkelere aykırı olarak şirketlerin finansal raporlamalarını yapmaları veya bu konuda danışmanlık vermeleri veya başka hizmetler vermeleri, piyasada haksız rekabete ve bunun sonucunda şirketlerin bağımsız denetim kuruluşlarının zarar görmesine yol açacak bir husus, bu nedenle uygulama henüz başlamadan TÜRMOB’un bir meslek örgütü olarak bu konuda gerekli tedbirleri alması ve açıkçası tedbir ve ilkelerden ziyade daha önemli hususun yaptırım olduğunu düşünüyorum bu konuda sıfır toleransla gerekli yaptırımların uygulanmasının çok faydalı olacağını düşünüyorum bir de kurumsallaşmanın önünde ne engeller var, konusunda aslında bizim yasal düzenlemelerimize de şöyle bir kurumsallaşmayı teşvik mi ediyor, engel mi oluyor, konusunda bir göz atmamızın faydalı olacağını düşünüyorum. Mesleği bugüne getiren 3568 sayılı Kanun, gerçekten bu kanun ve bu kanunla kurulan TÜRMOB muhasebecilik ve bağımsız denetim mesleğinin bugünkü haline gelmesinde çok büyük katkılar sağladı ama bazı konularda kanun veya diğer düzenlemelerde biraz değişiklik yapılması, geliştirmelerin olması gerektiği kanaatindeyim. Bizim sık karşılaştığımız bir husus kanunda özel bir yeri yok ama aslında bu alt düzenlemelerde mi mesela YMM ve SMM’lerin ortak olmaması, bu olay bence kurumların gelişmesinde engel bir husus, bunun hakkında gerekli düzeltmelerin yapılması lazım, bunun engellenmesindeki mantık YMM ve SMM’lerin ortak olmamaları sureti ile işte bağımsızlığı korumaksa hani mali tabloyu hazırlayan ve tasdik eden aynı şirkette yer almasın motivasyonu varsa bunu engelleyecek aslında bağımsızlık ilkesi ve etik kurallar var, en temel etik ilke tüm dünyada geçerli, kanunda, SPK veya TTK’da olmasına gerek yok, bir dönem içerisinde denetim hizmeti verdiğiniz bir kuruma finansal raporlama hizmeti vermezsiniz

15

Page 16: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

dolayısıyla ortak olmayı engellenmenin çok faydalı veya bugünkü koşullarda doğru olmadığını düşünüyorum bu yolu aşmak için insanlar bu konuda gelişme sağlamak için düzenlemeleri dolanmak için farklı yöntemlere giriyorlar bunun daha farklı zararları ortaya çıkıyor, bu husus da bir düzenleme yapılması veya bunun tartışılması gerektiğini düşünüyorum.

Bir diğer şey TTK’da da 400. madde’de yer alıyor. Bağımsız denetim kuruluşlarının ortaklarının meslek mensubu olması yani meslek mensuplarına karşı bunu söylemek ne kadar doğru bunu bilmiyorum da yani bağımsız denetim kuruluşlarının ortaklarının sadece meslek mensupları olması, bağımsız denetim işini geliştirir mi? Yoksa köreltir mi? Bunu tartışmamız gerek diye düşünüyorum. SPK düzenlemelerinde yer aldığı gibi denetim kuruluşlarının ortaklarının meslek mensupları dışında olmasına kesinlikle karşıyım ama tamamı meslek mensubu olması gerekir diye bizim sorumlu ortak baş denetçiler için koyduğumuz %51 şartı gibi çoğunluğu sağlayacak bir şartın verilmesi belki şirketlerin bağımsız denetim kuruluşlarının daha gelişmesi için faydalı olabilir. Çünkü biraz öncede söylediğim gibi hani sadece bir bağımsız denetçi bugünkü şartlarda finansal tabloyu tek başına hazırlayamaz o şirkette bir avukatın ortak olması gerekirse bir değerleme uzmanının ortak olması, çoğunluk meslek mensuplarında olmak kaydıyla bence piyasayı ve mesleği geliştirici bir adım olabilir diye düşünüyorum veya biz o konuda çalışıyoruz tabii görüşlerimizi TÜRMOB’la da paylaşacağız hani sorumlu ortaklık bağımsız denetim kuruluşlarında, sorumlu ortak, baş denetçi, baş denetçi unvanları arasında sorumlu baş denetçi gibi işte yurt dışında engagement partner dediği gibi ortak olmayan sorumluluk taşıyan bir unvan tanımlanması gibi çalışmaların yapılması belki mesleğin gelişmesi ve bağımsız denetim kuruluşlarının kurumsallaşması açısından daha faydalı olabilir diye düşünüyorum. Onun dışında süremi çok açmadan varsa sizlerin sorularını ikinci turda cevaplamanın doğru olacağını düşünerek hepinize çok teşekkür ediyorum, sağ olun.

OTURUM BAŞKANI_

Teşekkür ederim Sayın Babuşcu özellikle teşekkür ederim süre konusunda, söz sırası Sayın İmdat Ersoy’da.

İMDAT ERSOY_GÜMRÜK BAKANLIĞI İÇ TİCARET GENEL MÜDÜR YARDIMCISI _

Teşekkür ediyorum, Sayın Başkan, Değerli Konuklar, Saygıdeğer Meslek Mensupları, konuşmama başlamadan sizleri şahsım ve Bakanlığım adına saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizde muhasebe ve denetim mesleğinde kurumsallaşma ve kurumsallaşmanın önündeki engellerle ilgili konuda görüşüme geçmeden önce müsaade ederseniz yeni Türk Ticaret Kanunu’muz ve Bakanlığımız İkincil Mevzuat çalışmaları hakkında sizleri kısaca bilgilendirmek istiyorum zira ne kadar mükemmel yasalar yapılırsa yapılsın bunlar iyi düzenlenmiş, ikincil düzenlemelerle desteklenmediği müddetçe başarı olasılığı düşük kalacaktır. Hepimizin bildiği gibi şirketlerle ilgili çağdaş işletmecilik, kurumsallaşma, iyi yönetim ilkeleri, sağlıklı denetim, bilgi toplumuna yönelik hizmetler, şeffaflık gibi hepimizi çok yakından ilgilendiren birçok konuda yenilik ve değişiklikler getiren yeni Türk Ticaret

16

Page 17: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Kanunu, Bakanlığımıza da çok önemli görev ve sorumluluklar yüklemekte. Nitekim çok geniş bir alanda uygulamaya yön verecek olan toplam 21 adet ikinci düzenlemenin hazırlanmasının ve uygulanması sorumluluğu Bakanlığımızda bulunmaktadır. Siz değerli meslek mensuplarını da yakından ilgilendirdiğini düşündüğüm bu düzenlemeler hakkında çok kısaca bilgi vermek istiyorum.

Üç tüzüğümüz var, bunlardan bir tanesi Ticaret Sicili Tüzüğü, Ticaret Sicil Müdürlükleri’nin, artık müdürlük olarak anılıyor kurulması ve ticaret sicil işlemlerimizin bu anlamda elektronik ticaret sicil işlemlerimizin usul ve esaslarının belirleneceği Ticaret Sicil Tüzüğü, bu konudaki taslak metnimiz hazır. Bir diğer tüzüğümüz, Maddi Ortakların Denetimine Dair Tüzük’ün yerini alacak olan Kanunun 210. maddesine dayanarak hazırlamış olduğumuz ve ticaret şirketlerinde, Gümrük Ticaret Bakanlığı denetim elemanlarının, denetimine ilişkin usul ve esaslarının düzenleneceği, ticaret şirketlerin denetimine dair tüzük. Yine önemli bir tüzük, yürürlüğe girmesi ile birlikte pay senetleri, borsa, KOBİ şirketlerde zorunlu hale gelecek olan genel kurul toplantılarının elektronik ortamda yapılmasına ilişkin tüzük.

Değerli meslek mensupları bu arada sekiz yönetmeliğimiz var. Sizleri çok yakından ilgilendiren ve 400. Madde ve geçici 3. madde uyarınca taslak metne hazırladığımız bağımsız denetime ilişkin yönetmelik. Bir diğer önemli yönetmelik KOBİ tanımı yönetmeliği, bu konuda da Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu ve Türkiye Odalar Borsalar Birliği ile görüşmelerimiz devam ediyor önümüzdeki hafta içerisinde de son şeklini vermiş olacağız. Kanunun getirdiği yeni bir açılım olan şirketlerin internet sitesi açma zorunluluğuna ilişkin, internet sitelerinin içeriğini, bu konudaki usul esasları belirleyeceğimiz, internet sitesi yönetmeliği, yine yeni bir alan elektronik ortamda genel kurul ve yönetim kurulu yönetmeliğimiz var. Bir başka yönetmeliğimiz genel kurullarda bulunacak Bakanlık temsilcisi yönetmeliği. Bakanlık temsilciliği, anonim şirketlerde artık ihtiyari hale geliyor bildiğiniz üzere ancak Bakanlıktan kuruluş izni ve sermaye değişiklik izni, Bakanlık iznine tabii şirketlerde bu zorunluluk devam edecek bunun dışında ihtiyari hale geliyor. Bununla ilgili usul esasları belirleyeceğimiz bir yönetmelik bu. Yeni bir açılım alanı tevdi eden temsilcisi yönetmeliği, kendilerine tevdi edilen pay ve pay senetlerinden doğan katılımı düzenleyeceğimiz ve temsilci mercisinin içeriğini de ele alacağımız göstereceğimiz bir yönetmelik.

Dokuz tane tebliğimiz var. Bunların içerisinde defterlerin tutulması olayına ilişkin tebliğ, bildiğiniz üzere yeni Türk Ticaret Kanunu birlikte ticari defterimiz artık tamamen elektronik ortamda tutulabilecek ve açılış ve kapanış tasdikleri, onayları da elektronik ortamda yapılacak, bu konuda da geçtiğimiz hafta içerisinde Maliye Bakanlığımız da bir araya geldik. Yılbaşına kadar da bu tebliğ yayınlamayı planlıyoruz. Hızla geçeyim diğerlerini sadece isimlerini belirteyim, izin alacak anonim şirketler tebliği, birikimli oy tebliği, kar avansı tebliği, kayıtlı sermaye tebliği, finansal tabloların içeriğine ilişkin bir tebliğimiz var ve eski türe dönüş tebliği.

Görüldüğü üzere çok geniş bir alanda düzenleme ve uygulama sorumluluğu olan bir Bakanlık Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yeni adıyla, peki bu çalışmaların neresindeyiz? Tüm

17

Page 18: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

bu çalışmalara ilişkin taslak metinlerimiz hazır, bu ay içerisinde öncelikle ilgili taraflarla bir araya gelmeyi ve bu taslakları olgunlaştırmayı daha sonra da yazılı görüşe açık, kanun süremiz olan 14 Şubat 2011 tarihinden öncede tüm bu ikincil mevzuatı Bakanlığımızın sorumluluğu altında tüm bu ikincil mevzuatı yayımlamayı hedefliyoruz. Bu çerçevede hemen bir hatırlatma yapayım, Sayın Başkan konuşmasında da belirtti, bu konuda herhangi bir gelişme ve ertelemenin olmayacağını ve herkesin hazırlıklarının bu kanunun 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek şekilde yapmasını özellikle bilinmesini istiyorum.

Değerli katılımcılar, yeni Türk Ticaret Kanunu yürürlüğü ile önemli bir zihniyet değişikliğini de içeren çok önemli değişiklikler ticari hayatımıza girmiş olacaktır. Zaman içerisinde bunlara hep birlikte şahit olacağız ancak ben burada yeni Türk Ticaret Kanunu’nda getirilen ve siz değerli meslek mensuplarını da çok yakından ilgilendiren iki konuyu çok önemsiyorum. Bunlardan birisi konuşuldu muhasebe, diğeri ise denetim alanında getirilen yenilikler. Bildiğiniz üzere uygulamada birliği sağlamak ve finansal tablolarımıza, uluslararası pazarlarda geçerlilik kazandırmak amacıyla şirketlerimiz artık mali tablolarını uluslararası finansal raporlama standartlarıyla uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlarına göre hazırlayacaklar, kayır düzenlerini de bu uyumu sağlayacak şekilde kuracaklardır. Kanunumuzun 64 ve 88. maddelerin de bu hususlar çok açık şekilde yer almıştır. Kendimde eski bir denetim elemanı olarak önemli gördüğüm bir diğer husus denetim konusunda getirilen yenilikler. Vergi Kanunumuz da bildiğiniz gibi şirketlerin organları arasında sayılan denetim kurulları kaldırılmış, yönetim kurulu üyeleri ile akrabalık dışında kendilerinde özel hiçbir nitelik aranmayan kişiler tarafından yapılan denetim artık yeni düzenlemeyle yerini ortakları SMM veya YMM olan bağımsız denetim kuruluşlarına veya ölçeklerine göre siz değerli meslek mensupları tarafından yapılır hale gelecektir.

Bakanlığımız da bu denetimin usul ve esaslarına ilişkin usul ve esaslarını Kanun’un 400. maddesinin kendisine verdiği yetkiye dayanarak belirleyecektir. Biraz önce dediğim gibi bu taslak metinlerimiz hazırdır.

Peki, bu denetim kapsamında karşımız anasıl bir tablo var? 31 Ağustos, dün Mustafa Bey’de belirtti konuşmasında, 31 Ağustos ticaret sicili kayıtları verilerine göre ülkemizde 97.700 anonim şirket bulunuyor. 732.000 limitet şirket, toplamda 830.000 sermaye şirketimiz, 1464 holding şirketler topluluğu ancak hepimizin bildiği gibi münfesih olan veya münfesih olmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limitet şirketleri dikkate aldığımızda denetime bu denetime tabii olacak şirket sayısının bu rakamdan düşük olacağını değerlendiriyoruz. Bu bağlamda önümüzde daha iyi planlama yapabilmek adına Bakanlığımızca münfesih olan ve münfesih sayılan ancak tasfiye edilmemiş anonim ve limitet şirketlerin bu arada kooperatifleri de ekledik tasfiyesi ile ilgili olarak bir kanun tasarısı hazırladık. Buna göre daha önce yayımlanan 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini belirlenen asgari miktara çıkarmayan anonim ve limitet şirketlerimiz, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle münfesih olan şirketlerimiz, son beş yıldır genel kurulunu yapmayan şirketlerimiz ile tasfiye işlerine başlamış ancak çeşitli nedenlerden dolayı tasfiye işlemlerini gerçekleştirmemiş şirketlerimizin Meri Kanun’daki hükümlere tabii olmaksızın hızlı yoldan tasfiye edilmelerini ve ticaret sicilinden silinmelerini amaçlıyoruz. Kapsam dahilinde nasıl bir uygulama yapılacak, çok kısa bir bilgi vereyim öncelikle bu

18

Page 19: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

şirketlerimize bir ihtar ve ilan yapılacak bu ihtara rağmen kayıtsız kalınması karşısında şirket ve kooperatif kayıtları reysen ticari sicil kayıtlarından silinecektir. Ancak şirketlerin kamusal borçları bakımından tescil edilmiş son yöneticilerin sorumlulukları devam etmektedir. Şirket alacaklarına da yine hak düşürücü bir süre verilecek ve bu süre sonuna kadar da ilgili şirket veya kooperatifin iflası için dava açma hakkı tanınacaktır.

Tüm bu çalışmalar sonucunda faal şirket sayımızın %30, %40 gibi bir rakam mevcut sayıdan daha düşük olacağını öngörüyoruz. Böyle de olsa 350, 400 bin şirket, 01.03.2013 tarihine kadar çok önemli sayıda şirkete bağımsız denetçi ataması gerçekleştirmek durumundayız.

Peki, kim bu denetimi kim yapacak? Biraz önce bahsettiğim gibi ortakları ancak sizler YMM, SMM olan arkadaşlarımız ve bağımsız denetleme kuruluşları, orta veya küçük ölçekli şirketlerde de, orta ve küçük ölçek tanımını da KOBİ yönetmeliğinden bahsetmiştim, tanımı gene Bakanlık yapacak, bu şirketlerde de bir veya birden fazla YMM veya SMM olacak.

Çok ana başlıklarla geçeyim süreden kazanmak adına, bağımsız denetim kuruluşlarımız ve bağımsız denetçilerimiz kalite güvence sistemlerini kuracaklar ve uygulayacaklar, detayına girmeyeceğim, bağımsız denetimimizin konusu bir şirketin ve topluluğun finansal tabloları ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içerisinde yer alan finansal bilgilerin doğruluğu, envanterin, tümden bir muhasebenin ve Türkiye Muhasebe Standartları’nın öngördüğü ölçüde iç denetimin, ayrıca mevcutsa risklerin erken teşhisi komitesinin denetimi kapsayacak. Bu denetim Türkiye denetim standartlarına göre yapılacak, denetim sürekli olacak, süreklilikten kastım kanunda baktığımızda hükümlerde sürekli finansal tabloların denetiminden bahsedilmekte, finansal tabloların denetiminden denilmesinin sebebi, denetimin sadece yılsonu finansal tabloları özgülememektir, kanunun gerekçesinde belirtildiği gibi, bu bağlamda denetim standartlarının gerekli gördüğü ara dönem tablolarda denetim kapsamındadır. Dün Mustafa Bey kısaca bahsetti, biz de bu geçici üçüncü madde deki üst kurul kurulana kadar, üçüncü madde de belirtildiği üzere internet üzerinden bu denetimin düzenli olarak sürekli bir şekilde yerine getirilip getirilmediğinin, kontrolüne, gözetimine ilişkin bir altyapı çalışmasından çalışmalarını sürdürüyoruz.

Denetçinin denetiminden geçmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulu yıllık faaliyet raporları düzenlenmemiş hükmündedir yani batıl olacak. Denetçiler şirket, ancak şirket genel kurulu tarafından atanabilecekler ve genel kurul bu yetkisini hiçbir şekilde yönetim kuruluna devredemeyecek ki, Kanunun 408. maddesinin C bendinde de bu husus çok açık bir şekilde ifade edilmiş, denetçinin bağımsızlığında önemli gördüğümüz bir husus denetçi sadece, sadece şahsına ait ilişkin haklı bir sebebin gerektirmesi halinde belgelerle ortaya konulması halinde ancak mahkeme kararıyla görevden alınabilecek, dolayısıyla yönetim kurullarının istemediği bir denetçiyi değiştirme imkanları bulunmamakta, denetçinin kendisi de bir sözleşmeyi ancak haklı bir sebebi varsa ve kendisine karşı görevden alınma davası açılmışsa fesih edebilecek. Bir şirkette denetçi olamayacaklar kanunda 400. maddesinde sayılmış onlara girmiyorum.

Bu arada yönetim kurulu üyelerine bir sorumluluk verilmiş, şirkete ait tüm defter ve belgelerin, yazışmaların denetime amade tutulması, yapacakları denetim sonucunda denetçiler

19

Page 20: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

dört ayrı görüş bildirebilecekler; olumlu, olumsuz, sınırlı olumlu ve görüş bildirmekten kaçınma yazıları. Olumsuz görüş yazılan veya görüş bildirmekten kaçınılan durumlarda genel kurul söz konusu tablolara dayanarak hiçbir mali karar alamayacak, ibra kararı, kar dağıtımı kararı gibi ve raporun kendisine teslim tarihinden itibaren dört gün içerisinde yönetim kurulu, genel kurulu toplantıya katılacak ve kendisi de istifa etmek zorunda kalacak.

Bağımsız denetçilerin gördüğünüz gibi şirketlerin hayatında çok önemli fonksiyonlar icra edileceği görülüyor. Bir diğer taraftan siz değerli meslek mensupları için mesleğin önündeki en önemli açılımlardan biri olarak gördüğüm işlem denetçiliği müessesi hakkında bilgi vermek istiyorum. Nedir işlem denetçiliği? Gene birçoğunuzun bildiği gibi bir şirketin kuruluşu, birleşme, bölünme, tür değiştirmesi, esas sermaye artırımı veya azaltılması, menkul kıymet ihracı çıkarılması gibi bir şirket hayati önem taşıyan konulara ilişkin hususları denetleyen denetçidir, işlem denetçisi. Siz değerli mensupları bu süreçte de çok önemli görevler alacaksınız, şirket denetçiliğine ilişkin usul esaslarda yine Bakanlık olarak taslak metni olarak hazırladık. Kısa sürede bunları da sizlerle paylaşacağız.

Bu bağlamda konuşuldu ama çok iki hususu çok önemsiyorum bunlardan birisi kurumsallaşma, dün ve bugün çok değerli konuşmacılar bu hususu bahsettiler, hem son gelişmeler hem de yapılacak işin niteliği açısından bakıldığında bağımsız denetim ancak kurumsal bir yapıyla sağlıklı bir şekilde yürütülebileceği görünüyor. Bu nedenle bu konunun önümüzdeki süreçte siz değerli meslek mensupları açısından üzerinde en çok düşünülmesi ve konuşulması gereken konulardan biri olmasının yanı sıra artık meslek mensupları arasında da somut örneklerle hızlı bir kurumsallaşma sürecinin yaşanmasını diliyorum.

