100
HAZAR STRATEJİ ENSTİTÜSÜ YAYINIDIR EKİM 2013 SAYI: 11 hazarworld.com YAYıNDA WORLD LEADERS GATHERED AT THE CASPIAN FORUM, ‘DAVOS OF THE REGION’ РЕГИОНАЛЬНЫЙ ДАВОС- КАСПИЙСКИЙ ФОРУМ СОБРАЛ МИРОВЫХ ЛИДЕРОВ ВМЕСТЕ Ahmet DAvutoğlu TÜRKİYE DIşİşlERİ BAKANI ChArlIe rose AMERİKAN CBS TElEvİZYoNu SuNuCuSu elmAr mAmmADYArov AZERBAYCAN DIşİşlERİ BAKANI mAIA PANJIKIDZe GÜRCİSTAN DIşİşlERİ BAKANI DImItrIs KourKoulAs YuNANİSTAN DIşİşlERİ BAKAN YARDIMCISI CArlos PAsCuAl ABD DIşİşlERİ BAKANlIğI uluSlARARASI ENERJİ İşlERİ KooRDİNATöRÜ vE öZEl TEMSİlCİSİ PAtrICIA Flor AvRupA BİRlİğİ (AB) oRTA ASYA vE AvRupA DIş EYlEM SERvİSİ öZEl TEMSİlCİSİ

Hazar World - Sayı: 11 - Ekim 2013

Embed Size (px)

Citation preview

HA

ZA

R S

TR

ATEJ

İ EN

STİT

ÜS

Ü Y

AYIN

IDIR

EKİM

201

3 SA

YI: 1

1hazarworld.com

yayında

WORLD LEADERS GATHERED AT THE CASPIAN FORUM, ‘DAVOS OF THE REGION’

РЕГИОНАЛЬНЫЙ ДАВОС-КАСПИЙСКИЙ ФОРУМ СОБРАЛ МИРОВЫХ ЛИДЕРОВ ВМЕСТЕ

Ahmet DAvutoğlu TÜRKİYE DIşİşlERİ BAKANI

ChArlIe rose AMERİKAN CBS TElEvİZYoNu SuNuCuSu

elmAr mAmmADYArov AZERBAYCAN DIşİşlERİ BAKANI

mAIA PANJIKIDZe GÜRCİSTAN DIşİşlERİ BAKANI

DImItrIs KourKoulAs YuNANİSTAN DIşİşlERİ BAKAN YARDIMCISI

CArlos PAsCuAl ABD DIşİşlERİ BAKANlIğI uluSlARARASI ENERJİ İşlERİ KooRDİNATöRÜ vE öZEl TEMSİlCİSİ

PAtrICIA Flor AvRupA BİRlİğİ (AB) oRTA ASYA vE AvRupA DIş EYlEM SERvİSİ öZEl TEMSİlCİSİ

EKİM 2013 SAYI 11 1www.hazarworld.com

Merhabalar,

Türk düşünce kuruluşları artık dünya gündemini belirliyor, Türkiye’nin ve bölgenin ön-celikli konularını dünya liderlerini bir araya getirerek tartışıyor. Bunun en önemli örneği Hazar Strateji Enstitüsü’nün 25 Eylül’de New York’ta düzenlediği Hazar Forumu idi. Forum, seçkin katılımcı ve konuşmacılarının yanı sıra profesyonelce hazırlanmış organi-zasyonuyla uzun yıllardır düzenlenen toplantıları aratmadı. Bölgenin Davos’u diyebilece-ğimiz Hazar Forumu’nda Avrupa’nın enerji güvenliği açısından Güney Gaz Koridoru ve koridorun gerçekleşecek ilk adımı olan TANAP ve Avrupa’daki devamı TAP konuşuldu. Charlie Rose’un moderatörlüğünü yaptığı toplantıya aralarında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Mammadyarov’un bulunduğu dokuz dışişleri bakanı katıldı. Davutoğlu’nun barış koridoru olarak tarif ettiği Güney Gaz Koridoru’nun tartışıldığı Hazar Forumu bu sayımızın kapak konusuydu.

Orta Asya ülkeleri arasında önemli sorunlardan biri sınır aşan sular ve enerji güvenliği. Bu sayıda Orta Asya Araştırmalar Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Zakir Chotaev, Hazar World okuyucuları için sınır aşan sular konusunu derinlemesine inceledi. Azerbaycan’da bu ay seçim heyecanı yaşanırken HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bülent Aras, seçime ilişkin değerlendirmelerini hazırladığı bir raporla paylaştı. HASEN uzmanlarından Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Diplomasi Akademisi köşesinde Rusya’nın Suriye politikasını kaleme aldı. Bununla beraber Caşın, sizler için Rusya’daki Valdai Toplantısı’nı takip etti. HASEN uzmanlarından Dr. Cemil Ertem ise bu sayıda Doğu Akdeniz’deki enerji arayışlarını değerlendirdi.

Güney Kafkasya’nın yükselen yıldızı Azerbaycan’ın Soyvetler sonrasındaki döneminin anlatıldığı “İlham Aliyev Döneminde Azerbaycan” kitabının tanıtım toplantısı, Türkiye ve Azerbaycan’daki devlet adamlarını, bürokratları, akademisyenleri ve birçok araştır-macıyı bir araya getirdi. Gecede Türk akademisyen ve araştırmacılara “Stratejik Vizyon” ödülleri takdim edildi. Bir diğer önemli etkinlik ise Azerbaycanlı gençlerin kariyerlerine destek olmak amacıyla İstanbul’da kurulan Azerbaycan Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin (AzeDer) açılış töreniydi. Son olarak bu sayıda yönümüzü ‘zamanın durduğu kent’ Buhara’ya çevirdik.

Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle…

haldun yavaşhazar Strateji Enstitüsü

Genel Sekreter

ÖNSÖZYÖNETİM

İMTİYaz SahİbİHazar Strateji Enstitüsü Adına Haldun YAVAŞ

GENEl YaYıN YÖNETMENİ Gökhan ÇAY

habEr Müdürü Selin Şen SAltAŞ

habEr EdİTÖrü Merve DAMcI

EdİTÖrHande YAŞAr ÜnSAl

YaYıN KuruluDr. Cemil erteMefgan nİFtİYeVProf.Dr. Mesut HAKKI CAŞInZeynep KAPtAn

İlETİŞİMVeko Giz Plaza, Maslak Meydan Sok. no:3 Kat:4 Daire 11-12 Maslak, 34298 Şişli / İstanbul - tÜrKİYetel: +90 212 999 66 00 Faks: +90 212 999 66 01www.hazarworld.com

YaYıN YÖNETİM

YaYıN Grubu baŞKaNıSerkan ÜnAl

GruP KOOrdİNaTÖrüMehmet Mücahid DeMİr

FİNaNS KOOrdİNaTÖrüSelim KArA

GENEl YaYıN YÖNETMENİSerdar tUrAn

ÖzEl PrOJElEr dİrEKTÖrüemin GÖrGÜn

EdİTÖrlErAynur ŞenOl AltUn Can GÜrSUnesrin KOÇASlAne. Melek CeVAHİrOĞlU

SaNaT YÖNETMENİÖzkan OrAl

YardıMCı SaNaT YÖNETMENİPınar GÜVen Ahmet ÇelİK

FOTOĞraF EdİTÖrüŞeref YIlMAZ

KaTKıda buluNaNlarCansu ertosun Gizem GÜZeYGüzin GÜZeYBaran KArAKUZUÖzbekistan Büyükelçiliği

İnfomag Yayıncılık Bilişim tanıtım ve Organizasyon Hizmetleri ltd. Ştiebulula Mardin Cad. 4. Gazeteciler Sitesi A-8 /1 Akatlar-levent / İStAnBUltel: (0212) 324 55 15Faks: (0212) 324 55 05

baSKıBilnet Matbaacılık Biltur Basım Yay. ve Hiz. A.Ş. Dudulu Organize Sanayi Bölgesi 1.Cadde no: 16 esenkent – Ümraniye 34476 İStAnBUl Tel: 444 44 03

Yayın TürüYaygın Yerel Süreli

Yayın Süresi / DiliAylık / türkçe

İlETİŞİ[email protected]

2

içindekiler

BÖLGENİN DAVOS’U HAZAR FORUMU DÜNYA LİDERLERİNİ BULUŞTURDU

KAPAK

12 • Uluslararası Enerji Güvenliği Konferansı

• Dünya Ekonomik Forumu Moskova Toplantısı

• ReEnergy Kazakistan 2013

• Bakü Uluslararası İnsani Forumu

AJANDA 06

HABER ANALİZ 08GünEy Gaz Korİdoru’nun avrupa İçİn önEMİ artacaKAvrupa’daki alıcılardan Şah Deniz gazı için yıllık mevcut 10 milyar metreküplük kapasitenin iki katı talep gelmesi, Güney Gaz Koridoru’nun Avrupa için gittikçe daha kritik ve önemli bir kaynak haline geldiğini gösteriyor.

KISA KISALAR 04• E.ON, Şah Deniz-2

gazının yüzde 16’sını aldı

• Gazprom’dan Tacikistan’a doğal gaz desteği

• KARKİM, Kuzey Irak’ta petrolden kazanacak

• OPEC’ten elektrik projesine mali destek

• Türkmenistan’da 10 milyar dolarlık Türk-Japon ortaklığı

• Artık ücretsiz gaz ve elektrik uygulaması yok

avrupa’nın enerji güvenliğini sağlayacak Güney Gaz Koridoru için aBd, avrupa Birliği, Balkanlar ve Kafkas ülkelerini üst düzeyde bir araya getiren ve hazar Strateji Enstitüsü (haSEn) tarafından ikincisi düzenlenen hazar Forumu, aBd’nin new york kentinde gerçekleştirildi.

EKİM 2013 SAYI 11 3www.hazarworld.com

ANALİZ

BaŞKan putİn’İn KürESEL dİpLoMaSİ MİMarİSİndE yEnİ BarIŞçI vİzyonu vaLdaİ topLantISI’nda tartIŞILdIRusya’nın Valdai Club strateji enstitüsü tarafından organize edilen Valdai Toplantısı’nda Rusya ve dünyayı etkileyen siyasi, ekonomik ve askeri politikaların gelecekteki vizyonu tartışıldı.

48

KÜLTÜR SANAT

Son dönemde yayınlanan kitaplar, gösterime giren filmler ve bölgedeki sanatsal faaliyetlerden Hazar World okuyucuları için seçtiklerimiz.

58

ETKİNLİK 10

DİPLOMASİ AKADEMİSİ 34SurİyE’dE KİMyaSaL SİLaHLarIn İMHaSInda BaŞKan putİn’İn dİpLoMatİK BaŞarISI BarIŞI SaĞLar MI?Suriye iç savaşında, askeri müdahale seçeneğinin şimdilik ertelenmesinin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e büyük ölçüde diplomatik prestij kazandırdığı ileri sürüldü.

38GELECEK NOTLARI

aB’nİn yEnİ GEnİŞLEME yoLu vE EnErjİnİn BarIŞ rotaSIŞah Deniz (Azerbaycan) dışındaki enerji kaynaklarının devreye girmesinde siyasi gelişmeler ve bu gelişmeler karşısında ülkelerin alacağı pozisyonlar oldukça belirleyici olacak.

ROTA

zaManIn durduĞu KEnt: BuHara“Açık hava müzesi” olarak nitelendirilen Buhara; İbni Sina ve İmam Buhari gibi tıp ve İslam dünyasının ünlü isimlerinin de memleketi...

54

www.hazarworld.com

ANALİZ

orta aSya poLİtİKaLarInda SInIr aŞan SuLar: KIrGIzİStan’dan GEnEL BaKIŞSınır aşan sular ve enerji güvenliği, Orta Asya ülkeleri arasında ve bu ülkelerin büyük devletlerle ilişkilerinde önem teşkil eden sorunlardan biri haline geldi. Bu sorunun çözülememesi halinde gelecekte Orta Asya’da bir çatışmayla karşı karşıya kalabiliriz.

ANALİZ

HaSEn’dEn rapor: azErBaycan’da cuMHurBaŞKanLIĞI SEçİMLErİ

HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bülent Aras, Azerbaycan’da 9 Ekim’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi ülkenin siyasi sistemini analiz etti.

42

• “İlham Aliyev Döneminde Azerbaycan” kitabı tanıtıldı

• Azerbaycanlı öğrenciler için İstanbul’da büyük girişim

26

4

KISA KISALAR

E.ON, ŞAH DENİZ-2 GAZININ YÜZDE 16’SINI ALDIalmanya’nın enerji devi E.On, şah deniz Konsorsiyumu ile azerbaycan’dan avrupa’ya yaklaşık 40 milyar metreküp doğal gaz sevkiyatı için anlaşma imzaladı.

Tacikistan’da temaslarda bulunan Rusya’nın enerji şirketi Gazprom Başkanı aleksey Miller, yakın gelecekte Tacikistan’ın kendi gazıyla ihtiyacını giderebileceğini açıkladı.

E.ON ile birlikte Shell, BP ve Enel de anlaşmaya imza attı. Anlaşmanın süresi 25 yıl olarak belirlendi. Doğal

gaz sevkiyatlarına 2019 yılında başlanması planlanıyor. Do-ğal gaz sevkiyatlarının Avrupa’ya Şah Deniz alanının ikinci kolundan, Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) üzerinden yapılacağı bekleniyor.

2013 yazında Azerbaycan gaz sevkiyatlarının yapılacağı güzergahı belirlemişti. Yakıt, Şah Deniz alanından Trans Adriyatik Boru Hattı’ndan Yunanistan, Arnavutluk ve Ad-riyatik Denizi dibi üzerinden İtalya’nın güneyine ve sonra Batı Avrupa’ya ulaşıyor olacak. TAP projesi Gazprom’un ‘Güney Akım’ının rakibi olacak. Ancak Zurich Capital Ma-

nagement Yatırım Şirketi Analiz Bölümü Müdürü Nikolay Podlevskih’in sözlerine göre diğer ülkelerin Avrupa’ya yaptığı doğal gaz sevkiyat hacminin azalması sebebiyle bu pazarda herkes için yer olacak. Nikolay Podlevskih şunu söyledi: ‘Yunanistan, İtalya ve belki de Bulgaristan’a yö-nelik gaz sevkiyatlarında rekabet gözlenecek. Cezayir’den gaz sevkiyatları yakın zamanda azalsa da bunun sayesinde İtalya dahilinde birçok ülkenin pazarlarında büyük rekabet olmayacaktır.’

Miller, Tacikistan Devlet Başkanı İmamali Rahman tarafın-dan kabul edildi. Görüşmeden sonra basına konuşan

Miller, Gazprom’un Tacikistan’daki faaliyet alanlarını gözden geçirdiklerini kaydetti. Özellikle Sarıkamış sahasındaki çalışma-lar doğrultusunda Rahman’a bilgi veren Miller, bölgede sondaj çalışmaların devam ettiğini ve 6 bin 450 metre derinliğe ulaştık-larını belirtti. Arama çalışmalarını sonlandırmak üzere oldukla-rını söyleyen Gazprom Başkanı, “Sarıkamış sahasından olumlu sonuç bekliyoruz. Ayrıca, başka sahalarda da arama çalışmaları-na başlayacağız. Diğer sahalarda arama çalışmaları yapmak üzere devlet yönetiminden izin almak için görüşmelerde bulunu-yoruz” dedi. Miller’e göre, Gazprom Tacikistan’daki arama çalış-maları için 150 milyon dolar harcadı.

Gazprom şirketi, Tacikistan’ın Sarıkamış ve Batı Şohanberdi böl-gelerinde doğal gaz ve petrol arama çalışmalarında bulunuyor. Tahmini bilgilere göre, Sarıkamış bölgesinin doğal gaz rezervi-nin 18 milyar metreküp, petrol rezervinin 17 milyon ton olduğu açıklandı. Rus şirketi, Sarıkamış bölgesindeki Şahrinav kuyusun-da sondaj çalışmalarına 2010 yılında başlamıştı.

GAZPROM’DAN TACİKİSTAN’A DOĞAL GAZ DESTEĞİ

EKİM 2013 SAYI 11 5www.hazarworld.com

KARKİM, KUZEY IRAK’TA PETROLDEN KAZANACAKholdingleştikten sonra ismini ClK olarak değiştiren Karkim, Kuzey Irak’ta dünyanın dev petrol şirketlerinin tedarikçisi oldu.

Kuveyt’in, askeri darbenin ardından Mısır’a vadettiği 1 milyar dolar değerindeki petrol ürünleri yardım paketi tamamlandı.

OPEC’e bağlı yardım kuruluşu OFId, Mısır’da üç elektrik projesine mali destek verecek.

Mısır Elektrik Bakanı Ahmed İmam, Petrol İhraç Eden

Ülkeler Organizasyonu’na (OPEC) bağlı Uluslararası Gelişim Fonu’nun (OFID) Mısır’da üç büyük elektrik projesine mali yardım yapmayı kabul ettiğini açıkladı. Bakan İmam, OFID ile üç projeye yardım etmeleri için prensipte anlaştıklarını ve Ekim ayında anlaşmayı imzalayacaklarını söyledi. İmam, yardımın miktarı konusundaki detayları vermekten ka-çındı. OPEC üye ülkeleri tarafından 1976 yılında kurulan OFID, gelişmek-te olan ülkelere altyapı ve enerji çö-zümleri konusunda yardım sağlayan ortak bir girişim.

5 yıllık kalkınma planı çerçevesinde 186 milyar do-larlık yatırım bütçesi ayırdığı Kuzey Irak’ta, petrol

üreticisi şirketlere üretim yapan Karkim, yağ benzeri malzemeyle kârını yüzde 265 artırdı. CLK Holding Başkanı Murat Çelik, “Karkim’in satın alınması sırasın-da Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek hisse değerinin yüzde 20 fazlasına çağrı yapmıştık. Şimdi geldiğimiz noktada bizlere güvenen ve hisseleri elinde tutan yatı-rımcılarımız 4 kat daha kârlı bir şirketin ortağı haline gelmiş oldu” dedi.

Çelik, 2012 yılının ilk 6 ayında 18 kuyuya hizmet veren şirketin işlerinin yüzde 67 arttığını ve kuyu sayısının 30′a yükseldiğini söyledi. Şirketin bu yıl en büyük giri-şiminin ise yurt dışına açılmak olduğunu vurgulayan Çelik, şunları anlattı: “Karkim, Bölgesel Kürt Yönetimi Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın 27 Haziran 2013 tarihli onayı ile bu bölgede faaliyet gösterme yetkisi aldı. Bu-nun dışında 4 ülkede hazırlık çalışmalarını sürdürüyor. Çok yakında kârlı ve büyüme potansiyeli yüksek yeni yatırımlarımızı da ortaklarımızla paylaşarak bize du-yulan güvene layık olmaya devam edeceğiz.” Tekstil sektöründeki 35 yıllık deneyiminin ardından enerji sek-töründeki fırsatları değerlendiren Çelik, başarı grafik-lerini daha da yükselterek sürdürmeyi hedeflediklerini söyledi.

OPEC’TEN ELEKTRİK PROJESİNE MALİ DESTEK

Mısır Petrol Kurumu Genel Müdürü Tarık el-Mulla, yap-tığı açıklamada, “Kuveyt, Mısır’a Temmuz ayından bu

yana 300 milyon dolar değerinde 9 tanker motorin yakıt transfer ederken, Ağustos ayında 450 milyon dolar değerin-de 4 milyon varil ham petrol yardımı yaptı” dedi. Bu ülke-nin Mısır’ın 250 milyon dolarlık motorin borcunu da taah-hüt edilen 1 milyar dolarlık yardım paketinden düştüğünü ifade eden Mulla, bu çerçevede Kuveyt’in vadettiği 1 milyar dolar petrol ürünleri yardım paketini tamamladığını anlattı.Kuveyt, Mısır’daki askeri darbenin ardından ülkeye 2 milya-rı hazine yardımı, 1 milyarı hibe ve 1 milyarı da petrol ürün-leri olmak üzere 4 milyar dolarlık yardım vadetmişti.

KUVEYT’TEN MISIR’A PETROL YARDIMI

6

AJANDA

Rusya’nın başkenti Moskova, Dünya Ekonomik Forumu toplantısına ev sahipliği yapıyor. 20 Ekim’de düzenlenmesi plan-lanan ve “Rusya’nın Bölgeleri” başlığı altında gerçekleşecek olan toplantıya üst düzey devlet adamı ve özel sektör temsil-cilerinin yanı sıra akademik uzmanlar da katılacak. Toplantıda Rusya’da devam eden ekonomik dönüşümler incelenip masaya yatırılacak. Rusya’nın bölgelerinin konuşulacağı toplantı aynı za-manda ulusal ve bölgesel düzeyde, uluslararası ve yerel iş dünyası ile politikacılar arasında fikir alışverişi sağlanması için bir fırsat yaratacak.

DÜNYA EKONOMİK FORUMU MOSKOVA TOPLANTISI 20 EKİM 2013 MOSKOVA, RUSYA

Türkmenistan ve Japonya, doğal gaz ve kimya sanayi tesislerinin inşaatına yönelik dev anlaşmalara imza attı. yatırımlarda Türk şirketleri aktif rol alacak.

Dünyanın doğal gaz zengini ülke-si Türkmenistan ile teknoloji

ülkesi Japonya güçlerini birleştiriyor. Japonya’nın dev şirketleri, Türkmenistan’da doğal gaz ve kimya sanayi tesislerini inşa edecek. Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov’un geçtiğimiz ay Japonya’ya gerçekleş-tirdiği 3 günlük resmi ziyaret kapsa-mında doğal gaz ve kimya sanayi tesislerinin inşaatına yönelik dev anlaşmalara imza atıldı. Türk şirket-lerinden Rönesans Holding ile Çalık Holding, dev yatırım pastasından payını aldı. Rönesans, Japonlar ile birlikte benzin, sülfürik asit, sodyum sülfat ve deterjan üretim tesislerini inşa edecek. Çalık Holding’in bünye-sindeki GAP İnşaat ise amonyak ve üre üretim fabrikası kuracak. Japonya’nın önde gelen şirketleri tarafından Türkmenistan’da inşa edilme-si planlanan doğal gaz ve kimya tesislerinin maliyetinin 10 milyar doları bulması bekleniyor.

TÜRKMENİSTAN’DA 10 MİLYAR DOLARLIK TÜRK-JAPON ORTAKLIĞI

ARTIK ÜCRETSİZ GAZ VE ELEKTRİK UYGULAMASI YOKTürkmenistan’da ücretsiz gaz ve elektrik uygulaması, ihracatın artırılması için sona erdi.

Yeni uygulamaya göre daha önce elektrik sayaçlarında aylık 25 kilovata kadar enerji tüketimi ücretlendirilmezken tüketici şimdi kullandığı

miktarın tamamını ödeyecek. Öte yandan doğal gaz tarifesinin de ücretsiz tüketimi kaldırıldı. Yönetimin kararının arkasında enerjinin dış ülkelere pa-zarlanması ve ihracatın arttırılması yatıyor.

Türkmenistan’ın ilk Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov döneminde halka sosyal yardım amacıyla ücretsiz enerji ve-rilmişti. Mevcut Devlet Başkanı Gurban-guli Berdimuhamedov ise yönetime gel-diğinde sosyal yardım paketine ücretsiz benzini de ekleyerek halkın takdirini top-lamıştı. Ancak geçen yılın Mart ayında söz konusu 5 yıllık uygulama kaldırılarak, ücretsiz yakıt sınırlandırılmıştı. Türkmen yönetimi ücretsiz akaryakıt kullanımının da tamamen kaldırılması için çalışmaları sürdürüyor.

EKİM 2013 SAYI 11 7www.hazarworld.com

EKİM

2013

Bakü UlUslararası İnsanİ Forumu 31 Ekim-1 kasım 2013 BAKÜ, AZERBAYCAN

Kazakistan’ın Almatı kenti enerji konulu önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor. 29-31 Ekim tarihleri arasında Atakent Sergi Merkezi’nde düzenlenecek olan etkinlikte Kazakistan’ın yenilebilir enerji kaynak-ları, enerji tasarrufu, enerji verimliliği ve kaynak tasarrufu konuları masaya yatırılacak. Üç gün süre-cek olan etkinliğe rüzgar enerjisi endüstrisi, gıda işle-me ve ambalaj sanayi, inşaat makineleri, baskı maki-neleri, kimya sanayi, plastik ve kauçuk makineleri taşıma malzemeleri, elektrik ve elektronik sanayi, gıda ve içecek sanayi, ağaç işleme makineleri alanla-rında çalışanlar katılıyor.

Türkmenistan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) himayesinde uluslararası enerji konferansına ev sahipliği yapacak. İki gün sürecek olan konferans Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta düzenlenecek. Konferansın ana konusunu enerji güvenliği ve sürdürül-ebilir kalkınma ile AGİT’in geleceği oluşturuyor. Konferansta Ukrayna Dışişleri Bakanlığı da eş orga-nizatör olarak yer alıyor. Aşkabat’ta bu yıl içerisinde enerji güvenliği de dahil olmak üzere birkaç büyük uluslararası forum düzenlendi.

REENERGY KAZAKİSTAN 201329-31 EKİM 2013 ALMATI, KAZAKİSTAN

ULUSLARARASI ENERJİ GÜVENLİĞİ KONFERANSI 17-18 EKİM 2013 AŞKABAT, TÜRKMENİSTAN

2013

EKİMVTB Yatırım Forumu 1-3 Ekim 2013Moskova, rusya 21. Kazakistan Uluslararası Petrol ve Gaz Konferansı 2-3 Ekim 2013Almatı, Kazakistan 5. Türkmenistan Yatırım Forumu 17-19 Ekim 2013Aşkabat, türkmenistan Finansal Tabana Yayılma için Küresel Ortaklık Forumu  21-22 Ekim 2013St. Petersburg, rusya

HAZAR TAKVİMİ

İnsanlığın karşılaştığı küresel sorunlara cevap aramak, kültürel, sosyal, ekonomik ilişkileri geliştirmek ve işbirliğinin teşviki alanında fikir alışverişinde bulunmak amacıyla ilki 2011 yılında düzenlenen Bakü Uluslararası İnsani Forumu’nun üçüncüsü 31 Ekim-1 Kasım 2013 tarihleri arasında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de ger-çekleştirilecek. İki gün sürecek olan Forum çerçevesinde “Ekonomik kalkınma modellerinin insani yönleri”, “Modern yayınlar ve yeni çağrışımlar”, “Post-modern kültürde geleneksel değerler sistemi”, “Modern tıp ve moleküler biyoloji-ye bakışları değiştiren teknolojiler”, “Toplumda çok kültürlülük” gibi konularda yuvarlak masa toplantıları düzenlenecek. Foruma eski devlet başkanları, Nobel ödüllü kişiler ve uluslararası kuruluşları temsil eden yetkililer katılacak. Ayrıca tüm dünyadan foruma katılan misafirlerin başkent Bakü, ülkenin diğer bölgeleri ve Azerbaycan halkının kültürüyle ilgili bilgi sahibi olmala-rı için çeşitli programlar düzenlenecek.

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

HABER ANALİZ

8

şah deniz Konsorsiyumu ile avrupa’daki alıcı şirketler arasında 25 yıllık gaz

tedarik anlaşması Bakü’de imzalandı. yaklaşık 200 milyar dolarlık gelir

sağlaması beklenen anlaşma ile avrupa ülkeleri gazda kaynak çeşitlendirmesi ve

arz güvenliği kadar maliyet avantajı da sağlamış oluyor. avrupa’daki alıcılardan

şah deniz gazı için yıllık mevcut 10 milyar metreküplük kapasitenin iki katı talep gelmesi, Güney Gaz Koridoru’nun

avrupa için gittikçe daha kritik ve önemli bir kaynak haline geldiğini gösteriyor.

EMİn EMrAH DAnIŞ

Avrupa’nın enerji arz güvenliği ve doğal gazda kaynak çeşitliliğinin sağlanması açısından kritik önemde olan Güney Gaz Koridoru’na yönelik

Avrupalı alıcı şirketlerden gelen yüksek talep, projenin gelecekte Avrupa için çok daha önemli ve vazgeçilmez olacağını gösteriyor. Geçtiğimiz Haziran ayında Şah Deniz Konsorsiyumu tarafından Azerbaycan’ın Şah Deniz gazını Avrupa’ya taşıyacak boru hattı olarak TAP’ın seçilmesinin ardından Şah Deniz Konsorsiyumu ilk etapta yıllık 10 milyar metreküp ile başlayacak gaz akışı için Avrupalı alı-cılarla masaya oturdu. 15’ten fazla Avrupalı gaz operatörü şirket, satın alma için tekliflerini konsorsiyuma sundu. Şah Deniz gazı için Avrupalı alıcılardan yıllık 10 milyar metreküplük mevcut kapasitenin yaklaşık iki katı teklif geldi. 19 Eylül’de Bakü’de 9 Avrupalı alıcı şirket ile imzala-nan anlaşmaların her biri 25’er yıllık dönemleri kapsayan uzun vadeli anlaşmalar. Söz konusu anlaşmalar Avrupalı alıcılar için kaynak çeşitliliği ve gelecek için arz garantisi sağladığı kadar, Şah Deniz Konsorsiyumu için de gelecek 25 yıllık dönemde sabit talep garantisi sağlıyor.

Güney Gaz Koridoru’nun avrupa için önemi

artacak

www.hazarworld.com EKİM 2013 SAYI 11 9

Söz konusu anlaşmalara imza atan şirket-lerse: Shell (Büyük Britanya), Bulgargaz (Bulgaristan), Gaz Natural Fenosa (İspanya), E.ON (Almanya), GDF SUEZ (Fransa), Hera (İtalya), Enel (İtalya), Axpo (İsviçre), DEPA (Yunanistan).

Şah Deniz gazının Türkiye’ye 2018 yılın-da, Avrupa’daki alıcılara ise 2019 yılında ulaşması planlanıyor. Şah Deniz’den yapılan ihracatın 2026 yılında 31 milyar metreküpe çıkarılması planlanıyor. Şah Deniz 2 gazının Avrupa’ya satışından yaklaşık 200 milyar do-larlık gelir elde edilmesi bekleniyor. E.ON 25 yıl boyunca yıllık 1.6 milyar metreküp, GDF SUEZ 2.6 milyar metreküp, Fenosa 1 milyar metreküp, Hera 0.3 milyar metreküp alım yapmayı planladığını açkladı. Konsorsiyum ile anlaşma imzalayan diğer beş şirket Shell, Bulgargaz, Enel, Axpo ve DEPA ise henüz alım miktarlarını açıklamadı.

ŞAH DenİZ GAZı öne çıKıYOR

Avrupa’nın bugün en önemli gaz tedarikçisi konumunda olan Rusya’nın başta Çin olmak üzere Asya’yı yeni öncelikli piyasa olarak gör-meye başlaması ve diğer ihracatçı ülkelerden yapılan ihracat miktarındaki düşüş Avrupalı alıcıların uzun dönemli ithalat projeksiyon ve planlamalarında Güney Gaz Koridoru’na daha fazla önem vermeleri sonucunu doğu-ruyor. Gerek maliyet gerekse arz güvenliği yönünden önemli avantajları da beraberinde getiren Şah Deniz gazına yönelik talebin ilerleyen yıllarda Avrupalı alıcılara sunulma-sı planlanan miktarın da üzerinde olacağı görülüyor.

Azerbaycan’ın bugün yaklaşık 2.6 trilyon metreküp olan doğal gaz rezervlerinin araştırma yapılan yeni sahalarla birlikte gelecekte 6 trilyon metreküpe çıkabileceği yönündeki beklentiler göz önüne alındığın-da, Avrupa’ya Azerbaycan gazını taşımak için ek boru hatlarına ihtiyacın ortaya çıkması öngörülüyor. Avrupa’nın ilerleyen süreçte kıta genelini etkileyen ekonomik krizden çıkarak toparlanmaya başlaması ile birlikte doğal gaz talebinin tekrar artış trendine girecek olması, artan talebin daha uygun piyasa fiyatlarıyla ve çeşitli kaynaklardan kesintisiz olarak sağlanmasını Avrupa için çok daha kritik bir konuma getirirken Güney Gaz Koridoru’nun Avrupa için önemi de aynı şekilde öneminin artması bekleniyor.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun New York’ta düzenlenen Hazar Forumu’nda da

ifade ettiği gibi “Güney Gaz Koridoru sadece bir enerji koridoru değil, aynı zamanda bir barış koridorudur.”

Şah Deniz Konsorsiyumu ile alıcı şirketler arasında yapılan anlaşmanın imza töreninde konuşan SOCAR Başkanı Rövnag Abdul-layev, söz konusu anlaşmanın Şah Deniz gazına ilişkin olduğunu, Azerbaycan’ın sahip olduğu Azeri-Çirag-Güneşli sahalarındaki derin gaz, Abşeron sahası ve önemli rezerv beklentilerinin olduğu Shafaq-Asiman sahalarının ilerleyen yıllarda İtalya, Bulgaris-tan ve Yunanistan piyasalarının ötesindeki piyasalara da gaz arzını sağlamaya imkan vereceğini ifade etti.

İmzalanan anlaşmaları muazzam olarak nitelendiren BP Azerbaycan Başkanı Gordon Birrell konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Bugün tanık olduğumuz bu anlaşma petrol ve doğal gaz sektörünün en büyük anlaş-malarından birisi. Şah Deniz Konsorsiyumu olarak bu anlaşmanın yapılmasından dolayı gururluyuz. Azerbaycan, Avrupa için güve-nilir bir gaz tedarikçisi olacak ve Şah Deniz bunu sağlayacak. Atılan ilk adımı gelecek fırsatlar takip edecektir.”

Hazar’ı Balkanlar ve Avrupa’ya bağlayan Güney Gaz Koridoru, geçtiği coğrafyalara beraberinde getirdiği ekonomik ve enerji arz güvenliği avantajları kadar siyasi istikrar ve bölgesel barışı da destekleyen bir proje. Güney Gaz Koridoru, gelecek yıllarda olası ek kapasite artışları ve hatlarla tüm taraflar için artan önemiyle Avrupa’nın en kritik enerji arz kaynaklardan biri olmaya devam edecek.

davutoğlu: “Güney Gaz Koridoru sadece bir enerji koridoru değil, aynı zamanda bir barış koridorudur.”

ŞAH DEnİz’DEn YApIlAn İHrAcATIn 2026 YIlInDA 31 MİlYAr METrEKüpE çIKArIlMASI plAnlAnIYor.

Ankara Sheraton Oteli’nde Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağrı Erhan’ın

Azerbaycan’ın Sovyetler sonrası dönemini anlatan kitabının tanıtım toplantısı gerçekleşti. Toplantıya çok sayıda akademisyen, araştırmacı, basın mensubu, Türkiye ve Azerbaycan’dan devlet adamları ve Türk Cumhuriyet-lerinin Ankara büyükelçileri katıldı. Açılış konuşmaları öncesi konuklar Azerbaycan’ın tanıtım videosunu izledi. Tanıtım videosundan sonra kitabın yazarı Erhan, Azerbaycan anılarını, Karabağ sorunu ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini anlattı. Azerbaycan’ın gelişi-minin en bariz örneği olarak Bakü’yü gösteren Erhan, büyümede petrol ve doğal gaz kaynaklarının yanında liderli-ğin de çok önemli bir yerinin olduğunu vurguladı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Dış İlişkiler Da-ire Başkanı Prof. Dr. Novruz Memme-dov, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Atatürk Dil, Tarih ve Kültür Merkezi Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, Azerbay-can Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Himayesindeki Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ferhad Memmedov ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Mustafa İsen’in konuş-macılar arasında olduğu programda, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki birlikteliğin dünyada başka bir örneği olmadığını ifade eden Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi

Faig Bağırov, maalesef bu birlikteliği bozmaya çalışan provokatörlerin de olduğunu kaydetti.

