Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nûirevân’ndaki Eitici Deerler › gorsel › pdf ›...

Preview:

Citation preview

  • 171ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Hasan Kavruk* – Hülya Sönmez**

    Özet- Nasihat-nâmeler, Türk ve dünya edebiyat�n�n önemli türlerindendir. Bun-lar, özellikle çocuk geli�imini çok yönlü desteklemesi itibariyle çocuk edebi-yat�n�n da vazgeçilmez kaynaklar� aras�nda kabul edilir. Bu çal��mada 14-15. yüzy�l �airlerimizden Ahmed-i Dâ’î’nin 115 beyitlik Vasiyyet-i Nû�irevân adl� mesnevisi incelenmi�; tespit edilen de�erler �lkö�retim Türkçe Dersi Ö�retim Program� ve K�lavuzu’nda (MEB, 2006) belirtilen de�erlerle kar��la�t�r�lm��t�r. Programda bu de�erlerle ilgili kazan�mlar da tespit edilmi� olup bu kazan�mlar� destekleyen bölüm ve beyitler ilgili de�erin ba�l��� alt�nda toplanm��t�r.

    Elde edilen bulgulardan hareketle mesnevide; çocu�un zihin, ki�ilik ve sosyal geli�imine ne gibi katk�larda bulundu�u belirlenmi�tir. Çal��man�n bir sonraki basama��nda ise mesnevide dinleme ve konu�ma becerilerini destekleyen beyit-ler de ilgili becerinin ba�l��� alt�nda toplanm��t�r. Türkçe Ö�retim K�lavuzu’nda dinleme ve konu�ma becerileriyle ilgili kazan�m ifadeleri ile mesnevide bu ifa-deleri destekleyen beyitler ili�kilendirilmi�tir. Yap�lan analizlerde mesnevide i�-lenen de�erler ile Türkçe Ö�retimi K�lavuzu’nda hedeflenen kazan�mlar�n bir-çok yönden uyu�tu�u görülmü� ve özellikle bu ortak unsurlar üzerinde yo�unla-��lm��t�r. Eserin bu dersi desteklemesi ve çocuklar�n geli�imlerini ço�u yönden olumlu etkilemesinden dolay� bulgular ve öneriler bölümünde de Vasiyyet-i

    © De�erler E�itimi MerkeziDe�erler E�itimi Dergisi

    Cilt 8, No. 20, 171-202, Aral�k 2010

    * Prof. Dr., �nönü Üniversitesi E�itim Fakültesi** Ar�. Gör., �nönü Üniversitesi / Mu� Alparslan Üniversitesi E�itim Fakültesi

    DED_20_SON.indd 171DED_20_SON.indd 171 22.07.2011 15:11:3222.07.2011 15:11:32

  • 172 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Nû�irevân’�n dili günümüz Türkçesiyle yeniden uyarlanarak çocuklara okutul-mas� önerilmi�tir.

    Anahtar Kelimeler- De�er e�itimi, mesnevi, Ahmed-î Dâ’î, Vasiyyet-i Nû�irevân.

    Giri�

    Çocuk e�itiminin vazgeçilmeyen unsurlar�ndan biri de de�er e�itimidir. Ara�-t�rmac�lar, günümüzde okullarda çocuklar aras�nda �iddet olaylar�n�n artmas�-n�n de�er e�itiminin ihmal edilmesi ve unutulmas�na ba�lamaktad�r (Y�ld�r�m, 2009:181-182). Bu konuyla ilgili çal��malar�n az olmas�n�n yan� s�ra millî ve evrensel de�erlerin çocuklara ö�retilmesinde de eksiklikler ve aksakl�klar var-d�r. Küreselle�en dünyada de�er e�itimine daha da ihtiyaç duyulmaktad�r. De-�er e�itimi sadece Türkçe dersinde de�il, çocu�un geli�im sürecinde etkili bü-tün ö�renme ortamlar�nda verilmeli, sorumlulu�u da sadece e�itimde yer alan tüzel ki�ilere de�il bütün topluma benimsetilmelidir. Çünkü de�er e�itimi ko-lektif ve disiplinli bir ekip çal��mas� gerektirmektedir. Türkçe ö�retiminin ge-nel amaçlar�n�n 11. maddesinde yer alan Millî, manevî ve ahlâkî de�erlere önem vermeleri ve bu de�erlerle ilgili duygu ve dü�üncelerini güçlendirmeleri amaç-lanmakta (MEB, 2002:4) ifadesi de�er e�itimine verilen önemi belirtmektedir.

    Ahmed-i Dâ’î

    Ahmed-i Dâ’î, Anadolu sahas�nda nasihat-nâme gelene�inin önemli �ahsiyet-lerindendir. 14. yüzy�l�n sonu ve 15. yüzy�l�n ilk yar�s�nda ya�am�� olan (ö. 824/1421’den sonra) Dâ’î’nin as�l ad� Ahmed’dir. Do�um tarihi ve yeri ile ilgili bilgiler kesin olmamakla birlikte, kaynaklar �airin Germiyanl� oldu�unu belirtir (Kut, 1989: 2/56-58). Eserlerinden hareketle I. Murat, Germiyan Beyi, II. Yakub, Y�ld�r�m Bayezid’in o�lu Emir Süleyman ve II. Murat (Da�delen, 2008: 3) dö-nemlerinde ya�ad��� bilinir. Dâ’î, Germiyan’da bir süre kad�l�k yapm��t�r. Ger-miyan Beyi Süleyman �ah’�n k�z� Y�ld�r�m Bayezid’le evlenince Kütahya’n�n çeyiz olarak Bayezit’e verildi�i, bundan sonra da Da’i’nin orada kad�l�k yapt�-�� (Vursun, 2008:2) söylenir. Dâ’î ile ilgili ciddi çal��mas� olan isimlerden biri-si de �smail Hikmet Ertaylan’d�r. “Ahmed-i Dâ‘î’yi inceleyenler aras�nda yer alan �smail Hikmet Ertaylan, Ahmed-i Dâ‘î’nin oldukça verimli bir �air oldu-�unu söyler. Ahmed-i Dâ‘î tefsir, hadis, matematik, sözlük, tarih ve t�p ko-nular�nda eserler vermi�tir. Bu kadar çok ve ba�ar�l� eserler vermesi Ahmed-i

    DED_20_SON.indd 172DED_20_SON.indd 172 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 173ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Dâ‘î’nin çok iyi bir e�itim alm�� oldu�unu gösterir.” (Vursun,2008: 16). Tunca Kortantamer ise Dâ’î ile ilgili yukar�da verilen bilgilerin ço�unun yanl�� ve ek-sik oldu�unu belirtir. (dergiler.ankara.edu.tr/dergiler /12/840/10639).

    Ahmed-i Dâ‘î’nin sanatkâr ki�ili�inin yan�nda manzum ve mensur eserle-rinde tefsir, akaid, sözlük, rüya tabiri, t�p, astronomi gibi konulara yer verdi-�i görülür. �airin mensur eserleri: Tercüme-i Tefsîr-i Ebu’l-Leys-i Semerkandî, Miftâhü’l-Cenne, Tercüme-i Kitâbü’t-Ta’bîrnâme, Tercüme-i E�kâl-i Nasîr-� Tûsî, Teressül, Tercüme-i Tezkiretü’l-Evliyâ, Tercüme-i T�bb-� Nebevî, Cinân-� Cenân, Vesîletü’l-Mülûk lî Ehli’s-Süluk olu�tururken manzum eserleri: Türkçe Divan, Farsça Divan, Ukûdü’l-Cevâhir, Câmasb-Nâme, Vasiyyet-i Nû�irevân, Çeng-Nâme, Mutâyebât, Yüz Hadis Çevirisi’dir. Dâ’î’nin eserleri üzerine çok say�da çal��ma yap�lm��t�r. Bu alanda çal��ma yapan baz� önemli isimler: Ke-nan Akyüz, Mehmet Özmen, Rabia Aksu, Mahmut Kaplan, Emine Yeniterzi, Fahir �z, Ali Çiçek, Gürer Gülsevin, Önder Ça��nan, Zeynep Korkmaz ve Gü-nay Kut’tur. Ayr�ca Ahmed-i Dâ‘î’nin baz� �iirlerini Hammer Almancaya, Gibb de �ngilizceye tercüme etmi�tir.

    Vasiyyet-i Nû�irevân-� Âdil Be-püsere� Hürmüz-i Tâc-dâr

    Arapça nasihat, Farsça nâme sözcüklerinin birle�iminden olu�an nasihat-nâme insanlara yol göstermek, ö�üt vermek maksad�yla yaz�lan manzum veya men-sur türlerin genel ad�d�r (Devellio�lu, 1997:808). Nasihat-nâmeler, pend-nâme veya ö�üt-nâme olarak da adland�r�l�r. Türk edebiyat�nda bu türde te’lif ve çevi-ri çok say�da eser verilmi�tir. Güvahî’nin Pend-nâme’si (Hengirmen,1983) bu alanda yay�mlanan önemli eserlerdendir.

    Edebiyatta nasihat-nâmeler, vasiyyet-nâmelerle yak�n ba�lamda i�lenmi�tir. Ahmed-i Daî’nin Vasiyyet-i Nû�irevân’�, ayn� zamanda manzum bir nasihat-nâmedir. Mesnevideki beyitlerde �ran hükümdar� Nû�irevân’�n o�lu Hürmüz’e yöneltti�i ö�ütleri hâkimdir.

    Vasiyyet-i Nû�irevân, Anadolu sahas�nda çocuk hedef al�narak çocu�a ahlâkî geli�im sürecinde ders vermek amac�yla yaz�lan ilk eserlerden birisi olmas� iti-bariyle (Kaplan, 1993: 19) bu çal��mada inceleme konusu olarak seçilmi�tir. Vasiyyet-i Nû�irevân’la ilgili çe�itli ara�t�rmalar yap�lm��t�r. Bunlardan birisi Mahmut Kaplan’a aittir. Kaplan (1993: 19), Vasiyyet-i Nû�irevân’� bir nasihat-nâme ve siyaset-nâme hassasiyetiyle inceleyerek eserdeki baz� ö�ütleri de�er-lendirmi�tir. Emine Yeniterzi (2006) de Vasiyyet-i Nû�irevân’da bulunan ayet,

    DED_20_SON.indd 173DED_20_SON.indd 173 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 174 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    hadis, atasözleri ile mesnevinin kafiyelerindeki cinaslar� incelemi�tir. Ayn� ça-l��mas�nda Yeniterzi, mesneviyi dil özelli�i itibariyle inceleyerek 14. ve 15. yüzy�llarda, Eski Anadolu Türkçesiyle yaz�lm�� olan eserde yer alan arkaik söz-cüklere ait bir sözlük olu�turmu�tur. Eserde 14-15. yüzy�l�n duru ve güçlü Türk-çesi görülmektedir. Mesnevinin bu güçlü dili Dâ’î’nin alm�� oldu�u iyi e�itim-le ili�kilendirilebilir. Özkan, Dâ’î’nin �iir dilinin gücüyle ilgili dü�üncelerini �öyle ifade eder: “Dâî Türkçeyi ba�ar� ile kullanm��, Türkçenin kaba ve ifade-ye elveri�siz oldu�unu söyleyenlere kar��l�k, meydana getirdi�i pek çok eserle onun Arapça ve Farsça kar��s�ndaki ifade kabiliyetini ispat etmi� ve Türkçenin bir edebiyat ve ilim dili olarak geli�mesinde büyük rol oynam��t�r.” (1995:204).

    Dâ’î’nin eserde kulland��� cinaslar, eseri hem dil hem de anlam aç�s�ndan zenginle�tirmi�tir. �air, anlat�m� güçlü k�lmak için yer yer deyim, atasözü, ayet ve hadislere de ba�vurmu�tur. �air, mesnevide sözcük tasarrufunda bulunarak az sözle çok �ey söyledi�i için beyitlerdeki cümleler genellikle k�sad�r. Eserde 1236 sözcük kullan�lm��t�r. Mesnevide Yeniterzi’nin (2006) aktard��� bilgiye göre Eski Anadolu Türkçesine ait arkaik sözcükler �unlard�r: A�u, a¹¹�, ayru®, az�®lan, ba�, belüsüz, bile, bili�, bilü, bilülü, boyun ¹un, çerici, deber-, deyer, dölek, dükel, dünle, düpdüz, dürü�-, düz, eyle, güç it, �ra®, ilenç, ilgin, ilt-, imdi, iñen, irgür-, issi issüz, ivek, iyle- (egle), ®açan, ®an�, ®ayur, kendüzi, key, kiçi, nite, od, o®ut-, oñ-, ölçer-, ¹a�, ¹ayru, s��nu gel, sin, �an���®, tek, u¹lu, u�, yad, yal�ñ, yal�nca®, yavuz, yig, yil-. Bu arkaik kelimeler mesnevideki tüm kelimele-rin 100/2.2’sine denk gelmektedir.

