80
| TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI THE PUBLICATION OF TURKISH MEDICAL ASSOCIATION 5 Eylül Ekim 2019 CİLT 28 SAYI 5 SEPTEMBER OCTOBER 2019 VOLUME 28 ISSUE 5 ISSN 1300-0853 E-ISSN 2148-5348 SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ|JOURNAL OF CONTINUING MEDICAL EDUCATION

SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

|TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI THE PUBLICATION OF TURKISH MEDICAL ASSOCIATION

5EylülEkim2019

CİLT 28SAYI 5

SEPTEMBEROCTOBER2019VOLUME 28ISSUE 5

ISSN

130

0-08

53E-

ISSN

214

8-53

48

SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ|JOURNAL OF CONTINUING MEDICAL EDUCATION

Page 2: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Prof. Dr. Sinan Adıyaman

Yeter Canbulat

Prof. Dr. Şükrü Hatun Dr. Füsun Sayek

Hazırlık ve Tasarım / Preparation and Design

Yayın KuruluEditorial Board

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Owner and Responsible Editor

Dr. Aylin Sena BelinerProf. Dr. Orhan Odabaşı

Kurucu Editörler / Founding Editors

Editör/ Editor Yardımcı Editör / Assistant Editor

Hakem Kurulu / Advisory Board

Sürekli Týp Eðitimi Dergisi Türk Tabipleri Birliði tarafýndan birincibasamak saðlýk hizmetlerinde çalýþan hekimlerin sürekli eðitimi içiniki ayda bir yayýmlanmaktadır.

Journal of Continuing Medical Education is published bimonthly bythe Turkish Medical Association for the continuing education ofthe physicians working at the primary health care services.

Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, TÜBİTAK Türk Tıp Dizini ve TürkiyeAtıf Dizini içinde yer almaktadır.

Journal of Continuing Medical Education is indexed by TUBITAKTurkish Medical Database and Citation Index of Turkey.

Yayın İdare Merkezi ve İletişim AdresiTürk Tabipleri Birliği Sürekli Tıp Eğitimi DergisiGMK Bulvarı Şehit Daniş Tunalıgil Sok. No: 2 Kat: 4, 06570 Maltepe/AnkaraTel: 0 (312) 231 31 79 (pbx) | Faks: 0 (312) 231 19 52 - 53http://www.ttb.org.tr/STED/|[email protected]

Basım Yeri: Ömür Matbaacılık A.Ş.Beysan Sanayi Sitesi Yakuplu Mah. Birlik Cad. No:20/135424 Beylikdüzü / İstanbul Tel: 0 (212) 422 76 00Baskı Tarih: Ekim 2019

Acil Tıp / Emergency MedicineDoç. Dr. Bülent Erbil

Adli Tıp / Forensic MedicineProf. Dr. Ümit Biçer Dr. Durmuş EvcümanProf. Dr. Hamit Hancı Prof. Dr. Aysun Balseven Odabaşı

Aile Hekimliği / Family MedicineDr. Mehmet Özen

Beslenme ve Diyetetik / Nutrition and DieteticsProf. Dr. Gülden PekcanDoç. Dr. Hülya Yardımcı

Çocuk Cerrahisi / Paediatric SurgeryProf. Dr. Onur Özen

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/PaediatricsProf. Dr. Ufuk Beyazova Dr. Ali Süha ÇalıkoğluProf. Dr. Zelal EkinciProf. Dr. Şükrü HatunProf. Dr. Nural KiperProf. Dr. Serdar Kula Prof. Dr. Figen Şahin Dr. Emrah ŞeyhoğluProf. Dr. S. Songül Yalçın Dr. Yılmaz Yıldız Dr. Adnan Yüce

Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları/Paediatric PsychiatryProf. Dr. Bahar Gökler Doç. Dr. Dilşat Foto Özdemir

Deri Hastalıkları / DermatologyProf. Dr. Ertan Yılmaz

Tıp Tarihi ve Etik / Medical History and EthicsProf. Dr. Berna Arda Prof. Dr. Nüket Örnek Büken

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon /Physical Medicine and RehabilitationDoç. Dr. Deniz ErdoğduProf. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal

Genel Cerrahi / SurgeryProf. Dr. Osman Abbasoğlu Prof. Dr. Semih Baskan Dr. Naki Bulut Prof. Dr. İskender Sayek Prof. Dr. Cem Terzi

Genel Pratisyenlik / General PracticeDr. Binnaz BaşaranDr. Remzi KarşıDr. Alfert Sağdıç Dr. Mustafa SülküDr. Hakan ŞenDr. Fatih Şua Tapar

Halk Sağlığı / Public Health MedicineProf. Dr. Gazanfer AksakoğluProf. Dr. Dilek AslanDoç. Dr. Özen AşutProf. Dr. Deniz ÇalışkanProf. Dr. Muzaffer EskiocakProf. Dr. Sibel SakaryaProf. Dr. Şevkat Bahar ÖzvarışProf. Dr. Özlem Sarıkaya

İç Hastalıkları / Internal MedicineProf. Dr. Erdal AkalınProf. Dr. Murat AkovaProf. Dr. Önder ErgönülProf. Dr. Çetin TurganProf. Dr. Serhat Ünal

Kadın Hastalıkları ve Doğum /Gynaecology and ObstetricsProf. Dr. Polat DursunProf. Dr. Haldun GünerDr. Görker Sel

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları /OtorhinolaryngologyDoç. Dr. Orhan Yılmaz

Nöroloji / NeurologyProf. Dr. Özden Şener

Ortopedi ve Travmatoloji/OrthopaedicsProf. Dr. Sinan AdıyamanProf. Dr. Muharrem Yazıcı

Psikiyatri / PsychiatryProf. Dr. Berna UluğProf. Dr. Aylin Uluşahin

Tıbbi Farmakoloji / MedicalPharmacology Prof. Dr. Alper İskit

Tıp Bilişimi / Medical InformaticDr. Öğr. Üyesi Arif Onan

Tıp Eğitimi / Medical Education Prof. Dr. Melih Elçin

Tıp Hukuku / Medical Law Av. Mustafa Güler

Page 3: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Tıp fakültesi eğitimi uzun sürmekte, 6 yılın önemli birbölümü 6 yıl sonrasında bir 4 yıl da uzmanlık eğitimalmak için tıpta uzmanlık sınavına hazırlanmaklageçmektedir. Tıp fakültesi mezunundan beklenenyeterlikleri akılcı ve ülke koşullarına uyumlutanımlamakla ilk aşamada 6 yıllık eğitimin 5 yılaindirilmesi son derece olanaklıdır. Hatta bu 5 yılınönemli bir bölümünün (6 – 12 ay) birinci basamaksağlık kuruluşlarında geçirilmesi, sağlıklı bireylerle –başvuranlarla, hastalarla erken dönemlerdekarşılaşılması tıp fakültesi öğrencilerinde de önemli birmotivasyona neden olacaktır. Öğrencilerin ilk üç yılboyunca sürdürülen kuramsal ağırlıklı eğitimden nedenli yakındığı yıllardır bilinen, ancak yeterince önlemalınamayan bir gerçekliktir. Çünkü 3. basamak sağlıkkuruluşlarında karmaşık, tanı almış, tedavi güçlükleriile bezenmiş hastalar öğrencilere katkı sunmamaktaher iki taraf için de riskler barındırmaktadır.

Birinci basamak sağlık hizmetinde çalışmaları için gençmeslektaşlarımıza neler sunabiliriz? Neden ülkenintemel sağlık sorunu için sorumluluk alsınlar? Nedenpratisyen hekim olmayı seçsinler? Bu sorularıyanıtlayan fakültelere acil gereksinim var!

Pratisyen hekimliği (genel pratisyenliği – ailehekimliği) seçmek için bir kaç nedeni yinelemekteyarar var: Hekimlik aslında hasta etmeme, sağlığıkoruma, geliştirme sanatıdır. Bu fırsat pratisyenhekimliğin felsefesinde vardır. Birinci basamakhekimliğini tercih etmeleri için yapılacakdüzenlemelerle mezuniyet öncesi tıp eğitimi 6 yerine5 yılda tamamlanabilir. Hatta bu beş yılın bir dönemifakültede ilgili anabilim dalları eşgüdümü ile ailehekimlerinin yanında alan çalışması ile geçirilebilir. Busürenin tatmin edici bir ücretle ödüllendirilmesi, busüreçte başarıları ile öne çıkanların mezuniyet sonrasıbirinci basamak sağlık hizmetleri ağı içinde önceliklegörevlendirilmeleri için girişimler yapılabilir. Zorunluhizmetin kaldırılması dile getirilmese de hekimistihdamında azalmaya neden olacaktır. Bumesleğimizin tercih edilmemesinde gizli nedenlerarasındadır.

Temel soru mezuniyet öncesi tıp eğitimi mezunununhangi düzey sağlık hizmeti için hazırlandığıdır. Tümfakültelerin bu soruyu gecikmeden, gerçekçi,kimseden çekinmeden, hatta öğretim üyelerinintepkilerini göze alarak açıklıkla yanıtlaması, gerçekçibir yol haritası çizmesi / yolların çeşitlendirilmesigerekmektedir.

Bilimsel ve dostça kalın...

Merhaba,

Türkiye’de tıp doktorları 6 yıl, 5500 saatlik mezuniyetöncesi tıp eğitimi sonrası tıp doktoru diplomasıylamezun oluyorlar. Zorunlu hizmet kısıtlığını bir yanabırakırsak tıp fakültesi diploması ile tıp doktorları sağlıkhizmeti üretmeye başlıyorlar. Diğer bir deyişle hastamuayene edip reçete düzenlemeye başlıyorlar. Gençmezunlar “sudan çıkmış balık” gibi bir kaç ay çokzorlanarak ve çoğunlukla tek başlarına meslekyaşamlarına başlıyorlar. Belki de telafisi olmayandurumların tanıklığını istemeden – bilmeden – farketmeden yaşıyorlar. Ne denli dolu dolu geçse deintörnlük dönemi bir ekibin içinde, danışılan birorganizasyonun içinde geçiyor. Oysa mesleğin ilk aylarıkoşulların sınırlı olduğu tek başına hekimlik yapılan birdönem oluyor. Oysa bu gerekçelerle başka meslekgruplarından örneğin serbest avukatlık için bir avukatınyanında bir süre staj yapmak ve başarılı olmak gerekiyor.

Tıp fakülteleri birinci basamakta sağlık alanındaçalışacak, hizmet üretecek tıp doktorları yetiştirmeyiÇekirdek Eğitim Programlarında hedef olarakbelirliyorlar. Oysa son sınıf intörnlük dönemi, bir çokfakültede farklı uzmanlık alanlarının birinci yıl asistanıgibi çalışarak geçiyor. Tıpta uzmanlık sınavını bir başarıölçütü olarak gören fakülteler ise intörn hekimlerini kimiadı konulmamış işlere (çokça yakınılan kayıt işleri, kantaşıma vb.) yardım etmeleri karşılığında öğrencilerinesınava hazırlanmaları için göz yumuyor.

İntörnlük döneminde kazandırılması istenen mezunyetkinliklerinin çoğu özellikle dördüncü ve beşinci sınıftaalınan stajların staj süresince ve yapılandırılmış birincibasamak sağlık hizmetleri için uygulamalı öğrenilmesiiçin kullanılabilir. İntörnlük dönemi hatta 5. yılın birbölümü birinci basamak için, birinci basamakta birincibasamak hekimlerinin yanında geçirilebilir. Avukatlarınyanında yapılan staj gibi mesleğe başlamadan önce enazından 6 ay üniversitedeki halk sağlığı, aile hekimliğigibi ilgili anabilim dallarının eşgüdümünde yürütülebilir.

Ülkemizin temel sağlık sorununun hastaneler,üniversitelerle çözülemeyeceği, koruyucu sağlıkhizmetleri ve sağlığı geliştirici (hareket, beslenme, ruhsağlığı hizmetleri) programlarla çözüleceği gün gibiortada dururken uzmanlığı, daha ileri uzmanlığıözendiren mezuniyet öncesi tıp eğitiminden, birincibasamak sağlık hizmetlerini ve hekimliğini teşvik edenbir tıp eğitimi değişimine gereksinim vardır. Bu değişim,son yıllarda sağlıkta yaşananlar sonrası liselerdeki başarılıöğrencilerin tıp fakültelerinden uzaklaşmalarına, yenidendaha bilinçli tıp fakültelerini tercih etmeleri için de birfırsat olabilir.

d • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • d

‘denFrom

Page 4: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Araştırma / Research

Bu SayýdaIn This Issue

Cilt Volume 28Sayı Issue 5

Eylül-Ekim 2019September-October 2019

Derleme / Review Article

Kapak Fotoğrafı / Cover Photo

d • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5• d

Lepradan Etkilenen Kişilerin Sosyo-Ekonomik ve Engellilik Durumlarının Değerlendirilmesi 305The Evaluation of Disability and Socio-Economic Status among People Affected by Leprosyİzzet Çeleğen, Ayşe Yüksel

Savaş, Yanık ve Çocuk: Suriye Savaşının Hastanemiz Yanık Ünitesine Yansımaları 312War, Burns and Children: The Reflections of Syrian War on our Hospital’s Burn UnitHakan Akelma, Ebru Tarıkçı Kılıç

İşitme Engelli Kadınlara Verilen Kendi Kendine Meme Muayenesi (KKMM) Eğitiminin Etkinliğinin Değerlendirilmesi 320The Evaluation of the Effectiveness of Breast Self-Examination (BSE) Training Provided for the Women with Impaired HearingMelike Koçak, Sultan Çelik, Selda İldan Çalım, Seval Cambaz Ulaş , Arzu Karadal

Sağlık Çalışanlarına Şiddet Haberleri: Basının Kritik Rolü 327The News on Violence Against Healthcare Workers: Critical Role of the PressCemal Hüseyin Güvercin

Gebelerde Anksiyeteye Etkisi Bulunan Faktörler 334The Factors Having an Impact on Anxiety among Pregnant WomenGörker Sel , Aykut Barut, Seda Solak , Semih Uslu, Yağmur Gedik, Seda Uzunoğlu, Zeynep Sümeyye Barut

Aile Sağlığı Merkezlerine Başvuran 30-70 Yaş Grubu Kadınların Ulusal Kanser Taramalarına Yönelik Bilgi Tutum ve Davranışları: Karadeniz Bölgesi’nde Bir İl Örneği 340Knowledge of and Attitudes and Behaviours towards National Cancer Screening Program among Women Aged 30-70 Years Who Have Visited Family Health Centres: A Province Example from the Black Sea RegionHacer Gök Uğur, Yeşim Aksoy Derya, Ayten Yılmaz Yavuz, Muhammet Furkan Şılbır, Aylin Öner

Doğru ve Zamanında Tıbbi Biyokimya Laboratuvar Sonuçları, Preanalitik Hatalar 353Accurate and Timely Medical Biochemistry Laboratory Results and Pre-analytical ErrorsSaliha Aksun, Huriye Erbak Yılmaz

Hepatit B Taşıyıcılarının Hastalık Hakkındaki Bilgi, Düşünce ve Tutumları 361Knowledge, Opinions and Attitudes of Hepatitis B Carriers about the DiseaseMehmet Özen

Doç. Dr. Kemal Göl: “Bakış” STED Fotoğraf Yarışması 2018 Galeri Sanat Yapım Ödülü“Fotoğrafçılıkla, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitimimsırasında 1983 yılında ilgilenmeye başladım. Çoğunlukla doğa ve insanfotoğrafı çekiyorum. Cennet Anadolu’ nun her köşesini fırsat buldukçaadım adım yürüyerek gezmeye, sahip olduğumuz kadim kültüre aiteserleri belgelemeye çalışıyorum. Fotoğraf çekerken, insanlarıngözünde her ne durumda olursa olsun bir yerlerde “umudun” varolduğunu göstermeye çalışıyorum kendimce. İlk kişisel fotoğraf sergimi2013 yılında açtım. Çeşitli yarışmalarda aldığım ödüller ve sergilenenfotoğraflarım ve 3 adet kişisel sergim var. Halen Kadın Hastalıkları veDoğum Uzmanı olarak serbest hekimlik yapmaktayım."

Depolama, Dondurma ve Çözdürmenin Anne Sütüne Etkileri 372The Effects of Storage, Freezing and Thawing on Breast MilkNursan Çınar, Özge Kaya

Olgu Sunumu / Case ReportSülük Terapisine Bağlı Kutanöz Lenfoid Reaksiyon 377Lymphoid Reaction due to Medicinal LeechesDr. Ayşe Mıdık Özpak, Emine Vildan Şahin

Page 5: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

*İzzet Çeleğen'nin Tıpta Uzmanlık tezinden üretilmiştir1 Dr. Öğr. Üyesi, Van Yüzüncü Yıl Ü. Halk Sağlığı AD, Van (Orcid No: 0000 0002 2749 953X) 2 Prof. Dr., İstanbul Arel Ü. Sağlık Bilimleri YO Sağlık Yönetimi Bölümü, İstanbul (Orcid No: 0000-0001-9937-2581)

AbstractObjective: The aim of this study was to evaluate thedisability, social and economic status among thepeople, who were affected by leprosy and living inVan.Materials and Method: This is a descriptive andcross-sectional study. 102 people affected by leprosyin Van participated in the study between June 24,2013 and December 24, 2013. The questionnairecompiled from literature and Wagner’s DisabilityRating Scale were used to assess socio-economicstatus and disability status of the participants,respectively.Findings: The mean age of the participants was 62,02± 12,35 years. 86,4% of the women (n=19) and63,8% of the men (n=51) were illiterate. The houses,which 19,6% (n=20) of them lived were assessed tobe in poor conditions. 81,4% (n=83) wereunemployed. The median monthly household incomeswere 300 TL for men and 230 TL for women. Themonthly income of 75,6% (n=65) was below theminimum wage. 61,3% (n=49) of the men and59,1% (n=13) of the women were receiving helpfrom the government. The most common type of thedisease was Lepromatous leprosy. The number ofpatients with a second-degree disability was higheramong both genders. The degree of disabilityincreased with age. As the education level increased,the degree of disability decreased. As the degree ofdisability increased, the number of stigmaexperiences, the amount of monthly income, thenumber of employees decreased and the number ofpersons receiving government support increased.Discussion and Conclusion: It should be kept inmind that leprosy may cause disability, deformity,psychological disorders, economic dependence andsocial exclusion if it is not diagnosed early. Everyphysician should know the symptoms of leprosy. Theneeds of people who cannot work due to theirdisabilities should be identified and their livingconditions should be improved.Key words: Leprosy, Socio-economic status, Disabilityevaluation

ÖzAmaç: Çalışmanın amacı, Van ilinde yaşayanlepradan etkilenen insanların engelliliği, sosyal veekonomik durumunun değerlendirilmesidir.Materya Metod: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte birçalışmadır. 24 Haziran 2013 ile 24 Aralık 2013tarihleri arasında Van ilinde lepradan etkilenmiş 102kişi çalışmaya katılmıştır. Çalışmaya katılanlarınsosyo-ekonomik durumunu değerlendirmek içinliteratürden derlenen anket formu ve sakatlıkdurumlarını değerlendirmek için Wagner sakatlıkderecelendirmesi kullanılmıştır.Bulgular: Çalışmaya katılanların yaş ortalaması62,02±12,35’dir. Kadınların %86,4 (n=19)’ü,erkeklerin de %63,8 (n=51)’i okuma yazmabilmemektedir. Yüzde 19,6 (n=20)’sının yaşadıklarıevin durumu yetersiz olarak değerlendirilmiştir.Yüzde 81,4 (n=83)’ü her hangi bir işteçalışmamaktadır. Hane halkı ortanca gelir durumu,erkeklerde aylık 300 TL, kadınlarda 230 TL’dir. Yüzde75,6 (n=65)’sının aylık geliri asgari ücretin altındadır.Erkeklerin %61,3 (n=49)’ü, kadınların %59,1(n=13)’i devletten yardım almaktadır. En sık görülenhastalık tipi Lepromatöz lepra’dır. Her iki cinste deikinci derece sakatlığı bulunanların sayısı dahafazladır. Yaşla birlikte sakatlık derecesi artmaktadır.Eğitim düzeyi yükseldikçe sakatlık derecesiazalmaktadır. Sakatlık derecesi artıkçastigma(damgalanma) sayısı azalmaktadır. Sakatlıkderecesi arttıkça, aylık gelir miktarı ve çalışanlarınsayısı azalmakta, devletten destek alanların sayısıartmaktadır. Tartışma Sonuç: Lepranın erken tanıkonulmadığında sakatlık, deformite, psikolojikrahatsızlıklar, ekonomik bağımlılık ve sosyaldışlanmaya neden olabileceği unutulmamalıdır. Herhekimin lepra semptomlarını bilmesi gerekmektedir.Sakatlıkları nedeniyle çalışamayan kişileringereksinimleri belirlenmeli, yaşam koşullarıiyileştirilmelidir.Anahtar sözcükler: Lepra, Sosyoekonomik durum,Sakatlık değerlendirmesi

Geliş/Received : 23.06.2019Kabul/Accepted : 21.08.2019

İzzet Çeleğen 1, Ayşe Yüksel 2

Araştırma

Research

Lepradan Etkilenen Kişilerin Sosyo-Ekonomik ve Engellilik Durumlarının Değerlendirilmesi*The Evaluation of Disability and Socio-Economic Status among People Affected by Leprosy

DOI: 10.17942/sted.623512

305• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 305-311

Page 6: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Küresel Lepra Stratejisi 2016-2020: Leprasız birdünyaya doğru hızlanma’yı başlatmıştır. DSÖözellikle endemik ülkelerde hastalıktan etkilenençocuklar arasında leprayı önleme çabalarınıyeniden canlandırmayı hedeflemektedir (11).

