Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
MALİYE ANABİLİM DALI
YÖNETİŞİM YAKLAŞIMI PERSPEKTİFİNDEN
TÜRKİYE’DE E-DEVLET UYGULAMALARI VE
MALİYE SGB.net ÖRNEĞİ
Gülşah KARAKUŞ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Yrd. Doç. Dr. Ali YAVUZ
ISPARTA 2011
i
ii
iii
ÖNSÖZ
Bu tez çalışmasının amacı, kamu yönetiminde 1970’li yılların sonlarından itibaren küreselleşme ve bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler sonucu ortaya çıkan yönetişim yaklaşımının kamu hizmetlerinin daha iyi ve daha az maliyetle yapılabilmesinin bir aracı olarak önerdiği e-devlet uygulamalarını irdelemektir.
Çalışma sırasında konu ile ilgili yerli ve yabancı dilde literatür taraması yapılmış; internet, görsel-yazılı basın gibi çeşitli iletişim araçları takip edilmiş ve bunlardan elde edilen veriler yeri geldikçe ele alınıp değerlendirilmiştir.
Çalışmanın hazırlanmasında tecrübesi ve bilgi birikimiyle bana yol gösteren, yorumlarını esirgemeyen tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Ali YAVUZ’a, değerli üstadlarım Emrah ALADAĞ, Atilla ÇAKIR, Ahmet Emre ÖZ, Ahmet İLHAN, İslam İNCE, Yakup SAYGILI ve Serpil YANARDAĞ’a ve değerli arkadaşım Ahmet Cemil KURNAZ’a katkılarından dolayı teşekkürü bir borç bilirim.
Gülşah KARAKUŞ
Isparta-2011
iv
ÖZET
YÖNETİŞİM YAKLAŞIMI PERSFEKTİFİNDEN TÜRKİYE’DE E-DEVLET UYGULAMALARI VE MALİYE SGB.net ÖRNEĞİ
Gülşah KARAKUŞ
Süleyman Demirel Üniversitesi, Maliye Bölümü
Yüksek Lisans Tezi, 241 Sayfa, Nisan 2011
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Ali YAVUZ
Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve küresel baskı unsurlarının ortaya çıkması sonucu yaşanan hızlı değişim süreci, günümüzde kamu yönetimi alanında köklü dönüşümlerin ortaya çıkmasına ve kamu yönetimi disiplini içinde paradigma tartışmalarının yükselmesine neden olmuştur. Yaşanan bu dönüşümler sonucunda ortaya çıkan yönetişim kavramı da, bu süreçte kamu yönetimi çalışmalarında ilk sıralara yerleşerek kamu disiplininin önemli paradigması olarak popülerlik kazanmıştır. Öte yandan, yönetişim yaklaşımı ile birlikte kamu hizmeti anlayışında ve sunumunda bürokratik yapı yerine, az maliyetli ve daha hızlı olan e-devlet modeli ön plana çıkmıştır.
Bu kapsamda bu çalışmanın amacı, değişimin hızlandığı ve yoğunlaştığı, küreselleşme ve bilgi toplumu şartlarında rekabetin arttığı, bireyin ve toplumun ön plana çıktığı 21’inci yüzyılın temel yönetim vizyonunu dayalı olarak, ülkemizde yönetişim yaklaşımı çerçevesinde kamu hizmetlerinin sunumunda ön plana çıkan e-devlet modeli ile yaşanan dönüşümleri çözümlemektir.
Araştırmanın temel varsayımı ise, Maliye SGB.net Sistemi ve e-devlet, şeffaflık, hesap verebilirlik, etkinlik, katılımcılık gibi yönetişim ilkeleri üzerinde olumlu katkılarda bulunmaktadır. Bu varsayımla uyumlu olarak, Maliye Bakanlığında ve Sistemin bedelsiz olarak devredildiği diğer kamu kurum ve kuruluşlarında Sistemi kullanan personelin, genelde e-devlet ve özelde ise SGB.net uygulamalarının etkinlik, katılımcılık, şeffaflık ve hesap verebilirlik sağladığını dolayısıyla bu uygulamaların yönetişim anlayışı üzerinde olumlu katkıda bulunduğunu düşündükleri ifade edilebilir.
Anahtar Kelimeler: Yönetişim, E-devlet, E-yönetişim, M-devlet, SGB.net.
v
ABSTRACT
FROM THE PERSPECTİVE OF GOVERNANCE APPROACH THE E-GOVERNMENT APPLİCATİONS İN TURKEY AND THE CASE OF
FİNANCE SGB.net
Gülşah KARAKUŞ
Suleyman Demirel University, Department of Public Finance
Master Thesis, 241 pages, April 2011
Supervisor: Asst. Prof. Dr. Ali YAVUZ
The process of rapid change yielded from both the developments in the information and communication technologies and the emergence of the global pressure caused radical transformations in the field of public administration and a rise in the discussions about paradigm within the public administration discipline today. The governance concept yielded from these discussions has become the highest-ranked topic studied in the public administration research and gained popularity as an important paradigm of the public administration discipline. On the other hand, with the governance approach, the e-government model which costs less but operates faster has come to the forefront in the public service provision instead of the bureaucratic structure.
In this regard, purpose of this study is to analyze transformations experienced as a result of the e-government model becoming prominent in the public service provision within the framework of the governance approach, from the perspective of 21st century basic government vision which changes rapidly and intensively and focuses more on the individual and the society.
The basic assumption of this research, the Finance SGB.net System and e-government, make a positive contribution to governance principles such as transparency, accountability, efficiency and participation. In accordance with this hypothesis, it can be expressed that the staff, using the System in the Ministry of Finance and the other public institutions to which the system is alienated free of charge, think that in general e-government and in particular SGB.net applications provides efficiency, participation, transparency and accountability; therefore, these applications positively contribute to the understanding of governance.
Key Words: Governance, E-government, E-governance, M-government, SGB.net.
vi
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ .......................................................................................................................iii
ÖZET........................................................................................................................... iv
ABSTRACT................................................................................................................. v
İÇİNDEKİLER ........................................................................................................... vi
KISALTMALAR ........................................................................................................ xi
ŞEKİLLER DİZİNİ................................................................................................... xiv
ÇİZELGELER DİZİNİ ............................................................................................. xvi
GİRİŞ ........................................................................................................................... 1
BİRİNCİ BÖLÜM
YENİ VE YÜKSELEN BİR KAVRAM OLARAK YÖNETİŞİM........................ 6
1.1. Kavramsal Çerçeve ............................................................................................... 6
1.1.1. Kavramın Kökeni ................................................................................ 6
1.1.2. Kavramın Tanımı .............................................................................. 10
1.2. Yönetişim Yaklaşımının Türk Kamu Yönetiminin Gündemine Gelişi............... 13
1.3. İyi Yönetişimin Tanımı ve Temel İlkeleri .......................................................... 16
1.3.1. İyi Yönetişimin Tanımı ..................................................................... 16
1.3.2. İyi Yönetişimin Temel İlkeleri.......................................................... 17
1.3.2.1. Şeffaflık.................................................................................... 18
1.3.2.2. Hesap Verebilirlik .................................................................... 20
1.3.2.3. Katılımcılık .............................................................................. 21
1.3.2.4. Cevap Verebilirlik.................................................................... 23
1.3.2.5. Hukukun Üstünlüğü ................................................................. 24
1.3.2.6. Etkinlik..................................................................................... 25
1.3.2.7. Eşitlik ....................................................................................... 27
1.3.2.8. Stratejik Vizyon ....................................................................... 28
İKİNCİ BÖLÜM
TEMEL BİR YÖNETİŞİM UYGULAMASI OLARAK E-DEVLET................ 30
2.1. E-Devlet Kavramının Tanımı ve Kapsamı.......................................................... 30
2.2. E-Devlete Yönelten Nedenler ....................................................................... 35
2.3. E-Devletin Temel Unsurları .......................................................................... 37
vii
2.3.1. Devlet ................................................................................................ 38
2.3.2. E-Vatandaş ........................................................................................ 39
2.3.3. E-Şirket ............................................................................................. 41
2.3.4. E-Kurum............................................................................................ 41
2.3.5. E-Çalışan/Memur .............................................................................. 42
2.3.5. E-İmza ............................................................................................... 43
2.4. E-Devlet Uygulama Türleri .......................................................................... 47
2.4.1. Elektronik Ortamda Devlet ve Vatandaş Arası (G2C) İlişkiler ........ 50
2.4.2. Elektronik Ortamda Devlet ve İşletmeler Arası (G2B) İlişkiler ....... 50
2.4.3. Elektronik Ortamda Kamu Kurumları Arasındaki (G2G) İlişkiler ... 51
2.4.4. Elektronik Ortamda Devlet ve Çalışanlar Arasındaki (G2E) İlişkiler..................................................................................................................... 52
2.5. Geleneksel Devlet ile E-Devlet Arasındaki Farklar...................................... 53
2.6. E-Devletin Amaçları ve Sağlayacağı Faydalar ............................................. 57
2.7. E-Devletin Yapılandırılmasına İlişkin Sorunlar............................................ 60
2.7.1. Lider İnisiyatifi.................................................................................. 61
2.7.2. Eğitim ................................................................................................ 63
2.7.3. İstihdam............................................................................................. 64
2.7.4. Bilginin Gizliliğinin ve Doğruluğunun Sağlanması.......................... 65
2.7.5. Elektronik Kamu Hizmetlerinin Fiyatlandırılması............................ 66
2.7.6. Maliyet (E-devlet Projesinin Finansmanı) ........................................ 67
2.7.7. Yasalardan Kaynaklanan Eksikliklerin Giderilmesi ......................... 68
2.7.8. Sosyal Bir Sorun: Dijital (Sayısal) Uçurum...................................... 69
2.8. Yönetişim ve E-Devlet.................................................................................. 70
2.9. E-Yönetişim .................................................................................................. 72
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
E-DEVLET UYGULAMALARI VE ÖRNEK BİR UYGULAMA OLARAK
MALİYE SGB.NET SİSTEMİ PROJESİ ............................................................. 76
3.1. Dünyada E-Devlet Uygulamaları .................................................................. 76
3.1.1. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) .................................................. 78
3.1.2. İngiltere ............................................................................................. 81
3.1.3. Kanada............................................................................................... 83
3.1.4. Japonya.............................................................................................. 85
3.1.5. Güney Kore ....................................................................................... 86
viii
3.1.6. Avrupa Birliği ................................................................................... 88
3.2. Türkiye’de E-Devlet Uygulamaları............................................................... 91
3.2.1. Türkiye’de E-Devlete Geçiş Süreci .................................................. 91
3.2.1.1. Türkiye’nin Bilişim ve Ekonomik Modernizasyon Raporu..... 93
3.2.1.2. TUENA Türkiye Ulusal Enformasyon Alt Yapısı Ana Planı .. 94
3.2.1.3. Elektronik Ticaret Koordinasyon Kurulu................................. 94
3.2.1.4. KAMU-NET ............................................................................ 94
3.2.1.5. Türkiye Bilişim Şurası ............................................................. 95
3.2.1.6. e-Türkiye Girişimi.................................................................... 95
3.2.1.7. e-Dönüşüm Projesi ................................................................... 96
3.2.1.8. Vizyon 2023............................................................................. 98
3.2.1.9. Avrupa Birliği E-Devlet Programlarına Katılım.................... 102
3.2.2. Türkiye’de E-Devlet Kapsamında Makro Düzeydeki Bazı Projeler................................................................................................................... 103
3.2.2.1. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Projesi (MERNİS) ..................... 105
3.2.2.2. Kimlik Paylaşım Sistemi (KPS)............................................. 108
3.2.2.3. Gümrük İdaresinin Modernizasyonu Projesi (GİMOP) ......... 109
3.2.2.4. Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ......................................... 110
3.2.2.5. Vergi Daireleri Otomasyonu Projesi (VEDOP I-II) .............. 112
3.2.2.6. Polis Bilgi Ağı (POLNET).................................................... 114
3.2.2.7. Saymanlık Otomasyon Sistemi (say2000i) ............................ 115
3.2.2.8. Başbakanlık Mevzuat Bilgi Sistemi ....................................... 117
3.2.2.9. e-Devlet Kapısı: www.turkiye.gov.tr ..................................... 117
3.2.3. Dünyada E-devlet Projesinin Neresindeyiz?................................... 120
3.2.4. E-Devletten Mobil Devlete Yönelme ............................................. 134
3.3. Türkiye’de E-Devlet Uygulamalarında Maliye SGB.Net Sistemi Projesi.. 137
3.3.1. Projenin Tanımı ve Kapsamı........................................................... 137
3.3.2. Projenin Tarihçesi ........................................................................... 137
3.3.3. Maliye SGB.net Sisteminin İşleyişi ................................................ 140
3.3.4. Maliye SGB.net Sistemi Kapsamında Yer Alan Modüller ............. 144
3.3.4.1. Kullanıcı Yönetimi Modülü ................................................... 144
3.3.4.2. Bütçe Hazırlık Modülü........................................................... 144
3.3.4.3. Bütçe İşlemleri Modülü ......................................................... 144
3.3.4.4. Kimlik Paylaşımı Modülü ...................................................... 146
ix
3.3.4.5. Taşınır Mal Modülü ............................................................... 147
3.3.4.6. Kütüphane Modülü ................................................................ 149
3.3.4.7. Alacak Takip Modülü ............................................................ 149
3.3.4.8. İç/Ön Mali Kontrol Modülü ................................................... 150
3.3.4.9. Performans Bütçe Modülü ..................................................... 150
3.3.4.10. Harcama Yönetimi Modülü.................................................. 151
3.3.4.11. Evrak Modülü ...................................................................... 154
3.3.5. Projenin Amaç ve Hedefleri............................................................ 157
3.3.6. Projede Kullanılan Kaynaklar ......................................................... 159
3.3.6.1. Mali Kaynaklar....................................................................... 159
3.3.6.2. İnsan Kaynakları .................................................................... 160
3.3.6.3. Bilişim Teknolojileri .............................................................. 160
3.3.6.3. Diğer Kaynaklar ..................................................................... 161
3.3.7. Uygulama ........................................................................................ 165
3.3.7.1. Projenin, Bilişim Teknolojileri ve Diğer Kaynakları Kullanarak Hedeflere Ulaşması ............................................................................. 165
3.3.7.2. Projenin Yönetime Getirisi .................................................... 167
3.3.7.3. Maliye SGB.net Sisteminin E-Devlet ve Yönetişime Katkıları............................................................................................................. 169
3.3.7.4. Projeler ve Yönetimler Arası Eşgüdüm ................................. 172
3.3.8. Maliye SGB.net Sistemi Projesinin Değerlendirilmesi................... 173
3.4. Etkin Bir E-Devlet Örneği Olarak Maliye SGB.Net Sisteminin Yönetişim İlkelerine Katkıları Üzerine Bir Araştırma ........................................................ 183
3.4.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi ....................................................... 183
3.4.2. Araştırmanın Evreni, Örneklemi ve Veri Toplama Süreci.............. 183
3.4.3. Araştırmanın Hipotezleri, Varsayımları ve Sınırlılıkları ................ 184
3.4.4. Araştırmanın Yöntemi..................................................................... 185
3.4.5. Araştırmanın Bulguları.................................................................... 185
3.4.6. Araştırma Sonuçlarının Değerlendirmesi........................................ 207
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
SONUÇ VE ÖNERİLER....................................................................................... 211
KAYNAKÇA........................................................................................................... 221
EKLER..................................................................................................................... 235
EK-1. E-Devlet Kapısı ............................................................................................. 236
x
EK-2. SGB.net Sistemi ............................................................................................ 237
EK-3. Protokol ve Kurulum Yapılan Kurumlar....................................................... 238
EK-4. SGB.net Değerlendirme Anketi..................................................................... 240
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................. 241
xi
KISALTMALAR
AB Avrupa Birliği - European Union
ABD Amerika Birleşik Devletleri
a.g.e. Adı Geçen Eser
AR-GE Araştırma Geliştirme
AHP Ayrıntılı Harcama Programı
ARBİS Araştırmacı Bilgi Sistemi
ASKİ Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi
A.Ş. Anonim Şirketi
BİT Bilgi ve İletişim Teknolojileri
BM Birleşmiş Milletler - United Nations
BT Bilgi Teknolojileri
BTD Bilgi Toplumu Dairesi
BTYK Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu
COBİT Bilgi ve İlgili Teknolojiler İçin Kontrol Hedefleri
DPT Devlet Planlama Teşkilatı
DTM Dış Ticaret Müsteşarlığı
DTÖ Dünya Ticaret Örgütü- World Trade Organization
E-DEVLET Elektronik Devlet
EDI Elektronik Veri Değişimi
E-İMZA Elektronik İmza
ETA Elektronik Vergi Dairesi
eVDO İnternet Tabanlı Merkezi Vergi Daireleri
G2B Devlet Yönetiminden İşletmelere-Government to Business
G2C Devlet Yönetiminden Vatandaşa-Government to Citizen
G2G Devlet Yönetiminden Devlet Yönetimine-Government to
Government
G2E Devlet Yönetiminden Çalışana-Government to Employee
GePS Kamu Tedarik Sistemi
GİB Gelir İdaresi Başkanlığı
GİMOP Gümrük İdaresinin Modernizasyonu Projesi
xii
IMF Uluslararası Para Fonu - International Monetary Fund
IRS Federal Gelirler İdaresi
İSKİ İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi
KDEP Kısa Dönem Eylem Planı
KİK Kamu İhale Kurumu
KPS Kimlik Paylaşım Sistemi
MBS Mevzuat Bilgi Sistemi
M-DEVLET Mobil devlet
MERNİS Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Projesi
MOBESE Trafik Bilgi Sistemi ve Mobil Elektronik Sistem
Entegrasyonu
OECD Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı - Organization for
Economic Cooperation and Development
ÖSYM Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
POLNET Polis Bilgi Ağı
s. Sayfa
S. Sayı
say2000i Saymanlık Otomasyon Sistemi
SGB Strateji Geliştirme Başkanlığı
TAKBİS Tapu Kadastro Bilgi Sistemi
TARABİS TÜBİTAK Ulusal Araştırma Altyapısı Bilgi Sistemi
TBD Türkiye Bilişim Derneği
TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi
TBV Türkiye Bilişim Vakfı
T.C. Türkiye Cumhuriyeti
TEDAŞ Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.
TESEV Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı
TK Telekomünikasyon Kurumu
TODAİE Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü
TÜBİSAD Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği
TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
TÜSİAD Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği
xiii
UNCITRAL Birleşmiş Milletler Uluslar arası Ticaret Hukuku Komisyonu
UNDP Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı -United Nations
Development Programme
UYAP Ulusal Yargı Ağı Projesi
vb. Ve benzeri
vd. Ve diğerleri
VEDOP I-II Vergi Daireleri Otomasyonu Projesi I-II
vs. Ve saire
xiv
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa No
Şekil 1.1. İyi Yönetişimin Temel İlkeleri ...................................................................... 18
Şekil 2.1. E-Devletin Temel Bileşenleri ........................................................................ 38
Şekil 2.2. E-Devlet-Geleneksel Devlet .......................................................................... 54
Şekil 2.3. Geleneksel Devlet Anlayışı ile E-Devlet Anlayışının Karşılaştırılması........ 55
Şekil 3.1. Dünyada İnternet Kullanıcılarının En Fazla Olduğu 20 Ülke (Milyon Kişi) 78
Şekil 3.2. Türkiye’de Bilgi Toplumuna Olma Yolunda Yıllar İtibariyle Yapılmış Çalışmalar ...................................................................................................................... 93
Şekil 3.3. 2010 Yılı Bilgisayar ve İnternet Kullanım Oranları .................................... 123
Şekil 3.4. E-devlet Araştırması’na Göre Türkiye’nin E-performansı.......................... 125
Şekil 3.5. Sabit Telefon Abone Yoğunluğu ................................................................. 128
Şekil 3.6. Mobil Telefon Abone Yoğunluğu ............................................................... 128
Şekil 3.7. İnternet Kullanıcı Yoğunluğu ...................................................................... 129
Şekil 3.8. Genişbant Abone Yoğunluğu ...................................................................... 130
Şekil 3.9. Entegrasyon Modeli..................................................................................... 141
Şekil 3.10. Bütçe ve Harcama Süreci........................................................................... 142
Şekil 3.11. Maliye SGB.net Sisteminin Fonksiyonları ................................................ 143
Şekil 3.12. Harcama Takip Süreci ............................................................................... 146
Şekil 3.13. Taşınır Mal Kayıt Süreci ........................................................................... 148
Şekil 3.14. Açık Pazar.................................................................................................. 148
Şekil 3.15. Performans Esaslı Bütçeleme Modülü....................................................... 151
Şekil 3.16. Maliye SGB.net Sistem Yapısı .................................................................. 156
Şekil 3.17. Çağrı Merkezi ............................................................................................ 163
Şekil 3.18. SGB.net Forum Sayfası ............................................................................. 164
Şekil 3.19. Maliye SGB.net Modülleri ve ................................................................... 172
Şekil 3.20. Maliye SGB.net Sisteminden Önce Ödenek Talep Gönderme Süreci ...... 177
Şekil 3.21. Araştırmada İzlenen Yöntem..................................................................... 185
Şekil 3.22. Araştırma Anketini Cevaplayanların Cinsiyetleri ..................................... 186
Şekil 3.23. Araştırma Anketini Cevaplayanların Eğitim Durumları............................ 187
Şekil 3.24. Maliye SGB.net Sisteminin İletişim Üzerindeki Etkisi............................. 188
Şekil 3.25. Sistem ile ilgili Talep ve Şikayet vb. Konularda Yorum Yazma İmkanı
xv
Bulunmakta Mıdır? ...................................................................................................... 189
Şekil 3.26. Sistem Karar Alma Yetkisine Çalışanların Katılımını Sağlar Mı?............ 190
Şekil 3.27. Maliye SGB.net uygulamalarıyla ilgili hiç hizmet içi eğitim aldınız mı? . 191
Şekil 3.28. Maliye SGB.net Sistemi Bürokrasiyi, Kırtasiye Masraflarını ve Fazla Personel Maliyetlerini Azaltarak Kaynakların Daha Etkin ve Verimli Kullanılmasını Sağlar Mı? .................................................................................................................... 192
Şekil 3.29. Maliye SGB.net Sistemi Hizmet Sunulmasında Etkinliği Ve Hızı Artırır Mı? ............................................................................................................................... 193
Şekil 3.30. Maliye SGB.net Sistemi Personel Üzerindeki Yükü Hafifletmekte Midir?194
Şekil 3.31. Maliye SGB.net Sistemi Çalışan Memnuniyetini Arttırmakta Mıdır? ...... 195
Şekil 3.32. Maliye SGB.net Sistemi Altyapı Konusunda Yeterli Midir? .................... 196
Şekil 3.33. Maliye SGB.net Sistemi ile Sorumluluğun Kayıt Altına Alınması Nedeniyle Sizin İş Yapma Tarzınızda Bir Değişiklik Oldu Mu? ................................ 197
Şekil 3.34. Maliye SGB.net Sistemi Kamusal Bilgilere ve Kamu Hizmetlerine Daha Ucuz Ve Hızlı Bir Biçimde Ulaşmasını Sağlamakta Mıdır? ....................................... 198
Şekil 3.35. Maliye SGB.net Sistemi ile Hızlı ve Etkin Raporlama Gerçekleştirilebilmekte Midir? .................................................................................... 199
Şekil 3.36. Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Ortaya Çıkan Aksaklıkları E-Devlet Uygulamaları Ortadan Kaldırır Mı, Azaltır Mı, Yoksa Hiçbir Etkisi Olmaz Mı? ....... 200
Şekil 3.37. E-Devlet Uygulamalarının Önündeki En Büyük Engel Nedir?................. 201
Şekil 3.38. SGB.net Sistemi Hangi Hizmetleri Sunmaktadır?..................................... 202
Şekil 3.39. ‘E-devlet Uygulamaları ile Hizmet Sunumunda Hızlılık, Verimlilik, Süreklilik Artar’ Düşüncesine Katılıyor Musunuz?..................................................... 203
xvi
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa No
Çizelge 2.1. Dünyada Bazı Ülkelerin E-İmzaya Geçiş Tarihleri................................... 46
Çizelge 2.2. E-Devlette Etkileşim Alanları ve E-Devletin Sağlayacağı Başlıca Avantajlar....................................................................................................................... 49
Çizelge 3.1. e-Avrupa Planında Temel Kamu Hizmetleri ............................................. 90
Çizelge 3.2. E-devlet Araştırması’na Göre Türkiye’nin Sıralama Değerleri............... 125
Çizelge 3.3. Ülkelerin Bilgi Toplumuna Hazır Olma Durumu.................................... 126
Çizelge 3.4. Türkiye'nin Bilgi Toplumuna Hazır Olma Durumu ................................ 127
Çizelge 3.5. Harcama Yönetim Modülü ile Elde Edilen Kazanımlar.......................... 154
Çizelge 3.6. Bir Alım Sürecinden Elde Edilen Maliyet Tasarrufu .............................. 177
Çizelge 3.7. Fazla Mesai Alt Modülü ile Elde Edilen Maliyet Tasarrufu ................... 178
Çizelge 3.8. E-Fatura ile Elde Edilen Maliyet Tasarrufu............................................. 178
Çizelge 3.9. Performans Bütçe Modülü ile Elde Edilen Maliyet Tasarrufu ................ 179
Çizelge 3.10. Taşınır Mal Modülü Sayesinde Elde Edilen Maliyet Tasarrufu ............ 180
Çizelge 3.11. Maliye SGB.net Sisteminin Ölçülebilir Kazanımları ............................ 181
Çizelge 3.12. Sizce SGB.net Sisteminin eksik yanları nelerdir? ................................. 204
Çizelge 3.13. Sizce E-devlet uygulamalarının olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? .. 205
Çizelge 3.14. E-devlet ve SGB.net uygulamalarının başarılı olabilmesi ve ülkemizde yaygın olarak kullanılabilmesi için önerileriniz nelerdir? ........................................... 206
1
GİRİŞ
Değişimin hızlandığı dünyada, küreselleşme ve bilgi toplumunun gerektirdiği
yönetim anlayışına dayalı olarak, kamu yönetim sistemlerinde bir değişim ihtiyacı
öne çıkmış, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş, mevcut kalıplar içinde kamu
yönetimlerinin değişen şartlara uyum sağlamasının güçlüğünü ortaya çıkarmış ve
kamu yönetim sistemleri de ortaya çıkan yeni kamu yönetimi anlayışlarına paralel
olarak değişime uğramıştır.
Geleneksel kamu yönetiminin maruz kaldığı sıkıntıları aşmak için kamu
hizmetlerinin rekabet ortamında piyasa benzeri mekanizmalarla yürütülmesi,
merkeziyetçi ve hiyerarşik yönetim yapısının desantralize edilmesi, esnek
örgütlenme ve yönetim, yönetime yeni aktörlerin katılması, prosedürlerden çok
sonuca önem verilmesi, performans ölçümü ve yönetimine önem verilmesi, etkinlik
ve verimliliğin temel alınması, kaliteye vurgu, müşteri odaklılık ve sonuçlara dayalı
hesap verme sorumluluğu gibi temel özellikleri bünyesine katan yeni kamu yönetimi
yaklaşımları; devletin küçültülmesini, sınırlanmasını, yetkilerin ve karar alma
mekanizmalarının merkezden yerele ve sivil topluma aktarılmasını savunmaktadır.
Bu yaklaşımlardan günümüzde en çok tartışılanı ise, yönetişim yaklaşımıdır.
Kamu sektöründe etkinliğin sağlanması ve yönetsel boyutta şeffaf ve
denetime açık bir kamu hizmeti sunma mekanizmasının kurulması için geleneksel
karar alma süreçlerine vatandaşların özel sektörün ve sivil toplumun da dahil
edildiği, kamu kurumları arasında etkileşimin arttığı bir model olarak yönetişim
yaklaşımı, günümüzde pek çok ülkede kabul görmüş ve uygulanmaktadır. Bu
yaklaşım ile kamu hizmetlerinin onlardan yararlananların mutluluğunu sağlayacak ve
refahını yükseltecek şekilde uygulanması temel ilke olarak benimsenmiş, verimlilik
çalışmalarına özel bir önem verilmiş ve bu sayede kamu hizmetlerinin kalitesi
yükseltilmeye çalışılmıştır.
Bu gelişmelere paralel olarak dünya genelinde başta Yeni Zelanda, İngiltere,
Avustralya, İsveç ve Fransa gibi gelişmiş ülkeler olmak üzere daha birçok ülkenin
kamu yönetimlerini yeni kamu yönetimi ve yönetişim yaklaşımları çerçevesinde bir
reform sürecine tabi tuttuğu görülmektedir.
2
Dünyada yaşanan, yönetişim reformları olarak ifade edilen ve Batılı ülkelerin
son 20-30 yıllık dönemde verimlilik kaygılarıyla ortaya koyduğu bu değişimlerin
yanında, ülkemizde yaşanan ekonomik ve mali krizlerin, kamu yönetimi alanındaki
reform ihtiyacının daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmasında önemli bir etkisi
olmuştur. Sonuçta, Türkiye de bu sürecin dışında kalamamış ve kamu yönetiminde
yeniden yapılanma çalışmaları ve yönetişim yaklaşımı son yıllarda Türkiye’de de
temel tartışma alanlarından biri haline gelmiştir.
Öte yandan kamu kesiminde ortaya çıkan yeni bir yönetim anlayışı
ihtiyacının bir sonucu olarak kamu hizmetlerinde de daha verimli ve şeffaf bir
yapının oluşturulması ihtiyacı doğmuştur. Bu ihtiyaç, değişen dünya dinamikleri
karşısında ayakta kalabilmenin gerekli kıldığı bir değişimdir. Çünkü, yeni dönemde
yönetişim yaklaşımı ile birlikte kamu hizmetlerinin kalitesi ve sunuş biçimleri
tartışmaya açılmış ve kamu hizmetlerinin yapı, işleyiş, fonksiyon ve sunumlarında
önemli değişiklikler gündeme gelmiş ve hayata geçirilmiştir. Tüm bu gelişmeler, son
yıllarda kamu yönetiminin hizmet, performans, strateji ve modernleşme açıklarını
kapatma yolu olarak yönetişim yaklaşımının bir aracı olan elektronik devlet (e-
devlet) kavramının evrensel bir öneri olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Böylece, yönetişim yaklaşımı ile bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT)’nin
saydamlık, vatandaşa daha hızlı ve güvenli hizmet verme gibi konularda sunduğu
olanaklar, kamu kurumlarının hizmet sunumunda da kullanılmaya başlanmıştır. Yani
e-devleti, yönetişim, katılım, şeffaflık ve sosyal adalete dayanan kalkınma talepleri
mümkün kılmıştır.
E-devlet, kamunun hizmet verdiği alanlarda bilgi ve iletişim teknolojilerinden
yararlanılarak daha şeffaf, vatandaşın katılımını arttıran, daha az maliyetle ve daha
verimli çalışan bir idari yapı olarak tanımlanabilir. Bununla birlikte e-devleti sadece
teknolojik olanakların kullanımı olarak görmemek gerekir. E-devlet, klasik devletteki
kağıt üstünde yapılan işlemlerin bilgisayar ortamına aktarılmasından daha geniş bir
anlamı içerir. E-devlet yönetimde bilişim teknolojilerinin stratejik kullanımı
sayesinde bilgi toplumunun ihtiyaçlarına cevap verebilecek, vatandaş ve kurumlar ile
elektronik ortamda iletişimde bulunarak verimliliği, şeffaflığı sağlayacak bir yeniden
yapılanma modelidir.
3
Kamu hizmetlerinin hızını, yaygınlığını ve etkililiğini artıran, aynı zamanda
hizmet maliyetlerini de radikal biçimde düşüren e-devlet uygulamaları ile bürokratik
ve kırtasiyeci hizmet anlayışı yerini kalite ve verimlilik odaklı hizmet anlayışına,
bireyin devlet için var olması anlayışı yerini devletin birey için var olması anlayışına
bırakmaktadır.
E-devlet yapılanmasındaki temel hedef, kamu kurumları, vatandaş ve özel
sektör arasındaki bilgi, hizmet ve malzeme alışverişlerinde bilgi ve iletişim
teknolojilerinin kullanılması, bu sayede bilgi toplumu dinamiklerinden olan
verimlilik, performans, rekabet ve demokratik yönetim anlayışlarının oturtulmasıdır.
Bu çizgide hedefler çizen e-devlet yapılanması çağın gerektirdiği niteliklere sahip
devlet anlayışını oturtmayı amaçlamaktadır.
Şeffaf bir devlet yapısının kurulması, kamusal hizmetlerin hızlı ve etkin
şekilde işlerliğe sahip olması, vatandaşların hayatında devlete ayrılan zamanın
asgariye indirgenmesi, karar verme sürecinin kısalması, her an her saatte hizmet
sunulabilir olması ve bürokrasinin azaltılması e-devletin sistematik yapılanmada
koyduğu diğer hedefler olarak sayılabilir. Bu hedeflerle yola çıkarak varılmak
istenen nokta vakit kazancının sağlanması, maliyetlerin asgariye çekilmesi,
memnuniyetin artması, ekonomik büyüme sağlanması, kırtasiye bağımlılıklarının
sona ermesi, demokratik ortam sağlanması, insana dayalı hataların en alt seviyeye
çekilmesidir. Bu sayede bilgi toplumu olmayı başarabilen her devlet, küresel dünya
arenasında toplumsal dinamiklerinden ekonomik yapısına kadar her alanda rekabetçi
olabilecek ve ilerleme kaydedebilecektir.
Türkiye’de de 2000’li yıllardan itibaren bilim ve teknoloji politikasının
inovasyon (yenilik) odaklı biçimde yeniden tanımlanmasıyla e-devlet uygulamaları
bir devlet stratejisi haline dönüşmüştür. Böylece, merkezi ve yerel yönetim
birimleriyle devletin daha verimli, hızlı ve düşük maliyetlerle hizmet sunması,
bürokratik engellerin asgari düzeylere çekilmesi, kamusal hizmetin kalitesinin
artması ve doğal olarak diğer ülkelerle rekabet edebilecek seviyeye ulaşması
hedeflenmektedir.
Bununla birlikte hedeflere ulaşılabilmesi için e-devlet uygulamalarının etkili
ve sağlıklı çalışması ve en çok da yaygınlaşması gerekmektedir. E-devlet
4
uygulamalarının yaygınlaştırılması devlet kadrolarındaki şişkinliği önleyeceği gibi,
bürokratik mekanizmanın verimliliğini de artıracak ve kamusal hizmetlerde pek çok
sorunun çözümünde olumlu etkisi olacaktır. Özellikle bürokratik işlemleri caydırıcı
boyutlara ulaşan ülkemizde ekonomiyi olumlu yönde etkilemesi beklenebilir. Bir
kısmı işlerlik kazanan ve uygulaması da görülen nüfus, pasaport, dış ticarette gerekli
belgelerin sanal ortamda alınabilmesi, vergilerin primlerin sanal ortamda
ödenebilmesi vb. pek çok alandaki düzenlemeler ve özellikle interaktif hizmetler
sosyal yaşama ve iş hayatına hız getirecektir.
Diğer gelişmişlik göstergeleri gibi bilgi teknolojileri (BT)’nin yaygın ve etkin
kullanımı, ülkemiz için büyük önem taşımaktadır. Ülke ekonomisine önemli ölçüde
katkı sağlayacak duruma gelmiş olan bu sektörün, ulusal sermaye ve yatırımlarla
büyümesi, ülke ihracatındaki payının artırılması, yeni iş alanları yaratmak üzere
devlet tarafından desteklenmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bununla birlikte BT
sektörünün yalnız ekonomik kalkınmanın değil, sosyal kalkınmanın da motoru
olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşebilmesi, ancak ve ancak, toplumun geniş
kesimlerinin BT sektöründeki mal ve hizmetlerden yararlanmasının yanı sıra bu
alandaki üretim ile mümkündür. Bunun en önemli koşulu ise, devlet eliyle
gerçekleştirilen işlemlerde BT araçlarının yaygın ve elverişli bir şekilde
kullanılmasıdır.
Bu bağlamda, e-devlet, ülkemize özellikle maddi alanda büyük kazanımlar
sağlayacak olan yeni bir dönüşümdür. Türkiye için, maddi olarak getirisi yüksek olan
ve de ülkedeki kurumların daha iyi çalışmasını sağlayarak vatandaşla devlet
arasındaki sıkıntıların çözülmesine katkıda bulunan e-devlete geçiş artık bir
zorunluluk halini almıştır.
Bu kapsamda bu çalışmanın amacı, yönetişim yaklaşımı ile Türkiye’de kamu
hizmetlerinin daha etkin bir biçimde yerine getirilmesinde bilgi ve iletişim
teknolojilerinin kullanımının etkisinin ortaya konulması ve bu amaçla etkin bir e-
devlet uygulaması olarak Maliye SGB.net uygulamasının değerlendirilmesidir.
Üç ana bölümden oluşan bu çalışma, küreselleşme ve teknolojik gelişmeler
sonucu ortaya atılan devleti yeniden yapılandırma projelerinde, kamu hizmetlerinde
5
devletin rolünün ve işlevinin nasıl yeniden tanımlandığını, 21’nci yüzyılın yeni
yönetim anlayışı olarak ifade edilebilecek olan yönetişim yaklaşımını merkeze alarak
incelemektedir.
Çalışmanın birinci bölümünde, kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması
sürecinde önemli bir yere sahip olan yönetişim kavramının tanımı ve kökeni, Türk
kamu yönetiminde gündeme gelişi, iyi yönetişim kavramının tanımı ve ilkeleri
irdelenecektir.
İkinci bölümde, e-devletin tanımı, e-devlete yönelten nedenler, e-devletin
temel unsurları ve uygulama türleri, geleneksel devlet ile e-devlet arasındaki farklar,
e-devletin amaçları ve sağlayacağı faydalar, e-devletin yapılandırılmasına ilişkin
sorunlar ile yönetişim ve e-devlet ve e-yönetişim kavramları detaylı olarak
incelenecektir.
Üçüncü ve son bölümde ise, dünyada ve Türkiye’deki e-devlet uygulamaları
ele alınacak, ülkemizdeki makro düzeydeki bazı e-devlet uygulamaları tanıtılacak,
Türkiye’nin dünyadaki e-devlet projelerindeki yeri ortaya konulacak ve son olarak
etkin bir e-devlet örneği olarak Maliye SGB.net uygulaması ayrıntılı olarak ele
alınarak bu uygulamanın sağladığı fayda ve tasarruflar değerlendirilecektir. Bu
kapsamda, e-devlet uygulamaları ile kamunun sağlayacağı fayda Maliye SGB.net
Sistemi üzerinden anlatılmaya çalışılacaktır. Ayrıca, bir e-devlet uygulaması olarak
Maliye SGB.net Sisteminin yönetişime sağladığı katkıların ölçülebilmesine yardımcı
olmak amacıyla hazırlanan ve Ek-5’de sunulan bir anket çalışmasının sonuçları
değerlendirilecektir.
6
BİRİNCİ BÖLÜM
YENİ VE YÜKSELEN BİR KAVRAM OLARAK YÖNETİŞİM
‘İyi yönetişim belki de yoksulluğu sona
erdirecek ve kalkınmayı sağlayacak tek
ve en önemli faktördür.’ Kofi A. Annan
Dünya ekonomisinde, 1970’li yılların sonundan itibaren başlayan ve 1980’li
yıllarda hızlanarak devam eden yapısal değişiklikler, ekonomik ilişkilerin daha
karmaşık bir yapıya bürünmesine yol açmıştır. Gerçekten de, 1980’li yılların
başından itibaren dünyada çok yönlü bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bu dönüşüm
sanayi toplumundan bilgi toplumuna, Fordist üretimden esnek üretime, ulus devletler
dünyasından küreselleşmiş dünyaya, modernist düşünceden post modern dünyaya
geçiş söyleminde ifadesini bulmuştur. Bu dönüşüm sürecinde, ekonomide liberal
yaklaşım ön plana çıkarken, bireyle devlet arasındaki ilişki biçimi de değişmiş;
yönetim (government) kavramı yerine yönetişim (governance) kavramı kullanılmaya
başlanılmıştır (DPT, 2000: 10-11).
Aşağıda yönetişim kavramının kavramsal çerçevesi çizildikten sonra,
yönetişim yaklaşımının Türk kamu yönetiminde gündeme gelişi üzerinde durulacak,
daha sonra iyi yönetişim kavramı ve bu kavramın temel ilkeleri detaylı olarak
anlatılacaktır.
1.1. Kavramsal Çerçeve
1.1.1. Kavramın Kökeni
Anne Mette Kjaer, yönetişimle ilgili detaylı bir etimolojik inceleme yaptığı
eserinde, kavramın 14’ncü yüzyılın ortalarında ‘Governance’ olarak bilindiğini öne
7
sürmektedir. Hatta, kötü ve iyi tanımlamaları eklenerek kullanıldığını belirttiği
kavramın, nötr bir anlam içerdiğini; günümüzdeki karşılığı olan hükümet etmek,
idare etmek gibi anlamlara geldiğini saptamaktadır. Buna karşılık, 1980’lerde
kavramın bu kez biraz daha farklılaşmış bir anlamda ve bazı özelliklere de vurgu
yapar şekilde yeniden kullanılmaya başlandığını ifade etmektedir. 1980’lerle birlikte
siyaset bilimciler kavrama, sivil toplum aktörlerini de içerecek şekilde, hükümetten
ayrı bir anlam yüklemişler ve kullanmışlardır. Burada bahsedilen yönetişim, kamu
kesimini dışlamayan, farklı olarak sivil toplumu, bir kısım ağları, ortaklıkları ve
piyasaları (özellikle uluslararası piyasaları) yönetim işlevinin merkezine yerleştiren
bir yönetim yaklaşımıdır (Kjaer, 2004: 1-3).
Bazı yazarlar ise, yönetişim teriminin kökenini 16’ncı yüzyıla kadar
dayandırmaktadır. Özellikle, 17’nci yüzyılda kullanılan ve Fransızca bir sözcük olan
‘gouvernance’ teriminin temel alınmasıyla böyle bir çıkarım yapmaktadırlar.
Bunlara göre ‘gouvernance’ terimi, söz konusu dönemde, bazı felsefi yaklaşımlar
çerçevesinde, hükümeti sivil toplum ile uzlaştırmaya veya uyumlaştırmaya çalışan
bir anlayışı ifade etmek için kullanılmıştır. Ardından, bu kelimenin İngilizce’ye
‘governance’ olarak tercüme edilerek yayıldığı ileri sürülmüştür (Gaudin, 1998: 47).
Köken konusundaki en kapsamlı çalışmalardan birini yapan Rhodes’a göre de
kavram, 1980’lerin ilk yarısından itibaren hükümetten farklı bir anlamda ve farklı bir
şekilde, hükümet etme anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Rhodes’a göre
governance (yönetişim) kavramı, altı farklı şekilde kullanılmaktadır: Minimal devlet,
kurumsal yönetişim, yeni kamu işletmeciliği, iyi yönetişim, sosyo-sibernetik sistem,
kendi kendine organize ağlar (Rhodes, 1996: 652).
Yönetişim modelinin günümüzdeki anlamıyla ortaya çıkış sürecine
bakıldığında, genel olarak, süreç içerisinde merkezi hükümet düzeyindeki ve giderek
ulus ötesi düzeydeki problemlerin yönetimine uygulandığı ve 1970’lerden itibaren
belirginleşen yönetebilirlik krizine bir yanıt olarak çıktığını söylemek mümkündür
(Kazancıgil, 1998: 69).
Bu bağlamda, Daniel Bell’in 1988 yılında tüm düzeylerdeki yönetebilirlik
krizine ilişkin yaptığı saptama, temel meselenin, ulus devletin, yaşamın büyük
sorunları karşısında çok küçük kaldığı üzerinedir. Ulus devlet, hayatın küçük
8
sorunları için de çok büyüktür. Büyük sorunlar için çok küçüktür; çünkü sermaye
akışlarıyla, mülkiyet dengesizlikleriyle, iflaslarla, gelecek yirmi yılda hızla artacak
demografik med-cezir dalgalarıyla uğraşacak etkin uluslararası mekanizmalara sahip
değildir. Küçük sorunlar için de çok büyüktür; çünkü ulusal siyasal merkeze yönelik
güç akışları, merkezin artan oranda yerel ihtiyaçların çeşitliliğine ve farklılığına
duyarsız kalmasına yol açmaktadır (Bell, 1988).
Burada vurgulanan, yirminci yüzyılın son çeyreğinde, merkezi yönetimlerin
bu tür sorunları tek başına çözemeyeceğinin kesinleşmesi ve bunun ortak kanaat
olarak kabul görmeye başlamasıdır. Bu nedenle de, yeni yaklaşım arayışları ortaya
çıkmıştır. Bu yaklaşımlar, kamu sektörü ve özel sektör arasında etkin bir işbirliğinin
gerekli olduğu, bir başka deyişle çok aktörlü yönetim düşüncesi üzerine
temellendirilmektedir. Var olan yönetim pratiklerinin yetersiz kalması üzerine,
gereksinim duyulan arayışların uygulamada etkili olmaya başlamasıyla, bu yeni
gelişmeleri anlatmak için de yönetişim yaklaşımı ortaya çıkmıştır (Tekeli, 1999:
239).
Bu çerçevede, yönetişim modeli, devletin yönetim alanında giderek artan
işlevsiz ve yetersiz kalmasına ilişkin sorunlara bir çözüm olarak ortaya atılmakta;
planlama, öngörme, eyleme geçme ve rekabetle baş etme yeteneği sınırlı devlet
gücünü paylaşma yolları öne çıkarılmaktadır (Merrien, 1998: 57-58). Devlet artık
hizmet sunan bir birim olmaktan çıkmakta ve ‘hizmet sunumunu düzenleme’ rolünü
üstlenmektedir. Burada ‘dikey hizmet sunumu’ yerine, ‘yatay bir koordinasyon’ söz
konusudur (Kettl, 2000).
1980’li yıllarda, Latin Amerika’da belirginleşen demokratikleşme dalgasıyla
ve bu dalganın, 1990’lı yıllarla birlikte Afrika’da yayılmasıyla gelişimini artıran
yönetişim kavramı, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve Dünya Ticaret
Örgütü (DTÖ)’nün yanı sıra, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD),
Birleşmiş Milletler (BM)’in bazı kuruluşları (örneğin Birleşmiş Milletler Kalkınma
Programı-UNDP) ve Avrupa Birliği kurumlarının resmi söylemleri arasında yer
almaya başlamıştır. Bu uluslararası örgütler, gelişmekte olan ülkelerde yaşanan
ekonomik krizlerin, bu ülkelerin içinde bulunduğu yönetim zaafiyeti ile ilişkisini
9
kurarak, yönetişimin kalkınma için vazgeçilmez bir gereklilik olduğunu öne
sürmüşlerdir (DPT, 2007: 5).
1990’lardan bu yana, gerek azgelişmiş ülkelerin, gerekse dağılan Doğu
Avrupa ülkelerinin ulusal politikalarının ve kamu yönetimlerinin küresel
eklemlenmeye uyumunu geliştirmek amacına yönelik olarak Dünya Bankası’nın
elindeki en önemli araçlardan biri haline gelen yönetişim, tüm reform programlarının
genel çerçevesini ve içeriğini belirlemektedir. Tüm bu ülkelerde, ulusal politikaların
yanı sıra devlet örgütlenmelerinin de küresel eklemlenmeye uyumlu hale
getirilmesinde ‘iyi yönetişim modeli’ reform programlarının zorunlu ve ayrılmaz bir
parçası olmuştur. Soğuk Savaş’ın bitmesi ile birlikte gelişme yardımlarını eski Doğu
Bloku ülkelerine yönlendiren Dünya Bankası’nın gelişme anlayışının kapsamı
genişlemiş ve gelişme ‘teknik’ bir içerik kazanmıştır. Bu bağlamda, yönetişim, söz
konusu ülkelerde devlet aracılığıyla girişimciliğin ve piyasa mekanizmalarının
kurumsallaşmasında önemli bir işlev görmeye başlamıştır. Dünya Bankası’nın
beklentisi özelleştirme uygulamaları, bunun mümkün olmadığı koşullarda ise, kamu
hizmetlerinde reforma gidilerek girişimci kültürün kamu sektörüne uyarlanmasıdır.
Dünya Bankası, azgelişmiş ülkelerin temel sorununu, özel sektörün büyümesine
elverişli bir ortamın yaratılmasındaki yetersizlik ve başarısızlık olarak tanımlamakta
ve bu ortamın yaratılarak korunması politikalarını da ‘piyasa dostu devlet’ kavramı
ile açıklamaktadır. Bunun anlamı, ekonomik gelişme sürecinde devletlerin belli
işlevleri yüklenmesi ve ekonomik faaliyete ivme kazandıracak ortamın devlet eliyle
yaratılması gerektiğidir. Bir başka deyişle devlet, kendi hareket alanı içinde ‘piyasa
dostu’ politikaları benimsemelidir (Kiely, 1998).
Yönetişim, başta devlet olmak üzere, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları
da dahil üç aktörü bünyesinde barındırmaktadır: Bu üç aktörün de güçlü ve zayıf
yönleri bulunduğundan, iyi yönetişimin gerçekleştirilebilmesi için, üç aktör
arasındaki etkileşimin artırılması gerekmektedir. Sürdürülebilir kalkınma, ancak bu
aktörler arasında doğru dengenin kurulması yoluyla sağlanabilir. Yönetişimin amacı
kalkınmayı gerçekleştirmek için gerekli kapasiteyi geliştirmek olduğundan, iyi
yönetişim ve sürdürülebilir kalkınmanın birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğu
gerçeği geniş kabul görmektedir. Bu bağlamda, kalkınmayı sürdürülebilir kılmak için
iyi yönetişimin kapasitesinin artırılması gerekmektedir.
10
Özetle, kamu yönetimi alanındaki etkinliği 1990 sonrasında artan yönetişim,
küreselleşme ve serbest piyasa koşullarında geleneksel devletin vatandaşın talepleri
karşısında yetersiz kalması sonucu ortaya çıkan boşluğu doldurmak üzere yaratılmış
bir kavramdır ve esas olarak, devletin ekonomide ve toplumsal alanda değişen rolü
ile ilişkili bir seyir izlemiştir.
1.1.2. Kavramın Tanımı
Pek çok disiplin tarafından kullanılan yönetişimin çok boyutlu özelliği, bu
kavramın, herkesin üzerinde uzlaştığı, standart bir tanımının yapılmasını
güçleştirmektedir. Hem özel sektör, hem de kamu yönetimi kavramı olan ve son
yıllarda kamu yönetimi alanında giderek yaygınlık kazanan yönetişim kavramı, bir
toplumda sorunlar, aktörler ve dönemler değiştikçe, kamusal kararların nasıl
alındığını, siyasaların nasıl saptandığını, kamusal eylemlerin nasıl yürütüldüğünü
belirleyen düzenlemelere atıfta bulunmaktadır.
Birbirinden farklı birçok disiplinde ekonomik, yönetsel, siyasal, ekolojik
yönetişim olarak farklı alanlarda kullanılan yönetişim kavramı, bugünkü anlamıyla
ilk kez, Dünya Bankası’nın 1989 tarihli ‘Aşağı Sahra Afrikası: Krizden
Sürdürülebilir Büyümeye’ (‘Sub Saharan Africa: From Crisis to Sustainable
Growth’) adlı Raporunda kullanılmıştır (Bayramoğlu, 2005: 40). Böylece yönetişim
kavramı, ilk kez bu raporla uluslar arası reform literatürüne girmiştir. Bu raporda
yönetişim, bahsi geçen bölgede ekonomik krizden çıkışın bir yolu olarak
görülmektedir. Raporla birlikte, Dünya Bankası’nın ilk defa bir ekonomik krizin
çözümü olarak, ekonomik reçeteler dışında, yönetime ilişkin yaklaşımlarla bir çözüm
sunduğu göze çarpmaktadır. İlk kullanımı ‘governance’ olan kavramla, ‘Uluslararası
ilişkilerde siyasal boyutun kullanılması’ öne çıkmaya başlamıştır. Ancak, daha sonra
kavrama olumlu bir sıfat eklenerek, ‘iyi yönetişim’ anlamına gelen ‘good
governance’ kavramı kullanılmaya başlanmıştır.
Yönetişim kavramının ilk olarak Dünya Bankasınca kullanılmasının ardından,
OECD raporlarında, 1992 yılında Rio de Janeiro’da yapılan BM Çevre ve Kalkınma
Konferansında, 1994 tarihli Kahire Nüfus ve Kalkınma Konferansında, 1995’te
gerçekleşen Kopenhag Sosyal Gelişme Konferansında, 1996’da İstanbul’da
11
düzenlenen BM İkinci İnsan Yerleşmeleri HABITAT II Konferansında, 2000 New
York Binyıl (Millenium) Zirvesinde ve 2002 tarihli Johannesburg Dünya
Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesinde (Rio+10) kullanılarak, kavram daha net hale
getirilmiştir. 1992 Rio Konferansının en temel belgesi olan Gündem 21 belgesi,
‘küresel ortaklık’ kavramını gündeme getirmiş, bu kavramla birlikte geleneksel
yönetim anlayışı, yerini çok aktörlü yönetim olarak yönetişime bırakmıştır (DPT,
a.g.e.: 2).
Avrupa Komisyonu ise, kendi yönetişim konseptini oluşturmuş ve Avrupa
Yönetişimi Beyaz Kitabı (White Paper on European Governance) olarak adlandırılan
belgede, yönetişime ayrıntılı olarak yer vermiştir. 2001 yılında Komisyon tarafından
hazırlanan Beyaz Kitap, geliştirmeyi amaçladığı yönetişimi, yetkilerin Avrupa Birliği
(AB) düzeyinde yürütülme biçimini etkileyen kurallar, süreçler ve davranışlar olarak
tanımlamakta ve yönetişimin açıklık, katılımcılık, hesap verebilirlik, etkililik ve
tutarlılık olmak üzere beş ilkeden oluştuğunu ifade etmektedir (Commission of the
European Communities, 2001).
Dünya Bankası, yönetişim ile ilgili şu tanımlamayı yapmaktadır: ‘Yönetişim,
bir ülkenin kalkınması için gerekli olan ekonomik ve sosyal kaynakların yönetiminde
otoritenin kullanılma biçimidir’. Ayrıca, yönetişim açık ve öngörülebilir bir karar
alma sürecinin; profesyonel bir bürokratik yönetimin; eylem ve işlemlerinden
sorumlu bir hükümetin ve kamusal sürece aktif bir şekilde katılımda bulunan sivil
toplum ve hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu bir düzeni ifade etmektedir (The
World Bank, 1994).
Neo-liberal dönemin yönetim düşüncesi olarak da ifade edilen yönetişim
yaklaşımı ile Dünya Bankası’nın temel önermeleri; kamu sektöründe etkinliğin
sağlanması, rekabetin ve piyasaların desteklenmesi ve özel teşebbüs için uygun
ortamın yaratılması amacıyla devlet içinde girişimciliğin geliştirilmesi; kamu
kuruluşlarının özelleştirilmesi; kamu personel sayısının azaltılarak kamu
hizmetlerinde reforma gidilmesi; bütçenin kontrol edilmesi; idarenin ademi-
merkezileşmesi ve devletin dışındaki aktörlerin daha fazla kullanılması biçimindedir
(Williams ve Young, 1994: 87). Bunlarla beraber, ‘hesap verebilirlik’, ‘meşruiyetin
sağlanması’, ‘yönetimde saydamlık’ ve ‘katılımcılık’ gibi kavramlar da yönetişimin
12
kurucu kavramları arasına katılmaktadır. Bunların gerçekleşmesi ise, sivil toplumun
geliştirilmesi ve yetki paylaşımının sağlanmasına bağlanmıştır (The World Bank,
1992).
OECD, kavramı ‘bir ülkenin güç ve yetkilerini icra etmesi için kullandığı
anayasal, yasal ve idari düzenlemeler’ olarak kullanırken; UNDP, yönetişimin ‘bir
toplumun siyasi, ekonomik ve sosyal işlerini kamu, özel sektör ve gönüllü sektörle
ilişkiler bağlamında yürütmek için kullandığı değerler, politikalar ve kurumların
oluşturduğu bir sistem’ (UNDP, 1997a: 2) olarak tanımlamaktadır. Bu yönüyle
yönetişim, bireylerin, kurumların ve firmaların davranışlarını sınırlayan ya da onları
teşvik eden kurallar, uygulamalar ve kurumlar bütününü temsil etmektedir.
Kavramın Türkiye gündemine kazandırılması ise, 2000 yılında Türkiye
Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), OECD, Dünya Bankası ve Avrupa
Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen ‘AB Yolunda İyi Yönetişim’ adlı toplantıyla
olmuş ve aynı zamanda kavram, 2001 yılında yayınlanan ‘Türkiye’nin Güçlü
Ekonomiye Geçiş Programı’nda da yer almıştır. Yönetenler ile yönetilenler
arasındaki karşılıklı etkileşimi ve çoklu aktörlerin beraberce iş yapabilmelerini ifade
eden yönetişim kavramının Türk kamu yönetimi literatüründe de çok çeşitli tanımları
bulunmaktadır.
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)’nın Kamuda İyi Yönetişim Özel İhtisas
Komisyonu Raporu’na göre yönetişim; ‘... merkezi otoritenin yukarıdan aşağıya
doğru hakimiyetini esas alan klasik hiyerarşik yönetim anlayışı yerine tüm toplumsal
aktörlerin karşılıklı işbirliği ve uzlaşmasına dayanan, katılımcılığı ve sivil toplum
kuruluşlarını ön plana çıkaran, saydamlığı, açıklığı, hesap verme sorumluluğunu,
yetki devri ve yerindenliği (subsidiarity) esas alan bir anlayışı anlatmak için
kullanılan bir kavramdır’ (Toksöz, 2008: 17).
Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) tarafından
hazırlanan Kamu Yönetimi Sözlüğünde ise yönetişim, ‘Bir toplumsal politik
sistemdeki ilgili bütün aktörlerin ortak çabalarıyla elde edilen sonuçların oluşturduğu
yapı ya da düzen’ olarak tanımlanmakta ve kavramın yönetime katılma kavramına
bir seçenek olarak ortaya konduğu ifade edilmektedir (TODAİE, 1998).
13
Yapılan tanımlar ve yönetişimin genel ilke ve özellikleri göz önüne alınarak
şöyle bir genel tanım yapmak mümkündür: ‘Yönetişim demokrasi, hukukun
üstünlüğü ve insan hak ve özgürlüklerine önem veren, katılımcılığın, etkinlik ve
etkililiğin, denetimin, yerinden yönetimin, açıklık, saydamlık ve hesap verebilirliğin,
kalitenin, liyakatin ve etiğin hakim olduğu, sivil toplumu ön plana çıkaran ve sivil
toplum kuruluşlarının gelişmesinin önünü açan, bağımsız işleyen bir yargı düzenine
sahip olan, teknolojideki gelişmelerle uyumlu bir ekonomik ve siyasi düzendir’
(DPT, a.g.e.: 5).
1.2. Yönetişim Yaklaşımının Türk Kamu Yönetiminin Gündemine Gelişi
Türk kamu yönetiminin, genel olarak merkeziyetçi, kırtasiyeci ve kapalı
olduğu kabul edilmektedir. Türk kamu yönetiminde bugüne kadar gerçekleştirilen
reform çalışmalarının tümü, esasında birbirinden çok fazla farklılaşmayan bu
sorunları çözmeye yoğunlaşmıştır. Aradan geçen bunca zamana rağmen, sorunların
çözümünde çok fazla mesafe kat edilemediği, bu sorunların bugün dahi büyük ölçüde
güncelliğini korumasından anlaşılmaktadır.
Ancak, son yıllarda Türkiye’de yönetim tarzı, küreselleşme ve bilgi ve
iletişim teknolojisindeki gelişmelerin baskısıyla önemli oranda dönüşüme uğramıştır.
Özellikle, küreselleşmenin bir sonucu olarak ve AB adaylığının getirdiği
yükümlülükler nedeniyle, saydam, hesap verebilir ve katılımcı bir kamu yönetiminin
gerekliliği ön plana çıkmaya başlamıştır. Ayrıca, seçmenler, sivil toplum örgütleri ve
medya kuruluşları yönetim üzerinde baskı kurarak yönetimi değişime zorlamıştır
(DPT, a.g.e.: 16).
Bu bağlamda yönetime katılma, demokratik yönetim, özerkleşme ve
yerelleşme, yönetişim, optimal hizmet sunumu, performans yönetimi, profesyonel
yönetim vb. kavramlarla ifade edilebilen yeni fenomenlerin ve temelde işletme
yönetimi alanında yerleşen yeni yönetim tekniklerinin kamu yönetiminin yapısal ve
işlevsel süreçlerine dahil edilme girişimleri, bu gün pek çok devletin olduğu gibi
Türkiye’nin de siyasi ve yönetsel gündeminin en baş sıralarında yer almaya
14
başlamıştır. Yeni yönetim tekniklerinden en fazla ön plana çıkanı ise yönetişim
yaklaşımı olmuştur.
Türkiye’de ‘yönetim’ anlayışından ‘yönetişime’ doğru bir değişimin
gerçekleşmesini gerektiren birçok neden bulunmaktadır. Özellikle Türkiye’nin son
yıllarda demokratikleşme ve Avrupa ile uyum konusunda attığı adımlar, yönetişim
anlayışının tüm kurumlarda yavaş yavaş uygulamaya geçirilmesine olanak
tanımaktadır.
Yönetişim kavramı Türkiye’de çeşitli platformlarda değişik içeriklerle
tartışılırken, kavram bazı çevrelerce kamu yönetiminde yaşanan sorunların
çözümünde önemli bir araç olarak kabul edilmiş, bazı çevreler ise sermayenin
etkinliği artıran ve yönetim üzerinde baskı kurmasını kolaylaştıran içi boş moda bir
kavram olması gerekçesiyle yönetişime karşı çıkmıştır (DPT, a.g.e.: 49). Ancak,
mevcut toplumsal sorunların çözümü için gündeme gelen yönetişim yaklaşımının
bazı özellikleri, günümüzde daha fazla öne çıkarılmaktadır. Bunlar; insan haklarının
evrensel düzeyde korunması, herkese eşit bir şekilde uygulanan hukuksal
düzenlemeler, hızlı-verimli-tarafsız çalışan bir yargı sistemi, şeffaf kamu kurumları
ve karar alma mekanizmaları, kaynakların kullanımı ve kamusal kararlarla ilgili
hesap verebilirlik, kaynakların ve karar alma yetkilerinin olabildiğince yerel
yönetimlere devredilmesi, kamu politikalarının tartışılmasında ve belirlenmesinde
tüm yurttaşların sürece dahil olması ve katılımının mümkün kılınmasıdır.
Bu bağlamda, yönetişim Türk kamu yönetiminde 1990’lı yıllardan itibaren
dile getirilen bir model olmuştur. Yönetişim kavramının Türkiye için milat noktası,
esas olarak 1996 yılında yapılan HABİTAT II Konferansıdır. Bu konferans, bir
kavram olarak yönetişimi Türkiye’nin gündemine taşımıştır. HABİTAT II
Konferansında sunulan Türkiye Ulusal Raporu ve Eylem Planında yönetişim modeli
önerilmiştir (DPT, a.g.e.: 16). Aynı süreçte sivil toplum, katılım ve ortaklık gibi
konular da Türkiye’de daha yoğun olarak tartışılmaya başlamıştır. Kamu kesimi,
yerel yönetimler, sivil toplum, üniversiteler ve özel sektör temsilcilerinin katıldığı,
yönetişim anlayışına uygun olarak gerçekleşen bu çok taraflı toplantılarda, her bir
ana temanın, bir sivil toplum örgütünün koordinasyonunda tartışılması ve
hazırlanması kabul edilmiştir.
15
Daha sonra, 2000 yılında Dünya Bankası, TÜSİAD, OECD ve AB
ortaklığıyla yapılan ‘AB Yolunda İyi Yönetişim’ adlı bir toplantıda yönetişim
yaklaşımı, tekrar Türkiye’nin gündemine getirilmiş olup, yaklaşım, ilk olarak Kemal
Derviş’in ‘Güçlü Ekonomiye Geçiş’ programında yer almıştır. Ardından da 58’inci
Hükümetin Acil Eylem Planı’nda devlet reformunun adı olarak belirtilmiştir.
Son dönemde hazırlanan mevzuatta, yönetişimin alt yapısının oluşturulmaya
çalışıldığı gözlenmekle birlikte, bazı sorun alanlarının varlığı göze çarpmaktadır.
Her şeyden önce, bu konuya ilişkin olarak çeşitli kurumsal aktörler arasında bir
uzlaşıya varılmış değildir. Yönetişimin ilkeleri mevzuat düzeyinde belirlenmiş,
ancak, sistemin etkili olarak uygulanmasına ve uygulamanın izlenmesine ilişkin
gerekli mekanizmalar oluşturulmuş değildir. Fakat, son yıllarda dünyadaki
gelişmeler ve Avrupa Birliği’ne uyum süreci çerçevesinde, iyi yönetişim ilkelerinin
hayata geçirilmesi konusunda önemli adımlar atılmıştır. 2004 yılında yürürlüğe giren
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ile kamuda şeffaf bir yönetim anlayışının
hakim olması amaçlanmıştır. Yine 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile kamu
görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap verebilirlik,
kamu yararını gözetme gibi etik davranış ilkelerini belirlemek ve uygulamayı
gözetmek üzere ‘Kamu Görevlileri Etik Kurulu’ kurulmuştur.
Ülke genelinde yapılan düzenlemeler ile hayata geçirilmeye çalışılan
yönetişim anlayışı yerel yönetimlerin çalışmalarında da teşvik edilmiştir. Bununla
ilgili Türkiye’de Yerel Gündem 21 sürecinde gelişen ve ardından 5393 sayılı
Belediye Kanununun 76’ncı maddesinde yer bulan bir yönetişim modeli olan kent
konseyleri; kentin stratejik yöneliminin belirlenmesi, vatandaşlar ve sivil toplum
kuruluşlarının sürece ilgisinin sürdürülmesi ve süreç içinde alınan yatırım ve hizmet
kararlarının izlenmesi için ideal bir yapı olarak görünmektedir.
Yönetişim kavramının ülkemizde önce özel ve daha sonra da kamu
sektöründe gelişmesi ile birlikte, ekonomik ve sosyal yaşam içine çeşitli kavramlar
ve yöntemler de girmeye başlamıştır. Açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik, stratejik
yönetim, insan kaynakları yönetimi, bilgi teknolojileri, e-devlet uygulamaları ve
araştırma geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerinin geliştirilmesi, müşteri-mükellef odaklılık
16
gibi kavramlar, kamu yönetici ve politika geliştiricilerinin önemli görmeye
başladıkları kavramlardır.
Türkiye’de, kamu yönetiminde yeniden yapılanma çalışmalarında, bazı
eksikliklerin vurgulanmasıyla yaygın olarak kullanılmaya başlanan yönetişim
kavramı, iyi yönetim anlayışının ortaya konulabilmesinde önemli bir faktör olarak
karşımıza çıkmaktadır. Zira katı merkeziyetçi ve otoriter bir yönetim anlayışı
günümüz hizmet anlayışı ile örtüşmemektedir. Katılımcılığın ön planda olduğu,
devletin yetkilerinin yerel nitelikli kurumlara aktarıldığı ve karar alımlarında sivil
toplum kuruluşlarının da etkin olabildiği bir yönetim anlayışı, günümüz için en
geçerli hizmet prensibi durumundadır. Bu bağlamda, Türkiye’de yönetişimin etkin
bir şekilde uygulanmasının, Türkiye Cumhuriyeti’nin hizmetlerine çabukluk ve
etkinlik kazandıracağı açıktır.
1.3. İyi Yönetişimin Tanımı ve Temel İlkeleri
1.3.1. İyi Yönetişimin Tanımı
Yönetişim ve iyi yönetişim kavramları, birçok kaynakta kimi zaman birlikte,
kimi zaman da birbirinin yerine geçerek kullanılmakta olup, bu iki kavram arasındaki
ilişkinin, herhangi bir karışıklığa meydan vermemek adına kısaca açıklanmasında
fayda görülmektedir. Yönetişim kavramının bir kısım ilkelerinin uygulanmasıyla
beraber ortaya çıkaracağı durum, iyi yönetişim durumudur. Bu nedenle, yönetişim
kavramı nötr bir duruma işaret ederken, iyi yönetişim şartlı ve eylemsel bir durumu
ifade etmek için kullanılmaktadır.
Yönetişimin, ‘iyi yönetişim’ kavramı olarak kullanılması, Dünya Bankası
sayesinde olmuştur. İyi yönetişim uygulamaları, borç verme ve kredi anlaşmaları
sayesinde, az gelişmiş ülkelere, ekonominin rasyonel biçimde yönetilmesinin
sağlanması amacıyla tavsiye edilmiştir.
Dünya Bankasına göre iyi yönetişim, açık ve öngörülebilir bir karar alma
sürecinin, profesyonel bir bürokratik yönetimin, eylem ve işlemlerinden sorumlu bir
17
hükümetin, kamusal sürece aktif bir şekilde katılımda bulunan sivil toplumun ve
hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu bir düzeni ifade etmektedir.
Başta IMF, OECD ve Dünya Bankası olmak üzere, birçok uluslararası
kuruluş, yönetişim kalitesini sürdürülebilir bir ekonomik ve sosyal düzenin
güvencesi olarak gördüklerini açıkça ortaya koyarak; iş ortaklarına iyi yönetişim ilke
ve önceliklerini benimsemeleri konusunda doğrudan ya da dolaylı telkinde
bulunmaktadırlar.
1.3.2. İyi Yönetişimin Temel İlkeleri
Son yıllarda, hem ülkelerde, hem de uluslararası kuruluşlarda gündemin üst
sıralarında yer alan yönetişimin yapısında zamanla farklılıklar meydana gelse de,
üzerinde durulması gereken en önemli konu, ‘iyi’ yönetişimin nasıl sağlanacağıdır.
‘İyi yönetişim, aslında kaynakların ortak sorunlara yanıt verebilecek şekilde tahsisi
ve idaresine yöneliktir. İyi yönetişimin birbirini tamamlayan başlıca sekiz unsuru
bulunmaktadır: Katılımcılık, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, cevap verebilirlik, eşitlik,
etkinlik, hesap verebilirlik ve stratejik vizyon. Bu ilkelerin yanına zaman zaman
yerindenlik, yerellik, toplam kalite, toplumu güçlendirme gibi birtakım ilkelerin de
eklendiği görülmektedir (Paquet, Roy ve Rudolf, 2000).
18
Şekil 1.1. İyi Yönetişimin Temel İlkeleri
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı, İyi Yönetişimin Temel Unsurları, T.C.Maliye Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Dairesi, Ankara, s. VIII, 2003.
Yönetişim, devletin etkinleştirilmesinin kurucu bloklarından biri olarak
görülmekte ve kamu yönetiminin iyi işlemesinin, iyi yönetişim ilkelerinin
uygulanması ile mümkün olacağı düşünülmektedir (Eczacıbaşı, 2001). Literatürde iyi
yönetişimin birbirini tamamlayan ve birlikte anlam kazanan başlıca ilkeleri aşağıda
ele alınacaktır.
1.3.2.1. Şeffaflık
Şeffaflık, devletlerin ekonomik, politik ve sosyal konularda aldıkları
kararlara, özel sektörde faaliyet gösteren kuruluşların mali durumlarına, uluslararası
kuruluşların faaliyetlerine ilişkin zamanında, anlaşılır, ilgili, nitelikli, güvenilir
bilgiye bireyler tarafından erişilebilmesini ifade etmektedir (Kuzey, 2003: 2).
İyi yönetişimin kilit öğesi olan şeffaflık, politika hedefleri, formülasyonu ve
uygulamasında açıklığı gerektirmektedir (Kondo, 2002: 9). Şeffaflık, mali
19
piyasaların sorunsuz işlemesini sağlarken, yerli ve yabancı doğrudan yatırım
oranlarında artışı sağlayarak büyümeyi kamçılayacaktır.
Yönetimin şeffaflığının sağlanması için, kimi yasal düzenlemelerin yapılması
gereklidir. Bunların başında, bilgi edinme hakkını düzenleyen yasalar gelir.
