52
www.sporyonetimi.com SYBTD SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ HAKEMLİ ELEKTRONİK DERGİ ISSN: 1306 - 4371 Cilt: 3 Sayı: 1 Yıl: 2008

SYBTD YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

Embed Size (px)

DESCRIPTION

spor yönetimi, bilgi teknolojileri

Citation preview

Page 1: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

www.sporyonetimi.com

SYBTDSPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ

HAKEMLİELEKTRONİK DERGİISSN: 1306 - 4371

Cilt: 3 Sayı: 1 Yıl: 2008

Page 2: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

SYBTDSPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ

SahibiLevent ATALI

--------------------------------------------------------------------------------

Editörler

Yrd. Doç. Dr. Kürşad SERTBAŞSakarya Üniversitesi BESYO

Ahmet GÖNENERKocaeli Üniversitesi BESYO

--------------------------------------------------------------------------------Bilim Kurulu

Prof. Dr. Erdal ZORBAProf. Dr. Faik İMAMOĞLU

Prof. Dr. Füsun ÖZTÜRK KUTERProf. Dr. Gazanfer DOĞU Prof. Dr. Hasan KASAP Prof. Dr. M.Ferit ACAR

Prof. Dr. M.Yavuz TAŞKIRANProf.Dr. Seyhan HASIRCI

Yrd. Doc. Dr. Cengiz KARAGÖZOĞLUYrd. Doç. Dr. Dilşat ÇOKNAZ

Yrd. Doc. Dr. Demet GÖNENERYrd. Doc. Dr. Hakan SUNAYYrd. Doc. Dr.Hasan ARSLAN

Yrd. Doc. Dr. Kenan SİVRİKAYAYrd. Doc. Dr.M.Levent İNCE

Yrd. Doc. Dr. Nevzat MİRZEOĞLU Yrd. Doc. Dr. Meltem N.VELİOĞLU

Yrd. Doc. Dr. Müberra ÇELEBİ Yrd. Doc. Dr. Selhan ÖZBEY

Yrd. Doc. Dr. R. Timucin GENCERYrd. Doc. Dr. Velittin BALCI

--------------------------------------------------------------------------------

İleitşim [email protected]

Page 3: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

İÇİNDEKİLER

SPOR YÖNETİCİLERİNİN LİDERLİK BOYUTLARININ ARAŞTIRILMASI

Zeynep GÖKÇE, İbrahim ÇAM, İlknur YAZICILAR

(04 - 14)

SPOR HUKUKUNDA TAHKİM

Selami ÖZSOY

(15 - 29)

2004–2007 YILLARI ARASINDA OKUL SPORLARI DİSİPLİN KURULU KARARLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: ANKARA İLİ ÖRNEĞİ

Erkan Faruk ŞİRİN , Olcay MÜLAZIMOĞLU, Fatih BEKTAŞ , Murat ERDOĞDU

(30 - 41)

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİNDE OKUYAN ÖĞRENCİLERİN SERBEST ZAMAN DEĞERLENDİRME ANLAYIŞ VE ALIŞKANLIKLARI

İLE BEKLENTİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Kadir PEPE

(42 - 51)

Page 4: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

Spor Yönetimi temalı E-Dergi projesi olarak yayın hayatına başlayan “Spor

Yönetimi ve Bilgi Teknolojileri Dergisi (SYBTD)” sporbilimleri camiasına katkı

sağlamaya devam ediyor. Yayın içeriği ile alanında ilk ve tek olan SYBTD, Spor

yönetimi uygulamalarında etkili bir faktör olan Teknoloji kullanımını, bilgi yöneti-

mini spor yönetimi ve organizasyon anlayışının tamamlayıcısı olarak görmekte ve

akademik anlamda da bu anlayışın gelişmesini sağlayacak adımlar atmaktadır.

SYBTD, Özellikle Çağdaş spor yönetimi yaklaşımı çerçevesinde teknoloji-

ye hakim bir yönetici, bu beceriyi uygulamada başarıya taşıyabilen bir bilgi yönet-

imi anlayışı ve tüm bu özellikleri spor yönetimi faaliyetlerinde değerlendirebilecek

mesleki beceriye sahip bireylerin oluşmasına sınırlıda olsa akademik olarak katkıda

bulunmayı amaçlamaktadır.

Ülkemizde sporbilimlerinin bugünkü konumundan daha da fazla hak ettiği

mesleki ve akademik değere az da olsa katkıda bulunuyorsa ne mutlu bizlere. Bu

yolda yürürken unutmadığımız iki faktör var. Birincisi, sporbilimlerinin bugünkü

konumuna gelmesinde emek ve zaman harcayan hocalarımız, ikincisi ise biz genç

araştırmacıların heyecanıdır.

SYBTD yayın politikası, akademik etik değerlere bağlı ve sistematik bir

değerlendirme sürecini içermektedir. Dergimiz her yıl 2 sayı olarak yayımlanacaktır.

SYBTD’nin yayın hayatındaki devamlılığı siz değerli akademisyenlerin katkıları ile be-

lirlenecektir. Bu nedenle bizleri yalnız bırakmayacağınızı umut eder, çalışmalarınızda

başarılar dileriz

Editör

SUNUŞ

Page 5: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

4

SPOR YÖNETİCİLERİNİN LİDERLİK BOYUTLARININ ARAŞTIRILMASI

( Ege Bölgesi Örneği) Zeynep GÖKÇE İbrahim ÇAM İlknur YAZICILAR Celal Bayar Üniversitesi Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmeni Beden Eğitimi ve Spor Y.O Beden Eğitimi ve Spor Y.O [email protected] [email protected] [email protected]

ÖZET

Araştırmanın amacı; spor yönetiminin farklı boyutlarında yer alan spor yöneticilerinin liderlik

boyutlarını belirlemektir. Spor yöneticilerinin liderlik özelliklerine etkisi olabileceği düşünülen;

cinsiyet, yaş, öğrenim durumu, aylık gelir düzeyi, şu anki görevinden önce üst düzey yönetici olarak

görev yapıp yapmadığı, görev yılı süreleri, kulüp yöneticilerinin görevlerinin dışındaki meslekleri ve

Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinde görev yapan spor yöneticilerinin idareci olarak görev yapma

sürelerine ilişkin değişkenler ele alınmıştır.Çalışmanın örneklem grubunu, Ege Bölgesi’ ndeki

Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinde yönetici pozisyonunda görev yapan, İl Müdürleri, Şube Müdürleri

ve Şefler ile , yine Ege Bölgesi’ nde ki Spor Kulüplerinde spor yöneticisi olarak görev yapan Yönetim

Kurulu Üyeleri oluşturmaktadır. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde görev yapan 107 ve Spor

Kulüplerinde görev yapan 54 spor yöneticisi olmak üzere 161 yöneticiye uygulanmıştır.

Bu çalışmada, spor yöneticilerine uygulanan ölçek, Edwin A. Fleishman tarafından 1960’da

geliştirilen SRA (Scientific Research Associates) tarafından yayımlanan Liderlik Görüş Anketidir.

Balcı (1997) Türkçe’ye uyarlayıp, geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yaptığı, Türkçe Liderlik Görüş

Anketi ya da Liderlik Görüş Anketinin Türkçe Versiyonudur. Kullanılan bu ölçeğin dışında, spor

yöneticilerine “Kişisel Bilgi Formu” uygulanmıştır.

Elde edilen verilerin analizi, SPSS 11.0 istatistik paket programı kullanılarak elde edilmiştir.

Değerlendirme t testi ve Pearson Korelasyon analizi kullanılarak yapılmıştır. Spor yöneticilerinin

liderlik boyutları arasında istatistiksel olarak 0.05 düzeyinde anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Spor

yöneticilerinin liderlik boyutları ve diğer bağımsız değişkenler arasındaki ilişkilere bakıldığında; yaş,

görev yılı süreleri, Gençlik ve Spor İl Müdürlükler’ inde idareci olarak görev yapma süreleri arasında

anlamlı ilişkiler bulunurken (p<0.05), cinsiyet, öğrenim durumları, gelir düzeyleri ve kulüp

yöneticilerinin başka bir mesleğe sahip olmaları arasında anlamlı ilişkiler bulunamamıştır (p>0.05).

Anahtar Kelimeler: Yönetim, Spor Yönetimi, Yönetici, Spor Yöneticisi, Liderlik.

Page 6: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

5

INVESTIGOTING THE LEADERSHİP DIMENSIONS OF SPORT OF SPORT MANAGERS’

( Example Of Aegean Zone)

SUMMARY

Purpose of the research is to determine the leadership investigoting of the sports managers who are in

different dimensions of sports management.

Te variables that are considered in the framework of this generel purpose are; gender, age, education

level, income level, working as a sports manager or not, years of working, other jobs of the club

managers except their own jobs, time period of working as sports managers of the leaders that have

jobs in Youth and Sports Management of City in the research.

Sampling groups of this research are; the people who are working as managers in Youth and Sports

Management of City, city managers, branch managers, chieves, and the members of board of directors

who are sports managers in the sports clubs in Egean Region. Our questionnaire was applied to 161

people in total which includes; 107 sports managers working at the Youth and Sports Management of

the cities of; İzmir, Manisa, Afyon, Uşak, Muğla, Aydın, Kütahya and Denizli, and 54 sports club

managers working at Karşıyaka Sports Club, Izmir Büyükşehir Belediye Sports Club, Uşak Sports

Club, Afyon Sports Club, Aydın Sports Club, Kütahya Sports Club, Muğla Sports Club.

The scale that was applied to the sports managers in this research is “The Questionnaire of Leadership

View” which was developed by Edwin A. Fleishman in 1960 and published by SRA ( Scientific

Research Associates ). Balcı (1997) which was applied for validity and reliability studies, is the turkish

version of the Questionnaire of Leadership View. In addition to this scale which was used to sports

managers, personal information form was used.

The analysis of data which was obtained was acquired by using the package program of SPSS 11.0.

The evaluation was done by using the analysis ot t test and Pearson correlation.

At the end of the research it was detected that, there was no coherent relation among the leadership

dimensions of the sports managers at the level of 0,05 statistically

As we consider the relationships between the leadership dimensions of the sports managers and the

other independent variables, the coherent relationship was found (p<0,05) among age, years of

working, years of working as administrators in Youth and Sports Management of City, whereas there

was no coherent relationship (p>0,05) among gender, education level, income level, working at higher

levels and club managers’having other jobs.

Key words: Management, Sports Management, Manager, Sports Manager, Leadership.

Page 7: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

6

GİRİŞ

Grup üyelerinin gruba dâhil olduklarını hissetmeleri, belirli karşılıklı rollere, statülere, değer

hükümlerine sahip olmaları ve özelliklerinin farkında olarak karşılıklı ilişki içinde bulunmaları

gerekmektedir (ERKAL,1998). Örgüt, sosyal bir varlık ve sosyal bir sistem olduğu savunularak

‘kişilerin tek başlarına gerçekleştiremeyecekleri amaçları, başkaları ile bir araya gelerek, grup halinde

gayret, bilgi ve yeteneklerini birleştirerek gerçekleştirmeyi sağlayan bir iş bölümü ve koordinasyon

sistemi olarak tanımlanır (ESKİCİOĞLU ve Ark, 2004). Her toplumun ve kurumun yönetilmeye

gereksinimi vardır. Her kurumda mutlaka birinin, o kurumun yönetimini üstlenmesi; amaç, politika,

ilke ve hedef belirlemesi, yönetsel kararlar vermesi ve örgüt içinde birimler ve çalışanlar arasında

ahenk ve işbirliğini temin etmesi gereklidir. Bir örgütte yönetimin gerekliliği, yöneticiliği ve liderliği

gerektirir (ESKİCİOĞLU ve Ark, 2004). Sosyologların çoğuna göre liderlik, kişisel otoritenin sosyal

grupları etkilemek amacı ile kullanılmasıdır. Lider kişisel otoritesini, diğer kişiler aracılığı ile, çeşitli

amaçları gerçekleştirmek için kullanır; koordinasyon, denetleme, yöneltme, başkalarının güçlerini

harekete geçirme gibi. Lider genellikle, zorlayıcı yolları kullanmaz (DÖNMEZER, 1994).Örgütler

amaçlarını gerçekleştirirken bireylerin bu amaca ulaşmaktaki çabalarını destekleyen, onlara yol

gösteren kişi liderdir. Bu lider yönetici de olabilir, onun dışında örgütteki çalışanların belirleyecekleri

başka bir kişi de olabilmektedir. Ancak şöyle bir gerçek vardır ki, çalışanların hedefleri için onları

destekleyen, yönlendiren bir kişi olmalıdır. Bu kişi de liderdir (PEKER, 2000). Bazı yazarlar liderlerin

doğduğunu, eğitilerek yetiştirilemeyeceklerini ileri sürerken, pek çok yazar da liderlik tutum ve

davranışsal özelliklerinin eğitimle geliştirilebileceğini savunmuşlardır (BİLGİN, 2000). Yönetici ve

lider kavramları, çalışanların hedefe yönetilmesi ve amaçların başarılması konusunda benzer özellik

arz etmesine rağmen bu iki olgu arasındaki fark çalışanları hedefe yönlendirmede kullanılan güç

kaynağıdır. Organizasyonda başarının sağlanabilmesi için hem yöneticilere hem de liderlere ihtiyaç

vardır. Ancak, ikisinin de eksik olduğu taraflar vardır. Yöneticiler, daha çok mantık ve stratejilere

odaklanırlarken, lider hayal gücü ve yaratıcılık peşinden giderler (ZALEZNİK, 2004). Yönetici,

gücünü makamdan alırken liderler gücünü bilgi, uzmanlık ve karizmasından alır. Yöneticinin

sorumluluğu var olan sistemi çalışır kılmak,riski asgariye indirmekken, liderin ise yenilikçi ve yaratıcı,

sorgulayıcı bir hareket tarzı vardır (TENGİLİMOĞLU, 2005). Günümüzde her yönetici, başarılı

olabilmek için liderlik özelliklerine sahip olmalıdır. Çünkü artık çağdaş kuruluşlar lider yönetici

aramakta ve çalışanlar da lider yöneticiler olduğu zaman başarılı olmaktadırlar (ESKİCİOĞLU ve

Ark, 2004).

Yapılan bir çok araştırmada, liderlik tipleri ve boyutları farklı şekillerde ortaya konulmuştur. İçerik

olarak aynı olan özellikler farklı başlıklar altında toplanmıştır. Bu yapılan çalışmada; Görevci liderlik,

İlişkici liderlik ve Statükocu liderlik boyutları ele alınmıştır. Görevci liderlik boyutu, bir liderin örgüt

amaçlarını gerçekleştirmesine dönük kendi rolünü ve astlarının rollerini tanıyıp yapılaştırma derecesi

Page 8: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

7

anlamındadır (BALCI, 1997). İlişkici liderlik boyutuna sahip bireylerin özelliklerine bakıldığında; bir

liderin karşılıklı güven, astlarının görüşlerine saygı, onların duygularına anlayış gösterme, astları ile

arasında belli bir sıcak ilişkili ile karakterize edilen iş ilişkilerine sahip olma derecesidir (BALCI,

1997). Liderler, aktif ve dinamiktirler. Statükocu, bir kişi hiçbir zaman iyi ve etkili bir lider olamaz.

Lider, ilke ve hedeflerinden sapmadan sürekli gelişmeye, kendini, astlarını çalışanlarını, örgütünü ve

toplumunu geliştirmeye çalışan kişidir. Zira, kendini yenilemeyen ve geliştirmeyen bir lider, lider

olarak kalamaz.Lider de dinamik olmak, değişmek ve gelişmek zorundadır (PEKER, 2000).

Gelecekte, rekreasyonel sporlarda ve spor takımlarının farklı branşlarında, uygun liderlik stillerinin

olması gerekliliği vardır. Yani farklı organizasyonlarda farklı liderlik tiplerinin olması

(CHELLADURAİ, 1980).

ÖRNEKLEM

Araştırmanın örneklemini, Ege Bölgesi’ndeki İzmir, Manisa, Afyon, Uşak, Aydın, Muğla, Kütahya ve

Denizli illerindeki Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri’nde görev yapan 106 yönetici ile Karşıyaka Spor

Kulübü, İzmir Büyükşehir Belediye Spor Kulübü, Vestel Manisa Spor Kulübü, Uşak Spor Kulübü,

Afyon Spor Kulübü, Aydın Spor Kulübü, Muğla Spor Kulübü ve Kütahya Spor Kulüplerinde görev

yapan 54 spor kulübü yöneticisi olmak üzere toplam 161 spor yöneticisinden oluşmaktadır.

VERİ TOPLAMA ARAÇLARI

Spor yöneticilerinin liderlik boyutlarını ölçmeye yönelik “Liderlik Görüş Anketi” ve spor

yöneticilerinin sosyo-demografik özelliklerini ortaya çıkarabilmek amacıyla “Kişisel Bilgi Formu”

uygulanmıştır.

Edwin A. Fleishman tarafından geliştirilen ve 1960 yılında yayımlanan Liderlik Görüş Anketi, Balcı,

1997 yılında Türkçe’ye uyarlanmış ve yapı geçerliliğini test etmiştir (BALCI, 1997). Ölçeğin

boyutlarının iç tutarlılığını Cronbach Alpha katsayısı ile .53 ila .59 arasında bulmuş ve yaptığı

araştırmada bu katsayıları yeterli olarak kabul etmiştir (BALCI, 1997).

VERİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Elde edilen verilerin analizi, SPSS 11.0 istatistik paket programı kullanılarak elde edilmiştir.

Değerlendirme t testi ve Pearson Korelasyon analizi kullanılarak yapılmıştır.

Page 9: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

8

BULGULAR

Tablo 1. Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri ile Spor Kulüplerinde Görev Yapan Spor Yöneticilerinin

Görevci Liderlik Boyutu Arasındaki İlişkiyi Gösterir tablo.

(t Testi Analizi).

Spor

Yöneticileri N

_

X S.d.

t p

GSİM 107 24,00 3,38

Kulüp

Yöneticileri

54 29,96 2,90

-11,623

0,109

Tablo 1. de verilerden elde edilen bulgulara göre;

-Anlamlı bir fark bulunmadığı saptanmıştır (p>0.05).

Tablo 2. Spor Kulüpleri İle Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri’ nde Görev Yapan Spor Yöneticilerinin

İlişkici Liderlik Boyutları Arasındaki İlişkiyi Gösterir tablo.

(t Testi Analizi).

Spor

Yöneticileri N

_

x S.d.

t p

GSİM 107 13,42 1,96

Kulüp

Yöneticileri

54 13,77 2,27

-0,959

0 ,335

Tablo 2. de verilerden elde edilen bulgulara göre;

-Anlamlı bir fark bulunmadığı saptanmıştır (p>0.05).

Page 10: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

9

Tablo 3. Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri İle Spor Kulüplerinde Görev Yapan Spor Yöneticilerinin

Statükocu Liderlik Boyutları Arasındaki İlişkiyi Gösterir Tablo (t Testi Analizi).

Spor

Yöneticileri N

_

x S.d.

t p

GSİM 107 11,71 2,28

Kulüp

Yöneticileri

54 10,51 2,36

3,074 0 ,893

Tablo 3. de verilerden elde edilen bulgulara göre;

Anlamlı bir fark bulunmadığı saptanmıştır (p>0.05).

Tablo 4. Spor Yöneticilerinin “Yaşları ile Görevci Liderlik” boyutu arasındaki ilişkiyi gösterir tablo

(Pearson Korelasyon Analizi).

Pearson

Korelasyon Yaşlar

r ,230**

p ,003

Görevci

Liderlik

Boyutu n 161

Tablo 4. Verilerden elde edilen bulgulara göre;

-Anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (**p<0,01). Spor yöneticilerinin yaşları arttıkça, görevci

liderlik boyutu artmaktadır denilebilir.

Tablo 5. Spor Yöneticilerinin Öğrenim Durumları İle İlişkici Liderlik Boyutu Arasındaki İlişkiyi

Gösterir tablo (Pearson Korelasyon Analizi).

Pearson

Korelasyon

Öğrenim

Durumu

r ,100

p ,207

İlişkici

Liderlik

Boyutu n 161

Tablo 5. Verilerden elde edilen bulgulara göre;

-Anlamlı bir ilişki bulunamadığı saptanmıştır (p>0,05).

Page 11: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

10

Tablo 6. Spor Kulüplerindeki Spor Yöneticilerinin Gelir Düzeyleri İle Görevci Liderlik Boyutu

Arasındaki İlişkiyi Gösterir tablo (Pearson Korelasyon Analizi).

Pearson

Korelasyon

Gelir

r ,073

p ,599

Görevci

Liderlik

Boyutu n 54

Tablo 6. Verilerden elde edilen bulgulara göre;

-Anlamlı bir ilişki bulunamadığı saptanmıştır ( p>0,05).

Tablo 7. Spor Yöneticilerinin Görev Yılları İle Görevci Liderlik Boyutu Arasındaki İlişkiyi Gösterir

tablo (Pearson Korelasyon Analizi).

Pearson

Korelasyon

Görev

Yılı

r -, 226

p ,004

Görevci

Liderlik

Boyutu n 161

Tablo 7. Verilerden elde edilen bulgulara göre;

-Anlamlı ancak negatif bir ilişki olduğu saptanmıştır (**p<0,01). Spor yöneticilerinin görev yılları

arttıkça görevci liderlik boyutu azalmaktadır denilebilir .

Tablo 8. Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri’nde Görev Yapan Spor Yöneticilerinin İdareci Olarak Görev

Yapma Süreleri İle Görevci Liderlik Boyutları Arasındaki İlişkiyi Gösterir tablo (Pearson Korelasyon

Analizi).

Pearson

Korelasyon

Görev

Yapma

Yılı

R ,289**

P ,003

Görevci

Liderlik

Boyutu N 107

Tablo 8. Verilerden elde edilen bulgulara göre;

-Anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (P**<0,01). Spor yöneticilerinin idareci olarak görev yapma

süreleri arttıkça görevci liderlik boyutu da artmaktadır denilebilir .

Page 12: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

11

Tablo 9. Spor Kulüplerindeki Spor Yöneticilerinin Başka Bir Meslekle Uğraşmaları İle İlişkici

Liderlik Boyutu Arasındaki İlişkiyi Gösterir tablo.

(Pearson Korelasyon Analizi)

Pearson

Korelasyon

Meslek

r -,025

P ,860

İlişkici

Liderlik

Boyutu n 54

Tablo 9. Verilerden elde edilen bulgulara göre;

-Anlamlı bir ilişki bulunamadığı saptanmıştır (P>0,05).