Türkiye’de lepra hastalığı bildirimi zorunlu bulaşıcıhastalıklar kapsamında olup halen “LepraEradikasyon Programı” uygulanmaktadır. DSÖlepra için eliminasyonu, hastalık prevalansının10.000’de 1 olgunun altına indirilmesi olaraktanımlamış olup, ülkemizde de hastalık prevalansı10.000’de 1 olgunun altındadır. Ülkemizde 2017yılı itibarıyla kayıtlı lepra hasta sayısı toplam 605olup, 2017 yılında tespit edilen yeni olgu sayısıikidir (12).

Türkiye’de lepradan etkilenmiş kişilerin çoğunluğuVan ilinde yaşamaktadır. Çalışmada, Van ilindeyaşayan lepradan etkilenen insanların engelliliği,sosyal ve ekonomik durumunun değerlendirilmesiamaçlanmıştır.

Materyal MetodÇalışma, tanımlayıcı-kesitsel tiptedir. Yerel etikkurulundan onay alınmıştır. Çalışma 24 Haziran2013 ile 24 Aralık 2013 tarihleri arasında Van ilmerkezi ve bağlı olan 10 ilçe ile 62 köydeyaşayan lepradan etkilenmiş kişiler ziyaretedilerek gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya kayıtlardabulunan toplam 154 kişi alınmıştır. Başka yere göçeden 29 kişi ile vefat etmiş 23 kişi çalışmaya dahiledilmemiştir. Çalışmaya katılanların sosyo-ekonomik durumunu değerlendirmek içinliteratürden derlenen anket formu, sakatlıkdurumlarını değerlendirmek Wagner sakatlıkderecelendirmesi kullanılmıştır. Verininanalizlerinde lisanslı SPSS 22.0 paket programıkullanılmıştır. Tanımlayıcı istatistiksel metotların(Ortalama, Ortanca, Standart sapma) yanı sıra,kategorik değişkenlerin karşılaştırılmasında ki-kare testi kullanılmıştır. %95 güven aralığındaçalışılmıştır.

BulgularÇalışmaya katıların yaş ortalaması 62,0±12,3’dir.Çoğunluğun (%92,4) yaşı 40 ve üzerindedir.Medeni durumlarına bakıldığında %80,4(n=82)’ünün evli olduğu görülmektedir. Eğitimdurumu incelendiğinde okuma yazmabilmeyenlerin her iki grupta da çoğunluktaolduğu görülmektedir. Kadınların %86,4

GirişLepra, düşük mortalite oranlarına rağmen, fizikselsakatlık, deformite, psikolojik rahatsızlıklar,ekonomik bağımlılık ve sosyal dışlanmaya nedenolan morbiditesi nedeniyle öne çıkanMycobacterium lepra’nın neden olduğuenfeksiyöz bir hastalıktır (1).

Hastalık deri lezyonlarına ve nöropatiye nedenolur. İkincil komplikasyonlar nöropati, deformiteve sakatlık ile sonuçlanabilir. Lepra engellilikgelişmeden önce etkili bir şekilde tedaviedilmelidir (2). Engelliliğin önlenmesi, programınbaşarısı için kritik öneme sahiptir (3).

Lepra, tedavi edilebilen bir hastalık olmasınakarşın sosyal bir sağlık problemidir (4).

Lepra ve yoksulluk arasındaki bağlantıolduğundan uzun süredir şüphelenilmektedir (5).Brezilya’da lepra prevalansının yüksek olduğu birbölgede yapılan bir çalışma, yüksek seviyelerdekieşitsizliğin ileri evre lepra ile ilişkili olduğunugöstermiştir. Yoksulluğa bağlı hastalıklarınportföyüne lepra da dahil edilmelidir (3).

Lepra günümüzde azalmış olmakla beraber,Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki bazı ülkelerdehalen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Endemikülkelerde Sağlık Bakanlıklarından elde edilenresmi verilere dayanarak, dünya genelindelepraların tespit edilmesi 2001’den bu yana düşüşeğilimine girmiştir. Yeni olgu tespiti 2004 yılında407.791 iken 2010 yılına kadar 228.474’e ve2011’de 219.075’e düşmüştür. %46’nın üzerindeazalmıştır (6).

Lepra hastalık yükünü azaltmak için geliştirilmişküresel strateji 100.000 kişi başına düşen yeniolgulardaki ikinci derece sakatlık oranını 2015 yılısonuna kadar en az %35 oranında azaltmayıhedeflemiştir (7). İki milyon insanın şu andahastalıkların sonucu olarak fiziksel yetersizliği ileyaşadığı tahmin edilmektedir (8). Lepra,önlenebilir engelliliğin önemli bir nedenidir (9).

Küresel lepra yükünün geleceğe yöneliktahminleri, 2000 ve 2020 yılları arasında 5 milyonyeni olgunun ortaya çıkacağını ve 2020’de 2.derece sakatlığı olan tahmini 1 milyon insanolacağını göstermektedir (10). 2016’da DSÖ,

306 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 305-311

Page 7: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Çoğunun (%60,8, n=62) ailelerinde lepradanetkilenmiş kişi bulunmamaktadır; ancak ailesindelepradan etkilenmiş kişi bulunanlarında (%39,2,n=40) daha çok ikinci derece akrabalarının(%70,0 n=28) lepradan etkilendiğigörülmektedir. Akraba derecelendirilmesi, birinciderece akraba olarak anne, baba ve çocukları,ikinci derece akraba olarak kardeş, torun, dede venine, üçüncü derece akraba olarak amca, dayı,hala, teyze, yeğen olarak belirlenmiştir.

Ev özellikleri değerlendirilmiştir. Değerlendirmeyapılırken ev içinde mutfak, banyo, tuvalet, akansu, ısınma şekli gibi özelliklere göredeğerlendirilme yapılmıştır. Kişilerin %19,6(n=20)’sının ev durumu yetersiz olarakdeğerlendirilmiştir.

(n=19)’ü, erkeklerinde %63,8 (n=51)’i okumayazma bilmemektedir. Erkeklerde çekirdek ailetipinin(%52,5) kadınlarda ise geniş ailetipinin(%68,2) daha fazla olduğu görülmektedir.Çocuk sayısı ortalaması 4,8±3,5’dir. Her ikigrupta 7-10 arası çocuğu olanların sayısı dahayüksektir. Kardeş sayısı ortalaması 5,1±3,6’dır.Her iki grupta 1-5 arası kardeşi olanların sayısıdaha yüksektir (Tablo 1).

Akrabalarında lepra görülme durumuincelendiğinde, anne ya da babasında leprahastalığı olmayanların (%85,0, n=85) daha fazlaolduğu görülmektedir. Anne ya da babasındalepra hastalığı bulunanlar arasında, babasındalepra hastalığı olanların (%66,7, n=10) sayısıdaha fazladır. Kişilerin %94,8 (n=92)’inin eşilepradan etkilenmemiştir.

Tablo 1. Sosyo-Demografik özelliklerin cinsiyete göre dağılımı

Demografik Özellikler Erkek (n=80) Kadın (n=22) Toplam (n=102) pn (%) n (%) n (%)

Yaş Grupları40 yaş altı 5 (6,3) 3 (13,6) 8 (7,8) p>0,0541-60 yaş 33 (41,2) 4 (18,2) 37 (36,2)61-80 yaş 40 (50,0) 13 (59,1) 53 (52,0)80 yaş üstü 2 (2,5) 2 (9,1) 4 (4,0)

Medeni DurumEvli 10 (12,5) 10 (45,5) 20 (19,6) p<0,05Bekar 70 (87,5) 12 (54,5) 82 (80,4)

Eğitim DurumuOkuma-yazma bilmiyor 51 (63,7) 19 (86,4) 70 (68,6) p>0,05Okuryazar 11 (13,8) 1 (4,5) 12 (11,8)İlkokul veya üzeri 18 (22,5) 2 (9,1) 20 (19,6)

Aile TipiÇekirdek aile 42 (52,5) 7 (31,8) 49 (48,0) p<0,05Geniş aile 38 (47,5) 15 (68,2) 53 (52,0)

Çocuk SayısıHiç çocuğu yok 13 (16,2) 6 (27,3) 19 (18,6) p>0,051-3 çocuk sayısı 16 (20,0) 2 (9,1) 18 (17,6)4-6 çocuk sayısı 22 (27,5) 6 (27,3) 28 (27,5)7-10 çocuk sayısı 25 (31,3) 7 (31,8) 32 (31,4)10 dan fazla çocuk sayısı 4 (5,0) 1 (4,5) 5 (4,9)

Kardeş SayısıHiç kardeşi yok 6 (7,5) 2 (9,1) 8 (7,8) p>0,051-5 kardeş sayısı 39 (48,7) 14 (63,7) 53 (52,0)6-10 kardeş sayısı 28 (35,0) 5 (22,7) 33 (32,4)10 dan fazla kardeş sayısı 7 (8,8) 1 (4,5) 8 (7,8)Yaş ortalamaları 61,6±11,0 63,5±16,6 62,0±12,3Çocuk sayısı ortalamaları 4,9±3,5 4,4±3,6 4,8±3,5Kardeş sayısı ortalamaları 5,3±3,8 4,8±3,1 5,2±3,6

307• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 305-311

Page 8: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Tablo 2. Demografik özelliklere göre sakatlık derecesi

Sakatlık derecesiDemografik özellikler Normal 1. derece 2. derece 3. derece Toplam p

n (%) n (%) n (%) n (%) n (%)Yaş grupları

40 yaş altı 4 (23,5) 0 (0,0) 0 (0,0) 2 (5,0) 6 (6,5)41-60 yaş 8 (47,0) 3 (42,8) 14 (50,0) 9 (22,5) 34 (37,0) 0,00661-80 yaş 5 (29,5) 4 (57,2) 14 (50,0) 29 (72,5) 52 (56,5)

CinsiyetErkek 13 (76,4) 6 (85,7) 22 (78,5) 34 (85,0) 75 (81,5) 0,837Kadın 4 (23,6) 1 (14,3) 6 (21,5) 6 (15,0) 17 (18,5)

Eğitim DurumuOkuma-yazma bilmiyor 9 (53,0) 3 (42,8) 17 (60,7) 34 (85,0) 63 (68,5) 0,003Okuryazar 2 (11,8) 0 (0,0) 7 (25,0) 1 (2,5) 10 (10,8)İlkokul ya da üzeri 6 (35,2) 4 (57,2) 4 (14,3) 5 (12,5) 19 (20,7)

Stigma(damgalanma)yaşıyor mu?

Evet 9 (52,9) 0 (0,0) 1 (3,5) 4 (10,0) 14 (15,2) 0,000Hayır 8(47,1) 7 (100,0) 27 (96,5) 36 (90,0) 78 (84,8)

Tablo 3. Çalışma ve gelir durumuna göre sakatlık derecesi

Sakatlık derecesiDemografik özellikler Normal 1. derece 2. derece 3. derece Toplam p

n (%) n (%) n (%) n (%) n (%)Çalışma Durumu

Çalışıyor 8 (47,1) 1 (14,2) 5 (17,9) 3 (7,5) 17 (18,5) 0,006Çalışmıyor 9 (52,9) 6 (85,8) 23 (82,1) 37 (92,5) 75 (81,5)

Gelir kaynağıHiçbir gelir kaynağı yok 5 (29,4) 1 (14,3) 7 (25,0) 3 (7,5) 16 (17,4) 0,000Emek karşılığı elde edilen gelir 7 (41,2) 4 (57,2) 6 (21,5) 1 (2,5) 18 (19,6)Devlet desteği alan 5 (29,4) 2 (28,5) 15 (53,5) 36 (90,0) 58 (63,0)

Aylık Gelir durumuAsgari ücretin altında gelir 7 (53,8) 3 (50,0) 20 (87,0) 30 (81,0) 60 (75,9) 0,041Asgari ücretin üstünde gelir 6 (46,2) 3 (50,0) 3 (13,0) 7 (19,0) 19 (24,1)

Kişilerin %81,4 (n=83)’ü her hangi bir işteçalışmamaktadır. Çalışanların %52,4 (n=10)’ükendi işlerinden gelir elde etmektedir. Çalışanların%68,4 (n=13)’ü sürekli bir işte, %78,9 (n=15)’uiş yerlerinde tam zamanlı olarak çalışmaktadırlar.Çalışmayan bireylerin %66,3 (n=53)’ü çalışamazhaldedir.

Hane halkı gelir durumu incelendiğinde, %18,6(n=19)’nin hiçbir gelir kaynağı bulunmamakta,%60,8 (n=62)’i devlet desteği almaktadır. Asgariücrete* göre gelir durumu incelendiğinde,katılanların %75,0 (n=60)’ın aylık geliri asgariücretin altında bulunmuştur. (*Asgari ücrete gelirdurumu 2012 yılı ikinci altı ay için belirlenen net

asgari tutara göre hesaplanmıştır. İkinci 6 ay içinbelirlenen ücret 804,70 TL’dir) (13).

Türkiye’de olduğu gibi Van’da da hastalık tipiolarak kişilerin %58,8 (n=60) ‘inde Lepromatözlepra görülmektedir.

Tanı konulma şekli incelediğinde kendiliğindenyada aile bireylerinin öngörüsü ile tanıkonulanların çoğunlukta olduğu görülmektedir.Tanı konulmasında günümüze kadar geçen süreortalaması 39,0±10,2 yıldır. Kişilerin %75,5(n=77)’in de BCG aşı skarı bulunmamaktadır.

Sakatlık derecelendirilmesi Wagner sakatlıkderecelendirilmesine göre yapılmıştır.

308 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 305-311

Page 9: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlargörülebilir (14).

Çalışmaya katılan 102 kişinin yaş ortalamaları62,0±12,3’dür. Yaş ortalamasının yüksek oluşu,hastalık süreleri ortalamaları ile uyumludur. Lepraöldürücü bir hastalık olmadığından kişiler ileriyaşlara ulaşabilmişlerdir. Yüzdelerin orta yaş veyukarısında toplanması Türkiye’deki lepralıhastaların orta yaş ve yukarısında olduğunubildiren literatür bulgusunu doğrulamaktadır (15)

Çalışmaya katılan lepradan etkilenmiş kişilerin%21,6 (n=22)’sı kadın, %78,4 (n=80)’ü erkektir.Dünya Sağlık Örgütü, 2011 yılı verilerine göreçeşitli ülkelerdeki kadın lepralı hastaların oranlarışu şekildedir: Mali %20,1, Burkina Faso %48,4,Arjantin %24,8, Dominik Cumhuriyeti %46,5,Mısır %35,7, Sudan %42,9, Sri Lanka %44,3(16).

Çalışmaya katılanların %68,6 okuma yazmabilmemektedir (Kadınlar: %86,4, Erkekler:%63,8). Dünyanın farklı bölgelerinde yapılançalışmalara göre de lepradan etkilenmiş kişilerineğitim durumları iyi değildir. Çin’de yapılançalışmada kadınların %74,0’ı, erkeklerin %70,4’üokuma yazma bilmemektedir (14). Bangladeş’ telepradan etkilenmiş kişilerin %61,3’ü (17),Nepal’de %58,6’sı (18), Hindistan’da %46,0’ı,okuma yazma bilmemektedir (19).Hastalık tipinin %58,8’i LL, %23,5’i BL’dir.İstanbul’da yapılan çalışmada, LL %43,6, BL%41,6 bulunmuştur (15). Bulgular Türkiye’de LLve BL olgularının daha fazla olduğunudoğrulamaktadır.

Kişilerin %81,4’ü herhangi bir işteçalışmamaktadır. Hane halkı üyelerinin ortancagelir durumu aylık olarak, erkeklerde 300 TL,kadınlarda 230 TL’dir. Aylık gelirin, %60,8’nindevletten alınan yaşlılık ya da sakatlık maaşıolması önemlidir. Kişiler yalnızca sahip olduklarısakatlık nedeni ile değil, ayrıca topluma katılımdayaşadıkları sorunlar nedeniylede ekonomik sıkıntıçekmektedir Bu durum, ekonomik rehabilitasyonagereksinimi göstermektedir. Çin’de yapılançalışmada, kadınların %71,5’inin, erkeklerin%74,4’ünün, aylık geliri 122 doların altındabulunmuştur. Çalışmaya alınanların %61,6’sındayaşam standartları, ortalamanın altındadır (14).Çalışmada kişilerin %75,5’inde BCG aşı skarı

40 yaş altı grupta sakatlığı olmayanların, 41-60yaş grubunda 2. derece sakatlığı olanların, 61-80yaş grubunda 3. derece sakatlığı olanların sayısıdaha fazladır. Cinsiyet ile sakatlık arasındaistatistiki olarak anlamlı fark bulunamamıştır.Okuma yazma bilmeyenlerde 2. ve 3. derecesakatlıklar daha fazla görülmektedir. Sakatlıkderecesi artıkça stigma yaşayanların sayısıazalmaktadır (Tablo 2).

Sakatlık derecesi artıkça bireylerin çalışmadurumu azalmaktadır. Sakatlık derecesi artıkçadevletten destek alanların sayısı artmaktadır.Sakatlık derecesi azaldıkça kendi emeği ile gelirelde edenlerin sayısı artmaktadır. Asgari ücretinaltında geliri olanların sakatlık derecesi daha fazla,asgari ücretin üstünde aylık geliri olanlarınsakatlık derecesi daha azdır (Tablo 3).

