Upload
others
View
5
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
erguvanerguvanTürk Telekom Ağrı Sosyal Bilimler Lisesi Bilim, Kültür, Sanat, Edebiyat Dergisi
Yıl: 6 Sayı: 6 / Mayıs 2016
İl Özel İdaresi Karşısı
Tel: (0472) 215 55 57
Batıkent / AĞRI
SGK Anlaşmamız Mevcuttur
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
1
Türk Telekom Ağrı Sosyal Bilimler Lisesi Yayını
Yıl: 6 Sayı: 6 / Mayıs 2016
Sahibi Türk Telekom
Ağrı Sosyal Bilimler Lisesi Müdürlüğü adına
Burhan ADIGÜZELOkul Müdürü
Yazı İşleri Müdürüİbrahim DAŞTAN
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Kapak Resim(Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi)
Muhterem YARDIMCIResim Öğretmeni
Tasarım / BaskıBaşak Matbaacılık ve Tanıtım
Hiz. Ltd. Şti.Meka Plaza Anadolu Bulvarı No: 5/15
Gimat-Yenimahalle / AnkaraTel: 0312. 397 16 17
www.basakmatbaa.com
Dergimizin bu yeni sayısıyla birlikte yine ve yeniden kar-
şınızda olmanın heyecanı ve haklı gururu içindeyiz. Er-
guvan dergisi de tıpkı diğer organizasyonlarımız gibi ku-
rumsal bir yapı olmayı başarmış bir etkinliktir. Öğrenci ve
öğretmenlerimizin gayretleriyle şekillenen dergimizde
aynı zamanda bir yıllık düşünce dünyamızda yaşadığımız
umutları, umutsuzlukları, sevinçleri ve hüzünleri paylaşı-
mınıza sunmaktayız.
Öğrenci ve öğretmenlerimiz baharı beklerken biriktirdik-
leri şiir, hikâye ve denemeleri içeren bu gönül pınarından
içmeye sizleri de bekliyoruz. Erguvan bizler için oldukça
değerli gönüllerimizden süzülüp, önce dile sonra söze ve
dizelere dökülen duygularımızın özgün bir macerasıdır.
Nice şair ve yazarın ilk eserlerini öğrencilik yıllarında yaz-
dıklarını hata eğitim aldıkları okulların dergilerinde ilk kez
seslerini duyurduklarını biliyoruz. Dergimizin sayfalarını
yazılarıyla süsleyen öğrencilerimizin içinden Neciplerin,-
Nazımların ve Sezailerin çıkması dileğiyle…
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. İLETİŞİM
Türk Telekom Ağrı Sosyal Bilimler Lisesi
K. Karabekir Mah. Ozanlar Köyü Yolu Üzeri
Merkez / AĞRI
Tel: 0 472 216 26 44 Faks: 0 472 216 26 45
www.ttagriaol.meb.k12.tr
e-mail: [email protected]
Bu dergi Orta Öğretim Sosyal Etkinlikler
Yönetmeliği’ne göre hazırlanmıştır.
Yazılardan yazarları sorumludur.
Erguvan Mevsiminden Merhaba
erguvanEditörden
İbrahim DAŞTAN
Müdür Başyardımcısı
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
2
BİRLİKTE YÜRÜMEK
Burhan ADIGÜZEL
Okul Müdürü
Gelişmiş ülkelerin yüzyıl önce yaptıkları Sosyal Bilimler
planlamalarının sonuçlarının geçekleştiği bir coğrafyada
yaşıyoruz. Her yönden kısırlaştırılan bakış açımız Sosyal
Bilimler alanında adeta dibe vurmuştur. Öyle ki; Tarih,
Sosyoloji, Psikoloji, İktisat, Kamu yönetimi, Hukuk, Tica-
ret, Filoloji, Eğitim Bilimleri, Coğrafya, İşletme, Matema-
tik, Siyaset Bilimi, Felsefe vb pek çok bilim dalını bünye-
sinde barındıran Sosyal Bilimlere, Sosyal Bilgiler diyecek
kadar bilgi eksiği olan insanlarımız bulunmaktadır.
Bize göre memleketimizin istikbalinin inşası ancak güç-
lü bir Sosyal Bilimler eğitimi, planlanması ve pratiği ile
mümkün olacaktır. Türk Telekom Ağrı Sosyal Bilimler
Lisesi bu misyona hizmet etmeye aday bir kurumdur.
Bizler de bu kurumun mensupları olarak Sosyal Bilimle-
rin geniş çerçevesi içerisinde yapılabilecek çalışmaları
gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede özellikle
bu yıl okul olarak Bilim, Kültür, Edebiyat, Sanat ve Spor
alanlarında güzel çalışmalar yaptık. Özellikle Kalkınma
Bakanlığının Sodes kapsamında finanse ettiği, İl Milli
Eğitim Müdürlüğümüzün koordinesinde hazırladığımız
ve uyguladığımız Okulda Hayat Var Projesi ile pek çok
hayalimiz gerçekleşti. Bu proje kapsamında okulumuza
kazandırdığımız konferans salonunda konferanslar ve-
rildi, bilgi yarışmaları, şiir dinletisi, türkü şöleni, İngilizce
tiyatro, ilahi dinletisi, tiyatro ve sinema gösterimi gibi
birçok etkinlik yapıldı. Bu salonda öğretmenlerimiz üret-
kenliklerini, öğrencilerimiz kabiliyetlerini sergilediler.
Okulda Hayat Var Projesi ile okulumuz adeta hayat bul-
du. Eğitimci-Yazar Alişan KAPAKLIKAYA’ nın katılımı ile
dört tane konferans düzenledik. Okulumuzun spor mal-
zemesi ihtiyacını karşıladık ayrıca il merkezindeki bütün
ilk ve ortaokullara spor malzemesi hediye ettik. Ağrı
Valisi Sn. Musa IŞIN’ ın teşrifl eriyle, öğretmen ve öğrenci-
lerimizin katılımıyla yılsonu pikniğimizi gerçekleştirdik.
Okulumuzdan 130 kişilik kafile ile harika bir İstanbul
gezisi gerçekleştirdik.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Gençlik Hizmetleri Spor İl Mü-
dürlüğü ve Sağlık İl Müdürlüğünün katkıları ile Beden
Eğitimi Öğretmenlerimizin, personellerimizin büyük
fedakârlıklarıyla İl genelinde kırk beş takımın katıldığı
Türk Telekom Sosyal Bilimler Lisesi Ortaokullar Arası
Spor Şenliğini düzenledik. Bu şenlik ile Ortaokul öğren-
cilerinin okulumuzu yakından tanımasını sağladık.
Bu yıl öğrencilerimiz eğitimlerinde gösterdikleri başa-
rıyı, il genelinde yapılan bütün sosyal, kültürel, sportif
etkinliklerde de gösterdiler. Adımız sosyal olunca, ürü-
nümüz de sosyal olsun istedik. Erguvan ’nın sayfalarında
bu çalışmalarımızdan bazı örnekler sunduk. Bu vesile
ile yürüyüşümüzde bize destek olan, eşlik eden herkese
teşekkürü bir borç bilirim. Bu yıl okulumuzdan mezun
olan bütün öğrencilerimizi tebrik eder, güzel hatıraları
için teşekkür ederim.
Yeni bir yürüyüşte, yeni bir erguvan’ da yine buluşmak
ümidi ile.
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
3
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca
RöportajS l Bili ler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca
Erguvan: Bize Kendinizi tanıtır mısınız?
Prof Dr. BARCA: 1966 yılında Bingöl’de doğdum. İlk
okul eğimimi Bingöl, orta okul eğitimi Maraş Göksun ve
lise eğitimimi Bingöl’de tamamladım. 1986’da Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümünü
kazandım. Lisans eğitimimi 1990’da tamamladıktan son-
ra kazandığım sınav sonucunda lisansüstü (master ve
doktora) çalışmalarımı yapmak üzere İngiltere’ye gittim.
2000 yılında Türkiye’ye döndüm. Sakarya Üniversitesi’n-
de yaklaşık 10 yıl çalıştım. 2010 yılında kurulan Yıldırım
Beyazıt Üniversitesinde İşletme Fakültesi kurucu dekanı
olarak görev yaptım. Aynı üniversitede rektör yardım-
cılığı görevini de üstlendim. Sakarya ve Yıldırım Beya-
zıt üniversitelerinde çalışırken aynı zamanda Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yaklaşık 10 yıl
master ve doktora dersleri verdim. Halen de AÜ SBF’de
doktora programına katkı sunmaya devam ediyorum.
AÜ SBF’nin dışında Kara Harp Okulu’nda da doktora
düzeyinde strajik yönetim ile ilgili ders verdim. Başkent
Üniversitesi ve TOBB ETÜ’de lisans dersleri verdim. 2015
Kasım ayında, halen bulunduğum Ankara Sosyal Bilim-
ler Üniversitesi (ASBÜ)’ne rektör olarak atandım.
Akademik kariyer çizgim ise; 2000’de Doktor, 2001’de
Yardımcı Doçent Doktor, 2003’de Doçent Doktor ve
2008’de Professor Doktor unvanlarını alma şeklinde
gerçekleşti. Uzmanlık alanım yönetim bilimleri. Daha
spesifik ifade edersem, stratejik yönetim alanında çalış-
malar yapıyorum. Master ve doktoramı stratejik yönetim
alanında yaptıktan sonra, söz konusu alanda çalışmala-
rımı yürütmeye devam ettim. Stratejik yönetim üzerine
yazdığım kitap ve makaleler yurt içi ve dışında yayınlan-
ma imkânı buldu.
Akademik çalışmalarımın yanı sıra stratejik yönetim
alanında birçok kamu kurumu ve özel sektör işletmesi-
ne danışmanlık hizmeti verdim. Örneğin TBMM Genel
Sekreterliği’nin iki stratejik planının hazırlanmasında
danışmanlık yaptım. Özelleştirme İdaresi, TÜRKSAT,
PTT, RTÜK, Sayıştay, Rekabet Kurumu, TESCOMB, Kamu
Gözetimi Kurumu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kamu
Denetimi Kurumu vb. 30 farklı kurum veya işletmeye
stratejik yönetim ve planlama ile ilişkili hususlarda da-
nışmanlık hizmeti verdim. Danışmanlığın yanı sıra çeşitli
kamu niteliğindeki kurum ve özel sektör işletmelerinde
yönetim kurulu üyeliğinde bulundum. Örneğin, Ankara
Kalkınma Ajansı’da iki dönem, sağlık alanında borsaya
kotalı tek hastane grubu olan Lokman Hekim Hastane-
leri’nde bir dönem ve halen yürüttüğüm Kamu İç De-
netim Koordinasyon Kurulu’nda yönetim kurulu üyeliği
yapma fırsatı buldum. Yönetim kurulu üyelikleri bana
teorik olarak bildiklerimi uygulamaya yansıtma imkanı
vermeyi ve deneyim kazanmayı sağladı. Diğer bir ifade
ile, danışmanlık ve kurul üyelikleri sayesinde teorik ola-
rak bildiklerimi uygulamada test edecek önemli fırsatlar
bulundum. Şimdi kuruluşunda ve kurumsallaşmasında
yer aldığım ASBÜ’nin stratejik tercihleri ve konumlan-
dırmasında bu deneyimlerimin önemli bir etkisi bulun-
maktadır.
Erguvan: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi ile ilgili
bilgi verir misiniz?
Prof Dr. BARCA: Anakara Sosyal Bilimler Üniversitesi
(ASBÜ) 2013’de bir devlet üniversitesi olarak kuruldu.
ASBÜ sosyal bilimlerde iddialı, genç, dinamik ve vizyo-
ner bir devlet üniversitesidir. Sosyal olmayan disiplinlere
göre daha karmaşık ve dolayısıyla entelektüel meydan
okumalar ile yüklü sosyal bilimlerde eğitim ve araştır-
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
4
malar için ASBÜ kendine güvenen, entelektüel kapasi-
tesi yüksek araştırmacı ve girişimci bireylerin buluştuğu
bir ortam sunmaktadır.
ASBÜ bünyesinde beş fakülte bulunmaktadır: Siyasal
Bilgiler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İnsan ve Beşeri Bi-
limler Fakültesi, Yabancı Diller Fakültesi ve Dini İlimler
Fakültesi. Bu yıl itibariyle lisans ve lisansüstü eğitimlere
başlıyoruz. 2016-2017 eğitim yılında lisans düzeyinde
sadece Uluslararası İlişkiler Bölümü ve İngiliz Dili ve Ede-
biyatı Bölümü’ne öğrenci kabul edeceğiz. Önümüzdeki
akademik yıldan itibaren bütün fakülte ve bölümleri
fonksiyonel hale getirmeyi planlıyoruz.
Sosyal bilimlerin doğası gereği, bir şehir üniversitesi ola-
rak tasarlanan ASBÜ, başkent Ankara’da, Ulus tarihi şehir
merkezinde, Kale-Hacı Bayramı Veli-Birinci/İkinci Meclis
hattı üzerinde, Ankara’nın en güzel tarihi mekânlarında
gelişmektedir. Tarihin, sanatın, ilim ve irfanın buluştuğu
bu müstesna ortam kendi başına bir sosyal laboratuar,
teşvik edici bir öğrenme iklimi ve meraklılarına olağan-
dışı gözlem ve deneyim imkânları sunan bir yerleşim
niteliğindedir.
ASBÜ’nün en fazla öne çıkan özelliği, bir araştırma üni-
versitesi olmasıdır. ASBÜ’de bilimsel bilgi “yayılımından”
daha çok bilimsel bilgi “üretimine” odaklanmış bulunu-
yoruz. Bunu biraz açalım. ASBÜ’nün kuruluş kanununda
beş enstitü öngörülmüştür. Normalde kapsamlı (sağlık,
mühendislik, sanat ve sosyal bilim alanlarında faaliyet
gösteren büyük) üniversitelerde bile üç enstütü bulur-
ken, sosyal bilimler ile sınırlı ASBÜ’de beş enstütü bulun-
masının anlamı, ASBÜ’nün bir araştırma üniversitesi ola-
rak tasarlandığına işaret etmektedir. ASBÜ bünyesinde
klasik Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün yanı sıra Batı Dünya-
sı Araştırmaları Enstitüsü, Doğu ve Afrika Araştırmaları
Enstitüsü, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü ve Hacı
Bayram Veli İslami Araştırmalar Enstitüsü yer almaktadır.
Lisansüstü (master ve doktora) programlarını organize
etmekle yükümlü olan araştırma enstitüsü sayısının
çokluğu göz önüne alındığında, her enstitünün isminin
çağrıştırdığı alanda çok sayıda master ve doktora prog-
ramı açmasının bir görev olarak ASBÜ’ye verildiği anla-
mına gelmektedir. Ayrıca, diğer üniversitelerde olmayan
enstitülerin varlığı ASBÜ’nün farklı alanlarda lisansüstü
eğitimler ve araştırmalar yürütmesi görevi verildiğine
de işaret etmektedir. Enstitü isimlerinden anlaşılacağı
üzere, organize edilecek lisansüstü programların ilgi
kapsamı ulusal sınırların ötesinde geniş bir coğrafyayı
içermektedir. Söz konusu enstitüler üzerinden Doğudan
Batıya, Afrika’dan Türk dünyasına uzanan farklı coğraf-
yalardaki olguları siyasal, ekonomik, sosyolojik, tarih,
edebiyat vb. sosyal disiplin perspektifl erinden araştırma
alanı olarak ele almak mümkün olabilecektir.
Buradan hareket ile denebilir ki, bir araştırma üniver-
sitesi olarak ASBÜ, diğer üniversitelerden farklı olarak,
uluslararası veya küresel bir ilgi kapsamına sahiptir. Ens-
titüler çerçevesinde çok çeşitli ve çok sayıda lisansüstü
(master ve doktora) program açılabilecek. Diğer üniver-
sitelerde, lisans programları çok sayıda, lisansüstü prog-
ramlar ise az sayıda bulurken ASBÜ’de tersi olacaktır.
Çok sayıda ve farklı alanlardaki lisansüstü programları
sayesinde ASBÜ bilimsel bilgi üretimini bilgi yayılımına
önceleyebilecek.
Çok sayıda araştırma enstitüsünün yanı sıra ASBÜ bün-
yesinde çok sayıda araştırma merkezi de yer alacaktır.
Enstitülerin yöneteceği master ve doktora düzeyindeki
araştırmaların yanı sıra araştırma merkezleri uzmanlık-
ları ile ilgili konularda araştırma projeleri etrafında bilgi
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
5
üretimine odaklanacaklardır. Araştırma merkezleri saye-
sinde, araştırma ekiplerinin ortak tasarımı olan çok sa-
yıda araştırma projesi desteklenerek yürütülebilecektir.
Böylece master veya doktora yapan bir kişinin bireysel
kısıtlarını aşarak geniş kapsamlı ve uzun vadeli araştırma
projeleri takım çalışmalarına konu edilerek derinlemesi-
ne bilgi üretimi gerçekleştirilmiş olacaktır.
ASBÜ’nün ikinci önemli özelliği, bilimsel bilgiyi faydaya
dönüştürmeye verdiği stratejik önemdir. Sosyal bilim-
lerde teori ve uygulamanın birlikte ele alınması açısın-
dan bu çok önemli bir nokta. Çünkü bilimsel bilginin
değerinin sağladığı toplumsal veya pratik katkı ile ilişkili
olduğunu düşünüyorum. Ankara Sosyal Bilimler Üniver-
sitesi’nde bu anlayış ile hareket etmeye çalışıyoruz. Bu
anlayış doğrultusunda, sosyal bilim disiplinlerini birer
uygulama alanı olarak ele alarak çeşitli çevreler için kat-
kıya dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Ülkemizde sosyal bilim
eğitim ve araştırmalarının genellikle uygulamalardan
kopuk ele alındığını, soyut düzeyde sunulduğunu ve
toplumsal gerçeklikler ile ilişkilendirilmediğini gözlüyo-
ruz. ASBÜ’de uygulamaların içinde yer almış deneyimli
veya genç ama yenilikçi akademik kadromuz sayesinde
teori ile uygulamayı birlikte ele alabileceğimiz yeni yak-
laşımlar geliştirme çabası içerisindeyiz. Bunun üniversi-
temiz için önemli bir farklılaşma yönü ve toplumumuz
için de önemli bir katkı olacağından eminiz. Teori ile
uygulamayı aynı potada sunabilmek amacıyla bireysel
danışmanlıkların ötesinde kurumsal düzeyde sistematik
ve sürdürülebilir katkılar sunabilmek için ASBÜ bünye-
sinde bir “sosyo-park” kurmayı hedefl iyoruz. Dünyada
çok az örneği olan sosyo-parklar sosyal sorunların çözü-
mü ve sosyal gelişmeler için ihtiyaç duyulan bilimsel bil-
ginin arz ve talebinin buluştuğu ve yönetildiği kurumsal
yapılardır. ASBÜ’nün kendine özgü olarak geliştireceği
yeni sosyo-park modeli çerçevesinde bünyesinde kuru-
lacak olan çeşitli altyapılar (sosyal-deney laboratuarları,
simulasyon merkezleri, ex-ante ve ex-post etki analiz
ortamları, çıkar çatışmalarında müzakere ortamları, vs.),
arayüzler ve teknikler aracılığı ile sosyal sorunlara yeni-
likçi çözümleri sistematik ve devamlı bir şekilde sunmayı
amaçlamaktadır. ASBÜ böylece bünyesinde bulunan
farklı sosyal bilimcilerin (sosyolog, psikolog, hukukçu,
iktisatçı, ilahiyatçı, işletmeci, siayset bilimci vs.) oluştu-
racağı ekipler yardımıyla sosyal sorun ve yeniliklere çok
yönlü çözümler sağlayabilecektir.