    Vasiyyet-i Nû�irevan’da tüm nasihat-nâmelerde ortak olan iki önemli unsu-run vurguland��� görülür. Bunlar, nasihat ve hikmet kavramlar�d�r. Mesnevinin giri� k�sm�nda nasihat, ki�iyi olabilecek olumsuz durumlar kar��s�nda uyarmak, ona yol göstermek amac�nda kullan�lm��t�r. Dâ’î, mesnevisinin ba��nda sade-ce o�luna de�il herkese ders vermek amac�yla “Gel iy §ikmet na¹�§at i�idenler” diye seslenmektedir. Mesnevinin bu m�sra ile ba�lamas� dahi mesneviye, ki�i-yi olumsuzluklara kar�� (e�itici amaçla) uyaran tehlike çan� imaj�n� verir. Mes-nevide kullan�lan önemli unsurlardan olan “hikmet” ifadesi Arapça kökenli bir sözcük olup Arapçada; bilgelik, hâkimlik, hakikat ve ahlaka müteallik k�sa söz anlamlar�nda kullan�l�r. (Parlat�r, 2011: 635) Ba�ta mesnevinin giri� bölümünde olmak üzere mesnevinin genelinde hikmet sözü nasihat sözü ile ayn� ba�lam-da kullan�lm��t�r.

    Mesnevinin ilk yedi beyti esere giri� oldu�u gibi ayn� zamanda nasihatlerin önemini ve amac�n� da aç�klayan bilgiler mahiyetindedir. �air, bu bölümde“söz”

    DED_20_SON.indd 174DED_20_SON.indd 174 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 175ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    diyerek nasihatler üzerinde durmaktad�r. Ahmed-i Dâ’î’nin a�a��daki beyitlerde kulland��� söz ve nasihat göstergeleri s�rayla ö�üt, ders almak, sözün de�eri, sö-zün anlam� ve söz ile ak�lla ili�kilidir.

    1. Gel iy §ikmet na¹�§at i�idenler // Na¹�§at §ikmetile i� idenler 1

    Gel ey hikmet, nasihat duyanlar (duyduklar�) hikmetle, nasihat ile i� görenler.

    2. Na©ar ®�l ‘ibret al §ikmet sözinden // Ne a¹¹� �demüñ §ikmetsüzinden Bak, hikmetli sözden ders al, hikmetsiz insan neye yarar.

    3. ®ula® dut söz güherden ®�ymet�dür // ®ulauñda bulas�n ®�ymet-i dür (�yi) dinle, (ki) söz cevherden k�ymetlidir.(Dinle ki) kula��nda (bu) k�ymetli inciyi bulas�n.

    4. Çü söz bildüñ biligör ma‘n�sin de // Sözüñ ¬od varl��dur ma‘n�sinde Söz söylemeyi bildi�in gibi manas�n� da bil. Çünkü sözün as�l varl��� manas�ndad�r.

    5. Ne söz kim söyleye ‘�®�l bilülü // Anuñ nesri güherdir nazm� lü’lü Ak�ll� ve bilgili her ne sözü söylerse onun nesri cevher, �iiri incidir.

    6. Kimüñ [kim] ‘ilm ile §ikmet i�idür // Dükeli ¬al® anuñ sözin i�idür Her kim ilim ve hikmet ile i� görürse bütün halk onun sözünü dinler.

    Vasiyyet-i Nû�irevân’daki E�itici De�erler

    Vasiyyet-i Nû�irevân, e�itici de�erler aç�s�ndan oldukça zengin bir muhteva-ya sahiptir. Her beyitte birden fazla de�erin olmas�, mesnevideki beyitlerin il-gili de�er ba�l���na al�nmas�nda ve s�n�fland�r�lmas�nda zorluklar olu�turmu�-tur. De�er e�itimiyle ilgili kaynaklar tarand���nda bir kayna��n de�er olarak kabul etti�ini, di�erlerinin de�er olarak adland�rmad�klar� görülmektedir. Ba�-ta Türkçe Program� ve Ö�retim K�lavuzu (2006) esas al�narak konuyla ilgi-li di�er kaynaklar da incelendikten sonra mesnevide �u de�erler tespit edilmi�-tir: Bilimsellik ve bilimselli�in önemi, çal��kanl�k, dan��arak çal��ma, do�a ve hayvan sevgisi, insan sevgisi, dürüstlük, ho�görü-tevazu, misafirperver-lik, nezaket-ölçülülük, sorumluluk, özdenetim sa�lama, adalet, kötülük ve kötü ki�ilerden uzak durma, ya�am�n fanili�i (MEB, 2006; Gökçe,2008; Kavcar,1988). Tespit edilen bu de�erler üzerinde s�ras�yla durulacakt�r.

    1 Bu çal��mada verilen Vasiyyet-i Nû�irev�n mesnevisinin örnek beyitleri: “Yeniterzi, Emine (2006). Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyet-i Nû�irevân Adl� Mesnevisi. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Ara�t�rmalar� Enstitüsü Türkiyat Ara�t�rmalar� Dergisi, S. 19, Bahar s.1–25.” künyeli çal��madan al�nm��t�r.

    DED_20_SON.indd 175DED_20_SON.indd 175 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 176 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Bilimsellik ve Bilimin Önemi

    Akl�n k�lavuzlu�unda yol almak, hakikati ak�l ile aramay� esas almak bu de�e-rin temelini olu�turmaktad�r. Bilimselli�in kar��t� ise cehalet ve dogmatik dü-�üncelere akl� bir yana b�rakarak körü körüne inanmak ve ba�lanmakt�r. Bilim-sellik konusu, Dâ’î’nin eserde s�kl�kla i�ledi�i konulardand�r. �air, bu de�ere çe�itli aç�lardan bak�p onu ayr�nt�s�yla de�erlendirmi�tir.

    5 Ne söz kim söyleye ‘�®�l bilülü // Anuñ nesri güherdür nazm� lü’lüAk�ll� ve bilgili her ne sözü söylerse onun �iiri inci, nesri ise cevher (gibi)dir.

    Burada bilginin insan�n diline ve edebî anlay���na etkisinden söz edilmekte-dir. Bilen ki�inin söyledi�i ister �iir, ister nesir olsun paha biçilmez de�erdedir. Nas�l ki inci görünü�te di�er ta�lardan farkl� ise bilgili ki�inin sözleri de birçok anlams�z, yersiz, bo� ve gereksiz laf kalabal��� aras�nda y�ld�z gibi ���ldayarak kendini fark ettirir.

    6. Kimüñ [kim] ‘ilm ile §ikmet i�idür // Dükeli ¬al® anuñ sözin i�idürHer kim ki ilim ve hikmet ile i� görürse bütün halk onun sözünü dinler.

    �lim, insan� yüceltir. �limle u�ra�an ki�i, halk aras�nda de�er kazan�r. Çünkü ilim, insanlar�n sorular�na do�ru ve en uygun cevab� bulmada ba�vurulmas� ge-reken sa�lam bir k�lavuzdur. Bundan dolay� insanlar ilimle u�ra�anlar� dinler. Bu beytin derin yap�s�nda yer alan “ilim insanlar�n sorular�na ve sorunlar�na ce-vap olmal�” iletisi Türkçe Ö�retim Program� ve K�lavuzu’nun 10. maddesinde belirtilen “Yurt ve dünya sorunlar�na duyarl� olmalar� ve çözümler üretmeleri” (MEB, 2006:4) kazan�m�n� da desteklemektedir.

    7. �u kim istedi buld� ‘ilmi Ç�nde // Bugün oldur mu§a®®�® ‘ilm içindeBugün gerçek ilme ula�anlar, ilmi aray�p da Çin’de bulanlard�r.

    �air, “�u kim istedi buld� ‘ilmi Ç�nde“ dizesinde “�lim, Çin’de de olsa ara-y�n�z.” hadisinden ilham alm��t�r. Bilime ula�amamak diye bir imkâns�zl�k yok-tur. Ona ula�mak zahmetli olsa da ilme ula��p onunla u�ra�an ki�i, bugünün ha-kiki bilim adam�d�r.

    8 Bilenle bilmeyenler bir olur m� // Bilüsüz h�ç i�e tedb�r olur m�Bilen ile bilmeyen bir olur mu, bilgisizce yap�lan i�e hiç tedbir olur mu?

    Dâ’î, mesnevinin bu bölümünde “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?”(Zümer, 39/9) ayetinden hareketle okuyucuyu uyar�rken bu iki tezat aras�ndaki fark� gör-mesi için okuyucunun akl�nda bir dü�ünce halkas� olu�turmaktad�r.

    DED_20_SON.indd 176DED_20_SON.indd 176 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 177ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    9. Eyü ad isteseñ olma bilüsüz // Cih�nda olmasun aduñ belüsüz �yi bir ad�n�n olmas�n� istiyorsan bilgisiz olma ( ki ) dünyada ad�n da be-lirsiz olmas�n.

    9. beyitte eserin ba�kahraman� Nû�irevân, ergenli�in ilk dönemlerinde olan Hürmüz’den hareketle asl�nda bütün çocuklara do�ru kimli�e sahip olmalar� için bir nasihatte bulunmaktad�r: E�er ilerde iyi bir adla an�lmak istiyorsan ça-l�� ve bilgilen, yoksa insanlar seni bilgisiz olarak anacaklar. Bu nasihat, Türk-çe Ö�retim K�lavuzu’nun 6. maddesinde okutulacak metinler için hedeflenen

    “Ö�rencinin ki�isel geli�imine katk�da bulunacak ve onlara estetik bir duyar-l�l�k kazand�racak nitelikte olmal�d�r.” (MEB,2006) kazan�m�n� da destekle-mektedir.

    36 Çü ‘a®l old� sa‘�detler ulus� // Dutanlar ‘a®l ile dutd� ulus� Mutluluklar�n en büyü�ü ak�l oldu�u için akl� esas alanlar ulusa hâkim oldu.

    13. Ulu ol� ki ��huñ Hürmüz idi // Kem�l-i ‘a®l içinde gürbüz idi�ah�n büyük o�lu Hürmüz idi (O)akl�n olgunlu�uyla kahramand�.

    Bu beyitte“ulu ve gürbüz” özelliklerine sahip olabilmenin ön ko�ulu olarak kemal ve ak�l özellikleri verilmektedir. Çünkü Nû�irevân, büyümenin ve belir-tilen güçlenmenin bilim ve ak�lla olabilece�ini dü�ünür. Bu dü�ünceyi önemse-mesinden dolay� �air, a�a��daki beyitlerde de bu durumu tekrar vurgulam��t�r.

    34. Çü sensin p�k-s�ret ‘a®l� k�mil // Her i�de ‘a®l ile ol�l mu‘�mil Sen temiz ahlakl� ve tam ak�ll�s�n, her i�te ak�lla hareket et.

    54. Kimüñ kim ‘a®l� var ba� beynisinde // A�r ba�l�dur i�ler beyni sinde Her kimin ba��nda akl� varsa a��rba�l�d�r, hayat�ndaki i�leri do�ru olarak yürütür.

    63.Anuñ kim yo® be®�s� i‘tib�r� // Nesine aldanur ‘a®l issi b�r� Ak�ll� insan geçici ve de�ersiz dünyan�n nesine aldan�r?

