24
E ve Tas. No:

YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

YETiŞKİNLİK DÖNEMİ E GİTİMİ

ve PROBLEMLERİ

Tas. No:

İstanbul2006

Page 2: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

ENSAR NEŞRİYAT Ticaret Anonim Şirketi

© Tebliğierin muhteva ve dil bakınundan sorumluluklan tebliğ sahibine, telifhaklan İSA V' a eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat' a aittir

Tarbşmalı İimi Toplantılar Dizisi: 47

ISBN : 975-6794-74-7

KitabınAdı

Yetişkinlik Dönemi Eğitimi ve Problemleri

Editör Prof. Dr. M. Faruk Bayraktar

Yayın Öncesi Hazırlık . Dr. İsmail KURT

Seyit Ali TÜZ

Dizgi- Mizanpaj Ensar

Kapak Düzeni Erhan AKÇAOGLU

Baskı

Kahraman

ı. Basım

Kasım2006

İsterne Adresi Ensar Neşriyat Tic. A.Ş.

Süleymaniye Cad. No: 13 Süleymaniye 1 İstanbul Tel : (0212) 513 43 41 Faks : (0212) 522 46 02

www.ensarnesriyat.com.tr ensar®ensainesriyatcom.tr

Page 3: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE

KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM

I. TEORİK ÇERÇEVE

Doç. Dr. İsmail ÇALIŞKAN

C. Üniv. İlahiyat Fakültesi*

Başta psikolog ve gerı:mtologlar olmak üzere bilim adamları şöyle bir yaş gruplaması yapmışlardır: 0-20 yaş çocukluk, gençlik ve ergenlik, 20-35

yaş ilk yetişkinlik, 35-55 yaş orta yetişkinlik, 55-65 ve ilerisi son yetişkinlik (yaşlılık/ihtiyarlık). 1 Buna göre Türkiye'de ölüm ortalaması olan 65 yaşı esas alırsak, insan ömrünün yilzde altmıştan daha fazla bir süresinin 'yetişkinlik devresi' olduğunu görürüz.

Kur' an' da, yetişkinlik dönemini içine alabilecek iki deyim ve bir kavram ·vardır: Belega eşüddehu, erzeli'l-'ömr ve kehl. Kanaatimizce belega eşüdde­hu2 deyimi yetişkinliğin başlangıcını, yani 25-30 yaş dvaruu ifade etmekte­dir.3 Zira ayetlerin bağlaını ve içeriğinden de anlaşılacağı üzere burada, so­rumluluk alabilecek ve kendi kendine yetecek seviyeye gelmiş bireyler anla-

*

2

3

e-posta: [email protected]

Mustafa Köylü, Yetişkin Din Eğitiminin Teorik Temelleri, Samsun 2000,36-37.

En'am 6/152; Yusuf 12/22; İsra 17/34; Kehf 18/82; Hac 22/5; Ka5as 28/14; Mü'min 40/67; Ahkaf 46/15.

Günümüzde psikolojiye göre otuzlu yıllann başı, yetişkinlerde düzen, kararlılık ve du­rulma, ha ya h tanzim, planlar kurma, zihinsel ve fiziksel gücün zirvesine ulaşma yaşı ola­rak kabul edilir. Bkz.: Bekir Onur, Gelişim Psikolojisi -Yetişkin/ik, Yaşlı/ık, Öliim-, Ank. 1997, ~ 58-59.

Page 4: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

336 YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİ ve PROBLEMLERİ

hlmaktadır. Her ne kadar belega eşüddehu ifadesi hakkında tefsirlerdeki ta­nımları ile diğer ulemanın ~abul ettiği yetişkin5 yaşı farklı gibi gözükse de, sonuç itibariyle bizim bu kabulümüze mani değildir. Ayrıca bu kavramın semantiğindeki elastikiyet, yetişkinliğin yaşını bölgelere göre belirleme şansı. verir. Erzeli'l-'ömr6 deyimi ise, 'yaşlılığın en son haddi'7 anlamına gelmekte­dir. Türkçe'ye genellikle 'yetişkin' veya 'olgun' şeklinde çevirilen kehl8 kav- · · ramı d.1 'akli yetkinliğe ulaşılan çağ'9 olarak tanımlanır.

'Yetişkin eğitimi-öğretimi' veya 'yetişkinlik dönemi eğitimi' tabiri, hem eğitimin ne olduğu hem de bu kavramın semantiği bakımından problemli­dir. Acaba yetişkinlere yönelik ya da onlarla birlikte yürütülen bu faaliyetin adı kavramsal olarak gerçekten eğitim midir? Öyle anlaşılıyor ki, günümüz­de eğitimin 'bilinen bir şeyin nakli' şeklindeki klasik tanımı yerine, 'hayat boyu devam eden bir araşhrma süreci'10 ya da "ilerlemeye, olgunlaşmaya yönelen sürekli bir oluş"ıı şeklindeki tanımı daha fazla ön plana çıkmışhr.ıı

4

5

7

8

9

10

ll

12

Genel kabule göre bu deyim 33 yaşı ifade eder. Zemahşeri ise 30 yaşı kabul eder Bu da in­sanın akıl, temyiz, güç ve kudretinin zirveye çıktığı çağdır. (Bkz.: Muhammed b. Cerir et­Taberi, Camiu'l~Beı;iin mı Te'vili Ayi'l-I}ıır'iin, Beyrut 1988, cüz XXVI,16-17; Mahmud b. Ö­mer ez-Zemahşeri, el-Keşşiif'mz Ha~tiilfi Gaviimiz't-Tenzfl ve 'Uyilni'l-E~vf/, Beyrut 1947, IV, 302).

Genel İsHiıni telakkiye göre yetişkin, "hukuki ve ahlaki olarak fiziki olgunluğa erişmiş, akli

dengesi yerinde olan, ticari ilişkilere girebilen, mal-mülk tasarrufu hakkına sahip, hukuki müeyyidelerle Allah tarafuıdan emredilen emir ve yasaklara karşı sorumlu olan kişidir." (Köylü, Yetişkin Din Eğitiminin Teorik Temelleri, 43 (Lapidus'tan naklen). Bu tanım ile eğitim biliminin kabul ettiği yetişkin tanıınının birbirinden çok da uzak olmadığını söyleyebiliriz.

Nahl16/70; Hacc 22/5.

Zemahşeri, e/-Keşşiif, II,619.

Ali İmran 3/46; Maide 5/110.

Zemahşeri, el-Keşşiif, I, 364.

Mustafa Köylü, "Yetişkin Eğitimi; Tanımı, Alanı ve Tarihi Gelişimi", Din Eğitimi

Araştımıalan Der., yıl 1998, sayı5, 172.

Nevzat Ayasbeyoğlu, İsliimiyet'in Eğitimimize Getirdiği Değerler ve Kıır'iin-z Kerim'in Eğitim ile İlgili Ayetlerinin Ta/ı/ili, MEB., İst. 1991, 18.

Yetişkin eğitiminin tanımı şöyledir: "Yetişkinlere, okul dışındakilere, herhangi bir sebeple

okula gitmeyenlere, eğitim imkan ve fırsatlanndan yaralanamayanlara; resmi ya da özel kurum ve kuruluşlarca, yetişkin yurttaşların çalışma güçlerini artırmak, yaşayış düzeyle­rini yükseltmek, milli ve insancıl değerlerini geliştirmek amaayla verilen planlı ve amaçlı eğitimdir." (Cemal Tosun, "Yetişkinler Din Eğitmi: Mahiyeti, imkanlan ve Problemleri",

- Uluslararası Din Eğitimi Sempozyumu (Ank.10-21 Knsım 1997) Bildiri/eri, Ank. 1997, 223).

Page 5: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

KUR' AN PERSPEKTiFiNDEN BİR YAKLAŞlM 337

Zira genel kabul gören anlamda 'eğitim' kavramı, verilenleri almaya ha­

zır bireyin boş zihnini bilgiyle dolduran, ona davranışlar öğreten ve uygula­tan, onu geliştiren, dünyaya, hayata ve olaylara bakışını, hasılı bütün var o­

luşunu şekillendiren bir faaliyeti anlatır. Yetişkinlerin bu faaliyetlerden aynı

derecede etkileİunedikleri açıktır. "Yetişkin eğitiıni (andragogy) "·kavramı­

nın bu semantik sorununu aşmak için olsa gerek, son zamanlarda ''hayat bo­

yu öğrenme (lifelong learning) " kavramı daha çok ön plana çıktı ki maksadı

daha iyi karşılamaktadır.J3 Çünkü yetişkin, artık hayata hazırlık değil hayata

katılan, topluma katkıda bulunan, son yetişkinlikte de, çocukluk ve ergenlik

çağındakine benzer beklentileri olan birisidir. Ayrıca yetişkin olan bir kişinin

inançları, ideolojisi ve dünya görüşü genelde olgunlaşmıştır, ama bunlar

değişmez değildir. Nitekim Kur' an' da kalplerin, gönüllerin iman, bilgi, tu­

tum ve davranış bakımından değişliğine dair çok kanıt vardır.14 Şu halde ye­

tişkin eğitimi sıfırdan öğretıneye benzemeyen ve var olan donanımın gelişti­

rilmesi veya değiştirilmesi faaliyetidir.

