View
9
Download
0
Category
Preview:
Citation preview
Mü'min: İmân eden, Firavn'ın akrabalarından bir kişidir. Mûsâ Aleyhisselama imân etmiştir. Fir'avn'ın has cemaatından olduğu
halde, mecliste doğruyu Fir'avn'ın yüzüne karşı söylemiştir. Sûre bu Mü'minden bahsettiği için sûreye Mü'min demişler.
Fir'avn Mûsâ Aleyhisselamı öldürünüz dediği zaman orada bun
lunan cemaate hitaben; bir kişi ki Âllâh diyor, Âllâh diyen öldürülür mü?
Sûre-i celileye Gâfir Sûresi de denir. Bu Sûre-i celile 85 âyet, 1199 kelime, 4960 harften ibarettir.
,
1- r
Müteşâbihat âyetlerdendir, muhib ile mahbubun arasında bir şifre gibidir, biz reyimizi buna karıştırmıyoruz. Âllâhû e'lemü bimû- radihi ve bi-zelike, demişler. Selefi Sâlihin bunlara hiçbir mânâ vermemişler. Sonradan gelen bazı müfessirler her harfe bir mânâ
vermişler.
(ha mim) harfine Hamîdi Mecit olan Âllâh'tan bu Kur'an gela miştir. Hâkimi Mennân olarak kelimeleri almışlar. Bütün bunlar tevillerdir. En eslemi Âllâh'ın muradına müracattır.
368 • Tefsir Sohbetleri
2- "jjJJÛI i l ^ _ & Ü l J > "
0 ^ / 0
Nâzil olmuştur _ L j;SoI Kur'an (Elif-lâm ile olursa yal-'l / ) A
nız Kur'an demektir.) Bu Kur'an nâzil olmuştur. *İ)l Allah'tan
j_>jX!l hükmünde galip, galibin galibidir. Mağlup olmayan galip.
^_Jjül Mahlûkatın hâline âlim olan Allah. Bütün kâinatın fevkinde
mağlup olmayan bir galibin kitabıdır. Öyle Allah ki:
3- 4—Jjj_a / j 4_Jj / Jj-^Jl >l_2_«_îl Jj J_jû _j_ı!l J l_>IÜj _*_jjJl
l
O Î^_jjJl j-JU Tevbe edenlerin günahlarını, lütfu keremiyle affe
dicidir. _j_İJl J l-jİİj Öyle Allah ki kulunun tevbesini kabul eder.
_A_İ*J| Jl>Jl_İ Tevbe etmeyen küfürde kalanlara da azâbı şedids x **1 s y
olan Allah. Jj_kJl kuvveti kudret sahibi Allah'tan geliyor. 4 Jjs;/* »-•' -W j,
^_*£uJl 4-lJj / j Ancak Mâbûd O'dur. Her mahlûkun rucû dönüşü
nihayet O'nun emrindedir. Böyle bir Hâlik'in kitabıdır.
4- j ^4;Σ i ijjis- ^j j i /jioi o d j J i l i ı;
4ül ol_>l j j J i l_ i U Kur'ân-ı Kerimin hakkında söz söylemek,
kimler söyler. ijj-is' A—JJl /i, Allah'ın âyetleri hakkında, kâfirler-1 O $ S S S f> S S
den başkası mücâdele etmez. ^İ-Jl j i ^ 4 - ^ iİjj-—4 İ _ i Onla
rın zenginliği, seyahatları, ticaret yapmaları, elde ettikleri refah
buna karşılık imhâl olunmaları, Seni aldatmasın Mademki onların
akıbeti cezası, ebedi olan bir azaptır. Dünyanın birkaç günlük ha
line mağrur olupta, hakikat zannetmeyin. Onların ebedi olan aza
bını nazarı itibare alınız, muvakkat bir zaman yaşamanın hiçbir
ehemmiyeti yoktur.
Mü'min Sûresi • 369
.t*.
5- P 3 " ‘ ‘i ^ J ^ ir ? _ _ j_ ^ lj ÇJ-* fi-® -4 ® c --’^S s / S S - * > > * y S y 5 j ° J1 ° j l ^ ° ^ ^ f %
j lS ı_ö_jSo Ç gjjj>-li (JJ_j _îl 4_> Ij •/ '>~ j JJslJl-> IJ-^Wj ajj-^tJ
_ Iap
s s ^ s
X gil® C J İ S Hâlik-i Kâinat buyuruyor ki: Âdeti İlâhiyedir. Ön
ceki ümmetlerde de aynen zuhur etmiştir. Habibine teselli olarak^ s s ^ s
X git S c _ lİ S tekzip ettiler. Mekke halkından senin ümmetinden
evvelde gelenler, peygamberlerini tekzip ettiler.__j— Vlj £-j_;
X—aJİj j ——? Nûh Aleyhisselam'ın kavmi, Nûh Aleyhisselaml tekzib' »*'' O A
etti. ^ j —^Vlj hizip fırka topluluklar (Âd ve Semûd kavimleri
gibi) 4_?l c c — j kast ettiler, her kâfir olan bir ümmet Ç g j—Ay.
Rasûlüne kast etmiş tutup katletsin öldürsün diye, bu te
şebbüslerde bulunmuşlar Senin ümmetin de onlar gibi yapıyorlar.
Sana da böyle yapanlar elbette ebedi cehenneme gireceklerdir.o J
Ij—ÜU-j O ümmetler de bâtılı hakkın yerine koymak için^ J O Jj
mücadele etmişlerdi. 4_> Ij_ s^ JJ bâtıl ile hakkı izâle etmek için
_ L İ p j ls i ALİSo X gtİ -U j_^Jl Ben de onları tuttum alıverdim
(helâk oldular) Ukûbetim nasıl oldu (Bak görsünler, onların harâb
olan memleketlerine uğruyorlar, azabımdan kurtulabildiler mi?)
6- jbJl _A>t^?I Ç-gjl IjAS j j jJ l j p d ljj c_*iS c J b - d iJjS j
^ j , ^ „ i _ y
^ Uj c _ U S l±Jl . S_İ Aynen onlar gibi o ümmetler ki Pey
gamberlerini tekzip etmişler, azap kelimesi sabit olmuştur, bunla
rın üzerinede j l —ül _A_:^A?I Ç g»l Ijj-AS j_jjJl J_p İnkâr edenlerin
cehennem ehli olduklarına dâir Rabbinin sözü böylece gerçekleşti.
7- 4_) jj_Layj X g *J J— " 4_jj j_.«j *-!l jj-i-^4 j —ji>İJI
370 • Tefsir Sohbetleri
0 ^ ^ js ' ♦ 141 ^ o j —İplİ l_ç.İPj 4_ s*j -45 'j-^' o-dfy
ı_»İJ_p Ij_«Jlj Ij )lj j_j J i
o x j x t 5 ^
^ j-ü l ü j - i^ j,_>JJl O melekler ki, Arşı yüklenen taşıyandırlar
(Cebrâil, Mîkâil, İsrafil, Azrâil Aleyhisselamdır. Bu dördü melek
lerin büyükleridir. Meleklerin adetâ Peygamberleridir)
Arşın etrafında bulunan melekler, tesbih ederler JlJ ^
g'j Hamd ile SübhânâMâhi vebihamdihi, Sübhânekellâhûmme
vebihamdike, Âllâh-û Teâlâ'yı tenzih ediyorlar bütün noksan
sıfatlardan, hamdü senâ O'na mahsustur, derler. 4_> üj_L«4j imân
ederler basiretle, imânını izhar ederler (Lâ ilâhe illellâhi açık
tan söylerler) lj_ı l j^ jJJ Mü'minlere meğfiret talep
ederler. (Melekler bizim gıyabımızda bir zamanlar bizi gıybet
ettikleri için bizim meğfiretimize duâ ederler. Biz de bir sohbette
bulunduğumuzda gıybet olsa da olmasada, oradan ayrılırken Âllâ-
hümmeğfirli ve limen iğtebtûhû Yâ Rabbi beni de meğfiret et ismi
geçenleri de meğfiret et denildiğinde kefaret olur.) ÜjJ (Meleklerin
duasını beyan ediyor) Ey Rabbimiz bizi yetiştiren terbiye eden Âla
lâh c J L ^ j geniştir L U p j "-^-j ^ Senin rahmet, merhame
tin ilmen her şeyi kuşatmıştır. Yâ Rabbi meğfiret et, setir et
lj_>lJ jj-jjlJ şirkten tevbe edenler. lj Senin yoluna
tâbi olanlar. —^^İl _ U - p gjjj ebedi olan azabı cehennemden
onları muhafaza et.
8- j*—^4' j M 1 .j J -*
j - o ^ 1 ^ M ı
j ^I.oJl-p o l- L f^ g U o ljU jJ Yâ Rabbi onları ithal et,
Mü'min Sûresi • 371
girdir o cennet ki, cenneti Adin, vasat olan cennettir. Va'd etti
ğin cennete onları dâhil et, yalnız onları değil Ç-gjİJİ j-? J J j
Ç gjliftj Ç g^ljjlj cennete lâyık kim olur, imân sahibleri olur. On
ların babaları, zevceleri, evlâtları da cennete lâyık olan, yani kü
fürde kalmış olmayan (hata cennete mâni değil, cennete mâni,
engel olan küfürdür.) r_J>O l j_>jjOl c_Sl Jj, Yâ Rabbi muhakkak
Sen Aziz'sin, mülkünde galipsin, hakimsin her şeyi yerli yerine
halk etmişsin.