Erguvan:Türkiye’de Sosyal Bilimler alanında yapılan
çalışmalar yeterli midir?
Prof Dr. BARCA:ASBÜ, Türkiye’nin ilk ve tek sosyal bilim-
ler tematik üniversitesidir. Çok sayıdaki mevcut kapsam-
lı (sağlık, mühendislik, sanat ve sosyal bilimleri kapsayan
büyük) üniversitelerde sosyal bilim fakültelerinin zaten
yer aldığı gerçekliğinden hareket ile sorulması gereken,
sosyal bilimler ile sınırlı bir üniversite kurmaya neden
ihtiyaç duyulduğu olmalıdır. Sosyal bilimler ile sınırlı
veya butik bir üniversitenin kurulması, diğer alanların
(sağlık, mühendislik) gölgesinde kalarak ancak ikinci
veya üçüncü derecede önem ve öncelik arz eden bir
muamele görmesinin önüne geçmek amaçlanmaktadır.
Üniversitelerin kaynak ve kabiliyetleri dengeli bir şekil-
de bilim alanları arasında dağıtılmamaktadır. Bu durum
başta sağlık bilimleri ve daha sonra mühendislik bilim-
lerinin üniversitelerin kaynak ve kabiliyetlerinden aslan
payını almasına yol açmaktadır. Doğal olarak, kaynak ve
kabiliyetleri hangi alana yönlendirirseniz veya yatırım-
ları nerede yoğunlaştırırsanız, orada yüksek sonuçlar
veya başarılar elde edersiniz. Yatırımlardan az pay alan-
larda, doğal olarak, düşük başarı göstermiş olacaklardır.
Kaynak ve kabiliyetlerin sosyal bilim alanına tahsisinin
önündeki söz konusu yönetsel ve stratejik engelleri kal-
dırmak ve böylece sosyal bilim alanında yüksek bir ba-
şarı elde edebilmek amacıyla sosyal bilimler ile sınırlı bir
üniversite olarak ASBÜ kurulmuş oldu. Sosyal bilimler ile
sınırlı faaliyet kapsamı, ASBÜ’ye söz konusu disiplinlerde
ihtisaslaşma, derinleşme ve önde gitme misyon ve viz-
yonu yüklemektedir.
Belirtilen kaynak ve kabiliyet yönetim sorununun gide-
rilmesinin yanı sıra, sosyal bilimler ile sınırlı bir üniversi-
tenin kurulmasının önemli diğer bir nedeni, ülkemizde
ve bölgemizde karşı karşıya olduğumuz sorunların ço-
ğunun sosyal nitelikte olması, buna karşın, sosyal bilim
disiplinlerinden yararlanılarak bu sorunlara yenilikçi
çözümlerin sunulmasında gözlenen yetersizlikler ile
açıklanabilir. Örneğin, sağlık ve mühendislik alanların-
da karşılaşılan sorunlara bu bilim alanlarından hareket
ile çözümler sunma bakımından gelişmiş ülkeler ile
aramızda önemli bir fark yok. Karşılaştırmalı bir analiz
yaptığımızda, sosyal bilim disiplinlerinden hareket ile
ülkemizin arayışlarına çözümler sunma bakımından
gelişmiş ülkelere göre sosyal bilim disiplinlerden görece
daha az yaralanma durumunda olduğumuz söylenebilir.
Bu bağlamda, sosyal bilimlerde üretilen bilginin fayda-
ya dönüştürülmesi veya toplumsal fayda düşünülerek
bilimsel bilgi üretilmesi önemli bir ihtiyaç olarak dur-
maktadır. Bilimsel bilgi ile toplumsal fayda arasındaki
köprüyü kurma çok önemli bir katkı olacaktır. Bu bakış
açısı doğrultusunda, ASBÜ, teknolojik yenilikleri ku-
rumsal olarak destekleyen tekno-park/kent gibi sosyal
yenilikleri destekleyen bir sosyo-park/kent kurulumu ile
bunu başarmayı hedefl emektedir. Sosyal innovasyon
ülkelerin en önemli rekabet ve ilerleme alanıdır. Bir top-
lumun kalkınmasında en az teknolojik innovasyonlar
kadar sosyal innovasyonlar önemli bir rol oynamaktadır.
Dolayısıyla, üniversiteler katkılarını teknolojik yenilikler
kadar sosyal yenilik alanlarında da yapmayı hedefl eme-
lidirler. Örneğin, dünyanın en saygın üniversitelerinden
olan Stanford Üniversitesi’nden çıkmış 43 bin kadar şir-
ketin yarısından fazlası sosyal innovasyonun sonucudur.
Ülkemizde sosyal innovasyonu teşvik etmek, sosyal giri-
şimciler yetiştirmek, sosyal sorunlara yenilikçi çözümler
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
6
geliştirmek artık bir tercih değil, bir zorunluluk olarak
değerlendirilmelidir. Bu bağlamda, ASBÜ ülkemiz için
yapılmış stratejik bir yatırım olarak görülmelidir.
ASBÜ’yü ortaya çıkaran nedenlerden biri de, sağlık ve
mühendislik alanlarının daha evrensel, buna karşın sos-
yal bilimlerin daha yerel özellikler taşıması ile açıklana-
bilir. Sağlık ve mühendislik alanlarında üretilen bilimsel
bilgi, dünyanın her tarafına kolayca yayılabilir ve kulla-
nılabilir. Ancak, aynı durum sosyal bilimler için söz ko-
nusu değil. ABD veya Japonya’nın sosyal koşulları esas
alınarak yapılan bilimsel araştırma sonuçları, Afrika veya
Orta Doğu ülkeleri için genelleştirme yoluna kolayca gi-
dilemez. Sosyal bilimler alanında üretilen bilimsel bilgi,
üretildiği sosyal koşulların özelliklerini taşır. Dolayısıyla
sosyal bilimler alanında üretilen bilimsel bilgiyi, sosyal
farklılıkları göz ardı ederek kolay transfer edemez ve
kullanamayız. Böyle bir transfer yapılması durumunda,
bilimsel aydınlanma ve sosyal sorunlara çözüm yerine
taklitçi cehalet ve sosyal sorunların kangrenleşmesine
geçit verilmiş olur. Kısaca, sağlık ve mühendislik gibi
bilim alanlarında üretilen bilgi evrensel kullanıma kolay
konu edilebilir nitelikte olmasına rağmen sosyal bilim-
lerde üretilen bilgi, özgün yerel veya kültürel koşullara
bağlı olarak daha sınırlı ve ihtiyatlı kullanıma konu edil-
mek zorundadır. Bu bakımdan, sosyal bilimlerde bilgi
üretimine yerelde daha fazla ihtiyaç olduğu ortadadır.
İşte ASBÜ böylesi bir ihtiyacın sonucu olarak ortaya çık-
mıştır. Diğer bir ifade ile, ASBÜ sosyal bilimlerde kendi
sosyal gerçekliğimizi esas alarak eğitim ve araştırmalar
yapan, sosyal sorunlara özgün yenilikçi çözümler üreten,
toplumsal sorumluluk çerçevesinde katkılar sunan bir
misyon (varoluş nedeni/gerekçesi) ile ortaya çıkmıştır.
Başka bir açıdan bakıldığında, Türkiye bölgesinde lider,
dünyada söz sahibi bir ülke olma konumunu giderek
tahkim etmektedir. Bunun anlamı, Türkiye içine kapan-
mış bir ülke olmaktan çıkıp, dünyaya açılan ve dün-
yadaki gidişatı yönlendiren bir rol üstlenmeye doğru
gitmektedir. Üstlendiği bu rolü başarılı bir şekilde yerine
getirebilmesi, sadece ekonomik ve siyasi gücüne değil,
aynı zamanda, bilim alanındaki gücüne de bağlı olacak-
tır. Bilim alanındaki bu gücün oluşmasında, diğer alanlar
ile karşılaştırıldığında, sosyal bilimlerin çok daha kritik
bir rolünün olacağı açıktır. Bu bağlamda, sosyal bilim
disiplinlerinde de dışa açılmamız kaçınılmaz görünmek-
tedir. Sadece ülkemizin insan ve toplum olgularını değil
Doğunun ve Batının sosyal olgularını da araştırmamız
bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır. Uzun yıllardır içine
kapanmış, pasif bir politika izlemenin doğal sonucu sos-
yal bilimlerde de içe kapanma şeklinde kendini göster-
miştir. Bu bakımdan, dünya ile entegre büyük ülke olma
politikası ile uyumlu bir şekilde, dünyanın Doğusunu da
Batısını da araştıran, karşılaştırmalı çalışmalara ağırlık
veren, farklı sosyo-ekonomik-kültürel havzaları kendi
koşulları içinde inceleyen, toplumsal sorunlara yenilikçi
çözümler sunan bir sosyal bilim anlayış ve yaklaşımına
ihtiyaç var. İşte ASBÜ bu ihtiyacın sonucunda ortaya
çıkmış bir üniversitedir. Biraz önce belirttiğim üzere,
bünyesinde yer alan enstitüler (Batı Araştırmaları Ensti-
tüsü, Doğu ve Afrika Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dün-
yası Araştırmaları Enstitüsü) ve araştırma merkezlerinin
isimlerinden anlaşılacağı üzere ASBÜ böylesi bir misyon
üstlenmiş bulunmaktadır.
Erguvan: Cumhurbaşkanlarımız, Başbakanlarımız,
Bakanlarımızın büyük çoğunluğu, Valilerimiz, Kay-
makamlarımız vb. devlet yöneticilerine ya da yöne-
tici adaylarına baktığımızda genellikle Sosyal Bilim-
lerden yetiştiklerini görüyoruz. Ülke idaresini ema-
net ettiğimiz bu insanların yetiştiği Sosyal Bilimler
Liselerine ya da Lisans eğitiminde Sosyal Bilimlere
gereken önemin verildiğini söyleyebilir miyiz?
Prof Dr. BARCA:Bu tespitinizi destekleyecek araştır-
malar bulunmaktadır. Örneğin; British Council ve Ipsos
tarafından 2015 yılında gerçeleştirilen “The Educational
Pathways of Leaders: An International Comparision (Li-
derlerin Üniversite Eğitiminde İzledikleri Yollar: Uluslara-
rası Bir Karşılaştırma) ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı
dünyanın 30 farklı ülkesindeki üniversite eğitimi almış
kamu, özel ve STK sektörlerinde çalışan profesyonel
liderler üzerine yapılan çalışmaya göre, liderlerin büyük
çoğunluğu (%56) üniversite derecelerini sosyal ve beşeri
bilimler alanında almışlardır. Çalışmaya göre, sosyal bi-
limlerin etkisi liderlerin yüksek lisans derecelerinde de
devam etmiştir. Araştırmaya katılan liderlerin yarısının
lisansüstü dereceleri sosyal bilimler alanındadır. Yaş
gruplarına ayrıldığında genç liderlerin içerisinde üniver-
site derecelerini sosyal ve beşeri bilimler alanında alan-
ların oranı artmaktadır. Şöyle ki, 45 yaş ve üstü liderlerde
sosyal ve beşeri bilimler alanında üniversite diplaması
oranı %53 iken bu oran 45 altı yaş grubundaki liderlerde
%58’dir. Farklı bir şekilde ifade edersek, 45 yaş altı her
10 liderden 6’sı sosyal ve beşeri bilimler alanlarında üni-
versite diplomasına sahiptirler. Söz konusu çalışma, şu
sonucu da raporlamaktadır: Ülke istatistikleri göz önüne
alındığında, sosyal bilim mezunlarının liderlik şansı di-
ğer alanlarda okuyanlara göre en az %20 daha fazladır.
Bu sonuç liderlik ve sosyal bilimler alanında üniversite
diploması arasındaki pozitif ve anlamlı bir ilişkiye işaret
etmektedir. Çalışmada raporlanan bulgulardan birine
daha değineyim: Türkiye özelinde lider yetiştirmede
dışa bağımlılık durumu söz konusudur. Şöyle ki, örnek-
lem grubunda kendi ülkeleri dışında bir başka ülkeden
lisans diploması alma oranı %16 iken, Türkiye’nin içinde
yer aldığı ülkeler grubu için bu oran %24’tür.
Sorunuzun cevabını bu bulgular kısmen vermektedir.
Evet, liderlerin çoğunun eğitim arka planında sosyal
bilimler var. Sanıyorum şunu ileri sürmek mümkün: Bir
ülkenin başarısı ile devlet adamları arasında kuvvetli
bir ilişki var. Güçlü devlet adamları sayesinde devletler
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
7
de güçlü olur. Lider karakterli güçlü devlet adamlarını
yetiştirmeye her ülke özel bir önem vermek zorundadır.
Osmanlı’da Enderun bunu sağlıyordu. Modern üniversi-
teler ortaya çıktıktan sonra Mektebi Mülkiye bu misyonu
yerine getirmeye başladı. Osmanlı sonrası dönemde,
genç ulus devletinde de bu devam etti. Ancak gelinen
aşamada, başta devlet adamı olmak üzere toplumun
çeşitli kesimlerine yüksek nitelikli liderler yetiştiren
okulların görünür olmaktan ve belirli isimlerle ilişkilen-
dirilmekten uzaklaştıkları söylenebilir. Çok sayıda okul/
üniversite bulunmakla beraber yetiştirilen insan profili
daha çok standart niteliklere sahip görünüyor. Diğer bir
ifade ile, ortalama mezun piyasanın standart taleplerine
cevap verecek niteliklerde mezun oluyor. Esasen bu
normal olarak görülebilir. Ancak, muhakkak, piyasanın
isterleri ile uyumlu olmanın ötesinde piyasayı dönüştü-
recek, yönlendirecek, kamu, özel sektör ve STK’lara yön
verecek standart üstü niteliklere sahip insan kaynağını
yetiştirecek okullara/üniversitelere de ihtiyaç vardır.
Bunlar her ülkenin emniyet supaplarıdır. Ülkeler iler-
lemelerini ve atılımlarını bunlar ile gerçekleştirirler. Bu
tespitten hareketle, sosyal bilim alanındaki bazı okulla-
rımızın/üniversitelerimizin standart üstü eğitim vermesi
için standart üstü imkânlar ile desteklenmesi gerektiği
söylenebilir. Çünkü standart destekler ancak standart
sonuçlar doğurabilir. Standart üstü sonuçlar elde etmek
istiyorsanız ona göre standart üstü yatırım yapmak zo-
rundasınız. Neye ne ölçüde yatırım yaparsanız, o ölçüde
gelişir. O halde, sosyal bilimlerde yüksek profilli bir ku-
şağın her zaman olasını sağlayacak kurumsal tercihler
olmalı ve bu doğrultuda imkânlar sağlanmalıdır. Bu
önemli bir devlet politikası olarak görülmelidir çünkü
devletin bekası, toplumun kalkınması, ülkeler arası reka-
bette önde olması bu politikaya bağlıdır. İşte ASBÜ böy-
lesi bir politikanın sonucu olarak değerlendirilmelidir.
Erguvan: Lisede bir yıl yabancı dil hazırlık okuyan
Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerini nasıl bir gelecek
beklemektedir?
Prof Dr. BARCA:Sorunuzu iki aşamalı olarak ele almak
mümkün: Lisans eğitimi ve sonrası. Lisans eğitiminde
Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerini bekleyen geleceğin
en önemli özelliği, bana göre, eğitimini alacağı sos-
yal gerçekliğin giderek karmaşıklaşması olarak ifade
edilebilir. Karmaşıklaşan bu sosyal olguları anlama ve
açıklamak için gerekli çaba da bir o kadar artmaktadır.
Artan karmaşıklık derecesi göz önüne alındığında, iyi bir
sosyal bilim eğitimi, bir disiplinin uzmanlık sınırlarının
ötesinde disiplinler arası veya çoklu disipliner bakışı
gerektirmektedir. Öğrencilerin kendilerini bu disiplinler
arası veya çoklu disipliner bakışa hazırlamaları gerekir.
Diğer yandan, sosyal olgular çok hızlı değişmektedirler.
Sosyal olguları ve hareketliliği açıklamak için bugün
sunulan bilgiler, daha mezun olmadan eskimiş olacaktır.
Hızlı değişim göz önüne alındığında ise, öğrencilerin
sadece bilgi tüketicileri (var olan bilgiyi edinmek) değil,
bilgi üreticileri olmalarını da kaçınılmaz kılmaktadır. Bu
da bilgiyi öğrenmekten daha çok öğrenmeyi, öğrenme-
yi gerektirmektedir. Öğrenmeyi öğrenen bir kişi hayatı
boyunca bilgi edinimini ve bilgi üretimini yapmaya de-
vam eder. Bu aynı zamanda şu anlama gelmektedir: Kısa
vadeli bir başarı olan sınav başarısına endeksli diploma
için çalışanlar kaybedecek, uzun vadeli hayat başarısı
için çalışanlar ise kazanacaklardır. Bütün bunları başa-
rabilmek ise, lisans aşamasında bile öğrencilerin kendi-
lerini iyi birer entelektüel olarak yetiştirmeye istekli ve
gayretli olmaları olacaktır. Bir entelektüel aynı olguya
farklı açılardan bakabilen, değişen koşullara yeni açıkla-
malar sunabilen, toplumsal sorumluluk duygusu ile yeni
çözümler geliştirebilen kişidir. Bu yetenekleri kazanmak
artık lisans eğitimi sonrasına ertelenemez. Bunları lisans
düzeyinde kazanamayanlar büyük ihtimalle bu fırsatı
kaçırmış olacak veya en azından yarışa geç katılanlar
arasında olmaya mahkûm olacaklardır.
Lisans eğitimi sonrası, yani, iş hayatına atılacakları na-
sıl bir gelecek beklemektedir? Şüphe yok ki, iş hayatı
daha karmaşık, daha hızlı değişen, daha rekabetçi bir
özellik taşımaktadır. Eğitim hayatı bütün bu zorlukların
üstesinden gelebilmek için bir hazırlık aşaması olarak
değerlendirilmelidir. İş hayatında başarılı olabilmek
büyük ölçüde hazırlık aşamasında belirttiğim özellikleri
kazanmaya bağlı olacaktır.
Sosyal Bilim Lisesi öğrencilerinin bir yıl yabancı dil hazır-
lık okumaları önemli bir kazanım olacaktır. Hem eğitim
aşamasında hem de iş hayatında yanancı dil becerisinin
faydalarını göreceklerdir. Günümüzde üretilen bilimsel
bilginin çok büyük bir kısmı İngilizcede ifadesini bul-
maktadır. Dolayısıyla, üretilen bilgiyi takip edebilmek dil
becerisini zorunlu kılmaktadır. İş hayatına gelince, gi-
derek küreselleşen dünyada iletişim gün geçtikçe daha
fazla İngilizceye bağımlı hale gelmektedir. İyi düzeyde
İngilizce bilmeden küresel ölçekte iş yapmak gün geç-
tikçe çok daha zorlaşmaktadır.