Yetişkin öğrenmesi veya yetişkinlere öğretilmesi için de esas olabilecek

kendi eğitim tanımımız ise şöyledir: Eğitim; bireye, bulunduğu hal ve şart­

larda, kendi kendine karar verebilen, uygulayabilen ve problem çözebilen

bir bilinç ve yetenek kazandırma sürecidir.

Çalışmamızın temelini oluşturan bu tammda eğitiıni; kültür, örf, adet,

gelenek, din ve siyasetin belirlediği toplumla ve çevresiyle iletişim kurabilen

ve onu sürdürebilen bireyler yetiştirme faaliyeti olarak kabul ediyoruz. An­

cak böyle bir süreç, kişiyi özgür bir şahsiyet ve eylem gücüyle dona tır, çevre­

si ile aktif ilişkiler kurmasına ve meslek hayatımn sınırsız gelişiinine uyum

sağlamasım temin edebilir.1s Bu kişi ailesi, çevresi, toplumu ve devletiyle sı-

13

14

15

"Yaşam boyu öğrenme kavramı farklı kişilere farklı anlamlar ifade etse. de, ortak kulla­nımda yetişkin eğitimi ile eş anlamlı hale geldi ve o konuda yazanlar ve yetişkin eğitimi ile ilgilenenler terimin yeni sürümünden yararlandı. 1979' dan beri m aksimalist görüşün iler­Iemediği görülmektedir. 1994'te International Encyclopedia of Education ikinci baskısı "yaşam boyu eğitim" yerine "yaşam boyu öğrenme" terimini tercih ediyordu". (turkischweb.com/Egitirn/seiteSS.htm)

Bkz.: AI-i 'İrnran 3/103; En'am 6/110; Tevbe 9/78, 127; Enfiil 8/24; Kehf 18/28; Hac 22/46; Mü' min 40/35; Tegabun 64/11.

Krş.: K. G. Saiyidain, İkba/'in Eğitim Felsefesi (çev. N. Tozlu), Ankara 2003, 73.

Page 6: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

338 YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİ ve PROBLEMLERİ

nırlı kalmaz, ırkını ve ülkesini aşarak insanlığa açılabilen.faal bir varlık olabi­

lir. Bu bakış açısı, yetişkinler din eğitiminin, "hayat boyu eğitim çerçevesin­

de yetişkinlere özellikle ihtiyaç bildirenlere, dini bilgiler, duygular ve beceri­

ler kazandırarak hayatın dilli boyutuyla başa çıkabilmelerine yardımCı ol­

mak."16 şeklinde belirlenen amaayla da paralellik arz eder.

Bu söylediklerimiz biraz da insanın bedensel ve psikolojik gelişimini

göz önüne almaktadır. Şöyle ki, insan, süreçlerle varoluşunu yeniliyor. İlk

-zamanlar dünyayı toz pembe görürken, yavaş yavaş yaş ilerledikçe dünya­

nın güzellikleri ve nimetlerine kavuşur. Artık dünya hep iyiye gitmektedir

(meliorist görüş).17 Çünkü kendisi de iyiye doğru gitmekte, yani kendine

yetmekte, kazanmakta, nimetlerden istifade ernekte ve çalıştıkça ilerlemek­

tedir. Yaş ilerledikçe biyolojik yaşlanmaya paralel olarak dünya meşakkatle.:.

rinin baskısıyla psikolojik yaşlanmaya yani bedensel ve ruhsal olarak kötüye

gittikçe dünyayı kendisi ile özdeşleştirip onun da kötüye gittiğini düşünrİıe­

ye başlar.

Din anlayışı ve dilli yaşantı bakıınından da çoaık ve genç dini ile yetiş­

kin dini arasında farklar vardır. İlk yetişkinlik döneminde dine daha içtenlik­

le bağlanıp yaşanınaya çalışılırken, orta yetişkinlik döneminde dilli yaşayış

tam yerleşmemiştir, çünkü iş ve görevlerin en yoğun olduğu devre bu dev-"' redir.1s Son yetişkinlikte dilli hassasiyet ve faaliyet yoğunlaşmaktadır. Araş-

tırmalara göre, insanların hayatlarının sonlarına doğru dine yönelmeleri ya

da dinin kendi hayatlannda önemli bir yer tutması, psikolojik ve sosyal ihti­

yaçlarını karşılamaya yöneliktir.ı9

Burada yetişkin eğitim ve oğretimi konusunda beşeri yaklaşım ile vah­

yin yaklaşımı arasındaki temel bir farklılığa dikkat çekmek istiyorum. Beşer

aklı, eğitimin çocuklara ya da küçüklere yönelik bir faaliyet olması gerekti­

ğini, çünkü iyi bir eğitimin ıslah olmuş bir birey, bunun da ıslah olmuş bir

aile, toplum ve devlet demek olduğunu düşünmüştür.

16 17

ıs

19

Tosun, a.g.m., 224-

K G. Saiyidain, İkbal'in Eğitim Felsefesi (çev. N. Tozlu), Ankara 2003, 77.

Köylü, Yetişkin Din Eğitiminin Teorik Temelleri, 141.

Köylü, Aym eser, 142.

Page 7: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

KUR' AN PERSPEKTiFiNDEN BİR YAKLAŞIM 339

Dinler, özellikle vahye dayalı dinler ise ailenin, toplurnun ve dünyanın

bozucuları (rnüfsid, rnu'ted vb.) olarak yetişkinleri kabul etmiş ve bu kesi­

rnin ıslah edilmesi gerekliliğini vurgulamıştır. Kanaatimizce Kur'an'ın daha

çok yetişkinlere hitap etmesi ve onların karşılaştığı problemleri gündemine

almasının nedeni; iman, ahlak ve ibadetler konusunda en büyük risk altın­

daki k~simin onlar olrnasıdır.20 Çünkü şahsiyetli ve ahlaki değerleri benim­

semiş ve onlarla donanmış yetişkin bireyler, Kur'an tabiriyle muhsin, sad~,

sabir, rnuttal,<i, rnuhlis, salih vs. kirnselerdir. Islah olmuş bir kişiyi tanımla­yan bu kavramlar, Allah-insan ilişkisi ile sımrlı değil aym zamanda insan­

insan ve insan-doğa ilişkisine dair kavrarnlardır.ıı Bu vasıflara bürünmüş ki­

şilerin aile reisi, arıne-baba, eğitmen, patron, işçi, memur, lider, hoca, vs. ol­

duğu bir toplumun, onların tutum ve davramşlarına göre şekilleneceği açık­

tır. Özellikle bireylerin birbirine davramşlarıyla örnek olacağı ve etkileyeceği

bir toplumsal etkileşim sistemi şimdilerde meşhur ve biraz da fantastik bir

teori olan 'okulsuz toplum' teorisine benzetilebilir.

II. YAŞ, EGİTİMLİLİK AÇISINDAN KUR'AN'IN MUHATAP KİT­LESi

Kur'an'ın hangi yaş grubuna hitap ettiğini tespit etmek, ondan yetişkin eğitimine dair çıkarım yapmamızı da kolaylaştıracaktır. Neticeye varabiirnek için vahyin doğrudan yani nüzul dönemindeki rnuhataplarımn yaş ve eğitim durumunu gözden geçirmek istiyoruz. Öncelikle belirtelim ki, Kur'an'ın hi­tap ettiği tarihsel kesit, olağanüstü bir dönemi kapsar. Bu yüzden oradaki söylemlerden hareketle, söz konusu edilen kişilerin sosyal durumları, dini tutUm ve gelişimleri ile günümüz eğitim teorilerini eşleştirınek çoğu zaman imkansızdır.

Kur' an, içinde doğduğu toplum için cahiliye22 ve ürnrn}23 kavrarnlarım kulların. Her iki kavram da eğitim-öğretim, gelenek, kültür ve din gibi top- _

20

21

22

23

Yapılan araşhrmalar ve aktüel gözlemlerimize göre toplumdaki gayri ahlaki zaaflar ve davranışlar çoğurıliikla yetişkin bireyleide görülmektedir.

Kur' an, peygamberleri böyle bif.eylerih öncü temsilcileri olarak takdim eder: Ahzab 33/21; Mümtehine 60/4, 6.

AI-i 'İmran 3/154; Maide 5/50; Ahzab 33/33; Fetih 48/26.

Bakara 2/78; AI-i 'İmran 3/20, 75; A'raf 7/157-158; Cum'a 62/2.

Page 8: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

340 YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİ ve PROBLEMLERİ

lurnun yapısıyla ilgilidir. Cahiliye, her ne 'kadar dini anlamda bir olumsuz­luğu ifade ediyor gözükse de, ce he le kökünün diğer kullanımlan da ·göz önüne alınarak kavramın 'eğitilmemiş, bilgisiz kişi veya toplum' anlamını da içerdiği bilinmektedir. Nötr bir anlamda kullanılan ümmi kavramı ise, gele­neksel kabulde olduğu gibi sadece okuma-yazma bilmeyen anlamında daralhlamaz. Bununla birlikte 'peygamber gelmemiş, vahye muhatap olma­mış' anlamında kapsamlı almak daha doğru olacakhr.24

Kur'an'ın ortaya koyduğu hakikatleri kabul ehneyenlerin bilmeyenler,ıs

düşünmeyenler, anlamayan1Jr26 ve cahiller27 diye nitelenmesi de bu yoru­

mumuzu desteklemektedir.