“STRATejİK VİZYOn” öDülleRİ SAHİPleRİnİ BUlDU

Açılış konuşmaları sonrası Novruz Memmedov, Faig Bağırov ve Ferhad Memmedov kitabın hazırlanışında emeği geçen herkese teşekkür ederek, Türk akademisyen ve araştırmacılara ‘Stratejik Vizyon’ ödüllerini takdim etti. Törende, Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bülent Aras, ORSAM Ortadoğu Uzmanı Seval Kök, USAK Bilim Kurulu Başkanı İhsan Bal, Avrasya Çalışmalar Merkezi Başkanı Emekli Büyükel-çi Alev Kılıç, Eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Kadir Has Üniversitesi Rektörü Mustafa Aydın, Turkish Policy Quarterly dergisinin Genel Yayın

Yönetmeni Diba Nigar Göksel, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağrı Erhan, Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi ve HASEN Uzmanı Doç. Dr. Mitat Çelik-pala, Abant İzzet Baysal Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Kamer Kasım ve Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sebahattin Şimşir ödüle layık görüldü.

Etkinliğe katılan Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Azerbaycan ve Tür-kiye arasındaki işbirliğini şu sözlerle değerlendirdi: “Kafkasya’nın yükselen yıldızı Azerbaycan’dır. Azerbaycan ekonomik, siyasi ve kültürel olarak hem Kafkaslar bölgesinde hem de dünyada kendini fark ettiren ve başarı değerle-rini pozitif yönde yükselten bir ülke. Azerbaycan’ın her başarısı her bir Türk vatandaşını büyük ölçüde sevindiriyor ve gururlandırıyor.”

10

ETKİNLİK

Prof. dr. Çağrı Erhan’ın ‘Güney Kafkasya’nın yükselen yıldızı: İlham aliyev döneminde azerbaycan’ adlı kitabının tanıtımı Türkiye ve azerbaycan’dan devlet adamlarını, bürokratları, birçok akademisyen ve araştırmacıyı buluşturdu.MErVE DAMcI

“İlham Aliyev Döneminde Azerbaycan” kitabı tanıtıldı

İlHAM AlİYEV, 31 EKİM 2003’TEn bu YAnA

AzErbAYcAn cuMHurbAŞKAnI olArAK

görEVİnİ SürDürüYor.

azerbaycan cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter yardımcısı ve dış İlişkiler daire

Başkanı prof. dr. novruz Memmedov

EKİM 2013 SAYI 11 11

azerbaycan Eğitim, Kültür ve yardımlaşma derneği’nin (azeder) açılış töreni 21 Eylül’de İstanbul Grand Tarabya hoteli’nde gerçekleşti.MErVE DAMcI

Azerbaycanlı öğrenciler için İstanbul’da büyük girişim

www.hazarworld.com

Azerbaycanlı gençlerin kariyer gelişi-mine destek olmayı, bilimsel, sosyal ve kültürel hayatlarını zenginleştir-

meyi amaçlayan Azerbaycan Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin (AzeDer) açılış töreni Türk ve Azerbaycanlı milletvekillerini, büyükelçileri, iş adamlarını, akademisyen-leri, araştırmacıları, basın mensuplarını ve öğrencileri bir araya getirdi.

Törende açılış konuşmasını gerçekleştiren AzeDer Başkanı Reşad Abdullayev, derneğin kuruluş amacını ve Azerbaycanlı gençlerin geleceğine olan katkılarını anlattı. Sade-ce Türkiye’de 7 bin 300 civarında ve yurt dışında da 25 binin üzerinde Azerbaycanlı öğrencinin okuduğunu söyleyen Abdullayev, 15’e yakın stajyerin Avrupa Parlamentosu ve ABD Kongresi’nde staj yaptığını, maddi gücü olmayan öğrencilere burs vermeyi amaçladıklarını, bununla beraber Kasım ayında İstanbul’da düzenlenecek olan Kariyer Günleri’nde Azerbaycanlı öğrenci-lerin kariyer planlarına katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirtti. Açılış konuşmaları sırasında konuklar derneğin tanıtım filmini izleme fırsatı buldu.

AZeRBAYcAn-TüRKİYe İŞBİRlİğİ Ve KARABAğ SORUnU

Törende konuşma yapanlardan biri de Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Faig Bağırov’du. Büyükelçi konuşmasında Azerbaycan ve Türkiye arasındaki dostluk ilişkilerinin önemine vurgu yaptı. Türkiye’de eğitim gören Azerbaycanlı gençlere seslenen Bağırov, “Azerbaycan ve Türkiye dost ve kar-deş ülkelerdir. Bu ülkede her bir Azerbay-canlı kendini çok rahat hisseder” dedi.

Türkiye sanayisine yatırım yapan en büyük şirket SOCAR’ın üst düzey yöneticileri Caspian TV’ye verdikleri özel röportajda iki ülke arasındaki ekonomik ve kültürel işbirliğinin önemine dikkati çekti. SOCAR Başkan Yardımcısı Khalik Mammadov, , “Türkiye-Azerbaycan çok yakın ilişkiler

içinde. SOCAR, Türkiye’ye en büyük yatırım yapan şirkettir, Azerbaycan Türkiye birliği ebedidir” dedi. SOCAR Türkiye CEO’su Ke-nan Yavuz ise konuşmasında Azerbaycan’ın kanayan yarası Karabağ ve Hocalı katliamını hatırlattı. Yavuz, gerçek soykırımın Ermeni-ler tarafından yapıldığını, şu an Azerbaycan topraklarının işgal altında ve 1 milyon insa-nın kaçak durumda olduğunu ifade etti.

Bir dernek çatısı altında toplanan Azer-baycanlı gençlerin girişimine Azerbay-can Parlamentosu’ndan da destek geldi. Azerbaycan milletvekilleri Ganire Paşayeva ve Ceyhun Osmanlı AzeDer’lileri yalnız bırakmadı. Derneğin iki ülke ilişkileri açısın-dan önemine değinen milletvekili Paşayeva, Azerbaycanlı gençlerin bir millet iki devlet felsefesini taşıdığını, Azerbaycan ve Türkiye birlik ve beraberliği için gayret eden bir gençlik olduğunu ve bu derneğin Türkiye’de kurulmasının iki ülke için de çok önemli olduğunu ifade etti. Milletvekili Osmanlı ise iki ülkenin kültürel işbirliğinin önemine şu sözlerle vurgu yaptı: “AzeDer dedelerimiz-den bize miras kalan Türkiye-Azerbaycan birlikteliğine önemli bir katkı. Bu dernek iki ülkenin bize emanet olarak kalan gençleri tarafından birbirine daha sıkı bağlandığının bir simgesi.” Tören, Azerbaycanlı sanatçıla-rın mini konseriyle son buldu.

1. açılış törenine türk ve azerbaycanlı milletvekilleri, büyükelçiler, iş adamları, akademisyenler, araştırmacılar, basın mensupları ve öğrenciler katıldı.

2. azeder Başkanı reşad abdullayev: “türkiye’de 7 bin 300 civarında azerbaycanlı öğrenci var.”

1

2

12

HAZAR FORUMU KAFKASLAR VE BALKANLARI BİR ARAYA GETİRDİ

KAPAK

avrupa’nın enerji güvenliğini sağlayacak Güney Gaz Koridoru için aBd, avrupa Birliği, Balkanlar ve Kafkas ülkelerini üst düzeyde bir araya getiren ve hazar Strateji Enstitüsü (haSEn) tarafından ikincisi düzenlenen hazar Forumu, aBd’nin new york kentinde gerçekleştirildi.MErVE DAMcI

www.hazarworld.com EKİM 2013 SAYI 11 13

14

KAPAK

Enerji, ticaret, ulaşım ve güvenlik başta olmak üzere birçok alanda sayısız işbirliği olanak-ları sunan Hazar Bölgesi’nin her geçen sene yıldızı daha da

parlıyor. Bu bağlamda bölgesel işbirliği ve yatırım fırsatları anlamında Batı’nın Hazar ülkelerine olan ilgisi de artıyor.

Hazar Bölgesi ile ilgili özgün araştırmalar üreten ve bölgenin dünyada önemli bir merkeze dönüşme sürecinde aktif bir rol alan Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN), ilki geçtiğimiz yıl Aralık ayında İstanbul’da düzenlenen “Hazar Forumu”nun ikincisini 25 Eylül’de ABD’nin New York kentinde gerçekleştirdi. BM Genel Kurulu haftasın-da, Dışişleri Bakanları düzeyinde düzenle-nen Avrupa Enerji Güvenliği ve Güney Gaz Koridoru konulu etkinlik Azerbaycan’dan Gürcistan’a Hazar Bölgesi’ndeki tüm ülke li-derlerinin yanı sıra ABD, AB ve Türkiye’den üst düzey yetkilileri, 600’e yakın enerji uz-manını, akademisyen, gazeteci ve işadamını bir araya getirdi.

Forumda Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra Azerbaycan Dışişle-ri Bakanı Elmar Mammadyarov, Yunanistan

1. Foruma çok sayıda diplomat, siyasetçi ve gazeteci katıldı.

2. Hazar Forumu, BM Genel Kurulu haftasında gerçekleşti.

3. Forum dünyanın en prestijli otellerinden Waldorf astoria’da

düzenlendi.

1

2

EKİM 2013 SAYI 11 15www.hazarworld.com

Dışişleri Bakan Yardımcısı Dimitrios Ko-urkoulas, Gürcistan Dışişleri Bakanı Maia Panjikidze, Arnavutluk Dışişleri Bakanı Dit-mir Bushati, Bosna-Hersek Dışişleri Bakanı Zlatko Lagumdzija, Hırvatistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Vesna Pusic, Makedonya Dışişleri Bakanı Nikola Poposki, Karadağ Başbakan Yardımcısı ve Dışişle-ri Bakanı Igor Luksic, Moldova Dışişleri Bakan Yardımcısı Valeriu Chiveri, Gürcistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Davit Zalkaliani, SOCAR Başkan Yardımcısı Elşad Nasirov, Hazar Strateji Enstitüsü Genel Sekreteri Haldun Yavaş, ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Enerji İşleri Koordinatörü ve Özel Temsilcisi Carlos Pascual, Avrupa Birliği (AB) Orta Asya ve Avrupa Dış Eylem Servisi Özel Temsilcisi Patricia Flor hazır bulundu.

New York’un en prestijli otellerinden biri olan Waldorf Astoria’da düzenlenen forumun moderatörlüğünü Amerikan CBS televizyonunun dünyaca ünlü ismi Charlie Rose, sunuculuğunu Bloomberg Türkiye New York temsilcisi Melike Ayan üstlendi. Forum, Hazar Strateji Enstitüsü Genel Sekreteri Haldun Yavaş, SOCAR Başkan Yardımcısı Elşad Nasirov, BP’nin Bölgeden

Sorumlu Başkan Yardımcısı Alasdair Cook, Arnavutluk Dışişleri Bakanı Ditmir Bushati, Bosna-Hersek Dışişleri Bakanı Zlatko La-gumdzija, Hırvatistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Vesna Pusic ve Make-donya Dışişleri Bakanı Nikola Poposki’nin açılış konuşmaları ile başladı. Güney Gaz Koridoru projesinin gerçekleşmesinin Hazar Bölgesi’ni stratejik merkez olarak seçen HASEN için çok önemli olduğunu vurgula-yan HASEN Genel Sekreteri Haldun Yavaş, “Hırvatistan, Bosna Hersek, Arnavutluk, Karadağ, Makedonya ve Yunanistan gibi Balkan ülkelerinin dışişleri bakanı seviye-sinde katılımları, Azerbaycan ve Türkiye liderliğinde gerçekleşen TANAP’ın, enerji boru hattının çok ötesinde anlam ifade etti-ğini ispat etmiş oldu. Güney Gaz Koridoru TANAP ve TAP ile gerçek oldu. TANAP Azerbaycan ve Türkiye’yi el ele Balkanlara ve Avrupa’ya bağlayan en güçlü barış hattı projesidir” dedi.

Hazar Forumu’nda, Avrasya’nın enerji tarihinde bir devrim olarak nitelendirilen Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Pro-jesi ile Şah Deniz gazını Türkiye-Yunanistan sınırından alarak Avrupa’ya ulaştıracak bir kanal niteliğindeki Trans Adriyatik Boru Hattı Projesi masaya yatırıldı. Panelin ko-nuşmacıları Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Mammadyarov, Gürcistan Dışişleri Bakanı Maia Panjikidze, Yunanistan Dışişle-ri Bakan Yardımcısı Dimitrios Kourkoulas, ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Enerji İşleri Koordinatörü ve Özel Temsilcisi Car-los Pascual ve Avrupa Birliği (AB) Orta Asya ve Avrupa Dış Eylem Servisi Özel Temsilcisi Patricia Flor’du. Kafkasya, Anadolu, Bal-kanlar ile Avrupa için Güney Gaz Koridoru projesinin ilgili ülkelere sağladığı fırsatlara dikkat çekildi. Projeyi destekleyen ABD’nin, Dışişleri Bakanlığı Enerji İşleri Koordi-natörü ve Özel Temsilcisi Carlos Pascual tarafından forumda temsil edilmesi ise pro-jenin tamamlanmasına verilen uluslararası desteğin kanıtı olarak algılandı.

Panel bitiminde SOCAR Başkan Yardımcısı Elşad Nasirov, TANAP Yönetim Kurulu Üye-si Samir Kerimli, BP’nin Bölgeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Alasdair Cook, TAP Dış İlişkiler Direktörü Michael Hoffman ve Statoil Temsilcisi Kevin Massy’e CR ödülleri takdim edildi. Hazar Forumu’na ayrıca, SOCAR, TANAP, BP, TAP, Statoil, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı ve EUCERS gibi kurum ve kuruluşlar da destek verdi.

bM gEnEl Kurulu HAfTASInDA, DIŞİŞlErİ bAKAnlArI DüzEYİnDE DüzEnlEnEn ETKİnlİK HAzAr bölgESİ’nDEKİ TüM ülKE lİDErlErİnİn YAnI SIrA AbD, Ab VE TürKİYE’DEn üST DüzEY YETKİlİlErİ AğIrlADI.

3

16

AHMET DAVuToğlutürKİyE dIŞİŞLErİ BaKanI

“Enerji koridoru, bir ekonomi projesi olmasının yanı sıra siyasi sonuçları da olan bir projedir. Aynı zamanda bir ba-rış projesidir. Ülkelerin enerji koridorları ile birbirlerine bağlanması, bu ülkeleri ortak bir kadere de bağlar. Söz konusu bölgeleri uluslararası politik ekonomi ve siyasi barış alanında ortak bir paydada buluşturur. Bu bağlam-da Güney Gaz Koridoru sayesinde çok sayıda bölge ve ülke; güvenilir enerji elde etme ve barışı sağlama amacı çevresinde birleşir. Tıpkı İpek Yolu gibi, enerji koridorları da Avrasya’da siyasi barış ve düzen temelinde geliştiril-mektedir. Bu bağlamda dört boyuttan bahsetmek iste-rim. İlk boyut Türkiye boyutu. Bizim için enerji güvenliği bir zorunluluktur. Türkiye’nin ekonomisi büyüyor ve on yıl içinde gayri safi milli hasılamız dört kat arttı. Önü-müzdeki on yıl içinde de en büyük on ekonomi arasında yer almak istiyoruz. Şu anda karşı karşıya olduğumuz tek sorun enerjidir. Çünkü biz enerji tüketen ancak ürete-meyen bir ülkeyiz. Bu yüzden, bu tür projeler sayesinde ülkemizdeki ekonomik büyümeyi destekleme fırsatı bulabiliriz. İkinci boyut bölgesel barış. Türkiye, birden fazla bölgeye ait olduğu için çok boyutlu bir ülkedir. Biz hem Balkan hem Kafkas hem Hazar hem de Akdeniz ülkesiyiz. Bu tür projeler sayesinde bölgesel bir sinerji yakalayabiliriz. Bu projelerle Kafkasya’dan Balkanlar’a, Hazar’dan Akdeniz’e kadar barış ve istikrarı temin ede-biliriz. Üçüncü boyut Avrupa enerji güvenliği. Avrupa’nın güvenliğe ihtiyacı var ve bu koridor, Avrupa için en iyi alternatiftir. Bu sayede enerji güvenliğini sağlayabilir. Son olarak, bu koridor küresel enerji piyasalarını ve üre-tici-tüketici ilişkilerini de etkileyecektir, çünkü küresel enerji piyasasında bir sinerji ve alternatif oluşturacaktır. Bu koridordan tüm ilgili ülkeler fayda sağlayacaktır ve umuyoruz ki bu koridor yalnızca bir enerji koridoru değil aynı zamanda bir barış koridoru olacaktır. “

MAIA pAnJIKIDzE GürcİStan dIŞİŞLErİ BaKanI

“Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu’nun kesişim noktasında bulunan Gürcistan, Batı Avrupa ve Orta Asya arasındaki en kısa transit ulaşım noktasıdır. Gürcistan, Avrupa enerji gü-venliği, kaynakların çeşitlendirilmesi, ula-şım, enerji kaynakları ve tedarik güzergah-ları bakımından çok

önemli bir konumdadır. Gürcistan, Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Supsa petrol boru hatları ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hattının başarılı bir şekilde işlemesini sağlayarak, güvenilir bir transit partneri olduğunu ka-nıtlamıştır. Gürcistan, Avrupa enerji çeşitliliğini sağlama amacıyla yeni geliştirilecek alternatif enerji projelerine katılmaya hazırdır. Avrupa piyasasına doğal gaz tedarik eden dördüncü ülke olarak Güney Gaz Koridoru, Güney Kafkasya’yı Avrupa Birliği’ne yakınlaştıran bir proje olarak görülmektedir. Partnerlerimiz Türkmenistan ve Kazakistan’ın da bu sürecin başarılı bir şekilde üstesin-den geleceğinden eminiz. Bu sayede koridorun daha güvenli ve istikrarlı olması sağlanacaktır.

Avrupa’nın enerji talebi artmaktadır. Enerji üreten ülkelerden nihai tüketicilere petrol ve gazın ulaştırılma-sı büyük ölçüde enerji piyasasının çeşitlendirilmesine bağlıdır. Bugün enerji kaynaklarının Batı’ya ulaştırılması konusunda birçok proje ortaya atılmaktadır. Transit ülke olarak Gürcistan, entegrasyon süreçlerini kolaylaştıran, istikrar ve refah sağlayacak olan her projeye destek verecektir. Bu tür projeler, karşılıklı güven, saygı, işbirliği ruhu ve yapıcı diyalog temelinde ve tek bir tedarikçiye bağımlılığı azaltma amacıyla geliştirilmektedir.”

KAPAK

NE DEDİLER?İkincisi new york’ta düzenlenen hazar Forumu’nun ana teması “avrupa Enerji Güvenliği ve Güney Gaz Koridoru”ydu. Panelde, Güney Gaz Koridoru projesinin

Kafkasya, anadolu, Balkanlar ile avrupa için sağladığı fırsatlara değinildi.

DAVuToğlu: “günEY gAz KorİDoru SAYESİnDE çoK SAYIDA bölgE VE ülKE; güVEnİlİr EnErJİ ElDE ETME VE bArIŞI SAğlAMA AMAcI çEVrESİnDE bİrlEŞİr. “

sorun ise yüksek enerji maliyetleridir. Bu açıdan bakıl-dığında TAP bizim için büyük önem taşımaktadır. Bu projenin yalnızca enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi bakımından değil, aynı zamanda fiyatların da aşağı çekilmesi bakımından bize katkı sağlayacağını düşünü-yoruz. Bu girişim, yaşanan krizin ardından Yunanistan’ın ekonomisini yeniden canlandırabilir, on bine yakın yeni iş fırsatı yaratabilir ve bize özgüven sağlayabilir. Boru hat-tının toplam uzunluğunun 2/3’ü kuzey Yunanistan’dan geçerek Arnavutluk’a ulaşacaktır. Projenin ikinci önemi de Yunanistan’da veya Avrupa Birliği’nde ödenen vergilere hiçbir yansımasının olmamasıdır. Projenin tamamı özel fonlarla finanse edilecektir. Bu projenin stratejik ve siyasi önemini ben de vurgulamak isterim. TAP’tan Bulgaristan’a gaz ulaştıracak olan projede aktif bir şekilde yer almaya hazırız. Yunanistan-Bulgaristan enterkonnektör projesi şu anda hazırlanmaktadır ve yakın bir zamanda hayata geçirilecektir. Rusya-Ukrayna

anlaşmazlığı sebebiy-le yarım saat içinde gazın kesildiğini hatırlarım. Bu tarihte Sarajevo’da dereceler -15’i gösteriyordu. Elektrik ve ısıtma olmaması bir felaket olacaktır, bu yüzden AB’nin acil durum önlemleri alması ge-rekir. Çeşitlendirme bu bağlamda hayati önem taşır.”

cArloS pAScuAl aBd dIŞİŞLErİ BaKanLIĞI uLuSLararaSI EnErjİ İŞLErİ Koordİnatörü vE özEL tEMSİLcİSİ

“Burada üreticiler ve tüketiciler arasında bir bağ kurmaya çalışıyoruz. Bu sayede gelirin tekrar üreticilere dönmesi-ni, tüketicilerin kay-naklara ulaşmasını sağlamaya çalışıyo-ruz. Bu projenin bir parçası olan ülke-leri tebrik etmemiz gerek. Öncelikle Azerbaycan’dan baş-

lamak istiyorum. Sayın Mammadyarov’un da söylediği gibi, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı yalnızca ekonomik amaçlı bir boru hattı olmakla kalmadı, aynı zamanda Azerbaycan’ın bağımsızlığını pekiştiren bir proje olarak da önem kazandı. Çok sayıda boru hattı ve çok sayıda kaynak siyasi bir araç olarak kullanılabilir ve siz ticari

EKİM 2013 SAYI 11 17

ElMAr MAMMADYAroV azErBaycan dIŞİŞLErİ BaKanI

“Azerbaycan bu yıl bağımsızlığının 21. yıl dönümünü kutluyor. Stratejik açıdan önemli olan bu proje-ler, Azerbaycan’ın yal-nızca bağımsızlığını ve egemenliğini güç-lendirme konusunda değil, aynı zamanda ekonomisinin en hızlı büyüyen ekonomiler arasında yer almasını sağlama konusunda

da fırsat tanımıştır. 2006 yılında açılışı yapılan Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesi sayesinde Azerbaycan, ülkenin genel görünümünü büyük ölçüde değiştirmiştir. Washington’daki büyükelçilikte görev yaptığım dönemde tartışmaların ne kadar ateşli olduğunu hatırlıyorum. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, projelerin bölgeyi ne kadar değiştirebileceğini gayet açık bir şekilde öngörmüştür. Tek bir proje, tüm bölge üzerinde önemli etkilere sahip olmaktadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan hattının açıldığı dönemde, ana petrol tedarikçisi olan Azerbaycan, şu anda yalnızca bir tedarikçi değil aynı zamanda enerji güvenliğinin sağlanması konusunda önemli bir aktördür. Genel çerçeveden bakacak olursak, Nabucco gibi dev bir projeyi tartıştık. Dışişleri Bakanı olarak ben de bu tartış-malarda yer aldım diyebilirim. Yalnızca para kazanmak isteyen petrol ve gaz şirketleri değil aynı zamanda siyaset adamları da bu tartışmalarda yer aldı. Çünkü Sayın Ahmet Davutoğlu’nun da söylediği gibi, bu projeler bölge açısından stratejik öneme sahiptir. Bakü-Tiflis-Ceyhan hattına ABD’nin yaptığı katkılar gerçekten takdire şayan-dır. Proje çok büyük bir projedir ancak yalnızca parasal açıdan değil stratejik önem bakımından da büyük değere sahiptir. Hepimizin doğru yönde ilerlediğini düşünü-yorum, bence bu tam bir kazan-kazan projesidir. Sayın Davutoğlu’nun da belirttiği gibi, bu proje bölgeye daha fazla güvenlik, istikrar ve refah getirecektir.”

DIMITrIS KourKoulAS yunanİStan dIŞİŞLErİ BaKan yardIMcISI

“Her ülke bu projenin parçası olmaktan mutlu olmalı. Ancak Yunanistan, içinde bulunduğu bu ekonomik kriz sebebiyle böyle bir projenin parçası olmaktan çok daha fazla mutluluk duymaktadır. Şu anda çok ciddi bir krizin ortasındayız. Tekrar sürdürülebilir büyüme sağlayabil-memiz için iki önemli sorunu aşmamız gerekiyor. Bu sorunlardan ilki paranın yüksek maliyetidir. Eurozone’da bulunan ülkeler arasında Yunanistan ve diğer Avrupa ülkeleri en yüksek maliyetli parayı kullanılıyor. İkinci

ilişkileri de hesaba katarak bu projeyi gerçekleştirdiniz. Bu noktada ticari ilişkilerin nasıl geliştirildiği konusunda sizden öğrenmemiz gereken çok şey var. Ayrıca Türkiye’yi de tebrik etmeliyiz çünkü Türkiye, bölge için bir enerji mer-kezi haline geldi. Enerji kaynakları bakımından son derece zayıf olan bu ülke, stratejik konumunu kullanarak Hazar ve Rus kaynaklarının güvence altına alınmasını sağladı, aynı zamanda Irak ve Doğu Akdeniz’deki kaynaklar için de bir platform oluşturdu. Burada önemli olan nokta, projenin bölgede barış ve istikrar tesis etmek için kullanılmış olması-dır. Avrupa’ya dönecek olursak, Avrupa on yıl öncesine göre enerji güvenliği anlayışını tamamen değiştirmiştir. Üçüncü enerji paketiyle birlikte gelen altyapı, yatırımlar, regazi-fikasyon (yeniden gazlaştırma) tesisleri ve boru hatları sayesinde yalnızca Doğu-Batı yönlü değil, aynı zamanda Kuzey-Güney yönlü olarak da tüm kıtada enerji ticareti ger-çekleştirilebilmektedir. Avrupa, Gazprom ile sözleşmelerini tekrar gözden geçirerek fiyatların düşürülmesi konusunda görüşmeler gerçekleştirmeye başlamıştır.

Güney Gaz Koridoru’nda yer alan şirketleri ve ülkeleri ortak paydada tutmak zorundasınız, bireysel girişimlerin kendi çıkarlarına göre hareket etmelerine izin veremezsiniz. Bu şirketleri bir arada tutmak ve yatırım yapmalarını sağla-mak için ticari bir gerçek sunmanız gerekir. Aynı zamanda elle tutulur bir ticari sonuç almanız gerekir.”

HAlDun YAVAŞ HaSEn GEnEL SEKrEtErİ

“Hazar Forumu, Hazar Bölgesi’ne ait en önemli konu-ları, dünyanın en önemli şehirlerinde, bölgenin önemli uzmanlarıyla masaya yatırmayı planlıyor. New York’ta yaptığımız forumda Güney Gaz Koridoru ve Hazar Bölgesi’ni masaya yatırdık. 9 ülkenin Dışişleri Bakanı seviyesinde katıldığı toplantıyı bölgenin Davos’u olarak niteleyebiliriz. Hazar Forumu Türkiye merkezli olarak Hazar Bölgesi’nin en önemli konularının dünyanın en etkin isimleri tarafından Devlet Başkanları, Başbakan-lar, Dışişleri Bakanları tarafından tartışıldığı bir plat-form. İstanbul çıkışlı bir forum çünkü İstanbul merkezli bir düşünce kuruluşu olan Hazar Strateji Enstitüsü tarafından organize edildi. İlerleyen zamanda forumu Bakü, Astana, Brüksel, Londra, Moskova, Roma, Atina gibi önemli başkentlerde de yapacağız. Geçtiğimiz yıl İstanbul’da yapılan forum ve son New York forumunda enerji en önemli başlık olarak öne çıkmış durumda.

Hazar Forumu toplantıları ilerle-yen zamanda ve gelecek toplan-tılarda ener-jiye ek olarak güvenlik, sınır aşan sular gibi bölge ülkelerini ilgilendiren ve Hazar Bölgesi’nin öne çıkan diğer konularını da ele alacak.”

18

KAPAK

Hazar Forumu new york’un teması avrupa Enerji Güvenliği ve Güney Gaz Koridoru’ydu.

AVrupA, gAzproM İlE SözlEŞMElErİnİ TEKrAr gözDEn gEçİrErEK fİYATlArIn DüŞürülMESİ KonuSunDA görüŞMElEr gErçEKlEŞTİrMEYE bAŞlAMIŞTIr.

www.hazarworld.com EKİM 2013 SAYI 11 19www.hazarworld.com

pATrIcIA flor avrupa BİrLİĞİ (aB) orta aSya vE avrupa dIŞ EyLEM SErvİSİ özEL tEMSİLcİSİ

“Sonunda Hazar Denizi’ndeki kaynaklar ile Avrupa Birliği arasında bir bağ kurulmasını sağlayan bu projenin hayata geçirilmesine yönelik esas kararların verilmiş olmasını bugün burada kutlayabiliriz. Avrupa piyasası, dünyadaki en büyük entegre enerji piyasasıdır, aynı zamanda tüm tedarikçiler için de son derece güvenilir bir piyasadır. AB ve Hazar arasında kurulacak bağa ilişkin nihai adımlar atılmıştır. Şah Deniz Konsorsiyumu ile Avrupa’daki alıcılar arasında da gereken anlaşmalar geçtiğimiz hafta Bakü’de tamamlanmıştır. Artık hem satıcılar hem de alıcılar hazır durumda. TANAP ve TAP da bu bağlamda çok büyük önem arz etmektedir, söz konusu altyapıların inşa edilmesi gerekir. Bu yılın sonuna yaklaşırken hala Şah Deniz yatırımları gibi çok önemli bazı kararların verilmemiş olduğunu vurgulamak isterim. Bu konuda büyük gelişme kaydettik ve nihai hale getirilmesini dört gözle bekliyoruz. AB açısından bu boru hattında tedarik düzeyinin yeterli miktarda olması ve

gelecekte yeni fırsatlar yaratabilecek durumda olması önemlidir. Daha fazla güzergah ve daha fazla çeşitliliğin sağlanması, aynı zamanda daha fazla pazarın yaratılması ihtiyacına dikkat çekmek isterim.”

zlATKo lAguMDzIJABoSna-HErSEK dIŞİŞLErİ BaKanI

“Hepimiz burada TAP projesini destekle-mek için toplandık ancak bence burada IAP hakkında birkaç cümle kuracak kişiler de vardır. Bence TAP ve IAP’ın bir araya getirilmesi sürecinin başlatılması gerekir. Bu iki projenin bir-leştirilmesi bizim için son derece verimli bir karar olabilir. Bizim

gibi ülkelerde bu tür projeler sayesinde kaynak çeşitliliği konusunda çok önemli stratejik adımlar atılabilir. Bosna Hersek şu anda enerji için Sırbistan ve Hırvatistan’dan yaklaşık yüzde 50 daha yüksek fiyatlar ödüyor. Bu proje ile ilgili olarak, ne yapıldığı ve nasıl yapıldığından çok, neden yapıldığına bakılmalıdır. Bu teknoloji veya ekono-mi ile ilgili bir durum değil, bölgenin geleceğiyle, bölgede ekonomik, teknolojik ve sosyal birlik ile ilgilidir. Bölgenin doğru yönde ilerlemeye ihtiyacı var ve TAP bu yönde atılan önemli bir adımdır.”

azerbaycan dışişleri Bakanı Elmar Mammadyarov ve türkiye dışişleri Bakanı ahmet davutoğlu

VESnA puSIc HIrvatİStan BaŞBaKan yardIMcISI vE dIŞİŞLErİ BaKanI

“Dünya küçülüyor ve biz her geçen gün birbirimize daha fazla bağımlı hale geliyoruz, TAP ise bunun göstergelerinden biridir. Enerji güvenliği bugün uluslararası ilişkiler ve dış politika alanında çok önemli bir yere sahiptir. Avrupa’nın geleceği, istikrarı ve bağımsızlığı için daha fazla kaynağa, güzergaha ve tedarikçiye ihtiyaç duyulmaktadır. Çok sayıda kaynak, güzergah ve tedarikçi, dünyayı daha güvenli bir yer haline getirecektir. TAP kararı hem ticari hem de siyasi yönü olan bir karardır ve bu karar sayesinde Avrupa daha istikrarlı ve uzun vadede daha güvenli bir kıta haline gelecektir. Arnavutluk’tan başlayarak Karadağ ve Bosna Hersek’ten geçen ve Hırvatistan’a ulaşan İyonya Adriyatik Boru Hattı (IAP) açısından TAP kararı büyük önem taşımaktadır.”

nIKolA popoSKI MaKEdonya dIŞİŞLErİ BaKanI

“Güneydoğu Avrupa, Avrasya enerji tablosunda önemli bir konuma sahiptir. Güney Gaz Koridoru ve Avrupa enerji güvenliği, son on yılda önemi giderek artan bir gündem konusu haline gelmiştir. En büyük enerji piyasalarından biri olan ABD; enerji tedarik güvenliğini sağlamaya yönelik çalışmalar yürütmektedir. Büyük enerji kaynaklarına sahip olan Hazar Bölgesi’ndeki ülke-ler ise enerji ihracat kaynaklarının güvenliğini sağlamaya

çalışmaktadır. Bu durum, enerji işbir-liği alanında doğru adımların atıldığını göstermektedir. Böl-gesel perspektiften bakıldığında, Balkan-larda hepimizin ama-cı ekonomik büyüme, istikrar ve sosyal refah sağlamaktır; ancak istikrarlı ve kesintisiz enerji teda-riki bu amacın bir ön koşuludur.”

20

KAPAK

puSIc “TAp KArArI HEM TİcArİ HEM DE SİYASİ Yönü olAn bİr KArArDIr VE bu KArAr SAYESİnDE AVrupA DAHA İSTİKrArlI VE uzun VADEDE DAHA güVEnlİ bİr KITA HAlİnE gElEcEKTİr. “

1. Socar türkiye cEo’su Kenan yavuz, Hırvatistan Başbakan yardımcısı ve dışişleri Bakanı vesna

pusic, cHp İstanbul Milletvekili Faik tunay (soldan sağa)

2. Socar Başkan yardımcısı Elşad nasirov forumda hazır bulundu.

21

www.hazarworld.com EKİM 2013 SAYI 11 21www.hazarworld.com

prof. Dr. bülEnT ArAS HaSEn BİLİM vE uzManLar KuruLu BaŞKanI

“New York’ta BM Genel Kurulu görüş-melerinin olduğu hafta forumun düzenlenmesi enerji, diplomasi, akademi ve devletler düzeyinde önemli bir katılımın olmasını

sağladı. Foruma gösterilen ilgi konuya verilen önemin de önemli bir göstergesiydi. Forumun verdiği en önemli mesaj Güney Gaz Koridoru’nun beraberinde getirmiş olduğu “Barış ve bölgesel entegrasyon”un lanse edil-mesiydi. Projeye karşı çıkan yok. AB ve ABD projenin arkasında durdu ve destek verdi. Güney Gaz Koridoru aynı zamanda Balkan ülkelerinin kendilerine güvenlerini artıran bir proje.”