TartışmaLepra, birçok toplumda günümüzde bile,hastaların erken tedavi olamamaları nedeni ilekazandıkları sakatlıklardan dolayı korkulacak birhastalık olarak kabul edilmektedir. Geç tanı konuperken tedavi edilemeyen lepra hastalarında,

309• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 305-311

Page 10: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

üzere birçok sosyo-ekonomik faktör, erken tanı vetedavi olanaklarını engellemekte sakatlıklarıngörülmesine neden olmaktadır. Ayrıca, hastalarınyüksek sakatlık derecesi, yüksek işsizlik oranı ilesonuçlanmaktadır. Yüksek işsizlik oranı da sosyo-ekonomik durumun daha çok bozulmasına sebepolmaktadır. Hastalığın erken tanın ve etkintedavisi, hastanın sosyo-ekonomik ve kültürelyapısının yükseltilmesi ile lepra sakatlıklarının enaza indirilebilir ya da tamamen önlenebilir. Sosyalve ekonomik durumla lepralı hastalarınsakatlıklarının ve toplumdan dışlanmalarınınönlenmesi birbirine çok bağlıdır ve başarılı birlepra kontrol programında önemle üzerindedurulmalıdır

Lepranın erken tanı konulmadığında sakatlık,deformite, psikolojik rahatsızlıklar, ekonomikbağımlılık ve sosyal dışlanmaya neden olabileceğiunutulmamalıdır. Geçmişte yapılan çalışmalarsayesinde ülkemizde lepra prevelansı 10 000’ debirin altına düşürülmüştür. Ülkemizde lepradanetkilenmiş kişilerin önemli bir kısmı Van ilindeyaşamaktadır. Van ilinde yaşayan lepradanetkilenmiş kişilerin çoğunun eğitim düzeyi düşük,sosyo-ekonomik durumları kötü, ikinci derece yada üzeri sakatlığı bulunanların sayısı yüksektir. Bunedenlerle de, bir işte çalışamamakta ve devletyardımıyla geçinmektedirler. Sakatlıkları nedeniyleçalışamayan kişilerin gereksinimleri belirlenmeli,yaşam koşulları iyileştirilmelidir.

bulunmamaktaydı. BCG aşısı lepraya karşıdeğişken düzeyde koruma sağlamaktadır. BCGaşısı lepranın endemik ülkelerde yaygın olarakkullanıldığından, BCG’nin rutin kullanımıDSÖ’nün anti-lepra stratejisinin bir parçası olabilir(3).

Çalışmada kişilerin %15,2’si stigma yaşamaktadır.Stigma yaşayanlar daha çok erkeklerdir. Sakatlıkderecesinin yüksek olduğu olgular, yıllardırsakatlıkları ile yaşadıkları çevrede geçmişe göredaha az stigma yaşamaktadırlar. Bangladeş’teyapılan kohort çalışmasında stigma yaşayan kişioranı %50 olarak bulunmuştur (20). Lepradanetkilenmiş 344 kişiyle yapılan çalışmada, %26,4’i,bir ya da daha fazla sayıda stigma şekillerindenbirini yaşamıştır. Bu kişilerin %42,8’i, stigmayıkomşuları tarafından yaşamıştır. Yüzde 62,6’üdokunma stigması yaşamıştır yani başkalarıkendisine dokunmaktan kaçınmıştır. Erkeklerkadınlara göre daha fazla stigma yaşamıştır (21).Lepradan etkilenmiş kişilerin yaşadıkları stigmanınbelirlenmesi ve ölçülmesi zordur. Kişinin hissettiğiya da kabul ettiği stigmanın varlığının tespitiönlem açısından çok önemlidir. Şöyle ki;hissedilen stigmada ayrımcılığa uğrama korkusuvardır, gizlenmeye yol açar, kabul edilen stigmaise, gerçek bir ayırımcılığa neden olur.

Lepra, vücutta başlıca göz, el ve ayak sakatlıklarıoluşturmaktadır. DSÖ, 2011 yılı verilerine göreçeşitli ülkelerdeki lepralı hastaların 2. derecesakatlık oranları şu şekildedir: Madagaskar%21,6, Paraguay %13,0, Nepal %2,8, Tayland%14,8, Sudan %22,8, Çin %22,5, Yemen%7,3’dür (16). Çalışmada kişilerin %30,4’ünde2.derece, %43,5’inde 3. derece sakatlıkbulunmaktadır. Sakatlık görülme sıklığı, dünyanındiğer bölgelerine göre daha yüksek bulunmuştur.Çakıner ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada,bunun nedenleri arasında, çok basilli hastalıkyüzdesinin fazla olması, erken tanı ve tedavi için,o yıllarda, sağlık ocağı personelinin yetersizliği,mevcut sağlık personelinin lepraya çok aşinaolmaması ve yaşam koşullarının batı bölgelerindeikamet edenlere göre doğu da daha zor olmasıolarak gösterilmiştir (22).

Yüksek sakatlık oranları, genellikle iş göremezlikderecesinde sakat olanları belirttiğinden,lepralıların ekonomik açıdan bağımlı olduklarıgöstermektedir. Eğitim durumu da dahil olmak

İletişim: Dr. İzzet ÇeleğenE-posta: [email protected]

Kaynaklar 1. Meima A, Richardus JH, Habbema JD. Trends in

leprosy case detection worldwide since 1985. LeprRev 2004; 75:19-33.

2. Lockwood DNJ. Leprosy. In: Burns DA, BreathnachSM, Cox NH, Griffiths CEM (eds). Rook’sTextbookof Dermatology, 7th edn, Vol. 2. Oxford: BlackwellPublishing, 2004; 29.1–(29):21.

3. Lockwood, Diana NJ, and Sujai Suneetha. "Leprosy:Too complex a disease for a simple eliminationparadigm." Bulletin of the World HealthOrganization, 2005: 83: 230.

4. Budel AR, Raymundo AR, Costa CF, Gerhardt C,Pedri LE: Profile of patients affected by Hansen’sdisease seen at the Outpatient Clinic ofDermatology at Hospital Evangelico de Curtiba. AnBras Dermatol 2011; 86: 942.

310 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 305-311

Page 11: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

15.Yüksel A., İstanbul’da Yaşayan Lepralı HastalarınMediko-Sosyal Değerlendirilmesi, İstanbulÜniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yüksek LisansTezi, İstanbul, 1985.

16.World Health Organization, The WeeklyEpidemiological Record (WER),https://www.who.int/wer/2011/wer8636/en/,(Erişim Tarihi:08.08.2018).

17.WITHINGTON, S. G., et al. Assessing socio-economic factors in relation to stigmatization,impairment status, and selection for socio-economicrehabilitation: A 1 year cohort of new leprosy casesin north Bangladesh. Leprosy review, 2003, 74.2:120.

18.KUMAR, R. B., et al. Gender differences inepidemiological factors associated with treatmentcompletion status of leprosy patients in the mosthyperendemic district of Nepal. The SoutheastAsian journal of tropical medicine and public health,2004, 35.2: 334.

19.ALAM, Mahjabeen, et al. Study of Socio-economicFactors in Relation to Leprosy. Indian Journal ofCommunity Medicine, 1998, 23.2: 77.

20.WITHINGTON, S. G., et al. Assessing socio-economic factors in relation to stigmatization,impairment status, and selection for socio-economicrehabilitation: A 1 year cohort of new leprosy casesin north Bangladesh. Leprosy review, 2003, 74.2:120.

21.KUSHWAH, S. S., et al. A study of social stigmaamong leprosy patients attending leprosy clinic inGwalior. Leprosy in India, 1981, 53.2: 221.

22.CAKINER, T., et al. Women and leprosy in Turkey.Indian journal of leprosy, 1993, 65.1: 59.

5. Lockwood, Diana NJ. "Commentary: Leprosy andpoverty." International Journal of Epidemiology,2004; 33 (2): 269.

6. World Health Organization. Leprosy elimination;New case detection.http://www.who.int/lep/situation/new_cases/en/Erişim tarihi:18.11.2018

7. World Health Organization. Global leprosysituation, 2012. Wkly Epidemiol Rec 2012; 87: 317.Erişim tarihi:18.08.2018

8. World Health Organization. Global leprosysituation, 2004. Wkly Epidemiol Rec 2005; 80: 118.Erişim tarihi:18.08.2018

9. Britton WJ, Lockwood DN. Leprosy. Lancet 2004;363: 1209 19.

10. Van Brakel, Wim H., et al. Disability in peopleaffected by leprosy: the role of impairment, activity,social participation, stigma and discrimination.Global health action, 2012, 5.1: 18394.

11.World Health Organization. The Global leprosyStrategy. https://www.who.int/lep/strategy/en/Erişim tarihi:15.07.2018

12.Ayvacık Devlet Hastanesi; 28 Ocak Dünya LepraGünü.http://www.ayvacikdh.saglik.gov.tr/TR,94572/lepra-hansen-hastaligi-cuzzam.html Erişimtarihi:15.09.2018

13.Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararı (2012),http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121229-19.htm Erişim tarihi:22.08.2018

14.Shumın C., Dıangchang L., Bıng L., Lın Z. andXıoulu Y.: Assessment of disability, social andeconomic situations of people affected by leprosy inShandong Province, People's Republic of China,Lepr Rev, 2003; 74: 215.

311• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 305-311

Page 12: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

1 Dr.; Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Bölümü, Diyarbakır(Orcid No: 0000-0002-0387-8738)2 Dr. Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon, İstanbul (Orcid No: 0000-0002-5377-1090)

AbstractCivil wars, civil strife due to civil uprising cause irreparabledestruction and affect mostly civilians. The impact ofdestruction is more pronounced for children, seniors andwomen who need adults for their needs. These conflictsemerge as a refugee problem. Refugees consist of people whohave nothing to lose, and often permanently leave theircountry. While the influence of war resulting from civilianinflux is felt more intensely in the regions near the war zone,further problems arise later on for civilians who could moveaway from the war zone. Due to the civil war in Syria, more than 400 thousand peoplehave lost their lives and approximately 6.5 million people havehad to leave their homes and become refugees. According tothe United Nations Refugee Agency’s data, Turkey hasbecome a country hosting the largest number of refugees.Turkey, with almost 4 million refugees, is home to the largestSyrian refugee population and most of the refugees live at thecamps near the borders. The number of Syrians babies only,who have been born in Turkey is close to 180 thousand.Syrian refugees in Turkey, who have quite large families faceproblems such as lack of access to sufficient food,inappropriate housing, living in narrow and single roomhouses and bad hygiene. The group that mostly affected bythese problems consists of children.It is reported that, in many countries of the world, allrefugees, especially children, have more serious healthproblems than the local population has and are exposed totrauma at a higher rate, therefore they use emergency roomsfor traumas resulting from several causes. One of the mostserious traumas is burning. Our hospital's emergency roomand burn unit provides hundreds of Syrian children, womenand men with the treatment opportunities every year. In this study, we aimed to examine the clinical status of thepatients who were hospitalized at the burn unit of our hospitaldue to the burns occurred during the Syrian civil war.Key words: War, Burn, Children

Öz

İç savaşlar inanılmaz tahribata yol açmakta olup,çoğunlukla sivilleri etkilemektedir. Yıkımın etkisiçocuklar ve kadınlar için daha belirgindir. Buçatışmalar ise mülteci sorunu olarak ortaya çıkar.Mülteciler kaybedecek bir şeyi olmayan ve geridönmemek üzere evlerini terk edenlerdir. Savaşın busivil etkisi bölgenin merkezinde daha yoğunhissedilmekle beraber bölgeden uzaklaşan siviller içinde başka farklı sorunlar ortaya çıkarmaktadır.

Suriye’deki iç savaş nedeniyle 400000’den fazlainsan yaşamını yitirmiş, yaklaşık 6,5 milyon kişievden ayrılmak zorunda kalmıştır. Türkiye, çoğu sınırkamplarında yaşayan 4 milyon mülteciye ev sahipliğiyapan en başta gelen ülkedir. Türkiye’deki Suriyelimülteciler ise yeterli yiyeceğe ulaşamama, uygunsuzbarınak, kötü hijyen konularında sıkıntıyaşamaktadırlar.

Pek çok ülkede, başta çocuklar olmak üzeremültecilerin yerel halktan daha ciddi sağlık sorunlarıyaşadığı ve daha sık travmaya maruz kaldıkları ve bunedenle acil servisleri daha sık kullandıklarıbildirilmiştir. Travmaların içinde yanık en ciddiolanlarından biridir.

Hastanemizin yanık ünitesi her yıl yüzlerce Suriyeliçocuk, kadın ve erkeğe tedavi sağlamaktadır. Buçalışmamızda hastanemiz yanık biriminde tedavigören Suriyeli mültecilerin demografik verilerini,klinik durumlarını ve tedavi yöntemlerini incelemeyiamaçladık.

Anahtar sözcükler: Savaş, Yanık, Çocuklar

Geliş/Received : 28.04.2019Kabul/Accepted : 04.05.2019

Hakan Akelma1, Ebru Tarıkçı Kılıç 2

Savaş, Yanık ve Çocuk: Suriye Savaşının Hastanemiz Yanık Ünitesine YansımalarıWar, Burns and Children: The Reflections of Syrian War on our Hospital’s Burn Unit

DOI:10.17942/sted.558676

312 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 312-319

Research

Araştırma

Page 13: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

313

GirişSavaşlar, sivil kalkışmalar nedenli iç çatışmalartelafisi mümkün olmayan yıkımlara neden olup, ençok da sivilleri etkilemektedir. Yıkımın etkisi baştagereksinimleri için erişkinlere ihtiyaç duyançocuklar, yaşlılar ve kadınlar için daha belirgindir(1,2). Bu çatışmalar ortaya mülteci sorunu diye birkavram çıkarmaktadır (3). Savaşın bu sivil akımetkisi savaş bölgesine yakın yerlerde daha yoğunhissedilirken, savaş bölgesinden uzaklaşabilensiviller için ileride daha başka sorunlar ortayaçıkarmaktadır.

Suriye’de iç savaş nedeniyle şu ana kadar 400binden fazla insan yaşamını yitirmiş ve yaklaşık6,5 milyon insan evlerini terk etmek zorunda kalıpmülteci durumuna düşmüştür. Birleşmiş MilletlerMülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göreTürkiye en fazla mülteci barındıran ülkekonumuna gelmiş olup yaklaşık 4 milyon mülteciile en çok Suriyeli ağırlayan ülke konumundadır.Mültecilerin çoğu Türkiye sınırında bulunankamplarda yaşamaktadırlar. Resmi verilere göreyalnızca Türkiye’de doğan Suriyeli bebeklerinsayısı 180 bine yakındır (4). Aile nüfusu oldukçakalabalık olan Türkiye’deki Suriyeli mültecileryeterli gıdaya ulaşamama, uygunsuz barınma, darve tek odalı evlerde yaşama ve kötü hijyen gibibirçok sorun ile beraber yaşamaktadırlar (5,6). Busorunlardan en çok etkilenen grubu ise maalesefçocuklar oluşturmaktadır (6).

Dünyanın pek çok ülkesinde başta çocuklar olmaküzere tüm mültecilerin yerel halktan daha ciddisağlık sorunları yaşadığı ve daha yüksek orandatravmaya maruz kaldıkları bu nedenle acil servislerive yanık ünitelerini çok nedenli travma nedeniylekullandıkları bildirilmektedir (7). Yaşanan butravmaların içinde en ciddi olanlardan birisi deyanıktır. Hastanemiz acil servis ve yanık ünitesi,her yıl yüzlerce Suriyeli çocuk, kadın, erkekhastaya bu nedenle tedavi imkanı sağlamaktadır.

Bu çalışmamızda Suriye iç savaşında yanan ve bunedenle yanık merkezimize başvuran hastaların,klinik durumları hakkında bilgi vermeyi amaçladık.

Gereç ve YöntemYanık ünitemiz yılda yaklaşık olarak ayaktanpoliklinik ve yatan hasta olmak üzere 3500civarında hastaya hizmet vermektedir.Hastanemize başvuran tüm hastaların demografik

verilerine ek olarak uyruk bilgileri de kayıt altınaalınmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumunun verikayıt sisteminde Suriye vatandaşları için ayrılanbölümden yanık ünitesine başvuran hastalarseçilerek incelendiğinde mevcut tarihler arasında(01.11.2012-21.05.2018) 43850 sosyal güvencesiolan Suriyeli mülteci başvurusu olduğugörülmüştür.

Hastanemiz yerel etik kurulundan 06.07.2018tarih ve 118 sayılı kararıyla etik kurul onayıalındıktan sonra hastanemiz Yanık Ünitesi’ne01.11.2012-21.05.2018 tarihleri arasındabaşvuran 65 Suriyeli mülteci hasta çalışmaya dahiledildi. Anestezi kayıtları ve servis dosyaları geriyedönük incelendi. Hastaların demografik verileri,anestezi türü, ağrı için Vizüel Analog Skala (VAS),premedikasyon yapılıp yapılmadığı, yanık bölgesi,türü, yüzdesi, derinliği, hastanede kalış süresi,ayakta takip edilen hastaların poliklinik başvurusayısı, albümin-total protein-hemoglobin değerleri,yanığın oluştuğu mevsim ve ay, kampta kalmadurumu, geçici koruma statüsü durumu (Bu statüile kamp dışında yaşayan mültecilere ücretsizsağlık ve ilaç hizmeti sunulmaktadır) (6) ve kaldığıevin oda sayısı kaydedildi.

İstatistiksel Analiz İstatistiksel analizler hastanemiz veri tabanıWindows paket programı ile yapıldı. Verilerindeğerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikselyöntemler (ortalama, standart sapma, median,minimum-maksimum) kullanıldı.

BulgularHastaların dosyaları geriye dönük incelendiğindehastaların yaş ortalaması 6,48±7,26 yıl olup, 39’uerkek (60%), 26’sı (40%) kadındı (Tablo 1). 13hastada (20%) 2. ya da 3.derece karma yanıkvarken, 50 hastada (76,9%) 2.derece yanık, ikihastada da 3.derece (3,1%) yanık mevcuttu.Yanık yüzdesi ortalaması 11,02% olarak bulundu.Mültecilerden yanığa maruz kalmış olanların yanıkderinliğine bakıldığında 2.derece yanık oranınyüksek olduğunu gördük. Yatarak tedavi gören 30hastanın yatış gün sayısı ortalama 2,20 gün idi.Taburcu olan ve polikliniğe başvuran hastalarınbaşvuru sayısını incelediğimizde ortalama 3,65 kezolduğu görüldü (Tablo 2).

Yanık türleri incelendiğinde en fazla yanık türününsıcak su yanığı olduğu görüldü. 47 hasta (72,3%)

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 312-319

Page 14: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

yaşayanlar için hastanemizde bulunan tercümanaracılığı ile iletişim sağlanmaktadır. Dosyalarincelendiğinde yanık nedeni ile yatan hastalarınyanık ünitesinde bulunan Sosyal hizmetli vePsikolog tarafından düzenli olarak ziyaretedildikleri görüldü. Bu hastaların çoğunluğununiletişim sorunu yaşamadığı tespit edildi (Tablo 1).Ayrıca ünitemize yatan tüm hastalara hemşirelertarafından düzenli olarak ilk gün ve sonraki günlerVAS (Tablo 2) bakılmakta ve kayıt altınaalınmaktadır. Hastaların geliş VAS skorudeğerlendirildiğinde ortalama 7,43±2,02 olarakbulundu. Hastaların geliş ağrı skorlarının yüksekolduğu görüldü. Hastaların geçici koruma statüsüdurumu, kamp durumu, ev oda sayısı Tablo 1’deözetlenmiştir. Tedavi sonucunda hiçbir hastadaskar gelişmediği ve greftlemeye ihtiyaçduyulmadığı görüldü.

Yatarak tedavi olan 30 hastaya ameliyattayapılacak işlem için preoperatif sedasyon amaçlımidazolam verildi. Yatarak tedavi olan 30 hastanın18’ine maske anestezisi ile sedoanaljezi altındaanestezi, 12’sine ise Larengeal Maske (LMA) ileanestezi uygulanmıştır (Tablo 2). Sedoanaljezi için1mg/kg ketamin, 0,05-0,2 mg/kg midazolam ve1mcg/kg fentanyl kullanılıp 2-3 MAK (MinimumAlveoler Konsantrasyon) sevofloran kullanıldığıgörüldü. LMA uygulanan hastalara ise 0,05-0,2mg/kg midazolam, 1-3mg/kg propofol, 1mcg/kgfentanyl kullanıldıktan sonra 2-3 MAK sevofloranile idame anestezi yapıldığı görüldü. Postoperatifanaljezi olarak da 12 yaşından küçük olanhastalara parasetamol 10mg/kg infüzyon şeklinde,12 yaşından büyük hastalara ise tramadol 1mg/kgintravenöz + parasetamol 10mg/kg infüzyonşeklinde verildiği görüldü.

