Upload
others
View
7
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Selin YÜCEER
ANAEROBİK FİLTRELERDE SUBSTRAT GİDERME KİNETİĞİNE SICAKLIĞIN ETKİSİNİN İNCELENMESİ
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ADANA, 2006
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ANAEROBİK FİLTRELERDE SUBSTRAT GİDERME KİNETİĞİNE SICAKLIĞIN ETKİSİNİN İNCELENMESİ
Selin YÜCEER
YÜKSEK LİSANS
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
Bu tez --/--/2006 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği İle Kabul Edilmiştir.
İmza …………………….
Prof. Dr. Ahmet YÜCEER
DANIŞMAN
İmza ………………….
Doç.Dr. Mesut BAŞIBÜYÜK Üye
İmza ………………..
Prof. Dr. İlyas DEHRİ
Üye
Bu tez Enstitümüz Çevre Mühendisliği Anabilim Dalında hazırlanmıştır.
Kod No:
Prof. Dr Aziz ERTUNÇ
Enstitü Müdürü
İmza-Mühür
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.
I
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ANAEROBİK FİLTRELERDE SUBSTRAT GİDERME KİNETİĞİNE SICAKLIĞIN ETKİSİNİN İNCELENMESİ
Selin YÜCEER
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
Danışman: Prof. Dr. Ahmet YÜCEER
Yıl : 2006 Sayfa : 95
Jüri : Prof. Dr. Ahmet YÜCEER
Doç. Dr. Mesut BAŞIBÜYÜK
Prof. Dr. İlyas DEHRİ
Bu çalışmada, farklı kirlilik yüküne sahip sentetik atıksuların, farklı sıcaklıklarda arıtım veriminin incelenmesi amacı ile laboratuar ölçekli yukarı akışlı sabit yataklı reaktör, seçilen sentetik atıksu ile 25 ve 35 °C sıcaklıklarda beslenmiştir.
Reaktöre 24 saatlik bekletme süresinde ilk önce 35 °C’de sırasıyla 3, 6, 9, 12 ve 15 g KOİ/L kirlilik yüküne sahip sentetik atıksu beslenmiştir. İkinci aşamada ise aynı yüklemeler 25 °C’de yapılmıştır. Reaktör çıkışında KOİ, pH, alkalinite, AKM ve NH3-N değerleri ile reaktörde üretilen gaz hacmi incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar Stover-Kincannon Kinetik Modeli’ne uyarlanarak her iki sıcaklık için sonuçlar yorumlanmıştır.
Yapılan çalışmalar sonucunda, anaerobik filtre sisteminin 35 °C sıcaklıkta %90’nın üzerinde arıtım verimiyle çalıştığı gözlenmiştir. Diğer koşullar aynı tutulduğunda 25 °C sıcaklıkta %80 civarında KOİ giderim verimi elde edilmiştir. Deney sonuçlarının kinetik modele uyarlanmasıyla 35 °C için Umax: 76,336 g/L-gün, KB: 76,31 g/L-gün ; 25 °C için Umax: 41,49 g/L-gün, KB: 42,88 g/L-gün değerleri elde edilmiştir. Elde edilen kinetik sabitlerin biribirine oldukça yakın olduğu ve düşük sıcaklıkta bile yüksek arıtım veriminin elde edilebildiği gözlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Anaerobik Filtre, Düşük Sıcaklık, Stover Kincannon
II
ABSTRACT
M.Sc. THESIS
INVESTIGATED OF EFFECT OF TEMPRATURE TO SUBSTRATE REMOVAL KINETIC IN ANAEROBIC FILTER
Selin YÜCEER
ÇUKUROVA UNIVERSITY
INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES
DEPARTMENT OF ENVIRONMENTAL ENGINEERING
Supervisor: Prof. Dr. Ahmet YÜCEER
Year : 2006 Pages : 95
Jury : Prof. Dr. Ahmet YÜCEER
Assoc.Prof.Dr. Mesut BASIBUYUK
Prof. Ilyas DEHRI
The aim of this study is investigation of treatment efficiency due to different pollution loading rates and temparatues by using a lab-scale up-flow packed-bed anaerobic filter fed with the synthetic wastewaters at 25 and 35 °C temperatures.
Reactor was fed by synthetic wastewaters for 24 hrs hydraulic retention time. Firstly, It was fed with synthetic wastewaters which organic loading 3, 6, 9, 12 ve 15 g COD/l. at 35 °C. Secondly It was fed with synthetic wastewaters at 25 °C by same loading. The system was observed for COD, pH, NH3-N, alkalinity and TSS at the outflow and the produced bio-gas volume. The results of this study for both of temperatures were evaluated to adopt kinetic model of Stover-Kincannon.
The studies demonstrated that the anaerobic filter was able to show up to 90% COD removal efficiency for 35 °C. As the same condition, 80% removal efficiency of COD was obtained for 25 °C. With aplication of kinetic model for analyze results were obtained Umax: 76,336 g/L-day, KB: 76,31 g/L-day for 35 °C and Umax: 41,49 g/L-day, KB: 42,88 g/L-day for 25 °C. Keywords : Anaerobic Filter; Low temperatures; Stover Kincannon
III
TEŞEKKÜR
Hayatımın her aşamasında varlığını daima yanımda hissettiğim; bana daima
her konuda destek olan ve bu mesleği seçerek ilerlememi sağlayan amcam ve hocam,
Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Sayın Prof. Dr Ahmet YÜCEER’e sonsuz
teşekkürlerimi sunarım.
Lisans ve yükses lisans eğitimim boyunca zengin bakış açısıyla beni
aydınlatan hocam Sayın Dr. Turan YILMAZ’a yüksek lisans tez çalışmamda
gösterdiği ilgi, sabır ve destekten dolayı teşekkür ederim.
Fikirleri ile beni destekleyen tüm bölüm hocalarıma ve asistan arkadaşlarıma,
özellikle her konuda fikrini çekinmeden sorduğum Arş. Gör. Orkun Davutluoğlu’na
ve tez yazma aşamamda gösterdiği ilgi ve yardımdan dolayı Arş. Gör. Seçil Kekeç’e
teşekkür ederim. Bu tezin her aşamasında yanımda olan Zühal Bozok ve Elçin
Çıtırık’a sonsuz teşekkürler.
Maddi ve manevi her konuda beni destekleyen, sevgi ve ilgisini esirgemeyen
aileme teşekkürü bir borç bilirim.
IV
İÇİNDEKİLER
ÖZ............................................................................................................................ I
ABSTRACT .......................................................................................................... II
TEŞEKKÜR......................................................................................................... III
İÇİNDEKİLER.................................................................................................... IV
ÇİZELGELER DİZİNİ ...................................................................................... VI
ŞEKİLLER DİZİNİ .......................................................................................... VIII
1. GİRİŞ..............................................................................................................1
1.1. Anaerobik Arıtma Teknolojisi .................................................................2
1.2. Anaerobik Sistemlerde Dönüşüm Prosesleri ............................................7
1.3. Anaerobik Reaktör Tipleri .....................................................................10
1.3.1. Klasik Anaerobik Çürütücüler.................................................12
1.3.2. Anaerobik Temas Reaktörü ...................................................12
1.3.3. Membranlı Anaerobik Reaktörler ............................................13
1.3.4. Yukarı Akışlı Çamur Örtü Reaktörler (UASB) ........................13
1.3.5. Genleşmiş Granüler Çamur Örtü Reaktörler (EGSB )..............15
1.3.6. Anaerobik Akışkan Yataklı Reaktörler (FB)............................16
1.3.7. Anaerobik Filtreler..................................................................17
1.4. Anaerobik Arıtmada Çevresel Faktörler.................................................19
1.4.1. pH...........................................................................................19
1.4.2. Nutrient Gereksinimi..............................................................20
1.4.3. Alkalinite ................................................................................21
1.4.4. Toksisite .................................................................................22
1.5. Anaerobik Arıtmada Sıcaklığın Önemi ..................................................26
1.6. Anaerobik Arıtma Kinetiği ....................................................................35
1.6.1. Monod Modeli ........................................................................38
1.6.2. Grau Modeli............................................................................39
1.6.3. Contois Modeli .......................................................................40
1.6.4. Chen- Hashimoto Modeli ........................................................40
1.6.5. Barthakur Modeli ....................................................................41
SAYFA
V
1.6.6. Sundstrom Modeli...................................................................42
1.6.7. Stover – Kincannon Modeli.....................................................42
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR............................................................................45
3. MATERYAL VE METOT...........................................................................55
3.1. Materyal ................................................................................................55
3.1.1. Anaerobik Reaktör ..................................................................55
3.1.2. Sentetik Atıksu........................................................................56
3.2. Metot.....................................................................................................57
3.2.1. Analitik Yöntemler .................................................................57
3.2.2. Deneysel Çalışma....................................................................57
4. BULGULAR ve TARTIŞMA ......................................................................59
4.1. Deneysel Bulgular .................................................................................59
4.1.1. 35 °C Bulguları .......................................................................59
4.1.2. 25 °C Bulguları .......................................................................63
4.2. Deney Sonuçlarının Kinetik Modele Uyarlanması .................................70
4.2.1. 35°C verilerinin kinetik modele uyarlanması...........................70
4.2.2. 25°C verilerinin kinetik modele uyarlanması...........................71
4.3. Deney Sonuçlarının Yorumlanması .......................................................71
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER .....................................................................76
KAYNAKLAR......................................................................................................78
ÖZGEÇMİŞ ..........................................................................................................86
VI
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 1. 1 Anaerobik arıtmada bazı kilit reaksiyonlar için serbest enerji değerleri..6
Çizelge 1. 2 Anaerobik çamur örtü reaktörleri için performans değerleri .................14
Çizelge 1. 3 Anaerobik çamur örtü reaktörlerinin tasarım yükünün sıcaklıkla
değişimi...............................................................................................15
Çizelge 1. 4 Yaygın Kullanılan Anaerobik Arıtma Sistemlerinin Karşılaştırılması ..18
Çizelge 1. 5 Yaygın Kullanılan Anaerobik Arıtma Sistemlerinin Başlıca İşletme
Sorunları..............................................................................................18
Çizelge 1. 6 Anaerobik arıtmada önemli 8 iz elementin minimum miktarları...........20
Çizelge 1. 7 Anaerobik arıtmada bazı organik maddeler için teorik biyokütleye
dönüşüm (Y) ve optimum KOİ/N/P oranları ........................................21
Çizelge 1. 8 Sıcaklık ve pH’a bağlı sıcaklık fraksiyonları........................................23
Çizelge 1. 9 Bazı çözünür bileşenlerin farklı sıcaklıklardaki difüzyon katsayılarının
30 °C’ye bağlı gösterimi ......................................................................30
Çizelge 1. 10 Düşük kirlilik yüküne sahip bazı atıksuların psikrofilik koşullarda
arıtılması..............................................................................................32
Çizelge 1. 11 Laboratuar ölçekli çalışmalarda, tropikal (≥20°C) koşullarda atıksu
arıtımı sonuçları...................................................................................33
Çizelge 1. 12 Asetat, propiyonat, bütirat ve hidrojenin sülfat varlığında ve
yokluğunda anaerobik parçalanmasının sitokiyometrisi ve Gibbs serbest
enerjisi.................................................................................................34
Çizelge 1. 13 Çeşitli organik maddelerin mezofilik anaerobik arıtımı için kinetik
sabitleri................................................................................................36
Çizelge 1. 14 Glukoz ve amino asitlerin asidojenesis safhası için kinetik sabitleri ..37
Çizelge 1. 15 Anaerobik arıtmada k ve Ks’in asetat için sıcaklıkla değişimi............37
Çizelge 1. 16 Bazı organiklerin hücre çevrim katsayıları ........................................39
Çizelge 2. 1 Farklı atıksuların EGSB reaktörle psikrofilik koşullar altında arıtım
verimi sonuçları ....................................................................................48
Çizelge 2. 2 Kağıt sanayi atıksuları için Stover-Kincannon Modeli ile bulunan
kinetik sabitler ......................................................................................49
SAYFA
VII
Çizelge 3. 1 Sentetik atıksu bileşimi........................................................................56
Çizelge 4. 1. 35 °C 3000 KOİ Bulguları ..................................................................60
Çizelge 4. 2. 35 ° C 6000 KOİ Bulguları .................................................................61
Çizelge 4. 3. 35°C 9000 KOİ Bulguları ...................................................................61
Çizelge 4. 4. 35°C 12000 KOİ Bulguları .................................................................62
Çizelge 4. 5. 35°C 15000 KOİ Bulguları .................................................................62
Çizelge 4. 6. 25 °C 3000 KOİ Bulguları ..................................................................63
Çizelge 4. 7. 25 °C 6000 KOİ Bulguları ..................................................................64
Çizelge 4. 8. 25 °C 9000 KOİ Bulguları ..................................................................64
Çizelge 4. 9. 25 °C 12000 KOİ Bulguları ................................................................65
Çizelge 4. 10. 25 °C 15000 KOİ Bulguları ..............................................................65
Çizelge 4. 11. Elde edilen ortalama veriler ..............................................................66
Çizelge 4. 12. Çalışma sonunda elde edilen kinetik sabitler.....................................71
VIII
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 1. 1 Anaerobik bakteriyel metabolizma ............................................................5
Şekil 1. 2 Aerobik ve anaerobik bakteriyel metabolizma (Speece, 1986) ...................6
Şekil 1. 3 Anaerobik dönüşüm prosesleri ..................................................................9
Şekil 1. 4 Askıda çoğalan sistemler (Öztürk,2005) ..................................................11
Şekil 1. 5 Biyofilm üzerinde çoğalan sistemler (Öztürk, 2005)................................11
Şekil 1. 6 EGSB reaktörü ........................................................................................15
Şekil 1. 7 Proses hızının sıcaklığa bağlı değişimi (Öztürk,2005)..............................28
Şekil 3. 1 Çalışmada kullanılan anaerobik filtre ......................................................56
Şekil 4. 1. 35 °C’de giderilen KOİ-üretilen gaz ilişkisi............................................66
Şekil 4. 2. 25 °C’de giderilen KOİ-üretilen gaz ilişkisi............................................67
Şekil 4. 3. 35 °C OLR-%KOİ giderim grafiği..........................................................67
Şekil 4. 4. 25 °C OLR-%KOİ giderim grafiği..........................................................68
Şekil 4. 5. 35 °C OLR-KOİ giderim hızı grafiği ......................................................68
Şekil 4. 6. 25 °C OLR-KOİ giderim hızı grafiği ......................................................69
Şekil 4. 7. KOİ-AKM değişimi ...............................................................................69
Şekil 4. 8. 35 °C Stover Kincannon Model Grafiği..................................................70
Şekil 4. 9. 25 °C Stover Kincannon Model Grafiği..................................................71
SAYFA
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
1
1.GİRİŞ
Anaerobik arıtma, son yıllarda Çevre Mühendisliği alanında üzerinde en çok
araştırma yapılan arıtma türlerinden biri olmuştur. Teknolojik imkanlardaki
gelişmeler, eskiden beri bilinen ve doğada kendiliğinden var olan bu biyolojik arıtım
metodunun avantajlarını arttırarak çok miktarda atığın verimli ve ekonomik olarak
arıtılabilmesini sağlamıştır. Ülkemizde de anaerobik arıtma, gittikçe daha fazla
araştırmaya konu olmuştur. Ancak ülkemizde yeni teknolojilerin kullanılması
oldukça pahalı yatırımlar gerektirdiğinden ve atıklardan, pahalı da olsa çabuk ve
kolay yoldan kurtulma fikri yaygın olduğundan büyük bir kullanım potansiyeli olan
anaerobik arıtma uygulama sahasında yeterince yer almamıştır.
Anaerobik arıtma, atık çamur bertarafında, dünya çapında kullanılan en eski
ve en önemli prosestir (Cavala ve ark., 2003).
Anaerobik arıtma çeşitli çevresel faktörlerden etkilenir, bunlardan biri de
sıcaklıktır. Atıksu sıcaklığı genel olarak 35°C ve 55°C değerini bulmamaktadır.
Yeryüzünün %50 sinden fazlasında ılıman veya soğuk iklim hakimdir. Evsel ve
endüstriyel atıksular bu ortam sıcaklığına bağlı olarak genelde düşük sıcaklıklarda
deşarj edilmektedirler (Rebac, 1998). Mezofilik ve termofilik işletme koşullarında
arıtım yapabilmek için atıksuyu ısıtmak gerekmekte ve bu çoğu zaman ek bir
maliyeti beraberinde getirmektedir.Yakın zamana kadar anaerobik arıtma
proseslerinin, genel olarak 20 °C’nin altındaki sıcaklıklar ve seyreltik atıklar için
elverişsiz olduğu düşünülmekteydi. Günümüzde geliştirilen çeşitli reaktör tipleri ile
yapılan araştırmalar ışığında, çevresel faktörlerin proses üzerindeki etkileri ile olayın
biyokimyasal gelişimi ayrıntılarıyla incelenmiş ve seyreltik atıkların düşük
sıcaklıklarda bile anaerobik olarak arıtılabileceği ortaya konmuştur (Hawkes, 1982:
Öztürk, 1991). Anaerobik reaktörlerdeki termofilik ve mezofilik metanojenlerin
bakteriyel büyüme değerleri belirlenmiştir. Ancak sadece iki tür psikrofilik deniz
metanojeni ve bir miktar psikrofilik (opt. Sıc. 20 °C) ve psikrotropik asetojenik
bakteri (opt. Sıc. 20-30°C ) doğal sedimentlerden izole edilebilmiştir. Anaerobik
psikrofillerin sadece doğal ekosistemlerde incelenmesi, atıksuların anaerobik
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
2
reaktörlerde psikrofilik koşullar altında arıtımı hakkında bilgi eksikliği olduğunu
göstermektedir (Rebac, 1998).
Anaerobik arıtma prosesinin; ılıman ve soğuk iklimlerden (atık sıcaklığı
≈10°C) ziyade tropikal (≥20°C) ve subtropikal (≈20°C) bölgelerde uygulanabilirliği
daha yüksektir (M. Papapetropoulou, 1997). Adana gibi subtropikal bölgede yer
alan yerleşim birimlerinde atıksuları ortam sıcaklığında veya ona yakın bir sıcaklıkta
anaerobik arıtmaya tabi tutmak uygun bir yöntem olarak düşünülmektedir.
Bu çalışmada; Anaerobik Filtre Reaktörde (AF), 35°C ve 25°C sıcaklıklarda
değişik KOİ değerlerine (3000, 6000, 9000, 12000, 15000 mgKOI/L) sahip sentetik
atıksuların arıtım verimi incelenmiş ve elde edilen değerler Stover- Kincannon
modeline uyarlanarak her bir sıcaklık için kinetik sabitler elde edilmiştir. Bu kinetik
sabitler sayesinde ortam sıcaklığına daha yakın olan 25°C’de, istenilen arıtma
verimini sağlayabilmek için uygun reaktör hacmi ve bekletme süresi
belirlenebilmektedir. Böylelikle atıksuyu ısıtma maliyeti düşürülebilmekte ve
istenilen verim sağlanabilmektedir.
1.1.Anaerobik Arıtma Teknolojisi
Anaerobik arıtmada, organik atıklar farklı mikroorganizma gruplarının
ortaklaşa çalışmasıyla, anaerobik bakteri hücrelerine ve esas olarak metan ve
karbondioksit şeklinde gaz forma dönüşürler. Anaerobik arıtma, uygun koşullar
sağlandığında organik madde giderimine ihtiyaç duyulan çoğu alanda rahatlıkla
kullanılabilir. Önceleri atıksu arıtma çamurlarının stabilizasyonunda kullanılan
anaerobik arıtma teknolojisi, bir sonraki aşama olarak yüksek KOİ değerine sahip
endüstriyel atıksuların arıtımında kullanılmıştır. Günümüzde ise gerek evsel, gerek
endüstriyel atıksu arıtımında anaerobik arıtmanın giderme verimleri ve işletme
prensipleri üzerine çalışmalar yapılmaktadır.
Anaerobik arıtmanın, aerobik arıtmaya göre özellikle enerji ihtiyacı ve atık
çamur oluşumu yönünden üstünlükleri vardır. Anaerobik arıtmanın ilerleyen
kademelerinde ortaya çıkan hidrojenin ya da son aşamada ortaya çıkan metanın
enerji açısından kullanımının araştırılması günümüzün popüler konularındandır.
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
3
Atıksu arıtımında özel bir alan olan anaerobik parçalanma bir fermentasyon
prosesidir. Proses, organik maddenin son indirgenme ürünü olan metan üretimiyle
karakterize edilir ve metan üretiminin yanı sıra karbondioksit de son ürün olarak
oluşur. Anaerobik parçalanma sırasında oluşan bu iki gaz fazındaki bileşiklerin
karışımı “biyogaz” olarak adlandırılır. Bu proseste oluşan biyogaz metandan dolayı
önemli bir enerji kaynağıdır. Anaerobik ve aerobik prosesler arasındaki enerji
durumu asetik asitin aşağıdaki reaksiyona göre oksidasyonu ve indirgenmesi
sırasında açığa çıkan enerji ile karşılaştırılabilir:
C2H4O2 + 2O2 → 2CO2 +2H2O +207 kkal
C2H4O2 → CH4 + CO2 + 16 kkal
Asetik asitin oksidasyonundan açığa çıkan 207 kkal enerjinin 191 kkal’si
kimyasal enerji olarak metan formunda kalmaktadır.
CH4 + 2O2 → CO2 +2H2O + 191 kkal
Bu örnek anaerobik parçalanma sırasında açığa çıkan enerjinin sadece küçük
bir kısmının serbest enerji olarak açığa çıktığını ve büyük bir kısmının üretilen
metanda kimyasal enerji olarak saklı kaldığını göstermektedir (Yılmaz, 2004).
Anaerobik proseslerde organik maddelerdeki kimyasal enerjinin çoğu metan
olarak geri kazanılırken, aerobik proseslerde ise bu organik maddelerdeki enerjinin
çoğu bakteriyel metabolizma için kullanılır. Bu nedenle de aerobik arıtmada oldukça
büyük miktarda bakteriyel hücre üretilmektedir. Aerobik dönüşümde 1 kg KOİ’ yi
gidermek için ortalama 2 kWsa.’ lik elektrik sarf edilerek, 0.5 kg biyokütle
üretilmektedir. Anaerobik dönüşümde ise 1 kg KOİ’ yi giderirken 0.5 m3 biyogaz
(yaklaşık 0.4 L sıvı yakıta eşdeğer) ve 0.1 kg biyokütle oluşmaktadır.
Anaerobik Metabolizma
Mikroorganizmalar;
• Obligat Aeroblar
• Mikroaerofilik organizmalar
• Fakültatif Aerob veya Fakültatif Anaeroblar
• Obligat Anaeroblar
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
4
Olmak üzere 4’e ayrılırlar.
Anaerobik bakteriler ökaryotik hücre yapısına sahip olup ekstrem çevre
koşullarına adapte olabilirler. Bulundukları çevre koşullarına göre anaerobik
bakteriler; termofiller, asidofiller, alkalifiller, haloaneroblar, syntrofikler, CO-
kullananlar dehalogenojen anaeroblar olarak sınıflandırılırlar (M. Papapetropoulou,
1997).
Anaeroblar (termofilik ve mezofilikler) atık arıtımında kullanılmaktadırlar.
Bunların kullanımının, aerobik proseslere göre bazı avantajları vardır, bunlar:
• Az atık çamur oluşumu (anaerobik bakterilerin büyüme hızının düşük oluşundan
dolayı)
• Düşük nutrient gereksinimi
• Havalandırma için enerjiye ihtiyaç duyulmaması
• Aerobik arıtma için toksik olan bazı halojenli bileşiklerin parçalanabilmesi
• Anaerobik organizmaların aktivitelerini uygun koşullar altında uzun süre
koruyabilmeleri (dönemsel arıtma için ideal)
• Düşük ilk yatırım maliyeti
• Düşük alan gereksinimi
• Proses sonunda ve ara kademede enerji kaynağı olarak kullanılabilen H ve CH4
gazı üretimi
• Kapalı sistemde çalışmasından dolayı kötü kokunun duyulmaması ve atmosfere
zararlı aerosol salınımının olmaması olarak sıralanabilir.
Farklı organik bileşenlerin anaerobik parçalanmasında dört farklı
mikroorganizma grubuna ihtiyaç vardır. Bunlar hidrolitik, fermentatif, syntrofik ve
metanojenik bakterilerdir (M. Papapetropoulou, 1997).
Anaerobik arıtma sistemlerinde, diğer biyolojik arıtma sistemlerinde olduğu
gibi en önemli mekanizma bakteriyel metabolizmadır. Bakteriyel metabolizma
anabolizma ve katabolizmanın aynı anda oluşmasıyla gerçekleşir. Katabolizma,
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
5
kısaca organik maddenin parçalanması, anabolizma ise organik maddenin hücre
sentezinde kullanılması olarak tanımlanabilir.
Mikroorganizmalar, bütün organizmalar gibi yaşam fonksiyonlarını yerine
getirmek ve üremek isterler. Bunun için organik bileşenlerden elde edilen enerjiye ve
yapı taşlarına ihtiyaç duyarlar. Mikroorganizmalar tarafından salgılanan enzimlerle
enerji açısından zengin, yüksek yapılı organik bileşenlerin parçalanmasıyla düşük
enerjiye sahip basit moleküller ve serbest enerji açığa çıkar. Bu serbest enerjinin bir
kısmından ATP üretilir ve mikroorganizmanın hücresinde depolanır geri kalan enerji
ise ısı enerjisi olarak açığa çıkar. ATP yapımında kullanılan bu enerji; serbest enerji
veya Gibbs Reaksiyon Enerjisi [kJ/ Reaksiyon] olarak adlandırılır. Bir reaksiyon,
Gibbs Reaksiyon Enerjisi sadece negatif değerler aldığında gerçekleşir. Bu değer ne
kadar büyükse, reaksiyonlar o kadar hızlı gerçekleşir. Organik maddelerin
parçalanması sırasında açığa çıkan enerji aerobik ve anaerobik koşullar altında farklı
şekillerde kullanılır. Örneğin Glukozun aerobik parçalanması sırasında toplam olarak
-2870 kJ/mol enerji açığa çıkar, bunun -1100 kJ/mol’ü organizmanın kullanması için
açığa çıkan serbest enerjidir. Bu enerjiden 38 ATP üretilir. Anaerobik koşullarda ise
ATP üretimi için oluşan serbest enerji – 58 kJ/mol’dür, bu da yalnızca 2 ATP
üretimine olanak sağlamaktadır. Bu durum, anaerobik bakterilerin aerobiklere
nazaran neden yavaş büyüdüklerini açıklamaktadır (Anaerobtechnik, 2005).