KEnAn YAVuz Socar türKİyE cEo’Su

“Güney Gaz Korido-ru, Hazar Denizi ile Avrupa’yı birbirine kavuşturan gerek ekonomik gerek siyasi açıdan son derece önemli bir entegrasyon projesi. Kendi içinde ekonomik fizibili-

tesi de olan bir proje. Dolayısıyla hem Avrupa’nın ve Türkiye’nin enerji arz güvenliğine katkı vermesi hem de Azerbaycan’ın talep güvenliği noktasında önemli hiz-metler görecek, bölge barışına ve siyasi istikrarına katkı verecek çok büyük bir proje. Şu anda dünyada yürüyen en önemli projelerin başında geliyor. Toplamda 50 milyar doları aşan bir proje. Güney Gaz Koridoru’nun faydası ise öncelikle bu projedeki ortaklara. Başta Azerbaycan, Türkiye ve Avrupa Birliği ilgili ülkeleri Yunanistan, Arnavutluk, İtalya’ya kadar uzanan bir bölgede. Ama bunun sadece doğal gaz boru hattının geçeceği ülkelerle sınırlı olduğunu söylemek mümkün değil. Tüm Avrupa’yı ilgilendiren bir proje. Çünkü toplamda Avrupa’nın doğal gaz ihtiyacını sadece Rusya ve diğer kaynakların yanında çeşitlendirmesine faydası oluyor. Aynı zamanda tüm bölgedeki ülkelerin faydalanabileceği siyasi istikrar adına ve önümüzdeki bölgedeki yeni projelerin önünü açacak bu projelerle buluştuğunda çok daha etkin entegrasyon projelerine yardımcı olacak.”

YAVuz: “HEM AVrupA’nIn VE TürKİYE’nİn EnErJİ Arz güVEnlİğİnE KATKI VErMESİ HEM DE AzErbAYcAn’In TAlEp güVEnlİğİ noKTASInDA önEMlİ HİzMETlEr görEcEK, bölgE bArIŞInA VE SİYASİ İSTİKrArInA KATKI VErEcEK çoK büYüK bİr proJE.”

Hazar Forumu new york, dışişleri bakanları düzeyinde yapıldı.

22

KAPAK

buD fAcKrEll Bp türKİyE BaŞKanI

“Hazar Bölgesi’ndeki doğal gaz Doğu’dan Batı’ya taşınma-sı çok büyük bir öneme sahip. Çünkü bölgedeki bu doğal gaz Avrupa’nın arzına cevap verecek. Çok eski zamanlarda bir İpek Yolumuz vardı. Doğu’dan Batı’ya ipek ve çok değerli madde-lerin ticareti yapılıyor-

du. Güney Gaz Koridoru da İpek Yolu’na çok benziyor. Hazar Bölgesi’ndeki doğal gaz Türkiye pazarına ve buradan da Avrupa’ya ulaşacak. Bununla beraber Güney Gaz Koridoru projesi bölge barışına da katlı sağlayacak. İnsanlar politik meseleleri unutup işbirliklerine gidiyor-lar. Güney Gaz Koridoru 6 ülkeden geçen ve 4 bin kilo-metre uzunluğunda bir hat. Bu projede bütün insanlar bir arada çalışacaklar. Güney Gaz Koridoru Türkiye için de çok önemli. Milyonlarca dolarlık bir yatırım. Türkiye bu boru hattından vergi geliri elde edecek. Ayrıca bir çok sorunu olan bir bölgeden bahsediyoruz. Suriye sorunları bir tarafta, Azerbaycan’ın sorunları diğer tarafta. Ama aslında burada olan şey, insanların bir arada çalışabiliyor olması. Ben yıllardır enerji sektöründe çalışıyorum ve in-sanların yaşam standartlarını yükseltmelerine yardımcı olmak için onlara enerji sağlıyoruz.”

Elİn SülEYMAnoV azErBaycan WaSHInGton BüyüKELçİSİ

“Avrupa Enerji güvenliği için Güney Gaz Koridoru çok önemli bir proje. Çünkü Avrupa dünya enerji güvenliğinde çok önemli bir yer kaplıyor. Bu açıdan bakıldığında TAP ve TANAP projelerinin ne kadar önemli olduğu da öne çıkıyor. Bugün Azerbaycan’ gittiğinizde Bakü’nün en önemli şehir oldu-ğunu göreceksiniz. Ayrıca Bakü bölgede-

ki en güzel şehirlerden de biri. Bu projeler Türkiye’nin enerjinin merkezi olması anlamında da çok önemli bir yer kaplıyor. Ayrıca Gürcistan da önemli ve başarılı bir oyuncu olarak yer alıyor.”

fAİK TunAY cHp İStanBuL MİLLEtvEKİLİ, dIŞİŞLErİ KoMİSyonu üyESİ

“Güney Gaz Kori-doru sadece Avrupa için değil dünya için de çok önemli. Özellikle Türkiye ve Azerbaycan için önemli. Yapılan bütün

istatistikler 2030’da Avrupa’nın enerji ihtiyacı yüzde 40 artacağını gösteriyor. Bu yüzden Avrupa dünyanın farklı yerlerinden çok daha fazla enerjiye ihtiyaç duyacak. Avrupa ve enerji ihtiyacı için Güney Gaz Koridoru en önemli araç. Bununla beraber bölgenin genç ve enerjik nüfusu için insan kaynakları açısından da çok önemli. Bir politikacı olarak ülkeler arasında sorunların çözümü için bu projeyi çok önemli buluyorum. Bu şekilde yola devam edersek bütün avantajlar dezavantaja dönüşebilir. Ama biz politikacılar işbirliği oluşturabilirsek ve enerji korido-runu bir araç olarak kullanabilirsek bütün dezavantajlar avantaja dönüşebilir. Bu hem bölge hem de dünya için çok iyi olur.”

Forumun moderatörlüğünü Amerikan CBS televizyonunun dünyaca ünlü ismi Charlie rose üstlendi.

www.hazarworld.com EKİM 2013 SAYI 11 23www.hazarworld.com

5. Statoil temsilcisi Kevin Massy ve Avrupa Birliği (AB) Orta Asya ve Avrupa Dış eylem Servisi Özel temsilcisi Patricia Flor

SPONSORLARA TEŞEKKÜR PLAKETİavrupa, asya, aBd, Kafkaslar ve Balkanlardan birçok değerli ismi bir araya getiren hazar Forumu, sponsorlara teşekkür plaketi sunulmasının ardından sona erdi.

1. SOCAr Başkan Yardımcısı elşad nasirov ve türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu

2. tAnAP Yönetim Kurulu Üyesi Samir Kerimli ve ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası enerji İşleri Koordinatörü ve Özel temsilci-si Carlos Pascual

3. BP’nin Bölgeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Alasdair Cook ve Azerbaycan Dışişleri Bakanı elmar Mammadyarov

4. tAP Dış İlişkiler Direktörü Michael Hoffman ve Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Dimitrios Kourkoulas

24

KAPAK

Avrupa’nın enerji güvenliğini sağlayacak Güney Gaz Koridoru’nun derinlemesine değerlendirildiği Hazar Forumu, Türk ve dünya basınında da geniş yer buldu. Yazılı ve görsel medyanın yanı sıra internet gazetelerinde de Forum’dan alıntılar yapılırken, foruma katılanların görüşlerine de yer verildi.

HAZAR FORUMU’NUN

ARDINDAN…

HAZAR FORUMU NEW YORK’TA İLK KEZ DÜZENLENDİ

600 KATIlIMcI

Hazar Forumu’na katılan katılımcı sayısı.

14 KonuŞMAcI

Panele katılan konuşmacıların sayısı.

www.hazarworld.com EKİM 2013 SAYI 11 25www.hazarworld.com

8bAKAn

Hazar Forumu’na katılan bakanların sayısı. 3

bAKAn YArDIMcISI

Hazar Forumu’na katılan bakan yardımcısı

sayısı.

2AbD VE Ab TEMSİlcİSİ

Hazar Forumu’nu ABD ve AB’den takip eden

temsilci sayısı.

350 HAbEr

Basında yer alan haber sayısı. 27

ülKE Foruma katılımların

gerçekleştiği ülke sayısı.

Azerbaycan’dan Gürcistan’a Hazar Bölgesi’ndeki tüm ülke liderlerinin yanı sıra ABD, AB ve türkiye’den üst düzey yetkililer, enerji uzmanları, akademisyenler, gazeteciler ve işadamları Hazar Forumu’nda buluştu.

Foruma katılan bakanlar Güney Gaz Koridoru ve Avrupa’daki enerji güvenliği konularını değerlendirdi.

26

ANALİZ

OrTa aSYa POlİTİKalarıNda SıNır aŞaN Sular:

KIRGIZİSTAN’DAN GENEL BAKIŞ

Dr. zAKİr cHoTAEV

Orta Asya Araştırmaları Merkezi Müdür Yardımcısı, Uluslararası İlişkiler Bölümü Kıdemli Eğitmen, Kırgızistan-Türkiye “Manas” Üniversitesi

EKİM 2013 SAYI 11 37www.hazarworld.com EKİM 2013 SAYI 11 27www.hazarworld.com

Sınır aşan sular ve enerji güvenliği, Orta asya ülkeleri arasında ve bu ülkelerin büyük devletlerle ilişkilerinde önem teşkil eden

sorunlardan biri haline geldi. Bu sorunun çözülememesi halinde gelecekte Orta asya’da

bir çatışmayla karşı karşıya kalabiliriz.

28

Orta Asya Cumhuriyetlerinde Sovyetler Birli-ği döneminde hızlı verim alma amacı taşıyan pragmatik yaklaşıma dayalı tarımsal gelişme (sulama alanlarının geliştirilmesi) konusunda bir orantısızlık meydana geldi. Örneğin Orta Asya’daki sulama alanları hakkında 1966 yılında yayınlanan istatistiki verilere göre; “15 yıl içinde Özbekistan’da 820 bin hektar, Kazakistan’da 700 bin hektar, Kırgızistan ve Tacikistan’da ise sırasıyla 80 ve 120 bin hek-tar alan geliştirildi.”

Bu noktada, Orta Asya cumhuriyetlerinin o tarihte geçici olan sınırları göz önüne alınmadan orantısız olarak dağılımı yapılan sulama alanlarının, Orta Asya’daki sınır aşan su paylaşımının temelini oluşturduğunu söy-leyebiliriz. Bununla birlikte Orta Asya’daki eski Sovyet Cumhuriyetlerinin karşılıklı ba-ğımlılığı ve merkezi yönetime dayanan ortak sulama ve enerji sistemi de oluşturuldu. Orta Asya ülkeleri arasındaki su paylaşım sistemi, memba Tacikistan ve Kırgızistan’daki hidro-güç tesislerindeki su tahliye rejimi ve mansap ülkelerinin enerji tedarikini telafi etme düze-yi temelinde Moskova yönetimindeydi. Bu sis-teme göre Kırgızistan ve Tacikistan, mansap ülkelerin tarımsal ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla ilkbahar ve yaz döneminde daha fazla elektrik üretmeli, bu sel baskınlarını önlemek için de kış döneminde üretimi azalt-malı ve bitkilerin büyütülmesi için su birikimi

orta Asya’daki mevcut enerji ve akarsu sisteminin kökeni 1960’lı yıllara, Sovyetler Bir-liği dönemine dayanır. Bu ta-rihlerde yeni ıslah çalışmaları

başlatıldı, Aral Denizi Havzası kullanılarak sulama ihtiyacının ve tarımsal ihtiyaçların giderilmesi için yeni sahaların geliştirilmesi anlamında Orta Asya ülkelerinin önemi arttı. Genellikle Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan’da yılda 2-3 kez ürün veren yeni sulama alanları açıldı, özellikle Taci-kistan (Nurek) ve Kırgızistan’da (Toktogül) barajlar inşa edilerek sulama için dağıtım sistemleri oluşturuldu. Bu büyük rezervler, ülkelerin tarım arazilerinde taşkına sebep olarak tarım alanlarının nispeten azalmasına yol açtı. Bu gelişme, pirinç, pamuk ve buğday gibi tarım ürünlerinin yetiştirilmesini ve bölgede hidroelektrik endüstrisinin kurul-masını sağladı. Örneğin, “yalnızca üç dönem uygulanan beş yıllık planda (1966-1980 yılları arasında) bölgede sulanan arazi miktarı iki milyar hektarın üzerinde artış gösterdi ve SSCB’nin dağılması (1990) arifesinde beş Orta Asya Cumhuriyeti çok daha etkileyici bir konuma yükseldi. Sulanan araziler 1,7 kat, tarımsal verim ise 3 kat arttı.” Bölgenin sos-yo-ekonomik yapısının gelişimindeki bu ba-şarı, birçok olumsuz sonucu da beraberinde getirdi. İlk olarak telafisi mümkün olmayan Aral Denizi felaketi yaşandı, ikinci olarak da

1

ANALİZ

1. tansı dağları’nın arasında bulunan bir su havzası.

2. narın nehri’ne kurulan Kambar ata-2 hidroelektrik santralinden bir görünüm.

3.tacikistan’da inşa edilen rogun Barajı dünyanın en yüksek barajlarından biri olacak.

yapılmalı. Mansap ülkeleri, kış döneminde azaltılan elektrik üretimini telafi etmek amacıyla memba ülkelerine kömür, petrol (mazot) ve gaz tedarik etmelidirler. Cumhu-riyetler arasındaki idari (geçici) sınırlar göz önüne alınmaksızın elektrik dağıtımı (enerji çevrimi) sistemini sürdüren enerji nakil şebe-kesi kuruldu.

SSCB’nin dağılmasından sonra ülkelerin değişen öncelikleri ve ihtiyaçları, ekonomik kriz ve Orta Asya ülkelerinde sorumlulukla-rın ihlaline ve şikayetlere yol açan merkezi yönetim eksikliği sebebiyle Orta Asya’daki su-lama-enerji sistemi çöktü. Bölgede sınır aşan suların kullanımına ilişkin mevcut sorunlar şunlardır: • Su kotaları

• Su tahliyeleri ve enerji telafisi: SeyhunCey-hun sularının paylaşımı• Yeni hidro-güç tesislerinin inşa edilmesi: Ro-gun, Sangtuda ve Kambar-Ata 1 barajları• Golden Century Gölü• Su kullanımında Afganistan’ın payı.

ORTA ASYA’DA UlUSlARARASı HUKUK UYGUlAMAlARı Ve HüKüMeTleR ARASı AnlAŞMAlAR

Uluslararası hukukta sınır aşan akarsulara ilişkin şu anda yürürlükte olan bir anlaşma yok, ancak bu konuda uluslararası hukuk uy-gulamalarının gelişimine baktığımızda farklı kavramlarla karşılaşıyoruz: • Memba ülkenin “mutlak egemenliğini” sa-vunan Harmon Doktrini,• Akarsu kullanım tercihine ilişkin “tarihsel haklar”,• “Kısıtlı egemenlik” doktrini ve havza ülkele-ri arasında eşit pay dağılımı. Her ülke, kendi sınırları içerisinde uluslararası suların verimli kullanımına dair adil ve makul bir pay elde etme hakkına sahip bulunuyor.

Bu farklı doktrinler, sınır aşan suların payla-şımına yönelik farklı yaklaşımları gösteriyor. Hiçbiri uluslararası hukukta baskın bir yere sahip değildir ancak teamül hukukunun başlıca ilkelerinin biçimlendirilmesinde temel teşkil ediyor. Genellikle devletler arasındaki ikili veya çok taraflı anlaşmalarla sınır aşan suların paylaşımına ilişkin katı kurallar kabul ediliyor.

1998 yılında Kırgızistan, Kazakistan ve Özbekistan hükümetleri arasında Seyhun Havzası’ndaki Su ve Enerji Kaynaklarının Kullanımına İlişkin yeni bir anlaşma imzalan-dı, 1999 yılında Tacikistan da bu anlaşmaya dahil oldu. Söz konusu anlaşma 2003 yılında 5 yıllığına uzatıldı. Belge, 2005 yılında Av-rasya Ekonomi Topluluğu’nun bir parçası olan Orta Asya Ekonomik İşbirliği örgütü şemsiyesi altında imzalandı, ancak söz konu-su anlaşma, tarafların ihlalleri sebebiyle tam anlamıyla uygulanamadı.

Orta Asya’daki sınır aşan suların kullanımı konusunda tam anlamıyla geçerli olan ulusla-rarası belge, Kırgızistan ve Kazakistan arasın-da Talas ve Chu nehirlerinin kullanımı konu-sunda imzalanan ikili anlaşmadır. Bu belge, iki komşu ülkenin sınır aşan suların kullanı-mına ilişkin sorumluluklarını düzenliyor. Bu anlaşma gereği Kazakistan, Kırgızistan’da dağıtım sürecindeki işletme masraflarına katkıda bulunuyor, Bişkek ise Talas ve Chu

EKİM 2013 SAYI 11 29www.hazarworld.com

SScb SonrASI bölgEDE çöKEn SulAMA SİSTEMlErİ Son DönEMDEKİ çAlIŞMAlAr İlE TEKrAr KuruluYor.

2

3

30

menistan, seyrek olarak da Kazakistan ile ilişkileri çerçevesinde ele alınıyor. Bu durum Özbekistan nüfusunun fazla oluşu ve Özbek halkının tarımsal ihtiyaçları için su tedarikine bağımlı olmasından kaynaklanıyor. Ancak bu ilişkilerin, Özbekistan’ın genel dış politika yaklaşımının bir parçası olduğu ve bölgedeki en büyük nüfusa, güçlü bir ekonomiye ve orduya sahip olan Taşkent’in bölge ülkeleri arasında lider bir konuma yükselmek istediği düşünülebilir.

KıRGıZİSTAn’DAn GöRünüM

Orta Asya’daki sınır aşan suların paylaşımı konusunda Kırgızistan’ın yaklaşımıyla ilgili olarak şu önerileri sunabiliriz:

Bir memba ülkesi olarak, Seyhun Nehri’nde büyük miktarda üretim gerçekleştiren Kırgızistan’ın, uluslararası hukukun atfettiği egemenlik ilkesi temelinde, su debisinin paylaşımı bakımından avantajlı bir konumda olması gerekiyor. Ancak mansap ülkelerine belirli bir miktarda su tahliyesi yapılmasını öngören “sınırlar dahilindeki uluslararası su-ların verimli kullanımının adil ve makul pay-laşımı” ilkesini de Bişkek’in gözetmesi bekle-niyor. Kırgızistan bugün Aral Havzası’ndaki su debisinin yaklaşık yüzde 5’ini kullanıyor.

nehirlerinde su alımı ve tahliye için belirli bir rejim uyguluyor.

Sınır aşan su yollarının kullanımı konusun-daki farklı deneyimler ele alındığında, ulus-lararası hukuk uygulamalarında genellikle memba ülkelerinin daha avantajlı konumda bulundukları, sınırları dahilindeki su akışın-dan elde edilen enerjinin yüzde 50’ye kadarı-nı kullandıkları sonucuna ulaşılabilir. Ancak Orta Asya’da farklı bir durum gözleniyor; mansap ülkeleri, herhangi bir telafinin öngö-rülmediği bir su tahliye rejimi istiyor ve daha fazla su talebinde bulunuyor.

BölGeSel POlİTİKAlAR KAPSAMınDA ele AlınAn SU SORUnlARı

Bugün Orta Asya’da su kullanımına ilişkin farklı tartışmalar ve görüşler vardır. Bir yanda Tacikistan ve Kırgızistan, diğer yanda Özbekistan, Kazakistan, bazen de Türkme-nistan olmak üzere memba ve mansap ülke-ler arasında su paylaşımı sorununa yönelik tartışmalı yaklaşımlar mevcut. Sınır aşan suların kullanımı sorunu, Orta Asya’daki diğer sorunlarla birlikte bölgesel politikaların bir parçası olarak görülüyor. Bu sorunlar, Özbekistan’ın Kırgızistan, Tacikistan, Türk-

SInIr AŞAn SulArIn KullAnIMI Sorunu, orTA ASYA’DAKİ DİğEr SorunlArlA bİrlİKTE bölgESEl polİTİKAlArIn bİr pArçASI olArAK görülüYor.

ANALİZ

1

Bu rakam, beş Orta Asya ülkesi arasında su kullanımı bakımından en düşük oran.

Kırgızistan’la ilgili olarak önem taşıyan diğer bir husus da, su tahliyeleri ve enerji telafisi konusunda Sovyetler Birliği döneminde yü-

rürlükte olan bölgesel su sistemi rejiminin artık kullanılmamasından kaynaklanıyor. 1990’lı yılların başında Özbekistan Devlet Başkanı İslam Karimov, enerji kaynaklarının ülkelere ait olduğunu ancak suyun Tanrı tarafından tüm insanlara bahşedilen bir “armağan” olduğunu, suyun doğduğu top-raklar göz önüne alınmaksızın bu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Karimov, mansap ülkelerin genel tutumunu tanımladı ve bu yorumu sebebiyle de Bişkek ile Duşanbe’nin tepkisini çekti. Bu bağlamda Kırgızistan, Su Kanunu’nda yeni bir düzen-lemeye gitti ve su alımı, su tutma, suyun dağıtımı ve ulaştırılması gibi konularda sunu-lacak hizmet için su ödeme ilkesini yürürlüğe koydu (Madde 39). Ancak Madde 66’da su debisinin uluslararası kullanımına ilişkin farklı ilkeler de yer alıyor, bunların arasında “oransal kullanım”, “paylaşım”, “çevresel güvenlik” ve diğer uluslararası hukuk ilkeleri bulunuyor. Söz konusu belgede Madde 70, baraj kullanımı, su alımı, tahliye ve sınır aşan suların paylaşımından doğan masraflara yö-nelik katkıda bulunulmasını öngörüyor.

Toktogül Barajı’ndan su tahliye edilmesi so-runu göz önüne alındığında, sunulan çözüm önerisi Kambar-Ata 1 hidro-güç istasyonunun inşa edilmesi. Bu baraj, Toktogül rezervinin memba kısmına inşa edilecek ve mansap ülkelerini hiçbir şekilde etkilemeyerek, Öz-bekistan ve Kazakistan’ın ihtiyaç duyduğu su tahliye rejiminin de iyileşmesini sağlayacak. Bu proje, Kazakistan için yeterli elektrik

EKİM 2013 SAYI 11 31www.hazarworld.com

ArAl DEnİzİ HAVzASI’nDA bulunAn ülKElErDE YIllIK orTAlAMA DEbİ VE 1995 YIlInDA SulArIn çEKİlMESİ (%)

TaCİKİSTaN KırGızİSTaN aFGaNİSTaN TürKMENİSTaN ÖzbEKİSTaN KazaKİSTaN İraN

10

20

30

40

50

6055 KAYNAK: Jeremy ALLOUCHE, “A

source of regional tension in Central Asia: The case of water, s. 96.

11

25

5 51 0

20

84

10

3 1

52

KIrgIzİSTAn’In, uluSlArArASI HuKuKun ATfETTİğİ EgEMEnlİK İlKESİ TEMElİnDE, Su DEbİSİnİn pAYlAŞIMI bAKIMInDAn AVAnTAJlI bİr KonuMDA olMASI gErEKİYor.

2 1. Kırgızistan, Seyhun nehri’nde büyük miktarda üretim gerçekleştiriyor.

2. Kırgızistan bugün aral Havzası’ndaki su debisinin yaklaşık yüzde 5’ini kullanıyor.

32

cek olması, ABD ve Özbekistan arasındaki stratejik ortaklığın yeniden canlanması ve Taşkent’in Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden 2012 yılında ayrılmasını bu gelişmenin bir sonucu olarak değerlendire-biliriz.

Yaşanan bu gelişmeler, Moskova ve Bişkek arasındaki ekonomik işbirliğini güçlendire-rek, Toktogül rezervinde inşasına Taşkent’in karşı çıktığı Kambar-Ata 1 hidro-güç tesisine önemli ölçüde destek vermelerini sağladı. Tacikistan’daki Vaksh Nehri’nde Rogun hidro-güç istasyonunun inşa edilmesi ko-nusunda Duşanbe ve Taşkent arasında daha şiddetli bir gerginlik yaşandı. Rogun Barajı’nın inşası sayesinde, Özbekistan ve Türkmenistan için önemli bir sulama kayna-ğı olan Ceyhun Nehri’nin su debisinin yakla-

üretimi sağlamak ve Toktogül Barajı’ndan kış döneminde su tahliyesini engellemek amacıy-la SSCB döneminde geliştirildi. Bu bağlamda proje, su kullanımına ilişkin mevcut tartışma-ların çözüme ulaştırılmasını sağlayarak, Kır-gızistan ve Özbekistan üzerindeki baskıları ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

BüYüK GüçleRİn SüRece DAHİl OlUŞU

2001 yılından bu yana, Afganistan kampan-yası bağlamında bölgede askeri varlık ve nüfuz sahibi olma hususunda ABD ve Rusya Federasyonu arasında tırmanan rekabet ile birlikte Orta Asya bölgesinin önemi netlik kazandı. Bu rekabet, büyük güçlerin böl-gedeki konumlarını güçlendirmek ve Orta Asya ülkelerine alternatif destek sağlayabil-mek için Orta Asya politikalarına dahil ol-malarına yol açan bölgesel işbirliğinin farklı boyutlarını gözler önüne seriyor. Şu anda söz konusu devletlerin bölgesel politikaların farklı alanlarına dahil olduklarını görebiliriz. Bu alanlara örnek olarak güvenliği sağlama, terörizmle mücadele, aşırılıkçılık, ayrılık-çılık, organize suçlar, narkotik kaçakçılık; ekonomik ilişkiler ve ticaretin geliştirilmesi; demokratikleşme ve insan haklarının korun-ması gösterilebilir.

2010 yılından beri iki büyük güç Rusya ve ABD arasındaki rekabetin yeni bir aşamaya taşındığını görüyoruz. Bu rekabet, Kırgızis-tan ve Rusya arasında kurulan stratejik or-taklık ile birlikte güvenlik (Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü), ekonomik bütünleşme (Gümrük Birliği) ve diğer ikili işbirliği alan-larında iki ülkenin yakınlaşmasıyla birlikte başladı. Geçiş Merkezi’nin (ABD askeri üssü) Manas Havalimanı’ndan 2014 yılında çekile-

bölgEDEKİ Su KAYnAKlArInIn pAYlAŞIMInDA KArMAŞIK SInIrlAr VE DIŞ güçlErİn MüDAHAlElErİ İlE bölgE ülKElErİ ArASInDA SorunlAr orTAYA çIKIYor.

ANALİZ

1 2

31. aral Gölü günümüzde yok

olma tehlikesiyle karşı karşıya.

2. Son Göl, deniz seviyesinden 3016 metre yükseklikte kapalı havza bir dağ gölü.

3. Issık Gölü’nün bir kolu eşsiz bir manzara eşliğinde Kırgızistan dağlarına paralel ilerliyor.

şık yüzde 30 oranında kontrolü Duşanbe’ye ait olacak. Tacikistan, paylaşım oranını gözeterek su tahliyesi gerçekleştireceği yö-nündeki yükümlülüğünü yerine getireceğini açıkladı. Rusya, Rogun Barajı inşaatına destek verme konusunda yakın bir tarihe kadar belirsizlik içindeydi ancak uluslararası komisyonun denetiminden olumlu bir sonuç çıkması halinde projeye destek vereceğini açıkladı. Özbek hükümeti, uluslararası ka-muoyunun ilgisini bu soruna çekmeye çalıştı ve Washington’un desteğini kullanarak, uluslararası konferanslar ve örgütlerde ko-numunu güçlendirmeye çabaladı.

çöZüM ARAYıŞlARı

Orta Asya politikalarında sınır aşan su kullanımı sorunu ele alınırken, Özbekistan

hükümetinin bölge ülkelerine, özellikle de Tacikistan ve Kırgızistan gibi memba ülkelerine yaklaşımını da değerlendirmek önemli bir konu. Sovyet döneminden bu yana uygulanmakta olan su tahliye rejiminin sürdürülmesini isteyen, ancak Sovyet enerji-su paylaşım sisteminde de öngörülen telafi anlayışının terk edilmesi gerektiğini savu-nan Özbekistan’ın mevcut su sorunundan faydalanarak ulusal çıkarlarını korumaya çalıştığı açıkça görülebilir. Bu yaklaşım ge-nellikle “tarihsel haklar” kavramına dayanır ancak yeni bağımsız olan ülkelerin içinde bulunduğu koşullara uygun bulunmuyor. Taşkent, Orta Asya politikalarındaki üstün konumunu muhafaza etmek için su payla-şım sorununu kullanarak, uluslararası sınır sorunları, ulus aşırı güzergahlar ve enerji tedarik kaynakları gibi konuları da içeren karmaşık dış politika yaklaşımının bir parça-sı olarak komşu ülkelere baskı uyguluyor.

Rusya’nın bu sürece dahil olmasının teme-linde, Sovyet sonrası Orta Asya’yı yeniden bir araya getirme ve bölgedeki nüfuzunu arttırma amacı yatar. Taşkent’in KGAÖ’den çekilmesi ve ABD ile yakın ilişkiler geliştir-mesine bir tepki olarak Moskova, Taşkent’e dolaylı bir baskı uygulamaya çalışıyor. Diğer yanda Özbek hükümeti ise bu süreçte ABD desteğini kazanmak için uğraşıyor.

Son olarak, bölge ülkelerini etkileyen son derece ciddi bir sorun olarak karşımıza çı-kan sınır aşan suların paylaşımı konusunun, Orta Asya’da kısa vadede çatışmaların doğ-rudan sebebi olmayacağını düşünüyorum. Ancak gelecekte bölgesel su kaynaklarının azlığı ve su kaynaklarına duyulan ihtiyacın artması sebebiyle Orta Asya ülkeleri arasın-daki mevcut sorunlar ve aktif dış müdahale, sınır aşan sular sorununu bölgedeki düş-manlıkların temel sebeplerinden biri haline getirebilir. Buna rağmen Orta Asya’da sınır aşan su kullanımı konusunda olumlu geliş-meler de yaşandı. Kırgızistan ve Kazakistan arasındaki işbirliği, su sorununun ülkeler arasında ikili ilişkilerle çözülebileceği yö-nünde bir örnek teşkil etdiyor. Bu deneyim, sorunlara çözüm bulma konusunda ülkeleri iyi niyetle hareket etmeye ve çok taraflı ilişkiler geliştirmeye teşvik edebilir. Bu bağlamda 2013 yılının Ağustos ayında Orta Asya ülkelerinin katılımıyla Duşanbe’de gerçekleştirilen Yüksek Düzeyli Uluslararası Su İşbirliği Konferansı sırasında hükümetler, sınır aşan suların kullanımı alanında işbirliği yapacakları yönünde istekli olduklarını gös-teriyor.

EKİM 2013 SAYI 11 33www.hazarworld.com

orTA ASYA ülKElErİ ArASInDAKİ MEVcuT SorunlAr VE AKTİf DIŞ MüDAHAlE, SInIr AŞAn SulAr Sorununu bölgEDEKİ DüŞMAnlIKlArIn TEMEl SEbEplErİnDEn bİrİ HAlİnE gETİrEbİlİr.

34

DİPLOMASİ AKADEMİSİ

prof. Dr. MESuT HAKKI cAŞIn

EKİM 2013 SAYI 11 35www.hazarworld.comwww.hazarworld.com

İki yılı aşkın süredir Ortadoğu’da devam eden Suriye iç savaşı, bölge ve dünya barışını olumsuz yönde etkiliyor. Esad’a bağlı askeri güçlerin 21 Ağustos 2013 ta-

rihinde kimyasal silah kullandığı yönündeki görüntüler, dünya kamuoyunu harekete ge-çirdi. BM saldırıyı “savaş suçu” olarak tanım-larken, ABD askeri müdahale tehdidinde bu-lundu. Washington, Londra ve Paris’in yanı sıra, Ankara, kimyasal saldırının Suriye ordu güçleri tarafından düzenlendiğini ileri sürer-ken, Moskova’nın, saldırının ‘dış müdahaleyi tetiklemek amacındaki muhalif güçlerin’ sorumlu tutulması gereken bir provokasyonu olduğu yolundaki delilleri BM Örgütü’nde ortaya atması, ihtilafı bir tür Rusya-ABD de-lil savaşına dönüşmesini gündeme taşıdı. Bu noktada ABD Başkanı Obama’nın, Suriye’nin kimyasal silah saldırısının uluslararası huku-ka ve insanlığa karşı bir suç olduğu gerekçesi ile Esad rejimine karşı askeri güç kullanımı için Kongre’den izin talebinde bulunması, Moskova’nın sert tepkisine yol açtı. Ancak, sürpriz bir şekilde İngiliz Parlamentosu’nun kuvvet kullanma hakkında ret oyu vermesi-nin ardından Başbakan Cameron, “İngiltere, olası askeri müdahalenin bir parçası olma-yacak” açıklamasında bulundu. Gerilimin en kritik düğüm noktasında, Rusya’da ger-çekleştirilen G-20 zirvesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ortadoğu’daki istik-rarı bozmanın “zarar verici” olacağını ifade edip, “ABD, Suriye’ye saldırırsa uluslararası hukukun tabutuna bir çivi daha çakmış olur”

açıklamasında bulundu. Suriye tarafında ise Esad, 21 Ağustos’taki kimyasal saldırının kendi askerleri tarafından yapıldığı iddia-larına karşı çıkarak, sorumluların radikal İslamcı gruplarca gerçekleştirildiğini öne sürüldü. BM Genel Sekreteri Ban-Ki Moon, BM uzmanlarının 21 Ağustos’ta Şam’ın bir dış mahallesinde düzenlenen saldırıda kim-yasal silah kullanıldığını doğrulayacağını açıkladı. Diğer yandan, BM Genel Sekreteri, Suriye’ye askeri müdahale görüşmelerinin ‘düşüncesizce’ olduğunu dile getirdi ve olası bir müdahalenin ‘trajik sonuçları’na dikkat çekerek, mezhep çatışmalarını körükleyebile-ceği uyarısında bulundu.

Suriye iç savaşında, askeri müdahale seçene-ğinin şimdilik ertelenmesinin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e büyük ölçüde diplomatik prestij kazandırdığı ileri sürüldü. Putin’in Suriye’deki kimyasal silahların ulus-lararası denetime açılması önerisi aslında herkes için çıkış yolu teşkil ediyor. Putin, New York Times’da yayımlanan yazısında, “Dünyada milyonlarca kişi ABD’yi demok-rasi modeli olarak görmüyor” görüşünü öne sürdü. Putin, ABD için, yabancı ülkelerin iç çatışmalarına askeri müdahalesinin olağan-laşması endişe verici olduğunu söyleyerek, etkili ülkelerin Birleşmiş Milletler’i baypas edip Güvenlik Konseyi onayı olmadan askeri müdahalede bulunması durumunda BM’nin de İkinci Dünya Savaşı sonrası dağılan Milletler Cemiyeti ile aynı kaderi paylaşa-

SURİYE’DE KİMYASAL SİLAHLARIN İMHASINDA BAŞKAN PUTİN’İN DİPLOMATİK BAŞARISI BARIŞI SAĞLAR MI?