    Yukar�daki beyitlerde birbirinin z�dd� ve olumsuzu olan ak�l ve ak�ls�zl�k kav-ramlar� üzerinde durulmaktad�r. Birinci beyitte Nû�irevân, akl� olan�n i�leri de yolunda yürür mesaj�n� verir. Bundan dolay� a��r, sözcü�ü burada i�i aceleye getirmeden sab�rl� ve temkinli çal��may� belirtir. Birinci m�srada �iirin derin ya-p�s�ndaki bu sözcük, ikinci m�srada �iirin yüzey yap�s�nda kullan�larak bu özel-lik peki�tirilmi�tir.

    DED_20_SON.indd 177DED_20_SON.indd 177 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 178 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    105. Dürü� §a®dan seçe gör b���l ismin // Ki b���l ¹anmayas�n §a® ��l�sm�n Gerçekle bat�l olan� ay�rt edebilmek için gayret göster. �lahî s�rlar� bat�l sanma.

    106. �ular kim §a®®� b���l eylediler // Ol olmaz l�kin anlar eyle diler Gerçe�i bat�l eyledi�ini zannedenler ki öyle bir �ey olmaz ama onlar öyle ister.

    Gerçe�i yalandan ay�rman�n tek yolu bilimin �����nda çal��makt�r. Yoksa gün gibi görünen gerçekler ki�inin cehaletiyle yanl��a dönü�ebilir. Bundan kurtul-man�n yolu da do�ru bilgiye kayna��ndan ula��lmas�d�r. �airin bu rahats�zl��� ve �ikâyeti a�a��daki beyitte de vurgulanm��t�r.

    107. §a®� ister iseñ bul kendüzüñden // Bilesin giceñi t� gündüzüñdenGecenin (geli�ini) ta gündüzünden bilmek gerekir. Allah’� istersen (ar�yor-san) onu kendinde bul.

    Çal��kanl�k

    Öncelikle bireysel olarak ba�lay�p daha sonra bütün toplumu etkileyen bu dav-ran��, çocuklar�n ki�ilik geli�iminde etkili olan de�erler aras�ndad�r. Çal��kanl�k, bu eserde Dâ’î’nin üzerinde itina ile durdu�u önemli de�erlerdendir. Dâ’î, ça-l��kanl�k de�erini, bu de�erin z�dd� olan baz� olumsuz tutumlar� ele�tirerek ese-rine konu etmi�tir.

    20 Dürü� kim dünyede ®alsun eyü ad // Añ�ldu®ça disünler �fer�n b�dÇal�� ki dünyada iyi ad�n kals�n (ismin) an�ld�kça (sana) aferin desinler.

    Davran��ç� e�itim anlay���nda, birey davran���n�n sonucunun olumlu bi-tece�ini bilirse o davran��� kazanmak için oldukça yo�un bir çaba gösterir. Özellikle bu kazan�m esnas�nda bireye çe�itli olumlu peki�tireçler verildi�in-de davran���n ö�renme h�z� artmaktad�r (Senemo�lu, 2009:150-153). Ö�ren-menin ko�ullanma ile olu�tu�unu savunan davran�� bilimcilerin ortaya att�-�� bu tezi 14-15.yüzy�lda Ahmed-i Dâ’î yukar�daki beyitte aç�kça belirtmi�-tir. Dâ’î, dünyada iyi ad kazanma davran���n� çal��ma ko�uluna ba�lar. �iir-de, ki�iye iyi ad davran��� kazanmak için verilen aferin’i de olumlu peki�tiri-ci olarak görür.

    49 Ne i� kim ba�lasañ an� tam�m it // Ki i�ler yüz duta saña tam�met Hangi i�e ba�larsan onu tamamla ki i�lerin tamamlans�n (toparlans�n).

    DED_20_SON.indd 178DED_20_SON.indd 178 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 179ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    104.�ular kim Tañr�y� §��r görürler // Her i�i �¬irine irgürürlerAllah’tan sak�nanlar her i�i (olumlu) sonland�r�rlar, sonuca ula�t�r�rlar.

    Bir i�e ba�lamak önemli oldu�u kadar o i�i olumlu sonuçland�rabilmek de önemlidir. Burada hükümdar�n Hürmüz’e verdi�i ö�ütlerden birisi de “�� in-san�n aynas�d�r.“(Parlat�r, 2008: 333) atasözünden hareketle ki�inin çal���r-ken seçti�i çal��ma yöntem ve stratejisini belirtmektedir. Bir sonraki beyitte de Allah’tan sak�nanlar�n i�lerini zaman�nda bitirdikleri vurgulan�r.

    50. Eyü olsun i�üñ çün sen eyüsin // Eyüler her i�üñ i�ler eyüsin �yi oldu�un için i�in de iyi olsun, (çünkü) iyiler her i�in iyisini yapar.

    52. �vek olma dölek ol her bir i�de // Ki t� re�k eylesün senden feri�te Yapt���n her i�te aceleci olma temkinli ol ki melek(ler) dahi seni k�skans�n.

    73. Egerçi cümle ‘�lem cevher ister // Neyise cevherüñ sen an� göster Cümle âlem senden bir �eyler ister, (sen) cevherin ne ise (onlara) onu göster.

    �yi i�, ki�iye itibar kazand�r�r. Bundan dolay� Ziya Pa�a, “Âyinesi i�tir ki�i-nin lâfa bak�lmaz / �ahs�n görünür rütbe-i akl� eserinde“ diyerek iyi i�in ki-�inin ak�l eseri oldu�unu vurgular. Ziya Pa�a’dan yüzy�llar önce ya�am�� olan Ahmed-i Dâ’î, bu durumu yukar�da verilen üç beyitte çocuklara verdi�i nasiha-tinde dile getirmektedir. Ayn� zamanda �air, “Acele i�e �eytan kar���r.” (Parlat�r, 2008: 51) atasözünden hareketle i� yaparken aceleci olmamak ve her i�te tem-kinli olmak gerekti�ini de vurgulayarak do�ru çal��ma stratejisini belirtmekte-dir. Üçüncü beyitte ise yeteneksiz ki�inin olmad���, önemli olan ki�inin yete-neklerinin fark�nda olmas� gerekti�i mesaj� verilmektedir. Ki�ideki yetenek ona has olan bir cevherdir. Bundan dolay� Nû�irevân, o�luna e�er insanlar ondan bir cevher isterse onlara kendinde bulunan yetene�ini sergilemesini ö�ütler

    80. Hüner ehlin gözet ‘ayb�na ba®ma // Güher ®�ymetlüdür boncua da®maHünerli ki�inin ay�b�na bakma (onlar�) gözet, boncu�a takma, (aldanma ki) cevher (ondan daha) k�ymetlidir.

    84. Niçe kim ®�ymeti olmazsa �¬ir // Aya alt�nda ®almaz ¬od cev�hir (Cevherin)k�ymeti olmaz (yok gibi görünse) ise de sonuçta saf cevher yerde kalmaz.

    101. �u kim ®ullu®da ¬o� ¬i£met eridür // Ne deñlü ¬o� dutarsañ key yiridürHizmette iyi i� yapan insan�, ne kadar ho� tutarsan o kadar yerindedir.

    DED_20_SON.indd 179DED_20_SON.indd 179 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 180 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Yukar�daki beyitlerde de hünerli ki�ilerin korunup kollanmas� gerekti�i vur-gulanmaktad�r. �air, bu dü�üncesini son beyitte bulunan “Ne deñlü ¬o� dutarsañ key yiridür” cümlesi ile dile getirir. “Aya� alt�nda ®almaz ¬od cevahir” diye-rek hünerli ki�ileri mücevhere benzetmi�tir. Cevher yere dü�se de cevherdir. Dâ’î’nin bu te�bihi, 19. yüzy�lda Nam�k Kemal, Hürriyet Kasidesi’nde belirtti-�i “Yere dü�mekle cevher sâk�t olmaz kadr ü k�ymetten“ (Kaplan, 2002: 39) sö-zünü hat�rlatmaktad�r. Her iki �air de �artlar kötü olsa dahi hünerli insanlar�n de-�erlerinden bir �ey yitirmediklerini vurgulam��t�r.

    96. Deminde i� ider bir er yüz erlik // Egerçi ‘�d i�in itmez yüzerlik Yüzerlik a�ac�, ûd a�ac�n�n özelliklerini gösteremese de zaman� gelince bir er yüz erlik i� yapa(bili)r.

    Buradaki mübalâ�a ile çal��kanl�k vurgulanm��t�r. Ayn� �ekilde her ne kadar yüzerlik a�ac� ûd a�ac�ndan daha de�erli olsa da onun i�ini göremez. Bu ba�-lamda her insan sahip oldu�u yetene�i sergiler. Bir i�i yapabilmek o i� için sa-hip olunan bilgi, beceri ve yetenekle mümkündür.

    53 �u kim elinden i� gelmez deyerdür // ��ine girmedüñ i�i deberdür Elinden i� gelmez ki�i, daha (o) i�e girmeden i�i mahveder.

    Bu bölümde son olarak Nû�irevan, kötü i� yapanlardan yak�nmaktad�r. ��in ehli olmayan insanlara i� verildi�inde onlar bunu eline yüzüne bula�t�rarak o i�i mahvederler. Bundan dolay� 96. beyitte de vurguland��� gibi i�i ustas�na tes-lim etmek gerekir.

    Dan��arak Çal��ma

    Toplumun birbiriyle yard�mla�mas�n� esas alan bu de�er, toplumsal beraberlik ve bütünlükte önemli unsurlar olan yard�mseverlik, kadir�inasl�k gibi alt de�er-lerin peki�tirilmesini sa�lamaktad�r. A�a��daki beyitlerde devletin yüz y�llarca dayan��ma ve dan��ma ile nas�l yürütüldü�üne de�inilmi�tir.

    18. Geçürdüm nevbeti nevbet senüñdür // Giderven ‘ömr ile devlet senüñdürBen (yönetme) s�ram� geçirdim (yönetim) s�ras� senindir, ben gidiyorum devlet ile ömür senindir.

    Bu beyitte Nû�irevân, devlet yönetimini dayan��maya dayal� bir nöbetle�me olarak görür. “Geçürdüm nevbeti nevbet senüñdür ” diyerek kendinden önce-kilerin y�llard�r dayan��ma ile yönettikleri ülkeyi, mülkü yönetme nöbetini ta-mamlad���n� bu bayra�� o�luna b�rakt���n� belirtir.

    DED_20_SON.indd 180DED_20_SON.indd 180 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 181ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    46 Ulular �an���®lu �a a�ar dir // Bilüsüz �dem issüz �aa ��r dirBüyükler; dan��an (ki�i) da� a�ar , bilgisiz adam ise �ss�z da�a �ehir der derler.

    Bu bölümde Ahmed-i Dâ’î ilgili konuyu irsal-i mesel ile aktar�r. “Dan��an da�� a�m��, dan��mayan(�n) yolu �a�m�� .” (Parlat�r, 2008:174) atasözüne istina-den dan��maya dayal� i�lerin ba�ar�s�ndan bahseder. Bu durum �iirde anlam iti-bari ile �a� a�ar ve �a�a �r dir tezatlar� ile ifade edilmi�tir. Dan��an ki�i, önün-deki i�ler da� gibi çok ve zor olsa da bunu a�mas�n� bilir. Oysaki dan��madan i� yapan ki�i, �ss�z ve cans�z da�� dahi �ehir olarak görür.

    7. �� i�ler dünle yo®sul �an���®da // Ki gündüz i�lemez sul��n ���®daYoksul dan��arak gece bile i� yaparken, sultan dan��mazsa gündüz bile i� yapamaz.

    Bu bölümde de dan��arak ve dan��mayarak i� görenler aras�ndaki farka de�i-nilmi�tir. Mesnevinin genelinde oldu�u gibi bu durum da birbirine z�t unsurlar-la belirtilir. Bu z�tl�k, yoksul ve sultan tezad�d�r. Ahmed-i Dâ’î, anlamsal yön-den tezad�n da tezad�n� yaparak mesaj�n� verir. Çünkü �air, iyi vas�f olan dan��a-rak i� görme davran���n� yoksulla ili�kilendirmi�ken, �iirin yüzey yap�s�nda ol-mayan ama derin yap�s�nda dün ve gündüz tezatlar�yla desteklenen dan��madan i� yapma olumsuz davran���n� da sultanla ili�kilendirmektedir. �iirin ikinci m�s-ra�nda dan��madan i� yapanlar sultanlar gibi iyi �artlarda çal��sa dahi yapt�klar� i�in olumlu sonuçlanmayaca�� vurgulanm��t�r.

