56
Y A Y I N L A R I

Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

Y A Y I N L A R I

Page 2: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

Y A Y I N L A R I

Page 3: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

Friedrich August von HayekÖzgürlüğün AnayasasıConstitution of Liberty

Çeviren: Yusuf Ziya Çelikkaya

BigBang Yayınları: 41. Baskı: Haziran 2013

ISBN 13: 978-605-4665-03-7

Copyright © 2011, BigBang YayınlarıCopyright © 1960, University of Chicago

Tüm hakları saklıdır. Bu kitabın İngilizce aslından çevirisi bir Taylor & Francis Group markası olan Routledge’ın izniyle basılmıştır.

Kapak Tasarımı: Muhsin DoğanSayfa Tasarımı: BigBang Yayınları

Baskı: Ertem Matbaası Başkent Organize San. Bölgesi 22. Cadde No: 8

Malıköy, Temelli, Ankara

BigBang YayınlarıAdres: Ziya Gökalp Cad. Metro İş Hanı

No:24/82, Kızılay, AnkaraTelefon/Faks: (312) 434 44 64

Web: www.bigbangyayinlari.com E-Mail: [email protected]

Sertifika No: 25787

Page 4: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

Friedrich August von Hayek

Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok-

tor unvanı aldığı Viyana Üniversitesi’nde okudu. Bir-

kaç yıl memuriyetten sonra, Avusturya İktisâdî Araş-

tırma Enstitüsünün ilk direktörü oldu. 1931’de LSE’de

kendisine kürsü verildi. Ardından 1950’de Chicago

Üniversitesi’ne Sosyal ve Moral Bilimler profesörü

olarak gitti. Dr. Hayek ardından Almanya Freiburg Al-

bert-Ludwig Üniversitesi’nde ekonomi profesörü oldu.

Bu üniversitede kendisine 1976’da da fahrî profesör-

lük tevdi edildi. Ayrıca Chicago Üniversitesi fahrî pro-

fesörlüğü, British Academy üyeliği ve birçok üniversi-

tenin fahrî doktorluk payelerine sahiptir. F. A. Hayek

1974’te Nobel Ekonomi ödülüne lâyık görüldü.

Page 5: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

İÇİNDEKİLER

YAYINCININ ÖNSÖZÜ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15

ÖNSÖZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21

GİRİŞ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23

■ KISIM I ÖZGÜRLÜĞÜN DEĞERI 35

1 Özgürlük ve Özgürlükler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 37

2 Özgür Bir Uygarlığın Yaratıcı Âmilleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 53

3 Ilerlemeye Dâir Genel Anlayış . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 77

4 Özgürlük, Akıl ve Gelenek . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 99

5 Sorumluluk ve Özgürlük . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 123

6 Eşitlik, Değer ve Liyâkat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 143

7 Çoğunluk Yönetimi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 169

8 Ücretli Istihdam ve Serbest Çalışma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 191

Page 6: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

■ KISIM II ÖZGÜRLÜK VE YASA 211

9 Icbâr (Zorlama) ve Devlet . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 213

10 Yasa, Emirler ve Düzen . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 233

11 Hukuk Hâkimiyeti Ilkesinin Kökenleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . 253

12 Amerikan Katkısı: Anayasacılık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 271

13 Liberalizm ve Idâre: “Rechtsstaat” . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 295

14 Bireysel Özgürlüğün Teminatları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 311

15 Iktisâdî Politika ve Hukukun Üstünlüğü . . . . . . . . . . . . . . 333

16 Hukukun Gerileyişi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 351

■ KISIM III REFAH DEVLETINDE ÖZGÜRLÜK 373

17 Sosyalizmin Düşüşü ve

Refah Devletinin Yükselişi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 375

18 Işçi Sendikaları ve Istihdam . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 395

19 Sosyal Güvenlik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 421

20 Vergi ve Yeniden-Dağıtım . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 449

21 Para Politikasının Çerçevesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 475

Page 7: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

22 Konut ve Kent Politikası . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 497

23 Tarım ve Doğal Kaynaklar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 521

24 Eğitim ve Araştırma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 545

EK: NEDEN MUHÂFAZAKÂR DEĞİLİM? . . . . . . . . . . . . . . . . . 571

TEŞEKKÜR VE NOTLAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 593

SONNOTLAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 599

DİZİN . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .733

Page 8: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,
Page 9: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

Mükemmelin peşinde değiliz, beşerî husus-larda böyle bir şeyin olmadığının idrâkinde-yiz. Peşinde olduğumuz şudur: Asgarî nok-sanlıklara sahip ya da âzamî ölçüde mazur görülebilir noksanlıklar taşıyan beşerî bir anayasa.

Algernon Sidney*

Page 10: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

Amerika’da inkişâf etmekte olan meçhul medeniyete…

Page 11: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGÜRLÜĞÜN ANAYASASI 15

YAYINCININ ÖNSÖZÜ

Hayek pek çok açıdan anlaşılması zor bir yazar-dır. Bu zorluğun ilk sebebi Hayek’in, kariyerine profesyo-nel bir iktisatçı olarak başlayıp daha sonra siyaset felsefesi

ve sosyal bilimlerde yöntem üzerine çalışmış olmasından kaynak-lanır. Eserlerinde, antropolojiden bilişsel teoriye kadar geniş bir skalada disiplinler arası bir perspektif sunan Hayek, okuyucunun ufkunu zorlayan bir tarzda yazar. İkinci olarak Hayek’in entelektü-el yolculuğu büyük ölçüde kendi zamanının güncel akademik tar-tışmaları tarafından şekillendirildiğinden, onun eserlerinin hangi tartışmalara gönderme yaptığını bilmek okuyucunun aşması ge-reken bir diğer zorluktur. Hayek’in fikirlerinin evrimsel gelişimi onun karşılaştığı “zorlukları” aşma çabasının meyveleridir. Bruce Caldwell’in yerinde bir şekilde belirttiği üzere, Hayek’in iktisadi ve siyasi görüşleri sürekli olarak intelijansiyaya hakim olan görüş-lerin dışında kalmaktaydı. Vicdanı olan herkesin sosyalist fikirlere sempati besleyerek merkezi planlamacı bir yolu desteklediği bir dönemde Hayek, sosyalizme saldırdı. Keynezyen devrim daha başlamadan, Keynez’in fikirlerini tekzip edebilmek adına kariyeri-ni tehlikeye attı. Batılı ülkelerin çoğu refah devleti uygulamalarına hız vermişken, sosyal adalet kavramının felsefi eleştirisinin temel-lerini sağlayacak eserler yazdı. Mevcut paradigmaya karşı bu baş-kaldırı sebebiyle Hayek, kariyerinin büyük bir kısmında kendini

Page 12: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı16

dinleyecek entelektüelleri bulmakta zorlandı ve aşağılanmaya ve dışlanmaya maruz kaldı.

Hayek’in salt iktisadi konulardan sosyal bilimler ve siyaset fel-sefesine doğru kayışı sosyalizmde iktisadi hesaplama tartışması ile başlamış görünmektedir. 1919’da Ludwig von Mises, “Sos-yalizmde İktisadi Hesaplamanın İmkansızlığı” adlı sarsıcı maka-lesinde, özel mülkiyetin ilgasının fiyat mekanizmasını ortadan kaldırarak iktisadi rasyonel hesap yapmanın koşullarını yok ede-ceğini ileri sürmüştü. Tartışmaya “bilgi problemi” tezi ile katılan Hayek, neo-klasik hakim paradigmadan da ayrıldığının sinyalle-rini vermeye başlamıştı. Hayek’e göre toplumda işbirliğini müm-kün kılan toplam bilgi, toplumun geneline dağılmış durumdadır. Üstelik bu bilginin büyük bir kısmı objektif yani yazı ile eksiksiz aktarılabilir değildir; aksine sübjektiftir, yazı ile değil tecrübe ile öğrenilir. Sübjektif bilgi dışında, insanların sosyal davranış ku-rallarını takip ederek, farkında dahi olmadan –bilinç dışı– sahip oldukları bilgiler vardır. Toplumsal işbirliğinin koordinasyonu büyük ölçüde insanlık medeniyetinin bu birikimle gelişen kural-lar sistemine dayanmaktadır. Mises’in vurguladığı fiyat mekaniz-ması en gelişmiş kurallar sistemlerinden biridir çünkü kompleks bir ekonomide farklılaşan tercihler arasında kıt kaynakları dağıt-manın bilgisini üretir. Böylece Hayek, neo-klasik iktisadın mü-kemmel bilgi ve tam rekabet varsayımlarını iktisadi bir yöntem olarak dışlamış olur. Ona göre, iktisadi etkileşime giren tarafların konuyla ilgili bilgisi sürekli olarak eksiktir ve piyasadaki rekabet bilgi üretmenin en etkin aracıdır; yoksa tam rekabetin iddia ettiği gibi taraflar arası bir denge durumu piyasanın gerçek mahiyetini ortaya koymada yanıltıcıdır.

Bilgi problemine dayandırdığı iş çevrim teorisi ile 1974’te, Ha-yek, Nobel İktisat Ödülü’ne layık görülse de, 1937’de ilk kez bu fikirlerini yayınladığında beklediği ilgiyi görememiştir. 1944’de

Page 13: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

YAYıNCıNıN ÖNSÖZü 17

yazdığı Kölelik Yolu polemiği ile dikkatleri İngiltere’nin sosyaliz-me teslim oluşuna ve bunun kaçınılmaz sonuçlarına çeken Ha-yek, ismini liberal ve muhafazakâr çevrelerde hafızalara kazımayı başarmakla birlikte, bir kez daha intelijansiyanın kendisini reddi ile karşılaşmıştır. Bunun üzerine Hayek, geniş entelektüel grupla-rı ikna edememesinin sebepleri üzerine düşünmeye başlamış ve temel meselenin sosyal bilimlerde yöntem sorunu olduğuna hük-metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek, 1952 yılında makalelerini derlediği, Bilimin Karşı Devri-mi: Aklın Kötüye Kullanılması Üzerine Bir Çalışma, adlı kitabını yayınladı. Burada Hayek, bilimsiciliğin (scientism), tarihsiciliğin ve kolektivizmin antropomorfizmine karşı çıktı. Pozitivizmin et-kisi ile sosyal bilimcilerin, dış dünyadaki olayları kendi imgeleri üzerinden sanki dış dünya kendileri gibi akıl tarafından yönlen-dirilen bir tasarımmışçasına yorumlamalarını, derinlikli bir şekil-de eleştirdi. Sosyal olguların, sübjektif değer yargıları ve zihinsel yeniden inşalar üzerine kurulduğuna vurgu yapan Hayek, doğa bilimlerinin sübjektif algıları elimine eden objektivist yöntemle-rinin sosyal bilimlere uyarlanmaya çalışılmasını büyük bir hata olarak gösterdi. Kendisi ile hakim paradigma arasındaki uyum-suzluğun kaynağını bu metodolojik hatada bulan Hayek, bu ko-nudaki çalışmalarını ne derece ciddiye aldığını ilan edercesine, yine 1952 yılında Duyumsal Düzen, Teorik Psikolojinin Temelleri Hakkında Bir İnceleme, adlı eserini yayınladı. Bu kitabıyla bağlan-tıcı (connectionism) bilişsel teorinin bir prototipini ortaya koyan Hayek, araçsal rasyonaliteye karşı çıkarak, aklın kültürel evrimle olan bağlantısını psikolojik temelde açıklamaya çalıştı.

Tüm bu çalışmalar aslında yeni bir liberal sosyal teorinin habercisiydi. Hayek, Adam Smith’in ticari toplum olarak adlan-dırdığı modern medeniyetin, bir tasarım ürünü değil ama insa-ni tecrübenin tedrici bir şekilde gelişen evrimsel bir sonucu ol-

Page 14: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı18

duğunu iddia eder. Piyasa medeniyeti, sosyal koordinasyonunu merkezi bir otoritenin planlarına borçlu değildir; bilakis sosyal düzen, kural takip eden insanların gönüllü faaliyetlerinin kendi-liğinden doğan düzenidir. İnsan aklı bu tedrici gelişen kompleks sosyal işbirliği ağını bütün boyutları ile kavrayabilecek yeterliliğe sahip değildir ve bu düzen aklın doğrudan tasarladığı bir sistem de değildir. Bu sebeple piyasa medeniyetini belirli bir amaç doğ-rultusunda sistemli bir plan etrafında dönüştürmeye çalışan sağ ve sol kolektivistlerin, beklenmedik kötü sonuçlarla yüzleşmeleri kaçınılmazdır.

Hayek, sosyal teorisinin temel özelliklerini çoktandır ortaya koymuş olmakla birlikte, bu teoriyi tarihsel bağlamında yerine oturtarak, temel kavram ve sorun alanlarını açık bir şekilde yazma gerekliliğinin farkındaydı. Kendisi piyasa medeniyetinin ciddi bir savunudan yoksun olduğu kanaatindeydi ve farkında olmadan ge-lişen bu medeniyetin temel dayanakları eğer acilen savunulmaz ise bu medeniyetin yok olup gideceğine inanıyordu. 1960’da yayınla-nan, Özgürlüğün Anayasası, böyle ciddi bir endişenin ve önemli bir entelektüel birikimin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Kitabını “Amerika’da inkişaf etmekte olan meçhul medeniyete…” ithaf et-mesi bu yüzdendir.

Özgürlüğün Anayasası, piyasa medeniyetinin ihtiyaç duyduğu özgürlük felsefesini bütün veçheleri ile ortaya koyar. Bu kitap sa-dece özgür bir toplumsal tasavvurun savunusu değildir ama aynı zamanda eleştirel rasyonalist ya da evrimci klasik liberal gelene-ğin 20. Yüzyıl’da tekrar doğuşudur. Bugün Hayekçi liberalizm, klasik liberal ve liberteryen geleneğin ana akımlarından biri ha-line gelmiştir ve liberal sosyal düzene yönelik eleştirileri halen cevaplamaya devam etmektedir. Elinizdeki kitabın yayınlanışının üzerinden elli üç yıl geçmiş olmasına rağmen, her satırının gün-celliğini koruyor olması okuru şaşırtacaktır.

