Upload
others
View
0
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Insan Sevgisi 2007 Yılı Kutlu Doğum Sempozyumu Tebliğ ve Müzakereleri
Yayın No: 395 Sempozyumlar ve Paneller Serisi: 43
©Bütün Haklan Türkiye Diyanet Vakfı'na aittir 1. Baskı, Kasım 2008, Ankara, 1.000 adet
ISBN 978-975-389-542-2 08.06.Y.0005.395
Tashih: !SAM (Islam Araştırmalan Merkezi) Kapak ve Iç Tasanm: Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Mat. ve Tıc. Işi.
Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Kurulu'nun 04.09.2007/29-4 sayılı karanyla uygun görülmüş ve Mütevelli Heyeti'nin 18.10.2007/1249-28 sayılı karanyla basılmıştır.
Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Matbaacılık ve 'Ticaret Işletmesi'nin dizgi, fotomekanik, ofset ve cilt tesislerinde hazırlanıp basılmıştır.
TÜRKIYE DIYANET VAKFI Yayın Matbaacılık ve Ticaret Işletmesi
OSTIM Örnek Sanayi Sitesi 1. Cadde 358. Sokak No: 11 06370 Yenimahalle 1 Ankara Tel: 0312. 354 91 31 (pbx) Faks: 354 91 32 e-posta: [email protected]. tr
Kadın ŞairleriınİZin Gözüyle Hz. Peygamber Prof. Dr. Emine YENiTERZi*
----~~~~~~~~~---
D ün yada ve ülkemizde Denemeler adlı eseriyle büyük şöhret kazanmış
olan Fransız yazar ve bilge Montaigne(1533-1592)'in kadınlar hakkın
daki şu sözü enteresandır: "Bir kadın için en faydalı ve en onurlu bilim ve meşguli
yet, ev işleri bilimidir." Yine meşhur bir Fransız şairi olan Charles Baudlaire(1821-1867)'in kadınlarla ilgili görüşünü şu sözler özetler: "Kadınların kiliselere girmele
rine izin verilmiş olmasına her zaman şaşırmışımdır. Onlar Allah'la hangidiyaloğu kuruyorlar?" (Yakıt 2004: 137).
Medeniyetin ve modernliğin öncüsü kabul edilen Batı' da kadınlar hakkında
bu söylemlerin benzerleri 20. yüzyıla kadar devam ederken; 15. asırdan günümüze
kadar kültür ve edebiyatımızda elinin hamuru ile şiirin büyüleyici dünyasından
nasibini alan hanım şairlerimi.Zin yarlığından övünerek söz edebiliriz. Sayılan az
da olsa şiire gönül venniş, edebiyatın er meydanında şiirlerini terennüm etıniş bu
şaireler, toplumdan hiçbir tepki görmemişler, aksine ilgi ve takdirle takip edilınişlerdir.1
Aynca Baudlaire'in aksi yöndeki görüşüne rağmen, kadın şairlerimiz yalnızca
Cenab-ı Hak ile diyalog kurmakla kalmamış, mürnin bir kul ve ümmet olma bilin
ciyle Hz. Peygamber'e olan bağlılıklarını, sevgilerini, şefaat taleplerini mısralara
işlemişler, naatlar kaleme almışlardır.
Öncelikle naat kelimesi üzerinde duracak olursak; naat, Hz. Peygamber'i öv-
*Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı. 1 Kadın şairlerle ilgili iki makale için bk. Ad em Ceyhan, "Ahmed Muhtar Bey'in 'Şiür Hanımlarunız'
isimli Eseri", Selçuk U niversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Araştımıaları Dergisi, S.
8, Konya, 2000, s. 299-350; Berat Açıl, "Eski Türk Edebiyatında Kadın Yazarlar", Türkiye Araştırnıaları Literatür Dergisi- Eski Türk Edebiyatı Tarihi II Sayısı, S. lO, Güz 2007, s. 587-596.
