15

Mantık Doktorası Yapmak Sorunlar ve Çözüm Önerileri

  • Upload
    jyu

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

MANTIK ARAġTIRMALARI I

ISPARTA MANTIK ARAġTIRMALARI ÇALIġTAYI

EĞĠRDĠR MAVĠGÖL OTEL

10-12 MAYIS 2013

ISPARTA 2013

SDÜ ĠLAHĠYAT FAKÜLTESĠ YAYINLARI NO: 29

BĠLĠMSEL TOPLANTILAR SERĠSĠ: 10

YAYIN EDĠTÖRLERĠ

Doç. Dr. Ġsmail Latif HACINEBĠOĞLU – Yrd. Doç. Dr. Hülya ALTUNYA

ArĢ. Gör. Yunus Emre AKBAY – ArĢ. Gör. Saliha KELEġ

ÇÖZÜMLEME

ArĢ. Gör. Yunus Emre AKBAY – ArĢ. Gör. Saliha KELEġ

KAPAK TASARIMI

ArĢ. Gör. Çiğdem Önkol ERTUÇ

ArĢ. Gör. Sena KAPLAN

ISBN 978-9944-452-71-7

Birinci Baskı

Ağustos 2013

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

Bütün yayın hakları saklıdır.

Kaynak gösterilmek kaydıyla atıf ve iktibas yapılabilir.

Ġrtibat Adresi:

S.D.Ü Ġlahiyat Fakültesi Isparta

Tel: 0246 211 38 81 Faks: 0246 237 10 58

Baskı

SDÜ Matbaası

III

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖNSÖZ .......................................................................................... V

PREFACE ................................................................................... VII

IX ............................................................................................. المقدمة

ÇALIġTAY AÇILIġ KONUġMALARI ..................................... 1

Prof. Dr. Talip TÜRCAN ............................................................... 1

Prof. Dr. M. Tahir YAREN ............................................................ 3

Prof. Dr. Ġbrahim EMĠROĞLU....................................................... 5

Prof. Dr. Ali DURUSOY ................................................................ 6

BĠRĠNCĠ OTURUM

Epistemolojik, Ontolojik ve Analitik TartıĢmalar

Ġsmail Latif HACINEBĠOĞLU

Epistemik ve Ontik Çerçeve Üzerine ............................................ 11

Aytekin ÖZEL

Mantıkla Ġlgili Bazı TartıĢmalar Bize Ne Söyler? ........................ 16

Ali ÇETĠN (Raportör)

Tebliğ Üzerine .............................................................................. 29

ĠKĠNCĠ OTURUM

Mantık ve Din Ġlimleri

Hülya ALTUNYA

Dünden Bugüne Mantığın Dînî Ġlimlerle ĠliĢkisi .......................... 35

Ferruh ÖZPĠLAVCI

Mantık ve Dinî Ġlimler: Kelam, Fıkıh, Tefsir, Hadis, Tasavvuf,

Arap Dili ....................................................................................... 40

Mustafa YEġĠL (Raportör)

Tebliğ Üzerine .............................................................................. 91

IV

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Lisansüstü Tezler ve Genç Akademisyenler

Yunus Emre AKBAY

Mantık ve Akademik ÇalıĢma ...................................................... 95

Yusuf DAġDEMĠR

Mantık Doktorası Yapmak: Sorunlar ve Çözüm Önerileri ........... 99

Mahmut Sami ÖZDĠL (Raportör)

Tebliğ Üzerine ............................................................................ 109

DEĞERLENDĠRME OTURUMU

Prof. Dr. Ġsmail KÖZ .................................................................. 115

Prof. Dr. Ġbrahim EMĠROĞLU................................................... 115

Prof. Dr. Ġbrahim ÇAPAK .......................................................... 116

Prof. Dr. Ahmet KAYACIK ....................................................... 119

Prof. Dr. Ali DURUSOY ............................................................ 119

Prof. Dr. Ġbrahim EMĠROĞLU................................................... 120

Prof. Dr. Ġsmail KÖZ .................................................................. 120

