62
Editör Yrd. Doç. Dr. İrfan YILDIZ Diyarbakır-2011 DİYARBAKIR MİMARİSİ MEDENİYETLER MİRASI

Diyarbakır'daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

Embed Size (px)

Citation preview

1

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

EditörYrd. Doç. Dr. İrfan YILDIZ

Diyarbakır-2011

DİYARBAKIR MİMARİSİ

MEDENİYETLER MİRASI

2

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

DİYARBAKIR MİMARİSİEditör

Yrd. Doç. Dr. İrfan YILDIZ

YAYIN KURULUMemduh TURA (Vali Yardımcısı)

Prof. Dr. Metin SÖZEN (Sanat Tarihçi)Prof. Dr. Abdüsselam ULUÇAM (Sanat Tarihçi)

Prof. Dr. Orhan Cezmi TUNCER (Mimar)Prof. Dr. Abdülhamit TÜFEKÇİOĞLU (Sanat Tarihçi)

Doç. Dr. Ali BORAN (Sanat Tarihçi)Yrd. Doç. Dr. İrfan YILDIZ (Sanat Tarihçi)Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP (Sanat Tarihçi)

Mustafa TEMEL (Türkçe Öğretmeni-Proje Uzmanı)

ISBN: 978-605-363-799-8I. Baskı, 1000 Adet, Nisan, 2011-Diyarbakır

İletişimwww.diyarbakir.gov.tr

www.diyarbakirturizm.orgE-mail: [email protected]

Kitapta yer alan görsel materyallerin büyük bir kısmı yazarlar tarafından sağlanmıştır.Görsellere İrfan Yıldız ve Diyarbakır Valiliği fotoğraf arşivinde fotoğrafl arı bulunan

Merthan Anık, Dilan Bozyel, Çetin Korkmaz katkıda bulunmuşlardır.

Kitapta yer alan makalelerin her türlü bilimsel ve yasal sorumluluğu yazarlarına aittir.Tüm hakları saklıdır. Kaynak belirtilme koşulu ile yararlanılabilir.

© Bu eserin yayın hakkı editöre aittir. Yayıncının izni olmaksızın kısmen veya tamamen çoğaltılamaz.

GRAFİK TASARIM - BASKI: A Grafik

Diclekent Bulv. 83. Sk. Şeker Apt. Altı (Nil Koleji Arkası) Kayapınar/ DİYARBAKIRTel : 0412 237 27 07 Fax: 0412 237 27 06

DİYARBAKIR VALİLİĞİ KÜLTÜR VE SANAT YAYINLARI-3

MEDENİYETLER MİRASI

3

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

İÇİNDEKİLER

Ortaçağın Eğitim ve Bilim Merkezi Diyarbakır / Prof. Dr. Metin SÖZEN

Diyarbakır Dört Köşe / Prof. Dr. Abdüsselam ULUÇAM

Diyarbakır’ın Vakıf Mimari Eserleri ve Vakıfl arı Üzerine Bazı Notlar / Uzm. Ali KILCI

Diyarbakır Kalesi / Doç. Dr. Ali BORAN

Diyarbakır İç Kale Artuklu Sarayı Mimarlık ve Sanat Tarihi / Prof. Dr. Ara ALTUN-Dr. Ü. Melda ERMİŞ

Osmanlı Döneminde Diyarbakır Hanları / Prof. Dr. Ayşıl TÜKEL YAVUZ

Diyarbakır Ulu Camii ve Müştemilatı / Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP

Diyarbakır’daki Selçuklu ve Beylikler Dönemi Cami ve Mescitleri

Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP – Uzm. Erkan KOÇ

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri / Doç. Dr. Ali BORAN - Uzm. Zekai ERDAL

Diyarbakır Türbeleri / Yrd. Doç. Dr. İrfan YILDIZ

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Medreseleri / Dr. Nursel KARACA

Diyarbakır Kiliseleri / Semra HILLEZ - Sonay ARSLANBOĞAN

Geçmişin Günümüze Yansıyan Fiziksel İzleri: Geleneksel Diyarbakır Evleri

Yrd. Doç. Dr. Neslihan DALKILIÇ – Yrd. Doç. Dr. Ayhan BEKLEYEN

Diyarbakır’daki Köşk Yapıları / Uzm. Pınar ÇİFTÇİ

Diyarbakır’daki Kamu Yapıları / Dr. Özden GÖKHAN BAYDAŞ

Diyarbakır’daki Su Yapıları / Arş. Gör. Evindar YEŞİLBAŞ

Diyarbakır Merkez’deki Minareler / Yrd. Doç. Dr. Bülent Nuri KILAVUZ

Diyarbakır Surlarında Kullanılan Motifl er / Öğr. Gör. Mustafa DİĞLER

Diyarbakır Yapılarında Üst Örtü / Prof. Dr. Orhan Cezmi TUNCER

Diyarbakır’daki İslam Dönemi Yapılarında Yazı / Yrd. Doç. Dr. Kemal ÖZKURT

257

Medeniyetler Mirası Diyarbakır MimarisiDiyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

Diyarbakır Şehri; Dicle Nehri’nin batı ucunda, Karacadağ’a kadar uzanan geniş Bazalt Yaylası’nın üzerinde kurulmuştur. Dicle Vadisi’nden 100 m yükseklikte ve arazinin doğal yapısı, şehrin dış kale surlarının şeklini sınırlamaktadır. Diyarbakır şehrinin tarihi Hurriler zamanında (M.Ö. 2000’li yıllar) bu-rada bir kale yapılması ile başlatılmaktadır. M.S. 349’da Roma İmparatorluğu döneminde şehrin etrafı surlarla çevrilmiş, 365–375 yılları arasında da surun batıya doğru genişleme-siyle dış kale asıl halini almıştır. Hz. Ömer döneminde İyaz b. Ganem tarafından (639) İslam topraklarına katılmış, şehir merkezindeki kilisenin camiye çevrilmesi ile İslam şehri olma vasfını kazanmaya başlamıştır. Abbasiler ve Mervaniler zama-nında da şehirde inşa faaliyetleri devam etmiştir.

Büyük Selçuklu Sultanı Melikşâh döneminde Ulu Cami (Cami-i Kebir) onarılarak bölgedeki cami mimarisine ön-cülük etmiştir. Daha sonra Nisanoğulları (1142–1183), Ar-tukoğulları (1183-1232), Eyyubiler (1232-1240), Anadolu

Selçukluları (1240-1302), Akkoyunlular (1401-1507) ve 1515 tarihinden sonra da Osmanlı döneminde şehirde başta cami ve eğitim kurumları olmak üzere onlarca yapı inşa edilmiştir. Ulu Cami ile başlayan Diyarbakır’daki cami mimarisi tarih boyunca en güzel örneklerini vererek günümüze kadar gel-miştir. Diyarbakır’daki Akkoyunlu ve Osmanlı camileri eski gelenekleri kendi bünyesinde harmanlayarak yeni üsluplar, teknikler geliştirmişlerdir. Özellikle Osmanlı’nın yöreyi fet-hetmesiyle birlikte Diyarbakır eyalet merkezi olmuş şehir-de hızlı bir imar faaliyetleri artmıştır. Osmanlı mimarisinin en güzel örnekleri burada yer almakta ve Mimar Sinan’ın da Diyarbakır’da eserleri bulunmaktadır. Osmanlı Döneminde başta Diyarbakır valileri olmak üzere onlarca eser yapılmıştır. Bu eserlerin bir bölümünü oluşturan camilerden 21’i günü-müze ulaşmıştır.

Anahtar Kelimeler: Diyarbakır, cami, mescid, minare, ha-rim, mihrap, kubbe

City of Diyarbakır, at the west end of the Tigris River, ranging from Karacadağ was founded on the basalt plateau. Its height is 100 m. from the Tigris Valley and the natural structure of the land, the city restricts the shape of the outer castle walls. Th e beginning of the history of Diyarbakır goes back to the constructing of fortress in this region by the Hur-rians. During the Roman Empire, the city was surrounded by a wall A.D. 349. Westward expansion of the outer walls has become a principal shape between 365-375. During Chaliph Umar’s era Diyarbakır, participated in the Islamic lands by Iyaz b. Ghanam (639); the church converted into a mosque in the city center which started to gain the character of the Islamic city. Construction activities in the city have continued during the time of the Abbasids and Marwanids.

Malik-Shah’s era, Sultan of Great Seljuk, the Great Mosque was rebuilt which was pioneered mosque architecture in the re-gion. Particularly in the city, including the building of mosques and educational institutions were built during the Nisanids

(1142-1183), Artuqids (1183-1232), Ayyubids (1232-1240), Anatolian Saljukides (1240-1302) and Aqoyunlu (1401-1507), aft er the date of 1515 Ottoman periods. Starting with the Great mosque, the most beautiful examples of mosque architecture has come up today throughout history in Diyarbakır.

Th e Ottoman and Aqoyunlu mosques have developed blends old traditions of its own new styles and techniques in Diyarbakır. Especially with the Ottoman conquest of the re-gion, Diyarbakır was the centre of the province and develop-ment activities has increased rapidly in the city. Th e most beau-tiful examples of Ottoman architecture and works of Mimar Sinan are located here. Especially the governors of Diyarbakir made many works during the governors of Diyarbakır at the Ottoman period. Some samples from this period, 21 mosques, still survive in Diyarbakır.

Key Words: Diyarbakır, mosque, minaret, Prayer hall, altar, dome

ÖZET

ABSTRACT

DİYARBAKIR’DAKİ OSMANLI DÖNEMİ CAMİ VE MESCİDLERİ

Doç. Dr. Ali Boran / Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Uzm. Zekai Erdal / Sanat Tarihçisi, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü

MOSQUES AND SMALL MOSQUES DURING THE OTTOMAN PERIOD IN DIYARBAKIR

258

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Diyarbakır Alipaşa Camii

259

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

260

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Dicle Nehri’nin kenarında ve yolların kesişme noktasın-daki Diyarbakır’daki sanat ürünleri durağan olmayıp aldığı etkilerle sürekli büyüyen ve gelişen bir yapıya sahiptir. Diyar-bakır’daki farklı tarz ve zengin görünümlü yapıların varlığı bu gelişmenin bir sonucudur. Bu sebeple Diyarbakır, yöredeki diğer önemli merkezler olan Mardin, Hasankeyf ve Bitlis gibi sanat eserlerine kendi mührünü vurmuş nadir şehirlerdendir. Şehir yakınlarında imar faaliyetlerinde kullanılmak üzere bol miktarda işlenebilir taş malzemenin varlığı da gelişmenin ayrı bir katkısıdır. Şehirdeki yapılarda, Emevilerden itibaren yöre-ye hakim olmuş, Mervaniler, Nisanoğulları, Selçuklu, Artuklu, Eyyubiler, Akkoyunlu ve Osmanlı izleri açıkça görülmektedir.

Osmanlı döneminde Diyarbakır eyalet merkezi olduğun-dan şehre büyük yatırımlar yapılmıştır. Bu yatırımların bir kısmını eğitim ve dini yapılar oluşturmaktadır. Osmanlı dö-neminde inşa edilen onlarca camilerden günümüze 21’i ulaş-mıştır. Bu eserler Fatih Paşa Camisi, Sinoğlu Camisi, Hüsrev Paşa Camisi, Ulu Camisi Şafiler Kısmı, Ali Paşa Camisi, Kadı Mescidi, İskender Paşa Camisi, Behram Paşa Camisi, Melik Ahmet Paşa Camisi, Ragıbiye (Deft erdar) Mescidi, Cağaloğ-lu Mescidi, Hacı Muştak Mescidi, Nasuh Paşa Camisi, Arap Şeyh Mescidi, Salos Mescidi, Hanzade Mescidi, Kozlu Camisi, Kavas-ı Sagir Mescidi, Hasırlı Mescidi, Kurt İsmail Paşa Ca-misi, Şeyh Muhammed Namazgâhıdır.

Şehrin kuzeydoğusunda, Fatih Paşa Mahallesi, İç Sokak’ta bulunmaktadır. Yapının inşa kitabesi günümüze ulaşama-mıştır. Ancak Osmanlı Devleti’nin Diyarbakır ve çevresini fethiyle birlikte 922–925 H. / 1516–1520 tarihleri arasında Diyarbakır’ın ilk Osmanlı Valisi Bıyıklı Mehmet Paşa1 tara-fından yaptırılmış olan ilk Osmanlı camisidir. Avlu dış kapı üzerinde bir inşa kitabesinin olduğu söylense de 1819 yılında bu kapının yıkılmasıyla birlikte kitabe de kaybolmuştur. Bani Bıyıklı Mehmet Paşa 928 H. / 1521 M. yılında vefat etmesi üzerine caminin doğusundaki hazireye gömülmüştür. Şafiler kısmı ise XVI. yy ikinci yarına aittir. Caminin Kubad Hama-mı, İçkale yakınlarındaki Saray Hamamı, dükkânları, Cemal Hanı, Atik Han ile mahzen ve bahçe gibi akarları bulunmak-tadır. Fatih Paşa Cami Vakıfl ar Genel Müdürlüğü tarafından 1960, 1975–1976, 1981–1983 ve 2008 yıllarında onarılmıştır ( A. Gabriel, 1940,199; Göyünç, 1969, s.64; M. Sözen 1970, s.65; amlf., 1975, s.67; İlhan, 1981, s.137-143; O. C. Tuncer, 1996, s.107; Yılmazçelik, 2000, s.240; Baş, 2006, s.98-107; Aslanapa, 1996, s.152-154).

Cami merkezi plan şemasına sahip olması açısından önemli bir yapıdır. Harimin kuzeyinde yedi kubbeli son ce-maat yeri bulunmaktadır. Harimin her iki yanında ve son cemaat yerinin hemen arkasında kare planlı tromp geçişli kubbeli birer mekân bulunmaktadır. Caminin kuzeybatısında yapıya bitişik bir türbe yer almaktadır. Kuzeydoğusunda da

yapıya bağımsız olarak düzenlenen Özdemiroğlu Osman Paşa Türbesi’ne yer verilmiştir. Kuzeydoğudaki Şafiîler bölümü, camiyi çevreleyen bugünkü avlu duvarının dışında kalmıştır. Enlemesine dörtgen planlı yapı sade bir görüntüye sahiptir (Çizim: 1-2; Foto: 1-2-10).

Caminin kuzeyinde yedi kubbeli son cemaat yeri bulun-maktadır. Girişinin yer aldığı orta bölümün kubbe içi üçgen şeklinde alanlar oluşturacak biçimde kaburgalandırılmıştır. Sekiz sütun üzerine oturan sivri kemerlerle dışa açılan revakın

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

GİRİŞ

Fatih Paşa ( Bıyıklı Mehmet Paşa, Kurşunlu) Camisi

1. “Bıyıklı Mehmet Paşa; Yazuz Sultan Selim’in mutemedi olup Sultan’ın tahta çıkışıyla Trabzon Beylerbeyi oldu. 937 H. / 1517 M. yılında Doğu Anadolu Bölgesi fethedilince Diyarbakır valisi oldu. Sonrasında da vezirlik makamına yükseldi. 928 H. /1522 yılında vefat etti” Bkz: Mehmed Süreyya, 1996, IV, s. 1042.

Çizim: 1- Fatih Paşa (Bıyıklı Mehmet Paşa-Kurşunlu) Camisi Vaziyet Planı (N. Karaca’dan)

261

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

kemerleri ve kemer aralıkları ise iki renkli taş (siyah –beyaz) işçiliği ile hareketli bir görüntüye sahiptir. Kemerler dıştan oluk silmeyle kuşatılarak vurgulanmıştır. Cephe, en üstten ise üç sıra mukarnas dizisiyle son bulmaktadır. Kemer aralarında ve cephenin köşelerinde damla biçiminde ve yuvarlak birer madalyon görülmektedir (Foto:3–5).

Cepheden dışa taşıntılı taç kapının iki yanında sırayla birer mihrabiye, ikişer pencere ve en dışta birer kapı vardır. Taç kapı sivri kemerli bir niş içine alınmış olup basık kemerli bir açıklığa sahiptir. Sivri kemer, silindirik gövdeli ve bitkisel bezemeli bir başlığa sahip sütunçelere oturmaktadır. Taç ka-pının yan yüzeylerine birer niş açılmıştır. Yarım daire planlı nişler üstte üç dilimli kemerli olup beyaz renkli sekiz sıra mu-karnas kavsaralıdır. Taç kapının her iki yanında yarım daire

planlı, yuvarlak kemerli mihrabiyeler görülmektedir. Nişlerin içerisinde iki renkli taş düzenleme yer almaktadır (Foto: 4).

Son cemaat yerinin doğu ve batı ucunda yan mekânlara geçişi sağlayan birer kapı yer almaktadır. Her iki kapı da aynı düzenlemeye sahiptir. Oluk ve kaval silmelerle üç yönden kuşatılan kapının basık kemerli açıklığı bulunmaktadır. Kapı açıklığının üstünde yine silmelerden yapılmış iki yanda üç di-lim şeklinde içi boş birer kartuş yerleştirilmiştir.

Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan minare kare kaideli silindirik gövdeli ve tek şerefelidir. Minarenin kuzey cephe-sinde sivri kemerli bir niş içine açılan kapı açıklığı basık ke-merlidir Kaidenin köşeleri içbükey ve dışbükey profilli olup pahlı bir görünüm kazanmıştır. Sekizgen düz bir silmeden

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

Foto: 1- Fatih Paşa Camisi Kuzey Cephe Foto: 2- Fatih Paşa Camisi Güney Cephe

Çizim: 2- Fatih Paşa (Bıyıklı Mehmet Paşa-Kurşunlu) Camisi Planı (Arben N. Arapi’den)

262

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

sonra tamamen beyaz renkli pabuçluk ve minare gövdesine ulaşılmaktadır. Pabuç çokgen planlı olup iki sıra prizmatik üçgen ile silindirik gövdeye geçilmektedir (Çizim: 3-4-5). Şerefe, altı sıra mukarnaslıdır. Korkulukları taş şebekeli olup altı kollu yıldızlardan gelişen bir kompozisyona sahiptir. Sade silindirik petek pramidal bir külahla örtülmüştür.

Son cemaat yerinin tam orta-sındaki basık kemerli kapı açıklı-ğından iç mekâna girilmektedir. Ortada dört kare payenin taşıdığı kubbe, dört yönde yarım kubbe-lerle genişletilmiştir. Köşelerdeki mekânlar küçük birer kubbe ile örtülmüştür. Yarım kubbeler ile köşe kubbeler tromp geçişlidir. Duvarları genelde sade olan yapı-nın, en hareketli kısmını kıble du-varı ortasındaki mihrap ve min-ber oluşturmaktadır. Kıble duva-rında, mihrabın her iki yanında iki katlı pencere düzenlemesi gö-rülmektedir. Doğu ve batı duvar-larında ortadaki üç katlı diğeri iki

Foto: 3- Fatih Paşa Camisi Son Cemaat Yeri

Foto: 4- Fatih Paşa Camisi Son Cemaat Yerindeki Pencere

Çizim: 3- Fatih Paşa Camisi Minare Kaidesinin Kuzeyin-deki Pano (B. N. Kılavuz’dan)

Çizim: 4- Fatih Paşa Camisi Minare Kaidesinin Batısındaki Pano (B. N. Kılavuz’dan)

Çizim: 5- Fatih Paşa Camisi Minare Kaidesinin Güneyin-deki Pano (B.N. Kılavuz’dan)

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

263

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

katlı alttakiler düz lentolu basık kemer alınlıklı, üsttekiler sivri kemerli en üstteki ise basık kemerli pencereler görülmektedir (Foto:6-7).

Harimin, kuzeyinde, doğu ve batı köşelerinde basık kemer-li kapı açıklığıyla kare mekânlara geçilmektedir. Bu mekânlara son cemaat yerindeki kapılardan da girilmektedir. Bu mekânlar tromp geçişli kubbeyle örtülüdür. Bu kare mekânların yan du-varlarında düz lentolu birer pencere yer almaktadır. Güneydo-ğudaki mekânın kuzey duvarında iki adet niş vardır.

Kıble duvarının tam ortasında hafif taşıntı yapan mihrap yer almaktadır. Nişi beşgen formunda olup üç dilimli kemerli ve mukarnas kavsaralıdır. Mihrap nişi dıştan beş farklı bordür ile üç yönden ters “U” biçiminde kuşatılmıştır. En dışta düz ve kaval silme yer almaktadır. Silmeler alttan da nişe kadar devam etmektedir. Nişin köşelerinde, dikey uzanan zencerek süslü, silindirik gövdeli bitkisel motif başlıklı birer sütunçe vardır Üç dilimli kuşatma kemerinin köşeliklerine on iki kol-lu yıldızlardan gelişen geometrik bir kompozisyon yer almak-tadır. Beşgen planlı niş üç yönden uçları ve dip kısımları karşı karşıya gelecek şekilde düzenlenmiş ok uçları görülmektedir (Baş, 2006, s.103), (Çizim: 6; Foto: 8).

Mihrabın sağındaki minber mermer malzemeden ya-pılmıştır. Kapı, gövde ve taht kısımlarından oluşmaktadır. Zeminden iki basamakla ulaşılan kapı üstünde üç sıralı mu-karnas taç kısmı görülmektedir. Taç kısmı uzun kenarların-dan kesilen yarım şemse biçimindedir. Yüzeyi ortadaki bir

palmetten gelişen kıvrık dal ve rumilerden oluşan bitkisel tezyinatlıdır. Mukarnaslı kornişin altında kapı açıklığı dört yönden kuşatan bordürde palmet, rumi ve kıvrık dallardan oluşan bir süsleme yer almaktadır. Kapı açıklığı sivri kemer biçimindedir. Mermer kapı kanatları yoğun süslenmiştir. Süs-lemeler dıştan zencerekli bir bordürle sınırlandırılmıştır. En üstte celî sülüs hatlı ayet vardır. Harfl er arasında istife uygun biçimde rumiler yerleştirilmiştir. Üstteki kare bölümde siyah zemin üzerine mermerin doğal rengi kullanılarak oluşturulan ma’kıli hatlı yazılmış “Muhammed” kelimesi okunmaktadır. Yazıların altındaki dikey dikdörtgen kısımda hatai, kıvrık

Foto: 5- Fatih Paşa Camisi Son Cemaat Yerindeki Süsleme

Foto: 6- Fatih Paşa Camisi Harimin Kuzeyden Görünüşü

Foto: 7- Fatih Paşa Camisi Harimin Güneyden Görünüşü

Çizim: 6- Fatih Paşa Camisi Mihrap Kavsarasının Altındaki Pano (G. Baş’tan)

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

264

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

dal, yaprak, penç ve rumilerden girift bitkisel kompozisyon işlenmiştir. Dikdörtgen kapının yan yüzeylerinde hatai, pal-met, kıvrık dallardan oluşan bitkisel bir süsleme işlenmiştir Merdivenlerin iki yanındaki korkuluklar içe doğru kademe-lenen düz, kaval ve yarım oluk silmeler ile sınırlandırılmıştır. Minberin taht bölümüne sonradan kafes oyma tekniği ile ge-ometrik süslemeli ahşap bir kubbe eklenmiştir. Doğu ve batı yüzde tahtın alt kesiminde altta kare bir pano, bunun üstünde de bir palmet dizisine yer verilmiştir (Baş, 2006, s.103–104) (Foto: 9).