Kur'an'ın nüzul dönemindeki insanlar arasında bilgi bakımından çok

fazla bir farklılık yoktu. Belki hatipler, şairler ve kahinler istisna edilebilir.

Ancak bu tablonun nüzul süre~i devam ettikçe yavaş yavaş değişmeye yüz

tuttuğunu, bu cümleden olmak üzere Mekke' deki 'bilgilenme' veya 'bilgi­

lendirme' den Medine'de, Suffe örneğinde olduğu gibi, basit de olsa sistema­

tik eğitime doğru gidildiğini biliyoruz. Mekke' de bilgilendirmek maksadıyla

iniar, .teblig, tebyin, tebşir, tezkir, tezkiye, da'vet yapılır ve bilinçlendirmeye

ağırlık verilirken Medine'de teşri, örneklik ve uygulamaya geçilmiş ve bilinç­

lenme yanında kimlik sahibi olmak önem kazanmıştır.

A ynca, ilk inananiann vahyi anlama düzeyleri düşük iken gittikçe oran

yükselmiş, buna paralel olarak Medine'de daha entelektüel dil kullanılmış

ve derin tarhşmalara girilmiştir. Çünkü eğitim düzeyi nispeten yükselmiştir.

Bu değişime biraz da müşrik Araplara göre daha eğitimli ve konulara aşina

olan Ehl-i kitap sebep olmuştur. Söz konusu toplum, vahyin gelişi ile birlikte

24 Ümml kavramırun işaret ettiğimiz yönde geniş bir tahlili için bkz.: İsmail Yörük-İsrnail Şık, "Kelarn Açısından Hz. Peygamberin Ürnrniliği" Dini Araştınnalar, c. 7, s. 19, Mayıs­Ağustos 2004, ss. 173-190. Kur'an'ın ürnıni bir tophırna irırnesi, onun anlaşılınası ve ondan istifade edilmesi bakırnından bir avantaj olarak değerlendirilmesin kahlıyoruz. Buna göre Kur'an'ın anlaşılınası ve hayata geçinimesi için sade (vasat) irısan olınak yeterlidir. (bkz.: Mehmet Erdoğan, "Kur'an Vahyirıin Nüzul Dönemi Olgusallığıyla İlişkisirıin Fıkhi Yoru­mu", İsliimiyat Der., cilt Vll/1 Ocak-Mart 2004, 72).

25 En' am 6/37; Tevbe 9/93; N ahi 16/101; Enbiya 21/24; Riim 30/30, 59.

26 A'riif 7/179; Enfru 8/65; Tevbe 9/87, 127; Münafil.<ıln 63/7.

27 En' am 6/33-35, lll; A'raf 7/199; Zürner ·39/64.

Page 9: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

KUR' AN PERSPEKTiFiNDEN BİR YAKLAŞIM 341

önceki duruma göre din ve bilgi bakımından daha yüksek bir kültüre ulaş­mışhr.ıs

Burada toplumun bir yerden alınıp bir başka yere hem de daha iyi bir

yere götü_!."me işinde -ki, bu büyük bir eğitim-öğretme işidir- başat etmen o­

larak Kur' an' ı, bir uygulayıci olarak da Hz. Peygamber'i görüyor)..!.Z. Yani ya­

şama biçiminin, dünya görüşünün ve inancın teorisi Kur'an'da çizilirken Hz.

Peygamber bunu tecrübe ederek göstermiştir. Bu sistem çok önemlidir, zira

Kur'an tam bir yetişkin ve eğitimsiz insanlar topluluğuna hitap etmiştir:_9n­

lar ancak bir uygulayıcının eşliğinde kendilerinden istenilenleri başarıyla

yapabilirlerdi. Bu yüzden Peygamber hayatta iken dinsel problemler fazla

yoktu. Onun vefah ardından uygulayıcı otorite boşluğunun ne tür prqblem­

leri doğurduğu malumdur. Sonuç olarak Hz. Peygamber'in davetine muha­

tap olan, ona olumlu ya da olumsuz tepki verenler, çoğunlukla yetişkinler­

dir. Her şeyden önce Hz. Peygamber'itı kendisi bir yetişkindir, ailesi ve ar­

kadaşları da onun yaşı civanndakilerdir. Bu noktayla ilgili olarak çocuk ve

gençler hakkındaki ri vayetin az olması da dikkat çekicidir.

Kur'an yetişkinlere hitap etmiştir. Bu görüşümüzü, onun içerdiği konu­

lar ve kullanılan kavramlardan da çıkarabiliriz. Yetişkinlerin değerleri, tu­

tumları, ilgileri ve önyargılarını işleyen sayısız konu vardır: Adem-melekler

karşılaşması, kıssaların hemen tamamı, ölüm, ahiret ve savaş-barış konulan,

toplumsal ve ailevi konular, (evlenme, boşanma, ticaret, suçlar, miras vb.)

hukuki meseleler vs. Yine geçmişe ve atalara sadakat, yeniliğe ve değişime

muhalefet, ahlaki zaaflar, suçlar ve günahlar gibi eleştirilen davranışlar da

orta yaş (yetişkin) davranışlarıdır. Bu alanlar üzerinde yapılacak bir çalışma

ile Kur' an' a yansıdığı şekli ve kadanyla yetişkin zihniyetini çözmek müm­

kündür.

Yaş durumunu tespit amaayla Kur'an'a bir göz atıldığında da yetişkin­

ler için kullanılan kelimelerin daha fazla olduğu görülecektir. Farklı kulla- ·

28 Şüphesiz, Müslüman olanların büyük çoğunluğu vahyi kabul etseler bile okuma-yazma bilmernek anlamında ümınl olmaya devam etmişlerdir. Yedi harf meselesi, bunun çok açık bir ömeğidir. Yetişkin eğitimsizliği ile ilgili bu sorun, Türk toplumu gibi Kur'an ın özgün diline uzak toplumlarda devam ediyor.

Page 10: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

342 YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİ ve PROBLEMLERİ

nımlarıyla birlikte kök harflerine göre; recul 57, nisa 59 (2 si nisve), mer' 11,

imrae 26, (dünyada eş anlamında) zevc 50, üinm 29, eb 109, ebeveyn 7, valid

3, valide 4, valideyn 19, 'amın 2, 'amme 3, nal 2, hale 3, eh/uht 61, beni. 61,

seyyid 4, ınııhsan 8, mutallil,< 2, sahib 27, eşüdd 18, şeyh 4, 1 acfız 4, kiber 7,

al,<ir 3, şeyb 4, erzeli'l-'ömr 2, kehl 2, (toplam 591) defa geçmektedir. Bunlara

zamirler, sıfatlar, kişilere atfedilen fiiller (amene, kefere, eşreke, enkere,

fa' ale, l,<atele, alısene vs.) vefailler (kafir, mümin, müşrik vs.), övülen ve yeri­

len eylem ve sıfatlar, birey ve topluluk isimleri (insan, fie, l,<avm, l,<arye,

cund, ashab, mele', feril,<, 'alim, sahir, şair) dahil edilmemişti~.

Ayrıca, özel isimlerin (peygamberler ve diğerleri) tamamına yakını ye­

tişkinlere aittir. Çocuk ve gençlerle ilgili kavramlar olan veled 44, ibn 56, tıfl

4, ğulam 12, hulm 2, feta 10, eh 16, yeôm 22 (toplam 166) defa tekrar eder.

Kaldı ki, bunların bir kısmı da anne-baba ile ilgili anlatımlarda (emzirme,

boşanma, miras vs.) yer alır. Adem'in iki oğlu, İbrahim ve oğlu, Yusuf'un ilk

yılları, Musa'nın arkadaşı, ashab-ı kehf ve İsa'nın çocukluğu bu yaş gurubu­

na giten-özel anlatımlardır.

Sunduğumuz gerekçelere dayanarak diyoruz ki,·Kur'an, daha çok yetiş­

kin yani belli bir olgunluğa, bilince, kişiliğe, dini ve kültürel hüviyete ka­

vuşmuş kişilere hitap eder. Çünkü onun söylemi, dinleyecek, aniayacak ve

uygulayacak bireyi muhatap alarak gelişıniştir. Buradan hareketle onun orta

seviyedeki kişilere hitap ettiğini ve bu yüzden de her düzeyde insanın anla­

yabileceği bir söyleıni olduğunu söyleyebiliriz.

Konuyu biraz da dolaylı muhataplar yani nüzul döneminden sonraki

nesiller, özellikle de günümüz insanı açısından değerlendirmeliyiz. Şüphesiz

günümüz insanı, ilk muhataplara göre daha fazla eğitimli, bilgili ve gelişiniş

hayat şartlarına sahip kısaca· daha şanslıdır. _.