ASBÜ sadece İngilizce öğrenme veya ilerletme imkânı
sağlamamakta, aynı zamanda, en az ikinci bir yabancı
dili öğrenme fırsatı da sunmaktadır. Bundan dolayı,
dil öğrenimine yönelik alt yapı (kütüphane, bağımsız
öğrenme merkezi, dil yetkinlikleri geliştirme destekleri,
online öğrenme modülleri vb.) ve yetkin bir okutman
kadrosu oluşturmak için yoğun çalışmalar yürütmek-
teyiz. Çünkü şunun farkındayız: Günümüzde sosyal
bilimlerde ve sosyal yaşamda başarılı olabilmek büyük
ölçüde iletişim becerisine ve dil gibi iletişim enstrüma-
nına bağlı olacaktır.
Erguvan: Öğrencilerimize hangi tavsiyelerde bulunur-
sunuz?
Prof Dr. BARCA:İnsan ve toplum ile ilgili olguları merak
ediyor ve sosyal bilim disiplinlerinde ilerlemek istiyorsa-
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
8
nız, adresiniz Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ)
olmalıdır. ASBÜ’de eğitimin hedefi, piyasa standartlarına
göre uzman yetiştirmenin ötesinde toplumun çeşitli
şubelerinin (kamu, özel ve sivil alan) ihtiyaç duyduğu
yüksek nitelikli entelektüeller yetiştirmektir. Uzmanlık
eğitimin yanı sıra merakın sürüklediği düşünme bece-
risi ve sosyal innovasyon yeteneğini kazandırmak için
ASBÜ, öğrencilerine küçük sınıfl arda katılımcı ve canlı
bir tartışma ortamı, kurumsal araştırma projelerinde yer
alma fırsatı, ulusal ve uluslararası değişim programlarına
aktif katılım imkânları, ulusal ve uluslararası en iyi kuru-
luşlarda staj destekleri vs. sunmaktadır.
ASBÜ’de lisans programları diğer üniversitelerin eğitim
yaklaşımlarından farklı olacaktır. Her şeyden önce, ifade
ettiğim üzere, ASBÜ eğitim ağırlı olmaktan daha çok
araştırma ağırlıklı bir üniversite olacaktır. Bunun anlamı,
yapacağı bütün faaliyetlerin (eğitim, sosyal innovas-
yon bağlamında girişimcilik, toplumsal sorumluluk
bağlamında katkı) odağında araştırma olacaktır. Bütün
faaliyetler araştırmalara dayalı olacaktır. Bu bağlamda,
lisans eğitimi de araştırma yönelimli olacaktır. Lisans
eğitiminde ilgili bölümün bilimsel bilgi birikiminin öğ-
renciye kazandırılması ile yetinilmeyecek öğrenciler de
birer araştırmacı olarak değerlendirilerek bilgi üretimine
katkı sağlamak için desteklenecek ve teşvik edilecek-
lerdir. Kısaca, ASBÜ birlikte öğrenme, araştırma ve araş-
tırma sonuçlarını yayma ortamını, altyapısını, desteğini
ve teşvikini sağlamaktadır. Araştırma odaklı böylesi bir
eğitimden geçmiş bir kişi, uzmanlık alanındaki standart-
laştırılmış bilgiden haberdar olmanın ötesinde uzmanlık
alanını ilerletecek yeni katkılar da sunma özelliğine
sahip olacaktır. Bunun sonucunda, lisans mezunlarımız
sadece birer uzman değil, alanına yön veren, katkı sağ-
layan birer öncü entelektüeller olarak iş hayatına bir
adım önde katılmış olacaklardır.
ASBÜ aynı zamanda bir girişimci üniversite olarak, sos-
yal girişimcilik kültürünü her düzeyde (öğrenci, öğretim
elemanı, idareci, paydaş) yaymayı stratejik önemde
görmektedir. Sosyal girişimciliği teşvik ve sosyal inno-
vasyonu kurumsallaştırmak için bünyesinde, daha önce
belirttiğim üzere, bir “sosyo-park” geliştirmektedir. Tür-
kiye’nin başkentinde ve başkentin merkezinde yer alan
ASBÜ, sosyal girişimci yönüyle bilginin kamu, özel ve
sivil alanda faydaya dönüştüğü stratejik bir odak olacak-
tır. Sosyal çözüm, dönüşüm, değişim ve ilerleme arayışı
içinde olan her birey ve kurum için ASBÜ bir hizmet
sunma veya hizmet alma adresi olacaktır.
Eğitim, araştırma ve sosyal girişimcilik bağlamlarında
hedefl enen toplumsal katkıların yanı sıra ASBÜ yerel,
ulusal ve uluslararası ölçekte yürüteceği sosyal so-
rumluluk proje ve faaliyetleri ile de hizmetler sunmayı
misyonunun bir parçası olarak görmektedir. Sosyal
sorumluluk duygusu ile topluma bilimsel temelli katkı-
lar sunacakların da adresi yine ASBÜ olmalıdır. Sosyal
bilimler ile sınırlı misyonumuz çerçevesinde toplumun
içinde, toplum için ve toplumla birlikte hareket ettiğimiz
sürece başarıya doğru giden yolda ilerleyeceğimiz inan-
cındayız.
ASBÜ’nün teşvik edici ve destekleyici öğrenme ve araş-
tırma ortamında birer sosyal girişimci olarak birlikte
innovasyonlar yapmak ve toplumsal sorumluluk çerçe-
vesinde hizmetler sunmak arzusuyla hepinize başarılar
dilerim.
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
söyledim. O tam kuyuya bakayım derken, sırtına bir tekme vurdum ve onu kuyuya yuvarladım. Fakat her nasılsa, eliyle kuyunun ağzına tutunmuş, bir taraftan çırpınıyor, bir taraftan da: ‘babacığım üzerin tozlandı.’ deyip elbisemi silmeye çalışıyordu. Buna rağmen bir tek-me daha vurdum ve onu diri diri toprağa gömdüm.”Adam bunu anlatırken Allah resûlü ve yanındakiler hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Orada oturanlardan birisi: “be adam, Resûlullah’ı hü-zün içinde bıraktın!” deyince, efendimiz, adama: “bir daha anlat!” dedi. Adam hâdiseyi bir kere daha anlatınca, iki cihan serveri’nın gözlerinden dökülen yaşlar mübarek sakalından aşağıya akıyordu. Böylece o’nun gelişiyle en büyük bir zülüm son buluyordu.Bedir savaşında alınan esirler arasında henüz Müslüman olmayan peygamber amcası Hz. Abbas da vardı. Hz. Abbas’ın elleri bağlan-mıştı. Esirler, fidye karşılığı serbest bırakılmaya başlanmıştı. En-sar’dan bazı kişiler Hz. Abbas’ın Allah resulü’nün amcası olduğunu öğrenince onun fidyeden aff edilmesini istediler. Allah resulü ise: “hayır, asla böyle bir şey olamaz onun ödemek zo-runda olduğu fidyenin tek bir dirhemi dahi bağışlanamaz” diyerek kendi akrabasının aleyhine dahi olsa adalet çizgisinden asla taviz vermemiştir.Soylu ve zengin bir kabileye mensup olan bir kadın hırsızlık yap-mıştı. Bazı kişiler efendimizin sevdiği sahabe olan Üsame’yi aracı olarak gönderdiler. Peygamberimizden, kadının cezalandırılmama-sını istediler. Bu talep karşısında çok üzülen peygamberimiz, ayağa kalkarak tarihe geçen şu cevabı vermiştir: “ey insanlar! Sizden ön-ceki milletler, aralarında zengin ve varlıklı biri hırsızlık yaptığında ona dokunmazlar; zayıf ve güçsüz biri hırsızlık yaptığında ise onun cezasını verirlerdi. Allah onları bu yüzden helak etti. Allah’a yemin ederim ki, bu suçu kızım Fatıma da işlemiş olsaydı onu da cezalan-dırırdım.”Adaletsizliğin had safhaya ulaştığı günümüzde insanlık yine o’na ve onun getirdiği evrensel mesajlara muhtaç. İçine düşülen sorunlar ancak o’nun verdiği mesajlarla çözülebilir.Selam olsun Allah’ın resulüne,Selam olsun kızları ve kadınları seçkin konumlarına ulaştıran nebi-ye,Selam olsun o adaletli sevgiliye…
Hilal CEYHAN11/B
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
9
ADALET PEYGAMBERBütün âlemlerin rabbi olan Allah âdili mutlaktır. Yani en geniş an-lamda en yüksek adaletin sahibidir. Yüce Allah ister ki bütün kâi-natta bu adalet terazisi hep sağlam, hep daim kalsın. İster ki âlem adaletle şenlensin. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’e yüce Allah şura suresinde şöyle sesleniyordu: “ey Muhammed! Onların hevâ ve heveslerine uyma ve şöyle de: “ben, Allah’ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleş-tirmekle emrolundum.” Yine Maide suresinde, “eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet! Çünkü Allah adaletli davrananları sever.” Bu son derece etkileyici hitaplarla cenaba-ı hak adaletli olmanın ve adaleti sağla-manın önemini vurguluyordu tâ ötelerden.Fakat yeryüzünü imar etmek, süslemek ve güzelleştirmek için gön-derilen insanoğlu yüce Allah’ın peygamberler vasıtasıyla terennüm ettiği adalet anlayışını hep görmezden gelmiştir. Bundan dolayı da maddi ve manevi buhranlar yaşamıştır âdemoğlu. İnsanların bunca duyarsızlığına rağmen bu adalet çağrısı asla ke-silmemiş en mükemmel manada Hz. Peygamberin şahsında vücut bulmuştur.İşte yeryüzünde adaletsizlik ve haksızlıkla mücadele etme görevi böyle bir dönemde efendiler efendisi, Abdullah’ın yetimi Âmine’nin emaneti olan Hz. Muhammed’in sallallahu aleyhi ve selem omuz-larına yüklenmişti. Efendimizin doğduğu zaman diliminde adalet-sizlik ve haksızlık en geniş anlamda yaşanıyordu. İnsanlar Allah’ı bırakıp kendi elleriyle yaptıkları putlara tapıyor, kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu. Kadınlar birer ticaret eşyası gibi görülü-yor, insanlar köle pazarlarında satılıyordu. Zengin ve varlıklı kişiler fakir ve gariban insanları eziyor, aşiret savaşları insanları canından bezdirir olmuştu.İslamiyet Hz. Muhammed’in vasıtasıyla kız çocuklarına reva görülen en büyük adaletsizlik ve haksızlığı ortadan kaldırmıştır.Nitekim bir gün bir sahabi, Allah Resûlü’nün huzuruna gelerek şöyle dedi: “yâ Resûlallah! Biz cahiliye devrinde kız çocuklarımızı diri diri toprağa gömerdik. Benim de bir kız çocuğum vardı. Annesine, ‘bunu giydir, dayısına götüreceğim.’ dedim. “annesi bunun ne demek ol-duğunu bilirdi. Ciğerparesi, evlâdı biraz sonra bir kuyuya atılacak ve orada çırpına çırpına can verecekti. Annesinin yapabileceği tek şey, için için ağlayıp gözyaşı dökmekti. Çocuk hakikaten dayısına gideceğini zannediyor ve cıvıl cıvıl koşuşuyordu. Elinden tutup daha önce kazdığım kuyunun yanına getirdim. Ona kuyuya bakmasını
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
MÜLTECİ BAKIŞLAR
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
10
Mavi mutlulukların bir kaç durak ötesinde
Güz bitiminde
Suya akseden güneşin renginde
Sarmaşık yeşilinde
Acının bütün tonları sesin tınısında
Bazen uzağında bazen yakında
Zamana hüküm giydirmişsin
Fikrin gölgesinde
Mülteci bakışların sığınak şehrinde
Birlikte direnir yalnız ölürsün..
Kehanetler fısıldanır kulağına
Günü gelmiştir zahirî mutlulukların
Muhkem umutların çürüyen tarafında kalmış gülüşün
Üşüyen hayatların soluk sevinciyle
Yazılır yarım kalmış öyküler..
Damla damla birikir geceye hüzün
Geçmişin ağırlığı çöker üstüne
Karanlığa tutunur düşlerin
Alnında soğuk ter
Vakit gelmiştir
Sanık sandalyesinde
Aşka mahkum olma günüdür..
Erdoğan TUNÇ
TTAÖL 2012 Mezunu
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
11
GEN B R TOPRAK: GENÇL KSürekli hayatımı kurcalayan, sözlerimi dudaklarımın
arasında daha hayat bulamadan öldüren, onları ora-
ya kilitleyen biri var hayat coğrafyamda. Her zaman
bir endişe getiriyor kendisiyle birlikte. Kimi zaman
bu endişe öyle büyüyor ki yaşam denen kıtamda, her
defasında bir deprem korkusu getiriyor ömür top-
raklarıma. Bu depremle birlikte yeni endişeler çalıyor
kapımı; kaybetme korkusu. Evet bu depremde aileni,
arkadaşlarını, sevdiklerini, hayatını... Kaybetme kor-
kusu çalıyor hayat kapımı. Hiç bırakmıyor peşini bü-
tün yaşantında; dışarıda, içeride her zaman yanında
bu endişelerin ve sarsıntıların sahibi. Konuştuğunda
karıştırıyor her defasında cümlelerini, anlamaya çalış-
tığında ise zihnini. Peki kim mi bu? Her sabah aynaya
baktığında gördüğüm “BEN”. Aslında bütün korkuları
ben oluşturuyorum ve hayat coğrafyamı bakış açım-
la ben sarsıyorum, ömür topraklarıma düşüncelerim-
le depremi yine ben getiriyorum.
Böyleyken hayatımız her defasında bir tuğla karşı-
mıza koyarak, istemeden de olsa bir duvar örmekte
bir çıkmaz oluşturmaktaysak, etrafımızdakilerin de
bu duvarın inşasını hızlandırmaları an meselesidir.
Gençlerin farklılığa susadığı dönemlerde onları an-
layarak, düşüncelerinde haklı veya haksız olduğunu
düşünmeden yanlış gibi göstermek onların duvar-
larının aşılmaz bir hal almasına ve gözünü açtığında
derin bir karanlık içinde kendini bulmasına neden
olabilir. Fakat onları belli bir bilinç ve gözetim dahi-
Derya ÇAR - 11/E
linde serbest bırakmak o duvarın inşasını engeller. O
kişiyi berrak bir güneş gibi aydınlatır.
Toplumun geleceğin teminatı olarak gördüğü
gençlere özel olduklarını hissettirmeli ve gençlerin
düşüncelerini onlarla iletişime geçerek farklı bakış
açılarıyla süzmelidir. Aksi taktirde bu geç nesil doğru
düşüncelerini farklı yoğurarak bataklıklar için çeşitli
yollar oluşturabilir. Bu nedenden dolayı kişilerin ken-
di düşünceleriyle yüzleşmelerine izin vermeli ama bu
yapılırken bilinçli ve kontrollü bir iletişimle düşün-
celere şekil verilmelidir. Aksi taktirde gençler sigara,
alkol ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapan maddelere
özenip yönelebilir. Ve gelecekte gök yüzüne yıldız
olacak bir ışık daha sönebilir. Peki ya zaman, o ise on-
ların parıltısıdır. Ya onları berrak gösterir ya da sönük.
Bu yüzden onlara zamanın yöneticisi olmayı öğret-
mek gerekir. Tersi durumda zamanın içinde kaybolur
ve önce söner sonra gök yüzünden silinir.
Bir gencin penceresinden bakmak gerekirse onu
kendisiyle barışık olmaya teşvik etmeli, onu gerçek-
lerle yüzleştirip doğru bir fikir kazandırmalı ve o fikri
bilinçli bir şekilde yoğurmalı. Unutmayalım ki genç
nesil geniş bir topraktır. Bu toprağın her karışında
farklı çiçekler açar ve bu çiçekler susuz bırakılırsa
solar. Şunu da unutmayalım ki bu toprağa tohum ek-
mek de, çölleşmeye mahkum etmek de biz gençlerin
ustası; toplumun, ailesinin yani hayat öğretmenleri-
nin ellerindedir.
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
AFR KA’DA NUR
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
12
Bilir misin?
Afrika’da bir çocuk masalını
Gülememek üzere bir daha
Herkes gibi ağlayarak gelir dünyaya
Sevilmez siyahtır teni, rengi, cismi
Çirkindir, beyaz derililerin yanında
N’olur değse ki o beyazından, nur
Ne oyuncağı ne giysisi vardır,
Yoktur da belki bir adı varlığı
Bırak düşleri, beklenecek zamanı
Olur mu hiç kelebeğin yarınları?
N’olur yalnızca bir çağ olsun
Ölümsüzlüğünden payı, nur
Aç ve susuz gözleri, sefil bedeni
Yarış yarışa verdiği bütün nefesleri
Vermekte son soluğu, geliyor eceli
Batmakta yine Afrika’da bir gün
Afrika’da bir çocuk bekliyor, nur
Afrika’da bir çocuk masalı
Su, yağmur, ekmek, nur…
Bir dilimcik küfl ü ekmeğine
Kapkara bulut olsan üzerine
N’olur yağıversen bir katrecik, nur.
Bilmem
Olur ki bir vakit
Güneş söner, parçalanır ay
N’olur ışılda, ışılda sen, sen ışılda
İsterse kala kalsın parıltından
Bir mumun dibine vereceği ışık kadar
Nur…
SAİM YILDIRIM
12/C
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
13
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
ELVEDAElveda soğuk şehrin soluk renkli kaldırımla-
rı… Her köşesinde bir hatıra; ya tebessüm ya
gözyaşı bıraktığım sokaklar. Güneş örterken
gök kubbeyi kızıl saçlarıyla, söylenmeye ha-
zır son türküler dudaklarda, son defa…
Elveda sabaha karşı şafakla demlenmiş çay
tadında sohbetler, anaya hasret bitmeyen
gurbet geceleri, gözlerimden gönlüme do-
lan çocukça sevinç, sebepsiz gülüşlerim, el-
veda…
Elveda tutamadığım sözlerim, gezmeye do-
yamadığım çay bahçelerim. İki dudağımın
arsına sıkışıp uykularımı gasp eden dertle-
rim. Benden olmayıp bana benzeyen bütün
sevdiklerim…
Elveda sadece yarısını bildiğimiz halde ta-
mamından daha fazla söylediğimiz şarkılar,
belki hayatımın son demlerine kadar gönül
mabedimde içimi aydınlatacak kandil misali
arkadaşlıklar...
Elveda sevmeye doyamadığım üryan ayaklı
masum çocuklar. Kimsenin bilmediği, şafak
mesaisi için güneşle yarışan fırıncı amca ve
size de elveda ömrümün en güzel yılları...
Elveda şem ü pervane gönlüm… Seni bu-
rada bırakıyorum, artık gitme vakti. Ben bir
meşaleyim, gidip kül olmazsam yangınların-
da; sabahlarına gün doğmayacak memleke-
timin…
Elveda zemheri fırtınalar, gözlerimden gam-
zelerime süzülen yağmur. Şehrin karanlıkla-
rını anne şefkatiyle örten beyaz rahmet, seni
en güzel burada gördüm…
Yankılansın diye semalarımızda hayalperest
çocuk gülüşleri, iyi şeylerden bahsetsin diye
haber bültenleri... Gidelim. Sırtlanıp sevda-
mızı, nice baharlara gebe umut mevsimleri-
ne…
Söndürün fenerleri… Usulca geçelim bu pe-
riler ülkesinin yüzünü dökmeye hazır mısra-
larından. Yeni bir şiire ilham olmaya belki de...