İç mekândaki pencereler içte sade olup mihrabın solun-daki pencerenin ahşap kepenkleri günümüze ulaşabilmiştir.

Kepenk, taklit kündekari tekniğinde geometrik süslemelidir. Sekiz kollu yıldızlar dikey olarak iki beş köşeli yıldızla bağ-lanmaktadır. Kenarlar belli aralıklarda yarım sekizgenlerden oluşmaktadır.

Fatih Paşa Camisi Şafiîler KısmıCaminin kuzeydoğusunda caminin ilerisinde Şafiîler kıs-

mı yer almaktadır. Enine dikdörtgen planlı bu bölümün üzeri düz dam ile örtülüdür. Şafiîler kısmının, karşısında bugün tu-valet olarak kullanılan, medrese olması muhtemel bir yapıyla bütünlük teşkil etmektedir (Çizim: 7). Yapı nın önündeki son cemaat yeri yıkılmış olup duvarındaki kirişler ve kemer ayak-ları gibi kalıntılardan eğim li bir çatıyla örtüldüğü, yerdeki sü-

Foto: 8- Fatih Paşa Camisi Mihrabı Foto: 9- Fatih Paşa Camisi Minberi

2. Evli Çelebi seyahatnamesi’nde;“Şemsi Efendi Camisi: Sin oğlu camisi adıyla meşhurdur. Bu ad ile şöhret bulma sının sebebi odur ki, bu camisi yaptıran Şemsi Efendi mer hum, ana rahminde iken, değerli babası, gazaya gider. Karı sı hamile olduğundan «İlâhî, bu ehlimin karnındaki evlâdı mı sana emanet eyledim» diyerek gazaya gider. Fetihten sonra gelir görür ki karısı ölmüş. Mahalle ahalisinden karısının mezarını sorup: «Biz gazaya gittiğimiz vakit, ehlimizin (karımızın) karnındaki evlâdı, tam îtikad ile o Kadir ve Kayyum’a (Cenab-ı Hakka) emanet vermiştik. Elbette o evlât, yer ve gök afetlerinden muhafazalıdır.» Diye mezarlığa varıp karısının mezarına selâm verir. Hemen mezarın içinden masum bir ses: «Ve aleyküm selâm yâ din uğruna cihad yapan babam!» Der. Bundan, orada hazır olanlar şaşırıp, mezarın kapısını açarlar. Görürler ki, üç yaşına basmış, yüzü ayın on dördü gibi parlak bir erkek çocuğu, ölü anasının sağ tarafında yatıyor. Anasının sağ tarafındaki memesi asla çürümeyip o masum validesinin memeciğini şır şır emiyor. Cenab-ı Hak kadirdir. Karanlık gecede, kara taş üzerindeki kara karınca ya kadar rızk ve nafaka yetiştirir. Evlâdını can ve yürekten Rabbülizzeye (Allah’a) emanet verenin emâneti fena bulur mu? (İnnallahe alâ külli şey’in kadir). Sonra babası sine gerip (göğsünü gerip) evlâdını kucaklayarak mezarı örter. O masum çocuk gayet güzel olmakla “Şems” derler. Halkın dilinde, mezardan çıktığı için “Sinoğlu” derler. Sonra bu Şemsi Efendi Diyarbekir içinde kutubluğa kadar yükselip kerametler gösterir. Mevcut parası ile bu nurlu camisi yaptığından camie de (Sin oğlu camisi) der ler Ruhaniyetli bir lâtif camidir.” şeklinde anlatmaktadır. Evliya Çelebi, VI, 1970, s.25–126.

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

265

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

tun kalıntılarından da, kemerlerle bağlı bir ön yüzü bulundu-ğu anlaşılmaktadır ( Sözen, s.92); Harimin kuzey cephesinin ortasında basık kemerli kapı açıklığı, solda yarım daire planlı mihrabiye düz lentolu ve sivri kemer alınlıklı iki, sağda üç pencere yer almaktadır. Batı cephede iki katlı dörder pencere düzenlemesi görülmektedir. İç mekân silindirik gövdeli dört sütunun taşıdığı sivri kemerle, mihraba paralel iki sahından oluşmaktadır. Doğu duvarı sade olup diğer duvarlar, açılan pencerelerle hareketlendirilmiştir. Kıble duvarının ortasında beşgen mihrap yer almaktadır. Nişin her bir kenarının üst kıs-mında küçük birer sivri sağır kemer görülmektedir (Foto:10).

Çizim: 7- Fatih Paşa (Bıyıklı Mehmet Paşa-Kurşunlu) Camisi Şafiler Kısmı Planı (N. Karaca’dan)

Foto: 10- Fatih Paşa Camisi Şafiler Kısmı

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

266

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Melik Ahmet Paşa Caddesi üzerinde, Kazancılar Çarşısı’nın yanında yer almaktadır. Kitabesi olmayan yapının 1518 – 1540 tarihleri arasında yapılmış olduğu söylemektedir ( Beysanoğlu, 1996, s.586). Yapı, 1863 tarihine kadar cami, bu tarihten sonra da on yıl boyunca sıbyan mektebi olarak kullanılmış olmalıdır (Halifeoğlu, 2009, s.327). Daha sonra

tekrar cami haline getirilmiştir. Evliya Çelebi, mimarı belli olmayan bu mescidin, Şemsi Efendi adında bir kişi tarafın-dan yaptırıldığını söylemektedir.2 Cami, Diyarbakır Vakıfl ar Bölge Müdürlüğü tarafından 1944 yılında satılmış, satın alan kişi de camiyi tamir ettirerek halkın ibadetine açmıştır ( Bey-sanoğlu, 1996, s.586). Caminin vakfiyesi günümüze ulaşama-mış ancak Tahrir Deft eri’nde vakfın 3 dükkân, 7 mahzen ve 1 değirmenin olduğu, ayrıca caminin imam, hatip, müezzin ve ferraş ücretleri ödendiği kayıtlıdır (VGMA,159 nolu deft er, s.164,1340).

Cami; enine dikdörtgen planlı ve üç sahınlı harim mekânı, avlu ve abdest alma yerinden oluşmaktadır. Harimin doğu-sundaki avlu sonradan eklenen mekânlar nedeniyle küçül-

müştür. Fevkani olan yapının alt katında dükkânlar bulun-maktadır. Mescid, doğu-batı yönünde enine dikdörtgen planlı ve düz damla örtülüdür (Çizim: 8).Güney cephesi Melik Ah-met Paşa Caddesine bakan mescidin avlusuna, doğu ve ku-zeydeki gösterişsiz, sade iki kapıdan girilmektedir. Yaklaşık kare planlı olan avlu dikey ve yatay uzanan mekânlar arasın-

da sıkışıp kalmıştır. Mevcut avlu, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen bir plana sahiptir. Avlunun güneyinde helâlar ve abdest alma yerleri bulunmaktadır. Kuzeyinde ise imam oda-ları bulunmaktadır (Foto:11).

Avludan daha yüksek bir kotta yer alan harim, doğu-batı yönünde ve enine dikdörtgen planlıdır. Avludan, doğudaki düz lentolu bir kapı açıklığından girilmektedir. İç mekân, kıb-le duvarına paralel olarak uzanan üç sahından oluşmaktadır. Sahınlar, ortadaki birer sütun ile doğu ve batı duvarlarındaki dışa taşıntılı payelere oturan ikişer sivri kemerle birbirinden ayrılmaktadır. Mihrap nişi yarım daire planlı ve yuvarlak ke-merlidir. Mescidin üst örtüsü yakın zamanda betonarme mal-zemeden yapılmıştır (Foto: 12).

Sinoğlu (Sin Mescidi, İbn-i Sin) Camisi

Çizim: 8- Sin Mescidi, İbn-i Sin-Sinoğlu Camisi (F. M. Halifeoğlu’ndan)

3. Hüsrev Paşa: “Sarayda eğitim görmüştür. Kapıcılar Kethüdası 922 H. /1516 M. yılında Konya, 928 H. / 1522 M. yılında Diyarbakır, 938 H. /1531-32 yılında Halep Beylerbeyi oldu. Sonra Şam ve Rumeli Beylerbeyi oldu. 941 H. 1534–35 M. yılında Mısır Valisi ve 22 ay sonra 943 H. 1536–37 yılında vezir olup İstanbul’a geldi. Sırasıyla II. vezir oldu. 951 H. / 1544 M. yılında vefat etti. Yenibahçe’ye gömülmüştür. Mizaç olarak çok sert ve pervasızdır. Lala Mustafa Paşa, bunun küçük kardeşidir”. Bkz: Süreyya, II, s. 684.

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

267

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Şehir merkezinde, Cemal Yılmaz Mahallesi, Çukurlu Sokak’ta, Mardin Kapı yakınında, Deliller Hanı’nın arkasın-dadır. Yapının üzerinde kim tarafından ve ne zaman yapıldığı-nı gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak Diyarbakır’ın Osmanlı idaresindeki ikinci valisi, Hüsrev Paşa’nın3 valiliği döneminde 928-935 H. / 1521-1528 M. tarihleri arasında, medrese olarak yapılmış, Hüsreviye Medresesi adını alan yapı, XVIII. yüzyılda dershane kısmındaki mescidin halk tarafın-dan sürekli kullanılmaya başlaması sonucu camiye çevrilmiş-tir. 1141 H. / 1728 M. yılında bir minare eklenmiştir ( A. Gab-riel, 1940,s. 200; Göyünç, 1969, s.64; Sözen 1970, s.70; O. C. Tuncer, 1996, s.122; Yılmazçelik, 2000, s. 240).

Hüsrev Paşa’nın vakfiyesi günümüze ulaşamamış ancak Tahrir Deft eri’ndeki kayıtta vakfın gelirleri olarak; Kebir Han, Sağir Han, Gümrükhane, Mizanhane, bunların çevresinde-ki 71 dükkân, Kebir Hamam ve çevresindeki 18 dükkân ve ev, Bican Bey Hamamı’nın 35 hisseden 26 hissesi, Mahmud Bey Hamamı, Hacı Halil (Yeni) Hamamı’nın üçte bir hissesi, Sakif Kalesi Hamamı (Hasankeyf ’te), 3 değirmen, 2 bostan, 8 mahzen, 6 ev ve arsalar verilmektedir. Yapı Vakıfl ar Genel Müdürlüğü kütüklerinde Mazbut hayrat olarak kayıtlı olup 1958, 1970, 1984 ve 2005 yıllarında onarılmıştır.

Minaredeki kitabe celî talik hatla Osmanlı Türkçesi ile ya-zılmış olup iki sıra halindeki iki kıtadan oluşmaktadır. Kitabe, yanlardan kaş kemer biçiminde sonlanan kartuşlar içine alın-

mıştır. Kitabenin metni:

“Şahidin istemez ey Hüsrev-i âlî mikdar

Oldu bir tarh-ı cedîd üzre mübarek mümtaz

Olup tarih-i Sâlî bu minârın

Nihal-i taze-i tevhîd-i bârî (1141)” ( Beysanoğlu, s.454).

Hüsrev Paşa Medresesi’nin dershane kısmı genel olarak ters “T” planlı bir düzenleme göstermektedir. (Çizim: 9).Ku-zey cephenin ortasındaki taç kapı dışa taşıntılı olup sokağa eyvan biçiminde açılmaktadır. Kapı sivri kemerli bir eyvan bi-

Hüsrev Paşa Camisi

Foto: 11- Sin Mescidi (N. Karaca’dan)

Çizim: 9- Hüsrev Paşa Camisi Planı (N.Karaca’dan)

Foto: 12- Sin Mescidi Harim (N. Karaca’dan)

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

268

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

çiminde olup basık kemer kapı açıklığı bulunmaktadır (Foto 13–14).

Taç kapının batısında bağımsız olarak yükselen minarenin kaidesi kare planlıdır. Siyah bazalt taştan inşa edilen kaide güney ve batıdan komşu yapıya bitişik iken doğu ve kuzey-den sokağa bakmaktadır. Kaidenin bu yüzlerinde üstte birer dikdörtgen pano yerleştirilmiştir. Kuzeydeki panoda kitabe yer almaktadır. Kartuşların içinde ta’lik hatla dört satır olarak yazılan kitabe minarenin yapım tarihiyle birlikte medresenin cami olarak kullanılmaya başlandığı tarihi de vermektedir. Kaidenin köşeleri pahlanarak çokgen pabuca geçiş sağlan-maktır. Pahlı yerlerde altı sıra mukarnas dizi bulunmaktadır. Şerefenin altındaki son kuşak palmet ve pençlerle zenginleş-tirilmiş kıvrık dallar “S” kıvrımları yaparak zemini kaplamak-tadır. Şerefe altı boş bırakılmış olup sade tutulmuştur. Korku-luklar dikdörtgen taş levhaların dizilmesinden oluşmaktadır. Silindirik petek beyaz renkte olup kısa tutulmuştur.

Avludan basık kemerli kapıdan harime girilmektedir. Ka-pının her iki yanında sivri kemerli birer niş ile düz lentolu birer pencere vardır. Harim, “T” şeklinde bir plana sahiptir.

İç mekân kuzeydeki fazla derin olmamakla birlikte ortadaki kubbeli mekânda kesişen eyvan biçiminde dört yöne geniş-letilmiştir. Güneyi ise beşgen biçiminde olup dışa taşıntılıdır. Bu kısmın üzeri tonoz, orta mekân kubbe, yanlar ise tonoz örtüye sahiptir. Harimin, kuzeyinde iki niş, güneyinde iki pencere; beşgen mekânın güney kenarında mihrap nişi diğer kenarlarında birer basık kemerli pencereler bulunmaktadır. Duvarlar, mihrap üst seviyesine kadar siyah ve beyaz renk dü-zenlemeye sahiptir. Mihrap nişi dıştan bir payanda ile destek-lenmiştir (Foto:15).

Kıble duvarının tam ortasındaki mihrap nişi beşgen şek-linde olup üç dilimli kemerli ve sekiz sıra mukarnas kavsara-lıdır. Mihrap nişi iki bordür ile ters “U” biçiminde üç yönden kuşatılmıştır. Nişten itibaren geniş tutulan ilk bordürde girift yarım sekizgenlerden oluşan geometrik süslemelidir (Baş, 1996, s. 110); (Çizim: 10; Foto16).

Beşgen planlı bölümün kenarlarının birleştiği köşelerin-de üst kesimde üç sıra mukarnaslar görülmektedir. Beşgen çıkıntılı bölüm dışında harim duvarları yerden yaklaşık 0.90 m yüksekliğe kadar çinilerle kaplanmıştır. Çinilerin bir kısmı yer yer dökülmüştür. Sır altı tekniğindeki çinilerde üç farklı desen düzenlemesi görülmektedir. Kompozisyon kare levha-ların birleşimi sonucunda narçiçeği, hatai ve güllerden oluş-

Foto: 13- Hüsrev Paşa Camisi Güney Cephe

Foto: 14- Hüsrev Paşa Camisi Harim Kuzey Cephesi

Foto: 15- Hüsrev Paşa Camisi Harimin Güneyden Görünüşü

Çizim: 10 Hüsrev Paşa Camisi Mihrap Bordürü (G. Baş’tan)

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

269

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

maktadır. Bu çiçeklerden çıkan yapraklar ve kıvrık dallar boş yer bırakmamacasına yüzeyi doldurmaktadır. Motifl er beyaz zemin üzerine firuze, koyu mavi ve kırmızı renklerle oluştu-rulmuştur. Bu kompozisyona sahip çiniler üst ve yanlardan iki farklı bordür ile kuşatılmıştır. İlk bordürde mavi zemin üzerine beyaz bulut motifl eri ile içlerinde çintemani motifl eri olan ters-düz üçgenler görülmektedir. İkinci bordür peş peşe sıralanan firuze ve beyaz renkli palmetler, ters ve düz konum-landırılmıştır ( Yıldırım, 2001, s.28); (Çizim: 11).

Şehir merkezi, Cami-i Kebir Mahallesi’nde, Ulu Cami’nin kuzeybatısındadır. Yapı üzerindeki kitabeye göre Osmanlı dö-neminde Atak Beyi Emir Ahmet Zırki tarafından 1528 yılında inşa edilmiştir. Mihrabı, Diyarbakır’ın Osmanlı dönemi valile-rinden Maktulzade Ali Paşa tarafından, mahfili de aynı valinin kethüdası Hüseyin Ağa tarafından eklenmiştir (Sözen, 1971, s.30; Tuncer, 1996, s.43).

Ulu Cami avlusunun kuzeybatısında yer alan bu bölüm, do-ğu-batı yönünde uzanan enine dikdörtgen planlı ve üç sahınlı olup üzeri düz dam örtülüdür. Yapı, düzgün kesme taş malze-meden inşa edilmiştir. Avluya bakan güney cephesi, açılan pen-cerelerle hareketlendirilmiştir. Diğer cepheler sağır tutulmuştur. Güney cephedeki iki katlı altı adet pencereden alttakiler düz lentolu üsttekiler ise sivri kemerlidir. Güney cephenin doğu ve batı ucunda düz lentolu iki giriş kapısı bulunmaktadır. Gü-neybatıdaki kapı düzenlemesi pencerelerle aynıdır. Güneydo-ğudaki kapı Bursa kemeri şeklinde olup üzerinde sivri kemerli bir küçük pencere iç mekânı aydınlatmaktadır. Pencerelerinde üstünde celî sülüs hatla Arapça olarak yazılmış cephe boyunca devam eden tek satırlık kitabe dikkati çekmektedir. Bu cephede iki renkli taş uygulaması görülmektedir. (Çizim: 12; Foto:17–18)

Harim, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup ahşap kirişlerle taşınan düz dam örtüye sahiptir. İç mekân doğu ve batıdaki ikişer duvar payesi ile ortadaki iki sıra halindeki be-şer sütun üzerine oturan sivri kemerlerle üç sahına ayrılmak-tadır. İç mekân oldukça sade tutulmuştur. Kuzeyde doğu-batı eksenli bir ahşap mahfil uzanmaktadır. Mahfile kuzeydeki iki merdivenle çıkılmaktadır. Kıble duvarının ortasındaki mihrap, cephedeki bir pencerenin sonradan kapatılmasıyla elde edil-miştir. Mihrap nişi beşgen planlı olup sivri kemerli ve beş sıra mukarnaslıdır. Kavsara, beş dilimli bir kemerle kuşatılmakta-dır. Nişin köşelerinde silindirik gövdeli birer sütunçe yer al-maktadır.

Çizim: 12- Ulu Camisi Şafiler Kısmı Planı ( VGM Arşivinden )

Foto: 16- Hüsrev Paşa Camisi MihrabıÇizim: 11- Hüsrev Paşa Duvar Çinilerinden Detay (S. Yıldırım’dan)

Ulu Cami Şafiîler Kısmı

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

270

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Foto: 19- Ali Paşa Külliyesi’nin Güneyden Görünüşü

271

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

272

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Şehir Merkezi’nde Ali Paşa Mahallesi’ndedir. Diyarbakır’da 1534–1537 yılları arasında görev yapan Vali Hadım Ali Paşa4 tarafından yaptırılmıştır. Şâfiîler kısmı ise kitabesine göre 1769-70 yılında eklenmiştir.

Yapı Tuhfetü’l Mimarin’de Mimar Sinan’ın eseri olarak geçmektedir. Bir külliye niteliğinde olup içindeki caminin doğusunda Şâfiîlere ait bir mescit, batısında medrese, ku-zeydoğusunda zikir yeri olarak isimlendirilen bir mekân bu-lunmaktadır. Ali Paşa Camisi Vakıfl ar Genel Müdürlüğü’nce 1955, 1974, 1981 ve 2008 yıllarında onarılmıştır ( Necipoglu, 2005, s.462 -463; Sözen, 1975, s. 165; Yılmazçelik, 1995, 64; amlf., s. 240; Ş. Beysanoglu, 1998 , II, s. 577; Baş, 2006, s.113; Kuran, 1988, s193).

Külliye; merkezdeki kare planlı ve üzeri tek kubbe ile ör-tülü cami, açık avlulu medrese, düz dam örtülü iki sahınlı Şâfiîler mescidi ve şadırvandan oluşturmaktadır. Tek kubbe-li bir planlama gösteren yapı, siyah- beyaz iki renkli taşlarla inşa edilmiştir. Kubbe dıştan pramidal bir çatıyla örtülmüş-tür. Caminin kuzeydoğusunda bağımsız, kare kaideli ve si-lindirik gövdeli bir minaresi yükselmektedir (Çizim: 13 ; Foto:19,28,29).

Beş bölümlü son cemaat yeri, beyaz renkli silindirik göv-deli sütunlara oturan kemerlerin taşıdığı kubbe ile örtülüdür.

4. Hadım Ali Paşa: Rumeli Kethüdalığı’ndan 944 H. / 1537–39 M. yılında Diyarbakır Valisi oldu ve 947 H. / 1540–41 M. yılında azledildi. 959 H. / 1552 M. yılında Bosman Beylerbeyi, Recep 966 H. / Nisan 1559 senesinde Mısır Valisi olup Zilhicce 967 H. / Eylül 1560 ‘ta vefat etti. Karafe’ye gömülmüştür. Bkz. Süreyya, C.I, s. 287.