Bir diğer bahsetmek istediğim önemli konu eğitim; hepinizin bildiği gibi bir kanunun başarısı o kanunun gereklerinin doğru anlaşılıp, uygulanmasına bağlı bulunmaktadır. TÜRMOB tarafından, bu bağlılık TÜRMOB tarafından yürütülen eğiticilerin eğitimi ve bunun akabinde bu eğiticiler tarafından verilecek, sahada verilecek eğitimi Bakanlık olarak çok önemsiyoruz. Ve bağımsız denetçilerin ancak bu eğitimleri alan meslek mensupları tarafından yürütülebileceğini de bilinmesini istiyorum. Bu çerçevede bu eğitimleri düzenleyen TÜRMOB’a ve bu süreçte emeği geçen başta hocalarımız olmak üzere herkese teşekkür ediyorum, diğer konuşmacıların sürelerinden almamak adına konuşmama bu aşamada son veriyor, hepinize saygılar sunuyorum.

OTURUM BAŞKANI_

Teşekkür ediyorum Sayın Ersoy. Efendim söz sırası şimdi Sayın Hüsnü Güreli’de.

HÜSNÜ GÜRELİ _ YMM _

Sayın İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı ve Değerli Yöneticileri, Sayın TÜRMOB’un Değerli Yöneticileri, kamu Kurumlarının Çok değerli temsilcileri, Değerli Meslektaşlarım, Değerli Hazirun, hepinizi saygıyla selamlıyorum. İSMMMO’nun bu 10. Ulusal Sempozyumunda bana da konuşma imkanı verdikleri için İSMMMO Yönetimine ve bu sempozyumu düzenleyen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

20

Page 21: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Salonda bulunan siz değerli meslektaşlarımın hemen hemen tamamına yakını TÜRMOB mensubu, meslek mensubu kişilerden oluşmaktasınız. Sizler için burada üç gündür süren bir sempozyum yapıldı yeni dünya düzeninde çok önemli bir konu olan denetim mesleği, muhasebe ve denetim mesleği ve bunun kurumsallaşmasıyla ilgili parametreler tartışıldı, sempozyumu açıldığı günden sabahtan itibaren bugüne kadar sadece dün Tuğba Hoca’nın kısmı hariç olmak üzere çok dikkatle ve özenle izledim ve katkı da bulunan panelistlerden de gerçekten çok yararlandım, çok değerli bilgiler aldım. Ancak özellikle sizlerden gelen soru-cevap bölümlerinde, sizlerden gelen sorulardan anladığım kadarıyla biraz içimizde siz değerli meslektaşlarda bir belirsizlik duygusunu ve biraz bir tedirginlik hissettim bu meslekle ilgili. Belki yanılmış olabilirim, özür dilerim ama şimdi bence bugün burada esas itibari ile konuşmamız gereken temel konu işin bilimsel detayına sonra girmek çok daha kolay düzenlemelerden sonra ama burada konuşmamız gereken bence temel konu sizlerin bu TTK sürecinde oluşması gereken yol haritası olmalı diye düşünüyorum bilmem yanılıyor muyum? Yani esas itibari ile Türkiye’de artık dünya düzenindeki küreselleşmenin yani globalizasyonun Türkiye’ye etkisi sonucu ülkemizde yeni bir denetim düzeni kuruluyor. Şu anda dünyanın 16. ve 17. büyük ekonomisi olan Türkiye, 2023’de 10. büyük ekonomi olmaya hedef olarak gösterildi ve Türkiye bunun için çalışıyor, gerçekten çok önemli adımlar atan bir ülkede yaşıyoruz. Yani değerli meslektaşlarım bir tabir vardır, bu oyunda kartlar yeniden dağıtılıyor ve sizlerin muhakkak bu yeni düzende TTK düzeninde yerinizi almak için gerekli çalışmalara bir an evvel başlamanız gereği de apaçık ortada.

Dünyada herhalde binlerce yıldır insanların ve hepimizin hayatında en az üç, beş defa düşündüğü biz neden tek dil konuşamadık diye bir kaygımız olmuştur ama galiba denetim mesleğinde de dünyada da tek dil gerçekleşecek. Bildiğiniz gibi birçok standartlar var, işte Amerika Anglo Sakson ülkelerinde uygulanan, US-GAAP Kara Avrupa’sı, işte Japonya vs. Rusya, UFRS, Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına göre üretilen mali tablolar bu yeni düzende muhasebenin ve denetim dilinin teke doğru gittiğini görmeye başlıyoruz. Bu dünyada da yavaş yavaş bu çalışma yapılıyor ve buna yakınsama çalışması, birbirine yaklaşma çalışması deniyor.

Ülkemizde muhasebe mesleği her zaman var olmuştur. Bu var olan muhasebe metodolojisinin yanı sıra yaklaşık yirmi beş senedir süren, yirmi beş, yirmi altı yıldır süren SPK tarafından uygulanan SPK denetimleri, SPK’ya tabii firmaların denetimleri ve yaklaşık yirmi senedir, yirmi bir senedir uygulanan 3568 Sayılı Kanunun uygulamaları, Yeminli Mali Müşavirlerin denetim ve tam tasdikleri ve serbest muhasebeci mali müşavirlerin denetim ve imza yetkileri ve son sekiz, on senedir yaşanan özellikle bu finansal krizden sonra ortaya çıkan hazineye bağlı sigorta murakabe denetimi, BDDK’nın getirdiği kurallarla şart koşulan finansal denetimler ve bilgi sistemleri denetimi, Türkiye’de gerçekten aslında denetim mesleği için çok önemli bir bilgi birikimi oluşturmuştur. Şimdi yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yeni bir düzen geliyor, burada demin değerli arkadaşlarımın da bahsettiği gibi 400. ve geçici 3. madde de yeni bir denetim, TTK denetimi bütünlük anlamında Türkiye’de mevcut 700.000-800.000, bunların pasif olanlarını veya faal olmayanlarını düşünürseniz nereden baksanız bir ideaya göre 150.000, bir görüşe göre 300.000 sermaye şirketi, halka açık, kapalı hiç fark etmez denetime tabii olacak. Bu denetimi yapacak olanda bizleriz, sizlersiniz ve 400. madde de çok açık ve net olarak bir tanımlama yapmış demiş ki bu denetimi ancak ortakları YMM

21

Page 22: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

veya SMM olan meslek mensubu itibari ile tanımlamış, bağımsız denetim kuruluşları yapar. Bir altta gelmiş demiş ki orta ve küçük boylu KOBİ vs. denetimlerini YMM’ler ve SMM’ler tekil olarak yapar. Burada esas iş 1. madde de, 400. madde’nin 1. fıkrasında sayılan iş; yani yeni bir bağımsız denetim şirketi kavramı çıkıyor ve bu bağımsız denetim şirketinin standartları, ruhsat şartları, nitelikleri yeni ismi ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından konulacak, bu kanunda kural olarak gayet net bir şekilde belirtilmiş ve herkesin birleştiği bir nokta var bu kanunun ertelenme şansı ve ihtimali de yok. Niye yok? Çünkü bu global dünyada büyük oyuncu olma yolunda ilerleyen Türkiye’nin, yurt dışıyla entegrasyonunda bu şart, aynı dili konuşmamız lazım, aynı dili okuyan, gören yatırım yapma isteği var, tahkim yasalarıyla başlayan bir entegrasyon süreci var.

Tabii burada Ticaret Bakanlığı’nın ileriki aşamada bir üst gözetim ve denetim kurumu tarafından da belirli şartlar belirlenecek ve kurumsal bir yapı tarif edilecek. Şimdi şuandan itibaren sizlerin, meslektaşlarımın yapması gereken tek şey bu tarif içinde kurumsal bir yapı oluşturmanızdır. Bunun için gerçekten takdirle izlediğim İstanbul Serbest Muhasebeci Müşavirler Odası’nın bu sempozyumda ve önceki dönem çalışmalarında sizlere müthiş bir desteği var tabii en başta TÜRMOB’un yaptığı düzenleme, çalışmalar ve eğitimlerde çok değerli hocalar gece, gündüz, eğitmenleri eğitiyorlar ben de bizim şirketimizden de katılan arkadaşlarımız var, eğitmenlik eğitimine katılan arkadaşlarımız var. Bunu gerçekten takdirle izliyorum, şimdi sizler ileride Türkiye’nin bağımsız denetim şirketlerinin sahibi olacaksınız. Burada ben aslında Yahya Başkan’ın önerisiyle ben bazı bir takım teknik sunumlar düşünmüştüm ama sonra özellikle dün akşamda bu konuşmayı birkaç saat içerisinde kaleme aldım ve düşündüm ki aslında burada konuşmamız gereken kurumsallaşma, şirketleşme ve bağımsız denetim şirketi nasıl olur? Var olur ve nasıl ortaya çıkar? Düşündüm ve dedim ki burada en önemli örnek aslında benim yönetim kurulu başkanlığı yürüttüğüm şirketimin hikayesini size anlatmak, Yahya Başkan’da aynı şeyi söyledi, sen biraz kendini anlat dedi, sen ne yaptın, nereden geldin? Nasıl buralara yürüdün? Bu yolu, bu haritayı bize anlatırsan belki bir örnek olması açısından çok önemli olabilir, dedi. Şimdi ben de kendimden daha ziyade tabii şirketimizin kurumsallaşma çalışmalarından bahsetmek istiyorum.

Ben esasen hukuk mezunu bir avukat kardeşinizim, fakat ondan sonra rahmetli babacığımın destek ve yönlendirmesiyle denetçi olmayı kafama koymuş ve mezuniyetten sonra bir buçuk sene bir muhasebe bürosunda bizzat defter tutarak, tahsil, tediye makbuzlarını keserek, mizan çıkararak, sabahlara kadar o bir liralık farkları arayarak muhasebe öğrenmeye çalıştım. Ondan sonra bir sınava girdim ve kamuda merkezi denetim elemanı olarak çalıştım ondan sonra ayrıldım, ayrıldıktan sonra Maliye Bakanlığında beş sene çalıştıktan sonra çok değerli bir mali müşavir vardı Salih Şanver, Profesör, rahmetle anıyorum, her şeyimi aşağı yukarı borçlu olduğum Hocamla dört beş yıl ortaklık yaptım. Ortaklı derken Hocamın çıraklığını yaptım ve onun yanında çok şey öğrendim ve Hocamdan izin isteyerek 1984 yılında Hocam Denizliliydi Allah Rahmet eylesin, onun tabiri ile izin isteyip, peştamal kuşanıp, helallik alarak 1984 yılında bir sekreter ve bir yardımcı elemanla üç kişilik ben dahil şirketimi kurdum. Sonra kurumsallaşmaya karar verdim 85 yılında SPK mevzuatı geldi, biz tabii mali müşavirlikten anlayan biraz işte denetim elemanlığı yapmış bir kişi olarak bu bağımsız denetimin farkına vardık. 1987 yılında SPK’da denetimler başladı, bağımsız denetimler başladı ve ben o günden itibaren hiç durmadan, birleşme ve katılma yoluyla çok

22

Page 23: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

sayıda değerli uzman ve arkadaşları, çalışanları bünyeme aldım ve bunları ortak edindim. Bu personelde, insan kaynaklarında, kaliteli insana yatırım yapmaya çalıştım, kurumsallaşma haritasında büyük oranda yönetim ve bilgi sistemlerine yatırım yapmaya çalıştık ve 87 yılında bir idea üzerine siz bağımsız denetimi yapabilir misiniz? Diye bir yerde bir gece bir konu geçince o gün ayrı bir birim kurarak, kendi şirketimizin içinde bir departman oluşturarak bağımsız denetim işine girmeye, sıfırdan girmeye karar verdim. Türkiye’de bildiğiniz gibi 94 tane, 91 tane veya bağımsız denetim kuruluşu var. Bunların yurt dışında yüz yıllarca kurulup Türkiye’ye intikal etmiş olanları biliyorsunuz önce Big Six olarak anılan altı büyükler, beş büyükler şimdi dört büyükler, yüz yıllarca dünyada bu egzersizi yapmış, bu mesleği hakkıyla, layıkıyla yapmış ve Türkiye’de de yerleşerek çalışan büyük, yabancı kuruluşlu, kaynaklı, büyük tecrübeye sahip şirketler var. bir de bizler Türk kökenli, Türkiye’de Türk ortaklarıyla birlikte sadece lokal olarak burada kurulan şirketler varız, siz de bunlardan biri olacaksınız. Bu bölümü kurarak bağımsız denetime, işine yatırım yapmaya başladıktan sonra hiç kar, zarara dediğim gibi bakmadan, insan yatırımına devam ettik. Bilgi sistemleri ve çok özellikli ve önemli denetim programlarına kendimiz için ürettirdik, yazdırdık ve bunlara yatırım yapmaya karar verdik. Şirketimizin yönetim sistemlerini, maliyet kontrol sistemlerini ve kurumsallaşma için iç kalite sistemlerimizi, eğitim sistemlerimizi kurmaya devam ediyoruz. Çalıştık ve bugüne kadar biz on dört tane ortağı olan şu anda kırk civarında menager diyorlar ya denetim müdürü olan dört tane şubesi olan 200-230 civarında şubelerle çalışanı olan bir şirket olmayı başardık.

Şimdi görüyorum ki, geçmişten bugüne kadar siz İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın dün sizlere panelde çok değerli panelist Erol Demir Bey’in sunumuyla dağıttıkları, Muhasebe ve Denetim Mesleğinde Kurumsallaşma Ve Yönetim Kılavuzu diye bir kitap var, bu kitapçık da yazılan her basamağa biraz gördüklerimizden, biraz duyduklarımızdan, biraz okuduklarımızdan, biraz bildiklerimizden biraz da içgüdü ile uygulamış sonuçta kurumsallaşan, Türkiye’de kurulmuş lokal ve bağımsız denetim firmasının ortaya çıkış hikayesi gerçekleşmiş. Sadece bir defa izninizle Baker Tılly Güreli Yeminli Mali Müşavir ve Bağımsız Denetim Hizmetleri Anonim Şirketi unvanlı şirketin Yönetim Kurulu Başkanıyım ve ortaklarından bir tanesiyim. Dünya muhasebe şirketleri sıralamasında yedi veya sekizinci sırada olan, sürekli değişiyor Baker Tılly’nın temsilciliğini de alarak gerek teknolojik gerek alt yapı çalışmalarıyla, eleman değişimiyle çalışmalara devam ediyoruz.

Çok özür dileyerek bu hikayeyi neden anlattığımı bir daha altını çizerek arz etmek istiyorum kendimi ve yaptıklarımı anlatmak, yaptıklarımızı şirketimizi değil, Türkiye’de kurumuş yerli bir denetim şirketinin gerçekleşebileceğini sizlere bir örnek model, rol model olarak göstermek için bu hikayeyi anlattım. Siz de bizim 1987 yılında yaptığımız işi sizlerde bugünden başlayarak çok sağlam ve güçlü bir şekilde yapacaksınız, zaten başka çıkış yok. Başka çıkış yok sizler olmadıkça, sizler bu 300.000, 200.000 neyse sermaye şirketinin denetimini, 15.000, 17.000 civarında kurumsallaşmış denetim firması olmadıkça ne Ticaret Bakanlığının denetleme imkanı var, ne de bir başka kamu kurumunun. O nedenle bu meslekte üst örgütlerinizi, TÜRMOB’un, İSMMMO’nun, hocalarımızın, değerli akademisyenlerin ve hep birlikte bu konuya emek vermiş kurumların tabii çok büyük bilgi bikrimi olan SPK’nın bana göre Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığının, SPK’nın, BDDK’nın, Hazine’nin,

23

Page 24: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

TÜRMOB’un müşterek yapacakları bir çalışma olacak, bu kolektif çalışma olacak ve ortaya bir mevzuat tebliğleri, yönetmelikleri ve tüzükleri çıkacak.

Şimdi kurumsallaşma tabii sözlü olan bir şey değil, ben şunu da örnek olarak söylemek istiyorum. 27 yıllık bu meslek, şirketimin meslek hayatında 14 tane ortağıma % 49 hisseyi bedelsiz olarak verdim, ayrıca 14 ortağımın bir kısmı sermaye ortağı, bir kısmı da kar payı ortağı, şu anda düşünebiliyor musunuz ben şirketi kuran kişi olarak şirket kar dağıttığında %38-40’lara ancak varan bir kar payı elde edebiliyorum. Benim olsun, küçük olsun ama benim olsun mantığıyla yürümenin hiçbir çıkarı yok, hiçbir sonu yok, dolayısıyla bu benim örneğim sizin için çok önemli olmalı diye düşünüyorum, canı gönülden hiçbir bedel alamdan birlikte kurumsallaşarak ortaklarımla bunu paylaşmaya çalıştık. Tabii bağımsız denetim yolculuğundan SPK’nın Sayın Kürşat Babuçcu üstadın belirttiği kriterlerde sürekli kalite kontrol denetimlerinde bizlere de geldiler, bizi de denetlediler. Denetliyorlar, bütün şirketleri denetliyorlar, bu denetimden de hiç korkmamak, çekinmemek lazım, çünkü ancak bu denetimler sizin şirketinizin kalitesini artırıyor, neler yapmanızı veya neleri atladığınızı, neleri yapmanız gerektiğini sizlere söylüyor, bu birlikte yürünen bir dünya. Yani bu kurumlarda emin olun cezalandırmadan ziyade sizlerin gelişmesini, kurumsallaşmasını destekleyen kurumlar bu da sizler için bir şans. Burada aslında sizler muhasebe mesleğini yaparken bugüne kadar farkında olmadan denetim de yaptınız. Prensip şu; eskiden bir komiteydi, sonra kurula döndü, dünyada bir takım standartlar ulusal finansal raporlama standartları ile çıkartılan mali tabloların ulusal denetim standartlarına göre denetimini yapacağız iş bu kadar basit ve bunu da bağımsız denetim şirketi olarak sizler yapacaksınız. Bu denetimi de gözünüzde büyütmenin bir anlamı yok, bunun belirli standartları var yayımlanmış standartlar var işte 29 tane standart, komite zamanında işte sanıyorum 9 tane daha standart, 4’ü geldi, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu var, çok önemli bir çalışma yapıyor zaten dünyada dediğim gibi birleşen bir standart var, denetim standardı var, o nedenle bunlar sürekli yayınlanıyor ve sürekli eğitimler bizlere veriliyor bu nedenle yeni TTK düzeni içinde sizler bu standartların birçoğu Vergi Usul Kanunu’nda yaptığınız denetleme sırasında yaptığınız değerleme hükümleri yani ayrı şeyler değil, ama tabii Türkiye’de iki tane meslek oluştu, bir tanesi yeminli mali müşavirlik bir tanesi bağımsız denetim, şimdi yeni dünya düzeninde Türkiye’de denetim olgusu ve mesleği bunu kabul edelim, bağımsız denetim tarzına kayıyor, yani burada ısrarcı, burada dirençli olmanın hiçbir anlamı yok, meslek dünyada tek, Türkiye’de bu tarafa kayıyor bu mesleğin yeni kurallarını da Ticaret Bakanlığı koyacak ve tabii sizler bana göre de meslek mensubusunuz, hak ederek bu kadar yıl emek vererek ruhsatlara sahip olmuşsunuz, bana göre de bu ruhsatlarınızla yeni düzen içindeki bağımsız denetim şirketlerinin kriterlerinde müktesep haklarınız muhakkak korunmalıdır ve korunacaktır diye düşünüyorum. Ve yeni TTK düzeninde müşteri kabul politikasından, iç kalite güvence sistemine, denetimin planlanmasından sahadaki denetime, eğitime ve risk yönetiminden, bilgisayar programına ve bilgisayar programlı bir denetimi çok rahat bir şekilde adapte olarak yapacaksınız, sadece biraz zaman, eğitim ve çalışma ile çok güçlü denetim firmaları haline geleceksiniz. Bu denetimi tabii tekrar ediyorum, kaliteli insan kaynağına ve teknolojiye yatırım yaparak program ve yazılımlara yatırım yaparak ve bunları kullanarak yetkin bir şekilde yapabilirsiniz. Ben burada konuşmamı tamamlarken şirketimiz olarak sizlerin her zaman yanında olduğumuzu, bugüne kadar edindiğimiz bilgi ve tecrübeleri,

24

Page 25: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

teknolojimizi, şirketimizin bütün kurumsal detaylarını odalarımızla, üst örgütümüz TÜRMOB ve sizlerle paylaşmaktan büyük zevk alacağımızı, hiçbir zaman kaçınmayacağımızı belirtmek istiyorum, yeni yol haritasında hepinize kararlı ve cesur kuruluşlar, birleşmeler, ortaklıklar ve yeni doğacak kurumsal yapılar için başarılar dilerim, bu sempozyumu düzenleyerek meslektaşlara çok büyük katkı yapan başta İSMMMO’nun Değerli Başkanı ve yöneticilerine, ilgili çalışanlarına ve bu kongrenin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese şükranlarımı sunarım, hepinize saygılarımı sunarım.

