Click here to load reader
Upload
yenibi-haber
View
372
Download
11
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Dişler nasıl beyazlar ve diş beyazlatma yöntemleri hakkında bilgiler alabilirsiniz.
Citation preview
DİŞ HEKİMLİĞİNDE DİŞ BEYAZLATMA
TEKNİKLERİNİN İNCELENMESİ
BİTİRME TEZİ
Stj. Dt. Serkan TİRE
DANIŞMAN Doç. Dr. Zeynep ERGÜCÜ
İZMİR 2011
T.C.
EGE ÜNİVERSİTESİ
DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ
TEDAVİ VE ENDODONTİ ANA BİLİM DALI
ÖNSÖZ
Tez çalışmamda yardımlarını benden esirgemeyen ve tecrübeleri ile
bana yol gösteren değerli hocam sayın Doç. Dr. Zeynep ERGÜCÜ’ ye,
hayatım boyunca her zaman yanımda olan sevgili aileme sonsuz şükran ve
teşekkürlerimi sunarım.
İZMİR, 2011 Stj. Dt. Serkan TİRE
İÇİNDEKİLER
1. GİRİŞ……………………………………………………………………….……1
2. GENEL BİLGİLER……………………………………………………………..2
2.1. RENKLENMELERİN NEDENLERİ VE SINIFLANDIRILMASI…...2
2.2. BEYAZLATMANIN TARİHÇESİ……………………………………..3
2.3. DİŞ BEYAZLATMADA KULLANILAN ÜRÜNLERİN İÇERİĞİ…..4
2.4. BEYAZLATMA AJANLARININ ETKİ MEKANİZMASI……………5
2.5. BEYAZLATMA ENDİKASYON VE KONTRENDİKASYONLARI..7
2.6. BEYAZLATMA TEKNİKLERİ………………………………………..8
2.7. BEYAZLATMAYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER……………………21
2.8. BEYAZLATMANIN YAN ETKİLERİ……………………………….25
3. SONUÇ………………………………………………………………………….30
4. KAYNAKLAR…………………………………………………………………..31
5. ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………………………..42
1.GİRİŞ
Günümüz çağdaş insanı dişlerin insan estetiğindeki öneminin fazlasıyla
farkındadır. Gelişmiş ülkelerde yaşayan toplumlarda estetiğin neredeyse
fonksiyonun önüne geçtiğini bile söylemek mümkündür. Bu bağlamda
insanlar düzgün dizilmiş açık renkli, doğal görünümlü dişlere sahip olmak için
dişhekimlerine sıklıkla başvurmaktadırlar. Estetik görüntüyü bozan rengi
değişmiş dişler kişinin sosyal ve psikolojik yaşamını olumsuz etkilemektedir.
Rengi değişmiş vital ve devital dişlere uygulanan ağartma yöntemleri
aslında yaklaşık 50 yıllık bir geçmişe sahip olmalarına karşın toplumun
talepleri nedeni ile son 10 yılda çok hızlı bir gelişim göstermiştir. Hatta
ağartma ajanları marketlerde satılır hale gelmiştir.
Günümüzde ağartma işlemi, etkin ve basit uygulama yöntemleri ile tüm
muayenehanelerde kolaylıkla uygulanabilmektedir. Başlangıçta endodonti
bilim dalının konusu olan bu uygulamalar, bugün konservatif diş tedavisinin
ve estetik dişhekimliğinin de ilgi alanına girmiştir.
Ağartma işlemi estetik diş hekimliğinin ilgi alanları arasında geniş bir
yere sahiptir. Başarılı bir ağartma işlemi, dikkatli bir teshise ve hasta
seçimine, uygun yönteme ve planlamaya bağlıdır (1).
Bu derlemede hekim ve hastalar tarafından uygulanabilen ağartma
teknikleri ve ağartma ajanlarının etkinliği incelenmektedir.
2. GENEL BİLGİLER
2.1. RENKLENMELERİN NEDENLERİ VE SINIFLANDIRILMASI
Çeşitli nedenlerden dolayı dişlerde renklenmeler görülür. Diş
renklenmeleri pek çok araştırıcı tarafından içsel ve dışsal olmak üzere iki
kısımda incelenmektedir (2,3). Dışsal renklenmeler, mine yapısını içine alan
ve profilaktik uygulamalarla uzaklaştırılabilen; içsel renklenmeler ise mine
veya dentin yapısını içine alan, diş macunu veya patlarla yapılan
profilaksilerle uzaklaştırılamayan renklenmeler olarak tanımlanmaktadır (4).
2.1.1. Dışsal Renklenmeler
Dışsal renklenmeler sık rastlanılan ve pek çok nedenden
kaynaklanabilen renklenmelerdir. Genç hastalardaki dışsal renklenmeler
hemen hemen her renkte olabilir ve genellikle dişlerin servikal kenarlarında
görülür. Bu tip renklenmeler, nasmyth zarının kalıntılarından, yetersiz ağız
hijyeninden, mevcut restorasyonlardan, dişeti kanamasından, plak
birikiminden, yeme alışkanlıklarından veya kromojen bakterilerden
kaynaklanabilir (5). Yaşlı hastalardaki dışsal renklenmeler, gingival dokulara
yakın bölgelerde kahverengimsi, siyah veya gri renklidir. Bu tip renkleşmeler,
yetersiz ağız hijyeni, kahve, çay, kromojenik yiyecek ve ilaçların etkisi ile plak
bulunmayan yüzeylerde meydana gelir. Tütün de dışsal renklenmelere neden
olan faktörlerden biridir. Mevcut restorasyonlar da bu belirtilen etkenlerden
dolayı dişler gibi renklenebilirler (6).
2.1.2. İçsel Renklenmeler
İçsel renklenmeler mine defekti veya daha derin internal boyanmalar
nedeniyle meydana gelir ve dışsal renklenmelere göre daha komplikedir.
Vital, devital veya kanal tedavili dişler bu tip renklenmelerden etkilenebilir.
Vital dişler, kron formasyonu sırasında renklenebilir ve bu durum genellikle
birden fazla sayıda dişi etkiler. Genetik hastalıklar, ilaçlar (özellikle
tetrasiklin), yüksek dozda flor alımı, çocukluk hastalıklarına bağlı yüksek ateş
ve travma içsel renklenmelere neden olabilir (5).
Dişlerin gelişimi sırasında meydana gelen mine ve dentin defektleri,
etkilenen dişlerde lokalize renklenmeler yapabilir. Gelişim sırasında geçirilen
yüksek ateş veya travma hipoplastik defektlerin oluşumuna neden olabilir.
Ayrıca lokalize alanlarda oluşan mineralizasyon bozukluğu veya mine kaybı,
hipokalsifiye opak lekelerin oluşumuna da sebep olabilir (6).
Devital dişlerde meydana gelen içsel renklenmeler genellikle sürmenin
tamamlanmasından sonra; pulpa enfeksiyonları, travma sonucunda oluşan
dejenerasyon, derin çürükler veya restoratif işlemlerin irritasyonu sonucunda
oluşur. Dişler endodontik olarak başarılı bir şekilde tedavi edilirse normal
renklerini koruyabilirler. Ancak tedavi ertelenirse dişin kronunda renklenme
meydana gelebilir. Pulpanın dejeneratif ürünleri dentinde renklenme yapar ve
bu da minenin yarı şeffaf özelliği nedeni ile görünür hale gelebilir. Kalsifik
metamorfoza neden olan travma da dişlerde renklenmeye neden olabilir ve
bu durumların tedavisi de oldukça zordur (6).
2.2. BEYAZLATMANIN TARİHÇESİ
Daha beyaz dişler elde etme çabaları, 2000 yıl öncesine dayanır (8).
Birinci Yüzyıl Roma hekimleri, özellikle idrarla dişleri fırçalamanın dişleri
beyazlattığını ileri sürüyorlardı. 1800’lü yılların sonlarında, hidrojen peroksit,
eter ve elektriğin diş ağartmada etkin bir şekilde kullanılabileceği bildirilmiştir.
1916’da Circa, hidroklorik asidi endemik floroziste başarıyla uyguladı,
1937’de ise oran %100’lük hidrojen peroksit ile 1 oran eter ve ısı
kombinasyonu kullanımının endemik floroziste etkili olabildiği ileri sürüldü.
Dale ve Ascheim (1993), 1968 yılında amerikalı bir ortodontist olan Dr. Bili
Klusmier’ın spor tipi bir ağız koruyucu aparey kullanan bir hastasında oluşan
dişeti iltihabını tedavi etmek amacıyla, ağız koruyucu aparey içerisine
karbamit peroksit içeren bir antiseptik koyarak apareyi uyguladığını, sürekli
kullanım sonucunda ise hastanın dişlerinde meydana gelen ağarmayı fark
ederek aynı işlemi kızına uygulayarak elde ettiği sonuçları bildirdiğini
belirtmişlerdir (7). Bu teknik, Dr. Van Haywood’un dikkatini çekmiş ve Dr.
Heymann ile birlikte klinik deneylere başlayarak günümüzde vital dişlerde
kullanılan ağartma tekniklerine büyük katkıda bulunmuşlardır.
Devital beyazlatmada ise %35’lik hidrojen peroksit içsel olarak, pirazon
ise dişin vestibül yüzeyine uygulanarak dişler eski haline getirilmeye
çalışılmıştır. Spasser 1961’de, sodyum perboratı su ile karıştırarak bir hafta
boyunca pulpa odasında bekletmiş ve istenilen etki oluşuncaya kadar da bu
tekniği uygulamıştır. Bilinen “walking bleaching” tekniği ise, Nutting ve Poe
tarafından ortaya atılmıştır (9).