    Do�a-Hayvan Sevgisi

    Do�aya ve hayvana ba�l�l�k onu sevmekle mümkündür. Herkese bir arma�an olan do�an�n her zaman korunup kollanmas� gerekir. Do�a ve hayvan sevgisi, günümüzde artan teknolojik geli�melerle birlikte sadece çocuklara de�il tüm topluma a��lanmas� gereken önemli de�erlerdir. Mesnevide bu de�er, yap�lan söz sanatlar�yla örtük olarak verilmi�tir.

    60. ®ar�ncadan i�it §a®®�n kel�muñ // Süleym�n gibi me�h�r ola n�muñHakk’�n sözünü kar�ncadan i�it (ki) Süleyman gibi ad�n me�hûr olsun.

    97. �u kim a¹lan olur dü�menlerine // ¹�çan olur girür dü�menler ine Ki�iler, dü�manlar�na aslan kesildiklerinde, dü�manlar� s�çan olup delik-lerine kaçarlar.

    DED_20_SON.indd 181DED_20_SON.indd 181 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 182 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Yüzy�llar boyu hayvanlar çe�itli özellikleri itibariyle edebiyata konu olmu�tur (�ahin, 2008:177-191). Özellikle konu�an hayvan motifi masallarda oldu�u ka-dar �iirlerde de s�kl�kla kullan�lm��t�r. Klasik Türk �iirine daha çok benzetmeler-le malzeme olan hayvanlar� Ahmed-i Dâ’î, bu mesnevide Hz. Süleyman telmi-hi ile i�lemi�tir. Hz. Süleyman, denilince insanlar�n akl�n “Hz. Süleyman ve ka-r�nca hikâyesi“ ba�ta olmak üzere hayvanlarla konu�abilme kerameti gelir. Bun-dan dolay� Hz. Süleyman, tarihe ve edebiyata hayvan dostlu�unu ve sevgisini temsil eden bir simge olarak yerle�mi�tir. Dâ’î, mesnevisinde “®ar�ncadan i�it §a®®�n kelmuñ“ diyerek hayvanlar�n insan hayat�ndaki yerini bir kez daha vur-gulamaktad�r. Hayvanlar, baz� özellikleri itibari ile de insanlarda baz� de�erlerin sembolü haline gelmi�tir. Nas�l ki sadakat denilince köpek, kurnazl�k denilince tilki akla geliyorsa yukar�daki örnekte oldu�u gibi aslan denilince akla güç, aza-met gelir. Ayr�ca hayvanlar olumlu tutum kazand�ran de�erleri temsil ettikleri gibi olumsuz tutum kazand�ran de�erleri de temsil etmektedir. �iirde “¹�çan olur girür dü�menler ine“ denilerek s�çan benzetmesiyle korkakl�k vurgulanm��t�r.

    �nsan Sevgisi

    Artan sava�, kavga ve �iddet olaylar�ndan sonra önemi pek fazla vurgulanma-yan de�erlerden birisi de insan sevgisidir. �nsanl���n esas� olan sevgi, hayat� an-laml� k�lan ve kolayla�t�ran bütün de�erlerin ba��nda gelmektedir. Türk edebi-yat�n�n önemli simalar�ndan olan Mehmet Emin, insan sevgisini “Ben hayat�m-da iki gaye takip ettim: birincisi halkç�l�k, öbürü milliyetçilik ve heyet-i mecmu-as�yla insaniyetçiliktir ” (Kavcar, 1988: 126) diyerek onu, milliyetçilik ruhuy-la bütünle�tirir.

    70. Kime kim va‘de ®�lsañ ®�l vef�s�n // Dimesünler göñülden b�-vef�s�nHer kiminle zaman geçirirsen ona (kar��) vefal� ol (ki) demesinler gönül-den vefas�zs�n.

    Vefakârl�k, insan sevgisinde ve ili�kisinde var olan temel olgulardan birisidir. Burada “Dimesünler göñülden b�-vefs�n“ cümlesi ile Nu�iveran dostlu�a ver-di�i önemi vurgular. O�luna, münasebette olaca�� insanlar� unutmamas�n�, bun-dan dolay� insanlar�n ilerde onu “göñülden b�-vefs�n“ itham�yla yarg�lamama-s�n� ö�ütler. Buna istinaden insanlar� anmak ve geçmi�e sayg�l� olmak gerekir. Çünkü gelecek geçmi�in hamuru ile yo�rulur. Ya�ad���m�z mekân, soludu�u-muz hava geçmi�imiz oldu�u gibi tan��t���m�z ve belki bir daha hiç görmeyece-�imiz insanlar da geçmi�imiz olacakt�r.

    DED_20_SON.indd 182DED_20_SON.indd 182 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 183ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    108. Göñül ele getür elden gelürse // Müsülm�n olsun ol y� gebr ü ters��ster Müslüman olsun, ister Mecusi, ister H�ristiyan elinden geldi�ince gö-nül kazan.

    �nsanlar farkl� co�rafyalarda, farkl� dinlerde, farkl� renklerde olsalar da hepsinde ortak olan özellik, insan olmalar�d�r. Bu özellik Türkçe Ö�retim K�lavuzu’nda dinlenecek/izlenecek materyallerin içeri�inde bulunmas� gere-ken özellikler aras�nda �öyle vurgulanm��t�r: “Siyasî kutupla�malara ve ayr�m-c�l��a yol açacak bölücü, y�k�c� ve ideolojik ifadeler yer almamal�d�r.” (MEB, 2006: 57). Bu beyitte de Nû�irevân, hükümdar aday� o�luna insanlar�n inan�� biçimlerine bakmadan yani insanlar� Müslüman, Mecusi, H�ristiyan gibi taba-kalara ay�rmadan onlar� sevmesini ö�ütleyen fikirleriyle programdaki bu kaza-n�mla paralellik göstermektedir. Nitekim “Müsülmn olsun ol y gebr ü ters” ça�r�s�n� Dâ’î’den yakla��k iki yüzy�l önce Mevlânâ, “Gel, gel, ne olursan ol yine gel ister kâfir, ister mecûsi ister puta tapan ol yine gel.” diyerek bütün dün-yaya seslenmektedir.

    110 . �a‘�f olanlaruñ göñli ®av�dür // Sa®�n y�®ma göñül Tañr� evidür Zay�f olanlar�n gönlü güçlüdür, gönül Tanr� evidir, onu sak�n y�kma

    �iirde kullan�lan za’if ve kavi tezatlar� insan�n d�� görünümüne aldanmamak gerekti�i mesaj�n� verir. Bu d�� görüntü mü�ahhas oldu�u gibi mücerred de ola-bilmektedir. Yani insan gerek manevî gerekse fizikî olarak za’if olabilir. Bu k�s-tas insan� ölçmede kullan�lacak do�ru bir ölçme arac� de�ildir. Esas olan mane-vi güç, yani kalp gücüdür. Alttaki beyitte de gönül sözcü�ü tekrar edilerek in-san kalbinin Tanr� evi oldu�u hususu vurgulanm��t�r. Bu ba�lamda kalp k�rma-mak gerekti�i ö�ütlenmi�tir.

    111. Ba��la suçlar� ‘afv it gün�h� // Ki t� ‘afv eyleye senden �l�h�Suçlar� ba���la günah� affet ki Allah da seni affetsin.

    109. Esirge ¬�li®uñ ¬al®�na ra§m it // �der ra§m idene ¬�l�® da ra§metYaradan’�n halk�n� esirge, onlara rahmet et (ki) Yaradan da rahmet edene rahmet eder.

    �nsan olman�n meziyetlerinde birisi de güçlü olan�n güçsüz olan� ba���la-mas�d�r. Özellikle adaletiyle tan�nan Nû�irevân o�luna insanlar� ba���lamas�n� ö�ürtler. “Kim ba���lar ve bar��� sa�larsa, onun mükâfat� Allah’a aittir.” (�ûrâ, 42/40) ayetinden hareketle Nû�irevân o�luna Allah’tan affedilmeyi dileyecekse kendisinin de ba���lay�c� olmas�n� ö�ütler.

    DED_20_SON.indd 183DED_20_SON.indd 183 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 184 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Dürüstlük

    Sa�lam bir ki�ili�in ön ko�ullar�ndan birisi de dürüstlüktür. Bu de�er, insano�-lunun var olmas�yla birlikte her zaman önemini korumu�tur. Ba�ta ki�inin ken-disine, ailesine ve ya�ad��� topluma kar�� sorumlulu�u olan dürüstlük de�eri, çocu�a erken dönemde verilmesi gereken ahlakî geli�imin önemli unsurlar�n-dand�r. Nasihat-nâmeler, daha çok ahlâkî geli�im dikkate al�narak yaz�ld��� için bu nasihat-nâmede de ahlâkî geli�imin vazgeçilmez unsuru olan dürüstlük kav-ram� itinayla i�lenmi�tir.

    72. �çüñ �a�uñ bir olsun ¹�rf u s�de // Ne fi‘lüñ kem ne ¬od ®avlüñ ziy�de �çin d���n bir, saf ve sade olsun; ne davran���n kötü ne de sözün (insanlar-la olan ili�kin) gere�inden fazla (olsun).

    74. Kimüñ nefsinde ¬�li¹ cevheri var// Añadur cevher� ®at�nda mi®d�rKimin nefsinde temiz, pak cevheri varsa; onun de�eri, cevheri miktar�n-cad�r.

    Dâ’î, bu eserinde atasözlerine yer verdi�i kadar deyimlere de yer vermi�tir. �air, “�çüñ �a�uñ bir olsun “(Parlat�r, 2008: 481) diyerek insan�n ikiyüzlülükten kaç�n�p dürüst olmas� gerekti�ini vurgular. M�sra�n devam�nda ¹�rf u sde söz-cükleriyle bu durum peki�tirilir. Ayr�ca Nû�irevân, ikinci m�srada o�luna gerek davran���nda gerekse sözünde ölçülü olmay� ö�ütlemektedir.

    76 �dingil ¹�d® ile i¬l�¹� p��e // ��üñ i¬l�¹ u ¹�d® olsun hem��e Do�ru söz ve safl�kla me�gul ol (ki) yapt���n i� temiz ve do�ru olsun.

    Burada vurgulanmak istenen ana konu dürüstlü�ün insan için ya�am tarz� ol-mas� gerekti�idir. Nû�irevân, “�dingil ¹�d® ile i¬l¹� p��e“ diyerek dürüstlük de-�erinin bir süreçle kazan�laca��n� vurgular. Bu ifadeyle, ça�da� e�itim kuramc�-lar�n�n da esas bir özellik olarak kabul etti�i süreç sonucundaki ürünün kalitesi (Sever, 1994:125-127) vurgulan�r. �air, bir süreç olan dürüstlü�ün i¬l�¹ u ¹�d® özelliklerine sahip olmas� gerekti�ini belirtir.

    Ho�görü-Tevazu

    Ki�ilik geli�iminin önemli unsuru olan ho�görü ve tevazu, bireyin ya�ad��� top-lumla bar���k ya�amas�n� da sa�lamaktad�r. Bu iki de�er ki�ilik geli�imini des-tekledi�i gibi insanlar aras�ndaki ayr�mc�l�k temayüllerini de ortadan kald�rd�-�� için sosyal hayat�n olu�umunda da önemli bir rol oynamaktad�r. Mesnevide Nû�irevân, o�luna halka ho�görü ve tevazuyla yakla�mas�n� ö�ütler.

    DED_20_SON.indd 184DED_20_SON.indd 184 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 185ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    75 Sa®�n�l zer® ile kibr ü riy�dan // Utan ‘izz ü cel�l-i Kibriy�dan Cenab-� Allah’�n celalinden ve izzetinden utan, ikiyüzlülük, kibir ve yalan-dan sak�n.

    77 Nice kim ta¬tuñ� eyler yüce §a® // Tev�u‘ birle olsun göñlüñ alça® Her ne kadar Allah taht�n� (makam�n�) yüce eylemi�se de (sen) tevazu ile gönlünü alçak tut.