36

DİPLOMASİ AKADEMİSİ

bileceğini belirtti. Müteakiben Rus ve ABD Dışişleri Bakanları; Suriye’deki kimyasal silahların uluslararası denetime açılmasına ilişkin Cenevre’de bir araya gelerek, Şam’ın kimyasal silahlarının imhasında mutabık kaldılar. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Suriye’nin Uluslararası Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne imza atmasıyla ‘sorunun, çabuk, profesyonelce ve pratik bir şekilde çö-zülmesi adına bir yol haritası çizmek gerekti-ğini’ belirtti. ABD ve Rusya’nın ‘müzakereler yoluyla çözüme derinden bağlı’ olduğunu vurgulayan Kerry, müzakerelerin ‘yapıcı’ geç-tiği değerlendirmesinde bulundu.

Böylece, ABD ile Rusya, sürpriz bir şekilde Suriye’nin kimyasal silahlarının 2014 yılı ortasına dek imha edilmesi için anlaşmaya vardılar. Suriye lideri Beşar Esad, ülkesinin Rusya’nın önerisi doğrultusunda kimyasal silah stoğunu uluslararası denetime bıra-kacağını öne sürdü. Esad, ayrıca Suriye’de onlarca senedir kimyasal silah üretildiğini ve ellerinde çok sayıda kimyasal silah oldu-ğunu da açıkladı.

Merkezi Lahey’de bulunan Kimyasal Silah-ları Yasaklama Örgütü (OPCW), ABD ile Rusya arasında varılan anlaşma uyarınca Suriye’nin elindeki silah stokunun ayrın-tılarını gönderdiğini deklare etti. Krizin gelişmesi ve alternatif diplomatik çözüm seçeneklerinin üretilmesinde Rusya’nın po-zisyonu hayati önem kazandı. Bu çerçevede, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Moskova’nın bu savaşa taraf olmayacağı yolundaki açıklamasına rağmen Rus füze-atar muharip savaş gemileri ve istihbarat

gemilerinin Doğu Akdeniz’e açılmaları, Rusya-ABD güç mücadelesinde yeni bir say-fanın açılması olarak yorumlandı. Lavrov, Suriye’nin kimyasal silah stokunun tasfiye edilmesi sürecine yardımcı olmak için bü-yük bir Rus birliğinin gerekli olmayacağını, Moskova’nın küçük bir askeri gözlemci heyetinin sevkiyatı ile yetineceğini belirtti. Ancak Lavrov, “Suriye’de kimyasal silahsız-lanmanın garantisi olmadığımızı söylemek isterim. Biz Suriye’nin ön şartsız bir şekilde kimyasal silahların yasaklanması anlaşması-na katılmasını sağladık. Suriye, artık bu an-laşmanın tarafı oldu. Bu nedenle Suriye’nin kendi sorumluluklarını yerine getirmesinin garantisi, Kimyasal Silahların Yasaklanması

AbD VE ruSYA SurİYE’nİn KİMYASAl SİlAHlArInIn 2014 YIlI orTASInA KADAr İMHA EDİlMESİ İçİn AnlAŞMAYA VArDI.

21

3

EKİM 2013 SAYI 11 37www.hazarworld.com

Örgütü (KSYÖ) nezdinde tüm dünyadır. ABD şantaj yapmaya başladı, Kerry ile an-laşmamızdan uzaklaşıyoruz. Rus askerlerini Suriye’ye göndermeye hazırız” ifadesini kullandı. Lavrov ayrıca Arap ülkeleri ve Türkiye’nin de gözlemci heyetinin bir parça-sı olabileceğini de vurguladı. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, kimyasal silah saldırısın-dan rejim güçlerinin sorumlu olduğunu ‘kati bir şekilde’ ortaya koyduğunu, BM Güvenlik Konseyi’nin de harekete geçmeye istekli olması gerektiğini, bu yaklaşımın aslında Konsey için “…sınav” teşkil ettiğini belirtti. Suriye envanterindeki kimyasal silahların bir yıl zarfında, Yakma1 veya Nötralize2 yön-temleri ile imha edilmesi bekleniyor.

Öte yandan, Hatay’ın Yayladağı ilçesi ile Suriye kenti İdlib’e bağlı Obin köyü ci-varında Suriye helikopterinin Türk hava sahasını aşması ve yapılan ikazlara rağ-men ihlali sürdürmesi üzerine Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı savaş uçakları tarafın-dan düşürüldü. Suriye’den yapılan açıkla-mada, helikopterin Suriyeli muhaliflerin sınır geçişlerini denetlerken “yanlışlıkla” Türk sahasına girdiği belirtilirken, Dışiş-leri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’nin hava sahası ihlalinin, esasen Ankara’yı “sınama” amaçlı olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin ne şekilde cevap vereceğine dair böyle bir cüret göstermişlerse cevapla-rını almışlardır” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’deki kimyasal silahların temizlenmesi konusunda ABD ile Rusya’nın anlaşmaya varmasından memnun olduğunu belirterek, “Bunların Suriye’den tamamen temizlenmesine en çok biz seviniriz. Çünkü kimyasal silahlar bizim komşumuz bir ülkede. Onun için bunu des-teklemek lazım. Destekliyoruz da” açıkla-masında bulundu.

Bir diğer önemli parametre olarak, İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile ABD Başkanı Obama arasında başlayan di-yalog beklentisinde, Suriye’nin radikal Sün-ni İslamcıların egemenliğine girmesi tehli-kesine karşı işbirliği projeksiyonu gündeme geldi. Ruhani, “ülkesinin hiçbir zaman nükleer silah geliştirmeyeceği” taahhüdü ile İran’ın nükleer müzakerelerde yumuşama sinyalleri ile geniş bir açılımı gündeme ge-tirmesi beklenebilir. Nitekim, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki’nin, “Ruhani yönetimi ciddi diyalog yürütmeyi seçerse İran ile birlikte çalışmaya hazırız” açıkla-masının hemen ardından, İngiltere Dışişleri Bakanı Hague, “İran’la ilişkileri geliştirme-ye açığız” görüşünü ileri sürdü.

Sonuç olarak, ABD-Rusya diyaloğunda, ABD tarafı, coercive diplomacy-zorlayıcı diplomasi yolu ile Suriye envanterindeki imha edilerek, doktrinde zorunlu silahsız-landırma yöntemini realize etmiş görünü-yor. Buna karşılık, Rusya Devlet Başkanı Putin, “küresel barış lideri” imajı ile Avrupa ve Asya ülkeleri arasında hayati bir güç dengesi unsuru olduğunu ortaya koyuyor. İran’ın ABD ve Batı ile yakınlaşma girişimi-nin, Suriye’de ortak bir çözümün BM Genel Kurulu’nda ele alınması neticesinde farklı gelişmeleri dünya gündemine getirmesi beklenebilir.

1. Kimyasal Silahların yasaklanması örgütü (KSyö) Suriye’nin denetimini üstlenmiş durumda.

2. aBd, rusya ve Suriye liderleri sorunun çözümü için 13 Eylül’de İsviçre’de bir araya geldi.

3. Suriye’ye olası müdahaleyi protesto eden Suriye halkı.

4. İran cumhurbaşkanı ruhani, İran’ın nükleer silah geliştirmeyeceğini söyleyerek ülkesinin dünya ile ilişkilerini iyileştiriyor.

5. Esad, rusya’nın önerisi ile Suriye’nin kimyasal silahlarını uluslararası denetime açmaya hazır.

4

5

38

GELECEK NOTLARI

Dr. cEMİl ErTEM

EKİM 2013 SAYI 11 39www.hazarworld.com

AB’NİN YENİ GENİŞLEME YOLU VE ENERJİNİN BARIŞ ROTASI

Almanya’da Hıristiyan Demokrat Parti’nin (CDU) oylarını artırarak seçimleri kazanması büyük koalisyona (CDU-SDP) yol açsa bile, seçim sonuçları, kısa dönemde Avrupa’nın siyasi

denkleminde değişen bir şey olmayacağını bize gösterdi. Tabii ki siya-si denklem derken bu denklemin en önemli değişkeni olarak “genişle-me” meselesini görmek gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü AB’nin yeni bir genişleme iradesi ortaya koyması, Türkiye’den başlamak üzere, Ortadoğu’ya ve Kafkaslara uzanacak yeni bir para-digma oluşturuyor. Ağırlıklı olarak Almanya’nın belirlediği AB’nin genişleme yolu, şu an parçalanan Yugoslavya’dan geriye kalan ülkeleri ve diğer küçük Balkan ülkelerini içine almaktan ibaret. Ancak buna genişleme diyemeyiz; bu olsa olsa bir içine alma ve yutma durumu denebilir. Yani Almanya’nın 1990’da Doğu Almanya’yı içine alması gibi bir süreçtir; bugün Balkan ülkelerinin AB’ye üye olma süreci.

Çünkü bu ülkeler, merkez Avrupa’yla rekabet edemeyen ancak ona pazar ve ucuz işgücü kaynağı olabilecek periferi ülkeleri konumunda. Dolayısıyla gerçek anlamda bir AB genişlemesinden bahsedeceksek bu, AB’nin kendi doğusuna doğru, kolonyal olmayan, yeni bir perspek-tifte genişlemesidir. Bu perspektif, hiç şüphesiz, yeni bir krizden çıkış stratejisini ve buna bağlı ekonomi-politika alt başlıklarını içeriyor.

eneRjİDe BüYüK AlTeRnATİF

Alt başlıkların en önemlisi enerji politikalarında yeni bir alternatifin geliştirilmesidir. Bu yeni alternatifin ipuçları şu anda ortadadır. Bura-da üç önemli dinamik sayabiliriz; birincisi –ki en önemlisi budur– Gü-ney Gaz Koridoru’nun ana damarı olacak ve Şah Deniz kaynaklarını Batı’ya ulaştıracak TANAP-TAP geçişi. İkincisi, Kuzey Irak enerji kaynaklarının, Türkiye üzerinden, Akdeniz’e ulaştırılması ve buradan

40

geçerli. İsrail bunlarla ilgili de facto durum yaratamaz.

ARZ Yönlü ReKABeT ARTAcAK

İsrail’in Doğu Akdeniz’de bulacağı doğal gaz kaynaklarının, Güney Gaz Koridoru dışında değerlendirilmesi ekonomik olarak çok zor. Çünkü hem Şah Deniz hem de Ku-zey Irak kaynaklarının devreye girmesi ve TANAP-TAP entegrasyonunun sağlanma-sından sonra, yalnız Avrupa’da değil, tüm dünyada doğal gaz fiyatları arz yönlü ola-rak yeniden biçimlenecek ve bu alanda çok ciddi, arz yönlü bir rekabet olacak. Böyle

GELECEK NOTLARI

ticarileştirilmesidir. Üçüncüsü ise Doğu Akdeniz’de, özellikle İsrail’in ulaşmaya ça-lıştığı enerji kaynaklarıdır. Bu üç enerji kay-nağının, yakın zamanda ticarileştirilmesi yalnızca ekonomik değişime yol açmayacak, aynı zamanda siyasi entegrasyonun ilk ve en önemli adımı olacaktır.

Avrasya hattında Rusya ve Almanya’nın, büyük ölçüde, birlikte geliştirdikleri enerji stratejisi bu üç önemli kaynağın devreye girmesiyle gündemden düşecektir.

ŞAH DenİZ, DOğU AKDenİZ Ve KUZeY ıRAK

Şah Deniz (Azerbaycan) dışındaki enerji kaynaklarının devreye girmesinde siyasi gelişmeler ve bu gelişmeler karşısında ülke-lerin alacağı pozisyonlar oldukça belirleyici olacak. Örneğin, Kuzey Irak kaynakları için Türkiye ile Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin anlaşmasına merkezi Irak yönetimi karşı çıkıyor, hatta daha da ileri giderek bunu uzlaşılması imkansız diplomatik bir sorun sayıyor. Hiç şüphesiz bu sorunun nihai çözümü, Irak’ın siyasi yapısının yeniden be-lirlenmesine bağlı olarak netlik kazanacak. Ancak, Türkiye’nin, barış ağırlıklı yeni Kürt politikası ve giderek iyileşen Kürdistan-Türkiye ilişkileri, sorunun bir diğer yanının çözümü için önemli ve bu süreç iyileşerek devam ediyor. Öte yandan bu sorunun nihai çözümü için, yukarıda bahsettiğimiz gibi, AB genişlemesinin Balkanlar ve Doğu Avrupa dışına sarkması ve burada Almanya belirleyiciliğinin kırılması gerekiyor. Ama AB genişlemesine, yalnız Kuzey Irak’taki enerji kaynaklarının ortaya çıkarılması için değil, İsrail’in bulmaya ve denetlemeye çalıştığı Doğu Akdeniz kaynakları için de ihtiyaç var.

İSRAİl’İn KAYnAKlARı YAlnıZ İSRAİl’İn Mİ?

İsrail’in sahiplenmek istediği kaynaklar iki önemli uluslararası sorunun tam ortasında-dır. Birincisi Kıbrıs sorunu; ikincisi Filistin sorunu… Hiç şüphesiz ki yeni Avrupa geniş-lemesi, Kıbrıs sorununu çözmeden olamaz. Çünkü Güney Kıbrıs’ın, Kıbrıs’ın bütünlü-ğünü ihlal ederek, AB üyesi olması Türkiye için kabul edilebilir bir şey olmadığı gibi, bu bağlamda, Güney Kıbrıs’ın “egemenlik” alanım dediği bölgelerde İsrail’le birlikte bulduğu enerji kaynaklarını ticarileştirme-si de mümkün değil. Aynı durum, Gazze açıklarındaki olası enerji kaynakları için de

21. oao Gazprom, yanal doğal

gaz boru hattını faaliyete geçirdi.

2. tanap, Socar tarafından azerbaycan - türkiye ortaklığında hayata geçiriliyor.

3. doğu akdeniz petrolleri hakkında görüşmelerini sürdüren İsrail Başbakanı netanyahu ve Güney Kıbrıs rum yönetimi Lideri dimitris Hristofyas.

4. rusya, doğal gazının Karadeniz üzerinden avrupa’ya iletilmesini teklif ediyor.

5. almanya ve diğer avrupa ülkeleri enerji arz güvenliğini sağlamak için boru hattı projelerine büyük önem veriyor.

1

olunca varlığı tespit edilen bazı kaynakların çıkarılması bile ilk maliyet açısından rasyo-nel olmayabilir.

Bilindiği üzere, 2012 yılında Rus İzvestiya gazetesi Gazprom’un fiyatlarını deşifre etti. Bu danışıklı dövüştü. Yani Gazprom, Avrupa’da SOCAR gibi rakiplerin ve alter-natif enerji hatlarının gelmekte olduğunu görünce yeni bir fiyat konsolidasyonuna gitmek istedi ve kendisini deşifre etti. Şimdi listeye bakalım; Rusya, Türkiye’ye 406,7 dolardan sattığı bin metreküp gazı, Britanya’ya 313 dolara, Polonya’ya 525, Makedonya’ya 564, Bosna-Hersek’e 515,2, Çek Cumhuriyeti’ne 503 dolardan satıyor(du).

Burada bir noktaya dikkatinizi çekerim; pahalı gaz alan tüm ülkelerin ortak özelliği eski Doğu Bloğu ülkeleri olması ve aynı zamanda bu ülkeleri Almanya’nın, kendi periferisi sayması. Yani yukarıda bahsettiği-miz, sınırlı genişleme doktrinine uygun bir enerji politikası var ortada. Peki bu politi-kanın baş aktörleri kim? Rusya ve Alman-ya… Bilindiği gibi, Faşist Nazi Almanya’sı 2. Dünya Savaşı’nı Polonya’yı işgal ederek baş-lattı. Yine Yugoslavya’nın parçalanması ve iç savaşla bölünmesi sürecinde Almanya’nın

ve oligark Rusya’nın ortaklığı var. Ayağa yeni kalkmaya çalışan Bosna-Hersek’i Al-manya ve Rusya ilk önce pahalı doğal gazla boğacaklar sonra pazarını ve kaynaklarını ele geçirecekler. Evet, bu kadar basittir bu hesap…

2012 yılının gaz hesabı şöyleydi; İran, Türkiye’ye bin metreküpüne 585 dolar ta-lep ederek gaz satıyordu. Bin metreküplük doğal gazın uluslararası piyasadaki değeri ise 400 dolar civarında. Rusya’dan da son indirimle 400 dolara gaz tedarik eden Türkiye’nin en uygun fiyata aldığı gaz 330 dolarla Azerbaycan gazı olacak ama bu fiyat Doğu Avrupa için de rehber olabilir. O zaman Almanya ve ortağı Rusya’ya gerçek piyasanın bu olduğunu söylemek gerekir. Ama bu da gelip geçici bir durum, çünkü Güney Gaz Koridoru ve Kuzey Irak kaynak-ları, buna bağlı olarak devreye girdiğinde, bu fiyatlar da geçerliliğini yitirecek.

eneRjİnİn BARıŞçı YOlU

Enerji safları belirginleştiriyor. Bir yanda eski hegemon, eşitsiz ilişkilerden bağımsız-laşıp kendi zenginliklerini değerlendirmek isteyen ve giderek güçlenen Azerbaycan gibi ülkeler ve Kuzey Irak Kürt Yönetimi gibi yeni oluşumlar, öte yanda yeni bir Avrupa’da kalkınma ve demokrasi yolu arayan Balkan coğrafyası var, diğer yanda demokrasiyi ve barışı arayan Ortadoğu ve ötesi… Ama bütün bu coğrafya, enerjide, beşeri sermayede, siyasi istikrarda (demok-raside) merkez olacak Türkiye’ye bakıyor. Görüldüğü üzere, araya SDP girse bile, Al-manya bir müddet daha Merkel’e emanet… Sonuç olarak, enerjinin yeni ve en rasyonel, barışçı yolu Avrupa’nın hatta Avrasya’nın da yeni yoludur diyebiliriz.

EKİM 2013 SAYI 11 41www.hazarworld.com

3

4

5

AVrupA ülKElErİnİn İHTİYAç DuYDuğu EnErJİnİn SAğlAnMASI ADInA HAzAr bölgESİnDEn EnErJİnİn boru HATlArI İlE güVEnlİ ŞEKİlDE İlETİlMESİ büYüK önEM TAŞIYor.

HASen’Den rAPOr: azErbaYCaN’da

CuMhurbaŞKaNlıĞı SEÇİMlErİ

42

ANALİZ

EKİM 2013 SAYI 11 43www.hazarworld.com

de konuyla ilgili bir rapor yayımladı. “Azerbay-can Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, 2013” isimli, Prof. Dr. Bülent Aras imzalı raporda, seçimlerle Azerbaycan’ın siyasi, ekonomik ve dış politika süreçlerinin halkın onayına sunulacağı belirti-lerek mevcut dinamikler masaya yatırıldı. Azer-baycan yönetiminin seçimlerin adil ve eşit bir ortamda yapılması ve uluslararası gözlemciler tarafından izlenmesi için büyük çaba harcadığı belirtilen raporda, ülkenin siyasi yapısı, siyasi rejim dinamikleri, demokratikleşmenin seyri ve Azerbaycan’ın gelecekte izleyeceği politikalar yer aldı.

“2013 Yılının en öneMlİ HADİSeSİ”

Raporda seçimler “Azerbaycan siyasi haya-tında 2013 yılının en önemli hadisesi” olarak tanımlandı. Seçimin aynı zamanda ülkenin bağımsızlık sonrası siyasal yönetim süreci ile ilgili fikir vermesi açısından önemli olacağı belirtilen raporda, ülkenin bu süreçte karşı karşıya kaldığı sorunlar ve kaydedilen aşamalar detaylandırıldı.

Sovyetlerin dağıldığı yıllardaki sancılı süre-ce dikkat çekilen analizde, “Bağımsızlığını kazanan Azerbaycan’ın, kısa bir süre sonra Ermenistan’la savaş neticesinde Dağlık Ka-rabağ ve yedi rayonu işgal altında kalmıştır.

Azerbaycan siyaset, ekonomi ve dış politikada yaptığı atılımlarla yeni bir eşiğe gelmiş durumda. Demokratik gelişme ve kalkınma ülkeye yeni bir

ivme kazandırdı. Azerbaycan, 2013 seçimleri ile ilerlemesini daha da hızlandırmak için bu kritik eşikte önemli bir sıçrama yapma şansına sahip.

Azerbaycan’daki güçlü devlet yapısı yeni elitleri sisteme eklemleyerek topluma doğru yayılıyor. Himayecilik, bölgecilik ortadan kalkıyor. Ülke-de demokrasiyi içselleştirip sahip çıkacak bir orta sınıf ortaya çıkıyor. Ülkede yapılan her seçim Azerbaycan’ı demokrasiye bir adım daha yaklaştırdı. Mevcut ekonomik, kültürel, siyasi ve toplumsal yapı 2013’te sıçrama için gerekli alt-yapıyı sağladı.Azerbaycan’ın yeni hedefi Batılı, demokratik, gelişmiş, modern bir ülke olmak. Bunun için de halkın katılımının sağlanması gerek. Bugün Azerbaycan’da bu ortamın sağlan-dığını görüyoruz.

AZeRBAYcAn 9 eKİM’De SAnDıK BAŞınA GİDİYOR

Seçimde, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kar-şısında, muhalefetin önemli bir bölümünün desteğini alan Cemil Hesenli ve diğer adaylar yarışacak. Hazar Strateji Enstitüsü Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi seçimler öncesin-

Modern azerbaycan siyasi, ekonomik ve kültürel anlamda gelişmesini hızla sürdürmektedir.

haSEn Bilim ve uzmanlar Kurulu Başkanı Prof. dr. Bülent aras, azerbaycan’da 9 Ekim’de yapılacak olan

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi ülkenin siyasi sistemini analiz etti.

SElİn ŞEn SAlTAŞ

Savaşın maddi hasarı, göçmenler, ekonomik sorunlar ve siyasi istikrar, Azerbaycan’ın bağımsızlık sonrası karşı karşıya kaldığı birta-kım sorunlardır. Haydar Aliyev dönemi (1993-2003) ülkede istikrarın tesis edildiği, komşu ülkelerle ilişkilerde bir dengenin sağlandığı ve ülkenin zengin yeraltı kaynaklarına ilk yatırımların yapıldığı yıllar olmuştur. İlham Aliyev dönemi, kendinden önceki dönemde tesis edilen istikrar ve erken altyapı girişimle-ri üzerine modern Azerbaycan’ın inşa edildiği yıllar olmuştur” ifadeleri yer aldı.

Azerbaycan Siyasal Sistemi’ne Bakış, Aliyev Döneminde Azerbaycan, Azerbaycan’da Se-çimler, 2013 Seçimleri ile Gözlemler ve Tavsi-yeler başlıklarının irdelendiği raporda, sürece ışık tutacak önemli bilgiler yer aldı.

AZeRBAYcAn SİYASAl SİSTeMİne BAKıŞ

Raporda ülkenin siyasi sistemi detaylı bir şekilde analiz edildi. Azerbaycan siyasal sis-teminin “yüksek düzeyli himayeci bir yapıya sahip olduğu” belirtildi.

Ülkenin siyasi süreci ise şu sözlerle değer-lendirildi: “Azerbaycan siyasal sisteminin bağımsızlıktan günümüze seyri önce merkezi bir siyasi güç oluşturmak, gücün etrafında toplandığı iktidar yapısını muktedir kılmak, toplumu bu iktidarın etrafında toplamak, iktidarın toplandığı merkezi meritokratik

kriterle oluşturulan elit ağları ile yeniden inşa etmek ve topluma doğru genişlemektir. Pa-ralel diğer süreç ise ekonomik gelişme ve bü-yüme ile toplumun refah düzeyini artırmak, ülkede siyasal rejimin sahipliğini üstlenecek, sağlıklı siyasal tercih ve taleplerin ortaya çıkacağı bir orta sınıfın şekillenmesi çabaları-dır. Azerbaycan siyasal sisteminin dinamikleri açısından bakıldığında liderliğin 1993 yılında Ebülfez Elçibey’den Haydar Aliyev’e, 2003 yılında ise İlham Aliyev’e iki kere el değiştir-mesi görece sorunsuz yaşanmıştır. Güçlü bir liderden yönetimi devralmanın kendi başına zorlukları ihmal edilmemelidir. Ülkenin siya-si, ekonomik ve kültürel ortamı zorlu süreçle-re şahit olmuştur. Bölgesel ortam bu şartları kolaylaştırıcı bir etki oluşturmanın oldukça uzağında kalmıştır. 1990’lı yılların başından, Gürcistan-Rusya sorununa bölgesel dengeler yönetimleri zorlayacak şekilde cereyan etmiş-tir. Azerbaycan siyasi liderliği devlet inşası, ortak millet anlayışının tesisi, siyasi ve ekono-mik reform süreçleri, bir milyonun üzerinde göçmenin sorunları, petrol ve doğal gaz kay-naklarının çıkarılması ve taşınması projeleri, yeraltı kaynaklarından elde edilen gelirlerin etkin şekilde kullanımı gibi konularla güçlü bir merkezi yapıyla başa çıkılabileceği düşün-cesindedir.”

Bu bölümde ayrıca, “Azerbaycan siyasal sis-teminin dinamikleri açısından bakıldığında demokratikleşmenin ivme kazanabileceği bir dönemde olduğu ve 2013 seçimlerinin öneminin büyük ölçekte bu ivmenin ortaya koyulmasıyla ilişkili olduğu söylenebilir” ifa-deleri yer aldı.

AZeRBAYcAn’DA SeçİMleR

Hazar Strateji Enstitüsü’nün raporunda ilk seçimlerden bugüne kadar yaşanan demok-ratik süreç de detaylı bir şekilde yansıtıldı. Raporu kaleme alan Prof. Dr. Bülent Aras, sürecin tam anlamıyla ortaya konulması için önceki seçimlerin dikkate alınması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Azerbaycan’da ilk Parlamento seçimleri 1995 yılında, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ise 1991 yılında gerçekleşmiştir. Azerbaycan Parla-mento seçimleri 5 yılda bir yapılmakta, 125 koltuk seçim bölgelerinde çoğunluk sistemiy-le en fazla oyu alan aday tarafından doldurul-maktadır. 2002 yılında yapılan referanduma kadar 25 üyenin nispi temsille seçimine izin veren yarı-nispi seçim sistemi yürürlükteydi. Yapılan değişiklikle güçlü partilerin avantajlı olduğu çoğunluk sistemi benimsenmiştir. 2005 seçimleri yeni sistemin ilk uygulaması

AzErbAYcAn SİYASAl SİSTEMİnİn DİnAMİKlErİ AçISInDAn bAKIlDIğInDA DEMoKrATİKlEŞMEnİn İVME KAzAnAbİlEcEğİ bİr DönEMDE olDuğu VE 2013 SEçİMlErİnİn önEMİnİn büYüK ölçEKTE bu İVMEnİn orTAYA KoYulMASIYlA İlİŞKİlİ olDuğu SöYlEnEbİlİr.

rAporDAn KESİTlEr

www.hazar.org

AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANLIĞI

SEÇİMLERİ, 2013BÜLENT ARAS

HAZAR STRATEJI ENSTITÜSÜ SIYASET VE SOSYAL ARAŞTIRMALAR MERKEZI

2

1

1. azerbaycan halkı sandık başında.

2. raporda, azerbaycan’ın siyasi sistemi analiz edildi.

3. aliyev döneminde azerbaycan ekonomisi büyük gelişim gösterdi.

44

zer bir atmosferde gerçekleşmiştir. Ancak 2008 seçimlerinde oy kullanma yüzde 75.1 ile muhalefetin öngörüsünü ve Parlamento seçimleri oranını geçmiştir. Bu oran yüzde 71.3 ile gerçekleşen 2003 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini geride bırakmıştır. Ülkede asıl yetkinin Cumhurbaşkanlığı’nda toplandığı ve Parlamento’nun iktidar partisi tarafından kontrol edildiği düşüncesi Cumhurbaşkanlığı seçimine asıl ilginin yönelmesine sebep ol-muştur. Azerbaycan seçimlerini başta Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı olmak üzere, Azerbaycan’ın davetiyle çok sayıda bağımsız yabancı gözlemci ve Azerbaycan içinden ye-rel gözlemciler izlemektedir.”

AlİYeV DöneMİnDe AZeRBAYcAn

“Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, 2013” isimli raporda ülkenin son 10 yılına da ışık tutuldu. İlham Aliyev döneminin detaylı bir şekilde ele alındığı analizde, bu yıllar arasında ülkedeki temel gelişmelerin ekonomi, dış politika ve eğitim alanlarında gerçekleştiği ifade edildi. Azerbaycan’ın bu süreçte makroekonomik anlamda sürekli gelişme gösterdiğine işaret edilen raporda şu ifadeler yer aldı: “Azerbaycan’da bu süreç içerisinde makroekonomik performans genel olarak sürekli gelişme yönünde seyretmiştir. Azerbaycan Devlet Petrol Fonu (SOFAZ) ile sosyal ve istikrar sağlayıcı harcamalar finanse edilmeye çalışılmıştır. Özel sektörün GSYİH payı sürekli artmış, bunda enerji yatırımları-nın önemli katkısı olmuştur. Yabancı yatırım miktarı aynı şekilde 1996’dan itibaren önemli oranda artmıştır. 1994-2001 arasında nüfus sadece 550 bin artmışken, sonraki 10 yılda 1 milyona yakın nüfus artışı gerçekleşmiştir. Bu artışın, refahtaki genel iyileşmenin bir so-nucu olduğu iddia edilebilir. 2002-2011 yılları arasında işsizlik oranı yüzde 10 düzeyinden yüzde 5 gibi makul bir düzeye inmiştir. Orta-lama üretim indeksleri, üretimin yapısal dö-nüşüm geçirdiğini göstermektedir. Ülkedeki büyümenin motor gücü sanayideki büyüme oranlarıdır. Bu sektörde, bağımsızlıktan beri yaşanan en yüksek büyümenin olduğu 2006’da gerçekleşen yüzde 50’lik genişleme (aynı yıl yıllık büyüme oranı yüzde 35 ile yine rekor bir rakama ulaşmıştır) bu konuda bir fikir verebilir. Ekonomik büyüme, 2012’de, 2011’deki yüzde 0,1’lik cılız büyümeyi aşarak yüzde 2.2’ye ulaşmıştır. 2013 ve 2014 yıllarına yönelik büyüme tahminleri sırasıyla yüzde 3.1 ve yüzde 4.8 düzeyini işaret etmektedir… Avrupa’ya Hazar gazını ulaştırma projesi olan Güney Gaz Koridoru etrafında geçen hareketli bir dönemin ardından, Kars-Tiflis-

olmuştur. 2010 seçimleri yüzde 50 civarındaki oy verme oranı ve sonuçları itibarıyla önceki seçimden bir sapma göstermemiştir. Bu seçimde Yeni Azerbaycan Partisi (YAP) 69 milletvekili ile en fazla koltuğa sahip olmuş-tur. Çoğunluğu YAP ile birlikte hareket eden 46 bağımsız aday parlamentoya girebilmiştir. Bu seçimlerde Müsavat Partisi ve Azerbaycan Halk Partisi milletvekili çıkaramamıştır. 125 koltuklu parlamentoda muhalefet sadece 10 milletvekili çıkarmıştır. Birleşik bloklar olarak seçime giren muhalefet, zayıf örgüt-lenme ve kendi arasındaki bölünmüşlükle iktidarın karşısında etkili bir görüntü suna-mamıştır. 2008 Cumhurbaşkanlığı seçimi 2005 ve 2010 Parlamento seçimlerine ben-

AzErbAYcAn İçİn öncElİK bölgESEl VE uluSlArArASI orTAMI AzErbAYcAn’I önEMlİ bİr AKTör olArAK KAbul EDEcEK VE DIŞ polİTİKA öncElİKlErİnİ HAYATA gEçİrMESİnE uYgun HAlE gElEcEK ŞEKİlDE DönüŞTürMEKTİr.

ANALİZ

3

EKİM 2013 SAYI 11 45www.hazarworld.com

Bakü demiryolu ve Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) fikrinin ortaya çıkması ile Azerbaycan’ın enerji gelirlerini, bölgesel enerji güvenliğini sağlayacak şekilde kullan-maya başladığı anlaşılmıştır. 7 milyar dolarlık yatırım maliyeti olan TANAP Projesi’nde Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi’nin (SO-CAR) payının yüzde 80 olması, hem Nabucco gibi çok uluslu projelerdeki hantallığı ve karar alma süreçlerinde yaşanan tıkanmaları aşmayı, hem de Azerbaycan’ın doğal gazını “daha çok” Türkiye topraklarını kullanarak hayata geçirme niyetini göstermektedir. Bu düzlemde Azerbaycan, kendi petrol ve gazını dış pazarlara ulaştırmak için Batılı şirketleri ikna etmek zorunda kalmadan “oyun kurucu” bir ülke olmayı hedeflemektedir. SOCAR şir-keti, büyük bir devlet tekeli olarak Azerbay-can ekonomisinde yönlendirici bir işleve sa-hip olmanın yanında uluslararası bir yatırım-cı profiline sahiptir. Azerbaycan Devlet Petrol Fonu’nun ulus aşırı ekonomik faaliyetleri dikkat çekmektedir. 2001’de kurulan ve pet-rol gelirlerinin adaletli gelir dağılımının tesisi amacıyla kullanılmasını öngören bu fon, 34 milyar dolarlık muazzam bir büyüklüğe ulaş-mıştır… Ekonomideki kayda değer gelişme yanında, Azerbaycan dış politikası tek taraflı, kriz eksenli ve korkulardan beslenen psiko-loji ve pratiğinden bu süreçte uzaklaşmıştır. Azerbaycan yeni bir dış politika perspektifi benimsemiş, bu yaklaşımla çok taraflı, aktif, dinamik bir dış politikaya geçiş sağlanmıştır… Azerbaycan için öncelik bölgesel ve uluslara-rası ortamı Azerbaycan’ı önemli bir aktör ola-rak kabul edecek ve dış politika önceliklerini hayata geçirmesine uygun hale gelecek şekil-de dönüştürmektir… Devlet Petrol Fonu’ndan yurtdışında eğitim için kaynak harcanmış, çok sayıda Azerbaycanlı genç Amerika, AB ülkeleri, Türkiye ve Rusya Federasyonu’nda eğitim görmüştür.”

2013 SeçİMleRİ

Raporda 2013 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin analiz ve öngörüler de yer aldı. “Seçim-lerin Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in üçüncü dönem yeniden seçilmesi ile sonuçlanacağı, ilgili tüm taraflar açısından şüphe götürmez bir durumdur” ifadeleri kullanılan raporda, Azerbaycan yönetiminin, uluslararası gözlem-cilerin bu seçimi izlemelerine büyük önem verdiği ifade edildi.