OTURUM BAŞKANI_

Sayın Güreli’ye teşekkür ederiz efendim, söz sırası Prof. Dr. Nejat Bozkurt.

PROF. DR. NEJAT BOZKURT_

Teşekkür ederim Sayın Hocam, burada bulunmamızı sağlayan herkese kısaca teşekkür edeyim şimdi 32 yıllık hoca olarak ve 32 yılda denetim hocası olarak çok uzun konuşmadan veya bir konuyu bir bütün olarak almadan bazı teknik bilgiler ve görüşlerimi ortaya koymaya çalışacağım.

Bu Sayın genel Başkan’ın bahsettiği proje, üçayaklı projenin TTK, TFRS ve denetim projesinin denetim ayağının, denetçi olmak isteyecek arkadaşların eğitilmesi ve son olma noktasına kadar götürülmesi sürecinin sorumluluğunu bana vermişlerdi ve bu sorumluluğum ve çalışmalarımız devam ediyor.

İlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan sonra, şunu yaptık; bildiğim kadarıyla biraz sonra üniversitedeki durumdan da kısaca bahsedeceğim Türkiye’de bağımsız denetçi eğitimi, bir bağımsız denetçi nasıl ortaya çıkıyor? Olayı var, olgusu var. Türkiye’de büyük oranda bağımsız denetçiler girdikleri şirketlerde yanlarındaki üstatlarının rahlesinden geçerek çeşitli ek eğitimler alarak bağımsız denetçi pozisyonuna geldiler bugüne kadar, büyük bir çoğunlukla. Biz bu olguyu ilk defa değiştirmeye çalıştık. Ve koyduğumuz modelle Türkiye’de bildiğim kadarıyla ilk defa bu kadar yaygın olmak üzere eğitimle bağımsız denetçi olma modelini ortaya koyduk, ne yaptık? Ne yapmaya çalıştık? Sistem ilkin denetimi anlatacak eğitmenleri yetiştirmek, daha sonra o eğitmen arkadaşların da denetçi olmak isteyecek meslek mensuplarını yetiştirmesi modeline bağlı. Mayıs ayı içinde yavaş yavaş üç şehirde İstanbul, Ankara ve İzmir’de eğitmen adaylarımızı çok ciddi bir biçimde adaylarını belirledik sonra önemli olan modele geldi, eğitim modeline geldi çünkü eğitmenlere vereceğimiz modelin aynısının daha zamanı dar kapsamlısı meslek mensupları denetçi olacak meslek mensuplarına verilecekti. Birincisi şunu koyduk; denetçi olmak isteyecek bir arkadaş kesinlikle ve zorunlu olarak TTK, TFRS ve üçüncü aşamada denetim eğitiminden geçecekler. Ne yaptık? Bu modelin içinde olmazsa olmaz iki tane olayı ortaya koyduk hem denetim teorisi hem de denetim uygulaması ve neredeyse bütün dokümanlarımızı sıfırdan yarattık, bu dökümlerin hemen hemen %99’u hazır durumda zaten eğitimlerimizde kullanıldı ve sonrasında da hazır durumda. 300 sayfa civarında 2010 Uluslararası Denetim Standartlarına birebir uygun denetim eğitim notu hazırlandı birebir şeklinde ve içinde teorisi ve uygulamasını anlatır bir biçimde. Dün yarım günde Tuğba Hoca’dan dinlediğiniz uygulama denetim sosyasını o 400 sayfa civarındadır,

25

Page 26: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Hoca, Tuğba söylemişti size eğitim modelinin içinde 36 saat civarında anlatmak şeklinde buda içine aldık, 500 sayfa civarında sıfırdan slayt hazırlandı, denetim slaytı, denetim eğitimi slaytı ve ek olarak gene IFAC’ın kaynaklarından 50-60 sayfa civarında orijinal bir uygulama anlattık, yani dolayısıyla denetçi eğitmenlerimiz ve denetçi olmak isteyecek meslek mensuplarının eline bin sayfadan fazla çok fazla bir doküman hazırlanmış durumda. Eğitimleri nasıl? Gönlünüz, herkesin gönlü ferah olsun çünkü böle kurguladık çok ciddi ve çok sıkı bir eğitim yapıyoruz, denetim eğitimleri 120 saat olarak kurgulandı, ekleriyle 130, 140 saat civarında denetim eğitimi veriyoruz, devam mecburiyeti %100, çok acil durumlar dışında, çok mücbir sebepler dışında devamsızlığa imkan bile sağlamadık sağ olsunlar bütün adaylarda zaten çok memnun bir düzeyde buna uyuyorlar. Teorik eğitimler verildi, uygulama eğitimleri verildi artık Sayın Genel Başkan’da söylediği gibi sonlara geldik, bir nevi kapanış eğitimlerini veriyoruz, şöyle söyleyeyim Kasım’ın ortalarına doğru tümüyle bitireceğiz ve denetim eğitimine Aralık’ın içinden itibaren hazırız. Eğitimler nasıl yapılacak? Çok ciddi disiplinli bir şekilde yapılacak, talepler toplanacak, denetçi olmak isteyenler, biraz evvel de söylediğim gibi olmak isteyen arkadaşlar, TÜRMOB’un daha sonra TÜRMOB yönetiminin yayımlayacağı yönetmelikte de göreceksiniz genel olarak uygulamayı, talep de bulunulacak, o taleplere göre sınıflar oluşturulacak ve bizim eğitmen arkadaşlarımız kesinlikle ve kesinlikle bizim gözetimimizde, yapılacak eğitimler de bizim gözetimimizde olmak üzere eğitimler katılacaklar. Bu eğitimlerde katılacak arkadaşlara, denetçi arkadaşlara olacak arkadaşlara kesin olmamakla birlikte TÜRMOB Yönetim Kurulu bunun kararını verecek ama benim önerim şu olacak, %90 devamla sürecek bu eğitim, hatta % 10 bile mücbir sebep diyeceğiz, ben öyle diyorum, mücbir sebebin ne olduğuna da ben karar veririm diyorum sınıflarda, eğitimlerde yani bu düzeyde mümkün olduğu kadar üst düzeyde götürüp ara değerlendirmeler, ölçme değerlendirmelerle bu süreci tamamlayacağız. Sayın İmdat Üstada çok teşekkür ederim, dolayısıyla Bakanlık’a da çok teşekkür ederim. Eğitime hem verdiği önem hem olmazsa olmaz demesi gerçekten bizi yüreklendirdi hem destek oldu, hem motive etti, gönülleri ferah olsun bu süreçte hiçbir şekilde bir açık vermeden 01.01.2013 ‘de meslek mensuplarımız bağımsız denetim yapmaya hazır hale gelecekler. Bunun hiçbir başka şekli yok, olanlar var, olmayanlar var, şimdi bunu derken tüm kitle sanki bilmiyormuş da genel cümle olarak bundan bahsediyoruz, proje ile ilgili ek soru gelirse uzatmamak adına bunları cevaplandırırız. Tabii yalnızca eğitim dokümanlarıyla bu olay bitmeyecek, Türkiye’de denetim mesleği ve ana kütlesi yeniden şekillendiriliyor. SPK ve halka açıklar ve çevresinin denetimi dışında dolayısıyla üniversitelerde dahil olmak üzere eksiğimiz var mı? Hem var, hem yok. 01.01.2013’te alana çıkacak denetime çıkacak, 01.01.2013’en itibaren denetime çıkacak her denetçi arkadaşın TÜRMOB tarafından belki şöyle söyleyebilirim, bunlar benim fikirlerim, görüşlerim; bir el çantası olacak, bu el çantasının içinde en son çevrilmiş, tercüme edilmiş ve herkesin de kullandığı uluslararası denetim standartları olacak. El çantasının içinde olması gerekenlerden biri denetim çalışmalarında tabii bu sonrasında da bir süreç alacak tabii olabilir, şey değil, bir denetim, yazılım programı olacak, olması gerekir. Üçüncü çantada olması gereken ve olacak çünkü Sayın Genel Başkanımızın da bunu zaten şey yapıyor, kendisi öneriyor ve söylüyor bir bağımsız denetim uygulama el kitabı, bu dünya örnekleri çoktur, dünyada birçok meslek örgütünün kendisinin böyle el kitapları vardır ve ortalama bin ile bin beş yüz sayfa civarındadır. Örneğin Kanada Odası’nın, 1000-1500 sayfa, Pakistan’ın 500 sayfa civarındadır, yani bu coğrafyayı, tüm coğrafyayı izlediğimiz için biliyoruz. Bu el

26

Page 27: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

kitabı nedir? Bu el kitabı olaylar iyicene oturup, üç dört sene sonra artık birçok konuda çok daha rahat hareket edilebilir noktaya gelene kadar denetçi meslek mensubu arkadaşlarımızın o dosyanın kapağını açıp, müşteri geldiği andan, raporu verene kadar belgesel anlamda yapması gereken her şeyi içeren bir dosyadır bu. Check list’ler, soru formları, değerlendirmeler, bunların hepsini içeren bir el kitabı da olması gerekir büyük ihtimalle de olacak.

Sayın ve Sevgili Kürşat dostumuz, Üstat bağımsız denetim şirketlerinin kalite incelemesinde çeşitli eksikliklerden bahsetti; işte önemlilik düzeyinin olmaması, belgelerin yeterli olmaması, risk değerlendirmesinin yapılmaması. Şu kadar söyleyeyim bütün o saydığı eksikliklere yönelik teorik ve uygulama bütün bilgileri bu eğitim paketinin içinde veriyoruz ve olmazsa olmazlardan olacak hepsi mesela önemlilik düzeyinin belirlenmesi, risk düzeyinin belirlenmesi, değerlendirilmesi, belgeleme yapılması, belgeleme dediğimiz olay denetçinin sigortası, bağımsız denetçinin sigortası yarın bir gün başımızı beladan belgelemeyle kurtaracağız. Üniversite de durum ne? Üniversitelerde durum ne? Şimdi bütün üniversiteler, üniversite temsilcisi olarak oturdum ama hoca olarak oturdum, üniversitelerde durum ne? Genel olarak hepsi için konuşamam ama kendi üniversitemden yola çıkarak biliyorsunuz Türkiye’de üniversitelerde denetim eğitimi dersleri var mıydı? Vardı. Ama o dersler nasıl veriliyordu? İşte denetimin tanımı, denetçinin türleri, genel kabul görmüş denetim standartları nelerdir? Gibi genel yüzeysel çoğu yerde diyeyim, hepsini kapsamayım çoğu yerde yüzeysel bilgilerle geçildi. Niye? Çünkü denetimin Türkiye’de çok yoğun uygulama alanı yoktu. Zorunluluk olmadıkça herhangi bir disiplini, ister teorik olarak, ister uygulama olarak çok fazla geliştirmiyoruz, böyle algılıyoruz olayı. O nedenle artık üniversitelerimizde bu ortaya çıkan duruma göre yeniden denetim eğitimlerini şekillendirecekler. Biz Marmara’da ne yaptık? Biz çok sayıda denetim dersi verebilecek öğretim üyesi olduğu için şanslıyız, bizim zaten dokuz senedir denetim yüksek lisans programımız var. Bu sene dönem başında Eylül ayında ben denetim ile ilgili eğitimlerin, programların hepsini değiştirdim bir anda, tümüyle risk tabanlı denetim teorisi ve uygulamasıyla anlatıma geçen doktorada iki tane yüksek lisansla programı değiştirdik ve başladık. Tüm Türkiye çapında da giderek bunlar tabii ki gelişecek. Onun dışında çok ciddiye almamız gereken önemli bir şey, üniversitelerdeki özellikle muhasebe ve denetim, eğitimleri programlarıyla, TÜRMOB arasında ciddi bir işbirliği kurulması gerekir. Bununda yapılması için her türlü desteği vermeye hazırız. Bu gelen TTK ile gelen muhasebe ve denetim mesleğindeki yenilikler esasında birçok şeye gebe, birçok yeni alana gebe. Dünya şundan şikayet ediyor muhasebe ve bağımsız denetimde deniz bitti, çok fazla daha yeni iş alanı yaratılamıyor, bizim şansımız biz büyük bir oranda yeni başlıyoruz ama batı uygulamalarına baktığımızda muhasebe ve denetim mesleği yeni alanları doğurmuş, nedir bunlar? Risk analizi, risk denetimi biliyorsunuz TTK’ya kondu, işletmenin riskinin ölçülmesine destek olmak, ben ona biraz da kısmi risk analizi demeye çalışıyorum. Çünkü bir bağımsız denetçinin tümüyle risk analizi yapması olanağı bu kapsamda zor ama geldi Türkiye’de üniversitelerde en az verilen, uygulamalarda en az konuşulan alanlardan biri risk denetimi ve risk analizidir. Ciddi biçimde bunun üstüne gitmemiz gerekiyor çünkü geldi, risk analizine şöyle bakın, biraz sonra kısmen de çok kısa bahsetmeye çalışıyorum risk analizi işletmenin sürekliliğinin olup olmadığını veya tersinden de sürekliliğini ağlamaya yönelmeye sağlamak için yapılan bir olaydır. Zaten denetçiye de bu nedenle Türk Ticaret Kanunu’nda bu ek görev verildi. Zaten bir bağımsız denetim işinde sürekliliğe bakma diye bir görevi var

27

Page 28: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

bağımsız denetçilerin, bir de üzerine bu geldi. Onun için bu yeni bir alan, Türkiye’de özellikle halka açık olmayan, şimdi KOBİ diyoruz, haksızlık ediyoruz yalnızca KOBİ’lere, halka açık olmayanlar diyelim, KOBİ tanımında olmayıp, KOBİ tanımında olmayıp, KOBİ’nin dışında büyük olup, gram doğru bir iç kontrol sistemi olmayan firmalar var bu ülkede. Yani yalnızca KOBİ’lere haksızlık etmeyelim, çoğunlukla halka açık olamayan firmalarımızda iç kontrol sistemine Türkiye’de fazla önem verilmemiştir. Kendi kendine, çoğunluk diyorum zaten hepsi demiyorum, kendi kendine oluşan sistemler vardır şimdi bağımsız denetimin en önemli getirilerinden biri işletmenin, yapısını durumunu düzeltmesidir, düzeltmesinin sağlanmasıdır, düzeltecek unsurların en başında da işletmenin iç kontrol sistemidir. Yoksa bağımsız denetimde çok başları ağrıyacak, bu nedenle ciddi bir biçimde biz işletmelerde var olan iç kontrol sistemlerinin tedavi edilmesi, önce haritasının çıkartılması, değerlendirilmesinin yapılması, revizesinin yapılması, hiç olmayan zayıflığa yönelik olanlarda da iç kontrol sisteminin kurulması yönünde ciddi bir pazar oluşacak önümüzdeki iki üç sene içinde meslek mensupları olarak bu alana da ciddi bir biçimde eğilmemiz gerekiyor, iş. Bunun yanında bağımsız denetim geçmişi ve hikayesi çok derin olan bir biçimde hileye, işletmelerde yapılan hileye çok önem verir, bu belli dönemlerde bu hileye önem verme gitmiştir, gelmiştir, çok tartışmalar çıkmıştır, apayrı oturum konusudur bu ama 2000’li yıllardan itibaren bağımsız denetçiyi bekleyen en önemli bağımsız denetime yönelik olay işletmenin hile riskini ölçmesi, önemli hileleri ortaya çıkarmasıdır. Hile eylemi çok farklı bir şeydir biliyorsunuz ve ek destek, ek bilgi ister ve bu bizim son yıllarda Türkiye’de geliştirmeye çalıştığımız hile denetimi ve adli muhasebecilik konusunda ciddi bir biçimde tetikleyecek yani bir hızlı bir şekilde bir alan daha doğuyor bize. İç denetim tartışılmaz bir şekilde gelişiyor, biz buna akademiden de İstanbul Odası’nın akademisinden de izliyoruz en iyi programlarımızdan biri, bu arada aklıma gelmişken sorayım belki İmdat üstada da sorarım, sonrasında bakılır, denetçinin yapacağı işler kapsamında iç denetimin denetimi gibi bir kavram var orada, laf var. Bunun açıklığa kavuşturulması lazım, çünkü normal olarak iç denetimin denetimi değil, iç kontrol siteminin denetimi olması gerekir gibime geliyor, çünkü iç denetimi, denetçi denetlemez, iç denetime yararlanmaya çalışır, o kavrama biz iç kontrol sisteminin denetimi olarak alacağız bu hikaye ne? Bu hikayede yeni bir alandır. Biliyorsunuz, SOX’dan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde, halka açık özellikle halka açık şirketlerin, bağımsız denetiminin yanında iç kontrol sistemlerinin denetlenmesi zorunluluğu da getirildi. Şimdi gerek duyulduğunda dediğimizde Türk Ticaret Kanunu şimdi bu kapıyı, bu bağlamda baktığımızda bu kapıyı da açıyor. Yarınlar da, yarın öbür gün bağımsız denetim yaparken ayrıca o işletmenin iç kontrol sistemini de denetleyip bir rapor vermek durumunda kalacağız. Bu da çok güzel bir gelişme olur, ilerleyen aşamalarda zaten o madde de büyük ihtimalle onu anlatıyor.

Bir halka açık olan, halka açık olmayan beyan firmalarda denetim tartışması sürüyor gidiyor yani halka açık işletmenin bağımsız denetimi yapılır sanki halka açık olmayanların denetimine ne gerek var gibi çeşitli şeyler var, laflar var. Sevgili katılımcılar, bağımsız denetim mesleği halka açılmayla doğmuş bir meslek değil, Firavunun yanında çok önemli noktalarda Mısır Firavunlarının yanında denetçileri vardı, denetçiler vardı, Firavunların halka açık şirketleri mi vardı? Halka açılma süreci Batı’da bakıldığında, halka açılma bağımsız denetim mesleğine ciddi bir gelişme sağlamış, derinlik sağlamıştır. Yoksa halka açıkları

28

Page 29: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

bağımsız denetlerim, halka kapalıları denetlemem diye bir kavram yok. Kaldı ki son yirmi yıldır, adına zorunlu denetim denilen bir şekilde dünyada halka açık olmayan şirketlerin zorunlu denetimi çığ gibi büyüyor. Şimdi halka açık denetlenecek, iyi denetlensin hiçbir sorun yok! Halka kapalı olan şirketlerimizi mesela Bora Üstatla da geçen akşam konuştuk, Maliye Bakanlığı vergi denetimi niye yapıyor dedim, hiç kimsenin de sesi çıkmıyor, haklı olarak çıkamaz da biz şirketin ortağıyız hakkımızı arıyoruz, dedi. Peki o halka açık olmayan şirkette benim hakkımı kim arayacak?

Çok örneği vardır ama sakız oldu, Enron’dan bir örnek vereyim, çok fazla bilinmez, dile getirilmez ama filmleri bile vardır. Enron batmadan önce bordosunda kayıtlı bir kamyon şoförünün, şoförünün 300 bin, 300 küsur bin dolarlık hak edilmiş tazminatı vardı, varmış, yanında değildim, vardı gibi konuşuyorum, bir gün sonra battığında o 300 küsur bin doları, bin küsur dolara indi, bu şoförün kabahati ne? Suçu ne? Son on yılda Türkiye’de işveren hatası, işverenin yanındaki yönetici hatalarıyla az mı firma battı? Az mı yanında çalışanlar kıdem tazminatlarını alamadan yürüyerek gittiler? Hepiniz bu alemin içindesiniz. Hiçbir biçimde bu alemde bu dünyada işletme kurarak özellikle de tüzel kişiliğe ait bir işletme kurarak ben kimseye hesap vermem, ben yalnızca para kazanırım deme gibi hiç kimsenin şansı yok, mümkün değil. Hatta şöyle komik durumlarda var, onu diyen işletmelerin bilançosuna bakıyorsunuz %70’i yabancı kaynak, %30’u öz kaynak ama bu firma benim diyor, yani böyle bir tartışma yok, tüzel kişiler herkesin hakkını koruyacak bir biçimde ki esasında, özünde, işte süre, kıdem tazminatı hakkını nasıl korur? İşletmenin sürekliliğinin sağlanmasıyla, işletmenin sürekliliğini yalnızca işveren ve yönetime kafana estiği gibi yap şeklinde bırakamayız. İşte Türk Ticaret Kanunu, risk komitesi kurdurmayla başlamak üzere bağımsız denetçilere riskine de bakacaksın diyerek ve bağımsız denetimde, bağımsız denetçi süreklilik ilkesinden de sorumludur diyerek o gariban çalışanın kıdem tazminatını da korumaya yönelmiştir. Diğer işletme ilgilerini saymıyorum zaten işte kredi veren bankanın altı aylık çekle mal satan satıcının haklarından bahsetmiyorum, onun için bu tartışma olmaması gerekir şimdi dünde konuştuk meslek mensubu özellikle bürolarda çalışan bir çok arkadaşımız küçük işletmelerle uğraşıyor genel olarak, muhasebesini tutuyor dedik ama yarın denetçi olduğunuzda bizim bu eğitimden geçtiğinizde büronuzda küçük işletmenin defterini tutuyorsunuz diye küçük işletmenin denetimini yapacaksınız diye bir kural yok, bizim vermeye çalıştığımız eğitim ve zaten denetim standartları küçüğe, büyüğe bakmıyor, bizim eğitimimizde sonucunda veya alacağınız o belgeyle ve eğitimle küçüğüne de, ortasına da, büyüğüne de bakma imkanı var dolayısıyla küçük işletmelerin muhasebesini tutma durumunda olan bir meslek mensubu arkadaş yapacağı sağlıklı denetim çalışmalarıyla baktığı ücret skalasını yukarılara doğru çekme şansı olacak, küçüğün muhasebesini tutacaksınız ama bir büyük şirketin denetimini yapabilecek şekilde bir eğitim veriliyor, zaten dünde bahsedildi, denetim denetimdir diye geçer, denetimin küçüğü, büyüğü, KOBİ’si, halka açığı yok, denetim denetim! Dün verilen tebliğlerde bunlardan bahsedildi.