‘Bireylerin bilme hakkı’ (people right to know), hükümetin eylemlerine ilişkin
kamuoyunun bilgi edinme hakkıdır. Bu nedenle, kişilerin bilme hakkı günümüzde
devletin şeffaflığı ile birlikte anılmaktadır.
Öte yandan, yeni devlet anlayışında, teknoloji tartışılmaz bir yere sahiptir.
Geleneksel devletin gelişmelere uyum sağlayamaması nedeniyle, gelişmiş ülkelerde
kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması çalışmalarının bir parçası haline gelen e-
devlet kamu hizmetlerinin bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması yoluyla daha
hızlı, daha ucuz, daha saydam görüldüğü bir yapıyı anlatmaktadır. E-devlet
vatandaşların bilgiye olan erişimini önemli ölçüde hızlandırıp kolaylaştırmakta,
ayrıca kurumlar arasındaki iletişimi artırarak gereksiz tekrarları, zaman kayıplarını,
aşırı bürokratik işlemleri azaltmaktadır (DPT, a.g.e.: 10).
Bu sebeple e-devlet, son günlerde hem ülkemizde, hem de dünya çapında
önemi artan bir konudur. E-devlet uygulamaları, iyi yönetişimin gündeminde de yer
almaktadır. E-devlet, hükümet içerisinde ve hükümet ile belediye ve yerel
düzeylerdeki kuruluşlar, vatandaşlar ve işyerleri arasındaki bilgi alışverişinde ve
işlemlerde verimlilik, etkinlik, şeffaflık ve hesap verebilirliği sağlamak ve
vatandaşları bilgiye erişim ve kullanım yoluyla yetkilendirmek için bilgi ve iletişim
teknolojilerinin kullanılmasıdır.
Yönetimde şeffaflığın sağlanması konusunda, Türkiye’de atılan adımların
henüz yeterli olduğundan söz etmek mümkün değildir. Şeffaflığın sağlanması
amacıyla, son birkaç yıldır çok önemli kurumsal bazı uygulamalar ve yasal
düzenlemeler yapılmıştır. Bunlar; 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanunu, 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, Mahalli İdareler Reformu,
düzenleyici etki analizi, performans esaslı bütçeleme, stratejik planlama ve e-devletin
oluşturulması için yapılan düzenlemelerdir. Ancak, uygulamada bürokrasinin
isteksizliği ve yeniliğe ayak uydurmak istemeyen kamu çalışanlarının direnişi,
yapılan bu yasal düzenleme ve uygulamaların önünde önemli bir tehdit olarak
20
durmaktadır. Buna rağmen, şeffaflığı sağlama yolunda her geçen gün yapılan yasal
düzenlemeler ve halkın yeniliğe açık olması ve yeni kamu personelinin gayretleriyle
önemli mesafeler alınabilecektir.
1.3.2.2. Hesap Verebilirlik
Hesap verebilirlik, bir kurumdaki görevlilerin, yetki ve sorumluluklarının
kullanılmasına ilişkin olarak ilgili kişilere karşı cevap verebilir olma, bunlara yönelik
eleştiri ve talepleri dikkate alarak bu yönde hareket etme ve bir başarısızlık,
yetersizlik ya da hilekarlık durumunda sorumluluğu üzerine alma gerekliliğidir
(UNDP, 1997b).
Hesap verebilirlik, modern yönetimin teori ve uygulamasında anahtar
kavramdır. Karmaşık bir kavram olmakla birlikte, çeşitli sebeplerle zedelenen ve
azalan kamuoyu güvenini kazanmanın ve artırmanın bir yolu olarak düşünülebilecek
‘hesap verebilirlik’ ilkesi, yöneticilere belirli bazı görev ve vazifelerini yerine
getirmeleri ve vazifeleriyle ilgili kural ve standartlara uymaları konusunda bir takım
sorumluluklar yüklemek anlamına gelmektedir. Böylece, yöneticilerin faaliyetlerine
ilişkin rapor ve hesap vermekle yükümlü olduğu kişi veya organ açıkça belirlenir ve
yönetici, iyi performans gösterdiğinde ödüllendirilirken yetersiz performans
gösterdiğinde ise bunun sonuçlarına katlanır. Başlıca üç tür hesap verebilirlik
mekanizması mevcuttur (Samsun, 2003: 20):
Siyasi hesap verebilirlik: Siyasi partilerin ve temsilcilerin seçimler yoluyla
hesap verebilirliğini ifade etmektedir. Siyasi hesap verebilirliğin göstergeleri
şunlardır; seçimler ve seçimlerle ilgili reformlar, resmi bilgilere erişim ve bilgi
özgürlüğü, ademi merkeziyetçilik-yerel düzeyde kişilerin katılımı, güçlü ve enerjik
sivil toplum, sürdürülebilir bir siyasi irade.
İdari hesap verebilirlik: Hükümet kuruluşlarının kuruluş içi ve kuruluşlar
arası dikey ve yatay hesap verebilirliği olarak tanımlanabilir. Bu tür hesap
verebilirliğin göstergeleri, kamu program ve hizmetlerinin; kurumsal gelişme ve
reform çalışmalarını yürütmek, şikayet prosedürleri, yürütme kanunu, performans
göstergeleri gibi idari rehberler oluşturmak ve en iyi uygulamaları paylaşmak yoluyla
idaresi ve yönetimi için bir ortam yaratmaktır.
21
İyi işleyen bir devlette, hükümet hem dışarıdan vatandaşlar tarafından, hem
de kendi içerisinde kamu kurumları yoluyla hesap verebilirliğe tabidir. Bu ayrım ise,
dikey hesap verebilirlik ve yatay hesap verebilirlik olarak adlandırılır. Dikey hesap
verebilirlik; seçim süreçleri veya dolaylı olarak sivil toplum kuruluşları ya da medya
yoluyla vatandaşların aktif olmalarını kapsamaktadır. Yatay hesap verebilirlik ise;
devletin kötüye kullanma ve verimsizliklerini kontrol etmek için oluşturulmuş kamu
kuruluşlarını kapsamakta ve yargı, yasama, genel denetçiler, yolsuzluk karşıtı
birimler, seçimle ilgili kurullar ve insan hakları komisyonları, ombudsman veya
kamu şikayet komisyonları gibi kurumlar tarafından sağlanmaktadır (Schacter,
2000).
İdari hesap verebilirliğin bir alt başlığı olan mali hesap verebilirlik de, kaynak
kullanımına ilişkin rapor verme zorunluluğudur.
Hukuki hesap verebilirlik: Yargı organları da dahil olmak üzere, devletin
tüm birimlerinin karar ve eylemlerine karşı yargı yolunun açık olmasıdır.
Hükümetler, işlerini ne şekilde yürüteceklerine dair gereklilik ve yükümlülükler
içeren yasalar yoluyla hukuki hesap verebilirliğe tabidir.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan ilerleme, performans yönetimine
geçiş, vatandaşların kamusal bilgi ve belgelere erişiminin kolaylaşması yönünde
atılan adımlar hesap verebilirliği de artırmaktadır.
Bu bağlamda Türkiye’de hesap verebilirliğin artırılmasına yönelik yapılan
çalışma ve yasal düzenlemeler; 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, 5018 Sayılı
Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu, Kamu Denetçiliği Kanunu, 5176 Sayılı
Kanunla Kurulan Kamu Görevlileri Etik Kurulu, performans esaslı bütçeleme ve
stratejik planlama yaklaşımının benimsenmesi, faaliyet raporları ve e-devletin
oluşturulması için yapılan düzenlemelerdir.
1.3.2.3. Katılımcılık
Son yıllarda devlet-vatandaş ilişkisinde yaşanan kopukluk ve bireylerin siyasi
olaylara karşı ilgisizliği nedeni ile katılımcılığın artırılması konusu daha fazla
gündeme gelmeye başlamıştır. Bunun için katılımı sağlayıcı kurumsal ve yasal
22
süreçler oluşturulmakta ve temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye
geçilmektedir. Vatandaş, artık sadece ‘yönetilen’ değil, aynı zamanda bir ‘paydaş’
olarak görülmektedir. Bunun yanı sıra, halka daha yakın olunduğu düşüncesinden
hareketle, merkezi idareye ait kimi yetkiler yerel düzeye aktarılarak katılımcılık
teşvik edilmektedir (Kösekahya, 2003: 44).
Katılımcılığın sağlanabilmesi için birbiri ile bağlantılı üç unsur
gerekmektedir; karar verme sürecine vatandaşı da dahil eden açık ve şeffaf bir devlet,
devletle vatandaş arasında karşılıklı olarak tutarlı ve sürekli bir bilgi akımı,
vatandaşları katılım mekanizması konusunda bilgilendirecek etkin yolların varlığı.
1980’li yıllardan bu yana, devletler artan şekilde karar verme yetkisinin daha
alt düzey idarelere aktarılmasına odaklanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri
(ABD), Kanada ve Avustralya gibi ülkeler yüzyıllardır farklı düzeylerde yer alan
idareler tarafından yönetilmekteyken, Batı Avrupa’da birçok devlet, desentralizasyon
yönünde idari reformlar gerçekleştirmektedir. Bunun yanı sıra, Çin, Hindistan ve
Pakistan gibi birçok ülkede yerel düzeyde iyi yönetişimi hedefleyen reformlar
yapılmaktadır.
İyi yönetişime katkısı konusunda karşıt görüşler bulunmasına rağmen,
desentralizasyon, özellikle merkezi idare yerel halkın kendine özgü isteklerini
karşılayamadığı zaman önem kazanmaktadır. Günümüzde desentralizasyon, iyi
yönetişimin başlangıç noktası olarak görülmeye başlanmıştır. Desentralizasyon,
merkezi idarenin görev yükünü azaltarak temel fonksiyonlarına odaklanmasını
sağlayabileceği gibi, iyi idare edilmediği takdirde merkezi idarenin makroekonomi
üzerindeki kontrolünü kaybetmesine ve yerel düzeyde alınan kararların koordine
edilememesi durumunda bölgesel farklılıkların daha da derinleşmesine yol
açabilecektir. Buna karşılık alınması gereken en önemli önlem, devletin her düzeyi
için kuralların açık olarak ortaya konarak, sorumlulukların belirlenmesidir.
Ülkemizde katılımcılık konusundaki en önemli düzenlemeler; Mahalli
İdareler Reformu, Yerel Gündem 21 çalışmaları, Kent Konseyi uygulaması, stratejik
planlama (Erüz, 2005) çalışmalarıdır.
23
1.3.2.4. Cevap Verebilirlik
Cevap verebilirlik ilkesi; vatandaşların, hükümette ya da kamu yönetiminde
yer alanlar tarafından dinlenerek cevaplandırılacaklarını bilmeleri anlamına gelir.
Toplumdaki ihtiyaç ve taleplerin çok çeşitli ve dinamik olduğu göz önünde
bulundurulursa, söz konusu alana yönelik sistematik bir yaklaşım geliştirmenin
önemi açıktır.
Modern bilgi ve iletişim teknolojileri, farklı gruplara seslerini duyurma fırsatı
verirken, vatandaşların, ihtiyaçların daha az maliyetle ve daha iyi karşılanmasına
yönelik şeffaf ve hesap verebilen kamu hizmeti talepleri de hızla büyümektedir. Bu
sebeple hükümetler, vatandaş talep ve ihtiyaçlarına cevap verme yönünde her geçen
gün daha da artan baskılarla karşılaşmaktadır. Söz konusu baskılar ağırlıklı olarak;
yönetim tarafından bilgilendirilme ve iletilen bilgileri anlama, kamu politikaları ve
hizmetlerin sunumu ile ilgili karar alma süreçlerine katılma ve bu süreçte belirleyici
olma, ihtiyaçlara uygun kamu hizmetlerinden yararlanma ve kalite maliyet unsurları
dikkate alınarak seçim şansına sahip olma şeklindeki taleplerden kaynaklanmaktadır.
Yönetimin toplumsal değişime hızla yanıt verecek kapasite ve esnekliğe sahip
olması, genel kamu yararını tanımlarken sivil toplumun beklentilerini de dikkate
alması, yönetimin rolünü eleştirel bir sorguya tabi tutmaya istekli olması bu noktada
cevap verebilirliği anlatmaktadır (Güler, 2003: 105).
‘Cevap veren yönetim ya da hükümet’ yaklaşımının temelinde yatan görüş,
‘vatandaş önce gelir’ sloganı ile özetlenebilmektedir (Acar, 2003: 48). Bu slogan,
özel sektör kaynaklı ‘müşteri memnuniyeti’ yaklaşımı ile ‘vatandaş memnuniyeti’
arasındaki farkı ortaya koymaktadır. Müşteriler esas olarak kişisel arzu ve istekleri
ile bunları nasıl gerçekleştirebilecekleri üzerine odaklanırken, vatandaşlar ortak iyi
değerler ve toplum üzerindeki uzun dönem sonuçlar üzerine yoğunlaşmaktadır
(Denhardt, 2002: 74).
İyi yönetişime doğru giden yolda, girdi ve harcama odaklı geleneksel
yaklaşımlardan uzaklaşarak sonuç ve getiriler üzerine odaklanmak, politika
belirlerken bürokratik uygulamalardan çok daha cevap verebilir bir sisteme doğru
kaymak ve beklentilerden ziyade tepkiler üzerine yoğunlaşmak elzem hale gelmiştir.
Daha da ötesi, bilgi paylaşımı ve bilginin daha geniş çaplı yayılımı yönünde gerekli
24
altyapının oluşturulması, kamu sektöründeki insan kaynakları çalışmalarının
motivasyon ve rekabeti artırıcı teşviklerle iyileştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Bilgi ve iletişim teknolojileri aracılığıyla hizmet etkinliği ve kalitesi artırılmalı, kamu
kuruluşlarının sahip olduğu olanaklar iyileştirilmek suretiyle gerekli kapasite
sağlanmalıdır. Tüm bu unsurlara cevap verirken hükümetler, daha gelişmiş geri
bildirim, değerlendirme ve iletişim sistemlerini hedef alan yeni teşvik
mekanizmalarına ihtiyaç duymaktadır. Söz konusu çalışmaların hayata geçirilmesi ile
kamu sektöründe daha katılımcı, cevap verebilir, şeffaf ve hesap verebilir yapıyı
korumak ve dolayısıyla yaratıcı ve esnek bir vizyona kavuşmak mümkün olacaktır.
4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve
Kontrol Kanunu, performans esaslı bütçeleme, kamuda stratejik planlama
yaklaşımının benimsenmesi, faaliyet raporları ve e-devletin oluşturulması için
yapılan düzenlemeler cevap verebilir bir yönetim için ülkemizde yapılan
çalışmalardır.
1.3.2.5. Hukukun Üstünlüğü
İyi yönetişimin temel ilkelerinden olan hukukun üstünlüğü, kurumların, adil
olarak oluşturulan yasal çerçeveler içinde hareket etmeleri ve kişilerin kendi
davranışlarına kanunun tatbik edilebileceğini kabul etmeleri anlamına gelmektedir
(Karabacak, 2003: 63).
Hukukun üstünlüğü, belirli etik değerlerin yönetenler tarafından gözetilmesini
gerektiren kurumsal bir ahlaksallıktır. Genel olarak kabul görmüş bu değerler açık
bir şekilde, kamu işlerinde ve usullerde vatandaşlara karşı eşit ve adil muameleyi ve
hükümetlerin kamusal güçlerini kullanırken, oluşturulmuş kanunlar çerçevesinde
faaliyet göstermelerini içermektedir.
Genel bir hukukun üstünlüğü anlayışının gelişiminde uluslararası
organizasyonların önemli rolü olmuştur. Birleşmiş Milletler, hukukun üstünlüğünü,
tüm insan haklarına ilişkin eylemlerin altında yatan temel ilke olarak
tanımlamaktadır. Dünya Bankası ise bu kavramı, ekonomik ve sosyal ilerlemenin
zorunlu bir ön şartı olarak ele almaktadır. Bu kapsamda, hukukun üstünlüğü yasal
güvenliği, devletin tutarlı ve şeffaf eylemlerini ve istikrarlı yatırım koşullarını
25
güvence altına alması sebebiyle, iyi yönetişimin zorunlu bir unsuru olarak
düşünülmektedir. Dünya Bankası, 1997 Dünya Kalkınma Raporunda, hukukun
üstünlüğünü gözetmenin ekonomik başarının bir ön şartı olduğunu belirtmektedir.
Kaufmann, Kraay ve Zoido-Lobaton tarafından yapılan 150’den fazla ülkeyi
kapsayan araştırmalar, hukukun üstünlüğü ile kişi başına düşen gelir, okuryazarlık
oranı ve bebek ölüm oranı arasında kuvvetli bir sebep sonuç ilişkisinin bulunduğunu
göstermiştir. Hukukun üstünlüğünü nispi olarak yeterli bir düzeyde sağlayan ve
uygulayan kurumlara sahip bir ülke ile bu kurumlara yeterince sahip olmayan bir
ülke arasında kişi başına düşen gelir farkı üç katına kadar çıkabilmektedir. Aynı
şekilde, hukukun üstünlüğünün etkin olarak işletilmesi, bebek ölüm oranı üzerinde
güçlü bir negatif etkiye, okuryazarlık oranı üzerinde ise güçlü bir pozitif etkiye neden
olmaktadır (Kaufmann, Kraay ve Zoido-Lobaton, 1999).
Öte yandan, hukukun üstünlüğü ilkesinin tesisi, ekonomik başarının ve
gelişmenin vazgeçilmez bir önkoşuludur. Bu ilke sayesinde, ekonomik faaliyetlerin
sonuçlarına ilişkin öngörülebilirlik sağlanmakta ve belirsizlik azaltılabilmektedir.
Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesine yönelik atılan adımlardan bazıları
şunlardır; 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim
ve Kontrol Kanunu, Kamu Denetçiliği Kanunu, 5176 Sayılı Kamu Görevlileri Etik
Kurulu Kanunu, vb.dir.
1.3.2.6. Etkinlik
Yönetişimi meydana getiren unsurlardan bir diğeri de, hizmetlerin optimal bir
şekilde yerine getirilmesinde önemli bir role sahip olan etkinliktir. Etkinlik, sonuca
ulaşmada gösterilen başarı olarak ifade edilmekte olup; uzun dönem vizyonu
koruma, kaynakların etkin kullanımı, bunun için teknik donanım, insanların birtakım
kaygılarına karşı duyarlı olma, bu kaygıların ifade edilebildiği ve çözüm arandığı bir
ortam yaratma gibi kriterlerle ölçülmektedir. Dünya çapında önem arz eden
‘sürdürülebilir kalkınma’ olgusunda da bir ülkenin kaynaklarını verimli bir şekilde
kullanıp kullanmadığı ve faaliyetlerindeki etkinlik derecesi anahtar bir rol
üstlenmektedir (Soylu, 2003: 78).
26
Etkin bir yönetişim, küreselleşmenin ve sürdürülebilir kalkınmanın
gerektirdiği değişime ayak uydurmaya yönelik, devlet, özel sektör, sivil toplum
kuruluşları ve vatandaşın yönetimde birlikte rol almalarını öngören geniş bir
perspektifi temsil etmektedir. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi, etkin bir yönetişimin
altyapılarını oluşturan nitelik ve niceliklerin sağlanmasına yardımcı olmaktadır.
İyi yönetişimin belirgin özelliklerinden birisi olarak, kamu yönetiminin etkili
ve verimli işlemesine çok önem verilmektedir; ancak bu, hiçbir zaman, özel
sektördeki kar maksimizasyonu öncelikli yaklaşımla özdeşleştirilmemelidir.
Yönetişim uygulamalarında, öncelikle yurttaşların hizmetlerden yararlanma
dereceleri, kendi imkanları ile ölçülmez; kamunun imkanları ile ve eşitlik içinde
yararlanma prensibi ile ölçülür. Aynı şekilde, etkinlik ve verimlilik, katımcı
demokratik yapılanmanın da önüne alınmaz; hatta bazı durumlarda demokratik
olmayan bir yöntemin daha etkin ve verimli olacağı bilinse bile, tercih demokratik
uygulamadan yana kullanılır. Zira orta ve uzun vadede demokratik uygulamanın
maliyeti, kendi kendini amorti edebilen bir mahiyet gösterir (Kaufman, Kraay ve
Mastruzzi, 2006). Bu nedenle, özel sektörün kar güdüsüyle elde etmeye çalıştığı
verimlilik ve etkililik, her şeye rağmen ve her durumda öncelikli amaç olurken; iyi
yönetişimde, sürdürülebilir bir etkililik ve verimlilik, katılımcı demokratik bir yapı
içinden elde edilmeye çalışılır.
İyi yönetişimin sağlanabilmesi için; gerekli etkinliğin ve verimin elde
edilebilmesi adına, gelişen teknolojinin getirdiği olanaklardan yararlanılmalı;
gereksinimleri devlet tarafından bilinmeli, bu bağlamda devletin sivil toplum
örgütleriyle irtibatı artırılması ve sivil toplumun yeterli anlamda gelişmediği
konularda örgütlenme için yol gösterici olmalıdır.
Türkiye’de etkinliğin artırılmasına yönelik yapılan çalışma ve düzenlemeler
şunlardır; performans esaslı bütçeleme ve stratejik planlama yaklaşımının
benimsenmesi, faaliyet raporları ve e-devletin oluşturulması için yapılan
düzenlemelerdir.
27
1.3.2.7. Eşitlik
İnsanların kendilerini güvende hissettikleri ve ayrıştırılmış olarak
görmedikleri ortamlar, yönetişimin uygulanabilirliği açısından kritik öneme sahiptir.
Yönetime katılımda ve kamu hizmetlerine erişimde, tüm kurum ve süreçlerin birer
paydaş olarak sorumluluk duyarak tüm ilgililere hizmet etmek için çaba içerisinde
olmasını gerekli kılmak amacıyla, eşit ve adil politikaların yürütülmesi ve güvenlik
ortamının sağlanması esastır. Eşitlik ve adalet açısından yönetişim anlayışı,
işlemlerde taraf tutmamayı zorunlu kılan açık yasal bir çerçeveyi, etkin, etkili,
bağımsız ve tarafsız yargı denetimini gerektirmektedir.
Yönetişimde eşitliğin başka önemli bir anlamı daha vardır. Bilindiği gibi
yönetişim ortak kararlar almayı gerektiren bir yaklaşımdır. Dolayısıyla, bu kararlarda
tüm aktörler sorumluluk üstlenirler. İşte bu anlamda eşitlik, tüm aktörlerin
sorumlulukları eşit bir biçimde üstlenmesi anlamına gelir. Örneğin bir belediyede,
belediye başkanı, seçilmiş bir insan olarak, katılan insanları yöneten anlayışı
içerisinde hareket ederse bu, katılımcılık ve eşitlik olmaz. Ancak, hiyerarşik yapıdan
sıyrılıp ortak katılımcılık anlayışı içerisinde hareket edilirse, o zaman tam anlamıyla
eşitlik sağlanmış olur.
Öte yandan, devletin yurttaşlara eşit düzeyde, standartlaşmış ve beklentileri
karşılayan bir kalitede hizmet sunması son derece önemlidir. Tüm yurttaşlar mevcut
refah düzeylerini muhafaza etme ve geliştirme fırsatlarına sahip olmalıdırlar (Aşkın,
2003: 104).
Demokrasinin temel değeri olan eşitlik, bütün bireylerin insan olmak
bakımından eşit siyasal değerde olmasını, bireyler arasında ayrım yapılmamasını,
herkese eşit muamele edilmesini ve siyasal yönetim sürecine katılım konusunda
bütün toplum üyelerinin eşit derecede hak sahibi olmasını ifade etmektedir. Eşitlik,
önemli bir hak olduğu için bu konuya Anayasamızın onuncu maddesinde
değinilmektedir. Yani eşitlik, aynı zamanda Anayasal bir haktır.
28
1.3.2.8. Stratejik Vizyon
Kamu yönetiminin, toplumun değişen ve çoğalan ihtiyaçları karşısında,
bunları karşılayacak bir dinamizm içinde olması gerekir. Bunun için, kamu
bürokrasisinin siyasal erk tarafından demokrasiyi gölgelemeyecek bir inisiyatif alma
yeteneği ve vizyonla donatılmasına ihtiyaç vardır. Her idari birime, yerel ve bölgesel
otoriteye olabildiğince dengeli bir şekilde yetki yüklemesi yapılmalı ve bunu
kullanabileceği olanaklar sağlanmalıdır. Her idari birim yüklendiği sorumluluk ve
yetki ile kullanabileceği olanakları, oluşturacağı geniş perspektifli stratejik vizyon
çerçevesinde kamunun hizmetine sunmalıdır. Günübirlik ve imaj oluşturucu kamu
hizmetlerinden, daha köklü çözüm üreten ve gerçek ihtiyaçları gidermeye odaklı
kamu hizmetleri anlayışına böyle bir stratejik vizyonla ulaşılabilir. Bu açıdan
bakıldığında, tüm merkezi yönetim uygulamalarında, alt yönetim birimlerinde
görevli kamu çalışanlarının girişimcilik ruhunun ve inisiyatif kullanma becerilerinin
köreldiği gözlenmektedir. Her şeyin merkezde ya da en üstte planlanması, alt
birimlerdeki personeli düşünsel faaliyetten alıkoymakta, onları sadece talimatları
uygulayan bir mekanizma durumunda tutmaktadır. Halbuki, stratejik bir vizyon
üretmek ve sorumluluk alabilmek, her birimin kendi görev ve hizmet alanı ile ilgili
düşünce üretmesi ve yeni icatlar yapması ile mümkün olabilir.
Öte yandan, günümüzde sorumlulukların merkezin dışındaki yönetim
birimleriyle olduğu gibi, özel sektör ve sivil toplum örgütleriyle paylaşılması gereği,
ortak bir stratejik vizyon geliştirilmesi için yoğun iletişim ve işbirliğini azami ölçüde
zorunlu kılmaktadır.
Yönetişimin iyileştirilmesi, hedeflerin belirlenmesi ve bu hedeflere nasıl
ulaşılacağının saptanması amacıyla net bir vizyonun ortaya koyulması ve stratejinin
belirlenmesi; bu stratejinin gerçekleşmesinde aktif rol oynayacak kişilerin
desteklenmesi; değişim uygulamak amacıyla sağlam, etkili ve hesap verebilir idari
mekanizmaların ve kurumsal yapıların oluşturulması gerekmektedir.
Yönetişimin yukarıda ele alınan tüm bu ilkelerini birbirinden ayrı düşünmek
mümkün değildir. Yönetişimin ilkeleri, aslında olandan çok, olması gerekeni, bir
ideali anlatmaktadır ve bu ilkelerin hepsine birden sahip olan bir devletin varlığından
söz etmek de neredeyse imkansızdır. Yönetim karşısında yönetişimin başarılı
29
olabilmesi, ülkelerin siyasi ve toplumsal yapısına, kültürüne, etnik yapısına, bilgi
birikimine, teknolojik gelişimine ve ekonomik durumuna bağlı olduğu gibi, tüm
ilkelerin mümkün olduğunca yüksek başarı oranları ile uygulanabilmelerine de
bağlıdır (Özer, 2007: 81).
Bir ülkede iyi yönetişim sisteminin varlığı, sosyal ve siyasal fayda yanında,
modern ekonomiden faydalanmak ve uluslararası ticaret ve yatırım için de gerekli
olduğu anlayışının da etkisiyle, Dünya Bankası, OECD, IMF gibi kuruluşlar ilişkide
bulundukları ülkelerde, iyi yönetişimin uygulamaya geçirilmesini istemektedirler.
Sonuç olarak kamu yönetimi düzeyinde iyi yönetişim, devlet organlarının ve
kamu hizmeti veren kuruluşların katılımcılığı özendirmesi ile başlar, yaklaşımlarının
tutarlılık, şeffaflık ve hesap verebilirliğinden geçer ve kararlarla uygulamaların adil
ve etkin olmasıyla sonuçlanır diyebiliriz. Bugün, toplum olarak yaşadığımız hemen
tüm sorunların, yolsuzlukların, verimsizliklerin, savurganlıkların panzehiri iyi
yönetişim ilkelerini yalnızca sözde değil, özde de benimsemek ve yaşama
geçirmektir (Toksöz, a.g.e: 8).
30
İKİNCİ BÖLÜM
TEMEL BİR YÖNETİŞİM UYGULAMASI OLARAK E-DEVLET
Bilişim ve iletişim teknolojilerinin gelişimi, bir yandan küresel ağlarla
ekonomik faaliyetlerin dolaşım yeteneğini artırmış, öte yandan bireylerin bilgi
edinme ve iletişim yeteneklerini de zenginleştirerek yönetimsel süreçlere katılım
açısından yepyeni imkanlar sunan bir süreci hızlandırmıştır. Söz konusu süreç,
yönetişim anlayışının bir parçası olarak, devletin yurttaşlara kaliteli hizmet veren bir
kurum olarak konumlanmasını ve bu konumlamanın küresel gelişmede önemli bir rol
oynayan bilişim ve iletişim teknolojileri ile daha ‘gerçekleşebilir’ hale gelmesini
sağlamıştır. Bu bakımdan, bilişim ve iletişim teknolojilerinin gelişimi, özellikle de
internet adı verilen küresel iletişim ağı, yönetişim sürecini geliştirecek, kamu
yönetimini etkili ve verimli kılacak, katılımcı ve etkin demokrasiye yeni imkanlar
sunacak bir modelin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu modelin adı ‘e-devlet’tir
(Uçkan, 2003: 3).
2.1. E-Devlet Kavramının Tanımı ve Kapsamı
Tüm dünyada yaşam artık, bilişim teknolojilerinin ortaya çıkardığı küresel
bilgi ağları üzerine kaymaya başlamıştır. Bilginin yayılması, kolayca elde edilir hale
gelmesi, bilgi üretimine katılımın daha kolaylaşması ve şeffaflık olguları, önlenemez
bir şekilde değişimi zorlamaktadır. Bu değişime kamu sektörü de uymak, BT’yi
kullanarak kendini yeniden yapılandırmak zorunda kalmıştır (Arifoğlu, 2004: 98).
Böylece kamu hizmetlerini elektronik ortama taşıyarak vatandaşlara elektronik
ortamda hizmeti ön plana çıkaran bu yeni yapı, “elektronik devlet”e dönüşme
biçiminde tecelli etmektedir. Çünkü 21’nci yüzyılda, geleneksel devlet anlayışı ve
yapısıyla bilgi toplumunu yönetmek mümkün olmayacaktır (Kuran, 2005: 3).
31
Devletin işleyişi ve hizmet verme anlayışının değişmesi, teknoloji çağrıştıran
bir ifadeyle ‘Elektronik Devlet’ olarak tanımlanmaya başlanmıştır. Bu kavramın,
devlet kurumlarına ait internet siteleri üzerinden birtakım bilgileri sunmaktan daha
öte bir kavram olduğu, bir değişim ve dönüşüm sürecini ifade ettiği, gün geçtikçe
belirginleşmektedir. Bunun sonucunda, kamu hizmetlerinde internet ve bilgisayar
kullanımı vazgeçilmez hale gelmiştir. (Aydın, 2005: 288)
Basit düzeyde e-devlet kavramı, farklı kişilere, farklı anlamlar ifade
etmektedir. Bazı gözlemciler, e-devleti bir iş başvurusu yapmak veya sosyal güvenlik
kurumuna başvuruda bulunmak gibi birtakım faaliyetler ile ilgili olarak tanımlarken;
diğer bir kısım gözlemciler, daha genel ve devlet hizmetlerinin otomatikleştirilmiş
olması ile ilgili olarak tanımlar. Teknik anlamda yapılan tanımlar ise daha çok
internet, bilgi teknolojileri, sunulan devlet hizmetleri, iş dünyası ve devlet kurumları
gibi kavramlar içeren tanımlardır (Seifert ve Petersen, 2002: 195).
E-devlet ile ilgili araştırma yapan araştırmacılar çok sayıda, ‘e-devlet’ tanımı
yapmışlardır. Bu tanımlardan bazıları oldukça geniştir. Örneğin; Lenk ve
Traunmuller adlı araştırmacılar, e-devleti; ‘kamu idaresinde yeniden yapılanma,
modernizasyon ile ilgili tüm düzenlemeleri, e-demokrasi, e-yardım ve e- sağlık gibi
projeleri içine alan bir değişim’ olarak tanımlamışlardır. Boyer ve arkadaşlarına göre
ise e-devlet; ‘gelişmiş telekomünikasyon araçları, bilgi ve multimedya teknolojileri
kullanarak internet üzerinden etkileşimli hizmetler sunmaktır’ (Montagna, 2005:
206). Farklı kaynaklarda yer alan e-devlet tanımlarına bazı örnekler aşağıdaki
gibidir;
E-devlet, kamu bilgi ve hizmetlerinin vatandaşlara ve kuruluşlara daha
güvenilir bir şekilde sunulması, devletin onunla ilişki içinde olan işletme ve
kuruluşlara bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak hizmet sunmasıdır (Shahkooh
ve Abdollahi, 2007; Acar ve Kumaş, 2008).
Devletin vatandaşlarına, işletmelere, çalışanlara ve kuruluşlara devlet
hizmetlerini sunmak veya onların bu hizmetlere ulaşmalarını sağlamak için web
tabanlı internet uygulamalarını ve bilgi teknolojilerini kullanması e-devlet olarak
tanımlanır (Shahkooh ve Abdollahi, 2007).
32
E-devlet, bilgi ve iletişim teknolojileri kullanılarak kamu yönetiminin yerine
getirilmesine yardım eden bir sistemdir (Tung ve Rieck, 2005: 418).
E-devlet, kamu politikalarını, devlet işlerini geliştirmek ve desteklemek,
vatandaşları yönlendirmek ve onların devlet hizmetlerini zamanında alabilmesini
sağlamak için bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanmaktır (Center for Technology in
Government, 2007: 1).
E-devlet, devlet ile iş dünyası ve devlet ile vatandaşları ve devlet ile diğer
devletler arasındaki etkinliği, verimliliği, şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlamak
için bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasıdır (Lu, Zhu ve Chen 2004: 1).
E-devlet, e-ticaret araçlarının ve tekniklerinin vatandaşlara hizmet sağlanması
amacıyla devlet tarafından kullanılması olarak tanımlanabilir (Affisco ve Soliman,
2006; 13).
E-devlet, BT’nin esnek bir yapıya sahip olmak, ağ sistemleri kurmak, bilgiyi
paylaştırmak, maliyetleri düşürmek gibi özellikleri sayesinde stratejik kullanımı
yoluyla, bilgi toplumunun ihtiyaçlarına cevap verebilecek, vatandaşı ve kamu
ve/veya özel kurumları ile elektronik ortamda iletişimde bulunarak verimliliği,
şeffaflığı ve kalkınmayı sağlayacak bir yeniden yapılanma modelidir (Kuran, a.g.e:
11-12).
OECD ise kısaca şu tanımı yapmıştır: ‘e-Devlet, daha iyi bir yönetimi
gerçekleştirmek için bilişim ve iletişim teknolojilerinin, özellikle de internetin bir
araç olarak kullanılmasıdır’ (OECD, 2003: 23).
Bu tanımlamalardan da anlaşılacağı üzere e-devlet kavramının bir tek
tanımını yapmak oldukça güçtür. Çünkü e-devlet kavramı taraflara göre farklı
anlamlar ifade etmektedir. Örneğin, devlet açısından kısaca hizmet iyileştirmesi
anlamına gelirken, vatandaş açısından daha az maliyetli ve verimli hizmet elde etmek
anlamına gelmektedir (Kankaya, 2010: 6).
Yapılan e-devlet tanımları çeşitli yönleri ile birbirlerinden farklılaşsa da
‘karşılıklı bağımlılık’, ‘etkinlik ve verimlilik’, ‘yerindenlik ve şeffaflık’ ve ‘hesap
verebilirlik’ gibi kamu maliyesi alanında tartışılan diğer kavramlarla birlikte
kullanılmaktadır. Daha somut bir ifade ile e-devlet, kaynaklarını etkin ve verimli
33
planlayarak kullanan ve etkin çalışan, üretken, şeffaf, katılımcı, vatandaş odaklı,
paylaşan, vatandaşlık bilinci ön plana çıkmış bir devlet anlayışıdır (TBD, 2006: 3).
Böylece, şeffaf, katılımcı ve verimli bir yönetişim anlayışı ile vatandaş-devlet
ilişkilerini en üst düzeye çıkarmaktadır.
E-devlet, diğer iş modellerinde olduğu gibi zaman, mekan ve maliyet
unsurlarını optimal bir şekilde birleştirerek devlet etkinliğini artırmaktadır. Böylece,
baskıcı, kompleksli, kendini ispatlama adına trajediye dönüşen memur davranışları
disipline edilebilmekte ve vatandaşın kendi işlemini kendi yapması fazla istihdamı
önlemektedir. Ayrıca, e-devletin özel sektör idare metotları ve becerilerinden
faydalanmasının kamuda düşük verimlilik ve idareden kaynaklanan etkisizliği
azaltmada etkili olduğu da bilinmektedir (Sağsan, 2001: 97).
Tüm dünyada kamu kurumlarının hizmetlerini hızla internete taşımasıyla e-
devlete doğru gidilmektedir ve devlet-vatandaş ilişkisi farklılaşmaktadır. Vatandaşlar
ulaşmak istedikleri bilgiye ve resmi evraklara daha az bürokratik işlemle daha hızlı
bir şekilde erişmektedir. Böylece bir yandan devlet saydamlaşmakta, öte yandan da
vatandaşlar devletin karar mekanizmalarında daha aktif yer almaktadır. (Fountain,
2001: 58).
Bilginin dış çevreyle paylaşılması interaktif hizmet sunumu, sorunların
iletilmesi, yurttaşlara yapılan hizmetlerin birebir duyurulması, değişik fikirlerin
karşılıklı sunulması ve tartışılması sonucu kamusal karar verme mekanizmalarına
yurttaş katılımını artırma kamu hizmetlerinde e-devletin güzel örnekleridir (Moon,
2002: 225).
Yapılan açıklamalar doğrultusunda e-devlet yapılanmasının tam anlamıyla
gerçekleşmesi ile birlikte ulaşmak istenen hedefler şunlardır (Evcimen, 2005: 3;
Kuran, a.g.e.: 16; TBD, 2002: 10):
Kamu kurumları arasında gerçekleştirilen entegrasyon sayesinde
kurumların daha verimli çalışması sağlanacaktır.
Vergi alan devletten, vatandaş odaklı hizmet sunan devlete geçiş
sağlanacaktır. Yani ‘önce devlet’ anlayışına ‘devlet vatandaşı için vardır’
anlayışı geçiş sağlanacaktır.
34
Vatandaş ile daha hızlı iletişim kuran kamu örgütü meydana gelecektir.
Sabah 8, akşam 5 olarak bilinen kamu çalışma anlayışı değiştirilerek,
7gün / 24 saat çalışan e-memurlar yetiştirilecektir. Yani vatandaş, zaman
mekan sınırlaması olmadan istenilen hizmetten yararlanılacaktır.
Üretilecek teknoloji ağırlıklı projelerin doğru tanımlanması sağlanacaktır.
İnsan yanlışları en az düzeye çekilecektir.
Kağıtsız ortama geçilerek tasarruf ve güvenlik sağlanacaktır.
Kamu hizmetleri hızlı, etkin ve verimli şekilde yürüyecektir.
Vatandaşın yönetime katılımı artacak, demokrasi tabana yayılacaktır.
Kurumlar arası bilgi alışverişi hızlanacak, iş ve veri yenilenmesi
önlenerek zaman ve maliyet tasarrufu sağlanacaktır.
Kamusal karar organlarının karar alma süreçleri için gereken veriler
sağlıklı ve hızlı derlenecektir.
Vatandaş memnuniyeti artacak, hayat kalitesi yükselecektir.
Ekonomik gelişme ivme kazanacaktır.
Vatandaşların talepleri ön plana çıkacaktır.
Vatandaş ve devlet arasındaki ilişkiler gelişecek ve güven ortamı
yaratılacaktır.
Devlet, ağır ve hantal görüntüsünden kurtularak, modern, genç, dinamik
ve atak bir yapıya kavuşacaktır. Bu sayede ülke ekonomisi, dünya
coğrafyasında daha rekabetçi hale gelecektir.
Modüler bir yapı sunduğu için birçok yatırımın tekrar tekrar
kullanabilmesi sağlanacak ve kurumlar arasında mükerrerlik
önlenebilecektir.
Devlet, kullanacağı veri tabanı sayesinde, kendisinin ürettiği veya daha
önceden sistemde yer alan bilgiyi, vatandaştan istemeyecektir. Yani nüfus
kaydı, askerlik bilgisi, diploma gibi bilgileri tekrardan kağıt üzerinde
istemesine gerek kalmayacaktır.
35
Sisteme dahil olanlar arasındaki mesafeyi kısaltarak, bütün bölgelere eşit
düzeyde kamu hizmeti sunulacaktır.
Bürokratik engeller azalarak, hizmet sunumlarında hızlılık sağlanacaktır.
Hesap verebilir ve daha şeffaf bir kamu yönetimi oluşacaktır.
Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında iletişim daha hızlı ve kolay
sağlanacaktır.
Kamu hizmet sunum ve dağıtım maliyetleri azalacaktır.
2.2. E-Devlete Yönelten Nedenler
E-devlet yapılanması, belli dinamiklerin ortaya çıkardığı bir ihtiyaçtır. Bilgi
ve iletişim teknolojileri ile belli bir seviyeye ulaşan toplum, teknolojinin sağladığı
olumlu getirilerin, devlet yönetimi alanında da edinilmesi ihtiyacını duymuş ve e-
devlet yapılanması sürecine girilmiştir. Bu süreci hazırlayan faktörleri, iki ana başlık
altında ele almak mümkündür. Bunlar; dış dönüşümü sağlayan etkenler ve iç
dönüşümü sağlayan etkenlerdir. Dış dönüşümü sağlayan etkenler bilimsel gelişmeler
ve küreselleşme gibi olgulardır. Einstein fiziği ile bilimsel alanda farklı bir boyuta
geçen fizik, bilgi toplumunu var eden bilgi ve iletişim teknolojilerinin meydana
gelmesine ve gelişmesine olanak sağlamıştır. Her yeni buluş, daha ileride yer alan
diger buluşu doğurmuş ve bilimsel anlamda hayal edilmesi güç bir mesafe kat
edilmiştir. Dış dönüşümü sağlayan bir diğer etken ise küreselleşmedir. Küreselleşme,
insanlığın tarih boyunca elde ettiği ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi tüm
deneyimlerinin birikimini, bir sonucunu ifade etmektedir.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin yarattığı küresel alan, ulus devletlerin farklı
ulusal kültürleri ile çizdikleri coğrafi sınırları ortadan kaldırmaktadır. Bilgi ve
iletişim teknolojileri, birçok yeniden yapılanmada itici güç olmaya başlamakta,
bilgiyi ön plana çıkartarak zamanı ve mekanı anlamsız kılmaktadır. Bilginin gün
geçtikçe artan hızı ve hacmi, bilginin sayısız kaynaktan doğmasına ve tekelden
çıkmasına imkan sağlamakta, dünyanın her noktasına yayılmasına neden olmaktadır.
Ekonomik, sosyal ve siyasi alanda gözlenen bu gelişmeler, devletin yönetim
36
biçimleri de dahil olmak üzere birçok yapıyı etkilemekte ve bu yapıları değişim
geçirerek yeni bir kimlik kazanmaya sevk etmektedir. Teknolojik sürecin ve
dönüşümün bir sonucu olan küreselleşme olgusu her alanda yeniden yapılanmaları
tetiklemektedir.
Küreselleşme ve bilimsel gelişmeler gibi dış dönüştürücülerin dışında,
devletin artan harcamaları ve devletin hantal işleyişi şeklinde karşımıza çıkan iç
dönüştürücüler de, e-devlet oluşumunu hazırlayan faktörler arasında yer almaktadır.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişme, teknolojik anlamda
başka gelişmelerin yaşanmasına da ön ayak olmaktadır. Tıp alanındaki gelişmelerle
insan ömrü uzamakta, doğum oranları artmakta ve ölümleri geciktirilebilmektedir.
Bu durum da doğum sayısının ölüm sayısından fazla olmasına neden olmakta ve
nüfus hızla artış eğilimine girmektedir. Her yeni nüfus, devlete ek yük getirmekte,
yeni görev ve sorumluluklar yüklemektedir.
Artan nüfusun, daha fazla eğitim, altyapı, sağlık ve iş taleplerinde bulunmaya
başlaması, devletin istihdam açmasına ve geliri olmayan bir gider yapısı içerisine
girmesine neden olmaktadır. Bunların yanı sıra, sosyal devlet yapısının gündeme
gelmesi, devlet giderlerinin katsayısını artırmaktadır.
Bütün bu faktörler, devlet yapısını bilgi ve iletişim teknolojilerinden
faydalanma, verimlilik elde etme ve maliyetleri asgariye indirgeme arayışına
sokmaktadır.
Bu aşamada, bir diğer iç dönüştürücü olan devletin hantal işleyişi de devreye
girmektedir. Politik nedenlerle, devlet kurumlarına vasıfsız işgücünün istihdam
edilmesi, devletin hizmet veremez hale gelmesine ve tıkanmasına neden olmaktadır.
Vatandaşın devletten alması gereken hizmetleri, kendi informel çözümleriyle almaya
başlaması toplum içindeki işleyişi de sekteye uğratmaktadır. Devlet dairelerinde
çalışmayan insanların varlığı, çalışanların ekstra ücret talep etmeleri neticesini de
beraberinde getirmekte ve maaş + rüşvet gelirine sahip bir memur tabakası oluşmaya
başlamaktadır.
Rüşvet almayan memurun işini yavaştan alması ve gereksiz bürokrasi
yaratması ise, devlet verimliliğini en alt düzeye çekmektedir. Bu amaçla, insan
37
faktörünü mümkün olduğunca azaltacak ve çalışmayanı bünyesinde barındırmayacak
bir çözüme gidilmesi kaçınılmaz hale gelmektedir.
Yukarıda sayılan tüm bu iç ve dış dönüştürücüler, devleti yapı değişikliğine
itmiş, devletin aynı işleri daha modern ve daha verimli bir yolla gerçekleştirmesi
yönünde e-devlet yapılanmasını getirmiştir.
2.3. E-Devletin Temel Unsurları
Geleneksel devletin temel unsurları, e-devlet için de geçerlidir. Ancak, bilgi
çağının gereği olarak, bu unsurların tamamı, farklı bir içerik ve boyutta
düşünülmektedir. E-devlet ağ üzerinde yapılandırıldığından, e-devleti oluşturan
unsurlar da ağ mantığı üzerinde çalışmaktadır. Buna göre, devletin her unsuru
birbirine bağlı olarak çalışmakta, devletin çeşitli kurum ve kuruluşları arasında
eşgüdüm kolaylaşmaktadır. Kurum ve kişiler ilişkilerini, fiziksel ortamlarda değişik
binalar ve mekanlarda değil, bilgi ve iletişim teknolojileri vasıtasıyla ağ ortamında
karşılıklı olarak yürütmektedirler. Bu sayede, devlet içerisindeki kurum ve kuruluşlar
arasındaki bağlantı kopukluğu giderilmekte, kurumlar kendi aralarında internet
teknolojisi ve ağ yapısıyla birbirine bağlanmaktadırlar. Aynı işlemlerin tekrarı
ortadan kalkmakta, vatandaş-devlet ilişkilerinde büyük ölçüde zaman ve maliyet
tasarrufu sağlanırken, hizmetler etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmektedir
(Kırçova, 2003: 17).
E-devlet projesinin asıl amacı, daha iyi bir devlet yapısının oluşturulmasıdır.
Yani e-devlet, ‘e’den çok, ‘devlet’e odaklanmaktadır. E-devleti oluşturan temel
unsurlar; e-şirket, e-kurum, e-çalışan/memur, e-imza ve e-vatandaş’tır. Bu
unsurlardan her biri kendi içerisinde ‘e’ olgusunu gerçekleştirmeye uğraşacak ve
birbirinden etkilenerek güçlenip gelişecek ve giderek e-devlet oluşacaktır. E-devletin
temel unsurları Şekil 2.1.’de gösterilmektedir;
38
Şekil 2.1. E-Devletin Temel Bileşenleri
Kaynak: TBD, E-devlet: Türkiye’deki Gelişmeler, Çalışma Grubu Raporu, Türkiye Bilişim Derneği, s. 4, 2002, <http://tbd.wmv.gen.tr/RaporlarPDF/RP12-2002.pdf>, (05.11.2010).
Bu unsurların, e-devlet yapılanması içerisindeki rolleri ve devletle ne şekilde
etkileşime girdikleri aşağıda sırasıyla ele alınmaktadır.
2.3.1. Devlet
E-devlet kapsamında devlet, olmazsa olmaz kavramların başında gelmektedir.
Günümüzde, vatandaşların devlet ilişkilerindeki ihtiyaçları ve beklentilerinin esas
olarak değişmesi, devlet tanımında da göze çarpar bir şekilde farklılaşmalara neden
olmuştur. Daha iyi bir kamu hizmeti için, vatandaşların ihtiyaçlarına göre devletten
vatandaşlara doğrudan bilgi akışını içeren yeni bir yönetim şeklinin tanımlanmasına
gereksinim doğmuştur (Banger, 2001: 6).
Devletin özellikle birimleri, kurumları ve vatandaşlarıyla doğrudan ilişkili
olarak yürüttüğü hizmetlerle ilgili olarak tüm işlevlerinin ağ üzerine taşındığı durum
e-devlet kavramının devlet ayağını oluşturmaktadır. Gerek ürettiği hizmetler, gerekse
bu esnada kullandığı girdiler bakımından devlet organizasyonu, bilinen en büyük ve
kapsamlı organizasyondur. Kar amacı gütmeyen en büyük organizasyon olan
39
devletin bilgi teknolojilerinin sunduğu çeşitli imkanlardan yararlanarak ağ ortamına
taşınması temelde etkinlik ve verimlilik sorununa büyük ölçüde çözüm olmaktadır.
E-devlet dönüşümü, nihai faaliyeti belli bir büyük proje değildir, adı üzerinde
bir dönüşümdür. Bu dönüşüm, devletin politikalarıyla yön verebileceği sürekli
iyileştirme döngüsüdür. Bu dönüşümün en önemli lokomotifi ise, devletin kendisi
olacaktır. Bu döngüde, devlet, vatandaş odaklı bir bakışla, yapılanmasının hizmet
sunumuna uygunluğunu; hizmet sunumunda kalite, hız, maliyet gibi performans
ölçütlerini iyileştirmeye yönelik değişim gereklerini eleştirel bakış açısıyla
sorgulamalı, bunları gerçekleştirmeli ve bu dönüşüm sürecini yönetmelidir.
E-devlet, yukarıda da değinildilği gibi sürekli bir iyileştirme döngüsünü ifade
etmektedir. Bu döngüye siyasi otorite en üst düzeyde sahip çıkmalı ve dönüşüme
desteğini; genel bakış açısıyla dönüşüm vizyonunu; misyon ve hedefleriyle kısa, orta
ve uzun vadeli stratejilerini ve öncelikli projelerini kamuoyuna bir an önce
duyurmalıdır. Dünya örneklerinde de görülebileceği gibi, siyasi otoritenin üst
düzeyde liderliği esastır. Liderin halka, işin mahiyetini anlatması, dönüşümün neden
ve niçin önemli olduğunu ve nasıl sahiplenildiğini anlatması gerekir (Baykal, 2003:
12).
2.3.2. E-Vatandaş
E-devlet kavramının içinde yer alan ikinci unsur da vatandaş kavramıdır.
Devlet-vatandaş arasında iletişimin temelinde, devletin vatandaşı için var olduğu
gerçeği yatmaktadır. Bunlar arasında etkileşim doğuracak iletişim kanalları ne kadar
açık olursa, vatandaşın refahı, mutluluğu, huzuru ve güveni o kadar artacaktır. Bunlar
arasındaki iletişimsizlik ise, en başta devletin vatandaşına, vatandaşın da devletine
olan güvenini yok edecektir. Güvensizlik ise, ülkede demokrasi ve insan haklarının
gelişmesini ve yeşermesini önler. Bu bağlamda, yalnızca devletin vatandaşına değil,
vatandaşın da devletine kolay erişebilmesi ve etkileşim, iletişim ve paylaşım içinde
olması oldukça önemlidir.
Günümüze kadar, bu ikili arasındaki iletişim ve etkileşim, ağırlıklı olarak
yazışma, posta, yüz yüze görüşme, telefon ve faks gibi iletişim araçlarına dayalı
olarak örgütlenmiş ve uygulana gelmiştir (Bensghir, 2000: 49). Günümüzde ise bilgi
40
teknolojileri alanında yaşanan hızlı gelişmeler, bu araçlara alternatif ya da destek
olabilecek yeni araçlar -internet, web teknolojileri ve e-posta- sunmuştur. Diğer
iletişim araçlarından farklı özellikleri olan bu yeni araçlar, devlet-vatandaş iletişimi
ve etkileşimini geliştirmede önemli fırsatlar sunmaktadır. Böylece, bilgi çağının
getirdiği değişim, vatandaşı kendisine hizmet sağlayanlara daha da yakınlaştırarak,
kendi ihtiyaçları doğrultusunda daha aktif hale getirmiştir (Banger, a.g.e.: 6).
E-devlet dönüşümünde, vatandaş odaklılık esastır ve esas amaç vatandaşa en
iyi hizmeti en ucuz ve en hızlı şekilde sunabilmektir. Yeniden yapılanma olarak da
adlandırılan bu dönüşümle, devlet ‘hizmet talep eden vatandaş’ zihniyetinden
‘hizmet sunulan vatandaş’ felsefesine yönelir (Baykal, a.g.e.: 12). E-devlet
dönüşümünde hizmeti alacak vatandaşların da e-vatandaşa dönüşümü söz konusudur.
Zira yeni yapıda sunulacak hizmetleri talep edecek birilerinin olması, dönüşümün
etkinliği açısından şarttır. Vatandaşların dönüşümü yoğun, yaygın ve yaşam boyu
öğrenme faaliyeti gerektirmektedir.
E-devlet uygulamaları yaygınlaştıkça, vatandaş bu uygulamalardan üç şekilde
yararlanacaktır. Birincisi; vatandaş bu uygulamaları bizzat görmeyecektir ama devlet
kurumlarının birbiri ile olan ilişkileri öyle hızlı ve etkin olacaktır ki, kamu kaynakları
etkin ve verimli kullanıldığından bunun milli gelire ve refaha etkisi hissedilecektir.
Ayrıca, özellikle güvenlik hizmetlerinin etkinleşmesi ile birlikte vatandaşın huzuru
da yükselecektir. İkincisi; vatandaş herhangi bir devlet dairesine gittiğinde işleri
süratlice halledilecek, bir sürü evrak ve kırtasiye işlemi ortadan kalkacak, 'bu gün git,
yarın gel' anlayışı da sona erecektir. Üçüncüsü; vatandaş internet bağlantısı olan her
yerden, devletle olan işlerini yapabilecektir. Ayrıca, şeffaf ve hesap verebilir devlet
anlayışı elektronik ortamda gerçekleşebilecektir (Kaplan, 2003: 14).
Özetle, devletle vatandaş arasındaki karşılıklı ilişkilerin dijital tabana
taşınması, e-devlet kavramının sadece bir yönüdür. E-devlet'le birlikte asıl ete
kemiğe bürünen olgu, kamusal faaliyetlerin şeffaflaşması, vatandaşın ülke
yönetimine daha aktif ve etkileşimli katılabilmesidir.
41
2.3.3. E-Şirket
Bir ülkenin ekonomik yapısında ve kalkınmasındaki en önemli unsurlardan
birisi de özel şirketlerdir. Devlet yapısındaki karmaşık bürokratik süreçler,
yeniliklere geçmede ve yenilikleri uygulamada yavaş kalmaktadır. Şirketler devlet
organizasyonuna göre yenilikleri daha kolay benimseyen ve uygulayan birimlerdir.
Ağ organizasyonundan ağ ekonomisine geçişte şirketlerin yarattığı ivme ağın diğer
unsurlarına göre çok daha önemlidir. Önceleri askeri amaçlı bir proje olarak ortaya
çıkan internet, akademik kuruluşların katılımıyla büyümüş ancak ticari kuruluşların
katılmasından sonra bugün ulaştığı noktalara gelmiştir. Halen dünyada milyonlarca
web sitesi ve milyonlarca internet kullanıcısı varsa bu büyük ölçüde ticari internet
sayesinde gerçekleşmiştir.
İş dünyasında varolan yoğun rekabet nedeniyle şirketler, birbirlerine üstünlük
sağlayabilmek amacıyla internet ve ağ teknolojilerinden yararlanarak e-ticaret ve
benzeri projelerle hizmet vermektedirler. Bu bağlamda, giderek artan iletişim ve
paylaşım sonucunda, iş süreçlerinin içinde yer alan bütün unsurların ağ içinde yer
alması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Ticaret kanunları, iş kanunları, vergi kanunları,
borçlar kanunu gibi iş yaşamını yakından ilgilendiren yasalarla ilgili olarak hemen
her aşamada devletin çeşitli kurumlarının organizasyonu, onayı ve denetimi gerekli
olduğundan şirketlerin oluşturduğu ağ ortamına devletin de dahil olması gereği
ortaya çıkmıştır (Kırçova, a.g.e.: 21).
2.3.4. E-Kurum
Gerek vatandaşların, gerekse şirketlerin yer aldığı e-devlet ortamının diğer bir
unsuru da kurumlardır. Kurumlar, e-devlet yapılanması içerisinde e-kurum olarak
kendilerini göstermektedir. Hem iş yaşamında, hem de günlük yaşamda sıkça
başvurulan çeşitli kurumlar da internet ortamında hizmet vermeye başlamışlardır.
Başta belediyeler, dernekler, vakıflar, sivil toplum örgütleri, üniversiteler olmak
üzere diğer öğretim kurumları, noterler ve benzeri kurumlar da e-devlet
organizasyonunu tamamlamak üzere ağ ortamında yerlerini almaktadır.
Hemen her gün çeşitli nedenlerle bu tür kurumlara birçok kere başvuran
vatandaşların talep ettikleri hizmetleri rahat bir şekilde alabilmeleri için, bu
42
kurumların da ağ ortamında bulunması zorunluluğu doğmuştur. Bu kapsamda,
örneğin, belediyelerin çeşitli belediye hizmetlerini ağ ortamında sundukları, vergi
ödeme, borç sorma, bilgi alma gibi işlevlerle donatılmış internet sitelerini
kullandıkları görülmektedir.
Kurumların da ağ ortamına taşınması, devlet-vatandaş ilişkilerini tamamlayan
bir uygulama olmaktadır (Cook ve diğerleri, 2002). Bu yolla sivil toplum örgütlerinin
etkinliği artacak, bu tür örgütlenmelere katılımların sayısı fazlalaşacak ve vatandaşın
yönetime katılma süreci hızlanacaktır.
2.3.5. E-Çalışan/Memur
E-devlet modeli oluşumunda, devlet hizmetini vatandaşa sunan kamu
çalışanları da önemli bir konumdadır. Hizmet sunumunda teknolojinin daha fazla
kullanılması, insan unsurunun daha az kullanılmasına yol açsa da insansız bir e-
devlet uygulaması mümkün değildir. Birçok hizmetin üretilmesi esnasında, insan
yine en önemli unsur olarak yer alacaktır. Bu uygulamalarda, gerek sistemin kuruluş
aşamasında, gerekse uygulama alanında kamu çalışanlarına önemli görevler
düşmektedir. Bu yüzden tecrübe birikimi yüksek, kullanılacak teknolojiye hakim,
gelişen teknolojiye ayak uydurabilecek, eğitimli ve çevresindeki arkadaşlarını bilgi
teknolojileri konusunda peşinden sürükleyebilecek yapıda personel seçimi yapılması
çok önemlidir. Bu yetenek ve yetkiye sahip vatandaşlar da e-memur olarak
tanımlanmaktadır.
E-devlet dönüşüm sürecinde, kamu kurumlarında uygulanan projeler, bu
projelerle ilgili personelin eğitimi ve bu eğitim sürecinde kamu personelinin başarı
hikayeleri önemlidir. Ancak, öğrenme genellikle hatayı tekrar etmeme veya
hatalardan öğrenme şeklinde gerçekleştiği için başarısızlık öyküleri de mutlaka
dinlenmeli, bunların anlatılması için kamu personeli cesaretlendirilmelidir (Baykal,
a.g.e.: 11).
43
2.3.5. E-İmza
Elektronik imza (e-imza), e-devlet oluşumunun en önemli ayaklarından
birisidir. Kamusal ve ticari iş ve işlemlerin elektronik ortamda yapılmaya başlaması
ile birlikte, bu iş ve işlemlerin geçerliliğinin, bütünlüğünün, erişilebilirliğinin ve
inkar edilemezliğinin sağlanması sorunu ortaya çıkmıştır. Bu sorunu çözmek için en
uygun çözüm olarak elektronik imza uygulaması başlatılmış ve tüm dünyada
kullanılmaya başlanmıştır. Ülkemizde bu konudaki yasal boşluğu gidermek için 5070
sayılı Elektronik İmza Kanunu hazırlanmış ve 23 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe
girmiştir. E-imza sisteminin uygulaması ve altyapısı ile ilgili düzenlemeleri yapmak
üzere yürürlüğe konulan Kanuna göre elektronik imza, başka bir elektronik veriye
eklenen veya elektronik veriyle mantıksal bağlantısı bulunan ve kimlik doğrulama
amacıyla kullanılan elektronik veri olarak tanımlanmaktadır (www.btk.gov.tr; TBD,
2005: 4). Elektronik imza ile hedeflenen, el yazısı ile atılan imzanın taşıdığı
özellikleri elektronik ortamda yapılacak hukuki işler için de gerçekleştirmektir
(Kahraman, 2005: 15’ten aktaran Çevikbaş, 2009: 80).
Elektronik ortamda verilecek kamu hizmetlerinin onaylanabilmesi ve hukuki
geçerlilik kazanabilmesi için e-imzanın varlığı zorunludur. (Kuran, a.g.e: 61). Başta
elektronik satın alma işlemleri olmak üzere, belge hazırlama, onaylama gibi
işlemlerin birçoğunda kullanılacak olan elektronik imza bir anlamda elektronik noter
oluşumunun da temelini oluşturmaktadır. Elektronik imzanın klasik bir imzadan,
uygulama, amaç ve işlerlik açısından farkı yoktur. Ancak farklı olan nokta, birinin
kağıda atılması, diğerinin ise elektronik ortamda kripto edilmiş dijital bir şifre
olmasıdır. Yani e-imza bir belgenin hangi kişi ya da kuruma ait olduğunu gösteren ve
sahibi olduğu kişiyi bağlayan (tıpkı normal imza gibi) hukuki bir uygulamadır
(www.kobitek.com).
Öte yandan, e-imza, bilgi toplumu olma yolundaki kilometre taşlarından birisi
olarak nitelendirilmektedir. Türkiye’deki e-imza faaliyetlerine yer veren
http://www.e-imza.gen.tr adresindeki portal da “e-dönüşümün anahtarı” sloganıyla e-
imzanın bilgi toplumu olma yolundaki önemini vurgulamaktadır. Kişileri ve
kurumların birbirleriyle ve kendi aralarında, elektronik ortamda yürütmekte oldukları
faaliyetlerine, e-imza ile hukuki boyut kazandırılmaktadır. Bu sayede gerçek hayatta
44
yapılabilecek işlemlerin neredeyse hepsinin elektronik ortamda da yapılabilmesi söz
konusu olmaktadır. Türkiye’deki e-imza düzenlemelerini gerçekleştirmekle yükümlü
olan kurum Telekomünikasyon Kurumu (TK)’dur (TBD, a.g.e.: 3, 9).
E-imzadan beklenen, devlet ile vatandaş arasındaki tüm işlemlerde
kullanılarak her anlamda hem vatandaşların hem de devletin işini büyük ölçüde
kolaylaştırmasıdır. E-imzanın tam anlamıyla devreye girmesiyle birlikte resmi
işleyişte önemli değişiklikler yaşanacak, beraberinde yeni sektörler ortaya çıkacaktır.
Bireyler, kurumlar ve devlet arasında yapılan bütün işlemlerde, sağlam ve güvenli bir
altyapı kazandırılmış olacaktır (Tulga, 2004: 1). Elektronik imzanın özel ve iş
hayatında önemli faydaları vardır. Bunlar;
Kimlik doğrulama ve kullanıcıların kimliğinden emin olmayı sağlar.
Kullanıcı hakları ve yetkilerini tanımlamayı kolaylaştırır.
Kullanıcının inkâr edilmesi olasılığını ortadan kaldırır, böylece iletişimde
ve alışverişte güven unsuru artar.
Gizlilik ve bütünlük sağlanır. Veriler istenmeyen değişikliklere karşı
korunur. Veri kaynağı daha rahat kontrol edilebilir.
İletilen dokümanların tarih ve zamanı doğrulanır. Doküman arşivi
oluşturulması kolaylaşır.
E-devlete geçiş ve bilgisayar okur-yazarlığının teşvik edilmesi açısından
faydalıdır. (T.C. İçişleri Bakanlığı, 2004: 77).
Diğer yandan, kağıt üzerinde işleyen bir sistemi elektronik ortama geçirmek,
elektronik ortamdaki bir uygulamaya e-imza ile ilgili özellikleri dahil etmek önemli
bir dönüşümdür ve büyük yatırım gerektirmektedir. Yapılan çalışmalar, kağıt
ortamında yapılan belge yönetimine oranla elektronik ortamda yapılacak belge
yönetiminin çok daha etkin ve verimli olduğu ve e-imza uygulamalarına yapılacak
yatırımların kendini kabul edilebilir sürelerde geri kazandırabileceğini
göstermektedir. Bu kapsamda kurumsal ağlarda düşük maliyetli iş ve işlemler,
standartlaşma, iş süreçlerinin iyileştirilmesi, iş gücünün doğru kullanımı, kırtasiye
tüketiminde azalma, düşük yönetim giderleri, sahteciliğin azalması, haberleşme
giderlerinde azalma göz önüne alındığında e-imza uygulamalarının hayata
45
geçirilmesiyle etkinliğin ve verimliliğin inanılmaz ölçüde artacağı açıktır. Ancak bu
kazanımları elde edebilmek ve e-imza teknolojilerinde istenmeyen sonuçlarla
karşılaşmamak, iyi belirlenen ve dikkatli uygulanan kurumsal politikalarla
mümkündür (Erol ve Akcayol, t.y).
Özetle, e-imza ile ekonomik anlamda düşük maliyet, kurum içi ve kurumlar
arası işletilebilirlik, iş süreçlerinin yeniden düzenlenmesi, insan kaynağının akılcı
kullanımı, kırtasiye giderlerinin asgariye indirgenmesi, bilgi hırsızlığının önüne
geçilmesi, verimlilik sağlanması ve kayıt dışı ekonominin önüne geçilmesi şeklinde
etkiler elde edilmekte ve ekonomik iyileşme ortamı sağlanmaktadır.
Tüm dünyada, uluslararası yasama organları elektronik imzaları ıslak imzalar
gibi yasal olarak bağlayıcı ve uluslararası çapta kabul edilebilir kılmak için yasalar
çıkarmışlardır. Dünyada 1996 yılında, ülkemizde 2004 yılında hazırlanan
mevzuatlarla hukuki altyapısı belirlenmeye başlanan e-imza, halihazırda birçok
ülkede yasal olarak uygulanmaya başlamıştır. E-devletin ve yaklaşık 6 trilyon dolar
değerindeki elektronik ticaretin altyapısı olan e-imza; internetin hızlı gelişimiyle
elektronik ortama aktarılan kamusal ve ticari alandaki birçok uygulamayı güvenilir,
etkin, verimli ve tasarruflu hale getirmektedir. E-imza, Birleşmiş Milletler Uluslar
arası Ticaret Hukuku Komisyonu (UNCITRAL) tarafından, 1996 yılında Elektronik
Ticaret Model Yasası’nın ve 2001 yılında Elektronik İmza Model Yasası’nın
çıkarılmasıyla, dünya ülkelerince gerekli hukuki düzenlemeler yapılarak uygulamaya
geçirilmeye başlanmıştır (TBD, a.g.e.: 9). Dünyada bazı ülkelerin e-imzaya geçiş
tarihleri aşağıdaki çizelgede yer almaktadır.
46
AVRUPA ÜLKELERİNDE E-İMZAYA GEÇİŞ TARİHLERİ
ÜLKEGEÇİŞ TARİHİ
İtalya 1997
Almanya 1998
Portekiz,İspanya 1999Fransa, Danimarka, Lüksemburg, İngiltere, İrlanda, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Litvanya, Slovenya
2000
Belçika, İsveç, Macaristan, İzlanda, Norveç 2001
Hollanda, Polonya 2002
AMERİKA KITASINDA E-İMZAYA GEÇİŞ TARİHLERİ
ÜLKEGEÇİŞ TARİHİ
Bermuda, Peru, Kolombiya 1999
Kanada, Arjantin 2001
ASYA ve DİĞER ÜLKELERİN E-İMZAYA GEÇİŞ TARİHLERİ
ÜLKEGEÇİŞ TARİHİ
Rusya 1995
Hindistan 1998
Singapur 1999
Japonya, Hong Kong, Filipinler 2000
Tayland 2002
Çizelge 2.1. Dünyada Bazı Ülkelerin E-İmzaya Geçiş Tarihleri
Kaynak: TBD, E-İmza’nın Toplumsal Boyutu, TBD Kamu-BİB Kamu Bilişim Platformu VII, 2005, <http://www.tbd.org.tr/usr_img/cd/kamubib12/RaporlarPDF/RP2-2005.pdf>, (06.03.2011).
Yukarıda da değinildiği gibi, e-imza ve uygulamaları, gerektirdiği teknolojik
ve hukuki altyapıyla birlikte; sağladığı güvenlik, verimlilik ve tasarruf gibi faydaları
ile tüm dünyada yaygın hale gelmeye başlamıştır. Günümüzde, yaklaşık bir tahminle,
kurum ve kuruluşların yüzde 90’ından fazlasının, iş süreçlerini kağıt belge ile
yürüttüğü, dokümanların azımsanmayacak bir kısmının yanlış yerleştirilmiş ve bir
daha bulunamayacak durumda olduğu, kullanıcıların haftada en az 8 saatini belge
işlemleri için bedensel hareket ile kaybettiği, belgelerin zaman içinde ortalama çok
sayıda kopyasının yaratıldığı ve çalışanların zamanlarının büyük bir kısmını
doküman yönetimine yönelik çalışmalara harcadığı söylenebilir. Özellikle kamu
kurumları gözönüne alındığında bu kayıplar daha da artmaktadır. E-imza bu anlamda
47
birçok açıdan kurumlara ama özellikle kamu kurumlarına israf önleme ve verimlilik
açısından büyük faydalar sağlamaktadır.
Sonuç olarak, e-devletin ve e-ticaretin altyapısı olan e-imza internetin hızlı
gelişimiyle elektronik ortama aktarılan kamusal ve ticari alandaki birçok uygulamayı
güvenilir, etkin, verimli ve tasarruflu hale getirmektedir. Kağıt ortamında yapılan
belge yönetimine oranla elektronik ortamda yapılacak belge yönetimi çok daha etkin
ve verimli olacaktır. Düşük maliyetli iş ve işlemler, standardlaşma, iş süreçlerinin
iyileştirilmesi, iş gücünün doğru kullanımı, kağıt tüketiminde azalma, düşük yönetim
giderleri, sahteciliğin azalması, haberleşme giderlerinde azalma, göz önüne
alındığında etkinliğin ve verimliliğin inanılmaz ölçüde artacağı açıktır (TBD, a.g.e.:
27).
2.4. E-Devlet Uygulama Türleri
Günümüz bilgi ve iletişim teknolojileriyle birlikte vatandaş, kurum ve sivil
toplum kuruluşlarının kamu ile etkileşim türü değişim göstermektedir. Vatandaş ve
işletmelerin, etkileşim gösterdiği tüm alanlardaki süreçler yeniden
yapılandırılmaktadır.
Geleneksel kamu yönetiminde iş süreçleri, vatandaş veya kurumların, ilgili
birimlerle genellikle yüz yüze görüşerek talepte bulunmalarına dayanmaktadır.