9- jj_âJl j—A ^LUÎj 4_ 3 j J_Â3 t"jl ‘«...İl j_aj oA ‘«ıİl Ç ğŞj
9 Ji^İliJr
o L -L lİ l Ç—ğ-sJ Her türlü kötülüklerin cezasından muhafaza et
Yâ Rabbi o L -L lİ l j_ ? j Sen fenalık kötülüklerden kimi muha
faza edersen . JL?°0 o gün, kıyamet gününde 1-^ j Jl_2İ muhakkak* t j. ^
ona rahmet etmiş olursun. r_Jijül jj_iJl j _a d L J ij işte en büyük
fevzi azim kurtuluş budur.
10- Oj-pJj 4>l c .â. .İ lj|_âS j —ıjJl O|
OjJjii0$ j_||
I j âS J_JJl Ol, (Cehenneme gidenler, nasıl ki bir insan bir fe
nalık yaptı, başına belâ geldiği zaman keşke ben bunu yapma-
saydım diyerek kendi kendine levmediyorsa aynen bunun misâli
de Cehenneme gidenler ümitleri kesildiğinden, kötülükleri yaptım
da başıma neler geldi, diyerek nefsine levmediyor.) OJSL2 Kâfir
olanlar cehenneme gittiği zaman çağırırlar, nefislerine buğzeder-\ j j O n
ler halbûki melek, ona diyor ki; *İ)l c_ lO İ Allâh-û Teâlâ'nın gazan
372 • Tefsir Sohbetleri
2 o / 2 o
bı, i5 _ lij| 1_5ılLS I sizin nefsinize yaptığınız bu gazaptan' ' X S o s ' *
daha fazladır. j jj- iS c i jL ^ V l J j oj-pJu îj Zira siz (dünyada) imâ
na davet olunduğunuz zaman küfürde ısrar ediyordunuz.
11- j_>- LLjjjj l-lijj\pli (j’v-itjl Llial l_Lj Ij_Jlü
J ı r -"’ ^
Ij_îli O gün imân etmeyen kâfirler diyorlar; U jj ey Rabbimizo y o " ’V 0 / / s / 0
O i-'jl LİiAI bizi iki defa öldürdün Oi__ ’I l i k i defa da hayat
verdin. (Ölü nutfeden hayatlanma, dünyaya geliş doğumla birinm
ci hayat başlar. Dünyaya geldikten sonra ölmek ikinci ölümdür.
Ahirette dirilmekte ikinci hayattır.) LL^Ju LüT^ li biz de günahla
rımızı itiraf ettik. J j J_$i tekrar dünyaya dö-
nüpte itaat etmemiz için buradan (bu ateşten) çıkmaya bir yol (bir
çare) var mıdır diyecekler.
12- d, 1_5>Jli I O dİ -İj j j j -jJjÎS" aJ_j>-j ddl _PO lîj 4Jlı 5Jî
1_jjlZ a.l_ -jj d l lîj I_SCJS Onlara Bir Allah'a davet'
edildiğiniz zaman inkâr ettiniz. I j - ^ <*-. d j—i üjj Eğer O'na bir
yerde şirk, ortak koşulduğunda inanıp tasdik ediyordunuz. 1 5 .îli^ 0 0 ı \
^_j5JI £ _*Jl dû şimdi hüküm, O yüce, O büyük Âllâh-û Teâlâ'nındır.
13- j_° ' İj -ZJ-'İ l_°j l j_f <s_Tlj I ı_5jjj ^J-îI j_*
1 ^ 4 ♦ ^ /v
■d-jljl ^j-Jlj-_* O Âllâh'tır ki, size (vahdaniyetine delâlet
Mü'min Sûresi • 373
eden) âyetlerini gösteriyor. U j j û_? 1_£J J)l_ij Sizin için
gökten rızık indiren O'dur. J-S'Jcü l_?j Bu nimetleri gördüğünüz5 /v
halde düşünmez ibret almazdınız. û_? Vi, ancak Allah'a
rucû eden, evvelâ kâlbini biraz tasfiye eden, haset, kibir, inat ile
küfürden çıkandır. Ondan sonra cehaletin çaresi vardır. Cehalet
ilim ile zâil olur. Fakat, küfürle beraber olan inat, ilim ile zâil ol
maz. İlim cehli götürür, hasedi götürmez.
14 ' (jjljİl -îl 6 jJj j j jJ l 4İ «İJül lj-Pilî
^ Ji d S A
û l lj_foli Öyle ise ey insanlar, Allah'a duâdan murâd ibadettir.
Çünkü ibadet duâyı müştemildir. Kıldığımız namaz baştan başa
duadan ibarettir. û l lj_pîli Öyle ise yalnız Allah'a ibadet ediniz.y j j ; ^ / O ?
û_>jJl 4_! şirkten beri olarak, eğer günahtan, nifaktan
da halis olursa daha âlâ olur. En azim tehlike ise şirktir. Cenâb-ı
Hak bizden yalnız ibadet istemiyor, ibadetle beraber ibadetin halis
olmasını istiyor. Riyakârlık olan bir ibadetten fayda olmaz. İba-X ^ O / s
deti görsünler diye yapıyorsa şirki hafi olur. jjJ il£ J l a j i ' j J j Eğer
kâfirler sizin ibadetinize mâni olsalar bile, siz imkân derecesinde
yine ibadetinize devam ediniz.
15- Û-? «•L- d O-? J -* û-? ^-5^ ^ - j ^ 1
& U l • • * ‘ I . P
o —jJL-Jl —J j Hâlik Kâinat dereceleri yükseltiyor. (Nefse ve
küfrün ikrahına karşı, küfrün tamâyülüne karşı ibadetlerini ihlas
ile yapanların derecelerinin yükselmesine vesile olur.) f j J U l ^
Allah arşın sahibidir. oj_?l û_? £jj-Jl ^ _lii âdeti İlâhiye budur,
374 • Tefsir Sohbetleri
ruhu ilkâ eder, yâni Cibril-i Emini vahyi (vahye de ruh denilmiş,
insanda olana ruh denilmiş, Cibril'e de Kur'âna da ruh denilmiştir.)
Emriyle vahyi İlâhiyi Cibril vasıtasıyla ilka ediyor İLA" J_p
coLA istediği kuluna verir. (Peygamberlik çalışarak elde edilmi
yor. Bir veli de derecesi ne kadar yüksek olursa olsun, Âshab-ı
Kiramın derecesini geçemez. Sahabe de ne kadar yüksek dere
cede olursa olsun, bir peygamberin derecesini geçemez.) j jA AV x x
<3 -_A p —> (kıyametin birçok isimleri var. "yevmettâlâk" kıyamet
günü demektir.) Kullarından dilediğine kıyamet günüyle inzar et
mek için dilediğine vahyi indirir.
16- A, p_Jl dJLLJl j . A «- -jJ Aİ İ_p -â- < j j j j l-1. —& fj-"
jLfüJl j^ IjJIL
& p_> O gün öyle bir gündür ki, jjjjl—. hazır olurlar, kâbir-
lerinden çıkarlar, huzuru İlâhide hazır olurlar, Al ^-^r <
gizli kalmaz onların yaptığı ameller hiçbir şey gizli kalmaz./ / O O ) ^ o J! o o
jl_4l!l Jl_ I JI A,fj--3l tli_I.JI j - . Bugün mülk kimindir? (buyuru
lur. Mukabele eden olmaz. Yine Âllâh-û Teâlâ cevap verir.) Kahhar
olan tek Âllâh'ındır.
17 ■ ^ L l J l ^ A l j l p İ < dA -lS U . ^ ^ p 3
J, •»
p_AJl O gün huzuru İlâhide j-4 cezalandırılır j - J j JS her
bir insana t; 1_1S L A . (dünyada hayır ve şer ) kazandığının kar- • o >" s s i
şılığı verilir. fj_-3l __it < Bu gün asla haksızlık yoktur. £-"j-A Al jl,
ı_A_L>Jl Âllâh-û Teâlâ'nın hesâbı seridir, sür'atlidir.
Mü'min Sûresi • 375
18- û oJl lJ l_a û oJslS" j_i»-ljj Jl ı .>j İtiJl .î| 4_îj' I J *jjjl_j
^ 5 v j -sffc Cr$S ' 0 j!
4_i3' l p-4 j —Ajjûlj (Kıyametin bir ismi de ezife'dir.) Ey Ekme-
lerrûsül SaNâNâhû Aleyhivesellem onlara nasihat et, yaklaşan kı-x x s 0 s ' J1 i 0
yamet gününün tehlikesini anlat û_?klS'j_>-ljj*Jl _j_1lll o
gün kâlpler (korkudan) gırtlaklara dayanmıştır. O zaman gamla
dolu ve yutkunur oldukları halde. (yâ_ J» ' ^—s*' j -* û-dlkJlJ l—«
c-l Zalim olanlar, nefsine zulüm edenlere, ne bir dost ne de bir
şefaatçi var, makbul bir şefî bulamazlar.
f i19- JjJ-s^Jl L«j cû ' l j-1*j
û -^ 'l 4-İSll- j - l i j Âllâh CelleCelâlûhû gözlerin hâin bakışlarını" “ Jl £ ' ' »->„
bilir. l_iaj meydana çıkmayan, kâlplerde gizlenen,
her şeyi bilir.J s' J O ° * 1/
20- aul jl. j j «/ğdj ' jj_pJj j_jjJlj J —>sJlj ^ dJıllj
I j_*
&lj Âllâh-û Teâlâ, adaletle hükmeder. j_>jJlj
->L> 'if O kimseler ki jj_pju yani ya'bidûne^ ** s J o A
->L> j j_ s ü j Âllâh-û Teâlâ'yı bırakıp da gayriye ibadet ediyor.
