97
Türkiye'de Bilim Sahteciliği Dr. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ Danışman, Eskişehir e-posta : tansu[nokta/dot]kucukoncu[at]gmail[nokta/dot]com ([ nokta/dot ] yerine [ . ], [ at ] yerine [ @ ] yazınız, ve [ ]'ları atınız) http://plagiarism-in-turkey.blogspot.com (Bu makalenin orijinal kopyasının html formatında yayın adresidir (pdf formatında da verilecektir). Makalede güncellemeler yapılabilecektir. Güncellemelerin detayları bu adreste verilecektir.) YAYIN TARİHİ : 07.Eylül.2009 1. GÜNCELLEME TARİHİ : 07.Eylül.2009 (71 sayfa) 2. GÜNCELLEME (GENİŞLETİLMİŞ) TARİHİ : 07.Ocak.2010 (85 sayfa) ( Bu sürümde eklenenlerin başında (++) işareti vardır ) SON (3.) GÜNCELLEME (GENİŞLETİLMİŞ) TARİHİ : 13.Aralık.2010 (97 sayfa) ( Bu sürümde eklenenlerin başında (+++) işareti vardır ) ******************** CEVAP, İTİRAZ : Özellikle bu makalede adı geçenler, makalede yazılanlara cevaplarını, itirazlarını, vb Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün yukarıdaki adresine e-posta yoluyla gönderebilirler. Kimin gönderdiği belli olan, hakaret, iftira, küfür vb içermeyen tüm e-postalar dikkate alınacak, en kısa sürede (15 günü geçmemesine çalışılacaktır) internette yayınlanacak (bu makalenin yayınlandığı internet adresinden bunlara kolayca ulaşılabilecektir), gerekiyorsa bu makaleye de eklenecek, gerekirse makalede düzeltme, ekleme, eksiltme yapılacaktır. ******************** 1

Türkiye'de Bilim Sahteciliği - WordPress.com...Türkiye'nin her yerinde duvarlarla karşılaşmaktan, bütün kapıların yüzüme kapatılmasından, dışlanmaktan Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Türkiye'de Bilim Sahteciliği

Dr. Tansu KÜÇÜKÖNCÜDanışman, Eskişehir

e-posta : tansu[nokta/dot]kucukoncu[at]gmail[nokta/dot]com([ nokta/dot ] yerine [ . ], [ at ] yerine [ @ ] yazınız, ve [ ]'ları atınız)

http://plagiarism-in-turkey.blogspot.com(Bu makalenin orijinal kopyasının html formatında yayın adresidir (pdf formatında da verilecektir).

Makalede güncellemeler yapılabilecektir. Güncellemelerin detayları bu adreste verilecektir.)YAYIN TARİHİ : 07.Eylül.2009

1. GÜNCELLEME TARİHİ : 07.Eylül.2009 (71 sayfa)2. GÜNCELLEME (GENİŞLETİLMİŞ) TARİHİ : 07.Ocak.2010 (85 sayfa)

( Bu sürümde eklenenlerin başında (++) işareti vardır )SON (3.) GÜNCELLEME (GENİŞLETİLMİŞ) TARİHİ : 13.Aralık.2010 (97 sayfa)

( Bu sürümde eklenenlerin başında (+++) işareti vardır )

********************

CEVAP, İTİRAZ :

Özellikle bu makalede adı geçenler, makalede yazılanlara cevaplarını, itirazlarını, vb Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün yukarıdaki adresine e-posta yoluyla gönderebilirler. Kimin gönderdiği belli olan, hakaret, iftira, küfür vb içermeyen tüm e-postalar dikkate alınacak, en kısa sürede (15 günü geçmemesine çalışılacaktır) internette yayınlanacak (bu makalenin yayınlandığı internet adresinden bunlara kolayca ulaşılabilecektir), gerekiyorsa bu makaleye de eklenecek, gerekirse makalede düzeltme, ekleme, eksiltme yapılacaktır.

********************

1

********************

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ hakkında

http://tansukucukoncu.blogspot.com (İngilizce)http://tansukucukoncu-cv.blogspot.com (İngilizce)

http://tansukucukoncu-turkce.blogspot.com (Türkçe)http://tansukucukoncu-ozgecmis.blogspot.com (Türkçe)http://www.linkedin.com/in/tansukucukoncu (İngilizce)

** Lisans : ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği BölümüBitirme projesi : Nesneye yönelik programlama paradigması ve gereçleriyle uygulama programı

geliştirme( Danışman : Fatih Canatan )

* 4. Sınıf Alan Gurubu : Bilgisayar

* 3. Sınıfta alınan derslerden bazıları ( ve hocalar )- Sinyal İşleme ( Önder Yüksel )

- Kontrol Sistemleri ( Ersin Tulunay )- Sayısal Tasarım ( Mehmet Mete Bulut )

* 4. Sınıfta alınan derslerden bazıları ( ve hocalar ) :- Bilgisayar Mimarileri I ( Mehmet Mete Bulut )

- Bilgisayar Mimarileri II ( Hasan Güran )- Mikroişlemciler ( Mehmet Mete Bulut )

- İşletim Sistemleri ( Uğur Halıcı )- Veri Yapıları ( Uğur Halıcı )

- Kesikli Sinyal İşleme ( Kemal İnan )- Kesikli Zaman Sistemleri ( Mübeccel Demirekler )

( Kesikli Zaman Kontrol Sistemleri )- Elektrik Mühendisliğinde Matematiksel Yöntemler ( Osman Sevaioğlu )

( Sayısal Analiz )- Biyomedikal Mühendislik ( Ziya İder , Nevzat Güneri Gençer )

- Mühendislik Ekonomisi ( Ayşegül Toker )

* 1., 2., ve 3. sınıfta alınan diğer bazı dersler :- Bilgisayar Programlama

- Elektromanyetik I , II , III ( Sencer Koç , Haluk Tosun , Haluk Tosun )- Elektronik I , II , III ( Sayısal Elektronik ) ( Rüyal Ergül , Murat Aşkar , Hayrettin Köymen )

- Devre Analizi I , II ( İsmet Erkmen )- Güç Sistemleri ( Sezai Dinçer )

- Elektrik Makinaları I & II ( Bülent Ertan )

** Yüksek Lisans : ODTÜ Felsefe Bölümü, ve Bilgisayar Mühendisliği BölümüYüksek lisans tezi : A Critical Survey Of Fuzzy Logic As A Basis For Approximate Reasoning

(İngilizce)(Tez Başlığıının Türkçesi : Yaklaşımsal Uslamlamanın Temeli Olarak Bulanık Mantığa Eleştirel Bir

Bakış)( Danışman : Akın Ergüden

diğer jüri üyeleri : Ahmet İnam (başkan), Ersin Tulunay )

2

* Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nden alınan dersler ( ve hocalar ) :- Image Processing (Görüntü İşleme) ( Fatoş Tünay Yarman Vural )

- Pattern Recognition (Örüntü Tanıma) ( Fatoş Tünay Yarman Vural )- Computer Vision (Bilgisayarlı Görme) ( Volkan Atalay )

- Artificial Intelligence (Yapay Zeka) ( Faruk Polat )- Neural Networks (Yapay Sinir Ağları) ( Marifi Güler )

- Computational Linguistic (Bilgisayarlı Dilbilim) ( Cem Bozşahin )- Automated Reasoning (Otomatik Akıl Yürütme) ( Ferda Nur Civelek Alpaslan )

- Knowledge Engineering (Bilgi Mühendisliği) ( Mehmet Reşat Tolun )

* Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü'nden alınan dersler ( ve hocalar ) :- Bilgisayar Grafiklerinin Matematiksel Temelleri ( Aydın Ersak )

* Felsefe Bölümü'nden alınan derslerden bazıları ( ve hocalar ) :- Bilim Felsefesi ( Ahmet İnam )

- Teknoloji Felsefesi ( Ahmet İnam )- Dil Felsefesi ( Akın Ergüden )- Bilgi Kuramı ( Teo Grünberg )

- Mantık I ( Ahmet İnam )- Mantık II ( Teo Grünberg )

- Bilimsel Yöntem ( Levent Kavas )- Araştırma Yöntemleri ( Akın Ergüden )

- 17. & 18. Yüzyıl Felsefesi ( Yasin Ceylan )

* Felsefe ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümlerinden aldığı derslerin çoğu, sonradan açılan Enformatik Enstitüsü'nde Bilişsel Bilimler lisansüstü programının temel dersleri oldu.

* Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nden kayıt olmaksızın ya da Özel Öğrenci olarak alınan dersler ( ve hocalar ) :

- Nesneye-Yönelik Programlama Dilleri ve Sistemleri ( Asuman Doğaç )- Veritabanı Yönetim Sistemleri ( Adnan Yazıcı )

* Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü'nden kayıt olmaksızın ya da Özel Öğrenci olarak alınan dersler ( ve hocalar ) :

- Bilgisayar Ağları ( Semih Bilgen )- Paralel Bilgisayar Mimarileri ( Işık Aybay )

** Doktora : Ankara Üniversitesi İstatistik BölümüDoktora tezi : Örüntü Analizi ve Görüntü Tanımada Rasgele Yapay Sinir Ağı Kullanımıyla Boolean

Rasgele Kümelerin Modellenmesi(Tez Başlığıının İngilizcesi : Modelling Boolean Random Sets For Pattern Recognition And Image

Analysis By Using Random Neural Network)(Danışman : Ömer L. Gebizlioğlu

diğer jüri üyeleri : Sibel Tarı (başkan), Fikri Öztürk, Ayşen Apaydın, H. Gökhan İlk)

* Ders aşaması Haziran 1997 'de 2 dönemde tamamlandı.* Doktora Yeterlik sınavı Ekim 1997 'de ilk hakta geçildi, ve tez aşaması başladı.

* Aralık 1997'de tez önerisi kabul edildi.

* Alınan bazı dersler ( ve hocalar ) :- İleri Düzey İstatistik ( İsmihan Bayramov )

3

- İleri Düzey Olasılık ( Fazıl Aliyev )- Stokastik Süreçler ( Fazıl Aliyev )

- İleri Düzey İstatistiksel Analiz ( İsmihan Bayramov )- Çok-değişkenli İstatistiksel Analiz ( Ömer L. Gebizlioğlu )

- Zaman Serileri Analizi ( Yılmaz Akdi )

* Yüksek Lisans sırasında ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nden alınan Görüntü İşleme, ve Örüntü Tanıma konularındaki bazı dersler Doktora ders yüküne aktarıldı.

********************

4

********************

ÖNSÖZ - AÇIKLAMALAR

********************

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi'ndeki bilim sahteciliği faaliyetlerinin önünde engel olarak görülmesi

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, "Türkiye üniversite sisteminde bilim sahteciliğinin [yazılı olmayan resmi poltika] olması" ve "Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi'ndeki (ÇOMÜ) bilim sahteciliği faaliyetlerinin önünde engel olarak görüldüğü" için 2001'den beri yoğun insan hakları ihlallerine maruz bırakılmaktadır, kendisine saldıran organize karanlık güçler ve onların ilişkide olduğu daha da karanlık yapılanma nedeniyle CAN GÜVENLİĞİ YOKTUR!!

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, 2001'den beri maruz bırakıldığı yoğun insan hakları ihlallerini "belgesel" olarak yayınlamak üzeredir. Bu belgesel, ÇOMÜ örneğinde "28.Şubat.1997 darbesi (ya da "ulusalcılık akımı") döneminin (1960'tan beri ardı arkası kesilmeyen darbeler dönemlerinden en organizesi) üniversiteleri"nin belgeselidir aynı zamanda. "Türkiye'de Bilim Sahteciliği" ve özellikle "Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi'ndeki (ÇOMÜ) yoğun bilim sahteciliği faaliyetleri", bu belgeselin bir kısmını oluşturmaktadır, bu makale, bu kısımdan alıntılarla hazırlanmıştır.

Bu makalede anlatılanlardan kimler oldukları büyük ölçüde anlaşılsa da, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, 2001'den beri CAN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDENLERi belgeselde tek tek isim vererek, belgelerini göstererek açıklayacaktır.

********************

Salih Zeki Tutkun'dan Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye :"sana eziyet etmek için [doktora öğrenimi görmen]den başka hiçbir kulp uyduramadık"

(Salih Zeki Tutkun : dekan , Mühendislik Fakültesi , Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi (ÇOMÜ))

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün, Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi'ni (ÇOMÜ), uluslararası tescilli bilim sahteciliği cennetine çevirenlerin ve onların ilişkide olduğu daha da karanlık yapılanmanın saldırılarından bugüne dek sağ kurtulmayı becerebilmesi, hala hayatta kalabilmeyi başarabilmesi, bir mucizedir. Bunlardan dolayı, hala CAN GÜVENLİĞİ YOKTUR!!

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, 2001'den beri kapalı kapılar (ÇOMÜ, YÖK, ve yargı) ardında boğulmaya, yok edilmeye çalışılmaktadır.

Artık yetti, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye fena halde bıkkınlık geldi. Yeter artık!

"Bilim sahteciliği" denilince, korkunun dağları delmesinden, sus pus olunmasından, 3 maymunun oynanmasından, havanda su dövülmesinden, sesini çıkaranlarınsa insan haklarının gasp edilmesinden Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye fena halde bıkkınlık geldi.

Türkiye üniversite sisteminde bilim sahtecilerine itibar gösterilmesinden, herkesin gözü

5

önünde bunlara Türkiye'nin vatandaşlarının vergilerinden elde edilen kaynaklarının yağmalattırılmasından, talan ettirilmesinden bıkkınlık geldi.

Bilim sahteciliğini, Türkiye'de üniversite sisteminin "yazılı olmayan resmi politikası" haline getirenlerce bu politikanın yürütüldüğü bütün operasyon merkezlerinde fişlenmiş olmaktan, Türkiye'nin her yerinde duvarlarla karşılaşmaktan, bütün kapıların yüzüme kapatılmasından, dışlanmaktan Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye fena halde bıkkınlık geldi.

Bilim sahteciliğini, Türkiye'de üniversite sisteminin "yazılı olmayan resmi politikası" haline getirenlerce "doktora öğrenimi görme suçu" işlemekle suçlanması üzerine tanışmak zorunda kaldığı yargı sisteminde mahkemelerin davalarında her türlü hile, manipülasyon, vb yapmasından Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye fena halde bıkkınlık geldi.

YETER ARTIK!! YETTİ ARTIK!! Hayatının geri kalanını kurtarmak için, "Türkiye'de Bilim Sahteciliği"ni dünyaya anlatmak, dünya tarihine not düşürmek, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün boynunun borcudur. 2001'den beri çok yerde çok kez bunu resmi kayıtlara geçirdi, Türkiye'ye anlatmaya çalıştı; fakat Türkiye'de birilerinin işine gelmeyen resmi belgelere ulaşmak, ve izini sürmek çok zordur, ya gizlenir ya buharlaştırılır. Artık bunların tümünün Türkiye'nin önünde ortaya çıkartılma, kapalı kapılar ardında dönen dolapları ortaya dökme zamanı. YETER ARTIK!! YETTİ ARTIK!!

Michel Foucault şöyle der (Surveiller et punir : Naissance de la Prison; 1975; ingilizce çevirisi : Discipline and Punish : The Birth of the Prison, 1977; Türkçe çevirisi : Hapishanenin Doğuşu) :

"evet, eskiden insanlar meydanlarda herkesin gözü önünde cezalandırılırdı, çok vahşiydi. Hapishanelerin doğuşuyla bu ortadan kalktı, ama kapalı kapılar ardında neler olduğunu, kim biliyor!".

Artık şeffaflık zamanı, artık ortalık heryerde, meydanda, herkesin gözü önünde devam etme zamanı.

Bundan sonra, ola ki, başıma birşey gelirse, bunun nedenini ve sorumlularını herkes bilecek.

Salih Zeki Tutkun (dekan , Mühendislik Fakültesi , Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)), Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye saldırılarının ilk dönemlerinde şöyle demişti :

"sen nesin, biz seni çözemedik, sağcı değilsin, solcu değilsin, kürtçü değilsin, dinci değilsin; sana eziyet etmek için [doktora öğrenimi görmen]den başka hiçbir kulp uyduramadık".

Ve 2001'de Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'yü sadece ve sadece "doktora öğrenimi görme suçu" işlemekle suçlayarak mağdur etmeye başladılar.

********************

Salih Zeki Tutkun'dan Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye"BOŞANIRSIN, İNTİHAR EDERSİN" tehdidi

(Salih Zeki Tutkun : dekan , Mühendislik Fakültesi , Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi (ÇOMÜ))

Salih Zeki Tutkun (profesör, dekan, Mühendislik Fakültesi, ÇOMÜ), Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün 2001'den beri maruz bırakıldığı yoğun insan hakları ihlallerinin asıl organizatörü ve takipçisidir. Fakat dahil olduğu organize karanlık yapılanmada, birisi başkalarının

6

insan haklarını ihlal etmeye başladığında diğerleri de her fırsatta güruh halinde saldırmaktadır.

Salih Zeki Tutkun (dekan , Mühendislik Fakültesi , Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)), Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye saldırılarının ilk dönemlerinde sıkça ettiği

"biz devletiz, yasayız, padişahız, mahkemeyiz, herşeyiz, mahkeme kazansan da kim takar mahkemeyi, ağzınla kuş tutsan artık üniversitede (Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi'ndeki (ÇOMÜ)) barınamazsın, bölümündeki dersler bomboş geçecek, sen ders vermeyeceksin" laflarından (ki Türkiye üniversite sisteminin mağduru olup da bu laflara maruz kalmayan pek yoktur) sonra, şöyle dedi:

"boş yere hak hukuk arama, hiç bir işe yaramaz : BOŞANIRSIN, İNTİHAR EDERSİN".

Salih Zeki Tutkun (dekan , Mühendislik Fakültesi , Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)), Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye bunları dediklten 6 ay sonra 20+ yıllık 2 cocuklu karısı, Salih Zeki Tutkun'u kendi yataklarında kendi arkadaşıyla basmış, evi terkedip boşamış; öğrencilerin diline düşmüş. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye de öğrenciler gelip anlattı.

( http://www.ntv.com.tr/id/24999737/ , NTV, 11.09.2009)YÖK: Akademisyenler denetlenmeliİzzet Özgenç (profesör, başkan vekili, YÖK), üniversitelerin akademik açıdan daha

etkin olarak denetlenmesine ihtiyaç olduğunu söyledi.İzzet Özgenç (profesör, başkan vekili, YÖK), YÖK Denetleme Kurulu’nun yapısına

ilişkin değişiklikler konusunda eğitim muhabirlerine bilgi verdi. Kurulun üniversitelerde akademik denetleme yapma yetkisine de sahip olması gerek-

tiğini söyleyen İzzet Özgenç, böylece üniversitelerdeki akademik çalışmalar, dersler, bilimsel yayın-lar, öğretim elemanlarının yetiştirilmesi ve lisansüstü eğitimin kalitesinin daha etkin olarak yapılabileceğini ifade etti.

Öğretim üyelerinin yeterliliğinin de gözlemleneceğini kaydeden İzzet Özgenç, "Bugün üniversitelerde profesörlük ünvanına sahip olmakla beraber psikiyat-

rik sorunları olan insanlar bile var. Bu insanların ders vermesine engel olacak hukuki enstrü-manımız şu anda yok" diye konuştu.

İzzet Özgenç'in söylediklerinden şu da anlaşılıyor :"Bugün üniversitelerde profesörlük ünvanına sahip olmakla beraber psikiyatrik

sorunları olan insanlar bile var. Bu insanların yöneticilik (YÖK başkanı, YÖK üyesi, rektör, dekan, vd) yapmasına engel olacak hukuki enstrümanımız şu anda yok".Aksine, Türkiye üniversite sistemi, öncelikle bir siyasi aktördür, buna bağlı olarak yöneticilerde öncelikle aranan özellik "siyasi yandaşlık, atayan(lar)a itaat"tir, yani, psikiyatrik sorunları olanlar özellikle tercih edilmektedir. Üniversite yöneticilerine hukuk-dışı zeminde sınırsız hareket imkanı sağlamaktadır, bu sayede bunlar da yandaş olmayanlara eziyet etmekte sınır tanımamaktadır. Tutuklu olmak, binlerce yıl hapis cezası istemiyle yargılanmak, rektörlüğü sürdürmenin önünde engel değildir, Türkiye üniversiteleri hapisten de yönetilebilir. Erdoğan Teziç (profesör, hukuk (anayasa); başkan, YÖK; eski rektör, Galatasaray Üniversitesi) bir rektörün "tarihi eser kaçakçılığı, fişleme" vd nedenlerle tutuklanması üzerine

"(tutuklu yandaş bir) rektörü savunmak, cumhuriyeti savunmaktır" dedi, ardından YÖK yöneticileri ve rektörler Adalet Bakanlığı'nda gösteri yaptı (19.10.2005). Erdoğan Teziç'in (YÖK'ün, Türkiye üniversite sisteminin) "bilim sahteciliği"ne yaklaşımı da buna benzerdi. Yandaş olmayanlarınsa "doktora öğrenimi görmeleri bile suçtu", ders vermelerini engellemek, en ağır disiplin cezalarını vermek, işten atmak, her türlü eziyeti yapmak, insan haklarını ihlal etmek için Türkiye tipi bir bahaneydi.

7

********************

Türkiye Üniversitelerinde Sıradan Bir Eziyet Etme Yöntemi Olarak "İntihar Etmeye Zorlama" Geleneği

(Hürriyet (gazete, Türkiye), Ege (bölgesel ek), 12.09.2009)Muğla Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu'nun eski müdürü yardımcı doçent

Mursayettin Eksen (yaş : 49), 20.04.2006'da merdiven boşluğunda kendisini elektrik kablosuyla astı, öldü. 20.02.2008'de de Meslek Yüksek Okulu Harita ve Kadastro Bölümü öğretim görevlisi Şakir Kızıldereli (yaş : 55) kalorifer demirlerine kendisini astı, 1 hafta sonra can verdi.

Muğla Üniversitesi'nde 2 akademisyenin canına kıymasından sonra Meslek Yüksek Okulu Harita ve Kadastro Bölümü öğretim görevlisi (ve program başkanı) Feyzi Tezcan (yaş : 42) da çatıya çıkarak aynı yolu seçti. Güçlükle ikna edilen Feyzi Tezcan'ın dersleri elinden alındığı için intihar girişiminde bulunduğu öne sürüldü.

Harita mühendisi olan Feyzi Tezcan, dersleri elinden alındıktan sonra odasının da değiştirileceğini öğrenince önceki gün saat 14:00 sıralarında ortadan kayboldu. Çevresindekiler sürekli yönetimin baskısından bunaldığını, intihar etmek istediğini söyleyen Feyzi Tezcan'ın canına kıyabileceğini, kendisini öldürebileceğini düşünen arkadaşları polise haber verdi.

Feyzi Tezcan, 10 katlı okulun çatısında bulundu, eşi Fahriye Tezcan (öğretim görevlisi, aynı bölüm), Muğla Emniyet Müdürü Mehmet Emin Körpe, ve arkadaşlarının 40 dakika süren çabalarıyla intihardan vazgeçirildi. Okul personeli, ve yeni kayda gelen öğrenciler de şok yaşarken Feyzi Tezcan, Devlet hastanesine kaldırıldı.

Bir öğretim görevlisi, "Meslek Yüksek Okulu yönetimi, baskı yapıyor, bizi baskı altında tutuyor.

Derslerimiz alınıyor. İkinci öğretim ders hakkı verilmiyor. Maddi sıkıntıdayız. Sürekli odalarımız değiştiriliyor. Derslerde öğrenciler ajan gibi tutuluyor, ve kendileriyle ilgili konuşma yapıp yapmadığımız hemen yönetime bildiriliyor. Bir çok öğretim üyesi, baskılardan dolayı psikolojik sorunlar yaşadığı için psikolojik tedavi görüyor. Konuyu üniversite senatosuna ve idari yargıya taşımaya hazırlanıyorduk. Feyzi Tercan'ın dersleri elinden alındı, 2. öğretim derslerine girmesi engellendi, 3 kişilik bir odaya verilmek istendi. 2006 ve 2008'de intihar ederek yaşamına son veren 2 arkadaşımızın da dersleri ellerinden alınmıştı"dedi.

********************

Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi'nin (ÇOMÜ) lokomotifleri :Ramazan Aydın, Osman Demircan, Salih Zeki Tutkun,

İsmail Kahraman, İhsan Yılmaz, İsmail Tarhan, Hüsnü Baysal, Sezgin Aygün, Melis Aygün, Can Aktaş

Yayınlamak üzere olduğum belgeselle çok meşhur olmak üzereler. arXiv makale arşivi (dünyadaki en büyük makale arşivlerinden birisi) yönetimi, toplam 17 makalelerini, intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyuralı (Ağustos.2007) [8] beri İhsan Yılmaz (atılan makale sayısı : 4), İsmail Tarhan (atılan makale sayısı : 13), Hüsnü Baysal (atılan makale sayısı : 7), Sezgin Aygün (atılan makale sayısı : 15), Melis Aygün (atılan makale sayısı : 10), Can Aktaş (atılan makale sayısı : 1), dünyaca meşhur zaten. Belgeselimle ününüze ün katılacak; gizliniz saklınız kalmayacak, dünya, arXiv makale arşivinin toplam 17 makalenizi intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle atmasına neden olan (Ramazan Aydın, Osman Demnircan, vd.nin bugüne dek gizlediği) temellerinizin ne kadar sağlam olduğunu görecek, öğrenecek.

İhsan Yılmaz'ın bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) suçlamalarına cevabı Nature'de

8

yayınlandı [17] : İhsan Yılmaz,“çalmadıklarını”, “bilim sahteciliği” (intihal; çalıntı, aşırma) yapmadıklarını, “ 'daha

iyi İngilizce'yi ödünç aldıklarını”iddia etti, nereden ödünç aldıklarını niye belirtmediklerini, niye kendileri yazmış gibi gösterdiklerini açıklamadı.

İhsan Yılmaz, yarısından çoğunu 17 farklı makaleden izinsiz kopyaladığı, uluslararası bir bilimsel dergideki bir makalesini (yayınlanma tarihi : 6.Mayıs. 2005), yayınlandıktan 3 yıl sonra ve profesör olmak için kullandıktan sonra, geri çekti (geri çekme tarihi : 7.Ocak.2008), çalıntı (aşırma; intihal) yaptığı yazarlardan ve yayıncılardan özür diledi [20]; bu makale, ÇOMÜ Gözlemevinin 2008 Faaliyet Raporunda "Rectraction: ....." şeklinde yayın listesinde gösterildi.

Sezgin Aygün, Melis Aygün, ÇOMÜ'deki ilk döneminde (2000 Bahar) Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün öğrencileriydi (Elektronik dersi); 3. sınıftalardı, henüz evli değillerdi. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, doğru düzgün ders anlatmaya çalışıyordu, ÇOMÜ'nün nasıl bir yer olduğundan haberi yoktu. Dönem başladıktan kısa süre sona sınıfın, başını Melis Aygün, ve Sezgin Aygün'ün çektiği, büyük çoğunluğunun tepkisiyle karşılaştı, aynen şöyle diyorlardı

"bize ders mers anlatma, bize Elektronik anlatma, 2.5 sene derslerimiz bomboş geçti, bize fizikle ilgili hiçbir şey öğretilmedi, öğretileceği de yok, fizikle ilgili hiçbir beklentimiz yok, bizler [pedagojik formasyon] kurslarına katılıyoruz, ilkokul öğretmeni olmaya çalışıyoruz". Melis Aygün, yoklama kağıdını imzalayıp herkesin gözü önünde sınıftan çıkıp gidiyor, arkadaşları sınıfta olduğunu iddia ediyor, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, Melis Aygün'ü derste yok sayınca, toplu halde Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'yü, İsmail Tarhan, Osman Demircan, Ramazan Aydın, vd.ne pek çok kez şikayet ediyorlardı, dersin sınavlarını protesto ediyorlardı, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün %25 bonus (fazladan not) olarak çok sayıda seçimlik konu arasından önerdiği dönem ödevine ellerini sürmüyorlardı. Öğrencilerin şikayetçi olması boşuna değildi; kısa bir süre önce Ramazan Demir (araştırma görevlisi, Fizik Bölümü) toplu halde kopya çeken öğrencileri yakalamış, tutanak tutup şikayetçi olmuş, Ramazan Aydın, Osman Demircan, vd, kopya çeken öğrenciler yerine Ramazan Demir'i cezalandırmış, Ziraat Fakültesi'ne bağlı kümeslerde 10.000+ tavuk, horoz, civciv, ve tavukların yumurtalarını hergün saymakla görevlendirmişti, ardından başka üniversitelerde doktora programlarına kabul edilmesini, doktora öğrenimi görmesini engellemek için uğraşmışlardı. Sezgin Aygün, Melis Aygün, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün verdiği dersten kaldı. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, Sezgin Aygün ile Melis Aygün'ün isimlerini tekrar duyduğunda artık her ikisi de dünyaca meşhur olmuştu; arXiv makale arşivi yönetimi, Sezgin Aygün'ün 15 makalesini, karısı Melis Aygün 10 makalesini, intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurmuştu (Ağustos.2007) [8].

İsmail Kahraman, ÇOMÜ'nün gizli lokomotifi. Yüksek lisans teziyle, tezinde kaynak gösterdiği kendi 3 yayınıyla, TAINN 2003'teki yayınıyla, vd. marifetleriyle o da gizli olmaktan kurtulup meşhur olacak.

********************

ÇAĞRI :

Bilim sahteciliğinden rahatsız, mağdur olup da elinde bilgi, belge olanlar, KORKMAYIN, YILMAYIN, SİNMEYİN, elinizdekileri paylaşın, yayın, yayınlayın, afişe edin, deşifre edin; bunlar bilinsin, bunları hem Türkiye tanısın, hem dünya tanısın ki bunlarla başa çıkılabilme imkanı doğsun, henüz dokunulamasalar da "ömür boyu dokunulamayacaklarını sanmaları", "bilim sahteciliği faaliyetlerini [eskisi kadar rahatça] sürdürebileceklerini sanmaları" sona ersin.

Bilim sahteciliği, haksız kadrolaşmada (dolayısıyla işe hakkedenlerin alınmasını engellemede), ve işi hakkedenlerin yapmasını engellemede, haksız ekonomik çıkar (vatandaşların

9

vergileriyle sağlanan kaynaklardan) sağlamada yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Bilim/teknoloji/akademik bilgi üretimi ve öğretimin (yani, mezunların) kalitesini, Türkiye üniversite sisteminde etik anlayışını "0"lamakta, ülkenin geleceğini riske sokmaktadır.

Bilim sahteciliği, Türkiye'de üniversite sisteminin "yazılı olmayan resmi politikası" olduğu için üniversite sisteminin yöneticilerinden bu politikaya aykırı bir şey beklemeyin, üzerinize saldırmalarına hazırlıklı olun. Fakat bilim sahteciliği vakaları duyuldukça, bunlara karşı tepki arttıkça onların bu politikayı sürdürebilmeleri de zorlaşacaktır.

Son yıllarda dünyada ve Türkiye'de rüzgarların kuvvetli bir şekilde özgürlüklerden yana esiyor olması, Türkiye tarihinde ilk kez darbecilere karşı direnilmesi ve çok sayıda darbe girişiminin önlenmesi, ve "kendilerinin devletin sahibi olduklarını iddia eden görevdeki ve emekli devlet görevlileri"nin ağırlıkta olduğu karanlık yapılanmaların ilk kez deşifre edilmesi ve bunlarla mücadele edilmesi, bilim sahteciliğiyle de mücadele edilebilmesi için büyük fırsattır.

********************

10

İÇİNDEKİLER

CEVAP, İTİRAZ

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ hakkında

ÖNSÖZ - AÇIKLAMALAR- Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi'ndeki bilim sahteciliği

faaliyetlerinin önünde engel olarak görülmesi- Salih Zeki Tutkun'dan Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye : "sana eziyet etmek için [doktora öğrenimi

görmen]den başka hiçbir kulp uyduramadık"- Salih Zeki Tutkun'dan Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye "BOŞANIRSIN, İNTİHAR EDERSİN"

tehdidi- Türkiye Üniversitelerinde Sıradan Bir Eziyet Etme Yöntemi Olarak "İntihar Etmeye

Zorlama" Geleneği- Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi'nin (ÇOMÜ) lokomotifleri : Ramazan Aydın,

Osman Demircan, Salih Zeki Tutkun, İsmail Kahraman, İhsan Yılmaz, İsmail Tarhan,Hüsnü Baysal, Sezgin Aygün, Melis Aygün, Can Aktaş

- ÇAĞRI

ÖZET

Giriş

1. Türkiye adresli, bazıları dünyaca meşhur, bilim sahteciliği "iddiası" vakalarından örnekler

1.1. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) başkanları ve üyeleri hakkında1.1.1. İhsan Doğramacı

1.2. Üniversite yöneticileri (rektör, dekan) hakkında1.2.1..4. Kemal Alemdaroğu, Ferit Bernay, M. Zeki Bayraktar, İhsan Yılmaz1.2.5. İbrahim Özen 1.2.6. Nuri Ünal 1.2.7. Ömer Faruk Farsakoğlu (++)1.2.8. Mehmet Haberal (++)1.2.9. Hüseyin Akan (+++)

1.3. Yüksek yargı üyeleri hakkında1.3.1. Serdar Özgüldür

1.4. Hukukçular hakkında1.4.1. Ruşen Keleş 1.4.2. Muammer Aydın (++)

1.5. “Etik, Ahlak” uzmanları hakkında1.5.1. Necla Arat

1.6. Milletvekilleri ve bakanlar hakkında1.6.1. Necla Arat 1.6.2. Ömer Dinçer

11

1.6.3. Ali Rıza Ertemür (++)

1.7. Askeri personel hakkında1.7.1. Serdar Özgüldür : 1.7.2. M. Zeki Bayraktar 1.7.3. Ömer Faruk Farsakoğlu ( +++ )

1.8. "Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davası" adıyla bilinen davalarda yönetici ya da üyeolarak yargılananlar hakkında

1.8.1. Kemal Alemdaroğlu 1.8.2. Ferit Bernay1.8.3. Ercüment Ovalı1.8.4. Mehmet Haberal (++)1.8.5. Erol Mütercimler (++)

1.9. 2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu (arXiv makalearşivinin 14 Türk fizikçinin 65 makalesini, "intihal" (çalıntı, aşırma) nedeniylearşivlerinden atması)(İhsan Yılmaz, İsmail Tarhan, Hüsnü Baysal, Sezgin Aygün, Melis Aygün, Can Aktaş,İrfan Açıkgöz, Ali Havare, Fatma Figen Binbay, Nurettin Pirinççioğlu, Taylan Yetkin,Murat Korunur, Oktay Aydoğdu, Mustafa Saltı)(Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Mersin Üniversitesi,Orta Doğu Teknik Üniversitesi)

1.9.1. "2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu"nda"intihal" (çalıntı, aşırma) nedeniyle makaleleri atılanların akademik soyağaçları(İlhami Yavuz, İhsan Yılmaz, İsmail Tarhan, Hüsnü Baysal, Sezgin Aygün,Melis Aygün, Can Aktaş)(İlhami Yavuz, Nuri Ünal, İrfan Açıkgöz, Ali Havare, Fatma Figen Binbay, NurettinPirinççioğlu, Taylan Yetkin, Murat Korunur, Oktay Aydoğdu, Mustafa Saltı)

1.9.2. "2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu"nda"intihal" (çalıntı, aşırma) nedeniyle atılan 65 makale ve 14 Türk üniversite akademikpersoneli hakkında Türkiye'de yapılan işlemler(Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Mersin Üniversitesi,Orta Doğu Teknik Üniversitesi,Yüksek Öğretim Kurulu)

1.10. Hileli "bilimsel görünümlü" organizasyonlar, konferanslar, dergiler, vb : Türkiyeliler'inicadı "Akademik Saadet Zincirleri"(Cemal Ardıl, Ebru Ardıl,Servet Senyücel, Ali Okatan, Bekir Karlık)(Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi, Haliç Üniversitesi,Yaşar Üniversitesi, Fatih Üniversitesi,Trakya Üniversitesi,Yüksek Öğretim Kurulu)

1.11. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) kurucu üyeleri , üyeleri , başkanları ve yöneticileri hakkında (++)1.11.1 Tekin Dereli (++)1.11.2 Metin Arık (++)

1.12. Yöneticiler (genel müdür , başhekim , vd) hakkında (++)1.12.1. Oya Gökmen (++)

12

2. Bilim sahteciliği iddiası vakalarının alt yapısı2.1. Bilim sahteciliği iddiası vakaları ve "öğretim (??)" : Çanakkale Onsekiz / 18 Mart

Üniversitesi örneği2.2. “Doktora Öğrenimi Görme Suçu” kavramı

3. Sonuç ve Çözüm Önerileri

Kaynaklar

13

ÖZET

Bu çalışmada Türkiye adresli, kimi dünyaca meşhur, bilim sahteciliği vakalarından örnekler analiz edildi. Analiz, “bilim sahteciliği vakalarında rol alanların statülerinin sınıflandırılması, oluşturdukları soyağacı”, “vakaların aleniliği, yoğunluğu, akıbeti”, “bunların bilim sahteciliğinin yaygınlığındaki etkisi”, “Türkiye üniversite sisteminin tutumu” gibi konuları içermektedir. İnternet üzerinden yürütülen bilim sahteciliği vakaları (var olmayan konferanslar, dergiler, topluluklar, vb) ayrı bir başlık altında analiz edildi. 2007'de arXiv makale arşivinin 14 Türk fizikçinin 65 makalesini intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurması üzerinde özellikle duruldu, bilim sahteciliği iddiası vakalarının alt yapısı anlatıldı, ve arXiv'in bu 14 Türk fizikçi arasındaki 6 kişilik en kalabalık şebekenin 17 makalesini intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden atmasının tesadüf olmadığı gösterildi. Bilim sahteciliğinin haksız kadrolaşmada (dolayısıyla işe hakkedenlerin alınmasını engellemede), ve işi hakkedenlerin yapmasını engellemede, haksız ekonomik çıkar sağlamada yoğun bir şekilde kullanıldığı, bilim/teknoloji/akademik bilgi üretimi ve öğretimin (yani, mezunların) kalitesini, ve Türkiye üniversite sisteminde etik anlayışını "0"ladığı, bilim sahteciliği faaliyetlerinin önünde engel olarak görülenlerin yoğun insan hakları ihlallerine maruz bırakıldığı örnek vakalarla gösterildi. Çalışmada, bilim sahteciliğinin önlenmesi için çözüm önerileri de verildi.

14

Giriş

"Bilim sahteciliği", bilimle ilgili faaliyetlerde yapılan her türlü hile, aldatma anlamında kullanılacaktır. Bunlar :

"[yapılmayanın yapıldığını] / [yapmayanın yaptığını] / [olmayanın olduğunu] / [olanın olduğundan farklı olduğunu] iddia etme"dir.

Bunları ifade etmede yaygın olarak kullanılan başlıca kavramlar : "intihal / aşırma / çalma / çalıntı (plagiarism), uydurma (fabrication, dry lab (mecaz)), manipulasyon, saptırma (misconduct), çarpıtmadır (falsification)".

"Var olmayan konferanslar, dergiler, topluluklar, vb" ve "sipariş" ise internetin gelişmesiyle birlikte giderek yaygınlaşan yöntemlerdir.

15

1. Türkiye adresli, bazıları dünyaca meşhur, bilim sahteciliği "iddiası" vakalarından örnekler

Bu bölümdeki bilgiler, ağırlıklı olarak internetteki gazete arşivlerinden aynı konudaki çok sayıdaki haberlerdeki bölük pörçük bilgilerin karşılaştırılması ve birleştirilmesiyle derlenmiştir. (1.1)..(1.9)'da yararlanılan kaynakların neredeyse tamamı [84][85][86][87][88][97]'de mevcuttur; bilgilerin çoğunun bölük pörçük olmasına, bazılarının hatalar içermesine, ve çok sayıda farklı kaynaklarda tekrarlanmasına bağlı olarak kaynakların çokluğu ve yer darlığı nedeniyle kaynakların pek çoğu ayrıca tek tek belirtilmeyecektir.

Bu vakalar, Türkiye'de "bilim sahteciliği iddiaları"nın akıbetini genel olarak yansıtmaktadır. Bu tür iddiaların sayısı çoktur; bir kısmı dünya genelinde bilinmektedir, takip edilmektedir, küçümseyici ağır eleştirilere neden olmaktadır. Bu tür iddiaların resmi olarak onaylandığı vakalara, iddiaların yöneltildiği kişilere dokunulduğuna raslamak mucizedir. Fakat, bu tür iddialarda bulunanların cezalandırılması için her yolun denenmesi çok yaygındır.

"Bilim sahteciliği"nin Türkiye'de [genel olarak] (özellikle, 'karşıtlar' yapmadıkça) "tepki çekmediği, yadırganmadığı",

aksine (özellikle, 'yandaşlar' söz konusu olduğunda) "savunulduğu, kollandığı, gözetildiği, teşvik edildiği"söylenebilir. Genel kabul gören etik normlarına göre bu bir yoksunluktur.