Günümüz bilgi ve iletişim teknolojileriyle birlikte, vatandaş, kurum ve sivil toplum
kuruluşlarının, kamu ile etkileşim türü değişmeye ve aradaki etkileşim daha da
artmaya başlamıştır. Elektronik ortamdaki bu yeni etkileşim alanları, başka deyişle e-
devlet uygulama türleri (Erdal, 2004: 4):
Devlet Yönetiminden-Devlet Yönetimine (D <> D) (Government to
Government G2G)
Devlet Yönetiminden-İşletmelere (D <> İ) (Government to Business -
G2B)
Devlet Yönetiminden-Vatandaşa (D <> V) (Government to Citizen -
G2C)
48
şeklinde tanımlanmakla birlikte, bir de devletin kendi çalışanları ile olan
etkileşimi de,
Devlet Yönetiminden-Çalışana (D <> Ç) (Government to Employee -
G2E) şeklinde tanımlanmaktadır
E-devlet ile ilgili olarak amaç ve işlemlerin yönü açısından yapılan bu
sınıflandırmada; G2B ve G2G devlet ve örgüt ilişkilerini kapsarken, G2C ve G2E
devlet birey iletişim ve etkileşimini içerir. G2B ve G2C devlet açısından dış ilişkileri,
G2G ve G2E ise iç ilişkileri kapsar (Siau ve Long, 2005: 444).
Devlet kurumlarının kendi aralarında yürüttükleri işlemlerde bilişim
teknolojilerinden faydalanmaları yani G2G’ye örnek olarak “merkezi sanal veri
ambarlarının” oluşturulması verilebilir. Türkiye’de, T. C. Kimlik numarası ile Nüfus
ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden nüfus bilgileri, Maliye Bakanlığı’ndan
vergi kayıtları, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden de suç kayıtlarının elde
edinilebilmesi, yani kurumlar arası veri bütünleşmesinin sağlanması bir tür G2G’dir.
G2C’ye örnek vermek gerekirse, vatandaşların internet teknolojilerini kullanarak
ÖSYM (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi) sınav başvurularını
gerçekleştirmeleri buna örnektir. G2B için bilinen en yaygın örneklerden biri
ihalelerin elektronik ortama açılmasıdır. Maliye Bakanlığı’nın SGB portalı ise
kurumsal bilgilerin, uygulamaların, belgelerin vs. bakanlık çalışanları ile güvenli bir
şekilde paylaşılabilmesini sağlayan G2E modeli bir sistemdir.
Elektronik devletin etkileşim alanları ve sağlayacağı yararları, genel olarak
Çizelge 2.1. yardımıyla açıklamak mümkündür.
49
Çizelge 2.2. E-Devlette Etkileşim Alanları ve E-Devletin Sağlayacağı
Başlıca Avantajlar
Etkileşimin Yönü Etkileşim Alanları Avantajlar
Kamu kurumları arası iletişim
Verimlilikte artış
Merkezi ve yerel yönetimler arası iletişim
Etkin bilgi paylaşımı Kamu Kuruluşları
Esnek çalışma ortamı
Bilgilendirme Alternatif dağıtım kanalarının kullanılması
Vergi Kişiselleştirilmiş, hızlı ve kolay hizmetler
Sağlık Açıklık
Eğitim Düşük işlem maliyetleri
Devletten Vatandaşa
Kültür
Destek programları Hızlı ve etkin etkileşim
Tavsiye ve yol gösterme Daha az bürokrasi
Düzenlemeler Düşük işlem maliyetleri Devletten Ticari Kurumlara
Vergi
E-satın alma Verimlilikte artış Devlet ve Tedarikçiler Düşük işlem maliyetleri
Kaynak: Kayalı, C. A. ve A. N. Yereli, Türkiye’de Bilgi Toplumu Yaratılması ve E-Devlet Uygulamalarına Genel Bir Bakış, I. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Kocaeli Üniversitesi, İİBF Yayını, İzmit, 2002’den aktaran D. Demirel, “E-Devlet ve Dünya Örnekleri”, Sayıştay Dergisi, Sayı 61, Nisan-Haziran, s. 95, 2006.
Tablodan anlaşılacağı üzere elektronik devlet uygulamasında devlet ile
vatandaşlar, devlet ile ticari kurumlar, devlet ile tedarikçiler ve nihayet devlet
yönetimi içinde hizmet sunan kurum ve kuruluşların kendi arasında bir etkileşim söz
konusudur (Demirel, 2006: 95). Kişi ve kurumlar arasında eğitimden, sağlık
hizmetlerine; tapu hizmetlerinden vergileme hizmetlerine kadar birçok alanda bir
etkileşim ortaya çıkmaktadır. Bu alanlarda, elektronik etkileşim sayesinde elde edilen
avantajlar küçümsenmeyecek düzeydedir. Her şeyden önce, e-devlet sayesinde devlet
yönetiminde saydamlık gerçekleşebilmekte, işlem maliyetleri azalmakta, verimlilikte
ciddi artışlar sağlanabilmektedir.
50
2.4.1. Elektronik Ortamda Devlet ve Vatandaş Arası (G2C) İlişkiler
Devlet, yaşamın her aşamasında ilişki kurulan ve hizmet alınan en büyük
organizasyondur. Vatandaşın, geleneksel devlet anlayışı içerisinde kamu kurum ve
kuruluşlarıyla etkileşimi, doğumdan önce başlamakta ve ölümden sonra da devam
etmektedir. Bu nedenle, devletten vatandaşa uygulamalar, farklı bölgelerde yaşayan
çok sayıda vatandaşına etkili bir biçimde hizmet vermek isteyen devletlerin üzerinde
en fazla durdukları alanlardan birisidir.
E-devlet modelinin temelinde, devletin kendi işlerini kolaylaştırıp maliyetleri
azaltma düşüncesinin yanında vatandaşının da her türlü sorununu çözmek
bulunmaktadır. Bu kapsamda, bilgi alma, başvuruda bulunma, talepleri iletme,
şikayet etme ve bilgi isteme, vergi ceza ve harç gibi ödemeler yapma, lisans
yenileme işlemleri devlet-vatandaş etkileşimine birer örnektir. En çok yararlanılan
devlet-vatandaş hizmetleri (Tehrani, 2007: 24); sağlık hizmetleri araştırma, öğrenci
kredileri internet üzerinden vergi ödeme, iş arama, sosyal güvenlik işlemleri, kişisel
dökümanlar indirme (evlenme ve doğum belgeleri), pasaport ve sürücü ehliyet
başvurusu, olğanüstü durum yardımları, hava tahmin ve satış ilanları gibi
hizmetlerdir.
E-devlet uygulamaları ile vatandaş ile devlet, elektronik ortamda karşılıklı
iletişimde bulunacağı için, günlük işlemler basit ve hızlı bir şekilde gerçekleşecek,
vatandaş işlerini gerçekleştirmek için sıralara girmek zorunda kalmayacaktır. Devlet
kurumları ile vatandaşın bilgi alışverişi web üzerinden yapılarak, gerekli formlar web
üzerinden doldurulup, iletişim daha kolay hale getirilecektir. Böylece, vatandaşa
hizmeti en kaliteli ve en hızlı şekilde sunmak, devletin etkinliğini artıracaktır.
2.4.2. Elektronik Ortamda Devlet ve İşletmeler Arası (G2B) İlişkiler
Geleneksel devlet organizasyonlarında, devletin temel işlevlerinden birisi de,
ekonomik hayata farklı şekillerde müdahalelerde bulanarak düzenleyici, denetleyici
ve bazen de engelleyici ya da teşvik edici çabalar göstermektir. Bu müdahale liberal
sistemlerde en az düzeyde iken, Devletçi siyasi modelleri benimseyen ülkelerde çok
fazla olabilmektedir. Döviz kurlarının belirlenmesinden, para arzına, yatırımların
51
teşvikinden, vergi düzenlemelerine kadar hemen her alanda devletin söz sahibi
olduğu sistemlerle yönetilen çok sayıda ülke bulunmaktadır.
Uygulanan model ne olursa olsun, devletin ekonomik yaşamın en önemli
unsurları olan şirketlerle ilişkileri çok boyutludur. Şirket kurulmasına izin verilmesi,
tescili, ticari faaliyetlerin denetlenmesi, vergi tahakkuku ve tahsilatı, gümrük
işlemleri, yatırımların teşviki ile ilgili düzenlemeler hemen her türden ekonomik
model içinde devletin yüklendiği işlevler arasında yer alır. Bu noktada ticari hayat
büyük ölçüde devletle ilişkiler temelinde gelişir. Yatırımların teşviki ile ilgili
mevzuat değişikliği, yatırımların artmasına ya da azalmasına yol açarken, vergi
oranlarındaki küçük bir indirim, vergi tahsilatında artışlara neden olabilmektedir.
Devletin bu denli etkin müdahalesi nedeniyle devlet-şirket ilişkileri çok önemlidir.
Devlet-işletme kategorisine yön veren iki gelişme bulunmaktadır (Seifert ve
Petersen, a.g.e.: 200) bunlardan birincisi; iş dünyası diğeri ise politika belirleyicilerin
daha düşük maliyet ve verimlilik ile ilgili artan baskılarıdır. Devlet-işletme
hizmetleri türüne örnek olarak (Tehrani, a.g.e.: 24); ithalat ve ihracat bildirimlerinin
yapılması, iş dünyası ile ilgili yasa ve düzenlemelerin edinilmesi, kurumlar
vergilerinin ödenmesi ve bayannamelerinin verilmesi, devlet ihale ve satışlarının
öğrenilmesi gibi işlemler verilebilir.
2.4.3. Elektronik Ortamda Kamu Kurumları Arasındaki (G2G) İlişkiler
Kamu kurumları arasındaki ilişkiler, gerek tüm kamu yönetim birimleri
arasındaki yatay ilişkileri, gerekse merkezi ve yerel yönetimler arasındaki ilişkileri
kapsamaktadır (Bektaş, 2010: 18). Bu kategori, e-devlet hizmetlerinin belkemiğini
oluşturmaktadır (Seifert ve Petersen, a.g.e.: 198). Devlet, strateji geliştirmek ve
topluma sunulan hizmeti daha etkin bir konuma getirmek için bilgiye gereksinim
duyar. Bu amaçla, devletin kurumları arası bilgi akışı ve entegrasyona ilişkin ön
çalışmaların baştan yapılması gerekmektedir.
Devlet kurumlarının, kendi otomasyon süreçlerini ve bilgi altyapısını
tamamlayarak kurum içi bilgi sistemlerini iyi bir şekilde kullanabilmeleri, kurumsal
hizmetleri etkin ve verimli bir şekilde sunabilen yapıyı oluşturmaları gerekmektedir.
Bilgi, sürekli olarak kaynağından izlenerek güncellenmelidir. İkinci aşama olarak, bu
52
bilgilerin ulaşımına yardım edecek e-devlet portalının bir mantık çerçevesinde
oluşturulması gerekmektedir. Burada devlet bünyesindeki insan kaynaklarının teknik
ve fonksiyonel altyapısının da iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.
2.4.4. Elektronik Ortamda Devlet ve Çalışanlar Arasındaki (G2E)
İlişkiler
E-devlet modelinin uygulanmasında diğer bir önemli unsur, kamu
çalışanlarıdır. Devlet yönetiminden çalışana etkileşimler, tüm kamu kurum ve
kuruluşları ile devlet çalışanları arasındaki etkileşimleri kapsamaktadır. Modelin
başarısı, büyük ölçüde, kamu çalışanlarının modele katkıları ile mümkün olacaktır.
Her ne kadar, ileri teknoloji ağırlıklı bir model olsa da, hizmetin tasarımlanması,
üretilmesi, sunulması ve denetim aşamasında kamu çalışanlarının önemli katkıları
olacaktır. Etkinlik ve verimlilik artışında önemli başarılar sağlayan e-devlet
modelleri, ara kademelerin ve aktarıcıların ortadan kalkmasını sağlasa da uzmanlık
ihtiyacı yaratmaktadır. Bu nedenle kamu çalışanının her zamankinden daha fazla
bilgili, teknoloji kullanan, hizmet üretim süreçlerine katılan, kendisine tanınan
yetkileri en iyi biçimde kullanan, üstünlük sahibi olma gibi özellikleri taşıması
gerekmektedir. E-devlet modellerinde, devletin önemli görevlerinden birisi de kamu
çalışanının niteliklerini en üst düzeye çıkarmak üzere insan kaynakları politikalarını
gözden geçirmek olmalıdır.
Çalışanlara yönelik devletin sunduğu sosyal güvenlik işlemleri, işsizlik
sigortası başvurusu, prim ve sosyal hakların takibi işlemleri devlet-çalışan
etkileşiminin örnekleridir (Naralan, 2008: 31).
E-devlet, kendi organizasyon birimleri ve toplum arasında koordinasyonun
iyileştirilmesi ve bilişim teknolojilerinin üretkenlik ve verimliliğin artırılması
yönünde kullanılması halinde amaçlarına ulaşacaktır. Devletin kendi içinde değişime
göstereceği direnç, bilişim teknolojilerinden arzu edilen verimin sağlanması
karşısındaki en büyük engeldir. Bu engellerin aşılması ve bilişim teknolojileri
uygulamalarının artırılması için eğitim programlarının yaygınlaşması önem
kazanacaktır.
53
Sonuç olarak, e-devlet uygulamaları ile kamunun insan gücü kaynağı hem
nitelik, hem de nicelik olarak değişme gösterecektir. Donanımlı, eğitimli, bilgili ve
uzman çalışana ihtiyaç artarken, hizmet üretim ve sunum süreçlerinde katma değer
yaratmayan çalışana olan ihtiyaç azalacaktır (Kırçova, a.g.e.: 60-61).
2.5. Geleneksel Devlet ile E-Devlet Arasındaki Farklar
1970’li yıllardan itibaren bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmeye
başlaması, bilgi ağının kurulması ve yaygınlaşması için önemli bir süreci
başlatmıştır. Bu süreç içerisinde ortaya çıkan e-devlet ile, halkın bilgilere ulaşmasını
sağlama ve aktif katılımı ile halkın her konuda danışabileceği bir ortam sağlanmaya
başlamıştır. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna doğru geçiş sürecindeki bu
dönüşümde; pek çok kavramın başına, değişim ve gelişmeyi simgeleyen ‘e’ harfi
eklenmektedir. E-ticaret ile başlayan bu kavramlar; e-kurum, e-şirket, e-belediye, e-
sağlık, e-imza, e-demokrasi, e-dönüşüm, e-devlet, e-Türkiye, e-Avrupa vb. olarak
yayılmıştır.
Geleneksel kamu hayatında iş süreçleri, vatandaş veya kurumların, ilgili
birimlerle yüz yüze görüşerek talepte bulunmalarına dayanmaktadır. Bu anlayış
içerisinde devletin, ihtiyaç sahibinden talep ettiği dilekçe yazma, form doldurma,
belge (evrak) hazırlama gibi faaliyetlerin önemli bir bölümü, e-devlet olgusu
içerisinde şekil değiştirmiş ya da tamamen ortadan kalkmıştır. Vatandaşların, ihtiyaç
duydukları hizmetin gerçekleştirilmesi için devlet dairesine gidip uzun kuyruklarda
vakit kaybetme, darboğazlar yaşama dönemi geride kalmıştır. Çalışanlar artık kağıt
parçaları yerine byte’larla çalışmaya başlamış, veri tabanı dosya dolaplarının yerini
almıştır (Bennet, 1998: 92’den aktaran Demirel, 2006: 83). ‘e-devlete’ dönüşen
devletler de, bu süreçte hizmet kalitesini iyileştirip performanslarını artırmaya
çalışarak klasik devlet anlayışından uzaklaşmıştır.
E-devlet, geleneksel devlet modeline bir rakip değil, fakat geleneksel devlet
modeli içinde kamunun vermesi gereken hizmetlerin sunuluş şeklini değiştiren bir
altyapılar bütünü olarak değerlendirilebilir (İnce, 2001: 24). Kamu kurumları, özel
kurumlar (şirketler) ve vatandaş, geleneksel devletin temel unsurlarıdır. Ancak e-
54
devlette bu unsurlar arasındaki etkileşimin biçimi geleneksel devletteki etkileşimden
biraz farklıdır. Geleneksel devlette, vatandaş ve kamu kurumu arasındaki etkileşimin
sonunda ortaya çıkan veriler, devletin bilgi sistemi içerisinde yerini almaktadır. Oysa
e-devlette, bilgi sistemi etkileşimin bir aracı olarak hizmet etmektedir. Bu durum
aşağıda şekil 2.2’de görülmektedir.
Şekil 2.2. E-Devlet-Geleneksel Devlet
Kaynak: TBD, E-devlet: Türkiye’deki Gelişmeler, Çalışma Grubu Raporu, Türkiye Bilişim Derneği, s. 4, 2002, <http://tbd.wmv.gen.tr/RaporlarPDF/RP12-2002.pdf>, (05.11.2010).
Şekil 2.3.’den de anlaşıldığı gibi geleneksel devlette, vatandaş, erişmek
istediği bilgi için kamu kurumlarına başvurur. Kamu kurumları vatandaşın istediği
bilgiyi bilgi sistemlerinden yararlanarak elde eder ve geri dönüp vatandaşa ulaştırır.
Ancak bu şekilde sunulan hizmet bürokrasiyi, kırtasiyeciliği arttırmakla birlikte hızlı
iş görme, şeffaflık gibi unsurlara da engel olur. Elektronik devlette ise vatandaşın
istediği bilgiye kamu kurumuna başvurmadan doğrudan başvurabildiğini
görmekteyiz. Bilgi sistemi kurumlara bağlı olmakla birlikte yine onların kontrolü
altındadır. Böylece geleneksel devletteki yukarıda saydığımız olumsuzlukların önüne
geçilmiş olunmaktadır (Çevikbaş 2009: 75-76)
Geleneksel devlet yapısında, bürokratik işlemlerin doğması ve bunların
zaman alması kaçınılmazdır. E-devlet yapısında ise, bilgi sistemi kamu kurumu-
vatandaş arasına yerleştirilmiştir, vatandaş bilgiye doğrudan ulaşır. Bu nedenle, e-
55
devlette, vatandaşın bilgiye direkt olarak ulaşması ve kurumlar arasındaki iletişimin
sıkı olması nedeniyle bürokratik işlemler en aza inmektedir.
OECD bünyesinde çalışan Stratejik Yönetim Forumu'nun, e-devlet
uygulamalarında vergi sistemi için geliştirdiği geleneksel/elektronik yöntem
karşılaştırmasına dair bir tablonun mantığını, e-devlet modelinin geneli için
genişleterek uyarlarsak, söz konusu edilen paradigma dönüşümü daha net bir biçimde
anlaşılabilir.
Şekil 2.3. Geleneksel Devlet Anlayışı ile E-Devlet Anlayışının Karşılaştırılması
Kaynak: Uçkan, Ö., E-Devlet, E-Demokrasi ve E-Yönetişim Modeli: Bir İlkesel Öncelik Olarak Bilgiye Erişim Özgürlüğü, Stradigma Dergisi, Haziran, Sayı 5, s. 5-6, 2003, <http://www.stradigma.com/turkce/haziran2003/makale_09.html>, (25.04.2010).
Yukarıdaki karşılaştırmalı tabloyu topluma doğru uzatırsak, denklemin
‘geleneksel’ sütununda, Osmanlı dönemine dek izleri sürülebilecek, uyruk, hatta
‘kul’ ilişkisi içinde olan ‘rızkına razı’ bireylerden oluşan ‘kapalı toplum’ bulunurken,
paradigma dönüşümünü temsil eden ikinci sütunda, bilgiyi, dolayısıyla iktidarı
56
paylaşan katılımcı bireylerin oluşturdugu ‘açık toplum’ yer almaktadır (Uçkan,
a.g.e.: 6).
Şekil 2.3.’te de görüldüğü gibi, geleneksel devlet düzeninde pasif olan
vatandaşlar, devletin yönetim sürecine katkıda bulunamamakta ve izleyici
konumunda kalmaktadır. E-devlet, bilgi toplumunun katılımcı demokrasi anlayışıyla
vatandaşlarını aktif konuma getirmekte ve vatandaşı ile sürekli etkileşim halinde
bulunmakta, geri beslemeler alarak süreci düzenlemektedir.
Günümüz geleneksel devlet yapısındaki önemli problemlerden birisi de, işlem
gerçekleştirirken karşılaşılan, sayısız bürokrasi ve yüksek derecede kırtasiye
maliyetleridir. Doldurulan milyarlarca form, imzalatılan milyarlarca belge ve bu
yüzden devlet kasasından çıkan trilyonlar, e-devlet yapılanması ile devlet kasasında
kalmakta, devlet maliyetleri asgari düzeye çekilmektedir.
Aynı zamanda, işlemler de azalmakta, vatandaşlar oradan oraya sürüklenmek
yerine fare hareketleri ile işlemlerini yapabilmektedirler. E-devletin yönetim anlayışı
açısından önemli girdilerinden birisi de, yapılanma yönünde gündeme gelen
değişimdir. Geleneksel devlet düzeninde hakim olan hiyerarşik dikey yapılanma,
bilgi ve iletişim teknolojilerinin de katkısıyla yatay bir hal almakta, hiyerarşik yapı
ortadan kalkmaktadır. Bu, modern yönetim anlayışının da temelini teşkil etmekte ve
yönetişimin uygulanmasına ortam sağlamaktadır.
Öte yandan, e-devlet ile elektronikleşen sistemlerde, elektronik ortamda
tutulan kayıtlar hem güvenli veri içermekte hem de denetim açısından kolaylık ve
inkar edilemezlik sağlanmaktadır. Geleneksel devletin sunduğu, kişisel özellikleri
göz ardı ederek herkese tek tip verilen hizmet, e-devlet yapılanması ile kişiye özel,
etkileşimli hizmet yapısına bürünmektedir. Bu açıdan hizmette verimlilik
sağlanmakta, zamandan kara geçilmektedir. Geleneksel devletin bölünmüş yapısı, e-
devlette bütünsellik taşımakta ve süreklilik arz etmektedir. E-devletin bu yönü de,
verimlilik artırıcı ve zamandan tasarruf sağlayıcı bir yönü işaret etmektedir.
Geleneksel devletin önemli açıklıklarından birisi de iki taraflı maliyetlerin
yüksekliğidir. Personel istihdam eden, gereksiz kırtasiye harcaması yapan, zaman
kaybı sağlayan, bürokrasiye takılan ve bir türlü alınamayan kararlar devlete maliyet
yükü getirmekte, bu maliyet yükünün bir bölümü de hizmet gören vatandaşa
57
yüklenmektedir. E-devlet ile beraber ortadan kalkacak bu engeller, kazan-kazan
taktiği doğrultusunda iki taraflı avantajlar sağlamakta, vatandaşın kamu harcamaları
düşüşe geçmekte, devletine karşı memnuniyeti artmaktadır.
Özetle, geleneksel devletin doğasından kaynaklanan yüksek maliyetli, uzun
zaman alan ve buna rağmen vatandaşların bireysel beklentilerini karşılamakta
zorlanan işleyişi, elektronik devlette yerini, hızlı, doğru ve bireysel beklentilere
odaklanmış hizmet sunumuna bırakmaktadır (İnce, a.g.e.: 49).
2.6. E-Devletin Amaçları ve Sağlayacağı Faydalar
Klasik devlet işleyişinde köklü bir değişim anlamına gelen e-devlete geçiş,
belirli birtakım noktalara varmayı hedeflemektedir. Bu hedeflere ulaşmak, toplumun
refahı ve devletin gelişmesine katkıda bulunacağı gibi, modern ve teknolojik bir
yönetim anlayışı ile daha iyi hizmet sağlayacak ve mutlu vatandaş iyi yönetim
dengesine ulaşılacaktır. E-devletin ulaşmak istediği hedefler (Schware ve Deane,
2003: 10);
Bilişim teknolojilerini kullanarak vatandaşların bilgiye kolay erişimini
sağlamak ve böylece devlet ile vatandaşı yakınlaştırmak,
Her düzeyde vatandaşın yönetime katılımını sağlamak,
Devletin hızlı ve etkin bir şekilde işleyişini sağlamak,
Kurumların verdikleri devlet hizmetlerini modernleştirmek ve verimli
hale getirmek,
Kurumlar arası bilgi alışverişini sağlayarak iş ve veri yinelenmesini
önlemek,
Hizmet sunumunda aksaklıkları azaltmak,
Gelirleri artırmak (vergi ve cezaların tahsili),
Kamuda şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlayacak mekanizmaları
artırmak,
58
Kamunun hizmet verdiği vatandaşların yaşamlarını kolaylaştırmak,
Karar vericilerin bilgiye dayalı karar verme süreçlerini geliştirmek ve
hızlandırmak.
E-devletin sağlayacağı faydalar ile ilgili olarak araştırmacıların bakış
açılarının farklılığından kaynaklanan değişik sıralama ve açıklamalar vardır. Bazı
noktalar ortak olmakla birlikte farklı yaklaşımlar da bulunmaktadır.
E-Devlet uygulaması ile elde edilecek toplumsal ve kurumsal yaşama ilişkin
bazı yararlar aşağıda sıralanmıştır (Yıldırım ve Öner, 2004: 1);
Devletin hızlı ve etkin işleyişi sağlanacak,
Devlet şeffaflaşacak,
Vatandaşın her düzeyde yönetime katılımı sağlanacak,
Kurumlar arası bilgi alışverişinin sağlanarak iş ve veri tekrarı önlenecek,
Vatandaşların memnuniyeti artacak,
Ekonomik gelişme desteklenecek,
Bürokratik bazı alışkanlıklar ve kırtasiyecilik azalacak,
Vatandaşların istekleri önemsenecek,
Vatandaş-devlet ilişkisi güçlenerek güven ortamı oluşacak,
E-devlet uygulamalarının hayata geçirilmesi ile kamu harcamaları ve sosyal
yaşantı açısından elde edilecek yararlar şöyle sıralanabilir (DPT, 2009: 21).
Kamu harcamaları açısından faydaları:
Doğrudan sağlanan mali faydalar; personel giderlerinde
tasarruf, gelir kayıplarının azalması, gelir sağlayıcı yeni
hizmetlerin sunulması, kırtasiye masraflarının azalması, yayın ve
dağıtım giderlerinin azalması, toplanan vergi miktarının artması,
yolsuzlukların azalması, iletişim maliyetlerinin azalması, seyahat
masraflarının azalması,
Hizmetlerde etkinlik yolu ile sağlanan faydalar; kurumlarda
ortaya çıkabilecek kapasite artırımı ihtiyaçlarının azalması,
59
entegre sistemlerle gereksiz yatırım yapılmasının önlenmesi,
mevcut kapasitenin etkin kullanımı ve kapasite israfında azalma,
veri ve işlemler için ortak standartların belirlenmesiyle işlem
sayısı ve maliyetlerinin azalması, hatalı işlemlerin azalması, aynı
vatandaştan bir defadan fazla veri toplama ihtiyacının azalması,
altyapı ve bilgi paylaşımı ile gelecek proje maliyetlerinin düşmesi,
Sosyal açıdan faydaları:
Verilen hizmetin kalitesinin artması,
Verilen hizmetten duyulan memnuniyetin artması,
Sağlık ve eğitim gibi alanlarda etkin sonuçların elde edilmesi,
Devlet ve vatandaş arasında iletişimin gelişmesi,
Bilgi aktarımının gelişmesi ve vatandaşın iş süreçlerine aktif
katılımının sağlanması ile devlet ve vatandaş arasındaki güvenin
artması,
Üst düzey karar vericilere hizmet sunumu ve iyi yönetişim
konularında reform imkanı sağlayan araçların sunulması,
E-devlet hizmetlerinin gelişmesi için kurumsal dönüşüm yoluyla
kamuda modernizasyonun sağlanması,
Tek noktadan tüm hizmetlere erişimin sağlanması,
Kamudaki hizmetlerin elektronik ortamda sunulması ile bilgi ve
iletişim teknolojilerinin diğer ekonomik alanlardaki kullanımının
yaygınlaştırılması,
Bilgi paylaşım kapasitesinin artması,
Hizmetlere hızlı, kolay ve sürekli erişimin sağlanması.
Türkiye Bilişim Derneği (TBD)’nin yayımladığı ‘E-devlet: Türkiye’deki
Gelişmeler Çalışma Grubu Raporu’nda ise e-devletin sağlayacağı yararlar şu şekilde
sıralanmıştır (TBD, 2002: 4):
60
Kamu hizmetlerinin kent-kır, sosyal tabaka, eğitim ve gelir düzeyi
farklılıklarının ötesinde vatandaşlara eşit ve etkin olarak ulaştırılması,
Devlet ile vatandaş arasındaki ilişkilerin yakınlaşması ve iletişimin
etkileşimli hale gelmesi,
Kamusal bilgiye erişimin ve kamu hizmetlerinin online ortama aktarılarak
bürokrasinin azaltılması,
Kamu kurumlarının etkinleştirilmesi ve bu sayede kamu harcamalarında
tasarruf sağlanması,
Bilgi toplumunun ülke sathında yaygınlaşması,
Bilgisayarlaşma ve bilgisayar okuryazarlığının tüm yaş, meslek ve
cinsiyet grupları arasında yaygınlaşması,
Bilgi toplumunun altyapısının oluşturulmasıyla, iş dünyasının küresel
ekonomide daha iyi rekabet edebilmesine yardımcı olacak ortamın
sağlanması,
İş dünyasının her alanında, bilginin katma değer olarak kullanılmasının
kolaylaşması,
İnternet teknolojileri aracılığıyla, vatandaşların kamu yönetimine
katılımını ifade eden e-demokrasinin yaygınlaşması,
Ülke insanının yaşam kalitesinin yükseltilmesi.
2.7. E-Devletin Yapılandırılmasına İlişkin Sorunlar
Elektronik devlet konusunda, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelere
rağmen, kısa zamanda ve sorunsuz olarak gerçekleştirilebilecek bir yapısal değişim
öngörülmemelidir. Daha önce de vurgulandığı gibi, söz konusu yapı yeni bir
toplumsal kültür ve anlayışı gerektirmektedir. Sorunlardan bir kısmı kamu yönetim
kademelerinden, bir kısmı kullanıcılardan, bir kısmı her ikisinden birden ve bir kısmı
da teknik ve yasal altyapının kurulması ve sürdürülmesindeki zorluklardan
61
kaynaklanmaktadır. Detaylı olarak incelendiğinde, sorunlar temel olarak; teknik,
idari, yasal ve sosyo-psikolojik alanlarda yoğunlaşmaktadır (İnce, a.g.e.: 30).
2.7.1. Lider İnisiyatifi
Herhangi bir devlet reformu çalışması gibi her e-devlet projesi de, siyasi
iradeye ihtiyaç duyar. Sürekli aktif bir siyasi liderlik olmaksızın parasal kaynaklar,
kurumlar arası koordinasyon, politika değişiklikleri, talep edilen insan gayretleri, e-
devlet plan ve uygulamaları sürdürülemez.
Lider inisiyatifinin, bir sorun odağı olarak tanımlanması ve ilk sırada
sayılması tesadüfi değildir. İdeal bir idari sistemde, liderlik unsuru, pek çok
gelişmenin sağlanabilmesi açısından gerekli koşulların başında gelmektedir.
Oluşturulmaya çalışılan yeni düzen nasıl bir düzen olursa olsun bu yeni düzenin
toplum tarafından kabul görüp toplum içerisinde kendisine yer edinebilmesi için
arkasında çok güçlü bir siyasi ve idari irade bulunmalıdır (Parlak ve Sobacı, 2005:
232).
Etkin değişim programları ve projeleri, açık, aktif ve görünen bir liderlik
gerektirir. Güçlü liderlik, değişim proje ve programlarının itici gücüdür. Bir değişim
programının her bir parçasının yürütülmesinin, bu parçaların proje yöneticilerinin
liderliğine ihtiyaç gösterdiği genellikle kabul edilmektedir. Amaçlanan faydaların
elde edilebilmesini temin açısından, değişimin tüm unsurlarının tek bir kişi
tarafından bir araya getirilmesi ve sahiplenilmesi şartır. Proje ve programların, bu
şekilde tek bir sahibinin olması, başarı için garanti değilken; böyle bir sahibinin
olmaması, başarısızlık ihtimalini önemli oranda artırır (Gül, 2006: 13).
Kamu yönetiminin işleyişini geleneksel usullerden çıkartarak, çağın
gereklerine uygun bir sisteme kavuşturmak, seçmenlerden gelen daha iyi yönetim
taleplerini karşılayabilmek için öncelikle liderlerin elektronik devlet fikrine
yakınlaşması kaçınılmaz görülmektedir. Bu konuda ilerlemiş birçok ülkede,
elektronik devlet uygulamalarına geçiş lider inisiyatifi ile başlatılmış ve
sürdürülmüştür (İnce, a.g.e.: 30).
62
Türkiye'de de bu yönde bir adım atılmış ve Bilim ve Teknoloji Yüksek
Kurulu'nun 1997 ve 1998 yıllarında almış olduğu kararlar ile elektronik devlete
açılan kapı aralanmıştır. Böylece, sorumlu ve ilgili kurumlar ile bu kurumların
idarecileri belirlenmiş, bir görev dağılımı çerçevesinde teknolojinin sunduğu
imkanların kamu yönetiminin çeşitli alanlarında (eğitim, sağlık vb.) ve elektronik
ticaretin geliştirilmesi amacıyla nasıl kullanılabileceği konusunda fikir sahibi
olmuşlar, çeşitli çalışmalar başlatmışlar ve bu çalışmalarda mesafe kat etmişlerdir.
E-devlet tepeden inme bir bürokratik emir değil, vatandaşın her gün ihtiyaç
duyduğu pek çok bürokratik hizmeti külfet olmaktan çıkarmaya, verimliliği
arttırmaya ve yaşamı kolaylaştırmaya yönelik çağdaş bir uygulamadır. Eğer bu
uygulamanın bütün tarafları bu sürece katılmaz, işbirliği yapmazsa süreç
aksayacaktır. Öncelikle, Devletin bu uygulamaya kararlı bir liderlikle en üst düzeyde
sahip çıkması gerekmektedir. 59’uncu Hükümet Programında yer verilen:
“Kamu kuruluşlarında bilgi ve iletişim teknolojileri azami ölçüde
kullanılarak, e-Devlet uygulaması yaygınlaştırılacaktır” (www.akparti.org.tr).
ibaresi Hükümetin e-Devlet uygulamalarının genişletilmesine angaje
olduğuna dair bir taahhüdü içermektedir.
Öte yandan, e-devlet gibi büyük çaplı bilgi ve iletişim teknolojileri projeleri
için siyasi liderlik ve kararlılık hayati önem taşımakla birlikte, bu projelerin başarısız
olması halinde siyasi maliyetlerinin yüksekliği ise, siyasi kararlılığı engelleyen bir
sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Belki de bu nedenle, yakın zamana kadar, e-devlet
projesinin, Türkiye’de siyasal öncelikler arasında yer almadığı gözlenmiştir. Kamu
kesiminde büyük çaplı dönüşüm çalışmalarının arkasında siyasi destek olmadan
başarıya ulaşma şansının oldukça sınırlı olduğu bilinmektedir. Türkiye, bu sıkıntıyı
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Projesi (MERNİS) projesinde yaşamış ve sahipsiz kalan
projenin uygulamaya geçirilmesi 30 yıl sürmüştür. Bununla birlikte, Bilgi ve İletişim
Teknolojileri çalışmalarının 2003 yılında hükümetin ‘acil eylem planına’ girmesinin
ardından son yıllarda siyasi destek açısından olumlu bir adım atıldığı görülmektedir.
Sonuç olarak, e-devlet uygulamasını bürokrasinin sahiplenmesi şarttır.
Bürokrasi sahiplenmezse e-devletin şansı olamaz. Bürokrasinin, e-devlet kavramına,
fikrine, uygulamasına alışması, bunu istemesi ve benimsemesi, e-devletin getireceği
63
reform ve yeni uygulamalara uyum sağlaması için kamu görevlilerine eğitim
verilmesi, Devletin bu alanlarda teşvik edici bir rol takınması, her düzeyde kamu
kuruluşu arasında işbirliğinin sağlanması gerekmektedir (Üçcan, 2007: 64)
Bu bağlamda, Türkiye’nin e-devlet olabilmesi için, başta yasama ve yürütme
erki olmak üzere, özel ve kamu kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve vatandaşların
uygulamalara sahip çıkmaları gerekmektedir. Bunun için, siyasi liderlik çok
önemlidir. Siyasi irade e-devletin gereksinim duyduğu yasal düzenlemeleri
gerçekleştirerek e-devletin yapılanmasına katkıda bulunmalı, aynı zamanda kurumlar
arası koordinasyonu sağlamalıdır (Karakurt, 2004). Aksi halde, günü kurtarma
mantığındaki bir siyasi anlayış ile e-devlet ve dolayısıyla bilgi toplumuna dönüşüm
çalışmaları gösterişten öteye gidemeyecektir.
2.7.2. Eğitim
Geleneksel devlette olduğu gibi elektronik devlette de, her şey insan içindir.
Elektronik devlet sisteminin iki ucunda da insan unsuru bulunacak ve gelişme iki
taraflı olacaktır. Dolayısıyla, elektronik devletin iki tarafındaki kişilerin de, yani hem
kamu hizmetini sunan kamu çalışanlarının, hem de bu hizmete erişmek isteyenlerin
eğitime, yeteneklerini geliştirmeye ve yeni sisteme adapte olmak için zamana
ihtiyaçları vardır. Eğitim, bilgilendirme ve bilinçlendirmeyi de içine alan ve zamana
yayılan bir süreçtir. Elektronik devlet açısından ise eğitim, aynı zamanda kullanıcılar
ve uygulayıcılar için yeni sisteme adaptasyon süreci olup, zaman ve finansman
boyutlarını da içeren bir unsurdur (İnce, a.g.e.: 31-32).
Sistemden yararlanacak olanların da (e-vatandaş) sistemi anlaması, teknoloji
kullanım yeteneklerinin belirli bir düzeye çıkartılması ve teknolojik gelişmelerden
haberdar olmaları gerekmektedir (Yanık, t.y.)
Uygulayıcıların, bilgi ve iletişim teknolojilerine adaptasyonu ve bu yönde
uzmanlaşmaları zaman alacaktır. Ayrıca, geliştirilecek süreç yeni bir kamu yönetimi
anlayışını da beraberinde getireceğinden, kamu çalışanlarının eğitimi ve
adaptasyonunun beklenenden daha uzun bir süreye yayılacağı öngörülebilir.
Geleneksel bürokrasinin usulleri ve araçları ile çalışmaya alışmış olan bir kitlenin,
yeni bir sisteme kısa sürede tümüyle adapte olması beklenmemelidir. Bu bakımdan,
64
uygulayıcıların eğitim ihtiyacı yoğun ve sistemli hizmet içi programlarla giderilmeli,
eğitimin sürekliliği sağlanmalıdır. Elektronik devletin sağladığı kolaylıklar fark
edilmeye ve algılanmaya başlandıkça, kullanıcıların eğitim süreci de hızlanacaktır.
2.7.3. İstihdam
Elektronik devlet açısından istihdam sorunu, esas itibarıyla eğitim süreci ile
birlikte düşünülmesi gereken bir husustur. Bir başka ifadeyle, geçmiş oldukları
eğitim süreci sayesinde bilgi ve iletişim teknolojileri konusunda yeteneklerini
geliştirmiş olan bireyler, elektronik devletin gerektirdiği yetenekler konusunda da
yeterli olacaklar ve iş bulmaları kolaylaşacaktır. ‘Yeni ekonomi’ olarak ifade edilen
bilgi ekonomisinde, diğer alanlarda olduğu gibi kamu sektöründe de artık gerek
duyulmayan işler giderek kaybolacak, bunların yerini yeni iş tanımları ve yeni işler
alacaktır. Elektronik devlet, yapısı ve işleyişi göz önüne alındığında nitelikli personel
istihdamını gerektiren bir oluşumdur. Buna uygun olarak, eğitim görecek kişilerin
elektronik devlet içerisinde gerekli işlere yerleştirilmeleri de zaman alacak bir
süreçtir (İnce, a.g.e.: 32-33). Yeni sisteme yeterince ayak uyduramayan personelin
işten uzaklaştırılması çoğu zaman pratik olarak mümkün olamayacağından, istihdam
sorunun bu boyutu da düşünülmelidir. Ayrıca, daha az personele ihtiyaç duyan ve
esnek zamanlı çalışma açısından da uygun olan elektronik devlet yapısı, özellikle
işsizlikle ilgili sorunları bulunan ülkeler açısından sorunun bir başka boyutunu daha
düşündürmektedir.
Elektronik devlet yapısı, kamuda yeni iş sahaları açmakla birlikte, geleneksel
usullerle ve emek yoğun yöntemlerle yapılan pek çok işin de ortadan kalkmasına
neden olacaktır. Söz konusu hizmetleri görmekte olan personelin yeniden iş bulması
gereği, işsizlik oranını daha da artırabilecektir. Bu faktörler, 20’nci yüzyılın
başlarında yaşanan sanayi devriminin etkilerine benzer şekilde etkiler yaratarak,
elektronik devletin ve elektronik ticaretin gelişmesi karşısında sosyo-psikolojik bir
engel oluşturabilir.
65
2.7.4. Bilginin Gizliliğinin ve Doğruluğunun Sağlanması
Gizlilik ilkesinin elektronik ortamlarda korunması konusu, en çok endişe
yaratan alanların başında gelmektedir. Sorunun giderilmesindeki zorluklar,
kullanıcıların neden olabileceği insan kaynaklı hataların yanı sıra, gizliliğin
sağlanması için gerekli yasal ve teknik araçların yeterli olmadığı endişesinden de
kaynaklanmaktadır.
E-devletin temelini oluşturacak bilgi iletişim ağı, yeterli önlem alınmadığı
takdirde gizliliğin ortadan kalkmasına, yani elektronik bilgi iletişim ağı üzerinden
gönderilen bilgilere üçüncü kişilerce erişilmesine ve bunların amaca uygun olarak
değiştirilmesine her an açık olacaktır. İletişimin bu tür tehlikelere maruz kalması,
kullanıcıların sisteme olan güveninin sarsılmasına yol açacaktır (İnce, a.g.e.: 35). Bu
nedenle kamu hizmetlerinin internet ortamında verildiği e-devlet sisteminde,
vatandaşlara ait şahsi, özel bilgilerin devlet tarafından internet ortamında çok dikkatli
bir şekilde korunması gerekir (Kankaya, a.g.e.: 15).
Bu bağlamda internet aracılığı ile sunulan bilgi ve hizmetlerin gizliliği
konusunu iki ayrı çerçevede incelemek olanaklıdır. İlk olarak, yönetim birimlerinin
vatandaşlara ve kurumlara hizmet sunarken kullandığı gizli bilgilerin kötü niyetli
üçüncü şahısların eline geçmesinin engellenmesi sorunu vardır. Bu yüzden yönetim
birimleri bilgi bankalarını azami dikkatle korumak zorundadırlar. Gizlilik konusunun
diğer bir yönü ise, internet üzerinde sergilenen kamusal bilgilerin ulusal güvenliği
tehlikeye düşürebilme ihtimalidir. Bu ve benzeri nedenlerle e-devlet hizmetlerinde,
kullanıcıların bilgilerinin güvenli bir ortamda saklanması ve kullanıcılara karşı
gizlilik prensiplerinin uygulandığına dair güven verilmesi gerekmektedir. Bu güvenin
oluşturulması için, sağlam ve denenmiş bir güvenlik politikasının oluşturulması
gerekmektedir. Oluşturulan e-devlet hizmetleri içerisindeki her nesne veya sayfa bu
güvenlik politikası ile korunmalıdır.
Günümüz teknolojisi ile elektronik ortamda gerekli önlemlerin alınmadığı
durumlarda, kişisel bilgilerin söz konusu bireyin rızası ve bilgisi dışında ele
geçirilmesi mümkündür. Buradaki ‘kişisel bilgi’ ifadesi, sadece gerçek kişilerin
isim, unvan, sağlık, finansal vb. bilgilerini değil, şirketlere ait idari, teknik ya da
ticari bilgiyi de içermektedir. Elektronik ortamda gerçekleştirilen sözleşmelerde,
66
kişisel bilgilerin birçok şekillerde yer alması gerekli olduğundan, bu bilginin bilgi
sağlayıcıların rızası olmaksızın alınması, saklanması, el değiştirmesi ve yayılmasının
da önlenmesi gerekmektedir.
Kişisel bilgilerin gizliliğinin korunmasına ilişkin olarak çeşitli ülkeler, kendi
ulusal mevzuatlarında ya yeni düzenlemeler yapmakta; ya da yürürlükte olan
mevzuatlarını günün değişen koşullarına uyumlu hale getirmektedirler.
Elektronik ortamlarda gizliliğin sağlanmasındaki sorunlar, yasal araçların
yanı sıra teknik araçlarla da çözülmeye çalışılmaktadır. Sayısal imza, biometrik
usuller gibi elektronik imzalama yöntemleri ile iletilen bilginin gerçekten belirli bir
kişiden geldiği garanti edilebilmekte, iletişim ağı üzerinde herhangi bir değişime
uğramaması sağlanabilmektedir. Bununla birlikte, değişik imzalama yöntemlerinin
birbiri ile uyumlu çalışmasının sağlanması, teknik altyapıda standart birliğinin
oluşturulması hususlarında çalışmaların sürdürülmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
2.7.5. Elektronik Kamu Hizmetlerinin Fiyatlandırılması
Bir kamu kurumunun elektronik ortamda sunacağı hizmetin fiyatı (eğer belirli
bir ücret karşılığı olacak ise) belirlenmeden önce, ilgili kamu kurumunun elektronik
ortamda verebileceği hizmetlerin belirlenmesi ve daha sonra da fiyatlandırma
usulünün seçilmesi gerekmektedir.
Hangi hizmetlerin elektronik ortamda herhangi bir ücret talep edilmeden
sunulabileceği, hangilerinin ise belirli bir bedelle verilebileceğinin tespit edilmesi
hususu ayrıca değerlendirilmelidir. Örneğin, sadece bilgi alışverişi şeklinde
gerçekleşen bir hizmet sunumu ve alımı ücretsiz iken, trafik cezalarının ağ üzerinden
ödenmesinde belirli bir bedel uygulanabilir.
Ayrıca, merkezi ya da yerel çeşitli kamu kurumlarınca verilecek benzer
hizmetlerin de benzer fiyatlandırma politikaları çerçevesinde fiyatlandırılması ve
uygulanması gerekecektir. Dolayısıyla, tüm kamu kurumlarını kapsayacak ortak bir
fiyatlandırma politikası geliştirilmelidir.
Öte yandan dünyada e-devletin finansmanı konusunda belli başlı iki akım
göze çarpmaktadır. Birinci akımın savunucuları, e-devletin bir kamu hizmeti
67
olduğunu, dolaysıyla e-devlet giderlerinin vergi gelirleri ile karşılanabileceğini iddia
etmektedirler. Diğer akımın taraftarları ise, vatandaşların e-devlet aracılığıyla ile elde
ettiği bilgi ve hizmetler için bir ücret ödemesini savunmaktadırlar. Bu görüşün bir
başka çeşidi ise kurumsal kullanıcılardan alınan ekstra bir ücretin bireysel
kullanıcıları sübvanse etmesi yoluyla bir tür çapraz finansman uygulamasının hayata
geçirilmesidir. Bu iki yaklaşımın kesiştiği noktada ise sanal bilgi ve hizmetlerin
çoğunun ücretsiz olduğu; buna karşılık bazılarının kullanımın ücrete tabi kılındığı
karma sistemler bulunmaktadır (Yıldırım, 2007: 268).
2.7.6. Maliyet (E-devlet Projesinin Finansmanı)
Gelişmiş ve ekonomisi sağlam kaynaklara dayalı ülkelerde bilgi
teknolojilerine dayalı e-devlet projeleri yüksek tutarlı ve uzun yılları kapsayacak
şekilde planlanmaktadır. Ancak gelişmekte olan ülkelerde finansal kaynaklar kısıtlı
olduğundan, ekonomi üzerinde doğrudan olumlu etki yapacak yatırımlara öncelik
verilmektedir. Dolaylı etkiye sahip olan yatırımlar ise yeterli kaynak bulunduğu
takdirde yapılmaktadır.
Öte yandan, teknolojik yatırımlar çok hızlı demode olan yatırımlardır ve
belirli aralıklarla yenilenmeleri gerekmektedir. Yani e-devlete geçişte ve sonrasında
bilgi işlem harcamalarının süreklilik arz etmesi gerekir. Yeni teknolojik gelişmeleri
projeye uyarlayabilmek, projenin ayakta kalabilmesi için gereklidir. Bilindiği gibi
günümüzde bilişim teknolojisinde değişim sıklığı 3 ay gibi kısa bir süreye inmiştir.
Bilgisayar teknolojilerinin ekonomik ömrü 3 yıla, teknolojik ömrü 1 yıla inmiştir
(Küllük, M. ve A. Özsağır, t.y.). Bu yüzden e-devlette sürekli ve anında yatırım
yapılabilmesi için finansal kaynaklara ihtiyaç vardır. E-devlete geçiş için ihtiyaç
duyulan finansal kaynağı ne kadar olacağı kesin olarak belirlenememekle birlikte, on
milyarlarca dolarla ölçülebileceği düşünülmektedir (Arifoğlu vd., 2002: 40).
Bu yatırımları sadece bilgi işlem yatırımları olarak görmek yanlıştır.
Kurumdaki tüm birimleri ilgilendiren bu yatırımlara bütünsel bir yaklaşım gerekir. E-
devletin işletiminden sorumlu vasıflı teknik eleman istihdamı için de bu gereklidir.
Bu nedenle finansman sorununu çözmek için klasik bütçeleme usullerinin yanı sıra
yeni modeller oluşturulmalıdır. Başka bir deyişle e-devlet çok ciddi finansal
68
kaynakların yatırıma dönüştürmesini gerektirdiği için, finansman için klasik
bütçeleme usullerinin dışında yeni modeller oluşturulmalıdır (Küllük, M. ve A.
Özsağır, t.y.). E-devlet yatırımları bilgi işlem bütçelerinin dışındaki tüm birimleri de
ilgilendiren bir yaklaşım gerektirir.
Bilişim teknolojilerine yeterince kaynak ayrılmadığı zaman, e-devlet
gelişmeyeceği gibi, bakım ve yenileme çalışmaları yapılmayan e-devlet uygulamaları
da, kaynak tasarrufundan çok büyük bir maliyet oluşturacaktır (Naralan, a.g.e.: 22).
Türkiye de çağın gerisinde kalmamak için, BİT yatırımlarına bütçeden daha
fazla kaynak ayırmalıdır. Reel bazda ele alındığında, geri dönüşümü ve katma değeri
yüksek olan en önemli yatırım, bilgi ve iletişim teknolojilerine yapılan yatırımdır.
Türkiye, ancak bu şekilde uluslar arası arenada söz sahibi olabilir.
2.7.7. Yasalardan Kaynaklanan Eksikliklerin Giderilmesi
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin yoğun olarak kullanımı, ekonomik ve sosyal
hayatın her alanında yenilikler ve kolaylıklar yarattığı gibi, birçok sorunu da
beraberinde getirmiştir.
Bu sorunların en büyük ve ciddi olanlarından biri de hukuk alanında
yaşanmaktadır. Özellikle, söz konusu teknolojiler aracılığıyla yapılan ticari
işlemlerde ortaya çıkan ya da çıkabilecek yasal sorunlara henüz birçok ülkede hukuki
yanıtlar verilememiştir.
Ağ teknolojilerinin kullanımında ortaya çıkabilecek yasal sorunların,
ülkemizde tartışılmaya ve değerlendirilmeye başlanması ise çok yeni bir olgudur.
Ülkemizde, elektronik devlet yapılanmasını gerçekleştirmek için yeni yasal
düzenlemelere gereksinim duyulmaktadır. Aslında, bu düzenlemelerin eksikliği
elektronik devletin önündeki en büyük engeller arasındadır. Öncelikle, internet
hizmetlerinin herkes tarafından erişilebilir düzeye getirilmesi, ardından iletişim
piyasasının serbestleştirmeye doğru yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bu
yapılmadığı sürece, katılımın gerçek anlamıyla oluşturulması mümkün olmayacaktır.
Elektronik devlet uygulamalarının başarıyla gerçekleştirilebilmesi için çözüm
69
bekleyen konulardan birisi de, kişisel bilgilerin korunmasına yönelik yasal
düzenlemelerin yapılmasıdır.
2.7.8. Sosyal Bir Sorun: Dijital (Sayısal) Uçurum
E-devlet modelinin yaygınlaşmasının önündeki en önemli engellerden biri, e-
ticaretin küresel gelişimini de doğrudan etkileyen, ancak kamusal alanda çok daha
ciddi sorunlar yaratabilecek olan ‘dijital (sayısal) uçurum’ sorunudur. Bilgi ve
iletişim teknolojilerini kullanmada, bireylerin, işletmelerin bölge ve demografik
değişkenler arasındaki sayısal farklılık sayısal uçurum olarak tanımlanmaktadır
(OECD, 2001: 5). Bir başka ifadeyle sayısal uçurum, bilişim teknolojilerinden
yararlanmak isteyen ve bu teknolojilere erişme başarısını gösterenler ile bunu elde
edemeyenler arasındaki ayrımdır.
E-devlet hizmetlerine erişim ve kullanım imkanının toplumun tüm kesimleri
için aynı olmaması e-devlet önündeki büyük bir engeldir. Hızlı, ucuz ve herkes için
erişilebilir internet hizmetinin sağlanması konusunda ulusal ve uluslararası ölçekte
yaşanan ve giderek derinleşme olasılığı bulunan eşitsizlik, e-devlet projelerinin
demokratik ve adaletli bir düzlemde gelişmesini tehdit etmektedir.
E-devletteki gelişme ve büyümeye rağmen bu gelişimin arkasında kalan bir
toplum kesimi vardır. Bu kesime e-devlet ulaşamayacaktır. Bu kesimin toplum
içindeki payının yüksek olması e-devletin gelişmesine doğal olarak engeldir
(Naralan, a.g.e.: 19).
Hükümetlerin ve hükümetler arası kuruluşların, gerek e-devlet ve e-
demokrasi, gerekse e-ticaretin gelişimi konusunda yaptıkları çalışmaların büyük bir
bölümü ‘dijital bölünme’nin önlenmesi sorununa ayrılmış durumdadır. Kısa vadeli
olarak çözüm önerileri, internete kamusal erişimi artıracak olan kütüphane, okul vb.
halka açık mekanlarda internet erişiminin sağlanmasını ve kamusal erişim
noktalarının oluşturulmasını kapsarken, uzun vadede ise, bilişim ve iletişim
teknolojilerinin altyapısına yeterli yatırım yaparak ve internet erişimini ucuzlatarak
herkes için ulaşılabilir kılmak konusuna odaklanmaktadır.
70
Ancak, gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde dijital uçurum sorununa
yönelik en köklü yaklaşım, katılımcı toplumsal ve ekonomik politikalarla, bilgi ve
iletişim teknolojilerinin, kamusal yarar gözetecek sürdürülebilir bir kalkınma
programı çerçevesinde topluma entegre edilmesi yönünde giderek gelişen trendlerde
görülmektedir. Bu çabanın başarıya ulaşması, yalnızca gelişmekte olan ülkelerin
değil, gelişmiş ülkelerin hükümetlerinin ve uluslararası kuruluşların da bu çaba
içinde yer almasına bağlıdır. Çünkü, bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimi kadar,
toplumsal ve ekonomik kalkınma dinamikleri de, doğrudan küreselleşmenin ağ etkisi
altındadır (Uçkan, a.g.e.: 6).
2.8. Yönetişim ve E-Devlet
Bilgi ve iletişim teknolojileri alanlarında yaşanan gelişmeler var olan siyasal,
sosyal ve ekonomik kurum, süreç, mekanizma ve ilişkilerin yeniden tanımlanıp
yapılandırılmasını gündeme getirmiştir. Yasal, hiyerarşik, bürokratik sınırlar içinde
önceden belirlenmiş tek bir amaca yönelik, tek özneli, merkezi, yetki ve kaynakları
tek elde toplayan, kapalı, yasaların güvencesi altında sorumsuzluk zırhına bürünmüş
‘yönetim’ ve klasik ‘kamu yönetimi odaklı kamu politikası oluşturma’ sürecinden
katılımcı stratejik yöntemlere göre belirlenen amaçları ve çıktıları hedefleyen, çok
aktörlü, yerinden yönetimci, ağsal ilişkiler içinde kendinden çok diğer aktörleri
yönlendiren, yapabilir kılan, onlarla işbirliği, hatta ortaklıklara giden, saydam, hesap
veren, yetki ve kaynakları devredip paylaşabilen, iletişim ve denetim
mekanizmalarının rasyonel ölçütlere göre belirlendiği ve etkinleştirildiği ‘yönetişim’
ve modern ‘yönetişim odaklı kamu politikası oluşturma’ sürecine geçilmiştir.
Bilişim ve iletişim teknolojilerinin gelişimi, bir yandan küresel ağlarla
ekonomik faaliyetlerin dolaşım yeteneğini artırırken, öte yandan bireylerin bilgi
edinme ve iletişim yeteneklerini de zenginleştirerek yönetimsel süreçlere katılım
açısından yepyeni imkanlar sunan bir süreci hızlandırmıştır.
Söz konusu süreç, yönetişim anlayışının bir parçası olarak, devletin
yurttaşlara kaliteli hizmet veren bir kurum olarak konumlanmasını ve bu
konumlamanın yukarıda söz edilen küresel gelişmede önemli bir rol oynayan bilişim
71
ve iletişim teknolojileri ile daha ‘gerçekleşebilir’ hale gelmesini sağlamıştır. Bu
bakımdan, bilişim ve iletişim teknolojilerinin gelişimi, özellikle de internet adı
verilen küresel iletişim ağı, yönetişim sürecini geliştirecek, kamu yönetimini etkili ve
verimli kılacak, katılımcı ve etkin demokrasiye yeni imkanlar sunacak bir modelin
ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu modelin adı ‘e-devlet’tir.
E-devlet modeli, yurttaşların ‘müşteri’, kamu yönetimi faaliyetlerinin de
‘hizmet’ olarak görüldüğü, ‘kalite/fiyat performansı’ ölçütlerinin uygulandığı, en az
maliyet ve emekle en kaliteli hizmetin üretilmesini hedefleyen bir verimlilik
yönetimi sistemidir. Kamu hizmetlerinin, iş dünyasının ‘7 gün/24 dört saat hizmet’
anlayışıyla, kişiye özel olarak farklılaştırılmış, hızlı ve etkili bir biçimde verileceği
bu yeni kamu yönetim modeli, ancak ağ ekonomilerinin yapı taşı olan bilişim ve
iletişim teknolojileriyle mümkün olabilecektir.
Bilişim ve iletişim teknolojileri ve hükümet, ya da kamu yönetimi, yoğun bir
biçimde iç içe geçmiştir. Kamu yönetimlerinin doğası bu durumu açıklamaktadır,
çünkü kamu yönetimindeki temel süreç bilgi ve iletişimin işlenmesidir. Demek ki,
çağımızın başat teknolojisi hükümetin merkezini etkilemektedir. Bilişim ve iletişim
teknolojilerinin hükümet ve kamu yönetimi üzerindeki etkisi bu yüzden devrimcidir.
Kamu yönetimi, bilişim ve iletişim teknolojilerini, iç örgütlenmesi, işleyişi, işlemleri,
politika geliştirme ve uygulanması, izleme ve denetleme amaçları, politikacılara,
yurttaşlara ve toplumsal örgütlenmelere bilgi sağlanması için kullanmaktadır. Kamu
yönetimi bu teknolojilere aynı zamanda bir yasal düzenleme ve politika üretme
nesnesi olarak da bakmaktadır.
Kamu yönetiminde bilişim ve iletişim teknolojilerinin kullanılması, yönetim
açısından daha düşük bir maliyet ve yurttaşlara yönelik daha kaliteli hizmet ile
sürdürülebilir bir kaynak yönetimini sağlarken, yurttaşlar aşısından da daha az
‘yurttaşlık maliyeti’ (zaman, emek, para), daha yüksek memnuniyet, daha etkin
katılım ve daha fazla güven anlamına gelmektedir.
E-devlet, genellikle, ‘e-yönetişim’, ‘e-yurttaş’, ‘e-demokrasi’, ‘e-oylama’,
gibi bir dizi kavramla birlikte konumlanmaktadır. ‘Elektronik’ ve ‘devlet’
terimlerinin bir araya getirilmesiyle sonuçlanan süreç, aslında bilişim ve iletişim
teknolojilerinin yaygınlaşması ile değil, gazetelerden başlayarak radyo ve
72
televizyona kadar medyanın bir politika üretme ortamı olarak kullanımıyla
başlamıştır. İletişim nasıl politikanın bir parçasıysa, giderek yaygınlaşan medyanın
bir politika mekanı olarak belirmesi de kaçınılmazdır.
Bir yönetişim modeli olarak e-devletin nihai hedefi, ‘e-demokrasi’ olarak
konumlanmaktadır. Bu bağlamda, e-devlet anlayışı, birer ‘müşteri’ olarak görülen
yurttaşlara, etkili, verimli ve düşük maliyetli süreçlerle ‘kaliteli hizmet’ sunmak
olarak algılanmanın da ötesinde, etkin bir yönetişim süreci olmasının zorunlu sonucu
olarak, ‘her bir yurttaşa demokratik sürece katılmak için güçlendirilmiş fırsatlar
sunmak’ ve ‘hükümetin temsil ettiği halkın görüş, bilgi ve deneyimlerine ulaşması’
için en iyi yol olarak görülmektedir (Uçkan, a.g.e.: 2-5).
Bu bağlamda, Türkiye'de vatandaşlara etkin hizmet sunan, daha katılımcı,
şeffaf ve onları bürokratik işlemlerle boğmayan modern bir devlet yapısının
sağlanabilmesi için e-devlet stratejisi çok önemli avantajlar sağlayacaktır. E-devlet
ile ülke genelinde ekonomik rekabet artacak, sosyal etkinlikler gelişecek, demokratik
gelişme sağlanacak (daha iyi vatandaşlık hizmetleri, saydamlık ve kamunun
yasallığını daha da artırmak gibi) ve sonuçta devletin kamu hizmetlerine olan katkısı
artacaktır. Böylece, kamu hizmetlerinin kalitesi ve vatandaşa götürülme hızı
artacaktır.
2.9. E-Yönetişim
Çok boyutlu bir kavram olan yönetişim ‘minimal devlet olarak yönetişim,
yeni kamu işletmeciliği olarak yönetişim, şirket yönetişimi, iyi yönetişim, sosyo-
sibernetik sistem olarak yönetişim, kendiliğinden organize olan ağlar biçiminde
yönetişim gibi farklı anlamları bünyesinde barındırmaktadır. Bu yeni anlamlara
sanayi toplumu sürecinden bilgi toplumu-geçişle birlikte bilginin mihver bir konuma
yükselmesiyle bilgi ve iletişim teknolojilerini esas alan bir yenisi daha eklenmiştir:
E-yönetişim.
Yönetişimde yeni bir açılımı ifade eden ve küresel süreçteki bilgi temelli
gelişmelerden etkilenen e-yönetişim, devlet merkezli bir yönetim yerine toplum
73
merkezli bir yönetimi ve muktedir kılma stratejisini esas almaktadır. Bu açıdan, yeni
dünya düzeninin kamu yönetimi disiplinine temel önerisi olan devlet ve bürokrasiye
ilişkin her şeyi işletmecilik mantığıyla ele alma, artık sunulan hizmetlerde kamunun
baskın yönünü sona erdirme amaçlarına ulaşmada vatandaşların değer verdiği
sonuçlara önem atfedilmektedir (Demirel, 2010: 69).
E-yönetişim, kamusal yönetişimin de hedefleri arasında sayılan siyasal
iktidarın temel siyasa hedeflerinin gerçekleşmesini temin etmek üzere ortaya atılmış
bir kavramdır. Bilgi toplumu kavramı yerine inşa edilen, bilişim ve enformasyon
teknikleriyle güçlendirilerek elektronik uygulamalarla hız ve kapasitesi artırılan e-
devlet yaklaşımı, e-yönetişim uygulamalarıyla toplumsal dinamikler tarafından
içselleştirilmektedir. Böylece kendi içinde katılımcılık, saydamlık ve hesap
verebilirliği sağlayan bir kamu yönetimi yaratılmak istenmektedir (Demirel, a.g.e.:
66).
E-yönetişim özü itibarıyla, ağlar arası iletişimi sağlayan bir ağ yönetişimidir.
Yatay bir koordinasyon yapısıyla, ilgili tüm tarafların ağ tipi örgütlenmeler içinde
devlet yönetimine katılımını öngören, bunun için yerel bilgi ağlarını kullanan bir
yönetişim modelidir. Bilgi teknolojilerinin etkisi altında ahlaki, hesap ve cevap
verebilir bir yönetim tarzı öngören, şeffaflığı ve yönetsel becerileri artırmayı
hedefleyen bir yönetişim anlayışının idari fonksiyonlara uygulanmasıdır.
E-yönetişimin, kamu sektöründeki örgütlenmeler üzerinde toplumsal taleplere
hızlı bir biçimde cevap verebilmeyi sağlama, vatandaş ve/veya müşteri odaklı bir
yönetim kurma yönünde bir baskı yarattığı, böylece kamusal alanın kendi kendine bir
dönüşüm geçirdiği de iddia edilmektedir (Riley ve Law, 2003).
Nihai anlamda e-yönetişim, devlet hizmetlerinin sunumunda, kamusal
hizmetlerin düzenlenmesinde, vatandaşların devlete ödeyecekleri vergi ve cezalarda,
bilgiye ulaşmada ve müracaatların, izin ve lisansların, ihalelerin arz edilmesinde
elektronik araç kullanımını destekleyerek kamusal işlem maliyetlerinden büyük
ölçüde tasarruf sağlayan etkin bir yönetim tarzını ifade etmektedir. E-yönetişim
modeline geçişte, teknik altyapı ve siyasal liderlik sürecinin işletilmesi gibi önemli
konular yanında, başarıya ulaşmada en önemli bir diğer anahtar konu da; güven ve
gizliliği sağlayacak yasal alt yapının kurulmasıdır.
74
E-yönetişim modelinin uygulanmasıyla birlikte, halkın bilişim ve iletişim
teknolojilerine duyduğu ilgideki artış ve öğrenme arzusu, eğitim kalitesinde artışı ve
kalifiye eleman eğitiminde ilerlemeyi beraberinde getirecek; bu yeni alanda istihdam
olanakları artacak; kalifiye eleman sayısıyla birlikte kişi başına düşen gelirde bir
yükselme olacaktır. Kalkınmakta olan ülkelerde kalifiye elemanların ücretleri de
gelişmiş ülkelere nazaran nispeten düşük olacağı için, bilişim ve iletişim teknolojisi
yatırımlarında kaynak yönetimi daha etkili olarak yapılabilecektir. Bu noktada beyin
göçünün önlenmesi için politikalar ve önlemler geliştirmek özel bir önem
taşımaktadır. Kısacası, kalkınmakta olan ülkelerde kamu yönetiminin e-yönetişim
modeline göre yeniden yapılandırılması, eğitimden sağlığa, istihdam artışından
ihracat potansiyellerinin artışına çok sayıda sosyal fayda sunmaktadır.
Kamuda e-yönetişim, uluslararası kuruluşlar kadar yabancı yatırımcıları da
çekecek imkanlar sunmaktadır. Kamu ihale ve tedarik zincirinde artan şeffaflık,
yabancı yatırımın ülkeye çekilmesinde önemli bir ikna mekanizması oluşturacaktır.
Modelin sunduğu maliyet düşüşü, verimlilik yönetimini ve kamu hizmetlerinde artan
etkililiği beraberinde getirecektir. Kamu yönetiminin en önemli kaynağını oluşturan
vergi tahsili konusunda e-belediye modelinin sunduğu etkili imkanlar, bu gelirin hem
adaletli bir zeminde konumlanmasını hem de daha verimli bir biçimde tahsil
edilmesini sağlayacaktır.
Türkiye'nin de Ulusal Program ile katılma taahhüdünde bulunduğu e-
Avrupa+ Eylem Planı doğrultusunda, e-devlet modeli giderek e-demokrasi
imkanlarının daha da geliştirilmesi ve e-yönetişim uygulamalarına doğru
evrilmektedir. Bu çerçeve, gayri merkeziyetçi bir yönetim paradigmasını ön plana
çıkartmaktadır (Uçkan, a.g.e.: 12).
Gerek e-devlet, gerekse onun bir adım ilerisinde konumlanan e-yönetişim
modelleri, yönetim anlayışında gerçek bir paradigma dönüşümüne ihtiyaç
duymaktadır. Bu paradigma dönüşümünün temel dinamiği, bilgiyi, dolayısıyla
iktidarı paylaşmak, katılımı mümkün kılmak ve gayri merkezi yatay koordinasyon
yapısına geçmektir (Uçkan, a.g.e.: 7).
E-yönetişim, güçlü bir sivil toplum yapılanmasına ihtiyaç duymaktadır. E-
yönetişim uygulamasını başarılı kılan mihver faktör, sivil toplumun siyasal yapı
75
içinde kendine bağımsız bir yer edinebilmesidir. Toplumsal yapının örgütlenme
konusundaki kararlılığı ve ortaklaşa eylemde bulunabilme kabiliyeti e-yönetişim
projelerinin başarısını doğrudan etkilemektedir.
Özellikle, sosyal ve ekonomik açıdan, eğitim düzeyi yüksek, bilimsel
gelişmelere duyarlı, bilişim alanında yüksek bir okur yazar oranına sahip bir
toplumda e-yönetişim evrimini daha hızlı tamamlayacak, ilgili ülkenin siber alemde
yaşanan yarışta güçlü bir rakip olmasını sağlayacaktır.
Merkeziyetçi, tekil bir siyasal sistem anlayışıyla, siyasal yapı ve kültürünü
otorite eksenli tanımlayan, yönetim anlayışında geleneksel dokunun belirgin izlerini
sürdüren, ulusal güvenlik konusunu bir takıntı haline getirmiş toplumlarda ise; e-
yönetişim tepeden inmeci uygulamalarla uygulanmaya çalışılsa bile bürokratik
direnç ve toplumsal tepkilerle karşılaşacağından sorunları değil çözmek, belki de
sorunların daha da kronikleşmesine neden olacaktır. Sonuç olarak, siyasal ve
toplumsal yapının niteliği, e-yönetişim uygulamalarının başarıya ulaşmasında önemli
bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
76
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
E-DEVLET UYGULAMALARI VE ÖRNEK BİR UYGULAMA
OLARAK MALİYE SGB.NET SİSTEMİ PROJESİ
3.1. Dünyada E-Devlet Uygulamaları
20’nci yüzyılın özellikle son çeyreğinde, bilgi teknolojileri alanında yaşanan
göz kamaştırıcı, teknolojik ve bilimsel gelişmeler, değişimin hızının artık
kestirilemediği, yeni bir dünyanın kapılarını açmıştır.
Başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere çok sayıda ülke ağ
teknolojilerinden yararlanmak suretiyle daha hızlı, daha etkin ve verimli bir devlet
organizasyonu oluşturmak için çeşitli projeler geliştirmeye başlamışlardır. Bu
projelerin ortak amacı devletin tüm kurum ve kuruluşlarını ağ ortamına taşıyarak
geniş bir alanda etkili ve verimli çalışan bir yeni organizasyon yapısı oluşturmaktır.
Bu yolla hem ekonomik anlamda, hem de demokratik anlamda yeni bir devlet
anlayışından söz etmek mümkün olacaktır. Bu bağlamda sayımlardan, seçimlere,
tapu işlemlerinden vergi kontrolüne kadar çok sayıda işlem ağ ortamında yapılmaya
başlanacaktır. Bu yolla coğrafik olarak çok geniş bir alana yayılan devlet
organizasyonunun zaman ve mekan sorunu ortadan kalkacak ve hizmetlerin ülkenin
her yanına hatta ülke dışındaki vatandaşlara bile çok düşük maliyetlerle 7 gün / 24
saat ulaştırmak mümkün olacaktır (Ateş, 2009: 9).