TARTIŞMA VE SONUÇ

Spor yöneticilerinin liderlik tiplerini boyutlarını belirlemek için yapılan istatistiksel analizlerde

Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri’nde ve Spor Kulüplerinde görev yapan spor yöneticilerinin görevci,

ilişki ve statükocu liderlik boyutları açısından aralarında anlamlı bir fark bulunamamıştır

(p>0.05;Tablo1, Tablo2, Tablo3). İMAMOĞLU ve YERLİSU (2003) yapmış oldukları benzer bir

çalışmada ise Spor Eğitimi Veren Yüksek Öğretim Kurumlarında Görev Yapan Yöneticilerin

Yöneticilik becerilerini incelemişler ancak aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olmadığını

bulmuşlardır. OKAKIN ve TINAZ (1997) Bankalarda Şube Müdürlerine yaptıkları çalışmalarında

şube yöneticilerinin demokratik ve değişime açık bir yaklaşım içinde olduklarını ortaya koymuşlardır.

Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak illerindeki sporla

ilgili organizasyonları gerçekleştiren birimlerdir. Burada çalışan spor yöneticileri devlet tarafından

atanarak göreve gelen ve devlet adına spor organizasyonlarını gerçekleştiren devlet memurlarıdır. Spor

Kulüplerinde görev yapan spor yöneticileri ise, kendi istekleri doğrultusunda gerek gönül verdikleri

takımlarda, gerekse illerinde bulunan takımları desteklemek amacıyla spor yöneticiliği yapmaktadırlar.

Bu farklılığın, hem Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinde hem de Spor Kulüplerinde görev yapan spor

yöneticilerinin görevci, ilişkici ve statükocu liderlik boyutlarını anlayış biçimlerinin birbirlerine

benzerlik göstermelerinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Spor yöneticilerinin yaşları ve görevci liderlik boyutu arasında istatistiksel olarak pozitif yönde

anlamlı bir ilişki bulunmuştur (Tablo 4) (p<0.05). ARICI (2002), yaptığı çalışmasında yaşın liderlik

davranışı üzerinde etkili olduğunu ve bu liderlik davranışlarında farklılık gösteren yaş grubunun 35

yaş ve üzeri olduğunu tespit etmiştir .Bireylerin yaşları ilerledikçe edindikleri tecrübeler ışığında

görevlerinin tanımını tam anlamıyla kavrayabilmekte buna bağlı olarak da görevci liderlik boyutlarının

yaşla bağlantılı olarak arttığı düşünülmektedir.

Page 13: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

12

Spor yöneticilerinin öğrenim durumları ile ilişkici liderlik boyutları arasındaki ilişkiye bakıldığında

istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (Tablo 5) (p>0,05). KATTAT ve Ark. (2004),

“Spor Federasyonlarında Görev Yapan Genel Sekreterlerin Liderlik Analizi” adlı araştırmalarında işe

yönelik yani görevci liderlik tarzları ile mezun olunan bölümler arasında fark bulamamışlardır. Bu

çalışma da ise bireye yönelik yani ilişkici liderlik boyutuna bakılmıştır. İlişkici rolü; işletmenin veya

organizasyonun hem içinden hem de dışından bilgi edinilecek kaynakları geliştirme ve bu kaynaklarla

ilişkileri güçlendirme konusu ile ilgilidir (DIXON, 1997). Farkın olmamasının nedeninin liderliğin

özellikler kuramında, liderin doğuştan bazı özellik ve niteliklere sahip olduğu ve eğitimle lider

olunamayacağı düşüncesinden kaynaklandığı düşünülmektedir (ALGANER, 2002).

Spor kulüplerinde görev yapan spor yöneticilerinin gelir düzeyleri ile görevci liderlik boyutu arasında

istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca rastlanamamıştır (Tablo 6) (p>0,05). Spor kulüplerinde görev

yapan spor yöneticileri fahri spor yöneticileri olarak görev yapmaktadırlar (CANKALP, 2002). Spor

kulüplerine maddi destek sağlayan spor yöneticileri, kendi mesleklerinin dışında bu mesleği kendi

istekleri doğrultusunda yapmaktadırlar.

Tablo 7‘da spor yöneticilerinin görev yıllı süreleri ve görevci liderlik boyutu arasında anlamlı fakat

negatif bir ilişki olduğu görülmektedir. KATTAT ve Ark. (2004) yaptıkları çalışmalarında hizmet

sürelerinin liderlik özelliğini etkilemediği sonucuna varmışlardır. Görev süreleri arttıkça kazandıkları

tecrübeler neticesinde görevci liderlik boyutundan uzaklaşarak daha çok bireye yönelik bir tutum

sergiledikleri düşünülmektedir.

Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri’nde görev yapan spor yöneticilerinin idareci olarak görev yapma

süreleri ve görevci liderlik boyutu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0.05)

(Tablo 8). Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinde görev yapan spor yöneticileri, bu örgüte resmen

atanmış ve seçilmiş kişilerdir. Bu kişilere resmi lider de denir (NALBANT ve Ark., 1997). Başka bir

ifade ile resmi spor yöneticileridir (CANKALP, 2002). Resmi liderler yetki ve otoritelerini daha çok

yasalardan ve yazılı kurallardan (mevzuattan) alırlar. Yönetimde mevzuata ve resmi kurallara son

derece bağlıdırlar (NALBANT ve Ark., 1997).

Spor Kulüplerindeki spor yöneticilerinin, başka bir meslekle uğraşmaları ilişkici liderlik boyutu

arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (p>0.05) (Tablo 9). Fahri spor yöneticileri, toplumun her

kesiminden ve meslek gruplarından olabilirler. Karşılıksız olarak sporun gelişmesi ve

yaygınlaştırılması için toplumsal bir görev üstlenen kulüp yöneticileri insanlar ile ilişkilerindeki

sağlıklı iletişim sonunda toplum içerisinde farklı, saygın bir yer edinmektedirler (İKİZLER, 2000).

Spor yöneticiliği dışında başka bir iş sahasında çalışan spor yöneticileri ile sadece spor yöneticiliği

yapan yöneticilerin ilişkici liderlik boyutu puanlarının birbirine yakın çıkmasından dolayı

kaynaklandığı düşünülmektedir.

Page 14: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

13

ÖNERİLER

Bu alanda araştırma yapmak isteyen araştırmacılar için;

*Amatör ve profesyonel spor kulüplerindeki spor yöneticilerinin, liderlik özellikleri açısından

karşılaştırma yapılarak incelenebilir.

*Çalışmada; liderliğin, görevci, ilişkici ve statükocu liderlik boyutları incelenmiştir. Liderliğin diğer

boyutları ele alınarak incelenebilir.

* Spor yöneticilerinin, liderlik tiplerinin yanı sıra sosyo-kültürel özellikleri açısından bir inceleme

yapılabilir.

Yapılan çalışmanın sonucunda, ulaşılan kulüplerde kadın spor yöneticisine rastlanamamıştır. Sporun

içerisinde gün geçtikçe adını duyuran kadınların, sporun en önemli alanlarından biri olan spor

yöneticiliğinin dışında kalması üzücü bir sonuçtur. Bu nedenle kadınların spor yönetimi alanı

içerisinde idareci olarak görev almaları sağlanmalıdır.

Bir kurumun başarıya gidebilmesi kurumundaki yöneticilerin liderlik özellikleri ile ilişkilidir. Bu

nedenlerle, lider ve yönetici ayırımından kaçınılarak lider yöneticiler yetiştirilmesi sağlanarak, yeni bir

kavram olan yönetimsel liderlik kavramı kurumlarda benimsetilmeye çalışılmalıdır.

Liderlik kavramı bir kişilik özelliği olmasından dolayı, daha küçük yaşlardan itibaren çocuklara

liderlik özelliklerini geliştirecek düzeyde sorumluluk verilmelidir. Liderlik özelliklerinin gelişeceği en

önemli toplumsal etkinlik spor ortamı olduğundan çocuklar spora teşvik edilmeli ve buna bağlı olarak

da liderlik özelliklerinin gelişmesi sağlanabilmelidir.

Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulları’ndaki Spor Yönetimi bölümlerindeki ders müfredatlarının

spor yönetimi derslerinin teorik ağırlıklı olup, daha fazla mesleki anlamda uygulamaya dönük olması

sağlanmalıdır. Ayrıca, spor yöneticiliği bölümünde okuyan öğrencilerin öğrencilik dönemlerinde spor

kulüplerinde görev almaları yönünde teşvik edilmelidirler.

KAYNAKÇA

1. ALGANER İ.Y.(2002), Liderlik Analizi Ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde Liderlik, Afyon:

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

İşletme Anabilim Dalı.

2. ARICI D.E.(2002), Yönetici Yaşının Liderlik Davranışları Üzerindeki Etkileri: Bankacılık

Sektöründen Bir Grup Yönetici Üzerine Bir Araştırma, Antalya: Akdeniz Üniversitesi İİBF

Dergisi, 3, Syf 1-20,

3. BALCI A.( 1997), Liderlik Görüş Anketinin Türkçe’ye Uyarlanması ve Yapı Geçerliliği, İstanbul:

21. Yüzyılda Liderlik Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Syf 37-40,.

Page 15: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

14

4. BİLGİN N. (Ed).(2000), Sosyal Psikolojiye Giriş, 3. baskı, Ege Üniversitesi Yayınları,. İzmir

5. CANKALP M. (Ed)., Sporda yönetim ve Organizasyon, Nobel Yayın Dağıtım, Syf 127-129,

Ankara.

6. CHELLADURAİ, P.(1980), Leadership in Sports Organizations, Canadian Journal of Applied,

Sport Sience, 5, Syf 226-231.

7. DIXON R. (Ed).( 1997), Management Theory and Practice, England: Butterwarth-Heinemann Ltd.

Linanc Howe,.

8. DÖNMEZER S. (Ed).(1994), Toplumbilim, 11. baskı, Beta Basım Yayım Dağıtım,Syf 163,

İstanbul

9. ERKAL M.E. (Ed).(1998), Sosyoloji, 9. baskı, Der Yayınları, Syf 30, İstanbul

10. ESKİCİOĞLU Y., MİRZEOĞLU N., ÇELEBİ M.(2004), Gençlik ve Spor İl Müdürlerinin

Verimliliklerini Etkileyen Faktörlerin Analizi, 10.Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi Özet

Kitabı,Syf 96, Antalya.

11. İKİZLER C. (Ed).(2000), Sporda Sosyal Bilimler 1, 1. baskı, Alfa Basım Yayım Dağıtım, Syf 153-

168, İstanbul.

12. İMAMOĞLU F. A., YERLİSU T.(2003), Spor Eğitimi Veren Yüksek Öğretim Kurumlarında

Görev Yapan Yöneticilerin Yöneticilik ve Liderlik Becerilerinin Değerlendirilmesi, Gazi Beden

Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, VIII,1, Syf 61-71, Ankara.

13. KATTAT D., MİZRAK O., YENEL İ. F.(2004), Spor Federasyonlarında Görev Yapan Genel

Sekreterlerin Liderlik Analizi, 10.Uluslar arası Spor Bilimleri Kongresi Özet Kitabı,Syf 96,

Antalya.

14. NALBANT E., ÖZDİL T., ECEVİT Z.(1997), Liderlik Nitelikleri ve İş Gören Performansı

Üzerindeki Etkileri, 21. Yüzyılda Liderlik Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Syf 18-20, İstanbul.

15. OKAKIN N., TINAZ P.(1997), Orta Kademe Yöneticilerinin Liderlik Tarzlarına Yönelik Bir

Çalışma; Bankalarda Şube Müdürlerinin Liderlik Tarzları, 21. Yüzyılda Liderlik Sempozyumu

Bildiriler Kitabı, 1. baskı, İstanbul.

16. PEKER Ö., AYTÜRK N (Ed).(2000), Etkili Yönetim Becerileri, Yargı Yayınevi, Syf 47-49,

Ankara.

17. TENGİLİMĞLU D.(2005), Hizmet İşletmelerinde Liderlik Davranışları İle İş Doyumu Arasındaki

İlişkinin Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma, Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi 1.

18. ZALEZNİK A.(2004), Managers and Leaders, United Stades: Clin Leadersh Management Review,

18(3),Syf 171.

Page 16: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

15

SPOR HUKUKUNDA TAHKİM

Dr. Selami Özsoy

Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Özet

Sporun tüm dünyada ekonomik anlamda genişleyerek son dönemde bir endüstri halini alması, yaşanan uyuşmazlıklara karşı genel hukuk sistemlerinin dışında, özel bir spor hukuku alanı doğmasına neden olmuştur. Uyuşmazlıkların ve itirazların sporun yapısına uygun şekilde kısa sürede çözümlenmesi amacıyla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de özel tahkim kurulları oluşturulmuştur. 1991 yılında özerk yapıya kavuşan Futbol Federasyonu bünyesinde kurulan tahkim kurulunun ardından özerkleşen diğer federasyonlar için Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde bir tahkim kurulu oluşturulmuştur. FIFA’nın da 2003 yılından bu yana kararlarının bağlayıcılığını kabul ettiği Spor Tahkim Mahkemesi (CAS), spor alanında oluşan hukuki ihtilafları hakemler aracılığıyla çözümlemektir. 2007 yılındaki kanun değişikliğiyle Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nun atamasıyla göreve getirilmesi kararlaştırılan TFF Tahkim Kurulu’nun, CAS’ın Uluslararası Olimpiyat Komitesi’yle bağlarını koparması örneğinde olduğu gibi, bağımsızlık ve tarafsızla ilgili endişeleri gideren bir atanma yöntemine kavuşturulması gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Spor Hukuku, Futbol, Tahkim.

Giriş

20. yüzyılda bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, insanların hayat standartlarını

değiştirmiş, ortaya çıkan serbest zamanların değerlendirilmesinde spor ilk sırayı alan uğraşların başında gelmiştir. Sağlığı korumak, eğlenmek, sosyalleşmek amacıyla yapılan spor faaliyetleri, geride bıraktığımız yüzyılda amatörlük sürecinden çıkarak günden güne artan bir profesyonellik anlayışı içinde ele alınmaya başlanmış ve günümüzde artık ilk 10 sektör arasında sayılan bir büyüklüğe ulaşmıştır.

Sporcular, kulüpler, federasyonlar, uluslararası federasyonlar ekseninde karmaşık bir yapıya sahip olan sportif faaliyetlerinin yerine getirilmesi sürecinde ortaya çıkan hukuki problemlerin çözüme kavuşturulması; disiplinler arası bir bilim dalı olan spora yeni bir alan daha kazandırmış, spor hukukunun ayrı bir alan olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Hukuk sistematiği açısından ele alındığında özel hukukun bir parçası olduğu görülen

spor hukukunun, sporun kendine has dinamik yapısına bağıntılı olarak yapılanması ve işlemesi, beklenen bir olgudur.

Spor hukuku, sporcular ile kulüpler, kulüpler ile kulüpler, kulüpler ile federasyonlar veya sporun diğer süjeleri arasında ortaya çıkan problemlerin çözümüne spor ruhuna uygun hukukun genel ilkeleriyle bağdaşır çözümler bulan bir disiplindir (GENÇ, 1998: 61).

Dar anlamda spor hukuku: 1) sporcuların hakları ve yükümlülüklerini düzenleyen kuralları; 2) spor kuruluşlarının yapısını, faaliyetlerini ve aralarındaki ilişkileri; 3) antrenörler başta olmak üzere sportif yaşamı yönetenlerin eylemlerini, yükümlülüklerini ve sorumluluklarını; 4) spor gerçek ve tüzel kişilerinin davranışlarını; 5) sporda fair- play’i; 6) sporda yargı organlarının hukuki varlığını ve bunların ihtilafları usul ve esastan çözümleme kurallarını içerir. Geniş anlamda spor hukuku ise: 1) bireyin spor yapma ve sportif faaliyetlere özgürce katılma hakkını; 2) sportif faaliyet ve ilişkilerinin sosyal güvenlik ve iş hukuku boyutunu; 3) profesyonel spor aktörlerinin hak ve ilişki düzenlemesini; sporda şiddet, doping,

Page 17: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

16

ceza ve disiplin hukuku kapsamına giren eylemler gibi olumsuz davranışların önlenmesini; 5) sporda adalet ve barışın sağlanmasına yönelik her türlü önlem ve kurumu; 6) uluslararası spor yarışmalarının yapılabilmesi için gerekli kişi, kurum, kuruluş ve devletler düzeyinde kuralları ve bunlar arasındaki ilişkileri içerir (ERKİNER, 2002).

Sporun çok hızlı bir şekilde gelişmesi, ortaya çıkan sorunların artması, hızlı ve pratik şekilde çözüm bulunması gereğini doğurmaktadır. Spor alanında yaşanan uyuşmazlıkların giderilmesinde, hızlı ve kesin bir çözüm yolu olması nedeniyle tahkim sıkça başvurulan bir hukuk prosedürüdür.

Bir spor hukuku düzeninin kabulü bu alandaki ihtilafların çözümü için de kendine özgü bir sistemin kabulünü kaçınılmaz kılar. Bu suretle devlet yargısının yanında bir de spor yargısı ve adaleti ortaya çıkmaktadır. Yani kural rekabetine bir de yargı yetkisi rekabeti ilave olmaktadır. Devletin ceza yargılamasına karşı spor teşkilatının disiplin yargılaması ve buna özgü birinci yargılama ve temyiz makamı yetkisine sahip organlar yaygınlaşmaktadır.

Ulusal ve uluslararası düzeyde spor alanındaki ihtilafların giderilmesi için görev yapan tahkim organları mevcuttur. Türkiye’de gördüğü büyük ilgi ve gelir kaynaklarının fazlalığı nedeniyle özerk bir yapıya kavuşan futbolun yapısı içinde bulunan Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesindeki Tahkim Kurulu ile uluslararası alanda Spor Tahkim Mahkemesi (CAS), tahkim fonksiyonunu yerine getiren belli başlı kuruluşların başında gelmektedir. Bu kurullar, üst derece mahkemesi gibi çalışmakta ve verdiği kararlara karşı yerel yargı denetimi yolu kapatılmıştır.

Ancak hemen belirtmeliyiz ki, doktrinde biri birine zıt birçok görüş mevcuttur. Bunların bir kısmı; spor hukukuna, devletlerin hukuk düzenlerine karşı tam bağımsızlık tanımanın sakıncalarına değinirken, karşı görüşte olanlar uygulamayı ortaya koyarak istense de istenmese de (de facto) spor hukukunun gittikçe bağımsızlaştığını ve sadece kendi gereklerine göre kural koyduğunu savunmaktadırlar (ERKİNER, 2002: 243).

Bu çalışmada, sporda tahkim olgusu ulusal ve uluslararası düzeydeki kuruluşlar çerçevesinde irdelenecektir.

1- TAHKİM VE SPORDA TAHKİM

I- Tahkim Kavramı

Tahkim, bir uyuşmazlığın taraflarının devlet mahkemelerine giderek dava açmak yerine uyuşmazlığın çözümü için hakem atamak veya mahkemeden hakem atanmasını istemek suretiyle oluşturulacak bir özel heyeti (hakem kurulu) görevlendirilmeleridir (ÖNEN, 1998: 297)

Bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın anlaşarak bu uyuşmazlığın çözümünü özel kişilere bırakmalarına ve uyuşmazlığın özel kişiler tarafından incelenip karara bağlanmasına “tahkim” denir. Tahkim, kural olarak ihtiyaridir. Ancak özel kanun hükümleri ile bazı hallerde, bir uyuşmazlığın çözümü için hakeme başvurmak zorunluluğu getirebilir (KADİRBEYOĞLU, 1996: 46).

Klasik tahkim hukuku çalışmalarında tahkim üç ana başlık altında incelenmektedir. Bunlardan ilki, bir kurum çatısı altında ve bir sekretaryanın denetiminde yürütülen tahkim yargılaması ile somut bir ihtilafı çözmek amacıyla oluşturulan tahkim heyetinin yapmış olduğu tahkim yargılamasıdır. Literatürde bu iki farklı yapı, kurumsal tahkim ve ad hoc tahkim olarak ifade edilmekte ve birbirinden ayrı incelenmektedir (KOÇAK, 2007: 38)

Page 18: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

17

Tahkim ayrıca “ulusal tahkim”, “uluslararası tahkim” ve “yabancı tahkim” diye ayrılmaktadır. Milli tahkim ve milletlerarası tahkimde ortak olan noktalardan biri, tahkimle tarafların aralarında çıkmış veya çıkacak ihtilaflar konusunda hüküm verilmesi hususunu, özel kişilere sunmak üzere anlaşmış olmalarıdır (ÇELİKTAŞ, 2000).

Bir ihtilafın tahkim yoluyla çözülebilmesi için iki koşul vardır: İlki, anlaşmazlığın tahkime elverişli bir anlaşmazlık olması, diğeri ise tarafların söz konusu anlaşmazlığı tahkim yoluyla çözme konusunda anlaşmalarıdır (KOÇAK, 2007: 41).

a. Tahkimin dünyadaki gelişimi

Tahkim kavramı, devlet yargısından daha eski bir kavramdır. Tahkimin tarihçesi incelendiğinde eski Yunan ve Roma Hukukunda tahkim kavramının bilindiği ve uygulandığı görülmektedir. Günümüzde tahkim, özellikle milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda sık başvurulan bir yoldur. Ancak ABD ve Japonya gibi ülkelerde iç hukuka ait uyuşmazlıklarda dahi, devlet yargısından daha çok başvurulan bir çözüm yolu olduğu görülmektedir. Ayrıca deniz ticareti veya milletlerarası ticaret gibi konularda milli mahkemeler yerine milletlerarası tahkime başvurulmasının çok yaygın olduğu görülmektedir (AKINCI, 2000).

b. Tahkimin ülkemizdeki gelişimi

Tahkim, ülkemiz açısından da yeni bir kavram değildir. 1927 tarihli Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu (HMUK) tahkimi düzenlemektedir. Ayrıca milletlerarası ticari ilişkiler bakımından Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’da tahkime ilişkin düzenlemeler vardır. Bundan başka Türkiye, tahkim alanında önem taşıyan tüm milletlerarası sözleşmelere taraf olmuştur. Bunlar “Yabancı Hakem Kararlarının İcrası Hakkında New York Sözleşmesi”, “Milletlerarası Ticari Hakemlik Konusunda” Avrupa (Cenevre) Sözleşmesi ve Washington Sözleşmesi Olarak bilinen, Dünya Bankası (ICSID) sözleşmesidir. Ayrıca, Türkiye bazı ülkelerle yaptığı yatırımların teşviki anlaşmalarında tahkim konusuna da yer vermektedir. Görüldüğü gibi, gerek kanunlarımızda, gerekse Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası anlaşmalarda, tahkim kavramı hukukumuzda var olan ve uygulanan bir kavramdır (AKINCI, 2000).

Tahkim kurumu, uluslararası ticaret uygulayıcıları tarafından “bağımsız” ve “tarafsız” bir yargı mercii olarak algılanmaktadır. Tarafların, objektif davranılmayacağı endişesi ile birbirlerinin milli mahkemelerine gitmekten çekinmeleri ve diğer sebeplerle milli mahkemelerin tercih edilmemesi, tahkim usulünü popüler kılmaktadır. Uyuşmazlıkların çözümünde yargı merciinin tarafsız ve bağımsız olması, taraflar bakımından vazgeçilmez bir unsurdur. Çünkü adaletin tecellisi yargı kurumunun bu özelliklerine bağlıdır. Tahkim, tarafların iradesine bağlı olarak bu ihtiyaca cevap verebilecek en uygun yargılama tekniğidir. Tahkimde taraflar, o güne kadar sergilediği tavır ve davranışlarla veya verdiği kararlarla objektifliğini ispatlamış kişileri davaların hâkimi olarak seçebilirler (ŞANLI ve EKŞİ, 2000: 74-75).