Doç. Dr. Ġsmail Latif HACINEBĠOĞLU .................................... 121

ÇALIġTAYIN ARDINDAN:

Saliha KELEġ

Hangi Mantık? ............................................................................ 123

Salih AYDIN

Bir Mantık ÇalıĢtayının DüĢündürdükleri................................... 125

AyĢe Sıdıka OKTAY

Mantığa Sığmayan Bir Gün ........................................................ 127

Yunus Emre AKBAY

Prof. Dr. Necip Taylan ile SöyleĢi: GeçmiĢten Günümüze Felsefi

Mirasımız ve Biz ......................................................................... 131

ÇALIġTAY KATILIMCI LĠSTESĠ ........................................ 155

ÇALIġTAY FOTOĞRAFLARI .............................................. 157

Isparta Mantık AraĢtırmaları ÇalıĢtayı, 10-12 Mayıs 2013, Eğirdir/Isparta

99

MANTIK DOKTORASI YAPMAK: SORUNLAR ve

ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠ

Yusuf DAġDEMĠR*

GiriĢ: Tarihsel Arka Plan

Örgün eğitim programlarının bir parçası olarak mantık,

Ġslam dünyasında oldukça uzun bir geçmiĢe sahiptir. Dokuzuncu

yüzyılda çeviriler yoluyla Ġslam dünyasına aktarılan mantık bilim

ve külliyatı özellikle on üçüncü yüzyıldan sonra medrese

programlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiĢtir. Bu

programlarda mantık derslerinin büyük ölçüde Ebheri‟nin (ö.

1265) Ġsagoji ve Kazvini‟nin (ö. 1276) ġemsiyye isimli risaleleri

ile bunların Ģerhleri üzerinden yürütüldüğü görülmektedir.

Temelde Ġbn Sinacı bir mahiyet arz eden bu mantık anlayıĢı

Müslüman düĢünürlerin on dokuzuncu yüzyılda Batılı

mantıkçıların eserleri ile tanıĢmasına kadar bu Ģekilde devam

etmiĢtir.

On dokuzuncu yüzyıl ortalarında, mantık alanında Batı‟da

yaĢanan geliĢmelerden ve yazılan eserlerden haberdar olmaya

baĢlayan Ġslam dünyasında, bunun sonucunda hemen her alanda

olduğu gibi mantığın yapı ve öğretimi ile ilgili olarak da bir ikilik

yaĢanmaya baĢlanmıĢtır. Bir taraftan özellikle Fransız

mantıkçıların eserlerinden yapılan çevirilerle ülkemizde yeni bir

mantık anlayıĢı hâkim olmaya baĢlarken, diğer taraftan

medreselerde yerleĢmiĢ bulunan gelenek de sürdürülmüĢtür.

Cumhuriyet döneminde ise medreselerin kapatılması ile birlikte

geleneksel eğitim çok büyük ölçüde terk edilmiĢ ve mantık eğitimi

Batılı bir anlayıĢ çerçevesinde devam ettirilmeye çalıĢılmıĢtır.

* ArĢ. Gör., Necmettin Erbakan Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi, Mantık ABD.

Isparta Mantık AraĢtırmaları ÇalıĢtayı I

100

Ülkemizde Osmanlı döneminde mantık eğitimi alanında

yaĢanmaya baĢlayan söz konusu ikilik Cumhuriyet döneminde de

yeni bir görünüm altında varlığını sürdürmüĢtür. Ġlahiyat

Fakülteleri sembolik mantık öncesi, baĢka bir deyiĢle klasik

dönemin karakterini yansıtan ders kitapları üzerinden bir mantık

eğitimi vermeye çalıĢırken Felsefe bölümlerinde büyük ölçüde

sembolik mantık öğretilmiĢ, klasik mantığa çok az yer verilmiĢtir.