Ayrıca, günümüz insanının ilgi alanları, meslekleri, istek ve arzuları, uğ­

raş ve meslek sahaları, düşünce ve davranışları, iletişim araçları son derece

farklıdır. Elbette bu avantajlar bazı dezavantajlara da herberinde getirıniştir.

Bu Şartlar çerçevesinde ülkemizdeki yetişkin nüfus Kur'an ilişkisine baktı­

ğımızda, onların büyük.çoğunluğunun Kur'an okı.imayı bilmediğini görüyo-

Page 11: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

KUR' AN PERSPEKTiFiNDENBİR YAKLAŞIM 343

ruz. Bunu bütün şartlarına uygun Kur'an tilaveti olarak alırsak, oran daha da

düşecektir. Sorun çocukluk ve ergenlik döneminde Kur'an öğrenmernekten

kaynaklanıyor. Demek ki Türkiye ölçeğinde yetişkin eğitimi-Kur'an ilişkisi­

nin ilk pratik sonucu, Kur'an tilavetinin öğretilmesi ile ilgilidir .

• Bir talihsizlik olarak, ülkemizde çoğunluğun Kur'an okumayı öğrenme

yaşı yetişkinlik dönemine denk gelmektedir. Onlar Kur'an muhtevasmı öğ­

renme konusunda daha da geridedir. Bu eksiklik daha çok okuma alışkanlığı

ile alakalıdır. Bilindiği gibi ülkemizde okuma-yazma oranı gittikçe artsa da

okuma alışkanlığı düşüktür. Böyle bir ortamda yetişkinleri teşvik ve bilgi­

lendirme işi, eğiticiye yani dilli hizmetler gurubunda yer alanlara, ilahiyat

camiasındakilere ve serbest girişimcilere düşüyor. 1

Yetişkinler açısından bir noktaya daha temas etmek istiyorum.1Toplu­

mumuz geleneksel mirasa önem verir, şifahi öğrenmeyi sever, huraie inanç­

ları benimser ve mitolojik rivayetlere- itibar eder, yaş ilerledikç~· bu tür be­

nimsemeler daha da artar. Dolayısıyla onların bu özelliği din ~ğitiminde ö-/

nemli bir etkendir. Din anlayışına dair bir başka olgu ise, Türkiye'de yetiş-

kinleri bünyesinde toplayan gurup ya da cemaatlerin hemen tamamının üye­

lerini/müntesiplerini ·Kur'an'la doğrudan ilgi kurdurma konusunda isteksiz

davranmalarıdır; Kur'an metni özenle öğrenmeye teşvik edilse bile, meal ve

tefsir okunmasında aynı ısrara tutum sergilenmemektedir. Bunun yerine

kendi sistematikleri ve felsefeleri doğrultusunda din anlayışı empoze ederek

kesin itaate dayalı bir dilli yaşam istemektedirler. Kendileri açsısından bu tu­

tumun olumlu yanları vardır, ancak mahzurlarının daha büyük olduğuna i­

şaret etmeliyiz.

III. YETiŞKİN EGİTİMİNE KUR'AN'IN KA TKISININ İMKANI

Eğitim; felsefesi, sistemi, metotları ve ilkeleriyle evrensel bir olgudur ve

bu yüzden insanlık onun geliştirilmesinde ortak bir çaba içerisindedir. An­

cak onun da uygulanan bölgeye göre yerel ş~~~lar~ vardır ve verimliliğin a­

zami derecede olması için bu yöne önem veriım.mair. Sözgelimi, yetişkin e-.

ğitiminin Kur'an'la desteklenmesi araştırılırken ülkemizin kültürel ve sosyal

yapısı göz önüne alınmalıdır.

Page 12: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

344 YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİ ve PROBLEMLERİ·

Yine bugün Kur'an'dan yararlanırken onun Arap diliyle ve psiko-sosyal.

fcıktörlere bağlı olarak inişini ve nass-olgu ilişkisini daima dikkate almak ge­

rekir. Kur'an'ın yetişkin eğitimine katkısı da bu olguyla ilintilidir. Çünkü o

tarihsel bir metindir, günümüz eğitimi ise çağın şartlanyla donanmıştır. So­

run belki yetişkin eğiti:rninin ;;ılt birimlerine inerek, yani yetişkinin kim oldu­

ğu,,pe istec:liği, ilgi alanları, ihtiyaçları, gelecek tasarımı ve kaygısının nelere

yönelik olduğu gibi temel noktaların tespiti yapılarak aşılabilir.

Yt,ık<m,da da vursuladığımız gibi, Kur'an'ın muhatabı çoğunlukla yetiş­

kinlerdir. Doğal olarak o, sayılan noktalarla ilgilenmekte~ir. Ancak biz, ko­

nuya biraz daha genel yaklaşarak amaç ve yöntem bağlamında çözüm bul­

maya çalışacağız. Zira insanı terbiye etme sistemi olarak eğitimin amacı ile

Kur'an'ın arnaçı arasında birebir örtüşme olmasa da benzerlik vardır. Bu du­

rı,ım,çla Ku,r'an'ın yetişkin eğitimine ilişkin söylemlerinden bahsedebilir, veri­

lerinden, ya,rarlanabiliriz. Bir çlin kitabı olarak Kur' an, her yönüyle olgunluğa

erişmiş insan yetiştirmeyi hedeflemiş, bunu da birkaç aşamada (tedricilik)

gerçekleştirmiştir.

Kur'an aracılığıy~a hec;lefe t,ılaşılınak için şöyle bir yol takip edilmiştir:

Önçe ~man, vasıtasıyla Allah.,insan arasında güçlü bir ilişki kurulmuş, bu te­

mel ü,zerine bir bilinç ol~turulınaya (Müslüman bilinci inşası) çalışılmıştır.

Ş,uraçla kçı~ayaı:al<.l;>.t,ı yapı, bir kimliğe (Müslüman kimliğine) dönüştüriil­

:rı;ıek. isteru.n,iştir. Bilinç ve kimliğin eşzamarılı gelişimi demek bireyin iç ve dış

sweçlerinffi biı;likte gelişimi ve uyumu demektir. Bu amaçla ikinci ad~m ola-

1ial< @an E!c;ten l;>ir· l<işwm 'birey olması' telkin edilmiştir. Bireyselliğinin far­

k.ma varaı:ı bir tns?n, fıtrl kapasitesi ve sonradan kazandığı yetenekleri ile

k.E!I1din,İ gerçekleştirmenin imk~na kavuşur. Böylece ben}~ her zaman hat­

ta öte d.ürıya,da bile varlığını koruyacaktır.29

I{albl;l,l,<i vahiy öncesi insanlannın bireysellil<leri, kal;>ile asabiyeti dü,şün­ceşiyle g9lgelenmiştir. Nfuayet birey olduktan sonra 'beraber olmak' duygu-, SiJ. aşılawı;uş ve bumın pratiğe çlöki,ilmesi istenmiştir. İnsan, Allah ile beraber o@aya teşvik. e<filerek m,etafizik yalnızlıktan; başta ibadetler olmak üzere to~J;ı,ı ve toplumsal aktivitelere katılmaya özendirilmekle de sosyal yalnızlık-

29 Krş.: Saiyidain, İkbal'in Eğitim Felsefesi, 32-33.

Page 13: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞlM 345

tan ve kendi başına kalmaktan kurtanlmak amaçlanmış, sosyal hayatın u­yumlu ve mütecanis olmasına önem verilmiştir.30 Bunlan tamamlayıcı olarak sorumluluk karşısında hürriyet fikri aşılanmış ve insana yapıp ettiklerinin 'sonucuna katlanacağı özgür iradesi'31 ile baş başa olduğu bildirilmiştir.

Özgün bir inanç ve yaşam biçimi kuran bu aşamaların her biri sistem i­çerisinde ayn bir değere sahiptir. Kısaca Kur'an, insanın kedisini gerçekleş­tirmesine ve yeniden inşa etmesine zemin hazırlar ve yardıma olur. Yaşanı­lan çevrenin ve kültürel değerlerin de katkısı ile bu bütünlük, daha anlamlı bir biçimde tezahür edecektir.

Eğitimi, hayat boyu süren bir faaliyet olarak aldık. Yetişkin bireyin eği­tim faaliyeti içindeki yeri ya da rolü, ahadan vericiye, edilgenlikten etkene, nesneden özneye dönüşmektedir. Şayet bu dönüşüm olumlu niteliklerle bes­lenmişse ve beslenmeye devam ediyorsa etken bir özne olarak birey, önce kendi dönüşümünü varoluşsal bir sürece çevirecek, ardından diğer bireyleri ve hatta dünyayı dönüştürebilme çabasına girecektir. İşte Kur'an'ın bütün söylemi, bu varoluşsal sürecin olumlu yönde devamına yani, bu dünya ile sınırlı kalmayıp öte dünyaya uzanan bir dönüşüm sürecine odaklanmıştır.