16

1.1. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) başkanları ve üyeleri hakkında

1.1.1. İhsan Doğramacı (profesör, tıp (çocuk hastalıkları); eski (ilk) başkan (1981-1992), Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), eski rektör (Ankara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi), mütevelli heyeti eski başkanı (Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)), özel üniversite sahibi (Bilkent Üniversitesi)) :

Kerkük (Irak) ve Bağdat'ta (Irak) yöneticilik yapmış, Musul-Kerkük petrollerinde hisse sahibi, varlıklı bir aileden gelen, Türkiye'deki en zengin kişilerden birisidir.

“Annenin kitabı : gebelik ve doğumdan onbeş yaşına kadar çocuk bakımı” (1952; 1999'a dek “Annenin kitabı” adıyla 24 kez tekrar basıldı) isimli kitabının tamamen Benjamin Spock'un (1903-1998, profesör, psikiyatri, çocuklar üzerinde psikanaliz çalışan ilk pediatrist) “The Common Sense Book of Baby and Child Care” (1946, ilk baskı ; 1998'e dek 50 milyondan fazla sattı, 39 dile çevrildi) isimli tüm zamanların “en çok satan”larından (bestseller) biri olan kitabından çalıntı (aşırma; intihal) olduğuiddia edildi (örnek : Mumcu, U., Cumhuriyet (gazete, Türkiye), 29.11.1981). İhsan Doğramacı'ya dokunulamadı, aksine ödüllendirildi, bu kitabı ile profesör yapıldı (1955; Ankara Üniversitesi). 1955'ten itibaren Türkiye üniversite sisteminde en etkili kişi oldu. 12.Eylül.1980 darbesi döneminde kurulan Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) ilk başkanı yapıldı, 1981-1992). Yüksek öğretim kanununu hazırladı (1982); bu kanunda yaklaşık 100 kez değişiklik yapıldı, Türkiye'de en çok değişiklik yapılan kanun oldu, bugüne dek hiçbir seçilmiş iktidar YÖK'e dokunamadı, ve yeni özgürlükçü bir yüksek öğretim kanunu tasarısını kanunlaştıramadı, bu tür girişimler “kapalı toplum yanlıları”nca rejim krizi çıkacağı iddiasıyla engellendi.

Benjamin Spock'un eşi Mary Morgan'ın İhsan Doğramacı'ya yazdığı mektup (28.11.2001) Türkiye'de bazı gazetelerde yayınlandı (Aralık.2001). Mary Morgan,

“kitapları İngilizce ve Türkçe uzmanlarına incelettiğini, bol miktarda aşırma (çalıntı; intihal) yapıldığından şüphesi olmadığını, telif acentasını, yayınevini, ve avukatlarını bu intihal (çalıntı, aşırma) hakkında bilgilendirdiğini, intihalin (çalıntı, aşırma) düpedüz ahlaksızlık, birey haklarına saldırı ve çağdaş medeniyete aykırı olduğunu, gelecekte böyle ahlaksızlık yapacaklara örnek olmak için İhsan Doğramacı'nın Benjamin Spock'tan ve Türkiye halkından özür dilemesi gerektiğini” yazdı.

Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Etik Kurulu, "İhsan Doğramacı intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası" hakkında rapor hazırladı (Ocak.1998),

“kitapta büyük ölçüde aşırma (çalıntı; intihal) yapıldığını” saptadı, İhsan Doğramacı'yı kınama kararı (oybirliğiyle) aldı. TÜBA Yönetim Kurulu, bu kararın TÜBA'yı yıpratacağı gerekçesiyle kararı askıya aldı. Erdoğan Şuhubi ve Hasan Yazıcı, TÜBA Etik Kurulundan istifa etti. Hasan Yazıcı (profesör, tıp, TÜBA üyesi), TÜBA Etik Kurulu raporuna dayanarak kitabı aşırma (çalıntı; intihal) olarak niteledi (11.11.2000, [1]). İhsan Doğramacı, Hasan Yazıcı'ya tazminat davası açtı (30.11.2000); İhsan Doğramacı'nın kurucu rektör olduğu Hacettepe Üniversitesi'nden öğrencileri (Ümit Saatçı (profesör, tıp) ve onun öğrencisi Tahsin Teziç (profesör, tıp)) bilirkişi yapıldı (bu 2 kişi dava açılması öncesinde Pediatri Derneği üyeleri olarak Hasan Yazıcı'yı kınadı; bu durum yargılamayı daha başlangıçta şaibeli hale getirdi), bilirkişi aşırmayı (çalıntı; intihal) inkar etmedi,

"birbirine çok benzer cümlelerin, üslubun, şeklin ve kelimelerin kullanılmasının, kaçınılmaz ve hatta halkın bilgilendirilmesi için gerekli" olduğunu söyleyerek "aklın yolu birdir" anlamına gelen şaibeli bir yorumla “olağan” olduğunu iddia

17

etti, dava (Yargıtay, dosyada eksiklikler olduğu gerekçesiyle kararı bozdu. Yerel mahkeme, 2. kez İhsan Doğramacı lehine karar aldı. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, bu kararı bozdu. Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi, 3. kez İhsan Doğramacı lehine kararında "ısrar etti), İhsan Doğramacı lehine kesinleşti, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun (YHGK) 10.05.2006 tarih ve E.2006-4230, K.2006-288 sayılı kararında (34 kabul, 10 red (şerh))

“İhson Doğramacı'nın ‘Annenin Kitabı’ adlı eserinin bilimsel olmadığı; bilimsel olmayan eserlerin anonim kavram ve fikirler içerdiği, böyle anonim kavram ve fikirlerin ancak benzer şekilde ifade edilebileceği ..... kaldı ki günümüzde de kaynak verilmeden alıntı yapılmaması kuralının daha çok bilimsel nitelikli kitaplar için geçerli olan bir zorunluluk olduğu" iddia edildi. Bu şaibeli iddia, yargıya dair şaibelere örnek oluşturmasının yanısıra, benzer vakalar için de örnek olarak giderek büyüyen sorunlara yol açmaya gebedir. Hasan Yazıcı, yargıdan ve özellikle bilirkişilik kurumundan şikayetçi oldu, davayla ilgili bilirkişilerin gerek atanmaları gerekse de raporlarında bir çok özensizlik ve yanlışlık olduğunu belgeleriyle anlattı,

"davanın Doğramacı-Yazıcı'ya karşı davası olmaktan öte Türkiye'deki aşırmalar (çalıntı; intihal), fikir mülkiyeti, aydın ve aydın ahlakı sorunları hakkında da önemli ip uçları verdiğini" belirtti,

"korkutucu olan, bu özensizlik ve yanlışlıkları belgeleriyle açıkladığım bir çok hukukçunun işaret ettiklerimi adeta kanıksamış bir tavırla, hemen olağan karşılamalarıydı. Bu durumda davam henüz sonlanmamasına rağmen, [dava sonuçlana kadar konuşmamak gerekir] geleneğine bağlı kalmak lüksüm olmadığını düşünüyorum. Tanım üzere en okumuşlarımız arasından seçilen bilirkişiler, başta yasalara uygun seçilmez, seçildikten sonra [doğru]yu dile getirmekte bu denli zorlanır ve hepsinden önemli bu olumsuzluklar hukuk çevrelerimiz tarafından olağan karşılanırsa, ülkemizin en yaşamsal sorunu olduğunu savunduğum güncel hukuk ve yargı düzenimiz daha uzun yıllar iyileşemez kanısındayım. Bu yaşamsal sorunun ivedi çözümünde siz değerli basın mensuplarına da büyük görev düştüğüne inanıyorum" dedi (16.03.2004, İstanbul Tabip Odası). Hasan Yazıcı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. (örnek kaynaklar : [2], [3], [4], [5]).

--------------------------------------------------+++Ek Okuma--------------------------------------------------

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/korkut-boratav/ihsan-dogramaci-24702

İhsan Doğramacı - Korkut Boratav , 28.02.2010 - 07:51

İhsan Doğramacı 95 yaşında Ankara’da öldü (* 25.Şubat.2010). Çocuk doktoruydu. Üniversitelerde profesörlük, Rektörlük, Mütevelli Heyet Başkanlıkları yaptı. İki üniversite kurdu. YÖK’ün ilk başkanı oldu.

Doğramacı’yla doğrudan doğruya tanışmadım; ama, yollarımız birkaç kere kesişti. Ölümü sonrasında devlet erkânı, meslektaşları, medya tarafından övgüyle anılırken; ben de bu kesişmelerle ilgili anılarımı, bazı izlenimlerimi anlatmak istedim.

18

Doğramacı’yla ilk karşılaşmamız, Ankara, Hamamönü’ndeki küçük bir apartman dairesinde 1943 yılında gerçekleşti. Sekiz yaşındaydım ve çok hastaydım. Kendi başıma yürüyemeyecek kadar zayıflamıştım. Yatmakta olduğum odaya üç doktorun girdiğini çok iyi hatırlıyorum. İkisi, Ankara Numune Hastanesi’nin çocuk doktorları, Bahtiyar Demirağ ve o tarihte yirmi sekiz yaşında olan İhsan Doğramacı idi. Üçüncüsü ise, Ankara’nın ünlü çocuk doktoru Albert Eckstein idi. Nazi rejiminden kaçıp Türkiye’ye sığınan Almanlardan biri olan Eckstein, T.C vatandaşı olmadığı için doğrudan hasta kabul edemiyordu; ancak Türk doktorlarla birlikte konsültasyon yapabiliyordu. Annemden, babamdan sonraları öğrendiğime göre, Demirağ ve Doğramacı önce benim için, “çok zayıf düşmüş; güçlenmesi için iyi besleyin; et yedirin” tavsiyesinde bulunmuşlar. İyileşmediğim için, bizimkiler Eckstein’i getirebilmişler. O paratifo teşhisini koymuş; “yumuşak, sulu şeyler dışında bir şey yedirmeyin, aksi halde bağırsakları delinir ve kaybedersiniz” tavsiyesiyle hayatımı kurtarmış.

***Doğramacı’yla on yedi yıl sonra tekrar; ancak bu kez kendisiyle değil, Annenin Kitabı’nın yazarı olarak karşılaştım. Bir yıl önce Üniversiteyi bitirmiştim. Bir yandan Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde iktisat doktora programını izliyor; bir yandan da avukatlık stajını sürdürüyordum. Oğlumuz Oluş, Ağustos 1960’ta dünyaya geldi. “Ne yapmalı? Nasıl bakmalı?” sorularının yanıtlarını Doğramacı’nın kitabında aramaya başladık. Karı-koca İngilizce bildiğimiz için, bir süre sonra Benjamin Spock’un Baby and Child Care adlı kitabını duyduk; elimize de geçirdik. “Hangisini uygulayalım?” diye yanyana koyunca, ikisinin de aynı yapıt olduğunu hayretle farkettik. Bu keşfimizi, o tarihlerde tanıdıklarımıza aktarmakla yetindik...

Yıllar sonra, 12 Eylül rejimi Doğramacı aracılığıyla üniversitelere el atmaya başladığında, ben bu eski keşfimizi sevgili dostum Uğur Mumcu’ya anlattığımı hatırlıyorum. Mumcu bu konuyu Cumhuriyet’teki köşesine, belki de benim katkımla taşıdı. Yıllar sonra Prof. Dr. Hasan Yazıcı bu “intihal” olgusunu kamuoyuna yeniden intikal ettirdi. Doğramacı, TÜBA tarafından kınandı; ardından Yazıcı aleyhine dava açtı. Altı yıl sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Doğramacı’yı haklı buldu. Türkiye hukuk tarihinin bir ayıbı olan bu karar, Prof. Yazıcı’yı, kırk yıl önce iki kitabı yanyana koyup okumuş olan Oluş’un annesini, babasını ve Benjamin Spock’un dul karısı Mary Morgan’ı tatmin etmedi. Türkçe kitabı çevirtip inceleyen Mary Morgan, Doğramacı’dan özür talep eden bir mektubu kamuoyuna taşıdı. Birkaç yıl sonra da TBMM’nin Onur ve Yüksek Hizmet Ödülü Prof. Doğramacı’ya verilecekti.

***Kitabıyla tanışmamızdan üç yıl sonra, 1963’te, İhsan Doğramacı ile tekrar (bu kez yüzyüze) karşılaştık. Ankara Üniversitesi’ne rektör seçilmişti. Ben de, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin “çiçeği burnunda” asistanlarından biriydim. Şaşılacak bir davet mektubu aldım. Rektör Doğramacı, Ankara Üniversitesi’nin, asistan, doçent, profesör tüm akademik personelinin alfabetik sırayla yemekli bir davete çağırıyordu. Soyadları A ve B ile başlayanlarla birlikte ilk gidenler arasındaydım. Kapıda bizi karşıladı; el sıkıştık tanıştık; dört başı mamur, galiba içkili bir yemek ikram edildi.

Akademik ünvanlar arasında ayrım gözetmeyen bu “demokratik” üslup ve giderleri Rektör’ün cebinden karşılanan bu davet asistan arkadaşları elbette keyiflendirmişti. Çok varlıklı olduğu malûmdu. Yıllar sonra Cenevre’deydim. Doğramacı’nın (sanırım) Dünya Sağlık Örgütü’nün üst düzey yönetiminde bir adaylığı söz konusuydu. Leman Gölü’ndeki gemilerden birini tamamen kiralayıp, ilgililere çok zengin bir resepsiyon verdiğini öğrenmiştik.

Davetten kısa bir süre sonra, Ankara Üniversitesi yeni bir Tıp Fakültesi “yavruladı”. Doğramacı’nın daha önce Ankara Tıp Fakültesi’ne bağladığı Çocuk Hastanesi, birkaç bölüm eklenerek bu yeni (Hacettepe) Tıp Fakültesi’ne dönüşecekti. Bu Fakülte de, Doğramacı’nın Ankara Üniversitesi’ndeki Rektörlüğü son bulduktan iki yıl sonra, 1967’de, yeni bir üniversitenin, (kendisinin kurucu Rektör

19

olacağı) Hacettepe Üniversitesi’nin nüvesini oluşturacaktı.

Doğramacı’nın “işbilir, iş bitirir” meziyetleriyle ilk tanışmam, böylece, Üniversite mensuplarının kalbine ve midesine hitap ederek başlattığı bir resepsiyonla ve onun uzantılarıyla oldu.

***12 Eylül darbesinden bir yıl sonraydı. Darbenin Üniversitelere nasıl yansıyacağı henüz anlaşılmamıştı. Seçtiğimiz dekanlar, rektörler, yönetim kurulları hâlâ görev başındaydılar. Bir gece Doğramacı’yı, taşra üniversitelerinden birkaç rektörle birlikte bir TV programında gördüm.Üniversite düzeninin değişmesi gerekliliğini; Batı üniversitelerinde uygulanmayan seçim sisteminin verdiği zararları; kökten bir değişikliğin zorunluluğunu otoriter, adeta “tam yetkili” bir üslupla vurguluyordu. (Tutuk hitabeti ve sürekli mütebessim görüntü veren yüz yapısı nedeniyle böylesine “dehşetengiz” konuşmaları Doğramacı’ya yakıştırmak kolay olmazdı.)

Üniversiteleri karanlık bir geleceğin beklediği açık-seçik anlaşılıyordu. TV programına (başta Doğramacı) katılanlara “sizinle meslektaş olmaktan gurur duymuyoruz” cümlesinden oluşan bir telgrafı Ankara’daki üniversitelerden 15-20 kişinin imzalarıyla yolladık. Cunta hızla YÖK Yasası’nı çıkardı. Doğramacı Başkan oldu. Telgrafa imza koyanlar, bir yıl sonra hemen hemen eksiksiz olarak (ve başkalarıyla birlikte) Ankara Sıkıyönetim Komutanı Recep Ergün’ün talimatı ve Doğramacı’nın Rektörü Tarık Somer’in imzasıyla Üniversitedeki görevlerimizden uzaklaştırılacaktık.

***Önemli bir kişiydi. Bir döneme ve üniversitelerin bugünkü haline damgasını vurdu.

İleri yaşlarda, beklenirken gelse dahi, ölüm geride kalanlar için çok acıdır. Ailesine, yakınlarına, sevenlerine baş sağlığı dilerim.

---------------

Bir okuyucu yorumundan alıntılar :

Devlet töreniyle toprağa -

Neşe Yıldıran ( yardımcı doçent , tarih , sanat tarihi - Yeditepe Üniversitesi ) -

28.02.2010 - 15:14

Devlet töreniyle toprağa verilen Doğramacı'nın benim kuşağımın yaşamında özel bir yeri var. O yılların üniversite çalışanları için kendisi şu anlamlara geliyor: kariyerleri boyunca verdikleri emeği,harcadıkları mesaiyi, edindikleri akademik formasyonu,tüm gelecek umutlarını çöpe çeviren ve kendilerini sokakta bulmalarına neden olan ihbar ve esaret düzeninin baş mimarı; devlet protokolunda yeri darbeci dört generalden hemen sonra gelen, benzeri görülmemiş McCarthyci uygulamalarıyla insanları birbirlerini ihbar etmeye, arkadaşlarını satmaya, kendilerinden vazgeçmeye vicdanlık dışı yöntemlerle zorlayan bir faşizmin uygulayıcısı; üniversiteleri .... tala..na açan, her türden gericiliğin prim yapmasını sağlayan, kişisel ilişkilerle ünvanların dağıtıldığı bir keyfiyet rejiminin egemenliğini mümkün kılan şahıs. Sonuçta kaybolan sayısız yetenekli, bilgili, genç ve parlak insan. Fakültelerinin bir gecede kapatılmasına, nice özverilerle yıllar boyu uğraştıklarının tuzbuz olmasına dayanamayarak üzüntüden kalp krizi geçirenler, kanser olanlar, hayatlarını kaybedenler. Yitip giden koca bir kuşak. Yaşamlarından yıllar çalınanlar. Kendisine

20

hakkımı asla helal etmiyorum. Bu evrende adalet kavramı varsa eğer, ruhunun hiçbir zaman huzur bulmamasını gönülden diliyorum. Medyanın kimi isimleri tarafından yürütülen hakkında mitos yaratma çabalarını da kıyıma uğratılmış herkesi bir kez daha yüreklerinden bıçaklamak olarak değerlendiriyor ve şiddetle kınıyorum.

---------------------------------------------------

http://bianet.org/bianet/toplum/120283-dogramaci-ozgur-ozerk-demokratik-universiteyi-yok-etti

"Doğramacı Özgür, Özerk, Demokratik Üniversiteyi Yok Etti"

Burçin BELGE [email protected]İstanbul - BİA Haber Merkezi 25 Şubat 2010, Perşembe

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Yeşildere: "12 Eylül askeri düzeninde üniversiteleri zapturapt altına almak için askerler tarafından görevlendirilmiş bir figür."

Genç-Sen'den Öztürk: "Toplumun zihniyetini körelten bir zihniyetin baş mimarı; büyük bir sermayedar."

"İhsan Doğramacı, 6 Kasım 1981'de 12 Eylül Sıkıyönetim Komutanlığı'nca kurulan Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) kurucu başkanıydı. İlk işi, üniversite yönetim kurullarını tasfiye ederek bizzat generaller tarafından atanan rektörleri yönetime getirmek olmuştu. Üniversiteleri içi boşaltılmış, kışlaya dönüştürülmüş kurumlar haline getirdi."

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Tahsin Yeşildere ve Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) Merkez Yürütme Kurulu üyesi Emre Öztürk, bugün yaşamını yitiren Prof. Dr. İhsan Doğramacı'yı ilk anda böyle anımsıyorlar.

Öztürk: Darbe düzenini üniversitelere soktu

Öztürk, "İhsan Doğramacı'yla ilgili en net hatırladığım tablo, 12 Eylül generallerine ve Kenan Evren'e can-ı gönülden 'Hoşgeldiniz' dediği andı" diyor. Doğramacı'yı "YÖK'le birlikte darbe düzenini üniversitelere sokan, birçok öğrencinin ve toplumun zihniyetini körelten bir zihniyetin baş mimarı" ve "büyük bir sermayedar" olarak nitelendiriyor: Öztürk, "Tepe Grubu şirketlerini bünyesinde toplayan Bilkent Holding'in İcra Kurulu Başkanı olan Doğramacı, kurduğu güvenlik şirketleri ile üniversitelerde özel güvenlik birimlerinin uygulayıcılarının başında geliyordu" diyor ve ekliyor: "Yani 'Merhumu nasıl bilirdiniz?' diye sorduklarınca 'İyi bilmezdik' diyebiliriz ancak."

Yeşildere: Doğramacı öldü, YÖK kendisini koruyor

Yeşildere ise İhsan Doğramacı'yı "12 Eylül askeri düzeninde üniversiteleri zapturapt altına almak için askerler tarafından görevlendirilmiş bir figür" olarak anımsıyor: "Kadrolaşma, tek tipleştirme, tek bir ideolojinin okutulması ve hâkim kılınması hep YÖK'ün ve Doğramacı'nın eseriydi. Ancak en önemlisi, 1983 yılında, 1402 sayılı yasa sıkıyönetim komutanlığınca değiştirilerek 70'den fazla öğretim üyesinin görevine sorgusuz sualsiz son verildiğinde, İhsan Doğramacı bu uygulamanın yanında yer aldı."

21

Yeşildere, YÖK'ün kuruluşuyla üniversitelerde öğretim üyelerine duyulan güvenin sarsıldığını, öğrencilerin üniversitelerin bileşenleri değil de potansiyel suçlular olarak görülmeye başlandığını hatırlatıyor: "Hak ve özgürlük arayanlar soruşturmalara tabi tutuldu, öğretim üyelerinin örgütlenmesi yasaklandı ve öğretim üyeleri rektörlere tabi kılındı. YÖK'ün atadığı rektörler on yıllarca üniversitelere hâkim oldular. Örneğin Cemi Demiroğlu, 13 yıl boyunca rektörlük yapabildi."

Yeşildere'ye göre, YÖK'ün ve Doğramacı'nın bir başka etkisi, paralı eğitimin önünün açılmasıydı. Üniversitelerde bilimden ziyade siyaset hâkim oldu, fakültelerin içişlerine karışıldı, pek çok bölüm kapatıldı. Özgürce araştırma yapılması engellendiği için özellikle sosyal bilimler alanında istenilen gelişme sağlanamadı. En kötüsü, üniversitelerde Doğramacı'nın mimarı olduğu yapı bugün de sürüyor. İlgili yasanın birçok maddesi değiştirildiği halde YÖK varlığını sürdürüyor. Üniversiteler özgürleşemiyor, özerkleşemiyor. Öğretim üyeleri ve öğrenciler üzerindeki baskılar sürüyor. Özel üniversiteler kuruluyor. (BB)

---------------------------------------------------

Hüseyin İçen 'in ( dr , ingilizce )Orta Doğu Teknik Üniversitesi – ODTÜ öğretim üyeleri e-posta gurubuna e-postası :

Tarih: Mon, 01 Mar 2010 08:27:42 +0200Kimden: Huseyin IcenKonu: [ODTU-OU: 27671] Re: nasil bilirdiniz-2Kime: [email protected]

Gecmiste kalmis ve pek onemli bir olay olmasa da boyle ayrintilarin bir yerlerde kayda gecmesi gerektigini dusunerek yaziyorum. Ilgisini cekmeyen icin, Del tusu sag elin yaninda:

Tarihler ve adlar, bellegimden silinmis. Ama YOK Yasasinin ve Dogramacinin universiteleri vurdugu gunler... Sikiyonetim komutaninin istegi ve Dogramaci ve galiba rektorlerin de imzasiyla, 'sakincali' ogretim elemanlari birer ikiser kapinin onune konmaya baslanmis.

Sabriniza siginarak bir ornek vereyim. Solcular, sol egilimliler, sol ayaklariyla yurumeye baslayanlar, pencereye cikip sol yana dogru bakanlar ucer beser universiteden atilmaya baslanmis. Ege Universitesinden atilan bir profesor var. Haberini okuduk, "Hımmm," dedik, "belki siyasetbilim alaninda calisan biridir; uygunsuz kitaplar yazmistir." Akademisyen olarak neler yapmis da universiteden atildi diye dusunduk. Sonra ayrintilari ogrendik ki adam dogum ve kadin hastaliklari uzmani! Kimbilir, nereleri inceledi de cuntanin tepkisini cekti, bugun hala merak ederim.

Her universite icinde, kendi isteklerini yerine getirecek sayida adam bulamadiklari icin, baska universitelerden 'yedek guc' getirmeye basladilar. ODTU'nun kimi dekani, bircok bolum baskani degistirildi. Ben, sonradan parcalanip icinden bircok bolum cikarilan Modern Diller Bolumunde calisiyorum o zaman. Once dekanimiz degisti. Ayni zamanda Milli Egitim Bakanliginda danisman da olan ve DTCF'den Prof. Dr. Ahmet Edip Uysal parasutle Fen-Edebiyat Fakultesi dekanliginin basina indirildi. Bolum baskanimiz degisti.

Uysal'in gelir gelmez baslattigi ilk islerden biri sikiyonetim komutanliginin sakal kararini uygulamaya koymak oldu. Sakal o zaman sol bir belirtiydi. Baska fakultelerle birlikte, bizim

22

fakultede de sakalli takima resmi yazilar gonderildi. Bu 'muzir' surat eklentilerinin hemen kazinmasi istendi. Once hic tinmadik. Yazi saniyorum birkac kez yinelendi. Sakallilar isi takmayinca, sorusturmacilar araciligiyla, onlarla ozel gorusmeler basladi.

Cogu kisi bilir, o donemdeki ODTU yonetmeliginde boyle sakal biyik gibi ayrintilarla ilgili bir sey yoktu. Nereye dayandirilacak bu uygulama? Baska universiteler toptan ayni yasa altindayken o zamanlar, ODTU'nun kendi ozel yasasi vardi. Isi 'mesru' hale getirmek icin bu kez de yasa indirildi universitelerin tepesine. Sikiyonetim komutanliginca dendi ki, universiteler degisik yasa ya da yasalarca yonetiliyor olabilir, ama buralarda calisanlar ayni zamanda devlet memurudurlar ve o zamanin unlu 657 sayili Devlet Memurlari Yasasina uymak zorundalar.

657 ve ona bagli yonetmeliklerde kilik kiyafet konusunda ne var? Olmayan yok? Sakal yasak, kiravatsiz ise gelmek yasak, makyaj yasak, yüksek topuk yasak, kadinlarin pantalon giymesi yasak... (Niye, ille bacaklari gorunsun diye mi? Biliyorsunuz, bir zamanlar bir kadin kameramaninMeclis oturum salonunda pantalon giymesi bile olay olmus, sonunda pantalon yasaklanmisti.)

Sorusturmaci gorevi verilen dekanlar, sakallilarla teker teker gorusmeye basladi. Dekan Uysal da beni makamina cagirtti. "Sakalini kes, yonetmelige uygun degil," dedi bana. Dedim, "ODTU'nun ozel yasasi ve yonetmelikleri var. Baska bir yasadan kaynakli yonetmelikler burada neden uygulansin?" Boyle incelikleri dinleyecek durumda degildi Dekan Uysal. "Herkes devlet memuru burada. Yasa da uygulanir," dedi.

Dedim, "Yonetmeligin neden belli sinirlamalari uygulaniyor yalniz? Odaniza girerken sekreterinizi gordum. Kilik kiyafeti, bu yonetmelikle bastan asagiya celisiyor. Makyaji var, topuklusu var, pantalonu da var... Neden yalniz sakalla ugrasiliyor?" "Beni ilgilendirmez," dedi. "Ben sakal sorusturmacisiyim. Sakalini hemen keseceksin."

ODTU'nun sakallilarinin hepsi sorusturmadan gecmis ya da geciyordu. Sakallilar, olarak biz orgutlenmisiz (:-), arada bir toplaniyoruz, ortak davranmak icin. Hepimizin suyunun isinmaya baslandigini hissettigimiz icin, son bir toplanti yapip karara vardik: "Ayi ininde, ayiyla kisisel gures tutmak yerinde olmaz. Sakallari keselim, nasil olsa koku bizde, ortalik sakinlesirse yine birakiriz." Saniyorum, bir tek kisi vardi buna karsi cikan. Mimarlik'tan olan arkadasimiz, "Ben sakal kesmeyi ilkelerime uygun gormuyorum. Ama herkes kendi kararini verir. Ben atilmam durumunda mali sikinti cekecek biri degilim." Bu son tumcede bellegim beni yaniltmis olabilir. Ama olaylari animsayanlar vardir herhalde.

Sonra herkes berbere... Piril piril suratlarla ortaya ciktik. Ben cok uzun yillar sakalli oldugum icin, sakalin altindan, Sayin Ask'in dedigi gibi, baska bir 'ben' cikti.

Kilsiz suratimizi buyuk bir gururla tasidigimizi soyleyemem. En azindan kendim icin... Ama Nazim'in animsattigi gibi, yenilmek, teslim olmak degildir her zaman. "Hayir, efendim, laf cambazligini birak; hem yenilmissiniz hem de teslim olmussunuz," diyen varsa da dinlemeye hazirim.

Sakalini kesmeyen arkadasimizin universitedeki gorevine bir sure sonra son verildi, baska universitelerdeki baska bircok kisi gibi. Bir ornek daha aklimda kalmis. O zaman Hacettepe Universitesinde ogretim uyesi olan Emre Kongar da sakal kesmeye direnenler arasindaydi. Ben sakali vardi, kesmeyi reddetti olarak animsiyorum. Birkac yil once, sakalsizdi, YOK'un sakalla ilgili uygulamasini kinamak icin sakal birakti gibi bir ayrinti okudum. Galiba gorevine son verilmedi de kendi ayrildi universiteden.

Daha sonra sakallari nedeniyle universeteden atilanlar, ancak yillar surecek hukuk savasiyla

23

universitelere donebildiler.

Bu anlattiklarim, elbette Sokrat'a zehir icirilmesine, Nazim Hikmet ya da Einstein'in ulkelerinden kacmak zorunda kalmalarina benzemiyor. Boyle olaylar yasanirken insanlara bu gibi ayrintilar yasamsal onemde gorunur. Simdi donup bakiyorum da gulmece gibi geliyor bana. Koca koca insanlar, erkeklerin suratinda bulunan killarin uzatilmasi ya da kesilmesiyle ugrasmislar, ciddi isleriyle ugrasacaklarina. Ya simdi diyebilirsiniz... Bu kadar yil sonra ne degisti? Bence cok sey degisti. Haberleri dinleyince, isin daha da sarpa sardigini gormemek olanaksiz.

And so...

"And so, to the end of history, murder shall breed murder, always in the name of right and honor and peace, until the gods are tired of blood and create a race that can understand.(Sezar, G. Bernard Shaw'un Sezar ile Kleopatra adlı oyunundan)

Huseyin Icen

Uysal'in bir takintisi da oz Turkce konusuydu. Her firsatta, Turcelesmenin Turkce'ye nasil zarar verdigini, bundan kacinilmasi gerektigini soyler. "Biz bakanlikta, oyle 'uydurukca' cevirilere izin vermiyoruz," derdi. Uysal 1997 yilinde oldu.

----------------------------------------------------------------------------------------------------

24

1.2. Üniversite yöneticileri (rektör, dekan) hakkında

1.2.1..4. Kemal Alemdaroğu, Ferit Bernay, M. Zeki Bayraktar, İhsan Yılmaz :

Detayları ayrı başlıklar altında bahsedildi.

1.2.5. İbrahim Özen (profesör, tıp; rektör, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) (2. kez; 05.Ağustos.2008'den itibaren)) :

İbrahim Özen ve öğretim üyeleri Ahmet Akyol ve Hülya Ulusoy'un hazırladığı “Handwashing: a simple, economical and effective method for preventing nosocomial infections in intensive care units” başlıklı 11 sayfalık makale, “Journal of Hospital Infection” dergisinin Nisan.2006'daki 64-99 sayısının 395-405. sayfalarında yayınlandı. Derginin yayın kurulu, makalenin dergi ve internet sitelerinde yayınlanmasının ardından, P.A. Jumaa'nın "intihal" (çalıntı, aşırma) uyarısı üzerine, makalenin

“International Journal of Infection” dergisinde Eylül.2005'te yayınlanan P.A. Jumaa'nın bir makalesiyle aşırı benzerliğini" fark etti,

"makaleyi hemen yayından çektiğini (attığını) (retracting)"internet sitesinde duyurdu [6][7], ve

"P.A. Jumaa'nın (Birlesik Arap Emirlikleri Universitesi) orijinal makalesinden önemli oranda alıntı yapıldığını, ancak bunun hiçbir şekilde belirtilmediğini, bilimsel hırsızlık (intihal; çalıntı, aşırma) yapıldığını", KTÜ Tıp Fakültesi Anestezi Bölümüne yazı göndererek bildirdi (08.08.2006). Ahmet Akyol (öğretim görevlisi), diğer 2 yazarın ismini bilgileri olmaksızın makaleye yazıldığını beyan ederek intihali (çalıntı, aşırma) üstlendi; İbrahim Özen, intihalin (çalıntı, aşırma) cezası “üniversiteden ve meslekten atma” olduğu halde Ahmet Akyol'a uyarma cezası (en hafif ceza) verdi. KTÜ ve YÖK, iddiaları örtbas etti.

1.2.6. Nuri Ünal (profesör, fizik ; Akdeniz Üniversitesi ; eski dekan (1990-1993), Dicle Üniversitesi, Eğitim Fakültesi) :

“Fizikçiler İçin Diferansiyel Denklemlere Giriş” (Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları 5, Diyarbakır, 1993, ISBN 975-7635-9-10) başlıklı kitabının 3. ve 4. Bölümlerinin tamamen (toplam bölüm sayısı : 4) Geoffrey Stephenson’ın, “An Introduction to Partial Diferential Equations For Science Students”, (2nd Edition, Longman-London, 1970, (ISBN 0 582 44431 4)) başlıklı kitabından çalıntı (aşırma; intihal) olduğu iddia edildi, belgelendi; kitabın 1. ve 2. bölümlerinin de çalıntı (aşırma; intihal) olduğuiddia edildi, bu iddia 3. ve 4. bölümler kadar somut bir şekilde belgelenemedi.

Nuri Ünal'ın, kitabında hiçbir kaynak göstermediği, kitabı kendisi yazmış gibi gösterdiğiiddia edildi. Nuri Ünal, kitabını dekan olduğu fakültenin yayını olarak bastırdı. Çalıntı (aşırma; intihal) yapıldığını, Akdeniz Üniversitesi Fizik Bölüm başkanlığı, Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne bildirdi. Rektörlüğe bağlı etik kurulu,

herhangi bir inceleme yapmadan, çalıntı (aşırma; intihal) olmadığına

karar verdi. Fizik Bölüm başkanı, bu durumu YÖK’e şikayet etti. YÖK'ün incelemesi sürmektedir.

25

Nuri Ünal, “2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu”nda [8][9][10] (Ağustos.2007) arXiv makale arşivinin intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurduğu 65 makalenin sahiplerinden İrfan Açıkgöz'ün (profesör, Dicle Üniversitesi) (atılan makale sayısı : 6) ve Ali Havare'nin (doçent, Mersin Üniversitesi) (atılan makale sayısı : 15) yüksek lisans ve doktora (Dicle Üniversitesi), Fatma Figen Üte Binbay'ın (doçent; atılan makale sayısı : 3) doktora tez danışmanıdır, Nurettin Pirinççioğlu'nun (atılan makale sayısı : 3) doktora tezinin 2. danışmanıdır.

İrfan Açıkgöz ve Ali Havare, “2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu”nda [8][9][10] (Ağustos.2007) arXiv makale arşivinin intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurduğu 65 makalenin sahiplerinden Mustafa Saltı (atılan makale sayısı : 40), Oktay Aydoğdu (atılan makale sayısı : 29), Murat Korunur (atılan makale sayısı : 14), Nurettin Pirinççioğlu (atılan makale sayısı : 3), ve Taylan Yetkin’in (atılan makale sayısı : 3) yüksek lisans ve doktora tez danışmanlarıdır.

Nuri Ünal'ın yüksek lisans (1975, Ankara Üniversitesi, Fizik) tez danışmanı, İlhami Yavuz'dur. Nuri Ünal'ın doktora (1977, Ankara Üniversitesi, Fizik) tez jürisindeki 3 kişiden 1'i de İlhami Yavuz'dur. İlhami Yavuz, “2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu”nda [8][9][10] (Ağustos.2007) arXiv makale arşivinin intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurduğu 65 makalenin sahiplerinden Hüsnü Baysal (atılan makale sayısı : 7), ve İhsan Yılmaz'ın (atılan makale sayısı : 4) yüksek lisans ve doktora tez danışmanıdır, İsmail Tarhan'ın (atılan makale sayısı : 13) doktora tez danışmanıdır; Sezgin Aygün (atılan makale sayısı : 15), ve Melis Aygün'ün (atılan makale sayısı : 10) yüksek lisans, ve doktora tez danışmanı, İsmail Tarhan, Can Aktaş'ın (atılan makale sayısı : 1) yüksek lisans, ve doktora tez danışmanı İhsan Yılmaz'dır. “2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu”nda [8][9][10] (Ağustos.2007) arXiv makale arşivinin intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurduğu 65 makalenin 14 sahibinin tamamı İlhami Yavuz'un tez (yüksek lisans, doktora) öğrencileri ve öğrencilerinin ... öğrencileridir, bunlardan 8'i Nuri Ünal'ın öğrencileri ve öğrencilerinin öğrencileridir.

Nuri Ünal ve öğrencilerinin oluşturduğu akademik soyağacı, Türkiye'de haklarında bilim sahteciliği iddiaları olan akademisyenlerin öğrencileri (lisans, yüksek lisans, doktora) hakkında da bilim sahteciliği iddiaları olduğunu açıkça gösteren örneklerdendir.

(++)1.2.7. Ömer Faruk Farsakoğlu(dekan , Eğitim Fakültesi ; profesör , fizik ; Giresun Üniversitesi ; öncesinde Karadeniz Teknik Üniversitesi)+++ ( emekli albay (kara) )

Optical Engineering(SPIE ; formerly "the Society of Photographic Instrumentation Engineers" ,and later as "the Society of Photo-Optical Instrumentation Engineers")yayıncısı, bir"Publisher’s Note -Optical Engineering 46(11),11980 November 2007"( +++ http://www.esm.psu.edu/%7Eaxl4/lakhtakia/Documents/ResearchIntegrityDocuments.pdf )yayınlayarak,Ömer Faruk Farsakoğlu'nun makalesinin[Ö. Faruk Farsakoğlu ,

26

"Analysis of characteristic parameters of a plasma ion source and of ion-assisted deposited optical thin films",Opt. Eng. 44, 103601 (October 2005)]önemli bölümünün tamamen çalıntı (aşırma; intihal) olduğunu farketmeleri üzerine SPIE Digital Library 'de yayından attıklarını duyurdu.

Ömer Faruk Farsakoğlu'nun, makalesinin çalıntı (aşırma; intihal) nedeniyle yayından atılmasının ardından, aynı makaleyi özgeçmişinde yayın listesinde, kendi özgeçmişinden başka hiçbir yerde adına raslanmayan "Journal of Defense Scieces" isimli bir dergide yayınlanmış 2 farklı makaleymiş gibi gösterdiği anlaşılmaktadır :http://giresun1.giresun.edu.tr/egi/oz/H.asp?id=1115. Yayın Listesi :.....(13) Farsakoglu O.F., “Determination of effective parameters on ion energy of aplasma ion source using O2”, Journal of Defense Sciences, Vol.6, No. (2007)(14) Farsakoglu O.F., “Improvements of some characteristics for optical thin filmswith ion-assisted deposition”, Journal of Defense Scieces, Vol.6, No.2 (2007).....

Giresun Üniversitesi, ve Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), "Ömer Faruk Farsakoğlu çalıntı (aşırma; intihal) vakası" ve "Ömer Faruk Farsakoğlu hileli yayınlar (bilim sahteciliği) vakası" hakkında hiçbir işlem yapmadı; Ömer Faruk Farsakoğlu, dekan olarak kaldı.

Osman Metin Öztürk (rektör , profesör , uluslararası ilişkiler , Giresun Üniversitesi ; emekli binbaşı), Ergenekon Terör Örgütü davası kapsamında gözaltına alındı, (13.Nisan.2009) tutuklanması istendi.Ergenekon Terör Örgütü davası 1. iddianamesi' nin 879. sayfasında, Osman Metin Öztürk'ün (o tarihte : rektör, Giresun Üniversitesi) Veli Küçük'le (emekli general ; Ergenekon Terör Örgütü üst düzey yönetici olmakla, ve çok sayıda terör eylemi emrini veren başlıca 2 kişiden 1'i olmakla suçlanmaktadır, ETÖ davasında (Temmuz.2008-....) tutuklu yargılanmaktadır) yaptığı 31.12.2007 tarihli iki telefon görüşmesinde şöyle ifadeleri var:- komutanım burası sizin emrinizde ve hizmetinizde onu özellikle arz edeyim.- benden ne emrederseniz? her zaman emrinizde hizmetinizdeyim.- kendimi unutturmayayım efendim, size tekmil vereyim..."