1
1
ı
Kadın Bakış Açısıyla Hz. Peygamber Sevgisi 1 259
rnek için yazılan şiiriere verilen isimdir. Başlangıcından günümüze kadar Türk
edebiyatİnın her alanına yayılmış olan binlerce naat, asırlar boyunca milletimizin
Hz. Peygamber'e duyduğu samimi sevginin en belirgin tezahürüdür. Naatlann bu
derece yaygın olmasının birçok sebebi vardır. Bunlardan biri, şekil ve tertip husu
siyeti olarak bütün İslam edebiyatlarında ortak bir geleneğin mevcudiyeti; hacimli
veya küçük, dini, ilmi ve edebi bütün eserlerde; özellikle divan ve mesnevilerde
tevhit ve münacattan sonra Hz. Peygamber methinde bir naatın bulunmasıdır.
Ancak şairleri naat yazmaya sevk eden sebep yalnızca bir tertip hususiyeti veya
gelenek değildir. Şairlerimizin Hz. Peygamber'e duydukları sevgi, bağlılık onların
naatlar kaleme almalanndaki en büyük etkendir. Klasik şiirimiz büyük nispette
sevgiye ve sevgiliye hasredilir. N aatlar da sevgiyi terennüme son derece müsait bir türdür. Zira "Muhabbetten Muhammed oldu hClsıl 1 Muhammed'siz muhabbetten
ne hasıl" inancıyla her mürnin bir aşık, Hz. Peygamber ise maşük-ı hakiki; hem
Allah'ın hem de insanların sevgilisi, Habibullah ve Rabib-i İbad'dır. Şairler, Yüce
Peygamber' e naatlar vasıtasıyla arz-ı muhabbet ve methiye hislerini ifadeye çalış
mışlar, neticede binlerce naat ortaya koymuşlardır. Bu arada şairler Hz. Peygam
ber'i tavsif ve tasvir amacıyla şiirin bütün malzemesini, söz sanatlarını kullanmaya; dolayısıyla şairlik h ünerlerini göstermeye imkan biılmuşlardır.
Şairleri naat yazmaya sevk eden bir diğer husus da Hz. Peygamber'i övmekte Cenab-ı Hakk'a uyına arzusudur. Zira Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette Hz. Pey
gamber'in ahlakı, merhameti, her yönüyle üstün ve örnek şahsiyeti bizzat Cenab-ı
Hakk'ın diliyle methedilmektedir.2
Ancak şairleri naat yazmaya teşvik eden en önemli sebep Yüce Peygamber'in
şefaatine nail olma isteğidir. Şeref Hanım' ın;
Naattan gerçi ümid-i şu' ara
İntisab etmedir ey şah sana
beytinde son derece veciz bir ifade ile belirttiği gibi, her şair Hz. Peygamber'in
mahşerde tecelli edecek olan şefaatine taliptir. Bu şefaat ümidi bütün naatlarda en
önemli muhteva hususiyeti olarak karşımıza çıkar. Dolayısıyla naatlar yalnızca
Peygamber methini konu edinen şiirler olmak dışında; şefaat istenilen "istişfa" ve yardım dilenilen "istimdad" türlerinin özelliklerini de gösterirler ve günahkarlann
yegane dermanı, cehennem korkusuna karşı bir sığınak, adeta ateşe karşı bir mus
ka olarak telakki edilir.
2 "Biz seni ancak alemiere rahmet olarak gönderdik" (Enbiya, 2I/107); "Sizin için Allah'ın resulünde
pek güzel bir örnek vardır" (Ahzab, 33/21); "Hiç şüphesiz büyük bir ahlak üzeresin sen" (Kalem,
68/4); "Andolsun size, içinizden bir peygamber geldi ki zahmet çekmeniz onu indtir ve üzer. Size
çok düşkündür, müminlere çok merhametlidir, çok şefkatlidir" (Tevbe, 9/129); "Şüphesiz Allah ve
melekleri Peygamber'i överler. Ey inananlar, siz de onu övün ve selümet dileyin" (Feth, 48/28-29).