    Kibir, insan� bulundu�u ortamdan yabanc�la�maya götüren olumsuz tutumlar-dan birisidir. Nû�irevan, o�lunu kibirden uzak durmas� için uyar�r. Ayr�ca �airin, ba�ar�l� �ekilde kulland��� kibr ü riydan, Kibriydan cinaslar� da her iki durum aras�ndaki alçakl�k ve büyüklük tezad�n� belirtir. �kinci beyitte ise bu durumda gerçekle�en amaç-sonuç ili�kisine de�inilmi�tir. Burada Nû�irevân, o�luna e�er taht�n�n yüksek (yönetim gücünün kudretli) olmas�n� amaçl�yorsa alçak gönül-lü olmas� gerekti�ini ö�ütler.

    78 Kimi görseñ sen ikr�m u sel�m it // Olas�n dillerinden t� sel�met Kimi görürsen ikram ve selam et (ki sen de ) onlar�n dillerinde selametle an�las�n.

    79 Gerek olsun melik y� ®ul ®�l ikr�m // ®ula ikr�m ile olur melik r�m �ster hükümdar, ister kul olsun ikram k�l; (çünkü) melik kula ikram� ile ba�lan�r.

    Dâ’î, 78. beyitte selm it ve selmet cinaslar�n� kullanarak sebep ve sonuç ili�-kisinden hareketle mütevaz� olma de�erine vurgu yapmaktad�r. Çünkü insanlara ikramda bulunmak ve onlar�n hâl-hat�r�n� sormak, onlar taraf�ndan iyi an�lmay� sa�layacakt�r. �nsanlar taraf�ndan iyi an�lmak da ki�iyi selamete kavu�turur. 79. beyitte ise Nû�irevân, o�luna bey ve kul (köle) ay�r�m�na gitmeden tevazu ile herkese ayn� derecede hizmet etmesi gerekti�ini belirtir. E�er böyle davran�rsa halk aras�ndaki s�n�f farkl�l���n� ortadan kald�rarak e�itli�i sa�lad��� için halk�-n�n da ona daha büyük bir ba�l�l�kla ba�lanaca��n� tembihler.

    81 Dikensüz gerçi kim ‘�lemde gül yo® // Vel� gülsüz diken vardur degül yo® Her ne kadar dünyada gülsüz diken olsa da dikensiz gül yoktur.

    85 Kimesne ‘ayb�na �a‘n itme zinh�r // Ki�i bilmez ki bu yolda neler var Kimseyi ay�b�yla k�nama sak�n, ki�i bu yolda ne oldu�unu bilmez.

    Gül, edebiyat�m�zda hemen her dönemde sanatç�lara ilham kayna�� olagel-mi�tir. Gerek sevgiliye benzetilmesi, gerekse Hz. Muhammed’i simgelemesi iti-bari ile �airler taraf�ndan kullan�lan zengin bir imgedir. Ahmed-i Dâ’î, kusursuz

    DED_20_SON.indd 185DED_20_SON.indd 185 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 186 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    insan olmaz mesaj�n� vermek için gülü bir imge olarak kullanm��t�r. Ayr�ca Dâ’î, bu imgesini güçlendirmek için de “Dikensiz gül olmaz“ (Parlat�r, 2008:186 ) atasözünden yararlan�r. Di�er beyitte “Kimesne ‘ayb�na �a‘n itme zinhr“ diye-rek insanlar�n s�rlar�n� saklamak için mütevaz� olmay�, Mevlânâ’n�n ”Ay�plar� örtmede gece gibi ol” sözünü yineleyerek vermektedir. Nû�irevan, o�luna in-sanlar�n kusurlar�yla alay etme ki günü geldi�inde onlar da senin kusurlar�nla alay etmesinler ö�üdünü vermektedir. �air, bu ö�üdü �iirin derin yap�s�nda bu-lunan “Ki�i bilmez ki bu yolda neler var diyerek Ne oldum deme, ne olaca��m de” (Parlat�r, 2008:439) atasözünden ilhamla verir.

    Misafirperverlik

    Dâ’î, misafir, Tanr� misafiridir felsefesinden hareketle Türk toplumuyla bütün-le�en bir de�er olan misafirperverli�i bu eserinde ele almay� unutmam��t�r. �air, bu de�eri a�a��daki beyitte �öyle ifade eder:

    94 Saña kim s�nu gelse ¬o� dut an� // Ki Tañr� ¬o� dutar hem ¬o� dutan�Birisi sana s���n�rsa onu ho� tut ki Tanr� ho� tutan� ho� tutar

    �iirin yüzey yap�s�na bak�ld���nda misafirperverlik de�erini veren “s��nu, gelse, ¬o� dut, Tañr� ¬o� dutar ¬o� dutan�” metaforlar� bize �iirin derin yap�s�n-da bulunan misafirperverlik metonomisini (Yavuz, 2010: 55) vermektedir. �lk bak��ta �iirde her ne kadar sana mecbur olana sen de elini uzat iletisi verilmi� olsa da ikinci m�sradaki “Ki Tañr� ¬o� dutar hem ¬o� dutan�” m�sra�, Türk mil-letinin ba�ta �slamiyet’in etkisiyle yüz y�llard�r misafirlik için ta��d��� duygu ve dü�üncülerini dinî hassasiyetle hayat�n�n temel eksenine yerle�tirdi�i görülür. �air, misafirperverlik de�erini bu yolla ifade eder.

    Nezaket–Ölçülülük

    Nezaket ve ölçülülük, ileti�imin önemli unsurlar�d�r. Bu unsurlar�n varl��� ki�i-de özgüven ve cesaret olu�turdu�u gibi çevrenin de ki�iye sayg� göstermesini ve itibar etmesini sa�lamaktad�r. Bundan dolay� bu iki de�ere sahip olan ki�iler çevreyle olumlu ileti�im kurarlar. Ayr�ca bu iki unsur ki�ide özdenetim meka-nizmas�n� sa�lamas� itibariyle de önemlidir.

    55 �u ten kim olmaya anda a�r ba� // Yüregi ®an olur d�yim ba�r ba�E�er (ki�inin) �u teninde a��r ba�l�l�k olmazsa, (onun) daima yüre�i kan, ba�r� yara olur.

    DED_20_SON.indd 186DED_20_SON.indd 186 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 187ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Beyitte bir örnek tipten hareketle a��rba�l� olmaman�n kayb� belirtilir. E�er birey davran��lar�nda a��rba�l� ve ölçülü olmazsa o ki�inin “yüregi ®an, dyim ba��r ba�” olmas� kaç�n�lmazd�r. Bu ö�üt, sadece Hürmüz’e de�il bütün insan-lara gönderilmi�tir.

    Sorumluluk

    Sorumluluk duygusu ki�ilik geli�iminde önemli olan de�erler aras�ndad�r. Bu de�er ki�inin kendine, ailesine, ya�ad��� çevreye ve topluma kar�� sorumlulu�u olarak farkl�l�k arz etmektedir. Mesnevide bu de�er hükümdar�n halk�na kar�� olan sorumlulu�u �eklinde i�lenmi�tir.

    19 Saña benden baña §a®dan em�net // Cih�n� ‘adl ile d�rü’l-em�n it Dünya sana benden, bana Hak’tan emanet, (onu) adalet ile emniyetli k�l.

    Nasihat-nâmenin bu bölümünde okuyucu, babadan o�ula geçen bir devir-teslim törenine �ahit olmaktad�r. Bu törenin temel imgesi padi�ah�n �eh-zâdeye b�rakaca�� sorumluluk duygusudur. Nû�irevan, yönetimle birlikte o�luna geçen sorumluluk de�erini bir önceki beyitte “Aña �¹marlad� hep tc u dr� ”cümle-siyle vermektedir. “Saña benden baña §a®dan emnet ”diyerek o güne kadar kendisinde olan a��r sorumlulu�u (devlet yönetimini) o�luna aktard���n� ifade eder. �iirde devlet için emanet sözcü�ünü kullanarak devlet yönetiminin öne-mine ve hassasiyetine dikkat çekmektedir. Bu sözcükten hareketle o�lunun üst-lenece�i sorumlulu�a bir kutsall�k yüklemektedir. Çünkü �slami inan��a göre emanet kutsald�r. Ki�inin emanete gözü gibi bakmas� gerekir. Bu kutsall�k dün-yan�n di�er medeniyetlerinde de görülmektedir. Çünkü eskiden hükümdarlar�n Tanr� taraf�ndan görevlendirdikleri inan��� hâkimdi. �air, �iirin derin yap�s�nda bu olguya da uzanm��t�r.

    Özdenetim Sa�lama

    Ki�inin davran��lar�nda ölçülülü�ü yakalamas�n�n �art� kendini iyi kontrol et-mesine ba�l�d�r. Bireyin söyledikleri ile ya�ad�klar� aras�nda istikrarl� bir ka-rarl�l���n olmas� ki�iye sayg� ve itibar kazand�rmaktad�r. Çocuklara erken dö-nemde verilmeye çal���lan bu iki de�er genellikle ailenin sorumlulu�unda �e-killenir.

    26 Cih�nuñ varl��na �rra olma // Güne�sin himmet içre £erre olma Dünyan�n varl���na gururlanma, sen güne�sin himmet içinde zerre olma.

    DED_20_SON.indd 187DED_20_SON.indd 187 22.07.2011 15:11:3322.07.2011 15:11:33

  • 188 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Dünyan�n �a�aas�na aldanmay�p güne�in azameti içerisinde zerre olmamak ge-rekir. Ki�i dünyan�n süsüne kap�l�p yapmas� gereken vazifelerini unutmaktad�r. Çünkü e�er ki�i, dünyaya dair aldat�c� süslerle ba�lanmay� kontrol edemezse ufak mutluluklar�n içerisinde kendini kaybeder. Özdenetimsizlikten kaynaklanan bu kaybolu�u �air, “Güne�sin himmet içre £erre olma“ m�sra�yla vermektedir.

    56 aab va®tinde key ¹abr it §al�m ol // §a®�®a[t]de ¹ab�r oldur §al�m ol Öfke zaman�nda çok sabret, halim ol; gerçek sab�r odur, sakin ol.

    Nû�irevan, mesnevinin bu bölümünde o�luna iç denetimin nas�l sa�lanaca�� ile ilgili bir strateji vermektedir. Bu strateji de sab�rd�r. “�nsan sava�makla kah-raman olmaz. As�l kahraman öfkelendi�i zaman kendisine hâkim oland�r.” ha-disinden hareketle “§a®�®a[t]de ¹abr oldur §al�m ol“ m�sras�yla sab�rl� olma-n�n önemi vurgulanm��t�r.

    57 Hev� �skenderin §adden geçürme // Heves Ye’c�cini sedden geçürme �skender (gibi) arzunu s�n�rdan a��rma, Ye’cûc (olan) hevesini (Çin) seddinden geçirme.

    Burada insandaki olumsuz bir özellik olan hevâ ve hevese yani geçici arzula-ra, isteklere ba�lanman�n yanl��l���na dikkat çekilmi�tir. �air, bunlar� tarihten önemli telmihler yaparak aktarmaktad�r. �nsan�n her istedi�ini yapma güdüsü çok güçlüdür. Bu yüzden beyitte istekler �skender’e ve Ye’cüc’e benzetilir. �n-san otokontrolle isteklerini s�n�rland�rmay� bilmeli, olmayacak heveslere kap�l-mamal�d�r. Nû�irevân, o�luna hevesinin (Ye’cüc’ün), benli�ini (Çin Seddi’ni) ele geçirmemesini ö�ütler (Kaplan, 1993: 35). �air, bu bölümde adeta heves ve ihtirasa kar�� so�uk sava� açm��t�r.

    58 Er iseñ nefsüñe hey di birer de // Ki ®�r® a¹lan güci vardur bir erde Nefsine hâkim olan erde k�rk aslan gücü vard�r.

    59 Erenler nefse meyl eyler degüldür // �u kim nefse ider meyl er degüldürErenler nefse meyletmezler, nefse meyleden ise (gerçek) er de�ildir.