^-valJl s- ?_‘ '■Jl j —* >l j l Muhakkak Âllâh CelleCelâlûhû kullarının
bütün sözlerini işitir, amellerini görür.t y t , s s , f * S ' '
21- j_* lj_Jl£" j_jÂJl 4_.ilp jlS" t_ıâ_s5" ljJ_ is5 (j^?j*'l J Jjl
iui J j ^ j ' ı ^_î ijLİij oj_9 j—§lo j—j l j—* ıj_jl5 j—§1*5I t '' ' '' ' jJ*
c^j ^ j - ? j -^ j l l-*j j-fL^'
376 • Tefsir Sohbetleri
' $ ’' S
^-5 I i _ J j l Onlar yeryüzünde gezip dolaşmadılar '’ o * ' } ^ * s ' ' s s' •*
mı Ç gl:S lj SIS' j_>JJl 4-4£Lp dLS * ö—lS' ljJ kendilerinden
öncekilerin akibetinin nasıl olduğunu görmüyorlar mı (ki düşü- ş f. O S y } $ s
nüp ibret alsınlar.) Sj_i Ç g-* J_^l Ç_a lj SLS Onlar kendilerinden
daha kuvvetli yeryüzündeki eserleri (kaleleri, şehirleri, sarayla-^ O s\
rı) bakımından daha üstündüler J^Vl ljU lj eserleri, asarları
daha çoktu Ç g-y j ^l Ç_aJl>-Iİ Böyleyken Allâh onları günahları
yüzünden ahzetti yakaladı. dLS LJj Olmadı Ç_gJ onlara. yıl
<3lj Onları, Allah'ın azabından bir koruyan da olmadı.
22- İJl &l ^ o l i I İ f-gİA-j ji-gJ; d İLS Ç -g l d L İ^ ® j! y ■)£
_l_JL)«Jl
Ç_gi_~»j Ç-gJi; c_SlS jUgjL» Bunun sebebi, onların peygam
berleri Allah tarafından onlara gelirdi olddJL> mucize ile bey-
yine ile gelirlerdi ljj_ I& inkâr ederlerdi Allah'ı ve peygamberleri*1, * ' S * j! $*ul İ_aJl>-Iİ Allâh-û Teâlâ'da onları kahrile tutup yakalayıverdi. 4J
V 0 ^ ^
_ L l* J l Allâh CelleCelâlûhû kavidir, kuvveti her kuvve
tin fevkindedir, azabı da şediddir.
23- dLdL^j ILL>L> L ıL-j jjÜj
Jl_İJj Ey Habibim Ekmelerrûsül Sallâllâhû Aleyhivesellem üm-O X
metine izah et ki ibret alsınlar. Biz Azimüşşân, L-JL jl gönderdik
y_J> jLU U -j L_İ7LJLj _djj> Mûsâ Aleyhisselamı apaçık bir hüccetle,
zâhir olan delillerle gönderdik. (Asâ, yedi beyzâ gibi delillerle
göndedik.)
24- _ l JS y*-L~« ljJLüî djjLij d)L«L&j d jp y d i
Mü'min Sûresi • 377
x x i
Jj, Taği ve baği olupta mülküne dayanan Fir'avn'e
j L J U j Fir'avn'e iştirak edip onu tasdik eden veziri olan Hemene
ü jjL ij servetine güvenen Kârûne gönderdik. Ij _ Jlİi onlar dedilers
Hj \\_ £ (fakat O'nu tasdik etmediler) Mûsâ Aleyhisselama,
sihirbaz ve yalancıdır, dediler.
25- 4 *_a lj_Lo\ i'Â l tl— lj—Jüi\ ljJ li LJJ.İP j_a atU- L-d-î
JV —*3 ^_î V| j_jjilSJl J_İS" l_oj l < l j
° j ! / S S
j-jiJ lj L u i Ne zamanki Mûsâ Aleyhisselam hak ve ha
kikat Tevrat ile geldi. L îjİp j_a nezdimizden müeyyed olarak
geldi. 4__ia lj_ıa\ j_JJ\ tü jl lj_ lil IjJli (evvelce olduğu gibi) onun--W j!
la birlikte imâna gelenlerin oğullarını katledin. i-AtLJLj I^l^LJ-Ij5< ^ 0 j !
hanımları bırakın iş görsünler, hizmet etsinler. V\ j-j^ilSJl JlIS" LOji
JV_,^> Kâfirlerin bütün hile ve tuzakları beyhûde boşa çıkar.
Kâfirlerin hilesi ancak helâklarına sebep olur.
26- jiisja JJ-4d j l
iLidiJi j^ jV i _î, ü\ j \
* s s 'üj_o_ i. j L i j (Fir'avn sıkıntıda olup ne yapacağını bilmiyor.)
J» < V _ «■"
Fir'avn dedi J^ il Beni kendi halime bırakın Mûsâ'yı
öldüreyim. 4lJj £jL_3j varsın Rabbine duâ etsin J jlJ j j cJU -{ ^ J l,
^_£ıo dininizi tebdil etmekten korkuyorum j >jV\ j —fkj j l jlx 0
S L ü J l yahut yeryüzünde fesat çıkaracağından korkuyorum.
Fir'avnı Mûsâ Aleyhisselamı öldürmekten alıkoyuyorlardı. Mûsâ Aleyhisselam için korkulacak bir adam değildir. Belki O, bir
378 • Tefsir Sohbetleri
sihirbazdır. Şâyed kendisini katledersen, halkı şüpheye düşürmüş
olursun. Seni hüccetle muârazadan âciz zannederler, diyorlardı.
27- ^ ı>* f - f e j u r p l u r il u r* * * JL j' ' " s ’ l
_ _l j Jl
s ^ * J j ® j j yJ
u-*** J U j Mûsâ Aleyhisselam dedi; e srik
ben Âllâh'a sığınırım. Benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. j_*S / > L 0 O '
J L & * JS bütün kibirli azametlerin şerrinden. ___l>Jl İ
Ben hesap gününe imân etmeyen kibirlilerden Âllâh'a sığınırım.
Tefsirin bildirdiğine göre, kibirden olan küfür zâil olmaz.
28- Jj_ûj ül üj-ilaîl aJL jİ j j_pJ> Jl j * j —*}-* JL-îj
o İ S LolS İ ülJ f İ J j j * o L J l L fJ r£ £ J İ j & l e J j
*-A j-* J_ J İ &l ül f_S"j_*J ^ İ-Jl f - U o L ? İ-> ü|j
üj-pJ> Jl j-* Jj>-j J l- ij Fir'avn'ın cemaatından, rivayete
göre akrabalarından, ismi Haskı, imânını gizlemekte bulunan bir
Mü'min şöyle dedi; <u U j ! İjiSo imanını gizlemekte idi,1 x Jl O X ' A
&l e - ij J j—ûj ül siz bir adamı, Rabbim Âllâh'tır demesiyle öldürür
müsünüz? f _ j _ * o U J J L f ST lı-î- jlİ j Hâlbuki O size Rabbi-
nizden apaçık mucizeler de getirmiştir. U i " l_olS d LJ jlJJ* o
Bununla beraber, eğer o yalancı ise yalanı kendisinedir. İ İ J jlJ J j <*• jı ^
,İ_5İ"j . j ^j_!l at sözünde doğru ise, vadet-i, ^
tiği azabın hiç olmazsa bir kısmı size isabet eder. &l ü| Muhakkak
Âllâh JL_fc> İ hidayete getirmez _Ü _S cJ j _JL*>*_a j-* ilmi ilâhide
Mü'min Sûresi • 379
müşrik kezzeb, haddi aşan, yalanı adet edinen kimselere hidayet
etmez.
29- j Lj j-* l j ^ j V l u-î j-jj-ftli? fj-3 ^ - ^ l fj-i l-j
l_aj ^jl l_* Vl, ju & j L* jj-c-Ji J l i Lj£l>- j l aüI
iL J$ l
^ 0 J l O 0 ^ «'■'
fî_ i l_j (Mü'min devam ediyor) Ey kavmim p_j| dLJUJlx ^ s <> x
Bu gün mülk sahibisiniz. jj^ Vl u -? j--> j^ ’ yeryüzünde hakimsi-^ ^ O1 ) 0 s ' o »•''
niz. Âllâh size bunu ihsan etmiş. j| üıl j JLJ j_a L t j j _ j i
Şayet (O'nu katlederseniz) Âllâh-û Teâlâ'nın bize azâbı gelirse,
ondan bizi kim kurtarabilir. jj_ p ji J U Buna karşı Firavn ısrar et-s' ^ ^ _
meye başladı ^jl U Vl^_Sjjl U Ben size ancak re'yimi söylüyo
rum, kendi görüşümden başkasını işaret etmiyorum. 1_So JiaI L_aj
i lJ jp l J ; — Ben size ancak doğru yolu gösteriyorum, dedi.
