9
HAFTALIK SEYAHAT DERGİSİ-2014 MART

TÜRKİYENİN TARİHİ GÜZELLİKLERİ

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: TÜRKİYENİN TARİHİ GÜZELLİKLERİ

HAFTALIK SEYAHAT DERGİSİ-2014 MART

Page 2: TÜRKİYENİN TARİHİ GÜZELLİKLERİ

HAFTALIK SEYAHAT DERGİSİ-2014 MART

Mardin kenti, temel yapım

malzemesi olarak kolay işlenebilen

sarı kalker taşının kullanıldığı,

çeşitli motiflerle bezenmiş

geleneksel evleriyle de ünlüdür.

Bölgedeki çok sayıda ocaktan

çıkarılan sarı kalker taşı, yapı

üretimine egemen olmuş; kapı,

pencere, asma kat gibi zorunlu

kullanımların dışında ahşap

işçiliğine yer verilmemiştir.

Evleri, 4 m. yüksekliğe ulaşan

duvarları çevirir ve sokaktan

ayırır. Bu duvarlarla sert iklime

karşı korunma sağlanır. Yazlık

denilen iç avlu veya bahçede,

eskiden ahır olarak kullanılan,

günümüzde ise depo işlevi gören

mekanlar yer alır. Eyvan, yazın

yaşamın geçtiği bölümdür.

Mimaride önemli bir yere sahip

olan eyvan ve revak gibi yarı açık

kısımlar, özellikle batı güneşine

karşı gölgede kalacak biçimde

yapılmıştır. Mardin evlerinin en

önemli özelliği taş işçiliğidir. Kapı

ve pencereleri, sütuncuklar,

kemerler ve değişik motiflerle

süslenmiştir.

MARDİN EVLERİ

Page 3: TÜRKİYENİN TARİHİ GÜZELLİKLERİ

HAFTALIK SEYAHAT DERGİSİ-2014 MART

Trabzon'un Maçka

İlçesinin Altındere

Köyü sınırları içinde,

Altındere vadisine

hakim Karadağ'ın

eteklerinde sarp bir

kayalık üzerine

kurulmuş olan Sumela

Manastırı, halk

arasında “Meryem

Ana” adı ile anılır.

Vadiden yaklaşık 300

metre yükseklikte

bulunan yapı, bu

konumuyla

manastırların şehir

dışında, ormanlarda,

mağara ve su

kenarlarında kurulma

geleneğini

sürdürmüştür.

Meryem Ana adına

kurulan manastırın

“Sumela” adını “siyah”

anlamına gelen “melas”

sözcüğünden aldığı

söylenmektedir. Bu

ismin manastırın

kurulduğu koyu renkli

Karadağlar'dan geldiği

düşünülmekte ise de,

Sumela kelimesi

buradaki Meryem

tasvirinin siyah

rengine

bağlanabilmektedir.

Ünlü tarihçi

J.P.Fallmerayer'in de

(1790-1861) yılında

buraya geldiğinde

dikkatini çektiği gibi

renginin koyu, hata

teşhis edilemeyecek

derecede siyah oluşu

bu adın esasının teşkil

etmiş olması

mümkündür. Gürcü

resim sanatında,

XII.yüzyılda sanat

aleminde siyah

Madonna ismi altında

tanınan bir takım

Meryem ikonlarının

yapıldığı ve yayıldığı

bilinir.

SÜMELA MANASTIRI

Page 4: TÜRKİYENİN TARİHİ GÜZELLİKLERİ

HAFTALIK SEYAHAT DERGİSİ-2014 MART

. İÇ GÖRÜNÜM

ız kulesi İstanbul

boğazının girişinde

ada şeklinde kule

olarak inşa edilmiş bir

yapıdır.Oldukça

etkileyici bir hikayesi

olduğundan bir çok kişi

tarafından ziyaret

akınlarına

uğramaktadır.İstanbul’u

n en iyi temsil eden yapıt

olarak görünen bu kule

eskiden deniz feneri ,

gözetleme kulesi olarak

kullanılmış.İstanbul’un

gizemli mekanlarından

birisi olan kız kulesinin

oldukça etkileyici bir

hikayesi olmasının yanı

sıra , aşıkların ve

turistlerin en çok

ziyaret ettikleri yapı

olarak bilinmekted

K

TARİHİ KIZ KULESİ

Page 5: TÜRKİYENİN TARİHİ GÜZELLİKLERİ

HAFTALIK SEYAHAT DERGİSİ-2014 MART

En çok ziyaret edilen müzeler arasında

yer alan Ayasofya; sanat ve mimarlık

tarihi bakımından dünyanın en önde gelen

anıtlardan biri olup, dünyanın 8. harikası

olarak gösterilmektedir. Bu yapı daha

6.yy'da Doğu Romalı Philon tarafından

da, dünyanın 8.incisi harikası olarak

nitelendirilmiştir.