Lisans eğitiminde yaĢanan bu ikilik ve daha doğrusu bocalamanın

etkileri lisansüstü eğitimde de pek çok belirsizlik ve problemle

kendini hissettirmektedir. Bu problemlerin tespit edilmesi ve

birtakım çözüm önerileri sunulması bu bildirinin konusunu

oluĢturmaktadır. Bu çalıĢmayla mantık araĢtırmalarında yaĢanan

sorunların gündeme getirilmesi ve bazı çözüm önerilerinin teklif

edilmesi hedeflenmektedir. Bu bağlamda bildirimiz öncelikle

mantığın statüsü sorununu ele alarak baĢlayacak ve ardından

mantık araĢtırmalarında karĢılaĢılan bazı sorunlara değinilecektir

1. Mantığın Statüsü ve Mantık ÇalıĢmalarından

Beklentiler

Sistematik bir disiplin olarak mantığı kurmuĢ olan

Aristoteles bu disipline bilimler tasnifinde yer vermemiĢ, bu da

mantığın felsefe ve diğer bilimlerle iliĢkisi konusunda ilk

dönemlerden beri süre gelen bir tartıĢmaya kapı aralamıĢtır.

Bilindiği üzere bu tartıĢmada Peripatetikler mantığın felsefenin

aleti olduğunu söylerken Stoacılar onu felsefenin bir parçası ve

baĢlı baĢına bir bilim dalı olarak görmüĢlerdir. Ġslam dünyasında

Ġbn Sina gibi mantıkçılar bu tür tartıĢmaları yersiz görmüĢ ve

mantığın felsefenin hem aleti hem de bir parçası olarak kabul

edilebileceğini belirtmiĢlerdir.

Bu tartıĢmaların günümüz mantık araĢtırmacılarını da

etkileyen yönleri vardır. Ülkemizde Ġlahiyat Fakülteleri bünyesinde

mantık eğitimi alanların/verenlerin veya bu alanda araĢtırma

yapanların hesaplaĢmak zorunda oldukları temel sorunlardan biri mantığın diğer disiplinlerle ve özellikle temel Ġslam bilimleri ile

olan iliĢkisidir. Bu iliĢkinin tanımı aynı zamanda

mantıktan/mantıkçıdan ne beklendiği, ne beklenebileceği veya ne

Isparta Mantık AraĢtırmaları ÇalıĢtayı I

101

beklenmesi gerektiği sorularına verilecek cevabı da

belirlemektedir. Bu bağlamda mantık yukarıdaki iki temel

yaklaĢım çerçevesinde bir alet ilmi veya baĢlı baĢına bir ilim olarak

görülebilir, ancak her iki yaklaĢım da bizi birtakım güçlük ve

sorunlarla karĢı karĢıya getirecektir. ġöyle ki, kendi baĢına bir

bilim dalı olarak görüldüğü takdirde mantık, bağımsızlığını

kazanmakla birlikte neredeyse diğer bilim dalları ile olan iliĢkisini

kaybetme riski ile karĢı karĢıya gelmektedir. Bu durum bazı

öğrenciler ve akademisyenlerin gözünde mantığı bir dönem

okutulup geçilen, soyut ve iĢlevsellikten uzak bir alan haline

getirmektedir. Diğer taraftan diğer bilim dalları için bir alet olarak

kabul edildiği takdirde mantığın bu alet olma iĢlevini ne Ģekilde

yerine getireceği sorunu gündeme gelmektedir. Her bilim dalının

kendine ait bir yöntembilim ve usûl geliĢtirdiği bir ortamda

mantığın bu bilimlere nasıl bir katkı sunabileceği cevap aranması

gereken bir soru olarak önümüzde durmaktadır. Dolayısıyla

günümüzde mantık ve mantıkçı adeta bağımsızlık ile iĢlevsellik

arasında bir seçim yapmak zorunda bırakılmaktadır. Bu ikilem

mantık çalıĢmalarının amacını belirlemeyi zorlaĢtırmakta, amaçtaki

belirsizlik de çalıĢmanın konu seçimi baĢta olmak üzere bütün

aĢamalarında olumsuz etkiler meydana getirmektedir.

2. Konu Seçimi

Bir araĢtırmanın konusu, bu araĢtırmanın cevap arayacağı

temel problem hakkında fikir verir. Problemin tespit edilmesi

araĢtırmanın en önemli aĢamasıdır, çünkü problem araĢtırmanın

temelini oluĢturur. Bilim dalları birbirinden konuları ile ayrıĢtığı

gibi bir araĢtırma da diğerlerinden konusu bakımından ayrılır.