Fir'avn'ın Mûsâ Aleyhisselam hakkında görüşü, O'nun öldü- rülmesiydi. Kalbindekini diliyle söylemekten çekiniyordu. Fir'avn böyle söyledikten sonra, O Mü'min cevap veriyor.
V " ' s '
U l d^1 J liJI ~ s ' „
j_ai ^JÜl Jl_Âllâh'a ve Mûsâ Aleyhisselama imân eden
(hitabı Fir'avn'e değil de kavmine yapıyor.) fj_£ L-î Ey benims ' * s ' y s ' 0
kavmim. 1_ O p cJU-l u -J Sizin bu halinizden korkuyorum. J_laV " $ \ A
^Ij-^Vl fî_4 ahzâb günü gibi, Nûh, Ad ve Semûd kavimleri gibi,
eski kavimlerin halleri bizce malûmdur. Bunlar peygamberleri
dinlemediler de helâk oldular. Siz de bu yolu intihab ediyorsunuz.
Hâlinize acıyor da bunları size söylüyorum.
380 • Tefsir Sohbetleri
31- J—JjJ ü l l_oj * *J-*J (j—o j —jÂJIj iy—ü j il—Pj * fj—® t-^i J —-0
" iLI*li U İ İ
* aJ_*j j o j —jjJlj iy gjj iL—pj y * fy î ı_->li J^to Bu kavimler-
den sonra gelenlerin hâlini de biliyorum. Benzer günden (onlarınji 1
uğradıkları gibi bir azâba uğramanızdan) korkuyorum. jljjj ü l Loj
il_ İ-J. L_Xİk Âllâh CelleCelâlûhû kuluna zulmü irâde etmez. Bu
yaptığınız zulümdür. Âllâh vardır diyen katledilir mi?
32- ilişil *-Ss11p _ U -l fy i Uy
p _ î L_Jj Ey benim kavmim *_—C İp Korkuyorum sizin
için iL ıd l p_J (tened, kıyametin ismidir) bağrışıp çağrışma (kı
yamet gününün azâbından) korkuyorum.
33 l_g.î ü l J J - İ j jj_oy * mS»Lp jj_o ül jj_o *_Sİ! l—o jj-Jj-lJ-o jy-jyj fy_J
i U j o fJ
jjjr- io üy-Jyj py_J Öyle bir gündür ki, arkanıza dönüp kaçacağı
nız gün. *_m Lp j —o ü l j —0 L_o O gün sizi Âllâh'ın azabından
kurtaracak kimse yoktur. iL_& j —o ÜJ L_Ü ül J _ p 4 j-OJ Âllâh
kimi idlâl eder saptırırsa, artık onu doğru yola hidayet edecekte
yoktur.
34- l_£ il_Ju ^ —i *_l!j l—g-9 c l—ik İl— J ı i j —o _ —wuyj *—S«-U»- JLüJy
.İJL.J.İ5: *?JL^ ül ^_ili .İLİ.^
, ı r
^ i — H
y_A j o ül
.»l J li j —o * ö .yJ *_££W Jl.İİj (Yine o Mü'minin sözü)
Mü'min Sûresi • 381
Muhakkak olan size (Mûsâ Aleyhisselamdan önce) Yûsûf Aleyhisk
selam'da açık bürhanlar getirmişti 4_> jUS*U- l-f, d -^ 1 LS-â Ç_ılj l-üi
O vakitte O'nun size getirdiği şeyler hakkında şüphe edip durmuş
tunuz. V j-ü j o*lJ u j - a ü l cL—ÜJ j-_l Ç__dS dJLİft Hatta O,
vefat edince Âllâh-û Teâlâ O'ndan sonra peygamber göndermezJ* 1 j! s S
dediniz. Gelen peygamberleri inkâr ettiniz. ü l dLJiS
i - l İşte Âllâh-û Teâlâ haddi tecâvüz eden (müsriften
murâd, müşriktir.) aşırı giden şek ve şüphede olanları böyle şa
şırtır.
35- ül J_Xp L-lİo j-U-S ül O L j I ^-i j^-talr j-ji-Jl
j - s - c^ İi <S ü l y k d u i S V ^ ’l l i p j
j - j i l O kimseler ki ül ol-Jl ^-i üj^ l r Âllâh-û Teâlâ'nın âyetn I, 1/ ^
lerini iptâl için mücadele ederler Ç gYl (jHaİ j _Ju ellerinde bir
delil yok, fuzûli olan sözlerle, bâtıl sözlerle, kelâmı İlâhiyi iptâ-
le çalışanlar. ü l Jl_1p l_ İi;3 -S büyüktür, Âllâh'ın gazabı bunların
üzerine - , İmân edenler yanında da bu davranışa
karşı buğz ve öfke büyümüştür. jüSüi ı_ J i JS J_p ül dLJiS
jl__L>- Cebbardır zulüm ediyor mütekebbirdir, küfrü kibrinden
geliyor. Böylelerin kalbine Âllâh küfür ile hatmediyor. Her kibirli
zorbanın kâlbini işte böyle mühürler. Böyleleri imâna gelmezler.
Fir'avn da bu nevi kibirli cebbarlardandı.
Zâhirde budur ki; Fir'avn Mûsâ Aleyhisselama imân etmedi. Mevlânâ Celâleddin-i Rumi Kaddesâllâhû Sırrahülaziz ise, bu durum bize göre tersine çevrilmiştir. Mûsâ Aleyhisselam'ın kâlbi Fir'avn'ı istemiyordu. Öyle ise, Mûsâ Aleyhisselam niye tebliğ ediyordu. Mûsâ Aleyhisselam vazifesi olduğundan tebliğ ediyordu.
382 • Tefsir Sohbetleri
I J l*J \s>-^a J j j l jH-A lj (jj-P-Jİ Jlüj** **' x
J» X J> ^ ^
J (j_JI j L i U l_j j j —pji JLS j Fir'avn, Ey Hemen bana yüksek
bir kûle binâ yap bir köşk b lL -b y l £_ljl JlJü belki bu yol
sebep ile göklerin yollarına erişirim (Tefsir diyorki; Fir'avn, ra
sat istasyonu yapılmasını istemiş. Yoksa, Fir'avn o kadar ahmak
değildi. Göklere yükselmekle, göklerin ahvâline mûttâli olmakla
mümkün olabileceğini göstermek, çünkü o devirde yıldızların yer
deki hadiseleri idare ettiğine dâir inanç yaygındı.)
36- b A p V l Üj,
37- dJüASj L^lS 2lM ^ «Jl J l ^_^lî oIjJ>_ÎJl vbl -bl$ S s f 0 x s t i j l X ı»''5
üj-sji J-İS" L«j j-f- 5-d3
l_>l_J
4_J __i.bli olj-L-bJl b l L J İ Böylece Mûsâ'nın ilâhına
muttali olurum. LolS" «lÜ sV ^-Jlj Zira ben Mûsâ'nın (davasında)^ s \s
yalancı olduğunu zannediyorum. j_^ J j S j böylece, bu tezyin
gibi ziynetlenmiştir 4-JU.P £j_b Fir'avn'ın kötü ameli^ ,• s i f
gözünde, güzel görünüyordu. J .Ul j_ p Jl_^j Ve doğru yoldan
çevrildi (hidayet yolundan çıktı) ı_A_b J-İS L i j L i j
Fir'avn'ın yaptığı bu tuzak hilekarlık tamamen boşa çıktı, O'na
hüsran oldu.
38 ■ iL ı^ l Jı^-ı ^SJlaI (j.x jl lj jj.il < jJl Jlüj
' T J! ^j il ^ jU l J U j Yine, Mü'min olan o zat, dedi, j j - j L l pj-i l_j
Siz, bana tâbi olun, Ey kavmim bana uyun. ilL jJ l J~ -L^ SLaI size
Mü'min Sûresi • 383
doğru yolu göstereyim. (Doğru yol, Mûsâ Aleyhisselama inan
maktır.)/ “ ^ X 1 o ^ ^ x o £ / 0 , ) ^
39- jlj-ill jta ^ a Sjj>-VI öjj L'-» L u ll syp ’*-İl oÂa Lo~>j ji Lj
pj_i' l_J Ey benim kavmim (tatlı söylüyor kavmini alıştırmak" İt ' , » £ f ı . ° . t S
için) düşünün.^l—;» U—ÜjJI öj o j —a LOJj şüphesiz bu dünyanın
hayatı, geçici bir metadan ibarettir. jIj_aJl jta ^_a Sj_>-Vl üjj Ahiret
ise dârul karar, ebedidir.
40- j l j_So j-» l—>cJL. ? J - o— j - a j l— Alj Vj, ^J-k- ! -î 4L_w» J - o— j-»
■ jj— l—$ üj ®3_Jj 4- -î*-ÎI üj-A>-Jj LLjdjli j_aj |_îl
İL-^ J l-o- j —» Her kim ki, bu dünyada bir kötülük işlerse
L^lla V j a n c a k onun misliyle ceza olunur. l_>JL^ J l_o- j —aj
Kim de kadın veya erkek Mü'min olarak faydalı bir iş, salih amel iş
lerse 4-—L>cJl üj_L>-Ju dJudji j —»jj> J a J | J l j j j_So j » erkek veya ka-' / ' '' > s
dın Mü'min olarak cennete dâhil olurlar. i_jL _ J —_ij l_§J j j —ijjj
orada hesapsız rızıklarla mükâfatlanırlar. Fenalığın cezası bire kar
şı birdir. Birinin kalbine fenalık yapma isteği gelirse, zuhura mey
dana gelmezse Cenâb-ı Âllâh onu kayda almaz. Fakat kalbine iyid
lik yapma isteği gelirse zuhura gelmese de Cenâb-ı Âllâh bir misli
hasene onun kaydına yazılır. Fenalık zuhura gelirse bir misli yazılır.