2.3. DİŞ BEYAZLATMADA KULLANILAN ÜRÜNLERİN İÇERİĞİ
Diş hekimi kontrolünde hastaların evde uyguladıkları beyazlatma
tedavilerinde; %15-20 oranında karbamid peroksit içeren ürünler
kullanılmaktadır (10). Hidrojen peroksit de birçok beyazlatma ürününde
değişik konsantrasyonlarda bulunur (11). Beyazlatma ürünleri gliserin ya da
glikol bazlı olabilir. Glikol anhidroz bir gliserindir (12). Gliserin beyazlatma
ürünlerinin viskozitesini artırarak diş dokularına tutunmalarını kolaylaştırır.
Ancak bu durum dişlerde dehidratasyona neden olabilir.
Beyazlatma uygulamalarında kullanılan materyallere kalınlaştırıcı ajan
olarak eklenen karboksipolimetilen bir poliakrilik asit polimeridir. Karbopol
olarak da anılır. Bu ürünlerin pH'larını azaltmak için karbopole nötrleştirici
ajan olarak trolamin de eklenebilmektedir. Karbopol beyazlatma ürünlerinin
viskozitelerini arttırarak oksijen salımını yavaşlatmaktadır. Oksijen salımının
yavaş olması ürünlerinin daha uzun süre aktif kalmalarını sağlarken yüksek
viskozite sayesinde jellerin taşıyıcılara ve dişlere adaptasyonu artmakta,
tükürük tarafından hidrojen peroksidin etkinliğinin azalması da
engellenmektedir (11).
Hidrojen peroksit içermeyen ürünlerde ise sodyum perborat aktif bileşen
olarak kullanılmaktadır. Sodyum klorür, oksijen ve sodyum florür de içeren bu
ürünler, karbamid peroksit içeren ürünlerin tersine hidrojen peroksit
oluşumuna neden olmadan yeterli düzeyde serbest radikal oluşturarak
beyazlatma işleminin gerçekleşmesini sağlamaktadırlar (12).
2.4. BEYAZLATMA AJANLARININ ETKİ MEKANİZMASI
Diş beyazlatma, çözelti içinde ya da yüzeyde oluşabilen renk açma ya
da beyazlatma sürecidir (13). Çözeltideki veya yüzeydeki renk üreten
materyaller, alternatif tek veya çift bağların genişletilmiş konjuge zincirlerine
sahip, tipik organik bileşiklerdir. Bu malzemeler konjuge olmuş sistemde
genelde heteroatomlar, karbonil, ve fenil halkalar içerir ve sık sık kromofor
olarak belirtilirler. Kromoforun beyazlatılması ve renginin açılması, konjuge
zincirde çift bağların bir veya daha fazlasını ortadan kaldırarak, konjuge
zinciri parçalayarak, ya da konjuge zincirde diğer kimyasal parçaların
oksitlenmesiyle meydana gelebilir (14). Hidrojen peroksit çok çeşitli organik
ve inorganik bileşikleri oksitler. Bu tepkimelerin mekanizmaları, substrata,
tepkime ortamına ve katalizöre bağlıdır ve bunlara göre değişiklik gösterir.
Genel olarak hidrojen peroksitle beyazlatmanın mekanizması iyi
anlaşılamamıştır ve sıcaklığı, pH’ı, ışığı, ve geçiş metallerinin varlığını içeren
tepkime koşullarına bağlı, birçok farklı aktif oksijen türü oluşturduğu
görülmüştür (15). Alkalin koşulları altında hidrojen peroksitle beyazlatma,
genellikle perhidroksil anyon aracılığıyla ilerler. Diğer koşullar serbest
radikallerin oluşumuna artış getirebilir. Işık veya lazer kullanarak fotokimyasal
olarak başlatılan tepkimelerde, hidrojen peroksitten hidroksil radikallerinin
oluşumunun arttığı görülmüştür (16).
Hidrojen peroksit ve karbamid peroksit gibi diş okside edici ajanlar ile
yapılan beyazlatma mekanizmaları henüz tam olarak anlaşılamamıştır
(17,18). Mevcut literatürler göz önüne alındıgında, peroksit mine dentin
bağlantısına ve dentin bölgelerine diffüze olmaktadır. İn vitro deneyler yapan
araştırmacılar, düşük dozda peroksitin, 15-30 dk da pulpa odasına kadar
penetre olabildiğini ortaya koymuşlardır (19-21). Bu deneylerde ölçülen
peroksit düzeyi pulpanın devitalizasyonuna neden olacak dozun çok altında
çıkmıştır (22).
Peroksit diş içine diffüze olur, diş içindeki renklenme yapan organik
maddelerle reaksiyona girerek rengi açabilir. Bu olay McCaslin ve
arkadaşlarının çalışmalarında özellikle belirgindir. McCaslin ve arkadaşları
(23), çekilmiş insan dişlerinden kesit alarak karbamid peroksit ile beyazlatılan
dişlerde renk değişikliğinin dentin boyunca oluştuğunu göstermişlerdir. Yüzde
10’luk karbamid peroksit uygulanan dentin örneklerinde, %5.3-6’lık hidrojen
peroksitin dişlerdeki sarılıkta önemli bir azalmaya ve beyazlıkta artışa neden
olduğu gösterilmiştir (24,25). Buna ek olarak, Suleiman ve arkadaşları (26),
%35’lik hidrojen peroksit jel uygulamaları sonucunda siyah çaydan dolayı
renklenmiş dişlerin özellikle bukkal yüzlerinde önemli bir beyazlatma
sağlandığını göstermişlerdir.
Tetrasiklin lekeli dişlerde renklenme, diş yapılarına bağlanan
fotooksidasyon oluşturan tetrasiklin molekülleri yüzünden oluşur (26). Bu
durumlarda beyazlatma işlemi uzun sürer (27). Peroksitin tetrasiklin
lekelerine etki mekanizması doymamış kinon yapılarının kimyasal bozulması
şeklinde kabul edilir (28). Ancak bu konu diş beyazlatmanın mekanik
kimyasal etkisinin daha fazla araştırılmasıyla daha da netleşecektir.
2.5. BEYAZLATMA ENDİKASYONLARI VE KONTRENDİKASYONLARI
2.5.1. Beyazlatma Endikasyonları
1) Sarı ve sarı-kahverengi renkteki dişler
2) Hafif sarı ve gri tetrasiklin lekeleri
3) Mine kaybı bulunmayan florozisli dişler
4) Pembe-kahverengi porfiria lekeleri
5) Düzgün yüzeyli homojen renklenmeler
6) Veneer kuron öncesi canlılığını kaybetmiş ve koyu renkli dişler
7) Kompozit rezin restorasyon öncesi koyu renkli dişler
2.5.2. Beyazlatma Kontrendikasyonları
1) Pulpası aşırı derecede geniş dişler
2) Çeşitli nedenlerle diş hassasiyetine sahip hastalar
3) Şiddetli mine kayıplarına sahip hastalar
4) Çok sayıda ve geniş restorasyonlara sahip hastalar
5) Hamile veya emziren bayanlar
6) Peroksit, lateks alerjisine sahip bireyler
7) Fazla beklentili, sabırsız ve uyumsuz hastalar
8) Süt dişleri
9) Alkol ve sigara bağımlıları (4).
Çocuklarda, dişlerin doğal beyaz yapısı nedeniyle beyazlatma işlemine
daha az ihtiyaç duyulmakta ve bu ihtiyaç gelişimsel diş renklenmeleri, travma
nedeniyle oluşan renklenmeler ve ortodontik tedaviyi takiben meydana gelen
renklenmeler ile ortaya çıkmaktadır (29,30).
2.6. BEYAZLATMA TEKNİKLERİ
2.6.1. Vital Dişlerde Beyazlatma Teknikleri
Vital dişlerdeki farklı beyazlatma tekniklerinin endikasyonları benzerdir
ve hangi tedavi veya kombinasyonların tercih edileceği, hastanın isteği, fiyat
uygunluğu ve renklenmelerin uzaklaştırılma zorluğuna göre göre tespit edilir.
Vital dişlerde yaşlanma, travma ve ilaçlardan kaynaklanan renklenmelerde
uygulandığı gibi devital dişlerde başarısız olmuş “walking bleaching”
yönteminin alternatifi olarak da uygulanabilir (6).
Vital dişlerde beyazlatma tedavisine en iyi cevabı sarı ve turuncu içsel
renklenmeye sahip dişler verirken, mavimsi gri tona sahip dişler daha zor
tedavi edilir (6).
Vital dişlerde uygulanan beyazlatma teknikleri, ofis uygulamaları olan
power bleaching (31), çift aktivasyonlu beyazlatma (33), mikro ve
makroabrazyon; hekim kontrolünde evde uygulanan home bleaching (32),
strip beyazlatma sistemleriyle beyazlatma (33), paint on sistemlerle
beyazlatma (33) ve diş macunları ile beyazlatma (34) şeklinde sınıflandırılır.
2.6.1.1. Vital Dişlerde Ofiste Uygulanan Beyazlatma Teknikleri
1) Power Bleaching Tekniği
Termofotokatalitik yöntem olarak da adlandırılır (2). Vital dişlerin ofiste
yapılan beyazlatmasında her ne kadar kostik kimyasallar kullanılsa da,
kontrolün tamamen diş hekiminde olması, yumuşak dokuların işlemden
korunabilmesi ve dişlerin daha kısa sürede beyazlatılması gibi avantajları
vardır (6).