    Nefisle mücadele, cephede dü�manla sava�maktan daha zordur. Çünkü dü�-man da dost da, sava�an da sava��lan da, kazanan da kaybeden de sizsiniz. Nû�irevân, bu zorlu mücadeleden galip gelmeyi k�rk aslan gücüne sahip olma mübalâ�as�na ve benzetmesine ba�lar. �kinci beyitte de er yani güçlü olman�n meziyetleri aras�nda say�lan nefse yenik dü�meme durumu vurgulan�r. Burada da önceki bölümlerde oldu�u gibi Nû�irevan, ilk beyitte Hürmüz’e ikinci beyit-te ise tüm insanlara seslenir.

    DED_20_SON.indd 188DED_20_SON.indd 188 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 189ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Adalet

    Bu mesnevinin, ayn� zamanda bir siyaset-name olmas�ndan dolay� eserde en çok ele al�nan de�erlerin aras�nda adalet de�eri gelmektedir. Asl�nda mesnevi-nin bu de�er üzerinde olu�turuldu�u söylenebilir. Çünkü mesnevinin genelin-de verilmek istenen mesaj adalet duygusudur. �air, bu de�eri hükümdar aday� Hürmüz’ün �ahs�nda okuyucuya nasihatler �eklinde aktarmaktad�r.

    21 �u resme ¬al® ile olma müc�dil // Diyeler ®an� N��irv�n-� ‘�dilHalk ile (haks�z )mücadeleye girme (ki senden sonra) “Âdil Nû�irevân ne-rede“ desinler.

    11 Cih�n� dutm�� idi ‘adl ü d�d� // Eyülük birle me�h�r idi ad�Dünyay� onun adaleti, do�rulu�u sarm��t�, ad� iyilikle ünlenmi�ti.

    Mesnevinin genelinde s�kl�kla i�lenen bu de�er Türkçe Ö�retim K�lavuzu’nda, okuma metinlerinde bulunmas� gereken özellikler aras�nda vurgulanm��t�r.

    “Metinlerde insan hak ve özgürlüklerine, insanî de�erlere ayk�r� ögeler yer al-mamal�d�r.” (MEB, 2006: 56). Mesnevinin ba�kahraman� olan Nû�irevan, yer-yüzünde adaletiyle tan�nan bir hükümdard�r. Onun bu özelli�i mesnevide “Di-yeler ®an� N�irvn-� ‘dil // Cihn� dutm�� idi ‘adl ü dd� // Eyülük birle me�hr idi ad� “ dizeleriyle belirtilmi�tir. Bundan dolay� Nû�irevân, ilk beyitte o�luna adaletli olmas� konusunda kendisini model almas�n� ister.

    19 Saña benden baña §a®dan em�net // Cih�n� ‘adl ile d�rü’l-em�n it (Bu devlet), sana benden, bana Allah’tan emanet, dünyay� (bu devleti) ada-letle (yöneterek) emin bir yer haline getir.

    88 Düz olsun cümle ¬al®a ‘adl ü d�duñ // Nu�irv�n gibi me�h�r olsun aduñ Adalet ve do�rulu�un bütün halka ayn� olsun (ki) Nû�irevân gibi ad�n (ada-letle) ünlü olsun.

    Birinci beyitte Nû�irevân, devletin, mülkün gerçek sahibinin Allah oldu�unu ve devletin Allah’tan kendisine emanet kald���n� vurgular. Nû�irevân bu emane-ti y�llarca adaletle koruyup kollaman�n gururunu ya�amaktad�r. Art�k yönetme s�ras�n�n o�luna geldi�ini ve bunu “Cihn� ‘adl ile drü’l-emn it“ diyerek ona adalet ve haktan hiçbir zaman uzakla�mamas� gerekti�ini ö�ütler. �kinci beyitte ise adaletin olmazsa olmazlar�ndan olan e�itlik kavram�na de�inilmi�tir. “Düz olsun cümle ¬al®a ‘adl ü dduñ“ m�sra�yla halk�, yoksul-zengin, avam-havas vb. tabakalara ay�rmaktan kaç�nmas�n� tembihler. Ayr�ca bu bölümde günümüz-de de büyük sorun olan torpil ve iltimasa üstü kapal� �ekilde de�inilmi�tir.

    DED_20_SON.indd 189DED_20_SON.indd 189 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 190 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Kötülükten ve Kötü Ki�ilerden Uzak Durmak

    Mesnevide genellikle olumlu tutum belirten de�erlere de�inilmi�tir. Fakat �air, olumsuz bir tutum olan kötülü�ü, kötü ki�ilerin davran��lar�yla ili�kilendirerek aktarmaya çal��m��t�r. �air, bu davran��lar� olumsuz sonuçland�rarak okuyucu-ya kötülükten ve kötü ki�ilerden uzak durmay� ö�ütler.

    89 Yavuz ¬�rsuz ki�iye ®�lma yard�m // Dime kim ol uyurd� ben uyardum Kötü (ve) h�rs�z ki�iye yard�m etme, (sak�n) o uyuyordu da ben uyand�rd�m deme.

    90 Eger fur¹at bulursa ol yavuzlar // Niçe eyülerüñ ad�n bozarlar E�er o kötüler bir f�rsat bulursa nice iyilerin ad�n� bozar.

    �airin Nû�irevân’�n �ahs�nda bu bölümde vermek istedi�i mesaj, kötü ki-�iyle ç�k�lan yolda ki�i yolda kal�r iletisidir. Kötü ve de h�rs�z insanlara yar-d�m etmemek gerekir. Hatta onlar�n oldu�u ortamlarda dahi bulunmaktan sa-k�n�lmal�d�r. Çünkü o ki�ileri bulunduklar� uyku halinden uyand�rd���n� sa-nanlar aldan�rlar. Bu ki�iler, f�rsat bulurlarsa kendisine iyilik yapan�n ad�n� da bozar. Zira bu insanlar iyili�in ne oldu�unu bilmemekteler. Nû�irevân, bura-da belirtilen kötü ki�i karakterinden hareketle o�luna bu ki�ilerden uzak dur-mas�n� ö�ütler.

    91 �ki yüz gösteren ger biñ eger yüz // Olursa dut yüzinüñ derisin yüz Bin de olsa yüz de olsa ikiyüzlülük gösterenlerin yüzünün derisini yüz (maskesini dü�ür).

    92 ®alem tek kimde kim vardur iki dil // Ba��n� kes da¬� dilin iki dilKalem gibi her kimin iki dili varsa iki dilinin (de) ba��n� kes, dilini iki dilim yap.

    Atalar�m�z “�nsan�n alacas� içinde hayvanlar�n alacas� d���ndad�r.“ (Parla-t�r, 2008:322) buyururlar. �lk beyitte �iirin derin yap�s�nda bulunan bu ileti �ii-rin yüzey yap�s�ndaki “�ki yüz gösteren ger biñ eger yüz“ cümlesiyle verilmi�-tir. �kinci m�srada e�er f�rsat olursa “dut yüzinüñ derisin yüz“ diyerek bu ki�i-lerin maskelerinin dü�ürülmesi gerekti�i ö�ütlenir. M�sralar�n sonunda bulunan yüz cinaslar� da konuyu daha çarp�c� aktarmaya yönelik kullan�lm��t�r. �lk be-yitte riyakârl�ktan yak�n�l�p bunun tedbirleri belirtilirken ikinci beyitte de iki dil cinaslar�ndan hareketle yalanc� ve dedikoduculuktan yak�n�l�r. Burada yalanc� ve dedikoducu insanlar keleme benzetilip bunlar�n susturulmas� gerekti�i ö�üt-lenmi�tir.

    DED_20_SON.indd 190DED_20_SON.indd 190 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 191ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Ya�am�n Fanili�i

    �slâmî bak�� aç�s� dünyan�n fanili�ini ö�ütler ve fani hayata fazla ba�lan�lma-mas� gerekti�ini vurgular. Nasihat-nâme’de i�lenen de�erler aras�nda önemli yeri bulunan ya�am�n fanili�i de�erini �air, mesnevinin sonunda bilinçli olarak vermektedir. Mesnevinin giri� ve geli�me bölümlerinde ya�ama gayesi ve dün-ya hayat�na de�inilirken mesnevinin son bölümünde ise ahirete ve dünyan�n fa-nili�ine vurgu yap�lm��, fani unsurlara gere�inden fazla ba�lanman�n ak�l kâr� olmad��� ö�ütlenmi�tir.

    27 Niçe Hürmüz gelüpdür bu cih�na // Kim ad� girmemi�dür d�sit�na Bu dünyaya ad� destanlara geçmemi� nice Hürmüzler gelmi�tir.

    28 ®an� Ferru¬ Hüm�y�n u Fer�d�n // Ne ®�ld� bunlara bu çar¬-� gerd�n Hani Ferruh Hümâyûn ve Ferîdûn, bu felek onlara neler yapt�.

    29 ®an� �skender ü Cem��d ü Behr�m // Ki ‘�lem §ükmine olm�� idi r�m Hani dünyan�n hükmüne ba�land��� �skender, Cem�îd ve Behrâm (onlara ne oldu)?

    30 ®an� Key¬usrev ü D�r’ibn-i D�r� // Felek anlar bile ®�ld� müd�r� Hani Keyhusrev ve Dâr’ibn-i Dârâ? Felek onlar� bile (riyakârl�kla) aldatt�.

    31 Süleym�n kim ®amu �f�® u e�r�f // Cih�n� dutm�� idi ®�f u t�-®�f Süleyman ki (etkisi) bütün gö�ü ve yeri Kaf’tan Kaf’a bütün dünyay� sarm��t�.

    32 Çün ol ta¬t�n yil üzre mu§kem itdi // Anuñçün yil gibi geldi vü gitdi O taht�n� rüzgâr�n üzerine kurmu�tu, ondan dolay� rüzgâr gibi geldi ve geçti.

    �air Nû�irevân’�n dilinden, ilk beyitte “Niçe Hürmüz gelüpdür bu cihna” di-yerek kimseye kalmayan dünyan�n o�luna da kalmayaca��n� vurgular. Sonra-ki beyitlerde, tarihte önemli iz b�rakan �ahsiyetleri bu ba�lamda örnek göste-rerek bu durumu kuvvetlendirir. Sonraki beyitlerde verilen Ferru¬ Hümyn u Fer�dn, �skender ü Cem��d ü Behrm, Key¬usrev ü Dr’ibn-i Dr, Süleymn �ah�slar� fanilik göstergesini veren metaforlard�r. �air bu isimleri bilinçli ola-rak seçer. Bunlar, saltanatlar�yla tarihte iz b�rakan ki�ilerdir. Nitekim beyitlerin ilk k�s�mlar�nda bu �ah�slar�n ölmeden önce yeryüzünde yank�lanan nidalar�y-la, kaç�n�lmaz son olan ölüm sonras� sessizlikleri birbirine paralel olarak güçlü benzetmelerle belirtilmi�tir.

    DED_20_SON.indd 191DED_20_SON.indd 191 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 192 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    62 Ba®a gör dünyenüñ yo®dur be®�s� // Be®�suz dünyeye neyçün ba®as� Gör ki bu dünya fanidir, ebedî olmayan dünyaya niçin meyledesin.

    64 Ecel gelse am�n virmez bel�dur // Ne tiry�® a¹¹� eyler ne bel�d�rEcel geldi�inde aman vermez can� al�r gider, ona ne panzehir fayda eder; ne de sadaka.

    66 an�met dut yi iç ¬o� elde var�n // Benüm sanma güç idüp il davar�nYe, iç, ho� ya�a, zengin ol; (bunu ganimet bil) senin olmayan� kendi mal�n sanma.

    Bu bölümde önemli üç unsur üzerinde durulmaktad�r: Bekâs�z dünya, ecel, ho�nutluk. Birinci beyitte önceki bölümlerde aç�klanm�� olan dünyan�n fanili-�ine de�inilerek fonetik aç�dan ahenkli olan ba®a, be®s�, be®suz, ba®as� söz-cükleri çapraz �ekilde kullan�lm��. Bu yolla �air, okuyucunun dikkatini fani dünyaya körce ba�lanma handikab�na çeker. �kinci beyitte ise fanili�in vaz-geçilmez imgesi olan ecelden söz eder. Beytin ecel sözcü�üyle ba�lamas� ayn� zamanda her �eyin kaç�n�lmaz bir sonla (biti�le) tamamlanaca��n� da gösterir. Nitekim �iirin yüzey yap�s�nda bulunan amn virmez, Ne tiry® a¹¹� eyler ne beldr ifadeleri ölüm imgesini veren göstergelerdir. Son beyitte ise Nû�irevân, ölüm duygusuyla ya�amaya al��mak gerekti�ini belirtir. Ku�kusuz her canl� ölü-mü tadacakt�r (Lokmân, 31/34) ayetinden hareketle ölümün fark�nda olup ya�a-may� da unutmamak gerekir. Ayr�ca Nû�irevân “�an�met dut yi iç ¬o� elde va-r�n“ diyerek o�luna hayat� s�radan yönleriyle ya�ayarak kabullenmesini ö�üt-ler. Burada esas olan mesaj, dünyadaki maddiyata ölçülü ba�lanma, onu haya-t�n gayesi yapmamad�r.

