21
KADININ GÜÇLENMESİ EKSENİNDE AÇEV Zeynep Ekin AKLAR 1 GİRİŞ Uluslararası alanda yapılan tüm çalışmalar gelişmekte olan ülkelerde kadınların erkeklere göre toplumda var olan siyasal, ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin sonuçlarından daha fazla etkilendiğini göstermektedir. Aynı şekilde kaynaklardan ve fırsatlardan da erkeklerle aynı düzeyde faydalanamamaktadır. Bu durum, toplumsal cinsiyet temeline dayalı ayrımcılık politikasının bir sonucudur. Bu politika ile ataerkil sistem üzerine kurulu mevcut güç ilişkileri kadınlar aleyhine daha da fazla kuvvetlenmektedir. Bu nedenle kadın erkek eşitsizliği ile mücadele etmenin bir aracı da kadınların güçlenmesine olanak verecek yaklaşımlar ve politikalar geliştirmektir. TOPLUMSAL CİNSİYET VE KADININ GÜÇLENMESİ Literatürde kadının güçlenmesi ile ilgili farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Ancak bunlar arasında iki ana yaklaşım tartışmalara yön vermektedir. Bunlardan ilki temeli ekonomik kazanımlara dayalı “Kalkınmada Kadın” yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre, kadınların mevcut politikalara dahil edilerek, istihdama ve eğitime erişimlerinin sağlanması sonucu kadınlar güç ilişkilerinde gücü kontrol edebilme olanağına kavuşacaklar ve nihayetinde güçleneceklerdir (Razavi & Miller, 1995a; Oxaal & Baden, 1997; Parpart, Connelly & Barriteau, 2000). Diğer yaklaşım ise toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan “Toplumsal Cinsiyet ve Kalkınma”yaklaşımıdır. Bu yaklaşım ataerkil sistemin sorgulandığı, kadınların gücü yeniden üretmelerine olanak sağlanan, toplumsal cinsiyet perspektifiyle yeniden şekillendirilen politikalar/programlar aracılığıyla kadınların güçlenebileceğini savunmaktadır (Hashemi, 1996 akt: Oxaal & Baden, 1997; Kabeer, 1999; Malhotra & Mehra, 1999 akt: Williams, 2005; Chant, 2000 akt: Poudlock, 2004). Rowland’a (1998) göre kadınların güçlenmesi 1 AÇEV’de halen çalışıyor olmam AÇEV’in kaynaklarından faydalanmama olanak sağlamıştır. Ancak bu çalışmada sunulan tüm değerlendirmeler benim şahsi değerlendirmelerimdir. 1

Kadının Güçlenmesi Ekseninde AÇEV, 2012, 4. Uluslararası Kadın Çalışmaları Konferansı, Kıbrıs

  • Upload
    metu

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

KADININ GÜÇLENMESİ EKSENİNDE AÇEV

Zeynep Ekin AKLAR1

GİRİŞ

Uluslararası alanda yapılan tüm çalışmalar gelişmekte olanülkelerde kadınların erkeklere göre toplumda var olan siyasal,ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin sonuçlarından daha fazlaetkilendiğini göstermektedir. Aynı şekilde kaynaklardan vefırsatlardan da erkeklerle aynı düzeyde faydalanamamaktadır. Budurum, toplumsal cinsiyet temeline dayalı ayrımcılıkpolitikasının bir sonucudur. Bu politika ile ataerkil sistemüzerine kurulu mevcut güç ilişkileri kadınlar aleyhine daha dafazla kuvvetlenmektedir. Bu nedenle kadın erkek eşitsizliği ilemücadele etmenin bir aracı da kadınların güçlenmesine olanakverecek yaklaşımlar ve politikalar geliştirmektir.

TOPLUMSAL CİNSİYET VE KADININ GÜÇLENMESİ

Literatürde kadının güçlenmesi ile ilgili farklı yaklaşımlarbulunmaktadır. Ancak bunlar arasında iki ana yaklaşımtartışmalara yön vermektedir. Bunlardan ilki temeli ekonomikkazanımlara dayalı “Kalkınmada Kadın” yaklaşımdır.  Bu yaklaşımagöre,   kadınların  mevcut  politikalara  dahil edilerek,istihdama ve eğitime erişimlerinin sağlanması sonucu kadınlar güçilişkilerinde gücü kontrol edebilme olanağına kavuşacaklar venihayetinde güçleneceklerdir (Razavi & Miller, 1995a; Oxaal &Baden, 1997; Parpart, Connelly & Barriteau, 2000). Diğer yaklaşımise toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan “Toplumsal Cinsiyetve Kalkınma”yaklaşımıdır. Bu yaklaşım ataerkil sisteminsorgulandığı, kadınların gücü yeniden üretmelerine olanaksağlanan, toplumsal cinsiyet perspektifiyle yeniden şekillendirilenpolitikalar/programlar aracılığıyla kadınların güçlenebileceğinisavunmaktadır (Hashemi, 1996 akt: Oxaal & Baden, 1997; Kabeer,1999; Malhotra & Mehra, 1999 akt: Williams, 2005; Chant, 2000akt: Poudlock, 2004). Rowland’a (1998) göre kadınların güçlenmesi1 AÇEV’de halen çalışıyor olmam AÇEV’in kaynaklarından faydalanmama olanak sağlamıştır. Ancak bu çalışmada sunulan tüm değerlendirmeler benim şahsi değerlendirmelerimdir.

1

sadece erkeklerin sahip olduğu gücü kontrol edebilmek değil,aksine güç ilişkilerinin doğasının dönüştürülmesi ilegerçekleşebilmektedir. Güç ilişkileri ırk, etnik köken, dil, din,sınıf, renk ve cinsiyet ekseninde farklı şekillerde ortayaçıktığından kadınların farklı kimliklerini dikkate alan birgüçlenme politikası oluşturulmalıdır.

Birçok kişi kadınların kısa vadeli ve günlük ihtiyaçlarınınkarışlanmasının yeterli olmadığını hayatlarında stratejik veyapısal dönüşümlere yol açabilecek düzenlemeler sayesindekadınların güçlenebilecekleri iddia etmektedir (Moser, 1989 &Rowlands, 1997 akt: Rai 2002; Singhal, 2003; Kabeer 2005).Kabeer’e (1999) göre güçlenmenin gerçekleşebilmesi için üçbileşen dikkate alınmalıdır: kaynaklar süreç ve kazanımlar.Kaynaklardan kazanımlara doğru ilerleyen “süreç” boyutu aslındagüçlenmenin kendisidir (1999). Bir başka yazar olan Stromquistise güçlenmenin dört boyutta gerçekleştiğini söylemektedir:“bilişsel (kişinin gerçekleğinin eleştirel anlayışı), psikolojik(öz saygı duygusu), politik (güç eşitsizliklerinin farkındalığave örgütlenme ile harekete geçme kabiliyeti) ve ekonomik(bağımsız gelir oluşturma kapasitesi) (1995 akt: Stromquist,2002). Bunun dışında toplumsal cinsiyet temelinde güçlenme ileilgili birçok bileşen düşünülebilir: kadınların evden dışarıçıkabilme özgürlüğü,  hane içindeki kararlara katılımı, neyeharcama yaptıkları, ekonomik açıdan ne kadar güvende oldukları,aile baskısının derecesi, politik ve hukuki farkındalık (Hashemi,1993 akt:Williams, 2005: 10; Oxaal & Baden, 1997: 22), kızçocuklarının ölüm oranı, kadın sağlığı konusunda bilinçlenme(Dreze & Sen 1995 akt: Kabeer, 1999: 451-452), ev içindekiücretsiz emeğin kadın ve erkek paylaşım oranı (Malhotra,2002) ,kadınların kaç çocuk doğuracaklarına kendilerinin kararverebilmesi, istihdama katılmaları (Becker, 1997 akt: Kabeer1999: 451), toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyet temellibaskı hakkında farkındalık (Stromquist, 2002: 194).