260 linsan Sevgisi
Naatlar muhteva yönünden incelendiği zaman; şairlerin Hz. Peygamber'in
isim ve sıfatlannı, kainatın efendisi, yaratılışın gayesi, Cenab-ı Hakk'ın Habib'i
olduğunu, örnek ahlakıııı, üstün vasıflarını, fiziki özelliklerini, mucizelerini, mira
cını ve diğer peygamberlerden üstünlüğünü ayet ve hadis iktibaslarıyla ele aldıkları
görülür. Özellikle naatlann son bölümünde günahkarlığını itiraf ederek şefaat
talebinde bulunan şairler; kıyamet gününün tasvirini, o çetin günde şefaat yetkisi
nin yalnızca Hz. Peygamber'e mahsus olduğunu, onun alemiere rahmet olarak
gönderildiğini ve Şefiü'l-Müznibin oluşunu vurgularlar. Divan şiirindeki naatların
Peygamber' e, aline ve ashabına salat ve selamla bitirilınesi de yaygın bir muhteva
hususiyetidir.
Çalışmamızda şiirleri arasında naatlara yer veren sekiz hanım şair; kısa hayat
hikayeleri ve naatlanndan örneklerle aşağıda tanıtılmaktadır.
Mihri Hatun (ö. 1512'den sonra)
15. yüzyılın sonunda ve 16. yüzyılın başında yaşamış olan Mihri, Amasyalıdır. Babası, Belayi mahlası ile şiirler yazan bir kadıdır. Mihri Hatun, iyi bir eğitim gör
müş, Arapça ve Farsça öğrenmiştir. Evliya Çelebi ondan bahsederken, "Yetmiş cild
kitab-ı mutebereyi hıfz edip cümle ulema anınla mübahese-i ilm etmede acizler
imiş" (Evliya Çelebi 1999: 2/99) sözleriyle ilim yolundaki gayretini ve başarısını
takdir eder. Mihri Hatun; Şehzade Ahmed'in Amasya valiliği zamanında şehzade
nin çevresinde teşekkül eden edebi muhite dahil olmuş, dönemin şairleri ile gö
rüşmüş: alıhaplık etmiştir. En çok etkilendiği şair Necati'dir. Elimizde mürettep
divanı ve 448 beyitlik bir mesnevi olan Tazarru'name'si olan güçlü bir şairdir
(Erünsal2005: 37; Hakverdioğlu 1998: 3-8). Divanında biri mesnevi, biri de kaside
şeklinde iki naatı vardır. Bu naatlardan seçilmiş bazı beyitler:
Ey kerim ü mazhar-ı ntlr-ı Huda
Şah-ı iklim-irisalet Mustafa
Sen kamu mürsellerün sultarusın
Sen kamu mü'minlerüıi canarusın
Alemi mevcud itmedin İlah
Alem-i ervaha kıldı seni şah
Kim ki itdi seni candan ihtiyar
Olısar iki cihanda bahtiyar
Çekmeyeler seni sevenler cefa
Görmeyeler sana uyanlar bela
-------- -----------------~-- --
Kadın Bakış Açısıyla Hz. Peygamber Sevgisi 1 261
Ta ebed buldı saadet ol kişi
N aat-ı pakün rnedlı ider her dem işi
Kiıi:ıe kim olsan cihanda dest-gir
İki alernde bulur izzetle yir
(Hakverdioğlu 1998: 68-70)
Ey güzin-i enbiya vü rnenba' -ılutf-ı vefa
V' ey resill-i Kibriya rnahbllb-ı rnatlub-ı Huda
Adi bünyadını rnuhkern itdi eınrün nitekim
Zulrnı ma' düm itdi şer'ün şemsi gösterdi ziya
İzzet içre kimi kıldı sana hern-ta ol Kerim
Kimi benzetdi n ebilerde dü alernde sana
Rtiz-ı rnahşerde şefii olrnaga cürrn ehline
Eyledi seni şefaat rna'dini kan-ı ata
Çün kadern basdun felek farkına ey rnahbıJ.bcı Hak
Leyletü'l-israda Hak her hacetün kıldı reva
Tapunı çün rnesned itdi Rahmet-i Ralıman sen ün
Şefkatüni ru-siyeh Mihri ider senden reca
(Hakverdioğlu 1998: 70-72)
Fıtnat Hanım (ö. 1780)
Asıl adı Zübeyde olan Fıtnat Hanım, anne ve baba tarafindan şeyhülislarniar
ve edebiyatçılar yetiştiren çok kültürlü bir ailenin kızıdır. Babası ve kardeşi de
şeyhülİslarniık yapmıştır. Muallirn Naci'nin "rneliketü'ş-şuara" olarak nitelediği,
kadın divan şairleri arasında zirve isim olarak kabul edilmiş usta bir şairdir. Mü
rettep divanı vardır. Divanının başında alfabenin ilk beş harfinden kafiyeli
rubaelerle oluşturduğu orijinal birnaat vardır. (Akün 1996: 39-46).