Foto: 17- Ulu Camisi Avlusu Foto: 18- Ulu Camisi Şafiler Kısmı Güneybatı Cephe

Çizim: 13- Ali Paşa Cami Medresesi Planı ve Cephe Görünüşü (Arben N. Arapi’den)

Ali Paşa Camisi

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

273

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Kuzey cephesi siyah-beyaz renkli düzenlemeye sahiptir. Ku-zey duvarının tam ortasında sivri kemerli bir niş içine alın-mış basık kemerli kapı açıklığı görülmektedir. Kapının her iki

yanında düz lentolu sivri kemer alınlıklı birer pencere hari-mi aydınlatmaktadır. Doğu ve batı cephesinde iki renkli taş düzenlemeli, basık kemerli sivri kemer alınlıklı üçer pencere, cephenin üst kısmında ise orta pencerenin üstüne denk gele-cek şekilde sivri kemerli birer pencere; güney cephesinde de iki renkli taş düzenlemeli basık kemerli sivri kemer alınlıklı

iki pencere, mihrabın üstünde ise sivri kemerli bir pencere vardır (Foto:20).

Minare, kuzeydoğu tarafında camiden bağımsız olarak yükselmektedir. Kaidesi tamamen siyah bazalt, gövdesi beyaz kalker taşından inşa edilmiştir. Kaidenin üzerindeki sekizgen pabucun her kenarı kör sivri kemerlerle hareketlendirilmiş-tir. Silindirik gövde başlangıç kesiminde iki süsleme kuşağı ile sarılmıştır. Bu kuşaklar kaval silmeyle birbirinden ayrılmak-tadır. Gövdenin üst kesiminde şerefenin hemen altında bir

süsleme kuşağı yer almaktadır. Kuşakta kabartma yarım dört kollu yıldızlar ile bu yıldızların arasındaki yarım sekizgenler görünmektedir. Şerefe altı sadedir. Korkuluklarda iki renkli taş işçiliği görülmektedir.

Son cemaat yerinden basık kemerli kapı açıklığıyla harime

Foto: 28- Ali Paşa Medresesi Avludan Görünüş

Foto: 29- Ali Paşa Külliyesi Şafiler Kısmının Kuzeydoğusundaki Yapı

Foto: 20- Ali Paşa Camisi Kuzeybatıdan Görünüşü

Foto: 21- Ali Paşa Camisi Harimin Kuzeyden Görünüşü

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

274

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

geçilmektedir. İç mekân kare planlı olup üzeri tromp geçişli bir kubbeyle örtülüdür. Kubbe dıştan oldukça yüksek tutul-muş sekizgen bir kasnak üzerine oturmaktadır. İç mekândaki kubbe dıştan piramidal bir çatıyla örtülmüştür. Doğu ve batı duvarlarında üçer, güney ve kuzey duvarlarında ikişer düz lentolu pencere iç mekânı aydınlatmaktadır. Trompu taşıyan kemerlerin oturduğu payandalar üçgen biçiminde olup iç mekâna doğru taşıntılıdır. Kıble duvarının ortasında mihrap hemen batısında ise minber yer almaktadır. Duvarlar yerden 1.10 m. yüksekliğine kadar çinilerle kaplanmıştır (Foto:21-22).

İç mekânda duvarları zeminden yaklaşık 1.10 m yüksek-liğe kadar kaplayan çiniler günümüze büyük ölçüde sağlam ulaşabilmiştir. Çiniler iki ince bordürle sınırlanan asıl süsle-me kuşağından meydana gelmektedir. Bordürde, firuze zemin üzerine siyah renkte çiçek ve kıvrık dallardan oluşan düzen-leme vardır. Asıl düzenleme geometrik motifl idir. Sır altı tek-niğindeki kompozisyonda zeminde firuze renk kullanılmıştır. Yıldız kolları ise koyu maviye boyanmıştır. Süsleme ortadaki altı köseli yıldızın çevresindeki eşkenar altıgenlerden meyda-na gelmektedir (Yıldırım, s.30); (Çizim: 14;15;16; Foto:24).

İç mekânı aydınlatan kıble duvarında iki, doğu ve batıda

üçer pencere ahşap kanatlıdır. Kanatlar kündekari tekniğin-de farklı geometrik şemalarla zenginleştirilmiştir. Güneydeki pencerelerde aynı süsleme olup altı kollu yıldızlardan gelişen girift bir düzenleme görülmektedir. Doğu ve batıdaki pence-reler aynı süslemeye sahiptir. Kuzeyden itibaren ilk pencere-lerin yüzeyinde içleri boş bırakılmış yatay tek, dikey çift dört-gen alanlar oluşturulmuştur. İkinci sıradaki orta pencerelerde alt ve üstte içlerinde eşkenar dörtgenlerin olduğu kare, ortada dörtgen bölümlerde de farklı yerleştirilmiş eşkenar dörtgenler halinde üç bölümlü düzenlenmiştir.

Kıble duvarının ortasındaki mihrap yarım beşgen planlı nişin üzeri üç dilimli kemerli ve mukarnas kavaralıdır. Mih-rabın tüm yüzeyi süslenmiştir. Nişi iki kenardan bitkisel süs-lemeli silindirik gövdeli birer sütunçe kuşatmaktadır. Mihrap nişi farklı düzenlemeye sahip dört bordür ile üç yönden kuşa-tılmıştır. Nişinin içinde iki farklı düzenlemeye yer verilmiştir. Alttaki süsleme daha geniş bir alanı kaplamaktadır. Bu bölüm alt ve üstten aynı bezemeye sahip iki bordürle sınırlandırıl-mıştır. Bordürler ters-düz “Y” motifl erini anımsatmaktadır. Büyük alan kaplayan kompozisyonda sekiz köşeli yıldızlar ile bunların içindeki birer gülbezek görülmektedir. Nişin üst ke-

Foto: 22- Ali Paşa Camisi Harimin Güneyden Görünüşü

Foto: 24- Ali Paşa Camisi Harim Duvarlarındaki Çinilerden DetayÇizim: 14- Ali Paşa Camisi Duvar Çinilerinde Ana Panodaki

Kompozisyon (S. Yıldırım’dan)

Çizim: 15- Ali Paşa Camisi Duvar Çinileri Bordürlerindeki Kıvrık Dal Kompozisyonu (S. Yıldırım’dan)

Çizim: 16- Ali Paşa Camisi Duvar Çinileri Bordürlerindeki Çin Bulutu ve Stilize Çiçek Motifl erinden Oluşan Kompozisyon (S. Yıldırım’dan)

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

275

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

siminde tam ve büyük sekizgenlerle yarım küçük sekizgenler geçme yapmaktadır. Üç dilimli kuşatma kemeri ters-düz pal-met benzeri motifl erin sıralanmasıyla oluşan bir süslemeye sahiptir. Kemer köşeliklerinde sekizgen geçmelerden meyda-na gelen süsleme vardır (Foto:23).

Mihrabın yanındaki minber ahşaptan yapılmıştır. Min-berde farklı tekniklerin bir arada kullanıldığı gözlenmektedir. Cami zemininden üç basamakla ulaşılan kapı, sivri kemer açıklığa sahiptir. Üst kesiminde dörtgen alınlık kısmı boştur. Kündekari kapı kanatlarında altı kollu yıldız sisteminden olu-şan kompozisyon vardır. Merdiven korkulukları oyma tekni-ğinde olup geometrik süslemelidir. Her bölümde aynı düzen-leme tekrar edilmiştir. Birbirine doğrudan bağlanan on kollu

yıldızlar ve etrafındaki küçük beş köşeli yıldızlardan meydana gelmektedir (Çizim: 17); (Baş, 2006, s, 113).

Ali Paşa Camisi Şâfiîler KısmıAli Paşa Camisi’nin doğusuna ve minaresine bitişik olarak

yapılan Şafiîler kısmı, oldukça sade görünüş lü bir yapıdır. Si-yah kesme taştan yapılan Şafiîler Mescidi, enine dikdörtgen planlı ve iki sahınlı olan harim mekânının üzerini düz dam örtmektedir. Üç bölümlü son cemaat yerinin doğu kısmında minareyle bağlantı sağlayan bir kapı yeri bırakılmıştır. Mina-re kapısının bulunduğu taraft a ayrıca dama çıkıp, ezan okun-maya uygun bir merdiven bulunmaktadır. Son cemaat yeri

Foto: 23- Ali Paşa Camisi Mihrabı Çizim: 17- Ali Paşa Camisi Güney Pencere Kanadı (G. Baş’tan)

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

276

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

düz dam örtülüdür (Çizim: 18). Son cemaat yeri duvarında ortada basık kemerli giriş kapısı yer almaktadır. Üstünde celî sülüs hatla Osmanlı Türkçesi ile iki satırlık kitabede yapının 1769-70 yılında yapıldığı yazılıdır. Sol kısmında ise yuvarlak kemerli mihrabiye ile kapının sağ ve solunda üstünde siyah-beyaz taşlardan, sağır, üç dilimli bir pencere yer almaktadır (Foto:25-26).

İç mekân, mihraba paralel iki sahından oluşmaktadır. Sa-hınlar ortada iki sütuna dayanan üç kemerle birbirinden ay-rılmaktadır. Yapının dışarı taşkın mih rabı siyah-beyaz renkli taştan ve üç dilimli kemerlidir. Niş, dıştan kare planlı prami-dal külahlı bir payanda ile desteklenmiştir. Mihrabın doğu-sunda, iki, batısında bir adet ve batı duvarında da iki adet düz lentolu pencere iç mekanı aydınlatmaktadır (Foto:27).

Çizim: 18- Ali Paşa Camisi Şafiler Kısmı Planı (M. Sözen’den)

Foto: 25- Ali Paşa Camisi Şafiler Kısmı Güney Cephe

Foto: 26- Ali Paşa Camisi Şafiler Kısmı Kuzey Cephe Foto: 27- Ali Paşa Camisi Şafiler Kısmı Harimden Görünüş

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

277

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Tarihçesi: Kentin kuzeydoğusunda, Kuyumcular Çarşısı’nın arkasındadır. Mescidin inşa kitabesi bulunma-makta ancak yapının günümüzde mevcut olamayan vakfi-yesinden 940–950 H. / 1533 – 1543 M. yılları arasında Kadı İsmail tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Cami, Vakıfl ar Genel Müdürlüğü’nce 2005 yılında onarılmış olup günümüz-de ibadete açıktır (Yılmazçelik,1995,s.84; Beysanoğlu, 1998, s.642; Halifetoğlu, s. 328).

Yapının İncelenmesi :Yapı, mahalle içinde güney, kuzey ve doğudan sokaklarla kuşatılmış olup, batısından da evlere bitişiktir. Cami dıştan kuzey-güney yönünde uzanan düzgün olmayan dörtgen bir plana sahiptir. Doğudan basık kemerli bir kapıyla düzgün olmayan dörtgen planlı avluya girilmekte-dir. Avlunun güneyinde enine dikdörtgen planlı ve iki sahınlı harim, kuzeyinde büyükçe bir eyvan ve derslik ile kuzeybatı köşesinde ise bir kabir yer almaktadır (Çizim: 19; Foto:30).

Caminin sokağa bakan kuzey cephesi siyah ve beyaz taşla-rın nöbetleşe dizilmesi ile oluşturulmuştur. Hafif niş içine alı-nan pencerelerin lento üstlerinde mukarnas sıralı bezemeler yapıyı daha gösterişli bir duruma getirmektedir. Yapı, genelde özgünlüğünü korumaktadır.

Avluya bakan eyvan kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlı olup üzeri de aynı yönde uzanan beşik tonoz örtüye sa-hiptir. Kuzey duvarında iki adet pencere bulunmaktadır. Gü-nümüzde iki kısma ayrılan eyvanın ön bölümü abdest alma yeri arka kısım ise tuvalet olarak kullanılmaktadır. Eyvanın batısında ise, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı derslik kısmı bulunmaktadır. Güneydoğusundaki kapı açık-lığı ile avludan dersliğe girilmektedir. İç mekânı kuzeyde iki, güneyde ise bir pencere aydınlatmaktadır. Kuzey duvarında iki pencere arasında olmak üzere bir, kuzeydoğu duvarında da bir; batı duvarında ise iki niş vardır. Dersliğin üzeri doğu-batı yönünde uzanan beşik tonozla örtülüdür. Avlunun kuzeybatı köşesinde “L” biçimli bir ihata duvarı içine alınmış bulunan kabrin Kadı İsmail’e ait olduğu sanılmaktadır.

Avlunun güneyinde ise enlemesine dikdörtgen planlı ve iki ibadet mekânı yer almaktadır. Harime kuzey duvarının or-tasındaki düz lentolu bir kapı açıklığıyla girilmektedir. Harim, ortadaki tek sütun ve yanlardaki payelere oturan iki kemer ile iki sahına ayrılmış ve üzeri düz damla örtülüdür. Kuzey-gü-ney ve doğu duvarlarındaki ikişer pencere ile harim aydın-latılmaktadır. Batı duvarı tamamen sağır tutulmuştur. Kıble duvarının ortasında yarım daire planlı ve yuvarlak kemerli ve mukarnas kavsaralı mihrap nişi yer almaktadır (Foto:31).

Kadı Mescidi

Çizim: 19- Kadı Mescidi ( F. M. Halifeoğlu’ndan )

Foto: 30- Kadı Mescidi Kuzey Cephe

Foto: 31- Kadı Mescidi Harimden Görünüş

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

278

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Şehir merkezinde İskender Paşa Mahallesi, İskender Paşa Sokak’tadır. Diyarbakır’da 1551-1565 yılları arasında vali-lik yapan İskender Paşa5 tarafından 958 /1551 yılında yap-tırılmıştır. Vakfiyesi M. 1565 tarihinde düzenlenmiştir. Yapı Tuhfetü’l-Mimarin’de Sinan’ın eseri olarak geçmektedir. İsken-der Paşa vakfiyesi günümüze ulaşmıştır (İskenderoğlu, 1989, s. 3 ; Aslanapa, 1988, s.84; Kuban, 2007, s.575; Necipoğlu, 2005, s. 463-465; Kuran, 1988, s.194; Aslanapa, 1996, s. 237).

Vakfiye; Caminin vakfiyesi 27 R. Evvel 973 /22 Ekim 1565 tarihlidir. Vakfiyede “Diyarbakır’da murabba şeklinde, yüksek kubbeli, minareli, kuzeyinde yedi kemer üzerinde dış cemaat yeri olan, kubbesi, kubbe etrafı ve cemaat yeri kireçlendikten sonra kurşunlanmış bir cami. Kuzey tarafında doğu ve batı rükünlerinde (köşelerinde) ilim ehli için iki hücre, kuzeyde boşlukta, kapının karşısında demir parmaklıklarla çevrili se-kiz köşeli bir havuz, havuzun her bir kenarında abdest almaya mahsus ikişer kurna, batı tarafında bir tuvalet ve abdest alma-ğa mahsus bir sofa daha vardır. Diyarbakır’da suyu ile beraber Yeni Hamam, hamama bitişik 39 dükkân, Aynı yere yakın arsası ile beraber 7 odalı bir köşk, 1 bahçe, 3 konak, 3 mahzen, 1 arsa, 11 değirmen, 1 dink, Urfa’da 1 değirmenin ½ hissesi ve bu değirmene bitişik sulak tarla ve bostanın yarısından elde edilen gelirle vakıf; müderris, talebe, vâiz, hatip, imam, mü-ezzin, hafız, Kur’an okuyan, temizlik görevlisi, kandilci gibi hizmetliler ve alacakları ücretler belirtilmiştir”. Ayrıca çocuk-larının da vakfın galle fazlasından istifadesi şart koşulmuştur.

Vakfın Diyarbakır dışında İstanbul, Ardanuç ve Ahlat’ta hay-ratları olduğu anlaşılmaktadır. Bu vakıf günümüzde İskender Paşanın torunlarından Reşit İskenderoğlu ve ailesi tarafından idare edilmektedir ( İskenderoğlu, 1989, 3 vd;). İskender Paşa Camisi Vakıfl ar Genel Müdürlüğü’nce 1959, 1971 ve 2010 yı-lında onarılmıştır. Cami günümüzde ibadete açıktır.

Cami, kare planlı ve tek kubbeli harim, beş bölümlü bir son cemaat yeri ve minareden oluşmaktadır. Harime nazaran daha geniş tutulan beş bölümlü son cemaat yerinin hemen arkasında daha küçük tutulmuş kare planlı ve kubbeli birer mekân daha bulunmaktadır. Cepheleri iki renkli düzgün kes-me taş malzeme ile inşa edilmiştir (Çizim: 20; Foto:32).

Kuzeydeki son cemaat yeri, köşelerdeki “L” biçimli paye-ler ve ortadaki dört sütununla beş göze ayrılmıştır. Sütunlar birbirine sivri kemerlerle bağlanmıştır. Son cemaat yeri gü-nümüzde düz dam örtülüdür. Ancak asli halinde kubbeyle

5. İskender Paşa: Çerkez olup Kabartay Kabilesi’ndendir. Diyarbakır Valisi Hüsrev Paşa’nın kölesidir. Y. Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde kumandanlık ve valilik yapmış bir kişidir. Yükselip kapıcıbaşı, sonra çavuşbaşı ve azilden sonra Halep Deft erdarı ve sonra Anadolu Deft erdarı oldu. Çeşitli devlet kademelerinde bulunmuştur. 955 H. / 1548 M. yılında Van Kalesi’nde kalmak gayet sakıncalı olduğu halde kimsenin talip olmadığı görevi isteyerek üstlenmiş ve Beylerbeyi payesiyle kalıp İranlılara büyük zarar vermiştir. Buradan Erzurum Beylerbeyi olup İran Şahı’nın oğlunu perişan etti. 958 H. / 15551 M. yılında Diyarbakır Valisi oldu. 972 H. / 1564-65 yılında azlolunduysa da 975 H. / 1566-67 yılında Bağdat Valisi olarak Urbânı itaat ettirmiştir. 977 H. / 1569-70 yılında Mısır Valisi oldu. 1.5 yıl sonra azledilerek İstanbul’a dönüşünden sonra 979 H. / 1571-72 yılında Kanlıca Camisi’ne defnedildi. Van’da medrese ve cami, Ardanuç’ta, Trabzon’da, Diyarbakır ve Bağdat’ta vakıfl arı vardır. Bkz.: Süreyya, III, s. 809; A. Boran, “Ahlat Çerkez İskender Paşa Camisi”, Van Gölü Çevresi Sempozyumu, 23-25 Mayıs 1995, s. 145 – 159; İskenderoğlu, 1989, s. 3 vd.

İskender Paşa Camisi

Çizim: 20- İskender Paşa Camisi Plan ve Cephe Görünüşü (Arben N. Arapi)

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

279

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

örtülü olmalıdır. Kuzey cephenin ortasındaki dışa taşıntılı taç kapı düz lentolu olup sivri kemerli bir niş içine alınmıştır. Taç kapının iki yan kenarında mahfil bölümlerine çıkışı sağlayan düz atkı taşlı birer kapı açıklığı ile mihrabiye bulunmaktadır. Atkı taşlarının üstünde iki renkli taş işçiliği görülmektedir. Mihrabiyeler, üç kenarlı olup altı sıra mukarnas kavsaralıdır. Taç kapının köşeleri ile dış köşelerinde zikzak motifl i süsle-meli silindirik gövdeli birer sütünce yer almaktadır. Kuzey cephenin ortasındaki taç kapının iki tarafında simetrik dü-zenlenmiş ikişer pencere ve aralarında birer mihrabiye görül-mektedir. Pencereler düz lentolu olup sivri kemerli nişler içine alınmıştır. Nişler, zikzak motifl i silindirik gövdeli sütüncelere oturmaktadır (Foto:33).

Pencerelerin arasındaki mihrabiyeler beşgen planlıdır. Ku-zey cephenin her iki ucunda son cemaat yerinin arkasındaki mekanlara geçişi sağlayan düz lentolu kapı açıklığı bulunmak-tadır. Doğu, batı ve güney cephelerde iki renkli taş kullanımı asli halini korumaktadır. Doğu ve batı cephede yer alan üçer pencere düz lentolu olup sivri kemerli nişler içine alınmıştır. Güney cephedeki iki pencere diğer cephelerdeki pencere for-munu tekrarlamaktadır. Batıdaki pencere üzerinde ters-düz palmetlerin sıralandığı yatay dikdörtgen bir düzenleme yer-leştirilmiştir.

Caminin kuzeydoğu köşesinde yer alan minare, kare kai-deli ve silindirik gövdelidir. Kaidede sade tutulmuş olup kuzey

yüzdeki minare girişi düz atkı taşlıdır. Bu girişin üzerindeki kitabelik kısmı boş bırakılmıştır. Pabuç kısmı iki bölümlü bir düzenlemeye sahiptir. Silindirik gövdenin başlangıcında iki süsleme kuşağına yer verilmiştir. Kuşaklar bir kaval silme ile birbirinden ayrılmıştır. Gövdenin üst kesiminde de bir kaval silme ile birbirinden ayrılan iki süsleme kuşağı yer almaktadır. Şerefe altı sıra mukarnas altlık üzerine oturmaktadır. Şerefe korkuluğu dikdörtgen taş levhalardan meydana gelmektedir. Taşların dış yüzlerinde oyma kabartma tekniğinde çok kollu yıldız ve çokgenlerden gelişen geometrik bir kompozisyonla-ra yer verilmiştir. Silindirik petek kısmı ise kısa tutulmuştur.

Foto: 33- İskender Paşa Camisi Batıdan Görünüşü

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

Foto: 32- İskender Paşa Camisinin Genel Görünüşü

280

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Son cemaat yerinin ortasındaki taç kapıdan harime giril-mektedir. Harim, kare planlı olup üzeri on altıgen bir kasnağa oturan tromp geçişli tek kubbeyle örtülüdür. İç mekân, kuzey ve güneyde ikişerden dört adet; doğu ve batı duvarlarındaki üçerden altı sivri kemer alınlıklı pencerelerle aydınlatılmak-tadır (Foto 35).

Harimin kuzeyinde boydan boya uzanan ikisi sütun ikisi ahşap dört destekle taşınan mahfil kısmı yer almaktadır. Mah-file her iki yanındaki kapı açıklığından sağlanmaktadır. Ha-rimin kuzeydoğu ve kuzeybatı köşesindeki düz lentolu kapı açıklığından kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlı ve üzeri yine aynı yönde uzanan beşik tonoz örtülü mekâna geçilmektedir. Bu mekân beden duvar kalınlığından yararla-nılarak yapılmıştır.