Stromquist, aynı zamanda kadınların deneyimlerini karşılıklıdiyalog yoluyla aktarabildikleri, üzerine düşünebildikleriyalnızca kadınlardan oluşan küçük gruplarda güçlenmenin en iyişekilde gerçekleştiğinin gözlemlendiği iddia etmektedir(2002:193). Buna göre  güçlenmenin toplumsal cinsiyet

2

bileşenlerini ön plana alan, güçlenmeyi bir süreç olaraktasarlayan, güç ilişkilerini toplumsal yaşamın her alanındadönüştürmeyi hedefleyen ve “zorunlu olarak ataerkil ideolojiyisorgulayan” (Stromquist, 2002) kadınlara dönük eğitimlergüçlenmenin önemli ve işlevsel araçlarından biri olarakdüşünülebilir.

Bu bildiri, öncelikle öznesinde kadın olan her türlü program vekurumun kadının güçlenmesi hedefini benimsemesinin önemliolduğunu iddia etmektedir. Ayrıca bu hedefin ise toplumsalcinsiyet temelli bileşenlerinin dahil edildiği bir perspektifleamacına ulaşacağını iddia etmektedir.

AMAÇ, YÖNTEM VE SINIRLAR

Bu bildiri  Anne ve Çocuk Eğitim Vakfı’nı (AÇEV) eğitim odaklıbir sivil toplum kuruluşu olarak özellikle eğitim kitaplarına neölçüde toplumsal cinsiyet eşitliği ve annelik kimliklerininötesinde kadının güçlenmesi perspektifini yansıttığını belliörneklemler üzerinden eleştirel bir gözle incelemeyiamaçlamaktadır.  Bu bildiri aynı zamanda kadınların güçlenmesinekatkı sunmak amacıyla çalışmalarını geliştirmesinde vezenginleştirmesinde AÇEV’e destek sunmayı da umut etmektedir.

Bu çalışmanın AÇEV’in kuruluş amacı ve çalışma alanının sınırlarıdahilinde değerlendirilmesi önemlidir. Böylece çalışmanınamaçlarından biri olan kadınların güçlenmesi yönünde AÇEV’eöneriler sunulmasını ve bu önerilerin gerçekleşmesinidestekleyecektir. AÇEV’ in çalışmalarını belirleyen en önemlifaktörlerden biri de devletle işbirliği çerçevesinde lobifaaliyetleri yürüten ve bu kapsamda ebeveynlik ve çocuk odaklıeğitimler veren karma bir STK olmasıdır. Bu nedenle bu çalışmadaAÇEV aktif siyaset üreten kadınların öncülük ettiği bir STKolarak ele alınmamalıdır.

Bir sivil toplum kuruluşu olan AÇEV, 1993 yılından beri annebabalar için çocuğun eğitimini merkeze alanbilinçlendirme/bilgilendirme, destek oluşturma ve savunufaaliyetleri, yayınlar, araştırmalar, eğitim kitapları, kısa

3

süreli ve uzun süreli eğitim programları yürütmektedir. Bunedenle kadını ve kadın sorunlarını merkeze alan, kadınıngüçlendirilmesini ana hedef olarak gören bir kuruluş değildir.  Ancak 2005 yılından beri toplumsal cinsiyet kimliği ve kadınıninsan hakları konularını daha görünür şekilde eğitim içeriklerinedahil etmeye başlamıştır. Mevcut eğitimlerine ek olarak kadındestek eğitimleri ve kırsalda kadınlara dönük eğitimlerdüzenlemektedir.

Yetişkinlere verilen eğitim genel olarak bilinçlendirme amacıtaşımaktadır. Bu nedenle toplumsal cinsiyet rolleri ve eşitliğihakkında farkındalık, kadının insan hakları, şiddet ve yasalhaklar hakkında farkındalık konularının eğitim kitaplarında yeralması önemlidir. Bu kapsamda bu konuların ne ölçüde benimsendiğiAÇEV’in toplumsal cinsiyet temelinde kadının güçlenmesine yöneliknasıl bir yaklaşıma sahip olduğuna dair önemli bir fikirverecektir.

İLK YILLARDAN GÜNÜMÜZE BAKIŞ AÇISINDAKİ DEĞİŞİM

AÇEV, 1995 yılından beri okuma yazma bilmeyen yetişkin kadınları,anneleri, okul öncesi ve sınıf öğretmeni kadınları hedef alaneğitim odaklı çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmaların öznesikadınlar olmasına rağmen “kadın”ın toplumsal cinsiyet perspektifiile AÇEV’in gündemine dahil edilişi ilk kez somut olarak 2001yılında olmuştur. AÇEV o tarihten itibaren kadınların öncülükettiği STK’larla da toplumsal cinsiyet eşitliği konularındaçalışmalar yürütmektedir. 2005 yılından sonra toplumsal cinsiyetAÇEV’ in gündeminde daha çok görünür olmuş, çalışmaları yapısalve niteliksel olarak değişmiştir.

Okur Yazarlık Programı

AÇEV, Güneydoğuda yürütülen bir çalışma kapsamında OkuryazarlığıProgramının içeriğini genişleterek Kadın Destek Programını dahiletmiş, eğitim kitaplarının içeriklerini de toplumsal cinsiyeteşitliği perspektifinden gözden geçirmiştir. Bunun dışında 2007yılına kadar daha çok “kız çocuklarının okullaşması”, “toplumsalcinsiyet farkındalığı ve eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği” ve

4

“okuryazarlık” konuları ile ilgilenmiştir. 2007 yılında ise“kadının insan hakları” ve “toplumsal cinsiyet eşitliği”konularında bilinçlendirme çalışmaları yapmıştır.

Anne/Kadın Destek ve Baba Destek Programları

AÇEV 2009 yılı itibariyle çeşitli projeler kapsamında anne vebaba eğitimlerine toplumsal cinsiyet konularını dahil etmeyebaşlamıştır. Aynı yıl kırsal alandaki kadınların yaşambecerilerinin eğitim yoluyla güçlenmesini hedefleyen "Dere TepeEğitim Kadın Destek Programı"nı uygulamaya başlamıştır.