---------------

Publisher’s Note -Optical Engineering 46(11),11980 November 2007( +++ http://www.esm.psu.edu/%7Eaxl4/lakhtakia/Documents/ResearchIntegrityDocuments.pdf )

Ö. Faruk Farsakoğlu,"Analysis of characteristic parameters of a plasma ion source and of ion-assisted deposited optical thin films", Opt. Eng. 44, 103601 (October 2005)

The above-listed paper has been removed from the SPIE Digital Library due to the discovery that significant portions of the text, figures, and equations were taken directly, and without proper credit and additional research originality, from the following previously published papers by other researchers:

27

D. E. Morton and V. Fridman, “Measurement and Correlation of Ion Beam Current Density to Moisture Stability of Oxide Film Stacks Fabricated by Cold Cathode Ion Assisted Deposition," 41st Annual Technical Conference Proceedings, Society of Vacuum Coaters, pp. 297– 302 (1998).

O. Zabeida, J. E. Klemberg-Sapieha, L. Martinu, and D.E. Morton, “Ion Bombardment Characteristics During the Growth of Optical Films Using a Cold Cathode Ion Source,” 42nd Annual Technical Conference Proceedings, Society of Vacuum Coaters, pp. 267–272 (1999).

D. E. Morton, “The Effects of Pumping Speed on the Operation of a Cold Cathode Ion Source,” 43rd Annual Technical Conference Proceedings, Society of Vacuum Coaters, pp. 207–211 (2000).

As stated in the SPIE Publication Ethics Guidelines, “SPIE defines plagiarism as the reuse of someone else’s prior ideas, processes, results, or words without explicit attribution of the original author and source.... SPIE considers plagiarism in any form to be unacceptable and a serious breach of professional conduct.” Therefore, this paper was removed from the SPIE Digital Library on November 16,2007. The citations are provided here so that interested readers can access the information from the original sources.

---------------

http://giresun1.giresun.edu.tr/egi/oz/H.asp?id=111

5. Yayın Listesi :.....(13) Farsakoglu O.F., “Determination of effective parameters on ion energy of aplasma ion source using O2”, Journal of Defense Sciences, Vol.6, No. (2007)(14) Farsakoglu O.F., “Improvements of some characteristics for optical thin filmswith ion-assisted deposition”, Journal of Defense Scieces, Vol.6, No.2 (2007).....

---------------

(++)1.2.8. Mehmet Haberal :

Detayları ayrı başlık altında bahsedildi.

(+++)1.2.9. Hüseyin Akan(rektör ; profesör , tıp (radyoloji) ; Ondokuz Mayıs Üniversitesi)

Retraction of Redundant Publication( http://www.ajnr.org/cgi/reprint/28/10/1841-b.pdf )Editor’s Comment:On Redundant and Duplicate ArticlesThe availability of large electronic data bases and our ease in querying them makes recognition of redundant and duplicate publications easier. Both are considered to be a type of self-plagiarism. Once an editor recognizes a publication as redundant or duplicate, he or she may choose to inform PubMed with or without warning the author(s).>>>

28

( http://www.ajnr.org/cgi/reprint/28/10/1841-b.pdf )

Notice of Redundant Publication( http://www.kjronline.org/search.php?where=aview&id=77339&code=0068KJR&vmode=FULL )

Korean J Radiol. 2007 May-Jun;8(3):262-262. doi: 10.3348/kjr.2007.8.3.262.

The article"Does the Oropharyngeal Fat Tissue Influence the Oropharyngeal Airway in Snorers? Dynamic CT Study"by Tolga Aksoz, Huseyin Akan, Mehmet Celebi, Banu Baglan Sakan,published in Korean Journal of Radiology (2004;5:102-106)is for the most part identical to an article by Huseyin Akan, entitled"Dynamic Upper Airway Soft-Tissue and Caliber Changes in Healthy Subjects and Snoring Patients"published in American Journal of Neuroradiology (2004;25:1846-1850).All members of the ethical committee on publication of the Korean Radiological Society agreed that the two papers belong to the category of redundant publication.

1. ( FULL TEXT : http://www.kjronline.org/search.php?where=aview&id=77199&code=0068KJR&vmode=FULL )( PDF : http://www.kjronline.org/Synapse/Data/PDFData/0068KJR/kjr-5-102.pdf )2. ( http://www.ajnr.org/cgi/content/full/25/10/1846 )( PDF : http://www.ajnr.org/cgi/reprint/25/10/1846.pdf )

Retraction for Akan et al., AJNR Am J Neuroradiol 25 (10) 1846-1850.

( http://www.ajnr.org/cgi/content/full/25/10/1846 )

Erratum / Notice of Retraction

American Journal of Neuroradiology 28:1624, September 2007DOI 10.3174/ajnr.A0816The American Journal of Neuroradiology has decided to formally retract the article:"Dynamic Upper Airway Soft-Tissue and Caliber Changes in Healthy Subjects and Snoring Patients"by Hüseyin Akan, Tolga Aksöz, Ümit Belet, and Teoman Şeşen(AJNR Am J Neuroradiol 2004;25:1846–50).YAYINDAN ATILAN MAKALE

( http://www.ajnr.org/cgi/content/full/25/10/1846 )( http://www.ajnr.org/cgi/reprint/25/10/1846.pdf )

* Huseyin Akan : Corresponding Author

American Journal of Neuroradiology 25:1846-1850, November-December 2004© 2004 American Society of Neuroradiology

HEAD AND NECK

Dynamic Upper Airway Soft-Tissue and Caliber Changes in Healthy Subjects and Snoring Patients

29

Hüseyin Akan, Tolga Aksöz, Ümit Belet and Teoman Sesen

Address reprint requests to Professor Dr Hüseyin Akan,Ondokuz Mayis University Faculty of Medicine,Radiology Department, 55139 Samsun, Turkey

*****This article has been retracted July 16,2007.*****

Received November 14, 2003; accepted after revision March 25, 2004.

---------------

YAYINDAN ATILAN MAKALE

Korean J Radiol. 2004 Apr-Jun;5(2):102-106.Published online 2004 June 30. doi: 10.3348/kjr.2004.5.2.102.Copyright © 2004 The Korean Radiological Society

Does the Oropharyngeal Fat Tissue Influence the Oropharyngeal Airway in Snorers? Dynamic CT Study

( FULL TEXT : http://www.kjronline.org/search.php?where=aview&id=77199&code=0068KJR&vmode=FULL )

( PDF : http://www.kjronline.org/Synapse/Data/PDFData/0068KJR/kjr-5-102.pdf )

Tolga Aksoz, MD,1Huseyin Akan, MD,1Mehmet Celebi, MD,2 andBanu Baglan Sakan, MD1

1Department of Radiology, School of Medicine, Ondokuz Mayis University, Turkey.2Department of Otorhinolaryngology and Head and Neck Surgery, School of Medicine, Turkey.

Address reprint requests to:Tolga Aksoz, MD,Department of Radiology, School of Medicine,Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi,Radyoloji A.D., 55139 Samsun, TÜRKİYE.Tel. +90-362-4576000/2526,Fax. +90-362-4576041,Email: [email protected] November 21, 2003; Accepted April 02, 2004.

*****This article has been retracted.*****See Korean J Radiol. 2004 June; 5(2); 102.

This article has been cited by 1 article in .....

30

1.3. Yüksek yargı üyeleri hakkında

1.3.1. Serdar Özgüldür (albay; doktor, kamu hukuku; Anayasa Mahkemesi (A.M.) asker (subay) üyesi (21.06.2004'ten itibaren; Anayasa Mahkemesi'nin 11 asil üyesi vardır, bunlardan 2'si askeri yargı temsilcisi subaydır)) :

Ömer Anayurt (doçent, S.Ü. (Sakarya)), Serdar Özgüldür'ün “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararları ışığında tam

yargı davaları” başlıklı doktora tezinin (1994; İstanbul Üniversitesi; Sosyal Biimler Enstitüsü; danışman : İlhan Özay (profesör); 413 sayfa) (ticari amaçla kitap olarak da basıldı), “Türk Hukuku'nda idarenin kusura dayalı sorumluluğu” başlıklı kendi yüksek lisans tezinden (1989; Gazi Üniversitesi; Sosyal Bilgiler Enstitüsü; danışman : Zehra Altınbaş (yardımcı doçent); 136 sayfa) intihal (çalıntı, aşırma) olduğunuiddia etti ve 75.500 ytl maddi ve manevi tazminat davası açtı (dava 21.12.2006'da başladı). Serdar Özgüldür,

"intihalin (çalıntı, aşırma) önemsiz olduğunu ve zaman-aşımı olduğunu" iddia etti. Ömer Anayurt, davasını geri çekti (22.01.2007).

(Serdar Özgüldür'ün yüksek lisans tezi : “Türk Hukukunda askeri idari yargı” (1986; Gazi Üniversitesi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; danışman : Zehra Altınbaş (yardımcı doçent); 234 sayfa).

Ömer Anayurt'un doktora tezi : “Toplanma hürriyeti kavramı ve Türk Anayasa Hukukunda toplanma hürriyeti” (1996; İstanbul Üniversitesi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; danışman : Burhan Kuzu (doçent); 260 sayfa)).

31

1.4. Hukukçular hakkında

1.4.1. Ruşen Keleş (profesör, çevre hukuku, Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi) :

Nükhet Turgut (profesör, çevre hukuku), Ruşen Keleş ve Birol Ertan (yardımcı doçent) tarafından yazılan 150 sayfalık “Çevre

Hukukuna Giriş” (2002) başlıklı kitabın, “Çevre Hukuku ve Karşılaştırmalı İnceleme” (1998, 2001 (mevzuat değişikliklerini içeren genişletilmiş 2. baskı)) başlıklı kendi kitabından çalındığı (aşırma; intihal) iddiasıyla ceza ve tazminat davaları açtı (2002).

Ruşen Keleş ve Birol Ertan'ın aşırma (çalıntı; intihal) kitabı hazırlarken, defalarca “blok (bire bir) kopyalama” ve “gömme (çalıntıları cümle, paragraf içine katma)” yoluyla Nükhet Turgut'un kitabının 1998 baskısını aceleyle geniş oranda özetleyerek çaldığı (aşırma; intihal), 2002 yılında basılmasına rağmen, Nükhet Turgut'un kitabının 2001 baskısında eklediği mevzuat değişiklilerine yer vermedikleri iddia edildi. Mahkeme,

intihal (çalıntı, aşırma) yapıldığına ve Ruşen Keleş ve Birol Ertan'ın 50 milyar TL ceza ödemesinekarar verdi (21.11.2004; 07.03.2006). Diğer mahkeme de,

intihal (çalıntı, aşırma) yapıldığına ve Ruşen Keleş ve Birol Ertan'ın tazminat ödemesine karar verdi (Aralık.2006). Nükhet Turgut,

“ciddi olan hocalar, daha ilk derslerinde, “bilimsel bir çalışma nasıl yapılır, bilimsel dürüstlüğe nasıl uyulur, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndaki hükümler nasıl uygulanır, buna göre atıflar nasıl yapılır, muhakeme değerlendirmeleri nasıl yapılır” gösterilir. O zaman merak ediyorsunuz, böyle çalıntıları yapıyor, üstelik hukuk adına ortaya çıkıyorlarsa, bu dersleri nasıl veriyorlar?” dedi. YÖK ve üniversite, Ruşen Keleş ve Birol Ertan hakkındaki intihal (çalıntı, aşırma) iddiaları hakkında işlem yapmadı.

(++)1.4.2. Muammer Aydın(avukat ; başkan , İstanbul Barosu)

Aynur Tuncel (avukat , İstanbul Barosu) ve Volkan Gültekin (avukat , İstanbul Barosu), Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) Mayıs 2009'da yapacağı genel kurul öncesi Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki (CMK) 'zorunlu avukatlık' düzenlemesiyle ilgili "Herkes İçin Adalet" başlıklı bilimsel bir makale hazırladı, ve İstanbul Barosu'nun "sorumlular toplantısı"nda (16.Mayıs.2009) meslektaşlarına sundu. "Herkes İçin Adalet" başlıklı aynı makale olduğu gibi, Aynur Tuncel ve Volkan Gültekin'in haberi ve izni olmaksızın, kaynak göstermeksizin, 2,5 ay sonra "Hukuk ve Yaşam" isimli , derginin Temmuz-Ağustos 2009 sayısında Muammer Aydın (İstanbul Baro başkanı) imzasıyla yayınlandı.Bu durumun avukatlar arasında tepkiye sebep olması üzerine dergiyi yayınlayan ekipte olan İstanbul Barosu'na bağlı avukatlar Özgür Altuntaş, Levent Polat ve Nejat Kazan CMK avukatlarının e-posta grubuna açıklama yaptı; yazının ana omurgasının İstanbul Barosu bünyesinde yer alan CMK bürosunda hazırlandığını ileri sürdü. Volkan Gültekin, aynı grupta cevap verdi; söz konusu makaleyi meslektaşı Aynur Tuncel'le birlikte Türkiye'deki kanun ve yönetmelikler ile uluslararası düzenlemeleri inceleyerek hazırladıklarını belirtti, ve Muammer Aydın'ın yaptığının emeğe

32

saygısızlık olduğunu vurguladı.

Muammer Aydın'ın (başkan , İstanbul Barosu), Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davası adıyla bilinen dava sürecinde davanın sanıklarına destek verdiği iddia edildi.

33

1.5. “Etik, Ahlak” uzmanları hakkında

1.5.1. Necla Arat :

Detayları ayrı başlık altında bahsedildi.

34

1.6. Milletvekilleri ve bakanlar hakkında

1.6.1. Necla Arat (profesör, felsefe; milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)) :

“Ernst Cassirer ve S. K. Langer'de Sembolik Form Olarak Sanat” başlıklı doktora tezinin (1969, İstanbul Üniversitesi) tamamen çalıntı (aşırma; intihal) olduğu, önsöz ve bibliyografya hariç 181 sayfanın incelendiği, 10-15 sayfa dışında kalan bölümlerinin tamamının, "Cassirrer'e göre" ya da "Langer'e göre" diye belirtilen bölümlerden oluştuğu, kalan kısımların ise yine iki yazardan, kaynak belirtilmeden yapılan alıntılarla oluşturulduğuiddia edildi.

“18. Yüzyıl İngiliz Felsefesinde Ethik ve Estetik Değerler Arasındaki İlgi Sorunu” isimli doçentlik tezini (1975, İstanbul Üniversitesi),

"Önüne kitabı alıp, satır satır çevirip yayınladığı, çaldığı kitaptan bazen bir satırı, bazen birkaç cümleyi alıntı olarak gösterdiği, ancak alıntının öncesi ve sonrasını kendi fikriymiş gibi yazmakta bir sakınca görmediği" iddia edildi.

Necla Arat, “profesör” ünvanı almak için, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde bir tez hazırladı. Tezi görüşen kurulda oylar kilitlendi; 5 üyeden 2'si lehte, 2'si aleyhte, 1'i de çekimser oy kullandı. Bu durum üzerine, tez bir üst kurula gönderildi. Üst kurul, daha önce konuyu görüşen bilim kurulunun üyelerinden birinin hazırladığı “intihal” (çalıntı, aşırma) iddialarını belgeleyen bir rapordan haberdar olunca, raporu incelemesi için bir komisyon oluşturdu. Kurul, Necla Arat'ın “profesörlük takdim tezi”nin intihal (çalıntı, aşırma) olup olmadığını araştırdı ve bir rapor hazırladı (08.06.1981). Raporda Necla Arat'ın fikir hırsızlığı (intihal; çalıntı, aşırma) yaptığı kanıtlandı, "Sonuç" bölümünde şu ifadelere yer verildi:

"Görüldüğü üzere Necla Arat'ın 218 sayfalık tezinin sadece 20 sayfa kadar tutan bir kısmının orijinal mi yoksa bir yerden aktarma mı olduğu tespit edilememekle birlikte, geri kalan 200 sayfalık kısmı, tamamen intihalden ibarettir. Bütün bu intihaller, bahis konusu kitaplardan yaptırdığımız fotokopi sayfalarındaki fotokopi numaralarıyla 'Tez'deki paragraf numaraları birlikte takip edilmek suretiyle, İngilizce bilen herkes tarafından kolayca görülebilecektir".Rapora göre :

“Ahlak Felsefesi adını taşıyan tez, 3 ayrı İngilizce kitaptan tercüme yoluyla derlenerek hazırlanmış. Böyle durumlarda hep yapıldığı gibi, Necla Arat, iz şaşırtsın diye, serbestçe yararlandığı o 3 kitabın adını bile anmamış”. Raporda, o kitaplarla tez arasındaki fikir ve ifade beraberliğini satır satır gösterildi. Üst komisyon (bilim jürisi) bu bulgu üzerine, tezi geri çevirdi,

“intihal (çalıntı, aşırma) suçlusu” Necla Arat'ın üniversiteyle ilişkisinin kesilmesini talep etti. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yönetim Kurulu,

intihal (çalıntı, aşırma) gerekçesiyle Necla Arat'ın üniversiteden 6 ay uzaklaştırılmasına karar verdi (25.05.1982). Necla Arat 6 ay sonra üniversiteye döndü, bu durumu bilenlerin ortadan çekilmesini sabırla bekledi, 1988 yılında, YÖK profesörü oldu.

Necla Arat'ın eşi Nedim Arat (eski albay), 9.Mart.1971 başarısız darbe girişimin cuntacılarından olduğu iddiasıyla ordudan atıldı.

2007'de sivil görünümlü kuruluşlarca hükümet karşıtı mitingler düzenlendi. Necla Arat, bu

35

mitinglere öncülük eden 4-5 kişiden biriydi. Bu mitinglerin diğer öncülerinden bazıları, Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davası (Temmuz.2008'de başladı) adıyla bilinen davalarda ETÖ yöneticisi oldukları iddiasıyla tutuklu yargılanıyorlar [94][95][96]. Diğer bir öncü Nur Serter (profesör), İstanbul Üniversitesi'nde Kemal Alemdaroğlu'nun (rektör) yardımcısıydı. Kemal Alemdaroğlu da ETÖ davalarında ETÖ yöneticisi olduğu iddiasıyla tutuksuz yargılanıyor (Temmuz.2008'de başladı) [94][95][96]. 2007 miting organizasyonları sırasında Necla Arat hakkındaki intihal (çalıntı, aşırma) iddiaları basında hatırlatıldı, Necla Arat bu iddiaları inkar etti, yaptığı iddia edilen intihallerin (çalıntı, aşırma) belgeleri bazı gazetelerde yayınlandı. Necla Arat ve Nur Serter, bu mitinglerin ardından milletvekili seçildi (Temmuz.2007). (örnek kaynaklar : [11], [12], [13]).

1.6.2. Ömer Dinçer (profesör, işletme; eski müsteşar, başbakanlık (AKP hükümeti), milletvekili (Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)), bakan (AKP hükümeti)) :

Yahya Fidan'la (yardımcı doçent) birlikte yazdığı “İşletme Yönetimine Giriş” (1996) başlıklı kitabında Tamer Koçel'in (profesör) “İşletme Yöneticiliği” (1984) başlıklı kitabından 32 alıntıda kaynak göstermeyerek intihal (çalıntı, aşırma) yaptığıiddia edildi. “İşletme Yönetimine Giriş” başlıklı kitapta 429 atıf (kaynak gösterme) vardı, 15 atıf Tamer Koçel'in kitabınaydı. Tamer Koçel, Ömer Dinçer'in profesör yapılmasını onaylayan jüri üyelerinden biriydi. İhbarcı meçhuldü. “İşletme” birikimi olmayan 3 Cumhuriyet Üniversitesi yöneticisinden (1 beyin cerrahı, 1 kimyacı, 1 halk sağlığı uzmanı) oluşan bir kurul,

"intihal (çalıntı, aşırma) olduğunu"iddia eden bir rapor hazırladı. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim elemanlarından oluşan bir komisyon da çok kısa sürede,

"intihal (çalıntı, aşırma) olduğunu"iddia eden bir rapor hazırladı. YÖK soruşturma başlattı (08.09.2005), Ömer Dinçer cevap verdi (10.10.2005 akşam), YÖK Denetleme Kurulu raporunu 1 gecede yazdı (12.10.2005), Yüksek Denetleme Kurulu, Ömer Dinçer'e “öğretim üyeliğinden atılma cezası” verdi, “profesör” ünvanını artık kullanamayacağını iddia etti (21.10.2005). Bu olay, YÖK'ün nadir intihal (çalıntı, aşırma) iddialarından birisidir.

Aynı günlerde Yücel Aşkın (rektör, 100. Yıl Üniversitesi) vakası yaşanmaktaydı (Yücel Aşkın tutuklandı (14.10.2005), YÖK yöneticileri ve rektörler Adalet Bakanlığı'nda gösteri yaptı (19.10.2005)).

Ömer Dinçer intihal (çalıntı, aşırma) iddiasıyla cezalandırıldığında AKP hükümetinde başbakanlık müsteşarıydı (1 no.lu sivil bürokrattı).

(++)1.6.3. Ali Rıza Ertemür( Milletvekili , Denizli , CHP )

Ali Rıza Ertemür , üniversite giriş sınavında (1980) yerine başkasını soktu ; bu sebepleDenizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi , sahtecilik gerekçesiyle 1 yıl 8 ay ağır hapis cezası verdi.

Bu durum Şubat.2008 'da ortaya çıktı ; Ali Rıza Ertemür'ün milletvekilliği tartışmalı hale geldi.

Hukukçular, Ali Rıza Ertemür'ün milletvekilliğinin düşmesi gerektiğini belirtti.Denizli İl Seçim Kurulu yetkilileri, kararın Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'nda olduğunu bildirdi.

36

Denizli Barosu Başkanı Adil Demir, Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 11.f maddesine göre, Ali Rıza Ertemür'ün milletvekilliğinin düşmesi gerektiğini belirtti. Adil Demir, bu maddeye göre,affa uğramış olsalar bile sahtecilik suçundan mahkûm olanların hukuki ehliyetsizlikleri olduğunu,seçilmeden önce mahkeme tarafından "memnu haklarının iadesine" karar verilmemişse milletvekilliğinin düşeceğinisöyledi. Adil Demir,"Seçim kurullarının, milletvekillerinin seçilme yeterliliğini sadece sabıka kaydıyla değil, adli arşiv sicil kaydıyla beraber incelemesi gerekir. Bunlar sabıka kaydında görünmez, beş yıl geçtiyse arşive kaldırılır. 22 Temmuz milletvekili seçimlerinden önce mahkeme tarafından memnu haklarının iadesine dair karar alınmamışsa seçilme yeterliliğinin olmadığı anlaşıldığında, YSK'nın TBMM'ye bildirmesiyle milletvekilliği düşer. Karar alınmışsa devam eder."dedi.

Bu durum , Denizli CHP teşkilatında bazı muhalif isimler, Ali Rıza Ertemür'ün hapis cezası aldığına dair mahkeme kararını dağıtmasıyla ortaya çıktı. Söz konusu mahkeme ilamı ve bilgi notunda, Ali Rıza Ertemür'ün1 yıl 8 ay ceza aldığı ,37 gün cezaevinde kaldıktan sonrakalan kısmın paraya çevrildiğibelirtiliyordu.Ali Rıza Ertemür, bunun üzerine,"30 yıl önceki olayı, kongre sürecinde sözde siyaset yapma adına dağıtmışlar. Parti içinde kendine yer bulamayan insanlar, böyle bir sığ politika yapıyor. Siciller zaten temizlenmiş, yoksa nasıl siyaset yapabilirsiniz?"dedi.

Milletvekili Seçimi Kanunu 11-f. maddesinde,affa uğramış olsalar dahiaşağıdaki suçlardan mahkûm olanlarınmilletvekili seçilemeyeceği belirtilmektedir :"Zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflâs gibiyüz kızartıcı suçlar.İstimal ve istihlâk kaçakçılığı dışında kalankaçakçılık suçları.Resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma veyadevlet sırlarını açığa vurma suçlarındanbiriyle mahkûm olanlar."

37

1.7. Askeri personel hakkında

1.7.1. Serdar Özgüldür :

Detayları ayrı başlık altında bahsedildi.

1.7.2. M. Zeki Bayraktar (profesör, tıp, göz hastalıkları; tümgeneral; Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) komutanı ve dekanı) :

M. Zeki Bayraktar'ın, Zerrin Bayraktar'ın (doçent, tıp, göz hastalıkları; Dünya Göz Merkezi (Etiler, İstanbul)) uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan 2 makalesini, kısaltılmış isim benzerliğinden yararlanarak (Z. Bayraktar) kendi yayınıymış gibi göstererek önce rütbesini terfi ettirdiği (tuğgeneral'den tümgeneral'e), ardından profesör olduğu ve bu yayınlar sayesinde rakibi 2 tabip tuğgeneralden daha fazla puan alarak GATA dekanı yapıldığıiddia edildi (Kasım 2007, Nisan.2008).

Uluslararası dergilerdeki makaleler, sahibinin ön adının sadece baş harfi ile açık soyadı yazılarak yayımlanıyor. Bu sayede Zeki Bayraktar’ın,

Zerrin Bayraktar’ın “Z. Bayraktar” adıyla yayımlanan makalelerini 2005 ve 2006’da 2 kez kendisine aitmiş gibi göstererek GATA'ya bildirdiği iddia edildi.

Uluslararası yayınlardaki birden fazla yazarlı makalelerde yüksek puanı ilk sıradaki yazar alır. Kurallara göre, üniversitelerde ve GATA’da profesör olabilmek için 1. yazar olarak Science Citation Index'te (SCI) yayınlanmış bir makale sahibi olmak gerekiyor.

Zeki Bayraktar’ın ise ilk yazar olarak hiç makalesi olmadığı, intihalin (çalıntı, aşırma) anlaşılmaması için diğer isminin baş harfi olan “M” harfini profesörlük başvurusunda kullanmadığı, çünkü makalelerin kime ait olduğunu gösteren “Web of Science” sistemine ( http://apps.isiknowledge.com ) “M.Z. Bayraktar” yazıldığında bu 2 makale görünmediği, ancak “Z. Bayraktar” yazıldığında bu makaleler ortaya çıkıyor ve sanki Z.B.’ınmış gibi algılandığı iddia edildi..

Ayrıca olgu sunumu (Case Report) makalesi de profesörlüğe yükselmede önemli olduğu için, Zeki Bayraktar’ın, kendisine ait olmayan olgu sunumunu da GATA'ya kendisine aitmiş gibi bildirdiği iddia edildi.

Zeki Bayraktar'ın, Zerrin Bayraktar (Z.Bayraktar), Şükrü Bayraktar (eşi), ve Nilay Alacalı'nın “Diabetic Papillopathy in Type II Diabetic Patients” başlıklı makalesini (Retina, 2002, volume 22, sayfa : 752-758; uluslararası dergi) GATA'ya kendi yayınıymış (Nilay Alacalı ile birlikte) gibi bildirdiği, makaleden Şükrü Bayraktar’ın ismini çıkartarak, isim sayısını ikiye düşürerek üstelik daha fazla puan aldığı, Zerrin Bayraktar (Z.Bayraktar), Z. Kapran ve S. Özdoğan'ın “Pigmented Congenital Vitreus Cyst” başlıklı makalesini (European Journal of Ophthalmology, 2004, volume 14, sayfa : 156-158) de GATA'ya kendi yayınıymış gibi bildirdiği, bunların GATA'da herkesçe bilindiği, fakat korktukları için sustukları iddia edildi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) GATA kanununda değişiklik yapılarak

38

“bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek fiilini işleyen öğretim elemanının görevine son verileceği, öğretim elemanlığı görevine son verilen personelin GATA'da başka bir göreve ya da GATA dışındaki karargah veya kurumlara atanacağı” maddesi eklenmesine karar verildi (Kasım.2007), bu madde ancak 30.10.2008'de yasalaşabildi.

Zeki Bayraktar’ın kendisine ait olmayan makaleleri kendisine aitmiş gibi göstermesi Kasım. 2007’de Genelkurmay Başkanlığı'na, ilgili askeri kurumlara ve YÖK'e yazılı olarak bildirildiği halde, "Zeki Bayraktar intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası" hakkında hiçbir resmi işlem yapılmadı.

39

1.8. "Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davası" adıyla bilinen davalarda yönetici ya da üye olarak yargılananlar hakkında

"Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davası" adıyla bilinen davalar için bkz. [94][95][96].

1.8.1. Kemal Alemdaroğlu (profesör, tıp, genel cerrahi; eski rektör (İstanbul Üniversitesi; 31.12.1997 (intihal (çalıntı, aşırma) yaptığı iddiaları bilindiği ve ısrarla hatırlatıldığı halde rektör yapıldı, üstelik 2 kez (12.2001)) - 22.09.2004), eski dekan, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi) eski uzmanı, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği, ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Talebe Cemiyeti eski yöneticisi (1956-1962) :

Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Mustafa Taşkın (doçent, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi), ve B. Berat Apaydın (dr., İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi) tarafından yazılan "Laparoskopik Cerrahi" (1995, İstanbul Üniversitesi Basımevi ve Film Merkezi, İstabul; TAŞ. Med. Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti. (şirketin sahibi Mustafa Taşkın ve eşi)) başlıklı kitabın tamamen, Philippe Jean Quilici'nin (Saint Joseph Medical Center, Genel Cerrahi Servisi başkanı, Burbank, California, USA) "New Developments In Laparoscopy" (1992, United States Surgical Corporation (USSC) Press, Tyco Healthcare, USA) başlıklı kitabından aynen çeviri yapılarak çalındığı (aşırma; intihal) iddia edildi.

Virginia University (Charlottesville, Virginia, USA), The Plagiarism Resource Center (PRC) (İntihal Kaynakları Merkezi) (intihalle (çalıntı, aşırma) mücadele ve intihalcileri (aşırmacı; bilim hırsızı, bilimsel hırsız, akademik hırsız, düşünce eseri hırsızı, fikir eseri hırsızı) teşhir etmek amacıyla kuruldu), uluslararası camiada çok iyi bilinen bir vaka olduğu için "Kemal Alemdaroğlu intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası"nın belgelerinden bir kısmını, çalıntı (aşırma; intihal) olduğu iddia edilen kitapta Kemal Alemdaroğlu tarafından yazılmış gözüken “14 Laparoskopik Kolektomi” başlıklı çalıntı (aşırma; intihal) olduğu iddia edilen bölüm ve çalındığı iddia edilen orijinal kitaptaki “Laparoscopic Colectomy” başlıklı bölüm), çalıntı (aşırma; intihal) ve orijinal metinleri yanyana karşılaştırmalı olarak yayınladı ( http://www.plagiarism.phys. virginia.edu ) (2001). “Tyco Healthcare” şirketi (orijinal kitabın yayıncısı; ameliyat aletleri yapımcısı) yetkilisi Kathleen Tracy'nin (telif hakları sorumlusu) ‘‘Dr. Quilici'nin eserinin ve eserde yer alan Eric Hatton'a ait çizimlerin Türkiye'de yayınlanması için izin vermedikleri’’ni duyuran açıklaması PRC sitesinde yayınlandı (13.Aralık.2001).

Kathleen Tracy, bu defa çalıntı (aşırma; intihal) olduğu iddia edilen kitabın yazarlarından Mustafa Taşkın'a bir mektup gönderdi ve ‘

‘Özür dilerim, bir hata yapmışım. Şirketimizin Türkiye temsilciliği ile görüştüm ve yayın konusunda izin almış olduğunuzu öğrendim’’ dediği açıklaması PRC sitesinde yayınlandı (10.Ocak.2002). İzin belgesi gösterilmedi; bu açıklama,

‘intihalle (çalıntı, aşırma) suçlananlar, Tyco Healthcare şirketinin İstanbul'daki yetkilililerini önceki açıklamalarını değiştirmeye zorladı’’ diye yorumlandı (hatırlatma : Tyco Healthcare şirketi aynı zamanda “ameliyat aletleri üreticisi”dir. Türkiye'nin en büyük tıp fakültelerinden ikisi (İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi (Çapa) ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi) ise İstanbul Üniversitesi'ne bağlıdır, ve bu tıp fakülteleri, önemli “ameliyat aletleri” alıcısıdır).

Uluslararası Cerrahi Birliği'nin Genel Sekreteri Felix Harder (profesör), "Yayınınızın büyük bir bölümünün Dr. Quilici'nin çalışmasından kopya edildiğini ve

40

bu yayının Türkçe'ye çevrilmesi için gerekli iznin alınmamış olduğunu öğrendik. Seçkin bir üyemizsiniz, lütfen bu konuda bir açıklama yapın’’ diye yazarak Kemal Alemdaroğlu'dan açıklama istedi (08.Nisan.2002).

Uluslararası Cerrahi Birliği'nin yöneticilerinden Victor Bertschi, “1996 Nisan'ından beri üyeleri olan Kemal Alemdaroğlu'nun Genel Sekreter Felix

Harder'ın mektubuna hálá cevap vermediğini ve konuyu ciddiyetle takip ettiklerini” duyurdu (07.Haziran.2002).

PRC (İntihal Kaynakları Merkezi) yöneticisi Louis A. Bloomfield'in (profesör, fizik), ‘‘Tyco Healthcare’’ şirketinin yetkilisi Kathleen Tracy'ye bir mektup yazıp

"Dünyanın, daha ahláki bir yer olmasını arzu ettiğini ve hiç kimseye zarar vermek istemediğini’’söyleyerek

"Bu işi ne yapacağız? Konu sizin açınızdan kapandı mı?" diye sorduğu açıklaması PRC sitesinde yayınlandı (13.Haziran.2002).

Alan R. Carlton'un (Tyco Healthcare yöneticisi (Vice President & Chief Corporate Counsel)) Louis A. Bloomfield'den “Kemal Alemdaroğlu intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası” belgelerinin PRC sitesinden kaldırılmasını talep ettiği yazı (03.Temmuz.2002) PRC sitesinde yayınlandı. İntihal iddiası belgeleri PRC sitesinden kaldırıldı, siteye kaldırma nedenini açıklayan yazılar konuldu.

Louis A. Bloomfield (profesör, fizik; PRC yöneticisi), PRC sitesindeki yazısında “1) US Surgical (Tyco Healthcare) yetkisinin Mustafa Taşkın'a Philippe Jean

Quilici'nin orijinal kitabından alıntı yapma izni verdiklerini açıkladığını, fakat hiç kimsenin çalıntı (aşırma; intihal) kitapta P.J. Quilici'nin isminin çıkartılıp yerine diğer isimlerin konmasını açıklamadığını, çalıntı (aşırma; intihal) kitapta Kemal Alemdaroğlu'nun P.J. Quilici'nin kitabını Türkçe'ye çeviren olarak verilebilecekken, kitap yazarı olarak belirtildiğini, P.J. Quilici'nin ismininse hiç anılmadığını, Kemal Alemdaroğlu bunu yapma nedenini açıklarsa PRC sitesinde yayınlayacağını,

2) Temmuz.2002 başlarında, İ.Ü.'den bir üst yöneticinin, Virginia University'den bir üst yöneticiyi arayarak “Kemal Alemdaroğlu intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası” belgelerinin PRC sitesinde yayınlanmasını şikayet ettiğini” duyurdu (14.Temmuz.2002).

YÖK, “Kemal Alemdaroğlu intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası” hakkında işlem yapmadı, örtbas etti.

İstanbul Tabip Odası, “Kemal Alemdaroğlu intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası” hakkında işlem yapmadı, örtbas etti.

Üniversite Öğretim Elemanları Derneği (ÜÖED), “Kemal Alemdaroğlu intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası” hakkında YÖK'e ve Türk Tabipler Birliği'ne şikayetçi oldu. Türk Tabipler Birliği, şikayeti incelemesi için İstanbul Tabip Odası'na gönderdi (Aralık.2001). İstanbul Tabip Odası (İTO), intihal (çalıntı, aşırma) vakası hakkında işlem yapmamayı sürdürdü. İTO başkanı Süha Göksel (profesör), İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesiydi.

İTO yöneticilerinin çoğu, bazıları parti yöneticisi olarak, İşçi Partisi (İP) ile yakın ilişki içindeydi. Bazı İTO yöneticileri, Kasım.2002 seçimlerinden İP'den milletvekili adayı oldu. İP genel başkanı ve bazı İP yöneticileri, ETÖ davasında (Temmuz.2008'de başladı) terör örgütü yöneticisi, üyesi oldukları iddiasıyla tutuklu olarak yargılanıyorlar [94][95][96].

41

İstanbul Tabip Odası yönetimi değişti (27-28.Nisan.2002; Genel Kurul’da), Gencay Gürsoy (profesör) oda başkanı seçildi. İntihal iddiaları yeni yönetimin önüne geldi. Gencay Gürsoy, önceki yönetimin aksine, intihal (çalıntı, aşırma) iddiaların araştırılması için birkaç hafta içinde bilirkişi heyeti (3 kişi) oluşturdu ve incelemeyi başlattı. Jale Parla (profesör, ingiliz edebiyatı; Boğaziçi Üniversitesi), Ayşe Erzan (profesör, fizik; İTÜ), ve Ali Menteş (profesör; Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi), bilirkişi kurulu olarak her iki kitabı da inceledi. Jale Parla ve Ayşe Erzen kitabın kesinlikle "intihal" (çalıntı, aşırma) olduğunu rapor etti, Ali Menteş'in raporu kararsızdı. Ayşe Erzan,

"Baştan sona, resim altları dahil inceledim. Tıpa tıp, satır satır aynı. Çok az yerde parantez veya dipnotlar atlanmış" dedi. Jale Parla da

"Kesinlikle söyleyebilirim ki, eser kelimesi kelimesine çeviri yoluyla çalıntı" dedi. İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu, kurul üyelerinin hepsinin (7 kişi) İstanbul Üniversitesi'nde görevli olduğunu ileri sürerek İstanbul Üniversitesi rektörünün intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası hakkında karar vermek istemedi. İntihal iddiası dosyası, İstanbul'a en yakın il olan Kocaeli Tabip Odası (KTO) Onur Kurulu'na gönderildi. KTO Onur Kurulu, 1'e (Ümit Biçer, doçent, adli tıp; Kocaeli Üniversitesi, Tıp Fakültesi) karşı 4 oyla (Yusuf Çağlar (kurul başkanı; profesör, Kocaeli Üniversitesi rektör vekili), Saim Toker (SSK İzmit (Kocaeli) Hastanesi başhekim yardımcısı), Ayşe Engin Arısoy (doçent; Kocaeli Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Hastalıkları; eşi Emin Arısoy (profesör) aynı üniversitede öğretim üyesi)),

ortada "bilim hırsızlığı" (intihal; çalıntı, aşırma) olmadığınakarar verdi, intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakasını örtbas etti (19.Şubat.2003).

Türk Tabipler Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu, Kemal Alemdaroğlu'na (ve intihal (çalıntı, aşırma) iddiası ortakları Mustafa Taşkın ve B. Berat Apaydın'a) 2 ay “meslekten men” cezası verdi, 2 ay doktorluk yapmasını yasakladı (8-9.Kasım.2003; 2003-6 sayılı karar). Kararda :

“Kopyalanan kitabın adının gizlenmiş olması, “çeviri editörü” veya “çeviren” yerine “editör” kavramının tercih edilmiş olması, kitap içindeki bölüm çevirilerini yapanların izin veya onayları alınmaksızın kitabın onların adına basılmış olması, hususları yayın etiğine aykırılıkları ortaya koymaktadır. Bu sebeple, kitapta editör olarak isimleri geçen Dr. Kemal Alemdaroğlu, Dr. Mustafa Taşkın ve Dr. B. Berat Apaydın Türk Tabipler Birliği Kanununun 39. maddesinin (c) bendi ile Türk Tabipler Birliği Soruşturma ve Yargılama Yönetmeliğinin 6. maddesinin (j) bendine göre iki ay süreyle geçici olarak meslekten men cezasıyla cezalandırılmasına oy birliğiyle karar verildi’’ ifadelerine yer verildi. Çalıntı (aşırma; intihal) yapılan kitabın orijinal isminin “New Developments in LAPAROSCOPY” olduğu ve M.K. Tracy isimli yetkili kişinin bu konuda

“We have not located any evidence that United States Surgical ever granted permission to reprint any portion of 'New Developments in LAPAROSCOPY' to any party, company or aducational institution in Turkey. The copyright for this book is held by our organization, and this extends to the taxi and any illusrations of Eric V. Hatton.” ifadeleriyle ‘‘Dr. Quilici'nin eserinin ve eserde yer alan Eric Hatton'a ait çizimlerin Türkiye'de yayınlanması için izin vermedikleri’’nibelirttiği de vurgulandı.

ÜÖED başkanı Kadir Erdin (profesör), intihal (çalıntı, aşırma) vakasının takipçisi olarak, Kemal Alemdaroğlu'nun “bilimsel hırsızlık yaptığının tescil edildiğini, bilimsel

hırsızlık yaptığı kanıtlanan bir kişinin rektörlükten de, öğretim üyeliğinden atılması gerektiğini” hatırlattı.

