12
Ünivers 2011 3 24 www.radyoeko.org » 2 3-4 5 6-7 8-9 10-12 Türkiye’de ortaya çıkan siyasi liderlere ait seks kasetleri, politika ve rock müziği bir konuda birleştirdi gibi. Taze skandal örnekleri sunan Türkiye, henüz dünyayı sarsabilen politik bir skandal çıkartamadı. > Alsancak Limanı’nın gerisinden başlayıp Konak sı- nırlarında kalan 315 hektarlık alanda yüksek yapılanmanın önü açıldı. Yeni kent merkezi, New York’un Manhattan bölgesine benzeyecek. > Üniversite gençliğinin buluşma noktası Küçük Park 24 saat ayakta. Küçük Park’ın en meşhur mekanı ise Üniversite Pastanesi. > B ilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nca (BTK) hazırlanan “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar” 22 Ağustos’ta yürür- lüğe girecek. Bu uygulama ile kullanıcılar BTK’nın belirlediği dört internet filtresinden birini seçmek zorunda bırakılacak. Filtreyi aşmak suç sayılacak. Filtre kıstaslarını belirlemek ise tamamen BTK’nın elinde ola- cak. Düzenlemeye göre dört tip filtre paketi yer alacak. Aile, ço- cuk, yurtiçi ve standart paket. Her internet abonesi bunlardan birini seçmek zorunda kalacak. En özgür gibi görünen standart paket de bir filtre uygulaması. Bu uygulamanın yürürlüğe girmesiyle birlikte Türkiye’de internete sansüre neden olup olmayacağı tartışılırken Ünivers olarak bu konu ile ilgili uzman- lara düşüncelerini sorduk. İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Tanju Oktay Yaşar, 22 Ağustos’tan itibaren internet Filtresi’’ nin yürürlüğe girmesi ile birlikte internette sansürle- me de başlayacak’’ dedi. Yaşar, ayrıca “İnternet Filtresi”nin temel hak ve özgürlüklere de aykırı olduğunun vurgusunu yaparken; İzmir Ekonomi Üniversitesi Mühendislik ve Bilgisayar Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Turhan Tuna- lı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun almış olduğu bu karar ile Türkiye’de sansür altyapısı kurulmak istendiğinin altını çiziyor. Son yıllarda ligin bitimi- ne bir hafta kala şampiyonlu- ğu kaçıran Fenerbahçe, 2010- 2011 sezonunun şampiyonu oldu. Kupayı 18. kez kazanan Fenerbahçe’nin şampiyonluk hikayesini Haber Ekibi sizler için yazdı. > Türkiye Cumhuriyeti’nde, Cumhuriyet’in bekçileri, laikliğin koruyucusu gibi sıfatlar verilen Aleviler, bu sıfatlara rağmen, sahip oldukları inançsal ve etnik kimlikleri yüzünden “tehlike” olarak görülmeye devam ettiler. Yönetilen olmaya kıstırılan Aleviler istediklerini almak için sokaklarda. Aleviliğin karşılaştığı sorunları ve isteklerini Balçova Alevi-Bektaşi Derneği başkanı Selahattin Yıldız, Narlıdere Alevi-Bektaşi Kültürünü Tanıtma Derneği başkanı Mustafa Aslan, Canlar Birliği Eğitim ve Dayanışma Deneği Düzgün Şahin ile görüştük. İzmir’de 15 Mayıs’ta ‘İnternetime Dokunma’ mitinginde binlerce İzmirli hükümete tepkisini açtıkları pankartlarla gösterdi.. (Fotoğraf: Ali Cem Doğan) İzmir rock piyasasında işler pek iyi gitmiyor. Dinleyicilerin gelişen teknolojiyle birlikte oturdukları yerden müzik dinlemeleri ya da mekanların pahalılığı gibi nedenler piyasayı nasıl etkiliyor? Haber Ekibi rock müzik mekan sahipleriyle görüştü. > Futbol denince akla gelen ilk şey holiganizm. Son olarak Beşiktaş- Bursaspor arasında çıkan olaylarda da futbolda şiddet ve Spor’da Şiddet Yasası bir kez daha tartışılmaya başladı. Peki yasada neler yer alıyor? > > > 2010 Supersport Dünya Şampiyonası’nda birinci olan Kenan Sofuoğlu bu sezon en büyük Motorsiklet organizas- yonu olan MotoGp’de ülkemizi temsil ediyor. >

$#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

Ünivers ����������� ������������ � �� �����

����������������

� �� �

2011

����3

�� ��2

4�

www.radyoeko.org

��������� » �!�2 � ������3-4 � "��� 5 ��"#�� 6-7 ��$������� � �8-9����%#�10-12

���������� ��������

�� �� �� �&

Türkiye’de ortaya çıkan siyasi liderlere ait seks kasetleri, politika ve rock müziği bir konuda birleştirdi gibi. Taze skandal örnekleri sunan Türkiye, henüz dünyayı sarsabilen politik bir skandal çıkartamadı.

> '��� �( �

)��� �! �� �*Alsancak Limanı’nın

gerisinden başlayıp Konak sı-nırlarında kalan 315 hektarlık alanda yüksek yapılanmanın önü açıldı. Yeni kent merkezi, New York’un Manhattan bölgesine benzeyecek.

> +��� �( �

���,�-����� ��

Üniversite gençliğinin buluşma noktası Küçük Park 24 saat ayakta. Küçük Park’ın en meşhur mekanı ise Üniversite Pastanesi.

> +��� �( �

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nca (BTK) hazırlanan “İnternetin Güvenli

Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar” 22 Ağustos’ta yürür-lüğe girecek. Bu uygulama ile kullanıcılar BTK’nın belirlediği dört internet filtresinden birini seçmek zorunda bırakılacak. Filtreyi aşmak suç sayılacak. Filtre kıstaslarını belirlemek ise

tamamen BTK’nın elinde ola-cak. Düzenlemeye göre dört tip filtre paketi yer alacak. Aile, ço-cuk, yurtiçi ve standart paket. Her internet abonesi bunlardan birini seçmek zorunda kalacak. En özgür gibi görünen standart paket de bir filtre uygulaması. Bu uygulamanın yürürlüğe girmesiyle birlikte Türkiye’de internete sansüre neden olup olmayacağı tartışılırken Ünivers

olarak bu konu ile ilgili uzman-lara düşüncelerini sorduk. İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Tanju Oktay Yaşar, 22 Ağustos’tan itibaren internet Filtresi’’ nin yürürlüğe girmesi ile birlikte internette sansürle-me de başlayacak’’ dedi. Yaşar, ayrıca “İnternet Filtresi”nin temel hak ve özgürlüklere de aykırı olduğunun vurgusunu

yaparken; İzmir Ekonomi Üniversitesi Mühendislik ve Bilgisayar Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Turhan Tuna-lı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun almış olduğu bu karar ile Türkiye’de sansür altyapısı kurulmak istendiğinin altını çiziyor. .�������

����� �Son yıllarda ligin bitimi-

ne bir hafta kala şampiyonlu-ğu kaçıran Fenerbahçe, 2010-2011 sezonunun şampiyonu oldu. Kupayı 18. kez kazanan Fenerbahçe’nin şampiyonluk hikayesini Haber Ekibi sizler için yazdı.

> //��� �( �

Türkiye Cumhuriyeti’nde, Cumhuriyet’in bekçileri, laikliğin koruyucusu gibi sıfatlar verilen Aleviler, bu sıfatlara rağmen, sahip oldukları inançsal ve etnik kimlikleri yüzünden “tehlike” olarak görülmeye

devam ettiler. Yönetilen olmaya kıstırılan Aleviler istediklerini almak için sokaklarda. Aleviliğin karşılaştığı sorunları ve isteklerini Balçova Alevi-Bektaşi Derneği başkanı Selahattin Yıldız,

Narlıdere Alevi-Bektaşi Kültürünü Tanıtma Derneği başkanı Mustafa Aslan, Canlar Birliği Eğitim ve Dayanışma Deneği Düzgün Şahin ile görüştük.

$#��� ������������������! �� ��

İzmir’de 15 Mayıs’ta ‘İnternetime Dokunma’ mitinginde binlerce İzmirli hükümete tepkisini açtıkları pankartlarla gösterdi.. (Fotoğraf: Ali Cem Doğan)

İzmir rock piyasasında işler pek iyi gitmiyor. Dinleyicilerin gelişen teknolojiyle birlikte oturdukları yerden müzik dinlemeleri ya da mekanların pahalılığı gibi nedenler piyasayı nasıl etkiliyor? Haber Ekibi rock müzik mekan sahipleriyle görüştü.

����0����#1�

> 2��� �( �

Futbol denince akla gelen ilk şey holiganizm. Son olarak Beşiktaş-Bursaspor arasında çıkan olaylarda da futbolda şiddet ve Spor’da Şiddet Yasası bir kez daha tartışılmaya başladı. Peki yasada neler yer alıyor?

��������!#�� ���

> 345��� �( � ��

> .��� �( �

> ������0��6����! 7���8��� �( �

9��7 ���6�����

2010 Supersport Dünya Şampiyonası’nda birinci olan Kenan Sofuoğlu bu sezon en büyük Motorsiklet organizas-yonu olan MotoGp’de ülkemizi temsil ediyor.

> /:��� �( �

Page 2: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

� �� �2011 ���3 � ��24����2

�������� ����������� ������

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2001 yılında Uluslararası Kentsel Tasarım

Proje Yarışması’nı kazanan Alman Johen Brandi’nin projesinden esin-lenerek başlatılan proje, bu yıla ka-dar pek çok hukuki engele takıldı. Ancak bu yılın mayıs ayında, Büyükşehir Belediye Meclisi’nden projeye onay geldi. Bu şekilde, Liman’dan Turan’a kadar olan 471 hektarlık alanın, Konak’ta kalan 315 hektarlık bölümünde yüksek yapılaşmanın önü açılmış oldu.Yeni kent merkezinin Alsan-cak liman gerisinden başlayıp, Konak sınırlarında kalan 1000 ölçekli uygulama imar planları, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oy birliğiyle kabul edildi. Yeni kent merkezi, planlanan şekliyle Amerika’nın gökdelenleri ile ünlü

�� ����� ����������� �������� ���� �������� !� �� "���� �������������# $� �%!���&���� ��!� ���� ������ ��� ���� ��������� '������!� ����� ��!�#

New York’un Manhattan bölge-sine benzeyecek. Alanda turizm ve ticaret alanları ile dev oteller kurulacak.

Açılan iptal davalarıDaha önce iki kez, birisi 2006 yılında İzmir Valiliği, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü’nün talebi üzerine aynı tarihlerde, meclis kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle İzmir 4. İdare Mahkemesi’ne dava açıldı. Valilik, iptal nedeni olarak, revizyon planında yapı yoğunluğunun artırılmasını, yeşil alan ve otoparklar için yeterli alan bırakılmamasını gösterdi. Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu karar sonucunda Büyükşehir Belediyesi yapı yoğunluğunda geri adım attı ve 2007 yılının Haziran ayında bu doğrultu da yeni bir imar planı hazırladı. İzmir 3. İdare

Mahkemesi 2009 yılında, zemin etütleri eksikliği nedeniyle tekrar yürütmeyi durdurma kararı aldı. Sekiz yıllık aranın ardından geçen mart ayında Konak Belediye Meclisi’nde onaylanan ve bölgenin 315 hektarlık uygulama imar planı, AKP’li ve CHP’li meclis üyelerinin oylarıyla kabul edildi. Bölgeye 50 milyar dolarlık yatırım yapılması öngörülüyor.

Yeni kent merkezi nasıl olacak?Projenin sınırları Liman’dan başlayarak, Yenişehir, Alsancak Garı ve Bornova sınırlarına kadar olan bir alanı kapsıyor. Yüksek yapılaşmaların önü açılacak, rezidanslar ve oteller kurulacak. Bu imar planını, İş Bankası Gayrimenkul Ortaklığı, Vakıflar Bankası, Rönans Yatırımcılık, Ahmet Zorlu, Özgörkey, Nail Özkardeş, Tariş, Türkiye Odalar

(�)*� +���, .�� /���:���,;���� /�"���

Bol kornalı bir trafik ma-cerasından sonra, Küçük Park’a giden o dar sokağa

ulaşıyorsunuz. Sokakta hep bildik görüntüler var; sağda solda yol kenarlarına tezgâh kurmuş iş-portacılar, daracık bir alana dört beş iskemle atıp müşterilerinin karınlarını doyurmaya çalışan küçük lokantalar, kostüm satan dükkânlar, müzik evleri, pasta-

neler… Küçücük bir sokağa bir sürü dükkân sığdırmışlar. Genç-lere soracak olursanız Küçük Park’ın bir diğer tanımı da so-kağın hemen köşesinde bulunan ve göçmenler tarafından işletilen ünlü Üniversite Pastanesi. Küçük Park’a gelen gençlerin yaptığı ilk iş genelde sıcak poğaçasını yiye-bileceği ve yanında taze demlen-miş tavşan kanı çayını içebileceği bir kafe bulmak oluyor. Bu arada pastanede o kadar çok çeşit var

ki, ilk defa alışveriş yapıyorsanız ne yiyeceğinize karar vermeniz yaklaşık 10 dakikanızı alabiliyor. Gençler zamanın hızla akıp geç-tiği ve kampüs havasındaki bu yerin bağımlısı olmuş durumda-lar. Havanın ne kadar sıcak ya da soğuk olduğu aslına bakarsanız onların pek de umurlarında de-ğil. Onlar Küçük Park’ı o kadar benimsemişler ki, her türlü hava şartlarına ayak uydurmayı farkın-da olmadan başarmışlar. Küçük

<������ ������ �������

(��! =!�)�?��"����� ������ /�"���

$���"� ��������� �+���)�� ��������� ����� ����&������ ����"���� ��&� !�&��� �� ������� �%)�)�)�# @ �������� +)�)� '����� ��"��� ��!������� )��"��������� �������&� �������#

Park’a yakın evler de öğrenciler tarafından işgal edilmiş durum-da. Bazı evlerin balkonlarına baktığınız zaman ortama pijama terliği, demlenmiş çayı ve yakın arkadaşlarıyla balkondan katılan gençleri de görmeniz mümkün. Gençler arasındaki iletişim de oldukça güçlü. Bu pozitif enerji, özellikle duyarlılık gerektiren konularda Küçük Park sakinleri-ni birbirine kenetleyen etkili bir yapıya dönüşmüş. Geçen ay, başı ezilerek öldürülen sokak kedisi için Küçük Park gençlerinin dü-zenlediği protesto yürüyüşü de bu tezi doğrular nitelikte.

