35
www.sporyonetimi.com SYBTD SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ HAKEMLİ ELEKTRONİK DERGİ ISSN: 1306 - 4371 Cilt: 2 Sayı: 2 Yıl: 2007

SYBTD YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

Embed Size (px)

DESCRIPTION

spor yönetimi, bilgi teknolojileri

Citation preview

Page 1: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

www.sporyonetimi.com

SYBTDSPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ

HAKEMLİELEKTRONİK DERGİISSN: 1306 - 4371

Cilt: 2 Sayı: 2 Yıl: 2007

Page 2: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SYBTDSPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ

SahibiLevent ATALI

--------------------------------------------------------------------------------

Editörler

Yrd. Doç. Dr. Kürşad SERTBAŞSakarya Üniversitesi BESYO

Ahmet GÖNENERKocaeli Üniversitesi BESYO

--------------------------------------------------------------------------------Bilim Kurulu

Prof. Dr. Erdal ZORBAProf. Dr. Faik İMAMOĞLU

Prof. Dr. Füsun ÖZTÜRK KUTERProf. Dr. Gazanfer DOĞU Prof. Dr. Hasan KASAP Prof. Dr. M.Ferit ACAR

Prof. Dr. M.Yavuz TAŞKIRANProf.Dr. Seyhan HASIRCI

Yrd. Doc. Dr. Cengiz KARAGÖZOĞLUYrd. Doç. Dr. Dilşat ÇOKNAZ

Yrd. Doc. Dr. Demet GÖNENERYrd. Doc. Dr. Hakan SUNAYYrd. Doc. Dr.Hasan ARSLAN

Yrd. Doc. Dr. Kenan SİVRİKAYAYrd. Doc. Dr.M.Levent İNCE

Yrd. Doc. Dr. Nevzat MİRZEOĞLU Yrd. Doc. Dr. Meltem N.VELİOĞLU

Yrd. Doc. Dr. Müberra ÇELEBİ Yrd. Doc. Dr. Selhan ÖZBEY

Yrd. Doc. Dr. R. Timucin GENCERYrd. Doc. Dr. Velittin BALCI

--------------------------------------------------------------------------------

İleitşim [email protected]

Page 3: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

İÇİNDEKİLER

GENÇLİK VE SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDE GÖREVLİ SPOR UZMANLARININ ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞI

ÜZÜM, H., YALÇIN H. B., YÜKTAŞIR, B

(05 - 15)

VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINDA ÇALIŞAN PERSONELİN BOŞ ZAMANLARINI DEĞERLENDİRMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Zekeriya GÖKTAŞ

(16 - 23)

TÜRKİYE’DE OSMANLI DÖNEMİNDE VE ULUSLAŞMA SÜRECİNDE KADIN VE SPOR

Ayşe ATALAY

(24 - 29)

OSMANLI VE GENÇ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİNDE SPORDA BATILILAŞMA HAREKETLERİ

Ayşe ATALAY

(30 - 35)

Page 4: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

Spor Yönetimi temalı E-Dergi projesi olarak yayın hayatına başlayan “Spor

Yönetimi ve Bilgi Teknolojileri Dergisi (SYBTD)” sporbilimleri camiasına katkı

sağlamaya devam ediyor. Yayın içeriği ile alanında ilk ve tek olan SYBTD, Spor

yönetimi uygulamalarında etkili bir faktör olan Teknoloji kullanımını, bilgi yöneti-

mini spor yönetimi ve organizasyon anlayışının tamamlayıcısı olarak görmekte ve

akademik anlamda da bu anlayışın gelişmesini sağlayacak adımlar atmaktadır.

SYBTD, Özellikle Çağdaş spor yönetimi yaklaşımı çerçevesinde teknoloji-

ye hakim bir yönetici, bu beceriyi uygulamada başarıya taşıyabilen bir bilgi yönet-

imi anlayışı ve tüm bu özellikleri spor yönetimi faaliyetlerinde değerlendirebilecek

mesleki beceriye sahip bireylerin oluşmasına sınırlıda olsa akademik olarak katkıda

bulunmayı amaçlamaktadır.

Ülkemizde sporbilimlerinin bugünkü konumundan daha da fazla hak ettiği

mesleki ve akademik değere az da olsa katkıda bulunuyorsa ne mutlu bizlere. Bu

yolda yürürken unutmadığımız iki faktör var. Birincisi, sporbilimlerinin bugünkü

konumuna gelmesinde emek ve zaman harcayan hocalarımız, ikincisi ise biz genç

araştırmacıların heyecanıdır.

SYBTD yayın politikası, akademik etik değerlere bağlı ve sistematik bir

değerlendirme sürecini içermektedir. Dergimiz her yıl 2 sayı olarak yayımlanacaktır.

SYBTD’nin yayın hayatındaki devamlılığı siz değerli akademisyenlerin katkıları ile be-

lirlenecektir. Bu nedenle bizleri yalnız bırakmayacağınızı umut eder, çalışmalarınızda

başarılar dileriz

Editör

SUNUŞ

Page 5: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

5

GENÇLİK VE SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDE

GÖREVLİ SPOR UZMANLARININ ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞI ÜZÜM, H*.; YALÇIN H. B*.; YÜKTAŞIR, B*.;

* Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu

ÖZET Bu araştırma ile, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Merkez ve Taşra teşkilatlarında

görev yapan spor uzmanlarının örgütsel bağlılığı araştırılmıştır. Araştırma amacı doğrultusunda, genel tarama modellerinden olan kesit alma yaklaşımı ve ilişkisel tarama modeliyle yapılmıştır. Araştırmanın çalışma evreni aynı zamanda örneklemini oluşturmaktadır. Örneklem grubu Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünde görev yapan n=98 katılımcıdan oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak, Hoşgörür, (1997) tarafından geliştirilen örgütsel bağlılık ölçeği kullanılmıştır. (Cronbah Alpha α= 0.82). Anketin bu çalışma için yapılan güvenilirlik analizinde, Cronbah Alpha güvenirlik katsayısı α= 0.89 olarak tespit edilmiştir. Elde edilen veriler betimsel istatistik, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve değişkenler arasındaki farkların hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için Tukey testi kullanılarak çözümlenmiştir. Alt boyutlar arasındaki ilişki ise korelasyon (Pearson Correlation Moment) analizi ile çözümlenmiştir.

Çalışma sonucunda katılımcıların cinsiyeti ile yerimseme, uyuşum ve yabancılaşma alt boyutları arasında istatiksel olarak erkeklerin lehine anlamlı farklılık bulunmuştur. Deneklerin öncelikli yapmak istedikleri işler ile özdeşleşme, yerimseme ve yabancılaşma alt boyutları arasında idarecilik yapmak isteyen katılımcılar lehine istatiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Ayrıca çalışma sonuçlarına göre katılımcıların alternatif iş imkanları ve sorumluluk düzeyi bağımsız değişkenlerinin örgütsel bağlılık alt boyutlarından yerimseme, uyuşum ve yabancılaşma üzerinde istatiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Elde edilen bu sonuçlar derinlemesine tartışılıp yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Spor Uzmanı, Örgütsel Bağlılık

ORGANIZATIONAL COMMITMENT OF THE SPORT EXPERTS OF GENERAL YOUTH AND SPORT DIRECTORATE

ABSTRACT

The purpose of this study is to investigate commitment of sport experts that work at general youth and sport directorate. For the purpose of this study, cross sectional method of survey was employed to analyze relationships among variables. The subjects of the study were sport experts (n=98) who were employed at general youth and sport directorate in Turkey. The data were collected by using scale of ‘Organizational Commitment of Teachers’ (OCT) which was developed by Hosgorur in 1997. The previous study indicated that validity of this instrument is sufficiently high (Cronbach Alpha α= .82). In the study, validity of the instrument was also found sufficient (α= .89). Further, the statistical analyses of the study included descriptive statistics, correlational analyses and one way analysis of variance (ANOVA) and Tukey Post Hoc.

The results of the study showed that gender of the subjects created statistically significant differences on the facets of accommodation, identification and alienation. In all three facets of commitment males scored higher than females. Also, the result of the study indicated that there were statistically significant differences between independent variable of desired job and facets of commitment on indifference, accomodation and alienation. Subjects who want to be in administavi position scored higher than any other position. Furthermore, there were statistically significant differences among independent variables of intensity of job and alternative job on three facets of

Page 6: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

6

organizational commitment (Identification, Colonialism, Accommodation, Indifference and Alienation). The results of the study was further elaborated and discussed. Key Words: Organizational Commitment, Sport Expert

GİRİŞ İnsanlığın var oluşundan günümüze kadar, bireyler yaşamlarını sürdürebilmek ve bağlı

bulundukları topluluklarda sosyal bir statü elde edebilmek için büyük çabalar içersine girmektedirler. Bu amaçla kişilikleri ve yetenekleri doğrultusunda bir meslek sahibi olarak yaşamlarının büyük bir kısmını türlü örgütlerde geçirmektedirler. Bu bağlamda bireylerin meslekleri yaşamlarında önemli bir yer tutmaktadır. Freud’a göre ruh sağlığının temeli “sevmek ve çalışmaktır.” İnsanların mutluluğunun yarısı eşini sevmek, diğer yarısı da işini sevmektir (Ankay, 1996). Bireylerin işini severek yapması çalıştığı örgütün verimliliği açısından oldukça önemli bir etkendir.

Literatürde, örgütlerde etkinlik ve verimliliği etkileyen birden çok değişken bulunduğu belirtilmektedir. Bu değişkenler, yönetim ve yönetici davranışları, örgütün içinde bulunduğu kültür, örgüt içi çatışmalar, örgütsel stres, iletişim ve işbirliği, motivasyon, doyum şeklinde sıralanabilir. Bu faktörlerin yanı sıra bireylerin yaptığı işe ve örgüte yönelik tutum ve davranışları ile örgütsel bağlılığı da örgütsel verim açısından önemli birer faktördür.

Örgüte bağlılık, çalışanın çalıştığı örgütün hedeflerini benimsemesi ve örgüt içindeki varlığını sürdürmeyi istemesidir. Örgüte bağlılık tutumu kişisel (yaş, örgüt içi kıdem ve iç/dış kontrol odağı) ve örgütsel (iş dizaynı ve yöneticilerin liderlik vasıfları) değişkenler ile belirlenmektedir. Ayrıca uzun süreli iş güvenliği, kararlara katılabilme fırsatları, işte sorumluluk ve özerkliğe sahip olabilme, ademi merkeziyetçi örgütsel yapı ve olumlu örgüt iklimi çalışanın örgüte bağlılığı üzerinde etkili olmaktadır (Yıldız, 1993). Mowdey, Porter ve Steers (1982) örgüte bağlılığı; bireyin belirli bir örgüte ilgisi ve o örgütle özdeşleşme derecesi olarak tanımış ve kavramsal olarak bu tanımın üç faktörü içerdiğini belirtmişlerdir: a) Örgütün amaç ve değerlerini kabul etme ve inanma, b) Örgüt yararına önemli miktarda gayret gösterme isteği, c) Örgüte olan üyeliği şiddetli bir şekilde devam ettirme arzusu (Mowdey, Porter ve Steers 1982).

Mathieu ve Zajak, 1967 ile 1986 yılları arasında örgüte bağlılık ile ilgili yayınlanmış 174 araştırma üzerinde yapmış oldukları meta-analizde, örgüte bağlılığı etkileyen faktörleri beş başlık altında toplamışlardır.

a- Kişisel özellikler b- İş ile ilgili özellikler c- Rol ile ilgili özellikler d- Örgütsel özellikler e- Grup/ Lider özellikleri Bu sınıflandırma içerisinde yer alan faktörlerin örgüte bağlılık üzerinde etkili olduğu

bulunmuştur. Kuralların biçimsel olarak yazılı olması, merkezkaçlaşma derecesi ve fonksiyonel olarak diğer bölümlere bağlılık ile örgüte bağlılık arasında olumlu bir ilişki bulunmuştur. Görev bağımlılığının iş görenlerin örgüte ve bağlı oldukları gruba yaptıkları katkının farkına varmaları sonucunda, kendilerini işin içinde görmelerini sağlayarak bağlılığı artırdığı ileri sürülmüştür. İş görenlerin örgüte hislerinin olması ve kararlara katılma derecesi ve örgütün büyüklüğü ile örgüte bağlılık arasında da ilişki olduğu ileri sürülmektedir. Kişilerin örgütle olan ilişkileri kuvvetlendikçe kişi kendini örgütün hizmetindeymiş gibi hissedebilir (Ergül, 2004).

Örgütsel amaçlara bağlılık, sadece belli bir rolün etkin derecesini nitelik ve nicelik yönünden yükselterek devamsızlılığın ve iş gücü devrinin azalmasına katkıda bulunmakla kalmayıp; aynı zamanda bireyi, örgütsel yaşam ve en üst düzeyde sistem başarısı için gerekli bir çok eyleme yöneltir. Örgütsel amaç ve değerlerin içselleştirilmesi ve onlara güçlü bağlılık, en

Page 7: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

7

etkili güdü tarzlarından biridir. Bu güdü tarzı, klasik örgüt politikasının sınırları içinde uyulması en zor olanı olarak görülür, içselleştirmenin derecesi, örgütsel amaçların kendi özelliklerine ve bunların bireyin gereksinim ve değerleri ile olan uygunluğuna bağlıdır (Türk, 2003).