Kıble duvarının tam ortasındaki mihrap nişi beşgen plan-

lı ve mukarnas kavsaralıdır. Nişin her iki kenarında zencerek süslemeli, silindirik gövdeli; bitkisel bezeli başlıklı birer sü-tunçe yer almaktadır. Sütunçelerin üzerinde üç dilimli kuşat-ma kemeri yükselmektedir. Niş üç yönden bordürlerle çevril-miştir. Nişin alt kısmı asli halini koruyamamış olup sonradan çinilerle kaplanmıştır (Foto:34).

Harimin güneydoğu ve güneybatı köşelerde duvar içine açılmış vaaz kürsüsü olarak düzenlenmiş basık kemerli nişler yer almaktadır. Bu nişlere, güneybatı ve güneydoğudaki pen-cerelerin güney duvarlarındaki düz lentolu kapılardan çıkıl-maktadır.

Harim duvarları zeminden yaklaşık 1.00 m yüksekliğe kadar çinilerle kaplanmıştır. Dökülen çinilerin yerlerine asli halini koruyan örnekler kopya edilerek yenileri yerleştirilmiş-tir. Süslemeler sır altı tekniğinde olup bitkisel kompozisyon-lu altıgen çini levhalardan oluşmaktadır. Altıgen levhaların merkezinde altı köşeli bir yıldız; bu yıldızında göbeğine ve köşelerine altı dilimli birer çiçek yerleştirilmiştir. Göbekteki

çiçekten çıkan rumiler yıldızın köşelerindeki çiçek motifl erini iki yandan sarmaktadır. Motifl er patlıcan rengi zemin üzerine beyaz renkte uygulanmıştır. Merkezdeki yıldızın zemininde firuze, çevresinde ise koyu mavi kullanılmıştır. Yer yer görü-len kenar bordürleri koyu mavi zemin üzerine beyaz renkte penç motifl eri dolantı bulut motifl eri ile birbirine bağlanmak-tadır. Kıvrık dallar aradaki boşlukları süslemeye uygun olarak yerleştirilmiştir ( Yıldırım, 32–33); (Çizim: 21; Foto: 36).

Foto: 34- İskender Paşa Camisi Harimin Görünüşü

Foto: 35- İskender Paşa Camisi Harimin Kuzeydoğudan Görünüşü

Foto: 36- İskender Paşa Camisi Harimdeki Duvar Çinilerden Detaylar

Çizim: 21- İskender Paşa Camisi Duvar Çinilerindeki Ana Pano (S. Yıldırım’dan)

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

281

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Şehir merkezinde Ziya Gökalp Mahallesi, Melik Ah-met Paşa Caddesi’nde bulunmaktadır. Yapı, kitabesine göre Diyarbakır’ın on üçüncü Osmanlı Valisi Behram Paşa6 tara-fından 972–980 H. / 1564–1572 M. tarihleri arasında yaptı-rılmıştır7. Yapı Tuhfetü’l-Mimarin’de Sinan’ın eseri olarak geçmektedir. Şadırvan ise 1041-43 H. / 1631-33 M. yılları arasında Diyarbakır valiliği yapan Silahtar Murtaza Paşa tara-fından onartılmıştır (Sözen, 1975, s. 186; Yılmazçelik, s. 240, Beysanoğlu, s. 578-79; Kuban, 2007, s.574; Necipoğlu, 2005, s. 467-469; Kuran, 1988, s195; Aslanapa, 1988, s.85).

Behram Paşa’nın 976 /1571-72 tarihli Vakfiyesi bulunmak-tadır. Vakfiyede gösterilen hamam ve birçok gayrimenkuller-den elde edilen gelirlerle mütevelli, kâtip, nazır, cabi, imam, 4 müezzin, şeyh, 30 cüzhan ve 10 aşirhanın ücretleri öden-mektedir.

Bir külliye olarak tasarlandığı bilinen yapılardan sadece cami, şadırvan ve hamam günümüze ulaşmıştır. Caminin biri giriş kapısında diğeri de şadırvanda olmak üzere iki kitabesi bulunmaktadır.

Taç kapının basık kemerinin hemen üzerinde üstündeki mukarnas dizinin konumuna uygun bir şekilde yerleştirilmiş olan kitabe, iki satır halinde olup celî sülüs hatla Arapça ola-rak yazılmıştır. Kitabenin metni ise:

“Bu cami-i şerif merhum Sultan Süleyman kölelerin-den ve Sultan-ı a’zam Selim zamanında abd-i zaif Behram Paşa tarafından 980’de yaptırıldı. Allah dileğini kolay etsin.” (Beysanoğlu,s. 578)

Şadırvanın sütun başlıklarında buraya Hamravat Suyu’nun getirilmesiyle ilgili olarak celî sülüs hatla Osmanlı Türkçesi ile manzum bir kitabe yer almaktadır. Kitabenin metni ise:

“Silahtar Murtaza Paşa edüb hayrat ü ihsanı

Yapıb âbâd kıldı nice yıldan kalma viranı

Haraba yüz tutub Behram Paşa camisi hâlâ

Anın ta’mirine sa’y eyledi ol âsaf-ı sâni

Mücedded eyledi su yolların tâ ibtidâsından

Erişti câmi’e su meyt tek buldu yeni canı

Su yolu üzre nice çeşmeler hem eyledi ihyâ

Sebil etti meyanından akan âb-ı firâvânı

Yine tarh-i nevî kümbet yapıp sekiz sütun üzre

Anın havzundan akıttı kıyas et âb-ı harmanı

Müzeyyen eyledi etrafını seng-i murahhamla

Mücellâ etti ferşin tarz-ı ahar san’at-ı Mânî

Bu denlu sâ’y u dikkatten muradı bir dua ancak

Umarım rûz-i mahşerde ola makbul-i Sübhanî

Sevabın hibe etti hazret-i merhum mağfûre

Ki daim hayr ile yâd ola Sultan İbrahim Hakanı” (Beysa-noğlu, s. 579)

Vakıfl ar Genel Müdürlüğü mazbut hayrat olarak kayıtlı olan Behram Paşa Camisi

1974–1975, 1977, 1998 ve 2005 yıllarında onarılmıştır. Cami günümüzde ibadete açıktır.

Diyarbakır’ın en önemli yapılarından biri olan cami, kare planlı ve üzeri tek kubbe ile örtülü bir harim, beş bölümlü bir son cemaat yeri ve kuzeybatısında kare kaideli ve silindirik gövdeli minaresi oluşmaktadır. Yapı düzgün kesme taş mal-zeme ile inşa edilmiştir (Çizim: 22–23; Foto:37).

Dış cepheler siyah ve beyaz iki renkli taşlarla süslenmiştir. Caminin kuzeyinde, köşelerdeki “L” biçimli payeler ile ortada

Çizim: 22- Behram Paşa Camisi Planı (A. S. Ülgen’den)

Behram Paşa Camisi

6. Behram Paşa: “Beylerden olup 972 H. /1564-65 yılında Diyarbakır Beylerbeyi oldu. 975 H. / 1567-68 M. yılında azledilip 976 H. / 1568-69 M. yılında Yemen Valisi oldu. 980 H. / 1572-73 M. tarihine kadar orada kalıp fetihlerde bulundu. O senelerde vefat etti. Yemen’de cami ve medrese yapmış ve orada İmamlar arasında savaşı sona erdirmiştir. Adil bir adamdı”. Bkz: Süreyya, II, s. 366.7. O.Cezmi Tuncer’e göre Diyarbakır’ın on üçüncü valisi olan Halhallı Behram Paşa yapının inşası başlamadan 5 yıl önce görevinden azledilmiştir. Diyarbakır’ın on sekizinci Osmanlı valisi Behram Paşa ise yapı bittikten üç yıl sonra görevlendirilmiştir. Dolayısıyla yapı her iki Behram Paşa’nın da görev tarihi ile uyuşmamaktadır. Sokullu ailesinden olduğu bilinen Behram Paşa, Diyarbakır’da doğrudan görevlendirilmemekle birlikte Yemen’de Beylerbeyiliği yapmıştır. Diyarbakır’ın yol üzerinde önemli bir nokta oluşturmasının yanı sıra, Kanuni döneminde doğudaki problemler, Beylerbeyiliğin yönetiminin Diyarbakır’dan yönetilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Kanuni’nin II. Irakeyn seferinden sonra kurulan Beylerbeyiliğin askeri üs olarak Van’ı, yönetim merkezi olarak ise Diyarbakır’ı kullandığı düşünülmektedir. Diyarbakır’da Behram Paşa adına böyle bir yapı topluluğunun bulunması ve Behram Paşa’nın burada bir konağının yer alması bu ihtimalleri güçlendirmektedir (Tuncer, s.154).

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

282

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Foto: 37- Behram Paşa Camisi Genel Görünüşü

283

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

284

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

da on sütuna oturan sivri kemerler, son cemaat yerinin önün-deki revakı teşkil etmektedir. Revak yanlardan ortadaki bir sütunla iki açıklığa, kuzeyden ise dokuz açıklığa sahiptir. Re-vakın üstü düz dam şeklindedir. Dokuz gözlü dış revakı taşı-yan sütunlar sade tutulmuştur. Ancak orta kemerin oturduğu iki sütun diğerlerinden farklı olarak örgülü gövdelere sahiptir. Gövdelerin yüzeyi silindirik formlu kaval silmeler siyah ve beyaz renkli örgü sistemlidir. Cephenin üst kısmında üç sıra mukarnaslı korniş görülmektedir. Dış köşelerde birer dairevi madalyon yer almaktadır. Madalyon sekiz kollu yıldızlardan oluşan geometrik bir süslemeye sahiptir (Foto:38).

Son cemaat yeri simetrik bir düzenleme göstermektedir. Ortadaki taç kapının iki yanında ikişer pencere, pencerelerin arasında her iki taraft a birer mihrabiye yer almaktadır. Revak son cemaat yerinden bir seki ile ayrılmaktadır. Altı sütuna oturan sivri kemerlerin ayırdığı beş bölümlü son cemaat yeri-nin üzeri kubbe ile örtülmüştür. Taç kapının önündeki kubbe diğerlerinden farklı olup dilimli bir düzenlemeye sahiptir. Ke-mer köşeliklerine birer dairevi madalyon yerleştirilmiştir. Kö-şelerdeki madalyonlarda sekiz kollu yıldız düzenlemesi, bun-ları takip eden iki madalyonda sekiz kollu yıldızlar, ortadaki eşkenar sekizgeni çevreleyen beş köşeli dört küçük yıldızlarla birleşmektedir (Foto:39–40).

Foto: 38- Behram Paşa Camisi Kuzey Cephe

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

Çizim: 23- Behram Paşa Camisi Kesit ve Cephe Görünüşü (A. S. Ülgen’den)

285

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Hafif dışa taşıntılı taç kapı basık kemerli ve mukarnas kavsaralıdır. Kapının iç yüzü kavsaraya kadar yatay sıralı iki renkli taşlardan oluşmaktadır. Basık kemerin hemen üzerinde ve kavsaranın başlangıcında celî sülüs hatla Arapça olarak ya-zılmış iki satırlık kitabe yer almaktadır. Kavsaranın başlangıç ve orta yerinde yine mukarnas işlemeli sarkıtlar görülmekte-dir. Yan yüzeylerdeki iki mihrabiye nişi birbiri ile aynı düzen-lemeye sahiptir. Yarım daire planlı nişler yedi sıra mukarnas kavsara-lı olup dıştan üç dilimli kemerle kuşatılmıştır (Foto:41).

Taç kapı farklı düzenlemelere sahip bordürlerle üç yönden kuşa-tılmıştır. En dıştaki tek diş sırasın-dan oluşan düzenlemeyi dört sıra mukarnaslı bir bordür izlemekte-dir. Mukarnaslar kapıyı ters “U” biçiminden üç yönden çevreledik-ten sonra zeminden yükseklikte dışa doğru dönüş yaparak devam etmektedir. Mukarnas bordürden sonraki bordür geometrik süsle-melidir. Buradaki kompozisyon dört kollu ve sekiz köşeli yıldız-lardan oluşan düzenlemede yıl-dızların içine birer gülbezek yer-leştirilmiştir. Kapı kanatları ahşap malzemedendir. Kanatlarda taklit kündekari tekniği ile on kollu yıl-

dızlardan gelişen geometrik bir tezyinat görülmektedir. Pen-cerelerin ortasına birer mihrabiye vardır.

Yapının güney cephesinde beyaz renkte kare bir panoya yer almaktadır. Pano dıştan iki bordürle çevrelenmiştir. Bor-dürlerin sınırlandırdığı alanda ma’kıli hatla dörtlü “Muham-med” yazılıdır.

Avlunun ortasında sekizgen form-da bir şadırvan yer almaktadır. Şa-dırvan sekiz sütunun taşıdığı geniş saçaklı pramidal bir külahla örtül-müştür. Silindirik gövdeli sütunlar iki renkli taştan olup iri kaval silmelerden oluşan örgülerle hareketlendirilmiştir.

Minare yapının kuzeybatısında, son cemaat yerinin arkasında yer al-maktadır. Kare kaideli ve silindirik gövdelidir. Kare planlı kaidenin ku-zey cephesindeki giriş kapısı basık ke-merli olup altı sıra mukarnas kavsaralı ve sivri kemerli bir niş içine alınmış-tır. Giriş cephesi de dahil olmak üzere bu nişlerin üstünde dikdörtgen birer beyaz renkli pano yer almaktadır. Panoların içinde sekiz köşeli yıldız-lardan gelişen geometrik süsleme gö-rülmektedir. Kaidenin köşeleri üçgen formda pahlanarak çokgen pabuca geçiş sağlanmaktadır. Çokgen pa-Foto: 41- Behram Paşa Camisi Portali

Foto: 39- Behram Paşa Camisi Son Cemaat Yerindeki Mihrabiye Foto: 40- Behram Paşa Camisi Son Cemaat Yerindeki Pencere

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

286

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

bucun yüzeyi prizmatik üçgenlerle hareketlendirilmektedir. Gövdenin başlangıcındaki süslemeli iki kuşak burmalı yivli bir kaval silme ile birbirinden ayrılmaktadır. Şerefe altı sıra mukarnas düzenleme üzerine oturmaktadır. Şerefe korkuluk-ları oyma tekniğinde altı kolu yıldızlardan gelişen geometrik kompozisyon ile süslenmiş taş levhaların yan yana dizilme-siyle oluşturulmuştur. Silindirik petek ve kurşun kaplı külah kısmı sade tutulmuştur (Çizim: 24).

Son cemaat yerinin ortasındaki anıtsal taç kapıdan hari-me girilmektedir. İç mekân kare planlı olup tromp geçişli bir kubbeyle örtülüdür. İç mekânda, kuzey ve güneyde ikişer; doğu ve batıda ise üçer eyvan biçimli mekân yer almaktadır. Bu eyvan biçimli mekânların duvarları kubbeyi taşıyan sekiz adet ayak görünümünü anımsatmaktadır. Bu mekânlar tono-zu anımsatan geniş sivri kemerlerle örtülmüştür. Girişin her iki yanındaki kapı açıklıklarıyla üst kattaki mahfil katına çı-kılmaktadır. Mahfil iç mekânı üç yönden “U” biçiminde ku-şatmaktadır. İç mekânın köşelerinde aynalı tonoz örtülü kü-çük kare mekânlar yer almaktadır. Eyvan biçimli mekânların içerisinde iki renkli taştan düz lentolu birer pencere ve kıble duvarlarında yarım daire planlı mihrab nişleri yer almaktadır. Tromp kemer konsollarında ve iç mekanın köşelerinde ve gi-riş kapısının harime bakan yüzünde mukarnas düzenlemeler görülmektedir (Foto: 42–43).

Kıble duvarının ortasında giriş eksenindeki mihrap, mih-rabın batısında da mermer minber yer almaktadır. İç mekâna doğru hafif taşıntı yapan mihrap, yarım beşgen planlı ve mu-karnas kavsaralıdır. Kavsara dıştan üç dilimli bir kemerle ku-şatılmıştır. Kavsaranın alt kısmında yarım sekiz köşeli yıldız-lardan oluşan ince bir bordür görülmektedir. Bunu takip eden ikinci bordür mihrap nişini ters “U” biçiminde üst ve yanlar-dan sınırlandırmaktadır (Çizim: 25; Foto: 44).

Mihrabın batısındaki minber, sarı ve kırmızı renkli mermer malzeme-den yapılmıştır. Mermer-den kapı kanatları oyma-kabartma tekniğindeki farklı bitkisel ve geomet-rik düzenlemelere sahip süslemelerle bezenmiştir. Kapı kanatlarını ayıran ortadaki dikey bölüm alt ve üstte kare formda, or-tada silindirik olarak dü-zenlenmiştir. Kare kısım-larda ikili rumi örgü ve aralarda palmetten mey-dana gelen süslemeler iş-

Foto: 42- Behram Paşa Camisi Harimin Kuzeyden Görünüşü Foto: 43- Behram Paşa Camisi Harimin Güneyden Görünüşü

Çizim: 24- Behram Paşa Camisi Minare Kaidesinin Kuzeyindeki Pano(G. Baş’tan) Görünüşü

Çizim: 25- Behram Paşa Camisi Mihrap Nişinin İç Yüzündeki Panodan Detay (G. Baş’tan)

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

287

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Foto: 44- Behram Paşa Camisi Mihrabı Görünüşü Foto: 45- Behram Paşa Camisi Minberi

lenmiştir. Merdiven korkuluklarında oluk ve kaval silmelerle boydan boya uzanan basık altıgen bölümler oluşturulmuştur. Minberin üçgen aynalıklarının yüzeyi sade tutulmuştur. Sü-pürgelikler kademeli kaş kemer formundaki beş açıklıktan oluşmaktadır. Taht bölümü dört ayak üzerine oturan çokgen bir kasnak ve pramidal bir külahtan oluşmaktadır. Ayaklar kademeli kaş kemerlerle bağlanmaktadır. Taht bölümüne ait korkuluklar mermer malzemeden olup oyma tekniğindedir (Baş, 2006, s.125; Foto: 45).

Duvar yüzeyleri zeminden 1.10 m yükseklikte sır altı tek-niğinde kare levha şeklindeki çinilerle kaplanmıştır. Çiniler günümüze büyük ölçüde sağlam olarak ulaşmıştır. Çini süsle-meler ortadaki geniş kuşakta beyaz zemin üzerine koyu mavi,

firuze, kırmızı ve siyah renkli bitkisel tezyinatlıdır. Yatay bir sıra koyu mavi, firuze ve kırmızı hatai ve mavi tonlarda ters karanfil ve farklı biçimlere sahip iki penç sırası ardışık olarak sıralanmaktadır. Hatai, penç ve karanfiller kıvrık dal ve kü-çük yapraklarla birbirine bağlanmaktadır. Alt ve üstteki ince bordürde aynı süsleme görülmektedir. Sır altı tekniğindeki bordürde ters-düz devam eden palmetlere yer verilmiştir. Pal-metlerin yüzeyinde ardışık koyu mavi ve firuze üzerine beyaz olarak uygulanmıştır. Firuze zemin üzerinde bulut motifl eri; koyu mavi zeminde ise dikeyde tam, yatayda yarım palmetler ve rumilerle çevrilerek birbirine bağlanmaktadır ( Yıldırım, s.42).

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

288

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Foto: 46- Melik Ahmet Paşa Camisi Güneydoğudan Görünüş

289

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

290

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Şehir merkezinde, Melik Ahmet Mahallesi, Urfa Kapı ya-kınlarında yer almaktadır. Diyarbakır valilerinden Melik Ah-met Paşa8 tarafından 995- 999 H. / 1587–1591 M. yılları ara-sında yaptırılmıştır. Yapı Tuhfetü’l-Mimarin’de Sinan’ın eseri olarak geçmektedir (Sözen, s. 95; Yılmazçelik, s. 240; Tuncer, s. 161; Kuban, 2007, s.574; Necipoğlu, 2005, 469–470; Aslana-pa,1996, s.313).

Enine Dikdörtgen planlı, ortada kubbe, yanlarda çapraz tonoz ile örtülü merkezi planlı harim mekânı ve kuzeyde kare kaideli silindirik gövdeli minareden oluşmaktadır. Fevkani olan cami altta depo ve dükkân olarak kullanılan bölümler ile üstte merdivenlerle ulaşılan harim mekânından meydana gelmektedir. Güneydeki taç kapıdan geçilen avlunun güne-yindeki cami enine dikdörtgen planlıdır. Harim ortada dört ayak üzerine bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbenin yanındaki yan bölümler üçer çapraz tonozla kapatılmıştır. Kuzeyde kare kaideli silindirik gövdeli minaresi yükselmektedir. İki renk-li düzgün kesme taşla inşa edilmiştir. Ana yola açılan güney cephedeki anıtsal taç kapıdan cami avlusuna ve harim kısmı-na ulaşılmaktadır (Çizim: 26; Foto:46).

Yapının zemin katında güney cephesinde ana caddeye ba-kan, kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlı ve aynı yönde uzanan beşik tonoz örtülü eyvan biçiminde düzenlen-miş dört adet dükkân ve depo ile bir taç kapı; kuzeybatı da ise

ana caddeyi arkadaki sokağa bağlayan kuzey-güney yönünde uzanan ve yine aynı yönde uzanan beşik tonoz örtülü uzun bir dehliz yer almaktadır. Caminin güney cephesinde, sivri kemerli bir niş içine alınmış dört adet pencere alt sırada yer alırken, üst sırada yanlarda sivri kemerli birer ortada yuvarlak ve bunun her iki yanında daha küçük birer sivri kemerli pen-cere açıklıları iç mekânı aydınlatmaktadır. Caminin, kuzey cephesinde de alt sırada sivri kemerli niş içine alınmış üç adet pencere ile bir kapı açıklığı görülmektedir. Doğu ve batıdan yapılara bitişiktir. Kuzeyinde ise güneydeki taç kapıya bağlan-tılı dehlizin düz lentolu kapı açıklığı, bu dehlizin doğusunda doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı ve üzeri beşik

Melik Ahmet Paşa Camisi

8. “Melik Ahmet Paşa: Diyarbakırlı olup, maliyeden yetişti. Diyarbakır deft erdarı oldu. Bir aralık Beylerbeyi payesi verildi.1000 H / 1592 de vefat etti”. Bkz. Süreyya, IV,s.1081. Bu şahıs genellikle Evliya Çelebi’nin dayısı olan Melek Ahmet Paşa ile karıştırılır. Bazı kaynaklarda Diyarbakır’da yapılan cami, han ve hamamın Melek Ahmet Paşa tarafından yaptırıldığı belirtilir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Diyarbakır’daki Melik Ahmet Paşa Camii, Melik Ahmet Paşa Hanı ve Melik Ahmet Paşa Hamamı’nın dayısı Melek Ahmet Paşa tarafından değil de, aslen Diyarbakırlı olan ve Melek Ahmet Paşadan önce Diyarbakır Valiliği yapan Melik Ahmet Paşa tarafından inşa ettirildiğini belirtir. Bkz. (Bruinessen – Boeschoten, 2009, s.257).