Vahiy, eğitimsiz ama kendi varoluşunu oluşturan kültürel ve dinl yapı­

nın bilincindeki bir toplumun dönüşümü için uyana ve teşvik edici söylem­

leri tekrar etmiştir. Bu yöntem sadece İslfun'a özgü değildir, diğer dinler de

bu konuda ısraradırlar. Aslında yeni bir oluşumu hedeflemiş bütün hareket­

ler, müntesiplerini kendi varoluş ilkeleriyle donatmak ve eğitmek ister. Şim­

di yukarıda sıraladığımız aşamalan da göz önünde bulundurarak, yetişkin

eğitimine dair Kur'an'dan elde ettiğimiz bulgulara geçebiliriz.

IV. KUR'AN'DA YETiŞKİN ÖGRENİMİNE DAİR BAZI BULGULAR

Çağdaş insan felsefelerinde ve din anlayışlannda iyi insanın; kendisiyle; çevresiyle veTann'yla barışık ve iyi ilişkiler kuran birey olduğu dillendiril­mektedir. Bu fikrin ilk defa ortaya çıkmış olduğu söylenemez. Zira benzer fi­kirler, çok önceleri başka din mensuplan tarafından savunulmuştur. Müs-

30 Hucu..-at Suresinin muhtevası bunun açık bir karut:ıdır. 31 Saiyidain, İlebal'in Eğitim Felsefesi, 32.

Page 14: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

346 YETiŞKİNLİK DÖNEMİ E GİTİMİ ve PROBLEMLERİ

lümanlann Kur'an'dan hareketle bu tür fikirlere çok önceden ulaştığını gö­

rüyoruz.

Mesela, Maide Suresi'nin ilk ayetincieki "Ey iman edenler! Akitlerinizi ye­

rine getirin." ifadesi, insanın Rabbi ile kendisiyle ve diğer insanlarla olan üçlü ilişkiye yorulmuş ve bunlar konustinda hassas olunması gerektiği vurgu­lanımştır.32

'Ulş:.fıd kavramı resınl sözleşmeler olarak algılansa da ayetin kapsamını güncelleştirerek diyebiliriz ki, yaşanabilir bir dünya için insanın kendisiyle, Rabbiyle ve çevresiyle barışık olması vazgeçilmez üç esastır ve bunlar Kur'an'ın din anlayışının üzerine kurulduğu üç temel unsurdur.33 Zira ina­nan ve sosyal bir varlık olan insanın kendisine, Rabbine, kendisi dışındaki insanlara ve hatta tüm varlıklara karşı yükümlülükleri vardır. Bunları yerin getirmemek, dünyanın yaşanabilir birçok özelliğinin ihlal edilmesi ve bo­zulması demektir. Bu açıklama eğitimin hareket noktalanndan biri olan, "Nasıl bir insan?" sorusuna da ışık tutacaktır.

Kutsal kitabımızın eğitim alanı ile ilgili ayetlerini; eğitime teşvik eden ve eğitim teorisi ve pratiğine ilişkin ayetler olarak ikiye ayırabiliriz. Eğitime ve öğrenmeye teşvik eden ayetler çokça dillenciirildiği için burada tekrar etıne­ye gerek yoktur. Aynca anlatına, tekrar, soru-cevap, tartışma, problemi çöz­me, kitle iletişim araçlarından yararlarıma, yumuşak ve dostça bir tavır, gü­zel ve tatlı konuşma, kalpleri ısınciırma ve kazanma, düşündürme ve akıl yü­rütıne, barışçıl olma, müjdel(;!me ve kolaylaştırma, uyarma ve korkutına, za­mana yayma, yerine ve muhataba göre sunma, delillendirme, ikna edici ol­ma gibi eğitimin teorik ve pratik esasianna ilişkin prensipler34 elde edilebile-

32 er-Rağıb el-İsfahani, el-Miifredfit fi Garlbi'l-IÇ.ur'fin, İst 1986, 510; Ebu'l-leys es-Semerl,<andi, Bahrıc'l-'Uliim, (tah. Komisyon), Beyrut 1993, II,412; Elmalılı Muhammed Harndi Yazır, Hak Dini lÇur'fin Dili, İst. 1979, ill,1546-48; Ali AbduJhalim Mahmud, et-Terbiyetıı fi'l-IÇ.ıır'fin fi Sılreti'l-Miiide, Kahire 1994, 96. Benzer bir açıklamayı Muhammed Esed, Nuh Sılresi 25. ayetteki selam kavramını yorum­larken yapmıştır. Ona göre bu kavram dünyada 'iç huzuru, Allah'la barışı, doğal çevreyle barışı ve kişinin kendi kendisiyle barışrnı içermektedir. (Muhammad Asad, 77ıe Message of tlıe Qur'an, Gibraltar, 1984, 294).

33 Geniş bilgi içirı bkz.: İsmail Çalışkan, Kur'iin'da Diıı Kavramı, Ankara 2002,180 vd. 34 Bazı ayetler içirı bkz.: Bakara 2/186, 235, 258-263; Al-i 'İmran 3/110, 114; Nisa 4/5, 8, 63, 34-

35; En' am 6/74-82; İsrii 17/23, 28; Tiiha 20/42-44; Hac 22/24; Lol,<rnan 31/21; Ahzab 33/32, 70-71; Saffat 37/1-14; Muhammed 47/21; 'farık 86/13.

Page 15: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

KUR' AN PERSPEKTiFiNDEN BİR YAKLAŞlM 347

cek birçok ayet vardır.3s Bunlara ilave olarak Kur'an'ın eğitim-öğretim faali­yetleri için metodik yönünün peygamberlerin tebliğ yöntemleri, irşat, davet vb. konular etrafında çokça araştınldığına işaret edelim.

Esasen, başından beri savunduğumuz temel fikre göre, Kur' an' dan ye­tişkin eğitimi ile ilgili teorik ve uygulamalı esaslar bulmak için uğraşmak ge­reksizdir. Zira çoğunlukla yetişkinlere hitap eden bir metin olarak Kur'an, yetişkin eğitiminin doğrudan bir parçasıdır. Bugün yaygın eğitim denilen fa'­aliyetin bir benzeri, yirmi üç yıllık bir zaman diliminde yürütülmüş ve bu faaliyetin bazen öznesi bazen nesnesi Kur'an olmuştur. Bu faaliyetten esinle­nerek bir yetişkin eğitimi teorisi üretemesek bile, onu başanya götüren stra­tejinin genel esaslarını çıkarabiliriz. Bu amaçla tespit ettiğiİniz bazı temel bulgular şunlardır:

İlk olarak, eğitimi toplumun bütün fertlerinin katıldığı bir iş36 yani bü­tün fertlerin birbiriyle etkileşim ve alış-veriş içinde olduğu bir faaliyet alanı olarak gören Kur'an'ın37 telkin ettiği öğretme metodu, tarafların aktif katı­lımda bulunduğu ikili bir sistem çerçevesinde cereyan eder. İkili sistemden kastımız, önce vahiy sırasında Allah-Peygamber, sonra vahyin ardından Peygamber-insan arasında cereyan eden ilişkilerdir .. Tek başına bu yöntem, yetişkin eğitimi için temel bulgu olarak yetebilir. Örneğin, Peygamber kitap ve hikriıet öğretir ve temizlenme yöntemlerini gösterir.3B Bunlar, özellikle hikmet, tam da yetişkinlerin ihtiyaanı gidenneye yöneliktir. Kitabı bilen, hikmeti elde eden ve temiz bir ruha ve bedene kavuşan bir yetişkin, kendi kendine öğrenmeyi sürdürebilir, düş~nebilir, olayların ve eşyanın arka pla-

35

36 37

38

Bkz.: M. Osman Necati, Kur'un ve Psikoloji (çev.: H.Aydın), Ank. 1998, 129-63; Köylü, Yetiş­kin Din Eğitiminin Teorik Temelleri, 142; Celal Kırca, "Eğitim ve Öğretim Metotlan Açısın­dan Kur'an'ın Getirdikleri ve Bunun Din Eğitimine Olan Etkisi", Din Öğretimi Der., sayı 20, Eylül1989, 70; İsmail Lütfi Çakan, "Hitabet ve İrşad Açısından Kur'an-ı Kerim'de Söz Çe­şitleri", I. Din Şıırası Tebliğ Ve Müzakere/eri, Ankara 1995,249 vd. "Din fıtri (yaratılıştan) olduğu, yetiştirio olan Allah da Rahınan veRahim (en ince kavta­yışla yargılayıcı, kayıncı) bulunduğu için, ilahi yetiştirmeye dayanari eğitimde esas, iyim­serliktir, merhamettir, şefkattir, insanın sevmesi ve saymasıdır. Allah korkusu da Allah'ın nzasına uyınamaktan duyulan kaygıdır ... İslam dininde ve eğitiminde ülkü, mutlak haki­kate, mutlak adalete, mutlak iyiliğe ve mutluluğa erişmek, Allah'a döninektir. Ahiret ha­yatı da işte bu dönüştür. Ülkü hayatının başlangıcı bu dünyadır. (Ayasbeyoğlu, 26).

Bakara 2/104; Tevbe 9/122.

Al-i İrnran 3/110, 114.

Al-i 'İmran 3/164.