Azerbaycan Milli Seçim Komisyonu’nun top-lam 10 adayın üyeliğini kabul ettiği belirtilen analizde şu satırlara yer verildi: “Bu adaylar Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İgbal Ağazade, Zahid Oruc, Güdret Hasanguliyev, Hafiz Ha-cıyev, Ferec Guliyev, Araz Elizade, Cemil He-senli, İlyas İsmayılov ve Serdar Celaloğlu’dur. Muhalefet, seçimlere giden süreçte, geçmişte olduğundan daha fazla birlikte hareket etme zorunluluğu hissetmektedir. İçtimai Palata adı verilen bir şemsiye yapılanma, dinamik ve canlı bir muhalefet oluşturma, sürekliliği olan ortak bir strateji belirleme, seçimlerde avantajlı bir konuma ulaşma gibi hedeflerle çalışmalar yapmaktadır. Muhalefetin itici gücü Müsavat Partisi ve Azerbaycan Halk Cephesi Partisi’dir. Nitekim geniş bir katılım ile oluşturulan Milli Şura seçimlere tek aday ile girme konusunda kararlılığını göstermiş-tir. Muhalefetin en önemli açmazı önceki seçimlerde aldıkları düşük oylar, az sayıda temsilci ile Parlamento’da yer almaları ve nüfusun çok küçük bir oranını çalışmaların-da arkalarında mobilize edebilmeleridir… Azerbaycan siyasi sistemi ve seçimleri üzerine analizlerde, muhalefetin kronik bir bölünme, bir arada hareket edememe ve vizyonsuzluğu üzerinde durulmaktadır. 2003’ten bu yana güçlü Aliyev yönetimi, seçimden seçime hare-

DEVlET pETrol fonu’nDAn YurTDIŞInDA EğİTİM İçİn KAYnAK HArcAnMIŞ, çoK SAYIDA AzErbAYcAnlI gEnç AMErİKA, Ab ülKElErİ, TürKİYE VE ruSYA fEDErASYonu’nDA EğİTİM görMüŞTür.

fErEc QulİYEV

SErDAr cElAloğlu

HAfIz HAcIYEV

İlYAS ISMAYIloV

ArAz ElİzADE

İlHAMAlİYEV

cEMİl HASAnlI

QuDrET HASAngulİYEV

İQbAl AgAzADE

zAHİD oruc

1. HaSEn Bilim ve uzmanlar Kurulu Başkanı prof. dr. Bülent aras

2. adaylıkları azerbaycan Milli Seçim Komisyonu tarafından kabul edilen isimler.

1

2

46

EKİM 2013 SAYI 11 47www.hazarworld.com

GöZleMleR Ve TAVSİYeleR

Raporu kaleme alan Prof. Dr. Bülent Aras, seçimlere ilişkin gözlem ve tavsiyelerini de aktardı. Azerbaycan’ın 2013 seçim sürecine kadar istikrar, kalkınma ve siyasal sistemin ge-lişimini hedefleyen önemli adımlar attığı vurgulanan raporda ayrıca şu ifadelere yer verildi: “Dış politikada uzun süredir devam eden denge siyaseti yerini kendine modern dünyada etkili bir yer arayan siyasete bı-rakmıştır. Azerbaycan, bölgesinde etkili bir konuma ulaştıktan sonra daha geniş çerçevede enerji güvenliği bağlamında oyun kurucu bir pozisyon elde etmiştir. Bu yeni yaklaşımın genel hatları ile tercihini Batıdan yana yaptığı söylenebilir... Azerbaycan’ın 2013 seçimleri sonrasında karşı karşıya kalacağı gündem kayda değer ekonomik gelişmişliği sağlayan bir ülke olarak siyasi rejimi rafine hale getirmek, toplumsal taleplere duyarlı iyi yönetişimin tesisini sağlamak olacaktır. De-mokratikleşme, sonu olmayan bir süreçtir ve iyi yönetişimde çıtayı yükseltmek için anlam-lı ve yapıcı bir yoldur. Azerbaycan için siyasal açılma, ekonomik gelişmişliği pekiştirecek, Azerbaycan halkını ülkenin kalkınma proje-leri arkasında mobilize edecek, uluslararası toplum nezdinde önemini ve güvenilirliğini artıracaktır. Azerbaycan için yıkıcı rekabetin yaşanacağı ve ülkenin kaçınılmaz olarak ge-riye gideceği gerilim siyaseti yapma imkanı ortadan kalkmıştır. Bu tercihi yapanların kısa sürede tarihe mal olacağı açıktır. İktidar ve muhalefetiyle 2013 seçim atmosferinde bu kritik eşiği geçip yepyeni bir perspektif ve enerjiyle daha rafine siyasi ve ekonomik reformların yapılması tek perspektif olarak ülkenin ufkunda yer alıyor.”

ketlenen muhalefet karşısında hemen hiç zor-lanmadan seçimleri kazanmıştır. Muhalefet, Aliyev iktidarının gücü ve seçim stratejileri üzerine odaklanmış, bir anlamda başarısızlı-ğına kılıf hazırlama çabası içinde olmuştur. Ciddi bir yapısal dönüşüm içerisinde olan ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik sorunları, dış politika gündemini araçsallaştırılabilecek bir muhalefet oluşturulamamıştır… Aliyev yö-netiminin icraatları üzerinden seçim yarışına girme tercihi önceki iki dönemde yaptıkları karşılığında halkın desteğini alacaklarına olan güvenden kaynaklanmaktadır… Muhale-fetin etrafında şekillendiği Milli Şura dağılma emareleri gösterirken, Aliyev’e destek için gençlerin oluşturduğu “Benim Cumhurbaş-kanım” hareketi güçlenerek çeşitli faaliyetler yürütmektedir.”

AzErbAYcAn’I SEçİMlEr SonrASInDA SİYASAl AçIlIMlA İlgİlİ bİr günDEM bEKlİYor.

ANALİZ

2

1. “Benim cumhurbaşkanım” kampanyası kısa sürede gençler arasında büyük ilgi topladı.

2. aliyev bu seçimlerden de başarıyla çıkarak liderliğini sürdürmek istiyor.

1

2

48

LIF

E S

TY

LE

prof. Dr. MESuT HAKKI cAŞIn

48

ANALİZ

EKİM 2013 SAYI 11 49www.hazarworld.com

bAŞKAn puTİn’İn KürESEl DİploMASİ

MİMArİSİnDE YEnİ bArIŞçI

VİzYonu VAlDAİ ToplAnTISI’nDA

TArTIŞIlDI

Küresel siyasetin mevcut dinamik ortamında, Rusya’nın Valdai Club strateji enstitüsü tarafından orga-nize edilen Valdai Toplantısı’nda

Rusya ve dünyayı etkileyen siyasi, ekonomik ve askeri politikaların gelecekteki vizyonu tartışıldı. 200 diplomat, devlet adamı, aka-demisyen ve medya mensubunun katılım sağladığı ve oldukça yoğun bir programın uygulandığı toplantıya, Rusya Devlet Başka-nı Vladimir Putin, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Savunma Bakanı Sergey Shoigu, Başkan Yardımcısı Sergey İvanov’un yanı sıra, AB, Japonya, Çin, Hindistan, Endo-nezya, Brezilya, İran’dan devlet ve bilim adamları iştirak ettiler. Valdai İversky Ma-nastırı’ndaki toplantıda söz alan Ortodoks, Müslüman ve Yahudi dini liderler, dinler arası diyalog ve işbirliğinin etnik ve dinsel terör tehdidinin önlenmesinde hayati bir argüman olduğunu, farklı kültürlerin ve kimliklerin diyalog ve hukuk çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladılar.

Toplantının temel tartışma konusu olarak Rusya’nın yeni siyasal elitinin ülkenin ekono-mik ve siyasal yapısının yanı sıra dış politika-da alabileceği roller, ülkede muhalif kanadın demokrasi ve insan hakları konularındaki

50

beklentileri ele alınırken, dinler arası diya-log, radikal dini terörizm ve iç göç sorunsa-lının demokratik enstrümanlar ile çözüme ulaşması meseleleri masaya yatırıldı. Ayrıca Rus ve yabancı uzmanlar, Suriye krizini, Rusya–Avrupa Birliği, Avrasya enerji kay-nakları, Asya Pasifik bölgesindeki güvenlik ve dış politika konuları ile NATO’nun geniş-lemesi gibi farklı parametrelerdeki küresel ve bölgesel konularda da ayrıntılı olarak tar-tışma ve bilgi edinme fırsatını yakaladılar.

Yerli ve yabancı pek çok basın kuruluşunun yakın takibe aldığı toplantının ev sahipliğini sıcak bir konukseverlik atmosferi içinde ger-çekleştiren Valdai Başkanı Sergei Karaga-nov, yeni Rusya’nın ulusal kimliğinin doğru tanımlanmasında toplumun tüm kesimlerini kapsamasının gerekliliğini vurguladı. Baş-kan, Rus gençliğinin ülkenin büyük enerji gücünü ve ekonomik potansiyelini etkin kullanmasına engel teşkil eden rüşvet, yol-suzluk, etnik ve dinsel ayrımcılık gibi kritik problemlerine çözüm üretmesinin zorunlu olduğunu belirtti. Gelecek nesillerin katılım-cı demokratik siyasal yapıda yolsuzluk, göç, bölgesel farklılıklar ve kötümser yaklaşımla-rın aşılmasının diyalog ve ötekine saygı yolu ile mümkün olabileceğine dikkat çekti.

ANALİZ

1. rusya devlet Başkanı putin, valdai toplantısı’na katıldı.

2. prof. dr. Mesut Hakkı caşın ve valdai Başkanı Sergei Karaganov toplantıdaki isimler arasındaydı.

1

MOSKOVA’nın Yenİ STRATejİleRe İHTİYAcı VAR

Putin tarihi kabul edilebilecek konuşma-sında çok farklı siyasal, ekonomik ve askeri konulara değindi. Bu noktada, Putin, Rus vatandaşlarının özgüveninin yaratılma-sında öncelikli meselenin kaliteli eğitim ve öğretmenler olduğunu belirtti. Putin, Moskova’nın yeni stratejilere olan ihtiyaçla-rının karşılanmasında, hızla değişen dünya koşullarına uyum sağlamak açsından Rus kimliğinin tarihi ve kültürel kodlarının doğru teşhis edilmesi, daha açık, şeffaf hale gelen küresel sistemle ortak ve uyumlu bir çizginin takip edilmesi gerektiğini dile getirdi. Putin, 1991 sonrası yeni ideoloji-nin kurgulanmasında, halkın görüşlerine; yukarıdan dayatmacı ideolojik kalıplarla baskı yapılmaksızın paylaşımcı bir anlayışla önem verilmesine vurgu yaptı. Putin bu bağlamda, mevcut problemlerin çözümün-de farklı yaklaşımlara ve görüşlere yer veri-lerek; kızgınlık ve çatışmaya düşmeksizin, farklı düşünenleri ötekileştirmeden geçmi-şin birikim ve tecrübeleri ile geleceği bir-likte harmonize edebilen yaratıcı fikirlerin ortaklaşa yaratılması gerektiğinin de altını çizdi. Akademik açıdan bakıldığında Putin Rus toplum katmanları içinde yer alan Neo-Slavofil, Neo-Batıcı, devletçi ve liberal tüm görüşü savunanların birlikte çalışarak müşterek kalkınmayı yaratmalarının gerek-li olduğunu vurguladı.

Suriye krizini de değerlendiren Putin ve Dışişleri Bakanı Lavrov, güç kullanımının hiçbir şeyi çözemeyeceğini ayrıca iyi plan-lanmayan ve başka amaçlara sapan dış müdahalenin Afganistan, Irak ve Libya’da olduğu gibi ülkeleri ve insanları daha da kötü koşullara sevk edebileceğini vurgula-dılar. Putin, askeri müdahalenin ancak Bir-leşmiş Milletler Sözleşmesi’nin öngördüğü VII. Bölüm hükümleri gereğince Güvenlik Konseyi kararı altında ve meşru müdafaa hallerinde meşru sayılabileceğini belirtti. Putin, Suriye hükümetinin, elindeki tüm kimyasal silahları teslim etmesini umduğu-nu vurgularken, Lavrov ise ellerinde kim-yasal silahların muhalif gruplar tarafından kullanıldığını gösteren kanıtlar olduğunu, bunları kendisinin görmediğini ancak bu kanıtların uzmanlarca incelenip tarafsız bir sonuca varılacağını öne sürdü. Putin, ayrı-ca, İsrail’in bölgedeki diğer ülkeler ile kıyas edildiğinde yüksek teknolojiye sahip bir ülke olarak, nükleer silahlara ihtiyacının olmadığını öne sürdü.

puTİn, 1991 SonrASI YEnİ İDEoloJİnİn KurgulAnMASInDA, HAlKIn görüŞlErİnE; YuKArIDAn DAYATMAcI İDEoloJİK KAlIplArlA bASKI YApIlMAKSIzIn pAYlAŞIMcI bİr AnlAYIŞlA önEM VErİlMESİnİ VurgulADI.

EKİM 2013 SAYI 11 51www.hazarworld.com

Putin ve Lavrov eski Sovyet ülkelerini, özellikle de Moldova ve Ukrayna’yı, Avrupa Birliği yerine Avrasya Gümrük Birliği’ne girmeye zorladığını reddetti. Ukrayna’nın kendi önceliklerini seçmede özgür olduğu-nu belirten Putin, Rusya’nın da AB ile yeni anlaşmalar imzalamak istediğini ancak di-ğer yandan kendi ülke pazarlarını koruma-ları gerektiğini ve bu nedenle bazı önlemler almalarının lüzumlu olduğunu öne sürdü. Putin, “Ukrayna AB ile ilişkilerinden nasıl bir çıkar sağlayabilir? Ortak Pazardan? Bu bir ekonomiyi daha liberal yapmaz. Ayrıca, Ukrayna ekonomisinin böyle bir liberallikle başa çıkabileceğinden emin değilim. Fakat bu bizim işimiz değil. Ukraynalı partnerle-rimiz kendi kararlarını kendileri vermeli-ler” sözlerini de ekledi.

Öte yandan, Putin, Avrupa Birliği ve Batı’nın Putin’in üçüncü defa seçilmesin-deki eleştirilere cevaben, 2018’de yeniden başkanlığa aday olabileceğinin sinyallerini verdi. Ancak Almanya seçimlerini kimin ka-zanabileceği sorusuna Alman eski Savunma Bakanı Volker Rühe’nin, Angela Merkel ola-bileceği yolundaki tahminine; Putin, “Evet, üçüncü defa değil mi?” şeklinde ilginç bir değerlendirmede bulunarak, eleştirilere farklı bir bakış açısı getirdi. Viski ve soda içmekte olan Avrupa’nın demografik yapısı-nın giderek öldüğünü, nüfusun artmaması

2

52

ahlaken kuvvetli ve katılımcı demokratik bir sosyal yapının inşasının vatandaşlarına önem veren bir politika ile mümkün olabi-leceği ana fikrini benimsediği gözlemlen-mektedir.

Suriye krizini de değerlendiren Putin ve Dışişleri Bakanı Lavrov, güç kullanımının hiçbir şeyi çözemeyeceğini ayrıca iyi plan-lanmayan ve başka amaçlara sapan dış müdahalenin Afganistan, Irak ve Libya’da olduğu gibi ülkeleri ve insanları daha da kötü koşullara sevk edebileceğini vurgula-dılar. Putin, askeri müdahalenin ancak Bir-leşmiş Milletler Sözleşmesi’nin öngördüğü VII. Bölüm hükümleri gereğince Güvenlik Konseyi kararı altında ve meşru müdafaa hallerinde meşru sayılabileceğini belirtti. Putin, Suriye hükümetinin, elindeki tüm kimyasal silahları teslim etmesini umduğu-nu vurgularken, Lavrov ise ellerinde kim-yasal silahların muhalif gruplar tarafından kullanıldığını gösteren kanıtlar olduğunu, bunları kendisinin görmediğini ancak bu kanıtların uzmanlarca incelenip tarafsız bir sonuca varılacağını öne sürdü. Putin, ayrı-ca, İsrail’in bölgedeki diğer ülkeler ile kıyas edildiğinde yüksek teknolojiye sahip bir ülke olarak, nükleer silahlara ihtiyacının olmadığını öne sürdü.

Putin ve Lavrov eski Sovyet ülkelerini, özellikle de Moldova ve Ukrayna’yı, Avrupa Birliği yerine Avrasya Gümrük Birliği’ne

halinde de göç almaya devam etmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Rusya Savunma Bakanı Sergei Shoigu, NATO’nun daha fazla genişlemesine ve Füze Kalkanı Projesi kapsamında Avrupa nükleer güç dengesi paritesinin değişmesi-ne Rusya’nın karşı olduğunun altını çizdi. Shogiou, ayrıca Rus Ordusu tarafından başlatılan 2020 yılına yönelik modernizas-yon faaliyetlerinin modern konvansiyonel ve nükleer füze ve silah sistemleri, AR-GE faaliyetleri, doktrin ve personel eğitimi fa-aliyetleri ile planlı olarak sürdürüldüğünü belirtti.

Toplantıda, uzmanlar tarafından Asya Pasi-fik bölgesindeki ekonomik kalkınmanın ve Rusya’nın bölgede daha aktif rol almasının önemi vurgulanırken, Çin’in ABD’nin lider-lik rolündeki yerini alan bir atılım içinde olmasının bölgede güvenlik endişelerine yol açtığı belirtildi. Japonya’nın Rusya ile yeni ekonomik, teknik ve enerji işbirliği projeleri için Sibirya bölgesinde ortaklık antlaşmaları imzalandığına dikkat çekildi. Rusya’nın Brezilya, Hindistan ve Çin ile BRIC ekseninde yeni bir ekonomik ortaklık modeli geliştirmekte arzulu olduğu ayrıca dile getirildi.

Sonuç olarak, diplomatik açıdan son derece başarılı olan Valdai Toplantısı esnasında Kremlin’in siyasal boyutta muhalefete ve eleştirisel yaklaşıma daha ılımlı, mevcut ik-tidarın kamuoyu desteğinden emin bir yak-laşım sergilediğini, Putin ve kurmay heyeti-nin Duma ile uyumlu bir tempo yansıttığını belirtmek gerekir. Rus heyetinin politik, ekonomik, askeri ve akademik mesajlarının satır aralarına dikkatle bakıldığında zengin petrol ve gaz rezervlerinin yanı sıra doğal kaynaklara sahip Rusya’nın liberal ekono-minin gerekli kıldığı yeni rekabetçi ekono-mik kalkınma planlarına öncelik verdiğinin mesajları alınmıştır. Rusya bu noktada, mevcut küresel ekonomik krize rağmen, kritik bir kırılma ve kaos yaşanmadan uluslararası rekabeti ve toplumsal refahı koruyabildiği, askeri güvenlik konularında yeni modernizasyon projelerini adım adım devreye sokarken toplumsal uzlaşı, etnik ve dinsel azınlıklar ile mütekabiliyete dayalı bir diyalog modeline önem veren bir portre çizdiğini söylemek mümkün görülmektedir. Bu itibarla, Rusya’nın yeni siyasal elitinin, toplumsal kalkınmada başarının fertle-rin kaliteli eğitim alan, toplumsal olarak entelektüel bilgi ile donatılmış, ruhen ve

1

1. toplantıya katılan rusya devlet Başkanı putin, 2018’de yeniden başkanlığa aday olabileceğinin sinyallerini verdi.

2. valdai toplantısı’nda rusya ve dünyayı etkileyen siyasi, ekonomik ve askeri politikaların gelecekteki vizyonu tartışıldı.

ANALİZ

“ruS gEnçlİğİnİn ülKEnİn poTAnSİYElİnİ KullAnMASInA EngEl TEŞKİl EDEn rüŞVET, YolSuzluK, ETnİK VE DİnSEl AYrIMcIlIK problEMlErİnE çözüM gETİrİlMElİ.”

EKİM 2013 SAYI 11 53www.hazarworld.com

girmeye zorladığını reddetti. Ukrayna’nın kendi önceliklerini seçmede özgür olduğu-nu belirten Putin, Rusya’nın da AB ile yeni anlaşmalar imzalamak istediğini ancak di-ğer yandan kendi ülke pazarlarını koruma-ları gerektiğini ve bu nedenle bazı önlemler almalarının lüzumlu olduğunu öne sürdü. Putin, “Ukrayna AB ile ilişkilerinden nasıl bir çıkar sağlayabilir? Ortak Pazardan? Bu bir ekonomiyi daha liberal yapmaz. Ayrıca, Ukrayna ekonomisinin böyle bir liberallikle başa çıkabileceğinden emin değilim. Fakat bu bizim işimiz değil. Ukraynalı partnerle-rimiz kendi kararlarını kendileri vermeli-ler” sözlerini de ekledi.

Öte yandan, Putin, Avrupa Birliği ve Batı’nın Putin’in üçüncü defa seçilmesin-deki eleştirilere cevaben, 2018’de yeniden başkanlığa aday olabileceğinin sinyallerini verdi. Ancak Almanya seçimlerini kimin ka-zanabileceği sorusuna Alman eski Savunma Bakanı Volker Rühe’nin, Angela Merkel ola-bileceği yolundaki tahminine; Putin, “Evet, üçüncü defa değil mi?” şeklinde ilginç bir değerlendirmede bulunarak, eleştirilere farklı bir bakış açısı getirdi. Viski ve soda içmekte olan Avrupa’nın demografik yapısı-nın giderek öldüğünü, nüfusun artmaması halinde de göç almaya devam etmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Rusya Savunma Bakanı Sergei Shoigu, NATO’nun daha fazla genişlemesine ve

Füze Kalkanı Projesi kapsamında Avrupa nükleer güç dengesi paritesinin değişmesi-ne Rusya’nın karşı olduğunun altını çizdi. Shogiou, ayrıca Rus Ordusu tarafından başlatılan 2020 yılına yönelik modernizas-yon faaliyetlerinin modern konvansiyonel ve nükleer füze ve silah sistemleri, AR-GE faaliyetleri, doktrin ve personel eğitimi fa-aliyetleri ile planlı olarak sürdürüldüğünü belirtti.

Toplantıda, uzmanlar tarafından Asya Pasi-fik bölgesindeki ekonomik kalkınmanın ve Rusya’nın bölgede daha aktif rol almasının önemi vurgulanırken, Çin’in ABD’nin lider-lik rolündeki yerini alan bir atılım içinde olmasının bölgede güvenlik endişelerine yol açtığı belirtildi. Japonya’nın Rusya ile yeni ekonomik, teknik ve enerji işbirliği projeleri için Sibirya bölgesinde ortaklık antlaşmaları imzalandığına dikkat çekildi. Rusya’nın Brezilya, Hindistan ve Çin ile BRIC ekseninde yeni bir ekonomik ortaklık modeli geliştirmekte arzulu olduğu ayrıca dile getirildi.

Sonuç olarak, diplomatik açıdan son derece başarılı olan Valdai Toplantısı esnasında Kremlin’in siyasal boyutta muhalefete ve eleştirisel yaklaşıma daha ılımlı, mevcut ik-tidarın kamuoyu desteğinden emin bir yak-laşım sergilediğini, Putin ve kurmay heyeti-nin Duma ile uyumlu bir tempo yansıttığını belirtmek gerekir. Rus heyetinin politik, ekonomik, askeri ve akademik mesajlarının satır aralarına dikkatle bakıldığında zengin petrol ve gaz rezervlerinin yanı sıra doğal kaynaklara sahip Rusya’nın liberal ekono-minin gerekli kıldığı yeni rekabetçi ekono-mik kalkınma planlarına öncelik verdiğinin mesajları alınmıştır. Rusya bu noktada, mevcut küresel ekonomik krize rağmen, kritik bir kırılma ve kaos yaşanmadan uluslararası rekabeti ve toplumsal refahı koruyabildiği, askeri güvenlik konularında yeni modernizasyon projelerini adım adım devreye sokarken toplumsal uzlaşı, etnik ve dinsel azınlıklar ile mütekabiliyete dayalı bir diyalog modeline önem veren bir portre çizdiğini söylemek mümkün görülmektedir. Bu itibarla, Rusya’nın yeni siyasal elitinin, toplumsal kalkınmada başarının fertle-rin kaliteli eğitim alan, toplumsal olarak entelektüel bilgi ile donatılmış, ruhen ve ahlaken kuvvetli ve katılımcı demokratik bir sosyal yapının inşasının vatandaşlarına önem veren bir politika ile mümkün olabi-leceği ana fikrini benimsediği gözlemlen-mektedir.

2

54

ROTA

ZAMAnIn DUrDUĞU

Kent

www.hazarworld.com EKİM 2013 SAYI 11 55

“açık hava müzesi” olarak nitelendirilen Buhara; İbni

Sina ve İmam Buhari gibi tıp ve İslam dünyasının ünlü

isimlerinin de memleketi...TİMur özKAn

arihi kalesi başta olmak üzere hepsi de tarihi nitelikteki camileri, medre-

seleri ve türbeleriyle, görkemli tarihini bugün de yaşatmaya devam eden Buhara

her dönem önemli bir yönetim, ticaret ve kültür merkezi olmuş kadim bir kent. Halen Özbekistan’ın, kendisiyle aynı adı taşıyan eyaletinin merkezi olan kent geçmişte Samaniler, Şeybaniler ve Aştarhaniler ile Bu-hara Emirliği’ne ve de Buhara Halk Sovyet Cumhuriyeti’ne başkentlik yapmış.

Buhara’da yapılan arkeolojik kazılarda ele geçirilen buluntular, yöredeki kentleşmenin 2500, insan yerleşimlerinin ise en az 5 bin yıl öncesine uzandığını gösteriyor. Adının, Sogd-ça (İran kökenli ilk yerleşimciler) “bereketli toprak” anlamındaki Buharak veya Farsça “bilginin kaynağı” anlamındaki Bukhar’dan geldiği rivayet edilen Buhara sözcüğünün kökeni hakkında birçok rivayet söz konusu. Bu rivayetlerden biri de Budist Tapınakları-nın Sanskritçedeki karşılığı olan Vilhara’nın zamanla Buhara’ya dönüştüğü şeklinde. Buhara adı 4-5. yüzyıla ait madeni paralarda ve ayrıca 8. yüzyılda, Türk adının geçtiği ilk yazılı belgeler olan Orhun anıtlarından Kül Tigin yazıtında da yer almış...

UneScO DünYA MİRASı lİSTeSİ’nDe

İlk olarak, bugün Ark adı verilen kalede kurulan Buhara’yı gezmek için; Samani Park’tan başlayarak kent merkezini baştan-başa geçen Şohrud Kanalı’na paralel Bak-hauddin Nakşibendî Bulvarı ile kentin bir diğer ana arteri olan Hoca Nurobod Caddesi arasında yürümek yeterli...

Buhara’da dünyaya veda eden Samanilerin kurucusu İsmail Samani’nin türbesinin bulunduğu Samani Park’tan başlayan yürü-yüşümüzde ikinci durağımız birbirine komşu Madari Han ve Abdullah Han medreseleri oluyor. Sırada Kale var.

1993 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Buhara’nın tarihi mer-kezinin en eski yapısı Ark yani Kale. Eğik yüzeyi ve kerpiç duvarlarıyla oldukça ilginç bir görünüme sahip olan Buhara Kalesi’ni önce, ailesini terk ederek bu yöreye yerleşen İranlı Siyavuş Bin Keykavus yaptırmış. Daha sonra Araplar tarafından yıkılan ve Samani-ler tarafından yeniden inşa edilen Kale, kent merkezine göre 20 metre kadar yüksekte

www.hazarworld.com

56

ROTA

yer alıyor. Kale’de ayrıca Arkeoloji ve Tarih Müzeleri görülebilir.

Kale’nin eteğindeki Registan Meydanı’nın batı tarafında Miri Arab Medresesi ile çinili taç kapısı ve 47 metrelik işlemeli minaresiyle hemen fark edilen tarihi Kalyon Camisi yer alıyor. Zamanında Orta Asya’nın en saygın eğitim kurumlarından olan Miri Arab Medresesi ise mavi çini kubbesiyle dikkat çekiyor. Kervanların uzaktan görebilmesi için geceleri üzerinde ateş yakılan yüksek minaresinden ötürü Kalyon (Büyük) olarak adlandırılan cami Sovyetler Birliği dönemin-de depo olarak kullanılırken, 16. yüzyılda kurulan Miri Arab, Sovyet döneminde kapatılmayan tek medrese olmuş...

Bİn KUBBelİ KenT

Nurobod ve Hakikat caddelerinin köşesinde-ki Tagi Zargaron (kuyumcular) ile Hakikat üzerindeki Abdullah Han ve Tagi Tilpak Fu-ruşon (şapkacılar) çarşıları kentin gelenek-sel alışveriş merkezleri. Buhara’nın bir diğer tarihi alışveriş merkezi olan Tagi Sarrafon (sarraflar) ise biraz daha güneyde Arabon Caddesi’nde. Sıcağa karşı bir önlem olarak iç içe yapılan çifte kubbeleriyle dikkat çeken bu çarşılar Buhara’nın “bin kubbeli kent” olarak da anılmasına vesile olmuş.

Bu bölgede ayrıca Uluğbey ve Abdülaziz Han medreseleri ile Uluğbey Medresesi içindeki Buhara Mimarlık Eserleri ve Abdü-laziz Medresesi’ndeki Ahşap Oyma Eserler Müzesi gezilebilir.

Feyzullah Hocayev Parkı’na ulaştığımız-da kaşımıza çıkan Magoki Attori Cami-si ile cami yakınlarındaki Divan Beyi Medresesi’ni ve de Lebi Havuz’u Buhara’nın görülmesi gereken diğer tarihi eserleri arasında not edebiliriz. Caminin çinileri zamana direnenmiş ama medresenin giriş kapısındaki tavus kuşu motifli çiniler göz ka-maştırıyor. Bir zamanlar 200 kadar havuzun varlığı bilinen Buhara’da günümüze kadar ulaşan Lebi Havuz kentin en merkezi mey-danlarından birinde bulunuyor.

Buhara’nın tarihi medreselerinden biri de günümüze sadece küçük camisi ulaşabilen Chor Minor (Dört Minare) Medresesi olup caminin mavi küçük kubbelerle biten mi-nareleri, bildiğimiz minarelere benzemiyor. Ara sokaklarda yer aldığı için biraz aramayı gerektiren Chor Minor gibi gene arada bir yerde kalmasına rağmen Buhara’da

atlanmaması gereken bir yapı da Feyzullah Hocayev Evi. 1891’de yapılan ve ahşap işle-meleriyle göz dolduran ev, Abdulla Tukay Caddesi üzerinde yer alıyor.

BüYüK BİlGİnleRİn MeMleKeTİ

Buhara yetiştirdiği ünlü bilginlerle de tarihe geçmiş bir kent. 980’de Buhara yakınların-daki Afşana’da doğan dünyaca ünlü hekim, yazar, filozof İbni Sina, eğitimini Buhara’da almış ve 16 yaşında başladığı tıp eğitimini 19 yaşında tamamlayarak hasta bakmaya başlamış. 57 yaşında dünyaya veda eden İbni Sina arkasında, aralarında “Tıbbın Kanunu” adlı ünlü eserinin de bulunduğu tıp ve fel-sefe üzerine 200 kitap, 500’e yakın makale bırakmış. Buhara, İslam Âlemi’nin en büyük

1

2 3

1. ark Kale’nin surlarının yüksekliği 16-20 metre arasında değişiyor.

2. Buhara mimarisindeki altın kaplamalı ve kemerli işlemeler göz kamaştırıyor.

3. tarihi İpek yolu’nun merkezlerinden olan Buhara’nın genel görünümü ve arkada yükselen Kalyan Minare.

4. nadir divan Beyi Medresesi’ndeki çinilerden bir görüntü.

5. 15. yy’da yapılan Kalyan camii.

6. Kalyan camii’nin içinden avlunun görüntüsü.

EKİM 2013 SAYI 11 57www.hazarworld.com

4

muhaddisi (hadis uzmanı) İmam Buhari’nin de memleketi olup 810’da Buhara’da doğan ünlü bilginin “Sahihi Buhari” adlı eseri İslamiyet’in Kur’an-ı Kerim’den sonraki en önemli rehberi olmuştur.

Başkent Taşkent’e 616, Semerkand’a 268 km uzaklıktaki Buhara’ya, Taşkent’ten uçakla, Semerkand’dan trenle ulaşılabilir. Özbekistan yeşil pasaport sahipleri dâhil (sadece diplomatik gri pasaportlar vizeden muaf) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları-na vize uyguluyor. Öte yandan Özbekçe, Türkçe’ye büyük benzerlik gösterdiği için, Özbekistan’ın her tarafı gibi Buhara da bir tercümana veya anlaşmak için herhangi bir başka dile gerek duymadan rahatlıkla gezilebilecek bir kent.

özbEKçE SözlüKrahmat: teşekkür

Hayırlı tong: Günaydın

Çoyhona: Çayhane

Oşhona: Aşhane

Yahşi: Güzel

Üy: ev

Huş keldingiz: Hoş geldiniz

Bir/İkki/Üç: Bir/İki/Üç

On/Yigirma/ellik: On/Yirmi/elli

5

6

54

KÜLTÜR SANAT

HAYALET AVI HUNTING THE PHANTOMYönetmen: Marina Kunarova Oyuncular: Kristina Loken, Armand Assante, Jose Rosete

Küresel bir oluşum olan “Phantom” dün-yada güvenli bir ortam sağlanmasını amaçladığını öne sürüyor ama işin arka planında bu oluşumun insanlar üzerinde tam bir kontrol kurması yatıyor.Kariyerinin zirvesinde olan bir polis ola-rak Timur nişanlısını kurtarmak üzere karıştığı olayda “Phantom” oluşumunu ortaya çıkarmak için mücadele ediyor. Kazak sinemasının fantastik aksiyon ve gerilim türündeki bu eserini büyük bir keyifle izleyeceksiniz.

EKİM 2013 SAYI 11 55www.hazarworld.com

türKMEnİStan ŞİFaLI BİtKİLEr

Yazar: Gurbanguli Berdimuhamedov

Türkmenistan’da bilim ve tıpta kullanılan 150’den fazla şifalı madde bulunuyor. Mesleği Diş Hekimliği olan Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhamedov’un sağlık alanında yazdığı beşinci kitap konumundaki bu eserde modern tıpta da kullanılan ve bilim adamlarının ilgisini çeken şifalı bitkiler inceleniyor.

noBELLEr, noBEL ödüLü vE BaKü pEtroLLErİ

Yazar: Vefa KurbanYayınevi: Yeditepe Yayınevi

Bakü’de yaşayan Nobel Kardeşler’in bir fabrikası vardı daha önceden Rusya’da silah ve gaz yağı ticareti ile uğraşıyorlardı. 1870’lerin başında St. Petersburg’dan Azerbaycan’a gelerek petrol çalışmaları ile ilgilenen Robert Nobel, kardeşlerini de bu sektöre çekerek 1879 yılında hep birlikte “Nobel Kardeşler Şirketi”ni kurdu. Bu eserde de Bakü’de petrol sanayinin gelişimi ile birlikte Nobeller’in bundan nasıl istifade ettiği ve Nobel Ödülleri’nin arka planı derin şekilde anlatılıyor.