Vital dişlerin ofiste beyazlatılma yöntemleri çok iyi bir rubber dam
izolasyonu ve hasta kontrolü gerektirir. Hastanın dudaklarına ve dişetine
rubber dam uygulaması öncesi vazelin veya kakao yağı sürülmelidir. Bu
yöntem yumuşak dokuların beyazlatma materyalleri ile istenmeyen
temaslarında oluşabilecek zararlı etkilerden korunmalarını sağlar. Ön bölge
dişleri, bazen birinci küçük azılar da dahil olmak üzere, yumuşak dokuların
retraksiyonu ve dişlerin çevresinde iyi bir izolasyon sağlanması için rubber
dam izole edilmelidir. Rubber damın örtücülüğü, mumlu diş ipi, ölçü maddesi
veya vernik uygulaması ile garantilenir. Işıkla sertleşen rezin bazlı
materyallerin uygulanması ile de izolasyon sağlanabilir, ancak bunlar
geleneksel rubber dam uygulaması kadar koruma sağlamaz. Bu teknikte
dişlerin %37’lik fosforik asit ile asitlenmesi önceden önerilen bir yöntemdir,
fakat günümüzde gereksiz olduğu düşünüldüğünden dolayı
uygulanmamaktadır (35).
Ofiste yapılan beyazlatma tedavisinde kullanılan ürünlerin çoğu pat
veya jel şeklindedir ve çoğunlukla da %30-35 oranında hidrojen peroksit
içerir. Ticari olarak satılan beyazlatma ürünlerine, oksidasyon reaksiyonunu
hızlandırmak için sıklıkla metal iyonu serbestleyen veya alkalenleştiren
maddeler ilave edilmektedir. Diş hekimi, hidrojen peroksit içeren pat veya jeli
dişler üzerine uygular. Hasta, dudak ve dişetinin rubber damdan sızan
beyazlatma materyali sonucu oluşabilecek yanmasına karşı uyarılır ve bu
durum gerçekleşirse tedavi sonlandırılır (6).
Tedaviye başlamadan önce, yumuşak dokuları korumak için dişler
rubber damla izole edilmelidir (Resim 1). Tek dişe uygulanacak tedavilerde
pamuk rulolar veya ışıkla sertleşen rezinler de bu iş için yeterlidir. Dişlerde
gerçekleşebilecek herhangi bir reaksiyonun hekim tarafından gözlenmesi ve
önlem alınabilmesi için dişler uyuşturulmamalıdır. Eğer tedaviye başladıktan
sonra hasta gingival dokularındaki hassasiyetten şikayet ederse rubber dam
çıkarılır, dişler suyla güzelce yıkanır ve kenarlardan sızan peroksit materyali
nötralize edilir. Tedavi genelde 45- 60 dakika sürer ve 1-6 seanstır. Çoğu
hastada ortalama 3- 4 seansta maksimum beyazlama sağlanabilir (36).
Mine asitlendiği için, tedaviden sonra dişlerin cilalanması ve flor
uygulanması gerekebilir (6).
Işık tek başına beyazlatma etkisini artırmaz, fakat, ısı oluşturmak
amacıyla ışık kullanımı, hidrojen peroksit reaksiyonunu hızlandırarak tedaviyi
termokatalitik etki ile kolaylaştırabilir. Ancak ısı oluşturması amacıyla ışık
kullanımı dişte dehidratasyona neden olabilir. Dehidrasyon hem hassasiyeti
artırır, hem de hızlı bir beyazlatma sağlayarak gerçek beyazlatma sonucuna
ulaşmayı zorlaştırır. Tedavinin bitiminde, dişhekimi dişleri yıkar, rubber dam
izolasyonunu uzaklaştırır ve hastayı olabilecek hassasiyete karşı uyarır.
Hassasiyet olabileceği düşünülüyorsa hastaya nonsteroid, antienflamatuar
analjezikler önerilir (6).
2) Çift Aktivasyonlu Beyazlatma Tekniği
Resim 1. Dişlerin rubberdamla
izolasyonu
Bu sistem, hem ışık hem de kimyasal aktivasyon için formüle edilmiştir.
Kimyasal aktivatör olarak görev yapan ferröz sülfat ile 7-9 dk içerisinde
ağartma işlemi tamamlanır. Işık aktivatörü olarak görev yapan manganez
sülfatın ise ağartma işlemini hızlandırıcı etkisi vardır.
Bu teknikte % 19-35’lik hidrojen peroksit kullanılır. Başlangıçta, jelin
mavi-yeşil veya pembe olan rengi zamanla değişerek renksiz- beyaz hale
gelir ve hekime jelin aktif halinin bittiğini gösterir ve böylece jel diş üzerinde
minimum sürede kalarak maksimum etki sağlar (37).
Bu teknik uygulanarak yapılan bir araştırmada her seans sonucu yarım
ile iki ton arasında renk değişikliği olduğu, bir ile üç seans arasında ise
istenen sonucun alındığı bildirilmiştir (38).
3) Mikroabrazyon ve Makroabrazyon
Mikroabrazyon ve makroabrazyon yüzeyel renklenmelerin azaltılması
veya ortadan kaldırılmasında kullanılan konservatif yöntemlerdir. Bu
yöntemde renklenmiş alanlar aşındırılarak uzaklaştırılır (6).
a) Mikroabrazyon
1984 yılında McCloskey (39) yüzeyel floroz renklenmelerinin
uzaklaştırılması için %18’lik hidroklorik asit kullanımını bildirmiştir. Sonra
1986 yılında, Croll ve Cavanaugh (40), tekniği modifiye ederek hidroklorik
asidi pomza ile karıştırarak pat kıvamına getirmiş ve dişlerin üzerine dil
basacağı ile uygulamıştır (40). Mikroabrazyon olarak adlandırılan bu teknikte,
yüzeyel renkleşme veya defektlerin uzaklaştırılması, mine yüzeyinin asit
etkisi ile çözünmesi ve pomzanın aşındırıcılığı ile gerçekleştirilmektedir. Daha
sonra Croll tarafından teknik tekrar modifiye edilmiş ve asidin
konsantrasyonu %11’e düşürülmüştür. Pomza yerine silikon karbit
partiküllerinin kullanıldığı pat ile de aşındırıcı etkisi artırılmıştır (41). Bu
karışım piyasaya prema patı olarak sunulmuştur (6).
Uygulama sırasında dişetini prema patı veya bileşiğindeki asitten
korumak için ve dişleri tedavi sırasında izole etmek için rubber dam takılır.
Gözler koruyucu gözlükler ile materyalin sıçramasına karşı korunur. Prema
patı dişin defektli bölgesine oluklu sınırları olan özel bir cila lastiği ile
uygulanır. Aşındırıcı bileşik prema cila lastiğinin ucuna veya bir yüzüne
sürülür. Fazla miktarda diş dokusu kaldırılmasının ve materyalin sıçramasının
önlenmesi için mikromotorla düşük devirde çalışılır. Tedaviden hemen sonra
da remineralizasyonu artırmak için dişlere topikal florür uygulaması yapılır
(6).
b) Makroabrazyon
Lokalize yüzeyel beyaz lekelerin, renkleşmelerin veya defektlerin
uzaklaştırılmasında alternatif bir yöntem de makroabrazyondur. Bu yöntemde
yüksek devirli aeratör ve 12 bıçaklı kompozit bitirme frezi veya ince grenli
elmas bitirme frezi kullanılır. Soğutma ve defektin kaldırılması sırasında dişi
sulu bir ortamda tutabilmek için hava su spreyi de kullanılmalıdır. Defektin
uzaklaştırılması veya tedavinin sona erdirilmesinden sonra, 30 bıçaklı
kompozit bitirme frezi ile önceki aletlerden kaynaklanan çizilmeler de
düzeltilir. Son cilalama abraziv lastik ile gerçekleştirilir (6).
2.6.1.2. Vital Dişlerde Evde Uygulanan Beyazlatma Teknikleri
1) Home Bleaching Tekniği
Gece koruyuculu beyazlatma yöntemi olarak da adlandırılan bu teknik,
ofiste daha az zaman ve emeğin harcandığı bir tekniktir (6). Teknikte
öncelikle tedavi edilecek çenelerden aljinat ile ölçü alınır ve alçı model
hazırlanır. Ölçüden önce dişler ve komşu dişeti dokusu üzerine aljinat
sürülerek, hava kabarcıksız bir ölçü alınmalıdır. Dişhekimi alçı modeli vestibül
ve palatinal yüzlerden aşındırarak düzeltir. Daha sonra alçı kurumaya
bırakılır ve undercutlar ölçü, kil veya ışıkla aktive edilen block out materyalleri
ile doldurulur.
Beyazlatma plağı alçı model üzerinde ısıtılan vakum makinesi ile
hazırlanır. Vakum makinesi 10 dakika ısıtılır, 0.75-1.5 mm kalınlığındaki
yumuşak vinil materyali makineye yerleştirilir ve ısıdan bir miktar sarkana
kadar beklenir. Daha sonra makinenin üst tarafı yavaşça kapatılır ve ısıyla
yumuşamış vinil materyalinin vakumla alçı modelin şeklini alması sağlanır.
Hazırlanan plak, fasial ve lingual yüzeylerden makasla dişeti
kenarından 3-5 mm apikal yönde kesilir. Fazlalık uzaklaştırılır ve at nalı
şeklindeki plak alçıdan çıkarılır. Plağın fasial yüzü, ucu keskin kıvrık bir
makas ile serbest dişeti kenarı takip edilerek kesimli forma getirilir. Lingual
yüzeyin kesimi isteğe bağlıdır, çünkü beyazlatma materyali öncelikle dişlerin
fasial yüzüne uygulanır. Alternatif olarak plağın lingual yüzeyi, serbest dişeti
kenarından 2 mm apikal yönde at nalı şeklinde kesilebilir. Ancak scalloped
dizayn tercih edilir, çünkü bu teknik plağın sadece dişlerle temas etmesini
sağlarken, beyazlatma materyalinin dişeti ve plak arasında sıkışmasını
engeller. Beyazlatma plağı bu şekilde hazırlandıktan sonra hastaya verilmeye
hazır hale gelir (Resim 2a-2b).