Elveda…
Mustafa DEMİR
TTAÖL 2012 Mezunu
Kafkas Üniversitesi DİKAB Öğretmenliği
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
AY PARÇASI
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
14
Bir umman gibiyim
Uçsuz ve bucaksız
Bitkinim seni yaşamak özleminden
Geçmez oldu günlerim
Tarumar olmuş acıyan her zerremde seni hissederim
Okyanuslar gibiyim
Göğün maviliğiyle avunan okyanuslar
Varamadım gözlerinin kıyısına
Doyamadım sana, kana kana yudumlayamadım güzelliğinden
Seni arar dururum şimdi bütün yüzlerde
Rotasını şaşırmış gemi gibiyim
Yıktın geçtin beni bir hüzün dalgasıyla
Gel sabredecek taakatim kalmadı yığılmış dertlerim
Gönlüm derdinle yandı kavruldu
Naçarım derman ol gönlümdeki sensizlik derdine
Fatih YILDIRIM
12/C
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
15
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
BEN M E S Z YUVAMHayat; kargaşalardan, mutluluklardan, hüzünlerden,
acımasızlıklardan mı ibarettir sadece? Hayır, hayat
başlı başına uzun bir yolculuk macerasıdır. Kimi
zaman da sonunu görmeden uyandığımız bir rüya.
Hayatı anlamlandırmak, hayata yeni şeyler katmak,
hayatın içinde yeniden canlanmak gibidir. Bu uzun
süreç hayata bakışı, gerçek hayatla yüzleşmeyi ge-
rektirir. Belki de insan yaşadıkça yeni yeni yaşantılara
konuk olacak ve yaşamı yaşadıkça yaşatacak. Kimi
zaman dostların akrabaların yanından ayrılmayacak.
Ve bir gün gelecek geride hiçbir iz bırakmadan öy-
lece gidecekler. Sen yalnızca oracıkta onları izlemiş
olacaksın. İşte bunlar hayatın gerçek görüntülerini
önüne sıra sıra dizecek. Sen artık yalnız başına bu
koca dünyanın görünmez tarafını bir kez daha yaşa-
yacaksın.
Unutma! Bu hayat her ne kadar acımasızlığını yüzü-
ne vursa da emin ol ki bu acımasızlığın içinde sana
yeni bir umut doğacak. Bu umut belki de seni fark
etmeden onlara-o göz kırpan yıldızlara-götürecek.
Ve hayat senin için tam şimdi başlayacak. Zaman, bir
kum saati gibi akarken ve yalnızlık etrafı çitle çevrili
bir bahçeyken sen o bahçenin bir meyvesi olacaksın.
O meyveden verimini alacak güzelliğini dışa vura-
caksın. Bir gün gelecek seni o dalından koparacaklar
ya da sen oracıkta çürümeye mahkum bırakılacaksın.
İşte o gün umudunu bir hazine ambarı olan kütüp-
hanelerde arayacaksın. Ve kütüphane senin eşsiz
yuvan olacak. İçine daldıkça kitaplara boğulacak,
boğuldukça ruhun yeniden dinlenecek. Kitaplar artık
senin yeni dostların olacak. Yaşam onlarla yeniden
tazelenecek. Kimi zaman onlarla eğlenecek kimi
zamanda ağlayıp dertlerine ortak olacaksın. Ama
onlar hiçbir zaman seni yalnız bırakmayacak ve sen
onlarla zaman içinde kaybolacaksın. Onlar sayfaları
açılmadan tozlu rafl arda hep seni bekleyecekler.
Belki de onlar da senin gibi yalnızlığa hapsolunmuş
ve kurtulmaya seninle adım atacaklar. Sayfaları her
çevirişin sana ayrı bir mutluluk verecek ve sen o hu-
zuru, o yalnızlığı sessizliğin uğultusunda bulacaksın.
Hiç bitmeyecek olan bu sükunet bir an bile yanından
ayrılmayacak. O yaşadıkça sen de hayata tutunacak,
geçmişini geri alacak kadar zengin hayallerle hayatı-
na bir ahenk katacaksın.
İşte o zaman anlayacaksın ki hayat okumana, ruhunu
kitaplarla beslemene bir engel değil aksine bir çıkış
kapısı olacak. Sen okudukça daha da gelişecek, bil-
gini dağların zirvelerine çıkaracaksın. Her ilkbaharda
gelinciklerin en güzel başlangıçları müjdelemesi
gibi bu da senin başlangıcın olacak. Bu başlangıç bir
kitabın sayfa kokusunu içine çekinceye dek seninle
büyüyecek. Nasıl ki hayat kitapsız bir hiçse, onu ya-
şatmaya değer kılan içindeki insanlar olacak. Kitap
sadece emeklemeyi değil bize gücüyle yürümeyi öğ-
retecek. Kitapla sadece kütüphanede değil hep bera-
ber farklı diyarlara, farklı iklimlere yelken açacaksın.
Merve YILMAZ
11-C
16
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
SAYFALAR AÇ ÖMÜR K TABINDANSayfalar aç ömür kitabından.
Katibi ben, kalemi sen.
Bir şiir yaz hecelerden.
Sözcükler ben, silgisi sen.
Sayfalar aç ömür kitabından.
Yazarı sen, okuru ben.
Sayfalar kopar kendinden.
Koparan sen, kopanı ben.
Sayfalar aç ömür kitabından.
Masalı sen, romanı ben.
Bir parça oku içinden.
Sultanı sen, prensi ben
Sayfalar aç ömür kitabından
Gercekler olsun içinde sen ve ben
Farklı olsun diğerlerinden
İlk hece sen son hece ben.
Abdurrahman ADIYAMAN
9/B
17
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
ÇOK ARADIM Şu an gecenin bir yarısı, yorgun kalemimden akan mürekkebin nazını çekmekteyim. Beyaz
sayfama akmamak için direniyor adeta mürekkebim. Evvela dinlemeliyim, ona sebebini sual
etmeliyim. Bunun farkındayım fakat ya duygularımı beyaz sayfama dökmeye korkuyorum ya
da dökememeye…
Bundan sekiz yıl önceydi. Seni aramaya karar verdim, bulacaktım seni yıllar bile sürse çabala-
rım. Sen bir yerlerde olmalıydın, görebilmeliydim seni bir şekilde. Senin sevgin ışığımdı, kahra-
manımdı, pusulamdı. Sen beni seviyordun, biliyordum bunu… Sonra herkesin kendine aitmiş
gibi girip çıktığı bir ev gördüm, o eve “cami” diyorlardı. Seni görmek için oraya gidiyorlarmış,
seni görünce ibadet ediyorlarmış, yalan söylemeyip gıybet etmiyorlarmış. Bu harikaydı. Orası
benim ve senin olabilirdi, senden hiç ayrılmayabilirdim. O eve girdim, kitaplar gördüm üstü
süslü, güzel renkli, gül kokulu. Ama seni göremedim sen neredeydin? Çok aradım seni çok ağ-
ladım… Daha sonra dedemi kaybettim. Dört tahta parçasından yapılmış, adına “tabut” konul-
muş bir cisme yerleştirdiler onu . Babamı “Dedemi nereye götürüyorsunuz?” diye sorduğumda
“ALLAH’A” diye cevap vermişti. Çok mutlu olmuştum, ben de oraya girersem beni de sana geti-
receklerdi. Seni görebilecektim. Bu nedenle bir akşam ezanı zamanı tabuta girip seni görmeyi
bekledim ama göremedim. Sen neredeydin? Çok aradım seni çok ağladım. Son bir umut olarak
evime gittim, seni bir yerlerde aramayı bıraktım çünkü sen beni çok seviyorsun, biliyordum.
Seven sevdiğinin hep yanındadır zaten… Sen zaten benimleymişsin, bana aitmişsin. Beni hiç
yalnız bırakmadın, sen bırakmazsın. Sen sevensin, sevilensin.
Ben seni böyle tanıdım, böyle buldum, böyle sevdim Ya Rab! Sevgin hep pusulamdı ve böyle
kalacak. Ben sana doğru bir adım atarsam sen bana yüz adımla geleceksin biliyorum. Seni çok
seviyorum ve her zaman daha fazla, daha fazla, daha fazla seveceğim…
Merve Nur ÇELİK
11-B
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesierguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
18
Karanlık çökmesin yeter ki;
Bütün neşemi
Bütün ışığımı veririm
Korkuyorum yastığımla baş başa kalmaktan
Çünkü;
Ranzam soğuk bir mezar
İçine girmeye mecburum
Üşüyorum
Ölüyorum
En mühimi ise
Durmadan seni düşünüyorum
Of bütün kabahatler benim sanki
Ranzamda sorguyu ben yiyorum
Günler böyle geçecek biliyorum
Yorganım toprak gibi örtüyor
Her an Azrail’ i bekliyorum
Korkuyorum
Üşüyorum
Ölüyorum
Nihayetin de seni düşünüyorum
Ömer KAYA
TTAÖL 2014 Mezunu
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
KORKUYORUM
19
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
KERBELA Yezid’ in tek derdi Hz. Hüseyin’in hilafeti
Kabullenemediler Ehl-i Beyt ‘e olan muhabbeti
Baştan sona Hüseyin’in hakkı İslam hilafeti
Yezid , Kerbela ‘ nın afeti
Bulamazsın Kuff e ehlinden bir vefa
Çünkü Kuff e ehli bi- vefa
Kerbela tarihteki en büyüklerden bir cefa
Ehl-i Beyt ‘e göstermediler bu dünyada hiç sefa
Medine’ye haber geldi Kuff e’den
Kuff e ‘den gelen haberler doğru değildi nispeten
Medine Hüseyin ‘ siz bürünecekti hasrete
Kerbela , ismini borçluydu Yezid’ e
Yezid , Kerbela’ da düşürdü pusuya
Hasret kaldı Nebi’nin gülleri bir damla suya
Tek tek kıydılar Ehl-i Beyt ‘in soyuna
Başlar feda , Hüseyin’ in mübarek başına
O baş Yezid ‘ in sonuydu ne var ki
Cehennem Yezid ‘ e Cennet Hüseyin ‘ e baki
Zeynep en büyük hatipti kardeşi Hüseyin’di sanki
Ümmetin yüreğindeki en büyük facia
Hiç bir asır unutulmadı Kerbela
Başlar feda , canlar feda Hüseyin ‘ nin o mübarek başına
Mustafa AKDENİZ
11/B
20
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
Kuranı Kerim’in Tarih ilmine yaklaşımını ifade eden sözcük “esatirül evvelin” sözcüğüdür. Kelimenin
Türkçe karşılığı “geçmişin hikayeleri” dir. Kuranın da diğer kutsal kitaplar gibi anlatımı hikayeci bir anla-
tımdır ve ilahi mesajın iletilmesi noktasında hikayelerin rolü ve önemi oldukça büyüktür. Kuranı Kerim’de
sıkça ifade edildiği gibi bu hikayeler sırf hikaye olsun diye anlatılmamıştır ve rastgele seçilmiş hikayeler de
değildir.
Söz konusu hikayeler içinde belki de en dikkat çekici olanı “Hz. Nuh ve Tufan Olayını” nın konu edildiği
hikayedir. Hikaye üç semavi din başta olmak üzere pek çok milletin ve uygarlığın kutsal metin, efsane ve
hikayelerine konu olmuş, bu yönüyle insanlığın ortak hafızasında silinmez izler bıraktığı anlaşılan bir hika-
yedir. Olay malum olduğu üzere ilk yaradılıştan pek de uzak olmayan bir süre sonra kavmini uyarmak ve
ilahi mesajı iletmek üzere gönderilmiş Hz. Nuh’un yakın çevresi ve kavmiyle yaşadığı münasebeti ve ayrı-
lıkları konu edinmektedir. Hz. Nuh’un getirdiği ilahi mesaj beklenen kabülü görmez, kavmi ve yakın çevre-
si tarafından küçümsenir, kendisine inananlar sınırlı sayıda kalır. Bu duruma oldukça üzülen Hz. Nuh’a bu
kez bir gemi inşa etmesi emredilir. Geminin inşası bitince, her hayvan cinsinin bir çifti ile Hz. Nuh’a inanan-
ların gemiye bindirilmesi istenir. Yeraltından fışkıran sular ve delinmiş gibi gökyüzünden yağan yağmurla-
rın etkisiyle yeryüzü1 sular altında kalır. Hz. Nuh son bir gayret ve merhametle kendisine inanmayan oğlu
ve kimi alimlere göre karısını da tekrar uyarıp gemiye davet etse de daveti kabul görmez, inanmayanların
tümü sulara gömülür. Uzunca bir süre sular üzerinde kalan gemi, ancak Rabbin emriyle sular çekilince az
sayıda inananı2 ve seçilmiş hayvan çiftlerini karayla buluşturur.
Hz. Nuh’un gemisinin nerede karaya oturduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte iki bölgenin adı öne
çıkmaktadır. Birincisi Ararat dağ silsilesinin en yüksek noktası olan Cudi Dağı olup, bu günkü Cizre ve Si-
lopi bölgelerini işaret etmektedir. Diğeri ise ilkçağdan itibaren Ararat Dağı olarak adlandırılan Ağrı Dağı
ve çevresidir. Hangi bölge olursa olsun, söz konusu bölgenin; Hz. Nuh’un kendisine inananlar için Rabbin-
den verimli topraklar istemesi üzerine Allah tarafından verimli kılınmış ve belirlenmiş bir bölge olduğu
konusunda ittifak mevcuttur. Her iki bölgenin de tıpkı ilk insanlık inşasında olduğu gibi Mezopotamya
coğrafyasında yer alması da manidardır. Olayın insanlık hafızasında bıraktığı silinmez izlerin yansıması
mıdır bilinmez, günümüzde de pek çok olası kıyamet senaryolarını konu edinen kitap ve filmin değişmez
figürleri tufan ve gemilerdir.
Hikayenin içerdiği ilahi mesajlar herkese ve her topluma göre farklı algılar içerse de naçizane kendi pa-
yıma düşen mesajları siz değerli okuyucularla paylaşmak bu yazının da çıkış noktası olmuştur. Buna göre;
1 Bu konuda ihtilaf mevcut olup, Tevratta tüm yeryüzünün sular altında kaldığı iddia edilirken, Kuranı Kerim’de olaya
ilişkin kullanılan ifadeler bölgesel bir tufana işaret edilmektedir. Gelinen noktada bilimsel veriler bölgesel bir tufanı işaret
etmektedir. 2 İnananların sayısı konusunda da ittifak yoktur, kimi alimlere göre Hz. Nuh dahil sekiz kişilerken, kimi alime göre de
seksen kişidirler.
ESAT RÜL EVVEL N
21
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
mesajda öne çıkan hususları şöyle sıralamak mümkün; Hz. Nuh’a inananlar ve inanmayanlar, gemiye bi-
nenlerin dişi ve erkek çift oluşları ve geminin indirildiği bölge... Bu bakış açısı ile söz konusu unsurları
çoğaltmak mümkün ancak burada kısıtlı mekan ve zaman nedeniyle biz öne çıkan unsurları ele almak
durumundayız. Daha önce de ifade edildiği üzere bu hikayeler hikaye olsun diye anlatılmadı…
Hz. Nuh’a inananların sayısı belirtildiği üzere oldukça azdır, lakin bu azlık Hz. Nuh’u yolundan çevireme-
diği gibi tebliğ görevinden de alıkoymaya yetmemiştir. Alınması gereken mesaj açıktır; zorluklar, imkan-
sızlıklar ve daha da önemlisi sevdiklerimizin kabülleri olmaksızın doğrularımıza, misyonumuza bağlı kal-
manın güçlüğü, hiç biri ümitsizliğe kapılmanın gerekçesi olamaz, hedefe ulaşmak için gam yok Allah var…
Gemiye alınanlar çifttirler, dişisi ve erkeği ile birbirini tamamlayan, biri olmadan diğerinin eksik olacağı
çiftlerdir. Neslin devamı, medeniyetlerin inşası için kadını erkeği ile bir bütün olmanın gerekliliğine işaret-
ler barındıran bu husus; ne yazık ki günümüzde çoğu zaman göz ardı edilen kadını yok sayan görmezden
gelen bir zihniyet için aslında ne de güzel örnektir. Modern dünyasında onca gelişmişliğine karşın, insanlı-
ğın cinsiyet ayırımı noktasındaki karnesi ne yazık ki ilerlemenin aksine oldukça geri bir noktada hatta içler
acısı bir durumdadır. Verilen mesaj açıktır; hayatın idamesi ve insanlığın ilerlemesi noktasında kadınlar da
erkekler kadar medeniyetlerin vazgeçilmez ve tamamlayıcı unsurudur, her ne kadar erkekler bunu sıkça
unutsa ve görmezden gelse de gerçek budur. Tabii gören göz, fehmeden akıl için…
Diğer bir dikkat çekici husus ise geminin karaya oturduğu bölgedir. İnsanlığın ikinci kez inşası için seçi-
len topraklar bu gün adı kan ve gözyaşı ile anılan topraklardır ne yazık ki…Dün birlikte omuz omuza ha-
yatı, insanlığı, medeniyeti inşa eden Nuh’un çocuklarının, bugün küçük hesaplar ve ayrılıklara birbirlerini
kurban etmeleri ne yazık ve de ne garip…Oysa bu topraklar Nuh’un duası neticesinde ona Rab tarafından
bahşedilmiş, verimli ve övülmüş topraklar değil miydi? İstense, küçük hesaplar ve büyük menfaatlere kur-
ban edilmese herkese yetecek, herkesi doyuracak topraklarken, kan tufanına maruz bırakmak neden?...
Görüldüğü üzere Hz. Nuh ve Tufan olayının insanlığa özellikle de hikayenin yaşandığı bu coğrafya in-
sanlarına verdiği mesaj çeşitli ve oldukça açık. Hz. Nuh’un çocukları olarak ayrılıklarımızı ve farklılıklarımızı
yıkıcılığımızın bahanesi olarak değil, medeniyet ve insanlık inşamızın verimlilik unsurları olarak görmek ve
bu uğurda sunulacak hizmetlerin çeşitliliği ve kalitesini arttırmada kullanmak mümkündür. Aynı gemiden
inmiş ve daha büyük bir gemiyle ortak bir kader yolculuğu yapan aynı babanın çocukları olarak, aşurelere
bayramlara barışa yol almak mümkünken, ille de kana gözyaşına batmak neden?… Ancak bu saçma ıs-
rarda unutulan ve göz ardı edilen öylesi bir hakikat var ki, o da; olası bir tufanın herkes için tufan olacağı
gerçeğidir…
Leyla DAŞTAN
Tarih Öğretmeni
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
KAYBED YORUZ
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
22
Nereden başlasam bilmiyorum. Nereden tut-
sam? Nasıl anlatsam kaybettiklerimizi? İlk önce
özümüzden mi yoksa maskelerimizden mi baş-
lasam kaybettiklerimizi anlamak ve anlatmak
için? Sahi, neyi kaybettik?