Parkın bir diğer yüzü de gece hayatı. Gençler akşama çayları ya da buz gibi köpüklü biralarıyla devam ediyorlar. Bornova’daki on gencin dokuzunun ‘akşam ne-redesin’ sorusuna vereceği cevap genelde hep Barlar Sokağı’nda-ki mekânların adresi oluyor. Barlar Sokağı gece hayatının hızlı yaşandığı bir yer. Küçük Park’ta olduğu gibi burada da çeşit çeşit birahaneler var. Bu birahane-ler birbiriyle ciddi bir rekabet halinde. Bazıları müşterilerine ‘ikram’ olarak tabak tabak çiğ köfte servisi yaparken, bazıları da indirimli bira satışı yapıyor. Turşu, patlamış mısır ve yer fıstığı da bu cömert ikramlar-dan bazıları. Bu ikram bolluğu

haliyle birahaneleri doldurup taşırıyor. Birahanelerin dolup taşması bazı problemleri de bera-berinde getiriyor. Civar evlerde yaşayan aileler, sabaha kadar devam eden bu sohbet karma-şasından usanmış durumdalar. Bu yüzden birahanelere de bazı sınırlamalar getirilmiş. Buna göre gece 12:00’dan sonra alkol satan yerlerin kapatılması gerekiyor. Durum gençler için ‘hayal kırık-lığı’ olarak nitelendirilse de, onlar için sohbet, ev ortamında kaldığı yerden devam ediyor. Borno-va’daki ünlü rock barlar da gece hayatını seven gençler için yaşam tarzına dönüşmüş durumda. Bu barlar Bornova’nın çeşitli yerle-rine dağılmış. Mekanlarda çalan gruplar da genelde üniversiteli gençlerden oluşuyor. Bu durum müzisyen gençler için Küçük Park’ta ayrıcalıklı bir durum ya-ratmış. Cebinizde 25 liranız varsa bir gününüzü rahatlıkla Küçük Park’ta geçirebilirsiniz. Mest eden sohbet ortamı ve çılgın gece hayatıyla adeta bir yaşam tarzına dönüşen bu yer, ileride ne du-rumda olur bilinmez, fakat şu an için herkes hayatından memnun gibi görünüyor. Alışkanlık haline gelen Küçük Park, herkesin vazgeçilmezi olarak da kalmaya devam edecek gibi.

ve Borsalar Birliği, Vadeli İşlemler Borsası, Hollandalı ve Kuveytli iki büyük yatırım şirketi gibi birçok yerli ve yabancı yatırımcı bekliyordu. Yatırımcılar şimdiden projelerini açıklamaya başladılar. 20’ye yakın hazır projenin hayata geçmesi bekleniyor. Bölgeye gayrimenkul yatırımı yapmayı planladığını açıklayan ilk yabancı grup, İngiliz Comberceli oldu. İngiliz şirket rezidans ve alışveriş merkezi yapmayı planlıyor.

Yatırımcılar bu konuda ne diyor?Ege Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, İzmir’in bu tür planlamaya ihtiyacı olduğunu belirtirken, “Bu planlama İzmir’de yeni projel-erin hayata geçmesini sağlayacak. Kentin gelişmesine büyük bir ivme kazandıracak. İzmir ne yazık ki son yıllarda yerinde sayıyor. Bu planın kısa sürede

netleşmesini bekliyoruz. Bu plan bütün İzmirlileri ilgilendiriyor. Kamuoyunda tartışıldıktan sonra yürürlüğe girmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. Planın devreye girmesi ile birçok yatırım gerçekleşecek” dedi.

Kavuklar Grubu Başkanı Abdullah Kavuk da bölgede yatırım yapmak istediklerini belirtirken, “Gözlerimiz Büyükşehir Belediyesi’ne çevrildi. Bu bölgenin imar sorununun çözülmesi İzmir’in önünü açacak. İzmir’de başta inşaat sektörü olmak üzere birçok sektörde işler ikiye, üçe katlanacak. Bu bölge arsa sıkıntısını da bir süre sona erdirecek. Grup olarak o bölgede yerimiz yok ama sorunun çözül-mesi ile yatırım kararı alabiliriz. Uygun bir arsa olması halinde de kente güzel bir eser kazandırmak isteriz” dedi.

Küçük Park’ın ziyaretçilerinin neredeyse tamamı üniversite gençlerinden oluşuyor. (Fotoğraf: Nilay Aygün)

Page 3: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

������� %)!� ��A$��� ;��������� "� ������� +�����B� �������� ���������� <)"��� +�������� ������ C�� "� .����� DD =&��������� ������� !)))&� ���B��# +����B�� ������� E������ ����� ������ ������ ������B���

Üç buçuk yıl önce Türkiye’den erişime kapatılan Youtube,

kapatılmasıyla gündeme bomba gibi düşen BlogSpot ve Türkiye’nin en büyük müzik dinleme servisi olan Fizy.com’un engellenmesi, ‘İnternette sansür’ konusunun daha fazla tartışılmasına yol açmıştı. Bu kez de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun 22 Şubat’ta kabul ettiği ‘Güvenli İnternet’ taslağına göre, kurum tarafından be-lirlenecek internet sitelerine erişim, servis sağlayıcılarının kullanıcılara sağlayacakları filtre programıyla engellenecek. 22 Ağustos’tan itibaren yürürlüğe girecek yeni taslağın getirdiği merkezi filtreleme sisteminin internette sansüre neden olup olmayacağı tartışması başladı. Uzmanlar güvenli internetin şart olduğunu söylüyor ancak hangi sitelere filtre geleceği ve bunu kimin yapa-cağı ise merak konusu. Mevcut düzenlemelere göre internet siteleri kapatılırken içerik olarak zararlı materyaller içermeyen internet si-teleri bile sadece isimleri nedeniyle engellenebiliyor.

Hukuka aykırıBu düzenlemede hukuk devleti olmanın asli koşullarının ihlal edildiğini, düzenleme ile gelecek filtrelemenin ifade özgürlüğü, iletişim özgürlüğü ve özel hayat önünde engel oluşturacağını vur-gulayan İzmir Ekonomi Üni-

versitesi Hukuk Fakültesi’nden Ast. Prof. Dr. Tanju Oktay Yaşar, bu düzenlemenin hukuka aykırılığının çok açık olduğunun altını çizerek, “Yürütmeyi durdur-ma kararının iki tane koşulu var. Bir tanesi açıkça hukuka aykırılık durumu, ikincisi de telafisi güç veya imkansız zarar doğması. Telafisi güç zarar, kural uygulan-maya başladığı anda doğacak” dedi. O günden itibaren sansür-lemenin başlayacağını sözlerine ekleyen Yaşar, “Benim görüşüm burada açıkça hukuka aykırılık olduğu ve telafisi güç zararlar doğacağı. Ancak nihayetinde buna yargı karar verecek, o nedenle bu konuda daha fazla söz söylemek doğru olmayabilir’’ dedi.

BTK’nın böyle bir düzenleme yapmasının yasal dayanağının olmadığını da belirten Yaşar, “Bunu mümkün kılan hiçbir yasa yok. Tamamen idari kurumun kendi insiyatifi ile başlattığı bir uygulama” dedi. Yaşar son olarak düzenlemede bir yandan ifade özgürlüğümüzün, diğer yandan bilgi alma ve yayma özgürlüğümüz ile siyasi özgürlüklerimizin kısıtlandığını vurguladı.

Filtreleme zaten varİzmir Ekonomi Üniversitesi, Müh-endislik ve Bilgisayar Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turhan Tunalı ise bu tür filtre ve işletim sistemlerinin, internet servis sağlayıcılar ya da internetten bu-lunabilecek programlar sayesinde isteyen kullanıcılar tarafından zat-en istenildiği zaman kullanıldığını belirtti. Tunalı, “Zaten kullanıcı

böyle bir opsiyona sahip. An-cak BTK’nın uygulamasıyla bu durum bir opsiyon olmaktan çıkıp zorunluluk haline gelecek” dedi. BTK’nın almış olduğu bu karar ile Türkiye’de sansür altyapısı kurulmak istendiğinin önemini vurgulayan Tunalı sözlerine şöyle devam etti, “Her ne kadar bu bir güvenli internet paketi olarak söylense de kullanıcıları koruma adı altında ortaya çıkmış bir sansür sistemi bu. Bu tip filtreleme sistemleri yeni değil. Öte yandan standart paket altında ne gibi uygulamalar yapılacağı ise daha belli değil.’’ Hangi sitelerin serbest olacağı, hangilerinin filtreleneceği hakkında net bir bilgilerinin olmadığını belirten Tunalı, “Buna devlet karar verecek. Girebileceğimiz siteleri devlet belirleyecek’’ derken biz internet kullanıcılarının denetim altında olacağımızın da altını çizdi.

BTK’nın, kimin hangi siteye girebileceğine, hangi blogu okuyabileceğine, hangi tartışma grubuna katılabileceğine kendi kendine karar vermiş olacağını, istediği herhangi bir siteyi, sayfayı kara listeye alarak kişinin ulaşımını engelleyebileceğini ifade etti. Tunalı, “Üstelik BTK maddelerinden bir tanesine göre filtreleri kırmaya çalışanların tespit edilmesi söz konusu” dedi. İnternet kullanıcılarının dilerlerse eski paketlerini kul-lanmaya devam edebileceklerini belirten Tunalı, buna rağmen filtre uygulamasının internetin şeffaflığına gölge düşürebileceğini belirtiyor.

İnternetime dokunmaBTK’nın 22 Ağustos’ta uygulama-ya koyacağı yönetmeliğe karşı tüm Türkiye 15 Mayıs’ta sokağa çıktı. Birçok ilde olduğu gibi İzmir’de de yüzlerce internet kullanıcısı düzenlenen yürüyüşe katılarak “İnternetime dokunma’’ dedi. Peki ağustosta yürürlüğe girecek olan bu uygulama için vatandaş ne diyor? Ünivers olarak bu uygulamadan bizzat etkilenecek olan vatandaşlara miting alanında düşüncelerini sorduk.Uğur Küçük (24), Ege Üniversi-tesi Hukuk Fakültesi öğrencisi:İnternette sansüre karşıyım. Gelecek nesillere daha iyi bir Tür-kiye bırakmak istiyorsak sansür olmamalı. Dolayısıyla sansüre karşıyız, internette sansürün olmaması için elimizden geleni yapacağız.Ahmet Nazım Erkoç (28), sokak müzisyeni: İnternet sansürü hakkındaki düşüncem bence bu bir oyun. İnsanların kötü sitelerle alakasının kesilmesinden ziyade bütün dünya haberlerinden ve iktidarımızda olan kişilerin yaptığı kötü hareketlerden insanların haber edinmemesi için yapılmak isteniyor. Sansür başladığı zaman iktidardaki kişilerin neler yaptıklarını bilmeyeceğiz ve sonunda elimize geçen fatura çok kötü olacak. Bizim tek amacımız sansürü engellemek.Sevim Alpak (56), ev hanımı:Sansürsüz ve özgür bir ülke istediğim için burdayım. Ülke-mizin İran’a benzemesini istemiyo-rum. Bu sansürcü zihniyete kesin-likle karşıyım. Gençlerin geleceği için burdayım ve bu protestoda gençlerin yanındayım.Yunus Erdal (22), İzmir Eko-nomi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi: Her alanda sansürsüz bir yaşam için mit-ingte bulunuyorum. Biz gençler iktidarın her alanda sansür uygulatmasına karşı çıkmalıyız, bir olmalıyız. Mitingte yüzlerce genç bir olup her alanda sansürsüz bir yaşam için haykırdı. Umarım sesimiz yetkililere ulaşır ve olumlu bir neticeye ulaşırız.

Sorular, sorular...Filtreyle engellenen siteler ka-muoyuyla paylaşılmayacağı için hangi sitenin neden engellendiği belli olmayacak. Aileye ve çocuğu zararlı içerik kim tarafından nasıl belirlenecek? Aileye ve çocuğa zararlı içerik cinsellikle mi sınırlı olacak yoksa sosyal, politik konu-lar da filtre edilecek mi? Filtrele-necek konularla ilgili kullanıcılara

seçme hakkı verilecek mi? Çocuk filtresi hangi yaş grubuna göre yapılacak? Yeni açılan bir site beyaz liste veya kara listeye nasıl dahil edilecek? Kara listeler şikayet üzerine mi, mahkeme kararıyla mı yoksa BTK’nın hareketiyle mi belirlenecek? Kara listeden nasıl çıkılacak? Tüm bu soruların cevapları şimdilik merak konusu.