Bugünkü Ayasofya aynı yerde fakat

öncekilerinden farklı bir mimari anlayışla

yapılmış olan üçüncü yapıdır. Bu yapı,

İmparator Justinianos tarafından (527-

565) dönemin iki önemli Mimarı olan

Tralles'li (Aydın) Anthemios ile

Miletos'lu (Balat) İsidoros'a

yaptırılmıştır.

AYASOFYA

Page 6: TÜRKİYENİN TARİHİ GÜZELLİKLERİ

HAFTALIK SEYAHAT DERGİSİ-2014 MART

Aspendos, Serik ilçesinin 8 kilometre

doğusunda, Köprüçayı'nın dağlık

bölgesinden düzlüğe ulaştığı yerde M.Ö.

10. yüzyılda Akalar tarafından kurulmuş

ve antik devrin mamur zengin

kentlerinden biridir. Buradaki Tiyatro

M.S. 2. yüzyılda Romalı'lar tarafından

inşa edilmiştir. Kent biri büyük, biri

küçük iki tepe üzerine kurulmuştur.

Coğrafyacı Strabon ve Pamponrus Mela,

Kentin Agruslularca kurulduğunu

yazarlar. Bölgeye MÖ 1200'den sonra

Yunan göçleri olmuştur oysa Aspendos

adının kaynağı Rumlardan önceki yerli

Anadolu dilidir. Önemli bir ticaret yolu

üzerinde olduğu ve Köprüçay Irmağı ile

limana bağlandığı için Aspendos, her

çağda ele geçirilmek istenen kentler

arasında yer almıştır.

Aspendos'un en önemli yapısı

tiyatrosudur. Antik tiyatrolar arasında

en iyi şekilde korunanarak gelmiş bir

açık hava tiyatrosudur. Bu tiyatro

Anadolu'daki Roma

Tiyatrolarının günümüze sahnesi ile

ulaşabilen en eski ve sağlam bir

örneğidir. Mimarı Aspendos'lu

Theodorus'un oğlu Zenon'dur. Antonius

Piu zamanında yapımına başlanmış

Marcus Aurelius zamanında

tamamlanmıştır (138-164). Tiyatro,

kentin yerli tanrıları ile imparator

ailesine sunulmuştur.

Page 8: TÜRKİYENİN TARİHİ GÜZELLİKLERİ

HAFTALIK SEYAHAT DERGİSİ-2014 MART

evrin Osmanlı padişahı II.

Abdülhamit döneminde, 30

Mayıs 1906 tarihinde yapımına

başlanmıştır. 19 Ağustos 1908 tarihinde

tamamlanıp hizmete girmiştir. Bir

rivayete göre binanın bulunduğu sahaya

III. Selim'in paşalarından Haydar

Paşa'nın adı verilmiştir.

Binanın inşaatı, Anadolu Bağdat adı

altında bir Alman şirketi

gerçekleştirmiştir. Ayrıca bir Alman'ın

teşebbüsüyle garın önünde mendirek

inşa edilerek Anadolu'dan gelecek veya

Anadolu'ya gidecek vagonların ticari

eşyasını yükleme ve boşaltma işlevi için

tesisler yapılmıştır.

D

Page 9: TÜRKİYENİN TARİHİ GÜZELLİKLERİ

HAFTALIK SEYAHAT DERGİSİ-2014 MART

İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar

uzanmaktadır. Hititler'in yaşadığı topraklar

daha sonraki dönemlerde Hrıstiyanlığın en

önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara

oyulan evler ve kiliseler, bölgeyi Roma

İmparatorluğu'nun baskısından kaçan

Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline

getirmiştir.Kapadokya bölgesi, başta Nevşehir

olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri

illerine yayılmış bir bölgedir.

Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği

bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı

oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu

peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları

fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık

medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır.

İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar

uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle

başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini

barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal

bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da

önemli kavşaklarından biridir.

PERİ BACALARI