2010 yılından itibaren Birleşmiş Milletler Kadınlar için KalkınmaFonu (UNIFEM) tarafından desteklenen Şiddetsiz Aileler için BabaEğitimi ile ilgili çalışmanın da teknik desteği ile baba eğitimikitapları toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden gözdengeçirilmiş, babanın çocuk bakımı ve yetiştirmedeki rolü ve aileiçi şiddet konuları dahil edilmiştir.

2012 yılı itibariyle gerek anne/kadın destek gerekse baba destekprogramlarının el kitapları çocuk koruma, barış, toplumsalcinsiyet eşitliği ve aile içi şiddet temaları çerçevesinde gözdengeçirilmiştir. Bu çalışma kapsamında toplumsal cinsiyetrollerinde eşitlik, demokratik iletişim, şiddetin nedenleri veönlenmesi, haklar ve yasalar, farklılıklara ve insana saygı,çocukların gelişimi, ihmal ve istismardan korunması, doğa bilincive doğanın korunması konuları dahil edilmiş, tüm oturumlartoplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden yeniden yazılmıştır.

Sonuç olarak, AÇEV’ in 1995 yılından bugüne kadar ebeveynlikgündemli yaptığı çalışmalara bakıldığında, 2009 yılına kadarkadın sorununu ve toplumsal cinsiyet tartışmalarını çalışmalarınaek bir gündem ile dahil etmiş, kadınların sadece kadın olmaktankaynaklı sorunlarını doğrudan ele almamış ve daha çok KalkınmadaKadın yaklaşımını benimsenmiştir. Esas olarak 2009 yılından sonrakadının güçlenmesini bir süreç olarak ele almaya ve toplumsalcinsiyet perspektifiyle kadının güçlenmesine destek sunmaya doğruyönünü çevirmiştir. Özellikle kadına yönelik şiddetle mücadeledeşiddetin uygulayıcısı olan erkekleri hedef alan UNIFEM projesiniyürütmesi ve bu sene tamamlamış olduğu eğitim kitaplarının

5

revizyonu ile toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifini ana hedefve programlarına yerleştirmesi önemli adımlar olarakdeğerlendirilebilir.

AÇEV’ in 2009 yılından itibaren yürüttüğü çalışmalarının kadınıngüçlenmesine ne ölçüde katkı sunacağı özellikle 2012 yılındaiçerikleri revize edilen eğitimlerinin etkisine yönelik yapılacakbir araştırma ile görülebilir. Ancak annelere yönelik verileneğitimlerin sonuçlarının değerlendirildiği önceki araştırmalarabakılırsa bu revizyon çalışmasının etkisi hakkında ipucuedinilebilir. 2001 yılında yapılan bir araştırmaya göre,annelere dönük çocuk eğitimi üzerine yapılan eğitimlerin sadeceannelerin çocukları ile olan iletişimine değil ama aynı zamandaannenin kendisine yönelik de “doğrudan” etkisi olduğu sonucunaulaşılmıştır (Kağıtçıbaşı, Sunar & Bekman, 2001). AraştırmadaAnne Çocuk Eğitimi Programı (AÇEP) eğitimine katılan annelerinkatılmayan annelere göre çocuk sahip olma konusunda çok dahafazla söz sahibi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca sadeceçocuk konusunda değil diğer konularda da eşleri ile ortak kararalma sürecini daha fazla işlettiği, çocukları ile ilgilikonuların/etkinliklerin dışında eşleri ile daha çok zamangeçirdikleri gözlemlenmiştir (Kağıtçıbaşı, Sunar & Bekman, 2001).

Benzer sonuçlara Belçika, İsviçre, Bahreyn, Suudi Arabistan veTürkiye’de uygulanan AÇEP’nın etkisinin sonuçlarına yönelik 2009tarihinde yapılan araştırmada da ulaşılmıştır. Esas amacı“çocuğun bilişsel gelişimini anne yolu ile yapılandırılmış birprogramla hedeflemek; aynı zamanda annenin ‘ebeveynlikbecerilerini’ destekleyerek çocuğun gelişimine katkı yapan çevreyaratmak” olan AÇEP çocuğu ve annesini hedefleyen bir programdır(Bekman & Atmaca Koçak, 2009: 20). Bir başka deyişle AÇEP çocuğunyararı üzerinden kadının annelik kimliğine odaklanmış birprogramdır; bu nedenle de hakkında anneliği bir meslek gibisunduğunu iddia eden eleştiriler (Bayraktar, 2009) de mevcuttur.Buna rağmen, derinlemesine mülakatlar ile yapılan araştırmayagöre eğitimin kadınların kendileri ile ilgili bakış açılarına vedavranışlarına doğrudan olumlu etkisi olduğu görülmüştür (Bekman& Atmaca Koçak, 2009: 61). Bu değişiklikler güçlenmenin “bilişsel(kişinin gerçekliğinin eleştirel anlayışı) ve psikolojik (özsaygı duygusu) boyutları kapsamında gerçekleşmiştir. Kadınlar,

6

kendilerine güvenlerinin arttığını, kendilerini kadın olarak dahadeğerli hissettiklerini, çalışmayı ve okumaya devam etmekistediklerini, kendilerine daha çok önem verdiklerini,sosyalleştiklerini, daha cesaretli ve özgüvenli davrandıklarınıifade etmişlerdir (Bekman & Atmaca Koçak, 2009). Farklıülkelerdeki kadınların ifadelerinden birkaç örnek aşağıdadır:

“Biraz gözümün açıldığını hissediyorum. Nasıl desem, çoğuşeyleri bilmiyorduk, kadın haklarıymış. Senelerdir buradayaşadığım için ve çok küçük evlendiğim için tam olarakbilmiyordum. Kesinlikle kendimi savunmayı biliyorum artık...”(Bekman & Atmaca Koçak, 2009: 81).

“Kadın olarak kişiliğim değişti. Programda bir sürü kadınvardı, onlarla tanıştım şimdiye kadar görüşüyorum. Farklısıfatlarda görüyorsun artık. Yani gelişiyorsun. Sosyal dairen,çevren büyüyor programda. Kadın olarak bunları hissediyorum”(Bekman & Atmaca Koçak, 2009: 83).

“Kendime önem verdim. Kısıtlamadım hayatımı, çok kısıtlardım,dikkat ederdim yaşamıma, harcamama. Para biter ama kendimehiçbir şey almazdım. Sona bırakırdım kendimi, hep sonabırakırdım. Şimdi böyle değil. Önce kendime seçiyorum. Artıkilgileniyorum kendimle...”(Bekman & Atmaca Koçak, 2009: 85).