    Yukar�da ayr�nt�s�yla aç�klanan özelliklerden hareketle �air mesnevinin so-nunda üç tipe de�inir. Bunlardan ilk tip, “�u kim ®ullu®da ¬o� ¬i£met eridür // Ne deñlü ¬o� dutarsañ key yiridür ” m�sralar�nda “®ullu®da ¬o� ¬i£met eridür“ diyerek vurgulad��� çal��kan tiptir. �air, ikinci m�srada bu ki�ilerin de�erinin bilinip, memnun edilmesi gerekti�ini belirtir. Mesnevide de�inilen ikinci tip de “�ular kim Tañr�y� §��r görürler // Her i�i ¬irine irgürürler” cümleleriy-le belirtilen i�i Allah görüyormu� gibi ciddiye al�p (zaman�nda) sonuçland�-ran tiptir. Bu tipler, “Bugünün i�i yar�na kalmaz” dü�üncesinden hareketle i�-lerini zaman�nda hakk�yla bitirirler. Çünkü ilk m�srada da ifade edildi�i gibi bu ki�iler, Tanr�’dan sak�nd�klar� için yürüttükleri i�i sonuçland�rma gayretindeler. Mesnevide de�inilen üçüncü tip ise “�ular kim §a®®� b��l eylediler // Ol olmaz l�kin anlar eyle diler ” m�sralar�nda sunulan cahil tipidir. Bu tipler cehaletin

    DED_20_SON.indd 192DED_20_SON.indd 192 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 193ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    kurban� olup körle�en tiplerdir. �iirde “§a®®� b��l eylediler” sözüyle bu ki�i-lerin gerçekten ve do�ruluktan ne kadar bî-haber ve uzak olduklar� vurgulan�r. �airin öne ç�kard��� bu tipler, olumlu ve olumsuz yönleriyle çocuklar için örnek olu�turan birer model mahiyetindedir.

    Mesnevide Dinleme ve Konu�ma Becerilerinin Desteklendi�i Bölümler

    Vasiyyet-i Nû�irevân’da dilin dört temel becerisinin dolayl� veya do�rudan des-teklendi�i görülmektedir. Ancak mesnevide, konu�ma ve dinleme becerilerine oranla yazma ve okuma becerileriyle ilgili ifadeler fazla bulunmamaktad�r. Bu iki beceri daha çok dolayl� olarak i�lenip de�erlendirilmi�tir. Okuma ve yazma becerileri, de�erler bölümünde incelenen bilimsellik, çal��kanl�k de�erlerinin verildi�i beyitlerde örtük olarak ifade edilmi�tir.

    Mesnevide üzerinde s�kl�kla durulan iki beceri, konu�ma ve dinleme bece-rileridir. Mesnevinin nasihat-nâme olmas� özelli�i bu iki beceriyi ön plana ç�-kar�r. Özellikle ki�ilik geli�iminde ba�vurulan kaynaklar aras�nda olan ö�üt-ler, daha çok konu�ma ve dinleme becerilerine dayand�r�lm��t�r. Mesnevide ko-nu�ma ve dinleme becerilerine, geli�tirilmesi gereken yetenekler olarak bak�l-m��t�r. Ayr�ca bu iki beceri, âdâb-� mua�eretin ko�ullar� olarak ön plana ç�kar�l-m��t�r. A�a��da tespit edilen beyitler s�ras�yla dinleme ve konu�ma becerileriy-le ili�kili olan beyitlerdir. Bu beyitlerde tespit edilen hususlar, 2006 Türkçe Ö�-retim Program� ve K�lavuzu’nda bu iki beceri için hedeflenen kazan�mlarla k�-yaslan�p ilgili kazan�m�n ba�l��� alt�nda de�erlendirilmi�tir.

    6 Kimüñ [kim] ‘ilm ile §ikmet i�idür // Dükeli ¬al® anuñ sözin i�idür

    Bilimsellik esas al�narak yap�lan her �ey insanlara fayda sa�lar. �nsanlar bu sözleri dinler onlardan faydalan�rlar. �lmin �����nda söylenen her söz, ‘millî ve evrensel de�erlerin fark edilmesi’nde (MEB, 2006) kullan�lan destekleyici araçt�r. Mesnevide bu sözler, insanlar taraf�ndan dikkatle dinlenip bunlara itibar edildi�i belirtilmi�tir. Bu özellik, dinleme yöntem ve tekniklerinden olan seçici dinlemeye (Özbay, 2007: 73-74) örnek verilebilir.

    1. Gel iy §ikmet na¹�§at i�idenler // Na¹�§at §ikmet ile i� idenler

    2. Na©ar ®�l ‘ibret al §ikmet sözinden // Ne a¹¹� demüñ §ikmetsüzinden

    3 ®ula® dut söz güherden ®�ymet�dür // ®ulauñda bulas�n ®�ymet-i dür

    DED_20_SON.indd 193DED_20_SON.indd 193 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 194 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Bu üç beyitte dinleme için verilen hususlar Türkçe Ö�retim Program�’nda be-lirtilen “Dinlediklerinde/izlediklerinde geçen millî ve evrensel de�erlerin hayat-la ili�kisini sorgular/Dinlediklerini-izlediklerini kendi hayat� ve günlük hayatla kar��la�t�r�r”(MEB, 2006: 17) kazan�mlar�n� desteklemekte ve bunlar� peki�tir-mektedir. “Na©ar ®�l ‘ibret al §ikmet sözinden” m�sra�nda ki�inin dinlediklerini hayatla ili�kilendirmesi söz konusudur. Ki�i hayatla ili�kilendirdi�i bu bilgiler-den kendine yarar sa�lamas� amac�yla baz� seçimler yapmaktad�r. �iirdeki ib-ret almak ifadesi de bu özelli�i veren göstergelerden biridir. Burada ki�inin gör-düklerinden ve dinlediklerinden ders ç�kararak bilgi edinmeye dayal� (amaçl� dinleme) (Özbay, 2009:113-114) dinleme yöntemi vurgulanmaktad�r.

    43 Ki ya‘n� ‘a®l olan u¹lu ki�i de // Sözi bir söyleye iki i�ide

    Ak�ll�, uslu ki�i sözü bir söyler iki dinler.

    �iirin bu bölümünde kullan�lan “Sözi bir söyleye iki i�ide“ m�sra� dinleme-yi etkileyen faktörlerden dikkate (Özbay, 2007: 54) de�inmi�tir. Bu yolla �iir-de dinleyicinin konu�madan önce anlat�c�y� dikkatle dinlemesi, söyleyecekleri-ni tartmas� gerekti�i belirtilir.

    Yukar�daki beyitlerde mesnevide dinleme becerisinin i�lendi�i bölümlere de-�inildi. A�a��da ise konu�ma becerisinin desteklendi�i beyitlere yer verilecektir.

    43 Ki ya‘n� ‘a®l olan u¹lu ki�i de // Sözi bir söyleye iki i�ide Ak�ll� insan, sözü iki dinler bir söyler.

    37 ®açan söz söyleseñ fikr eyle evvel // Sözüñ v��§ gerek yo® kim mü’evvelHer ne zaman söz söylesen önce dü�ün, sözün aç�k olmas� gerekir kapal� olandan fayda yok.

    Yukar�daki beyitlerde konu�mac�ya dair iki önemli unsura vurgu yap�lm��t�r. Bunlar, birinci beyitte belirtilen ‘a®l ve ikinci beyitteki v��§ özellikleridir. Ak�l, ki�inin yapt��� konu�maya hâkimiyetini temsil ederken ikinci beyitte geçen va-z�h sözcü�ü de aç�k ve anla��l�r konu�may� ifade eder.

    �lk beyitte konu�ma ile dinleme aras�nda belli bir hiyerar�inin oldu�una vur-gu vard�r. Konu�ma kar��l�kl� ileti�ime dayal� bir süreç oldu�u için bireyin din-ledikleri konu�mas�na da öncülük edecektir. Bundan dolay�, al�c� konu�madan önce kaynaktan gelen iletiyi iyi alg�lay�p ondan sonra kar��ya dönüt verme-lidir (Erdem vd., 2007:7). �iirde geçen, “®açan söz söyleseñ fikr eyle evvel ” ve “Sözi bir söyleye iki i�ide” cümleleri, ileti�im sürecinde konu�mac�n�n dik-kat etmesi gereken mesaj� alg�layabilme özelli�i (Erdem vd., 2007: 13) dikkati

    DED_20_SON.indd 194DED_20_SON.indd 194 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 195ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    çekmektedir. Mesnevideki bu iki cümle bu özelli�i itibariyle Türkçe Ö�retim Program� ve K�lavuzu’nda ö�renciye kazand�rmay� hedeflenen “Konu�ma yön-tem ve tekniklerini kullan�r“ (MEB, 2006: 23) kazan�m�yla da örtü�mektedir.

    41 �u yirde kim gelür sözden mel�let // O yirde dilüñi söyletme l�l it Sana zarar gelece�ini bildi�in yerde konu�ma, orada dilini tut, sus.

    92 ®alem tek kimde kim vardur iki dil // Ba��n� kes da¬� dilin iki dilHer kimde ki kalem gibi iki dil varsa, t�pk� kalem gibi bu iki dilin ba��n� kes(mek ve dilimlemek gerekir).

    Eserin bu bölümünde “Söz var, i� bitirir; söz var ba� yitirir.” (Parlat�r, 2008:493) atasözünden hareketle konu�man�n öneminden ve sorumlulu�undan söz edilmektedir. Ok gibi, a��zdan bir kez ç�kan söz, telafisi olmayan kötü du-rumlara sebep olabilir. Bundan dolay� baz� yerlerde ve durumlarda “Söz gü-mü�se, sükût alt�n” (Parlat�r, 2008:492) olabilmektedir. Burada da vurguland�-�� gibi, ki�i konu�madan önce söyleyeceklerini iyi muhakeme edip de�erlendir-melidir. Yoksa her yerde rastgele sarf edilen sözler, insana zarar verebilir. Mes-nevide geçen “�u yirde kim gelür sözden mellet” ve “Ba��n� kes da¬� dilin iki dil” cümleleri ki�iye konu�mas�n� kontrol alt�nda tutmas� gerekti�ini ö�ütler. Bu iki dize “insan, ya sözünün kölesi ya da efendisi olur“ ba�lam�ndan hare-ketle ki�inin söylediklerine kar�� yüklenece�i sorumlulu�u belirtir. Konu�mac�-n�n söyleyeceklerine kar�� sorumlu olu�unu Türkçe Ö�retim Program� ve K�la-vuzu, “Söylediklerinin sorumlulu�unu ta��r.”(MEB, 2006) kazan�m�yla vurgu-lar. K�lavuzda belirtilen bu kazan�m�n, 6, 7 ve 8. s�n�flar�n tamam�na kazand�-r�lmas� hedeflenmektedir.

    40 Dilidür �dem�nüñ tercüm�n� // Ne kim göñlinde var ke�f eyler an��nsan�n tercüman� dilidir, gönülde ne s�r varsa ( ancak) dil ile if�a olur.

    48 ®olay�n� gözet iñen bili�üñ // Ki t� yad olmasun senden bili�üñBildi�ini çok kolayca aktar ki dostun sana yabanc� kalmas�n.