Page 15: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

YAYıNCıNıN ÖNSÖZü 19

Türkiye’de, Hayek, liberal gelenek dışında pek çok akademis-yen için basitçe Yeni Sağ’ın ya da “neo-liberalizm”in bir temsilcisi-dir. Derinlikten yoksun eleştiriler ve ezberlenmiş propagandalar, Hayek’in vurguladığı pek çok hayati hususu gözlerden kaçırmaya devam etmektedir. Dileriz bu kitap, ülkemizde yaşanan liberalizm tartışmalarının derinleşmesine yardım eder ve özgür bir toplum idealine ulaşma çabamıza bir katkı sunar.

Dr. Buğra Ka l kan

Mayıs 2013, Ankara

Page 16: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGÜRLÜĞÜN ANAYASASI 21

ÖNSÖZ

Bu kitabın esas amacı Giriş kısmında açıklanmış olup, bunun dışında üstüme düşenler kitabın notlar kıs-mının hemen öncesindeki birkaç paragrafta ifâde edildi.

Burada geriye sadece, bir hususa dikkat çekmek ve bir mâzeret arz etmek kalıyor.

Bu kitap esas itibâriyle, bilimin bize öğrettikleriyle alâkalı de-ğildir. Hoş, ben hayâtımın büyük bir kısmını ekonomi üzerine çalışmaya adamış ve son zamanlarda diğer sosyal bilimlerin de neticelerini öğrenmeye gayret etmiş birisi olmasaydım, bu kitabı yazamazdım. Bununla birlikte ben burada münhasıran hâdiseler-le ilgilenmiyorum, kendimi sebep-sonuç önermelerine de hapset-miyorum. Amacım bir ideal resmedip, ona nasıl ulaşılabileceğini ortaya koymak ve bu idealin gerçekleşmesinin pratikte ne anlama geldiğini açıklamaktır. Bu bakımdan, bilimsel tartışma amaç değil araçtır. İçinde yaşadığımız dünya hakkında bildiklerimi dürüstçe kullandığıma inanıyorum. Bu bilgiyi hizmetine sunduğum değer-leri kabulü arzu edip etmeme, okuyucuya kalmış bir karardır.

Arz edeceğim mâzerete gelince, bu, şahsî bir tesbitle alâkalı-dır. Bu tesbit üzerinedir ki, okuyucuya çalışmalarımın neticelerini sunmaya karar vermiş bulunuyorum. Bir iş ne kadar fazla iddialı ise, îfâsının da o kadar eksik ve yetersiz olması belki kaçınılmaz-dır. Bu kitabın konusu kadar kapsamlı bir konu üzerinde, eliniz-

Page 17: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı22

den geldiği kadar iyisini yapma görevinin kâbiliyetiniz devam et-tiği sürece asla sonu yoktur. Şüphe yok ki çok geçmeden, falan ya da filan hususu daha iyi ifâde etmiş olmam lâzım geldiğini, kezâ çabalarımda daha azimli olmuş olsaydım bizzat düzeltebileceğim hatâlar yaptığımı göreceğim. Okuyucuya saygı, elbette mâkul öl-çüde tamamlanmış bir çalışmayı gerektirir. Fakat acaba bu husus, o çalışmayı daha ileri götüremeyeceğimizi anlayıncaya kadar bek-lemeliyiz anlamına mı gelir? Bunda tereddütlüyüm. En azından diğer birçok kişinin fiilen üzerinde çalıştığı meselelerin olduğu yerde, konu üzerinde kimsenin bir şey ilâve edemeyeceğinden emin oluncaya kadar yayını ertelerseniz, bu, kendinize olduğun-dan fazla paha biçmek gibi olur. Birisi bir analizi bir adım ileri götürmüş ise, –ki ben de bunu yaptığımı umuyorum– onun daha sonraki çabaları muhtemelen hızla azalan bir semereye mahkûm olacaktır. Kim bilir, diğerleri benim katkıda bulunmaya çalıştığım binânın bir sonraki tuğla sırasını döşeme konusunda daha vasıflı olacaktır. Ben sadece, temel argümanları yeterince özlü şekilde sununcaya kadar kitap üzerinde çalıştığımı iddia edebilirim.

Belki okuyucu şunu da bilmeli: Her ne kadar ABD’de yazıyor isem ve yaklaşık on yıldır bu ülkenin mukîmi isem de, bir Ameri-kan gibi yazdığımı iddia edemem. Ben gençlik çağımı doğduğum Avusturya’da, orta yaşlarımın on yılını da vatandaşlığını aldığım ve öyle kaldığım İngiltere’de geçirdim. İşte zihnî yapımı bu dö-nemler şekillendirmiştir. Şahsım hakkında bu durumu bilmek okuyucu açısından bir parça yararlı olabilir. Zîrâ kitap büyük öl-çüde bu arka plânın mahsulüdür.

F. A. HayekChicago, 8 Mayıs, 1959

Page 18: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGÜRLÜĞÜN ANAYASASI 23

GIRIŞ

Bu duruma bizi ulaştıran yol ne idi; ihtişamımızı hangi hükûmet etme biçimine borçluyuz; ihtişamımızın kay-naklandığı millî hasletlerimiz ne idi? ... Yasalar konusu-na gelince, yasalarımız özel uyuşmazlıklarında herkese âdil yargılama sağlamaktadır. ... Yönetimimizde istifâde ettiğimiz özgürlük, bizim günlük hayâtımıza da uzan-maktadır. ... Fakat özel ilişkilerimizdeki bütün bu serbes-tiyet, vatandaş olarak bizi kânunsuz, nizamsız yapmaz. Bize, hüküm verme makamlarına ve yasalara, özellikle de –ister yazılı hukuk metinlerinde fiilen yer alsın, ister-se ihlâli hâlinde müeyyidesi sadece kamu vicdanında mahkûmiyet olan yazılmamış mâhiyette olsun– mağ-durun korunmasını gözetme gibi yasalara itaat etmek öğretildi. İşte kânunsuzluk ve nizamsızlığa düşme endi-şesine karşı bizim başlıca teminatımız budur.

Perikles*

Kadîm hakîkatler, insanların zihninde etkilerini muhâfaza edecek ise, müteakip nesillerin dil ve kavramla-rında yeniden ifâde edilmelidir. Zamanında bu hakîkatlerin

en geçerli ifâdesi olan ibâreler, giderek öylesine aşınır ki, artık açık ve tam bir mânâ taşımaları sona erer. Kelimelerin altındaki fikirler belki de hep geçerlidir. Ne var ki bu kelimeler, bizim hâlâ içinde

Page 19: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı24

olduğumuz meselelere atfen kullanıldığında bile, artık aynı hükmü taşımazlar; argümanlar bize âşinâ olduğumuz bağlamda şeyler söy-lemezler ve sorularımıza karşılık olarak bize nâdiren açık cevaplar verirler.1 İnsanların zihinlerini etkileyecek bir ülkünün hiçbir ifâdesi tam olamayacağı için bu belki kaçınılmaz bir durumdur: İfâde, hâli-hazır düşünce iklimine intibak etmeli, zamanın bütün insanlarınca kabul edilen çok şey tazammun etmeli ve insanların alâkalandıkları meselelere dâir genel prensipler beyân etmelidir.

Modern Batı uygarlığına ilham vermiş olan ve kısmen tahakku-ku da bu uygarlığın başarılarını mümkün kılmış olan özgürlük idea-linin etkin şekilde ifâde edilişinin üstünden çok zaman geçti.2 Ger-çekten neredeyse bir yüzyıldır, üzerine bu uygarlığın inşâ edildiği temel prensipler, gittikçe ihmale uğramakta ve unutulup gitmekte-dir. İnsanlar, uygarlığımızın arkasında yatan ilkelere dâir idrâklerini ya da bu ilkeleri kullanışlarını geliştirmekten daha ziyâde, alternatif sosyal düzenler aramışlardır.3 Ancak bütünüyle farklı bir sistemle karşılaştıktan sonradır ki, bizler amaçlarımızla alâkalı net bir anla-yış ve fikir bütünlüğünü yitirmiş olduğumuzu ve muhâliflerimizin dogmatik ideolojisi karşısında ortaya koyabileceğimiz sağlam bir ilkeye de sahip olmadığımızı fark etmiş bulunuyoruz.

Dünya halklarının moral desteği için mücâdelede, sağlam fikirlerden yoksunluk Batı’yı büyük bir dezavantajda bırakmak-tadır. Batı’nın ilkelerinden sükûtu hayâle uğramışlık hâli, onun başarılarını hor görme ve “daha iyi dünyalar” yaratmaya karşı özel bir ilgi... İşte Batı’nın entelektüel önderlerinin hâletirûhiyesi hay-li zamandır bu özelliklerle tavsif edilmiş bulunmaktadır. Bu ruh hâli, tâkipçiler kazanmayı bekleyeceğimiz bir ruh hâli değildir. Eğer devam etmekte olan büyük fikir savaşından muzaffer çıka-caksak, her şeyden önce inandığımız şeyi bilmeliyiz. Yine ken-dimizi akıntıdan uzak tutmak istiyorsak, korumak istediğimizin ne olduğuna ilişkin kendi zihinlerimizde net olmamız gerekir. En

Page 20: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

GİRİş 25

azından diğer insanlarla ilişkilerimizde fikirlerimizin açık şekilde ifâde edilmesi zarûrîdir. Bugün dış politika, geniş ölçüde hangi siyâsî felsefenin diğerine üstün geldiği meselesidir; belki bekâmız da dünyanın kâfî hacimde bir kısmını ortak bir idealin arkasına toplayabilme kâbiliyetimize bağlıdır.

Çok nâmüsâit şartlar altında yapmak zorundayız bunu… Dünyanın geniş bir kesimi Batılı fikirleri Batı uygarlığından, Batı’nın kendine güvensiz bir hâle geldiği ve Batı’yı Batı yapan geleneklere inancını geniş ölçüde kaybettiği bir zamanda alıp be-nimsedi. Bu, Batı entelektüelinin, Batı’nın daha önce görülmemiş bir hızda inkişâfını –Batı’ya bütün uygarlığın gelişmesinin ardın-daki unsurlardan sonuna kadar istifâde imkânı vererek– mümkün kılmış olan gerçek özgürlük inancından bile geniş ölçüde vazgeç-mek zorunda kaldığı bir zamandı. Neticede, kendi halkına fikir taşıyıcı olan az gelişmiş ülkelerin insanları, Batılı eğitimleri sıra-sında, Batı’nın uygarlığını nasıl inşâ etmiş olduğunu değil, daha çok Batı’nın bizzat kendi başarısının meydana getirdiği alternatif-lere ilişkin hülyâları öğrendiler.

Bu gelişme özellikle trajiktir. Zîrâ Batı’nın bu şâkirtlerinin gö-zeterek hareket ettikleri fikirler, memleketlerinin Batı’nın birkaç başarısını tez elden kopyalamalarını belki mümkün kılar, ama bu, ülkelerin kendilerine has katkı yapmalarına mânî olacaktır. Ba-tı’nın tarihî gelişiminin mahsulü her şeyin başka kültürel mües-seselere nakledilebileceği ya da nakledilmesi gerektiği de doğru değildir; kezâ, Batı etkisindeki memleketlerde sonunda ortaya çıkacak uygarlık türü, yukarıdan empoze edilmekten ziyâde ken-di gelişimine bırakıldığı takdirde, çok geçmeden uygun formlar alabilir. Bazen iddia edildiği gibi, serbest bir tekâmül için gerekli şartın –bireysel inisiyatif rûhunun– olmadığı gerçekse, o zaman tabiî ki bu ruh olmadan hiçbir yerde hayât kâbiliyetine sahip bir uygarlık inkişâf edemez. Bireysel inisiyatif rûhunun hakîkaten

Page 21: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı26

noksanlığı noktasında, ilk iş onu uyandırmak olmalıdır. Bu da özgürlük rejiminin yapacağı bir şeydir, disiplin sisteminin değil.

Batı’ya gelince, burada bazı temel değerler üzerinde hâlâ ge-niş bir mutâbakat olduğunu ummak durumundayız. Ne var ki bu mutâbakat artık bâriz değil ve eğer bu değerler yeniden kuvvet kazanacaksa, kapsamlı bir şekilde yeniden ifâdeye ve savunmaya âcilen ihtiyaç var. İnsicamlı ve tutarlı bir liberal görüşün dayana-bileceği tekmil felsefenin tam bir açıklamasını veren –felsefenin kavramlarını anlamak isteyenlerin müracaat edebileceği– bir çalışma yok gibi görünüyor. “Batı’nın Siyâsal Geleneğinin” nasıl geliştiğine dâir hayranlık uyandıracak birçok tarihî açıklamalara sahibiz. Bu açıklamalar bize şunu ifâde edebilir: “Çoğu Batılı dü-şünürün amacı, her ferdin, yöneticilerinin keyfî otoritesine asgarî bir bağımlılıkla, daha önceden tanımlanmış haklar ve görevler çerçevesinde kendi hareketlerini belirleme imtiyaz ve sorumlu-luğuna sahip olacağı bir toplum tesis etmek olmuştur.”4 Ama bu ifâdenin, zamanımızın müşahhas meselelerine darp edildiğinde ne anlama geldiğini ya da bu fikrin nihâî savunusunun neye da-yandığını açıklayan herhangi bir şeyden haberdâr değilim.

Son yıllarda, özgür bir toplumun iktisâdî politikasının ilkele-ri hususunda uzun süre hâkim olmuş karışıklıkları gidermek için cesur çabalar da ortaya konmuştur. Bu aydınlatma işini küçümse-mek istemiyorum. Kendimi hâlâ esas îtibâriyle bir iktisatçı olarak görmekle beraber, yine de zamanımızın âciliyet arz eden sosyal meselelerinin birçoğuna verilecek cevapların esas olarak, teknik iktisat ya da başka bir bağımsız disiplin sâhasının ötesine uzanan ilkelerin anlaşılmasıyla bulunacağını gitgide daha çok düşünmeye başladım. İktisâdî politikanın temel meselelerini özgün bir ele alış tarzıyla yola çıkmakla beraber, zamanla, bu meselelere bir özgür-lük felsefesinin temel ilkelerinin şümullü bir yeniden ifâdesiyle yaklaşma gibi iddialı ve belki de ağır bir işe girişmiş bulunuyorum.

