Upload
tayfuntuemtuerk
View
341
Download
6
Embed Size (px)
Citation preview
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
1/108
T.C.EGE ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜKLASİK ARKEOLOJ İ ANABİLİM DALI
YUNAN VE ROMA MİMAR İSİNDEK İ YAPI TEKN İKLER İ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Abdullah ÇÖRDÜK
DANIŞMANI : Doç. Dr. Gül GÜRTEK İN DEMİR
İZMİR-2006
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
2/108
Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne sunduğum Yunan ve RomaMimarisindeki Yapı Teknikleri adlı yüksek lisans tezinin taraf ı mdan bilimsel, ahlak venormlara uygun birşekilde hazı rlandı ğ ı nı , tezimde yararlandı ğ ı m kaynaklar ı bibliyografyadave dipnotlarda gösterdiğimi onurumla doğrular ı m.
Abdullah ÇÖRDÜK
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
3/108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
4/108
IV
İÇİNDEK İLER
HÖNSÖZ .......................................................................................................................... HVIHGİR İŞ................................................................................................................................ H7HI. BÖLÜM......................................................................................................................... H8HI.YUNAN UYGARLIĞI .................................................................................................. H9
H1. YAPI MALZEMELER İ............................................................................................ H9H1.1. TAŞ TİPLER İ VE TAŞ OCAKLARI.................................................................... H9
H1.1.1. Mermer.................................................................................................... H10H1.1.2. Kireçtaşı .................................................................................................. H16H1.1.3. Tüf........................................................................................................... H17H1.1.4. Granit ...................................................................................................... H17
H1.2. AHŞAP............................................................................................................ H18H1.3. KERPİÇ .......................................................................................................... H20H1.4. TUĞLA ........................................................................................................... H21H1.5. SAZLIK .......................................................................................................... H21H1.6. ÜST ÖRTÜ.......................................................................................................... H22H1.7. BAĞLAYICI MALZEMELER VE BAĞLANTI ELEMANLARI................ H24
H1.7.1. Harç, Sı va ..................................................................................................... H24H1.7.2. Metal (Kenet)................................................................................................ H25
H2. TAŞIMA TEKNİKLER İ VE YÖNTEMLER İ ....................................................... H26H3. TAŞ İŞÇİLİĞİ VE TEKNİKLER İ ......................................................................... H32H4. DUVAR ÖRME TEKNİKLER İ............................................................................. H37H5. SU TEMİ Nİ ............................................................................................................ H42H6. YOL YAPILARI .................................................................................................... H44H7. YUNANLI MİMARLAR ve ESERLER İ............................................................... H45
HII. BÖLÜM ..................................................................................................................... H51HII. ROMA UYGARLIĞI ................................................................................................ H52
H1. YAPI MALZEMELER İ ........................................................................................ H52H1.1. TAŞ TİPLER İ VE TAŞ OCAKLARI ................................................................ H52
H
1.1.1. Tüf (Tufa )............................................................................................... H
52
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
5/108
V
H1.1.2. Traverten ( Lapis Tiburtinus ).................................................................. H53H1.1.3. Mermer................................................................................................... H54H1.1.4. Granit ..................................................................................................... H55H1.1.5. Kireçtaşı ................................................................................................. H56H1.1.6. Alabaster ................................................................................................ H57H1.1.7. Bazalt ..................................................................................................... H57H1.1.8. Porfir ...................................................................................................... H57
H1.2. ROMA BETONU ............................................................................................... H58H1.3. TUĞLA............................................................................................................... H60H2. TAŞ İŞÇİLİĞİ.................................................................................................... H61H3. TAŞIMA TEKNİKLER İ ....................................................................................... H64H4. DUVAR ÖRME VE KAPLAMA YÖNTEMLER İ............................................... H67H5. SU TEMİ Nİ ........................................................................................................... H73H5.1. SU KEMERLER İ VE KÖPRÜLER................................................................... H76
H5.1.1. Su Kemerleri................................................................................................ H76H5.1.2. Köprüler....................................................................................................... H78
H6. KEMER, TONOZ VE KUBBELER ..................................................................... H81H6.1. Kemer ................................................................................................................. H82H6.2. Tonoz .................................................................................................................. H84H6.3. Kubbe.................................................................................................................. H87H7. ROMA YOLLARI................................................................................................. H87H8. ROMALI MİMARLAR VE ESERLER İ............................................................... H94
HSONUÇ.................................................................................................................. H97HKAYNAKÇA VE KISALTMALAR .................................................................... H99HÖZGEÇMİŞ......................................................................................................... H106HÖZET ................................................................................................................... H107HABSTRACT ........................................................................................................ H108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
6/108
VI
ÖNSÖZ
Dokuz Eylül Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Bölümü'nde lisans bitirme projesiolarak tamamladı ğı m “İzmir'e Suİleten Tarihi Karapı nar Suyolu” başlı klı tez çalı şmamArkeoloji Bilimi'ne olan ilgimin nedenlerinden birisidir. Bununla birlikte, lisans
eğitimim olan İnşaat Mühendisliği'ne de çok da yabancı olmayan, belki de AntikDönem'deki inşaatlar olarak da algı nabilecek, Antik Dönem'deki malzeme ve yapı teknikleri gibi temel konular bu çalı şmanı n temellerini oluşturmuş ve beni buaraştı rmayı yapmama yöneltmiştir.
Bu çalı şmada zaman, kaynak ve maddi-manevi her tür desteği veren danı şmanı mDoç. Dr. Gül Gürtekin Demir'e, tez konumun belirlenmesindeki katk ı lar ı ndan dolayı
Prof. Dr. Tomris Bak ı r'a , bu çalı şma öncesi Klasik Arkeoloji Bölümü'nde yüksek lisansfikrimi destekleyen ve yardı mlar ı nı esirgemeyen Prof. Dr. Güven Bak ı r ve tüm
hocalar ı ma ayr ı ca her zaman yanı mda bulduğum ailem ve tüm arkadaşlar ı ma teşekkürederim.
İzmir 2006 Abdullah ÇÖRDÜK
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
7/108
7
GİR İŞ
Bu çalı şma kapsamı nda, Antik Dönem'de kullanı lan yapı malzemeleri, işçilik veyardı mcı araç gereç ile yapı tipi ve tekniklerinin ana hatlar ı yla incelenmesi
amaçlanmı ştı r.Bibliyografya çalı şması sonucunda, bu kapsam çerçevesinde yayı nlanmı ş olan
kaynaklar taranmı ş ve antik kaynaklarla kar şı laştı rmalar yapı lmı ştı r. İzlenen bu anayöntemin yanı sı ra, antik yerleşimlerde yapı lan gözlemler çalı şmanı n tamamlanması na
katk ı
sağlayan diğer bir unsur olmuştur.Antik Yunan ve Roma Uygarlı klar ı olmak üzere iki ana bölümde incelenmiş
olan yapı teknikleri kendi içlerinde alt bölümlere ayr ı lmı ştı r.Yunan Uygarlı ğı bölümünde başlı ca hammadde olan taşı n ocaklardan elde
edilişi, taşı nması , işlenmesi ele alı nmı ş; diğer yapı malzemeleri ve bağlayı cı laradeğinilmiş ve sonrası nda tüm bunlar ı n yapı ya dahil olma süreçleri ve bu süreçtekullanı lan teknikler detaylandı r ı lmı ştı r.
Roma Uygarlı ğı bölümünde yine aynı yol izlenmiş, Yunan Uygarlı ğı 'ndakullanı lan yöntemlere değinilmiş, ayr ı ca özellikle yeni olan mimari ve teknik gelişmelerüzerinde durulmuştur.
Özellikle duvarlar olmak üzere, büyük bölümü tapı nak ve diğer yapı lar ı n öğeleriüzerinden yürütülen bu çalı şmada, diğer kamusal gereksinimler olan su temini ve yolyapı lar ı da ele alı nmı ş, Yunan ve Roma Dönemleri'nde ayr ı alt başlı klar halindeincelenmiştir.
Kullanı lan yöntemlerin yanı sı ra, vazgeçilmez unsurlar olan yapı araç gereçleri
de örneklendirme ve gerektiğinde resimlerle desteklenmiştir.Yunan ve Roma Uygarlı ğı başlı klar ı altı nda irdelenen bu iki ana bölüm, o
dönemlerde çalı şmı ş olan bazı önemli mimarlar ve yaptı klar ı eserlerin incelenmesiyleson bulmaktadı r.
Çalı şma kapsamı nı n büyüklüğü dolayı sı yla işlenen konu başlı klar ı nda da aşı r ı detaya inilememiş, bazı bölümler daha çok bir önbilgi niteliğinde aktar ı lmı ştı r.Değinilen ve değinilemeyen her malzeme, her işçilik (ahşap işçiliği gibi) veya yöntem
ayr ı bir çalı şma konusu olma niteliğindedir.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
8/108
8
I. BÖLÜM
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
9/108
9
I.YUNAN UYGARLIĞI
1. YAPI MALZEMELER İ
1.1. TA Ş T İ PLER İ VE TA Ş OCAKLARI
Yunan Dünyası ’nı n mermer işçiliği Neolitik Dönem’in ortalar ı nda, küçük boyutluinsan-biçimli mermer figürlerin yapı mı yla başlamı ştı r. Kyklad Adalar ı ’nda Erken BronzÇağı ’na doğru devam eden bu üretim, sahillerdeki mermer çak ı l ve taş parçalar ı nı ntoplanmalar ı ve şekil verilmeleriyle başlamı ş, M.Ö.2700’lerden sonra bronz aletlerletanı şı lması sonucunda, teknik gelişme göstermiş ve büyük taş parçalar ı yla çalı şmakmümkün hale gelmiştir. M.Ö.III. bin yı lı n sonlar ı na gelindiğinde Kyklad Adalar ı ’ndakiüretimin durduğu, fakat taş işçiliğinin Girit’te devam ettiği görülmektedir.F1
Antik Yunan yapı malzemelerinin en önemlilerinden biri olan mermerin bol
miktarda çı kar ı ldı ğı en önemli taş ocaklar ı , Atina yak ı nlar ı ndaki Pentelus ve HymettusDağlar ı F2 ile Paros ve NaxosAdalar ı ’nda bulunmaktadı r. F3 Bu ve diğer önemli ocaklar ı n bulunduğu başlı ca bölgeler aşağı da özetlenmektedir :
Attika Bölgesi: Atina’nı n kuzeyindeki Pentelus ve Hymettus Dağlar ı en ünlümermer ocaklar ı nı n bulunduğu yerlerdir. Pentelikon mermeriF4 daha sonra ünlü Elginmermeri olarak anı lan mermerlerin yapı mı nda kullanı lmı ştı r. Hymettus Dağı ’ndançı kar ı lan mermer ise Hymettian adı yla anı lmı ş olup, mavi-gri damarlar ı yla ünlüdür.
1 Waelkens 1992,7.2 Plommer 1956, 303.3
Fletcher 1961, 90.4 Plommer 1956, 303.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
10/108
10
Kyklad Adalar ı : Paros Adası ’ndaki başlı ca ocak Parpessa Dağı ’ndadı r. NaxosAdası ’ndaki antik ocağı n adı bilinmekte olup Apollon’dur F5. Bu bölgedeki diğer bir ocakise diğer ikisi kadar önemli olmasa da Tinos Adası ’nda bulunmaktadı r.
Kavala Bölgesi: Bu bölgedeki en önemli ocak Thassos Adası ’ndadı r. Adadan
çı kar ı lan mermer özellikle beyazlı ğı yla ünlüdür.
Çok farklı tip ve yoğunlukta mermer ocaklar ı nı n bulunduğu diğer bölgeler ise;Epirus, Korinth, Peleponnessos’da Lakonia, Olympia ve Tainaro Burnu, Euboea’da
Karystos ve Eretria, Skyros Adası , Korkyra Adası , Lesbos Adası , Chios Adası , Rhodos
Adası ve Agrilesa Vadisi’dir. Bunlardan başka Anadolu’da; Lydia Bölgesi’nde bulunanSardis yak ı nlar ı ndaki Tmolos (Bozdağ) F6, Ephesos (Kuşini), Prokonnesos (MarmaraAdası ), DokimeionF7 (İscehisar), Herakleia (Kapı k ı r ı ), Aphrodisias (Babadağ-Karacasu-Geyre-Aydı n), Aizonai (Altı ntaş) ve Teos (Seferihisar) önemli mermer ocaklar ı arası ndasayı labilir.F8
Ocaklardan çı kar ı lan mermerlerin özellikleri sonraki bölümde işlenecek olup,kireçtaşı ocaklar ı na “Kireçtaşı ” başlı ğı altı nda değinilecektir.