Dişhekimi, hasta ağzında plağı deneyerek, adaptasyonu, keskin
köşeleri ve dokulara baskı yapıp yapmadığını kontrol eder. Problemli bölgeler
düzeltildikten sonra hastaya teslim edilir (6).
Bu beyazlatma tekniği için genellikle %10-15’lik karbamid peroksit
önerilmektedir. Ticari olarak satılan beyazlatma materyalleri, şeffaf jel veya
beyaz pat şeklindedir. Karbamid peroksit, %3 hidrojen peroksit ve %7 üreye
indirgenir. Karbopol içeren beyazlatma materyalleri, beyazlatma ürününün
viskozitesini artırdıkları ve oksidasyon işlemini uzattıkları için tercih edilir (6).
Hastaya beyazlatma jeli veya patını nasıl kullanacağı öğretilir.
Beyazlatma plağında, beyazlatma yapılacak her diş içerisine ince bir tabaka
materyal sıkılır. Genellikle ön bölgede 6 veya 8 dişte beyazlatma yapılır.
Dişhekimi hasta ile birlikte beyazlatma plağının uygun bir şekilde yerleştiğini
kontrol etmelidir. Beyazlatma plağı ağıza yerleştirildikten sonra yumuşak
dokuya taşan fazla materyal, yumuşak kıllı bir diş fırçasıyla
uzaklaştırılmalıdır. Hastaya tedavi sırasında hiçbirşey içmemesi, ağzını
Resim 2a. Plağın
scalloped tarzda kesimi
Resim 2b. Kullanıma hazır
plak
çalkalamaması, yemek yerken ve ağız bakımı yaparken plağı çıkarması
yönünde bilgi verilir (6).
Hasta gece boyunca kullandığı zaman tedavi süresi genellikle 1-2 hafta
sürmektedir. Hasta bütün gece uygulamayı tolere edemiyorsa, bu durumda
beyazlatmanın zamanı ve sıklığı hastaya göre ayarlanmalıdır.
Dişlerde hassasiyet ve dişetinde irritasyon meydana gelirse, hasta
tedaviyi azaltarak veya keserek dişhekimine başvurmalıdır. Bu durumda
gerekirse hekim hassasiyet giderici ajanlar uygular (6).
2) Strip Beyazlatma Sistemleri
Sagel ve arkadaşları (42) tarafından tanıtılan bu teknikte polietilenden
yapılmış strip dişe direkt olarak adapte olup dişle jelin sıkı temasını sağlar ve
plak yapımını gerektirmez. Plak takamayan hastalarda iyi bir alternatif olabilir.
Strip standart miktarda jel ile önceden yüklenmiştir (12-20 mg/cm2) ve her
defasında uygun dozaj ve uniform uygulama sağlar. Aynı zamanda
beyazlatıcı ajanın oral dokularla teması ve tükürüğe karışma oranı da bir
ölçüde azaltılmış olur. Stripler kullanıldıktan sonra hasta tarafından kolaylıkla
çıkarılıp atıldığı için plak temizleme, saklama gibi zorluklarla karşılaşılmaz.
Fakat sadece ön dişlerde uygulanabilirler. Çapraşık dişlerde tüm yüzeylerle
temasının mümkün olmaması da bir diğer dezavantajıdır. Ağartma setlerinde
genellikle 20 alt çene, 20 üst çene için olmak üzere 40 strip bulunur. Her
çene için günde 2 x 30 dk olmak üzere 4 strip harcanır. Tedavi yaklaşık on
gün sürer (33).
3) Paint On Beyazlatma Sistemleri
2002 yılında geliştirilen bu sistemde ise ağartma jeli diş üzerine
aplikatör fırça ile oje gibi sürülür ve normal diş fırçalama işlemi yapılıncaya
kadar belli bir süre (ör: 30, 60 dk.) diş üzerinde kalır. Plak veya strip
sistemleri kullanmak istemeyen hastalara iyi bir alternatif sunmanın yanında,
malpoze dişlere de düzgünce uygulanabilir.
Diğer evde uygulanan ağartma yöntemlerine göre daha ucuzdur(43).
Plak ya da strip olmadan direkt diş yüzeyine uygulanmaları ile kişilerin sosyal
yaşantısına bakılmaksızın çok sayıda dişe uygulanabilirler. Gündüz ya da
gece kullanımına uygundur. Uygulama süresi sonunda dişlerin fırçalanması
ile diş yüzeylerinden uzaklaştırılabilirler (44). Dişlerin vestibül yüzlerine bir
fırça yardımı ile uygulanabilen ve yavaş peroksit salınımı yapacak şekilde
dizayn edilen bu ağartıcılar aktif madde olarak hidrojen peroksit, karbamid
peroksit, sodyum perkorbonat peroksit gibi peroksit ürünlerinden birini
içerirler. Günde 2 kez uygulanırsa 7 günde tedaviden sonuç alınabilir.
Bleaching-pen sistemi de paint on tekniğine benzer olarak beyazlatma
materyali içeren bir kalem yardımı ile hastanın materyali dişlerine uygulaması
esasına dayanır. Materyalin kuruması için 30 sn beklenilir. 30 dk sonra dişten
fırçalamayla uzaklaştırılır. Günde 2 defa 14 gün uygulanır. Yüzeyel
renklenmelerde ve uygun vakalarda kozmetik bir ürün olarak kullanılabilir
(33).
4) Diş Macunları İle Beyazlatma
Diş macunlarının diş yüzeyindeki lekelenmeleri polisaj yaparak çıkardığı
ve dişleri beyazlattığı iddia edilir. Bazı diş macunları peroksit ağartma ajanları
içerir. Diş macunlarının içsel beyazlatma üzerine etkileri olduğuna dair hiçbir
kanıt yoktur. ADA, diş macunlarının içerdiği flor sayesinde çürükleri azaltırken
polisaj yoluyla da lekeleri sökmede etkili olduğunu bildirmiştir (34).
2.6.2. Devital Dişlerde Beyazlatma Teknikleri
Devital dişlerde beyazlatma tedavisinin ilk endikasyonu kanal tedavisi
görmüş dişlerin renginin açılmasıdır. Renklenme, travma sonucu oluşan
kanamanın dentine penetre olması, kanal tedavisi sonrası pulpa odasında
bırakılan pulpanın yıkımından veya kanal tedavisinde kullanılan siman ve
restoratif materyalden kaynaklanabilir (6) (Resim 3).
Devital dişlerdeki beyazlatma teknikleri, muayenehanede
gerçekleştirilen “walking bleach” ve “modifiye walking bleach”; evde
uygulanan “kron dışı beyazlatma” ve “iç-dış kombine beyazlatma” teknikleri
şeklinde sınıflandırılabilir (6,33).
2.6.2.1. Devital Dişlerde Ofiste Beyazlatma Teknikleri
1) Walking Bleach Tekniği
Walking bleach tekniği ile tedaviye başlamadan önce dişhekimi, kanal
girişinin okluzal kontak ilişkisini değerlendirmelidir. Daha sonra rubber dam
Resim 3. Pulpa nekrozu
sonucu renklenmiş diş
ile izolasyon sağlanır ve dişin koronal kısmındaki tüm materyaller
uzaklaştırılır. Klinik kronun 1-2 mm apikaline kadar güta perka kaldırılır ve
pulpa odasındaki tüm artıkların uzaklaştırılabilmesi için kanal dolgusunun
üzeri rezin modifiye cam iyonomer siman ile örtülür. Simanın sertleşmesini
takiben, periferdeki renklenmiş dentinin açığa çıkarılması için fazla siman
kaldırılır (6) (Resim 4).
Bu teknikte, güvenli olduğu için sodyum perborat kullanılır (45). Krem
kıvamında bir pat elde etmek için, bir damla serum fizyolojik veya steril
anestezik solüsyon yeteri kadar sodyum perborat ile siman spatülü
yardımıyla cam üzerine bastırılarak karıştırılır. Pulpa odası kaşık şeklindeki
bir ekskavatör veya benzer bir aletle, kavitenin kenarının en fazla 2 mm altına
gelecek ve mine kenarlarına temas etmeyecek şekilde hazırlanan pat ile
doldurulur. Pamuk bir pelet ile hazırlanan patın nemi alınır ve kavite geçici
dolgu maddesi ile kapatılır. Daha sonra rubber dam uzaklaştırılır ve geçici
restorasyonun oklüzyon kontrolü yapılır (6).
Sodyum perborat haftada bir değiştirilir. Başarılı bir beyazlatma
tedavisinden sonra, pulpa odası yıkanır ve kavite kenarının 2 mm altına
gelecek şekilde servikal rezorbsiyonu önlemesi amacı ile kalsiyum hidroksit
ve steril serum fizyolojik karışımı ile doldurulur. Daha sonra kanal girişi geçici
Resim 4. Kanal dolgusunun
üzerinin örtülmesi
olarak kapatılır ve kalsiyum hidroksit 2 hafta boyunda pulpa odasında
bırakılır. 2 haftanın sonunda kalsiyum hidroksit yıkanır, pulpa odası kurulanır,
mine ve dentin asitlenerek ışıkla sertleşen kompozit restorasyon yapılır (6).
Bazen walking bleach tekniği ile beyazlatılmış ve kompozit ile restore
edilmiş dişler tekrar renkleşebilir. Bu durumda alternatif tedavi yöntemi olarak
eksternal beyazlatma tekniklerinden bir tanesi kullanılmalıdır (6).
2) Modifiye Walking Bleach Tekniği
Karışımın ağartıcı etkisini arttırmak için %30'luk hidrojen peroksit ilave
edilmiştir. Sonraları değişen konsantrasyonlarda hidrojen peroksit, sodyum
perboratla karıştırılmaya başlanmıştır.