Eğer iyilik yaparsa en az bire on onun kaydına geçirilir.
41- jU l Jj, j —-Jj j öyştjJl Jj, j—Oİ J La ^ji Ljj
Sj_:U I J j jU-Sj— j J l_—a p _ i l——jj Ey benim kavmim, nedir sizin
384 • Tefsir Sohbetleri
-W w . s ^ s f o s
haliniz, ben sizi kurtuluşa davet ediyorum. jLül Siz ise
beni ateşe davet ediyorsunuz.
42- J" l L-jlj » ^ f—i J ^F~"^ l—a f—i j—âlj o l—. j —
j LjL*JI j_>j_*Jl
J Ö x s 0 f ) f o s s f o ^ n
1_1p f_> J p _ lİ l_a f_> ,i3j J l_J *0)1—. j_ÂS'V ^-J^p Ju Siz beni, Ali-
lâh'ı inkâr etmeye ve hiç tanımadığım nesneleri O'na ortak koşk
maya davet ediyorsunuz jl_iAJl j_>jX!l J l,l_ ^ :> l l_Jlj Ben ise sizis \ ' </^
gaffar olan, tevbe edenin günahını meğfiret eden, aziz olan, gali
bin galibi mağlup olmayan Allâh-û Teâlâ'ya davet ediyorum.0> S ' o ^ O ^ O s $ ^ ^ S f $ S ’Û s S
43- j l j öj“>-Vl ^-î Vj l_J JJl ^-î öj_Pi f_j f-lİj. j-P J L Jl j-'T V
jlı!l _L^^?l jj^ -JLjl j l j o l ^ Ljija
X ^ ^ J! ö ^ ıV * '' ,
pj_T V Şüphe yok ki f-ül, JLj^p J L Jl beni davet ettiğiniz ilâh
larınızın öj_>-Vl ^_î V j LlUİl Sj_pi f_J p J J ne dünyada ve ne« i r, ,. r,.Ahirette kimseyi ibadetlerine da'vete hakkı yoktur. o l J i l- j ija ülj
x f S ° ^ S
Gerçekte dönüşümüz Allâh-û Teâlâ'yadır. _ L ^ l ^^-JlJJl j l j
Lİİl Müsrif olan küfürde kalanlar, elbette ehli cehennem olur, işte
onlar ateşe girecektir.} w } S ? \y f
44- iL-*JL) Ol ükol ^jal ^ s jilj »- İ üjJl la jjjS'
■k J»
i_£İ Jj_îl L J jjjS'ÂL-.li Size söylediklerimi (azabı gördüğü-s s ' f y*
nüz vakit) yakında hatırlayacaksınız. O Jl^ij-al ^ j - i l j Ben işimi„ • > I S - „
Allâh'a ısmarlıyor tefvîz ediyorum. iL!dlj%.*aj Ol j Çünkü Allâh,
kullarını çok iyi görendir.
Mü'min olan zat bunları söyledikten sonra, o meclisten kaça-
Mü'min Sûresi • 385
rak çıkıyor. Fir'avn ise bin kişiyi onu takip için gönderiyor. Takip
edenler bakıyor dağın kenarında etrafını yırtıcı hayvanlar sarmış
O da ortalarında namaz kılıyor. Takip edenler yaklaşmak istedi
ğinde yırtıcı hayvanlar onlara hücum ediyorlar. O gelen bin kişinin
çoğunu telef ediyorlar. Sağ kalanlar koşarak Firavn'a geliyorlar.
Gelenler vaziyeti Fir'avn'e naklettiklerinde olayın şâyi olmaması
için Fir'avn da o kalanları öldürüyor.
45- ;\jAJ\ (jj-Pji JL) L>-j Ijj -a La dJÜİ 4şiyİ
\jj La L J ol__L^ 4İ)\ ^L-Jji Nihayet Âllâh-û Teâlâ Onu onların
mekirleri, kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu Jl_> JjU-j
» jÜ ü_î\ S j-p ji sû-e azap, azabı ebedi. Fir'avn'ı ve kavmini
ise (dünyada gark ahirette ateş) kuşatıverdi.
46- SJpJİ J\ \j-i>o\ İp LJLJI p-£> p_jj l I j Jlp Lglip Sy-M j _jl_lJ\
_\j_*J\ J_Jû\
l l - lp j \__jj l—foip S y _ j L - J i Küfür üzerine giden
cehennemlikler, sabah, akşam ateşe sokulurlar. Fir'avn ve
emsalleri ile onlara tâbi olanlar gibi. (Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû
Aleyhivesellem buyurmuşlar: Ölüm zamanı herkes gîdeceği yeri
görür. Kâbir ne tam dünyadır ne de tam ahirettir, dünya ile âhiü
retin arasında bir âlemdir. İp L-IjI p_2J p_Jj kıyametin kopacağı
günde S j-P ji J\ \j _ i>o\ emrediyor Cenâb-ı Hak meleklere, dâhil
ediniz Fir'avn ve ona tâbi olanları _\jlJU\ Jl_ \ azabın en şiddetli
sine koyun, şiddetli azap ile azaplandırınız. (denir)
386 • Tefsir Sohbetleri
Firavn ve ona tâbi olanların ruhları; her gün sabah akşam iki
defa Cehenneme arz olunacaktır ve kendilerine, Ey Firavn ve ona
tâbi olanlar! İşte sizin yeriniz budur, denilir. Bu hal Kıyamet günüo
ne kadar devam eder.
İbni Ömer Radıyâllâhû Anhden rivâyet olunan bir hadiste; Sizden biriniz vefât edince, Cennetlik ise cennetteki yeri, cehennemlik ise cehennemdeki yeri sabah akşam kendisine arz
olunur. Ve kıyamet gününde, Âllâh-û Teâlâ onu, o yere gönderir, buyurulmuştur.
İ - » . S ' i > f47- LıS" U ljj’\^-'“ul ljH1 J j—2;® jl-iJl -5 jj-i^l^elj Oİj
Sî s y * ° f s ' t 'jl_Ül 0 “A j -;yg) l_lP (jjJJw _lSl J l-£î
îlj Ey Habibim Sallâllhü Aleyhivesellem kâfirlerin kıyamette
aralarında cereyan eden ahvâlini ümmetine beyan et, ibret alsın
lar. O zamanki, jLU l birbirlerine karşı hüccet geti
rirler (birbirleriyle çekişirlerken, sen yaptın ben yapmadım gibi)
lj -â i^ l zayıf olanlar lj^^-J-l tekebbür eden büyük
lük taslayan reislerine derler L_*2 l_So L is ’ Lj } biz dünyada
iken size tâbi olmuştuk siz bizi idlâl ettiniz, kendinize bağladınız,S J* » jj ^
fena yola gittiniz, bizi de beraber götürdünüz L ip jjjJco jU l J ^ i
j L J l 0-^ l_L*2j Buraya gelmemize siz sebep oldunuz, şimdi ate
şin birazını bizden kaldırabilir misiniz, derler.v v ~
48- C/y. -® <iA)l 4 Lfcâ (JS” ûl lj4 -~«l 0d“ Jl Jl®
o ^ ^ , s
lj^ ^ — l 0 - i‘fJl Jl-® O büyüklük taslayan kibirliler derler ceva
ben; "Siz de biz de hepimiz cehennemde azap görüyoruz. Kud
retimiz olsaydı evvelâ kendimize bir faydamız olacaktı. L îl Biz-
Mü'min Sûresi • 387
ler ^ tamamen bu azaptayız, & \ j\ Âllâh CelleCelâlûhû Jlİ
^ bugün adaletle hükmetmiş mahlûkâtın arasında,
Mü'minler cennete, kâfirler de cehenneme gidecektir.x 5ı ^ 0 “ V J 1 > / j ! 0 5ı y y 5ı t x
49- j_o Lojj LlP i_âi£ \j_Pi\ 4_jjg>tJ jLU\ -3 j j JJ\ JL ijX o
_\ j-*J\
5 i ^ y '
jl_ü\ ( j _ J J \ Jl_ ij Ateşte bulunanlar, Cehennem bekçilerine
diyorlar I ^ 5 \j_p :>\ cehennem bekçilerine Rabbinize\ \ y o y ı i i - 4
* y t ^ & y $ ** y *
bizim için dûâ edin _\jJ u\ j o L«jj L p i_â i£ bizden bir gün olsun
azâbı hafifletsin, diyecekler.
50- l_oj \j_poIİ \jJli _ı \j_!lü oL-ijJlj İ - j t"—1\ \_j- l *
Vj, j- jJilSü\ \j-«x 1
As o j!j! } ° y J ı y ^ ^ ^
o L i l X f—$ \j- > Bekçiler, şöyle söylerler:
Size, peygamberleriniz açık deliller getirmediler mi? (cehennemİl * -*
azabının bulunduğunu haber vermediler mi? Derler) J_J \j_îlS O
zaman tasdik ediyorlar. Evet geldiler, lâkin biz dinlemedik \j_Jli
Sfj, j_ jJiliü\ \j_p:> U j \j_Joli Öyle ise hazeneyi cehen-x i
nem, bekçiler diyor, istediğiniz kadar duâ ediniz, duânızın hiçbir
kıymeti yok. Kâfirlerin duâsı dalâletten başka bir şey değildir. Kü
für inkârda olduktan sonra hiçbir dûâ makbul olmaz.