Çizim: 26- Melik Ahmet Paşa Camisi Planı ve Cephe Görünüşü (N. Karaca ve Arben N. Arapi’den)

Foto: 47- Melik Ahmet Paşa Camisi Kuzeyden Görünüş

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

291

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

tonoz örtülüdür. Dehlizle ulaşılan avlu bir duvarla çevrilmiş olup kuzey güney yönünde dikdörtgen planlıdır. Dehlizin batısında harime çıkışı sağlayan bir merdiven ile kare kaideli silindirik gövdeli tek şerefeli minare yer almaktadır (Foto:47).

Kuzey cephenin doğusunda yer alan ve sokağa taşıntı ya-pan taç kapının iç yüzünde her iki yanında beşgen planlı bi-rer niş açılmıştır. Beşgen nişlerin her kenarı üstte sivri kemer formunda sonlanmaktadır. Niş dıştan iki bordürle üç yönden “U” biçiminde çevrilmektedir. Taçkapı nişinin köşeliklerine birer sütunçe yerleştirilmiştir. Silindirik gövde dört kollu yıl-dız motifl eri ile aralarındaki sekiz köşeli yıldızlardan meyda-na gelen geometrik karakterlidir. Taç kapı üç yönden ters “U” biçimde çevreleyen yedi farklı düzenlemeden oluşan bordür-lerle kuşatılmaktadır.

Minare caminin kuzeyinde, yapıdan bağımsız olarak yük-selmektedir. Kare kaide üzerinde silindirik gövdeli olan mina-rede yoğun süslemeye sahiptir. Kare kaidenin kuzey cephesin-de basık kemerli kapının üzerinde dokuz sıra mukarnas kav-sara yer almaktadır. Kaidenin dörtkenarında üst kısımda be-yaz renkte birer dikdörtgen pano görülmektedir. (Çizim: 27).

Kaide en üstte geometrik bir süsleme kuşağı ile dört yönden çevrelenmektedir. Süsleme beyaz renkli taş üzerine tek renk sırlı firuze çinilerle kaplanarak oluşturulmaktadır. Silindirik gövdenin başlangıç ve bitiminde ikişer süsleme kuşağına yer verilmiştir. Kuşaklar burmalı kaval bir silmeyle birbirinden ayrılmaktadırlar. Şerefe altı, altı sıra mukarnaslıdır. Korkuluk dörtgen taş levhalardan olup oyma tekniğinde altı kollu yıldız süslemelidir (Baş, 2006, s.138; Foto:51).

Harim doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlıdır. Doğu ve batıdaki kare iki payeye oturan sivri kemerler tromp geçişli bir kubbeyi taşımaktadır. Doğu ve batıda payeler ile be-

den duvarları arasında kalan kısımlar üç bölümlü olup birer çapraz tonozla örtülüdür. Harimin doğu ve batısı iki katlı bir düzenlemeye sahiptir. Alt kat çapraz tonozlu iken üst kat kö-şelerde kubbe ortada bir yarım kubbeyle örtülüdür. Bu kata kuzeydeki bir kapı açıklığı ile beden duvarı içindeki merdi-venlerden çıkılmakta ve burası mahfil olarak kullanılmakta-dır. Doğu ve batı duvarlarının alt kısımları sağır bırakılmışken üst kısımda her bir bölüme denk gelecek şekilde birer sivri kemerli pencere; kuzey ve güneyde düz lentolu dört pencere iç mekânı aydınlatmaktadır (Foto: 48–49).

Kıble duvarın ortasında, giriş eksenindeki mihrap sıratlı tekniğinde çinilerle kaplanmıştır. Niş beşgen planlı olup do-kuz sıra mukarnas kavsaralıdır. Mihrap nişi dıştan üç bordür-

Çizim: 27- Melik Ahmet Paşa Camisi Minare Kaidesinin Güneyindeki Pano (G. Baş’tan)

Foto: 51- Melik Ahmet Paşa Camisi Minare Kaidesi

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

292

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Foto: 48- Melik Ahmet Paşa Camisi Harimin Doğudan Görünüşü

293

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

294

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

le üç yönden kuşatılmaktadır. Dış bordür, peş peşe sıralanan ters-düz palmetlerle oluşmaktadır. Beşgen nişin her kenarı, koyu mavi zemin üzerine beyaz renkli rumilerden oluşan bir zencerek bordürle sınırlandırılmaktadır. Kavsarayı oluşturan mukarnaslar da çini kaplıdır. Çinilerde firuze, beyaz ve patlı-can moru renginde yoğun bir şekilde zikzaklar, iç ve dış bükey çizgiler ve laleler yer almaktadır (Foto:50).

Harim mekânının duvarları zeminden 1.00 m yüksekliğe kadar sıratlı tekniğinde çinilerle kaplanmıştır. Bu çinilerde de firuze, beyaz ve patlıcan moru renginde yoğun bir şekilde zikzaklar, iç ve dış bükey çizgiler ve laleler görülmektedir (Yıl-dırım, s.30–41); (Çizim: 28).

Foto: 49- Melik Ahmet Paşa Camisi Harimin Güneyden Görünüşü

Foto: 50- Melik Ahmet Paşa Camisi MihrabıÇizim: 28- Melik Ahmet Paşa Camisi Duvar Çinilerindeki Bordür

Kompozisyonu (S. Yıldırım’dan)

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

295

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Şehrin güneybatısında Melik Ahmet Paşa Caddesi üze-rinde, Süleyman Nazif Mahallesi, Ocak Sokak’tadır. 1594 yılında Deft erdar Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır.9 Ali Emiri, caminin Deft erdar Bali Zihni Bey tarafından; B. Günkut ise Vali olan Deft erdar Hacı Hüseyin Paşa tarafın-dan 1072 H. / 1661–62 yılında yaptırıldığını söylemektedir. Yapı 1677 yılında Vali Ahmet Paşa tarafından onarılmıştır. 1832 yılında da Müderris Hacı Ragıp Bey tarafından ona-rıldığından, Ragıbiye Camisi olarak da anılır. Mazbut vakıf olarak “Deft erdar Hacı Ahmet Efendi Vakfı” şeklinde ka-yıtlı olan, Ragıbiye Camisi, Vakıfl ar Genel Müdürlüğü’nce 1963, 1974, 1984 yıllarında tamir edilmiştir. Yapı günümüz-de ibadete açıktır. (Beysanoğlu, s. 643; Halifeoğlu, s. 332; Sözen, s. 100)

Fevkani olan yapının güneyinde, 1832 yıllarında yapıl-mış olan Ragıbiye Medresesi ve birkaç mezar; kuzeyinde dikdörtgen formunda bir bahçesi bulunmaktadır. Zemin kat, doğu-batı yönünde uzanan beşik tonozlu iki mekândan oluşmaktadır. Mekânlardan güneydeki sivri beşik tonozlu olup caminin altında boydan boya uzanarak diğer sokağa geçişi sağlayan bir geçit iken; kuzeydeki tonozlu mekan ise bir dükkandır. Siyah bazaltın hâkim olduğu iki katlı yapı-nın son cemaat yeri bulunmamaktadır. Mescide, kuzeydeki avlunun güneybatısındaki merdivenlerden çıkılmaktadır. Kuzey cephenin tam ortasındaki basık kemerli giriş açıklığı 3 dilimli bir kemerle kuşatılmıştır. Kapının her iki yanın-da basık kemerli birer pencere bulunmaktadır (Çizim: 29; Foto:52).

Harim, doğu-batı yönünde uzanan enine dikdörtgen planlı ve iki sahınlıdır. Harim, ahşap kirişlerin taşıdığı düz dam örtüye sahiptir. Kıble duvarının ortasında mihrap, her iki tarafında düz lentolu ve sivri kemer alınlıklı ikişer pen-cere, medrese avlusuna açılan bir kapı ve merdiven bulun-maktadır. Ayrıca harimin doğu duvarı içinde güney ucun-daki gömülü bir merdivenle yükselerek, güneydoğu uçta üstte ezan okumaya yarayan taşıntılı bir sahanlığa ulaşıl-maktadır. Kıble duvarının ortasındaki mihrap yarım beşgen planlı mukarnas kavsaralıdır (Foto 53).

Çizim: 29- Ragıbiye (Deft erdar) Mescidi (N. Karaca’dan)

Foto: 52- Ragıbiye Mescidi Kuzeydoğudan Görünüş

Foto: 53- Ragıbiye Mescidi Harimden Görünüş

Ragıbiye (Deft erdar) Mescidi

9. “Deft erdar Ahmet Paşa: İstanbulludur. 1076-86 H. / 1665-75 yılında vezirlik yaptı. Sonrasında Mısır Valisi oldu. 1088 H. / 1677 yılında Diyarbakır Valisi olup 1089 H. / 1678 yılında azledildi. 1090 H. / 1679 M. yılında Bosna Valisi, 1093 H. / 1682 M. yılında Temaşvar Valisi oldu. Vilayet askerleriyle Viyana Kuşatması’nda hazır bulundu ve 1094 H. / 1683 M. yılında orada vefat etti”. Bkz.: Süreyya, I, s. 207.

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

296

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Şehrin güneybatısında, Ali Paşa Mahallesi, Simsar So-kak’tadır. 989 H. / 1581 M. yılında Vali Çağalzade Sinan Paşa10 veya 1013 H. / 1604-5 M. yılında Diyarbakır Valisi bulunan oğlu Mahmut Paşa tarafından yaptırıldığı kabul edilmektedir (Beysanoğlu, s. 651; Sözen, s. 115; Halifeoğlu, s. 329).

Cami, dıştan kuzey-güney yönünde uzanan dörtgen planlı bir yapıdır. Enine dikdörtgen planlı, iki sahınlı ve üzeri düz damla örtülü harim mekanı ile dikdörtgen avludan olu-şan caminin kuzey ve doğusunda sokakla sınırlandırılmıştır. Mescidin kuzeyde giriş kapısı doğuda ise iki pencere açıl-mıştır. Yapının güney ve batı cepheleri ise sağır tutulmuştur. Mescidin, batısında harim ile avlunun birleştiği yer çıkıntı yapmaktadır (Çizim: 30; Foto:54).

Kuzey cephenin ortasındaki basık kemerli kapı açıklığın-dan avluya girilmektedir. Avlu, doğu-batı yönünde dikdört-gen planlı olup güneyinde harim, doğusunda tuvaletler ile abdest alma yerleri; kuzeybatısında da abdest alma yerlerinin tavanına çıkışı sağlayan merdiven bulunmaktadır. Avlunun güneyindeki harimin son cemaat yerine daire planlı ve silin-dirik gövdeli iki sütunun taşıdığı iki sivri kemerli açıklıktan girilmektedir. Harim, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı tek sahından oluşmaktadır. İç mekândaki hareketliliği kıble duvarındaki mihrap ile doğu duvarındaki pencere açık-lığı sağlamaktadır. Tüm duvar yüzeyleri sıvalı ve boyalı olan harimin iki sütunçe üzerine oturan kemerli mihrabı dikkat çekmektedir (Foto:55).

Cağaloğlu ( Çakal / Çağal Cami) Mescidi

10. “Sinan Paşa (Çağalzade): Maliyeden yetişip Anadolu Deft erdarı oldu. 1582 yılında Mısır Deft erdarı oldu. 1584 Mısır Beylerbeyi oldu. 1590 yılında Diyarbakır Valisi oldu. Sonrasında Maraş, Konya, 1595 yılında Sivas Valisi oldu. 1596 yılında vefat etti”. Süreyya, V, s. 1511.

Çizim: 30- Cağaloğlu Mescidi, Çakal-Cağal Camisi (F. M. Halifeoğlu’ndan)

Foto: 54- Cağaloğlu Mescidi Girişi (N. Karaca’dan) Foto: 55- Cağaloğlu Mescidi Harimden Görünüş (N. Karaca’dan)

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

297

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Kentin güneybatısında, Sait Paşa Sokağı ile Ocak Sokağı’nın kesiştiği köşededir. Caminin kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren bir kitabesi bulunmamaktadır. Ancak ismine nispetle, IV. Murat devrinde yörenin meşhur alimi olan Aziz Mahmud Urmevi atfedilmektedir. Camide muhtemelen 1591–1620 yılları arasında yaptırılmış olmalıdır. 1993 yılına kadar harap bir durumda iken; aynı tarihte Vakıf-lar Bölge Müdürlüğü tarafından onarılarak ibadete açılmıştır (Tuncer, s.176; Beysanoğlu, s. 632–638; Halifeoğlu, s. 331).

Cami, doğu-batı yönünde uzanan düzgün olmayan dört-gen planlı bir yapıdır. Yapı güney ve doğudan komşu yapılara bitişik iken, kuzey ve batı cepheleri kapı açıklıkları ve pence-relerle hareketlendirilmiştir. Cami, avlu, abdest alma yerleri, tuvaletler, avludaki birkaç kabir ve harim mekânından mey-dana gelmektedir. Kuzey ve sonran kapatılan batıdaki kapı açıklıklarından avluya girilmektedir. Avlu, doğu-batı yönün-de uzanan dikdörtgen bir plana sahip olup doğusunda tuva-letler ve abdest alma yerleri ile dama çıkışı sağlayan merdiven; batısında ise baş ve ayak şahideli birkaç kabir görülmektedir (Çizim: 31) (Foto:56).

Avlunun güneyindeki basık kemerli kapı açıklığıyla hari-me girilmektedir. Harim, doğu-batı yönünde enine dikdört-

gen bir plana sahiptir. İç mekân, mihraba dikey uzanan altı sahından oluşmaktadır. Mihrap yarım beşgen planlı olup üç dilimli kemerli ve mukarnas kavsaralıdır. Mihrap, bir sıra be-yaz, bir sıra siyah taştan münavebeli bir düzenlemeye sahiptir. Üst örtüsü düz dam şeklinde olup betonarme olarak yenilen-miştir (Foto:57).

Hacı Muştak ( Şeyh Azizi Urmevi Camii) Mescidi

Çizim: 31- Hacı Müştak Mescidi-Şeyh Aziz Urmevi Camisi (F. M. Halifeoğlu’ndan)

Foto: 56- Hacı Muştak Mescidi Kuzey Cephesi (N. Karaca’dan) Foto: 57- Hacı Muştak Mescidi Harimden Görünüş (N. Karaca’dan)

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

298

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Fatih Paşa Mahallesi, İç Kurşunlu Sokak’ta yer almaktadır. Osmanlı valilerinden Nasuh Paşa11 tarafından eşi Servinaz Hanım adına 1015-1020 H. / 1600-1611 M. yılları arasında yaptırılmıştır. Minaresi, 1819 yılında yıkılmıştır (Sözen, s. 103;Tuncer, s. 174; Yılmazçelik, s. 240). Nasuh Paşa eşi Ser-viseha Hatun binti Abdullah’ın 1632 tarihli vakfiyesi vardır. Nasuh Paşa Camisi Vakıfl ar Genel Müdürlüğü’nce 1970, 1975 ve 2004 yıllarında onarılmıştır.

Cami, doğu-batı yönünde enine dikdörtgen planlı harim, yazlık kısım, minare ve avludan oluşmaktadır. Cephe düzen-lemesi iki renkli düzgün kesme taş malzemeden yapılmıştır (Foto:58).

Kare planlı avluya doğudaki taç kapıdan girilmektedir. Taç kapı basık kemerli olup sivri kemerli bir niş içine alınmıştır. Avlunun güneydoğusunda minare, güneyinde de yazlık kısım yer almaktadır. Yazlık kısım bir revak şeklinde düzenlenmiştir (Çizim: 32; Foto:59).

Minare, caminin güneydoğusunda, yapıdan bağımsız ola-

rak yükselmektedir. Kare kaideli ve silindirik gövdelidir. Kare kaidenin kuzey yüzünde minarenin giriş kapısı yer almakta-dır. Kapının basık kemeri iki renkli geçmeli taşlardan oluş-maktadır. Stilize sarı ters-siyah düz palmetlerden meydana gelmektedir. İki bölümlü pabuç kısmı altta köşelerde üçgen piramidal, cephelerde ortadaki düz yanlardakiler ters üçgen-lerden meydana gelen geçiş bölümünün üzerinde sekiz kenar-lı ikinci bölüm bulunmaktadır. Gövde siyah renkte olup sade tutulmuştur. Şerefe beş sıra mukarnaslı altlık üzerine otur-maktadır. Şerefe korkuluğu dikdörtgen taş levhalarla şeklinde olup oyma tekniğinde altı kollu yıldızlardan gelişen geomet-rik bezemelidir. Silindirik petek kısmı kısa tutulmuştur.

Kuzeydoğudaki basık kemerli kapı açıklılığında avludan harim kısmına girilmektedir. Kapıyı üç yönden kuşatan iki bordür, belli bir seviyede kesilmektedir. Harim mekânı or-tadaki dört sütunla dokuz bölüme ayrılmış ve ortada kubbe yanlarda ise çapraz tonozla örtülüdür. Kıble duvarının orta-sında giriş ekseninden biraz doğuya kayan mihrap, yarım da-ire planlıdır (Foto:60).

Nasuh Paşa Camisi

11. “Nasuh Paşa: “Aslen Gümülcine veya Dramalı’dır. 1602 yılında Sivas Beylerbeyi, 1 yıl sonra Halep Beylerbeyi, 1606 Diyarbakır Valisi olup Şark seraskerliği ile vezirlik verildi. 1611 yılında Sadrazam oldu. 1612 yılında Sultan I. Ahmed’in damadı oldu. 1614 yılında öldürüldü. Okmeydanı’na defnedilmiştir”. Süreyya, IV, s. 1230.

Foto: 58- Nasuh Paşa Camisi Genel Görünüşü

Foto: 59- Nasuh Paşa Camisi Harim Giriş Cephesi Foto: 60- Nasuh Paşa Camisi Harimden Görünüş

Çizim: 32- Nasuh Paşa Camisi (N. Karaca’dan)

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

299

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Şehrin güneydoğusunda, dış kale surlarının Yeni Kapı ya-kınlarında, Hasırlı Mahallesi’ndedir. Yapı üzerinde kim tara-fından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren bir kitabe bulun-mamaktadır. Ancak Ş. Beysanoğlu ve M. Sözen, caminin 1050 H. / 1644 M. ve 1061 H. / 1650 M. yıllarında Diyarbakır’da birer yıl valilik yapan Kara Mustafa Paşa12 tarafından valilik-te bulunduğu yıllarda yaptırmış olduğunu söylemektedirler ( Beysanoğlu, s. 645; Sözen, s. 106; Halifeoğlu, s. 329).

İçerisinde bulunduğu sokağın dokusuna uygun bir karak-ter gösteren yapı kuzey-güney yönünde uzanan dörtgen bir plana sahiptir. Avlu, çeşme, türbe, hazire, çok kubbeli harim

ve muhtelif mekânlardan oluşmaktadır. Dışarıdan oldukça sade olan yapının kuzeybatı cephesinin köşesinde bir çeşme bulunmaktadır. Kuzey ve batı yönleri sokakla çevrili mes-cidin avlusuna batıdan girilmektedir. Cami, Vakıfl ar Genel Müdürlüğü’nce 1978–1979 yıllarında onarılmış olup günü-müzde ibadete açıktır (Çizim: 33).

Avlunun kuzeybatı cephesinde sokağa bakacak şekilde avluya bağlantılı sivri kemer açıklıklı çeşme görülmektedir. Giriş kapısı iki renkli taştan basık kemerli açıklıklı olup dış-tan sivri kemerli niş içine alınmıştır. Basık kemerin hemen üzerinde iki sıra halinde üç satırlık celî sülüs hatla Osmanlı

Arap Şeyh (Mustafa Paşa Camisi) Mescidi

12. “Kara Mustafa Paşa (Firari): Enderun’da yetişti. 1643 yılında vezirlikle kubbenişin oldu. 1644 ve 1650 yıllarında olmak üzere iki defa Diyarbakır ve arada Bağdat 1651-53 yıllarında Halep Valisi oldu. 1655 yılında üçüncü defa Diyarbakır Valisi oldu. 1656 yılında Kaptan-ı Derya oldu. Aynı yıl görevinden istifa ederek Mısır Valisi oldu. 1662 yılında Van Valisi oldu. 1663 yılında Rumeli ve Şam, 1664 yılında ikinci defa Bağdat, 1665’te Anadolu ve 1666’da ikinci defa Şam ve 1667 yılında üçüncü defa Bağdat, 1670’te Basra Valisi oldu. 1671 yılında vefat etti”. Süreyya, IV, s. 1198

Çizim: 33- Arap Şeyh Mescidi (F. M. Halifeoğlu’ndan)

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

300

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Türkçesiyle yazılmış bir kitabe dikkati çekmektedir. Doğu-ba-tı yönünde uzanan dikdörtgen planlı avlunun kuzeybatı kö-şesinde bir hazire, güneyinde bir imam odası, doğusunda ise hel âlar ve abdest alma yerleri ile avlunun tam ortasında bir türbe bulunmaktadır.

Daire planlı ve silindirik gövdeli iki sütuna oturan üç sivri kemerle üç gözlü ve kubbeli son cemaat yeri avluya açılmak-tadır. Son cemaat yerinin batısındaki kapı açıklığı ile birbiri içinden geçilen kare planlı ve kubbeli iki mekâna girilmekte-dir. Günümüzde bu bölüm imam odası olarak kullanılmak-tadır. Bu mekânlardan batıdakinin kuzey duvarında avluyla bağlantılı bir kapısı daha bulunmaktadır. Diğer mekânın da batı duvarında bir niş vardır. Son cemaat yerinin güney duva-rındaki düz lentolu ve sivri kemeli kuşatma kemeri içine alın-mış kapıdan harime girilmektedir. Kapının her iki yanında

düz lentolu birer pencere vardır (Foto:61).