Page 22: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

GİRİş 27

Ama bütün teknik ayrıntılarını derinlemesine incelemiş ve uzmanı olduğumu iddia edebileceğim sâhanın çok ötesine bu şe-kilde cesaret etmekten dolayı herhangi bir özür arz etmeyeceğim. Dâvâmızın tutarlı bir fikriyâtına sahip olacak isek, benzer teşeb-büslere belki daha çokça girişilmelidir. Gerçekten bu kitap üze-rine çalışmanın bana öğrettiği bir husus şudur: Kararları uzman-lara bırakmaya ya da uzmanların derinlemesine ancak küçük bir veçhesini bildiği problemler hakkında onların düşüncelerini hiç eleştiriye tâbi tutmadan kabul etmeye çok fazla meyyal olmamız nedeniyle, özgürlüğümüz birçok alanda tehdit altındadır. Fakat, iktisatçılar ve diğer uzmanlar arasında her zaman olagelen çatış-ma bu kitapta da sık sık karşımıza çıkacağı için, burada açıkça belirtmek isterim ki, iktisatçı, kendisini diğer bütün uzmanların çabalarını organize etme vasfıyla mücehhez kılan özel bilgi iddi-asında bulunamaz. İddia edebileceği şudur: Cârî bir durum olan amaçların çatışması konusu, iktisatçının profesyonel meşguliyeti olup, bu meşguliyet onu, hiçbir beşerî zihnin toplum faaliyetle-rine kılavuzluk eden tüm bilgiyi kavrayamayacağı gerçeğine ve bu keyfiyetin getirdiği, bireysel çabaları koordine edecek, birey-sel beşerî yargılardan bağımsız gayrişahsî bir mekanizma ihtiya-cı hususuna diğer alanlardaki uzmanlardan daha vâkıf kılmıştır. İktisatçılar, herhangi bir tek birey veya organize insan grubunun sahip olabileceğinden daha çok bilginin kullanıldığı toplumun gayrişahsî süreci üzerinde dururlar. İşte bu keyfiyettir ki, onları, uzmanlık bilgilerine yeterince îtibâr gösterilmediğini düşünme-leri münâsebetiyle kontrol kudreti talep eden öteki uzmanların hırsları karşısında dâim bir muhâlif mevkîine yerleştirir.

Bu kitap bir bakıma okuyucunun beklediğinden aynı zamanda hem daha az, hem daha çok iddialıdır. Kitabın esas îtibâriyle üzerin-de durduğu husus, belli bir ülkeye veya tarihin belli bir kesitine dâir problemler değil de –en azından ilk bölümlerde– evrensel geçer-

Page 23: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı28

lilik iddiasındaki ilkelerdir. Bu kitabın düşünülüp tasarlanmasının ardında, farklı ad veya görüntüler altında olsa da aynı entelektüel eğilimlerin özgürlük fikrini bütün dünyada zayıflatmış olduğu şek-lindeki kabul yatmaktadır. Eğer sözü edilen bu temâyüllere etkin şekilde karşılık vermek istiyorsak, onların ortaya koydukları şeyle-rin temelini teşkil eden ortak unsurları anlamamız gerekir. Ayrıca, özgürlük geleneğinin tek bir ülkenin inhisârî mahsulü olmadığını ve hiçbir ülkenin bugün bile gizli bilgilerin tek sahibi olmadığını hatırlamalıyız. Benim üzerinde durduğum esas konu, ABD ya da Büyük Britanya’nın politikaları ya da bu ülkelerin belli kurumları değil; eski Yunanlılar, erken dönem Rönesans İtalyanları ve Hol-landalılar tarafından ortaya konan, kezâ Fransızlar ile Almanların önemli katkılarda bulunduğu temeller üzerine bu ülkelerin geliştir-diği ilkelerdir. Ayrıca, amacım ayrıntılı bir siyâsî program sunmak olmayıp daha ziyâde, belli ölçülerin bir özgürlük rejimine uyup uymadığının muhâkeme edileceği kıstasları ifâde etmek olacaktır. Kapsamlı bir politik program tasarlamaya kendimi yetkin görecek olsaydım, böyle bir şey kitabın tüm rûhuna aykırı olurdu. Böyle bir program olsa olsa genel bir felsefenin günün problemlerine uygu-lanmasından geliştirilebilir.

Bir ideali bir diğerleriyle sürekli kıyaslamadan bihakkın tasvir mümkün değildir; mâmâfih burada gâyem esas îtibâriyle eleştiri değildir.5 Niyetim, diğer kapıları kapatmak yerine gelecek geliş-melere kapı açmaktır. Ya da, şunu söylemeliyim belki: Niyetim, bu kapıların –devletin bazı gelişmelerin mutlak kontrolünü ele aldığında her zaman kapandığı gibi– kapanmasını önlemektir. Vurgum, kurumlarımızı geliştirmeye dâir müsbet görev üzerine olup, gelişmeye ilişkin arzu edilir istikâmetleri göstermenin öte-sinde bir şey yapamasam bile, her hâlükârda kenara atılacak çalı çırpıdan çok, açılması gerekli yollar üzerinde durmaya çalıştım.

Kitap, genel ilkelerin bir ifâdesi olarak esas îtibâriyle siyâsî fel-

Page 24: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

GİRİş 29

sefenin temel meselelerini ele alacaktır. Fakat ileriye doğru daha somut meselelere de temas eder. Kitabımızın üç kısmından birinci-si, özgürlüğü neden istediğimizi ve özgürlüğün ne istediğini ortaya koymaya çalışır. Bu, bütün uygarlıkların gelişmesini belirleyen un-surların biraz tetkikini içerir. Bu kısımdaki tartışma esas îtibâriyle teorik ve felsefî –eğer bu ikinci kelime siyâsal teori, ahlâk ve antro-polojinin buluştuğu alanı tanımlamada doğru kelime ise– olacaktır. Bunun ardından, Batılı insanın bireysel özgürlüğü temin için geliş-tirmiş bulunduğu kurumların bir incelemesi gelir. Burada hukuk felsefesi sâhasına gireriz. Hukuk felsefesinin meselelerini tarihsel olarak ele alacağız. Ama bu evrime esas îtibâriyle ne hukukçu ne de tarihçi nazarıyla bakacağız. Meşguliyetimiz, çoğu zaman ancak belli belirsiz anlaşılmış ve tahakkuku mükemmellikten uzak olmuş, zamanımız meselelerinin çözümünde bir rehber olarak hizmet edecekse hâlâ daha çok tavzîhe muhtaç bir idealin inkişâfı olacaktır.

Kitabın üçüncü kısmında, mevzubahis prensipler günümü-zün bazı önemli iktisâdî ve sosyal meselelerine uygulanarak test edilecektir. Seçmiş olduğum konular, önümüzdeki ihtimaller ara-sında yanlış bir tercihin özgürlüğü tehlikeye düşürmesinin çok muhtemel olduğu alanlardandır. Bunların tartışılmasından mak-sat, farklı usûllerle aynı amaçları tâkip etmenin özgürlüğü nasıl geliştireceği ya da tahrip edeceğini resmetmektir. Bu konular ço-ğunlukla, teknik iktisadın tek başına bir politika oluşturmak için bize yeterli kılavuzluk etmediği ve ancak daha geniş bir çerçeve içinde münâsip şekilde ele alınabilen türden konulardır. Ama bu konuların her birinin ortaya çıkardığı kompleks meseleler, tabiî ki bu hacimdeki bir çalışmada tam tekmil ele alınamaz. Bu konu-ların tartışılması kitabın temel amacının ne olduğunun, yani hâlâ ihtiyaç duyulan felsefe, hukuk ve özgürlük ekonomisini bir araya getirme işinin bir tasviri olarak hizmet eder.

Bu kitap coşku ve vecd ateşi verme değil, düşünmeye katkıda

Page 25: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı30

bulunma maksadı taşır. Gerçi özgürlük üzerine yazarken insan duygusallığa kapılmaktan kendini alamaz, ama ben tartışmayı ola-bildiğince vakur bir hava içinde götürmeye çalıştım. “İnsan onuru” ve “özgürlüğün güzelliği” gibi terimlerde ifâdesini bulan duygular asil ve övgüye değer olmakla beraber, bunların rasyonel iknâ çaba-sında bir yer tutmaları mümkün değildir. Birçok insan için kutsal bir his olmuş, yine kendileri için asla entelektüel bir mesele teşkil etmemiş çok daha geniş bir kesim tarafından azim ve cesaretle sa-vunulmuş bir ideale, öyle hissiz ve saf entelektüel bir yaklaşımın tehlikesinin farkındayım. Heyecanlarımız uyanıp harekete geç-medikçe özgürlük dâvâsının muzaffer olacağını zannetmiyorum. Gelgelelim, özgürlük mücâdelesinin kendini beslediği güçlü sâik-ler, ona vazgeçilmez bir dayanak teşkil etmekle beraber ne emin bir kılavuz ne de hatâlara karşı kesin bir korunaktırlar. Aynı asil duygular son derece sapkın amaçların hizmetine mâtuf da hareke-te geçirilmiş bulunmaktadır. Yine daha da önemlisi, özgürlüğü za-yıflatan argümanlar esas îtibâriyle entelektüel sâhaya aittir ve do-layısıyla bunlara burada mukâbelede bulunmamız gerekmektedir.

Bazı okuyucular, bireysel özgürlüğün değerini mutlak bir ah-lâkî ön kabul olarak almadığım ve onun değerini ortaya koymaya çalışırken desteklenmesindeki argümanı belki muktezâ-i hâl bâ-bından getirdiğim şeklindeki izlenimden muhtemelen rahatsız olacaklardır. Bu bir yanlış anlama olurdu. İşin doğrusu şu ki, hâli-hazırda bizim moral kabullerimizi paylaşmayanları iknâ etmek is-tiyorsak, bu kabulleri sadece tabiî bir şey olarak görmekle kalma-malıyız. Özgürlüğün özel bir değer olmaktan ibâret olmadığını, ayrıca çoğu moral değerlerin şartı ve menşei olduğunu da ortaya koymamız gerekir. Özgür bir toplumun bireye sunduğu, bireyin sadece kendisinin özgür olması durumunda yapabileceğinden çok daha fazladır.6 Bu yüzden, bir özgür insanlar toplumunun özgürlüksüzlüğün hâkim olduğu bir toplumdan bir bütün olarak

Page 26: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

GİRİş 31

ne kadar farklı olduğunu anlayıncaya kadar, özgürlüğün değerini tam olarak takdir edemeyiz.

Okuyucuya ayrıca şu uyarıda bulunmalıyım: Tartışmaları-mızın her zaman ulvî idealler ya da mânevî değerler düzleminde süreceği beklenmemelidir. Özgürlük, pratikte hiç de şâirâne ol-mayan müşahhas konulara dayanmakta olup, özgürlüğü koruma konusunda ateşli olanlar, kamu hayâtının gündelik konularına gösterdikleri alâkayla ve idealistlerin genellikle bayağı değilse de alelâde görme temâyülünde oldukları meseleleri anlamaya yönelik ortaya koyacakları çabalarla içtenliklerini kanıtlamak du-rumundadırlar. Özgürlük hareketi içinde yer alan entelektüel li-derler dikkatlerini her zaman ziyâdesiyle kalplerindeki mahrem özgürlüğün faydalarına hapsetmiş ve özgürlük üzerindeki kendi-lerine doğrudan dokunmayan tahditlerin önemini kavrama husu-sunda pek az çaba sarf etmiş bulunmaktadırlar.7

Eğer tartışmanın ana gövdesi mümkün olduğunca baştan sona duygudan uzak ve sıkı sıkıya vâkıalar olacak ise, başlangıç noktası kaçınılmaz olarak çok daha sıkıcı olmak durumundadır. Bazı vazge-çilmez kelimelerin anlamı o kadar muğlâk bir hâle gelmiştir ki, daha başta bu kelimelerin kullanacağımız anlamları üzerinde mutâbık kalmamız gerekir. “Freedom” ve “liberty” kelimeleri bu muğlâk-lığın en çok zararını gören kelimeler olmuştur. Bu kelimeler istis-mâr edilmiş ve anlamları çarpıtılmıştır. Öyle ki, “özgürlük (liberty) kelimesi özel bir içerik verilinceye kadar hiçbir anlama gelmez ve binâenaleyh kelime küçük bir mesajla istediğiniz herhangi bir içe-riğe sahip olacaktır.”8 Bu yüzden bizim üzerinde durduğumuz bu özgürlüğün ne olduğunu açıklayarak başlamak durumundayız. Ta-nım, bir özgürlük tartışmasında vazgeçilmez olan “zor, keyfîlik ve yasa” gibi hemen hemen aynı ölçüde muğlâk diğer terimleri incele-yinceye kadar da tam olamayacaktır. Mâmâfih, bu kavramların tah-lili Kısım II’nin başlangıcına bırakılmıştır. Ki böylece kelimelerin

Page 27: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı32

netliğe kavuşturulması konusundaki sıkıcı çaba, daha esaslı konu-ları ele almamızın önünde ziyâdesiyle bir mânia arz etmeyecektir.

İnsanoğlunun birlikte yaşayışına dâir iki bin yılı aşan bir zaman içinde tedrîcen gelişmiş bir felsefeyi yeniden ifâde girişimi husu-sunda, mezkûr felsefenin zor dönemlerden çoğu kez taze bir güçle çıkması bana şevk vermiştir. Son birkaç kuşaktır bu felsefe, düşüş dönemlerinden birine dûçar olmuş bulunuyor. Bazılarının, özel-likle Avrupa’dakilerin indinde bu kitap, artık mevcut olmayan bir sistemin temellerine yönelik bir tahkik türü olarak görülebilir. Bu durumda buna cevap şudur: Eğer uygarlığımız düşüşe geçmeyecek ise bu sistem yeniden canlandırılmalıdır. Sistemin altında yatan fel-sefe, en etkili olduğu zamanlarda durağan hâle gelmiştir; savunma durumundayken genellikle ilerlemiş olduğu gibi… Son yüz yıl bo-yunca bu felsefenin pek az ilerleme kaydettiği ve şimdi savunmada olduğu ortadadır. Mâmâfih bu felsefeye yönelik fiilî hücumlar, bize bu felsefenin geleneksel formunda nerelerde savunmasız olduğunu göstermiş bulunmaktadır. Bireysel özgürlüğün koşullarını kavrama hususunda daha iyi bir durumda olmak için, geçmişin düşünürle-rinden daha zekî olmanız gerekmez. Son yüz yılın tecrübeleri bize, bir Madison veya bir Mill, bir Tocqueville veya bir Humboldt’un tasavvur edemeyeceği kadar çok şey öğretmiştir.