Page 16: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

348 YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİ ve PROBLEMLERİ

ruru görebilir ve yorumlayabilir. Bu ikili sistemin işletilmesine yönelik olarak Kur' an' da; amaç belirlemek39, ihtiyaçlara, ilgilere, kaygılara ve beklentilere göre söylem geliştirmek40, idrak kabiliyetine uygun cevaplar vermek4I, eği­

tim felsefesi kavramlanyla konuşacak olursak akli ve deneye dayalı bir yol takip etmek gibi temel özellikleri bulrnaktayız.

İkinci husus, Kur'an eğitim-öğretim alanına ilişkin temel vurgusu, dü­şündürerek geliştirme ve değiştirrnedir. Düşündürrne, beraberinde öğren­meyi, o da bilgiye dayalı ve bilinçli eylemi getirir. Bu yüzden taklide ve mut­lak itaate dayalı bir hayat, dolayısıyla eğitim-öğretim, kabul edilemez. Bu yüzden Kur'an, bireyi/yetişkini merkeze alan daha doğrusu onu önemseyen, değer veren ve saygı gösteren bir faaliyeti benimser. O, insanı her yaŞta özel­likle yetişkin yaşta, özgürleştirici bir sonuca götürmeyi hedefler.42 Bu özgür­leştirrne hem tercih yapabilme imkarn sağlama tabii ki Kur'an iyi ve doğru olanı tercih eder, hem de aklını ve ruhunu bağlayan ve egemenliği altına a­lan bütün şer düşünce ve itikatlardan· kurtulma anlarnındadır. Vahyin doğ­rudan muhatapları belli bir süreçte bunu yaşadı.43

Bir başka bulgu ise, Kur'an'daki güçlü terapik söylemin eğitimle olan i­

İişkisidir. Psikoterapi44, olumsuz bir ruhsal hali ya da ruh hastalığı çağrışhrır.

Halbuki psikoterapik tedavinin alanı, son derece geniş olup bireyin kişiliğini

geliştirme, yeni davranışlar edinme, ruhsal sıkınh ve stresten kurtulma, içsel

çalışmaları çözümleme, yalnızlığı veya yalnızlık duygusunu atma, sıkınhlan

39

40

41

42

43

44

Zfuiyat 51/56.

İsra 17/84.

Fussilet 41/2-5.

Mualla Selçuk, "Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi?", İslfimiyfit Dergisi, cilt I,

s. 1, 73-87 (Özellikle 80-85).

Kur' an' m hürriyeti benimsemesine ve tüm Müslümanların hürriyeti elinin seçiminde esas kabul etmelerine rağmen tarihte ve günümüzde özgürlük problemleri, en çok Müslüman toplumlarda yaşanmakta dır.

Psikolojik bir tedavi yöntemi olan terapi ya da psikoterapi, 'zihinsel bozukluklarda belirti­leri giderek davranışlan d~ğişfirmek ve kişiliği geliştirmek için eğitimli bir uzmanın bir ki­şi ya da grupla yürüttüğii tedavi yöntemi' olarak tarumlarur. Destekleyici, eğitici ve yapıcı tedavi olmak üzere başlıca üç yöntemi vardır. Bu yöntemler bireyin savunma mekanizma­lanru giiçlendirmeyi ve çevreye uyumunu sağlamayı, var olan yaratıcılığıru canlandırma yı ve hedef seçimini kolaylaştırmayı, kişilik yapısını geliştirmeyi amaçlar. (Anabritanica, İs­tanbul 1993, XVTII,192).

Page 17: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞlM 349

paylaşma, örneklere bakarak başarılı olmaya motive olma, alılım sağlama

gibi pekçok olumlu katkı sağlama yöntemlerini de içine almaktadır. Kur'an

doğrudan muhataplar üzerinde böyle bir işlev gerçekleştirmiştir. Metnin o­

kunıUası ve dinlenmesi (bibliyoterapi) suretiyle dalaylı muhataplar üzerinde

de benzer etkileşimler gerçekleşebilmektedir. Biz Kur'an'ın psikoterapik yö­

nünij geliştirici terapik yön ve teskin edici terapik yön olmak üzere ikiye ayı­nyoruz.45

Geliştirici terapi türüncieki ayetler, Müslüman olmuş bir kişinin, iç ve

dış aleminde bir bütünlük oluşturarak, kişiliğini daha da geliştirir, destekler

ve eksiklerini tamamlar. "Ey iman edenler, ... iman ediniz"46 ve "Ey iman eden­

ler, ... ancak Müsliimanlar olarak can veriniz"47 gibi ayetleri e imanda şuurlu bir

devamlılık istenir. İbadetler yoluyla bu devamlılık ve yenilenme daha da

desteklenir.

Yine iman etmenin gerekçeleri, faydaları, dünya ve ahiret kazancı, insa­

nın evrendeki yeri, Allah'ın tanıbmı, her şeyin sonlu oluşunun vurgulanma­

sı, birçok öğüt ve nasihatle ahlaki davranış standardının belirlenmesi, top­

lumsal düzenlernelerin gerekliliği, vahyin en iyi rehber oluşunun açıklanma­

sı gibi bilgilendirici ayetler, kişinin, öncelikle din konusunda ikna edilmesini

ve dine gÜnüiden bağlanmasını sağlamayı hedefler.48 Buna bağlı olarak da

Müslümanlığını daha iyi anlamlandırmasına katkılar sağlar. İnsan çocukke11

daha çok taklit eder. Fakat yetişkinliğe doğru ve yetişkinlik döneminde bilgi,

teCrübe ve kültürü artbkça Kur'an'da sunulan bilgi, emir, tavsiye ve ilkeleri

bilinçli bir şekilde uygulamaya çalışır.

Bu konuda kıssalar ve meseller dikkat çekicidir. Kıssalann hemen ta­

mamı yetişkin insanlan anlabr. Kıssalar, "okuyucuyu olaylar ve sonuçlar

45

46

47

48

Bu konuya geniş yer veren Osman Necati, sadece ikind türden ve iman ve ibadet merkezli terapiye yer vermiştir. Bkz.: Kıır'iin ve Psikoloji 234-66.

Aı-i 'İmriin 3/179; Nisa 4/136.

AI-i 'İmran 3/102.

İnsanın ikna edilmesi ve gönülden bağlanmasını temin etmek amaayla d inin, insan aklına ve gönlfuıe ya da duygulanna birlikte hitap etmesi ve böylece içsel bütünlüğü sağlaması konusunda bkz.: İsmail Çalışkan, "Dinin Hitap Alanı ve Dini Hitabın İnsan Üzerindeki Et­kisi", EKEV Dergisi, sayı; m, 1988,113-132, (1998

Page 18: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

iizerinde diigiindiiserek kendi c;apmda kissadan hisse pkarmasm~ saglamak-

tadlr. Anlahlan olaylar bireyin vicdarurun geligmesine ve dolaylslyla egtil- mesine sebep olmaktadx. Vicdan, niyet ve davrmglan iyi ve kotii, do@u ve yanlig geklinde degerlendirip iyi olanlm takdir eden, komeri yeren bir kont-

rol mekanizmasidir. Vicdarun bu ozellikleri ahlalun onemli bir yaptmm gii- cii durumundadir."49

Meseller vesilesiyle de kigi Miisliiman olmakla ne gibi avantajlar ve iis-

tiidiiklere aday oldu@nu aklen kiyas etmek ve tecriibelerini devreye sok-

mak suretiyle tahlil ve degerlendirme yapar ve sonuglar elde eder. Kissalar

ve meseller, okuyucu veya dinleyicide empati (duygudaghk) de uyandmr.

Dolayisiyla onu dinleyen kigi, kendini, hikayenin kahramaru yerine koyarak olaylann seyrine miidahil olur. Kiai kendine omek karakter ve kigilikler se-

Fer, onlar gibi olmaya, onlann bqanlan gibi baganlar elde etmeye azmeder,

hayalinde diinyalar kurar ve olaylara kargi daha duyarli olur. Dolaytsiyla bi-

reyin duygulannda iyi yonde geligme olur, gene1 psikolojisi daha duyarl~ ha-

le gelir, sosyalleame siireci luzlamr ve daha da geligir, nihayet dinine olan baglih& daha bi1inc;li hale gelir. Sonuc; olarak Soyle bir gkzrsama yapabiliriz:

Kur'h iman, ibadet ve ahlak konulanru onerme, emir ve tavsiye geklinde te-

orik anlahr, soma bunlara pratik omekler (kssa) veya kolaylagbna ozgiin

misaller (megel) ekler.

Kur'Wm teskin edici terapik yonii ise, ins= kendisinden veya Fevre-

sel faktorler sonucu i@ne diigtiiii2j;ii gkmazlar kargismda yabgtulcl, destekle-

yici, teselli edici ve harekete geGrici fonksiyonudur.~ Hz. Peygamber, inza-

lin bag lad^& ilk ylllarda vahyin a&rli& ve giddetli muhalefet ve bash kary-

smda zaman zaman strese, kaygya, iiziintiiye ve sihnhya ginnig lzdlrap

duymugtur. nerleyen ylllarda bu s ~ h n t d ~ hallerin aiddeti azalmq olsa da

f a r b nedenlerden dolayl varli& devam etmigtir.51 Bir beger olarak ondan

49 Macit Yrlmaz, islrirn Ahlak Efitinlinde Kzlr'rin fissalnn (Yayurlanmamlg Y. Lisans tezi), Sivas 2001,84,85. Kur'h bu fonksiyonunu kendisi soyler: Yhus 101.56-57; HGd 11/110-123; Yiisuf 12/111; br5 17/82; T%hl 20198-101. Yine Kur'k imanrn da benzer fonksiyonundan bahseder: En'im 6/82; R'ad 13/28.

