2
515 hiye kýsmýnda mahlasýný “Ayyûký” þeklinde, eseri takdim ettiði hükümdarý Sultan Ga- zi, Sultan Mahmud ve Ebü’l-Kasým diye anmýþtýr. Farsça’nýn ilk sözlüklerinden Ese- dî-i Tûsî’nin Lu³at-i Fürs’ünde Ayyûký’- nin adý ve iki beyti zikredilmektedir. Bu sözlüðün V. (XI.) yüzyýlýn ortalarýnda yazýl- masýndan ve Sultan Mahmud’dan hare- ketle Ayyûký’nin ayný yüzyýlýn þairlerinden ve Esedî’nin çaðdaþlarýndan olduðu kabul edilmektedir. Ayyûký hakkýnda Gazneli Mah- mud’un saray þairleri arasýnda yer alma- sý ve Fars edebiyatýnýn aþk konulu en eski mesnevisi Varaša ve Gülþâh’ý nazmet- mesi dýþýnda bilgi yoktur. Varaša ve Gülþâh eserde “ahbâr-i tâ- zî” ve “kütüb-i Arab” terkipleriyle iþaret edilen, tarihî-menkýbevî rivayetlerden ve yazýlý kaynaklardan aktarýlmýþ Arap men- þeli bir aþk hikâyesidir ve Emevîler döne- minde Benî Uzre kabilesinden Urve b. Hi- zâm ile amcasýnýn kýzý Afrâ arasýnda ge- çen aþk macerasýndan uyarlanmýþtýr. Ali b. Hüseyin el-Mes‘ûdî’nin Mürûcü’×-×e- heb’i, Ebü’l-Ferec el-Ýsfahânî’nin el-E³å- ’si ve Ýbnü’n-Nedîm’in el-Fihrist’inde bu hikâyeye atýflar mevcuttur. Hikâye kýsaca þöyledir: Hizâm ölünce kardeþi, Urve’yi hi- mayesine alýr. Urve ile Afrâ birlikte büyür- ler ve birbirlerini severler. Amcasýndan Af- râ’yý isteyen Urve amcasýnýn hanýmýnýn is- tediði mihri karþýlayamaz ve Yemen’de bu- lunan diðer amcasýnýn yanýna gider. Bu arada Afrâ, Þam’ýn Belka halkýndan bir kiþiyle evlendirilir. Memleketine dönen Ur- ve durumu öðrenince Þam’a gider. Þam’- da Afrâ’nýn kocasý tarafýndan çok iyi kar- þýlanýr. Urve memleketine kederli ve mah- cup bir þekilde dönerken yolda ölür ve Me- dine yakýnlarýnda Kurâ vadisinde defne- dilir. Afrâ da 670 yýlýnda ölür ve Urve’nin mezarý yanýnda topraða verilir. Her iki me- zarýn baþýna dikilen aðaçlar birbirine sa- rýlmýþ þekilde büyür. Ayyûký bu aþk hikâye- sinin aslýný korumakla birlikte kahraman- larýn adýný deðiþtirmiþ, mekân ve kabile- ler için farklý isimler kullanmýþtýr. Özellik- le Varaka’nýn katýldýðý savaþlar, gösterdi- ði kahramanlýklar, ölen iki sevgilinin daha sonra Hz. Peygamber’in duasý ile dirilerek kýrk yýl mutlu bir hayat sürmesi gibi men- kýbeler Ayyûký tarafýndan eklenmiþtir. Mesnevi 2100, bazý tesbitlere göre ise 2250 beyitten meydana gelmektedir (Meh- bîz Ýsmâîlpûr, III, 1086). Giriþte tevhid, na‘t, Aðustos 1940 Viyana diktasýyla Varad dahil olmak üzere Kuzey Transilvanya’yý Horthy Macaristaný’na verdi. Þehirdeki ka- labalýk yahudi nüfusu toplama kamplarý- na sevkedildi. 