Annelik kimliği üzerine yoğunlaşan kadınlara dönük bir eğitimlertoplumsal cinsiyet rollerini yeniden üretmeye her zaman adaydır.Buna rağmen temel amacı kadının güçlenmesi olmayan ve toplumsalcinsiyet eşitliği perspektifiyle henüz gözden geçirilmemiş olanbu eğitimlerin bile kadının güçlenmesine bir yanıyla katkısunuyor olması, revizyon sonrası eğitimlerin çok daha etkiliolacağının bir göstergesi olabilir.

EĞİTİM KİTAPLARINDAKİ DEĞİŞİM

AÇEV’de farklı hedef kitlelerine farklı programlarla çok çeşitlikapsamlarda eğitimler verilmektedir. Bu nedenle de eğitimkitaplarının konuları değişmektedir. Ancak geçmiş senelerde deyapılan ve esas olarak daha büyük çapta 2012 yılında yapılanrevizyon sonrası eğitim kitapları geçmiş versiyonlarına bakılarakincelendiğinde temel değişiklikler gözlemlenmektedir. Öncelikle

7

tüm oturumlara toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla yenihedefler eklenmiş, dili, örnekleri değiştirilerek yenidenyazılmıştır. Bu hedefler arasında biyolojik ve toplumsalcinsiyet, toplumsal cinsiyet rolleri, toplumsal cinsiyete dayalıişbölümü, ev işlerinin paylaşımı, toplumsal cinsiyet eşitliği,kız ve oğlan çocuklarının cinsiyetlerine bağlı olarak farklıihmallere uğraması, cinsiyet ayrımcılığı, aile içi şiddet,toplumsal cinsiyet ve aile içi şiddet arasındaki ilişki,yasaların kadına tanıdığı haklar, kadınlar için "olumluayrımcılık" gibi konular bulunmaktadır. Bu değişimin bir diğerayağı ise eğitim kitaplarının toplumsal cinsiyet dahilindetoplumda görülen diğer ayrımcılıkları da gözeten bir yerdengerçekleşmiş olmasıdır.

Bu bildiri de her ne kadar kitapların ilk ve son versiyonlarıkarşılaştırılmış olsa da, bu değişim AÇEV’ in kuruluşundan 2012yılına kadar geçen sürede kademeli olarak gerçekleşmiştir. Budeğişimin gerekliliği öncelikle yapılan etki araştırmalarının vesahalardan gelen geribildirimler doğrultusunda gözlemlenmiş,AÇEV’ in kendi içinde bir farkındalık yaratmış ve sonrasındadışarıdan uzmanların desteğiyle çalışmalarının konusu halinegetirilmiştir. Bu nedenle bu değişim hiçbir kademede birdenbireolmamış, AÇEV’ in kendi uzmanlarının ve saha geribildirimlerinintalebi ile gündeme gelmiştir.

Aşağıda farklı programlara ait dört eğitim kitabının geçmişversiyonları toplumsal cinsiyet perspektifinden incelenerek, sonversiyonlarında yapılan değişiklikler belirtilmiştir:okuryazarlık eğitimi, anne destek eğitimi, baba destek eğitimi vekırsal kadın destek eğitimi.

Okuryazarlık Eğitimi

1995 yılından 2002’ye kadar kadınlar için kullanılan okuryazarlıkeğitim kitaplarından biri olan öğrenci el kitabında, kadıngüçlenmesini destekleyecek herhangi bir öğeye rastlanmamaktadır;aksine toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yeniden üreten biryaklaşım benimsenmiştir. Genel olarak; eğitim kitabındakamusal/özel alan ayrımı üzerinden çocuk bakımında, ev işlerindeve istihdamda cinsiyete dayalı işbölümünün, toplumsal cinsiyet

8

rollerinin kabul edildiği bir aile örneği üzerinden okumaparçaları bulunmaktadır (AÇEV, 1995a). Bunun yanı sıra cinsiyetçiifadeler, örnekler ve resimler kullanılmıştır. Okuma parçalarınıngenelinde kadın sürekli çocukları ile ilgilenen,örgü ören, pazaragiden, yemek yapan, evin masraflarında tasarruf eden, eşinin veerkek çocuğunun kendisine yardım ettiği için kendini çok şanslıhisseden bir anne olarak resmedilirken, erkek ise fabrikada işiolan, bir eğlence mekanında arkadaşı ile zaman geçiren bir baba,okulda ve fabrikada işveren olarak resmedilmiştir (AÇEV, 1995a).Ayrıca kimi örneklerde de çocuğa doğru yaklaşmak üzerindenkadınların farkındalıkları arasında karşılaştırma yapılmaktadır(AÇEV, 1995a). Aşağıda kimi örnekler yer almaktadır:

“Ha-san ye-ni iş bul-du. Fab-ri-ka i-yi. İş i-yi” (Ünite 3: 9)

“Fat-ma tar-ha-na pi-şir-di. Tar-ha-na çor-ba-sı i-çin şun-large-rek-li:”(Ünite 9:35)

“Bu-gün Sa-lı... Fat-ma pa-za-ra git-ti” (Ünite 10: 39).

“...Sibel’in babası daha fazla okumasını istemiyor, ‘birkısmeti çıkarsa evlendirelim’ diyor...Fatma kız meslek lisesinianlattı. Belki Sibel’in babası meslek lisesi fikrine razı olur”(Ünite 17: 65).

“Semra Sinan’a çok kızdı ve bir tokat attı..Fatma çocuklarınıdövmez..Fatma Semra’ya bunları anlattı”(Ünite 18: 69).

“Fatma Ayşe’nin öğretmeni ile sık sık görüşüyor..Keşke her anneçocuğuyla böyle ilgilense…” (Ünite 21:79).

“İş bölümü: Fatma bugün sabahtan beri evde iş yaptı. Yemek saatigeliyor. Herkes Fatma’ya yardım etti. Hasan ve Ali masayıkurdular, Ayşe mutfaktan tuz, biber, su getirdi..Fatma böyledüşünceli bir ailesi olduğu için sevindi”( Ünite 20: 77).

“Bugün okuma yazma belgelerini alacaklar. Öğretmenleri Suna hanımve Müdür bey de geldi” (Ünite 24: 91).

Bu program kapsamında kullanılan eğitim kitabı 2002 yılındansonra sürekli güncellenmiş ve 2006’da çok kapsamlı bir şekilderevize edilmiştir. Eğitici el kitabı kadın destek çalışmasıkapsamında genişletilerek okuma parçaları üzerinden toplumsal

9

cinsiyet, kadının insan hakları ile bilinçlendirmeye yönelikkonular dahil edilmiştir.