Örgüte bağlılığın sonuçlarından olan iş tatmini, devamsızlık, personel devri, sadakat ve işle ilgili çabalar önemlidir ve örgüt çalışanlarının örgüte bağımlılığını sağlama yolunda çaba göstermelerini gerektirir. Çalışanın yüksek seviyede örgüte bağlılığı, genelde hem örgüt hem de çalışan için olumlu bir etmendir. Bunların olumlu sonuçları arasında çalışanın uzun süre örgütte kalması, sınırlı işi bırakma isteği, sınırlı personel devri ve yüksek iş tatmini yer almaktadır (Yıldız, 1993).

Bazı araştırma sonuçlarına göre, örgütün iş görenin beklentilerini karşılayamadığında işgörenin örgüte bağlılığının azalabileceği ve örgütten ayrılabileceği belirtilmektedir. Örgüte bağlılıkları azalan işgörenlerin işe devamlılıkları da azalmakta ve iş gücü devir hızı artmaktadır. 1981 yılın da Fortune’de yayınlanan bir araştırmada, ortalama bir şirketin yeni mezunlarından istihdam edilenlerin yüzde ellisinin ilk beş yıl içerisinde şirketten ayrıldıkları tespit edilmiştir (Mowdey, Porter ve Steers 1982). Yine Örs ve diğerleri tarafından hastane çalışanları üzerinde yapılan bir araştırmanın sonucuna göre, uzman hekimlerin örgütsel bağlılık algıları; mesleğine yeni başlayan asistan–pratisyen hekimlere göre daha yüksek bulunmuştur (Örs ve diğerleri 2003).

Bu sonuçlar mesleğinin hemen başında olan iş görenlerin örgütüne yönelik tutumu ve bu tutumu takiben oluşan örgütsel bağlılığın sağlanmasında bir takım sorunlar yaşadıklarının göstergesi olarak kabul edilebilir. Bu sorunlardan dolayı oluşan olumsuz örgütsel tutum iş göreni daha uygun bir çalışma ortamı aramaya ve aradığı ortamı bulduğunda işini bırakmaya yönlendirebilir.

Bu nedenle, yapılan bu çalışmada temel alınacak olan örgütsel bağlılık ve buna bağlı olarak oluşan erken işi bırakma eylemi ile ilgili Movdey, Porter ve Steers tarafından geliştirilen model şekil 1’de verilmiştir.

Kişisel Fak. İş beklentileri Psikolojik kısıtlamalar İş Secimindeki nedenler Kişisel özellikler

Örgütsel Fak. İlk çalışma deneyimleri İş sahası Denetim Hedef Birliği Örgütlenme

İlk bağlılık

İşe başlanan ilk dönemdeki bağlılık

Sorumluluk hissi

Örgüt Dışı fak.

Var olan diğer alternatif işler

Şekil 1: Yeni işe başlayanlarda örgütsel bağlılığı etkileyen faktörler (Porter ve Steers, 1991).

Porter ve Steers (1991)’in yeni işe başlayanlar ile işverenlere önerdiği birçok örgütsel bağlılık modeli bulunmaktadır. Bu yazarlara göre en uygun bağlılık modellerinden biride Şekil 1’de görülmektedir. Şekli incelediğimizde; kişisel faktörlerle ilgili olarak iş görenleri ilk iş

Page 8: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

8

gününde işe götüren muhtemel bağlılık faktörleri sıralanmaktadır. Bireylerin ilk iş gününden itibaren yüksek örgütsel bağlılık duygusu onların örgütte kalıcılığını sağlar. Bu bağlılık onları daha fazla sorumluluk alma duygusu içerisine iterek örgütsel etkinliklere daha fazla katılımı sağlar. Bu durum kişinin erken etkili örgütsel bağlılık sürecine girmesine neden olarak bireyleri daha fazla örgüte bağlar ve onların örgüt ile ilgili görevlerinde daha fazla çaba sarf etmelerini sağlar. Örgütsel faktörler ise iş ile ilgili çalışma alanı, iş dönütü, işin özerkliği ve işin önemi gibi faktörleri içerir. İşle ilgili karar mekanizmasına etkin bir şekilde katılım bağlılık derecesini etkiler. İş grubu ve örgütsel amaçlardaki tutarlılık da bağlılığı artırır. Sonuç olarak örgütsel özellikler, işçilerin sorumluluk almalarında önemli rol oynamaktadır. Örgüt dışı faktörler ise kişinin bir işi elde etmesinden sonra var olan diğer alternatif iş imkanlarının elde edilebilirliği ile ilgilidir. Araştırmalar; yüksek maaşla işe başlamayan bireylerin işe bağlılığının düşük olduğunu ve işe başladıktan altı ay sonra teklif edilen diğer alternatif işleri değerlendirmeyi düşündüklerini göstermektedir.

Örgüt–işgören ilişkileri, işe devamlılık veya devamsızlık, işte kalma veya işgücü devri ve örgüte bağlılık biçimleri yalnızca işletmeleri değil bütün örgütleri ilgilendirmektedir. Bu ilişkilere verilen önem, işgörenlerin örgütlerle olan bağlantılarında bir azalma eğilimi olması nedeniyle gittikçe artmaktadır. İşgören açısından bir örgüte katılmak ve örgütte kalmak, işgörene, maaşlar gibi mevcut ekonomik ödüllerle birlikte emeklilik şeklinde gelecek güvencesi sağlar. Ayrıca, bir örgüte üyelik, içsel iş doyumu ve destekleyici bir arkadaş grubu gibi psikolojik ödüller de sağlar. Dolayısıyla, bir iş gören bir örgüte ne kadar yatırım yaparsa veya bağlanırsa örgütten temin edeceği fayda ve ödüllerde o kadar çok olur (Çırpan, 1999).

Bunun yanında bir örgüte bağlı olmanın birey açısından belirli olumsuz sonuçları da olabilir. Örnek olarak bir şirkette uzunca yıllar çalışan bir birey, yeni bir işe transfer edebileceği çeşitli becerileri kazanamayabilir. Bunun yanında devamsızlık yapmamak için birey, ailesi ile olan etkileşiminin olumsuz olması pahasına örgüte bağlılığı devam ettirebilir. Sonuç olarak, işgören açısından bir örgüte bağlı olmanın olumlu ve olumsuz sonuçları bulunmaktadır. Buna karşılık, örgütün işgörenlerle güçlü bağlar kurmaları, önemli görünmektedir. Bütün örgütlerin, işgören devamsızlığı ve işgücü devrinden kaçınmaya gereksinimleri vardır. Bu değişkenlerle ilgili göstergeler ne kadar yüksekse, maliyetlerde o derecede artmaktadır. Bu nedenle pek çok örgüt, iş görenleri ile aralarında güçlü bir bağ oluşturmaya çalışır (Çırpan, 1999).

Örgüt-işgören bağlılıklarının düşük olması, toplum genelinde, üretilen hizmet ve ürünlerin miktarını ve kalitesini de olumsuz etkilemektedir (Çırpan, 1999). Bu örgütlerden biri olan G.S.G.M., Merkez ve Taşra teşkilatı olmak üzere tüm il ve ilçelerimizi kapsayan oldukça büyük bir örgüt yapısına ve bu örgütlerin çeşitli kademelerinde görev yapan iş görenlere sahiptir. 2001 yılında açılan bir sınav ile 500 kişi G.S.G.M bünyesinde spor uzmanı olarak göreve başlamıştır. Fakat mesleğinin henüz başında olan bu spor uzmanlarının bu günkü sayısı 350’ye düşmüştür. Bu sayının her geçen gün azalmasının nedenleri; spor uzmanlarının sözleşmeli olarak görev yapmalarından dolayı mesleki güvencelerinin olamayışı, iş tanımlarının henüz tam manasıyla yapılmayışı, uzmanı oldukları alan ile ilgili işlerde çalıştırılmamaları ve maaşlarının düşüklüğü sayılabilir. Bu tür nedenler spor uzmanlarının görev yaptığı örgüte yönelik olumsuz tutum ve davranışlar geliştirmelerine neden olarak örgüte olan bağlılıklarını zayıflatabilir. Bu noktadan hareketle bu çalışma ile; spor uzmanlarının görev yaptıkları örgüte yönelik, özdeşleşme-yerimseme-uyuşum-umursamazlık-yabancılaşma, gibi tutum alt boyutlardan hangilerini geliştirdiklerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır.

Page 9: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

9

YÖNTEM Araştırma, genel tarama modellerinden biri olan kesit alma yaklaşımıyla ve ilişkisel tarama

modeliyle yapılmıştır. Araştırmanın örneklemi aynı zamanda çalışma evrenini oluşturmaktadır. Oransız eleman örnekleme yöntemi ile seçilen örneklem gurubu ise, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne bağlı merkez ve taşra teşkilatında görev yapan 98 spor uzmanından oluşmuştur. Veri toplama aracı olarak Hoşgörür’ün 1997 yılında “İşgörenlerinin Örgütsel Tutumlarını” ölçmeye yönelik olarak geliştirmiş olduğu ölçek kullanılmıştır (α=.82). Bu ölçek özdeşleşme-yerimseme-uyuşum-umursamazlık-yabancılaşma gibi 5 alt boyuttan oluşmaktadır. Bu çalışma için yapılan güvenirlik analizi sonucunda ise Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı α=0.89 olarak tespit edilmiştir. İki bölümden oluşan anketin birinci bölümünde kişisel bilgilerle ilgili 11 soru, ikinci bölümde ise eğitim iş görenlerinin örgütsel bağlılığını ölçmeye yönelik 50 sorudan oluşan beşli likert tipi ölçme aracı kullanılmıştır. Sorulara beş kategori üzerinden cevap verilmiştir. Bu kategorilerin sayısal olarak karşılığı ise: Hiçbir zaman=1, Nadiren=2, Ara sıra=3, Genellikle=4, Her zaman=5 olacak şekilde puanlanmıştır. Anket doğrudan deneklerin ismine posta yolu ile gönderildi ve pulu yapıştırılmış geri dönüşüm zarfına katılımcılara ikram edilmek üzere kahve konuldu. Böylece katılımcıların daha samimi ve gönüllü bir şekilde soruları yanıtlamaları sağlanmaya çalışılmıştır.

Elde edilen veriler SPSS for Windows paket istatistik programı ile çözümlenmiştir. Deneklerin demografik özelikleri ile ilgili frekans dağılımları betimsel istatistik yöntemi ile belirlenmiştir. Örgütsel bağlılık anketinin alt boyutları arasındaki ilişkiye Pearson Korelasyon analizi ile bakılmıştır. cinsiyet, yapılmak istenen öncelikli iş ve alternatif iş imkanları gibi sınıflandırılmış bağımsız değişkenler ile örgütsel bağlılık alt boyutları arasında ki ilişkiye Tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ile, gruplar arasında fark olduğunda ise farkın hangi gruplar arasında olduğunu bulabilmek için Tukey Post Hoc analizleri kullanılmıştır. BULGULAR

Çalışmada, örneklemi oluşturan deneklerin toplam sayısı n=98 spor uzmanından oluşmaktadır. Bunların %67.3 (n=66)’sını erkekler, %32.7 (n=32)’sini ise bayanlar

oluşturmaktadır. Spor uzmanlarının %49 (n=48)’unu evliler, %51 (n=50)’ini ise bekarlar

oluşturmaktadır. Yaş gruplarına göre spor uzmanlarının %19.4 (n=19)’ü 20-25 yaş, %70.4

(n=70)’ü 26-30 yaş, %9.2 (n=2)’si ise 31-35 yaşları arasında bulunmaktadır. Spor uzmanlarının görev yaptığı yer ile ilgili değişkenler incelendiğinde, %100 (n=98)’ünün il merkezlerinde görev yaptığı saptanmıştır.

Tablo 1. Örgütsel bağlılığı oluşturan alt boyutların aritmetik ortalama ve standart sapmaları.

Alt Boyutlar Umursamazlık

Yerim seme Yabancılaşma Uyuşum Özdeşleşme

Aritmetik Ortalama ( )

3.30 3.52 3.60 3.92 4.01

Standart Sapma (SS)

0.38 0.68 0.63 0.55 0.56

Tablo 1 incelendiğinde, spor uzmanlarının örgütsel bağlılık alt boyutlarından en yüksek birinci derecede “özdeşleşme” ( =4.01±0.56) alt boyutunda ve en düşük derecede de

Page 10: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

10

“umursamazlık” alt boyutunda ( =3.30±0.38), aritmetik ortalama ve standart sapmaya sahip oldukları görülmektedir. Tablo 2. Deneklerin cinsiyet, yapılmak istenen öncelikli iş ve alternatif iş imkanları ile örgütsel bağlılık alt boyutlarının aritmetik ortalamaları ve standart sapmaları.