12 Ekim 1944’te Varad, Sov- yet ve Romanya ordularý tarafýndan ele geçirildi ve Romanya’ya dahil edildi. Günümüzde þehir Romanya’nýn idarî bi- rimlerinden biri olan Bihor idarî biriminin merkezidir. 2009 resmî sayýmýna göre nü- fusu 204.477’dir. Bunun % 70,3’ünü Ro- menler, % 27,6’sýný Macarlar, % 1,2’sini Romanlar (Çingeneler), % 0,5’ini Almanlar, % 0,2’sini Slovaklar ve % 0,1’ini yahudi- ler meydana getirir. Þehirde iki üniver- site vardýr: Oradea Devlet Üniversitesi ve Partium Hýristiyan Üniversitesi. II. Dünya Savaþý’nýn ardýndan önemli bir sanayi mer- kezi durumuna gelen þehirde kimya, gý- da, deri ve mobilya sanayii en önde gelen sanayi kollarýdýr. Mevcut tarihî eserler ara- sýnda Romanya’nýn en büyük barok Ro- mano-Katolik Katedrali (1752-1780), Orto- doks Piskoposluðu Katedrali (1784-1790), beþgen þeklinde Ortaçað kalesi kalýntýlarý (1114-1131 yýllarýnda kurulan kale 1241’- de Moðollar tarafýndan yýkýlmýþ, 1570-1589 ve 1717-1780 yýllarýnda tamir edilerek ge- niþletilmiþtir) ve sinagog (1877) sayýlabilir. BÝBLÝYOGRAFYA : Evliya Çelebi, Seyahatnâme, VII, 389-402; Si- lâhdar, Târih, I, 203-207; P. Rycaut, The Turkish History, London 1687, II, tür.yer.; G. Kraus, Cro- nica Transilvaniei: 1608-1665 (ed. G. Duzinche- vici – E. Reus-Mîrza), Bucureþti 1965, tür.yer.; P. Cernovodeanu, “The Issue of Pashalyk of Oradea as Mirrored in the Relations Between Transylva- nia and England During the Reign of Michael I. Apáfi (1662-1665)”, Revue roumaine d’histoire, XXXII/3-4, Bucharest 1993, s. 333-348; Feridun M. Emecen, “Onbeþ Yýl Savaþlarý Tarihinden Bir Safha: Osmanlý Kaynaklarýna Göre 1598 Varad Seferi”, TED, sy. 15 (1997), s. 265-303; M. Ma- xim – P. Stancu, “Nota preliminara asupra unui tezaur de aur din secolul al XVI-lea, secoperit la Oradea”, Cercetari Numismatice, VIII, Bucereþ- ti 2002, s. 253-262; G. Dávid, “Nagyuárad”, EI 2 (Ýng.), VII, 899-900. ÿMýhaý Maxým VARAKA ve GÜLÞAH ( + ) Fars ve Türk edebiyatlarýnda kahramanlarýnýn adýyla anýlan bir aþk hikâyesi. ˜ Bilinen ilk Varaša ve Gülþâh, Gazneli Sultan Mahmud (998-1030) adýna Ayyûký tarafýndan Farsça yazýlmýþtýr. Farsça ve Türkçe sözlüklerle bu mesneviye dair ya- yýnlarda erkek kahramanýn adý Varka þek- linde de geçmektedir. Müellif eserin met- VARAKA ve GÜLÞAH Varaka ve Gülþah mesnevisinde sahte bir mezarýn (Varaka’ya) Gülþah’ýn mezarý olarak gösteriliþini tasvir eden minyatür (TSMK, Hazine, nr. 841, vr. 48 a ) Varad þehrinden bir görünüþ