Okuma parçaları kadınların yasal haklarını dolaylı bir biçimdekonu alarak toplumsal cinsiyet perspektifi ile yenidenyazılmıştır. Bu kapsamda temel haklar, kadınların eğitim veçalışma hakkı, toplumsal cinsiyet rollerinin ve cinsiyetçi işbölümünün sorgulanması, eş seçimi, erken yaşta evlilik, resminikâh, yerel yönetimler, kadının miras ve mülk edinme hakkı, evdeiş bölümü ve kız çocuklarının eğitiminin desteklenmesi,cinsiyetin oluşumu, yasaların kadına tanıdığı haklar, kadınayönelik şiddet konuları dahil edilmiştir (AÇEV, 2008): Ünite 10:Leyla Okusa (2008:59), Ünite 7: Berna’nın Evliliği (2008:37),Ünite 8: Nikah, (2008:45), Ünite 13: Semra’ya Kalan Miras (2008:79), Ünite: 14 Bebek Kız mı Erkek mi (2008: 87). Cinsiyetçiresimler ve ifadeler değişerek toplumsal cinsiyet rolleridışındaki mesleklerde çalışan kadın, kadın dayanışması gibiresimler kullanılmıştır (AÇEV,2008). Ancak yine de toplumsalcinsiyet rollerinin baskın olduğu kimi örnekler korunmuştur:“Emine’nin kaygısı: bu akşam misafir gelecek. Emine evitemizledi. Ayşe ile pazara gitti. Kocası da markete uğrayacak.Çok işi vardı. Ödeve vakit kalmadı. Suna Hanım’a ne diyecek?”(2008:11).

Anne Destek Programı (AÇEP / ADP) ve Baba Destek Eğitimi Programı(BADEP)

Anne ve baba eğitimleri ebeveynlik kapsamında çocuklarıngelişimlerine yönelik müdahale programlarıdır. Bu nedenleAÇEP/ADP ve BADEP gibi eğitimlerin kadının güçlenmesine yönelikayrı bir hedefi yoktur. Ancak yine de AÇEV’ in 1995 yılındakurulmasıyla düzeltilerek yeniden basılan AÇEP kapsamındakiAnne Eğitimi Program Kılavuzu (AEPK) ile 2012 yılında revizyonçalışmasından sonra basılan ADP eğitim kitabı arasında,BADEP’in 1997 eğitim kitapları çok büyük farklılıklar vardır.

Anne Destek Programı (AÇEP / ADP)

10

AEPK’nın içeriği genel olarak çocuk gelişimi ve anne çocukilişkileri üzerine kurulmuştur. Kitapta kadın, toplumsal cinsiyetrollerinin benimsendiği aile figürü üzerinden tamamen annelikkimliği boyutuyla ele alınmıştır. İyi bir anne ve eş olmanıngerekliliklerinin ifade edildiği kitap bu açıdan çok cinsiyetçibir yaklaşımı barındırmaktadır.

Kitapta kadının eşiyle ve kayınvalidesiyle, çocuğu ile kurduğuilişkiye benzer nitelikte bir ilişki kurması ve bununyöntemlerine ilişkin öneriler sunulmaktadır. Bu bağlamdakendisine iyi davranmayan, eve geç gelen, çocukla ilgilenmeyen,para bırakmayan eşine ve çocuğu ile olan ilişkisine karışankayınvalidesine karşı hoşgörülü, anlayışlı, sakin ve saygılıolan, destek sunup taktir eden ve durumu idare eden biri olmasıönerilmektedir (AÇEV, 1995b:206-212). Örnek; “[e]şimiz her güneve geç geliyor, birgün erken geldi. Bizler bu zamana kadar böyledurumlarda ne yapardık? Neden geciktin, sen hep böyle yapıyorsun.Bir telefon edip gecikeceğini söylesen ne olurdu? Ne o, kahvekapalı mıydı?” gibi sözlerle karşılardık veya surat asıpotururduk. Madem bunları yaptığımızda eşimiz erken gelmesinisağlayamıyoruz, onun eve erken gelmesini sağlamak için olumludisiplin yöntemlerinin hangilerini kullanabiliriz?...[g]özardı-teşvik: ‘ne iyi ettin de erken geldin, sen otur ben sana hemenbir çay koyayım’desek ve onunla tatlı tatlı sohbet etsek...[o]rtamı değiştirmek: bizler tüm gün evde iş yapıyoruz,yoruluyoruz. Akşam da işlerimiz bittiğinde harap oluyoruz. Temizgiysiler giysek, saçımızı düzeltsek, derli toplu görünsek hemkendimizi daha iyi hisseder hem de eşimizi daha çok etkileriz...”(AÇEV, 1995b: 208-9).

İletişim boyutunun yanı sıra kitapta kadının nasıl iyi bir evkadını olabileceğine dair de ifadeler ve yönlendirmelerbulunmaktadır. Kitapta kadınlardan bir eş ve anne olarak toplumunonlardan hangi görevleri yerine getirmesi beklendiği ifadeedilirken, ev işlerinin çok önemli olduğu ve dışardan hizmetsatın alarak yapıldığında ne kadar masraflı olacağı ifadeedilmektedir. Buna çözüm olarak ise bu işlerin yapılmasındakadının bir planlama yapması, işleri mantık sırasına sokması,tasarruf ederek bütçeyi kontrol etmesi, evine sahip çıkması vetemiz ve bakımlı olarak bedenine sahip çıkması gibi çözüm

11

önerileri sunulmaktadır (AÇEV, 1995b: 241-246). Örnek; “[b]ir eşolarak kocasıyla olan ilişkilerini, akrabalarla olan ilişkilerinidüzenlemelidir. Kocasına her konuda destek vermelidir...[b]iranne olarak çocuklarının bakımıyla, sağlığıyla, terbiyesiyle veeğitimiyle ilgilenmek zorundadır...[b]ir ev kadını olarak evintemizliğini, evde yaşayanların bakımını üslenmek zorundadır...[e]v kadını evin ev olmasını sağlayan, evi yapan insandır”(AÇEV,1995b:241-2). “[k]adın zamanını daha etkin ve bilinçliplanlayarak, kendi istediği bir şeyi yapabilmek için kendinevakit ayırabilir...[i]şlerimizi aynı çocuğun ders çalışmayabaşlamadan önce yaptığı gibi planlamalı ve hedef belirlemeliyiz.Önce bulaşıkları yıkayacağım daha sonra ortalığın tozunu alacağımdiye planlarsak...”(AÇEV, 1995b: 244). “Kadın bedenine sahipçıkmalıdır...[d]ış görüntüsüne dikkat etmelidir. Saçına, giyimineözen göstermelidir...[e]şimiz ve ailemiz için sağlıklı ve bakımlıolmamız hoş birşeydir” (AÇEV, 1995b: 246).

Toplumsal cinsiyet rolleri ve ev içinde yarattığı eşitsiz güçilişkileri düşünüldüğünde eğitim toplumsal cinsiyet rolleriniyeniden üretme, kadın emeğini arttırma, anneliği ve evkadınlığını meslekleştirme, güç ilişkilerinde erkeğin gücünükabul etme ve nihayetinde kadının “güçsüzlüğüne” dokunmayan bireğilime sahiptir. Tüm bunlarla beraber, kitabın genelindeki çoğuörnekte de cinsiyetçi bir dil kullanılmıştır.