TartışmaSilahlı çatışmaların sivil halklar için oluşturduğutehdit her geçen gün artmaktadır. Savaşlara bağlıölümlerin yalnızca beşte biri doğrudan travmalarabağlı oluşmaktadır. İlk yıkıcı etkiden kurtulabilensiviller daha birçok ikincil sorunlarla yüzleşmekzorunda kalmaktadırlar. Bu yıkımdan en çokailelerine bağımlı olan çocuklar etkilenmektedir.Özellikle kadın ve çocuklar yiyecek, su, barınmave yaşam için gerekli diğer gereksinimlerikarşılamakta oldukça zorluk çekerler. Günümüzdebirçok bölgedeki iç savaşların varlığını sürekliolarak devam ettirmesiyle birlikte, mülteci sorunutüm dünyada gittikçe artmaktadır. 15 Mart

sıcak su yanığına maruz kalmıştı. Yanık türleri Şekil1 ve Şekil 2’de gösterilmiştir. Hastaların yanıkkazasının oluştuğu aylar incelendiğinde 13 olguOcak (20%), 13 olgu Şubat (20%), sekiz olguAralık(12,3%), 10 olgu Mart (15,4%), sekiz olguHaziran (12,3%) idi. Geriye kalan dört olguAğustos, iki olgu Temmuz, iki olgu Nisan, üç olguMayıs, bir olgu Eylül, bir olgu Ekim idi. Kışmevsimi aylarında bu tür kazaların daha sıkyaşandığını gördük. Mevsimsel dağılımabakıldığında 35 olgunun Kış mevsiminde (53,8%)15 olgunun İlkbahar mevsiminde (23,1%) 14olgunun Yaz mevsiminde (21,5%) kalanınsonbahar mevsiminde oluştuğu görüldü. (Tablo 1). Yanık ünitemizde tüm hastalara düzenli olarakrehber eşliğinde sosyal hizmetli ve psikologtarafından ziyaretler yapılmaktadır. Dil sorunu

Tablo 1. Hekimlik Mesleği Tutum Ölçeği’nin DFA modeline ilişkin uyum parametreleri

Demografik veriler N(%)

CinsiyetErkek 39 (60)Kadın 26 (40)

Yaş Grupları1-5 yaş 44 (67,69)5-18 yaş 14 (21,53)≥18 yaş 7 (10,76)

Hasta GruplarıAyaktan 35 (53,8)Yatan 30 (46,2)

İletişim Sorunu Var 0 (0)Tercüman İle İletişim Var 60 (92,3)Belirtilmemiş 5 (7,70)

Başvuru Zamanı ay olarakAralık, Ocak, Şubat 34 (52,3)Mart, Nisan, Mayıs 15 (23,07)Haziran, Temmuz, Ağustos 14 (21,5)Eylül, Ekim, Kasım 2 (3,07)

Oturduğu Mesken Oda Sayısı1 oda 36 (55,4)2 oda 25 (38,5)3 oda 4 (6,2)

Kamp DurumuVar 65 (100)Yok 0 (0)

Geçici Sigorta DurumuVar 59 (90,8)Yok 6 (9,2)

314 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 312-319

Page 15: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

dünyanın başka pek çok ülkesinde yaşayanmülteciler gibi Türkiye’deki Suriyeli mülteciler deağır yaşam koşullarıyla yaşamak zorunda kalarak,fiziksel ve psikolojik birçok sağlık sorunuyaşamaktadırlar (8,9,10). Barınma ve beslenmesorunları, tıbbi bakım olanaklarının kısıtlı olmasıTürkiye’ye gelmek zorunda kalmış mülteciler içinsorun haline dönüşmüştür (5,6,7,9). Türkiye’deki4 bin Suriyelinin 1058 ‘ini dokuz yaş altı çocuklaroluşturur. Gıda, soğuk, sıcak ve barınma sorunlarıbu grup üzerinde çok olumsuz etkilere nedenolmaktadır. Diyarbakır ilinde resmi kaynaklardanyapılan açıklamalara göre 31000 civarında Suriyelimülteci yaşamaktadır. Bunların yarıya yakınınınçocuk ve gençlerden oluştuğu belirtilmiştir.Çalışmamızı incelediğimizde yaş ortalaması 6,48yıl idi. Yaş ortalamasının düşük olması yanıktravmasından en çok çocuk nüfusununetkilendiğini göstermektedir.

Mülteci çocuklarda en önemli sağlık sorunlarınınbaşında enfeksiyon hastalıkları gelmektedir.Toplum kaynaklı pnömoniler genel popülasyona

2011’de patlak veren Suriye iç savaşı sonrasıTürkiye’deki Suriyeli mülteci sayısı her geçen günartış göstermiştir. Türk hükümeti, çadır vekonteyner kentlerde/kamplarda kalansığınmacılara, ‘barınma’, ‘sağlık’, ‘eğitim’,‘güvenlik’ ve ‘beslenme’ vb. hizmetlerisunmaktadır. Sunulan hizmetler, hizmetlerinniceliği ve niteliği, kampların kuruluş süresi, fizikialt yapı, personel kaynağı dikkate alındığındakampların başarılı olduğu söylenebilir. Ancak

Tablo 2. Yanık dağılımı ve özellikleri

N (%) Mean±SDYanık Yüzdesi

5-8 % 30 (46,1) 11,02±5,8810-15% 25 (38,5)20-30% 10 (15,4)

Yanık Derinliği20 50 (76,9) 1,26±0,5092-30 13 (20)30 2 (3,1)

Poliklinik Başvuru Sayısı2-4 defa 42 (64,6) 3,65±1,195-6 defa 23 (35,4)

Yatan Hastaların Hastane Kalış Süresi (N=30)1-5 gün 18 (60) 2,20±3,375-10 gün 10 (33,33)≥10 gün 2 (6,66)

VAS*2-4 7 (10,7) 7,43±2,024-6 18 (27,6)6-8 24 (36,9)8-10 16 (26,6)

Anestezi TürüSedoanaljezi 18 (27,7)LMA** 10 (15,4)Anestezi yok 37 (56,9)

** VAS (Vizüel Analog Skala), **LMA (Larengeal Maske)

1Yanık nedenine göre hasta sayısı

Sıcak suSıcak süt

Sıcak yemek suyuKızgın yemek yağı

Elektrik yanığıAlev47

25

5

5

Şekil 1. Yanık nedenine göre hasta sayısı

315• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 312-319

Page 16: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

316

2b. Elektrik yanığı

2c. Alev yanığı

2a. Kaynar su yanığı

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 312-319

Page 17: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

göre bu grupta daha sık görülmektedir (10,11).Acil servise başvuruların çoğunu bunlaroluşturmakla beraber travma ciddiyeti ve ölümcületkinliğine bakıldığında akut yanık travmaları daciddi sağlık sorunu haline gelmektedir.

Zinc M ve arkadaşlarının (5) hazırladığı raporda,Diyarbakır’da ve Batman’da sığınmacı kampıbulunmadığı, bu kentlerdeki mültecilerin daha çoksosyo-ekonomik düzeyi düşük semtleri tercih ettiğive ayrıca çoğu ailenin dar tek odalı evlerde birkaçailenin bir arada yaşadığını belirtmişlerdir.Yaşanılan evlerin fiziksel olarak kötü koşullardaolduğunu ve özellikle kalabalıkların oturduğu tekodalı evlerde yemeğin oda içinde pişirilmesininyangın ve yanık kazası riskini artırdığını ve buçocukların yanık için ciddi tehdit oluşturduğunurapor etmişlerdir. Çalışmamızda gelen hastalardanalınan bilgiler doğrultusunda yanık hastalarınınçoğunluğun (36 olgu) tek odalı, 25 olgunun ikiodalı evlerde yaşadıklarını tespit ettik. Ayrıcayanıkların oluştuğu aylara da baktığımızda yanıkolgularının ağırlıkta kış mevsimi aylarında (Aralık-Ocak-Şubat) gerçekleştiğini tespit ettik. Bu da bizegösterdi ki; kış aylarında tek ya da iki odalı evlerdeçok nüfuslu olarak yaşamak zorunda kalanmültecilerin ısınma aracı olarak soba kullanımı veyemek pişirme aracı olarak da küçük piknik tüpükullanmaları yanık kazaları riskini artırmaktadır. Busonuç Zinc ve arkadaşlarının yaptığı çalışmayıdesteklemektedir.

Yanık ünitesine yatırılan hastaların yanık derinliğiilişkisine baktığımızda Demirel ve arkadaşları (13)yanık servisinde yatan 227 hastayı incelediklerindehastaların 60,8%’inde 2.derece yanık,39,2%’sinde 3.derece yanık olduğunu tespitetmişlerdir. Çalışmamızda kliniğimize başvuranmültecilerin 35’ü ayaktan, 30’unun yatarak tedavialdığını gördük. 50 hastada (76,9%) 2.dereceyanık, iki hastada da 3.derece (3,1%) yanıkmevcut idi. Çalışmamızdan elde ettiğimizverilerde, 2.derece yanıkların daha sık olmasıDemirel ve arkadaşlarının (13) yayını ile paralellikgöstermektedir.

Aytaç ve arkadaşlarının (12) yanık ünitesine kabulettikleri 622 olgu analizinde en fazla görülen yanıknedenleri sırasıyla sıcak sıvı yanığı (128 olgu -68,8%) ve alev yanığı (40 olgu- 21,5%) idi.Ortalama yanık alanları yüzdesi %13 idi. Bizim

çalışma grubumuzdaki hastalarda en sık yanıknedeni (72,3%) sıcak su yanığı idi. Ortalamayanık yüzdesi 11,02 % bulundu. BulgularımızAytaç ve arkadaşları (12) ile benzerlikgöstermektedir.

Ülkemizdeki Suriyeli mültecilerin acil servise yanıkdahil birçok travmanın da içinde olduğu dahili vecerrahi başvuruları, toplam başvuruların %10’unugeçmektedir (9). Mültecilerin yaşadığı yerlerdekizorlu yaşam, maddi sorunlar, birçoğundakiebeveyn yokluğu ve çok çocuklu olmak isteristemez sağlık sorunlarını da beraberindegetirmektedir. Yaptığımız çalışmada hastanemizyanık ünitesine yıllık yaklaşık 3500 yanmatravması ile başvuran yanık hastalarının 65’ininSuriyeli mülteci başvurusu olarak gerçekleştiğinigördük (1,85%). Bu oran Suriye sınırındakişehirlere göre daha düşüktür. Bunu şehrimizinsınıra olan uzaklığından kaynaklandığınıdüşünüyoruz. Ancak savaşın hala devam ediyorolması, sınır şehirlerindeki mülteci nüfusununartması sonucu kalabalıklaşmanın artması veAvrupa Birliği ülkelerine geçişin her geçen gündaha da zorlaşması nedeniyle daha uzak şehirleregöçün her geçen gün artacağını ve bununsonucunda ilimiz hastanelerine travma (özellikleyanık) nedeni ile başvuranların artacağınıdüşünüyoruz.

Yanık yaralanması, bir çocuğun yaşayabileceği entravmatik kazalardan biridir (14). Yanık hasarıbeklenmedik, ağrılı ve yaşamı değiştiren biryaralanmadır. Bu durum çocukta acı, korku veanksiyete duygularına neden olabilir (15). Bunlarıntümü bu çocukları psikiyatrik bozukluk riski altınasokabilir (16). Çalışmamızda dosyalarincelendiğinde hastaların ilk geliş VAS skorlarınınölçüldüğünü gördük. Hastaların ortalama VASskoru değeri 7,43±2,02 olarak bulundu. Skorunyüksek oluşu oluşan ağrının düzeyinigöstermektedir. Ebeveyn anksiyetesi, yanıkanksiyetesi, dil olarak anlaşamama ve kendinibulunduğu yerde yabancı görme anksiyete veajitasyonu daha da artırmaktadır. Hastalara budönemde doğru yaklaşım sonradan oluşacakposttravmatik stres bozukluğunu ortadankaldıracaktır. Yanıklı hastalarda postoperatifbakımda; hemodinamik stabilitenin ve ağrıkontrolünün sağlanması esastır. Kliniğimizde yanıkoluşan olgulara preoperatif değerlendirmesırasında, korku, anksiyete ve ağrı varlığı

317• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 312-319

Page 18: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

nedeniyle, operasyon odasına transporttan önceuygun bir premedikasyon yapılmaktadır. Hastalarınyanık servisteki bakımları sırasında ve ameliyatşartlarında yanık bakımı gereken hastalaraameliyat sırasında analjezi ve sedasyon sağlanmasıpostoperatif olarak yara iyileşmesini, korku veendişeyi ve posttravmatik stres bozukluğunuazaltmaktadır (17).

Yanık ağrısını tedavi etmek için debridmansırasında opioid kullanılır (18). Anksiyolitik ajanlar,yanıklı hastalarda yalnız başına kullanılabildiklerigibi, opioidler ya da diğer ajanlarla (ketamin,propofol, inhaler anestezikler vb.) da kombineedilerek kullanılabilmektedir (19). Propofolanaljezik etkisi olmayan bir hipnotik olduğu içingünübirlik cerrahilerde kısa etkili bir opioidle ya daketaminle birlikte kullanılması önerilmektedir. Kısasüreli cerrahi işlemlerde sedoanaljezi sağlamakamacıyla propofol ve ketaminin birlikte kullanımıpopülarite kazanmıştır (20). Yanıklı hastalarda,etkisinin daha kısa sürede başlaması, eliminasyonyarı ömrünün daha kısa olması ve derlenmenin deçok daha kısa sürede olması nedeniyle anksiyolitikajan olarak en uygunu midazolamdır (21).Postoperatif ağrı kontrolunde nonsteroid anti-inflamatuvar gibi ilaçların nefrotoksik etkileri veantiplatelet etkileri nedeniyle ağrı tedavisindeasetaminofen ve tradamol gibi analjeziklerinkullanımı önerilmektedir.

Hastaların anestezi dosyalarını incelediğimizdeyanık ünitemizde yatan çocuklara preoperatifanksiyeleri ve korkuları için rütin intravenözmidazolam 0,05-0,2 mg/kg dozunda uygulandığıgörüldü. Bu hastalardan korku ve anksiyetesiazalmayan ve ajitasyon gösteren küçük yaşta olan(≤12 yaş) hastalara midazolama ek olarakketamin 1mg/kg intravenöz uygulandığını gördük.Dosyaları incelediğimizde yatan 30 yanıklı mültecihastanın tedavilerinin ameliyathanede LMA vesedoanaljezi altında yapıldığını ve bu amaçlamidazolam, fentanyl, ketamin, propofol ve maskesevofloran kullanıldığını gördük. Tüm hastalaradarutin postoperatif analjezi amaçlı asetaminofen vetramadol kullanıldığını tespit ettik. Bunun sonucuolarak hastalarda ameliyat gibi steril bir ortamdauygulanan tedavinin hastalara hızlı bir şekildeyapılmasının iyileşme süreleri üzerinde etkiliolduğunu ek olarak preoperatif anestezi vepostoperatif analjezinin hastanede kalış süresinikısalttığını gördük (Ortalama hastanede kalışsüresi 2-20 gün).

Mültecilerin yaşadığı bir diğer önemli sorun da dilnedeni ile olmaktadır. Dil farklılıkları sağlıkhizmetine ulaşmada kısıtlayıcı faktörler arasındadır(22,23). Dil farklılıkları ağızdan tedavilerde yanlışdoz verilmesine ve tedavi planının yanlışyapılmasına neden olabilmektedir (24). Dilfarklılıkları nedeni ile sağlık hizmeti sunan vealacak kişi arasında uygun bir iletişimkurulamamaktadır. Dil sorununun mülteciçocukların ebeveynlerinde kaygıya neden olduğuve bu nedenle çocuklarını hastaneyegetiremedikleri vurgulanmıştır (5). Çalışmamızdaolguların önemli bir kısmının dosyasına bu durumkaydı olumlu yönde idi. Hastanemizde YabancıHasta Sağlık Turizmi adı altında başta mültecilereve diğer yabancı uyruklu hastalara hizmet verenrehber çalışanlarımız mevcuttur. Yanık ünitemizdebuna ihtiyaç duyulduğunda bu hizmettenfaydalanılmıştır. Hasta ve hasta ebeveynleri ile builetişim sağlanıp uygun tedavi ve rehabilitasyonsağlanmıştır. Bu durum hasta ve ebeveynlerde deanksiyete üzerine ciddi etkide bulunmuştur. Bununsonucu olarak, hastalar ile sağlık sunanlararasındaki iletişim sorunlarının çözülmesi hastabakım kalitesini artıracağı inancındayız.

Savaş sonucu ciddi bir travma sonrasında ülkemizegöç etmek zorunda kalan mülteci çocuk veailelerinin yanık hasarı sonrası durumları,psikolojileri üzerine eklenen ciddi bir travma halinegelir. Bu durumun üstesinden gelmek donanımlıyanık ünitelerinde oldukça kolaydır. Hastanemizyanık ünitesinde bu tür mülteci hastaların durumuile ilgilenen rehber, sosyal hizmetler uzmanı vepsikolog bulundurulmaktadır. Hastaların her türlütravma ile baş etmeleri için sistemik bir yaklaşımgösterilmektedir. Çalışmamıza dahil ettiğimiz tümhastaların yanık travmaları 100% şifa ilesonuçlanmıştır. Hastaların skar ya da greftleme içintedavi almadıkları görüldü. Bunun sebebinihastalarımızda görülen 3. derece yanığın azlığı,yanık yüzdelerinin düşük olması ve yapılantedavide derin yanıklarda yapay deri eşdeğerikullanmasından kaynaklandığını düşünüyoruz.Ayrıca hastaların post travmatik streslerle başedebilmesi için sosyal hizmetler uzmanı vepsikoloğumuzun rehber eşliğinde aile veyetişkinlerin kendilerine pansuman eğitimleri,beslenme eğitimleri verilmiş, taburcu olmadanevvel sosyal çalışma birimlerine bildirimleriyapılarak yaşam ortamlarının düzenlenmesisağlanmıştır.

318 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 312-319

Page 19: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Zetterstrom R. Hospitalization in Sweden of childrenborn to immigrants. Acta Paediatr 2003;92:228-32.

9. Korkmaz AÇ. Sığınmacıların Sağlık ve HemşirelikHizmetlerine Yarattığı Sorunlar. Sağlık ve HemşirelikYönetimi Dergisi 2014;1:37-42.

10. Turner C, Turner P, Carrara V, Burgoine K, Tha Ler HtooS, et al. High rates of pneumonia in children under twoyears of age in a South East Asian refugee population.PLoS One. 2013;8:e54026.

11. Turner C, Turner P, Cararra V, Eh Lwe N,Watthanaworawit W, et al. A high burden of respiratorysyncytial virus associated pneumonia in children less thantwo years of age in a South East Asian refugeepopulation. PLoS One. 2012;7:e50100.

12. Selçuk A, Güzin YÖ, Selçuk A, Ramazan K, Serhat Ö,Mesut Ö. Güney Marmara Bölgesindeki ÇocuklardaYanık Epidemiyolojisi. Uludağ Üniversitesi Tıp FakültesiDergisi 2004;30(3):145-9.

13. Demirel Y, Çöl C, Özen M. Ankara Numune Eğitim veAraştırma Hastanesi yanık servisinde bir yılda izlenenhastaların değerlendirilmesi. Cumhuriyet Üniversitesi TıpFakültesi Dergisi 2001;23(1):15-20.