Harim, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup ortadaki, köşeleri pahlı iki kare payeye oturan altı kub-beyle örtülüdür. Kubbeler sivri kemerlerle taşınmaktadır. Harimin batısındaki doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı ve üzeride yine aynı yönde uzanan beşik tonoz örtülü mekânın kemer açıklığı boşaltılarak harime eyvan biçimin-de dâhil edilmiştir. Harimle bir bütünlük sağlamak amacıyla da harimin güneybatısına, sonradan doğu-batı yönde uzanan dikdörtgen planlı betonarme mekân eklenmiştir (Foto:62).

Kıble duvarının tam ortasında yarım beşgen planlı üç di-limli kemerli ve mukarnas kavsaralı mihrap nişi görülmek-tedir. Mihrabın her iki yanında birer pencere, harimin doğu duvarında üst seviyede de iki pencere iç mekânı aydınlatmak-tadır.

Foto: 61- Arap Şeyh Mescidi Kuzey Cephe Foto: 62- Arap Şeyh Mescidi İç Mekandan Görünüş

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

301

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Şehrin güneydoğusunda, Mardin Kapı yakınlarında, Cemalyılmaz Mahallesi, Gazi Caddesi üzerindedir. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde “Salori Mescidi” olarak geç-mektedir (Çelebi, s.126). Ş. Beysanoğlu XVI. yüzyılda yapıl-dığını söylemektedir (Beysanoğlu, s. 651). Mescidin bir kısmı Gazi Caddesi yapılırken caddeye katılmıştır (Sözen, s. 115; Halifeoğlu, s. 330). Solos Mescidi Vakfı, Halil bin Ömer bin Ebubekir el Amidi tarafından 1556 tarihinde kurulmuş olup vakfın 4 tarla, 2 dükkân, 2 kahvehaneden oluşan akarı vardır. Mescid günümüzde ibadete açık olup Vakıfl ar Genel Müdür-lüğünce 2008 yılında onarılmıştır.

Yapı, dıştan kuzey-güney yönünde uzanan düzgün olma-yan dörtgen bir plana sahiptir. Cami, avlu, abdest alma yer-leri, tuvaletleri ile harimden meydana gelmektedir. Kuzey ve güneyden komşu yapılara bitişiktir. Girişin olduğu cephe kapı ve pencerelerle hareketlendirilmişken diğer cepheler sağır tu-tulmuştur (Çizim: 34).

Kuzeybatıdaki kapı açıklığından avluya ulaşılmaktadır. Avlu, doğu-batı yönünde dikdörtgen bir plana sahiptir. Ku-zeyinde abdest alma yerleri, kuzeydoğusunda ise tuvaletler bulunmaktadır. Güneybatısında ise yapının damına çıkışı sağlayan merdiven vardır. Avlunun, güneyindeki kapı açıklı-ğıyla harime girilmektedir. Kapı açıklığının her iki yanında ortadaki küçük sütunla desteklenen birer ikiz pencere harimi aydınlatmaktadır (Foto:63).

Harim, doğu-batı yönünde uzanan düzgün olmayan enine dörtgen planlı olup harimin üzeri düz dam örtülüdür. Orta-daki daire planlı ve silindirik gövdeli bir sütuna oturan iki ke-mer, harimi iki sahına ayırmaktadır. Harimin batı duvarında birer ikiz pencere vardır. Kıble duvarının ortasında iç mekâna

doğru hafif taşıntı yapan yarım beşgen planlı mihrap nişi yer almaktadır. Mihrabın her iki yanında birer niş bulunmakta-dır (Foto:64).

Foto: 63- Salos Mescidi Giriş Cephesi (N. Karaca’dan) Foto: 64- Salos Mescidi İç Mekandan Görünüş (N. Karaca’dan)

Çizim: 34- Salos Mescidi ( F. M. Halifeoğlu’ndan)

Salos Mescidi

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

302

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Hanzade Mescidi

Şehrin kuzeybatısında, İskender Paşa Mahallesi, Darı Sokak’ta yer almaktadır. Kim tarafından ve ne zaman yaptırıl-dığını gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. Ş. Beysanoğlu net bir tarih vermeden Osmanlı yapısı olduğunu söylemektedir. Harap olan yerleri Diyarbakır Vakıfl ar Bölge Müdürlüğü’nce satılmış; ancak satın alanlar tamir ettirerek yapıyı yeniden ibadete açmışlardır (Beysanoğlu, s. 643; Halifeoğlu, s. 330).

1995 yılında yapılan rölöve planına göre yapı, kuzey-gü-ney yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup avlu, çeşme, son cemaat yeri ve harimden oluşmaktadır. Kuzey ve batıdan komşu yapılara bitişik olan yapının sokağa bakan güney ve batı cepheleri giriş kapısı ve pencerelerle hareketlendirilmiş-tir. Güneydoğu cephede sivri kemer açıklıklı bir çeşme görül-mektedir. Avlu, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup kuzeydoğusunda tuvaletler bulunmaktadır. Avlunun gü-neyinde ise ortadaki daire planlı ve silindirik gövdeli bir sütu-na oturan iki sivri kemer açıklı son cemaat yeri görülmektedir (Çizim: 35; Foto:65).

Son cemaat yerinin güneyindeki kapı açıklığıyla harime girilmektedir. Kapının her iki yanında birer pencere vardır. Harim, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup ortadaki daire planlı ve silindirik gövdeli bir sütuna oturan iki kemerle iki sahına ayrılmaktadır. Sahının doğu ve güney duvarlarında ikişer pencere iç mekânı aydınlatmaktadır. Kıble duvarının ortasında yarım daire planlı mihrap nişi yer almak-tadır.

2008 yılındaki çalışmada ise yapının batısına abdest alma yerleri ile tuvaletler eklenmiştir. Harim, avlu ve son cemaat yeri asli özelliğini kaybetmiş olup sadece çeşme tarihi hüviye-tini korumaktadır (Çizim: 36; Foto:66).

Çizim: 35- Hanzade Mescidi 1995 Yılı Rölöve Planı (F. M. Halifeoğlu’ndan)Foto: 65- Hanzade Mescidi Güneydoğu Cepheden Görünüş

Foto: 66- Hanzade Mescidi İç Mekandan Görünüş

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

Çizim: 36- Hanzade Mescidi 2008 Yılı Rölöve Planı (F. M. Halifeoğlu’ndan)

303

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Kozlu ( Molla Bahaddin Mescidi) Camisi

Şehrin kuzeydoğusunda İzzet Paşa Caddesi, İç Kale ve kuzey surları ile Gazi Caddesi’nin sınırladığı aynı adla anılan mahallededir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle bera-ber, XVI. yüzyıldan kalma bir Osmanlı Dönemi eseri olduğu söylenmektedir. Mihrap üzerinde 1358 H. / 1938 M. tarihi yazmaktadır. Cami günümüzde ibadete açıktır (Beysanoğlu, s. 651; Halifeoğlu, s. 333).

Cami dıştan kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen bir planlıdır. İki sahınlı ve üzeri düz damla örtülü harim mekânının kuzeyinde avlu bulunmaktadır. Kuzey hariç, diğer yönlerden komşu yapılara bitişiktir. Kuzey cephedeki sokağa bakan sade bir kapıyla avluya girilmektedir. Avlu doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup kuzeyinde helâlar, doğusunda dikine uzanan dikdörtgen planlı iki oda, batısında ise sonradan eklenmiş üst katta bir imam odası ile bu odanın altında abdest almayı sağlayan bir havuz bulunmaktadır (Çi-zim: 37; Foto:67)).

Güneyde ortada tek bir sütuna, yanlarda kalın taş du-varlara oturan hafif sivri iki kemerle son cemaat yeri avluya açılmaktadır. Son cemaat yeri doğu-batı yönünde uzanan dik-dörtgen formludur. Günümüzde kemer aralıkları kapatılarak harime dâhil edilmiş olan son cemaat yerinin yan duvarların-daki iki pencereden doğudaki kapı, batıdaki dolap girintisi olarak kullanılmaktadır. M. Sözen tarafından incelenen yapı-nın harimi doğu-batı yönünde uzanan tek sahından ibarettir. Sahının kuzey duvarında ortada bir kapı ve bu kapının her iki yanında ikişerden dört adet pencere yer almaktadır (Sö-zen, s. 129). Günümüzde ise harim iki kattan oluşmakta, üst kat son cemaat yerinin üstünü kapsamaktadır. Gördüğü ona-

rımlarla değişen ve bugün ortadaki betonarme kolonla enine iki sahınlı harimin üst katına, avlunun güneybatı köşesinde, dışarıdan çıkılan bir merdivenle ulaşılır. Sıvalı ve boyalı ya-rım daire planlı mihrap ile ahşap minberi sade bir düzenleme göstermektedir (Çizim: 37; Foto:68).

Foto: 67- Kozlu Camisi Avlu Giriş Cephesi (N. Karaca’dan) Foto: 68- Kozlu Camisi Kuzey Cephesi (N. Karaca’dan)

Çizim: 37- Kozlu Camisi-Molla Bahaddin Mescidi Planı (F. M. Halifeoğlu’ndan)

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

304

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Şehrin güneydoğusunda, Şeyh Matar Camisi’nin (Dört Ayaklı Minare) güneydoğusundadır. Kemalettin ve Cema-lettin adlarındaki iki kardeş tarafından yaptırıldığı söylenen yapının mimarı belli değildir. Mescid, XVI. yüzyıl yapılmış olmalıdır (Tuncer, s. 125; Beysanoğlu, s. 587; Halifeoğlu, s. 333).

Sokak şekline göre biçimlenmiş olan yapı, dıştan kuzey-güney yönünde uzanan düzgün olmayan dörtgen şeklindedir. Mescid, enine dikdörtgen planlı bir harim ve avludan oluş-maktadır. Yapının güney ve doğudan komşu yapılara bitişik-tir. Kuzeybatı köşe, sokakların kesiştiği yere denk gelmesi ne-deniyle pahlanmıştır (Çizim: 38).

Kuzey cephenin ortasındaki sivri kemerli bir niş içine alınmış basık kemerli kapı açıklığından avluya geçilmektedir. Avlu, doğu-batı yönünde uzanan dörtgen planlı olup kuze-yinde helâlar, batısında ise abdest alma yerleri görülmektedir. Avlunun güneyinde, avlu zemininden biraz daha yüksek tu-tulmuş olan doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı son cemaat yeri görülmektedir. Son cemaat yeri daire planlı ve silindirik gövdeli bir sütuna oturan iki sivri kemerle avluya bakmaktadır.

Son cemaat yerinin güneyinde tam ortada basık kemerli giriş kapısı harime geçişi sağlamaktadır. Bu kapının her iki yanında birer küçük niş ve iki katlı alttakiler düz lentolu üst-tekiler yuvarlak kemerli birer pencere yer almaktadır. Harim, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup aynı yönde uzanan tek sahından oluşmaktadır. Sahın, güneyde mihrabın her iki yanında; kuzeyde giriş kapısının her iki yanındaki iki duvar payesine oturan iki sivri kemerle üç kısma ayrılmıştır.

Kıble duvarının ortasındaki mihrap, yarım beşgen planlı ve mukarnas kavsaralıdır (Foto:69-70).

Harimin kuzey ve batı duvarında alttakiler düz lentolu üsttekiler yuvarlak kemerli iki katlı pencere düzenlemesi dik-kati çekmektedir. Harim ve son cemaat yerinin üzeri ahşap kirişlerin taşıdığı betonarme düz dam örtüye sahiptir.

Kavas-ı Sagir Mescidi

Çizim: 38- Kavas-ı Sağir Mescidi Planı (N. Karaca’dan)

Foto: 69- Kavas-ı Sağir Mescidi Giriş Cephesi (N. Karaca’dan) Foto: 70- Kavas-ı Sağir Mescidi Giriş Kapısı (N. Karaca’dan)

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

305

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Kentin güneydoğusunda, Şeyh Matar Camisi’nin (Dört Ayaklı Minare) güneydoğusunda, aynı adla anılan mahalle-dedir. Kim tarafından ve ne zaman yapıldığını gösteren bir kitabesi bulunmamaktadır. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde cami zikredilmiş ancak burada da banisinin bilinmediği ifade edilmektedir (Evliya Çelebi, s. 124; Halifeoğlu, s. 333).

Kesme taştan yapılmış basit görünümlü bir camidir. Cami avlusunda halk arasında “Hasırlı Baba” diye isimlendirilen bir şahıs medfûndur. Cami, Hacı Hüzni Taşkıran tarafından ya-nında bulunan arsanın da cami avlusuna eklenmesi sonrası 1964 yılında asli haline uygun olmayan bir şekilde betonarme olarak yeniden yapılmıştır. Bu nedenle tarihi özelliğini koru-yamamıştır.

Kuzeydeki arsanın avluya eklenmesiyle 1964 yılındaki onarımda büyük asli halini yitirmiştir. Cami enine dikdört-gen planlı ve üzeri düz damla örtülü bir harim ile avludan

oluşmaktadır. Kuzey ve doğudan komşu yapılara bitişik oldu-ğu için bu cepheler sağırdır. Batı cephesinde sivri kemerli bir çeşme bulunmaktadır (Çizin 39).

Kuzeybatıdaki kapı açıklığından doğu-batı yönünde uza-nan avluya geçilmektedir. Avlunun kuzeyinde abdest alma yerleri ile enine uzanan dikdörtgen planlı sonradan eklenen daha küçük bir mescit; batısında helâlar yer almaktadır. Do-ğusunda ise içinde “Hasırlı Baba” diye anılan bir zatın kabri-nin olduğu bir eyvan ve gasılhane bulunmaktadır.

Avlunun güneyindeki düz lentolu bir kapıdan harime gi-rilmektedir. Harim, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup, kuzey ve güneyinde ikişer adet, batısında düz len-tolu pencere vardır. Batısında ise iki küçük niş görülmektedir. Kıble duvarının ortasındaki mihrap, yarım dörtgen planlıdır.

Hasırlı Mescidi

Çizim: 39- Hasırlı Mescidi Planı (F. M. Halifeoğlu’ndan)

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

306

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Askeri kışla içerisinde yer almaktadır. Diyarbakır Valisi Karslı Hatunoğlu Kürt İsmail Paşa tarafından kardeşi Meded Bey adına valilik yaptığı 1285-1292 H. / 1869-1875 M. yılları arasında yaptırılmıştır. Cami, 1922 yılında El-Cezire Cephesi Komutanı Cevat Paşa tarafından esaslı bir şekilde onartılmış-tır (Sözen, s. 111; Beysanoğlu, s. 692; Kuban, 2007, s.574)

İsmail Paşa valilik yaptığı dönemde sur dışında yeni ya-pılaşma çalışmalarını başlatmıştır. Kurt İsmail Paşa Camisi, plan itibariyle Diyarbakır’daki camilerde uygulanan planlar-dan farklıdır. Bu plan tipini daha çok türbelerde uygulan-mıştır. Giriş kapısının hemen batısında tek şerefeli silindirik gövdeli minareye, girişin doğusundaki ilk pencerenin içinden çıkılmaktadır (Çizim: 40; Foto:71).

Yapı sekizgen planlı ve üzeri tek kubbe ile örtülü harim ile sekizgen bir revaktan meydana gelmektedir. Birkaç basa-makla çıkılan sekizgen revak köşelerde birbirine yakın iki-şer silindirik gövdeli üzerine sekiz adet dar kenarlarda sekiz adet geniş olmak üzere on altı yuvarlak kemerle dışarı açıl-maktadır. Üstü eğimli bir çatıyla örtülüdür. Harimin her bir cephesinde basık kemerli birer pencere kuzey cephesinde de basık kemerli bir kapı yer almaktadır. Sekizgen planlı harime kuzeydeki kapı açıklığından girilmektedir. İç mekânın üzeri bir kubbeyle örtülüdür. Kıble duvarında yarım daire planlı ve

yuvarlak kemerli sade mihrap nişi diğer duvarlarda ise yuvar-lak kemerli birer pencere yer almaktadır (Foto:72).

Kurt İsmail Paşa (Meded Bey / Kışla) Camisi

Çizim: 40- Kurt İsmail Paşa Camisi Planı (M. Sözen’den)

Foto: 71- Kurt İsmail Paşa Camisi Giriş Cephesi(N. Karaca’dan) Foto: 72- Kurt İsmail Paşa Camisi Kuzeydoğu Cephe (N. Karaca’dan)

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

307

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Şehir merkezinin güneyinde, sur dışında, Eski Mardin yo-lunun batısında ve mezarlığın girişinde yer almaktadır. Mih-rap üstündeki kitabeye göre 1276 H. / 1859–60 M. yılında Sait Paşa tarafından yaptırılmıştır (Tuncer, s. 188).

Düzgün kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen bir planlamaya sahiptir. Doğu-batı ve kuzeydeki yaklaşık 0.90 m. yüksekliğinde har-puştalı ihata duvarı ile güneydeki boydan boya uzanan 3.85 m. yüksekliğindeki duvardan oluşmaktadır (Çizim: 41). Na-mazgahın üzeri sonradan inşa edilen betonarme bir bina ile kapatılmıştır (Foto:73).

Kuzeydeki kapı açıklığında harime girilmektedir. Harim zemini de taş malzemeyle kaplanmıştır. Güneydeki duvarın ortasında yarım daire planlı ve basık kemerli mihrap nişi yer almaktadır. Mihrabın hemen üzerinde kitabe bulunmaktadır. Mihrabın batısındaki minberin basamaklarına denk gelecek şekilde yarım daire planlı ve yuvarlak kemerli bir niş daha vardır (Foto:74).

Şeyh Muhammed Namazgâhı

Çizim: 41- Şeyh Muhammed Namazgahı (N. Karaca’dan)

Foto: 73- Şeyh Muhammed Namazgahı Güneyden Görünüş (N. Karaca’dan)

Foto: 74- Şeyh Muhammed Namazgahı Kıble Duvarı (N. Karaca’dan)

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

308

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Diyarbakır’da Ulu Cami ile başlayan dini mimari, yaşadı-ğı dönem ve devirler ile egemen olan devletlerin estetik an-layışına, ekonomik gücüne, sanat anlayışına göre bir önceki mirasın üzerine yenisini ekleyerek gelişmiş ve şaheserler or-taya çıkmıştır. Artuklu döneminde klasik şemayı bulan ve Diyarbakır’dan başka, Mardin, Silvan, Bitlis, Siirt ve Kızıltepe gibi dönemin merkezlerinde de uygulanan mihrap önü kub-beli cami tipi uygulaması günümüze kadar devam etmiştir.

Diyarbakır’daki Osmanlı dönemine ait cami ve mescitler-de farklı plan şeması uygulanmıştır. Bunlar enine gelişen ve mihrab önü kubbeli camiler, merkezi planlı camiler, zaviyeli camiler, kare planlı ve üzeri tek kubbe ile örtülü camiler, se-kizgen planlı ve üzeri kubbeli camiler, derinlemesine dikdört-gen planlı ve üzeri düz damla örtülü mescidler, çok kubbeli camilerdir.

Diyarbakır Ulu Cami’de görülen enine dikdörtgen plan şeması Osmanlı dönemi camilerinde yoğun olarak Şâfiîler kısmında ve mescidlerde uygulanmıştır. Bu plan şeması mih-raba paralel sahınlardan oluşmakta olup üstü düz dam örtü-ye sahiptir. Osmanlı döneminde bu plan şeması Ulu Cami Şâfiîler kısmı, Cağaloğlu Mescidi, Hanzade Mescidi, Hasırlı Mescidi, Kadı Mescidi, Kozlu Mescidi, Ragıbiye Mescidi, Salos Mescidi, Sin Mescidi, Fatih Paşa Camisi Şâfiîler kısmı, Behram Paşa Cami Şâfiîler kısmında görülmektedir. Bu plan tipi Osmanlı’dan önce Diyarbakır’daki Hz. Süleyman Camisi (1160), Ulu Camisi (VII. yy II.çeyreği), Balıklı Mescidi (XV. yy II. yarısı), Hacı Büzürk Mescidi (XV. yy sonu-XVI. yy başı)’nde sevilerek uygulandığı görülmektedir.

Melik Ahmet Paşa Cami plan tipi, enine dikdörtgen plan-lı olup ortadaki iki payeye oturan bir kubbe ile yanlardaki tonozlu birimlerden oluşmaktadır. Bu plan tipinin en erken örneği Mut Lal Ağa Camisi (1356)’nde uygulanmıştır (G. Çantay, 2008, s. 474). Bu plan şeması ise yörede önceden de uygulanmış olup Nebi Camisi (XVI. yy başları) ve Parlı (Safa) Camisi (XV. yy son çeyreği)’nde benzer bir şekilde yapılmıştır. Gerek Melik Ahmet Paşa Cami gerekse Ragıbiye Mescidi fev-kani olup alt katlarında geçitler ve dükkânlar bulunmaktadır.

Hüsrev Paşa Camisi (1521–28) aslında bir medrese iken sonradan camiye çevrilmiştir. Mihrap nişinin olduğu kısım çokgen bir formla dışarıya taşıntı yapmaktadır. Diyarbakır’da Akkoyunlu eseri olan Hoca Ahmet Camisi (1489), Osmanlı

eseri olan Ali Paşa Medresesi (1534–37) ile benzeşmektedir. Dışarı taşıntılı yarım sekizgen uygulaması Osmanlı dönemin-de Edirne Beylerbeyi Camisi (XV. yy II. Çeyreği) ile Tire Yeşil İmaret Camisi (1541)’nde de uygulanmıştır.

Kare planlı, tromp geçişli kubbesi ile Ali Paşa Camisi (1534–37), İskender Paşa Camisi (1551), Behram Paşa Camisi (1564–72) ile Akkoyunlu eserleri olan Lala Bey Camisi (XVI. yy I. Çeyreği) (Çizim: 50), Kasım Padişah Camisi (1500)’ne benzemektedir.

Behram Paşa Camisi (1564–72), plan kurgusu, son cema-at yerinin içinde olduğu ikili revak ve çokgen planlı şadırvan düzenlemesi ile bir diğer Mimar Sinan eseri olan Halep Adili-ye Camisi (1556) ile çok büyük benzerliklere sahiptir. Benzer plan şeması İstanbul Bali Paşa Camisi (XVI. yy ortaları), Siliv-rikapı Hadım İbrahim Paşa Camisi (1551)’dir.