ÖZDEŞLEŞME

YERİMSEME

Tablo 2 incelendiğinde; cinsiyet değişkeni ile örgütsel bağlılık alt boyutları arasında en

yüksek aritmetik ortalama ve standart sapmanın “özdeşleşme” alt boyutunda ( =4.07 ± 0.58), erkekler de, en düşük derecede aritmetik ortalama ve standart sapmanın ise “umursamazlık” alt boyutunda ( =3.28 ± 0.37) bayanlarda olduğu görülmektedir. Spor uzmanlarının öncelikli olarak yapmak istedikleri işler ile örgütsel bağlılık alt boyutları arasında en yüksek aritmetik ortalama ve standart sapmanın “özdeşleşme” alt boyutunda ( =4.31±0.30) organizasyon yapmak isteyen deneklerde, en düşük derecede aritmetik ortalama ve standart sapmanın ise “umursamazlık” alt boyutunda ( =3.10±0.60) yine organizasyon yapmak isteyen deneklerde olduğu görülmektedir. Spor uzmanlarının alternatif iş imkanı ile örgütsel bağlılık alt boyutları arasında en yüksek aritmetik ortalama ve standart sapmanın “özdeşleşme” alt boyutunda ( =4.13±0.51) alternatif iş bulduğunda kurumdan ayrılmayı düşünmeyen deneklerde, en düşük derecede aritmetik ortalama ve standart sapmanın ise “umursamazlık” alt boyutunda ( =3.25±0.38) yine alternatif işlere hayır diyen deneklerde olduğu görülmektedir.

Spor uzmanlarının cinsiyet değişkeni ile örgütsel bağlılık alt boyutları asındaki farkı gösteren ANOVA sonuçları tablo 3’de görülmektedir.

UYUŞUM UMURSAMAZLIK

YABANCILAŞMA

± SS ± SS ± SS ± SS ± SS Erkek 4,07 ± 0.58 3, 61 ± 0.67 4,00± 0.51 3,31± 0.38

3,70± 0.61

Cinsiyet Kız 3,88 ± 0.50

3,33 ± 0.66 3,76 ±0.61 3,28 ± 0.37 3,40 ± 0.64

idarecilik 4.10 ± 0.48 3.62 ± 0.60

3.98±0.49 3,37± 0.32 3.75 ± 0.64

organizasyon 4.31 ± 0.30

4.00 ± 0.33 4.25± 0.66 3.10± 0.60 3.55 ± 0.46

Yapılmak İstenen

Öncelikli İşler

Antrenörlük 3.79± 0.64 3.27 ± 0.78 3.75± 0.60 3.23 ± 0.41

3.35 ± 0.56

Evet 3.92 ± 0.58

3.33 ± 0.69 3.82±0.59 3,27± 0.38 3.30± 0.47 Alternatif

İş Hayır 4.13 ± 0.51

3.79 ± 0.58 4.05 ±0.46 3.25 ± 0.38 4.03 ± 0.58

Page 11: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

11

Tablo 3. Deneklerin cinsiyet değişkeninin örgütsel bağlılık alt boyutları açısından farkları

Σ 2

Sd F 2

Gruplar Arası 0.82 1 0.82 Grup İçi 29.78 96

* 0.05 anlamlılık düzeyi Bu analiz sonucunda, deneklerin cinsiyeti ile yerimseme alt boyutu arasında (F(1;96)=3.94;

p<0.05), uyuşum alt boyutu arasında (F(1;96)=4.14; p<0.05) ve yabancılaşma alt boyutu arasında (F(1;96)=4.79; p<0.05) istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Farklılığın hangi gruptan kaynaklandığını görmek için Tablo 2’ye baktığımızda, cinsiyet değişkeni ile örgütsel bağlılık alt boyutları arasında en yüksek aritmetik ortalama ve standart sapmanın özdeşleşme ( =4.07±0.58), yerimseme ( =3.61±0.67) ve uyuşum ( =4.00±0.51) alt boyutlarında erkekler de olduğu görülmektedir.

Spor uzmanlarının öncelikli yapmak istedikleri işler ile örgütsel bağlılık alt boyutları

arasındaki farkı gösteren ANOVA sonuçları tablo 4’de verilmiştir. Tablo 4: Deneklerin öncelikli yapmak istedikleri işlerin örgütsel bağlılık alt boyutları

açısından farkları.

0.31

Özdeşleşme Toplam 30.61 97

2.66

Gruplar Arası 1.79 1 0.79 Grup İçi 43.67 96 0.45

Yerim seme

Toplam 45.46 97

3.94*

Gruplar Arası 1.23

1 1.23 Grup İçi 28.64 96 29

Uyuşum

Toplam 29.88 97

4.14*

Gruplar Arası 0.02

1 0.02 Grup İçi 14.12 96 0.14

Umursamazlık

Toplam 14.14 97

1.37

Gruplar Arası 1.85 1 1.85 Grup İçi 37.24 96 0.38

CİNSİYET

Yabancılaşma

4.79*

Toplam 39.10 97

Σ 2

Sd 2 F

Gruplar Arası 2.66 2 1.33 Grup İçi 27.94 95 0.29

Özdeşleşme

Toplam 30.61 97

4.53*

Gruplar Arası 4.07 2 2.03 Grup İçi 4.39 95 0.43

Yerimseme

Toplam 45.46 97

4.67*

Gruplar Arası 1.80 2 0.90 Grup İçi 28.07 95 0.29

Uyuşum

Toplam 29.88 97

3.06

ÖNCELİKLİ

YAPMAK

Gruplar Arası 0.69 2 0.34 Grup İçi 13.45 95

İSTENİLEN İŞ

0.14 Umursamazlık

Toplam 14.10 97

2.43

Gruplar Arası 3.44 2 1.72 Grup İçi 35.65 95 0.37

Yabancılaşma

Toplam 39.10 97

4.59*

Page 12: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

12

* 0.05 anlamlılık düzeyi Tablo 4 incelendiğinde, deneklerin öncelikli yapmak istedikleri işler ile özdeşleşme alt

boyutu arasında (F(2;95)=4.53; p<0.05), yerimseme alt boyutu arasında (F(2;95)=4.67; p<0.05) ve yabancılaşma alt boyutu arasında (F(2;95)=4.59; p<0.05) anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Farklılığın hangi alt gruplardan kaynaklandığının ortaya konması için Tukey Post Hoc analizi yapılmış ve sonuçları Tablo 5’de verilmiştir. Tablo 5. Deneklerin yapmak istedikleri işler ile bağlılık puanları arasındaki farklılık.

İSTENİLEN İŞ n p ± ss Özdeşleşme

İdareci 0.02 3.88 0,48 58 Antrenör 4.10 0,64 34

*p<0.05

Bu analiz sonucuna göre; özdeşleşme alt boyutunda idarecilik yapmak isteyen spor uzmanlarının bağlılığı antrenörlük yapmak isteyenlere göre daha düşük bulunmuştur. Yine yerimseme alt boyutunda, idarecilik yapmak isteyenler ile antrenörlük yapmak isteyenler de idareciler lehine ve organizatörlük yapmak isteyenlerle antrenörlük yapmak isteyenlerde de organizatörler lehine yüksek bulunmuştur. Yabancılaşma alt boyutunda ise idarecilik yapmak isteyenlerle organizatörlük yapmak isteyenler arasında, 0rganizatörler lehine örgüte bağlılık derecelerinde anlamlı farklılıklar bulunmuştur.

Spor uzmanlarının alternatif iş imkanlarını değerlendirme olanakları ile örgütsel bağlılık alt boyutları arasındaki farkı gösteren ANOVA sonuçları tablo 6’da verilmiştir. Tablo 6. Deneklerin alternatif iş imkanlarının örgütsel bağlılık alt boyutları açısından farkları.

İdareci Antrenör

58 34

3.62 3.27

0.60 0.33

0.04

Yerimseme

Organizatör Antrenör

6 34

4.00 3.27

0.33 0.78

0.03

Yabancılaşma İdareci Organizatör

58 34

3.75 0.64 3.35 0.56

0.009

Σ 2

Sd 2 F

Gruplar Arası 1.07 1 1.07

Grup İçi 92.54 96 0.30

Özdeşleşme

Toplam 30.61 97

3.48

Gruplar Arası 5.12 1 5.12 Grup İçi 45.34 96 0.42

Yerimseme

Toplam 45.46 97

12.19*

Gruplar Arası 1.28 1 1.28 Grup İçi 28.59 96 0.29

Uyuşum

Toplam 29.88 97

4.32*

Gruplar Arası 0.14 1 0.14 Grup İçi 13.99 96

ALTERNATİF İŞ

İMKANI

0.14 Umursamazlık

0.98

Toplam 14.14 97 Gruplar Arası 12.70 1 12.70 Grup İçi 26.39 96 0.27 Yabancılaşma Toplam 39.10 97

46.20*

Page 13: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

13

*0.05 anlamlılık düzeyi Tablo 6 incelendiğinde, deneklerin alternatif iş imkanları ile yerimseme alt boyutu arasında

(F(1;96)=12.19; p<0.05), uyuşum alt boyutu arasında (F(1;96)=4.32; p<.05) ve yabancılaşma alt boyutu arasında (F(1;96)=46.20; p<0.05) anlamlı farklılıklar bulunmuştur.

Farklılığın hangi gruptan kaynaklandığını görmek için Tablo 2’yi incelediğimizde, spor uzmanlarının alternatif iş imkanı ile örgütsel bağlılık alt boyutları arasında en yüksek aritmetik ortalama ve standart sapmanın, özdeşleşme ( =4.13±0.51), uyuşum ( =4.05±0.46) ve yabancılaşma ( =4.03±0.58) alt boyutlarında alternatif işlere hayır diyen deneklerde olduğu görülmektedir. TARTIŞMA VE YORUM

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Merkez ve Taşra teşkilatlarında görev yapan spor

uzmanlarının demografik özelliklerinin örgüte bağlılık üzerindeki etkisinin araştırıldığı bu çalışma sonucunda elde edilen bulgular bu bölümde tartışılarak yorumlanmıştır. Yapılan analizler sonucunda, spor uzmanlarının örgütsel bağlılık alt boyutlarından en yüksek birinci derecede “özdeşleşme” ( =4.01±0.56) ve en düşük derecede de “umursamazlık” alt boyutlarında ( =3.30±0.38), aritmetik ortalama ve standart sapmaya sahip oldukları görülmektedir (Tablo 1). Bu sonuçlara dayanarak genel anlamda spor uzmanlarının görev yaptığı örgüte yönelik yüksek düzeyde “özdeşleşme” ve orta düzeyde de “yabancılaşma” tutumu geliştirdikleri söylenebilir.

Bağımsız değişkenlerimizden olan, cinsiyet ile örgütsel bağlılık alt boyutları arasındaki ilişki incelendiğinde, deneklerin cinsiyeti ile yerimseme (F(1;96)=3.94; p<0.05), uyuşum (F(1;96)=4.14; p<0.05) ve yabancılaşma (F(1;96)=4.79; p<0.05) alt boyutları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur (Tablo 3). Farklılığın hangi gruptan kaynaklandığını görmek için tablo 2’ye baktığımızda, cinsiyet ile örgütsel bağlılık alt boyutları arasında en yüksek aritmetik ortalama ve standart sapmanın özdeşleşme ( =4.07±0.58), uyuşum ( =4.00±0.51) ve yabancılaşma ( =3.70±0.61) alt boyutlarında erkekler de olduğu görülmektedir. Örgütsel bağlılık ile ilgili yapılan bir çok araştırmada da cinsiyetler arasında fark bulunmuştur. Yalçın, Üzüm ve Yüktaşır (2004), beden eğitimi öğretmenleri üzerinde yapmış oldukları çalışmada ve yine Kırel’in (1999), market çalışanları üzerinde yapmış olduğu çalışmalarda erkeklerin kadınlara göre iş yerine bağlılık konusunda daha yüksek aritmetik ortalamaya sahip oldukları sonucuna ulaşmıştır. Bu sonuçlara karşılık, yurt dışında yapılan örgütsel bağlılık araştırmaları incelendiğinde; (Jacson, 2004; Koslowsky ve Elizur, 2001; Reed, Krathchman ve Strawser, 1994), kadınların erkeklere göre daha yüksek örgütsel bağlılık düzeyine sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlara dayanarak erkek spor uzmanlarının özdeşleşme ve uyuşum alt boyutlarında örgüte bağlılık derecelerinin bayanlara göre daha yüksek olduğu, ancak yabancılaşma alt boyutunda örgüte bağlılık derecelerinin bayanlardan düşük olduğu sonucuna varılmıştır.