14.Landolt MA, Grubenmann S, Meuli M. Family impactgreatest: predictors of quality of life and psychologicaladjustment in pediatric burn survivors. J Trauma2002;53:1146-51.

15. Maskell J, Newcombe P, Martin G, Kimble R.Psychosocial functioning differences in pediatric burnsurvivors compared with healthy norms. J Burn Care Res2013;34:465-76.

16. Stoddard FJ. Care of infants, children and adolescentswith burn injuries. In: Lewis M, editor. Child andadolescent psychiatry, a comprehensive textbook. 3rded. Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins; 2002. p.1188-208

17. Arellano R, Cruise C, Chung F. Timing of theanesthetist’s preoperative outpatient interview. AnesthAnalg 1989;68:645-8.

18. Ashburn MA. Burn pain: The management of procedurerelated pain. J Burn Care Rehabil 1995;16:365-71.

19. Wilson GR, Tomlinson P. Pain relief in burnshow we doit. Burns 1988;14:331-2.

20. Willman EV, Andolfatto G. Prospective Evaluation of“Ketofol” (Ketamine/Propofol Combination) forProcedural Sedastion and Analgesia in the EmergencyDepartment. Ann Emerg Med 2007;49:23-30.http://dx.doi.org/10.1016/j.annemergmed.2006.08.002

21.Greenblatt DJ, Locniskar A, Ochs HR, Lauren PM.Automated gas chromatography for studies ofmidazolam pharmacokinetics. Anesthesiology1981;55:176-9.

22. Flores G, Tomany-Korman SC. The language spoken athome and disparities in medical and dental health, accessto care, and use of services in US children. Pediatrics2008;121:1703-14.

23. Flores G, Abreu M, Olivar MA, Kastner B. Accessbarriers to health care for Latino children. Arch PediatrAdolesc Med 1998;152:1119-25.

24. Samuels-Kalow ME, Stack AM, Porter SC. Parentallanguage and dosing errors after discharge from thepediatric emergency department. Pediatr Emerg Care2013;29:982-7.

Sonuç olarak bu çalışma, savaşın, çatışmaortamından oldukça uzak bir hastane acil servisineyanık travmalarına maruziyet nedeniyle başvuranve hemen yanık ünitesine yönlendirilen veçoğunluğunu çocukların oluşturduğu Suriyelimültecilerin genel özelliklerini değerlendirmiştir. Buhastaların bir kısmı ayaktan yanık ünitesipolikliniğinde, durumu ciddi olanları ise yanıkünitesinde yatarak tedavi edilmişlerdir. Anksiyeteve korkularını azaltmak için yanık ünitemizdekitedavileri sırasında anestezik ilaçlarladebridmanlarını sağlamak hedeflenmiştir. Bu hastagrubu ile Suriyeli olmayan hasta gruplarıarasındaki farkları değerlendiren çalışmalar ilekarşılaştırma yapılabilir, sonucunda daha anlamı veobjektif sonuçlara ulaşılabilir. İlimiz sınırından 230km uzakta olmasından dolayı, Suriyeli mültecilerindaha yüksek oranda yaşadıkları illerde yapılacakçok merkezli ve ileriye yönelik çalışmalar sorunudaha doğru ortaya koyabilir inancındayız.

LimitasyonÇalışmamızın bazı önemli kısıtlılıkları vardır. Geriyedönük ve tek merkez verileri ile yapılması enönemli kısıtlılığıdır. Diğer bir kısıtlılığı ise olgusayısıdır. Olguların triaj bilgilerine ulaşılamamıştır.Yabancı uyruklu hastalar olduğundan dilsorunundan kaynaklı VAS gibi görsel ağrı ölçümüdışında hasta ve ebeveyn anksiyetesini ölçen ileritestler yapılmadığından dosyalarda bu verilererastlanmamıştır. Ayrıca veriler bilgi işletim sistemiaracılığı ile alındığından sonuçları etkileyecek bazıolguları kaçırmış olabiliriz.

İletişim: Ebru Tarıkçı KılıçE-posta: [email protected]

Kaynaklar1. Joshi PT, O’donnell DA. Consequences of child exposure

to war and terrorism. Clin Child Fam Psychol Rev2003;6(4):275–92.

2. Çelikel A, et al. A series of civilian fatalities during the warin Syria. Ulus Travma Acil Cerrahi Dergisi2014;20(5):338–42.

3. Deniz O, et al. Van City in Terms of Refuge Mobilitıes andThe Demographic Profile of Refugees. Doğu CoğrafyaDergisi 2009;sayı:22. e-dergi.atauni.edu.tr

4. http://data.unhcr.org/syrianrefugees/ regional.php.erişimtarihi:15.01.2016

5. Zinc M, Davas A. Suriyeli Sığınmacılar ve Sağlık HizmetleriRaporu. Türk Tabipler Birliği Yayınları 2014.

6. Orhan O, Gündoğar SS. Suriyeli Sığınmacıların Türkiye’yeEtkileri. ORSAM Raporu. 2015

7. Pedgore JK, Rene A, Sandhu R, Marshall M. A healthassessment of refugee children from former Yugoslavia inTarrant County. Tex Med 2003;99:50-3.

8. Danielsson N, Ericsson A, Ericsson M, Kallen B,

319• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 312-319

Page 20: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 320-326

AbstractBreast cancer occupies the first place among cancersaffecting women in our country. Breast self-examination (BSE) is important for early diagnosis ofbreast cancer and obtaining successful treatmentresults. This study was conducted to evaluate theeffectiveness of the breast self-examination (BSE)training provided for women with impaired hearing.This training intervention study was conducted amonghearing-impaired women members of Manisa DeafSports Club and the Deaf Association (N: 24). Thesurvey questions regarding socio-demographiccharacteristics and BSE were answered through theexplanations provided to the women before thetraining by the researchers who can speak in signlanguage. One-on-one BSE training was performed insign language using a breast model and pictorialrepresentation. Six weeks after the training, its efficacywas assessed by having women make a breastexamination on a model. The women with a mean ageof 21.00 ± 1.38 years were high school graduates andactively working. It was seen that the women havenot known and could not perform any of the BSEsteps before the training. After the training, when theBSE skills of women were assessed, it was observedthat they could perform almost all steps of thepractice. All the women inspected the appearance ofthe breast and noticed the changes, used the pads ofthree middle fingers of the hand opposite to thebreast to be examined and could perform theexamination of the armpits. As a result of the study, itwas found that the one-on-one BSE training, whichwas provided in sign language by the researchersusing structured educational materials speciallydesigned for women with impaired hearing waseffectual.Key words: Hearing Impaired, Breast Self-Examination(BSE), Training

ÖzÜlkemizde, meme kanseri kadınlarda görülenkanserler arasında birinci sıradadır. Meme kanserininerken tanılanması ve tedavide başarılı sonuçlar eldeedilmesinde kendi kendine meme muayenesi(KKMM) önemlidir. Bu araştırma, işitme engellikadınlara verilen KKMM eğitiminin etkinliğinideğerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmaeğitim müdahale çalışması olup, Manisa Sağır SporKulübü ve Sağırlar Derneği’ne üye işitme engellikadınlarla yürütülmüştür (N:24). Kadınlara eğitimöncesi sosyo-demografik ve KKMM ile ilgili sorularişaret dili bilen araştırmacılar tarafından anlatılarakcevaplandırılmıştır. KKMM eğitimi, her kadına birebir,resimli anlatım ve meme maketi kullanılarak işaretdili ile yapılmıştır. Eğitimden altı hafta sonra,kadınlara maket üzerinde meme muayenesiyaptırılarak eğitimin etkinliği değerlendirilmiştir. Yaşortalaması 21.00±1.38 olan kadınlar lise mezunuolup, çalışmaktadır. Kadınların eğitim öncesindeKKMM değerlendirme basamaklarından hiçbirinibilmediği ve yapamadıkları saptanmıştır. Eğitimsorası kadınların KKMM becerilerideğerlendirildiğinde uygulama basamaklarınınneredeyse tümünü yapabildikleri gözlenmiştir. Tümkadınların memenin dış görünümünü inceleyipdeğişiklikleri fark ettiği, memenin çaprazında kalanelin orta üç parmağının iç kısımlarını kullandığı vekoltuk altı muayenesini yapabildikleri belirlenmiştir.Çalışma sonucunda, işitme engelli kadınlara özelyapılandırılmış eğitim materyalleri kullanılarak,araştırmacılar tarafından işaret diliyle anlatılan vebirebir yapılan KKMM eğitiminin etkin olduğubulunmuştur. Anahtar sözcükler: İşitme engelli, Kendi kendinememe muayenesi (KKMM), Eğitim

Geliş/Received : 29.06.2018Kabul/Accepted : 07.04.2019

Melike Koçak1, Sultan Çelik 2, Selda İldan Çalım3, Seval Cambaz Ulaş4, Arzu Karadal 5

Araştırma

Research

İşitme Engelli Kadınlara Verilen Kendi Kendine Meme Muayenesi(KKMM) Eğitiminin Etkinliğinin Değerlendirilmesi*The Evaluation of the Effectiveness of Breast Self-Examination (BSE) TrainingProvided for the Women with Impaired Hearing

DOI: 10.17942/sted.438518

320

*Bu araştırma, Çukurova Üniversitesi’nde düzenlenen (2016), 3.Uluslararası 7. Ulusal Ebelik Öğrencileri Kongresi’nde sözel bildiriikincilik ödülü almıştır. 1 Manisa Celal Bayar Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Ebelik Yüksek Lisans Programı, Manisa (Orcid No: 0000 0002 1182 6401)2 Manisa Celal Bayar Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Ebelik Yüksek Lisans Programı, Manisa (Orcid No: 0000 0002 8380 8384) 3 Dr., Öğr. Üyesi Manisa Celal Bayar Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Ebelik Bölümü Uncubozköy Sağlık Kampüsü, Manisa(Orcid No: 0000-0001-8500-4251) 4 Dr. Öğr. Üyesi Manisa Celal Bayar Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Ebelik Bölümü Uncubozköy Sağlık Kampüsü Manis (Orcid No 0000 0002 1580 850X) 5 İşaret Dili Tercümanı (Usta Öğretici) Atatürk Gençlik Merkezi Manisa (Orcid No: 0000 0002 1599 1359)

Page 21: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

GirişSon yıllarda, insan sağlığını tehdit eden önemlisağlık sorunların başında yer alan kanser; aynızamanda bireyleri fiziksel, psikolojik ve sosyalyönden olumsuz yönde etkilemektedir (1-3).Ülkemizde, meme kanseri kadınlarda görülenkanserler arasında birinci sıradadır ve sıklık oranı%24,9’dur (3,4). Meme kanserinin erkentanılanması, tedavide başarılı sonuçlar eldeedilmesinde büyük önem taşımaktadır (5). KendiKendine Meme Muayenesi (KKMM); kadınınmuayeneyi kendisinin yapması, herhangi birmasraf gerektirmemesi ve kolay olması nedeniyleerken tanıda kullanılmaktadır (6). KadınlarınKKMM’ni ne zaman ve nasıl yapması gerektiği ileilgili en önemli bilgi kaynakları sağlık kurum vekuruluşlarında çalışan sağlık personelidir. Özelliklebirinci basamak sağlık hizmetlerinde çalışan sağlıkelemanlarının sağlığı koruma ve geliştirilme içinKKMM muayenesi hakkında tüm kadınlara eğitimvermesi meme kanserlerinin erken tanılanmasıiçin oldukça önemlidir (2-6). Meme kanseri tanısıalan kadınların büyük çoğunluğu KKMM yaparakhastalıklarını erken dönemde tespitedebilmektedir (7). KKMM’i 20 yaşından sonraher ay menstruasyondan sonra; menopozdöneminde olan kadınların ise her ayın belli birgününde yapması önerilmektedir (2-6). Kendikendine meme muayenesinin üç ayrı aşamasıvardır: öncelikle memeler gözle değerlendirilerekmemelerde belirgin şişlik, meme ucu ve memecildinde içe doğru çekilme, renk değişiklikleri,yüzeyel damarlarda önceden varolmayan birbelirginleşme hali, ciltte “portakal kabuğu”manzarası ve ciltte pullanma gibi bulguların olupolmadığına bakılır. Daha sonra ayakta, memelerelle muayene edilir. Meme dokusunun normalyapısı ile olmaması gereken oluşumlar bumuayene ile ayırt edilebilir. Meme dokusununmuayenesi, memenin koltukaltından göğüskemiğine, köprücük kemiğinden memenin altsınırına kadar tüm alanların parmaklarla dikkatlicehissedilerek taranmasını içerir. Aynı muayeneninyatar pozisyonda da tekrarlanması önerilir. Her biraşama, meme dokusu hakkında çok değerlibilgiler verir ve mutlaka uygulanmalıdır (3).

Meme kanserinin erken tanısında KKMM’nin yanısıra klinik muayene ve mamografi de önemli yeresahiptir. Amerikan Kanser Birliği, 20 yaşındansonra kadınların her ay düzenli olarak KKMM

yapması gerektiğini, 20-40 yaş arası kadınlarda üçyılda bir, 40 yaşından itibaren yılda bir kez klinikmeme muayenesi ve mamografi çektirmesigerektiğini vurgulamıştır (3,8). Mamografi;yoğunlukları birbirine yakın olan kas, yağ vememenin glandüler yapılarını ve memeninpatolojik değişikliklerini incelemek amacıylakullanılan bir yumuşak doku radyografisidir.Mamografi, fizik muayenede saptanamayacakkadar küçük kitlelerin erken evrede tanıkonulmasında kullanılan önemli bir yöntemdir (1-3,9-11).

Sağlık bakımı hizmetlerinin tüm insanlara eşitolarak sunulması anayasal bir hak olup;dezavantajlı konumda olan bireyler göz ardıedilmemelidir. Özellikle, toplumda kadın olarakyaşanılan zorluklara engelli olma durumueklendiğinde dezavantajlı olma durumuartmaktadır. Engellilerin en önemli sorunlarıarasında eğitim kısıtlılığı, tıbbi bakım verehabilitasyon hizmeti alamama, iletişimkuramama, toplumda ayrımcı tutum vedavranışlar yer almaktadır. Özellikle sağlık kurumve kuruluşları, engelliler için mekansal olarakulaşılması imkansız olabilmektedirler. Bununlabirlikte tıbbi bakım ile ilgili bilgilere erişmekgenellikle kolay olmamakta ve sağlık eğitimindeengelli kişiler genellikle göz ardı edilebilmektedir(12,13). Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nünverilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık%10’unu engelli insanlar oluşturmaktadır (14).Devlet İstatistik Enstitüsü Türkiye ÖzürlülerAraştırması (2002) sonuçlarına göre, toplamnüfus içindeki engelli oranı %12,3’tür (15).

Engelliler kanununda; fiziksel, zihinsel, ruhsal veduyusal yetilerinde çeşitli düzeyde kayıplarındandolayı topluma diğer bireyler ile birlikte eşitkoşullarda tam ve etkin katılımını kısıtlayan tutumve çevre koşullarından etkilenen birey, engelliolarak tanımlanmıştır (13). Kırman (2011), işitmeengelini, her iki kulakta birden, konuşmayıanlayamayacak seviyede işitme kaybı olma haliolarak tanımlamıştır (16). Türkiye İstatistikKurumu (TÜİK) Özürlülerin Sorun ve BeklentileriAraştırmasında (2010) işitme engelli bireylerinoranı %5,9 olarak bulunmuştur. İşitme engellibireylerin sözdizimi, anlam, sesbilgisi, metin yapısıkurallarını analiz ve sentez etmeleri zordur. Bunedenle, sağlık kurum ve kuruluşlarına ulaşsa dahi

321• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 320-326

Page 22: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

yapıyor, kısmen yapıyor ve yapamıyor şeklinde üçgruba ayrılarak değerlendirilmiştir. Bu form eğitimöncesi ve sonrası tüm katılımcılaradoldurulmuştur. Tüm formlar işaret dili eğitimialmış araştırmacılar tarafından doldurulmuştur.

Eğitim Süreci: Araştırmada KKMM eğitimi herkadına birebir olarak, işaret dili bilenaraştırmacılar tarafından verilmiştir. KKMMeğitimi işaret dili, resimli anlatım ve meme maketikullanılarak yapılmıştır. Bir kadının eğitim süresiyaklaşık olarak 1 saat sürmüştür. Eğitimler ManisaSağır Spor Kulübü ve Sağırlar Derneğindeverilmiştir. Eğitim sonrası her kadına işitme engelibireylerin anlayabileceği şekilde KKMM uygulamabroşürü hatırlatıcı olması amacıyla verilmiştir.Eğitimler tamamlandıktan 6 hafta sonraaraştırmacılar tarafından her kadına maketüzerinde meme muayenesi yaptırılarak, KKMMdeğerlendirme formu doldurulmuştur.

Verilerin Değerlendirilmesi: Veri analizinde SPSS15.00 for Windows programı kullanılarak, sayıyüzde dağılımı, ortalama ve standart sapmakullanılmıştır.

Araştırmanın Etik Yönü: Araştırma için gerekliyasal izinler Manisa Sağır Spor Kulübü ve SağırlarDerneğinden, araştırmaya katılan bireylerden degönüllü bilgilendirilmiş onam formu ile alınmıştır.

BulgularAraştırmaya katılan kadınların yaş ortalaması21,00±1,4’tür. Kadınların tümü lise mezunu,bekar ve fabrikada işçi olarak çalışmaktadır.Çalışmaya katılan kadınların hepsi gelirdurumlarının giderleriyle eşit olduğunubelirtmiştir. Kadınların 19’unda işitme engelinindoğuştan olduğu, 5’inde ise sonradan geliştiğibulunmuştur. Kadınların beşinin ailesinde başkaengelli de bulunmaktadır. Kadınların tümü işaretdilini bildiklerini, ailelerinde ve çevresinde memekanseri hikayesi olan kimse olmadığını belirtmiştir.Herhangi bir meme sorunu yaşamadıklarını veklinik meme muayenesini yaptırmadıklarını ifadeeden kadınlar, daha önce KKMM’sini,mamografiyi hiç duymadıklarını ve bu konudabilgi almadıklarını ifade etmiştir.

Kadınların eğitim öncesinde KKMMdeğerlendirme basamaklarından hiçbirinibilmediği ve yapamadıkları saptanmıştır. Eğitim

iletişim problemi nedeniyle sorunlarını anlatma,anlama, tıbbi bakım ve tedavi alma gibi pek çoksorun yaşayabilmektedirler (12). Kadınlardaoldukça sık oranda görülen meme kanserininerken teşhisi için KKMM’nin işitme engellikadınlara anlatılması, öğretilmesi ve KKMMyapması için teşvik edilmesi yaşamsal önemesahiptir. İletişim nedeniyle sağlık bakımhizmetlerinden yeteri kadar faydalanamayanişitme engelli kadınlara ulaşmak, onlarınanlayabileceği şekilde eğitim materyallerigeliştirmek ve kullanmak, işaret dili bilen sağlıkpersonellerinin sayısını artırmak; eşit sağlık bakımısunumu için elzemdir ve acilen çözülmesi gerekensorunlardır. Bu araştırma, toplumda dezavantajlıgrupta yer alan işitme engelli kadınlara özelolarak yapılandırılmış KKMM eğitimi verilerek,eğitimin etkinliğini değerlendirmek amacıylayapılmıştır.

Gereç ve YöntemAraştırmanın Tipi: Araştırma eğitim müdahaleçalışmasıdır.

Araştırmanın Yeri ve Zamanı: Araştırma ManisaSağır Spor Kulübü ve Sağırlar Derneğinde01.01.2016-20.04.2016 tarihinde yürütülmüştür.

Araştırmanın Evreni ve Örneklemi:Araştırmanın evrenini Manisa Sağır Spor Kulübüve Sağırlar Derneğine kayıtlı işitme engellikadınlar oluşturmuştur (N:24). Herhangi birörneklem seçme yöntemi kullanılmadan evrenintamamına ulaşılmaya çalışılmıştır (n:24).