BADEP

BADEP eğitim kitabında AEPK ile benzer bir şekilde genel olarakçocuk gelişimi ve baba çocuk ilişkileri üzerine kurulmuştur. Bubağlamda toplumsal cinsiyet perspektifini gözeten herhangi birkonu ya da hedef bulunmamaktadır. Kitabın içeriğinde ilk gözeçarpan kitaptaki “baba” figürünün tarifidir. Kitapta baba “[p]arakazanan, güçlü, otoriter, sabırlı, sağlıklı, sevecen, örnek, herzaman doğru karar veren, sorumlu, kazandığı parayı ailesineharcayan, ağır, cesur, çocukça davranmayan, önce ailesinidüşünen, çalışkan, hep gereken şeyleri yapan” olarak tarifedilmiştir (AÇEV, 1997). Baba olarak bir erkeğinsorumluluklarından bahsederken şu ifadeler kullanılmıştır:“[d]ışarıda para kazanmak, bir sürü insanın suyuna gitmek,kafamız kızdığında iş yerinden çekip gidememek, eşimizin,

12

çocuğumuzun geçiminden sorumlu olmak, onlara kimseye muhtaçolmadan iyi bir hayat yaşatmaya çalışmak...[e]ğer eşiniz sokağatek başına çıkmaktan tedirgin oluyorsa..destek almamışsa, yolbilmiyorsa, iz bilmiyorsa çocuğu ve eşinizi doktora, okula, vs.götürmek de sizin işiniz. Evin alışverişini yapmak, su-elektrik-telefon faturalarını yatırmak da sizin işiniz” (AÇEV, 1997).

Çocukla kurulan ilişki kapsamında kız ya da erkek çocuklarıncinsiyetlerine bağlı olarak evde, okulda ve sokakta farklıtoplumsal rollerin benimsetildiğini dikkate almayan bir ilişkitüründen bahsedilmektedir. Kız ve erkek çocuklarının genel olaraktoplumda kadın ve erkekten beklenen rollere uygun olarakyetiştirildiğinin altı çizilmektedir. Kitapta buna göreoyuncakların alınmasının, ev işlerinde sorumluluk verilmesinin vedavranılmasının çocuğun cinsiyetine uygun davranışlargeliştirmesine yardımcı olacağı söylenmektedir. Örnek: “[g]enelolarak erkekten cesur güçlü, atılgan ve sert davranışlarbeklenir ve erkek çocukların bu ve benzeri davranışları kabulgörüp desteklenir. Kadınların ise daha yumuşak, sevecen, uslu,uyumlu olmaları beklenir ve bu davranışlar kabul görüp,desteklenir....[k]ısaca farkında olarak veya olmayarakdavranışlarımız çocuğumuzun cinsiyetine göre değişiyor.Budavranışlarımız çocuğun cinsiyetine uygun davranışlargeliştirmesine yardımcı oluyor” (AÇEV, 1997).

Kitapta ev içinde yapılan işlerin kadın işi olarak, dışarıdayapılan işlerin erkek işi olduğunun altı çizilmekte ancakmecburen yapılmak durumunda kalındığında zorluk çekmemek adınaerkeklerin de ev işlerini öğrenmesi gerektiği ifade edilmektedir.Örnek: [e]şiniz evde yokken veya hastayken kendiniz için yemekhazırlayabiliyor musunuz? Biz, erkekler genellikle bu işieşlerimize bırakmışızdır, çünkü bu tip işlerin kadın işiolduğunu, belki bizim beceremiyeceğimizi düşünürüz. İş başa düşüpde biz yapmak zorunda kalınca da pek çok güçlük çekeriz...[e]şleriniz her işi kendileri yapabiliyor mu? Örneğin gidiptelefon parasını yatırabiliyor mu?...[e]şlerimiz de genellikle buişlerin erkek işi olduğunu veya beceremeyeceğini düşünür, amayapmak zorunda kalınca da ne yapacağını bilemez ve sıkıntı çeker.Allah korusun, ama, size birşey olursa, bu işlerin hepsini onlar

13

tek başlarına yapmak zorunda kalacaklardır...[o]ğlunuz mutfağagirmeli mi? Çocuğunuz üniversiteyi başka şehirde okursa, ilerideyalnız kalırsa veya eşi hastalanırsa yemek yapmak zorundakalacak”(AÇEV, 1997).

Bu yaklaşım, cinsiyete dayalı işbölümünü, toplumsal cinsiyetkabullerini sorgulamak bir yana yeniden bu işlerin kadınlarınişi olarak algılanmasını ve bu rollerin yeniden üretilmesineyardımcı olmaktadır. Kısacası kitapta toplumsal cinsiyetrollerinden kaynaklı kimi sorunlar görünür kılınmış olsa bile,bu sorunlar bile erkeğin eşi ile değil sadece çocuğu ilekurulan ilişki boyutu ile ele alındığı için soruna karşılıküretilen çözüm yine bu toplumsal kabulün sınırları içindekalarak bu kabulü yeniden üretmektedir.

Revizyon Sonrası ADP ve BADEP

2012 yılında gerçekleşen revizyon ile yeniden yazılan ADP veBADEP eğitim kitapları ise anne baba eğitimlerinde kadınıngüçlenmesi ve toplumsal cinsiyet perspektifi açısından birdönüşümün yaşandığını gösterecek niteliktedir. ADP ve BADEPeğitim kitapları toplumsal cinsiyet bakışı kazanımları dahiledilerek yeniden yazılmıştır. Buna göre ilk versiyonlarında yeralan cinsiyetçi yaklaşımların ve ifadelerin tamamen değiştiğigörülmektedir. Her konu başlığı altına toplumsal cinsiyetperspektifiyle uygun kazanımlar eklenmiş, kullanılan örnekler vedil bu perspektife uygun değiştirilmiştir. Her iki kitapta daçocuk gelişiminde toplumda yaygın olarak benimsenen ve kullanılancinsiyetçi yaklaşımlar ve tutumlar örnekler aracılığıyla açığaçıkarılarak, onun yerine toplumsal cinsiyet eşitliğine referansveren yaklaşımlar önerilmektedir. Bu bağlamda da toplumunkadınlardan ve erkeklerden beklediği roller ve bu beklentininkadında, erkekte ve çocuklarının eğitiminde yarattığı olumsuzyanlar ifade edilmektedir. Örnek: “Aile içinde eşitliğe dayalıbir ilişki kurabilirseniz. Çocuklara eşit davranmaya, cinsiyetayrımı yapmadan, ev içinde tüm aile üyelerine eşit sorumluluklarvererek başlayabilirsiniz” (AÇEV, 2012a: 21). “Eşinizle yemekhazırlama, pazara gitme, çocuk bakımı gibi konulardasorumlulukları paylaştığınızda çocuklarınıza da olumlu örnek