Bakteriyel metabolizma aşağıdaki şekille ifade edilebilir:
Şekil 1. 1 Anaerobik bakteriyel metabolizma
Aerobik ve anaerobik metabolizmanın karşılaştırılması ise aşağıdaki şekille
ifade edilebilir:
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
6
Şekil 1. 2 Aerobik ve anaerobik bakteriyel metabolizma (Speece, 1986)
Şekilden, anaerobik metabolizma sonucunda biyokütle oluşumunun aerobik
metabolizmaya kıyasla ne kadar az olduğu açıkça görülmektedir. Bu da anaerobik
arıtmada atık çamur stabilizasyonu sorununu minimuma indirmektedir. Ayrıca aynı
miktarda ve kirlilik yükünde atıksuyun arıtımı için gereken reaktör hacmini
düşürmektedir.
Anaerobik koşullar altında, atıksudaki KOİ’nin %90’ından fazlası son ürün
olarak metana dönüşür. Oluşan bu enerji formu, biyokütle sentezinde
kullanılmadığından, atık çamur bertarafı için gereken maliyet ve alan ihtiyacı düşer
(Speece, 1995).
Çizelge 1. 1 Anaerobik arıtmada bazı kilit reaksiyonlar için serbest enerji değerleri
Reaksiyon ∆G kJ
Propiyonat→Asetat CH3CH2COO- + 3 H2O → CH3COO- + H++ HCO-3 +3H2 +76.1 Bütirat→Asetat CH3CH2 CH2COO- + 2 H2O → 2CH3COO- + H+ + 2H2 +48.1 Etanol→Asetat CH3CH2OH + H2O → CH3COO- + H++ 2H2 +9.6 Laktat→Asetat CHCHOHCOO- + 2H2O → CH3COO- + HCO3
-+H+ +2H2 -4.2 Laktat→ Propiyonat 3CHCHOHCOO-→2CH3CH2COO+CH3COO+H+HCO3
- -165 Laktat→Bütirat 2CHCHOHCOO-+2H2O→ CH3CH2COO- +2HCO-
3+2H2 -56 Asetat→Metan CH3COO-+H2O→HCO3
-+CH4 -31 Glukoz→Asetat C6H12O6+4H2O→ 2CH3COO- + 2HCO-
3+4H++4H2 -206 Glukoz→Etanol C6H12O6+2H2O→2CH3CH2OH + 2HCO-
3+2H+ -226 Glukoz→Laktat C6H12O6→2CHCHOHCOO- +2H+ -198 Glukoz→Propiyonat C6H12O6+2H2→2CH3CH2COO- + 2H2O+2H+ -358
Gibbs serbest enerji değeri negatif olarak ne kadar büyükse, reaksiyon tek
başına o kadar hızlı gerçekleşir. Bu durum, anaerobik reaktörlerde uçucu asit
birikimin kolay gerçekleşmesini açıklar (J.Mata-Alvarez, 2002).
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
7
1.2.Anaerobik Sistemlerde Dönüşüm Prosesleri
Organik materyallerden metan fermentasyonu; oldukça karmaşık, günümüze
kadar ayrıntılı incelenmemiş biyokimyasal bir olaydır. Doğadaki en önemli madde
dolaşım zincirlerinden birisi olmasına rağmen henüz tam anlamıyla fotosentezde
olduğu gibi açıklığa kavuşturulamamıştır. Metan fermentasyonunda, fermentasyon
sonucunda metan, karbondioksit ve çok az miktarda hidrojensülfür oluşmaktadır.
Oluşan enerjinin büyük kısmı metan formunda oluşmakta, çok az bir kısmı yeni
hücrelerin yapımında kullanılmaktadır (Alternatif Enerji Kaynakları, Mustafa
Acaroğlu 2003).
Anaerobik arıtmada çok sayıda hidrolitik, fermentatik, asetojenik, syntropik
ve metanojenik bakteri rol almaktadır (Lokshina ve Vavilin, 1998). Anaerobik
dönüşüm prosesleri başlıca 4 adımda meydana gelir, ancak bazı kaynaklarda bu
dönüşüm sürecinin 3 adımda gerçekleştiği belirtilmektedir. Bu dört adım:
1. Hidroliz
2. Asidojenesis
3. Asetojenesis
4. Metanojenesis’tir.
Dönüşümü üç adımda özetleyen kaynaklarda asidojenesis ve asetojenesis
safhası aynı adımda ele alınmaktadır. Anaerobik arıtmada bir grup mikroorganizma
organik polimer ve lipidleri daha basit yapıdaki (monosakkarit, amino asit vb.)
bileşenlere; ikinci grup mikroorganizma hidroliz ürünlerini organik asitlere,
anaerobik arıtmada en çok asetik asite, fermente eder. İkinci grupta yer alan
mikroorganizmalar nonmetanojenler olarak adlandırılırlar, fakültatif ve obligat
anaerobik bakterilerden meydana gelirler. Bu mikroorganizmalar literatürde
asidojenler olarak sınıflandırılırlar. Anaerobik reaktörlerden izole edilen
nonmetanojenik bakteriler içerisinde Clostridium spp., Peptococcus Anaerobus,
Bifidobacterium spp., Desulphovibrio spp., Corynebacterium spp., Lactobacillus,
Actinomyces, Staphylcoccus ve Escherichia Coli sayılabilir. Birinci gruptaki
bakteriler ise proteolitik, lipolitik, üreolitik ve selülitik enzimleri üretir. Üçüncü grup
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
8
mikroorganizma ise asidojenlerin ürettiği asetik asit ve hidrojeni metan gazı ve
karbondioksite çevirir. Bu çevrimden sorumlu bakteriler zorunlu anaerobdurlar ve
metanojenler olarak adlandırılırlar. Metanojenler arasında en önemlileri H ve asetik
asit kullananlardır. Bunların çoğalma süreleri oldukça düşük olduğundan, organik
maddelerin anaerobik arıtımında hız sınırlayıcı basamağı oluştururlar
(Metcalf&Eddy,1991). Yüksek yapıdaki organik moleküllerin olmadığı yerde
metanojenesis, hız sınırlayıcı basamaktır (Gavala ve ark., 2003).
Anaerobik reaktörlerde iki şekilde metan oluşur. Birincisi, hidrojen ve
karbondioksitin birleşmesi, diğeri de formik asit, asetik asit ve metanolün, metan,
karbondioksit ve suya dönüşmesidir. Anaerobik parçalanmanın devam edebilmesi
için reaktörde metan oluşturan bakterilerle diğer bakteri grupları dinamik bir denge
içinde olmalıdır. Ayrıca mikroorganizmaları inhibe eden toksik maddelerin, örneğin
ağır metallerin ve sülfürün bulunmaması zorunludur. Ortam pH’ı 6.6-7.6 arasında
olmalıdır ve PH’ı 6.2 civarında tutabilecek miktarda alkalinite bulunmalıdır. Çünkü
bu pH değerinin altında metan bakterileri faaliyet gösteremezler. Anaerobik
reaktörlerde normal olarak 1000 mg/L ile 5000 mg/L arasında alkalinitenin ve 250
mg/L ‘den daha az yağ asitlerinin bulunması gerekmektedir (Metcalf&Eddy, 1991).
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
10
1.3. Anaerobik Reaktör Tipleri
Anaerobik arıtma prosesinin verimini arttırmak için çeşitli konfigürasyonlar
denenmiştir. Yeni alternatiflerde esas amaç, biyokütlenin reaktör içerisinde kalma
zamanının, dolayısıyla da atık ile mikroorganizmaların yeterli temas süresinin
sağlanmasıdır. Anaerobik biyokütle birikimini ve reaktör içindeki bekletme
zamanını arttırmak için, tamamen yeni yöntemler benimsenmelidir. Metanojenesis
safhasının anaerobik arıtmaya katkısı çok büyük olsa da, prosesin en çok sorun
yaratan en hassas kısmıdır. Bu yüzden de anaerobik arıtma prosesinin
iyileştirilmesinde belli şartlar sağlanıp, alternatif teknolojiler benimsenirken
metanojenesis safhası önem kazanmaktadır (Speece,1986).
Anaerobik reaktörler; mikroorganizmaların askıda çoğaldığı veya biyofilm
üzerinde çoğaldığı reaktörler olarak iki grupta ele alınabilirler;
Askıda çoğalan sistemler:
• Klasik Anaerobik Çürütücüler (CSTR)
• Anaerobik Temas Reaktörleri
• Membranlı Anaerobik Reaktörler
• Yukarı Akışlı Çamur Örtü Reaktörler (UASB)
• Genleşmiş Granüler Çamur Örtü Reaktörler (EGSB)
Biyofilm üzerinde çoğalan sistemler:
• Anaerobik Akışkan Yataklı Reaktörler (FB)
• Anaerobik Filtreler (AF) [Sabit Yatak]
Ayrıca bu reaktörlerin çeşitli kombinasyonlarından oluşan “Hibrit Reaktörler”
de mevcuttur. Hibrit reaktörlerde, bir reaktörün avantajı diğerinin dezavantajı yerine
kullanılır.
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
11
Şekil 1. 4 Askıda çoğalan sistemler (Öztürk,2005)
Şekil 1. 5 Biyofilm üzerinde çoğalan sistemler (Öztürk, 2005)
Yüksek hızlı anaerobik reaktörler; yüksek konsantrasyonda aktif biyokütlenin
reaktörde tutulabildiği, buna bağlı olarak da yüksek organik yükleme değerinin
uygulanabildiği, yüksek çamur yaşının- düşük hidrolik bekletme süresinin
sağlanabildiği sistemlerdir. Birbirinden farklı yüksek hızlı anaerobik sistemler son 30
yılda geliştirilmiştir. Örneğin; (Elmitwalli, 2000)
• Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktör (AF)- Young ve McCarty,1969
• Yukarı Akışlı Çamur Örtü Reaktörü (UASB)- Lettinga ve ark., 1979
• Akışkan Yataklı Reaktör (AFB)- Switzenbaum ve Jewell,1980
• Anaerobik Hibrit Reaktör (AH)- Giuot ve Berg,1984
• Anaerobik Biyodisk Reaktör- Friedman,1980
• Aşağı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktör- Kennedy ve Guiot,1982
• Anaerobik Perdeli Reaktör- Bachmann ve ark.,1985
UASB reaktör bu reaktörler arasında en çok uygulanan modeldir, bunu
sırasıyla Anaerobik Filtre ve Anaerobik Hibrit sistemler takip eder (Verstraete ve
ark., 1996; Monroy ve ark., 2000).
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
12
1.3.1. Klasik Anaerobik Çürütücüler
Klasik anaerobik çürütücüler; tam karışımlı ve geri devirsiz reaktörlerdir.
Geri devirsiz olduklarından çamur yaşı hidrolik bekletme süresine eşittir. Yavaş
çoğalan metan bakterilerinin sistemden yıkanmaması için çamur yaşı en az
bakterilerin spesifik büyüme süresi kadar olmalıdır. En önemli metan bakterilerinden
biri de “Methanosaeta”dır. Bu bakterinin maksimum spesifik büyüme hızı µmax.: 0,1
d-1’dir. Ancak sistemde bakterilerin emniyetle çoğalabilmesi için, spesifik çoğalma
hızının 1,6 katı kadar süreye ihtiyaç vardır (ATV-DVKW,2000). Bu nedenle,
örneğin bu bakteri grubu için, (1/0,1)*16=16 günlük hidrolik bekletme süresinde
işletilmelidirler (Anaerobtechnik,2005). Uygulamada 15-20 günlük hidrolik
bekletme süreleri ile işletilirler, buna bağlı olarak da reaktör hacimleri büyüktür.
Hem hacmin büyüklüğü, hem de çıkış suyundaki askıda katı madde
konsantrasyonunun yüksekliği bu sistemlerin en önemli
mahzurlarındandır.Uygulamada, atıksuların arıtılmasından ziyade arıtma
çamurlarının çürütülmesi için kullanılırlar.
1.3.2. Anaerobik Temas Reaktörü
Anaerobik temas reaktörleri, tam karışımlı anaerobik reaktörler olup, gaz
ayırma ve çökeltme birimlerinden oluşur. Çökelme tankındaki çamur reaktöre geri
devir ettirilerek çamur yaşının kontrol edilebildiği bir sistemdir. Karıştırma, ya
mekanik olarak ya da biyogazın reaktöre enjekte edilmesiyle sağlanır. Çökelme tankı
basit çökelme havuzu veya lamelli çökeltici olarak teşkil edilir. Çökeltme esnasında
gaz oluşumu devam ettiğinden çamurun çökelmesi uzun zaman alır ve sorunludur.
Anaerobik bakterilerle organik maddenin yeterli temasını sağlamak için reaktör etkili
bir şekilde karıştırılır. Anaerobik kontak reaktörlerinde organik yükleme oranları
UAKM cinsinden, maksimum 3kg KOİ/ kg UAKM-gün ve hacimsel organik yük
olarak da maksimum 12,9 kg KOİ/m3-gün olarak verilmiştir (Seyfried ve
Saake,1986: Öztürk, 1999).
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
13
1.3.3.Membranlı Anaerobik Reaktörler
Membranlı havasız reaktörlerde ana reaktör tam karışımlı bir anaerobik
reaktör olup katı madde ayrımı için çökeltme yerine ultrafiltrasyon birimi kullanılır.
Membran üzerinde akarken suyu alınan biyokütle sisteme geri döndürülerek çamur
yaşı istenilen seviyede tutulmaktadır. Genelde KOİ değeri 10000 mg/L’nin
üzerindeki konsantre ve debisi küçük endüstriyel atıksular için uygun sistemlerdir
(Öztürk, 2005). 1,7-8,0 kg KOI/m3-gün kirlilik yüküne sahip atıksular için Güney
Afrika’da örneklerine rastlanmaktadır. Ancak diğerlerine göre pahalı bir sistem
olduğundan ve ultrafiltrasyon sistemi anaerobik mikroorganizmaları zedelediğinden
çok tercih edilen bir sistem değildir (Anaerobtechnik,2005).
1.3.4. Yukarı Akışlı Çamur Örtü Reaktörler (UASB)
Bu reaktör tipi 70li yıllarda Lettinga ve arkadaşları tarafından bulunmuştur.
Anaerobik atıksu arıtımında en geniş kullanım alanına sahip yüksek hızlı anaerobik
reaktör tipidir. Günlük yaşamda kullanılan bütün UASB’ler tropikal ve subtropikal
koşullarda işletilmektedir. Pilot reaktörler ise ılıman iklimlerde denenmektedir. En
önemli özelliği faz ayrımının olmasıdır. Bu parça, reaktörün üstünde yer almaktadır
ve reaktörü iki parçaya bölmektedir: arıtmanın gerçekleştiği alt bölüm ve çökelmenin
olduğu üst bölüm (Lettinga,1994 ). Yukarı akışlı çamur örtü reaktörlerinin en önemli
ve karakteristik özelliği, faz ayırıcılarının bulunmasıdır. Faz ayırıcıların sıvı fazdan
kaçan biyogazı toplamak, reaktörün üst kısmındaki ayırıcıda askıda katı maddenin
çökelmesini sağlamak, çıkış suyundaki AKM konsantrasyonunu düşük seviyede
tutmak ve kesikli olarak gelebilecek yüksek hidrolik yüklerde yükselen çamura alan
yaratmak gibi dört önemli fonksiyonu vardır (Yılmaz, 2004).
Bu tür sistemlerde mikroorganizmalar yukarı akışlı akımda floklar halinde
gelişir. Arıtma; reaktörün alt kısmındaki çamur yatağı ile bunun üst kesimindeki
çamur örtüsünce gerçekleştirilmektedir. Beslenen atığın organik madde muhtevasına
bağlı olarak; kuvvetli atıklarda, çamur yatağı, seyreltik atıklarda ise çamur örtüsü
arıtmada ağırlıklı rol oynamaktadır. Çökelme hızı çok yüksek ağır aktif granüler
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
14
çamur yatağı sayesinde hidrolik bekletme süresinin 3-4 saat gibi değerler almasında
dahi biyokütle kaybı olmaksızın sistem işletilebilmektedir. Bu reaktörlerin anaerobik
akışkan yataklı reaktörler ve anaerobik filtrelere kıyasla yüksek organik yüklerden
daha az etkilenme, yüksek aktiviteli çamur içeriği, tıkanma probleminin olmaması ve
ilk yatırım maliyetinin az olması gibi avantajları vardır.
Bu tip reaktörlerin dizaynında; yüksek organik madde içerikli atıksular
arıtılacaksa atıksuyun organik yükü esas alınır. Ancak düşük organik yüke sahip
fakat debisi yüksek atıksular için hidrolik yük esas alınır. Reaktör dizaynıyla ilgili
önemli noktalardan birisi de reaktör yüksekliğidir. Yüksek organik yüklemelerde
oluşabilecek kanallama problemi, debi dağıtım sistemi kurularak engellenebilir. Debi
dağıtım sistemine özellikle; reaktördeki karışımı sağlayacak biyogazın az üretileceği
düşük sıcaklık değerlerinde ihtiyaç duyulur.
Çizelge 1. 2 Anaerobik çamur örtü reaktörleri için performans değerleri (Acosta, 1993)
Atıksu Organik Yükleme Değeri (Kg/m3-gün)
Sıcaklık (°C)
Hacim (L)
Giderim (%)
Fasulye yıkama atığı 8-10 10-15
30 25
2.7 3-4
90-95 88-90
VFA Karışımı 6 35 4.5 90 Ham atıksu 0.7-2.7 8-20 120 50-85 Şeker pancarı atıkları 10 30 800*103 79.3 Sentetik nişasta atıkları 25-10 35 6.7 68-87 Kimyasal endüstri atıkları 12-30 35 3-4 73-82 Patates atıkları 0.55 20 32.6 95-98 Parçalanmış atıksu çamuru likörü
0.7 35 1.1*103 76
Damıtık içki fabrikası atıkları 10.7-16.9 35 5*103 45-65
Sıcak bölgelerde evsel atıksuların anaerobik arıtımında, ayrıca ısıtma
olmaksızın %70’in üzerinde KOİ giderimleri sağlanabilmektedir. Özellikle
anaerobik çamur örtü reaktörlerinin bu maksatla kullanılmasına çalışılmaktadır.
Tamamen yörenin normal iklim şartlarında geniş bir aralıkta değişen sıcaklık
değerlerinde 1-4 kg KOİ/m3-gün’lük organik yükler tatbik edilebilmektedir. Bu yolla
mevsimlik çalışan turizm işletmeleri atıksularının arıtılması için de fizibil çözümler
elde edilebilir (Ubay, 1993: Öztürk 1999’dan).
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
15
Çizelge 1. 3 Anaerobik çamur örtü reaktörlerinin tasarım yükünün sıcaklıkla değişimi (Öztürk, 1999)
Sıcaklık °C Tasarım Yükü Kg KOİ/m3-gün
40 30 20 15 10
15-25 10-15 5-10 2-5 1-3
1.3.5.Genleşmiş Granüler Çamur Örtü Reaktörler (EGSB )
EGSB reaktörler UASB ve akışkan yataklı reaktörlerin avantajlı yönlerinin
birleşmesinden oluşur. EGSB reaktörlerde çamur akışkan halde tutulur, ancak
akışkan yataklı reaktörlerden farklı olarak inert materyal üzerinde değil de granüler
halde tutulur (Rebac,1998). Yüksek verimli UASB olarak da adlandırılabilir.
Yükseklikleri 12-17 m arasında inşa edilir. 15-25 kg KOİ/m3-gün aralığında yükleme
yapılabilir. Sıvı- katı-gaz ayrımının iyi ayarlanmış olmasından dolayı UASB
reaktörlere göre yüksek çamur konsantrasyonuna sahiptirler, ancak reaktör içindeki
karışımı sağlamak için kullanılan pompalar enerji ihtiyacını arttırmaktadırlar. Atıksu
ve biyokütle arasındaki temas arttığından yüksek arıtım verimi elde etmek
mümkündür (Anaerobtechnik,2005).
Şekil 1. 6 EGSB reaktörü
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
16
1.3.6. Anaerobik Akışkan Yataklı Reaktörler (FB)
Anaerobik akışkan yataklı reaktörlerde, biyokütle küçük çaplı destek
malzemesi üzerinde biyofilm tabakası oluşturur. Biyotaneciklerin akışkan halde
tutulabilmesi için yüksek orandaki geri devir akımı ile gerekli yukarı akış hızı
sağlanır. Anaerobik akışkan yataklı reaktörlerin askıda çoğalan tipteki biyokütlenin
(floküler yapı) hakim olduğu sistemlere oranla önemli üstün özellikleri vardır. Kum
gibi ağır taneciklerin kararlı çökelme hızları çok yüksektir (50 m/sa). Bu yüzden
reaktördeki yukarı akış hızları 10-30 m/sa gibi yüksek değerlerde tutulmaya çalışılır.
Bu derece yüksek yukarı akış hızları sebebiyle atıksu içindeki inert maddelerin
reaktörde birikmesi mümkün değildir ve biyokütle aktivitesi çok yüksektir. Özgül
yüzeyi 3000 m2/m3 ‘e ulaşan küçük çaplı (0,2-0,8 mm) tanecikler üzerindeki
biyofilm halinde tutunan biyokütle miktarı 40 kg/m3’e ulaşabilir. Yüksek orandaki
biyokütle konsantrasyonu sebebiyle, anaerobik akışkan yataklı reaktörlerde çok
yüksek arıtma kapasitelerine ulaşılabilir. Bu yüzden anaerobik akışkan yataklı
reaktörler kompakt, az yer kaplayan ve son 15 yılda kullanımı yaygınlaşan yüksek
hızlı reaktörlerdir. Bunun yanı sıra anaerobik akışkan yataklı reaktörlerin, biyofilm
oluşumunun uzun zaman alması, işletmeye alma döneminin uzaması, biyofilm
kalınlığının kontrol edilme zorluğu, yüksek orandaki geri devir oranının enerji
gereksinimi, taban kısmındaki akım dağıtma yapısının maliyeti ve geri devir
durduğunda biyokütlenin briketleşmesi sonra da tekrar akışkanlık kazanmasının uzun
zaman alması gibi dezavantajları vardır.
Anaerobik akışkan yataklı reaktörlerin işletmeye alınması sırasında önemli
hususlardan biri biyofilm oluşumudur. Bunun için dolgu malzemesi seçimi, aşılama
tekniği ve organik yük artışı önemli faktörlerdir. Dolgu malzemesi olarak kum, aktif
karbon, sinterlenmiş cam malzeme ve sentetik reçineler kullanılabilir.
Aşılama işleminde kesikli ve sürekli olmak üzere iki genel teknik vardır.
Kesikli aşılamada reaktör hacminin 2/3’si aşı olabilir ve reaktörün geriye kalan
hacmi arıtılacak atıksu ile doldurulur daha sonra her gün belli miktarlarda reaktör
sıvısı yeni atıksu ile değiştirilir. Organik yük artışı maksimum verim ya da
maksimum organik yük esas alınarak yapılır. Hacimsel organik yük açısından
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
17
anaerobik akışkan yataklı reaktörler için oldukça yüksek değerler (60 kg KOİ/m3-
gün) bildirilmiştir (Heijnen, 1983: Öztürk, 1999).
1.3.7.Anaerobik Filtreler
Anaerobik filtre ilk olarak 1969 yılında Young ve McCarty tarafından
tanımlanmıştır ve çeşitli endüstriyel atıkların arıtımında etkili bir şekilde kullanılmak
üzere geliştirilmiştir (Young, 1969). Son 30 yıldır ise yüksek hızlı arıtma sistemi
olarak kuvvetli organik atıksuların arıtımında kullanılmaktadır (Öztürk, 1999).
Anaerobik filtreler aşağı veya yukarı akışlı olarak dizayn edilirler. Filtrelerde;
plastik, seramik ya da benzeri, çözünme ve baskı sonucu kırılmaya dayanıklı
malzeme kullanılır. Dolgu malzemesinin yüzey alanı oldukça önemlidir. Aynı hacim
için, artan yüzey alanında arıtma verimi artar. Dolgu malzemesi üzerinde ilk
yüklemeden itibaren zamanla biyofilm oluşur. Atıksu bu biyofilm tabakasında ve
dolgu malzemesi arasında bulunan boşluklarda oluşan anaerobik çamur granüllerinde
arıtılır. Filtrelerde zaman zaman tıkanmalar meydana gelebilir, bu tıkanmaların
neticesinde kanallanma olmasını önlemek adına sisteme basınçlı gaz (azot ya da
sistemde oluşan biyogaz) verilir. Filtrelerde yüksek KOİ değerine sahip atıksuların
yanı sıra düşük yüklerdeki atıksular da arıtılır, hidrolik, organik ve toksik etkilere
karşı dayanıklıdır, çamur bekleme süreleri yüksek, çamur üretimi düşük ve biyokütle
kaybı azdır. Anaerobik filtrelerde geri devir yapılması KOİ giderme verimini önemli
miktarda arttırmamasına rağmen sistemin özellikle alkalinite, nütrient ve ısı
ihtiyacının azaltılması bakımından önemli bir uygulamadır (Yılmaz, 2004).
Anaerobik filtrelerin kısa sürede tıkanmasını önlemek için yüksek AKM içeren
atıksuları filtreden önce ön çökeltmeye tabi tutmak uygundur. Young ve Yang
anaerobik filtre dizaynındaki en önemli parametrelerin,
• Hidrolik bekletme süresi,
• Dolgu malzemesi tipi,
• Akımın yönü, olduğunu belirtmişlerdir.