� �� �2011 ���3 � ��24 �)���� 3

Dünyada filtreleme örnekleri- İran: Devlet tarafından merkezi olarak servis sağlayıcılara filtre uygulaması yapılıyor. Standartlar Devrim Muhafızları tarafından be-lirleniyor.- Suudi Arabistan: Fil-treleme politik gruplar, insan hakları, İslam’a karşı saldırgan içeriklerle porno ve gay sitelerine uygulanıyor. Aktivist blogerlar tutuklanıyor.- Çin: Dünyanın en geniş ve karmaşık filtreleme sistem-lerine sahip ülkede bir çok site filtreleniyor.- Pakistan: Devlet, ordu ve dine karşı siteler filtrelemeye maruz kalıyor.- İngiltere: Çocuk porno-grafisi, insan kaçakçılığı, terör propagandası içeren siteler izleniyor ve engelleniyor.- Fransa: Çocuk pornografisi ile ırkçılık içeren siteler devlet ve servis sağlayıcılar tarafından takip ediliyor ve düzenlemeler doğrultusunda engellenebiliyor.- Almanya: Çocuk porno-grafisi dışında Naziliği öven ve Yahudi soykırımını inkar eden içerikler engelleniyor.- Bulgaristan: İnternetten film, müzik, oyun ve yazılım indirmeye yarayan siteler ile çocuk pornografisi yasaklı.- İsveç: Çocuk pornografisi ve telif haklarını ihlal eden siteleri filtreleniyor.- Avustralya: Çocuk por-nografisi, fetiş siteleri ve suç hakkında detaylı bilgi veren sitelere karşı zorunlu bir filtreleme uygulanıyor.- ABD: Yasaklama yapılmıyor. Suç içeren içerikler çıkarttırılıyor.- Brezilya: Yasadışı uyuşturucu ve ilaç satılmasına aracılık eden siteler, çocuk pornografisi ile ırkçılık içeren siteler filtrelemeye takılıyor.- Arjantin: Çocuk pornografi-si engelleniyor.- Küba: Sistematik olarak teknik filtreleme uygulanıyor.- Rusya: Ahlaki değerler, kamu düzeni, ulusal güvenlik ve devlet sırlarını korumak adına bu konularda yayın yapan siteler yasaklı.

������ .��� +�!�;)��!� ������ /�"���

İzmir’de 15 Mayıs’ta yapılan mitingte binlerce İzmirli ‘İnternetime Dokunma’ dedi. Fotoğraf: Ali Cem Doğan

Page 4: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

Alevilik medyada çok fazla yer almasına rağmen meselenin bütününe ışık

tutulduğu, derinine incelendiği ve ciddi, somut öneriler üretildiği pek söylenemez. Söz konusu sorun bu kadar sık gündeme getirilmesine, çok tartışılmasına karşın neden bir arpa boyu yol katedilemedi, edilemiyor? Son olarak AKP Hükümeti’nin organize ettiği Alevi çalıştaylarının nihai raporu da Alevileri ve Alevi örgütlerini memnun etmedi. Yoksa dağ fare mi doğurdu? Zaten bu konuda Büyük Alevi Kurultayı İnisiyatifi Marmara Bölge Toplantısı’nda açıklanan ‘Alevilerin Raporu’ başlıklı raporda hükümetin Alevi Çalıştayları Nihai Raporu’na ilişkin, ‘Bu metin Alevilerin yaşadıkları tüm sorunların asıl müsebbibinin Alevilerin kendileri olduğunu açıkça ilan etmek-ten çekinmeyen bir zihniyetin ürünüdür’ ifadesi kullanıldı. Alevi sorununun kökten çözümü bu topluluğun kendini, kültürünü ve inanç değerlerini yeniden üretebilme ve zenginleştirme olanaklarını beraberinde getirebil-ir. Çünkü Alevi sorunu diye anılan bu durum genel anlamda insan hakları, özgürlük ve demokrasi so-runu olarak uzun süredir Türkiye gündemini işgal etmekte. Aslında Türkiye’de Alevilik sorunu, bir zihniyet sorunu olarak da betimlenebilir. Öyle ki ülkemizde inançsal ve etnik aidiyetler zengin-lik ve saygı duyulması gereken değerler olmak yerine çoğu zaman ‘sorun’ olarak görülüyor ve bu aidiyetler ötekileştiriliyor. Bu zih-niyet sorununun siyasi arenadaki yansımalarını da görüştüğümüz Narlıdere Alevi-Bektaşi Kültürünü

Tanıtma Derneği Başkanı Musta-fa Aslan bakın içinde bulundukları durumu şöyle dile getiriyor, “Alevilerin Türkiye’de siyasetle ilgili sıkıntıları var. Aleviler hangi siyasi partide mücadele ediyorlarsa etsinler, belli bir noktaya geldikler-inde sahip oldukları inançsal veya etnik kimlik onlar için negatif bir anlam taşıyor. Bunun birçok örneği var. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Aleviler, Cumhuriyet’in bekçileri, laikliğin koruyucusu bir kitle olarak gösterilmiş, Atatürk ilke ve inkılaplarına gönülden bağlıdırlar denmiştir. Fakat yönetim kademelerinde tem-siliyet açısından Aleviler maa-lesef tehlikeli bir unsur olarak görülmüşlerdir. Yani Türkiye’de siz hep yönetilen olacaksınız, yöneten olamayacaksınız şeklinde bir anlayış varolagelmiştir.”

Öte yandan Alevi sorunu diğer kimlik sorunları gibi bir tanımlanma sorunu olarak göze çarpmakta diyen Aslan, “Bu anlamda tanımlayan (devlet ya da hükümet) tanımladığı şey hakkındaki yargılarını norm haline getirip dayatır ve tanımlananı belirli bir kalıp içerisine sokmaya çalışır. Zaten Alevilik Araştırmaları Merkezi Başkanı Ali Yıldırım da çalıştaylara dair rapora tepki göstererek, bu raporda esas olarak Aleviler suçlanmaktadır. Alevilerin ne istediğini bilmediği iddia edilmektedir. Alevilerin kendilerini tanımlayamadığını ileri sürmek, ne istediklerini bilmediklerini söylemek tam bir AKP çalımıdır diyor.”

İzmir’deki Alevi dernek temsil-cilerinin Alevi sorunu ve açılımıyla ilgili düşüncelerini, izlenimlerini şu şekilde sıralayabiliriz:Balçova Alevi-Bektaşi Derne-ği Başkanı Selahattin Yıldız:

“Ben AKP’nin samimiyetine inanmıyorum. İçi doldurulmadan altı boşaltılan bu açılımın bir anlamı da yoktur. Bizler Alevi toplumu adına naçizane olarak sadece eşit yurttaşlık hakkımızı istiyoruz. Bakın, Türkiye 81 vilayetten oluşuyor, bu vilayetlerin başında bildiğiniz bir tane Alevi var mıdır? Benim bildiğim yok, yani şimdi bir tane Alevi vali bulunmaz mı Türkiye’de? Aleviler bu kadar ötelenmeyi, örselenmeyi hakketmiyor. Cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması taleplerimizin başında geliyor. Diyanet İşleri’nin bütçesi dört, beş bakanlığa eşit, neye hizmet ediyor? Alevi vatandaşlar olarak bizler bu hizmetlerden yararlandırılmıyoruz. Sonuç olarak Diyanet’in kaldırılmasını istiyoruz. Avrupa’da mesela bir kilise –hangi mezhepten olursa ol-sun- kendi mensupları tarafından idare ediliyor. Kısacası Aleviler sadece anayasal ve demokratik haklarını talep etmektedirler, başka talepleri yoktur.”Yamanlar Hacı Bektaş Veli Kültür ve Tanıtma Derneği Başkan Vekili: “Türkiye’deki sistem kendine göre solcu, sosyalist yaratıyor, kendine göre Türk, Kürt, Alevi istiyor. Aynı sistemi AKP de uyguluyor. Ilımlı İslam ya da muhafazakar İslam’dan bahsediliyor. Bu bağlamda ılımlı İslam modelinde AKP’ye karşı koyacak olanlar inançsal boyutta Aleviler’dir. Buradan hareketle şunu söyleyebiliriz; AKP kendi Alevisini yaratmak için örneğin Reha Çamuroğlu gibi Alevi yazarları da transfer ederek Alevi çalıştayları yaptı. Hükümet Alevi sorununda ideolojik davranıyor. Alevilikte dedelik çok saygın bir konuma sahiptir. Nitekim hükümet, dedeleri Diyanet’e

bağlayarak statükoyu devam ettirmek istiyor. Amaç bellidir; Alevilik’i özünden ve doğasından kopararak sünnileştirmektir.

Diyanet’in bütçesine bakıyorsunuz muazzam bir bütçe. Gerçekten laik bir ülkede devlet bu boyutta bir tarafgirlik yapmamalı. Tercihini bu anlamda inanç sahiplerine bırakmalıdır. Biz Aleviler olarak Diyanet’in lağvedilmesini istiyoruz. Herkese, her inanca eşit bakabilecek bir kurumsal üst yapı oluşturulabilir. Bununla birlikte din dersinin zorunlu olmaktan çıkarılması gerekmektedir. Bu durum sadece Aleviler için de değil bir Hristiyan, bir Musevi, bir Süryani yurttaş için de söz konusudur.”Narlıdere Alevi-Bektaşi Kültürünü Tanıtma Derneği Başkanı Mustafa Aslan: “Tür-kiye Cumhuriyeti laik, sosyal bir hukuk devletidir ilkesi anayasada yer almasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti aslında Sünni bir karakter sergilemektedir. Bizler Alevi çalıştaylarında zorunlu din derslerinin kaldırılmasını talep ettik, buna karşılık AKP Hükü-meti “Hayır zorunlu din dersleri yetersiz, ikinci bir din dersi daha olsun müfredatta. Biz Alevilik’i de alalım zorunlu din derslerinin içine, hatta o dersi de biz yazalım” dedi. Önümüzdeki 2010-2011 müfredatında yer alan Din Kül-türü ve Ahlak Bilgisi dersindeki Alevilik tanımı AKP’nin kendi tanımı yani bir anlamda devletin kendi tanımıdır. Bir ülke düşünün ki bir inancı tarif etmeye çalışıyor, bir topluluğun nasıl olması gerektiğini belirlemek istiyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı olduğu müddetçe cemevlerinin ibadet yeri olarak kabul edilme şansı yok. Çünkü Diyanet, İslamiyet’in tek bir mezhebini temsil edi-yor ve İslam dininin tek mabet yeri olduğunu, onun da cami olduğunu söylüyor. Hatta Diyanet ve devleti yönetenler hadlerini aşarak kendilerini tanrının yerine koyuyorlar yani tanrıya nerede ibadet edileceğine dahi onlar karar veriyorlar. Böyle bir handikap yaşıyor bu ülke. Ayrıca AKP Hükümeti Madımak Oteli’ni kütüphane yapmaya çalışıyor. Bu-nun gibi meşru taleplerimizin tam tersi şeyleri raporda yansıtmaya çalıştılar. Biz Aleviler Sivas’ı, Maraş’ı, Gazi’yi yaşadık, şimdi bu katliamlar yaşanmıyor, Aleviler öldürülmüyor, katledilmiyor ancak Alevilik katledilmeye çalışılıyor. Canlar Birliği Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Düzgün Şahin (Alevi dede-si): “Bizim sorunumuz aslında

/���� =���&��;)��!� ������ /�"���

anayasada yer alan eşitlik ilkesinin uygulanmıyor oluşudur. Yani eşit yurttaşlık sorunumuz var. Ben şahsen Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır şeklinde beya-natta bulunmanın yanlış olduğu kanaatindeyim. Yani şimdi kaldıralım desek hangi siyasi parti buna katılır, bunu destekler, o mecrada değiliz. Ancak yeniden yapılandırılır, bu arada bütçesi mümkün olduğunca en aza in-dirilir. Gerçekten Diyanet’in çok büyük bir bütçesi var, maalesef bu bütçe belli bir kitle için harcanıyor. Bakın benim babam 72 yaşında ve 50 yıldır dedelik yapıyor ama bir sigortası bile yok. Sosyal, eko-nomik güvencesi olmayan bir dede nasıl hizmet yürütsün.

Alevilerin taleplerini genel olarak sıralarsak ki benim de bununla ilgili bir çalışmam var:- Cemevleriyle ilgili gerekli düzen-lemeleri siyasi partiler ve TBMM yapmalı, cemevleri yasal olarak tanınmalı,- Belediyeler imar ile ilgili plan ve projelerini hazırlarken tespitlerini cami olarak değil ibadet yeri adıyla yapmalılar,- Cemevlerinde hizmet eden dedelerin, zakirlerin, hocaların ve temizlik görevlilerinin ücretlerinin devlet tarafından karşılanması gerekmektedir,- Pirlik için dede çocuklarının eğitimlerini, donanımlarını karşılayacak, bir üniversiteye bağlı bir nevi ilahiyat fakülteleri gibi okulların açılması lazım. Zaten hocalık için de iki yıllık okullar yeterli olur,- Ders programları zenginleştirilmeli, diğer din-ler ve Alevilikle ilgili daha geniş ve kapsamlı bir müfredat hazırlanmalı,- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın reforme edilmesi gerekmekte-dir. Her inanç grubunun kendi mensuplarına hizmet edebilmeleri sağlanmalıdır,- Yine müfredetta değişiklik yapılarak edebiyat ve felsefe derslerine Alevilikle ilgili ünitelerin konması gerekir,- Muharrem ve Nevruz aylarında, bu ayların içeriğine uygun olarak TRT’de daha fazla program yapılmalı, ilgili ve bilgili insanlar tarafından bu konularda halk bilgilendirilmeli ve aydınlatılmalıdır. Hacı Bektaş Veli merkezi bir ziyaretgahtır. Orada bazı türbeler müze konumunda, bu hoş bir şey değil. Yani onların müze konumundan çıkarılması lazım. O mekanlar insanların ibadet ettiği kutsal yerler, müze olarak görülmeleri hiç şık değil. Ayrıca Madımak Oteli bir utanç müzesine dönüştürülmelidir.