Bu dönüşümün bir parçası olarak 1981 Yılında Singapur’da ve 1985 yılında
ise ABD’de e-devlet projeleri uygulamaya konulmaya başlanmıştır (Dönmez, 2007:
22). İngiltere ve Kanada ise, 90’lı yılların ortasında e-devlet programlarını
başlatmıştır. E-devlet uygulamalarının olgunluğu bakımından sırasıyla Kanada, ABD
ve Singapur, ‘yenilikçi liderlik’ nitelendirilmesiyle önde bulunmaktadır. Bunları,
‘vizyon sahibi izleyiciler’ kategorisinde Norveç, Avustralya, Finlandiya, Hollanda,
İngiltere; ‘sağlam geliştiriciler’ kategorisinde Yeni Zelanda, Hong Kong, Fransa,
İspanya, İrlanda, Portekiz, Almanya, Belçika; ‘platform inşa edenler’ kategorisinde
77
ise Japonya, Brezilya, Malezya, Güney Afrika, İtalya ve Meksika izlemektedir.
Dünya Ekonomik Forumu Küresel Bilgi Teknolojisi 2002-2003 Raporu’na göre
Teknik altyapı göstergeleri yanı sıra hizmet sunumu ve geliştirilmesi, teknoloji
üretme yeteneği, insan kaynakları sermayesi, hukuk düzenlemeleri vb. ölçülere göre
sıralamada, ilk üç sırayı ise Finlandiya, ABD ve Singapur almaktadır (DPT, 2003:
1’den aktaran Erkul, 2004: 217).
Aslında tüm dünya ülkelerinin e-devlet uygulamalarına geçişteki genel
amaçları birbirine yakındır. Uygulamalara bakıldığında e-devlet çalışmalarının yerel
yönetimlerinin hizmetlerini daha verimli hale getirme projeleri ile başladığı
görülmektedir (Yıldırır, H. ve E. Karakurt, 2004). Daha sonra merkezi hizmetler
üzerinde çalışmalar yapılmaktadır.
E-devlet uygulamalarının anlaşılması ve verimli bir şekilde uygulanması
açısından tarafların yani kullanıcıların ve kamu kurumlarının ilk olarak uygulama
için gerekli olan alt yapıyı hazırlamaları gerekmektedir. Kamu kuruluşlarının
uygulamanın etkin olarak devam ettirilmesinde görevlerini yerine getirmiş olması
yeterli olmamaktadır. Kullanıcıların da yeterli ölçüde teknik donanıma ve bilgiye
sahip olmaları gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında internet kullanım oranları çok
önemlidir. Nitekim devletlerin kamu hizmetlerinin sunumunda internet üzerinde
faaliyetlerini gerçekleştirdikleri web sayfaları bulunmaktadır. Doğal olarak internet
kullanım oranları yüksek olan ülkelerde e-devlet uygulamalarının benimsenmesi ve
gelişimi, internet kullanım oranları daha düşük olan ülkelere göre daha ön sıralarda
olacaktır. Zira internet kullanımın yüksek olduğu bir ülkede e-devlet uygulamalarının
başarılı bir şekilde yürütülmesi çok daha kolay olacaktır.
Bu çerçevede Şekil 3.1.’de de görüldüğü gibi Internet World Stats tarafından
yapılan dünyada internet kullanımı en fazla olan ülkeler sıralamasında, 2010 yılı
itibarıyla Çin, ABD ve Japonya ilk üç sırayı almıştır. Bu durumda söz konusu
ülkelerde e-devlet uygulamalarının benimsenmesi ve gelişimi çok daha kolay
olacaktır. Türkiye ise bu sıralamada 12’inci sırada yer almaktadır. Yani Türkiye’de
e-devlet uygulamalarının benimsenmesi ve gelişiminin bu ülkelerdeki kadar kolay
olması beklenmemektedir.
78
26,2
26,6
29,1
29,7
30,0
30,0
30,6
33,2
35,0
39,4
44,0
44,6
51,4
59,7
65,1
75,9
81,0
99,1
239,9
420,0
0 50 100 150 200 250 300 350 400 450
Kanada
Arjantin
İspanya
Filipinler
Endonezya
İtalya
Meksika
İran
Türkiye
Güney Kore
Nijerya
Fransa
İngiltere
Rusya
Almanya
Brezilya
Hindistan
Japonya
ABD
Çin
2010
Şekil 3.1. Dünyada İnternet Kullanıcılarının En Fazla Olduğu 20 Ülke
(Milyon Kişi)
Kaynak: Internet World Stats, Internet Top 20 Countrıes Wıth Hıghest Number Of Users, 2010, <http://www.internetworldstats.com/top20.htm>, (29.01.2011).
3.1.1. Amerika Birleşik Devletleri (ABD)
ABD, bilişim ve iletişim sektörlerinde öncü bir ülke olduğu kadar, e- devlet
uygulamalarında da önde gelen ülkeler arasındadır. ABD internet kullanıcıları
bakımından dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında yer almaktadır. 239.893.600
milyon nüfusa sahip olan ABD’de 2010 yılında 239.893.600 milyon internet
kullanıcısı bulunmaktadır. Dünyada internet kullanıcıları bakımından ABD, Çin’den
sonra 2’nci sırada yer almaktadır. Dünyadaki internet kullanıcılarının yüzde 12,2’si
ABD’de bulunmaktadır (www.internetworldstats.com).
Bu imkânlara sahip olan ABD elektronik devlete geçiş sürecinde de en önde
yer alan ülkelerden birisi olmuştur (İnce, a.g.e.: 58). ABD’de e-devlet vizyonu yani
79
e-devlet stratejileri üç temelin üzerine kurulmuştur (Demirel, a.g.e.: 102; Kırçova,
a.g.e.: 127):
Bürokrasi merkezli değil, vatandaş odaklı devlet,
Sonuç odaklı devlet,
Yenilikleri destekleyen pazar odaklı devlet.
E-devlet uygulamalarının vatandaş-devlet ilişkilerini geliştireceğini,
vatandaşın daha iyi hizmet alma imkanının olacağını ve vergi mükelleflerinin
faaliyetlerinde büyük miktarlarda tasarruf sağlayacağına inanan ABD hükümeti “E-
Devleti Geliştirmek” başlığı altında bir program geliştirmiştir. 3 Ekim 2001 tarihinde
onaylanan E-devlet strateji raporunda E-Devleti Geliştirme girişiminin öncelikli
hedefleri şöyledir (Demirel, a.g.e.: 102);
Vatandaşların hizmet almalarını ve federal devletle etkileşimlerini
kolaylaştırmak,
Devletin verimliliğini ve etkinliğini artırmak,
Devletin vatandaşlara karşı sorumluluklarını geliştirmek.
Bu amaçların yerine getirilmesi için özel bir task force (hedefe yönelik geçici
ekip) oluşturulmuş ve bununla ilgili olarak 80 kişi görevlendirilmiştir. Bu grup,
ülkenin 23 kurumunun hizmetleri üzerinde yoğunlaşmış ve girişimlerin uygulamadan
doğan verimsizlikleri, gereksiz harcamaları ve kırtasiye masraflarını azaltarak büyük
oranda tasarruf sağlayabileceğini belirlemiştir.
ABD’deki e-devlet uygulamalarını bu kadar başarılı kılan hususlardan en
önemlisi kayıtların elektronik yollarla tutulmasını sağlayan e-imza yasası olarak
bilinen Küresel ve Ulusal Ticarette Elektronik İmza Kanunudur.
Elektronik devlet alanında zirvede yer alan ABD’de uygulamaya konulan
önemli bazı elektronik devlet hizmetlerine de değinilmesinde yarar bulunmaktadır.
ABD’deki e-devlet uygulamaları pek çok ülkede olduğu gibi ilk olarak
eyaletler düzeyinde farklı kamu yönetimi birimlerinin inisiyatifi ile başlamıştır. Söz
konusu kurumların başında Federal Gelirler İdaresi (IRS) yer almaktadır. Vergi
tahsilatı ve beyanname doldurma, çevrimiçi uygulamaların konusu olan ilk kamu
80
hizmetlerinden biridir. ABD’de vergi tahsilâtı ve beyanname doldurma işlemleri ağ
üzerinden gerçekleştirilen ilk kamu hizmetleridir. 1985 yılından itibaren fon transferi
aracılığı ile tahsilât ve beyanname doldurma işlemleri kurumsal kullanıcıların
hizmetine sunulmuştur (Dönmez, a.g.e.: 32). Yani ABD 20 yılı aşkın bir süredir
elektronik beyanname uygulamasını kullanmaktadır (Holden, 2005: 189). Bu
faaliyetler IRS’nin bir parçası olarak kurulan, Elektronik Vergi Dairesi (ETA)
aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. 1985 yılından 1999 yılına gelindiğinde her dört
gelir vergisi beyannamesinden birisi elektronik olarak doldurulmaya başlamıştır.
2001 yılında ise 40 milyondan fazla kişi e-beyanname yöntemini tercih etmiştir (Gül,
a.g.e.: 38). Bu uygulamadaki önemli bir nokta da, hata oranının kağıtla doldurulan
beyannamelerde yüzde 20, elektronik başvuruda ise yüzde 1 olarak gerçekleşmesidir.
Bu hataların azalması, IRS’nin önemli ölçüde tasarruf yapmasına dolaylı da olsa
katkıda bulunmaktadır. Ayrıca mükelleflerin, beyannamelerini kağıtla doldurmaları
halinde katlanacakları maliyet, 2 Dolar 63 Cent iken, elektronik ortamda bu işlemin
maliyeti yalnızca 67 Cent’tir. Bu yüzden elektronik uygulamaların kullanım oranı
oldukça yüksektir (Holden, a.g.e.: 192).
Diğer önemli bir uygulama da 1993’te başlatılan ve tek merkezden tüm kamu
kurumlarının sitelerine ulaşabilme imkânı tanıyan ‘Access America’ e-devlet
programıdır. Başlangıçta ‘firstgov’ adı ile 2001 yılında hizmete açılan bu merkez,
daha sonra ‘usa.gov’ (http://www.usa.gov/) adını almıştır
(www.edevlet1.blogcu.com). Bu portal, günümüzde de hala en kapsamlı ve en etkin
devlet web sitelerinden birisidir (UN, 2008: 29; West, 2003). Vatandaşlar sadece
“www.usa.gov” adresini kullanarak bütün kamu kurumlarının sayfalarına
ulaşabilmektedirler (Balcı vd., 2003: 271). Tematik bir yapıda tasarlanan portalda;
tarım ve gıda, kültür-sanat, tüketici hizmetleri, çevre ve enerji, federal yardım ve
sigortalar, sağlık, öğrenim ve iş imkanları, kütüphane ve referanslar, para ve vergi,
dinlenme ve seyahat, savunma gibi konular ayrı başlıklar altında bulunmaktadır
(Yücetürk, 2002: 148).
Öte yandan genel olarak ABD’de e-devlet uygulamalarının gerek federal
düzeyde gerekse eyaletler düzeyinde başarılı bir grafik izlediği söylenebilir. ABD'de
bu konudaki en somut çalışmalar eyalet portallarının kurulumu şeklinde
görülmektedir. Örneğin California eyalet portalı, trafik vergisi, lisans yenileme gibi
81
birçok çevrimiçi hizmetlerin sunulduğu kişiselleştirilebilir bir portal yapısındadır
(Arifoglu vd., a.g.e.: 44). North Carolina eyalet portalı ise, bu hizmetlerin yanı sıra
vatandaşlara, işyerlerine ve devlet çalışanlarına özel içerik ve çevrimiçi hizmetler
sunan bir yapıda kurulmuş olup, 2000 yılı içinde American Government Technology
tarafından en iyi eyalet portalı seçilmiştir (Yıldırır ve Karakurt, a.g.e.: 3; TBD, 2001:
10).
İnternet kullanım oranlarında ve e-devlet sıralamalarında yıllar itibarıyla
oldukça başarılı bir grafik yakalayan ABD, Birleşmiş Milletlerin 2008 Yılı E-Devlet
Araştırması’na göre; e-devlet hazırlık endeksinde 2005 yılında 0.9062 puanla 1’nci
sırada yer alırken 2008 yılında 0.8644 puanla 4’üncü sıraya gerilemiştir (UN, a.g.e.:
20).
3.1.2. İngiltere
Dünyada internet kullanıcılarının en fazla olduğu ülkelerden birisi de
İngiltere’dir. 62.348.447 milyon nüfusa sahip olan İngiltere’de, 2010 yılında internet
kullanıcılarının sayısı 51.442.100 milyondur. 2010 yılında dünyada internet
kullanımı en yüksek olan 20 ülke sıralamasında 8’inci sırada yer alan İngiltere’de
dünyadaki internet kullanıcılarının yüzde 2,6’sı bulunmaktadır
(www.internetworldstats.com).
İngiltere’de e-devlet konusunda öncü sayılabilecek ilk çalışmalardan biri
1998 yılının Aralık ayında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan
‘Rekabetçi Geleceğimiz-Bilgi Yönelimli Ekonomiyi Kurmak‘ adlı rapordur. Raporda
İngiltere’nin 2002 yılında dünyadaki en rekabetçi ve yenilikçi pazara sahip olmasının
yolunun, bilgi teknolojilerinin özel sektör ve devlet uygulamalarında aktif olarak
kullanılmasından geçtiği vurgulanmıştır (DTİ, 1998).
Bu raporda devlete birtakım stratejik hedefler de yüklenmektedir. Kurumsal
anlamda destek ve kurumsal anlamda dönüşüm olarak ikiye ayırabileceğimiz bu
görevlerden ilkinde devlet, e-ticaret yapmak isteyen firmalara gerekli olan teknik,
finansal ve yönetsel desteği sağlamakla yükümlü kılınmakta, ikincisinde ise devlet
organizasyonunun işleyiş şeklini ve anlayışınızı modernize etmekle sorumlu
tutulmaktadır. Bu raporu tamamlar nitelikteki, Mart 1999 tarihli ‘Devletin
82
Modernizasyonu’ adlı resmi hükümet belgesinde ise, devletin modernizasyonunun
hangi alanlarda ve hangi teknikler kullanılarak gerçekleştirileceğine işaret
edilmektedir.
Modernizasyonun uzun soluklu bir süreç olacağı konusunda bir saptamayla
başlayan raporda, devlet yönetiminde modernizasyonun ancak bilgi teknolojilerinin
aktif olarak kullanılması ile sağlanabileceği vurgulanmaktadır. ‘Daha iyi devlet,
insanlar için daha yaşanılır bir dünya yaratır’ yaklaşımından yola çıkılan belgede,
2008 yılına kadar tüm kamu kuruluşlarının hizmetlerinin çevrimiçi verilmesine
yönelik olarak hedef konulmuş ve bunun için mevcut altyapının iyileştirilmesi, dijital
imza kullanımının yaygınlaştırılması, güvenliğin sağlanması ve web siteleri
üzerinden daha fazla işlem yapılır hale gelinmesi konularına öncelik verileceği
belirtilmiştir. Ayrıca yurttaşların bilişim teknolojilerinin kullanımı konusunda
eğitilmesi, kamuda sağlık ve eğitim alanında da bilişim teknolojilerinin
yaygınlaştırılması konuları ayrı başlıklar altında değerlendirilmiş ve çeşitli stratejiler
geliştirilmiştir. Son olarak raporda, tek duraklı devlet ana kapısından tüm kamu
hizmetlerine çevrimiçi erişimi sağlamanın yanı sıra, bu portalda özel sektör
kuruluşlarının da entegre edilmesi temel amaçlardan biri olarak belirlenmiştir.
Belirtilen hedeflerin uygulanmasında görevli birimler olarak, Elektronik Temsilcilik
Dairesi ve kabinedeki elektronik devletten sorumlu bakan belirlenerek sürmekte olan
projeler değerlendirilmekte, yol gösterici bir takım stratejiler geliştirilerek, e-devlete
işlem aşamasına geçiş durumunda olan kurumlara önemli önerilerde bulunulmaktadır
(Cabinet Office, 2000).
İngiltere’de e-devlet alanındaki çalışmalar Elektronik Temsilcilik Dairesinin
kurulmasıyla dinamik bir ivme kazanmıştır. Bu kuruluş, bugüne kadar ulusal eylem
planının uygulanması, elektronik ticaret, elektronik demokrasi ve e-devlet
konularında birçok strateji ve politika belgesinin hayata geçirilmesi ve
koordinasyonunun sağlanması görevlerini üstlenmiştir.
İngiltere’de ‘e-sağlık’ adı altında oluşturulan bir proje dikkat çekicidir. Sağlık
alanında bir kamu hizmeti sunmayı amaçlayan bu proje ile hasta ve hasta yakınları en
yakın ilk yardım kuruluşlarına yönlendirilebilmektedir. Ayrıca hasta yakınlarının
hastalarının durumu hakkındaki bilgilere hızlı bir biçimde ulaşabilmelerini
83
sağlamakta ve doktorların hastalarının durumlarını internet üzerinden
izleyebilmelerini de mümkün kılmaktadır (Uçkan, 2003: 82-84).
İngiltere’de e-devlete geçiş için gerek yerel yönetimler düzeyinde gerekse
mevcut kamu yönetim mekanizmasında kapsamlı bir dönüşüm yaşanmaya
çalışılmaktadır. Yaşanan bu dönüşüme karşı geleneksel alanda bir direnç
sözkonusudur. Kamu yönetiminde e-dönüşümün gerekliliği konusunda kamuoyunun
desteğini alan Blair hükümeti, kurumsal bünyede karşılaştığı bu direnci kırabilmek
için meslek içi eğitim ve yönlendirme programları ile dönüşümü yaratacak kurumları
oluşturmaya çalışmaktadır.
Son üç yılda e-hizmetlerin gelişimine 6 milyar paunda yakın bir bütçe ayıran
(turkpoint.com) İngiltere geçen yıl boyunca, kamuya açık çok sayıda hükümet web
sitesini azaltmaya yönelik bir girişim sayesinde hükümet online sistemini
yenilemiştir (UN, a.g.e.: 38).
İnternet kullanım oranlarında ve e-devlet sıralamalarında önde gelen
ülkelerden biri olan İngiltere, Birleşmiş Milletlerin 2008 Yılı E-Devlet
Araştırması’na göre; e-devlet hazırlık endeksinde 2005 yılında 0.8777 puanla 4’üncü
sırada yer alırken, 2008 yılında 0.7872 puanla 10’uncu sıraya gerilemiştir (UN,
a.g.e.: 20, 38).
3.1.3. Kanada
Kanada, bilişim ve iletişim teknolojilerinin yaygınlığıyla öne çıkan
ülkelerden biridir. Kanada, e-devlet hizmetlerini vatandaşa daha iyi götürmek için
başlatılan iddialı bir dönüşüm sürecinin bir parçası olarak görmektedir. Bu nedenle,
istikrarlı bir başarı grafiği yakalamıştır. Son yıllarda dünyada e-devlet
uygulamalarında ABD ile birlikte lider konumda olan Kanada’nın bu başarının ana
sebebi de, uygulanan hizmetlerin tasarlanmasında ve dağıtımında vatandaşların ve
işletmelerin görüşlerinin alınması ve bu görüşlere uygun hareket edilmesidir
(Evcimen, 2005: 26).
Kanada internet kullanıcıları bakımından da dünyanın en gelişmiş ülkeleri
arasında yer almaktadır. 33.759.742 milyon nüfusa sahip olan Kanada’da, 2010
84
yılında internet kullanıcılarının sayısı 26.224.900 milyondur. 2010 yılında yapılan
dünyada internet kullanımı en yüksek olan 20 ülke sıralamasında son sırada yer alan
Kanada’da dünyadaki internet kullanıcılarının yüzde 1,3’ü bulunmaktadır
(www.internetworldstats.com).
Kanadalı vatandaşlar, kamu hizmetlerinden faydalanmak üzere internet
kullanma konusunda en istekli grubu oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalara göre,
Ocak 2003’te Kanadalı internet kullanıcılarının yüzde 70’i bir önceki yıl içinde, en
az bir kez Kanada Devleti’nin internet sitesini (www.canada.gc.ca) ziyaret etmiştir.
Herhangi bir online hizmet kullananların da yüzde 80’i, aynı hizmeti tekrar
kullanacaklarını ifade etmişlerdir (Kırçova, a.g.e.: 153).
Kanada hükümeti, ‘çevrim içi devlet’ (government online) adını verdiği
ulusal strateji kapsamında, 1980’lerin sonunda, kapsamlı bir ‘Topluluk Erişim
Programı’nı (Community Access Programme) uygulamaya koymuş ve 1999’da,
‘SchoolNet’ ve ‘LibraryNet’ projeleriyle tüm kamu kütüphane ve okullarını internet
erişimine açan ilk ülke olma sıfatını kazanmıştır. Aynı program kapsamında, 8.800
kamusal erişim noktası kentlerde, kırsal bölgelerde ve Kanada’nın coğrafi yapısı
gereği kolay erişilemeyen en uzak bölgelerinde hizmete sokulmuştur.
Kanada’daki e-devlet uygulamalarının önemli bir özelliği de, devlet
tarafından sunulan hizmetlere duyulan güven ortamıdır. Bunun nedeni ise federal
‘Mahremiyet Yasası’dır. Hukuksal zemin oluşturulurken, kullanıcıların kişisel
verilerinin titizlikle korunması konusunda büyük bir başarı kaydedilmiştir. Bu yasa
ile güçlendirilmiş bir hukuksal yapıda, kullanıcıların kişisel verilerinin korunması
konusunda önemli bir başarı kaydedilmiştir. Özel şifreleme yöntemleriyle
kullanıcıların kimliklerinin doğrulanması ve kişisel ya da kurumsal verilerin koruma
altına alınması sağlanmaktadır (Uçkan, a.g.e.: 78-79).
Kanada Devleti’nin resmi internet sitesi ‘www.canada.gc.ca’ adresinden
erişilen e-devlet hizmetlerinden en yaygın üç tanesi, ‘Canada Benefits’
(http://www.canadabenefits.gc.ca), ‘GST/HST Netfile’ (http://www.cra-arc.gc.ca) ve
‘Filing Centre’ (http://strategis.ic.gc.ca) hizmetleridir Canada Benefits, bireylere özel
hak ve kazanımlar hakkında devlet genelinde bilgi alacağı bir internet kapısı olarak
hizmet vermektedir. GST/HST Netfile, belirli şirketlerin mal ve hizmet vergilerini ve
85
satış vergilerini internet üzerinden beyan etmesini sağlayan bir internet hizmetidir.
Filing Centre ise, Kanada özel sektör şirketlerinin, kuruluştan başlamak üzere iş
genişletme, yeni pazarlara girme, şirketleşme, tasfiye gibi iş hayatı ile ilgili olarak
bilgi alabilmelerine imkan sağlayan bir e-devlet hizmetidir (Evcimen, a.g.e: 26).
İnternet kullanım oranlarında ve e-devlet sıralamalarında başarılı ülkelerden
biri olan Kanada, Birleşmiş Milletlerin 2008 Yılı E-Devlet Araştırması’na göre; e-
devlet hazırlık endeksinde, 2005 yılında 0,8425 puanla 8’nci sırada iken, 2008
yılında 0,8172 puanla dünyada 7’nci sıraya yükselmiştir (UN, a.g.e.: 30).
3.1.4. Japonya
Bilişim ve iletişim teknolojileri ileri seviyede olan ülkelerden biri olan
Japonya’da internet kullanımı yaygın olup yetiskin nüfusunun yüzde 67’sinden
fazlası interneti kullanmaktadır. 2010 yılında Internet World Stats tarafından yapılan
araştırmaya göre 126.804.433 milyon nüfusa sahip olan Japonya’da, 2010 yılında
internet kullanıcılarının sayısı 99.143.700 milyondur. Aynı araştırmada dünyada
internet kullanımı en yüksek olan 20 ülke sıralamasında 3’üncü yer alan Japonya’da
dünyadaki internet kullanıcılarının yüzde 5’i bulunmaktadır
(www.internetworldstats.com).
Japonya 2001 yılında Japon hükümetinin hazırladığı E-Japonya Planı
çerçevesinde, herkesin bilişim ve iletişim teknolojilerini ileri seviyede kullandıgı
bilgi toplumuna geçebilmesi ve serbest piyasa ekonomisindeki özel şirketlerinin
rekabetçi piyasa koşullarındaki gücünü gösterebilmesi için gereken tüm tedbirlerin
alınması planlanmıştır. E-Japonya stratejisi özel sektörün gücünü etkili bir şekilde
kullanmasını ve beş yıl içinde Japonya’nın dünyada öncü bir bilgi teknolojisi
toplumu olmasını sağlamak için piyasa kurallarına dayalı bir ortam yaratmayı
amaçlamaktadır. Alınan kararların ve planların hızlı bir şekilde uygulanması, halkın
bilgi teknolojileriyle iç içe yaşaması, yerel yönetimlerde kullanılan bilişim altyapısı
ile teknolojik ağ yapılarının hazır olması, e-devlet çalışmalarının kısa sürede
tamamlanmasını sağlamıştır (E-Japan Strategy, 2001’den Aktaran Uçkan, a.g.e.: 90).
Japonya’nın e-devlet konusundaki çalışmalarının diğer ülkelere kıyasla geç
başlaması ilk bakışta gerilerde kaldığı izlenimini uyandırmış olsa da aslında durum
86
göründüğünden farklıdır. Japonya’nın planını oldukça geç açıklamasına rağmen
koyduğu gerçekçi hedefler, hükümetin kararlı tutumu ve ulaşılan teknolojik yetkinlik
düzeyi, planın aksamadan hızla yürürlüğe konulmasını sağlamıştır. Ayrıca hükümet
tarafından açıklanan master planından önce, yerel ve merkezi yönetim bünyesinde e-
devletin temel yapıtaşlarını oluşturacak çalışmalar bağımsız da olsa yürütülmekteydi.
Japonya söz konusu olduğunda, ülkenin mobil iletişim altyapısının
gelişmişliğine ve mobil iletişimin büyüklüğüne de dikkat çekmek gerekmektedir.
Japonya 2001 yılı rakamlarına göre 55 milyonun üzerinde mobil telefon kullanıcısına
sahiptir. Bu kadar geniş bir kullanım alanı olan mobil teknolojinin, Japonya için
kablosuz iletişim teknolojileri yoluyla e-devlet hizmetlerini daha geniş bir kitleyle
buluşturma noktasında büyük bir fırsat yarattığı açıktır. Nitekim kablosuz iletişim
teknolojilerinin e-devlet uygulamalarında kullanılması yolunda 2002 yılında
hazırlanan raporda somut adımlar görülmektedir (Dönmez, 2007: 44).
İnternet kullanım oranlarında ve e-devlet sıralamalarında başarılı ülkelerden
biri olan Japonya, Birleşmiş Milletlerin 2008 Yılı E-Devlet Araştırması’nda; e-devlet
hazırlık endeksine göre, 2005 yılında 0.7801 puanla 14’üncü sırada iken, 2008
yılında 0.7703 puanla dünyada 11’inci sıraya yükselmiştir (UN, a.g.e.: 32).
3.1.5. Güney Kore
Bilişim ve iletişim sektörlerinde ve e-devlet uygulamalarında önde gelen
ülkeler arasında yer alan Güney Kore, internet kullanıcıları bakımından da dünyanın
en gelişmiş ülkeleri arasında yer almaktadır. 48.636.068 milyon nüfusa sahip olan
Güney Kore’de 2010 yılında 39.440.000 milyon internet kullanıcısı bulunmaktadır.
Dünyada internet kullanıcılarının en fazla olduğu 20 ülke arasında Güney Kore, 2010
yılında 11’nci sırada yer almaktadır. Dünyadaki internet kullanıcılarının yüzde
12,2’si Güney Kore’de bulunmaktadır (www.internetworldstats.com).
Güney Kore, 1987 yılında ulusal bilgi iletişim omurgasını oluşturma
girişimlerine başlamıştır. 1990’lı yılların başlarında ise Güney Koreliler, bu verilerin
ve belgelerin online olarak alınmalarını da içeren e-hizmetleri almaya başlamışlardır.
87
Kore Cumhuriyetinde birçok başarılı e-devlet uygulamasından bazı örnekler
vermek yararlı olacaktır. Kore’nin elektronik hizmetlerinden birisi Kamu Tedarik
Sistemi (GePS)’dir. Bu sistemde Kamu ihalelerinin tekliften ödemeye tüm süreçleri
halka açık online olarak yapılmaktadır. Böylece kamu alımlarında hem
yolsuzlukların önüne geçilmiş hem de şeffaflık ve güvenilirlik sağlanmıştır. GePS
sistemi ile Kore yıllık ortalama 56 milyar dolar kâra ulaşmıştır
(edevlet.turksat.com.tr).
Kore Cumhuriyeti’nin başarılı uygulamalarından birisi de güvenlik
alanındadır. Kurumlar arası bilgi paylaşımı ve kişisel verilere izinsiz erişimin
önlenmesi amacıyla, kurumlar arası veri paylaşım ağlarına sadece kurumların
girebilmesi sağlanmış ve kurum çalışanlarına, sadece görevleri gereği ihtiyaç
duydukları verilere erişimlerine izin verilmiştir. Ayrıntılı veri erişim izinleri sadece
“İdari Elektronik İmza Kayıt Kurumu” tarafından düzenlenmektedir (Kuran, a.g.e.:
79).
Kore’nin elektronik alanındaki bu başarılarından yararlanmanın bir adımı
olarak Türkiye ve Güney Kore arasında bilişim ve telekomünikasyon alanında ortak
çalışmalar yapmak üzere, Türksat A.Ş. Genel Müdürlüğü Kampüsü'nde ‘Bilgi ve
İletişim Teknolojileri İşbirliği Merkezi’ hizmete açılmıştır (www.haberler.com).
Güney Kore, 1996-2001 yılları arasındaki bilgi ve iletişim teknolojileri
yatırımları için 5 milyar dolar yatırım yapmayı öngörmüştü. Bugün Kore hane
halklarının yüzde 70’in üzerinde geniş bant İnternet bağlantısı ve yüzde 72 gibi
mobil iletişim aygıtı kullanıcısı ile çok iyi bir konumdadır (Naralan a.g.e.: 62).
Bu çalışmalar sonucunda Güney Kore, Birleşmiş Milletlerin 2008 Yılı E-
Devlet Araştırması’nda; e-devlet hazırlık endeksine göre, 2005 yılında 0.8727 puanla
dünyada 5’nci, 2008 yılında ise 0.8317 puanla 6’ncı sırada yer almıştır (UN, a.g.e.:
32).
88
3.1.6. Avrupa Birliği
Avrupa Birliği Konseyi, bilgi toplumu olma yolunda önemli ölçüde ekonomik
ve sosyal kazanımlar sağlanacağının farkında olarak, 23 Mart 2000’de Lizbon’da
yapılan toplantısında, e-Avrupa girişimini başlatmıştır. Bu girişimin temel amaçları:
Okullara, iş dünyasına, yönetim birimlerine ve tüm vatandaşlara internet
erişimi sağlamak,
Bilgisayar okuryazarlığı yüksek bir Avrupa oluşturmak,
Tüm işlemlerde, güçlü toplumsal katılım ve vatandaşların güvenini
sağlamak
olarak ifade edilmiştir. Bu konuda, her ülke birtakım çalışmalara başlamış ve
e-devletin çerçevesinin ortaya konulması amacıyla 29 Kasım 2001 tarihinde AB
üyesi ülkelerin, Serbest Ticaret Birliği ülkeleri ile aday ülkelerin temsilcileri bir
deklarasyon yayımlamışlardır. Bu deklarasyon, AB’nin e-devlet ile ilgili
girişimlerinin amaçlarının açıkça ortaya konulmasına yardım etmiştir.
Deklarasyonun ana konuları, şu şekilde belirlenmiştir (Millard, 2003: 2);
Kapsamı geniş tutmak; iş dünyası ve vatandaş merkezli erişilebilir
online hizmetler sağlamak, ancak, bunu gerçekleştirirken özel durumda
olan fiziksel engelli, farklı yaş grupları ve farklı dil konuşanları da dikkate
almak,
Güven ve güvenliği geliştirmek; e-devlet hizmetlerinin başarısı için,
uygun bir güven ve güvenliğin ön şart olduğu bilinci ile gizlilik ve
mahremiyeti dikkate alarak, tüm Avrupa’da e-devlet hizmetlerine güvenli
erişim sağlanması,
En iyi örnekler oluşturmak; etkili bir e-devlet, uygulamada olduğu
kadar iş süreçleri ve yapıda da birtakım yeniden organizasyonu gerektirir.
Bu yapılanmaya katkıda bulunacak, başarılı deneyimler ve iş süreçlerinin
üye ülkeler ile paylaşılarak örnekler oluşturulması,
Katılımı cesaretlendirmek; bilgi teknolojileri, iyi bir yönetim için güçlü
bir araç olabilir. Bunun için beş temel prensip; şeffaflık, katılım, hesap
verebilirlik, verimlilik ve uyumluluktur,
89
Geleceğe bakmak; tam bir e-devlete dönüşüm için başlangıç
seviyesindeki web sitesi üzerinden basit birtakım bilgileri sağlamanın
ötesinde, tüm hizmetlerin internet üzerinden interaktif olarak verilmesi
sağlanmalıdır.
Haziran 2002’deki Sevilla toplantısında, e-Avrupa hedefleri revize edilerek e-
Avrupa 2005 Eylem Planı yapılmış ve Birliğin 2005 yılına kadar sürecek yol haritası
belirlenmiştir. Bu yol haritasında ulaşılmak istenen hedefler şunlardır (Millard,
a.g.e.: 5);
E-devlet, e-eğitim ve e-sağlık başta olmak üzere modern çevrim içi
hizmetlerin sunumu,
Dinamik e-iş ortamının yaratılması,
Bunları mümkün kılacak rekabetçi fiyatlarla yaygın geniş bant erişimi ve
güvenli bilgi altyapısının sağlanması.
e-Avrupa projesinde yer alan, çoğu ülkelerin gerçekleştiği bazılarının ise
gerçekleştirmeye çabaladığı bazı temel kamu hizmetleri kriter olarak kabul
edilmiştir. Bu temel hizmetler Çizelge 3.1.’de verilmiştir. Bu hizmetlerin 12 tanesi
vatandaşlara yönelik, 8 tanesi iş dünyasına yönelik hizmetlerdir.
AB üyesi ülkelerdeki e-devlet uygulamaları, e-Avrupa 2002 ve e-Avrupa
2005 eylem planlarının en önemli bölümlerinden birini oluşturmaktadır. AB’nin
2010 yılından itibaren dünyadaki en rekabetçi ve dinamik bilgi ekonomisi haline
getirilmesi hedefi doğrultusunda, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak, kamu
hizmetlerinin vatandaşlara ve işletmelere daha rahat erişilebilir bir ortamda, şeffaf,
etkin, verimli ve ucuz bir şekilde sunulabilmesi için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır.
Bu çalışmaların bir boyutu, Birlik üyesi devletlerin üzerinde anlaştıkları Çizelge
3.1.’de belirtilen kamu hizmetlerinin elektronik ortama taşınması amacına yöneliktir.
90
Çizelge 3.1. e-Avrupa Planında Temel Kamu Hizmetleri
VATANDAŞLARA YÖNELİK İŞ DÜNYASINA YÖNELİK
Gelir vergisi Çalışanlar için sosyal kurum katkısı
İş arama Kurumlar vergisi
Sosyal güvenlik işlemleri Katma değer vergisi
Kişisel belgeler Yeni şirket kaydı
Araç kayıt İstatistik bürosuna bildirim
İnşaat izin başvurusu Çevre ile ilgili izinler
Polise bildirim Kamu ihaleleri
Kütüphane hizmetleri
Doğum ve evlilik belgeleri
Yüksek öğretime kayıt
Taşınma bildirimi
Sağlıkla ilgili hizmetler
Kaynak: Millard, J., E-Public Services in Europe: Past, Present and Future Research Findings and New Challenges, s. 4, 2003, <ftp://ftp.cordis.europa.eu/pub/ist/docs/epublic-services.pdf>, (14.08.2010).
AB’deki e-devlet çalışmalarının diğer bir boyutu da, engelliler ve yaşlılar da
dahil olmak üzere tüm AB vatandaşlarının, elektronik olarak sunulan kamu
hizmetlerine erişebilmelerinin sağlanmasıdır. Bu bağlamda, internet kullanımının
teşviki, bilgisayar okuryazarlık oranının artırılması ve kamuya açık internet erişim
noktalarının sayısının tüm üye ülkelerde artırılması gerekmektedir.
e-Avrupa girişimi, bilgi toplumunun katılımcılık ilkesine dayanmaktadır. E-
katılımın sürekli genişletilmesi ve böylece tüm Avrupa vatandaşlarının e-Avrupa
girişiminin hayata geçirilmesinde pay sahibi olmaları şarttır. Bir başka ifadeyle, e-
devlet uygulamalarını da içeren e-Avrupa projesinin temel amacı, Avrupa
vatandaşlarının yaşamlarını kolaylaştırmaktır. Projenin başarısı, Avrupa
91
vatandaşlarının onun getireceği nimetlerden yararlanmak için gösterecekleri
gayretlerle yakından ilişkilidir.
3.2. Türkiye’de E-Devlet Uygulamaları
3.2.1. Türkiye’de E-Devlete Geçiş Süreci
Türkiye’de e-devletin gelişim süreci değişik aşamalar izlemiştir; 1970 ve
1980’lerde çalışmalar, vergi ve nüfus işlemleri gibi bazı fonksiyonların otomasyonu
üzerinde yoğunlaşmıştır. 1990’lı yıllarda bilgi toplumunu ve bilgiye dayalı
ekonomiyi tanımlamaya yönelik çalışmalara hız verildiği göze çarpmaktadır. Bu
dönemde, Türkiye’nin rekabetçiliğini artırmaya yönelik olarak bilgi toplumunun
teşvik edilmesi, emek yoğun üretimden yüksek katma değerli üretime ve düşük
maliyetli işgicü yapısından bilgi tabanlı bir ekonomide yüksek eğitimli işgücüne
geçiş vurgulanmıştır. Yenilikçilik, bilim ve teknoloji ve Türkiye’nin BİT
yetkinliklerinin geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşılan bu ikinci aşamada
akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, işletmeler ve kamu kesiminin önemli
katkıları olmuştur.
Üçüncü aşama ise (2000-2002), e-devletin nasıl uygulanacağına yönelik
tartışmalara sahne olmuştur. Ancak, siyasi istikrarsızlık nedeniyle uygulama imkanı
çok fazla olmamıştır. 1990’ların sonları ve 2000’lerin başı uzun vadeli planlar ve
yatırımlar açısından elverişli bir dönem olmamıştır. Azınlık hükümetleri birbirini
izlemiş, enflasyon yüksek seyretmiş ve ekonomide gerileme yaşanmıştır. Hükümetin
bilgi toplumuna yönelik çalışmaları ve planları teşvik etmesine rağmen, siyasal ve
ekonomik istikrarsızlık, uygulamayı büyük ölçüde engellemiştir.
E-devlet uygulamasının mevcut aşaması ise, gündeminde kamu yönetimi
reformu, siyasi ve ekonomik istikrar gibi hususların olduğu reformcu bir hükümetin
Kasım 2002’de işbaşına gelmesiyle başlamış ve bu hususlarda üst düzey siyasi
liderlik sağlanmıştır. Bu aşamada, Türkiye’nin önündeki mevcut problem ise, e-
devletin merkezi kurumlara ve yerel yönetimlere yaygınlaştırılması amacıyla gereken
92
altyapı hizmetlerinin ve standart metodojilerin nasıl geliştirileceğidir (OECD, 2007:
37).
Görüldüğü gibi, 1990'lı yılların özellikle ikinci yarısından itibaren, tüm
dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bilgi toplumu olma yönünde çabaların arttığı,
2000’li yılların başından itibaren ise bu çabaların giderek hızlandığı gözlenmektedir.
Türkiye, 2001 yılında AB’ye aday ülkeler için tasarlanan e-Avrupa+
Girişimine taraf olmuştur. 58’nci ve 59’uncu Hükümet Acil Eylem Planında yer alan
e-Dönüşüm Türkiye Projesi, 2003 yılında başlatılmış, böylece, ülkemizde
yürütülmekte olan bireysel çalışmalar tek çatı altında toplanarak hızlandırılmıştır.
(Acar ve Kumaş, 2008: 9)
Türkiye’de bilgi toplumuna olma yolunda yıllar itibariyle yapılmış çalışmalar
ve ilgili kuruluşlar aşağıdaki gibidir. (DPT, 2004: 7)
1993 Dünya Bankası, Türkiye Bilişim ve Ekonomik Modernizasyon
Raporu
1999 Ulaştırma Bakanlığı- Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma
Kurumu (TÜBİTAK), TUENA Türkiye Ulusal Enformasyon Altyapısı
Ana Planı
1998-2002 Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM), E- Ticaret Koordinasyon
Kurulu
1998-2002 Başbakanlık, KAMU-NET
Mayıs 2002 Türkiye Bilişim Şurası
2001-2002 Başbakanlık, e-Türkiye Girişimi
2003 DPT Bilgi Toplumu Dairesi (BTD), e-Dönüşüm Türkiye Projesi
2002-2004 TÜBİTAK, Vizyon 2023
93
Şekil 3.2. Türkiye’de Bilgi Toplumuna Olma Yolunda Yıllar İtibariyle Yapılmış Çalışmalar
Kaynak: e-Dönüşüm Türkiye Projesi Kısa Dönem Eylem Planı 2003-2004, DPT Yayınları, Ankara, 2004, <http://ekutup.dpt.gov.tr/plan/aep/e-dtr/2004.pdf>, (17.02.2011).
Türkiye’de izlenen değişim sürecinde çalışmalar öncelikle alt yapıya yönelik
olarak başlamış daha sonra ise mevzuat ve kullanıma yönelik olarak devam etmiştir.
Ülkemizde, 1990'lı yıllardan bu güne kadar, bilgi toplumuna geçiş amacına
yönelik olarak ön plana çıkan rapor ve araştırmaların yanı sıra, bilgi toplumunun
belli unsurlarının koordinasyonuna yönelik çalışmalar aşağıda yer almaktadır.
3.2.1.1. Türkiye’nin Bilişim ve Ekonomik Modernizasyon Raporu
Türkiye ile Dünya Bankası işbirliğinde hazırlanarak, 1993 yılında yayınlanan
raporda, Türkiye'de bilgi toplumuna yönelik bilgisayar kullanımı, yazılım pazarı,
bilgi ekonomisinde insan kaynağı, iletişim ağları ve yasal altyapı alanında tespitlere
yer verilerek bir eylem planı önerisi getirilmiştir. Ancak Dünya Bankası ile kredi
anlaşması tamamlanamamış ve rapor önerileri uygulanamamıştır.
94
3.2.1.2. TUENA Türkiye Ulusal Enformasyon Alt Yapısı Ana Planı
T.C. Ulaştırma Bakanlığı koordinasyonunda Türkiye Teknoloji Geliştirme
Vakfı, Türk Elektronik Sanayicileri Derneği ve Türk Telekomünikasyon A.Ş
desteğiyle yürütülen projedir (TBD: 2007: 24). Ulaştırma Bakanlığı ve TÜBİTAK
tarafından 1999 yılında tamamlanan çalışma ile Türkiye'nin enformasyon
politikalarının belirlenmesi amacıyla enformasyon teknolojileri altyapı ve kullanımı,
bu alandaki düzenlemeler ve yönelimler gibi alanlarda dünyadaki genel eğilimler,
Türkiye'deki mevcut durum, geleceğe dönük vizyon ve hedefler ile kurumsal
yapılanma önerileri ortaya konmuştur (DPT: 2010).
3.2.1.3. Elektronik Ticaret Koordinasyon Kurulu
1998 yılında, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu kararıyla, Dış Ticaret
Müsteşarlığının başkanlığında ‘Elektronik Ticaret Ağının’ tesis edilmesi ve
ülkemizde elektronik ticaretin yaygınlaştırılması amacıyla, Elektronik Ticaret
Koordinasyon Kurulu oluşturulmuştur (TBD, 2006: 10). Kurul bünyesinde
oluşturulan hukuk, teknik ve finans çalışma grupları tarafından elektronik ticaretin
geliştirilmesine yönelik raporlar hazırlanarak öneriler ortaya konmuştur. Kurul,
varlığını 2002/20 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile ‘e-Türkiye’ ile ilgili çalışmaların
koordinasyonu, yürütülmesi ve kurumsal altyapının oluşturulmasına yönelik tüm
faaliyetlerin, Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı bünyesinde toplanmasına
kadar sürdürmüştür.
3.2.1.4. KAMU-NET
1998 yılı içerisinde, kamu bilgisayar ağları konusunda yapılan faaliyetlerin
değerlendirilmesi, koordinasyonu, izlenmesi ve finansmanı konusunda karşılaşılan
darboğazların aşılması amacıyla; Başbakanlık Müsteşarı’nın Başkanlığı’nda Devlet
Planlama Teşkilatı, Hazine, Dış Ticaret Müsteşarları ile İçişleri Bakanlığı, Maliye
Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı
Müsteşarlarından oluşan Başbakanlık Kamu-Net Üst Kurulu 1998/13 sayılı Genelge
ile kurulmuştur (TBD: a.g.e.: 10). Kurul çalışmaları kapsamında 1998 yılında Kamu
95
Bilgisayar Ağları Konferansı düzenlenmiş ve bir eylem planı önerisi getirilmiştir.
Kurul, varlığını 2002/20 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile ‘e-Türkiye’ ile ilgili
çalışmaların koordinasyonu, yürütülmesi ve kurumsal altyapının oluşturulmasına
yönelik tüm faaliyetlerin Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı bünyesinde
toplanmasına kadar sürdürmüştür.
3.2.1.5. Türkiye Bilişim Şurası
2002 ve 2004 yılları Mayıs ayında, Başbakanlık Müsteşarlığı ve Türkiye
Bilgi İşlem Hizmetleri Derneği, Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD),
TBD, Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ve Türkiye Zeka Vakfı eşgüdümünde
düzenlenmiştir. Bu şuranın amacı; ulusal politikaların oluşturulması, saydam ve
sürekli çalışan katılımcı mekanizmalarının tespiti, planlama koordinasyon, teşvik ve
düzenlemeleri belirleyici makanizmaların tespiti, devletin bu teknolojiler ve getirdiği
değişimin ışığında yeniden yapılandırılmasına yönelik stratejilerin belirlenmesi,
hukuki altyapının oluşturulması, değişim sürecinin somut ve takvime bağlanmış bir
‘Eylem Planı’nın ve ilgili izleme mekanizmalarının kurulması, ulusal örgütlenme
modelinin belirlenmesi, insan kaynakları gereksiniminin belirlenmesi gerektirdiği
yeniden yapılanmalar için çözüm alternatiflerinin saptanması ve e-Avrupa+ için e-
Türkiye girişiminin hedefleri ve gelişmelerin izlenmesi, yönlendirilmesi şeklinde
belirtilmiştir. Oldukça başarılı bulunan şuranın 2’ncisi, 2004 yılı Mayıs ayında
yapılmış 6 ana konu başlığı altında geniş bir sonuç raporu yayımlanmıştır (Naralan,
a.g.e.: 73).
3.2.1.6. e-Türkiye Girişimi
Rekabetçi, dinamik ve bilgiye dayalı ekonomiye sahip olunması ve bilgi
toplumuna dönüşümün sağlanması ve e-Avrupa+ Eylem Planının ülkemize
uyarlanması hedeflerinin gerçekleştirilmesine yönelik olarak Başbakanlığın
9.10.2001 tarihli ve 352 sayılı Genelgesi ile e-Türkiye Girişimi başlatılmıştır. e-
Türkiye Girişimi e-Avrupa+ ile aynı hedeflere sahiptir. e-Türkiye Girişimi, programa
katılımı artırmak ve kurumlar arasında koordinasyonu güçlendirmek amacıyla 13
adet Çalışma Grubu kurmuştur (OECD, a.g.e.: 121). Bu grubun katkısıyla bir adet
96
taslak eylem planı hazırlanmıştır. Ancak siyasi ve ekonomik istikrarsızlık nedeniyle
Eylem Planınının uygulanması imkanı bulunamamıştır. e-Türkiye Girişimi, e-
Dönüşüm Türkiye Projesinin ilanı ile son bulmuştur.
3.2.1.7. e-Dönüşüm Projesi
Geçmiş yıllarda, farklı isimler altında yürütülen çalışmalar, genellikle
birbirinden bağımsız ve ülkenin öncelik ve ihtiyaçları yerine, kurumsal öncelik ve
ihtiyaçlara dayalı olarak ön plana çıkmış ve çoğunlukla ekonomik ve sosyal
istikrarsızlık ortamında uygulama imkanı bulamamıştır. Bilgi toplumu olma
yolundaki çalışmaların daha bütüncül, ülkeye ekonomik katma değer kazandırmayı
ve toplumsal refahı artırmayı öncelikli gören, somut hedefleri olan ve katılımcı bir
yaklaşımla ele alınarak yürütülmesi ihtiyacı, yeni bir kurumsal yapının oluşturulması
gereğini ortaya çıkarmıştır.
58’nci Hükümet tarafından hazırlanan Acil Eylem Planı'nda, e-Dönüşüm
Türkiye Projesi'ne yer verilmiş, daha sonra Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı
bünyesinde oluşturulan Bilgi Toplumu Dairesi Başkanlığı üzerinden E-dönüşüm
Türkiye Projesi’nin koordinasyonu yürütülmeye başlanmıştır (Kankaya, a.g.e.: 85).
Ayrıca, 27 Şubat 2003 tarihinde yayımlanan 2003/12 sayılı Başbakanlık Genelgesi
ile e-Dönüşüm Türkiye Projesi'nin amaçları ve ilkelerine açıklık getirilmiştir (OECD,
a.g.e.: 122).
2003/12 Sayılı Başbakanlık Genelgesi'nde belirtildiği üzere, e-Dönüşüm
Türkiye Projesi'nin başlıca hedefi; vatandaşlarımıza daha kaliteli ve hızlı kamu
hizmeti sunabilmek amacıyla; katılımcı, şeffaf, etkin ve basit iş süreçlerine sahip
olmayı ilke edinmiş bir devlet yapısı oluşturacak koşulların hazırlanmasıdır.
Bu proje ile;
Bilgi ve iletişim teknolojileri politikaları ve mevzuatının, öncelikle
Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesinde gözden geçirilerek yeniden
düzenlenmesi, bu konuda e-Avrupa+ kapsamında aday ülkeler için
öngörülen eylem planının ülkemize uyarlanması,
97
Vatandaşın, bilgi ve iletişim teknolojileri yardımıyla, kamusal alandaki
karar alma süreçlerine katılımını sağlayacak mekanizmaların
geliştirilmesi,
Kamu idaresinin, şeffaf ve hesap verebilir hale getirilmesine katkıda
bulunulması,
Kamu hizmetlerinin sunumunda, bilgi ve iletişim teknolojilerinden azami
ölçüde yararlanılarak, iyi yönetişim ilkelerinin hayata geçirilmesine
katkıda bulunulması,
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması,
Bilgi ve iletişim teknolojisi alanında, kaynak israfını azaltmak amacıyla,
kamunun mükerrerlik arz eden veya örtüşen ilgili yatırım projelerinin
bütünleştirilmesi, izlenmesi, değerlendirilmesi ve yatırımcı kamu
kuruluşları arasında gerekli koordinasyonun sağlanması,
Sektördeki özel sektör faaliyetlerine yukarıdaki ilkeler ışığında yol
gösterilmesi amaçlanmaktadır.
Öte yandan, e-Dönüşüm Türkiye Projesi eylem planlarında, kamusal
hizmetlerin belli bir plan çerçevesinde tek bir internet sitesinden sunulmasını
amaçlayan e-Devlet Ana Kapısının internet siteleri klavuzunun hazırlanmasından
sonra kurulması planlanmıştır (Sayıştay, 2006: 86).
e-Dönüşüm Türkiye Projesi'nin yürütülmesinde, günümüze kadar yapılan
çalışmalardan, bilgi birikiminden ve oluşumlardan yararlanma yaklaşımı
benimsenmiştir. Bu yaklaşım çerçevesinde, daha önce ülkemizin e-Avrupa+
Girişimine taraf olmasını takiben başlatılan e-Türkiye Girişimi kapsamında
oluşturulan çalışma grupları yeniden düzenlenmiş ve 13 çalışma grubunun 8'e
düşürülmesine karar verilmiştir.
Çalışma grubu koordinatörleriyle 28 Mart 2003 tarihinden itibaren yapılan
çalışmalar, Kısa Dönem Eylem Planı'nın (KDEP) hazırlanması ile neticelenmiştir.
4 Aralık 2003 tarih ve 2003/48 sayılı Başbakanlık Genelgesi'yle e-Dönüşüm
Türkiye Projesi Kısa Dönem Eylem Planı uygulamaya konmuştur. Ayrıca söz konusu
98
Genelge'yle e-Dönüşüm Türkiye İcra Kurulu oluşturulmuştur. Kurul'un sekreterya
hizmetleri DPT Müsteşarlığınca yürütülmektedir.
Kısa Dönem Eylem Planının uygulamasının tamamlanmasından sonra,
çalışma gruplarının katılımı ile, orta vadeli Bilgi Toplumu Stratejisinin
hazırlanmasına kadar uygulanmak üzere, bir yıl süreli 2005 Eylem Planı hazırlanmış
ve uygulanmıştır.
2005 Eylem Planının uygulanması sonrasında, 2005-2006 yıllarında Bilgi
Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanarak, 2006-2010 döneminde uygulanmak
üzere, 2006 yılı Temmuz ayında 2006/38 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile
yürürlüğe konmuştur.
Kurumlar arası işbirliğinin temini ile ortak ilke ve standartların uygulanması
ve bilgi toplumuna dönüşüm sürecinde Bilgi Toplumu Stratejisinin etkin şekilde
hayata geçirilmesi için ortak bir platform teşkil etmek üzere 2007/7 sayılı
Başbakanlık Genelgesi ile Dönüşüm Liderleri Kurulu oluşturulmuştur.
2007/7 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile e-Dönüşüm Türkiye Danışma Kurulu
da yeniden yapılandırılmıştır. e-Dönüşüm Türkiye Danışma Kurulu, toplumun tüm
kesimlerinin bilgi toplumuna geçiş sürecine etkin katılım ve desteğini sağlamak,
birikimlerinden istifade etmek ve gerekli dayanışma ve işbirliği ortamını tesis etmek
amacıyla faaliyet göstermektedir.
3.2.1.8. Vizyon 2023
İçinde bulunduğumuz çağda, bilim ve teknolojide yetenek kazanmak artık bir
devlet politikası olmaktan öte, toplumsal bir proje haline gelmekte; ortaya konulan
politikaların uygulanabilmesi ve hedeflere ulaşılabilmesi için ilgili bütün kesimlerin
paylaştıkları bir vizyon üzerine inşa edilmesi zorunlu görülmektedir. (TÜBİTAK,
2004: 7).
Bu bağlamda, dünyada ekonomik ve sosyal anlamda gelişmiş ülkelerin tümü
(ABD, Japonya, AB üyesi birçok ülke) uzun dönemli toplumsal, ekonomik ve siyasi
hedefleri ile uyumlu bir bilim ve teknoloji vizyonu geliştirmişlerdir ve bu vizyonu
güncellerken teknoloji öngörüsü çalışmalarını etkin bir araç olarak kullanmaktadırlar.
99
Türkiye’de 1960’larda Planlı Dönem ile başlayan BT politikaları oluşturma
çalışmaları özellikle ‘Türk Bilim Politikası 1983-2003’ ve ‘Türk Bilim ve Teknoloji
Politikası 1993-2003’ dokümanlarıyla önemli bir boyut kazanmıştır. Ancak, ortaya
koyulan belgelerin, genel geçerliliği tartışmasız unsurlar içermelerine ve önemli bazı
kurumsal ve yasal değişiklikler getirmelerine karşın, hedefleri bakımından tam
olarak uygulamaya konuldukları söylenemez. Bunun nedenleri olarak, bilim ve
teknoloji alanında paylaşılan bir ülke vizyonunun ortaya konulamamış olması ve
önerilen politikaların ilgili bütün kesimler (siyasi erk, kamu, özel kesim ve
üniversiteler) tarafından ortaklaşa sahiplenmelerinin sağlanamaması gösterilebilir
(Örücü, t.y). Daha sonra, refah toplumuna ulaşma sürecinde bilim ve teknolojiden
etkin bir araç olarak yararlanılmasını sağlamak üzere, Bilim ve Teknoloji Yüksek
Kurulu 13 Aralık 2000 tarihli toplantısında 2003-2023 yılları için Türkiye’nin Bilim
ve Teknoloji Stratejileri Belgesi’nin hazırlanması kararını almıştır (2000/1 nolu
karar).
Yaklaşık bir yıl süren hazırlık çalışmaları ardından, 24 Aralık 2001 tarihli
Yedinci Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında, Projenin adı ‘Vizyon 2023:
Bilim ve Teknoloji Stratejileri’ olarak belirlenmiş; projenin ana teması, temel
yaklaşımı ve bu kapsamda yürütülecek alt projelerin ayrıntılı içeriği ile yürütme planı
ve yönetim şekli onaylanmıştır (TÜBİTAK, 2007).
TÜBİTAK Vizyon-2023 Teknoloji Öngörüsü Projesi, Bilim ve Teknoloji
Yüksek Kurulu (BTYK)’nun kararı doğrultusunda, Türkiye’nin kültür ve uygarlığın
en ileri aşamasında, dünya standardında üreten, gelirini adil paylaşan insan hak ve
sorumluluklarını, katılımcı demokrasiyi, laiklik, din ve vicdan özgürlüğünü en etkin
uygulayan, küresel düzeyde etkili bir dünya devleti olma niyetinden doğmuştur
(TÜBİTAK, 2005: 1).
Projede aşağıdaki çalışmaların kapsanması planlanmıştır (Örücü, t.y):
Türkiye’nin bilim ve teknoloji alanında mevcut konumunun saptanması,
Dünyada bilim ve teknoloji alanındaki uzun dönemli gelişmelerin
saptanması,
Türkiye’nin 2023 hedefleri bağlamında, bilim ve teknoloji taleplerinin
belirlenmesi,
100
Bu hedeflere ulaşılabilmesi için gerekli stratejik teknolojilerinin
saptanması,
Bu teknolojilerin geliştirilmesi ve/veya edinilmesine yönelik politikaların
önerilmesi.
Vizyon 2023 Projesi aşağıdaki alt projelerden oluşmaktadır:
Teknoloji Öngörü Projesi
Ulusal Teknoloji Envanteri Projesi
Araştırmacı Bilgi Sistemi (ARBİS)
TÜBİTAK Ulusal Araştırma Altyapısı Bilgi Sistemi (TARABİS)
TÜBİTAK tarafından koordine edilen Vizyon 2023 çalışmalarında ana tema;
Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyet
seviyesine ulaşma hedefi doğrultusunda
Bilim ve teknolojiye hakim,
Teknolojiyi bilinçli kullanan ve yeni teknolojiler üretebilen,
Teknolojik gelişmeleri toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme
yeteneği kazanmış
bir ‘refah toplumu’ yaratmak olarak belirlenmiştir (BTK, 2009: 23).
Ocak 2002’den bu yana TÜBİTAK tarafından yürütülmekte olan Vizyon
2023 Projesi iki yılı aşan yoğun bir çalışma ile tamamlanmış, son altı ay içinde de bu
çalışmaların bulguları ve sonuçları temel alınarak, BTYK’ya sunulmak üzere 2003-
2023 yılları için Ulusal Bilim ve Teknoloji Stratejileri Belgesi hazırlanmıştır. Refah
toplumuna ulaşma sürecinde bilim ve teknolojiden etkin bir araç olarak
yararlanılmasını sağlamak üzere hazırlanan Ulusal Bilim ve Teknoloji Stratejileri
Belgesi’nin amacı, söz konusu çalışmada 2023 Türkiye’si için öngörülen vizyonu
erişilebilir kılmaktır. 2023 Türkiye Vizyonunu erişilebilir kılmak için
kullanılabilecek en etkin stratejik araçlar ise, bilim ve teknolojidir (TÜBİTAK,
a.g.e.: 29).
Vizyon-2023 Projesinin en önemli çıktısı, Türkiye’nin dünyada gelişmiş
ülkeler arasına girebilmek için hangi teknoloji alanlarında odaklanması gerektiğini
101
belirlemiş olmasıdır. Söz konusu stratejik teknolojiler şu 8 ana başlık altında
toplanmıştır: Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Biyoteknoloji ve Gen Teknolojileri,
Nanoteknoloji, Mekatronik, Üretim Süreç ve Teknolojileri, Malzeme Teknolojileri,
Enerji ve Çevre Teknolojileri, Tasarım Teknolojileri.
Vizyon 2023’ün hayata geçirilmesi doğrultusundaki eylem planının ilk
adımları şunlar olmalıdır:
Siyasi sahiplenmeye ilişkin bir irade beyanı ortaya konmalıdır.
Vizyon 2023’ün hayata geçirilmesinden sorumlu ve her uygulama konusu
ile ilgili olacak kuruluşlar belirlenmelidir.
Ayrıca bu sürecin izlenip değerlendirilmesi ve belli aralıklarla gözden
geçirilip revize edilmesini sağlayacak süreklilik taşıyan bir sistem
kurulmalıdır.
Kamu tedarik politikasının bu belgede tanımlanan zemine oturtulmasına
ilişkin düzenlemelere hemen başlanmalıdır.
2005 yılından itibaren Ulusal Program tanımlanmalı ve bunun için fon
ihdas edilmelidir.
Kamu kuruluşları 2005 mali yılından itibaren kendi ilgi alanlarında
güdümlü araştırma projesi siparişine başlamalıdırlar. Ancak, bunun için
bütçeden ayrılacak ödeneklerin asgari yüzdesi, projelerin seçilmesi ve
uygulamanın izlenip değerlendirilmesinde izlenecek usul ve esasların
tespitinde, uygulama birliğini ve Vizyon 2023’ün hedefleriyle tutarlılığı
temin etmek üzere gerekli eşgüdüm sağlanmalıdır.
Öngörülen stratejik teknoloji alanları arasında bulunan ya da bu alanların
bir alt kümesini teşkil eden görüntü birimleri, yakıt pilleri,
mikroelektromekanik sistemler, yüzey teknolojileri gibi konularda, belirli
kurumların “Güdümlü ARGE Projesi” yaklaşımıyla başlatmış ya da
başlatmak üzere oldukları faaliyetler, içinde bulunduğumuz 2004 yılından
başlanarak kamu kaynaklarından desteklenebilmeli ve bu vadideki
uygulamalar stratejik teknoloji alanlarına odaklanma stratejisinin pilot
uygulamaları olarak değerlendirilmelidir.
102
Strateji dokümanı ile ortaya konan ulusal bilim ve teknoloji stratejilerinin
hayata geçmesi, kuşkusuz ki Türkiye’nin tüm kurum ve kuruluşlarının eşgüdüm
içinde birlikte çalışması ile mümkündür (TÜBİTAK, a.g.e.: 43).
3.2.1.9. Avrupa Birliği E-Devlet Programlarına Katılım
Yukarıda ele alınan bu girişimlerin yanı sıra, yürütülen diğer çalışmalar
şunlardır:
e-Avrupa Çalışmaları: e-Avrupa kavramı, Avrupa’yı dünyadaki en dinamik
ve rekabet gücü yüksek pazar haline getirmek amacıyla Avrupa Komisyonu
tarafından Aralık 1999’da ‘e-Avrupa; herkes için bilgi toplumu’ girişimi kabul
edilerek başlatılmıştır. Amacı:
Daha ucuz, daha hızlı ve daha güvenli internet hizmetlerinin sunulması,
Bilgiye dayalı ekonomi için gerekli insan gücünün temini amacıyla eğitim
verilmesi,
İnternet kullanımının yaygınlaştırılması (tüm hizmetlerin elektronik
ortamda verilmesi, yani e-devlet, e-ticaret, e-sağlık vb.)
şeklinde özetlenebilir.
2002 tarihine kadar sürecek bir eylem planı hazırlanmış ve bu eylem planı
çerçevesinde özel hedefler ve hedeflere yönelik ölçüm kriterleri belirlenmiştir (TBD,
a.g.e.: 10).
e-Avrupa+ Çalışmaları: e-Avrupa girişimi örnek alınarak, aday ülkeler için
e-Avrupa+ girişiminin yürütülmesi öngörülmüştür. Bu çerçevede, Avrupa Birliğine
aday ülkelerin, 2003 yılı sonuna kadar üye ülkelerin ulaştıkları aynı hedefleri
gerçekleştirmesi gerekmektedir. Aday ülkeler tarafından, 15-16 Haziran 2001 tarihli
Göteborg zirvesinde verilen taahhütler de bu yönde olmuştur (TBD, a.g.e.: 11-12).
e-Avrupa Girişimi, 1999 yılında Helsinki’de AB’ye üye 15 ülke için
başlatılmıştır. e-Avrupa Girişimine paralel olarak, Türkiye’nin de dahil olduğu
AB’ye aday ülkeleri kapsayan e-Avrupa+ Girişimi de 2001 yılında başlatılmıştır.
Haziran 2001’de, Gothenburg’da e-Avrupa+ Girişimi için bir eylem planı kabul
103
edilmiştir. e-Avrupa+ 2003 yılında sona ermiştir. Eylem planının yeni bir sürümü
olan ve 2003-2005 dönemini kapsayan e-Avrupa 2005, 2002 yılında başlatılmıştır.
10 aday ülke, Mayıs 2004’te AB üyesi olmuş ve dolayısıyla, eylem planının tarafı
haline gelmiştir. e-Avrupa 2005 eylem planında, Türkiye’nin de dahil olduğu aday
ülkelere gözlemci statüsü tanınmıştır.
Türkiye, e-devlet çabalarını AB Girişimleri ile uyumlaştırmak ve bilgi
toplumuna yönelik ulusal hedeflerini geliştirmek için e-Avrupa+ Girişimine
katılmıştır. Bu hedefler; bilgi toplumu için gerekli hukuki ve düzenleyici çerçeveyi
uygulamaya koyma (e-devlet ve e-ticaret), daha hızlı, daha ucuz ve daha güvenli
interneti geliştirme, insan kaynağı becerilerine yatırım yapma, e-ticaret ve e-devlet
hizmetlerinin geliştirilmesini teşvik etmektir. Ancak, ekonomik ve siyasal
istikrarsızlık nedeniyle ilerleme yavaş olmuştur.
Türkiye, temel politika hedefleri, e-hizmetlerin ve genişbantın daha fazla
kullanımını teşvik etmek, sayısal uçurum sorununu ele almak ve kamu hizmetlerini
modernleştirmek olan e-Avrupa 2005 Girişimine de katılmıştır. Girişim, özellikle,
modern çevrim içi e-devlet hizmetleri, güvenli bilgi altyapısı üzerinde yoğunlaşmıştır
(OECD, a.g.e.: 38).
3.2.2. Türkiye’de E-Devlet Kapsamında Makro Düzeydeki Bazı Projeler
Türkiye’de e-devlet hizmetlerinin münferit kurumsal uygulamalar yerine,
bütünleşik bir yapıda sunulmasına, mükerrerliklerin ve kaynak israfının önlenmesine,
kurum içi ve kurumlar arasında elektronik ortamda bilgi ve belge paylaşımına
yönelik çalışmalar çeşitli kademelerde sürdürülmektedir. 18 Aralık 2008 tarihinde
faaliyete geçirilen e-Devlet Ana Kapısı, bu konularda önemli faydalar sağlayacaktır.
Türkiye’deki mevcut duruma bakıldığında e-devlet konusunda önemli
ilerlemeler kaydedildiği görülmektedir. OECD tarafından 2006 yılında tamamlanan
e-Devlet Türkiye Araştırmasına göre (OECD, a.g.e.: 9-10);
Türkiye e-devlet uygulamasında büyük çaplı ilerlemeler kaydetmektedir.
Türkiye, e-devlet alanında, devleti daha etkin, etkili, şeffaf ve hesap
104
verebilir kılmaya yönelik önemli kazanımlar elde etmiş bulunmaktadır.
Türkiye, bu amaca yönelik olarak aşağıdaki hususlara odaklanmıştır:
Mümkün olduğu kadar çok e-hizmet gerçekleştirmek yerine,
elektronik ihale, sosyal güvenlik ve sağlık ödemelerinin elektronik
ortamda yapılması, gümrük ve vergi tahsilatı gibi yüksek
hacimli/yüksek getirisi olan hizmetlerin elektronik ortama
taşınması.
Vergi daireleri, Maliye Bakanlığı muhasebe birimleri, ulusal yargı
ağı ve ulusal polis ağı gibi BİT ağları ile e-devletin altyapısının
kurulması.
Kimlik bilgilerinin yetkili kamu kurumlarınca paylaşılmasını sağlayacak,
her gerçek ve tüzel kişiye tek bir kimlik numarası tahsisi yapılmasına
dayanan vatandaş ve vergi numarası veri tabanının hazırlanması gibi
projeler, e-devletin gelişmesinde önemli kolaylaştırıcı faktörlerden birisi
olmuştur.
Türkiye nispeten düşük internet erişim oranına rağmen e-devlette önemli
ilerlemelerin gerçekleştirilebileceğini göstermiştir. Örneğin,
muhasebeciler gibi aracı bir kesimin de katkısıyla vergi beyannamelerinin
elektronik ortamda verilmesiyle ilgili çok iyi bir kullanım oranı
yakalanmıştır. 2005 yılında firmaların yüzde 69’u ve vatandaşların yüzde
55’i gelir vergisi beyannamelerini elektronik ortamda vermiştir. Bu
oranlar 2004 yılı için sırasıyla yüzde 53 ve yüzde 22’dir. Buna ilaveten,
bankalar vergi ödemelerinde aracı yapılmasıyla vergi toplamada işlem
maliyeti 2 dolardan 0,35 dolara düşürülmüştür.
Türkiye’de e-devlet yapılanması kapsamında kamu hizmetlerinin
otomasyonu, bilgilere ulaşım kolaylığı, insani hataların azaltılması amacıyla bazı
hizmet odaklı projeler yürütülmektedir (Aktan, 2003). Bu projelerin başlıcaları;
Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS), Kimlik Paylaşım Sistemi (KPS), Vergi
Daireleri Otomasyonu Projesi (VEDOP I-II), Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP),
Gümrük İdaresinin Modernizasyonu Projesi (GİMOP), Polis Bilgi Ağı (POLNET),
Saymanlık Otomasyon Sistemi (Say2000i), e-bildirge ve Başbakanlık Mevzuat Bilgi
105
Sistemi projeleridir. Genel olarak e-dönüşüm çalışmaları olarak adlandırabileceğimiz
bu projeler, günlük hayatta klasik yöntemlerle gerçekleştirilen birçok işlemin bilgi
toplumu anlayışına uygun olarak yeniden düzenlenmesini kapsamaktadır. İlk
zamanlarda Kamu-Net projesi ile gerçekleştirilmeye çalışılan bu projeler daha sonra
bu projenin yerine geçen e-Dönüşüm Türkiye Projesi ile gerçekleştirilmeye
çalışılmıştır (Kankaya, a.g.e.: 84).
3.2.2.1. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Projesi (MERNİS)
E-devlet uygulamaları içinde beklide en önemlisi 1972 yılında çalışmalarına
başlanan ve 2002 yılı Kasım ayında çevrimiçi hizmete geçen MERNİS projesidir.
(Çukurçayır ve Çelebi, 2009: 73) Kısa adı MERNİS olan Merkezi Nüfus İdaresi
Sistemi Projesi, hizmetlerin ilçelerde bilişim teknolojileri kullanılarak verilmesini,
ilçe nüfus veri tabanlarının bir kopyalarının Genel Merkez'de bütünleştirilerek
merkezi nüfus veri ambarının oluşturulmasını, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına
birer kimlik numarası verilmesini, kimlik numaraları aracılığıyla kişi düzeyinde
işlem yapan kamu ve özel sektör bilişim projeleri arası bilgi alışverişinin alt
yapısının hazırlanmasını ve nüfus istatistiklerinin bilişim teknolojileri ile daha
sağlıklı elde edilmesini sağlamaktadır.
MERNİS, nüfus kayıtlarının bilgisayar ortamında tutulmasına, toplanan
bilgilerin kamu hizmetleri ve vatandaş için çok yönlü değerlendirilmesine ve nüfus
hizmetlerinin bu esaslara göre yeniden düzenlenmesine yönelik bir projedir (DPT,
2005: 63). Veri tabanında 120 milyonun üzerinde kayıt bulunan MERNİS Projesi
Ocak 2003 itibarıyla tamamlanmıştır. Proje kapsamında kurumların vatandaşlar için
kullandığı farklı numaralar da tekleştirilmiş ve vatandaşların her kurumda
kullandıkları farklı numara ve işaretler de sona erdirilmiştir.