II- Sporda Tahkim Kavramı

Genel tahkim kavramı anlayışı içinde, spor alanında da ihtilafların çözümü için tahkim müessesesi ihdas edilmiştir. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından kurulan Spor Tahkim Mahkemesi (CAS), spor alanında uluslararası tahkim görevini gören en önemli kuruluştur. Ülkemizde özerk bir yapıya sahip olan futbol alanında yaşanan gelişmeler sonucunda, futbolun üst mahkemesi konumuna gelen Tahkim Kurulu kurulmuştur. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde de futbol dışındaki branşlar için oluşan özerk federasyonların ihtilaflarının çözümü için Tahkim Kurulu oluşturulmuştur.

Page 19: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

18

Spor alanında görülen uyuşmazlıklarda ve kuruluşların aldığı kararlara yapılan itirazların hızlı bir şekilde çözüme bağlanması için tahkim müessesesi kaçınılmazdır. Tahkim, maliyetli bir yöntem olmasına rağmen işleyişi hızlı ve kararları kesindir. Ancak tahkim kurullarının yapılanması ve hakemlerin aldığı kararların zaman zaman tarafları memnun etmemesi, tartışmaları da beraberinde getirmektedir.

2. ÜLKEMİZ SPORUNDA TAHKİM

Ülkemizde spor alanında ilk tahkim kurulu, 1992 yılında ilgili kanun maddesi ile özerk yapıya kavuşturulan Futbol Federasyonu bünyesinde oluşturulmuştur. Sporla ilgili uyuşmazlıkların çözümü için genel mahkemelere gidilmesi, genellikle karar için zaman aldığından sakıncalara neden olmaktaydı. Sporun ruhuna uygun kararların alınması gerekliliği ön plana çıkmıştı. Aynı zamanda, spor alanında yaşanan uyuşmazlıkların büyük bir bölümü, en çok lisanslı sporcunun ve kulübün bulunduğu futbol branşında gerçekleşmekteydi. Bu yüzden Futbol Federasyonu’nun bünyesinde, FIFA ve UEFA örneğinde olduğu gibi bir tahkim kurulu kurulması zorunluluğu doğmuştu. Kararların kısa sürede alınması spor için büyük önem taşımaktadır. Örneğin bir sporcuya verilen müsabakadan men cezası için üst mahkemeye itiraz edildiğinde, alınan karar, sporcunun men cezası aldığı sürenin dışına taşabilmektedir.

Ancak, kısa sürede karar vermenin dışında diğer bir faktör de itirazların görüşüldüğü Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin yerel idari kurumlardan etkilenme şayialarının ortaya çıkmasıdır. Futbol kulüpleri ile ilgili davalar, karşılaşmanın oynandığı şehrin yerel mahkemelerinde görülmekteydi. Bu da zaman zaman davalı taraf için bazı kuşkular doğurmakta, bu da sportif ortam adına olumsuzlukları beraberinde getirmekteydi1.

I- Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu

17.10.1992 tarih ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ve Türkiye Futbol Federasyonu özel hukuk hükümlerine tabi ve tüzel kişiliğe sahip bir müessese haline getirilmiştir. Türkiye Futbol Federasyonu, özel hukuk hükümlerine tabi özerk bir kuruluş haline getirilmesine paralel olarak, TFF bünyesinde yer alan her türlü futbol faaliyetlerinden doğan ihtilafların çözümünde tahkim esası getirilmiş ve Tahkim Kurulu ihdas edilmiştir. Dolayısıyla TFF bünyesinde yer alan her türlü futbol faaliyetinden doğan ihtilafların çözümü kanunla özerk ve bağımsız çalışan Tahkim Kurulu’na bırakılmıştır (GENÇ, 1998: 177).

Konusu futbol olan uyuşmazlıkları Tahkim Kurulu çözer; kararları kesindir. Bu kesinlik mutlaktır, çünkü kararlara karşı hiçbir yargı organına başvurulamaz. Tahkim Kurulu için “futbolun Anayasa Mahkemesidir” demek yanlış olmaz (YURTCAN, 2002).

a. TFF Tahkim Kurulu’nun Yapısı ve Görevleri

3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’a göre Kanun Koyucu, futbol faaliyetlerinin yürütülmesi esnasında ortaya çıkan ihtilaflarda son ve kesin yetkili mercii olarak Tahkim Kurulu’nu ihdas etmek suretiyle mecburi tahkimi benimsemiştir.

Kuruluş ve görevleri ile birlikte değerlendirildiğinde Tahkim Kurulu, özel kanunla oluşturulmuş mecburi tahkimdir. Üyelerin seçimi ve teşekkülünde bağımsız ve teminat

1 Bu anlamda yaşanan bir örnek, 1989 yılında Türkiye 1.Futbol Ligi’nde Boluspor ile Adana Demirspor arasında oynanan karşılaşma için yapılan şike başvurusuydu. Karşılaşmanın anlaşmalı şekilde sonuçlandığı ve Bolusporlu yöneticilerin Adana Demirsporlu yöneticilere para vererek şike yaptıkları iddia edilmişti. Boluspor’un küme düşmekten kurtulduğu karşılaşma sonrasında ligden düşen Malatyaspor, mahkemeye müracaat etmişti. Bolu Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen dava, iki yıl sürmüş, sonunda 2. Türkiye Ligi’nde iki sezon geçiren Malatyaspor, başvurusundan vazgeçerek olay kapanmıştı

Page 20: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

19

altındadır. Görevleri yerine getirirken bağımsız olup, kararları kesindir. Uygulamada Yargıtay, Danıştay gibi yüksek yargı organları, aldığı örnek kararlar ile 3813 sayılı kanunun anılan hükümlerine tereddütsüz uymuşlardır.2

Tahkim Kurulu görevlerinde bağımsızdır. Bağımsızlık, hâkimlerin bağımsızlığı anlamındadır, yani hiçbir kurum ve kişiden emir alamaz, çalışmalarını hukukun evrensel prensipleri doğrultusunda vicdani kanaatlerine göre karar verir. Tahkim üyeleri önlerine gelen sorunu belli süre içinde önceden belirlenmiş usul hukuku prensiplerine göre çözümler.

Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Talimatı’nın 13. maddesine göre Tahkim Kurulu kararları kesindir; idarî veya yargısal mercilerin onayına tâbi olmadığı gibi, bunlara karşı ülke içinde idarî veya yargısal mercilere başvurulamaz.3 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun kararların açıklanması, maddî hataların düzeltilmesi ve yargılamanın yenilenmesi hakkındaki hükümleri saklıdır (Tahkim Kurulu Talimatnamesi).

2007 yılında çıkarılan kanunla Tahkim Kurulu’nun atanma şekli ve yapısı yeniden düzenlenenek FIFA ve UEFA yönetmeliklerine uygun hale getirilmiştir.4 Üst federasyonların etkisiyle yapılan değişikliğe göre Tahkim Kurulu, a) Federasyon ile kulüpler, hakemler, futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri ile diğer görevliler arasında çıkan ihtilaflar hakkında Yönetim Kurulu tarafından verilecek kararları, b) Amatör ve profesyonel disiplin kurulları kararlarını, c) Uyuşmazlık Çözüm Kurulu kararlarını taraflarının itirazı üzerine inceleyerek kesin olarak karara bağlar.

2007 yılında yürürlüğe giren kanunla birlikte bir yenilik getirilmiş ve Tahkim Kurulu kararlarına yönelik Spor Tahkim Mahkemesine (CAS) başvuru yolu açılmıştır.

Böylece 1992 yılında çıkarılan kanunda olmayan ancak FIFA’nın kabul ettiği ve yerel federasyonlardan da beklediği şekilde Tahkim Kurulu kararlarına Spor Tahkim Mahkemesi’ne (CAS) başvuru yolu açılmıştır. 2007 yılında değiştirilen kanunun 14. maddesine göre sporcuların transfer, lisans ve sözleşmelerinden kaynaklanan ihtilaflar ile teknik direktörler ve antrenörlerin sözleşmelerinden kaynaklanan ihtilaflar hakkındaki Tahkim Kurulu kararlarına karşı, taraflar CAS’a gidebilecektir.

Bu değişiklik için, iç hukuk sisteminde çözülebilecek anlaşmazlıkların çözümünün yurt dışından aranması şeklinde yorumlar yapılmakla birlikte belli bir düzeyi aşan parasal anlaşmazlıklar için CAS’a gidilebileceği göz önünde tutulduğunda kararın olumlu olduğu görülmektedir. Çünkü bir anlaşmazlığın CAS’a intikali için ilk başvuruda 500 İsviçre Frangı yatırmak gerekmektedir. Bu da küçük meblağlı anlaşmazlıkların CAS’a intikalini caydırıcı bir unsur olacaktır.

2 Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 15.101.1990 tarih, 1990/13894 Esas Sayılı kararı ile “Anılan yasada öngörülen tahkim usulünün mecburi tahkim niteliğinde olduğu, kararların kesin olduğunun 3813 sayılı yasanın 13 ve 14. maddelerinde ayrı ayrı belirtildiği, bu durumda H.U.M.K’nun 432. maddesi gereğince Tahkim Kurulu Kararları’nın kesin olduğu karara bağlanmıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 24.12.1991 tarih, 1991/622-616 sayılı kararı ile “mahkemenin görevsizlik kararı ile dosyanın H.M.U.K’nun 438 maddesi gereğince Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’na gönderilmesini emretmiştir. Ankara 6. İdare Mahkemesi, 1992/1657 Esas 1993/7 sayılı kararı ile “Olayda, dava konusu yapılan işlem, hakem ile Türkiye Futbol Federasyonu arasındaki ihtilafın çözümüne ilişkin olduğuna göre, uyuşmazlığın sonuçlandırılmasında anılan bu yeni düzenlemeye göre, H.U.M.K’na göre çalışan ve verdiği kararlara karşı başvuru yolunda aynı kanunun Tahkim başlıklı 516-536. maddelerine tabi olan Tahkim Kurulu yetkilidir” şeklinde hüküm tesis etmiştir 3 Tahkim Kurulu’nun vermiş olduğu karara karşı, kararın yanlışlığına ilişkin temyiz isteği Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 28. 12.1990 tarih ve 1990/13984 E. 11144 sayılı kararı ile Tahkim kurulu kararlarının kesin olduğundan bahisle incelenmiştir (KADİRBEYOĞLU, 1996: 54). 4 Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Kanun No: 5719, Kabul Tarihi: 29.11.2007.

Page 21: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

20

b) Tahkim Kurulu’nun atanması

Kamuoyunda TFF Tahkim Kurulu ile ilgili birçok konuda eleştiriler yer almaktadır. Bunlardan biri de kurulun göreve geliş şekliyle ilgilidir.

2007 yılında yapılan değişiklikten önce 17/6/1992 tarihli 3813 sayılı kanuna göre Tahkim Kurulu, Futbol Federasyonu Genel Kurulu tarafından seçilirdi. Ancak uygulamada Genel Kurula sunulacak Tahkim Kurulu listesi Futbol Federasyonu başkan adayı tarafından oluşturulmaktaydı. Futbol Federasyonu Genel Kurulu’nun kulüp temsilcileri ağırlıklı olmasından dolayı TFF Tahkim Kurulu’nun oluşumunda tarafsızlığın zedelendiği yolunda görüşler mevcuttu. 5

Tahkim Kurulunun Futbol Federasyonu Genel Kurulu tarafından oluşturulmasından dolayı kararlarının objektif hukuk kuralları içinde verilmediği, bağımsız bir mahkeme görünümünden uzak olduğu sıklıkla ileri sürülmekteydi.6

Resmi atama prosedürünün dışında kurulun göreve geliş şekliyle ilgili olarak daha önceki örneklerden de hareketle eleştiriler mevcuttu. Bu kurulun üyeleri her ne kadar Genel Kurul üyelerinin oyları ile göreve gelse bile uygulamada Tahkim Kurulu üyeleri Futbol Federasyonu başkanı tarafından belirlenmektedir ve faaliyetleri sonucunda alacakları ücretleri de federasyon ödemektedir (GENÇ, 1998).

Yaşanan bu sakıncaları ortadan kaldırmak üzere 3813 sayılı kanun üzerinde TFF Tahkim Kurulu’nun göreve gelme şekli değiştirilmiştir. 2007 yılında yapılan değişikliğe göre Tahkim Kurulu için TFF Federasyon Başkanının teklifi ve Yönetim Kurulunun kararı ile en az beş yıllık meslekî tecrübeye sahip hukukçular arasından bir başkan, altı asıl ve altı yedek üyeden oluşturulur hükmü getirilmiştir.

Ancak bu değişikliğin de birçok sakıncalar doğuracağı görülmektedir. Çünkü değişiklik öncesinde olduğu gibi, Futbol Federasyonu’nun taraf olduğu uyuşmazlıkları da Tahkim Kurulu’nun çözme yükümlülüğü, yine bir çarpıklık kaynağı olarak karşımızda durmaktadır. TFF Yönetim Kurulu’nun aldığı bir kararı inceleyen TFF Tahkim Kurulu’nun, kendisini bu defa doğrudan atayan bir makama karşı alacağı kararların ne derece objektiflik sınırları içinde olacağı tartışma konusu olacaktır. Bu durum, üyelerin kararları bağımsız hukukçu kimlikleri ile alacağı gerçeğini değiştirmese de, üyeleri üzerinde her zaman için psikolojik bir baskı oluşturacaktır.

Uyuşmazlık Çözüm Kurulu

29.11.2007 tarihinde kabul edilen 5719 sayılı kanunla Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde Uyuşmazlık Çözüm Kurulu ihdas edilmiştir. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu; Federasyon Yönetim Kurulunun belirlediği Kurul Başkanı ile Kulüpler Birliği Vakfının, Profesyonel Futbolcular Derneğinin ve Türkiye Futbol Antrenörleri Derneğinin her birinin belirleyeceği 5’er üye olmak üzere 15 üyeden oluşur. Kurulun Başkan ve üyelerinin en az beş yıllık meslekî tecrübeye sahip hukukçu olması şarttır. Kurulun görev süresi, Federasyon Başkanının görev süresi kadardır. Kurul, beş kişilik heyetler hâlinde çalışır, kararlar oy çokluğu ile alınır.

5 2007 yılında yapılan kanun değişikliği ile TFF Genel Kurulu’nun üye sayısı 223’ten 267’ye yükseltildi. Yeni düzenlemeyle 267 üyenin 236’sı futbol kulüplerinin temsilcilerinden oluştu. 6 Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu, 1999 yılında Fenerbahçe’nin naklen yayınlar için “havuz” adı verilen oluşuma katılmama iddiasını haklı buldu ve Fenerbahçe’nin yine yayın sözleşmesinin geçerli olduğuna karar verdi. Federasyon bu karar sonrasında uygulamada değişiklik yapmadı. Fenerbahçe’nin sözleşme yaptığı yayın kuruluşu bir maçı naklen yayınlamaya başladı, maçın sonlarına doğru yayın engellendi. Yayın kuruluşu ve Fenerbahçe Federasyonca cezalandırıldı. Federasyon, Tahkim Kurulu’nun kararına uymamakla suçlandı. Olağanüstü kongrede Tahkim Kurulu üyelerinden bir kısmı değiştirildi (ÜÇIŞIK, 1999: 230)

Page 22: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

21

Uyuşmazlık Çözüm Kurulu; a) Kulüpler ile kulüpler, b) Kulüpler ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri, masörler ve müsabaka organizatörleri, c) Oyuncu temsilcileri ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, arasında her türlü sözleşmeden doğan veya futbolla ilgili olan uyuşmazlıkları, taraflarının başvurusu üzerine münhasıran yetkili olarak inceler ve karara bağlar.

TFF Tahkim Kurulu TFF bünyesindeki disiplin yargılamalarını üst merci olarak inceleyen ve kesin olarak karara bağlayan kurul olarak görev yapmaktadır. 2007 yılındaki kanun değişikliğinden önce uyuşmazlıklarla ilgili ilk derece yargılama yetkisi TFF Yönetim Kurulu’ndaydı. TFF Yönetim Kurulu’nun üyelerinin hukukçulardan oluşmaması da TFF Tahkim Kurulu açısından sorun teşkil ettiği, bunun için ilk derece yargılama yetkisinin TFF Yönetim Kurulu’ndan alınarak bağımsız bir ilk derece yargılama mercii oluşturulması önerilmekteydi (KOÇAK, 2007: 98). Bu durumdan dolayı 2007 yılında yapılan kanun değişikliği ile Uyuşmazlık Çözüm Kurulu oluşturulması, hukuki süreci daha sağlıklı bir hale getirmiştir.

2- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu

1992 yılında futbol branşının özerkliğe kavuşmasından sonra Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde kalan ve sayıları bugün sayıları 47’ye ulaşan özerk spor federasyonlarıyla ilgili hukuki uyuşmazlıklarda itirazlara çözüm bulması için Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde bir Tahkim Kurulu oluşturulmuştur.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Özerk Spor Federasyonları Çerçeve Statüsüne göre Genel Müdürlük bünyesinde bir tahkim kurulu kurulmuştur. Tahkim Kurulu özerk federasyon ile kulüpler, federasyon ile sporcu, hakem, teknik direktör, antrenör, idareci ve benzeri spor elemanları, kulüpler ile sporcu, antrenör, idareci ve benzeri spor elemanları, kulüpler ile kulüpler arasında çıkacak ihtilaflarla, federasyon yönetim kurulunca verilecek kararlar ile disiplin veya ceza kurulu kararlarına karşı ilgililerin itirazı üzerine inceleme yaparak kesin karar vermekle yükümlüdür.

GSGM Tahkim Kurulu Yönetmeliği’ne göre7 kurulun kararları kesindir ve bunlara karşı idari mercilere veya yargı yoluna başvurulamaz hükmü getirilirken sadece Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne (CAS) başvurma hakkı saklı tutulmuştur. Buna göre, federasyon başkanı ile yönetim, disiplin ve denetleme kurulu üyeleri hakkında verilen kararlara karşı ulusal federasyonunun üyesi olduğu uluslararası federasyonun mevzuatında yer alması halinde taraflar CAS’a başvurabilecektir.

Özerkliğe kavuşan spor federasyonları, ceza veya disiplin kurullarınca verilen kararlara karşı diğer hukuk yollarının kapatılarak sadece Genel Müdürlük bünyesinde oluşturulan Tahkim Kuruluna itiraz yolu açılması, sportif anlamda olumlu bir yaklaşım olmuştur.

Tahkim Kurulu yönetmeliğine göre, kurula beşi hukukçu, ikisi de spor alanında bilimsel çalışmalar yapmış veya sporda idareci, teknik adam ve benzeri görevlerde bulunmuş, kariyer sahibi kişiler arasından Genel Müdürün teklifi ve Bakanın onayı ile dört yıl süre için yedi asıl ve yedi yedek üye görevlendirilir8. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nde oluşturulan Tahkim Kurulu, sportif uyuşmazlıkların genel yargı alanından uzak tutması

7 GSGM Tahkim Kurulu Yönetmeliği, Madde 12–(R.G.14 Nisan 2007-26493) “18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun kararların açıklanması, maddî hataların düzeltilmesi veya yargılamanın yenilenmesi hakkındaki hükümleri dışında kurul kararları kesindir. 8 Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu Yönetmeliği, 26669 sayılı Resmi Gazete, Yayın Tarihi: 10 Ekim 2007,

Page 23: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

22

açısından olumlu olmakla birlikte bazı zorlukları beraberinde getirebilecektir. 47 federasyon için 7 kişilik kurulun görev yapması zaman içinde yoğunluk yaşanmasına neden olacaktır.

Federasyonların ana statülerini GSGM tarafından yayınlanan çerçeve statüye uygun şekilde hazırlamak zorunda olmaları, bununla birlikte yine aynı yönetmelikte yer alan “Özerk federasyonlar, uluslararası federasyonların öngördüğü kurulları oluşturmak zorundadır”9 hükmü ileride çelişkili durumlar yaratabilecek niteliktedir (ÇOLAKOĞLU, 2006). Uluslararası federasyonların bir bölümü, kendilerine üye yerel federasyonların kendi tahkim kurullarını oluşturması zorunluluğu, bunun örneklerinden biridir. Son yıllarda birçok uluslararası federasyonun ana statüsünde yapılmış olan değişiklikler ile federasyon bünyesindeki hukuk yollarının tüketilmesinin ardından CAS’a başvuru imkânı tanınmıştır (KOÇAK, 2007: 29).

3- ULUSLARARASI DÜZEYDE SPORDA TAHKİM I- Spor Tahkim Mahkemesi (CAS)

Sporun profesyonel düzeyde gelmiş olduğu düzeye bağlı olarak sportif ihtilafların

sayısında ve niteliğinde ciddi değişimler yaşanmıştır. Özellikle uluslararası alanda gerçekleşen bu gelişme, 1980’lere kadar spor hukuku ihtilaflarını çözüme bağlayacak bağımsız bir otoritenin bulunmaması sebebiyle uluslararası spor organizasyonlarını bu konuda harekete geçirmeye zorlamıştır (KOÇAK, 2007: 59).

Dünyada spor mahkemesi olarak kendi varlığını kabul ettirmiş en üst kuruluş CAS’tır. CAS, özet olarak, uluslararası bir spor mahkemesidir. Hızlı bir şekilde çözümü gereken sportif konulardaki anlaşmazlıkların giderilmesi için kurulmuştur.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) üyelerinden oluşan bir komisyon tarafından hazırlanan CAS tüzüğü, Hindistan’da 6 Haziran 1983 tarihinde IOC toplantısında kabul edilmiş ve 30 Haziran 1984 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

CAS’ın merkezi İsviçre’nin Lozan şehrindedir. Amerika Birleşik Devletleri’nin New York ve Avustralya’nın Sidney kentlerinde iki temsilciliği vardır. Her türlü sportif kuruluştan bağımsız bir kurumdur. Hakemlik veya arabuluculuk yöntemiyle sportif dünyanın hukuksal ihtiyaçlarına cevap verir. Verdiği hakem kararları, diğer mahkemelerin verdiği kararlar gibi bağlayıcı ve yaptırım gücü taşır. Sportif organizasyonlar tarafından alınan kararlara karşı ihtilaflar hakkında ilk derece mahkeme olarak sportif kuruluşlar tarafından verilmiş kararları inceler.10

Spor Tahkim Mahkemesi, İsviçre Federal Mahkemesi’nin tescil ettiği gibi tahkim kararlarının gerektirdiği bütün bağımsızlık ve tarafsızlık kriterlerine sahiptir.