Keçeci (46); uygulama süresi ve kolaylığı açısından hidrojen peroksit
jelle tedavinin, sodyum perborat jel ile yapılan tedaviye göre avantajlı
olduğunu bildirmiştir. Radyografik ve klinik olarak dişlerde sert doku kaybıyla
ilgili bir bulguya rastlamamış, ancak bazı vakalarda ağartmada hafif düzeyde
geriye dönüş saptamıştır. Yapılan çalışmada en güvenli devital diş
beyazlatma yönteminin su ve sodyum perborat ile yapılan olduğunun
bildirilmesine rağmen ısı kaynağı kullanmadan sadece ışık ile aktivasyonun
yapıldığı hidrojen peroksit jeli güvenli ve hızlı bulunmuştur (33).
2.6.2.2. Devital Dişlerde Evde Beyazlatma Teknikleri
1) Kron Dışı Beyazlatma Teknikleri
Kron dışı devital ağartmada %10, %15 veya %20'lik karbamid peroksit
evde plakla uygulanabilir. Ancak bu uygulamayla renkleşmenin doğası gereği
ve hemosiderin ile boyanmış dentinden dolayı dişlerin beyazlaması vital
dişlere göre daha uzun sürecektir. Ağartma ajanının konsantrasyonunu
seçerken varolan renklenmenin ciddiyeti göz önüne alınmalıdır. Bu teknikte
plak uygulaması yerine klinikte %35'lik hidrojen peroksit gibi yüksek
konsantrasyonlu ağartma ajanı da uygulanabilir (33).
2) İç - Dış Kombine Beyazlatma
Settembrini ve arkadaşları (47) tarafından tanıtılan, walking bleach ve
termokatalitik tekniğe alternatif olan bu teknikte %10'luk karbamid peroksit
ağartma materyali hasta tarafından pulpa odasına konur aynı zamanda da
kron dışından ağartıcı jel plakla uygulanır. Hasta plakla uyuyabileceği gibi 1-2
saat sonra plağı çıkarabilir. Devital dişin renklenme derecesine bağlı 3-4 gün
içinde sonuç alınır. Devital diş istenilen renge ulaşıldığında, ark içindeki diğer
dişlerle uyumu yakalamak için tüm ark ağartma işlemi yapılabilir (33).
2.7. BEYAZLATMAYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
2.7.1. Beyazlatmanın Türü
Çağdaş diş beyazlatma çalışmalarının çoğunluğunda hidrojen peroksit
veya karbamit peroksit kullanılır. Karbamid peroksit, su ile temas edince üre
ve hidrojen peroksite ayrılan ve bu iki maddenin birleşiminden oluşur. Genel
olarak, hidrojen peroksit içeren ürünlerin etkinliği, karbamid peroksit içeren
ürünlerle in vivo veya in vitro testler kullanılarak karşılaştırıldığında benzer
hidrojen peroksit içeriği ve benzer biçim ve formülasyonlar görülmüştür.
Örneğin, Nathoo ve arkadaşlarının (48) yaptığı klinik bir çalışmada günde bir
kez uygulanan %25’lik karbamid peroksit jel ile %8.7’lik hidrojen peroksit
arasında iki hafta sonraki sonuçlar arasında istatistiksel önemli farklar
bulunamamıştır.
Diş yüzeyine uygulanan sodyum klorit temelli beyazlatma sistemleri de
literatürlerde tarif edilmiştir, ancak herhangi bir veri bildirilmemiştir. Benzer
şekilde diğer vital beyazlatma sistemlerinin etkinlikleri ana hatlarıyla
literatürlerde yer almıştır. Sodyum perborat, peroksimonosülfat, peroksit artı
metal katalizörler ve oksiredüktaz enzimler de vardır. Alternatif diş
beyazlatma sistemleri için uzun vadeli kabul edilebilirlik ve göreceli etkinlik
gereklidir, bunun için de daha fazla araştırma yapılmalıdır (14).
2.7.2. Konsantrasyon ve Zaman
Diş beyazlatmada, peroksit içeren ürünün peroksit konsantrasyonu ve
uygulama zamanı olmak üzere iki önemli faktör vardır. Örneğin, Sulieman ve
arkadaşlarına (49) göre, %5-35 hidrojen peroksit içeren beyazlatma
jellerinde, yüksek konsantrasyonlu olan jeller, düşük konsantrasyonlulara
göre beyazlatmada daha etkindir. Benzer şekilde Leonard ve arkadaşlarının
(50) %5, %10 ve %16 karbamid peroksit içeren jelleri karşılaştırdıkları
çalışmalarında ve %16’lık ve %10’luk jellerin %5’liğe göre daha hızlı
beyazlatma sağladığı gösterilmiştir. Ancak kullanım süresi uzatıldığında
%5’lik jelin de etkinliğinin yaklaşık olarak diğerleri kadar olduğu gözlenmiştir.
Özel yöntemler kullanılarak yapılan klinik bir çalışmada, Kihn ve arkadaşları
(51) , %15 karbamid peroksit içerikli jellerin %10’luk jellere göre iki haftalık
kullanımda daha etkin olduğunu göstermiştir. Matis ve arkadaşları (52)
tarafından yapılan başka bir klinik çalışmada, 6 haftaya uzatılan tedavi
süresinde, diş beyazlıkları ile ilgili anlamlı bir fark bulunamamıştır. Tetrasiklin
lekeli dişlerin beyazlatılmasında 6 aylık tedavi sürecinde, yüksek
konsantrasyonlu karbamid peroksit içeren ürünlerin daha hızlı etki sağladığı
görülmüştür. Bu duruma göre, ilk ayda en hızlı beyazlatma %10 ve %15
karbamid peroksit içerenlere göre %20 karbamid peroksit içerende
görülmüştür. Buna ek olarak, hidrojen peroksit içeren strip beyazlatma
ürünleriyle yapılan klinik çalışmalar, diş beyazlatmada benzer konsantrasyon
ve zaman etkisi göstermiştir (14).
2.7.3. Isı ve Işık
Isı ve ışığın beyazlatmayı hızlandırıcı etkileri vardır (53). Kimyasal
reaksiyonun hızı, 10 derecelik sıcaklık artışıyla iki katına çıkabilir. Abbot (54)
1918 yılında, yüksek yoğunluklı ışığın, hidrojen peroksitin sıcaklığını
yükseltmek ve kimyasal beyazlatmanın hızını artırmak için kullanılabileceğini
bildirmiştir (54). Beyazlatmayı hızlandırmak için peroksitin ısısını yükseltmek
amacıyla geçmişte ısıtmalı diş aletleri gibi yöntemler kullanılmıştır. Ancak,
aşırı ısınma pulpada geri dönüşümsüz hasarlara neden olabilir (55). Bazı
çağdaş araştırmalar dalga boyu ve dalga gücü bakımından değişiklik
gösteren ışık kaynaklarının ön dişlerde peroksitle beyazlatma üzerine
etkisine odaklanmıştır, örneğin, halojen ışık kaynakları, plazma ark lambaları,
lazerler ve ışık yayan diyotlar gibi (56,57). Bazı ışık kaynaklarının,
beyazlatma işlemi sırasında pulpa ısısında ciddi artışlara sebep olduğu
görülmüştür (58,59). Işık kaynağı, beyazlatma işlemini hızlandırmak için
peroksiti aktive edebilir (60). Buna ek olarak, ışık kaynağının diş lekelerinin
beyazlatılması işlemine ivme kattığı da ileri sürülmektedir (61). Işıkla aktive
edilen bazı beyazlatma ürünlerinin, peroksit jel ve karoten, manganez sülfat
gibi renklendirici materyallerin ışıkla enerji transferine yardımcı olduğu da
iddia edilmiştir.
Vaka çalışmaları ışığın diş beyazlatmada peroksiti aktive etmede etkili
olduğunu göstermiştir. Ancak, diş beyazlatmasına gerçek etkisi, yapılan in
vitro ve klinik çalışmalarda hala tartışma konusudur. Doğal renkli, çekilmiş
dişlerle yapılan bir in vitro bir çalışmada, çeşitli ışık kaynaklarının
uygulanmasının, bazı beyazlatma materyallerinin etkinliğini artırdığı
belirlenmiştir (62). Diğer in vitro çalışmalar uygun şartlarda peroksitin ışıkla
birlikte uygulanmasının yararlı olduğunu göstermiştir (63).
Tavares ve arkadaşları (64), plazma ışık kaynağı ile aktive olan %15
hidrojen peroksit içerikli jelle ışık kullanılmadan aktive olan %15 peroksit
içerikli jelin 1 saatlik tedavi süresince etkinliğini karşılaştırmıştır. Ancak
yapılan çalışmada çok farklı sonuçlar elde edilmiştir. Bu yüzden ışıkla aktive
olan beyazlatma sistemlerinde ışığın aktivasyona etkisinin tam anlamıyla
anlaşılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
2.7.4. Diğer Faktörler
İçsel renklenmenin tipi ve dişin ilk rengi diş beyazlatmanın nihai sonucu
olarak önemli bir rol oynayabilir. Hafif ve orta şiddette tetrasiklin
renklenmeleri 2-6 aylık tedavi sürelerinde ağartma tedavisine olumlu sonuçlar
vermektedir (65,66). Ancak ciddi tetrasiklin renklenmelerinde ağartma
işlemleri yetersiz kalabilir (67). Buna ek olarak, tetrasiklin dişin boyun
kısmında ve koyu gri veya mavi renkleşmeye neden olmuşsa prognoz
oldukça kötüdür (68).