Ey bais-i icad-ı nizarn-ı dü sera
Malılük senin narnma cümle eşya
Düşrnezse aceb mi hake zilletle o kim
Tabi' ola her karda çün saye sana
262 linsan Sevgisi
Ey zatın olan Hazret-i Hakk' a mahbfıb Hüsnünden olur mihr-i münevver mahcılb Na'l olsa seza Burakına ebrıl-yı hılr Dergahına şeh-per-i melailc carılb
Ey mebde' -i alem sebeb-i mevcıldat V' ey sahib-i ahlak-ı hasenili-zat Kadir mi ola nev'-i beşer meddahın Vasfinda nüzıli eyledi çünkim ayat
icad-ı cinane hilkatindir bais İdhale bizi inayetindir bais Ey şah-ı rusül kesretine cürmümüzün Hep arzıl-yı şefaatindir bais
Ey mefhar-ı enbiya vü sahib-i mirac Sultan u geda dergehine hep muhtac Düşmezse n' ola rıly-ı zemine sayen Arş etti anı izzet ile başına tae
(Fıtnat Hanım 1286: 2)
Leyla·Hanım (ö. 1847)
İstanbulludur. Kazasker Moralızade Hamid Efendi'nin kızı ve şair Keçecizade İzzet Molla'nın yeğenidir. Münevver bir aileden yetişmiştir. Mevlevi bir şairdir ve mürettep divanı vardır. Şairliği vasat bulunan Leyla Hanım'ın kaleme aldığı yedi naat başarılı ve samimidir (Ünver 2003: 157).
Yanarsam nar-ı aşkınla yanayım ya Resıliallah Ezelden bağrı yanık bir gedayım ya Resıliallah
Heva-yı nefsime tabi' olup-pek çok günah ettim Huzura hangi yüz ile varayım ya Resıliallah
Harim-i ravzana sürmüş iken rıly-ı siyahım vah Yine cürm ü günaha mübtelayım ya Resıliallah
Kapında boynu bağlı bir esirim dest-girim ol Garibim bi-kesim bi-dest ü payım ya Resıliallah
1 1
ı ı ı 1
ı J
Kadın Bakış Açısıyla Hz. Peygamber Sevgisi 1 263
Kulun Leyla'ya şahım var iken dergali-ı ilisanın Vanp ben hangi şaha yalvarayım ya Restilallah
(Leyla Hanım 1260: 4)
Sen ol şah-ı muazzarnsın ki mahbıib eyledi Halik Der-i lutfunda kurban eylemez mi canını aşık
• İki dünyayı ramnda feda eylerse de layık Harim-iravza-i pakin değişmez aşık-ı sadık Değil dünyaya Pirdevs-i herine ya Restilallah
Sana aşık olan esrar-ı Mevla'ya olur agah Açılır şüphesiz ol dernde kurb-ı Hakk'a doğru rah Olup isyanma taib ederse derdile bin ah Günahkar u tebahkar olsa da afv eyler ol Allah Yazılan bunda benden defterine ya Restilallah
(Leyla Hanım 1260: 5-6)
ŞerefHanım (1808-1861)
Şeyhillİslam Aşir Efendi sülalesinden şair ve alim Mehmed Nebil Bey'in kızıdır. İyi bir öğrenim gördüğü muhakkaktır. Mevleviliğe bağlı olan Şeref Hanım, divan şiirinin bütün nazım şekillerini kullanan usta bir şairdir (Ceyhan 2000: 31 7; Mardin 1994). Sade, külfetsiz bir dili; samimi ifadesi ve güzel söyleyişleriolan şairin mürettep divanında yirmi naatı vardır.