Bu nedenle CAS’ın kararları herhangi bir yargı kararı ile eş değerdir. Uluslararası 1994’te Paris’te spor dünyasının en üst örgütleri (IOC-International Olympic Committee, ASOIF - Association of Summer Olympic International Federations, ANOC - Association of National Olympic Committees) ve 31 uluslararası spor federasyonu CAS’ın yargı yetkisini tanıyan bir konvansiyon imzalamışlardır (ERKİNER, 2002). FIFA, Ocak 2003’te CAS kararlarının bağlayıcılığını kabul etmiştir.11 FIFA, bu zamana kadar (Tribunal Arbitration

9 Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu Yönetmeliği. m. 5. 10 Avrupa’da mahkemeler 1. derece mahkemeleri, 2.derece mahkemeleri –istinaf- ve 3. derece üst mahkemeler olarak yapılanmıştır. Türkiye’de istinaf mahkemeleri oluşmamıştır. 11 FIFA, 7 Ağustos 2001 tarihinde Arjantin’de yaptığı toplantıda kurmayı kararlaştırdığı Futbol Tahkim Mahkemesi’nden “Arbitration Tribunal for Football (TAF)” vazgeçerek, CAS’ın yargılama sürecini tanıdığını bir genelge yayınlayarak kabul etmiştir.

Page 24: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

23

Football) TAF’ı kurmak istemiş, CAS’ın varlığıyla futbola özel bir tahkim mahkemesi düşüncesinden vazgeçmiştir.

Günümüzde Uluslararası Olimpiyat Komitesi gibi spor dünyasının en üst örgütleri ile 31 uluslararası spor federasyonu CAS’ın yargı yetkisini, statülerine bu yönde özel madde koymak suretiyle resmen tanımışlardır. Sporla ilgili veya dolaylı olarak her türlü ihtilaf, CAS’ın önüne götürülebilir. Sponsorluk, televizyon hakları, sportif organizasyonlar, oyuncu transferi, oyuncu – antrenör – ajan – kulüp arası uyuşmazlıklar... Gerçek ve tüzel kişiler, sporcular, kulüpler, federasyonlar vb. uyuşmazlıkların çözümü için CAS’a başvuruda bulunabilir.

Kararın icra edilmesi, 125 ülkeden fazla ülkenin kabul ettiği New York sözleşmesinin yabancı hakem kararlarının tanınması ve icra edilmesine ilişkin hükümlerine göre yürütülür.

CAS’a giden yollar, spor dalları ve kuruluşların yapısına göre farklılık göstermektedir. Ancak spor federasyonu ve kuruluşlarının kendi iç hukuk yolları tüketilmeden CAS’a başvurmaları kesin olarak engellenmiştir (KOÇAK, 2007: 65).

CAS’ın işlevleri, üç başlık altında incelenebilir: a. Hakemlik Sözleşmeden doğan veya haksız fiillerden doğan ihtilaflarda CAS hakemlik yapar12.

Başvuru halinde ilk derece mahkemesi olarak, sportif kuruluşlar tarafından verilmiş kararları inceler.13

Genellikle hakemlik işlevi, 3 hakemden oluşan bir heyet tarafından görülür. Normal olarak tarafların her biri CAS listesindeki hakemlerden birini seçer. Seçilen bu iki hakem, üçüncü bir hakemi heyetin başkanı olarak seçer. Taraflar, başkan konusunda aralarında anlaşamadıkları takdirde hakem odasının başkanı bir hakem seçer. Taraflar aralarında anlaşarak tek hakem de seçebilirler. Hakemlerin, tarafların hiçbiriyle özel ilişkisi olmamasına dikkat edilir.

Sözleşmeden doğan ihtilaflarda prosedür olarak, bir ihtilafın CAS’ın hakemliğine sunulması için tarafların yazılı olarak anlaşmaları gerekir. Müstakil bir anlaşma olabileceği gibi, sözleşmenin içeriğinde de bir madde bulunabilir. Spor organizasyonunun tüzüğünde de bu madde yer alabilir. Ayrıca taraflar bir ihtilafın doğmasından sonra da sözleşme yaparak CAS’a gidebilir.

CAS’a başvurmak isteyen taraf, CAS kalemine bir hakemlik başvuru dilekçesi verir. Bu normal bir prosedürdür. 2. derece yargı usulü (Apel) ve bunun içeriği spor konusundaki hakemlik kodunda bu dilekçeyle başvuru yapabilir. Apel prosedürüne geçebilmek için spor federasyonunun iç hukuk yollarının bütününün kullanılmış olması gerekmektedir. Avukat olsun ya da olmasın tarafların kendisini temsil etmesi mümkündür.

Genellikle hakemlik 3 hakemden oluşan bir heyet tarafından görülür. Normal olarak hakemlerin her biri CAS listesindeki isimlerden birini seçer. İki hakem bu kuruluşun başkanını seçer. Taraflar aralarında anlaşamadıkları takdirde hakem odasının başkanı bir hakem seçer. Apel söz konusu olduğunda taraflar her bir hakemi seçer, başkan da Apel hakemliği odasının başkanı tarafından seçilir. Taraflar aralarında anlaşırlar veya taraflar sadece tek hakem dahi seçebilirler. Olayın önemine göre hakemlerin bağımsız olması gerekir. Tarafların hiçbiriyle özel ilişkisi olmamalıdır. Konu edilen olayda hiçbir rolünün olmaması gerekir.

12 2003 yılında Fenerbahçe ile Arjantinli futbolcu Ortega arasındaki anlaşmazlıkta olduğu gibi. Fenerbahçe’den ayrılıp ülkesine gittiği için FIFA'nın 11 milyon dolar ceza verdiği Ortega, CAS'ın bu kararı onamasından sonra futbolu bıraktığını açıklamıştı. 13 2003 Kasım ayında UEFA’nın Galatasaray ve Beşiktaş’ın Avrupa Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını tarafsız sahaya alması gibi kararlar

Page 25: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

24

Hakemlik dilekçesi ya da Apel dilekçesi hakem heyetine sunulduktan itibaren davalı taraf CAS’a sunar. Cevap ve cevaba cevap faslından sonra taraflar son sözlerini söylemek üzere bir celseye davet edilirler, iddialarını ve şikâyetlerini dile getirirler. İspat unsurlarını sunarlar. Eğer aynı gün içinde yüzüne karşı açıklanmamış ise birkaç hafta sonra nihai karar taraflara bildirilir.

Normal hakem kuralları kapsamında taraflar ihtilafa uygulaması gerekli olan hukuku seçmekte serbesttir. Yabancı kanunlar tenfizden geçmediği sürece uygulanamaz. Taraflar arasında uygulanacak yöntem yok ise İsviçre hükümleri uygulanır. Apel prosedüründe hakemler ilgili sportif organizasyonun kuralları çerçevesinde karar verir. Bu mümkün olmadığı takdirde tarafların seçtiği hukuk kuralları veya sportif organizasyonun merkezinin bulunduğu yer-ülke hukuku uygulanır. (Sıralama yapılması gerekirse, 1. olarak taraflar uygulayacakları hukuku seçmekte serbesttir. 2. olarak bu sağlanmazsa İsviçre hukuku uygulanır. 3.olarak Apel prosedüründe ilgili spor organizasyonunun kuralları çerçevesinde müracaat yapmış olan spor kurumunun merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.)

Normal prosedürlerde masraflar ve şerefiye mütevazı bir rakamdır. Sabit bir bareme göre hesaplanır ve CAS’ın masraflarına göre bir bedel çıkarılır. Apel faslı ücretsizdir. Sadece kalem masrafı olarak 500 İsviçre Frangı ödenir. CAS’ın hakemlik prosedürü genellikle, 6-12 ay sürmektedir. Üst mahkeme uygulamasında, müracaatın yapılmasından itibaren 4 ay içinde kararın verilmesi gerekir. Acil durumlarda CAS çok kısa bir süre içinde ihtiyati tedbir kararı verebilir veya bir kararın icra edilmesini tehir edebilir.

b. Arabuluculuk CAS, gerektiğinde taraflara dostane yollarla ihtilafların çözümlenmesini sağlamakta

yardımcı olarak arabuluculuk yapmaktadır. Ancak CAS tarafından verilen istişari fikir danışmanlığı, zorlayıcı bir mahkeme kararı hükmünde değildir. Aynı zamanda CAS’a sporla ilgili her konuda hukuki bilgi sormak mümkündür.

Sürekli olmayan mahkeme işlevi: CAS aynı zamanda süreklilik taşımayan mahkeme görevini de görmektedir. Bu yargı organı, Atlanta Olimpiyatları’ndan bu yana yaz ve kış olimpiyatlarında görev yapmaktadır..14 Bundan sonra Dünya Futbol Şampiyonaları, Avrupa Futbol Şampiyonaları ve Commonwealth oyunlarında da CAS’ın kuracağı bir (ad hoc) mahkeme görev yapmaktadır.

Bir uzlaşma yöntemine başvurmayı isteyen taraf, CAS’ın kalemine yazılı bir beyanda bulunur. Daha sonra taraflar CAS listesinde yazılı arabulucular arasında kendi arabulucusunu seçer ve eğer taraflar arasında anlaşma mümkün olmadığı takdirde CAS başkanı taraflarla görüşerek arabulucuyu seçer. Arabuluculuk tarafların kendi aralarında kararlaştırdıkları prosedür altında işler. Taraflar arasında anlaşma mümkün olmadığında arabulucu, arabuluculuk yöntemini bizzat seçer. Buna göre, arabulucunun uygun göreceği ihtilafların çözümlenmesine ilişkin en uygun yöntem uygulanır. Bunun için arabulucu çözümler önerir. Bununla birlikte arabulucu tarafları ihtilafın belli bir yönde çözülmesini empoze edemez. Tarafların ihtilaflarının çözümlenmesinde başarılı olduğunda arabuluculuk sona erer ve taraflar arasında bir anlaşma metni hazırlanır.

CAS’ta hakem sayısı 2006 yılı başı itibarıyla 81 ülkeden 300’e yaklaşmış olup, halen 10’dan fazla hakemi olan ülkeler, sırasıyla 34 hakemle Amerika Birleşik Devletleri, 23 hakemle İsviçre, 21 hakemle Avustralya, 16 hakemle Fransa, 13 hakemle İngiltere, 12 hakemle Almanya, 11 hakemle İspanya gelmektedir. Bu sayılar, bir bakıma da ülkelerdeki

14 CAS’ın kurduğu süreklilik taşımayan mahkemeler, Atlanta’da 6, Sidney’de 15 başvuru dosyasına bakmış ve statü gereği 24 saat içinde karar verme yükümlülüğünü yerine getirmiştir. CAS’ın olimpiyatlarda gösterdiği başarı sonucunda 1998’de Kuala Lumpur’da yapılan Commonwealth oyunları ve 2000 yılındaki Avrupa Futbol Şampiyonası’nda UEFA tarafından özel yargı oluşturmaya davet edilmiştir

Page 26: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

25

spor hukukunun gelişmişliğine, bu alanda sahip oldukları uzman sayısına birer gösterge de oluşturmaktadır (ERKİNER, 2006).15

Taraflardan biri hakem seçerken, seçtiği hakemle organik bir bağının olmadığına dair tarafsızlık belgesi imzalanır. Burada aynı milliyetten olmak, bir bağ olarak algılanmaz.16

CAS kararlarına karşı temyiz, çok dar alanlarda mümkündür. Yetki itirazı, usul hukuku kurallarının ihlal edilmiş olması gibi nedenlerle İsviçre Federal Mahkemesi’ne başvurulabilmektedir. Örneğin savunma hakkının dikkate alınmaması, taraflardan birinin dinlenmemesi, kamu düzenine aykırılık halleri gibi.17

Spor Tahkim Mahkemesi, spor alanında yaşanan anlaşmazlıkların çözümü için günümüzde sıkça gidilen bir adres olma niteliğini taşımaktadır. Ancak çoğu zaman Spor Tahkim Mahkemesi’nin verdiği kararlar da eleştiri konusu olmaktadır.18

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tüzüğünün 20. maddesine göre kurullardan çıkacak kararlara karşı Türkiye mahkemeleri değil, CAS görevlidir.

II – FIFA’da tahkim

Futbolun dünya örgütü FIFA’dır. Kuruluşu 25 Mayıs 1904’te Paris’teki toplantıyla başlar. Bugün için 204 üye federasyonu vardır. Futbolun temel kuralarını FIFA koyar; bunlar UEFA için de geçerlik taşır. FIFA’nın temel bir işlevi de Kulüplerle kulüpler, kulüplerle başta oyuncular olmak üzere diğer futbol unsurları arasındaki uyuşmazlıkları çözmektir. Böyle bir uyuşmazlık Avrupa düzeyinde olsa dahi, yetki FIFA’nındır.

FIFA’nın bünyesinde zorunlu tahkim olarak, alınan kararlara karşı gidilebilecek bir temyiz kurulu mevcuttur. Ancak ihtiyari tahkim için CAS yetkilidir. FIFA, 2001 yılında Temmuz ayında Arjantin’de yaptığı toplantıda Futbol Tahkim Kurulu (Tribunal Arbitration for Football – TAF) kurulmasını kararlaştırmıştı. Ancak daha sonra 2002 Eylül’ünde İsviçre’de yapılan toplantıda FIFA İcra Kurulu bağımsız bir futbol tahkim kurulu kurulması

15 2003 yılının Mayıs ayında yapılan seçimlerde TMOK tarafından önerilen Avukat Kısmet Erkiner, CAS’taki ilk Türk hakemi oldu. 2007 yılı Ekim ayı itibarıyla CAS’taki tek Türk hakemi olarak görevini sürdürmektedir. 2003 yılında Türkiye’yi ilgilendiren iki dava görüldü. Bu davaların birinde Fenerbahçe Spor Kulübü, Arjantinli oyuncu Ortega ile olan uyuşmazlığı için Yunanlı bir hakemi seçerken; Beşiktaş ise Şampiyonlar Ligi karşılaşmasının UEFA tarafından tarafsız sahaya alınmasıyla ilgili başvurusu için bir Alman hakemi görevlendirdi 16 Seçilen hakemin, daha önce taraflarla ilgili konularda tarafların avukatı sıfatıyla görev yapmış olması, bir bağ anlamını taşımamaktadır.) 17 Yetki ihtilafı CAS’ın kuruluşundan bu yana iki defa yaşanmıştır. 1993’te Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne karşı bir davayı kaybeden bir sporcu, CAS’ın IOC’ye bağlı bir mahkeme olduğunu ileri sürerek itirazda bulunmuş, İsviçre Federal Mahkemesi de bu itirazı haklı bulmuştur. Bu olay üzerine CAS, tamamen bağımsız olabilmek için “International Court Arbitration of Sport” kurmuştur. 12 kişilik bir konsey olan ICAS, CAS’ın yönetim kurulu olarak görev yapmaktadır. Yine 2002 yılında bir davada İsviçre Federal Mahkemesi görevsizlik kararı vermiştir.) 18 Spor Tahkim Mahkemesi, Aralık 2003 ayında UEFA Yönetim Kurulu’nun Şampiyonlar Ligi grup eleme karşılaşmalarında, İstanbul’daki terör eylemlerinden sonra Galatasaray ve Beşiktaş’ın müsabakalarının tarafsız sahaya alınmasından sonra Beşiktaş’ın itirazını reddetti. CAS’ın aldığı bu hakem kararı, Türkiye’deki spor kamuoyu tarafından yanlı bir karar olarak değerlendirildi. Ancak bu tip olayların dünya sporunda zaman zaman yaşandığı görülmektedir. ABD’de 11 Eylül 2002 tarihinde yaşanan terör saldırılarından sonra bu ülkede yapılması planlanan Dünya Güreş Şampiyonaları FILA tarafından Atina ve Sofya’ya alındı. İstanbul’a gelmemek isteyen İngiliz Chelsea ve İtalyan Juventus takımları, bu müsabakalardan önce gruptan bir üst tura çıkmayı garantilediğinden, sportif olarak bir çekincelerinin olması mümkün değildir. Ancak ülkemiz aleyhine alınan kararlarda genelde milliyetçi bir tavırla tepki göstermek alışkanlığı nedeniyle, bu olayda da UEFA’nın, ardından da Spor Tahkim Mahkemesi’nin, siyasi kaygı ile bir karar aldığı iddia edilmektedir. İngiltere’de IRA, İspanya’da ETA örgütlerinin her an faaliyet gösterme ihtimalleri mevcutken, aynı UEFA’nın ülkemizde bölücü terör eylemlerinin yoğunlaştığı dönemlerde dahi karşılaşmaları oynattığı düşünüldüğünde, farklı bir bakış açısı getirilebilir. Ülkemiz aleyhine alınan kararlarının, daha sağduyulu bir şekilde karşılanmasının, sportif etik’in gereği olarak değerlendirilebileceği de bir görüş olarak dikkate alınabilir

Page 27: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

26

yerine mevcut CAS’ın, geçerli tahkim kurulu olarak tanınmasını kararlaştırdı. Kasım 2002 ayında ise CAS, futbolla ilgili tahkim konuları için özel birim oluşturdu. 1 Ocak 2004’ten itibaren futbol konularında 4 yıllık periyotlar için görev yapacak hakemler belirlenmiştir.19

FIFA Temyiz Komitesi, FIFA tarafından çıkarılan Disiplin Talimatına göre yargılama yapmaktadır. Komite, bir başkan, başkan vekili ve yeterli sayıda üyeyle toplanmaktadır. FIFA Temyiz Komitesi’ne karşı CAS’a başvuru imkânı bulunmaktadır.20 Kulüpler ile oyuncular arasındaki sözleşme devamlılığına ilişkin uluslararası ihtilaflar ve farklı federasyonlara üye kulüpler arasında yetiştirme tazminatı ve dayanışma payına ilişkin ihtilaflar kurulun yetkisine girmektedir (KOÇAK, 2007).

FIFA, her türlü ihtilafta konfederasyona üye birlikler, kulüpler, oyuncular, resmi kişiler, menecerler ve lisanlı oyuncuların menecerlere karşı her türlü ihtilafında bağımsız bir mahkeme olan CAS’ın kararlarını kabul etmektedir.21 CAS’ın hakemlik usulü, spor alanındaki hakemlik kodunun hükümlerine göre sürdürülmektedir. Esasta CAS, FIFA tarafından çıkarılan kuralları uygulamaya koymaktadır. Konfederasyonlar, üyeler, birlikler ve kulüpler, CAS’ın kararlarına uymakla yükümlüdür. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Futbol Federasyonu, dünyada 180 üye ülkede22 üyesi bulunan FIFA’nın bir üyesi olarak CAS’ın yetkisini tanımaktadır.

Konfederasyonda üyeler ve birlikler CAS’ı bağımsız yargısal mercii olarak kabul etmeyi taahhüt ederler. Bu kuruluşlar, CAS’ın hakemliği altına girmeyi bütün üyelerinin oyuncularının ve resmi şahsiyetlerinin CAS’ın hakemlik yetkisini kabul etmelerini sağlamak için gerekli tedbirleri almayı kabul eder. Aynı hükümler maç ajanlarına ve lisanslı oyunculara da uygulanmaktadır. Herhangi bir devlet mahkemesine itiraz yoluyla müracaat etmek yasaktır. Bunun tek istisnası, FIFA’nın kurallarıyla özellikle öngörülmüş olmasıdır. Üye birlikler, statüleri kapsamına alacakları hüküm ile kulüplerin ve üyelerinin aralarında doğan bir ihtilafı devlet mahkemeleri önüne götürmemeye dair bir hüküm koymaları gerekir ve bütün üyeler, devlet mahkemelerinin değil, FIFA’nın yargısal organlarına, konfederasyonun ve FIFA’nın hukuki organlarına başvuracaklarına dair hüküm koymak durumundadırlar.23

Türkiye’de de Futbol Federasyonu tüzüğünde yapılacak bir değişiklikle, FIFA’nın bu yaptırımı tanınmış olacaktır.

FIFA’nın her türlü hukuki konularında CAS tek temyiz merciidir. Üçüncü şahıslara karış her türlü karara karşı yetkilidir. CAS’a götürülemeyecek konular şöyledir:

a) Oyun kurallarının ihlali,

b) Dört maç veya üç aydan az durdurmalar,

c) Bir konfederasyon bağımsız ve düzenli şekilde kurulmuş olan bir hakem mahkemesinin kararı.24

CAS aynı zamanda bir üçüncü şahsa karşı 60/1 fıkrasında yazılı olan ve bir hakemli sözleşmesine dayalı olarak meydana gelen her türlü ihtilafa bakmakta yükümlüdür. Disiplin ve müeyyidesi ve kararlarına karşı CAS yetkilidir.

19 FIFA Sirküler no: 827, Zürih, 10 Aralık 2002 20 FIFA Tüzüğü, m: 58. 21 FIFA Tüzüğü, m: 59/1 22 Bu rakam FIFA bünyesinde Birleşmiş Milletler’den sonra en çok üye en bulunduran birlik unvanını vermektedir 23 FIFA Tüzüğü, 61/1, 61/2, 61/3 24 FIFA Tüzüğü, 61/3

Page 28: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

27

Bir itirazın CAS tarafından görülebilmesi için söz konusu disiplin müeyyidesinin kararın takiben itirazın CAS nezdinde 10 gün içinde yapılması gereklidir.

Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere, bağımsız bir Futbol Tahkim Kurulu kurmaktan vazgeçen FIFA 2002 Aralık ayından bu yana, futbolda kişi ve kurumlar arasında yaşanacak her türlü ihtilafın çözüm mercii olarak CAS’ı kabul etmiştir. Dünyadaki futbol federasyonlarını şemsiyesi altında bir araya getiren FIFA’nın bu kararıyla CAS, dünya futbolunda hukuki yaptırım gücüne sahip bir konuma gelmiştir. FIFA’nın her türlü kararını kabul ederek milli federasyonlarında da aynen uygulamak durumunda olan federasyonlar, kendi statülerinden yapacakları değişikliklerle CAS’ın otoritesini kabul edecektir. Böylece dünya futbolunda üst düzeyde yaşanacak hukuki ihtilafların tek adresi CAS olmaktadır. FIFA’nın 2002 yılında aldığı bu kararla birlikte, uluslararası düzeyde bir ihtiyaç haline gelen spor hukukuna yönelik mahkeme olan CAS, tarafların federal devlet mahkemelerine gitmesini önleyerek, sporun yapı ve felsefesine uygun kararların alınması yolunda önemli bir kurum kimliği kazanmaktadır.

III – UEFA Tahkim Kurulu

FIFA’ya üye altı konfederasyondan biri olan UEFA (Avrupa Futbol Birliği), 1954 yılında kurulmuştur. Hukuki niteliği açısından UEFA bir dernektir. Fakat güçlü bir kuruluştur, çünkü futbola hükmetmektedir. UEFA’nın üyeleri ülke federasyonlarıdır. Bu nedenle kulüpler UEFA’nın ne üyesidirler, ne de UEFA onları muhatap olarak kabul eder. Bütün işlemler ülke federasyonları aracılığı ile yürütülür.