14

olursunuz” (AÇEV, 2012a: 22). “Kız ya da oğlan olmak cinsiyetebağlı olarak bazı yasaklamalara, engellemelere maruz kalma nedeniolmamalıdır. Böyle olduğunda kızlar kendini değersiz ve güçsüzhissedebilir. Oğlan çocuklar da kendilerini aşırı önemli vedeğerli görebilirler” (AÇEV, 2012b: 24).“Çocuğun cinsiyetine görehiç oynamadığı, “karşı cinsin oyunu” diye nitelendirilebilen biroyunu oynaması için teşvik edebilirsiniz. Örneğin, kız çocuğu ilearabalarla oynayıp, oğlunuzla da ip atlayabilirsiniz. Bunun yanısıra kızınızla araba yıkayıp, oğlunuzla birlikte sofratoplayabilirsiniz” (AÇEV, 2012b: 27). “Elbette şiddet, sadecevurma davranışından ibaret değildir. Şiddet; bağırmak, hakaretetmek, azarlamak, tehdit etmek, küfretmek, suçlamak şeklindeolabilir. Ayrıca ters bakmak, kaba kuvvet kullanmak, bir şeyyapmaya zorlamak, ona ait eşyalara zarar vermek, odaya kapatmak,parasına el koymak, para vermemek, istemeyen şekilde cinseltemasta bulunmak ya da cinsel ilişkiye zorlamak gibi sözelolmayan şekilde de olabilir” (AÇEV, 2012b: 66). “Kendilerini dahagüçlü ya da ayrıcalıklı görenler, kendilerince haklı bulduklarınedenlerle daha güçsüz olana şiddet uygulama hakkını kendilerindegörmektedirler. Örneğin, erkek kadına….[ö]zellikle erkeklerinkadınlar üzerinde, kadınları kontrol etme, yönetme haklarınasahip oldukları, bir başka deyişle daha üstün oldukları inancıylabüyütülmeleri sonucu, şiddet kullanma eğilimleri artmaktadır”(AÇEV, 2012b: 69).“Ev içinde kardeşler ve eşler arasındaayrımcılığın olmadığı bir ilişki ortamı sağlanmalıdır” (AÇEV,2012b:133).“Kız ve oğlan çocukların mastürbasyon yapmasıdoğaldır” (AÇEV, 2012b:142). “Oysa evlilik hayatı ortak biryaşamdır ve programın başından bu yana ifade ettiğimiz gibieşlerin ev içinde ve dışında sorumlulukları paylaşması önemlidir.Böylece, hem çocuklar dayanışmayı öğrenir hem de eşlerinbirbirlerine güvenleri artar” (AÇEV, 2012b:172).

Her iki eğitim kitabının sonuna anne ve baba oturumları eklenmiş,böylece anne destek eğitimi alan kadınların eşleri için babaoturumu, baba destek eğitimi alan erkeklerin eşleri için anneoturumları eklenerek çocuk eğitiminin her iki ebeveynin desorumlu olduğu mesajı verilmektedir.

15

Son olarak kısaca Dere Tepe Eğitim Kadın Destek Programının diğereğitim kitaplarından önemli bir farkı da, eğitimdeki temelhedeflerden birinin de konuya ilişkin kadınların birliktetartışıp birlikte karar almasının teşvik edilmesidir (AÇEV,2010). Birlikte hareket etme eğilimi kadınlar arasındakidayanışmanın oluşması bakımından çok önemli bir destekoluşturmaktadır.

Bu programın ilk versiyonu ile son versiyonu arasındaki temelfark, ilk versiyonda bahsedilen tüm tıbbi ve bilimsel konular,yeni versiyonda ilgili konuların toplumsal cinsiyet rollerininkabulü üzerinden kadınların yaşadıkları baskıları da dahiledilerek yeniden yazılmasıdır (AÇEV, 2012c). Özellikle hamilelik,doğum ve çocuk bakımı ve gelişimi ile ilgili kısımlara erkeklerinde bu süreçteki rolleri dahil edilmiş, çocuk yetiştirmedecinsiyet ayrımcılığına dikkat çekilerek kadınların bu konulardafarkındalık kazandırılmasına dair vurgu arttırılmıştır (AÇEV,2012). Örnek: “Çocuk sahibi olma kararı iki kişiye aittir: sizeve eşinize…” (AÇEV, 2009: 37). “Çocuk sahibi olma kararı ikikişiye aittir: Size ve eşinize.....[i]stemediğiniz halde gebekalırsanız, çocuğu doğurup doğurmamak konusundaki kararı da aynınedenle siz vermelisiniz....[b]ir çocuğa bakmaya hazırdeğilseniz, sizin için erken olduğunu düşünüyorsanız, yeni çocukkonusunda isteksizseniz siz hazır olana kadar herkesbeklemelidir” (AÇEV, 2012). Kitapta özellikle hamilelikkonusunda kadının kararının önemi çok daha fazla vurgulanmıştır.

SONUÇ

AÇEV’in eğitimlerindeki yaklaşımın 1995 yılından 2012 yılınakadar olan seyrine bakıldığında özet olarak şu tespityapılabilir: AÇEV’in kuruluş amacı ve sınırları düşünüldüğündeeğitimler, 1995 – 2005 arası dönemde bir yanıyla içerikleriitibariyle toplumsal cinsiyet rollerini yeniden üretilmesini üstükapalı olarak teşvik ederken, diğer bir yanıyla özellikle okumayazma kurslarının başlı başına güçlenmeye etkisi gibi diğer kimi

16

çalışmalarıyla kadının güçlenmesine doğrudan etkisi olansonuçları da yaratmıştır. Ancak AÇEV, 2005 yılı itibariyletoplumsal cinsiyet eşitliğini somut olarak gündeme almış, mevcutataerkil sistemi doğrudan karşısına almadan kadının gücü kontroledebilmesinin yollarını göstermeyi hedefleyen bir perspektifteçalışmalar yapmıştır. AÇEV’deki esas radikal değişim ise 2012yılından sonra gündeme gelmiştir. Bu tarih itibariyle mevcut güçilişkilerini sorgulayan, kadınların gücü yeniden üretebilmesineolanak sunan toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesinin görünürkılındığı bir yaklaşıma yönelmiştir.