Ezelden "rahmeten li'l-alemin"sin Ser-efraz-ı cemi'-i mürselinsin Meded-lıaha şefiü'l-müznibinsin
Şefaat ya Restilallah şefaat
Huda eltafına etti muvaffak Şeref-veş iftihar eylersem elyak İki alemde sana ümmet olmak Saadet ya Restilallah saadet
(ŞerefHanım 1292: 10)
O şahen-şah-ı a'zarnsın ki ancak ya Restilallah Seni zatına mahbıib eyledi Hak ya Restilallah
Bilir ins ü peri yok iştibahı kimsenin bunda Cihana gelmedi mislin muhakkak ya Resulallah
264 linsan Sevgisi
N ebi vü evliya pir ü civan bay u geda yek-ser
Ata vü cılduna muhtac mutlak ya Resıliallah
Gubar-ı ravzan eyler arzu her dem dil ü canım
Muradımdır o lutfa mazhar olmak ya Resıliallah
Günahkara inayet adetindir lutf u şefkat kıl
Beni ol devlete şayan u elyak ya Resıliallah
Şeref derler bir edna ümmetin var el-aman ferda
Şefaat-halıtır eyle muvaffak ya Resıliallah
(ŞerefHanım 1292: 12)
Sırri Raiıile Hanım (1814-1877)
Diyarbakır eşrafından Ahmet Bey'in kızıdır. Abiası İffet Hanım da şair olan
Sırri Hanım özel eğitim almış, Arapça ve Farsça öğrenmiştir. Oğlunun görevi
sebebiyle bir süre Bağdat'ta kalmış, daha sonra İstanbul'a gitmiştir. İstanbul'da
iken YusufK3.mil Paşa'nın konağında tertiplenen edebiyat sohbetlerine katılmış ve
dönem şairleri arasında haklı bir ün kazanmıştır. Kadiri tarikatına bağlı olan Sırri
Ralılle Hanım'ın divanı mevcuttur. Şiirlerinden bazıları Ziya Paşa'nın Hanibat adlı
antoloji~Jnde yer almıştır (Bursalı Mehmed Tahir 1333: 2/240 ).
Olan dil-teşne-i feyz-i kemalin ya Resıliallah
Ne layık kim çeke hicr-i visalin ya Resıliallah
Olupdur cay-gir bir gılne kim mihrindiler habda
Nümayan şeş cihatdan cemalin ya Resıliallah
Hayalin neş'esiyle mest olan aşıkların görmez
Muhabbet mihr ü mahında zevalin ya Resıliallah
Bakarsam gözde cevlanım edersem dilde seyranım
Muva"iz cana daim irtihalin ya Resıliallah
Şefiü'l-müznibina dem-be-dem baran-ı lutfundan
Diler bu Sırri-i teşne zülalin ya Resıliallah (Açıl2006)
--------------------- -----~----- -------------d,·~
~
1 !