51 En'im 6/33-36; &a 15/97; Kehf 1816; $u'ari26/11.

Page 19: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM 351

böyle bir dururnun sadır olması normal bir şeydir. Nitekim ~ütün bu zor du­

rumlar karşısında moral verrnek ve teselli !'!tmek maksadıyla tek tek ayet­

ler,sz bazen sureler,s3 bazen de benzer hadiselerin aniahidığı uzun pasajlar

(kıssalar) indirilrniştir. Peygamber'in yaşadığı zor ve sıkınhlı hallerin benzer­

Ierini sahabe de yaşarnışhr. Vahiy-olgu ilişkisinden anlıyoruz ki, onlan da

teskin etmek, stres ve psikolojik çöküntüden kurtarmak için ayetler,54 sure­

ler55 ve kıssalar indirilrniştir. Bu tür ayetler özellikle de kıssalar rnürninlere

şti duyguyu aşılar:

Allah'a inanan ve ona güvenenler her zaman yardım ve destek görürler.

Tarihte de bunun birçok örneği yaşanrnışhr. Başta Peygamber olmak üzere

inananlar, sıkınh ve bunalımlar karşısında daha da bilinçlenrniş, azirn ve ka­

rarlılık göstererek başanlı olmanın yollannı araınışlar, ümitsizlik girdabına

kapılrnaınışlardır. Böylece Allah kendine dayananlan başanya ulaşhrrnış,

düşmanlan bozguna uğratmış, üstesinden gelinerneyen zorluk kalrnaınıştır.

Kur'an'ın bir başka teskin edici terapik özelliği, onun okunurken müzik­

sel akışı ve nağmeler yoluyla olmaktadır. Coşkulu bir ruh haliyle onu dinle­

yen kişinin ruhu dingin hale gelir, iç aleminde psikolojik istikrar sağlanır.56

Teskin edici özellik, bütün yönleriyle vahye doğrudan rnuhatap olanlar

üzerinde tesirini icra etmiştir. Dolaylı rnuhataplar üzerinde de aynı tesiri i cra

etmeye devarn etmektedir. İlk yetişkinler üzerinde geliştirici terapik yön,

yaşhlık dönemlerine doğru ise teskin edici yön daha fazla ön plana çıkar.

Psikolojik danışmanlığın önem kazandığı günümüzde insanın içine düştüğü

açmazlar, buhranlar, önü alınamaz çılgınlıklar, ölüm korkusu, yalıbın ve an­

larnsızlıklar karşısında Kur'an'ın her iki terapik yönü etkin bir şekilde kulla­

nılabilir.

52

53

55

56

A' raf 7/2; raha 20/1-8; Fa tır 35/8.

Fetih, Saffat, Duha, İnşirah, Fil, Nasr surelerini buna örnek olarak verebiliriz.

Bakara, 2/213-218; Al-i 'İmran 3/139, 146-148; Nisa 4/104; Enfal 8/49-61; Tevbe 9/13-15; En­biya 21/7-10; Muhammed 47/35.

Fetih Suresi gibi.

Bu noktada müzikle tedavinin kültürümüzde meşhur olduğunu hatıriatmakta yarar görü­

yorum.

Page 20: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

352 YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİ ve PROBLEMLERİ

Kur'an'ın bilinçli ve kimlik sahibi bir şahsiyetin inşasına odaklanması

işaret edeceğimiz son bulgudur. Kur'an'ın temel amaa, Müslüman bilincinin

inşasıdır. Bilinç oluşumu aynı zamanda dışa yansıyarak kimliğin oluşumuy­

la paralel gelişir. Elbette Müslüman bir şahsiyetin oluşumu tek başına

Kur'an tarafından inşa edilmez. Şahsiyetin oluşumuna din kadar, çevre, kül­

tür, düşünce yapısı, iletişim araçlan vs. de etki eder. Ama din öncelikle iyi

bir insanı hedefler. Aslında bilinçli bir mümin, iyi bir insan demektir. Bir bü­

tün olarak Kur'an, Müslüman bilincine yönelik söylemlerle doludur. Mut­

ma'in, muttal$i, mfrl$in, l,<anit57 gibi kavramlar bilinçli olma halini; nafel,<a, ke­

fere, eşreke, .Zaleme, fesel,<a, cehade, summ, bukm, 'umy gibi kavramlar da

kapalı bir bilinci anlahr.ss

Bilinçli olmaktan kashmız, bireyin bütün tutuTJl ve davranışlannda gön­

lüne yerleşen iman ve ahlakı amir ve hakim bir güç olarak kabul ehnesi ve

onlara göre davranmasıdır. Kimlik ise bu bilincin dışa yansımasıdır. Bireyin

yaphğı işlerde Müslüman göstergesi olabilecek şekilde davranması, onun

kimliğini gösterir.59 Böyle bir bilince ulaşan kişi, arhk madde ile miDayı bir­

leştirebilir.

Şöyle de diyebi~iriz: Bilinç, içsel yetişme, kimlik ise davranışların dini

esaslara uygunluğudur. Daha açıkçası davranışlan ile iç benliğini uyumlu

hale getirebilir; zihnine ve gönlüne yerleşen anlam dünyasını davranışıarına

rahatlıkla yansıtabilir. Böylece davranışlan ve sosyal ilişkilerinin ruhu ile

dünya görüşünü oluşturan temel esaslarm ruhu ortak ve el ele yürür. Bu u-

58

59

Muhammed Esed'in Kur'an yorumuna getirdiği en önemli açılım, bu bilince yapbğı vur­gucia otaya çıkar.

Bilinçli olma veya davranınayı konu edinen bazı ayetler için bkz.: Bakara 2/93, 121, 138, 143, 156, 165; 286. AI-i 'İmran 3/16-17, 134, Nisa 4/151; Enfiil 8/4, 74. Kıssalar da bir bilinç oluşumu ve aynı zamanda kimlik oluşumuna ili.şkin bireylerin yaşadığı süreci anlabr. İb­rahim, Yusuf, Musa, Meryem, Ashab-ı Kehf kıssalan bunlardan sadece birkaçıdır.

"İkbal'e göre mümin, kendi kültürel ve maddi çevresi ile aktif bağlan b kurarak şahsiyetini geliştiren ve gücünü arnran biridir. Bu güçlü şahsiyet, Allah'ın adına adanmış aktif tecrü­belerle dolu bir hayat ile dünyayı fethe çıkar ... Bu yüzden İkbal'deki mürnin ile kil.fir ara­sındaki farklar dar bir teolojik fark değildir. Bu ikisi arasındaki temel fark, müminin, AI­lah'ın adı ile kendi kapasitesini bütün olarak kullanan, geliştiren ve onlan dünyanın yeni­den yapılanması ve fethi için harcayan temel bir tavra sahip olmasıdır." (Saiyidian, a.g.e., 109, 110)

Page 21: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

KUR' AN PERSPEKTiFiNDEN BİR YAKLAŞlM 353

yum, hem bireyin iç huzuru ve mutluluğu (saadet) ve hem de sosyal mutlu­

luk (selamet) demektir. Aksine bilinç ile davranışlar uyumlu olmazsa, hem

içsel hem de sosyal çahşma yani mutsuzluk ve huzursuzluk oluşur.

V- TEKLiFLER

• Buraya kadarki incelemelerimize dayanarak aşağıdaki teklifleri sunuya-

ruz:

1- Çocukluk ve ergenlik eğitimi, eğitim sisteminin işidir. Dinler daha

çok yetişkinlerle ilgilenirler. Çünkü onlar sosyal hayahn idamesinde bel ke­

miği konumundadırlar. Bu yüzden cinsiyet ayrımı yapmaksızın belki kadına

ağırlık verilerek, özellikle 30~55 yaş aras:ındaki yetişkinlerin dini eğitimine

daha fazla eğilrnek gerekir.

2- Kendi dini ortamlanmızda elde edilen bulgular, Kur'an'ın yetişkinle­

re ilişkin verileriyle birlikte kullanılırsa daha verimli olur. Bu yüzden eğitim­

cilerimizin daha derinlikli ve bizi yansıtan teorilere imza ahnaları beklenir.