Veri Toplama Araçları: Araştırmanın verileriaraştırmacılar tarafından ilgili literatürdoğrultusunda, işaret dili eğitimcisidanışmanlığında, işitme engeli bireylerinanlayabileceği şekilde düzenlenerek hazırlanmıştır.Veriler anket formu ve KKMM değerlendirmeformu ile toplanmıştır. Anket formu iki bölümdenoluşmuştur. Birinci bölüm sosyo-demografiközellikler, eş ve evlilik özellikleri, obstetriközellikleri içeren 20 sorudan oluşmuştur. İkincibölüm ise; meme muayenesi, meme kanseriöyküsü, KKMM duyma ve bilgi alma sorularıolmak üzere toplam 16 sorudan oluşmuştur.Anket formu eğitim öncesinde doldurulmuştur.KKMM basamaklarına uygun olarak, KKMMdeğerlendirme formu 9 madde (başlık) şeklindehazırlanmıştır. KKMM değerlendirme formu

322 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 320-326

Page 23: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

yapmış oldukları çalışmada kadınların %65,0’ınınKKMM’ni bilmediği bulunmuştur (22).Malezya’da, Al-Dubai ve ark.’nın (2012) yapmışoldukları bir çalışmada katılımcıların %79,8’ininKKMM hakkında bilgi sahibi olmadığıbelirlenmiştir (23). Suudi Arabistan da Al-Sharbatti ve ark.’nın (2012) üniversite öğrencileriile yapmış oldukları bir çalışmada katılımcıların%77,3’ünün KKMM uygulamadığı saptanmıştır(8). Kutlu ve ark.’nın (2008) Manisa ilinde yapmışoldukları çalışmada, katılımcıların %61,0’ınınKKMM’ni bilmedikleri bulunmuştur (9). AyrıcaGöçgeldi ve ark.’nın (2008) yapmış oldukları birçalışmada “yaşamı boyu en az bir kez KKMMyapmış olma” durumu sorgulandığında%33,5’inin hiç KKMM yapmadığı belirlenmiştir(10). Sohbet ve Karasu’nun (2017), yaptıklarıçalışmada kadınların %48,5’inin KKMM yapmayıbilmediği bulunmuştur (24). Çalışmamızdakadınların KKMM bilgi durumu sorgulandığında,kadınların hiçbirinin (%100) bu konuda bilgisahibi olmadığı görülmüştür. Herhangi bir işitmeengeli olmayan kadınların %50,2 ile %89,0 gibideğişen oranlarda KKMM ile ilgili bilgisi yoktur.Çalışmamızdaki lise mezunu işitme engellikadınların ise bu konuda hiçbir bilgiye sahipolmaması oldukça dikkat çekicidir. Örneklemsayısının az olması (n=24) ve yaş ortalamasının(21.00±1.4) düşük olması nedeniyle KKMM’nibilme oranının etkileneceği düşünülse bile, işitmeengelli bireylerin hiçbirinin KKMM hakkında bilgisahibi olmaması sağlık hizmetlerinin sunumundaengelli bireylere ulaşımla ilgili sorunlar olduğunudüşündürmüştür.

Kadınların meme kanserinin erken teşhisikonusunda bilgilendirilmesi oldukça önemlidir.Aker ve ark.’nın (2015), Samsun ilinde geniş

sorası kadınların KKMM’si değerlendirildiğinde isekadınların tümü ya da çoğunun KKMM’iniyapabildikleri gözlenmiştir. Kadınların tümününmemenin dış görünümünü inceleyip değişikliklerifark ettiği, memenin çaprazında kalan elin orta üçparmağının iç kısımlarını kullandığı ve koltuk altımuayenesini yapabildikleri bulunmuştur.Kadınların %91,7’si meme muayenesini dikey,dairesel ya da ışınsal şekilde yaptığı ve memelerintamamını kontrol ettikleri; %33,3’ü muayenesırasında parmaklarını birbirine yapışık ve göğüsduvarına paralel tuttuğu gözlenmiştir. Memebaşını ve memede akıntı olup olmadığını kontroleden kadınların oranı %25,0’dır. Kadınlar,KKMM’sinin dokuz basamağından yalnızca birini“Köprücük kemiği çıkıntısını kontrol etmeyi”uygulayamadıkları, diğer sekiz maddeyi  tamamenya da kısmen uyguladıkları belirlenmiştir (Tablo1).

TartışmaKadınların KKMM’ni yapabilmesi için öncelikle bumuayene ile ilgili bilgisi ve muayenenin önemihakkında farkındalığı olmalıdır (17-21).Ülkemizde işitme engelli kadınların KKMM bilgive uygulamalarına dair çalışmalara ulaşılamamıştır.Fakat işitme engeli olmayan kadınların KKMMbilgi ve uygulamaları ile ilgili çalışma sonuçlarışöyledir; Güner ve ark.’nın yapmış olduklarıçalışmada kadınların KKMM bilgi durumusorgulandığında %50,2’sinin bilgi sahibi olmadığıbulunmuştur (19). Aynı şekilde KKMM bilgidurumu sorgulanan Beydağ ve ark.’nın (2009)yapmış oldukları çalışmada KKMM hakkında bilgisahibi olmayanların oranı %58,0 (20), Sönmez veark.’nın (2012) yapmış oldukları çalışmada buoran %60,8 (21), Özkahraman ve ark’ının (2006)çalışmasında %54,4 (7), Koç ve Sağlam’ın (2009)

Tablo 1. Kadınların eğitim sonrası meme muayenesini uygulayabilme durumları

Uygulama Yapabiliyor Kısmen Yapamıyor% yapıyor %

%1. Memenin dış görünümünü inceliyor; görünümündeki değişiklikleri fark ediyor 100,0 - -2. Memenin çaprazında kalan elin orta üç parmağının iç kısımlarını kullanıyor 100,0 - -3. Parmaklarını birbirine yapışık ve göğüs duvarına paralel tutuyor 33,3 54,2 12,54. Meme muayenesini dikey, dairesel ya da ışınsal şekilde yapıyor 91,7 9,3 -5. Memeleri tamamını kontrol ediyor 91,7 9,3 -6. Meme başlarını kontrol ediyor 25,0 58,3 16,77. Koltuk altlarını kontrol ediyor 100,0 - -8. Köprücük kemiği çıkıntısını kontrol ediyor - - 100,09. Meme başlarını hafifçe sıkarak akıntı olup olmadığını kontrol ediyor 25,0 58,3 16,7

323• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 320-326

Page 24: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

farklılık göstermiştir. Katılımcıların neredeysetamamı KKMM’ni uygulamıştır. Kadınların eğitimöncesinde KKMM değerlendirme maddelerindenhiç birini yapamadıkları, ancak işaret dili ile birebirolarak verilen eğitim sonrasında 9 maddedenoluşan muayene basamaklarından yalnızca“Köprücük kemiği çıkıntısını kontrol etmeyi”uygulayamadıkları diğer sekiz maddeyiise tamamen ya da kısmen uyguladıklarıbulunmuştur (Tablo 1). Kadınların mememuayenesinde köprücük kemiğini kontrol etmeyiunutmalarının nedeninin, muayenede yalnızcameme dokusunu odaklanmalarındankaynaklanabileceği düşünülmüştür. İşitme engellikadınların KKMM muayenesi eğitimininetkinliğine dair çalışmalara ulaşılamadığı içinengelli olmayan kadınlara yapılan KKMMeğitimlerinin etkinliği incelendiğinde; Koç veSağlam (2009), kadınların kendine mememuayenesi uygulamasına ilişkin eğitim öncesi veeğitim sonrası bilgi ve uygulamalarınınkarşılaştırdığında eğitimden sonra kadınlarıntümünün KKMM yapabildiği ve eğitim öncesi vesonrası istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğugörülmüştür (22). Gölbaşı ve arkadaşlarınınyaptığı (2007) KKMM eğitim çalışmasında,kadınların eğitim sonrası bilgi düzeyleri eğitimöncesine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılıkgöstermiştir (1). Özkahraman ve ark.’ının (2006)KKMM becerisini geliştirmek amacıyla yaptıklarıeğitimden iki hafta sonra eğitimin etkinliğideğerlendirildiğinde, kadınların KKMMbecerilerini tam olarak uygulayanların oranı%63,6 bulunmuştur (7). Çalışmamızdaki işitmeengelli kadınların eğitimden altı hafta KKMMbecerileri değerlendirildiğinde, muayenebasamaklarını tam olarak uygulamasa da bubecerilerinin çoğunu yapabildiği ve eğitimöncesine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılıkolduğu görülmüştür. Eğitim sonrası KKMMbecerilerinin değerlendirme zamanının kadınlarınuygulama basamaklarını tam olarak yerinegetirebilmesini etkileyebileceği düşünülmüştür.Çalışma sonuçları incelendiğinde kadınlarınKKMM hakkında bilgilerini artırmaya ve becerikazandırmaya yönelik aktif eğitim programlarınınetkili olduğu bulunmuştur.

Sonuç ve ÖnerilerÇalışma grubunun sayısının çok az olması buçalışmanın sınırlılığıdır ve araştırma sonuçlarıyalnızca derneğe kayıtlı 24 engelli kadın için

örneklemli yaptıkları çalışmada özel bir engellilikdurumu olmayan kadınların %80,5’inin KKMM’nibildiğini ifade etmesi oldukça önemli bir sonuçtur.Bu kadınların %28,0’ı KKMM muayenesinin nasılyapıldığını da bildiğini belirtmiştir. Fakat düzenliolarak ayda bir kez yapan kadınların oranı%12,6’dır (25). Babuş ve Eser’in (2017)Manisa’da kentsel ve yarı-kentsel iki faklı bölgedeyürüttükleri çalışmada, KKMM’nin her ayuygulama sıklığı oldukça yüksek bulunmuş(kentsel: %52,9 yarı-kentsel: %59,1); ancakçalışmada KKMM’nin doğru zamanda ve doğruşekilde yapılıp yapılmadığının sorgulanmadığıbelirtilmiştir (26). KKMM bilgisi ile bunudavranışa dönüştürme arasındaki bu büyükfarklılık, konunun önemiyle ilgili farkındalığınartırılması ve uygulama engellerinin tespit edilerekçözülmesi gerekliliğini düşündürmüştür. Bireylerinen rahat ulaşabilecekleri birinci basamakhizmetlerindeki sağlık çalışanları tarafındanKKMM hakkında bilgilendirmenin yapılması;konuyla ilgili farkındalığın artırılmasına yönelikçalışmaların yapılması önemli bir koruyucu sağlıkhizmetidir (11,27). Yapılan çalışmalarda,kadınların çoğu KKMM hakkında bilgiyi sağlıkçalışanlarından aldıklarını ifade etmiştir: Koçyiğitve ark.’nın çalışmasında, kadınların %23,4’üKKMM’ni sağlık çalışanlarından öğrendikleriniifade etmiştir ve sağlık çalışanlarından bilgialdıklarını ifade eden kadınların KKMM bilgipuanları diğerlerine göre daha yüksekbulunmuştur (28). Keten ve ark.’nın (2014)yaptıkları çalışmada kadınların %38,5’i; Koç veSağlam’ın (2009) çalışmasında kadınların%47,7’si KKMM hakkındaki bilgiyi en fazlaoranda sağlık çalışanlarında aldıklarını belirtmiştir(22,27). Berman ve ark.’ının (2013) Kaliforniya’daişitme engelli kadınların meme kanseri bilgi veuygulamalarını araştırdığı çalışmada, kadınlarınçoğunun meme kanseri ile ilgili bilgiyi sağlıkçalışanlarından aldıkları bulunmuştur (29).

Engellilik durumuna uygun iletişim kanallarınınkullanılması direkt engelli bireylere ulaşılabilmekiçin en önemli adımdır. Bu çalışmada işaret dilibilen araştırmacılar işaret dilini kullanarakkatılımcılara ulaşmış; grubun özelliği göz önündebulundurularak uygun söz dizimi ve anlam içereneğitim materyalleri hazırlamıştır. Birebir işaret dili,maket ve resimli anlatımlarla verilen eğitimlerdensonra çalışmamıza katılan kadınların KKMM bilmedurumları eğitim öncesine göre anlamlı düzeyde

324 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 320-326

Page 25: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

5. Karakuş F. Malatya il merkezinde bulunan birincibasamak sağlık hizmetlerinde çalışan ebe vehemşirelerin meme kanseri erken tanı uygulamalarıkonusunda bilgi, tutum ve davranışları. T.C. İnönüÜniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yüksek LisansTezi,2008. URl: http://hdl.handle.net/11616/1013

6. Sohbet R, Karasu F. Kadınların meme kanserineyönelik bilgi, davranış ve uygulamalarınınincelenmesi. GÜRSBD 2017;6(4):113-121.

7. Özkahraman Ş, Vural BK, Bayık A. Halk eğitimmerkezi kursiyerlerinde kendi kendine mememuayene becerisi geliştirme. Atatürk ÜniversitesiHemşirelik Yüksekokulu Derg. 2006;9(4):1-9. URI:http://dergipark.gov.tr/download/article-file/29329

8. Al-Sharbatti SS, Shaikh RB, Mathew E, Salman Al-Biate MA. Breast self examination pratice andbreast cancer risk perception among femaleuniversity students in Ajman. Asian Pac J CancerPrev, 2013;14(8):4919-23. (DOI:http://dx.doi.org/10.7314/APJCP.2013.14.8.4919)

9. Kutlu KA, Yılmaz E, Çeçen D. Manisa ili halk eğitimmerkezlerine devam eden kursiyerlerin kendikendine meme muayenesi konusunda bilgidüzeylerine ve konuya ilişkin uygulamalarınaeğitimin etkisi. Aile ve Toplum Eğitim Kültür veAraştırma Derg. 2008;4(13):107-120.

10. Göçgeldi E, Açıkel CH, Hasde M, Aygut G. Çelik S.Gündüz İ. Karadeniz Y. Ayas R. Şahin E. Deniz C.Ankara- Gölbaşı ilçesinde bir grup kadının kendikendine meme muayenesi yapma konusundakitutum ve davranışlarının belirlenmesi, Fırat TıpDerg. 2008;13(4):261-5.

11. Ersin F, Bahar Z. Sağlığı geliştirme modellerininmeme kanseri erken tanı davranışlarına etkisi: Birliteratür derlemesi. DEUHYO ED. 2012;5(1):28-38.

12. T.C. Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu.Özürlülerin sorun ve beklentileri araştırması 2010, 7Nisan 2011; 71.

13. Engelliler Hakkında Kanun. Resmi gazete,Kanunno:5378, Tarih:7/7/2005,Sayı: 25868, Birincibölüm: Madde 3-c. URI:http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5378.pdf

14. WHO Library Cataloguing-in-publication Data.World Report on Disability 2011. ISBN 978 92 4068521 5 (PDF): 2; 25-28.

15. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik EnstitüsüBaşkanlığı, T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresiBaşkanlığı. Türkiye Özürlüler Araştırması, 2002;Yayın numarası: 2913.https://kutuphane.tuik.gov.tr/pdf/0014899.pdf

16. Kırman A, Yıldırım Sarı H. İşitme engelli çocuk veadölesanların sağlık durumları. J Curr Pediatr2011;9:85-92.

17. Timur S, Ege E, Bakış E. Engelli kadınların üremesağlığı sorunları ve etkileyen faktörler. C.Ü.Hemşirelik Yüksekokulu Derg. 2006;10(1):51-8.

genellenebilir. Bununla birlikte, çalışmasonucunda işitme engelli kadınlara özelyapılandırılmış eğitim materyalleri kullanılarak,araştırmacılar tarafından işaret diliyle anlatılan vebirebir yapılan KKMM eğitiminin etkin olduğubulunmuştur. Daha önce KKMM’ni hiç bilmeyenkadınların eğitim sonrası tümünün KKMMbilgisine sahip olduğu ve KKMM uygulamabasamaklarının çoğunu uygulayabildiklerisaptanmıştır. Engelli bireylerin engellilik durumuher ne olursa olsun, sağlık bakım hakkı gibi entemel hakka diğer insanlarla eşit ulaşabilmesi içintüm kamu kurum ve kuruluşlarına, özellikle sağlıkkurumları ve çalışanlarına önemli sorumluluklardüşmektedir. Öncelikle, engelli bireylerin sağlıkhizmetlerinden yeteri kadar faydalanamamasınınnedenlerine yönelik çalışmaların yapılması,sorunların çözümüne yönelik eylemlerinplanlanmasında yol gösterici olacağıdüşünülmüştür. Engelli bireylerin, sağlıkhizmetlerinde karşılaştıkları sorunlarınçözümünde, bireylere hizmet ulaşımını sağlayacakengelleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalarave politikalara ihtiyaç vardır.

TeşekkürManisa Sağır Spor Kulübü ve Sağırlar Derneği’nintüm değerli üyelerine, Dernek Başkanı Sayın BilalCansu’ya, çalışmamıza büyük bir isteklilikle katkısunan tüm kadınlara en derin teşekkürlerimizi vesaygılarımızı sunuyoruz.

İletişim: Dr. Selda İldan ÇalımE-posta: [email protected]

Kaynaklar1. Gölbaşı Z, Çetin R, Kalkan S, Durmuş T. Üniversite

öğrencisi kızların meme kanseri ve kendi kendinememe muayenesi ile ilgili bilgi ve davranışları.Türkiye Meme Sağlığı Derg. 2010;6(2):69-73.

2. Babacan Gümüş A. Meme kanserinde psikososyalsorunlar ve destekleyici girişimler. Meme SağlığıDerg. 2006;2:(3):108-114.

3. Koca B. Kendi Kendine Meme Muayenesi BilmeninKadın Sağlığı Açısından Önemi, Yeni Tıp Derg.2010;27:10-14. URI:https://slidex.tips/download/kendi-kendine-meme-muayenesini-bilmenin-kad-n-sa-l-a-s-ndan-nemi#

4. Gölbaşı Z, Kutlar Z. Akdeniz H. Öğrenci hemşirelertarafından bir halk eğitim merkezinde verileneğitimin kadınların meme kanseri / kendi kendinememe muayenesine yönelik bilgi ve uygulamalarınaetkisi. Meme Sağlığı Derg. 2007;3(2):53-57.

325• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 320-326

Page 26: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

24. Sohbet R, Karasu F. Kadınların meme kanserineyönelik bilgi, davranış ve uygulamalarınınincelenmesi. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık BilimleriDergisi (GÜSBD). 2017;6(4):113-121.

25. Aker S, Öz H, Tunçel EK. Practice of breast cancerearly diagnosis methods among women living inSamsun, and factors associated with this practice. JBreast Health 2015;11:115-22.

26. Babuş S, Eser E. Manisa’da seçilmiş iki bölgedememe kanseri ve erken tanı yöntemleri açısındanbilgi tutum ve davranış araştırması. Sürekli TıpEğitimi Dergisi (STED), 2017;26 (6):221-230.

27. Keten HS, Yıldırım F, Ölmez S, Üçer H, Çelik M.Kahramanmaraş Kanser Erken Teşhis Tarama veEğitim Merkezi’ne başvuran kadınların memekanseri konusunda bilgi, tutum ve davranışları.Gaziantep Med J 2014;20(3):212-6.

28. Koçyiğit O, Erel S. Kısmet K. Kılıçoğlu B.Sabuncuoğlu MZ. Akkuş MA. Polikliniğe başvurankadınların meme kanseri, meme muayenesi vemamografi hakkında bilgi düzeyi: il merkezindeyapılan bir çalışma, Nobel Medicus 2011;07(2):19.25.

29. Berman BA, Jo A, Cumberland WG, Booth H, BrittJ. Stern C, et al. Breast cancer knowledge andpractices among deaf women. Disability and HealthJournal 2013;6:303-16.