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
18
ABD’de ve Kanada’da 1972 yılından itibaren inşa edilmiş çok sayıda kurulu yukarı
akışlı anaerobik filtre vardır. Bu tesislerde hacimsel organik yük 0.2-16 kg KOİ/m3-
gün aralığında değişmektedir. Hidrolik bekleme süreleri de, katı atık sızıntı suyu
arıtılan anaerobik filtrelerdeki 30-40 günlük süre haricinde, 12 ile 96 saat aralığında
yer almaktadır. Arıtılan atıklardaki giriş KOİ değerleri de 100-150 mg/L (ön
çökeltmeli atıksu) ile 24000 mg/L (fermentasyon atıksuyu) gibi geniş bir aralıkta
değişmektedir. Elde edilen KOİ giderme verimleri atık tipine bağlı olarak genelde %
60-90 aralığındadır. İşletme emniyeti ve sistem veriminin yükseltilmesi gayesiyle
birden fazla sayıda filtre veya anaerobik çamur yataklı filtre (hibrid reaktör) inşa
edilerek seri bağlı işletilebilirler (Öztürk, 1999).
Çizelge 1. 4 Yaygın Kullanılan Anaerobik Arıtma Sistemlerinin Karşılaştırılması
(Öztürk, 1999) Karakteristik Davranış Anaerobik
Çamur Örtü Reaktörü
Anaerobik Filtre Anaerobik Akışkan Yataklı Reaktör
İşletmeye alma Biyokütle (çamur) gelişimi Sıvı fazın karışımı Hidrolik şoklara karşı koyma Organik şoklara karşı koyma Askıda katılara duyarsızlık Tıkanmaya duyarsızlık Biyokütle yüzme riski Reaktörün kontrol ihtiyacı
- ++ - - + - ++ - +
- + +(+) ++ + + - + +
- ++ ++ ++ + ++ ++ + -
- yetersiz, + iyi, ++ çok iyi Çizelge 1. 5 Yaygın Kullanılan Anaerobik Arıtma Sistemlerinin Başlıca İşletme
Sorunları (Öztürk, 1999) Anaerobik Çamur Örtü Reaktörü
Anaerobik Filtre Anaerobik Akışkan Yataklı Reaktör
-Yatak genleşmesinin kontrol güçlüğü -değişken giriş suyu özelliklerine bağlı proses stabilitesi sorunu -şok yüklerde biyokütle kaybı -inert (inorganik) madde birikimi -biyokütle yüzmesi (kaçması)
-giriş akımını üniform dağıtma zorluğu -yatakta tıkanma ve kanallanma riski -filtrenin periyodik olarak geri yıkanma gereği -inert katı madde birikimi -çıkışta AKM ayırma (çökeltme) ihtiyacı
-yatak genleşmesini kontrol güçlüğü -giriş akımını üniform dağıtma zorluğu -biyopartikül kaçışı -akışkanlaşma özelliklerinin değişkenliği -biyofilm kopması -vanalarda arıza -sürekli geri devir mecburiyeti
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
19
1.4. Anaerobik Arıtmada Çevresel Faktörler
Anaerobik arıtma çevresel koşullardan aerobik arıtmaya göre daha çok
etkilenir. Anaerobik arıtma sistemleri daha dar çevresel koşullarda çalışırlar, ve
optimum noktadan uzaklaştıkça arıtma verimleri düşer. Metanojenler, anaerobik
arıtmada çevresel koşullardan en çok etkilenen grubu oluştururlar. Bu çevresel
faktörler pH, sıcaklık, nutrient gereksinimi, alkalinite ve toksisitedir.
1.4.1. pH
Metan bakterileri için optimum pH aralığı 6,5-8,2 olarak kabul edilir.
Anaerobik arıtmada en hassas grup metan bakterileri olduğundan ortam pH’ını bu
aralıkta tutmak gerekir. Asidojenler, metanojenlere kıyasla daha geniş bir pH
aralığında faaliyet gösterirler ancak onlar da pH’ın 5,5’in altına düşmesi halinde
inhibisyona uğrarlar. Ayrıca, sülfat kullanan bakterilerin kısa süreli (8 sa) pH
değişimlerinden metanojenlere kıyasla daha az etkilendiği belirtilmiştir (Leitão ve
ark. ,2004). pH’ın metanojenlerin tolere edebileceği değerlerin dışına çıkması
halinde, bu durumdan daha az etkilenen asidojenler baskın hale gelip, reaktörde VFA
(uçucu yağ asidi) birikimine neden olabilirler. Anaerobik reaktörlerde CO2 ve VFA
artışı sistemin pH’ını düşürürken, protein parçalanmasından oluşan NH3, reaktörün
pH’ını yükseltir. Sistemin pH’ı gerekiyorsa dışardan alkalinite takviyesi ile
dengelenebilir.
Herhangi bir sebeple kararlılığını yitiren bir reaktörde, dengesizlik ilk önce
toplam uçucu asit konsantrasyonun artması sonucu pH’ta ani bir düşüş ile kendini
gösterir. pH’taki düşüşü bir süre sonra (yaklaşık 2 gün sonra) alkalinitedeki ani
azalma izler. Bu esnada gaz üretiminin yavaşlaması, dolayısıyla gaz debisinde bir
azalma ve gazdaki CH4 yüzdesinde bir düşüş gözlenir. Bunların sonucu olarak da
reaktör çıkışındaki KOİ konsantrasyonu yükselir ve sistemin verimi düşer (Öztürk,
1999).
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
20
1.4.2. Nutrient Gereksinimi
Bütün mikroorganizmaların olduğu gibi, anaerobik mikroorganizmaların da
metabolik faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için bazı temel ve iz elementlere
gereksinimleri vardır. Atıksu arıtımında en genel olarak sudaki C, N ve P’lu
bileşenlerin miktarının düşürülmesi beklenir. Bakteriler atıksudaki bu bileşenlerin
miktarı düşürülürken yeni bakteri hücresi ve enerji açığa çıkar. Anaerobik bakteriler,
daha önce de bahsedildiği gibi aerobik bakterilere kıyasla daha az yeni hücre, daha
çok enerji üretirler. Metabolik faaliyetlerinde kullandıkları C miktarı aerobik
bakterilere kıyasla daha yüksektir. Bu nedenle aerobik arıtma için optimum kabul
edilen KOİ/N/P miktarı 100/5/1 iken bu oran anaerobik arıtmada işletmeye alma
devresinde 300/5/1- 500/5/1 aralığında tutulur. Kararlı halde ise 700/5/1 oranı
uygulanabilir (Öztürk, 1999). Bu oranlar aynı miktardaki anaerobik ve aerobik
organizmalardan, anaerobiklerin çok daha fazla atık arıtabileceğini ifade eder. C, N
ve P gibi makronütrientler yanında Na, K, Mg, Fe, S, Ni, Co, Mo, Se ve W gibi iz
elementler de anaerobik arıtma için gereklidir. Özellikle diğer bütün çevre şartları
uyumlu iken, yüksek KOİ giderimi gerçekleşmiyorsa iz elementlere dikkat
edilmelidir. Anaerobik arıtma için olumlu etkisi tespit edilmiş 8 iz element ve
miktarları şekilde verilmiştir:
Çizelge 1. 6 Anaerobik arıtmada önemli 8 iz elementin minimum miktarları (Asetat kullanım hızı: 30-60 kg Asetat/m3-gün, Өc: 5 gün, T: 35 °C, pH: 6,8) (Öztürk, 1999)
İz Elementler Minimum Miktar (mg/L reaktör-gün)
Reaktördeki İz Element Konsantrasyonu (mg/L)
S 10 4 Ca 5 3 Mg 1 3 Fe 1 0,5 Ni 0,2 <0,01 Co 0,1 0,05 K 100 555 Zn 0,1 0,05
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
21
Çizelge 1. 7 Anaerobik arıtmada bazı organik maddeler için teorik biyokütleye dönüşüm (Y) ve optimum KOİ/N/P oranları (Öztürk, 1999
Organik Bileşik Y (g UKM/g KOİ) Optimum KOİ/N/P
Asetik asit 0,038 1420 / 6,7 / 1 Propiyonik asit 0,12 451 / 6,7 / 1 Bütirik asit 0,16 338 / 6,7 / 1 Uzun zincirli yağ asitleri 0,14 386 / 6,7 / 1 Karbonhidratlar 0,22 246 / 6,7 / 1 Yağlar 0,14 386 / 6,7 / 1 Proteinler 0,13 -
1.4.3.Alkalinite
Alkalinite, anaerobik arıtma sistemleri için en önemli parametrelerden biridir.
Alkalinite, atıksu bileşimine bağlı olarak metabolik olarak üretilebildiğinden dolayı
metabolik alkalinite birçok atıksu için karakteristiktir. Başlangıçta birkaç yüz mg/L
olan giriş suyu alkalinitesi arıtma çıkışında birkaç bin mg/L’ye yükselebilir. Protein
gibi azotlu organik bileşiklerin anaerobik ve aerobik parçalanmasından açığa çıkan
amonyum oranına bağlı olarak metabolik alkalinite diye adlandırılan alkalinite
oluşur. Bununla birlikte karbonhidratlar, şekerler, aldehitler, ketonlar ve esterler gibi
bileşiklerin anaerobik parçalanması sonucu metabolik alkalinite oluşmaz. Proteinin
anaerobik parçalanması sırasında amonyak ve bikarbonat oluşum reaksiyonları
aşağıdaki gibidir:
RCHNH2COOH + 2H2O → RCOOH + NH3 + CO2 + 2H2
NH3 + H2O + CO2 → NH4HCO3
Eğer protein 1/10 azot içeriyorsa tam olarak parçalanmış 1 g/L proteinden 0,1
g/L NH4-N oluşur ve oluşan her 0,1 g/L NH4-N için 0,36 g/L CaCO3’a eşdeğer 0,56
g/L NH4HCO3 meydana gelir (Speece, 1996).
Sülfatın ve sülfitin indirgenmesinden oluşan alkalinite reaksiyonları ise
aşağıdaki gibidir:
4H2 + SO4-2 + CO2 → HS- + HCO3
- + 3H2O
CH3COO- + SO4-2 → 2HCO3
- +HS-
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
22
3 CH3COO- + 4HSO3- →3 HCO3
- + 4 HS- + 3H2O + 3CO2
Yarım mol sülfatın veya 1 mol sülfitin indirgenmesinden 1 mol alkalinite
oluşur. 96 gram sülfat başına 2 mol : 100 g alkalinite üretilir (CaCO3 cinsinden).
Alkalinitedeki yükselme, indirgenen sülfat miktarına hemen hemen eşittir (Speece,
1996).
Reaktördeki alkalinite miktarının kontrolü için, azotlu ve sülfatlı
bileşiklerinin ve uçucu yağ asidi miktarının bilinmesi gerekir. Çıkışta ölçülen
alkalinite değerinin beklenenin altında çıkması sistemde uçucu yağ asiti birikmesinin
habercisi olabilir.
1.4.4. Toksisite
Toksisitenin pek çok farklı tanımı olsa da çevre mühendisliğinde, bakteriyel
metabolizma üzerinde olumsuz etki anlamına gelmektedir. Toksikant, toksik etki
meydana getiren bileşenlere verilen genel addır. İnhibasyon ise, bakteriyel
fonksiyonların azalması olarak tanımlanır. Anaerobik arıtmada toksik etki gösteren
başlıca bileşenler; ağır metaller, sülfat, sülfit, kloroform, klorür, fenol, siyanür,
amonyum, oksijen ve yüksek konsantrasyondaki katyonlardır. Ağır metaller toksik
etkilerini şelatlaşarak, çökelerek veya her ikisini de gerçekleştirerek gösterirler
(Speece, 1996).
Toksikantlar iki genel sınıfa ayrılırlar: spesifik ve narkotik. Spesifik
toksikantlara CN örnek verilebilir; bunlar spesifik fonksiyonları inhibe ederler.
Narkotik toksikantlara ise kloroform örnek verilebilir; bu sınıfa dahil olan
toksikantlar narkoz etkisi yaratırlar ve mikrobiyal fonksiyonların ilerlemesini
engellerler (Speece, 1996). Reaktör dizaynıyla oynanarak ya da farklı işletme
koşulları sağlanarak, toksik bileşenleri anaerobik yolla arıtmak mümkündür. Toksik
bileşenlerin etkisini belirlemede farklı değerler göz önüne alınır; bunlar toksikant
konsantrasyonu, katı bekletme zamanı, biyokütle konsantrasyonu, hücre yaşı,
toksikanta maruz kalma süresi ve sıcaklıktır. Genç hücreler toksikantlardan, yaşlılara
oranla daha az etkilenirler (Speece, 1996). Toksik etkileri azaltmak için atıksuyu
seyreltme uygulanabileceği gibi toksik bileşene aklimasyon da uygulanabilir. Düşük
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
23
dozlarla başlanan toksik madde beslemesi artan dozlarla devam edebilir ve böylelikle
bakterinin toksikanta aklimasyonu sağlanabilir. Toksik bileşenlerden en çok
metanojenler etkilenirler.
Toksik madde giderimi için uygun koşullar aşağıdaki gibi özetlenebilir:
• toksikant konsantrasyonunun IC50 değerinden nispeten düşük olması (IC50 :
biyokütlenin %50 ‘sinin inhibe olması için gereken toksikant konsantrasyonu)
• toksikantın kendi kendine parçalanabilir veya arıtma koşullarında alı konabilir
olması
• biyokütlenin toksikanta karşı aklime olmaya yetenekli olması
Toksisite gideriminde sıcaklığın önemi: Optimum sıcaklıklarda (35 °C)
toksisitenin etkileri kolay düzelir ve sistemin güvenliği daha etkin olarak korunur.
Speece ve Yang’ın yaptıkları çalışmalarda; sıcaklığın 35 °C’den 25 °C’ye düşmesi
halinde CN’ün toksik etkilerinin daha uzun sürede iyileştiğini belirtmişlerdir. 25
°C’de gaz üretimindeki geçici inhibasyonun daha yüksek değerlerde olduğunu ve
düzelme süresinin de daha uzun olduğunu belirtmişlerdir. Termofilik metanojenler,
toksik bileşenlere karşı mezofiliklerden daha hassastırlar. Sıcaklık ayrıca NH3
toksisitesinde de etkilidir. NH3 NH4’e göre çok daha toksiktir ve değişimi sıcaklıkla
pH’a bağlıdır. Yüksek sıcaklık ve pH değerlerinde sudaki serbest amonyak NH3
miktarı artar.
Çizelge 1. 8 Sıcaklık ve pH’a bağlı sıcaklık fraksiyonları (Speece, 1996) pH Sıcaklık (°C)
25 35 55 6.5 .002 .004 .012 7.0 .006 .011 .036 7.5 .017 .034 .107 8.0 .053 .099 .274
Aşağıda bazı toksikantların özelliklerine değinilmiştir:
Oksijen
Anaerobik arıtmada sistem kararlılığının sağlanabilmesi için ortamda serbest
oksijenin olmaması gerekir. Oksijen, kimyasal olarak bağlı olsa bile arıtma sürecini
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
24
olumsuz olarak etkilemektedir. Bu yüzden ortamda serbest oksijenin yanı sıra NO3,
H2O2, SO4-, HS- gibi maddelerin de bulunmaması gerekir. Bunların varlığı arıtma
verimini düşürür.
Kükürt
Sülfata pek çok endüstriyel atıksuda yüksek konsantrasyonlarda rastlanır.
Anaerobik koşullarda sülfat, sülfat indirgeyen bakteriler tarafından parçalanır ve
nihai ürün olarak H2S oluşur. Sülfat gideren bakteriler, metan bakterileriyle aynı
enerji kaynaklarını kullanırlar; bu yüzden rekabete girerler. Sülfat gideren bakteriler
enerjetik olarak metan bakterilerine göre daha avantajlı olduklarından, metan
üretimine doğru olan elektron akışını sülfat giderimine doğru çevirerek reaktördeki
metan üretiminin düşmesine neden olurlar. Ayrıca pH ve sıcaklık değişimlerine karşı
metan bakterilerine kıyasla daha az hassastırlar. Bu rekabetin yanı sıra oluşan H2S’in
yüksek konsantrasyon seviyelerine çıkması sistemi inhibe eder. Ortamdaki H2S
konsantrasyonunun 250 mg/l’ye ulaşması asetattan CH4 üretimini tamamen inhibe
eder (Öztürk, 1999).
Uçucu Asitler
Asit üretimi sırasında oluşan uçucu asitlerin konsantrasyonlarının yükselmesi
sistemde inhibasyona sebep olur. Toplam uçucu asit konsantrasyonu (TUA) değeri
1000-1500 mg/L’yi aşmamalıdır (Frostell, 1985).
Anaerobik reaktörlerde TUA birikiminin muhtemel sebepleri aşağıda
sıralanmıştır:
• iz element eksikliği
• diğer toksik etkiler
• aşırı organik yükleme
• hidrolik kısa devre
• N ve P yetersizliği
• H2 kısmi basıncının yüksek oluşu
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
25
Amonyak
Amonyum toksisitesi; anaerobik reaktörler için, atıksu yüksek
konsantrasyonlarda amonyum içerdiği zaman veya yüksek konsantrasyonlarda
protein gibi azotlu organik bileşikleri içerdiği zaman ortaya çıkmaktadır. Amonyak
iyonize olduğunda toksik etkisi oldukça azdır. Amonyağın iyonizasyonu sıcaklık ve
pH’la kontrol edilebilir. Nötral pH’da 84 mg/L iyonize olmamış amonyağa eşdeğer
8500 mg/L iyonize olmuş amonyak anaerobik prosesin performansında bir
değişikliğe sebep olmamıştır. Ancak yine nötral pH’da 10000 mg/L NH4-N
metanojenik kültürün gaz üretimini tamamen durdurmuştur ve biyokütlede hücre
ölümü sıkıntısı yaşanmıştır. Bununla birlikte 10 gün sonra gaz üretimi gözlenmiş ve
5 gün içerisinde de biyokütle aktivitesi kontrol değerlerinin % 70’ine ulaşmıştır. Bu
da NH3 toksisitesinin “bakteriostatik” etki gösterdiğini açıklamaktadır.
(Bakteriostatik etki; bazı hücresel fonksiyonların sona ermesine yol açar.
Bakteriocidal etki ise yaşamın tamamen sona ermesine yol açar.) (Speece, 1996).
Koster ve Lettinga (1988), yukarı akışlı çamur örtü reaktörünün NH4-N’e
adaptasyonundan sonra 6,2 kat NH4-N’e tolere edebildiğini bildirmişlerdir. NH3
toksisitesi, büyük ölçüde tersinebilirdir. Granüler çamurdaki asidojenler 4050-5730
mg/L NH4-N konsantrasyonundan büyük ölçüde etkilenmişlerdir; aynı
konsantrasyonda metanojenik aktivitenin % 56’sı kaybolmuştur. Wiegant ve Zeeman
(1986) ise; NH3’ün hidrojen kullanan metanojenleri güçlü bir şekilde etkilediğini;
asetat kullanan metanojenleri ise nispeten daha az ölçüde etkilediğini ortaya
çıkarmışlardır.
Sodyum
Birçok endüstride tuzluluk miktarı yüksek atıksular oluşur. Bu atıksuların
standart anaerobik arıtma sistemlerinde arıtılmaları zordur. Yüksek konsantrasyonda
sodyum, ozmotik basınç oluşturarak veya substratın parçalanma reaksiyonlarının
bazılarını inhibe ederek arıtma performansını düşürür veya tamamen durdurur
(Yerkes ve ark., 1997). Eğer sodyum konsantrasyonu anaerobik arıtma sistemini
inhibe edecek konsantrasyonda değilse arıtıma devam edilebilir ve çoğu endüstriyel
atıksuya uygulanabilir. Anaerobik çamur yüksek sodyum miktarlarına adapte
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
26
edilebilir. 15000 mg/L konsantrasyonunda sodyum içeren atıksu reaktöre verildikten
sonra inhibasyona uğrayan reaktör, 50 gün içerisinde eski gaz üretim performansına
ulaşır. İz elementlerin eklenmesi ise adaptasyon sürecini yaklaşık olarak iki katına
çıkarır (Lee ve Speece, 1994).
Potasyum
Potasyumun en önemli etkisi; anaerobik reaktörlerde substrat kullanma hızını
(kmax) azaltmasıdır. Hazır kahve üretiminden kaynaklanan atıksular 1200 mg/L K+
iyonu içerebilir. Bu konsantrasyonda K, hem mezofilik hem de termofilik anaerobik
arıtma proseslerinde asetat kullanan metanojenlerin inhibisyonuna neden olmaktadır.
Ancak Ca+2 iyonları antogenist etkisiyle inhibisyon miktarını azaltmaktadır.
Ca+2’nin antogenist etkisinden önce mezofilik reaktörün KOİ giderimi %59-62
arasında ve biyogazdaki metan yüzdesi %57-76 iken Ca+2 eklenmesinden sonra KOİ
giderimi ve CH4 yüzdesi % 80’e çıkmıştır ( Fernandez ve Forster, 1993).
Siyanür
1 mg/L’den daha az CN konsantrasyonunun anaerobik arıtmayı, özellikle
metanojenleri ciddi şekilde inhibe etmektedir (Yang ve ark., 1980). Bununla birlikte,
Yang ve Speece (1986); Fedorak ve Hrudey (1989) ve Fallon (1992) tarafından
anaerobik bakterilerin CN’e aklime olabildiği ve aklimasyondan sonra CN’ü
parçalayabildiklerini ileri sürmüşlerdir. Yukarı akışlı çamur örtü reaktörü 110 mg/L;
anaerobik filtre ise 120 mg/L CN konsantrasyonuna adapte olabilmektedir. Her iki
reaktör de tüm CN yüklemelerine adaptasyondan sonra %92-93 KOİ giderimi ve
%94-98 oranında CN giderimi sağlanmıştır (Yılmaz, 2004). CN toksisitesi de NH3
toksisitesi gibi bakteriostatik etki yaratmakta yani belli bir süre sonunda biyokütle
aktivitesi yeniden başlamaktadır (Speece, 1996).
1.5.Anaerobik Arıtmada Sıcaklığın Önemi
Anaerobik arıtma, diğer biyolojik proseslere nazaran sıcaklık etkisine karşı
daha hassastır (Lettinga,1994). Sıcaklığın; anaerobik arıtmada dönüşüm, kinetik,
stabilite, çıkış kalitesi ve sonuç olarak metan üretimi üzerinde önemli bir etkisi vardır
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
27
(Borja ve ark. 2001). Sıcaklığın mikroorganizmaların kinetik parametreleri
üzerindeki etkisi bir çok çalışmaya konu olmuştur (Rebac, 1998). İşletme
sıcaklığının düşmesi, mikroorganizmaların maksimum spesifik büyüme hızının
(µmax) ve substrat kullanım değerinin düşmesine, fakat metanojenik populasyonun
giderilen substrat konsantrasyonuna karşılık biyokütle dönüşüm oranında [Y] (g
biyokütle g-1 dönüşen substrat) artışa sebep olur (Van der Berg, 1977; Lin ve ark.,
1987).
Sıcaklık, anaerobik arıtmanın performansını etkileyen önemli bir faktördür.
Anaerobik arıtma psikrofilik (< 25°C), mezofilik (25-40 °C) ve termofilik (>40 °C)
şartlar altında gerçekleşir. Termofilik arıtmanın, psikrofilik ve mezofilik arıtmaya
göre yüksek metabolizma hızı ve patajonlerle yabani ot tohumlarını yüksek
parçalanma hızı gibi avantajları vardır (Larsen ve ark., 1994). Ancak bunların
yanında, mezofilik arıtmaya göre yüksek enerji gereksinimi vardır (Van Lier, 1995).
Anaerobik arıtma mezofilik (35 °C) ve termofilik (55-60 °C) sıcaklık
değerlerinde gerçekleşir. Metanojenik aktivite psikrofilik (15 °C civarı) ve
extromofilik (65 °C civarı) sıcaklıklarda da gözlenir. Organik maddelerin anaerobik
parçalanmasının 2 °C’nin altında bile gerçekleştiği gözlenmiştir (McHugh ve ark.,
2004). Anaerobik arıtma çoğunlukla mezofilik ve termofilik koşullarda gerçekleşir,
tropikal bölgelerde ise ortam sıcaklığında arıtma yapılabilir. Tropikal bölgelerde
sıcaklık kontrolü yapılmadan da arıtma yapılabilir ve arıtma prosesi, sıcaklığın
gündüz-gece değişimleri ile hava koşullarına bağlıdır. Tropikal bölgelerde gece ve
gündüz arasındaki sıcaklık farkı 5-10 °C’dir. Kuru (yağmursuz) sezonda (Kasım-
Nisan) gündüz ölçülen ortalama maksimum sıcaklık 28 °C, gece ölçülen minimum
sıcaklık ortalaması ise 18 °C dir. Yağmur sezonunda (Mayıs-Eylül) maksimum ve
minimum sıcaklık ortalamaları sırasıyla 32 ve 24 °C’dir (Borja ve ark. 2001).
Sıcaklığın 20-35 °C aralığında değiştiği tropikal bölgelerde; yüksek hızlı
anaerobik reaktörler evsel atıksuların artımı için iyi bir alternatif olarak
düşünülmektedir (Haandel ve Lettinga, 1994). Bunun yanında ılıman ve soğuk
iklimlerde de başarıyla işletilen örneklerine rastlanmaktadır. Soğuk iklimlerde elbette
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
28
biraz daha teferruatlı reaktörler planlamaya gerek duyulmaktadır (Lettinga ve ark.,
1996).
Şekil 1. 7 Proses hızının sıcaklığa bağlı değişimi (Öztürk,2005)
Sıcaklığın, organik maddelerin gideriminde, mikroorganizmaların büyüme ve
hayatta kalmaları üzerinde büyük etkisi vardır. Sıcaklığın azalması kimyasal ve
enzimatik faaliyetlerin azalmasına, ayrıca büyümenin yavaşlamasına neden olur. Çok
düşük sıcaklıklarda ise büyüme tamamen durur yalnızca hayatta kalınır. Minimum
büyüme sıcaklığı, hücre membranının uygun fonksiyonlarını kaybetmesi ile sonraki
adımda uyku halinin oluşması ve bileşenlerin salgılanmasında rahatsızlık oluşmasına
karşı gelir. Diğer yandan, sıcaklık arttığında enzimatik faaliyetler ve büyüme,
sıcaklık optimum olana kadar artar, daha fazla artışta ise protein, nükleik asit ve
diğer hücresel bileşenler tersinmez şekilde zarar görürler. Yani, sıcaklık artışı belli
bir optimuma kadar, organik maddelerin parçalanması açısından iyidir, ancak
sıcaklığın çok artması metabolizmaya zarar verir (Magidan ve ark., 1997).