LoS aMİGoS dEL artE KonSErİ

Tarih: 18 EkimYer: Azerbaycan Devlet Akademik Opera ve Bale Tiyatrosu

“Viva İspanya 2013” Uluslararası Flamenko Yarışması’nın galibi olan Los Amigos Del Arte Grubu Bakü’de müzik severler ile buluşarak Latin Amerika ezgilerini Azerbaycan’a taşı-yacak. Los Amigos Del Arte, Meksika Halk Sanatını ve Latin Amerika kül-türünü dünyaya tanıtmayı amaçlayan zengin bir geleneğe sahip kar amacı gütmeyen bir kuruluş.

çEHov MaKİnESİ

Tarih: 12 - 23 EkimYer: İstanbul Devlet Tiyatroları Üsküdar Tekel Sahnesi

Anton Çehov’un karakter olarak yer aldığı bu şiirsel oyun, büyük bir yazarın yaşam ile ölüm arasındaki döngüde oyunları ile birlikte yaratmış olduğu kandi karakterleri ile buluşma-sını anlatıyor. Oyundaki karakterler özünü taşımakla birlikte ait oldukları dünyadan da farklı bir karaktere de sahipler. Bu yaklaşım ile Çehov yarat-tığı karakterleri bizlere sorgulatıyor.

HatIrat BaHçESİ

Tarih: 23 Ekim – 2 Kasım Yer: Ankara Vakıf Eserleri Müzesi

Huguette Rigot’un Orta Asya takıları ve oyaları ile tablo, kutu ve nazarlıklara ev sahipliği yapan sergi Anadolu’dan Türkmenistan’a, Ortadoğu’dan Çin’e mistik nitelikli kültür anlayışının yorumluyor. Sergi hakkında Huguette Rigot, “Batıdan miras beğenilerim kadar, Doğu’ya ve Osmanlı dünyasına duyduğu tutkudan ilham alan hayal gücümü serbest bıraktım. Dekoratif sanatlar ve el sanatları alanında birçok ders almıştım, bu bilgileri de ekleyerek, tüm bu öğelerden eldeki eserleri ortaya çıkardım.” diyor.

SErgİ

60

SUMMARYкраткое

изложение

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 61www.hazarworld.comwww.hazarworld.com

SUMMARY/ краткое изложение

Turkish think-tanks define the global agenda today; they gather world leaders and discuss priority issues of Turkey and the region. The best example for this would be the Caspian Forum held on the 25th of September, 2013 in New York by Caspian Strategy Institute. With its distinguished participants and speakers as well as its professional orga-nization, Forum was as successful as the meetings that are regularly held for years.

During the Caspian Forum, which can be regarded as ‘Davos’ for the region, main topics were the Southern Gas Corridor, TANAP as the Corridor’s first step, and TAP as the Corridor’s extension in Europe. Ministers of Foreign Affairs from nine countries attended the meeting, including the Minister of Foreign Affairs Mr. Ahmet Davutoğlu and Azerbaijan’s Minister of Foreign Affairs Mr. Elmar Mammad-yarov, and the panel moderator was Charlie Rose. Defined as a peace corridor by Mr. Davutoğlu, the Southern Gas Corridor was discussed at the Caspian Forum which is the cover story of this issue.

With the ongoing excitement about elections in Azerbaijan this month, HASEN Chairman of the Board of Academics and Experts Mr. Bülent Aras shared his views about the elections in his report. HASEN Expert Prof. Dr. Mesut Hak-kı Caşın wrote about Russia’s policy on Syria in his column ‘Diplomacy Academy’. Mr. Caşın also followed the Valdai Meeting in Russia. Moreover, HASEN Expert Dr. Cemil Ertem made a comment on the search for energy in Eastern Mediterranean.

Hope to see you in the next issue…

haldun yavaşCaspian Strategy

InstituteSecretary General

Отныне Турецкие аналитические центры определяют повестку дня в мире, организуя встречи мировых лидеров, на которых обсуждаются приоритетные вопросы Турции и региона. Наиболее важным примером этого явился Каспийский форум, организованный в Нью-Йорке 25 сентября Институтом стратегических исследований Каспия. Участие на форуме избранных лидеров и докладчиков и его профессиональная организация стали залогом успеха форума, как и других встреч, регулярно проводимых в течение многих лет. На Каспийском форуме, который можно рассматривать как «Давос для региона», основными темами были: Южный газовый коридор, с точки зрения энергетической безопасности Европы, TANAP, как первый этап коридора и его продолжение в Европе ТАР. Министры иностранных дел из девяти стран приняли участие на заседании панели, в том числе министр иностранных дел Ахмет Давутоглу и министр иностранных дел Азербайджана Эльмар Мамедъяров, а модератором панели был Чарли Роуз. На Каспийском форуме обсуждался Южный газовый коридор, названный Давутоглу коридором мира. Председатель Совета ученых и экспертов HASEN проф., др. Бюлент Арас поделился своим мнением по поводу выборов в Азербайджане в этом месяце. Эксперт HASEN Проф., др. Месут Хаккы Джашын написал о политике России в отношении Сирии в своей колонке «Дипломатическая академия». Кроме того, проф. Джашын наблюдал за Валдайской встречей в России. Эксперт HASEN др. Джемиль Эртем прокомментировал разведку энергоносителей на Восточном Средиземноморье. Надеюсь увидеть вас в следующем номере ...

Халдун ЯвашКаспийский стратегический институт Генеральный секретарь

62

SUMMARY/ краткое изложение

IMporTAncE of THE SouTHErn gAS corrIDor WIll IncrEASE for EuropE

Значение Южного

гаЗового коридора

для европы воЗрастет

High demand coming from the recip-ient companies in Europe for European Southern Gas Corridor,

ensuring Europe’s energy supply security and diversification of energy resources in terms of natural gas, indicates that the project is irrevocable and has critical importance.

Last June, after the TAP pipeline was chosen by Shah Deniz Consortium to carry Azerbaijan’s Shah Deniz gas to Europe, the Consortium came to the table with European buyers for the gas flow which will start with 10 billion cubic meters annu-ally.

More than 15 European gas operator

повышение интереса со стороны компаний-покупателей Европы к Южному газовому коридору, который имеет решающее значе-ние для обеспечения энергетической безопасности и диверсифи-

кации поставок энергоресурсов показывает, что в будущем проект станет еще более важным и необходимым для Европы.

В июне Консорциум Шах-Дениз для транспортировки газа в Европу с месторождения Шах-Дениз выбрал трубопровод ТАР и начал переговоры с европейскими покупателями о поставках газа, которые на начальнем этапе составят 10 миллиардов кубических метров газа за год.

Более 15 европейских компаний газовых операторов представили консорциуму заявки на приобретение Шах-Денизского газа. Предложение от европейских покупателей почти в два раза превыси-ли имеющуюся производственную мощность в 10 миллиардов кубиче-ских метров.

Соглашения, подписанные в Баку 19 сентября с девятью компания-ми европейских покупателей, каждый из которых охватывает 25-лет-ний период, являются долгосрочными соглашениями. Эти соглашения предоставляют для европейских покупателей разнообразие источни-ков и гарантию поставок в будущем, а для консорциума Шах-Дениз

a 25-year gas supply agreement was signed in Baku between Shah deniz consortium and buyer companies in Europe. With the agreement that is expected to provide about $ 200 billion of income, European countries will be providing cost advantages in gas source diversification and security of supply.EMİn EMrAH DAnIŞ

в Баку подписан 25-летний контракт на поставку газа между Консорциумом шах-дениз и компания-ми покупателей в Европе. Благодаря этому согла-шению, которое, как ожидается, обеспечит около 200 млрд. долларов дохода, европейские страны получат диверсификацию источников, и безопас-ность поставок газа, и ценовые преимущества. Эмин Эмрах даныШ

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 63www.hazarworld.comwww.hazarworld.com

companies offered bids to the consortium. European buyers offered nearly twice the current capacity of 10 billion cubic meters of Shah Deniz gas.

Each agreement signed with nine European buyers in Baku in September 19th are 25- year long-term agreements. These agreements provide European buy-ers the guarantee of source diversity and supply for the future as much as the guar-antee of constant demands for Shah Deniz consortium for the next 25 -year period.

Shah Deniz gas is scheduled to arrive to Turkey in 2018 and to buyers in Europe in 2019. Exports from the Shah Deniz in 2026 are planned to rise to 31 billion cubic meters / a year.

SHAH DenıZ GAS STAnDS OUTRussia which is the most important gas supplier of Europe today, begin to see Asia, especially China as the new primary market. Other exporting countries decreasing exports having an effect for European buyers to see significant impor-tance in the Southern Gas Corridor for long-term projections and planning’s.

The demand for Shah Deniz gas which brings significant advantages in terms of both cost and security of supply, seems to reach a level which is higher than was pre-sumed to be presented to the European buyers in the coming years.

With Europe taking a progressive pro-cess of recovery in the continental eco-nomic crisis, demand for natural gas will be an upward trend. The Southern Gas Corridor’s importance will likewise increase for Europe according to increas-ing demand from various sources, uninter-rupted provision of more favorable market prices. Describing the agreements as tremen-dous, BP Azerbaijan President Gordon Birrell commented: “Today, we are wit-nessing the agreements that deal with one of the largest oil and natural gas industry. As Shah Deniz Consortium, we are hon-ored for concluding this agreement. Azerbaijan will be a reliable gas supplier for Europe and Shah Deniz will provide this. Opportunities will follow this first step taken in the future. “ The Southern Gas Corridor will continue to be one of the most critical sources of energy supply for Europe with any addi-tional capacity increases in the coming years and growing importance for all par-ties.

гарантируют стабильный спрос в последующий 25-летний период.

Шах-Денизский газ начнет поступать в Турцию в 2018 году, в то время как, покупатели в Европе, будут получать его в 2019 году. Планируется повышение объёма экспорта из

месторождения Шах-Дениз в 2026 году до 31 млрд кубометров год.

шаХ-дЕнизсКий газ выХодит на пЕрЕдний планЕвропейские покупатели в своих долгосрочных прогнозах и планировании импорта начали придавать большее значение Южному газовому коридору из-за того, что Россия, которая сегодня является самым важным постав-щиком газа в Европу, начинает рассматривать Китай и Азию в качестве нового предпочтительного рынка. И другая причина - уменьшение объёма экспорта из других стран-экспортеров. Ожидается, что благодаря значи-тельным преимуществам с точки зрения стоимости и надежности поста-вок, спрос на шах-денизкий газ ближайшие годы в превысит объём поста-вок планируемых для покупателей в Европе.

Вследствие прогрессивного процесса восстановления Европы после выхода из экономического кризиса, охватившего большую часть конти-нентальной Европы, вместе с ростом спроса на природный газ беспере-бойное обеспечение его по более благоприятным рыночным ценам и из различных источников, стало иметь более критическое значение для Европы. В той же мере также увеличивается значение Южного газово-го коридора для Европы.

Охарактеризовав подписанные соглашения, как очень крупные, Президент BP по Азербайджану Гордон Биррелл в своей речи сказал: «Сегодня мы являемся свидетелями соглашения, которое является одним из крупнейших в нефтегазовом секторе. Как Консорциум Шах-Дениз, мы гордимся заключением этого соглашения. Азербайджан будет надежным поставщиком газа в Европу. После предпринятого первого шага, в буду-щем откроются новые возможности.»

Южный газовый коридор, благодаря возможному дополнительному увеличению мощностей в ближайшие годы и растущему его значению для всех сторон, будет по-прежнему являтся одним из наиболее важных источников энергоносителей для Европы.

davutoğlu: “Southern Gas corridor is not only an energy corridor but also a peace corridor.” Давутоглу: «Южный газовый коридор является не только энергетическим коридором, но и коридором мира»

64

SUMMARY/ краткое изложение

cASpIAn foruM gATHErED THE cAucASuS AnD THE bAlKAnSCaspian Strategy Institute held the second Caspian Forum in new york, uSa, gathering Foreign Ministers of Turkey as well as the Balkan and Caucasian countries with a focus on the Southern Gas Corridor and European energy security.MErVE DAMcI

www.hazarworld.com octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 65

каспиЙскиЙ ФорУм соБрал

представителеЙ кавкаЗа и Балкан

проводящаяся в первый раз сертификационная программа Каспийской летней школы собрала

специалистов отрасли,руководителей,а также представителей академических кругов,всего в общей

сложности 22 человека из 10 стран мира.мерве дамджы

www.hazarworld.com

66

SUMMARY/ краткое изложение

offering numerous cooperation opportu-nities in several fields such as energy, trade, transportation and security; Caspian region is rising in the world day by day. In this regard, Western

interest in Caspian countries is increasing in terms of regional cooperation and investment opportunities.

Caspian Strategy Institute’s mission is to produce genuine research on the Caspian region and take an active part in the process of transforming the region into a significant center in the world. After the first Caspian Forum held in Istanbul in December last year, Caspian Strategy Institute (HASEN) organized the sec-ond Caspian Forum in New York, USA on the 25th of September, 2013. ‘European Energy Security and the Southern Gas Corridor’ themed Forum gathered policy leaders, high-level officials, about 600 energy special-ists, academicians, journalists and business leaders from the USA, EU, Greece and Turkey as well as the countries in the Caspian region from Azerbaijan to Georgia.

The Forum was held in Waldorf Astoria Hotel, one of the most prestigious hotels in New York. American CBS television’s world-famous journalist Mr. Charlie Rose participated as the moderator of the Forum, and Bloomberg Turkey New York representative Ms. Melike Ayan participated as the presenter. The Forum started with the welcome speeches of the Caspian Strategy Institute Secretary General Mr. Haldun Yavaş, SOCAR Vice President Mr. Elshad Nasirov, Shah Deniz Consortium Vice President Mr. Alasdair Cook, Foreign Minister of Albania Mr. Ditmir Bushati, Foreign Minister of Bosnia Herzegovina Mr. Zlatko Lagumdzija, Deputy Prime Minister and Foreign Minister of Croatia Ms. Vesna Pusic, and the Foreign Minister of Macedonia Mr. Nikola Poposki. Underlining the impor-tance of the implementation of Southern Gas Corridor project for HASEN which focuses on the Caspian Region as the strategic center; HASEN Secretary General Mr. Haldun Yavaş said “The participation of Balkan countries such as Croatia, Bosnia-Herzegovina, Albania, Montenegro, Macedonia and Greece proved that TANAP, which was implemented under the leader-ship of Azerbaijan and Turkey, is more than just an energy pipeline project. The Southern Gas Corridor was realized with TANAP and TAP. TANAP is the most powerful peace project, linking Azerbaijan and Turkey to the Balkans and Europe.”

At the end of the panel, SOCAR Vice President Mr. Elshad Nasirov, TANAP Board Member Mr. Samir Kerimli, Shah Deniz Consortium Vice President Mr. Alasdair Cook, TAP External Affairs Director Mr. Michael Hoffman, Statoil Representative Mr. Kevin Massy was granted CR awards. Institutions and organi-zations such as SOCAR, TANAP, BP, TAP, Statoil, Turkish Petroleum Corporation and EUCERS support-ed the Caspian Forum.

Каспийский форум состоялся в неделю Генеральной Ассамблеи ООН.

caspian Forum was held in the un General assembly week.

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 67www.hazarworld.com

Во второй раз в Нью-Йорке Каспийским стратегиче-ским институтом был организован форум, целью которого стало обсуждение Южного газового коридо-ра, который обеспечит энергетическую безопасность в Европе. Форум собрал вместе министров иностранных

дел Турции, стран Кавказа и Балкан.Каждый год Каспийский форум привлекает пристальное внима-

ние предоставляемыми им возможностями партнерства во многих отраслях, где ведущими являются энергетика, торговля, коммуни-кация и безопасность. В этой связи, возрастает интерес Запада к региональному сотрудничеству и возможности инвестиций в стра-ны Каспия.

Каспийский стратегический институт (HASEN), играющий активную роль в процессе превращения региона в крупный миро-вой центр и проводящий независимые исследования, связанные с Каспийским регионом, выступил организатором первого Каспийского форума, прошедшем в минувшем году в Стамбуле и второго, состоявшегося 25 сентября в городе Нью-Йорке. На неде-ле Генеральной Ассамблеи ООН на уровне министров иностран-ных дел была организована встреча по вопросам Европейской Энергетической безопасности и Южного газового коридора, кото-рая привлекла лидеров стран каспийского региона от Азербайджана до Грузии, высокопоставленных чиновников из США, ЕС, Греции и Турции, около 600 специалистов по энергети-ке, академиков, журналистов и бизнесменов.

Форум проводился в одном из самых престижных отелей Нью-Йорка «Waldorf Astoria», его ведущим стал всемирно известный журналист CBS Чарли Роуз, а обязательство завершать церемо-нию взяла на себя представитель Bloomberg Turkiye New York Мелике Айан. Форум начался с приветственных речей Генерального Секретаря Каспийского Стратегического Института Халдуна Яваша, вице-президента ГНКАР Эльшада Насирова, вице-президента консорциума «Шахдениз» Алистера Кука, министра иностранных дел Албании Дитмира Бушати, министра иностранных дел Боснии и Герцеговины Златко Лагумджия, заместителя премьер-министра Хорватии и министра иностранных дел Весны Пусич, министра иностранных дел Македонии Николы Поповского. Для реализации проекта Южного газового коридора выбор Каспийского региона в качестве страте-гического центра является важным решением для HASEN. Подчеркивая это, Генеральный секретарь HASEN Халдун Яваш заявил: «Участие на уровне министров иностранных дел таких балканских стран, как Хорватия, Босния и Герцеговина, Албания, Черногория, Македония и Греция, доказало, что реализация проек-та TANAP, строительство энергетического трубопровода под руко-водством Турции и Азербайджана, имеет важное значение. Идея Южного газового коридора стала реальностью вместе с TANAP и TAP. TANAP – это проект самой сильной связи и мира, объединя-ющий Турцию и Азербайджан с Балканами и Европой»

По окончании дискуссии были вручены награды вице-президенту ГНКАР Эльшаду Насирову, члену Совета директоров TANAP Самиру Керимли, вице-президенту консорциума «Шахдениз» Алистеру Куку, директору по внешним связям TAP Майклу Хоффману и представителю Statoil Кевину Мэсси. Помимо этого, Каспийскому форуму была оказана поддержка со стороны таких организаций, как TANAP SOCAR, BP, TAP, Statoil, TPAO и EUCERS.

На форуме приняли участие много дипломатов,

политиков и журналистов.

a great number of diplomats, politicians and journalists

attended the Forum.

68

SUMMARY/ краткое изложение

WHAT DID THEY SAY?Main theme of the Second Caspian

Forum was “European Energy Security and Southern Gas Corridor.”

during the panel, Southern Gas Corridor project’s advantages for

the Caucasus, anatolia, Balkans and Europe were discussed.

о чем говорили?главной темой второго по счету Каспийского форума, проводимого в нью-йорке, стала «Европейская энергетическая безопасность и Южный газовый коридор». на дискуссии коснулись вопроса возможностей проекта Южного газового коридора для Кавказа, анатолии, Балкан и Европы.

AHMET DAVuToğluMInIStEr oF ForEIGn aFFaIrS oF

turKEy

Turkey’s economy is growing, and in ten years, Turkey’s GDP has grown

four times. In the next ten years, we want to be one of the ten biggest eco-

nomies in the world. The only challen-ge we face is energy because Turkey is

an energy-consuming country which do not produce energy. Such kind of projects is a guarantee for us to sup-

port our economic growth. Turkey is a multi-dimensional country in the sense of belonging to

several regions. We are a Balkan, a Caucasian, a Cas-pian and a Mediterranean country at the same time. With these projects, we can create regional synergy

and ensure peace and stability from the Caucasus to the Balkans, from the Caspian to the Mediterranean.

Europe needs security and this corridor is the best alternative for Europe. Europe can maintain energy

security with this corridor.

MAIA pAnJIKIDzEMInIStEr oF ForEIGn aFFaIrS oF

GEorGIa

Located at the crossroads of Europe, Central Asia and the Middle East; Georgia is the key link in the shor-test transit route between Western

Europe and Central Asia for the transportation of oil and gas. Georgia has an important role in ensuring the

energy security of Europe through diversification of energy resources and supply routes. Georgia has already proved that it is a reliable transit partner by ensuring successful operation of the Baku-Tbilisi-Ceyhan and Baku-Supsa oil pipelines as well as Baku-Tbilisi-Erzurum gas pipeline. Georgia is ready to

participate in new alternative energy projects which will ensure diversification of energy transportation

routes to Europe.

АхмеТ ДАВуТОглу Министр иностранных Дел турции

Экономика Турции растет, и за последние десять лет валовой национальный продукт увеличился в четыре раза. И в течение следующего десятилетия мы хотим занять свое место среди десятки крупнейших экономик. Единственная проблема, с которой мы сталкиваемся в настоящее время - это энергия. Потому что мы страна, потребляющая, но не производящая энергию. Таким образом, благодаря этим проектам, мы можем найти возможности для стимулирования экономического роста в нашей стране. Благодаря тому, что

Турции принадлежит несколько регионов, она является очень многоплановой страной. Наша страна и на Балканах, и на Кавказе, и в Каспии и на Средиземноморье. С помощью такого рода проектов мы можем достигнуть региональной согласованности. С этими проектами от Кавказа до Балкан, от Каспийского до Средиземного моря мы можем обеспечить мир и стабильность. Европе нужна безопасность, и этот коридор для Европы – лучшая альтернатива. И таким образом может быть достигнута энергетическая безопасность.

мАйЯ ПАнДжиКиДзеМинистр иностранных Дел Грузии

Находящаяся на пересечении Европы, Средней Азии и Ближнего Востока, Грузия является самым коротким транзитным пунктом между Западной Европой и Средней Азией. Грузия, с точки зрения энергетической безопасности Европы, диверсификации ресурсов, транспорта, источников энергии, маршрутов поставок, находится

в очень важной позиции. Грузия доказала, что обеспечивая успешную операцию на нефтяных трубопроводах Баку-Тбилиси-Джейхан и Баку-Супса и на газовом Баку-Тбилиси-Эрзурум, является надежным партнером в сфере транзита. Грузия готова участвовать в новых проектах по разработкам альтернативной энергии, с тем, чтобы обеспечить разнообразие европейской энергии

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 69www.hazarworld.com

ElMAr MAMMADYAroVMInIStEr oF ForEIGn aFFaIrS oF

azErBaIjan

This year, Azerbaijan has celebra-ted its 21st year of independence.

These strategically important projects contribute to Azerbaijan in terms of strengthening its independence and

sovereignty as well as allowing us to be one of the fastest growing economies in the world. When the Baku-Tbilisi-Ceyhan pipeline was inaugurated in

2006, it dramatically changed the whole picture and design of Azerbaijan. President

Haydar Aliyev envisioned what would be the impact of the project on the region. One pipeline would change

the whole design of the region.

DIMITrIS KourKoulASdEputy MInIStEr oF ForEIGn

aFFaIrS oF GrEEcE

Every country could be happy to be part of this project. But for Greece, in the current situation of economic cri-sis, it is even more important. As you all know, Greece is now the epicenter

of a very severe European crisis. We are facing two main obstacles in our efforts to go back to sustainable

growth. The first and the most impor-tant obstacle is the high cost of Money, much higher in Greece and the Southern Europe than

the rest of the Eurozone. The second obstacle is the high energy prices in Greece.

cArloS pAScuAlSpEcIaL Envoy and coordInator

For IntErnatIonaL EnErGy aFFaIrS, tHE uS dEpartMEnt oF StatE

We are trying to create a connection between producers and consumers in order to ensure that the revenue goes

back to the producers and supply is provided to the consumers. We need to congratulate the countries which

are involved in this project. First of all, I would like to begin with Azerbai-

jan. As Minister Mammadyarov has noted, Baku-Tbilisi-Ceyhan pipeline is more than just

a pipeline. Azerbaijan transformed it in into somet-hing which became a platform or a foundation for the

independence of Azerbaijan.

ЭлЬмАР мАмеДъЯРОВ Министр иностранных Дел азербайДжана

В этом году Азербайджан отмечает двадцать первую годовщину независимости. Являясь стратегически важными, эти проекты не только способствуют независимости и укреплению суверенитета Азербайджана, но, в то же время, предоставляет возможность занять свое место наравне с самыми быстрорастущими экономиками. Благодаря открывшемуся в 2006 году проекту трубопровода Баку-Тбилиси-Джейхан, Азербайджан значительно поменял общий

образ страны. Президент Азербайджана Гейдар Алиев ясно предвидел, насколько проекты смогут изменить регион. Один проект может иметь большое влияние на весь регион.

ДимиТРиС КуРКулАС заМеститель Министра иностранных Дел Греции

Каждая страна должна быть счастлива выступать частью этого проекта. Однако у Греции, в связи с возникшим внутри страны экономическим кризисом, есть основания быть более счастливой страной от участия в проекте. В настоящее время мы находимся в центре очень серьезного кризиса. Для того, чтобы снова обеспечить устойчивый рост, нам необходимо преодолеть две основные проблемы. Первой из эти проблем является высокая стоимость денег. В Греции, как и в

некоторых других странах Европы, используется самая дорогая в Еврозоне валюта. Вторая же проблема заключается в высоких ценах на энергоресуры.

КАРлОС ПАСКуАлЬ КоорДинатор и специальный преДставитель ГосДепартаМента сШа по МежДунароДныМ энерГетичесКиМ вопросаМ

Здесь мы пытаемся установить связи между производителями и потребителями. Таким образом, мы пытаемся обеспечить производителей окупаемостью инвестиций, а потребителей – доступом к ресурсам. Мы должны поздравить страны, которые являются частью этого проекта. Прежде всего я хотел бы начать с Азербайджана. Как сказал уважаемый г-н Мамедъяров,

трубопровод Баку-Тифлис-Джейхан несет в себе не только экономическую составляющую, но он также приобрел значение проекта, укрепляющего независимость Азербайджана.

70

SUMMARY/ краткое изложение

pATrIcIA florEuropEan unIon (Eu) SpEcIaL

rEprESEntatIvE For cEntraL aSIa, EuropEan ExtErnaL actIon SErvIcE

We can celebrate today that some key decisions have been made which will

finally give us a physical link between the resources of the Caspian Sea and the European Union. We have seen a very clear progress towards the final

realization of this linkage between the EU and the Caspian. Among these key steps, I would also like to highlight the agreement signed last week in Baku between the Shah

Deniz Consortium and the European buyers. Now we have the buyers and the sellers together. At this point in time, TANAP together with TAP is the most impor-

tant infrastructure element which should be built.

HAlDun YAVAŞSEcrEtary GEnEraL oF HaSEn

Caspian Forum is planning to create a discussion environment for the

most important issues in the Caspian Region, in the most important cities

of the world, by important experts of the region. We discussed the Southern Gas Corridor and the Caspian Region

at the Caspian Forum New York. Foreign Ministers from 10 countries

participated in the Forum which can be defined as important as Davos for

the Caspian Region. Caspian Forum is a Turkey-based platform where the most important topics of the Cas-pian Region is discussed by the most effective leaders

of the world, Heads of States, Prime Ministers and the Ministers of Foreign Affairs. The Forum is organized by Istanbul-based think-tank Caspian Strategy Insti-

tute. We are planning to hold the Forum in important capitals such as Baku, Astana, Brussels, London,

Moscow, Rome and Athens in the future. Energy is the most prominent topic both in last year’s Forum in Istanbul and this year’s Forum in New York. Caspian Forum will also cover other outstanding topics of the Caspian Region for regional countries, such as secu-

rity and transnational waters in the future.

ПАТРиЦиЯ ФлОР специальный преДставитель европейсКоГо соЮза (ес) по центральной азии

Сегодня здесь мы наконец можем отпраздновать принятие основных решений, направленных на реализацию проекта по установлению связи между ресурсами Каспийского Моря и Европейским Союзом. Были сделаны окончательные шаги к установлению моста между ЕС и Каспийским регионом. На прошлой неделе в Баку были заключены необходимые соглашения между Консорциумом Шах-

Дениз и Европейскими заказчиками. Теперь и продавцы и покупатели в состоянии готовности. ТANAP и ТAP являются неотъемлемой частью этого проекта и требуют создания соответствующей подземной инфраструктуры.

хАлДун ЯВАш Генеральный сеКретарь КаспийсКоГо стратеГичесКоГо института

В планах Каспийского Форума – выставить на обсуждение в самых важных городах мира, среди ведущих экспертов в этой области, наиболее важные вопросы Каспийского региона. Форум в Нью-Йорке посвящен теме Южного Газового Коридора и Каспийского региона. Форум состоялся на уровне Давоса – в нем принимали участие министры иностранных дел 10ти стран. Каспийский Форум – платформа для обсуждения самых важных вопросов Каспийского региона

с его центром в Турции, самыми влиятельными людьми в мире: главами государств, премьер-министрами, министрами иностранных дел. Первый Каспийский Форум был организован Каспийским Стратегическим Институтом в Стамбуле. В будущем мы планируем провести Форум в таких важнейших столицах как Баку, Астана, Брюссель, Лондон, Москва, Рим, Афины и др. На состоявшемся в прошлом году Форуме в Стамбуле и на последнем Нью-Йоркском Форуме на первый план вышла тема энергии. В дальнейшем на встречах Каспийского Форума и на предстоящих встречах, в дополнение к теме энергии, будут рассмотрены вопросы безопасности, вопросы, интересующие страны с зонами трансграничных вод, и, выступающие на передний план, вопросы Каспийского Региона.

HElD AT THE forEIgn MInISTErIAl-lEVEl, cASpIAn foruM HoSTED

SEnIor offIcIAlS froM All cASpIAn counTrIES AS WEll THE uSA, Eu AnD TurKEY In THE un gEnErAl

ASSEMblY WEEK.

нА меРОПРиЯТии, ОРгАнизОВАннОм В неДелю генеРАлЬнОй АССАмБлеи ООн нА уРОВне миниСТРОВ инОСТРАнных Дел, ПРинЯли учАСТие РуКОВОДиТели ВСех СТРАн КАСПийСКОгО РегиОнА, А ТАКже ВыСОКОПОСТАВленные чинОВниКи из СшА, еС и ТуРЦии.

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 71www.hazarworld.com

zlATKo lAguMDzIJAMInIStEr oF ForEIGn aFFaIrS oF

BoSnIa-HErzEGovIna

We are promoting TAP here but I am sure I am not the only one who will

say a few words about IAP. Maybe this is a good moment to say that we

should start the process of putting together TAP and IAP. That would be reasonably productive. For countries like Bosnia-Herzegovina, this project would be a significant strategic step

towards diversification. Today Bosnia-Herzegovina is paying 30 to 50% higher prices than its neighbors Serbia and Croatia. About this project, what is done and how it is done is less important that why it

is done. We should focus on why.

злАТКО лАгумжиЯ Министр иностранных Дел боснии и ГерцеГовины

Мы все собрались здесь для того, чтобы поддержать проект TAP, но, я думаю, найдутся и люди высказать свое мнение в отношении IAP. На мой взгляд, необходимо начать процесс объединения TAP и IAP. Объединение этих двух проектов может быть очень полезным для нас решением. В странах, таких как наша, благодаря такого рода проектам, могут быть сделаны очень важные стратегические шаги, касающиеся вопросов диверсификации ресурсов.

В настоящий момент Босния и Герцеговина платит за энергию приблизительно на 50% больше, чем Сербия и Хорватия. Мы должны обратить внимание не столько на то, что и как сделано относительно этого проекта, но для чего сделано.

VESnA puSIcdEputy prIME MInIStEr and ForEIGn

MInIStEr oF croatIa

It’s a sign of how the world is shrinking and how we are becoming very interde-pendent. Energy security is important in both the international relations and foreign policy of today and the future. Europe needs diversified suppliers, di-versified routes and diversified sources

for stability, freedom and its future. Creating an environment in which you

have multiple sources, suppliers and routes makes the world safer. The choice of TAP has contributed to the stability and long term security of

Europe. I think you have made an important decision but also you have made a political decision.

ВеСнА ПуСич поМощниК презиДента и Министр иностранных Дел хорватии

Проект TAP является свидетельством того, что страны с каждым днем становятся все более зависимы друг от друга в условиях изменяющегося мира. Энергетическая безопасность сегодня является одним из ключевых вопросах в сфере международных отношений и внешней политики. Для своей самостоятельности и стабильности будущее Европы нуждается в больших ресурсах, путях и поставщиках. Большое количество ресурсов, путей и поставщиков может

способствовать приданию мира большей безопасности. Решение о создании TAP носит как коммерческий, так и политический характер и, благодаря ему, Европа сможет приобрести большую стабильность и безопасность в долгосрочной перспективе.

21 1. cEo of Socar turkey Mr. Kenan yavuz, deputy prime Minister of croatia and the Minister of Foreign affairs Ms. vesna pusic, cHp Istanbul Mp Mr. Faik tunay (left to right) Генеральный директор SOCAR Турции Кенан Явуз, заместитель премьер-министра и министр иностранных дел Хорватии Весна Пусич, депутат РНП от Стамбула Фаик Тунай (слева направо)

2. vice-president of Socar Mr. Elshad nasirov attended the Forum. На форуме присутствовал Вице-президент ГНКАР Эльшад Насиров.

72

SUMMARY/ краткое изложение

KEnAn YAVuzcEo oF Socar turKEy

Southern Gas Corridor is a highly im-portant integration project both in eco-

nomic and political terms, linking the Caspian Sea to the Europe. The project has economic feasibility in itself. Thus,

it is a huge project which will contri-bute to the energy supply security of Europe and Turkey and have a great

role in ensuring the supply security of Azerbaijan. It will also contribute to pe-ace and political stability in the region. It is one of the most significant projects currently being

implemented in the world. The project cost is over 50 billion dollars in total. Primarily the partners of the pro-

ject will benefit from the Southern Gas Corridor. The project covers a wide area from Azerbaijan and Turkey to Greece, Albania and Italy. But it would be wrong to say that it is not only limited to countries which are on the natural gas pipeline route. It a particular concern

to the entire Europe because it contributes to the diver-sification of Europe’s natural gas supply sources besides

Russian and other sources.

КенАн ЯВуз презиДент SOCAR турция

Южный Газовый Коридор является чрезвычайно важным с экономической и политической точки зрения интеграционным проектом, объединившим Каспийское море и Европу. Стоит также отметить и экономическую целесообразность проекта самого по себе. Таким образом, это очень важный проект с точки зрения обеспечения безопасности энергоснабжения как для Европы, так и для Турции, а также с точки зрения безопасности спроса для Азербайджана; проект будет способствовать политической стабильности

установлению мира в данной области. В настоящее время проект выступает одним из самых главных проектов на мировой арене. Стоимость проекта в общей сложности составляет более 50 млрд. долл. Это проект выгоден прежде всего его участникам. Начиная с Азербайджана, Турции и заканчивая странами ЕС: Греция, Албания, Италия. Однако проект рассчитан не только на страны, через которые будет проходить газопровод. Этот проект интересен всей Европе, в связи с необходимостью и пользой диверсификации источников природного газа при использовании только российского или других источников.

nIKolA popoSKIMInIStEr oF ForEIGn aFFaIrS oF

MacEdonIa

Southeast Europe is identified as an important region on the Eura-sian energy board. Forum’s theme

‘Southern Gas Corridor and European energy security’ is an ever-growing

topic which has gained momentum in the last ten years. As one of the big-

gest energy markets, the US is striving to secure its energy supply. The co-

untries of the Caspian Region holding some of the largest energy sources in the world are

striving to secure their energy imports. I believe this is the right combination of energy cooperation.