Her insanın içinde bir iyilik vardır derler, doğası
gereği. Ne kadar kötü olursa olsun ‘’özünde iyi
olmak’’ tabiri vardır. Ne yaparsak yapalım bir
yerden sonra ‘’O da insan!’’ diyebiliyoruz. Belki
de böyle başladı kaybettiklerimiz. Bir şeyleri
görmezden gelmeye, yok saymaya başladığımız
zaman oldu tüm bunlar.
Biz ilk başta o özü kaybettik. Kendimizi aştık,
haddimizi aştık ve neticesinde kaybettiklerimiz-
le kala kaldık. Öyle ki farkına dahi varamadık.
Sahi, neyi kaybettik?
Küçüğümüze karşı hatalı olduğumuzda özür
dileyebilecek o cesareti kaybettik. Yerdeki çöpü
-bizim olmasa da- ait olduğu yere atabilecek
alçakgönüllülüğü kaybettik. Hatalı olan arka-
daşımız özür dileyince bencilce davranıp ‘’Nasıl
yaparsın bunu? Bana karşı yaptıkların yetti artık!’’
demek değil de ‘’Boşver! Unuttum bile ben onu.’’
diyebilecek hoşgörüyü kaybettik. O göz göze
gelindiğinde haram olduğunu hatırladıktan son-
ra ki utanma duygusunu kaybettik.
Yoldan geçen tanımadığımız herhangi birine
tebessüm ederken ki mütevazılığımızı kaybettik.
Kardeşimizin sıkıntısı var iken neşemizi anla-
tırken ki birlik beraberliğimizi, dayanışmamızı
kaybettik. Kışın ortasında bir parça ekmek için
dolaşan insanların feryatlarını, kulaklarımıza tak-
tığımız kulaklıklarla sustururken kaybettik.
Beşeri aşkı ilahi aşktan üstün tutup dünya sevgi-
sini kazandık. Asıl aşkı kaybettik. Mecnun’u ilahi
aşka götüren de Leyla değil miydi? Sonunda
Leyla ile kavuşacağı zaman geldiğinde ‘’Ben yü-
reğimdeki Leyla’yı seviyorum. Sen Leyla değil-
sin!’’ diyen de o değil miydi?
Tüm bunlar olurken bir de kazandıklarımız
var:Komşumuz açken tok yattığımız günleri ka-
zandık. Önce arkasından konuşup sonra yüzüne
gülerkenki yüzsüzlüğümüzü kazandık. Kışın
ortasında yırtık ayakkabıyla dolaşan insanların
yanında telefonlarımızın küçük olduğundan
bahsederkenki umursamazlığımızı kazandık.
Dışarıdaki sahipsiz sokak hayvanlarını; aç, susuz,
çıplak gezen tüm çocuklara tercih ederken yap-
tığımız yardımları (!), iyilikleri (!) kazandık. Sırf
birkaç kağıdımız fazla diye ‘’Üstünüm.’’ deyip kib-
rimizi kazandık.Ve daha fark edip etmediğimiz
yüzlercesi...
Şimdi düşünüyorum da; bir yanda kazandıkla-
rımız bir yanda ise kaybettiklerimiz var. Hangi-
sinin daha kazançlı olduğu ise tartışılır. Burada
önemli olan sizin görüşleriniz, davranışlarınız.
Kaybetmeyi mi istiyorsunuz, yoksa kazanmayı
mı? Mutlu olmak mı istiyorsunuz, yoksa başka-
ları ile birlikte mutsuz olmayı mı?Lafı dolandır-
maya gerek yok. Ben anlattım içimdekileri bir
nebze de olsa. Siz okudunuz. Şimdi neler yap-
mamız gerek, diye sormaya da gerek yok. Az çok
biliyoruz.
Şimdi siz söyleyin: Biz neyi kaybettik?
Esma PORSUK
11-E
23
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
HÜZÜN EHR Bir sesin, diriltici bir nefesin peşinde
Hakikat erlerinin, gönül erlerinin
Kendini adamışların peşinde
Ümitsiz olmak yakışmaz bize
Kötülük elbet gelir dize
Aradan çekilince karanlık
Yine kalırız biz bize
Metin ÇETİN
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni
Mekke, Kâbe bir sevdadır.
En ulvi en büyük davadır
Buradan yükselmiş hakikat güneşi
Hiç bulunmaz gayrı bir eşi
Yeryüzündeki en kutsal yolculuk
İnsan orada ancak saf bir çocuk
Semaya açılır nasırlı eller
Ukba’da buluşur hisli gönüller
Gönül sazı derinden titrer
Ufka dalar nemli gözler
Boğazda düğümlenir sözler
Dil susar hal konuşur kalp konuşur
Kötülük erir birer birer
Maşuk’a koşar her bir nefer
Bekler Bir’den bir zafer
Bir müjde duymak ister ötelerden
Saklanmak ister gölgelerden
Nefsinden, kendinden
Sevdiklerinden
Hüznü bir başka güzel
Sevdası bir başka güzel
Mekke Mekke güzel şehir
Hatırası Hacer’in, İbrahim’in İsmail’in
En sevgilinin diyarına kardeş
Medine için hayırlı bir eş
İki nazlı âşık, iki nazlı yoldaş
Şimdi hüzün solukluyor
Mukaddes şehir
Müslümanların gayretsizliğine
Suskunluğuna, haline
Âlemi İslam’a ağlıyor
İslam’ın kalbi
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
KIRDIM MI? YOKSA KIRILDIM MI?
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
24
Karşımızdaki insanları yargılamak, kırmak ve dalga geçmek ne zamandan beri bu kadar normalleşti?Karşımızdaki insanları yargılamak, kırmak ve dalga geçmek ne zamandan beri bu kadar normalleşti?
Biz insana insan olduğu için değer veren onun duygularını önemseyen; insanlar olmaktan ne zaman bu ka-Biz insana insan olduğu için değer veren onun duygularını önemseyen; insanlar olmaktan ne zaman bu ka-
dar uzaklaştık?dar uzaklaştık?
Her sözümüzü her eylemimizi önce düşünüp tartan sonra söyleyip yapan bizler; ne zamandan beri düşünme-Her sözümüzü her eylemimizi önce düşünüp tartan sonra söyleyip yapan bizler; ne zamandan beri düşünme-
den taşınmadan yargılayıp yıkmaya kırıp dökmeye başladık.den taşınmadan yargılayıp yıkmaya kırıp dökmeye başladık.
En acısı da bunları yaparken normalmiş gibi duyarsızlaştık. İnsanların farklılıklarıyla dalga geçmeyi eğlencey-En acısı da bunları yaparken normalmiş gibi duyarsızlaştık. İnsanların farklılıklarıyla dalga geçmeyi eğlencey-
miş gibi algıladık güldük güldürdük zaman geçirdik. Hiç karşımızdakini düşünmeden beklide duyarsızlaştığı-miş gibi algıladık güldük güldürdük zaman geçirdik. Hiç karşımızdakini düşünmeden beklide duyarsızlaştığı-
mız için yaptığımız şeyin karşımızdaki birey üzerinde oluşturduğu duyguyu anlamadan neler yaptık. Kim bilir mız için yaptığımız şeyin karşımızdaki birey üzerinde oluşturduğu duyguyu anlamadan neler yaptık. Kim bilir
fark etmeden ne kadar çok kişiyi kırdık, geceleri ağlamasına, kendinden utanmasına ve insanlardan uzak dur-fark etmeden ne kadar çok kişiyi kırdık, geceleri ağlamasına, kendinden utanmasına ve insanlardan uzak dur-
masına sebep olduk. Belki çok şey yaptık ya da çok şey yapacaktık. Farkında olmadan birçok yüreği burkacak masına sebep olduk. Belki çok şey yaptık ya da çok şey yapacaktık. Farkında olmadan birçok yüreği burkacak
anılarına mutsuzluk izleri çizecektik.anılarına mutsuzluk izleri çizecektik.
Ama artık bir şeylerin değişmesi gerekiyordu. Bu süreç böyle devam edemezdi. Dur demeliydik. Ancak dur di-Ama artık bir şeylerin değişmesi gerekiyordu. Bu süreç böyle devam edemezdi. Dur demeliydik. Ancak dur di-
yebilmek içinde dönüp geçmiş muhasebesi yapmak gerekliydi. “Eğer bilseydik yapar mıydık”? Eğer bilseydik yebilmek içinde dönüp geçmiş muhasebesi yapmak gerekliydi. “Eğer bilseydik yapar mıydık”? Eğer bilseydik
sevdiklerimize ya da çevremizdeki insanlara bunları yaşatır mıydık ya da bu duyguları yaşatmaya hakkımız sevdiklerimize ya da çevremizdeki insanlara bunları yaşatır mıydık ya da bu duyguları yaşatmaya hakkımız
var mıydı? Bilinçli her bireyden beklenen tek cevaptı “HAYIR” Eğer bilseydik yapmazdık veya yapılmasına izin var mıydı? Bilinçli her bireyden beklenen tek cevaptı “HAYIR” Eğer bilseydik yapmazdık veya yapılmasına izin
vermezdik. Cevap beliydi ama sonuç aynıydı yine birçok şeyde olduğu gibi düşünüyor ama uygulamıyorduk vermezdik. Cevap beliydi ama sonuç aynıydı yine birçok şeyde olduğu gibi düşünüyor ama uygulamıyorduk
yine her zamanki gibi bir şeyler eksik kalıyor tamamlayamıyorduk. Peki, niye olmuyordu, neden yapamıyor-yine her zamanki gibi bir şeyler eksik kalıyor tamamlayamıyorduk. Peki, niye olmuyordu, neden yapamıyor-
duk, ne oldu da bu hale geldik?duk, ne oldu da bu hale geldik?
Aslında cevap basitti alıştık ve öğrendik. Psikolojik açıdan inceleme yaptı-Aslında cevap basitti alıştık ve öğrendik. Psikolojik açıdan inceleme yaptı-
ğımız zaman bireyler her zaman maruz kaldıkları uyaranlara bir süre ğımız zaman bireyler her zaman maruz kaldıkları uyaranlara bir süre
sonra duyarsızlaşır. Uyaranın organizma üzerindeki etkisi azalır. sonra duyarsızlaşır. Uyaranın organizma üzerindeki etkisi azalır.
Günümüzde bizi en çok etkileyen alan olan sosyal medya Günümüzde bizi en çok etkileyen alan olan sosyal medya
üzerinden örnek verecek olursak; İzlediğimiz şaka amaçlı üzerinden örnek verecek olursak; İzlediğimiz şaka amaçlı
oluşturulan insanları güldürüp eğlendirmeyi planlayan bir oluşturulan insanları güldürüp eğlendirmeyi planlayan bir
çok televizyon programında insanların konuşma şekiller, çok televizyon programında insanların konuşma şekiller,
giyim tarzları, fiziksel özellikleri yada kültürel normları giyim tarzları, fiziksel özellikleri yada kültürel normları
hedef alınarak birçok skeç hazırlanıyor. Sergilenen her hedef alınarak birçok skeç hazırlanıyor. Sergilenen her
skeçte biz eğleniyor, eğlendikçe hep daha fazlasını skeçte biz eğleniyor, eğlendikçe hep daha fazlasını
istiyoruz. Hep daha çok gülmek daha komik şeylerle istiyoruz. Hep daha çok gülmek daha komik şeylerle
karşılaşmak istiyoruz. Sonra da yavaş yavaş bu sürece karşılaşmak istiyoruz. Sonra da yavaş yavaş bu sürece
alışıyor, normal hayatımıza aktarıp aynı davranışları alışıyor, normal hayatımıza aktarıp aynı davranışları
sergilemeye başlıyoruz. Süreç içerisinde yapılan şeyler sergilemeye başlıyoruz. Süreç içerisinde yapılan şeyler
bize normalmiş gibi geliyor. Model alarak öğreniyor ve bize normalmiş gibi geliyor. Model alarak öğreniyor ve
insanlarla dalga geçmeye başlıyoruz. Bir süre sonrada insanlarla dalga geçmeye başlıyoruz. Bir süre sonrada
yapılan şeylere karşı duyarsızlaşıyoruz. Ne kadar acı bir yapılan şeylere karşı duyarsızlaşıyoruz. Ne kadar acı bir
kavram insanın insan duygularına karşı duyarsızlaşması. kavram insanın insan duygularına karşı duyarsızlaşması.
O yokmuş gibi düşünmesi ya da kırılmıyormuş gibi dav-O yokmuş gibi düşünmesi ya da kırılmıyormuş gibi dav-
ranması. İnsanın insani değerlerden uzaklaşması uzaklaştık-ranması. İnsanın insani değerlerden uzaklaşması uzaklaştık-
ça da bireyselleşen dünyasında yok olmaya başlaması. Kırdık ça da bireyselleşen dünyasında yok olmaya başlaması. Kırdık
beklide kırıldık ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmamalıydı. beklide kırıldık ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmamalıydı.
Artık biliyorduk her yüreğin bizde farklı bir anlam taşıması gerekti-Artık biliyorduk her yüreğin bizde farklı bir anlam taşıması gerekti-
ğini. Her bireyin tüm farklılıklarıyla özel ve biricik olduğunu…ğini. Her bireyin tüm farklılıklarıyla özel ve biricik olduğunu…
Artık dilimizden dökülen duygu yüklü cümleler olmalıydı içten, dürüst ve Artık dilimizden dökülen duygu yüklü cümleler olmalıydı içten, dürüst ve
samimi cümleler… samimi cümleler…
Esra AYDEMİR / Okul Psikolojik DanışmanıEsra AYDEMİR / Okul Psikolojik Danışmanı
25
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
BEN B R SOKAK ARKISIYIM
Ben bir sokak şarkısıyım.
Kaldırımlar dostuyum
Uğultuludur gecelerim
Ellerinden tuttuğum kaldırımlar;
Masum çocuklar gibidir
Mırıltılı ağızlar döşeğim
Yıldızlı geceler meskenim
Şehrin mezar taşları arasında
Bir ufak uğultuyum.
Buğulu gecelerin dumanıyım
Gözlerin, hayallerin mısralarıyım
Güneşi olmayanın türküsüyüm
Ben kaldırımlar dostu
Bir sokak şarkısıyım
Sümeyra ŞAHİN
9/C
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
KU UN GÜVEN KEND KANADI
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
26
Güven nedir? Kaç kişiye güveniyorsunuz bu hayatta? Güven nedir? Kaç kişiye güveniyorsunuz bu hayatta?
Sizde sustunuz değil mi? Vereceğiniz cevabı düşün-Sizde sustunuz değil mi? Vereceğiniz cevabı düşün-
düğünüz çünkü zor bir soru yaşadığımız bu hayatta düğünüz çünkü zor bir soru yaşadığımız bu hayatta
güven diye bir gerçeklik yok. Hayat garip, bugün en güven diye bir gerçeklik yok. Hayat garip, bugün en
yakınım dediğiniz kişiye anlattıklarınızı bir sonraki yakınım dediğiniz kişiye anlattıklarınızı bir sonraki
gün başkasından duyabiliyorsunuz. Herkes yalnızdır gün başkasından duyabiliyorsunuz. Herkes yalnızdır
aslında size yol gösterecek kimse olmuyor, en yakı-aslında size yol gösterecek kimse olmuyor, en yakı-
nınız ile aranızda bile bir kıskançlık oluyor. Sahiden nınız ile aranızda bile bir kıskançlık oluyor. Sahiden
güven bu kadar kolay mı?Bir insini güvenmek zaman güven bu kadar kolay mı?Bir insini güvenmek zaman
alır.Bir insan düşünün en yakınına her şeyini anlat-alır.Bir insan düşünün en yakınına her şeyini anlat-
sın,onun için çevresindeki insanlardan uzaklaşsın ve sın,onun için çevresindeki insanlardan uzaklaşsın ve
bir zaman sonra en büyük kötülüğü ondan görsün bir zaman sonra en büyük kötülüğü ondan görsün
,kime güvenir sonra? İşte bir söz vardır “en çok gü-,kime güvenir sonra? İşte bir söz vardır “en çok gü-
vendikleriniz öğretir size kimseye güvenmemeniz vendikleriniz öğretir size kimseye güvenmemeniz
gerektiğini “ ne kadarda özenle yazılmış bir cümle gerektiğini “ ne kadarda özenle yazılmış bir cümle
Hayat şartları çok zor, her zaman yanınızda durabile-Hayat şartları çok zor, her zaman yanınızda durabile-
cek birini arıyorsunuz, sımsıkı tutunmak için hayatı-cek birini arıyorsunuz, sımsıkı tutunmak için hayatı-
nız boyunca size destek olabilecek birini bu anneniz nız boyunca size destek olabilecek birini bu anneniz
bile olmuyor çünkü anneniz babanıza anlatıyor ve bile olmuyor çünkü anneniz babanıza anlatıyor ve
yeni bir pişmanlık yaşıyorsunuz. Bir arkadaş toplulu-yeni bir pişmanlık yaşıyorsunuz. Bir arkadaş toplulu-
ğunun içinde bulunuyorsunuz, güveniyorsunuz hep-ğunun içinde bulunuyorsunuz, güveniyorsunuz hep-
sine beraber yiyip içiyorsunuz beraber takılıyorsunuz, sine beraber yiyip içiyorsunuz beraber takılıyorsunuz,
yakın hissediyorsunuz onları kendinize peki yakınlar yakın hissediyorsunuz onları kendinize peki yakınlar
mı? Hayır! Sadece siz etrafa toz pembe bakıyorsunuz, mı? Hayır! Sadece siz etrafa toz pembe bakıyorsunuz,
herkesin sizin gibi düşündüğünü zannediyorsunuz. herkesin sizin gibi düşündüğünü zannediyorsunuz.
Gün geliyor aranızdaki bir arkadaş ile tartışıyorsunuz Gün geliyor aranızdaki bir arkadaş ile tartışıyorsunuz
sonra bir ba-sonra bir ba-
kıyorsunuz kıyorsunuz
etrafınızda etrafınızda
kimse kalmamış, kimse kalmamış,
işte bakın güvendi-işte bakın güvendi-
ğiniz insanlara. Başka-ğiniz insanlara. Başka-
larına olan güveniniz sizi larına olan güveniniz sizi
öldürebilir. Bir defa kırılır öldürebilir. Bir defa kırılır
güveniniz. En sevdiğiniz güveniniz. En sevdiğiniz
insanların yaşattığı hayal insanların yaşattığı hayal
kırıklığını aff edersiniz ama kırıklığını aff edersiniz ama
unutamazsınız. Sevdikleri-unutamazsınız. Sevdikleri-
nizin açtığı yaralar kalıcıdır nizin açtığı yaralar kalıcıdır
çünkü onlar bize tecrübe çünkü onlar bize tecrübe
kazandırır, olgunlaştırır kazandırır, olgunlaştırır
bizi. Hayatın nasıl olduğunu öğrenirsiniz yaşaya bizi. Hayatın nasıl olduğunu öğrenirsiniz yaşaya
yaşaya, sizin kendiniz ile başbaşa olduğunuzu gös-yaşaya, sizin kendiniz ile başbaşa olduğunuzu gös-
terir hayat. Gömleğinin düğmelerini yanlış iliklemek terir hayat. Gömleğinin düğmelerini yanlış iliklemek
gibidir bazılarına güvenmek, en başında yanlış yap-gibidir bazılarına güvenmek, en başında yanlış yap-
tığını sonuna gelmeden anlayamıyorsun. Sonrasında tığını sonuna gelmeden anlayamıyorsun. Sonrasında
güvensiz kalbini karaktersiz insanlara borçlu oluyor-güvensiz kalbini karaktersiz insanlara borçlu oluyor-
sun. En kötü hikayenizi sevdikleriniz yazıyor sarsılan sun. En kötü hikayenizi sevdikleriniz yazıyor sarsılan
güven yerine getirilir mi? Evet tabiî ki de getirilir. güven yerine getirilir mi? Evet tabiî ki de getirilir.