OTURUM BAŞKANI_

Topluyorsun değil mi?

PROF. DR. NEJAT BOZKURT_

29

Page 30: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Toplayım Hocam, hemen toplayayım Hocam!

Batı uygulamasına baktığımızda veya dünya uygulamasına baktığımızda 2000’li yıllara kadar denetçiler çok daha özgürdü. Yani kamu otoritesi fazla bulaşmıyordu, bakmıyordu, etmiyordu, genel olarak konuşuyorum. Ama 2000’li yıllardan sonra dünyada kamu otoritesi gözetim kurumlarıyla çok ciddi bir biçimde devreye girdi. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde SOX’la, halka açık işletmelerin denetiminin, denetimin de kurulan gözetim kurulu, çok ciddi bir biçimde hem denetçilere, hem işletmelerin tepe yöneticilerini hat safhada gözlüyor ve kontrolü sağlanıyor. Ve ne yazık ki, tabii ki üzülerek söylüyorum, dünya uygulamasında, Türkiye’yi konuşmuyorum, dünya uygulamadı yetiyor bize, dünya uygulamasında gelinen nokta, denetim işletmelerin tepe noktalarının, tepe yönetimlerinin ve denetçilerin ciddi bir biçimde tabii ki objektif olarak bir gözetim kurulu tarafından ve düzenleyici kurullar tarafından çok sıkı bir biçimde incelenmesini gerektiriyor. 2013’ün başında denetim çalışmalarımız ve muhasebe, denetim çalışmalarımız başladı, başlayacak. Meslek örgütleri denetçi meslek mensubunun ortaya çıkmasında her türlü ve yürütülmesinde, eğitiminde her türlü gerekeni yapacak, gözetimi de yapacak ama arkamızda kamu gücünü görmek istiyoruz, bu benim düşüncem. Kamu gücü objektif bir biçimde işletmelere ve meslek örgütüne eşit düzeyde ne kadar otoriter biçimde yanaşırsa Türk Ticaret Kanunu ile getirilen ve ciddi biçimde gelişecek bu iş başarılı bir şekilde gider düşüncesindeyim. Onun için de tabii ki doğal olarak Bakanlığımıza da düzenleyici Bakanlığımıza da bu konuda ciddi işler düşüyor zaten de kendileri işin ciddiyetinin çok fazla ciddi biçimde şeyindeler, bilincindeler. Hocam kusura bakmayın, teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI_

Efendim, söz sırası Cansen Başaran Symes,

CANSEN BAŞARAN SYMES_ SMMM _

Teşekkürler Sayın Başkan, yalnız ben saatime bakıyorum 12.10, programa göre yarımda bitirmemiz planlanıyordu sizler bir ikinci tur, arkadan da soru-cevap

PROF. DR. NEJAT BOZKURT_

Yok, ben Başkan’dan biraz avans aldım.

CANSEN BAŞARAN SYMES_ SMMM _

Pekâlâ, öncelikle hepinize hoş geldiniz diyorum, yıllardır aslında böyle bir birlikteliğimiz var, Yahya Bey beni gene finalde panele davet ettiği zaman, ben aslında kendisine belki de arkadaşlarımız bizleri görmekten bıktılar burada biraz daha yeni yüzlere ihtiyaç var diye söylemiştim ama Yahya Bey’in ısrarcılığıyla yine buradayım ve yine sizlerle beraberiz.

Evet, mesleğimizde aslında bu anlamda da önemli yıllar geçti, aslında dün akşam ben aranıza katılabildim, toplantının başından bu yana burada değildim ama bir çok kuruldan arkadaşlarla dün akşam sohbet etme imkanı aldım dolayısıyla konuşulan konular üzerinde

30

Page 31: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

bilgim var ama şunu itiraf edeyim; dün akşam otele girerken dedim ki evet Türkiye değişiyor, inanılmaz devasa bir yere geldik, galiba bu otelde değişen Türkiye’nin bir yüzü çünkü biz bu sempozyumları, yine büyük ama hiç bu kadar devasa bir yerde yapmamıştık. Sanıyorum burası da değişen Türkiye’nin yüzü. Bunu niye söylüyorum? Aslında bu değişimin içinde hepimizin ve mesleğin rolü de değişiyor. Şimdi tekrar konunun ana başlığına dönersek aslında oldukça yetkin konuşmacılar hemen hemen her şeyi söylediler, hem teknik açıdan hem önümüzdeki dönemki uygulamalar. Yol haritasının önemi ama ben bir konuda özellikle altını çizmek istiyorum belki konuşmamı da dört ana başlıkta toplayacağım şimdi ana temada ülkemizde muhasebe ve denetim mesleğinde kurumsallaşmanın önündeki engeller diyoruz, öncelikle ben şunu söyleyeyim. Şahsi yapım itibari ile ben engel sözünü çok seven biri değilim dolayısıyla ben bunu bir engel değil belki de kalite arayışında bunu nihai olarak kaliteye ulaşmak için yol arayışında bir araç olduğunu düşünüyorum, kurumsallaşmanın. Nitekim aslında bu, bu salonda olup da bu sempozyumları takip eden arkadaşlarımız için yeni bir kavram değil. Gerek TÜRMOB gerek Serbest Muhasebeci Müşavirler Odaları, bunu İstanbul başta olmak üzere Türkiye genelinde yıllardır tartışıyorlar. Dolayısıyla yeni bir şey değil ama yeni olan ne galiba Türkiye’de de biliyorsunuz yumurta kapıya tam sıkışmadan, ertelendi ertelenecek tam o uluslararası platform dediğimiz ortam oluşmadan biraz daha belki yapmakta zorlanıyoruz. Dolayısıyla bugün aslında bu kadar daha tedirgin olmamızın nedeni aslında uzun süredir tartışılan Türk Ticaret Kanunu’nun artık hayata geçeceği tarih geldi. Altı aydan biraz daha fazla süre var bir de ertelemeyle ilgili olan hayaller de gerçekleşmeyecek gibi, gerçi burası Türkiye yani onun da altını çizmek lazım ama şunu çok net biliyoruz, hükümetimizin vizyonunda Türk iş hayatını getirmek istediği yerde çok önemli bir taş dolayısıyla da değişmesinin biz meslek mensubu olarak Türkiye’nin daha ileri gitmesini isteyen hiçbir kimsenin desteklemeyeceğini düşünüyorum, dolayısıyla burada da bize bu konuda bize chapter açmaya çalışanlarında önünde durmak gibi de bir görevimiz var.

Dört konuyu şöyle özetlemek isterim aslında öncelikle nasıl bir ortamda mesleğimizi icra ediyoruza, değineceğim. Burada dünya ve Türkiye ekseni son derece önemli ardından çok kısaca müşterilerimiz, iş dünyası önemli bir mesleği icra ederken dolayısıyla onlardaki değişim bizim yapacağımız işi ciddi şekilde değiştiriyor. Dünyada kanun koyucular, düzenleyici otoritelerin bu meslek ile ilgili bakış açıları, beklentileri günden güne ciddi şekilde değişiyor. Artı belki bilmiyorum çok fazla bahsedilmedi ama insan kaynağı değişiyor yani bu mesleğe giren jenerasyonun kariyer beklentisi, nasıl bir iş ortamında çalışacağıyla ilgili beklentiler değişiyor dolayısıyla kalite derken, kurumsallaşma derken aslında bu değişim trendlerini çok iyi anlamamız lazım, daha sonra çok kısaca şeffaflığa değineceğim çünkü şeffaflığın tanımında bir kavram kargaşası olduğunu düşünüyorum zaman zaman şeffaftan ne anladığımızı yanılıyoruz, son olarak da çok kısaca dünya vizyonu 2050’deki etraftaki çalışmalara ve geçtiğimiz haftalarda yayımlanan Türkiye’nin vizyonu 2050 raporu ve burada aslında hep altını çizdiğimiz sürdürülebilir dünyaya nasıl ulaşırız sorusunda ve bu denklemde bizim müşterilerimiz olan iş dünyasının, regülatörlerin ve en önemlisi mesleğimizin rolü nedir, diye bunlara çok kısaca değinerek hemen toparlayacağım.

Şimdi nasıl bir ortamda mesleğimizi icra ediyoruz? Her gün gazeteyi açtığımızda dünyadaki bütün dengelerin, gelişmekte olan toplumlara ama bunun özelinde de Türkiye eksenindeki coğrafyada çok ciddi bir değişim var ve bu onuncu ekonomi olma 2023 vizyonu

31

Page 32: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

aslında çok ciddi bir platform sağlıyor, şunu itiraf etmeliyim aslında Türk iş hayatı ki biz oraya hizmet ediyoruz şunu unutmayalım biz aslında profesyonel hizmetler sektörüyüz yaptığımız iş itibari ile, Türk iş dünyası bu vizyon etrafında kenetlendiği sürece bizden istenen talepler de bunun etrafında ciddi şekilde değişiyor, dolayısıyla denetimden beklenen kalite, müşteriye yaratılacak ilave değer sadece önünüze ulaşan bir mali tablonun bu doğrudur diye bir mührü, damgası değil, bu süreç yürütülürken müşteriye yaratılan katma değer çok önemli hale geliyor ve burada şunu hemen itiraf edeyim; Türk şirketler için çok ciddi bir değişimden geçiyor arkadaşlar dolayısıyla bizim geçmişte onların belki de çok daha fazla anlamadığı finansal, mali tabloların doğru olmayan kısımlarını düzelterek, onlara yarattığımız değer kalmadı dolayısıyla şuanda meslek aslında bütün bu süreçleri, o mali tabloları ortaya çıkarken, o süreçler oluşturulurken, ne kadar risk odaklı bir yapı kurulmuş müşteride biz buna nasıl bir denetim yaklaşımıyla bir değer katarak neticesinde kamu için, bütün kullanıcılar için tabii ki bu kullanıcılardan gelen baskıyla bütün süreçlere çok daha katı kurallarla bakan, otoritelerle beraber böyle bir ortamda çalışıyoruz dolayısıyla bence bu dinamikleri çok iyi anlamak ve bu dinamikleri anlamaya vakit geçirmek lazım çünkü ben Türk Ticaret Kanunu çerçevesindeki bütün tartışmaları, kanunda yazan sözleri tekrar tekrar bütün sunumlarda tekrarlama olarak görüyorum, kanun zaten bir metin, ne yapılacağı belli yani verdiği görevler belli beni yanlış anlamayın ama bu görevleri nasıl dolduracağımız, onun arkasındaki arka planı bence çok önemli onun için önümüzdeki dönemde belki de kurumsallaşmada biraz geciken arkadaşlarımız olayı şöyle de basite indirgemesinler, üç beş kişi bir araya geleceğiz daha çok insana yatırım yapacağız, belli ölçüde metotları da kuracağız inanın bu maalesef yeterli olmaktan çıktı. Yani ben şöyle belki bir serbest muhasebeci olarak kendi kariyerimden bir parantez açarsam, ben 1980 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldum. 1981 yılında Türkiye’de denetim, bağımsız denetimin olmadığı ve hatta Dünya Bankası adına yaptığımız denetimlerden dolayı bize ödenen ücretlerin Kanunen Kabul Edilmeyen Gider kabul edildiği bir dönemde bu mesleğe başladım, daha sonra hiç söylememe gerek yok biliyorsunuz SPK, BDDK ve şimdi Türk Ticaret Kanunu. Ama şuanda gelinen noktada bütün bu kurumlar dahi özellikle burada da bahsedildi, bu dünyada yüzyıllardır yapan kurumlar kendi iş yapış şekillerini belli ölçüde transform ediyorlar çünkü şöyle dünyada ekonomik krizin getirdiği çok önemli bir boyut var, biliyorsunuz profesyonel bir hizmet sunuyoruz, karşılığında mutlaka bir gelir ve bu gelirin eğitimi, elemanları hele de yeni iş hayatına katılan, beklentileri son derece agresif olan, iyi para kazanıp daha kaliteli hayat peşinde koşan, kaliteli beyinleri buraya almak için bu bir maliyet ama bütün bu oluşan maliyetlerden sonra bunun alıcısına baktığımız zaman dünya rekabetinde son derece marjınları düşmüş, aldığı her hizmetteki marjınları düşürmeye çalışan da bir iş dünyası var, bu aslında iki açısından bakıldığında çok zor bir denklem, ben açıkçası içinde bulunduğum kurum 30. yılını Türkiye’de doldurdu, 2250 civarında bir kadromuz var, açıkçası ben düşündüğüm zaman bu transformasyonda son derce kurumsal, kaliteden hiç fedakarlık yapmadan, bu işi daha iyi nasıl yapabiliriz üzerine kafa yoruyoruz dolayısıyla bu mesleğe kurumsal olarak, yeni yapılarla girecek arkadaşlarımıza çok önemli bir tavsiyem var, yapacağınız kuracağınız her yapıda verimliliğe ve maliyet unsuruna ama kaliteden hiç fedakarlık etmeden maliyet hususuna çok, çok çok dikkat edin. Bizim işimiz böyle çok lüks ofisleri, büyük odaları isteyen bir iş değil, bugün teknoloji ile bir blakberry ile, bir computer ile her yerde çalışılabilir, dolayısıyla yeni bir dizayn yapıyorsanız lütfen burada daha

32

Page 33: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

verimliliğe yönelik, maliyeti düşürücü ama kaliteden hiç fedakarlık etmeden, şimdi bu çok zor bir denklem biraz evvel SPK’dan Kürşat Bey’de bize şeyi söyledi, bağımsız denetimde iş yapılırken diğer hizmetlerin verilmemesi dolayısıyla eğer bağımsız denetim yapılıyorsa farklı işlerin yapılmaması ama bu da aslında bizi düzenleyen otoritelerin düşünmesi de üzerinde gereken bir konu, beni yanlış anlamayın bugün dünyadaki büyük kurumlar şöyle algılanıyor hani bunlar muhasebe işte şirketlerin denetimi sırasında müthiş bir bilgi paylaşımına ulaşıyorlar, daha sonra bu bilgi paylaşımından her türlü müşterideki işleyişlere şey yapıp, milyonlarca dolar ücretlerle bu şirketlerle olan bağımsızlıklarını yitiriyorlar bunu bence üzerinde çok iyi analiz edilmesi lazım çünkü hepimiz biliyoruz çünkü serbest muhasebeci mali müşavirlere bu odada hitap ediyorum, bu meslek çok fazla pirim verilen bir meslek değil ama bu meslek aynı zamanda da müthiş bir donanım isteyen bir meslek dolayısıyla bu donanım mutlaka bu tür hizmetlerle şekillendirilmesi lazım nitekim bunu diyen aslında Kürşat Bey daha sonra şunu çok haklı olarak söyledi ki kendisine tümüyle katılıyorum bu mesleğin partnerlerinin, ortaklarının sadece SMM değil başka yetkinlikleri olan çok daha komple takımların olması gerektiğini söyledi, burada aslında kendi içinde biraz bir çelişki var, bunun üzerinde biraz çalışmamamız lazım bu dünyada tartışılıyor biliyorsunuz Green Paper var, mesleğin daha kaliteli yapılması ben şunu çok iyi anlıyorum, kanun koyucuların üzerinde dünyada yaşanan hakikaten şeffaflığın aşılmasından dolayı olan konular üzerinde çok ciddi bir baskı var, dolayısıyla haklı olarak bu mesleğin hem kaliteli hem de kaliteyi zedeleyecek ticari kaygıların ortadan kalkması için uğraşıyorlar ama bu denklem çok kolay bir denklem değil dolayısıyla buradaki maliyet unsurunu mutlaka çok iyi dizayn etmemiz lazım ama onunda önemlisi bu meslek kaliteli olarak iyi beyinlerle yapılıyor, bu beyinlerinde piyasada bir maliyeti var dolayısıyla bunun altını özellikle çizmek isterim.

Şeffaflığa hızla değineyim, aslında şeffaflık talebini özellikle Türk Ticaret Kanunu kapsamında çok boyutlarla tartışıyoruz. Özellikle toplantılarımıza daha küçük boyutlu işletmelerden gelen arkadaşlarımıza eğitimlerde Türk Ticaret Kanunu’nun getirdiği şeffaflıkla ciddi bir şekilde rekabette dezavantaj yaratacaklarını düşünüyorlar. Ama şunu çok net söyleyeyim bugün çevremizde olan şeffaflık ile ilgili taleplere baktığımızda, buna Arap ülkelerinde olan baharı da ilave edebiliriz, bugün bütün toplumlar her bilgiyi kullanan daha çok bilgi istiyor. Dolayısıyla Türk Ticaret Kanunu’nun getirdiği şeffaflığı, Türk Ticaret Kanunu’nun Türkiye’ye getirdiği bir lüks olarak algılamak son derece yanlış! Aslında bu dünyanın bir talebi, iş hayatının bir talebi, toplumların ve her kullanıcının yani oraya parasını koyan herkesin talebi, dolayısıyla şeffaflığı bu boyutta tartışma ortamına çekmeyi hepimiz birçok seminere, toplantıya katılıyoruz bu boyutta tartışmayı çok daha önemseyelim diyelim. Benim burada hemen kendimle ilgili bir belki anımı da sizlerle paylaşmak isterim. Biraz evvel söyledim, ben mesleğe başladığımda Türkiye’de bağımsız denetimle ilgili bir yasa yoktu biz Türkiye’de ki şimdi Türkiye’nin çok büyük kurumları o dönemlerde büyük kurumları değildi bu kadar, onların Dünya Bankası’ndan aldıkları krediler için denetlerdik. Türkiye’de gene UFRS yoktu, o zaman önce US GAAP sonra UFRS Türkiye’de zorunlu olmadan da dünya piyasalarının istediği formatlar olarak ben bütün kariyerim boyunca bunlar üzerinde çalıştım, bir büyük kurumun aileden çok üst düzey chairman’i benim o dönemde dünya başkanım gelip kendisini ziyaret ettiği zaman bizi Dünya Başkanına şikayet etti, dedi ki Cansen Hanım bize geliyor, mali tablolarımızın üzerinde bir sürü dip not hazırlattırıyor, zorluyor, dip notlara

33

Page 34: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

bakıyorlar, tekrar tekrar kocaman raporlar çıkarmaya bizi zorluyor ve bizim rakiplerimizin karşısında denetlenmeyen rekabet avantajımızı zor duruma bırakıyor. Bu çok yanlış bir rekabet konumlandırılması ama bu yeni bir gelenek değil hep vardı ama şu anda çok farklı bir dünya piyasasında rekabet eden KOBİ’lerimizde 21. Yüzyılda böyle bir şeffaflıkla rekabet arasında bağlantı kurmaya izin vermeyelim çünkü izin verdiğimiz sürece onlar dünya rekabetinde yer kaybedecekler, onların yer kaybetmesi demek bizim ülke olarak onuncu ekonomi hayalimize sekte dolayısıyla refahımıza sekte.