Bu değişim, AÇEV’in kendini sorgulamasındaki samimiyetini veçalışmalarını toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi ile yenidenşekillendirdiğini açıkça göstermektedir. Bu değişimin kadınıngüçlenmesine yansıması ise derinlemesine mülakatlara dayalı biraraştırma ile daha görünür olabilir. Yine de bu değişim AÇEV’inkendi kuruluş amacına paralel olarak birkaç yönüyle sınırlıkalmaktadır. Öncelikle “eğitim” odaklı bir vakıf olduğu içinçalışmalar, genellikle toplumsal cinsiyet algısını değiştirmeyeyönelik bilinçlendirme düzeyinde kalmaktadır. İkincisi ve dahaönemlisi ise kadın, anne kimliği ile tüm çalışmaların öznesiolmasına rağmen “çocuğun en üst yararı” ilkesi ve ebeveynlikmüdahale programları çerçevesinde kadının güçlenmesi örtük hedefolarak kalmakta, kimi noktalarda arka plana düşmektedir. Ancak,bu ilke kapsamında çocukların toplumsal cinsiyet eşitliğiperspektifi ile yetiştiriliyor olması gelecek kuşaklar içinönemli bir kazanımdır. Bu iki nokta aslında AÇEV’in toplumsalcinsiyet temelli kadının güçlenmesi yaklaşımına nasıl daha fazlayönelebileceğine dair önerilerin de yolunu açmaktadır. Eğitimiçerikleri ile ilgili; öncelikle, toplumsal cinsiyet eşitliğipolitikası ana hedef olarak benimsenebilir. Sadece çocuk eğitimikapsamında değil okuma yazma gibi kadınların doğrudan kendilerineyönelik bilinçlendirme çalışmaları tüm eğitimlerin temel konusuhaline getirilebilir, böylece örtük hedef olmaktan çıkarılabilir.Aynı düzlemde, kadının insan hakları vurgusunu yasaldüzenlemelerle sınırlı olmaktan çıkararak, gündelik yaşamdakibeklentileri karşılamanın ötesine geçilmesinin yolu açılabilir.Bu noktada kadın dayanışmasının önemi ve kadının güçlenmesineolan etkisi ön plana alınabilir. Aynı şekilde toplumsal cinsiyeteşitliği hedefi babalara yönelik eğitimlerde eşleri ile olan

17

ilişkilerini de etkileyecek düzeye getirilebilir. Eğitimkitaplarında kadınların etnik köken, sınıf, dil, din gibi farklıkimliklerinden de doğan ihtiyaçları dikkate alınarak söylemlerçeşitlendirilebilir. Bunun yanında geleneksel olarak kabul görmüşaile söyleminin dışına çıkılarak, annelik ya da babalıkkimliğinden bağımsız tek ebeveynli durumlara da referansgösterilebilir. Böylece temel amacı çocuk gelişimine müdahaleolan programların da özneleri olan anne ve babaların da bireyolarak daha güçlü kılmasına yardımcı olacaktır. Genel yaklaşımıile ilgili olarak öncelikle her çalışma toplumsal cinsiyeteşitliği perspektifinden gözden geçirilerek tüm ana programlarıntemel hedeflerinden biri olabilir. Böylece çalışmalar arasıkoordinasyon ve ortak bakış açısı da sağlanabilir. Çocuğun yararıodaklı yaklaşımını destekleyen bir yerden, özellikle eğitim,emek, beden, kimlik ekseninde kadınlar aleyhine dönükpolitikalara karşı daha fazla aktif çalışma yürütülebilir. Tümbunların sonucunda AÇEV’in yıllardır yürütmekte olduğu çocukodaklı eğitim çalışmalarının niteliği ve etkisi artacaktır.

KAYNAKÇA

AÇEV (1995a). İşlevsel Yetişkin Okuryazarlığı Programı Öğrenci Kitabı.

AÇEV (1995b). Anne Eğitim Programı Kılavuzu.

AÇEV (1997). Baba Destek Programı Eğitici El Kitabı.

AÇEV (2002). 2001 Faaliyet Raporu.

AÇEV (2003). 2002 Faaliyet Raporu.

AÇEV (2004). 2003 Faaliyet Raporu.

AÇEV (2005). 2004 Faaliyet Raporu.

AÇEV (2006). 2005 Faaliyet Raporu.

AÇEV (2007). 2006 Faaliyet Raporu.

AÇEV (2008). 2007 Faaliyet Raporu.

18

AÇEV (2008). İşlevsel Yetişkin Okuryazarlığı Programı (II) Öğrenci Kitabı.

AÇEV (2009). 2008 Faaliyet Raporu.

AÇEV (2010). 2009 Faaliyet Raporu.

AÇEV (2010). Dere Tepe Eğitim Kadın Destek Programı Eğitici El Kitabı.

AÇEV (2011). 2010 Faaliyet Raporu.

AÇEV (2012). 2011 Faaliyet Raporu.

AÇEV (2012). 2012 I. Yarı Yıl Faaliyet Raporu.

AÇEV (2012a). Anne Destek Programı Eğitici El Kitabı.

AÇEV (2012b). Baba Destek Programı Eğitici El Kitabı.

AÇEV (2012c). Dere Tepe Eğitim Kadın Destek Programı Eğitici El Kitabı.

Kağıtçıbaşı, Ç., Sunar, D. & Bekman, S. (2001). Long-term effects of early intervention: Turkish low-income mothers and children, Applied Developmental Psychology, No: 22, s. 333-361.

Kabeer N. (1999). Resources, Agency, Achievements: Reflections on the Measurement of Women’s Empowerment in Development and Change, Vol. 30, Institute of Social Studies, published www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/119066164/PDFSTART [15.03.2010]

Kabeer N. (2005). A Critical Analysis of the Third Millennium Development Goals in Gender and Development, Sweetman, C. (eds.), Gender Equality and Women’s Empowerment, Oxfam Publishing

Malhotra A. (2002). Conceptualizing and Measuring Women’s Empowerment as a Variable in International Development, Workshop on “Measuring Empowerment: Cross-Disciplinary Perspectives” by World Bank in Washington, DC on February 4 and 5, 2003. www.siteresources.worldbank.org/INTEMPOWERMENT/Resources/486312-1095970750368/529763-1095970803335/malhotra2.pdf [22.03.2010]

19

Oxaal Z. & Baden S. (1997). Gender and Empowerment: Definitions, Approaches and Implications for Policy, Report No.40, Institute of Development Studies University of Sussexwww.bridge.ids.ac.uk//bridge/Reports/re40c.pdf [18.03.2010]

Parpart J.L., Connelly M.P. & Barriteau E.V. (ed. ) (2000). Feminism and Development: Theoretical Perspectives in Theoretical Perspectives on Gender and Development, published by IDRS

Poudlock K. (2004). New Masculinities, Old Shortcomings? The Implications of aNew Male Focus for Gender and Development. www.sussex.ac.uk/anthropology/documents/proudlock.pdf

Rai S. (2002). Gender and the Political Economy of Development from Nationalism to Globalization, Polity Press, London

Razavi S. & Miller C. (1995). From WID to GAD: Conceptual Shifts in the Women and Development Discourse, Occasional Paper February 1,1995, UNRISD www. se1.isn.ch/serviceengine/Files/ISN/38688/.../219634F2.../OP+001c.pdf [22.02.2010]

Rowlands J. (1998). A word of the times, but what does it mean?: Empowerment in the discourse and practice of development. In H. Afshar. eds. Women and Empowerment. New York: St. Martin’s Press.

Singhal R. (2003). Women, Gender and Development: The Evolution of Theories and Practice in Psychology Developing Societies, Vol.15, No.165www.pds.sagepub.com/cgi/content/abstract/15/2/165 [15.12.2009]

20

21