Tetrasiklin renklenmesi olmayan olgularda, hastaların %93’ünün
%10’luk karbamid peroksit kullandığı ve bu hastaların %20’sinde renk
skalasında iki birimlik değişim gözlenmiştir. Ayrıca, peroksit kullanılan
deneklerin %20’sinde 5 renk skalası biriminde değişim sağlandı. Ishikawa-
Nagai ve arkadaşları (69), %10 karbamid peroksit içeren sakızın iki hafta
boyunca 80 denekte kullanılması sonucunda bu yöntemin sarı renkli dişlerin
ağartılmasında etkili olduğunu gösteren bir çalışma yapmışlardır. Ayrıca, 600
denekte yapılan bir çalışmanın klinik sonuçlarının analizine göre, başlangıçta
daha sarı olan dişler daha etkin bir beyazlama göstermektedir. Bu analiz,
genç hastalarda beyazlatmanın daha olumlu sonuçlar verdiğini de
göstermiştir. Buna göre, beyazlatmaya verilen yanıt ile ilk renk ve hasta yaşı
arasında bir ilişki vardır. Yaşlı hastalarda küçük oranda beyazlatma
gözlenirken, genç hastalarda büyük oranda beyazlama gözlenmiştir. Buna ek
olarak ne cinsiyet ne de çay\kahve tüketiminin diş beyazlatmaya önemli bir
etkisinin olmadığı belirlenmiştir (70).
Diş yüzeyinde plak ve pellikül varlığı peroksit aktivitesini azaltmak için
bir etkendir. Wattanapayungkul ve arkadaşları (71) diş yüzeyinde pellikül
varlığında peroksitin bir saat boyunca hiçbir etki oluşturmadığını
göstermişlerdir. Buna ek olarak Gerlach ve arkadaşları (72) ise, %6.5’lik
hidrojen peroksitle 14 gün sürecek bir beyazlatma tedavisinde dişlerin macun
ile fırçalanmasının beyazlatmayı orta derecede olumlu olarak etkileyeceğini
söylemişlerdir. Buna göre de pelikülün beyazlatmaya olan etkisinin oldukça
sınırlı olduğu görülmektedir. Ancak plak ve pellikülün beyazlatmaya olan
etkisinin tam olarak anlaşılabilmesi için daha fazla araştırma yapılması
gerekmektedir (14).
2.8. BEYAZLATMANIN YAN ETKİLERİ
2.8.1. Diş Hassasiyeti
Diş hassasiyeti karbamit peroksit ile yapılan beyazlatmanın en sık
görülen yan etkisidir (73). Duyarlılık genellikle daha önceki hassas diş
hikayesi, uygulama sıklığının artması, yüksek konsantrasyonlarda karbamit
peroksit kullanılması gibi faktörler ile ilişkilidir (73,74).
Dişlerde görülen hassasiyet nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
1) Konsantrasyon
2) Ticari marka
3) pH
4) Uygulama sıklığı
Tedavi sırasında duyarlılığı önlemesi nedeniyle bazı beyazlatma
jellerinin içeriğine potasyum nitrat ve florür katılmıştır. Potasyum nitrat ve
florür ilave edilmiş %10’luk karbamid peroksit jelinin iki haftalık tedavi süresi
sonunda, bu iki bileşeni içermeyen %10’luk karbamid peroksit jeli ile karşılaş-
tırıldığında duyarlılığı azaltmada daha etkili olduğu bildirilmiştir (75).
Beyazlatmaya bağlı oluşan duyarlılık aktif veya pasif olarak tedavi
edilebilir. Bazı durumlarda tedaviye bir kaç gün ara vermek duyarlılığın
önlenmesinde etkili olabilir. Aktif olarak duyarlılığı tedavi etmek florürler veya
duyarlılığı önleyici diş macunları ile olur. Florür esas olarak dentin kanallarını
tıkar ve hassasiyete neden olacak sıvı akışını yavaşlatır (76,77).
2.8.2. Gingival İrritasyon
Beyazlatma uygulamalarında karşılaşılabilecek başka bir yan etki ise
gingival iritasyonlardır. Taşıyıcıların sebep olduğu mekanik iritasyonun yanı
sıra beyazlatma ajanları yumuşak dokularda da kimyasal iritasyona yol
açabilir. Gingival iritasyonlara yapışık dişetindeki kesiklerin neden
olabileceği, bu sebeple taşıyıcıların uygulanmasından önce diş fırçalama
işlemlerinin sert bir şekilde yapılmaması önerilmektedir (10).
Yüksek konsantrasyonlarda hidrojen peroksit (%30-35) mukoza
membranında zedelenmelere, yanıklara ve dişeti renginde ağarmaya neden
olabilir. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde, dişetinin %1'lik hidrojen
peroksite 6-48 saat boyunca maruz kalması sonucunda epitelyal hasarlar ve
subepitelyal bağ dokusunda akut enflamasyon gözlenmiştir (78). Yüzde 3-
30’luk hidrojen peroksitin hamster yanak mukozasına haftada iki defa
uygulanması da enflamatuar değişikliklerle sonuçlanmıştır (79). Yüzde 10’luk
karbamid peroksitle yapılan klinik çalışmalardan sonra hastaların %25-
40'ında gingival irritasyon bildirilmiştir (80). Bu bağlamda beyazlatma jelinin
dişetiyle temasını önlemek için strip beyazlatma ürünleri üretilmeye
başlamıştır (81).
2.8.3. Diş Sert Dokuları Üzerine Etkisi
Beyazlatma ajanlarının diş sert dokusu üzerine etkisi oldukça önemlidir.
Bu bağlamda peroksit bazlı materyallerin minenin bağlanma dayanımı ve
yapısına etkileri ile ilgili araştırmalar yapılmıştır (82). Bu çalışmalar
sonucunda bağlanmanın düştüğü saptanmıştır. Beyazlatma çoğu kez
restorasyondan önce dişin estetiğini düzeltmek için yapıldığından klinik
olarak bağlanma değerlerindeki bu düşüş önemlidir. Bazı yazarlar hidrojen
peroksitin bağlanma üzerindeki olumsuz etkilerinin artık oksijenden
kaynaklandığını bildirmiş ve bu durumun rezinin polimerizasyonunu
engellediğini vurgulamışlardır (10).
Beyazlatma tedavisi sonrasında azalmış bağlanma dayanımı ile ilgili
klinik problemlerden kaçınmak için pek çok yöntem önerilmektedir.
Beyazlatma tedavisi sonrası restorasyon yapımının 24 saat ile 2 hafta gecik-
tirilmesi en çok önerilen yöntemdir (83).
Beyazlatma uygulamalarının mine yüzeyine etkisini inceleyen çeşitli
araştırmalar yapılmıştır. Bazı araştırıcılar, beyazlatma ajanlarının minenin
morfolojisine zararlı etkilerinin olmadığını vurgularken, bir grup araştırıcı da
beyazlatma ajanlarının minenin yüzeyinde porözite veya erozyon
oluşturduğunu ve yüzeyi pürüzlü hale getirdiğini belirtmişlerdir. Beyazlatma
uygulamalarından sonra dentin yüzeyinde ve sertliğinde de, değişiklikler
olabileceği belirtilmiştir (84-89). Beyazlatma uygulamalarından sonra,
minenin yüzey sertliğinde değişikliklerin meydana geldiği, ayrıca bakterilerin
kompozitlere daha kolay tutunduğu bildirilmiştir.
Ağartma ajanları, organik ve inorganik bileşenlerin oranını değiştirme
ve çözünmeyi artırma gibi dişin sert dokusunun kimyasında da değişikliklere
neden olurlar. Yapılan bir çalışmada, minede %30’luk hidrojen peroksitin
etkilerinin iki farklı %10’luk karbamid peroksit içeren materyalden farklı
olduğu bulunmuştur (90). Yüzde 30’luk hidrojen peroksit kalsiyum/fosfat
oranında belirgin bir düşüşe neden olurken, ticari %10’luk karbamid peroksit
jeli ve %10’luk karbamid peroksit solüsyonu bu oranda belirgin bir değişikliğe
neden olmamıştır (90). Atomik absorpsiyon spektrofotometresi ile yapılan
başka bir çalışmada %10’luk karbamid peroksitin insan minesine uygu-
landığında belirgin kalsiyum kaybına neden olduğu belirlenmiştir (91).
2.8.4. Kanserojenik Etki
Beyazlatma ajanlarının kanserojenik etkileri hakkında farklı sonuçlar
bildirilmiştir. İngiltere'de peroksit içeren beyazlatma ajanlarının kullanımı
yasaklanmıştır. Oksidatif stres pre-malignant değişiklikler ile
sonuçlanabilecek oral epitelyal hücrelerin zedelenmesine neden olabilir (92).
Hidrojen peroksit ve DMBA (9,10,-dimetil- 1,2benzanthracene) sigara
içiminde kanserojenik analoglar olarak bilinir (93). Hidrojen peroksidin
konsantrasyonuna bağlı olarak deney farelerinin (hamster) mukozalarında
hiperkeratozis ve karsinomalar oluşmuştur. Yakın zamanda yapılan başka
bir çalışmada ise %35’lik karbamid peroksidin kronik kullanımı sıçanların oral
mukozasında hücre döngüsünde değişikliklere neden olmamıştır (94).
Bugünkü bilgilere dayanarak %10’luk karbamid peroksit ile dişhekiminin
gözetiminde evde yapılan beyazlatma işlemi kanserojen risk taşımamaktadır
ve minede geri dönüşümü olmayan etkiye neden olmamaktadır (95,96).
Diş beyazlatma uygulamalarında, hastayı memnun edecek bir şekilde
estetik başarı amaçlanmalıdır. Bu başarı için de hastanın işbirliği oldukça
önemlidir. Beyazlatma uygulaması kesinlikle hekim kontrolünde ve kurallara
uygun bir şekilde yapılmalıdır. Dişlerin doğal rengi tespit edilmeli, hastanın
beklentisi de göz önünde bulundurularak endikasyonuna göre uygun tedavi
hekim tarafından belirlenmelidir (10).