ı
1
ı i
1
Kadın Bakış Açısıyla Hz. Peygamber Sevgisi 1 265
Adile Sultan (1826-1899)
II. Mahmud'un kızıdır. Çok iyi bir eğitim almış, Arapça ve Farsçaya hakim,
kültürlü, mütevazi ve yardımsever bir hanımdır. Osmanlı hanedamndan divan
tertipiemiş tek hanım şairdir. Nakşibendiliğe intisap etmiş bu dindar hanımefen
dinin mürettep divanı ve divancia yirmi bir naatı vardır (Özdemir 1996). Samimi
bir Peygamber aşığıdır. N aatlarından bazı beyit ve dörtlükler şöyledir:
Dü cihanda ümmetisin Adile bu ne şeref
Diyelim salli ala Ahmed Muhammed Mustafa
(Özdemir 1996: 191)
Yüzün mir'at-ı ayn-ı Kibriyadır ya Resıliallah
Vücudun mazhar-ı nur-ı Budadır ya Resulallah
Kabıli eyle onu aşkından azad eyleme bir an
Kapında Adile kemter gedadır ya Resıliallah
(Özdemir 1996: 200)
Ateş-i aşkınla bu kalb-i hazinim yaıımada
Hasretinle eylerim subh u mesa ah u enin
Hak-i anberine yüz sürsem sanırdım kendimi
Şüphesiz "men zare kabrl" sırrına oldu karin (Özdemir 1996: 207)
Feda olsun yolunda cümle varım
Sana bu can u dil kurban değil mi
(Özdemir 1996: 208)
Hezar can ola bir muyuna feda bizden
Hezar arz-ı niyaz u nice salat u vürıld
(Özdemir 1996: 210)
Her ne rütbe m ücrim isem bakma Allah aşkına
Evvel ü ahir şefaat eyle bu isyanıma
Ger ziyaret etmez isem ol mübarek ravzanı
Bu cihanda hep senin aşıkların ağlar bana
(Özdemir 1996: 212)
Sana aşık olmayan Hak kulluğu makbıli değil
Sen gibi sultana kemter Adile kurban olur
(Özdemir 1996: 214)
266 1 Insan Sevgisi
Makbllle Leman (1865-1898)
İstanbulludur. Mabeyn-i Hümayun mensuplanndan Hacı İbrahim Efendi'nin
kızı ve Şura-yı Devlet başkatibi Fuad Bey'in eşidir. Ömrünün büyük kısmını hasta
lıkla geçirmesine rağmen büyük bir azirnle yazmaktan geri kalmamıştır. Şiirlerini
Ma'kes-i Hayal adlı kitapta toplamıştlt (Bursalı Mehmed Tahir 1333: 2/426-427).
Fuzıill'nin bir mısraını tazırıin ederek kaleme aldığı naatı:
Subh-ı Sa' adet I
iltifat ibraz edip ey mefhar-i devran sana
. Nezdine da'vetle ikram eyledi Yezdan sana
Hak-i pay oldu efendim çarh-ı nur-efşan sana
Hake indi gökden istikbal için Kur'an sana II
Enbiya ervahını gördü semada rüz u şeb
Rü'yet-i didılrıi:ı.ı etmekteler Haktan taleb
Debdebeyle nfu-ı kudsiyyetle ey a.Ji-neseb
Hake indi gökden istikbal için Kur'an sana III
Celb ü cezb etmiş de aşk-ı Zü'l-celili fıtratın
~ Cezbe-dar etmez mi sükkan-ı semayı hasretin
Oldu Allah'ın kelarm reh-nümayı devletin
Hake indi gökden istikbal için Kur'an sana IV
Erdi mi'rac-ı şerlfin ta harim-i izzete
Takati yetmezdi Cibril'in bu rütbe rifate
Nezd-i zat-ı Kibriyada bak şu makbüliyyete
Hake indi gökden istikbal için Kur'an sana V
Arş u ferşi zatına ihda için Rabb-i ecel
Kuvvet ü kudretle tezyin eylemişti fi'l-ezel
"vakt-i ilisanı gelince ey N ebiyy-i bi -bedel
Hake indi gökden istikbal için Kur'an sana
(Makbllie Leman 1331:5-6)
3 Makbiıle Leman hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Sema Uğurcan, "Makbule Leman, Hayatı, Şahsiyeti,
Eserleri", Mamıara Üniversitesi Perı-Edebiyat Fakültesi Türklük Araştımıaları Dergisi, S. 6, yıll990,
İstanbull991, s. 331-408.