Spor uzmanlarının kurumda yapmak istedikleri iş ile bağlılık alt boyutları arasındaki ilişki incelendiğinde, öncelikli yapılmak istenilen iş ile özdeşleşme alt boyutu arasında (F(2;95)=4.53;p<0.05), yerimseme alt boyutu arasında (F(2;95)=4.67; p< 0.05) ve yabancılaşma alt boyutu arasında (F(2;95)=4.59; p< 0.05) istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur (Tablo 4). Yapılan Tukey Post Hoc analizi sonunda, özdeşleşme alt boyutunda idarecilik yapmak isteyen spor uzmanlarının bağlılığı antrenörlük yapmak isteyenlere göre daha düşük bulunmuştur. Yine yerimseme alt boyutunda, idarecilik yapmak isteyenler ile antrenörlük yapmak isteyenler de idareciler lehine; organizatörlük yapmak isteyenlerle antrenörlük yapmak isteyenlerde de organizatörler lehine örgüte bağlılık dereceleri yüksek bulunmuştur. Yabancılaşma alt boyutunda

Page 14: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

14

ise idarecilik yapmak isteyen spor uzmanlarının örgüte bağlılık dereceleri organizatörlük yapmak isteyenlerden daha düşük bulunmuştur (Tablo 5). Bu sonuçlara la ilgili literatür incelendiğinde; lider ve yöneticilerin örgüte bağlılık düzeylerinin iş görenlere göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Everett, 1992; Monchac,1994; Satva, 1995).

Alternatif iş imkanları ile bağlılık alt boyutları arasındaki ilişkiyi incelediğimizde; yerimseme ve uyuşum alt boyutlarında alternatif işlere hayır diyen denekler lehine istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Yabancılaşma alt boyutunda ise Alternatif işlere evet diyen deneklerin bağlılığı hayır diyenlerden daha yüksek bulunmuştur. Bu nedenle mesleğinin henüz başında olan spor uzmanlarını alternatif iş olanaklarına yönlendiren nedenler tespit edilmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır. KAYNAKLAR

1-Ankay, Aydın. “Meslek Seçiminin Önemi ve Sorunları,” Çağdaş Eğitim Dergisi, Yıl: 21, 1996 Sayı:221, 25-32. 2- Çırpan, Hüseyin., Örgütsel Öğrenme İklimi ve Örgüte bağlılık İlişkisi., Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1999. 3- Ergül, Bülent. “Örgütsel Bağlılık” Seminer çalışması, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2004. 4- Everett, L. German., Teacher Attitudinal Commitment: A function of the school, the teacher and the principles leadership., Dissertation abstracts international 52:(8), 27-66, 1992 2- Kırel, Ç., Esnek Çalışma Saatleri Uygulamalarında Cinsiyet İş Tatmini Ve İş Bağlılığı İlişkisi., İ Ü. İşletme Fakültesi Dergisi, C: 28, s: 2/ Kasım, 1999. 4- Satava, R. David., An Empiricial Investigation of The Relationship Between the Factors of Personality for Certified Public Accountants and Job Satisfaction, Job Commitment, Intent to Turnover and Job Promotion., Dissertation abstracts international, 55, (10), 3234-A.,1995. 5- Reed A. Sarah, Stanley H. Kratchman ve Robert H. Strawser., Job Satisfaction, Organizational Commitment, and Turnover Intentions of United States Accountants., Accounting, Auditing and Accountability Journal, 7,(1), 31-58, 1994. 6- Mowdey, T. Richard., Lyman, W. Porter. ve Steers, M. Richard., Employee-Organization Linkages: The Psychology of Commitment, Absenteeism and Turnover. London: Academic Press,1982. 7- Monchak, P.V., Relationships Betwen Organizational Structur, Conflict Resolution, and Organizational Commitment in Elementary Schools., Dissertation abstracts international, 54,(7), 24-13, 1994. 8- Porter, W. Lyman, , Richard, M. Steers. Motivation And Work Behavior. New York: McGRAW-HIIL,INC, 1991.

Page 15: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

15

9-Türk, Ahmet. “Eğitimde Örgütsel Bağlılık .(online)” Eğitimcilerin Dünyası http://eğitim1.sitemmynet.com. 2003. 10- Örs, Mukaddes, Ahmet, M. Acuner, Nilgün Sarp, Ömer, R.Önder. “Antalya Tıp Fakültesi Hastanesin de, Antalya Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesi’nde ve Antalya Devlet Hastanesi’nde çalışan Hekimler İle Hemşirelerin Örgütlerine bağlılıklarına İlişkin Görüşlerinin Değerlendirilmesi,” Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, 56, (4), 2003. 11- Koslowsk, Meni and Dov, Elizur., Values and Organizational Commitment., International Journal of Manpower, 22,(7), 593-599, 2001. 12- Jackson, Paul R., Employee Commitment to Quality., International Journal of Quality and Reliabilty Manengement, 21,(4), 714-730, 2004. 13- Yalçın, H. Birol., Hanifi Üzüm, ve Bekir Yüktaşır, “Organizational Commitment Of Physical Education Teachers., Antalya: The 10. ICHPER. Sd Europe Congress & The TSSA 8. International Sports Science Congress. November, 2004. 14- Yıldız, Y., A Study on The Relationship Between Organizational Climste and Organizational Commitment., Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1993.

Page 16: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

16

VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINDA ÇALIŞAN PERSONELİN BOŞ ZAMANLARINI DEĞERLENDİRMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

(BALIKESİR ÖRNEĞİ)

GÖKTAŞ, Zekeriya

ÖZET Bu çalışmanın amacı Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığı’nda çalışan personelin boş

zamanlarında uğraştıkları etkinlikler ve boş zamanı değerlendirme alışkanlıklarının belirlenmesini oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma evrenini Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığı’nda görev yapan 361 personel, örneklemi ise random yöntemi ile seçilmiş 171 personel oluşturmaktadır. Çalışmada Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığı’nda boş zamanlarını değerlendirme alışkanlıklarını tespit etmeye yönelik bir anket uygulanmıştır. Anket konu alanı uzmanların görüş ve önerilerini dikkate alınarak hazırlanmıştır. Anket iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışan personelin kişilik özellikleri, ikinci bölümde ise personelin boş zaman alışkanlıklarını tespite yönelik sorulara yer verilmiştir. Anketlerden elde edilen veriler SPSS programı kullanılarak tablolaştırılmış ve değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda deneklerin büyük bir çoğunluğu günde 3-4 saatlik bir boş zamanlarının olduğunu, ancak boş zaman etkinliklerine yeterince katılmadıkları, kurumdaki boş zaman etkinliklerine yönelik tesislerin nicelik ve nitelik bakımından yetersiz olduğu ve imkan tanındığında (tesis ve zaman açısından) daha çok boş zamanı değerlendirmeye yönelik faaliyetlere katılacakları yolunda görüş bildirdikleri tespit edilmiştir. Araştırma kapsamına alınan personelin boş zamanlarını değerlendirmede hangi sorunlarını giderdiklerine ilişkin görüşlerine bakıldığında, %32.7’si “sosyal”, %26.3’nün “psikolojik amaçlı” sorunlarını giderme şeklinde görüş bildirdikleri.Boş zamanların çalışanların üzerindeki etkilerine ilişkin olarak deneklerin büyük çoğunluğu %62.6’sı “dinlendirici”, %50.9’u “rahatlatıcı”, %60.8’i “iş stresinden uzaklaştırıcı” bir etkisi olduğu düşüncesinde oldukları tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Boş zaman, vergi dairesi, çalışanlar.

A STUDY ON THE FREE TIME HABITS AND ACTIVITIES OF THE STAFF OF

BALIKESİR TAX OFFICE PRESIDENCY. (BALIKESİR SAMPLE)

SUMMARY

The objective of this study was to investigate the free time habits and activities of staff working at the Balıkesir Tax Office Presidency. The main base of the research corresponded 361 staff working at the center of Balıkesir Tax Office, whereas examples included 171 staff which were randomly selected. The application of an inquiry was performed in order to determine free time habits of Balıkesir Tax Office staff. While preparing the inquiry, the opinions and propositions of the experts were taken into consideration. This inquiry had two sections.In the first section, questions reflected the personel characteristics of staff, whereas in the the second section, mainly the free time habits of them were concerned in the questions. Data obtained from this inquiry were put in to a table by means of SPSS programme and then evaluated. At the end of this research, it was investigated that the majority of the staff participating the inquiry stated that they have 3-4 hours as free time in a day, however they don’t participated free time activities sufficiently. This was mainly due to insufficient institutions both in quantity and quality.It was concluded that if enough time and institutions are supplied, they can participate free time activities more frequently. According to the study, it has been determined that 32,7

Page 17: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

17

% of the staff in the study group overcome their social problems and 26.3 % of the staff overcome their psychological problems in their free time activities. It has also been determined that as the effects of free time activities on staff in study group have been stated as follow; 62,6 % refreshing, 50.9 % relaxing, 60,8 % stress- free. Key Words: Leisure time, Tax Offıce,Staff

GİRİŞ VE AMAÇ

İnsanların var olduğundan bu yana ve kendi inisiyatifleri dışında zamanı

kullanmaktadırlar. Bilim ve teknikteki gelişmeler zamanı durdurmayı becerememişlerdir. Teknolojinin gelişmesi sayesinde, günümüzde toplumlar zamanı bilinçli olarak kullanmak için yeni araştırmalara yönelmişlerdir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler sanayileşme ile birlikte insanların, iş ve çalışma dışı zamanları birbirinden ayrılmaya başlamıştır.

Boş zamanı bireyin yaşamak için başvurması gereken uğraşların dışında bireysel tercihlerine ayıracağı zaman olarak tanımlamaktadır. Bir başka tanıma göre boş zaman günlük hayatın uyku, dinlenme ve çalışma dışında kalan bireyin isteği gibi kullanabileceği zamandır. Boş zamanın değerlendirilmesi ise, bireyin istediği bir uğraş ile zevk ve doyum sağlamak amacı ile boş zamanda bireysel veya grupla yapılan etkinliklerdir(GÖKÇE,1984, KARAKÜÇÜK,1995, MÜFTÜGİL,1993 , ROSSMAN,1983).

Boş zamanda yapılan bu etkinlikler her yaş ve cinsteki insanların katılımlarına imkan verir, bir sınırlama söz konusu değildir. İnisiyatif kişinin kendisindedir. Bu noktadan hareketle bu çalışmanın amacı Balıkesir Vergi Dairesi’nde görev yapan personelin boş zamanında uğraştıkları etkinlikler ve boş zamanını değerlendirme alışkanlıklarının belirlenmesini oluşturmaktadır.

MATERYAL VE METOD

Araştırma tarama modelindedir.Araştırmanın çalışma evrenini Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığında görev yapan 400 personel; örneklerimi ise random yöntemiyle seçilmiş 171 personel oluşturmaktadır. Çalışmada Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığında Çalışan Personelinin boş zamanlarını değerlendirme alışkanlıklarını tespit etmeye yönelik bir anket uygulanmıştır. Anket iki bölümden oluşmaktadır; birinci bölümde çalışan personelin kişisel özellikleri, ikinci bölümde ise personelin boş zaman alışkanlıklarını tespite yönelik sorulara yer verilmiştir. Anketlerden elde edilen verilerin SPSS programında dağılımlarını ve frekanlarını belirten grafikler ile yüzde hesapları, istatistik analizleri ve yorumları yapılarak tablolaştırılmış ve değerlendirilmiştir.