Proje kapsamında:
Nüfus mevzuatına uygun olarak, merkez ve taşra birimlerinde nüfus
işlemleri, bilgisayar ortamında yapılmaya başlanmış ve merkezde bir veri
tabanı oluşturulmuştur.
106
923 nüfus idaresinde bulunan, aile kütüklerindeki bütün nüfus kayıtlarının
bilgisayar ortamına aktarılma işlemi tamamlanmış ve her bireye T.C.
Kimlik Numarası verilmiştir.
Kamu kuruluşlarına ve vatandaşa elektronik ortamda nüfus hizmeti
verilmeye başlanmıştır.
923 ilçe nüfus müdürlüğü çevrim içi çalışmaya başlamıştır.
Nüfus ve aile istatistiklerinin, hızlı ve sağlıklı bir şekilde alınabilmesi
sağlanmıştır.
MERNİS projesinin faydaları (Eroğlu, 2006: 91):
Nüfus İdareleri Yönünden: Çevrim içi sistemin devreye girmesi ile
nüfus olayları kişinin kayıtlı olduğu ilçe müdürlüğü yerine kişinin ikamet
ettiği ilçe müdürlüğünden yapılabilmektedir. Böylece posta ve kırtasiye
işlemleri tamamen kalkmış durumdadır.
Merkezi Veri Tabanının kurulması ile beraber nüfus ve hayat istatistikleri
en son güncellenmiş haliyle birlikte anında alınabilmekte ve ilgili
kurumlara gönderilmektedir.
Nüfus işlemlerinde yapılması gereken hukuki denetimler bilgisayar
ortamında otomatik olarak yapılmakta ve bilgi tutarsızlıkları
önlenmektedir. Ayrıca, yapılan tüm işlemler anında merkezden
izlenebilmekte ve hatalı işlemler konusunda ilçeler uyarılmaktadır.
Vatandaş Yönünden: Tüm nüfus işlemlerinin elektronik ortamda
gerçekleştirilmesinden dolayı, zaman kaybı minimize edilmiş olup,
üretilen dokümanlardaki bilgi hatası sıfırlanmıştır.
Vatandaşlar nüfus kayıt örnekleri ve nüfus cüzdanlarını anında ikamet
ettiği ilçe nüfus idaresinden alabilmektedir. Daha önce elle yazılan nüfus
cüzdanları bilgisayardan yazdırılmakta ve elle yapılan hatalar önlenmiş
bulunmaktadır.
Kamu Kuruluşları Yönünden: Kamu kuruluşları vatandaşlarla ilgili
işlemleri en kısa zamanda ve etkili şekilde gerçekleştirebileceklerdir.
107
Kamu kuruluşlarının Kimlik Paylaşım Sistemini kullanmaları sonucunda
elde edecekleri faydalardan bir kısmı aşağıda belirtilmiştir (DPT, a.g.e.:
64-65):
Ekonomik ve Mali Yönden: Vergi tahsilatı ve denetimi
kolaylaşacak, kayıt dışı ekonomi kontrol altına alınabilecektir.
Diğer taraftan, noter, tapu ve banka işlemlerinde kişi bilgilerine
ilişkin sahtecilik kalkacaktır.
Yatırım ve Planlama Yönünden: Yatırımcı kuruluşlar, gelecek
için yapacağı yatırım ve planlarda MERNİS veri tabanından
bilgileri (istatistikleri) alarak, gerçek bilgiler ışığında doğru
planlamalar yapabileceklerdir.
Güvenlik Yönünden: Can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan
kişilerin, takibi ve yakalanmasında kolaylık sağlanacak, MERNİS
veri tabanından kişi kimlik bilgileri tespit edilerek doğru kişiye
daha hızlı ulaşılabilecektir.
Askerlik Yönünden: Askerlik çağına gelen kişilerin listeleri
sağlıklı ve hızlı bir şekilde MERNİS veri tabanından alınarak
askere alma ve asker kaçaklarının takibi kolaylaşacaktır. Ayrıca,
yaş gruplarına göre erkek nüfus bilgileri MERNİS veri tabanından
elde edilerek, gelecek yıllardaki asker ihtiyacı daha doğru
planlanabilecektir.
Sağlık Yönünden: Her vatandaş için sağlık kuruluşlarında açılan
dosyalar, T.C. Kimlik Numarası esasına göre açılacağından,
kişinin birden fazla sağlık dosyası olmayacak ve sağlık bilgilerinin
birleştirilmesi kolaylaşacaktır.
Eğitim Yönünden: Her türlü istatistiki bilgiler alınabileceğinden,
planlamalar ve politikalar daha sağlıklı bir biçimde
belirlenebilecektir.
108
Adalet Yönünden: Davaların mahkemelerde görülmesi sırasında
yapılan kimlik tespitleri, MERNİS veri tabanından alınabilecek,
böylelikle davaların daha hızlı bir şekilde görülmesi sağlanacaktır.
Seçmen Kütükleri Yönünden: Seçme ve seçilme yaşında
bulunan vatandaşların listeleri her an çıkartılabileceğinden,
seçmen kütüklerinin düzenlenmesinde kolaylık sağlanacaktır.
3.2.2.2. Kimlik Paylaşım Sistemi (KPS)
Kamu kurum ve kuruluşlarının vatandaşların elektronik ortamdaki kimlik
bilgilerine ihtiyaç duyulduğunda, gerektiği kadar, doğrudan ve hızlı bir biçimde
erişimlerinin sağlanması için tasarlanan proje, 23 Şubat 2005 tarihinde hizmete
açılmıştır. Bu tarihten itibaren, alt yapısı uygun olan kurumlara teknik destek
verilerek projenin uygulanmasına başlanmıştır.
İçişleri Bakanlığı ile protokol yaparak Kimlik Paylaşım Sistemini kullanmaya
başlayan kurum ve kuruluşlara internet üzerinden, MERNİS veri tabanına erişim
imkanı sağlanacaktır. Sistem ayrı bir veri tabanı üzerinden MERNİS veri tabanından
bağımsız olarak çalışacak (KPS Veri Tabanı), ancak yeterli sıklıkla güncelleme
yapılacaktır. Böylelikle, KPS veri tabanı üzerinden MERNİS veri tabanına erişim
mümkün olmayacaktır. Kurum ve kuruluşlar, veri tabanında yaptıkları
sorgulamaların sonuçlarını kendi taraflarına aktarabileceklerdir. Aktarılan bu
bilgilerin nerede ve nasıl kullanılacağı, yasalar ve belirlenecek ilkeler çerçevesinde
kurumlar ile yapılacak sözleşmelere göre belirlenecektir. Böylece MERNİS veri
tabanındaki bilgiler farklı kurumlar tarafından tekrar üretilmeyecek, bu iş için
harcanan mesai, teknik araç ve gereç ile iletişim giderlerinden tasarruf edilecek ve
bilginin güvenilirliği sağlanacaktır. Elektronik ortamda hizmet veren devlet
kuruluşlarının entegrasyonu kolaylaşacaktır. Daha sonraki yıllarda bu yapıya, kamu
hizmeti veren bankalar, noterler, meslek örgütleri, vakıflar gibi kuruluşların da dahil
edilmesi mümkün olacaktır.
109
Alıcı kurumlar açısından bu bilgilerin resmiliğini sağlamak maksadıyla,
sayısal imza ve benzeri güvenlik unsurları azami düzeyde kullanılacaktır (DPT,
a.g.e.: 66).
3.2.2.3. Gümrük İdaresinin Modernizasyonu Projesi (GİMOP)
Gümrük İdarelerinin Modernizasyonu Projesi; çağdaş bir gümrük idaresi
yaratmak amacıyla Gümrük Müsteşarlığı tarafından başlatılan bir dönüşüm projesidir
(T.C. Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı, 2009). Dünya Bankası kredisiyle finanse
edilen Proje, Türkiye’nin kamu sektöründeki ilk veri ambarı uygulamasını
oluşturmaktadır (Aktan, t.y.).
Proje ile esas olarak, tüm gümrük idarelerini modernize etmek ve daha etkin
kılmak, yasal ticareti kolaylaştırmak ve yasadışı ticareti önlemek, tüm gümrük
işlemlerini otomatik hale getirmek suretiyle gümrük işlemlerinde karşılaşılan
sorunları gidermek amaçlanmıştır.
Proje kapsamında geliştirilen BİLGE Yazılımı, 1998 yılında Atatürk
Havalimanı Gümrük Müdürlüğünde pilot olarak başlatılmıştır. GİMOP Projesinin
amaçları (TBD, a.g.e.: 46);
Ticaret erbabına daha iyi hizmet verilmesi,
Gümrük mevzuatının yeknesak uygulanması,
Gümrük denetimlerinin seçici, ancak, daha etkin yapılması,
Daha etkin vergi tahsilatı,
Dış ticaret istatistiklerinin daha etkin ve hızlı üretilmesi,
Personel kaynağının daha iyi kullanılmasıdır.
Projenin yaygınlaştırılma aşamasının pilot grubu olarak tespit edilen
bölümünde yeralan Esenboğa Gümrük Müdürlüğünde uygulama 29.05.2000’de
başlatılmıştır. 15.10.2001 tarihi itibariyle, proje takviminden sapma olmaksızın 55
Gümrük Müdürlüğü ve 15 Gümrük Başmüdürlüğü otomasyon kapsamına alınmıştır.
Ayrıca, otomasyona geçen idarelerde ‘elektronik gümrük’ adı verilen
uygulamalar da hayata geçirilmektedir. Bu çerçevede; yükümlülerin hem internet
110
aracılığıyla, hem de Elektronik Veri Değişimi (EDI) adı verilen yöntemle, gümrüğe
gelmeksizin beyanname tescil etmeleri olanaklı kılınmıştır.
Projenin hayata geçirilmesiyle, her türlü gümrük işleminin elektronik ortamda
gerçekleştirilmesi sağlanmış, bu sayede evrak fazlalığı ortadan kalkmış, bürokratik
işlemler azaldığından gümrük işlemlerinin takibi daha kolay hale gelmiş ve sürekli
güncel dış ticaret istatistiklerine ulaşabilmek mümkün olmuştur (DPT, a.g.e.: 30).
3.2.2.4. Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP)
Ulusal Yargı Ağı Projesi, yargı birimlerinin ve Adalet Bakanlığının merkez
birimlerinin iş süreçlerini hızlandırmayı, güvenilirliğini arttırmayı ve kurumu
kâğıtsız ortama taşımayı hedefleyen bir bilgi sistemidir (Çam, 2008). Adalet
Bakanlığı tarafından Bakanlık Merkez Teşkilatı ile birlikte tüm Mahkemeleri,
Cumhuriyet Başsavcılıklarını, Adli Tıp, Ceza ve Tevkif evleri ile İcra Dairelerini
içine alacak şekilde, bilgisayar ağı kurma ve bu sayede Bakanlık Merkez ve Taşra
Birimleri arasında bilgi alışverişinin elektronik ortama taşınması, vatandaşa internet
üzerinden hizmet sağlanması, harici birimlerden beklenen bilgilerin istenilen
zamanda sistem tarafından hazır edilmesi gibi hedeflerle Ulusal Yargı Ağı Projesi
hayata geçirilmiştir.
UYAP’ın ana amacı, Türkiye Cumhuriyeti Adli Sisteminin işleyişinin
güvenirliğini ve doğruluğunu maksimum düzeyde sağlayarak, Yargı Sistemine hız
kazandırmaktır.
UYAP 2000 yılında başlatılmıştır. İlk aşama; personel, bütçe, sağlık ve
maliye gibi Adalet Bakanlığı idari işlevlerinin otomasyonu ve belge yönetim sistemi
geliştirilmesini içermektedir. Bu aşama, 2001 yılında tamamlanmıştır. İkinci aşama,
ağ imkanlarının illere yaygınlaştırılmasını kapsamaktadır. Ekim 2005 itibarıyla, 54
ile hizmet verilmektedir. Proje kapsamındaki vatandaş portalı, vatandaşların davaları
ve adli işlemleri takip etmelerini sağlamaktadır. Ağın, adalet sisteminin diğer
kısımlarına yaygınlaştırılması devam etmektedir (OECD, a.g.e.: 134).
Proje, başından beri e-devletin e-adalet bölümü olarak ele alınmıştır. Bu
amaçla diğer kurum ve kuruluşlarla entegrasyon çalışmalarına başlanmıştır. Bu
111
kapsamda, öncelikle Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından tutulan
sabıka kayıtlarına, UYAP uygulamaları üzerinden anında erişim sağlanmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğü ile yapılan ortak çalışmalar sonucu POLNET ile
entegrasyona gidilmiştir. Halen UYAP Projesi, MERNİS, POLNET, PTT,
AKBANK, Tapu Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS), ADLİ SİCİL sistemlerine
entegre olmuş bir şekilde aktif olarak çalışmaktadır (Çam, a.g.e.)
Diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla tam entegrasyon, ‘Kağıtsız ofis ortamı’,
işlemlerin tamamının bilgisayar ortamından gerçekleştirilmesi, adli makamlara
intikal eden konuların herkesi tatmin eden bir zaman diliminde tamamlanması,
performansa dayalı çalışma sistemine geçilmesi, kariyer planlamasının yapılabilmesi,
elektronik imzanın yaygın şekilde kullanılması, uzaktan eğitimin belli dönemlerde
verilebiliyor olması projenin orta ve uzun vadede hedefleri arasındadır (DPT, a.g.e.:
58).
Projenin önemli başarıları şunlardır:
Mahkemelerdeki tüm işlemler, idari yargı işlemleri ve savcılıkların
otomasyonu gerçekleştirilmiştir; böylece, yargılama süreçlerinin tüm
aşamaları elektronik ortamda yapılmaktadır.
Ulusal hataları önleyecek karar destek sistemleri oluşturulmuştur.
Bazı kararlar ve kararların bölümleri, sistem tarafından kullanıcılar için
hazırlanmaktadır.
Sistem, MERNİS (vatandaş kimlik bilgileri) ve polis veri tabanı gibi
merkezi veri bankalarına erişimi de kapsamaktadır.
Veriler bir kez girilmekte ve daha sonra, dava, sistem içinde ilerledikçe
tekrar kullanılmaktadır.
Avukatların sisteme tam erişimi bulunmaktadır.
UYAP’ın toplam maliyeti, 160 milyon dolar olarak tahmin edilmektedir.
Tahmini yıllık tasarruf ise 64 milyon dolardır (OECD, a.g.e.: 134).
112
3.2.2.5. Vergi Daireleri Otomasyonu Projesi (VEDOP I-II)
Bir başka önemli proje de, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı
bünyesinde yürütülen, Vergi Daireleri Otomasyon Projesi (VEDOP I-II)’dir. Vergi
dairesi işlemlerinin tümünün bilgisayarlarla yapılarak iş yükünün azaltılması, vergi
dairesi çalışmalarında etkinlik ve verimliliğin artırılması ve bilgisayar ortamında
toplanan bilgilerden sağlıklı bir karar destek ve yönetim bilgi sisteminin
oluşturulmasının hedeflendiği VEDOP, 1998 yılında başlatılmış ve 22 il merkezinde
ve 155 vergi dairesinde uygulamaya geçirilmiştir. Proje ile; evrak girişinden
başlayarak, tahakkuk, tahsilat, borç sorgulaması, muhasebe, haciz işlemleri gibi
bütün vergi dairesi işlemlerinin bilgisayar ortamında izlenmesi, bankalarca yapılan
vergi tahsilatlarının elektronik ortamda mükellef hesaplarına aktarılması
gerçekleştirilmiştir.
Çalışmalarına 2004 yılında başlanan VEDOP II Projesi ise devam etmekte
olup, Otomasyonlu Vergi Dairesi sayısının artırılması, beyannamelerin internet
üzerinden alınması (e-Beyanname), Türkiye Vergi Dairesi, Denetim Otomasyonu,
Veri Ambarı oluşturulması, diğer kurum ve kuruluşlarla veri paylaşımına imkan
veren altyapının oluşturulması uygulamalarını içermektedir. Projenin kullanıcı grubu,
kurum çalışanları, iş dünyası ve vatandaşlardır.
Vergi Daireleri Otomasyon Projesinin üç amacı vardır; vergi yükünün daha
hakaniyetli bir şekide dağıtılmasını sağlamak, vergi tahsilatını daha verimli hale
getirmek ve vatandaşlara ve işletmelere daha iyi hizmet sunmak.
Proje, şunları gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır (OECD, a.g.e.: 135):
Bir ağ: Tüm vergi daireleri arasında yüksek hızda iletişim sağlanması,
e-Beyanname: Tüm vergi beyannamelerinin elektronik yoldan alınması,
Daha iyi hizmet: Vergi mükelleflerine verilen hizmetin kalitesinin
artırılması,
e-Vergi tahsilatı: Elektronik vergi tahsilatının (bankalar aracılığyla)
teşvik edilmesi.
Veri deposu: Vergi politikalarını ve denetim stratejilerini iyileştirecek
bilgilerin oluşturulması ve beyan edilmeyen vergilerin tespit edilmesi,
113
Vergi mükellefi çağrı merkezi: Soruları cevaplama ve vergi
mükelleflerine yardımcı olma,
İnternet vergi dairesi: Çevrim içi vergi dairesi.
VEDOP kapsamındaki İnternet Vergi Dairesinde; Motorlu Taşıtlar Vergi
Dairesi, Kurumlar Vergi Dairesi, Gelir Vergi Dairesi, Vergi Kimlik Numarası
Sorgulama, Gecikme Zammı Hesaplama hizmetleri verilmektedir.
Diğer taraftan, Proje kapsamındaki beyannamelerin internet üzerinden
alınması (e-Beyanname) uygulamasına, 2004 yılı Ekim ayı içerisinde başlanmıştır. e-
Beyanname ile; vergi beyannameleri ve beyanname ekinde istenen bildirim, bilanço
vb. belgelerin internet üzerinden alınarak, vergi dairelerinin iş yükünün azaltılması
ve mükelleflere sunulan hizmet kalitesinin artırılması sağlanmıştır. e-Beyanname'lere
ilişkin tahakkuklar otomatik olarak üretilerek mükelleflerin hesaplarına
işlenmektedir. Tahsilatları banka aracılığı ile gerçekleştirilen mükellefler için, vergi
dairesine gelme zorunluluğu tamamen ortadan kalkmaktadır.
e-Beyanname Uygulamasından Beklenen Somut Faydalar (DPT, a.g.e.: 79-
80):
Her yıl 6,000 ton kağıt tasarrufu: 117,000 ağaç (3 milyon $/Yıl),
Vergi dairesi banko işlemleri işyükünün hafifletilmesi ile diğer işlemler
için yıllık 14,000 adam/ay (4,2 milyon dolar) işgücü tasarrufu,
Vergi mükelleflerinin beyanları ile üçüncü taraflardan alınan bilgilerin
karşılıklı kontrol edilerek vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi,
Vergi tabanının yaygınlaştırılması,
Vergi Politikaları ve Denetim Stratejilerini oluşturmaya yönelik bilgi
desteğinin sağlanması,
Diğer kurum ve kuruluşlar ile çevrim içi, doğru ve hızlı veri iletişimi ve
paylaşımının sağlanması,
İnternet tabanlı merkezi vergi daireleri (eVDO) uygulaması ile vergi
dairesi duvarlarının kalkarak, Türkiye Vergi Dairesi hedefinin
gerçekleştirilmesidir.
114
3.2.2.6. Polis Bilgi Ağı (POLNET)
2002 yılı başından itibaren Emniyet Teşkilatının kullanımına açılan ve
polisin, görevin gerekli kıldığı her türden bilgiye en hızlı, kolay ve güvenilir şekilde
ulaşmasını sağlamayı amaçlayan POLNET kapsamında 39 ana uygulama, 51 sorgu
programı, 20 lokal uygulama ve çok sayıda istatistik programı hizmet vermektedir
(DPT, a.g.e.: 13).
Projenin amaçları:
Polisin, görevin gerekli kıldığı her türden bilgiye en hızlı, kolay ve
güvenilir şekilde ulaşmasını sağlamak,
Ulusal ve uluslar arası bütün bilgi ağ ve bankaları üzerinde sorgulama
yapılmasına olanak tanımak,
Delillerin daha hızlı toplanması ve değerlendirilmesi,
Birimler arası koordinasyonun daha çabuk sağlanması ve zaman-mekan
sınırının kaldırılması,
Parmak izi, balistik karşılaştırmalar, DNA analizleri, kan ve doku
tahlilleri gibi gelişmiş laboratuvar gerektiren hizmetlerin POLNET
üzerinden polisin hizmetine sunulması,
Bürokrasiyi azaltmak, işlemlere hız kazandırmak, maliyetleri düşürmek,
Vatandaşa ihtiyaç duyduğu bilgilere her an ulaşma imkanı sağlamak,
Trafik ve genel denetimlerine hız kazandırmak,
Pasaport ve ruhsat benzeri işlemlerin çevrim içi yapılabilmesidir.
Proje ile somut olarak aşağıdaki faydalar sağlanmıştır:
Bilgiye hızlı ulaşım sayesinde gözaltı süreleri kısalmış ve gereksiz
gözaltılar azaltılarak insan hakları konusunda gelişme sağlanmıştır.
Güvenlik soruşturmalarında süre kısalmış ve yazışma oranı azaltılmıştır.
Artan iş hacmine rağmen büro işlerinde çalışan personel sayısı azalmış,
daha çok personel aktif görevlere kaydırılmıştır.
115
POLNET için yapılan yatırımlara rağmen, personel ve diğer giderlerden
sağlanan azalmalarla genel anlamda tasarruf sağlamıştır.
Bazı yazışmalar, işlemler ve kontroller sistem tarafından otomatik olarak
yapılmaktadır. Örneğin, Araç Tescil Bilgi Sistemi bünyesinde tescili
yapılmak istenen aracın çalıntı olup olmadığı, üzerinde rehin, haciz vb.
kısıtlamaların olup olmadığı otomatik kontrol edilmekte ve gerekiyor ise
ilgili yazışma evrakları sistem tarafından üretilmektedir. POLNET’in
diğer Bilgi Sistemlerinde de benzer uygulamalar mevcuttur.
Ortak bir veri tabanına ulaşımın sağlanması ile birimler arası
koordinasyon artmış, bilgiye ulaşmada zaman, mekan ve sınır kavramı
ortadan kalkmıştır.
İnternet ve mobil uygulamalarla yerinden hizmet çalışmaları başlamıştır.
Vatandaşlar Emniyet birimlerinde yapacakları işlemlerle ilgili bilgiyi,
internet kullanarak öğrenebilmekte, Pasaport ve Ehliyet işlemleri
müracaatları internet üzerinden yapılabilmektedir.
Uluslararası (İnterpol, Europol vb.) ve kurumlar arası bazı işlemler
elektronik ortama taşınmıştır.
Hudut kapıları ve hava limanlarındaki kuyruklar azalmıştır.
Teşkilat içi evrak akışı, elektronik ortama aktarılmış, evrak akışı
hızlandırılmış yazı bekleme süresi azaltılmıştır.
Teşkilat mensuplarına, intranet üzerinden eğitim olanağı sağlanmıştır.
3.2.2.7. Saymanlık Otomasyon Sistemi (say2000i)
Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü Türkiye çapında 1457’si
saymanlık olmak üzere 1536 birimde, günlük çalışmaların bilgisayar yardımıyla
yapılması ve tüm verilerin merkezde bir veri tabanında tutularak devlet hesaplarının
günlük olarak izlenebilmesi amacıyla, 1999 yılında say2000i internet tabanlı
saymanlık otomasyon projesini başlatmış ve projenin tüm süreçleri 2001 yılında
tamamlanmıştır. say2000i projesinin kullanıcı grubu, kurum çalışanlarıdır.
116
say2000i projesi; yurt çapında bütün saymanlıkları merkeze ve birbirine
bağlayan sanal bir ağ üzerinde, saydam, hızlı ve güvenli hizmeti hedefleyen, 1536
birimi (1472 saymanlık) kapsayan, web tabanlı (internet teknolojilerine dayalı),
saymanlık otomasyon sistemidir. Say2000i sistemi, gelişmiş bilgisayar ve iletişim
teknolojilerinin kullanıldığı, web tabanlı e-devlet uygulamaları arasında dünya
çapında ilk beş büyük projeden biridir. Büyüklük ve kapsam açısından ülkemizdeki
en büyük web tabanlı kamu projesidir (Gökgöz, 2010: 52).
Proje ile Maliye Bakanlığında muhasebe alanında yürütülen çalışmaların
elektronik ortam yardımıyla yapılması ve tüm verilerin merkezde bir veri tabanında
tutularak kayıtların günlük olarak izlenebilmesi amaçlanmıştır (T.C. Maliye
Bakanlığı: 2009: 9).
say2000i sistemiyle;
Ülke çapında devletin giderlerini yapan ve gelirlerini toplayan 1457
saymanlığın tamamı otomasyona geçirilmiş, merkezle ve birbirleriyle
sürekli iletişimleri sağlanmıştır.
Devletin tahsilat ve harcamaları, anında izlenebilecek durumda olup,
ekonomi yönetimine zengin karar desteği verilebilir hale gelmiştir.
Devlet, uluslararası standartlara uygun bilanço, gelir tablosu ve nakit
akım tablosu gibi mali tablolar üretebilir hale gelmiştir.
Tüm kamu çalışanlarının personel ve maaş bilgileri merkezi bir veri
tabanında tutularak maaşların merkezden hesaplanabilmesi imkan
dahiline girmiştir.
Sağlık harcamaları Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü veri tabanı
üzerinden izlenerek, ilaç ve tıbbi malzeme fiyatlarının kontrolü
sağlanmaktadır.
Projenin sağladığı diğer faydalar;
Kamu harcamalarında azami tasarrufun sağlanabilmesi,
Kamu hesaplarında şeffaflığın geliştirilmesi,
Bütçe ödeneklerinin zamanında ve ihtiyaca göre dağıtılması,
117
Sonuçların gecikmelere meydan vermeden günlük olarak izlenmesidir.
Görevler elektronik ortama taşınarak, sonuçların hızlı alınması ve
güvenilirliği sağlanırken, şeffaflık ilkesi doğrultusunda, internet sayfalarında da
Kamu Hesapları Bülteni ve mevzuat konularında bilgiler yer almaktadır.
Ayrıca, Genel Müdürlüğün internet sayfasında kamu kurumlarının elinde
bulunan ihtiyaç fazlası eşya ve levazım, demirbaş türü ve il bazında
sorgulanabilmektedir.
3.2.2.8. Başbakanlık Mevzuat Bilgi Sistemi
Bu uygulamanın, kullanıcı grubu, kamu kurum ve kuruluşları ile iş dünyası
ve vatandaşlardır. Resmi Gazetede yayımlanan Kanun, Kanun Hükmünde
Kararname, Tüzük, Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Yönetmelikler,
yayımı ve yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren, Mevzuat Bilgi Sistemi (MBS) içinde,
değişiklikleri ile birlikte, güncel olarak kullanıcıların hizmetine sunulmuştur.
Hizmetin sunulduğu internet sitesi üzerinden mülga kanunlar da
sorgulanabilmektedir. Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelere ait Resmi
Gazetede yayımlanmış yönetmelikler ile 2004 yılı ve sonrası tebliğlerin kodifiye
edilmiş metinlerinin Mevzuat Bilgi Sistemine aktarılması projesi tamamlanmış ve bu
mevzuat kullanıcıların hizmetine sunulmuştur (DPT, a.g.e.: 27).
3.2.2.9. e-Devlet Kapısı: www.turkiye.gov.tr
E-devletin gelişimi çoğu zaman, başlangıçta internet sitelerinin ve portalların
geliştirilmesi, ardından e-hizmetlerin sayısının artması ve sonrada süreçlere ve
organizasyonların daha entegre bir şekilde dönüşümü gibi farklı aşamalardan geçer.
Birçok kurum e-devlet geliştirme faliyetlerine bilgi sağlamaya yönelik
internet siteleri oluşturarak başlamıştır. Türkiye’de 12 Temmuz 2006 tarihi itibarıyla
kamu kuruluşlarına ait 10.677 internet sitesi vardır. Bunlardan 3.812 tanesi (yüzde
36) merkezi yönetim, 1.353 tanesi (yüzde 13) yerel yönetim ve 5144 tanesi (yüzde
48) de eğitim kurumlarına aittir. Aynı şekilde, ABD’de 2003 yılında federal
hükümete ait 22.000 internet sitesinde 35 milyondan fazla sayfa vardı. Bu kadar
118
yüksek hacim kullanıcıların bilgi ve hizmetleri bulmasını zorlaştırmaktaydı.
Amerikan federal hükümeti güçlü bir arama motoru ve çoklu gezinti araçları olan bir
ulusal portal açarak bilgiye erişimi daha kolay ve saydam hale getirdi. Diğer birçok
ülke de aynı deneyimi yaşadı.
Çoğu ülke, kullanıcıların devletin internet sitelerinde arama ve gezinti
yapmalarını kolaylaştırmak için, çok sayıdaki internet sitesini portallarda
birleştirmektedir. Ulusal portallar tasarım bakımından büyük farklılıklar
göstermektedir. Bazı ülkeler devletin çevrim içi alanında gezinti için birden fazla tek
durak portallar oluştururken, bazıları da devlet tarafından sunulan tüm bilgi ve
hizmetlere tek bir ağ geçidinden erişim sağlamıştır. Bazı ülkeler tüm kesimler için
tek ulusal portalı tercih ederken bazıları da vatandaşlar, işletmeler ve devlet gibi her
ana kullanıcı kesimi için ayrı birer ulusal portal kurmaktadır.
Türkiye de, 2005 sonlarında, vatandaşların ve işletmelerin devlet ile
etkileşimde bulunabilecekleri ve işlem yapabilecekleri tek duraklı bir ağ geçidi (e-
Devlet kapısı) oluşturmak üzere yükleniciyle sözleşme imzalamıştır (OECD, a.g.e.:
105).
2008 yılından itibaren faaliyete geçen e-Devlet Kapısı, devlet hizmetlerinin
kullanıcı ihtiyaçları gözetilerek elektronik ortamda, kesintisiz ve güvenli bir şekilde
ortak bir nokta üzerinden vatandaşa ulaştırılması amacıyla oluşturulan bir yapıdır
(edevlet.turksat.com.tr).
e-Devlet Kapısı, elektronik ortamdan sunulan kamu hizmetlerine tek bir
internet sitesi üzerinden erişim imkanı sunmaktadır. Bizzat kamu kurum ve
kuruluşlarınca sağlanan kamu hizmetleri ile ilgili doğru ve güncel bilgilere ulaşma
imkanı sağlamaktadır (www.turkiye.gov.tr). e-Devlet Kapısı ile toplam 223 adet
hizmet 27 kurumun işbirliği ile sunulmaktadır.
e-Devlet Kapısının amacı, vatandaşlara sunulan e-devlet hizmetlerinin tek bir
kapı altında toplanması, tek bir adres üzerinden ve şifre, elektronik imza, mobil imza
gibi kimlik doğrulama sistemleri ile güvenli bir şekilde kamu hizmetlerinin
vatandaşlara sunulmasıdır. Vatandaşa daha rahat bir sistem sunmak ve dağınık
haldeki e-devlet hizmetleri yerine tek bir erişim noktası uygulama kolaylığı açısından
gerekli bir adımdır.
119
e-Devlet Kapısı’nın faaliyete geçmesiyle birlikte, TC kimlik numaraları
kullanılarak elektronik devlet hizmetlerine tek bir merkezden erişilebilmektedir.
İnternet, mobil teknolojileri veya çağrı merkezi aracılığı ile vatandaşların kamu
hizmetlerine 7 gün 24 saat güvenli bir şekilde ulaşabilmesi sağlanmaktadır.
Vatandaşın karşısına tek bir devlet olgusu ile çıkmayı hedefleyen e-devlet
kapısı projesi, aynı zamanda sadece internet ile değil farklı iletişim araçlarıyla da
vatandaşlara ulaşabilecektir. Diğer bir önemli nokta da, e-devlet kapısı projesi
sayesinde elektronik iletişim standartlarının oluşturulması konusunda kaydedilen
gelişme olacaktır. Her kurumun, kendi uzmanlık alanındaki verinin sahibi olarak
kendi bilgilerini güncellemesi ile kurumlar arasındaki iletişimi de elektronik ortama
taşıyacak ve kağıt transferlerine son verecektir.
E-devlet hizmetlerine örnek olarak, Nüfus Vatandaşlık İdaresinin MERNİS
sistemi ile nüfüs kaydı sorgulanması veya Maliye Bakanlığının e-Beyanname ile
vergi beyannemelerini elektronik ortama taşıması verilebilir.
e-Devlet Kapısı www.turkiye.gov.tr (Ek-1) adresinde verilen hizmetler 3 ana
başlık altında toplanmıştır. Bunlar;
‘Vatandaş’ başlığı altındaki yapılabilecek işlemler: Eğitim, Askerlik ve
Seferberlik, Doğum, İş ve kariyer, Sosyal Güvenlik, Aile, Sağlık, Özürlü
Vatandaşlar, Seyahat ve Turizm, Kültür-Sanat ve Spor, Trafik, Yasal
İşlemler, Haklar ve Korunması.
‘Devlet’ Başlığı altında yapılabilecek işlemler: Cumhurbaşkanlığı,
TBMM, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Adli ve İdari Yargı,
Araştırma ve İstatistikler, Bilim ve Teknoloji, Devlet Sözleşme ve
İhaleleri, Eğitim, Enerji, Doğal Kaynaklar ve Çevre, Kültür ve Turizm,
Savunma ve Güvenlik, Sağlık, Tarım, Uluslararası İlişkiler ve Konular,
Mevzuat.
‘İş’ başlığı altında yapılabilecek işlemler: İşletmenin Doğuşu ve Feshi,
Sektörler, İşletmelerin Büyüme ve Gelişimi, Bağış, Destek ve Krediler,
Dış Ticaret, Elektronik Ticaret, Yatırım ve Sermaye, Vergi, Devlet
İhaleleri, Ekonomi ve Finans, İş ve kariyer.
120
E-devlet hizmetlerinin faydaları, devlete sağladığı faydalar ve vatandaşa
sağladığı faydalar olarak iki açıdan değerlendirilebilir. Vatandaşlar, kurumlar ile olan
işlemlerini zaman kaybetmeden üstelik de eskisinden çok daha hızlı ve güvenilir bir
şekilde yapabilecekler. Devlet ise, hem işleyişini modernize edebilecek, hem de
zamanın ve iş gücünün etkin kullanımını sağlayarak mali anlamda da kazanç elde
edecektir. Her bir elektronik hizmet için önceden harcanan emek ve zamanın yerini
hızlı ve standart bir işleyiş alacaktır.
e-Devlet Kapısının en büyük faydası, kredi kartında olduğu gibi kimlik
ibrazıyla sadece ilgili kişiye elden teslim edilen şifre ya da varsa e-imza ve mobil
imza gibi kimlik doğrulama araçları kullanılarak elektronik hizmetlere erişim
sağlanmasıdır. Bu yönüyle e-Devlet Kapısı sağlamış olduğu altyapıyla birçok başka
ülke tarafından da örnek alınan bir yapıdadır.
e-Devlet Kapısı ile ayrıca bürokrasinin azalması, kırtasiye masraflarının
kısılması sağlanabilecektir. Bunun yanı sıra hızlı, düşük maliyetli, sürekli hizmet
sağlanması amacına ulaşılmış olacak; kamu hizmetlerinin talebinde vatandaş devlete
değil, devlet vatandaşa yönelecektir. Böylece, hizmetlerin sunulmasında şeffaflık ve
eşitlik sağlanacak, kurumlar arasındaki iletişimin hızlanması nedeni ile zamandan
tasarruf edilecektir. Genel olarak da kamu hizmet sunumunda etkinlik sağlanmış
olacaktır.
3.2.3. Dünyada E-devlet Projesinin Neresindeyiz?
Dünyada e-devlet, kurum hakkında temel bilgilerin verildiği basit bir internet
sitesinden, vatandaşların çevrim içi olarak, bir hizmet sürecinin tümüne ulaşabildiği
katılımcı yönetişime, beş aşamadan oluşan gelişim süreci göstermektedir.
Ülkemizde, kamu kurumlarının internet siteleri, ağırlıklı olarak bilgi ve doküman
sunulan birinci düzey ve/ veya elektronik yayıncılık yapılan ikinci düzey sitelerdir.
İnternet sitelerinden bu düzeyde hizmet sunulması, etkileşimli ve katılımcı kamusal
hizmet sunumunu hedefleyen e-devlet için yeterli değildir. Oysa sunulan hizmet
çeşidinin ve kalitesinin artırılması, sözkonusu hizmetlerin klasik usulde çalışanlar
eliyle sunulmasından ve dolayısıyla bürokratik işlemlerin devam etmesinden
kaynaklanan maliyet ve zaman kayıplarını önlemenin en önemli aracıdır. Üstelik,
121
2005 yılında kamu kurumlarının internet sitelerinden vatandaşın yararlanma oranında
önceki yıllara göre, yaklaşık yüzde 50 azalma olmuştur. Bu durum, kamu internet
sitelerinin vatandaşın tercih ve ihtiyaçlarına göre gözden geçirilmesi gereğine işaret
etmektedir. Vatandaşın günlük yaşamında ihtiyaç duyacağı, uygulanması kolay ve
etkisi yüksek hizmetlere öncelik verilerek, elektronik hizmet sunumu geliştirilmelidir
(Sayıştay, a.g.e.: 5).
Öte yandan, Türkiye’nin e-devlet projelerine her geçen yıl daha fazla kaynak
ayırdığı, özellikle 2003 yılından sonra bu sürecin hızlandığı gözlenmektedir. Kamu
bilgi ve iletişim projelerine; 2002 Yatırım Programında, toplam 203 proje için 158,8
milyon dolar, 2003 yılında 204 proje için 208,6 milyon dolar, 2004 yılında 211 proje
için 281,3 milyon dolar ödenek ayrılırken, 2005 yılında ayrılan ödenek miktarı 200
proje için 388,4 milyon dolar olmuştur. Bu alandaki kamu yatırımlarına 2005 yılı
fiyatlarıyla, 2003 yılında reel olarak 2002 yılına göre yüzde 16,6, 2004 yılında bir
önceki yıla göre reel olarak yüzde 8,4 artış sağlanmıştır. 2005 yılında, 2004 yılına
oranla sağlanan reel artış ise özellikle eğitim alanındaki harcamaların etkisiyle yüzde
26,1 olmuştur. 2005 Yılı Yatırım Programında yer alan bilgi ve iletişim teknolojileri
yatırımlarının toplam proje maliyeti ise 1.295.725 dolar düzeyindedir.
Bilgi ve iletişim teknolojileri yatırımlarının toplam kamu yatırımları içindeki
payı 2002 yılında yüzde 2,9; 2003 yılında yüzde 3,0; 2004 yılında yüzde 3,8; 2005
yılında ise yüzde 3,9 olarak gerçekleşmiştir.
Kamu kurum ve kuruluşları, birçok alanda elektronik veritabanı ve
otomasyon projeleri geliştirmişler ve internet üzerinden çeşitli uygulamaları hayata
geçirmişlerdir. Ülkemizde İcracı Bakanlıklara ve kuruluşlara ait internet sayfalarında
genel olarak; ilgili kurumu tanıtan bilgilere, kurumun kuruluş ve görevlerine ilişkin
mevzuata, bağlı ve ilgili kuruluşlarına, iletişim bilgilerine, e-posta ile haberleşme
bilgisine ve çeşitli duyurulara yer verilmektedir. Bazı internet sayfalarında ihale
ilanları da yer almaktadır. Bunların dışında; karşılıklı işlem yapılabilmesine imkan
sağlayan uygulamaların da (e-Beyanname, e-Bildirge, T.C. Kimlik Numarası, trafik
ceza puanı sorgulama, trafik para cezası ödeme, pasaport başvurusu, motorlu taşıtlar
vergisi ödeme, gümrük işlemleri vb.) çeşitli seviyelerde giderek arttığı
gözlenmektedir (DPT, a.g.e.: 2).
122
Buna göre, Türkiye’deki kurumların internet sayfalarının daha çok statik bir
yapıda olduğunu ve hizmet vermeye değil de bilgi edinilmesine ilişkin olarak
hazırlandığını söylenebilir.
Pazar araştırma şirketlerinden biri olan Taylor Nelson Sofres tarafından 27
ülkede gerçekleştirilen bir araştırma, Dünyada ve ülkemizde internet ve e-devlet
kullanımına ilişkin önemli bulgular sunmaktadır. Rapora göre, Türkiye 27 ülke ile
karşılaştırıldığında, yüzde 3 oran ile Endonezya ve Rusya ile birlikte e-devlet
kullanımının en az olduğu ülkeler arasında sonuncu sırada yer almaktadır. (Bengshir,
2002: 108). Ayrıca, kullanılan kamusal hizmetler, bilgi almak (yüzde 2) ve Internet
üzerinden formlara ulaşmak ve bunları basmakla (yüzde 1) sınırlıdır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tararfından 2010 yılı Nisan ayı içerisinde
gerçekleştirilen “Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması” sonuçlarına
göre ise Türkiye’de hanelerin yüzde 41,6’sı internet erişim imkanına sahiptir. Bu
oran 2009 yılının aynı ayında yüzde 30’du. İnternete erişim imkânı olmayan
hanelerin yüzde 26,3’ü internet kullanımına gerek duymadıklarını belirtmişlerdir.
ADSL yüzde 73,3 ile hanelerde kullanılan en yaygın internet bağlantı türüdür. Öte
yandan, bu araştırmaya göre 2010 yılı için yüzde 40 seviyesine ulaşan bilgisayar
kullanım ve internet kullanım oranları Taylor Nelson Sofres tarafından
gerçekleştirilen araştırmadaki bulgularla kıyaslandığında 9 yıllık bir dönemde e-
devlet kullanım oranında önemli bir aşama kaydedildiği anlaşılmaktadır.
123
19,7
33,430,1
25,4
38,035,9
30,0
40,138,1
41,6 43,2 41,6
0,0
5,0
10,0
15,0
20,0
25,0
30,0
35,0
40,0
45,0
50,0
İnternet erişim imkanı olanhane oranı
16-74 yaş grubu bireylerdebilgisayar kullanım oranı
16-74 yaş grubu bireylerdeinternet kullanım oranı
2007 2008 2009 2010
Şekil 3.3. 2010 Yılı Bilgisayar ve İnternet Kullanım Oranları
Kaynak: TÜİK, Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması Sonuçları, Haber Bülteni, Sayı 148, Ağustos, s. 1, 2010, <http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=6308>,(28.01.2011).
Yukarıdaki grafikte bilgisayar kullanım oranı ile internet kullanım oranlarının
birbirlerine yakın olarak çıktığı görülmektedir. Buna göre, 2010 yılı Ocak-Mart
döneminde bireylerin yüzde 39,1’i bilgisayar, yüzde 37,6’sı internet kullanmıştır.
Bilgisayar kullanan bireylerin yüzde 60,8’i bilgisayarı, internet kullanan bireylerin
yüzde 59,3’ü ise interneti hemen hemen her gün kullanmıştır. Yani, internet kullanan
beş bireyden üçü her gün internet kullanmaktadır.
Araştırma sonuçlarına göre 16-74 yaş grubundaki bireylerde bilgisayar ve
internet kullanım oranları sırasıyla erkeklerde yüzde 53,4 ve yüzde 51,8, kadınlarda
yüzde 33,2 ve yüzde 31,7’dir. Bu oranlar önceki yılın aynı dönemi için sırasıyla
erkeklerde yüzde 50,5 ve yüzde 48,6, kadınlarda yüzde 30,0 ve yüzde 28,0’dir
(TÜİK, 2010: 1).
Ankete katılanların interneti kullanma amaçlarına bakıldığında ise 2010 yılı
Ocak-Mart döneminde internet kullanan bireylerin yüzde 72,8’i e-posta göndermek-
almak, yüzde 64,2’i sohbet odalarına, haber gruplarına veya çevrimiçi tartışma
forumlarına mesaj göndermek, anlık ileti göndermek, yüzde 58,8’i haber, gazete ya
da dergi okumak, haber indirmek, yüzde 55,7’si mal ve hizmetler hakkında bilgi
aramak, yüzde 51,2’si oyun, müzik, film, görüntü indirmek ya da oynatmak için
interneti kullanmıştır (TÜİK, 2010: 2).
124
Öte yandan, Türkiye’nin kısa bir özgeçmişe sahip e-devlet çalışmalarında
dünyada hangi düzeyde olduğu ile ilgili, bazı araştırma merkezleri tarafından yapılan
çeşitli değerlendirme çalışmaları bulunmaktadır. Bu merkezler ve yaptıkları
çalışmalar şunlardır:
Birleşmiş Milletler - E-devlet Araştırması,
Economic Intelligence Unit - E-hazırlık Sıralaması,
Cap Gemini - AB Çevrimiçi Kamu Hizmetleri,
Dünya Ekonomi Forumu - Ağ Hazırlık İndeksi,
Brown Üniversitesi - Küresel E-devlet Araştırması,
Dünya Bankası - Bilgi Değerlendirme Yöntemi,
Uluslar arası Telekomünikasyon Birliği - Sayısal Erişim İndeksi,
Uluslar arası Telekomünikasyon Birliği - Sayısal Fırsat İndeksi,
Bunlardan BM E-devlet Araştırması, 2003, 2004, 2005, 2008 ve 2010 yılında
gerçekleştirilmiştir. Araştırma, BM ülkelerini değerlendirerek, 0 ile 1 arasında
değişen e-devlet hazırlık endeksi1 üretmektedir. Türkiye bugüne kadar gerçekleşen 5
çalışmada BM tarafından değerlendirilmiştir. Şekil 3.1.’de Türkiye’nin yıllar bazında
e-devlet indeksleri gösterilmektedir (Arifoğlu, A., E. Er, ve G. Afacan, 2010: 23).
1 E-hazırlık endeksi, ülkelerin e-devlete ne kadar hazır olduklarını göstermektedir.
125
0,506 0,489 0,496 0,483 0,478
0,402 0,4120,427
0,451 0,441
0
0,1
0,2
0,3
0,4
0,5
0,6
2003 2004 2005 2008 2010
Türkiye Dünya Ortalaması
Şekil 3.4. E-devlet Araştırması’na Göre Türkiye’nin E-performansı
Kaynak: UN, e-Government Survey 2008 from e-Government to Conneted Governance, New York 2008, <http://unpan1.un.org/intradoc/groups/public/documents/UN/UNPAN028607.pdf>, (10.10.2010); Arifoğlu, A., Er, E. ve Afacan, G., “Türkiye İçin e-Devlet Yönetim Modeli’ne Doğru: Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Öneriler”, TÜSİAD Yayın No TÜSİAD-T 2010-08/503, s. 24, 2010.
BM çalışmalarına göre Türkiye’nin e-devlet endeksi dünya ortalamalarının
üzerinde olmasına rağmen, 2003 yılında 0,506 iken 2010 yılında 0,478’e gerilemiştir.
Dünya ortalamasında ise yıllar içerisinde artış gözlemlenmektedir. Dünya ortalaması,
2003 yılında 0,402 iken 2010 yılında 0,441’e yükselmiştir. Çalışma ile ilgili sıralama
sonuçları Çizelge 3.2.’de gösterilmiştir (Arifoğlu, A., E. Er, ve G. Afacan, a.g.e.: 24).
Çizelge 3.2. E-devlet Araştırması’na Göre Türkiye’nin Sıralama Değerleri
Türkiye’nin E-devlet Hazırlık
İndeksiSıralama
Toplam Ülke
2003 0,506 49 191
2004 0,489 57 191
2005 0,496 60 191
2008 0,483 76 192
2010 0,478 69 192
Kaynak: UN, e-Government Survey 2008 from e-Government to Conneted Governance, New York 2008, <http://unpan1.un.org/intradoc/groups/public/documents/UN/UNPAN028607.pdf>, (10.10.2010); Arifoğlu, A., Er, E. ve Afacan, G., “Türkiye İçin e-Devlet Yönetim Modeli’ne Doğru: Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Öneriler”, TÜSİAD Yayın No TÜSİAD-T 2010-08/503, s. 24, 2010.
126
Yukarıda değinilenler dışında yapılan bir diğer araştırma da Dünya Ekonomi
Forumu tarafından 2001 yılından bu yana hazırlanan ‘Küresel Bilgi Teknolojisi’
raporunda yer almaktadır. Bu raporda, ülkelerin bilgi toplumuna geçişteki hazırlıkları
ve bu konudaki çeşitli göstergeleri dikkate alarak bir sıralama yapılmaktadır. Bu
sıralamanın yapılmasında, teknik altyapı göstergeleri kadar, ülkelerin hizmetlerin
sunumu ve geliştirilmesindeki durumu, teknoloji üretme yetenekleri, insan
sermayesi, hukuki düzenlemeleri gibi pek çok kriter değerlendirilmektedir.
Çizelge 3.3. Ülkelerin Bilgi Toplumuna Hazır Olma Durumu
2007 - 2008 2008 - 2009
SIRA ÜLKE PUAN SIRA ÜLKE PUAN
1 Danimarka 5,78 1 Danimarka 5,85
2 İsveç 5,72 2 İsveç 5,84
3 İsviçre 5,53 3 ABD 5,68
4 ABD 5,49 4 Singapur 5,67
5 Singapur 5,49 5 İsviçre 5,58
6 Finlandiya 5,47 6 Finlandiya 5,53
7 Hollanda 5,44 7 İzlanda 5,50
8 İzlanda 5,44 8 Norveç 5,49
9 Güney Kore 5,43 9 Hollanda 5,48
10 Norveç 5,38 10 Kanada 5,41
... ...
55 TÜRKİYE 3,96 61 TÜRKİYE 3,91
Toplam 127 ülke Toplam 134 ülke
Kaynak: DPT, E-Dönüşüm Türkiye Projesi, <http://www.bilgitoplumu.gov.tr/Portal.aspx?value=UE9SVEFMSUQ9MSZQQUdFSUQ9MTUwJlBBR0VWRVJTSU9OPS0xJk1PREU9UFVCTElTSEVEX1ZFUlNJT04= >, (02.08.2010).
Çizelgede de görüldüğü gibi, 2008 yılında toplam 127 ülke arasında 55’nci
sırada olan Türkiye, 2009 yılında toplam 134 ülke arasında 61’nci sırada yer almıştır.
Her iki raporda da ilk iki sirayi Danimarka ve Singapur paylaşmaktadir. Sıralamada
127
orta sıralarda yer alan Türkiye’nin bilgi toplumuna geçiş sürecinde yapılacak
düzenlemeleri bir an önce gerçekleştirmesi ve üst sıralara yükselmesi gerekmektedir.
Çizelge 3.4. Türkiye'nin Bilgi Toplumuna Hazır Olma Durumu
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009
Değerlendirilen Ülke Sayısı
80 102 104 115 122 127 134
e-Hazırlık Sırası -Türkiye
50 56 52 48 52 55 61
Kaynak: DPT, E-Dönüşüm Türkiye Projesi, <http://www.bilgitoplumu.gov.tr/Portal.aspx?value=UE9SVEFMSUQ9MSZQQUdFSUQ9MTUwJlBBR0VWRVJTSU9OPS0xJk1PREU9UFVCTElTSEVEX1ZFUlNJT04= >, (02.08.2010).
Öte yandan, bilgi ve iletişim teknolojilerine ilişkin temel göstergelere
bakıldığında, sabit telefon sayısı doyuma ulaşmış olmasına karşın, mobil telefon
abone sayısında artış sürmektedir. Genişbant abone sayısında ise, oldukça hızlı bir
büyüme yaşanmaktadır. Ancak, ulaşılan abone yoğunluk oranı henüz AB ve OECD
ortalamalarının oldukça altında kalmaktadır.
Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında önemli ve temel göstergeler olarak
kabul edilen sabit telefon, mobil telefon, internet kullanıcı yoğunluğu ve genişbant
abone yoğunluğuna ait Türkiye ve Avrupa Birliği üye ülkelerine ait değerler aşağıda
verilmektedir (DPT: a.g.e.):
Sabit Telefon Abone Yoğunluğu: Ülkemizde, Avrupa genelinde de
yaşanan sabit telefon aboneleri sayısında doygunluk seviyesine ulaşılması
ve mobil haberleşmenin daha yaygın olarak kullanılması eğilimi etkili
olmakta ve büyük bölümünde Türk Telekom'un hakim işletici olarak
hizmet sunduğu ses iletimi piyasasında abone sayısı durağanlık
göstermektedir. 2008 yılında Türkiye'de yüzde 24,5 olarak gerçekleşen
sabit telefon abone yoğunluğu 2009 yılında düşmeye devam ederek yüzde
23,1 seviyesine gerilemiştir. 2008 yılı sonunda sabit telefon abone
yoğunluğu AB üyesi ülkelerde yüzde 47'dir.
128
33,98
41,72
50,21
59,74
26,30 25,80 25,80 24,50 23,10
19,29 19,38 19,10 18,49
0,00
10,00
20,00
30,00
40,00
50,00
60,00
2005 2006 2007 2008 2009
Dünya Türkiye AB
Şekil 3.5. Sabit Telefon Abone Yoğunluğu
Kaynak: DPT, E-Dönüşüm Türkiye Projesi, <http://www.bilgitoplumu.gov.tr/Portal.aspx?value=UE9SVEFMSUQ9MSZQQUdFSUQ9MTUwJlBBR0VWRVJTSU9OPS0xJk1PREU9UFVCTElTSEVEX1ZFUlNJT04= >, (02.08.2010).
Mobil Telefon Abone Yoğunluğu: 1994 yılından bu yana faaliyette olan
GSM şebekesi 2000'li yılların başından itibaren hızlı bir büyüme
göstermiştir. 2009 yılı sonu itibarıyla 62,8 milyon abone sayısına
ulaşılmış ve abone yoğunluğu yüzde 88 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Avrupa Birliğinde bu oran 2008 yılında yüzde 119 seviyesindedir.
33,9841,72
50,21
59,7460,50
72,20
84,9092,10
88,0095,00
103,20111,80
119,00
0,00
20,00
40,00
60,00
80,00
100,00
120,00
2005 2006 2007 2008 2009
Dünya Türkiye AB
Şekil 3.6. Mobil Telefon Abone Yoğunluğu
Kaynak: DPT, E-Dönüşüm Türkiye Projesi, <http://www.bilgitoplumu.gov.tr/Portal.aspx?value=UE9SVEFMSUQ9MSZQQUdFSUQ9MTUwJlBBR0VWRVJTSU9OPS0xJk1PREU9UFVCTElTSEVEX1ZFUlNJT04= >, (02.08.2010).
129
İnternet Kullanıcı Yoğunluğu: Genişbant altyapısındaki gelişmeler ile
eğitim, e-devlet ve e-ticaret gibi alanlarda yaygınlaşan uygulamalar,
internet kullanımına olan talebi artırmaktadır. İşyeri, internet cafe ve okul
gibi internetin yaygın kullanıldığı mekanların yanı sıra, düşen kişisel
bilgisayar fiyatları ve düzenlenen ADSL kampanyaları ile özellikle
evlerde internet kullanımımın yaygınlaştığı ve AB gösterge ortalamaları
ile farkın giderek daraldığı görülmektedir.
15,63
17,3420,30
23,44
13,90
18,00
26,7
35,838,10
43,0045,00
51,0056,00
60,00
0,00
10,00
20,00
30,00
40,00
50,00
60,00
70,00
2005 2006 2007 2008 2009
Dünya Türkiye AB
Şekil 3.7. İnternet Kullanıcı Yoğunluğu
Kaynak: DPT, E-Dönüşüm Türkiye Projesi, <http://www.bilgitoplumu.gov.tr/Portal.aspx?value=UE9SVEFMSUQ9MSZQQUdFSUQ9MTUwJlBBR0VWRVJTSU9OPS0xJk1PREU9UFVCTElTSEVEX1ZFUlNJT04= >, (02.08.2010).
Genişbant Abone Yoğunluğu: 2004 yılından bu yana, hızla gelişen
ADSL altyapısının yanı sıra, internete erişim talebindeki artış genişbant
kullanıcı sayısını hızla artırmıştır. 2009 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 6,8
milyona erişen genişbant abone sayısı ile yüzde 9 genişbant abone
yoğunluğuna ulaşılmıştır. Genişbant abone yoğunluğu, AB-27 üyesi
ülkelerde 2009 yılında yüzde 23,9 düzeyine ulaşmıştır. Ülkemizde, yerel
ağın paylaşıma açılması ile alternatif işletmecilerin de faaliyet göstereceği
genişbant pazarının, önümüzdeki dönemde de hızlı büyümesini devam
ettirmesi beklenmektedir.
130
3,324,29
5,25 6,08
2,203,80
6,00
8,409,00
10,60
14,80
18,20
21,70
23,90
0,00
5,00
10,00
15,00
20,00
25,00
2005 2006 2007 2008 2009
Dünya Türkiye AB
Şekil 3.8. Genişbant Abone Yoğunluğu
Kaynak: DPT, E-Dönüşüm Türkiye Projesi, <http://www.bilgitoplumu.gov.tr/Portal.aspx?value=UE9SVEFMSUQ9MSZQQUdFSUQ9MTUwJlBBR0VWRVJTSU9OPS0xJk1PREU9UFVCTElTSEVEX1ZFUlNJT04= >, (02.08.2010).
Bütün bu anlatılanların yanı sıra, Türkiye’de e-devlet ile ilgili son durum
TBD tarafından yayınlanan 2010 Değerlendirme Raporu’nda şöyle özetlenmiştir
(TBD, 2010: 5-10);
Bilişim sektöründe yazılım ve hizmetler alanında çok sayıda firma
faaliyet göstermekle birlikte, ölçek, yetkinlik, deneyim ve finansal güç
açısından önemli sorunlar devam etmektedir. Dünya, yazılım sanayiinde
konvansiyonel ve yenilikçi uygulama projeleri ile dev adımlarla ilerlerken
Türkiye’de 2010 yılı içinde kayda değer içerik ve bütçede bir yazılım
projesi duyulamamıştır.
TÜİK tarafından 2010 yılı Nisan ayı içerisinde gerçekleştirilen Hanehalkı
Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına göre hanelerin
yüzde 41,6’sı internet erişimi olanağına sahiptir. Bu oran 2009 yılının
aynı ayında yüzde 30’du. ADSL bağlantı tipinin yüzde 73,3'lik bir oran
ile halen en tercih edilir bağlantı yolu olduğu belirlenmiştir. 2010 yılının
ikinci çeyreği itibariyle genişbant pazarında dikkati çeken en önemli
gelişmeler mobil genişbant internet ve fiber abone sayılarındaki
artışlardır. Ayrıca DSL ve kablo internet pazarındaki abone artışlarının bu
çeyrekte de devam ettiği görülmektedir.
131
2010 yılı içinde geniş bant abone sayısı 2009'a göre 1,4 milyona yakın
artmış ve 7,6 milyonu geçmiştir.
‘Hane halkı bilişim teknolojileri kullanımına’ ilişkin raporda internet
kullanan bireylerin yüzde 51,2'sinin oyun, müzik, film, görüntü indirmek
ya da oynatmak için interneti kullandığı belirlenmiştir.
İnternet kullanan bireylerin yüzde 85’inin internet üzerinden hiç mal veya
hizmet satın almamış olması dikkat çekmektedir. Bu uygulamalarda
kullanımı yaygınlaştırmak için güven seviyesinin iyileştirilmesi şarttır.
Ülkemizin en az etkilenenler arasında olduğu ifade edilen küresel
ekonomik krizin yönetiminde bilişim teknolojisi olanaklarından çok az
yararlanılmış, (herhangi bir süreç iyileştirilmesi yapılmadığı için)
gerçekleştirilen yanlış bilişim yatırımları ile kaynak yönetimindeki etkin
olmayan kullanımına devam edilmiştir.
Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Bilgi Teknolojisi Raporu'na göre;
Türkiye, ağ toplumuna hazır olma derecesi (Networked Readiness)
itibariyle 61. sırada yer almıştır (1. Danimarka, 2. İsveç, 3. ABD).
Sayısal uçurumun önlenmesi ve Bilişim Toplumuna Dönüşüm stratejisine
yönelik olarak, özellikle de mobil hizmetlerin kentsel olmayan alanlara
yaygınlaştırılmasına yönelik yatırımların evrensel hizmet fonundan
karşılanmasının önemli bir adım olacağı değerlendirilmektedir.
“Bilgi Toplumu Stratejisi”nin Eylem Planı uygulamaları takviminin çok
gerisinde kalındığı halde, herhangi bir hızlandırma çabası görülmemiştir.
“Bilgi Toplumu Stratejisi Belgesi”ne bağlı eylem adımlarında belirtilen
toplam 111 faaliyetin büyük bölümü 2007 ve 2008 yıllarında hayata
geçeceği halde, henüz hayata geçmemiştir. 2009 yılı sonu itibarıyla Eylem
Planı’nın gerçekleşme durumu farklı açılardan değerlendirilmiştir.
Eylemlerin ilerleme aşamaları dikkate alındığında, eylemlerden 22
adedinin (yüzde 20) tamamlandığı, 62 eylemin (yüzde 56) çalışmalarında
önemli aşama kaydedildiği ve 19 eylem (yüzde 17) ile ilgili çalışmaların
ise henüz başlangıç aşamasında olduğu görülmektedir.
132
Ayrıca, sorumlu kuruluşların katkılarıyla her eylem için 0 ila 100 arasında
değişen tamamlanma yüzdesi DPT tarafından belirlenmiştir. Bu
bağlamda, her bir eylemin tamamlanma yüzdesi dikkate alınarak
hesaplanan ortalama tamamlanma oranı yüzde 49,65 olarak belirlenmiştir.
e-Devlet ile ilgili düzenlenmeyen alanları düzenlemek için Başbakanlık e-
Devlet Danışma Grubu tarafından hazırlanan torba kanun ve yine sektörde
Bilgi Toplumu Ajansı Kanun tasarısı taslağı olarak bilinen e-Devlet ve
Bilgi Toplumu Kanun Tasarısı Taslağı son halini alarak Bakanlar
Kurulu’na sevk edilmiştir.
e-Devlet Kapısı açılmış, ancak beklenen faydayı sağlamaktan uzak ve
yalnız ilgili işlemlere bağlantı veren, özgün çözümler içermeyen bir
yapıda çalışmaya başlamıştır. Bu nedenle 2010 yılı için belirlenen 1
milyon kullanıcı hedefine henüz ulaşılamamış ve 2010 yılında da e-
Devlet kapısının yaygın kullanılırlığı beklenen düzeye çıkamamıştır.
Bilişim sektörü çalışanları arasında bile e-Devlet kapısını
kullanmayanların çokluğu dikkat çekmektedir. Bu konuda e-devlet
kapısının önündeki yasal engellerin kaldırılmasıyla ilgili Ulaştırma
Bakanlığı'nın bir yasa çalışması yaptığı bilinmektedir.
Tüm bu ele alınan konular ışığında kısa bir değerlendirme yapmak gerekirse,
Türkiye 2002 yılından bu yana e-devletin uygulanmasında ilerleme kaydetmiştir. Bu,
e-devlet gündeminin bilgi sağlama yoluyla şeffaflığı arttırmayı amaçlayan bir
yaklaşımla birlikte üst seviyede siyasi olarak yönlendirilmesi ve önemli nakit
akımlarını kontrol altına almayı sağlayan vergi tahsilatı, gümrükler ve sosyal
güvenlik primleri gibi yüksek hacimli ve yüksek değerli projelere yatırım
yapılmasının sonucudur (OECD, a.g.e: 35). Ayrıca ülkemizde son dönemde e-
devletle ilgili yapılan kanun tasarıları/taslakları2 da bu konudaki kararlığı göstermesi
açısından önemlidir.
Türkiye’de e-devlet uygulamaları ile ilgili en önemli sorunlardan birisi
koordinasyon ve entegrasyon ihtiyacının giderilememiş olmasıdır. Her kurum e-
2 E-devlet ve Bilgi Toplumu Kanun Tasarısı Taslağı, Kamu Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (E-Devlet Torba Kanun Tasarısı)
133
dönüşüm çerçevesinde çok sayıda proje uygulamakta, fakat entegre bir sistem
geliştirilememektedir. Ancak 18 Aralık 2008 tarihinde hizmete açılan ‘E-Devlet
Kapısı Projesi’ ile tüm e-devlet faaliyetleri tek merkezden yürütülmeye başlanmıştır.
Böylece sistem kesintisiz çalışabilecek; zaman ve enerji kaybı olmayacaktır. E-
Devlet Kapısı Projesi’nin 19 milyon Euro maliyeti olmuştur. Ancak, proje beklenen
faydayı henüz sağlayamamıştır.
Gelinen noktada Türkiye’deki bilişim altyapısının ve dolayısıyla e-devlet
uygulamalarının etkinliğinin istenen seviyede olmadığı söylenebilir. Özellikle kamu
hizmetlerinin sunumunda kapsamlı ve büyük bir çalışma göze çarpmamaktadır
(Şahin ve Örselli, 2003: 347). Yine de Türkiye’de e-devlet uygulamalarının genel
yapısının statik yapıdan dinamik yapıya doğru gittiği iddia edilebilir (Öz, 2004: 9).
Öte yandan, ülkemiz bugün itibariyla teknolojiyi üreten değil kullanan
durumundadır. Donanım, yazılım ve uygulama için dışa bağımlılık söz konusudur ve
kurumların verecekleri hizmetler için gerekli yerel ağ alt yapısı yetersizdir. İletişim
ortamında olması gereken gizlilik ve güvenlik sağlanamamıştır. Toplumumuzun
bilgisayarlaşma ve bilgisayar okuryazarlığı oranı düşüktür. Ülkemizin ekonomik
durumuna baktığımızda internet kullanımı maliyeti yüksektir. Bütün bunlara bakarak
söyleyebileceğimiz, Türkiye e-devlet alanında istenilen düzeyin uzağındadır.
Ülkemizde e-devlet uygulamaları açısından gelinen nokta, Avrupa Birliğince kabul
edilen 20 temel kamu hizmeti açısından değerlendirilecek olursa, birçok alanda
olumlu gelişmelerin olduğu görülmektedir. Özellikle kamuoyu tarafından geçmiş
dönemlerde eleştiri konusu yapılan vergi ödemeleri konusunda büyük mesafe kat
edilmiştir. Aynı şekilde, sigorta işlemleri ve ödemeleri konusunda da hizmet niteliği
her geçen gün artmaktadır. Ülkemizin özellikle çevrimiçi gümrük işlemleri alanında
Avrupa’da en ileri uygulamalardan birine sahip olduğu görülmektedir. Bununla
birlikte kamu alımları, adres bilgileri, inşaat ve araç ruhsatları konularında henüz
herhangi bir gelişme sağlanmadığı anlaşılmaktadır. Söz konusu temel hizmetlerin
büyük bir kısmı günümüz itibarıyla yeterince geliştirilememiş olan kamu kuruluşları
arasında bilgi paylaşımını gerekli kılmaktadır.
Sonuç olarak, e-devlet uygulamalarının etkin olarak yürütüldüğü diğer ülkeler
ile kıyaslandığında Türkiye’deki e-devlet uygulamaları kamu kurumlarının bireysel
134
inisiyatiflerini kullanmaları düzeyinde kalmış olup; tam olarak istenen seviyede ve
etkinlikte değildir. Uygulamaya ilişkin az sayıda yürütülen proje ülke için
yetersizdir. Türkiye’de yürütülen e-devlet uygulamalarının çoğu bilgi amaçlı olmakla
beraber basit ve içerik açısından yetersiz durumdadır. Yerel yönetimlerin e-devlet
uygulamaları gözönünde bulundurulduğunda sadece belediyelerin uygulamaları
görülmektedir. Kamu kurumlarının internet üzerinden verdikleri hizmetlerinden
birbirlerin kopuk durumda olması uygulamanın genel olarak verimliliğini düşürücü
bir etki yapmaktadır (Ulutaş, 2003: 40).
3.2.4. E-Devletten Mobil Devlete Yönelme
Toplumun, kolay erişebilir ve yüksek standartta hizmetler yönündeki
beklentisi giderek artmaktadır. İnsanlar, ticari anlamda yeni hizmetlerin farkına
vardığı zaman, devlet hizmetlerinde de benzer bir beklenti içinde olmaktadır.
Günümüzde, e-devlet hizmetleri için bilgisayardan daha pratik bir iletişim aygıtı cep
telefonu ve internetten daha yaygın olan iletişim kanalı ise GSM şebekeleridir.
Mobil devlet (m-devlet), kamu bilgi ve hizmetlerinin sunumunda ve yönetime
katılım imkanlarının artırılmasında cep telefonu, avuç içi bilgisayarlar vb. gibi mobil
teknolojilerin kullanımına verilen isimdir. Bir başka deyişle; e-devlet hizmetlerine
mobil cihazlarla erişim ve kullanım olanağı sağlanmasıdır (TBD, a.g.e.: 8)
E-devlet, devlet işlerinin vatandaşlara ulaşması amacıyla teknolojik aygıtların
kullanılması iken, m-devlet, bu hizmetleri almak için kablosuz teknoloji kullanan
aygıtların kullanılması demektir. E-devlet ve m-devlet iki ayrı yapılanma değildir.
M-devletin esas amacı, e-devlet ile yer değiştirmek olmayıp e-devleti
tamamlamaktır.
Mobil devlet uygulamaları, vatandaşların zaman ve yer kısıtlaması olmadan,
her yerde ve ihtiyaç duydukları her an, kamu kurum ve kuruluşlarının sunmuş
oldukları hizmetlere erişebilmeleri ve hizmetlerden yararlanabilmeleri için kullanıma
açılmıştır. Mobil devlet uygulamaları, bilgisayarın olmadığı yerlerde bile yaygın bir
telefon desteği ile ihtiyaç duyulan bilgilerin vatandaşlara ulaşabilmelerini
amaçlamaktadır (www.turkiye.gov.tr).
135
Mobil aygıtların, yaygın olarak kullanılmalarına ve vatandaşlara hızlı ve
zamanında bilgi sağlayabilmelerine karşın, bazı eksiklikleri bulunmaktadır. Örneğin,
büyük boyutlu ve karmaşık bilgilerin gönderilmesi cep telefonu ile mümkün değildir,
bazı durumlarda internet bağlantısı gerektiğinde cep telefonunun internet erişimi
özelliğinin olması gerekmektedir. Bu sınırlamalar, mobil aygıtlar ile devlet
hizmetleri almak için oldukça radikal değişiklik ve gelişmelere gerek olduğunu
göstermektedir.
3G mobil telefon ağının gelişmesi ile aygıtlarla hizmet alma kapasitesi büyük
ölçüde gelişmiş, daha hızlı veri transferi imkanı doğmuştur. Bu gelişme, mobil devlet
uygulamalarını, kablolu internet yoluyla alınan hizmetlerden daha hızlı
yaygınlaştıracaktır. M-devlet, e-devlete ait altyapıyı kullandığından, bir ülkenin m-
devlete geçmesi e-devletteki başarısına bağlıdır.
M-devlet, e-devlete benzemekle birlikte aşağıdaki açılardan e-devletten farklı
bir yapıya sahiptir:
Kişiselleştirilmiş Bilgi: Bilgisayarlar, farklı kullanıcılar tarafından
paylaşılabilirken, mobil aygıtlar, genelde sadece tek kişi tarafından
kullanılır. Bu durum, kişiselleştirilmiş bilgilerin ve devlet hizmetlerinin
aygıt kullanıcısı tarafından herhangi bir zamanda alınabilmesine imkan
verir.
Her Zaman Açık: Kişisel bilgisayarlardan farklı olarak mobil aygıtlar,
çoğunlukla sürekli açıktır. Genelde, bu tür aygıtlar aktif olmayabilir,
ancak mobil devlet uygulaması tarafından aktifleştirilebilir. Dolayısıyla,
bu açıdan da e-devlet uygulamalarından farklıdır.
Hareketlilik: Mobil aygıtlar, sürekli kullanıcıları tarafından yanından
taşındığı için, mobil devlet uygulamaları cep telefonu kullanıcılarına
anında bilgi sağlayabilecek şekilde tasarlanabilir. Örnek olarak, acil
durumlarda sistem kullanıcıya uyarı ve bilgi mesajı gönderebilir. Mobil
devlet uygulamalarının gelişimi ile e-devlet uygulamaları kolayca mobil
devlet platformuna taşınabilir veya mobil karakteristiklerine uygun yeni
uygulamalar geliştirebilir.