    �lk dönemlerden bu yana insanlar d�� dünya ile ileti�im kurmak için çe�itli yöntemler, teknikler ve araçlar kullanm��t�r. Özellikle ça��m�zda ilerleyen tek-noloji sayesinde çevreyle ileti�im kurarak kendimizi ifade etmemiz kolayla�-m��t�r. Fakat geli�en teknolojiye ra�men insan�n en do�al ileti�im araçlar�ndan olan dilin önemi hiçbir zaman azalmam��t�r. Çünkü “Dil, bir anda dü�ünemeye-ce�imiz kadar çok yönlü, de�i�ik aç�lardan bak�nca ba�ka ba�ka nitelikleri beli-ren kimi s�rlar�n� bugün de çözemedi�imiz büyülü bir varl�k” (Aksan, 2007: 11) olarak tan�mlanmakta ve günümüzde de önemini hâlâ korumaktad�r. Aksan’�n

    DED_20_SON.indd 195DED_20_SON.indd 195 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 196 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    konu�ma yetene�i (2007: 11) olarak gördü�ü dili, Ahmed-i Daî de “Dilidür dem�nüñ tercümn�’’ m�sra�nda de�i�ik bir anlat�mla vurgular.

    �iirde dil denilerek asl�nda konu�ma kastedilmi�tir. “Dilidür dem�nüñ tercümn� // Ne kim göñlinde var ke�f eyler an�“ m�sralar�yla Dâ’î, insan�n gön-lünde bir s�r olan amac�n ancak dil ile aç�klanabilece�ini vurgular. Burada “Ne kim göñlinde var ke�f eyler an�“ m�sras�ndaki göñlinde, ke�f eyler an� sözcük-leri konu�mac�n�n konu�mak için bir amac�n�n oldu�unu örtük olarak simgele-mekteler. Bu özellik, Türkçe Ö�retim K�lavuzu’nda belirtilen “Konu�mas�nda amaç-sonuç ili�kileri kurar” ve “Konu�mas�nda sebep-sonuç ili�kileri kurar.” (MEB: 2006) kazan�mlar�n� da dolayl� olarak desteklemektedir.

    42 ®ula® iki durur �demde dil bir // Gel imdi eyle bu §ikmetde tedb�r

    Burada birbirini etkileyen ve destekleyen iki beceri olan konu�ma ve dinle-me aras�ndaki münasebete de�inilmi�tir. Bu ili�kiyi �air, anlamsal yönden bir z�tl�kla belirtir. �airin,“®ula® iki durur demde dil bir” m�sra�nda kulland��� iki kulak ve bir dil unsurlar� bu z�tl��� nicel olarak vurgulamaktad�r. �air, ki�ide iki kulak olmas�na kar��l�k bir dilin olu�unu, insan�n konu�ma becerisinin önemi ile ili�kilendirmi�tir. �kinci m�srada “Gel imdi eyle bu §ikmetde tedb�r“ diye-rek Aksan’�n da belirtti�i gibi dil (konu�ma) denen gücün insana ait hikmetli bir özellik oldu�unu (2006:5) vurgular. Bu arada “iki dinle bir söyle’’ ifadesi vur-gulanarak konu�mada dikkatli olunmas�na da at�fta bulunulmaktad�r.

    Bulgular ve Öneriler

    Vasiyyet-i Nû�irevân, 14-15. yüzy�llarda yaz�lm�� olmas�na ra�men ta��d��� me-sajlar itibariyle günümüzde de güncelli�ini korumaktad�r. Özellikle mesnevide verilmek istenen mesajlar konu�ma üslubuyla verildi�i için �air etkili bir akta-r�m metodunu kullanm��t�r. Eserin bu üslupta yaz�l��� �iirin dilini canl� k�lm��t�r. Mesnevinin yüzey yap�s�nda �airin öngördü�ü hedef kitlesi her ne kadar ergen-lik ça��nda bir ki�i olsa da �iirin derin yap�s�nda verilen mesajlarla �air, her ya� düzeyine hitap etmektedir. Buraya kadar yap�lan çal��madan hareketle mesne-vide e�itici de�erlerle ilgili olarak tespit edilen bulgular �unlard�r:

    1. Vasiyyet-i Nû�irevân’�n de�er itibariyle hayli zengin olmas�ndan dolay� eserde bir de�er ba�l��� alt�nda s�kl�kla birden çok de�er bulunmu�tur.

    2. Nû�irevân, mesaj� o�lunun �ahs�nda bütün insanlara verdi�inden genellik-le ilk bölümde Hürmüz’e seslenirken di�er bölümlerde atasözlerinden, hadisler-den, tarihi olaylardan veya ki�ilerden hareketle herkese ö�ütte bulunur.

    DED_20_SON.indd 196DED_20_SON.indd 196 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 197ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    3. Vasiyyet-i Nû�irevân, dünyadaki bütün çocuklara hitap etmektedir. Bun-dan dolay� burada tespit edilen de�erler, k�lavuzda belirtilen ve Türkçe ö�reti-min genel amaçlar�ndan olan “Türk ve dünya kültür ve sanat�na ait eserler ara-c�l���yla millî ve evrensel de�erleri tan�mal�” (MEB,2006:4) maddesiyle örtü�-mektedir.

    4. Vasiyyet-i Nû�irevân, çocu�un beden, ruh, zihin ve sosyal geli�imini des-tekledi�i gibi Türkçe Ö�retim Program� ve K�lavuzu’nun “Metinlerde ö�renci-lerin sosyal, zihinsel, psikolojik geli�imini olumsuz yönde etkileyebilecek cin-sellik, karamsarl�k, �iddet ve vb. ögeler yer almamal�d�r.” (MEB,2006: 56) maddesiyle örtü�mektedir.

    5. Vasiyyet-i Nû�irevân’da verilen de�erler, bireye kazand�r�lma a�amas�nda geni� bir süreci kapsayacak �ekilde aktar�lm��t�r.

    6. Vasiyyet-i Nû�irevân’�n dili, günümüz Türkçesine göre sadele�tirilerek özellikle ilkö�retimin birinci basama��ndan sonra ö�rencilere de�er e�itimi ak-tarmada ba�vurulacak kaynaklar aras�ndad�r.

    7. Vasiyyet-i Nû�irevân’�n, Anadolu sahas�nda çocuklar� dikkate alarak yaz�-lan ilk eserlerden olmas� münasebetiyle bu eser, MEB’in 100 Temel Eser seri-sine dâhil edilmelidir. Böylelikle çocuklar buradaki de�erlerle okulda olmasa dahi okul d���nda tan��m�� olurlar.

    8. Türkçe 6, 7. ve 8. s�n�flardaki ders kitaplar�nda nasihat-nâme türüne yer ve-rilmedi�i görülmektedir. Çocuk geli�iminde önemli bir yere sahip olmas�na ve k�lavuzda belirtilen ço�u kazan�m� desteklemesine ra�men ders kitaplar�nda bu türün örneklerine yer verilmemesi bir eksiklik olarak de�erlendirilebilir.

    Kaynaklar

    Aksan, D. (2006). �iir dili Türk �iir dili. Ankara: Engin.Aksan, D. (2007). Her yönü ile dil: Ana çizgileriyle dilbilim. Ankara: TDK.Da�delen, Ö. (2008). Ahmed-î Dâ‘î Tercüme-î Tefsîr-î Ebu’l-Leys-î Semerkandî

    Hicr, Nahl, �sra sureleri. Yay�mlanmam�� yüksek lisans tezi. �stanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara�t�rmalar� Enstitüsü.

    Emiro�lu, S. (2010). Türkçe manzum nasihat-nâmelerin e�itim de�eri üzerine bir inceleme. Yay�mlanmam�� doktora tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi E�itim Bilimleri Enstitüsü.

    Erdem, �. (2007). Konu�ma e�itimi. Ankara: Öncü Kitap.

    DED_20_SON.indd 197DED_20_SON.indd 197 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 198 ded

    Hasan Kavruk – Hülya Sönmez

    Ertaylan, �.H. (1952). Türk edebiyat� örnekleri VII – Ahmed-i Dâ’î Hayat� ve Eserleri, �stanbul, 129-133, 299-308.

    Gökçe, B. (2008). Gülten Day�o�lu’nun Çocuk Öykülerinde De�er E�itimi ve Öykülerin Türkçeye Katk�s�. Yay�mlanmam�� yüksek lisans tezi. Malat-ya: �nönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

    Hengirmen, M. (1983). Pend-nâme-i Güvâhi. Ankara: Kültür ve Tuizim Ba-kanl���.

    Kaplan, M. (1993). Ahmed-i Dâî’nin Vasiyyet-i Nû�irevân tercümesi. Erciyes, 191, 23-25.

    Kaplan, M. (1993). Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-i Nû�irevân tercümesi. �slamî Edebiyat Dergisi, 1, 19.

    Kaplan, M.(2005). �iir tahlilleri I- Tanzimat’tan Cumhuriyete. �stanbul: Dergâh Yay�nlar�.

    Kavcar, C. (1998). �kinci me�rutiyet devrinde edebiyat ve e�itim. Malatya: �nö-nü Üniversitesi E�itim Fakültesi Yay�nlar�.

    Kortantamer, T. (1977). Ahmed-î Dâ’î’nin “Mutâyebât” ad�yla tan�nan eseri üzerine. Türoloji Dergisi, 7, 139-147.

    Kut, G. (1989). Ahmed-i Dâî. TDV �slâm Ansiklopedisi.MEB. (2006). �lkö�retim Türkçe Dersi Ö�retim Program� ve K�lavuzu (6, 7, 8.

    S�n�flar) . Ankara: MEB Özbay, M. (2007). Türkçe özel ö�retim yöntemleri II. Ankara: Öncü Kitap.Özbay, M. (2009). Anlama teknikleri II. dinleme e�itimi. Ankara: Öncü Kitap.Özkan, A. (eri�im tarihi: 05.05.2010). Ahmed-� Dâî’nin Tefsîr Tercümesi’nin

    Manzum Mukaddimesi ve dil özellikleri. www.turkiyat.selcuk.edu.tr/pdfdergi/s11/ozkan.pdf

    Özmen, M. (2001), Ahmed-i Dâ’î divan�. Ankara: TDK.Parlat�r, �. (2008). Atasözleri ve deyimler sözlü�ü. Ankara: Yarg� Yay�nevi.Parlat�r, �. (2011). Osmanl� Türkçesi sözlü�ü. Ankara: Yarg� Yay.Senemo�lu, N. (2009). Geli�im, ö�renme ve ö�retim kuramdan uygulamaya.

    Ankara: Pegem Akademi.Sever, S. (1994). Türkçe ö�retiminde uygulanan tam ö�renme kuram� ilkelerinin,

    ö�rencinin okudu�unu anlama ve yaz�l� anlat�m becerilerindeki eri�iye etkisi (www.education.ankara.edu.tr/ebfdergi/pdfler/1994-27-1/121-171.pdf eri�im tarihi: 06.06.2010.

    �ahin, �i.(2008). Mecmau’l-emsâl’de yer alan ef’al veznindeki hayvan konu-lu deyim ve atasözleri üzerine bir inceleme. Uluda� Üniversitesi �lâhiyat Fakültesi Dergisi, 17(1), 177-191.

    DED_20_SON.indd 198DED_20_SON.indd 198 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

  • 199ded

    Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-Nâme-i Nû�irevân’�ndaki E�itici De�erler

    Vursun, P. (2008). Ahmed-î Dâ‘î Tercüme-î Tefsîr-i Ebu’l-Leys-i Semerkandî [142/188b-195b] [143/01a-50a]. Yay�mlanmam�� yüksek lisans tezi. �s-tanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara�t�rmalar� Enstitüsü.

    Yavuz, H. (2010). Okuma biçimleri. �stanbul: Tima� Tay�nlar�.Yeniterzi, E. (2006), Ahmed-i Dâ’î’nin Vasiyyet-i Nû�irevân adl� mesnevisi.

    Selçuk Üniversitesi Türkiyat Ara�t�rmalar� Enstitüsü Türkiyat Ara�t�r-malar� Dergisi, 19, 1–25.

    Y�ld�r�m, K. (2009). Türk s�n�f ö�retmenlerinin de�er e�itimine ili�kin dene-yimleri: Fenomonojik bir yakla��m. E�itim Ara�t�rmalar� Dergisi, 35, 165-184.

    DED_20_SON.indd 199DED_20_SON.indd 199 22.07.2011 15:11:3422.07.2011 15:11:34

Recommended