/�!������� ���!� �� ����+)� ������ �)��� ����� "� ����� ����� ����� ��� �)���� ��� ���� �� ��&� ���� ��� =�"���#

� �� �2011 ���3 � ��24�)����4

Aleviler seslerini duyurmak için meydanlardaydı. (Fotoğraf: Onur Yılmaz)

Page 5: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

/���� ������ �������;)��!���� "� F)�!���� !������� ���� ��������� ������� �� G�B� �)��&�� ���� ��!�������� ���� �� ������� ��������B�&��� �)�)��))!�#

Türkiye, siyasi liderlerin gizli kamerayla çekilmiş seks ka-setleriyle nasıl sarsıldıklarını yakın dönemde eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a ve son dönemde MHP’nin Merkez Yönetim Kurulu üyelerine ait kasetlerle tanık oldu. Türkiye siyaseti, ilk seks skandalını Başbakan Adnan Menderes’in opera sanatçısı Ayhan Aydan’dan olan gayri meşru çocuğunu öldürme iddiasıyla açılan ‘Bebek Davası’ ile yaşamış ve etkilenmişti. Seks skandallarının sadece Rock yıldızlarını etkilemediğini hatırladığımız bu günlerde, International Business Times’ın yaptığı ‘En iyi 10 politik seks skandalları’ listesinde, dünyayı şok eden politik yıldızları sıraladı. Listede, henüz Türkiye’den bir isim bulunmuyor.

H���� I����,$���& +�!���F�� ����� /�"���

� �� �2011 ���3 � ��24 �)�!� 5

John Profumo1963 yılında İngiltere’nin Savaş Bakanı olan John Profumo’nun, İngiliz model Christine Keeler ile yaşadığı ilişkinin ortaya çıkması, aylarca İngiltere’de konuşuldu. Keeler’ın aynı zamanda bir Sovyet casusuyla da ilişkisi olduğu öğrenilen skandal, Profumo’nun istifa etmesiyle son buldu. ‘Profumo Olayı’ olarak adlandırılan ilişki, 1989 yapımı ‘Scandal’ filmine esin kaynağı oldu.

Bill ClintonAmerika’nın 42. Başkanı Bill Clinton’ın, Monica Lewinsky ile yaşadığı ilişki başkanlığının ikinci döneminde ortaya çıktı. Temsilciler Meclisi Clinton’a ilişkinin varlığını inkar etmekten ve adalete engel olmak-tan dolayı dava açtı. Senato tarafından suçlu bulunmayan Clinton, başkanlık görevine devam etti.

Iris RobinsonKuzey İrlanda Parlamento üyesi Robinson’un 2010 yılında 19 yaşındaki Kirk McCambley ile ilişkisi olduğu ortaya çıktı. Parlamento Başkanı ile evli olan Robinson, skandal yüzünden istifa etti. Eşi ise parlementodaki görevine devam ettti.

Silvio Berlusconiİtalya Başbakanı Berlusconi, eşi Veronica Lairo’da dahil çeşitli kaynaklar tarafından yıllardır cinsel uygunsuzlukla suçlandı. Berlusconi en büyük suçlamayı, 2010 yılında 17 yaşındaki Ruby ile para karşılığı birlikte olmak ve Ruby hakkında açılan davaların düşmesi için gücünü kötüye kullanmaktan aldı.

Moshe Katsavİsrail’in 8. Cumhurbaşkanı Moshe Katsav, 2006 yılında cumhurbaşkanlığı döneminde, hakkında 10 kadına karşı tecavüz suçu dahil, cinsel suç işlediğine dair kanıtlar ortaya çıktı. Kanıtlardan sonra evi polis tarafından aranan ve istifa etmesi istenen Katsav, 2006 yılında istifa etmeyi reddetti. 2007 yılının Mart ayında hakkındaki suçlamalardan kurtulan Katsav, görev süresinin dolmasından iki hafta önce, istifa etti. 2009 yılında tecavüz suçlamasıyla hakkında dava açılan Katsav’ın suçu Aralık 2010’da kanıtlandı ve Mart 2011’de yedi yıl hapse hükmedildi.

Page 6: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

� �� �2011 ���3 � ��24���!�6

J������ �����!��� !���!� �)��

Beşiktaş ve Bursaspor takımları arasındaki gerginlik son yıllarda ne yazık ki ligin iki başarılı futbol

takımının rekabetinden çok, çıkan olaylar sebebiyle holiganizmin rekabetine dönüşmeye başladı. Yaklaşık yedi yıla ulaşan bu gerginlik, yıllar ilerledikçe azalacağına közlene közlene daha da alevlenmeye başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Sporda Şiddet Yasası’na attığı imza daha kurumadan ligin 31. haftasındaki mücadele öncesinde çıkan olaylar ve sonrasında maçın iptaline kadar giden gelişmeler Sporda Şiddet Yasası’nın bir kez daha tartışılmasına sebep oldu.

Şiddet yasası ile neler değişecek?Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair yasada pek çok suçun hapis cezasıyla karşılık bulması dikkat çekerken, daha önce yasal karşılık bulamayan şike ve teşvik primi de ceza kapsamına giriyor. Uzun süredir merakla bekle-nen ve çıkması için ciddi bir baskı oluşturan sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine yönelik yasayla birlikte holiganların işi daha da zorlaşacak.

Öne çıkan maddelerElektronik bilet sistemi: Yeni yasa ile birlikte gelecek sezondan itibaren maça elektronik bi-letle girilebilecek. Bu amaçla elektronik kartlar oluşturulacak. Elektronik kartta, kişinin adı, soyadı, kimlik numarası ve fotoğrafı olacak. En üst futbol liginde bulunan kulüpler bir yıllık sürede, diğer kulüp veya kuruluşlar ise üç yılda maç biletlerini elektronik sistemde oluşturacak.Şike ve Teşvik primine ağır ceza: Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Yasası’yla birlikte şike ve teşvik primine ağır cezalar getirildi. Müsabakanın sonucunu etkilemek amacıyla kazanç veya menfaat sağlayan kişi beş yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ve 20 güne kadar adli para cezasına çarptırılacak.cak.Yasak maddelerle ilgili cezalar: Spor alanlarına ruhsatlı dahi olsa silah, bulundurulması yasak olmayan kesici, ezici veya delici aletler, patlayıcı maddeler sokulmayacak. Bu yasaklı maddeleri sokan kişi üç aydan bir yıla kadar hapis cezası alacak.

Alet ve aletleri seyircilere vermek amacıyla temin eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.Hakaret içeren tezahürat: Hakaret olarak algılanacak tarzda aleni olarak söz ve davranışlarda bulunan taraftarlara, şikayet şartı aramaksızın, 15 günden az olmamak üzere adli para cezası verilecek. Spor alanlarında ırkçı söy-lemlerde bulunan kişi altı aydan iki yıla hapisle cezalandırılacak.Seyirden yasaklama: Şiddet olaylarına karışan kişi yeni düzenlemeyle tanımlanan ilgili kanun-lardaki suçlardan dolayı hakkında güvenlik tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanmasına karar verilecek.Şiddete neden olacak açıklamalar: Şiddeti teşvik edecek açıklamaları yayımlayan basın veya yayın organı işletmecisine 100 bin TL’den 500 bin TL’ye kadar idari para cezası verilecek.

Kim haklı çıktı kim kazandı. Bursaspor mu? Ya da kendilerini Bursaspor taraftarı olarak görenler mi? Lig üçüncülüğü yolunda zorlu dönemde takımlarını 3-0 hükmen mağlup ve beş maç tarafsız sahada oynama cezası almasına neden olanlar mı o savaş meydanından galip çıktı? Bu iki ucu çıkmaz olan noktada birçok isim konu hakkında görüş bildirdi. Bursaspor’un aldığı cezayı Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ‘Hukuk dışı’ olarak yorumlarken, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül ise yeşil-beyazlı kulübe verilen cezanın şiddet yasasında yer almadığını belirtti.

Bülent Arınç: Bu ceza hukuk kuralları içinde değilDışarıda olan bir olay nedeniyle maçın belki tekrarı gerekirken böylesine ağır bir cezaya maruz kalmayı hukuk kuralları içinde izah edemediğini belirten Arınç, “Şunu sormak ve anlamak istiyorum; içeride maç yok, içeride taraftardan veya üçüncü kişiden kaynaklanan olay da söz konusu değil. Her iki takımın futbolcuları da stadyumda değiller. Dışarıda olan bir olay nedeniyle maçın belki tekrarı ge-rekirken şimdi böylesine ağır bir cezaya maruz kalmayı ben hukuk kuralları içinde doğrusu izah edemiyorum. Bugüne kadar da bir örneği görülmemiştir.” Sporda şiddetin önlen-mesi amacıyla radikal bazı tedbirlerin alınmış olabileceğini dile getiren Arınç şunları söyledi, “Düşünün ki, birinci lig maçı oynayacak bir

takımın, iddialı bir takımın, küme düşmesi ihtimal bir takımın taraftarı ismiyle kendisini yaftaladığı üzerine giydikleri birkaç formayla böyle olay cereyan etse böyle bir ceza verilebil-ecek midir? Bu olayların önüne geçilebilecek midir? Dışarıda ne yaptıkları bilinmeyen birkaç sergerdenin, şampiyonluğa oynayan bir takımın, üçüncülük iddiası olan bir takımın önünü kesmeye kimin hakkı vardır.”

Yunus Akgül: Şiddet yasasında yokGençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, “Bursaspor’un almış olduğu cezanın yanlış olduğu kanaatindeyim. Sporda Şiddet Kanunu’nu biz hazırladık. Bursaspor’a verilen ceza, Sporda Şiddet Yasası’nın neresinde, bana söyler misiniz? Kanunun hiçbir yerinde yok. TFF istediği zaman istediği cezayı verebiliyor. Bursaspor’un almış olduğu cezanın kanunla ilgisi yok’’ dedi.

Ahmet Talimciler: Polis farklı davranıyorYoğun seçim maratonunda bile gündemde ilk sırayı almayı başaran Bursaspor ve Beşiktaş takımları arasında oynanan her iki karşılaşmayı da yakından analiz eden Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Yard. Doç. Dr. Ahmet Talimciler ise Türkiye’de polisin taraftarlar karşısındaki tutumunun diğer toplumsal olay-

lardaki davranışlarından çok farklı olduğunu söyledi. İptal edilen Bursaspor-Beşiktaş maçının ardından açıklamada bulunan Talimciler, Türkiye’de olayların sıradan hale gelmeye başladığını, deprem, trafik kazaları gibi olguların yanında futbol sahalarındaki şiddete yönelik bir kanıksanmanın ve boş vermişliğin yaşandığını ifade etti. Talim-ciler, Bursaspor-Beşiktaş maçında siyah-beyazlı ekibin taraftarlarının müsabakayı izleyebileceğinin açıkladığını, ancak yeterli tedbirin alınmadığının görüldüğünü ifade etti.

Talimciler, “Maçtan önce Bursaspor taraftarlarına ait sitelerin takip edilmesi, tribünün ileri gelenleri hakkında haberdar olunması gerekiyordu. Türkiye’de en kitlesel eylemler gerçekleştiren futbol taraftarlarıdır. Hiçbir yerde futbol taraftarının topladığı kadar kalabalık toplayamazsınız. Aslında iki takımın arasındaki her iki müsabakada da aynı manza-rayla karşılaştık. Polis taraftarlarla karşı karşıya geldi. Ancak Türkiye’de polisin, taraftarlar karşısındaki tutumu bildik, alışıldık tutumdan çok farklı. İstanbul’daki maçtan bir gün önce Dolmabahçe’de öğrencilere müdahale eden polisten yaralananlar oldu, güvenlik güçlerinin kalkanların arasında geri geri gittiğini gördük. Bursa’da da aynı manzarayla karşılaştık.Türkiye’de taraftarların yapmış olduğu hareketler, devletin bekaası için tehdit oluşturmuyor. Taraftarların yapmış olduğu ey-

.��� <%�)���/�� /�"���

/�� ;��� /)�� K����� $������,$������� �)B��������� %�B������ ����� ��!� ���� ��&����� !)��������� ���� �)!

Çıkan olaylarda birçok kişi gözaltına alınırken Bursaspor 5 maç seyircisiz oynama cezası aldı.

Bursaspor taraftarı, ligin ilk yarısında İstanbul’da oynanan maça 7 yıl aranın ardından ilk kez geldi.

Page 7: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

7

� ��A

lemler kendi kutsal saydıkları değerleriyle ilgili olduğu için bu hareketler devletin yapısının eleştirilmesiyle ilgili bir tehdit unsuru değil. Tehdit unsuru olarak algılanmadığı için de polislerin tutumu normal gündelik hayatta olan tutumundan farklı. Taraftarlar da bunun farkında olduğu için normalde yapamayacağı pek çok şeyi yapabiliyorlar” dedi.