1.1.1. Mermer
PENTELİKON MERMER İ: Pentelikon mermeri, Atina ve diğer Yunanmerkezlerindeki başta Parthenon, Erectheum, Akropolis Propylaea, Theseum, OlympiaZeus olmak üzere, çeşitli diğer tapı nak ve anı tlar ı n yapı mı nda kullanı lmı ştı r. F9 Bugün
bile, antik ocaklarla aynı bölgede bulunan, 700 m. yüksekteki taş ocağı halaçalı şmaktadı r. Yunanistan’ı n yeraltı ndaki bir ocaktan çı kardı ğı ilk mermerdir. BugünDionysos mermeri olarak adlandı r ı lmaktadı r. Antik dönemde saf beyaz ve lekesizF10
olarak çı kar ı lan bu mermer, günümüzde biraz grileşmiş durumdadı r. Dı ş mekanlar ve
5 MacKendrick 1962, 160.6 http://www.ancientroute.com7 Adam 1994, 31.8 Bingöl 2004, 22.9
Crouch 1985, 61,63,64.10 Coulton 1977, 55.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
11/108
11
heykeltı raşlı k için çok uygun olan bu malzeme, yaygı n olarak mimari ve dekoratifamaçlı kullanı lmı ştı r. F11
ERETRIA KIRMIZISI: İsmini antik Eretria kentinden alı r. Antik taş ocağı kentin3 km kuzeyinde bulunmaktadı r. Bu malzeme Arkaik Dönem’den Bizans’a kadar tapı nak
ve diğer yapı larda yaygı n olarak kullanı lmı ştı r. Bu mermer yoğun tanecikli bir kütleyeve k ı r ı lmaya kar şı yüksek bir dayanı klı lı ğa sahiptir. Mükemmel sertliği sayesinde perdahlanması kolaydı r. Kahverengi-k ı rmı zı , pembe, beyaz ve yeşil-kül rengiçeşitlerinde gölgeli yüzeylere sahiptir. Beyaz ve kül rengi alanlı damarlı formlar, ton ve
oran olarak değişik varyasyonlara sahiptir. Canlı
renklerin güzel görüntüsü ve farklı
dizayn kombinasyonlar ı ndan dolayı iç mekanlar ı n dekorasyonunda kullanı lmı ştı r.Bununla birlikte, düşük miktarlarda çı kar ı lmı ştı r.
NAXOS MERMER İ: Antik Çağda bu mermer Apollon adlı taş ocağı ndançı kartı lmı ştı r. F12 O dönemdeki girişimcilere ait işaretlere göre, bu mermer beyaz ve açı kkül rengi gölgelidir. Kül rengi zerrecikler bazen tüm yüzeye dağı lmakta ve koyu bölgeli,damarlı bir görüntü oluşturmaktadı r. Bugün bu mermer çı kar ı lmasa da, farklı bir türü
olan yar ı -beyaz Naxos Kristali adanı n merkezinde çı kar ı lmaktadı r.PAROS MERMER İ F13: Paros yüzeyinde çı kar ı lan düşük kaliteli bu mermer, griye
yak ı n renklidir ve kullanı mı sı nı rlı dı r. Hatta çak ı l olarak bile kullanı lmı ştı r. Delphi’de bulunmuş olan ve M.Ö.615-590’lara tarihlenen arkaik Kleobis Heykeli, ParosMermeri’nin K ı ta Yunanistan’da ortaya çı kar ı lmı ş en eski ve en büyük örneğidir. F14
EPİRUS PEMBESİ: Antik Dönem’de Epirus’da çı kar ı lmı ştı r. Bu taş,yoğunkireçtaşı karakterli olup, sar ı msı renkli, açı k pembe gölgeli, k ı rmı zı damarlı , gri renkte
alı şı lmamı ş hatlar ı olan bir malzemedir. Çok güzel olan bu malzeme genellikle dekoratifamaçlı , örneğin Atina ve Tatoi’daki kral saraylar ı nı n banyolar ı nı n yapı mı ndakullanı lmı ştı r. Güzel olmakla birlikte üretimi zordur, çı kar ı lma esnası nda büyükzayiatlar verilmektedir.
11 Matthews12 MacKendrick 1962, 160.13
Fant 1992, 117.14 MacKendrick 1962, 166,167.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
12/108
12
THASSOS MERMER İ: Bu mermer, M.Ö.24’de büyük bir deniz seferindenThassos Adası ’na dönen Fenikeliler taraf ı ndan keşfedilmiştir. Başlı ca Yunan ve Romadönemleri olmak üzere Bizans Çağı ’nda da işletilmiştir. Thassos Mermeri F15 hakk ı ndaantik kaynaklarda, bu mermerin özellikle dönemin aristokratlar ı nı n evlerini dekore ettiğive zenginliğin bir göstergesi olduğu hakk ı nda çeşitli kayı tlar bulunmaktadı r. Thassos beyaz mermeri küçük kristallerden oluşmaktadı r, parlaklı ğı nı n ve canlı gibigörünmesinin nedeni budur. Thassos beyazı tüm mermerler içinde, 2850 kg/m3 gibi en
büyük yoğunluğa sahiptir. İç ve dı ş mekanlarda kullanı mı uygundur. F16
SKYROS MERMER İ F
17
: Adı
nı
Antik Çağ’da, çı
kar ı
ldı
ğı
Skyros Adası
’ndanalmı ştı r. Farklı çeşitleri bulunmaktadı r:
Skyros Alfa Di Grecia : Sağlam yapı lı , orta sertlikte, homojen bir kayaçtı r. Beyaz fonunüzerinde renkli damarlar mevcuttur.
Skyros Grec Chiaro : Beyaz fon üzerine parlak renkli damarlar ı olan bir mermerdir. %98CaCO3, biraz silikon, az demir ve çok az da manganez ihtiva eder.İçerdiği hematit(kantaşı ) damarlar ı nı n rengini, magnetit parçalar ı da metalik görüntüsünü kazandı r ı r
(Seravessa, Carrara, Versilia kayaçlar ı nda olduğu gibi). Bu mermer iç mekanlarda veçevresel faktörlerin etkilemediği sütun ve kemer yapı mı nda elverişlidir. Homojen veyoğun bir kayadı r. K ı rmı zı fon üzerinde sar ı damarlar ı vardı r. Etkileyici renk tonunasahip bu mermerin k ı rmı zı rengi, hematit ve manganez içermesinden
kaynaklanmaktadı r. Manganezin silikat bileşikleri de menek şe rengi tonlar ı nı noluşması na neden olmaktadı r. Damarlar ı nı n sar ı renginin kaynağı ise içerdiğilimonittir. F18
KARYSTOS CIPOLLINO’SU F19: Damarlar ı nı n özel biçimlerinden dolayı Yunanistan mermerlerinin en ünlülerinden biridir. Antik dönemlerde bu taş ‘KarystiaLithos veya Karystio Marmaro’ olarak ünlüdür. Euboea’nı n güneyinde Karystos
yak ı nı nda çı kar ı ldı ğı için Romalı lar ‘Marmo Carystium’ demektedirler. Antik cipollino
15 Adam 1994, 21.16 Matthews17 Fant 1992, 117.18
Matthews19 Adam 1994, 21.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
13/108
13
açı k yeşil renkli F20, koyu yeşil damarlı olup, beyaz kristalli yapı sı , mika ve talk rengiiçermesi onun karakteristik özelliğidir. Beyaz ve k ı rmı zı olanlara da sı krastlanı lmaktadı r. Yüksek kaliteli olan bu taş pahalı olduğu için lüks yapı lardakullanı lmaktadı r. Şist (yaprak kayaç) karakteri içermesi onu kolay k ı r ı labiliryaptı ğı ndan, yapı malzemesi olarak pek elverişli değildir. Bu tip mermerler yaygı nolarak dikdörtgen bloklar halinde kullanı lmı ştı r. Antik taş ocaklar ı ndaki işaretlisütunlardan anladı ğı mı z kadar ı yla, bazen de büyük ebatlarda hem iç, hem de dı ş alanlarda kullanı lmı ştı r. F21
İMMİTOS MERMER İ: Antik dönemlerde basit anı
tlar için kullanı
lmı
ş olan bumermer, yaygı n olarak büyük bloklar halinde çı kar ı lmı ş ve Roma’ya sevk edilmiştir.Romalı lar ı n ithal ettikleri ilk mermer türüdür. O zamanlarda başlı ca, İmmitos Dağı ’nı neteklerinden, kuzeydoğu yamacı ndan çı kar ı lmı ştı r. Bu mermer, yoğun ve büyük kristalliyapı dadı r. İnce pürüzlü yüzeyi, yoğun kalsit izlenimi verir. Yapı sı dolayı sı yla ayr ı casaydam görüntüsü vardı r. Kül rengi fondaki damarlardan daha açı k renktedir ve bu renk
özündeki karbon ve demir bileşiklerinden ileri gelmektedir. Çeşitli gri ve siyah renktekitipleri parçalandı ğı nda, zift kokusu açı ğa çı kar. Bu kokunun da sebebi yapı sı ndakiorganik maddelerin fazlalı ğı dı r. F22
AGR İLESA MERMER İ: Attika’nı n güneyindeki Lavreotiki mermeridir. SounionBurnu’nun yaklaşı k 4 km kuzeyindeki Agrilesa Vadisi’nden çı kar ı lmı ştı r. Sounion’dakiPoseidon ve Athena tapı naklar ı nı n yapı mı nda kullanı lmı ştı r. Beyaz F23 ve ince-pürüzlüolan bu mermerin, bazen açı k kül rengi tonda olanlar ı da vardı r. Gri gölgeler,
yapı sı ndaki karbonun artması ndan ve kalsitinşeffaflı ğı ndan kaynaklanmaktadı r.
KORFU MERMER İ: Antik Dönem’de Korfu’da çı kar ı lmı ş olan mermer türüdür.Orta derecede pürüzlülüğe sahip ve yoğun bir yapı da olup, kül-beyaz renktedir. Ortasertlikteki yapı sı dolayı sı yla bası nca dayanı klı lı ğı azdı r.
LAKONİA MERMER İ: Peloponnessos’un güneydoğusundaki Lakonia bölgesinden çı kar ı lmı ştı r. Orta derecede pürüzlü ve yoğundur. Bası nca dayanı mı
20 Bortolaso, Appolonia 1992,130.21 Matthews22
Tomaras23 Forbes 1993b, 142.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
14/108
14
oldukça düşüktür. Gri-beyazdı r ve çeşitli düzgün şekilli açı k renkli damarlar ı vardı r.Oldukça zayı f kalitede olması dolayı sı yla sadece iç mekanlarda kullanı lmı ştı r. F24
KORINTH MERMER İ: Korinth bölgesinden çı kar ı lmı ştı r. Cilalı yüzeyinde açı krenkli, dairesel damarlar görülebilir. Bu damarlar ı n bazen çok farklı -keskin renklerde
oluşu, ona bir leopar-kaplan derisi görünümü kazandı r ı r. Mükemmel cilalı olması narağmen, ayr ı ca delikli yüzeyi onun sadece iç mekanlarda kullanı lması na elverişliolmuştur.
OLYMPIA MERMER İ: Romalı lar taraf ı ndan, ince ve hafif yapı sı ndan dolayı ,
tüfle paralellik kurularak “marmor porinum (sünger)” denmiştir. Bu düşünce tam olarakdoğruyu yansı tmamaktadı r. Çünkü bu mermer, çok yoğun ve rijittir. Çok aranankalitede olmaması na rağmen daha çok heykeltı raşlı kta kullanı lmı ştı r. Mermerinüretildiği yer, Peloponnessos Olympia yak ı nı dı r. Olympia Zeus Tapı nağı ’nı n,Persepolis’deki Darius Mezar ı ’nı n ve Belvedere Heykeli’nin yapı mı nda kullanı lmı ştı r.
LESBOS MERMER İ: Doğu Ege Denizi’ndeki Lesbos Adası ’ndan F25 çı kar ı lmı ştı r.Büyük kristalli, sağlam bir yapı sı vardı r. Beyaz renkli, sar ı damarlı F26 olup Thassos
beyaz mermerinden daha derin bir renk karakteristiğine sahiptir. Rengi insan cildiniandı rdı ğı için daha çok heykeltı raşlı kta kullanı lmı ştı r.