136
E-devlet uygulamalarının ‘Her zaman’ hizmet verme özelliğine m-devlet
uygulamaları ‘Her yerden’ hizmet sunma güzelliği eklemiştir (Naralan: a.g.e.: 50-
53).
E-devletin gelişme aşamasında bulunan ülkeler için, m-devlet uygulamaları
çok daha önemlidir. Gelişmekte olan ülkelerde, mobil telefonların yaygınlığı internet
yaygınlığından daha fazla olduğundan, bu tür aygıtlar ile devlet hizmetlerinin
alınmasına olan talep daha fazla olacaktır. Ayrıca insanların mobil aygıtları kullanma
eğilimleri bilgisayar kullanma eğilimlerinden daha yüksektir. Bunun bir sonucu
olarak m-devlet, e-devlete göre dört önemli avantaja sahiptir (Çilingir ve Kushchu,
2004: 7-8):
M-devlet uygulamaları, internet kullanan kişilerden daha fazla kişiye
ulaşır.
M-devlet uygulamaları, hiç bilgisayar kullanmayan ve internet eğitimi
almamış kişilere de ulaşır.
M-devlet uygulamalarının kişilere daha tanıdık, bildik mobil aygıtlar ile
ulaşması, online devlet hizmetlerinin kullanımını artıracaktır.
M-devlet uygulamaları, vatandaşların e-devlet hizmetlerine uyum
göstermelerini sağlar ve sadece ‘herhangi bir zamanda’ değil ‘herhangi bir
yerden’ de ulaşabilecekleri bir ortam sunar.
Dünyada giderek yaygınlaşma eğiliminde olan m-devlet uygulamaları,
Türkiye’de de 2009 yılından itibaren farklı alanlarda kullanılmaya başlanmıştır. Bir
kısım uygulamalar ülke genelinde sunulmakta iken, bir kısım uygulamalar ise yerel
alanlarda hizmet vermektedir. Trafik Bilgi Sistemi ve Mobil Elektronik Sistem
Entegrasyonu (MOBESE) ülke genelinde m-devlet uygulamalarına örnek iken,
İstanbul Erken Uyarı ve Acil Müdahale Sistemi ve Telefon Belediyeciliği yerel
alanlarda hizmet veren m-devlet uygulamalarına örnektir.
137
3.3. Türkiye’de E-Devlet Uygulamalarında Maliye SGB.Net Sistemi
Projesi
3.3.1. Projenin Tanımı ve Kapsamı
Maliye SGB.net Sistemi, yeni kamu mali yönetim anlayışının özünü
oluşturan stratejik yönetim, performans esaslı bütçeleme ve iç kontrol unsurlarını
kapsayan, bu unsurların içerdiği planlama, uygulama, izleme ve kontrol
faaliyetlerinin e-ortamda yapılabilmesine imkan sağlayan bir sistemdir.
Sistem sayesinde, kamu hizmet ve iş süreçlerine ilişkin veriler sayısal
ortamda bilgiye dönüştürülmekte, bu bilgi politika oluşturmak üzere karar alma
süreçlerine dahil edilmekte ve oluşturulan politika, iş kuralları ile uygulama alanına
aktarılmaktadır (T.C. Maliye Bakanlığı SGB, 2009: 77).
Sistem, Maliye Bakanlığında e-devletin hayata geçirilmesi açısından önemli
bir role sahip olup, tüm mali süreçleri kapsayan, diğer bilgi sistemleriyle entegre
şekilde çalışabilen ve ek maliyet gerektirmeksizin herkesin erişip kullanabileceği
web tabanlı bir alt yapıya sahiptir (T.C. Maliye Bakanlığı SGB, a.g.e.: 62).
Sistemin en büyük özelliği, ilk defa bir kamu idaresinin sadece kendi
kullanımı için değil, diğer kamu idarelerinin de kullanımına yönelik bir şekilde
geliştirilmiş olmasıdır. Bu sayede, kamu idareleri sistemin bütününü kendi iş
süreçlerine uyarlayarak bedelsiz olarak kullanabilmektedirler (Stratek, 2008a).
Böylelikle, mükerrer yatırımların önüne geçilmesi sağlanmıştır.
3.3.2. Projenin Tarihçesi
Dünyadaki pek çok gelişmiş ülke örneklerine benzer şekilde, ülkemizde de
bilgi toplumuna dönüşüm süreci yaşanmaktadır. Bilgiye dayalı rekabet ortamında
ayakta kalabilmek, mevcut kurumsal yapı ve anlayışlarda köklü değişiklikleri
zorunlu kılmaktadır. Bilginin, bilgi ve iletişim teknolojileri kullanılarak üretilmesi,
iletilmesi, erişilmesi ve etkin olarak kullanılması, küresel rekabet koşullarında
ülkelerin rekabet gücünü artırırken, sürdürülebilir ekonomik ve sosyal kalkınmanın
vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir.
138
Kamunun, bilgi ve iletişim teknolojilerinden istifade ederek kamuya, iş
dünyasına ve vatandaşa kaliteli, hızlı, şeffaf, etkin ve güvenilir hizmetler sağlaması
esastır. Bu amaçla, yerel yönetimler dahil olmak üzere kamuda, öncelikle iş dünyası
ve vatandaşın yoğun olarak kullandığı hizmetlerden başlamak üzere; etkin kamu
yönetimi anlayışı çerçevesinde, katılımcılık, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri
gözetilerek, idari yükleri azaltacak nitelikte, birlikte çalışabilir ve bütünleşik
hizmetlerin sunulacağı, veri paylaşımını esas alan, maliyet etkin ve vatandaş odaklı iş
süreçlerinin yeniden tasarlandığı bir e-devlet yapısının oluşturulması büyük önem
taşımaktadır.
Kamu mali yönetiminin yeniden yapılandırılması çalışmaları, gelişmişlik
düzeyinden bağımsız olarak tüm ülkelerin önemli gündem maddelerinden birisini
oluşturmaktadır. Stratejik önceliklere göre kaynakların dağıtımı ve kullanımında
etkinliğin artırılması, mali disiplinin sağlanması, kamu hizmetlerinin en düşük
maliyetle sunulması, mali saydamlığın sağlanması, politika üretimi ve yönetiminde
hesap verme sorumluluğunun geliştirilmesi gibi yaklaşımlar her geçen gün daha çok
kabul görmektedir.
Bu yeni kamu mali yönetim anlayışı; stratejik amaçlarına, kaynaklarını etkin,
ekonomik ve verimli kullanmak suretiyle ulaşan, faaliyetlerini fayda-maliyet ve
etkinlik analizlerine dayandıran, iç kontrol sistemini oluşturmuş, saydam ve hesap
verme sorumluluğunun bilincinde, toplam mali disiplin anlayışına sahip kamu
idarelerini öngörmektedir.
Dünyada ortaya çıkan bu yeni kamu mali yönetimi anlayışının Ülkemizde de
hayata geçirilebilmesi amacıyla, 1927 yılından bu yana uygulanmakta olan 1050
sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile kurulmuş mali yapı ve süreçleri tamamen
değiştiren 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kabul edilmiştir
(Toprak, 2008: 322; T.C. Maliye Bakanlığı SGB, 2007: 1).
Bu reform ile birlikte stratejik önceliklere göre kaynakların dağıtımı ve
kullanımında etkinliğin artırılması, mali disiplinin sağlanması, kamu hizmetlerinin en
düşük maliyetle sunulması, mali saydamlığın sağlanması, politika üretimi ve
yönetiminde hesap verme sorumluluğunun geliştirilmesi gibi yaklaşımlar
benimsenmiştir. Bu yaklaşımların ve yeni kamu mali yönetimi anlayışının hayata
139
geçirilmesini sağlamak üzere 5436 sayılı Kanun hükümleri uyarınca kamu
idarelerinde Strateji Geliştirme Birimleri kurulmuş ve bu birimlere reformun hayata
geçirilmesi kapsamında önemli görevler verilmiştir (Erkaya, 2009: 2).
Yeni kamu mali yönetim anlayışının hayata geçirilmesinde öncü rolü üstlenen
Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı (SGB) kendisine verilen görevleri en
iyi şekilde yerine getirmek ve diğer kamu idarelerine örnek teşkil etmek amacıyla
çeşitli projelere imza atmıştır.
Bunların başında ise, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanununun özünü oluşturan stratejik yönetim, performans esaslı bütçeleme ve iç
kontrol sistemlerini kapsayan ve bu faaliyetlere olanak sağlayan Maliye SGB.net
projesi gelmektedir.
Maliye SGB.net Sistemi Projesi 2006 yılı başında başlatılmış ve bu kapsamda
Maliye Bakanlığının merkez ve taşrasındaki tüm mali ve mali olmayan süreçlere
ilişkin verileri yöneten Maliye SGB.net Sistemi (Ek-2) kurulmuştur. Daha sonra
gerçekleştirilen Stratejik Yönetim Projesi kapsamında, Maliye SGB.net sistemi daha
da geliştirilmiş ve yeni fonksiyonlar eklenmiştir.
Maliye Bakanlığının tüm mali ve mali olmayan işlemlerini elektronik ortama
taşımak suretiyle ölçülebilir, analiz edilebilir, kontrol edilebilir, daha iyi yönetilebilir
bir yapıyı oluşturmak amacıyla kurulan Maliye SGB.net Sistemi ilk kurulduğunda;
Kullanıcı yönetimi,
Bütçe hazırlık (Ödenek girişleri, bütçe formları, yatırım projeleri ve
raporları vb.),
Bütçe işlemleri (Ödenek işlemleri, icmal girişi, aktarma ekleme revize vb.
yatırım işlemleri ),
Taşınır mal kaydı,
Alacak takip,
İç/ön mali kontrol,
Kütüphane (Yayın arama, ödünç işlemleri vb.),
SGB Portal,
140
modüllerinden oluşmaktaydı (www.maliye.gov.tr).
Değişime ve yeniliğe açık olan Maliye SGB.net Sisteminin, kurulduğu
günden bu yana hem Bakanlığın hem de diğer kamu idarelerinin ihtiyaçları
doğrultusunda, mevcut modülleri sürekli olarak geliştirilmeye devam edilmiş ve
duyulan ihtiyaç gereği 2008-2010 yılları itibariyle Maliye SGB.net Sistemi’ne yeni
modüller eklenmiştir. Bu modüller;
Harcama yönetimi (Yolluklar, Fazla Mesai, e-Fatura Teyit, Vergi Borcu
Sorgulama vb),
Performans bütçe (Stratejik Plan, İzleme Değerlendirme, Bütçe Raporları,
Performans Raporları vb.),
Ekonomik göstergeler (Milli Gelir, Borçlanma, İstihdam, Enflasyon,
Kamu Maliyesi vb.)
Evrak (Evrak İşlemleri, Zimmet Listesi vb.)
modülleridir.
T.C. Maliye Bakanlığı bünyesinde geliştirilmiş olan SGB.net Projesi 22
Kasım 2007 tarihinde TÜSİAD-TBV tarafından düzenlenen 5’nci eTR Ödülleri
yarışmasının "Kamudan Kamuya eHizmetler" kategorisinde birincilik ödülünü almış
(www.tbv.org.tr), yine 13 Ocak 2010 tarihinde düzenlenen 7’nci eTR Ödülleri
yarışmasının aynı kategorisinde üçüncü olmuştur.
3.3.3. Maliye SGB.net Sisteminin İşleyişi
SGB.net sistemi basit bir veri tabanı uygulamasından öte içerisinde 5018
sayılı Kanunun bütün gereksinimlerini karşılayacak kurumsal bir çözüm sistemidir
(Erkaya, a.g.e.: 4). Başlangıçta Maliye SGB.net Sisteminin işleyişi, tüm harcama
süreçlerini içerecek şekilde tasarlandığı için, Maliye Bakanlığının tüm mali işlemleri
ancak Maliye SGB.net Sistemi üzerinden gerçekleştirilebilirken (T.C. Maliye
Bakanlığı SGB, a.g.e.: 4), Sistem geliştirilerek tüm kamu idarelerinde uygulanabilir
ve diğer sistemlerle entegre bir şekilde çalışabilir hale getirilmiştir. Sistem, temel
141
olarak veriyi kaynağından almak üzere dizayn edildiğinden sistemin entegrasyon
kabiliyeti kullanılarak gerekli bilgi sistemleri ile entegre çalışabilmektedir.
Şekil 3.9. Entegrasyon Modeli
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, TBMM Devir Protokolü, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=yüzde2fybsyüzde2fsunumlaryüzde2fMaliyeyüzde20SGByüzde2enetyüzde20Sunumlaryüzdec4yüzdeb1&FolderCTID=&View=yüzde7b7D779C76yüzde2d9C42yüzde2d42AAyüzde2dB889yüzde2dE17615AB1B4Cyüzde7d>, (27.01.2011).
Sistemin mimarisine genel hatları ile bakıldığında sade bir veritabanı
uygulamasından öte kurumsal bir çözüm olarak tasarlanan mimaride, 5018 sayılı
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun bütün gereklerini karşılayacak
bileşenlere yer verildiği görülmektedir (www.sgb.gov.tr). Maliye SGB.net Sistemi
Bakanlığın tüm mali süreçlerini kapsamakta ve 5018 sayılı Kanunun özünü oluşturan
stratejik yönetim, performans esaslı bütçeleme ve iç kontrol sistemlerine ilişkin
faaliyetlere olanak sağlamaktadır. Sistemi oluşturan her bir bileşen çeşitli modüller
geliştirilerek desteklenmiştir. Sistem, bileşenleri sayesinde her türlü kaynak ile
faaliyetler sonucunda elde edilen çıktılar ve ulaşılan hedefleri; zaman serileri
itibariyle, nicel veya nitel yapıda muhafaza ederek raporlama ve analiz imkanı
sağlamaktadır (T.C. Maliye Bakanlığı SGB, a.g.e.: 5).
142
Şekil 3.10. Bütçe ve Harcama Süreci
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net - TBMM Sunumu, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=yüzde2fybsyüzde2fsunumlaryüzde2fMaliyeyüzde20SGByüzde2enetyüzde20Sunumlaryüzdec4yüzdeb1&FolderCTID=&View=yüzde7b7D779C76yüzde2d9C42yüzde2d42AAyüzde2dB889yüzde2dE17615AB1B4Cyüzde7d>, (23.01.2011).
Maliye SGB.net sistemi; diğer otomasyon sistemleri ile yapılan
entegrasyonlar çerçevesinde planlama aşamasından mali sürecin son aşaması olan
kesin hesap sürecine kadar mali yönetimi bir bütün olarak ele almakta ve mevzuata
uygun bir şekilde yerine getirmektedir.
143
Şekil 3.11. Maliye SGB.net Sisteminin Fonksiyonları
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, TBMM Devir Protokolü, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=yüzde2fybsyüzde2fsunumlaryüzde2fMaliyeyüzde20SGByüzde2enetyüzde20Sunumlaryüzdec4yüzdeb1&FolderCTID=&View=yüzde7b7D779C76yüzde2d9C42yüzde2d42AAyüzde2dB889yüzde2dE17615AB1B4Cyüzde7d>, (27.01.2011).
Maliye SGB.net Sistemi yeni kamu mali yönetim anlayışının tüm unsurlarını
kapsayan bir anlayış çerçevesinde dizayn edilmiştir. Yeni kamu mali yönetim
anlayışının içerdiği planlama, uygulama, izleme ve kontrol bileşenleri Sistemin
temelini oluşturmakta böylelikle plan ile uygulama, uygulama ile izleme, izleme ile
kontrol arasında bağ kurulmaktadır (T.C. Maliye Bakanlığı SGB, a.g.e: 63).
144
3.3.4. Maliye SGB.net Sistemi Kapsamında Yer Alan Modüller
3.3.4.1. Kullanıcı Yönetimi Modülü
Kullanıcı tanımları ve yetkilendirmeye imkan veren bir modül olup, bilgi
sistemlerine ilişkin veritabanlarına, uygulamalara erişim için uygun bir yetkilendirme
ve erişim kontrolünü tesis etmektedir. Bu çerçevede, Sistem üzerinde gerçekleşen
faaliyetlere müdahil tüm kullanıcılara atanmış olan yetkiler ve erişim haklarını,
periyodik olarak, güncel durumla uyumlulukları açısından değerlendirilmeye tabi
tutmaya imkan verir.
Bu modül sayesinde, merkez tarafından yetkilendirilen kullanıcı (Defterdar,
mal müdürü gibi), kendi yetki alanı içindeki erişim haklarının dilediği kısmını, kendi
birimi içerisindeki diğer kullanıcılara devredebilir. Bu amaçla yeni kullanıcıyı
merkezden bağımsız olarak Sistemde tanımlayabilir (www.sgb.gov.tr).
3.3.4.2. Bütçe Hazırlık Modülü
Kurumun cari ve yatırım bütçesinin hazırlıklarının koordine edilmesine,
mevzuat uyarınca, bütçe ilke ve esasları çerçevesinde kurum bütçesinin
hazırlamasına ve uygulama sonuçlarının izlenmesine olanak sağlamaktadır.
3.3.4.3. Bütçe İşlemleri Modülü
Ayrıntılı harcama programı (AHP) tekliflerinin harcama birimlerinden
yapılmasına, konsolide edilmesine ve otomatik olarak AHP’nin üretilebilmesine, her
türlü bütçe işlem teklifinin, elektronik ortamda, gerekçelerini de içerecek bir şekilde,
harcama birimleri tarafından hazırlanabilmesine, bütçe işlemlerinin her bir
aşamasının kullanıcı tarafından izlenebilmesine, taahhüde girişilen işlerin karşılığı
olan ödeneklerin Sistemde takip edilebilmesine imkan vermektedir (T.C. Maliye
Bakanlığı SGB, a.g.e.: 7).
Bütçe işlemleri, ödenek gönderme, harcama takip ve kesin hesap işlemlerini
de içermektedir.
145
Ödenek Gönderme: Harcama birimlerinin ödenek taleplerini elektronik
ortamdan yapmalarına imkân vermekte olup, gönderilecek ödeneğe ilişkin ödeneğin
mevcudiyeti ve serbestliği hususunda kontrol yapabilme imkânına sahiptir. Kesilen
ve son aşama onayını alan ödenek gönderme belgesini, e-Bütçeye transfer edecek bir
yapıda olup, çoklu ödenek gönderme belgesi kesme işlevine sahiptir. Kullanıcı
tarafından ödenek gönderme belgesinin hangi aşamada olduğu (yeni, kayıt edildi,
kontrol edildi, e-Bütçede, say2000i de gibi) kontrol edilebilmektedir.
Sistem öncesinde ödenek talepleri resmi yazı ile istenmekteydi. Sistem ile
birlikte ödenek gönderme modülü sayesinde taşra teşkilatı, ihtiyaçlarını merkeze
gerekçeleri ile iletebilmekte ve taleplerinden hangilerinin karşılanıp karşılanmadığını
takip edebilmektedir.
Harcama Takip: Bu modül, kamu muhasebe standartlarında tahakkuk esaslı
muhasebe kurallarını da içermekte olup, Bakanlık harcama birimlerinin tüm
muhasebe işlemlerinin etkin bir şekilde Sisteme girişinin yapılmasını,
dokümantasyonunun gerçekleştirilmesini ve kaydının tutulmasını sağlamaktadır.
Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliğine göre ödeme emrine
bağlanması gereken belgelerin de girişine imkân vermektedir. Ayrıca, ödenek
gönderme modülü ile eş güdümlü çalışmakta olup, gönderilmiş olan ödenekten fazla
harcama yapılmasına izin vermemekte, izin vereceği harcamalar için verilen
avansları ve kredileri de dikkate almaktadır. Ayrıca, nakit talebi alt modülü ile kamu
idarelerinin izleyen 3 aya ilişkin nakit talepleri izlenebilmektedir.
Bu modül sayesinde, Bakanlığa ilişkin mizan hesapları çıkarılabilmektedir.
Bu şekilde kayıt altına alınan veriler, say2000i Sistemine transfer edilebilmektedir.
Kayıtlar say2000i Sistemi ile sürekli karşılaştırılarak tutarsızlıklar e-mail yoluyla
harcama birimlerine belli dönemler halinde iletilebilmektedir. Aşağıdaki şekilde
harcama takip alt sisteminin çalışma süreçleri gösterilmiştir.
146
Şekil 3.12. Harcama Takip Süreci
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net Sistemi, eTR Ödülleri Kitapçığı, s. 8, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/Maliyeyüzde20SGBnet/Maliyeyüzde20SGB.netyüzde20Projesi/eTR_odulleri_turkce.pdf>, (09.06.2010).
Kesin Hesap İşlemleri: Bütçe uygulama ve harcama takip modülleri ile
ilişkili çalışarak Bakanlığın kesin hesabının çıkarılmasına imkân tanır. Bu modül
sayesinde, Kamu İdarelerinin Kesin Hesaplarının Düzenlenmesine İlişkin Usul ve
Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre istenen tüm raporlar
üretilebilmektedir.
Ayrıca bu modül sayesinde, kesin hesaba ilişkin gider açıklamalarının
harcama birimi bazında girişi yapılabilmekte ve kurum bazında otomatik olarak
konsolide edilebilmektedir.
3.3.4.4. Kimlik Paylaşımı Modülü
Maliye Bakanlığı iş ve işlemlerinde kullanılmak üzere Nüfus ve Vatandaşlık
Hizmetleri Genel Müdürlüğü MERNİS Sistemi ile Maliye Bakanlığı Strateji
147
Geliştirme Başkanlığı Maliye SGB.net Sistemi arasında entegrasyon kurulmuştur.
2008 yılı içerisinde oluşturulan Kimlik Paylaşım Sistemi ile Bakanlığımız
birimlerinin gerçekleştirdikleri işlemlerde, vatandaşlardan Nüfus Cüzdanı ve
İkametgah İlmühaberi istenilmemekte, Sistem üzerinden işlemler daha hızlı ve etkin
bir şekilde yapılmaktadır.
3.3.4.5. Taşınır Mal Modülü
Taşınır Mal Yönetmeliği hükümlerine göre, Maliye Bakanlığı merkez ve taşra
teşkilatının genelindeki taşınırların barkod destekli olarak kayıt ve takip edilebildiği
bir modüldür. Taşınır Mal Modülü, Stratek tarafından, tamamen Taşınır Mal
Yönetmeliği'ne uygun olarak geliştirilmiş, web tabanlı bir yazılımdır. Taşınır Mal
Yönetmeliği'nde belirtilmiş olan iş akışı tam olarak sağlanmakta olup, defter ve
cetveller yönetmelikte belirlendiği şekliyle çıktı alınabilmektedir (Stratek, 2008b).
Bu modül sayesinde, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı düzeyindeki 5195
harcamacı birim nezdindeki 5259 adet ambara kayıtlı tüm taşınır mallar merkezden
ve yerinden yönetilebilmektedir. Sistem, Taşınır Mal Yönetmeliğine göre taşınır
hesap cetveli, taşınır mal envanteri gibi üretilmesi gereken her türlü belgeyi otomatik
olarak üretmektedir. Ayrıca, harcamacı birim yetkililerine stok kontrol imkanını
vermekte ve bu bilgiler ışığında bütçeleme ile ödenek gönderme işlemleri daha
rasyonel kararlarla gerçekleştirilebilmektedir. Modül içerisinde yeni geliştirilen ‘En
Çok Kullanılan Taşınırlar Raporu’ ile kurum bazında en çok hangi taşınır malın
tüketildiği görülebilmektedir.
Taşınır mal modülü ile;
Bakanlık merkez ve taşra teşkilatının taşınırları barkod destekli olarak
kayıt ve takip edilebilir hale gelmiştir.
Harcamacı birim yetkilileri stok kontrol imkanına sahip olmuştur.
İhtiyaç fazlası taşınırların Bakanlık düzeyinde yeniden
değerlendirilebilmesi sağlanmıştır.
Aşağıdaki şekilde Sistem çalışma prosedürleri şema halinde gösterilmiştir.
148
Şekil 3.13. Taşınır Mal Kayıt Süreci
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net Sistemi, eTR Ödülleri Kitapçığı, s. 9, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/Maliyeyüzde20SGBnet/Maliyeyüzde20SGB.netyüzde20Projesi/eTR_odulleri_turkce.pdf>, (09.06.2010).
Sistem ayrıca ihtiyaç fazlası malların ‘Açık Pazar’ aracılığıyla Bakanlık ve
kurumlar düzeyinde yeniden değerlendirilebilmesini sağlamaya imkan vermektedir.
Şekil 3.14. Açık Pazar
Kaynak:. T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net-Başbakanlık proje yarışması, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=yüzde2fybsyüzde2fsunumlaryüzde2fMaliyeyüzde20SGByüzde2enetyüzde20Sunumlaryüzdec4yüzdeb1&FolderCTID=&View=yüzde7b7D779C76yüzde2d9C42yüzde2d42AAyüzde2dB889yüzde2dE17615AB1B4Cyüzde7d>, (29.01.2011).
149
İhtiyaç fazlası olan birimler ve kurumlar söz konusu malları Sisteme girmekte
ve Sistem tarafından ihtiyacı olan birim ve kurumlara şehir farkı gözetilmeksizin
malların gönderilmesi sağlanmaktadır.
3.3.4.6. Kütüphane Modülü
Bakanlık kütüphanesindeki tüm kitap ve yayınların elektronik ortama
aktarıldığı, Sistem kullanıcıları tarafından mevcut bütün kitap ve diğer yayınların
elektronik ortamda incelenmesine, istenilenlerin rezervasyon işleminin yapılmasına,
kurum içinde adrese ödünç verme işlemlerinin gerçekleştirilmesine, elektronik
ortamda yönetilen başka kütüphanelerle de entegrasyona imkan tanıyan bir
modüldür.
3.3.4.7. Alacak Takip Modülü
Bu modül, alacak takip dosyalarının ve bu dosyalarla ilgili yazışmaların
elektronik ortamda tutulmasına imkân vermektedir. Bu sayede kamu alacakları
elektronik ortamda izlenebilir hale gelmekte, kamu alacağının tahsilatı
hızlandırılmakta ve böylece kamu zararları önlenmektedir. Tahsiline karar verilen
dosyalar hakkında gerekli muhasebe kayıtları ilgili muhasebe birimine, alacağın
taşraya ait olması durumunda ise dosya alacağı takiple görevli birime, elektronik
ortamda iletilebilmektedir. Bu modül ile elde edilen faydalar aşağıda sayılmaktadır;
Alacakların takibi, tahsili ve kanuni sürelerin izlenmesinde etkinlik ve
verimlilik sağlanmaktadır.
Kamu alacakları, elektronik ortamda izlenmekte ve kontrol edilmektedir.
Kamu alacağının tahsilatı hızlandırılmakta ve böylece kamu zararları
önlenmektedir.
52 iş adımından oluşan süreç 30 iş adımına düşürülmüştür.
150
3.3.4.8. İç/Ön Mali Kontrol Modülü
Harcama takip modülü ve diğer modüllerle ilişkili olarak ön mali kontrol ve
diğer iç kontrol faaliyetlerinin yürütülmesine imkân vermektedir. Maliye SGB.net
Sistemi kapsamında otomasyona alınan bu Modül, 31/12/2008 tarihli Harcama
Yönetimi Genelgesi uyarınca 01/01/2009 tarihinden itibaren Bakanlığın merkez ve
taşra birimlerinde uygulanmaya başlanmıştır (T.C. Maliye Bakanlığı SGB, a.g.e: 39).
Tüm modüllerle ilişkisel bir yapı içerisinde, hedeflere ve bunların
gerçekleşme süreç ve sonuçlarına ilişkin verilerin toplanmasını ve risk analizi
yapacak yazılıma standart formatta veri aktarımı yapılabilmesini sağlamaktadır.
3.3.4.9. Performans Bütçe Modülü
Stratejik Plan ile bütçe arasındaki ilişkiyi sağlayan performans bütçe modülü
sayesinde, kamuda ilk defa 2008 yılı Maliye Bakanlığı Bütçesi, Bakanlık Stratejik
Planı’nda (2008-2012) belirlenen amaç ve hedeflere uygun olarak, performans esaslı
bütçe anlayışına göre, 2008 mali yılı performans esaslı bütçesi ve performans
programı elektronik ortamda eşlenik olarak hazırlanmıştır. Böylece Maliye
Bakanlığı, Sistem sayesinde plan ile bütçe arasındaki ilişkiyi de elektronik ortama
aktararak süreci izlenebilir hale getirmiştir. Gerçek veriler ile uygulamaya başlanan
söz konusu modül, kamu idareleri tarafından kabul görmüş ve tüm kamunun
kullanımına açılmıştır.
Stratejik yönetim sisteminin bir parçası olan performans bütçe modülü,
Maliye Bakanlığında yer alan birimlerin performans hedeflerini, performans
göstergelerini, faaliyet/projelerini, sabit maliyetlerini, performans ve bütçe
raporlarını içermekte; anında raporlamaya ve performans göstergelerinin takibine
olanak sağlamaktadır. Ayrıca söz konusu modül gerçek veriler ile
uygulanabilirliğinin sağlanmasını müteakiben tüm kamu idarelerinin kullanımına
açılmıştır. Bu modül; stratejik plan, izleme değerlendirme ve operasyonel plan alt
modüllerinden oluşmaktadır.
151
Şekil 3.15. Performans Esaslı Bütçeleme Modülü
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net Sistemi, eTR Ödülleri, s. 20, 2009.
Performans esaslı bütçeleme modülünün işleyişini şu şekilde açıklamak
mümkündür; bakanlıkta yer alan her harcamacı birim, sorumlu olduğu stratejik
hedefler doğrultusunda bütçe ödeneklerini de dikkate alarak hazırladıkları
performans programlarının Sisteme girişini yapmakta, bu sayede stratejik plan ve
birim performans programları arasında bağlantı Sistem üzerinden kurulmaktadır.
Böylece Bakanlık Performans Programı Teklifi ve Analitik Bütçe Sınıflandırması
Bütçe Teklifi tek seferde Sistem vasıtasıyla hazırlanabilmektedir. Ayrıca performans
programında yer alan verilerin direkt olarak e-bütçe’de yer alan performans bütçe
modülüne aktarımı gerçekleştirilebilmektedir.
3.3.4.10. Harcama Yönetimi Modülü
Maliye Bakanlığı 2008-2009 Stratejik Planında yer alan ‘sağlam ve kurallı bir
mali yapı oluşturmak’ amacı kapsamında yürütülen çalışmalar neticesinde;
Maliye Bakanlığının tüm harcama ve taahhüt süreçlerinin (Stratejik
Plandan Kesin Hesap’a kadar) elektronik ortama aktarılması ve bu suretle
merkezi bir izleme ve kontrol ortamının oluşturulması,
152
İç kontrol ve ön mali kontrol için yönetilebilir ve yönlendirilebilir bir
elektronik kontrol ortamının oluşturulması,
Harcama süreçlerinde standartlara ve mevzuata uygunluk ile uygulama
birliğinin sağlanması,
Diğer sayısal Sistemlerle çapraz kontrollerin yürütülerek mükerrerliklerin
önlenmesi,
Belge düzeninde ulaşılabilir ve kıyaslanabilir bir kurumsal hafızanın
oluşturulması,
Elde edilen veri ve bilgilerin karar destek unsuru olarak politika
geliştirme sürecinde kullanılması,
Harcama ve taahhüt süreçlerinde harcama, zaman ve işgücünden tasarruf
sağlanması,
gibi hedeflere ulaşılması amacıyla, 2008 yılında Maliye SGB.net Sistemi
içerisinde Harcama Yönetimi Modülü geliştirilmiştir. Maliye SGB.net Sistemi
içerisinde, kamu harcamalarında disiplini sağlamak amacıyla geliştirilen modül,
2009 yılı içerisinde Bakanlık kapsamında uygulanmaya başlanmış tüm kamu
idarelerinde uygulanabilir ve diğer Sistemlerle entegre bir şekilde çalışabilir hale
getirilmiştir (T.C. Maliye Bakanlığı SGB, a.g.e.: 63).
Harcama.net, sadece ihale işlemlerini değil kurumun tüm harcama süreçlerini
ele almaktadır. Taşınır İşlem Fişi, Ödeme Emri entegrasyonları ile mal, yapım ve
hizmet alımlarında sürecin başından sonuna kadar takip etme imkânına
kavuşulmaktadır. Söz konusu modül içerisinde şu işlemler yapılabilmektedir; mal
alımı, hizmet alımı, abonelik gerektiren ödemeler (telefon, elektrik, su vb.), sosyal
yardımlar, fazla mesai ve ek ders işlemleri, tedavi giderleri, yolluklar, temsil
ağırlama, sözleşmeli ve işçi maaşları (www.tns.com.tr).
Kamu harcamalarında mali disiplini sağlamak amacıyla geliştirilen ve e-
bütçe, say2000i, MERNİS gibi diğer Sistemlerle entegre olabilme kabiliyetine sahip
olan Harcama Yönetimi Modülü ile;
Harcama süreçleri elektronik ortamda oluşturulabilmekte,
153
Harcamaların girişi ve takibi yapılmakta,
Taşınır İşlem Fişi, Ödeme Emri entegrasyonları ile mal, yapım ve hizmet
alımları izlenebilmekte ve karşılaştırılabilmekte, böylece sadece ihale
işlemleri değil kurumun tüm harcama süreçleri ele alınabilmekte,
İç/Ön Mali Kontrole imkan sağlanmakta,
Belge, cetvel ve raporlar standartlara uygun olarak hazırlanabilmekte,
Raporlama ve analiz yapılabilmektedir.
Sistem sayesinde elektrik, su, doğalgaz, telefon, kira gibi düzenli fatura
ödemeleri, Harcama Yönetimi Modülü kapsamında elektronik kayıt olarak diğer
Sistemlerden (Türk Telekom, Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ), Ankara Su
ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ), İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) vb.)
alınmakta fatura bilgileri esas alınarak oluşturulan ödeme emri belgesi ve faturanın
bir örneği Sistemden kullanıcıların elektronik posta adreslerine iletilmektedir. Bu tür
ödemeler için kullanıcılar tarafından ayrıca bir harcama süreci oluşturulmasına gerek
bulunmamaktadır.
Harcama ve muhasebe birimleri, ihale ve ödeme aşamasında yüklenicilerin
vergi borçlarının bulunup bulunmadığını Sistem üzerinden sorgulayabilmekte ve
çıktıya dönüştürebilmektedir.
Vergi borcu sorgulaması daha önceki süreçte alacaklının ilgili idareye
başvurarak fax ile veya resmi yazı ile Gelir İdaresi Başkanlığından istenmekteydi ve
bu süreç günlerce zaman almaktaydı. Gelir İdaresi Başkanlığı Sistemi ile yapılan
entegrasyon sayesinde SGB.net Sisteminden elektronik sorgu yapılarak gün
içerisinde vergi borcu olup olmadığı öğrenilebilmektedir.
Harcama Yönetimi Modülü ile iş ve işlemlere ilişkin elde edilen kazanımları
aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (T.C. Maliye Bakanlığı SGB, a.g.e: 63);
e-Denetime imkan sağlanmıştır,
Uygulama birliği gerçekleştirilmiştir,
Düzenli ödemelerde süreç iyileştirme sağlanmıştır; gider süreçleri
kısaltılmış ve kolaylaştırılmıştır,
154
Belge düzeni elektronik ortamda oluşturulmuştur,
Bilgiye erişilebilirlik artırılmıştır,
Birimler arası harcama karşılaştırmaları yapılmıştır,
Fiyat ve ürün mukayesesi yapılmıştır,
Harcırah hesaplamalarında standardizasyon sağlanmıştır.
Çizelge 3.5. Harcama Yönetim Modülü ile Elde Edilen Kazanımlar
Konu SGB.net'ten Önce SGB.net'ten Sonra
İhale Bilgileri Mükerrer kayıt Tek kayıt
Ödenek Gönderme Gecikmeli Tam ve zamanında
Alım Süreci 27 İş Adımı 10 İş Adımı
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net-Başbakanlık proje yarışması, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=yüzde2fybsyüzde2fsunumlaryüzde2fMaliyeyüzde20SGByüzde2enetyüzde20Sunumlaryüzdec4yüzdeb1&FolderCTID=&View=yüzde7b7D779C76yüzde2d9C42yüzde2d42AAyüzde2dB889yüzde2dE17615AB1B4Cyüzde7d>, (29.01.2011).
Harcama yönetimi modülü ile ayrıca;
E-fatura uygulaması ile tüm fatura bilgileri Sistemden ilgili harcama
birimine gönderilmektedir.
Ödeme süreci sadeleştirilmiştir.
Ödeme sürecindeki iş adımları kısaltılmıştır.
3.3.4.11. Evrak Modülü
Bakanlık harcama birimlerinde farklı evrak sistemlerinin kullanılması,
dağınık ve parçalı bir yapıya neden olmakta, bu durum ise evrak oluşturma ve
gönderme süreçlerinde hatalara, yüksek operasyonel maliyetlere, kontrol
eksikliklerine, yetki-belge/veri-belge bağlantısının kurulamamasına ve sonuçta
zaman ve emek israfına neden olmaktaydı.
Bu kapsamda, mali ve mali olmayan iş süreçlerine ilişkin dokümanların ve
kayıtların merkezileştirilmesi için, bütün evraklar ve ilgili işlemlerin elektronik
155
ortamda yaratılması, saklanması ve arşivlenmesi ayrıca SGB.net Sistemi kapsamında
yer alan modüllerin kendi aralarında entegrasyon özelliğinin artırılması amacıyla
yeni bir ‘Evrak Modülü’ geliştirilmiştir.
Elektronik barkod ve e-imza uygulaması gibi yeni nesil uygulamaların yer
aldığı bu modülle;
İş süreçlerinin kısaltılması,
Bürokrasinin azaltılması,
Bakanlık elektronik evrak arşivinin oluşması ile zaman ve emek tasarrufu
Evrakla ilgili tüm süreçlerin elektronik yöntemler ile gerçekleştirilmesi,
Evraklarda yer alan bilgi ve verinin e-ortamda depolanması,
Merkez ve taşra birimleri arasında elektronik evrak işlemleri,
Bakanlık e-evrak arşivi,
e-imza ve mobil imza ile birlikte maliyetlerde azalış,
Gelen/Giden evraklar arasında ilişki kurma,
Evrak habercisi ile gelen evraklar konusunda üst yönetimin
bilgilendirilmesi,
Yetki-işlem, veri-belge ilişkisinin kurulması,
Vatandaşın ilgili evrakını takip edebilmesi,
Hızlı ve etkili evrak yönetim süreci
amaçlanmıştır.
Evrak modülünün uygulamaya alınması ile birlikte ayrıca, personel-harcama,
personel-evrak ile evrak-harcama gibi farklı süreçlerin entegre bir şekilde
yürütülmesi sağlanacaktır. Böylelikle Sistemde yer alan tüm belgeler evrak modülü
ile ilişkilendirilecek ve söz konusu belgelerde yer alan bilgiler her türlü raporlama
faaliyetlerinde kullanılabilir durumda olacaktır.
Evrak modülünün devreye alınması ile birlikte harcama süreçlerinin
başlangıcı onay belgesinden, sonuçlanması için gereken ödeme emri belgesine kadar
156
bütün belgeler, Sistemde kayıt altına alınacak ve söz konusu belgelerde yer alan
bilgiler, her türlü raporlama faaliyetlerinde kullanılabilir durumda olacaklardır.
Ayrıca, söz konusu uygulama, personele ilişkin rapor, izin, görevlendirme, katılım
sağlanan eğitim, konferans vb. bilgilere anında ulaşılması ve personel özgeçmişinin
oluşmasına da katkı sağlayacaktır.
Bütün bunlara göre, gelişkin mimarisi ve teknolojisi ile güvenli, hızlı,
ölçeklenebilir, uyarlanabilir ve yeni teknolojiye açık bir yapıda kurulmuş olan
Maliye SGB.net Sistemi, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatlarını sayısal ortamda
entegre eden, Başkanlığın her düzeyde iş sürecine bilgi teknolojisi desteği sağlayan,
uzaktan erişime imkan veren web tabanlı bir yönetim bilgi sistemidir. Sağladığı
gelişkin veri toplama, raporlama ve konsolidasyon yetenekleri ile Maliye SGB.net
Sistemi, diğer harcama birimlerindeki sistemlerden e-Bütçe ve say2000i Sistemlerine
ve diğer kamu idarelerine ait bilgi sistemlerine de entegre bir yapıya sahip olup,
gerekli her türlü veriyi bu sistemlere aktarabilmekte ve alabilmektedir (T.C. Maliye
Bakanlığı SGB, a.g.e.: 22).
Şekil 3.16. Maliye SGB.net Sistem Yapısı
Kaynak:. T.C. Maliye Bakanlığı SGB, a.g.e: 23; T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net-Çanakkale, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=yüzde2fybsyüzde2fsunumlaryüzde2fMaliyeyüzde20SGByüzde2enetyüzde20Sunumlaryüzdec4yüzdeb1&FolderCTID=&View=yüzde7b7D779C76yüzde2d9C42yüzde2d42AAyüzde2dB889yüzde2dE17615AB1B4Cyüzde7d>.
157
3.3.5. Projenin Amaç ve Hedefleri
2000’li yılların başından itibaren, dünyada bilgi toplumuna dönüşüm yolunda
girişimlerin hızla arttığı gözlenmektedir. Avrupa Birliğinin 2010 yılında dünyanın en
rekabetçi ve dinamik bilgi tabanlı ekonomisi haline gelmesini amaçlayan ‘Lizbon
Stratejisi’, bu değişime uyum sağlamaya yönelik çabaların en kapsamlı
örneklerinden birisidir.
Avrupa'nın yeni ekonominin sağladığı fırsatlardan en iyi şekilde istifade
edebilmesi için, Avrupa Komisyonunca başlatılan ‘e-Avrupa Girişimi’ Avrupa'yı
bilgi toplumuna dönüştürmeyi hedeflemektedir. Bu çerçevede hazırlanan ‘e-Avrupa+
Girişimi’ ve yeni ve daha rafine hedefler içeren ‘e-Avrupa 2005 Eylem Planı’ bilgi
ve iletişim teknolojilerinin her alanda etkin kullanımını sağlayarak, kurumsal
yapıların değiştirilmesini hedeflemektedir. Bilgi toplumunun temel yapı taşlarını
oluşturma çalışmalarının hızlandırılması ve e-Devlet olgusuyla kamu hizmetlerine
elektronik erişimin sağlanması bu girişimlerde ön plana çıkan hedeflerdendir.
Bu hedeflere Ülkemiz düzeyinde de ulaşılabilmesi için;
28/02/2009 tarihli ve 27155 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2009/4
sayılı Başbakanlık Genelgesi ile yürürlüğe giren ‘Birlikte Çalışabilirlik
Esasları Rehberi’,
01/07/2006 tarih ve 26215 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
‘9’uncu Kalkınma Planı (2007-2013)’,
28/07/2006 tarihli ve 26242 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2006/38
sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararı’yla onaylanan ‘Bilgi Toplumu
Stratejisi Belgesi’,
13/7/2009 tarihli ve 2479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Orta
Vadeli Program (2010-2012)’
ve 17/04/2007 tarihinde açıklanan ‘AB Müktesebatına Uyum Programı
(2007-2013)’
yayımlanarak, e-devlet çabalarının AB girişimleri ile uyumlulaştırılması, bilgi
toplumuna yönelik ulusal hedeflerin geliştirilmesi, bunun için gerekli hukuki ve
düzenleyici çerçevenin uygulamaya konulması öngörülmüştür.
158
Yukarıda değinilen düzenlemeler çerçevesinde projenin, orta ve uzun vadeli
hedefleri aşağıda gösterilmiştir (Erkaya, a.g.e.: 5).;
E-devlet uygulamalarının yaygınlaştırılmasını ve etkinleştirilmesini
sağlayarak bilgi toplumuna dönüşüm sürecini hızlandırmak,
Kamuda karar verme süreçlerini bilgi ve iletişim teknolojileri aracılığıyla
etkinleştirerek e-devlet hizmetlerinde iş süreçlerini, idari yüklerin
azaltılması, mükerrerliklerin giderilmesi ve birlikte çalışabilirliğin
sağlanması yönünde iyileştirmek,
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin bir şekilde kullanımı ile kaynak
kullanımında etkinliği artırmak,
Sistemin kullanım ağını artırmak suretiyle hızlı ve kaliteli kamu hizmeti
sunmak,
Veri ve bilginin paylaşımı yoluyla şeffaflığı ve hesap verilebilirliği
artırmak,
Kamu maliyesine yönelik olarak diğer bilgi sistemleri ile birlikte tek
kapıdan, kesintisiz, güvenli ve çoklu ortamlardan erişilebilir nitelikte
bütünleşik hizmet sunumuna imkan verecek ortak yazılım, veri tabanı ve
hizmet alt yapısını oluşturmak,
Kırtasiyeciliği azaltmak ve insan hatalarını önlemek,
İş yükü azaltılarak idari ve personel giderlerinde tasarrufu sağlamak,
Proje maliyetlerini ve başarıları izleyecek, aynı zamanda kullanıcılara
yönelik maliyet ve faydayı hesaplayacak proje yönetim sistemlerini
geliştirmek,
Bakanlık nezdinde ‘bilgi yönetim’ alt yapısını oluşturmak,
BT süreçlerinin iş süreçleri ile tam entegrasyonunu sağlamak (Bilgi ve
İlgili Teknolojiler İçin Kontrol Hedefleri (COBİT), COSO)
Stratejik planlama, çok yıllı bütçeleme ve performans esaslı bütçeleme
aşamalarında, politika oluşturma süreçlerinin rasyonelleştirilmesini
159
sağlayacak karar destek sistemlerini oluşturmak ve karar verme
mekanizmasını güçlendirmek,
Diğer kamu idarelerinin benzer çalışmalarına örnek olmak,
Stratejik yönetim anlayışının kurum kültürü olarak benimsenmesini
sağlamak,
Kamu ve özel sektörde birlikte çalışabilirliği artırmak,
Mali yönetim ve iç kontrol alanlarında teknik ve idari kapasiteyi artırmak,
Başarıyı değerli kılmak,
Mevcut süreçler kısaltarak veya İyileştirerek bürokrasiyi azaltmak,
E-imza uygulamasını hayata geçirmek,
E-fatura uygulamasını yaygınlaştırmak,
Merkez ve taşra teşkilatı yazışmalarının elektronik ortamda yürütülerek
merkezi bir evrak yönetimi oluşturmak,
3.3.6. Projede Kullanılan Kaynaklar
3.3.6.1. Mali Kaynaklar
Proje kapsamında yapılan tüm iş ve işlemler; 2006 ve 2007 yılları Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu ile Strateji Geliştirme Başkanlığına verilmiş bütçe
ödeneklerinin yanı sıra, “Devlet Bütçesi ve Mali Denetimi Geliştirme Projesi” ve
“İktisadi ve Mali Araştırmalar Projesi” kaynaklarının kullanımı ile finanse edilmiştir.
Diğer yandan Strateji Geliştirme Başkanlığınca yeni imzalanan Avrupa
Birliği IPA ‘Kamu maliyesinde karar verme ve performans yönetimi’ projesi
kapsamında Sistemin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için yeni mali kaynak
sağlanmıştır.
160
3.3.6.2. İnsan Kaynakları
Projenin başlangıç aşamasında Daire Başkanlarının koordinasyonunda
uzmanlardan ve teknik personelden oluşan 41 kişilik bir ekip yer almışken projenin
geliştirilme aşamasında; 1 Daire Başkanı, 10 Maliye Uzmanı ve Mali Hizmetler
Uzmanı, 8 Teknik personel (programcı, çözümleyici-sistem programcısı ve
istatistikçi), 4 Danışman firma yazılımcısı olmak üzere toplam 23 kişi yer almıştır.
3.3.6.3. Bilişim Teknolojileri
Bu bölümde, sistem yaklaşımı iki alanda ele alınmıştır. Birincisi, uygulama
ve alt yapı hizmet yazılımları diğeri teknik alt yapı bileşenleridir.
Uygulama ve altyapı hizmet yazılımları: Uygulama yazılımları, Maliye
SGB.net Sistemiyle etkileşime girecek insan ve diğer bilgi sistemleriyle ara yüz
oluşturan, en üst düzeyde işlevsellik sağlayan yazılımlardır. Söz konusu yazılımlar,
SGB kullanıcılarına ve dış sistemlere tutarlı ve tek biçimli bir ara yüz sağlamasının
yanı sıra iş gereksinimlerine, doğrudan iş terimleri cinsinden bağlantılı olması
yönüyle de yoğun bir biçimde yazılım geliştirme, uyarlama ve entegrasyon
süreçlerinden oluşmuştur.
Uygulama düzeyi bileşenleri sayesinde alt düzey sistem hizmetleri (dosya
erişimi, veri tabanı erişimi gibi) uygulamalardan soyutlanmış, güvenlik seviyesi
artırılmış ve olabildiğince platform bağımsızlığı sağlanmıştır.
Teknik altyapı bileşenleri; Bilgisayar, ağ tasarımı ve sistem yazılımları:
Sistemde yer alan donanımsal kaynakların nasıl bir fiziksel altyapı üzerinden
birbirine bağlanması gerektiği konusunda ipuçları veren tasarım, kablolama, sunucu
bilgisayarlar ve aktif ağ denetim bileşenlerini içermektedir.
Uygulama ve altyapı hizmet yazılımlarının üzerinde çalıştırılacağı altyapı
bilgisayarlar, beş ana bölümde ele alınmıştır.
Web / dış ağ erişim bölgesi: Bunlardan birincisi internet ya da dış ağ
bağlantısı üzerinde ilk etapta erişilen alandadır. Bu alanda bir web server
(WS) konumlandırılmıştır. İnternet üzerinden gelen istemlerin ele alındığı
bu sunucu birinci firewall (FW1) arkasında çalışmaktadır.
161
İntranet: SGB ağı içerisinde kullanıcı bilgisayarlarının ve diğer
donanımlarının üzerinde çalıştığı ağ bölgesidir.
Uygulama sunucuları: Bu bölgede uygulama yazılımları ve hazır altyapı
yazılımlarının servisleri bulunmaktadır.
Veri tabanı: Veri tabanı sunucusunun bulunduğu alandır. Yalnızca
uygulama sunucuları bölgesinden gelen ağ trafiğiyle bağlantılıdır.
Felaket merkezi: Maliye SGB.net Sistemi üzerinde yer alan bilgilerin
yedeklendiği alandır.
SGB ağ altyapısı Metro Ethernet üzerinden internet bağlantısı sağlanmıştır.
Burada anılan sistemler, bilgi sistemleri güvenliğinin sağlanması için kimlik
yönetimi ve erişim denetimi sistemleriyle entegre çalışmak üzere tasarlanmıştır.
Bütün bunlara göre, Maliye SGB.net Sisteminin kurulmasında; kullanıcılarına
gelişmiş, güvenilir, yüksek performanslı ve düşük maliyetli hizmet sunmak için
gerekli olan donanımsal ve yazılımsal ihtiyaçlar optimum düzeyde karşılanmıştır.
Öte yandan, Sistemin güvenlik politikası, kurumsal düzeyde bilgi güvenliği
için gereklilikleri ortaya koyan, bilgilerin maruz kalabileceği birtakım tehditlerin
tanımlanmasına, yönetilmesine ve bunların minimize edilmesine yardımcı olmak
üzere gerekli çalışmaların yapılmasını öngören, ‘Birlikte Çalışabilirlik Esasları
Rehberi’, Bilgi Toplumu Stratejisi Belgesi ile Orta Vadeli Program (2010-2012),
Bakanlığımız 2008-2012 dönemine ait Maliye Bakanlığı Stratejik Planı, 17/02/2003
tarih ve 2003/10 sayılı Başbakanlık Genelgesi uyarınca dikkate alınması bildirilen
OECD Bilgi Güvenliği Politikası Rehberi ile BT güvenliği değerlendirme kriterleri
ve güvence kriterlerini konu alan ISO 20000, ISO 15504, ISO 15408 ve ISO 27001
kriterleri çerçevesinde belirlenmiştir.
3.3.6.3. Diğer Kaynaklar
Maliye SGB.net Sisteminin uygun bir ortamda ve kesintisiz bir şekilde
hizmet vermesi için ihtiyaç duyulan diğer kaynaklar şunlardır:
162
Bina: Maliye SGB.net Sisteminin kesintisiz bir şekilde hizmet vermesi için
Bilgi İşlem Merkezi ve sistem odasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu kapsamda, Başkanlık
yerleşkesinin 3. katındaki çalışma odalarından 3 tanesi birleştirilerek, içerisinde
sunucuların ve diğer donanımların yer aldığı ve personelin anında müdahale
edebileceği ‘Sistem Odası’ ile bu odadan bağımsız ve toplam 7 kişinin çalışabileceği
‘Bilgi İşlem Merkezi’ oluşturulmuştur.
Felaket Merkezi: Bilgi sistemlerinin bütünlüğünün, güvenliğinin ve
sürekliliğinin sağlanması amacıyla Türk Telekom işbirliğiyle ‘Felaket Merkezi’
kurulmuştur.
Maliye SGB.net Sistemi ile Türk Telekom entegre bir biçimde çalışmakta ve
Felaket Merkezi sayesinde Sistemdeki bilgiler Türk Telekom’da yedeklenmektedir
(T.C. Maliye Bakanlığı SGB, a.g.e.: 65). Maliye SGB.net Sisteminde bir sorun
çıkması halinde Sistem, Türk Telekom üzerinden çalışmaya devam edebilecektir.
SGB.net Çağrı Merkezi: SGB.net kullanıcılarına daha iyi hizmet sunmak,
kullanıcıların sorunlarına anında ve kalıcı çözümler getirebilmek ve bu çözümleri
tüm kullanıcılar ile paylaşabilmek amacıyla ‘SGB.net Çağrı Merkezi’ kurulmuş ve
02/06/2009 tarihinde hizmete girmiştir.
Kamu iletişim ağının Türk Telekom altyapısı ile güçlendirilmesi ile
oluşturulan SGB.net Çağrı Merkezi sayesinde; merkez ve taşra arasında anında ve
güvenli iletişim sağlanmış ve bürokratik süreçler azaltılarak Bakanlığın hizmet
kalitesi arttırılmıştır (T.C. Maliye Bakanlığı SGB, a.g.e.: 65).
163
Şekil 3.17. Çağrı Merkezi
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net Sistemi, eTR Ödülleri, s. 32, 2009.
Forum: Kullanıcıların gerek Sistem ile ilgili görüş ve önerilerinin yer aldığı
gerekse karşılaşılan sorunların paylaşıldığı ve Yardım Masasında görevli personel
tarafından her bir soru ve öneriye cevap verildiği ‘Forum’ sayfası ‘SGB Portalı’
üzerinde açılmıştır.
164
Şekil 3.18. SGB.net Forum Sayfası
Kaynak: SGB.net Sistemi, <http://uygulama.sgb.gov.tr/forum/Default.aspx>, (21.02.2011).
Yardım Masası: Kullanıcıların Sistem ile ilgili gerek teknik gerekse
operasyonel seviyede ihtiyaç duydukları bilgiye ulaşabilmeleri ve kullanıcıların
karşılaştıkları sorunlara anında çözüm üretilebilmesi için projenin başlangıç
aşamasında kurulan 5’i teknik personel, 6’sı Maliye Uzmanı ve Mali Hizmetleri
Uzmanı olmak üzere toplam 11 kişiden oluşan ‘Yardım Masası’ da kullanıcılara
hizmet vermeye devam etmektedir.
165
3.3.7. Uygulama
3.3.7.1. Projenin, Bilişim Teknolojileri ve Diğer Kaynakları Kullanarak
Hedeflere Ulaşması
Projenin oluşturulması aşamasında öncelikle SGB’ye ilgili mevzuat ile
verilen görevleri ifa edebilmek için gerekli iş ve süreç analizlerinin yapıldığı,
Bakanlığın diğer bilgi sistemleriyle uyumlu ve birbirini tamamlayan entegre bir
yapının kurulması için ihtiyaç duyulan uygulama yazılımlarının belirlendiği ve iş
planlarının geliştirildiği, ‘SGB Süreç Analiz Raporu’ hazırlanmıştır. Raporda yer
alan bulgular çerçevesinde ‘Maliye SGB.net Sistemi Projesi’ başlatılmıştır.
Projenin hayat bulabilmesi için öncelikli olarak gerekli olan donanım ihtiyacı
giderilmiştir. Bunun için Başkanlık yerleşkesinde, ağ ve kablolama işlemleri
yapılmıştır. Sistemin çalışacağı bilgi işlem merkezi ve sistem odası kurulmuştur.
Sistemin çalışmasını sağlayacak sunucular ve yedekleme üniteleri satın alınarak
bunların lisanslama işlemleri gerçekleştirilmiştir.
Sistem kapsamında yer alan modüllere ilişkin yazılımlar geliştirilerek yapılan
çeşitli testlerle kullanımlarında ortaya çıkan aksaklıklar tespit edilmiş ve yazılımlarda
gerekli iyileştirmeler yapılarak Sistem kullanıma hazır hale getirilmiştir.
Sistemin uygulamaya alınmasına yönelik 16/04/2007 tarihli ve (1) sıra no.lu
Genelge, Makam onayı ile yayımlanmıştır.
Anılan Genelge uyarınca, 14-29 Mayıs 2007 tarihleri arasında, Maliye
Bakanlığının OECD Eğitim Merkezinde (Ankara), tüm taşra teşkilatında (81 il
Defterdarlığı ve 850 malmüdürlüğü) görevli toplam 1.169 personel, yaklaşık
120’şerli gruplar halinde 12 iş günü süren ‘Sistem Tanıtımı ve Uygulama Eğitimi’ne
katılmışlardır.
Kullanıcılara yönelik eğitim programlarının tamamlanmasını takiben Sistem,
1 Haziran 2007 tarihinde, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında olmak üzere tüm
Türkiye’de kullanıma açılmıştır.
İlerleyen dönemlerde Sistemin doğru ve güvenilir bir şekilde kullanılması ve
yeniliklerin kullanıcılara aktarılabilmesi için;
166
30 Ekim 2007-8 Ocak 2008 tarihleri arasında tüm Türkiye düzeyinde her
bölgede belirli bir ilde 2.318 personele,
21 Kasım 2008-4 Aralık 2008 tarihinde Antalya’da 1.259 personele,
6-22 Nisan 2009 tarihinde Antalya’da 1.317 personele
uygulamalı olarak eğitim verilmiştir.
Ayrıca, düzenlenen eğitimler süresince ve sonrasında Sistemin sağladığı
faydayı ölçmek ve değerlendirmek için anket ve değerlendirme çalışmaları
yapılmıştır.
Sistemin kullanım amacı, uygulamaları ve yaygın etkisini anlatmak üzere,
genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin yanı sıra özel bütçeli idarelere yönelik
bilgilendirme toplantıları ve seminerleri düzenlenmiştir.
Maliye Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatının tamamında uygulanan
Maliye SGB.net Sistemi ile ilgili olarak istenilen hallerde diğer idarelere de yazılım,
kurulum, eğitim ve teknik işletme desteği verilmektedir. 2010 yılı Eylül ayı itibarıyla
protokol yapılan kurum sayısı 79, kurulum yapılan kurum sayısı ise 69’dur. Protokol
ve kurulum yapılan kurumlar, Ek-3’de verilmektedir.
SGB.net Sistemi kamu idarelerine tamamen bedelsiz olarak verilmektedir.
Aynı zamanda www.sgb.gov.tr adresinden de yazılım indirilebilmektedir.
SGB’de üretilen bilginin gerek kurum içi, gerek Maliye Bakanlığı, gerekse
dış dünya ile güvenlik katmanları çerçevesinde paylaşılabilmesini sağlayacak,
yayımlama, dağıtım, abonelik gibi işlevlere sahip ‘SGB Portalı’ oluşturulmuştur.
Portal üzerinde açılan ‘Forum’ sayfası aracılığı ile interaktif bir ortam sağlanmış ve
kullanıcılar bu sayfayı kullanarak forum yöneticileriyle iletişime geçmişlerdir. Soru
ve önerilerini bu sayfa aracılığı ile iletmişler ve ihtiyaç duydukları bilgiye yine bu
sayfa aracılığı ile ulaşmışlardır. Portal üzerinde düzenli olarak yayınlanan duyurular
ve bilgilendirme notları ile de kullanıcılara gerekli destek sağlanmıştır.
167
3.3.7.2. Projenin Yönetime Getirisi
Yeni kamu mali yönetim anlayışı; stratejik amaçlarına; kaynaklarını etkin,
ekonomik ve verimli kullanmak suretiyle ulaşan, faaliyetlerini fayda-maliyet ve
etkinlik analizlerine dayandıran, iç kontrol sistemini oluşturmuş, şeffaf ve hesap
verme sorumluluğunun bilincinde, toplam mali disiplin anlayışına sahip kamu
idarelerini öngörmektedir.
Bu anlayışı hayata geçirmek üzere faaliyette bulunan SGB, diğer kamu
idarelerine de örnek olmak üzere Bakanlık nezdinde; stratejik plan ve performans
esaslı bütçelemeye geçilmesini, fayda-maliyet analizi yapılarak hedeflere uygun
bütçe hazırlanmasını, bütçe uygulama sonuçlarının performans hedefleri ile sürekli
ölçülmesini ve değerlendirilmesini, risk yönetimi temelinde maliyet etkin yönetim
yapısının oluşturulmasını sağlamak durumundadır.
Bu amaca hizmet etmek üzere tasarlanan Maliye SGB.net Sistemi sayesinde
(Erkaya, a.g.e.: 7);
Maliye Bakanlığınca yayınlanan ‘Yılı Bütçe Hazırlama Rehberi’ndeki
tüm formların, harcama birimlerince Sistem üzerinden girişi
yapılabilmekte ve istenen raporlar alınabilmektedir. Bakanlık içi
değerlendirme sürecine paralel olarak bütçe teklifi güncelleştirilerek son
hali Bakanlık bilgi sistemlerinden birisi olan e-Bütçeye
aktarılabilmektedir.
Bütçe ve yatırımlar ile ilgili her türlü bütçe teklif hazırlığı, aktarma,
serbest bırakma ve revize işlemi yapılabilmekte, takip edilebilmekte ve
raporlanabilmektedir.
Her bir harcamacı birim tarafından merkeze gönderilen ödenek gönderme
belgeleriyle ilgili işlemlerin hangi aşamada olduğu ilgililerce
gözlemlenebilmektedir.
Yılı bütçe kanununda belirtilen ödenek aktarma işlemlerinde kullanıcı
limit aşımı uyarısı almakta ve böylece bütçe işlemleri mevzuata uygun bir
şekilde gerçekleşmektedir.
168
İlk defa yatırım programı teklifi elektronik ortamda alınarak yatırım
bütçesi hazırlanmıştır. Böylece, Bakanlık yatırımlarına ilişkin tüm bilgiler
sistemde tutulabilir hale gelmekte, yatırımların gerçekleşme durumu anlık
izlenebilmektedir.
Bütün bunlara göre, sistem sayesinde kamuda ilk defa Bakanlık Stratejik
Planına uyumlu, 2008 mali yılı performans esaslı bütçesi ve performans programı
elektronik ortamda hazırlanmıştır.
Ayrıca,
Maliye Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatlarının tümünde kullanılan
taşınır mallar Sistem üzerinde kayıt altına alınarak, ‘Bakanlık Taşınır
Envanteri’ çıkarılmıştır. Böylece, ihtiyaç fazlası ve eksiklikler tespit
edilerek, taşınırların harcama birimleri arasında dengeli dağılımının
sağlanması için etkin taşınır mal yönetimine geçilmiştir.
Sistem üzerinden yıl içerisinde harcamaların kontrol edilme olanağının
bulunması sayesinde, hataların erkenden tespit edilerek yıl bitmeden
düzeltilmesi mümkün olmaktadır.
Sistem, ödenek üstü harcamaların zamanında tespit edilmesine ve
zamanında önlem alınmasına olanak sağlamıştır. Bu durum, harcama
yetkilisinin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmaktadır.
Maliye Bakanlığı kesin hesap kanun tasarı çalışmaları elektronik ortamda
zamanında ve hatasız bir şekilde sonuçlandırılmaktadır.
Maliye Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatında yapılan fazla mesai
çalışmalarına ilişkin kayıtlar, Sistem üzerinden yapılmakta ve fazla mesai
ile ilgili her türlü bilgiye Sistem üzerinden ulaşılarak gerekli raporlar
alınabilmektedir. Elde edilen raporlar çerçevesinde kişi, birim, il, bölge ve
ülke genelinde karşılaştırmalar yapılarak iş/zaman planlamasına
gidilebilmektedir.
Sistem Bakanlık mali işlemlerinin Bakanlık iç denetçileri ve Sayıştay
Başkanlığı tarafından elektronik ortamda denetlenebilmesine imkan
vermektedir.
169
Sistem üzerinde çalışan e-kütüphane modülü ile Bakanlık
kütüphanesindeki 17.966 adet yerli ve yabancı kitap ve 230 adet süreli
yayın, içerik taramasına imkan verecek şekilde Sisteme kaydedilmiştir.
Böylece, isteyen herkes elektronik ortamda istediği kitabı sipariş
edebilmektedir. Bu şekilde elektronik ortamda talep edilen kitaplar, ilgili
kişiye kütüphane görevlisi tarafından teslim edilmektedir. Aynı zamanda
okuyucular kütüphanedeki yayınların içeriğini elektronik ortamda
inceleyebilme imkanı bulmaktadır.
Kullanıcı yönetimi modülü sayesinde, merkez tarafından yetkilendirilen
kullanıcı (Defterdar, mal müdürü gibi), kendi yetki alanı içindeki erişim
haklarının dilediği kısmını, kendi birimi içerisindeki diğer kullanıcılara
devredebilir. Bu amaçla, yeni kullanıcıyı merkezden bağımsız olarak
Sistemde tanımlayabilir. Bu şekilde Sistem idare bazında yetkilendirmeye
olanak sağlamaktadır.
Sistemde 2008 yılından itibaren e-Fatura uygulamasına başlanmış olup,
bu sayede elektrik, su, doğalgaz, telefon, kira gibi düzenli fatura
ödemelerinde, Harcama Yönetimi Modülü kapsamında elektronik kayıt
olarak diğer sistemlerden alınan fatura bilgileri esas alınarak oluşturulan
ödeme emri belgesi ve faturanın bir örneği Sistemden izlenebildiği gibi
ilgili kullanıcıların elektronik posta adreslerine iletilmektedir.
3.3.7.3. Maliye SGB.net Sisteminin E-Devlet ve Yönetişime Katkıları
Sistem sayesinde elde edilen e-Devlet kazanımlarını da aşağıdaki gibi
sıralamak mümkündür (T.C. Maliye Bakanlığı, 2007);
Etkin kaynak yönetimi ve harcamalarda tasarruf,
Hızlı ve kaliteli kamu hizmeti sunumu,
Bakanlık mali işlemlerinin anlık takibi,
Veri ve bilginin paylaşımı yoluyla şeffaflık ve hesap verilebilirlik,
Tek kapıdan entegre hizmet sunumu,
170
Harcama süreçlerini standartlaştırarak mali kayıpları engelleme,
İşlem süreçlerindeki hantallığı önleme,
Analiz yoluyla alternatif politika üretimine katkı,
Diğer kamu idarelerine örnek olma,
E-arşiv oluşturma,
E-imza altyapısı,
Verilerin kolay derlenmesi,
Veri tutarlılığının artması,
Erken veri elde edilmesi.
Ayrıca, Sistemin modülleri, kamu kurumlarının tüm mali ve mali olmayan
işlemlerinin daha hızlı, daha etkin ve daha verimli bir şekilde yerine getirilmesini
sağlamaktadır. Bu yönüyle Sistemin yönetişim ilkelerinden cevap verebilirlik,
şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık ve etkinlik ilkeleri üzerinde önemli katkıları
bulunmaktadır.
Sistemde veri girişi ve takibi şifre ile yapıldığından, kimin hangi işi yaptığı ve
yapılan işlemlerden kimin sorumlu olduğu açıktır. Bunun yanı sıra kullanıcılar
işlemleri ile ilgili her türlü bilgiye Sistem üzerinden kolayca ulaşabilmektedir. Ayrıca
Sistem, ilgili işlemlere ilişkin üretilmesi gereken her türlü belgeyi otomatik olarak
üretmektedir. Yani, Sistemin raporlama (örneğin, Sistemden En Çok Kullanılan
Taşınırlar Raporu alınabilmektedir.) fonksiyonu da bulunmaktadır. Bütün bu
sayılanlar ise Sistemin cevap verebilirlik, şeffaflık ve hesap verebilirliği sağlaması
açısından oldukça önemli özellikleridir.
Ayrıca, Sistemde kullanıcıların, gerek Sistem ile ilgili görüş ve önerilerinin
yer aldığı gerekse karşılaşılan sorunların paylaşıldığı bir “Forum” sayfası
bulunmaktadır. Böylece, çalışanlar öneri ve şikayet yolu ile yöneticilerin aldığı
kararlara etkide bulunabilmektedir. Ayrıca, sağladığı teknik destek ve eğitimler
sayesinde, çalışanların e-devletin kullanımına katılımını sağlamakta çalışanları bu
açıdan da Sistemin bir parçası haline getirmektedir. Bu yönü ile Sistem katılımcılık
ilkesine hizmet etmektedir.
171
Öte yandan, kamu kurum ve kuruluşları ile yapılan entegrasyonlar sayesinde,
Sistem, ekonomik değeri bulunan verinin, paylaşımsızlığından doğan maliyetini
ortadan kaldırmıştır. Aynı bilginin birçok devlet kurumu tarafından gereksiz yere
depolandığı gerçeği düşünüldüğünde, bu kurumların söz konusu veri/bilgiyi
depolamak için kullandıkları teknolojilere yaptıkları masrafların ülke ekonomisi için
büyük bir yük olduğu görülmektedir. Ancak verinin çerçeve yapı içerisinde
kullanılan standart yöntemlerle bir kez tanımlanıp merkezcil olarak depolanması
durumunda, birden fazla kurumda, farklı şekillerde tutulmasından doğan ekonomik
yükler ve zaman kayıpları da ortadan kaldırılmış olur. Sistemin diğer kurumlarla
entegrasyonu ile sağlanan da budur. Sistem, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının iş
süreçlerine de uyarlanarak, bu kurum ve kuruluşlar tarafından da bedelsiz olarak
kullanılabilir hale getirilmiş, böylece mükerrer yatırımlar engellenerek kaynak
israfının da önüne geçilmiştir.
Ayrıca Sistem ile çalışanlar ulaşmak istedikleri bilgiye ve resmi evraklara
daha az bürokratik işlemle, daha hızlı bir şekilde erişmektedir. 2010 yılı içinde
uygulanmaya başlanan Evrak Modülü bürokrasinin azaltılmasına ve dolayısıyla
hizmet kalitesinin artmasına önemli katkı sağlamaktadır.
Sistem ayrıca ihtiyaç fazlası malların ‘Açık Pazar’ aracılığıyla Bakanlık ve
kurumlar düzeyinde yeniden değerlendirilebilmesini sağlamaya imkan vermektedir.
Böylece bu malların ihtiyacı olan birim ve kurumlara gönderilmesi ile önemli bir
maliyet tasarrufu sağlanabilmektedir.
Vergi borcu sorgulaması daha önceki süreçte alacaklının ilgili idareye
başvurarak fax ile veya resmi yazı ile Gelir İdaresi Başkanlığından istenmekteydi ve
bu süreç günlerce sürebilmekteydi. Gelir İdaresi Başkanlığı Sistemi ile yapılan
entegrasyon sayesinde SGB.net Sisteminden elektronik sorgu yapılarak gün
içerisinde vergi borcu olup olmadığı öğrenilebilmektedir. Böylece, Sistem bilgiye
etkili ve hızlı şekilde erişimi mümkün kılarak zamandan tasarruf sağlamaktadır.
Böylece, Sistemin kaynak israfını engellemesi, bürokrasiyi azaltması hizmet
kalitesini artırması ve zaman ve maliyet tasarrufu sağlaması ile verimlilik büyük
ölçüde artmakta, bu da etkinlik ilkesine katkıda bulunmaktadır.
172
Şekil 3.19. Maliye SGB.net Modülleri ve
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net - TBMM Sunumu, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=yüzde2fybsyüzde2fsunumlaryüzde2fMaliyeyüzde20SGByüzde2enetyüzde20Sunumlaryüzdec4yüzdeb1&FolderCTID=&View=yüzde7b7D779C76yüzde2d9C42yüzde2d42AAyüzde2dB889yüzde2dE17615AB1B4Cyüzde7d>, (23.01.2011).