VARAKA ve GÜLÞAH · 516 VARAKA ve GÜLÞAH da iþlenmediði halde Ýran ve Türk edebi-yatlarýnda örnekleri çokça görülür. Ancak Türk edebiyatýnda konu biraz farklý þekil-

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

515

hiye kýsmýnda mahlasýný “Ayyûký” þeklinde,eseri takdim ettiði hükümdarý Sultan Ga-zi, Sultan Mahmud ve Ebü’l-Kasým diyeanmýþtýr. Farsça’nýn ilk sözlüklerinden Ese-dî-i Tûsî’nin Lu³at-i Fürs’ünde Ayyûký’-nin adý ve iki beyti zikredilmektedir. Busözlüðün V. (XI.) yüzyýlýn ortalarýnda yazýl-masýndan ve Sultan Mahmud’dan hare-ketle Ayyûký’nin ayný yüzyýlýn þairlerindenve Esedî’nin çaðdaþlarýndan olduðu kabuledilmektedir. Ayyûký hakkýnda Gazneli Mah-mud’un saray þairleri arasýnda yer alma-sý ve Fars edebiyatýnýn aþk konulu en eskimesnevisi Varaša ve Gülþâh’ý nazmet-mesi dýþýnda bilgi yoktur.

Varaša ve Gülþâh eserde “ahbâr-i tâ-zî” ve “kütüb-i Arab” terkipleriyle iþaretedilen, tarihî-menkýbevî rivayetlerden veyazýlý kaynaklardan aktarýlmýþ Arap men-þeli bir aþk hikâyesidir ve Emevîler döne-minde Benî Uzre kabilesinden Urve b. Hi-zâm ile amcasýnýn kýzý Afrâ arasýnda ge-çen aþk macerasýndan uyarlanmýþtýr. Alib. Hüseyin el-Mes‘ûdî’nin Mürûcü’×-×e-heb’i, Ebü’l-Ferec el-Ýsfahânî’nin el-E³å-nî’si ve Ýbnü’n-Nedîm’in el-Fihrist’inde buhikâyeye atýflar mevcuttur. Hikâye kýsaca

þöyledir: Hizâm ölünce kardeþi, Urve’yi hi-mayesine alýr. Urve ile Afrâ birlikte büyür-ler ve birbirlerini severler. Amcasýndan Af-râ’yý isteyen Urve amcasýnýn hanýmýnýn is-tediði mihri karþýlayamaz ve Yemen’de bu-lunan diðer amcasýnýn yanýna gider. Buarada Afrâ, Þam’ýn Belka halkýndan birkiþiyle evlendirilir. Memleketine dönen Ur-ve durumu öðrenince Þam’a gider. Þam’-da Afrâ’nýn kocasý tarafýndan çok iyi kar-þýlanýr. Urve memleketine kederli ve mah-cup bir þekilde dönerken yolda ölür ve Me-dine yakýnlarýnda Kurâ vadisinde defne-dilir. Afrâ da 670 yýlýnda ölür ve Urve’ninmezarý yanýnda topraða verilir. Her iki me-zarýn baþýna dikilen aðaçlar birbirine sa-rýlmýþ þekilde büyür. Ayyûký bu aþk hikâye-sinin aslýný korumakla birlikte kahraman-larýn adýný deðiþtirmiþ, mekân ve kabile-ler için farklý isimler kullanmýþtýr. Özellik-le Varaka’nýn katýldýðý savaþlar, gösterdi-ði kahramanlýklar, ölen iki sevgilinin dahasonra Hz. Peygamber’in duasý ile dirilerekkýrk yýl mutlu bir hayat sürmesi gibi men-kýbeler Ayyûký tarafýndan eklenmiþtir.

Mesnevi 2100, bazý tesbitlere göre ise2250 beyitten meydana gelmektedir (Meh-bîz Ýsmâîlpûr, III, 1086). Giriþte tevhid, na‘t,

Aðustos 1940 Viyana diktasýyla Varaddahil olmak üzere Kuzey Transilvanya’yýHorthy Macaristaný’na verdi. Þehirdeki ka-labalýk yahudi nüfusu toplama kamplarý-na sevkedildi. 12 Ekim 1944’te Varad, Sov-yet ve Romanya ordularý tarafýndan elegeçirildi ve Romanya’ya dahil edildi.

Günümüzde þehir Romanya’nýn idarî bi-rimlerinden biri olan Bihor idarî birimininmerkezidir. 2009 resmî sayýmýna göre nü-fusu 204.477’dir. Bunun % 70,3’ünü Ro-menler, % 27,6’sýný Macarlar, % 1,2’siniRomanlar (Çingeneler), % 0,5’ini Almanlar,% 0,2’sini Slovaklar ve % 0,1’ini yahudi-ler meydana getirir. Þehirde iki üniver-site vardýr: Oradea Devlet Üniversitesi vePartium Hýristiyan Üniversitesi. II. DünyaSavaþý’nýn ardýndan önemli bir sanayi mer-kezi durumuna gelen þehirde kimya, gý-da, deri ve mobilya sanayii en önde gelensanayi kollarýdýr. Mevcut tarihî eserler ara-sýnda Romanya’nýn en büyük barok Ro-mano-Katolik Katedrali (1752-1780), Orto-doks Piskoposluðu Katedrali (1784-1790),beþgen þeklinde Ortaçað kalesi kalýntýlarý(1114-1131 yýllarýnda kurulan kale 1241’-de Moðollar tarafýndan yýkýlmýþ, 1570-1589ve 1717-1780 yýllarýnda tamir edilerek ge-niþletilmiþtir) ve sinagog (1877) sayýlabilir.