TAINARO F27 SİYAHI: Güney Peloponnessos’ daki Tainaro Burnu’ndançı kar ı lmı ştı r. Bazı antik yazarlar “melan mermeri” (siyah renkli) olarak anmı şlardı r,ancak çı kar ı lması hakk ı nda bir bilgi yoktur. Bütün Tainaro Burnu’nun da inceleme
yapan çağdaş araştı rmacı lar antik kaynağı n tam yerini bulamamı şlardı r. Tainaro BurnuYar ı madası çoğunlukla kül rengi beyaz mermerden ibarettir, antik siyah mermere dair
bir iz yoktur. Her ne olursa olsun, bu mermerin çok güzel ve lüks olduğu dikkatealı nmalı dı r. İnce pürüzlü ve yoğun yapı lı olan bu mermer, koyu siyah renkli olup, bazençok ince beyaz damarlara sahiptir (Bu mermere örnek olarak; Roma Capitol’deki
Regina Coeli Kilisesi’nin iki sütunu gösterilebilir).
24 Tomaras25 Adam 1994, 21.26
Fant 1992,115. ; Adam 1994,21.27 Bortolaso, Appolonia 1992,130.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
15/108
15
KHİOS SİYAHI: Doğu Ege Denizi’ndeki Khios Adası ’ndan çı kar ı lmı ştı r. Dahasonralar ı yanlı ş bir biçimde Africano F28 (marmo africano antico) olarak anı lmı ştı r.Plinius’a (M.S.1.yy) göre, bu mermer siyah olup değişik tonda benekleri vardı . Yoğunve sert bir yapı sı olan bu mermerde hiç damar bulunmuyordu. O yı llarda sistematik bir
biçimde çı kar ı lan bu mermerin üretimi yı llı k binlerce tonu buluyordu. Khios’un ünlü
siyah duvarlar ı nı n yapı mı nda bu malzeme kullanı lmı ştı r. Bu adada çı kar ı lan mermerindiğer tipleri de;Grigio Africanato olarak anı lan külrengi benekli veVerde Africanato olarak anı lan yeşil benekli F29 ve yeşil-mavi F30renkli mermerlerdir.
KHİOS KIRMIZISI: Antik dönemde bu mermer yüksek kalitede ve büyükkayaçlar halinde çı kar ı lmı ştı r. Paolo Silenzario bu mermerin k ı rmı zı ile beyazı n birkar ı şı mı olduğunu, k ı rmı zı fonun üzerinde beyaz damarlar veya siyah çizgiler bulunmadı ğı nı söylemektedir. F31 Bu mermerden sayı sı z gri-beyaz renkte parçalarüretilmiştir. Fondaki k ı rmı zı renk aslı nda bir yapı ştı r ı cı maddeden kaynaklanmaktadı r.
RHODOS MERMER İ: Güneydoğu Ege Denizi’ndeki Rhodos Adası ’ndançı kar ı lmı ştı r. Plinius yoğun ve dayanı klı yapı da, siyah fonlu ve altı n renkli damarlar
içerdiğini aktar ı r. Rhodos mermeri, süs elemanlar ı olarak kapı larda, pencerelerde veRhodosŞövalye Sarayı ’nı n sütunlar ı nı n yapı mı nda kullanı lmı ştı r. F32
TMOLOS (BOZDAĞ) MERMER İ: Anadolu’da Sardis yak ı nlar ı ndaki Tmolos F33 (Bozdağ)’dan çı kar ı lmı ş olan bu mermer kaba kristalli ve açı k beyaz renklidir. Bazengri bandlara sahip olan , düşük dolomit oranlı bu yerel taş Ephesos ArtemisTapı nağı ’nı n yapı mı nda kullanı lmı ştı r.
28 Fant 1992, 116.29 Tomaras30 Adam 1994,21.31 Tomaras32
ibid33 http://www.ancientroute.com
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
16/108
16
1.1.2. Kireçta ş ı
Kireçtaşı Yunan ve Roma’da hem heykeltı raşlı kta hem de mimaride önemli birmalzemedir. Özellikle sur inşası nda en çok kullanı lan malzeme kireçtaşı dı r. F34Korinth,Olympia ve Epidauros gibi arkeolojik bölgelerdeki yaygı n kullanı mı yanı nda
Parthenon’da da önemli bir malzeme olarak kar şı mı za çı kmaktadı r. Plinius veTheophratus, gözenekli ( poros veya porolithos ) F35 olan bu taşı n ünlü Paros mermerindendaha hafif olduğunu ve göze daha hoş göründüğünü belirtmektedirler.
En önemli kireçtaşı ocaklar ı Peleponnessos’daki Neapolis ve Korinth’de bulunmaktadı r. Yaklaşı k 1 km²’lik bir alanı kaplayan Neapolis taş ocaklar ı birbirine bağlanmı ş olup Ege Denizi ve modern Neapolis’e çok yak ı ndı r.
Korinth arkeolojik alanı na çok yak ı n olan kireçtaşı ocaklar ı ise aynı şekilde 1km²’lik bir alana dağı lmı ştı r. Arkaik Apollon Tapı nağı ’nı n tek parça kolonlar ı bu bölgeden çı kar ı lan kireçtaşı ndan yapı lmı ştı r. Görünüşe göre bu ocaklar farklı ikizamanda çalı ştı r ı lmı ştı r. Arkaik Apollon Tapı nağı ’nı n tek parça kolonlar ı M.Ö.6. yy.’ı n
ortalar ı na tarihlenmektedir. Ocaklardan standart bloklar elde edilmesi ise olası lı klaRomalı lar zamanı nda M.S.1. yy.’da gerçekleşmiştir. F36
Diğer bir kireçtaşı ocağı ise, Delphi’deki antik yapı lar ı n çoğunda kullanı lmı ş olan taşlar ı n çı kar ı ldı ğı , griden gri-beyaz tonlara kadar sağlam kireçtaşı elde edilmiş olan Delphi’nin 5 km güneybatı sı ndaki Profitis Elias ‘dı r. Parnassus Dağı ’nı n F37 güney batı yamacı nda yer alan bu ocak M.Ö.4. yy’dan önce aktif hale gelmiştir. DelphiStadium’unun yeniden inşası nda aynı taştan yararlanı ldı ğı göz önüne alı ndı ğı nda,
M.S.2.yy’a kadar aktif olduğu anlaşı lmaktadı r. Ocaktan elde edilen kireçtaşı nı nkullanı ldı ğı yapı lara örnek olarak, Apollon ve Athena Tapı naklar ı , Thebes HazineBinası sayı labilir. F38
34 Akarca 1972, 110.35 Waelkens 1992, 10.36 Wenner, Herz 1992,199-200.37
MacKendrick 1962, 165.38 Papageorgakis,Kolaiti 1992,37.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
17/108
17
Kudüs'teki taş ocaklar ı ndan değişik çeşitlilikte elde edilen kireçtaşlar ı nı n birçeşidi sert ve pembe renkli iken, diğer biri ise daha yumuşak olup koyu sar ı renktedir. F39 Baelbek'de ise orijinal rengi fildişi olan kireçtaşı çı kar ı lmaktadı r. F40
Bu merkezlerden başka Thespiae ve Piraeus da kireçtaşı çı kar ı lan diğeryerlerdir. F41
1.1.3. Tüf
Tüf özellikle İtalya sahillerinde bulunan bir malzeme olduğundan dolayı , K ı taYunanistan veya Küçük Asya’da kireçtaşı veya mermer gibi çok kullanı lan bir malzemedeğildir. İlk meydana çı ktı ğı nda oldukça yumuşak, kaba ve pürüzlüdür. Bir kez kesilirve hava alması na olanak verilirse sertleşmektedir. Farklı bölgelerde, biraz farklı yapı vegri, siyah, kahverengi gibi renklere sahiptir (gri,kahverengi,siyah gibi). Samothrake ve
Selinus sur duvarlar ı nda kullanı lmı ştı r F42, yaygı n kullanı mı ise Roma Dönemi’nde
görülmektedir.
1.1.4. Granit
Mermer, kireçtaşı ve tüf yanı sı ra antik çağlarda kullanı lan granit, Mezopotamyave Yunanlı lar taraf ı ndan, anı tsal veya sanatsal yapı lar ı nda tercih edilmemiştir. Bununsebebi büyük olası lı kla çok sert olan bu kaya çeşidinin büyük bloklar halinde çı kar ı lı pişlenmesi için gerekli olan teknolojinin bulunmaması dı r. Latmos Herakleia’sı , Alinda,Alabanda ve Neandria ‘daki sur duvarlar ı nda granite rastlamak mümkündür.F43Roma
Dönemi’ne doğru bu taşı n kullanı mı nı n arttı ğı gözlenmektedir. F44Mı sı rlı lar granitin
39 Fyfe 1936, 118.40 ibid ., 119.41 Wenner,Herz 1992,201.42 Akarca 1972, 110.43
ibid ., 110.44 Coulton 1977,140.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
18/108
18
Sienit ve Diorit adı verilen iki çeşidini kullanı rken, Romalı lar ise bunlar ı n yanı nda farklı granit çeşitleri işlemişlerdir. F45
1.2. AH Ş AP
Yunan mimarlı ğı nı n önemli bir yapı malzemesi olan ahşap, özellikle çatı kirişleri ve destekleme elemanı olarak kar şı mı za çı kmaktadı r. Erken tapı naklarda isekolonlar ı n da ahşaptan yapı ldı ğı görülmektedir. Yunan mimarisinde ahşap kolonkullanı mı na yönelik en önemli veri, Roma Dönemi’ne kadar hayatta kalmayı
başarabilmiş, Olympia Hera Tapı nağı ’na ait bir adet ahşap kolondur. Sadece bu örnekdahi M.Ö.7. yy. tapı naklar ı nı n büyüklüğüne dair iyi bir kanı ttı r. Pausanias tapı nağı nönceleri tamamen ahşap olan kolonlar ı n, değişik çapta taş kolonlar ile değiştirildiğini belirtmektedir. F46
Yunanlı lar, farklı ahşap türlerinin hangi amaçla kullanı lacaklar ı nı iyi
biliyorlardı
. Bu konudaki ana kaynağı
mı
z MÖ.4.yy doğa filozofu olanTheophratus ’un bitkiler üzerine olan çalı şması dı r. F47 Bu kaynaktan yola çı karak ağaç türlerinin kullanı malanlar ı nı aşağı daki gibi özetlemek mümkündür:
a) Meşe: Kolon, kereste, tavan, iskele, temel, çatı iskeleti yapı mı ndakullanı lmı ştı r. Dokusu gözenekli ve gevşek olmadı ğı için neme kar şı uzun yı llardayanı klı dı r. Tam tersi olarak nem olmayan yerlerde eğilir ve yapı da çatlaklara yol açar.Bu nedenle özellikle temeller için elverişli bir malzemedir. F48 Vitruvius, k ı ş meşesi diye
tanı mladı ğı diğer bir türün, nem almayan yerlerde çok kullanı şlı olduğunu belirtir.Ayr ı ca Türkiye meşesinden, içinde fazla nem bar ı ndı rdı ğı ndan kolaycaçürüyebildiğinden bahseder.
45 Galetti,Lazzarini,Maggetti 1992, 167.46 Crouch 1985,56-57.47
www.vitruvius.be ; www.mlahanas.de48 Vitruvius, II, IX.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
19/108
19
b) Köknar : Kolon, kereste ve tavan yapı mı nda kullanı lmı ştı r. Doğal dokusu sertolduğundan dirençli bir malzemedir ve yük altı nda kolay deforme olmaz. Ancak,çürümenin hı zlı gelişmesi ve ateşe kar şı dayanı ksı z oluşu dezavantajı dı r. F49
c) Asma: Kolon ve çatı iskeleti yapı mı nda kullanı lmı ş olup Vitruvius bahsetmemiştir.
d) Çam: Kereste yapı mı nda kullanı lmı ştı r. Vitruvius, çamı n bünyesindekinemden dolayı çabuk eğrildiğini fakat çürümeden uzun süre dayanabildiğini belirtir.Karaçamı n F50 ise özü acı olduğundan kurtçuklardan korunduğunu ve başka bir odunla
tutuşturulmadı ğı sürece yanmayacağı nı ifade etmiştir. F51
e) Sedir: Kereste, tavan, çatı iskeleti yapı mı nda kullanı lmı ştı r. Vitruvius buağacı n ölümsüz olduğunu ve Ephesos’takiler başta olmak üzere daha birçok ünlüyapı nı n tavanı nı n bu ağaçtan yapı ldı ğı nı söylemektedir. F52
f) Servi: Kereste, tavan, çatı iskeleti yapı mı nda kullanı lmı ştı r, çama benzerözelliklere sahiptir.
g) Ceviz: Kereste, tavan, temel yapı
mı
ve iskeleti yapı
mı
nda kullanı
lmı
ştı
r.h) Zeytin: Küçük boyutlu kereste yapı mı nda kullanı lmı ştı r.
i) Palmiye: Kereste ve çatı iskeleti yapı mı nda kullanı lmı ştı r.
k) Akasya: Kereste yapı mı nda kullanı lmı ştı r.
l) Kayı n: Kereste ve iskele yapı mı nda kullanı lmı ştı r. Vitruvius, kayı nı n seyrekdokusundan dolayı nemli yerlerde kolayca çürüdüğünü belirtir.
m) Ihlamur : Tavan, çatı iskeleti ve iskele yapı mı nda kullanı lmı ştı r. Sertolmayan, göreceli olarak hafif bir yapı da olan bu ağacı n eğrilmezliğinden bahsedenVitruvius,aynı özelliklere sahip olan beyaz, kara kavak ve söğütün de gevşek dokular ı sayesinde parlak bir renge sahip ve oymacı lı k için elverişli olduklar ı nı belirtmektedir.
n) Dişbudak : Çatı iskeleti yapı mı nda kullanı lmı ştı r.