İstanbul Tabip Odası (İTO) eski yönetiminden oluşan gurup (İTO eski başkanları Orhan Arıoğlu (profesör;

“İşçi Partisi'nin (İP) kuracağı hükûmette göreve hazır olduğunu”açıkladı (Kasım.2002 seçim döneminde)), Süha Göksel (profesör;

42

“İP'nin kuracağı hükûmette göreve hazır olduğunu" açıkladı (Kasım.2002 seçim döneminde)), eski genel sekreterler İrfan Gökçay (doçent; İP milletvekili adayı, Kasım.2002), Kürşat Yıldız (doçent; İP yöneticisi), Turgut Adatepe (İP milletvekili adayı, Kasım.2002), Rıfat Yücel, eski yönetim kurulu üyeleri Attila Altunel (profesör), Aysel Altan (doçent), Cevat Bayrak ve Hikmet Çevik), bir bildiri yayınladı,

[TTB'nin “Kemal Alemdaroğlu intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası” hakkındaki kararının “laikliğe saldırı” olduğunu] iddia etti (29.12.2003). Bildiride

“Türk Tabipleri Birliği’nde görev üstlenmiş ve söz konusu soruşturma sürecini yakından izleyen hekimler olarak bizler, bu kararı Cumhuriyet devrimlerini ve milli devleti koruma kararlılığıyla öne çıkan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun kişiliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi savunma iradesinin önderliğine yönelik bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Aksi yönde raporlar ve Onur Kurulu kararları olmasına rağmen, Prof. Dr. Alemdaroğlu’na ceza verilmesi amacıyla söz konusu sürece ısrarla müdahale eden yetkililer, TTB’yi Türkiye Cumhuriyeti’ni teslim almaya yönelik operasyonların hizmetine sunmuşlardır. Bu eylemleri ile Türk tabiplerini temsil yeteneğini yitirmişlerdir. Türkiye’ye, meslek örgütümüze ve kendilerine daha fazla zarar vermeden görevlerinden istifa etmelidirler. Temelinde Kuvva-i Milliyeci Tıbbiyeli Hikmet’lerin harcı olan Tevfik Sağlam’ların kurduğu, Nusret Fişek’lerin kurumsallaştırdığı ve binlerce hekimin küreselleşmeci saldırıya karşı sosyal devleti savunan çabaları ile kitleselleşen TTB, Türkiye Cumhuriyeti’ni savunma mücadelesini her şart altında yürütecektir” ifadelerini kullandılar.

Osman Öztürk (doktor, İstanbul Tabip Odası basın sözcüsü) konuya ilişkin basın toplantı yaptı :

“bilimsel aşırma olayının rektör Kemal Alemdaroğlu tarafından çarpıtılmaya çalışıldığını” belirtti, “bu memlekette hiç kimse, işlediği suçtan dolayı Atatürkçülüğün arkasına sığınmaya çalışmasın” dedi.

Kemal Gürüz (başkan (2 dönem : 06.12.1995 – 05.12.2003), YÖK; profesör, kimya, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ); eski müdür, ODTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü; eski dekan, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi; eski rektör, KTÜ (Trabzon); eski başkan, TÜBİTAK), ve Kemal Alemdaroğlu hakkındaki yolsuzluk (Kemal Alemdaroğlu hakkında 5 dosya, Kemal Gürüz hakkında 7 dosya; toplam mali boyut : milyar usd) ve usulsüzlük iddialarını araştırmak üzere TBMM'de Araştırma Komisyonu

(YÖK, İstanbul Üniversitesi Rektörü ve Üniversite Giriş Sınavları İle İlgili Olarak İleri Sürülen Yolsuzluk ve Usulsüzlük İddialarının Araştırılarak Üniversitelerde Yaşanan Sorunlara Çözüm Bulunabilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu) kuruldu (16.Kasım.1999), 14 müfettiş görevlendirildi (01.12.1999). Komisyon, rapor (400+ sayfa) hazırladı (Nisan.2000; rapor no. 520). DSP, komisyonun raporunun TBMM genel kurulunda görüşülmesini engelledi. Komisyon raporuna dayanarak Kemal Gürüz, Kemal Alemdaroğlu, bazı YÖK üyeleri ve üniversite yöneticileri hakkında 6 adet suç duyurusunda bulunuldu. “Memur dokunulmazlığı” sağlayan yasa maddelerine göre YÖK yöneticileri, kendilerinin, rektörlerin, ve üniversite yöneticilerinin yargılanmasına izin vermedi, Milli Eğitim Bakanı (Metin Bostancıoğlu, Demokratik Sol Parti (DSP) milletvekili; DSP-ANAP (Anavatan Partisi)-MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) koalisyon hükümeti), YÖK başkanının yargılanmasına izin vermedi (23.Ağustos.2000). Kemal Gürüz ve Kemal Alemdaroğlu'na TBMM bile dokunamadı, yargılanmalarını sağlayamadı.

Metin Bostancıoğu, Kemal Gürüz ve Kemal Alemdaroğlu ile birlikte YÖK ve üniversite yöneticilerinin öncülük ettiği hükümet karşıtı mitinge katıldı (25.Ekim.2003; Tandoğan meydanı, Ankara). Mitinge “cumhuriyete saygı” adı verildi. Mitingde “ORDU GÖREVE” yazılı pankartlar

43

açıldı, sloganlar atıldı. Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davası iddianamesinde, delillere dayanarak, bu mitingi ETÖ'nün (Nusret Aras'a (rektör, Ankara Üniversitesi); Nusret Aras, keyfi öyle istediği için "doktora öğreninimi görme suçu" işlediği gerekçesiyle Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'yü bitirip diplomasını almak üzereyken doktoradan atmış, üstelik lehine mahkeme kararını da 1.5 yıl uygulamamış, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün 5 yıl öğrenim hakkını gaspedenlerden birisi olmuştu) düzenlettiği iddia edildi [94][95][96].

Erdoğan Teziç (profesör, hukuk (anayasa); başkan (Kemal Gürüz'den sonraki), YÖK; eski rektör, Galatasaray Üniversitesi; Kemal Alemdaroğlu rektör olunca, İstanbul Üniversitesi'nden ayrılıp Galatasaray Üniversitesi'ne geçmek zorunda kalmıştı) de, “Kemal Alemdaroğlu intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası” hakkında işlem yapmadı. Fakat

“bir çok mahkeme kararlarını uygulamadığı için” cumhurbaşkanının Kemal Alemdaroğlu'nu rektörlük görevinden almasınıistedi (03.09.2004; bazı YÖK üyelerinin engel olmaya çalışmasına rağmen, oy çokluğuyla alınan bir kararla). Cumhurbaşkanı, Kemal Alemdaroğlu'nu rektörlük görevinden aldı (22.09.2004). TBMM'nin bile dokunamadığı Kemal Alemdaroğlu'nun rektörlük görevinden alınması, bir mucizedir, gerekçesinin “mahkeme kararlarını uygulamamaması” olması ayrı bir mucizedir.

Kemal Yalçın Alemdaroğlu (01.07.2008) ve Kemal Gürüz (07.01.2009), Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) yöneticisi oldukları iddiasıyla gözaltına alındılar; ETÖ davasında (Temmuz.2008'de başladı) tutuksuz yargılanıyorlar. Kemal Yalçın Alemdaroğlu,

"Silahlı Terör Örgütü Kurma, Yönetme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine Karşı Silahlı İsyana Tahrik Etme"ile suçlanıyor, Halil Kemal Gürüz,

"Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme, Devletin Güvenliğine İlişkin Gizli Belgeleri Temin Etme"ile suçlanıyor. Kemal Yalçın Alemdaroğlu'na da Halil Kemal Gürüz'e de ilk kez dokunulabildi [94][95][96]. (örnek kaynaklar : [14], [15]).

1.8.2. Ferit Bernay (profesör, tıp; eski rektör, Ondokuz/19 Mayıs Üniversitesi (OMÜ) :

Kayhan Özkan (profesör; eski dekan, OMÜ Tıp Fakültesi), Rıza Ferit Bernay'ın Naci Gürses (eski rektör, OMÜ) ile birlikte yazdığı (diğer

yazarlar: Salih Somuncu, Ender Arıtürk, Rıza Rızalar), profesör yapılırken kullandığı, 1989'da OMÜ Tıp Dergisi'nde yayınlanan “Congenital Anal Fistula With Normal Anus” başlıklı makalenin tamamen “Journal of Pediatric Surgery” adlı derginin Şubat.1989 sayısındaki “Congenital Anal Fistula With Normal Anus” başlıklı makaleden (yazarlar: Brem H, Guttman FM, Laberge JM, Doody D.; volume 24, sayfa 183-185) çalıntı (aşırma; intihal) olduğunu iddia etti. Erbuğ Keskin (doçent, tıp; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi) intihal (çalıntı, aşırma) hakkında rapor hazırladı (Aralık.2003) :

“ 'Congenital Anal Fistula With Normal Anus' başlıklı yazı tarafımdan incelendi. Makalenin tamamı 'Journal of Pediatric Surgery' adlı derginin Şubat 1989 sayısında yayınlanan bir makaleden kopya edilmiştir. Yazarlar, kopya ederken bile gereken özeni göstermemişler ve yer yer bazı satırlar atlandığı için cümleler anlamsız hale gelmiştir. Bazen de kopyalama sırasında erkek kız karışıklığı yapıldığından, `erkeklerde vestibüler fistül` gibi komik durumlar ortaya çıkmıştır.... Kopyalama işini daha da ileri götürerek kendi olgularındaki muayene bulgularını ve uyguladıkları yöntemi de kelimesi kelimesine söz konusu makaleden almışlardır. Yazarların ekledikleri bir iki cümle ise İngilizce yanlışlıkları sayesinde kolayca bulunabilmektedir”. Erbuğ Keskin, ihtihal ürünü makaleyi Ferit Bernay ile birlikte imza koyan Salih Somuncu, Ender Arıtürk, Rıza Rızalar ve Naci Gürses`i, alaycı bir dille eleştirdi. YÖK, “Ferit Bernay intihal (çalıntı,

44

aşırma) iddiası vakası” hakkında işlem yapmadı, örtbas etti.

Ferit Bernay ve Naci Gürses, rektörlük seçimlerinde en çok oyu almadan rektör yapılan örneklerdendir. Ferit Bernay, doktorasını yeni bitiren 80+ araştırma görevlisini üniversiteden attı, attığı kişiden başka 1 tek akademik personeli bulunmayan bölümlerde bile “akademik personele ihtiyaç olmadığı”nı iddia etti.

Ferit Bernay'ın “yolsuzluk, kadrolaşma, tasfiye, insan hakları ihlalleri” hakkında TBMM'de “araştırma komisyonu” kuruldu. Ferit Bernay,

“buraya irticai ve bölücü kadroları sokmuyoruz. Çağdaş ve Atatürkçü bilim adamlarıyla çalışmayı tercih ediyoruz. Eğer, bu kadrolaşmaksa evet ben kadrolaşma yapıyorum”dedi. CHP'li üyelerin engellemelerine rağmen “araştırma komisyonu”, Ferit Bernay hakkında suç duyurusunda bulundu. YÖK, Ferit Bernay'ın yargılanmasına izin vermedi.

Rıza Ferit Bernay, Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) üyesi olduğu

iddiasıyla gözaltına alındı (13.04.2009) ve tutuklandı; ETÖ davasında (Temmuz.2008'de başladı)"Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan

Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme"suçlamalarıyla yargılanıyor [94][95][96]. Ferit Bernay'a ilk kez dokunulabildi.

1.8.3. Ercüment Ovalı (profesör, tıp, hematoloji (kan hastalıkları); Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ), Hematoloji Bilim Dalı eski başkanı; “ATİ Teknoloji Hücre ve Gen Tedavi Laboratuarı” isimli şirketin genel müdürü ve büyük ortağı, şirketin %10’u KTÜ’ye ait. ATİ-KTÜ işbirliğinin hukuksuz olduğu iddia ediliyor) :

Transplantation Proceedings (yayıncısı Elsevier), Ercüment Ovalı'nın “HLA alleles and haplotypes in the east Black Sea Turkish

population” başlıklı makalesi (Transplantation Proceedings, Volume 36, Issue 9, November 2004, Pages 2610-2614, F. Uçar, E. Ovalı, A. Pakdemir, A. Alver, I. Gök, S. Kartı and E. Kalay), başka bir makaleden (Arnaiz-Villena A, Gomez-Casado E, Martinez-Laso J. “Population genetic relationships between Mediterranean populations determined by HLA allele distribution and a historic perspective”. Tissue Antigens, 60(2) (2002) pp.111–121) çalıntı (aşırma; intihal) olduğu için yayından geri çektiklerini (attıklarını) (retracted) duyurdu (19.Aralık.2007), baş editör Barry D. Kahan (PhD, MD) imzalı açıklamada

"intihalin (çalıntı, aşırma), kendisi, Transplantation Proceedings, yayıncısı Elsevier, Tissue Antigens, ve yayıncısı Blackwell Publishing tarafından tespit edildiğini" belirtti [16].

KTÜ ve YÖK, "Ercüment Ovalı intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası" hakkında işlem yapmadı, örtbas etti.

Ercüment Ovalı'nın 20'den fazla kanser hastası üzerinde yurtdışından getirdiği içeriği belli olmayan yasal olmayan aşılar denediği, hastaları kobay olarak kullandığı, bu hastalardan 19'unun öldüğüiddia edildi. Sağ kalan bir hastası

“kendisini kobay olarak kullandığı” iddiasıyla şikayetçi oldu. KTÜ ve YÖK, Ercüment Ovalı'nın yargılanmasına izin vermedi. Hastaları ve ölen hastaların akrabaları Danıştay'a şikayetçi oldu; Danıştay, Ercüment Ovalı'nın yargılanması

45

için 9 ayrı karar verdi. Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi, Ercüment Ovalı'nın hastalar üzerinde kullandığı aşıların yasal dayanağı olmadığını açıkladı. KTÜ ve YÖK, Ercüment Ovalı'nın yargılanmasına izin vermemeyi sürdürdü.

Yavuz Tekelioğlu (doçent, tıp, histoloji (doku hastalıkları) KTÜ), Ercüment Ovalı ve Erdal Karaöz'ün (profesör, tıp (histoloji, embriyoloji); müdür, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Kocaeli Üniversitesi), kök hücre ile ilgili kendisine (kendi akademik çalışmasına) ait 3 adet fotoğrafı, bir yayınlarında bilgisi dışında izinsiz kullandıklarını, "Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"na muhalefet suçu işlediklerini iddia ederek şikayetçi oldu (2007); Ercüment Ovalı ve Erdal Karaöz hakkında ceza davası açıldı. Ercüment Ovalı, suçlamaları kabul etmedi, şikayet konusu fotoğrafların Yavuz Tekelioğlu`na ait olmadığını öne sürdü. Yavuz Tekelioğlu, "Ercüment Ovalı`nın birlikte vücuda getirdikleri bilimsel çalışmayı kendisinin bilgisi dışında kullandığı için davacı olduğunu belirtti. Söz konusu bilimsel çalışmada kendisinin proje yöneticisi olduğunu" söyledi : "Ben bu çalışmada Ercüment Ovalı`nın bulunmadığını iddia etmiyorum. Sadece birlikte vücuda getirdiğimiz bilimsel çalışmada, bana bilgi vermeden bu dokümanları kullandığı için şikayetçi oldum" dedi. Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 3 adet fotoğrafı izinsiz kullandıkları gerekçesiyle Ercüment Ovalı ve Erdal Karaöz`ün "5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun 71/1 maddesine muhalefet" suçundan 3.000`er TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verdi (08.04.2009). Ercüment Ovalı, karara itiraz etti. (Yargıtay'da).

Ercüment Ovalı., Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alındı (21.03.2008), ETÖ davasında (Temmuz.2008'de başladı)

"Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçlamasıyla tutuksuz yargılanıyor [94][95][96]. Ercüment Ovalı'ya ilk kez dokunulabildi.

(++)1.8.4. Mehmet Haberal (corresponding author)(profesör , tıp , genel cerrahi , Başkent Üniversitesi ; rektör , Başkent Üniversitesi ; özel üniversite sahibi , Başkent Üniversitesi)

Mehmet Haberal'ın "corresponding author" (iletişim kurulacak yazar ; sorumlu yazar) olarak gözüktüğü"Male breast cancer: thirteen years experience of a single center"(Sami Akbulut,

Ilker Arer,Alper Kocbiyik,

_ Mahmut Can Yağmurdur,

Hamdi Karakayalı, andMehmet Haberal (corresponding author)(Int Semin Surg Oncol. 2009; 6: 4. Published online 2009 February 5. doi: 10.1186/1477-7800-6-4.) (PMCID: PMC2642849)(International Seminars in Surgical Oncology - ISSO)( http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2642849/?tool=pubmed )başlıklı makalesi yayından atıldı (RETRACTED) :"Retraction: Male breast cancer: thirteen years experience of a single center"(Sami Akbulut (corresponding author), Ilker Arer, Alper Kocbiyik, Mahmut Can Yağmurdur, Hamdi Karakayalı, and Mehmet Haberal)

46

(Int Semin Surg Oncol. 2009; 6: 11. Published online 2009 April 17. doi: 10.1186/1477-7800-6-11.) (PMCID: PMC2679040)(International Seminars in Surgical Oncology - ISSO)( http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2679040/ )

Yayından atma (RETRACTION) açıklaması :Bu makele [1], International Seminars of Surgical Oncology'ye Prof Kayali VEYA Prof Haberal'ın bilgisi veya izni olmaksızın sunulmuştur ve bu yüzden yayından atılmıştır....(Orijinal metnin tamamı :This article [1] was submitted to International Seminars of Surgical Oncology without the knowledge or consent of either Prof Karakayali or Prof Haberal, and is being retracted for this reason. An apology is extended to Prof Karakayali and Prof Haberal as well as the editorial and publishing staff and readers of the journal. )

Yayından atma açıklamasında artık Mehmet Haberal'ın yerine Sami Akbulut, "corresponding author" (iletişim kurulacak yazar ; sorumlu yazar) olarak gözüküyordu, her nedense hiç kimse bu durumu makalenin kabul süreci boyunca farketmedi (??), ancak 2+ ay yayında kaldıktan sonra farketti. Bu aradaki en önemli gelişme Mehmet Haberal'ın Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davası kapsamında gözaltına alınması (13.04.2009) ve tutuklanmasıydı (16.04.2009), ve bu nedenle tüm medyanın Mehmet Haberal üzerindeki ilgisinin artmasıydı. İntihal (çalıntı, aşırma) makale, yıldırım hızıyla yayından kaldırtıldı (17.04.2009).

Yayından atma açıklamasına göre, intihal (çalıntı, aşırma) suçu, Sami Akbulut'un üzerine yıkılmıştı; böylece, Sami Akbulut, "evrakta sahtecilik yapmak"la (ceza yasaları kapsamında da yaptırımları olan) da suçlanmıştı. Başkent Üniversitesi, ve YÖK, ne Sami Akbulut, ne diğerleri hakkında hiçbir işlem yapmadı, ve Mehmet Haberal intihal (çalıntı, aşırma) iddiası vakası, örtbas edildi. Bu yöntem, benzer vakalarda da üniversite yöneticilerinin suçlarını örtbas etmek için uygulanan( bkz. İbrahim Özen (rektör , Karadeniz Teknik Üniversitesi) vakası )ve Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunda (26.10.2009 - sayı : 2009 / 33-6) daha ağır suçlarda da üniversite yöneticilerinin suçlarını örtbas etmek için uygulandığı örneklerle açıkça anlatılan bir suç örtbas yöntemiydi.

Mehmet Haberal'ın internet sitesinde,El-sevier Yayınevinin (Amsterdam, Hollanda) son 10 yılda Türkiye'de en çok uluslararası yayın yapan 5 akademisyen listesi oluşturduğu("değerlendirmede, yayın sayısı ve yayınlara yapılan atıflar ve yayınların etki faktörünün dikkate alındığı (Tayfun Başal : Eisevier'in Türkiye ve Orta Asya Müdürü)),Mehmet Haberal'ın 1. sırada olduğu (380+ yayınla)belirtilmektedir :http://www.mehmethaberal.com.tr/ilk_bes.php

M. Banks,"Elsevier challenged over journal operations".(= Elsevier, dergi operasyonlarında zor durumda).(Physics World , 2009;22(1):10) başlıklı yazısında(bkz. (aşağıda sayfa-4)http://www.ease.org.uk/pdfesearticlesmay09/bookshelf56-59.pdf )"Chaos, Solitons and Fractals" isimli Elsevier dergisi hakkındaki raporlarda"Chaos, Solitons and Fractals" baş-editörünün1991'den bu yana 334 yayın sahibi olduğunu,bunlardan 290'ının kendi dergisi adresli olduğunu,geçen yılki (2008) yayın sayısının 58 olduğunu,

47

bunlardan 53'ünün kendi dergisi adresli olduğunu,yayınlarına 39.540 atıf yapıldığını,bunların %35'inin kendisinin yaptığını,anlattı.

( Orijinal yazı :----------Banks M."Elsevier challenged over journal operations".Physics World , 2009;22(1):10.Reports concern about the Elsevier journalChaos, Solitons and Fractals,whose editor-in-chief has published 334 papers since 1991,290 of which appear in his own journal –including 58 papers in the last year,53 of which are in the journal itself,and whose papers have received 39,540 citations,35% of which were by himself :page-4 below :http://www.ease.org.uk/pdfesearticlesmay09/bookshelf56-59.pdf )

Bu durum, Elsevier'in tüm dergilerini, ve tüm yayınlarını şüpheli hale getirdi.

Bunların ortaya çıkması üzerine"Chaos, Solitons and Fractals" baş-editörünü emekli edildi,ve Elsevier, "Chaos, Solitons and Fractals" dergisini yayından kaldırdı,ayrıca "Chaos, Solitons and Fractals" dergisinin tüm sayılarını arşivlerinden kaldırdı.

Mehmet Haberal, Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) kurucusu ve/veya yöneticisi olduğu iddiasıyla gözaltına alındı (13.04.2009) ve tutuklandı (16.04.2009). ETÖ davasında (Temmuz.2008'de başladı) tutuklu yargılanıyor. Mehmet Haberal,"Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme, Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme"ile suçlanıyor.Mehmet Haberal, tutuklu olmakla birlikte hapishaneye hiç girmedi, mahkemeye hiç gelmedi; sağlıklı olduğunu belirten raporlar da bulunmasına rağmen hastanede tutuluyor; tutuklanalı beri, bir daha yargı görevlileriyle görüştürülmedi, ifadesi alınamadı. ETÖ davasında Mehmet Haberal'ınkine benzer suçlamalarla tutuklu olarak yargılanan 2 emekli orgeneral de Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin (GATA) verdiği tartışma konusu raporlarla hapisten çıkartıldı, tutuksuz yargılanıyorlar; bu raporlar, gata-kulli kavramının türetilmesine neden oldu (katakulli, halk dilinde "hile, vb" anlamında kullanılmaktadır). Böylece, Mehmet Haberal, ETÖ davasında tartışmalı sağlık raporlarıyla imtiyaz sağlandığı, hapiste kalmaktan kurtarıldığı düşünülen 3 kişiden 1'i oldu. Benzer durum, Yücel Aşkın'ın (rektör, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ), Van) 1.000'lerce yıl hapis istemiyle yargılandığı davada da yaşanmıştı; Yücel Aşkın, tartışmalı sağlık raporlarıyla hapisten çıkartılmış, hastanede (YYÜ Tıp Fakültesi hastanesi) tutulmuştu; dava sürecinde YÖK (Erdoğan Teziç vd) ve üniversite sistemi yöneticileri, yargıyı etkilemeye çalıştı, hükümet karşıtı eylemlerinin dozunu arttırdı; çeşitli şaibeler (hakim değişiklikleri, vd) yaşandı; iddianameyi hazırlayan savcı şaibeli bir şekilde meslekten atıldı; Yücel Aşkın davası, kamuoyunca bilinen, şaibelerle hatırlanan davalardan 1'i oldu.

48

(++)1.8.5. Erol Mütercimler(doktor , uluslararası ilişkiler , (lisans : fizik) , öğretim görevlisi , İstanbul Ticaret Üniversitesi)

Ümit Aslanbay (gazeteci-yazar),"Medya ve Çok Yakın Tarih İçin Bir Komplo Denemesi"başlıklı makalesini"M5 Savunma Stratejisi"adlı derginin Ekim-Kasım 2002 tarihli sayısında yayınlanmak üzere Erol Mütercimler’e gönderdiğini, Erol Mütercimler'in 3 yıl sonra bu makaleyi izni olmaksızın ve kaynak belirtmeden"Komplo Teorileri" (2005 ; Alfa Yayınevi)adlı kitabına aynen koyduğu iddiasıyla tazminat davası açtı (davalılar : Erol Mütercimler ve Alfa Yayınevi ; maddi : 10.000 TL , manevi : 10.000 TL , toplam : 20.000 TL ; İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi). Mahkeme, Erol Mütercimler ve Alfa Yayınevi'nin Ümit Aslanbay'a, maddi 250 TL, manevi 5.000 TL, toplam 5.250 TL tazminat ödemesine karar verdi; kararda"Davalılardan Erol Mütercimler kendisine başka bir dergide yayınlanmak üzere gönderilen bir yazının gerçek sahibinin adını belirtmeden ve iktibas sınırlarını da aşarak kendi makalesiymiş gibi dâvâ konusu kitapta yayınlatma suretiyle dâvâcının çoğaltma ve yayınlatma hakkı ile birlikte adın belirtilmesi hakkını da ihlal etmiştir. Bu sebeble dâvâlının intihal eyleminden dolayı dâvâcıya tazminat ödemesi gereklidir"denildi. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararı onayladı.

Erol Mütercimler, Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alındı (01.Temmuz.2008 - 04.Temmuz.2008), ETÖ davasında (Temmuz.2008'de başladı)"Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak"suçlamasıyla tutuksuz yargılanıyor.

49

1.9. 2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu (arXiv makale arşivinin 14 Türk fizikçinin 65 makalesini, "intihal" (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden atması)

arXiv makale arşivi (dünyadaki en büyük makale arşivlerinden birisi) yönetimi, 14 Türk fizikçinin 65 makalesini, intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurdu (Ağustos.2007) [8] :

Mustafa Saltı (40 makale; doktora öğrencisi (fizik), TÜBİTAK burslusu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)),

Oktay Aydoğdu (29 makale; doktora öğrencisi (Mersin Üniversitesi adına), araştırma görevlisi (madde-35; yasa no: 2547), fizik, ODTÜ),

Sezgin Aygün (15 makale; doktora öğrencisi, araştırma görevlisi, fizik, Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)),

Murat Korunur (14 makale; doktora öğrencisi, öğretim görevlisi, fizik, Dicle Üniversitesi),

Ali Havare (13 makale; doçent, fizik, Mersin Üniversitesi), İsmail Tarhan (13 makale; doçent, fizik, ÇOMÜ), Melis Aygün (10 makale; doktora öğrencisi, araştırma görevlisi, fizik, ÇOMÜ), Hüsnü Baysal (7 makale; doçent, matematik öğretmenliği, ÇOMÜ), İrfan Açıkgöz (5 makale; profesör, fizik, Dicle Üniversitesi), İhsan Yılmaz (4 makale; profesör, fizik, dekan (Fen Edebiyat Fakültesi), ÇOMÜ), Fatma Figen Üte Binbay (3 makale; yardımcı doçent, fizik, Dicle Üniversitesi), Nurettin Pirinççioğlu (3 makale; doktora öğrencisi, fizik, Dicle Üniversitesi), Taylan Yetkin (3 makale; doktor, fizik, öğretim görevlisi, Mersin Üniversitesi), Can Aktaş (1 makale; doktora öğrencisi (fizik), araştırma görevlisi (matematik),

ÇOMÜ). Üniversitelere dağılımı :

ÇOMÜ (6 kişi, 17 makale), Dicle Üniversitesi (4 kişi, 18 makale), ODTÜ (2 kişi, 45 makale), Mersin Üniversitesi (2 kişi, 17 makale);

Dicle Üniversitesi, ODTÜ, ve Mersin Üniversitesi adresli bazı kişi ve makaleler kesişmektedir.

Nature (İngiltere; 100+ yıllık geçmişe sahip, dünya genelinde en çok satılan 2 popüler bilim dergisinden biri), "2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu"nu

“Türk fizikçilere bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) suçlamaları” (Turkish physicists face accusations of plagiarism)başlığıyla

“Bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma), bazı kültürlerde üzücü bile görülmüyor” (There are some cultures in which plagiarism is not even regarded as deplorable) vurgusuyla haber yaptı [10]. Ars Technica, vakaya geniş yer verdi [9].

İhsan Yılmaz'ın bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) suçlamalarına cevabı Nature'de yayınlandı [17] : İhsan Yılmaz,

“çalmadıklarını”, “bilim sahteciliği” (intihal; çalıntı, aşırma) yapmadıklarını, “[daha iyi İngilizce]yi ödünç aldıklarını” iddia etti, nereden ödünç aldıklarını niye belirtmediklerini, niye kendileri yazmış gibi gösterdiklerini açıklamadı.

Ural Akbulut (rektör, ODTÜ), Journal of High Energy Physics (JHEP) (Scuola Internazionale Superiore di Studi Avanzati (SISSA) (International School for Advanced Studies

50

(ISAS)); Institute of Physics (IOP)) dergisi editörlerine e-posta gönderdi (21.Mart.2007) : “arXiv'in makalelerini attığı ODTÜ öğrencilerinin JHEP'te yayınlanan bir makaleyi

göstererek saygın çalışmalar yaptıklarını iddia ettiklerini, bu durumun JHEP'in dürüstlüğünü tartışılır hale getirdiğini” söyledi.

JHEP dergisi editörleri Ural Akbulut'a (rektör, ODTÜ) e-posta ile cevap verdi (22.Mart.2007) :

“herşeyden önce 'bilim sahteciliği' (intihal; çalıntı, aşırma) söz konusu olduğunda 'eserlerinden çalıntı (aşırma; intihal) yapılarak zarar görenler'in şikayetçi olması gerektiğini, makalenin zayıf bir makale olduğunu, yayınlanmaması gerektiğini fakat yayından geri çekmeyeceklerini” bildirdi.

JHEP dergisi, “ODTÜ Rektörü'nün JHEP editörlerine e-postasının konusu olan makaleyi bilim

sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) nedeniyle yayından çektiğini, ve yayınladığı için üzgün olduğunu” duyurdu (07.Eylül.2007) [18].

“General Relativity and Gravitation” (Springer, Netherlands) dergisi editörleri, arXiv'den atılan ve dergilerinde yayınlanan 2 makale (gr-qc/0607104 (yazarlar :

İhsan Yılmaz, Melis Aygün, Sezgin Aygün) ; arxiv:0705.2930 [gr-qc] (yazarlar : Can Aktaş, İhsan Yılmaz)) hakkında açıklama yaptı; “gr-qc/0607104”nin “kendi diğer makaleleriyle yoğun örtüşme” (excessive overlap), “arxiv:0705.2930 [gr-qc]”ninse “çalıntı” (aşırma; intihal) (plagiarism) olduğunu açıkladı [19].

Institute of Theoretical and Applied Physics (Turunç-Marmaris (Muğla), Turkey) (ITAP) (Teorik ve Uygulamalı Fizik Enstitüsü) Bilimsel Komitesi (Scientific Committee), “2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu” hakkında bir duyuru (Announcement) yayınladı :

“ITAP ile hiçbir ilişkisi olmayan, ITAP kısa veya uzun süreli hiç bir bilimsel ziyarette bulunmamış bazı kişilerin (Sezgin Aygün, İsmail Tarhan, Hüsnü Baysal) yayınlarında kendilerini ITAP ile ilişkili kişiler olarak tanıttıklarını, ilgili arşivlerin yöneticilerinin uyarıldığını, ITAP'ın adını kötüye kullananlar hakkında yasal başvuruların yapılacağını” bildirdi (12.Kasım.2007). ITAP'ın adının izinsiz ve kötüye kullanıldığı yayınlar : http://adsabs.harvard.edu/abs/2007ChPhL..24..355A , (Title: On the Energy-Momentum Problem in Static Einstein Universe ; arXiv arşivinden atıldı : DOI: 10.1088/0256-307X/24/2/015 , http://arxiv.org/abs/0704. 0525 (withdrawn by the archieve)).

İhsan Yılmaz, yarısından çoğunu 17 farklı makaleden izinsiz kopyaladığı, uluslararası bir bilimsel dergideki bir makalesini (yayınlanma tarihi : 6.Mayıs. 2005), yayınlandıktan 3 yıl sonra ve profesör olmak için kullandıktan sonra, geri çekti (geri çekme tarihi : 7.Ocak.2008), çalıntı (aşırma; intihal) yaptığı yazarlardan ve yayıncılardan özür diledi [20]; bu makale, ÇOMÜ Gözlemevinin 2008 Faaliyet Raporunda "Rectraction: ....." şeklinde yayın listesinde gösterildi.

Astrophysics and Space Science (Springer Netherlands) dergisi, "ODTÜ rektörünün talebi üzerine yaptıkları inceleme sonucunda yoğun bilim

sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) nedeniyle 4 makaleyi geri çektiğini" duyuran 4 düzeltme yazısı (Erratum) yayınladı (11.Ocak.2008) [21][22][23][24].

51

Pramana (Journal of Physics ; India Academy of Sciences , India) dergisi editörü, dergilerinde yayınlanan makalelerdeki 2 bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) iddiası vakası hakkında Prama'nın yaptığı incelemenin sonuçlarını Editörler Kurulu Üyelerinin (Editorial Board Members) kararı olarak açıkladı; vaka-1, “2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu”nda arXiv'den atılan 2 makaleydi :

“makale-1'in (yazarlar : Oktay Aydoğdu, Mustafa Saltı), aynen kopyalama yapılmadığı için, kesin “çalıntı” (aşırma; intihal) olarak nitelenmediğini,

makale-2'de (yazarlar : Sezgin Aygün, Melis Aygün, İsmail Tarhan), 'tartışmanın özeti' parçalar halinde çalıntı (aşırma; intihal) olduğu (çalıntı (aşırma; intihal) yapılan yazarlarca da bildirildiği) için, makale-2'nin küçük ölçekli çalıntı (aşırma; intihal) olduğu; çalıntı (aşırma; intihal) olduğunun yazarlara bildirildiği, yazarlardan 'yoğun çalıntı (aşırma; intihal) yaptıkları' yerlerde kaynaklarını belirten bir düzeltme yazısı (erratum) yazmalarının istendiği” bildirildi [25]

(makale-1: “Moller's energy in the dyadospher of a charge black hole”, Pramana, V.67, No.2, August.2006, pp.239-247 ; makale-2: “Energy- momentum localization in Marder space-time”, Pramana, V.68, No.1, January.2007, pp.21-30).

Chinese Physics Letter (IOP (Institute of Physics) electronic journals) dergisi editörü (Bang-Fen ZHU), 2 “Editör Duyurusu” (Editorial Announcement) yayınladı :

“arXiv'den atılan çalıntı (aşırma; intihal) makalelerden 2'sinin kendi dergilerinde yayınlandığını, başka makalelerden çalıntı (aşırma; intihal) olduğu için bu makaleleri yayınlamamaları gerektiği, gözden kaçırdıklarını, bu 2 çalıntı (aşırma; intihal) makaleyi yayından geri çektiklerini, okuyucularından ve çalıntı (aşırma; intihal) yapılan yazarlardan özür dilediğini” açıkladı

(Geri çekilen makale-1 [26] : ‘Moller Energy–Momentum Complex in General Relativity for Higher Dimensional Universes’ by M. Aygun, S. Aygun, I. Yilmaz, H. Baysal, and I. Tarhan, Chinese Physics Letters, 24 (2007) 1821)

(Geri çekilen makale-2 [27] : ‘On the Energy–Momentum Problem in Static Einstein Universe’ S. Aygun, I. Tarhan, and H. Baysal published in Chinese Physics Letters 24 (2007) 355).

ODTÜ rektörü “2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu”na yol açan çalıntı (aşırma; intihal) makaleler hakkında YÖK'e yazı yazdı (16.04.2007),

"(vakada yakalanan) öğrencilerin devamlı mektuplaştığı, onlara incelemek üzere makale gönderen, onları yayın yapmaya teşvik eden, hatta kitap yazmayı (mektuplarında Professor olarak hitap etmekteler) teklif eden yabancı araştırmacılar da (Çinli, Yunan ve Hintli) bulunmaktadır. Bunlar, bu olayda uluslararası işbirliklerinin olabileceğini düşündürmektedir" dedi. YÖK, bu yazı hakkında işlem yapmadı.

“2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu”nda toplam 17 makaleleri atılan ÇOMÜ akademik personeli 6 kişi (İhsan Yılmaz, Hüsnü Baysal, İsmail Tarhan, Melis Aygün, Sezgin Aygün, Can Aktaş) bozuk Türkçe'yle bir e-posta yazdı, ve pek çok yere gönderdi :

“çalıntı (aşırma; intihal) yapmadıklarını, arXiv'in Türkiye'yi ve Türkiye'deki tüm bilim insanlarını kötülemek için kasıtlı olarak iftira attığını, 'kim oldukları belirsiz' bazı yazarların da çalıntı (aşırma; intihal) olmadığını söyleyerek kendilerini desteklediğini, arXiv'e karşı hukuka başvurarak hem kendilerinin hem de Türkiye'nin hakkını savunacaklarını, bu konuda gerçekten bilimi ve Türkiye'yi düşünerek hareket edilmesi dileklerini” açıkladılar (08.Eylül.2007). Bu kişiler, bugüne dek arXiv'e karşı hiçbir hukuksal başvuruda bulunmadılar.

Mehmet Özgür Öktel (yardımcı doçent, fizik, BÜ (Ankara); lisans (1996; üniversite 1.si (gpa: 3.99 / 4.00)): Elektrik Elektronik Mühendisliği, ve Fizik (çift diploma), ODTÜ; doktora

52

(2000) : Massachusetts Institute of Technology (MIT); üniversite giriş sınavı (ÖSS) 1.si, 1992; bronz madalya, International Physics Olympiad (1992, Helsinki, Finland)), “2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu”nda toplam 17 makaleleri atılan ÇOMÜ akademik personeli 6 kişinin yazdığı e-posta kendisine gelince, bu kişilerin 2 makalesini inceledi.

Makale-1, bu kişilerin çalıntı (aşırma; intihal) olduğu ortaya çıkartılmamış en yeni makalelerinden biriydi,

makale-2, arXiv'in “kendi diğer makaleleriyle yoğun örtüşme” (excessive overlap) olduğu için attığı bir makaleydi, Mehmet Özgür Öktel, İhsan Yılmaz vd 5 ÇOMÜ akademik personeline ve ilgili kişilere bir e-posta gönderdi (11.Eylül.2007) :

“1) makale-1'in, çalıntı (aşırma; intihal) olduğunu (çalıntı (aşırma; intihal) yapılan yerleri göstererek),

2) makale-2'de, makale-3'ün tekrarlandığını, 'aynı bilimsel sonuçların iki ayrı makalede üstelik yazar listesi değişik iki makalede verildiğini',

3) ayrıca, makale-2'de populer web sitesinden de çalıntı (aşırma; intihal) yapıldığını, yazarların 'cosmic stringler ile string teorideki stringlerin farkını bilmediğini', makale-2'nin içeriğinin 'elektronik bant yapısı ile ilgili bir makalede bir anda 'o da bant bu da bant' diye yara bantlarının özelliklerinden bahsedilmesine, üstelik bunun da bir hastanenin web sayfasından kopyalayarak yapılmasına benzediğini' yani, bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) yaparken iyice saçmalandığını,

4) arXiv tarafından haklarında ortaya atılan bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) iddalarının kesinlikle doğru olduğunu,

5) yaptıkları işin çok makale yayınlayarak yayın sayılarını haksızca arttırmaya çalışmak olduğunu, bunun da açıkca 'bilimsel hırsızlık' olduğunu,

6) savunmalarındaki 'bunu herkes yapıyor', 'bütün Türk fizikçileri suçlanıyor' gibi argümanlarla, Türkiye'de alınteri ile bilime katkıda bulunmaya çalışan insanları kendileriyle bir tutmamalarını,

7) kendi işlerine göstermedikleri saygıyı başkalarının işlerine göstermeleri dileğini” açıkladı.

(makale-1 : I. Yilmaz, A Kucukarslan ve S. Ozder (Mehmet Özgür Öktel: "Arxiv de olmayan, intihalle (çalıntı, aşırma) suçlanmamış bir makale, grubunuzun bulabildiğim en yeni yayını") International Journal of Modern Physics A Vol. 22, No. 12 (2007) 2283–2291)

(makele-2 : Ihsan Yilmaz, Melis Aygun, Sezgin Aygun arXiv:gr-qc/0607104v2 (M.Ö.Ö.: Bu intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle değil aynı makaleyi bir daha farklı isimle yazdığınız için kaldırılan bir makale), http://arxiv.org/abs/gr-qc/0607104 , Topological defect solutions in the spherically symmetric space-time admitting conformal motion , Gen.Rel.Grav. 37 (2005) 2093-2104) (makale-3 : Hep-th0505013, Strange Quark Matter Attached to the String Cloud in the Spherical Symmetric Space-Time Admitting Conformal Motion , İ. Yavuz, İ. Yılmaz, H. Baysal, Int.J.Mod.Phys. D14 (2005) 1365).