Nedenler araştırılmalıAhmet Talimciler, Türkiye’deki yöneticile-rin inkar etmelerine rağmen çıkan olaylar sonrasında kullandıkları dille bu yapıya bir şekilde bağlı olduklarını belirterek, şunları kaydetti, “Türkiye’de futbol sahalarında ortaya çıkan şiddetten sonra biz bunu konuşuyoruz ve unutuyoruz. Beşiktaş ile Bursaspor arasındaki gerginliğin nedeninin araştırılması, üçüncü bir takıma kadar sıçrayan olayın nedenlerinin ortaya çıkarılması gerekiyor. Türkiye’de futbol sahalarında şiddetle ilgili konuşup duruyoruz ama bunun ortaya çıkış nedenlerinin ne olduğu hakkında bilgi sahibi değiliz. Olaylarda kaç kişi yaralanıyor, neler oluyor bilmiyoruz. Daha şimdiden Bursaspor-Beşiktaş maçının ardından ‘Verilecek cezaya göre şiddet yasası çöpe mi gitti, yoksa gitmedi mi’ tartışması yapılmaya başlandı. Aslında futbol sahalarındaki şiddeti önlemek için yasalara filan gerek yok. Ortaya çıkan olayları var olan ceza yasalarıyla hallede-bilirsiniz. Yasayı uygulayabilecek iradeye sahip

misiniz değil misiniz, yasayı uygulayabiliyor musunuz? Her takıma eşit seviyede uygulayabil-iyor musunuz. Seçimlere 40 gün kala alınacak kararın kimseyi incitmemesi gerekiyor ama kamuoyuna mesaj da vermeniz gerekiyor.”

“Asıl problem, takıma göre ceza”Bursaspor’un Türkiye’de şampiyonluk elde etmiş 5 kulüpten biri olduğunu ifade eden Talimciler, “Maalesef Türkiye’de olaylar takımlara göre değişiyor. Asıl problem, takıma göre ceza verdiğinizde yaşanıyor. Bursaspor-Beşiktaş maçının ardından belli bir ceza vermek zorundasınız. Olayın ardından gereken cezayı veremezseniz, ileriye dönük yasayı çöpe atmış olacaksınız. Türkiye Futbol Federasyonu’nun da olayları çıkaran insanlarla karışmayanların ayrımını yapması gerekiyor. Seyircisiz oynama cezası dahil, insanlara verdiğiniz cezalarla ilgili adaletsizlik var. Futbolda ‘marka değeri’ diyorsanız, bunun içini doldurmanız ge-rekiyor. Cezayı, olayı çıkaranlara vermek zorundasınız” diye konuştu. Talimciler, Türkiye’de bu tarz olayların ardından şiddet içeren bir dilin kullanıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü, “Bu olayları yapan-lar iki üç çapulcu, bunlar taraftar olamaz’ gibi klişeler üzerinden konuştuğunuz zaman çözümü filan konuşmuyorsunuz, sorunu bile konuşmuyorsunuz. Bunların çapulcu filan olmadığını, içlerinde işsizlerin de olduğunu

ama bunların dışında üniversite mezunları, iş sahibi insanların da bulunduğunu görmemiz gerekiyor. Bu kişilerin takımları uğruna polisle çatışabildiklerini görüyoruz. O yüzden biz bu insanlara farklı yaklaşmak zorundayız. Bu olayların altında yatan nedenleri daha derinlem-esine, bilimsel çalışmalarla ortaya koymamız gerekiyor. Akşamları çıkıp konuşarak, bu iş çözülmez. Testi kırılmadan aklımızı başımıza toplamamız lazım. Ancak görünen o ki, biz her olay sonrasında yasa çıkarmaya devam edeceğiz”

En küçük holigan 11 yaşındaAvrupa’ya nazaran holiganizm ve ırkçılık konusunda çok fazla öne çıkmamamıza rağmen son dönemde artan olaylar dikkate alındığında Dünya Kupası, Avrupa Futbol Şampiyonası ve Olimpiyat düzenlemeyi hedefleyen bir ülke için holiganlar büyük bir tehdit unsuru oluşturuyor. Futbol fanatiklerinin sosyal kimliklerini belirlemek için ‘Türkiye’de Futbol Fanatikleri; Sosyal Kimlik ve Şiddet’ konulu araştırma, Em-niyet Genel Müdürlüğü’nce futbol sahalarına girişleri yasaklanmış en küçüğü 11, en büyüğü ise 67 yaşında olan 1253 erkek futbol taraftarından 896’sı ile karşılıklı görüşülerek yapıldı. Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu’ndan Yrd. Doç. Dr. Ziya Koruç, Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’ndan Yrd. Doç. Dr. Perican Bayar ve Gaziantep İl Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan’ın birlikte gerçekleştirdiği araştırmada çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.

Türkiye’de holigan portresiHoliganizmin yaşı: Türkiye’de holiganların yaş dağılımına bakıldığında en büyük oran yüzde 50.68 ile 30-39 yaş grubunda olurken bunu yüzde 28 ile 10-19 yaş grubu izledi.Eğitimi düzeyi: Eğitim düzeyi ilkokul (yüzde 13.17), ortaokul (yüzde 48.10), lise (yüzde 27.24) ve üniversite (yüzde 11.17).İşçi, esnaf ya da işsiz: İstatistikler Türkiye’de holiganların yüzde 10.03’ünün işsiz, yüzde 26.87’sinin işçi, yüzde 21.61’inin esnaf çırağı, yüzde 19.47’sinin öğrenci, yüzde 6.33’ünün şoför, yüzde 5.84’ünün esnaf, yüzde 3.99’unun otoparkçı, yüzde 3.21’sinin memur, yüzde 2.63’ünün de pazarcı olduğunu söylüyor.Maçtan önce alkol kullanımı: Yüzde 11.94’ü her gün alkol kullandığını, yüzde 60.17’si birkaç günde bir, yüzde 22.76’sı ise haftada bir

ve yüzde 4.8’i ara sıra alkol kullandığını belirtti. Hiç alkol kullanmayanların oranı ise on binde 35’te kaldı. Alkol kullananların yüzde 69.42 oranla 622 kişi maç öncesi alkol almadığını söylerken yüzde 12.39’luk oranla 111 kişi ise alkol aldığını söyledi. ‘Ara sıra içerim’ diyenler ise yüzde 18.19’luk oranla 163 kişide kaldı.Masrafları kulüp öder: Maça gittiklerinde giriş parasını kimin karşıladığı sorusuna yüzde 40.4’ü ‘Kulüp’, yüzde 32.7’si ‘Arkadaşlarım’ dedi. Bilet parasını kendisi karşılayanların oranı 26.89. Deplasman maçlarında harcamaların kim tarafından karşılandığı sorusuna yüzde 58.59’i ‘Kulüp’, yüzde 25.58’i ‘Arkadaşlarım’ yanıtını verdi. Deplasmana gidiş-geliş masraflarını kendisi karşılayanların oranı yüzde 15.85.Karşı takım kim ki!: Araştırmaya yanıt verenlerin yüzde 80’i karşı takım taraftarını ‘önemsiz’, yüzde 20’si ise ‘önemli’ bulduğunu söyledi.Takıma laf söyletmem: Takımları aleyhine konuşma yapıldığında neler yaptıklarına ilişkin soruya yüzde 92.5’i ‘Dayanamam’, yüzde 7.5’i ise ‘Sessiz kalırım’ yanıtını verdi.Renkler önemli: Katılanların yüzde 98.77’si takımın sembol ya da renklerini kullandığını söylerken, ‘Kullanmam’ diyenler ise yüzde 1.23.Sadece futbol: Araştırmaya katılanların yüzde 73’ünün futbol maçı dışında stada gitmediği belirlenirken yüzde 27.01’si ise gittiğini söyledi.Kahvede erkek erkeğe eğlence:Ankete katılanların tamamı yaşadıkları yerde takımlarına ait dernek ya da kahvehane olduğunu söylerken, deneklerin tümü kahve-hanelere daha ağırlıklı olmak üzere her ikisine de gittiğini söyledi.Televizyonda maç: Araştırmaya katılanların yüzde 61.16’sı (548 kişi) takımlarının maçlarını televizyondan izlemekten hoşlanmadığını, yüz-de 38.84’ü (348 kişi) ise hoşlandığını söyledi.

Bu kadar sayı verdikten sonra toplamak gerekirse çok farklı düşüncenin hakim olduğu noktada şiddete karşı bakış açımızın ne olduğu önemli. Şiddeti azaltmanın yolu sadece çıkartılacak yasalar ve yaptırımların yanı sıra, tüm toplumsal yaşama dönük uygulamaları hayata geçirebilmekten kaynaklandığını bilmek gerekir. Futbol sahalarında ortaya çıkan şiddeti ve yaşananları sadece bu alana özgü olarak gördüğümüz için sorunun sadece bir boyutunu çözmeye yönelik girişimler içerisine girersek şiddeti önleyemeyiz.

!)� ���� ��* ����� L;)� J�������M �&� �� ���� ���� ������#

Olaylarda taraftarlar ve polis birçok kez karşı karşıya geldi.

Page 8: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

� �� �2011 ���3 � ��24�)�) �����8������� �B� �)��� ���!�A����� �����!� ���� ����� ���� �)��� ��!������� ���������� "� ������ �)���!���� !��������� �� ����# =�B�� �� ���� �� ������� �%���� !���!�� ������� �B� �)��� ��!�������� ����� ����A

İzmir’in rock müzik ortamı, diğer şehirlerin müzisyenleri ve dinleyicileri için hep ilgi çe-kici olmuştur. Çünkü İzmir’in müzikal anlamda kendine has bir terminolojisi bile vardır. Mesela yeni yetişmekte olan acemi müzisyenlere ‘Şorşak’, 40 yaşın üstündeki iyi müzisyenlere ‘Baro’ denir. Şu günlerde İzmir rock müzik piyasasında işler pek iyi gitmiyor. Müzisyenler de bu durumdan memnun değiller. Müzik üretiminin azaldığını ve var olanların da yeterince desteklenme-diklerini söylüyorlar. Mekan sahipleri ise eski hareketliliğin olmamasından şikayetçi. Rock müzik piyasasında neler olup bittiğini öğrenmeye karar verdik ve bu işin içindeki insanlarla konuştuk.

Yiğit Vatansever (Vokal/Kanca)Izmir’de bir rock müzik

piyasası olduğunu düşünmüyorum. Çünkü oluşması için artık yeterli ve geçerli şartlar yok. İzmir’de gü-zel bir müzisyen potansiyeli var ancak bu değerlendirilmiyor. Çalan gruplarda daha çok piyasa çalıyor. Dinleyiciler de burada ruh hallerine göre davranır. Yağmur varsa çıkmaz, soğuksa çıkmaz. Biz, bizi dinlemeye gelen insan-lardan memnunuz. Grupları destekleyen kemik bir kitle belki İstanbul veya Ankara’da olabilir fakat İzmir’de göremi-yorum. Keşke bu muhabbetleri piyasada önde gelen insanlarla aramızda bir husumet olmadan konuşabilseydik.

Begüm Şaşmaz (Bass Gitar/Kafa Sesi)İzmir’deki insanlar kültür-sanata doymuş olduklarından seçiciler ve kolay beğenmiyorlar. Rock müzik piyasasını ise yeter-siz buluyorum. Mekanlarda hep aynı isimler var. Am-

atör grupları destekleyici yarışmalar, konserler düzen-lenirse insanlar müziğe teşvik edilebilir. Yabancı gruplar da İzmir’e konsere geliyorlar, bu konuda bir eksik olduğunu düşünmüyorum. İzmir’de kadın müzisyen olmaksa keyifli. Sahne sonrası gelip tebrik ediyorlar, kendile-rinin de yapmak istediklerini söylüyorlar. Bir kadını sahnede görmek başka kadınlara umut veriyor, bu durum hoşlarına gidiyor.

Gürkan Altınbaş (Gitarist-Ex. Unleash, Dissolution)İzmir’de güzel organizasyonlar yapılabilirse piyasa hareketlene-bilir. Son üç ya da dört senedir tatmin edici bir ortam yok. Seyirci potansiyelinin ise zayıf olduğunu düşünüyorum. Bizim abilerimiz vardı, müzikal an-lamda bizi yetiştirdiler. Ancak bunu bizler yapmadık. İzmir’in müzik ortamı ise samimi, bu da güzel bir özellik.

Kemal Ege Aktaş (Deep Rock Bar İşletmecisi)İzmir’in büyük bir potansiyeli var ancak yeterince hareketli değil. Genel olarak rock müzik ortamının durumuysa kötü. Maalesef eski canlılığı yok. Çok fazla dinleyicisi var ancak bunu konsere giderek göstermeyen, bir bara gelip oturmayan bir kitle var. Adam evde oturup bilgisayarına istediği müziği indirip dileyebiliyor. Sanal yaşıyor yani. Biz zaman zaman piyasayı hareketlendirmek için rock günleri yapıyoruz. Bunlar çoğalabilir. Ayrıca İzmir rahat bir şehir ve müziğin felse-fesini burada yaşayabiliyor. Gelişebilmek için dinleyici kit-leyi bir araya getirebilmek lazım.

Azimet Emekli (Rock Market, Arttattoo Studio):İzmir’in müzik kitlesi eskiden çok iyiydi fakat o sağlam kitle şu anda yok. Bu işe yön veren kitle de işi paraya dökmüş durumda. Ayrıca İzmir bir

$���& +�!������� ������

öğrenci şehri ve 40-50 lira bir konser için insanlara çok gelebiliyor. Zaten İzmir’deki insanlar başka şeylere para ayırırken müziğe para ayırmıyorlar. Sponsorları sağlam olan ve yeri güzel seçilen bir festival, İzmir’e hareketlilik getirebilir.