49 ibid. , II, IX.50 Thorpe 2002,108.51
Vitruvius II, IX.52 ibid.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
20/108
20
o) Karaağaç: Tavan, çatı iskeleti ve iskele yapı mı nda kullanı lmı ştı r. Vitruviusdiş budak ile karaağacı n sağlam olduklar ı nı fakat içlerindeki nemden dolayı hemeneğildiklerini söyler. Ancak zamanla kuruduklar ı taktirde sertleştiklerini ve özellikleyapı lar ı n birleşim yerlerinde kullanı lan ahşap çivilerin imalatı için iyi bir malzemeolduklar ı nı belirtmektedir. F53
1.3. KERP İ Ç
İlk çağlardan itibaren bir yapı malzemesi olarak kar şı mı za çı kan kerpiç, çamurveya kilin saman veya ot ile kar ı ştı r ı lması yla elde edilirdi.İçine saman katı lmı ş toprakdövülür, su ile kar ı ştı r ı lı r, kalı plara dökülerek güneşte kurutulurdu. Antik Yunan’daM.Ö.8. yy’a kadar çok belirgin farklar ı olmayan ev ve tapı nak yapı lar ı nı n F54 her ikisinin
de duvarlar ı kerpiçten imal edilirdi. Sur duvarlar ı nda da kullanı lan iki malzemeden biri
olan kerpiç (diğeri taş) yağmur ve selden çabuk etkilendiği için taş temel ve kaideler
üzerine oturtulur ve sı vanı rdı . Kerpiç sur duvarlar ı nı n önemli bir özelliği olarakVitruvius, kerpicin gülle ve darbelere kar şı çok dayanı klı olduğunu belirtmektedir. F55
Sonralar ı f ı r ı nlanmı ş tuğla veya taş malzemeler yaygı nlaşı rken, bir yandan daahşap ile birlikte çok önemli bir yapı malzemesi olan kerpiç F56 kullanı mı devam etmiş vegünümüze kadar varlı ğı nı sürdürmüştür. Bölüm I.1.4'de tuğla başlı ğı altı nda kerpiç(güneşte kurutulmuş tuğla) imalatı nı n ayr ı ntı lar ı na değinilecektir.
53 ibid ., II, IX.54 Whycerley 1993,164.55
Akarca 1972,107.56 Adam 1994, 58-62.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
21/108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
22/108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
23/108
23
(a) (b)
(c)
Resim 1 : (a) Erken çatı kiremidi (VII.yy’ı n ilk yarı sı , Isthmia Poseidon Tapı nağı )
(b) Korinth tipi (Thermon Apollon Tapı nağı , M.Ö.630)
(c) Lakonia Kiremidi (Olympia Hera Tapı nağı , M.Ö.590) F66
Çatı kiremidinin de üretimi tuğlaya benzemekte olup, tek fark ı tuğlanı n kalı ptan
çı kartı lı p güneşte kurumaya bı rak ı lı rken, kiremidin f ı r ı nda pişirilmesidir. S-biçimli ve
büyük çatı kiremitleri nadir bulunmaktadı r. Küçük, düz yüzeyli kilden yapı lmı ş olan
kiremitlere erken Helladic ve Myken dönemlerinde rastlanmakta, ancak çatı lar genelde
düz ve sı vanmı ş yada eğimli olup sazla örtülmüştür. F67
Pişmiş toprak malzeme yapı larda çatı örtü malzemesi ve tuğladan başka mimari
süsleme elemanı olarak da kullanı lmı ştı r.
66
ibid .,34.67 Winter 1993, 8-11.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
24/108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
25/108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
26/108
26
Kenetler malzemeyi yatayda birbirine bağlarken, düşeyde ise yine metal olan kavilyalar
kullanı lmaktadı r.
Metal kullanı mı kenet dı şı nda musluklarda kar şı mı za çı kmaktadı r. Bronz
musluklar ı n yapı sal olmasa da işlevsel özelliğiyle bir yapı malzemesi olarak
değerlendirilmesi mümkündür.
Bronz ayr ı ca bir kaplama malzemesi olarak Palymra Bel Tapı nağı 'nı n
sütunlar ı nda kullanı lmı ştı r. F81
Resim 2 : Kenet Tipleri. Soldan sağa; k ı rlang ı ç kuyruğu, Z, çift, geniş ve dar U. F82
2. TAŞ IMA TEKN İ KLER İ VE YÖNTEMLER İ
Yunan yapı stilinde destekleyici yapı malzemeleri başar ı yla kullanı lmı ş ve inşaat
sahalar ı na ulaştı r ı lmı ştı r. Taşlar ı çı karmak ve taşı mak için ustaca metotlar
tasarlamı şlardı r. Bir Yunan taş ocağı nda taşlar üç safhada kesilirdi. Taşı n altı açı lan
deliklerle gevşetilir ve bu deliklere ahşap yerleştirilirdi. Daha sonra ahşap, suyla iyice
81
Fyfe 1936, 130.82 Bingöl 2004, 130, 131.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
27/108
27
ı slatı lı rdı . Su ahşabı n genleşmesine sebep olur ve kaya alt taraftan k ı r ı lı rdı . Kaya
yatağı nda serbest kalı r ve taşı maya hazı r olurdu. F83
Taşı mayı yatay ve düşey taşı ma olarak ikiye ayı rmak mümkündür. Yunanlı lar
yatay taşı ma için, dört tekerlekli öküzlerin çektiği yük arabalar ı nı tercih ediyorlardı . Bu
tarz normal bir yük arabası büyük bloklar söz konusu olduğunda, yol yüzeyi büyük
bası nçlara maruz kalı yordu. Bir araba altı veya sekiz tekerlekli olunca, yük her bir
dingile dağı lı yor ve bu dezavantaj ortadan kalk ı yordu. Bazen de büyük k ı zaklar
kullanı lı yordu. M.Ö. IV. yy’da Eleusis’de daha başka özel taşı tlar ı n kullanı ldı ğı
görülmektedir, ancak nası
l bir forma sahip olduğu bilinmemektedir. F
84
Resim 3 : Pentelikon mermer ocağı ndan bir ta ş bloğun indirilmesinin canlandı r ı lması . F85
Özellikle küçük bloklar için kullanı lan k ı zaklar önceleri halatlar yardı mı yla yol
yüzeyine sürtünerek çekilirken, daha sonra k ı zaklar ı n altı na kütükler konmuş ve
kütükler üzerinde hareket eden k ı zağı n yol ile sürtünmesi engellenmiştir. F86 Küçük
83 Naumann 1975, 41.84 Coulton 1977,141.85
Adam 1994,27.86 Bingöl 2004, 43,44.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
28/108
28
bloklar için taşı ma, yükseltme, kaydı rma veya döndürme gibi gereksinimlerde en çok
kullanı lan aletlerin başı nda kaldı raç gelmektedir. Kaldı raç ile yapı lan her hamle
sonucunda alta yerleştirilen ahşaplarla taşı n istenilen seviyeye yükseltilmesi mümkün
olmaktadı r. Kaldı raç benzeri bir görev gören beşik ile de aynı işlemleri yapmak
mümkündü. Taş beşiğin üzerine konuyor ve iki kişi taraf ı ndan sallanı yordu. Beşiğin her
hareketi sonrası nda altı na konulan ahşaplarla, kaldı raçta olduğu gibi, malzeme
yükseltiliyordu F87 (bkz.res.3).
(a) (b)
Resim 4: (a) Küçük blokları n taşı nması ve yükseltilmesi esnası nda kullan ı lan k ı zak
(b) Beşik F88
Fakat ünlü Yunan yapı lar ı nda genellikle büyük bloklar kullanı lı yordu. Büyük
bloklar ı n nakliyesi için başka metotlar tasarlanmı ştı r. Uzak yerlere taşı nan kayalar için
genelde merdaneler kullanı lmı ştı r. Sütun silindirleri ve sütun başlı klar ı nı n taşı nması nda
kullanı lan birkaç yöntem vardı r. F89 Taş ocağı nda kabaca şekil verilmiş bir sütunun
uçlar ı na yuva açı lı p, içine demir dökülüyordu. Sütunun çevresine tahta bir çerçeve
yapı lı yor ve uçlar ı ndaki k ı sa demir çubuklar, tahta çerçeveye yerleştirilen yataklar
içinde, bir grup öküz taraf ı ndan çekiliyordu. Bu yöntem, Ephesos Artemis Tapı nağı ’nı n
mimar ı Khersiphron taraf ı ndan bulunmuştu F90 (bkz.res.4).
87 ibid ., 68,69.88 Santos89
Landels 1978, 210.90 Coulton 1977, 141 ; Adam 1994, 28.; Vitruvius X, II.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
29/108
29
Resim 5: Khersiphron’un taşı ma yönteminin canlandı r ı lması .
Khersiphron’un oğlu Metegenes ise başka bir yöntem geliştirdi. F91 Oldukça ağı r
olan sütun baştabanlar ı kare veya dikdörtgen kesitli olduğu için yuvarlanarak
taşı namı yordu. Bunun için geniş enli ve sağlam çubuklara sahip, yaklaşı k 3,5 m.
çapı nda iki tekerlek yapı lmı ştı r. Enlerinin geniş olması sayesinde, tekerlekler toprağa
kolayca saplanmı yordu. Sütun silindirlerinde (tambur) olduğu gibi, sütun başlı klar ı na da
tahta çerçeveye yerleştirilen yataklar içinde dönen demir çubuklar tak ı lı yordu.
Tekerleklerin sağlı klı bir biçimde dönebilmesi için, çubuklar ı n doğrultusunun, taşı nan
malzemenin ağı rlı k merkeziyle aynı hizada olması gerekiyordu. Vitruvius Metegenes ve
Khersiphron’un yöntemlerinin F92 kullanı lması nı n, taş ocaklar ı nı n inşaat sahası ndan çok
uzak olmaması (11-13 km.) ve aralar ı ndaki arazinin engebesiz ve eğimsiz olması
sayesinde mümkün olduğunu söylemektedir. F93 Belli ki mesafe arttı kça taşlar ı n hasara
uğrama riski artmaktadı r.
Resim 6 : Metegenes’in geliştirdiği taşı ma arac ı . (MÖ.550) F94
91 Landels 1978, 210-211. ; Vitruvius X, II.92 Bu yöntemler için ayr ı ca bkz., Feldhaus 1954, 80,81.93
Coulton 1977,143 ; Landels 1978, 212.94 Coulton 1977, 142 ; Adam 1994, 28.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
30/108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
31/108
31
(a) (b)
(c) (d) F100 (e)
Resim 7 : (a) Mahmuzlar, (b) yan U oluk, (c) yan ve alt oluk, (d,e) üst U kanal F101
Taşı ma ve kaldı rmada zamanla halatı n yerini metal gereçler almı ş ve halat bu
gereçlere tak ı lan ikincil bir öğe olmuştur. Bunlardan birikurt a ğ zı (lewis cı vatası ) F102
denilen gereç olup, blok üzerindeki yuvaya tak ı lı p yukar ı çekildiğinde genişleyerek
yuvadan çı kmayacak özelliktedir. Bir çok çeşidi bulunan kurt ağzı genelde bir pim ve
yan yana geçirilen iki, üç metal parçadan oluşur. Kurt yuvalar ı ise kurt ağzı na uygun
olup altlar ı düz ve bir yada iki taraf ı yukar ı doğru daralan formlara sahiptir. Ephesos’da
bazı kurt ağzı yuvalar ı nda kur şun kalı ntı lar ı na rastlanmı ş olup kurt ağzı nı n kur şun
dökülerek yuvaya perçinlendiği anlaşı lmaktadı r. F103 Roma Dönemi’nde ise yuvakenarlar ı nı n patlamaması için kurt ağzı ve taş arası na kur şun şeritler sı k ı ştı r ı lı yordu.