Her şey sizin elinizdedir işte bunu başarmakta sizin Her şey sizin elinizdedir işte bunu başarmakta sizin
elinizdedir.İnsanlar neden güveninizi sarsar? Neden elinizdedir.İnsanlar neden güveninizi sarsar? Neden
sizi üzer? Bu soruları kendinize sorun, çünkü siz karşı sizi üzer? Bu soruları kendinize sorun, çünkü siz karşı
tarafa o cesareti vermişsinizdir, eğer en başından tarafa o cesareti vermişsinizdir, eğer en başından
insanları sizi kırmanın doğru olmadığını öğretirseniz insanları sizi kırmanın doğru olmadığını öğretirseniz
, o insanlar sizin güveninizi sarsmaz sizi güvensiz , o insanlar sizin güveninizi sarsmaz sizi güvensiz
bir insin yapmaz. Öyle herkese güvenmeyeceksiniz bir insin yapmaz. Öyle herkese güvenmeyeceksiniz
doğru insanlar vardır elbette etrafınızda onlara yakla-doğru insanlar vardır elbette etrafınızda onlara yakla-
şacaksınız, sizi kaybetmekten korkan insanlar olacak şacaksınız, sizi kaybetmekten korkan insanlar olacak
yanınızda işte onlar güveninizi sarsmaz. Onlarda yanınızda işte onlar güveninizi sarsmaz. Onlarda
sizin onlara güvendiğiniz gibi size güvenir, yanınızda sizin onlara güvendiğiniz gibi size güvenir, yanınızda
olmaya çalışırlar. Sizi kırıp üzdüklerinde kendilerine olmaya çalışırlar. Sizi kırıp üzdüklerinde kendilerine
kızarlar işte tamda burada sevgi araya girer. Seven in-kızarlar işte tamda burada sevgi araya girer. Seven in-
san kıyamaz. Şuan ki gençlerdeki en büyük sorun şu san kıyamaz. Şuan ki gençlerdeki en büyük sorun şu
ki bir kişi ile yakın olup diğerlerine mesafe koyuyorlar ki bir kişi ile yakın olup diğerlerine mesafe koyuyorlar
o kişi üzünce de kendi kabuklarına çekiliyorlar. Kendi o kişi üzünce de kendi kabuklarına çekiliyorlar. Kendi
kendilerini yalnızlaştırıyorlar. Bu doğru değildir, dos-kendilerini yalnızlaştırıyorlar. Bu doğru değildir, dos-
tunuz ayrı arkadaşınız ayrıdır. Dostunuzda olmalıdır tunuz ayrı arkadaşınız ayrıdır. Dostunuzda olmalıdır
arkadaşınız da yeter ki siz kendi değerinizi hisset-arkadaşınız da yeter ki siz kendi değerinizi hisset-
tin aff etmenin kolay olmadığını gösterin. tin aff etmenin kolay olmadığını gösterin.
Kimsenin senin yanında görünmesine güvenme, Kimsenin senin yanında görünmesine güvenme,
karşına geçmesi için bir adım, düşman olması için karşına geçmesi için bir adım, düşman olması için
bir lafın yeter. Güven gözyaşı gibidir gözden düştü bir lafın yeter. Güven gözyaşı gibidir gözden düştü
mü bir daha geri gelmez. Olgun olun tanımadığınız mü bir daha geri gelmez. Olgun olun tanımadığınız
kişilere hemen güvenmeyin, aff edecek kadar ol-kişilere hemen güvenmeyin, aff edecek kadar ol-
gun,ama tekrar güvenecek kadar değerinizi düşür-gun,ama tekrar güvenecek kadar değerinizi düşür-
meyin.Neden kimseye güvenemediğinizi unutmayın meyin.Neden kimseye güvenemediğinizi unutmayın
,pişmanlıklarınız vardır.Kendinize güvenin kuş dalın ,pişmanlıklarınız vardır.Kendinize güvenin kuş dalın
kırılmasından korkmaz çünkü güvendiği dal kendi kırılmasından korkmaz çünkü güvendiği dal kendi
kanadıdır.kanadıdır.
S.Papatya KAHRAMANS.Papatya KAHRAMAN
11-B11-B
27
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
BEN ÇOCUK OLMAK ST YORUMÇocuk olmak istiyorum,
Hiç bir derdi olmayan,
Hayatı oyundan ibaret sanan,
Kalbi güzellikler içinde olan,
Masum bir çocuk olmak istiyorum.
Masum, günahsız, küçücük olmak istiyorum.
Ben çocuk olmak istiyorum.
Çocuk olmak istiyorum.
Kötülüklerden habersiz olan,
Dünyaya gözlerini yeni açan.
Hayata sıradan başlayan,
Günahsız bir çocuk olmak istiyorum.
Masum, günahsız, küçücük olmak istiyorum.
Ben çocuk olmak istiyorum.
Çocuk olmak istiyorum.
Ayakları çıplak,
Gözleri parlak,
Kalbi berrak
Küçücük bir çocuk olmak istiyorum.
Masum, günahsız, küçücük bir çocuk olmak istiyorum.
Ben çocuk olmak istiyorum.
Nagihan YILDIRIM
9-A
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesierguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
28
Hayat yalan söyledi bize, önce güldü sonra gerçek
yüzünü gösterdi. Oysa gülerken ne kadar da ma-
sumdu.Keşke hep böyle kalsaydı, kar gibi beyaz ve
tertemiz.
Herkes inandı hayata bir yalana kanmışçasına;
beyazlığına inanıp temizliğine kanıp. Hayat ren-
garenk bir gökkuşağı misaliydi ama neden her
zaman bana karşı siyahtı ki? Asıl renk olduğu için
mi ? Yoksa yaptığı bir hatanın üzerine perde mi
çekiyordu hayat böylece?
Hayat kandırdı bizi arkadaş, önce renklerle dolu
bir dünyayla sonra sonsuz bir rüyayla kandırdı.
Kaçsan da hayattan; kaderin, geçmişin, gölgen
senin her zaman yanında.
Hayat hep en sevdiklerimizi aldı bizden, en yakı-
nımızdakileri, uzakta olsa da kalbimizde olanları
aldı bizden, bize meydan okurmuşcasına kopardı
onları ama ben hayatın bana bıraktığı asiliği değil,
tüm renklerin birleşip beyaz oluşunu, safl ığı isti-
yorum hayattan.
Yalnız bıraktı bizi, ağlattı, özgürlüğümüzü aldı
bizden. Bir kuşu kafese koymuş gibi sonra öylece
baktı. Acımadı bize, gözünü kırpmadan özgürlü-
ğümüzü aldı bizden.
Hayat kandırdı bizi arkadaş; kuşu kafesinden
çıkardı ama şimdi de bir odaya hapsetti özgürlü-
ğünü aldı, yalnız bıraktı. Kanadını kırdı bir daha
özgür kalamasın diye sonsuz özgürlüğü aldı bir
daha.
İşte tek kelime ile hayat bazılarına beyazken bana
simsiyah arkadaş. Karanlık bir gece gibi. Yoksa
sana hayat o gecede ki yıldızlar kadar yol gösterici
ve beyaz mı?
Kübra KAYA
9/B
S YAH MI BEYAZ MI?
29
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
RÜYADün gece yine bir rüya gördüm,
İçinde yine sen.
Bırakıp gitmiştin beni,
Karanlıktı gözlerin.
Bir tebessüm belirdi dudaklarında,
Bırakıp gitmiştin, gözlerin uğurluyordu yaşlarla.
Bir papatya ölmüş uykusunda,
Bir kar tanesi düşmüş toprağa.
Yeşil de terketmiş yaprakları.
Senin beni terkettiğin gibi.
Yeşil yerini bırakmış kahveye,
Son bahar gelmiş meğerse.
Herşey bırakmış yerini ötekine.
Ama gece işte,
O dönmüyor gündüze.
Ay dört gözle bekliyor,
Gecesini gündüz yapan güneşini...
Varlığının onu yok edeceğini bildiği halde.
Bırakma beni,
Bırakma beni ben yapan SENİ.!.
Osman YAŞAR
9-A
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
ÖZ-GÜR-LÜK
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
30
Yıkık bir duvarın dibinde “ANNE” diyen minik bir sesti
tüm dünyayı sarsan. Aslında sarsmaya çalışan ama bir
tek sesini kendisine duyuran.
Çığlık çığlığa bağırdı ama kimse onu duymadı bile.
Duyanlar da kıyıya vurmuş cesetlerini, ezilen küçük
yüreklerini izledi usulca. Ve yine herkes kendi yoluna.
Sonra fotoğrafl arı her yere yayıldı. İnsanlar duvarları
taştan kalpleriyle baktılar sadece. Ve arkalarını dö-
nüp gittiler… Barış deyip cansız canavarlar saldı-
lar gökyüzüne. Oysa gökyüzü ne güzeldi minik
ellerin özgürlüklerini öttürdüğü o zamanlarda.
Oysa ne güzeldi hayat, çocuklar çocukken ve
hayattayken. Cesetlerin kıyılara vurmadığı bir
dünyaydı o. Gökyüzünde rengarenk uçurtma-
ların uçtuğu ve kuşların kuş olduğu bir dün-
yaydı… Şimdi o kuşlar yerine bombalar
yağıyor. Kara kaplı ölüm uçakları, açılmış
özgürlük diyen ellere birer bomba bıra-
kıyor. Miniklerin annelerine mezarsız
bir ölüm, babalarına vicdansız bir
ortam bırakıyor geriye. Ve hala dünya
susuyor ve hala dağ taş sükun içinde .
Susun!
Sadece onların özgürlük deyip, ölüm saçan si-
lahları konuşsun. Buna karşıda her şeyini kay-
betmiş bir çocuk cevap versin o haykırmaya
muhtaç yüreğiyle.
“ÖZ-GÜR-LÜK” desin. O gözyaşlarıyla süsle-
sin bu kelimeyi çatlamış elleriyle, yırtılmış
elbisesiyle,aç karnıyla ama yürekli yüreğiyle
söylesin bu kelimeyi. Belki susar tüm dün-
ya, onun durmuş dünyasına kulak verir.
Belki dinler onu biri. Acımasızca katledil-
miş annesini geri getirir ona. Gözyaşlarını
silip yeni tertemiz bir dünya getirir ona.
Yeni bir dünya, kuşların kuş, insanların
insan, çocukların umut olduğu bir dün-
ya…
Şerife TUNÇ
11-B
31
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
Bir mürekkep denizinde boğuldum
Seni sensiz anlatan kelimeleri ararken.
Bulamadım sayfalar boyu yazdığım seni
Kağıtlar acımızı örtercesine solar oldu
Kayıplar kuşağının yolculuğunda,
Seni sensiz anlatmak.
Bilinmez zamanın derinliklerinde
Ben sen oldum
Sensizlik diyarının nemli havalarında
Issız yalnızlar yokuşunu tırmandım.
Hayat tiyatrosunda
Sensiz oynamayı öğrendim
Ben sen oldum seni sensiz anlatırken hayata.
Sümeyra ŞAHİN
9/C
SEN SENS Z ANLATMAK
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesierguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
32
Gökyüzü maviliğini kaybetti,şeff afl ığını yitirdi.Siyaha alıştım her yer karanlık artık.Karanlığa alışmam
zaman aldı ama alıştım,aslında sevmeye de başladım.Kimseyi görmeden,kimseye görünmeden sessizce
yoluma devam ediyorum ve de sensizim ya.
Sensiz o kadar bencilleştim ki yalnızlığımı bile kimseyle paylaşmıyorum.Aslında yalnızlığı da bana çok
gördüler.Onu da benden alacaklar seni aldıkları gibi.Onu da alsınlar umurumda değil.Beni karanlığım-
da sessizce bıraksınlar.Çünkü biliyorum bir gün beni o karanlıkta sen alacaksın yanına,aydınlığına.Sana
ihtiyacım var güneşin kızı.Beni buradan al artık.Korkuyorum sessizlikten,korkuyorum karanlıktan,korku-
yorum seni bir daha göremeyeceğim diye.Beni buradan al güneşin kızı.Beni bana bırakma,beni benden
sen al güneşin kızı.Benim senden ayrı kalmam her geçen gün beni karanlığa itiyor.Ben karanlıktan kor-
kuyorum.Karanlığı sevemem güneşin kızına aşık iken.
Yıpranmış bir hayat var seni bekleyen. Güneşin kızı senin aydınlığına muhtaç olan biri var.
Kısacası sana ihtiyacım var güneşin kızı.
Melik İŞLER
9D
GÜNE N KIZI
33
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
H ÇB R EY MKANSIZ DE LBir çiçeğin karı delmesi zorken,
Kardelen delebiliyorsa...
Küçük bir çocuğun konuşması imkansızken,
Hz.Muhammed(s.a.v)”ümmet” diyebiliyorsa...
Bir kıvılcımla her yer yanarken,
Hz. İbrahim(a.s) ateşten sağ çıkabiliyorsa...
Nefes almadan yaşamak imkansızken,
Hz. Yunus(a.s) yunus balığının karnında nefessiz kalabiliyorsa...
Geceler ne kadar karanlıksa da,
Yıldızlar geceyi aydınlatabiliyorsa...
Bir taşın kırılması zorken,
Ay iki parçaya ayrılabiliyorsa...
Engelli birisinin gözleri görmeden,
Harikalar yaratabiliyosa...
Hz. Eyüp(a.s) tüm zorluklara dayanabiliyorsa...
Hayatta imkansız hiçbir şey yoktur.
Çünkü her imkansızı mümkün kılan Allah’ tır.
Nagihan YILDIRIM
9-A
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
34
2015 YILINDA ÜNİVERSİTEYE YERLEŞEN ÖĞRENCİLERİMİZ2015 YILINDA ÜNİVERSİTEYE YERLEŞEN ÖĞRENCİLERİMİZ
EDANUR CENGİZ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İstanbul Tıp Fakültesi
ZEYNEP KAYA ANKARA ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
ONUR ERDOĞMUŞ GİRESUN ÜNİVERSİTESİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
MUHAMMED EYYÜP GÖKÇE SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Harita Mühendisliği
SÜMEYYE ŞAŞMAZ MEVLANA ÜNİVERSİTESİ (KONYA)Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
(Tam Burslu)
MELEK ÇERİ AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
MUHAMMED IŞIK YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ (VAN) Veteriner Fakültesi
MUHAMMED EMİR KÜFREVİ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ İnşaat Mühendisliği (İÖ)
OKAN ÇAKAN AKSARAY ÜNİVERSİTESİ Harita Mühendisliği
MUHAMMED FURKAN BAYAR GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ Sağlık Bilimleri Fakültesi/Hemşirelik
ABDULKADİR TURSUN ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ (BURSA) İnşaat Mühendisliği
ABDULSAMET TURSUN KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ Mimarlık
MUHAMMED İKBAL YAMİ İSTANBUL GELİŞİM ÜNİVERSİTESİ Mimarlık (İngilizce) (Tam Burslu)
GEYLANİ DOLAN İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
MUHAMMED FURKAN KARASU AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ Sınıf Öğretmenliği
MURAT KURKUT SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
MEDİNE HATİPOĞLU AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
35
ELİF KAHRAMAN DİCLE ÜNİVERSİTESİ Tıp Fakültesi
TUBA BİNGÖL ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
ÖZGÜR OZAN DEMİR ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
NEBAHAT ARKAN ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ Okul Öncesi Öğretmenliği (İÖ)
MUHAMMED FURKAN KOÇER SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Otomotiv Mühendisliği
ABDULLAH YALÇIN KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
SİNAN POLAT AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ Türkçe Öğretmenliği
TUGAYCAN ASLAN ORDU ÜNİVERSİTESİ Kamu Yönetimi
EZGİ ARICI GAZİ ÜNİVERSİTESİ Tıp Fakültesi
TANSU ÇAYLAK YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Sınıf Öğretmenliği
FIRAT ÜLGEN MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ Şehir ve Bölge Planlama
MUHAMMED SALİH GİRGİN SAKARYA ÜNİVERSİTESİ İnşaat Mühendisliği
MUHUMMED HABİB YAKUT ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ Mimarlık
CEBRAİL KİRAL İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ Mimarlık (Tam Burslu)
FIRAT ÇOPKUR YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Tıp Fakültesi
RUKEN KESKİN MARMARA ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
SEMA TOSUN YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
CAHİDE SARA İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Bilgisayar Mühendisliği
BUŞRA YILDIZHAN ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
FATMA BAYAZIT YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Mimarlık
KÜBRA KAYHAN GAZİ ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
CEYLAN ÇAYLAK AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ Okul Öncesi Öğretmenliği (İÖ)
NURULLAH AKBAY YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
DİLARA İSMAİLOĞULLARI DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sınıf Öğretmenliği
İSRANUR POLAT AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ İlköğretim Matematik Öğretmenliği
BERFİN KAMIŞ YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Okul Öncesi Öğretmenliği (İÖ)
HAKAN POLAT KOCAELİ ÜNİVERSİTESİEğitim Fakültesi/Okul Öncesi
Öğretmenliği
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
36
MEHMET ENES TAŞCI KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ Makine Mühendisliği
FATMA HAKVERDİ DİCLE ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
MUHAMMED İKBAL KOTAN HARRAN ÜNİVERSİTESİ İnşaat Mühendisliği
İBRAHİM ŞAKAR ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ Tıp Fakültesi
İSMAİL MUSAB GÜNHAN KARABÜK ÜNİVERSİTESİ Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
MUHAMMET FATİH CEYHAN SAKARYA ÜNİVERSİTESİTeknoloji Fakültesi
İnşaat Mühendisliği (İÖ)
NAİME SARA İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Bilgisayar Mühendisliği
ZOZAN ERİM AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ İlköğretim Matematik Öğretmenliği
MUHAMMED BERK KELEŞ AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ Okul Öncesi Öğretmenliği
GAMZE İLBOĞA AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ Sağlık Yüksekokulu/Hemşirelik
EMRAH KURHAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Diş Hekimliği
HARUN YARDIMCI KARABÜK ÜNİVERSİTESİ Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
MUHAMMED MAHMUT YALVAÇ ÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
MUHAMMED MELİK TAŞDAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
NERİMAN TURAN KARABÜK ÜNİVERSİTESİ Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
NURULLAH POLAT CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ Hemşirelik
ÖMER ÇİFTÇİ 19 MAYIS ÜNİVERSİTESİ Uçak ve Uzay Mühendisliği
RIZA DURMUŞ GAZİ ÜNİVERSİTESİ Mimarlık
SUNA GÜNDÜZ FIRAT ÜNİVERSİTESİ Diş Hekimliği
KÜBRA YILMAZ 19 MAYIS ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi
TÜLAY YÜCE GİRESUN ÜNİVERSİTESİ İlköğretim Matematik Öğretmenliği
HAMZA ENSARİ KAYA AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ Okul Öncesi Öğretmenliği
RUKİYE DURMUŞ AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ Eczacılık
FERHAT DEMİR OKAN ÜNİVERSİTESİ Mimarlık
BERAT İLBOĞA AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ Okul Öncesi Öğretmenliği
AYŞE VURAL SAKARYA ÜNİVERSİTESİ Elektrik-Elektronik Mühendisliği
BARAN ÇETİN KAFKAS ÜNİVERSİTESİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
lkokuldan üniversiteye kadar eme i geçen ö retmenlerimize te ekkür eder, ö rencilerimize sa l k, mutluluk ve ba ar lar dileriz.