Kadın Bakış Açısıyla Hz. Peygamber Sevgisi 1 267
Nigar Hanım (1862-1918)
Babası Macar asıllı Osman Paşa' dır. Fransız mektebinde öğrenim görmüş, özel
olarak da Türkçe, Arapça ve Farsça dersleri almıştır. Hem Doğu hem de Batı ede
biyat ve musikilerine vukufu vardır. Her hafta salı günleri konağında dönemin
tanınmış şahsiyetlerini bir araya getirerek, musiki ve edebiyat meclisleri tertip eden
Nigar Hanım, şiirlerini Efsus I (1877), EfsCt.s II (1891), Nirim (1896) ve Aks-i Seda (1900) adlı eserlerinde toplamıştır (Akyüz 1970: 21 7; Bekiroğlu 1998).
Senin şevkinle suret buldu hilkat ya Resulallah
Semaya ta!' atından geldi satvet ya Reslllallah
Şeref-yab-ı kudUınün olduğundandır yine mahza
Felekde hake nisbet varsa rif at ya Reslllallah
Hayal etmek ulüvv-i kadrini bihudedir zira
Büyüksün rütbe-i tahminden elbet ya Resulallah
Senin şer'-i mübininle kıvamrn buldu alemde
Diyanet nehc-i hikmet resm ü adet ya Reslllallah
Sana ma'tllf olur her kalb-i sadık daima çünki
.Gelir zikrinle efkara selamet ya Reslllallah
Hulus-ı kalbime bahşet kusUruın fart-ı aczimle
Eda-yı na'tına ettimse cür'et ya Reslllallah
Füzündur cürm ü isyanı Nigann ruz-ı mahşerde
Yamandır hali etmezsen şefa'at ya Reslllallah
(Nigar Haı-ıım ı 306: 46)
Sonuç
Batı' da yakın zamanlara kadar kadınların şiir yazmasının yadırgandığı, bu
yüzden kadın şairlerin takma erkek adlarıyla ya da şiirlerin kendilerine ait olduğu
nu gizleyerek başka dillerden tercüme gibi göstermesine mukabil; edebiyatımızda
sayısı az bile olsa 15. yüzyıldan bu yana kendi adını kullanarak şiir yazan, divan
tertipleyen, 19. yüzyıldan itibaren şiirlerini veya divanlarını yayımiayan kadın
şairlerimizin varlığı; toplumumuzun hem kadına hem de sanata bakış açısı için
önemlidir. Ayrıca hanım şairlerimizin naatlan, edebi yönden değerlendirildiği
zaman; muhteva, dil ve üslup bakımından başarılı oldukları görülür.
ı
268 1 Insan Sevgisi
Türkiye DiyanetVakfının 3 Ekim 1990'da Kutlu Doğum Haftası'nın açılışında
sonucunu ilan ettiği, birinciliği Nurullah Genç'in "Yağmur" başlıklı şiirinin aldığı
Naat-ı ŞerifYarışması'na 2500 adet şiirin gönderilmesi de; Türklerin gönlündeki
Peygamber sevgisi ve edebi zevki içinde naatlara verdiği yer için benzersiz bir tablo
oluşturmaktadır. Bu yarışınada ilk yüze giren naatlar bir kitapta toplanmıştır. Bu
kitapta 9 hanım şairin naatı yer almaktadır.4 Bir diğer naat yarışması da 2005 yılında Berceste Dergisi tarafından düzenlenmiş, yarışmaya gönderilen şiirler Özlem
Yağmurları adıyla bir antolojide toplanmıştır. Bu kitapta da 12 hanım şairin naatı
yer almaktadır.5 Diğer taraftan günümüzün edebiyat dergilerinde hanım imzaları
taşıyan naat türünden şiidere sıklıkla rastlamaktayız. Bu yayınlar bize Türk kadın
larının samimi Peygamber sevgisiyle naatlar yazmaya devam edeceği yolunda ümit
vermektedir.