BULGULAR

Tablo 1: Çalışan Personelin Cinsiyet ve Medeni Durumları

bayan54%

erkek46%

FREKANS Cinsiyetiniz (N) YÜZDE

% Erkek 79 46.2 Bayan 92 53.8 TOPLAM 171 100

Page 18: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

18

Tablo 1’e bakıldığında, çalışan personelin %46.2’si “erkek”,%53.8’si “bayan” olduğu görülmektedir. Tablo 2: Personelin Boş Zamanları Değerlendirmesinde İş Hayatına Etkisine

İlişkin Görüşleri

basarıyı arttırır80%

basarıyı düsürür

4%

hic bir etkisi yoktur

7%

fikrim yok9%

FREKA

NS Boş Zamanların İş Hayatına Etkisine İlişkin Görüşleriniz

(N)

YÜZ

DE

%

Başarıyı arttırır 138 80.7

Başarıyı düşürür 6 3.5

Hiçbir etkisi yoktur 12 7.0

Fikrim yok 15 8.8

TOPLAM 171 100 Yukarıdaki tablo incelendiğinde, deneklerin büyük bir çoğunluğu (%80.7’si) boş zamanların iş hayatına etkisinin “başarıyı artırıcı” olduğu yönünde görüş bildirirken, %3.5’i “başarıyı düşüreceği” yönünde görüş bildirdikleri tespit edilmiştir. Tablo 3: Çalışanların Boş Zaman Etkinliklerinde Hangi Sorunlarını Giderdiklerine

İişkin Görüşleri

hicbiri20%

kültüel7%

sosyal34%

psikolojik26%

fiziksel13%

Hangi Sorunlarınızı Gideriyorsunuz

FREKANS (N)

YÜZDE%

Fiziksel 23 13.5 Psikolojik 45 26.3 Sosyal 56 32.7 Kültürel 12 7.0 Hiçbiri 35 20.5 TOPLAM 171 100

Tablo 3’deki verilere göre, araştırmaya katılan deneklerin %32.7’si “sosyal”, %26.3’ü “psikolojik”, %20.5’i “hiçbiri”, %13.5’i “fiziksel”, %7’si “kültürel” amaçlı sorunlarını giderdikleri şeklinde görüş belirttikleri tespit edilmiştir. Tablo 4: Çalışanların Kurumdaki Boş Zamanları Değerlendirmeye Yönelik Etkinlik

Türleri Katıldığınız Etkinlik Türleri FREKANS(N) YÜZDE% Salon Sporları (Voleybol, Teakwando, Karate vb.) 3 1.8 Müzik 2 1.2 Yabancı Dil Kursu 2 1.2 El Sanatları (elişi, resim vb.) - - Halk Oyunları 5 2.9 Masa Tenisi 158 92.4

Page 19: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

19

Bilgisayar Kursu 2 1.2 Satranç 1 0.6 Kütüphane 11 6.4 Gezi, Eğlence 6 3.5 Tiyatro - - N = 190 Yukarıdaki tablo incelendiğinde, deneklerin uğraştığı boş zaman etkinliği olarak; %92.4’ü “masa tenisi”, %6.4 ’ü “kütüphane” %3.5 ’ i “gezi, eğlence”, %2.9’u “halk oyumları”, %1.8’i “salon sporları”, %1.2’si “müzik”, %1.2’si “yabancı dil kursu”, %1.2 ’ si “bilgisayar kursu”, %0.6 ’ sı “santranç” şeklinde görüş bildirdikleri tespit edilmiştir. Tablo 5 : Personelin Boş Zaman Etkinliklerine Yeterince Katılmama Nedenleri

Boş Zaman Etkinliklerine Yeterince

Katılmama Nedenleri

FREKANS (N) YÜZDE%

Boş zamanları değerlendirmek gibi bir

alışkanlığım yok 41 24.0

Araç- gereç malzemeler yeterli değil 38 22.2

Etkinlikleri değerlendirecek yetkililer konuyla

ilgili değil 35 20.5

Boş zamanların değerlendirme isteklerimizle

ilgilenen yok 26 15.2

Kurumda istediğim tür etkinlikler yok 68 39.8

Programları bana uymuyor 29 17

Tesisler sürekli kapalı 3 1.8

Tesisler yeterli değil 27 15.8

N= 267

Tablo 5 incelendiğinde, personelin boş zaman etkinliklerine yeterince katılmama nedenleri olarak; % 39.8 ’ i “kurumda istediğim tür etkinlikler yok” , % 24’ü “boş zamanları değerlendirmek gibi bir alışkanlığım yok”, % 22.2’si “araç- gereç malzemeler yeterli değil ”, % 20.5 ’i “etkinlikleri değerlendirecek yetkililer konuyla ilgili değil”, % 17 ’si “programları bana uymuyor”, % 15.8 ’ i “tesisler yeterli değil”, % 15.2’si “boş zamanların değerlendirme isteklerimizle ilgilenen yok”, %1.8’i “tesisler sürekli kapalı”şeklinde görüş bildirdikleri tespit edilmiştir.

Page 20: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

20

Tablo 6 : Personelin Kurumdaki Tesislerin Verimli Bir Şekilde İşletilmesi İçin Hangi Şartların Oluşturulması Gerektiğine İlişkin Görüşleri

Tesislerin Verimli İşletilmesi Hangi Şartlara Bağlıdır FREKANS(N) YÜZDE (%)

Eğitilmiş personel 38 22.2

Boş zaman etkinliklerin öneminin anlatılması 28 16.4

Tesislerin işleyecek duruma getirilmesi 81 47.4

Programların uygun saatlere ayarlanması 96 56.1

N = 243

Tablo 6’ daki verilere göre, denekler kurumdaki tesislerin verimli işletilmesine İlişkin olarak %56.1’i “ programların uygun saatlere ayarlanmsı ”, % 47.4 ’ dü “ tesislerin İşleyecek duruma getirilmesi ” , % 22.2 ’ si “ eğitilmiş personel ” , % 16.4 ’ nün “ boş zaman Etkinliklerin öneminin anlatılması ” , şeklinde görüş belirttikleri tespit edilmiştir. Tablo 7: Personelin Kurum Dışında Katıldığı Boş Zaman Etkinliklerine İlişkin Görüşleri

y. dil kursu5%

eğlence yerine gitmek

5%

tiyatro7%

bilgisayar kursu1%

güzel sanatlar

7%

sinemaya gitmek19%

müzik4%

spor52%

Kurum Dışında Katıldığınız Boş Zaman Etkinlikleriniz

FREKANS (N)

YÜZDE %

Spor 49 52 Müzik 4 4 Sinemaya gitmek 18 19 Eğlence yerine gitmek 5 5 Tiyatro 7 7 Yabancı dil kursu 5 5 Bilgisayar 1 1 Güzel sanatlar 7 7 N = 96

Tablo 7’deki verilere göre, çalışan personel kurum dışındaki katıldığı boş zaman etkinliklerine ilişkin olarak %52’si “spor yapmak”, %19’u “sinemaya gitmek”, %7’si “tiyatro”, %7’si “güzel sanatlar”, %5’i “eğlence yerine gitmek”, %5’i “yabancı dil kursu”, %4’dü “müzik”, %1’i “bilgisayar kursuna” katılabilecekleri şeklinde cevap verdikleri tespit edilmiştir. Tablo 8: Personel En Çok Boş Zaman Etkinliklerine Hangi Nedenlerle Katıldıklarına

İlişkin Görüşleri Boş Zaman Etkinlikerine Hangi Nedenle Katılmaktasınız FREKANS(

N) YÜZDE%

En iyi yaptığım ve yeteneklerime uygun olduğun için 47 27.5 Arkadaşlarla birlikte olabiliyorum 73 42.7 Fazla para harcamamı gerektirmiyor 33 19.3 Kurumda başka etkinlik yok 50 29.2 Etkinliklere katılmamı engelleyecek çevre ve aile baskısı yok 18 10.5

Etkinlik merkezlerine kolayca ulaşabiliyorum 20 11.7 Güzel bir ortam var 66 38.6 Etkinlik yapabileceğim tesis araç-gereç müsait 31 18.1 Programlar bana uyuyor 60 35.1 N = 398

Page 21: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

21

Tablo 8’e bakıldığında, denekler en çok boş zaman etkinliklerine hangi nedenle katıldıklarına ilişkin; %42.7’si “arkadaşlarla birlikte olabiliyorum”, %38.6’sı “güzel bir ortam var”, %35.1’i “programlar bana uyuyor”, %29.2’si “kurumda başka Etkinlik yok”, %27.5’i “en iyi yaptığım ve yeteneklerime uygun olduğu için”, %19.3’ü “fazla para harcamamı gerektirmiyor”, %18.1’i “etkinlik yapabileceğim tesis araç- Gereç müsait”, %11.7’si “etkinlik merkezlerine kolayca ulaşabiliyorum”, %10.5’i “etkinliklere katılmamı engelleyecek çevre ve aile baskısı yok” cevabını verdikleri tespit edilmiştir. Tablo 9 : Personelin En Çok Boş Zaman Etkinliklerine Hangi Nedenlerle Katıldıklarına İlişkin Görüşleri Boş Zamanları Değerlenlendirme Sizde Nasıl Bir Etki Bırakıyor

FREKANS(N)

YÜZDE%

Dinlendirici buluyorum 107 62.6 Eğlenceli ve heyecan verici buluyorum 43 25.1 Rahatlatıcı ve can sıkıntısından uzaklaştırıcı buluyorum 87 50.9 Farklı yaşantılar buluyorum 10 5.8 Çevrem genişliyor 28 16.4 İş stresinden kurtuluyorum 104 60.8 Mutlu edici ve zevk verici buluyorum 42 24.6 Sağlığıma olumlu etki yapıyor 84 49.1 İnsanlarla daha kolay ilişki kurabiliyorum 35 20.5 Sosyal statü sağlıyor 23 13.5 N = 563 Yukarıdaki verilere göre, boş zamanların denekler üzerindeki etkilerine ilişkin; %62.6’sı “dinlendirici bulması”, %60.8’i “iş stresinden kurtulması”, %50.9’u “can sıkıntısından uzaklaşması”, %49.1’i “sağlığıma olumlu etki yapıyor”, %25.1’i “eğlenceli ve heyacan verici bulması”, %24.6’sı “mutlu edici ve zevk verici bulması”, %20.5’i “insanlarla daha kolay ilişki sağlıyor”, %16.4’ü “çevre geliştirmesi”, %13.5’i “sosyal statü sağlıyor”, %5.8’i “farklı yaşantılar bulması” şeklinde görüş bildirdikleri tespit edilmiştir.

TARTIŞMA VE SONUÇ Çalışma kapsamına alınan personelin, %46.2’i Erkek,%53.8’i Bayan

oldukları tespit edilmiştir (Tablo1). Personelin boş zamanlarının değerlendilmesinde iş hayatına etkisine ilişkin görüşlerine bakıldığında %80.7’sinin başarıyı arttırdığı şeklinde görüş bildirdikleri tespit edilmiştir (Tablo 2 ). Rekreasyonun çalışmaya olan pararlelliği ya da ilişkisi, rekreasyon faaliyetlerinin fiziksel ve zihinsel alanlarda çalışanlar üzerinde olumlu etki yaratarak, kişinin çalışma verimini arttırması noktasında yoğunlaşmaktadır.( ROSSMAN ,1983) Bu noktadan hareketle deneklerin bu yolda görüş bildirmelerinin olumlu bir sonuç olduğu söylenebilir. Araştırma kapsamına alınan personelin boş zamanlarını değerlendirmede hangi sorunları giderdiklerine ilişkin görüşlerine bakıldığında büyük bir çoğunluğunun (%32.7’si) sosyal, %26.3’nün psikolojik amaçlı sorunlarını giderme şeklinde görüş bildirdikleri tespit edilmiştir. Ancak %20.5’nin hiçbiri demesi düşündürücü bir sonuç olarak değerlendirilebilir.

Bozatay (1998) yaptığı çalışmada, Çanakkale İli’nde bulunan devlet memurlarının katıldığı boş zaman etkinliklerinin sorunlarını giderilmesindeki etkisine yanıtlarda psikolojik (%27.5), sosyal (%27), Fiziksel (%18), kültürel (%15.8) şeklinde cevap verilmiştir. Bu çalışma araştırma sonuçları ile paralellik arz etmektedir(BOZATAY,1998).

Deneklerin kurumdaki boş zamanlarını değerlendirmeye yönelik etkinlik türü olarak büyük bir çoğunluğunun (%92.4) “masa tenisi” sporu ile uğraştıkları tespit edilmiştir. Bu