ниКОлА ПОПОСКи Министр иностранных Дел МаКеДонии

Юго-Восточная Европа занимает важное положение в энергетическом вопросе Евразии. Южный Газовый Коридор и энергетическая безопасность Европы последние 10 лет стали предметом повестки дня, приобретающим все большее значение. США, являясь одним из крупнейших энергетических рынков, производит работу по обеспечению безопасности энергоснабжения. Страны Каспийского региона, обладатели больших энергетических ресурсов, в свою очередь стремятся к

обеспечению безопасности экспорта энергоресурсов. Эта ситуация демонстрирует шаги в сторону энергетического сотрудничества.

YAVuz: “IT IS A grEAT proJEcT WHIcH HAS A VITAl rolE boTH for THE EnErgY SupplY

SEcurITY of TurKEY AnD EuropE, AnD for THE DEMAnD SEcurITY of

AzErbAIJAn. IT AlSo conTrIbuTES To pEAcE AnD polITIcAl STAbIlITY In THE

rEgIon.”

ЯВуз: «ОченЬ КРуПный ПРОеКТ, СПОСОБСТВующий миРу В РегиОне и ПОлиТичеСКОй СТАБилЬнОСТи, ВнОСЯщий СВОй ВКлАД В ЭнеРгеТичеСКую БезОПАСнОСТЬ еВРОПы и ТуРЦии, гАРАнТиРующий АзеРБАйДжАну СПРОС нА ЭнеРгОнОСиТели»

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 73www.hazarworld.com

600 ATTEnDEES учАСТниКи

8MInISTErS

миниСТРы

350 nEWS Сми

3DEpuTY MInISTErS

зАмеСТиТели миниСТРОВ

2rEprESEnTATIVES

froM THE uS AnD THE Eu

ПРеДСТАВиТели СшА и еС

27 pArTIcIpATIng

counTrIESСТРАны

учАСТниКи

prof. Dr. bülEnT ArAScHaIrMan oF tHE Board oF

acadEMIcS & ExpErtS

Broad participation at energy, diplo-macy, academia and state levels was

ensured to the Caspian Forum which was held during the UN General As-

sembly week in New York. Forum att-racted great interest, which indicates

the importance of the topic. The most important message delivered at the

Forum was the concept of “peace and regional integration” brought forward

with the Southern Gas Corridor. Nobody objects the project. The EU and the USA supported the project. The Southern Gas Corridor project is also increasing

the self-confidence of the Balkan countries.

ПРОФ. ДОКТОР БуленТ АРАС презиДент SAM

Генеральная Ассамблея ООН в Нью-Йорке на этой неделе предоставила возможность организации форума, на котором собрались вместе влиятельные голоса мира академических, деловых и политических кругов. Интерес, проявленный к Форуму свидетельствует о значимости обсуждаемой темы. Самым важным посланием Форума стало установление «мира и региональной интеграции» вместе с реализацией проекта Южного Газового Коридора. Выступающих

против проекта нет. ЕС и США оказали поддержку проекту. Южный Газовый Коридор является также проектом, благодаря которому Балканские страны могут приобрести большую уверенность в себе.

после каспиЙского ФорУма...

AFTER THE CASPIAN FORUM...

74

SUMMARY/ краткое изложение

rEporT froM cSI: prESIDEnTIAl ElEcTIonS In

AzErbAIJAn

рапорт хасен: выБоры преЗидента в аЗерБаЙджане

www.hazarworld.comwww.hazarworld.com octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 75

EvAzerbaijani politics, economics and foreign policy, has come to a new threshold with its advances. Democratic progress and develop-

ment has given a new impetus to the coun-try. Azerbaijan has a great chance of making a significant leap on the threshold to further accelerate the progress of the 2013 elections.

Azerbaijan’s strong state structure is spread-ing into the community system with reinte-grating the new elites. Patronage and region-alism has disappeared. Democracy will internalize with the new emerging middle class in the country.

Every election that took place in the country put Azerbaijan is a step closer to democracy. The current economic , cultural, political, and social structure provided the necessary infrastructure for the leap in 2013.

Azerbaijan’s new target is to be a western, democratic and developed, modern country. For this purpose, the participation of the people is a must. Today we see that Azerbaijan has achieved this enviroment. AZeRBAıjAn GOeS TO THe POllS ın OcTOBeR 9 In the elections, besides President Ilham Aliyev , with the support of a significant part of the opposition, Cemil Hesenli and the other candidates will compete. The Caspian

Азербайджан благодаря новым достижениям в политике, экономике и внешней политике стоит на новом пороге. Демократический прогресс и развитие дали новый импульс стране. Азербайджан, для дальнейшего ускорения с выбо-

рами в 2013 году, имеет шанс значительного важного скачка на дан-ном критическом пороге.

Сильная государственная структура Азербайджана распространяется прямо к обществу, добавляя в систему новые элиты. Исчезают патронат, регионализм. В стране рождается новый средний класс, который внедрит демократию.

Все проведенные выборы в стране приближают на шаг ближе Азербайджан к демократии. Имеющаяся эконмическая, культурная, политическая и социальная структуры создали необходимую инфра-структуру для рывка в 2013 году.

Новая цель Азербайджана, это стать западной, демократической и современной сраной. Для этого необходимо обеспечить участие народа. Мы считаем, что на сегодняшний день Азербайджан добился этого.

азЕрБайджан идЕт на выБоры 9 оКтЯБрЯ

На выборах перед Президентом Ильхам Алиевым будут соревновать-ся Джемиль Хесенли, при поддержке значительной части оппозиции и другие кандидаты. Прикаспийский институт стратегии политиче-ских и социальных исследований центра опубликовал доклад по этому вопросу в преддверии выборов. “В подписанном Проф.Др. Бюлент Арас рапорте под названием «Президентские выборы в Азербайджане, 2013» на утверждение народу политической, эконо-мической и внешней политики Азербайджана были представлены имеющиеся динамики.

76

SUMMARY/ краткое изложение

Strategy Institute Political and Social Research Center released a report on the issue ahead of the elections. In the “ Azerbaijani Presidential Election , 2013 “ report by Prof. Dr . Bulent Aras, Azerbaijan ‘s political, economic and foreign policy spec-ifying the current dynamics are discussed in detail. “ THe MOST ıMPORTAnT ıncıDenT OF 2013 “ In the report elections were defined as “The most important event of 2013 in the political life of Azerbaijan”. Also to give an idea about the country’s post-independence political management, the report discussed the prob-lems faced by the country in detail. In the analysis attracting attention on the painful years after the Soviets distributed, “ Azerbaijan gained independence, after a short time as a result of the war with Armenia, Nagorno-Karabakh and the seven district remained under occupation.

Property damage of war, refugees, economic problems and political stability are some problems Azerbaijan faced after indepen-dence. Heydar Aliyev period (1993-2003) have been the years of the establishment of stability was present the country, provided a balance in relations with neighboring coun-tries and the initial investments were present for country’s rich underground resources. Ilham Aliyev period the years of stability which was built in previous period in the early years, Azerbaijan has a modern infra-structure initiatives on.” statements took place.

“наиБолЕЕ значитЕльный инцидЕнт 2013 года”

В рапорте выборы определены как « Наиболее важным событием в политической жизни Азербайджана в 2013 году». В рапорте, где также указывается важное значение выборов в отношении создания представления относительно процесса политического руководства после обретения независимости страны подробно раскрываются сто-ящие в этом процессе перед страной проблемы и этапы.

В анализе в котором привлекает внимание болезненный период в годы развала Советов «У Азербайджана, получившего независи-мость через некоторое время в результате войны с Арменией оста-лись под оккупацией Нагорный Карабах и семь районов. Материальный ущерб от войны, беженцы, экономические проблемы и политическая стабильность являются некоторыми проблемами с которыми столкнулся Азербайджан после обретения незвисимости. Период Гейдара Алиева (1993-2003), стал годами установления ста-бильности в стране, баланса в отношениях с соседними странами и первоначальных инвестиций богатых подземных ресурсов страны. Период Ильхама Алиева, это годы когда строился современный Азербайджан на стабильности и ранних предпринимаельствах инфраструктуры предыдущего периода».

В рапорте, где упоминаются заголовки: Обзор на Политические Системы Азербайджана, Азербайджан в период Алиева, Выборы в Азербайджане, Выборы 2013 и Замечания и Рекемендации имеются важные информации, которые могут пролить свет на тот процесс.

оБзор политичЕсКой систЕмы азЕрБайджана

Отчет представляет собой детальный анализ политической системы страны. Было установлено, что политическая система Азербайджана «имеет протекционисткую структуру на высоком уровне».

А политический процесс страны был харектеризован такими выра-жениями: создание централизованной политической силы, обеспечить структуру власти собранной вокруг силы, собрать общество вокруг данной власти, заново вострановить элитные связи, созданные цен-тральными меритократическими критериями расширить в сторону общества. С точки зрения динамик политической системы Азербайджана лидерство в 1993 году перешло от Эбульфез Эльчибей к Хейдар Алиеву, а в 2003 году без проблем было передано Ильхам Алиеву. А другой паралельный процесс является усилиями повыше-ния экномического расширения, роста и повышения уровня благосо-стояния общества, взять на себя ответственность владельца поличе-ского режима в стране, формирование среднего класса в котором поя-вятся полноценные политические выборы и запросы. Получение управления от сильного лидера не должно пренебрегать своими слож-ностями. Политическая, экономическая и культурная среды страны стали свидетелем сложного процесса.

выБоры в азЕрБайджанЕ

В рапорте Института Каспийскогой Стратегии также подробно ото-бражен демократический процесс, прошедший от первых выборов до сегодняшних дней. Профессор Др.Бюлент Арас, который является

РАзДелы ОТчеТА

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 77www.hazarworld.com

автором отчета заявил следующие фразы: «первые парламенткие выборы были проведены в 1995 году, а президентские выборы были проведены в 1991 году. Парламентские выборы в Азербайджане про-водятся каждые 5 лет, 125 мест заполняются кандидатами набравши-ми наибольшее количество голосов в избирательных округах. До реферандума, проведенного в 2002 году, существовала система полу-пропорциональной избирательной системы, которая позволяла про-порционального представительства 25 членов. Благодаря изменению была принята выгодная система большинства сильных партий. Выборы 2010 года, из 50 % результатов и голосования не показали отклонения с предыдущими выборами. На этих выборах Новая Партия Азербайджана (ПЕА) получила самое большое количество мест, 69 депутатов. 46 независимых кандидатов, двигаясь с ПЕА, смо-гли войти в парламент. Президентские выборы 2008 года происходили в похожей атмосфере с парламентскими выборами 2005 и 2010 годов. Тем не менее использование голосов на выборах 2008 года превысили 75,1 % прогноз оппозиции и соотношение Парламентских выборов. Данный процент оставил позади 71,3% президентские выборы, прове-денные в 2003 году. Мнение контролирования парламента правящей партией и конечной инстанции страны у президента, привели направ-лению основного интереса на президентские выборы. Выборы в Азербайджане наблюдаются в первую очередь Организацией по без-опасности и сотрудничеству в Европе, многими иностранными незави-симыми наблюдателями, приглашенными Азербайджаном, а также местными наблюдателями Азербайджана.”

азЕрБайджан в пЕриод алиЕва

В рапорте под названием «Азербайджанские президентские выборы 2013 года» также освещали страну последние 10 лет. В анализе, детально обсуждающего период Ильхам Алиева гворится, что в тече-нии этих лет основные преобразования страны произошли в сфере экномики, внешней политики и образования. В докладе, указываю-щем непрерывное развитие с точки зрения макроэкономики Азербайджана имеют место нижеследующие выражения: «В Азербайджане в данном процессе макроэкономические показатели оставались в целом в направлении постоянного совершенствования. Азербайджан, пытался финансировать социальные и стабиизирующие

SEcTIonS froM THE rEporT

Looking at the Political System in Azerbaijan, Azerbaijan in Aliyev Period, Azerbaijan Elections, 2013 Elections, Observation and Recommendation headings scrutinized the report where the information was important to shed light on the issue.

lOOKınG AT THe POlıTıcAl SYSTeM ın AZeRBAıjAn The report is a detailed analysis of the country’s political system. It is stated that the political system of Azerbaijan has” high-level protectionist structure”. The country’s political process detailed the following words : “ Azerbaijan’s political sys-tem since independence, based on to create a political force before the center of power, gathered around the power structure to be able to make the community gather around this power, to rebuild the elite networks cen-tered in the meritocratic criteria, and com-munities expand within the communities.

The other parallel process is the growth of the welfare of the society

and increase the level of econom-ic development in the country,

fErEc QulİYEV

SErDAr cElAloğlu

HAfIz HAcIYEV

İlYAS ISMAYIloV

ArAz ElİzADE

İlHAMAlİYEV

cEMİl HASAnlI

QuDrET HASAngulİYEV

İQbAl AgAzADE

zAHİD oruc

cAnDIDATES rEgISTErED bY THE cEnTrAl ElEcTIon coMMISSIon of AzErbAIJAn.

СПиСОК КАнДиДАТОВ зАРегиСТРиРОВАнных ЦенТРАлЬнОй изБиРАТелЬнОй КОмиССией АзеРБАйДжАнАbaijan.

78

SUMMARY/ краткое изложение

to assume ownership of the political regime, a healthy middle class will appear in the shaping of political choice and demands. From the perspective of the dynamics of the political system of Azerbaijan, leadership changed hands twice from Abulfaz Elçibey to Heydar Aliyev in 1993 and to Ilham Aliyev in 2003 and this experience was relatively trouble-free. Taking over a strong leader’s management, acquisition should not neglect its own challenges. The country’s political , economic and cultural environment has wit-nessed a challenging process . elecTıOnS ın AZeRBAıjAn In the Caspian Strategy Institute’s report, the democratic election process reflected in a detailed way from the first elections until today. Prof. Dr. Bulent Aras who authored the report mentioned that the process of the previous elections should be taken into consideration to fully evaluate, stating the following phrases: “ The first parliamentary elections in Azerbaijan was in 1995, the presidential election was in 1991. Parliamentary elections in Azerbaijan held every 5 years, the majority of 125 seats in the constituencies system is filled by the candidate with the most votes. Until the 2002 elections, semi - proportional electoral system was used which allowed a 25 mem-ber to select by proportional representation in a referendum. With the new amendment majority system adopted which the strong parties to be advantageous. The 2005 elec-tions were the first application of the new system. Rate of around 50% of the voting results, 2010 elections showed a deviation at the previous election. In this election the New Azerbaijan Party (NAP) had more seats with 69 deputies. Moving along with the majority of NAP, 46 independent candi-dates could enter parliament. 2008 presi-dential election was a similar atmosphere with 2010 and 2005 parliamentary elec-tions. However, in the 2008 elections votes have raised more than the prediction of parliamentary and opposition elections with 75.1% rate. This rate left Presidential elections took place in 2003 with 71.3 % behind. The idea that presidential authority in the country is controlled by the ruling party in Parliament, collected the main interest in the presidential elections. Elections in Azerbaijan is being watched by, including the Organization for Security and Cooperation in Europe in particular, upon the invitation of Azerbaijan and Azerbaijani

расходы благодаря Государственному Нефтенному Фонду. Объем иностранных инвестиций таким же образом значительно увеличился с 1996 года. Когда как с 1994 по 2001 год численность населения уве-личилась всего на 550 тысяч, то в последующие 10 лет рост насления был близок к 1000000. Можно утверждать, что данное уыеличение является результатом улучшения общего благосостояния. Уровень безработицы в 2002-2011 годах снизилсяс 10 % до уровня 5%.

После периода вокруг Южного газового коридора, коорый является проектом транспортировки каспийского газа в Европу, с появлением идеи железной дороги Карс-Тбилиси-Баку и Транс-Анатолийского газопровода (ТАНАП) стало ясно, что Азербайджан стал использо-вать свои энергетические доходы в целях обеспечения региональной энергеической безопасности. 80 % доля Государственной нефтяной компании Азербайджана (ГНКАР) в проекте ТАНАП на сумму 7 млрд $, указывает на намерение реализовать природные газы Азербайджана использовав скорее всего Турецкие териитории, а также неуклюжесть в таких многонациональных проектах, как Набукко и преодолеть препятствия в процессах принятия решений. Приоритетная региональная и международная среда для Азербайджана преобразует Азербайджан как важного актера и спо-собного продвинуть приоритеты внешней политики... Государственный нефтяной фонд ресурсов сделал расходы на учебу за границу, большое количество молодых азербайджанцев получили образование в Америке, странах ЕС, Турции и России”.

выБоры 2013 года

В анализе, указывающем принятие членства в Национальную Избирательную Комиссию Азербайджана в общей сложности 10 кан-дидатов имеют место следующие строки: «Это кандидаты, Президент Ильхам Алиев Агазаде Икбал Захид Орудж, Гудрат Гасангулиев, Хафиз Гаджиев, Фарадж Гулиев, Араз Ализаде, Джемиль Хесенли, Ильяс Исмайлов и Сердар Джелалоглу. Оппозиция, в процессе выбо-ров считает себя действовать больше вместе, чем в прошлом. Структурирвание под названием Социальная палата, проводит такие работы как достижение выгодного положения на выборах, создание динамичной и яркой оппозиции, определения совмествной непрерыв-ной стратегии. Движуая сила оппозиции, это партия Мусават и Партия Народного Фронта Азербайджана. На самом деле Национальный совет, созданный в широком участии показал готов-ность участновать с единствнным кандидатом. Наиболее важная

www.hazar.org

AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANLIĞI

SEÇİMLERİ, 2013BÜLENT ARAS

HAZAR STRATEJI ENSTITÜSÜ SIYASET VE SOSYAL ARAŞTIRMALAR MERKEZI

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 79www.hazarworld.com

дилемма оппозиции, малое кличество голосов в пре-дыдущих выборах, долж-ны способны мобилизо-вать в своих работах небольшое число предста-вителей в Парламенте и небольшую доля населе-ния. .. Азербайджан фоку-сируется на анализах политической системы и выборах, хроническом разделении оппозиции, неспособности совместно-го движения и отсутствия видения. Начиная с 2003

года по настоящее время сильное управление Алиева перед оппози-цией почти без труда выигрывала выборы. Выбор ввода соревнований в выборы управлением Алиева, связан с поддержкой народа за рабо-ты в предыдущих два периода... Наряду с признаками распада Национального совета, созданного вокруг оппозиции, осуществляет свом различные виды деятельности движение «Мой президент», созданное для поддержки Алиева.”

наБлЮдЕниЯ и рЕКомЕндации

Автор рапорта Проф.Др.Бюлент Арас также написал свои наблюде-ния и рекомендации по поводу выборов.

В рапорте в котором подчеркивается, что Азербайджан до избира-тельного процесса 2013 года делает важные шаги по развитию ста-бильной, развитой и политической системы. Демократизация, это про-цесс без конца, а также содержательный, конструктивный способ под-нять планку надлежащего упраления. Политическая открытость для Азербайджана будет повышать экономическую развитость, будет мобилизировать население Азербайджана за развитие проектов в стране, будет способствовать повышению доверия и важности среди международного сообщества. Для Азербайджана ликвидирована воз-можность создания разрушительной конкуренции и осуществления напряженной политики, которая неизбежно поведет страну назад. Ясно видно, что те кто сделает этот выбор в скором времени станут частью истории. Переступив данный критический порог в предвыбо-ной атмосфере 2013 года с мощностью и оппозицией, осуществление экономических политических реформ с новейшей перспективой и энергией занимают на горизонте страны место единственной перспек-тивы.”

foreign observers of many independent observers, followed by the local. “

AZeRBAıjAn ın AlıYeV PeRıOD “Azerbaijani Presidential Election , 2013 “ report is lighted on the country last 10 years. Ilham Aliyev period discussed in detail in the analysis , the main developments were expressed in the country of these years about the economy, foreign policy and edu-cation. The report indicated that Azerbaijan had continuous development of a macroeco-nomic standpoint in this process. “ Azerbaijan, is in the process of macroeco-nomic performance remained generally in the direction of continuous improvement.The social and stabilizing expenses tried to be financed with State Oil Fund of Azerbaijan ( SOFAZ ). The private sector share of GDP has increased continuously, energy invest-ments played a significant role in this.

The amount of foreign investment has increased significantly since 1996 in the same way.

While between 1994-2001 the population increased by only 550 thousand, in the next 10 years, population growth was close to 1 million. It can be claimed that this increase is a result of the improvement in general wel-fare. Between 2002-2011 the unemployment rate decreased from 10% to level of 5%, which is vey reasonable. To transport Caspian gas to Europe, after a busy period around the the Southern Gas Corridor project, Kars -Tbilisi-Baku railway and the emergence of the idea of Trans-Anatolian Natural Gas Pipeline ( TANAP ) Azerbaijan ensures the safety of the use of energy revenues to began understood. It shows that, TANAP Project at a cost of $ 7 billion investment, the State Oil Company of Azerbaijan (SOCAR ) having 80% share, clumsiness and decision-making processes to overcome the obstruction in multi-national projects such as Nabucco as well as its inten-tion to implement using the natural “ but rather” in Turkey lands. Priority for Azerbaijan is to be accepted and will be appropriate to push ahead with the foreign policy priorities as an actor in regional and international areas. A large number of Azerbaijani youth have studied abroad in America, EU countries, Turkey with the State Oil Fun, and have been trained in the Russian Federation.”

Кампания «Мой президент» за короткое время вызвала большой интерес у молодежи.

“My president” campaign aroused great interest among the young in a short time.

80

SUMMARY/ краткое изложение

WATErS THAT croSS borDErS In cEnTrAl ASIA

polIcIES: oVErVIEW of KYrgYzSTAn “

пограничные воды в политике ЦентралЬноЙ

аЗии: точка Зрения кыргыЗстана

Dr. zAKİr cHoTAEV

зАКиР чОТАеВ, Phd

Middle East Research Center Deputy Director, Department of International Relations, Senior Instructor, Kyrgyzstan-Turkey “ Manas “ University

зам. директора Центра исследований Центральной Азии, старший преподователь кафедры международных отношений КТУ Манас

www.hazarworld.com

трансграничные воды и энергетическая безопасность стали одним из вопросов, которые имеют важное значение в отношениях между центрально-азиатскими странами и в отношениях этих стран с великими державами. Если эта проблема не будет решена, в центральной азии в будущем не избежать столкновения.

www.hazarworld.com

Tran boundary waters and energy security, has become one of the issues that are important between the Central asian countries in terms of relations with the countries. In case of a conflict, Central asia may face a clash in the future.

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 81

The origin of the current energy system of Central Asia and streams, based on 1960 period of the Soviet Union. New improvement works launched at that point for agricultural needs of the Aral Sea

Basin to eliminate the need for irrigation by using the terms of the development of new fields have increased the impor-tance of the Central Asian countries. Generally in Uzbekistan, Kazakhstan and Turkmenistan, new irrigation areas opened which gives the product 2-3 times a year. Especially in Tajikistan ( Nurek ) and Kyrgyzstan ( Toktogul ) distribution systems for irrigation have been created by the construction of dams. These great reserves, causing flooding of agricultural land in the agricultural areas of the countries have led to a relatively reduced amount. These incidents led to the establishment of hydroelectric power industry for agricultural products such as rice, cotton and wheat cultiva-tion in the region. For example, “with the plan that only applied for three to five-year period (between 1966-1980 ) the amount the land was being watered has increased to two billion hectares and the eve of the dissolution of the USSR (in 1990), five Central Asian Republic’s rose to a posi-tion much more impressively than previous. Irrigated lands rose 1.7 times, and increase in agricultural productivity rose 3 times. “Socio- economic structure of the region in the development of this achievement has brought many nega-tive results. First, the irreparable Aral Sea disaster hap-pened. As the second, in the Central Asian Republics of the Soviet Union period, a disproportion occurred in the pur-pose of fastest yield and agricultural development based on a pragmatic approach (the development of irrigation areas). For example, according to statistics published in 1966 about irrigation areas of Central Asia; “820 thousand hectares in Uzbekistan in 15 years, 700 thousand hectares in Kazakhstan, respectively 80 and 120 thousand hectares of land Kyrgyzstan and Tajikistan was developed.”

Changing priorities and needs of the countries after the col-lapse of the Soviet Union, the economic crisis in the Central Asian countries and the complaints that led to breach of obligations due to the lack of central government, irrigation - energy systems collapsed in Central Asia. Recent issues on the use of trans boundary waters in the region are as fol-lows:

существующая в настоящее время энергетическая и оро-сительная системы Центральной Азии были заложены в 1960-х годах в период Советского Союза. В Узбекистане, Казахстане и Туркменистане были открыты новые обла-сти орошения, дающие продукцию 2-3 раза в год. В част-ности, в результате строительства плотин в Таджикистане (Нурек) и Киргизии (Токтогуль) были созданы распределительные системы для орошения.

Этот большой резерв, вызывая затопление сельскохозяй-ственных угодий стран привел к относительному умень-шению посевных площадей. Такое развитие событий обеспечило возможность выращивания сельскохозяйст-венной продукции, таких, как рис, хлопок и пшеница, и строительство ГЭС в регионе. Например, в результате реализации трех пятилетних планов ( в период между 1966-1980 годами), площадь орошаемых земель в регио-не превысила два миллиарда гектаров, и накануне распа-да СССР (1990) позиции пяти центрально-азиатских республик стали впечатляющими.

Площадь орошаемых земель возросла в 1,7 раза, а про-дуктивность сельского хозяйства увеличилась в 3 раза. Эти достижения в развитии социально-экономической структуры региона имели много негативных последствий. Во-первых, произошла непоправимая экологическая катастрофа Аральского моря. Во- вторых, развитие сельского хозяйства центрально-азиатских республик Советского Союза на основе прагматического подхода, имеющего целью быстрое получение урожая (увеличение орошаемых земель), привело к диспропорции. Например, согласно статистическим данным об орошаемых районах Центральной Азии, опубликованным в 1966 году «в тече-ние 15 лет в Узбекистане было освоено 820 тысяч гекта-ров земли, Казахстане, 700 - тысяч, в Кыргызстане - 80 тысяч и Таджикистане - 120 тысяч гектаров земли.

Изменение приоритетов и потребностей стран после рас-пада Советского Союза, экономический кризис и наруше-ние обязательств странами Центральной Азии привели к тому, что оросительная и энергетическая системы Центральной Азии рухнули. В настоящее время сущест-вуют следующие проблемы в использовании трансгранич-

82

SUMMARY/ краткое изложение

• Water quotas• Water discharges and energy compensation: Syr Darya• Sharing the waters of Amu Darya• Construction of new hydro- power plants : Rogun , Sangtuda and Kambar -Ata 1 dams• Golden Century Lake• The share of water use in Afghanistan.

ıMPleMenTATıOnS OF ınTeRnATıOnAl lAw ın cenTRAl ASıA AnD THe ınTeRGOVeRnMenTAl AGReeMenTS

There is no current agreement on Trans Boundary Rivers in international law today. However, when we look at the development of implementations of international law in this regard, we may see different concepts: • Harmon Doctrine defending the “absolute sovereignty “of the source country. • “Historical Rights” on the use of rivers. • “Limited sovereignty” Doctrine and the dis-tribution of an equal share of the basin coun-tries. Each country within their boundaries, have the right to use a fair and reasonable share of the international waters.

These different doctrines show the different approaches to Trans boundary water sharing. None of them are dominant in international law but do have a place in the formulation of the main principles of customary law. Generally, bilateral or multilateral agree-ments between states on sharing Tran’s boundary waters are considered strict rules.

Considering the different experiences on the use of Tran’s boundary waterways, upstream countries are often in more advantageous position in terms of implementations of inter-national law. Within the boundaries, they use as much as 50% of the flow of energy that can be achieved from the water. However, a differ-ent situation is observed in Central Asia; the downstream countries are asking for a water evacuation regime where there is no compen-sation and demanding more water.

wATeR ıSSUeS ADDReSSeD UnDeR THe ReGıOnAl POlıcY

Today, there are different arguments and opinion on the use of water in Central Asia. Tajikistan and the Kyrgyz Republic on one side, Uzbekistan, Kazakhstan on the other side, and sometimes Turkmenistan; between upstream and downstream countries, contro-

ных водных ресурсов.• Квоты воды • Расходы воды и компенсации энергии: Cырдарья• Распределение воды Амударьи • строительство новых ГЭС: Рогунской, Сангтудинской и Камбар-Ата 1 • Озеро Золотого века • Доля Афганистана в водопользовании. примЕнЕниЕ мЕждународного права в цЕнтральной азии и мЕжправитЕльствЕнныЕ соглашЕниЯ В настоящее время в международном праве нет действующих соглашений о тран-сграничных реках. Но если мы посмотрим на развитие применения международно-го права в этом отношении, то мы столкнемся с разными понятиями. • Доктрина Хармона, защищающая «абсолютный суверенитет» страны в верховье реки , • «Историчесие права», касающиеся использования рек, • Доктрина «ограниченного суверенитета» и распределения в равных долях среди стран в бассейне реки. Каждая страна в пределах своих границ имеет право на справедливую и разумную долю использования международных вод.

Эти различные доктрины показывают различные подходы к совместному исполь-зованию трансграничных водных ресурсов. Ни одна из не имеет доминирующее место в международном праве, но является основополагающей в разработке основных принципов обычного права. Как правило, в соответствии с двусторон-ними или многосторонними соглашениями, между государствами устанавливают-ся строгие правила распределения трансграничных вод.

При рассмотрении различного опыта по использованию трансграничных водото-ков, можно прийти к выводу, что в применениях международного права страна в верховье реки имеет часто более выгодное положение. Она может использовать до 50 % энергии, полученной от реки, в пределах своих границ. Однако иная ситу-

1

1. a view from the Kambar ata-2 Hydroelectric power plant on the naryn river. Гидроэлектростанция Камбар ата 2 построенная на реке нарын.

2.the rogun dam in tajikistan will be one of the highest dams of the world. рогунская плотина в таджикистане одна из самых высоких плотин в мире.

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 83www.hazarworld.com

versial approaches to the problem of water sharing is present. The use of Trans boundary water problems, along with other issues in Central Asia is seen as a part of regional policies. These problems are discussed between, Kyrgyzstan, Tajikistan, Uzbekistan, Turkmenistan and rarely Kazakhstan. This is due to the fact that the population of Uzbekistan is more than the others and the Uzbek people needs are being dependent on the supply of water for agricultural. However, it can be considered that these relations of Uzbekistan are a part of the overall approach to foreign policy and as the largest population in the region with a strong economy and the military, Uzbekistan wants to ascend a leading position among the countries of the region.

THe Vıew FROM KYRGYZSTAn

On Trans boundary water sharing in Central Asia, we can offer the follow-ing suggestions about Kyrgyzstan’s approach:

As an upstream country, Syr Darya river carries a large amount of produc-tion in Kyrgyzstan, on the basis of international law about the principle of attribution of sovereignty, must be in an advantageous position in terms of sharing the water flow. However, downstream countries envisaging a certain amount of water discharge “fair and reasonable sharing of the efficient use of international waters within the limits” are expected to be observed by Bishkek. Kyrgyzstan using about 5% water flow of Aral Basin today. This is the lowest in terms of water use of the five Central Asian countries.

Another important point about of Kyrgyzstan is due to discharges of water and energy compensation regime in the Soviet Union is no longer in force in the regional water system. Uzbek President Islam Karimov in the early 1990s stated that, energy sources belong to the countries but the water is a “gift” from God to all of the people, irrespective of the source lands, water should be treated in this way, he added. In the subject document, Article 70, the use of the dam, water intake, discharges and arising from the sharing of Trans boundary waters cost contribution is required.

Considering the problem of Toktogul Dam water to be evacuated, the solu-tion proposed is the construction of Kambar -Ata 1 hydro- power station. This dam will be constructed in Toktogul reserves upstream parts and the downstream countries will not be affected in any way. On the contrary, the

ация наблюдается в Центральной Азии, страны низовья желают иметь режим стока не предусма-тривающий какой-либо компенсации, и просят ещё большего количества воды.

водныЕ проБлЕмы, рассматриваЕ-мыЕ в рамКаХ рЕгиональной поли-тиКи

Сегодня по проблеме использования воды в Центральной Азии существуют различные мнения и точки зрения. Между странами, находящимися в верховьях (Таджикистан и Кыргызстан) и низо-вьях рек ( Узбекистан , Казахстан, Туркменистан) существуют разногласия в вопросе водораспреде-ления. Проблема использования трансграничных вод, наряду с другими вопросами в Центральной Азии, рассматривается как часть региональной политики. Эти проблемы обсуждаются в рамках взаимоотношений Кыргызстана, Узбекистана, Таджикистана, Туркменистана и иногда Казахстана. Это состояние обусловлено большой численностью населения Узбекистана и зависимо-стью узбекского народа от подачи воды для нужд сельского хозяйства. Эти отношения Узбекистана являются частью общего подхода во внешней поли-тике. Можно предположить, что Ташкент, облада-ющий самой большой численностью населения в регионе, с сильной экономикой и вооруженными силами, стремится занять лидирующие позиции среди стран региона.

точКа зрЕниЯ Кыргызстана

По поводу совместного использования трансгра-ничных водных ресурсов в Центральной Азии Кыргызстан выдвигает следующие предложения:

Кыргыстан как страна, находящаяся в верховье, осуществляя большой объём производства на реке Сырдарья, на основе принципа суверенитета, согла-сно международному праву должен быть в выгод-ном положении в отношении распределения воды. Однако, ожидается соблюдение Бишкеком принци-па «справедливое и разумное распределение меж-дународных вод в пределах своих границ» которое предусматривает определенный сток воды в страны низовья. Сегодня Кыргыстан использует только 5% воды от объёма воды в бассейне Арала. Эта цифра является самой низкой среди пяти стран Центральной Азии.

Другим важным моментом касающегося Кыргызстана, является то, что в вопросах стока воды и компенсации энергозатрат режим регио-нальной системы водопользования, действовавщий в Советском Союзе, теперь не применяется. Президент Узбекистана Ислам Каримов в начале 1990-х годов сказал, что источники энергоносите-

2

84

SUMMARY/ краткое изложение

needed water Uzbekistan and Kazakhstan will provide a heal-ing of discharge regime. This project was developed, in order to provide enough electricity to Kazakhstan and to ensure Toktogul Dam in order to prevent the release of water during the Soviet Union. In this regard, providing a solution on cur-rent debate about the use of water to eliminate the pressure on Kyrgyzstan and Uzbekistan.

ınVOlVeMenT OF GReAT POweR TO THe PROceSS

Since 2001, in the context of Afghan campaign, having in regard the military presence in the region, escalating competi-tion between the United States and the Russian Federation has cleared the importance of the Central Asian region. This competition strengthens the position of the great powers in the region and providing alternative support to Central Asian countries such as including them into the Central Asian poli-cies, reveals different aspects of regional cooperation. Recently we can see that those countries are involved in different areas of regional policies. Examples of this may be shown as provid-ing security, the fight against terrorism, extremism, separat-ism, organized crime, narcotics trafficking, the development of economic relations and trade, democratization and protection of human rights.