Son olarak da belki basından takip etmişsinizdir ama mutlaka dünyanın sürdürülebilirlik ajandasındaki gelişmelere dikkatinizi çekmek istiyorum çünkü artık dünya şunun çok net farkında bütün kaynakların doğru kullanılması lazım, çünkü kullanmadığımız zaman bize yetmeyecek bir dünyaya doğru gidiyoruz dolayısıyla burada bizim mesleğimize de çok ciddi sorumluluklar düştüğü gibi önümüzdeki döneme yönelik sürdürülebilirlik konusundaki raporlamaların çok farklı denetimleri ortaya çıkıyor onun için de hakikaten kurumlarımızda sadece muhasebe işletme backraundlu arkadaşlarımızın değil, çok farklı uzmanlıkların olması gerekecek, bugün dünya karbon emisyonlarının denetlenmesini istiyor bilmiyorum ne kadar farkındasınız ama Türkiye’den Eczacıbaşı Holding son iki senedir sürdürülebilirlik ile ilgili dünyaya yayımladığı raporlarını aynı zamanda bize denetlettiriyor biz bu denetimleri yaparken çok farklı dünyadan uzmanları kullanıyoruz, environment’tan sorumlu, çevre, kimya dolayısıyla mesleğimiz hakikaten ileriye dönük çok daha kompleks hale geliyor, finans raporlamanın, finansal raporlama belli bir ayağı olarak kalacak dolayısıyla ileriyle ilgili planlarınızda da böyle bir vizyonu da sizlerle paylaşmak isterim. Rapor Türkiye içinde hazırlandı aslında TÜSİAD tarafından dolayısıyla Türkiye’nin de bir 2050 vizyon yol haritası var, bütün buradaki cevaplandırmaya dünyanın ve Türkiye’nin cevaplandırmaya çalıştığı soru aslında sürdürülebilir bir dünyayı nasıl kavuşuruz bu denklemde iş dünyasının rolü nedir? Bizler hem iş dünyasının temsilcileri olarak hem kendi kurumlarımızla hem de iş dünyasının temsilcilerine verdiğimiz hizmetlerde kendi rolümüzü bu anlamda da bir kere daha düşünmek zorundayız diyerek sözlerime burada son veriyorum, çok teşekkürler.

OTURUM BAŞKANI_

Efendim, söz sırası Sayın Bora Topaloğlu’nda.

BORA TOPALOĞLU_ MALİYE BAKANLIĞI _

Sayın TÜRMOB Başkanı, Değerli Oda Başkanları ve çok değerli hazirun hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bilindiği üzere 01.01.2013 tarihi muhasebe ve denetim mesleği açısından bir milat ve yeni TTK ile muhasebe, denetim alanında ülkemiz büyük bir değişim geçirecek ancak bu gelişimin temel üç tane değişkeni var. Kimler bu değişkenler? Firma sahipleri, devlet ve meslek örgütü yani siz meslektaşlar. Bu değişimde elbette ki bu değişimin tarafları belirli alanlarda direnç gösterecektir. Firma sahipleri açısından bunu değerlendirdiğimizde, firma sahipleri belki muhasebe alanında bu değişimi çok fazla fark edemeyecekler ama bağımsız denetim alanında bu değişimin farkında olacaklar, belki kendilerine ekstra maliyetler gelecek, bu bağımsız denetimin maliyetini yüklenmek istemeyecekler firma sahipleri açısından konuyu değerlendirdiğimizde bu türden dirençlerin olması mümkün. Devlet açısından konuyu değerlendirdiğimizde eski

34

Page 35: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Cumhurbaşkanlarımızdan birisinin bir sözü vardır der ki; “Devlette çarklar kolay kolay işlemez ancak çarklar bir kere işlemeye başladığında önünde kimse duramaz” emin olun devlette de bu değişim farkına varıldı ve çarklarda işlemeye başladı. Maliye Bakanlığı olarak bizler özellikle Türk Ticaret Kanunu’na adaptasyon ve uyum sürecinde bir takım değişiklikler yapıyoruz, bu değişiklikler temel olarak Vergi Usul Kanununda ve tek düzen hesap planında olmak üzere iki ana başlıkta tabii bunun bir uzantısı da Vergi Usul Kanunu’nda yapılacak olan değişikliğin uzantısı elektronik defter uygulaması. Anonim şirket, limitet şirket ve şirketler topluluğunun finansal tabloları denetçi tarafından TTK’ya göre uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu, Türkiye Denetim Standartlarına göre denetlenecektir. Anca burada önemli olan husus TTK’nın 397. maddesinde yer alan ve denetçinin denetiminden geçmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun düzenlenmemiş hükmünde olacağıdır. Bunun birçok sonucu olacaktır ve bu birçok sonuç elbette ki ileride ticari kardan, mali kara geçişte düzenlenecek bilançoların ve devlete sunulacak bilançoların batıl olma durumlarının da göz ardı edilmemesini gerektirecektir. TTK’nın muhasebe ve denetim alanında öngördüğü ve de teşvik ettiği en büyük yenilik ise denetim mesleğinin kurumsallaşmasıdır. TTK’da bunun en büyük kanıtı 400. madde de yer alan denetçi tanıtımıdır, 400. maddeye göre denetçi ancak ortakları yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci yeminli mali müşavir unvanını taşıyan bir bağımsız denetleme kuruluşu olabilir. Görüleceği üzere TTK özellikle büyük şirketlerin denetlenmesi açısından kurumsal bir yapıyı öngörmektedir. 3568 sayılı Kanun açısından konuyu değerlendirdiğimizde; ilgili Meslek Mensuplarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre birden çok meslek mensubu da ortaklık bürosu veya şirket kurarak mesleki faaliyette bulunabilirler, dolayısıyla TTK ile 3568 arasında ortak büro açma bakımından herhangi bir sorun görünmemektedir. Denetim kurumsallaşmayı teşvik eden 400. maddeye göre denetçi, bağımsız denetleme kuruluşu ortakları YMM veya SMM olması zorunludur burada özellikle altını çizeceğim hususa geçmeden önce Sayın SPK temsilcisi Kürşat üstadın belirttiği noktaya değinmek istiyorum. Uluslararası muhasebe standartları bildiğiniz üzere birçok alanda işletme yöneticilerine de sübjektif değerlendirme unsurları bırakmaktadır. Aslında sübjektif demek birazcık belki gaddarlık olur ama mesela bir şirket maddi bir duran varlık aldığında bu maddi duran varlığın hurda değerli belirlemesi gerekmektedir. Bu hurda değerini belirleyecek ki bu hurda değerini ilk maliyet bedelinden düşecek ve bunun üzerinde amortisman ayıracaklar bu kadar basit bir süreçte dahi işletme yöneticilerinin inisiyatif kullanabileceği alanlar vardır onun da ötesinde almış olduğu maddi duran varlığa veya işletme birleşmeleri neticesinde finansal tablolarda gözüken maddi duran varlıkların değerlenin neler olacağı hususlarında bir çok uzmanın görüşüne ihtiyaç olacaktır, bu noktada işte bu değerleme hususlarının uzman gözünden, uzman penceresinden değerlendirilmesi gerekmekte olup, bağımsız denetim faaliyetinde bulunan kurumların belki de ortaklarının arasında uzman değerleme, değerleyicilerinin bulunması gerekecektir. Madde metnine göre asıl değinmek istediğim husus kurumsallaşma ile ilgili YMM ve SMM’lerin bağımsız denetim kuruluşlarındaki ortaklıklarıyla ilgilidir. Madde metnine göre YMM’ler kendi aralarında SMM’ler de kendi aralarında bir araya gelebilirler, bu konuda herhangi bir sorun yoktur zaten uygulamada şu anda bu şekildedir. 3568’e göre yeminli mali müşavir, muhasebe ile ilgili defter tutamazlar, muhasebe bürosu açamazlar ve muhasebe bürolarına ortak olamazlar, 3568’in 2. maddesinde yer alan hükümdür. Bunun sebebi de YMM’lerin tasdik hizmeti bir başka anlatımla denetim

35

Page 36: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

faaliyeti yapıyor olmalarıdır. Bu kapsamda değerlendirildiğinde, 3568 ve TTK’nın hükümlerinin birbirine paralel olduğunu söyleyebiliriz, SMM’ler açısından baktığımızda ise TTK bazı alanlarda SMM’lerin yaptığı işler yönünden bağımsız denetçilere kurallar getirmiştir. TTK bağımsız denetçilerin aynı anda yapamayacağı birçok alan belirlemişken sadece vergi danışmanlığı ve vergi denetimi alanında denetçiler açısından kısıtlama getirmemiştir. TTK’da yer alan denetçilerin yapamayacağı işlere ilişkin kısıtlamada altın kural, bir kişinin kendi yaptığı işi denetleyememesidir, ancak bu altın kuralın istisnası vergi danışmanlığı ve denetimidir. Vergi danışmanlığında aslında şirketin finansal tablolarını oluşmasında etkili olduğuna göre bu alanda denetçilerin yapamayacağı işler arasında değerlendirilebilir. Ancak YMM’lerin yaptıkları tasdik hizmetleri yani vergi denetim hizmeti ise özü itibari ile denetim faaliyeti olduğu için farklı bir konumdadır burada bağımsız denetçinin bağımsızlığına helal getirebilecek bir durumun söz konusu olmadığını düşünüyorum. Her ne kadar şahsi görüşüm YMM ve SMM’lerin, YMM sadece tasdik hizmeti veriyorsa ve SMM’de sadece bağımsız denetim hizmeti veriyorsa aynı çatı altında bir araya gelebileceğine dair ise de bu konuda uygulamayı idarenin nihai görüşü belirleyeceği gibi daha net bir hukuki alt yapının da oluşmasına ihtiyaç vardır. TTK’ya göre bağımsız denetim büyük kuruluşlar açısından, büyük işletmeler açısından bir bağımsız denetim kuruluşu tarafından yaptırılacakken KOBİ’ler açısından ise bir veya bir den fazla Yeminli Mali Müşavir denetçi olarak seçilebilecektir. Bu şunu söylemektedir, aslında ülkemizde binlerle, yüz binlerle ifade edilen KOBİ’lerin artık bireysel denetçiler tarafından denetlenebileceğinin önü açılmıştır bununla. Aslında bu hüküm belki de kurumsallaşmanın önünde bir engel olarak görülebilir. Bağımsız denetçilerin, denetlenecek şirketle, organik bir bağının olmaması, özellikle de bir çıkar ilişkisinin olmaması gerekmektedir. TTK’nin lafzından hareket edecek olursak bir SMM müşterisine muhasebe hizmeti verirken, diğer müşterisine ise denetim hizmeti verecektir burada mesleğin kurumsallaşmasında önümüze gelebilecek en büyük engellerden bir tanesi ortaya çıkmaktadır. Bu durum şu şekilde bir örnek verebiliriz; bir SMM başka bir SMM’nin defterini, tuttuğu firmaları denetleyebilecek, kendi müşterilerini de aynı SMM’ye denetletebilecektir. Ancak bu durum TTK’nın bağımsız denetim alanında öngördüğü bağımsızlığı zedeleyecektir. Denetçinin bağımsızlığı açısından bakıldığında ilk etapta hiçbir sorun yok gibi göründe de bu durum denetim mesleğinin kurumsallaşmasının önündeki bir engel olarak karşımıza çıkacaktır ancak söz konusu sorun ikincil düzenlemelerde yapılacak değişikliklerle engellenebilecektir. Ben burada sözlerime son vererek hepinizi saygıyla selamlıyorum.

OTURUM BAŞKANI _

Evet, efendim devlet her zaman örnek oluyor, on dakikada bu kadar güzel konuyu özetledikleri için Sayın Topaloğlu’na özellikle teşekkür etmek istiyorum, söz Sayın özgür Dalgıç’ta.

ÖZGÜR DALGIÇ_ BDDK DENETİM DAİRE BAŞKANI _

Evet, Sayın Başkan, ilk önce Odalarımızın Sayın Yöneticileri, Sayın Panelistler ve muhasebe ve denetim mesleğinin çok değerli emekçileri, bu yaza veda etmeye hazırlandığımız, yaza veda ettiğimiz şu günlerde böylesine güzel bir ortamda düzenlenen bu

36

Page 37: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

güzel panelde konuşmacı olarak yer almaktan kurumumu temsilen çok mutluluk duyduğumu belirtmek isterim bir de davet içinde çok teşekkür ederim.

Tabii sempozyumun en son panelinin en son konuşmacısı olmak çok dezavantajlı bir durum, söylenilen birçok şey söylenmiş oluyor, konuşulmuş oluyor, dinleyiciler konsantrasyonlarını kaybetmiş oluyorlar, bir de en son konuşmacının konuşması hatırlandığı için hep sorular en son konuşmacıya geliyor, dolayısıyla bu çok bu dezavantajlı durumu biraz olsun gidermek için farklı bir bakış açısıyla birazcık bizim denetlemek ve düzenlemekle sorumlu olduğumuz sektör açısından biraz o sektörden bahsetmek ve o sektördeki bağımsız denetim faaliyetlerinden bahsetmek istiyorum, bu amaçla çok kısa bir biçimde bankacılık sistemimizle ilgili bir takım bilgiler vermek istiyorum.

Gerçekten 2001 yılında Türkiye çok önemli bir kriz yaşadı, BDDK’nın yeni kurulduğu bir dönem, kurumumun yeni kurulduğu bir dönem ama o dönemde hakikaten ateşten bir gömlek giymek zorunda kaldı kurumum fakat bu krizden sonra hakikaten alınan tedbirler, bankacılık sisteminde yaşanan yapısal dönüşüm görüyoruz ki bugün global kaynaklı krize, tüm dünyada yaşanan krize bizim aşıl olarak girmemiz sebep olmuştur, ben 2011 krizinin Türkiye’de Türk bankacılık sektöründe bir antikor oluşturduğunu vücutta bir antikor olduğunu düşünüyorum ve dolayısıyla bugün bu krizin çok daha hafif atlatılmasında çok önemli etkisi olduğunu düşünüyorum, tabii burada alınan bir takım temel tedbirlerden bahsedersek bunun en önemlisi Türkiye’de %8 olarak kabul edilen sermaye yeterlilik oranı 2006 yılında yapılan ve o zaman bankalarında büyük tepkisi ile karşılaşılan asgari oranın %12’ye çıkarılması, hedef oranı olarak belirlenmesidir. Bunun çok önemli katkısı olmuştur bankalarımızın sermaye yapısının güçlendirilmesine, güçlü tutulmasında proaktif önlem oluştur, nitekim OECD ülkeleri arasında da bankacılık sektöründe kamunun sermaye desteğine ihtiyaç duymayan tek ülke olmuştur bu dönemde Avrupa’da ki krizde birçok ülke birçok ülke Merkez Bankası, bankaları doğrudan ve dolaylı olarak desteklemiştir. Burada tabii birçok kısa olarak bir anımdan bahsetmek istiyorum. BDDK’nın ilk kurulduğu yıllarda, bugün hakikaten geldiğimiz durumda yaşanan krize rağmen, Türkiye daha önce kötü örnekler arasında gösterilirken bugün en iyi uygulamalar arasında gösterilmekte ve adeta bir yıldız gibi parlamaktadır bunu katıldığımız uluslararası toplantılarda çok büyük bir gururla ve sevinçle gözlemliyoruz. Gerçekten bir yıldız gibi parlıyor herkesin gözü bizim sistemimizin üzerinde bununla ilgili çok güzel bir anım var, biz ilk BDDK kurulduğu zaman diğer ülkelerde bu tür kurullar nasıl çalışıyor? Kurumlar nasıl çalışıyor? Bilgi alışverişinde bulunmak üzere Amerika’ya gittiğimizde, Amerika FDIC’de işte meslek hayatının sonlarına gelmiş yirmi beş veya otuz yıllık bir tecrübeye sahip bir işçi ile sohbet ettiğimizde o şöyle demişti. “Burada hayat çok sıkıcı, çok stabil, risk yok, kriz yok, siz ne güzelsiniz, bakın onuncu yılınızda üç tane kriz görmüşsünüz, ne kadar güzel” diye bana söylemişti. Şimdi zaman zaman o meslektaşım aklıma geliyor Amerika’da ki eğer emekli olmadıysa herhalde hayatında aradığı heyecanı fazlasıyla bulmuştur diye düşünüyorum, gerçekten o tecrübe Türkiye’de krizler sırasında yaşanan tecrübe bugün hakikaten bu krizi hafif atlatmamızda en önemi etken olmuştur. Baktığımız zaman hakikaten bizim yaptığımız, o zaman yaptığımız düzenlemelerin bugün bir çok ülke tarafından yapılmaya, benimsenmeye, Avrupa’daki ülkeler tarafından benimsenmeye çalıştığını görüyoruz, özellikle kar dağıtımları konusundaki muhafazakar yaklaşımımız yine bankaların bu krizi daha hafif atlatmasında önemli yapısal tedbirlerden biri

37

Page 38: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

olmuştur, hemen 2008 yılı başlarında krizin Amerika’da ki krizin baş gösterdiği, somutlaştığı zamanlarda karşılık yönetmeliğinde yaptığımız değişiklikler, yine bankaların ve şirketlerin kriz sürecine daha az maruz kalmalarına sebep olmuştur, diğer mali kurumlarında BDDK denetim içerisine alınması, finansal sistemin derinleşmesine katkı sağlamıştır özellikle bugün çok sık karşılaştığımız BASEL 3 kapsamındaki değişiklikler incelendiğinde, likidite, sermaye tamponu ve kar dağıtımı ile ilgili hususların BDDK tarafından aslında kriz öncesinde alınan proaktif önlemlerle büyük ölçüde benzeştiğini görüyoruz. Bu da ayrıca bir gurur kaynağı…

Yine bu düzenlemelerin yanı sıra kurumumuzca bankalarda gerçekleşen denetimde de yapısal değişiklikler olmuş, risk odaklı denetim gibi daha etkin yöntemler kullanılmaya başlanmış ve bankaların bilgi denetimi teknolojilerine de özel bir önem verilmiştir.

Şöylece bir bakarsak, bir fikir vermesi açısından kredilerin takibe dönüşüm oranı olumlu yönde azalmaktadır, sermaye yeter rasyosu karların ve kar marjlarının azalması sebebiyle karların düşmesi sebebiyle bir miktar düşmüş olmakla birlikte halen %12 seviyesinin çok üzerlerinde, %17 ortalamasındadır ki bu birçok Avrupa bankasında sermaye yeterlilikleri %8’in altına hatta %4’ün altına düşmüştür. Seçilmiş rasyolara baktığımıza bankacılık sisteminin diğer ülkelere göre daha sağlıklı bir yapıda olduğu görülmektedir. Çok basit bir swot analizine bakarsak, göz atarsak, bizim bankacılığın güçlü yönlerinin en önemlisi nitelikli iş gücü ve teknolojik gelişmişlik olduğunu görüyoruz. Birçok Avrupa ülkesinde olmayan, bilinmeyen teknoloji sayesinde birçok yenilik, reklamlarda da görüyorsunuz Türk bankacılık sisteminde uygulanmaya başlanmıştır yine konuşmamın başında belirttiğim gibi krizlerden kazanılan tecrübe gerçekten sistemde bir antikor etkisi yaratmıştır.

Risk kültürünün gelişmesi ve iç kontrol sistemlerinin kurulması yönünde atılan adımlar, önemli olmuştur, yine toksik ürünlerin yatırım yapılmamış olması da tabii bu krizde bankacılık sistemimizin daha sağlıklı olmasına göstermiştir.