Page 22: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

22

sonuca göre kurumda boş zaman etkinliklerine yönelik olarak masa tenisi ile ilgili araç ve malzemenin bulunmasından kaynaklandığı söylenebilir. Personelin, boş zaman etkinliklerine yeterince katılıp katılmadıklarına ilişkin soruya büyük bir çoğunluğunun (%87.1) “Hayır” cevabı verdiği tespit edilmiştir. Yine deneklerin bu etkinliklere katılamama nedenlerinin %39.8 kurumda istediği türde etkinliğin olmadığını bildirirken, %24 ise boş zamanları değerlendirmek gibi bir alışkanlığın olmadığı şeklinde görüş bildirmişler ve %22.2’si ise araç gereç ve malzemenin yeterli olmadığını beyan ettikleri tespit edilmiştir. Yetiş (2000) yaptığı çalışmada, deneklerin etkinliklere katılamama nedenlerinin kurumda istediği türde etkinliğin olmadığı, isteklerine cevap verecek kişilerin olmadığı ve araç gereç ve malzemenin yeterli olmadığı tespit edilmesi araştırma sonuçları ile paralellik arz etmektedir. Bu sonuçlardan hareketle kurumda çalışanların bu tür faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçları karşılayacak programların araç gereç ve malzemenin ve personelin istihdam edilmesi çalışanların daha çok boş zaman etkinliklerine katılmasını sağlayacağı ve dolayısıyla çalışma verimlerini arttıracağı söylenebilir. Boş zamanların çalışanların üzerindeki etkilerine ilişkin olarak deneklerin büyük çoğunluğu %62.6’sı “dinlendirici”, %50.9’u “rahatlatıcı”, %60.8’i “iş stersinden uzaklaştırıcı” bir etkisi olduğu düşüncesinde oldukları tespit edilmiştir. Bu noktadan hareketle bu çalışmanın amacını Balıkesir Vergi Dairesinde görev yapan personelin boş zamanda uğraştıkları etkinlikler ve boş zamanını değerlendirme alışkanlıklarının belirlenmesini oluşturmaktadır. Alparslan ve Arkadaşları (2003), Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda görev yapan askeri personelin üzerinde yaptıkları araştırmada, deneklerde en çok boş zamanların personele dinlendirici ve sakinleştirici bir etki bıraktığı tespit edilmiştir (ALPARSLAN ve Ark, 2003). Yetiş’in (2000) yaptığı çalışmada da, boş zamanların çalışanların üzerindeki etkilerine ilişkin olarak deneklerin büyük çoğunluğu dinlendirici (%54.5), rahatlatıcı (%52.2) iş stresinden uzaklaştırıcı (%45.1) bir etkisi olduğu düşüncesinde oldukları tespit edilmiştir (YETİŞ, 2000).Özışıkın (1998))araştırmasında rekreasyonel etkinliklerin önem sırasına göre en belirgin etkisinin %94,5 ile denekleri dinlendirmesi eğlendirmesi ve heyacan verici olması şeklinde tepiti(ÖZIŞIKIN, 1998) Sonuçta boş zamanların değerlenilmesinin iş hayatına etkisine ilişkin görüşün Başarıyı arttırdığı, personel ortalama boş zamanlarının 3-4 saat olduğunu belirtmiştir. Kurumdaki boş zamanı değerlendirmeye yönelik olarak “masa tenisi” sporuyla uğraştıkları, boş zaman etkinlilerine yeterince katılmadıklarını ve katılamama nedeninin ise kurumda programların uygun saatlere ayarlanmaması görüşünü bildirmişlerdir. Çalışanlar üzerindeki etkilerine ilişkin görüşleri dinlendirici, rahatlatıcı ve can sıkıntısından uzaklaştırıcı buluyorum şeklinde görüş bildirdikleri verilen cevaplara göre tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; uygulamaya yönelik olarak Balıkesir Vergi Dairesinde görev yapan personelinin aktif rekreasyonel yaşama yönlendirilmesi, boş zamanlarının farkına varmalarının sağlanması, kurumda bu tür etkinlikler yapabilecek formel ya da informel organizatör birimlerinin oluşturulması, tesislerin işletilecek duruma getirilmesi, boş zaman faaliyetleri için programların ayarlanması, personelin kurumun tesislerinde boş zaman etkinliklerine katılmadıkları, kurumun spor tesislerinin de yeterli kapasitede olmayışı Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığın’ın boş zaman etkinliklerine önem vermediğini göstermektedir. Araştırmaya yönelik ise; rekresyon araştırmalarının toplumun diğer kesimlerine yönlendirilmek suretiyle, rekreatif beklentilerinin belirlenerek, gerekli planlamaların ve yatırımların yapılmasına ortam yaratılması şeklinde öneriler ileri sürülebilir

Page 23: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

23

KAYNAKLAR 1. ALPARSLAN, T., KILCIGİL, E., BAŞPINAR, E., (2003)Türk Silahlı Kuvvetlerine

Bağlı Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı Karargahında Görev Yapan Askeri Personelin Boş Zaman Değerlendirmelerinde Sporun Yeri, SPORMETREBeden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2003, I (2) 99-1062, Ankara Üniversitesi .

2. BOZATAY, H., (1998), Devlet Memurlarının Rekreaktif Faaliyetleri Üzerine Bir Araştırma, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Sakarya.

3. GÖKÇE, B., (1984) “Orta Öğretim Gençliğinin Beklenti ve Sorunları”, M.E.B Yayını, s, 18 Ankara.

4. KARAKÜÇÜK, S., (1995), “Rekreasyon, Boş zamanları Değerlendirme, Kavram Kapsam ve Bir Araştırma”, Seren Matbaacılık Yayınları, S. 5-6, Ankara,

5. MÜFTÜGİL, S., (1993), “Dinlenme ve Turizm İlişkisi”, Derleyen: Ş. Yarcan, Seyehat Yönetimi, Boğaziçi Yayını s.63, İstanbul.

6. ROSSMAN, R, J., (1983), “Participant Satisfaction with Emplaye Recreation” Joperd, october, s.60.

7. ÖZIŞIK, Y., (1998), Kara harp Okulu Öğretim Elemanlarının Rekreasyon Sorunları Üzerine Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, s.56,57 , Ankara.

8. YETİŞ, Ü., (2000), Kamu Kuruluşunda Çalışan Devlet Memurlarının Boş Zaman Faaliyetlerini Değerlendirme Üzerine Bir Araştırma, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Page 24: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

TÜRKİYE’DE OSMANLI DÖNEMİNDE VE ULUSLAŞMA

SÜRECİNDE KADIN VE SPOR

* ATALAY,A

*Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu

ÖZET

Toplumsal dönüşüm dönemlerinde sosyal- kültürel- ekonomik göstergeler de değişime

uğrar. Bunlardan biri de kadının toplumsal konumudur. Bu çalışmamda amaç, sporun hiçbir

zaman bir toplumdaki sosyal değişimden bağımsız olmadığını göstermektir. Bu amaçla Türk

kadınının sosyal durumu; İslamiyetten önce, Osmanlı döneminde ve uluslaşma sürecinin

başladığı Genç Türkiye Cumhuriyetinde ele alınacaktır. Özellikle Genç Türkiye

Cumhuriyetinde Medeni Kanunun yürürlüğe girmesiyle kadının yaşadığı toplumsal

mağduriyet bir ölçüde giderilmeye çalışılmıştır.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin en başta gelen amacı ise , Osmanlı’nın ümmet yapısından ulus

yapısına geçmek olmuştur. Ulus kavramı ise yurttaşlık kavramından ayrı düşünülemez. Bu

bakımdan Fransız İhtilali’nin prensiplerinin temelini oluşturan Aydınlanma felsefesi ve

özgürlük, eşitlik, kardeşlik gibi sosyal unsurlar yeni bir insan yaratma çabasına yol açmıştır.

Artık eskinin köhne dogmalarından kurtulmuş, aklın ve bilimin egemen olduğu ,çağdaş, ilerici

bir yapı kurulmak istenmiştir. Çağdaş Türk ulusunun yaratılmasında eskinin “kul”luktan öteye

gidemeyen cemaat insanının

Yerini,aklını özgürce kullanan,bilimin yol göstericiliğinde hareket eden,birbirleriyle her

bakımdan eşit kadın ve erkeklerden oluşan bir toplum yapısı hedeflenmiştir. Bu bağlamda

spor olgusu da,bu toplumsal değişimlere koşut olarak kendi içinde değişim göstermiştir. Genç

Türk Cumhriyeti’nin uluslaşma hedefine spor yoluyla da erişebileceği düşünülmüş, bu

bakımdan sporda kadına da yer verilmiştir.

Anahtar kelimeler:Türkiye,Uluslaşma,Kadın,Spor.

Abstract

Social transformation periods see that the social, cultural and economic indicators

undergo transformation too. Those indicators include women’s social position. The purpose of

this study is to show that sports have never been independent from the social transformation

processes of a society.

24

Page 25: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

The prominent objective of the young Republic of Turkey, however, was

transformation from religious community to a nation. The notion of nation cannot be

separated from the notion of citizenship. Therefore, the philosophy and such social principles

as freedom, equality and fraternity of the Enlightenment which formed the basic principles of

the French Revolution led to an attempt to create a new man. It was desired to a modern and

progressive structure freed from the obsolete dogmas of the past and embracing intellect and

science. During the process of creating a modern Turkish nation, it was aimed to replace the

community in which people were nothing but servants in religious terms with a society

consisting of men and women who are allowed to use their intellect freely, following the path

guided by science, and equal to each other in every sense. In this context, sports as a

phenomenon underwent a process of transformation in parallel with the above mentioned

social changes. It was thought that the young Republic of Turkey could use sports as a tool in

achieving its target of nationalization, so that women were encouraged to participate in sports

activities.

Key Words: Women,Sport, Nationalization Process

GİRİŞ

Toplumsal dönüşüm dönemlerinde sosyal, kültürel,ekonomik göstergelerde de değişim

kaçınılmazdır. Bu göstergelerden biri de kadının toplumsal konumudur. Bu amaçla Türk

kadınının sosyal durumu, İslamiyetten önce, Osmanlı döneminde ve uluslaşma sürecinin

başladığı Genç Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere üç farklı toplumsal evrede ele alınacaktır.

Özellikle Genç Türkiye Cumhuriyeti’nde Yurttaşlar Yasasının yürürlüğe girmesiyle(1926)

kadının yaşadığı toplumsal mağduriyet bir ölçüde giderilmeye çalışılmıştır.Genç Türkiye

Cumhuriyeti’nin en başta gelen amacı ise, Osmanlı İmparatorluğunun ümmet yapısından ulus

yapısına geçmek olmuştur.Ulus kavramı ise yurttaşlık kavramından ayrı düşünülemez.Bu

bakımdan Fransız İhtilali’nin prensiplerinin temelini oluşturan Aydınlanma felsefesi ve

özgürlük, eşitlik, kardeşlik gibi kavramlar yeni bir insan yaratma çabasına yol açmıştır. Artık

eskinin köhne dogmalarından kurtulmuş, aklın ve bilimin egemen olduğu,çağdaş, ilerici bir

toplumsal doku oluşturulmak istenmiştir. Çağdaş Türk ulusunun yaratılmasında eskinin

“kul”luktan öteye gidemeyen cemaat insanının yerini; aklını özgürce kullanana,bilimin yol

göstericiliğinde hareket eden,birbirleriyle her bakımdan eşit kadın ve erkeklerden oluşan bir

toplum yapısı hedeflenmiştir. Bu bağlamda spor olgusu da, sözü edilen toplumsal

dönüşümlere koşut olarak kendi içinde değişim göstermiştir. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin

25

Page 26: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

uluslaşma hedefine spor yoluyla da erişebileceği düşünülmüş,bu bakımdan sporda kadına da

yer verilmiştir.

İSLAMİYETTEN ÖNCE TÜRK KADINI

İslamiyetten önce göçebelik döneminde Türk kadınının toplumsal konumu erkekle eşit

düzeydeydi.”VIII. yüzyıl Orhun kitabelerinde Türk kadınından saygıyla

bahsedilmektedir.”(DOĞRAMACI,1997) Türk kadını bu dönemde ata biner, kılıç kuşanır, ok

atar,savaşlarda erkeğin yanında yer alırdı.Hatta erkeklerle güreşir,kendileriyle evlenmek

isteyen erkeklerle düello eder, kendilerine yenilen erkeklerle evlenmezlerdi. “Yabancı

diplomatik kuryeler,Han tek başına olursa huzura kabul edilmezler,ancak her ikisinin de

mevcudiyetinde huzura gelebilirlerdi.”(DÜLGERBAKİ,2005) İslamiyetten önceki Türk

toplumlarında poligamiye rastlanmazdı. Bir kız çocuğunun dünyaya gelmesi,mutsuz bir olay

olarak algılanmazdı. Göktürkler döneminde (550-575) kadınlardan oluşan atlı birlikler vardı.

Bunun yanında kadın, çocuklarının eğitiminden birinci derece sorumluydu. Toplumsal ve

politik kararlara katılır,günlük yaşamın her bölümünde yer alırdı.

OSMANLI DÖNEMİNDE KADIN

Türkler, İslamiyeti VIII.yüzyılda kabul etmişlerdir. İslamiyetin etkisiyle Türk

kadınının sosyal konumu olumsuz bir şekilde değişmeye başlamıştır. Osmanlı

İmparatorluğu’nun teokratik yapısı, kadının sosyal yaşantısına katı sınırlamalar getirmiştir.

Bunun sonucu olarak Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadın-erkek eşitliğinden asla söz

edilemez. “Evlenmede kızın eşini seçme özgürlüğü yoktur. Evlenecek olan kız ve erkeğin ana

babası veyahut aile büyükleri buna karar verirler.” (DARGA,1984) Boşanma ise tek taraflı

olarak erkeğe tanınan bir haktır. Kadının ailede hiçbir söz hakkı yoktur. Aile hukukunda ise

kadın, erkekle eşit olarak mirastan pay alamaz.Mahkemelerde iki kadının tanıklığı bir erkeğin

tanıklığına bedeldir. Bazı padişahlar ise kadınların kıyafetleri ile ilgili fermanlar

çıkarmışlardır. Kadın istediği zaman sokağa çıkamazdı. Örneğin Sultan IV. Mustafa

(12.yüzyıl) kadınların evden dışarı çıkmasını yasaklamıştır. Ancak bu durum bir Batılılaşma

hareketi olan 1839 Tanzimat fermanıyla yavaş da olsa değişmeye başlamıştır. 1856 yılında

çıkartılan arazi kanunu ile“ kız evlatların babalarından kalan topraklar üzerinde erkek

kardeşler gibi veraset haklarına sahip olmaları tanınmaktaydı.Kölelik ve cariyelik

kaldırılmaktaydı.” (TEKELİ,1982) 1858 yılında kız öğrenciler için,1869 yılında ise 6-11 yaş

arasındaki kız ocukları için Sübyan okullarına devam zorunluluğu getirilmiştir.Bu okullarda

öğretmenlerin de kadın olması öngörülmüştür.1913-1914 yıllarında ise sadece İstanbul’da kız

26

Page 27: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

liseleri açılmaya başlamıştır. Kız öğrencilerin devam edeceği ilk Üniversitenin açılış tarihi ise

12 Eylül 1914 ‘dür. II.Meşrutiyet’in getirdiği özgürlük ortamında ise ilk kez kadınların

kendileri hak mücadelesinde yer almışlardır. 1917 yılında çıkartılan bir kararname ile de çok

eşli evliliği kadının iznine bırakan hükümler yer almıştır.Bu dönemde kadınların talepleri

eğitim hakkı,serbestçe sokağa çıkabilme,eğlence yerlerine gidebilme,çalışma hakkının

tanınması gibi konularda yoğunlaşıyordu.Buna karşılık siyasal haklara,aile hukukuna ilişkin

kadın talepleri henüz düşünülmemektedir.Tanzimat ve II.Meşrutiyet döneminde başlatılan

özgürleşme hareketleri henüz sporda kadına da yer verecek kadar çağdaş bir çizgi

taşımıyordu.