Kurt ağzı nı n vinç kullanı mı na en uygun gereç olması ndan dolayı , bu iki aracı n ortaya
çı kmalar ı nı n M.Ö. 515’ler olduğu ileri sürülmektedir F104.
100 Bingöl 2004, 60.101 www.centrocomp.it102 Landels 1978, 99,100,101.103
Bingöl 2004, 63.104 ibid ., 62,63.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
32/108
32
Diğer metal gereç olan kavraç ise, bloklar ı n iki taraf ı ndaki yuvalara tak ı lı p
halatı n yukar ı çekilmesiyle makas gibi çalı şarak taşı sı kmaktadı r. M.Ö. VI. yy’ı n
sonlar ı nda Delphi, Olympia ve Klasik Dönem yapı lar ı nda Atina’da kullanı lmı ştı r.
Resim 8 : Kurt ağzı tipleri F105
Resim 9 : Kavraç kullanı mı . F106
3. TAŞ İŞ Ç İ LİĞİ VE TEKN İ KLER İ
Plinius sütun gövdelerinin, Samos Adası ’ndaki ilk taş Heraion Tapı nağı ’nı n
mimarlar ı ndan Theodoros taraf ı ndan icat edilmiş bir teknik olan çark üzerinde
105
ibid ., 61.106 Bkz.www.centrocomp.it
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
33/108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
34/108
34
k ı sı mlar ı nda içleri oyulmakta ve yüzeyler taşçı keskisiyle düzeltilmekteydi. F109 M.Ö.6.
yy yapı lar ı nda taş işleme tekniklerinde belirli bir gelişme görülebilmektedir.
Başlangı çta taş ustalar ı blok üzerinde bir dizi paralel küçük izler bı rakan sadece düz
ağı zlı bir keski kullanmı şlardı r. Daha sonralar ı özellikle düz ağı zlı keskinin etkisiyle
k ı r ı labilen mermer için, ağı z k ı smı dişli taşçı kalemi geliştirilmiştir. Delphoi’de dişli
taşçı kaleminin kullanı mı nı n, M.Ö.525 dolaylar ı nda Naksos Adası ’ndan gelen mermer
bloklar ı üzerinde çalı şan, yine bu adadan taş ustalar ı nca başlatı ldı ğı sanı lmaktadı r. Yapı
tamamlandı ktan sonra yüzeyler ovularak ve cilalanarak hazı rlanmaktaydı . Taş bloklar
palanga ve halatlar yardı mı yla kaldı r ı lı p, son konumlar ı na yak ı n bir yere konuluyor ve
manivelalar yardı mı yla nihai yerlerine yerleştirilmekteydi.
Resim 11: Yassı taşçı kalemi ve dişli taşçı kalemi F110
Taşçı kalemlerinden F
111
başka çekiç, keser, tokmak gibi saplı aletler dekullanı lı rdı . F112 Makine sayı labilecek aletler ise testere, matkap ve tornalardı . F113
109 Tomlinson 2003, 26.110 ibid ., 25.111 Hodges 1970,168.112
Adam 1994, 32-36113 Bingöl 2004, 108.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
35/108
35
Resim 12: Sı ras ı yla ; bir sivri uçlu dik keser, bir dik bir yatay keserli, iki yatay keserli, bir sivriuçlu çekiç. F114
Saplı olan aletlerin iki ucu kesici, bir ucu kesici, bir ucu sivri gibi pek çok çeşidi
bulunmaktadı r. Bunlardan külünk iki ucu sivri sert vuruşlar için; madı rga (çekiç) murç,
keski gibi aletleri çekiçlemek amacı yla, kesme ve küçük bloklaraşekil vermek amacı yla
da taşçı baltası denen ağı r, geniş bı çaklı aletler kullanı lmaktadı r. Taşçı keserinin ağzı nı n
bir taraf ı sapa dik diğer taraf ı sapa paraleldir. Bu alet iki elle çalı şmaya olanak vermekte
olup genelde yumuşak taşlar ı n kesilmesinde kullanı lı r. Saplı aletlere ek olarak taş
yüzeyin düzeltilmesinde iki taraflı
dişli saplı
tarak, sapsı
z aletler içinde ise dişli taşçı
kaleminden başka, murç, keski, eğe, rende, raspa sayı labilir.
Resim 13 : Eğe örnekleri (Bingöl).
Makine olarak sayabileceğimiz matkap delik açma işleri için kullanı lı yordu.
Başlangı çta kemikten sonralar ı ise metalden yapı lan matkaplarla beraber delik açma
aşaması nda su ve kumdan da yararlanı lı yordu.
114 Bingöl 2004, 110,111.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
36/108
36
Resim 14: Matkap ile delik açma işlemi.
Özellikle yumuşak bloklar ı
n kesilmesinde kullanı
lan testere yanı
nda yine su vekumdan faydalanı lı yordu. Özellikle ileri geri hareket ettirilerek kullanı lan testerenin
Roma Dönemi’nde kullanı mı yaygı ndı . F115
Önemli yapı larda bloklar birbirlerine sabitleniyordu. Mı sı r mimarisinde bu iş
için ahşap kelepçeler kullanı lı yordu ve benzer kelepçeler MÖ.6. yy Yunan yapı lar ı nda
da bulunmuştur. Sonraki Yunanlı mimarlar demir kelepçelerin, eritilmiş kur şun
yardı mı yla bloklar ı n üst yüzeylerine sabitlenen daha kalı cı biçimleri geliştirdiler. Daha
da ilginç olanı bloklar ı yerine mı hlamak için kullanı lan zı vana çivileriydi. F
116
Tekneahşaplar ı nı tutturmakta kullanı lan benzer ahşap zı vana tekniği, mimari biçimlerin taş
yapı lara uyarlanması gibi, ahşap işleme tekniğinin de taşa uyarlandı ğı anlamı na
gelebilmektedir.
İleriki bölümlerde inceleyeceğimiz anathyrosis F117 uygulaması nda birbiri üzerine
oturacak yüzeylerin çok düzgün işlenmesi gerekiyordu. Buna yardı mcı olarak da mı star
(mastar) denilen bir çözüm üretilmişti. Mı star yada şablon denebilecek bu gereci de taş
işçiliğinde kullanı lan aletler içine dahil edebiliriz. Mı star ı n uygulaması ise şöyleyapı lı yordu: düzlem mı star ı nı n yüzeyi boyanı r, düzeltilecek yüzeyin üzerine sürtülür ve
yüzeyde kalan boya izlerinin kaldı ğı yerler iz giderilene kadar tı raşlanı rdı . F118
115 ibid ., 119,120.116 Tomlinson 2003, 27.117
Adam 1994, 36.118 Bingöl 2004, 54.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
37/108
37
Resim 15: Düzlem mı star ı rekonstrüksiyonu.
4. DUVAR ÖRME TEKN İ KLER İ
Duvar örme tekniklerindeki farklı lı klar bloklar ı n işlenmesine de yansı mı ştı r.
Basit moloz taş örgüsü sadece erken dönemlere özgü olmayı p basit savunmaduvarlar ı nda, evlerin hatı llar ı nda ve iyi yapı lmı ş duvarlar ı n önemsiz eklerinde
uygulanı rken, kusursuzca işlenmiş ve dizilmiş bloklar ise mermer tapı nak duvarlar ı nda
ve diğer önemli yapı larda görülmekteydi. Yunan taş işçiliğinde en belirgin fark çokgen
ve dikdörtgen arası ndadı r. F119
Eski bir tarz olan Kylopik duvar çokgen kenarlı taşlardan yapı lı yordu. a)
Yunanlı lar ı n logaden F120 dedikleri kabaca işlenmiş taş duvarlar bu tarzı n ilkini oluşturur.
b) Lesbos tarzı denen ikincisinde taşlar ı n kenarlar ı eğimlidir ve büyük dalgalı eğimler bazen tüm duvar boyunca sürer. c) Üçüncü tarz duvar ise kenarlar ı düz olan çokgen F121
bloklardan oluşmaktadı r. Bu tip duvar örgülerine aşağı da değinilecektir.
119 Whycerley 1993, 41.120
Akarca 1972, 113.121 Fletcher 1961, 152,161.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
38/108
38
Dikdörtgen taş işçiliğinde kullanı lan duvar örme yöntemleri ise; a) düzensiz
örgü, b) isodomum, c) pseudoisodomum F122 ve d) atk ı örgülü F123 olarak adlandı r ı labilir.
Yunanlı lar duvar yüzeyini sı vamı yorlardı F124. Tüf veya sert taştan oluşturulan
duvar dizileri, tuğla duvarda olduğu gibi, derzleri farklı hizalara gelecek şekilde
yerleştiriyorlardı . Bu sayede yapı lan iş oldukça sağlam olmaktaydı . Her bir duvar dizisi
eşit kalı nlı klardan oluşuyorsa buna isodomum F125, eğer farklı kalı nlı klardan oluşuyorsa
buna da pseudoisodomum F126 deniyordu. Eşit dizilerden oluşan isodomik duvar M.Ö.5.
yy’da gelişmişti. F127 Her iki tip duvar da oldukça sağlamdı . Çünkü kullanı lan molozlar
katı
ve nemi harçtan emmeyecek nitelikteydiler. Molozlar ı
n harçtaki nemi uzun süremuhafaza edebilmeleri yanı nda, yatay derzlerin yassı ve düzleştirilmiş olmalar ı , taşlar ı n
aralı ksı z olarak yerleştirilmeleri gibi etkenler harcı n uzun süre dağı lmadan kalması na
yardı mcı oluyordu. F128
İsodomik duvarlar ikişekilde örülebiliyordu. Birinde tek boy taş diğerinde ise
iki boy taş kullanı lı yordu.İki boy taşla isodomik örgüde taşlardan biri duvar genişliğine
eşit, diğeri ise bunun yar ı sı genişliğinde hazı rlanı yordu. Tek boy taşla yapı lan örgüde
ise taşlar bir sı ra yanlar ı , bir sı ra başlar ı dı şa gelecek şekilde dizilirdi. Bu örgüde aynı yükseklikte taş sı ralar ı elde edilmesine rağmen duvar yüzünde bir sı ra uzun bir sı ra k ı sa
taş görülürdü F129 (bkz. res.16, 17).
Pseudoisodomum F130 örgüde tek boy taş kullanı lı rdı . Taşlar bir sı ra geniş, bir sı ra
dar yanlar ı üzerine oturtulurdu. Dar yanlar ı üzerine oturtulan taşlar duvarda yüksek
sı rayı oluştururdu, çift olarak konur ve aralar ı nda boşluk kalı rdı . Bunlar ı n üzerine geniş
taraf ı na oturtulan taşlar ise duvar ı n dar sı rası nı oluştururdu F131(bkz. res.16, 17).
Atk ı lı örgü denilen yöntemde duvarlar ı n dı ş görünüşü kumaş dokusuna benzetilmiştir. Bu yöntem genellikle izodomik ve pseudoizodomik tarzda uygulanı rdı .
122 Vitruvius II, 8.123 Akarca 1972, 113.124 Lahanas125 Whycerley 1993, 43.126 Lawrence 1996, 168.127 ibid ., 168.128 Vitruvius II, 8.129 Akarca 1972, 115.130
Dinsmoor 1950, 269,297.131 Akarca 1972, 115.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
39/108
39
Genellikle her iki taşta bir atı lan atk ı taşlar ı duvara daha fazla sağlamlı k
kazandı r ı yordu. F132
Resim 16: Soldan itibaren Pseudoisodomum, Isodomum F133
Resim 17: Isodomum kesiti (üstte), Pseudoisodomum kesiti(altta)
Diğer bir yöntem ise opus emplecton denen Romalı lar ı n da kullandı klar ı
yöntemdi. Bu yöntemde görünen iki yüzey taş örgüden oluşmakta, bu iki yüzeyin arası
132
ibid ., 116.133 http://www.vitruvius.be
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
40/108
40
ise moloz ile doldurulmaktaydı . Bu yöntem Yunan mimarlı ğı nda M.Ö.7.yy’ı n
sonlar ı ndan itibaren biliniyordu F134 (bkz. res.18).