Türkiye Bilimler Akademisi, “2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu” hakkında açıklama yaptı (11.Eylül.2007).

“2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu”nda toplam 48 makaleleri intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle atılan ODTÜ, Dicle Üniversitesi, ve Mersin Üniversitesi bağlantılı 7 kişi (İrfan Açıkgöz, Ali Havare, Nurettin Pirinççioğlu, Figen Binbay, Oktay Aydoğdu Mustafa Saltı, Murat Korunur) bozuk Türkçe'yle bir duyuru yazdı, ve pek çok yere gönderdi :

“çalıntı (aşırma; intihal) yapmadıklarını, ODTÜ Fizik Bölümünde 'bilim sahteciliği' (intihal; çalıntı, aşırma) suçlamasını yapan öğretim üyelerinin, kendilerine düşmanlığı olduğunu, Mustafa Saltı ve Oktay Aydoğdu'yu 'kısa süre içinde uluslararası atıf endeksine giren çok sayıda

53

yayın yaptıkları gerekçesiyle (başka bir deyişle: çok başarılı oldukları gerekçesiyle)' şüpheli ilişki ağlarını devreye sokularak ulusal ve uluslararası ortamda suçladıklarını, bu suçlamaların 'Türk Fizik Bilimcilerinin ayıbı', 'Türkiye Bilimi adına üzücü' olduğunu, 'Türkiye Bilim Topluluğunun şaibeli olmasını sorgulanır duruma getiren bilim insanlarının (!) ve kimi çevrenin amacını anlamanın çok zor olduğunu, suçlamayı yapanların bilim etkinliklerinin sorgulanabilir olduğunu, Nature dergisinde Türkiye ve Türk bilimcilerinin kişisel görüşlerle aşağılandığını, arXiv'in Türkiye'yi ve Türkiye'deki tüm bilim insanlarını kötülemek için kasıtlı olarak iftira attığını, 'kim oldukları belirsiz' bazı yazarların da çalıntı (aşırma; intihal) olmadığını söyleyerek kendilerini desteklediğini” iddia ettiler (7.Eylül.2007).

Bahtiyar Özgür Sarıoğlu (doçent, fizik, ODTÜ; lisans (1991) : Elektrik Elektronik Mühendiliği, Bilkent Üniversitesi; yüksek lisans (1993) : matematik, Bilkent Üniversitesi; doktora (2000) : fizik, Brandeis University, USA) ve Bayram Tekin (doçent, fizik, ODTÜ; lisans (1994) : fizik (advanced program), ODTÜ; doktora (1999) : University of Minnesota, Minneapolis, USA) İrfan Açıkgöz vd'nin açıklamalarına e-posta yazarak cevap verdiler (08.Eylül.2008) :

“Kandırma çabalarının işe yaramayacağını, 'bilim sahteciliği' (intihal; çalıntı, aşırma) yaptıklarını, yurtdışında herkesten bağımsız kişilerin de bunu onayladığını, tüm bu 'bilim sahtecileri'nin (intihalci (aşırmacı); bilim hırsızı, bilimsel hırsız, akademik hırsız, düşünce eseri hırsızı, fikir eseri hırsızı) tüm mesailerini onları yakalatanların makalelerini attırmak için harcamalarını, 1 tek makaleleri atılırsa, fiziği bırakıp arıcılık yapacaklarını” açıkladılar.

Philip E. Gibbs, kendi blog'unda ( http://eventsymmetry.blogspot.com ) “Help ! I'm the victim of a Plagiarism ring” (İmdat ! Ben, bir 'bilim sahteciliği'

(intihal; çalıntı, aşırma) şebekesi kurbanıyım) başlıklı bir yazı yazdı (01.Ağustos.2007) :

“ '2007'de arXiv'in duyurduğu bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası'nın bir kurbanı olduğunu, Figen Binbay, İrfan Açıkgöz, ve Mustafa Saltı'nın kendi makalesinden çalıntı (aşırma; intihal) yaptığını SPIRES'ten öğrendiğini, çalıntı (aşırma; intihal) yapan makaleyi incelediğini, küçük ölçekli çalıntı (aşırma; intihal) olduğunu, fakat kendi makalesinden bir bölümün olduğu gibi çalındığını (aşırma; intihal)” açıkladı.

Bir ÇOMÜ akademik personeli (araştırma görevlisi, fizik bölümü) internette bilimle ilgili gözüken bir sitede "intihal"e (çalıntı, aşırma) övgüler düzüyor, arXiv makale arşivinin kendi bölümünden 6 kişinin 17 makalesini intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden atması konusunda ise

"benim bizzat bildiğim ve .... hocamdan çalıntı olarak yayınlanan makalelerle doçent olanlar var. Bu durum artık çok normal çünkü herkes bu işin kılıfını YÖK'te hazırlıyor. Şikayet etmen boşa ve bu konuda uluslararası dergilerde çıkan Comment makaleleri bile buna engel olamıyor. Çünkü batılıların politikası Türklerin bu tip işlerle uğraşması ve TÜBİTAK'ın dergilerini bir şekilde satın alması. Böylece bu düzen devam ediyor. Ayrıca, ÇOMÜ'de olan sistemi .... biliyorum. Ama bu durum gördüğüm 4-5 üniversitede ve arkadaşlarımdan duyduğum bir çok üniversitede aynen böyle. Amaç bilimsel çalışma olmayınca burada herşey olur" diyordu.

--------------------------------------------------+++Ek Okuma--------------------------------------------------

54

+++

http://bilkentasistan.blogspot.com/2010/03/intihal-suc-mu.html

İntihal suç mu? , 16 mart 2010

Dr. Dündar Yılmaz ( Bilkent Asistan )( fizik ; doktora sonrası araştırmacı , Texas A&M University , USA )

ODTÜ'deki intihal skandalından sonra bir de başımıza Serkan Anılır vakası çıktı. Bu vatandaş da Japonya'da doktora yaparken bakmış bilimde para pul yok; bir iki bilimsel sözcüğü kullanıp sosyete tayfasına parlak konuşmalar yaparak para yapabileceğinin farkına varmış. Kendine güzel bir CV döşenmiş. Başlamış konferanslar vermeye.

Yalancının en büyük hatası kendi yalanına inanmaya başlamasıdır. Bu vatandaş da kendine çok kaptırınca yalan CV olayını birazcık (!) abartmış. NASA'da astronot eğitimi aldığını iddia etmesinden tutun da kayak şampiyonu olduğuna kadar bir sürü yalan. Tabi bu kadar yalana kıl kapan birisi illa ki çıkar. Ardından internette bu adamın yalanlarını ortaya çıkartan bloglar yayınlanıyor ve sonunda Tokyo Uni'den aldığı doktora tezinin de intihal eser olduğuna kadar bütün yalanları gün ışığına çıkıyor. Netice itibariyle adamın kariyeri biticek. Üniversitedeki işine son verecekler, doktora derecesini geri almış Tokyo Uni. Şarlatanlık elbette bir yerde kendini ele verir. Benim meselem bu değil aslında.

ODTÜ'deki skandal patlarken (bizim basında henüz yankı bulmadan önce) ben bu blogda mevzuya giris yapmıştım. Ardından skandalın baş kahramanlarının isimlerini google'da yazınca ilk sırada benim blog çıkmaya başlayınca günde binlerce hit almaya başlamıştı. Ardından intihal olayına adları karışan bilimadamlarının bir kısmı cevap haklarını kullanmak icin bana mail attılar, bende yayınladım cevaplarını. Olayı ortaya çıkartan Bayram Tekin ve Özgür Sarıoğlu'da bu cevaplara karşın iddialarını bana ilettiler. Onları da yayınladım. Bir anda bu mevzunun tartışıldığı bir mecraya dondu blogum.

Ben o sırada Bilkent Fizik'de doktora yapıyordum. Bitmesine 1.5 sene kadar vardı. Bir gün tez hocam beni aradı. Skandalın bas kahramanlarının doktora hocası bir şekilde benim tez hocamı aramış demiş ki senin çocuk böyle böyle yapıyor kulağını çekiver. Hocam tabi kulağımı falan çekmedi. Yaptığım yapmam gereken şeydi aslında ama vaktimi de almaya başlamıştı. Dedi ki hocam, bu adamlar bir gün bir yerde karşına çıkarlar başını ağrıtırlar. Çünkü o da biliyordu ki intihal yapanın yanına kalıyor ve kalacak da. O prof'lar koltuklarını kaybetmeyecekler. Olasıdır ki bir gün benim doçentlik jurimde yer alacaklar . Böyle bir durumda o juriden geçmem mümkün mü sizce?

Düşündüm taşındım. Baktım ki bu intihal olayı basında yer almaya başladı. Gerekli kişilerin mevzudan haberleri olmuştur inancıyla hocamın uyarılarını da dikkate alarak bir anda konuyla ilgili bütün yazıları kaldırdım.

Aradan bir kaç sene geçti. Olaya adı karışan bilim adamlarına bir şey olmadı. Baş aktörler (ODTU'den 2 asistan , bir yıl içinde 40 tane makale yazarak skandalı patlatan) doktoradan atıldı ama başka bir üniversitede asistan olarak çalıştıklarını duydum. Skandalın ardından journal'lar Türkiye adresli makaleleri intihal şüphesiyle taradılar. Bu taramaya başka takılan makaleler de oldu. Bu makaleler dergiden intihal gerekçesiyle çekildi. PRD'de makaleye tıkladığınızda şu not vardı: Bu makalenin yazarları intihal nedeniyle makalenin geri çekilmesini kabul etmişlerdir. Ama aynı yazarlar hala üniversitelerinde doçent, prof olarak çalışıyorlar.

55

O sıralarda Nature'da editör yazısında şöyle bir cümle vardı. Bazı kültürlerde intihal suç olarak algılanmıyor. O zaman okuduğumda bu yorumu ağır bulmuştum. Kültürüme yapılan hakaret olarak algılamıştım. Farkettim ki doğruymuş.

İntihalin suç olarak algılanmadığı bir toplumda Serkan Anılır gibi tiplerin çıkması da gayet normal aslında. Bilkent'te asistanken okuduğum iki deney raporunun birbirinin aynısı olduğunu farketmiştim. Çocukları sert bir dille uyarıp raporun birinin aldığı puanı ikiye bölüp vermiştim ikisine de. Tabi geçer not olmuyordu verdiğim not. Çocuklar gidip beni lab.ların koordinatörüne şikayet etmişler. Koordinatör de benim verdiğim notu yükseltmiş. Neticede çocuklara sistem olarak verdigimiz mesaj açık. Ne yapıyorsanız yapmaya devam edin. Bu ülkede intihal suç değil. Kopya çekmek de suç değil...

----------------------------------------------------------------------------------------------------

1.9.1. "2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu"nda "intihal" (çalıntı, aşırma) nedeniyle makaleleri atılanların akademik soyağaçları :

Mustafa Saltı'nın yüksek lisans, ve doktora, Oktay Aydoğdu, ve Taylan Yetkin'nin yüksek lisans tez danışmanı, Ali Havare (Mersin Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Fizik).

Murat Korunur'un doktora tez danışmanı İrfan Açıkgöz (Dicle Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Fizik).

İrfan Açıkgöz, ve Ali Havare'nin yüksek lisans, ve doktora, Fatma Figen Üte Binbay'ın doktora tez danışmanı, Nurettin Pirinççioğlu'nun doktora tezinin 2. danışmanı, Nuri Ünal (Dicle Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Fizik).

Nuri Ünal'ın yüksek lisans (1975, Ankara Üniversitesi, Fizik) tez danışmanı, İlhami Yavuz. Nuri Ünal'ın doktora (1977, Ankara Üniversitesi, Fizik) tez jürisindeki 3 kişiden 1'i de İlhami Yavuz.

Hüsnü Baysal, ve İhsan Yılmaz'ın yüksek lisans, ve doktora, İsmail Tarhan'ın doktora tez danışmanı, İlhami Yavuz (Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Astronomi).

Sezgin Aygün, ve Melis Aygün'ün yüksek lisans, ve doktora tez danışmanı İsmail Tarhan (ÇOMÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Fizik).

Can Aktaş'ın yüksek lisans, ve doktora tez danışmanı İhsan Yılmaz (ÇOMÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Fizik).

“2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu”nda [8][9][10] (Ağustos.2007) arXiv makale arşivinin intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurduğu 65 makalenin 14 sahibinin tamamı İlhami Yavuz'un tez (yüksek lisans, doktora) öğrencileri ve öğrencilerinin ... öğrencileridir, bunlardan 8'i Nuri Ünal'ın öğrencileri ve öğrencilerinin öğrencileridir.

Nuri Ünal ve öğrencilerinin oluşturduğu akademik soyağacı, Türkiye'de haklarında bilim sahteciliği iddiaları olan akademisyenlerin öğrencileri (lisans, yüksek lisans, doktora) hakkında da bilim sahteciliği iddiaları olduğunu açıkça gösteren örneklerdendir.

56

EK BİLGİ - 1 : İlhami Yavuz'un yüksek lisans ve/veya doktora tez danışmanı olduğu öğrencilerinden Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi akademik personeli olanlardan "örnekler" :

Uğur Camcı (yüksek lisans , 1992 , astronomi , Ege Üniversitesi ; doktora , 1995 , astronomi , Ege Üniversitesi) (profesör, fizik) ,

İsmail Kahraman (yüksek lisans, 2001, bilgisayar, Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi)

EK BİLGİ - 2 : İhsan Yılmaz , İsmail Tarhan , Hüsnü Baysal'ın yayınlarınıın çoğunda İlhami Yavuz, ortak yazardır.

Uğur Camcı'nın yayınların çoğunda İhsan Yılmaz , İsmail Tarhan , Hüsnü Baysal, İlhami Yavuz, ortak yazardır.

1.9.2. "2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu"nda "intihal" (çalıntı, aşırma) nedeniyle attığı 65 makale ve Türkiye üniversitelerinden 14 akademik personel hakkında Türkiye'de yapılan işlemler :

YÖK : "Fizik alanında yapılan intihal iddialarına ilişkin YÖK'ten açıklama" başlığıyla açıklama yaptı (25.09.2007) : "12-13-14 Eylul 2007 tarihlerinde yazılı basında "Türk Fizikçilerinin" yaygın bir şekilde intihal yaptığı iddiası yer almıştır. İntihal yaptığı iddia edilen kişilerle ilgili Kurulumuzca inceleme başlatılmış olup, halen devam etmekte olan inceleme sonuç alınıncaya kadar sürdürülecektir" dedi. Ardından "bilim sahteciliği" iddiaları konusundaki geleneksel tavrını sürdürüp ödüllendirici işlemler yaptı (2009 başları).

ODTÜ : Mustafa Saltı (TÜBİTAK burslusu) ve Oktay Aydoğdu (araştırma görevlisi; Mersin Üniversitesi adına; madde-35, yasa no: 2547) hakkında bilim sahteciliği (intihal ; çalıntı, aşırma) yaptıkları gerekçesiyle 2 ayrı soruşturma açıldı (Kasım.2006). Soruşturma açılınca İrfan Açıkgöz, ODTÜ'ye gelerek görüşmeler yaptı. ODTÜ, YÖK (16.04.2007) ve TÜBİTAK'ı (04.2007) bilgilendirdi. Etik Kurul ve Disiplin Kurulu, 5'er farklı bilirkişiden (ODTÜ dışından da) görüş alarak kararlar verdi : Mustafa Saltı ve Oktay Aydoğdu'ya 2'şer dönem doktoradan uzaklaştırma cezası verdi (kopyacılık suçu gerekcesiyle; öğrenci disiplin yönetmeliğine göre; intihalin (çalıntı, aşırma) suç olduğunu açıkça belirten bir maddenin öğrenci disiplin yönetmeliğinde bulunmaması nedeniyle), Oktay Aydoğdu'ya "Üniversite Öğretim Mesleğinden Çıkarma" cezası verdi (üniversite personeli disiplin yönetmeliğine göre). İtiraz üzerine bu kararlar YÖK'teki üst kurullara gitti (Mart.2007).

Ural Akbulut (rektör, ODTÜ) "İntihal iddialarına ODTÜ Rektörü'nden açıklama" başlığıyla açıklama yaptı (13.09.2007 , Anadolu Ajansı), "üzerlerine düşeni yaptıklarını, [intihal] olayında adı geçen ODTÜ'de doktora yapan her iki kişinin de şu anda üniversite ile ilişkilerinin bulunmadığını, [intihal] olayında [ODTÜ'lü] oldukları kaydedilen iki öğrencinin, ODTÜ'de doktora eğitimi aldıklarını ancak, bu kişilerin ODTÜ'nün personeli ya da mezunu olmadıklarını, iki öğrencinin Mersin Üniversitesinden mezun olduğunu, hocalarının, bu öğrencilerin çok sayıda teorik fizik dergisinde makale çıkardıklarını fark edip şüphe içerisine girdiklerini" söyledi : "Yapılan taramada jüri üyeleri, bazı makalelerin 8-10 makaleden birer paragraf, birer formül alınarak bir araya getirildiğini belirlemişler" dedi. Ural Akbulut, "Üniversite yönetmeliklerinde intihalle ilgili bir suç ya da cezanın olmadığını, bu nedenle YÖK'e de bir mektup yazdığını, ayrıca öğrencilerden birinin TÜBİTAK'tan burs gibi bir ücret aldığından TÜBİTAK'ı da konuyla ilgili bilgilendirdiğini" belirtti, "bazı yabancı hocaların mektupla bildirdikleri, [Bizim makalemizden aldıkları intihal değildir"] yönündeki açıklamaları" hatırlattı : "Biz, zaten yaptığımız taramada, o mektupları yazanların adını biliyorduk. Onlar da bu işin dolaylı parçası. Ben Amerika'daki ilgililere bu hocaların mektuplarını da ekleyerek tekrar mektup yazacağım. Onların makalelerinin de taranması gerekiyor. Portekiz, Yunanistan, Çin, Japonya gibi ülkelerdeki bu kişilerin de dolaylı olarak bu işin bir parçası olduklarına dair elimizde veriler var" dedi.

57

YÖK : "iyi hal" gerekçesiyle Oktay Aydoğdu'ya verilen "Üniversite Öğretim Mesleğinden Çıkarma" cezasını 3 derece alt ceza olan aylıktan kesme cezasına düşürdü; Oktay Aydoğdu'nun dava açıp açmadığı bilinmiyor. YÖK'ün 2'şer dönem doktoradan uzaklaştırma cezalarını da "uzaklaştırmasız" cezalara düşürdüğü tahmin ediliyor; Mustafa Saltı ve Oktay Aydoğdu'nun dava açıp açmadığı bilinmiyor.

ODTÜ : ayrıca, başarısızlık nedeniyle Mustafa Saltı ve Oktay Aydoğdu'yu doktoradan attı [*]. Mustafa Saltı'nın dava açıp açmadığı bilinmiyor. Oktay Aydoğdu'nun açtığı davada, Ankara idare mahkemesi 2 ay içinde "yürütmeyi durdurma" kararı verdi ve ardından Oktay Aydoğdu lehine karar verdi [*] (Ankara idare mahkemesine göre Kemal Gürüz ve ekibi öyle buyurduğu, Kemal Gürüz ve ekibinin keyfi, buyrukları yasaların üzerinde olduğu için "doktora öğrenimi görmek"se suçtu, "yürütmeyi durdurma" kararı asla verilmezdi, mecburen lehe verilen karar bile eziyeti sürdürmek için 1 yıl bekletilir, gönderilmezdi, böylece mağdurun "öğrenim hakkı" mahkemece 2 yıl gaspedilirdi. Halil Kemal Gürüz, Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davasında (2008-....) "Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme, Devletin Güvenliğine İlişkin Gizli Belgeleri Temin Etme" ile suçlanmaktadır, ETÖ yöneticisi olduğu iddiasıyla yargılanmaktadır. Halil Kemal Gürüz'e ilk kez dokunulabildi). ODTÜ'nün davayı temyiz edip etmediği bilinmiyor. ODTÜ, başarısızlık nedeniyle doktoradan atıldığı gerekçesiyle Oktay Aydoğdu'yu araştırma görevliliğinden attı; Oktay Aydoğdu'nun dava açıp açmadığı bilinmiyor.

ODTÜ : Oktay Aydoğdu'yu ödüllendirdi : doktora diploması verdi ; böylece, Oktay Aydoğdu, arXiv 'in yoğun çalıntı (plagiarism, intihal, bilim sahteciliği) nedeniyle arşivlerinden attığı 29 makalesi ile dünyaca en meşhur ODTÜ'den doktora diploması sahibi kişi oldu.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) : Mustafa Saltı'nın TÜBİTAK bursu kesildi, TÜBİTAK'ın yaptığı yüklü miktardaki ödemeleri (burs, yayın teşvikleri vd) geri isteyip istemediği bilinmiyor.

[*] Mersin Üniversitesi Yönetim Kurulu Kararı (21.04.2009 ; sayı : 2009 / 52) ( http://www.mersin.edu.tr/alt.php?tip=2&id=1760 )

Dicle Üniversitesi : hiç bir işlem yapmadı. İntihal olmadığını iddia etti. Mustafa Saltı'yı ödüllendirerek araştırma görevlisi (Fizik Bölümü) olarak işe aldı (2007) ve doktoraya başlattı (Fizik Bölümü). İrfan Açıkgöz, doktora tez danışmanı oldu.

Dicle Üniversitesi : Nurettin Pirinççioğlu'nu ödüllendirdi ; yardımcı doçent yaptı.

Mustafa Saltı'nın, 2008-2009'da 1 tek yayını oldu : 1 Erratum (Pramana, 71 : 1368, 2008 ; editörün, Pramana, 67 : 239-247 , 2006 'daki yayınındaki intihal (çalıntı, aşırma) iddialarıyla ilişkili).

Mersin Üniversitesi : Etik Kurul, intihal (çalıntı, aşırma) olduğuna karar verdi; Ali Havare'ye "Üniversite Öğretim Mesleğinden Çıkarma" cezası verdi (üniversite personeli disiplin yönetmeliğine göre); itiraz üzerine bu karar YÖK'teki üst kurula gitti (2008). YÖK, bu cezayı çok hafifletti. Serbülent Yıldırım (doçent, başkan, Fizik Bölümü), başka üniversiteye geçmek zorunda kaldı. Oktay Aydoğdu hakkında YÖK'e olumsuz görüş bildirildi; YÖK, Oktay Aydoğdu'nun araştırma görevlisi olarak işe alınmasını istedi [*]; Oktay Aydoğdu, araştırma görevlisi (Fizik Bölümü) olarak işe başlatıldı (21.o4.2009) [*].

[*] Mersin Üniversitesi Yönetim Kurulu Kararı (21.04.2009 ; sayı : 2009 / 52) ( http://www.mersin.edu.tr/alt.php?tip=2&id=1760 )

ÇOMÜ : Osman Demircan (profesör (fizik), rektör yardımcısı; 1998'den beri aynı anda pek çok birimin yöneticisi, ÇOMÜ), basına açıklama yaptı (15.Eylül.2007, İhlas Haber Ajansı (AÖ, MŞ, MEF, Y)) [98];

"Bunlar intihal değil" dedi,

“ÇOMÜ Etik Kurulu Başkanı olduğunu, ÇOMÜ Etik Kurulu'nun 6 ÇOMÜ akademik

58

personeli hakkındaki 17 intihal iddiasını inceleyeceğini, ÇOMÜ adresli yayınlarının çoğunu yazarlarının Fizik bölümünden olduğunu, meyve veren ağacın taşlandığını (iftira atıldığını), intihal olmadığını, alıntılar olduğunu, intihal iddialarının ODTÜ Fizik bölümündeki iç çekişmelerden kaynaklandığını, sorunu yurt dışına taşıdıklarını, hiyerarşı dışı (bölüm başkanı ve rektörün onayını almadan) davranarak sorunu basına ve kamuoyuna duyurduklarını, Etik Kurulı kararını basına açıklayacaklarını” söyledi, "ODTÜ Fizik Bölümü'nün kendi içinde yaşanan bir sorunu uluslararası bir düzeye taşımasıyla ortaya çıkan olaya ÇOMÜ'deki öğretim üyelerinin isminin de karıştırılmasının üzüntüsünü yaşadıklarını" belirtti : "Öğretim üyelerinin bilimsel araştırmalarında 5 ayrı araştırma grubu bulunur. Bu tür araştırmalarda giriş, özet, gözlem, hipotez, analiz ve sonuç bölümleri yer alır. Makalelerin giriş bölümlerinde başkalarının yaptıkları araştırmalar yer alır. Diğer geri kalan bölümlerde de kendilerine ait orijinal görüşler yazılır. Söz konusu suçlamalarda alıntı denilen intihallerin giriş bölümlerinde olduğu görülüyor. Burada zaten başkalarının yaptığı araştırmalar isimleri verilerek onlardan alıntı yapılarak yazılabiliyor. Makalelerin giriş bölümlerinde bu yapılır. Bu intihal değildir. Google'de makalelerde yer alan 5 ayrı kelimeyi arka arkaya yazdığınızda birçok yazı çıkar. Bunlara baktığınızda bu makalelerin intihal olduğunu söyleyemezsiniz. Bu olay mutlaka geri tepecektir. Bunlar intihal değildir. Meyve veren ağacın taşlanması misali yapılan bu olayda iyi yayın yapan yerler zor durumda bırakılıyor. Bizler ÇOMÜ Etik Kurul olarak bu araştırmalarımızı sonuna kadar götürüp en fazla 1 ay içinde hazırlayacağımız bu raporu uluslararası bir düzeye taşıyıp Türkiye'deki yayınlarda intihal yapıldığı iddialarının geri çekilmesi için her türlü çalışmayı yapacağız. Bu konuda da bir basın bülteni hazırlayıp bunu uluslararası düzeye taşıyacağız. Yaptığımız şu ana kadarki incelemelerde ÇOMÜ'deki öğretim üyelerinin yayınlarında intihal yok" dedi. ÇOMÜ Etik Kurulu (Osman Demircan; Ramazan Aydın (profesör, fizik, ODTÜ; rektör (2+ dönem (8.5 yıl), 1998-2007), ÇOMÜ), Mehmet Emin Özel (profesör, müdür (Fen Bilimleri Enstitüsü), ÇOMÜ)), intihal (çalıntı, aşırma) iddialarını incelemeye başlamadan önce Osman Demircan'ın (başkan, ÇOMÜ Etik Kurulu) açıkladığı gibi “intihal (çalıntı, aşırma) olmadığı”nı iddia etti, karar basına duyurulmadı, detayları açıklanmadı.

ÇOMÜ : Sezgin Aygün, Melis Aygün, ve Can Aktaş'a doktora diploması verdi. Ve hemen ardından Sezgin Aygün, Melis Aygün, ve Can Aktaş yıldırım hızıyla yardımcı doçent yaptı

(Diğer yandan, ÇOMÜ (ve diğer üniversiteler), yurtiçi ya da yurtdışı burs vb.ne bağlı olarak mecburi hizmetleri olan dürüst, başarılı akademik personelin mecburi hizmetleri boyunca (3+ yıl) yardımcı doçent olmasını engellemekte, araştırma görevlisi olarak tutarak ders vermesini engellemekte, branş dışı ortamlara sürgüne göndermekte, vasıf gerektirmeyen, branş dışı işler yapmaya zorlayarak eziyet etmekte, istifaya zorlamaktadır). İsmail Tarhan, profesör yapıldı. İhsan Yılmaz, dekandı, hala dekan.

+++İsmail Tarhan, daire başkanıydı (Bilgi İşlem), hala daire başkanı ;ÇOMÜ'nün daire başkanları seçmece, örnekler :- Sahte Dr. Cemal Ardıl : işe başlar başlamaz (Mart.2002) daire başkanı (Bilgi İşlem) yapılanlardan; Cemal Ardıl, ÇOMÜ'den atılmadan önce de, daire başkanıyken de, hayatı boyunca doktora öğrencisi bile olmadığı halde kendini "Dr" olarak tanıtıyordu, ÇOMÜ yöneticileri (Ramazan Aydın, Osman Demircan, Salih Zeki Tutkun, Mehmet Emin Özel, vd) her suçunu örtbas etti, fakat sonunda ÇOMÜ'den atmak zorunda kaldılar (Şubat.2004).- Oya Demircan (Anavatan Partisi Çanakkale il başkanının kızı), lisanstan (beden eğitimi öğretmenliği) : mezun olur olmaz, ÇOMÜ'de daire başkanı olarak işe başlatıldı (2000) (yasalara göre 10 yıl çalışmış olmak gerektiği halde), hayatındaki ilk işiydi; Türkiye tarihinde ilk ve tek örnek. Oya Demircan, kesintisiz olarak ÇOMÜ'de yöneticilik (daire başkanı (Sağlık ve Kültür), rektöer (Ramazan Aydın) özel kalemi, müdür (Sağlık ve Kültür), genel sekreter yardımcısı) yapmayı sürdürüyor.

59

İhsan Yılmaz, aynı zamanda Üniversiteler Arası Kurul (ÜAK) üyesi yapıldı, ve ardından rektör yardımcısı yapıldı (Şubat.2010) ; İhsan Yılmaz, artık hem dekan, hem Üniversiteler Arası Kurul (ÜAK) üyesi, hem rektör yardımcısı ; ÇOMÜ intihal şebekelerinin üyeleri yakalandıklarında artık her yerde (fakültede de, rektörlükte de, Üniversiteler Arası Kurulda da), dünyanın gözü önünde yakalanmış, afişe edilmiş, madara edilmiş, dünyanın diline düşmüş , dünyaca meşhur intihalcı hocaları İhsan Yılmaz'a emanet, kim tutar onları ! , kim sırtlarını yere getirebilir ! , kim onlar kadar rahat intihal yapabilir !.....Hurrraaaaaaaa ! İntihale uluorta tam gaz devam.....Gel vatandaş gel, intihale gel, ÇOMÜ intihal cennetine gel,örtbas garantili 7x24 İhsan Yılmaz intihal workshop-larına gel !.....İhsan Yılmaz, senelerce ulu orta intihal yaptı, hep örtbas edildi, hep ödüllendirildi(Ramazan Aydın, Osman Demircan, Mehmet Emin Özel, vd tarafından),artık intihal örtbasları, intihalcilerin ödüllendirilmesi, intihalcilere engel olanlara saldırılması işleri, ona emanet.İhsan Yılmaz, Osman Demircan'ın yerine rektör yardımcısı yapıldı. Osman Demircan, İhsan Yılmaz'ın intihallerini (çalıntı, aşırma) örtbas eden 3 kişiden biriydi (diğerleri Ramazan Aydın ve Mehmet Emin Özel).Osman Demircan, 28.Şubat.1997 darbesi boyunca aynı anda "rektör, dekan, enstitü müdürü, araştırma-ma fonu başkanı, yüksek okul müdürü, vd" idi. Osman Demircan, 28.Şubat.1997 darbesi boyunca ÇOMÜ'de tüm kontrolü elinde tutan 2 kişiden biriydi (diğeri Ramazan Aydın (rektör)). Sürekli yasa-dışı zeminde faaliyet gösterdikleri için sadece MAŞALAR, TETİKÇİLER kullandılar, yasaları hatırlatanlara saldırdılar.Osman Demircan (profesör, fizik), rektör yardımcılığını devrettikten sonra hala dekan (Güzel Sanatlar Fakültesi), rektör danışmanı (Uzaktan Eğitim ve Uluslararası Bilimsel Toplantılardan Sorumlu : Osman Demircan, üniversite öğrenim hakkının gaspedilmesi konusunda uzmandır, hileli bilimsel toplantılar konusunda da uzmandır).Ali Akdemir (rektör), İhsan Yılmaz'daki cevheri keşfedip sağ kolu yaptı.Üniversiteden atılması gerekirken, suçları örtbas edilen İhsan Yılmaz, artık suçlarını örtbas edenler için ideal bir MAŞA, ideal bir TETİKÇİ ; Ali Akdemir, Ramazan Aydın, Osman Demircan, Mehmet Emin Özel, İhsan Yılmaz'dan yasa-dışı ne yapmasını isterse, İhsan Yılmaz'ın eli yapmaya mahkum.Ali Akdemir, böylesini kolayca bulamayacağı için İhsan Yılmaz'ı dekan yaptı, üstüne üniversiteler arası kurul üyesi yaptı, üstüne rektör yardımcısı da yaptı.İhsan Yılmaz, Bilim Sahteciliği Cenneti Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi'nin (ÇOMÜ) Tevfik Fikret'in dizelerini fazlasıyla hakketmeyi sürdürmesi içinideal bir dekan, ideal bir rektör yardımcısı, ideal bir Üniversiteler Arası Kurul üyesi, ideal bir her üçü birden :

HAN-I YAĞMA

bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazırhuzurunuzda titriyor - şu milletin hayatıdırşu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazırfakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizindoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidiryiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilirşu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehirbu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...

60

yiyin efendiler yiyin, bu han-ı zi-safa sizindoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta sayhaseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saraybütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alaybütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...

yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizindoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarargurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı varbu sofra iltifatınızdan işte ab ü tab umarsizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...

yiyin efendiler yiyin, bu han-ı can-feza sizindoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

verir zavallı memleket, verir ne varsa, malinivücudunu, hayatını, ümidini, hayalinibütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balinihemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...

yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizindoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayakyarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocakbugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcakatıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür-neva sizindoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Tevfik Fikret

61

1.10. Hileli "bilimsel görünümlü" organizasyonlar, konferanslar, dergiler, vb : Türkiyeliler'in icadı "Akademik Saadet Zincirleri"

ÇOMÜ'de "International XII. Turkish Symposium on Artificial Intelligence and Neural Networks" (Uluslararası XII. Yapay Zeka ve Yapay Sinir Ağları Türk Sempozyumu) (TAINN 2003) isimli bir toplantı düzenlendi (Temmuz.2003). Görünüşe göre,

toplantıyı ÇOMÜ ve ICIS (International Computational Intelligence Society) birlikte düzenlemişti.

Başta alanlarında dünyada en meşhurları olmak üzere çok sayıda biliminsanı ve kuruluş, ICIS'ta yer alıyor gözüküyordu.

ICIS, hayali bir organizasyondu, ve ICIS'la ilişkili gösterilenlerinin büyük çoğunluğunun bundan haberi yoktu.

Cemal Ardıl, kendini ICIS'ın başkanı (president), Servet Senyücel ve Mehmet Ali Salahlı ise eş-başkanları (co-chair) olarak tanıtıyordu.

Cemal Ardıl, hayatı boyunca doktora öğrencisi bile olmadığı halde kendini "Dr. / Phd" olarak tanıtıyordu. TAINN 2003 Katılım Belgelerinin üzerinde 3 imza vardı : Servet Senyücel (yardımcı doç, başkan, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, ÇOMÜ), Cemal Ardıl (öğretim görevlisi (Bilgisayar Mühendisliği Bölümü), daire başkanı (Bilgi İşlem)), Mehmet Ali Salahlı (doçent, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü; Azerbaycan vatandaşı).

Önceki yılların tümünde TAINN'e kabul edilen bildiri sayısı 30'un altındaydı. TAINN 2003'te bu sayı, 300+ oldu. Bunların büyük çoğunluğunun toplantının başlığıyla hiçbir ilgisi yoktu, bir çoğunun bilgisayarla bile ilgisi yoktu

("Ab'ye Uyum Sürecinde Kobinet Projesinin Yeri : Adana, G.Antep Ve K.Maraş Küçük Ve Orta Boy Textil İşletmelerinde Yapılan Karşılaştırmalı Bir Araştırma",

"Karınca Yöntemi Eğitim Ortamında Araç Gereç Geliştirme (Tepegöz Şeffafı Ve Tablolar)" gibi).Bildirilerin çoğu, görünüş olarak bile aşırı özensiz "karalama"dan ibaretti. Bir katılımcı, o tarihte lisans öğrencisi olduğunu, bildirinin kendisinin lisans ödevi olduğunu, bir hocasının bunu 4 yazarlı (2 hoca, 2 öğrenci) bildiri olarak gönderdiğini söylüyordu; diğer 2 hocanın bu şekilde toplam 6-7'şer bildirisi vardı.

ÇOMÜ'de "International Conference on Signal Processing" (Uluslararası Sinyal İşleme Konferansı) (ICSP 2003) isimli bir başka toplantı düzenlendi (Eylül.2003). Görünüşe göre, toplantıyı yine ÇOMÜ ve ICIS (International Computational Intelligence Society) birlikte düzenlemişti.

Servet Senyücel ve Cemal Ardıl, benzer şekilde sık (2-4 hafta gibi) aralıklarla çok sayıda uluslararası konferanslar düzenleyeceklerini duyurdular.

Bu 2 toplantının ve duyurulan benzer toplantıların detayları savcılığa verilen bir dilekçede belgeleriyle anlatıldı (23.10.2003) [29]. Bu dilekçe ile Servet Senyücel ve Cemal Ardıl'ın faaliyetlerini yürüttüğü

"bilimsel görünümlü" hayali organizasyonlar (International Computational Intelligence Society (ICIS), International Advanced Computational Intelligence Society (ACIS), International Intelligent Knowledge Systems Society (IKS), World Teachers Society (WTS), European Union Education and Research Society (EUPROJECTS), World Education and Research Society (FORMATOR)),

62

hayali dergiler (International Journal of Computational Intelligence (IJCI), International Journal of Intelligent Systems and Information Processing

(IJISIP), International Journal of Signal Processing (IJSP)),

ve bu faaliyetlerin yürütüldüğü internet siteleri ( www. ijisip.org , www.ijisip.org/ikss , www.truva.org , www.ijci.org , icis.comu.edu.tr , ardil.comu.edu.tr )

hakkında YÖK de bilgilendirilmiş oldu. Bu dilekçede çok sayıda hileli yayın iddiası da belgeleriyle açıklandı; yazarları başta Servet Senyücel ve Cemal Ardıl olmak üzere TAINN 2003 ve ICSP 2003 adresli çok sayıda bildiri, ve 1 adet yüksek lisans tezi (Bahadır Aydın) (juri başkanı : Servet Senyücel, jüri üyesi : Mehmet Ali Salahlı; jüri eski üyesi Hüsnü Baysal). Bu dilekçe, örtbas edilmeye çalışıldı.

TÜBİTAK, "Servet Senyücel ve Cemal Ardıl hakkındaki çok sayıdaki şikayetin Etik Kurulu'nca soruşturulduğunu, 14 [bilimsel görünümlü konferans]ta TÜBİTAK'ı, gerçek dışı olduğu halde, destekçi olarak göstermekten vazgeçmesi için Servet Senyücel'e ihtarname çektiğini, ÇOMÜ'ye de soruşturma sonuçlanana dek TÜBİTAK'ın destek vermeyeceğini" bildirdi [30].

ÇOMÜ, Servet Senyücel ve Cemal Ardıl'a “sahte bilimsel konferanslar” düzenledikleri gerekçesiyle “kamu görevinden çıkarma” cezası verdi ve işten attı (11.Şubat.2004) (DS-57, 2004). YÖK (Yüksek Disiplin Kurulu), bu cezayı "iyi hal" nedeniyle

(halleri o iyiydi ki (ÇOMÜ'nün de görmezden geldiği, dosyadaki çok sayıdaki (30+) tamamen

hileli (çalıntı, aşırma, vd) bildiriyi ve 1 adet tamamen çalıntı (aşırma; intihal) yüksek lisans tezini görmeye hiç gerek yoktu) :

atılmalarına neden olan faaliyetleri hala yoğun bir şekilde sürdürmeye devam ediyorlar,

Türkiye üniversiteleri 2003'ten bugüne "iyi hal"inin ödülü olarak Dr (??) Cemal Ardıl'ın cebine 200.000+ euro

(vatandaşların ödediği vergilerden) aktardı ; Haliç Üniversitesi, Servet Senyücel'i işe başlattı, fakat kısa süre sonra

o da işten attı ; İstanbul Ticaret Üniversitesi, Servet Senyücel'i işe başlattı, fakat kısa

süre sonra o da işten attı) (YÖK'e göre "doktora öğrenimi görme suçu" (ayrı bir bölüm altında anlatıldı) en

ağır, en affedilmez suçtu, bu suçu işleyenlerden kötüsü yoktu) "görevden çekilmiş (istifa etmiş) sayma"ya düşürdü (28.07.2004) [31][83].

Servet Senyücel, ÇOMÜ'de işe kabul edildiğinde yayın sayısı "0"dı, 5+ yıldır yardımcı doçentti, doktora tezinde gösterdiği kaynak sayısı "1"di. Onu keşfeden ve işe alan Hüsnü Baysal'dı (bölüm başkanlığını ona devretti).

Cemal Ardıl, ÇOMÜ'de işe kabul edildiğinde yayın sayısı "0"dı, orta okul fen bilgisi öğretmeniydi (22+ yıldır), bilgisayar konusunda hiçbir akademik bilgisi, iş tecrübesi yoktu.