BÝBLÝYOGRAFYA :Evliya Çelebi, Seyahatnâme, VII, 389-402; Si-

lâhdar, Târih, I, 203-207; P. Rycaut, The TurkishHistory, London 1687, II, tür.yer.; G. Kraus, Cro-nica Transilvaniei: 1608-1665 (ed. G. Duzinche-vici – E. Reus-Mîrza), Bucureþti 1965, tür.yer.; P.Cernovodeanu, “The Issue of Pashalyk of Oradeaas Mirrored in the Relations Between Transylva-nia and England During the Reign of Michael I.Apáfi (1662-1665)”, Revue roumaine d’histoire,XXXII/3-4, Bucharest 1993, s. 333-348; FeridunM. Emecen, “Onbeþ Yýl Savaþlarý Tarihinden BirSafha: Osmanlý Kaynaklarýna Göre 1598 VaradSeferi”, TED, sy. 15 (1997), s. 265-303; M. Ma-xim – P. Stancu, “Nota preliminara asupra unuitezaur de aur din secolul al XVI-lea, secoperit laOradea”, Cercetari Numismatice, VIII, Bucereþ-ti 2002, s. 253-262; G. Dávid, “Nagyuárad”, EI 2

(Ýng.), VII, 899-900.ÿMýhaý Maxým

– —VARAKA ve GÜLÞAH

( ����+����� )

Fars ve Türk edebiyatlarýndakahramanlarýnýn adýyla anýlan

bir aþk hikâyesi.˜ ™

Bilinen ilk Varaša ve Gülþâh, GazneliSultan Mahmud (998-1030) adýna Ayyûkýtarafýndan Farsça yazýlmýþtýr. Farsça veTürkçe sözlüklerle bu mesneviye dair ya-yýnlarda erkek kahramanýn adý Varka þek-linde de geçmektedir. Müellif eserin met-

VARAKA ve GÜLÞAH

Varakave Gülþah

mesnevisinde

sahte bir

mezarýn

(Varaka’ya)

Gülþah’ýn

mezarý olarak

gösteriliþini

tasvir eden

minyatür(TSMK, Hazine,nr. 841, vr. 48a)

Varad

þehrinden

bir görünüþ

516

VARAKA ve GÜLÞAH

da iþlenmediði halde Ýran ve Türk edebi-yatlarýnda örnekleri çokça görülür. AncakTürk edebiyatýnda konu biraz farklý þekil-de ele alýnmýþtýr. Diðer mesnevi türleri ka-dar yaygýn olmasa da konusu çaðdaþ ede-biyat formlarýna ve Ýspanya yoluyla Fran-sýz edebiyatýna kadar uzanmýþtýr (Yûsuf-ýMeddâh, Varka ve Gülþah, haz. KâzýmKöktekin, s. 20). Hikâye kýsaca þöyledir: Hz.Peygamber zamanýnda Mekke’deki BenîÞeybe kabilesinin iki kardeþ yöneticisin-den Hilâl’in oðlu Varaka ile Hümâm’ýn ký-zý Gülþah birlikte büyürken aralarýnda biraþk doðar ve evlenmelerine izin verilir. An-cak daha önce Gülþah’a tâlip olan ve red-dedilen Amr adýnda bir kiþi düðün sýra-sýnda Gülþah’ý kaçýrýr. Gülþah’ý kurtarmakiçin Amr’ýn kabilesiyle savaþmak zorundakalan Varaka savaþý kaybedince esir dü-þer. Gülþah birtakým hilelerle Varaka’yý kur-tarýr. Fakat Gülþah’ýn annesi Varaka’nýnfakirliðini ileri sürerek evlenmelerine en-gel olur. Varaka yardým istemek için dayý-sý Yemen Emîri Selim Þah’ýn yanýna gider.Öte yandan Gülþah’ýn annesi kýzýný çeþitlihediyeler gönderen Þam reisi Melik Muh-sin’e verir. Yemen dönüþünde kabile halkýVaraka’ya Gülþah’ýn öldüðünü söyler. Va-raka gösterilen mezarýn baþýnda kýrk günyas tutar. Ancak Gülþah’ýn Þam’a giderkenyüzüðünü býraktýðý sýrdaþý Varaka’nýn ya-nýna gelip yüzüðü gösterir. Gerçeði öðre-nen Varaka, Gülþah’ý bulmak için Þam’a gi-der. Melik Muhsin, Gülþah’ýn Varaka’yý sev-diðini öðrenince, “Sen benim kardeþimsin”diyerek Gülþah’a dokunmaz; Varaka geldi-ðinde de âþýklarý sarayýnda yalnýz býrakýr.Ýki âþýðýn nefislerine uymadýklarýný görenMelik, Gülþah’ý boþar ve onu Varaka ile ev-lendireceðini söyler. Melikin bu iyiliði karþý-sýnda mahçup duruma düþen Varaka de-rin aþkýna raðmen Gülþah’ý terkeder ve ül-kesine dönmek üzere yola koyulur; Þam’-dan çýkar çýkmaz bütün kalbiyle Allah’tan