Bu geleneğin canlandırılabileceği zamanın gelip gelmediği, sadece bu geleneği geliştirmedeki başarımıza değil, ayrıca kuşağı-mızın tabiatına bağlıdır. Bu gelenek, insanların hırslarının önün-de hiçbir sınır tanımadığı bir dönemde reddedildi. Çünkü bu gelenek, insanların akıl ve kapasitelerini kutsamayan bir anlayışa dayanan çok yeni ve de mütevâzı bir fikir olup, hakkında plân ya-pabileceğimiz menzil içinde en iyi toplumun bile bütün istekleri-mizi karşılayamayacağından haberdardı. Bu gelenek, belli dert ve belâlar konusundaki öfkesi nedeniyle plânlarının gerçekleşmesi-nin ortaya çıkarması muhtemel adâletsizlik ve zararlara karşı öy-

Page 28: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

GİRİş 33

lesine kör olan hırslı reformcunun acele ve sabırsızlığından uzak olduğu kadar, mükemmeliyetçilikten de uzaktır. Hırs, sabırsızlık ve acelecilik bireylerde genellikle hayranlık uyandırır. Fakat bu meziyetler, icbâr (zorlama) gücüne kılavuzluk ettiği takdirde ve ilerleme, kendilerine yetki tevdî edildiğinde uhdelerindeki yetki-lerin üstün bir akıl içerdiği ve bu sıfatla da fikirlerini diğerlerine empoze etme hakkı olduğu zehâbına kapılan kimselere dayandığı takdirde, ölümcül ve tahripkârdırlar. Umarım bizim nesil, top-lumların ulaştığı istikrar seviyesini genellikle tahrip edenin şu ya da bu türden mükemmeliyetçilik olduğunu öğrenmiştir.9 Daha sınırlı amaçlarla, daha çok sabır ve daha mütevâzılıkla, aslında “bu çağın yargısına ve aşkın [zaman ve mekândan münezzeh] aklına olan mağrur ve son derece kibirli bir güvenin”10 rehberliği altındayken gerçekleştirmiş olduğumuz ilerlemeden daha öte ve daha hızlı ilerleyebiliriz.

Page 29: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

KISIM I

ÖZGÜRLÜĞÜN DEĞERI

Tarih boyunca hatipler ve şâirler özgürlüğü yüceltmişler, ama hiç kimse bize özgürlüğün neden bu kadar önemli olduğunu söyle-memiştir. Bu meseleler hususundaki tavrımız, uygarlığı sabit mi yoksa gelişen bir mâhiyette mi alıyoruz buna bağlıdır. ... İlerleyen bir toplumda, özgürlük üzerindeki herhangi bir tahdit, üzerinde tecrübe girişiminde bulunulan konuların sayısını azaltır ve böylece ilerleme hızını da azaltır. Böyle bir toplumda faaliyet özgürlüğü, bireye, ona daha fazla tatmin verdiği için değil, birey, kendi yoluna gitmesine izin verildiği takdirde geri kalan insanlara, vermeyi bil-diğimiz herhangi bir emir altındaki durumundan genellikle daha iyi hizmet edeceği için tanınır.

H. B. Phıllıps*

Page 30: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGÜRLÜĞÜN ANAYASASI 37

BÖLÜM 1

ÖZGÜRLÜK VE ÖZGÜRLÜKLER

Dünya hiçbir zaman özgürlük kelimesinin iyi bir tanımı-na sahip olmadı. Amerikan halkının hemen âcilen iyi bir tanıma ihtiyacı var. Hepimiz özgürlükten yana olduğu-muzu beyân ederiz; gelgelelim aynı kelimeyi kullanır-ken aynı şeyi kastetmeyiz. ... İşte size aynı adla –öz-gürlük– anılan, sadece farklı değil üstelik birbiriyle de bağdaşmayan iki şey.

Abraham lincoln *

1. İcbârın Yokluğu Anlamında Özgürlük

Bu kitapta ele alacağımız husus şudur: Toplumda, bazı insanlara diğer insanlardan gelen zorlamanın olabil-diğince azaltıldığı [asgariye indirildiği] bir beşerî hâl ve

şart mümkündür. Bu durumu hep özgürlük (liberty) ya da hürri-yet (freedom) olarak vasıflandıracağız.1 Bu iki kelime hayâtın diğer birçok hoş hâl ve cihetleri için de kullanılmaktadır. Bu nedenle bu kelimelerin aslında ne anlama geldiğini sorarak başlamak pek fazla yararlı olmayacaktır.2 Önce bu kelimeleri kullanırken bizim kastettiğimiz durumu belirtmek, sonra da sadece kabul ettiğimiz

BÖLÜM 1 - ÖZGÜRLÜK VE ÖZGÜRLÜKLER

Page 31: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

KıSıM ı - ÖZGüRlüğüN DEğERİ38

anlamı daha berrak çizgilerle tanımlamak için bu kelimelerin di-ğer anlamlarını ele almak daha iyi görünmektedir.

Birinin bir başkası ya da başkalarının3 keyfî irâdesinin icbârı-na mâruz kalmadığı durum çok defa, “ferdî” ya da “şahsî” hürriyet olarak da bilinir. Okuyucuya “hürriyet” kelimesini bu mânâda kullandığımızı belirtmek istediğimizde bu ifâdeyi kullanacağız. Bazen “civil liberty (sivil özgürlük)” terimi aynı anlamda kullanıl-maktadır, fakat bundan kaçınacağız. Zîrâ terim “political liberty (siyâsî özgürlük)” olarak ifâde edilen şeyle karıştırılmaya –“civil (sivil)” ve “political (siyâsî)” kelimelerinin, aynı anlama sahip sı-rasıyla Lâtince ve Grekçe kelimelerden gelmesinden kaynaklanan kaçınılmaz bir karışıklık– çok müsâittir.4

“Özgürlük”ten murâdımızın ne olduğuna dâir kabaca işâreti-mizin de göstereceği gibi, özgürlük, cemiyet içinde yaşayan in-sanın epeyce yaklaşmayı umabileceği ama tam olarak gerçekleş-tirme umudu olmayan bir hâli anlatır. Bir hürriyet politikasının işi bu münâsebetle, icbârı veya icbârın menfî [zararlı] tesirlerini –tamamen ortadan kaldıramasa bile– asgarîye çekmek olmalıdır.

Vâkıâ, özgürlük kelimesinin bizim kabul ettiğimiz anlamı, ke-limenin orijinal anlamı gibi görünmektedir.5 İnsan, en azından Avrupa insanı, tarihe özgür ve özgür olmayan şeklinde ayrılmış olarak başlar ve bu ayrımın çok belirgin bir anlamı vardır. Özgür-lerin özgürlüğü geniş ölçüde farklılık gösterebilir, fakat bu farklı-lık sadece, kölelerin hiç sahip olmadığı bağımsızlığın düzeyi bakı-mındandır. Özgürlük her zaman, birini keyfî bir kararla belli bir tarzda davranmaya ya da davranmamaya zorlayabilecek bir baş-kasının irâdesine kat’î sûrette tâbi olan bir kimsenin durumunun aksine, insanın kendi karar ve plânlarına göre hareket etmesi im-kânı anlamına gelmiştir. Bu zikredilen özgürlüğün sıklıkla ifâde ve tavsif edildiği, zamanın eskitemediği kadîm ibâre bu nedenle, “başkasının keyfî irâdesinden bağımsızlık” ibâresidir.

Page 32: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

BÖlüM 1 - ÖZGüRlüK vE ÖZGüRlüKlER 39

“Özgürlüğün” bu en kadîm anlamı, bazen kavramın genel (kabaca) anlamı olarak vasıflandırılır; ama filozofların özgürlük tanımını iyileştirme ve geliştirme teşebbüsleriyle sebep oldukları onca karışıklığı nazara aldığımızda, bu tanımı pekâlâ kabul ede-biliriz. Mâmâfih bu tanımın orijinal anlamında olmasından daha önemli olan husus şudur: Zikredilen tanım kendine mahsus bir anlam taşır ve tek, ama tek bir şeyi, –”özgürlük” diye adlandırılan diğer şeyleri arzu etmemizin gerekçelerinden farklı gerekçelerle şâyân-ı arzu bir durumu– tasvir eder. Tam olarak ifâde edersek, bu muhtelif özgürlüklerin aynı cinsin (genus) farklı türleri (species) değil, genelde birbiriyle çatışan tamamen farklı durumlar olduğu-nu, bu yüzden de kesinlikle ayrı tutulması gerektiğini göreceğiz. Vâkıa diğer anlamların bazılarında farklı özgürlük türlerinden, “...den özgürlükler (freedoms from)” ve “...e özgürlük (freedoms to)”ten söz etmek câiz olabilir, ama bizim anlayışımızda özgürlük tek olup, farklılık nevi açısından değil düzey açısındandır.

Bu anlamda “özgürlük” sadece insanların diğer insanlarla iliş-kisine atıfta bulunur,6 yegâne ihlâli de insanlardan gelen icbârdır. Bu özellikle, bir kimsenin belli bir zamanda, arasından seçim ya-pabileceği fizîkî imkânlar listesi ve alanının, özgürlükle doğrudan bir alâkaya sahip olmadığı anlamına gelir. Hayâtını kurtarmak için sadece tek bir çıkış yolu gören sarp bir yerdeki dağcının herhangi bir seçeneğe sahip olduğunu pek söyleyemeyiz ama bu dağcı şüp-hesiz özgürdür. Aynı dağcının bir uçurumdan aşağı düşüp oradan çıkamadığı bir durumda da, çoğu insan yine de bu dağcının sade-ce mecâzen “özgür olmadığı”ndan bahsedilebileceğini ve hakkın-da “özgürlüğünden mahrum” bulunduğu veya “esir” tutulduğu şeklinde söz etmenin, bu terimleri sosyal ilişkiler bağlamından farklı bir anlamda kullanmak olduğunu görecek kadar özgürlük kelimesinin orijinal mânâsına ilişkin idrâk sahibidir.7

Kişinin önünde ne kadar hareket tarzı seçeneği olduğu mese-

Page 33: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

KıSıM ı - ÖZGüRlüğüN DEğERİ40

lesi tabiî ki çok önemlidir. Fakat bu husus, kişinin faaliyette bulu-nurken nereye kadar bizzat kendi niyet ve plânlarını tâkip edebil-diği meselesinden, kişinin hareket örgüsünün hangi ölçüde –ona istediklerini yaptırmak için başkalarınca ortaya konan iktizâlara yönelik değil, bilakis kişinin sürekli çalışıp çabaladığı hedefler istikâmetinde– kendisinin tasarımı olduğu meselesinden farklı-dır. Acaba kişi hareket biçimini hâlihazır plânları doğrultusunda şekillendirme umudu taşıyabiliyor mu, yoksa bir başkası mı o kişiyi onun irâdesinden ziyâde kendi irâdesi doğrultusunda dav-randıracak kadar koşulları kontrol edecek güce sahip? İşte kişinin özgür olup olmaması bu hususa bağlıdır, tercih yelpâzesine değil. Özgürlük bu îtibârla, bireyin teminat altına alınmış bir alana sa-hip olmasını, çevresinde başkalarının müdâhale edemeyeceği bir hâl ve şartlar kümesinin mevcudiyetini gerektirir.

Bu özgürlük mefhumu ancak bununla alâkalı icbâr kavramını tetkikten sonra daha sarih bir hâle getirilebilir. Bu işi, özgürlüğün neden o kadar önemli olduğuna baktıktan sonra sistematik olarak yapacağız. Fakat buna teşebbüs etmeden önce de, kavramımızın mâhiyetini, özgürlük kelimesinin sahip olduğu diğer anlamlarla karşılaştırarak biraz daha vuzûha kavuşacak şekilde tanımlamaya çalışacağız. Bu farklı anlamlar da çoğu insanın şâyân-ı arzu gördü-ğü durumları tasvir emektedir. Bu keyfiyet, söz konusu anlamlar ile kelimenin orijinal anlamının ortak vasfıdır. Kezâ kendilerine atfen aynı kelimenin kullanıldığı farklı mânâlar arasında başka bazı bağlantılar da vardır.8 Mâmâfih burada ilk işimiz, bu mânâlar arasındaki farklılıkları mümkün olduğu kadar açık ve net şekilde ortaya koymak olmalıdır.

2. Siyâsî Özgürlükle Karşılaştırma

“Özgürlük” teriminin bizim kendi kullanımımızla karşılaştırmak durumunda olduğumuz ilk anlamı, genellikle farklı bir anlam ola-

Page 34: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

BÖlüM 1 - ÖZGüRlüK vE ÖZGüRlüKlER 41

rak kabul edilir. Bu anlam genellikle “siyâsî özgürlük” diye ifâde edilen şeydir; insanların hükûmetlerini seçmeye, yasama sürecine ve idârenin denetimine katılımıdır. Siyâsî özgürlük, kavramımızın bir bütün olarak insan grupları için kullanılmasından –ki bu onlara bir tür kollektif özgürlük vermektedir– türetilir. Fakat bu anlamda özgür toplum illâki özgür insanların toplumu olmadığı gibi, birey olarak özgür olmak için bu kollektif özgürlükten pay sahibi olmanız da gerekli değildir. Washington sakinlerinin, ABD’de ikâmet eden yabancıların ya da oy kullanma ehliyetine mâlik olamayacak kadar genç kişilerin, siyâsî özgürlükten pay almamaları nedeniyle tam ki-şisel özgürlüğe sahip olmadıklarını iddia etmek zordur.9

Kezâ, aktif hayâta henüz giren gençlerin, içinde doğdukları sosyal düzene, yani genç insanların belki de karşısında hiçbir al-ternatif bilmedikleri, ebeveynlerinden farklı düşünen bütün bir kuşağın bile ancak olgun yaşa geldikten sonra değiştirebileceği bir sosyal düzene rızâlarını tevcih etmeleri münâsebetiyle özgür olduklarını ileri sürmek anlamsız olacaktır. Ama söz konusu rızâ, onları özgürlükten mahrum (unfree) yapmaz yahut yapması ge-rekmez. Siyâsî düzene böyle bir rızâ ile bireysel özgürlük arasın-da sıkça aranan bağlantı, özgürlüğün mânâsı konusunda mevcut karışıklığın kaynaklarından biridir. Elbette herkes “özgürlüğü ... kamusal yasa vaz’ etme süreci ve kamusal iktidara aktif katılma süreci ile özdeşleştirme” hakkına sahiptir.10 Şu kadar var ki, birisi böyle bir özdeşleştirmede bulunduğu takdirde, onun bizim bu-rada ele aldığımız durumdan başka bir durum hakkında konuş-makta olduğu; yine bu farklı hâlleri tanımlamada aynı kelimenin ortak kullanımının, bir hâlin herhangi bir cihette diğerinin eşiti veya ikâmesi anlamına gelmediği belirtilmelidir.11

Burada karışıklık tehlikesi şudur: Bu özgürlüğü siyâsî özgür-lükle özdeşleştiren kullanım hâli, bir kişinin kölelikten yana rey beyân edebileceği veya kendini köle olarak akitle bağlayabileceği

Page 35: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

KıSıM ı - ÖZGüRlüğüN DEğERİ42

ve bu sûrette orijinal anlamdaki özgürlükten ferâgate rızâ göstere-bileceği gerçeğini nazara almama temâyülündedir. Mesâisini gö-nüllü ama akdini geri alamayacak şekilde yıllar sürecek uzun bir dönem için Yabancı Lejyon gibi askerî bir kuruma satmış birinin, artık bizim kastettiğimiz anlamda özgür kaldığını iddia etmek, kezâ, tarîkatının kurucusunun ideallerine bağlı olan ve kendini “ne aklı ne de irâdesi olan bir ten” olarak gören Cizvit’in de özgür ola-rak tasvir edilebileceğini iddia etmek zor olacaktır.12 Kendilerini bir despota tamamen tâbi kılma yönünde oy kullanan milyonlara şahit olmamız, belki de bizim kuşağın, insanların hükûmetlerini seçmesinin illâki özgürlüğü güvence altına alması demek olmadı-ğını idrâk etmesini sağlamıştır. Mâmâfih, halkın onayladığı her-hangi bir rejim, tanım îtibâriyle bir özgürlük rejimi ise, özgürlük değerini tartışmanın anlamsız olduğu takdir edilecektir.