Fatih Paşa Camisi (1516–20) ise, plan kurgusu olan ortada kubbe dört yönde yarım kubbe ve köşelerdeki küçük kubbe düzenlemesi ile mükemmel örneği Mimar Sinan’ın İstan-bul’daki eserlerinde görülen merkezi plan şemasının Sinan öncesi ilk örneklerinden birisi olması açısından önemlidir. Bu plan şemasını Fatih Paşa Camisi’nden önce Çemişgezek Yelmaniye Camisi (1397–1406), Dimetoka Doğan Bey Camisi (1420), Atina Fethiye Camisi (XV. yy ortası), Hacı Hamza Si-nan Paşa Camisi (1506–7), Elbistan Ulu Camisi (XV. yy sonu XVI. yy başı); Kahire Hadım Süleyman Paşa Camisi (1528–29), Çorum Kargı Oğuz Köyü Camisi (XVI. yy ilk çeyreği) İstanbul Şehzade Camisi (1543–48), İstanbul Sultan Ahmet Camisi (1609–16), İstanbul Yeni Camisi (1597-1663)’de uy-gulanmıştır (Kuban, 2007, s.574;Tuncer, s. 116). Cami, son cemaat yerinin güneyindeki kare planlı kubbeli küçük birer mekân düzenlemesi ile zaviyeli tip camileri anımsatmaktadır. Aynı düzenleme İskender Paşa Camisi’nde de vardır. Nasuh Paşa Camisi harim kısmı dört sütuna oturan bir kubbe ile kubbeyi dört yönden saran çapraz tonoz uygulaması ile dik-kati çekmektedir. Bu plan şeması Diyarbakır’da sık görülen bir özellik değildir.

Arap Şeyh Camisi ise iki payeye oturan altı kubbeli plan tipiyle de Diyarbakır’da alışılagelen plan şemasından değil-dir. Benzer plan uygulaması Diyarbakır’daki Akkoyunlu eseri olan İbrahim Bey Mescidi (XV. yy son çeyreği)’dir.

DEĞERLENDİRME

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

309

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

Kurt İsmail Paşa Cami ise türbelerde uygulanan sekizgen plan şeması ile Diyarbakır’daki ender planlı cami olması ne-deniyle önemlidir.

Mihraba dikey uzanan sahın düzenlemesi ile Hacı Müştak Camisi (1591–1620), Kavas-ı Sağir Mescidi (XVI. yy), Diyar-bakır’daki diğer camiler olan Ömer Şeddat Camisi Akkoyunlu eserleri olan Şeyh Yusuf Hamedani Mescidi’ne benzemektedir.

Osmanlı Camilerinde cephe düzenlemesi düzgün kesme taştan siyah ve beyaz renkte iki renkli düzenleme dikkati çek-mektedir. Bu düzenleme Diyarbakır’daki Osmanlı öncesi eser-lerinden Nebi Camisi (XVI. yy başları), Kasım Padişah Camisi (1500’ler), Parlı Camisi (XV. yy son çeyreği), Lala Kasım Bey Camisi (XVI. yy I. çeyreği) de olup Mimar Sinan’ın Diyarba-kır’daki eserlerinde dahi kendini açıkça göstermektedir.

Diyarbakır Camilerindeki mihrap nişleri genel itibariyle çokgen planlı olup mukarnas kavsaralıdır. Kavsara ise çok di-limli bir kemerle kuşatılmıştır. Niş genel itibariyle en dıştan mukarnaslı bir bordürle kuşatılmıştır. Bu uygulama gerek Os-manlı öncesi gerekse Osmanlı dönemi camilerinde aynen uy-gulanmıştır. Mihraplardan sadece Melik Ahmet Paşa Camisi mihrabı çinilerle kaplanmıştır. Fatih Paşa, Ali Paşa, İskender Paşa, Behram Paşa, Melik Ahmet Paşa, Ragıbiye camilerinin mihrap nişlerinin her iki yanında birer sütunçe yer almakta-dır (Top, 2008, s. 511-19).

Fatih Paşa, Ali Paşa, Behram Paşa, Melek Ahmet Paşa camilerin mihraplarının iç yüzleri bezemelidir. Bu bezeme Melik Ahmet Paşa Camisi’nde çini iken diğerlerinde taş üze-rine geometrik tezyinatlıdır. Fatih Paşa ve Behram Paşa ca-milerinin mihrap nişlerinin iç yüzündeki geometrik bezeme-li sivri kemerli pano uygulaması Akkoyunlu eseri olan Parlı Camisi’nde de görülmektedir.

Melik Ahmet Paşa Camisi mihrabı tamamen çini kaplıdır. Anadolu Selçuklu ve Beylikler döneminde mihrapların çini ile süslenmesini çok yapılan uygulamadır. Çini mihraplar er-ken Osmanlı döneminde Bursa Yeşil Camisi (1424), Edirne Muradiye Camisi’nde (1436) görülmektedir. Tunceli Çemiş-kezek’teki Yelmaniye Medresesi’nin (1397–1406) mihrabında dıştaki taş süslemeli bordürden sonraki ikinci ve üçüncü bor-dür çini süslemelidir. Edirne Şahmelek Paşa Camisi (1429) alçı mihrabında geometrik bölmeler arasında çiniler yer almakta-dır. XVI. yüzyılda mihrapların yoğun bir şekilde çinilerle kap-lanmıştır. İstanbul’da Rüstem Paşa Camisi (1561), Piyale Paşa Camisi (1537), İvaz Efendi Camisi (1585), Takkeci İbrahim Ağa Camisi (1592), Adana Ulu Camisi (1520–21) mihrabında çini kaplamalar görülmektedir (Yıldırım, s. 69–70).

Fatih Paşa ile Behram Paşa Cami ile Ulu Cami’ye Osman-lı döneminde eklenen minberler mermer malzemeden ya-pılmıştır. Fatih Paşa ve Behram Paşa camilerinin minberleri malzeme, teknik ve süsleme programları bakımından birbiri-ni önemsiz farklar haricinde tekrar etmektedirler. Minberler yerel özellikler göstermektedir. Her iki minberde Akkoyun-lu eseri olan Parlı Camisinin taş minberi malzeme, teknik, form ve süsleme özellikleri bakımında Behram Paşa ve Fatih Paşa camilerinin minberlerine önemli etkilerde bulunmuştur. Minberler Akkoyunlu geleneğini devam ettirmesine karşın her iki dönem minberleri arasında üslup farklılıkları görül-mektedir. Süslemede iki renk uygulaması, Zengi mimarisinin karakteristik bir özelliği olarak Artuklu, Eyyubi ve Memluklu mimarisinde görülmekte ve Anadolu’daki Suriye etkisini açık-ça yansıtmaktadır (Baş, 2008, s. 530, 539).

Behram Paşa ve Melik Ahmet Paşa camilerinin taç kapıla-rı mukarnas kavsaralı olup sütunceler üzerine oturan çok di-limli bir kuşatma kemerine sahiptir. Bu düzenleme açısından Mardin Sultan İsa Medresesi (1385) ile Kasımiye Medresesi (XV. yy sonu-XVI. yy başı) portallerine benzemektedir. Taç kapı geometrik motifl i ve mukarnaslı bordürlerle sınırlandı-rılmıştır. Diğer yapıların taç kapıları ise sade olup dıştan sivri kemerli bir niş içine alınmışlardır.

Üst örtüyü oluşturan kubbenin dıştan pramidal bir külah-la örtülü olup yüksek bir kasnak üzerinde kendini gösterdiği camiler ise Ali Paşa ve Nasuh Paşa’dır. Aynı uygulama Akko-yunlu eserleri olan Nebi ve Parlı camilerinde de görülmek-tedir. Kubbenin dıştan belirgin olduğu yapılar da Fatih Paşa, İskender Paşa, Behram Paşa, Melik Ahmet Paşa ve Kurt İsmail Paşa camileridir. Benzer uygulama Akkoyunlu eserleri olan Lala Kasım Bey ve Kasım Padişah camilerinde de görülmek-tedir.

Diyarbakır çini uygulamasına yabancı bir merkez değildir. Gerek İç Kale’deki Artuklu Sarayı gerekse Akkoyunlu eserle-rinde çiniler görülmektedir. Çini fırınları şehrin Nasuh Paşa Camisi ile Fatih Paşa Camisi arasındaki kısımda yoğunlaş-maktadır. Zincirkıran Türbesi civarında yapılan hafriyat ça-lışmalarında fırın kalıntıları, sır, çini ve seramik parçaları bu-lunmuştur. Tüm bunlardan da anlaşılacağı üzere Diyarbakır yapı larını süsleyen çinilerin büyük bir kısmı, yerli atölyelerde yapılmış olmalıdır.

Hüsrev Paşa, Ali Paşa, İskender Paşa, Melik Ahmet Paşa ve Behram Paşa camilerinin harim duvarları belli bir yük-sekliğe kadar çini levhalarla kaplanmıştır. Çinilerde, bitkisel, geometrik, yazı ve sembolik olmak üzere farklı süsleme türle-

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

310

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

riyle değişik kompozisyonlar görülmektedir. En fazla bitkisel kompozisyon tercih edilmiştir. Bitkisel süslemelerde İznik çi-nilerinde görülmeyen tamamen kendine has tasarımlar oldu-ğu gibi XVI. yy ikinci yarısından itibaren Osmanlı sanatında hâkim olan natüralist motifl erle oluşturulmuş kompozisyonla-ra da rastlanmaktadır. Üretim kaliteleri bakımından da mahal-li üslup açıkça görülmektedir (Yıldırım, 2008, s. 603).

Hatai, nar çiçeği, penç, ve hançer yapraklar Diyarbakır’da-ki çini kaplamalarda en sık karşılaşılan bitkisel kompozisyon-dur. Nebi Camisi, Hüsrev Paşa Camisi, Behram Paşa Camisi ana panoları ile Melik Ahmet Paşa Camisi mihrabının mukar-naslı kavsarasının köşelerinde ve ana panolarda bu kompozis-yonlar yer almaktadır. Diyarbakır’daki bu kompozisyona en yakın örnekler Tunceli Sağman Salih Bey Camisi (1565–70)

hariminde görülmektedir. Salih Bey Camisi çinileri bütün özellikleriyle Diyarbakır’daki çinilerle paralellik içerisinde-dir. Ayrıca yine bu bölgede benzer süslemelere Sağman, Per-tek Kalesinde ve Pertek Bey Hamamı’nda da yer almaktadır. Diyarbakır’daki çini kompozisyonun benzerlerine Adana Ulu Camisi’nde (1520–21) harim doğu ve güney duvarı ile türbe-deki sandukalarda; İstanbul II. Selim Türbesi’nde (1574–75) de bulunmaktadır (Yıldırım, s. 84–85). Bu çiniler, klasik Os-manlı çinilerinin genel özellikleri dışında, yöresel bazı motif-leri sahip olması açısında önemlidir. Yerel unsurları barındır-ması nedeniyle bu çinilerin kökenini İznik veya diğer Osman-lının çini merkezlerinde aramaktan ziyade yerli merkezlerden çıkmış olma ihtimalini göz önünde tutmak gerekmektedir (Sözen, s. 79).

İçinde beş vakit, cuma ve bayram namazı kılınan Müslü-manların ibadet yerine cami (mescid) denilmektedir. İslam mimarisinin temel taşı (kahramanı) camilerdir. Hz. Peygam-berden günümüze kadar İslam âleminde cami yapmak ya da tamir etmek en önemli hayratların başında gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’in Tevbe Suresi’nin 18. Ayetinde “Allâh’ın mescidlerini, ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başka kimseden korkmayan-lar şenlendirirler. Onların, doğru yolu bulanlardan olacakları umulur” mealindeki camilerle ilgili ayet yer almaktadır. Hz Peygamber de; “Kim Allah’ın rızasını talep ederek bir mescid inşa ederse, Allah ona cennette bir ev inşa eder” [Müslim, Me-sacid 25, (533)] şeklinde cami yapmanın önemini vurgulamış-tır. Bu düstur doğrultusunda Osmanlı döneminde padişahlar, vezirler, paşalar, valiler, üst düzey yöneticiler, ilmiye sınıfı ve tüccarlar diğer hayratların yanında özellikle cami merkezli külliyeler inşa etmişlerdir.

Artuklu yapılarında, güneydeki Büyük Selçuklu ve Zen-gi etkisi açıkça görülmektedir. Osmanlı devrinde ise, mer-kezi yönetime paralel olarak, yapılarda merkezi planlı ve tek kubbeli camiler yoğunlukla görülmektedir. Bölgedeki valile-rin inşa ettirdikleri yapılar klasik Osmanlı cami mimarisinin eyaletlerdeki en güzel örnekleridir. Yapıların cephe anlayışı ve süslemelerinde bölgenin beğenisi olan iki renkli taş işçiliği de-

vam etmiştir. Yapılardaki Şafiiler kısmı ise enine dikdörtgen planın devamıdır.

Ali Paşa Camisi, İskender Paşa Camisi, Behram Paşa Ca-misi ve Melik Ahmet Paşa Camisi, Mimar Sinan’ın elinden çıkan eserler olması nedeniyle önemlidir.

Diyarbakır’daki Fatih Paşa Camisi, Nasuh Paşa Camisi’nde Merkezi plan şeması:, Fatih Paşa Camisi Şafiîler kısmı, Sin Mescidi, Ulu Camisi Şafiîler kısmı, Ali Paşa Cami Şafiîler kısmı, Kadı Mescidi, Ragıbiye Mescidi, Cağaloğlu Mesci-di, Salos Mescidi, Hanzade Mescidi, Kozlu Camisi, Hasırlı Mescidi’nde mihraba paralel sahınlardan meydana gelen eni-ne dikdörtgen plan şeması; Hacı Müştak Mescidi, Kavas-ı Sa-ğir Mescidi’nde derinlemesine dikdörtgen plan şeması; Arap Şeyh Mescidi’nde çok kubbbeli plan şeması; Hüsrev Paşa Camisi, Fatih Paşa Camisi ile İskender Paşa Camisi’nde za-viyeli plan şeması; Ali Paşa Camisi, Behram Paşa Camisi’nde kare planlı ve tek kubbeli plan şeması; Melik Ahmet Paşa Camisi’nde Enine dikdörtgen planlı, kubbeli ve yanlara geniş-leyen plan şeması; Kurt İsmail Paşa Camisi’nde Sekizgen plan şeması uygulanmıştır.

Yapıların cephelerinde Behram Paşa ve Fatih Paşa Camisi son cemaat yerlerinde dairevi ve damla motifl i kartuşlar için-de geometrik ve bitkisel süslemeler görülürken, Akkoyunlu

SONUÇ

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

311

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

KAYNAKÇA

yapılarından itibaren görülen iki renkli cephe düzenlemesi, Fatih Paşa Camisi, Hüsrev Paşa Camisi, Ali Paşa Camisi, İs-kender Paşa Camisi, Behram Paşa Camisi, Melik Ahmet Paşa Camisi, Nasuh Paşa Camisi cephelerinde uygulanmıştır.

Hüsrev Paşa, Ali Paşa, İskender Paşa, Melik Ahmet Paşa ve Behram Paşa camilerinin harim duvarları belli bir yüksekliğe kadar çini levhalarla kaplanmıştır. Bu camilerden sadece Me-lik Ahmet Paşa’nın mihrabı çinilerle kaplıdır.

Fatih Paşa Camisi ile Behram Paşa Camisi minberleri taş malzemeden olup Akkoyunlu eseri olan Parlı Camisi’nin taş minberinde görülen özellik devam ettirmişlerdir.

Mihraplar ise, genel form itibariyle mukarnas kavsaralı ve yine farklı sayıdaki süslemeli bordürlerle kuşatılmıştır. Diyar-

bakır yöresinde devam eden ve Osmanlı döneminde de sevi-lerek uygulanan bir özelliktir.

Osmanlı döneminden günümüze Fatih Paşa Camisi, Si-noğlu Camisi, Hüsrev Paşa Camisi, Ulu Camisi Şafiler Kısmı, Ali Paşa Camisi, Kadı Mescidi, İskender Paşa Camisi, Behram Paşa Camisi, Melik Ahmet Paşa Camisi, Ragıbiye (Deft er-dar) Mescidi, Cağaloğlu Mescidi, Hacı Muştak Mescidi, Na-suh Paşa Camisi, Arap Şeyh Mescidi, Salos Mescidi, Hanzade Mescidi, Kozlu Camisi, Kavas-ı Sagir Mescidi, Hasırlı Mescidi, Kurt İsmail Paşa Camisi, Şeyh Muhammed Namazgâhı olmak üzere 21 cami ve mescid ulaşmıştır. Bu camileri Diyarbakır’ın valileri, bürokratları, eşrafı ve ulema sınıfı kendi gelirlerinden yaptırmışlardır.

ACUN, Fatma (2001), “16. yüzyılda Diyarbakır Şehrindeki Ekonomik Faaliyetler”, I. Bütün Yönleriyle Diyarbakır Sempozyumu, 27-28 Ekim 2000 Ankara, Ankara, s. 201- 209.

AKBULUT, İlhan (1998), Diyarbakır, Diyarbakır.AKOK, Mahmut (1969), “Diyarbakır Ulu Camisi Mimari Manzumesi”, Vakıfl ar Dergisi, VIII, Ankara, s. 113-140.AKSU, Hatice (2002), “Rumi Motifinin İlk Öncüleri”, Türkler, C.IV, Ankara, s. 182-192.ALPTEK, N, Coskun (1991), “Artuklular”, DİA, C. III, İstanbul, s. 415-418.ALTUN, Ara (1971a), Mardin’de Türk Devri Mimarisi, İstanbul.ALTUN, Ara (1971b), “Safa Camisi Medresesi”, Arkitekt, 40, 341, İstanbul, 30-35.ALTUN, Ara (1978), Anadolu’da Artuklu Devri Türk Mimarisinin Gelişmesi, İstanbul.ALTUN, Ara (1982), “Anadolu’da Artuklu Devri Mimarları ve Artuklu Yapıları Üzerine Kısa Notlar”, Arkeoloji ve Sanat, 1/4

İstanbul, 31-34.ALTUN, Ara (1988), Ortaçağ Mimarisinin Anahatları İçin Bir Özet, İstanbul.ALTUN, Ara (1999), XVI. Yüzyılda Osmanlı Çini ve Seramikleri”, Osmanlı İmparatorluğu’nun Doruğu XVI. Yüzyıl Teknolojisi,

İstanbul, s. 155-169.ANONİM (1302), Salnâme-i Vilâyet-i Diyarbekir, Diyarbakır.ANONİM (1318), Salnâme-i Vilâyet-i Diyarbekir, Diyarbakır.ANONİM (1319), Salnâme-i Vilâyet-i Diyarbekir,, Diyarbakır.ARIK, Oluş (1971), “Anadolu’daki Mimari Tezyinatımızda Arkaik Karakter” Önasya, VI/72, Ankara, s.10–21.ARIK, Oluş (1972), “Baslangıç Devri Anadolu Türk Mimari Tezyinatının Karakteri”, Malazgirt Armağanı, Ankara, s.173–177.ARSEVEN, Celal Esat (1950), Les Arts Decoratifs Turcs, İstanbul.ARSEVEN, Celal Esat (1958), “Bezeme”, Sanat Ansiklopedisi, I, İstanbul, s.218-240.ARSLAN, Rıfk ı (1999), “Diyarbakır Kentinin Tarihi ve Bugünkü Konumu”, Diyarbakır Müze Şehir, İstanbul, s.80–107.ARTUK, İbrahim (1934), Mardin Artukoğulları Tarihi, İstanbul.ARTUK, İbrahim (1971), “Diyarbakır ve Mardin’in Bazı Önemli Yapıları”, Tarih Enstitüsü Dergisi, 1, Ankara, s.65–74.ASLANAPA, Oktay (1960), “Anadolu’da Türk Minberleri”, İslam Ansiklopedisi, VIII, İstanbul, s.337–339.ASLANAPA, Oktay (1962b), “Erster Bericht über die Ausgrabung des Palastes von Diyarbakır, Istanbuler Mitteilungen, 12,

Tübingen, s.115–128.ASLANAPA, Oktay (1965), Anadolu’da Türk Çini ve Seramik Sanatı, Ankara.ASLANAPA, Oktay (1984), Türk Sanatı, İstanbul.ASLANAPA, Oktay (1988), Mimar Sinan’ın Hayatı ve Eserleri, Ankara.ASLANAPA, Oktay (1996), Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul.