canýný almasýný diler ve orada ölür. GülþahVaraka’nýn ölüm haberini alýnca mezarý ba-þýna gelerek kendini hançerle öldürür. Birgazâdan dönerken mezarlarýnýn yanýndangeçen Hz. Peygamber’e Gülþah ile Varaka’-nýn hikâyesi anlatýlýr. Hz. Peygamber dekendi duasýyla dirilen âþýklarýn nikâhýný ký-yar ve iki genç birlikte kýrk yýl ömür sürer.

Türk edebiyatýnda ilk defa XIV. yüzyýlÂzerî þairlerinden Yûsuf-ý Meddâh’ýn yaz-dýðý Varaka ve Gülþah hikâyesi, daha son-ra Mustafa Çelebi (ö. 1569) ve XVII. yüz-yýl Âzerî þairi Mesîhî tarafýndan da iþlen-miþtir. Bazý kaynaklarda Ziyâî (Selâmî) veMostarlý Ziyâî’nin de Varaka ve Gülþah’ýolduðu söylenirse de bu eserler henüz elegeçmemiþtir (Mustafa Çelebi, Varka andGülþah, neþredenin giriþi, s. 26). Türk ede-biyatýnda en çok tanýnan Yûsuf-ý Meddâh’ýnVaraka ve Gülþah’ý 743’te (1342) Sivas’-ta yazýlmýþtýr (Yûsuf-ý Meddâh, a.g.e., s.18). Þair eserini Ayyûký’nin Farsça mes-nevisinden esinlenerek kaleme almaklabirlikte mesneviye yerli unsurlar da kat-mýþtýr. Altý “meclis”ten meydana geleneserin halk meclislerinde okunduðu anla-þýlmaktadýr. Beyit sayýsý çeþitli nüshalar-da deðiþen eserin tenkitli neþrinde 1743beyit yer almaktadýr. Mustafa Çelebi’ninVaraka ve Gülþah’ý 6712 beyittir. Bilinentek nüshasý Arkeoloji Müzesi’nde kayýtlýolup Bedîî adlý bir þaire nisbet edilmek-teyse de eserin Priþtineli defter emini Mus-tafa Çelebi’ye ait olduðu Ayþe Yýldýz tara-fýndan ortaya konmuþtur (bk. bibl.). Me-sîhî’nin Varaka ve Gülþah’ý Þah Abbas’aveya Þah Safî’ye takdim edilmek üzere1628-1629’da yazýlmýþtýr. Aliyar Seferli, kla-sik mesnevi tertibindeki eseri Tahran veLondra nüshalarýndan faydalanarak yayým-lamýþtýr (bk. bibl.).