Çoğu anaerobik arıtma sistemi mezofilik çalışır çünkü psikrofilik şartlarda
düşük parçalanma hızı ile yüksek hidrolik bekletme süresi ve yüksek çamur yaşına
ihtiyaç duyulduğu göz önüne alınır (Lettinga ve ark., 2001). Bununla beraber, düşük
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
29
sıcaklıkta atıksu arıtımı, özellikle düşük mevsimsel çevre sıcaklıklarında arıtım,
günümüzde ilgi toplamaktadır.
Düşük sıcaklıklarda arıtım yapmak, reaktörü ısıtma maliyetini azalttığı gibi,
diğer taraftan reaktör içerisinde üretilen enerji tekrardan reaktörü ısıtmada
kullanılmağından, başka yerlerde kullanım imkanı doğmaktadır. Yeni modifiye
reaktör modelleriyle, örneğin UASB, EGSB veya IC (dahili sirkülasyon)
reaktörlerinin hibrit versiyonlarının kullanımlarıyla, çok farklı atıksuların arıtımları
laboratuar koşullarında mümkün olmaktadır (Rebac ve ark.,1995). Her ne kadar
üzerine çalışma yapılsa da psikrofilik anaerobik arıtma için hidrolik bekletme süresi
ya da organik yükleme değerleri için optimum değerler saptanmamıştır (O’Flaherty
ve ark., 2005).
Gerçek psikrofilik bakteriler, derin göl sedimentlerinden ve Antartik
Denizi’nin buzullarından elde edilmektedir. Gerçek psikrofiliklerin optimum
büyüme sıcaklıkları 15 °C, maksimum 20 °C ve minimum ise 0 °C’dir. Bununla
birlikte, çevredeki mevsimsel sıcaklık değişimlerine bağlı olarak psikotolerant
bakteriler gerçek psikrofiliklerin yerini almaktadırlar. Psikotolerant bakteriler 0
°C’de minimum büyüme hızına sahiptirler optimumları ise 20-40 °C arasıdır.
Psikotolerant metanojenler izole edilebilmişlerdir (Simankova ve ark., 2003).
Bazı atıksular, düşük çevre sıcaklıklarında deşarj edilirler. Bunları mezofilik
ve termofilik koşullara getirebilmek için enerjiye ihtiyaç duyulur ve bu da ek
maliyete sebep olur, bu yüzden psikrofilik arıtma arzu edilir. Bununla birlikte düşük
sıcaklıkta arıtım yapabilmek için, arıtma sisteminin dizaynında ve işletmesinde,
arıtma prosesinin bazı özelliklerinde değişiklikler yapılmalıdır.
Düşük sıcaklıkta CO2 çözünürlüğü artar bu da pH’ın düşmesine neden olur.
Düşük sıcaklıkta sıvı vizkositesi artar, bu nedenle reaktör içinde yüksek karışım olur
bu da sıvı-katı faz ayrımını zorlaştırır ( Perry ve Gren, 1984). Sıvı viskozitesi ile
ilgili olarak, çözünür bileşenlerin difüzyonunun, sıcaklığın azalmasıyla azaldığı
söylenebilir. Bu durum aşağıdaki formülle açıklanabilir:
×
×=
2
2
1
112
η
η T
TDD (1.1)
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
30
Burada;
D: Difüzyon katsayısı (m2s-1)
T: Sıcaklık (K)
η : Solüsyonun sıvı viskozitesi (Nsm-2)
1,2: Farklı sıcaklık değerlerini göstermektedir
Çizelge 1. 9 Bazı çözünür bileşenlerin farklı sıcaklıklardaki difüzyon katsayılarının
30 °C’ye bağlı gösterimia: Sıcaklık °C 10 20 30 40 50 60 Dsıc./D30 [-]
0.57 0.77 1.00 1.26 1.55 1.88 a: Değerler yukarıdaki eşitliğe göre hesaplanmıştır ve çözücü olarak saf su kullanılmıştır (Lide, 1992).
Hidrolik bekletme süresi veya reaktör hacmi arttırılarak düşük sıcaklığın
olumsuz etkileri azaltılabilir.
Grin ve ark. (1985), Man ve ark. (1986) ve Wang (1994) UASB reaktörlerde
azalan sıcaklığa bağlı olarak AKM gideriminin azaldığını belirtmişlerdir. Düşük
sıcaklıklarda atıksuyun viskozitesinin artmasına bağlı olarak partiküllerin çökelme
kapasitesi Stokes kanununa uygun olarak azalmaktadır.
Yüksek hızlı anaerobik reaktörler; yüksek kirlilik yüküne sahip atıksuları
düşük kirlilik yüküne sahip atıksulara nazaran daha yüksek verimle arıtmaktadırlar.
(Kato, 1994; Rebac, 1998).
20 °C’nin altındaki sıcaklıklarda artan gaz çözünürlüğü reaktör içerinde
yüksek karışım olmasına sebep olmaktadır. Ayrıca artan sıvı viskozitesi yüzünden,
çözünür bileşenlerin difüzyonu için ve reaktörü karıştırmak için daha fazla enerjiye
ihtiyaç duyulmaktadır (Perry ve Gren,1984).
Anaerobik arıtmada sıcaklık etkisi çamur yaşıyla yakinen ilgilidir. Çamur
yaşı arttıkça, anaerobik sistemler daha düşük sıcaklıklarda da KOİ giderim
verimlerini muhafaza edebilirler. Dolayısıyla reaktörlerdeki biyokütle miktarı (aynı
zamanda çamur yaşı) arttıkça sistemin, düşük sıcaklık etkilerini dengeleme
kapasitesi de artar. Anaerobik arıtmada sıcaklığın, olabildiğince sabit tutulması ve
gün içinde 2 °C’den fazla değişmemesi gerekir. Çoğalma hızları daha yüksek olan
asit bakterileri, sıcaklık değişimlerine daha çabuk uyum sağlarlar. Ancak metan
bakterileri bu değişime aynı hızla uyum gösteremedikleri için sistemde dengesizlik
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
31
ve uçucu asit birikimi gözlenir (Öztürk, 1999). Düşük sıcaklıklarda aktif
biyokütlenin büyümesi çok zor ve zaman alıcıdır ayrıca anaerobik çamurun spesifik
aktivitesi 35 °C’de; 20 °C’ye göre iki kat, 10 °C’ye göre ise altı kat daha fazladır
(Lettinga ve ark., 1980). Bundan dolayı reaktör düşük sıcaklıklarda işletilecekse dahi
başlangıç periyodu mezofilik veya termofilik şartlarda yapılmalıdır ve her türlü şartta
mikroorganizmalara zarar vereceğinden dolayı ani sıcaklık değişimlerinden
kaçınılmalıdır (Brunetti ve ark, 1983 : Lin ve Yang, 1991).
Anaerobik arıtma sistemlerinin tasarımındaki en önemli çevre parametresi,
reaktör sıvı ortam sıcaklığıdır. Pratikte genellikle mezofilik reaktörler yaygındır,
termofilik reaktörler nadiren kullanılır. Bazen ılıman bölgelerde düşük sıcaklıklarda
işletilen ısıtmasız reaktörlere de rastlanmaktadır (Öztürk, 1999). Çizelge 1.10’da
düşük kirlilik yüküne sahip bazı atıksuların psikrofilik koşullarda arıtılmasına ilişkin
örnekler verilmektedir:
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
32
Çizelge 1. 10 Düşük kirlilik yüküne sahip bazı atıksuların psikrofilik koşullarda arıtılması (Rebac,1998)
Reaktör tipi Atıksu türü
Konsantrasyon [gKOİ/dm3]
Organik yükleme değeri (OLR) [gKOİ/m3-gün]
Sıcaklık [C°]
Hidrolik bekletme süresi (HRT) [saat]
Giderim [%]
Referans
Anaerobik genleşmiş askıda film reaktörü (AAFEB)
Glukoz 0.2-0.6 4-16 10 1-6 40-80
Switzenbaum& Jewell, 1978
Anaerobik filtre (AF)
Lağım suyu
0.53 1.8 13-15 6 35-55
Derycke&Verstraete, 1986
Yukarı akışlı anaerobik çamur Örtü reaktörü (UASB)
Vinasse (bir tür alkol fabrikası atığı)
0.2-0.4 0.7-6.5 8 1.5-14 32-65 De Man ve ark.,1988
Tek kademeli genleşmiş granüler Çamur örtü reaktörü (EGSB)
VFA (uçucu yağ asidi)
2.6 2.0 12 32 50 De Man ve ark.,1988
Akışkan yataklı reaktör (FB)
Lağım suyu
0.76 8.9 10 1.7-2.3 53-85
Sanz&Fdz-Polanco 1990
Anaerobik suyun içine batmış Filtre (ASF)
Pepton 0.2*
g BOİ/L 0.64 5-10 7.5 27-35
Matsushige ve ark, 1990
Tek kademeli genleşmiş granüler Çamur örtü reaktörü (EGSB)
Lağım suyu
0.3 4.5 9-11 2.1 20-48
Van der Last& Lettinga 1992
Yukarı akışlı anaerobik çamur Örtü reaktörü (UASB)
Et suyu 1.4-7.0 2-10 10 16 49-80 Grant& Lin, 1995
Anaerobik kesikli reak. ASBR
Süt tozu 0.6 0.6-2.4 5-10 6 65-85 Banik& Dague,1996
Çizelge 1.10’dan görüldüğü üzere son yirmi yılda psikrofilik anaerobik
arıtma, soğuk atık suların (<18°C) arıtımında, uygulamada yeterince teşvik edilip
kullanılmamıştır. Son on yılda en çok, yüksek hızlı mezofilik anaerobik reaktörlerin
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
33
orta kirlilik yüküne sahip atıksuların arıtımında kullanılabilirliği incelenmiştir
(Rebac,1998).
Çizelge 1. 11 Laboratuar ölçekli çalışmalarda, tropikal (≥20°C) koşullarda atıksu
arıtımı sonuçları (Elmitwalli, 2000) Reaktör tipi Atık
türü Sıcaklık °C
Hidrolik bekletme süresi (saat)
Giriş KOİ (mg/L)
Giderim %
Referans
KOİ AKM AFB S 20 2 215 77 - Jewell ve ark.,1981 AFB S 20 8 170-
320 68-92 - Jewell ve ark.,1981
UASB R 20 18 550 55-75 - Lettingaveark.,1981 AFB - 37 2.4-38 473 18-52 - Rockeyve ark.,1982 AF R 20 24 288 73 79 Kobayashive
ark.,1983 UASB R 20 8 500 75a - Grin ve ark.,1983 UASB S 35 11-12 630-
886 56-65 - Forster ve ark.,1983
AFB S 20 3-24 73-411 24-63 34-81 Brown ve ark.,1985 UASB R 22-28 10 559 55 - Nucci ve ark.,1985 UASB R 20 6 467 50 - Derycke
veVerstrate,1986 UASB R 20 4 424 60 69 Vieria ve
Souza,1986 UASB R 20 6 1076 64 88 Mergaert ve
ark.,1992 UASB+AF R 20 9,9b 536c 80 95 Tang ve ark.,1995 UASB R 20 10 350-
500 60-75 - Singh ve
Viraraghavan,1998 CEPSd+UASB R 30 2f 268 77 88 Kalogo
veVerstraete,2000 CEPSe+UASB R 30 2f 268 63 90 Kalogo
veVerstraete,2000 a: filtre KOİ, b: ikinci reaktör, c: işlenmemiş lağım suyu ve bira fabrikası atıksuyu,d: 70 mg FeCl3/L ile işletilen kimyasal çökeltme tankı, e: 24ml/L oranında Moringa oleifera atıksuyu ile karıştırılmış, f: UASB rektörü için hidrolik bekletme süresi; R: işlenmemiş lağım suyu, S: ön çökeltmeye tabi tutulmuş lağım suyu
Psikrofilik koşullar altında biyolojik reaksiyonlar, mezofilik koşullara
nazaran daha yavaş gerçekleşir. Organik bileşenlerin parçalanmasında düşük
sıcaklıklarda, mezofilik koşullara göre daha çok enerjiye ihtiyaç duyulur (Rebac,
1998).
Bu durum aşağıdaki Çizelge 1.12 ile açıklanabilir:
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
34
Çizelge 1. 12 Asetat, propiyonat, bütirat ve hidrojenin sülfat varlığında ve yokluğunda anaerobik parçalanmasının sitokiyometrisi ve Gibbs serbest enerjisi (ISAH,ders notları,2006)
∆G'
kJ/ reaksiyon
Reaksiyonlar
37°C 10°C
1 CH3CH2COO- + 3H2O→CH3COO- + HCO3- + H+ + 3H2 +71.8 +82.4
2 CH3CH2COO- + 0.75SO4-2→ CH3COO- + HCO3
- +0.75HS-+0.25H+ -39.4 -35.4
3 CH3CH2COO- + 1.75SO4-2→3 HCO3
-+1.75HS- + 0.25 H+ -88.9 -80.7
4 CH3CH2CH2COO- +2H2O→ 2CH3COO- + H+ + 2H2 +44.8 +52.7
5 CH3CH2CH2COO- +0.5SO4-2→2CH3COO- + 0.5 HS- + 0.5 H+ -29.3 -25.9
6 CH3CH2CH2COO- +2.5SO4-2→4 HCO3
-+2.5HS- + 0.5 H+ -128.3 -116.4
7 CH3COO- + SO4-2→2 HCO3
-+HS- -49.5 -45.3
8 CH3COO- + H2O→CH4+ HCO3- -32.5 -29.2
9 4H2+ SO4-2 +H+→ HS- + 4H2O 148.2 -157.1
10 4H2+ HCO3-+ H+→ CH4+3H2O -131.3 -140.9
11 4H2+ 2HCO3-+ H+→ CH3COO- + 4H2O -98.7 -111.8
Düşük sıcaklıklarda arıtım verimi üzerine yapılan çalışmaların yanı sıra,
reaktörlerde ani sıcaklık değişimi (sıcaklık şoku) üzerine de çalışmalar
yapılmaktadır. Örneğin Cayless ve ark. (1989) akışkan yataklı anaerobik reaktör ve
anaerobik filtrede dondurma üretimi atıksularının arıtımı ile yaptıkları çalışmada;
sıcaklığı 36 °C’den 21 °C’ye 8 saat boyunca indirmelerinin; pH, gaz üretimi ve KOİ
gideriminde azalmayla sonuçlandığını, bunun yanı sıra VFA da artışa neden
olduğunu belirtmişlerdir. VFA’daki ani artışa metanojenler, asetojenlerden daha çok
tepki vermişlerdir.
Anaerobik proseslerin ani sıcaklık değişime karşı gösterdikleri tipik
davranışlar:
• Düşük sıcaklıklarda mikrobiyal aktivite düşer
• Yarı doygunluk sabiti Ks artar
• Uzun süreli sıcaklık değişimlerinde predominant mikroorganizma grubu ve hız
sınırlayıcı basamak değişebilir
• Düşük sıcaklıklarda biyokütle dönüşüm katsayısı artar (düşük hidroliz ve içsel
solunum değerine bağlı olarak)
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
35
• Çoğalma hızının düşük olması, mikroorganizmaların toparlanma ve adapte olma
sürelerinin yavaşlamasına sebep olur
• Biyofilm halindeki sistemler, askıda çoğalan sistemlere nazaran sıcaklık
değişimine karşı daha hassastırlar
Sonuç olarak sıcaklık; mikrobiyal sistemlerde iyonizasyon dengesi, substrat
çözünürlüğü ve besi maddelerinin biyolojik olarak kullanılabilirliği üzerinde etkin
rol oynamaktadır (Stuckey ve Nachaiyasit, 1997).
1.6.Anaerobik Arıtma Kinetiği
Atıksu arıtma sistemlerinin dizaynı, optimizasyonu ve kontrolü için
tasarlanmış, birçok matematiksel modele literatürde rastlanmaktadır. Biyolojik
sistemlerin kinetik modellerinin büyük çoğunluğu “Monod” kinetik modeline
dayanır. Biyolojik büyüme kinetikleri, mikroorganizmaların büyüme hızı ve besi
maddesi kullanma hızı arasındaki ana ilişkiden oluşur. Monod modeli ve onun
benzeri olan modeller, substrat içinde çözünebilen organik madde ile mikrobiyal
büyümeyi ifade etmek için kullanılırlar. Ancak, uzun yıllardır yapılmakta olan
araştırma çalışmasına rağmen; henüz işletme koşulları, çevre koşulları ve girdi
karakterlerinin bir fonksiyonu olarak arıtma verimi tahmini yapabilen, tutarlı ve
istikrarlı genel bir modele ulaşılamamıştır (Sucu, 2004). Düşük spesifik büyüme
hızında çalışan anaerobik arıtma sistemlerinde, biyokütlenin azalmasına neden olan
içsel solunum, mikroorganizma dönüşümü ve hücre ölümü son derce önemli bir yer
tutmaktadır. Bir bakteriyel kültürün parçalama performansı, hız sınırlayıcı
basamakların tanımlanmasını ve detaylı tam modelin oluşturulmasını mümkün kılan,
biyolojik kinetikle açıklanabilmektedir (Merkel ve ark, 1996). Anaerobik filtrelerle
ilgili, Monod dahil birçok kinetik model başarıyla test edilmiştir (Sucu, 2004)
1.6.1.Birinci Mertebe Kinetiği
Bazı askıda büyüme sistemlerinde, mikroorganizma kültürlerinin biyokinetik
büyüme parametreleri Birinci Mertebe Kinetiği ile ifade edilebilmektedir. Birinci
Mertebe Kinetiğinde;
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
36
- Özgül büyüme hızı:
bSSo
Sk−
−=
*µ (1.2)
- Substrat tüketim hızı:
Skdt
dS*=− (1.3)
- Substrat konsantrasyonu:
ck
SoS
θ*1+= (1.4)
denklemleri ile ifade edilmektedir. Burada;
So: giriş substrat konsantrasyonu (mg KOİ/L)
S: çıkış substrat konsantrasyonu (mg KOİ/L)
k: maksimumspesifik substrat kullanım hızı (mg KOİ/ mgUAKM(VSS)*gün)
Өc: ortalama çamur yaşı (gün)
b: mikroorganizma ölüm hızı (gün-1)
µ: spesifik mikroorganizma büyüme hızı (gün-1)
ds/dt: substrat kullanım hızı (mg KOİ/L*gün)
Çizelge 1. 13 Çeşitli organik maddelerin mezofilik anaerobik arıtımı için kinetik
sabitler (Öztürk,1999) Organik madde (substrat)
Anaerobik arıtma kademesi
k (g KOİ/g UAKM* gün)
Ks
(yarı doygunluk hız sabiti) (mg KOİ/L)
µmax (gün-1)
Y(biyokütle dönüşümoranı) (gUAKM/gKOİ)
b (kd) (gün-1)
Karbonhidratlar
Asit oluşumu
1,33-70,6 22,5-630 7,2-30 0,14-0,17 6,1
Uzun zincirli yağ asitleri
Hidroliz 0,77-6,67 105-3180 0,085-0,55
0,04-0,11 0,01-0,015
Kısa zincirli yağ asitleri*
Hidroliz 6,2-17,1 12-500 0,13-1,2 0,025-0,047 0,01-0,027
Asetat Metan oluşumu
2,6-11,6 11-421 0,08-0,7 0,01-0,054 0,004-0,037
H2/CO2 Metan oluşumu
1,92-90 0,6 0,05-4,07 0,017-0,045 0,088
*asetat hariç
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
37
Çizelge 1. 14 Glukoz ve amino asitlerin asidojenesis safhası için kinetik sabitleri (T:30-37 °C) (Bastone, 2002)
Substrat Mikro-
organizma
k
(gKOİ/g
UAKM*gün)
Ks (yarı
doygunluk hız
sabiti)
(mg KOİ/L)
Y (biyokütle
dönüşüm oranı)
(gUAKM/gKOİ)
µmax
(gün-
1)
Glukoz Karışık
kültür
30 200 0.15 5.0
Aminoasit Karışık
kültür
30 600 0.10 3.0
Anaerobik arıtma sistemleri sıcaklık değişimine (özellikle ani sıcaklık
düşüşü) karşı, aerobik sistemlere göre çok daha hassastır. Bu yüzden, kinetik
sabitlerde sıcaklık faktörü mutlaka göz önüne alınmalıdır (Öztürk, 1999). Anaerobik
bakteriler, sıcaklık değişimlerine karşı aerobiklerden daha hassastırlar. Örneğin
asetat için Ks değeri; sıcaklığın 35 °C’den 25 °C’ye düşmesi halinde 164’ten 930
mg/L’ye yükselmiştir. Ks’deki bu değişim, çıkış suyu kalitesini ve biyokütle
aktivitesini belirgin ölçüde etkiler. Asetojenlerin aktivitesi, sıcaklık değişiminden
metanojenlere nazaran daha az etkilenir (Speece, 1996)
Çizelge 1. 15 Anaerobik arıtmada k ve Ks’in asetat için sıcaklıkla değişimi
(Speece,1996) Sıcaklık °C k (gün-1) Ks (mg/L)
35
25
20
6.67
4,65
3,85
164
930
2130
Lawrance ve Mc Carty (1969), Ks sabiti için gerekli sıcaklık düzeltmesini
aşağıdaki gibi vermiştir:
Burada t, °K cinsinden reaktör su sıcaklığını göstermektedir.
Henze ve Harremoes (1982), de substrat giderim hızı sabiti k için aşağıdaki
ifadeyi geliştirmişleridir:
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
38
ks = k35 * e 0,1(t-35) (1.5)
burada t, °C cinsinden reaktör sıcaklığıdır.
Lin ve ark. (1987), ise metan bakterilerinin yağ asitlerini parçaladığı
sistemlerdeki sıcaklık düzeltmesi için aşağıdaki ifadeleri tavsiye etmektedirler:
(k)t = 7,4 (1,077)t-25 15< t <35 °C (1.6)
(Ks)t = 230 (0,939) t-25 15< t <35 °C (1.7)
(Y)t = 0,02 (1,036) t-25 25< t <40 °C (1.8)
Giriş substrat (KOİ) konsantrasyonunun Ks’ye göre çok büyük olduğu
(So>>Ks) özel durumda, uçucu yağ asitlerinin metan fermentasyonu için gerekli
minimum çamur yaşı için de,
[ ]015,0)16,1(148,01 25
min
−≅ −t
cθ , 25 ≤ t ≤ 35 (1.9)
İfadesi verilmektedir.
1.6.2. Monod Modeli
Aerobik proseslerde olduğu gibi, birçok anaerobik kinetik modelinde de
Monod’un 1950 yılında teklif ettiği model temel alınmaktadır. Biyolojik
parçalanmayı ifade için kullanılan Monod Kinetiğinde, Michaelis-Menten enzim
reaksiyon kinetiği temel alınmaktadır. Bu modelde;
Özgül büyüme hızı;
bSKs
S−
+=
*maxµµ (1.10)
Substrat tüketim hızı;
)(*
**max
SKsY
SX
dt
dS
+=−
µ (1.11)
Substrat Konsantrasyonu;
1)(*
)*1(*
−−
+=
bc
cbKsS
µθ
θ (1.12)
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
39
İle ifade edilmektedir. Burada;
S : Substrat konsantrasyonu
µmax : Maksimum spesifik mikroorganizma büyüme hızı (gün-1)
Y : Hücre çevrim katsayısı (biyokütle dönüşüm oranı)
Ks : Yarı doygunluk konsantrasyonu (Monod Sabiti) (mg KOİ/L)
Çizelge 1. 16 Bazı organiklerin hücre çevrim katsayıları (Speece, 1996)
Organik madde Y (g hücre/ g KOİ tüketimi)
Karbonhidrat 0,35
Protein 0,2
Asetat 0,032
Propiyonat 0,037
Bütirat 0,058
H2 0,03 ( H2 konsantrasyonuna bağlı)
Yağ 0,038
1.6.3.Grau Modeli
1975 yılında Grau ve ark. tarafından önerilen bu modelde;
Özgül büyüme hızı;
bSo
S−=
*maxµµ (1.13)
Substrat tüketim hızı;
So
SX
dt
dS **maxµ=− (1.14)
Substrat konsantrasyonu;
µθ
θ
*
)*1(*
c
cbSoS
+= (1.15)
İle ifade edilmektedir.
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
40
1.6.4. Contois Modeli
1959 yılında ortaya konulan bu modelin geçerli olamayacağı doğrultusunda
görüşler mevcuttur (Mosey, 1980). Contois modelinde;
Özgül büyüme hızı;
bSXB
S−
+=
*
*maxµµ (1.16)
Substrat tüketim hızı;
)(
**max
SBXY
SX
dt
dS
+=−
µ (1.17)
Substrat konsantrasyonu;
1)()1(*
)1(***
max −−++
+=
bccbYB
cbSoYBS
µθθ
θ (1.18)
İle ifade edilmektedir. Burada;
B: biyokütle konsantrasyonunun yüksek olduğu durumda, biyokütle
konsantrasyonuna orantılı yarı doygunluk sabiti olarak ifade edilmektedir. Contois
modeli, monod modeline Ks = B*X bağıntısı ile ilişkilidir.
1.6.5. Chen- Hashimoto Modeli
Chen ve Hashimoto, bu modeli 1978 yılında Monod ve Contois modellerini
temel alarak teklif etmişlerdir. Bu modelde;
Özgül büyüme hızı;
bSKSoK
S−
−+=
*)1(*
*maxµµ (1.19)
Substrat tüketim hızı;
SYXK
SX
dt
dS
**
**max
+=−
µ (1.20)
Substrat konsantrasyonu;
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
41
ccbK
cbSoKS
θµθ
θ
*)1)(1(
)1(**
max++−
+= (1.21)
denklemleri ile ifade edilmektedir.