Tehditler veya riskler olarak bakarsak en önemli riskler finansal sistemin hala banka ağırlıklı bir yapıda olması dolayısıyla derinliğinin sağlanamamış olmasıdır, bununla ilgili de olumlu adımlar gelişmeler olmaktadır. Yükselen cari açık, ekonominin kırılgan yapısı bu zaten hep söylenilen, konuşula gelinen bir şey. Bankacılık sisteminin değil ama bankacılık sisteminin borç verdiği, kredi verdiği reel sektörün yüksek kur ve faiz riski bankacılık sisteminin önündeki en önemli risklerden biri olarak gözükmektedir. Tabii ki hemen yanı başımızdaki komşumuzdaki ve diğer Avrupa ülkelerindeki borç krizinin etkileri de şüphesiz rüzgarı da bizi etkileyecektir, bu da risklerden biri olarak gözükmektedir. Şimdi bankacılık açısından bağımsız denetime bakarsak eğer diğer işletmelerle karşılaştırıldığında bankacılık ürünleri çok daha karmaşık türev ve yapılandırmış ürünlerin çok olması, mali enstrümanların karmaşık olması, tablolarda hata ve yanlışlık içerme ihtimalini diğer işletmelere göre çok daha fazla arttırmaktadır, bu yüzden mali tabloların banka mali tablolarının bağımsız denetimi, diğer işletmelere göre çok daha büyük önem arz etmektedir. Bankaların bizim denetimimiz açısından da bizim en önem verdiğimiz sacayaklarından bir tanesi de bankaların bağımsız denetimidir. Yani bağımsız denetim, değerleme, derecelendirme sacayaklarından belki de en önemlisi bizim için banka, kamu denetimi için bağımsız denetimdir. Bağımsız denetimin bankalardaki bağımsız denetim sadece muhasebe veya mali tablo denetiminden ibaret

38

Page 39: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

olmayıp onun ötesine geçmiştir. Özellikle bankaların bilgi işlem sistemlerinin denetimi son zamanlarda önem verdiğimiz ve uzmanlık gerektiren bir alan olmuştur. Yine yeni Türk Ticaret Kanunu’nda da yerini bulan bankaların risk yönetim sistemlerinin, bankaların iç kontrol sistemlerinin süreçlerinin, buna ilişkin süreçlerinin denetiminde bankacılıktaki bağımsız denetimin farklı kılan öğelerden birkaç tanesidir. Bu yüzden bankalarda bağımsız denetim yapacak şirketler için özel usul, esaslar ve lisanslama süreci getirilmiştir. Şu anda bankalarda bağımsız denetim yapmaya yetkili 42 tane şirketimiz var bizden yetki almış, bu şirketlerin çoğunluğu gerek bankalarda gerekse banka dışı mali kurumlarda factoring, leasing ve tüketici finansman şirketlerinde etkin bir şekilde denetim faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Bizim düzenlemelerimizle getirdiğimiz kurallara baktığımız zaman aslında pek çoğunun bağımsız denetim şirketlerinin kurumsallaşmasını sağlayıcı, zorlayıcı, katkı sağlayıcı nitelikte olduğunu görüyoruz. Düzenlememizde mesleki ilkeler belirlenmiş durumda, bağımsızlığa ilişkin, bağımsızlığı zedeleyici yapılmaması gerekenler belirtilmiş durumda. Denetim süreçleri ve teknikleri ayrıntılı bir şekilde belirlenmiş durumda kalite güvence sistemi ki çok önem verdiğim bir konu maalesef bizim şirketlerimiz tarafından gerekli önemin verilmediği, denetim döngüsü içerisinde üzerinde önemle durulmadığı ve durulamadığı konulardan bir tanesi kalite güvence sistemi. Daha sonra yine bahsedeceğim ondan ve mesleki sorumluluk sigortası bunlar Türkiye’de özellikle bankacılıkta, bağımsız denetimin saha kurumsal bir şekilde yapılmasını sağlayacak düzenlemeler aslında. Bağımsızlıkla, bağımsızlıkla ilgili olarak söylemek istediğim bir konu var rotasyon konusunda çok kısa birkaç cümle ile değinmek istiyorum, bizim düzenlememizle BDDK düzenlemesi ile bir denetçinin bankada en fazla sekiz yıl boyunca denetim yapabilmesi şartı getirilmiştir, 2002 yılında uygulamaya başlamış olan bu hüküm, 2002 yılında somut uygulamasını bulmuştur. 2010 yılında 15 adet bankanın bağımsız denetçisi değişmiştir bu rotasyondan beklenen tabii fayda hepimizin bildiği gibi, denetim körlüğünün giderilmesi ve denetçi bağımsızlığına katkıda bulunmasıdır. Ancak tüm dünyada uygulanandan farklı olarak bizde denetçi rotasyonundan öte daha öteye geçilerek şirket rotasyonu öngörülmüştür bunun etkileri araştırmaya açıktır özellikle burada yer alan araştırma görevlisi, hocalarımız için önemli bir araştırma konusu olacaktır. Bankacılık sistemindeki denetim şirketi rotasyonundan sonra yaşananların ve bunların etkilerinin araştırılması özellikle TTK ile getirilen bağımsız denetim süreci içinde yol gösterici olacaktır diye düşünüyorum, bunun incelenmesi gereken bir alan olduğunu düşünüyorum.

Çok kısaca sorunlardan bahsetmek gerekirse, özellikle bağımsız denetim şirketlerine şuandaki durumlarına baktığımızda denetledikleri sektörlerin düzenleyicileri nedeniyle çok sayıda düzenlemeye tabiler. SPK’nın halka açık şirketler için, BDDK’nın bankalar için, EPDK’nın enerji şirketleri için, yine Hazine Müsteşarlığının sigorta şirketleri için uyguladıkları çok sayıda mevzuat ve kural var. Bağımsız denetim şirketleri bunlara uyarken zorlanıyorlar, mevzuatlar arasında bazen çelişkiler olabiliyor, dolayısıyla bu önemli sorunlardan bir tanesi olarak görüyorum ben.

İkinci önemli sorun Türkiye Muhasebe Standartları’nın henüz alınan çok büyük, yapılan çok büyük mesafeye rağmen henüz yerleşmemiş olması. Konuşmacılarımızdan bir tanesinin de belirttiği gibi temel noktaları düzenlemesine rağmen uygulamada yorum farklılıkları nedeniyle hala oturmamış olduğunu görüyoruz burada da gerek bağımsız denetim

39

Page 40: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

şirketlerine gerekse meslek temsilcilerine, birliklere ve odalara büyük görev düşmektedir. Muhasebe standartlarının yerleştirilmesinde, yorumlanmasında katkılarının çok büyük olacağını düşünüyorum yine sorunlardan önemli bir tanesi uluslararası denetim standartlarının mevcudiyeti ama Türk Denetim Standartlarının henüz belirlenmemiş olmasıdır, bununla ilgili olarak da adımların atıldığını görüyoruz. Yine konuşmacılarımızdan bir tanesinin özellikle de Kürşat Bey’in söylediği gibi kültürle ilgili olarak, bağımsız denetim kültürünün şirketlerde yerleşmesi ile ilgili olarak önemli mesafeler kat etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şirketler, hala en kurumsallaşmış olduğunu kabul ettiğimiz bankalarımız bile sıradan bir hizmet alımı gibi görmektedirler bağımsız denetimi. Ancak bu bağımsız denetimin bu şekilde görülmemesi şirketin yararına katkısı olacak bir hizmet alımı gibi görülerek özel önem verilmesi özellikle fiyat konusunda çok fazla da rekabetçi olunmaya çalışılmamasının şirketler açısından iyi olacağını düşünüyorum. Bu yönde de bilincin şirketlere yerleştirilmesi yönünde de birlik ve odalara önemli görevler düştüğünü düşünüyorum bunların şirketlere anlatılmasında, bağımsız denetim Cansen Hanım’ın da altını çizdiği gibi bağımsız denetimin şirketin yararına ve şirket için olması gereken bir olgu olduğuna dair şirketlerin eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum, yine bağımsız denetimle ilgili önemli konulardan bir tanesi kurumsal denetimin yönetimin en temel ilkelerinden biri olan denetim komitelerinin şirketlerde etkin biçimde çalışmıyor olması, bankalarda bu durumu gözlemliyoruz denetim komiteleri kağıt üzerinde kalmış durumda yeterli işlemiyorlar çok küçük bir eleştiri olarak Türk Ticaret Kanunu’nda denetim komitesine büyük ağırlık verilmediğini görüyoruz oysa SOX’ta baktığımız zaman bağımsız denetimin tamamlayıcı olan en önemli konulardan bir tanesi denetim komitesi, denetim komitesinin en önemli görevlerinden biri bağımsız denetçinin seçiminde, bağımsız denetçiyle yürütülen ilişkilerde etkin ve aktif olması dolayısıyla denetim komitelerinde kurumsal denetim ilkeleri kapsamında daha etkin bir şekilde işlemesinin bağımsız denetim mesleğine katkı sağlayacağını düşünüyorum, yine önemli bir risk olarak gördüğüm bir konu bağımsız denetim faaliyetleri ile danışmanlık faaliyetlerinin iç içe geçmesinin bağımsızlığı zedeleme ihtimali bu önümüzdeki günlerde Türk Ticaret Kanunu ile açılan yolun yolda ilerlerken şirketlerin önüne çıkabilecek en önemli konulardan bir tanesi, diğer bir konu insan kaynağının bu şirketlerde, bağımsız denetim şirketlerde özellikle de bankaları denetleyen şirketlerde insan kaynağına yatırım yapılması ancak bunun yönetilmesinde bir takım sıkıntılar olması özellikle personel sirkülasyonun bu alanlarda çok fazla olması da önemli etkenlerden bir tanesi bir diğer burada belirtmediğim, burada yazmayan ama bir diğer olarak önemli gördüğüm konulardan bir tanesi de yine mesleki sorumluluk sigortası. Özellikle bağımsız denetçiler için gündeme gelebilecek mesleki sorumluluk sigortasının yaptırılmasının kendileri için son derece yararlı olduğunu düşünüyorum. Ancak Türkiye’de sorumluluk sigortası “liability insurance” dediğimiz sorumluluk sigortasının şartlarının daha tam olarak yerleşmemiş, oturmamış olması bu konuda önemli bir eksiklik dolayısıyla Hazine Müsteşarlığı tarafından özellikle mesleki sorumluluk sigortasının şartlarının yerleştirilmesine yönelik çalışmaların yapılmasında son derece yararlı olacağını düşünüyorum.

Çok kısa olarak ve son slayt olarak beklentiler konusunda bahsetmek istiyorum, denetim standartlarının ve meslek ilkelerinin bulunmadığından bahsetmiştik uluslararası denetim standartları var mı? Mesleki ilkeler var ama kendimize özgü mutlaka denetim standartlarının da oluşturulması gerekiyor, buna yönelik olarak da Türk Ticaret Kanunu’nda

40

Page 41: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

adımlar atılmış durumda. Tek mevzuat, tek yetkili kurum gerçekten birçok mevzuat yerine bağımsız denetim şirketlerinin düzenleyecek tek bir mevzuatın olması ve bunun içerisinde belli şirket türlerine yönelik özelliklerin kısımların belirlenmesi ve özellikle denetim yapacak olan şirketlerin lisanslamasının da tek bir kurum tarafından yapılmasının son derece yararlı olacağını düşünüyorum. Denetleme üst kurulu adı altında Türk Ticaret Kanunu’nda böyle bir kurumun belirlendiğini görüyoruz, bu kurulun oluşturulması aşamasında bu konuda daha önce tecrübesi olan SPK, BDDK gibi kamu otoritelerinin de katkısının olacağından ve bunun beklendiğinden şüphem, hiç şüphem yok zaten işin doğalında bu olması gerekiyor yine kalite güvence sistemi çok önemli kurumsallaşma anlamında diğer konuşmacılarda, sayın hocamda üzerinde çok durduğu için burada çok kısa geçiyorum, kalite güvence sitemine önem verilmesi ve bunun şartlarının yerine getirilmesi kurumsallaşma açısından atılacak çok önemli adımlardan bir tanesi yine az önce bahsettiğim gibi denetim komitelerinin kağıt üzerinde kalmaması, bağımsız denetim ve danışmanlık faaliyetlerinin kesin çizgilerle birbirlerinden ayrılması da sektörün gelişmesine çok nemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum.

Bu zamana kadar mutlaka çok fazla şey söylenildi, konuşuldu gerçekten Türk Ticaret Kanunu bir bağımsız denetim mesleğinin önünde bir kapı açıyor ama bağımsız denetim bu kapının sonundaki gül bahçesine giden yol, çok dikenli, taşlı, çakıllı ben kurumsallaşmayı bu dikenli, taşlı, çakıllı yolda o gül bahçesine yürüyebilme kabiliyeti olarak tanımlıyorum. Bu yolda tüm muhasebe ve denetim mesleği temsilcilerine başarılar ve kolay gelsin diyorum.

OTURUM BAŞKANI_

Evet efendim, şimdi geldik işin zor tarafına. Sekiz tane panelisti organize etmek biraz daha kolay da sekiz yüz kişiyi nasıl revize edeceğiz bu kadar güçlü? Şimdi efendim soru alacağız, ama yalnız soru alacağız. Katkı almaya vaktimiz olmayacak, onun için soru soracakların evvela bir görmek istiyorum kaç tane soru var? Ve kendilerini tanıtmalarını ve soruyu sordukları panelistimizin de ismini de belirlemeleri hem cevaplama açısından da önemli ama tekrar rica edeceğim, katkı değil. Buyurun.

FUAT DURUTAŞ _ İSTANBUL _

Hemen soruma geçeyim ama bir şeyi belirtmeden geçemem,

OTURUM BAŞKANI_

Bu sorunuzu kime soruyorsunuz?

FUAT DURUTAŞ_

Ben sorumu sorayım, kim cevap verirse o karar versin, sorum nereye gidecek bilmiyorum çünkü.

OTURUM BAŞKANI_

Bir beş dakika da bize ver. Buyurun.

FUAT DURUTAŞ_

41

Page 42: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Öncelikle benim için en büyük mutluluk Marmara Üniversitesi İşletmeden mezun olurken en son kalan dersim Yönetim Muhasebesiydi, hocam da Sait Sevgener’di, Sayın Sait Sevgener’di. Onu burada görmekten de çok mutluyum. Mayıs 2011’de Sayın Hocam Prof. Ünal Tekinalp’in Türk Ticaret Kanunu’nun getirdiği yenilikler diye bir seminerine katıldım. Ondan sonra ilçe toplantılarında, ilçe toplantısında, Kadıköy ilçe toplantısında Sayın Başkan Yahya Arıkan’ın dağın öbür tarafına geçin demesi beni çok etkiledi ve döndüm hemen diğer meslektaş arkadaşlarımla görüşmeye başladım. Dedim ki, böyle böyle denetime doğru gidiyoruz, arkasından domain’imi aldım, internette kullanacağım şimdi Sayın Hüsnü Güreli’nin konuşmasından sonra daha da bir cesaret geldi, bu işi yapmaya karar verdim. Bir limitet şirket kurarak bu işe başlayacağım, iki kişilik, iki kişiyle kuracağım bir limitet şirketle denetim yapabilir miyim? Bunu öğrenmek istiyorum, bu soruyu kim cevaplayacak bilmediğim için isim söyleyemedim, isim söyleyemedim. Teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI_

Soruları alalım toplu cevap verelim o zaman. Başka soru var mı efendim?

HAKAN ERARSLAN_İSTANBUL _

Benim sorum tek düzen hesap planıyla ilgili, Maliye Bakanlığı temsilcisi Sayın Bora Bey, tek düzen hesap planıyla ilgili çalışmalar olduğunu söyledi, TMSK’nın da hesap planıyla ilgili bir çalışması olduğunu biliyoruz, iki hesap planıyla çalışmaya devam mı edeceğiz? Yoksa hakikaten tek bir hesap planı üzerinden mi dünya devam edecek, muhasebe dünyası?

OTURUM BAŞKANI_

Teşekkür ederim, evet efendim başka soru var mı?

AHMET İNCİ_ ANTALYA _

Üç sorum olacak, ikisi Sayın Nejat Bozkurt’a onları sorayım önce, yapılacak olan eğitimler sonunda kaç meslek mensubunun eğitimi tamamlanması bekleniyor 01.01.2013 tarihine kadar? Bir de yapılacak olan eğitimler sonunda bir değerlendirme, ölçme, değerlendirme yapılacak dediniz bunu bir sınav olarak mı değerlendirmeliyiz? Yoksa ne şekilde olacak? Son sorum da Sayın İmdat Ersoy’a, kurulacak olan meslek mensupları arasında bağımsız denetim kuruluşları arasında bir sınıflandırma olması gerekiyor mu? Yani dün, dün Tuba Hoca, bağımsız denetim kuruluşlarının eğer büyük bir şirketin denetimi ile karşı karşıya kaldığınızda bu şirketin denetimi yapamayacak durumdaysanız, kabul etmemeniz gerekir gibi bir cümle kullandı bu da bağımsız denetim kuruluşları arasında acaba bir sınıflandırma olması gerektiğini öngörüyor mu? Teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI_

Evet efendim.

LEVENT ÖZAY_ MANİSA SMMM ODASI _

42

Page 43: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Efendim bir limitet şirket iki kardeş %50, 50 ortaklar, akaryakıt istasyonları veya bir takım fabrikaları var, 15 yıllık bir şirket ciroları iyi, dün eşlerinden dolayı kavga ettiler, iki kardeş yan yana getiremiyoruz. Yeni TTK yani 01 Temmuz 2012’den sonra bu 50, 50 limitet şirketin iki kardeşin bu kavgasıyla Nejat Hoca’nın biraz önce bahsettiği gerçekten çok hoş, yani on tane işçi çalışıyor, tazminatları var, birçok katma değer yaratıyorlar ama sırf inatları yüzünden birlikte de olamıyorlar. Şirket herhalde yok olacak falan gibi, İmdat Bey’de bu konuda cevap verebilir ama bu yeni TTK ile ne yapmalı ki bunları biz şu anda bir şey yapamayacağız ama ölmelerini önlemeliyiz, teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI_

Evet, efendim, siz arkada el kaldıran arkadaşım.

TURGUT SARIGÜL_ İSTANBUL _

OTURUM BAŞKANI_

Efendim ayağa kalkarsanız, sizi film, ekranda da görünebilirsiniz,

TURGUT SARIGÜL_

İki sorum var benim, birincisi Nejat Bey’e, denetçi eğitmen adaylarının seçme kriterleri neydi? Adil olduğunu düşünüyor musunuz? Şundan dolayı soruyorum, on beş yıllık muhasebeciyim, bu mesleğin içindeyim, Türkiye’de toplamda 2500 kişide bulunan bağımsız denetim lisansına sahibim, tecrübe sahibiyim ve başvurdum ve edilmedim, bende olmayan kalifikasyon seçilen adaylarda hangi kriterlerde vardı? Merak ediyorum. İkinci sorum, ikinci sorum Ülkü Bey’e, bağımsız denetim yapacak denetim şirketlerinin denetleyecekleri şirket sayısında kaliteli denetim anlamında bir sınırlama getirilmesi düşünülüyor mu? Teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI_

Evet, efendim arkadaki arkadaşım. Son iki soru alacağım, bundan sonra.

MEHMET OKKALI_ ANKARA _

Bana göre en önemli sorunlardan bir tanesi de bize denetim yaptıracak olan firmaların Ticaret ve Sanayi Odalarıdır. Şuan Ticaret ve Sanayi Odalarının görüşleri kendilerine ek yük getirileceğini düşünmektedirler ve denetimin 2013 yılında uygulamaya girmesini engelleme çalışmaları yapmaktadırlar. Ben sorumu Ülkü Bey’e yöneltiyorum, burada TÜRMOB’un duruşu nasıl olacak çünkü yarın başarı veya başarısızlık muhakkak TÜRMOB’a fatura edilecektir, bu konuda görüşlerini almak istiyorum, teşekkür ediyorum.

OTURUM BAŞKANI_

Evet efendim.

METİN AKSOY_ İZMİR _

43

Page 44: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Özür dilerim Bora Bey’in soy ismini göremedim, not da alamadım Sayın Maliye yetkilisine bir sorum var. 5 Ekim itibari ile Vergi Konseyinin de gündemine gelmiş galiba burada tam inceleyemedik, Maliye Bakanlığı vergi açısından tamam da muhasebenin usulünü de değerlendirme de katkılar sunardı veya işe müdahil olurdu şimdi Maliye Bakanlığı tamamen muhasebe usul ve esaslarının belirlenmesinden çekiliyor diyebilir miyiz? Şu son taslak çalışmayla ilgili bir de çekiliyorsa bunun amacı ne olabilir? Bunu öğrenmek istedim.

OTURUM BAŞKANI_

Mikrofonu verir misiniz?

EDİP ERSÖZ_ YOZGAT _

Benim sorum İmdat Bey’e olacak şuan tasfiye haline gelişmiş veya reysen mükellefiyeti bitirilmiş ama aktif olmayan şirketlerin üzerinde gayrimenkulleri vs. var ise bu konuda yapılan çalışmanın neticesi nasıl olacak onu öğrenmek istiyorum, vergi borçları var, gayrimenkulleri var vs. falan bu konuda yetkili bulamıyoruz. Aynı zamanda bu geçmişe yönelik kurulmuş olan işçi şirketleri vardı onlarda büyük bir kangren gibi hala önümüzde duruyor ben bütün panelistlere ve özellikle bu sempozyumu düzenleyen İstanbul Odasına teşekkürlerimi iletmek istiyorum, hepinize saygılar sunuyorum.

OTURUM BAŞKANI_

Son soru.

SUAT ÖZSOY_ KAYSERİ MALİ MÜŞAVİRLER ODA BAŞKANI _

Benim özellikle TÜRMOB bu konuda eğitim alanında bir örnek diye düşünüyorum bu konuda da bu sempozyumda bir şeyin altını çizerek öğrenmiş olduk ki 01.07.2012, 01.01.2013 tarihinin değişmeyeceği, bu kanunun uygulamaya gireceği bu çok önemli, meslektaşlarımızın da gerek psikolojik olarak gerekse eğitim olarak buna hazır olması gerektiği, benim asıl merak ettiğim konu Türk Ticaret Kanunu ile ilgili kurum ve kuruluşların bu konuda eğitim seminerlerine katkıda bulunup bulunmayacağı, bu vesileyle, bu vesileyle başta İstanbul Oda Başkanımız Yahya Arıkan olmak üzere yönetime ve bu sempozyuma katkı sunan herkese teşekkür ediyor, kutluyorum.

OTURUM BAŞKANI_

Teşekkür ediyorum efendim, şimdi sorularımızı aldık, ben konuşmacılara, panelistlerimize konuşma sırasına göre bir tur daha söz vereceğim, hem kendilerine yöneltilen sorulara cevap versinler, hem de sanıyorum bizim bu zaman telaşımız içinde belki, öyle mi efendim, özür dilerim, buyurun İmdat Bey’den Başlayalım.