Bir halkın yabancı boyunduruktan kurtulması ve kendi ka-derini belirlemesinden bahsettiğimizde, özgürlük mefhumunun bireylerden ziyâde bir topluluğa mâtuf kullanıldığı âşikârdır. Bu durumda “özgürlük” kelimesini, bir bütün olarak halkın icbârdan uzak olması anlamında kullanırız. Bireysel özgürlük savunucula-rı bu ulusal özgürlük ülkülerine genellikle sempati duymuşlar ve bu keyfiyet de 19. yüzyıldaki millî hareketler ile liberal hareketler arasında dâim ama sıkıntılı bir ittifaka yol açmıştır. Fakat ulusal özgürlük mefhumu bireysel özgürlük kavramına mümâsil olmak-la beraber, aynı şey olmayıp, birincisi için çalışmak her zaman ikincisini geliştirip ileri götürmez. Ulusal özgürlük mefhumu ba-zen, halkı kendi ırkının despotunu bir yabancı çoğunluğun liberal hükûmetine tercih etmeye götürmüş; çok zaman azınlıklara men-sup insanların bireysel özgürlükleri üzerinde acımasız sınırlandır-malar için gerekçe teşkil etmiş bulunmaktadır. Her ne kadar birey olarak özgürlük arzusu ile bireyin mensup olduğu grubun özgür-lük arzusu çoğu kez benzer hissiyat ve anlayışlara dayansa da, iki kavramı birbirinden net bir şekilde ayrı tutmak gereklidir.

Page 36: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

BÖlüM 1 - ÖZGüRlüK vE ÖZGüRlüKlER 43

3. “İç Özgürlük” ile Karşılaştırma

“Özgürlüğün” bir diğer farklı anlamı “iç (inner)” veya “metafizik” (bazen de “sübjektif ”) özgürlüktür.13 İhtimal bu iç özgürlük birey-sel özgürlükle daha yakından alâkalıdır ve bu yüzden de kolayca onunla karıştırılmaktadır. Zikredilen iç özgürlük, kişinin, faali-yetlerinde o zamana bağlı sâik veya şartın değil de, kendi bilinçli irâdesi, aklı ya da öteden beri taşıdığı kanaatinin kılavuzluğunu tâkip etmesine işâret eder. Ancak iç özgürlüğün mefhumu muhâ-lifi başkalarından gelen icbâr değil, geçici hislerin, moral ve zihnî zaafiyetin baskısıdır. Bir kimsenin sağlıklı bir muhâkemeden sonra yapmayı kararlaştırdığı şeyi yapmada başarısız olması durumun-da, düşünceleri veya tâkati kader anında onu yarı yolda bırakır ve ne yapıp edip başarmak arzusunda olduğu konuda akâmete uğra-ması hâlinde, bu şahsın “ihtiraslarının esiri” olduğunu, “özgür ol-madığını (unfree)” söyleyebiliriz. Ayrıca zaman zaman, bilgisizlik ve hurâfenin insanları daha mâlumât sahibi olmaları durumunda yapabilecek oldukları şeylerden alıkoyduğunu söylerken bu te-rimleri kullanır ve “bilginin özgür kıldığını” ifâde ederiz.

Bir kişinin alternatifler arasında bilinçli şekilde seçim yap-maya ya da verdiği karara sonuna kadar bağlı kalmaya muktedir olup olmaması, diğer insanların kendi irâdelerini ona dayatıp da-yatmamalarından ayrı bir meseledir. Tabiî ki aralarında bir irtibat yok değildir. Şöyle ki: Mevzubahis kişilerin irâde gücüne bağlı olarak, bazıları için zorlama teşkil eden aynı hâl ve şartlar, diğerle-ri için sadece üstesinden gelinmesi icap eden olağan müşkülâtlar olarak kendini gösterebilir. Şu kadar var ki, “iç özgürlük” ile ic-bârın yokluğu anlamında “özgürlük”, birlikte, bir kişinin fırsatla-ra ilişkin bilgisinden ne kadar yararlanabileceğini belirler. Bu iki özgürlüğü ayrı tutmanın hâlâ çok önem arz etmesinin nedeni, “iç özgürlük” kavramının, “irâde özgürlüğü” diye adlandırılan kav-ram konusundaki felsefî karışıklık ile olan ilişkisidir. Özgürlük

Page 37: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

KıSıM ı - ÖZGüRlüğüN DEğERİ44

idealinin îtibârını düşürme konusunda, bilimsel determinizmin bireysel sorumluluğun temellerini tahrip ettiği şeklindeki hatâlı fikrin yaptığından daha fazlasını pek az fikir yapmıştır. Bu husus-ları ileride (Bölüm 5) daha geniş ele alacağız. Burada sadece bu özel karışıklığa karşı ve yine bir anlamda ancak üzerimize düşe-ni yaptığımız takdirde özgür olacağımız şeklindeki mugâlataya (sophism) karşı, okuyucuyu uyanık tutmak isterim.

4. Güç Anlamındaki Özgürlükle Karşılaştırma

Bireysel özgürlüğün aynı kelimeyle ifâde edilen farklı kavramlarla sözünü ettiğimiz tarzda karıştırılması hâllerinden hiçbiri, bu öz-gürlüğün, şimdi burada kısaca temas ettiğimiz kelimenin üçün-cü kullanımıyla karıştırılması kadar tehlikeli değildir. Bu üçüncü kullanım, “özgürlük” kelimesinin “istediğimi yapma hususundaki fizîkî kâbiliyeti”,14 arzularımızı tatmin gücünü ya da içinden se-çim yapabileceğimiz önümüzdeki tercihlerin genişliğini ifâde etmek için kullanılmasıdır. Bu tür “özgürlük”, birçok insanın ken-dilerinin uçabildikleri, yerçekimine bağlı olmayıp diledikleri yere “bir kuş misali özgür” hareket edebildikleri veya isteklerine göre çevrelerini değiştirme kudretine sahip oldukları illüzyon formun-daki rüyalarında görünür.

Kelimenin bu mecâzî kullanımı öteden beri yaygın olmak-la beraber, bu engellerden özgürlük (freedom from), bu kâdir-i mutlaklık mânâsına gelen özgürlük, herhangi bir sosyal düzenin temin edebileceği bireysel özgürlükle nisbeten yakın zamanlara kadar ciddî ölçüde pek az kimse tarafından karıştırılıyordu. An-cak bilinçli şekilde sosyalist argümanın cüzü olarak beslendiğin-den beridir ki, bu karıştırma tehlikeli hâle gelmiştir. Özgürlüğün güç ve kudretle tanımlanması bir kez kabul edilmeye görsün, ar-tık “özgürlük” kelimesinin cazibesinin bireysel özgürlüğü tahrip eden düzenlemelere mesnet bulmak için kullanılabileceği mu-

Page 38: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

BÖlüM 1 - ÖZGüRlüK vE ÖZGüRlüKlER 45

gâlatanın hududu,15 insanların özgürlük adına özgürlüklerinden vazgeçmeye teşvik edildiği hilelerin sonu yoktur. Özgürlük keli-mesinin işte aynı telaffuzla başka başka anlamlar taşıması sâye-sindedir ki, hâdiseler üzerinde kollektif güç/kudret fikri bireysel özgürlük anlayışı yerine ikâme edilmiş olup, totaliter devletlerde özgürlük, özgürlük adına bastırılmıştır.

Bireysel özgürlük kavramından güç anlamındaki özgürlük kavramına dönüşümü, bizim özgürlüğü tanımlarken “coercion (icbâr)” kelimesini kullandığımız yerde “restraint (tahdit)” keli-mesini kullanan felsefî gelenek kolaylaştırmıştır. Gerçek anlamın-da “tahdit (restraint)” kelimesinin sınırlayıcı bir beşerî âmilin ey-lemini tazammun ettiği her zaman akla gelseydi, belki zikredilen kelime bazı cihetlerden daha uygun olurdu.16 Bu mânâda, “icbâr (coercion)” kavramı insanlara belli şeylerin yaptırılmasını vur-gularken, “tahdit (restraint)” kullanışlı bir sûrette bize, özgürlük ihlâllerinin geniş ölçüde halkın bir şeyleri yapmaktan alıkonul-masından teşekkül ettiğini hatırlatır. Her iki durum da aynı ölçü-de önemlidir. Daha doğrusu özgürlüğü belki tahdit (restraint) ve mecburiyetten (constraint) mâsuniyet olarak tanımlamalıyız.17 Maalesef, bu her iki kelime, beşerî fiil üzerinde diğer insanlardan kaynaklanmayan etkiler için de kullanılır olmuştur. Bu münâse-betle, özgürlüğü tahditten mâsuniyet şeklinde tanımlamaktan, “arzularımızı gerçekleştirmenin18 önündeki engellerin yokluğu”, hattâ daha genel olarak “haricî engellerin yokluğu” şeklinde ta-nımlamaya geçiş son derece kolaydır.19 Bu, özgürlüğü her ne is-tersek onu yapmaya dâir fiilî kudret olarak yorumlamakla eşittir.

Özgürlüğün bu yeniden yorumlanması keyfiyeti, bireysel öz-gürlüğün vâkıâ hâlâ geniş ölçüde korunduğu ülkelerden bazılarının kullanımında derinlemesine yer bulmuş olması nedeniyle, özellik-le hayra alâmet değildir. Bu yeniden yorumlama ABD’de “liberal” çevrelerde hâkim siyâsal felsefenin temeli olarak geniş ölçüde kabul

Page 39: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

KıSıM ı - ÖZGüRlüğüN DEğERİ46

görür hâle gelmiştir. J. R. Commons20 ve John Dewey gibi, “ilerici-lerin” tanınmış entelektüel liderleri, “özgürlüğün güç, spesifik şey-leri yapmak için etkin güç” olduğu ve “özgürlük talebinin de güç talebi”21 olduğu; öte yandan icbârdan mâsuniyetin ise sadece “öz-gürlüğün negatif yönü” olduğu ve “icbârdan mâsuniyete, güç olan Özgürlüğe sadece bir vasıta olması sıfatıyla değer verileceği”22 şek-linde muhtevâya sahip bir ideoloji yaymış bulunmaktadırlar.

5. Bu Kavramlar Kıyaslanamaz

Güç anlamındaki özgürlüğün, kelimenin orijinal anlamındaki öz-gürlükle karşılaştırılması, tabiatıyla özgürlüğün servet23 ile tanım-lanmasına yol açar ve bu da, özgürlük kelimesinin servetin yeniden-dağıtılmasına yönelik bir iddiayı destekleme bakımından taşıdığı tüm cazibenin istismârını mümkün kılar. Her ne kadar özgürlük ve refah ikisi de, çoğumuzun arzu ettiği güzel şeyler olsa ve çoğu kez arzu ettiğimiz şeyi elde etmede ikisine de ihtiyaç duysak da, bu durum bunların farklılığını ortadan kaldırmaz. Kendi kendimin efendisi olup olamama ve kendi tercihlerimi tâkip edip edememe durumu ile içinden seçim yapma durumunda olduğum tercihlerin az veya çok olması durumu, tamamen farklı iki meseledir. Lüks ve rahat içinde ama prensinin emrine âmâde yaşayan saray adamı, fa-kir bir çiftçi veya sanatçıdan çok daha az özgür; kendi hayâtını ya-şama ve yararlılık bakımından kendi tercihlerini seçmede çok daha az muktedir olabilir. Benzer şekilde bir ordudan sorumlu general ya da büyük bir inşâat projesinden sorumlu yönetici bazı yönler-den hiçbir murâkabenin söz konusu olmadığı geniş yetkileri elinde bulundurabilir, ama öte yandan bu insanlar, yoksul bir çiftçi veya çoban nazara alındığında, pekâlâ daha az özgür, üstünden gelen bir sözle tüm niyet ve plânlarını değiştirmek zorunda kalmaya daha açık, kendi hayâtını değiştirmeye veya kendi indinde en önemli şe-yin ne olduğuna karar vermeye daha az muktedir olabilir.