Konunun tespitinde araĢtırmacı kendi anlayıĢı ve bir mantık

araĢtırmasından beklentileri çerçevesinde önemli konular arasından

en önemlisini seçmeye çalıĢır.

Ülkemizde mantık alanında yüksek lisans ve doktora

seviyesinde yapılan çalıĢmalara bakıldığında konu seçiminde genellikle Ģu dört stratejinin takip edildiği gözlenmektedir:

Bir mantıkçının mantık anlayıĢının kapsamlı bir tarzda

tahlil edilmesi,

Isparta Mantık AraĢtırmaları ÇalıĢtayı I

102

Bir mantıkçının spesifik bir konuya iliĢkin görüĢlerinin

tahlil edilmesi,

Belli bir konunun farklı mantıkçılarca değerlendiriliĢ

tarzının tahlil edilmesi,

El yazması bir eserin tahkik ve tercüme edilmesi ve

incelenmesi,

Belli bir kavramın incelenmesi.

Bu yaklaĢımlardan her birinin birtakım üstünlükleri

yanında bazı yetersizlik ve sınırlılıkları da vardır. Sözgelimi birinci

yaklaĢım araĢtırmacının belli bir mantıkçının mantık anlayıĢını

bütünlüklü bir Ģekilde görmesini sağlarken, çalıĢma, bu

mantıkçının görüĢlerinin kabaca bir özetinden ibaret

olabilmektedir. Bu noktada araĢtırmacının, söz konusu mantıkçının

bütün görüĢlerini özetlemek yerine orijinallik veya önem arz eden

belli görüĢlerini seçerek bunları ayrıntılı bir Ģekilde tahlil etmesi

çalıĢmayı daha nitelikli bir hale getirebilir.

Ġkinci yaklaĢım dar bir alanda daha derinlikli tahlillere

imkân sağlaması açısından önemlidir. Ancak burada konunun aĢırı

bir Ģekilde özelleĢtirilmesi ve çalıĢılan mantıkçının diğer konulara

iliĢkin görüĢleri ile yeterince bağlantı kurulamaması gibi bir

sakınca ortaya çıkabilmektedir. Mantıkçının konuyla ilgili

görüĢlerinin, sisteminin diğer unsurları ile entegre bir tarzda ele

alınması ve kaynakları ile etkilerinin yeterli bir tarzda gösterilmesi

bu sakıncanın ortadan kaldırılması anlamında faydalı

olabilmektedir. Bu noktada özellikle kaynakların ve etkilerin

gösterilmesi oldukça önemlidir, çünkü düĢünürlerin mantık

anlayıĢları genellikle belirli gelenekler çerçevesinde geliĢtiğinden

mantıkçının bu gelenekler içerisindeki yerinin tespit edilmesi

gereklidir.

Belirli bir konunun farklı mantıkçılarca nasıl ele alındığını

araĢtırmak, konuya iliĢkin tarihsel değiĢim, dönüĢüm ve kırılma

noktalarını tespit etmek bakımından oldukça önemlidir. Ancak bu tür çalıĢmaların da bir kronoloji ve tarihçe niteliğinde olmaması

için kapsamın dar tutulması ve tahlillerin görece daha derinlikli

yapılması gerekmektedir.

Isparta Mantık AraĢtırmaları ÇalıĢtayı I

103

Ülkemizde mantık yüksek lisans ve doktora tezlerinde

sıklıkla karĢılaĢtığımız bir diğer çalıĢma tarzı ise el yazmalarının

tahkik edilmesidir. Ġslam mantık geleneğinin önemli bir kısmının

hâlâ el yazmaları halinde durduğu ve kolayca ulaĢılamadığı göz

önünde bulundurulduğunda bu tür çalıĢmalara duyulan ihtiyaç

açıkça görülmektedir. Ancak daha yüksek lisans veya doktora

seviyesinde tahkik çalıĢılması, araĢtırmacının zihinsel mesaisini

büyük ölçüde yazmanın yazıldığı hat stilinin okunmasına veya

dilinin anlaĢılmasına harcamasına neden olacağından bazı

sakıncalar doğurabilmektedir. Dolayısıyla bu tür tahkik

çalıĢmalarının yüksek lisans veya doktora seviyesinde değil, daha

sonraki dönemlerde yapılması belki daha doğru bir yaklaĢım

olacaktır.