İMDAT ERSOY_

Uçağa yetişmemiz gerekeceğinden ikinci oturuma belki katılamayacağım ancak burada yöneltilen sorulara cevap vermek istiyorum, bir arkadaşımız limitet şirketi kurduğunu ve bunu bağımsız denetim faaliyeti bu şirketle gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini

44

Page 45: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

sormuştu. Bildiğim kadarıyla Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenlemelerini hem de Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulu’nun düzenlemelerinde anonim şirket şeklinde kurulmuş olma şartı var. Bizim taslağımızda da opsiyonel, iki tane alternatif tasarımız var, henüz netleşmedi, eğer BDDK ve SPK uygulamalarını esas alırsak, mevcut uygulamalardan hareket edersek anonim şirket şeklinde kurulmuş olması gerekecek bu tür şirketlerin, dediğim gibi o netleşmedi ama çok kısa süre içerisinde sizlere bu konudaki nihai fikrimizi açıklayacağız, yazılı görüşlerle de zaten yayımlayacağız yönetmeliği.

Bir başka arkadaşımız bu bağımsız denetim kuruluşları arasında bir sınıflandırma olacak mı? Biz bunu da işin özelliği dolayısıyla gerekli olabileceğini düşünüyoruz, Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulu’nun düzenlediği, Sermaye Piyasası’nın veya Hazine Müsteşarlığı’nın, Enerji Piyasası’nda faaliyet gösteren şirketlerin özellikleri dolayısıyla birbirinden farklı olduğu dolayısıyla bu şirketleri denetleyecek bağımsız denetim kuruluşlarından da o sektörün ihtiyaçlarına yönelik bir takım hususların alınabileceği yönünde bir kanaatimiz var.

Bu tasfiye ile ilgili bir soru yöneltilmişti, biraz önce bahsettim. Türkiye’deki mevcut gayri faal şirket sayısının ticaret bir şekilde münfesih olmuş veya münfesih olmasına rağmen ticaret sicilinde kayıtları devam eden şirketlerin silinmesine yönelik bir kanun taslağı hazırladık. Bu taslaktaki işleyişi de tekrar hatırlatayım çünkü çok önemli bir sayıda şirketi ilgilendiriyor, çok kısa sürede yasalaşması için sevk edeceğiz. Öncelikle buradaki şirket ve kooperatiflere bir ilan, bir ihtar yükümlülüğümüz var, bu ilan ve ihtara rağmen kendilerinin buna kayıtsız kalması halinde o şirketlerin de ticaret sicil kayıtlarını resen sileceğiz ancak vergi borçları demişti, soruyu yönelten kişi kamusal borçlar bakımından bunlar her ne kadar silinseler de kamusal borçlar bakımından tescil edilmiş son yöneticilerinin veya kooperatiflerde ortaklarının sorumluluklarının devam etmesini öngöreceğiz. Üçüncül alacaklısı olabilir bu şirketlerin, alacaklar içinde bir hak düşürücü süre öngörüyoruz bu hak düşürücü süre sonuna kadar da ilgili şirket ve kooperatifin iflası için yeniden iflası için mahkemeye başvurma hakkı tanınması öngörülüyor, dediğim gibi taslak bir metin özellikle son nokta konmamış ancak çok kısa sürede bunu tamamlayıp sevk etmeyi düşünüyoruz, bir başka arkadaşım ticaret sanayi odalarının kanunun 01 Temmuz itibari ile yürürlüğe girmesini engelleme çalışmasından bahsetti, Türkiye’de Ticaret Sanayi Odaları’nın ve Türkiye Odalar Borsalarının ilgili Bakanlığı ve ilgili Genel Müdürlüğü, İç Ticaret Genel Müdürlüğü dolayısıyla bize bu yönde intikal eden herhangi bir görüşleri ve talepleri yok bilakis iş dünyasının da hem kendi gelecekleri için hem ülkenin içinde bulunduğu koşullar açısından bu yasanın gecikmeksizin süresimde uygulamaya alınması yönünde kararlılık içinde olacaklarını düşünüyorum, teşekkür ediyorum, tekrar saygılar sunuyorum, efendim.

OTURUM BAŞKANI_

Teşekküre diyoruz efendim. Efendim, Ülkü Bey, Ülkü Sönmez Bey.

ÜLKÜ SÖNMEZ_

Sayın Başkan teşekkür ediyorum değerli meslektaşlarım gelen sorulardan bir konunun altını açıkça çizmek gerektiğini hissederek sözlerime başlamak istiyorum. Adına bağımsız

45

Page 46: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

denetim diyoruz ama şu anda Türk Ticaret Kanunu’nun 400. maddesindeki söylev ile ilgili istem şuanda Sermaye Piyasası Kanunu’na göre yürütülen bir bağımsız denetim değil. Sistem aynı fakat kavramlarımız farklı, şimdi bakın sırf Sermaye Piyasası Kanunu’ndan yetki almak da yetmiyor, BDDK’da denetim yapabilmeniz için BDDK’ya şirketinizi kaydettirmeniz gerekiyor. Enerji Piyasası Denetleme Kurulu’na uygun denetleme yapabilmeniz için EPDK’ya kendinizi kaydettirmeniz gerekiyor. Bir sigorta şirketini denetlemek istiyorsanız sigorta veya finans birliğinin TÜRMOB’la açmış olduğu eğitimlere katılıp oradaki sınavlara girip sigorta şirketlerini denetlemekle ilgili belge almak istiyorsunuz. Bizim konumuz şuandaki konumuz Türk Ticaret Kanunu’na göre halka açık olamayan BDDK kanunlarına tabii olmayan Enerji piyasası Denetleme Kurulu’na tabii olamayan ve Sigorta Finans Birliğine tabi olmayan ticari şirketlerin bağımsız denetimi, şirket denetimi ve bunların genel kuruluna denetçi olarak katılması bununla ilgili şuanda yasada ve yönetmelikler de anonim şirket, limitet şirket diye herhangi bir hüküm yok. Bunun bir kere altını çizelim, bir kavram kargaşasına gitmeyelim. Yani bağımsız denetim, halka açık şirketlerde SPK lisanslaması devam ediyor. Eğer bir halka açık anonim şirketi denetlemek istiyorsanız, şu andaki kanun ülkenin sistemi itibari ile Sermaye Piyasası Kurulu’nun imtihanlarına girip, SPK lisansı almak zorundasınız, eğer bir bankayı denetlemek istiyorsanız Bankalar Birliği’ne şirketinizin konumunu, denetçileri de bildirip Bankalar Birliği’nin bu şirketi akredite edip kendi sistemi içerisinde ilan etmesi gerekiyor. Bizim konumuz biz bunların dışında 400. madde kapsamında Ticaret ve Gümrük ve Ticaret bakanlığının yayınladığı yönetmelik kapsamında az önce İmdat Bey’de altını çizerek söyledi, bizim eğitimimizden geçmiş ve lisansladığımız denetim kütüğüne kayda aldığımız serbest muhasebeci mali müşavir, yeminli mali müşavir ve serbest muhasebeci mali müşavirle, yeminli mali müşavirlerin kurdukları bağımsız, bağımsız demeyelim denetim şirketlerinin kaydından bahsediyoruz, sistemimiz bu. Şimdi bu bazda sorulara da kısaca cevap vereyim. Bir, her halükarda biz bu denetim eğitimini alan arkadaşlarımız kalite güvence sistemi, haliyle IFAC ve uluslararası normlar, Türkiye’nin gerçekleri, Odalarımızın bu konuda yaptığı çalışmalar ve TÜRMOB’da yapılacak çalışmalarla iş kapasite, mesleki personel kapasitesi, bilgi ve bilgi işlem, teknik altyapı donanımları bunların hepsi tabii ki kayda alacak. Bu konuda kimin nasıl, ne kadar, ne yapacağı, sistem içerisinde ileriki günler içerisinde tabii ki belirlenecek o nedenle bundan hiç kimsenin kuşkusu olamasın, TÜRMOB olarak bu konuda yoğun üzerimize düşen görevi yapacağız ama ben inanıyorum ki, denetimle ilgili TTK’nın kişilere yüklediği, denetçilere yüklediği sorumlulukları herkes göz önüne alındığında herkes ne kadar işe yapabileceğini, ne kadar sorumluluk alabileceğini de bir ölçüde kendi kendine de çok daha rahat değerlendirecek.

Ticaret Bakanlığıyla Genel Başkanımız Sayın Nail Sanlı her ortamda ısrarla gayrı faal hayat standardında kurulan şirketlerin bir şekilde ortak Maliye Bakanlığıyla, Ticaret Bakanlığı’nın ortak görüşü ile tasfiyelerinin bize verilmesini ve kısa süre içerisinde biz bu firmaları tasfiye ederek gerçek müşteriyi, gerçek denetime tabi firmaların ortaya çıkmasını söylüyor bu konuyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Bakanlık yetkilisi de burada açıkladı, bu konuda çalışmalarını sürdürüyorlar. İnanıyorum ki, 01.01.2013 tarihine geldiğimizde hakikaten denetim almaya istekli, denetimi yapılacak firma sayısıyla baş başa kalıyoruz ama öyle bir şey olmazsa şu anda mevcut olan firmalar yasa gereği 2013 senesinin Mart’ına kadar bizleri denetçi alarak atamak zorundalar, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

46

Page 47: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

OTURUM BAŞKANI_

Sayın Babuçcu

KÜRŞAT SAİT BABUÇCU_

Bana doğrudan soru gelmedi ama Fuat Bey’in iki kişinin kurduğu limitet şirket bu işi yapabilir mi sorusuna şöyle cevap vermek istiyorum; hani SPK’ya göre şuan uygun değil ama genel olarak siz iki kişi ile şirket kurduğunuzda KOBİ’leri denetleyebilirsiniz ama dün Tuğba Hocamın da söylediği gibi bir işi kabul ederken o işi yapıp yapamayacağınıza çok iyi karar vermeniz lazım. Dünkü örnekte de verildiği gibi sizin beş kişilik bir şirketiniz var, bir kaç holding size denetim yap dedi, yani bunu kabul etmemesi lazım bağımsız denetçinin ki bu en önemli işi kabul etmek çok önemli bir süreç. O nedenle iki kişilik limitet şirketi ile bu işe girilir ama ölçeğinize göre denetim yapılabilir. Ben bu şirketlerin ortak yapısıyla ilgili işte sadece şey olmaması gerekir meslek mensubu dedim, aslında Hüsnü üstat belki bahseder diye konuşmadım, kendisinin bağımsız denetim kuruluşlarının halka açılamasına dönük fikri vardı bu kanun bu tip kısıtları engelliyor yani bağımsız denetim kuruluşları neden halka açılmasın? Daha kurumsal bir yapı olmasın? Daha büyük şirketler haline gelmesin? Bu da belki düşünülebilir, tartışılabilir, hepinize teşekkür ediyorum, iyi günler, sağ olun.

OTURUM BAŞKANI_

Sayın Güreli

HÜSNÜ GÜRELİ_

Başkanım çok özür dilerim evet Kürşat Bey Üstadımızın bahsettiği konu evet arkadaşlar bunun İngiltere’de uygulaması var, sanıyorum altıncı sıradaki şirket halka açılmış, bağımsız denetim şirketi fakat meslek mensuplarından oluşan bağımsız denetim şirketi halka açılmamış ona mekanını, işyerini, demirbaşını, ekipmanını, teknolojisini, servis sağlayıcı olarak kullanan şirket halka açılmış ve bu kendi markasını franchising modeli ile kullandıran bir şirket, İngiltere’de bunun örneği var, ben öyle bir öneriyi getirmiştim daha hızlı büyümek ve gelişmek açısından biz meslek mensupları açısından örneğin %75’inin meslek mensubundan oluşacağı, %25’inin halka açılabileceği yine mesleğe yatırım yapacak bir şirket modeli olarak düşünmüştüm böyle bir önerim vardı, doğrudur.

OTURUM BAŞKANI_

Evet, Sayın Bozkurt,

PROF. DR. NEJAT BOZKURT_

Evet, ilk soru zannediyorum kaç meslek mensubu denetçi olacak? Bilmiyorum. Nereden bileyim? Bu baştan beri bizim tabii planlama yaparken yalnızca yorum yaptığımız ama bizi ürküten bir konu şu anda meslek mensuplarının denetim eğitimine katılmaları için önlerinde herhangi bir bildiğim engel yok. Talebe çıkıldığında her meslek mensubunun kendi tasarrufu ile bu eğitime katılma hakkı var, yalnız şey neyse yanlış anlaşılır şu katılsın, bu katılmasın diye bir şey demeyim tabii o zaman da ne oluyor? Herkesin katılmaya şeyi varsa

47

Page 48: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

3000, 4000 den 50.000’e kadar giden bir şey var, tabii ki bunların düzenini, sistemini TÜRMOB yönetimi yapacak bize de eğitilmesi kalacak, yakın bir zamanda kaç kişinin talep de bulunacağı belli olur. Bu eğitimde tabii bu arada şöyle söyleyeyim, eğer ufak tefek değişiklik olmazsa denetim eğitimi 78 saatlik bir eğitim olacak bunu da bilgi olarak vermiş olayım. Eğitimde değerlendirme, ölçme konularıyla ilgili Sayın Genel Başkan bir açıklama yapacak onun çalışmaları sürüyor, kendisi lütfederlerse bir açıklama yapsınlar. Üçüncü soru olarak denetçi, eğitmen adaylarını seçimi ile ilgili arkadaşımızın sorduğu soru tabii geneli ilgilendiren bir soru olmadığı için toplantıdan sonra kendisi bekliyorum dışarıda beraber konuşalım, şey yapalım daha iyi olur burada şimdi herkesi ilgilendiren bir şey değil, o bakımdan es geçeyim onu, hocam başka soru yok herhalde bana.

OTURUM BAŞKANI_

Teşekkür ederim, evet efendim son söz Sayın, Dalgıç’ın. Pardon Bora Topaloğlu’nun,

BORA TOPALOĞLU_

İki tane soru geldi sanırım, birincisi sondan gideyim muhasebe usul ve esaslarından Maliye Bakanlığı çekiliyor mu? Diye bir soru gelmişti, Vergi usul Kanunu’nun 175. maddesi uyarınca tek düzen hesap planını belirleme yetkisi Maliye Bakanlığı’ndadır. Ancak bu şu anlama gelmemeli, sunumumda da belirttiğim üzere artık devletin tüm kurumları değişime ayak uydurmaya başladı, Maliye Bakanlığı da statükocu değil, değişime adapte olan bir yaklaşımı benimsiyor. İkinci soru TMSK’nın çalışmasında iki tane şey var tek düzen hesap planı mı olacak, sorusu adından da anlaşılacağı gibi tek düzen yani tek bir hesap planı olacak ve bunu da Maliye Bakanlığı çıkaracaktır. Ancak burada tabii ki TMSK’nın yapmış olduğu çalışmadan yararlanılacağız, teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI_

Evet, Sayın Başkan, Nail Sanlı, söz sizin efendim.

TÜRMOB GENEL BAŞKANI_ NAİL SANLI_

Teşekkür ederim Hocam, değerli arkadaşlar, değerli katılımcılar, güzel bir sempozyumun bir finalinde, panelinde birlikteyiz, güzel konulara değiniliyor, İstanbul odası gündemimizdeki çok önemli denetim konusunu ve uygulamaları, kurumsallaşmayı, bu sempozyuma taşıdı, daha önümüzdeki günlerde, aylarda bunları da konuşmaya devam edeceğiz.

Şimdi 14 Kasım 2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6302 sayılı Türk Ticaret Kanunu mesleğimizi 3568 Sayılı Meslek Yasamızdan sonra en çok ilgilendiren, etkileyen ve heyecanlandıran düzenlemelerden birisidir. Neden? Konuşmacıları da dinledik, bir kere çerçeveyi çok net çizmek gerekiyor. Mesleğin konusunu anlatan yasamızın ikinci maddesi, iki bölümdedir, a ve b bölümlerinde a bölümü de a, b, diye küçük a, küçük b, küçük c ayrılıyor. Küçük a da genel kabul görmüş muhasebe prensipleri çerçevesinde işletmelerin muhasebelerini tutmak, b de sistemler kurmak, geliştirmek, muhasebecilik, işletmecilik işte finans, mali mevzuat konularında düzenlemeler yapmak ve müşavirlik yapmak, c bölümü çok

48

Page 49: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

önemli, yukarıdaki bentlerde yazılı konularda belgelerine dayanılarak inceleme, tahlil, denetim yapmak, mali tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerleri düzenlemek, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak. Mesleğin ikinci, mesleğin konusu Yasamızın ikinci maddesinde çok açık net sayılmış. Şimdi c bendi bugüne kadar sadece denetime zorunlu kesimler için uygulanıyordu ama bundan sonra herkes için uygulanacak. Neden mesleğimizi en çok ilgilendiren yasadır diyoruz 6302 sayılı Türk Ticaret Kanunu, işte buna paralel olarak Türk Ticaret Kanunu’nda 400. madde de denetim, diyor, ortakları serbest muhasebeci, mali müşavir ve yeminli mali müşavir olan ortak denetim firmaları ile küçük ve orta ölçekli firmalarda da bir veya birden fazla serbest muhasebeci mali müşavir ile yeminli mali müşavirler tarafından yapılacak denetimler. Denetçinin kimliği, denetim mesleğinin konusu, meslek yasamızda, denetçinin kimliği, Türk Ticaret Kanunu’nun 400. maddesinde çok net çizilmiş, şimdi arkadaşlarımızdan bir takım sorular geliyor Türk Ticaret Kanunu ne yaptı? Türk Ticaret Kanunu bir kere çok çağdaş ve çok önemli bir düzenlemedir. Türk ticaretinin çağdaşlaşacağını sağlayabileceği gibi mesleğimizi de çok yakından ilgilendiren daha düne kadar sadece borsaya kayıtlı firmalar için öngörülen sistemler ve kurallar bütünü olmaktan çıkıyor, denetim tüm işletmelere uygulanacak bir sistem getiriyor ve bundan sonra da sürdürülebilir yatırımcıya güven veren bir takım bazı düzenlemeler ve bir takım bazı taahhütlerde bulunuyor. Şimdi burada denetimi yapacak olan bizim meslek mensubumuzdur, kurallar nasıl konulursa konulsun, uygulamalar nasıl olursa olsun, her iki yasa bir 3568 sayılı Yasa’nın ikinci maddesi mesleğin konusu, iki, Türk Ticaret Kanunu 400. maddesi denetçinin kimliğini ortaya koymuş bu çerçevede denetimler bizim TÜRMOB’dan ruhsat almış meslek mensubu tarafından yapılacağı kesindir hiç tartışılacak bir tarafı yok, zaman zaman bazı arkadaşlarımız kurum ve kuruluşların yetki alanlarını ve yapılacak denetimleri de birbirlerine karıştırıyorlar denetim ilk defa Türk Ticaret Kanunu ile Türkiye’ye gelmiyor, bu güne kadar da vardı, ama işte konuşmacılarda söyledi Sermaye Piyasası kurulu kendi iştigal alanı içerisinde ve kuruluş amacına uygun olarak sermaye piyasalarını düzenlesin diye o çerçevede bir denetim yaptırıyordu ve bunun kurallarını da koyuyordu, Banka Düzenleme ve Denetleme Kurulu kendi çerçevesinde bunu bankalara ve finans kurumlarına uyguluyordu, Enerji Piyasası Kurulu EPDK, enerji piyasası için bunu yapıyordu. Ülkü Bey’inde söylediği gibi Reasürans firmaları Sigorta Birlikleri açısından da bir uygulama vardı. Şimdi bütün bunların dışında genel boyutlarıyla bütün işletmeleri ilgilendirecek bir denetim geliyor Türkiye’ye yani denetim genel boyutlarıyla artık düzenlenecek, denetim meslek mensubumuzun görevi 400. madde ve bu unvanlarla beraber çerçeveye alınmış bir durum var burada. Kurum ve kuruluşların bir karşı karşıya geleceği bir durum yok, her kurum kendi alanı için vardır Sermaye Piyasası Kurulu kendi alanı için kurulmuştur, kendi alanında faaliyet göstersin diye, buraları düzenlesin ve buraları denetlesin diye vardır, Banka Denetleme Düzenleme Kurulu aynı şeydir, EPDK’da kendi alanında düzenlemeler yapar. TÜRMOB’da genel boyutlarıyla bunların dışında kalmış alanı düzenlemek için vardır, yeni Türk Ticaret Kanunu da bunu öngörüyor şimdi biz bu süreç içerisinde 01.01.2013 dönemine giderken yapılaması gereken en önemli şey bu denetimlerin meslek mensubu tarafından yapılabilmesi için gerekli altyapının eğitimin hazırlanması çok ciddi bir projeyle çıktık ortaya, işte Nejat Hocam kısmen anlattı, detayına girmeyeceğim, açılışta da söylemiştim, üç ayaklı bir eğitim programımız var, eğitmenleri eğitimi şuanda hızlan ilerliyor söylemiştim%88’ lik kısmı tamamlandı, 20 Ekim’e kadar bu denetim boyutundaki eğitimde tamamlanacak yani