Page 40: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

BÖlüM 1 - ÖZGüRlüK vE ÖZGüRlüKlER 47

Eğer özgürlük tartışması vuzûha kavuşturulacaksa, özgürlü-ğün tanımı, bu tür özgürlüğe herkesin iyi bir şey olarak îtibâr edip etmemesini temel almaması lâzımdır. Çok muhtemeldir ki, bizim nazara aldığımız özgürlüğe değer vermeyen, ondan kendisine bü-yük faydalar geleceğine inanmayan ve başka avantajlar elde etmek için onu fedâ edebilecek insanlar vardır. Hattâ kişinin kendi plân ve kararları doğrultusunda hareket etmesi lüzûmu, bu insanlar tarafından avantajdan ziyâde bir külfet olarak görülebileceği de doğru olabilir. Ama özgürlük, avantajlarından bütün şahısların istifâde edebilmesi mevzubahis olmasa da şâyân-ı arzu olabilir. Çoğunluk tarafından özgürlükten elde edilen yararın, özgürlüğün kendilerine sunduğu fırsatları kullanmalarına bağlı olup olmadı-ğına; kezâ, özgürlükten yana argümanın hakîkaten çoğu insanın özgürlüğü kendileri için istemelerine dayanıp dayanmadığına bak-mak zorundayız. Pekâlâ, herkesin özgür olma durumundan temin ettiğimiz faydalar, çoğu insanın özgürlüğün neticeleri olarak kabul ettiği şeylerden neş’et etmeyebilir; hattâ özgürlüğün, faydalı tesir-lerini, sunduğu çok müşahhas fırsatlar vasıtasıyla olduğu kadar bize getirdiği disiplin vasıtasıyla göstermesi de mümkündür.

Evvelemirde şunu kabul etmek durumundayız: Özgür ama aynı zamanda sefil bir hâlde olabiliriz. Özgürlük bütün güzelliklerin varlığı24 ya da bütün kötülüklerin yokluğu anlamına gelmez. Evet doğrudur, özgür olmak aç kalma, pahalıya patlayan yanlışlar yap-ma ya da ölümcül riskler alma özgürlüğü anlamına gelebilir. Terimi kullandığımız mânâda, bulduğu ile idâre ederek yarını meçhul bir şekilde yaşayan beş parasız âvâre biri, her şeyiyle güvenlik ve nisbî bir rahatlık içinde olan silâh altındaki askerden aslında daha hür-dür. Özgürlük bu bakımdan diğer iyi şeyler karşısında her zaman tercihe şâyân görülen bir şey olmayabilir. Öyleyse özgürlük farklı bir ad gerektiren farklı bir iyidir. Yine, “siyâsî özgürlük” ve “iç öz-gürlük” ifâdeleri, özgürlük teriminin birazcık îtinâ ile karışıklığa yol

Page 41: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

KıSıM ı - ÖZGüRlüğüN DEğERİ48

açmadan kullanılabilecek öteden beri mevcut alternatif kullanımla-rı olmakla beraber, “özgürlük” kelimesinin “güç” anlamında kulla-nımına cevaz verilip verilemeyeceği tartışmaya açıktır.

Bununla beraber her hâlükârda, bu “özgürlüklerin” –hepsi için aynı kelimeyi kullanmamız nedeniyle– aynı türün farklı cinsleri olduğu telkininden kaçınılmalı. Bu telkin son derece saçma neti-celere yol açan bir söz tuzağı, tehlikeli bir saçmalık kaynağıdır.25

Güç anlamında özgürlük, siyâsî özgürlük ve iç özgürlük durumları, bireysel özgürlükle aynı tür durumlar değildir: Birinden daha fazla elde etmek için ötekinden birazcık fedâkârlık ederek, etraflıca dü-şünüldüğü takdirde herhangi bir ortak özgürlük unsuru elde ede-meyiz. Böyle bir değişimle bir iyinin yerine bir başka iyiyi pekâlâ elde edebiliriz. Lâkin zikredilen özgürlüklerde, böyle bir değiş to-kuşun özgürlük üstünde sahip olduğu etkiden söz etmemize yol açan ortak bir unsur olduğunu iddia etmek, bu koşulları aynı keli-melerle tanımladığımıza göre aralarında ortak bir unsur da olması gerektiği faraziyesinde bulunan felsefî realizmin en ilkel türü, katık-sız cehâlet taraftarlığıdır (obscurantism). Hâlbuki biz bu özgürlük durumlarını geniş ölçüde farklı nedenlerle isteriz ve onların varlığı ve yokluğu farklı tesirlere sahiptir. Bu özgürlük durumları arasında seçim yapma durumunda kalırsak, seçimi özgürlüğün bütün ola-rak artıp artmayacağına bakarak değil, ancak bu farklı durumlardan hangisine daha fazla değer atfettiğimizi kararlaştırarak yaparız.

6. Özgürlük ve Kölelik

Çok defa bizim özgürlük kavramımızın sadece negatif karakter-li olmasına itiraz edilir.26 Barışın da negatif bir kavram olması veya güvenlik, sükûnet ya da herhangi bir muayyen engel veya fenâlığın nâmevcutluğu keyfiyetinin negatif olması cihetinden kavramımızın negatif vasıflı olduğu doğrudur. Özgürlük işte bu zikredilen kavramlar sınıfına girer: Özgürlük, muayyen bir en-

Page 42: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

BÖlüM 1 - ÖZGüRlüK vE ÖZGüRlüKlER 49

gelin –diğer insanlardan gelen zorlamanın– yokluğunu anlatır. Özgürlük ancak onu kullanmamızla pozitif hâle gelir. Özgürlük bize muayyen fırsatları garanti etmez, ama kendimizi içinde hazır bulduğumuz hâl ve şartlardan nasıl yararlanacağımıza karar ver-meyi bize bırakır.

Özgürlüğün kullanımları pek çoktur, ama özgürlük bir tektir. Özgürlükler ancak özgürlük bulunmuyorsa ortaya çıkar: Özgür-lükler bireyler ve grupların diğer insanların az ya da çok özgürlük-ten mahrum olmaları pahasına iktisap edebilecekleri özel muafiyet ve imtiyazlardır. Tarihsel olarak, özgürlük yolu belli özgürlüklerin başarılmasına müncer olmuştur. Fakat, özgürlük diye adlandırıl-makla beraber birinin spesifik şeyleri yapmaya mezun kılınması özgürlük değildir; kezâ, özgürlük kişinin spesifik şeyleri yapma-sına müsaade edilmemesi durumuyla bağdaşır iken, kişinin eğer yapabileceği şeylerin çoğu için izin alması gerekiyorsa özgürlük yoktur. Özgürlük ve özgürlükler arasındaki fark, genel kurallarca yasaklanmamış her şeye izin verilen durum ile açıkça izin verilme-miş her şeyin men edildiği durum arasında var olan farktır.

Özgürlük ve esaret arasındaki temel zıtlığa bir kez daha bakıl-dığında görürüz ki, özgürlüğün negatif karakteri onun değerini hiçbir şekilde azaltmaz [özgürlük için bir noksanlık değildir]. Bi-zim kullandığımız anlamın, kelimenin en kadîm anlamı olduğunu zaten ifâde etmiş bulunuyoruz. Özgür insanın durumunu kölenin durumundan ayıran esas farka göz atmamız, kelimenin mânâsını yerine koymamıza yardım eder. Kadîm özgür toplumlara –kadîm Grek şehirlerine– bakacak olursak, bu fark konusunda çok şey biliyoruz. Kölelerin özgür bırakılması hususunda ortaya konul-muş sayısız hükümler, bize, konuya dâir ilkelerin net bir resmini verir. Özgürlük iktisâbının tam olarak tevdî ettiği dört hak vardı. Efendisinin izniyle kölenin âzâd edilmesine dâir hükümler nor-mal olarak eski köleye, birincisi, “toplumun muhâfaza altında

Page 43: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

KıSıM ı - ÖZGüRlüğüN DEğERİ50

bir üyesi sıfatıyla hukukî statü”; ikincisi, “keyfî tutuklanmadan mâsuniyet”; üçüncüsü, “kişinin arzu ettiği işte çalışma hakkı” ve dördüncüsü de “kendi tercihi doğrultusunda seyahat ve yerleşme hakkı” veriyordu.27

Bu liste 18. ve 19. yüzyıllarda özgürlüğün temel koşulları olarak görülen hususların çoğunu içerir. Liste mülkiyet hakkını kenarda bırakır, zîrâ mülkiyet hakkına köleler de sahip olabiliyor-du.28 Mülkiyet hakkının da ilâvesiyle, bu liste bireyi icbâra karşı korumak için gerekli bütün unsurları ihtivâ etmektedir. Ama, son-raları özgürlüğe ikâme olarak ileri sürülen bütün “yeni özgürlük-ler” bir yana, bizim nazara aldığımız diğer özgürlükler konusun-dan da hiç söz etmez. Açıktır ki, sadece oy hakkına sahip olmakla köle özgür hâle gelmez ve hiçbir “iç özgürlük” boyutu da –her ne kadar idealist filozoflar bizi aksi yönde iknâya çalışsalar da– onu kölenin dışında bir şey yapmaz. İçinde bulunduğu rahat ve kon-forun ölçüsü veya diğer insanlar ya da tabiat kaynakları üzerinde kullanabileceği herhangi bir kudret de, kölenin, efendisinin keyfî irâdesine bağımlılığını değiştirmez. Ama köle, çevresindeki tüm vatandaşlar gibi sadece aynı yasalara tâbi ise, keyfî tahdit ve hap-sedilmekten mâsun, işini seçmede serbest, kezâ, mal mülk iktisap edebiliyor ve mâlik olabiliyorsa, hiç kimse veya insan grubu, onu emirlerine itaate zorlayamaz.

7. Özgürlük, İcbâr ve Yasa

Bizim özgürlük tanımımızın icbâr (coercion) kavramının anlamı-na dayanması münâsebetiyle, bu terimi de benzer şekilde tanımla-madıkça özgürlük tanımımız tam olmayacaktır. Hakîkaten ayrıca, birbiriyle yakından alâkalı bazı kavramlara, özellikle keyfîlik ve ge-nel kurallar veya yasa kavramlarına da daha açık ve tam bir anlam vermek durumundayız. Bu nedenle normal olarak şimdi bu kav-ramların benzer bir analiziyle konumuza devam etmemiz gerekir.

Page 44: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

BÖlüM 1 - ÖZGüRlüK vE ÖZGüRlüKlER 51

Bu işten külliyen kaçınmamız mümkün değil. Fakat okuyucudan, anlamsız bir iş gibi gelebilecek terimlere tam anlam kazandırma hususunda bizi tâkip etmesini istemeden önce, tanımlamış oldu-ğumuz özgürlüğün neden o kadar önemli olduğunu açıklamaya çalışacağız. Bu nedenle tam bir tanım çabamıza, özgürlük rejimi-nin hukukî cephelerini inceleyeceğimiz, kitabımızın ikinci kısmı-nın başında yeniden dönüp devam edeceğiz. Elan bu noktada, icbâr konusunda yapılacak daha sistematik bir değerlendirmenin neticelerine ilişkin fikir veren birkaç gözlem yeterli olacaktır. Bu özet formda bu gözlemler kaçınılmaz olarak biraz dogmatik görü-necek ve daha sonra ilerde değerlendirilmesi icap edecektir.

“İcbâr” ile, daha büyük bir fenâlığı önlemek için, bizzat kendi-ne ait bir plâna göre hareket etmeye değil de başkasının amaçla-rına hizmet etmeye mecbur kalan bir kişinin çevresi ya da hâl ve şartlarının, bir başkası tarafından kontrolünü kastediyoruz. Baş-kası tarafından kendisi üzerine zorla tatbik edilen bir durumda ehven-i şer olanı seçme takdîri dışında, kişi ne kendi bilgi veya zekâsını kullanabilir, ne de kendi amaç ve fikirlerini tâkip edebilir. Zorlama kötüdür. Zîrâ zorlamanın bu şekilde, bireyi düşünen ve değerlendirmede bulunan birisi olmaktan çıkarıp, onu başkası-nın amaçlarının tahakkukunda alelâde bir vasıta hâline getirdiği çok açıktır. Kişinin, bizzat kendi bilgisinin rehberlik ettiği araçlar-la bizzat kendi amaçları peşinden gittiği özgür eylem, başkasının irâdesiyle şekillendirilmemiş verilere dayanmalıdır. Özgür faali-yet, –hal ve şartların başka bir kimse tarafından bir kişiyi sadece dikte edilen tercihe mahkûm edecek ölçüde şekillendirilemedi-ği– tanınan [kabul edilen] bir sâhanın varlığını tazammun eder.

Mâmâfih, icbârı önlemenin yegâne yolunun icbâr kullanma tehdidi olması münâsebetiyle, icbâr tamamıyla önlenemez.29 Özgür toplum bu meseleye, icbâr tekelini devlete30 tevdî ederek ve devletin bu gücünü fertlerden gelen icbârı önlemenin gerek-

Page 45: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

KıSıM ı - ÖZGüRlüğüN DEğERİ52

tiği durumlarla sınırlamaya çalışarak mukâbelede bulunmuştur. Bu ancak devletin, diğerlerinin müdâhalesi karşısında bireylere ait tanınan özel alanları korumasıyla ve bu özel alanları, spesifik tâyin ve tahsisle değil de, bireyin, yönetimin farklı durumlarda ne yapacağını kedisine beyân eden kurallara güvenerek kendi alanı-nı belirleyebileceği şartlar yaratmak sûretiyle sınırlandırmasıyla mümkündür.

Devletin icbârı önleme amacıyla her şeye rağmen başvurmak durumunda kaldığı icbâr, bilinen genel kurallar vasıtasıyla sınırla-narak en aza indirilir ve olabildiğince zararsız hâle getirilir. Böy-lece çoğu durumda, birey icbâra mâruz kalacağını bildiği bir du-ruma kendini düşürmedikçe hiçbir zaman icbâr tatbikine gerek de olmaz. İcbâr, kaçınılmaz olduğu durumda bile, belirli ve ön-ceden bilinebilir görevlerle sınırlandırılarak veya en azından bir başkasının keyfî irâdesinden bağımsız kılınarak pek çok tahripkâr tesirinin önüne geçilir. Gayrişahsî (belli bir şahıs gözetmeyen) mâhiyet kazandırılmak ve vaz’ edildiği zaman belirli bireyler üze-rinde tesiri önceden bilinmeyen genel ve soyut kurallara dayandı-rılmak sûretiyle, devletin zorlayıcı faaliyetleri bile, bireyin kendi plânlarını istinat ettirebileceği veri hâline gelir. O zaman, bilinen kurallara göre icbâr –ki bu genellikle icbâra mâruz kişinin kendi kendini düşürdüğü durumun sonucudur– başkalarının amaçları için kullanılacak bir araç değil, bireylere kendi amaçlarını tâkip etmede yardım eden bir enstrüman hâline gelir.