Yunanlı lar son dönemlerinde kesme taş duvar işçiliklerini harçsı z olarak
yapı yorlardı . Bloklar kendi ağı rlı klar ı yla olağanüstü bir biçimde birbirlerine
bağlanı yordu. Yine de bloklar ı n bitiş yerlerindeki bağlantı tek parça davranı şı nı
sağlamı yordu. Taş bloklar ı n ortalar ı özellikle çukur ve pürüzlü bı rak ı larak duvar ı n
direnci arttı r ı lı yordu. Mı sı r kökenli olan bu işçiliği Mykenliler öğrenmiş olup bu
yöntemanathyrosis F135 olarak anı lmı ştı r. F136
Anathyrosis F137, özellikle sütun tamburlar ı nda, kaide ve sütun başlı klar ı nda, yaniüst üste gelen elemanlarda uygulanı yordu. Çevreden merkeze doğru yapı lan perdahlama
işlemiyle elemanlar ı n merkezlerinin çak ı şmaması amaçlanı yor, birleşim yerleri en aza
indirgenerek birbirleri üzerine tam olarak oturmalar ı sağlanı yordu. F138 Diğer
elamanlarda ise yan yana gelecek yüzlerin kenarlar ı perdahlanı yordu. Anathyrose yapı
elemanı nı n kesitine göre daire, kare v.b. formlarda olabiliyordu.
Bazı mimari elemanlarda ise, yapı daki yerlerine yerleştirilirken k ı r ı lmalar ı
önlemek amacı yla anathyrosisin tam tersi bir yöntem uygulanı yordu. Skamillus adı verilen bu yöntemde üzerine yük gelecek malzemenin ortası milimetrik de olsa
çevresine göre yüksek bı rak ı lı yordu. Bu tip bir elemanı n köşeleriyle üzerine gelecek
olan arası nda çok küçük bir açı klı k kalmakta fakat çok hassas olan köşe noktalar ı
herhangi bir uyumsuzluk halinde k ı r ı lmalara kar şı korunmaktaydı . F139
Duvar örme esnası nda sonradan olabilecek hareketleri engellemek için bloklar
arası na yatayda kenetler ve düşeyde kavilyalar tak ı lı yordu. Metalden yapı lan bu iki
malzemenin de kullanı mı sı kça kar şı laşı lan depremler göz önüne alı ndı ğı ndazorunluydu. Bu metal bağlar elbette pahalı ydı ve daha çok önemli yapı larda
kullanı lı yordu. Diğerlerinde ise güvenlik bloklar ı n kendi ağı rlı klar ı sayesinde bir arada
bulunmalar ı yla sağlanı yordu.
134 Lahanas;www.vitruvius.be ; Vitruvius II, 8.135 Whycerley 1993,44.; Bingöl 2004, 54.136 Lawrence 1996, 167.137 Coulton 1977, 46,47.138
Bingöl 2004, 54.139 ibid ., 57.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
41/108
41
Dikdörtgen biçimli bloklar zorunlu olmadı kça, geleneksel duvarcı lı k örnek
alı nı yor, düzensiz, kaba taşlar birlikte kullanı lı yordu. Akdeniz şehirlerinin teras
duvarlar ı nda rastladı ğı mı z bu en eski duvar örme yönteminde taşlar ı n dı ş yüzeyi kavisli
bı rak ı lmaktaydı . Taşlar ı n kavisi kur şun tellerle alı nı r, yanı na gelecek taşlar bu tellerin
yardı mı ile kavislendirilirdi. F140 Lesbos Adası ’nda yaygı nlaşması ndan dolayı bu
yönteme Lesbos Tipi denmiş, fakat 7. yy’da önce doğu Ege sonra da K ı ta
Yunanistan’da kullanı lmı ştı r. F141 Özellikle Anadolu , Kyklad Adalar ı , Attika, Boiotia,
Fokis ve Thessalia’da örnekleri vardı r.
Resim 18: Lesbian duvar örgüsü F142
Bu yöntem erken VI.yy’da terk edilerek, yerine düzenli biçimlendirilmiş çokgen
bloklardan oluşan bir sistem gelmiştir. F143 5. yy’ı n ikinci yar ı sı na gelindiğinde çokgen ve
dikdörtgen bloklar ı n bir uzlaşı içinde olduğu ve aynı duvarda birlikte kullanı ldı klar ı
görülmektedir.
Bir duvar ustası bir bloğu işlemeye ilk önce sivri uçlu çekiçle kabacaşekil
vererek başlı yordu. Kenarlar ı hariç tutarak gereksiz ayr ı ntı lar ı bı rak ı yor, blok uygun
140 Akarca 1972,114.141 Lawrence 1996, 167.142
Akarca 1972,VI (Lev.13).143 Whycerley 1993, 41.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
42/108
42
ebatlara dönüşünceye kadar yontuyordu. Bu yontma işlemi daha sonra iş bitiminde
dekoratif efektler vermek amacı yla tekrar kullanı lı yordu. F144
5. SU TEM İ N İ
Su temini Yunan ve Romaşehirlerinin en büyük sorunlar ı ndan biri olmuştur ve
günümüzde de önemini sürdürmektedir. Yeni bir yerleşim merkezi kurulurken veya eski
bir merkez genişletilirken yeni su kaynaklar ı bulmak, suyu kullanı m noktası naulaştı rmak, depolamak ve sonrası nda denetleme, bak ı m gibi işlemler gerekmektedir.
Yunanistan'a ilk su iletim sistemi Mykenliler taraf ı ndan yapı lmı ştı . F145 Daha
sonra da Yunanlı lar açı k veya kapalı kanal sistemiyle suyu kaynaktanşehirlere
iletmişlerdir. Daha yaygı n olan kapalı suyolunda su pişmiş toprak, ahşap veya kur şun
borular içinden geçirilirken, açı k su yolunda üzeri kapaklı veya kapaksı z bir kanal, su
kemeri ve tüneller yoluyla iletiliyordu.
Pentelikon Dağlar ı 'ndan Atina'ya her 50 feet'te bir düşey hava bacalar ı olan bir
tünelle su getirilmiştir. Yak ı n Doğu'da daha önce kullanı lan bu sistem Qanat (Kanat)
adı yla da anı lmaktadı r. F146 En ünlü Yunan suyollar ı ndan biri de, M.Ö.6. yy’ı n 3.
çeyreğinde Polykrates yönetimindeki Sisam Adası ’nda inşa edilmiştir. Herodotos’a göre
mimar ı Megaralı Naustropos'un oğlu Eupalinos'dur. F147 Tünel, 270 m yüksekliğinde bir
tepenin içinden geçmektedir. Uzunluğu 1100 m F148 (Herodotos 1700 m demektedir),
yaklaşı k kare olan kesiti 2,5 m yükseklik ve genişliğindedir. F149
Küçük Asya ve Yunanistan'ı n diğer bölgelerinde pahalı tüneller ve dolambaçlı
suyollar ı yerine başka bir sistem geliştirilmiştir. Ters sifon F150 olarak adlandı r ı lan bu
sistem, suyun belli yükseklikten düşük kotlara inmesi ve edindiği bası nçla tekrar yüksek
144 Lawrence 1996, 169.145 Forbes 1993a,164.146 Landels 1978, 40.; Forbes 1993a,164.147 Herodotos III.148 Landels 1978, 41.149
Forbes 1993a,164.150 Sifon terimi Forbes'de olduğu gibi çoğu kaynaktaters sifon (inverted syphon) yerine kullanı lmı ştı r.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
43/108
43
bir noktaya ulaşması dı r. Ancak ters sifonun bitiş noktası ak ı şı n başlangı ç kotunu
geçmemelidir.
Fakat derin vadileri bu yöntemle geçmenin kötü taraflar ı ndan biri en alt
noktadaki bası ncı n çok fazla olması ve boru hattı ndaki tortu sorunudur. F151 Yüksek
bası nçtan dolayı pahalı olan kur şun veya kesme taş (bazen pişmiş toprak borular ı n
muhafazası için kullanı lı yordu F152) borulara ihtiyaç duyulmaktadı r ve de kur şun
borular ı n bağlantı lar ı nı n bu bası nca dayanacak biçimde yapı labilmesi oldukça zordur
(bu durum pişmiş toprak malzeme için de söz konusudur). F153
Resim 19: Açı k ve kapalı suyolunun birlikte kullanı lması . F154
Tortu sorunun gidermek için suyun kaynağı ve bor hattı nı n arası na çöktürme
tank ı yapı lı yordu. Tanka giren suyun içindeki maddeler dibe çöküyor ve su tabandan
yüksek bir noktada tanktan çı k ı yordu. Tanklar ı n zamanla temizlenmesi gerektiğinden
genellikle iki tank inşa ediliyor ve değişmeli olarak kullanı lı yordu. F155
151 Landels 1978, 46,47.152 Vitruvius VIII, 6.153 http://www.inforoma.it154
ibid .155 Landels 1978, 47.
Denetleme/Hava Bacalar ı
Terssifon
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
44/108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
45/108
45
taş dilimleri ile kaplanmı ş ve drenajı iyi yapı lmı ştı r. Yunanlı lar da olası lı kla bu
gelenekten faydalanmı şlardı r. Pausanias'ı n Yunanistan'daki yollar hakk ı nda çok dik ve
yaya biri için daha zor, erkeklere katı rlardan daha kolay F160 gibi ifadelerine
rastlanmaktadı r.
Taşlar ı n ocaklardan taşı nabilmesi veya diğer bazı durumlar için özel yollar
yapı lmı ştı r. Örneğin Pentelikon Mermeri'nin taşı nması için yapı lmı ş olan yol, iyi
kaplanmı ş bir döşemeye ve olası lı kla yüklü k ı zak ve arabalar ı n kayması nı önlemek için
dikilmiş direkleri tutan deliklere sahiptir. Agrilesa Mermeri'nin Kamaresa'ya taşı nması
amacı
yla yapı
lmı
ş olan yolda ise sahte tekerlek izleri bulunmaktadı
r. F
161
Dini festival ve hac zamanlar ı kullanı lan kutsal yollar da buşekilde tekerlek izi
olan yollardı . İzi oluşturan kanallar sağlam bir kayaya açı ldı klar ı nda iyi korunuyorlardı .
Genellikle 7-10 cm. derinlikte, 20-22 cm. genişlikte olan izler özenle açı lmı ş, araba
tekerlekleri için düzgün, kolay bir yol halini almı ştı r. Yunanlı lar bu yollar ı (ogmos)
gerçek yollar olarak nitelendiriyorlar, ve bazen yolun geri kalan k ı smı nı kaplamadan
bı rak ı yorlardı . Ara sı ra iki hat olarak planlanan bu tip yollar alçak duvardan bir
bariyerle sı nı rlı ydı . Athena ile Delphi, Sparta, Elis ve Pyrgos arası nda bu tip yollar bulunmaktaydı . F162
7. YUNANLI M İ MARLAR ve ESERLER İ
Yunan mimarlı ğı nı n basitliği ve tutuculuğu, tasar ı mı n mimarlı ğı n önemli bir
parçası olmama sebebini açı klamaktadı r. Örneğin bir yunan tapı nağı nı n, uzun bir
koridor etraf ı nda dört taraf ı sütunlu planı direkt VII. yy’a aktar ı lmı ş bin yı lı n ortalar ı na
kadar değişmeden kalmı ştı r. Tiyatro gibi diğer yapı lar ı n da hiçbirinde Hellenistik
döneme kadar karmaşı k bir tasar ı m istenmemiş ve çoğu mimar hiçbir yenilik
160 Forbes 1993b, 141.161 ibid ., 142.162
ibid ., 143..
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
46/108
46
getirmemiştir. Geleneklerin yanı sı ra, tasar ı m ve uygulamanı n bugünkü gibi çok farklı
olmayı şı da, yeniliklerdeki bu k ı tlı ğı n diğer bir faktörü olduğu söylenebilir.
M.Ö. 650-50 yı llar ı arası nda yüzün üzerinde Yunanlı mimar bilinmektedir.
Kuramsal mekaniğin gelişmesine kadar (Geç IV. Erken III. yy.) bir mühendis ve mimar
arası nda belirgin bir farka rastlanmamaktadı r. Hatta Vitruvius bir mimardan kuşatma
araçlar ı , vinç ve takviye makineleri gibi tasar ı mlar yanı nda tapı nak ve tiyatro
yapmalar ı nı da beklemektedir.