Onur Katlandur (Tonmayster/The Guardian Bar)İzmir genelde rahat bir şehir ve bu da güzel bir avantaj. Son iki üç senedir büyük işletmelerin açılması ise piyasayı canlandırdı ve rock gruplarına katkı sağladı. Ancak İzmir müzisyen yetiştiriyor, sanatçı yetiştirmiyor. Müzik işinde gelişmesi için işletmelerin ticari düşünceden sıyrılması lazım. İzmir’in kaliteli bir kayıt stüdyosu hala yok. Grupların hazırladığı kayıtların basım ve dağıtım işlerinde de sıkıntılar oluyor. Bu eksiklikler gideril-irse İzmir’de daha güzel işler çıkabilir.

İzmir’ den son dönemde sesini duyuran gruplardan biri: Makine.

Page 9: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

$��� �� ��� ;)��!����

Ünlü İngiliz şarkıcı ve besteci James Blunt ilk kez Türkiye’de konser verecek. Blunt, 24 Haziran’da İstanbul Küçükçiftlik Park’ta ve 25 Haziran’da da İzmir Arena’da müzikseverlerle buluşacak. Bir zamanların askeri, şimdilerin en başarılı alternatif müzisyenlerin-den biri kabul edilen James Blunt; You’re Beautiful, Bravery, I Really Want You ve 1973 gibi hitlerle tüm dünyanın tanıdığı bir isim haline geldi. İlk albümü “Back to Bedlam’ı” 2004 yılında çıkaran Blunt, albümde yer alan “You’re Beautiful” ile dünya çapında tanınır hale geldi. Şarkıcı albümün kapanış parçası “No Bravery”i, Kosova’da İngiliz Ordusu’nda 22 yaşında bir barış gücü askeriyken son on yılın en kanlı savaşlarından birinin izleri üzerinde yürürken yazmış. İlk albü-mü ile İngiltere’de müzik listelerine 12. sıradan giriş yapan şarkıcı, “You’re Beautiful” şarkısıyla hafta-larca bir numarada yerini korudu. James Blunt’ın üç yıl sonra çıkardığı ikinci albümü, 10 ülkede yaklaşık beş milyonun üzerinde satış elde etti. En iyi erkek sanatçı, dünyanın en iyi sanatçısı ve dünyanın en çok satan İngiliz sanatçısı ödüllerinin sahibi olan James Blunt, son olarak 2010 yılında üçüncü albümü “Some Kind of Trouble’ı” çıkardı.

VizyondakilerThe Ring ThreeTür: 3 Boyutlu, Gerilim, Dram, KorkuYönetmen: Hideo NakataGösterim tarihi: 3 HaziranFelekten Bir Gece 2Tür: Komedi, MaceraYönetmen: Todd PhilipsGösterim tarihi: 3 HaziranX-Men: Birinci SınıfTür: Aksiyon, Bilim Kurgu, Dram, FantastikYönetmen: Bryan Singer, Mat-thew VaughnGösterim tarihi: 3 HaziranYour HighnessTür: Fantastik, Komedi, MaceraYönetmen: David Gordon GreenGösterim tarihi: 3 Haziran  Gnomeo and JulietTür: 3 Boyutlu, Aile, Ani-masyon, Fantastik, Komedi, Macera, RomantikYönetmen: Kelly AsburyGösterim tarihi: 3 HaziranWard (Koğuş)Tür: Gerilim, KorkuYönetmen: John Carpenter

Gösterim tarihi: 3 Haziran

Kaledeki YalnızlıkTür: Komedi, DramYönetmen: Volga SorguGösterim tarihi: 3 HaziranLa Prima Cosa BellaTür: KomediYönetmen: Paolo VirziGösterim tarihi: 3 HaziranKung Fu PandaTür: 3 Boyutlu, Aksiyon, Aile, Animasyon, Komedi, MaceraYönetmen: Jennifer YuhGösterim tarihi: 10 HaziranHannaTür: Akisyon, Dram, Gerilim, Gizem, MaceraYönetmen: Joe Wright

! �� �����������

G�B� ������ ���!�

Rock’n Coke bu sene birden fazla sahnesi ve zengin programıyla müzikseverlere dolu dolu bir hafta sonu yaşatacak. Dört yılda dünyanın önde gelen müzik festivalleri arasında yerini alan Rock’n Coke şimdiye kadar çeşitli ülkelerden 79 yabancı, 56 yerli grup olmak üzere 500’den fazla müzisyeni ağırladı. Alternatif Rock’un Türkiye ve dünyadaki en parlak yıldızlarını on binlerce izleyiciyle buluşturan Rock’n Coke İstanbul’da bugüne kadar

$��"�� ����+)�) /���� /�"���

G�B��� N��� J����"�� OP "� OQ ;����� DROO ��������� ����*�� ��"��������� �)�����"��� �����!�#

sahne alan gruplar arasında Pet Shop Boys, Iggy&The Stooges, The Cure, Placebo, Muse, Simple Minds, Suede, The Cardigans, 50 Cents, The Rasmus, Korn, The Offspring, Skin gibi devler de bulunuyor. İlk yıl iki günde toplam 40 bin kişi tarafından izle-nen, 4 bin kişinin çadır kurduğu ve hazırlıklarında yaklaşık 2.000 kişinin görev aldığı Rock’n Coke, günümüzde 55 bin izleyiciyi ağırlayan, 10 bin kişinin kamp yaptığı, 7 bin kişinin görev aldığı Türkiye’nin en büyük açık hava müzik etkinliği konumunda.Rock’n Coke ilki 2003 yılında

Coca Cola’nın sponsorluğunda düzenlenen ve Çatalca’daki İstanbul Hezarfen Havaalanı’nda gerçekleşen bir festivaldir. Rock’n Coke, dünyaca ünlü grup ve kişilerin katılımından gençlerin ilgisinden dolayı Türkiye’de yapılan senelik müzik festival-lerinin en büyüğü olma özelliğini taşıyor. Kamp alanında çadırlar kurularak konaklama sağlanıyor. Festival alanında büyük sahne, alternatif sahne, alışveriş alanı, kamp alanı, otopark, lunapark gibi katılımcıların her türlü gereksinim ve eğlence ihtiyaçlarını temin edebilecekleri yerler bulunuyor.

(# <)�� +)����&�+)�) /���� /�"���

/�����;�#(�"���<��� ������

/���� S��� ���� �)�));�#(�"������� �<� ���

S��� ���� �)�))=�������$�%��#-��

���� �)�))>��������� ������

.���%�:��� "� ;�����=��(���$ ���;)��!� ���?���$#�F�� ����� @ �� ��9 �������A��,?��"����� �� � !�+)�) /������ ����9 ��$���� �%/�� ��� ���6�����J���&�* .���%) ?�� �� ����

;�����@ �� ��9 �������A��,�=�������$�%��#-��

S��������#�#�����������B�9 �,#�

����������������

�����B� ������������ �������� �� ��+://

Ünivers�������#�#������������������ ������������ � �� �����

$���� S��>#%� ��C(���9#��#� �D ��=#EFGH4.3�I������?������.':5:�J������B�����

>��E�:+.+�85+�+/�++�� KE�:+.+�85+�+8�'8

�#%� �L�#%� �#(����1#����MMM��#%� �#(����1#����

Gösterim tarihi: 10 Haziran

Another YearTür: Dram, KomediYönetmen: Mike LeighGösterim tarihi: 10 HaziranSuper 8Tür: Bilim Kurgu, Gerilim, GizemYönetmen: J.J. AbramsGösterim tarihi: 17 HaziranMezuniyet BalosuTür: Bilim Kurgu, Dram, KomediYönetmen: Joe NussbaumGösterim tarihi: 17 HaziranMutluyum, Devam EtTür: Komedi, Dram, RomantikYönetmen: Josh RadnorGösterim tarihi: 17 HaziranThe BeaverTür: Dram, KomediYönetmen: Jodie Foster

Gösterim tarihi: 17 HaziranInsidiousTür: Fantastik, Gerilim, KorkuYönetmen: James WanGösterim tarihi: 27 HaziranDylan Dog: Dead of NightTür: Gerilim, Komedi, KorkuYönetmen: Kevin MonroeGösterim tarihi: 27 Haziran

Opera ve BaleÇocuk Balesi Gösterisi 2-3-4 Haziran /Opera Salonu

KonserlerAjda Pekkan 2 Haziran/İzmir Arena

James Blunt 25 Haziran/İzmir Arena

Rock’n Coke 2011 Programı16 Temmuz CumartesiLimp BizkitMotörhead2ManydjsThe KooksAlternatif SahneAloe Blaccİlhan Erşahin’s İstanbul SessionsCurry & CocoAcid WashedSonar SahneDum Dum GirlsElectrelaneEsben and the Witch 17 Temmuz PazarTravisMobyPaolo NutiniSkunk AnansieAthenaFriendly FiresAlternatif SahneThievery CorporationBeach HouseTunngGaslamp KillerFM BelfastSonar SahneMogwaiThe Black LipsThe QemistsChapel Club

� �� �2011 ���3 � ��24 �)�) ����� 9

�# $���� +�����

Page 10: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

Kariyerine Türkiye pistlerinde başlayıp motor dünyasının en tepesinde kendine yer bulan Kenan Sofuoğlu, bu sezon dünya genelinde en büyük motosiklet organizasyonu olan MotoGp’de Moto2 kategorisinde Türkiye’yi başarıyla temsil ediyor.Motosikletinde doğduğu şehir olan Adapazarı’nın 54 nolu plakasını taşıyan Sofuoğlu, ağabeyleriyle birlikte mo-tosikletlerin içinde büyüdü. Motora olan büyük aşk ise babası İrfan Sofuoğlu’nun motor servisi dükkanında başladı. Yaz tatillerinde babasının yanında çalışırken, küçük yaşına rağmen araba motorları kullanan Kenan, ağabeyleri Bahattin ve Sinan’ı örnek alıp onlar gibi motosiklet

kullanmak istedi. Motorla iç içe süren yaşamlarında üç kardeş de motosiklet yarışçısı olarak hayatlarını motosiklet üstünde yaşamaya karar verdiler.

Büyük abisi Bahattin, mo-tor yarışlarında boy göstermeye başladığında Kenan Sofuoğlu bir an önce ehliyetini alıp abisinin yanında yer almak istiyordu. Ancak motorlarla olan aşkı ve yarışmalarda yer alma arzusu daha ağır bastı. Ehliyetini almayı beklemeden Kenan Sofuoğlu, 14 yaşında babasının vekaleti ile yarışmaya başladı. Pistlerdeki ilk birinciliğini ise yine 14 yaşında 600 cc B kategorisinde kazandı.

1999 Marmara depremiKenan Sofuoğlu ailesi ile birlikte Adapazarı’ndaki ev-lerindeydi 17 Ağustos günü.

Büyük abisi Bahattin askerden gelmişti, diğer abisi Sinan ise geçirdiği ciddi kaza sonucunda alçılı ayağı ile evde yatıyordu. Deprem başladığında Sofuoğlu ailesi uykusundan uyanana kadar yaşadıkları apartman yerle bir oldu. Göçük altında kalan Sofuoğlu kardeşler şanslılardı. 15 kişinin öldüğü göçüğün altından çıkmayı başardılar. Depremin ardından yarışlarda başarılarını sürdüren bu üç kardeş yaptıkları bir açıklamada, depremden sonra eziklik hissettiklerini ama bu durumun kendilerini daha da hırslandırdığını vurguladı. İmkansızlıklara rağmen

Türkiye’de motor sporlarına yeteri kadar önem verilmemesi ve kaynak yetersizliği nedeniyle Ke-nan Sofuoğlu gözünü Avrupa’ya dikti. Ancak Türkiye’den sponsor bulamaması ve maddi

imkansızlıklar önündeki en büyük engeldi. 2001 yılında Türkiye’yi sarsan ekonomik kriz Sofuoğlu’nun kariyer planlarını da etkiledi. Sponsoru Honda, Kenan’ı yarı yolda bıraktı. Hedefi-ni Avrupa olarak belirleyen genç motorcu, ailesinin desteği ile hay-aline kavuştu. Babasının yaptığı fedakarlığı ise verdiği bir röpor-tajda vurgulayarak, Avrupa’da yarışabilmesi için babasının dükkandaki motosikletleri satarak kendisini Almanya’ya yolladığını söylüyordu ve belki de hayatının dönüm noktası bu olmuştu. Katıldığı yarışlarda gösterdiği performans sayesinde Yamaha Al-manya fabrikası Kenan’ı keşfedip kendileri için yarışmasını istedi. Bu teklifi kabul eden Sofuoğlu Almanya lisansı ile Yamaha adına yarışarak adını camiaya duyurdu.Ardı ardına gelen

başarılarAlmanya’da kazandığı başarılar sonucunda tecrübe kazanan ve her geçen gün hedeflerini büyüten bir Kenan Sofuoğlu vardı artık. 2001 yılından bu yana da her yıl yarıştığı kategorilerde birbirinden önemli başarılar ardı ardına geldi. Öncellikle, 2001 yılında Türkiye Süpersport Şampiyonlar Ligi ikinciliği ilk sinyaldi. Ardından, büyük abisi Bahattin Sofuoğlu’nun bir trafik kazasında yaşamını yitirdiği. 2002 yılında ise, Yamaha Cup şampiyonu olmayı başardı. Her geçen yıl biraz daha üstüne koyan Sofuoğlu, 2003’te Al-manya Süpersport Şampiyonlar Ligi’nde ikinci oldu. 2004 yılında üçüncülüğü elde ettiği Avrupa Süperstock Şampiyonlar Ligi’nde, 2005 yılında bu kez ikincilik kürsüsünde yer aldı. 2006 yılında dünya çapındaki organizasyon-larda boy göstermeye başlayan Sofuoğlu, Dünya Süperstock Şampiyonlar Ligi’nde üçüncü olma başarısı gösterdi. 2007 ve 2010 yıllarında ise büyük başarıya imza atan Türk motorsporunun fenomeni, Süpersport Dünya Şampiyonası’nı şampiyon olarak tamamladı. Şampiyonlukların, başarıların ardından 2008 yılında ise belki de hayatının en büyük acılarından birisini tekrar yaşadı.Büyük abisi Bahattin’in ardından küçük abisi Sinan da Kocaeli Körfez Pisti’nde yarışta geçirdiği kaza sonucunda kaybetti. Tüm bu yaşadığı acılara rağmen Sofuoğlu hedeflerinden şaşmadı ve en büyük düşü olan Moto Gp’ye doğru yürümeye başladı. Bu yıl bir alt kategori olan Moto 2’de ısınma turlarıyla gelecekte Moto Gp’de elde edeceği başarıların hazırlıklarını yapıyor. Halen Technomag-CIP takımı ile Moto2 kategorisinde yarışan Ke-nan Sofuoğlu hedefi MotoGp’ye emin adımlarla ilerlemek.