Varaka ve Gülþah mesnevisi mensurveya halk hikâyesi þeklinde çeþitli dönem-lerde varlýðýný sürdürmüþtür. Bazý çalýþ-

Sultan Mahmud’a dair methiye ve ithafbeyitleri yer alýr. “Âgaz-ý Kýssa” baþlýðý al-týnda önce sözün deðeri belirtilerek on üçbaþlýktan meydana gelen hikâyeye geçilir.Mesnevi Unsurî’nin Vâmýš u £A×râ’sý, Fir-devsî’nin Þâhnâme’si gibi “feûlün feûlünfeûlün feûl” vezninde yazýlmýþtýr. Eser içe-risinde Varaka ile rakibi Rebî‘ b. Adnân gi-bi kahramanlarýn aðzýndan söylenmiþ ga-zeller de bulunmaktadýr. Varaša ve Gül-þâh mesnevisi yer yer bazý nasihatler, ta-savvufî konular ve ilâhî aþk temasýný içer-mekle birlikte gerçekte beþerî bir aþk hi-kâyesidir (Çelebioðlu, s. 60-62). TopkapýSarayý Müzesi Kütüphanesi’nde kayýtlý (Ha-zine, nr. 841) yegâne Varaša ve Gülþâhnüshasýný (Karatay, s. 141) ilk defa AhmetAteþ tesbit ederek tanýtmýþ (bk. bibl.),eseri Zebîhullah Safâ neþretmiþtir (Tahran1343, 1349, 1362 hþ.). Mesnevinin ayrýcaÝran, Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerdebaskýlarý yapýlmýþtýr (Mehbîz Ýsmâîlpûr, III,1087). Varaša ve Gülþâh’ýn konusu XII.yüzyýlda Floire et blancheflor adlý roman-la Ortaçað Fransýz edebiyatýnda da iþlen-miþtir. Molla Abdullah b. Hâcî b. Mîr Kerîmtarafýndan Hikâye-i Acîbe ez Ahvâl-iGülþâh ve Varaka adýyla Farsça’dan Do-ðu Türkçesi’ne aktarýlan Varaša ve Gül-þâh’ýn bu çevirisi 1906 yýlýnda Taþkent’-te basýlmýþtýr. Abbas Dâniþverî eser üze-rine Animal Symbolism in Warqa waGulshâh adýyla bir çalýþma yapmýþtýr (Ox-ford 1986).

BÝBLÝYOGRAFYA :

Ayyûký, Varaša ve Gülþâh (nþr. Zebîhullah Safâ),Tahran 1343 hþ., neþredenin giriþi, s. 3-20; Kara-tay, Farsça Yazmalar, s. 141; Ali Ekber Nefîsî,Ferheng-i Nefîsî, Tahran 1343 hþ., V, 3851; Mu-hammed Muîn, Ferheng-i Fârsî, Tahran 1371 hþ.,VI, 2204; Âmil Çelebioðlu, Türk Mesnevî Edebi-yatý, Ýstanbul 1999, s. 60-62; Mehbîz Ýsmâîlpûr,“Varaka ve Gülþâh”, Dâniþnâme-i Edeb-i Fârsî(ed. Hasan Enûþe), Tahran 1381/2002, III, 1086-1088; Ý. Hikmet Ertaylan, “Yûsufî-i Meddâh”,TDED, I (1946), s. 105-121; Ahmet Ateþ, “Fars-ça Eski Bir Varka ve Gülþah Mesnevisi”, a.e., V(1953), s. 33-50; a.mlf., “Yek Meþnevî-i Gum-þo-de ez Devre-i Gazneviyân: Varaka ve Gülþâh”,Mecelle-i Dâniþkede-i Edebiyyât, I/4, Tahran1333 hþ., s. 1-13; Gulâm Hüseyin Gulâmhüseyin-zâde v.dðr., “Berresî Tatbîký Meçâmin-i ÂþýkaneDâstân-ý Varaka ve Gülþâh .Ayyûký bâ .Asl-i Ri-vâyet-i .Arabî”, Fa½lnâme-i Pejûheþhâ-yý Zebânve Edebiyyât-ý Ta¹b, II/1, Tahran 1390 hþ., s.43-69; Dj. Khaleghi-Motlagh, “.Ayyuqý”, EIr., III,167-168; Th. Bauer, “.Urwa b. Hizam”, EI 2 (Ýng.),X, 908-909.

ÿYusuf Öz

™ TÜRK EDEBÝYATI. Konusunu Arapedebiyatýndan alan bu aþk hikâyesi ilk de-fa Gazneliler devri þairi Ayyûký tarafýndanFarsça olarak yazýlmýþtýr. Arap edebiyatýn-

Gülþah’ýn

Varaka’nýn

düþmanýný

öldürmesini

gösteren

minyatür(TSMK, Hazine,

nr. 841,vr. 22a’dan detay)