18. Parlar S, Bozkurt Aİ, Ovayolubir N. Ana çocuksağlığı merkezine başvuran kadınlara verilen memekanseri ve kendi kendine meme muayenesi ile ilgilieğitimin değerlendirilmesi. C.Ü. HemşirelikYüksekokulu Derg. 2004;8(2):9-15.

19. Güner Çİ, Tetik A, Gönener DH. Kadınların kendikendine meme muayenesi (KKMM) ile İlgili bilgitutum ve davranışlarının belirlenmesi. Gaziantep TıpDerg. 2007;13(2):55-60.

20. Beydağ KD, Karaoğlan H. Kendi kendine mememuayenesi eğitiminin öğrencilerin bilgi vetutumlarına etkisi. Kor Hek 2007; 6(2):106-111.

21. Sönmez Y, Nayir T, Köse S. Gökçe B. Kişioğlu NA.Bir sağlık ocağı bölgesinde 20 yaş ve üzerikadınların meme ve serviks kanseri erken tanısınailişkin davranışları, S.D.Ü. Tıp Fak. Derg.2012;19(4):124-130.

22. Koç Z, Sağlam Z. Kadınların meme kanseri,koruyucu önlemler ve kendi kendine mememuayenesi ile ilgili bilgi ve uygulamalarınınbelirlenmesi ve eğitimin etkinliği, Meme SağlığıDerg. 2009;5(1):25-33.

23. Al-Dubai SA, Ganasegeran K, Alabsi AM, AbdulManaf MR, Ijaz S, Kassim S. Exploration of barriersto breast-self examination among urban women inShah Alam. Malaysia: A cross sectional study. AsianPac J Cancer Prev 2012;13(4):1627-32.

326 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 320-326

Page 27: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

1 Öğr. Gör. Uzm. Dr., Dokuz Eylül Ü. Tıp Fak. Tıp Tarihi ve Etik AD, İzmir (Orcid No: 0000 0003 0850 6340)

AbstractObjective: To examine the news on violence againsthealthcare workers, appearing in the press in termsof certain epidemiological features and newscontent. Materials and Method: This is a retrospective anddescriptive study, evaluating the news on violenceagainst healthcare workers, which were searchedthrough 2018 archives of one of the most widelycirculated newspapers of Turkey via its web page. Findings: Of the 156 news accessed, 27% wereabout violence, 40% covered post-violencereactions and 33% were about other news onviolence. The visual elements were widely used(93%) in the news. 83% of the cases of violencewere experienced at public institutions and 74%occurred in outpatient clinics and emergency rooms.In 3/4 of the news, the person who has committedthe violence was described to be a patient or apatient's relative. In 4/5 of the news, the attack wascovered with emphasis on the form of violence, theweapon used or the mode of the injury. Theattacker-driven reasons such as dissatisfaction,claims of poor care, inappropriate request for amedical report or medication were presented to bethe causes of violence in 3/4 of the news.Concerning the reactions to violence, the TurkishMedical Association/Medical Chambers appeared inthe press about 10 times more than the Ministry ofHealth did. Conclusion: The news on violence againsthealthcare workers that we examined werepresented with a rigorous approach and bymagazineization. This kind of news should becovered in an informative and preventive mannerthat emphasizes the negativity of the incident,defends individual rights and pays regard to socialresponsibility.Key words: Press, News on violence againsthealthcare workers, Turkish Medical Association,Ethics

ÖzAmaç: Basında sağlık çalışanlarına şiddethaberlerinin bazı epidemiyolojik özellikler ve haberiçeriği açısından incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Türkiye’nin yüksek tirajlıgazetelerinden birinin 2018 yılı arşivinden websayfası aracılığıyla taranan, sağlık çalışanlarınaşiddet haberlerinin değerlendirildiği retrospektiftanımlayıcı bir çalışmadır. Bulgular: Erişilen 156 haberin %27’si yaşananşiddet olayını, %40’ı şiddet sonrası tepkileri,%33’ü de şiddetle ilgili diğer haberleri konuetmektedir. Haberlerde görsel öğe kullanımı (%93)yüksektir. Şiddet olgularının %83’ü kamukurumlarında, %74’ü poliklinik ve acil servislerdeyaşanmaktadır. Haberlerin 3/4’ünde şiddetuygulayıcısı hasta/hasta yakını olaraknitelenmektedir. Haberlerin 4/5’ünde saldırı,şiddetin oluş biçimine, kullanılan silaha ya dayaralanma biçimine vurgu yapılarak verilmiştir.Haberlerin 3/4’ünde şiddetin nedeni olarakmemnuniyetsizlik, ilgisizlik, rapor ya da ilaç istemigibi saldırgan kaynaklı bir gerekçe gösterilmiştir.Şiddete verilen tepki konusunda Türk TabipleriBirliği/tabip odaları, Sağlık Bakanlığından yaklaşık10 kat daha fazla basında yer almıştır. Sonuç: İncelenen sağlık çalışanlarına şiddethaberleri, özenli olmayan bir yaklaşımla vemagazinleştirilerek verilmiştir. Bu haberler, olayınolumsuzluğuna vurgu yapan, kişisel haklarıkoruyan ve toplumsal sorumluluğu gözeten,bilgilendirici ve önleyici bir anlayışla verilmelidir. Anahtar Sözcükler: Basın, Sağlık çalışanlarınaşiddet haberleri, Türk Tabipleri Birliği, Etik

Geliş/Received : 11.06.2019Kabul/Accepted : 17.09.2019

Cemal Hüseyin Güvercin1

Araştırma

Research

Sağlık Çalışanlarına Şiddet Haberleri: Basının Kritik RolüThe News on Violence Against Healthcare Workers: Critical Role of the Press

DOI: 10.17942/sted.575603

327• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 327-333

Page 28: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

şiddet düzeyi 10.000 de 7,8 iken, inşaat, imalat,perakende gibi sektörlerde 10.000 de 2 den azdır.Diğer bir ifade ile sağlık alanında şiddet 4 katdaha fazladır (6). Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık çalışanlarınaşiddeti önlemek amacıyla devreye sokulan BeyazKod uygulamasına göre, 2012 yılının ilk 6 ayında5.050 şiddet olgusu rapor edilmişken, 2017 yılısonunda şiddet olgularında yüzde 168 oranındaartış yaşanmış ve 13.045 şiddet olgusu meydanagelmiştir. 2013-2017 yılları arasında her saatbaşında bir hekimin şiddete uğramıştır. 2018yılının henüz ilk 4 ayında kayıtlara geçen şiddetolgusu 2.934’tür. 2012-2018 arasındaki 6 yıllıkdönemde 68.375 sağlık çalışanı şiddeteuğramıştır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin hergeçen yıl katlanarak sürdüğü görülmektedir (7).

Günümüzde şiddet / saldırganlık olayları ya dasuçları; biyoloji, psikoloji, psikiyatri, sosyoloji gibifarklı disiplinler tarafından analiz edilmektedir.Şiddet ya da saldırganlığın bu disiplinlerin her biritarafından ayrı ayrı çözümlenmesi, şiddetdavranışının çok boyutlu ve karmaşık birkarakteristiğe sahip olduğunu göstermektedir (8).Şiddet aynı zamanda etik açıdan da incelenen birolgudur. Şiddet etik açıdan incelendiğinde“araçsallaşma” sorunu ortaya çıkmaktadır. Kant’agöre insan olmak değerlidir ve her insan biramaçtır, hiç kimseye bir araçmış gibidavranılamaz. Ancak şiddet eylemleri, insanı bir“araç” olarak görmektedir. İnançlar, ideolojiler,çıkarlar gibi unsurların, insandan daha değerligörülmesi, insanın bunların aracı halinegetirilmesidir (9). İnsanın araçsallaşması, insanonuruna yapılan bir saldırıdır. İnsanın değerininkorunmasında, şiddetin bir sorun çözme yöntemiolmaması önemlidir. Eski Yunan’da sorunlaraşiddetsiz çözüm bulma, diyalog ile karşıdakiniikna etme çok önem verilen bir niteliktir veiknanın bir tanrıçası bulunmaktadır. Peitho, iknatanrıçası olarak aynı zamanda güzel konuşma,cazibe ve baştan çıkarmanın da kişileştirilmişhalidir. İkna, şiddete başvurmadan, savaşmadansorun çözme, karşıdakinin fikrini değiştirebilme,inandırma becerisidir (10).

Toplumumuzda adaletin birey eliylegerçekleştirilme yöntemi olarak, karşı tarafındoğrudan cezalandırılması ya da öç alma yaygınbir davranış biçimi olarak dikkat çekmektedir.

GirişDünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) göre şiddet:“Kişinin kendine, bir başkasına, grup ya datopluluğa yönelik olarak ölüm, yaralama, ruhsalzedelenme, gelişimsel bozukluğa yol açabilecekya da neden olacak şekilde fiziksel zorlama, güçkullanımı ya da tehdidinin amaçlı olarakuygulanmasıdır.” (1).

Şiddetin özel bir türü olan sağlık alanındakişiddet, “hasta, hasta yakınları ya da diğer bireylertarafından uygulanan, sağlık çalışanı için riskoluşturan; tehdit davranışı, sözel tehdit,ekonomik istismar, fiziksel saldırı ve cinselsaldırıdan oluşan durum” olaraktanımlanmaktadır (2). Yalnızca sağlıkkurumlarında değil, şiddet hastanın olduğu heryerde (yolda, çarşıda, hastanın evinde) acil sağlıkhizmeti çalışanlarına karşı dagerçekleşebilmektedir.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), sağlıkçalışanlarına yönelik şiddetin özellikle gelişmekteolan, geçiş dönemindeki ve endüstrileşmişülkelerde yaygın bir sorun olduğunubelirtmektedir. Ulusal ve uluslararası literatürincelendiğinde, sağlık çalışanlarına yönelenşiddetin hem ulusal, hem de küresel bir sorunolduğu ve son yıllarda da artış gösterdiğianlaşılmaktadır (3). Sağlık çalışanlarının şiddeteuğrama riskinin diğer hizmet sektörü gruplarınagöre 16 kat daha fazla olduğu bilinmektedir. ILO2002 raporuna göre; sağlık sektöründe meslekselşiddet tüm şiddet olaylarının %25’inioluşturmaktadır (4). Dünya Sağlık Örgütü desağlık çalışanlarının fiziksel şiddete uğramariskinin diğer meslek gruplarından yüksekolduğunu, farklı ülkeler dikkate alındığında tümdünyada sağlık çalışanlarının %8-38’nin meslekyaşamlarında şiddete uğradığını belirtmektedir.Dünyada her dört sağlık çalışanından biri meslekyaşamları boyunca fiziksel şiddeti yaşamaktadır.Uluslararası Hemşireler Konseyi, sağlıkçalışanlarının işyerinde fiziksel şiddete uğramariskinin hapishane gardiyanlarından ya dapolislerden daha yüksek olduğunu ve kadınhemşirelerin en fazla risk altında bulunduğunubelirtmiştir (5). ABD’de 2011 ile 2013 yıllarıarasında her yıl 15-20 bin sağlık çalışanı tedavialmayı gerektirecek düzeyde şiddete uğramıştır.2013 yılında sağlık ve sosyal hizmetler alanındaki

328 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 327-333

Page 29: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

benimsediği Basın Meslek İlkeleri’nin 13.maddesinde “şiddet ve zorbalığı özendirici, insanideğerleri incitici yayın yapmaktan kaçınılması”gerektiği belirtilmektedir (15).

Genel olarak şiddet ve ayrımcılık içeren olaylarınhaberleştirilmesine ilişkin dört ilke önerilmektedir: Haberde dilin dikkatli kullanılması,Kamunun haber alma hakkı ile mağdur ya dazanlının kişilik haklarının dengelenmesi,Şiddet ve ayrımcılığı özendirmekten kaçınıpolumsuzluğa dikkat çekilmesi,Mağdur ya da zanlıya ilişkin olayla doğrudanilgili olmayan, şiddet ve ayrımcılığıkörükleyebilecek bilgilerin verilmemesi (14).

Basın, sağlık çalışanlarına şiddet konusundayukardaki ilkelere uygun davrandığında, şiddetinönlenmesi, konuyla ilgili farkındalığın artmasıanlamında olumlu ya da tam tersine olumsuz birrol de oynayabilir. Bu çalışmada ulusal birgazetede 2018 yılında çıkan sağlık alanındaşiddet haberleri belli özellikler açısındanincelenmiştir.

YöntemBu çalışma Türkiye’nin gazetelerinden biri olanHürriyet gazetesinde 2018 yılında yer alan vegazetenin internet sitesinden ulaşılan sağlıkçalışanlarına şiddet haberlerinin incelenmesiniamaçlayan retrospektif, tanımlayıcı bir çalışmadır.Haberler bazı epidemiyolojik özellikler, haberinbaşlığı ve verilme biçimi, dili, şiddetingerçekleştiği yer ve zaman, şiddetin nedeniolarak gösterilen gerekçeler, saldırganınhaberdeki nitelenmesi, şiddete gösterilen tepkilergibi özellikler bakımından incelenmiştir.

BulgularHürriyet gazetesinde 2018 yılı içinde sağlıkçalışanlarına şiddet ile ilgili 156 habereulaşılmıştır. Bu haberlerden 42’si (%27) yaşananbir şiddet olayını verirken, 62’si (%40) şiddetsonrası tepkileri haberleştirmiştir. Sağlıkçalışanlarına şiddeti konu alan (yasaldüzenlemeler, eğitim, toplantı vs.) diğerhaberlerin sayısı ise 52’dir (%33). Şiddet ile ilgili146 (%93) haberde fotoğraf ya da görselkullanılmış, 10 haberde ise (%7) görsel öğebulunmamaktadır (Tablo 1). Haberlerde, şiddeteuğrayan tüm hekimlerin isimleri, çalıştıkları birimve uzmanlıkları açıkça belirtilmiştir.

Bireyler aralarındaki sorunları, bazen kamununilgili merci ve kurumlarının dışında, kendi güç veolanaklarıyla, yani şiddet yoluyla çözmeyeçalışmaktadırlar (8). Sağlık çalışanlarına şiddetinde gerisindeki dinamiklerden biri olan bu tutum,devlet düzeni içinde meşru görülmez. Devletşiddet uygulama tekelini de elinde bulunduran biryapıdır (11).

Sağlık çalışanlarına şiddet son yıllarda medyanınen önemli gündemlerinden biri olmuştur. ITSMedya ve Ajans Press’in konuyla ilgiligerçekleştirdiği medya incelemesinde, yazılıbasına yansıyan haber sayılarındaki artış dikkatçekicidir. Buna göre tüm ulusal yazılı basında“sağlık” başlığı altında çıkan haberlerincelendiğinde 2013’te 341 bin 934 haber yeralmışken, 2018 yılında haber sayısı %175 artarak598 bin 886’ya ulaşmıştır. Bu haberler arasındasağlık çalışanlarına şiddet konusu, sağlıkla ilgiliharcamalar, büyük şehirlerde yaşanan yoğunlukproblemi, sağlık sektörüne yapılan yatırımlar, şehirhastaneleri ve sağlık personelinin yaşadığısorunlarla birlikte en çok konuşulan başlıklardanbiri olmuştur (12).

Medyanın sağlıkta alanında yaşanan şiddetihaberleştirirken, kişi ve toplum açısından bazıolumsuz sonuçlara da yola açabileceği kabuledilmektedir. Konuyla ilgili 2013’te hazırlananTürkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AraştırmaRaporunda, şiddet haberlerinin medyada sıkçaverilmesinin, sağlık çalışanlarının itibarınızedelediği, toplumu şiddete karşı duyarsızlaştırdığıhatta saldırganlığa karşı hoşgörüyü artırdığıbelirtilmektedir. Raporda, bu haberlerin, şiddetinsorunları çözmede bir “araç” olarak algılanmasınıgüçlendirdiği, şiddeti medyada izlemeninsaldırgan davranışlar üzerinde nedensel bir roloynayarak, sonuçta şiddeti özendirdiği ifadeedilmektedir (13). Bu bağlamda medyanın sağlıkçalışanlarına şiddet haberlerini hem biçimsel hemde içerik olarak nasıl yansıttığının, haberdekullanılan dil, tarafsızlık, bireysel haklarınkorunması ve toplumsal sorumluluk bakımındanve temelde etik açıdan incelenmesi önemtaşımaktadır. Gazetecilik etik kodlarında yer alan;gerçekleri aktarmak, nesnellik, tarafsızlık,dengelilik, doğruluk, kesinlik, tamlık gibi ilkelerözellikle şiddet haberlerini yansıtırken daha daönemli olmaktadır (14). Basın Konseyi’nin

329• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 327-333

Page 30: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

7 ve Ağustosta ise 4 olgu görülmüştür. Toplamda29 olgu (%70) bu dört ayda gerçekleşmiştir. Şiddete uğrayan toplam 34 hekim ve 11 sağlıkçalışanı, 42 habere konu olmuştur, üç haberdehekimler ve diğer sağlık çalışanları aynı olaydaşiddete uğramıştır. Şiddete uğrayan hekimlerinçoğunluğu aile hekimidir 13 (%38), bunu sıraylaacil tıp uzmanı 5 (%15), çocuk sağlığı vehastalıkları uzmanı 4 (%12), göz hastalıklarıuzmanı 3 (%9), kadın doğum uzmanı 3 (%9) vediş hekimi 3 (%9) izlemektedir.

Şiddet olgularından 35’i (%83) kamu sağlıkkurumlarında meydana gelirken, 7 (%17) haberözel sağlık sektöründeki şiddeti konu etmiştir.

Şiddet haberlerinin şehirlere göre dağılımındaİstanbul 19 (%12), İzmir 16 (%10), Antalya 12(%8), ilk üç sırada gelirken, Şanlıurfa ve Giresun6 (%4) onları takip etmektedir. Bölgelere göredağılımı da paralel olarak Marmara 28 (%18),Ege 22 (%14) ve Akdeniz 16 (%10) ile ilk üçsırada yer almaktadır.

Sağlık çalışanlarına şiddet haberlerinin aylara göredağılımında Temmuz ayı 45 haber (%29) ile ilksırada iken, Ekim 27 (%17), Kasım 21 (%13) veAralık ayı da 13 (%8) haber ile sıralanmaktadır.

Şiddetin en fazla olduğu aylar ve olgu sayılarınabakıldığında; Temmuzda 9, Aralıkta 9, Haziranda

Tablo 1. Bir gazetede sağlık çalışanlarına şiddet haberlerinin konu ve görsel kullanımına göre dağılımı (2019)

Haber sayısı YüzdeHaberlerin Niteliği

Sağlık çalışanlarına şiddet olayı 42 27,0Şiddet sonrası tepkiler 62 39,7Şiddeti konu alan diğer haberler 52 33,3Toplam 156 100,0

Haberlerde Fotoğraf/Görsel KullanımıGörsel Öğe Var 146 93,0Görsel Öğe Yok 10 7,0Toplam 156 100,0

Tablo 2. Bir gazetedeki haberlerde sağlık çalışanlarına şiddetin nedeni olarak gösterilen gerekçelerin dağılımı (2019)

Sayı YüzdeHastane kurallarını kabul etmeme 6 14,3Usulsüz ilaç veya rapor istemi 6 14,3Hastanın hastanede ölmesi 5 11,9Hastaya ilgi gösterilmediğini iddia etme 5 11,9Muayeneden memnun olmama 4 9,5Diğer (Hastaya geç müdahale, psikolojik sorunlar) 5 11,9Belirtilmemiş 11 26,2Toplam 42 100,0

Tablo 3. Bir gazetedeki haberlerde sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanın nitelenmesi (2019))

Sayı YüzdeHasta Yakını 19 45,2Hasta 6 14,3Alkollü hasta 6 14,3Saldırgan 4 9,5Diğer (maganda, mahkum, hekim, hemşire) 7 16,7Toplam 42 100,0

330 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 327-333

Page 31: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

yer almıştır. TTB ve İstanbul Tabip Odası 4’er,Kayseri Tabip Odası 3, Antalya ve Sivas TabipOdaları 2’şer habere konu olmuştur. Bir haberdede Türk Eczacılar Birliği’nin tepkisi yer almıştır.