51 ■ ilg-JuV! jJL Lj j J\ 0j_ j _î\ \j.io\ jjjJ\j liJLuj U\
l_J[ Hâlik-i Kâinat emrediyor, Biz Azimüşşân, mûlkümde
kanuni İlâhiyem budur. l l l^ j Peygamberlerimize yardımf I ^
ediyoruz. Onların düşmanlarından da intikam alıyoruz. \j_iO\ J_>JJ\j
388 • Tefsir Sohbetleri
LIuJl Peygamberlerimize yardım ettiğimiz gibi imân
edenlere hem dünya hayatında ^ -tVl p_2j p j j şahitlerin şaha
dete duruşacakları günde de elbette yardım edeceğiz.
Şahitlerden murâd: Kıyamet gününde insanlara şahitlik
yapacak; Melekler, peygamberler ve Mü'minlerdir. Bu âyetteki va'd
bazı hallerde düşmanların Mü'minlere galip gelmesi ile bozulmaz.
Zira bu, bir imtihandır. Kimi Mü'minler kâfirlere galip gelirler. Kimi
de öldükten sonra Âllâh-û Teâlâ onlar namına düşmanlarından ina
tikam alır. Nitekim Yahya Aleyhisselam'ı öldürdükleri vakit Cenâb-ı
Hak, kâfirlerden yetmiş bin kişiyi telef etmekle o'nun intikamını
almıştır.
52- j IjJI £j_wu 4İ*JUl (jwJl^Jl 2 Çj j
^ j ! ^ h» s $ S
i ğ'j } ^ ^ -dlkJl 22 O gün, kıyamet gününde kâfirle-j> ^ $ j j ^
re (tevbe ve) itirazları asla fayda vermeyecektir. İÜJJl zalim
kâfirlere La'neti İlâhiye var. (La'net: Rahmet-i İlâhiyeden uzak ol
maktır.) j Ij ü I i gij Ne fenâ bir yerdir ki cehennem onlara
vardır.
53- AıSsJl g j lijjjjlj J- Jl Lij l J-2-Jj
^_^ji Lİul JU Ü J Biz Azimüşşân Mûsâ Aleyhisselama verdik1 * tJL_$Jl hidayeti, hidayete sebep olan ki kitâbı Tevrat'tır. Mucize-
'i o /lerle Tevrat hidayete sebep idi ^LiSül J j i l J _ J . . l , L İ j J j İsrâilo-
ğullarına Tevrat kitabını vâris, miras bıraktık.
54- c^ıdiS2ı j j V- V "
Mü'min Sûresi • 389
Hidayete sebep, temiz akıl sahiplerine bir öğüt ve doğruluk
rehberi olmak için, öyleyse,X ^ 0 X O ^ o s ö * s s 0 * s> ^
55- * İl, .Ljj • • -.- l ; j. J1 • •lj ,>~ dA)l J— jl
j î ^ l j
dİ)l .L i-j < j ) | E y Habibim SaNâNâhû Aleyhivesellem
şimdi Sen sabret. Çünkü Allah'ın va'dı gerçektir. Dostuna yardımX o ^ o ^
eder, düşmanından intikam alır. dL_JİJjjî*_J.>lj Ey Habibim Sal-
lâllâhû Aleyhivesellem günahlarına istiğfar et (yâni ümmetinin
günahlarını Allah'tan afıv talep et. Çünkü Rasûl-û Ekrem Sallâlû
lâhû Aleyhivesellem günah işlemiyor.
dJUjj £4_^j Sübhânellâhi Ben Âllâh-û Teâlâ'yı bütün
noksanlardan münezzeh biliyorum. Ve bihamdi Rabbike, hamd ile
beraber 'Elhamdülillâh,' hamdü senâ O'nundur. Bütün kemâl sıfatla-
rile muttasıftır. Rabbinin hamdine ve tesbihine takdisine devam et.^ O 0
jlSLJVlj sabah ve akşam, namazlarda yahut bütün
vakitlerde Rabbini hamd ile tesbih et.i .
^ İ ı ^ . ü l > ^
İj ' ^dİ)l o L d l üj-İ l r 5-d'jİl j Kendilerine gelmiş hiçbir delil,
bürhan olmaksızın Âllâh-û Teâlâ'nın âyetlerinde mücadele edene
ler. -g l _• j - i , Kur'ân-ı Azimüşşâna dil uzatıyor, hiçbir delil
olmaksızın mücadele ediyor. Delilsiz olarak inkâra kalkıyor j
C-S" S} onların kâlbinde kibri azamet var. Kendilerine bir
kıymet versin diye, kibrinden dolayı imân etmiyor. 4_jJL> __a L J
390 • Tefsir Sohbetleri
Kat'iyyen murâd ve maksada ulaşamazlar. Tefsirin verdiği diğer
bir mânâ da: Kibri azametli olan kimse kendi arzusuna ulaşamaz,
mutlaka zelil olur. Kibri azametli olan kimse düştüğü zaman ona
kimse merhamet etmez. ^L) JucL-Ui Ey Habibim Sallalâlhü Aley-
hivesellem onların haset ve hilelerinden Allah'a ilticâ et. Çünkü,
haset ve kibir olduktan sonra, bu gibi kimselerin şifâsına hiçbir
çare yoktur. Dermanı olmayan hastalıktır.
Muhakkak Allah CelleCelâlûhû semi'dir
bütün ahvâlîmizi sözlerimizi işitiyor. Basirdir yaptığımız bütün ah
vâlimizi görüyor.
57- Y ^ ü ı o-fJj ^ ü ı j J £ ^ ’jJ s \ .^ijJ_Uı J j u j
'T j t * s Ö JO
0 Ş f 0''j^ jY lj oIjO -U l J - U J Göklerin ve yerin yaratılmasını, yoktan
£ 0 0 var eden kuvveti kudreti İlâhiye ^ L U l J-JU- ^ S l insan-
' ' s ' 1ların yaratılmasından elbette daha büyüktür. Y ^ L U l j_£Jj
Öj-Oİju Fakat çoğu insanlar bunu bilmezler.
58- Y j ^A—>tjls -!l lj Lopj Ij-ial ( _jJi]}j j ^.o p YI l—aj
ÖJj -S"Jco l—a Y—J-î £^—joJl
j —vaJlj ^_Op YI l_aj Görenle görmeyen müsâvi bir
olmaz. Âlim olanla cahil müsâvi değil. İmân edenle imân etmeyenx j * ^ j, ) ^
müsâvi değil. o L ^ u d l Ij-L-pj Ij-iai j-^JÜIj imân eden ve imânını
amâl-i saliha ile takviye edenle i^-JlOJl Y j kötülük yapan bir ol
maz ö jj-S J î l—a fakat bunu, pek azınız tezekkür eder. Serma
ye ahiret olursa, dünya ahirete ticaret niyeti olunca muvaffakiyete
Mü'min Sûresi • 391
sebep olur. Bir kimse evvelâ aklını ahiret umuruna sarfederse,
dünyada peşinden gelir.
59- V »ıllJl " j l jS J j lfob İ J J V İoV İpLUl (j|
S S S / s *>
l cl—Jj V İ—JiV İpl—U l j| Ey imân edenler biliniz ki karşı
nızda bir kıyamet günü var, muhakkak kıyamet geliyor, bunda şeks j & s 5j / 9 ^ '
ve şüphe yok. üj-LajJ V j^LUl "_Sİ j_£Jj Fakat insanların çoğu
gaflete dalmış, bunu hatırlamak istemiyor.■k j>
60- ^-oLp (j_p jj_;jJl ü| SJ u>t:_»)l ^ J—Pil Soj <j L îj
j-jj-^-li j»-Lg-r
<3l-ij Rabbiniz Âllâh CelleCelâlûhû buyuruyor _S—Pil
siz dûa talep ediniz J l_>e:_»l ben duânızı kabul ederim. Siz
Bana müteveccihen halisan ibadetinizi yapınız. Ben de ibadetini
zin sevabını vereceğim. Duâ eden, kendini fakir muhtaç bilecek.
Âllâh-û Teâlâ'yı da gani, kudret sahibi bilecek, bu niyet ve düşünds s o ^ ^
ce ile duâ edecek. ^_>illp j - p üJ/İsl-I; j —JJl j Onlar ki kibri
azametinden dolayı, ibadet ve duâlarından büyüklük taslayarak
kibirlenirler. onlar hor ve zelil olarak ce
henneme gireceklerdir. Dünyada gülerek isyan eden, ahirette ağ
layarak cehenneme girecek.
61- j U i l jJ-JİJlj M i- S l :Pj p ü 3- ^ i l
ü jjS -L ; V ^ ü ji j S j ^ l Lji j P
lj_^Ij>jL^ıJlj l—ıSL_l:J JJJ l J - iT - ^JUl i l Halik-i Kâi
nat azamet-i kudretini her vesile ile gözlerimizin önüne koyu
392 • Tefsir Sohbetleri
yor. O Âllâh-û Teâlâ ki, geceyi dinlenmemiz için (karanlık) gün-o \ ' li *
düzü de (işinizi) görmeniz için aydınlık yapandır. J - O i &\ ji,
^ L J I j__p Şüphe yok ki Âllâh-û Teâlâ'nın fazlı keremi, insanlar^ ^ o X X 1
hakkında hesapsız, sayılamayacak kadar çoktur. ^ U j I LSI j-S J j, • t o , • "
^ V Fakat, çoğu insanlar şükretmezler.