3. SONUÇ
Dental ağartma estetik diş hekimliğinin bir parçasıdır. Hekimler hastaları
için en uygun tedavi seçeneğine karar verirken tüm ağartma tekniklerinin,
avantaj ve dezavantajlarını değerlendirmelidir. Tedavide hangi ağartma
sisteminin, hangi sırayla kullanılacağına; renklenmenin nedeni, yoğunluğu,
tedavi edilecek dişlerin sayısı, vitalitesi, hassasiyeti, zaman ve maliyet göz
önüne alınarak karar verilmelidir. Piyasadaki mevcut ürünlerin, sunulan yeni
tekniklerin ve güncel tedavi alternatiflerinin takibi ağartma tedavilerinden
daha iyi sonuçların alınmasını saglayacak, hasta memnuniyetini arttıracaktır.
4. KAYNAK
1) Esener T. , Diş ağartma yöntemlerine bir bakış. Cumhuriyet
Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2003; 6(1): 64-66.
2) Kırzıoğlu Z. , Koruk CD. , Çocuk ve gençlerde diş beyazlatma
işlemlerine yaklaşım-derleme. Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi
Dergisi, 2010; 3: 44-53.
3) Dayan D. , Heifferman A. , Gorski M. , Beigleiter A. , Tooth
discoloration–extrinsic and intrinsic factors. Quintessence Int Dent Dig, 1983;
14(2): 195-9.
4) Hayes PA, Full C, Pinkham J. The etiology and treatment of intrinsic
discolorations. J Can Dent Assoc, 1986; 52(3): 217-20.
5) Hattab FN. , et al: Dental discolorations: an overview, J Esthet Dent,
1999; 11: 291.
6) Robinson MT. , Heymann OH. , Edward J. , Sturdevantis art and
science of operative dentistry, Güneş Kitap Evi, 2011; 15(5).
7) Uğurlu M. , Dişhekimliğinde beyazlatma tedavilerine dişhekiminin
yaklaşımı, Mezuniyet Tezi, E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, 2010.
8) Dale BG. , Bleaching and related agents in esthetic dentistry, (Dale
GB. , Ascheim KW. ed), First Edition, Lee And Febiger Company,
Philadelphia, London, 1993; 205-207.
9) Sulieman M. , An overview of bleaching techniques: history, chemistry,
safety and legal aspects, Dent Update, 2004; 608-616.
10) Aksoy G. , Attar N. , Özel E. , Özel Y. , Dişhekimliğinde beyazlatma.
E.Ü. Diş Hek. Fak. Der, 2007; 28: 33-40.
11) Oktay EK. , Farklı vital beyazlatma sistemlerinin diş rengi üzerine
etkilerinin klinik olarak karşılaştırılması. Hacettepe Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 2006, Ankara.
12) Greenwall L. , Bleaching techniques in restorative dentistry-an
illustrated guide. London, Martin Dunitz Ltd, 2001.
13) In: Howe-Grant M. , editor. Encyclopedia of chemical technology,
4th ed. , vol. 4. New York: John Wiley and Sons, 1992; 290–1.
14) Joiner A. , The bleaching of teeth: a review of the literature. Journal Of
Dentistry, 2006; 34: 412-419.
15) In: Howe-Grant M. , editor. Encyclopedia of chemical technology,
4th ed., vol. 13. New York: John Wiley and Sons, 1992; 13–5.
16) Kashima-Tanaka M, Tsujimoto Y, Kawamoto K, Senda N, Ito K,
Yamazaki M. Generation of free radicals and/or active oxygen by light or
laser irradiation of hydrogen peroxide or sodium hypochlorite. Journal of
Endodontics, 2003; 29: 141–3.
17) Sulieman M. , An overview of bleaching techniques. 1. History,
chemistry, safety and legal aspects. Dental Update, 2004; 31: 608–16.
18) Hannig C. , Zech R. , Henze E. , Dorr-Tolui R. , Attin T. ,
Determination of peroxides in saliva—kinetics of peroxide release into saliva
during home-bleaching with Whitestrips and Vivastyle. Archives of Oral
Biology, 2003; 48: 559–66.
19) Slezak B. , Santarpia P. , Xu T. , Monsul-Barnes V. , Heu RT. ,
Stranick M. , et al. Safety profile of a new liquid whitening gel. Compendium
of Continuing Education in Dentistry 2002; 23(1): 4–11.
20) Thitinanthapan W. , Satamanont P. , Vongsavan H. , In vitro
penetration of the pulp chamber by three brands of carbamide peroxide.
Journal of Esthetic Dentistry, 1999; 11: 259–64.
21) Gökay O. , Müjdeci A. , Algin E. , In vitro peroxide penetration into the
pulp chamber from newer bleaching products. International Endodontic
Journal, 2005; 38: 516–20.
22) Joiner A. , Thakker G. , In vitro evaluation of a novel 6% hydrogen
peroxide tooth whitening product. Journal of Dentistry, 2004; 32: 19–25.
23) McCaslin AJ. , Haywood VB. , Potter BJ. , Dickinson GL. , Russell CM.
, Assessing dentin color changes from nightguard vital bleaching. Journal of
the American Dental Association, 1999;130:1485–90.
24) Joiner A. , Thakker G. , Cooper Y. , Evaluation of a 6% hydrogen
peroxide tooth whitening gel on enamel and dentine microhardness in vitro.
Journal of Dentistry, 2004; 32(1): 27–34.
25) White DJ. , Kozak KM. , Zoladz JR. , Duschner HJ. , Gotz H. , Effects
of tooth-whitening gels on enamel and dentin ultrastructure—a confocal laser
scanning microscopy pilot study. Compendium of Continuing Education in
Dentistry, 2000; 21(29): 29–34.
26) Sulieman M. , Addy M. , Macdonald E. , Rees JS. , The bleaching
depth of a 35% hydrogen peroxide based in-office product: a study in vitro.
Journal of Dentistry, 2005; 33: 33–40.
27) Mello HS. , The mechanism of tetracycline staining in primary and
permanent teeth. Journal of Dentistry for Children, 1967; 34: 478–87.
28) Leonard RH. , Haywood VB. , Caplan DJ. , Tart ND. , Nightguard vital
bleaching of tetracycline-stained teeth: 90 months post treatment. Journal of
Esthetic and Restorative Dentistry, 2003; 15: 142–53.
29) Croll TP. , Tooth bleaching for children and teens: a protocol and
examples. Quintessence Int, 1994; 25(12): 811-7.
30) Donly KJ. , The adolescent patient: special whitening challenges.
Compend Contin Educ Dent, 2003; 24(4A): 390-6.
31) Feinman RA. , et al: Bleaching teeth, Chicago, 1987, Quintessence
32) Haywood VB. , Heymann HO. , Nightguard vital bleaching,
Quintessence Int, 1989; 20: 173.
33) Ağan H. , Irmak Ö. , Kansu G., Dental ağartma teknikleri ve klinik
uygulamalar. Dicle Diş Hekimliği Dergisi, 2010; 11(1): 33-39.
34) Sarrett CD. , Tooth whitening today. The Journal Of The American
Dental Association. Tooth whitening Today, 2002; 133: 1535-1538.
35) Hall DA. , Should etching be performed as a part of a vital bleaching
technique, Quintessence Int, 1991; 22: 679.
36) Summitt JB. , Robbins JW. , Hilton TJ. , Schwartz RS. ,
“Fundamentalis of operative dentistry” a contemporary approach, 2006; S.
447-448.
37) Greenwall L. Bleaching Techniques In Restorative Dentistry 1st ed
London, UK: Martin Dunitz Ltd. , 2001; 24-248.
38) Toh CG. , Clinical evaluation of a dual-activated bleaching system.
Asian J Aesthet Dent, 1993; 1: 65-70.
39) McCloskey RJ. , A technique for removal of fluorosis stains, J Am Dent
Assoc, 1984; 109: 63.
40) Croll TP. , Cavanaugh RR: Enamel color modification by controlled
hydrocloric acid-pumice abrasion: Part 1. technique and examples,
Quintessence Int, 1986; 17:81.
41) Croll TP. , Enamel microabrasion for removal of superficial
dysmineralization and decalcification defects, J Am Dent Assoc, 1990;
120:411.
42) Sagel PA. , Odioso LL. , Mc Millan DA. , Vital tooth whitening with a
novel hydrogen peroxide strip system design, kinetics and clinical response.
Compend Contin Educ Dent, 2000; 21(29): 10-15.
43) Gökay O. , Müjdeci A. , Algın E. , In vitro peroxide penetration into the
pulp chamber from newer bleaching products. Int Endod J, 2005; 38: 516–
520.
44) Ayad F. , Ginger M. , Proskin HM. , Curtis JP. , Santarpia PP. ,
Stewart B. , De Vizio. , Ar. Clinical comparison of the stain removal efficacy
of a novel liquid whitening gel containing 18% carbamide peroxide and a
commercially available whitening dentifrice. Compend Contin Educ Dent,
2002; 23: 18-25.
45) Holmstrup G. , et al: Bleaching of discolorated root- filled teeth, Endod
Dent Traumatol, 1988; 4:197.
46) Keçeci D. , Devital dişlerin intrakoronal agartmasında kullanılan iki
farklı materyalin klinik etkinliginin karşılaştırılması. SDÜ Tip Fak Derg, 2006;
13: 4-8.
47) Settembrini L. , Gultz J. , Kaim J. , Scherer W. , A technique for
bleaching nonvital teeth: inside/outside bleaching. J Am Dent Assoc, 1997;
128: 1283-1284.
48) Nathoo S. , Stewart B. , Petrone ME. , Chaknis P. , Zhang YP. , De
Vizio W. , et al. Comparative clinical investigation of the tooth whitening
efficacy of two tooth whitening gels. Journal of Clinical Dentistry, 2003; 14:
64–9.