UEFA’nın amaçları içinde, futbolun Avrupa düzeyindeki her türlü faaliyetini yürütmek, kulüplerin, oyuncuların ve diğer unsurların, ulusal takımların yardımcısı olmak, kısaca gerek profesyonel temelde her türlü futbola hizmet etmek, bunu yaparken, din, cinsiyet, ırk ve politik bakış farkı gözetmemek yer alır. UEFA çatısı altındaki disiplin işleri, bu iş için oluşturulmuş bir kurula verilmiştir. Kontrol ve Disiplin Kurulu önemli bir işlev görür. Kurulun kararları UEFA Tahkim Kurulunda incelenir. Bu kurul UEFA’nın zorunlu tahkim organıdır.

UEFA Tahkim Kurulu, hukukla ilgili olan 3 kuruldan biridir. Kontrol ve Disiplin Kurulu ile Disiplin Müfettişleri diğer kurulları oluşturur. Tahkim kurulunda bir başkan ve 11 üye vardır. İki asbaşkan, üyeler arasından seçilir. UEFA Tahkim Kurulu sadece UEFA Disiplin Kurulu kararlarının itiraz mercii durumundadır.

4. SONUÇ VE ÖNERİLER

Spor alanında hukuki uyuşmazlıkların çözülmesi için özel kurulların oluşumu, son 20 yıldır yaşanagelen bir gerçekliktir. Sporun kapsamının değişip genişlemesi, bir endüstri kolu haline gelmesi, mali boyutlarının büyümesi anlaşmazlıkların mevcut hukuki yollarla giderilmesinde zaman zaman tıkanıklıklara yol açtığı ifade edilmektedir. Bu açıdan bakıldığında, spor ruhuna uygun, hızlı ve etkili bir hukuki kuruluşların varlığı kaçınılmazdır.

Bir görüşe göre devletlerin hukuku, ulusal veya uluslararası olsun spora özgü alan ve konularda, spor hukukuna öncelik tanımaktadır.

Bugün sadece uluslararası düzeyde ve ülkemizde ulusal düzeyde sadece futbol branşında yer alan tahkim kurullarının, sadece GSGM bünyesinde değil, gelecekte sporun yapısı içinde bütün branşlarda oluşacağı öngörülebilir. Bu noktada “spor hukuku” kavramının, hukukun bir alt dalı olarak uygulamada her zaman yer alacağı söylenebilir. Bu alanda uzmanlaşmış, sporu bilen hukukçulara daha fazla ihtiyaç duyulacaktır.

Page 29: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

28

Türkiye’de özel ihtisas mahkemelerinin türü artmaktadır. Bu kapsamda Tüketici Mahkemeleri ve Aile Mahkemeleri kurulmuştur. Spor alanında iş kanununun uygulanmadığı göz önüne alındığında Spor Mahkemelerinin kurulmasında yarar olduğu düşünülebilir.

Gelişen bir hukuk alanı olarak spor hukukunda kanunlarla getirilen düzenlemeler, uygulamalardaki aksaklıklardan da yola çıkılarak eleştirilmektedir. En popüler spor branşı olan futboldaki uyuşmazlıkların çözümüyle ilgili üst kurul olan Tahkim Kurulu’nun yapısı 2007 yılında Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunda yapılan değişiklikle yeniden düzenlenmiştir. Bu değişikliklerden en önemlilerinden biri Tahkim Kurulu’nun TFF Genel Kurulu’nun seçimi yerine TFF Yönetim Kurulu’nun atamasıyla göreve gelmesidir.

Uygulamalardaki sakıncalar da düşünüldüğünde Tahkim Kurulu’nun oluşturulmasında, Federasyon Genel Kurulu tarafından seçilmesi veya Yönetim Kurulu tarafından atanması yerine farklı bir yöntemle göreve gelmesi sağlanmalıdır. Farklı bir yöntem olarak, Yargıtay üyeleri veya Spor Bakanlığı gibi federasyondan bağımsız bir kurum tarafından spor hukuku alanında çalışan yetkin hukukçular arasından seçilmesi benimsenebilir. 2007 yılında çıkarılan kanundan önceki düzenlemeye göre her ne kadar federasyon genel kurulunda seçimi delegeler yapıyor olsa da, aday listeleri başkan adayları tarafından belirleniyordu. Yapılan değişikliğe göre Tahkim Kurulu’nu atama yetkisi doğrudan TFF Yönetim Kurulu’na verildi. Ancak Tahkim Kurulu, TFF Yönetim Kurulu’nun aldığı kararlara karşı da üst mahkeme statüsünde olduğundan yeni düzenlemenin de etik sağlıklı bir işleyiş sağlamayacağı ve tartışmaları getireceği öngörülebilir.25

TFF Tahkim Kurulu ile TFF arasındaki organik bağlar, CAS ile IOC arasında 1994 yılına kadar süren ilişki yapısına benzetilebilir. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından CAS’ın tam bağımsız bir yapıda olduğunu kanıtlaması için uzun bir süreç yaşanmıştır.26 CAS’ın yaşadığı bir anlamda “bağımsızlık” süreci, TFF Tahkim Kurulu açısından da örnek teşkil etmeli ve TFF Tahkim Kurulu tam bağımsız bir tahkim mahkemesi haline getirilmelidir (KOÇAK, 2007: 62).

2007 yılında yapılan kanun değişiklikleriyle Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu ve Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu kararlarına karşı CAS’a

25 1997 yılında Tahkim Kurulu’nun önüne gelen Beşiktaş Kulübü’nün 1997-1998 sezonundan önce özel bir televizyon kanalı ile yaptığı maç naklen yayın sözleşmesi, yasa gereği Türkiye Futbol Federasyonu’nun onayına sunulmuş ve onay istemi Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu tarafından reddedilmiştir. Daha sonra Fenerbahçe Spor Kulübü ile de yaşanan uyuşmazlıkların ardından konu Tahkim Kurulu’na gelmiş ve kurul, en önemli davalarından biri olan davada Beşiktaş’ın itirazını reddederek Türkiye Futbol Federasyonu aleyhinde karar vermiştir (Esas: 1997/188, Karar: 1997/182). 4’e karşı 1 oyla alınan kararda federasyon lehine oy veren hukukçu üye, Futbol Federasyonu’nun 1998 yılında yapılan Genel Kurulu’nda sonradan eklenen maddeye göre Tahkim Kurulu seçimi yapılmıştır ve kurulun çoğunluğu yeni dönemde seçilmemiştir. Seçimde Federasyon başkan adayı tarafından listeye alındığı iddia edilen ve Genel Kurul tarafından seçilen aynı üyenin halen Tahkim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmesi, bazı çevrelerce eleştiri konusu olmuştur.

26 1992 yılında atında doping tespit edilen Alman binici Elmar Gundel, Uluslararası Binicilik Federasyonu’nun hukuk komisyonunun verdiği üç ay men cezasını götürdüğü CAS, bu cezayı bir aya indirmiştir. Ancak bu kararı da beğenmeyen Gundel, CAS’ın verdiği kararı İsviçre Federal Mahkemesi’ne taşımış ve CAS’ın bağımsız ve tarafsız bir mahkemenin sahip olması gereken niteliklere sahip olmadığını ileri sürmüştür. Mahkeme, Gundel davası açısından CAS’ın bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedeleyen bir durumun söz konusu olmadığını sonucuna varmış ancak IOC ve CAS arasındaki bağın IOC’nin taraf olacağı herhangi bir ihtilafta CAS’ın bağımsızlığının tartışılmasına neden olacağını da belirtmiştir. Bu karar üzerine 22 Haziran 1994 tarihinde Paris Anlaşması olarak bilinen anlaşma ile ICAS olarak bilinen Uluslararası Spor Tahkim Konseyi kurulmuş ve bu konsey CAS’ın idare ve finansmanını üstlenmiştir. Böylece IOC ve CAS arasındaki organik bağ tamamen sona ermiştir (KOÇAK, 2007: 61).

Page 30: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

29

başvurma yolu açılmıştır. Bu da ülkemiz sporunun uluslararası anlamda spor yapılanmasına uyumu açısından önemli ve olumlu bir gelişmedir.

Uluslararası düzeyde de tahkim kurullarının var olduğu düşünüldüğünde, spor kendine has kurallarına uygun kararların hızlı bir şekilde alınabilmesi için tahkim kurullarının gerekliliği açıktır. Spor yapan, spora ilgi duyan herkes spor ile hukuk arasındaki ilişkinin farkındadır. Çünkü her sportif faaliyetin bir teşkilatı, her yarışmanın kendine özel kuralları vardır ve bunlar o sportif branşın var olmasını sağlarlar. Bu kurallar sadece, ilgili spor organizasyonunun üst düzeyi tarafından belirlenir ve gerektiğinde değiştirilir. Bu noktada başka hiçbir kurum veya kuruluşun müdahalesi söz konusu olmamalıdır.

Kaynakça

AKINCI, Z. (2000), “Yabancı Hakem Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi”, İzmir

Barosu Yargı Reformu Sempozyumu. ÇELİKTAŞ, İ. (2000), Milli ve Milletlerarası Tahkim Karşılaştırması. ÇOLAKOĞLU, T. “Spor Federasyonlarının Özerkleşmeleri Ve Hukuksal Boyutunda Spor

Hukuku Gereksinimleri” Kadir Has Üniversitesi Spor Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi Spor Hukuku Sertifika Programı Bitirme Tezi, (http://www.turkhukuksitesi.com/makale_700.htm)

ERKİNER, K. (2002). “Spor Hukukunun Tanımı, Araştırma Yöntemleri, Devletler üstü Teşkilatları, Rolü, Gelişmiş Ülkelerdeki Eğitimi”, 7. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi Kongre Kitabı, Antalya.

ERKİNER, K. (2006),Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi C.A.S., Açıklamalı İngilizce Türkçe Mevzuatı, İstanbul: Nobel Yayınları.

GENÇ, D. A. (1998), Spor Hukuku, İstanbul. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Spor Yüksek Kurumu Kanun Tasarısı Taslağı. ÖNEN, E., (1998) “Hakem Kararlarının Temyizi ve Hakemlerin Direnme Yetkisi”,

M.Ü.İ.İ.B.F. Dergisi Özel Sayı, c.19, s. 1, s.297. KADİRBEYOĞLU, İ. (1996), “Futbol Hukuku Tahkim Usulü ve Tahkim Kurulu Kararları”

Türkiye Futbol Federasyonu Yayınları. KOÇAK, T.E. (2007), Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu, Ankara: Seçkin

Yayınları. ŞANLI C., EKŞİ N. (2000), “Uluslararası Ticaret Hukuku”, İstanbul: Beta Yayınları. Türkiye Futbol Federasyonu’nun Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Ana Statü, 2005,

http://bim.tff.org/talimatlar/anastatu.doc ÜÇIŞIK F. (1999), “Sporda Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, İstanbul: Ötüken Yayınları. YURTCAN E.(2002), “Ulusal ve Uluslararası Boyutta Futbol Hukuku - Yeni Gelişmeler” 7.

Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi Kongre Kitabı, Antalya.

Page 31: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

30

2004–2007 YILLARI ARASINDA OKUL SPORLARI DİSİPLİN KURULU KARARLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: ANKARA İLİ ÖRNEĞİ

Erkan Faruk ŞİRİN

Gazi Üniversitesi BESYO

Olcay MÜLAZIMOĞLU

Akyurt Nehire Bir İ.Ö.O. Ankara

Fatih BEKTAŞ

Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi

Murat ERDOĞDU

Keçiören Kanuni Lisesi, Ankara

ÖZET Bu çalışmanın amacı, Ankara ilinde 2004-2007 tarihleri arasında ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları

kesinleşen sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin mevcut durumunu analiz etmektir. Ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları kesinleşen 405 sporcu öğrenci, 39 öğretmen ve 10 idarecinin İl Disiplin Kurulu kararları geriye dönük olarak incelenmiştir. Araştırmada veri kaynağını, birincil veri kaynaklarından olan belgeler oluşturmaktadır. Bu belgeler nitel araştırma deseninin doküman analizi yöntemi ile incelenmiştir. Elde edilen verilerin analizinde nicel araştırmanın istatistiki yönteminden de yararlanılmıştır. Doküman analizi yöntemiyle ceza türleri sınıflandırılmış ve bu sınıflara giren ceza maddeleri belirlenmiştir. Ceza maddelerine, ceza dönemine, ceza süresine göre; ceza alan sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin sayısı istatistiki olarak yüzde ve frekans değerleri verilmiştir.

Yapılan incelemede; yıllara göre ceza oranlarına bakıldığında sporcu öğrencilerin 2005-2006, öğretmenlerinin 2004-2005, idarecilerin ise 2005-2006 dönemlerinde en fazla ceza aldıkları, yıldız ve gençler kategorisinde takım sporlarında ceza oranının bireysel sporlara göre yüksek olduğu ve en fazla ceza alınan branşında futbol olduğu, gençler kategorisinde ceza oranının yıldızlara göre oldukça yüksek olduğu saptanmıştır. Bununla beraber ceza süreleri verilerine göre en fazla 1 ve 2 maç ceza alındığı, bu cezalardan “ihtar” disiplin cezasını, 9 öğretmen ve 8 okul idarecisi, “müsabaka-faaliyet ve yarışmadan men” disiplin cezasını 123 sporcu öğrenci ve 10 öğretmen, “hak mahrumiyet” disiplin cezasını 268 sporcu öğrenci, 18 öğretmen ve 5 idarecinin aldığı saptanmıştır. Ayrıca iki farklı disiplin cezasını (“Müsabaka Faaliyet-Yarışmadan men” ve “Hak Mahrumiyet”) 13 sporcu öğrenci ve 2 öğretmenin aldığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Okullararası spor yarışmaları, Disiplin, Ceza

AN EVALUATION OF THE DECISIONS OF SCHOOL SPORTS DISCIPLINE COMMITTEE BETWEEN 2004 AND 2007: A CASE OF ANKARA PROVINCE

ABSTRACT The purpose of this study is to analyze current state of student athletes, teachers and administrators who are

sent to discipline committee and penalized in Ankara between 2004 and 2007. The decisions of the Discipline Committee of Provincial Assembly for 405 student athletes, 39 teachers and 10 administrators who are sent to discipline committee and penalized were examined retrospectively. Documents from primary data sources constitute the data source for the study. These documents were analyzed using the document analysis method of a qualitative research design. The statistical method of a quantitative research was also used in analyzing the data. By using document analysis method, punishment types were categorized and punishment items that go into these categories were identified. Percentage and frequency values for the number of penalized athletes, teachers, and administrators were given according to punishment items, punishment period and punishment time.

When the punishment rates were examined with respect to periods, it was found that student athletes, teachers, and administrators were penalized at the most in the period of 2005-2006, 2004-2005, and 2005-2006, respectively. It was also found that punishment rate in team sports was higher than individual sports for the youth and star categories, and that football was utmost penalized sport branch and punishment rates in youth category was rather higher than star category. Nevertheless, according to the data on punishment time, utmost 1 or 2 games were penalized, and among these punishments 9 teachers and 8 school administrators were penalized by “warning” punishment, 123 student athletes and 10 teachers were penalized by “prohibition from field events and competition” punishment, and 268 student athletes, 18 teachers, and 5 administrators were penalized by “loss of rights." Furthermore, it seen that 13 student athletes and 2 teachers received two different school punishment (“Prohibition from Field Events and Competition” and “Loss of Rights”) Keywords: Interschool Sport Competitions, Discipline, Punishment

Page 32: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

31

GİRİŞ

Toplumu oluşturan bireylerin; sağlıklı, atılgan, becerikli üretken olmaları, dengeli bir kişilik geliştirmeleri, kısaca; beden, zihin, duygu ve sosyal yeteneklerinin, milli amaçlar doğrultusunda geliştirilmesi ve yönlendirilmesinde en etkin araç beden eğitimi ve spor faaliyetleridir. Dolayısıyla sağlıklı bir toplum yaratmak için, beden eğitimi ve spor faaliyetlerini insan hayatında vazgeçilmez bir alışkanlık haline getirmek gerekmektedir. Bu alışkanlığın verileceği en uygun yaş gurubunu da İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumlarındaki öğrenciler oluşturmaktadır.

Beden eğitim ve spor faaliyetlerinin genel eğitim ve öğretimdeki yeri ve önemi ülkemizde anlaşılmış ve kabul edilmiş olup Anayasamızın 59 ncu maddesinde, “Devlet, her yaştaki Türk Vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur” şeklinde ifadesini bulmuştur (MEBMİMEM, 2007).

Öğretim kurumlarımız; okullarda beden eğitimi ve spor faaliyetlerini eğitim ve öğretimin etkin bir aracı olarak yaygınlaştırırken ülkemizin dünya genelinde spor yarışmalarında başarılı olması için de önemli bir kaynağı oluşturacaktır. Ulusal sporcuların çoğunun, okullararası spor karşılaşmalarında gösterdikleri başarıları ile keşfedildiği unutulmamalıdır. (Gümüş, 2006).

Ayrıca okullar, çocuk ve gençleri sadece gelecekteki spor yaşamlarında değil, meslek yaşamlarında ortaya çıkabilecek sorunların üstesinden gelebilecek bilgi, beceri ve yetilerle donatmakla kalmayan, hoşgörülü, demokratik, paylaşımcı ve yardım sever olmanın kural ve bilincini öğreten kurumlardır (Orhun, 1992). Bu kural ve bilincin öğretilmesinde ve ahlaki eğitimin verilmesinde, okullararası spor yarışmalarının olumlu katkısı büyüktür.

Okullararası yarışmalar (Mahalli), okul çalışmalarının il düzeyinde sergilendiği, okullar arasındaki kaynaşmayı sağlayan aynı zamanda ülke düzeyinde ili temsil edecek öğrencileri veya okulu belirleyen, ilin tüm resmi ve özel İlköğretim ve Ortaöğretim okulları arasında, Milli Eğitim Müdürlüğünün sorumluluğunda, mahalli okullararası yarışma kurullarınca (Lig Heyeti); Daire Başkanlığının yayımladığı yönetmelik, yönerge, genelge ve programlarına göre yürütülen resmi ve özel yarışmalardır (MEBMİMEM, 2007).

Genel eğitimin bir parçası olan “Okullar Arası Spor Yarışmaları” eğitim, sağlık, sosyal ve eğlendirici değerlerin üzerinde durarak, okul-toplum ilişkilerini güçlendirmektedir. Okul sporları öğrencilerin bedensel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimlerini etkileyerek, yararlı ve doyurucu olduğu gibi yaşam boyu spor alışkanlıklarının temelini de kazandırdığı bilinmektedir. Aynı zamanda oyun oynama, eğlenceli fiziksel aktivite, dinlenme ve gevşeme gibi alışkanlıkların yerleşmesini de sağlar. Bunun yanında, spor müsabakalarının hiç birinin kuralsız yapılamayacağını, ister istemez sporcuların yarışma kurallarına uyma zorunluluğunun olduğu, müsabakalarda kurallara uyma zorunluluğunun yanında ahlaki değerlerle de takviye gördüğü, ahlaki yargılar ve davranışları iyi olan sporcuların kurallara uymalarının daha kolay olduğu bilinmelidir (Ersoy, 1997).

Diğer taraftan okul beden eğitimi dersleri ve okullararası karşılaşmalar, kurallara uyulması ve Fair Play’e uygun davranışların kazandırılması ve sergilenmesinde uygun bir ortam olarak kullanılmalıdır. 19. yüzyıl İngiltere’si örneğinde olduğu gibi, okul beden eğitimi ve spor etkinlikleri, çocuk ve gençlerin karakter eğitimleri için bir araç konumuna getirilmeli, öğrencilerin günlük hayata transfer edebilecekleri uygun davranış biçimleri öğretmenler tarafından kasıtlı olarak uygulatılmalı ve pekiştirilmelidir (Yıldıran, 2004).

Page 33: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

32

Son zamanda okullardaki şiddet olaylarının sık konuşulduğu bir dönemde, Milli Eğitim Bakanlığı, şiddeti önlemek için alınacak tedbirler arasında Spor ve Sanat etkinliklerinin arttırılmasını önermektedir (Karatay, 2006). Bu bağlamda okullar arası spor karşılaşmalarında ki cezaların irdelenmesi gerekli görülmektedir. Ülke genelindeki ceza alan sporcu, öğretmen ve idareci sayısı artması, ülkemiz sporu açısından endişe vericidir.

Bilgilerimize göre daha önce yapılmış okul sporları disiplin kurulu kararların değerlendirilmesine ilişkin bir çalışma bulunmamaktadır. İlk ve orta öğretim spor yarışmaları cezaları kapsamında, sıklıkla gündeme gelen sporda artan şiddet ve erdemsiz davranışlar için bu tür bir inceleme özellikle önem taşımaktadır.

Ülkemizde okullararası karşılaşmalarda spor kurallarına aykırı davranışlarda bir artış olduğu düşünülürken, bu sayının hangi boyutlarda olduğu bilinmemektedir. Bu nedenle çalışma, Ankara ilinde 2004-2007 tarihleri arasında ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları kesinleşen sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin mevcut durumunu analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışma, spor kurallarına aykırı tutum ve davranışların gözlemlenebildiği okullararası karşılaşmalarda ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları kesinleşen sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin İl Disiplin Kurulu kararları; ceza dönemi, ceza alınan spor branşı, ceza alınan kategori, ceza alan sporcu öğrenci, öğretmen ve idareci, ceza türü ve maddesi ve alınan cezanın süresi yönünden analiz edilmesini hedeflemektedir.

YÖNTEM

Ankara ilinde 2004-2007 tarihleri arasında ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları kesinleşen 405 sporcu öğrenci, 39 öğretmen ve 10 idarecinin il disiplin kurulu kararları geriye dönük olarak incelenmiştir. Bu yıllara ait disiplin kurulu kararları Ankara İli Milli Eğitim Müdürlüğü Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Bölümünden temin edilmiştir (www.ankaraobesi.com).

Araştırma kapsamında, 2004-2006 yılları arasında; 05.12.2001 tarih ve 410 sayılı Bakanlık oluru ile yürürlüğe giren “Öğretim Kurumları ve Öğrenciler Arası Spor, Sosyal ve Kültürel Yarışmalar İle İzcilik Faaliyetleri Ödül ve Disiplin Yönergesi” yürürlükteyken, 2006-2007 yılları arasında; 31.7.2006 tarihli ve 307 sayılı bakanlık onayı ile yürürlüğe giren “İlköğretim Kurumları Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönergesi” hükümleri uygulandığı görülmüştür. Çalışmada önceki yönetmelik hükümleri yeni yönetmekteki ilgili hükümlere uygun olarak değerlendirilmiştir.

Araştırmada veri kaynağını, birincil veri kaynaklarından olan belgeler oluşturmaktadır. Bu belgeler nitel araştırma desenin doküman analizi yöntemi ile incelenmiştir. Doküman analizi, araştırılması hedeflenen olgu veya olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizini kapsar (Yıldırım ve Şimşek, 2006). Elde edilen verilerin analizinde nicel araştırmanın istatistiki yönteminden de yararlanılmıştır.