Servet Senyücel ve Cemal Ardıl, ÇOMÜ'den atıldıktan sonra da atılmalarına neden olan faaliyetlerini sürdürdüler. Bunların detayları savcılığa verilen dilekçelerde belgeleriyle anlatıldı

63

(28.04.2004) [32]. Bu dilekçelerle Servet Senyücel ve Cemal Ardıl'ın faaliyetlerini yürüttüğü "bilimsel görünümlü" hayali organizasyonlar

(International Computational Intelligence Society (ICIS), International Signal Processing Society (ISPS), International Intelligent Knowledge Systems Society (IKSS), International Advanced Computational Intelligence Society (ACIS)),

hayali dergiler (International Journal of Computational Intelligence (IJCI), International Journal of Signal Processing (IJSP), International Journal of Intelligent Systems and Information Processing

(IJISIP), International Journal of Software and Information Technologies (IJSIT)),

ve bu faaliyetlerin yürütüldüğü internet siteleri ( www.ikss.org , www.ijisip.org , www.makrosoft.org , www.ijci. org , www.ijsp.org )

hakkında YÖK de bir kez daha bilgilendirilmiş oldu.

Ali Okatan (profesör, başkan (Bilgisayar Mühendisliği Bölümü), dekan (Mühendislik Fakültesi), senato üyesi, Haliç Üniversitesi (İstanbul)), bir dilekçesinde (16.Şubat.2009, Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, E.2008-330) www.ikss.org isimli internet sitesinin kendisine ait olduğunu açıkladı. Bekir Karlık (profesör, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Haliç Üniversitesi; eski başkan, (Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Fatih Üniversitesi)), Fatih Üniversitesi, ve Haliç Üniversitesi internet sitelerinde yayınlanan özgeçmişinde ve resmi ortamlara verdiği çeşitli yazılarda www.ikss.org üzerinden düzenlenen bazı faaliyetleri düzenleyenlerden birisi olduğunu açıkladı. Servet Senyücel, Ali Okatan, Bekir Karlık, Servet Senyücel, vd.nin 2004'ten beri faaliyetlerinin detayları savcılığa verilen dilekçede belgeleriyle anlatıldı (19.06.2009) [33]. Haliç Üniversitesi, Ali Okatan'ı işten attığını açıkladı [34]. Ali Okatan, "İntihal ve Akademik Yayıncılık, Türkiye İntihali / Çalmayı Tartışıyor" başlıklı bir panelde konuşmacılardan biriydi (01.Kasım.2007, düzenleyen : Papatya Yayıncılık Eğitim, yöneten : Rifat Çölkesen, diğer konuşmacılar : Bekir Karaoğlu, Yusuf Çotuksöken; 26. İstanbul Kitap Fuarı, TÜYAP, Beylikdüzü). Papatya Yayıncılık, http://www.papatya.gen.tr/akademikHirsiz.htm adresinde bu panelde konuşulanları "Türkiye'de İntihal (isim isim intihalci profesörler, doçentler ve yardımcı doçentler...)" adıyla kitap halinde yayınlayacağını (01.09.2009 'dan itibaren) duyurdu. Ali Okatan'ın yayın listesinin tamamına yakının (30+ adet, bunlardan 6 tanesinde Servet Senyücel ile ortak yazardı), Servet Senyücel, ve Bekir Karlık'la birlikte yürüttüğü faaliyetler adresli olduğu, bunlar sayesinde profesör, ve ardından dekan yapıldığı anlaşılmaktadır [33].

Cemal Ardıl'ın 2004'ten beri faaliyetlerinin detayları savcılığa verilecek dilekçede belgeleriyle anlatılacaktır (09.2009). Bu dilekçede Cemal Ardıl'ın faaliyetlerini yürüttüğü

"bilimsel görünümlü" hayali organizasyonlar (World Enformatika Society (ENFORMATIKA),

International Enformatika Society (ENFORMATIKA), World Academy of Science, Engineering And Technology (WASET) (faal),

vd), hayali dergiler (27 adet faal;

International Journal of Applied Mathematics and Computer Sciences (IJAMCS),

International Journal of Applied Science, Engineering and Technology (IJASET),

64

International Journal of Behavioral, Cognitive, Educational and Psychological Sciences (IJBCEPS),

International Journal of Business, Economics, Finance and Management Sciences (IJBEFMS),

International Journal of Biological and Life Sciences (IJBLS), International Journal of Biological and Medical Sciences (IJBMS), International Journal of Computational Intelligence (IJCI), International Journal of Computer and Information Science and Engineering

(IJCISE), International Journal of Computer, Information, and System Science, and

Engineering (IJCISSE), International Journal of Computational and Mathematical Sciences (IJCMS), International Journal of Computer Science (IJCS), International Journal of Computer Science and Engineering (IJCSE), International Journal of Electronics, Communications and Computer

Engineering (IJECCE), International Journal of Electronics, Circuits and Systems (IJECS), International Journal of Electronics, Computer, and Systems, Engineering

(IJECSE), International Journal of Electrical and Electronics Engineering (IJEEE), International Journal of Electrical Power and Energy Systems Engineering

(IJEPESE), International Journal of Environmental Science and Engineering (IJESE), International Journal of Human and Social Sciences (IJHSS), International Journal of Intelligent Systems and Technologies (IJIST), International Journal of Information Technology (IJIST), International Journal of Mechanical, Industrial Technology (IJMIAE), International Journal of Mathematical, Physical and Engineering Sciences

(IJMPES), International Journal of Natural Sciences and Engineering (IJNSE), International Journal of Signal Processing (IJSP), International Journal of Social Science (IJSS), World Academy of Science, Engineering And Technology (WASET)),

ve bu faaliyetlerin yürütüldüğü internet siteleri ( www.enformatika.org , www.waset.org (faal), vd)

hakkında YÖK de bir kez daha bilgilendirilmiş olacaktır.

Cemal Ardıl'ın 2004'ten beri faaliyetleri (bir tür "Akademik Saadet Zinciri") hakkında bazı istatistikler :

"düzenlemiş gözüktüğü konferans sayısı : 55 (40+ farklı ülkede; bunların bir kısmının tamamen kağıt üzerinde olması kuvvetle muhtemeldir),

alt konferans (bir konferansta birbiriyle hiç ilgisi olmayan konular bir arada gözükmektedir, alt konferans başlıklarının yayın adresinden şüphelenilmesine karşı kullanıldığı anlaşılmaktadır) sayısı : 500+ ,

konferanslarında sunulmuş gözüken bildiri sayısı : 3500+ , faal dergilerinin sayısı : 27, dergilerinin toplam fasikül sayısı : 130, dergilerinde yayınlanmış gözüken toplam bildiri sayısı : 5750+ ,dünya genelinde yayın listelerinde Cemal Ardıl'ın faaliyetlerini adres gösteren

akademik personel sayısı : 10.000+ , konferans ve dergilerden kazancı (tahmini) : 5.000.000+ euro". Türkiye adresli veya

65

kökenlilere ait istatistikler :"toplam bildiri sayısı (konferans ve dergi) : 200+ (bunlardan bazıları TÜBİTAK

(Araştırma Projeleri : 107T311, 107E193, 104E024, 106M370, 105M138, 106K256) ve üniversitelerin Araştırma Projeleri bütçelerinden (örnek : ODTÜ (Bilimsel Araştırma Projesi no.2006-07-02-06)) desteklidir),

Cemal Ardıl'a ödenen katılım ücreti (devlet (üniversite, vd) bütçesinden) (tahmini) : 200.000+ euro (ödemeler, Cemal Ardıl, ve Ebru Ardıl'ın (kızı) yurtdışı hesaplarına (örnek : UniCredit Barca di Roma (Italya; hesap no (Cemal Ardıl) (Roma) : 000401137040 (euro), 000401137060 (usd) ; UNCRITMM - UNICREDIT SPA (Italya; hesap no (Ebru Ardıl) (Venezia) : FIELD 59 IT12O02008020030001005177 49 (O : harf)) ; Habib Bank Limited (Birleşik Arap Emirlikleri; hesap no (Ebru Ardıl) (Dubai) : 2012 – 7770 421 901 (usd), 2012 – 7770 422 001 (euro)) yapılmıştır),

yayın listelerinde Cemal Ardıl'ın faaliyetlerini adres gösteren akademik personel sayısı (bunlar arasında 1 eski bakan (Ziya Aktaş), 1 eski milletvekili, 1 eski rektör, dekanlar, bölüm başkanları, ve çok sayıda profesörler, doçentler, yardımcı doçentler, vd vardır) : 200+,

bildiri sahiplerine ödenen yolluk vb (tahmini) : 500.000+ TL".Cemal Ardıl'ın yazar gözüktüğü bildiri (pek çoğunda ortak yazarları

Azerbaycan'dandır (pek çok bakımdan düşündürücüdür). Diğer ortak yazarlarının adreslerinden örnekler : Hindistan, Pakistan, Afrika ülkeleri, eski Doğu Bloku ülkeleri) sayısı : 70+ (bunlardan birisi TÜBİTAK (NATO-PC B programı) desteklidir).

Ebru Ardıl'ın yazar gözüktüğü bildiri sayısı : 6. Dünya genelinde WASET'te yer aldığı duyurulan akademik personel sayısı :

2500+ ; bunlar arasında Türkiye adresli veya kökenlilerin sayısı : 120+ ;

bunlar arasında WASET konferanslarında, dergilerinde bildirileri (30+ adet) olanların sayısı : 20+.

Cemal Ardıl, hayatı boyunca doktora öğrencisi bile olmadığı halde 2003'ten beri (ÇOMÜ'deyken atılmasına neden olan faaliyetlere başlayalı beri) kendini "Dr. / Phd" olarak tanıtmaktadır; kimi zaman "Azerbaijan National Academy of Aviation" isimli varlığı, öğretimle ilişkisi meçhul bir yerden fizik doktorası sahibi olduğunu, kimi zaman Afrika ülkelerinden bilgisayar mühendisliği doktorası sahibi olduğunu iddia etmektedir.

Türkiye üniversite sisteminin 100+ yöneticisi (rektör, YÖK yüneticileri, vd) Cemal Ardıl'in faaliyetleri hakkında bir dizi e-postayla uyarıldı (2009 haziran başı). Bu faaliyetlere katılan akademik personellerinin listeleri bildirildi. Haziran.2009 sonlarında Paris'te bir konferans vardı, Türkiye adresli veya kökenlilerin bildiri sayısı : 40'tı. Bir tek rektör ilgilendi ve üniversitesi adreslilerin bildirilerini geri çektirdi. Türkiye adresli veya kökenliler, Paris konferansına 30 bildiriyle (10+ farklı üniversiteden) katıldı, Temmuz.2009 ve sonrasındaki konferanslara da katılmaya devam etti, etmektedir.

Tayful Akgül (profesör elektronik, İTÜ), www.enformatika.org 'nin (Cemal Ardıl'ın) düzenlediği "sahte konferans"a "sahte bildiri" yollamasının hikayesini anlattı (2007) [35] :

"Her bir şeyi o kadar uydurma ama o kadar uydurma ki... Aklı başında herhangi biri - konumuzu anlasın veya anlamasın - bildirinin sahte olduğunu ya da bildiride bariz sakatlıklar olduğunu görebilmeliydi. .... Bildiri kabul edildi!" dedi. Basın da haber yaptı [36]. Cemal Ardıl, ENFORMATIKA deşifre olunca, faaliyetlerini WASET ( www.waset.org ) üzerinden sürdürmeye başladı. Tayfun Akgül, bunları anlatırken Cemal Ardıl'ın ismini vermedi, bu konuda kendi bölümünü bile uyarmadı, bunları kendi bölümünde düzenlediği "Bilim ve Etik Paneli : Akademik Yolsuzluklar, Akademide Teknolojinin Kötüye Kullanımı, Bilişim Suçları, Güncel ve Geçmişteki Örnekler" başlıklı bir toplantıda da anlatmasına

66

[36] rağmen, Tayfun Akgül'ün üniversitesinden, fakültesinden, hatta bölümünden Cemal Ardıl'ın faaliyetlerine çok sayıda katılımlar devam etti.

67

(++)1.11. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) kurucu üyeleri , üyeleri , başkanları ve yöneticileri hakkında

1.11.1 Tekin Dereli(kurucu üye , yönetici , Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ; profesör , fizik ; Fizik Bölümü , Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ; Fizik Bölümü , Ankara Üniversitesi ; Fizik Bölümü , Koç Üniversitesi)

Tekin Dereli'nin(diğer yazar :Abdullah Verçin (profesör , fizik , Ankara Üniversitesi))Kuantum Mekaniği I(1998 ; METU Press ; ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayıncılık ; 203 + X + 4 sf.)(Kütüphane kodu : QC.174.12.D47 1998 c.1)Kuantum Mekaniği II(METU Press ; ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayıncılık ; 170 + VI sf.)(Kütüphane kodu : QC.174.12.D47 1998 c.2)isimli 2 kitabının sonunda hiç kaynak göstermediği (gösterilen kaynak sayısı = 0), içinde de hiç kaynak belirtmediği (belirtilen kaynak sayısı = 0), bu 2 kitabın büyük çoğunluğunu olduğu gibiStephen Gasiorowicz'in Quantum Physics (second edition - 1995 ; first edition - 1973)isimli kitabından çaldığı (aşırma; intihal) iddia edildi.( Stephen Gasirowicz ,Quantum Physics ,- kütüphane kodları :1. baskı - QC174.12.G3 1974 (514 + XIII sf ) ,2. baskı - QC174.12.G3 1996 (470 + X sf ) ,3. baskı - QC174.12.G3 2003 (336 + XVI sf ) )

Çalıntıdan örnekler, çalındığı orijinal metin ile birlikte aşağıdaki dosyada görülebilir :plagiarism__kuantum_mekanigi_1_2__tekin_dereli__abdullah_vercin___original__Quantum_Physics_Stephen Gasiorowicz.pdf

TÜBA, YÖK, ve üniversiteler, Tekin Dereli hakkında hiçbir işlem yapmadı.TÜBA, YÖK, ve Ankara Üniversitesi, Abdullah Verçin hakkında hiçbir işlem yapmadı.TÜBA, Türkiye'de bilim sahteciliği konusunda hiçbir şey duymak, görmek, söylemek, yapmak istememektedir.

Tekin Dereli'nin yoğun çalıntı (aşırma; intihal) yaptığı iddia edilen 2 kitabının olduğu gibi 2. baskılarının 1 cilt halinde Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) yayınları tarafından yapıldığı, çalıntı (aşırma; intihal) iddialarının yayılması üzerine Tekin Dereli'nin TÜBA'dan bu baskının toplatılmasını, geri çekilmesini istediği,Kuantum Mekaniği: Temel Kavramlar ve Uygulamaları (Genişletilmiş 2. Basım ; 2009) adıyla yeniden yapılan baskıda çalıntı (aşırma; intihal) olduğu iddia edilen bölümlere ekleme yaparak kaynak gösterdiği iddia edildi.TÜBA internet sitesindeki tanıtım yazısında,http://www.tuba.gov.tr/yayin.php?id=145 ,kitabın, TÜBA Üyelerinin Telif ve Çeviri Eserlerinin Yayımlanması Programı kapsamında basıldığı belirtilmektedir.

68

TÜBA'nın İhsan Doğramacı (YÖK eski başkanı, eski rektör, üniversite sahibi, profesör, tıp) çalıntı (aşırma; intihal) iddiası vakası hakkındaki, TÜBA üyesi, TÜBA etik kurulu üyesi Hasan Yazıcı'ya (profesör, tıp) karşı tavrı içinbkz. http://plagiarism-in-turkey.blogspot.com/search/label/B-1-01-1%29%20%C4%B0hsan%20Do%C4%9Framac%C4%B1

Tekin Dereli çalıntı (aşırma; intihal) iddiası vakasıyla karşılaştırıldığında çok küçük ölçekli kalan bir vakadaÖmer Dinçer'in(profesör ; başbakanlık müsteşarı (1 no.lu sivil bürokrat))Yahya Fidan'la (yardımcı doçent)birlikte yazdığı“İşletme Yönetimine Giriş” (1996)başlıklı kitabında Tamer Koçel'in (profesör) “İşletme Yöneticiliği” (1984) başlıklı kitabından 32 alıntıda kaynak göstermeyerek intihal (çalıntı, aşırma) yaptığıiddia edildi. “İşletme Yönetimine Giriş” başlıklı kitapta 429 atıf (kaynak gösterme) vardı, 15 atıf Tamer Koçel'in kitabınaydı. Tamer Koçel, Ömer Dinçer'in profesör yapılmasını onaylayan jüri üyelerinden biriydi.Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK ; Erdoğan Teziç), aşırı şaibeli işlemlerle yıldırım hızıyla Ömer Dinçer'e "yüksek öğretim mesleğinden atma ve bir daha Türkiye'de yüksek öğretim kuruluşlarında çalışamama" cezası verdi; bu Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetine karşı siyasi bir hamleydi.

Tekin Dereli, kuruluşundan beri TÜBA'da en etkili üyelerden biridir.Tekin Dereli, uzun yıllar, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü'ndeki en etkili akademik personelden biriydi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) akademik personelinin(Kemal Gürüz (eski başkan, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK)),Aybar Ertepınar (eski başkan yardımcısı, YÖK),Tuğmaç Sayraç (eski başkan yardımcısı, YÖK),İsmail Tosun (eski başkan yardımcısı, YÖK),Yusuf Ziya Özcan (başkan, YÖK),Ahmet Acar (rektör, ODTÜ))ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Fizik Bölümü akademik personeli ve lisansüstü (yüksek lisans, doktora) öğrencilerinin(Ramazan Aydın (rektör, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)) ,Osman Demircan (rektör yardımcısı, dekan, herşey, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)) ,Mehmet Emin Özel (müdür, Fen Bilimleri Enstitüsü, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)) ,Tekin Dereli ,Mustafa Saltı ,Oktay Aydoğdu)Türkiye'de bilim sahteciliği faaliyetlerinin yaygınlaşmasındaki rolü dikkat çekicidir.

1.11.2. Metin Arık(üye , Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ;profesör , fizik ; Fizik Bölümü , Boğaziçi Üniversitesi)

Metin Arık'ın(diğer yazar :

69

Mehmet Cem Çalık , yardımcı doçent , Doğuş Üniversitesi ;yüksek lisans : Boğaziçi Üniversitesi ,doktora : Boğaziçi Üniversitesi)"Primordial and late-time inflation in Brans-Dicke cosmology" (Journal of Cosmology and Astroparticle Physics 01 (2005) 013, JCAP01(2005)013) (M. Arik , M. C. Calik)başlıklı makalesinin aşağıdaki makalelerden çalıntı (aşırma; intihal) olduğu iddia edildi :

- Andrew L. Berkin , Kei-ichi Maeda , "Inflation in generalized Einstein theories" , Physical Review D , volume 44 , number 6 , 15 September 1991 , pp.1691-1704.

- Yungui Gong , "Einstein-Brans-Dicke Cosmology" , UTEX AS-HEP-99-9 , arXiv:gr-gc/9809015v2 3 Sep 1999.

- Daile La and Paul J. Steinhardt , "Extended Inflationary Cosmology" , Physical Review Letters , volume 62 , number 4 , 23 January 1989 , pp.376-378.

- Andrei Linde , "Inflationary cosmology and creation of matter in the Universe" , Institute of Physics Publishing , Classical and Quantum Gravity, Class. Quantum Grav. 18 (2001) 3275-3285.

- Andrei Linde , "Prospects of Inflation" , SU-ITP-o4/94 , hep-th/0402051 , February 6 - 2004 , arXiv:hep-th/0402051v2 15 Feb 2004.

- Andrei Linde , "Towards Inflation in String Theory" , SLAC Summer Institute on Particle Physics (SSI04) , Aug. 2-13 2004 , L024.

- T. R. Seshadri , "Brans-Dicke Class of Cosmologies" , J. Astrophys. Astr. , (1997) 18 , 339-342.

Metin Arık'ın(diğer yazar : Dilek Çiftçi Kazıcı , yardımcı doçent , Namık Kemal Üniversitesi ;yüksek lisans : Boğaziçi Üniversitesi ,doktora : Boğaziçi Üniversitesi)"Brane world cosmology in Jordan-Brans-Dicke theory" (General Relativity and Gravitation ; Gen. Reletiv. Gravit. (2005) 37(12): 2211-2221) (Jun 2005) (DOI.10.1007/s107114-005-0201-1) (e-print: gr-qc/0506094) (M. Arik - D. Ciftci)başlıklı makalesinin aşağıdaki kitaptan çalıntı (aşırma; intihal) olduğu iddia edildi :

- The Scalar-Tensor Theory of Gravitation . 2003 . Cambridge University Press . Yasunori Fujii (Nihon Fukushi University , Mihama - Aichi - Japan) - Kei-Ichi Maeda (Waseda University , Tokyo - Japan) .

TÜBA, YÖK, Boğaziçi Üniversitesi, vd üniversiteler, Metin Arık, Mehmet Cem Çalık, ve Dilek Çiftçi Kazıcı hakkında hiçbir işlem yapmadı.

70

(++)1.12. Yöneticiler (genel müdür , başhekim , vd) hakkında

(++)1.12.1. Oya Gökmen(doçent , tıp , Kadın Doğum ; başhekim , Zekai Tahir Burak Kadın Doğum Hastanesi , Ankara)

"Acta Obstetricia et Gynecologica Scandinavica" dergisi baş editörü (Reynir Tomas Geirsson ; tıp , kadın doğum ; University of Iceland , Iceland),"Salami slicers and other intellectual irregulars" ( http://www.mediafire.com/?sharekey=9056e10a52fc6383bda4076e811714c83e997cca9c880d66d8c7c6998cb4ca21 <-- pdf dosyası )(Acta Obstetricia et Gynecologica Scandinavica , (2008) 87: 12 , 1264 - 1265 ;http://dx.doi.org/10.1080/00016340802607970 )başlıklı editör yazısında,Oya Gökmen'in"The office hysteroscopic evaluation of "(Arslan S. , Gokmen O. , Tuncay G.)(Arch Gynecol Obstet. 2004 , 270: 31-3)(Archives of gynecology and obstetrics)başlıklı makalesini, şekillerdeki ufak değişiklikler haricinde tamamenOrvieto R. , Bar-Hava I. , Dicker D. , Bar J. , Ben-Rafael Z. , Neri A.isimli yazarların (İsrail)"Endometrial polys during menopause : charecterization and significance"(Orvieto R. , Bar-Hava I. , Dicker D. , Bar J. , Ben-Rafael Z. , Neri A.)(Acta Obstet Gynecol Scand. 1999 ; 78: 883-6)başlıklı makalesinden olduğu gibi bire bire çalıntı (aşırma; intihal) (kopya ; duplikasyon) olması nedeniyle yayından attıklarını (RETRACTION ; RETRACTED) duyurdu.Reynir Tomas Geirsson, yazısında çalıntı (aşırma; intihal) makalenin yazarlarını (Oya Gökmen , S. Arslan , G. Tuncay ; Türkiye) ve orijinal makalenin yazarlarını (Orvieto R. , Bar-Hava I. , Dicker D. , Bar J. , Ben-Rafael Z. , Neri A. ; İsrail) durumdan haberdar ettiklerini; çalıntı (aşırma; intihal) makalenin yazarlarının (Oya Gökmen , S. Arslan , G. Tuncay ; Türkiye) cevap vermediğini, bunun pek şaşırtıcı olmadığını, orijinal makalenin yazarlarının (Orvieto R. , Bar-Hava I. , Dicker D. , Bar J. , Ben-Rafael Z. , Neri A. ; İsrail) cevap verdiğini, fakat aldırmamış göründüklerini, bunun ise şaşırtıcı olduğunu belirtti.

71

2. Bilim sahteciliği iddiası vakalarının alt yapısı

Bilim sahteciliği, müstakil bir sorun değildir; [haksız kadrolaşmada (dolayısıyla işe hakkedenlerin alınmasını engellemede), ve işi hakkedenlerin yapmasını engellemede yoğun bir şekilde kullanılan yöntemlerden birisidir], [haksız ekonomik çıkar (kaynağı genelde vatandaşların ödediği vergilerdir), açık uçludur (örneğin, dünyaca meşhur intihal (çalıntı, aşırma) vakalarından birisinin kahramanı olan ve meslek odasınca "2 ay meslekten men" cezası verilen, fakat YÖK'ün intihalini (çalıntı, aşırma) örtbas ettiği bir rektör, üniversiteden atılması ve profesörlük ünvanının elinden alınması gerekirken, her ay ~90.000.000 TL döner sermaye payı alabilmektedir (2003))], [bilim/teknoloji/akademik bilgi üretimi ve öğretimin kalitesi "0"lanmaktadır]. Bu nedenle tüm ülkeyi ilgilendiren bir sorundur. Öğretimin kalitesinin "0"lanması, mezunların kalitesinin "0"lanması demektir.

Tuğba Akın (1.likle mezun (2009) olan öğrenci, Tıp Fakültesi, Akdeniz Üniversitesi) mezuniyet törenindeki konuşmasında (19.06.2009)

"tıp fakültesinden mezun olan arkadaşlarının kendilerini yetersiz gördüklerini ve geleceğe karamsar baktıklarını, internlerin yüzde 74'ünün öğretim üyelerinin tekrarlayan eğitici eğitimi almaları gerektiğini düşündüklerini, öğrencilerin, internlük dönemlerinde, izin hakkı dahi olmadan çalıştırıldıklarını, internlerin hastalanmaları, yakınlarının nişan, düğün törenleri gibi önemli olaylarda dahi izin alamadıklarını" söyledi :

"İnternler arasında yaptığımız ankete göre arkadaşlarımızın sadece yüzde 2,8'i gelecekten umutlu. Geri kalan kısım ise meslek yaşantısı ile ilgili beklentilerinin gerçekleşmesi konusunda umutsuz ve karamsar. .... Anket sorularından biri de şuydu: 'Kendi döneminizden bir hekim arkadaşınıza anne babanızı emanet eder misiniz ?' Çıkan sonuç aslında çok vahim. Sadece yüzde birimiz ailemizi tam güvenerek, aynı dönemde mezun olduğumuz hekim arkadaşına emanet ediyor. Burada hem kendi, hem de fakülte eğitimimiz adına ciddi bir öz eleştiri yapmalıyız. Aslında bu sorunun cevabı bir başka anket sorusunda saklı. 'internlük döneminizde eğitiminizi kimlerden aldınız ?' intern arkadaşlarımız bu soruya, iş yükü zaten ağır, vakti kısıtlı olan ve zaten kendisinin burada bulunuş amacı eğitim almak olan asistan hekimler olarak cevap vermişler. Oysa ki tıp fakültesinde sadece bir sene sonra tek başına hasta bakacak olan hekim adaylarına eğitim vermesi gereken kişilerin öğretim üyeleri olması gerekli değil midir ? Bu fakültenin öncelikli amacı hekim yetiştirmek değil midir ? O zaman neden bazı polikliniklerde hiç hoca görmeden, sabahtan akşama kadar sadece asistan hekimlerle hasta bakıyoruz ? Neden bazı bölümlerde öğrenci pratiklerini öğretim üyeleri yerine asistanlar yaptırıyor ? Bizler burada hastanenin iş yükünü azaltmak için mi varız ? Bedava iş gücü olarak mı görülüyoruz ? .... Yine anket sonuçlarına göre, intern hekimlerin bir çoğu kendini birinci basamak sağlık kuruluşlarında çalışmak için yetersiz hissediyor. Birincil amacın pratisyen hekim yetiştirmek olduğu fakültemizde bu durumda amaç ile sonuç birbirine uymamaktadır" dedi [73].

Mustafa Akaydın (profesör, tıp; [Akdeniz Üniversitesi : öğretim elemanı (1980-2008), rektör yardımcısı (1996-2004), yani, Tuğba Akın'ın dile getirdiği şikayetlerin baş sorumlularından biri; rektor (2004-2008), yani, Tuğba Akın'ın dile getirdiği şikayetlerin baş sorumlusu]; [Üniversitelerarası kurul : üye (2000-2008), yani, Tuğba Akın'ın dile getirdiği şikayetlerin ülke genelindeki baş sorumlularından; başkan (2007-2008), yani, Tuğba Akın'ın dile getirdiği şikayetlerin ülke genelindeki baş sorumlularından]; [Antalya Tabip Odası : başkan (1988-1990)]; [Antaya Belediyesi : başkan (2009- ), adığı oy oranı : %40+]). Demek ki, Tuğba Akın'ın dile getirdiği şikayetlerin yerel ve ülke genelindeki baş sorumlularından biri olmak Türkiye'de itibar gören bir şey, dünya genelinin ve özellikle gelişmiş ülkelerin tam aksine. Mustafa Akaydın, 2007-2008'de hemen hergün, bazen günde bir kaç kez hükümet karşıtı ağır siyasi yorumlar yaptı.

72

Üniversitelerin, tıp fakültelerinin sorunlarından bahsedip çözüm önerdiğine, çözmek için uğrastığına raslamak ise oldukça zordur.

Gülşen Yakupoğlu (profesör, Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi), ''Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi 2008-2009 dönem mezunlarına açık mektup'' başlıklı yazılı açıklamasıyla Tuğba Akın'a cevap verdi

"Tuğba Akın'ın bir [gurur günü] olması gereken mezuniyet törenini eleştirileriyle [kabusa dönüştürdüğünü], Tuğba Akın'ın sözlerini, [içi acıyarak] ve [gözleri dolarak] dinlediğini ve bu sözleri defalarca gazetelerden ve internet sitelerinden okuduğunu" söyledi :

"Üstelik konuyu merak edip soran dost telefonlarına da maruz kaldım. Artık bir 'kahraman'sın çocuğum ! Öyle ya, çok alkış aldın, tebrikleri ve öpücükleri kabul ettin ve kendinle gurur duydun çocuğum. Böylece tüm Türkiye Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni sayende tanımış oldu ! Ama ben de seninle gurur duymayı en az senin kadar ya da ailen kadar bekliyor ve istiy-ordum. .... sizlerden gelen her eleştiri ve yakınmayı tüm ciddiyetimle, memnuniyetle dinler, kabul ederim, ancak kulağımda sürekli bir ses kovalasam da gitmeyen bir ses diyor ki; 6 yıl boyunca neredeydiniz, neden sorgulamadınız ? Neden yapıcı eleştirilerinizi iletmediniz ? Defalarca söylediğimiz halde ve ne kadar kolay ulaşabileceğinizi bildiğiniz halde neden kapımızı çal-madınız ? Konuşmanız gereken zamanda neden hep suskun kaldınız ?" dedi [74].

Erkan Yaman ise, Gülşen Yakupoğlu'nun aksine, doktora tezinde [72] "Türkiye'de üniversitelerin genel görünümü : [Korku kültürü hakim. Baskıcı ve

otoriter yönetim anlayışı üniversiteyi yozlaştırıyor. Akademisyenler sürekli sindiriliyor, tehdit ediliyor. Adam kayırma ve yandaşlık had safhada. Öğretim elemanları bu ortamda bilim üretemiyor ve mutsuz]" diyordu. Öğretim elemanları ve öğrencilerin öğretimdeki sorunları dile getirme çabalarına ve akıbetlerine örnek vakalar bir alt bölümde anlatılacaktır.

Erkan Yaman, "Üniversitelerde bir eğitim yönetimi sorunu olarak öğretim elemanının maruz kaldığı informal cezalar: Nitel bir araştırma" başlıklı doktora tezini [72] YÖK ve üniversite yöneticilerince resmi olmayan yöntemlerle cezalandırılarak mağdur edilen akademik personelle (15 (erkek : 6, kadın : 9 ; araştırma görevlisi : 5, yardımcı doçent : 4, doçent : 2, profesör : 4 ; yaş ortalaması : 39 ; çalışma süresi ortalaması : 13 yıl) görüşerek hazırladı. Türkiye'de üniversitelerdeki otoriter yapı, sisteme uymayan öğretim üyelerine yasa ve yönetmeliklerde yer almayan cezalar

(ayrımcılık, kayırma, yıldırma, korkutma, ihmal, sömürü, istismar, bencillik, işkence, eziyet, şiddet, baskı, saldırganlık, iş ilişkilerine politika karıştırma, hakaret ve küfür, bedensel ve cinsel taciz, görev ve yetkinin kötüye kullanımı, dedikodu, dogmatik davranışlar, yobazlık, bağnazlık, vd) veriyordu. Erkan Yaman tezini hazırlarken mağdurları çeşitli yöntemlerle belirledi, mağdurların cezalara maruz kaldıklarından emin olduktan sonra görüşme talebini iletti,

"irformal cezalara maruz kalan öğretim elemanının tespiti, ikna edilmesi, maruz kaldığı cezalarla ilgili görüşme talebi iletildiğinde korkmaları, “bizim burada böyle şeyler yaşanmaz, bu tip davranışlar sergilenmez, bizim

üniversitede, fakültede böyle şeyler olmaz” benzeri ifadelerle görüşmek istememeleri, mağdurların maruz kaldıkları cezaların bilinmesinden kuşkulanmaları, maruz kaldıkları cezaları inkar etmeleri, sert ifadelerle saldırgan tepki göstermeleri, görüşmelerin kaydedilmesinden korkmaları, ses kaydı istememeleri, anlattıkları çoğu

şeyin kayıtlara geçirilmesini istememeleri, mağdurların söz verdikleri halde görüşme randevularına gelmemeleri, kaçmaları,

73

mağdurların bazı sorulardan rahatsız olmaları, cevap vermek istememeleri, mağdurların güvenini kazanmak, rahatlatmak için araya tanıdıklar sokulması

gerekmesi" sorunlarıyla karşılaştı [72].

Mağdurların açıklamalarından örnekler (bunlar bir alt bölümde anlatılacak örnek vakalar ile tamamen örtüşmektedir) :

["Üniversitelerde askeri hiyerarşik yapılanmanın bir benzeri var.", "Yöneticilerle ters düşen öğretim elemanlarına ambargo uygulanıyor, sosyal

bakımdan tecrit ediliyor, dışlanıyor.", "Bir mağdur, yöneticilerle ters düştüğünde, yöneticiler, üniversitedeki memur ve

müstahdemlere varıncaya kadar herkese kendisiyle konuşulmaması talimatı veriyor. Korkudan kimse mağdurlarla arkadaş olmuyor. Tez öğrencilerinin danışmanıyla görüşmesi engelleniyor. İnsanlar, memur ve hizmetliler dahil, korkuyor.",

"Yöneticiler, mağdurları, “düşman öğretim üyeleri” olarak tanıtıyor.", "Bir akademisyen, bir bilim insanı, tuvalete giderken dahi izin istemesi gerekiyor.", "Akademisyenlikte usta-çırak ilişkisi bulunuyor, amirin onayı olmadan bir şey

olunamıyor; bu yüzden insanlar hak aramaktan çekiniyor, korkuyor. Böylece ideolojik yapılanma ve kadrolaşma etkisini devam ettirebiliyor."],

["Mağdurlara iş yerinde oda verilmiyor, ortada bırakılıyor, normalde oda olarak kullanılmayan kötü koşullara sahip çalışmayan uygun olmayan (deponun bir köşesi, paravanla bölünmüş çayocağı, tuvalet yanı, gibi) yerler oda olarak veriliyor, kötü masa, kötü sandalyeden başka malzeme verilmiyor. Mağdurlar, kalabalık odalara atılıyor. Mağdurların odalarına muhbirler yerleştiriliyor."],

["Mağdurlara ders verdirilmiyor, tez öğrencisi verdirilmiyor (bir sonraki aşamada işten atılır) (bunlar ücretten fazla ek gelir getirebilir, işi koruma, yükselmede kullanılır). Mağdurlar, kimsenin gitmek istemediği uzak yerlerdeki (diğer illerdeki, diğer ilçelerdeki, ilgisiz birimlerdeki) mağdura göre düşük nitelikli, ilgisiz, dersler verdiriliyor, sürgüne gönderiliyor. Mağdurlar akademik olmayan birimlere sürgüne gönderiliyor."],

["Mağdur öğrenciye (tüm yüksek lisans, doktora boyunca) hiç ders yapılmıyor, dersleri boş geçiyor, not verilmiyor. Dersler yapılmış gibi gösteriliyor, birileri yapılmayan derslerden ücret alıyor. İtiraz edenler daha çok cezalandırılıyor."],

["Mağdurların yerine üniversite dışından belirsiz (!) kişilere ders verdiriliyor, ders veriyor gösteriliyor, dersler boş geçiyor."],

["Ortamdaki kimse mağdurlara destek olmuyor, mağdurlara yapılanları görmezden geliyor, mağdurları yok sayıyor, mağdurlara yapılanlar hakkında konuşmak istemiyor. Bazıları, mağdurlara eziyet edenlere muhbirlik yapıyor. Bazıları mağdurların cezalandırılmasına destek veriyor, ortak oluyor. (Türkçede bu durumlarda kullanılan, “düşenin dostu olmaz”, “düşene bir tekme de sen vur” şeklinde deyişler vardır)."],

["Cezalara, baskılara, tacizlere dayanamayan mağdurlar, istifa ediyor, yüksek lisansı, doktorayı bırakıyor. Mağdurlar, cezaları, baskıları, tacizleri belgeleseler de hak aradıklarında sonuç alamıyor."],

["Mağdurlara her türlü iftira atılıyor, iftiralar kurgulanıyor, kendilerinin ya da başkalarının yaptığı suçlar mağdurların üzerine yıkılıyor."],

["Başarısızlar, başarılı olanları cezalandırıyor. Üstlere (resmi ya da resmi olmayan), koşulsuz itaat etmeyenler cezalandırılıyor."],

["Üsttekiler, her zaman alttakileri ezebiliyor, istediğini yaptırabiliyor, yapmayana eziyet ediyor, işten atmaya çalışıyor. Yetki ve sorumluluklardaki belirsizlikler, bunu kolaylaştırıyor. Yasalar ne derse desin, uygulamada her türlü hak (üniversite içinde, hukuk sisteminde) arayışında üsttekiler haklı çıkartılıyor, hukuk sistemine müdahele ediliyor."],

["Mağdur hak aramaya kalktığında kimse şahit olmak istemiyor."], ["Mağdurlar, yasal mücadele yollarını bilmiyor, hak arama maliyetinin bütçesi için

74

yüksek olacağını düşünüyor, uğraşmak istemiyor, sonuç alamayacağını, hak ararsa daha çok cezalandırılacağını düşünüyor."],

["Üniversitede adalet yok, ahlak yok, etik yok."], ["Türkiye'de akademik hırsızlık çok fazla. Mağdurlar, çalınacağı için çalışmalarını

paylaşmaktan çekiniyor, kimseye güvenmiyor."], ["Yöneticiler, evrakları sümenaltı ediyor, ortadan kaldırıyor, yok ediyor, yalan, yanlış

bilgi veriyor, sapıttırıyor, yanıltmaya çalışıyor, mağdurların her işini zorlaştırmak için her türlü hileyi yapıyor, hileli soruşturmalar açıyor."],

["Bayanlara çocuk sahibi olma yasağı uygulanıyor, çocuk sahibi olanlar işten atılıyor."] [72].

Mağdurlara eziyet etme gerekçelerine örnekler : "mağdur edenin keyfi, çıkar hesapları, siyasi hesapları, inanç/inançsızlık/mezhep/tarikat/cemaat hesapları, mağdur edilene düşmanlığı, ideolojik yapılanma ve kadrolaşma" [72].

Mağdurların en çok şikayet ettiği konulara örnekler : "öğretim elemanlarına akademik yükseltmelerde kadro verilmemesi veya

engellenmesi"; "yaptıkları bilimsel çalışmalara değer verilmemesi"; "yayınlarının yöneticiler tarafından olumsuz biçimde eleştirilmesi.", "Üniversitelerdeki baskı ve sindirme kültürü, an alt aşama olan araştırma

görevliliğinden itibaren oluşturuluyor. Araştırma görevlileri, gelecekleri, iş hayatları ve yükselmeleri sürekli bir üst amirinin elinde olduğu için özel işlerde kullanılıyor. Araştırma görevlileri, informal cezaya maruz kalmamak için öğretim üyeleri ve yöneticilerin derslerine giriyor; ama ücretini başkası alıyor, onlar adına akademik çalışma yapıyor; ama ismi yazılmıyor, özel işlerinde kullanılıyor veya çanta taşıtılıyor." [72].

Cezaya maruz kalan akademisyenlerde sıkça ortaya çıkan rahatsızlıklara, hastalıklara örnekler :

"kronik uyku bozukluğu, kronik yorgunluk sendromu, aşırı kilo alma veya verme, boyun ve sırt ağrıları, kalp ritim bozukluğu, ağız kuruluğu, sersemlik hissi, kontrolünü yitirme korkusu, titreme ve seğirmeler, nefes almada zorluk, alerjik reaksiyonlar, baş ağrısı veya migren, kaşıntı ve döküntüler, saçlarda beyazlaşma veya dökülme gibi fiziksel etkiler"; "psikolojik rahatsızlıklar :

stres, mutsuzluk, hüzün, öğrenilmiş çaresizlik, vd." [72].