1.6.6. Barthakur Modeli
Substrat kullanımını modelleyen Barthakur ve arkadaşlarının elde ettikleri
ifadeler, kompleks substratları hesaba alarak ve elde hidrolize edilen maddeleri de
Monod modeline göre büyüme ve ürün için sınırlayıcı olarak ele almaktadır (Setiadi
ve ark., 1996). Bu modelde;
Çıkıştaki toplam substrat konsantrasyonu;
RAc
S
KsARS
S To
To
T +−+
+−
=1
)1(
max θµ (1.22)
Spesifik metan verimi;
−+
−+
=1*
)*(
maxmax
Ac
SRS
KsA
BB ToTo
θµ (1.23)
Ortalama çamur yaşı, Өc;
FX
VXc
e
RR
*
*=θ (1.24)
denklemleri ile ifade edilmektedir. Bu denklemlerde;
A : kinetik parametre (=Ks*k*Y/Kh)
B : spesifik metan verimi ( LCH4 /g substrat)
Bmax : maksimum spesifik metan verimi
ST : çıkıştaki toplam substrat konsantrasyonu (g/L)
STo : girişteki toplam substrat konsantrasyonu
STmin : mümkün olan min. ST
R : refraktör katsayısı (STmin / STo)
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
42
F : volumetrik giriş debisi (L/gün)
k : hidrolize substrat taşınım hızı faktörü (zaman-1)
Kh : substrat hidroliz hız faktörü (zaman-1)
Ks : hidrolize substrat yarı doygunluk sabiti (g/L)
XR : reaktördeki biyokütle konsantrasyonu (mg UAKM/L)
XE : çıkış suyundaki biyokütle konsantrasyonu (mg UAKM/L)
Y : hücre çevrim katsayısı (biyokütle dönüşüm oranı)
VR : reaktör hacmi (L)
µmax : maksimum spesifik büyüme hızı (gün-1)
1.6.7. Sundstrom Modeli
Lineweaver- Burk modeli olarak da bilinen bu model de Monod kinetiği esas
alınarak elde edilmiştir (Nandy ve Kaul, 1991).
Monod: SKs
S
+=
*maxµµ (1.25)
Monod denkleminde µ (özgül çoğalma hızı) yerine L (substrat yükleme hızı)
konulmasıyla elde edilir.
SKs
SLL
+=
*max (1.26)
L : Substrat yükleme hızı ( kg KOİ/ m3* gün)
Lmax : Maksimum substrat yükleme hızı ( kg KOİ/ m3* gün)
Ks : Yarı doygunluk konsantrasyonu (Monod Sabiti) (mg KOİ/L)
1.6.8. Stover – Kincannon Modeli
Stover ve Kincannon, 1982’de biyofilm reaktörler için, toplam organik
yükün, temel dizayn parametresi olduğu bir kinetik model önermişleridir. Bu
modelde substrat kullanma hızı, organik yükleme hızının bir fonksiyonudur ( Stover-
Kincannon, 1982). Stover – Kincannon Modeli; substrat difüzyonu ve hidrolik
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
43
dinamikler gibi parametreleri denklemde içermez. Bu parametrelerin, anaerobik filtre
reaktörlerin performansı üzerine önemli etkileri olabilmesine rağmen, çoğunlukla bu
parametrelerin ölçümleri zor ya da bilgi eksikliği mevcuttur. Bu nedenle bahsedilen
parametrelerin etkilerini modellemek oldukça zordur (Yu ve ark., 1998).
Stover ve Kincannon (1982), döner biyodisklerle yaptıkları çalışmada
immobilize biyokütle ile karşılaştırıldığında askıda bulunan biyokütleyi ihmal
edilebilir olarak kabul etmişlerdir. Bu modele göre Substrat Giderim Hızı;
)/*(
)/*(max
ASQK
ASQU
dt
dS
iB
i
+= (1.27)
Bu ifadede disk yüzey alanı A ile gösterilmiştir ve toplam biyofilm biyokütle
konsantrasyonunu temsil eder. Fakat bu ifade, anaerobik filtre için kullanılamaz.
Anaerobik filtrelerde, alan yerine (A) hacim (V) kullanılır. Çünkü arıtmayı yüksek
ve stabil halde gerçekleştiren biyokütlenin büyük çoğunluğu askıda bulunaktadır
(Ahn ve Forster, 2000). Bu yüzden anaerobik filtre için Stover-Kincannon modeli
aşağıdaki formda kullanılır:
)/*(
)/*(*max
VSQK
VSQU
dt
dS
iB
i
+= (1.28)
Bu eşitlik aşağıdaki gibi lineerize edilirse;
maxmax
111
)(* UOLRU
K
SSQ
V
dt
dS B
ei
+
=
−=
−
(1.29)
Burada:
dt
dS: substrat giderim hızını (gKOİ/L*gün)
Si : giriş substrat konsantrasyonunu (gKOİ/L)
Se : çıkış substrat konsantrasyonunu (gKOİ/L)
Umax :maksimum substrat giderme hız sabiti (g/L*gün)
Q : debi (m3/gün)
V : reaktör hacmi (L)
1. GİRİŞ Selin YÜCEER
44
OLR : organik yükleme değeri ( gKOİ/L*gün)
V
SQOLR i*
= (1.30)
KB : hız sabiti (g/L*gün)
Eğer )(* ei SSQ
V
− ‘ye karşılık
OLR
1grafiği çizilirse, elde edilen doğrunun
eğimi maxU
K B ’ı ; kesim noktası da max
1
U’ı verir.
y = a x + b
maxmax
11*
)(* UOLRU
K
SSQ
V B
ei
+=−
(1.31)
y= ax+b doğru denkleminde; a, eğimi ; b, kesim noktasını verir.
KB ve Umax değerleri, sadece reaktördeki KOİ değişkenine göre
belirlenmektedir. Kinetik çalışmanın yapıldığı reaktörle aynı çevresel ve hidrolik
şartlara sahip tesisler için bu değerleri bulmak önemlidir. Bu sabitler kullanılarak,
reaktör hacmi veya kurulu bir reaktördeki mevcut şartlarda çıkış suyu
konsantrasyonu belirlenebilir veya kurulu, giriş KOİ’si belli bir tesisin debi
değerleriyle oynanarak çıkış KOİ değerleri belirlenebilir.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Selin YÜCEER
45
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Anaerobik arıtmanın çeşitli sıcaklıklarda arıtım verimlerini incelemek için
çeşitli çalışmalar yapılmakta daha ziyade mezofilik ve termofilik sıcaklık değerleri
karşılaştırılmaktadır. Son yıllarda ise arıtım için gereken enerji maliyetini azaltmaya
ve verimi yüksek tutmaya yönelik çalışmalar yapılmakta bu bağlamda psikrofilik
koşullarda arıtım prensipleri araştırılmaktadır.
Fanin, (1983) anaerobik parçalanmanın 25 °C’de 35 °C’ye göre %10 daha
az verimle gerçekleştiğini iddia etmektedir.
Inamori ve ark., (1986) BOİ5 değeri yaklaşık olarak 200 mg/L olan evsel
atıksuyu 20 °C’de 30 saatlik bekletme süresinde anaerobik filtrede arıtmışlar ve
%70 lik bir BOİ5 giderim verimi elde etmişlerdir.
Inamorı ve ark., (1990) farklı sıcaklıklarda (30,20,10,5 °C) farklı hidrolik
bekletme sürelerinin arıtım verimi üzerine etkilerini incelemişlerdir. Biyokütle
dönüşüm oranının, yüksek sıcaklık ve düşük organik yükleme değerlerinde, içsel
solunum katsayısının yüksek olmasına bağlı olarak, düşük olduğunu belirtmişlerdir.
Ayrıca düşük sıcaklıklarda arıtım verimi yüksek sıcaklıklara nazaran, hidrolik
bekletme süresinin değişiminden daha çok etkilenmektedir. Ayrıca anaerobik
arıtmanın her aşaması, sıcaklık değişimine farklı tepki vermektedir, en hassas grup
metanojenlerdir.
Lettinga ve ark., (1991) 4 saatlik hidrolik bekletme süresi ile 13 °C’de
anaerobik filtre ve hibrid reaktörde gerçek evsel atıksu için AKM giderimi
çalışmışlardır. Anaerobik filtrede, hibrid reaktöre göre toplam ve çözünmüş KOİ
giderim veriminin belirgin bir farkla yüksek olduğunu ve performansının daha stabil
olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca biyogazdaki metan konsantrasyonunun anaerobik
filtrede %70.7 ± 2.9 ve anaerobik hibrid reaktörde ise % 58.9 ± 3.2 olduğunu ve
anaerobik filtrenin biyogaz üretiminin hibrid reaktöre göre daima daha yüksek
olduğunu belirtmişlerdir. Her iki reaktörde de hidroliz basamağı benzer hızlarla
ilerlerken, metanojenesis ve asidifikasyon kademelerinin anaerobik filtrede daha
hızlı gerçekleştiğini belirtmişlerdir. Wang, benzer özelliklere sahip atıksuyla
anaerobik çamur örtü reaktörüyle 3 saat bekletme süresi ve 12 °C’de yaptığı
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Selin YÜCEER
46
çalışmalarda KOİ giderim veriminin %42 düzeyinde kaldığını belirtmiştir.
Anaerobik filtrenin 4 saatlik hidrolik bekletme süresi ve 13 °C’de toplam KOİ,
askıda KOİ, süspanse KOİ ve çözünmüş KOİ giderimi sırasıyla % 55, % 82, % 35 ve
% 38 olarak bulmuşlardır. Ayrıca çıkıştaki atıksu çamurunun daha iyi çökelme ve
susuzlaştırma kapasitesine sahip olduğunu belirtmişlerdir. Anaerobik filtrenin, evsel
atıksuların düşük sıcaklıktaki ön arıtımına daha uygun olduğunu belirtmişlerdir.
Sanz ve Polanco, (1990) anaerobik akışkan yataklı reaktör ve UASB ile 13-
20 °C aralığında atıksu arıtımı çalışmışlardır. 15 °C’de 6 saatlik hidrolik bekletme
süresinde anaerobik reaktörlerdeki giderim veriminin, aynı koşullarda işletilen aktif
çamur sistemiyle aynı olduğunu belirtmişlerdir.
Bodik ve ark., (1991) yaptıkları çalışmalarda sıcaklık ve hidrolik bekletme
süresi değişimlerinin, yukarı akışlı anaerobik filtre ve kesikli reaktörde işletmeye
alma ve kararlı hal üzerindeki etkileri incelemişlerdir. Çalışmada sentetik atıksu
(glukoz ve sodyum asetat) ile gerçek kanalizasyon suyu karıştırılarak kullanılmıştır.
Sıcaklık 9-23 °C ve hidrolik bekletme süresi 6-46 saat arasında değiştirilmiştir.
Sıcaklık ve hidrolik bekletme süresi değişimlerine bağlı olarak ortalama KOİ
giderim verimi kesikli reaktör için %56-88; anaerobik filtre içinse %46-92 arasında
değişmiştir. Her iki reaktör tipinin de küçük yerleşim birimlerinde, atıksuların
(ön)arıtımında uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.
Borja ve ark., (1994) düşük sıcaklıklarda arıtım verimi çalışmalarının yanı
sıra; ani sıcaklık şokları üzerine de çalışmışlardır. Mikroorganizmalar, ani sıcaklık
değişimlerine, aktivitelerini geçici olarak durdurarak cevap vermektedirler. Ani
sıcaklık değişimi, reaktörün pH’sının ani olarak düşmesine, VFA’da ani yükselmeye
ve çıkış suyunda AKM nin artmasına neden olmaktadır. Örneğin 35 °C’de
çalıştırılan bir reaktörün sıcaklığının ani olarak 5 saatliğine 10 °C’ye veya 10
saatliğine 20 °C’ye düşürülmesi halinde, reaktörün bu sıcaklıklara tolere edebildiği
ve sıcaklığın 35 °C’ye yeniden çıkartılması halinde 15 saatlik bir işletme devresinden
sonra eski haline kavuştuğu belirtilmiştir. Çalışma yukarı akışlı anaerobik filtre ile
yapılmış atıksu olarak belediyeye ait kanalizasyon suyu kullanılmıştır.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Selin YÜCEER
47
Wang, (1994) düşük sıcaklıkta UASB ve EGSB reaktörleri, evsel atıksuların
arıtımında ardışık olarak kullanmıştır. UASB reaktörü askıda KOİ’nin hidrolizi için
kullanılırken, ikinci aşama olarak EGSB reaktöründe metan üretimi aşaması
gerçekleştirilmiştir.
Stuckey ve Nachaiyasit, (1997) anaerobik perdeli reaktörde sıcaklığın 35
°C’den sırasıyla 25 ve 15 °C’ye indirilmesi halinde reaktörün yeni duruma nasıl
tepki verdiğini incelemişlerdir. Arrhenius denklemine göre sıcaklıktaki 10 °C’lik bir
azalmanın, biyolojik reaksiyon değerlerinde yarı yarıya azalmaya sebep olduğunu
belirtmişlerdir. Çalışmada birbirinin aynı olan iki adet perdeli reaktör kullanılmıştır.
Reaktörler işletmeye; 35 °C sıcaklık, 4 gKOİ/L ve 20 saat hidrolik bekletme süresi
ile, alınmıştır. Her iki reaktörde de kararlı koşullara ulaşıldığında çözünmüş KOİ
giderim verimi %97 civarında olmuştur. Sıcaklığın aniden 25 °C’ye düşürülmesine 1
numaralı reaktör tepki vermezken, 2 numaralı reaktörde verim %93’e düşmüştür.
Çıkış suyunun %25 oranında geri devir ettirilmesi halinde 2 numaralı reaktörde eski
giderim verimine kavuşmuştur. Sıcaklığın 25 °C’den 15 °C’ye düşürülmesi halinde 1
numaralı reaktörde verim %75 ‘e düşerken, 2 numaralı reaktörün verimi %83’e
düşmüştür. Bu sıcaklık değerinde, 2 numaralı reaktöre %25 oranında geri devir
yaptırılması verimde yalnızca %1’lik bir artışa sebep olmuştur. 1 numaralı reaktörde
35 °C’de %71 olan metan yüzdesi 25 ve 15 °C’de %69 ve %66 değerine düşmüştür.
Gaz üretim değeri ise 1164 cm3/saat değerinden sırasıyla 1006 cm3/saat ve 738
cm3/saat değerine düşmüştür.
Dague ve ark., (1998) yaptıkları çalışmalarda yüksek hızlı kesikli anaerobik
reaktörlerin 35 ve 25 °C’deki arıtma verimlerinin eşit ve yüksek değerde olduğunu
belirtmişlerdir. 6-24 saat hidrolik bekletme süresi ve 20 ile 25 °C’de kesikli
reaktörlerde %90’nın üzerinde çözünmüş KOİ ve BOİ5 giderimi elde ettiklerini
belirtmişlerdir. 5 °C sıcaklık ve 6 saatlik hidrolik bekletme süresinde KOİ giderimin
% 62 BOİ5 gideriminin ise % 75 değerinde olduğunu belirtmişlerdir .
Elmitwalli, (2000) 13 °C’de evsel atıksuların arıtım verimini, bir adet UASB
reaktörü takip eden iki adet anaerobik hibrit reaktörle, çalışmıştır. Hibrit reaktörün
alt kısmı UASB reaktörden üst kısmı ise AF ‘den oluşmaktadır. Reaktörler kararlı
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Selin YÜCEER
48
hale ulaştıktan sonra, ön çökeltime tabi tutulmuş atıksu için 8 saatlik hidrolik
bekletme süresinde UASB reaktörde % 60; hibrit reaktörlerde %64 toplam KOİ
giderim verimi elde edilmiştir. Aynı atıksu ve aynı sıcaklıkta AF ve AH reaktörle
yaptığı bir başka çalışmada askıda KOİ gideriminin AF’de %82, AH reaktörde %53
olduğunu belirtmiştir. Toplam KOİ giderimi ise AF’de %55, AH reaktörde %30
olarak belirtilmiştir. Çalışmada hidrolik bekletme süresi 4 saat olarak alınmıştır. 12
°C’de 3 saatlik bekletme süresinde, UASB reaktörle benzer atıksuyla yapılan bir
başka çalışmada (Wang,1994), askıda KOİ giderimini %44 olarak bulmuştur.
Elmitwalli, aynı evsel atıksuların düşük sıcaklıkta ve kısa hidrolik bekletme
süresinde arıtılmalarına en uygun yüksek hızlı reaktörün Anaerobik Filtre olduğunu
belirtmiştir. Ayrıca düşük sıcaklık koşullarında atıksuyu iki aşamada arıtmanın daha
uygun olduğunu; ilk reaktörde askıda KOİ nin hidrolizini, ikinci reaktörde de diğer
üç aşamayı gerçekleştirmenin en uygun yöntem olduğunu belirtmiştir.
Salih Rebac’ın farklı atıksuların EGSB reaktörde psikrofilik koşullar altında
arıtımını inceleyen çalışmalarının özeti aşağıda verilmiştir:
Çizelge 2. 1 Farklı atıksuların EGSB reaktörle psikrofilik koşullar altında arıtım
verimi sonuçları, (Rebac,1998) Substrat Hacim
(L) Konsantrasyon g KOİ/L
OLR kgKOİ/m3-gün
Sıcaklık [°C]
HRT (Saat)
Giderilen KOİ (%)
Uçucu yağ asidi 1*4 0,5-0,8 10-12 10-12 1,6-2,5 90 Uçucu yağ asidi 2*4 0,5-0,9 5-12 4-8 2-4 90 Uçucu yağ asidi 2*4 0,5-0,9 5 3 4 80 Uçucu yağ asidi+ Sakkoroz
2*4 0,5-1,1 5-7 8 4 90
Bira 1*225 0,5-0,8 12 20 1,5 80-85 Malt özü 1*225 0,3-1,4 4-8 16 2,4 56 Malt özü 1*225 0,3-1,4 9-15 20 1,5-2,4 66-72 Malt özü 2*70 0,2-1,8 3-6 6 4,9 47 Malt özü 2*70 0,2-1,8 3-12 10-15 3,5 67-78
Çizelge 2.2’den, 3°C’lik sıcaklıkta bile düşük yüklemelerde %80 verim elde
edilebileceği görülmektedir.
Harada ve Uemura, (2000) yukarı akışlı anaerobik çamur örtü reaktörünün
4,7 saat bekletme süresinde, 13-25 °C sıcaklık değerleri arasında arıtım
performansını incelemişlerdir. Sıcaklık 25 °C’den 13 °C’ye 3’er derece azaltılarak
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Selin YÜCEER
49
düşürüldüğünde, toplam KOİ giderimi 25 °C’de % 70, 13 °C’de % 64 olarak
hesaplanmıştır. Biyogaz içerisindeki metan yüzdesinin ise % 60’tan %35 değerine
düştüğünü belirtmişlerdir. KOİ giderim veriminin, girişteki KOİ’nin çözünmüş ya da
partiküler oluşunun yanı sıra sıcaklığa da bağlı olduğunu belirtmişlerdir.
Ahn ve Forster, (2000) nişasta içeren sentetik atıksu ile mezofilik ve
termofilik koşullarda işletilen iki anaerobik filtre reaktörün giderim verimini
araştırmışlarıdır. Analiz sonuçlarını iki farklı modelle (Stover- Kincannon ve
girişteki KOİ değeri ile hidrolik bekletme süresini esas alan amprik bir model) analiz
etmişlerdir. Reaktörlere farklı bekletme süreleri ve farklı organik yükler
uygulanmıştır. Mezofilik reaktör için elde edilen Umax ve KB değerleri sırasıyla 49,8
ve 50,6 g/L-gün iken termofilik reaktör için aynı değerler sırasıyla 667 ve 702 g/L-
gün’dür. Termofilik reaktörün KOİ gideriminin mezofilik reaktörün yaklaşık olarak
15 katı olduğunu belirtmişlerdir.
Ahn ve Forster, (2002) yaptıkları bir başka çalışmada; atıksu olarak kağıt
hamuru likörü ve oluklu kağıt hamuru likörünü kullanarak bunların mezofilik ve
termofilik koşullarda arıtım verimini incelemişleridir. Çalışmada yukarı akışlı
anaerobik filtre kullanılmışlardır. Analiz sonuçları yine Stover- Kincannon modeline
uyarlanmıştır. Elde edilen Umax ve KB değerleri bir önceki çalışmanın değerleri ile
birlikte aşağıdaki çizelgede özetlenmektedir:
Çizelge 2. 2 Kağıt sanayi atıksuları için Stover-Kincannon Modeli ile bulunan
kinetik sabitler Umax KB
Mezofilik Nişasta 49,8 50,6 Kağıt 6,71 6,14 Oluklu mukavva 3,86 0,80 Termofilik Nişasta 667 702 Kağıt 185 207 Oluklu mukavva 42.2 27.2
Ahn ve Forster, oluklu mukavva likörüne ait düşük kinetik sabit değerlerinin
sebebinin atıksu içindeki yüksek bor içeriği olduğunu belirtilmişlerdir.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Selin YÜCEER
50
Elmitwalli ve ark., (2001) AF ve Hibrit Rektörle 13 °C’de evsel atıksu
arıtımı çalışmışlardır. AF ile yapılan çalışmada; hidrolik bekletme süresinin 4, 2 ve 3
saat olarak değişmesinin askıda KOİ gideriminde sırasıyla % 81, %58 ve % 57 lik bir
değişime yol açtığını belirtmişlerdir. AF ve hibrit reaktörün 4 ve 8 saatlik bekletme
süresi ile çalıştırılmaları halinde %71 ‘den fazla KOİ giderimini sağladıkları
gözlenmiş, bu değerin tropikal bölgelerde UASB reaktörle de elde edilebileceğini
belirtmişlerdir. Ayrıca E-Coli’nin bu sıcaklıkta dahi, giderilebildiğini belirtmişlerdir.
E-Coli, çökelebilen KOİ ile birlikte reaktörde elimine edilebilmektedir. Bu koşullar
altında evsel atıksuların ön arıtımının mümkün olduğunu belirtmişlerdir.
Patel ve Madamwar, (2001) petrokimya endüstrisi atıksularını 25, 37, 45 ve
55 °C’de 3,6-21.7 kg KOİ/m3-gün aralığında değişen organik yükleme değerinde
arıtmışlardır. 25, 37 ve 55 °C’de KOİ giderim verimi 3,6 kg KOİ/m3-gün’lük
organik yükleme için %98 ‘dir. 45 °C’de aynı yükleme değeri için verim %96’da
kalmıştır. 6 kg KOİ/m3-gün’lük organik yükleme için elde edilen verimler sırasıyla
25 °C’de %95; 37 °C’de %98; 45 °C’de %93; 55 °C’de %97’dir. Görüldüğü üzere
uygun işletme koşulları seçildiğinde, farklı sıcaklıklarda aynı veya yakın giderim
verimlerini elde etmek mümkün olabilmektedir. Çalışmada anaerobik reaktör olarak
Yukarı Akışlı Sabit Yataklı Reaktör kullanılmıştır.
Bodik, (2002) Bodik ve arkadaşları ise farklı anaerobik reaktörlerin
psikrofilik koşullar altındaki (9-23°C) arıtma verimlerini, belediyeye ait atıksular ile,
karşılaştırmışlardır. Anaerobik filtre ve akışkan yataklı anaerobik reaktörün arıtma
verimlerinin, yukarı akışlı anaerobik çamur örtü reaktörüne göre daha iyi olduğunu
gözlemlemişlerdir. Farklı sıcaklıklarda (20, 25 ve 35 °C); farklı bekletme süresinde
yapılan çalışmada bekletme süresi azaltıldığı halde sıcaklık yükseltildiğinde organik
maddenin parçalanma hızının arttığını belirtmişlerdir.
Lin ve Chang, (2003) ortam sıcaklığında, glukoz içerikli sentetik atıksu ile
anaerobik reaktörün H2 üretim performansını çalışmışlardır. Hidrojen, yenilenebilir
ve temiz enerji kaynaklarından biridir. Anaerobik koşullar altında üretilebilir ancak
bu konudaki çalışmalar daha çok mezofilik ve termofilik koşullar altında
yapılmaktadır. Ancak bilindiği gibi, mikroorganizmalar sıcaklık, pH ve organik
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Selin YÜCEER
51
yükleme gibi çevre koşullarındaki değişimlere adapte olabilmektedirler. 35 °C’de 8
gKOİ/L organik yükleme değerinde ve 2,5 günlük çamur bekletme süresinde % 99,9
luk glukoz giderimi ve 24,1 mmol-H2/L/gün H2 üretimi söz konusu iken, diğer
koşullar aynı iken sıcaklığın 15-18 °C aralığında olması halinde giderim %97,4 ; H2
üretimi ise 7,3 mmol-H2/L/gün değerini almıştır. Ancak 25-29 °C sıcaklık aralığında
20 gKOİ/L organik yükleme değerinde ve 1 günlük çamur bekletme süresinde KOİ
giderim verimi %99,5 H2 üretim değeri ise 135 mmol-H2/L/gün değerini almıştır.
Sıcaklığın 35 °C olması halinde KOİ giderim verimi aynı değeri alırken H2 üretim
değeri 126 mmol-H2/L/gün değerinde kalmaktadır.
Gallert ve ark., (2003) psikrofilik, mezofilik ve termofilik prosesler
karşılaştırıldığında organik maddelerin anaerobik parçalanmasının sıcaklıkla arttığını
belirtmişlerdir. Gallert ve arkadaşları yaptıkları çalışmalarda mezofilik proseslerin,
amonyak birikimi toksisitesinden termofilik proseslere kıyasla daha çok
etkilendiklerini belirtmişlerdir. Ayrıca organik azot gideriminin ve fosfor
asimilasyonunun artan sıcaklıklarda arttığını belirtmişlerdir.
McHugh ve ark., (2004) geleneksel arıtma proseslerinin yanında düşük ve
çevre sıcaklıklarında deşarj edilen atıkların arıtımında, psikrofilik anaerobik
arıtmanın uygun bir yöntem olduğunu belirtmişlerdir.