Doküman analizi yöntemiyle ceza türleri sınıflandırılmış ve bu sınıflara giren ceza maddeleri belirlenmiştir. Ceza maddelerine, ceza dönemine, ceza süresine göre; ceza alan sporcu, öğretmen ve idarecilerin verileri SPSS (15.0) programında değerlendirilerek istatistiki olarak yüzde ve frekans değerleri verilmiştir.

Page 34: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

33

BULGULAR

Tablo 1. Yılara göre ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları kesinleşen sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin dağılımı

Ceza dönemi Toplam

2004-2005 2005-2006 2006-2007 Ceza Alan N % N % N % N %

Sporcu 404 100 123 30,4 166 41,1 115 28,4Öğretmen 39 100 17 43,6 11 28,2 11 28,2İdareci 13 100 2 16,7 11 84,6 0 ,0Toplam 456 100 142 31,3 188 41,2 126 27,6

Tablo 1 incelendiğinde, ceza alan sporcu öğrencilerin, %30,4’ü 2004-2005, %41,1’i 2005-

2006, %28,4’ü 2006-2007 dönemlerinde, ceza alan öğretmenlerin %43,6’sı 2004-2005, %28,2 2005-2006, %28,22’si 2006-2007 dönemlerinde, idarecilerin %16,7 2004-2005, %84,4 2005-2006 dönemlerinde ceza aldıkları görülmüştür.

Count

200

150

100

50

0

200

150

100

50

0

cezadön

2006-20072005-20062004-2005

200

150

100

50

0

cezaalan

sporcuöğretmen

idareci

Grafik 1. Yılara göre ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları kesinleşen sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin dağılımı

Grafik 1’de görüleceği üzere ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları kesinleşen 456 disiplin cezasının sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin yıllara göre oranları görülmektedir. Yıllara göre ceza oranlarına bakıldığında sporcu öğrencilerin en fazla ceza aldıkları dönemin 2005-2006 yılında, öğretmenlerin 2004-2005 yılında, idarecilerin ise 2005-2006 yılında düzenlenen okullararası spor yarışmalarında olduğu görülmüştür. Sporcu öğrencilerin 2004-2005 ve 2006-2007 yıllarındaki ceza oranlarının 2005-2006 yıllarındaki oranlardan düşük olduğu ve idarecilerin ise 2006-2007 yıllarında hiç ceza almadıkları görülmektedir.

Page 35: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

34

Tablo 2 Branşlara göre ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları kesinleşen sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin temsil ettiği kategorilerin dağılımı

Branş

Toplam Futbol Basketbol Hentbol VoleybolMasa Tenisi Atletizm Satranç

Kategori

N % N % N % N % N % N % N % N %

Yıldız 108 100 96 88,9 4 3,7 3 2,8 2 1,9 1 ,9 1 ,9 1 ,9

Genç 348 100 302 86,8 32 9,2 13 3,7 1 ,3 - - - - - -Toplam 456 100 398 87,3 36 7,9 16 3,5 3 ,7 1 ,2 1 ,2 1 ,2

Tablo 2’de yıldız ve genç kategorilerindeki sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin müsabakalara katıldıkları branş dağılımları incelenmiştir. Bu inceleme sonucunda, yıldız kategorisinde ceza alanların %88,9 futbol, %3,7 basketbol, %2,8 hentbol, % 1,9 voleybol ve % 0,9 masa tenisi, atletizm ve satranç branşlarında oldukları görülmüştür. Gençler kategorisinde ise ceza alanların %86,8 futbol, %9,2 basketbol, %3,7 hentbol ve % 0,3 voleybol branşlarında oldukları görülmektedir.

Count

400

300

200

100

0

brans

satrancatletizmmasatenisivoleybolhentbolbasketbolfutbol

400

300

200

100

0

kategori

yildizgenc

Grafik 2. Branşlara göre ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları kesinleşen sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin temsil ettiği kategorilerin dağılımı

Grafik 2. incelendiğinde, yıldız ve gençler kategorisinde takım sporlarında ceza oranının bireysel sporlara göre yüksek olduğu ve en yüksek branşında futbolda olduğu görülmektedir. Bunun yanında gençler kategorisinde ceza oranı yıldızlara göre oldukça yüksek olduğu görülmektedir.

Page 36: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

35

Tablo 3. Sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin ceza sürelerinin dağılımı

Ceza alan Toplam

Sporcu Öğretmen İdareci Ceza Süresi N % N % N % N %

1 Maç 155 100 141 91,0 14 9,0 - -

2 Maç 110 100 104 94,5 5 4,5 1 ,9

3 Maç 73 100 71 97,3 2 2,7 - -

4 Maç 71 100 71 100,0 - - - -

5 Maç 7 100 7 100,0 - - - -6 Maç 10 100 10 100,0 - - - -İhtar 17 100 - - 9 52,9 8 47,12 Ay Hak Mah. 1 100 - - 1 100,0 - -3 Ay Hak Mah. 5 100 - - 3 60,0 2 40,06 Ay Hak Mah. 4 100 - - 4 100,0 - -

1 Yıl Hak Mah. 3 100 - - 1 33,3 2 66,7Toplam 456 100 404 88,6 39 8,6 13 2,9

Tablo 3 incelendiğinde, sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin aldıkları ceza süreleri verilerine göre 1 maç ceza alanların %91,0 sporcu öğrenci, %9 öğretmen olduğu, 2 maç ceza alanların %94,5 sporcu öğrenci, %4,5 öğretmen, %0,9 idareci olduğu, 3 maç ceza alanların %97,3 sporcu öğrenci, %2,7 öğretmen olduğu, 4, 5 ve 6 maç ceza alanların tamamının sporcu öğrenci olduğu, ihtar cezası alanların %52,9 öğretmen, %47,1 idareci olduğu, 2 ve 6 ay hak mahrumiyet cezası alanların tamamının öğretmen olduğu, 3 ay hak mahrumiyet cezası alanların %60,0 öğretmen, %40,0 idareci olduğu ve 1 yıl hak mahrumiyet cezası alanların %33,3 öğretmen, %66,7 idareci olduğu görülmektedir.

Tablo 4. Sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin ceza türlerinin dağılımı

Ceza Alan Toplam Sporcu Öğretmen İdareci

Ceza türü N % N % N % N %

M.16-a 5 100 - - 0 ,0 5 100İhtar cezası M.16-c 12 100 - - 9 75,0 3 25,0M.17-a 131 100 123 93,9 8 6,1 - -M.17-c 1 100 - - 1 100 - -

Müsabaka Faaliyet ve Yarışmadan men cezası

M.17-c;M.36-a 1 100 - - 1 100 - -M.18-a 21 100 17 81,0 4 19,0 - -M.18-b 7 100 - - 6 85,7 1 14,3M.18-c 31 100 31 100 - - - -M.18-c;M.36-a 7 100 6 85,7 - - 1 14,3M.18-d 19 100 19 100 - - - -M.18-d;M.36-a 38 100 38 100 - - - -M.18-m 4 100 - - 1 25,0 3 75,0M.18-o 4 100 4 100 - - - -M.18-o;M.36-a 3 100 3 100 - - - -

Hak Mahrumiyet cezası M.18-p 1 100 - - 1 100 - -

Page 37: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

36

M.18-a,c 41 100 38 92,7 3 7,3 - -M.18-a,d 1 100 1 100 - - - -M.18-c,d 21 100 21 100 - - - -M.18-c,d;M.36-a 1 100 1 100 - - - -M.18-e,f 1 100 - - 1 100 - -M.18-a,b,c 1 100 - - 1 100 - -M.18-a,b,c,d 8 100 8 100 0 ,0 - -M.18-a,c,d 19 100 18 94,7 1 5,3 - -M.18-d,u 1 100 1 100 - - - -M.18-d,o 1 100 1 100 - - - -M.18-u 42 100 42 100 - - - -

M.18-u;M.36-a 19 100 19 100 - - - -M.17-a,M.18-a 2 100 - - 2 100 - -M.17-a,M.18-c 1 100 1 100 - - - -M.17-c,M.18-c 2 100 2 100 - - - -M.17-c,M.18-c;M.36-a 1 100 1 100 - - - -M.17-c,M.18-d 3 100 3 100 - - - -

Müsabaka Faaliyet-Yarışmadan men ve Hak Mahrumiyet cezası

M.17-c,M.18-u 6 100 6 100 - - - -Toplam 456 100 404 88,6 39 8,6 13 2,9

Tablo 4 incelendiğinde, “İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönergesi”ne göre; “ihtar” (M.16-a, M.16-c) disiplin cezasını, 9 öğretmen ve 8 okul idarecisi olmak üzere cezaları kesinleşen 17 karar olduğu görülmektedir. Aynı yönergeye göre “müsabaka-faaliyet ve yarışmadan men” (M.17-a, M.17-c) disiplin cezasını 123 sporcu öğrenci ve 1’i takdiri hafifletici sebep (M.36-a) olmak üzere 10 öğretmen toplam 133 karar olduğu; “hak mahrumiyet disiplin cezası”nı (Madde;18-a, 18-b, 18-c, 18-d, 18-m,18-o, 18-p,18-u) 268 sporcu öğrenci, 18 öğretmen ve 5 idarecinin toplam 291 karar olduğu, iki farklı disiplin cezasını (“müsabaka faaliyet-yarışmadan men” ve “hak mahrumiyet cezası”) 13 sporcu öğrenci ve 2 öğretmen toplam 15 karar olduğu görülmektedir.

TARTIŞMA VE SONUÇ

Ülkemizde spor müsabakalarında kurallara ve centilmenliğe aykırı davranışlarda belirgin bir artış görülürken, son yıllarda yapılan okullar arası spor yarışmalarına katılımda gerçekleşen ceza işlemlerinin analiz edilmesi ve cezai işlemlerin hangi düzeyde olduğu konusu da merak uyandırmaktadır. Bu nedenle çalışmanın amacı, Ankara ilinde 2004-2007 tarihleri arasında ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları kesinleşen sporcu öğrenci, öğretmen ve idarecilerin mevcut durumunu analiz etmektir.

Ceza kuruluna sevk edilen ve cezaları kesinleşen 456 disiplin cezasının sporcu öğrenci, beden eğitimi öğretmeni ve idarecinin yıllara göre ceza oranlarına bakıldığında sporcu öğrencilerin en fazla ceza aldıkları dönemin % 41,2 ile 2005-2006 yılında, beden eğitimi öğretmenlerinin %43,6 ile 2004-2005 yılında, % 84,6 ile idarecilerin ise 2005-2006 yılında düzenlenen okullararası spor yarışmalarında olduğu görülmüştür (Tablo.1). Sporcu öğrencilerin 2004-2005 ve 2006-2007 yıllarındaki ceza oranlarının 2005-2006 yıllarındaki oranlardan düşük olduğu; öğretmenlerin ceza oranın 2004-2005 yılında en yüksek, idarecilerin ise 2006-2007 yıllarında hiç ceza almadıkları görülmektedir (Grafik.1). Sporcu öğrencilerin disiplin ceza oranlarının öğretmen ve idarecilere göre çok yüksek olduğunun görülmesine (Tablo.1) rağmen bu

Page 38: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

37

sorumluluğun büyük ölçüde, öğrencileri “her ne pahasına olursa olsun kazanmak” prensibi ile motive eden beden eğitimi öğretmenlerine ve sporda erdemlilik, fair play vb. gibi konuların pekte fazla yer almadığı beden eğitimi müfredatlarına dayandığı düşünülmektedir. Bu sayısal verileri destekler nitelikte bulguları içeren Sezen ve Yıldıran (2007)’ın beden eğitimi öğretmenlerinin futbolda Fair Play’e ilişkin olumlu ve olumsuz davranışlara yaklaşımlarını incelediği çalışmasında; beden eğitimi öğretmenlerinin, Fair Play’e ilişkin yaklaşımlarının daha çok başarı odaklı olduğu ve öğrencilerin de “her ne pahasına olursa olsun kazanmak” prensibi ile motive edildiklerini belirtmektedir.

Gençler kategorisinde ceza alan sporcu öğrenci, beden eğitimi öğretmeni ve idarecilerin 302’si (%86,8) futbol, 32’si (%9,2) basketbol ve 13’ü (3,7) hentbol branşlarında yer almaktadır. Yıldızlar kategorisinde ise; 96’sı (%88,9) futbol, 4’ü (%3,7) basketbol, 3’ü (%2,8) hentbol ve 2’si (1,9) voleybol branşlarında yer almaktadır (Tablo.2). Yıldız ve gençler kategorisinde takım sporlarında ceza oranının bireysel sporlara göre yüksek olduğu ve en yüksek branşında futbolda olduğu görülmektedir. Bunun yanında gençler kategorisinde ceza oranı yıldızlara göre oldukça yüksek olduğu görülmektedir (Grafik. 2). Yapan (1992) ’ın yapmış olduğu araştırmada en fazla kural ihlali görülen sporcu öğrencilerin futbolcular olduğu bulgusu araştırmamızın sayısal verilerini destekler niteliktedir.

Bununla birlikte gençlerin yıldızlara göre daha yüksek oranda ceza almalarını, yine Yapan (1992)’ın araştırmasında 14-15 yaş grubundaki öğrencilerin daha küçük yaş grubundaki sporcu öğrencilere göre kural ihlalini fazla yaptıkları bulgusu araştırmamızın sayısal verilerini desteklemektedir. Bu veriler aynı zamanda, seyirlik oyunlar arasında en çok ilgiyi gören ve büyük bir seyirci ve katılımcı kitlesine sahip olan futbolun, toplumun her kesiminde gördüğü büyük ilgi, önem ve popülaritesinin etkisinde de kaynaklanabilir.

Sporcu öğrenci, beden eğitimi öğretmeni ve idarecilerin aldıkları ceza süreleri verilerine göre 1 maç ceza alanların %91,0 sporcu öğrenci, %9 öğretmen olduğu, 2 maç ceza alanların %94,5 sporcu öğrenci, %4,5 öğretmen, %0,9 idareci olduğu, 3 maç ceza alanların %97,3 sporcu öğrenci, %2,7 öğretmen olduğu, 4, 5 ve 6 maç ceza alanların tamamının sporcu öğrenci olduğu, ihtar cezası alanların %52,9 öğretmen, %47,1 idareci olduğu, 2 ve 6 ay hak mahrumiyet cezası alanların tamamının öğretmen olduğu, 3 ay hak mahrumiyet cezası alanların %60,0’inin öğretmen, %40,0’unun öğretmen olduğu ve 1 yıl hak mahrumiyet cezası alanların %33,3’inin öğretmen, %66,7’unun öğretmen olduğu görülmektedir (Tablo 3.).

“İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönergesi” Madde 15’te, belirlenen disiplin suçlarına uygulanacak disiplin cezaları; “ihtar”, “müsabaka-faaliyet ve yarışmadan men”, “hak mahrumiyeti”, “müsabakayı seyircisiz oynatma”, “puan indirme”, “küme düşme”, “tescil iptali”, “sertifika iptali”, “ünite liderliği ve lider yardımcılığı görevlerinden alınması”, “il ve ilçe izci kurulu başkan ve kurul üyelerinin görevden alınması”dır (ÖDY, 2007). 2004-2007 yılları arasında Ankara ili il disiplin kurulu kararlarında; “ihtar”, “müsabaka-faaliyet ve yarışmadan men” ve “hak mahrumiyeti” kararlarının verildiği, diğer cezaları gerektiren davranışların görülmediği belirlenmiştir.

Çalışmamızda “ihtar” (M.16-a, M.16-c) disiplin cezasını beden eğitimi öğretmenleri ve idarecilerin aldığı görülmektedir. “İhtar cezası”; eğitim kurumu ve ilgililerin dikkatinin çekilmesidir (ÖDY 2007). Bu kasıtsız fiilleri işleyen; Madde 16-a’dan ceza alanların, Bakanlığa ve ilgili kuruluşlarına karşı yapmakla yükümlü olduğu bir işlemi kasıtsız yerine getirmeyen, eksik veya yanlış yerine getiren 5 okul idarecisi olduğu belirlenmiştir. Madde 16-b’den ceza alanların

Page 39: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

38

ise Bakanlığın, yetkili makam ve mercilerine karşı yerine getirdikleri görevlerinden dolayı müstehzi veya nazik olmayan şekilde hareket eden 9 beden eğitimi öğretmeni ve 3 idareci olduğu belirlenmiştir.

Aynı yönergeye göre “müsabaka-faaliyet ve yarışmadan men” (M.17-a, M.17-c) disiplin cezası maddesinden 133 karar alındığı görülmüştür. “Müsabaka-faaliyet ve yarışmadan men cezası” (Madde 17); Eğitim Kurumunun veya yönetici-idareci, çalıştırıcısı, eğiticisi, koro şefi, oyuncusu, çalgıcısı, koristi, solisti, izci lideri ve sporcusunun yarışmalara ve faaliyetlere katılmaktan men edilmesidir (ÖDY, 2007). “Yarışmalardan-faaliyetlerden men cezası”; tek yarışmadan ve faaliyetten men, bir yıl süre ile yarışmadan ve faaliyetten men, süreli yarışmadan ve faaliyetten men ve temsili, millî ve milletlerarası yarışmalardan ve faaliyetten men olmak üzere dörde ayrılır.

Madde 17-a’dan yani, “tek yarışmadan-faaliyetten men cezası”; resmi spor, halk oyunları, halk müziği, sanat müziği ve izcilik faaliyetlerinde, disiplinsizliği veya cezai nitelikteki davranışı nedeniyle oyundan veya faaliyetten alıkonulan sporcu, halk oyuncu, izci, idareci, çalıştırıcı, izci lideri, o faaliyeti takip eden aynı kategorideki ilk yarışmaya-faaliyete katılamaz (ÖDY, 2007) hükmüdür. Çalışmada 123 sporcunun ve 8 öğretmenin bu hükmünden ceza aldıkları görülmüştür.

Madde 17-c’den yani, “süreli yarışmalardan men cezası”; Spor yarışmalarında; eğitim kurumlarının ve temsilcilerinin 30 günden az, iki yıldan çok olmamak üzere yarışmalardan men edilmesidir (ÖDY, 2007). Çalışmada 1’i “takdiri hafifletici sebep” (M.36-a) olmak üzere 2 beden eğitimi öğretmenin bu hükmünden ceza aldıkları görülmüştür. Madde 36-a hükmü ise, merkez disiplin kurulu ile il disiplin kurullarınca, tahrik sebepleriyle azaltmadan ayrı olarak, kurum ile kişi lehine cezayı azaltacak takdiri sebepler kabul edilirse, cezanın yarısına kadar indirilir hükmüdür.

“İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönergesi” Madde 18, “hak mahrumiyeti cezası”; kişinin her türlü yarışmalara-faaliyetlere iştirak etmekten, idarecilik-yöneticilik, çalıştırıcılık, eğiticilik, gözlemcilik, temsilcilik, jüri üyeliği, izci liderliği, il izci kurulu üyeliği ve başkanlığı, hakemlik, saha komiserliği yapmaktan, idari ve teknik görevli olarak yarışmalarda-faaliyetlerde hazır bulunmaktan, eğitim ve öğretim kurumu mensubu olarak resmi ilişkide bulunulmaktan men edilmesidir (Ö,D,Y, 2007).

Madde 18-a; “centilmenliğe aykırı hareketten” yani, spor yarışmalarında; onur kırıcı ve spor ahlakına ve centilmenliğe aykırı harekette bulunan kişilere, bu hususta ayrı ceza hükmü bulunmadığı takdirde on beş günden üç aya kadar yarışmalardan men veya o kadar hak mahrumiyeti cezası verilmesidir (ÖDY, 2007). Çalışmada 17 sporcunun ve 4 öğretmenin bu hükmünden ceza aldıkları görülmüştür. Çalışma sayısal verilerinde görülen sporda artan erdemsiz davranışlarla ilgili cezai işlemler centilmenliğe ilişkin davranışları yeterince garanti altına alamadığı göstermiştir. Okullararası yarışmalarda son yıllarda görülen şiddet olayları öğrencilerin, “her ne pahasına olursa olsun kazanmak” prensibi ile motive edildiklerini göstermektedir. Bu durum öğretmenlerinde Fair Play’e ilişkin yaklaşımlarının daha çok başarı odaklı olduğuna işaret etmektedir. Oysaki, Fair Play çalışmalarının, etik donanımlara sahip bir genç kuşağın yetiştirilmesine yönelik olarak, ilk ve orta öğretim çağı çocuk ve gençlerinin beden eğitimi derslerinden başlatılması, geleceğin sporcu, antrenör, spor adamı, hakem, yazar ve seyircisinin bu kitle içinden çıkacak olması bakımından önemli bulunmaktadır (Yıldıran, 2002). Bununla birlikte, beden eğitimi öğretmenlerinin Fair Play anlayışını derslerde nasıl kazandıracaklarına ilişkin yeterli donanıma sahip olmadıkları bilinmektedir. Dolayısıyla, bu

Page 40: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

39

alandaki yetersizliği Avrupa genelinde bir sorun olarak gören Avrupa Fair Play Birliği (EFPM), Fair Play’in okul beden eğitiminin en önemli konusu olarak müfredata eklenmesini, öğretmen ve antrenörlerin Fair Play kapsamındaki çalışmalarını destekleyecek özel eğitim ve enformasyon malzemeleri hazırlanmasını ulusal hükümetlere önermiştir (Yıldıran, 2002).

Bunun yanında ilgili disiplin maddesinden beden eğitimi öğretmenlerinin de ceza almaları, lisans öğrenimleri esnasında, beden eğitimi dersinde fair play’i nasıl konulaştıracakları hakkında sistematik bilgi sahibi olamayan öğretmenlere uygulamada rehberlik eden programda da, Fair Play’e ilişkin davranışların hangi öğrenme yaşantılarıyla kazandırılabileceğinin belirtilmemesi, (Yıldıran, 2004) gibi sebeplerinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Madde 18-b; “mevzuatlara aykırı hareketlerden” yani, Bakanlığın spor, halk oyunları, halk müziği, sanat müziği izcilik faaliyetleriyle ilgili mevzuatlara kasten aykırı harekette bulunanlara, bu hususta aykırı ceza hükmü bulunmadığı takdirde; spor yarışmalarında iki aydan bir yıla kadar yarışmalardan men veya o kadar süreyle hak mahrumiyeti cezası, halk oyunları ve halk müziği, sanat müziği faaliyetlerinde bir yıl süre ile yarışmalardan men, izcilik faaliyetlerinde ise 6 ay süre ile faaliyetlerden men cezası verilmesidir (ÖDY, 2007). Çalışmada 6 öğretmen ve 1 idarecinin bu hükmünden ceza aldıkları görülmüştür.