49

Page 50: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Türk Ticaret Kanunu ile TFRS, KOBİ Standartları ve denetim boyutundaki eğitimler sürüyor ondan sonra yapacağımız bir takım duyurularla daha doğrusu size şöyle söyleyeyim geçen sene 01 Kasım da çıkan bir tebliğimiz vardı, denetimle ilgili, onu geri çekmiştik yeniden düzenlemek üzere, yeniden o çalışmaları yapıyoruz, o tebliğde de içerisinde yer alacak sizlere yapacağımız duyurularla bu eğitimlere müracaat şeklini alacağız, bu müracaatlar odalar üzerinden alınacak ama TÜRMOB’da merkezi bir sistemde toplanacak ve bu gelen müracaatlar üzerinden bütün illerde bütün odalarda eğitim programlarını gerçekleştireceğiz bir planlama dahilinde. Bu eğitim programlarına katılan arkadaşlarımız Nejat Hoca biraz söyledi devamlılığı mecbur olan eğitimler olacak yani katılma müracaat etmiş arkadaşlarımız 127 saatlik eğitim programının tamamına katılmak zorundadır. Bir öngörü vardır kesinleşmemiş olmakla beraber o tebliğde yer alacak Nejat Hocam söyledi, belki %10’luk bir istisna koyabiliriz buna o da mücbir sebep yani % 90’ı mutlaka bu eğitime katılmış olmakla geçecek. %10’da hastalık ve yahut da Allah korusun belli şeylerden ötürü bunu belgelendirecek arkadaşımız varsa o %10’luk bölümünü belki bir istisnayla geçebilecek buradaki amacımız bu işin yapılması için gerekli eğitimi almak ve öğretmek ve öğrenmek, şekilsel sınavlardan yana değiliz, çünkü bizim mesleğimiz çok ciddi sınavlardan sonra elde edilen bir meslektir, mesleğe kabul şartlarımız oldukça zordur ve ağırdır, sınav bizde staj sırasında başlıyor, staj yoklama ve değerlendirme stajını bitiren arkadaşımız üç yıl meslek örgütü içerisinde stajını yaptıktan sonra mesleki yeterlilik sınavlarını veriyor, ruhsatını öyle kazanıyor, on yıl serbest muhasebeci mali müşavir olarak çalıştıktan sonra yeminli mali müşavirlik yeterlilik sınavlarını veriyor, bu meslek mensubu bu mesleki ehliyetini ve ruhsatını alabilmesi için gerekli sınavlara gerekli ehliyeti kazanmak için gerekli sınavları eriyor ve yeterlilik sınavlarından geçiyor bununla ilgili ayrı bir sınava gerek yok ancak vereceğimiz bu eğitimlerle alakalı ara değerlendirmelerimiz, ölçmelerimiz olacak, sonunda bir bitirme sınavı bir yeterlilik sınavı değil ama konular arasında bir değerlendirme sınavlarımız, quizlerimiz olacak daha doğrusu ve bunun sonunda bir vakayla ilgili bir proje üstlenecek bir tez gibi onu da teslim ettikten sonra eğitimi tamamen bilimsel ortamdaki bizim bilim kurulu değerlendirdikten sonra eğitimlere katılmış meslek mensubunun önümüze karnesi gelecek idari anlamda biz hiçbir şeye dahil olamayacağız o yeterliliğini almış o eğitimleri almış arkadaşımızın karnesi önümüze geldiğinde bizde TÜRMOB’da oluşturacağımız denetim kütüğüne o arkadaşlarımızı kaydedeceğiz, ara değerlendirmeler yapacağız, Kasım ayından itibaren TTK, TFRS ve denetim konusuyla ilgili eğitimlerimiz başlayacak bütün yurtta ancak bu çalışmaları bütün yurtta devam ederken TÜRMOB’da ikinci safhadaki işlerimiz şunlardır. Birincisi, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 2. maddesi bize bir görev ve bir yetki veriyor. Denetim standartları kurulunun kamu tüzel kişiliğe sahip olan bir kurul kurulana kadar TÜRMOB’la ilişkili bir kuruldan söz ediyor ve TÜRMOB’un bu konuda düzenleyeceği bir yönetmelikle denetim standartları kurulunun oluşması ve standartların yayınlamasını öngörüyor. Yönetmeliğinde yayınlanması için Maliye Bakanı’nın onayına ihtiyaç koyuyor biz bu arada denetim standartlarımızı, yayınlanmış olan denetim standartlarımızı 2010 tarihinde IFAC tarafından yayınlanmış olan denetim standartlarına paralel olarak yeniden çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Onu yayınlamak üzere çalışmalarımız var, denetim standartları kurulu, aynı zamanda da tüzel kişiliğe sahip olacak bu denetim standartları kurulunun da yönetmeliğini hazırladık bu hafta yapmış olduğumuz Yönetim Kurulundan en son şeklini de, redaktesini görüşerek geçirdik. Önümüzdeki günlerde Maliye Bakanlığına aktaracağız, bunun

50

Page 51: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

dışında bizi bekleyen bu denetimlerin sonunda kaliteli iyi bir denetimin yapılabilmesi için kalite güvence sistemlerinin oluşturulması gerekiyor. TÜRMOB genelinde ve oluşacak kurulacak olan denetim firmalarına da bunların uygulanması için bu sistemlerin önerilmesi ve yerleştirilmesi ve bunların denetlenmesi gerekiyor bu aşamada 2013’ün başına kadar kalite güvence sistemlerimizin oluşmasını sağlayacağız. Bir başka önümüzdeki hedeflerden birisi, gündemimizde olan konulardan bir tanesi; bütün dünyada artık bu denetimler bir program dahilinde artık bilgisayar programı bir yazılım programı dahilinde yapılıyor ve kurallar bir program dahilinde a’dan başlıyor, z’ye kadar gidiyor, gündemimiz de bir denetim yazılım programı vardır, onunla da biraz yol almış durumdayız ama 01.01.2013 sürecine bunu da hazırlayacağız ve kullanımınıza sunacağız şekilde bu tarih bize yeterlidir o tarihe kadar bu yazılım programını da tamamlayacağız, ben böyle bir özet bilgiden sonra bu sempozyumun hazırlamasında başta Odsa Başkanı Sayın Yahya Arıkan olmak üzere, Bilim Kurulu, Düzenleme Kurulu, katkı veren tüm arkadaşlar ve siz değerli katılımcılara teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.

OTURUM BAŞKANI_

Efendim biz panelimizin sonuna geldik, özellikle böyle bir konuyu sekiz tane kıymetli panelistimizle birlikte bir saatlik bir zaman aşımıyla toparlamaya çalıştık. Öncelikle bizleri dinlediğiniz için sabrınıza teşekkür ediyorum ve son olarak da bu meslekte hocalık hayatının 41. Yılında muhasebe meslek yasasının bugün geldiği noktada sadece bana düşen şey sizleri kutlamak, yolunuzun ve bahtınızın açık olmasını dilemekten başka bir şey olmuyor, ben teşekkür ediyorum, iyi günler diliyorum.

SUNUCU_

Değerli katılımcılar, değerli panelistlerimize plaketlerini sunmak istiyoruz. Sayın Prof. Dr. Sait Sevgener’e plaketlerini sunmak üzere İstanbul Mali Müşavirler Odası Başkanı Sayın Yahya Arıkan’ı kürsüye davet ediyorum. Sayın Hüsnü Güreli’ye plaketlerini sunmak üzere TÜRMOB Genel Başkanı Sayın Nail Sanlı’yı kürsüye davet ediyorum. Sayın Ülkü Sönmez’e plaketlerini sunmak üzere Ankara Mali Müşavirler Odası Başkan’ı Sayın Mehmet Koç’u kürsüye davet ediyorum.

Evet değerli meslek mensupları bu arada bir duyuru yapmak istiyorum, sempozyumumuzun kapanış konuşmasından sonra hemen bu katta bulunan terasta toplu bir aile fotoğrafı çekimi vardır. Bu fotoğrafları otelin fotoğrafçısı çekecektir, ayrıca ve yemek salonunun bulunduğu yerde yemekten sonra 10 TL karşılığında da alabilirsiniz. İSMMMO’dan da temin etmek mümkün olacaktır.

Sayın Prof. Dr. Nejat Bozkurt’a plaketlerini sunmak üzere Sayın Prof. Dr. Cemal İbiş’i kürsüye davet ediyorum. Sayın Bora Topaloğlu’na plaketlerini vermek üzere TÜRMOB Denetleme Kurulu Başkanımız Sayın Masis Yontan’ı kürsüye davet ediyorum. Sayın Özgür Dalgıç’a plaketlerini vermek üzere Bodrum Mali Müşavirler Odası Başkanı Sayın Mustafa Uslu’yu kürsüye davet ediyorum.

51

Page 52: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

Sayın Kürşat Sait Babuçcu’ya plaketlerini vermek üzere Sakarya Mali Müşavirler Odası Başkanı Sayın Selahattin Çakırsoy’u kürsüye davet ediyorum. Sayın Cansen Başaran adına plaketini almak üzere Sayın Mehmet Karakurt’u kürsüye davet ediyorum. Plaketlerini vermek üzere Yalova Mali Müşavirler Odası Başkanı Sayın İslam Doğan’ı kürsüye davet ediyorum.

Değerli Katılımcılar Sempozyum değerlendirme konuşmasını yapmak üzere Sayın Prof. Dr. Cemal İbiş’i kürsüye davet ediyorum.

PROF. DR. CEMAL İBİŞ_

Ben hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu sempozyumu düzenleyen İSMMMO Odasına Sayın Başkan Yahya Arıkan nezdinde emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Ben bu sempozyumun başından sonuna kadar içinde olan biri olarak, bir akademisyen kimliğimle de çok zamanınızı da almadan çok uzadığını biliyorum, bir değerlendirme yapmak istiyorum ama herhalde en güzel değerlendirme bu saat de salonun bu kadar dolu olması, sizlerin ilgisidir diyorum.

Evet, bizim amacımız neydi bu sempozyumda bir sempozyuma başlarken dedik ki mesleğimiz ile ilgili, aklımızdaki sorulara, soru işaretlerine, cevaplar bulalım. İki sempozyumumuzda, temel sorumuz aklımızda şuydu. Mesleğimizi günümüzün koşullarına uygun ve kamuya yararlı olacak biçimde nasıl sürdürebiliriz, nasıl icra edebiliriz? Sorunun cevabını yeni TTK’nın yasallaşması ile birlikte Uluslararası gelişmeleri de dikkate alarak kurumsallaşma meslekte kurumsallaşma ve bu yapı içerisinde denetime meslek mensupları olarak nasıl yapabiliriz diye bir cevabı olduğunu düşündük ve sempozyumların ana temasının kurumsallaşma ve denetim olması konusunda bir karara vardık, Düzenleme ve Yürütme Kurulu olarak. Evet, bu ana tema başlığı altında bilindiği gibi iki tane sempozyum yapılıyor, bunun bir tanesi Dördüncü Uluslararası Türkiye Muhasebe Denetimsel sempozyumu diğeri Onuncu Uluslararası Türkiye Muhasebe Denetimi Sempozyumunun temasının uluslararası alanda muhasebe Denetim mesleğinin yeniden yapılandırılması, ulusal denetim sempozyumun adının da ekonomik kalkınmada yeni TTK Kurumsallaşma ve denetim olması üzerine anlaştık. Ne yaptık? Birlikteyiz üç gün, bu üç gün içerisinde bu çerçevede bir ana tema konuşması oldu. Sayın Prof. Dr. Ünal Tekinalp Hoca tarafından son derece doyurucuydu. Üç oturum yaptık. Burada on tebliğ sunuldu. Bir çalıştay yaptık, dün öğleden sonra. Ve bugün hep birlikte izlediğimiz bir panel sekiz panelistin bir araya geldiği bir paneli birlikte gördük. Ne yaptık? Bu sempozyumlarda hep birlikte akademisyenlerin TÜRMOB ve Odaların meslek mensuplarının iş dünyasının, Maliye Bakanlığının Gümrük ve Ticaret Bakanlığının SPK’nın, BDDK’nın TMSK’nın temsilcilerinin katıldığı ve sizlerin yaklaşık 500 kişinin bir araya geldiği konuların enine boyuna tartışıldığı bir sempozyum yaptık.

Sonuç, kafalarımızdaki sorulara cevaplar aramaya çalıştık ve herhalde bu cevapları bulduk. Şu artık sanıyorum tartışılmıyor. Aramızda bu konuda bir görüş birliği oluştu. Yeni TTK muhasebe meleğinde bir milattır. Yeni TTK ülkemizin kalkınması için önemli düzenlemelerin yer aldığı bir kanundur. Yeni TTK kurumsal yönetim ilkelerini esas almıştır. Yeni TTK da kayıt dışı Ekonominin önlenmesinde ve KOBİ’lerin kurumsallaşmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Yeni TTK muhasebe mesleğimizin kurumsallaşmasını teşvik etmekte ve

52

Page 53: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

buradaki yapılan tartışmalardan anladığımız kadarıyla adeta kurumsallaşmayı zorunlu kılmakta meslekte. Evet, bu sempozyumlarda gördük ki meslek mensubunu kurumsallaşma bilinci oluşmuştur bir kurumsallaşmayı nasıl yapacağını artık düşünmeye başlamıştır. Yeni TTK ile meslek mensubunu ilgilendiren denetim finansal raporlama standartları ve diğer alanlarda TÜRMOB un ve odaların önderliğinde artık bu işleri yapmaya açık açık talip olduğunu bu sempozyumda, bu sempozyumlarda gördük. Ve şunu da gördük ki yeni TTK’nın getirdiği düzenlemeler mesleğimizde getirdiği düzenlemeler uluslararası alandaki bu meslekteki yeniden yapılanmaya uygun düzenlemelerdir. Ve son söz, artık açık bir biçimde bu sempozyumlardan anlamış bulunuyoruz ki ülkemizin kalkınması ve insanımızın refahı için mesleğimizde uzun ve ince bir yolu doğru bir biçimde yürümeliyiz. Daha gidecek çok yolumuz olduğunu biliyoruz. Bu yolda birlikte yürüyeceğimiz yoldaşlarımız var, paydaşlarımız var. Üniversiteler, İş dünyası, Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, TMSK, TPK, BDDK, Hazine Müsteşarlığı, EPDK ve diğer paydaşlar ile birlikte el ele güç birliği ile bu yolda birbirimizden güç alarak ve birbirimize güç vererek yürümeye devam edeceğiz. Yolumuz açık şansımız bol olsun. Efendim 11. Türkiye Muhasebe Denetimi Sempozyumu ve 5. Uluslar arsı Türkiye Muhasebe Denetimi Sempozyumu’nda buluşmak üzere hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. Teşekkür ederim.

SUNUCU_

Sempozyum kapanış konuşmasını yapmak üzere İstanbul Mali Müşavirler Odası Başkanı Sayın Yahya Arıkan.

YAHYA ARIKAN_ İSMMM ODASI BAŞKANI_

Çok değerli Hocalarım, Çok değerli konuklar, Saygıdeğer Meslektaşlarım, tekrar hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Aslında çok fazla söze gerek yok. Benden önce bu sempozyumun önemini sonuçlarını sevgili Cemal Hocam özetledi. Ama ben birkaç konuda teşekkür etmek istiyorum Özellikle. Şimdi değerli arkadaşlar burada ayrılacağız. Yaklaşık bir yıldan beri dağın öte yakası hikâyesini anlatıyoruz. Beni, mutu eden şey, bunun ne olduğunu birçok arkadaşın farkında nasıl yol yürüyeceğimiz de belli. Şöyle düşünün; varsayın ki TTK ertelendi, olmadı, yok! Türk Ticaret Kanunu, kurumsallaşmayı bu açıdan da bakmamız lazım. Yani şu anda yaptığımız iş ki % 98’imiz muhasebe ile bu işi sürdüren bizler yaptığımız işten memnun muyuz? Hiç girmedik ilk defa bu sempozyumda mesleğin temel sorunlarını, haksız rekabeti, tahsilâtı, bürokrasiyi hiç bunları dile getirmedik farkındaysanız. Şöyle bir örnek veriyorum, farklıda yorumlamayın, hani bakkal vardı, bakkal amca bir de şu anda her yerde marketler var. Bakkal amcaya gittiğimiz zaman ne oluyor, selam veriyoruz. Paramız yoksa deftere yazdırıyoruz diyoruz, tek başına ayakta kalma mücadelesi veriyor. Ama markete gittiğin zaman ne oluyor cebinizde para yoksa alışveriş yapma şansınız yok ve bir yapı karşınızda kurumsallaşmaya bu gözle de bakmanız gerekiyor. Sizden tek ricam şu küçük hesapları herkes bıraksın. Hani açık konuşmanın ifade ettim küçük derebeyliklerimizi, krallıklarımızı, bunları bırakmak zorundayız. Arkadaşlar, bu bir kültür değişimi patron yok bu sistemde bunu herkes bilsin, ortak var bir kere ben sevgili Sayın Sevgener Hocama, Haliç Üniversitesi Rektörü değerli Hocama gerçekten çok teşekkür ediyorum. Aslında bu sempozyumlar tabii siz sonucunu görüyorsunuz genellikle bu tür sempozyumlarda

53

Page 54: archive.ismmmo.org.trarchive.ismmmo.org.tr/.../SEMPOZYUM_10/sunumlar/8Ekim.docx · Web viewİlkin izin verirseniz biraz ondan bahsedeyim, işte bu görevi Nisan ayında aldıktan

akademisyenler kendini ifade ederler biz biraz ısmarlama yapıyoruz, gördüğünüz gibi. Çünkü bir süreç var bu sürece ulaşmak zorundayız. Ve burada da en bilgili insanlar kimlerse onlarla birlikte oluyoruz, olmak istiyoruz. Şimdi bakın denetim sürecini konuşuyoruz. Burada denetim işini en önemli isimleri bir araya geliyor. Sevgili Cansen Başaran dün akşam geliyor koştura koştura buradan ayrılıyor. Sevgili Hüsnü Güreli çok değerli dostum özellikle ricada bulundum ya şu nasıl kurdun şirketi bir anlat, bizimle paylaş dedim. Bunları farklı görmeyin sevgili arkadaşlar. Yani bu denetim firmaları işte bizim rakibimiz, evet rakibimiz ama bizlerde onlar gibi olmak zorundayız. Onların bilgilerini paylaşmasına ihtiyacımız var. Bakın denetim eğitimine başladıklarında bir teşekkürü mutlaka borç olarak bilmek istiyorum. Dün de anlatmaya çalıştım hani birileri bizim denetim işini öğrenmemizi istemiyorlar derken aslında kastettiğim adres farklıydı. Birileri TÜRMOB eğer birileri için görüş üretiyorsa, bizim lehimize olsa dahi kabul etmesin diyenlere kastetmeye çalışıyorum. Kapalı kapılar ardında tüm dünya da olduğu gibi Mali Müşavirin yaptığı işi yapmasın diyenlere sesleniyorum. Yoksa Denetim firmaları bizimle her şeyini paylaştılar, sevgili arkadaşlarım. Sayın Nejat Bozkurt’un anlatmış olduğu ve uygulamayı burada ifade edelim dört büyüklerin katkısıyla oldu sevgili arkadaşlarım. İki yıldan süren bir çalışmayı bizimle paylaştılar. Sayın Güreli buraya geliyor, burada birikimleri paylaşıyor. Bu sempozyum amacına ulaştıysa çok net olarak ifade etmek istiyorum buradaki düzenleme kurulunda yer alan kurumların çok büyük etkileri var denetim firmaları var içerisinde. Aslan Coşkun gitti mi bilmiyorum, Hocalarımız var dolayısıyla onlara bir teşekkürü borç bildiğimi belirtmek istiyorum.

Sevgili arkadaşlarım sonuç itibariyle gelin şu küçük hesapları bırakalım güçlerimizi birleştirelim hani bir ilke daha imza atalım ben bunu yürekten o ilke imza atacağınıza, inanıyorum. Tekrar bu sempozyumda şu saate kadar yemek yemeden beklediğinizden dolayı aslında birazda geleceği görmenizden olduğunu biliyorum. Tek tek hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Emeği geçen Düzenleme, Yürütme Kuruluna, Yönetim Kuruluma, zaten onlar ev sahibi ayrıca teşekkür etmeme gerek yok. Oda çalışanlarıma çok teşekkür ediyorum. Organizasyon firmasına çok teşekkür ediyorum. Eksiklerimiz varsa bunları hoşgörü ile karşılamanızı diliyorum. Bir sonraki sempozyumda buluşmak dileğiyle, sizlere sevgiler saygılar sunuyorum. Teşekkür ediyorum.

54