3.3.7.4. Projeler ve Yönetimler Arası Eşgüdüm
28/02/2009 tarihli ve 27155 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2009/4 sayılı
Başbakanlık Genelgesi ile yürürlüğe giren ‘Birlikte Çalışabilirlik Esasları Rehberi ve
28/07/2006 tarihli ve 26242 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 2006/38 sayılı
Yüksek Planlama Kurulu Kararı’yla onaylanan Bilgi Toplumu Stratejisi Belgesinde
yer alan hükümler çerçevesinde, DPT tarafından koordine edilen ‘e-Dönüşüm
Türkiye Projesi’ ile eşgüdüm sağlanmıştır.
Ayrıca, ülke düzeyinde hizmet veren ve Maliye Bakanlığı Sistemlerinden
olan e-Bütçe ile tam entegrasyon sağlanmış, say2000i Sistemi ile de kısmi
entegrasyona gidilmiş olup, tam entegrasyonuna yönelik çalışmalar tamamlanmak
üzeredir.
MERNİS ile Maliye SGB.net Sistemi arasında tam entegrasyon, 2007 yılı
Haziran ayında tesis edilmiştir.
173
Bunlarla birlikte, diğer bazı kamu idarelerinin kendi mali yönetim projeleri ile
eşgüdümün sağlanması için ilgili kamu idaresinin SGB yöneticileri, SGB Portalı
üzerinden elektronik ağa dahil edilmişlerdir.
2009 yılı Ocak ayında TÜRK TELEKOM, Kamu İhale Kurumu (KİK) ve
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) (Firma sorgulama, vergi borcu sorgulama, e-fatura
teyit konularında) ile; Mayıs ayında ASKİ ile ve Haziran ayında TEDAŞ ile,
entegrasyon sağlanmıştır.
3.3.8. Maliye SGB.net Sistemi Projesinin Değerlendirilmesi
Maliye SGB.net Sistemi, var olan bilgi ve birikimin paylaşıldığı,
entegrasyona açık, e-devlet yapısını destekleyen, bilgi ekonomisini yaygınlaştıran bir
ortam yaratılmasına katkıda bulunmuştur.
Maliye SGB.net Sistemi;
Maliye Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatlarının mali işlemlerini
elektronik ortama taşımak suretiyle ölçülebilir, analiz edilebilir, kontrol
edilebilir ve daha iyi yönetilebilir bir yapıyı oluşturmaya katkı
sağlamaktadır.
Üst yönetici, harcama yetkilileri ve iç kontrol sisteminin ihtiyaç duyacağı;
idareye tahsis edilmiş mali olan ve olmayan her türlü kaynak ile
faaliyetler sonucunda elde edilen çıktılar veya ulaşılan hedefleri, zaman
serileri itibariyle nitel ve/veya nicel bilgiler halinde muhafaza ederek
raporlamaktadır. Böylece, analiz yoluyla üst yönetimin etkin karar
almasına destek olup, alternatif politikalar üretilebilmektedir.
Kamu kaynaklarının, yeni kamu mali yönetim yaklaşımına uygun olarak
etkin, ekonomik ve verimli bir şekilde yönetilebilmesi için, Maliye
Bakanlığı için kaynak envanteri temelinde etkin kaynak yönetimi
altyapısını oluşturmuştur.
Başkanlıkça üretilen aylık ekonomik göstergeler ve yıllık ekonomik
raporları elektronik ortamda üretmesi suretiyle kamunun düzenli
bilgilenmesini sağlamaktadır.
174
İş süreçlerinde hantallığı önleyerek, zaman tasarrufu sağlamıştır.
Harcama süreçlerini standartlaştırarak, mali kayıpların engellemesine
yardımcı olmaktadır.
Başta ofis ve posta giderleri olmak üzere cari harcamalarda tasarruf
sağlamaktadır.
İşlemlerin elektronik ortamda takip edilmesine imkan vererek hataların
azalmasına katkıda bulunmuştur.
Mali işlemlerin elektronik ortamda iç ve dış denetime tabi tutulmasına
imkan tanımaktadır.
Maliye Bakanlığı mali işlemlerinin anlık takibini sağlamasının yanı sıra
veri ve bilginin paylaşımı yoluyla şeffaflık ve hesap verilebilirliği tesis
etmiştir.
Farklı birimlerde yapılan aynı tür harcamaların karşılaştırılması suretiyle
kaynak kullanımının daha kolay kontrol edilmesine ve fayda maliyet
analizi yapılmasına imkan tanımaktadır.
İş süreçlerinde meydana getirdiği iyileştirmeler neticesinde çalışan
memnuniyetini artırmıştır.
Maliye Bakanlığının tüm mali işlemlerinin tek kapıdan, merkez ve taşra
ayrımı yapılmaksızın, entegre bir şekilde sunulmasını sağlamıştır.
Diğer kamu idareleri ile entegrasyon sağlayarak sadece Bakanlığımızın
mali ve yönetsel ihtiyaçlarını değil tüm kamu idarelerinin ihtiyaçlarını
karşılayabilir hale gelmiştir.
E-devlet uygulamalarının yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmuştur.
İlk defa kamu tarafından üretilen bir yazılım bedelsiz olarak kamu
idarelerine verilmiştir.
Yukarıda sayılan kazançların yanı sıra Maliye SGB.net Sistemi ile Türk
Kamu Mali Yönetiminde bu güne kadar yapılmamış ve “Kamuda İlkler” olarak ifade
edilebilecek yenilikler ortaya konulmuştur. Bunlar sırasıyla aşağıda gösterilmiştir
(T.C. Maliye Bakanlığı, 2007);
175
Performans Esaslı Bütçeleme: Kamu mali yönetimi alanında yaşanmakta
olan en önemli değişikliklerden birisi de, merkezden yönetimi esas alan kaynak
dağılımı ve girdi odaklı geleneksel bütçe anlayışından, yetki ve sorumluluk dağıtımı
ile kaynakların yerinden yönetimini esas alan mali yönetim ve çıktı-sonuç esaslı
performans esaslı bütçeleme anlayışına geçilmesidir. İlk defa 2008 yılı Maliye
Bakanlığı Bütçesi, Bakanlık Stratejik Plan’da (2008-2012) belirlenen amaç ve
hedeflere uygun olarak, performans esaslı bütçe anlayışına göre, Sistem üzerinden
elektronik ortamda ve performans programı ile eşlenik olarak hazırlanmıştır.
Hedef Odaklı Maliyetlendirme: Maliye SGB.net Sistemi, stratejik hedeflere
ulaşma maliyetlerinin, proje ve faaliyet bazında takibi ile idarenin sahip olduğu tüm
kaynakların stratejik hedeflere yönelik olarak kullanılmasını sağlayacak alt yapıyı
sunmaktadır.
Tahakkuk Sürecinin Takibi: Bir mali süreç ya da harcama sürecinin
tahakkuk aşaması aşama aşama Sistemde takip edilebilmektedir.
Elektronik Ortamda Yatırım Bütçesi: Bakanlık yatırım bütçesi elektronik
hazırlanmış ve cari bütçe ile entegre edilerek, Bakanlık bütçe teklifi sunulmuştur.
Kamuda Adrese Teslim Elektronik Kütüphane Hizmeti: Maliye SGB.net
Sisteminde kurulan sayısal kütüphane teknolojileri ile bilginin kullanımı ve
yaygınlaştırılmasına olumlu katkıda bulunulmuştur. Sistem üzerinden okuyucular
kitap talebinde bulunabilmekte ve talep edilen kitaplar okuyuculara kütüphane
görevlilerince teslim edilmektedir. Aynı zamanda okuyucular, kitapların içeriğini
elektronik ortamda inceleyebilme imkânı bulmuşlardır.
Bakanlık Taşınır Mal Envanter ve Analizi: Bakanlığın merkez ve taşra
teşkilatında kullanılan taşınır mallar ilk defa, Maliye SGB.net Sistemi üzerinde kayıt
altına alınarak, “Bakanlık Taşınır Envanteri” çıkartılmıştır. Böylece, Bakanlık
envanter analizi yapılma imkânına kavuşulmuştur. Yapılan analiz çalışmalarıyla da
etkin bir taşınır mal yönetimine geçilmiş, ihtiyaç fazlası ve eksiklikler tespit edilerek,
taşınırların birimler arasında etkin ve dengeli dağılımının sağlanması için gerekli
çalışmalara başlanılmıştır.
Fazla Mesai Takibi ve Analizi: Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatında
yapılan fazla mesai çalışmalarına ilişkin kayıtlar Sistem üzerinden yapılmaktadır.
176
Fazla mesai ile ilgili her türlü bilgiye Sistem üzerinden ulaşılarak gerekli raporlar
alınabilmektedir. Elde edilen raporlar çerçevesinde kişi, birim, il, bölge ve ülke
genelinde karşılaştırmalar yapılarak iş/zaman planlamasına gidilebilmektedir. Bu
sayede, fazla mesai ödemelerinde hata ve mükerrerlikler önlenmiştir.
Mevzuatla Uyumlu Entegre Sistem: SGB’lerin çalışma usül ve esasları
mevzuat ile belirlenmiş olduğu için, tüm kamu idarelerine örnek entegre ilk
sistemdir.
İdare bazında yetkilendirme: Kullanıcı yönetimi modülü sayesinde, merkez
tarafından yetkilendirilen kullanıcı (Defterdar, mal müdürü gibi), kendi yetki alanı
içindeki erişim haklarının dilediği kısmını, kendi birimi içerisindeki diğer
kullanıcılara devredebilir. Bu amaçla yeni kullanıcıyı merkezden bağımsız olarak
Sistemde tanımlayabilir.
Kimlik Paylaşımı: Kimlik Paylaşım Modülü ile Bakanlığımız birimlerinin
gerçekleştirdikleri işlemlerde, vatandaşlardan Nüfus Cüzdanı ve İkametgah
İlmühaberi istenilmemekte, Sistem üzerinden işlemler daha hızlı ve etkin bir şekilde
yapılmaktadır.
e–Fatura: Sistem sayesinde elektrik, su, doğalgaz, telefon, kira gibi düzenli
fatura ödemelerinde, Harcama Yönetimi Modülü kapsamında elektronik kayıt olarak
diğer sistemlerden alınan fatura bilgileri esas alınarak oluşturulan ödeme emri
belgesi ve faturanın bir örneği Sistemden izlenebildiği gibi ilgili kullanıcıların
elektronik posta adreslerine de gönderilmektedir.
Maliye SGB.net Sisteminin bu kazanımlarının yanı sıra çeşitli modüllerinin
sağladığı maliyet tasarruflarına ilişkin bazı örnekler aşağıda verilmiştir;
Maliye SGB.net Sistemi öncesinde Bakanlığın taşra birimlerinin ödenek
talepleri asgari 20 günde merkez harcama birimleri tarafından değerlendirilmekteydi.
Maliye SGB.net Sisteminin kurulmasından sonra Sistem üzerinden yapılan ödenek
talepleri ise merkez harcama birimleri tarafından anında görülmektedir.
177
Şekil 3.20. Maliye SGB.net Sisteminden Önce Ödenek Talep Gönderme Süreci
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net-Çanakkale, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=yüzde2fybsyüzde2fsunumlaryüzde2fMaliyeyüzde20SGByüzde2enetyüzde20Sunumlaryüzdec4yüzdeb1&FolderCTID=&View=yüzde7b7D779C76yüzde2d9C42yüzde2d42AAyüzde2dB889yüzde2dE17615AB1B4Cyüzde7d)>, (28.01.2011).
Harcama Yönetim Modülü oluşturulmadan önce bakanlıkta 3 gün süren bir
alım sürecinin maliyeti 150 TL (3 gün X 50 TL günlük yevmiye) iken, bu modül ile
süre 1 güne, maliyet ise 50 TL’ye düşmüştür. Böylece, bu modül sayesinde hem
zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlanmıştır.
Çizelge 3.6. Bir Alım Sürecinden Elde Edilen Maliyet TasarrufuKonu SGB.net’ten Önce SGB.net’ten Sonra
Bir Alım Süreci Maliyeti 3 Gün X 50 TL = 150 TL 1 Gün X 50 TL = 50 TL
Toplam Tasarruf 30.000 X 150 TL =
4.500.000 TL 30.000 X 50 TL =
1.500.000 TL
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net-Başbakanlık proje yarışması, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=yüzde2fybsyüzde2fsunumlaryüzde2fMaliyeyüzde20SGByüzde2enetyüzde20Sunumlaryüzdec4yüzdeb1&FolderCTID=&View=yüzde7b7D779C76yüzde2d9C42yüzde2d42AAyüzde2dB889yüzde2dE17615AB1B4Cyüzde7d>, (29.01.2011).
Harcama Yönetim Modülü oluşturulmadan önce, fazla mesai manuel ortamda
hesaplandığı için suistimallere neden oluyordu. SGB.net Sistemi ile Bakanlık merkez
ve taşra birimlerince, Fazla Çalışma Usul ve Esasları doğrultusunda ödenmekte olan
Fazla çalışma karşılıkları, İç/ön mali kontrol Fazla Mesai Alt Modülü içerisinde
hazırlanmakta ve ilgili dökümler alınmaktadır. Bu modülle sağlanan mesai
otomasyonu, çalışanların gereğinden fazla mesai yazdırmasını engelleyerek
mesailerin kayıt altına alınmasına ciddi denetim getirmektedir. Çizelge 3.7.’de de
görüldüğü gibi, Maliye Bakanlığında 2010 yılı için hafta sonu mesai ücretinin 6 TL
178
ve fazla mesai karşılığı alabilecek Maliye Bakanlığının taşra teşkilatında 20.000
personel olduğu göz önüne alındığında, SGB.net Sistemi öncesinde bu personelin
tümünün örneğin Pazar günü için fazla mesai yazdırdığı varsayımı altında, bunun
Maliye Bakanlığına 1 yıl için maliyeti 6.240.000 TL olurken, SGB.net Sistemi
sonrasında sağlanan mesai otomasyonu sayesinde bu imkan ortadan kalkmış ve
Sistem, kullanılmaya başlanılmasından itibaren 4 yıl içinde Bakanlığa 24.960.000 TL
tasarruf sağlamıştır.
Çizelge 3.7. Fazla Mesai Alt Modülü ile Elde Edilen Maliyet Tasarrufu
Konu SGB.net’ten Önce SGB.net’ten Sonra Bir Alım Süreci Maliyeti 3 Gün X 50 TL = 150 TL 1 Gün X 50 TL = 50 TL
Toplam Tasarruf 30.000 X 150 TL =
4.500.000 TL 30.000 X 50 TL =
1.500.000 TL
Kaynak: Çakır, A. (Strateji Geliştirme Bakanlığı, maliye uzmanı), "Maliye SGB.net Sisteminin Sağladığı Maliyet Tasarrufu" konulu sözlü görüşme, T.C. Maliye Bakanlığı, Ankara, 2011.
Türk Telekom ile sağlanan entegrasyon sayesinde bakanlık telefon faturaları
Harcama Yönetim Modülü aracılığıyla e-ortamda elde edilmeye başlanmıştır.
Harcama Yönetim Modülünün maliyeti 92.000 TL iken, Türk Telekom ile yapılan
anlaşma sayesinde sadece bir yılda elde edilen ücretsiz konuşma kazancı (69.840 TL)
ile bile modülün maliyetinin yarısından fazlası 1 yılda geri kazanılmıştır.
Çizelge 3.8. E-Fatura ile Elde Edilen Maliyet Tasarrufu
Maliyet Geri Dönüşü
Harcama Modülü Proje Maliyeti 92.000 TL
Bakanlık Telefon Sayısı 4.850 adet
Yıllık Fatura Sayısı 58.200 adet
Yıllık Ücretsiz Konuşma Kazancı 69.840 TL
Telefon başına kazanç 14.4 TL
Fatura başına kazanç 1.20 TL
Fatura başına proje maliyeti 1.58 TL
Kaynak: Aladağ, E. (Strateji Geliştirme Bakanlığı, maliye uzmanı), "Maliye SGB.net Sisteminin Sağladığı Maliyet Tasarrufu" konulu sözlü görüşme, T.C. Maliye Bakanlığı, Ankara, 2011.
179
Maliye SGB.net Sistemi içinde yer alan modüllerden Performans bütçe
Modülünün SGB’ye maliyeti 100.000 TL olmuştur. Kamu kurum ve kuruluşları ile
yapılan protokoller sonucunda Sistemin kurulumu yapılan 69 kurumda bedelsiz
olarak kullanılması imkanı sağlanmış ve bu kurumlarda bu modülün kurulması
gereğinin ortadan kalkması ile elde edilen toplam tasarruf 6.900.000 TL olmuştur.
Maliye SGB.net Sisteminin amaçlarından birisinin de bu Sistemin Türkiye’de
mevcut 130 adet kamu kurum ve kuruluşunda uygulanması olduğu göz önünde
bulundurulduğunda elde edilmesi beklenen tasarruf ise 13.000.000 TL olacaktır.
Çizelge 3.9. Performans Bütçe Modülü ile Elde Edilen Maliyet Tasarrufu
Performans Bütçe Modülü
Kullanan Kamu İdareleri 69
Toplam Tasarruf 69 X 100.000 TL = 6.900.000 TL
Beklenen Tasarruf 130 X 100.000 TL = 13.000.000 TL
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net-Başbakanlık proje yarışması, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=yüzde2fybsyüzde2fsunumlaryüzde2fMaliyeyüzde20SGByüzde2enetyüzde20Sunumlaryüzdec4yüzdeb1&FolderCTID=&View=yüzde7b7D779C76yüzde2d9C42yüzde2d42AAyüzde2dB889yüzde2dE17615AB1B4Cyüzde7d>, (29.01.2011).
2007 yılından itibaren yürürlüğe giren Taşınır Mal Yönetmeliği ile taşınırlara
ilişkin tüm işlemlerin elektronik ortamda yapılması zorunluluğu getirilmiştir. Maliye
SGB.net Sistemi içinde yer alan modüllerden Taşınır Mal Modülü, tamamen Taşınır
Mal Yönetmeliği'ne uygun olarak geliştirilmiş, web tabanlı bir yazılımdır. Bu
yazılımın SGB’ye maliyeti 150.000 TL olmuştur. SGB.net Sistemi ile; taşınır mal
kaydının, kurulum yapılan 69 kurumda ayrı ayrı yapılması yerine Sistem üzerinden
yapılması sayesinde, mükerrer yatırımların önüne geçilmiş, kamu kaynağının etkili,
ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılması sağlanmıştır. Böylece
Türkiye çapında, kurulum yapılan 69 kurumda bu modülün ayrı yarı satın alınması
yerine bedelsiz olarak Sistem ile elde edilmesi yoluyla toplam 10.350.000 TL
tasarruf sağlanmıştır.
180
Çizelge 3.10. Taşınır Mal Modülü Sayesinde Elde Edilen Maliyet Tasarrufu
Konu SGB.net’ten Önce SGB.net’ten Sonra
Kamu kurumlarında taşınır mal kaydının elektronik ortamda yapılması için gereken harcama tutarı (1 Kurum için Yazılım Programı Maliyeti)
150.000 TL e-ortam (ücretsiz)
Toplam Tasarruf69 Kurum X 150.000 TL
= 10.350.000 TL e-ortam (ücretsiz)
Kaynak: Saygılı, Y. ve İnce, İ. (Strateji Geliştirme Bakanlığı, mali hizmetler uzmanı), "Maliye SGB.net Sisteminin Sağladığı Maliyet Tasarrufu" konulu sözlü görüşme, T.C. Maliye Bakanlığı, Ankara, 2011.
Öte yandan Maliye SGB.net Sisteminin modülerinin ölçülebilir bazı
kazanımları Çizelge 3.11.’de gösterilmektedir.
181
Çizelge 3.11. Maliye SGB.net Sisteminin Ölçülebilir KazanımlarıKONU ÖNCE ŞİMDİ
Ödenek – Talep Gönderme Süreci 20 Gün 1 DakikaÖdenek Talep Kağıdı (Adet / Yıl) 87.000 E-Ortam
Ödenek Talep Maliyeti (TL / Yıl) 1.100.000 Yok
Ödenek Üstü Harcama Kontrolü 5 Gün Anlık
Yatırım Programı Teklif Revizesi 1 Gün 1 Dakika
Yatırımların Proje ve Alt Proje Bazında Takibi Yapılmıyordu Anlık
Kesin Hesap Çalışmaları 5 Gün 1 Dakika
Harcama Takibi Yıllık Anlık
Taşınırların Miktar ve Tutar Kontrolleri Yapılmıyordu Anlık
Taşınır Envanter Yönetimi Yapılmıyordu Anlık
Mal Yönetim Dönemi Hesabı Yapılmıyordu Anlık
Taşınır Mal İşlem Raporu 1 ay AnlıkTaşınır Mal İşlemi İçin Kullanılan Kağıt (Adet / İşlem)
>100.000 E-Ortam
Taşınır Mal İşlem Maliyeti (TL / İşlem) 980.000 Yok
Birimler Arası Taşınır Devri İsraf vardı %10 Tasarruf
Raporlama ve Analiz Yapılmıyordu 2 Saat
Fazla Mesai İşlemleriHata olasılığı
yüksektiHatasız
Fazla Mesai Ödemeleri İsraf vardı %14 Tasarruf
İhale Bilgileri Mükerrer Kayıt Tek Kayıt
Ödenek Gönderme Gecikmeli Tam ve zamanında
Harcama Molülünde Kağıt Tasarrufu 630.000 Adet e-Ortam
Harcama Molülünde Emek Tasarrufu 11.250 Adam/Yıl e-Ödeme
Gecikmeli Ödemeler Vardı Yok
Performans Esaslı Bütçe Yapılmıyordu e-Ortam
Performans İzleme Yapılmıyordu e-Ortam
Elektronik Ortamda Yayın talebi Yapılmıyordu Anlık
Harcırah Düzenlemesi Manuel e-Ortam
e-Fatura Yoktu Var
İl / Birim / Kişi Bazında Harcama Mukayesesi Yapılmıyordu Anlık
Şehir dışı / Yurt dışı Görevlendirme Takibi Manuel e-Ortam
Alacak Takibi Manuel e-Ortam
Yatırım Programı Teklif Revizesi 1 Gün 1 Dakika
Yatırımların Proje ve Alt Proje Bazında Takibi Yapılmıyordu Anlık
Ön Mali Kontrol Manuel e-Ortam
e-Kütüphane Yoktu Var
Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Maliye SGB.net-Başbakanlık proje yarışması, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=yüzde2fybsyüzde2fsunumlaryüzde2fMaliyeyüzde20SGByüzde2enetyüzde20Sunumlaryüzdec4yüzdeb1&FolderCTID=&View=yüzde7b7D779C76yüzde2d9C42yüzde2d42AAyüzde2dB889yüzde2dE17615AB1B4Cyüzde7d>, (29.01.2011).
182
Maliye SGB.net Sistemi projesinin hazırlanması ve uygulanması
aşamalarında önemli dersler çıkarılmış olup, bunlar aşağıda belirtilmiştir.
Uygulamaya geçmeden önce süreçler gözden geçirilmeli, iş problemi
çözülmeli, sonra bu çözüme uygun teknoloji tedariğinde bulunulmalıdır.
Proje süresince özel kesim ve kamu kesiminden oluşan konu uzmanları
sürekli işbirliği ve etkileşim içinde çalışmalıdır.
Kullanıcılarla etkileşim içinde olunmalı, uygulama sırasında kullanıcıya
destek mekanizması kurulmalı ve sık sık kullanıcı anketleri düzenlenerek
bunlardan alınan geri bildirim doğrultusunda, kullanıcı memnuniyeti
artırılmalıdır.
Proje, pilot uygulama yerine genel ve yaygın uygulama yoluyla hayata
geçirilmelidir.
Üst yönetim sürekli bilgilendirilmeli ve üst yönetici desteği sağlanmalıdır.
Belirli periyotlar halinde bilgilendirme ve tanıtım toplantıları yapılarak
farkındalık yaratılmalıdır.
Yapılacak yatırımlar kademelendirilmelidir.
Çalışanlara sürekli eğitim verilerek motivasyonları artırılmalıdır.
Süreç ve yönetim bütünlüğü bozulmamalıdır.
Tasarım, süreci bir bütün olarak ele alabilmelidir.
Model mali süreçlerle, iş süreçleri arasındaki ilişkiyi kavramalı ve
bütünleşik davranabilmelidir.
Veri paylaşımı yaygınlaştırılmalıdır.
183
3.4. Etkin Bir E-Devlet Örneği Olarak Maliye SGB.Net Sisteminin
Yönetişim İlkelerine Katkıları Üzerine Bir Araştırma
3.4.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi
Dünyada ve Türkiye’de, gerek merkezi yönetim gerekse yerel yönetim
düzeyinde, artan oranda kullanımı yaygınlaşan e-devlet uygulamaları içerisinde 2007
yılında uygulanmaya başlanan Maliye SGB.net Sisteminin şeffaflık, hesap
verebilirlik, etkinlik, verimlilik, katılım gibi yönetişim ilkelerine katkısının ölçülmesi
bu araştırmanın temel amacını oluşturmaktadır. Bu amaçla, Sistemi kullanan kamu
kurum ve kuruluşlarının personelinin e-devlet hakkındaki bilgileri, uygulamaları,
alınan karar ve uygulamalara etkisi, gerek personel gerekse kurum düzeyinde
meydana gelen değişiklikler ve yaşanan sorunlar tespit edilmeye çalışılmaktadır.
Böylece SGB.net Sisteminin örneği üzerinden e-devlet modelinin, özelde kamu
kurumları için, genelde ise tüm toplum için etkinliği sağlayan, refahı arttıran bir
uygulama olduğu ortaya konulmaya çalışılacaktır.
3.4.2. Araştırmanın Evreni, Örneklemi ve Veri Toplama Süreci
Araştırmanın evreni, Maliye Bakanlığında ve protokol yapılan diğer kamu
kurum ve kuruluşlarında Maliye SGB.net Sistemini kullanan personeldir. Bu
bağlamda araştırma, Maliye Bakanlığında ve Maliye SGB.net Sistemi kullanımına
yönelik ücretsiz protokol yapılan 79 kurumdan Sistemi aktif olarak kullanan 16
kurum üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, anket yöntemi kullanılmıştır.
Uygulamanın başlamasından önce 10 adet anket ön değerlendirmeler
yapabilmek açısından gönüllü katılımcılara uygulanmıştır. Alınan sonuçlar
değerlendirilmiş; anketlerde gerekli düzeltmeler ve güncellemeler yapılmıştır.
Araştırma amaçları doğrultusunda hazırlanan anket formundaki soruların
belirlenmesinde ilgili literatür ve bu konuda daha önce gerçekleştirilen çalışmalar
(Karkın, 2003; Kösecik-Karkın, 2004; Fıstıkçıoğlu, 2007) dikkate alınmıştır. Anketi
oluşturan sorular tespit edildikten sonra, taslak anketteki sorular araştırmanın
amaçları ve varsayımları ile karşılaştırılmıştır.
184
Anket iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde katılımcıların cinsiyet,
yaş, eğitim gibi kişisel bilgileri ile ilgili sorular yer almaktadır. İkinci bölümde ise
Maliye SGB.net Sisteminin e-devlet ve yönetişim ilkelerine katkısı konusunda
kurum çalışanlarının bakış açısını ölçmeye yönelik sorular yer almaktadır.
Anketlerin uygulanması Ocak 2011–Mart 2011 tarihleri arasında
gerçekleşmiştir. Tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılarak kurumların personeline
toplam 100 adet anket dağıtılmış veya iletilmiştir. Uygun durumlarda anketler
yüzyüze görüşmeler yoluyla doldurulmuştur. Yüzyüze görüşmenin yapılamadığı
durumlarda ise anket belirlenen kişilere iletilmiş ve uygun bir süre sonunda geri
alınmıştır. Verilen anketlerden ancak 56 adedinin, anket dağıtılan personelin
defalarca ziyaret edilmesi ve aranması sonucu geri dönüşü sağlanabilmiş ve bu
formlar değerlendirilmeye alınmıştır. Anket çalışması tamamlandıktan sonra, elde
edilen verilerin gösterilmesi ve yorumlanmasında çizelge ve şekillerden
faydalanılmıştır.
3.4.3. Araştırmanın Hipotezleri, Varsayımları ve Sınırlılıkları
Araştırmanın temel varsayımı; Maliye SGB.net Sistemi ve e-devlet, şeffaflık,
hesap verebilirlik, etkinlik, verimlilik, katılım gibi yönetişim ilkeleri üzerinde olumlu
katkılarda bulunmaktadır. Bu varsayımla uyumlu olarak, Maliye Bakanlığında ve
protokol yapılan diğer kamu kurum ve kuruluşlarında Maliye SGB.net Sistemini
kullanan ve ankete katılan personelin, genelde e-devlet ve özelde ise Maliye SGB.net
uygulamalarının etkinlik, verimlilik, şeffaflık, hesap verebilirlik, katılım, hızlı ve
kolay erişim sağladığını dolayısıyla bu uygulamaların yönetişim anlayışı üzerinde
olumlu katkıda bulunduğunu düşündükleri ifade edilebilir. Ancak bunun yanı sıra
katılımcılar uygulamada hala birtakım eksiklikler bulunduğu ve bu eksikliklerin bir
an önce tamamlanmaya muhtaç olduğunu da belirtmektedir.
Araştırmanın yürütülmesi esnasında yaşanan en önemli sınırlılık, kurumlar
düzeyinde daha önce böyle bir anket uygulaması yapılmamış olmasıdır. Bu nedenle,
ancak defalarca ziyaretten sonra anket formlarının doldurulması sağlanabilmiştir.
185
3.4.4. Araştırmanın Yöntemi
Bu bölümde araştırmaya dâhil edilen kamu kurumlarının seçilmesi, anket
formlarının hazırlanması, cevaplanan anketlerin kodlanması ve verilerin analiz
edilmesinde kullanılan yöntemler hakkında bilgi verilecektir. Araştırmada izlenen
yöntem Şekil 3.21.’deki gibi gösterilebilir.
Şekil 3.21. Araştırmada İzlenen Yöntem
3.4.5. Araştırmanın Bulguları
Çalışmanın bu bölümünde, genelde e-devlet ve özelde ise Maliye SGB.net
Sisteminin verimlilik, etkinlik, şeffaflık, hesap verebilirlik, katılım, hızlı ve kolay
erişim gibi yönetişim ilkeleri üzerindeki etkileri incelenecektir.
Bu bağlamda aşağıda sırasıyla ankette yer alan sorular ve bunlara verilen
cevaplara ilişkin değerlendirmelere yer verilecektir.
186
Araştırma Anketini Cevaplayanlara İlişkin Demografik Bilgiler
Araştırma anketini cevaplayanların cinsiyet ve eğitim durumlarına ilişkin
bilgiler Şekil 3.22’de görüldüğü gibidir.
34,0
66,0
Bayan Erkek
Şekil 3.22. Araştırma Anketini Cevaplayanların Cinsiyetleri
Araştırma anketini cevaplayanların yüzde 34’ü bayan, yüzde 66’sı erkektir.
Buna göre, Araştırmaya katılanların yarısından fazlasının erkek olduğu
belirlenmiştir. Bayanların katılım düzeyi, erkeklerle karşılaştırıldığında düşük
düzeyde kalmaktadır. Çizelgedeki kadın/erkek oranının Türkiye’de kadınların
işgücüne katılım oranları3 ile kıyaslandığında beklentilere uygun olduğu
anlaşılmaktadır.
3 OECD 2006 istihdam raporuna göre; Türkiye, yüzde 26.5 seviyesinde olan kadınların işgücüne katılma oranı ile 30 OECD ülkesi içinde 'en kötü' durumda olan ülke olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2010 yılı Aralık dönemi verileri incelendiğinde de, kadınların işgücüne katılma oranı Türkiye genelinde yüzde 27,2 olarak görülmektedir (www.tuik.gov.tr).
187
19,1
68,1
12,8
İlk, orta, lise 2-4 yıllık okullar Yüksek lisans , Ph.D.
Şekil 3.23. Araştırma Anketini Cevaplayanların Eğitim Durumları
Anketini cevaplayanların yüzde 19,1’i ilk, orta, lise, yüzde 68,1’i 2-4 yıllık
okullar ve yüzde 12,8’i yüksek lisans ve üstü düzeyde eğitime sahiptir. Yani
katılımcıların yaklaşık dörtte üçü lise sonrası eğitim alan, dolayısıyla eğitimli olarak
tanımlanabilecek kişilerden oluşmaktadır. Bu durumda söz konusu kurum
çalışanlarının ağırlıklı olarak üniversite mezunu olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca çalışanların 68,1’lik kısmının üniversite mezunu olması kurumun kullanacağı
bilişim ve iletişim teknolojilerine, daha hızlı uyum sağlanacağının bir işareti olarak
görülebilir.
188
Maliye SGB.net Sisteminin, Çalışanlar ve Diğer Kamu Kurumlarıyla
Olan İletişim Üzerindeki Etkisi
1. Maliye SGB.net sayesinde diğer kamu kurumlarıyla olan iletişiminiz
hızlandı mı?
50,0
34,1
15,9
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.24. Maliye SGB.net Sisteminin İletişim Üzerindeki Etkisi
Yeni yönetim anlayışının temelinde yatan iletişimin kurulmasıyla, kamu
hizmetlerinde etkinliğin ve verimliğin arttırılması hedeflenmektedir. E-devlet modeli
de bu iletişimi hızlandıran, kamu hizmetlerinde etkinliği ve verimliliği arttıran bir
modeldir. E-devlet modeli ile birlikte bireyler arasındaki, kurumlar arasındaki ve
bireylerle kurumlar arasındaki iletişimin hızlanacağı, ayrıca gerek diğer kamu
kurumlarıyla gerekse vatandaşlarla aradaki kırtasiyeciliği kaldırarak zaman tasarrufu
sağlayacağı dolayısıyla kamu hizmetlerinde etkinlik ve verimliğin artacağı
öngörülmektedir.
Maliye SGB.net sayesinde diğer kamu kurumlarıyla olan iletişiminiz hızlandı
mı? sorusuna katılımcıların yüzde 50’si Maliye SGB.net sayesinde taraflarla olan
iletişimin hızlandığını, yüzde 34,1’i iletişimin kısmen hızlandığını ifade etmiştir.
Fakat yüzde 15,9’luk kısmı ise iletişimde hızlılık sağlanmadığını belirtmiştir. Yani,
katılımcıların büyük çoğunluğu Maliye SGB.net Sisteminin çalışanlar ve diğer kamu
kurumlarıyla olan iletişimi hızlandırdığını yani kırtasiyeciliği kaldırarak zaman
tasarrufu sağladığını düşünmektedirler.
189
Maliye SGB.net Sisteminin Katılımcılık Konusunda Etkisi
2. Maliye SGB.net Sistemi ile ilgili talep ve şikayet vb. konularda yorum
yazma imkanı bulunmakta mıdır?
57,831,1
11,1
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.25. Sistem ile ilgili Talep ve Şikayet vb. Konularda Yorum Yazma İmkanı Bulunmakta Mıdır?
Katılımcıların yüzde 57,8’i Maliye SGB.net Sistemi ile ilgili yorum yazma
imkanı bulunduğunu, yüzde 31,1’i kısmen yorum yazma imkanı bulunduğunu
belirtmiştir. Katılımcıların yüzde 11,1’luk kısmı ise Sistem ile ilgili yorum yazma
imkanı bulunmadığını ifade etmiştir. Aslında çalışmada SGB.net Sisteminin
anlatıldığı 3’üncü Bölümün Projede Kullanılan Kaynaklar kısmında kullanıcıların
gerek Sistem ile ilgili görüş ve önerilerinin yer aldığı gerekse karşılaşılan sorunların
paylaşıldığı ve Yardım Masasında görevli personel tarafından her bir soru ve öneriye
cevap verildiği ‘Forum’ sayfası bulunduğu belirtilmişti. Zira
http://uygulama.sgb.gov.tr/ adresinden SGB.net Sistemine giriş yapıldığında Sistem
ile ilgili talep ve şikayet vb. konularda yorum yazma imkanı bulunan bir Forum
sayfası yer aldığı görülmektedir. Bu durum ankete katılanlardan yüzde 11,1’lik
kısmının Sistem hakkında tam olarak bilgi sahibi olmadığı ya da Sistemi yeni
kullanmaya başladığı anlamına gelmektedir.
190
3. Maliye SGB.net Sistemi karar alma yetkisine çalışanların da katılımını
sağlamakta mıdır?
24,4
53,7
22,0
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.26. Sistem Karar Alma Yetkisine Çalışanların Katılımını Sağlar Mı?
E-devlet uygulamalarının öngörülen amaçlarından birisi de halkın yönetime
katılmasıdır. Ankete katılanların yüzde 24,4’ü Maliye SGB.net Sisteminin karar alma
yetkisine çalışanların da katılımını sağladığını, yüzde 53,7’si Sistemin, kısmen karar
alma yetkisine çalışanların da katılımını sağladığını belirtmiştir. Fakat yüzde 22’lik
kısmı Sisteminin karar alma yetkisine çalışanların katılımını sağlamadığını ifade
etmiştir. Bu sonuçların teoride savunulan ‘E-devlet uygulamaları vatandaşların
yönetime katılımını sağlar’ görüşüyle tam olarak uyumlu olmamasının nedeni ise
Maliye SGB.net Sisteminden vatandaşların tümünün değil, yalnızca kamu
kurumlarının ve bu kurumların personelinin yararlanıyor olmasıdır.
191
4. Maliye SGB.net uygulamalarıyla ilgili hiç hizmet içi eğitim aldınız mı?
66,017,0
17,0
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.27. Maliye SGB.net uygulamalarıyla ilgili hiç hizmet içi eğitim aldınız mı?
Daha önce de değinildiği üzere, e-devlet uygulamalarının gerçek anlamda
uygulanabilmesi ve Sisteme karşı oluşabilecek direncin azaltılması için gerekli
eğitim çalışmalarına ağırlık verilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda katılımcıların
yüzde 66 gibi büyük çoğunluğu SGB.net uygulamalarıyla ilgili eğitim aldıklarını,
yüzde 17’lik bir kısmı kısmen eğitim aldıklarını ifade etmişlerdir. Katılımcıların
yüzde 17’lik kısmı ise eğitim almadıklarını belirtmişlerdir. Buradan çıkan sonuçlara
göre, personelin e-devlet uygulamalarından haberdar olmalarında ve bilgisayar ve
internet kullanımı ile e-devletin yaygınlaştırılması hususunda, SGB.net uygulamaları
katkıda bulunmuştur denilebilir. Ayrıca, SGB.net uygulamalarının gerçek anlamda
kullanılması, sorun alanlarının ve engellerin oluşmaması için gerekli eğitim
çalışmalarının devam etmesi gerekmektedir.
192
Maliye SGB.net Sisteminin Sağladığı Etkinlik Düzeyi
5. ‘SGB.net bürokrasiyi, kırtasiye masraflarını ve fazla personel maliyetlerini
azaltarak kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasını sağlar’ ifadesine katılıyor
musunuz?
65,9
22,7
11,4
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.28. Maliye SGB.net Sistemi Bürokrasiyi, Kırtasiye Masraflarını ve Fazla Personel Maliyetlerini Azaltarak Kaynakların Daha Etkin ve Verimli
Kullanılmasını Sağlar Mı?
E-devlet uygulamalarının yönetimin işleyişine sağladığı katkılardan biri de
verimliliktir. Maliye SGB.net Sistemi bürokrasiyi, kırtasiye masraflarını ve fazla
personel maliyetlerini azaltarak kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasını
sağlamakta mıdır? sorusuna katılımcıların yüzde 65,9’u evet cevabını vermişlerdir.
Diğer cevaplar sırasıyla, yüzde 22,7’si kısmen ve yüzde 11,4’ü ise hayır olarak ifade
edilmiştir. Fıstıkçıoğlu (2007)’nun Gaziantep Belediyesi personeli kapsamında
yaptığı araştırmaya göre, e-belediye uygulamaları bürokrasiyi, kırtasiye masraflarını
ve fazla personel maliyetlerini azaltarak kaynakların daha etkin ve verimli
kullanılmasını sağlar sorusuna katılımcıların yüzde 92’si (44 kişi) katıldığını
belirtmiştir. Yıldırım (2007)’ın kamu personeli üzerinde yaptığı araştırmada, “e-
devlet yönetimde etkinlik sağlar” ifadesine katılımcıların yüzde 91,1’i aynı fikirde
olduklarını beyan etmişlerdir. Söz konusu bu iki çalışmada olduğu gibi, bizim
çalışmamızda elde edilen sonuçlara göre de, etkin bir e-devlet uygulama örneği olan
Maliye SGB.net Sisteminin kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasını
sağlayarak yönetişimin etkinlik ilkesine katkıda bulunmaktadır denilebilir.
193
6. SGB.net Sisteminin hizmet sunulmasında etkinliği ve hızı artırdığını
düşünüyor musunuz?
70,2
21,3
8,5
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.29. Maliye SGB.net Sistemi Hizmet Sunulmasında Etkinliği Ve Hızı Artırır Mı?
E-devlet daha etkin, verimli ve kaliteli kamu hizmeti için bilgi ve iletişim
teknolojilerinin kullanılmasıdır (Heeks, 2008). Yani, bireylere yüksek kaliteli ve hızlı
hizmet sunulması, e-devletin amaçlarından biridir. Bu bağlamda, SGB.net Sisteminin
hizmet sunulmasında etkinliği ve hızı artırdığını düşünüyor musunuz? sorusuna
katılımcıların yüzde 70,2 gibi büyük çoğunluğu Sistemin hizmet sunulmasında
etkinliği ve hızı artırdığını, yüzde 21,3’lük kısmı Sistemin kısmen etkinliği ve hızı
artırdığını ifade etmişlerdir. Katılımcıların yüzde 8,5’lik küçük bir kısmı ise Sistemin
etkinliği ve hızı artırmadığını belirtmişlerdir. Buradan çıkan sonuçlara göre,
personelin görüşleri, teori ve dolayısıyla çalışmada savunulan e-devlet ve Türkiye’de
e-devletin başarılı örneklerinden biri olan Maliye SGB.net Sistemi hizmet
sunumunda etkinliği ve hızı artırır görüşü ile uyumludur.
194
7. SGB.net Sistemi personel üzerindeki yükü hafifletmekte midir?
57,429,8
12,8
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.30. Maliye SGB.net Sistemi Personel Üzerindeki Yükü Hafifletmekte Midir?
E-devlet, hizmet sunumunda teknolojiye uyum sağlayabilecek nitelikli
personel kullanımına ihtiyaç duymaktadır. Zira ankete katılanların yüzde 57,4’ü
Maliye SGB.net Sisteminin personel üzerindeki yükü hafiflettiğini, yüzde 29,8’i
Sistemin kısmen personel üzerindeki yükü hafiflettiğini ifade etmişlerdir.
Katılımcıların yüzde 12,8’i ise Sistemin personel üzerindeki yükü hafifletmediğini
belirtmişlerdir. Sonuçlardan da görülebileceği gibi katılımcıların büyük çoğunluğu,
Maliye SGB.net Sisteminin personel üzerindeki yükü hafifleterek, Sistemin etkinlik
ilkesine olumlu katkıda bulunduğunu ifade etmektedir. Ancak, yüzyüze yapılan
görüşmelerde ve anket sonuçları değerlendirilirken çalışanların eğitim düzeyi ve
görevi dikkate alındığında, Sistemin personel üzerindeki yükü hafifletmediğini ifade
eden katılımcıların (yüzde 12,8’lik kısım) teknolojiye uyum sağlayabilecek
yeterliliğe sahip olmadığı saptanmıştır.
195
8. SGB.net Sistemi çalışan memnuniyetini arttırmakta mıdır?
61,721,3
17,0
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.31. Maliye SGB.net Sistemi Çalışan Memnuniyetini Arttırmakta Mıdır?
Yönetişim yaklaşımının ve dolayısıyla onun bir aracı olan e-devlet
anlayışının temelinde vatandaş memnuniyeti görüşü yatmaktadır. Buna göre,
kamunun hizmet verdiği vatandaşların yaşamlarının kolaylaştırılması, e-devletin
temel amaçlarından biridir. SGB.net Sistemi çalışan memnuniyetini arttırmakta
mıdır? sorusuna verilen yanıtlar incelendiğinde; katılımcıların yüzde 61,7 gibi büyük
bir çoğunluğu Sistemin çalışan memnuniyetini arttırdığını, yüzde 21,3’ünün Sistemin
çalışan memnuniyetini kısmen arttırdığını, yüzde 17’sinin ise çalışan memnuniyetini
arttırmadığını düşündüğü ortaya çıkmaktadır. Böylece Maliye SGB.net Sisteminin
7’nci soruya verilen yanıtlarla bağlantılı olarak, Sistemi kullanan personelin
üzerindeki yükü hafifleterek personelin memnuniyetini arttırdığını ve yönetişim
ilkelerinden etkinlik üzerinde olumlu bir katkısı bulunduğunu söylemek mümkün
olmaktadır.
196
9. SGB.net Sisteminin altyapı konusunda yeterli olduğunu düşünüyor
musunuz?
40,4
42,6
17,0
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.32. Maliye SGB.net Sistemi Altyapı Konusunda Yeterli Midir?
SGB.net Sisteminin altyapı konusunda yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
sorusuna ankete katılanların yüzde 40,4’ü Sisteminin altyapı konusunda yeterli
olduğunu, yüzde 42,6’sı Sistemin altyapı konusunda kısmen yeterli olduğunu ifade
etmişlerdir. Katılımcıların yüzde 17’si ise, Sistemin altyapı konusunda yeterli
olmadığını belirtmişlerdir. Katılımcıların yüzde 17’lik kısmının Sisteminin altyapı
konusunda yeterli olmadığını düşünmelerinin en önemli nedeni ise, katılımcıların
açık uçlu sorulara verdiği yanıtlarda da görülebileceği gibi, Sistemin say2000i
Sistemi ile henüz tam anlamıyla entegrasyonu tamamlamamış olması nedeniyle veri
girişlerinde mükerrerliğe neden olmasıdır.
197
Maliye SGB.net Sisteminin Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Düzeyine
Etkisi
10. SGB.net Sistemi ile sorumluluğun kayıt altına alınması nedeniyle sizin iş
yapma tarzınızda bir değişiklik oldu mu? (daha dikkatli, daha titiz)
51,133,3
15,6
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.33. Maliye SGB.net Sistemi ile Sorumluluğun Kayıt Altına Alınması Nedeniyle Sizin İş Yapma Tarzınızda Bir Değişiklik Oldu Mu?
SGB.net Sistemi ile sorumluluğun kayıt altına alınması nedeniyle sizin iş
yapma tarzınızda bir değişiklik oldu mu? sorusuna katılımcıların yüzde 51,1’i evet,
yüzde 33,3’ü kısmen, yüzde 15,6’sı hayır cevabını vermişlerdir. Katılımcıların büyük
çoğunluğunun denetlenme hissi yaşamamasının, e-devlet uygulamalarının
yaygınlaşmasına önemli derecede destek sağlayacağı açıktır. Bu sayede gizlilik ve
kapalılığın yerini açıklık alacaktır. SGB.net Sistemi ile sorumluluğun kayıt altına
alınmasında bürokratik bir direncin olmadığını görebilmekteyiz. Bu da kurumlarda
şeffaflığın oluşmasına büyük katkı sağlayacaktır.
E-devlet uygulamalarının vatandaşlara ilişkin bilgileri toplayıp,
sınıflandırarak depolama ve kolayca bu bilgilere erişebilme avantajının yanında,
Sistemi bizzat kullanan personelin de denetlenmesinde kolaylık sağladığı
söylenebilmektedir. Çünkü e-devlet uygulamalarını kullanan personel, Sisteme şifre
ve kimlik bilgilerini kullanarak giriş yapmakta ve böylece hangi işlemin kim
tarafından gerçekleştirildiği bilgisi kolayca elde edilebilmektedir. Devlet, bu şekilde,
denetim mekanizmasını pekiştirmektedir.
198
11. SGB.net Sistemi kamusal bilgilere ve kamu hizmetlerine daha ucuz ve
hızlı bir biçimde ulaşmasını sağlamakta mıdır?
58,730,4
10,9
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.34. Maliye SGB.net Sistemi Kamusal Bilgilere ve Kamu Hizmetlerine Daha Ucuz Ve Hızlı Bir Biçimde Ulaşmasını Sağlamakta Mıdır?
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler şeffaflaşmaya yardımcı
olduğu gibi, kamu yönetiminin kullandığı bilgi ve iletişim teknolojileri de yönetimde
şeffaflık ilkesinin benimsenmesi ve yerleşmesinde olumlu etkide bulunmaktadır
(Balcı ve Kırılmaz, 2009: 50). Her türlü bilgiye internet ortamından ulaşılması ‘şeffaf
devlet’ anlayışını da beraberinde getirecek ve devlet-vatandaş ilişkilerini farklı bir
boyuta taşıyarak ‘halk için var olan devlet’ kavramının yerleşmesini sağlayacaktır.
Bu bağlamda, yapılan ankette, SGB.net Sistemi kamusal bilgilere ve kamu
hizmetlerine daha ucuz ve hızlı bir biçimde ulaşmasını sağlamakta mıdır? sorusuna
katılımcıların yüzde 58,7’si evet, yüzde 30,4’ü kısmen, yüzde 10,9’u hayır cevabını
vermişlerdir. Yani katılımcıların çoğunluğu, çalışmada da savunulduğu üzere
Sistemin şeffaflık ilkesine olumlu katkıda bulunduğunu düşünmektedir.
199
12. SGB.net Sistemi ile hızlı ve etkin raporlama gerçekleştirilebilmekte
midir?
54,337,0
8,7
Evet Kısmen Hayır
Şekil 3.35. Maliye SGB.net Sistemi ile Hızlı ve Etkin Raporlama Gerçekleştirilebilmekte Midir?
İyi yönetişimde devlet ve halk güveni temeldir. Bilgi sistemleri, topluma,
politika oluşturma aşamasında, görüş sorulmasında, açık ve hesap verebilir devlet
oluşturmada yardımcı olur. Bunun yanısıra, e-devlet uygulamaları vatandaşlara
ilişkin bilgileri toplayıp, sınıflandırarak depolama ve raporlama özelliği ile kolayca
bu bilgilere erişebilme gibi avantajları bulunmaktadır. Ankette yer alan SGB.net
Sistemi ile hızlı ve etkin raporlama gerçekleştirilebilmekte midir? sorusu ile Sistemin
raporlama özelliği bulunup bulunmadığı, dolayısıyla da açık ve hesap verebilir devlet
oluşumuna katkıda bulunup bulunmadığı ölçülmeye çalışılmıştır. Bu soruya
katılımcıların yüzde 54,3’ü evet, yüzde 37’si kısmen, yüzde 8,7’si hayır cevabını
vermişlerdir.
Bu sonuçlar da gösternektedir ki, Sistem, sorumluluğun kayıt altına alınması,
kamusal bilgilere ve kamu hizmetlerine daha ucuz ve hızlı bir biçimde erişim ve hızlı
ve etkin raporlama özellikleri sayesinde yönetişimin şeffaflık ve hesap verebilirlik
ilkelerine olumlu katkıda bulunmaktadır.
200
13. Sizce kamu hizmetlerinin sunumunda ortaya çıkan aksaklıkları e-devlet
uygulamaları ortadan kaldırır mı, azaltır mı, yoksa hiçbir etkisi olmaz mı?
34,8
34,8
21,7
2,2 6,5
Önemli oranda ortadan kaldırır
Azaltır
Çok az etkisi olur
Hiçbir etkisi olmaz
Fikrim yok
Şekil 3.36. Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Ortaya Çıkan Aksaklıkları E-Devlet Uygulamaları Ortadan Kaldırır Mı, Azaltır Mı, Yoksa Hiçbir Etkisi
Olmaz Mı?
Sizce kamu hizmetlerinin sunumunda ortaya çıkan aksaklıkları e-devlet
uygulamaları ortadan kaldırır mı, azaltır mı, yoksa hiçbir etkisi olmaz mı? sorusuna
katılımcıların yüzde 34,8’lik iki ayrı kısmı önemli oranda azaltır ve azaltır yanıtını
vermişlerdir. Sırasıyla diğer cevaplar ise, yüzde 21,7’si çok az etkisi olur, yüzde 6,5’i
fikrim yok ve yüzde 2,2’si hiçbir etkisi olmaz şeklindedir. Yanıtlardan da
anlaşılabileceği üzere, katılımcıların çoğunluğu e-devlet uygulamalarının yönetime
karşı önemli oranda güven kazandırabileceğini düşünmektedir. Dolayısıyla, kamu
yönetimindeki en temel problem olan güvensizlik sorunsalı, e-devlet uygulamalarının
getireceği psikolojik ve uygulama faydaları ile ve elbette felsafesinin desteklenmesi
ile birlikte aşılabilecek gibi görünmektedir. Bu durum yani güven sorununun
çözülmesi ise birçok içsel ve dışsal sorunu da otomatik olarak çözebilecektir.
201
14. Aşağıdakilerden hangisi e-devlet uygulamalarının önündeki en büyük
engeldir?
16,9
27,144,1
5,1 6,8
Güvenlik ve bilgisayar korsanları sorunu
Çalışan personelin eğitim uyum sağlayamama sorunu
Yerleşik bürokratik alışkanlıkların terk edilemeyişi
Liderlik desteğinin eksik oluşu
Yeni işe alımlarda nitelikli eleman sorunu
Şekil 3.37. E-Devlet Uygulamalarının Önündeki En Büyük Engel Nedir?
Yukarıdaki şekilden de görülebileceği üzere, e-devlet uygulamalarının
önündeki en büyük engel nedir? sorusuna katılımcıların yüzde 44,1’i yerleşik
bürokratik alışkanlıkların terk edilemeyişi olduğunu ifade etmiştir. Sırasıyla diğer
cevaplar ise, yüzde 27,1’i çalışan personelin eğitim ve uyum sağlayamaması
olduğunu, yüzde 16,9’u güvenlik ve bilgisayar korsanları sorunu olduğunu, yüzde
6,8’i yeni işe alımlarda nitelikli eleman sorunu olduğunu, yüzde 5,1’i liderlik
desteğinin eksik oluşu olduğunu belirtmişlerdir. Karkın (2003)’ın Denizli
Belediyesinde yaptığı diğer bir araştırmada da, aynı soruya katılımcıların yüzde
42,6’lık kısmı bürokratik direncin daha önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Yapılan
araştırmadaki sonuçların, söz konusu araştırma ile uyumlu olduğu görülmektedir.
Yani katılımcıların yaklaşık yarısına yakın bir kısmı değişim ve dönüşüm için
bürokrasiyi önemli bir engel olarak görmektedir. Öte yandan, daha önce teorik
kısımda ifade edildiği gibi elektronik ortamlar aracılığıyla hizmet sunulmasındaki
kullanıcılar tarafından tereddüt duyulan önemli konulardan birisi de güvenliktir.
Araştırmada, katılımcıların yüzde 16,9’luk kısmı ise güvenlik sorununu önemli bir
engel olarak görmektedir.
202
SGB.net Sisteminin Sunduğu Hizmet Düzeyi
15. SGB.net Sistemi aşağıdaki hizmetlerden hangisini ya da hangilerini
sunmaktadır?
27,1
1,7
37,3
30,5
3,4
Doküman ve bilgi sunma
Yararlanıcılar tarafından yorum yazma imkanı
Veri girişi ve takibi
Hepsi
Fikrim yok
Şekil 3.38. SGB.net Sistemi Hangi Hizmetleri Sunmaktadır?
SGB.net Sistemi aşağıdaki hizmetlerden hangisini ya da hangilerini
sunmaktadır? sorusuna katılımcıların yüzde 37,3’ü veri girişi ve takibi hizmetini
sunduğunu belirtmiştir. Sırasıyla diğer cevaplar ise, yüzde 30,5’i veri girişi ve takibi
ile birlikte doküman ve bilgi sunma ve yorum yazma imkanı, yüzde 27,1’i doküman
ve bilgi sunma, yüzde 3,4’ü fikrim yok ve yüzde 1,7’si yorum yazma şeklindedir.
Dolayısıyla çoğunluk Sistemin veri girişi ve takibi hizmetini sunduğunu
düşünmektedir. Ancak hemen şunu belirtmek gerekir ki, SGB.net Sistemi içerisinde
daha önce de ifade edildiği gibi yorum yazma imkanı bulunan bir Forum sayfası ve
doküman ve bilgi sunma özelliği olan Raporlama imkanı da bulunmaktadır. Zira,
Sisteme giriş yapıldığında Sistemde bir Forum sayfası bulunduğu ve Sistemin
Raporlama imkanı sağladığı görülmektedir. Yani, aslında Sistem yönetişim
ilkelerinden şeffaflık ve hesap verebilirliğe katkıda bulunmaktadır.
203
16. ‘E-devlet uygulamaları ile hizmet sunumunda hızlılık, verimlilik,
süreklilik artar’ düşüncesine katılıyor musunuz?
9,1 4,5
70,5
11,4
4,5
Hızlılık artar, diğerleri artmaz
Verimlilik artar, diğerleri artmaz
Süreklilik artar, diğerleri artmaz
Hepsi de artar
Fikrim yok
Şekil 3.39. ‘E-devlet Uygulamaları ile Hizmet Sunumunda Hızlılık, Verimlilik, Süreklilik Artar’ Düşüncesine Katılıyor Musunuz?
‘E-devlet uygulamaları ile hizmet sunumunda hızlılık, verimlilik, süreklilik
artar’ düşüncesine katılıyor musunuz? sorusuna katılımcıların yüzde 70,5 gibi büyük
bir çoğunluğu hızlılık, verimlilik, sürekliliğin arttığını belirtmiştir. Sırasıyla diğer
cevaplar ise, yüzde 11,4’ü fikrim yok, yüzde 9,1’i hızlılık artar, yüzde 4,5’lik iki ayrı
kısmı ise verimlilik, süreklilik artar şeklindedir.
Burada çıkan sonuçların, yukarıda açıklanan Maliye SGB.net Sisteminin
verimlilik ve etkinlik sağlayıp sağlamadığına ilişkin sorulara verilen cevaplarla aynı
düzeyde olduğu görülmektedir. Bu ise, Maliye SGB.net ve e-devlet uygulamalarının
verimlilik ve etkinlik sağlayarak yönetişime katkıda bulunduğu şeklinde
değerlendirilebilir.
204
17. Sizce SGB.net Sisteminin eksik yanları nelerdir?
Çizelge 3.12. Sizce SGB.net Sisteminin eksik yanları nelerdir?
Frekans Yüzde
Diğer Sistemlerle tam entegrasyonun sağlanamamış olması (say2000i, vb.)
10 34
Raporlama ile ilgili bazı sorunlar (örn. alacak takip modülü)
5 17
İyi tasarlanmış bir sistem eksiği yok 4 14
Eğitim ihtiyacı (sonradan oluşturulan yeni modüllere yönelik)
3 10
Farklı kurumların farklı işlemlerinin de olabilmesi nedeniyle SGB.net Sisteminin bu durumda yetersiz kalabilmesi
3 10
Kullanan personelin yeterince eğitimli olmaması 2 7
Mevzuatlara uygunluk yeterli değil 2 7
Toplam 29 100
Çizelge incelendiğinde şikayetlerin daha çok, diğer Sistemlerle tam olarak
entegrasyonun sağlanmaması ve bazı modüllerdeki raporlama ile ilgili yaşanan
sorunlar üzerinde odaklandığı anlaşılmaktadır. Bu sonuç, anketin diğer
bölümlerinden elde edilen bulgularla uyumlu görünmektedir. Bunların yanı sıra
eğitim ihtiyacı, farklı kurumlara yönelik ihtiyaçların tam olarak karşılanamaması,
nitelikli eleman eksikliği, mevzuata uyumda yaşanan sorunları da şikayet konusu
olmaktadır.
205
18. Sizce E-devlet uygulamalarının olumlu ve olumsuz yanları nelerdir?
Çizelge 3.13. Sizce E-devlet uygulamalarının olumlu ve olumsuz yanları nelerdir?
Olumlu Frekans Yüzde
Hizmetlere erişimde kolaylık 30 33Zaman ve maliyet tasarrufu sağlaması 25 27Bürokrasi ve kırtasiyeciliği azaltması 10 11Hizmet sunumunda etkinliğin ve verimliliğin sağlanması 15 16Vatandaş odaklı olması 5 5İşlemlerin kayıt altına alınması nedeniyle evrak takibinin kolay olması
4 4
Personel üzerindeki yükü hafifletmesi 2 2Toplam 91 100
Olumsuz Frekans Yüzde
Güvenlik sorunu 13 52Kalifiye elaman sıkıntısı 4 16Eğitim eksikliği 2 8Tüm kamu hizmetlerini kapsamaması ve yaygınlaştırılamaması
2 8
Altyapıdan kaynaklanan aksaklıklar 2 8Kullanıcı hatalarından kaynaklı aksaklıklar 1 4Kamu kurumlarında birbirinden kopuk hizmetler 1 4Toplam 25 100
Katılımcıların e-devletin olumlu olarak değerlendirdiği yönleri sırasıyla;
hizmetlere erişimde kolaylık sağlaması, zaman ve maliyet tasarrufu sağlaması,
bürokrasi ve kırtasiyeciliği azaltması, hizmet sunumunda etkinliğin ve verimliliğin
sağlanması, vatandaş odaklı olması, işlemlerin kayıt altına alınması nedeniyle evrak
takibinin kolay olması ve personel üzerindeki yükü hafifletmesidir. Teorik bölümde
e-devlet uygulamaların sağladığı faydalar konu edilirken bürokratik işlemlerin
azalması, hizmet kalitesinde artış, yöneticilerin etkinliği, maliyetlerde azalma ve
verimlilik artışı üzerinde durulmuştur. Araştırma kapsamında elde edilen sonuçlara
göre, araştırma bulgularının teoriyi desteklediği ileri sürülebilir.
Ayrıca katılımcılar E-devlet uygulamalarının olumsuz yanları olarak ise
sırasıyla; güvenlik sorunu, kalifiye elaman sıkıntısı, eğitim eksikliği, tüm kamu
hizmetlerini kapsamaması ve yaygınlaştırılamaması, altyapıdan kaynaklanan
206
aksaklıklar, kullanıcı hatalarından kaynaklı aksaklıklar ve kamu kurumlarında
birbirinden kopuk hizmetler gibi nedenleri saymışlardır.
19. E-devlet ve SGB.net uygulamalarının başarılı olabilmesi ve ülkemizde
yaygın olarak kullanılabilmesi için önerileriniz nelerdir?
Çizelge 3.14. E-devlet ve SGB.net uygulamalarının başarılı olabilmesi ve ülkemizde yaygın olarak kullanılabilmesi için önerileriniz nelerdir?
Frekans Yüzde
E-devlet ve SGB.net hizmetleri hakkında çalışanların eğitimi ve bilinçlendirilmesi
13 33
Kurumlarca üretilen bilgi sistemlerinin birbirleriyle entegrasyon sağlayabilmesi
10 26
Yerleşik bürokratik davranışların değişmesi 4 10
Üst yönetimin desteği 4 10Protokol yapılan paydaşlara verilen teknik destek ciddi bir şekilde sağlanmalı
4 10
Kullanımının daha kolay ve özendirici hale getirilmesi 2 5
E-devlet kullanımının ücretsiz hale getirilmesi 1 3Kamuoyunun e-devlet ve SGB.net hizmetleri hakkında bilgilendirilmesi
1 3
Toplam 39 100
Son olarak e-devlet ve SGB.net uygulamalarının başarılı olabilmesi ve
ülkemizde yaygın olarak kullanılabilmesi için önerileriniz nelerdir? sorusuna,
katılımcıların verdiği yanıtlar sırasıyla; e-devlet ve SGB.net hizmetleri hakkında
çalışanların eğitimi ve bilinçlendirilmesi, kurumlarca üretilen bilgi sistemlerinin
birbirleriyle entegrasyon sağlayabilmesi, yerleşik bürokratik davranışların değişmesi,
üst yönetimin desteği, protokol yapılan paydaşlara verilen teknik desteğin ciddi bir
şekilde sağlanması, kullanımının daha kolay ve özendirici hale getirilmesi, e-devlet
kullanımının ücretsiz hale getirilmesi ve kamuoyunun e-devlet ve SGB.net hizmetleri
hakkında bilgilendirilmesidir. Sonuçlardan da anlaşılacağı üzere katılımcılar bu
uygulamaların yaygınlaşmasında en önemli faktörler olarak eğitim ve entegrasyon
konularına vurgu yapmışlardır.
Bu sonuçlara göre e-devlet hizmetlerinin kullanımının yaygınlaşmasına
yönelik eğitime öncelik veren bir devlet stratejisinin belirlenmesi gerekliliği ön plana
çıkmaktadır.
207
3.4.6. Araştırma Sonuçlarının Değerlendirmesi
E-devlet, bir ‘verimlilik yönetim sistemi’dir ve teknolojinin olanaklarından
faydalanarak, daha az personelle, daha kısa zamanda, daha etkili hizmet sunma
güdüsüne sahiptir. Bu güdü, hantal olarak nitelendirilen devlet örgütlenmesine ve
hizmet sunumunda aksamaya yol açan tıkanık süreçlere çözüm olarak ortaya
çıkmıştır. Çözüm, bilimsel yöntemlere başvurularak, bilgi ve iletişim
teknolojilerindeki gelişmelerden yararlanılarak elde edilmeye çalışılmaktadır. Bu
yönüyle e-devlet, mekanik örgütlenmenin bir parçasıdır. SGB.net örneğinde de
görüldüğü üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının tüm mali işlemleri otomasyona
aktarılarak, mümkün olduğunca insan faktörünün etkisinden arındırılmakta ve hatalar
önlenmektedir. Bu uygulama, hedefleri düşünüldüğünde, bir tür ussallaştırma ve
rasyonelleştirme süreci olarak kabul edilebilir. Bilgi ekonomilerinin yarattığı
teknokrasi kavramı sonucu ortaya çıkan, kamu yönetiminde teknokrat sınıfı olarak
tanımlanan kamu personeli, bir yandan teknolojik uygulamalara hakimken bir
yandan da uygulamaları hayata geçirebilmek için bürokratik görev ve yetkilere sahip
olmaktadır. Bu kişilerden, iş basitleştirici, kullanıcı dostu, daha az girdi ile daha çok
çıktı elde ettirecek sistemler oluşturması beklenmektedir. Bütün e-devlet
uygulamaları, teknik olarak bu amaca hizmet etmek üzere oluşturulmaktadır.
Bu kapsamda araştırmanın temel varsayımı olan ‘Maliye SGB.net Sistemi ve
e-devlet yönetişim ilkeleri üzerinde olumlu katkıda bulunmaktadır’ hipotezini
desteklemek üzere Maliye SGB.net Sisteminin kurulumunun yapıldığı 16 kamu
kurum ve kuruluşunda bir anket çalışması düzenlenmiştir. Ankete katılanların
verdikleri cevaplar, bu varsayımı teyit etmektedir. Anket çalışmasına ilişkin rakamlar
kısaca şöyledir:
Yönetişim ilkelerinden biri olan katılımcılık ilkesine SGB.net Sisteminin
katkı sağlayıp sağlamadığını ölçmek üzere katılımcılara üç soru sorulmuştur.
Bunlardan;
Sistem ile ilgili talep ve şikayet vb. konularda yorum yazma imkanı
bulunmakta mıdır? sorusuna katılımcıların yüzde 57,8’i evet, yüzde 31,1’i
kısmen, yüzde 11,1’i ise hayır yanıtını vermiştir (Şekil 3.25.).
208
Maliye SGB.net Sistemi karar alma yetkisine çalışanların da katılımını
sağlamakta mıdır? sorusuna ankete katılanların yüzde 24,4’ü evet, yüzde
53,7’si kısmen, yüzde 22’si ise hayır yanıtını vermiştir (Şekil 3.26.).
Maliye SGB.net uygulamalarıyla ilgili hiç hizmet içi eğitim aldınız mı?
Sorusuna ise, katılımcıların yüzde yüzde 66’sı evet, yüzde 17’si kısmen,
yüzde 17’si ise hayır yanıtını vermiştir.
Bu sonuçlar çalışmada yapılan SGB.net Sistemi katılımcılık ilkesine olumlu
katkıda bulunur hipotezi ile uyumludur.
Sistemin etkinlik ilkesine katkısını ölçmek üzere katılımcılara beş soru
sorulmuştur. Bunlardan;
‘SGB.net bürokrasiyi, kırtasiye masraflarını ve fazla personel
maliyetlerini azaltarak kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasını
sağlar’ ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna katılımcıların yüzde 65,9’u
evet, yüzde 22,7’si kısmen, yüzde 11,4’ü ise hayır yanıtını vermiştir.
SGB.net Sisteminin hizmet sunulmasında etkinliği ve hızı artırdığını
düşünüyor musunuz? sorusuna katılımcıların yüzde 70,2 gibi büyük
çoğunluğu evet, yüzde 21,3’ü kısmen, yüzde 8,5’lik küçük bir kısmı ise
hayır yanıtını vermiştir.
SGB.net Sistemi personel üzerindeki yükü hafifletmekte midir? sorusuna
katılımcıların yüzde 57,4’ü evet, yüzde 29,8’i kısmen, yüzde 12,8’i ise
hayır yanıtını vermiştir.
SGB.net Sistemi çalışan memnuniyetini arttırmakta mıdır? sorusuna
katılımcıların yüzde 61,7 gibi büyük bir çoğunluğu evet, yüzde 21,3’ü
kısmen, yüzde yüzde 17’si ise hayır yanıtını vermiştir.
SGB.net Sisteminin altyapı konusunda yeterli olduğunu düşünüyor
musunuz? sorusuna katılımcıların yüzde 40,4’ü evet, yüzde 42,6’sı
kısmen, yüzde 17’si ise hayır yanıtını vermiştir.
Görüldüğü gibi katılımcıların büyük çoğunluğu çalışmada yapılan SGB.net
Sistemi etkinlik ilkesine olumlu katkıda bulunur hipotezini desteklemektedir.
209
Sistemin şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesine katkısını ölçmek üzere
katılımcılara beş soru sorulmuştur. Bunlardan;
SGB.net Sistemi ile sorumluluğun kayıt altına alınması nedeniyle sizin iş
yapma tarzınızda bir değişiklik oldu mu? sorusuna katılımcıların yüzde
51,1’i evet, yüzde 33,3’ü kısmen, yüzde 15,6’sı ise hayır yanıtını
vermiştir.
SGB.net Sistemi kamusal bilgilere ve kamu hizmetlerine daha ucuz ve
hızlı bir biçimde ulaşmasını sağlamakta mıdır? sorusuna katılımcıların
yüzde 58,7’si evet, yüzde 30,4’ü kısmen, yüzde 10,9’u ise hayır yanıtını
vermiştir.
SGB.net Sistemi ile hızlı ve etkin raporlama gerçekleştirilebilmekte
midir? sorusuna katılımcıların yüzde 54,3’ü evet, yüzde 37’si kısmen,
yüzde 8,7’si ise hayır yanıtını vermiştir.
Buradan çıkan sonuçlara göre ise, çalışmada yapılan SGB.net Sistemi
şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesine olumlu katkıda bulunur hipotezi katılımcılar
tarafından da desteklemektedir.
Yapılan araştırmada açık uçlu sorularda, e-devletin önündeki en büyük engel
olarak, katılımcıların yaklaşık yarısına yakın bir kısmı, yerleşik bürokratik
alışkanlıklara vurgu yapmaktadırlar. E-devletin olumlu yanı olarak hizmetlere
erişimde kolaylık; olumsuz yanı olarak güvenlik sorununu öncelik vermektedirler.
Ayrıca, e-devlet ve SGB.net uygulamalarının başarılı olabilmesi ve ülkemizde
yaygın olarak kullanılabilmesi için ise, e-devlet ve SGB.net hizmetleri hakkında
çalışanların eğitimi ve bilinçlendirilmesini bir öneri olarak sunmaktadırlar.