McHugh ve ark., (2004) biri VFA ile, diğeri sakkaroz ile beslenen iki yukarı
akışlı anaerobik reaktörle 300 gün boyunca sıcaklığı 37 °C’den 16 °C’ye düşürerek
çalışmışlardır. VFA ile beslenen reaktör sıcaklık değişiminden bağımsız olarak, 20
kg KOİ/m3-gün yüklemeye karşılık üstün bir performans göstermiştir. 18 °C’de KOİ
giderim verimi % 95, 16 °C’de biyogazdaki metan yüzdesi % 70’tir. Bununla birlikte
236. günde rastlanan çamur şişmesi problemi, reaktör performansında önemli bir
azalmaya sebep olmuştur. 20 kg KOİ/m3-gün değerine sahip, Sakkarozla beslenen
reaktörde 18 °C’de KOİ giderim verimi % 80 olarak gözlenmiştir. Sıcaklık
azalırken, çamur şişmesiyle karşılaşılması reaktörün performans ve kararlılığında
artışla sonuçlanmıştır. Bu iki reaktörün çamur şişmesine karşı farklı tepki vermeleri,
reaktörlerin farklı mikrobiyal yapıda olmalarına bağlanmıştır. VFA ile beslenen
reaktörde hidrojenotrofik bakterilerin ve proteo bakterilerin sayısı diğerine göre daha
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Selin YÜCEER
52
fazladır. Her iki reaktörde de sıcaklık azaldığında asetik asit kullanan
metanojenlerin sayısında azalma, hidrojen kullanan bakterilerin sayısında artma
gözlenmiştir.
Huang ve ark., (2004) UASB reaktörlerle farklı sıcaklıklarda (25, 30, 35, 40
°C) fenol içeren atıksuların arıtımını ve sıcaklığın granül boyutu üzerine etkilerini
çalışmışlarıdır. Deneysel çalışmada 4 farklı UASB reaktör kullanılmış ve her bir
reaktöre farklı sıcaklık değeri uygulanmıştır. Reaktörlerdeki granül çapları: 25 °C:
1,47 mm; 30 °C: 1,77 mm; 35 °C: 1,65 mm;40 °C: 1,63 mm olarak belirtilmiştir.
Granül çapları, reaktörden atılan çamur miktarıyla yakından ilgilidir. 25 °C’de
reaktörden çok fazla çamur atıldığından granül çapı da en küçük değerini almaktadır.
Maksimum spesifik asetat giderim değerleri: 25 °C: 3,1 gün-1 , 30 °C: 4,2 gün-1 , 35
°C: 5,1 gün-1 , 40 °C: 5,2 gün-1 olarak verilmiştir. 40 °C’deki artışın az olmasının
sebebi mezofilik koşullardan uzaklaştıkça ve de sıcaklık arttıkça mezofilik
koşullarda aktif olan enzimlerin denature olmasına bağlanmaktadır. Yarı doygunluk
sabiti (Ks) değerleri sıcaklık arttıkça azalmıştır: 25 °C: 240 mg asetat/dm3; 30 °C:
202 mg asetat/dm3; 35 °C: 133 mg asetat/dm3; 40 °C: 122 mg asetat/dm3 . KOİ
giderim verimleri ortalama olarak: 25 °C: % 93,3 ; 30 °C: % 97,9 ; 35 °C: % 98,2 ;
40 °C: % 97,9 şeklinde verilmiştir.
Kapdan (2004) boyarmaddelerin anaerobik reaktörde 20 °C’de arıtımını ve
giderimin kinetiğini, Stover-Kincannon Modeli’ne uyarlayarak çalışmıştır.
Çalışmada, boyarmadde 0,05-0,4 g/L-gün, KOİ, 1-8 g/L-gün değerinde verilmiştir.
0,15 g/L-gün değerine kadar yapılan boyarmadde yüklemesinde %90 ‘lık bir renk
giderim verimi elde edilmiştir. KOİ giderim değeri ise %5-35 arasında değişmiştir.
Deneysel bulgular, modifiye Stover-Kincannon modeline uyarlandığında
boyarmadde için KB: 17,8 g/L-gün ; Umax: 19,5 g/L-gün olarak ; KOİ giderimi içinse
KB: 37,9 gKOİ/L-gün ; Umax: 12,9 gKOİ/L-gün olarak hesaplanmıştır. Çalışma
sonucunda, boyarmaddenin oda sıcaklığında, düşük KOİ içeren atıksu eşliğinde
arıtılabileceği belirtilmiştir.
O’Flaherty ve ark., (2005) 18 °C’de Bioreaktörde (EGSB+AF), farklı
hidrolik ve organik yükleme değerlerinde, reaktördeki mikrobiyal populasyon
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Selin YÜCEER
53
yapısını ve biyokütlenin spesifik metanojenik aktivite profilini incelemişlerdir.
Atıksu olarak, orta kirlilik derecesine sahip (5g KOİ/L), VFA içeren sentetik atıksu
kullanmışlardır. Reaktör, işletmeye alınırken mezofilik çamur kullanılmış, start-up
periyodu 21 gün sürmüştür. Arıtmadan çıkan çamurun genel olarak iyi çökelme
kapasitesine sahip olduğunu belirtmişlerdir. Hidrolik bekletme süresini yarıya
indirip, organik yükleme değerini iki katına çıkardıklarında KOİ giderim veriminde
%10 luk bir azalmayla karşılaşmışlarıdır. Diğer değerler sabit tutulurken organik
yükleme değerinin 24.64 kg/m3-gün’den 36.96 kg/m3-gün değerine çıkartılmasının,
KOİ giderim verimini % 81.59 dan % 41.1 ‘e düşürdüğünü ve oluşan biyogazdaki
metan yüzdesini % 63.84 den %50.12’ye düşürdüğünü belirtmişlerdir. Aşı
çamurundaki mezofilik bakterilerin yerini 18 °C’de sub-mezofilik ve psikotolerant
bakteriler almıştır. Ayrıca reaktör kararlı hale ulaştıktan sonra metan üretiminde
hidrojenetropik metanojenlerin etkin olduğunu belirtmişlerdir. Bioreaktörün 18
°C’de; 24.64 kg/m3-gün organik yükleme değeri ve 4.88 saatlik hidrolik bekletme
süresi ile işletilmesi halinde etkin bir arıtmanın elde edilebileceğini belirtmişlerdir
(O’Flaherty ve ark.,2005).
Enright ve ark. (2005) EGSB reaktörle, 15 °C sıcaklıkta, ecza endüstrisine
ait sentetik atıksularla arıtım verimi çalışmışlardır. Çalışmada iki adet birbirinin aynı
EGSB+AF –R1, R2- reaktör kullanıldığını belirtmişlerdir. 2,5 kg KOİ/m3-gün ‘lük
organik yükleme değerinde R1’in giderim verimini %78,2 R2’nin giderim verimini
%79 olarak elde ettiklerini belirtmişlerdir. 5 kg KOİ/m3-gün ‘lük organik yükleme
değerinde R1’in giderim verimi %85 iken R2’nin giderim verimi %89,71 olarak
verilmiştir. Oluşan biyogazdaki metan yüzdesi 2,5 kg KOİ/m3-gün ‘lük organik
yükleme değerinde R1 için %71, R2 için %70 olarak; 5 kg KOİ/m3-gün ‘lük organik
yükleme değerinde R1 için %56,3 R2 için %63,4 olarak verilmiştir.
Mc Hugh ve ark. (2005) birbirinin aynı olan iki adet EGSB+AF hibrit
reaktörle (R1-R2), peynir altı atıksularının psikrofilik anaerobik arıtımını
çalışmışlardır. Reaktörlere düşük (1 kg KOİ/m3) ve yüksek (1 kg KOİ/m3) kirlilik
yüküne sahip atıksular 500 gün boyunca yüklenmiştir. R1 reaktörüne 12-20 °C
sıcaklık aralığında, 0,5-1,3 kg KOİ/m3*gün organik yükleme değerinde atıksu
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Selin YÜCEER
54
yüklenmiş, giderim verimi %70-80 aralığında bulunmuştur. R2 reaktörüne 14-20 °C
sıcaklık aralığında, 13,3 kg KOİ/m3*gün organik yükleme değerinde atıksu
yüklenmiş, giderim verimi %90 civarında bulunmuştur. R2 reaktörünün işletme
sıcaklığı 12 °C’ye düşürüldüğünde KOİ giderim verimi %50-60 civarına düşmüş ve
granüler yapıda bozulmalar görülmüştür. Granüler yapıdaki bu bozulma ve
verimdeki düşüş, organik yüklemenin 6,6 kg KOİ/m3*gün değerine düşürülmesiyle,
düzelmeye başlamıştır. 500 günlük işletme süresi sonunda psikotolerant biyokütlenin
geliştirilmesiyle, 37 °C’deki spesifik metanojenik aktivite değerine ulaşılmıştır.
Çalışma sonunda EGSB+AF reaktörlerin, düşük sıcaklıkta yüksek ve düşük kirlilik
yüküne sahip atıksuların arıtımında hibrit reaktör olarak kullanılabileceğini
belirtmişlerdir. Bu sayede birinin avantajının, diğerinin dezavantajı yerine
kullanılabileceğini ve psikrofilik koşullarda gayet başarıyla uygulanabileceğini
belirtmişlerdir. R2 reaktöründe artan VFA konsantrasyonu, reaktör performansının
düşmesine ve biyokütledeki granüler yapının bozulmasına sebep olmuştur. Flamentli
asetoklastik metanojenler Metanosaeta sp.granüler yapının sağlanmasında etkilidir.
Sonuç olarak bu mikroorganizmaların varlığı, granüler yapılı arıtma sistemleri
açısından büyük öneme sahiptir. Asetat değerinin çok artması durumunda (örn. R2)
Metanosaeta sp değeri, artan Metanosarchina miktarı sayesinde bu mikroorganizma
grubuyla yarışamamakta ve azalmaya başlamaktadır. Ayrıca bu koşullar altında artan
hidrojenotrophik metanojen (Methanocorpusculum parvum) miktarı, flamentli
mikroorganizma miktarının azalmasına ve bu da granüler yapının bozulmasına sebep
olmaktadır.
3. MATERYAL ve METOT Selin YÜCEER
55
3. MATERYAL VE METOT
3.1.Materyal 3.1.1.Anaerobik Reaktör
Bu çalışmada, cam malzemeden yapılmış, 7.5 cm çapında 50 cm
yüksekliğinde Anaerobik Filtre kullanılmıştır. Reaktörün içi 1 cm çapında,içi boş
halka şeklinde, seramik dolgu malzemesi ile doldurulmuştur. Reaktörün çalışma
hacmi 1.11 L’dir. Reaktörün içindeki sıcaklığı sabit tutabilmek için, reaktörün
dışında 40 cm yükseklikte su ceketi mevcuttur. Reaktörün ısıtması; ısıtmalı-
sogutmalı sirkülasyon pompası ile, cekette su dolaşımı ile sağlanmıştır. Isıtıcının
hassasiyeti ± 0,01 °C’dir. Reaktörün içinde akımın homojen olarak dağılmasını
sağlamak için, reaktör tabanından 5 cm yüksekliğe, üzerinde 0,2 cm çapta delikler
açılmış bir pleksiglas tabaka yerleştirilmiştir. Reaktörün beslemesinde, sabit debi
sağlayabilmek için peristaltik pompa kullanılmıştır.
Anaerobik parçalanma sırasında üretilen biyogazı toplamak ve ölçebilmek
için, asitli su ile yer değiştirme prensibine göre çalışan bir düzenek kurulmuştur. Bu
düzenek, 45 cm yükseklikte ve 7,4 cm iç çapa sahip ölçeklendirilmiş pleksiglas
kolon ve 40-35 cm ölçülerinde pleksiglas tanktan oluşmaktadır. Tankın üstü
atmosfere açıktır. Reaktörün ürettiği biyogazın kolondaki asitli su (0.1 M H2SO4) ile
yer değiştirebilmesi için, reaktör su çıkışı üzerinde basıncı yenebilecek yükseklikte
su bariyeri oluşturulmuştur. Bu bariyerde; zamanla biyokütle birikmesinden dolayı,
uygulanan hidrolik bekletme süresinin dışında, organik madde gideriminin devam
edebileceği ihtimaline karşı hemen reaktör çıkışında numune alma yeri
bulunmaktadır.
Bu reaktör, daha önce evsel ve kağıt sanayi atıksularının arıtımı
çalışmalarında kullanılmıştır.
Çalışmada kullanılan reaktör, Şekil 3.1’de görülmektedir.
3. MATERYAL ve METOT Selin YÜCEER
56
Şekil 3. 1 Çalışmada kullanılan anaerobik filtre
3.1.2.Sentetik Atıksu
Çalışmada, bileşimi Çizelge 3.1’de verilen sentetik atıksu kullanılmıştır.
Atıksu günlük olarak damıtık su ile hazırlanmıştır. Yaz aylarında yapılan
yüklemelerde besleme kabındaki sentetik atıksuyun bozuşmasını önlemek amacıyla;
besleme kabı, 15-16 °C’de sabit sıcaklıkta tutulmuştur. Bu sayede günlük KOİ ve
diğer atıksu özelliklerinin değişimi en aza indirilmiştir
Çizelge 3. 1 Sentetik atıksu bileşimi (Ahn, 2000) Bileşik Konsantrasyon (mg/L) Glikoz 1000a
Maya ekstraktı 100 Üre 150b K2HPO4 78 NaHCO3 2000c
MgSO4*7H2O 215 CaCl2 50 FeSO4*7H2O 0,75 NiSO4*6H2O 0,5 MnCl2*4H2O 0,5 ZnSO4*7H2O 0,5 H3BO3 0,1 CoCl2*6H2O 0,05 CuSO4*5H2O 0,005 H3PO412MoO324H2O 0,04 a,b ve c değerleri orantılı olarak arttırılmıştır.
3. MATERYAL ve METOT Selin YÜCEER
57
3.2.Metot
3.2.1.Analitik Yöntemler
Reaktörde üretilen biyogaz miktarı, ölçeklendirilmiş kolonda asitlendirilmiş
(0,1 M H2SO4) su ile yer değiştirme yöntemiyle ölçülmüştür. İki zaman aralığında
toplanan gaz miktarı, ölçümün yapıldığı andaki sıcaklık ve basınç değerleri standart
şartlara çevrilerek günlük biyogaz miktarı hesaplanmıştır. Açık hava basıncı
Çukurova Üniversitesi Meteoroloji İstasyonu ölçümlerine dayanılarak elde edilmiştir
(Çukurova Meteo, 2005-2006). Üretilen biyogazın kompozisyonu (% CH4 ve %
CO2) gaz kromotografisi cihazıyla ölçülmüştür. Çözünmüş KOİ, K2Cr2O7- H2SO4
karışımı ile oksidasyon ve 0,025 N Fe(NH4 )SO4’le titrasyon yöntemiyle
ölçülmüştür. Amonyum, borat tamponuyla pH 9,4’de H3BO3 içine distilasyon ve
takiben 0,02 N H2SO4 ile titrasyonla ölçülmüştür. Alkalinite, metil oranj indikatörü
eşliğinde, 0,02 N H2SO4 titrasyonuyla ve AKM, gravimetrik yöntemle ölçülmüştür.
Analizlerin tümü standart metodlara uygun olarak yapılmıştır (Standart Methods,
1998) (APHA AWWA, 1998).
3.2.2.Deneysel Çalışma
Çalışma, daha önce farklı atıksuların arıtımında kullanılan reaktörde
gerçekleştirildiğinden; reaktör 1,5 aylık bir adaptasyon sürecinde başlangıç değeri
olan 3000 mgKOİ/L kirlilik konsantrasyonuna sahip sentetik atıksu ile beslenerek
çalıştırılmıştır. Alışma devresi boyunca KOİ ve günlük üretilen biyogaz miktarı ile
çıkış pH değerleri takip edilmiştir. 1,5 aylık bir dönem sonunda organizmaların
sentetik atıksuya adaptasyonu sağlanmıştır. Adaptasyon sürecinde reaktör pH’sı
yaklaşık 7 civarında tutulmaya çalışılmıştır. Adaptasyon sürecinden sonra 35 °C’de
sırayla 3000, 6000, 9000, 12000 ve 15000 mg KOİ /L değerlerine sahip sentetik
atıksu günlük olarak beslenmiştir. Her yeni yüklemeye geçildiğinde; reaktör,
uygulanan yeni yüke birkaç günde adapte olmuştur. Her yük değişiminde veriler
düzenli olarak takip edilmiştir, ancak kinetik modele uyarlanan veriler, reaktör
kararlı işletme koşullarında çalışırken alınan verilerden oluşmaktadır. Her yükleme,
3. MATERYAL ve METOT Selin YÜCEER
58
alıştırma devreleri dışında, yaklaşık olarak 20 gün sürmüştür. Yüklemeler sırasında
günlük olarak giriş- çıkış KOİ değerleri, pH ve üretilen toplam biyogaz miktarları
ölçülmüştür. 2 günlük aralıklarla ise alkalinite değerleri ölçülmüştür. Hidrolik
bekletme süresi her yüklemede 24 saat olarak ayarlanmıştır. Ancak nadir de olsa
karşılaşılan elektrik kesintisi, hortum tıkanması gibi olumsuzluklardan dolayı
debideki salınımları tesbit edebilmek için debi ölçümleri günlük olarak yapılmıştır.
İkinci aşama olan 25 °C değerine geçildiğinde reaktörün uygulanan yeni
sıcaklık değerine alışabilmesi için, 20 gün boyunca 3000 mg KOİ/L değerinde atıksu
ile besleme yapılmıştır. Reaktördeki sıcaklığın aniden değişmesi, çıkış KOİ
değerinde yükselmeye sebep olmuştur. Reaktörün gerçek arıtma performansına
ulaşması 20 gün sürmüştür. Alışma devresinden sonra 25 °C’de de reaktöre 35 °C’de
olduğu gibi sırayla 3000, 6000, 9000, 12000 ve 15000 mg/L KOİ yüklenmiştir.
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
59
4.BULGULAR VE TARTIŞMA
Çalışmanın ilk adımı, reaktörü işletmeye alma sürecidir. Bu aşamada reaktör
3000 mg KOİ/L kirlilik yüküne sahip sentetik atıksuyla yaklaşık olarak 1,5 ay
süresince 35 °C’de beslenmiştir. Daha sonra sırasıyla 35 °C ve 25 °C ‘de yüklemeler
yapılmıştır. Çalışma süresi boyunca KOİ, AKM, alkalinite, pH, toplam biyogaz
hacmi ve amonyak ölçümleri yapılmıştır. Reaktörün işletmeye alınması sırasında,
kararlı hale ulaşılıp ulaşılmadığını gözlemlemek adına günlük debi, giriş-çıkış KOİ
ve çıkış pH değerleri ölçülmüştür. Ancak bu değerler kinetik sabitlere
yansıtılmamıştır. İlk başlarda 1500 mg/L’den yüksek olan çıkış KOİ değeri düşük
değerler almaya başlayıp sabitlendikten sonra yüklemelere geçilmiştir.
4.1.Deneysel Bulgular
Deneylerden, her sıcaklık için elde edilen bulgular aşağıda ayrı ayrı
verilmiştir.
4.1.1. 35 °C Bulguları
Yapılan çalışma sonucunda 35 °C’de elde edilen deneysel çalışma sonuçları
Çizelge 4.1, Çizelge 4.2, Çizelge 4.3, Çizelge 4.4 ve Çizelge 4.5’ de verilmektedir.
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
60
Çizelge 4. 1. 35 °C 3000 KOİ Bulguları
No Q
(L/gün)
Giriş KOI (mg/L)
Çıkış KOI (mg/L)
OLR (KOİg*Q/V) (gKOİ/L*g)
Q(Si-Se)/V Gid. KOİ
GAZ (L/gün)
1/ OLR
V/ Q(Si-Se)
% KOİ giderimi
1 1.096 3019 139 2.981 2.844 1.592 0.335 0.352 95.4 2 1.06 2664 109 2.544 2.440 1.591 0.393 0.410 95.9 3 1.118 2856 112 2.877 2.764 1.658 0.348 0.362 96.1 4 1.229 2873 109 3.181 3.060 1.631 0.314 0.327 96.2 5 1.205 2873 105 3.119 3.005 1.557 0.321 0.333 96.3 6 1.334 2860 105 3.437 3.311 1.877 0.291 0.302 96.3 7 1.088 2855 108 2.798 2.693 1.786 0.357 0.371 96.2 8 0.844 3042 97 2.313 2.239 1.334 0.432 0.447 96.8 9 1.022 2918 135 2.687 2.562 1.395 0.372 0.390 95.4 10 0.933 2881 121 2.422 2.320 1.301 0.413 0.431 95.8 11 0.757 2943 104 2.007 1.936 1.513 0.498 0.516 96.5 12 1.354 2943 77 3.590 3.496 2.077 0.279 0.286 97.4 13 1.11 3150 153 3.150 2.997 1.572 0.317 0.334 95.1 14 1.036 3047 92 2.844 2.758 1.505 0.352 0.363 97.0 15 1.099 3084 107 3.053 2.947 1.720 0.327 0.339 96.5 16 1.086 3150 121 3.082 2.964 1.530 0.324 0.337 96.2 17 1.12 2885 89 2.911 2.821 1.634 0.344 0.354 96.9 18 1.082 3006 125 2.930 2.808 1.558 0.341 0.356 95.8 19 1.078 2999 102 2.913 2.813 1.635 0.343 0.355 96.6 20 1.03 2963 58 2.749 2.696 1.546 0.364 0.371 98.0 21 1.068 3015 118 2.901 2.787 1.629 0.345 0.359 96.1 22 1.087 2971 152 2.909 2.761 1.648 0.344 0.362 94.9 23 1.134 2524 150 2.579 2.425 1.645 0.388 0.412 94.1 24 1.141 2530 135 2.601 2.462 1.580 0.385 0.406 94.7 25 1.15 2839 114 2.941 2.823 1.470 0.340 0.354 96.0
Birinci sıcaklığın ilk yüklemesinde %95’in üzerinde KOİ arıtım verimi elde
edilmiştir. Bu haliyle anaerobik arıtma tek başına bile bir arıtma metodu olarak
düşünülebilmektedir. Reaktör işletmeye alma devresinden sonra sorunsuz işlemiştir.
Çıkış pH’sında ve AKM değerinde bir problemle karşılaşılmamıştır.