Çalışma sayısal istatistiklerine bakıldığında; kurallara uyma ve sporda erdemsiz davranışlarında öğretmen ve idarecilerinde ceza aldıkları görülmektedir. Günümüzde öğrencilerin sporda erdemli davranışların kazanılmasında çok önemli bir görevi ve sorumluğu olan okulların, idarecilerin ve öğretmenlerin ilk ve ortaöğretim öğrencilerinin bu konudaki gelişimlerini üstlenmesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.

Madde 18-c; “hakaret” yani; spor yarışmalarında, Bakanlık teşkilatına veya bu teşkilatın bir mensubuna ve sporculara huzurda veya gıyabında; yazılı, sözlü, fiilen veya yayın yolu ile yaptığı görevden dolayı veya görevi sırasında hakaret eden kişiye müsabakalardan men veya o kadar süreyle hak mahrumiyeti cezası verilmesidir (ÖDY, 2007). Çalışmada 31 sporcu öğrenci ve takdiri hafifletici sebep (M.36-a) maddesinin uygulandığı 1 idarecinin bu hükmünden ceza aldıkları görülmüştür.

Madde 18-d; “saldırı” yani; spor yarışmalarında, Bakanlığın spor mevzuatının uygulanmasıyla görevli merkez ve taşra teşkilatının mensuplarına seyircilere ve diğer tüm ilgililere görevlerini yaparken veya yaptıkları görevden dolayı cismen ceza verecek müessir fiil işlendiği takdirde yarışmalardan men, süreli veya sürekli hak mahrumiyeti cezası vermesidir (ÖDY, 2007). Çalışmada 38’i takdiri hafifletici sebep (M.36-a) olmak üzere 57 sporcu öğrencinin bu hükmünden ceza aldıkları görülmüştür.

Madde 18-m; “saha olayları” yani; Spor, halk oyunları, halk müziği, sanat müziği ve izcilik faaliyetlerinin yapıldığı saha tesislerde güvenliği bozan, olay çıkaran, yaralamak, yakıp yıkmak, tahrip etmek gibi münferit veya toplu tecavüzlerde bulunan kişi ve topluluklara; 3 aydan 3 yıla kadar müsabakalardan-faaliyetten men veya o kadar süre ile hak mahrumiyeti cezası vermesidir (ÖDY, 2007). Çalışmada 1 öğretmen ve 3 idarecinin bu hükmünden ceza aldıkları görülmüştür.

Madde 18-o; “müsabakanın-faaliyetin ve yarışmanın devamına engel olmak”; Müsabaka ve faaliyetin her ne suretle olursa olsun, iyi bir şekilde başlamasına, devamına, tamamlanmasına engel olanlara; spor faaliyetlerinde 3 aydan bir yıla kadar müsabakalardan men veya o kadar süre ile hak mahrumiyeti cezası, halk oyunları, halk müziği, sanat müziği ve izcilik faaliyetlerinde ise 1 yıl süre ile yarışmalardan-faaliyetten men cezası verilmesidir (ÖDY, 2007). Çalışmada 3’i takdiri hafifletici sebep (M.36-a) olmak üzere 7 sporcu öğrencinin bu hükmünden ceza aldıkları görülmüştür.

Page 41: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

40

Madde 18-p; “hileli ve danışıklı yarışma” yani; Hileli ve danışıklı yarışma yapan, yaptıran kişilere ve aracılara en az iki yıl müsabakalardan men veya o kadar süre ile hak mahrumiyeti, kurumlara ise bir yıla kadar müsabakalardan men cezası verilmesidir (ÖDY, 2007). Çalışmada 1 öğretmenin bu hükmünden ceza aldığı görülmüştür.

Madde 18-u; “kaba, müstehzi ve küçük düşürücü hareketler” yani; Müsabakalardan-faaliyetlerden önce müsabaka-faaliyet sırasında ve müsabakalardan-faaliyetten sonra; hakemlere, jüri üyelerine, izci liderlerine, görevlilere, Bakanlık mensuplarına ve yarışmacı ve izcilere, kurum yöneticilerine, seyircilere kaba, müstehzi ve küçük düşürücü söz sarf eden veya bu kabil hareketlerde bulunanlara; spor faaliyetlerinde üç aya kadar müsabakalardan men veya o kadar süre ile hak mahrumiyeti cezası, halk oyunları, halk müziği, sanat müziği ve izcilik faaliyetlerinde ise 1 yıl süre ile yarışmalardan ve faaliyetlerden men cezası verilmesidir (ÖDY, 2007). Çalışmada 19’u takdiri hafifletici sebep (M.36-a) olmak üzere 61 sporcu öğrencinin bu hükmünden ceza aldıkları görülmüştür.

Çalışmada “İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönergesi” “hak mahrumiyet” cezasını birkaç madde hükmünden alan verilerde bulunmaktadır. Madde 18-a,c’den, 38 sporcu öğrenci ve 3 öğretmenin; Madde 18-a,d’den 1 sporcu öğrencinin; Madde 18-c,d’den, 1’i takdiri hafifletici sebep (M.36-a) olmak üzere 22 sporcu öğrencinin ceza aldıkları görülmüştür.

Madde 18-e,f’den, yani; e; “sahte lisans kullanımı”, Spor, halk oyunları ve halk müziği, sanat müziği yarışmalarında; sahte belgeler kullanarak düzenlenen lisans, öğrenci kimliği veya yaygın eğitim kurumlarının kursiyer- üyelik kimliği ile yarışmalara katılan veya katılmayı temin edenlere, 1 yıldan 3 yıla kadar müsabakalardan men veya o kadar süre ile hak mahrumiyeti cezası verilmesidir. f; bendi ise “sahtecilik ile teşkilatı kandırma”, Spor, halk oyunları, halk müziği, ve sanat müziği yarışmalarında, izcilik faaliyetlerinde; lisans, öğrenci kimliği, yaygın eğitim kurumlarının kursiyer-üyelik kimliği, geçerli izci liderliği sertifikası veya herhangi bir belge üzerinde değişiklik veya sahtecilik yapan, teşkilatı kandıran veya gerçek olmayan evrak düzenleyenler bunları bilerek kullanan veya kullandıranlar; spor, halk oyunları, halk müziği, sanat müziği faaliyetlerinde 1 yıldan 3 yıla kadar müsabakalardan men veya o kadar süre ile hak mahrumiyeti cezası, izcilik faaliyetlerinde ise tescil iptali cezası verilmesidir. Çalışmada 1 öğretmenin bu hükümlerden ceza aldığı görülmüştür.

Çalışmada yine ilgili yönergenin “hak mahrumiyet” cezasını birkaç madde hükmünden alan; Madde 18-a,b,c’den, 1 öğretmenin; Madde 18-a,b,c,d’den 8 sporcu öğrencinin; Madde 18-a,c,d’den, 18 sporcu öğrenci ve 1 öğretmenin; Madde 18-d,u’dan 1 sporcu öğrencinin; Madde 18-d,o’dan 1 sporcu öğrencinin ceza aldıkları görülmüştür.

“Müsabaka faaliyet-yarışmadan men” ve “hak mahrumiyet cezasının” beraber verildiği; M.17-a,M.18-a cezalarından, 2 öğretmenin; M.17-a, M.18-c cezalarından, 1 sporcu öğrencinin; M.17-c,M.18-c cezalarından 1’i takdiri hafifletici sebep (M.36-a) olmak üzere 3 sporcu öğrencinin; M.17-c,M.18-d cezalarından 3 sporcu öğrencinin ve M.17-c, M.18-u cezalarından 6 sporcu öğrencinin ceza aldıkları görülmüştür.

Okullar arasındaki yarışmalarda sporculuk ve centilmenliğe yakışmayan olaylara sebep olan sporcu, çalıştırıcı ve idarecilere sportif yönden uygulanacak cezai müeyyideler hakkında Bakan oluru ile yürürlüğe giren “Ödül ve Disiplin Yönergesi” hükümlerine göre toplam 456 işlem yapılmıştır. 2004-2005 eğitim yılı 14900 sporcu öğrenci, 2005-2006 eğitim yılı 19926 sporcu öğrenci ve 2006-2007 26860 sporcu öğrencinin okullar arası karşılaşmalara katıldığı düşünüldüğünde (www.ankaraobesi.com) toplam 404 sporcu öğrencinin ceza alması ciddi boyutlar taşımadığını düşündürse de ülke geleceği açısından çok önemli bir dönemde (ilk ve orta

Page 42: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

41

öğretim) olan öğrencilerin dürüstlük anlayışını geliştirmek için okullararası yarışmalarda kurallara uyma alışkanlığının ve fair-play anlayışının kazandırılması ve yaygınlaştırılması çok önemlidir. Bu önemli görevi üstlenen okullara, idarecilere ve beden eğitimi öğretmenlerine oldukça önemli görevlerin düştüğü unutulmamalıdır.

KAYNAKLAR

Ankara İli okul sporları disiplin kurulu ceza listesi (2004-2007). http://www.ankaraobesi.com./ disiplinkurulukararlari.xls.

ERSOY, A., (1997). Futbol’da Yöneticilerin Uyguladığı Ödül ve Cezanın Disiplin Açısından Değerlendirilmesi ve Başarıya Etkisi, Marmara Üniversitesi Salık Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul,

GÜMÜŞ, A. (2006). Şiddetin Nedenleri. Toplumsal Bir Sorun Olarak Şiddet Sempozyumu. Eğitim Sen Yayınları.

KARATAY, G. (2006). Çocuk Televizyon ve Şiddet. Toplumsal Bir Sorun Olarak Şiddet Sempozyumu. Eğitim Sen Yayınları.

ORHUN, A. (1992). Fair play okul sporunda bir eğitim ilkesidir. Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri II. Ulusal Kongresi Bildirileri (20-22 Kasım), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu Yayınları.

Milli Eğitim Bakanlığı Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü: (MEBMİMEM) (2007). Yöneticiler ve Beden Eğitimi Öğretmenleri Rehberi, Ankara: Hazar Reklam.

YILDIRAN, İ., Fair Play: Kapsamı, Türkiye’de ki Görünümü ve Geliştirme Perspektifleri, VII. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi (Antalya, 27-29 Ekim 2002)’ne Sunulan Bildiri.

YILDIRAN, İ. (2004). Fair Play: Kapsamı, Türkiye’deki Görünümü ve Geliştirme Perspektifleri. Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 4,(4), s.3-16.

Ödül ve Disiplin Yönergesi (ÖDP) (2007). http://obesid.meb.gov.tr/Mevzuat /ödülvedisiplinyönergesi.doc.

SEZEN, G. ve YILDIRAN, İ. (2007). Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Futbolda Fair Play’e İlişkin Olumlu ve Olumsuz Davranışlara Yaklaşımlarının İncelenmesi. http://www.sporyonetimi.com/ 2007/Cilt 2, Sayı 1/ 14-22/0126.pdf.

YAPAN, H.T., (1992). Beden Eğitimi Dersinde Ahlaki Eğitim. Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

YILDIRIM, A. ŞİMŞEK H (2006). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Seçkin Yayıncılık, Ankara.

Page 43: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

42

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİNDE OKUYAN ÖĞRENCİLERİN SERBEST ZAMAN DEĞERLENDİRME ANLAYIŞ VE ALIŞKANLIKLARI İLE

BEKLENTİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Kadir PEPE ÖZET

Araştırmada öğrencilerin serbest zaman değerlendirme anlayış ve alışkanlıkları ile beklentilerinin araştırılarak ortaya konması amaçlanmıştır. Amaca uygun bir anket geliştirilmiştir. Anketin anlaşılabilirliği, kapsam geçerliliği ve güvenirliliği, test edildikten sonra tabakalandırma yapılarak tesadüfü örneklem yöntemi ile 230 öğrenciye uygulanmıştır. Hatasız olarak doldurulmuş olan 112 erkek ve 105 kız olmak üzere toplam 217 öğrencinin anketi değerlendirilmeye alınmıştır.

Elde edilen verilere istatistik işlem olarak her soru için çapraz tablo işlemi yapılarak frekans ve yüzde dağılımı elde edilmiştir. İşlem sonucunda cevap gözeneklerinin yüzde (%) dağılımları incelenerek değişkenler arasında ilişki olup olmadığına bakılmıştır. Sonuç olarak, öğrenciler serbest zamanı yapmak zorunda olduğu işten sonra arta kalan, kişinin istediği an özgürce kullanabileceği zaman olarak gördüklerini, serbest zaman etkinliklerini arkadaşlarla birlikte oynama ve tanışma, sıkıntıdan kurtulma, mutluluk aracı olarak gördüklerini; eğitici, bilgi-kültürü arttırıcı, sağlıkları açısından yararlı bulduklarını, sahip oldukları günlük serbest zamanlarının da 3-6 saat arasında olduğunu, bölüm ve fakültenin sosyal etkinliklerini genel olarak hiç yeterli görmediklerini, spor tesislerini yeterince kullanamadıklarını, sosyal ve kültürel faaliyetler olarak beklentilerinin olduğunu söyleyebiliriz. Anahtar kelime: Serbest zaman, Öğrenci, Anlayış ve Alışkanlık, Beklenti

INVESTİGATİNG THE EXPECTATİONS, UNDERSTANDİNS AND ATTİTUDES OF STUDENTS AT MEHMET AKİF ÜNİVERSİTESİ ABAUT LEİSURE TİME

ACTİVİTİES ABSTRACT The research aims to find out the students expectations,understandings and atttudes about leisure time activites A quaestiannsire was developed according to the aims.After testing the validity and reliability of the questionnaire,it was applied to 230 students through random sampling.A total of zıp questionnaires,free of error,from 112 male and 105 female were evaluated. The data obtained was throogh statistical analysis cross referenced and frequency and percentage distribution was reached. As a result of this process,the percantage distributions were analysed looking into whether the is a relation between the variables. As a result the students view leisure time as something left out of the work that must be done and as the to be used freely whenever one wants.They view leisure time activities as playing with friends,introduction,escape from boredom and as a vehicle for happiness.Their daily leisure time is between 3-6 hours and they think that the department and faculty social activities are not satisfactory at all,and that they can not benefit from the sports complexes to the full and that they have expectations about social and cultural activities. Key Words: Leisure Time, Student, Understanding and Attitude,Expectation _________________________________________________

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Böl/ BURDUR

Page 44: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

43

GİRİŞ Çağımızın monoton yaşamı içerisinde insanların zorunlu yaşamlarının dışında kalan

zamanlarını iyi şekilde değerlendirmeleri sağlıklı kalabilmeleri için çok önemlidir. İnsanlar çeşitli zamanlarda sahip olduğu serbest zamanlarında; monotonluktan

uzaklaşmak, dinlenmek, hava değişimi gezme-görme, heyecan duyma, farklı yaşantılar elde etme gibi pek çok amaçla, açık veya kapalı alanlarda ya da pasif aktif şekillerde, kent içinde veya kırsal yerlerde rekreaktif etkinliklere katılmaktadırlar. Rekreaktif etkinliklerde günlük, hafta sonları, yıllık izinler ve daha uzun tatiller ile emeklilik gibi dönemlerde birçok alanda yapılan ve çok çeşitliliği olan aktiviteler söz konusudur. Bu aktiviteler insanların ayrı, ayrı amaç ve istekleri doğrultusunda anlam kazanmaktadır (Karaküçük, 1995). Gelişmiş ülkelerin gelişmekte veya gelişmemiş olan ülkelerden en önemli farklı zamanı verimli ve etkin kullanmalarındaki bilinç ve kararlılıklarıdır. İnsan sağlığı ve verimliliği üzerine yapılan araştırma, toplumların gelecekle ilgili planlarını ve hedeflerini saptarken, sürekli zaman boyutu içinde iş ve serbest zaman dengesini duyarlı bir biçimde ele almak zorunda kalmaktadırlar. Zamanın toplumun gelişme süreci ile etkilenen ve akılcı kullanımı gerektiren bir kaynak olduğu bilincine varılarak sorunların çözümüne yaklaşılmalıdır(Bilgütay, 1973). İnsanın hayatı içinde çok önemli olan zaman mefhumunu değişik şekillerde tanımlandığını görüyoruz bu tanımlardan bazıları şöyledir.

Rekreasyonun Latince (recreatio) kelimesinden geldiğini görüyoruz. Anlamı ise yenilenme yeniden yaratılma anlamına gelmektedir. Türkçe karşılığı ise serbest zamanları değerlendirme olarak kullanılmaktadır. Bu ise kişilerin ya da toplumsal grupların serbest zamanlarında gönüllü olarak yaptıkları dinlendirici ve eğlendirici etkinlikler anlamına gelmektedir (Ozankaya, 1980 ; Karaküçük, 1995) . Weber’e göre “zaman insanın devam ettirdiği yaşamın yerine göre uzun ya da kısa süreli tekrar edilmesi olanaksız başlangıcı ve sonu belli saatle ölçülebilen bir bölümdür” (Weber, 1973). Diğer bir tanıma göre “zaman hayattır ve zamanı boşa geçirmek hayatı boşa geçirmek demektir” (Baltaş; Baltaş, 1987). Daha kapsamlı bir tanımda şu şekilde yapılmıştır. “İnsanın yoğun çalışma yükü rutin hayat tarzı veya olumsuz çevresel etkilerden tehlikeye giren veya olumsuz etkilerden bedeni ve ruhi sağlığını tekrar elde etmek korumak ve devam ettirmek aynı zamanda zevk ve haz almak amacıyla, kişisel doyum sağlamak, tamamen çalışma ve zorunlu ihtiyaçları için ayrılan zaman dışında kalan bağımsız ve bağlantısız serbest zaman içinde, isteğe bağlı ve gönüllü olarak ferdi veya grup içinde seçerek yapılan etkinliklerdir (Karaküçük, 1995).

Rekreaktif etkinlikler çok çeşitlilik arz eden kişilerin ilgi,dürtü,amaç ve katılım çeşitlerine ve daha bir çok faktörlere göre değişik anlayışlar sergileyebilen, rekreasyonun özellikleri konusunda ortak bir nokta bulunamamaktadır( Zorba,2002).

Rekreasyon etkinlik alanları serbest zaman şekline, sürecine, katılım tarzına, iklim, ekonomik, coğrafi durumlar ile toplumun kültürüne göre farklılıklar ve çeşitlilikler gösterebilmektedir.

( Karaküçük,1999) rekreaktif erkinlikleri ; Müzik faaliyetleri ; Enstrüman,Orkestra,Solo,Koro gibi Spor faaliyetleri; Takım, Ferdi,Doğa, Mücadele,ve Zihin sporları gibi Oyunlar; Her yaş kesimi için eğitsel oyunlar Dans; Halk oyunları,modern ve Ritmik danslar gibi Sanat ve hüner gerektiren faaliyetler; Plastik,Deri,Grafik,Seramik, Metal,

Resim gibi Mekan dışı faaliyetler; Kamp, Piknik Çevrecilik gibi Bilimsel ve kültürel faaliyetler; Edebiyat, Tiyatro ve bilimsel çalışmalar

şeklin de ayırmaktadır

Page 45: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

44

Rekreaktif etkinliklerin bireyler üzerinde birçok etkisinin olduğu bilinmektedir. (Zorba,2002) Rekreaktif etkinliklerin bireyler üzerindeki etkilerini; Fiziksel ve ruhsal sağlığın gelişmesi Kişisel beceri ve yeteneklerin gelişmesi Rekreaktif faaliyetlerde yaratıcılık gücünün geliştirilmesi Çalışma başarısı ve iş veriminin arttırma İnsana mutluluk ve huzur vermesi Toplumsal dayanışma ve bütünleşmeyi sağlaması Demokratik toplumun yaratılmasında imkan sağlaması şeklinde sıralamaktadır.

İnsanlara rekreaktif etkinlikler yoluyla kalıcı alışkanlıklar kazandırılmaktadır. Bu alışkanlıklar serbest zamanları iyi bir şekilde değerlendirme, spor yapma, paylaşma, dayanışma, yenme ve yenilme duygusu, takdir etme duygusu, kurallara uyma, grup bilinci, başarma duygusu, vb. alışkanlıklar ve duygular olarak sıralayabiliriz.

Rekreaktif etkinlikler her yaştaki insanın yaşam kalitesini arttırmak, çocukluk çağından itibaren vücudunu doğru kullanma, doğru değerleri yaşam felsefesi olarak benimseme özelliklerini geliştirmeyi hedefler. Ayrıca sigara, alkol gibi, zararlı alışkanlıklardan uzak durma, daima aktif yaşam tarzını benimseme, aile ve toplum ile uyum için de olma gibi değerler kazandırmaya çalışır. Ailede başlayan bu alışkanlıklar okul çağında gelişir. Bu nedenle sağlıklı yaşam ve eksersiz konusunda kişilerin, ailelerin, eğitimcilerin ve yöneticilerin bilinçli olması çok önem arz etmektedir ( Zorba 2002).

Elde edilen ve edilecek olan bu alışkanlıklar ve duygular toplumumuzun genç ve dinamik olan aynı zamanda örgütleşmiş halde olan yükseköğrenim gençliğine kazandırılması daha kolay olacaktır. Çünkü bu gençlik yönlendirilmeye hazır, hırslı, yeteneklerini ortaya koyabilecek, ortam arayan, heyecanlı, çabuk kızmaya eğilimli, sabırsız, hareketli, canlı, takdir edilmek, lider olma arzusunda olan bir gruptur. Eğitim kurumlarımızda yapılan rekreaktif faaliyetler öğrencilerin güvenliğine ve hayatta kalmasına katkıda bulunarak, hayattan zevk ve doyum almasını sağlamaktadır.

Rekreaktif etkinliklerin birey üzerinde daha verimli ve etkili olması için öncelikle bireylerin istediği bir etkinliği yapmasına bağlıdır. Zaten rekreaktif etkinliğin özünde de gönüllülük ve istek yatmaktadır. Bu nedenle rekreaktif etkinliklerde ve rekreaktif etkinlik alanlarının hazırlanmasın da istek ve beklentiler göz önünde bulundurulmalıdır.

Özellikle gençler için bu derece önemli olan rekreaktif etkinliklerin yaygınlaştırılıp ve benimsetilmesi için ülkemizde Hükümet programlarında kanun ve yasalarda yer aldığını görüyoruz.

Bunlardan bazıları şöyledir; Bedenen ve ruhen sağlıklı bir toplum yetiştirilmesinin temel unsurlarından biri

olan sporun geniş kitlelerce yapılması teşvik edilecek. Serbest zamanların değerlendirilmesi yaşamın bir parçası haline getirilecek. Kullanılacak alan ve tesisler çocuk, genç, ev hanımları, yaşlı yalnız

yaşayanlar, özürlü ve benzeri gruplar tarafından değişik zamanlarda istifade edilebilecek şekilde geliştirilecektir.

Toplumun her kesiminin serbest zamanları değerlendirme faaliyetlerine katılabilmesi için çok amaçlı tesislerin mahalli idarelerin yardımı ile semtlere ve kırsal kesime kadar yaygınlaştırılması çabaları sürdürülecek (Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü, 1995).