Günümüzde mantık çalıĢmalarında konu belirleme

noktasında benimsenen bu farklı yaklaĢım tarzlarına baktığımızda

bunların dar anlamda mantıkçıdan ziyade mantık tarihçisinin

çalıĢma tarzına daha yakın olduğu söylenebilir. Dolayısıyla

ülkemizde mantık çalıĢmalarının büyük ölçüde mevcut „Ġslam

Mantık Geleneği‟nin incelenmesine dayandığını söylemek

mümkündür.

3. Yöntem ve Dilsel Yeterlilik

Bilimsel araĢtırma sürecinin en önemli unsurlarından biri

Ģüphesiz yöntemdir. Yöntem, araĢtırmanın konusunu oluĢturan ana

problem ve alt problemlerin hangi prosedürler kullanılarak

çözülmeye çalıĢılacağını belirler. Ülkemizde mantık çalıĢmalarında

kullanılan baĢat yöntem literatür taramasıdır ve bu yöntemin en

önemli aracı dildir. Daha önce de ifade edildiği üzere

çalıĢmalarımızın büyük ölçüde Ġslam mantık geleneğinin

incelenmesi, anlaĢılması ve özelliklerinin ortaya konmasına

yönelik olması nedeniyle mantık araĢtırmacısının öncelikle çok iyi

seviyede Arapça bilmesi gerekmektedir. El yazmalarının tahkiki

tarzında yapılan çalıĢmalarda buna ilaveten hat stillerinin bilinmesi de önem kazanmaktadır.

Diğer taraftan Batı üniversitelerinde özellikle 60‟lı

yıllardan itibaren Ġslam mantık geleneğine yönelik büyük bir

Isparta Mantık AraĢtırmaları ÇalıĢtayı I

104

ilginin uyandığı ve geçen yarım yüzyıllık zaman zarfından önemli

bir bilimsel-literal birikim oluĢtuğu görülmektedir. Mantık

araĢtırmacısının bu birikimden habersiz kalması araĢtırmasını ciddi

oranda yetersiz hale getirebilir. Bu bağlamda mantık alanında

yüksek lisans ve doktora yapmak isteyen araĢtırmacıların bir Batı

dilini - özellikle de Ġngilizceyi - iyi bir seviyede bilmesi

gerekmektedir. Ancak ülkemizde dil eğitimi alanında görülen

yetersizlikler hem Arapçanın hem de Ġngilizcenin bu seviyede

öğrenilmesini zorlaĢtırmaktadır. Bu dillerde yeterlilik

kazanamamıĢ olan araĢtırmacılar kendilerini (Osmanlı Türkçesi de

dâhil olmak üzere) Türkçe literatürle sınırlandırmakta, bu da

çalıĢmalarının niteliğini düĢürmektedir.

Burada üzerinde durulması gereken bir diğer husus da

Yüksek Öğretim sisteminin ve üniversitelerin bazı araĢtırmacıların

yurt dıĢına çıkmalarını engelleyici tavrıdır. Dilsel yeterliliklerini

veya bilimsel tecrübe ve görgülerini artırmak amacıyla ülke

dıĢındaki üniversitelerde belli sürelerle araĢtırma yapmak isteyen

bazı araĢtırma görevlileri çeĢitli bürokratik engellerle

karĢılaĢmaktadır. Bu durum bilimsel araĢtırmalarımızın ve

araĢtırmacılarımızın yerelleĢmesine ve güncel geliĢmelerden

habersiz kalmasına yol açabilmektedir.