Çünkü yetişkinlik dönemi dini gelişim, din, inanç, tıitum ve yaşama ilişkin

araşhrma, teorem ve bulguların hemen tamarnı başka kültür ve dini ortamla­

rın veya onlara mensup kişilerin ürünüdür. Şüphesiz bilgi ve bilim evrensel­

dir. Ancak, özellikle .anket gibi uygulamalı araşhrmalardan elde edilen so­

nuçların büyük bir bölümü yerel, kültürel, dini, siyasi ve hatta c~ğrafi, bazen

de ırk! özellikleri yansıhr.6D

3~ Kur'an'dan tek tek kurallar veya bir eğitim sistemi çıkarmaya çalış­

mak yerine ki, bu başarılamamışhr, bütün yaşam anları ve alanlarında işleti­

lebilecek bir bilinç aşılamak gerekir. Bu, medeniyelin kurucu ruhu ve sürdü­

rülebilir insanlık idealinin ve fikrinin geçmiş ve geleceği arasında köprü olan

bir bilinçtir. Kur'an'ın Müslüman için böyle bir fonksiyonunun olduğuna i­

nanıyorum. Benzer şekilde yaş ilerledikçe öğrenme oranı azaldığı ve yetiş-

60 "Yetişkinlerde bireysel öğrenme ihtiyaçlarının esnekliği ve toplumsal ihtiyaçlann, nüfusun kalabalıklığı dahil olmak üzere, yerel şartlara göre mutlaka değişiklikler göstermesi, bu e­

ğitim özelliklerinin yerel düzeyde belirlenerek karşılanması zorunluluğıınu doğurur." (İh­san Kurt, "Türkiye'de Yetişkin Eğitiminin Önemi", Din Öğretimi Dergisi, Kasım-Aralık 1991, sayı 31, 31)

Page 22: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

354 YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİ ve PROBLEMLERİ

kinliğe kadar öğrenilen şeyleri artık işletıne ve uygulama zamanı olduğu i­

çin, bireye şekil bilgiler vermek yerine, hayatın problemleri karşısında düşü..;

nerek kendi kendine problem çözebilme yeteneği kazancimlmaya çalışılma­

lıdır.

4- Çağın yetişkin insanının birçok dünyevi meşgaleler yanında okumaya

ve eğitime fazla zaman ayır (a) madığını göz önüne alarak, hazırlanacak ki­

tap, makale ve çalışma programlarını, Kur'an'ın konuları serbest tarzda çe­

şitlendiren ve basite indirgeyen üslubuna benzer şekilde hazırlamaya özen

gösterilmelidir.

V- Kur'an'ın terapik yönünden azami derecede istifade etıne yolları a­

raştırılmalı ve geliştirilmelidir ki bu, psikolojik danışmanlık ve dini danış­

manlık için de faydalı olacaktır. Yaşama sevincini ve azınini artırmak mak­

sadıyla mesela, dünyanın hep iyiye hatta iyilerin iyisine (öte dünya) doğru

gittiği61 tekrarlanmalıdır.

6- Hayat boyu öğrenme faaliyeti, düşündürerek geliştirme prensibine

dayanmalıdır. Kur'an'a göre asıl düşünme merkezi kalp olduğu62 için63 sakat

ya da engelli sınıfına yönelik ciddi atılım yapılmalıdır. İletişim çağında ola­

naklar daha da çoğalmıştır. Türkiye nüfusunun yaklaşık %13 ü sakatlardan

oluşuyor. Bu büyük bir rakamdır, ama görebildiğimiz kadarıyla bu kesime

ciddi olarak eğilme olmamıştır. Belki bu toplantılar serisinin bir sonraki se­

ansı engelliler üzerine olabilir.

7- Kur'an'ın olağanüstü bir dönem ve kendi tarihselliğini içinde barın­

dırdiğını söylemiştik. Bu yüzden dinleri farklı olanlar hakkında konuşurken

savaş ve barış zamanları için iki tür ifade kullanır. Barış ve normal zamanlar

için kullanılan söylemi tercih etınekle birlikte savaş ve hicret/göç gibi olağa­

nüstü durumların da farkında olmayı öğretrnek gerekir.

61

62

63

Dünyarun hep iyi ye, hatta iyilerin iyisine gittiğine_ ve iyi olana teşvik hakkında bkz.: Baka­ra 2/106, 148; AI-i 'İmran 3/114, 133; En'am 6/32; A'riif 7/169; Tevbe 9/88; Yfısuf 12/57, 109; Enbiya 21/90; Hac 22/30; Şu' ara 26/132; Furlj:an 32/15; I}asas 28/60; l'fır 56/22; Nuh 71/12; A'Ia 82/17.

Hac 22/46; Muham~ed 47/24.

Nitekim eğitim psikolojisi de öğrenmenin içsel olduğunu kabul eder. Bkz.: Onur, 248.

Page 23: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

KUR' AN PERSPEKTiFiNDEN BİR YAKLAŞIM 355

Peygamberin çok evlilik yapması, kadın dövme, el kesme, savaşa teşvik,

köle ve cariyelik müessesesi, miras, şahitlik, evlilik ve boşanına, kadın hakla­

n, erkeklerin üstünlüğü, örtünıne gibi durumlarm güncel olanla çahşrnası

durumunda, özellikle bunları eleştirenler karşısında ne diyeceğini bilernerne,

hatta dini konusunda endişe ve soğukluk duygusuna kapılma olabilir. Bu

yüzden a"Çık, net ve gerçekleri olduğu gibi anlatrnalı, Kur'an'ın ortaya çıkhğı

dönem ve ortamın sosyal, siyasal, k~ltürel, dini ve coğrafi şartlannı yansılli­

ğı (nass-olgu ilişkisi) açıklanrnalıdır. Yine asil ve feri konulan öğreterek din­

den kabul edilen birçok konuda Kur'an'ın ve Peygamber'in tutumu ile yo­

rurnculann ve ulernarun tutumu birbirinden aynimalıdır.

8- Kur'an tilavetinin öğretilmesi daha erken yaşlara kaydmlrnalı, yetiş­

kinler arasında da yaygınlaşhnlrnalıdır.64 Sadece metnin okunınası şeklinde

değil anlarnın okunınası da yaygınlaşhrılarak, Kur'an'ın Müslüman haya­

hnda olması gereken yer vurgulanrnalı, sahih Müslümanlığın Kur'an'a da­

yanarak yaşanabileceği açıkça ifade edilmelidir.

9- Gelenek ve bir dünya görüşü oluşturulmalı, ama geleneği rnutlaklaş­

hrrnarnalı yani olumsuz anlarnda gelenekçi olunrnamalıdır. Kur'an özün ö­

zünü verir. Bu da özünü temel kaynaklardan alarak özgün geleneği yarat­

manın gerekliliğini ortaya koyar. Bunlar çağın şartlan göz önüne alınarak,

yani yaşayan gelenek değişen hayat dengesi kurularak yapılmalıdır. Mesela,

evlilik ve cinsellik konusunda günümüz insanı, dinin ve örfün norrnlanyla

bahlı anlayışın baskın olduğu çağdaş nonnlar arasında sıkışrnaktadır. Yuka­

ndaki ilkeden hareketle özü muhafaza eden bir evlilik ve cinsellik anlayışı

geliştirilebilir.

SONUÇ

Bu çalışma, Kur'an-eğitim bağlamında yetişkin eğitimine ilişkin bir kat­

kıdır. Kur'an-eğitim ilişkisini yeterince anlayabilmek için felsefi, sosyal ve

antropolojik temeli daha derin ve özgün araşhrrnalara ihtiyaç vardır. Açıkça-

64 Çünkü yaş ilerledikçe Kur'an okumayı öğrenmek gibi yeni bir şeyi öğrenmek güçleşir. Zi­ra zihin zayıflar, öğrenme değil unutma daha baskın olur. Hac 22/5; N ahi 16/70 ayetlerinde buna işaret vardır (Krş.: Osman Necati, 225).

Page 24: YETiŞKİNLİK DÖNEMİisamveri.org/pdfdrg/D165209/2006/2006_CALISKANI.pdf · 2015. 9. 8. · YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİNE KUR' AN PERSPEKTİFİNDEN BİR YAKLAŞIM I. TEORİK

356 YETiŞKİNLİK DÖNEMİ EGİTİMİ ve PROBLEMLERİ

sı bu alanda bir teori ortaya konulmamıştır. Yazılanların bilyük çoğunluğu

yarım asır öncekilerin tekran gibidir. Bu durum birçok konuda olduğu gibi,

Kur'an'ı anlamayı da geçmişin belirlemeleri üzerine kurmaya çalışan Müs­

lüman geleneğinin bir yansımasıdır.

· Çağımız insanının en büyük sorunlanndan birisi, şahsiyet! erin çabucak

erozyona, yıkıma veya tutarsızlığa sürüklenmesidir. Halbuki mutlu bireyler,

iç ve dış bünyede tutarlı bir şahsiyetten doğar. Tutarlı, sağlam ve dirençli bir

şahsiyelin temelleri çocuklukta atılır. Ama şahsiyelin asıl ortaya çıktığı ve la­

zım olduğu dönem, yetişkinliktir. Bu yüzden bilinç ve Nmliğe dayalı sağlam

şahsiyelin muhafazası için birçok yol ve yöntem uygulanabilir. Bu amaçla

yürütülecek faaliyetlerde dinin (Kur'an) büyük rol oynayacağıru ortaya

koymaya çalıştık. En büyük dayanağımız nüzul döneminde bu amacın ger­

çekleşmiş olmasıdır. Dolayısıyla zamanın ve bölgenin şartlarına uygun yar­

dımlar almak mümkündür. Bu çalışmada bu imkarun olabilirliği ve mahiye­

tine dair bazı bulguları ortaya koymaya çalıştık.