75

Erkan Yaman “Türkiye'nin en önemli sorunu, aydınların henüz bu korku kültürünü tartışmaya dahi

açamaması. Korku kültürü bir dünya görüşü, yaşama bakış tarzı, diğer insanlarla paylaşılan bir algılama zemini oluşturur. Bu algılama zemini, insanın özünü, onurunu, tekliğini önemsemez; bu zeminin önemsediği en önemli faktör güçtür. Bu bir kültürdür ve ülkemizdeki insanlar bu kültürün içinde yoğrulmuşlardır. Türk toplumunun en can alıcı sorunu budur. Nitekim araştırmamızın bulgularında da öğretim elemanları, çalıştıkları fakülte ya da bölümlerde yöneticileri tarafından oluşturulan korku kültürünün onlarda ciddî düzeyde olumsuz örgüt iklimi algısının ve sorunların oluşmasına neden olduğunu belirtmiştir." diyordu [72].

Nuri Alan (eski başkan, Danıştay) da "İdare, bireye karşı baskıcı tutum içindedir : işlemlerinde hukuk değil, siyasi

kayırmacılık ve çıkar ilişkileri egemendir. İdareye karşı dava açan bireye idare iyi gözle bakmamakta, idari yargıdan yürütmenin durdurulması veya iptal kararı alan bireyi daha ağır işlemlerle baskı altına almakta veya cezalandırmaktadır", demektedir [75].

Bir alt bölümde arXiv makale arşivinin, 6 akademik personeline ait 17 makalesini intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurduğu (Ağustos.2007) [8] ÇOMÜ'de "öğretim" anlatılacak, ÇOMÜ'de alt yapının çok sağlam olduğu ve arXiv'in 65 makalesini intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurduğu 14 kişilik gurup (Ağustos.2007) [8] içindeki en kalabalık şebeke olmasının tesadüf olmadığı (ayrıca bu şebekenin, diğer 8 kişinin oluşturduğu şebekelerle bağlantıları) gösterilecektir. ÇOMÜ'deki alt yapının resmi kayıtlarda geçirilmesinde, tarihe not düşülmesinde Tansu KÜÇÜKÖNCÜ (yazar) önemli rol oynamıştır; Erkan Yaman'ın belirttiği üzere

Türkiye üniversite sisteminde "korku kültürü"nün hakim olması nedeniyle yapılan hak hukuk ihlallerini belgelemek, izini sürmek, tanıkları tanıklık yapmaya ikna etmek, ve dürüstçe tanıklık etmelerini sağlamak çok zordur. ÇOMÜ'deki hileli "bilimsel görünümlü" organizasyonlar, konferanslar, dergiler, vb faaliyetleri ortaya çıkartan ve ÇOMÜ'yü 1 bölüm başkanı (Servet Senyücel, yardımcı doçent) ile 1 daire başkanını (Cemal Ardıl, öğretim görevlisi) işten atmak zorunda bırakan [31] da Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'dür. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün benzer bir başvurusu üzerine Haliç Üniversitesi de bir dekanını (Ali Okatan) işten atmak zorunda kalmıştır [34]. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ,

"Türkiye üniversite sisteminde bilim sahteciliğinin [yazılı olmayan resmi politika] olması" ve

"ÇOMÜ'deki bilim sahteciliği faaliyetlerinin önünde engel olarak görüldüğü" için

2001'den beri yoğun insan hakları ihlallerine maruz bırakılmaktadır; bu insan hakları ihlalleri (aşağıdaki bölümlerde anlatılacaktır) aynı zamanda ÇOMÜ'de öğretimin "0"lanmasının önemli bir kısmını oluşturmaktadır.

Yurtdışında (İtalya) bir doktora tezinde [76] Türkiye'de bilim sahteciliği vakalarının (arXiv, vd) örtbas edilmesinin geleneksel olduğundan bahsedilmiş, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ kaynak gösterilmiştir.

76

2.1. Bilim sahteciliği iddiası vakaları ve "öğretim (??)" : Çanakkale Onsekiz / 18 Mart Üniversitesi örneği

ÇOMÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümüne verilen bir dilekçede (14.03.2001) ([37] ekinde kayda girdi)

"İsmail Kahraman'ın (öğretim görevlisi) dersleri “öğretim işi” olarak değil, yandaşlarla paylaşılacak “rant kaynağı” olarak görmesi ve dersleri kimin vereceğine buna göre karar vermesi,

kendi üzerine aldığı derslerin yükünün haftada 30 ders saati olması, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye verebileceği dersler konusunda fikrinin sorulmadan ders

verilmesi, bunların ders yükünün haftada 6 ders saati olması. İsmail Kahraman'ın yandaşlarıyla dersleri kimin vereceği konusunda rant pazarlığı

yapması, ders vermesine izin vermediği Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'yü az ders vermekle suçlaması,

bölümden uzaklaştırmak için kulis faaliyetleri yapması" anlatıldı. Hüsnü Baysal (bölüm başkanı) , bu dilekçeyi kayda geçirmedi, ve dilekçe hakkında hiçbir işlem yapmadı. ÇOMÜ Mühendislik Fakültesine verilen bir dilekçede (04.04.2001) ([37] ekinde kayda girdi)

"İsmail Kahraman hakkındaki şikayetlerin tekrarlanması; önceki dönemlerde olduğu gibi dönem başından itibaren :

İsmail Kahraman'ın, üzerine aldığı bazı derslere bir kez dahi uğramaması, bazılarına Ahmet Kemal Ökmen'i (araştırma görevlisi) göndermesi, ders

ücretini ise kendi alması, tüm öğrencilerin, İsmail Kahraman'ın, üzerine aldığı derslerin çoğu

hakkında, temel kavramların öğretilmesi gereken en basit derslerde dahi, bilgisinin son derecede yetersiz olmasından yakındığı;

İsmail Kahraman'ın, üzerine alıp girmediği derslerin, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün rahatlıkla verebileceği dersler olduğu,

İsmail Kahraman, engel olduğu için Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün bu dersleri üzerime alamadığı,

İsmail Kahraman derslere girmediği için dönem başından beri boş geçen bu dersleri, dönemin geri kalanında Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün üzerine almak istediği,

öğrencilerin, İsmail Kahraman'ı şikayet etmekten korktukları, İsmail Kahraman'a, bilgi yetersizliği, ilgisizliği, ve sahteciliği nedeniyle

Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde ders verilmemesi gerektiği" anlatıldı. Salih Zeki Tutkun (dekan), bu dilekçeyi kayda geçirmedi, İsmail Kahraman ve Tansu KÜÇÜKÖNCÜ ile 1+ saat görüştü, ve dilekçe hakkında hiçbir işlem yapmadı.

Hüsnü Baysal, bozuk Türkçeyle yazılmış bir yazıyla ve gerçek-dışı ifadelerle Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'yü "doktora öğrenimi görme suçu" (ayrı bir başlık altında

anlatıldı) işlemeklesuçladı (24.05.2001) [38] (Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, bu yazıyı, kayda girdiği gün tesadüfen gördü), kayda girdikten sonra bu yazı değiştirilmiş (bir kopyasını 1+ yıl sonra ilgili dava dosyasından güçlükle edinebildi) :

".... Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, göreve başladığım 21.Şubat.2001 tarihinden önce Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü'nde doktora öğrenimine başladığını ve halen doktora öğrenimini sürdürdüğünü belirtmektedir. bu nedenle herhangi bir mesuliyet kabul etmediğimi bildirir ve ilgili kanun maddelerine göre kendisi hakkında işlem yapılmasını ....". Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, ÇOMÜ'ye öğretim görevlisi kadrosu için başvururken verdiği özgeçmişinde

"doktora öğrencisi olduğunu, tez aşamasında olduğunu, bitirmesine az kaldığını"

77

detaylarıyla açıkça belirtmişti (09.12.1999), suçlanana dek doktora öğrenimi görmenin suç olabileceği kendisine söylenmedi, haberi olsa iş başvurusunu hiç yapmazdı. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ ile mülakat yapan, tez aşamasında doktora öğrencisi olduğunu bilerek işe alınmasını öneren mülakat formunu imzalayan kişi Hüsnü Baysal'dı (15.12.2009), 1 yıl sonra Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün ÇOMÜ'de iş sözleşmesinin 1 yıl uzatılması için imza atanlardan (Aralık.2000) birisi de Hüsnü Baysal'dı. 7+ yıl süren davalarda

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'den ["doktora öğrenimi görme suçu" işlerken suç üstü yakalandı]

şeklinde bahsedildi. Oysa Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, "Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün öğretim görevlisi olarak atanmasında kanuni olarak bir

sakınca yoktur" yazıyla (Aralık.1999; imza : rektör) işe başlatılmıştı. Hüsnü Baysal,

"doktora öğrenimi görme suçu" işlediği gerekçesiyle Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye 2001 Güz döneminde ders verilmediğini bildirdi [39] (sonraki dönemlerde de Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün ders vermesi engellendi).

ÇOMÜ Mühendislik Fakültesine verilen bir dilekçede (19.11.2001) [37] "Hüsnü Baysal'ın Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün haberi olmaksızın, bölümde verilecek

dersleri paylaştırması, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye bölümde ders verdirmemesi, bu konuda Tansu

KÜÇÜKÖNCÜ'ye sözlü ya da yazılı hiçbir açıklama yapmaması, bölümdeki öğretim elemanlarının, bölümdeki bütün dersleri vermek için niceliksel ve

niteliksel olarak yetersiz olması, bölümde okutulan bazı derslerin boş geçmesi, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün boş geçen dersleri vermek istemesi; başka şehirdeki bir başka üniversiteden bir kişiye (Servet Senyücel) ücret

karşılığında bölümde çok sayıda ders verdirilmesi, bu kişiye haksız kazanç sağlanması : daha önce Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün verdiği bir derste, Servet Senyücel'in 6

hafta boyunca dersle ilgili tek bir söz etmediği, bu ders hakkında bir fikri olmadığı, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün “geri kalan 8 hafta boyunca bu dersi vermek”

istemesi" anlatıldı. Salih Zeki Tutkun (dekan), dilekçe hakkında hiçbir işlem yapmadı. Aynı gün Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, "doktora öğrenimi görme suçu" işlediği gerekçesiyle zorla öğretim görevliliğinden araştırma görevliliğine düşürüldü [40]. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ idari personel (sıradan memur) olarak Bilgi İşlem Dairesine sürüldü [41], burada oturması için sandalye bile verilmedi; daire başkanı, Cemal Ardıl'dı.

"Doktora öğrenimi görme suçu" işlediği gerekçesiyle Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye en yüksek oranda aylıktan kesme cezası verildi (soruşturmacı : Arsan Bilişli (profesör, başkan, Gıda Mühendisliği Bölümü)) [42]. Aynı gerekçeyle, Osman Demircan (rektör yardımcısı), Ankara Üniversitesi ve YÖK'e yazdığı 2'şer yazıyla

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün doktoradan atılmasını istedi [43][44], Aybar Ertepınar (başkan yardımcısı, YÖK), Ankara Üniversitesi'ne yazdığı yazıyla

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün doktoradan atılmasını istedi [45], Ankara Üniversitesi, doktorasını bitirmek üzereyken Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'yü doktoradan attı [46] (hiçbir yasal dayanağı olmaksızın, aksine "öğrenim hakkı" çeşitli yasa maddeleriyle güvence altına alınmış olmasına rağmen tamamen keyfi olarak). İlgili davada yürütme durdurulmadı, karar 1+ yılda çıktı, ve 1+ yıl bekletildi, gönderilmedi. Ankara Üniversitesi (rektör : Nusret Aras (Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davası iddianamelerinde ETÖ'nün emriyle hükümet karşıtı miting (25.Ekim.2003; Tandoğan meydanı, Ankara) düzenletmek gibi bazı faaliyetlerde bulunmasına geniş bir şekilde yer verilmektedir [94][95][96]), ve Fen Bilimleri Enstitüsü müdürü),

78

mahkeme kararını 1.5+ yıl uygulamadı. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün öğrenim hakkı 5 yıl gaspedildi; lehine mahkeme kararına rağmen doktoraya öğrenci affı ile dönebildi (2005). Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, Mart.2007'de doktora öğrenimini tamamladı.

Bir soruşturmaya (konu, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün meçhul bir saat aralığında odasında bulunmadığı iddiasıydı, dekan 2 soruşturmacı görevlendirmişti, biri Azerbaycan vatandaşıydı) verilen cevapta [47]

"şikayetçinin (Servet Senyücel) şikayetle ilişkili tarihte Çanakkale'de bile olmadığı, 2 soruşturmacının soruşturmada şikayetçi ile birlikte hile ve manipülasyon yaptığı, bölümde

[daha önce Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün vermiş olduğu, ya da Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün mesleki birikimi ve tecrübesi dolayısıyla içeriğine uygun olarak rahatlıkla verebileceği bazı derslerin]

[boş geçtiği, bazı derslerin içerikleriyle hiç alakası olmayan konularla

geçiştirildiği, bölümdeki bazı öğretim elemanları üzerlerinde gözüken teorik

(uygulama olmayan) derslere de kendi yerlerine araştırma görevlilerini sokmaya, hatta kendileri derslere hiç uğramaksızın bütün dönem boyunca kendi

yerlerine araştırma görevlilerini derslere sokmaya, kendileri doğru düzgün derslere bile girmemeye devam ettiği, bir dersi 2002 Bahar döneminde, İsmail Ünlü'nün (ÇOMÜ dışı, askeri

personel) vermekle görevlendirildiği, bu nedenle bu kişiye ödemeler yapılmış gözüktüğü (ders ücreti,

yol ve gündelik giderler), bu kişinin dönem boyunca sadece bir iki kez derse geldiği, dönem boyunca uygulama derslerinin boş geçtiği, yapıldığı kadarıyla derslere Cihangir Yüksel'in (ÇOMÜ dışı,

askeri personel) geldiği, bu kişinin eğitim durumunun ve dersi vermeye yetkin olup

olmadığının belli olmadığı]; [Servet Senyücel'in, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü için yeni bir

ders programı hazırladığı] [bu ders programına eşi Nurgül Senyücel'in (makina

mühendisi) Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde öğretim görevlisi olarak varlığını meşru kılacak, bilgisayar mühendisliği lisans eğitimi ile ilişkisi meçhul, eşine özel dersler koyduğu.,

aynı şeyi arkadaşı Cemal Ardıl (anılan kişinin fizik bölümü mezunu olduğu, bilgisayar mühendisliği derslerini verebilme becerisinin meçhul olduğu) için de yaptığı,

bilgisayar mühendisliği ile ilişkisi meçhul, sadece anılan kişiye özel 6 dönem boyunca haftada 3'er saat (toplam olarak haftada 18 saat) Teknik İngilizce dersi koyduğu

(Cemal Ardıl'ın ingilizce dersi vermeye ne kadar yetkin olduğunun, üstelik üniversitede asıl branşı ingilizce öğretimi olan öğretim elemanları varken meçhul olduğu).

Servet Senyücel, halen yürürlükte olan ders programındaki son 2 dönemdir kendisinin ve geçtiğimiz dönem eşi Nurgül Senyücel'in, bilgileri olmadığı halde üzerlerine alıp, dolayısıyla vermeyi beceremedikleri hemen tüm dersleri yeni hazırladığı ders programından çıkardığı.

Kaldırdığı derslerin bir kısmının, bilgisayar mühendisliği öğretimi için oldukça önemli olduğu.

Bir kısmının ise temel bileşen niteliğinde olduğu.

79

Bu derslerin bir kısmının Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün uzmanlık alanı olan dersler olduğu];

İsmail Kahraman'ın, derslere girmediği, girdiği bölümün en basit dersini bile vermeyi beceremediği, dönem boyunca derse kendisi uğramayıp yerine Ahmet Kemal

Ökmen'i (araştırma görevlisi) soktuğu, üstüne, girmediği bu derslerin ücretlerini aldığı; Servet Senyücel'in,

derslere girmediği, girdiği dersleri dersin adı ve içeriğiyle alakası olamayan konularla

geçiştirdği, bugüne dek üzerine aldığı nerdeyse hiçbir dersi vermeyi

beceremediği, dönem boyunca kendi girmesi gereken teorik derslere kendi yerine

araştırma görevlisi soktuğu, üstüne, girmediği bu derslerin ücretlerini aldığı. Nurgül Senyücel'in de

derslere girmediği, girdiği dersleri dersin adı ve içeriğiyle alakası olamayan konularla

geçiştirdiği, bugüne dek üzerine aldığı neredeyse hiçbir dersi vermeyi

beceremedği, dönem boyunca kendi girmesi gereken teorik derslere kendi yerine

Bahadır Aydın'ı (araştırma görevlisi) soktuğu (tehdit ederek adı geçen kişiye bazı özel işlerini de yaptırdğı),

üstüne, girmediği bu derslerin ücretlerini aldığı. Salih Zeki Tutkun'un (dekan)

bunlarla ilgili hiçbir işlem yapmadığı. Salih Zeki Tutkun'a (dekan) derslerin ilgisiz konularda geçiştirilmesi v.b.

şikayetlerde bulunan öğrencileri, Servet Senyücel ve Nurgül Senyücel'in tehdit ettiği" anlatıldı. Bu soruşturma ile Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye üstüste 2 kez aynı disiplin cezası verildi. ÇOMÜ'ye verilen çok sayıda dilekçede (2001-2003)

Servet Senyücel, Nurgül Senyücel, Cemal Ardıl, İsmail Kahraman, Muammer Ceylan, vd hakkında benzer şeyler anlatıldı ve

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ "ders vermek istedi" (örnekler : [37][48][49][55]). Bu dilekçeler hakkında hiçbir işlem yapılmadı, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye çok sayıda en ağır disiplin cezaları (kademe durdurma, vd) verildi. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, benzer şeyler anlattı,

"ders vermek istedi", "öğretim görevliliğinden zorla araştırma görevliliğine düşürülmesi"ni iptal eden

mahkeme kararının (Bursa 2. İdare Mah. E.2002-26 K.2003-5) uygulanmasını istedi. Servet Senyücel, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye oturacak sandalye bile vermedi,

bölümde öğretim elemanına ihtiyaç olmadığını iddia etti [50] (Servet Senyücel'in haftalık ders yükü 40 ders saati idi, ve bu derslerin tamamı bomboş geçiyordu; Servet Senyücel atılmasına neden olan konferans faaliyetleri ile uğraşıyordu). Salih Zeki Tutkun (dekan),

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün sürgüne gönderilmesini talep etti [51]. Hazırlanan bir tuzakla Tansu KÜÇÜKÖNCÜ uzak bir ilçedeki ziraatle ilgili bir meslek yüksek okuluna sürgüne gönderilmek istendi [52]; Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, sürgüne gitmeyi reddetti ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümüne gitmeyi sürdürdü, tedavi görmesinin engellenmesine ve sağlık birimlerine sevki için yazı verilmemesine çok sayıda dilekçe ile itiraz etmesi üzerine 40 gün sonra istifa etmiş sayıldı ve işten atıldı [53], işten atılı durumdayken 3.5 ay sonra aynı nedenle

80

2. kez işten atıldı [54].

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün bir dilekçesi [55] üzerine Servet Senyücel, Nurgül Senyücel, ve Cemal Ardıl hakkında

"sorumlusu olduğu dersi, görevi olmadığı halde bölümün başka bir öğretim elemanına verdirmek,

vermediği dersin parasını almak, derse kendilerinin girmediği konusunda dekanlığa şikayette bulunan öğrencilerin

bölüm başkanınca tehdit edilmesi" konusunda araştırma (soruşturma değil) yapıldı. Arsan Bilişli, raporunda

"bölümde ders programlarına ve saatlerine uyulması, sık sık değişiklikler yapılmaması ve öğrencilerin bu konularda bilgilendirilmesi; sınav sonuçlarının zamanında açıklanması, mezuniyet proje ve konularında öğrencilere yeterli yönlendirme yapılması; ders içeriklerinin üniversitemiz kataloğunda yer alan konulardan farklı olarak

işlenmemesi; seminer çalışmalarının ders saatleri dışında yapılması ve derslerin aksatılmaması, aksatılan derslerin en kısa sürede telafi edilmesi; bölüm elemanlarının düzenli ve disiplinli bir şekilde öğrencilerin eğitimine

yönlendirilmesi" konularına dikkat çekti [56]. Arsan Bilişli, bölümdeki öğrencilerin çoğu ile görüştü, öğrencilerin yazılı ifadelerini almak istemedi, yazılı verilen ifadeleri raporuna eklemedi. Soruşturma açılmasına gerek görülmedi. Servet Senyücel'in, 2002 Bahar döneminde veriyor gözüktüğü 4 farklı dersin sınavlarında öğrencilere sorduğu sorular tamamen aynıydı, ve soruların bu 4 dersin hiçbiriyle hiçbir ilişkisi yoktu. Arsan Bilişli, daha önce Tansu KÜÇÜKÖNCÜ hakkında hazırladığı soruşturma (araştırma değil) raporunda

"doktora öğrenimi görme suçu" kavramını savunmuş,

cezalandırılmasını teklif etmiş ve ceza kararını imzalayanlardan biri olmuştu [42].

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün Servet Senyücel vd hakkında verdiği bir dilekçe üzerine Tansu KÜÇÜKÖNCÜ hakkında açılan bir soruşturmada, soruşturmacı az raslanır bir yöntem izledi,

sipariş rapor hazırlamak yerine iddiaları soruşturdu, 2 tanığın (araştırma görevlisi) ve Servet Senyücel'in yazılı ifadesini aldı.

Soruşturma raporunda "Sanığın .... ifadelerinin ağır olduğu, fakat nedeninin daha önceki olaylara bağlı

olduğu .... yalan söylemekle suçlanan kişilerin hepsinin dinlenmesi ve yalan söyleyip

söylemediklerinin araştırılması gerekmektedir. .... sanığın suçladığı kişilerin .... Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı .... ve diğer

yöneticiler olması nedeniyle, ünvan eşitliği ve üstünlüğü olan bir kişinin soruşturmayı yürütmesi daha uygun olacaktır.

Ayrıca Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde gerçekten ihtiyaç olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.

Çünkü Bölüm Başkanı .... Servet Senyücel'in de ifade ettiği gibi 2002 yılında dört (4) öğretim görevlisi ilanının verilmesi ve

öğretim görevlisi Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün daha önce yürüttüğü dersleri vermek üzere öğretim görevlisi Muammer Ceylan'ın göreve başlama tarihinin (03.05.2003), Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün tekrar göreve başlama tarihinden (27.03.2003) sonra olması

bir çelişki olarak görünmektedir. .... Servet Senyücel'in kendisinin de ifade ettiği gibi haftalık ders yükünün 38 saat

81

olması da dikkat çekicidir. ..... bu soruşturmanın salt sanığın dilekçesindeki ifadeler ile değerlendirilmesinin

yeterli olmayacağı, suçladığı veya şikayette bulunduğu kişilerin ifadesine de başvurulması gerektiği, ....

soruşturmanın yeniden daha kapsamlı bir şekilde yürütülmesinin doğru olacağı ...." dedi [58]. 2 tanık yazılı ifadelerinde

"bölümde derslerin işlenmediğini, öğretim elemanı sayısının yetersiz olduğunu" söyledi [58]. Cengiz Tuğral (avukat, eski başkan (Çanakkale Barosu), başkan yardımcısı (Barolar Birliği); ÇOMÜ'nün özel avukatı),

".... Hakan Turhan tarafından yapılan soruşturma sonucu hazırlanan rapor ve eklerinin incelenmesinde, sanığın savunmasının alındığı, bir kısım tanıkların dinlenildiği, ancak suçlanan kişinin dilekçelerindeki iddiaları soruşturmaya yönelerek yetki ve görevi dışında işlere yöneldiği rapor ve eklerinin incelenmesinde görülmüştür .... aylıktan kesme cezası verilmesi gerektiği ...." dedi [59]. Ramazan Aydın (rektör), Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye "aylıktan kesme" cezası verdi [60].

Aybar Ertepınar (başkan yardımcısı, YÖK), keyfi öyle istediği için bitirmek üzereyken Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün doktoradan atılmasını istediği [45] (26.03.2002) günlerde (01.05.2002) şöyle diyor [92], fakat bunlarla ilgili hiçbir işlem yapmıyordu :

" .... Kadroları tahsis edilen araştırma görevlilerinin, izin verilmek suretiyle

kendi üniversitelerine görevlendirme yapıldığı, derslere devam etmediği halde etmiş gibi gösterilerek tezlerinin

tamamlattırıldığı .... .... anlaşılmıştır. Söz konusu araştırma görevlilerinin .... mağduriyetlerinin önlenmesi ....".

İsmail Kahraman, Fakülte Kurulu kararıyla sınavsız doktoraya (Boğaziçi Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü) başlatıldı, ve aynı bölüme araştırma görevlisi olarak gönderildi (2002), "yeterlik" sınavını geçemedi ve doktoradan atıldı (2006). İsmail Kahraman, yüksek lisans tezinde (89 sf.; jüri : Mehmet Ali Salahlı (danışman), Hüsnü Baysal, Servet Senyücel) 25 yerde kaynak (4-5 farklı kaynak) göstermişti. Tezin kaynak gösterilmeyen yerleri (örnek : sf. 44..52), bir kaynaktan yararlanmadan yazılamayacak özel bilgiler içermektedir. Kullanılan Türkçe de düzgün değildir. Kötü çeviriden ve konunun terminolojisi hakkında fikri sahibi olmamaktan kaynaklanan ifade hataları vardır. Tezin sonunda "Kaynaklar" başlığı altında 15 kaynak listelemişti, 3'ünün yazarı kendisiydi (bunlarda ise gösterdiği kaynak sayısı : "0"dı, 2'si başlık farklı, içerik olarak tamamen aynıydı; ortak yazarları : Mehmet Ali Salahlı, İlhami Yavuz). Tezin 53..58 (6 sf.) sayfaları tamamen, kaynak göstermeksizin, http://www.esru.strath.ac.uk/Reference/concepts/fuzzy/fuzzy.htm adresindeki orijinal eserin “Introduction” başlıklı bölümün son 2 paragrafının ve “What is a Fuzzy Set” (sayfa-1, 2, 3) “Operations on Fuzzy Sets” bölümlerinin tamamının olduğu gibi bire bir Türkçe çevirisidir. İlhami Yavuz, özgeçmişinde danışmanlığını yaptığı yüksek lisans tezleri arasında İsmail Kahraman'ın yüksek lisans tezini yazmaktadır. “2007'de arXiv'in bilim sahteciliği (intihal; çalıntı, aşırma) vakası duyurusu”nda [8][9][10] (Ağustos.2007) arXiv makale arşivinin intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurduğu 65 makalenin 14 sahibinin tamamı İlhami Yavuz'un tez (yüksek lisans, doktora) öğrencileri ve öğrencilerinin ... öğrencileridir.

Ahmet Kemal Ökmen, Fakülte Kurulu kararıyla sınavsız doktoraya (ODTÜ, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü) başlatıldı, ve aynı bölüme araştırma görevlisi olarak gönderildi, "bilimsel hazırlık" (lisans dersleri) aşamasını geçemedi ve 1 yılın sonunda doktoradan atıldı. Tezin tamamında 21 kez kaynak (4-5 farklı kaynak) gösterilmiştir Tezin kaynak gösterilmeyen yerleri (örnek : sf. 42..62 (21 sf.)), bir kaynaktan yararlanmadan yazılamayacak özel bilgiler içermektedir.

82

Kullanılan Türkçe de düzgün değildir. Kötü çeviriden ve konunun terminolojisi hakkında fikri sahibi olmamaktan kaynaklanan ifade hataları vardır. Tezin sonunda “Kaynaklar” başlığı altında 9 kaynak belirtilmiştir. Bunlardan sadece 4-5 adedi tezin içinde anılmıştır.

İsmail Kahraman, ve Ahmet Kemal Ökmen, doktoradan atılır atılmaz ÇOMÜ'de yeniden işe başlatıldılar. Oysa ÇOMÜ, aynı durumdaki çok sayıdaki kişiyi yeniden işe başlatmıyordu, işten atıyordu,

"2547 s.k.un, 35. maddesi uyarınca kadrolarının bulunduğu üniversitedeb bir başka üniversiteye geçici olarak aktarılanlardan sağlık sebepleri hariç herhangi bir nedenle eğitimini tamamlayamayanların göreve başlatılmaması, taahhütname ve kefaletname hükümlerine göre işlem yapılması ve yükseköğretim kurumlarında görev verilmemesi gerektiği"ni yazan YÖK yazısını [57] gerekçe gösteriyordu. Dava açanlar, davaları kaybediyordu.

Servet Senyücel ve Cemal Ardıl'ın ÇOMÜ'den atılmalarıyla birlikte, Nurgül Senyücel bir meslek yüksek okuluna, Muammer Ceylan, bir ilçedeki bir meslek yüksek okuluna sürgüne gönderildi, bir daha Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde ders verdirilmediler.

arXiv makale arşivi, Hüsnü Baysal'ın 7 makalesini intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurdu (Ağustos.2007) [8].

Bir gurup akademisyen (Ural Akbulut (eski rektör, ODTÜ), Nusret Aras (eski rektör, Ankara Üniversitesi), Tunçalp Özgen (eski rektör (Hacettepe Üniversitesi); eski üye (YÖK)), Engin Ataç (eski rektör (Anadolu Üniversitesi); eski üye (YÖK)), Ülkü Bayındır (eski rektör, Ege Üniversitesi (İzmir)), Atilla Aşkar (rektör, Koç Üniversitesi) ve Yaşar Sütbeyaz (rektör, Atatürk Üniversitesi (Erzurum)), Bilgehan Ögel (ODTÜ), Nergis Gürel (ODTÜ), Rafet Çevik (ODTÜ), Başak Öztürk (ODTÜ)), Türkiye'deki üniversitelerin perforansları üzerine bir çalışma yaptı [61]. Hazırladıkları "öğretim üyesi başına düşen yayın sayısı" sıralamasında ÇOMÜ, "11." sıradaydı. arXiv makale arşivinin ve peşi sıra çeşitli uluslararası dergilerin intihal (çalıntı, aşırma) nedeniyle arşivlerinden attığını duyurduğu makaleler, ve Dr (??) Cemal Ardıl'ın "akademik saadet zinciri" faaliyetleri adresli yayınlar da yayın olarak kabul edilmişti.

83

2.2. “Doktora Öğrenimi Görme Suçu” kavramı

Daha genel adıyla "lisansüstü öğrenim görme suçu" kavramı. 1997'de başlatılan Türkiye üniversitelerindeki o tarihe kadarki en büyük "kadrolaşma ve tasfiye operasyonu"nda kullanılmak üzere icat edilmiş bir kavramdır. Operasyonu yürütenler arasında bazı yargı (özellikle yüksek yargı) üyeleri de yer almaktaydı. Kavram, tasfiye edilmek istenenlerin "yasa, anayasa ve uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınmış" olan "öğrenim hakkını" gaspetmek

(öğrenime başlamasına engel olmak, öğrenimi bırakmaya zorlamak, keyfi olarak öğrenimden atmak (bitirip diploma almak üzere olanları bile)) ve kadrolaşması istenenleri

(bunlar arasında ders görmeksizin yüksek lisans diploması sahibi yapılanlar, yüksek lisans tezleri "bilim sahteciliği" vakası olanlar da vardı) sınavsız lisansüstü öğrenime başlatmak ve araştırma görevlisi olarak görevlendirmek amacıyla kullanıldı. Ahmet T. Keşli de

"Bu konuda çok sayıda Öğretim Elemanı, mağdur edilmiştir. Yargı kararları bir derece konuya açılım getirmesine rağmen, Yükseköğretim sistemi içindeki idarecilerin sahip olduğu ve sahip olmadan kullandığı aşırı geniş yetkiler sebebiyle, pek çok durumda konu yargıya intikal ettirilememiştir. Yargıya intikal ettirenlerin çoğu da [Hak Arama Özgürlüğü]nü kullanıp dava açtığı için Üniversiteden atılmıştır" demektedir [67]. Ahmet T. Keşli, çalışmasında [67], bazı idare mahkemesi kararlarını kaynak göstermişti. Bu konuda mağdur lehine olan idare mahkeme kararlarının özel durumlar hariç tamamı Danıştay'da (8. Daire) bozuldu; Danıştay'a göre "Kemal Gürüz'ün, YÖK'ün vb.nin keyfi yasaların üzerindeydi, bunların keyfinin öyle istediği kişiler için [doktora öğrenimi görmek, lisansüstü öğrenim görmek, bilim/teknoloji/akademik bilgi öğrenmek/üretmek] bir suç"tu. 1'i (Eskişehir) hariç, idare mahkemeleri Danıştay'ın bozma kararına uydu, ve kararlarını değiştirdi; 1 mahkeme ise kararında ısrar etti, ve dava Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna gitti.

Kavramı ortaya atan YÖK yazılarında [62][63][64][65][66] " .... araştırma görevlilerinin bulundukları şehir dışında lisansüstü eğitim yapmaları

halinde 2547 sayılı kanunun 35. maddesi uyarınca mecburi hizmet yüklenmek şartıyla kadrolarının tahsis edilmesi,

anılan Kanunun 39. maddesi uyarınca yapılan görevlendirmeler ile veya idari izin verilerek eğitimlerini tamamlamalarına göz yumulmaması,

göz yumanlar hakkında soruşturma açılması istenmiştir. .... Eğitimlerini bulundukları şehir dışında, anılan Kanun maddesi uygulanmadan,

devam edenlere ilişkin şikayetlerin yoğunlasması üzerine Rektörlüklerimiz uyarıldığı halde, bunlara ilişkin tekliflerin vaktinde Başkanlığımıza gönderilmemesi sebebiyle

bazı araştırma görevlilerinin herhangi bir mecburi hizmet yükümlülüğü almadan eğitimlerini tamamladıkları veya

anılan Kanun maddesi uygulanarak eğitimlerine devam etmeleri istenilen araştırma görevlilerinin mecburi hizmet yükümlülüğünden kaçmak için değisik mazeretlerle eğitim yapmaktan vazgeçtikleri bildirilmektedir. ....

[Rektörlüklerimizce, öğretim görevlisi, okutman, uzman kadrosundaki öğretim elemanlarına bulundukları şehir dışındaki üniversitelerde lisansüstü eğitim yaptırılmaması],

[Bulundukları şehir dışında lisansüstü eğitim yapan araştırma görevlilerine 2547 sayılı kanunun 35. maddesinin uygulanması],

[Kadroya atandıkları tarihten önce lisansüstü eğitime başlayan araştırma görevlilerine atandıkları tarih itibariyle 2547 sayılı kanunun 35. maddesinin uygulanması],

[Lisansüstü eğitimlerini anılan Kanun maddesi uygulanmadan yapanlar ve bunlara izin veren idareciler hakkında soruşturma açılması gerektiği] ...." deniliyordu. Bu ifadeler ağır hukuk (yerel ve uluslararası) ihlalleri içermektedir. Bu yazılar,

84

"tasfiye" söz konusu olmadıkça ortaya çıkartılmadı, akademik personel alımı ilanlarında yer verilmedi, "bilgi edinme hakkı kanunu" kapsamında edinmek isteyenlerden bile gizlendi, aksi taktirde bu yazıları keyfi olarak uygulamak güçleşirdi. Yazıların uygulamasında çok daha ağır hukuk ihlalleri yapıldı. Ahmet T. Keşli (avukat, eski araştırma görevlisi, doktora öğrencisi, mağdur), "doktora öğrenimi görme suçu" kavramını, "araştırma görevlisi bağlamında" hukuk açısından detaylı olarak inceledi, yapılan hukuk ihlallerini ortaya koydu [67]; makale, Danıştay Dergisi'ne kabul edilmedi. Ahmet T. Keşli, kendisini "doktora öğrenimi görme suçu" işlemekle suçlayan hukuk (ticaret) profesörünü TCK kapsamındaki faaliyetleri nedeniyle yakalattı ve üniversiteden (Uludağ Üniversitesi) attırdı, dönemin rektörü (Mustafa Abbas Yurtkuran (Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) genel başkan yardımcısı)) ise Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davası kapsamında gözaltına alındı ve tutuklandı (13.Nisan.2009), yargılanıyor [94][95][96], ilk kez dokunulabildi.

Ahmet T. Keşli'nin çalışması [67], "öğretim görevlisi, okutman, uzman, vb" akademik personel bağlamındaki hukuk ihlallerini de büyük ölçüde ortaya koymaktadır. Hem kavramı ortaya koyan yazılardaki, hem bunların uygulamasındaki, bu bağlamdaki hukuk ihlalleri, "araştırma görevlisi bağlamı"na göre çok daha ağırdır.

"Doktora öğrenimi görme suçu" kavramını keyfi olarak uygulayan hiçbir YÖK ve üniversite yöneticisi hakkında ne idari ne adli hiçbir işlem yapılmadı.

Ramazan Aydın (rektör, ÇOMÜ) ".... [[Rektörlüklerimizce, öğretim görevlisi, okutman, uzman kadrosundaki öğretim

elemanlarına bulundukları şehir dışındaki üniversitelerde lisansüstü eğitim yaptırılmaması], [Bulundukları şehir dışında lisansüstü eğitim yapan araştırma görevlilerine 2547

sayılı kanunun 35. maddesinin uygulanması], [Kadroya atandıkları tarihten önce lisansüstü eğitime başlayan araştırma

görevlilerine atandıkları tarih itibariyle 2547 sayılı kanunun 35. maddesinin uygulanması], [Lisansüstü eğitimlerini anılan Kanun maddesi uygulanmadan yapanlar ve bunlara

izin veren idareciler hakkında soruşturma açılması]] gerektiği bildirilmesine rağmen bu kurallara uyulmadığı tespit edilmiştir. [.... bulundukları şehir dışındaki herhangi bir üniversitede lisansüstü eğitimlerinin

ders aşamasında olan, ya da belirtilen tarihten sonra kayıt yaptırarak ders aşamasında olan öğretim görevlisi, okutman, uzman kadrosundaki öğretim elemanlarının

lisansüstü eğitimlerinin hangi aşamada olduğuna bakılmaksızın, hemen öğrencilikle olan ilişkilerini kesmelerinin, tez aşamasında olanların ise araştırma görevlisi kadrosuna geçmelerinin

sağlanması ve 2547 sayılı kanunun 35. maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği, kabul etmeyenler ve yasal konuma uyum sağlamayanlar, ve bu konuma göz yuman yöneticiler hakkında soruşturma açılarak yasal işlem yapılması zorunluluğu

bulunduğunun göz önünde bulundurulmasını]; [Bugünden itibaren de yukarıdaki kurallara uymadan şehir dışındaki herhangi bir üniversiteden yasal statüye uymadan, yasal izin almaksızın, kaçak veya gizli ilişkilerin sürdürülmesi suretiyle alınmış lisansüstü diplomalarına

dayanılarak intibak yapılmayacağını], .... [2547 sayılı yasanın 35.maddesi kapsamı dışında lisansüstü eğitim yapan öğretim

elemanlarına, yasal şartlar dışında izin veren idareciler

85

hakkında soruşturma açılması gerektiğini]; [Belirtilen konuların takibinden bizzat Fakülte Dekanları; Enstitü, Yüksekokul ve

Meslek Yüksekokulu Müdürleri ile öğretim elemanlarının görevli olduğu birimlerin idarecilerinin sorumlu olduğunun bilinmesini]; .... " diyordu [68]. Ramazan Aydın, bu yazıdan sonra da bu yasakları hem halihazırdaki personele hem de işe yeni alınan personele alışageldiği şekilde keyfine göre uygulamaya devam etti

(Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu kararlarıyla elde edilen 70+ ÇOMÜ akademik personeli hakkındaki belgeler çok fazla olmaları nedeniyle kaynaklar listesinde verilmeyecektir); bu yasakları uygulamadığı kişiler arasında

2 müdür (meslek yüksek okulu) (1'i senato üyesiydi, ders aşamasındaydı, haftada 2-3 gün derslere (Anadolu

Üniversitesi, Eskişehir) gidiyordu; diğeri Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'yü bitirmek üzereyken doktoradan atan Ankara

Üniversitesi'nde doktora öğrencisiydi, yıllarca Ramazan Aydın'ın yazılı izinleriyle dersler gitmişti), yazılı izinlerle doktora öğrenimi için haftada 2-3 gün Bulgaristan'a giden 2 kişi

(1 öğretim görevlisi, 1 araştırma görevlisi), İngiltere'ye (yüksek lisans için) giden 1 kişi

(öğretim görevlisi; üstelik bu kişi ÇOMÜ adına 8 yıl İngiltere'de burslu gözükmüş, bursunu

almış, yüksek lisansı bile tamamladan dönmüş, döner dönmez yardımcı doçent yapılmış, doktora diploması diye verdiği belge sahte çıkınca öğretim görevliliğine

düşürülmüş, fakat hakkında hiçbir işlem yapılmamıştı; İngiltere'de gözüktüğü sürede ise eşinin yardımcı doçent olduğu bölümden

(resim, Hacettepe Üniversitesi) "sanatta yeterlik" diploması sahibi olmuş ve YÖK tarafından doçent yapılmıştı),

ve Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'yü "doktora öğrenimi görme suçu" işlemekle suçlayan ve doktoradan atılmasını isteyen Salih Zeki Tutkun'un (dekan) yeğeni (ablasının oğlu) vardı. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, Ramazan Aydın'ın bu yasakları uygulamadığı 30+ (o tarihe dek tespit edebildiği) kişinin öğrenimlerine ilişkin bilgilerini listeleyerek

"ÇOMÜ'de doktora yapmak herkese serbest, bir tek bana mı yasak ?" diye sordu [69]; Ramazan Aydın, kademe durdurma cezası verdi [71]

(kararı, kendine bağlı akademik personele "doktora öğrenimi görme suçu"nu rahatça işlemeleri için "yazılı izin" veren 10 dekan (Osman Demircan, Salih Zeki Tutkun, Kenan Kaynaş, Mustafa Apaydın, Eyüp Özdemir, Kazım Kaya, vd.) da imzaladı). ÇOMÜ avukatı, bu kişilere,

"doktora öğrenimi görmeleri nedeniyle" Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün onlardan şikayetçi olduğunu bildiren yazılar gönderdi [70]

(Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, Hüsnü Baysal'ın kendisini "doktora öğrenimi görme suçu" işlemekle suçlayan yazısının 1 kopyasını ancak mahkemedeki dava dosyasından dava başladıktan 6 ay kadar sonra, mahkeme başkanının zorluk çıkararak verdiği izinle, ve piyasadakinin 50 katı fotokopi ücreti ödeyerek edinebilmişti); haklarında hiçbir işlem yapılmadı. Bu kişilerden bazıları, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye ve ailesine fiziksel olarak saldırdı. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün dilekçesindeki isimler arasında

Aslı Aksoy (araştırma görevlisi; Ramazan Aydın, doktorasını rahat yapması için yazılı izinler vermişti) ve

Fatih Karagül (araştırma görevlisi) de vardı; her 2'si de doktorayı bitirdi. Fatih Karagül, yardımcı doçent ve dekan yardımcısı (Güzel Sanatlar Fakültesi) yapıldı. Ramazan Aydın, Aslı Aksoy hakkında "doktora öğrenimi görme suçu" işlediği

86

gerekçesiyle soruşturma açtı; soruşturmacı Fatih Karagül idi.