Yukarıda da değindiğimiz üzere Ġlahiyat Fakültelerinde

mantık eğitiminin büyük oranda klasik mantıkla sınırlı olması

mantık yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin modern dönemde

mantık alanında geliĢtirilen yeni yöntem ve açıklama tarzlarından

haberdar olmasını güçleĢtirmektedir. Bu anlamda özellikle Batılı

literatürün ayrılmaz bir parçası haline gelmiĢ olan sembolik

notasyonun henüz bizim çalıĢmalarımızda hemen hiç yer

bulmaması dikkat çekici bir durumdur. Birtakım sakıncaları

olmakla birlikte, Ġslam mantık geleneği içerisindeki eserlerin

sembolik notasyonla ifade edilmesi yeni yorum ve açıklama yolları

açılmasına imkân sağlayacaktır.

4. Literatür

Literatür taraması yöntemine dayalı olduğunu ifade

ettiğimiz günümüz mantık çalıĢmalarının karĢılaĢtığı önemli bir

Isparta Mantık AraĢtırmaları ÇalıĢtayı I

105

sorun Türkçe literatür eksikliğidir. Son yıllarda artıĢ göstermekle

birlikte son yüzyılda Türkiye'de mantık alanında çalıĢan

araĢtırmacı ve kaleme alınan eser sayısının oldukça yetersiz olması

bilimsel bir disiplin olarak mantığın ülkemizde yerleĢmesini ve bir

gelenek oluĢturmasını güçleĢtirmektedir. Ülkemizde mantık

alanında yazılan eserlerin genellikle ders kitabı formunda olması

ve daha ileri seviyedeki çalıĢmaların sayı bakımından oldukça

yetersiz kalması da aynı soruna iĢaret etmektedir.

Bu sorunun aĢılması yönünde yapılabilecek Ģeylerden ilki

"çeviri" gibi görünmektedir. Ġslam mantık geleneğini Ģekillendiren

önemli eserlere öncelik vermek kaydıyla mantık külliyatının

aĢamalı bir tarzda dilimize aktarılması gerektiğine inanılmaktadır.

Ancak çeviri faaliyetlerinde gerek kalite, dil ve üslup gerekse

araĢtırma bakımından belli bir seviyenin yakalanması da oldukça

önemlidir. Bu anlamda eserlerin sadece çevirisiyle yetinilmeyip

açıklama ve notlarla zenginleĢtirilmesi ve günümüz okuyucusuna

hitap edecek duruma getirilmesi bir gereklilik olarak

görülmektedir. Eserlerin Batı dillerine yapılmıĢ baĢarılı

çevirilerinin örnek alınması olumlu sonuçlar verebilecektir.

Elbette çeviri çalıĢmalarının bir diğer önemli boyutu da

Ġslam mantık geleneği üzerine Batı dillerinde yazılmıĢ makale ve

kitapların çevrilmesidir. Yukarıda da iĢaret edildiği gibi, Batıda

son yarım yüzyıl içerisinde önemli bir birikim oluĢmuĢ durumdadır

ve bu külliyata yönelik titiz bir tercüme faaliyeti söz konusu literal

boĢluğun doldurulması konusunda oldukça iĢlevsel olacaktır.

Gerekli literal birikimin oluĢması anlamında önemli diğer

bir husus da, elbette telif eserlerdir. Ders kitabı formunun ötesinde

gerek lisans gerekse lisansüstü öğrencileri için ileri okumalar

yapma ve kaynak olarak kullanma imkânı sağlayan eserler kaleme

alınması bu birikimin oluĢması açısından oldukça gerekli

görünmektedir.

5. Terminoloji

Bir bilim dalında araĢtırma yapan insanların anlaĢıp

tartıĢmalarının ve kendilerini ifade etmelerinin aracı o alanın

terimleridir. Terimler konusunda yaĢanacak bir belirsizlik veya

Isparta Mantık AraĢtırmaları ÇalıĢtayı I

106

kargaĢa sağlıklı bir iletiĢimin oluĢmasını ve bilimsel ilerlemeyi

engelleyecektir. Mantık bilim dalı ile ilgili olarak yaĢanan en

önemli sorunlardan biri de üzerinde uzlaĢılmıĢ terimlerinin

azlığıdır. Bu sorunun en temel nedenleri, ülkemizde bir mantık

geleneğinin oluĢmaması ve tebliğin baĢında değindiğimiz mantık

eğitim-öğretim ve ekollerindeki iki baĢlılıktır. Felsefe

bölümlerinde çalıĢan ve eser veren mantıkçılarla Ġlahiyat

Fakültelerinde çalıĢanlar arasında mantığın en temel kavramları

konusunda bile ciddi bir terminoloji farklılığının varlığı kolayca

gözlemlenebilmektedir.