Since 2010, the competition between the two great powers, Russia and the United States reached a new level. This compe-tition, along with a strategic partnership between Russia and Kyrgyzstan, security ( Collective Security Treaty Organization ), economic integration ( Customs Union) and other areas of bilateral cooperation began with the two countries conver-gence. All the following, may be considered relating to the pre-vious fact that the Transition Center ( U.S. military base ) with-drew from the Manas International Airport in 2014, the revival of the strategic partnership between the United States and Uzbekistan and the Tashkent’s separation from Collective Security Treaty Organization in 2012.

лей принадлежат странам, в то время вода является Божьим даром людям независимо от террритории. В статье 70 докумен-та, о котором идет речь, предусматривается внесение вклада в расходы, связанные с эксплутацией плотин, водозаборов, стоков и распределением трансграничных водных ресурсов.

Что касается проблемы стока воды из Токтогульского водохра-нилища, то она решается строительством ГЭС Камбар-Ата 1. Эта плотина будет построена на устье Токтогульского водохра-нилища и никак не повлияет на водный режим стран низовья. Напротив, режим стока воды улучшится, в чем и нуждаются Узбекистан и Казахстан. Этот проект был разработан в период существования Советского Союза для производства Казахстану достаточного количества электроэнергии и предотвращения стока воды из Токтогульского водохранилища в зимний период. Строительство ГЭС Камбар-Ата 1 поможет решить спорные вопросы водопользования и, тем самым, устранит давление на Кыргызстан и Узбекистан.

вКлЮчЕниЕ в процЕсс вЕлиКиХ дЕржав

С началом афганской кампании в 2001 году, вместе с эскала-цией конкуренции за военное присутствие и влияние в регионе между Соединенными Штатами и Россией, стала ясно важность Центрально-Азиатского региона. Эта конкуренция раскрывает различные аспекты регионального сотрудничества, которое позволило укрепить позиции великих держав в регионе, а также оказать альтернативную помощь странам Центральной Азии. Тем самым, великие державы стали участниками политики в Центральной Азии. Сейчас мы видим, что они участвуют в раз-личных областях региональной политики. Примеры этих обла-стей являются: обеспечение безопасности, борьба с террориз-мом, экстремизмом, сепаратизмом, организованной преступно-стью, незаконным оборотом наркотиков, развитие торгово-эко-номических связей, демократизация и защита прав человека.

С 2010 года конкуренция между двумя великими державами Россией и Соединенными Штатами перешла на новый этап. Этот

1

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 85www.hazarworld.com

SeARcHınG FOR SOlUTıOnS

When considering the problem of Trans boundary water use policies in Central Asia, it is important to evaluate the approach of the Uzbekistani government policies on countries in the region, especially in the upstream countries such as Tajikistan and Kyrgyzstan. Uzbekistan, who wants to continue with this regime that has been practiced since the Soviet era, however defending the abandoned compensation advantage of Soviet energy - water -sharing system, trying to protect its national interests by using the existing water problem? This approach is often called “historical rights” based on the con-cept but it is not appropriate in the circumstances in which the newly independent countries. Tashkent, in order to main-tain its superior position in Central Asia policy by using water -sharing issue is oppressing the neighboring countries on the international border issues, such as transnational issues, including routes and sources of energy supply, as part of a complex approach to foreign policy.

Finally, it is an extremely serious problem that affects coun-tries in the region as we face, the issue of Trans boundary water sharing in the Middle East will not be the direct cause of the conflict in the short term. However, because of the scarcity of water resources and future increased need, the problem of Tran’s boundary waters can become one of the main reasons for the hostilities in the region. Still, there are positive develop-ments in the use of Tran’s boundary water in Central Asia. Cooperation between Kyrgyzstan and Kazakhstan is an exam-ple of the bilateral relations in the direction of the water prob-lem can be solved between the countries. This experience may lead the countries to act in good faith in terms of finding solu-tions to the problems and may promote development of multi-lateral relations. In this context, during the High-Level International Waters Cooperation Conference with participa-tion of Central Asian countries in August of 2013 in Dushanbe, the governments had shown that they are willing to cooperate in the field of Trans boundary water use.

новый этап конкуренции начался с сближения двух стран в рам-ках стратегического партнерства и безопасности между Россией и Кыргызстаном (ОДКБ), экономической интеграции (Таможенный союз) и в других направлениях двустороннего сотрудничества. Транзитный центр (военная база США) поки-нет международный аэропорт Манас в 2014 году. Возобновление стратегического партнерства между США и Узбекистаном и выход Ташкента из организации договора о коллективной безопасности в 2012 году можно рассматривать как результат роста конкуренции.

в поисКаХ рЕшЕниЯ При рассмотрении проблемы трансграничного водопользования в политике Центральной Азии, важно оценить подход прави-тельства Узбекистана к странам региона, особенно к странам верховья, таким, как Таджикистан и Кыргызстан. Узбекистан желает продолжения режима стока воды, который практиковал-ся еще в советские времена, но считает, что следует отказаться от концепции компенсации, предусмотренной в советской водно-энергетической системе совместного использования. Очевидно, что Узбекистан, используя существующую проблему водора-спределения, пытается защитить свои национальные интересы. Такой подход исходит из концепции « исторического права», но не соответствует обстоятельствам, в которых оказались новые независимые страны . Ташкент для сохранения своего высокого положения в политике Центральной Азии использует проблему водораспределения, международные пограничные вопросы, в том числе транснациональные маршруты и источники энергопо-ставок , как часть комплексного подхода во внешней политике оказания давления на соседние страны. Наконец, очень серьезная проблема совместного использования водных ресурсов трансграничных рек в краткосрочной перспек-тиве не будет непосредственной причиной конфликта в Центральной Азии. Однако, дефицит водных ресурсов и возра-стающая потребность в водных ресурсах, существующие про-блемы между странами Центральной Азии и активное иностран-ное вмешательство, проблема трансграничных вод могут стать одной из главных причин враждебности в регионе . Тем не менее, появились положительные тенденции в использовании трансгра-ничных вод в Центральной Азии. Сотрудничество между Кыргызстаном и Казахстаном является примером того , что в рамках двусторонних отношений водные проблемы могут быть решены. Этот опыт может способствовать действию стран в духе доброй воли в поисках решений проблем и развитию много-сторонних отношений. В этом контексте во время международ-ной Конференции высокого уровня по водному сотрудничеству, состоявшейся в августе 2013 года в Душанбе, правительства показали, что они готовы к сотрудничеству в области использо-вания трансграничных вод.

2

1. Son Kul Lake is a closed-basin lake with a height of 3016 meters above the sea level. последнее озеро, горное озеро на 3016 метров над уровнем моря.

2. aral Lake is rapidly shrinking, and today it is faced with the risk of disappearing. сегодня аральское море находится на стадии вымирания.

86

SUMMARY/ краткое изложение

prESIDEnT puTIn’S nEW pEAcEful VISIon In

ArcHITEcTurE of globAl DIploMAcY DIScuSSED In

VAlDAI MEETIng

на пленарном Заседании валдаЙ Было оБсУждено новое мирное видение в глоБалЬноЙ дипломтическоЙ архитектУре

www.hazarworld.comwww.hazarworld.com octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 87

In the current dynamic environment of global politics, at the Valdai Meeting organised by Russia’s Valdai Club Strategy Institute, the vision of the future politi-cal, economic and military policies was discussed. As

well as 200 diplomats, statesmen, scholars and members of the media, a highly intensive program is implemented with the participation of Russian President Vladimir Putin, Foreign Minister Sergey Lavrov, Defense Minister Sergei Shoigu, Vice President Sergei Ivanov. Many statemen and scientists have participated from the EU, Japan, China, India, Indonesia, Brazil, Iran also.

The subject of the main discussion of the meeting, Russia’s new political elite’s roles in the country’s economic and political structure was discussed. Opposing side’s expecta-tions in foreign policy, democracy and human rights in the country as well as inter-religious dialogue, radical religious terrorism and internal migration problematic to be anrav-eling through democratic instruments was discussed in detail. Also the Russian and foreign experts had the oppor-tunity to obtain information about the crisis in Syria , Russia and the European Union, the Eurasian energy resources, security and foreign policy issues in the Asia Pacific with different parameters, such as NATO enlarge-ment was detailed in the discussion of global and regional issues.

Many local and foreign press organizations followed closely the Valdai meeting hosted by President Sergei Karaganov, performed in an atmosphere of warm hospitality. Karanagov pointed the necessity of accurate identification of all the sectors of society to embrace a new Russian national identity. The President warned that the Russian youth needed to necessarily produce critical solutions to the problems and use economic potential of the country’s major energy power effectively by asking them to prevent bribery, corruption, ethnic and religious discrimination. Participatory democratic political structure of future gen-erations may be able to overcome corruption, migration, regional differences and pessimistic approaches through dialogue and respect for others, he noted. PROF . DR . MeSUT HAKKı cAŞın AnD VAlDAı PReSıDenT SeRGeı KARAGAnOV

Putin discussed many different matters such as political, economic and military. His speech can be considered his-toric. Putin stated that, for the creation of self-confidence of Russian citizens, the priority is quality education and teachers. Putin said, to meet Moscow’s needs for new strat-egies, in terms of rapidly changing world conditions; the problem that must be solved in a line is accurate diagnosis codes of Russian history and cultural identity to ensure compliance, with more open, transparent and a compati-ble common global system. Putin pointed out, in editing the new ideology after 1991, the importance of the views of the public and a collaborative approach without ideologi-cal stereotypes imposed from above to suppress. In this context, Putin also underlined the need to solve the prob-

В сфере существующей динамики глобальной политики, на пленарном заседании Валдай было рассмотрено будущее видение политики, экономики и военной политики, которые

затрагивают Российскую Федерацию и мир. На собра-нии с плотным графиком в котором приняли участие 200 дипломатов, политические деятели, ученые и пред-ставители средств массовой информации присутствова-ли также Глава Российкой Федерации Владимир Путин, Министр Иностранных Дел Сергей Лавров, Министр Обороны Сергей Шойгу, Заместитель Главы Сергей Иванов, государственные и научные деятели Евросоюза, Японии, Китая, Индии, Инднезии, Бразилии, Ирана.

На собрании как основная тема дискуссии была затрону-та экономическая и политическая структура новой поли-тической элиты Российской Федерации, также обсу-ждались диалог между религиями, радикальный религи-озный терроризм и пути решения демократическими инструментами проблем внутренних миграций. Кроме того, Российские и иностранные специалисты получили возможность тщательно обсудить и получить информа-цию о таких глобальных и региональных вопросах, как кризис в Сирии, Российский-Европейcкий Союз, энерге-тические источники энергии, темы безопасности и международная политика в Азиатско-Тихоокенском регионе, расширение НАТО.

На собрании, в котором приняли участие множество представителей местных и иностранных пресс, Председатель Валдая Сергей Караганов подчеркнул необходимость охватывания всех слоев общества при правильном определении национальной идентичности Российской Федерции. Председатель, указал, на то, что есть необходимость в создании решений таких критиче-ских проблем, как коррупция, взяточничество, этниче-ская и религиозная дискриминация, которые препятству-ют российской молодежи эффективно использовать большой энергетический и экономический потенциал страны. Обратил внимание на возможность решения злоупотребления служебным положением, миграции, региональных различий и пессимистических подходов у будущего поколения путем диалога и уважения.

проф. др. мЕсут ХаККы джашын и прЕдсЕдатЕль валдаЯ, сЕргЕй Караганов

Путин в своей речи затронул очень различные полити-ческие, экономические и военные темы. Таким образом, Путин указал, что для создания самоувернности Российских граждан необходимы качественное образо-вание и преподаватели. Путин, сказал, что для возмеще-ния потребностей новых стратегий Москвы, для предо-ставления гармонии к быстро изменяемым мировым условиям, необходимы правильное определение истори-ческих и культурных кодов Российской индентичности, сотрудничество с глобальной системой и следование совместимой линии. Путин, сделал акцент на важность понимания к мнениям народа, созданных новых идеоло-

88

SUMMARY/ краткое изложение

lems existing in the different approaches and views given, without falling into frus-tration and conflict. Knowledge and expe-riences of the past and those who think differently othering the creative ideas can co-create in an harmonized way, he stated. In an academic perspective, Putin men-tioned the layers of Russian society such as the Neo- Slavofil, Neo -Western, the ones who defend the liberal statist is needed to create joint development by working together. Putin and the Foreign Minister Lavrov also discussed the Syrian crisis by saying that the use of force can not solve anything and an un-well planned, foreign intervention that deviated other purposes will fail such as in Afghanistan, Iraq and Libya. This may also lead countries and people into worse conditions.

Putin stated that military intervention is only possible in accordance with the United Nations angement’s Chapter VII, under the provisions of the Security Council on the stipulated cases of legiti-mate self-defense.

While Putin mentioned that he hopes the Syrian government will deliver all chemical weapons in their hands, Lavrov stated that there are strong evidences on the chemical weapons are being used by opposition

гий после 1991 года, без давления сверху на идеологические формы. Путин, по этому поводу также подчеркнул необходимость совместного создания творческих идей, дав место различным подходам и мнениям в решении имеющихся проблем. Если помотреть с акдемической точки зрения, Путин подчеркнул необходимость создания развития путем сов-местного сотрудничества с теми, кто защищает все имеющиеся в Российском обществе мнения, такие как Нео-Славофил, Нео-Западник, государственнического и либерального мнений.

Путин и Министр Обороны Лавров, которые также обсудили кризис Сирии, подчеркнули, что применение силы не решит ничего, кроме того неправильно запланированные и имеющие другие цели вмешивания могут привести страны и людей к более худшим условиям, как в Афганистане, Ираке и Ливии. Путин, указал, что военные вмешивания могут считаться законными, лишь согласно предписаниям VII. Раздела, Конвенции Организации Объединенных Наций и при условии законной самообороны. Когда как Путин подчеркивает, что правительство Сирии сдаст все имеющиеся химические оружия, Лавров предлагает, что име-ются доказательства применения химического оружия оппозиционными группами, которых сам он не видел, однако которые исследуются специ-алистами. Кроме того Путин, утвержает, что если сравнить Израиль с имеющимися в этом регионе другими странами, то эта страна, которая владеет высокой технологией не имеет потребности в ядерных оружиях.

На собрании, где специалистами была подчеркнута важность экономиче-ского развития в Азиатско-Тихоокеанском регине и взятия более актив-ной роли России в регионе, также было указано, что намерения занятия места Китаем в лидерстве США привели к волнениям безопасности в регионе. Привлекли внимание подписанные партнерские соглашения Японии и Российской Федерации в Сирии для новых проектов экономи-ческого, техического и энергетического сотрудничества. Кроме того, было упомянуто желание Российской Федерации в создании новой моде-ли экономического сотрудничества со странами БРИК, Бразилии, Индии и Китая.

1

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 89www.hazarworld.com

groups and emphasizing evidence, he did not see yet, will be examined by experts. Putin has also suggested that among all the others in the region, Israel as a country with high technology has no need for the use of nuclear weapons. During the meeting, experts highlighted the active participation and economic development in the Asia Pacific region and the importance of Russia playing the role of in the region. China’s break-through in the field of the United States leader-ship may cause security concerns. Opinions on new economic, technical and energy partnership projects agreements are being signed with Japan and Russia in Siberian region standing out. Russia being desirous on developing a new economic part-nership model with Brazil, India and China, on BRIC axis was also expressed at the meeting. As a result, between the lines of the Russian dele-gation’s political, economic, military and academic messages, as well as the rich natural resources of oil and gas reserves, we may see Russia’s new liber-al economy plans.

At this point, despite the current global economic crisis, without chaos and a critical breaking point, where international competitiveness and social well-being is maintained; it is possible to say that military security issues, modernization projects are activating a new social consensus step by step. A portrait of emphasis on the model of a dialogue based on reciprocity and social consensus, ethnic and religious minorities seem possible today.

Таким образом, если присмотреться между строками политиче-ских, экономических, военных и научных намерений Российской Федерации, то можно понять, что Российская Федерци владеющая богатыми нефтенными и газовыми резерва-ми, а также природными источниками, ставит перед собой планы нового конкурентноспособного экономикого развития, необходимого для лиьеральной экономики. Можно сказать, что Российская Федерация в этом аспекте, не смотря на имеющийся глобальный экономический кризис, защищает международную конкуренцию и социальное обеспечение, создает картину в которой придается важность модели диалога, которая основы-вается на взаимности с социальным консенсусом, этническими и религиозными меньшинствами, постепенно внедряя новые проекты модернизации военной безопасности.

2

3

4

1. rusya devlet Başkanı putin, valdai toplantısı’na katıldı.

2. prof. dr. Mesut Hakkı caşın ve valdai Başkanı Sergei Karaganov toplantıdaki isimler arasındaydı.

3. toplantıya katılan rusya devlet Başkanı putin, 2018’de yeniden başkanlığa aday olabileceğinin sinyallerini verdi.

4. valdai toplantısı’nda rusya ve dünyayı etkileyen siyasi, ekonomik ve askeri politikaların gelecekteki vizyonu tartışıldı.

90

SUMMARY/ краткое изложение

THE Eu’S nEW ExpAnSIon pATH AnD pEAcE rouTE

of EnErgY

новыЙ пУтЬ расШирения евросоЮЗа и мирныЙ

марШрУт Энергии

Dr. cEMİl ErTEM

www.hazarworld.comwww.hazarworld.com octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 91

Even if the Christian Democratic Party (CDU ) won elections increasing its votes in Germany and lead-ing to the largest coalition (CDU - SDP), results showed us the political equation in the short term

will not be changing in Europe. Of course, as saying political equation, I think we should see the issue about this equa-tion’s most important variable “expansion”.

Because of the EU putting forward a new expansion will, to begin with Turkey, means a new paradigm extending from the Middle East to the Caucasus. Mainly determined by Germany, EU enlargement is all about enclosing other coun-tries remaining from Yugoslavia and small Balkan countries. Unfortunately we can’t say that this is expansion; it is a case of getting into or swallowing. So, Germany getting into East Germany in 1990 was a process just like today, the process of Balkan countries becoming members to the EU. Because these countries cannot compete in the market with central Europe, these periphery countries may only be a source of cheap labor. Thus, in a real sense, if we talk about the expansion of the EU, to the east of the EU itself, we talk about a non- colonial expansion in a new perspective. From this perspective, without a doubt, exits a new strategy after a crisis and the related economic - policy includes sub- head-ings. GReAT AlTeRnATıVe ın eneRGY Most important sub-heading is finding a new alternative for development in energy policies. New alternative’s tips are clear at the moment. Here you can mention three important dynamics, first –the most important - TANAP -TAP transi-tion which will bring resources from Shah Deniz to the West, being the main vessel of the South Gas Corridor. Secondly, the energy resources in northern Iraq can reach through Turkey, to the Mediterranean Sea and being com-mercialized here. Third, sources of energy in Eastern Mediterranean that especially Israel is trying to reach. These three energy sources, will not only lead to economic change and commercialization, but will also be the political integration’s first and most important step. In Line Eurasia, Russia and Germany’s developed strategy’s importance will be reduced after these three important resources become active on the agenda. SHAH DenıZ, THe eASTeRn MeDıTeRRAneAn AnD nORTHeRn ıRAq

The political developments based on other energy sources rather than Shah Deniz (Azerbaijan) becoming active and in the face of these developments, the position of the countries will be quite decisive. For example, for Northern Iraq, resources, central Iraqi government opposes a potential agreement between Turkey and the Kurdish Regional Government in northern Iraq, or even further, sees it as impossible and considers it as a diplomatic problem.

несмотря на то, что после повышения числа голосов Христианской Демократической Партии (ГДУ) выборы в Германии привели к большой коалиции

(CDU-SDP) , результаты выборов показали нам, что в ближайшее время никаких изменений в поли-тике Европы не ожидается. Конечно, говоря о политическом уравнении, необходимо рассмотреть тему «расширения», как важный элемент данного уравнения.

Так как выдвижение нового расширения Евросоюза, означает новая парадигма, начиная с Турции до Среднего Востока и Кавказа. Путь расширения Евросоюза, определенного Германией, означает включение в себя оставшиеся после распа-да Югославии страны и другие маленькие Балканские страны. Однако мы не можем назвать это расширением: это всего лишь состояние внесе-ния и поглощения в себя. То есть, это как процесс внесения Германией в себя Восточной Германии в 1990 году, на сегодняшний день процесс становле-ния членства Балканских стран в Евросоюз.

Так как днные страны находятся в состоянии периферических стран, которые не могут конкури-ровать с центральной Европой, но которые могут стать для нее источником рынка и дешевой рабочей силы. Тем самым в реальности расширение Евросоюза означает расширение в перспективе, которая не является колониальной. Несомненно данная перспектива содержит стратегии выхода из нового кризиса и связаные с этим подпункты эко-номики-политики.

БольшаЯ альтЕрнатива в энЕргии

Самое важное в подпунктах, это создание новой альтернативы в политиках энергии. Подсказки дан-ной новой альтернативы находятся сейчас в центре. Здесь мы можем перечислить три важных динами-ки: первый-самый важный-будет основной рукой Южного газового коридора и переход ТАНАП-ТАП, который будет переправлять на запад источ-ники Шах-Дениз. Второй, переправка энергетиче-ских источников Северного Ирака в Средиземное море через Турцию и коммерциализация отсюда. А третий на Средиземном море, в особенности энер-гетические источники, которых стараются достичь Израиль. Ближайшая коммерциализация данных трех энергетических источников приведут не толь-ко к экономическим изменениям, в тоже время будет первым и самым важным шагом политиче-ской интеграции.

Наибольшим образом, с момента работы этих трех важных источников, энергитическая стратегия, раз-работанная Россией совместно с Германией по

92

SUMMARY/ краткое изложение

Without a doubt, the ultimate solution to this problem is depending on the determination of Iraq’s political structure over again. However, Turkey’s new peace- weighted Kurdish policy and the new Kurdistan-Turkey relations have been gradually improving, is important for the solution to the problem. On the other hand, for the solution of this problem as men-tioned above, EU enlargement prolapsed to the Balkans and Eastern Europe and break-ing in the Germany decisiveness is required. But the expansion of the EU is not only for the discovery of energy resources in northern Iraq, also for the resources that Israel tries to find to control in the eastern Mediterranean. ARe ıSRAel’S SOURceS OnlY ıSRAel’S? The resources Israel wants to own are in the midst of two major international problems. First, the Cyprus issue and the second is the Palestinian issue... Without a doubt the new European expansion, will not happen unless the Cyprus problem is resolved. Because it is not possible for Southern Cyprus in violating of the integrity of Cyprus, and in this context, South Cyprus to commercialize energy sourc-es found in regions with Israel in their “sover-eignty” area. The same situation applies to the potential energy sources off the Gaza. Israel cannot create a de facto state on them too. SUPPlY-SıDe cOMPeTıTıOn wıll ıncReASe The natural gas resources that Israel will find in the Eastern Mediterranean is difficult to exclude from the Southern Gas Corridor eco-nomically, Because both Shah Deniz and northern Iraq resources become active it will lead to competition after. TANAP -TAP inte-gration is introduction and not only in Europe but all over the world, natural gas prices will be shaped supply-side. If so some of the resources’ removal even if detected, may not be rational in terms of initial cost.

Here I would like to draw your attention to a point; the common feature of all countries that buy expensive gas is them being the for-mer Eastern Bloc countries. Also in Germany, they count them as its periphery. So, there is an appropriate energy policy in terms of lim-ited expansion doctrine mentioned above. So who are the lead actors in this policy? Russia and Germany... As we know, the fascist Nazi Germany Launched World War II by invad-

Евразийской линии, переста-нет быть актуальной.

шаХ-дЕниз, восточноЕ срЕдизЕмноморьЕ и сЕвЕрный ираК

Политические события при внедрении энергетических источников , за исключением Шах-Дениз (Азербайджан), и позиции стран к данным собы-тиям будут четко определен-ными. Например, руководство Центрального Ирака выступает против договоренности Турции и Курдского Регионального правительства на севере Ирака об источниках Северного Ирака, и даже начинает считать неразре-шаемой дипломатической проблемой... Несомненно, конечное решение дан-ной проблемы приведет к четкости повторного определения политической структуры Ирака. Однако, новая Курдская политика и постепенно улучша-ющиеся отношения Курдского Ирака-Турции важны для решения другой стороны и данный процесс улучшаясь продолжается. С другой стороны, для конечного решения данной проблемы необходимо расширение Евросоюза, выход за пределы Балкан и Восточной Европы и разрушение тут определен-ности Германии. Однако, имеется потребность не только в расширении Евросоюза, и для введения энергетических источников на Северном Ираке, также имеется потребность для источников Восточного Средиземноморья, которые старается найти и контролировать Израиль.

источниКи израилЯ принадлЕжат тольКо израилЮ?

Источники, которыми хочет овладеть Израиль находятся прямо посередине двух важных международных проблем. Первая, проблема Кипра, вторая: проблема Палестина... Несомненно, новое расширение Европы, не будет без разрешения проблемы Кипра. Так как членство Южного Кипра в Евросоюзе, исключая полноценность Кипра , является невозможным для коммерциали-зации энергетических источников, найденных Южным Кипром и Израилем. Тоже самое относится и для возможных энергетических источников побли-зости Сектора Газ. Израиль не сможет создать ситуацию де-факто относи-тельно них.

1

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 93www.hazarworld.com

ing Poland. Again in the process division of Yugoslavia and disintegration with civil war there is a partnership between Germany and the oligarch Russia. Bosnia and Herzegovina trying to stand up will be choked to natural gas by Germany and Russia, later seize the market and resources. PeAceFUl PATH OF eneRGY

Energy ranks glosses. On the one hand the old hegemonic, unequal relationships who want to assess their riches independent and increasingly powerful countries such as Azerbaijan and new formations such as the Kurdish Regional Government in northern Iraq; on the other hand, Balkan geography looking for a new way of development and democracy in Europe, and Middle East and beyond looking for democracy and peace... But all this geography is looking at Turkey which will be the center in energy, human capital, political stability ( democracy ). As can be seen, together, even SDP went into the frame, Germany is in Merkel’s hands for a while... As a result, energy’s new, most rational and peaceful way is Europe and even Eurasia’s new way too.

БудЕт повышЕна КонКурЕнциЯ со стороны спроса

Рассмотрение Израилем природных газовых источников, которые будут обнаружены в Восточном Средиземноморье будет трудным, за исключе-нием Южного газового коридора. Так как после внедрения источников Шах-Дениз и Северного Ирака и предоставления интеграции ТАНАП-ТАП, Европа, на мировом рынке будут заново устанавливаться цены на газ, и в этой сфере создастся очень важная конкуренция, направленная на спрос. Таким образом, даже выработка обнаруженных некоторых источ-ников не будет рациональным по отношению к первой себестоимости.

Здесь я хочу, чтобы вы обратили внимание на один пункт: общая особен-ность всех стран, которые закупают дорогой газ, это то, что они являют-ся странами бывшего Восточного Блока и то, что Германия считает эти страны своей периферией. То есть, наглядна вышеупомянутая нами энер-гетическая политика, подходящая доктрине ограниченного расширения. Так кто же ведущие актеры в этой политике? Россия и Германия... Как известно, Фашистская нацистская Германия начала 2.Мировую войну, оккупировав Польшу. Также в процессе разрушения Югославии и разде-ления гражданской войной стоит сотрудничество Германии и олигарха России. А Боснию и Герцоговину, которая старается заново встать на ноги, Германия и Россия сначала задушат дорогим природным газом, затем захватят ее рынок и источники.

мирный путь энЕргии

Определяются классы энергии. С одной стороны древний гегемон, такие страны как Азербайджан, которые получив свою независимость от нерав-ных отношений и желающих использовать свои богатства и новообразо-вания такие как Курдское Региональное Правительство Северного Ирака, с другой стороны имеется Балканская география, которая ищет в новой Европе пути развития и демократии и Ближний Восток и запределы, которые ищут демократию и мир... Однако, вся данная геогафия смотрят на Турцию, которая является центром энергетики, человеческого капита-ла, политической стабильности (демократии). Как видно, если даже вме-шается СДП, Германия будет еще накоторое время находится на попече-нии Меркеля... Следовательно, новый самый рациональный и мирный путь энергии, являются новым путем Европы и даже Евразии.

23

4

1. oao Gazprom put the yanal natural gas pipeline into operation. ОАО Газпром ввел в эксплуатацию газопровод Ямал

2. tanap is being implemented by Socar with turkey-azerbaijan cooperation. TANAP реализуется ГНКАР благодаря партнерству Азербайджана и Турции.

3. prime Minister of Israel Benjamin netanyahu and president of the Greek republic of Southern cyprus dimitris christofias are discussing the oil resources in Eastern Mediterranean. Премьер-министр Израиля Нетаньяху продолжает переговоры о нефти Восточного Средиземноморья с лидером Южного Кипра Димитрисом Христофиасом.

4. russia offers to transfer russian natural gas to Europe through the Black Sea. Россия предлагает транспортировку своего природного газа в Европу через Черное море.

94

tHE cIty WHErE tIME Stood StILL

BuKHaraГороД остановивШеГося

вреМени

БУхара

SUMMARY/ краткое изложение

www.hazarworld.com

carrying the same name with it’s prov-ince Bukhara, capital of the Bukhara Province of Ozbekistan, was the capi-

tal of the Samanids , Bukhara Emirate with Shaybânid and Ashtarhani and Bukhara People’s Soviet Republic in the past.

Found in the archaeological excavations in Bukharai, it shows that urbanization dates back before 2500 and human settlement dates back at least five thousand years in the region. There are many stories about the ori-gin of the word Bukhara which means “ fer-tile soil” or “ knowledge source”, in different languages.

ın UneScO wORlD HeRıTAGe lıST Start your visit from the castle where Bukhara was first settled, called Ark today. You must walk through Samani Park from the town center next to Shahrud Canal from the ground parallel to Bakhauddin Naqshbandi Avenue and the city’s other main artery Hodja Nurobod Avenue… In the UNESCO World Heritage List since 1993, Bukhara’s oldest building is the historic center : Ark the fortress. This interesting for-tress with it’s oblique surface and mud-brick walls was built by Iranian Siyavush Bin Keykavus before his family settled in this region. At Registan Square at the foot of the western side of the castle, you may see Miri Arab Madrasah, with a tiled embroidered crown gate and a 47 -meter minaret, instantly recognizable historic Kalyan Mosque. The most prestigious educational institution of it’s time in Central Asia, Miri Arab Madrassah draws attention with its blue tile dome.

Бухара, ныне город и областной центр Бухарской области в Узбекистане, в прошлом была

столицей государства Саманидов, про-жила времена династий Шейбанидов и Аштарханидов, являлась Бухарским Эмиратом, а также служила столицей Народной Советской Республики. Археологические раскопки Бухары служат свидетельством того, что фор-мирование города произошло 2500 лет назад, а первые переселенцы заехали на эту территорию минимум 5 тысяч лет назад. Происхождение названия города уходит корнями к согдийскому (первые поселеленцы иранского про-исхождения) Бухарак - «плодородная земля» или персидскому Бухар – «источник знания» и до сих пор явля-ется объектом многих споров.

в списКЕ всЕмирного наслЕдиЯ ЮнЕсКоДля того, чтобы прогуляться по исто-рической Бухаре, которая находилась на территории крепости под нынеш-ним названием Арк, достаточно прой-тись между каналом Шохруд, беру-щим свое начало в парке Саманидов и пролегающим вдоль всего центра города, параллельным ему бульваром Бахауддин Накшбанди и другой глав-ной артерией города – улицей Ходжа Нурабад... Самое древнее сооружение в истори-ческом центре г. Бухара, Крепость Арк, с 1993 года находится в списке Всемирного Наследия ЮНЕСКО. Эту крепость, имеющую необычный вид

Bukhara, ‘an open air museum’.TİMur özKAn

Бухара, город, который может быть охарактеризован как “в туркестане”

тимУр оЗкан

octoBEr 2013 ISSUe 11 - №10 ОКТЯБРЬ 2013 95

96

SUMMARY/ краткое изложение

cıTY wıTH A THOUSAnD DOMeS

On the corner of the Nurobod and Hakikat streets, Tagi Zargaron ( jewelers), Tagi Tilpak Furushon and Abdullah Khan bazaars ( hat sellers ) are traditional shop-ping centers of the city. Tagi Sarrafon ( money-changers ) is another historical shop-ping center of Bukhara. It is on Arabo Street , a little further to the south. As a pre-caution against heat, the double domes of Bukhara bazaars attracts attention. That’s where the name “ a thousand -domed city “ comes from.

Abdul Aziz Khan and Ulugh Beg madras-sas are loctaed in this area. Bukhara Museum of Architecture in Ulugh Beg Madrasah and Art and Wood Carving Museum in Abdulaziz Madrasah can be seen. One of the historical madrasas’ Chor Minor’s ( four minarets ) small mosque is left for today. Madrasa’s little blue domes and minarets are not like the ones we know. Bukhara is 616kms away from Capital Tashkent and 268 km away from Samarkand. It can be reached by train from Samarkand or by plane from Tashkent. Uzbekistan requires visas for the passport holders of the Republic of Turkey including the green passport (only diplomatic gray passports are visa-free).

благодаря своим кирпичным стенам под наклоном, соорудил иранец Сиявуш Кей-Кавус, оставивший свою семью и переселившийся в эту окрестность. С западной стороны площади Регистан, располагающей-ся у подножия крепости, находится Медресе Мир-и Араб и историче-ская Мечеть Калян, которую можно сразу узнать по украшенным плиткой арке и 47 метровому минарету. Медресе Мир-и Араб, кото-рое в свое время являлось одним из самых престижных учебных заве-дений Средней Азии, привлекает внимание своим куполом, украшен-ным голубой плиткой.

город тысЯчи КуполовТорговый Купол Токи Заргарон (ювелирная торговля), расположен-ный на пересечении улиц Нурабад и Хакикат, а также Торговый Купол Тим Абдулла-хан и Торговый Купол Токи Тельпак Фурушон (торговля головными уборами), расположенные на улице Хакикат, являются историческими торговыми центрами города. Немного южнее, на улице Арабон, расположен другой исторический торговый центр Бухары - Купол Токи Саррафон (меняла). Рынки, привлекаю-щие внимание своими куполами, конструкция «один-в-другом» кото-рых служила защитой от жары, стали причиной олицетворения Бухары с «городом тысячи куполов». В этой части города можно посетить Медресе Улугбека и Абдуллазиз-хана, а также находящиеся в них Музей истории рестав-рации памятников Бухары (в Медресе Улугбека) и Музей художе-ственной резьбы по дереву (в Медресе Абдуллазиз-хана). Одна из дошедших до нашего времени древних медресе маленькая мечеть - Медресе Чор-Минор (Четыре Минарета), минареты которой заканчи-ваются небольшими голубыми куполами, что отличает их от знако-мых нам минаретов.Из столицы, г.Ташкент, который находится в 616 км., до Бухары можно добраться на самолете, из Самарканда, в 268 км. - на поезде. Для въезда в Узбекистан гражданам Турции (за исключением граждан с серыми дипломатическими паспортами, которые освобождены от виз), в том числе владельцам зеленых паспортов, требуется виза. Узбекский/Турецкий (Русский)

1

2

1. Height of the walls of ark Fortress varies between 16 to 20 meters. высота стен крепости арк Кале колеблется в пределах от 16 до 20 метров.

2. the Kalyan Mosque constructed in the 15th century. Мечеть Кальян Джами построенная в 15 столетии.