ULUSLAŞMA SÜRECİNDE KADIN VE SPOR

Türk kadını 1919-1923 yılları arasında süren Türk Kurtuluş Savaşı’nda cephede bizzat

savaşmış,pek çok kahramanlık örnekleri göstermiştir. 29 Ekim 1923 yılında Osmanlı

İmparatorluğu tarihe karışmış, Genç Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Cumhuriyetin

kurulması ile birlikte kadın hakları da sosyal reformların önemli bir unsuru olarak ele

alınmıştır. Atatürk Genç Türkiye Cumhuriyetini kurduktan sonra kadın haklarına çok önem

verdiğini şu sözlerle açıklıyor:

“Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz

ilgisizlikten ileri gelmektedir.Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal

toplumun bir organı faaliyette bulunurken,diğer bir organ işlemezse o sosyal toplum felçlidir.”

Bu görüşün sonucu olarak 1926 yılında İsviçre’den alınan Yurttaşlar Yasası yürürlüğe

konmuştur. Daha önce 1924 yılında da Tevhid-i Tedrisat kanunu ile Öğretim Birliği

sağlanmıştır. Böylece dinsel eğitimin yerini laik eğitim almıştır. 1927 yılında da tüm

Türkiye’de karma eğitime geçilmiştir. 1930 yılında da kadınlar oy kullanma ve belediye

seçimlerinde aday olma hakkını elde etmişlerdir. Kadın- erkek eşitliğini sağlamaya yönelik

reformlar,spor alanında da kendisine yer bulmuştur. “Atatürk’ün Türk sporuna gerçek desteği

ve katkısı sporun ülkede yaygınlaştırılması ve örgütlenmesi olmuştur.”(Gazeteciler

Cemiyeti,1982) Atatürk’ün spor anlayışında dil,din,ırk,cinsiyet,yaş sınırlaması yoktur. Bunun

sonucu olarak Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan bir yıl sonra,bütün mali olanaksızlıklara

karşın 1924 Paris Olimpiyatları’na katılmıştır.Kadınlar da bu gelişmeden olumlu etkilenmişler

ve sporun çeşitli dallarında kendilerini göstermeye başlamışlardır. Beden Eğitimi öğretmeni

yetiştirecek okulların hizmete girmesi için 1926 yılında İstanbul Çapa Kız Öğretmen

Okulu’nda bir spor kursu açılmıştır. Bu kurs için İsveç’ten biri bayan iki öğretmen

getirtilmiştir. Dokuz ay süren bu kursta başarı gösterenler yurtdışına gönderilmiştir.Türkiye

27

Page 28: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

Cumhuriyeti’nin 29 Ekim 1923’de kurulmasından sonra 1926 yılında Türk kadını ilk defa

atletizm pistlerinde kendini göstermiştir. Oysa Dünyada gelişmiş ülkelerde dahi kadının

atletizm pistlerinde boy göstermesi 1926 yılından sonradır. Kadınların kürek sporunda yer

alışları ise 1927 yılındadır. Tenis korlarına ise 1923 yılında çıkmaya başlamıştır. 1929 yılında

ise Ankara’da bir grup kadın tarafından tenis kulübü kurulmuştur. Türk kadını bisiklet

sporuyla da 1930 yılında tanışmıştır. İlk kadın cimnastikcilerimizden Mübeccel Argun ise

1941 yılında modern bir spor salonu açmıştır. Voleybolda ise takım kuracak kadar kadın

sporcu bulunmadığından,ilk Türk kadın voleybolcü Suphiye Fırat 1929 yılında erkek voleybol

takımında oynamaya başlamıştır.1930’larda ise yine bir Türk kadını Adana Seyhan

Kulübünün başkanlığını üstlenmiştir.Bu Türk kadını ,Türkiye’de ilk kadın federe kulüp

başkanı Huriye hanımdır. Beden Terbiyesi Teşkilatında ise ilk federasyon üyesi kadın,Güneş

Çapa olmuştur. Azade Tarcan ise ablası Selma Tarcan ile Berlin’de cimnastik eğitimi almıştır.

1936 yılında Berlin’de yapılan Olimpiyat Oyunlarında iki eskrimci kadın sporcu,Halet

Çambel ve Suat Aşeni Türk ulusunu başarıyla temsil etmiştir. “Araya giren İkinci Dünya

Savaşı,iki Olimpiyat yılını,1940 ve 1944’ü kan içinde yutmuştu. Sıra 1948’e geldiğinde savaş

sonrasının Londra’da yapılan ilk Olimpiyatlarında bu kez genç bir Türk kız atleti,Üner

Teoman pistlerdeydi.”(ATABEYOĞLU VE ARK,2000) Böylece bedenini yüzyıllardır

kapkara bir dünyada utanarak gizlemek zorunda kalan Türk kadını, Genç Türkiye

Cumhuriyeti’nin çağdaş, modern dünya görüşü nedeniyle-pek tabii ki en başta Atatürk’ün

ilerici,akılcı,eşitlikçi,uluscu,evrensel,insancıl öngörüsü sayesinde- pistlerde

,kortlarda,stadyumlarda, gösterilerde,spor salonlarında özgürce hareket ettirmek fırsatına

kavuşmuş oluyordu.

SONUÇ

Atatürk’ün Türk toplumuna getirdiği yenilikler,Osmanlı Dönemindeki “ıslahat” ya da

“reform” hareketlerinden çok farklıdır. Atatürk, Türk toplumunda tedrici değil, bütüncül

değişim fikriyle yola çıkmıştır. Türk toplumunda gerçekleştireceği bütüncül değişimin başarılı

olması için,toplumda kadının yerinin çağdaşlık ve bilimsellik doğrultusunda ele alınması

gerekliliğini,kadının bir toplumun gelişmesinde ne kadar önemli bir varlık olduğunu gören

ender dünya liderlerinden biridir. Atatürk’ün değişim hareketinin temel amacı insan hak ve

özgürlüklerinin temelini oluşturduğu demokrasiyi gerçekleştirmektir. Bunun için de en başta

Laiklik olmak üzere bir dizi ilkeler ortaya koymuştur. Atatürk’ün temel amacı zihinleri kör

karanlıktan, akıl dışı hurafelerden, körü körüne bağlanılan dogmalardan kurtarmak

kadar,kadın-erkek ayırd etmeden bedenleri de özgür kılmaktı.Bu açıdan Atatürk spora kadının

28

Page 29: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

katılımını da, sadece öjenik olarak ele almamış,kadın-erkek özgür ve eşit yurttaşlardan

oluşacak ulus bilincinin temel taşlarından biri olarak görmüştür.

KAYNAKÇA

ATABEYOĞLU C.(2000), “Olimpiyat Oyunlarında Türk Kızları”, OK Yayınları.,Syf 7,

İstanbul

DARGA M. (1984), “Eski Anadolu’da Kadın”, İÜEF Yayınları.,Syf 59,İstanbul

DOĞRAMACI E.(1997), “Türkiye’de Kadının Dünü Bugünü”, İş Bankası Kültür

Yayınları.,Syf 3,İstanbul

DÜLGERBAKİ T.(2005), “Eski Türklerde Uygulanan Serbest Zaman Etkinlikleri ve Spor”,

Grafic House Yayınları.,Syf 153,İstanbul

GAZETECİLER CEMİYETİ Yayınları.(1982), “Atatürk’ün Spora Bakışı”, Gazeteciler

Cemiyeti Yayınları.,Syf 11, İstanbul

TEKELİ Ş.(1982), “Kadınlar ve Siyasal,Toplumsal Hayat”, Birikim Yayınları.,Syf

196,İstanbul

29

Page 30: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

30

OSMANLI VE GENÇ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİNDE SPORDA BATILILAŞMA HAREKETLERİ *ATALAY,A

*Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Özet Türkiye'de modernleşmenin Tanzimat dönemiyle başladığı kabul edilir. O zamana

kadar Osmanlı İmparatorluğuna yabancı olan kavramlara Tanzimatın ilanıyla etkinlik

kazandırılmak istenmiştir. Can, mal, ırz güvenliği bunlar arasında sayılabilir. Bir toplumsal

olgu olarak spor da ülkedeki modernleşme hareketinden etkilenmiştir. Modern beden terbiyesi

ilk kez Osmanlı İmparatorluğunda askeri okullarda uygulanmaya başlamıştır. Askeri okulların

programlarına 1860'lı yıllardan itibaren beden eğitimi ve fiziki idmanlar girmiştir. 1869

yılında çıkarılan Maarif-i Umumiye kararnamesiyle bütün rüştiyelerde beden eğitimi dersi

zorunlu hale getirilmiştir. Beden eğitiminin yaygınlaşmaya başlaması 1870'li yıllara doğru

ivme kazanmıştır. İlk kez 1870'lerde bazı sivil okullarda da cimnastik dersleri müfredata

konulmaya başlamıştır. Meşrutiyet yıllarında spor kulüplerinin artmaya başladığını

görüyoruz. Bu dönemde futbol kulüpleri açılmıştır. Bu gelişmeleri daha sonra Türkiye İdman

Cemiyetleri İttifakı, Türk Spor Kurumu ve Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'nün kurulması

izlemiştir.Ancak 1920'li yıllarda spor alanında iki önemli hedef ortaya konmuştur. Bunlardan

biri sporun bütün yurtta yaygınlaştırılması çabası, diğeri ise spor kategorilerinin çeşitliliğine

gidilmesidir.

Ancak 1930'lu yıllarda dünya siyasal konjonktürünün de etkisiyle Türk sporuna para-militer

düşünce hakim olmuş, özellikle gençliğin teşkilatlanması açısından Avrupa'daki gençlik

örgütleri üzerinde detaylı çalışmalar yapılarak Türk sporuna uygulanmak istenmiştir. Bu

dönemde spor, milliyetçi ideoloji bağlamında ele alınmıştır. Beden Terbiyesi ve Spor alanında

otoriter eğilimlerin terk edildiği yıl II.Dünya Savaşının bitimidir. II. Dünya Savaşından sonra

toplanan I. Beden Eğitimi ve Spor Şurası önemli kararlar almıştır.

Anahtar kelimeler: Spor,Osmanlı,Genç Türkiye Cumhuriyeti.

Page 31: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

31

MOVEMENTS TO WESTERNIZE THE SPORTS IN THE AGE OF

OTTOMAN EMPIRE AND IN YOUNG REPUBLIC OF TURKEY

Abstract

It is widely accepted that the starting point of Turkey’s modernization process is the

Tanzimat. The Tanzimat was declared to make what had been foreign notions to the Ottoman

Empire until that time effective. Said notions include safety of life, property and chastity. As a

social phenomenon, sports were influenced by the modernization process in question. Modern

physical education was introduced to the Ottoman Empire through military schools. Physical

education and physical training were added to the curriculum of military schools in the 1860s.

The general education decree passed in 1869 made physical education an obligatory part of

the curriculum for all high schools. Its spread especially accelerated in the 1870s. A number

of civilian schools began to add gymnastics into their curriculums in the 1870s. In the

Meşrutiyet period, sports clubs began to emerge, a process led by soccer clubs. They were

followed by the creation of Association of Turkish Training Leagues, Turkish Sports Agency,

and Department of Physical Training. In the 1920s, two major targets were planned for sports.

One of them was to start a movement to spread sports across the country, and the other was to

provide diversity in sports categories.

Key Words:Sport,Ottoman Empire,Young Republic

GİRİŞ

Spor, bir toplumun kültüründen bağımsız düşünülemez. Toplumsal kültür ise iç ve dış

siyasal, ekonomik,kültürel unsurların etkisinde oluşur. Spor, bu bakımdan dışa dönük bir

yapıya sahiptir. Bir toplumdaki siyasal,sosyal,ekonomik,kültürel değişimler spor

kavramını,spora bakış açısını,spor politikasını,spor ekonomisini derinden etkiler.Sporun para-

militer bir araç olarak ele alındığı dönemlerde,dünya siyasal konjonktürünün de militarizmi

savunan bir yapıda olduğunu görüyoruz. Sporun bir serbest zaman etkinliği ya da profesyonel

bir meslek olarak ele alınması refah ve tüketim toplumunun taleplerine göre

biçimlenmektedir.