‘Ms"'' -* j t &
62- jjS o j î > VI 4Jl 'V ^ J S ttI
JS &I İşte Rabbiniz Âllâh-û Teâlâ bu,
ki O her şeyin Hâlıkı'dir. Vi.4_J V ancak Mâbûd O'dur. Ondan
başka İlâh yoktur. İbadete mustehak O'dur. Maksut O'dur, mevcut
O'dur. jj-Sss^ ^Jls Böyle iken (O'nun ibadetinden gayrin ibadetiy
ne) nasıl oluyor da döndürülüyorsunuz?
63- «d)I c ->ljIj IjJlİT jjjJI
Bunlar gibi, işte Âllâh-û Teâlâ'nın âyetlerini bilerek inkâr edenr
ler (haktan) böyle döndürülür. Bunların hasetleri ve kibirlerinden-
dir, inkârları.
64- j_ l> -li «.l_jj £L$_JIj IjIj_s ^sjVI J —* r ^ ^ I I
IjIj_i ^ jV I J J c r Âllâh-û Teâlâ yeryüzünü size
karargah mesken yaptı. PLİ) Pl. .Ul göğü de kubbemsi bir yapıj* J o s x
gibi bina etti. j_ lp - l i sonra da sûretlerinizi gü
zelleştirdi size şekil verip de şeklinizi güzel yaptı (mahlûkâtın için
de insan şekli en güzelidir.) oL^kJI j^ î_So3jj Helâl pak (ve leziz)
Mü'min Sûresi • 393
9 jt \ > ' A
olan şeylerle sizi rızıklandırdı. ç—£ > j ü l Süî İşte O Allâh RabbiO
nizdir. Bu nimetleri gördükten sonra nasıl olur da Rabbinizi inkâr
ediyorsunuz. j_ J U J l ü>jül iİjLü i (Yümn-ü) bereketi çok olandır
Âllâh. Rabbül âlemin bütün kâinatın Hâlıkı'dir.
I >65- ü>j Ü JLÜAJl J_jjÜl 4 ! oj-eali j-* Vl 4 J 'V J ^ l
j . _qJL*JI
0 Ji ) ^ y S
t ^ l ' i - * Dâimi olan hayat sahibi ancak O'dur. j__A Vj, <Ul, V
Yine O'ndan başka ne bir maksut var ne bir Mâbûd ne de bir Mev
cut var, böyle bildikten sonra oj-pili ey insanlar O'na duâ ediniz,
O'na ibadet ediniz j_>JÜl 4_J j - S — halis bir din inanç ve ihlas ile
Âllâh'a duâ ve ibadet ediniz. ■ ^ dua ve toa-detten sonra da Âllâh-û Teâlâ'nın bu nimetine şükrediniz ki, sizi
doğru yola getirmiş.
66- Oİ-LjJl i-ü ü l j-? üj-pJJı j j j J l J-î l ül
j —üL*Jl l_*o<l ül c jij -Aj ^-u j_?
ül ü js j_ ? ü j - e J j-Ju l JL-îpl ül c ^ -& t is i ) - * Ey Habibim Sal-lâllâhû Aleyhivesellem muharebe zamanı değildir, onlara müşrik
lere de ki: (Leküm diniküm veliyedin cevabını ver, siz kendi inkâr
yolunda, Ben de Rabbime imân ve itaat yolundayım sonra neler
olacağını göreceksiniz.) Ben men oldum Âllâh tarafından. Rabk
bim beni men etti, apaçık deliller gelince o sizin Âllâh'ı bırakıpta
taptıklarınıza kulluk etmem bana yasaklanmıştır. oUÜÜl i-*İ
t-_>j j —? Rabbimden nübüvvet beyyinât geldikten sonra bana
emretti j_ JU Ü l Ü>j-J i L ü l ül o j —olj Âllâh-û Teâlâ'yı bırakıpta sip
394 • Tefsir Sohbetleri
zin ibadet ettiklerinize ibadet etmekten nehy olundum. Ben âlem
lerin Rabbine teslim olmakla emrolundum.
67- *■—1 j —? *—1 j â^‘ j - ? *—-1 ‘ -■'Ij—> j —? *— j-*
j —a ^_îjö j —a *_Slaj U -j—J Ij-jj-SJ *_j *-S"J_JuI Ij-illÜ *_j *_jİİ2
Yine, Cenâb-ı Hak azamet-i kudretini beyan ediyor, putların f „ * " s
hiçbir kıymeti olmadığı bildiriliyor. ^JÜI j_ * O Allah'tır ki
ı_;Ij_J j_a sizi topraktan halk etmiş (Tefsirin birinci mânâsı ceddi
miz Âdem Aleyhisselam topraktan halk olmuş, biz de O'nun evlat
larıyız. İkinci mânâ ise bizim hayatımızı idâme eden yemek içmek
hepsi topraktan geliyor. Şu halde vücudumuz topraktan halk oluyor,^ 0 J! x J* x J*
hayat buluyor.) j—âkj j —a ikinci derece sonra bir nutfeden j —a L —*
j_âlp sonra bir kan pıhtısından halk etti. l —ST-jr l_ î on
dan sonra sizi bir bebek olarak dünyaya getiriyor. *S'Jl.JI IjJdlJ
Sonra sizi güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz. U -j—J IjjjSoJ l —> Son
ra da yaşlılar olmanız için yaşatandır. _İS j_a ^_ij4 j —-? *—S a j
İçinizden daha önce (gençlik ve ihtiyarlık çağına ermeden) ölenç• î f f y T -5 x
lerde vardır.^»— !.? ‘ _T-I Ij bu vakti veriyor eceli müsemmâx j y J <*> ^
gelinceye kadar. *_Si*Jj Tevhid-i İlâhiye'ye delâlet ediyor,
akıl erdirip imân etmeniz için Cenâb-ı Hak size bunu bildiriyor.ı* * *
68- j j S i 4J ujJL lo-jli Ij-?I ISli ^jJI j*1
.» j L r -£ ^JÜI * O Allah'tır ki size hayat veriyor. O hem
dirilten, hem de öldürendir. j j _ C i j S ' 4J <JjJu Ü J li Ij?I ^-*#5 ISLi
Mü'min Sûresi • 395
O, herhangi bir işin olmasını dilediği zaman yalnız, ol der, o da
oluverir.TL , ^' * o S i t ' ^ x * s * ^ s s
69- JİLıJöI o L i' jj-taLş»-' (j j-Jl j} jJ
j —JJl J ! j_J i_!l Ey Habibim SaNâNâhû Aleyhivesellem görüa1 ' ı /— ^ s
yorsun teaccüptür onların haline onların akıbetine o l i l jj_ta& x l>y
'kül âyâti İlâhiyi iptâl etmek için çalışıyorlar. jjJJsk . ^Jl nasıl dön
dürülüyorlar. (O'nu tasdike yanaşmıyorlar.)
70- j —<>.l.*j ı _—ı lıi-uüj aj bJLujl Lo-jj _ >LSv-Îİj l—jAS ^jjJl
•»S O # s
j_ J J l onlar ki, _ L İ S X I—JAS kitabullâhı tekzib edenler ki
Kur'ân-ı Azimüşşândır L L — a- î İ —--jl ^ p e y g a m b e r l e r i m i z
le gönderdiğimiz (vahyi ve şer'i hükümleri) yalanlayanlar _ -_1 i
j _İ-İÂj bu tekzibin yakında cezalarını göreceklerdir. i
71- j - ^ l J l l J l j j^ lip l J> 2İ
Elleri boyunlarına demirlendiği, ayaklarına zincirler vurulduğu
halde cehenneme çekiyorlar.TL
72- J ^ 1 ^ ^ ^
Hamim; sıcak su (cehennemin azapları türlü türlüdür, sıcak
sudan çekilip cehenneme atılıyor, sürüklenecekler sonra ateşte
yakılacaklar. Taş yürekli insanlar cehennemin tutuşturucusudur.)S * O > / o - * «*■
73- j-SjJLJ ^İS La jjl ti i v
r
Sonra onlara, Âllâh-û Teâlâ'yı bırakıp da o şerik koştuklarınız
nerede, denilecek.
396 • Tefsir Sohbetleri
74- dJLÜs: lL 3 J4İ I^ÂJ j J o —J J J l İ p l^ -b IjJli^I ü ji
J-^lSül Al ^
J _!i I j J j i J_ & —J l_İÂ \j - 1 > Ij-Jli^ l Oji j - . Ce
vap verirler, derler ki; onlar, bizden uzaklaştılar, bizden kayboldu
lar. Biz onlardan beklediğimizi bulamadık. Dünyada kendilerini bir^ O 1 Jf x ^ y
şey zannediyorduk. J-j^il.&I ü l dU iS" Şimdi anlıyoruz ki,
biz bir şeye ibadet eder değilmişiz, diyecekler. İşte Âllâh-û Teâlâ
kâfirleri böyle şaşırtır./ ^ x / o ' * ^ O ^ / „ ^ ^ / o ' * 1 / >
75- — İS' Lo.jj (Jj tJl Oj *-jjî-> — İS' Loj —SÜS
Siz yeryüzünde haksız olarak şirk ve tuğyanla putlara tapardınız, küfür ile iftihar ederdiniz, gayri hak olarak ferahlanıyordunuz.