37
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
HÂKİME ELMAS : Çatlak Profesör/ Eros okunu Koriş’e attı
GÜVEN ARKAN : Diyadin tılım / Aykırı gençlik
RUVEYDA DEMİRKIRAN : Şallı şirine/ Biri Bursa mı dedi
MAHSUM YALÇIN : Filenin Zlatanı/Telekomun onursal başkanı
ARZU ASLAN : Sevimli uzun huysuzu yolda
DİLEK YERLİKAYA : Vur,kır, parçala/ZELZELE
HASAN ÇINAR : Bay komedi /Meskeni kütüphane
FİLİZ KAYA : İmamın kızı bizi diskoya götür
SAİM YILDIRIM : Herkesin kaleminden uç çıkar, Onunkinden altın
İLKNUR SÖKMEN : Hocam ben anlamadım?/ Hoca da seni anlamadı
FATMA HANPA : Gözler kalbin aynasıdır haberin var mı yar yar
AGİT BOZDOĞAN : Kahkahası inletir sözleri dinletir/ Devrimci
ELİF AĞTAŞ : Ay ben çok heyecanlıyım / Hiperaktif çalışkan
MUHAMMET ÇİMEN : Face’de şair düşünceleri ona dair
KUDRET ÖZER : Azerilerle çoşmaca / Esprilerinden mezun olduk
ZAFER AYDİN : Yeşilaycı duruşunu bozmayan sağlık abidesi
KÜBRA TEKİN : Pavarotti/ Depresyon style
MUHAMMET BALDUZ : Yetenekli jön Kürt/ Sarışın kardeşimiz
NAGİHAN YAPICI : NTV SPOR FUN CLUP
MEHMET FATİH AKÇAN : Cemaattir tek vazgeçilmezi / Derbeder
HATİCE DURMUŞ : Namı diğer Piraye/ Bir tek sazı eksik
ONUR KÜRKÇÜ : Behzat hocanın ANTONİOSU/Head &shoulders
AYŞENUR ÖZBEY : DJ HACI/Sınav buysa imzamı atar çıkarım ağalar
ALİ DOĞAN : Onun için hayat=Halı saha, Azer Bülbül
RUMEYSA ÜBEYLİ : Kahkahası eksik olmaz/Süslü RAMO
6. MEZUNLARIMIZI VER YORUZ
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
38
MURAT ÖZDEN : Bir insan bu kadar mı düzgün olur
BÜŞRA DEMİRCİ : Pikaçuu/En sevdiği derstir ingilizçe
M. ENES AYDIN : Onu okulda görebilene aşk olsun
HAVVA AYDEMİR : Biz YGS o KPSS/Biz LYS o TUS
MUHAMMET ASLAN : Kendisi SOFİ her şeye kafi
AYŞE MERYEM YILDIZ : Nükleer Başlıklı Kız/ Hocam 95 puanı nerden kırdınız
FATİH YILDIRIM : Saçlarıyla okula ambargo koydu bize bir şey kalmadı
CEREN AKDAĞ : Sempatik/Güzel
A.VAHAP GÜZEL : Bakışlarıyla döver/Yalnızlığı sever
NURAN CANGİR : Muhalefetçi/ Feminist filozof
SÜLEYMAN TAŞDEMİRCİ : Olaaa ne dedi?/Sempatik Sülo
GAMZE ARSLAN : Okula gitmemek için okul değiştiren/Güler yüzlü
FATİH TAŞDEMİR : Esrarengiz/ Sohbeti koyu
NURGÜL GENÇ : Meşhur lafıdır ‘kamil’/ Bazid sevdalısı
MUSTAFA TERKİR : Medeniyetler beşiği onun köyünde/Kibar Feyzo
ESRA KAYABAŞI : Haşin bakışlı/ Ağır abla
RECEP TAŞÇI : Kendi gözlerine hasta/ Konuşkan
BİLGE İGAN : Bin düşünen bir söyleyen/ Modayla pek ilgili
MUHAMMET GÜVEN : Dikkat tehlike var/ Bahtsız bedevi
ŞEVVAL IŞIK : Gözleri devrim yaratır/ Sesi gibi narin
FIRAT ÇELİK : Sınıfın yaveri/ BİNO BABA her şeyimizdir
HİCRAN KİRAL : Taçsız KIRAL/ Geometri görme işi buda Hicran’ın işi
SERHAT AKBALIK : Junior Aram Serhad/ Sema Kültürün müdavimi
FATMAGÜL TEMEL : Atara atar gidere gider takımda tek 12’yim şeklimiz yeter
YUSUF DOĞAN : Mutluluk çubuğunu gururla taşıyor/ Maratoncumuz
DİLARA ALPASLAN : Ön sıraların fenomeni/ Alpaslan Holding
MUSTAFA KILIÇ : Bilişim uzmanı/ Sınıfın tek neşesi
İMREN DEMİR : Esmer Pollyanna/ BJK fanatiği/ HTC
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
39
HASAN TUNCA : Voleyboldan emekli/ Saygı değer arkadaşımız
AYŞENUR ÖZDEMİR : Ancelinamız/ Üç kelime: Romeo, Kadro, Sigorta
SERKAN DEMİR : Messinin veliahtı/ Gençler lahmacun isteyen var mı?
MÜNEVVER BİNİCİ : Muş’un varisi/Pansiyonun faizsiz IMF’si
FIRAT YEŞİL : Suskun kral/ Kelimeler kifayetsiz
AYDANUR ADİLOĞLU : Kafa dengi / Anlaşamadığı kimse yok
MÜRSEL ASLAN : Mustafa, Ali budur onun vazgeçilmezi / FB’li beresi
CANDAN ÖZDEN : Şeker kız CANDY/ Cahit Arf’ın yeğeni
MÜCAHİT KARAKUŞ : Dede Korkut /Fikir ondan zikir bizden
KADER ARPAÇ : Gıybet yok arka taraf/ İyimserlik abidesi
SİBEL GÜNEŞ : Sessizcik/ Bir atarlı bir sakin
MURAT CEMO : Yaşlı Panter/ Okumanın yaşı yoktur
MERYEM DEMİRKAL : Selpak bayii LTD ŞTİ./ İsyankâr
ÜMİT TAŞTAN : Spinoza dedik, Sokrates dedik oldu başımıza Mandıra filozofu
AYŞE KAYA : Zeki sınıfın en zeki kızı/ Alçak gönüllü
MEHMET İRTEKİN : Devrenin azimli, istikrarlı genci/ Bütün saç şekilleri sende
AYŞE ÜLGEN : Lahavle ve la kuvvete illa billahil aliyyilazim/ Kolejli Sufi
M. SEFA YILDIZ : Şevket abinin ortağı
RABİA CENGİZ : Babası Ağrılı kendisi Nijeryalı
VEDAT ERGÜL : Rabbim göndermiş çay iç demiş
ELİF RABİA ÖZER : Çitlembik/Güzel küçük
MURAT GÜGÜN : Zencilik hiç kimseye bu kadar yakışmamıştı
MERVENUR ÇİMEN : Güzel konuşan LADY
SADDAM DEMİR : Şakanın dozu, Bitlis’in yolu/ Adını Umut koydum, çelmenin yolu
KEVSER GEÇİT : Yüzünü gören cennetlik/ Cool dilci
ASUMAN AYDEMİR : O’ da burda/ Canım sen hayırdır?
HAZIRLAYANLAR : AYŞENUR ÖZBEY, MUHAMMET ÇİMEN, KUDRET ÖZER, SAİM YILDIRIM
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
MUHTAÇ OLDU UMUZ DERMAN: D N M Z SLAM
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
40
Size bildiğiniz ya da bilmek zorunda olduğunuz
dinimiz İslam’dan bahsetmek istiyorum, sözüme
Necip Fazıl’ın şu sözü ile başlamak istiyorum. ‘’
İslam; kadın diri diri toprağa gömülürken onu
oradan çıkarıp ayaklarının altına cenneti koyan
dindir.’’ İşte burada İslam’ın güzelliğinden, yüce-
liğinden ve nurundan bahsedilmektedir. İslam
öyle bir dindir ki hiçbir dinin İslam kadar hoş ve
güzel olabileceğini düşünmüyorum. Bazen kendi
kendime soruyorum acaba Müslüman olarak doğ-
duğumuz halde, çevremiz Müslüman olduğu hal-
de İslam’ı gerçekten yaşıyor muyuz? Bilmiyorum
sizin ne düşündüğünüzü ama, bence gerçek
anlamda yaşamıyoruz. Peki neden? Çünkü yaşa-
dığımız bu zaman yani bazılarının teknoloji çağı
da dediği bu zamanda neredeyse her şey İslam’ın
aleyhine göre oluyor. Mesela, her yerde fitne
,fesat, ahlaksızlık ve tabi ki savaşlar var. Garip
olan şu ki, bunların çoğu da İslam coğrafyasında
oluyor. En önemlisi de bunların yolunu, çaresini
bildiğimiz halde çözümlerini yanlış yerde arama-
mızdır. Dinimiz İslam, kötülüğü men edip iyiliği
emrederken bizim nerde ne yapacağımızı kutsal
kitabımız Kuran-ı Kerim’de açıklamaktadır. Ayrıca
bunun yanında yürüyen Kur’an yani peygamber
efendimizin sünneti de bugün yaşadığımız bütün
olumsuzlukların, sorunların çaresi var. Ne zaman
İslam’a göre birey olarak, toplum olarak İslam’a
göre hayatımıza yön verirsek o zaman refaha mut-
luluğa, ilimde ve bilimde ileri bir seviyeye huzura
ulaşacağımızı düşünüyorum. Nitekim tarihimizde
bunu görmüyor muyuz? Örnek: Koca Osmanlı
imparatorluğunda bunun örneği değil mi? Bu-
nun için önce birey olarak sonra toplum olarak
ve daha sonra devlet olarak ayağa kalkmalı ve
İslam’ın nurunu bütün vücudumuzla hissetmeliyiz
ki su fitne fesat ahlaksızlık ve ateş çemberi gibi et-
rafımızda olan savaşların yerine mutluluğu, güzel
ahlakı ve barışı getirebilelim …
İnşallah AYDIN
9/D
41
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
Yine seni yazmak geldi içimden,
Hiç kimsenin bilmediği yalnızlığıma,
Yine seni okumak istedim.
Gözlerimden akıp giden yaşlara,
Varlığın, yokluğun kadar acı veriyor.
Bu çorak gönlüme,
Bil istedim sevgili,
Yine seni yazıyorum yalnızlığıma,
Durmadan kapattın kapılarını,
Bu dinmeyen yarama,
Bari bir aralık bırak,
Seni yazıyorum yalnızlığıma…
Kevser ÇETİN
9/D
SEN YAZIYORUM
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
YEN F DANLAR
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
42
Unutulmak bazen geniş bir hayat coğrafyası
içinde kaybolmaktır. Kimi zaman ise bakışlardan
uzaklaşmak, dün olmak geçmiş olmaktır. Unutul-
mak önce bir kitapta okunmak sonra ise önce-
lerde kalmaktır. Gerçek unutulmak yok olmaktan
korkmaktır.
Her gün yeni bir yolculuğa çıkarız hayat limanın-
dan ömür denizlerine ve yeni adalara ayak ba-
sarız yarınlara. Sonra bir kuşku sarar dünümüzü.
Geçmişimiz bu günümüzü hazırlarken, korkar bu
günü var ederken kendisi yok olmaktan ve bu
günümüzde böylece korkar yarınlardan. Hayat
penceremizden baktığımızda mazimize, görebi-
lir misin ta geçmişi uzaklarını, peki var yada yok
diyebilir misin tekrardan göremediğin geçmişin
için? Evet belki göremez, yaşayamazsın tekrar
dünü ama hissedersin. Biliyorsun değilmi dünün,
geçmişin seni var ettiğini öyleyse unutursan geç-
mişini “ben varım” diyebilir misin geleceğe?
Unutulmak bir rüzgar, sen bir ağaç, yaprakların
ise dünler gibidir. Her estiğinde rüzgar, bir yaprak
kopar dallarından ve savrulmaya başlar. Uzaklara
her estiğinde bir şeyler koparır senden sonra bir
bakarsın artık bir ağaç yok gözler önünde. Yalnız-
ca bir gövde görürsün kuru bir de bakarsın rüzgar
estikçe o da yok olmuş. Ama değiştirebilirsin bu
manzarayı yapraklarını döktükçe yeni tohumlar
dökebilirsin toprağa ve yağmurla değiştirebilirsin
onları. Peki ne mi o tohumlar onlar senin dünyaya
bıraktığın eserler yağmur ise onları yaparken veya
yetiştirirken verdiğin bilgiler.
Şunu bilmeliyiz ki eğer iyi fidanlar yetiştirirsek
biz solduktan sonra da hatırlanırız. Çünkü tablo
bozulmaz o fidanların tohumunu atan ve onları
bilgiyle sulayan bir ağacın olduğu her bakıldığın-
da hatırlanır.
Derya KAYA
9-B
43
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
Masumiyetinle yaklaşıyorsun bana. Tıpkı bir
yaz yağmuru gibi... Hafif bir rüzgâr esiyor
baştan, tepeden bakıyor güneş. Düşüveri-
yorsun birden bire yeryüzüne damla damla.
Yüzüm, saçlarım ıslanıyor ama buna rağmen
görebiliyorum seni. Yağmur toprağı güzelce
ıslatmış ve nihayet diniyor. Gözlerimdeki
sis perdesi yavaş yavaş aralanıyor. Yanımda
olmadığını anlıyorum, kısa bir süre sonra.
Oysaki bir hayalmiş her şey. Bir an olsun seni
böyle düşünmek bile huzur veriyor bana.
Yalnızlığımla başbaşayım yağmur sonra-
sı, içimi ferahlatıyor sanki. Bana yine seni
hatırlatıyor bu toprak kokusu. Gökkuşağı
beliriveriyor birden bire. İçindeki renklerden
yeşili seçiyorum, göz rengine ulaşayım diye.
Bulutlar dağılmış, çiçekler açmış ve üzerlerine
çiy damlaları düşmüştü. Kuşları bekliyordum,
bana senden haber getirsinler diye. Çimenler
gittikçe canlanıyor ve hayalin çıkıyor karşıma.
İnan ki sevgili; gerçek benimle oldukça, hayat
her geçen gün sinemden biraz daha uzak-
laştıkça, ayak seslerini işitip o hiç bilmediğim
kokunu ve içinde kaybolduğum o güzel göz-
lerini hayal ediyorum, benden fazla uzakta
olmadığını anlayabiliyorum.
”Gönlünün anahtarı olacağım “ deyişin geli-
yor aklıma. Tekrar seni hatırlıyorum; yağmur
gibi yere düşüşünü ve sonuna dek yanımda
oluşunu… Ey sevgili; umudum oldu sözlerin,
hayalim oldu gerçeğin çık gel artık! Doldu
yaşla gözlerim, inan ki seni çok ama çok öz-
ledim.
Aynur GÜNEŞ
11/B
YA MUR M SAL
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
U URLAYAYIM
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
44
Biçaresin canım,
Bir başka bakıyorsun yine,
Gözlerinde mevsim yorgunluğu.
Yüzünde birkaç çizgi.
Ve biraz daha sessiz.
Saç uçların gibi kırılmışsın,
Ağlamak istercesine duruyorsun,
Nasıl kıydılar sana?
Acaba ölüm mü girdi beynine?
Göklere bakıp hayret ediyorsun;
Maviden başka rengi varmış gibi,
Sükuneti de bir başka dudaklarının;
Bağırır gibi susmuşsun,
Hayır! Bu sen değilsin.
Varlığın hala hüküm sürmekte,
Oysa ruhun evvelden kayıp!
Acizliğin,sevincine kilit vurmuş.
Omuzların da hiç bu kadar düşmemişti.
Nasıl böyle kısa sürdü sevincin?
Bir günde kalmayı istercesine yaşama sevincin.
45
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
SENVe bir asırlık acı sanki uzakları seyredişin.
Yoksa doğan güneşe mi bu sitemin?
Kirpiklerinde yağmurlar var canım,
Düşecekken ayaktasın.
Bir de ağırlık yapmıştır, köşeli bavulun.
Barkından uzaklaşmalar gönlünü yormuş.
Bir istasyon kadar uzakta düşüncelerin,
Ve yaklaşan tren dumanı kadar kara gözlerin.
Gelişine kulak kabartmış duruyorsun,
Bağlanacak dalın kalmamış…
Ne olurdu sanki yanımda kalsan;
Ama kaçıyorsun...
Ne yapalım madem ;
Unutalım birbirimizi.
Bir de müsaadeni isterim,
İznin olursa uğurlayayım seni…
Berivan KURTAY
9/C
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
SON
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
46
Kızılın son sarhoşluğu
Mehtabın karanlıklarında
Bir kaldırım kenarı ,
Sokak noktası kalbimin
Aydın nisası gözlerinin
Sen gibi hayat,
Sen gibi umut
Deryanın vazgeçilmezinde can
Uzunca bir yol
Ellerinde sadece son
Gerçekliği bilinen tek şey son.
Karanlık mı aydınlık mı?
Bilinmez yolun sonu
Adımlarım ufak ve ürkek
Zamansa hızlı
Durur mu hiç bekler mi beni?
Kararsızlığım korkaklığım
Tek sebebi boşluğumun
İşte son yolculuktayım
Bu sana son veda,son durak…
Sümeyra ŞAHİN
9-C
47
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
YILDIZIN ZÜşünür mü yalnızlıktan ?...Ya da sebebi midir Üşünür mü yalnızlıktan ?...Ya da sebebi midir
yalnızlık,her gece gözyaşlarından yastığın ıslak-yalnızlık,her gece gözyaşlarından yastığın ıslak-
lılığını hissetmek?..lılığını hissetmek?..
Her insan bir Yıldız’dı aslında. Etrafında milyon-Her insan bir Yıldız’dı aslında. Etrafında milyon-
larca Yıldız vardı. Ama bu iz Yıldız’a iz değil, ka-larca Yıldız vardı. Ama bu iz Yıldız’a iz değil, ka-
ranlıktı artık.Yıldız kayıp gitti ışıltısıyla birlikte…ranlıktı artık.Yıldız kayıp gitti ışıltısıyla birlikte…
Bir iz bir Yıldız’ın izini kaybettirdi.Belki de mil-Bir iz bir Yıldız’ın izini kaybettirdi.Belki de mil-
yonlarca Yıldız’ın…işte Yıldızın izi yalnızlıktı.Bize yonlarca Yıldız’ın…işte Yıldızın izi yalnızlıktı.Bize
göründüğü andan itibaren kayıp gideriz,her göründüğü andan itibaren kayıp gideriz,her
şeyi arkada bırakarak.Hiçbir Yıldız’ın ışıltısı aynı şeyi arkada bırakarak.Hiçbir Yıldız’ın ışıltısı aynı
değildir.Ama “iz” öyle yapar ki Yıldız’ları aynı değildir.Ama “iz” öyle yapar ki Yıldız’ları aynı
karanlığa kaydırır,yok eder adeta.O karanlıktan karanlığa kaydırır,yok eder adeta.O karanlıktan
çıkmak imkansızdır.Bu yüzden hissederiz zaten çıkmak imkansızdır.Bu yüzden hissederiz zaten
çaresizliği.çaresizliği.