M.Ö.530’larda Polykrates yönetimindeki Samos’ta iki uçtan açı lmaya başlayı p
ortada birleştirilen bir tünel F163 inşaatı , Herodotos taraf ı ndan bir architekton olarakanı lan Naustrophus'un oğlu Megaral ı Eupalinus F164 taraf ı ndan yönetilmiştir. F165 Bu
suyolu hala ayakta olup Yunanistan'daki en önemli yapı lar arası nda yer almaktadı r.
Hellenistik dönemin en önemli tapı naklar ı ndan olan ve M.Ö.II.yy ortalar ı nda
Menderes Magnesia’sı nda inşa edilen Artemis Tapı nağı ’nı n mimar ı Priene veya
Alabanda’lı olan F166 ve mimarlı k üzerine bir kitap yazmı ş olan Hermogenes ’tir F167. Bu
tapı nak saçaklı ğı nda friz kullanı lması yla sonraki İon tapı naklar ı na örnek olmuştur F168.
M.Ö. 193-156 yı llar ı nda çalı şmı ş olan Hermogenes'in ilk eseri Teos DionysosTapı nağı 'dı r F169. Hermogenes, Vitruvius taraf ı ndan bir çok mimari yeniliğin sahibi
olarak anlatı lmaktadı r. Örneğin Artemis Tapı nağı ’nı örnek göstererek pseududipteros
sistemini ilk olarak Hermogenes’in kullandı ğı nı belirtmektedir. Oysa Arkaik Dönem’e
tarihlenen Metapont'takiİon Tapı nağı , Selinus G ve Korfu Artemis tapı naklar ı nda
pseudodipteros kullanı lmı ştı r. F170 Aynı şekilde eustylos da Hermogenes'den önce
uygulanmı ştı r. F171
Pytheos M.Ö. IV. yy mimar ı olup; İon Düzeninde çalı şmı ş ve Attik özelliklereyönelmiştir. Ak ı l ve ölçü anlamı na gelen ratio’nun kurucusu, daha da önemlisi kare
163 Forbes 1993a, 164.164 Wycherley 1993,178.; Herodotos III.165 Coulton 1977,16.166 Anabolu 1996, 87.167 Dinsmoor 1950, 274-250.168 Abbasoğlu ; Şahin 2002,40.169 Anabolu 1996, 88.170
Şahin 2002, 29,30.171 ibid ., 30.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
47/108
47
planlı bir tapı nakta matematiksel ölçünün ilk uygulayı cı sı dı r. F172 İnşa ettiği Priene
Athena Tapı nağı 'nda (Athena Polias M.Ö.334 F173) kendi ölçü ve oranlar ı nı
kullanmı ştı r. F174 Bir İon tapı nağı nda opisthodomosu ilk kullanan mimarlardan biridir.
Yapı tlar ı nda anı tsal büyüklükten çok Hermogenes'in sonra devam ettireceği, mimari
elemanlar ı n birbiri arası ndaki uyuma önem vermiştir.
Yine IV. yy mimar ı olan Satyros , Pytheos ile birlikte dünyanı n 7 harikası ndan
biri olan Halikarnassos Mausoleum'un (M.Ö.355-350) F175 tasar ı mcı sı dı r. F176 Vitruvius
ideal İon sütun başlı k oranlar ı nı F177 vermiş ve bu oranlar ı Hermogenes'e atfetmiştir.
Oysa Satyros'un uyguladı
ğı
Mausoleum'un sütun başlı
klar ı
nı
n oranlar ı
bu idealoranlar ı n hemen hemen aynı sı dı r, Hermogenes ise bu oranlar ı kendi eserlerinde
kullanmı ştı r. F178
M.Ö. III.yy'da doğmuş olan Knidos'lu Sostratos Hellenistik mimar ve
mühendistir. Dünyanı n yedi harikası ndan biri olanİskenderiye Feneri'nin (ca. M.Ö.280)
tasar ı mı ona aittir. F179 Deniz tanr ı sı Neptün’e adanan tapı naklar yüksek burunlarda
yapı lı r, fener olarak gemicilere hizmet ederlerdi. Özel bir fener kulesi olan Pharos,
İskenderiye’de (Aleksandreia) liman yolunu göstermesi amacı yla yapı lmı ştı r. Sekizkatlı olan bu yapı nı n, 50 feet yüksekliğinde olduğu söyleniyordu. Sostratos geleneklere
uygun olarak, Akdeniz’in 30 mil diğer taraf ı na yanan ateşin ı şı ğı nı yansı tmak için bir
ayna yapmı ştı . Bu kule M.S. 1375’de bir depremde yı k ı lmı ştı r. Ünlü Carthage ve Ostia
gibi Geç Roma fener kuleleri, bu Hellen orijinalinden kopyadı r. F180
M.Ö.V.yy mimar ı olan Mnesikles Atina Akropolisi'ndeki Propylaia (M.Ö.437-
432) ve Erechteion'un(M.Ö.421-405) tasarlayı cı sı dı r. F181 Protohellenistik olarak kabul
edilen F182
Propylaia, Dor düzeninde olmakla beraberİon düzeninden etkilenmiş bir
172 ibid .,40.173 Fletcher 1961, 131.174 http://en.wikipedia.org ; Anabolu 1996, 69.175 Fletcher 1961, 148.176 http://en.wikipedia.org177 Vitruvius III,5.178 Şahin 2002, 34,35.179 Lauter 1986,28.180 Forbes, 1958,69.; Anabolu 1996, 103.181
ibid ., 40.182 Lauter 1986, 41.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
48/108
48
yapı dı r F183. Yapı nı n içinde kullanı lan İon sütunlar ı nda, belki de bir ilk olan Attika-İon
altlı klar ı kullanı lmı ştı r. F184
Paros Adası 'nda doğmuş olan Skopas F185 M.Ö. IV.yy’da çalı şmı ş heykeltraş ve
mimardı r. Tegea Athena Alea Tapı nağı , Halikarnassos Mausoleum ve Ephesos Artemis
Tapı nağı 'nda görev almı ş olup, M.Ö. 360-330 yı llar ı nda yapı lmı ş olan Athena Alea
Tapı nağı 'nı n mimar ı dı r. F186
Delphi Athena Pronaia Tapı nağı mimar Phokaialı Theodoro s taraf ı ndan inşa
edilmiştir. F187 Theodoros, Khersiphron ve Metegenes'e Ephesos Artemis Tapı nağı 'nı n
inşası nda temellerin tutturulmalar ı nda yardı m etmiştir. F188
Bilinen tüm Yunan tapı naklar ı nı büyüklükte geçen Samos Hera Tapı nağı 'nı n ilk
mimar ı Samos'lu Phileus'un oğlu Rhoikos 'dur. F189 Theodoros 'un da çalı ştı ğı yapı mı
yaklaşı k M.Ö.575'lere tarihli bu tapı nak, İon Düzeni'ndeki üç büyükdipterosun ilk
yapı lmı ş olanı dı r. F190
Elis’li Libon , Olympia Zeus Tapı nağı ’nı n (M.Ö. 460) mimar ı dı r. F191 Bu yapı
Yunanistan'daki Dor Düzeni yapı lar ı n en büyüğüdür. Yapı daki sütun aralı klar ı sütun
yüksekliklerinin yar ı sı na eşit olması Libon'un bu yapı da belli bir oranlar sistemi
uyguladı ğı nı n göstergesidir. F192
Mimarlı k tarihinin önemli yapı lar ı ndan olan Perikles zamanı nda inşa edilen
Atina Parthenon Tapı nağı ’nı n (M.Ö. 447-432) mimarlar ı İ ctinus , Kallikrates ve
Pheidias 'tir. F193 Temellerden çatı sı na kadar bütünüyle Pentelikon Mermeri'nden yapı lan
tapı nağı n heykeltraşlı k eserlerinin yapı mı aynı zamanda büyük bir heykeltraş olan
Pheidias'a aittir. F194
183 Anabolu 1996, 31.184 ibid ., 40.185 Lauter 1986, 28.186 Anabolu 1996, 68.187 ibid ., 92.188 ibid ., 25.189 Herodotos III. 190 Anabolu 1996, 23.191 Fletcher 1961, 119. ; Anabolu 1996, 33.192 ibid ., 33.193
Fletcher 1961, 119.194 Anabolu 1996, 41.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
49/108
49
Apollon Epicurius Tapı nağı ’nı n (M.Ö. 450-425) mimar ı İ ctinus’dur F195. Butapı nağı n en dikkate değer özelliği üç stilin de bir arada kullanı lması dı r. Dı ş yüzde Dor,iç tarafta ise İon ve Korinth Düzeni kullanı lmı ştı r. İctinus Eleusis Telesterion’da daçalı şmı ştı r. Phigalia yak ı nı ndaki Bassae’de Apollon Tapı nağı ’nı n planı da ona aittir. F196
Atina Ilissus Tapı nağı (M.Ö.449) ve Athena Nike Apteros Tapı nağı (M.Ö. 427)mimar Kallikrates 'in İon Düzeni'ndeki eserleridir. F197
Knossos'lu Khersiphron yaklaşı k M.Ö.600'de yapı mı na başlanmı ş olan EphesosArtemis Tapı nağı 'nı n mimar ı dı r. Oğlu Metagenes'le birlikte ön cephesi batı ya dönükolan dipterosu inşa etmişlerdir F198, fakat bu tapı nak diğer mimarlar taraf ı ndantamamlanmı ştı r. M.Ö.550 de yı k ı lmı ş ve tekrar yapı lmı ş olan bu tapı nak M.Ö.356’daHerostratus taraf ı ndan yak ı lmı ş ve yeniden inşa edilmiştir. F199t
Yeniden inşa edilen Ephesos Artemis Tapı nağı ’nı n (M.Ö. 340-250 geç tapı nak)tasar ı mcı lar ı Demetrius ve Ephesos'lu Paeonius ve olası lı kla da Deinokrates oluptapı nak İon Düzeni'nde yapı lmı ştı r. F200 İon Düzeni'nin tipik özelliği ar şitrav vedentilinde friz bulunmayı şı dı r. F201
Miletos'lu Daphnis, Ephesos’lu Paeonius'la birlikte Didyma Apollon (2)Tapı nağı ’nı n mimarlar ı dı r. Tapı nağı n inşaatı M.Ö. 310 ve M.S. 41 tarihleri arası ndatamamlanmı ştı r. F202
Rhodos’lu Deinokrates F203 M.Ö IV.yy’ı n son çeyreğinde çalı şmı ştı r. Mimar veBüyük İskenderin teknik danı şmanı dı r. Yak ı lmı ş olan Ephesos Artemis Tapı nağı 'nı nyeniden inşası için M.Ö. 323'de yapı lan iş birliğine dahil olmuştur.
Atina’lı Philon F204 IV. yy mimar ı olup iki önemli işin planlayı cı sı olarak bilinir.Bunlardan biri Eleusis Telesterionu (Mysterler Binası ) sütunlu girişi ( portiko) F205 ve
195 Fletcher 1961, 123.196 Anabolu 1996, 31.197 Fletcher 1961, 131,133.; Anabolu 1996, 31,43.198 ibid ., 25.; Vitruvius VII.199 http://en.wikipedia.org200 Fletcher 1961, 131.201 Norwich 1988, 141.202 Trachtenberg, Hyman 1986, 104.; Fletcher 1961, 131.; Anabolu 1996, 84.; Vitruvius VII.203 Lauter 1986,28.204
ibid .,28.205 Anabolu 1996, 39.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
50/108
50
Piraeus'da yapı lmı ş bir tersanedir. Tersanenin yapı m tarihi M.Ö. 340-330'dur. F206
Peisistratos zamanı nda inşa edilen Eleusis Telesterion'u M.Ö.480'de Perssaldı r ı sı sı rası nda tahrip olmuştur. Perikles zamanı nda yeniden inşa edilmiş olan yapı nı n
alt katı mimar Koroikos , ahşaptan üst katı Metegenes ve çatı nı n ortası ndaki ı şı klı ğı
(opaion) Kamokles taraf ı ndan yapı lmı ştı r. F207 Daha sonra ise yukar ı da bahsedilen
sütunlu giriş ilave edilmiş ve Roma Döneminde de değişiklikler yapı lmı ştı r.