Haksız yere şımarıklık ediyor, taşkınlık gösteriyordunuz.
76X y ö O O ^ ^ ^ ^ o '
■ jjj'L^LoJl ^ La —»d«i l -î jjJÜ ld — 1 »Ijj I Ij_L>0
L^-i J_»jü£- — ı$Ş- v_1j-j\ Ij-Uol Orada ebediyyen kalmak üze-' s y * o o ^
re Cehennem kapılarından girin. J-j/ScuüI -Li Hak'tan
tekebbür edenlere cehennem ne çirkin karargahtır, denilecek.
<ı m . ^ r • tı s ' . i ^ı. ® " i77- dLl-î^l) j \ - aJmj ^JJI dLJJjj l—alî J— ül,j — l î
ö jJU jJ ı_^ıi
Ey Habibim Ekmelerrûsül Sallâllâhû Aleyhivesellem sabrı
tahammül et onların ezâ ve cefalarına (Çünkü, her zaman münam
fıklar Mü'minlere zahmet verir.) j;_S- Jşa\ JL_pj ol. Âllâh-û Teâlâ'nın
va'dı haktır. Âllâh'ın va'dında hulf caymak yok. Peygamberine ve
Mü'min Sûresi • 397
imân edenlere emrettiği va'dı olan nimetleri ihsan edecek, karşı
çıkanlara da ceza verecektir. dilppıj jl ^ U l p - p dLPjj
j j —AfjJ U jJ li Artık onlara va'dettiğimiz mücazatın bir kısmını
sana hayatında göstersek de, yâhûd (onu görmeden) seni kendi
mize alsakta, onların mutlak dönüşü bizedir.
78- j_o İ L aİp l j_o i L L i j_o * _~üj lıl_*»jl j_âJj
£U- liLi'pül j îL j sy|, 4_jl_j j l jlS" l_üj ılLjİP a-s -âj Â_J^ ^ L ; ^ ** 8 * " f , '
j j i JJLa j_ .>-j ^ -. »i p l j_ol
lıi-J-jl .LİJj Ey Habibim Sallâllâhû Aleyhivesellem Biz Azi-
müşşân gönderdik ^_Jüj birçok peygamberler i _İ!i j_o Sen
den evvel. i - lip l.I
Onlardan bazısının kıssalarınıj-*
sana anlattık. d L l ip p . P>â) J j -ü j*— (lüzum görmediği
mizden) durumlarını sana bildirmediğimiz kimseler de var. İbret
olmak üzere Kur'an-ı Kerim'de bildirilenler kâfidir. 124.000 pey
gamber gelmiş, 313'ü ümmet sahibidir. Ulülazim olan beş pey
gamberdir. Jj_PjJ jl5 Lüj Onlar Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhi-
veselleme dediler. Biz istiyoruz Sâfâ dağı altın olsun, yine istiyoruz,
buradan bir membâ çıksın. Peygamberani izâm Âllâh'ın irâdesine
tâbîdirler. Âllâh CelleCelâlûhû isterse mucizeyi izhar eder. Yoktur
bir peygamber için caiz değildir. <L_L ^_jLJ j l bir mûcizeyi göster-5» ı 0 \ s ^ ' s
mek Vi, câizdir jpl j î L j ancak iznî İlâhi ile olur. pil j_ül £U- lSl__i Neo J»
zamanki emri İlâhi geldi onlara azap ile ^_*pi hak ve (adâ-
letle) uygulanır. j j lk U J l dlJlİA j_^>-j İşte burada Âllâh'ın nizamını
yıkmaya uğraşanlar hüsrana uğrarlar. Ebedi Cehenneme giderler.
398 • Tefsir Sohbetleri
79 ■ jjİSLJ l£i-« Ij S/ü L*jVl *JSJ J*r" &l
^ÂJl üjT Öyle Âllâh ki ^UüVl *_& J J c T (En'am deve, sığır,
koyun ve keçi, bu dördüne en'am deniyor.) Bu hayvanları sizin3
için halkettik. j j _ İ S İ J L $ L Ij-lS/J Âllâh-û Teâlâ O'dur ki sizin
için kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için bu hayvanları
yaratandır.
X x ^ * J Ji * ^ X x x ^ X
80- j-^ j < _i |j-*İ-~b *- 1?X f J> O J! »
j j_ İ ^ dLUJl
X *
L^ J l_£Jj Onlar da sizin için daha nice faydalar vardır.
*_Sj j Jl ? ^_s L-r-k>- L^İİp Ij-JJldj Kalbinizdeki bir hacete erme
niz için onlara binerek ulaşırsınız. jj_ İ .£ d U iJ l j_pj L Iİp j Kara
da onların üzerinde, denizde gemiler üzerinde taşınırsınız. (Bunla
rı gözünüzün önüne getirin, bunları halk eden kimdir.)> x > /
81- j j jS ıJ «d)l o b l ^ li aJUI
L> ı J»
4_jlj| *-_Sjjjj Başka delilleri de gösteriyor Febieyyialâi Rabbi-
kü me tükezziben, Âllâh'ın hangi nimetini inkâr ediyorsunuz. ^l_ix ^ i ı ^
jjj_£:.j dİ)I ol_>I Âllâh'ın hangi âyetini inkâr edersiniz?
Âllâh'ın âyetleri kudretinin üstünlüğü ve rahmetinin enginliğidir.
82- *_g ii jJl 4_;ilp j lS ı_â_;£" Ijj. lîi.i ^rf?3' l -® Ij ^-m *_İil
IjjlS l-0 * ic- ^-p I l - . _£ ljl_*lj oj-9 J— lj * Laj -S-! Ij_SlS"X o
j J-ww*Sj
Mü'min Sûresi • 399
cj- ? ül< ^ 4 < u p ® j LS~t f —^Onlar yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, kendilerinden önce
* s * i s ' ft ' ° ~ 'kilerin sonu olmuştur, baksınlar? IjUIj oj_i JL-JiIj £ -? '}■ <1 Ij_A<
j j jV I ^ -i Hem onlar, bunlardan daha çok ve daha kuvvetliydiler.
Yeryüzünde üstün eserleri (metin şehirleri, köşk ve kaleleri) vardı.
Ij_A< l? ^ - ^ i l i (Fakat Âllâh-û Teâlâ'nın azâbı gelinn
ce) kazandıklarından hiçbiri kendilerine fayda vermedi.
83- ^ t-L*-SI j ? t-A-JiP Lo-, I g^ * 0 x j» ^
4. Iyl< l?
/ j! O ,w J! ^ J!
l_ U i Ne zamanki o kavimlere geldi t_gL_uj Pey
gamberleri oLİ£Jlj apaçık mucizeleri getirince Ij_^-ji ferah
landılar o imân etmeyenler *Jip L_*j kendilerinde bulunan j _?
*_UJI dünyanın ilmine (İnsanların çoğu dünya hayatını bilir, fakat
ahiretten gafildir.) t_i*JI j _? ^-a J ip L i , Ij-^-ji ferahlanırlardı, on
ların elindeki dünyaya müteallik ilim ile Peygamberânı izâma ge
len ilmi istihza, alay eder, gülerlerdi. JU -j İhâta etti onları t g, j» 0 j» ’ /x
münkirlere üjjg-^ 4 o IjJl< L? onların istihza ettiği Peygamberâ
nı izamın ilmi, ve âhirete müteallik olan ahkâmlara istihzâ ettiler.
Bu yüzden ettikleri istihzanın cezası onları ihâta ediverdi.
84- ijfS j*L? 4j li< Lgj U jiS j eJj>-j A l. li?I Ij-llü li-ul) I jj U ıs
/ s / 0
L_Ui Ne zamanki gördüler o istihzâ edenler li_Ul) kuvvet
ve şiddetimizi, sekerat zamanı oradan başlıyor. Al—1. l—i?I Ij_Îlü o^ ' /v
zaman pişman olur da a I-j l—i?I Âllâh'a inandık diyorlar. Hâlbuki
400 • Tefsir Sohbetleri
bu söz evvel olacaktı. o L-iS LXj L îjlS j oJL>-j Âllâh Celle-
Celâlûhû birdir, O'na ortak işrak ettiğimiz şeyleri inkâr ettik, vaz
geçtik, derler.
85- J d*-JL>- J li Jjj-Jl AÜİ d*I-wX U_~»L> ljlj l_<J _İ5
OjjilSül ULJlLhj _mo£>- aiL P
j! j! Jj ''"'o ^
îU-jl *â:J o_J _Ji olmuyor o imân onlara fayda vermez.
Çünkü imânı yeistir, gözü ile gördüğü için inanıyor, daha görme--W 0 ^ ^ s
den, gaybe imân etmesi lâzım geliyordu. lİJ-Lt
kuvvet ve şiddetimizi gördükten sonra imânları kendilerine fayda
verecek değildi. dİ)l c*ı_J- Âllâh'ın âdetidir.^ L I p j_ i cL_l>- Jl_S j jJ l
Âllâh'ın kulları hakkında câri olagelen âdeti budur. İJl JIİa j —^ o
üjj_il£Jl İşte kâfirler burada hüsrana uğramışlardır.
Recommended