Page 46: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGÜRLÜĞÜN ANAYASASI 733

DIZIN

AAbel-Smith, B. 714Achinger, H. 713, 716Acton, H. B. 620Acton, Lord 215, 271, 282, 351, 571,

577, 586, 589, 596, 606, 616, 636, 637, 645, 649, 660, 661, 662, 667, 690, 731, 732, 733, 734

Adams, Henry 205Adams, John 589, 636, 651, 665, 734Adams, Samuel 271, 662Adler, J. H. 720Adler, Mortimer 601Alchian, A. A. 626Alcmaeon 648Alexéeff, Paul 675, 686Allen, H. D. 713Allen, Sir Carleton K. 659, 679, 680,

686, 698Allix, Edgard 719Altmeyer, A. J. 710Amonn, Alfred 726Anschütz, Gerhard 678Antiphon 615Aquinas, Thomas 625, 645Archipov 693Aristo 183, 257, 258, 615, 623, 625,

647, 650, 651, 693Arnold, Thurman 697

Asanger, Raimund 677Aubrey, John 647, 656Auden, W. H. 600Austin, John 624, 640, 660

BBacon, Francis 646, 682Bagehot, W. 64, 290, 596, 671, 683,

723Bähr, O. 678Bailey, Samuel 612Baker, J. R. 731Baldwin, A. M. 662Bamberger, Ludwig 703Barker, Sir Ernest 602, 649, 660, 680Barnard, C. I. 594, 633, 706Barna, Tibor 719Barnett, H. G. 608Barthélemy, J. 673Bartolus 645Battaglia, Felice 681, 687Bauer, P. T. 728Bäumlin, R. 681Bay, Christian 600, 602, 620Becker, Carl L. 600Bednarik, Karl 700Belin, Jean 673Bellièvre 610Bellot, H. H. L. 680Benham, Frederic 728

Page 47: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı734

Bentham, Jeremy 107, 269, 601, 618, 619, 631

Bergbohm, K. 691Berg, G. H. von 295, 672, 677Berlin, Sir Isaiah 606Bernatzik, Edmund 691Berns, Walter F. 639, 702Beudant, L. C. A. 639Beveridge, Sir William (Lord) 701, 708,

714Bieri, E. 633Black, John 728Blackstone, William 267, 268, 660Blank, D. 731Blum, W. J. 718, 721, 722Bodenheimer, Edgar 686Bodin, Jean 664, 677Bolingbroke, H. St. J. 658Bonald, L. G. A. 575Bonno, G. 673Bosch, W 714Boulding, K. E. 727, 728Böhm, Franz 681, 707Bracton, Henry 213, 635, 647Bradley, P. D. 705, 706Brandeis, Louis D. 699Brandes, E. 677Briefs, Goetz 707Broad, C. D. 623Brochier, H. 720Broglie, Achille Charles, Due de 674Bronfenbrenner, M. 606Brown, A. J. 707Brunet, René 685Brunner, Emil 643, 698Bryce, James (Lord) 734Buckland, W. W. 651Burckhardt, Jakob 215, 636, 638Burgess, J. W. 733Burke, Edmund 101, 107, 114, 215, 268,

272, 521, 577, 586, 596, 599, 616, 618, 619, 620, 621, 636, 646, 660, 661, 715, 727

Burnet, Gilbert 655Burns, Edward M. 734

Burns, Eveline M. 709Burns, Robert 191Bury, J. B. 611Busolt, G. 649, 650Butler, Joseph 619Butterfield, Herbert 619, 647Butters, J. K. 722Buttinger, S. 700

CCamden, Lord 266, 653, 658Campbell, C. A. 623, 657Cannan, Edwin 594, 725, 726Cantillon, Richard 616Carlyle, A. J. 645, 654Carr, C. T. 686Carré de Malberg, R. 683Carrol, J. J. 720Carter, J. C 639Cartter, A. M. 720Carver, T. N. 624Cato, Marcus Procius 103Cecil, Lord Hugh 732Chamberlain, Joseph 629Chamberlin, E. S. 704, 705, 706Christern, Hermann 677Churchill, W. S. 696Cicero, Marcus Tullius 103, 259, 615,

652Ciriacy-Wantrup, S. V. 729Clark, Colin 715, 722, 723Clarke, Sir William 653Clark, John 613Clark, John M. 607, 637, 689Clark, Sir George 644Cohen, M. R. 686Coing, Helmut 698Coke, Sir Edward 261, 616, 646, 647,

652, 653, 654, 667Cole, G. D. H. 699Coleridge, S. T. 575, 599, 631Collier, D. S. 615Collingwood, R. G. 613, 627, 680, 732Colm, G. 720

Page 48: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

DİZİN 735

Commager, H. S. 628Commons, J. R. 46, 605, 637, 660,

689Condillac, E. B. de 614Condorcet, M. J. A. N. de Caritat,

Marquis de 673Constant, Benjamin 101, 118, 614, 621,

648, 674, 678Cooke, C. A. 618Cooke, L. D. 720Cooley, T. M. 671Cooper, R. M. 686Cormenin, L. M. de Lahaye, Vicomte

de 674Cortés, Donoso 575Corwin, S. E. 605, 646, 652, 663, 667,

668, 670, 671, 734Cranston, M. 601, 603, 653, 656Crick, B. 732Croce, Benedetto 629Cromwell, Oliver 77, 610, 654, 733Cropsey, J. 606, 618Crosland, C. A. R. 624, 625, 626, 638,

699, 700, 714, 720Crosskey, W. W. 668, 669Crossman, R. H. S. 378, 694, 695,

699, 700Culpeper, Sir John (Colepeper) 630Curle, A. 730

DDahlmann, F. C 677Darmstädter, F. 675, 680, 692Darwin, Charles 106, 205, 616, 620,

634Davenport, John 594, 705Defoe, Daniel 657Demosthenes 638, 650Denning, Lord Justice 657Descartes, René 104, 615, 621, 691Dewey, John 46, 605Dicey, A. V. 297, 309, 310, 322, 360,

361, 362, 610, 630, 631, 646, 660, 673, 679, 682, 685, 686,

694, 703Dickinson, J. 610, 680, 697Dickinson, John 666Diehl, E. 648, 649Diels, H. 648Dietze, G 698Diez del Corral, Luís 674Diogenes Laertius 647Director, Aaron 595, 610, 705Disraeli, B. 732Dobrin, S. 693Dodds, E. 716Dostoevski, F. 622Drucker, Peter 604Duguit, Leon 642, 675, 682, 683, 685Dunbar, H. L. 668Dunham, Allison 726Dunlop, J. T. 704

EEdgeworth, F. Y. 719Eheberg, K. T. 717Ehrenberg, V. 595, 649, 650Einaudi, Luigi 653Eliot, Sir John 646Ellwein,Thomas 677Emge, C. A. 684Enfield, Sir Ralph 727Engels, Friedrich 452, 691, 718Entrèves, A. P. d’ 691Esmein, A. 653, 681Evans-Pritchard, E. E. 615, 643

FFagan, F. D. 719Faguet, E. 613Falter, G. 676Feiling, Keith 732Fenet, P. A. 674Ferguson, Adam 101, 103, 607, 610,

611, 615, 648Ferrera, S. V. 723Ferrero, G. 635, 664Feuerbach, P. J. A. 676

Page 49: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı736

Fichte, J. G. 676, 729Fickert, A. 678Field, M. G. 715Figgis, J. N. 645, 657Finer, H. 629, 694, 696Fink, Z. S. 647Fleiner, F. 629, 679, 681, 682Florio, John 648Foot, P. 623Forbes, Duncan 595, 610, 614, 615Forsthoff, E. 679, 726Fosdick, Dorothy 605Fourastié, J. 727France, Anatole 352, 653, 674, 690,

698, 710Frane, L. 720Frankel, S. H. 728Frankfurter, Felix 687, 694Frank, Jerome 368, 697Frank, Tenney 653Frazer, Sir John G. 616Freeman, Katherine 625, 648Freund, Ernst 671, 686, 689Friedman, Milton 552, 595, 634, 705,

707, 726, 728, 730Friedmann, W. 694, 695Friedrich, C. J. i, vi 452, 675, 676,

680, 691Fromm, E. 622Fuchs, R. F. 686Fung, Y.-L. 644Fustel de Coulanges, N. D. 648

GGabor, A. 606Gabor, D. 606Galiani, F. 611Gallie, W. B. 625Gardiner, S. R. 654Geddes, Charles 709Geddes, Patrick 726Gellhorn, Walter 689, 697Gentz, Friedrich 718Gerland, H. B. 682

Geyl, Peter 644Giacchi, O. 682Giacommetti, Z. 687Gibbon, Edward 634Gierke, Otto von 645, 677Gilboy, E. W. 724Gilby, Thomas 645Gladstone, W. E. 586, 619, 668, 732,

733Glaser, Stefan 657, 682Glass, D. V. 730Gneist, Rudolf von 304, 306, 679Godwin, William 101Goebbels, J. 732Goethe, J. W. 611Gomperz, Heinrich 623Gooch, G. P. 653Goodnow, F. J. 680Goodrich, P. F. 594, 609Gordon, Scott 729Gough, J. W. 646, 651, 654, 656Gouldner, A. W. 707Grabein, M. 718Graveson, R. H. 641Green, T. H. 602, 606, 689Grene, M. 594, 622Griffin, C. E. 699Groethuysen, B. 613Grossmann, R. H. 681Grote, George 205Gruchy, A. G. 604Gsovski, Vladimir 693Guicciardini, F. 717Guizot, F. P. G. 674, 678Guttridge, G. H. 661, 733

HHaar, C. M. 727Haberler, Gottfried, von 685, 705, 707Haenel, Albert 683Haensel, W. 675Hagenbuch, W. 710, 716Haines, C. G. 367, 697Haldane, J. B. S. 624

Page 50: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

DİZİN 737

Hale, R. L. 637Hale, Sir Mathew 104, 614, 616, 656Halévy, Élie 613Hallam, H. 733Haller, William 627, 653Hall, Jerome 682Hallowell, J. H. 680, 691, 692Hall, R. L. 638Hamilton, Alexander 662, 668Hamson, C. J. 675, 698Hand, Learned 733Hansen, A. H. 701, 703, 721Hansmeyer, K. H. 713Hardin, Charles M. 728Hare, R. M. 623Harrington, James 258, 259, 647, 651Harris, A. L. 689Harrod, Sir Roy F. 634, 726Hart, H. L. A. 623Hashagen, J. 664Haskell, J. J. 653Hauriou, M. 687Havelock, E. A. 647Hazard, J. N. 693Hazlitt, Henry 593, 595Hegel, G. W. F. 606, 691Heller, Hermann 680, 691Heman, G. F. 623Henne, R. 644Hennings, A. 644Henry, Patrick 271Hermens, F. A. 629Herodotus 257, 636, 650Hewart, Lord 360, 694Hicks, J. R. 705, 707, 715, 732Hintze, Otto 676Hobart, R. E. 623Hobbes, Thomas 101, 104, 258, 605,

616, 623, 640, 647, 648, 651, 655, 656, 691

Hobhouse, L. T. 701, 722Hoebel, E. A. 607, 629Holbach, P. H. D. Baron d’ 621Holcombe, A. N. 680Holdsworth, Sir William S. 616, 656,

657, 658, 661, 684, 685, 698Holland, Philemon 648, 651, 718Hollar, Wenceslas 627Holmes, O. W. Jr. 143, 244, 624, 641Hooker, Richard 211, 635, 645Horkheimer, Max 695Hönn, K. 648Huizinga, Johan 624, 648Humboldt, Wilhelm von 32, 273, 300,

548, 569, 617, 676, 678, 730, 731

Hume, David 101, 103, 107, 111, 120, 169, 247, 267, 269, 600, 610, 618, 620, 622, 623, 626, 627, 639, 641, 642, 652, 658, 659, 663, 664

Humphreys, R. A. 662, 663, 667Hutton, D. G. 594, 720Hutton, James 617Hutt, W. H. 704, 705Huxley, Aldous 687Hyperides 650

IIhering, Ruldolf von 607, 690, 692Ipsen, H. P. 685Isokrates 650

JJack, D. T. 708Jackson, R. H. 669, 671, 704Jahrreiss, H. 621, 643, 684James I 260, 643, 654James, William 604Jay, John 666Jefferson, Thomas 109, 367, 566,

589, 614, 619, 666, 667, 697, 731, 734

Jeffrey, Francis 615Jellinek, Georg 648, 664, 682Jellinek, Walter 664Jenks, E. 645Jennings, Sir Ivor 360, 361, 694, 695Jewkes, John 714, 731

Page 51: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı738

Johnson, Samuel 266, 658Jones, Arnold H. M. 648, 651Jones, Harry W. 680Jones, J. Walter 662, 663Jones, Sir William 617, 649Joseph, M. 287, 619, 629, 668, 673,

708, 717, 731Jouvenel, Bertrand de 594, 604, 626,

635, 636, 699, 726Judson, N. A. 654Junius 659, 661

KKägi, Werner 681Kaldor, Nicholas 708Kallen, H. M. 625Kalven, Harry, Jr. 718, 721, 722Kant, Immanuel 300, 636, 637, 675,

676Kaufmann, E. 685Keeton, G. W. 698Keith-Lucas, A. 687Keller, Robert von 645Kelsen, Hans 356, 603, 614, 623,

628, 682, 691, 692, 693, 697Kent, James 287Kern, Fritz 645Keynes, J. M. (Lord) 414, 475, 631,

633, 723, 725Klenner, Fritz 700Kline, B. E. 608, 610Knight, Frank H. 594, 601, 603, 606,

625, 626, 635, 637, 702Kolnai, Aurel 692Koser, R. 675Krutch, J. W. 717Kuang, Chung 644

LLaband, Paul 683Laboulaye, E. 676Lafayette, M. J. P. Marquis de 297Lamennais, H. de 674Lange, Richard 681

Langlois, Charles Victor 645Langmuir, Irving 612Laroque, P. 710, 713Larsen, J. A. D. 649Lasker, Eduard 678Laski, H. J. 360, 586, 603, 624, 648,