����������� ��&��� ���������� !���!���� ��� ����������� /������� ������������ F)�!� :����!��� ��� +���� /�*��&�� OTTT !����� �����!�� ���!� �������A =����������� �%�)� ������###

;���� J��� :���)�/�� /�"���

2010 Süpersport Dünya Şampiyonası’nın birincisi Kenan Sofuoğlu oldu.

� �� �2011 ���3 � ��24���10

=K;=S Son iki haftada Boluspor ve Adanaspor gibi zorlu deplasman-lara çıkarma yapan Altay, bu deplasmanlardan eli boş dönünce Diyarbakırspor’dan sonra Bank Asya 1. Lig’e veda eden ikinci takım oldu. Süper Lig’de 41 sezon yer alarak, ligde en fazla ter döken takımlar içinde 6. sırada bulunan Altay, 97 yıllık tarihinde ilk kez 2. Lig’e düşmenin acısnı yaşadı. 12 sezon mücadele ettiği Bank Asya’da dört kez play-off oynamasına rağmen Süper Lig’e yükselemedi.

$CN=/'@G Bucaspor, ilk iş olarak teknik direktör Sait Karafırtınalar ile üç yıllık sözleşme imzaladı. Karafırtınalar, son dört maçta ligde fazla forma şansı bulama-yan Civar Çetin (19), Mehmet İncebacak (19), Salih Uçan (16)ve Mert Özcanlar (17) gibi genç oyunculara şans verdi. Sarı laci-vertli ekip gelecek yılın kadrosunu oluşturmak için de kolları sıvadı. Kadroda revizyona giderek 31 fut-bolcudan 17’si ile yollar ayrıldı. Bu oyuncular arasında Mendy, Leko, Musa Aydın, Erkan Taşkıran gibi yıldız isimler de var.

<UV;.'. Yedi yıl aradan sonra Bank Asya 1. Lig’e yükselen Göztepe gelecek sezonda Süper Lig’e çıkmak isti-yor. Güçlü bir kadro oluşturmayı planlayan Sportif Direktör Ali Gültiken ve Teknik Direktör Özcan Kızıltan çalışmalarını sürdürüyor. İskelet kadroyu koruyup, tüm bölgelere transfer yapmak isteyen teknik heyet de-fans, orta alan ve ileri uca yapacağı takviyeler için atağa geçti. Sarı kırmızılılar özellikle Azerbaycan, Almanya ve Fransa’daki gurbetçi oyuncuları yakın takibe aldı.

+=G:WS=+= Bank Asya 1. Lig’i inişli çıkışlı bir grafikle kapatan Karşıyaka, önümüzdeki sezon 100. yılında taraftarlarına şampiyonluk armağan etmek istiyor. Maalesef kadro yine silbaştan kurulacak. Yeşil-kırmızılılar kadroda bulunan 30 oyuncudan doku-zunun sözleşmesini feshetti, yedi oyuncunun da sözleşmesi bitti. Karşıyaka’yı yine hareketli bir transfer dönemi bekliyor. Teknik Direktör Reha Kapsal transfer için İspanya, Fransa ve Kırgızistan’da yoğunlaştı.

�������futbol

���� :���/�� /�"���

Page 11: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

Bu yıl kıyasıya bir şampiyonluk mücadelesine sahne olan Spor Toto Süper Lig’de 2010-2011 sezonun sona ermesiyle ligde 16. sırayı alan Bucaspor, 83 yıla ulaşan tarihinde ilk kez küme düşerek gelecek sezon Bank Asya 1. Lig’de mücadelesini sürdü-recek. Sarı-lacivertli ekip ilk kez boy gösterdiği Süper Lig’de 6 galibiyet, 7 beraberlik ve 20 mağlubiyet aldı. İzmir temsil-cisi Spor Toto Süper Lig’de dış sahada üç puanla tanışamayan ve üç büyüklerden puan alamayan tek takım oldu. Ayrıca geçtiğimiz sezon Bank Asya 1. Lig’de 69 gol atıp kalesinde 40 gol gören Bucaspor, bu yıl rakip ağlara 34 gol bırakırken, kendi kalesinde 62 gol gördü.

Mersin İdman Yurdu’nun şampiyonluğu ile noktalanan Bank Asya 1. Lig’de ise Altay, son maçında deplasmanda Adanaspor’a 4-1 kaybederek 16. sırada kalarak lige veda etti. 97 yıllık tarihinde gelecek sezon ilk kez Spor Toto 2. Lig’de mücadele verecek Altay, sezonu 7 galibiyet, 10 beraberlik ve 15 mağlubiyet ile tamamladı. Gol noktalarında

sezon boyunca sorun yaşayan siyah beyazlılar, 27 gol atarken, 43 golü kalesinde görerek küme düşen bir diğer takım olan Diyarbakırspor’un ardından ligin en fazla gol yiyen ikinci takımı oldu.

Altay ve Bucaspor’un küme düşmesinden dolayı İzmir için iyi başlayan sezon ne yazık ki başladığı gibi noktalanmadı. Sezon başında yedi yıl aranın ardından ilk kez Bucaspor’la Süper Lig’de temsil edilmenin heyecanını yaşayan İzmir futbolu, geçtiğimiz haftalarda Göztepe’nin de Bank Asya 1. Lig’e çıkmasıyla büyük sevinç

J������ DRORXOO ������� ������� ������� ���� �)�� /)�� K�� %������ ��� "��� $�B���� /)�� K����� ��� ��� ������� ��!,�*Y��� ��� ��� /)�� K����� ���������� �%��� =��! ��� $��� =�!� O# K���� "��� ����#

yaşarken, sezon sonunda Buca-spor ve Altay’ın küme düşüşüyle her iki takımın taraftarları kahroldu.

Taraftarlar şokta!Erkan Bayısın (Buca Fun Club Taraftar Grubu Üyesi): Lige başlarken yaptığımız transferle birlikte dinamik ve inançlıydık. Bülent Uygun vakası gibi kötü badireler yaşayınca takımımız moral olarak çöküntüye uğradı. Bucaspor’daki düşüş bu dönemde başladı ve bun-dan sonra arka arkaya gelen mağlubiyetlerle takım bu nok-taya geldi. Sorumlu Bülent Uygun’dur.Mehmet Öztürk (Bucaspor Taraftarı): Elde edilen şanslar bu kadar kolay harcanmamalı. O kadar bekledikten sonra Süper Lig’e çıktık ama yönetim, kentin ileri gelenleri hiçbir zaman bu takıma gereken önemi vermedi. Stadıyla, taraftarıyla lige yakışan Bucaspor’umuz, asansör değil ilgisizlikten oyuncak takım oldu.Cihan Baş (Altay Alsan-cak Tayfa Taraftar Grubu Üyesi): Asırlık çınarımızı sezon başında yaşanan borç sıkıntısı ve transfer yasağı büyük ölçüde

etkiledi. Daha sonra da yapılan yanlış transferler, teknik adam değişiklikleri ve yönetim hataları bizi bu duruma getirdi. Çok üzgünüz, hala Altay’ın küme düştüğüne inanamıyorum. Ancak Altay taraftarı her zaman olduğu gibi gelecek sezonda da tribünlerde yerini alacaktır.

Efsanelerin İzmir fut-boluna bakışıFutbolun iki efsanesi Rıdvan Dilmen ve Bülent Korkmaz Spor Ekibi’ne verdikleri özel röportajda İzmir futbolunda son dönemde yaşananları değerlendirdi. Geçmiş dönemde

Altay ve Karşıyaka’da teknik adamlık görevini üstlenmiş Fenerbahçe’nin ‘Şeytan’ lakaplı eski futbolcusu Rıdvan Dil-men, gelecek yıl İzmir’in Bank Asya 1. Lig’de üç takımının olmasının sevindirici olduğunu belirtirken, Süper Lig’de bir temsilcisinin olmamasını üzücü bir durum olarak nitelendirdi. Geçmiş dönemde çalıştırdığı Altay’ın küme düşmesine ayrı bir parantez açan Dilmen, “Altay çok büyük bir camia. Gelecek yıl tekrar hak ettiği noktalara ulaşacaktır” dedi. Dilmen, İzmir’in büyük bir futbol potan-siyeline sahip olduğunu ve gel-ecek yıl Bank Asya 1. Lig’den iki İzmir takımının çıkması halinde bile İzmir’in bunu taşıyabilecek bir güce sahip olduğunu belirtti. Öte yandan Rıdvan Dilmen, Göztepe’nin tekrar Bank Asya 1. Lig’e dönmesinin Türk futbolu için önemli bir gelişme olduğunun altını çizdi.Galatasaray’ın efsane kaptanı Bülent Korkmaz, İzmir’in alt liglerde dahil olmak üzere birçok takımla mücadele etmesinin ken-tin futbol başarısı için bir avantaj olduğunu dile getirdi. Korkmaz, İzmir takımlarında görev alan antrenör arkadaşlarının da her zaman sistemli bir yapılanma içerisinde, büyük camialarla başarıya ulaşabileceklerini ifade etti.Gelecek sezon Süper Lig’de İzmir’den bir temsilci olmamasından dolayı yine büyük takımları görmekten mahrum kalacak olsak da, futbolun geçmişine İstanbul takımlarıyla birlikte yön veren İzmir’in, Türk futbol tarihi geçmişindeki performansına göz atalım.

Geçmişte birinci Lig’de beş İzmirli1959 yılında Profesyonel Futbol Ligi’nin başladığı Milli Lig’de, Beyaz Grup’ta Altay ve İzmirspor, Kırmızı Grup’ta da Göztepe ve Karşıyaka ile temsil edilen İzmir, bir sonraki sezon Altınordu’nun da katılımıyla o zamanki adıyla 1. Lig’de 1964-1965 sezonuna kadar beş takımla yer aldı. Bu dönemin ardından 1972-1973’e kadar en az üç takımla Süper Lig’de mücadelesi-ni devam ettiren İzmir takımları, bu sezondan sonra hiç üç takımla ligde bulunmadı.Temsilcisinin kalmadığı 1983-1984 sezonuna kadar en az bir takımla ligde temsil edilen İzmir, 1984-1985 sezonunda Altay’ın

tekrar Süper Lig’e yükselmesiyle 1999-2000 sezonuna kadar yine varlığını gösterdi. 2000-2001 sezonunda ligde yine temsilcisiz kaldıktan sonra 2001-2002’de Göztepe, 2002-2003’te de Göztepe ve Altay ile Süper Lig’de yer alan İzmir, iki takımın ligden düşmesiyle 2003-2004 sezonundan itibaren Süper Lig’den uzak kaldı. İzmir, 1. Lig’de en son 2003-2004 sezo-nunda o zamanki adıyla 2. Lig A Kategorisi’nde dört takımla temsil edildi. Altay, Karşıyaka, Göztepe ve İzmirspor’un yer aldığı ligin sonunda Göztepe ve İzmirspor lige veda etti.

52 yılda en çok Altay temsil etti1959 yılında kurulan Milli Lig’in başlamasından günümüze kadar ki sürece baktığımızda istatistikler bize 39 kez Altay’ın en çok İzmir’i temsil eden kulüp olduğunu gösteriyor. Siyah-beyazlıları, bu sezon tekrar Bank Asya 1. Lig’e çıkma başarı gösteren Göztepe 25 kez temsil ederek takip ediyor. Geçtiğimiz sezon Süper Lig vizesini play-offlarda kaybeden Karşıyaka 14 kez, şu anda 3. Ligde mücadele veren Altınordu 10 kez ve Bölge-sel Amatör Lig’de mücadelesini devam ettiren İzmirspor ise 10 kez İzmir futbolunu en üst ligde temsil etmeyi başardı. Spor Toto Süper Lig’e veda eden Bucaspor ise geçtiğimiz sezon tarihinde ilk kez Süper Lig’e çıkma başarısını gösterdi.