Page 32: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

32

Türkiye açısından baktığımızda Türk sporunun yapısının, toplumdaki

siyasal,sosyal,ekonomik ve kültürel değişimlere koşut özellikler kazandığını

görüyoruz.Osmanlı Toplumunda Tanzimat fermanının kabulüyle başlayan Batılılaşma

hareketleri spor olgusuna da yansımıştır.Tanzimat dönemine kadar Osmanlı İmparatorluğu

sporu daha çok para-militer bir bakış açısıyla ele almıştır. Bu görüş, o zamanki dünya siyasal

konjonktörüne uygundu. Ancak spor olgusunun para-militer açıdan ele alınarak

araçsallaşması,Osmanlı İmparatorluğu döneminde Tanzimatın etkisiyle çehre değiştirmiştir.

Gerçi Tanzimatla başlayan Batılılaşma hareketlerinin amacı, askeri yönden Batı’nın çok

gerisinde olan Osmanlı İmparatorluğu’nu spora da önem vererek güçlendirmekti ama bu

görüş daha çok sporun Batılılaşması ve bunun sonucunda devrin ruhuna uygun bir spor

politikası izlenilmesine yol açmıştır. Bu bakımdan sporda Batılılaşma hareketlerini Osmanlı

İmparatorluğu ve Erken Cumhuriyet Dönemi olarak iki evrede ele almak gerekir.

OSMANLI İMPARATORLUĞU DÖNEMİ

Osmanlı İmparatorluğu döneminde spor, hiyerarşik bir yapıda ele alınmıştır. “Doğu’ya

yöneldiğimizde, devlet boş zaman ve spor arasındaki ilişkinin savaş eğitimini sürekli ön plana

çıkarması sonucu, yalnızca hangi sporun yapılacağının değil, bunların nasıl örgütlenip

yöneticiliğini de özyönetimden çok uzak,bütünüyle hiyerarşik ve otoriter biçimde karara

bağlandığını görüyoruz.(FİŞEK,1980)

Osmanlı İmparatorluğu döneminde en yaygın spor,güreştir.Güreşin ilk örgütsel yapısını

“pehlivan tekkeleri” oluşturuyordu. Bu dönemdeki spor tekkeleri daha çok Batı’ya komşu

bölgelerde yer almaktaydı. Bu dönemde sporun örgütlenme biçimi vakıflar şeklinde olmuştur.

Ancak Osmanlı bununla da yetinmemiş, özellikle ilerici padişahlar döneminde diğer spor

dallarıyla ilgili kitapların yayınlanmasını öngörmüştür. “Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk spor

yönetmeninin Yenicami katibi Abdullah Efendi olduğunu ve onun spor yönetmeliğine 42

kişinin imza attığını görüyoruz. ” (HİÇYILMAZ,1983) Bu yönetmelik 1691 yılında

yazılmıştır. 29 sayfa ve 19 bölümden oluşmaktadır. Okçuluğa ilişkin ilk tutanaklar ise 1682

tarihini taşımaktadır. “1835 yılında Sultan II.Mahmut döneminde Mustafa Kani Efendi 1847

yılında basımı yapılmış olan “Telhis-i Resail el Rimat” isminde bir okçuluk kitabı

yazmıştır”.(KAHRAMAN,1995) Hızır İlyas Efendi de tarihi sporlarımızı konu edinen

“Letaif-i Enderun” veya “Vekayi-i Enderun” isimleriyle bir kitap yazmıştır. Yurdumuzda ilk

jimnastik kitabını yazan Nazım Şerafettin beydir. (1886). Kitabının ismi “Bahçe ve

Salonlarda Jimnastik Talimi Yahut Sıhhatnuma” idi. İlk jimnastik kitabını Osmanlıca’ya

Page 33: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

33

çeviren ise Mustafa Hami beydir. Avrupai anlamda ilk spor kulübü ise Sultan Abdülaziz

döneminde kurulmuştur. 1867 yılında kurulan bu kulübün başkanı İngiliz Emekli amirali

Hobart Paşadır. Bu kulüp su sporlarına ilişkindir.

“ Modern Beden Terbiyesi Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk kez askeri okullar

bünyesinde uygulandı. 1860’ların ilk yarısından itibaren basit fiziki idmanlar ve çeşitli

mücadele sporları askeri okulların programına girmişti. 1869 yılında uygulamaya konulan

Maarif-i Umumiye Nizamnamesinin 23. maddesine göre jimnastik dersleri bütün rüşdiyeler

için zorunlu hale getiriliyordu. 1870’lere doğru diğer bazı sivil okullarda jimnastik derslerini

riyazat-ı bedeniye adı altında programlarına aldılar. Mekteb-i Sultani genellikle bu okulların

ilki olarak kabul edilir.” (AKIN,2004)

Selim Sırrı Tarcan, Faik Üstünidman gibi spor adamları da spor konusunda kitaplar

yazmışlar, yurt dışında gördükleri beden eğitimi metodlarını imparatorluğa taşımışlardır. 1904

yılında sutopu gösterileri ilk kez Robert Kolejde yapılmış,1911 yılında ise Ahmet Robenson

ilk basketbol kitabını çevirmiştir.

“1921’e kadar spor alanında merkezi bir otorite ortaya çıkmamıştır. Pek çok tarihçiye

göre ulusal boyutta ilk spor birliğinin öncüsü olan bu teşkilat İdman İttifak-ı Heyet-i

Muvakkıtedir. …Bu birlik İsviçre Spor Federasyonunun kuruluş prensipleri üzerine inşa

edilmiştir. İdman İttifak-ı Heyet-i Muvakkatesinin kendinden önceki bu organizasyonlardan

temel farkı futbolun dışında diğer sporları da kapsamına almış olmasıdır.” (AKIN,2004)

Ancak sporla ilgili makale türü yazılar,II.Abdülhamit döneminde yoğunluk kazanmıştır.

GENÇ CUMHURİYET DÖNEMİ

“Osmanlı İmparatorluğu’ndan Atatürk Türkiye’sine kalan 600 yıllık spor mirası;

a-) Yerel düzeyde tekke ve vakıflarca düzenlenen güreş karşılaşmaları

b-) Cuma Ligi, Pazar Ligi türünden bir futbol örgütlenmesi

c-) Ülke genelindeki siyasal bölünmeleri öncelikle gençlik kesimine ve daha sonra da spora

yansıtan bir politika-spor iç içeliğidir.”(HİÇYILMAZ,1983)

Atatürk spor eğitmenlerinin yetiştirilmesi ve beden eğitiminin çağdaş, modern bir

görüşle ele alınması konusunda Birinci Heyet-i İlmiye toplantısında (1923) görüşmeler

Page 34: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

34

açmıştır. Ayrıca sportif tesis konusuna da büyük önem vermiştir. Bunun için 1923 yılında

Hollanda Olimpiyat Komitesi Asbaşkanı Scharree ve Wils tarafından yazılan “Jimnastik

Oyunu ve Spor Binaları İnşa ve Tesisi İçin Rehber” adlı kitabı türkçeye çevirtmiştir. 1924

yılında Ankara’da Gazi Eğitim Enstitüsünün bünyesinde bir beden eğitimi bölümü açılmışve

Alman Kurt Daimas’ın önderliğinde bu bölüm faaliyete geçmiştir.1926 yılında İstanbul Çapa

Kız Muallim Mektebinde bir kurs açılmış ve bu kursun başkanlığına Selim Sırrı Tarcan

getirilmiştir. Bu kurs için İsveç’ten iki öğretmen getirilmiştir. Dokuz ay süren bu kursu

başarıyla bitirenler,Avrupa’ya eğitime gönderilmişlerdir.

Erken Cumhuriyet Döneminde izlenen spor politikasını Türkiye İdman Cemiyetleri

İttfakı (1922-1936), Türk Spor Kurumu (1936-1938) ve Beden Terbiyesi Genel

Müdürlüğü(1938-1985) olmak üzere üç kurum belirlemiştir. 1924 yılında kabul edilen köy

yasası ile köylerde cirit, güreş gibi köy oyunları özendirilmeye çalışılmış,1930’lu yıllarda

çıkarılan Belediye Yasası ile de belediyelere rekreasyon alanları açmak görevi verilmiştir.

1930’larda Türk sporuna Alman etkisinin girdiği görülmüştür. Bunun üzerine Beden

Terbiyesi ve spor alanı da daha çok öjenist bir görüşle ele alınmıştır. Gene bu yıllarda ünlü

Alman spor adamı Carl Diem Türkiye’ye resmi olarak davet edilmiştir.

1932 yılında kurulan Halkevlerinde de eğitim programına güzel sanatlar,dil ve

coğrafya, tarih, edebiyat,temsil gibi bilgilerin yanında spora da yer verilmiştir. Halkevleri spor

programlarında da ritmik jimnastik, artistik danslar, toplu gezintiler, gülle, trapez gibi spor

dallarının uygulamaları yapılıyordu.

SONUÇ

Osmanlı Devlet düzeni merkezi ve despotik bir yapıdaydı. Batı ülkelerinde feodalizmin

tasfiyesi ve kapitalizmin doğuşu XIX. Yüzyılda ulusal nitelikli burjuva devrimlerine yol açtı.

Osmanlı İmparatorluğu da bu gelişmelerden etkilenmiş ve sonunda çözülmüş, dağılmıştır.

Çözülme ve dağılma sürecine giren Osmanlı İmparatorluğunda yöneticiler , bu sosyal

değişimi engellemek için çareyi Batı’ya yönelmekte buldular. Dış güçlerin zorlamasıyla da

1839 Tanzimat fermanının kabulünden itibaren Batı’lı kurumları iç bünyelerine almak

istediler. Özellikle 1789 Fransız İhtilali prensibi olan özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve bilimin

egemenliğini her şeyin üstünde tutan pozitivist yaklaşım, tüm Osmanlı kurumlarını değişime

zorladı. Bu gidişat özellikle II.Meşrutiyet döneminde hız kazandı. Fransız İhtilali’nin sonucu

olarak ortaya çıkan ulus devletler ve yurttaşlık bilincinin yeşermesi Osmanlı’nın despotik,

Page 35: SYBTD  YIL: 2007 Cilt:2 Sayı: 2

SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:2 2007 ELEKTRONİK DERGİ

35

dogmatik, teokratik yapısına ters düşüyordu. Nitekim 29 Ekim 1923’de Atatürk tarafından

Cumhuriyetin kurulması ile Osmanlı İmparatorluğu tarihe karıştı. Osmanlı’nın ne köle ne de

serf statüsünde olan “kul”ları yerine aklın ve bilimselliğin yönlendirdiği,eğitilmiş,çağdaş,

modern bireylerden oluşan bir ulus yaratmak Cumhuriyet rejiminin en başta gelen amacıydı.

Genç Cumhuriyet Osmanlı’nın bütün kurumlarını tasfiye yoluna giderken sporu da ele aldı.

Bunun üzerine spor yönetimine ilişkin yepyeni kurumlar oluşturulurken, Batı örnek alındı ve

sporda da Batılılaşma yoluna gidildi. Genç Türkiye Cumhuriyetinin sporda Batılılaşma

yolunda attığı en önemli adım kadını da spora sokmasıdır. Bu olgu sporda Batılılaşma

çabalarının mihenk taşını oluşturmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Genç Cumhuriyetin

izlediği spor politikası, Osmanlı Döneminin tersine bütüncüldür. Sporun toplumsal bir olgu

olduğunu Genç Türkiye Cumhuriyeti daha çok fark etmiştir. Oysa Osmanlı’nın spor anlayışı

savaşçılık üzerine kuruluydu. Sporun militer amaçlara hizmet etmek amacıyla ele alınması,

savaş teknolojisinin kaba kuvvete dayandığı çağlarda doğru olarak görülebilirdi. Ancak savaş

teknolojisindeki değişimler artık sporun sadece para-militer açıdan ele alınmasını olanaksız

kılıyor ve bu olgu da sporun çağdaş yorumunun toplumsal olması gerektiğini ortaya

koyuyordu. İşte genç Türkiye Cumhuriyeti spor politikasıyla Osmanlı spor politikası

arasındaki en önemli fark da burada yatıyordu. Artık çağımızda spor, para-militer

gereksinimlere göre değil; tüketim ve refah toplumunun gereksinimlerine göre özellikler

kazanmış ve işlevinin yönünü değiştirmiştir.

KAYNAKÇA

AKIN Y. (2004), ”Gürbüz ve Yavuz Evlatlar”, İletişim Yayınları.,Syf 56,İstanbul

FİŞEK K. (1980), “100 Soruda Türkiye Spor Tarihi”,Gerçek Yayınevi.,Syf 28,İstanbul

HİÇYILMAZ E. (1983), “Sporda Batılılaşma Hareketleri”, Eseniş Lisesini Koruma ve

Yaşatma Derneği Eğitim ve Spor Yayınları.,Syf 5,İstanbul

KAHRAMAN A.( 1995), “Osmanlı Devletinde Spor”, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Syf

629,Ankara