Kaynaklar
Açıl, Berat, Sım Rahile Hanım Divanı: İnceleme Metin, Boğaziçi Üniversitesi SBE Yayun-
lanrnamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2006.
Akün, Ömer Faruk, "Fıtnat Hanım", TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1996, XIII, 39-46.
Akyüz, Kenan, Batı Tesirinde Türk Şiiri Antolojisi, Ankara, 1970.
Bekiroğlu, Nazan, Şair Nigar Hanım, İstanbul, 1998.
Bursalı Mehrned Tahir, Osmanlı Mü'ellifleri, I-II, İstanbul, 1333.
Ceyhan, Adem, "Ahmed Muhtar Bey'in 'Şair Hanırnlarırnız' isimli Eseri"'· Selçuk Üni-versi:esi Türkiyat Araştınnaları Enstitüsü Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S. 8, Kon
ya, 2000, 299-350.
Erünsal, İsmail, "Mihri Hatun", TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2005,30/37-38.
[Evliya Çelebi], Evliya Çelebi Seyahatnamesi, haz. Zekeriya Kurşun vd., İstanbul, 1999,2/99.
[Fıtnat], Divan-ı Fıtnat, İstanbul, 1286.
Günümüz Dilinden Hz. Peygamber' e Naatlar, Ankara, 1991.
Hakverdioğlu, Metin, Mihri Hatun Divam, İnceleme, Tenkitli Metin, Hoca Ahmet Yesevi
Uluslar Arası Kazak-Türk Üniversitesi SBE Yayırnlanrnamış Yüksek Lisans Tezi,
Ankara, 1998.
[Leyla Hanım], Divan-ı Leyla Hanım, Bu1ak, 1260.
Makbf:ıle Leman, Ma'kes-i Hayal, İstanbul, 1331.
Mardin, Yusuf, Şair Şeref Hanım, Ankara, 1994.
4 Aysel Zeynep Tozduman (Efendim), Ferhunde Doğu (Gönül Prnanndan Efendimize), Nadye Sütçü
(Naat-i Hazreti Muhammed Mustafa), Dürdane Erdoğan (Coşarırn Ya Resulallah), İnd Akkaya / (Hazreti Muhammed), Emine Öztürk (Ellerine Muhammed'in), Sümeyye Öztürk (Senin Aşkın Olmasa), Mejbure İnal (Ufuk Peygamber), Figen Gökdağ (Pembe Dünyam Sanadrr). 1
5 Arzu Batur (Ey Sevgili), Aysun Eren (Beklemekteyim Gel Ey Yar), Ayşe Akay (Ya Resulallah), Ayşe 1
1
Paslanmaz (Düşlüyoruz), Ayşegül Özaslan (Ya Resul), Durşen Mert (Resulullahırn), Filiz Kalyon
(Naat), Firdevs Kapanoğlu (Canım Sen), Hatice Ermiş (Affet Bizi Özlenen), Mukaddes Kılınç (Ya 1
Resulall ah), Rabia Banş (Efendim Sevgilim), Tuba Yardırncı (Aşk Meltem i Sevgi). ı
J
ı
Kadın Bakış Açısıyla Hz. Peygamber Sevgisi 1 269
Nigar Binti Osman, Birinci EfsCts, İstanbul, 1306.
Özdemir, Hikmet, Adile Sultan Divanı, Ankara, 1996.
Özlem Yağmurlan-Naat Antolojisi, Kayseri, 2005.
[ŞerefHanım], Divan-ı Şeref Hanım, İstanbul, 1292.
Uğurcan, Sema, "Makbule Leman, Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri", Mannara Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Türklük Araştırmalan Dergisi, S. 6, Yıl1990, İstanbul, 1991. 331-
•408.
Ünver, İsmail, "Leyla Hanını.", TDV İslam Ansiklopedisi, Ankara, 2003, XXVII, 157.
Yakıt, İsmail, "Batı Düşiliı.cesi ve Mevlana'da Kadın", III. Uluslar Arası Mevlana Kongresi
5-6 Mayıs 2003 Bildiriler, Konya, 2004, s. 135-148.