Gelecek sezon dikkatli olmak gerek!Artık olan oldu deyip bir de gelecek sezona bakmak gerek. Küme düşen her iki takımı da bir alt lige düşmenin ruh-sal çöküntüsüyle birlikte mali anlamda da çözülmesi gereken birçok problem bekliyor. Buca-spor, Bank Asya 1. Lig’de en fazla üç yabancı oynatabileceğinden

dolayı yola devam edeceği üç ismi belirleyip geriye kalan oyun-cularla sözleşmeleri sürse dahi yollarını ayırmak zorunda. Zaten sezon başından bu yana yanlış yabancı transferlerine ödenen paralardan dolayı mali olarak zor günler geçiren sarı-lacivertli camiada yeni sezon öncesinde çözülmesi gereken en önemli problem olarak bu gözüküyor. Altay’da Bucaspor gibi aynı dertten muzdarip. Çünkü statü gereği 2. Lig’de yabancı oyuncu oynatılmaması sebebiyle siyah-beyazlı ekip sözleşmeleri devam eden Wassva, Mandanda ve Thernand’la yollarını ayırmak durumunda kalacak. Ayrıca siyah-beyazlı yönetimi bekleyen bir diğer karanlık tablo ise temlikler nedeniyle geliri olma-yan Altay’ın İddaa’dan alacağı para da yarıya inecek, transfer yasağını kaldırması için acilen 2.6 milyon TL’ye ihtiyacı var. Bununla birlikte son iki sezonda Altay’da görev yapmış 10 fut-bolcu ve teknik adamlara olan 1 milyon 265 bin TL’lik borcun katlanacak olması yönetimin acilen nakit bulmasını gerek-tirecek. Her iki ekibi de mali anlamda zor günler beklese de dilerim gelecek sezon iki takımda geçmişteki yanlışlardan ders alır ve bundan sonraki adımlarını bu doğrultuda atar.

Son olarak da Bank Asya 1.Lig’e ayrı bir parantez açalım. Gelecek sezon üç İzmir takımı Spor Toto Süper Lig’e çıkma yolunda 15 rakibiyle amansız bir mücadeleye girecek. Ancak şimdiden herkesin ağzında Göztepe-Karşıyaka rekabeti var. Yaklaşık sekiz yıllık bir aranın ardından tekrar profesyonel bir ligde başlayacak olan bu rekabette umarım her iki camia da sağduyuyu elden bırakmaz ve tüm Türkiye’ye örnek teşkil eder. Son olarak gelecek sezon İzmir’i temsil edecek tüm takımlara şimdiden bol şans…

+�!�� ����!�

.��� <%�)���/�� /�"���

Geçen sezon Süper Lig’ e çıkmayı başaran Bucaspor , 83 yıllık tarihinde bu sezon ilk kez küme düştü.

Tarihinde ilk kez 2. Lig’e düşen Altay’ da son düdükle birlikte oyuncular gözyaşlarını tutamadı.

� �� �2011 ���3 � ��24 ��� 11

Page 12: $#ˇ ˙ ˇ ! ˇ˚ Üniversiletisim.ieu.edu.tr/univers/pdf/Univers_Haziran-2011.pdfÜnivers ˘ˇ ˆ ˆ˙ ˆˇ ˝ ˇ 2011 ˛˚ 3 ˜ ˚ 24 ˇ 2 ˙ 3-4 " 5 "# 6-7 $ ˇ˜ 8-9 ˜%#ˇ10-12

� �� �2011 ���3 � ��24���12

(�*�� ��*��� �����!����$)!)� �� ��!�B��� ����� ��� ��� ��� ��� ���������� ���� ��*�� ��*��� ��"�� ����# /�� ������� �� ��� ����� �� �������# =�B�� J�������� "� ;�������� !������� ����� ���,�B�"��� ���� ���#

Sarı-lacivertliler için sezon pek de iç açıcı başlamamıştı. Kulüp 2005-2006 sezonunda ezeli rakibi Galatasaray’a kaptırdığı şampiyonluğun yaralarını sarmak üzereydi ki Kadıköy’de Trabzonspor’la berabere kalarak bir şampiyonluk daha son haftada ellerinden kaydı. Böylece Bur-saspor Spor Toto Süper Lig’deki ilk şampiyonluğuna ulaştı. Bu hüsran takımın ve taraftarların tekrar travma yaşamasına sebep oldu. Kaçan şampiyonlukların sorumlusunu Cristoph Daum olarak gören Fenerbahçe yönetimi Alman teknik adamla yollarını ayırmayı planlıyordu fakat iki yıl daha sözleşmesi bulunan ve yılda net 3.5 milyon dolar kazanan Al-man hocanın takımdan ayrılmaya pek niyeti yoktu. Sezon başı

kamp çalışmalarında takımının başında yerini alan Cristoph Daum hiçbir şey olmamış gibi yönetime ve medyaya ‘Ben göre-vimin başındayım’ mesajını veri-yordu. Yönetim de bu davranışa karşılık Daum’un konsdisyoner Roland Koch dışındaki bütün yardımcılarının sözleşmelerini feshetti. Baskılara dayanamayan Daum sözleşmesini 2.3 milyon Euro karşılığında feshetti.

Avrupa’da hüsranYönetim Daum’la yollarını ayırdıktan sonra ilk iş olarak geçen sezon sportif direktör-lük görevine getirilen Aykut Kocaman’ı takımın başına geçirdi. Kocaman, radikal karar-lar alarak kadroda revizyona gitti. Ali Bilgin, Gökçek Vederson, Deniz Barış, Önder Turacı ve Deivid de Souza’dan kendilerine

takım bulması istendi. Kocaman, Miroslav Stoch, Isiar Dia, Caner Erkin, İlhan Eker ve kaleci Serkan Kırıntılı ile kadroyu takviye etti. Bu takviyeler yeterli gelmedi ve Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda İsviçre’nin Young Boys takımına elendi. Bu başarısızlık takımın yeterli olup olmadığı konusunda eleştirilere neden oldu. Sarı-lacivertliler forvete Marsilya’nın golcüsü Niang’ı monte etti. Fakat Niang da Fenerbahçe’ye ilaç olamadı. Sarı-lacivertliler UEFA Avrupa Ligi play-off turunda Yunan ekibi Paok’a elendi. Avrupa’ya erken veda eden Fenerbahçe son takvi-yesini savunmaya Joseph Yobo’yu alarak yaptı.

Çatlak seslerAvrupa’da alınan başarısız sonuçların ardından Fenerbahçe,

���� :���/�� /�"���

; % � ��Lavanta, sardunya, papatya, asma, begonvil, nar kokuları arasında; doğanın sunduklarını insanın aradıklarıyla buluşturan bir mekan: Paparazzi. Çeşme’nin en güzel yeri olan Aya Yorgi Koyu’nda hizmet veren mekanda, mavi bayraklı denizle adeta flört eden kumsalın yanısıra; özgürlüğün, huzurun simgesi olan, dünü bugünle ve yarınla buluşturan su kemerleri dik-kat çeken özellikler arasında. Konuklarını 25 yıldan bu yana aynı isimle, aynı yerde, aynı işletmeci ve aynı çizgi ile ağırlayan Paparazzi; beach club-restaurant-bar tarzının, doğayı bozmadan,

$��"�� ����+)�) /���� /�"���

�����<���-0� ��)9���#��#����*

Birçok dizi, film, tiyatro ve müzi-kallerde yer alan Emre Altuğ, şu sıralar TRT’de ‘Elde Var Hayat’ adlı dizide rol alıyor. Altuğ, Ünivers’e verdiği röportajda, “Korsana hayır” dedi.

Albüm hakkında neler söylemek istersiniz?Albüm 20 Mayıs’ta çıktı. Cem Karaca’nın ‘Bu son olsun’ şarkısını çok severdim ve şarkıyı oğlum Kuzey’e ithafen albümde yer verdim. Albümün esas çıkış parçası söz ve bestesi Soner Sarıkabadayı’ya ait olan ‘Zil.’

Albümde kaç besteniz var?Bu albümde iki tane bestem var. Daha önceleri yaklaşık yedi ya da

sekiz şarkı benim, geri kalanlar dışardan olurdu. Son dönemi-mdeki yoğun tempodan dolayı hem dizi, hem yarışma programı derken zaman konusunda çok ciddi bir sıkıntı yaşadığım için beste yapmakta zorlandım.

Bu albümün diğer albümlerden farkı nedir?En büyük farkı hem benim beste sayımın az olması, hem de çalıştığım aranjör sayısının fazla olması. Eski albümlerimde hemen hemen bütün şarkılarımı aynı aranjörle çalışırdım. Bu albümde yedi tane aranjör var.

Bu yaz İzmir’de konser vermeyi planlıyor musunuz?Hayatım boyunca en çok İzmir’de konser verdim. İzmir hem kışlık hem yazlık bir şehir

<)��� ;���������� ������

gürültü kirliliği yaratmadan da gerçekleştirilebileceğinin az sayıdaki önemli örneklerinden biri. Plajın arkasındaki restoranda kahvaltıdan beş çayına, öğle yemeğinden akşam yemeğine kadar yararlanmak mümkün. Çeşme’nin en erken açılan, en son kapanan plaj kulübü. 19 Mayıs’tan Ekim başına kadar hizmet veriyor. Tatilinin hem mükemmel hem de rahat geçme-sini isteyenlere öneriyoruz.

Fenerbahçe’nin 2007 yılındaki şampiyonluğunda en büyük pay yine Alex’indi.

Spor Toto Süper Lig’e de iyi başlayamadı. Sarı lacivertliler ilk beş haftada iki galibiyet, iki mağlubiyet ve bir beraberlik aldı. Medyada ve yönetimde başlayan homurdanmalar artık Alex ve Kocaman’ı karşı karşıya getirdi. Fenerbahçe ligdeki inişli çıkışlı grafiğini sürdürürken Ziraat Türkiye Kupası’na bir kez daha veda etti. Sarı lacivertliler devreyi lider Trabzonspor’un dokuz puan gerisinde üçüncü sırada bitirdi.

Yeni Malatya maçı dönüm noktasıİkinci yarıya girmeden önce for-malite havasında oynanan ve Yeni Malatyaspor’un 2-1 üstünlüğü ile sonuçlanan Ziraat Türkiye Kupası maçı Fenerbahçe için dönüm noktası oldu. Sarı lacivertlilerin o tarihten sonra bileği bükülmedi. İkinci yarıya fırtına gibi başlayan Fenerbahçe ilk dört haftada 12 puan toplayarak lider Trabzon’un da puanlar kaybetmesiyle farkı iki puana kadar indirdi. Bu gali-biyet serisi 10. haftada Kadıköy de oynanan Bursaspor maçıyla bozuldu.

Trabzon’un suçu neLigin 30. haftası kader haftası gibiydi bordo mavililer avantajını Eskişehir deplasmanından beraberlikle dönerek kaybetti. Aynı hafta Fenerbahçe Bucaspor’u deplasmanda mağlup ederek liderlik koltuğuna oturdu. Ligin bitimine kadar puan kaybet-meyen iki takım da ligi 82 puanla bitirdi. Fakat ikili averajda önde olan Fenerbahçe şampiyonluk ipini göğüsledi.

Rekorlar alt-üstFenerbahçe, son beş sezonun en fazla puan toplayan ve en fazla galibiyet alan şampiyonu unvanlarının da sahibi oldu. Sezonu 82 puan ve 50 avera-jla şampiyon tamamlayan sarı-lacivertli ekip, 2005-2006 sezo-nunda 83 puanla ipi göğüsleyen Galatasaray’ın ardından en fazla puanla mutlu sona ulaştı. Fener-bahçe ayrıca, söz konusu sezonda 26 galibiyet alan ezeli rakibinin galibiyet sayısına da ortak oldu. Sezonu 84 golle tamamlayan Fenerbahçe, son 12 sezonun en golcü şampiyonu oldu. Sezonu 28 golle tamamlayan Fenerbahçe’nin Brezilyalı kaptanı Alex de Souza, son altı sezonun en çok gol atan ‘Gol Kralı’ oldu. 14. sezonu geride bırakan Aziz Yıldırım yönetimi bu süreç içerisinde Fenerbahçe Futbol Takımı ile ligde beş şampiyonluk, beş ikincilik, bir üçüncülük, iki dördüncülük ve bir de altıncılık aldı.

‘Kocaman’ umutlarAykut Kocaman, Mustafa Denizli’nin ardından sarı-lacivertli ekibi şampiyon yapan ikinci Türk teknik direktör oldu. Ayrıca Fenerbahçe’de hem futbolcu olarak hem teknik direktör olarak şampiyonluk sevinci yaşayan ilk teknik adam unvanının da sahibi oldu. Sıkıntılı başladığı lige, ikinci yarıda farklı bir boyut kazandırdı. Ligin ikinci yarısında 17 maçta 16 galibiyet bir beraberlik alarak inanılması güç bir başarıya imza attı.

olduğu için dolayısıyla etrafındaki sayfiye yerlerinde konserlerim olucaktır.

Bu yoğun tempoya nasıl yetişiyorsunuz?Özellikle son aylarda çok zorlandım. Beraber çalıştığınız ekip de çok önemli. Gerçekten bütün işlerime koşturan çok iyi bir yapımcım var. Onun dışında planlama ve programlamada menajerim Handan Taşkın’ın da yardımı çok büyük. Yaptığım işlerden çok keyif aldığım için katlanma ve başa çıkma gücünü buluyorum kendimde.

Sohbetiniz için çok teşekkür ederim.Ben teşekkür ederim. Hayranlarıma sevgilerimi gön-deriyorum. Korsana hayır demeyi de unutmayalım.