Okul içi eğitim ve spor faaliyetlerine önem verilecek bu amaçla okullarda beden eğitimi ders saatleri artırılacak, kamunun yanında özel sektör tarafından da spor tesislerinin yapılması teşvik edilecek şehir imar planının hazırlanışında

Page 46: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

45

spor alanlarına ve yeşil sahalara ağırlık verilecek ve amatör spora teşvik arttırılacaktır (T.C. Başbakanlık GSGM, 1990).

1982 yılında kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 58. ve 59. maddelerinde de “Devlet gençleri alkol düşkünlüğünden, kötü alışkanlıklardan ve cehaletten kurtarmak için gerekli tedbirleri alır. “Devlet her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır ve sporun kitlelere yaygınlaşmasını teşvik eder.” “Devlet başarılı sporcuyu korur.” (T.C. Başbakanlık GSGM: 40).şeklindedir.

Bütün bunlar, rekreaktif etkinliklerin insanlar, özelliklede gençler için çok önemli olduğunu göstermektedir. Buradan hareketle araştırmada Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin çeşitli bölümlerinde okuyan öğrencilerin serbest zaman değerlendirme anlayış ve alışkanlıkları ile beklentilerinin ortaya konması amaçlanmıştır.

GEREÇ VE YÖNTEM Araştırmanın evrenini Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, örneklem grubunu ise eğitim

fakültesi, veterinerlik fakültesi ve meslek yüksekokulunda okuyan öğrenciler oluşturmaktadır. Amaca uygun bir anket geliştirilmiştir. Anketin anlaşılabilirliği, kapsam geçerliliği ve güvenirliliği, test edildikten sonra tesadüfi örneklem yöntemi ile 230 öğrenciye uygulanmıştır. Hatasız olarak doldurulmuş olan 112 erkek ve 105 kız olmak üzere toplam 217 öğrencinin anketi değerlendirilmeye alınmıştır.

Elde edilen verilere istatistik işlem olarak her soru için çapraz tablo işlemi yapılarak frekans ve yüzde dağılımı elde edilmiştir. İşlem sonucunda cevap gözeneklerinin yüzde (%) dağılımları incelenerek değişkenler arasında ilişki olup olmadığına bakılmıştır. BULGULAR Tablo1: Katılımcıların Okudukları Bölüm Dağılımı

Değişkenler

Sınıf öğrt Böl

Resim İş öğrt Böl

BedenEğitimiVe Spor

Böl

Okul Öncesi

öğrt Böl

TürkçeÖğrt Böl

SosyalBilgiler

Öğrt Böl

Meslek Yüksek Okulu

VeterinerFakültesi

Toplam

33 8 12 6 15 3 14 21 112 Erkek 29,5% 7,1% 10,7% 5,4% 13,4% 2,7% 12,5% 18,8% 100,0%

32 7 3 12 12 9 23 7 105 Kız 30,5% 6,7% 2,9% 11,4% 11,4% 8,6% 21,9% 6,7% 100,0%

65 15 15 18 27 12 37 28 217 Toplam 29,8% 7,3% 6,9% 8,3% 12,4% 5,5% 17,0% 12,8% 100,0%

Tablo 2:Katılımcıların Sizce Serbest Zaman Nedir Sorusuna Verdikleri Cevap Dağılımı Değişkenler Ders saatleri

dışı Kalan zaman

Yapmak zorunda

olduğum işten sonra arta kalan

zaman

Kişinin iste- diği an özgürce

kullanabileceği zaman

Yeme,içme,iş ve uyku dışı zaman

Diğer Toplam

6 48 43 6 7 110 Erkek 5,5% 43,6% 39,1% 5,5% 6,4% 100,0%

7 50 42 4 1 104 Kız 6,7% 48,1% 40,4% 3,8% 1,0% 100,0%

13 99 85 10 8 215 Toplam 6,0% 46,0% 39,5% 4,7% 3,7% 100,0%

Page 47: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

46

Tablo 3:Katılımcıların Sahip Oldukları Serbest Zaman Dağılımı

Değişkenler

1-2 saat

3-4 saat

5-6 saat

7 saaat ve

üzeri

Boş zamanım

yok çalışıyorum

Toplam

11 37 39 18 5 110 Erkek 10,0% 33,6% 35,5% 16,4% 4,5% 100,0%

23 38 34 9 104 Kız 22,1% 36,5% 32,7% 8,7% 100,0%

34 75 74 27 5 215 Toplam 15,8% 34,9% 34,4% 12,6% 2,3% 100,0%

Tablo 4: Katılımcıların İstediğiniz Bir Etkinliği Yapabilmak İçin Serbest Zaman Bulabiliyormusunuz Sorusuna Verdikleri Cevap Dağılımı

Değişkenler

Evet

Hayır

Kısmen

Toplam

55 9 46 110 Erkek 49,1% 8,0% 41,1% 100,0%

57 7 41 105 Kız 54,3% 6,7% 39,0% 100,0%

112 16 87 215 Toplam 51,4% 7,8% 39,9% 100,0%

Tablo 5: Katılımcıların Bölümünüzün Sosyal Etkinliklerini Yeterli Buluyormusunuz Soruna Verdikleri Cevap Dağılımı

Değişkenler

Hiç yeterli değil

Az

Orta

İyi

Çok iyi

Toplam

74 22 9 4 3 112 Erkek 66,1% 19,6% 8,0% 3,6% 2,7% 100,0%

50 29 19 7 105 Kız 47,6% 27,6% 18,1% 6,7% 100,0%

124 51 28 11 3 217 Toplam 56,9% 23,9% 12,8% 5,0% 1,4% 100,0%

Tablo 6: Katılımcıların Fakültenizin Sosyal Etkinliklerini Yeterli Buluyormusunuz Soruna Verdikleri Cevap Dağılımı

Değişkenler

Hiç yetreli değil

Az

Orta

İyi

Çok iyi

Toplam

55 34 16 5 2 112 Erkek 49,1% 30,4% 14,3% 4,5% 1,8% 100,0%

42 34 20 8 104 Kız 40,4% 32,7% 19,2% 7,7% 100,0%

97 68 36 13 2 216 Toplam 44,7% 31,3% 17,1% 6,0% ,9% 100,0%

Page 48: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

47

Tablo 7: Katılımcıların Okulunuzun Mevcut Sosyal ve Sportif Tesislerini Serbest zamanınızda Kullanabiliyormusunuz Sorusuna Verdikleri Cevap Dağılımı

Değişkenler

Hiç kullanamıyorum

Çok kısıtlı kullanıyorum

Kullanıyorum Her an kullanıyorum

Toplam

36 43 25 6 111 Erkek 32,4% 38,7% 22,5% 5,4% 100,0%

59 28 13 3 103 Kız 57,3% 27,2% 12,6% 2,9% 100,0%

95 71 38 9 214 Toplam 44,2% 33,0% 18,1% 4,2% 100,0%

Tablo 8: Katılımcıların Serbest Zamanınızın Ne Kadarını Sportif Etkinliklere Ayırıyorsunuz Sorusuna Verdikleri Cevap Dağılımı

Değişkenler

Hiç ayıramıyorum

Çok az zaman ayırıyorum

Yarısını ayırıyorum

Yarıdan fazlasını

ayırıyorum

Hepsini ayırıyorum

Toplam

22 61 19 7 3 112 Erkek 19,6% 54,5% 17,0% 6,3% 2,7% 100,0%

46 44 11 2 2 105 Kız 43,8% 41,9% 10,5% 1,9% 1,9% 100,0%

68 105 30 9 5 217 Toplam 31,2% 48,6% 13,8% 4,1% 2,3% 100,0%

Tablo 9: Katılımcıların Serbest Zaman Etkinliklerini Nasıl Buluyor ve Görüyorsunuz Sorusuna Verdikleri Cevap Dağılımları

DEĞİŞKENLER Evet N %

Hayır N %

Toplam N %

Erkek 81 73,0 30 27 111 100 Kız 76 72,4 29 27,6 105 100

Arkadaşlarla dostça oynama ve tanışma olrak görüyorum Toplam 157 72,8 59 27,2 216 100

Erkek 81 73,0 30 27,0 111 100 Kız 76 72,4 29 27,6 105 100

Eğitiçi ve yararlı buluyorum

Toplam 157 72,4 60 27,6 217 100 Erkek 76 68,5 35 31,5 111 100 Kız 72 68,6 31 29,5 105 100

Bilgi ve kültürü arttırıcı buluyorum

Toplam 148 68,2 66 30,9 215 100 Erkek 82 73,9 29 26,1 111 100 Kız 71 67,6 33 31,4 104 100

Sıkıntıdan kurtulma imkanı olarak görüyorum Toplam 153 70,5 63 29,0 216 100

Erkek 75 67,6 36 32,4 111 100 Kız 72 68,6 33 31,4 105 100

Sağlığım açısından yararlı buluyorum Toplam 147 67,7 70 32,3 217 100

Erkek 82 73,9 29 26,1 111 100 Kız 73 69,5 32 30,5 105 100

Mutluluk aracı olarak görüyorum Toplam 155 71,4 61 28,6 217 100

Page 49: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

48

Tablo 10: Katılımcıların Serbest Zamanınızda Aşağıdaki Faaliyetlerden Hangilerini Tercih Edersiniz Sorusuna Verdikleri Cevap Dağılımı DEĞİŞKENLER

Evet N %

Hayır N %

Toplam N %

Erkek 76 67,9 36 32,1 112 100 Kız 81 77,1 24 22,9 105 100

Sinama ve tiyatroya giderim Toplam 157 72,5 60 27,5 217 100

Erkek 91 81,3 21 18,8 112 100 Kız 86 81,9 18 17,1 104 100

Kitap ve gazette okurum

Toplam 157 72,5 60 27,5 218 100 Erkek 70 62,5 41 36,6 111 100 Kız 26 24,8 79 75,2 105 100

Aktif katılım gerektiren spor yaparım

Toplam 96 44,0 121 55,5 217 100 Erkek 59 52,7 53 47,3 112 100 Kız 45 42,9 59 56,2 104 100

Sosyal ve toplumsal faaliyetle ugraşırım Toplam 104 48,2 112 51,4 218 100

Erkek 52 46,4 59 52,7 111 100 Kız 53 50,5 52 49,5 105 100

İlmi ve kültürel faaliyetle uğraşırım Toplam 105 48,6 111 50,9 217 100

Erkek 29 25,9 83 74,1 112 100 Kız 53 50,5 52 49,5 105 100

Beceri gerektiren elişi ve sanatla uğraşırım Toplam 82 37,6 135 62,4 217 100

Erkek 98 87,5 14 12,5 112 100 Kız 96 91,4 9 8,6 105 100

Müzik dinlerim Toplam 194 89,4 23 10,6 217 100

Erkek 82 73,2 30 26,8 112 100 Kız 86 81,9 18 17,1 104 100

Çarşı,Pazar,Fuar,Park gezilerine çıkarım Toplam 168 77,5 48 22,0 217 100

Erkek 88 78,6 24 21,4 112 100 Kız 80 76,2 25 23,8 105 100

Arkadaş ziyaretine giderim

Toplam 168 77,5 49 22,5 217 100 Erkek 35 31,3 77 68,8 112 100 Kız 26 24,8 79 75,2 105 100

Bir müzik aleti çalar müzikle uğraşırım Toplam 61 28,0 156 72,0 217 100

Erkek 72 64,3 39 34,8 111 100 Kız 31 29,5 74 70,5 105 100

Spor yarışmalarını izlerim

Toplam 103 47,2 114 52,3 217 100 Erkek 91 81,3 20 17,9 111 100 Kız 77 73,3 28 26,7 105 100

TV, VCD izlerim Topalm 168 77,5 48 22,0 217 100

Erkek 83 74,1 29 25,9 112 100 Kız 70 66,7 34 32,4 104 100

Bilgisayarda çeşitli sitelere girer araştırmalar yaparım

Toplam 153 70,6 63 28,9 217 100

Erkek 61 54,5 51 45,5 112 100 Kız 30 28,6 75 71,4 105 100

Bilgisayarda Chat yaparım

Toplam 91 42,2 126 57,8 217 100

Erkek 35 31,3 77 68,8 112 100

Kız 6 5,7 98 93,3 104 100

Kafeye giderim

Toplam 41 18,8 175 80,7 217 100

Erkek 79 70,5 33 29,5 112 100

Kız 50 47,6 55 52,4 105 100 Kantinde sohbet ederim

Toplam 129 59,6 88 40,4 217 100

Page 50: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

49

TARTIŞMA VE SONUÇ Araştırmaya Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin Resim, Beden eğitimi, Okul öncesi, Türkçe,Sosyal bilgiler ve sınıf öğretmenliği ile Meslek Yüksekokulu,Veterinerlik fakültesinde okuyan öğrenciler katılmışlardır. Bunlardan 112’si erkek 105’i kız olmak üzere toplam 217 kişidir(Tablo 1).

Sizce serbest zaman nedir önermesine, katılımcılar genel olarak değerlendirildiğinde %46’sı yapmak zorunda olduğum iş dışı zaman, % 39,5’i kişinin istediği an özgürce kullanabileceği zaman görüşündedirler. Cinsiyetler arası görüş ayrılığına da bakarsak anlamlı bir görüş ayrılığının olmadığını söyleyebiliriz( Tablo 2). Bu veriler neticesinde öğrenciler serbest zamanı, yapmak zorunda olduğu iş dışı ve kişinin istediği an özgürce kullanabileceği zaman olarak gördüklerini söyleyebiliriz. Öğrencilerin sizce serbest zaman süreniz ne kadar sorusuna verdikler cevap dağılımına baktığımızda genelin 3-6 saat serbest zaman sürelerinin olduğunu belirtmişlerdir. Cinsiyetler arası görüş farklılığını incelersek anlamlı bir görüş farklılığının olmadığını söyleyebiliriz ( Tablo 3). Bu verilere göre öğrencilerin çoğunluğunun 3-6 saat arası serbest zaman süreleri olduğunu söyleyebiliriz. Bulgumuz (Başaran ve Erençi 2006)yapmış oldukları bir üniversite kampüsünde rekreasyon tercihinin belirlenmesi isimli çalışma bulgularıyla aynı doğrultudadır. Öğrencilerin istediğiniz bir etkinliği yapabilmek için serbest zaman bulabiliyor musunuz önermesine katılımcılar genel olarak değerlendirildiğinde,%51,4’ü evet derken % 39,9’u kısmen dediklerini görüyoruz( Tablo 4). Cinsiyetler arası görüş ayrılığına da bakarsak anlamlı bir görüş ayrılığının olmadığını söyleyebiliriz. Bu veriler doğrultusunda öğrenciler çoğunluk olarak istedikleri etkinlikleri yapabilmek için zaman bulabildiklerini söyleyebiliriz. Katılımcılar bölüm ve fakültenin sosyal etkinliklerini çoğunlukla hiç yeterli görmemekle birlikte az yeterli diyenlerde bulunmaktadır( Tablo 5,6). Okulun mevcut sosyal ve sportif tesislerini serbest zamanınızda kullanabilme imkanınız var mı sorusuna verdikler cevap dağılımına baktığımızda genelin % 44,2’si hiç kullanamıyorum derken, % 33’ü ise çok kısıtlı kullanabildiklerini belirtmişlerdir. Cinsiyetler arası görüş ayrılığına da bakarsak anlamlı bir farklılık olmamakla birlikte kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre bu soruya daha çok olumsuz baktıkları görülmektedir (Tablo 7). Bu veriler neticesinde öğrencilerin çoğunluğunun okullarının mevcut sosyal ve sportif tesislerini serbest zamanlarında kullanabilme imkanlarının olmadığı kanaatini taşımakta olduklarını söyleyebiliriz. (Korucu;Yetim;Güllü 2006) sınıf öğretmeni adaylarının boş zaman alışkanlıkları ile spora olan ilgilerinin incelenmesi isimli çalışma bulgularıyla aynı paralelliktedir. Öğrencilerin serbest zamanınızın ne kadarını sportif etkinliklere ayırıyorsunuz sorusuna verdikler cevap dağılımına baktığımızda genelin % 48,6’sı çok az zaman ayırıyorum derken, % 31,2’i ise hiç ayıramıyorum demektedir( Tablo8). Cinsiyetler arası görüş ayrılığına da bakarsak anlamlı bir farklılık olmamakla birlikte sportif etkinliklere kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha az zaman ayırdıkları görülmektedir. Bunu da kız öğrencilerin serbest zamanlarında etkinlik olarak sanat ve kültürel etkinliklere ayırmalarına bağlayabiliriz. Bu bulgumuz ( Bağır ve Geri 2006) yapmış oldukları Moskova meslek okulundaki öğrencilerin serbest zaman faaliyetleri periyodunda fiziksel aktivitelere olan ilgileri isimli çalışma bulguları ile paralellik arz etmektedir. Bu veriler doğrultusunda öğrencilerin çoğunluğunun serbest zamanlarının çok azını sportif faaliyetlere ayırdıklarını belirtebiliriz. Öğrenciler serbest zaman etkinliklerini önem sırasına göre, arkadaşlarla dostça oynama ve tanışma, Eğitici ve yararlı, Mutluluk aracı, sıkıntıdan kurtulma imkanı, Bilgi ve kültürü arttırıcı, Sağlıkları açısından yararlı gördüklerini ve bulduklarını söyleyebiliriz (Tablo 9).

Genel olarak serbest zamanlarında da; Müzik dinlemeyi, Tv,vcd izlemeyi, Sinema ve tiyatroya gitmeyi,Kitap ve gazete okumayı, ,Çarşı, Pazar,Park gezilerine çıkmayı,Arkadaş

Page 51: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

50

ziyaretine gitmeyi, ,Bilgisayarda çeşitli sitelerde araştırma yapmayı,Kantinde sohbet etmeyi tercih etmektedirler.Bu bulgularımız (Ateş ve Arkadaşlarının 2006) yapmış oldukları, kampus rekreasyonu açısından üniversite bölümlerinin karşılaştırılması isimli çalışma bulgularıyla doğru orantılı görülmektedir.

Aktif katılım gerektiren sporu, Sosyal toplumsal faaliyetlerle uğraşmayı, Beceri gerektiren elişi ve sanatla uğraşmayı, Spor yarışlarını izlemeyi, Bilgisayarda Chat yapmayı, Kâffeye gitmeyi fazla tercih etmediklerini söyleyebiliriz( Tablo 10).

Öğrencilerin üniversite yönetiminden beklentileri ise; Her türlü sportif ve kültürel faaliyetlerin yapılması; spor yarışmaları, kültürel

geziler gibi… Bilgi yarışmalarının yapılması Gazete ve dergi çıkarılması Bilgi alış-verişini olduğu tartışma ortamlarının hazırlanması Ünlü sanatçıların konserlerinin düzenlenip, çeşitli yazarların getirilmesi Yüzme, briç, bowling, binicilik, bilardo kurslarının açılması Bölüm içi, bölümler arası bahar şenliklerinin düzenlenmesi Teknoloji odalarının artırılarak, donanımlandırılması Tüm fakültelerin bir yerleşke ortamında toplanması Fakülteler arası sinema günlerinin düzenlenmesi Arkeoloji sanat günlerinin düzenlenmesi; botanik ile ilgili uygulamalı

seminerlerin konması Haftalık yaz kamplarının olması Kütüphanenin geliştirilmesi Kantinin büyütülerek düzenlenmesi Okul bahçesinin düzenlenmesi; mesela küçük bir şelalenin yapılması gibi…

Beklentilerin olduğunu görüyoruz. Öneri olarak; Öncelikle rekreasyon kavramı insanlarımıza anlatılmalı bilimsel olarak

ilkelerinin yapılış şekillerinin öğretilmesi, çeşitlerinin sınıflandırılması ve ülkemiz özelliklerine uygun bir formatta sokulmalıdır.

Üniversite gençliğinin sahip oldukları enerjiyi serbest zamanlarında olumlu yönde harcayabilecekleri, gerekli ortamlar hazırlanmalı

Zaman, zaman öğrencilerin görüşleri alınarak istekleri doğrultusunda ortamların hazırlanıp serbest zaman etkinlik alanları genişletilerek çeşitliliği arttırılmalı

Rekreaktif etkinlik alanlarına eğitilmiş personel sağlanmalı Yöneticiler bu konuda daha bilinçli politikalar geliştirmeli

Page 52: SYBTD  YIL: 2008 Cilt:3 Sayı: 1

51

KAYNAKÇA 1- Ateş, B ve Arkadaşları.(2006), “Kampus rekreasyonu Açısından Üniversite Bölümlerinin Karşılaştırılması” 3-5 Kasım , 9 Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi Bildiri Kitabı, Muğla Üniversitesi, Muğla. 2-Baltaş, A ve Baltaş, Z. (1987), Başarılı ve Sağlıklı Olmak İçin Stres ve Başarma Yolları, İstanbul: 5. Baskı,Remzi Kitapevi. 3-Başaran, Z ve Erenci, T (2006), “ Bir Üniversite kampüsünde Rekreasyon Tercihinin Belirlenmesi ( Umuttepe Örneği)” 3-5 Kasım , 9 Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi Bildiri Kitabı, Muğla Üniversitesi, Muğla. 4-Bağır , S ve Geri, S. ( 2006), “ Moskova Meslek Okulundaki Öğrencilerin Serbest Zaman Faaliyetleri Periyodunda Fiziksel Aktivitelere Olan İlgileri” 3-5 Kasım , 9 Uluslar arası Spor Bilimleri Kongresi Bildiri Kitabı, Muğla: Muğla Üniversitesi. 5-Bilgütay, A. (1973), “Memleketimizde Tabiatı Koruma ve Rekreasyon” Çalışma ve Çalışma Dışı Zamanın Planlanması Seminer Sonuçları Raporu, Ankara: ODTÜ. 6-Karaküçük, S. (1995), Rekreasyon, Ankara: Seren Matbaacılık. 7-Karaküçük, S.(1999),Rekreasyon( Boş Zamanları Değerlendirme),Üçüncü Baskı , Bağırgan Yayınevi,Ankara 8-Kalkınma Planlarında Spor, (1990), Ankara: T.C. Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü. 9-Korucu, G. ; Yetim , A. ; Güllü, M ( 2006), “ Sınıf öğretmeni Adaylarının Boş Zaman Alışkanlıkları İle Spora Olan İlgilerinin İncelenmesi” 3-5 Kasım , 9 Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi Bildiri Kitabı, Muğla: Muğla Üniversitesi. 10-Ozankaya, Ö. (1980), Toplumbilim Terimleri Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2. Basım; Karaküçük, S. (1995)’den alıntı, Rekreasyon, Ankara: Seren Matbaacılık. 11-Türk Gençliği ve Sporunun Hizmetinde 60 yıl, Ankara: T.C. Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü. 12-Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, (1995), Ankara: Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü Yayını. 13-Zorba,E(2002). ; “7 Uluslar arası Spor Bilimleri Kongresi” 27-29 Ekim, Kemer/

ANTALYA 14-Weber, E. (1973), “Serbest zamanlar Sorunu”, Gençlik Lideri El Kitabı, Ankara: GSB Yayını.