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
61
Çizelge 4. 2. 35 ° C 6000 KOİ Bulguları
No Q
(L/gün)
Giriş KOI (mg/L)
Çıkış KOI (mg/L)
OLR (KOİg*Q/V) (gKOİ/L*gün)
Q(Si-Se)/V Gid. KOİ
GAZ (L/gün)
1/ OLR
V/ Q(Si-Se)
% KOİ giderimi
1 1.043 5849.1 210.75 5.496 5.298 3.033 0.182 0.189 96.4 2 1.173 5881.6 140.5 6.215 6.067 3.281 0.161 0.165 97.6 3 1.868 6215 106.4 10.459 10.280 5.753 0.096 0.097 98.3 4 1.204 5971 243.6 6.477 6.212 3.435 0.154 0.161 95.9 5 1.117 6584 199.2 6.626 6.425 3.465 0.151 0.156 97.0 6 0.987 6728.5 240.1 5.983 5.769 3.502 0.167 0.173 96.4 7 1.009 6357.7 192.4 5.779 5.604 3.536 0.173 0.178 97.0 8 1.006 5694 237.3 5.161 4.945 3.205 0.194 0.202 95.8 9 1.35 4763.5 213.84 5.793 5.533 3.866 0.173 0.181 95.5
10 1.234 5630 210 6.259 6.025 3.976 0.160 0.166 96.3 11 1.059 5687.5 165.04 5.426 5.269 3.309 0.184 0.190 97.1 12 1.218 5713.5 170 6.269 6.083 3.599 0.160 0.164 97.0 13 1.233 5193 274.72 5.768 5.463 3.933 0.173 0.183 94.7 14 1.44 5851 284.32 7.590 7.222 4.041 0.132 0.138 95.1 15 1.3 5863.5 258.74 6.867 6.564 4.057 0.146 0.152 95.6 16 1.29 5638 203.1 6.552 6.316 3.701 0.153 0.158 96.4
Çizelge 4. 3. 35°C 9000 KOİ Bulguları
No Q
(L/gün)
Giriş KOI (mg/L)
Çıkış KOI (mg/L)
OLR (KOİg*Q/V) (gKOİ/L*gün)
Q(Si-Se)/V Gid. KOİ
GAZ (L/gün)
1/ OLR
V/ Q(Si-Se)
% KOİ giderimi
1 1.248 8731.2 458.38 9.817 9.301 4.891 0.102 0.108 94.8 2 1.253 9047.2 445.7 10.213 9.710 4.764 0.098 0.103 95.1 3 1.158 9458 424.9 9.867 9.424 5.523 0.101 0.106 95.5 4 1.181 8966 335.9 9.540 9.182 5.202 0.105 0.109 96.3 5 1.249 8874 331.4 9.985 9.612 5.818 0.100 0.104 96.3 6 1.12 9785.8 470.4 9.874 9.399 4.953 0.101 0.106 95.2 7 1.072 8644 334.4 8.348 8.025 4.881 0.120 0.125 96.1 8 0.997 8558 313 7.687 7.406 4.281 0.130 0.135 96.3 9 0.798 8651 355.4 6.219 5.964 3.713 0.161 0.168 95.9
10 0.658 8790 305.6 5.211 5.029 2.993 0.192 0.199 96.5 11 0.898 8778 235.16 7.101 6.911 4.195 0.141 0.145 97.3 12 1.234 8869 476 9.860 9.331 5.274 0.101 0.107 94.6 13 1.393 9035 404 11.339 10.832 5.284 0.088 0.092 95.5 14 0.944 8735 407 7.429 7.083 3.963 0.135 0.141 95.3 15 1.433 8797 595 11.357 10.589 5.479 0.088 0.094 93.2 16 1.006 8615 300 7.808 7.536 4.332 0.128 0.133 96.5 17 1.782 9057 316.5 14.540 14.032 4.881 0.069 0.071 96.5 18 1.044 7942 306 7.470 7.182 4.260 0.134 0.139 96.1 19 0.61 7824 285 4.300 4.143 3.669 0.233 0.241 96.4 20 0.864 8159 695 6.351 5.810 4.389 0.157 0.172 91.5 21 0.854 9298 432.48 7.154 6.821 3.426 0.140 0.147 95.3 22 1.519 8252 532.4 11.293 10.564 5.694 0.089 0.095 93.5 23 1.317 9055 353 10.744 10.325 7.110 0.093 0.097 96.1 24 1.26 8704 348 9.880 9.485 5.657 0.101 0.105 96.0 25 1.14 8050 300 8.268 7.959 5.069 0.121 0.126 96.3
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
62
Çizelge 4. 4. 35°C 12000 KOİ Bulguları
No Q
(L/gün)
Giriş KOI (mg/L)
Çıkış KOI (mg/L)
OLR (KOİg*Q/V) (gKOİ/L*gün)
Q(Si-Se)/V Gid. KOİ
GAZ (L/gün)
1/ OLR
V/ Q(Si-Se)
% KOİ giderimi
1 0.964 11537 381 10.020 9.689 4.486 0.100 0.103 96.7 2 0.842 13734 336 10.418 10.163 5.039 0.096 0.098 97.6 3 1.025 12259 293 11.320 11.050 5.657 0.088 0.091 97.6 4 0.762 11642 344 7.992 7.756 5.171 0.125 0.129 97.0 5 1.187 11833 325 12.654 12.306 6.977 0.079 0.081 97.3 6 1.329 11393 537.4 13.641 12.997 5.486 0.073 0.077 95.3 7 1.17 11912 653 12.556 11.868 7.827 0.080 0.084 94.5 8 1.342 11583 652 14.004 13.216 7.673 0.071 0.076 94.4 9 1.622 11329 874 16.555 15.277 6.671 0.060 0.065 92.3
10 1.029 11833 891 10.970 10.144 6.597 0.091 0.099 92.5 11 0.904 11358 3063 9.250 6.756 5.504 0.108 0.148 73.0 12 1.277 11366 2416 13.076 10.297 5.181 0.076 0.097 78.7 13 0.565 11710 1104 5.960 5.399 3.378 0.168 0.185 90.6 14 0.86 11543 1368 8.943 7.883 5.094 0.112 0.127 88.1 15 1.211 11737 908 12.805 11.814 6.268 0.078 0.085 92.3 16 1.296 11951 593 13.954 13.261 5.654 0.072 0.075 95.0 17 0.822 11468 448 8.493 8.161 6.108 0.118 0.123 96.1
Çizelge 4. 5. 35°C 15000 KOİ Bulguları
No Q
(L/gün)
Giriş KOI (mg/L)
Çıkış KOI (mg/L)
OLR (KOİg*Q/V) (gKOİ/L*gün)
Gid. KOİ Q(Sg-Sç)/V
GAZ (L/gün)
1/ OLR
V/ Q(Sg-Sç)
% KOİ giderimi
1 1.01 13344 2377 12.142 9.979 4.728 0.082 0.100 82.2 2 1.427 13991 3419 17.987 13.591 6.967 0.056 0.074 75.6 3 0.9 14006 3368 11.356 8.625 5.039 0.088 0.116 76.0 4 1.181 14208 3086.5 15.117 11.833 6.212 0.066 0.085 78.3 5 0.817 14633 2280 10.770 9.092 4.728 0.093 0.110 84.4 6 1.029 14350 3989 13.303 9.605 6.967 0.075 0.104 72.2 7 1.088 13496 6850 13.229 6.514 5.039 0.076 0.154 49.2 8 0.809 14438 4641 10.523 7.140 6.212 0.095 0.140 67.9 9 0.943 14542 4976 12.354 8.127 4.728 0.081 0.123 65.8 10 0.726 14020 4942 9.170 5.938 6.967 0.109 0.168 64.8 11 0.907 14570 4374 11.905 8.331 5.039 0.084 0.120 70.0 12 1.086 13900 5101 13.599 8.609 6.212 0.074 0.116 63.3 13 1.061 13950 3203 13.334 10.273 4.728 0.075 0.097 77.0 14 1.041 14490 3612 13.589 10.202 6.967 0.074 0.098 75.1 15 1.121 14600 4209 14.745 10.494 5.039 0.068 0.095 71.2 16 0.838 13870 3702 10.471 7.676 6.212 0.095 0.130 73.3
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
63
4.1.2. 25 °C Bulguları
Yapılan çalışma sonucunda 25 °C’de elde edilen deneysel çalışma sonuçları
Çizelge 4.6, Çizelge 4.7, Çizelge 4.8, Çizelge 4.9 ve Çizelge 4.10’ de verilmektedir.
Çizelge 4. 6. 25 °C 3000 KOİ Bulguları
No Q
(L/gün)
Giriş KOI (mg/L)
Çıkış KOI (mg/L)
OLR (KOİg*Q/V) (gKOİ/L*gün)
Q(Si-Se)/V Gid. KOİ
GAZ (L/gün)
1/ OLR
V/ Q(Si-Se)
% KOİ giderimi
1 0.998 2912 437 2.618 2.225 2.025 0.382 0.449 85.0 2 0.713 2923 516 1.878 1.546 1.241 0.533 0.647 82.3 3 1.228 2568 517 2.841 2.269 1.448 0.352 0.441 79.9 4 0.924 2867 856 2.387 1.674 1.171 0.419 0.597 70.1 5 0.987 2900 632 2.579 2.017 1.088 0.388 0.496 78.2 6 1.006 2870 361 2.601 2.274 1.137 0.384 0.440 87.4 7 1.315 2900 812 3.436 2.474 1.155 0.291 0.404 72.0 8 1.320 2996 904 3.563 2.488 1.230 0.281 0.402 69.8 9 1.499 2897 300 3.912 3.507 1.817 0.256 0.285 89.6
10 1.477 2845 372 3.786 3.291 1.818 0.264 0.304 86.9 11 0.843 2998 303 2.277 2.047 1.186 0.439 0.489 89.9 12 1.362 2961 285 3.633 3.284 1.205 0.275 0.305 90.4 13 1.012 2934 241 2.675 2.455 1.480 0.374 0.407 91.8 14 1.102 2945 183 2.924 2.742 1.571 0.342 0.365 93.8 15 0.83 2930 209 2.191 2.035 1.175 0.456 0.491 92.9 16 1.048 2942 191 2.778 2.597 1.519 0.360 0.385 93.5 17 1.155 2973 211 3.094 2.874 1.389 0.323 0.348 92.9 18 1.326 2841 253 3.394 3.092 1.650 0.295 0.323 91.1 19 1.286 2813 172 3.259 3.060 1.878 0.307 0.327 93.9 20 1.163 2985 188 3.128 2.931 1.609 0.320 0.341 93.7 21 0.979 2873 191 2.534 2.365 1.546 0.395 0.423 93.4 22 1.033 2978 196 2.771 2.589 1.614 0.361 0.386 93.4 23 1.081 2927 215 2.851 2.641 1.533 0.351 0.379 92.7 24 1.116 2998 197 3.014 2.816 1.536 0.332 0.355 93.4
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
64
Çizelge 4. 7. 25 °C 6000 KOİ Bulguları
No Q
(L/gün)
Giriş KOI (mg/L)
Çıkış KOI (mg/L)
OLR (KOİg*Q/V) (gKOİ/L*gün)
Q(Si-Se)/V Gid. KOİ
GAZ (L/gün)
1/ OLR
V/ Q(Si-Se)
% KOİ giderimi
1 1.05 6400 1062.4 6.03 5.025 2.816 0.166 0.199 83.4 2 1.17 5664 934.5 5.97 4.985 2.832 0.168 0.201 83.5 3 1.06 6155 1009.5 5.86 4.896 2.841 0.171 0.204 83.6 4 1.06 6370 1133.8 6.10 5.014 2.606 0.164 0.199 82.2 5 1.19 5615 1100.6 6.02 4.840 2.420 0.166 0.207 80.4 6 1.23 5314 828.9 5.89 4.969 2.987 0.170 0.201 84.4 7 0.99 6579 1302.6 5.85 4.692 2.412 0.171 0.213 80.2 8 0.98 6569 1149.6 5.77 4.760 2.767 0.173 0.210 82.5 9 1.01 6506 1151.6 5.92 4.872 2.640 0.169 0.205 82.3
10 1.00 6549 1342.5 5.90 4.691 2.347 0.169 0.213 79.5 11 1.25 5221 1060 5.88 4.686 2.398 0.170 0.213 79.7 12 1.19 5662 1030.5 6.07 4.965 2.765 0.165 0.201 81.8 13 0.96 6978 1346.7 6.04 4.870 2.549 0.166 0.205 80.7 14 0.96 6926 1267.4 5.99 4.894 2.749 0.167 0.204 81.7 15 1.05 6250 1162.6 5.89 4.794 2.684 0.170 0.209 81.4 16 1.02 6483 1212.3 5.93 4.819 2.504 0.169 0.207 81.3
Çizelge 4. 8. 25 °C 9000 KOİ Bulguları
No Q
(L/gün)
Giriş KOI (mg/L)
Çıkış KOI (mg/L)
OLR (KOİg*Q/V) (gKOİ/L*gün)
Gid. KOİ Q(Si-Se)/V
GAZ (L/gün)
1/ OLR
V/ Q(Si-Se)
% KOİ giderimi
1 0.856 11716 2413.5 9.035 7.174 3.991 0.111 0.139 79.4 2 0.897 11149 2218.8 9.01 7.217 4.058 0.111 0.139 80.1 3 0.998 9528 1962.9 8.567 6.802 4.017 0.117 0.147 79.4 4 0.987 9993 1938.7 8.886 7.162 4.091 0.113 0.140 80.6 5 0.978 10200 2029.8 8.987 7.199 4.059 0.111 0.139 80.1 6 1.09 9163 1915.1 8.998 7.117 3.926 0.111 0.141 79.1 7 1.087 9168 1916.1 8.978 7.102 3.93 0.111 0.141 79.1 8 1.098 9124 1824.7 9.025 7.22 4.057 0.111 0.139 80 9 1.15 8690 1755.4 9.003 7.184 4.051 0.111 0.139 79.8
10 1.12 8935 1840.5 9.015 7.158 3.994 0.111 0.140 79.4 11 1.06 9439 1935 9.014 7.166 4.035 0.111 0.140 79.5 12 1.09 9399 1955.1 9.23 7.31 3.958 0.108 0.137 79.2 13 1.08 9301 1813.8 9.05 7.285 4.071 0.11 0.137 80.5 14 1.22 8179 1685 8.99 7.138 3.992 0.111 0.140 79.4
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
65
Çizelge 4. 9. 25 °C 12000 KOİ Bulguları
No Q
(L/gün)
Giriş KOI (mg/L)
Çıkış KOI (mg/L)
OLR (KOİg*Q/V) (gKOİ/L*gün)
Gid. KOİ Q(Si-Se)/V
GAZ (L/gün)
1/ OLR
V/ Q(Si-Se)
% KOİ giderimi
1 1.11 11989 2709.5 11.989 9.279 4.97 0.083 0.108 77.4 2 1.13 11775 2571.6 11.987 9.369 5.04 0.083 0.107 78.16 3 1.12 11878 2577.5 11.985 9.384 5.05 0.083 0.107 78.3 4 1.13 11821 2541.5 12.034 9.447 5.058 0.083 0.106 78.5 5 1.11 12050 2639 12.05 9.411 5.034 0.083 0.106 78.1 6 1.09 12094 2636.5 11.876 9.287 5.04 0.084 0.108 78.2 7 1.08 12218 2688 11.888 9.273 5.028 0.084 0.108 78 8 1.08 12220 2700.7 11.89 9.262 4.993 0.084 0.108 77.9 9 1.07 12428 2846 11.98 9.237 4.827 0.083 0.108 77.1 10 1.09 12074 2740.7 11.856 9.165 4.939 0.084 0.109 77.3 11 1.09 12225 2775.1 12.005 9.28 4.946 0.083 0.108 77.3 12 1.11 12100 2541 12.1 9.559 5.065 0.083 0.105 79
Çizelge 4. 10. 25 °C 15000 KOİ Bulguları
No Q
(L/gün)
Giriş KOI (mg/L)
Çıkış KOI (mg/L)
OLR (KOİg*Q/V) (gKOİ/L*gün)
Gid. KOİ Q(Si-Se)/V
GAZ (L/gün)
1/ OLR
V/ Q(Si-Se)
% KOİ giderimi
1 0.98 16491 4535.1 14.56 10.556 4.889 0.069 0.095 72.5 2 0.98 16344 4412.9 14.43 10.534 4.958 0.069 0.095 73 3 0.97 16650 4662 14.55 10.476 4.828 0.069 0.095 72 4 0.96 16835 4335 14.56 10.811 5.073 0.069 0.093 74.25 5 0.976 17173 4430.7 15.1 11.204 5.072 0.066 0.089 74.2 6 0.956 17393 4522.2 14.98 11.085 5.09 0.067 0.090 74 7 0.987 16599 4216.2 14.76 11.011 5.188 0.068 0.091 74.6 8 1.12 14648 3749.9 14.78 10.996 5.146 0.068 0.091 74.4 9 0.999 16144 4036.1 14.53 10.898 5.197 0.069 0.092 75
10 0.897 17758 4528.2 14.35 10.691 5.158 0.07 0.094 74.5 11 1.09 14583 3733.2 14.32 10.654 5.141 0.07 0.094 74.4 12 1.06 15362 3978.8 14.67 10.870 5.1 0.068 0.092 74.1 13 1.05 15720 4008.5 14.87 11.078 5.177 0.067 0.090 74.5 14 1.03 15572 3970.9 14.45 10.765 5.176 0.069 0.093 74.5 15 1 16162 4088.9 14.56 10.876 5.193 0.069 0.092 74.7 16 1.12 14628 3715.6 14.76 11.011 5.189 0.068 0.091 74.6
Deneysel çalışmalardan elde edilen bulguların ortalama değerleri Çizelge
4.11’de özetlenmiştir:
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
66
Çizelge 4. 11. Elde edilen ortalama veriler
Ortalama değerler
Q (L/gün)
Giriş KOI (mg/L)
Çıkış KOI (mg/L)
OLR (KOİg*Q/V) (gKOİ/L*gün)
Gid. KOİ Q(Si-Se)/V
GAZ (L/gün)
1/ OLR
V/ Q(Si-Se)
% KOİ giderimi
35 °C 1.yükleme 1.09 2915.60 113.48 2.86 2.75 1.60 0.35 0.37 96.09 2.yükleme 1.22 5851.31 209.38 6.42 6.19 3.73 0.16 0.17 96.38 3.yükleme 1.12 8747.01 390.42 8.87 8.47 4.79 0.12 0.13 95.52 4.yükleme 1.07 11775.76 893.32 11.33 10.47 5.81 0.09 0.10 92.29 5.yükleme 1.00 14150.50 4008.09 12.72 9.13 5.74 0.08 0.11 71.64 25 °C 1.yükleme 1.12 2907.33 364.25 2.92 2.55 1.46 0.35 0.41 87.42 2.yükleme 1.07 6202.56 1131 5.94 4.861 2.64 0.168 0.206 81.79 3.yükleme 1.05 9570.29 1943.2 8.98 7.16 4.02 0.11 0.140 79.69 4.yükleme 1.10 12072.67 2663.9 11.97 9.329 5.00 0.08 0.107 77.94 5.yükleme 1.01 16128.88 4183 14.64 10.85 5.10 0.07 0.092 74.1
Şekil 4.1.’de; 35 °C’de yapılan organik yüklemelerde, giderilen KOİ değerlerine karşılık üretilen biyogaz miktarları verilmiştir.
35 C'de Giderilen KOİ-Üretilen Gaz İlişkisi
0,001,002,003,004,005,006,007,008,009,00
1 10 19 28 37 46 55 64 73 82 91 100
Ölçüm No
Üre
tile
n T
op
lam
Biy
og
az
L/g
ün
02468101214161820
Gid
eril
en K
Oİ
g/L
Üretilen Biyogaz
Gid. KOİ
Şekil 4. 1. 35 °C’de giderilen KOİ-üretilen gaz ilişkisi
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
67
Aynı değerler 25 °C için Şekil 4.2.’de verilmektedir:
25 C'de Giderilen KOİ-Üretilen Gaz İlişkisi
0
2
4
6
8
10
1 6 11 16 21 26 31 36 41 46 51 56 61 66 71 76 81
Ölçüm No
Oluşa
n B
iyo
gaz
Mik
tarı
L
/gü
n
0
2
4
6
8
10
12
14
Gid
eril
en K
Oİ
g/L
Oluşan biyogaz
Gid. KOİ
Şekil 4. 2. 25 °C’de giderilen KOİ-üretilen gaz ilişkisi
Şekil 4.3.’de, 35 °C’de uygulanan farklı organik yüklemelere karşı KOİ
giderim verimi gösterilmiştir.
35 C OLR-% KOİ Giderim Grafiği
0
20
40
60
80
100
120
0 5 10 15 20
OLR (gKOİ/L-gün)
KOİ G
ider
im V
erim
i (%
)
Şekil 4. 3. 35 °C OLR-%KOİ giderim grafiği
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
68
Aynı grafik 25 °C değerleri için verilirse;
25 C OLR-%KOİ Giderim Grafiği
0102030405060708090
100
0 5 10 15 20
OLR (g KOİ/L-gün)
KOİ G
ider
im V
erim
i (%
)
Şekil 4. 4. 25 °C OLR-%KOİ giderim grafiği
Şekil 4.5. ve 4.6.’da ise sırayla organik yüklemelere karşılık KOİ giderim
hızları görülmektedir. Grafiklerden, artan organik yükleme değerlerinde, reaktörün
KOİ giderim hızının arttığı görülmektedir.
35 C OLR-KOİ Giderim Hızı
0
2
4
6
8
10
12
14
16
18
0 5 10 15 20
OLR (gKOİ/L-gün)
KOİ G
ider
im H
ızı
Şekil 4. 5. 35 °C OLR-KOİ giderim hızı grafiği
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
69
25 C OLR-KOİ Giderim Hızı
0
2
4
6
8
10
12
14
0 5 10 15 20
OLR (gKOİ/L-gün)
KOİ G
ider
im H
ızı
Şekil 4. 6. 25 °C OLR-KOİ giderim hızı grafiği
Yeni yüklemelere geçildiğinde veya pH’daki değişimlere bağlı olarak bazen
çıkış suyunda yüksek AKM değerlerine rastlanmıştır. Reaktör kararlı hale yeniden
kavuştuğunda çıkış suyundaki AKM değeri de azalan KOİ miktarıyla birlikte
azalmıştır. Bu durum Şekil 4.7.’de özetlenmiştir.
KOİ-AKM Değişimi
0
500
1000
1500
2000
2500
3000
3500
1 3 5 7 9 11 13 15 17 19
Ölçüm No
KOİ m
g/L
0
100
200
300
400
500
600
AK
M m
g/LKOİ Çıkış
AKM
Şekil 4. 7. KOİ-AKM değişimi
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
70
4.2.Deney Sonuçlarının Kinetik Modele Uyarlanması:
4.2.1.35°C Verilerinin Kinetik Modele Uyarlanması:
35°C’de elde edilen veriler; Stover-Kincannon Modeline uyarlandığında, Şekil
4.8.’de gösterilen grafik elde edilmiştir.
35 C Stover Kincannon Model Grafiği
y = 0,9997x + 0,0131
R2 = 0,9875
0,0
0,1
0,2
0,3
0,4
0,5
0,6
0,0 0,1 0,2 0,3 0,4 0,5 0,6
1/OLR
V/Q
*(S
i-S
e)
Şekil 4. 8. 35 °C Stover Kincannon Model Grafiği
Grafikte görüldüğü üzere;
KB/ Umax : 0.9997
1/Umax : 0.0131
olarak hesaplanmıştır. Buradan Umax : 76.336 g/L-gün ; KB : 76.31 olarak
hesaplanmıştır. Bu iki değer, istenilen çıkış KOİ değeri için, anaerobik arıtma tesisi
planlamasında kullanılabilir. Bu değerler yardımıyla, reaktör hacmi veya bekletme
süresi hesaplanabilir.
R2 değerinin 1’e oldukça yakın olması, deneylerden elde edilen verilerin bu
modele uygulanabileceğini göstermektedir. Bu gibi çalışmalarda modifiye Stover-
Kincannon Modeli’nin kullanılabileceği sonucuna varılabilir.
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
71
4.2.2.25°C Verilerinin Kinetik Modele Uyarlanması:
Aşağıdaki grafikte 25°C’de elde edilen verilerin Stover-Kincannon Modeline
uygulaması görülmektedir:
25 C Stover Kincannon Model Grafiği
y = 1,0335x + 0,0241
R2 = 0,9957
0
0,1
0,2
0,3
0,4
0,5
0,6
0 0,05 0,1 0,15 0,2 0,25 0,3 0,35 0,4 0,45 0,5
1/OLR
V/Q
*(S
i-S
e)
Şekil 4. 9. 25 °C Stover Kincannon Model Grafiği
Grafikte görüldüğü üzere;
KB/ Umax : 1.0335
1/Umax : 0.0241 olarak hesaplanmıştır. Buradan da Umax: 41.49 KB : 42.88
olarak hesaplanmıştır.
Elde edilen sabitler bir çizelgede özetlenecek olursa:
Çizelge 4. 12. Çalışma sonunda elde edilen kinetik sabitler
Umax
g/L-gün KB
g/L-gün 35 °C 76.336 76.31 25 °C 41.49 42.88
4.3.Deney Sonuçlarının Tartışılması
Ahn ve Forster (2000), Anaerobik Filtrede mezofilik koşullarda nişasta ile
yaptıkları çalışmalarda KB ve Umax değerlerini sırasıyla;
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
72
KB/ Umax : 1.0174
1/Umax : 0.0201
olarak bulmuşlardır. Buradan Umax: 49.75 ; KB: 50.62 olarak hesaplanabilir.
Aynı çalışmada Termofilik Anaerobik Filtrede bulunan değerler aşağıda
verilmiştir:
KB/ Umax : 1.0537
1/Umax : 0.0015
Burada da ; Umax : 666.67 ; KB : 702.47 ‘dir.
Ahn ve Forster’ın (2000) çalışmalarında buldukları mezofilik ve termofilik
işletme koşulları arasındaki büyük farka bu çalışmada rastlanmamıştır. Bulunan
kinetik değerler birbirine oldukça yakın görünmektedir. Bu durum, mezofilik ve
termofilik koşullar arsında karşılaşılan büyük farka, mezofilik koşul ve 25 °C
arasında rastlanmadığını gösterir. Termofilik arıtmada mezofilik ve psikrofilik
arıtmaya nazaran yüksek arıtım verimleri elde edilir ancak işletme maliyeti çoğu
koşul için yüksektir (yüksek sıcaklıkta deşarj edilen atıksular hariç). 35 °C ve 25 °C
arasında arıtım verimi açısından; mezofilik ve termofilik arıtma arasındaki yüksek
farka rastlanmamıştır. Bu durumda atıksuyu mezofilik koşullara uygun hale
getirmek için ıstmaya gerek olmadığı görülmektedir. Ayrıca her iki sıcaklık
koşulunda üretilen biyogaz miktarlarında yüksek farklara rastlanmamıştır.
Kapdan (2004) ise boyar maddelerin anaerobik reaktörde giderim verimini
çalışmış sonuçları Stover Kincannon modeline uyarlamıştır. Deneysel bulgular,
modifiye Stover-Kincannon modeline uyarlandığında boyarmadde için KB: 17.8 g/L-
gün ; Umax: 19.5 g/L-gün olarak ; KOİ giderimi içinse KB: 37.9 gKOİ/L-gün ; Umax:
12.9 gKOİ/L-gün olarak hesaplanmıştır. Çalışma sonucunda, boyarmaddenin oda
sıcaklığında, düşük KOİ içeren atıksu eşliğinde arıtılabileceği belirtilmiştir.
35 °C sıcaklıkta 15000 mg KOİ/L yüklemesine geçildiğinde KOİ giderim
verimi oldukça düşük kalmıştır. Uzun süre veri alınıp gözlem yapılmasına rağmen
verim yükselmemiştir. Yeni sıcaklık yüklemesine geçmeden önce, reaktöre yeniden
3000 mg KOİ/L yüküne sahip atıksu beslenmiştir. Reaktör verimi bir süre
gözlendikten sonra yeni sıcaklık uygulamasına geçilmiştir. Yeni sıcaklığın ilk
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
73
yüklemesinde yüksek KOİ giderim verimi gözlenmiş, ancak bu verim sonraki
yüklemelere geçildiğinde giderek azalmıştır. Son yüklemede KOİ giderim verimi %
74,1 değerine inmiştir.
Grafiklerden, üretilen biyogazın giderilen KOİ miktarına bağlı olarak arttığı
görülmektedir. Yapılan ölçümlerde oluşan gazdaki biyogaz miktarının 35 °C’de %66
civarında; 25 °C’de %60 civarında olduğu gözlenmiştir. Her yeni yüklemeye
geçildiğinde artan KOİ ile doğru orantıda biyogaz artışı gözlenmiştir. İkinci sıcaklık
değerinde yapılan yüklemelerde birinci sıcaklık değerine kıyasla çok daha kararlı
bulgular elde edilmiştir. Bunun sebebinin yapılan çok sayıda ölçümden problemli
olan günlerdeki değerlerin kinetik hesaplamalara, ilk yüklemeye oranla daha az
yansıtılması olduğu düşünülmektedir. Her iki sıcaklık arasında üretilen biyogaz
açısından da yüksek farklara rastlanmamıştır. Yapılan analizlerde; 35 °C’de
biyogazdaki metan yüzdesi %66 iken, bu değer 25 °C’de % 60’a düşmüştür. Stuckey
ve Nachaiyasit (1997); anaerobik perdeli reaktörle yaptıkları çalışmalarda 35 °C’de
biyogazdaki metan yüzdesini %71, 25 °C’de % 69 ve 15 °C’de % 66 olarak
vermişlerdir. Lettinga ve ark. (1991) ise 13 °C’de evsel atıksuların anaerobik filtrede
aırıtmını çalışmışlardır. Biyogazdaki metan konsantrasyonunun, bu sıcaklık
değerinde % 70,7± 2,9 olduğunu belirtmişlerdir. Elde edilen bu farklı değerlerin,
farklı işletme koşullarından ( farklı bekletme süresi, farklı yükleme,..) kaynaklandığı
düşünülmektedir.