49) Sulieman M. , Addy M. , MacDonal E. , Rees JS. , The effect of
hydrogen peroxide concentration on the outcome of tooth whitening: an in
vitro study. Journal of Dentistry, 2004; 32: 295–9.
50) Leonard RH., Sharma A., Haywood VB. , Use of different
concentration of carbamide peroxide for bleaching teeth: an in vitro study.
Quintessence International, 1998; 29: 503–7.
51) Kihn PW. , Barnes DM. , Romberg E. , Peterson K. , A clinical
evaluation of 10 percent vs 15 percent carbamide peroxide tooth-whitening
agents. Journal of the American Dental Association, 2000; 131: 1478–84.
52) Matis BA. , Mousa HN. , Cochran MA. , Eckert GJ. , Clinical evaluation
of bleaching agents of different concentrations. Quintessence International
2000; 31: 303–10.
53) Goldstein RE. , Garber DA. , Complete dental bleaching. Chicago:
Quintessence Publishing Co. ; 1995.
54) Greenwall L. , Bleaching techniques in restorative dentistry—an
illustrated guide. London: Martin Dunitz Ltd. ; 2001.
55) Zach L. , Cohen C. , Pulp response to externally applied heat. Oral
Surgery Oral Medicine Oral Pathology 1965; 19: 515–30.
56) Wetter NU. , Barroso MC. , Pelino JEP. , Dental bleaching efficacy
with diode laser and LED irradiation: an in vitro study. Lasers in Surgery and
Medicine 2004; 35: 254–8.
57) Sulieman M. , An overview of bleaching techniques. 3. Insurgery or
power bleaching. Dental Update 2005; 32: 101–8.
58) Eldeniz AU. , Usumez A. , Usumez S. , Ozturk N. , Pulpal temperature
rise during light-activated bleaching. Journal of Biomedical material Research
Part B Applied Biomaterials 2005; 72B: 254–9.
59) Baik JW. , Rueggeberg FA. , Liewehr FR. , Effect of lightenhanced
bleaching on in vitro surface and intrapulpal temperature rise. Journal of
Esthetic Restorative Dentistry 2001; 13: 370–8.
60) Sun G. , The role of lasers in cosmetic dentistry. Dental Clinics of
North America 2000; 44: 831–50.
61) Smigel I. , Laser tooth whitening. Dentistry Today 1996: 32–6.
Haywood VB. A comparison of at-home and in-office bleaching. Dentistry
Today 2000; 19: 44–53.
62) Luk K. , Tam L. , Hubert M. , Effect of light energy on peroxide tooth
bleaching. Journal of the American Dental Association, 2004; 135: 194–201.
63) Sulieman M. , MacDonald E. , Rees JS. , Addy M. , Comparison of
three in-office bleaching systems based on 35% hydrogen peroxide with
different light activators. American Journal of Dental Research, 2005; 18:
194–6.
64) Tavares M. , Stultz J. , Newman M. , Smith V. , Kent R. , Carpino E. ,
et al. Light augments tooth whitening with peroxide. Journal of the American
Dental Association, 2003; 134: 167–75.
65) Kugel G. , Aboushala A. , Zhou X. , Gerlach RW. , Daily use of
whitening strips on tetracycline-stained teeth: comparative results after 2
months. Compendium of Continuing Education in Dentistry 2002; 23(Suppl.
1A): 29–34.
66) Mahony C. , Barker ML. , Engel TM. , Walden GL. , Peroxide
degradation kinetics of a direct application percarbonate bleaching film.
American Journal of Dentistry 2003; 16(Special Issue) : 9B–11B.
67) Haywood VB. , Current status of nightguard vital bleaching.
Compendium of Continuing Education in Dentistry 2000; 21(Suppl. 28): S10–
7.
68) Gerlach RW. , Zhou X. , Vital bleaching with whitening strips: summary
of clinical research on effectiveness and tolerability. The Journal of
Contemporary Dental Practice 2001; 2: 1–15.
69) Ishikawa-Nagai S. , Terui T. , Ishibashi K. , Weber HP. , Ferguson M.
Prediction of optical efficacy of vital tooth bleachingusing regression analysis.
Color Research and Application, 2004; 29: 390–4.
70) Özel E. , Civelek A. , Dentin Duyarlılığı ve Günümüzdeki Tedavi
Alternatifleri. Akademik Dental Dişhekimliği Dergisi 2004; 6: 31-34.
71) Wattanapayungkul P. , Matis BA. , Cochran MA. , Moore BK. , A
clinical study of the effect of pellicle on the degradation of 10% carbamide
peroxide within the first hour. Quintessence International, 1999; 30: 737–41.
72) Gerlach RW, Sagel PA, Jeffers ME, Zhou X. Effect of peroxide
concentration and brushing on whitening clinical response. Compendium of
Continuing Education in Dentistry, 2002; 23(1A): 16–21.
73) Haywood VB. Nightguard vital bleaching: Current concepts and
research. J Am Dent Assoc 1997; 128: 19-25.
74) Gerlach RW, Gibb RD, Sagel PA. A randomized clinical trial
comparing a novel 5.3% hydrogen peroxide whitening strip to 10%, 15%, and
20% carbamide peroxide tray-based bleaching systems. Compend Contin
Educ Dent 2000; 29: 22-43.
75) Tam L. Effect of potassium nitrate and fluoride on carbamide peroxide
bleaching. Quintessence Int, 2001; 32: 766-770.
76) Özel E, Civelek A. Dentin Duyarlılığı ve Günümüzdeki Tedavi
Alternatifleri. Akademik Dental Dişhekimliği Dergisi 2004; 6: 31-34.
77) Civelek A. , Özel E. , Çıldır ŞK. , Diş Hekimliğinde Topikal Florür
Uygulamaları. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi
2004; 5: 103-109.
78) Martin JH. , Bishop JC. , Guentherman RH. , Dorman HL (1968).
Cellular response of gingiva to prolonged application of dilute hydrogen
peroxide. J Periodontol 39: 208-210.
79) Weitzman SA. , Weitberg AB. , Stossel TP. , Schwartz J. , Shklar G
(1986). Effects of hydrogen peroxide on oral carcinogenesis in hamsters. J
Periodontol 57: 685-688.
80) Leonard RH. , Haywood VB. , Phillips C (1997). Risk factors for
developing tooth sensitivity and gingival irritation associated with nightguard
vital bleaching. Quintessence Int 28: 527-534.
81) Leonard RH Jr. , Bentley C. , Eagle JC. , Garland GE. , Knight MC. ,
Phillips C. , Nightguard vital bleaching: a long-term study on efficacy, shade
retention. side effects, and patients' perceptions. J Esthet Restor Dent 2001;
13: 357-369.
82) Attin R. , Attin T. , Hannig C. , Wiegand A. , Tooth bleaching-effect of
bleaching on restoratif materials and restorations, Crit Rev Oral Biol Med,
2003; 14(4): 292-304.
83) Titley KC. , Torneck CD. , Ruse ND. , The effect of a carbamide-
peroxide gel on the shear bond strength of a microfil resin to bovine enamel.
J Dent Res, 1992; 71: 20-24.
84) Garcia-Godoy F. , Dodge WW. , Donohue M. , O'Quinn JA. ,
Composite resin bond strength after enamel bleaching. Oper Dent, 1993; 18:
144-147.
85) Shannon H. , Spencer P. , Gross K. , Tira D. , Characterization of
enamel exposed to 10% carbamide peroxide bleaching agents.
Quintessence Int 1993; 24: 39-44.
86) Sulieman M. , Addy M. , Macdonald E. , Rees JS. , A safety study in
vitro for the effects of an in-office bleaching system on the integrity of enamel
and dentine. J Dent 2004; 32: 581-590.
87) Bitter NC. , Sanders JL. , The effect of four bleaching agents on the
enamel surface: a scanning electron microscopic study. Quintessence Int
1993; 24: 817-824.
88) Bitter NC. , A scanning electron microscope study of the long-term
effect of bleaching agents on the enamel surface in vivo. Gen Dent 1998; 46:
84-88.
89) Ernst CP. , Marroquin BB. , Willershausen-Zönnchen B. , Effects of
hydrogen peroxide-containing bleaching agents on the morphology of human
enamel. Quintessence Int 1996; 27: 53-56.
90) Rodstein I. , Dankner E. , Goldman A. , Heling I. , Stabholz A. , Zalkind
M. , Histochemical analysis of dental hard tissues following bleaching. J
Endod 1996; 22: 23-25.
91) McCracken MS. , Haywood VB. , Demineralization effects of 10
percent carbamide peroxide. J Dent 1996; 24: 395-398.
92) Royack GA. , Nguyen MP. , Tong DC. , Poot M. , Oda D. , Response
of human oral epithelial cells to oxidative damage and the effect of vitamin E.
Oral Oncol 2000; 36: 37-41.
93) Weitzman SA. , Weitberg AB. , Stossel TP. , Schwartz J. , Shklar G.
Effects of hydrogen peroxide on oral carcinogenesis in hamsters. J
Periodontol, 1986; 57: 685-688.
94) Gomez RS. , De Casto Albuquerque R. , Dutra RA et al. Effects of a
bleaching agent containing 35% carbamide peroxide on the
immunolocalization of cyclin D and p16. J Oral Rehabil 2002; 29: 906-909.
95) Li Y. , Peroxide-containing tooth whiteners: An update on safety.
Compend Cont Educ Dent 2000; 21(Suppl 28): S4-S9.
96) Li Y. , Tooth bleaching using peroxide-containing agents: Current
status of safety issues. Compend Cont Educ Dent 1998; 19: 783-790.
5. ÖZGEÇMİŞ
1986 yılında Elazığ’da doğdum. İlk ve ortaöğrenimimi Burdur’ da
tamamladım. 2005 yılında Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’ ni
kazandım .