Terminoloji konusundaki diğer bir sorun ise özellikle

çeviri aĢamasında ortaya çıkmaktadır. Yine mantığın Türkiye‟de

yeni bir alan olması sebebiyle henüz pek çok kavram için

uzlaĢılmıĢ karĢılıklar üretilemediği görülmektedir. Bazı mantık

terimlerinin ne Ģekilde TürkçeleĢtirileceği konusunda her mütercim

farklı bir tavır takınmakta ve tercihler çoğu zaman keyfi olmaktan

öteye geçememektedir.

Bu sorunların çözülmesi de yine büyük ölçüde mantık

alanında nitel ve nicel bakımdan yeterli bir literal birikimin

oluĢmasına bağlı görünmektedir. Bu alanda eserler ortaya çıktıkça

Türkçenin özelliklerine ve dil zevkine uygun olanlar tercih

edilecek ve bu tercihlerin yaygınlaĢmasıyla belli bir uzlaĢıma

ulaĢılacaktır.

Sonuç

Bir bilim dalının belli bir dil ve kültür içinde bir gelenek

oluĢturması kolay bir süreç değildir ve belli bir zaman geçmesini

gerektirmektedir. Bu çerçevede mantık disiplini, Türkiye‟de henüz

yeni ve az çalıĢılmıĢ bir alan olmasından kaynaklanan pek çok

sorunu bünyesinde barındırmaktadır. Bu sorunlardan birincisi,

mantığın statüsünün ve mantıktan beklentilerin netleĢmemiĢ

olmasıdır. Bu belirsizliğin etkileri özellikle konu seçimi noktasında kendini göstermekte ve hangi problemlerin araĢtırılması gerektiği

konusunda mantık araĢtırmacıları farklı yaklaĢımlar

benimsemektedir.

Isparta Mantık AraĢtırmaları ÇalıĢtayı I

107

Mantık araĢtırmaları çok büyük ölçüde literatür taraması

metoduna dayanmakta; bu da yeterli bir yabancı dil bilgisine sahip

olmayı mantıkçı için kaçınılmaz hale getirmektedir. Ancak

ülkemizde - Arapça dahil - yabancı dil öğretimi konusunda

yaĢanan sorunlar mantık araĢtırmacılarını da etkilemekte ve

mantıkçıların yabancı dil yeterliliğine sahip olmadan çalıĢmalar

yapmalarına neden olmaktadır. Bu noktada mevzuattan ve

üniversitelerin politikalarından kaynaklanan sorunlar nedeniyle

bazı araĢtırma görevlilerinin yurt dıĢına çıkma konusunda ciddi

sorunlarla karĢılaĢması da yaĢanan sıkıntıları artırmaktadır.

Kaynak yetersizliği ve terminolojideki belirsizlik

sorunlarının temel sebebi de yine Türkiye‟de bir mantık

geleneğinin henüz yerleĢmemiĢ olmasıdır. Bu iki sorunun çözümü

de yine nitelik ve nicelik bakımından yeterli bir literal birikiminin

oluĢması bağlı görünmektedir. Bu bağlamda yapılan her lisansüstü

tez, yazılan her bir makale veya kitap bu sorunların çözümü için

atılmıĢ bir adım ve geleneği olmayan bir disipline gelecek inĢa

etme yolunda bir çaba olarak değerlendirilmelidir. Bu açıdan, daha

çok sorun ve beklentilere odaklanan bu bildirinin her Ģeye rağmen

ümit ve iyimserlikle sonlandırılması için yeter-nedenimiz olduğu

kanaatindeyiz.