Oysaki Yıldız her zaman durduğu yerdeydi. Fark Oysaki Yıldız her zaman durduğu yerdeydi. Fark
edilmesi için Güneş´in yoksunluğuna Ay´ın edilmesi için Güneş´in yoksunluğuna Ay´ın
ışığına ihtiyacı vardı. Cennetken gece Yıldız ışığına ihtiyacı vardı. Cennetken gece Yıldız
için bu iz cehennem etti. Ona ışıltısını veren de için bu iz cehennem etti. Ona ışıltısını veren de
Ay’dı halbuki. Belki de Ay’ın, Yıldız’ın asıl ışıltısı Ay’dı halbuki. Belki de Ay’ın, Yıldız’ın asıl ışıltısı
olduğunu bilmemesinden izin onu buluşu ve olduğunu bilmemesinden izin onu buluşu ve
yok edişi. Belki de Yıldız’ın suçuydu. Her şeye yok edişi. Belki de Yıldız’ın suçuydu. Her şeye
rağmen bunu hak etmediğini düşünüyordu.Ama rağmen bunu hak etmediğini düşünüyordu.Ama
iş işten geçmişti.Çünkü artık mahkumdu.İz ise iş işten geçmişti.Çünkü artık mahkumdu.İz ise
gardiyandı.Yıldız’ın asla yanından ayrılmayan bir gardiyandı.Yıldız’ın asla yanından ayrılmayan bir
gardiyan.Ay’a özlem vardı hem de çok.Yıldız bu gardiyan.Ay’a özlem vardı hem de çok.Yıldız bu
özlemdeyken, iz itinayla acıyı işliyordu.İşte Yıldız özlemdeyken, iz itinayla acıyı işliyordu.İşte Yıldız
o an Ay’ına adını koymuştu.Ay’ın ismi “Aşk”tı.o an Ay’ına adını koymuştu.Ay’ın ismi “Aşk”tı.
Aşkın varlığına muhtaçtı ama yalnızlığına yani Aşkın varlığına muhtaçtı ama yalnızlığına yani
izine mahkumdu.O an fark etti bu iz onun için izine mahkumdu.O an fark etti bu iz onun için
zaten kaçınılmazdı.Çünkü Yıldız Ay’dan uzaklaş-zaten kaçınılmazdı.Çünkü Yıldız Ay’dan uzaklaş-
tıkça iz yani Güneş sinyallerini veriyordu.Her yeri tıkça iz yani Güneş sinyallerini veriyordu.Her yeri
aydınlatan Güneş, Yıldız için en büyük ve en zifiri aydınlatan Güneş, Yıldız için en büyük ve en zifiri
karanlıktı artık.Yıldız, Güneş’in mahkumuydu karanlıktı artık.Yıldız, Güneş’in mahkumuydu
artık.Bu da Ay’ın,Güneş’in ve Yıldız’ın hikayesiy-artık.Bu da Ay’ın,Güneş’in ve Yıldız’ın hikayesiy-
di…Bu yalnız insanların hikayesiydi.di…Bu yalnız insanların hikayesiydi.
Elif TUNAElif TUNA
11/B11/B
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
KELEBEK
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
48
Mevsim yaz
Hep bir adım ötesi, sonrası boşluk
Hep mi ağlar acaba aynadaki sonsuzluk
VAR’lığın o yok sesinden geçmez böyle gençlik
Mevsim sonbahar
Toprak örttü artık yalnızlığı
Toprak örttü acıyı hüznü
Sakladı içinde gözyaşlarını
Sakladı bütün insanoğlunu
Herkes sığdı içine
Bir utanç sığmadı
Bir insanoğlunun yaptıkları sığmadı
Hepsi kaldı su yüzünde
Sormaya mecalim kalmamıştı oysa ki
Bizde mi battık yoksa
Bizde mi yok olduk, kendimizi hiç bulamadığımız kalplerde
Öylece rüzgar aldı götürdü
Savurdu, savurdu, savurdu
Aynur SAMUR
9-B
49
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
SEVG L YE MEKTUPEy sevgili senin yaşadığın dönemde kız çocuklarına değer verilmediği hor görüldüğü bir
dönemde sen kızını omzuna alıp Mekke sokaklarında dolaşan kişiydin. Fakat Ey Nebi genç
kızlar ve kadınlar şuan seni anmıyorlar, seni bilmiyorlar bile.
Ey Resul; Taif seferinde seni nasılda taş yağmuruna tutmuşlardı, nasılda üzülmüştün. Allah
melekler vasıtasıyla ‘Resulüm sen iste iki dağ arsında bırakayım Taifl ileri’ demişti. Sen içle-
rinde daha sonra Müslüman olacak kişiler olabilir demiştin. Sabrın Efendisiydin sen. Üm-
metim, ümmetim! diye ağladığın ümmetinde sabrın esareti dahi yok bugün.
Şehirlerin anası ‘Mekke’ Efendim, ‘Seni benden çıkarmasaydılar vallahi çıkmazdım’ dediğin
şehir. Üzülerek terk ettiğin şehre yıllar sonra zaferle geldiğinde sana yaptıkları onca zu-
lümden sonra herkesi aff ettin. Ya Resul, günümüzde kibirlerinden dolayı birbirini aff ede-
meyen o kadar çok insan var ki.
Ve Efendim, günümüz hastalığı ‘Güven sorunu’.Hani senin en buğz ettiğin ahlak yalandı
ya, hani şaka bile olsa asla yalan söylemezdin ya. İşte Efendim ,senin ‘Görmediğim halde
bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim’ dediğin kardeşlerinin , bizlerin hayatı
yalan.
Sevgili, sen bir genç kızdan daha hayalıyken günümüzdeki gençler öyle bir özelliğin Mü-
min bir insanda bulunduğunu bile bilmiyorlar.
Ve son hutbende şöyle buyurmuştun: ‘Cahiliyeden kalma bütün adetler ayağımın altında-
dır.’ Ayağının altından gün yüzüne çıkardılar Efendim.
Hz. Aişe’ye senin ahlakını sorduklarında şöyle cevap vermişti: ‘Onun ahlakı Kur’an idi.’ Sen
yaşayan Kur’an idin.
Ve Ey Mü’min, 6666 tane mesajın var, seni bekliyor ve hepsi seni bekliyor.
Hilal CEYAHAN
11-D
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
O’NUNLA
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
50
Çektiğim bütün acıları, dertleri, kederleri bir bir
kalbimin derinliklerindeki tozlu rafl ara kaldırdım.
Gözümden akan bir damla yaşı sonradan seller
akmasın, fırtınalar kopmasın, boğulmayayım diye
gizlice sildim. Sessiz kaldım, kendimle baş başa…
Başta çok yanardım, dertlerim biriktikçe kalbim
acırdı bir türlü huzur bulamazdı yüreğim. Dertle-
rim patlamaya hazır volkanlar olmuşlardı. Bir gün
ayağım bir taşa takıldı, tökezledim. O tökezleme
benim hayata yaptığım dönüş virajıydı. Bunu
daha sonraları anladım. O viraj kalbimdeki volkanı
patlatmıştı, rafl ardaki tozlar havalanmıştı, alerjim
olduğunu bile bile… boğuluyordum. Hayat yine
vurmuştu ve yine çok acımasızdı hep zaafl arımı
kullanıyordu. Bütün acıların, patlamaların üzeri-ne
daralan nefesim artık kesiliyordu.
Ben kendimle bu savaşı verirken bir ses duydum,
kulak kabartıp dinledim. Dinledikçe sanki dert-
lerim azalıyordu. Sonra ben tekrarladım Allah’u
Ekber, Allah’u Ekber, Allah’u Ekber tekrarladıkça
daha fazla azalıyordu. Volkan artık lav fışkırmı-
yordu, tozlu rafl arın tozu alınmış gibi serinliyordu
yüreğim. O’nun adını duydukça huzur buluyordu
kalbim.Evet!!! Kalpler ancak O’nu anmakla huzur
buluyordu.Huzur; okunmak istendiğinde adres
O’nun kitabı,huzur; söylenmek istendiğinde adres
O’nun kitabı,huzur; yaşanmak istendiğinde adres
O’ydu…
Sonra dedim ki kendime; “seller akacaksa O’nun
için aksın ama sen boğulma! Volkanlar onun için
patlasın ama sen patlama! Rafl ar tozlansın ama
sen temizleyen ol! O’nun için! Başbaşa kal ama
kendinle değil,O’nunla! Üstad Necip Fazıl ol! Her
şeyin ilacı ,zamanı. O’nun için tersten oku. Arif
Asya ol”DUA”oku! Ve Mehmet Akif ol! “ Amin” de
“DUA” ya”….
Sümeyra KAHRAMAN
9/B
51
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler LisesiTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
OKULDA HAYAT VAR PROJESİ TAMAMLANDI
İl Milli Eğitim Müdürlüğünün Koordinesinde Okul Mü-
dürümüz Burhan ADIGÜZEL’in Proje Koordinatörü olarak
görev aldığı Okulda Hayat Var Projesi tamamlandı. Kal-
kınma Bakanlığı tarafından Sodes kapsamında finanse
edilen, Ağrı Valiliği tarafından kabul edilen bu proje ile
okulumuza tam donanımlı, 130 kişilik konferans salonu
kazandırıldı. Proje kapsamında Eğitimci-Yazar Alişan
KAPAKLIKAYA’ nın katılımıyla Kültür Kongre Merkezinde
dört tane konferans düzenlendi.Okulumuzun spor mal-
zemesi ihtiyacı karşılandı. İl merkezindeki bütün ilk ve
ortaokullara spor malzemesi dağıtıldı.130 kişilik öğrenci
ve öğretmen kafilesi ile İstanbul gezisi düzenlendi. Ağrı
Valisi Sn. Musa IŞIN’ nın katılımıyla gerçekleştirilen piknik
organizasyonu ile proje tamamlandı. Projenin gerçekleş-
mesinde emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesierguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
52
TÜRK TELEKOM SOSYAL BİLİMLER LİSESİ
KARİKATÜR YARIŞMASINDA ÖDÜL ALAN ESERLER
Etkinliği düzenleyen Felsefe Öğretmenimiz Özgen KARASU ERASLAN’ a teşekkür ederiz.
53
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
Türk Telekom Sosyal Bilimler Lisesi tarafından il genelinde Ortaokullar arasında spor şenliği yapıldı. 45 takı-
mın katıldığı spor şenliği futbol, basketbol ve voleybol branşlarında yapıldı. Spor Şenliği sonucunda dereceye
giren takımlara kupa ve ödülleri İl Milli Eğitim Müdürü Hatem Dursun, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdür Ve-
kili Yusuf Öner, okul müdürleri, öğrenci ve öğretmenlerin katılımıyla verildi. Spor Şenliğinin düzenlenmesinde
İl Milli Eğitim Müdürü Sn. Hatem DURSUN’un şahsında İl Milli Eğitim Müdürlüğüne, Gençlik Hizmetleri Spor
İl Müdürü Sn. Aziz Sinan ALP’in şahsında Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürlüğüne, Okul Müdürümüz Burhan
ADIGÜZEL’ e, Beden Eğitimiz Öğretmenlerimiz Ramazan YARDIMCI, Neslihan TOLA ve Kamuran ÇETİN’e, eme-
ği geçen bütün personelimize ve sponsorumuz olan Ekozey İnşaat’ a teşekkür ederiz.
TÜRK TELEKOM
SOSYAL BİLİMLER LİSESİ
SPOR ŞENLİĞİ
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesierguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
54
Spor Şenliği neticesinde dereceye girerek kupa ve spor malzemesi ödülü alan takımlar şöyle sıralandı
Futbol (Erkek)
1- Ağrı Merkez İMKB Gazi Ortaokulu
2- Ağrı Merkez Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu
3- Taşlıçay Yavuz Selim Ortaokulu
Basketbol (Kız)
1- Ağrı Merkez Selçuk Ortaokulu
2- Ağrı Merkez Özel Bilgi Ortaokulu
3- Ağrı Merkez İmam Hatip Ortaokulu
Basketbol (Erkek)
1- Ağrı Merkez Özel Bilgi Ortaokulu
2- Ağrı Merkez Alparslan Ortaokulu
3- Ağrı Merkez Cumhuriyet Ortaokulu
Voleybol (Kız)
1- Doğubayazıt YBO
2- Doğubayazıt 14 Nisan Ortaokulu
3- Ağrı Merkez Özel Nizamiye Ortaokulu
Voleybol (Erkek)
1- Ağrı Merkez İMKB Gazi Ortaokulu
2- Ağrı Merkez Ozanlar YBO
3- Ağrı Selçuk Ortaokulu
55
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
İl Milli Eğitim Müdürlüğünün Koordinesinde Okulumuz tarafından hazırlanıp uygulanan Okulda Hayat Var
projesi etkinlikleri kapsamında İstanbul gezisi düzenlendi.120 öğrenci ve 10 öğretmenden oluşan gezi kafi-
lemiz İstanbul seyahatini uçak ile gerçekleştirdi.4 gün 3 gece İstanbul’ da konaklayan kafilemiz İstanbul’un
tarihi ve turistik yerlerini gezdi, Boğaz’da tekne turu yaptı. Gezimiz esnasında bizlere yakın ilgi ve misafirper-
verlik gösteren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sn.Kadir TOPBAŞ’a, İstanbul Aydın Üniversitesi yönetici
ve çalışanlarına teşekkür ederiz.
OKULDA HAYAT VAR PROJES STANBUL GEZ S
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesierguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
56
57
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
9. Sınıfl ar Bilgi Yarışması
Okul Etkinliklerinde Dereeye Girenler
Ödüllendirildi.
Şiir Dinletisi ve Türkü Şöleni
Şiir Dinletisi ve Türkü Şöleni
Hazırlık Sınıfl arı İngilizce Bilgi Yarışması
Satranç Turnuvası
Şiir Dinletisi ve Türkü Şöleni
Yarışmalarda Dereceye Girenler Ödüllendirildi.
OKUL ETK NL KLER
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesierguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
58
Güvenli İnternet Kullanımı
Sn. Mehmet Aşık Adıgüzel
Kariyer Günleri / Mimar Sn. Didem Demir,
İnş. Müh. Sn. Saygın Akagündüz ve
E. Elektronik Müh. Sn. Adem Taşın
Konferans Salonumuzda Güzel Bir An
Yarın Sizdeyiz Projesi Veli Ziyareti
Kariyer Günleri / Diş Hekimi Sn. İlhami Yıldız
Konferans Salonumuz Boş Kalmıyor
Kutlu Doğum İlahi Korosu
Yarın Sizdeyiz Projesi Veli Ziyareti
OKUL ETK NL KLER
59
erguvanTürk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
Piknik Organizasyona
Ağrı Valisi Sn. Musa IŞIN’ da katıldı.Ağrı Valisi Sn. Musa IŞIN’la Hatıra Fotoğrafı
Sodes Okulda Hayat Var Projesi Piknik
Organizasyonu / Elmalar Karıştı
Sodes Okulda Hayat Var Projesi Piknik
Organizasyonu/ Mutluluk
Sodes Okulda Hayat Var Projesi Piknik
Organizasyonu
Sodes Okulda Hayat Var Projesi Piknik
Organizasyonu / Çuval yarışması
Sodes Okulda Hayat Var Projesi Piknik
Organizasyonu / Sandalye Kapma Yarışması
Sodes Okulda Hayat Var Projesi Piknik
Organizasyonu / Halay
SODES OKULDA HAYAT VAR P KN
erguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesierguvan Türk Telekom A r Sosyal Bilimler Lisesi
60
10 Kasım Resim Yarışması İkincisi Şerife Tunç
24 Kasım Kompozisyon Yarışması
İkincisi Sedanur Eminoğlu
Futbol İl Üçüncüsü
Voleybol Erkekler İl İkincisi
24 Kasım Kompozisyon Yarışması
Birincisi Sümeyra Kaharaman
Basketbol Erkekler İl Birincisi
Tübitak Oratöğretim Proje Yarışması
Edebiyat Dalı Bölge Birincisi
Voleybol Kızlar İl 3.
YARI MALAR
DEAL AVM “ayr c l kl l ve i ”
Erzurum Cad. Ağız Diş Sağlığı Yanı
Tel: (0472) 216 17 16 - 216 17 10
Merkez/AĞRI
Tüm Kırtasiye Çeşitleri
Tüm Bilgisayar ve Sarf Malzemeleri
ÖSS-SBS-KPSS Hazırlık Kitapları
Merkez: Nevzat Güngör Cad. AĞRI Tel: (0472) 215 87 75 Merkez: Nevzat Güngör Cad. AĞRI Tel: (0472) 215 87 75
Merkez: Yeni Van Cad. No:2
Tel: (0472) 215 12 17- 215 27 35
Şube-1: Vali Konağı Cad. No:33
Tel: (0472) 215 35 69
Şube-2: Enstitiü Cad.
Kız Meslek Lisesi Arkası
Tel: (0472) 215 97 88
Şube-3: Eski Van Cad. No:10
Tel: (0472) 216 31 32
Merkez / AĞRI
Toptan & Perakende Sebze-Meyve
TEMELO LU TEMELO LU KÖMÜR & ODUN DEPOSUKÖMÜR & ODUN DEPOSU
MEKKE PAZARI K TAP MEKKE PAZARI K TAP KIRTAS YEKIRTAS YE
“So u gün e S c Dost ”Kemal TEMEL
Belediye Kantarı Arkası No: 4 AĞRI
Tel: (0472) 215 36 37 Cep: (0535) 445 14 35
Toptan: Toptan Sebze Hali No: 8-9 Perakende: Yeni Van Cad. No:4/C Tel: (0472) 215 25 18 - 215 16 10 Merkez / AĞRI
TEOG-ÖSS-KPSS Kitapları
Kırtasiye-Hac Malzemeleri
Nevzat Güngör Cad. No:30 Tel: (0472) 215 25 85 AĞRI
Yeni Sanayi Sitesi Keresteci Blokları ArkasıYeni Sanayi Sitesi Keresteci Blokları Arkası
Tel: (0472) 216 27 38 AĞRITel: (0472) 216 27 38 AĞRI Yeni Van Cad. Feza Sok. No:10 Tel: (0533) 697 22 57 AĞRIYeni Van Cad. Feza Sok. No:10 Tel: (0533) 697 22 57 AĞRI
Vali Konağı Cad. Cumhuriyet İlkokulu Karşısı No:29/B
Tel:(0472) 215 62 31 AĞRI
ÖZSALTAN EKMEK ÖZSALTAN EKMEK FABR KASIFABR KASI
ÖZSALTAN MOB LYA
erguvan