Maliye SGB.net projesi ile esas olarak, elektronik ortamdan yararlanarak
kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılması, maliyetinin düşürülmesi, çalışan
memnuniyetinin ve kamuya olan güvenin artırılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda,
yapılan araştırmada elde edilen sonuçlara göre, e-devlet ve Maliye SGB.net
uygulamaları, beklenildiği gibi, kamu kurumlarında şeffaflığı ve hesap verebilirliği
artırmış, kamu kaynakları daha etkin kullanılmaya başlanmıştır. Çalışanlar açısından
ise, yöneticilerin aldığı kararlara katılım olanaklarında olumlu gelişmeler yaşandığını
ifade etmek mümkündür.
210
Sonuç olarak, e-devlet ve Maliye SGB.net uygulaması, yönetişimin bir aracı
olarak etkinlik, verimlilik, katılımcılık, şeffaflık ve hesap verebilirliği sağlayarak
yönetişim ilkelerine hizmet etmektedir.
211
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
SONUÇ VE ÖNERİLER
Tüm dünyada küreselleşmenin, gelişen ve değişen teknolojinin, değişen ve
artan vatandaş taleplerinin genelde kamu mali yönetiminde, özelde ise kamu
hizmetlerinin anlamında ve sunum biçimlerinde değişimi zorladığı açıktır. Çünkü,
küreselleşen ve bilgi toplumu olma yönünde dönüşen bir dünyada, hiç bir ülkenin
geçmiş kalıplar içinde kalmaya devam ederek kamu yönetimini geliştirmesi ve halkın
beklentilerini karşılayacak hizmetleri üretmesi söz konusu değildir. Bu bağlamda,
çalışma çerçevesinde kamu yönetimi ve kamu hizmetleri alanında yaşanan
dönüşümün boyutlarına ilişkin temel saptamalar şöyle özetlenebilir:
1980’li yıllardan itibaren küreselleşme ve bilgi toplumu süreçlerinin etkisiyle
toplumsal ve ekonomik alanda çok önemli dönüşümler yaşanmaya başlamıştır.
Bugün dünyanın her yanına kolayca ulaşımı sağlayan gelişmiş bilişim
teknolojileri, bilgiye ulaşımı, bilginin el değiştirilmesini, alınıp satılmasını
kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle içinde yaşadığımız bu dönem bilgi çağı; toplum da
bilgi toplumu olarak tanımlanmaktadır. Bilgi toplumunda, üretim ve ekonominin
kritik unsuru bilişim teknolojileridir. Dolayısıyla küresel dünyada rekabet
edebilmenin, güçlü olmanın ve hatta belki de hayatta kalabilmenin yolu bilişim
teknolojilerine sahip olmak ve iyi kullanmaktan geçmektedir.
Küreselleşme, bilişim ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve bunların bir
uzantısı olarak ortaya çıkan yeni yaklaşımlar sonucu değişen koşullar, kamunun
hizmet sunumunda kalite ve verimliliğe yönelmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
Çünkü var olan yapısıyla devlet, vatandaşların gözünde verimsiz ve hantal olarak
algılanmaya başlanmış ve devletin rolünün ne olması gerektiği tartışılmaya
başlanmıştır. Bu konuda ortaya atılan çeşitli yaklaşımlar içinde yönetişim yaklaşımı,
tüm dünyada ülkelerin gündeminde yer almaya başlamıştır.
Yönetişim odaklı yapılan reformlarda daha katılımcı, daha saydam ve insan
hak ve özgürlüklerine saygılı bir kamu yönetimi ile kamu hizmetlerinin; daha adil,
212
daha etkili ve verimli, daha süratli, daha kaliteli sunumu temel amaç olarak ortaya
çıkmıştır. Bu açıdan yönetişimin, sürdürülebilir ekonomik ve toplumsal kalkınmayı
ve kurumsal gelişmeyi sağlama yeterliliği olan güçlü bir devletin oluşmasına katkı
sağlayacağı genel kabul görmektedir. Getirilen düzenlemeler ile nihai olarak kamu
hizmetlerinin sunumunda kalitenin ve vatandaş memnuniyetinin artırılması
amaçlanmaktadır. Bu amaca ulaşmak için ise yönetişim yaklaşımının önerdiği yeni
yönetim modeli, e-devlet modelidir. Böylece yönetişim yaklaşımı, kamu yönetiminde
verimsiz ve hantal bürokratik yapının tıkandığı noktada karşımıza ‘e-devlet’
kavramını, etkin ve verimli bir çözüm önerisi olarak çıkarmaktadır.
E-devlet, hizmetlerde etkinliğin sağlanması, verimliliğin arttırılması, hızlı ve
kolay işlemlerin yapılması, zaman ve kaynak tasarrufunun sağlanması, vatandaş
odaklı bir anlayışın getirilmesi demektir. Temel amacı bilgi teknolojileri ve
otomasyon yoluyla daha verimli, kaliteli ve etkin kamu hizmeti sunmak, vatandaş-
devlet iletişimini arttırarak devletin meşruiyet temelini güçlendirmek, devlet
kurumlarını daha şeffaf ve hesap verebilir hale getirmek, dolayısıyla açık bir devlet
ve toplum idealini gerçekleştirmek olarak belirlenen e-devlet modelinin özünü
‘şeffaf-kayıtlı devlet’ ve ‘katılımcı vatandaşlık’ sloganları oluşturmaktadır.
E-devlet aslında devletin rolünün yeniden düşünülmesidir. Daha iyi yönetişim
ve daha ileri ekonomik gelişme için kullanılan bir araçtır. Kamu yönetimlerini daha
etkin, verimli ve vatandaşa karşı duyarlı bir hale getirmeyi amaçlayan devletlerin,
bilişim ve iletişim teknolojilerinden daha fazla yararlanması olarak tanımlanabilecek
olan e-devlet kavramı, özellikle kamusal hizmetlerin sunumunda bir dönüm noktasını
ifade etmektedir.
Bu çerçevede, e-devleti basit bir şekilde teknolojik olanakların kullanımı
olarak görmek eksik yorumlamak ve düşünmek anlamına gelmektedir. Çünkü bu
uygulamaların aynı zamanda insan kaynaklarının, iş süreçlerinin ve hizmeti kullanan
vatandaşların potansiyellerinin maksimize edilerek değerlendirilmesini de içeren bir
felsefe (yapı) değişimini de kapsadığını göz ardı etmemek gerekir. Böylece artık
vatandaşlar ürün veya hizmet zincirinin basit bir halkası olmamakla beraber
yönetişim sürecinin bir ortağı haline gelmektedirler.
213
Başarılı bir e-devlet modelinin ülkenin ekonomik kalkınmasından, sosyal-
kültürel gelişimine, yaşam kalitesinin istenen düzeye getirilmesine, katılımcı
demokrasinin güçlenmesine kadar sayısız faydaları bulunmaktadır. Bir yönetişim
modeli olarak e-devletin nihai hedefi ise, kamu hizmetlerinde etkinliğin ve
verimliliğin artırılması, şeffaflığın sağlanması, vatandaş odaklı bir yönetimin
gerçekleştirilmesi, yönetime katılımcılığın artırılması, kırtasiyeciliğin ve katı
bürokrasinin ortadan kaldırılmasıdır. Tüm bu etkenler de devlet yönetiminde
topyekun bir etkinliğin oluşumuna zemin hazırlayacaktır.
Aslında tüm dünya ülkelerinin e-devlet uygulamalarına geçişteki genel
amaçları birbirine yakındır. Uygulamalara bakıldığında e-devlet çalışmalarının yerel
yönetimlerin hizmetlerini daha verimli hale getirme projeleri ile başladığı
görülmektedir. Daha sonra merkezi hizmetler üzerinde çalışmalar yapılmaktadır.
Türkiye’de ise e-devlete geçişin ilk adımlarının 1980’lerin başında atıldığı
söylenebilir. 1980’lerin başından itibaren ekonomik politikalar daha liberal bir yön
kazanırken, devlet kurumlarında yapısal değişim başlamış ve en önemlisi de
teknoloji ve bilim politikası yeniden biçimlenmeye başlamıştır. E-devlet kavramının
ilk defa tartışılmaya başlanması ise 1990’lı yılların başında olmuştur. Bu dönemde
dünyada yaşanmaya başlayan bilgi ve teknoloji eksenli büyük dönüşüm Türkiye’yi
de çok yoğun biçimde etkilemiştir. Dolayısıyla devlet kurumları da yeni ihtiyaçlarla
ortaya çıkan toplumsal taleplere hızlı biçimde cevap verme ihtiyacı duymuşlardır.
Bugün, Türkiye her ne kadar ülkelerin bilgi toplumuna hazır olma durumu ile
ilgili sıralamalarda istediği yerlerde olmasa da, Türkiye’nin yeni bir bilim ve
teknoloji politikası üretme çabasında olduğu, araştırma geliştirme ve inovasyon
bütçelerini düzenli biçimde artırmaya çalıştığı söylenebilir. Bunların yanı sıra,
bilişim teknolojilerinin yaygınlaşması amacıyla yapılan altyapı yatırımları da
hızlanmaktadır. Bütün bu çabalar, 2003 yılında başlatılan e-Dönüşüm Türkiye
Projesi'nin hedefleri sunulurken tekrarlanmıştır. Buna göre devlet; vatandaşlarına
daha kaliteli ve hızlı kamu hizmeti sunabilmek amacıyla; katılımcı, şeffaf, etkin ve
basit iş süreçlerine sahip olmayı ilke edinmiş bir devlet yapısı oluşturacak koşulları
hazırlamayı taahhüt etmektedir.
214
Bu hedeflere yönelik olarak, ülkemizde MERNİS, UYAP, VEDOP, GİMOP,
POLNET ve Maliye SGB.net gibi yönetişim esasına dayalı e-devlet projeleri ortaya
çıkmış ve bu projeler kamu kesiminin etkinliği ve verimliliğinin artırılmasında
önemli katkılar sağlamışlardır. Bunlar gibi uygulamaya geçirilen diğer bütün projeler
de vatandaşların yaşamlarını kolaylaştırmayı, kamu yönetiminin yükünü azaltmayı,
işlemleri hızlandırmayı, kaliteli hizmet sunmayı, kamu yönetiminin büyümesini
engellemeyi, kırtasiyeciliğin azaltılmasını, kurumlar arasında işbirliğinin
sağlanmasını hedeflemektedir. Bu projelerden birisi de, son dönemlerde e-devlet ile
ilgili olarak ortaya çıkan en önemli girişim olan e-devlet kapısı projesidir. Bu proje
ile Türkiye’de e-devlet uygulamalarına farklı bir boyut kazandırılmıştır. Artık kamu
kurumlarının sunduğu hizmetler tek bir yerden birbirleri ile bağlantılı olarak hızlı bir
şekilde verilebilir hale gelmiştir. Kamu kurum ve kuruluşları daha önceleri kendi
inisiyatifleri doğrultusunda sundukları hizmetleri artık tek bir merkezden sunmaya
başlamışlardır.
Öte yandan, tüm bu çabalara rağmen, Türkiye’de e-devlet konusunda yapılan
çalışmalar, henüz olgunlaşma sürecindedir Ayrıca, Türkiye’deki elektronik devlet
uygulamalarının henüz yetersiz ve tek yönlü olduğunu söylenebilir. Ülkemizin kamu
kurumları, e-devlet uygulamaları açısından bakıldığında, bilgi sunma anlamında
büyük oranda ilerleme kaydetmelerine rağmen, hizmet anlamında henüz yolun
başındadır. Ülkemizdeki kamu web sitelerinin büyük bir bölümü e-devletin ilk
aşamalarında olduğumuzu göstermektedir. Birçok kamu kurumu internet sitesine
sahip olmasına rağmen bu sitelerin birçoğu sadece bilgilendirme amaçlı olarak
hizmet vermektedir. Bu durum, ülkemizin dünyadaki e-devlet sıralamalarında hep
orta sıralarda yer almasından da açıkça görülmektedir. Ayrıca her ne kadar
günümüzde birçok devlet kurumunun web sitesi olsa da e-devlet alanındaki
çalışmaların kamu bilgi ve hizmetlerinin arzu edilen düzeyde etkileşim, katılım,
şeffaflık, erişilebilirlik sağladığını söylemek mümkün değildir. Buna ek olarak, e-
devlet uygulamalarının, toplumsal karşılık bulması konusunda da sorunlar vardır.
Bilgisayar kullanımı ve hane halkı başına bilgisayar sayıları, ortalama bir Batı ülkesi
düzeyinde değildir. AB sürecinin getirdiği zorunluluklardan dolayı son yıllarda bu
konuda daha ciddi adımlar atıldığı söylenebilir.
215
Ayrıca, kurumlar arası iletişim, bilgilendirme, organizasyon çok az
seviyededir. Kamu kurumları tarafindan yapılan e-devlet çalişmaları birbirinden
kopuk olarak sürdürülmektedir. Birbirlerinden kopuk ve yetersiz hizmet veren kamu
kurum ve kuruluşlarının kendi aralarında bir koordinasyonu da yok denecek kadar
azdır. Bu eksiklik, çalışmada yer alan anket uygulamasında katılımcılar tarafından da
ifade edildiği gibi, Maliye SGB.net ve say2000i Sistemleri arasındaki kordinasyon
eksikliğinde de ortaya çıkmaktadır. E-devlet uygulamalarında işlemlerin bir bütünlük
içinde yürütülmesi istenilen amaca ulaşabilmek için çok önemlidir. Bu durum
maliyetleri düşürmenin yanı sıra, mükerrer işlem yapılmasını engellemekte ve
süreçleri daha kolay ve hızlı işler hale getirmektedir. Kurumlar arasında bağlantılar
kurularak projelerin tam bir entegrasyon içerisinde yürütülmesi e-devlet
uygulamalarının başarısını arttırıcı niteliktedir.
Artık iyice bilinmektedir ki, e-devlet uygulamaları sayesinde, verimlilik
artmakta, kamu harcamalarında tasarruf, açıklık, şeffaflık sağlanması, kamu
hizmetlerinin kalitesinin artması, kamuda alınan kararlara hizmetten yararlananların
da katılması anlamında “iyi yönetişim”in gerçekleşmesi, kamu hizmetlerine, kolay,
ucuz ve hızlı bir şekilde erişilebilmesi mümkün hale gelmektedir.
Kamuda iyi yönetişim geleneği yerleştirilmesi, kurumlarda birlikte
çalışabilirlik becerisinin geliştirilmesi, ülkede nitelikli insan kaynağı yetiştirmeye
önem verilmesi ve inovasyon kültürünün yayılmasını sağlayacak bir ortamın
oluşturulması e-devlet’in başarısı için önem taşımaktadır. Kaldı ki, iyi yönetişim,
kamu kurum ve kuruluşlarında sadece mali işlerden sorumlu görevlileri değil,
kamuda karar alma mevkiinde bulunan üst yöneticileri de hesap verme
yükümlülüğüyle sorumlu kıldığı için, e-devlet, şeffaflığın sağlanması ve yolsuzlukla
mücadelede önemli bir araç oluşturmaktadır. E-devlet, devlet işleri ve hükümet
çalışmaları hakkında, doğru, hızlı ve kapsamlı bilgi edinilmesini kolaylaştırarak,
vatandaşların hizmet taleplerine daha çabuk ve daha uygun karşılık verilmesini
sağlayacağı için demokrasiyi güçlendirme potansiyelini de taşımaktadır.
Öte yandan, her yeniliğin ortaya çıkışı ve kabullenilmesi sürecinde
yaşanıldığı gibi, e-devlet modelinin uygulanma sürecinde de sorunlar yaşanılması
kaçınılmazdır. Yasal, teknik altyapı ve sistemin işleyişine ilişkin idari sorunlar,
216
bürokratik direnç, personelin eğitimi ve uyumu, vatandaşın eşit ve yaygın olarak
çevrim içi işlemlere ve hizmetlere erişimi, yeterli mali kaynağın bulanmaması gibi
sorunlar ülkemizde e-devlet uygulamalarının önündeki engeller olarak gösterilebilir.
Bilişim teknolojisindeki hızlı gelişme ve bunun günlük hayata aktarılışının
sağladığı faydalar göz önüne alındığında Türkiye’nin bu engellere karşı bir an evvel
önlem alması zorunludur. Çünkü, dünyanın yakaladığı dijital (elektronik) gelişmeye
ayak uyduramayan ülkelerin azgelişmiş ülke kaderini paylaşmak zorunda kalacakları
açıktır.
Diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’de e-devlet uygulamalarının henüz
tam olarak istenilen seviyede olmadığı söylenebilir. Ülkelerin bilgi toplu haline
gelebilmeler çok uzun çalışmalar sonucunda gerçekleşmektedir. Bilgiyi üretebilecek
beyinlerin olması, teknolojinin istenen düzeylere gelmesi zamanla olacak unsurlardır.
Türkiye’nin e-dönüşüm geçmişinin 10-15 yıl gerilere gittiği düşünülürse; tam olarak
bilgi toplumu olabilme için gerekli olan süreci bitirmediğini söyleyebiliriz. Ancak e-
devlet uygulamaları açısından ilerde olan ülkelerin geçirdikleri sürecin iyi analiz
edilerek düşülen hatalara düşülmemesi sağlandığı takdirde çok daha hızlı bir gelişim
sağlanabilecektir. Gelişmiş ülkelerdeki dönüşüm; sermaye birikimi, etkin bilim ve
teknoloji politikaları, araştırma geliştirme faaliyetlerine büyük oranda yatırım
yapılması ile meydana gelmiştir
Bu bağlamda, ülkemizdeki e-devlet uygulamalarının yurt dışındaki başarılı
uygulamalara eşdeğer olabilmesi için aşağıdaki öneriler getirilebilir;
Bilişim teknolojilerinin hayata geçirilmesi için, güçlü ve kararlı bir iradeye
ihtiyaç vardır. Geliştirilen projeler ve oluşturulan kurallar zaman zaman değişen
siyasi iktidarlar tarafından değiştirilmektedir. Bu kurulların ve projelerin siyasi
iktidarların değişmesinden etkilenmeyecek şekilde kamu hiyerarşisinde organize
edilmeleri oldukça önemlidir. Ayrıca bu projelerin değişen teknolojik değişiklikleri
yansıtacak şekilde güncellenmeleri ve revize edilmeleri daha gerçekçi ve
uygulanabilir olmalarını sağlayacaktır. Bu anlamda, e-devlet stratejisi ve vizyonunu
ortaya konulmasında büyük yarar vardır. Ayrıca projenin toplumsal desteğinin de
alınması başarı şansını da artıracaktır.
217
Öte yandan, kurumların yeterli teknolojik altyapıya sahip olmaları da e-devlet
uygulamalarının verimliliği için yeterli değildir. Uygulamalardan faydalanacak
bireylerin de yeterli teknolojik altyapıya sahip olmaları ve bu uygulamaları
kullanacak ve uygulayabilecek kadar teknik bilgi düzeyine sahip olmaları
gerekmektedir. Bunun için insan kaynaklarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi
kaçınılmazdır.
E-devletin güvenlik altyapısı daha sağlam temeller üzerine kurulmalıdır.
Vatandaşlar şahsi bilgilerinin güvenliğinden emin olduklarında, e-devlet
uygulamalarını tercih edenlerin sayısı da artış gösterebilir. Bu kapsamda e-devlet
hizmetleri ve işlemleri için kapsamlı bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır. Elektronik
ortamdan yapılan müracaatların ve bildirimlerin hukuken geçerli olmasını sağlayacak
yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu düzenlemeler, e-hizmetlerin güvenilirliğini
artırmak için kimlik doğrulama ve kişisel verilerin korunması konusunu da
içermelidir. Çıkarılacak olan kanun ve düzenlemelerin vatandaşlara, iş dünyasına ve
uluslar arası anlaşmalara, standartlara, teknolojik gelişmelere ve sorunların
çözümüne yönelik olarak güncellenmesi de oldukça önemlidir.
İnternet erişimi ve bilgisayar okuryazarlığı, e-devlet hizmetlerine olan talebi
etkileyen önemli faktörlerdir. İnternet kullanıcılarının yüksek hızlı erişime sahip
olması, verilecek e-devlet hizmetleri ve kalitesini artıracağından geniş bandı
geliştirmek için çaba sarf edilmelidir. İnternet kullanımında yeni abonelerin geniş
banda yönlendirilmesi ile ilgili teşvikler ve fiyat düzenlemeleri bir fırsat yaratabilir.
Geniş bant kullanımının artması, daha fazla kullanıcı odaklı hizmetlerin verilmesine
ve e-hizmetlerin kullanımının artırılmasına imkan sağlar.
Dünya genelinde cep telefonu sahipliğinin artış hızı bilgisayar ve diğer
iletişim araçlarından çok daha hızlıdır. Cep telefonlarının bu derece yaygın olması,
vatandaşlara ve işletmelere e-devlet hizmetlerini ulaştırmak için internetten daha
ucuz bir alternatif olabilir. Yapılacak teknik düzenlemeler ile cep telefonu aboneleri,
potansiyel erişim imkanına sahip olacaktır. Kurumların teknik altyapılarını cep
telefonu ile erişime imkan verecek şekilde planlamaları gelecek için iyi bir yatırım
olabilir.
218
Sayısal uçurum, vatandaşların bilgisayar ve bilgi okuryazarlığı ve internet
erişimleri arasındaki farklılıkları belirtir. Sayısal uçurumu çok az bir toplum
yaratmak ve e-hizmetlerden faydalanmayı artırmak için e-devlet hizmetlerini tüm
vatandaşlara ulaştırmayı amaçlayan stratejiler geliştirilmelidir. Bu konuda ilköğretim
okullarında ve lisede bilgisayar sayısının ve derslerinin artırılması ile okul
bilgisayarlarının internete erişiminin sağlanması oldukça önemlidir.
Büyük devlet yatırımları için genel bütçe içerisinden kaynak ayrılması doğru
bir yaklaşım olabilir. Ancak yatırımlar için kurumların iç veya dış kredi kulanımına
yönlendirilmesi, projenin kurum tarafından cidiye alınmasını, iyi yönetilmesini ve
başarısızlık durumunda kredi maliyetine katlanılacağından azami dikkat ve gayret
gösterilmesini sağlayabilir. Ayrıca küçük ve birbirini takip eden projeler yerine
büyük ve genel projeler düşünülmeli, kaynak tasarrufu sağlayacak olan verimliliği
yüksek, geri dönüşü kolay ve kullanıcısı fazla olacak projelere öncelik verilmelidir.
E-devlet uygulamaları açısından kritik başka bir konu, toplumdaki değişimin
baskısıyla gelişen e-devlet vizyonuna rağmen, kamu personelinin bu vizyona uygun
davranışları sergilemekteki isteksizliği ve direncidir. Bu direncin ortaya
çıkmasındaki etkenlerden birisi de sadece kamu hizmetini verenlere değil alanlara da
e-devlet vizyonunun yeterince anlatılmamış olmasıdır. Dolayısıyla e-devlet
uygulamalarının başarısı kamu personeli tarafından da benimsenmiş olmasına
bağlıdır.
Özetle, e-devlet konusunda Türkiye’nin diğer ülkelerle rekabet edecek
seviyeye ulaşabilmesi için gerekli olan stratejiyi oluşturan önemli kilometre taşları
kısaca aşağıda sıralanmıştır;
E-devlet uygulamasının ulusal bir strateji haline getirilmesi ve bunun için
gerekli çalışmaların ve esasların belirlenmesi,
Veri/bilgi paylaşımının önündeki yasal engellerin kaldırılması, bilginin
paylaşımsızlığından doğan maliyetlerin ortaya konulması.
Personelin bu konudaki eğitim sürecinin tamamlanması,
E-devlet uygulamalarının yürütülebilmesi için gerekli olan teknik alt
yapının tamamlanması,
219
Uygulamaların etkinliğini artırmak için gerekli mali kaynağın bulunması,
Son birkaç yılda yoğun olarak yapılan yasal düzenlemelerin daha yolun
başında olduğun bilincine varılarak bu konudaki ilerlemenin hız
kazandırılması,
Diğer taraftan e-devlet uygulamalarında taraf olan vatandaşın da bu
konuda ki bilgilerini arttırmaya yönelik projeler geliştirmesi,
Ülkede topyekün e-devlet kültürünü oluşturulması ve geliştirilmesi,
sağlanmalıdır.
Ayrıca, vatandaşların e-devlet uygulamalarını benimsemeleri ancak bu
hizmetleri yeterince tanımaları, kullanmaları ve bu hizmetlerle ilgili olumlu tutumlar
geliştirmeleri ile mümkündür. Bu nedenle e-devlet uygulamalarının kamu hizmetinin
algılanmasını ne ölçüde değiştirdiğine dair araştırmaların yapılması ve geri besleme
sağlanması gerekmektedir.
Bu bağlamda, çalışmada Maliye SGB.net örneği üzerinden e-devlet
uygulamalarının kamu hizmetinin algılanmasını ne ölçüde değiştirdiğine dair bir
araştırma yapılmıştır. Araştırmanın temel hipotezi ‘e-devlet ve Türkiye’de e-devlet
uygulamalarının başarılı bir örneği olan Maliye SGB.net Sistemi yönetişim ilkeleri
üzerinde olumlu katkıda bulunmaktadır’. Araştırma Maliye Bakanlığında ve Maliye
SGB.net Sisteminin kurulumunun yapıldığı 16 kamu kurum ve kuruluşunda
yapılmıştır. Araştırma için anket yöntemi kullanılmıştır. Ankete katılanların
verdikleri cevaplar, bu hipotezi teyit etmektedir. Bu bağlamda anket sonuçlarından
da görüleceği üzere, Maliye SGB.net uygulaması beklenildiği gibi, kamu
kurumlarında şeffaflığı ve hesap verebilirliği artırmış, kamu kaynakları daha etkin
kullanılmaya başlanmıştır. Çalışanlar açısından ise, yöneticilerin aldığı kararlara
katılım olanaklarında olumlu gelişmeler yaşandığını ifade etmek mümkündür. Bu
sonuçlar ise, Maliye SGB.net Sisteminin e-devlete ve yönetişime katkılarını açıkça
ortaya koymaktadır. Ayrıca, çalışmada öne sürülen, ‘kamu hizmetlerinin e-devlet
uygulamalarıyla elektronik ortama taşınması ile; merkezi ve yerel yönetim
birimleriyle devletin daha verimli, hızlı ve düşük maliyetlerle hizmet sunacağı,
bürokratik engellerin asgari düzeylere çekileceği, kamusal hizmetin kalitesinin
220
artacağı ve bunun sonucunda da ülke olarak diğer ülkelerle rekabet edebilecek
seviyeye ulaşacağı’ varsayımını desteklemektedir.
Sonuç olarak, daha kaliteli ve hızlı ve aynı zamanda daha az maliyetli kamu
hizmeti sunmanın ve çağdaş devlet olabilmenin yolu, e-devlet uygulamalarından
geçmektedir. Gelişen ve değişen dünyaya devletler ve toplumlar uyum sağlamak
zorundadır ve bu da ancak e-devlet dönüşümünü gerçekleştirmekle mümkün
olabilecektir. Şu anki veriler ışığında, yıllardır yakınılan birçok kamu hizmetinin
daha sağlıklı yapılabilmesi için, e-devlet kaçınılmaz bir fırsat olarak karşımızda
durmaktadır. Ancak, e-devletten beklenenlerin gerçekleşebilmesi için; kurumlararası
işbirliginin geliştirilmesi, ortak altyapıların kullanımı, mükerrer yatırımların
engellenmesi, bilgiye dayalı etkin karar alma süreçlerinin oluşturulması, nitelikli
insan kaynağının ve örgütsel kapasitenin geliştirilmesi ve vatandaş odaklı, güvenilir,
birlikte çalışabilir, bütünleşik ve etkin bir e-devlet yapısının kurulması
gerekmektedir. Ayrıca, e-devletin gelişmesi için ise toplumsal destek şarttır.
Toplumsal olarak hazır olunmadığı zaman e-devlet uygulamaları yeterince
kullanılamayacak ve beklenen faydalar sağlanamayacaktır. Bu nedenle e-devlet
dönüşümünün başarıya ulaşması için öncelikle kamuoyunun bu dönüşümün
gerekliliğine inandırılması gerekmektedir. Ayrıca unutulmamalıdır ki, e-devlet
yapısının oluşturulması uzun soluklu bir çalışma ve çok fazla finansal kaynak
ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır. Kısa dönemde devlete büyük bir külfet getirecek olan
bu uygulama uzun dönemde ise faydalarını göstermeye başlayacaktır.
221
KAYNAKÇA
ACAR, P., “Cevap Verebilirlik ve İyi Yönetişim”, içinde İyi Yönetişimin Temel Unsurları, T.C.Maliye Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Dairesi, Ankara, s. 48-62, 2003.
ARİFOĞLU, A., E-Dönüşüm: Yol Haritası, Türkiye, Dünya, Sas Bilişim Yayınları, 2004.
ARİFOĞLU, A., A. KÖRNES, A. YAZICI, M.K. AKGÜL ve A. AYVALI, E-Devlet Yolunda Türkiye, TBD KAMU-BİB Yayınları, Ankara, 2002.
ARİFOĞLU, A., E. ER, ve G. AFACAN, Türkiye İçin e-Devlet Yönetim Modeli’ne Doğru: Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Öneriler, TÜSİAD Yayın No TÜSİAD-T 2010-08/503, 2010.
AŞKIN, M. D., “Eşitlik ve İyi Yönetişim” içinde İyi Yönetişimin Temel Unsurları, T.C.Maliye Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Dairesi, Ankara, s. 94-113, 2003.
BALCI, A., A. NOHUTÇU, N. K. ÖZTÜRK ve B. COŞKUN, Kamu Yönetiminde Çağdaş Yaklaşımlar, Seçkin Yayıncılık, 1. Baskı, Ankara. 2003
BAYRAMOĞLU, S., Yönetişim Zihniyeti; Türkiye'de Üst Kurullar ve Siyasal İktidarın Dönüşümü, İletişim Yayınevi, İstanbul, 2005.
CENTER FOR TECHNOLOGY IN GOVERNMENT, Advancing Digital Government Research 2006 Annual Report, University at Albany State University of New York, 2007.
DPT, e-Devlet Proje ve Uygulamaları, Eylül, Ankara, 2005.
ERDAL, M., Elektronik Devlet “E-Türkiye ve Kurumsal Dönüşüm, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2004.
FOUNTAIN, J. E., Building the Virtual State: Information Technology and Institutional Change, Washington D. C. Brookings Institution, 2001.
İNCE, M. İ., Elektronik Devlet Kamu Hizmetlerinin Sunulmasında Yeni İmkanlar, DPT, Mayıs, 2001.
KARABACAK, H., “Hukukun Üstünlüğü ve İyi Yönetişim”, içinde İyi Yönetişimin Temel Unsurları, T.C.Maliye Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Dairesi, Ankara, s. 63-77, 2003.
KAYALI, C. A. ve A. N. Yereli, Türkiye’de Bilgi Toplumu Yaratılması ve E-Devlet Uygulamalarına Genel Bir Bakış, I. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Kocaeli Üniversitesi, İİBF Yayını, İzmit, 2002’den
222
aktaran D. DEMİREL, “E-Devlet ve Dünya Örnekleri”, Sayıştay Dergisi, Sayı 61, Nisan-Haziran, s. 83-119, 2006.
KIRÇOVA, İ., E-devlet uygulamaları ve Ekonomiye Etkileri, İTO Yayınları, İstanbul, 2003.
KJAER, A. M., Governance (Key Concepts), Polity Press, Cambridge 2004.
KONDO, S., “Fostering Dialogue to Strengthen Good Governance”, içinde Public Sector Transparency and Accountability: Making It Happen, OECD, s. 7-13, 2002.
KÖSEKAHYA, G., “Katılımcılık Ve İyi Yönetişim”, içinde İyi Yönetişimin Temel Unsurları, T.C.Maliye Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Dairesi, Ankara, s. 34-48, 2003.
KURAN, N. H., Türkiye İçin E-Devlet Modeli, Analiz ve Model Önerisi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2005.
KUZEY, P., “Şeffaflık ve İyi Yönetişim”, içinde İyi Yönetişimin Temel Unsurları, T.C.Maliye Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Dairesi, Ankara, s. 1-18, 2003.
NARALAN, A., e-Devlet ve Algılanışı Üzerine Bir Araştırma, İmaj Yayınevi, Ankara, 2008.
OECD, OECD E-Government Studies, Turkey, ISBN 978-92-64-02844-9, 2007.
_____ OECD e-Government Studies, The E-Government Imperative, OECD, Paris, 2003.
PARLAK, B. ve Z. SOBACI, Kuram ve Uygulamalarda Kamu Yönetimi Ulusal ve Global Perspektifler, Alfa Aktüel Yayınları, İstanbul, 2005.
SAMSUN, N., “Hesap Verebilirlik Ve İyi Yönetişim”, içinde İyi Yönetişimin Temel Unsurları, T.C.Maliye Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Dairesi, Ankara, s. 18-34, 2003.
SOYLU, H., “Etkinlik ve İyi Yönetişim”, içinde İyi Yönetişimin Temel Unsurları, T.C.Maliye Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Dairesi, Ankara, s. 78-94, 2003.
T.C. MALİYE BAKANLIĞI, Maliye Bakanlığı Faaliyet Raporu, 2009.
_____ İyi Yönetişimin Temel Unsurları, T.C.Maliye Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Dairesi, Ankara, 2003.
T.C. MALİYE BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI, Maliye SGB.net Sistemi, eTR Ödülleri, 2009.
_____ Maliye SGB.net Sistemi, eTR Ödülleri, 2007.
223
T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI, e-Devlete Geçişte Kamu Kurumları İnternet Siteleri, Performans Denetim Raporu, Ankara, 2006.
TEKELİ, İ., Modernite Aşılırken Siyaset, İmge Yayınevi, Ankara, 1999.
TODAİE, Kamu Yönetimi Sözlüğü, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü, TODAİE Yayınları, Yayın No: 283, Ankara, 1998.
TOKSÖZ, F., İyi Yönetişim El Kitabı, TESEV Yayınları, İstanbul, 2008.
UÇKAN, Ö. E-Devlet, E-Demokrasi ve Türkiye, Literatür Yayıncılık, İstanbul, 2003.
YÜCETÜRK, E., Türk Kamu Yönetiminde E-Devlet Uygulamaları ve Tabana Yayılabilme Yeteneği Bakımından Bir Değerlendirme: Bolu Örneği, I. Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi Bildiriler Kitabı, Kocaeli Üniversitesi İİBF ve İşletme Fakültesi, s.145- 163, İzmit, 2002.
Makaleler:
AFFISCO J. F. ve K. S. SOLIMAN, “E-Government: A Strategic Operations Management Framework For Service Delivery” Business Process Management Journal, Cilt 12, Sayı 1, s. 13-21, 2006.
AYDIN, M. D., “eAvrupa+ ve Türkiye: Bilgi Teknolojileri Alanında Avrupa Birliği Kriterlerine Uyum”, Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 23, Sayı 1, Haziran, s. 287-331, 2005.
BALCI, A. ve H. KIRILMAZ, “Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma Kapsamında E-Devlet Uygulamaları”, Türk İdare Dergisi, Sayı 463-464, Haziran-Eylül, s. 45-70, 2009.
BANGER, G., “e-Türkiye”, Uzman-Der, Yıl 4, sayı 15-16, Temmuz-Aralık, s. 3-11, 2001.
BAYKAL, A., “e-Devlet Dönüşümü”, Polis Dergisi, Yıl 9, Sayı 37, Ekim-Kasım-Aralık, s.10-13, 2003.
BENGSHİR, K. T., “Web'deki Belediyelerimiz: Eskişehir Büyükşehir Belediyesi” Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 11, Sayı 1, Ocak,. s. 107-124, 2002.
BENGSHİR, K. T., “Devlet-Vatandaş İletişiminde E-Posta” Amme İdaresi Dergisi, Cilt 33, Sayı 4, Ankara, Aralık, s. 49-61, 2000.
BENNET, T. J., “Yeni Bilgi Teknolojisi ve Refah Değişen İş Dünyası” Liberal Düşünce, (Çeviren C. GÜRAN), Cilt 3, Sayı 9, Kış, 1998’den aktaran D. DEMİREL, “E-Devlet ve Dünya Örnekleri”, Sayıştay Dergisi, Sayı 61, Nisan-Haziran, s. 83-119, 2006.
224
ÇEVİKBAŞ, R., “Türkiye’de E-Devlet ve E-İmza Altyapısı Uygulamaları” Türk İdare Dergisi, Sayı: 463-464 (Haziran-Eylül), s. 71-92, 2009.
ÇUKURÇAYIR, M. A. ve E. ÇELEBİ, “Bilgi Toplumu ve E-Devletleşme Sürecinde Türkiye”, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 9, s. 73, 2009.
DENHARDT, R.B., “Trust as Capacity: The Role of Integrity and Responsiveness”, Public Organization Review, Cilt 2, Sayı 1 (Mart), s. 65–76, 2002.
DEMİREL, D. “Yönetişimde Yeni Bir Boyut: E-Yönetişim”, Türk İdare Dergisi, Sayı 466, s.65-93, Mart, 2010.
_____, “E-Devlet ve Dünya Örnekleri”, Sayıştay Dergisi, Sayı 61, Nisan-Haziran, s. 83-119, 2006.
ERKAYA, Ş., Yönetim Bilgi Sistemleri ve SGB.NET, Türk İdare Dergisi, Sayı 462, Mart, s. 1-8, 2009.
EROĞLU, H. T., “E-Devlet Uygulamaları Çerçevesinde Mernis Projesi ve Beklentiler” Sayıştay Dergisi, Sayı 62, Temmuz-Eylül, s. 83-106, 2006.
GAUDIN, J.P., “Modern Governance, Yesterday and Today: Some Clarifications to be Gained From French Goverment Policies”, International Social Science Journal, Cilt 50, Sayı 155 (Mart), s. 47–56, 1998.
GÖKGÖZ, A., “Say2000i Web Tabanlı Saymanlık Otomasyon Sistemi Üzerine”, Uzman Bakış Dergisi, Yıl 1 Sayı 1, s. 52-56, 2010.
GÜL H., “Kamu Kurumlarında Elektronik Hizmetlerin Yaygınlaştırılması (E-Devlet)”, Maliye Dergisi, Sayı:140, Mayıs-Ağustos 2006.
GÜLER, B. A., “Yönetişim: Tüm İktidar Sermayeye”, Praksis, Sayı 9, Kış- Bahar, s. 93-116, 2003.
KAHRAMAN, A., “Elektronik İmza Uygulaması” Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi, Cilt 10, Sayı 3 (Mart), s. 15-17, 2005’ten aktaran ÇEVİKBAŞ, R., “Türkiye’de E-Devlet ve E-İmza Altyapısı Uygulamaları” Türk İdare Dergisi, Sayı: 463-464 (Haziran-Eylül), s. 71-92, 2009.
KAPLAN, V., “E-Devlete Genel Bir Bakış”, Polis Dergisi, Yıl 9, Sayı 37, Ekim-Kasım-Aralık, s. 14-15, 2003.
KAZANCIGİL, A., “Governance and Science: Marketlike Modes of Managing Society and Producing Knowledge”, International Social Science Journal, Cilt 50, Sayı 155 (Mart), s. 69–79, 1998.
LU, L., G. ZHU ve J. CHEN, “An Infrastructure for E-Government Based on Semantic Web Services”, Proceedings of the 2004 IEEE International Conference on Service Computing (SCC’04), 2004.
225
MERRİEN, F.X., “Governance and Modern Welfare States”, International Social Science Journal, Cilt 50, Sayı 155 (Mart), s. 57-67, 1998.
MONTAGNA, J. M., “A Framework for the Assessment and Analysis of Electronic Government Proposals” Elektronic Commerce Research and Applications, No: 4, s. 204-219, 2005.
MOON, J. M., “The Evolution of E-Government Among Municipalities: Rhetoric or Reality?”, Public Administration Review, Cilt 62, Sayı 4 (Haziran-Ağustos), s. 424-433, 2002
ÖZ, N. S., “E-Devlet Uygulamaları Çerçevesinde İnternetten Beyanname Alımı”, Vergi Sorunları Dergisi, Sayı 194, Kasım, 2004.
ÖZER, M. A., “Yönetişim Üzerine Notlar”, Sayıştay Dergisi, Sayı 63, Ekim-Aralık, s.59-89, 2007.
SAĞSAN, M., “E-Devlet: Toplumların Yeni Umut Işığı mı?” Stratejik Analiz Dergisi, ASAM Yayınları, Cilt 2, Sayı 19, Kasım, 2001.
SCHWARE, R. ve A. DEANE, Deploying E-Government Programs the Strategic Importance of “I” before “E”, Info Journal, Cilt 5, Sayı 4, s. 10-19, 2003.
SEIFERT, J. W. ve R. E. PETERSEN, “The Promise of All Things E? Expectations and Chalanges of Emergent Electronic Government”, Perspectives on Global Development and Tecnology, Cilt 1, Sayı 2, s. 193-212, 2002.
SIAU K. ve Y. LONG, "Synthesizing E-Government Stage Models – A Meta-Synthesis Based On Meta-Ethnography Approach", Industrial Management & Data Systems, Cilt 105 Sayı 4, s. 443 – 458, 2005.
ŞAHİN, A. ve E. ÖRSELLİ, “E-Devlet Anlayışı Sürecinde Türkiye”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 9, Konya, s. 343-356, 2003.
TEHRANI, M. S., “Some Steps Towards Implementing E-Government”, ACM SIGCAS Computers and Society, Cilt 37, Sayı 1, s. 22-29, 2007.
TOPRAK, D., “5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 24 Ocak 1980 Kararları Işığında Değerlendirilmesi”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 13, Sayı 2, s. 313-333, 2008.
TUNG L. L. ve O. RIECK, “Adaptation of Electronic Government Services Among Business Organizations in Singapore” Journal of Strategic Information Systems, No. 14, s. 414-440, 2005.
UÇKAN, Ö., “E-Devlet, E-Demokrasi ve E-Yönetişim Modeli: Bir İlkesel Öncelik Olarak Bilgiye Erişim Özgürlüğü”, Stradigma Dergisi, Haziran, Sayı 5, s.1-19, 2003.
226
ULUTAŞ, E., “E-Devlet, Elektronik Devlet Uygulamaları”, Gümrük DünyasıDergisi, Sayı 37, Nisan, 2003.
WILLIAMS, D. ve T.YOUNG, “Governance, the World Bank and Liberal Theory”, Political Studies, Cilt 42, Sayı 1, (Mart), s. 84-100, 1994.
YILDIRIM U.ve Ş. ÖNER, “Bilgi Toplumu Sürecinde Yerel Yönetimlerde Eğitim-Bilişim Teknolojisinden Yararlanma: Türkiye’de E-Belediye Uygulamaları”, The Turkish Inline Journal of Education Technology-TOJET, Cilt 3, Sayı 1, Ocak, s. 49-60, 2004.
YILDIRIR, H. ve E. KARAKURT, “E-Devlet ve Uygulamaları” İş Güç Dergisi, Cilt 6, Sayı 1, 2004.
Tezler:
ATEŞ, O., Katılımcı Demokrasi ve E-Devlet Uygulamalarının Türkiye’de Demokratik Yönetime Etkileri, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2009.
BEKTAŞ, İ., Celal Bayar Üniversitesi Öğrenci İşleri E-Devlet Uygulamasının Kamu Tasarrufu Üzerindeki Etkisi, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Manisa, 2010.
DÖNMEZ, D., Dünya’da ve Türkiye’de E-Devlet, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tokat, 2007.
EVCİMEN, C. S., Kamu Yönetiminde E-Devlet Anlayışı ve Maliye Bakanlığı E-Devlet Uygulamaları, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2005.
KANKAYA, M. M., E-Devlet Uygulamaları ve Mali Saydamlık İlişkisi, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gaziantep, 2010.
ÜÇCAN, F. N., Türkiye’de E-Devlet Uygulamaları ve Bu Uygulamaların Karar Verme Süreçlerine Etkisi, Yayınlanmış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2007.
YILDIRIM, Ş., Kamu Hizmetlerinde Etkinliğin Ve Verimliliğin Arttırılmasında E-Devletin Rolü ve Bir E-Devlet Uygulaması: Kimlik Paylaşım Sistemi (KPS), Yayınlanmış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2007.
Diğer:
İnternet Kaynakları:
ACAR, M. ve E. KUMAŞ, Türkiye’nin Dönüşüm Sürecinde Anahtar Bir Mekanizma Olarak e-Devlet, e-Dönüşüm ve Entegrasyon Standartları, 2.
227
Ulusal İktisat Kongresi, DEÜ, 20-22 Şubat İzmir, 2008, <http://www.deu.edu.tr/userweb/iibf_kongre/dosyalar/acar.pdf>, (21.09.2010).
AKTAN, C. C., Türkiye’de E-devlet, 2003, <http://www.canaktan.org/politika/e-devlet/turkiyede.htm>, (02.02.2011).
BELL, D., Previewing Planet Earth in 2013, The Washington Post, B3, Ocak 1988, <http://www.highbeam.com/doc/1P2-1231676.html>, (21.05.2010).
BTK, Elektronik İmza, <http://www.btk.gov.tr/bt/elektronikimza.htm>, (12.02.2011).
CABINET OFFICE, eGov-Electronic Govenment Services for the 21.st. Century, Performance and Innovatıon Unıt, September 2000, <http://ctpr.org/wp-content/uploads/2011/03/e-government-services-for-the-21st-century-2000.pdf>, (19.02.2011).
COMMISSION OF THE EUROPEAN COMMUNITIES, European Governance: A White Paper, Brussels, COM(2001) 681 Final, 2001, <http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/com/2001/com2001_0681en01.pdf>, (08.03.2010).
COOK, M. E., ve diğerleri, Making a Case for Local E-Government, 2002, <http://www.ctg.albany.edu/publications/guides/making_a_case/making_a_case.pdf>, (16.02.2011).
ÇAM, A.R., UYAP, 2008, <http://www.edevletkonferansi.org/sunumlar.html>, (10.11.2010).
ÇİLİNGİR, D. ve İ. KUSHCHU, E-Government and M-Government: Concurrent Leaps by Turkey, 2004. <http://www.mgovernment.org/resurces/mgovlab_dcik.pdf>, (29.08.2010).
DPT, Bilgi Toplumu Tarihçesi, 2010 <http://www.bilgitoplumu.gov.tr/Portal.aspx?value=UE9SVEFMSUQ9MSZQQUdFSUQ9MTM5JlBBR0VWRVJTSU9OPS0xJk1PREU9UFVCTElTSEVEX1ZFUlNJT04=>, (03.08.2010).
_____ Kamu Bilgi ve İletişim Teknolojisi Projeleri Hazırlama Kılavuzu, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bilgi Toplumu Dairesi Başkanlığı, 2009, <http://www.bilgitoplumu.gov.tr/Documents/1/Yatirimlar/090700_KamuBilgiveIletisimTeknolojisiProjeleriHazirlamaKilavuzu.doc>, (27.08.2010).
_____ Kamuda İyi Yönetişim, DPT Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Rapor No: 674, DPT Basımevi, Ankara, 2007, <http://ekutup.dpt.gov.tr/kamuyone/oik674.pdf> , (15.04.2010).
228
_____ E-Devlet Proje ve Uygulamaları, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bilgi Toplumu Dairesi, Eylül 2005, <http://ekutup.dpt.gov.tr/bilisim/e-devlet/tr2005.pdf>, (28.07.2010).
_____ e-Dönüşüm Türkiye Projesi Kısa Dönem Eylem Planı 2003-2004, DPT Yayınları, Ankara, 2004, <http://ekutup.dpt.gov.tr/plan/aep/e-dtr/2004.pdf>, (17.02.2011).
_____ Kamu Yönetiminin İyileştirilmesi ve Yeniden Yapılandırılması, DPT Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Rapor No: 527, DPT Basımevi, Ankara, 2000, <http://ekutup.dpt.gov.tr/kamuyone/oik527.pdf>, (19.06.2010).
_____ E-Dönüşüm Türkiye Projesi, <http://www.bilgitoplumu.gov.tr/Portal.aspx?value=UE9SVEFMSUQ9MSZQQUdFSUQ9MTUwJlBBR0VWRVJTSU9OPS0xJk1PREU9UFVCTElTSEVEX1ZFUlNJT04= >, (02.08.2010).
DPT, Bilgi Toplumuna Giden Yolda e-Dönüşüm Türkiye Projesi, Ankara, Eylül 2003’den aktaran R. E. ERKUL, Dünyada Kamu Yönetimindeki Dönüşüm ve Türkiye’de Kamu Yönetimi Öğretimine Yansımaları, II. Kamu Yönetimi Forumu, Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara, Eylül s. 212-225, 2004, <http://www.deu.edu.tr/userweb/hilmi.coban/yüzdeC3yüzdeB6devler/e-devlet/e-devlet.pdf>, (21.06.2010).
DTI, Our Competitive Future-Building The Knowledge Driven Economy, White Paper, 1998, <http://www.dti.gov.uk/comp/competitive/main.htm>, (10.02.2011).
ECZACIBAŞI, B., KalDer 10. Kuruluş Yıldönümü Konuşması, İstanbul, 2001, <http://www.eczacibasi.com.tr/articles/detail/detail4.asp?id=58&archive=1>, (17/02/2010).
EROL, H. ve M. A. AKCAYOL, Türkiye’de Elektronik İmza Uygulamalarında Durum Analizi ve Öneriler, <http://www.ueimzas.gazi.edu.tr/pdf/poster/63.pdf>, (08.02.2011).
ERÜZ, E., Yeni Mali Yönetim Yapısında Performans Esaslı Bütçeleme, Yirminci Maliye Sempozyumu Pamukkale Üniversitesi İİBF Yayını, Ağustos 2005, <http://www.bayar.edu.tr/~saglikmyo/20malsemp.pdf>, (02.05.2010).
HEEKS, R., What is eGovernment?, 2008, <http://www.egov4dev.org/success/definitions.shtml>, (19.02.2011).
KARAKURT, E, Türkiye’de Yerel Demokrasinin Güçlendirilmesinde E-Devlet Uygulamalarının Rolü, 2004, <http://www.e-demokrasi.org/index.php?option=com_content&view=article&id=25:tuerkiyede-yerel-demokrasinin-gueclendirilmesinde-e-devlet-uygulamalarnn-rolue&catid=7:makaleler&Itemid=21>, (25.01.2011).
229
KAUFMAN, D., A. KRAAY, ve M. MASTRUZZIİ, Governance and Individual Governance Indicators for 1996-2005, 2006, <http://siteresources.worldbank.org/INTWBIGOVANTCOR/Resources/1740479-1150402582357/2661829-1158008871017/gov_matters_5_no_annex.pdf>, (17.05.2010)
KAUFMANN, D., A. KRAAY, ve P.ZOIDO-LOBATON, , Governance Matters, Policy Research Working Paper 2196, 1999, <http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?cfid=201154&cftoken=22920019&abstract_id=188568>, (20.06.2010).
KETTL, D. F., The Transformation of Governance: Globalization, Devolution and the Role of Goverment, 2000, <http://www.cabinetoffice.gov.uk/media/cabinetoffice/strategy/assets/fs_kettlpaper2.pdf>, (21.03.2010).
KİELY, R., Neo-Liberalism Revised? A Critical Account of World Bank Concept of Good Governance and Market Friendly Intervention, Capital and Class, 64, 1998, <http://findarticles.com/p/articles/mi_qa3780/is_199804/ai_n8789859/>,(14.04.2010).
KÜLLÜK, M. ve A. ÖZSAĞIR, E-Devlet Yatırımlarının Geri Dönüşümü ve Ekonomik Büyümeye Etkisi, <http://www.baltalimani.com/index.php/component/content/article/153-e-devlet>, (19.01.2011).
MİLLARD, J., E-Public Services in Europe: Past, Present and Future Research Findings and New Challenges, 2003, <ftp://ftp.cordis.europa.eu/pub/ist/docs/epublic-services.pdf>, (14.08.2010).
OECD, Understanding the Digital Divide, Organization for Economic Co-Operation and Development, OECD Publications, France, 2001, <http://www.oecd.org/dataoecd/38/57/1888451.pdf>, (28.04.2010).
ÖRÜCÜ, O., Bilim ve Teknoloji Stratejileri Vizyon 2023, <http://www.emo.org.tr/ekler/43dec3062d02869_ek.pdf?dergi=229>, (11.02.2011).
PAQUET, G., J. ROY, ve J. P. RUDOLF, Collaborative Governance and Regional Considerations in The New Economy: Lessons from Canada and Switzerland, Centre on Governance, The University of Ottawa, 2000, <http://gouvernance.ca/publications/00-55.pdf>, (15.03.2010).
RHODES, R.A.W., The New Governance and Governing without Goverment, Political Studies, s. 652-667, 1996, <http://law.hku.hk/gl/rhodes.pdf>, (15.07.2010).
230
RILEY, G. C. ve M. A. LAW, The Changing Role of the Citizen in the E-Governance and e-Democracy Equation, November 2003, <http://www.tanzaniagateway.org/docs/Changing_role_of_the_citizen_in_the_E-governance_E-democracy_equation_2003.pdf >, (25.06.2010).
SCHACTER, M., When Accountability Fails: A Framework for Diagnosis and Action, Policy Brief No. 9, Institute on Governance, Canada, May 2000, <http://iog.ca/sites/iog/files/policybrief9.pdf>, (09.03.2010).
SHAHKOOH, K. A. ve A. ABDOLLAHI, A Strategy-Based Model for E-Government Plannig, Proceedings of the International Multi-Conference on Computing in the Global Information Tecnology (ICCGI’07), 2007,<http://ieeexplore.ieee.org/xpl/freeabs_all.jsp?arnumber=4137100>,(19.07.2010).
STRATEK, Maliye Bakanlığı SGB.net yazılımını ücretsiz kullanıma sundu, 2008a, <http://www.stratek.com.tr/TR/HBR-6/maliye-bakanligi-sgbnet-yazilimini-ucretsiz-kullanima-sundu/>, (11.04.2010).
_____ Taşınır Mal Kayıt ve Kontrol Yazılımı, 2008b, <http://www.stratek.com.tr/TR/PRJ-6/tasinir-mal-kayit-ve-kontrol-yazilimi/>, (18.02.2011).
TBD, 2010 Değerlendirme Raporu, Ankara, Eylül, 2010, <http://www.tbd.org.tr/userfiles/2/test/TBD-2010%20Degerlendirme%20Raporu-.pdf>, (07.03.2011).
_____ Kurumlararası Ortak İş/Proje Geliştirme, TBD Kamu-BİB Kamu Bilişim Platformu IX Birinci Çalışma Grubu Raporu, 2007, <http://www.tbd.org.tr/usr_img/cd/kamubib12/raporlarPDF/RP1-2007.pdf>, (05.03.2011).
_____ E-Devlet Kavramları El Kitabı, TBD Kamu-BİB Kamu Bilişim Platformu VIII, 2006, <tbd.wmv.gen.tr/diger/BG3-2006.DOC>, (18.10.2010).
_____ E-İmza’nın Toplumsal Boyutu, TBD Kamu-BİB Kamu Bilişim Platformu VII, 2005, <http://www.tbd.org.tr/usr_img/cd/kamubib12/RaporlarPDF/RP2-2005.pdf>, (06.03.2011).
_____ E-devlet: Türkiye’deki Gelişmeler, Çalışma Grubu Raporu, Türkiye Bilişim Derneği, 2002, <http://tbd.wmv.gen.tr/RaporlarPDF/RP12-2002.pdf>,(05.11.2010).
_____ Türkiye’de E-Devlet Nasıl Olmalı? Kamu Bilgi İşlem Uygulamalarında Verimliliğin Artırılması I-II-III Toplantıları Sonuç Raporu, Türkiye Bilişim Derneği, 2001, <http://www.tbd.org.tr/usr_img/cd/kamubib12/RaporlarPDF/Rapor-123.pdf>, (16.01.2011).
231
T.C. BAŞBAKANLIK GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI, Gümrük İdaresinin Modernizasyonu Projesi I (1999-2003), 2009, <http://www.gumruk.gov.tr/tr-TR/egumruk/sayfalar/gimop.aspx>, (15.02.2011).
T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI, E-Dönüşüm Araştırması Raporu, T.C. İçişleri Bakanlığı Strateji Merkezi Başkanlığı, 2004, <www.arem.gov.tr/proje/yonetim/e-bakanlik/arastirma_raporu.doc>, (03.03.2011).
T.C. MALİYE BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI, Maliye SGB.net-Başbakanlık proje yarışması, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=%2fybs%2fsunumlar%2fMaliye%20SGB%2enet%20Sunumlar%c4%b1&FolderCTID=&View=%7b7D779C76%2d9C42%2d42AA%2dB889%2dE17615AB1B4C%7d>, (29.01.2011).
_____ Maliye SGB.net-Çanakkale, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=%2fybs%2fsunumlar%2fMaliye%20SGB%2enet%20Sunumlar%c4%b1&FolderCTID=&View=%7b7D779C76%2d9C42%2d42AA%2dB889%2dE17615AB1B4C%7d)>, (28.01.2011).
_____ Maliye SGB.net - TBMM Sunumu, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=%2fybs%2fsunumlar%2fMaliye%20SGB%2enet%20Sunumlar%c4%b1&FolderCTID=&View=%7b7D779C76%2d9C42%2d42AA%2dB889%2dE17615AB1B4C%7d>, (23.01.2011).
_____ TBMM Devir Protokolü, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/ybs/sunumlar/Forms/AllItems.aspx?RootFolder=%2fybs%2fsunumlar%2fMaliye%20SGB%2enet%20Sunumlar%c4%b1&FolderCTID=&View=%7b7D779C76%2d9C42%2d42AA%2dB889%2dE17615AB1B4C%7d>, (27.01.2011).
THE WORLD BANK, Governance: The World Bank’s Experience, Washington, DC: World Bank, 1994, <http://www-wds.worldbank.org/external/default/WDSContentServer/WDSP/IB/1994/05/01/000009265_3970716142854/Rendered/PDF/multi0page.pdf>, (25.09.2010).
_____ Governance and Development, Washington DC, 1992,<http://books.google.com.tr/books?id=he3-MVQqsqwC&printsec=frontcover&dq=The+World+Bank,+Governance+and+Development&source=bl&ots=rUDTBNvkDj&sig=cbPfMSVHr1P2mH8DkUyb_Wk3mL0&hl=tr&ei=0GP1TLrkNoaMswaCv8G9BA&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=6&ved=0CE8Q6AEwBQ#v=onepage&q&f=false>, (13.09.2010).
232
TULGA, Ş., E-Devlete Geçişte Önemli Bir Adım: E-İmza, 2004, <www.e-imza.gen.tr/templates/resimler/File/firma_sunumlar/e-imza_15_Temmuz_2004_sahin_tulga.doc> , (07.02.2011).
TÜBİTAK, Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 2003-2023 Strateji Belgesi, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Vizyon 2023, Kasım 2004, <http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files//vizyon2023/Vizyon2023_Strateji_Belgesi.pdf>, (26.01.2011).
_____ Vizyon 2023, 2007, <http://www.tubitak.gov.tr/sid/0/cid/826/index.htm>, (25.01.2011).
_____ Eğitim ve İnsan Kaynakları Sonuç Raporu ve Strateji Belgesi, TÜBİTAK Vizyon 2023 Teknoloji Öngörü Projesi, Ankara, Ocak 2005, <http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/vizyon2023/eik/EIK_Sonuc_Raporu_ve_Strat_Belg.pdf >, (25.01.2011).
TÜİK, Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması Sonuçları, Haber Bülteni, Sayı 148, Ağustos, 2010, <http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=6308>, (28.01.2011).
UN, e-Government Survey 2008 from e-Government to Conneted Governance, New York 2008, <http://unpan1.un.org/intradoc/groups/public/documents/UN/UNPAN028607.pdf>, (10.10.2010).
UNDP, Reconceptualising Governance, Discussion Paper 2, New York: Management Development and Governance Division, 1997a, <http://mirror.undp.org/magnet/Docs/!UN98-21.PDF/!RECONCE.PTU/!front.pdf>, (12.09.2010).
_____ Glossary of Key Terms, Governance for Sustainable Human Development, A UNDP Policy Document, 1997b, <http://mirror.undp.org/magnet/policy/glossary.htm>, (05.07.2010).
WEST, D. M., Global e-Government, 2003, <http://www.insidepolitics.org/egovt03int.html>, (12.02.2011).
YANIK, L., Değişimin Rotası e-Türkiye, <http://www.teknoturk.org/docking/yazilar/tt000087-yazi.htm>,(19.10.2010).
“5. eTR Ödülleri” Ankara’da Sahiplerini Buldu, <http://www.tbv.org.tr/Haber.aspx?ID=88>, (07.05.2010).
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 Mart 2003’te TBMM’ye sunduğu 59’uncu Hükümet Programı, s. 7, 2003, <www.akparti.org.tr/tbmm/tbmmgrup/59hükümet%20programı.doc>, (04.02.2011).
233
Dünyada E-Devlet Uygulamaları, <http://www.edevlet1.blogcu.com/>, (13.02.2011).
E-devlet Kapısının Getirdiği Kolaylıklar Nelerdir?, 2010, <https://www.turkiye.gov.tr/portal/dt?provider=HomePageContainer&channel=bilgilendirme&bilgilendirme.bilgiTipi=sikcaSorulanlar&si=4#verilenhizmetler>, (04.07.2010).
E-devlet Kapisi Projesi Nedir?, <http://edevlet.turksat.com.tr/v2/sayfalar/e-devlet-kapisi-projesi-nedir>, (22.09.2010).
E-Japan Strategy, 2001, http://www.kantei.go.jp/foreign/it/network/0122full_e.html’den aktaran UÇKAN, Ö. E-Devlet, E-Demokrasi ve Türkiye, Literatür Yayıncılık, İstanbul, 2003.
Elektronik İmza Nedir?, <http://www.kobitek.com/makale.php?id=65>, (29.01.2011).
Harcama Yönetimi Modülü (Harcama.Net), <http://www.tns.com.tr/TR/PRJ-30/harcama-yonetimi-modulu-harcamanet/>, (13.07.2010).
Internet Top 20 Countrıes Wıth Hıghest Number Of Users, Internet World Stats, 2010, <http://www.internetworldstats.com/top20.htm>, (29.01.2011).
İngiltere'nin Hedefi: E-Devlette Bir Numara Olmak, <http://turkpoint.com/e-yasam/ingiltere_e_devlet_birnumara.asp>, (14.02.2011).
Maliye SGB.net Sistemi, 2007, <http://www.sgb.gov.tr/Maliyeyüzde20SGBnet/Maliyeyüzde20SGB.netyüzde20Projesi/eTR_odulleri_turkce.pdf>, (09.06.2010).
Maliye SGB.net Sistemi Genelgesi, 2007 <http://www.maliye.gov.tr/defterdarliklar/balikesir/guncel/genelge.pdf>,
Mobil devlet, <https://www.turkiye.gov.tr/portal/dt?provider=HomePageContainer&channel=bilgilendirme&bilgilendirme.bilgiTipi=mobil>, (13.07.2010).
SGB.Net, <http://www.sgb.gov.tr/Sayfalar/Projeler.aspx>, (21.08.2010).
Türkiye ve Güney Kore Ortak Bilgi ve İletişim Teknoloji Merkezi Kurdu, 2007, <http://www.haberler.com/turkiye-ve-guney-kore-ortak-bilgi-ve-iletisim-haberi/>, (14.02.2011).
HOLDEN S. H., E-Government Adoption and Measurement, Emniyet Genel Müdürlüğü 2. Polis Bilişim Sempozyumu, 14-15 Nisan 2005, Ankara.
234
Sözlü Görüşmeler:
ALADAĞ, E. (Strateji Geliştirme Bakanlığı, maliye uzmanı), "Maliye SGB.net Sisteminin Sağladığı Maliyet Tasarrufu" konulu sözlü görüşme, T.C. Maliye Bakanlığı, Ankara, 2011.
ÇAKIR, A. (Strateji Geliştirme Bakanlığı, maliye uzmanı), "Maliye SGB.net Sisteminin Sağladığı Maliyet Tasarrufu" konulu sözlü görüşme, T.C. Maliye Bakanlığı, Ankara, 2011.
SAYGILI, Y. ve İNCE, İ. (Strateji Geliştirme Bakanlığı, mali hizmetler uzmanı), "Maliye SGB.net Sisteminin Sağladığı Maliyet Tasarrufu" konulu sözlü görüşme, T.C. Maliye Bakanlığı, Ankara, 2011.
235
EKLER
236
EK-1. E-Devlet Kapısı
237
EK-2. SGB.net Sistemi
238
EK-3. Protokol ve Kurulum Yapılan Kurumlar
Kurumlar Protokol Kurulum 1 İçişleri Bakanlığı X X2 Dışişleri Bakanlığı X X3 Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı X X4 Sanayi ve Ticaret Bakanlığı X X5 Diyanet X X6 TÜİK X X7 TBMM X X8 Gümrük Müsteşarlığı X X9 Mesleki Yeterlilik Kurumu X X10 Ego Genel Müdürlüğü X X11 Özelleştirme İdaresi Başkanlığı X12 Erciyes Üniversitesi X X13 Erzincan Üniversitesi X X14 Darphane X X15 Çankırı Üniversitesi X X16 Sağlık Bakanlığı X X17 Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi X X18 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı X X19 Artuklu Üniversitesi X X20 Başbakanlık X21 Adli Tıp Kurumu X X22 Bayındırlık ve İskan Bakanlığı X X23 Yüzüncü Yıl Üniversitesi X X24 Dış Ticaret Müsteşarlığı X X25 Bartın Üniversitesi X26 Çevre ve Orman Bakanlığı X X27 Kültür ve Turizm Bakanlığı X X28 Dumlupınar Üniversitesi X X29 Tarım Reformu Gen. Müd. X X30 Maden Tetkik ve Arama Gen. Müd. X31 Mersin Üniversitesi X X32 Kilis 7 Aralık Üniversitesi X X33 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi X X34 Şırnak Üniversitesi X35 Tunceli Üniversitesi X X36 Rize Üniversitesi X X37 Dicle Üniversitesi X X38 Sütçü İmam Üniversitesi X X39 Meteoroloji İşleri Gen. Müd. X X40 YSK X X41 Cumhurbaşkanlığı X42 Avrupa Birliği Genel Sekreterliği X X43 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi X X44 Basın ve Yayın Enformasyon Gen. Müd. X X45 Gazi Üniversitesi X X46 Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu X X47 Vakıflar Genel Müdürlüğü X X
239
48 Başbakanlık Aile ve Sos. Araş. Gen.Müd. X49 Hazine Müsteşarlığı X X50 Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu X X51 Ondokuz Mayıs Üniversitesi X X
52Ankara Palas Devlet Konukevi Döner ser. İşl. Müd. X
53 Kırıkkale Üniversitesi X X54 Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı X55 Adnan Menderes Üniversitesi X56 Amasya Üniversitesi X X57 Tapu Ve Kadastro Genel Müdürlügü X X58 Türkiye Ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü X59 Nigde Üniversitesi X60 Bozok Üniversitesi X X61 Sayıştay X X62 Bitlis Eren Üniversitesi X X63 Balıkesir Üniversitesi X X64 Ardahan Üniversitesi X65 Düzce Üniversitesi X X66 Uludağ Üniversitesi X X67 Gaziantep Üniversitesi X X68 Namık Kemal Üniversitesi X69 Iğdır Üniversitesi X X70 Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi X X71 Gazi Osmanpaşa Üniversitesi X X72 İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi X X
73İçişleri Bakanlığı Kamu Düzeni Ve Güvenliği müsteşarlığı X X
74Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Eğitim D.S.S. X
75 Yalova Üniversitesi X X76 Gümüşhane Üniversitesi X X77 Sinop Üniversitesi X X78 Cumhuriyet Üniversitesi X X79 Bilecik Üniversitesi X80 Bayburt üniversitesi X81 Adana Büyük Şehir Belediyesi başkanlığı X82 Atatürk Üniversitesi X83 Ordu Üniversitesi X X84 Harran Üniversitesi X
Toplam 79 69
240
EK-4. SGB.net Değerlendirme Anketi
Kurum Adı
Cinsiyetiniz Bayan Erkek
Yaşınız
Eğitim Durumunuzİlk, orta,lise
2-4 yıllıkokullar
Master,Ph.D.
İşiniz/Mesleğiniz
Sistem Kullanımı Evet Kısmen Hayır
1. SGB.net sayesinde diğer kamu kurumlarıyla olan iletişiminiz hızlandı mı?
2. SGB.net Sistemi ile ilgili talep ve şikayet vb. konularda yorum yazma imkanı bulunmakta mıdır?
3. SGB.net Sistemi karar alma yetkisine çalışanların da katılımını sağlamakta mıdır?
4. SGB.net uygulamalarıyla ilgili hiç hizmet içi eğitim aldınız mı?
5. "SGB.net bürokrasiyi, kırtasiye masraflarını ve fazla personel maliyetlerini azaltarak kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasını sağlar" ifadesine katılıyor musunuz?
6. SGB.net sisteminin hizmet sunulmasında etkinliği ve hızı artırdığını düşünüyor musunuz?
7. SGB.net sistemi personel üzerindeki yükü hafifletmekte midir?
8. SGB.net sistemi çalışan memnuniyetini arttırmakta mıdır?
9. SGB.net sisteminin altyapı konusunda yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
10. SGB.net Sistemi ile sorumluluğun kayıt altına alınması nedeniyle sizin iş yapma tarzınızda bir değişiklik oldu mu? (daha dikkatli, daha titiz)
11. SGB.net sistemi kamusal bilgilere ve kamu hizmetlerine daha ucuz ve hızlı bir biçimde ulaşmasını sağlamakta mıdır?
12. SGB.net Sistemi ile hızlı ve etkin raporlama gerçekleştirilebilmekte midir?
13. Sizce kamu hizmetlerinin sunumunda ortaya çıkan aksaklıkları e-devlet uygulamaları ortadan kaldırır mı, azaltır mı, yoksa hiçbir etkisi olmaz mı?
14. Aşağıdakilerden hangisi e-devlet uygulamalarının önündeki en büyük engeldir?
15. SGB.net Sistemi aşağıdaki hizmetlerden hangisini ya da hangilerini sunmaktadır?
16 “E-devlet uygulamaları ile hizmet sunumunda hızlılık, verimlilik, süreklilik artar” düşüncesine katılıyor musunuz?
17. Sizce SGB.net Sisteminin eksik yanları nelerdir?
18. Sizce E-devlet uygulamalarının olumlu ve olumsuz yanları nelerdir?
19. E-devlet ve SGB.net uygulamalarının başarılı olabilmesi ve ülkemizde yaygın olarak kullanılabilmesi için önerileriniz nelerdir?
SGB.net GENEL DEĞERLENDİRME ANKETİDeğerli Katılımcı;
Bu çalışma e-devlet ve SGB.net uygulamaları konusunda sizlerin de görüşlerinden yararlanabilmek için amacıyla hazırlanmıştır. Sizin yapacağınız değerlendirme; mevcut durumu belirlemede önemli katkılar sağlayacaktır. Bu anketi cevaplamak için ayıracağınız süre için şimdiden teşekkür ederiz.
Önemli oranda ortadan kaldırır Azaltır Çok az etkisi olur Hiçbir etkisi olmaz Fikrim yok
Hızlılık artar, diğerleri artmaz Verimlilik artar, diğerleri artmaz Süreklilik artar, diğerleri artmaz Hepsi de artar Fikrim yok
Güvenlik ve bilgisayar korsanları sorunu Çalışan personelin eğitim uyum sağlayamama sorunu Yerleşik bürokratik alışkanlıkların terk edilemeyişi Liderlik desteğinin eksik oluşu Yeni işe alımlarda nitelikli eleman sorunu
Doküman ve bilgi sunma Yararlanıcılar tarafından yorum yazma imkanı Veri girişi ve takibi Hepsi Fikrim yok
241
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler:
Adı ve Soyadı: Gülşah KARAKUŞ
Doğum Yeri: Iğdır
Doğum Yılı: 13.12.1980
Medeni Hali: Bekar
Eğitim Durumu:
Lise: 1994- 1997 Kurtuluş Lisesi.
Lisans: 1997-2002 A.Ü. SBF.
Yüksek Lisans: 2007-Halen.
Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi:
l. İngilizce-iyi
İş Deneyimi:
2004-2007 Gelir Uzman Yard.-Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı
2007-Halen Maliye Uzmanı- Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı
Bilimsel Yayınlar ve Çalışmalar:
l. TÜRKİYE İLE IMF’NİN YAPTIĞI STAND-BY DÜZENLEMELERİNİN
SONUÇLARI