Heykeltraş olarak ünlü olan Polykleitos (Genç Polykleitos) aynı zamanda
Epidauros Tiyatrosunun (M.Ö.350) mimar ı dı r. F208 Bu tiyatro akustik kalitesiyle 4.yy’ı n
en önemli eserleri arası nda yer almaktadı r. F209 Polykleitos’un bir diğer yapı sı daEpidauros’daki Tholos (Thymele)’dur F210 (M.Ö.360-330). Özellikle içteki Korinth sütun
başlı klar ı olmak üzere dikkate değer detaylar sahip F211 bu yapı , yuvarlak planlı binalar ı n
öncüsüdür. F212 M.Ö. VI. yy’da Samos'lu Theodoros taraf ı ndan Sparta’da inşa edilen ve
Skia adı nı taşı yan yapı da yuvarlak planlı olsa da bu yapı hakk ı nda fazla bilgimiz
bulunmamaktadı r. F213
M.Ö. V. yy’ı n ikinci yar ı sı nda çalı şmı ş aynı zamanda heykeltı raş olan mimar
Kallimakhos , Korinth Düzeni’ndeki sütun başlı ğı nı n yaratı cı sı dı r. F214
M.Ö. 380-374 yı llar ı ndan inşa edilmiş Epidauros Asklepion Tapı nağı ’nı n
mimar ı inşa yazı tı nda belirtildiği üzere Theodotos ’dur. F215
Diğer Yunanlı Mimarlar arası nda ise M.Ö. V.yy’ı n sonlar ı nda Piraeus’a bir su
kemeri inşa etmiş olan Meton , F216 Hermogenes’in öğrencileri Alabanda Apollon
Tapı nağı ’nı n mimar ı Menesthes F217 ve Argelios F218 sayı labilir.
206 ibid ., 102.207 ibid ., 39.208 Fletcher 1961, 143.209 Stierlin 1977, 62.210 Yuvarlak ya da çokkenarlı , genellikle küçük boyutlu yapı . (h.n.)211 Placzek 1982c, 446.212 Anabolu 1996, 72.213 ibid ., 72.214 ibid ., 32,71.; Vitruvius IV, 1.; Fletcher 1961, 125.215 Anabolu 1996, 67.216 Wycherley 1993,178.217
Vitruvius III, 2.218 Lauter 1986, 28.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
51/108
51
II. BÖLÜM
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
52/108
52
II. ROMA UYGARLIĞI
1. YAPI MALZEMELER İ
1.1. TAŞ T İ PLER İ VE TAŞ OCAKLARI
1.1.1. Tüf (Tufa)
Roma, Pompei gibi yerler volkanik bölgelerdir ve tepeler nispeten yumuşak ve
hafif olan volkanik madde tüften oluşmaktadı r. Tüf İtalya batı sahillerinin karakteristik
taşı dı r. Farklı bölgelerde, biraz farklı yapı ve renklere sahiptir (gri, kahverengi, siyah
gibi). F219 Lavdan her zaman daha hafif olan bu malzeme ilk meydana çı ktı ğı nda oldukça
yumuşak, kaba ve pürüzlüdür. Bir kez kesilir ve hava alması na olanak verilirse sertleşir.Çok erken zamanlarda Romalı lar tüfü, roma civar ı ndaki, özellikle Etrüskler olmak üzere
diğer İtalya halklar ı da batı sahillerindeki taş ocaklar ı ndan çı karmı şlardı r. Roma’da
yaşayan halklar zamanla yak ı nlardaki önemli taş ocaklar ı ndan, yüksek kaliteli, kolay
işlenebilen tüf taşlar ı nı ithal etmeye başlamı şlar, böylece k ı smen Roma’nı n tüflerine
göre yangı na daha dayanı klı olan Gabine taşlar ı F220 kullanmı şlardı r. Kötü hava
koşullar ı nı n malzemesi olan tüfün en yaygı n olarak kullanı ldı ğı dönem M.Ö.2 yy’dı r. F221
Önemli yapı lar ı n yüzey kaplama malzemesi olarak tercih edilmiştir. F222 Tüf’ün Anio F223,
Campidoglio, Cappellacio, Fidene, Grotta oscura, Monteverde be Peperino F224 olmak
219 www.unc.edu220 Blake 1947, 146.221 Plommer 1956, 292.222 Yegül223
Blake 1947, 146.224 O'connor 1993, 66.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
53/108
53
üzere 7 çeşidi vardı r. F225 Pompei’de tüfden başka sert lav, petek lav gibi türler de
bulunmaktadı r.
Albano Dağı 'ndan çı kar ı lan F226 Peperino sağlam ve yangı na dayanı klı bir taştı r.
Dı ş yüzey kaplaması olarak hem de önemli açı klı klar geçileceği zaman
kullanı lmı ştı r F227. M.S. 64’deki büyük Roma yangı nı ndan sonra önemli popülariteye
sahip olmuştur. Fakat çirkin yapı sı dolayı sı yla üzeri sı vanarak kullanı lmı ştı r.
1.1.2. Traverten ( Lapis Tiburtinus )
Traverten F228 beyaz tortullardan oluşan sert semi-kristalin F229 kireçtaşı dı r. Şimdiki
Tivoli yak ı nlar ı nda (eski Tibur), Roma’nı n 20 mil kadar doğusunda bulunan, çok büyük
bir dizi taş ocağı ndan elde edilmişlerdir. F230 Sağlam bir yapı ya sahip ve bal renklidir,
fakat yangı na kar şı dayanı ksı zdı r. F231 Belirgin biçimde damarlı veya çatlaklı ve delikli
özelliği traverteni ilginç birşekilde estetik k ı lmı ş böylece ustalar ı n çalı şmaktan zevk
aldı
klar ı
bir malzeme olmuştur. Düzleştirilip cilalanabilmesi sayesinde heykeltı
raşlı
kiçin iyi bir taş olmuştur. Roma sonrası nda da kamu heykellerinin yapı mı nda
kullanı lmı ştı r. Tüf ve travertenin M.Ö. 2. yy ve daha geç yapı larda çoğunlukla birlikte
kullanı ldı ğı nı görmekteyiz. Traverten F232 genellikle yüke maruz kalan bölgelerde –
örneğin temellerde kolon altlar ı nda- kullanı lı rken, tüf ise travertenler arası nda kalan
alanlar ı doldurmada kullanı lmı ştı r. F233
225 Adam 1994,21.226 Fletcher 1961,168.227 Plommer 1956, 292.228 Ward-Perkins 1977, 13.229 Plommer 1956, 292.230 www.unc.edu ; Fletcher 1961,168.231 Plommer 1956, 292.232
Blake 1947, 146.233 www.unc.edu
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
54/108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
55/108
55
beyaz FILFILA MERMER İ F245, ismini çı kar ı ldı ğı adadan (Marmara Adası ) F246 alan beyaz-siyah damarlı PROCENNESUS MERMER İ F247, Saint-Beat’den beyaz renkliPYRENEANMERMER İ, Mı sı r Thebes’den çı kar ı lmı ş olan SERPENTINE MERMER İ F248 sayı labilir.
1.1.4. Granit
Granitimsi kayalar adı altı nda inceleyebileceğimiz Romalı larca kullanı lan
başlı
ca taş tipleri, çı
kar ı
ldı
ğı
yerlere göre, Mı
sı
r F
249
, Küçük Asya veİtalya olmak üzere,aşağı da sı ralanmaktadı r. Sert yapı sı dolayı sı yla işlenmesi zordur ve Mı sı r dı şı nda
yaygı n kullanı mı na rastlanmamaktadı r. F250 Romalı lar bu malzemeyi özellikle sütun,
zemin ve yüzey kaplaması F251 imalatı nda kullanmı şlardı r.
Mı sı r Assuan’dan (antik Syene) çı kar ı lan bu k ı rmı zı renkli granit Sienite olarakanı lmaktadı r. Yeşil ve siyah olanlar ı da vardı r.Gebel Fatireh’den Marmor Claudianus,
(özellikle büyük bloklar halinde tek parça kolon yapı mı nda kullanı lmı ştı r. Pantheon’un
öndeki 8 kolondan 7 si bu taştandı r) F
252
.Wadi Fawakhir graniti , Granito della colonna ,Granito verde fiorito di bigio , Mons Cladianus’un birkaç km. yak ı nlar ı ndan çı kar ı lan
Granito bianco e nero ve sienite’den sonra tercih edilenGebel Nagug ’dan çı kar ı lan
Diorite F253Mı sı r'dan çı kar ı lan diğer granit türleridir.
Küçük Asya Çi ğ ri Da ğ ı ’ndan (Ezine) Marmo troadense , Bergama Kozak ’tanise Marmo misio olarak adlandı r ı lan granit türleri çı kar ı lmı ştı r.
İtalya'da çı kar ı lan granit türleri arası nda ise Elba Adası ’ndan granitello antico ,
Giglio Adası ’ndan granito del Giglio , Sardinia’dan çı kar ı lan granito sardo sayı labilir.
245 Adam 1994,21.246 Bingöl 2004,24.247 Pensabene 1992, 81.248 Adam 1994,21.249 Plommer 1956, 304.250 www.unc.edu251 Plommer 1956, 292.252
Röder 1992,131.253 Galetti, Lazzarini, Maggetti 1992,167.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
56/108
56
Bu taşlardan Wadi Fawakhir graniti, sienite’in parlak olmayan bir varyasyonu
olduğu gibi, marmo misio, Elba graniti veya Giglio granitini diğerlerinden ayı rmak
çı plak gözle neredeyse mümkün değildir.
Bu önemli üç bölgeden başka Romalı lar Almanya’da Felsberg ,İspanya’da
Gerona, Segovia ve Santiago’daki ocaklardan da granit elde etmişlerdir. F254 Felsberg
Graniti Claudianus granitine göre daha koyu olup, sertlik, yapı ve kimyasal özellikleri
neredeyse aynı dı r. F255
1.1.5. Kireçta ş ı
Kireçtaşı nı n hem gözenekli hem de gözeneksiz türleri mevcuttur. Doğu
Akdeniz’de (K ı ta Yunanistan, Adalar, Anadolu ve Yak ı ndoğu’nun Akdeniz sahilleri)
genellikle gözenekli kireçtaşı bulunmaktadı r. F256 Bu özelliğinden dolayı antik
kaynaklarda porous (gözenekli) olarak anı lmı ştı r. Romalı lar bu taştan heykeltı raşlı kta
ve mimaride geniş ölçüde yararlanmı
şlardı
r. Ayr ı
ca imparatorluğun doğu bölümünde veKuzey Afrika’da yol kaplama malzemesi olarak beyaz kireçtaşı kullanı lmı ştı r. F257 Beyaz
dı şı nda siyah ve k ı rmı zı gibi farklı varyasyonlar ı mevcuttur (Verona’daki ocaktan
k ı rmı zı renkli kireçtaşı elde edilmiştir. F258) Kireçtaşı elde edilen başlı ca ocaklar
Yunanlı lar ı n hatta Bizanslı lar ı n da yaygı n olarak işlettikleri Korinth ve Neapolis’de
bulunmaktadı r (bkz. Sf.7).
254 ibid .,167.255 Röder 1992,131.256 Hodges 1970,16.257
Crouch 1985, 106.258 Bortolaso, Appolonia 1992,130.
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
57/108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
58/108
8/19/2019 Yunan Ve Roma Yapi Teknikleri
59/108
59
olağanüstü kuvvetli bir bağ oluşturmuştur. Roma İmp.’nun büyük bir bölümünde,
benzer volkanik tozlar bulunmadı ğı ndan, bu yerlerde yerel malzemeler (alçı taşı veya
kireç) bağlayı cı olarak kullanı lmı ştı r. F271
Vitruvius harcı oluşturan bağlayı cı , agrega ve su oranlar ı nı ayr ı ntı lı biçimde,
kumlar arası ndaki kalite çeşitliliğini de göz önüne alarak anlatmı ştı r. Önerdiği
kum/kireç oranlar ı şu şekildedir: F272 Nehir, kumul ve ocak kumu için : 2/1; 2/1 ve 3/1.
Çak ı l parçalar ı ve k ı r ı k tuğlalar harca eklenirse, kum/parça/kireç oranı 2/1/1 olur ve
bilinen beton elde edilir. F273 Harçtaki su oranı ise %15-20, puzolan eklenmesi halinde
puzolan/kireç oranı
2/1 olmalı
dı
r. F
274
Modern bağlayı cı “çimento” olarak adlandı r ı lı r. Modern beton Roma
betonundan daha güçlüdür, çünkü çelik elemanlarla birleştirilmiştir (çekme yükünü
kar şı lamak için). Demirli beton (ferro-concrete) diyebileceğimiz bu modern beton
Romalı larca kullanı lmamı ştı r.
Romalı lar ı n geliştirdiği betonun, Yunan başta olmak üzere geleneksel metotlara
göre sağladı ğı teknik ve pratik avantajlarşu şekilde özetlenebilir:
a) Olağanü