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

312

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

ASLANAPA, Oktay (1997), “Mihrap”, İslam Ansiklopedisi, 8, Eskişehir, s.295–304.ASLANAPA, Oktay- DİEZ Ernest (1979), “Minber”, İslam Ansiklopedisi, VIII, İstanbul, s.335–339.BAKIR, Sitare Turan (2002,), “Osmanlı Döneminde Sam Üretimi Çinileri”, Türkler, 12, Ankara, s.358–365.BAKIRER, Ömür (1983), “Mimari Süslemelerde Geometrik Düzenlemelerin Tasarımı”, Yeni Boyut, 2–10, Ankara, 8-9.BAKIRER, Ömür (1984), “Onarımlarda, Özellikle Mimari Süslemeye Yönelik Tamamlamalar Üzerine Düşünceler”, II. Vakıf

Haft ası, Ankara, s.49–65.BALİN, Remzi (1972), Diyarbakır: Tarihçe, Eski Eserler, Coğrafya, İlçeler, Kültür, Yetiştirdiği Adamlar. Diyarbakır.BAŞ, Gülsen (2006), Diyarbakır’daki İslam Dönemi Mimarisinde Süsleme, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Van.BAŞ, Gülsen (2008), “Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Taş Minberleri”, Osmanlı’dan Cumhuriyete Diyarbakır, C. II, Ankara,

s.529–547.BAŞGELEN, Nezih (1977), “Diyarbakır Ulu Camisi” Hayat Tarih Mecmuası, 5, İstanbul, Mayıs, s.93–95.BAŞKAN, Seyfi (1990), “Ortaçağ Anadolu Türk Mimarisinde Renkli Taş İşçiliği”, Kültür ve Sanat, 2/8, İstanbul, s.50–60.BAYHAN, Ahmet Ali (2005), “Diyarbakır ve Çevresindeki Eyyubi Eserlerinden Örnekler, I. Uluslar arası Oğuzlardan Osmanlıya

Diyarbakır Sempozyumu Bildirileri, Diyarbakır, s.385- 323.BAYKAL, Kâzım (1938), “Fatih Paşa Camisi ve Minareler”, Karacadağ, I, 5, Diyarbakır, s. 10–14.BAYKAL, Kâzım (1942), Diyarbakır Şehri, Diyarbakır, 1942.BAYKAL, Kâzım-Süleyman SAVCI (1939), “Diyarbakır Kitabeleri”, Karacadağ, I, Diyarbakır, s.6-8.BAYRAM, Sadi (1998), “ Türk Kültüründe Mühr-ü Süleyman’ın Yeri”, Kültür- Sanat, 37, İstanbul, s. 47–52.BELL, Gertrude (1924), Amurath to Amurath, London.BERCHEM, Max Van (1909), Arabische Inshrift en aus Armenien und Diyarbekr, Leipzig.BERCHEM, Max Van- Josef STRAGOWSKI (1910), Amida, Heidelberg.BEYSANOGLU, Şevket (1939), “Diyarbakır’da Vakıfl ar”, Karacadağ, 2, 19, Diyarbakır, s. 17- 19.BEYSANOGLU, Şevket (1962), Diyarbakır Coğrafyası, İstanbul.BEYSANOGLU, Şevket (1963), Kısaltılmış Diyarbakır Tarihi ve Abideleri, İstanbul.BEYSANOGLU, Şevket (1985), Diyarbakır’da Gömülü Meşhur Adamlar, Ankara.BEYSANOGLU, Şevket (1986), Kanuni Devrinde Amid (Diyarbakır Şehri), İstanbul.BEYSANOGLU, Şevket (1987), Anıtları ve Kitabeleriyle Diyarbakır Tarihi, I, II, III, Ankara.BEYSANOGLU, Şevket (1999), “Kuruluşundan Günümüze Kadar Diyarbakır Tarihi”, Diyarbakır. Müze Şehir, İstanbul, s.38–80.BEYSANOGLU, Şevket (2001), “Anadolu’nun Kültür ve Medeniyet Tarihinde Diyarbakır”, I.Bütün Yönleriyle Diyarbakır

Sempozyumu, 27–28 Ekim 2000, Ankara, Ankara, s.152–164.BİROL, İnci- DERMAN Çiçek (1991, Türk Tezyini Sanatlarında Motifl er, Ankara.BİZBİRLİK, Alpay (2002), 16.Yüzyıl Ortalarında Diyarbekir Beylerbeyliği’nde Vakıfl ar, Ankara.BORAN, Ali (1996), “Ahlat Çerkez İskender Paşa Camisi”, Van Gölü Çevresi Kültür Varlıkları Sempozyumu Bildirileri, 22–25

Mayıs 1995, Van, s. 145 – 159BORAN, Ali (2001), Anadolu’daki İç Kale Cami ve Mescidleri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.BORAN, Ali (2004), “Anamur Kalesi, Kale Kitabesi ve Kale Camisi”, Vakıfl ar Dergisi, XXVIII, Ankara, s. 211–22.BORAN, Ali (2009), Baykan’daki Osmanlı Dönemi Eserleri, Ankara.BORAN, Ali Vd (2008); Batman Kültür Varlıkları Envanteri: KOZLUK, Ankara.BRUİNESSEN Martin Van – BOESCHOTEN Hendrik; Evliya Çelebi Diyarbekir’de (Çev. Tansel Güney), İstanbul, 2009. BUCKINGHAM, J.S. (1827), Travels in Mesopotamia, Including a Journey from Aleppo, Across Th e Euphrates to Orfah, London.CAHEN, Claude (1935), “Le Diyarbekr au Temps des Premier Urtikides”, Journal Asiatique, CCXXVII, s. 269–276.CAHEN, Claude (1955), “Contribution a L’historie du Diyar Bakr ouqortorzi eme Siecle”, Journal Asiatique, 243, s.65-100.CANSEVER, Turgut (2005), Mimar Sinan, İstanbul.CRESWELL, K.A.C. (1998), “ Mardin and Diyarbekr”, Muqarnas, XV, s. 2-8ÇADIRCI, Musa (2001), “Genel Çizgileriyle 19.Yüzyılda Diyarbakır (Bazı Gözlemler)”, I.Bütün Yönleriyle Diyarbakır

Sempozyumu, 27–28 Ekim 2000, Ankara, Ankara.ÇAM, Nusret (1990), “İslam’da Bazı Fıkhî Meselelerin ve Mezheplerin Türk Cami Mimarisine Tesiri”, Vakıfl ar Dergisi, XXI,

İstanbul, s.375–394.ÇAM, Nusret (1993), “Türk İslam Sanatında Altı Kollu Yıldız (Mühr-ü Süleyman)”, Yılmaz Önge Armağan, Konya, s.169–178.

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

313

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

ÇAM, Nusret (2002), “Mimar Sinan’ın Eserlerinde Mahalli Unsurlar”, VI. Ortaçag ve Türk Dönemi Kazı Sonuçları ve Sanat Tarihi Sempozyumu, 8–10 Nisan 2002, Bildiriler, Kayseri, s. 239–258.

ÇANTAY, Gönül (2008), “Akkoyunlu Cami Mimarisinin Osmanlı Cami Mimarisine Etkileri”, Osmanlı’dan Cumhuriyete Diyarbakır, C. II, Ankara, s. 463–83.

ÇELEBİ, Sâi Mustafa (2002), Yapılar Kitabı, Tezkiretü’l- Bünyan ve Tezkiretü’l –Ebniye Mimar Sinaın Anıları), İstanbul.ÇELİK, Nevim (2004), 16. ve 17. Yüzyıl Diyarbakır Mihrapları, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Van.DARKOT, Besim (1945), “Diyarbakır”, İslam Ansiklopedisi, 3, İstanbul, s. 603–626.HELL De - HOMMAIRE Xavier (1854), Voyage en Turquie et en Perse, II, Paris.EGNİ, Ernes (1954) Sinan der Baumeister Osmanıcher Glanzzeit, Zurih.EL-BELÂZURÎ (1987), Fütûhu’l Büldan, çev. M. Fayda, Ankara.ERDEM, İlhan (2002a), “Doğu Anadolu Türk Devletleri”, Genel Türk Tarihi, IV, Ankara, s.76- 145.ERDEM, İlhan (2002b), “Akkoyunlular- Akkoyunluların Tarih Sahnesine Çıkışları ve Kökenleri”, Genel Türk Tarihi, IV, Ankara,

s.365–379.ERDOGAN, Muzaff er (1959), “Diyarbakır’da Bir Sanat Eseri: Behram Paşa Camisi”, Tarih-Cografya Dünyası, 7/9, s. 38–40.ERZEN, Jale Nejdet (1981), Mimar Sinan Yapılarında Cephe Düzenlemeleri, İstanbul.ERZEN, Jale Nejdet (1996), Mimar Sinan, Estetik Bir Analiz, İstanbul.EVLİYA ÇELEBİ (1970), Seyahatnâme (Çev. Z. Danışman), VI, İstanbul.FLURY, S. (1920), İslamische Schrift bander Amida Diarbekr X , Jahrhundert, Basel.GABRİEL, Albert (1933), “Mardin ve Diyarbekir Vilayetlerinde İcra Olunmuş Bir Arkeologya Seyahati Hakkında Rapor”, Türk

Tarihi Arkeologya ve Etnografya Dergisi, 1,İstanbul, s. 130-138.GABRİEL, Albert (1940), Voyages Archeologiques Dans la Turque Orientale, Paris.GABRİEL, Albert (1993), Diyarbakır Surları, (Çev. Kaya Özsezgin) Diyarbakır.GARDEN, R. J. (1867), “Description of Diarbekr”, Journal of Th e Royal Geographical Society of London, 37, , s.182-193.GÖYÜNÇ, Nejat (1968), “Onaltıncı Yüzyılın İlk Yarısında Diyarbakır”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, 7–12, İstanbul, Nisan,

s.76–80.GÖYÜNÇ, Nejat (1969), “Diyarbakır Beylerbeyliği’nin İlk İdari Taksimatı”, Tarih Dergisi, 23, İstanbul, s. 23–34.GÖYÜNÇ, Nejat (1991), “Diyarbakır”, DİA, 9, İstanbul, s.464–466.GÜNDOĞDU, Hamza (2002), “Akkoyunlu Devri Mimarisi”, Türkler, 8, Ankara, s.156–165.GÜNKUT, Bedri (1937), Diyarbakır Tarihi, Diyarbakır.HALİFEOĞLU, F. Meral (2009), “Diyarbakır Suriç’nde Yer Alan Mescitler”, Nebiler, Sahabiler, Azizler ve Krallar Kenti Diyarbakır

Sempozyumu, Ankara, s. 323-333.HILLENBRAND, C. (1981), “Th e Establishment of Artuqid Power in Diyâr Bakr in the Twelft h Century”, Studia Islamica, S.13-

13, s. 129-153.İLHAN, M. Mehdi (1981), “Diyarbakır Fatihi ve Beylerbeyi Bıyıklı Mehmet Paşa”, Atatürk ve Diyarbakır Sempozyumu,

Diyarbakır, s.137–162.İLHAN, M. Mehdi (1989), “Studies in the Medieval History of Diyarbekr Province: Some Notes on the Sources and Literatüre”,

Belleten, LIII: 20, Ankara, s.199–236.İLHAN, M. Mehdi (1994), “XVI. Yüzyılın İlk Yarısında Diyarbakır Şehrinin Nüfusu ve Vakıfl arı: 1518 ve 1540 Tarihli Tapu

Tahrir Deft erlerinden Notlar”, Tarih Araştırmaları Dergisi, XVI-26 Ankara, s.45-113.İSKENDEROĞLU, Reşit (1989), Beylerbeyi Gazi İskender Paşa (1494- 1571), Ankara. İZGÖER, Ahmet Zeki (1999), Diyarbakır Salnameleri (1286–1323) 1869–1905, 5 cilt, İstanbul.KARACA, Nursel (2010), Seyahatnamelere Göre Diyarbakır’ın Osmanlı Dönemi Mimari Dokusu Üzerine Bir Değerlendirme,

(Yayınlanmamış Doktora Tezi), Van.KARAMAĞRALI, Beyhan (1993), “İç İçe Daire Motifl erinin Mahiyeti Hakkında” , Sanat Tarihinde İkonografik Araştırmalar,

Güner İnal’a Armağan, Ankara, s. 249–269.KESKİNER, Cahide (2002), Hatai: Türk Süsleme Sanatında Stilize Çiçekler, Ankara.KILAVUZ, B. Nuri (2005), Güneydoğu Anadolu Bölgesi Minareleri (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Van.KILCI, Ali (2002), “Diyarbakır Arapşeyh Camisi ve Türbesi”, VI. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve Araştırmaları Sempozyumu

Bildirileri, Kayseri, s.493–503.

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri

314

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

KODAMAN, Bayram (1987), “Osmanlı Devrinde Doğu Anadolu’nun İdari Durumu”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, 25, İstanbul, Mart, s. 34.

KORKUSUZ, M.Şefik (2003), Seyahatnamelerde Diyarbekir, İstanbul.KONYAR, Basri (1936 I), Diyarbakır Tarihi, I, Ankara.KONYAR, Basri (1936 II), Diyarbakır Kitabeleri, II Ankara.KUBAN, Doğan (1965), Anadolu Türk Mimarisinin Kaynak ve Sorunları, İstanbul.KUBAN, Doğan (1968), “Anadolu Türk Tarihi Gelişimi Sosyal ve Fiziksel Özellikleri Üzerine Gelişmeler”, Vakıfl ar Dergisi, VIII,

İstanbul.KUBAN, Doğan (2007), Osmanlı Mimarisi, İstanbul.KUBAN, Doğan (2008), Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, İstanbul.KURAN, Aptullah (1969), Anadolu Medreseleri, Ankara.KURAN, Aptullah (1988), “Mimar Sinan’ın Camileri”, Mimar Sinan Yaşadığı Çağ ve Eserleri, İstanbul, s.165–175.KURUYAZICI, Halil (1997), “Diyarbakır”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, I, İstanbul, s.461.LORAİN, Th omas (2006), “Diyarbakır Anıtlar Tarihi”, Albert Gabriel (1883–1972) – Mimar, Arkeolog, Ressam, Gezgin, İstanbul,

s.85–92MEHMED SÜREYYA (1996), Sicill-i Osmanî, (Çev.: Seyit Ali Kahraman), I-VI, İstanbul.MELEK, Ali- DEMİR, A (2009), Dini Değerleri ile Diyarbakır, Diyarbakır.MERİÇ, R. Meriç (1965), Mimar Sinan Hayatı, Eseri, I, Ankara.MÜLAYİM, Selçuk (1982), Anadolu Türk Mimarisinde Geometrik Süslemeler. Selçuklu Çağı, Ankara.MÜLAYİM, Selçuk (1982), “Türk Süsleme Sanatında Arabesk Problemi” Arkeoloji Sanat Tarihi Dergisi, II, İzmir, 1983, s.62–85.MÜLAYİM, Selçuk (1982a), “Rumi Motifinin Zoomorfik Kökeni Hakkında”, Uluslararası Osmanlı Öncesi Türk Kültürü

Sempozyumu, 4–7 Eylül 1989, Ankara, 1997, s.177–182.MÜLAYİM, Selçuk (1982b), “Geometrik Kompozisyonların Çözümlenmesine Bir Yaklaşım”, Arkeoloji Sanat Tarihi Dergisi, I,

İzmir, s.51–62.MÜLAYİM, Selçuk (1984), “Plastik Sanatlarda Anlatım Biçimleri ve Üslup”, Arkeoloji Sanat Tarihi Dergisi, III, İzmir, s.97–114.MÜLAYİM, Selçuk (1994), “Geometrik Örgüler”, Th ema Larousse, İstanbul, s. 187–189.NASIRI HÜSREV, Sefer name (1980), (Çev. Abdülvehab Tarzi) Ankara.NASUHÜ’s SİLAHİ (MATRAKÇI) (1976), Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan Süleyman Han, Hüseyin Yurdaydın (Yay.

Haz.), Ankara.NECİPOĞLU, Gülru (2005), Th e Age of Sinan, Architectural Culture in the Ottoman Empire, London.NIEBUHR, Carsten (1778), Reisebeschreibung nach Arabien und andern umliegenden Ländern, II, Kopenhagen.ORTAYLI, İlber (1990), “Evliya Çelebi’nin Diyarbakır Seyahatnamesi”, Tarih ve Toplum, 77, Mayıs, s. 61–62.ÖDEKAN, Ayla (1988), “Sinan’ın Eserlerinde Süsleme ve Mimarinin Bütünlüğü”, VI. Vakıf Haft ası, 5–8 Aralık, s. 347–361.ÖDEKAN, Ayla (1997), “Mihrap”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, II, İstanbul, s.1244.ÖDEKAN, Ayla (1997), “Minare”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, II, İstanbul, s.1244ÖDEKAN, Ayla (1997), Mukarnas”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, II, İstanbul, s.1306-ÖNEY, Gönül (1977), Türk Çini Sanatı, Ankara.ÖZDEMİR, Nurdane (1998), “Osmanlı Dönemi Türk Sanatında Bezeme Grupları”, Kültür ve Sanat, 37, İstanbul, s. 60–65.PALALI, İlhan (1999), XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Diyarbakır (Vilayet Salnameleri ve Mahalli Kaynaklara Göre) (İnönü

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi), Malatya.PARLA, Canan (1990), Türk İslam Şehri Olarak Diyarbakır, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara.PARLA, Canan (2004), “Osmanlı Öncesinde Diyarbakır: Kente Hâkim olanlar ve Bıraktıkları Fiziksel İzler”, I. Uluslar Arası

Oğuzlardan Osmanlıya Diyarbakır Sempozyumu Bildiriler, İzmir, s. 247–283.PARLA, Canan (2005), “ Diyarbakır Surları ve Kent Tarihi”, ODTÜMFD, 2005/1 Ankara, s. 57- 84SARI, İbrahim (1996), Şehrimiz Diyarbakır, İstanbul.SAVCI, Süleyman (1942), “Diyarbakır ve Havalisindeki Minarelerle Çan Kuleleri ve “Ulu Cami” Hakkında”, Karacadağ, 53,

Diyarbakır, s.673–677.SEVGEN, Nazmi (1982), Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Türk Beylikleri, Ankara.

Doç. Dr. Ali Boran - Uzm. Zekai Erdal

315

Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi

SEVİM, Ali (1967), “Tarih-i Meyyafarikin ve Amid Hakkında”, VI. Türk Tarih Kongresi, Ankara, s.172–196.SEVİM, Ali (1969), Diyarbekir Bölgesinin Büyük Selçuklu Topraklarına Katılması”, Tarih Dergisi, 23, İstanbul, s. 299–307.SINCLAIR, Th omas (1989), Eastern Turkey: an Architectural and Archeological Survey, London.SİNEMOGLU, Nermin (1988), “Mimar Sinan Dönemi Duvar Çiniciliğinin Tekniği ve Gelişimi”, Mimar Sinan Dönemi Türk

Mimarlığı ve Sanatı , İstanbul, s. 241-249.SOURDEL-THOMINE, J. (1963), “Diyar Bakr, Monuments”, Encyclopaedia of İslam, (II), s.346-347.SÖZEN, Metin (1970), Anadolu Medreseleri, I-II, İstanbul.SÖZEN, Metin (1971), Diyarbakır’da Türk Mimarisi, İstanbul.SÖZEN, Metin (1973), “Akkoyunlular Sanatı”, Cumhuriyet Ansiklopedisi, 1, İstanbul, 126–132, s. 84–87.SÖZEN, Metin (1975), Türk Mimarisinin Gelişimi ve Mimar Sinan, İstanbul.SÖZEN, Metin (1981), Anadolu’da Akkoyunlu Mimarisi, İstanbul.SÖZEN, Metin (1995), “Diyarbakır’da Türk Mimarisi”, Kültür ve Sanat, 28, Ankara, s. 10–11.SÜMER, Faruk (1986), “Akkoyunlular ”, Türk Dünyası Araştırmaları, 40, Ank., s. 1-38.SÜMER, Faruk (1991), “ Akkoyunlular”, DİA, 2, İstanbul, s. 270–274.SÜMER, Faruk (1993), “Diyarbakır Şehri Yönetimi ve Yöresinde İnaloğulları Beyliği”, I-II. Milli Selçuklu Kültür ve Medeniyeti

Semineri, Konya, s.111–117.SÜMER, Faruk (1994), Eski Türklerde Şehircilik, Ankara.TOP, Mehmet (2002), “Ortaçağ Türk Mimarisinde Mihrap”, Türkler, 6, Ankara, s. 87-105.TOP, Mehmet (2005), “Diyarbakır’daki Akkoyunlu Dönemi Mihrapları”, I.Uluslararası Oguzlardan Osmanlıya Diyarbakır

Sempozyumu, Diyarbakır, s. 325–346.TOP, Mehmet (2008), “Diyarbakır’daki Osmanlı Devri Mihrapları”, Osmanlı’dan Cumhuriyete Diyarbakır, C. II, Ankara, s. 501–26.TANYELİ, Ugur (1987), Anadolu-Türk Kentinde Fiziksel Yapının Evrim Süreci (XI.- XV. Yüzyıllar), İstanbul.TUNCEL, Metin (1991), “Diyarbakır”, DİA, 9, İstanbul, s. 469–472.TUNCER, Orhan Cezmi (1977), “Anadolu Türk Sanatı ve Yerli Kaynaklarla İlişkisi Üzerine Bir Deneme”, Vakıfl ar Dergisi, XI,

Ankara, s. 239–270.TUNCER, Orhan Cezmi (1996), “Taşın Bezeme Şekli Üzerine Düşünceler”, VII. Vakıf Haft ası, Ankara, s. 231- 246.TUNCER, Orhan Cezmi (1996), Diyarbakır Camileri, Ankara.TUNCER, Orhan Cezmi (1999), “Diyarbakır Camileri”, Diyarbakır. Müze Şehir, İstanbul, , s. 210–226.TUNÇDAG, Fügen (1963), Artukoğulları Sanat Eserleri, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara.TURAN, Osman (1984), Selçuklular Zamanında Türkiye Tarihi, İstanbul.ULUÇAM, Abdüsselam (1993), “Diyarbakır Dört Köşe”, Yedi İklim, IV, S.35, İstanbul, s.66–70.ULUÇAM, Abdüsselam (1997), “Eyyubi Mimarisi ve Sanat Tarihimizdeki Yeri”, Selahaddin-i Eyyubi Sempozyumu, 23–24 Kasım

1996, Diyarbakır, s.255–266. USMAN, Eti (1938), “Diyarbakırlı Melek Ahmet Paşa ve Eserleri”, Karacadağ, 2, Diyarbakır, s. 9–12.ÜNAL, Rahmi Hüseyin (1975), Diyarbakır İlindeki Bazı Türk İslam Anıtları Üzerine Bir İnceleme, Erzurum.YETKİN, Şerare (1972), Anadolu’da Türk Çini Sanatının Gelişmesi, İstanbul.YILDIRIM, Savaş (2001), Diyarbakır Yapılarında Çini Süsleme, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara.YILDIRIM, Savaş (2008), “Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Çinilerinin Motif ve Kompozisyon Özellikleri”, Osmanlı’dan

Cumhuriyete Diyarbakır, C. II, Ankara, s.595–606.YILMAZÇELİK, İbrahim (1995), XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Diyarbakır (1790–1840), Ankara.YILMAZÇELİK, İbrahim (1999), “Osmanlı Hâkimiyeti Süresince Diyarbekir Şehrinde Mahallelerin Tarihi ve Fiziki Gelişim

Seyri”, Diyarbakır. Müze Şehir, İstanbul, s.194–210.YILMAZÇELİK, İbrahim (2000), “Osmanlı Hâkimiyeti Süresince Diyarbakır Eyaleti Valileri”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler

Dergisi, , X–1, Elazığ, s. 233–287.YINANÇ, Mükrimin Halil (1997), “Diyarbakır”, İslam Ansiklopedisi, III, Eskişehir, s. 601–626.

Diyarbakır’daki Osmanlı Dönemi Cami ve Mescidleri