694, 733Laun, Rudolf von 648, 686Lawson, George 655Lecky, W. E. H. 577, 721Lee, Arthur 661Legaz y Lacambra, Luís 681Leibholz, Gerhard 685, 692Lenhoff, Arthur 707Lerner, A. P. 609Lerner, Max 628, 672Leroy, Maxime 680Letwin, W. L. 594, 653Levi, E. H. 685Lewis, Sir George Cornewall 641Lewis, W. A. 608, 699, 722, 725Lieber, Francis 100, 614Lilburne, John 655, 663Lincoln, Abraham 601Lindblom, C. E. 705Lintner, J. 722Lippmann, Walter 632, 680Lipsius, J. H. 650Liszt, Franz von 690Livius, Titus (Livy) 256, 258, 259, 647,

648, 651, 660Llorens, Eduardo L. 685Lloyd, Dennis 586, 687, 701Locke, John 64, 107, 183, 253, 264,

265, 622, 644, 653, 655, 656, 657

Lolme, J. L. de 603, 659Louis Philippe 674Lovejoy, A. O. 617Lowell, A. L. 628, 675, 679Loyola, Ignazius of 604Löning F. 676Lösch, August 520, 727Lubbock, John 205Lurton, H. H. 680

Page 52: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

DİZİN 739

Lutz, F. A. 724Lutz, H. L. 718Lübtow, Ulrich von 635, 651, 652

MMabbott, J. D. 623, 643Macaulay, T. B. (Lord) 205, 269, 577,

586, 630, 657, 660Macbeath, A. 616MacDermot, Lord 636, 704MacDonald, William 662MacGregor, D. H. 618Machiavelli, Nicolo 618Machlup, Fritz 594, 702, 704, 705MacIver, R. M. 635MacKay, D. M. 623Mackintosh, Sir James 616Maclean, A. R 655MacMillan, Harold 732Madison, James 32, 282, 286, 589,

619, 636, 666, 667, 668, 669, 670, 697, 734

Maine, Sir Henry 637, 641Mainzer, O. 685Maistre, Joseph de 575Maitland, F. W. 262, 608, 615, 622,

629, 635, 644, 654, 734Malinowski, Bronislaw 606, 607, 616,

637Malitzky, A. L. 692, 693Malthus, T. R. 616Mandeville, Bernard 614Mangoldt, Hermann von 670Mannheim, Karl 700Marchet, Gustav 677Marcic, René 681Marshall, Alfred 632, 709Marshall, John 244, 287, 641, 652,

668Marshall, T. H. 701Martin, N. H. 608Marx, Fritz Morstein 686Marx, Karl 183, 205, 452, 691, 718,

732Mason, George 665, 669

Mayer, T. 614, 723May, Sir Thomas Erskine 613McAdams, E. L. 658McCallum, R. B. 611, 619, 625, 629,

630, 638, 643, 688, 701, 729, 733

McCloskey, R. G. 643, 687McCulloch, J. R. 452, 703, 718, 721McGovern, W. M. 615McIlwain, Charles H. 643, 645, 654,

657, 661, 663, 664, 668, 672, 675, 680, 682, 697

McKechnie, W. S. 647McLaughlin, A. C 661, 663McNair, A. D. 651Meade, J. E. 721Medawar, P. B. 624Meinecke, Friedrich 643, 658Menger, Anton 690Menger, Carl 629, 681, 686Menger, Christian-Friedrich 616, 639,

690Menger, Karl 676Meriam, Lewis 710, 711Messner, Johannes 700Metzger, W. 676Michelet, Jules 297, 672Miege, Guy 656Mignet, F. 672Mill, John Stuart 32, 64, 108, 155, 183,

229, 231, 273, 333, 453, 569, 611, 612, 618, 619, 625, 629, 630, 631, 638, 639, 643, 676, 688, 701, 718, 729, 731, 733

Mills, C. W. 632, 703Milton, John 64, 215, 552, 624, 636,

647, 655, 730Mims, Edwin, Jr. 603, 628, 661Minnigerode, L. 678Mirkin-Getzewitsch, B. 692, 693Mises, Ludwig von 594, 602, 615,

630, 633, 634, 637, 643, 686, 687, 689, 702, 704, 711, 714, 718, 722, 723, 729, 730

Mitteis, Heinrich 698

Page 53: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı740

Mohl, Robert von 677Mommsen, Theodor 651Montague, F. C 599Montesquieu, Charles de Secondat,

Baron de 101, 296, 601, 602, 603, 614, 618, 636, 644, 652, 658, 684

Morstein 686Mossner, E. C. 622, 658Mounier, J.-J. 673Möser, Justus 575Mullett, C. F. 662Mumford, Lewis 615, 726Musgrave, R. A. 720Müller, Armaek 710

NNash, C. C 713Nawiasky, H. 685Neckel, G. M. 602Nef, Hans 672, 685Nef, John U. 595, 596, 653Neratius 615Neumann, F. J. 720Neumann, Franz L. 601, 628, 641,

672, 679, 680, 685, 692, 695Nicias 256Niehaus, H. 727Nowell-Smith, P. H. 623

OOakeshott, Michael 605, 613, 623,

647, 651, 666Oertel, F. 652Oertmann, P. 686Ofstad, Harald 601Ojala, E. M. 727Olivecrona, Karl 640Ollier, F. 615Olmsted, F. L. 726Ortega y Gasset, José 628, 639, 640Orwell, George 700Osborn, H. F. 617Osborn, Sir Frederick 726

Otis, James 271, 662

PPadover, S. K. 636, 667, 668, 734Paine, Thomas 101Paish, F. W. 726, 728Paley, William 101, 267, 268, 660Pashukanis 359, 693, 694Pasteur, Louis 609Peacock, A. 713, 719, 720Pease, T. C 653, 655Pechman, J. A. 723Pekelis, A. H. 697Pennock, J. R. 680Pericles 256, 599, 648Perry, R. B. 601, 605Perticone, G. 693Petro, Sylvester 413, 594, 704, 705,

706, 707, 708Pfizer, P. A. 678Philbrook, Clarence 632Phillips, G. 684Phillips, H. B. 600Philon (İskenderiyeli Philo) 647Picot, A. 680Pigou, A. C 632, 689, 701Plamenatz, J. P. 625Planitz, Hans 645Plant, Sir Arnold 642, 727Plato 625, 650Plucknett, T. F. T. 595, 645Polak, C. H. F. 681Polanyi, Michael 250, 594, 607, 612,

635, 643, 731Pollock, Sir Frederick 644Popper, Karl R. 594, 610, 611, 616,

622, 630, 640, 690Portalis, J. 673Pound, Roscoe 368, 664, 680, 684,

690, 693, 696, 697, 702, 704, 705

Pöhlmann, R. 652Price, Richard 101, 270, 618, 660, 721Priebe, H. 727Priestley, Joseph 101

Page 54: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

DİZİN 741

Pringsheim, Fritz 653

RRadbruch, G. 369, 629, 697Radcliffe, Lord 636, 684, 687, 698Ramsey, F. P. 608Rapin de Thoyras, Paul de 644Rashdall, H. 609Rasmussen, S. E. 635Rawls, J. 643Ray, Jean 673Rees, A. 705Rehberg, A. W. 677Rehfeldt, Bernhardt 646Reilley, G. D. 705Renan, Ernest 618Retz, Jean F. P. de 610Rheinstein, Max 595, 640, 646, 684Ricardo, David 725Ricca, Salerno 717Richberg, Donald 705Riesman, David 624Ripert, George 370, 690, 698Ritchie, D. G. 690Ritter, Gerhard 636Ritter, Klaus 698Robbins, Lionel (Lord) 594, 618, 620,

641, 682, 688, 701, 702, 722Roberts, B. C 705Roberts, Ffrangcon 714Robespierre, Maximilien 104Robinson, Joan 601, 603Robson, W. A. 362, 363, 694, 695,

698Roosevelt, F. D. 290, 367, 584, 601,

671, 701, 727Roscher, Wilhelm 611Rossiter, Clinton 606, 661Rostas, L. 720Rostovtzeff, M. 652, 653Rothschild, W. 654Rotteck, C. von 678Rottier, G. 713Roubier, Paul 684, 698Rougier, Louis 674, 698

Rousseau, J. J. 101, 104, 183, 296, 617, 652, 657, 672

Rowland, K. W. 665Röpke, Wilhelm 594Ruggiero, Guido de 613, 674Ruml, Beardsley 728Russell, Bertrand (Lord) 605, 635,

638, 729Rutherford, Samuel 654Rüegg, W. 652Rümelin, Max 685Ryle, Gilbert 607

SSabine, G. H. 649, 652Sadler, John 655Saint-Just, A. L. L. 104Salander, G. A. 665Santillana, G. de 608Sapir, Edward 620, 640Savigny, F. C. von 639, 653Sawers, D. 731Sayers, R. S. 723Scharpf, F. A. von 645Schiller, Friedrich von 624, 676Schlesinger, A. M. Jr. 693, 727Schlesinger, Rudolf 693, 727Schlick, Moritz 601, 623Schliemann, Heinrich 205Schlotterbeck, K. 710, 711Schmitt, Carl 629, 680, 682, 693Schnabel, Franz 628, 677Schoeck, Helmut 595, 632Schottländer, Adolf 682Schrader, O. 602Schreiegg, J. 712Schultz, T. W. 727Schumpeter, Joseph 629, 633, 702,

703Schwartz, Bernard 675, 697Scott, Anthony 647, 651, 670, 728,

729Sears, Paul B. 728Selden, John 311, 643, 680Seldon, Arthur 712

Page 55: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

F. A. HAYEK | ÖZGüRlüğüN ANAYASASı742

Seligman, E. R. A. 721Seligmann, E. 683Senior, N. W. 269, 688Shaw, George B. 622Shehab, F. 718Shirras, G Findley 720Sidgwick, Henry 599, 701Sidney, Algernon 647, 651, 655, 733Sieghart, M. A. 675, 679Sieyès, E. J. 103Silone, Ignazio 638Simons, Henry C 488, 594, 703, 704,

705, 719Simon, Yves 623, 725Skinner, B. F. 621, 687Slichter, S. H. 706Smart, J. J. C 643Smiles, Samuel 632Smith, Adam 81, 101, 103, 267, 269,

333, 334, 338, 500, 612, 614, 617, 659, 688, 726, 732, 733, 734

Smith, D. T. 723Smith, S. B. 652Snow, Sir Charles P. 731Sobotka, S. P. 706Solomon, M. 626Solon 256, 258, 648Sombart, Werner 605Spencer, Herbert 346, 608, 689Stahl, F. G. 677Stamp, Sir Josiah (Lord) 719Stearns, Harold 638Stebbing, L. S. 627Stephen, J. F. 629Stern, A. 673Stewart, Dugald 617Stigler, G. J. 702, 726, 730, 731Stillerman, R. 731Stokes, Dillard 711, 713, 716Stoll, H. 682Stone, J. 699Story, J. 287, 668, 677Stourzh, Gerald 594, 666Strigl, Richard 705

Stubbs, W. 645Stuchka, P. J. 693Sumner, W. G. 625

TTacitus, Cornelius 259Talmon, J. L 102, 613, 614, 615, 621Tarasov, H. 720Tarde, G. 612Taton, R. 609Tawney, R. H. 556, 624, 625, 730Tezner, F. 686Thiers, A. 452, 718Thoma, Richard 691Thomas, Norman 101, 367, 566, 616,

625, 645, 648, 677, 697, 700, 728, 731, 734

Thompson, Dorothy 668, 671Thucydides 257, 599, 647, 648, 650Thür, J. 629Titmus, R. M. 714Tocqueville, Alexis de 32, 101, 177,

205, 298, 577, 586, 613, 614, 619, 621, 630, 670, 674, 699, 733

Todsen, Hans-Heinz 687Toulmin, S. E. 643Trevelyan, G. M. 657Treves, G. E. 686Triepel, H. 692Trotsky, Leon 219, 636Tucker, Josiah 101, 617Tucker, R. S. 617, 724Turgot, A. R. J. 270, 273, 452, 610,

614, 660, 718Turvey, Ralph 594, 725, 726, 727

UUrmson, J. O. 643

VVanderbilt, Arthur T. 680, 686, 687Vattel, E. ije 662

Page 56: Y A Y I N L A R I · Friedrich August von Hayek. Hayek, hem hukuk hem siyasal bilimler alanında dok- ... metmiştir. 1942’den beri sosyal bilimlerde yöntem üzerine yazan Hayek,

DİZİN 743

Vaughan, C. E. 652, 657Vecchio, G. del 626Veit, O. 622Vico, G. 611Viner, Jacob 595, 704, 707Vinogradoff, Sir Paul 649, 653Vlastos, G. 649Voltaire 652Vossler, Otto 614, 645, 661, 665Vögelin, Erich 692

WWaas, Adolf 602Waddington, C. H. 622Wade, H. W. 684Wagner, Donald O. 653Waldo, Dwight 696Waline, Marcel 680Walker, F. A. 708, 721Walker, K. F. 708Wallich, H. C 612Warfield, E. D. 697Watkins, Frederick 599Watson, A. D. 702, 710, 716, 719Webb, Beatrice 715, 733Webb, Sidney 715, 733Weber, Hilde 728Weber, Max 607, 640, 643, 684Webster, Daniel 287, 670Webster, W. C 665Weiss, E. 650Weisser, G. 710, 713Welcker, C. T. 677, 678Weldon, T. D. 695Wentworth, Thomas (Earl of Strafford)

646, 649Westerman, W. L. 606, 647Wheeler, J. A. 609Whitehead, A. N. 600, 607White, L. A. 600, 607, 632, 721Wiese, Leopold von 629

Wieser, Friedrich von 635, 664, 719Wiles, Peter 702, 716Wilhelm, Theodor 548, 569, 594, 611,

617, 678, 730Wilkes, John 266, 659Willcox, B. F. 636Willgerodt, Hans, 716Williams, Gertrud (Lady) 708Williams, Roger J. 624Wilson, F. G. 680Wilson, James 287, 667, 669Wilson, Thomas 699Wilson, Woodrow 604Winkler, B. 682Wirszubski, C. 651Wolfe, D. M. 653Wolf, Erik 648, 697Wolin, S. S. 622, 645Wollheim, Richard 640Wolman, Leo 704Woodhouse, A. S. P. 653, 664Woodhouse, W. J. 648Woolf, C. N. S. 645Wootton, Barbara (Lady) 604, 704,

708, 715Wordsworth, William 600Wormuth, F. D. 123, 622, 643, 654,

655Wright, David McCord 700, 705, 718,

722

YYoung, Michael 627, 700, 731

ZZagorin, P. 654Zehner, H. 678Zeno 647Ziegler, H. O. 628Zschimmer, Eberhard 605