"Doktora öğrenimi görme suçu"nu rahatça işlemesi için her türlü kolaylık gösterilenlerden birisi de

Aybar Ertepınar'ın kızı Pınar Ertepınar Kaymakçı (araştırma görevlisi, Muğla Üniversitesi ; doktora öğrencisi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ; eşi Nuretdin Kaymakçı da Orta Doğu Teknik Üniversitesi akademik

personelidir, Pınar Ertepınar Kaymakçı ile aynı bölümde)idi. Aybar Ertepınar, keyfi öyle istediği için bu gerekçeyle Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'yü bitirip diplomasını almak üzereyken doktoradan attırmış, ve 5 yıl öğrenin hakkını gaspedenlerden birisi olmuştu.

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün "doktora öğrenimi görme suçu" işlediği gerekçesiyle zorla öğretim görevliliğinden araştırma görevliliğine düşürülmesini iptal eden Bursa 2. İdare Mahkemesi E.2002-26 E.2003-5 sayılı kararda

[[".... 1996 yılında Ankara Üniversitesi İstatistik Bölümünde başladığı doktora öğreniminde 1997 kışından bu yana tez aşamasında olduğu,

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Bölümüne öğretim görevlisi alınacağına dair 4.12.1999 tarihli duyuru üzerine başvuran davacının, özgeçmişi, bilim mülakatındaki olumlu jüri raporu da dikkate alınarak 16.12.1999 tarihli 22 sayılı Yönetim Kurulu teklifi doğrultusunda 28.12.1999 tarihli işlem ile 4. dereceli öğretim görevlisi kadrosuna 1 yıl süre ile atandığı;

davacının özgeçmişinde Ankara Üniversitesine doktora öğrencisi olduğunu belirttiği ve bunun öğretim görevlisi kadrosuna atanmasında engelleyici bir durum olarak görülmediği, 2001 yılı başında sözleşmesi 1 yıllığına yenilenen davacının ...."]

[".... davacının iddia ettiği gibi üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışıp başka üniversitelerde yükseklisans yapanlar olup olmadığını araştırmak üzere alınan ara kararımıza idare tarafından 'öğretim görevlisi kadrosunda olup doktora yapmak üzere Araştırma Görevlisi kadrosuna atanan davacı haricinde Öğretim Elemanı bulunmadığı' yolunda cevap verildiği,

başka bir deyişle öğretim görevlisi olup başka illerdeki üniversitelerde yüksek lisans yapan olmadığının söylenmediği gibi

davacının iddiasını doğrular nitelikte yanıt verildiği, dolayısıyla öğretim elemanlarına eşit davranılmadığı ...."] [".... davacının doktora eğitimi nedeniyle görevini aksatıp aksatmadığı, aksatmış ise kanıtı bilgi ve belgelerin istenmesine dair 25.10.2002 günlü ara

kararına cevaben gönderilen belgelerdendavacının bu nedenle izin talebinde bulunmadığı, tez aşamasında olması nedeniyle

derslere devam etme durumunun olmadığı, görevini aksatmadığı, doktora yapmasının hiçbir şekilde görevini etkilemediği,2000 yılı sicilinin "çok iyi" olarak düzenlenmesine rağmen davacının tenzili rütbe

niteliğindeki işlem ile araştırma görevlisi olarak atandığı anlaşılmıştır."] ["Dava konusu olayda ise davacı, davalı üniversitede göreve başlamadan önce lisansüstü eğitimin ilk aşaması olan

yüksek lisansı tamamladıktan sonra başladığıdoktoranın derslere girme kısmını tamamladığı ve tez aşamasında iken davalı

idareye somut durumu beyan ederek 'öğretim görevlisi' olarak atandığı açık olup, davacının davalı üniversite adına değil, bireysel başvurusu üzerine doktoraya başladığı, bu nedenle görev yaptığı üniversiteden izin talebinde bulunmadığı, doktora nedeniyle görevini aksatmadığı,

87

2547 sayılı Yasada öğretim görevlisinin başka üniversitelerde doktora yapamayacağına dair bir hüküm olmamasına rağmen,

araştırma görevlilerinin yetiştirilmesi amacıyla araştırma görevlisi kadrosunda bulunanlar için uygulanması gereken 2547 sayılı yasanın 35. maddesinin davacıya uygulanması yolunda,

öğretim görevlisi kadrosundan alınarak tenzili rütbe ile araştırma görevlisi olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır."]

[“Bilimsel çalışmaların yürütüldüğü, bu çalışmaları yürütecek ve geliştirecek öğretim elemanı yetiştirmek amacıyla

çeşitli imkanlar hazırlayan üniversitelerin, kendi çabalarıyla başlamış olduğu doktora eğitimini yürüten ve bu eğitimin görevini olumsuz etkilemesine izin vermeyen öğretim görevlisi

kadrosundaki öğretim elemanlarına Yasada aksine hüküm olmamasına rağmen maddi ve manevi açıdan olumsuz

etkileyecek işlemler tesis etmesini yerinde kabul etmek imkanı bulunmamaktadır.”]] deniyordu. Danıştay (8. Daire) bu kararı bozdu, dava konusu anlatılırken, yukarıda altı çizili ve/veya koyultulmuş ifadelerin tamamı çıkartıldı, diğer kısımları ise değiştirildi; açıkça hile ve manipülasyon yapıldı. Ve dava kesinleşene dek (ve ilişkili davalarda)

Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'den ["doktora öğrenimi görme suçu" işlerken "suç üstü yakalandı"]

şeklinde bahsedildi. Erdoğan Teziç (başkan, YÖK) ise, rektörlüklere gönderdiği bir yazısında (16.03.2007) [91]

"ayrımcılık" yapıldığını itiraf ediyor,

"Üniversitenin bulunduğu il dışındaki bir başka üniversitede eğitim yapan öğretim elemanlarının eğitim-öğretimlerini engelleyici herhangi bir işlem yapılmamasını" söylüyor,

[.... 2547 sayılı Kanunun 35. maddesi .... sadece araştırma görevlilerini kapsamakta olup ....] ....

[Başkanlığımıza yapılan müracaatlardan Üniversitelerin farklı uygulamalar yaptığı bazı Rektörlüklerce

yukarıda belirtilen gerekçeler ile öğretim elemanlarına 2547 sayılı Kanunun 35. maddesi uygulanmadan lisansüstü eğitim yapmalarına izin verilmezken

bazı Rektörlüklerimizce ise kısa süreli görevlendirmeler ile lisansüstü eğitimlerini tamamlattırdıkları anlaşılmıştır.]

[Üniversitenin bulunduğu il dışındaki bir başka üniversitede eğitim yapan öğretim elemanlarının eğitim-öğretimlerini engelleyici herhangi bir işlem yapılmaması

ancak 2547 sayılı Kanunun 36. maddesinin (c) bendi "Devamlı statüde bulunan öğretim üyeleri ile aylıklı öğretim yardımcılarının

en az Devlet memurları için kabul edilmiş olan haftalık çalışma süresi kadar bir süre eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, uygulama ve yönetim görevleriyle üniversite organlarınca verilen diğer görevleri yapmakla yükümlüdürler" hükmü uyarınca ilgilileri takip edilerek gereğinin buna göre yapılması ....]" diyordu; bu itirafın da, buna bağlı olarak Kocaeli Üniversitesi'nin

"[2547 sayılı Kanunun 35. maddesi uygulanmadan üniversitenin bulunduğu il dışındaki bir başka üniversitede lisansüstü eğitimlerini sürdürmekte olan öğretim elamanlarının eğitim-öğretimlerini engelleyici herhangi bir işlem yapılmaması

ancak 2547 sayılı Kanunun 36. maddesinin (c) bendi hükümleri çerçevesinde ilgililerin takip edilerek gereğinin yapılması ....]

[1) 2547 sayılı Kanunun 35. maddesi uygulanmadan il dışında bir başka üniversitede halen eğitimine devam edenler;] ....

88

[b) Onaylı çalışma takvimine uygun olarak düzenlenen çalışma raporu gereğince öğretim görevlisi ve okutmanlar için zorunlu ders yükü karşılığında Kocaeli Üniversitesi birimlerinde ders planlanacak,]

[c) Bu kapsamda il dışında eğitim gören öğretim görevlileri ile okutmanların vermekle yükümlü oldukları dersler için üniversite dışından ek ders ücreti ile ders görevlendirmesi yapılmayacak,]

[d) Araştırma Görevlisi olanların haftada en az 2 (iki) gün kendi birimlerinde görevli olmaları sağlanacak,

e) Bu kapsamda il dışında eğitim gören öğretim elemanlarının 2547 sayılı Kanunun 36. maddesinin (c) bendi gereğince,

il dışında bulunduğu saatler dışında Kocaeli Üniversitesi'nde en az Devlet memurları için kabul edilmiş olan haftalık çalışma süresi kadar bir süre eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, uygulama ve yönetim görevleriyle üniversite organlarınca verilen diğer görevleri yapmakla yükümlü olacaklardır.]

[2) 35. madde uygulanmada eğitim yapılan programlar mevcut ise, bu programlarda yüksek lisans/doktora yapanların üniversitemize yatay

geçişinin sağlanması için ilgili Kurul Kararları Rektörlüğe gönderilecektir. Ayrıca bu konumdaki öğretim elemanları için ortak doktora programı

açılmasına ilişkin girişimde bulunulacaktır.] [3) Meslek yüksekokullarının 35. madde kapsamında görevlendirme isteği uygun

değerlendirilmemektedir.] ...." şeklindeki itirafının da Danıştay için

"Kemal Gürüz'ün, Erdoğan Teziç'in, YÖK'ün vb.nin keyfinin yasaların üzerinde olması"ndan öte bir anlamı yoktu,

"sıradan bir vatandaş bunlara karşı dava kazanamazdı, mahkeme kararlarına bunları zora sokacak, yasaları ihlal ettiklerini, suç işlediklerini anlatan ifadeler yazılamazdı".Aybar Ertepınar'ın (başkan yardımcısı, YÖK), keyfi öyle istediği için bitirmek üzereyken Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün doktoradan atılmasını istediği [45] (26.03.2002) günlerde (01.05.2002)

"[2547 Sayılı Kanunun 35. maddesi .... hükümlerinin uygulanmasında üniversitelerimizden gelen ve Başkanlığımızca belirlenen hususlar :]

[Anılan kanun maddesi uygulanmadan idari izinler ile eğitimini tamamlama aşamasına gelen araştırma görevlileri hakkında teklifler gönderildiği kısa bir süre sonra da eğitimlerini tamamladıkları bildirilerek kadro iadesi istendiği,] ....

[Kadroları tahsis edilen araştırma görevlilerinin, izin verilmek suretiyle kendi üniversitelerine görevlendirme yapıldığı,

derslere devam etmediği halde etmiş gibi gösterilerek tezlerinin tamamlattırıldığı ....]

[Başarısızlığı nedeniyle öğrenciliğiyle ilişiği kesilen araştırma görevlileri hakkında taahhütname ve kefaletname senedine göre işlem yapılacağından mecburi hizmetlerinden doğan borcun parasal karşılığının alınabilmesi için alacak kalemlerinde nelerin dikkate alınacağının bildirilmediği anlaşılmıştır.]

[Söz konusu araştırma görevlilerinin .... mağduriyetlerinin önlenmesi ....]" bunları itiraf etmesinin [92] de bir anlamı yoktu; İsmail Tosun'un (başkan yardımcısı, YÖK)

"[.... Üniversitelerimizde halen hafta da iki yada üç gün izin verilerek veya 2547 sayılı Kanunun 39. maddesi uyarınca kısa süreli görevlendirmeler yapılarak lisansüstü eğitim yaptırıldığı başkanlığımıza ulaşan bilgilerden anlaşılmaktadır.] ....

[.... aynı şehirde bulunan üniversiteler haricinde anılan Kanunun 35. maddesi dışında lisansüstü eğitim yaptırılmaması,

yaptıranlar hakkında soruşturma açılacağı (Not : bugüne dek bu konuda hiçbir üniversite yöneticisi hakkında

soruşturma açılmadı) ....]"

89

bunları itiraf etmesinin de (29.07.1998) [63] bir anlamı yoktu; "kendilerinin devletin sahibi olduklarını iddia edenlerin"

tarih boyunca ardı arkası kesilmeyen ülke genelindeki büyük operasyonlarından biri yapılıyordu, üstelik operasyonun mağdurları bu sefer çok şanslı sayılırdı, çünkü

"yaşamalarına izin veriliyordu", sadece

"öğrenim hakkı, çalışma hakkı, eşitlik hakkı, adil yargılanma hakkı, vd bazı insan hakları" gasp ediliyordu. İdare mahkemesi, bozma kararına uydu (mahkeme başkanı değişmişti). Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, idare mahkemesi hakimlerinin reddedilmesini talep etti; bu talebi reddedildi ve ~1.000.000 TL para cezasına çarptırıldı. Dava 7 yıl sürdü, ve oy çokluğuyla (3-2) "doktora öğrenimi görme suçu" kavramı bir kez daha onaylandı.

90

3. Sonuç ve Çözüm Önerileri

Bilim sahteciliği, Türkiye'de üniversite sisteminin "yazılı olmayan resmi politikası"dır; haksız kadrolaşmada (dolayısıyla işe hakkedenlerin alınmasını engellemede), ve işi hakkedenlerin yapmasını engellemede, haksız ekonomik çıkar sağlamada yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Bilim/teknoloji/akademik bilgi üretimi ve öğretimin (yani, mezunların) kalitesini, Türkiye üniversite sisteminde etik anlayışını "0"lamakta, ülkenin geleceğini riske sokmaktadır.

Tuhaf bir biçimde üniversite sistemi, ve yargı sistemi, kısa adıyla "Kamu Görevlileri Etik Kanunu" kapsamı dışındadır.

Türkiye'de üniversite sistemi öncelikle bir siyasi aktördür. Türkiye'de yargı sistemi de öncelikle bir siyasi aktördür. 1914'ten beri, Türkiye'de devlet memurları (günümüzde 3.500.000+ kişi) "memur dokunulmazlığı" olarak bilinen çeşitli yasa ve yasa maddeleriyle dokunulmaz kılınmıştır. Buna ek olarak, üniversite sisteminde idareciler aşırı yetkilere sahiptir, bununla da yetinmeyip yetkilerini aşırı derecede aşmaktadırlar; yetki aşımları ise yargı tarafından, her yolla, çoğu zaman rahatça her türlü hile ve manipülasyon da yapılarak desteklenmektedir. Kendisi de hukuk-dışı zemine çıkan yargı, üniversite yöneticilerine hukuk-dışı zeminde sınırsız hareket imkanı sağlamaktadır. Önceki bölümlerde bunun örnekleri verilmiştir, aşağıda çarpıcı bir örnek daha verilecektir.

ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi mutemeti, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün adına sahte imza attı, dekana (Salih Zeki Tutkun) onaylattı

(onay yazısında Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün, 5 ay önce işten atılmış olduğu halde, ÇOMÜ personeli olduğu yazılıydı) [77] ve bankadan nema parasını çaldı. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, bilgi edinme hakkı kanunu kapsamında sahte imzası atılı belgenin [77] bir kopyasını istedi, Ziraat Bankası yöneticileri vermedi (daha sonra Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü de vermedi), Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'yü bankadan attı, ÇOMÜ'ye haber verdi, ÇOMÜ Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'yü taciz etmeye başladı. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, savcılığa şikayetçi oldu; Ramazan Aydın (profesör, rektör), Nasuhi Ünal (profesör, dekan, İlahiyat Fakültesi), ve Suzan Erbaş (profesör, rektör yardımcısı), örtbas etti [78], örtbas kararını, yasa gereği olmasına rağmen, Danıştay'a göndermemekte direndi. Göndermek zorunda kalınca, ÇOMÜ, yeni kararında dekan hakkında "men-i muhakeme", mutemet hakkında "luzum-u muhakeme" kararı verdi [79]. Danıştay (1. Daire)

"şüphelilerin üzerine atılı suçu işlediklerini doğrulayacak ve haklarında kamu davası açılmasını gerektirecek yeterli kanıt bulunmadığı anlaşıldığından" diyerek (E.2006-206 K.2006-396, 11.04.2006) örtbas etti; kararda

"sahte imza" atılmasından [77] hiç bahsedilmedi,

belgeyi [77] Tansu KÜÇÜKÖNCÜ kendi imzalamış gibi gösterildi, oysa ÇOMÜ'nün lüzum-u muhakeme kararında [79]

"mutemetin Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün adına sahte imza attğını itiraf ettiği" açıkça yazılıydı,

çalınan paranın Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'ye ödendiği iddia edildi. Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesi (E.2005-654), Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün

"belgedeki imza sahibinin [77] Adli Tıp'a tespit ettirilmesi" taleplerini dava boyunca kabul etmedi,

"davalılara belgede [77] sahte imza atıp atmadıklarının sorulması" taleplerini ise 1.5 yıl sonra dikkate aldı, mutemet,

"Tansu KÜÇÜKÖNCÜ adına sahte imza attığını" itiraf etti. Buna rağmen dava, 2 yıl sonra, Tansu KÜÇÜKÖNCÜ aleyhine sonuçlandı. Yargıtay, 1

91

hafta içinde yıldırım hızıyla Tansu KÜÇÜKÖNCÜ'nün itirazını reddetti. Tansu KÜÇÜKÖNCÜ, çalınan parasını geri alabilmek ve sorumluları yargılatabilmek için 3.5. yıl uğraştı, yargılatamadı, ve çalınan parasının geri alamadı.

Bilim sahteciliğini önlemeye yönelik bazı yasal düzenlemeler olmakla birlikte, eksikler çoktur, olduğu kadarı da uygulanmamaktadır. Yasal düzenlemeler eksiksiz hale getirilse bile, öncelikle

"yargının siyasi aktör olması, üniversite sistemiyle ilgili davalarda taraflı olması, hukuk-dışı zemine çıkması"

engellenemedikçe Türkiye'de "üniversite sisteminin hukuk-içi zemine çekilebilmesi", ve "[bilim sahteciliğiyle mücadele]de kayda değer sonuçlar alabilmek"

mümkün değildir. [Üniversiteler, "memur dokunulmazlığı" kapsamında oldukça], [üniversite çalışanları (özellikle yöneticiler, doçentler, ve profesörler)

bilim/ teknoloji/akademik bilgi üretmesi, öğretmesi beklenmeksizin "ömür boyu iş garantili" memur oldukça],

[1 kişi üniversite sisteminde aynı anda 10+ ayrı yöneticiliği (rektör, dekan, bölüm başkanı, meslek yüksek okulu müdürü, vd) üzerine alabildikçe],

[bilim/ teknoloji/akademik bilgi üretmeksizin, öğretmeksizin, çalışıyor gözüktüğü birime (üniversite, bölüm, vd) 20+ yıl, yolunu bile

unutup, uğramaksızın maaş alınabildikçe, oradan emekli olunabildikçe (hatta kimi zaman "yaş haddi" nedeniyle zorunlu olarak)]

"üniversite sisteminin hukuk-içi zemine çekilebilmesi", ve "[bilim sahteciliğiyle mücadele]de kayda değer sonuçlar alabilmek" çok zordur.

Bilim sahteciğinde internetle birlikte yaygınlaşan (Türkiye'de de) yeni bir sektör, sipariş tez (doktora, yüksek lisans), proje (lisans, vd), bildiri, makale, vb hazırlanmasıdır. Bartlett, bu alanda faaliyet gösteren http://www.essaywriters.net adresli sitenin izini 6 ay sürerek ulaşabildiği bilgileri anlattı [80]; sitenin müşterilerinin çoğu ABD adresliydi, site sahibi Ukrayna'daydı, Filipinler'de (Manila) bir ofisi vardı, sipariş tez vb. yazanlar genelde Asya (Hindistan, Filipinler gibi) ve Afrika (Nijerya gibi) ülkelerindendi. Site sahibi, sipariş tez vb yazanları ve müşterilerini uyarıyordu;

"yazdığınız, satın aldığınız tez vb.ni kesinlikle otomatik intihal (çalıntı, aşırma) yakalayan programlara (Turnitin, vd) sokmayın".

Bilim sahteciliği vakalarında "zaman kısıtlaması", buna bağlı olarak "zaman aşımı" olmamalı. Yaptırım ağır olmalı; dünyada uzun zamandır genel yaklaşım "üniversite sistemi ile her türlü ilişkinin sona erdirilmesi"dir (bkz. ["University of Colorado vs Ward Churchill" vakası] (ABD) [81][82]). "Doktorunu seçmek ve reddetmek", "hasta hakkı" olduğu gibi, "hocasını seçmek ve reddetmek" "öğrenci hakkı" olmalı, ve "belgeye dayalı bilim sahteciliği iddiası" başlıca "hocayı red" gerekçelerinden biri olmalı.

Türkiye'de resmi işlemlerde (işe alma, yükselme, vd) kullanılan tüm yayınlar (telif hakkı sorunu olmadıkça) belirli merkezlerde ("Türkiye yayın arşivi" gibi bir merkez oluşturulabilir) internet erişimine, ve itirazlara açık olmalı.

Resmi işlemlerde kullanılan tüm yayınlardan (tezler (yüksek lisans, doktora, vd), makale, bildiri) "temiz kağıdı"

(intihal (çalıntı, aşırma) yakalayan programlara (Turnitin, vd) sokularak elde edilecek) istenmeli

92

(Ulusal Tez Arşivi vb.deki tezler vd yayınlar da, karşılaştırmaları zenginleştirmek için, intihal (çalıntı, aşırma) yakalayan programların veri-bankalarına eklenmeli).

Yayınlarla ilgili tüm resmi işlemler, şeffaf ve itirazlara açık olmalı. Resmi işlemlerde kullanılacak yayınların yayınlandığı/sunulduğu ya da öyle

gözüktüğü "dergi, vb", "konferans, vb", ve bunların sorumlusu "organizasyonlar" için bir "akreditasyon sistemi" oluşturulmalı,

akreditasyonu olmayan adresli yayınlara (intihal (çalıntı, aşırma) açısından "temiz" olsa bile) temiz kağıdı verilmemeli;

bu sistemde dergi, konferans, vb hakkında detaylı kayıtlar tutulmalı (sahibi, sorumluları, adresi, vd), ve

bunlar itiraza açık olmalı; böylece gerektiğinde, ortadan kaybolsalar bile

(bkz. [Hileli "bilimsel görünümlü" organizasyonlar, konferanslar, dergiler, vb] başlığı altında anlatılan vakalar), izleri sürülebilmeli. Türkiye'nin 2003'ten beri doğrudan Cemal Ardıl'ın cebine aktardığı (200.000+ euro) ve Cemal Ardıl'ın "akademik saadet zinciri" faaliyetlerine katılanlara ödediği (~2.000.000 TL) paralar tutarında bir bütçe, önerilen sistemlerin rahatlıkla gerçekleştirilebilmesi için fazlasıyla yeterlidir. Türkiye üniversite sisteminde "yayınlara dayalı sistem"in iflas ettiği açıktır.

93

Kaynaklar

[1] Yazıcı, H., "Önce Doğramacıyı Kınamak Lazım", Milliyet (gazete, Türkiye), 15.11.2000.[2] Belge, M., "Doğramacı", Radikal (gazete, Türkiye), 16.11.2001.[3] Belge, M., "Doktorun kitabı", Radikal (gazete, Türkiye), 17.11.2001.[4] Alpay, Ş., "İhsan Doğramacı’ya açık mektup", Zaman (gazete, Türkiye), 06.07.2006.[5] Kaplan, S., "Yargıtay'dan intihale vize", Radikal (gazete, Türkiye), 27.04.2007.[6] http://linkinghub.elsevier.com/retrieve/pii/S0195670105004317[7] http://dx.doi.org/10.1016/j.jhin.2005.10.007[8] http://arxiv.org/new/withdrawals.aug.07.html[9] http://arstechnica.com/articles/culture/plagiarism-and-falsified-data-slip-into-the-scientific-literature.ars (3 sayfa)[10] Brumfiel, G., “Turkish physicists face accusations of plagiarism”, Nature 449, 8 (6 September 2007) ; Published online 5 September 2007.[11] Hakan, A., "Necla Arat üç kez çalmış", Hürriyet (gazete, Türkiye), 18.05.2007.[12] Hakan, A., "Necla Arat yalan söylüyor" (alt başlık), Hürriyet (gazete, Türkiye), 18.05.2007.[13] Hakan, A., "Necla Arat meselesi", Hürriyet (gazete, Türkiye), 20.05.2007.[14] Muradoğlu, Abdullah, "Fatih'in Mirası Be Halde? YÖK, Alemdaroğlu ve İstanbul Üniversitesi" (yazı dizisi, 10 bölüm), Yeni Şafak (gazete, Türkiye), http://yenisafak.com.tr/diziler/ universite/universite07.html[15] Ilıcak, N., "Alemdaroğlu, YÖK Raporu ve aşırma kitap", Yeni Şafak (gazete, Türkiye), 07.12.2001.[16] http://dx.doi.org/10.1016/j.jhin.2005.10.007[17] Yılmaz, İ., “Plagiarism? No, we're just borrowing better English - Correspondance: NATURE”, Nature 449, 658 (11 October 2007), doi:10.1038/449658a ; Published online 10 October 2007.[18] http://www.iop.org/EJ/abstract/1126-6708/2006/12/078 ,Brane-world black holes and energy-momentum vector (removed from JHEP), Mustafa Salti et al JHEP12(2006)078 doi:10.1088/1126-6708/2006/12/078[19] Ellis, G.F.R., Nicolai, H., “Editorial note: The issue of plagiarism”, General Relativity and Gravitation, (Springer, Netherlands), v.39, no.12, December.2007 (Published online : 30.October.2007), pg : 1969-1970. http://www.springerlink.com/ content/n4178t2874384kn6/[20] http://scitation.aip.org/getabs/servlet/GetabsServlet?prog=normal&id=PRVDA Q00007700000 2029901000001&idtype=cvips&gifs=yes , (Retraction: Domain wall solutions in the nonstatic and stationary Godel universes with a cosmological constant [Phys. Rev. D 71, 103503 (2005)], Ihsan Yilmaz, (published 7 January 2008), DOI : 10.1103/PhysRevD.77.029901 PACS numbers: 98.80.Cq, 99.10.Ln[21] http://www.springerlink.com/content/m8023324398x7j50/?p=6cc80e33927547d8b8768bf9d57 cf466&pi=0 , Astrophysics and Space Science (Springer Netherlands), V.314, No.1-3 / April, 2008, pg : 241, DOI: 10.1007/s10509-008-9734-6 , Published online: 11.January.2008, Erratum to: Astrophys Space Sci (2006) 301(1–4):43–46 (The momentum 4-vector imparted by gravitational waves in Bianchi-type metrics , Ali Havare, Murat Korunur, Mustafa Salti , DOI: 10.1007/s10509-006-6303-8)[22] http://www.springerlink.com/content/w1770505787m2241/?p=6cc80e3392754 7d8b8768bf9 d57cf466&pi=2 , Astrophysics and Space Science (Springer Netherlands) , V.314, No.1-3 / April, 2008, pg : 243, DOI : 10.1007/s10509-008-9735-5 , 11.January.2008, Erratum to: Astrophys Space Sci (2006) 302(1–4):61–65 (Energy-momentum of a stationary beam of light in teleparallel gravity , Oktay Aydogdu, Mustafa Salti, DOI: 10.1007/s10509-005-9005-8)[23] http://www.springerlink.com/content/52222w637384r285/?p=6cc80e33927547d8b8768bf9d57 cf466&pi=3 , Astrophysics and Space Science (Springer Netherlands) , V.314, No.1-3 / April, 2008, pg : 245, DOI: 10.1007/s10509-008-9736-4 , Published online: 11.January.2008, Erratum to:

94

Astrophys Space Sci (2005) 299(3):227–232 (Energy of the universe in Bianchi-type I models in Møller’s tetrad theory of gravity , Oktay Aydogdu, Mustafa Salti, DOI: 10.1007/s10509-005-7216-7)[24] http://www.springerlink.com/content/e8h5256664653312/?p=6cc80e33927547 d8b8768bf9d57 cf466&pi=1 , Astrophysics and Space Science (Springer Netherlands) , V.14, No. 1-3 / April, 2008, pg : 247, DOI: 10.1007/s10509-008-9737-3 , Published online: 11.January.2008, Erratum to: Astrophys Space Sci (2005) 299(2):159–166, (Energy-momentum in the viscous Kasner-type universe in teleparallel gravity, Mustafa Salti ; DOI : 10.1007/s10509-005-5159-7)[25] http://www.ias.ac.in/pramana/v70/p761.pdf[26] “Editorial Announcement: Withdrawal of Chin. Phys. Lett. 24(2007) 1821 by M. Aygun et al.”, Bang-Fen ZHU, Chinese Physics Letters, V.25, No.8 (August.2008), 3094, doi: 10.1088/0256-307X/25/8/096 , http://www.iop.org/EJ/ abstract/0256-307X/25/8/096[27] “Editorial Announcement: Withdrawal of Chin. Phys. Lett. 24 (2007) 355 by S. Aygun et al.”, Bang-Fen ZHU, Chinese Physics Letters, V.25, No.8 (August.2008), 3094, doi: 10.1088/0256-307X/25/8/096A , http://www.iop.org/EJ/abstract/0256-307X/25/8/096A[28] http://eventsymmetry.blogspot.com/2007/08/help-i-am-victim-of-plagiarism-ring-i.html[29] Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı, Hz.2003-3653 (23.10.2003).[30] TÜBİTAK yazısı (Nüket Yetiş (başkan) imzalı), 20.11.2004, sayı: 249[31] YÖK yazısı, 13.10.2004, sayı: 20391-4808.[32] Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı, Hz.2004-1513 (28.04.2004).[33] Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, muh.2009-10864 (19.06.2009).[34] Haliç Ü. yazısı (rektör imzalı), 24.07.2009, sayı: 1075[35] Ökkeş, H. (Tayfun Akgül), "Sahte Konferansa Sahte Bildiri Yolladım", Matematik Dünyası, 2007-III, 111-112 ( http://www.matematikdunyasi.org/arsiv/ PDF/2007_3_111_112_OKKES.pdf ).[36] Pehlivanoğlu, K., "Bilim dünyası sahtekârlığı", "Bilimsel komediler", "Şaşırtan bilimsel sahtekarlıklar", Sabah (gazete, Türkiye), 13.03.2008 ( http://arsiv.sabah.com.tr/2008/03/13/ haber,601409748D8C4FB7A9C8AFC81CCE7DC3.html , http:// arsiv.sabah.com.tr/2008/03/13/ haber,705858CCE8FD4EC3B5D3516A4CA686EB.html , http://www.haber7.com/haber/20080313/ Sasirtan-bilimsel-sahtekarliklar.php )[37] ÇOMÜ Mühendislik Fakültesine dilekçe, 19.11.2001, sayı: 891.[38] ÇOMÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü yazısı (Mühendislik Fakültesine) (imza : Hüsnü Baysal), 24.05.2001, sayı: 59.[39] ÇOMÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü yazısı (Mühendislik Fakültesine) (imza : Hüsnü Baysal), 20.01.2001, sayı: 103.[40] ÇOMÜ Rektörlüğü yazısı (Mühendislik Fakültesine) (imza : Osman Demircan), 19.11.2001, sayı: 3427-5466.[41] ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi yazısı (Bilgisayar Mühendisliği Bölümüne) (imza : Hüsnü Baysal), 04.10.2002, sayı: 1075.[42] ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Disiplin Kurulu Kararı, no.1, 13.02.2002 (imza : Salih Zeki Tutkun, Hüsnü Baysal, İhsan Yılmaz (bulunmadı), vd).[43] ÇOMÜ Personel Dairesi yazısı (Ankara Üniversitesi, ve YÖK'e) (imza : Osman Demircan), 26.02.2002, no.638-1122.[44] ÇOMÜ Personel Dairesi yazısı (Ankara Üniversitesi, ve YÖK'e) (imza : Osman Demircan), 12.03.2002, no.809-1445.[45] YÖK yazısı (Ankara Üniversitesine) (imza : Aybar Ertepınar), 26.03.2002, no.2028-6138.[46] Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü kararı, sayı : 13.4.a, toplantı sayısı : 660, 11.04.2002.[47] Bir soruşturmaya (ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi, 03.07.2002, sayı : 698) cevap yazısı, 05.07.2002.[48] ÇOMÜ Rektörlüğüne dilekçe, 04.10.2002, sayı: 9456.[49] ÇOMÜ Rektörlüğüne dilekçe, 17.02.2003, sayı: 1634.[50] ÇOMÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü yazısı (Mühendislik Fakültesine) (imza : Servet

95

Senyücel), 01.03.2003, sayı: 71.[51] ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi yazısı, 03.04.2003, sayı: 375.[52] ÇOMÜ Rektörlüğü yazısı, 22.04.2003, sayı: 1441-217.[53] ÇOMÜ Personel Dairesi yazısı, 04.06.2003, sayı: 1922-3441.[54] ÇOMÜ Yönetim Kurulu kararı, 23.09.2003, toplantı sayısı : 19.[55] ÇOMÜ Rektörlüğüne dilekçe, 31.12.2002, sayı: 12883.[56] ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi yazısı (Rektörlük Hukuk Müş.ne), 14.03.2006, sayı : 418.[57] YÖK yazısı (ÇOMÜ vd rektörlüklere) (imza : Aybar Ertepınar), 02.04.2003, sayı : 2067-6767.[58] Soruşturma (ÇOMÜ Rektörlüğü, 29.04.2003, 95-2680) raporu, 18.06.2003 (imza : Hakan Turhan).[59] ÇOMÜ Rektörlüğüne yazı, 23.06.2003 (imza : Cengiz Tuğral).[60] ÇOMÜ Rektörlüğü yazısı, 02.07.2003 sayı : 130-3978.[61] Güçlü, A., "Üniversitelerin yayın reytingleri", Milliyet (gazete, Türkiye), 02.08.2009.[62] YÖK yazısı (rektörlüklere) (imza : İsmail Tosun), 09.10.1997, sayı : 9495-20169. [63] YÖK yazısı (rektörlüklere) (imza : İsmail Tosun), 29.07.1998, sayı : 7091-16646.[64] YÖK yazısı (rektörlüklere) (imza : İsmail Tosun), 17.09.1998, sayı : 9015-20947. [65] YÖK yazısı (rektörlüklere) (imza : Tuğmaç Sayraç), 19.04.2001, sayı : 3097-8573.[66] YÖK yazısı (rektörlüklere), 02.07.2003, sayı : 14401. [67] Keşli, A.T., (2005), "Araştırma Görevlilerinin Lisansüstü Eğitim Hakkı, Lisansüstü Eğitim Yapma Suçu Ve Mahkeme Kararları" (basılmamış makale).[68] ÇOMÜ yazısı (akademik birimlere) (imza : Ramazan Aydın), 06.05.200, sayı : 1587-2793.[69] ÇOMÜ Rektörlüğüne dilekçe, 20.01.2003, sayı: 771.[70] ÇOMÜ yazıları (30+ adet) (imza : Emel Şahinkaya, avukat), 01.04.2003.[71] ÇOMÜ Yönetim Kurulu kararı, 08.04.2003, toplantı sayısı : 7.[72] Yaman, E., 2007, "Üniversitelerde bir eğitim yönetimi sorunu olarak öğretim elemanının maruz kaldığı informal cezalar: Nitel bir araştırma", doktora tezi (basılmamış), Marmara Ü., EBE, İstanbul, 387 sf.[73] "Yeni doktorlar çok umutsuz : 'Anne Babamı Arkadaşıma Emanet Etmem' ", Hürriyet (gazete, Türkiye), 20.06.2009.[74] "Dönem birincisinin isyanına cevap", Zaman (gazete, Türkiye), 23.06.2009.[75] Alan, N., "İdari Usul ve İdari Yargı", Danıştay Dergisi, 2000, sf. 3-15.[76] Ciccioni, Clara, (2008). Internet e la trasformazione della comunicazione scientifica : autorità, qualità e accesso al sapere nell'età dell'informazione. Dottorato thesis, Università degli Studi di Napoli Federico II. (168 pg.)[77] ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi yazısı (Ziraat Bankası Merkez Şubesine, Çanakkale) (imza : Salih Zeki Tutkun (dekan), Hüseyin Uçar (mutemet)), 13.11.2003, sayı : yok.[78] ÇOMÜ Rektörlüğü yazısı (imza : Ramazan Aydın), 21.06.2004, sayı : 75-3680.[79] ÇOMÜ Ceza İşleri Son Soruşturma Kurulu kararı (imza : Ramazan Aydın (başkan), Erdinç Yiğitbaş (rektör yardımcısı), Ali Özpınar (rektör yardımcısı)), 19.12.2005, k. no : 2005-5.[80] Bartlett, T., "Cheating Goes Global as Essay Mills Multiply ; From Virginia to Manila : on the trail of papers for cash", The Chronicle of Higher Education, v.55, issue : 28, section : Students, pg. A1, March 20, 2009. http://chronicle.com .[81] "Ward Churchill Gets Nothing" , Inside Higher Ed, July 8, 2009 , http://www. insidehighered.com/news/2009/07/08/churchill .[82] District Court, City and County of Denver, Colorado, USA, Case no: 06CV11473 http://www.courts.state.co.us/Media/Opinion_Docs/06CV11473%20 Churchill.pdf[83] YÖK yazısı (ÇOMÜ'ye) (imza : Aybar Ertepınar), 09.08.2004, sayı : 3800-15315.[84] http://plagiarism-main.blogspot.com[85] http://www.plagiarismatarxiv.co.cc[86] http://vedigerleri.blogspot.com[87] http://plagiarism-turkish.blogspot.com[88] http://afurma.blogspot.com

96

[89] http://plagiarism-in-turkey.blogspot.com[90] http://doktora-ogrenimi-gorme-sucu.blogspot.com[91] YÖK yazısı (rektörlüklere) (imza : Erdoğan Teziç), 16.03.2007, sayı : 1268-6983.[92] YÖK yazısı (rektörlüklere) (imza : Aybar Ertepınar), 01.05.2002, sayı : 3032-8945.[93] Kocaeli Üniversitesi yazısı (tüm birimlere) (imza : Ayşe Sevim Gökalp (rektör yardımcısı)), 28.06.2007, sayı : 4664.[94] İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma no.2007-1536, E.2008-968, iddianame no.2008-623. (Ergenekon Terör Örgütü davası 1. iddianame) (İstanbul 13. Ağır Ceza mahkemesi)[95] İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma no.2009-511, E.2009-268, iddianame no.2009-188. (Ergenekon Terör Örgütü davası 2. iddianame) (İstanbul 13. Ağır Ceza mahkemesi)[96] İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma no.2009-1498, E.2009-751, iddianame no.2009-565. (Ergenekon Terör Örgütü davası 3. iddianame) (İstanbul 13. Ağır Ceza mahkemesi)[97] http://intihaldosyasi.blogspot.com[98] http://www.haberler.com/comu-bilimde-intihal-iddialarini-cok-yonlu-haberi/

97