Standart şartlarda giderilen 1 g KOİ için 0,35 L CH4 üretilir. Bu miktar, 35 °C
sıcaklık ve 1 atm basınçta 0,395 L CH4/ g KOİgid.’e tekabül etmektedir (Öztürk,
2005). Yapılan çalışmada bu değer 35 °C’de birinci yüklemede 0, 369 L CH4/ g
KOİgid. olarak bulunmuştur. 25 °C’de ise 0,344 L CH4/ g KOİgid. olarak
hesaplanmıştır. Her iki yükleme arasında oluşan biyogaz ve metan içeriği açısından
büyük bir farka rastlanmamıştır. Anaerobik arıtmada oluşan metan, enerji değeri
açısından büyük bir öneme sahiptir. İki sıcaklık arasında büyük farkların olmaması
psikrofilik arıtmanın mezofilik artımaya göre büyük bir avantajı olarak düşünülebilir.
Normal koşullar altında reaktörü ısıtmada kullanılması düşünülen bu enerji
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
74
formunun, 25 °C’de işletme yapılması halinde, başka alanlarda kullanımı gündeme
gelebilmektedir.
25 °C’de yüklemenin son aşamalarına doğru gelindikçe organik yükleme
değeri daha stabil tutulmaya başlanmıştır. % KOİ giderimi artan yüklemelerle azalsa
da reaktör kararlı hale kavuşmuştur.
KOİ giderim verimleri 35 °C’de ilk dört yüklemede % 90’ın üzerinde yer
alırken, bu değer son yüklemede % 70’lere düşmüştür. 25 °C’nin ilk yüklemesinde %
85 in üzerinde yer alan giderim verimleri sonraki yüklemelerde %80’lere düşmüş,
son yüklemede ise %74 civarına inmiştir. Fanin (1983), yaptığı çalışmalarda
anaerobik arıtmada KOİ giderim verimi açısından 35 ve 25 °C arasında %10 luk bir
verim düşüşü olduğunu savunmaktadır. Lettinga ve ark. (1991); 13 °C sıcaklıkta ve 4
saatlik hidrolik bekletme süresinde anaerobik filtrede evsel atıksu için toplam KOİ
gideirm verimini % 55 olarak bulmuşlardır. Sanz ve Polanco (1990) ise anaerobik
akışkan yataklı reaktör ve UASB ile 15 °C’de 6 saatlik hidrolik bekletme süresinde
atıksu arıtımı çalışmışlar; bu koşullar altında toplam KOİ giderim veriminin aktif
çamur sistemiyle aynı olduğunu belirtmişlerdir. Bodik ve ark. (1991) ise sentetik
atıksu- kanalizasyon suyu karışımını AF ‘de arıtmaya tabi tutmuşlar ve toplam KOİ
giderim veriminin % 46-92 arasında değiştiğini belirtmişlerdir. Çalışmalarında
sıcaklığı 9-23 °C arasında tutmuşlardır. Stuckey ve Nachaiyasit (1997); birbirinin
aynı iki adet anaerobik perdeli reaktörle, yaptıkları çalışmalarda sıcaklığı 35 °C’den
25 °C’ye düşürmeleri halinde reaktörlerden birinin sıcaklık değişimine tepki
vermediğini, diğerinin veriminin % 4 civarında azaldığını belirtmişlerdir. Ancak bu
azalma, çıkış suyunun reaktöre %25 oranında geri devriyle telafi edilmiştir. Dague ve
ark. (1998) ise yaptıkları çalışmalar neticesinde yüksek hızlı anaerobik reaktörlerin
35 ve 25 °C’deki arıtım verimlerinin eşit ve yüksek değerlerde olduğunu
belirtmişlerdir.
Bodik ve ark. (2002); farklı sıcaklık (20, 25 ve 35 °C) ve farklı bekletme
sürelerinde, farklı anaerobik reaktörlerle KOİ giderim verimini incelemişler, yüksek
sıcaklık değerlerinde organik maddenin parçalanma hızının yüksek olduğunu
belirtmişlerdir.
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Selin YÜCEER
75
Huang ve ark. (2004) UASB reaktörlerde sıcaklık değişimlerinin, reaktördeki
granül boyutu üzerine etkilerini incelemişlerdir. 25, 30, 35 ve 40 °C sıcaklık
değerlerinde yapılan çalışmalarda, 25 °C’de reaktörden en çok çamur atıldığını ve
buna bağlı olarak da reaktör içindeki granül boyutunun bu sıcaklıkta en küçük değeri
aldığını belirtmişlerdir.
Bu ölçümler dışında reaktörde günlük olarak çıkış pH’ı kontrol edilmiş, nötral
değerlerde tutulmaya çalışılmıştır. pH değeri çok ekstra koşullar olmadığı sürece 6,8-
7,4 değer aralığında tutulmuştur. Alkalinite de çıkış suyunda 1500-2000 mg/L
değerinde ölçülmüştür. Çıkış suyunda yapılan amonyak ölçümlerinde ortalama
olarak 160 mg/L NH3-N değeri ölçülmüş, nötral pH değerinde toksik etki
gösterebilecek bir değer olmadığından rutin olarak ölçülmemiş, sadece yeni
yüklemelere geçildiğinde ölçülmüştür.
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER Selin YÜCEER
76
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Bu çalışmadan elde edilen bulgular doğrultusunda aşağıdaki sonuçlar elde
edilmiş ve öneriler sunulmuştur.
Anaerobik Filtrelerde mezofilik koşullar altında ciddi anlamda yüksek
verimle atıksu arıtımı yapılabilmektedir. Ancak elde edilen değerlerin deşarj
standartlarını (SKKY) taşımama ihtimali olduğundan takip eden bir arıtma
metoduyla (örn. Aktif çamur ya da membran) daha düşük çıkış değerleri ve yüksek
kalitede arıtılmış su elde etmek mümkündür. Yüksek kirlilik yüküne sahip atıksuları
ilk adımda anaerobik yöntemle arıtmak, hem daha sonraki adımlara geçecek kirlilik
yükünü azaltmaya yaramakta hem de oluşan biyogaz miktarının sistemde veya diğer
işletme birimlerinde kullanılması sağlanabilmektedir.
Çalışmanın ikinci adımı olan 25 °C koşullarında %80 civarında kararlı bir
verim elde edilmiştir. Bu, ortam sıcaklığına nisbeten yakın olan işletme koşullarında
atıksu arıtımının gayet başarılı bir şekilde uygulanabileceğini göstermektedir. Adana
gibi sub-tropikal bölgelerde bu sıcaklık koşulunda arıtma yapabilmek için reaktörü
ısıtma adına fazla bir maliyete gerek yoktur. 25 °C’de anaerobik arıtmayı takiben
kullanılabilecek bir yöntemle deşarj standartlarını yakalamak mümkün
görünmektedir. Bir sonraki adımda aktif çamur sistemi uygulanması
düşünüldüğünde, sistemin yükü oldukça azalmış olacağından harcanacak enerji
maliyetinin de düşeceği görülmektedir.
Deneylerden elde edilen bulgular Moifiye Stover-Kincannon Modeline
uyarlandığında, R2 değeri 1’e yakın bulunmuştur. Bu, verilerin kinetik modele
uygunluğunu ifade etmektedir. Benzeri çalışmalarda aynı kinetik modelin
kullanılabileceği düşünülmektedir.
Ortam sıcaklığının düşük işletme sıcaklığı koşullarını sağlaması halinde, düşük
sıcaklıklarda dahi üretilen biyogazdan enerji içeriği açısından faydalına bilir. Düşük
sıcaklıklarda üretilen biyogazdan, sistemi ısıtmada faydalanılmadığından bir sonraki
adımda uygulanabilecek arıtma metodunun enerji ihtiyacı karşılanabilir.
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER Selin YÜCEER
77
Reaktör düşük sıcaklıklarda işletileceğinde ilk olarak 35 °C’de yüklemeye
başlanmakta, daha sonra sıcaklık düşürülmektedir. Yapılan arıtma verimi
çalışmalarının yanı sıra, sıcaklık düşürülüp adaptasyon sağlandığında reaktördeki
baskın bakteri populasyonu ve yapısının değişimi incelenebilir.
Yüksek giderim verimlerinde tek başına bir arıtım metodu alternatifi olarak
düşünülebilecek anaerobik arıtma; düşük giderim verimlerinde başka
kombinasyonlarla birlikte kullanma ihtiyacını doğurmuştur. Ancak bu haliyle bile
düşük işletme maliyetinden dolayı aerobik arıtmaya iyi bir alternatif teşkil
etmektedir.
Bir başka alternatif olarak düşük sıcaklıkta Adana kentinin orijinal evsel
atıksuları çalışılıp, arıtım verimleri gözlenebilir. Yüksek işletme maliyeti olan aktif
çamur sistemi yerine uygulanması düşünülebilir. Düşük ortam sıcaklıklarında arıtım
veriminin sağlanması halinde, özellikle kıyı şeridinde bulunan tatil sitelerinde
dönemsel arıtma ihtiyacın karşılamak adına uygulanacak iyi bir alternatif olabilir.
Bu çalışmanın devamı olarak, 20 ve 15 °C’lerde aynı kirlilik yüküne sahip
atıksuların arıtım verimleri çalışılabilir. Her sıcaklık için elde edilen kinetik
sabitlerden, sıcaklığın anaerobik arıtma üzerinde etkisini gösteren yeni bir giderim
formülü hesaplanabilir.
78
KAYNAKLAR
ACAROĞLU M., 2003. Alternatif Enerji Kaynakları. Atlas Yayınları, İstanbul.
ACOSTA M.O. H., FEMAT R., STEYER J.P. ve ALVAREZ G.V.,2004.
Temperature oscillations in a biological reactor with recycle. Chaos,
Solitons & Fractals,19 (4), 875-889.
AHN, J.-H. ve FORSTER, C. F., 2000. A comparison of mesophilic and
thermophilic anaerobic upflow filters. Bioresource Technology, 73, 201-
205.
AHN, J.-H. ve FORSTER, C. F., 2002. The effect of temperature variations on the
performance of mesophilic and thermophilic anaerobic filters treating a
simulated papermill wastewater. Process Biochemistry, 37, 589-594.
APHA, AWWA, 2000. Standard Methods for the Examination of Water and
Wastewater Analysis, 23th ed., New York.
ALVAREZ J.M. , MACE S., ve LLABRES P.,2000. Anaerobic digestion of organic
solid wastes. An overview of research achievements and perspectives.
Bioresource Technology, 70 (1), 3-16.
BODİK, I. HERDOVA, B. ve DRTIL, M., 2002. The use of upflow anaerobic filter
and AnSBR for wastewater treatment at ambient temperature. Water
Research, 36, 1084-1088.
BOONE D.R. ve XUN L.,1987. Effect of pH, temperature and nutrients on
propionate degradation by a methanogenic enrichment culture. Appl.
Environ. Microbiol. 53, 1589-1592.
BORJA R., MARTIN A., DURAN M. M., LUQUE M. ve ALONSO V.,1994.
Kinetic study of anaerobic digestion of brewery wastewater. Process
Biochemistry 29 (8), 645-650
BORJA R., SANCHEZ E., WEILAND P., TRAVIESO L. ve MARTIN A., 2001.
Effect of substrate concentration and temperature on the anaerobic
digestion of piggery waste in a tropical climate. Process Biochemistry
37(5), 483-489.
79
CAYLESS M.S., LESTER J.N., OLSON B.H. ve FORD S., 1989. Distribution of
mercury resistance determinants in bacterial communities of river
sediments. Water Research 23 (10), 1209-1217.
ÇUKUROVA METEO, 2005-2006. ftp.cu.edu.tr/cuMeteo/ Cu_Meteo_Text.htm,
Çukurova Ünv., Adana
ELMITWALLI T. A.,van DUN, BRUNING H., ZEEMAN G. ve LETTINGA
G.,2000. The role of filter media in removing suspended and colloidal
particles in an anaerobic reactor treating domestic sewage. Bioresource
Technology, 75 (3), 235-242.
ELMITWALLI, T. A., OAHN, K. L.T., ZEEMAN, G. ve LETTINGA ,G.,2002b.
Treatment of domestic sewage in a two-step anaerobic filter/anaerobic
hybrid system at low temperature. Water Research, 36, 2225-2232.
ELMITWALLI, T. A., SKLYAR, V., ZEEMAN, G. ve LETTINGA, G., 2002a. Low
temperature pre treatment of domestic sewage in an anaerobic hybrid or an
anaerobic filter reactor. Bioresource Technology, 82, 233-239.
ELMITWALLI, T. A., SOELLNER J., de KEIZER A., BRUNING H., ZEEMAN G.
ve LETTINGA G.,2001. Biodegradability and change of physical
characteristics of particles during anaerobic digestion of domestic sewage .
Water Research, 35(5),1311-1317
ELMITWALLI T.A., ZANDVOORT M.H., ZEEMAN G., BRUNING H. VE
LETTINGA G., 1999. Low temperature treatment of domestic sewage in
upflow anaerobic sludge blanket and anaerobic hybrid reactors
Water Science and Technology,39 (5),177-185
ENRIGHT A.M., McHUGH S., COLLINS G. ve O’FLAHERTY V., 2005. Low –
temperature anaerobic biological treatment of solvent-containing
pharmaceutical wastewater. Water Research, 39, 4587-4596.
FALLON R.D., COOPER D.A., SPEECE R. ve HENSON M.,1991. Anaerobic
biodegradation of cyanide under methanogenic conditions. Applied Environ
Microbiol. 57,1656-1662.
80
FANNIN, K. F. CONRAD, J. R., SRIVASTAVA, V. J., JERGER, D.E. ve
CHYNOWETH, D. P. , 1983. Anaerobic processes. J. Water Pollution
Control Federation, 55 (6), 623-632.
FEDORAK M. P., ROBERTS J.D. ve HRUDEY S.E., 1986. The effects of cyanide
on the methanogenic degradation of phenolic compounds. Water Research
20(10), 1315-1320.
FERNANDEZ N. ve FORSTER C.F. , 1993. A study of the operation of mesophilic
and thermophilic anaerobic filters treating a synthetic coffee waste.
Bioresource Technology 45 (3), 223-227.
FROSTELL B.,1985. The ANAMET and BIOMET systems for biomethanation of
organic materials. Conservation &Recyling 8(1-2),233-249.
GALLERT C., HENNING A. ve WINTER J., 2003. Scale-up of anaerobic digestion
of the biowaste fraction from domestic wastes. Water Research 37 (6),
1433-1441.
GAVALA N. H., YENAL U., SKIADAS V. I., WESTERAMANN P. ve AHRING
B. K., 2003. Mesophilic and thermophilic anaerobic digestion of primary
and saceondary sludge. Effect of pre-treatment at elevated temperature.
Water Research, 37, 4561-4572.
GRIN, P., ROERSMA, R. ve LETTINGA, G., 1985. Anaerobic treatment of raw
domestic sewage in UASB reactors at temperatures from 9-20 °C (Ed.: M.
S. Switzenbaum). Proceedings of the Seminar/Workshop: Anaerobic
Treatment of Sewage, 109-204.
HAANDEL A.C.V. ve LETTINGA G., 1994. Anaerobic Sewage Treatment. John
Wiley &Sons , İngiltere,226.
HARADA H., UEMURA S., 2000. Treatment of sewage by a UASB reactor under
moderate to low temerature conditions. Bioresource Technology, 72, 275-
282.
HENZE, M. ve HARREMOES, P., 1983. Anaerobic treatment of wastewater in
fixed film reactors-a literature review. Water Science and Technology, 15
(1).
81
HUANG S.J., CHOU H.H. ve HONG W. F., 2004. Temperature dependency of
granule characteristics and kinetic behavior in UASB reactors. Chem.
Technol. Biotechnol. 79, 797-808.
INAMORI Y., YAMAUCHI K., HIRATA A., TAKAI T., 1997. Effects of
temperature and volatile fatty acids on nitrification-denitrification activity
in small-scale anaerobic-aerobic recirculation biofilm process. Water
Science and Technology,35 (6),101-108.
KAPDAN I.K., 2005. Kinetic analysis of dyestuff and COD removal from syntehetic
wastewater in an anaerobic packed column reactor. Process Biochemistry
40, 2545-2550.
KOSTER J. ve LETTINGA G.,1988. Anaerobic Digestion at Extrem Ammonia
Concentration. Biol. Wastes, 25: 51-59.
LARSEN H.E., MUNCH B, SCHLUNDT J., 1994. Use of indicators for monitoring
the reduction of pathogens in animal waste treated in biogas plants.
Zentralblatt Für Hygiene und Umweltmedizin, 195 (5-6). 544-555.
LAWRANCE A.W. ve McCARTY P.L., 1969. Kinetics of methane fermentation in
anaerobic treatment. J. Water Poll. Con. Fed., 41, R1-R17.
LEITÁO C.R., v HAANDEL C.A. , ZEEMAN G. ve LETTINGA G., 2006. The
effects of operational and enviromental variations on anaerobic wastewater
treatment systems: A Review , Biosource Technology,97 (9), 1105-1118.
LETTINGA G., FIELD J., FLORES R.E., SVITELSKAYA A. ve DONLON B.,
1996. The effect of granular sludge source on the anaerobic biodegrability
of aromatic compounds. Bioresource Technology 56 (2-3), 215-220.
LETTINGA G., GAO Y. ve VISSER A.,1993. Effects of short-term temperature
increases on the mesophilic anaerobic breakdown of sulfate containing
synthetic wastewater. Water Research 27(4),541-550.
LIDE D.R.,1992.CRC Handbook of Chemistry and Physics, 73rd edition,CRC Pres,
Inc.,Boca Raton, USA.
LIN C.Y., NOIKE T., SATO K. ve MATSUMOTO J.,1987. Temperature
characteristic of the methanogenesis process in anaerobic digestion. Wat.
Sci. Tech. 19,299-310.
82
LIN C. Y. ve CHANG R.C., 2004, Fermentative hydrogen production at ambient
temperature. Int. J. of Hydrogen Energy 29, 715-720.
LIN K.C. ve YANG Z., 1991. Technical review on the UASB process. Intern J.
Enviromental Studies, 39, 203-222.
MADAMWAR D., PATEL H., 2002. Effects of temperatures and organic loading
rates on biomethanation of acidic petrochemical wastewater using an
anaerobic upflow fixed-film reactor. Bioresource Technology 82, 65-71.
MAN A.W.A., de GRIN P.C., ROESMA R., GROLLE K.L.F. ve LETTINGA G.,
1986. Anaerobic treatment of sewage at low temperatures. In : proceedings
of the anaerobic treatment a grown-up technology. Amsterdam,
Hollanda,451-456.
MATSUSHIGE K., INAMORI Y., MIZUOCHI M., HOSOMI M. ve SUDO R.,
1990. The effects of temperature on anaerobic filter at treatment of low-
strenght organic wastewater. Environ. Techonology, 11,899-910.
McHUGH S., CARTON M., COLLINS G. ve O’FLAHERTY V., 2004. Reactor
performance and microbial community dynamics during anaerobic
biological treatment of wastewaters at 16-37 °C. FEMS Microbiology
Ecology 48, 369-378.
MERKEL W., SCHWARZ A., FRITZ S., REUSS M. ve KRAUTH K.H., 1996. New
strategies for estimating kinetic parameters in anaerobic wastewater
treatment plants. Water Science and Technology 34 (5-6), 393-401.
METCALF&EDDY INC., 1991. Wastewater Engineering, Treatment Disposal and
Reuse, 3. baskı. McGraw Hill Inc., New York, USA, 1334.
MONROY O., FAMA G., MERAZ M., MONTOYA L. ve MACARIE H., 2000.
Anaerobic digestion for wastewater treatment in Mexico: State of the
technology. Water Research 34(6), 1803-1816.
MOSEY F.E., 1980. Anaerobic biological treatment of food industry wastewaters.
Annual Conference of Water Pollution, Conference paper no: 11, Buxton.
NANDY T. ve KAUL S. N.,1991. Evaluation of kinetic constans for anaerobic fixed
film fixed bed reactor system treating herbal pharmaceutical wastewater.
Environmental Science Health, A26 (5).
83
O’FLAHERTY V., COLLINS G. ve CONNAUGHTON S., 2005. Development of
microbial community structure and actvity in a high-rate anaerobic
bioreactor at 18 °C. Water .
ÖZTÜRK İ., 1999. Anaerobik biyoteknoloji ve atık arıtımındaki uygulamaları. Su
Vakfı Yayınları, İlim Araştırma Serisi, İstanbul.
ÖZTÜRK İ., TİMUR H., KOŞKAN U., 2005. Atıksu Arıtımının Esasları, T.C. Çevre
ve Orman Bakanlığı
ÖZTÜRK İ. ve UBAY E., 1991. Anaerobic treatment of diluted wastewaters. Water
Pollution Control Journal, 1(3), 168-175.
PAPAPETROPOULOU M., 1997. Anaerobes in waters. Anaerobe 3, 111-115
PERRY R.H. ve GREEN D.W.,1986. Perry’s chemical enginieers’ handbook, 6th
edition, McGraw-Hill Publishing Co., New York,USA.
REBAC S., RUSKOVA J., GERBENS S., van LIER J.B., ALFONS J., STAMS M.
ve LETTINGA G.,1995. High-rate anaerobic treatment of wastewater under
psychrophilic conditions. Journal of Fermentation and Bioengineering 80
(5),499-506.
REBAC S., RUSKOVA J., GERBENS S., van LIER J. B., STAMS A. J.M. ve
LETTINGA G., 1995. High-rate anaerobic treatment of wastewater under
psychrophilic conditions. J. Ferment. Bioeng. , 5, 15-22.
ROSENWINKEL K.H., BISCHOFBERGER W., DICHTL N., SEYFRIED C.F.,
BÖHNKE B. 2005. Anaerobtechnik. Springer Verlag, Berlin-Heidelberg,
Almanya..798.
SANZ I. ve Fdz.POLANCO F.,1990. Low temperature treatment of municipal
sewage in anaerobic fluidized bed reactors. Water Research 24(4), 463-469.
SETIADI T., HUSAINI ve DJAJADININGRAT A.,1996. Palm oil mill effluent
treatment by anaerobic baffled reactors: Recycle effects and biokinetic
parameters. Water Science and Technology 34(11),59-66.
SIMANKOVA V.M., KOSTYURBENKO O. R., TILLMANN L.,
NOZHEVNIKOVA A. N., WAGNER B., CONRAD R. ve FRIEDRICH
M.W., 2003. Isolation and Characterization of New Strains of Methanogens
84
from Cold Terrestrial Habitats. Systematic and Applied Microbiology
26(2), 312-318.
SPEECE, R. E., 1986. Anaerobic Biotechnology for Industrial Wastewaters. Archae
Pres, Nachwille, Tennessee, 436.
STOVER, E. ve KINCANNON, D. F., 1982. Rotation biological contactor scale- up
and design. Proc. of the 1st Int. Conf. on fixed-film Biological Processes,
Kings Island, Ohio, 1-21.
STUCKEY D. C. ve NACHAIYASIT S., 1997. Effect of low temperatures on the
performance of an anaeorbic baffled reactor (ABR). J. Chem. Tech.
Biotechn.,69, 276-284.
SUCU M. Y., 2004. Evsel atıksuların arıtımında anaerobik arıtma tekniklerinin
kullanılabilirliğinin araştırılması. Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üni. Fen
Bilimleri Ens., Adana.
VAN den BERG L., 1977. Effect of temperature on growth and activity of a
methanogenic culture utilising acetate. Can. J. Microbiol., 23, 898-902.
VAN LIER J.B., 1995. Thermophilic anaerobic wastewater treatment; temperature
aspects and process stability. PhD Thesis, Wageningen Agricultural
Universty, Wageningen, Hollanda.
VAVILIN V.A. ve LOKSHINA L.Y., 1998. Kinetic analysis of the key stages of low
temperature methanogenesis. Ecological Modelling, Moskova-Rusya, 117
(199) 285-303.
VERSTRAETE W., BEER D. de, PENA M., LETTINGA G. ve LENS P.,1996.
Anaerobic bioprocessing of organic wastes. World J. Of Microbio.&
Biotechnol. 12, 221-238.
WANG K.,1994. Integrated anaerobic and aerobic treatment of sewage. Ph.D.
Thesis, Wageningen Agricultural Universty,Hollanda.
WIEGANT W.M., HENNINK M. ve LETTINGA G.,1986. Separation of the
propionate degradation to improve the efficiency of thermophilic anaerobic
treatment of acidified wastewaters. Water Research, 20(4),517-524.
85
YANG J., SPEECE R.E., PARKIN G.F., GOSSETT J. ve KOCHER W., 1980. The
response of methane fermentation to cyanide and choloform. Prog. Wat.
Tech. , 12, 977-989.
YANG J., SPEECE R.E., 1986. The effects of chloform toxicity on methane
fermentation. Water Research 20, 1273-1279.
YERKES D.W., BOONYKITSOMBUT S. ve SPEECE R.E.,1997. Antagonism of
sodium toksicity by the compatible solute betaine in anaerobic
methanogenic systems. Water Science and Technology, 38(6-7), 15-24.
YILMAZ, T., 2004. Yukarı akışlı anaerobik çamur örtü ve anaerobik filtre
reaktörlerinde siyanür giderimi. Doktora Tezi, Çukurova Ünv. Fen
Bilimleri Ens. , Adana.
YOUNG J.C. ve McCARTY P.L., 1969. The anaerobic filter for waste treatment. J.
Water Pollution Control Fed.
YU H. , WILSON F. ve TAY J.H., 1998. Kinetic analysis of an anaerobic filter
treating soybean wastewater. Wat. Res., 32 (11), 3341-3352.
ZEEMAN G., REBAC S. ve LETTINGA G., 2001. Challenge of psycrophilic
anaerobic treatment. Trends in Biotechnology, 19 (1), 363-370.
www.isah-uni.hannover.de
86
ÖZGEÇMİŞ
1981 yılında Balıkesir’de doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Adana’da
tamamladım. 1999 yılında Çukurova Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi
Çevre Mühendisliği bölümüne girdim. 2003 yılında Çukurova Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Çevre Mühendisliği Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimime
başladım. Halen aynı bölümde Yüksek Lisans eğitimime devam etmekteyim.