Şiddete tepki konusunda aile hekimliği derneklerive uzmanlık dernekleri 17 haberde (%27) yeralmıştır. Aile Hekimleri Federasyonu (AHEF) 5,İstanbul Aile Hekimliği Elemanları Derneği(İSAHED) 4, Türk Toraks Derneği 3 kez haberekonu olmuştur. Sağlık alanında faaliyet gösterensendikaların şiddete karşı etkinlikleri de 13haberin (%21) konusu olmuştur. Sağlık-Sen 5,Türk Sağlık Sen 3, SES 3 ve Birlik ve DayanışmaSen 2 haberde yer almıştır.

Sağlık Bakanlığı ve il sağlık müdürlükleri sağlıkçalışanlarına şiddete karşı basın açıklamalarıylayalnızca 4 kez habere (%6) konu olmuşlardır.

Tartışma ve SonuçHürriyet gazetesinde 2018 yılı boyunca hemenhemen her iki günde bir sağlık çalışanlarına şiddetile ilgili haber yayınlanmıştır. Bu oldukça yüksekbir orandır ve sağlık alanında şiddetin yaygınlığınıgöstermesi açısından önemlidir. Aynı zamandasağlık çalışanlarına şiddetin rutinleştiği ve basındasıradan bir haber olarak yer aldığı da söylenebilir.Metropol kentler ve o kentlerin bulunduğucoğrafi bölgelerin şiddet haberlerine daha fazlakonu olması, oralardaki nüfusun, hasta, hastaneve sağlık çalışanı sayısının fazla olması gibietmenlere bağlı olabilir.

Sağlık çalışanlarına şiddetle ilgili tüm haberlerinneredeyse yarısının, temmuz ayında olmasıçarpıcıdır. Sağlık çalışanlarına şiddet olgularınınyaklaşık yarısı benzer şekilde yaz aylarındameydana gelmiştir. Bu durumun o aylarda hastasayısında göreceli artış ya da sağlık çalışanlarınınyıllık izin kullanımı nedeniyle çalışan sayısınınazalması gibi nedenleri olabilir.

Sağlık çalışanlarına şiddet olgularının büyükçoğunluğu Sağlık Bakanlığı’nın verileriyle uyumluolarak, kamuya ait sağlık kurumlarında ve gündüzvakitlerinde meydana gelmiştir (16). Kamu sağlıkkurumlarının aşırı iş yükü ve yetersiz güvenlikönlemlerinin bu sonuca katkısı olabilir. Gazetedekihaberler şiddetin yaşandığı birim açısındanincelendiğinde, ilk sırada poliklinikler ve

Şiddetin uygulanan birimler incelendiğindepoliklinik ve muayenehaneler 17 (%43), hastaneacil üniteleri ve 112 acil servisler 13 (%31),yoğun bakım birimleri 3 (%7) olgu ile ilk üçsıradadır.

Şiddet uygulayanın cinsiyeti 30 (%71) olgu daerkek, 5 (%12) olgu da kadın, 2 (%5) olgudaerkek ve kadın birlikte iken diğer beş haberdecinsiyet belirtilmemiştir.

Şiddete uğrayan sağlık çalışanlarının cinsiyetinebakıldığında 28 (%67) olgu erkek, 9 (%21) olgukadın, 5 (%12) olguda kadın ve erkek birlikteşiddete uğramıştır. Şiddet zamanı 22 (%52) olgugündüz, 10 (%24) olgu gece, 10 (%24) olgudazaman belirtilmemiştir.

Haberde şiddet uygulayanın nitelendirilmesinde;19 olgu hasta yakını (%45), 6 olgu alkollühasta/hasta yakını (%14), 6 olgu hasta (%14)olarak nitelenmişken, yalnızca 4 olguda şiddetuygulayan saldırgan (%10) olarak belirtilmiştir(Tablo 3).

Haberde şiddeti tanımlarken 16 olguda (%38)“dövdü, dayak yedi, darp etti” gibi ifadelerkullanılmıştır, saldırı ifadesi 8 haberde (%19)kullanılırken, 4 (%10) haberde silah/cisim ilesaldırıyı anlatmak için “bıçakla saldırdı, bıçakçekti, başında parke taşı parçaladı, silahla tehdit”ifadeleri kullanılmıştır. Beş haberde (%12)mağdurun yaralanma durumunu anlatmak için“kolunu ısırdı, parmağını ısırdı, kafa travmasıgeçirdi, bu hale getirdi (yaralı mağdurunfotoğrafıyla birlikte), sen misin rapor vermeyeitiraz eden (yaralı mağdurun fotoğrafıyla birlikte)”gibi haber başlıkları kullanılmıştır. İki haberde de“öldürdü” ifadesi kullanılmıştır. İki haberdehakaret ve saldırganın ifadesinin aynısını “Eşekgibi bakacaksın” kullanmıştır. Bir haberde demağdur kadın doktorun ifadesi aynenkullanılmıştır: “Kırılan yüzüm değil, doktorlukonurum!”

Çalışmamızda, şiddet sonrası tepkiler, protestoiçerikli eylem ve basın açıklamaları 62 haberekonu olmuştur. Şiddete verilen tepki konusunda,34 haberde (%55) hekimlik meslek örgütü TürkTabipleri Birliği (TTB) ya da bölge tabip odasınıneylem ve basın açıklamaları yer almaktadır. İzmirTabip Odası, bu konuda basında 11 kez (%18)

331• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 327-333

Page 32: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

değildir, şiddet görüntülerinin toplumdayaratacağı travmanın da dikkate alınması gerekir.Haberin kendisi şiddeti besleyen, şiddete hakveren bir unsura dönüşebilir. Haber başlıklarındaözenli ve olayın olumsuzluğuna vurgu yapanifadelerin kullanılmaması, okuyucuda şiddetinsıradanlaşması, şiddete duyarsızlaşma hatta kabuledilebilir eylem olması yönündeki algıyıgüçlendirebilir.

Çalışmamızda gazetede yer alan haberlerin dörttebirinde sağlık çalışanlarına şiddetin nedeni olarakherhangi bir gerekçe belirtilmemişken, dörtteüçünde saldırgan kaynaklı bir gerekçeye yerverilmiştir (Tablo 2). Saldırgan tarafından iddiaedilen ve haberde yer alan gerekçe, -okuyucununsağlık sistemi ya da hastalık süreçlerine ilişkin olasıolumsuz deneyimleriyle de birleşince- şiddetinsomut ve geçerli bir gerekçesi olarakalgılanabilmektedir. Çalışmamızda şiddet nedeniolarak, mevcut düzenlemelere uymayan istem vedavranışlar gerekçelerin çoğunluğunuoluşturmaktadır. Bunu, yine hasta ya da yakınlarıtarafından ileri sürülen muayene ve bakımdanöznel hoşnutsuzluklar izlemektedir. Hastanınölümü de, şiddetin diğer bir gerekçesi olarakgösterilmektedir. Basında yer alan haberlerdeşiddetin öne sürülen gerekçelerininsorgulanmadan doğrudan verilmesi, istemlerinhaksız ve kurallara aykırı olduğununvurgulanmaması, ilgili etik ve yasal düzenlemelerkonusunda okuyucunun bilgilendirilmemesi,şiddet konusundaki toplumsal algıyı olumsuzyönde etkileyebilir. Kişilerde, başvurdukları sağlıkçalışanlarına “belli öznel koşullar oluştuğundaşiddet uygulanabilir” algısı oluşabilir. Bu nedenleşiddet haberleri verilirken, yalnızca fail ya dasağlık çalışanının bireysel niteliklerini öneçıkarmak değil, olayın toplum sağlığı açısından dadeğerlendirilmesi önemlidir. Böyle bir yaklaşımhem şiddete karşı toplumsal duyarlılık yaratmaya,hem de önlemeye yönelik bir bakış açısıgeliştirilmesine yardım edebilecektir.

Sağlık çalışanlarının, şiddeti protesto etmesi ve buhaberlerin basında yer alması, şiddetin meşru bireylem olmadığının vurgulanması, meslekidayanışma ve toplumsal duyarlılık oluşturmasıaçısından önemlidir. Çalışmamızda, sağlıkçalışanlarının uğradığı şiddete karşı tepki, eylemve basın açıklamalarında, hekimlik meslek örgütü

muayenehaneler, ikinci olarak da acil hizmetbirimleri gelmektedir. Her ikisi de sağlıkhizmetlerine ulaşmanın ilk basamağıdır. Şiddeteen fazla maruz kalan sağlık çalışanları hekimlerdir.Hizmete ulaşmada yaşanan sorunların şiddetitetikleyici bir unsur olduğu kabul edilmektedir(13). Bu saptama, sağlık çalışanlarına şiddet ilesağlık sisteminin ilişkisini de gündemegetirmektedir. Sağlık sisteminin, sağlıkçalışanlarına yönelik şiddeti doğuran ya da artıranyönleri sorgulanmalıdır. Basının da, sağlıkçalışanlarına şiddet olgularını haberleştirirken,yalnızca “münferit olgular” olarak ele almakyerine, sağlık sistemi ile ilişkisini de gündemegetirmesi, nesnellik, tarafsızlık, doğruluk gibiilkeler açısından gerekli görünmektedir.

Şiddeti uygulayanlar ile şiddete uğrayan sağlıkçalışanları büyük oranda erkektir. Her beş şiddetolgusundan birinde mağdur kadındır ve bubulgular Sağlık Bakanlığı verileriyle uyumludur(16).

Çalışmamızda basına yansıyan haberlerde herdört şiddet uygulayıcısının üçü, hasta yakını ya dahasta olarak tanımlanmış, az sayıda olguda“saldırgan” ifadesi yer almıştır. Sağlık Bakanlığıistatistiklerinde de büyük oranda aynı nitelemelerkullanılmıştır (16). Bu kişilerin şiddet uygulayıcısıolma özelliği yerine, hasta ya da hasta yakınıolma kimliğinin vurgulanması, şiddetin “kabuledilebilir bir eylem” olarak algılanmasınıkolaylaştırabilir. Zira şiddetin olması ile başlangıçtakurulan hasta-hekim ilişkisi artık bitmiş veneredeyse bir fail-mağdur ilişkisi başlamıştır.Burada şiddet uygulayıcısı özne, artık yalnızca“hasta” değil, yeni durumda bir “şiddetuygulayan” ya da “saldırgan”dır. Basının ve SağlıkBakanlığı’nın bu değişimi gözden kaçırmasıönemli bir eksiklik olarak değerlendirilebilir.

Haberlerde şiddet olayını tanımlarken kullanılanifadelerin genel olarak özenli olmadığısöylenebilir. Her beş haberden yalnızca birindeşiddet için “saldırı” ifadesi kullanılırken, haberbaşlıklarının çoğunda şiddetin oluş biçimi,saldırının yapıldığı silah/cisim ya da mağdurunyaralanma biçimi görsel öğelerle ve çoğunluklamagazinleştirilerek verilmektedir. Haberde yaralıbir mağdurun fotoğrafının verilmesi, yalnızca obireyin kişilik haklarının ihlal edilmesiyle sınırlı

332 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 327-333

Page 33: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

https://www.theguardian.com/healthcare-network/2018/apr/20/rise-in-assaults-on-staff-reveals-intolerable-pressure-on-nhs Erişim tarihi:17.Eylül.2019.

6. OSHA, Preventing Workplace Violence: A RoadMap for Healthcare Facilities OSHA (OccupationalSafety and Health Administration) December 2015.https://www.osha.gov/Publications/OSHA3827.pdfErişim tarihi 17.Eylül.2019.

7. Son 6 yılda 68 bin 375 sağlık çalışanı şiddetmağduru oldu. T24. https://t24.com.tr/haber/son-6-yilda-68-bin-375-saglik-calisani-siddet-magduru-oldu,671357 Erişim tarihi: 17.Eylül.2019

8. Kızmaz Z. Şiddetin Sosyo - Kültürel KaynaklarıÜzerine Sosyolojik Bir Yaklaşım. Fırat ÜniversitesiSosyal Bilimler Dergisi Fırat University Journal ofSocial Science 2006; 16 (2): 247-267.

9. Tepe H. Pratik Etik. Ankara. Bilgesu Yayınları; 2016.s 179

10.Foley M. Peitho And Bia: The Force of Language.Symplokē. 2012; 20 (1-2): 173-181.https://www.jstor.org/stable/pdf/10.5250/symploke.20.12.0173.pdf?refreqid=excelsior%3A9f1a6c85ab2fc3bc4f11cff3ebedd783 Erişim tarihi:17.Eylül.2019

11.Kelce SN, Aktay Hİ. Devletin Şiddet Tekeli -Meşruiyet Sorgusu.http://www.umut.org.tr/userfiles/files/PDFler/S%C4%B1la%20Nazl%C4%B1%20Kelce%2C%20Halil%20I%CC%87brahim%20Aktay.pdf Erişim tarihi:17.Eylül.2019

12.Sağlık harcamaları son 5 yılda 56 milyar 257 milyonTL arttı. Hürriyet 2018.http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/saglik-harcamalari-son-5-yilda-56-milyar-257-milyon-tl-artti-41026057 Erişim tarihi: 17.Eylül.2019

13.TBMM Meclis Araştırması Komisyonu Raporu. Ocak2013.https://www.tbmm.gov.tr/arastirma_komisyonlari/saglik_calisanlari/docs/ss454.pdf Erişim:17.Eylül.2019.

14. Duğan Ö. (2015) Sağlık çalışanlarına şiddetHaberlerinin Basına Yansıması. Selçuk ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler Ve TanıtımAnabilim Dalı Halkla İlişkiler Bilim DalıYayınlanmamış Doktora Tezi. 52-56.

15.Basın Konseyi Basın Meslek İlkeleri.http://basinkonseyi.org.tr/basin-meslek-ilkeleri/Erişim tarihi 17.Eylül.2019.

16.Sağlık Bakanlığı. (2017) Beyaz Kod.https://issuu.com/vuralegemensarigoz/docs/istatistik_beyaz_kod_.25.07.2017 Erişim tarihi:17.Eylül.2019.

TTB ve bölge tabip odalarının başat bir rolüstlendiği ve diğer oluşumlardan daha fazla çabagösterdiği anlaşılmaktadır. Basında bu konudagörünürlüğü en yüksek olan kurum İzmir TabipOdası olmuştur. TTB’yi, uzmanlık dernekleri vesağlık işkolunda faaliyet gösteren sendikalarizlemektedir. Sağlık Bakanlığı ya da taşrateşkilatının basına yansıyan açıklamaları ise en azsayıdadır. Şiddete tepki konusunda TTB ve tabipodalarının yaptığı etkinliklerin haberleri, SağlıkBakanlığının aynı konudaki haberlerinin yaklaşık10 katı düzeyindedir. Sağlık hizmeti üretenlerin,sağlık alanını yönetenlere göre, bu konudakiduyarlılık ve etkinliğinin oldukça yüksek olduğugörülmektedir. Basında sağlık çalışanlarına şiddet haberleri,reyting veya başka bir kaygı olmadan, bireyselhakları koruyacak, şiddetin olumsuzluğunu önplanda tutacak ve toplumsal sorumluluğu dikkatealarak bilgilendirici ve şiddeti önleyici biçimdesunulmalıdır. Basın çalışanlarının bu konudaduyarlılığını artırmak için sağlık haberciliğinde etikeğitimi verilmesi önem taşımaktadır.

İletişim: Dr. Cemal Hüseyin Güvercin E-posta: [email protected]

Kaynaklar1. World Health Organization. World report on

violence and health: summary. Violence: A GlobalPublic Health Problem. Geneva. 2002. Chapter 1.p:5.https://apps.who.int/iris/bitstream/handle/10665/42495/9241545615_eng.pdf;jsessionid=38317B85592F02F7BDB55C066C708C1C?sequence=1Erişim tarihi: 17.Eylül.2019

2. Saines J C. Violence and aggression in A & E:recommendations for action. Accid Emerg Nurs.1997 Jan; 7(1): 8-12.

3. Adaş E B, Elbek O, Bakır K. (2008). HekimlereYönelik Şiddet ve Hekimlerin Şiddet Algısı, SağlıkSektöründe Şiddet Raporu-I, Gaziantep Kilis TabipOdası Yayını.https://www.academia.edu/1061344/SA%C4%9ELIK_SEKT%C3%96R%C3%9CNDE_%C5%9E%C4%B0DDET_RAPORU-I Erişim tarihi:17.Eylül.2019

4. Kingma M. Workplace violence in the health sector:a problem of epidemic proportion. Int Nurs Rev.2001 Sep; (48): 129-30.

5. Vize R. Rise in assaults on staff reveals intolerablepressure on NHS. The Guardian, 2018.

333• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 327-333

Page 34: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

1 Dr.; Zonguldak Bülent Ecevit Ü. Tıp Fak. Kadın Hast. Doğum AD, Zonguldak (Orcid No: 0000 0001 8653 5687) 2 Dr.; Zonguldak Bülent Ecevit Ü. Tıp Fak. Kadın Hast. Doğum AD, Zonguldak (Orcid No: 0000 0002 6454 6120) 3 Dr.; Zonguldak Bülent Ecevit Ü. Tıp Fak. Kadın Hast. Doğum AD, Zonguldak (Orcid No: 0000 0001 6784 955X) 4 Dr.; Zonguldak Bülent Ecevit Ü. Tıp Fak. Kadın Hast. Doğum AD, Zonguldak (Orcid No: 0000 0002 3769 1357) 5 Dr.; Zonguldak Bülent Ecevit Ü. Tıp Fak. Kadın Hast. Doğum AD, Zonguldak (Orcid No: 0000 0001 7632 6443) 6 Dr.; Zonguldak Bülent Ecevit Ü. Tıp Fak. Kadın Hast. Doğum AD, Zonguldak (Orcid No: 0000 0002 3065 7383) 7 Dr.; Zonguldak Bülent Ecevit Ü. Tıp Fak. Kadın Hast. Doğum AD, Zonguldak (Orcid No: 0000 0002 4240 2847)

AbstractObjective: The aim of this study was to identify thesociodemographic characteristics of pregnantwomen who have visited the pregnancy clinic and toinvestigate their relationship with anxiety.Materials and Methods: 90 pregnant women whovisited the Pregnancy Clinic of Bülent EcevitUniversity Health Application and Research Centerbetween February-April 2018 were included in thestudy. The sociodemographic questionnaire and BeckAnxiety Inventory (BAI) were conducted among thepregnant women included in the study.Findings: In our study, anxiety was detected in 70%of pregnant women according to BAI scores. Amongthe sociodemographic data that we investigated,only unintended pregnancy statistically increased theanxiety in the patients.Conclusion: A high prevalence of anxiety is seenamong pregnant women. Besides, despite the lackof contraceptive use, the majority of pregnantwomen reported that their pregnancies have beenunplanned and this situation is the most significantfactor that increases anxiety among pregnantwomen. We think that the couples should be moreconscious about planned pregnancies, generalignorance about pregnancy increases anxiety anddetermination of associated factors will make animportant contribution to the health of pregnantwomen.Key words: Anxiety, Sociodemography, Pregnancy

ÖzetAmaç: Bu çalışmanın amacı, gebe polikliniğinebaşvuran gebelerin sosyodemografik özelliklerinibelirleyerek, bunların anksiyete ile ilişkisiniaraştırmak.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Bülent EcevitÜniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma MerkeziGebe Polikliniği’nde Şubat-Nisan 2018 tarihleriarasında başvuran 90 gebe alınmıştır. Çalışmayaalınan gebelere sosyodemografik anket formu veBeck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) uygulanmıştır.Bulgular: Çalışmamızda BAÖ’ye göre gebelerin%70’inde anksiyete saptanmıştır. Araştırdığımızsosyodemografik verilerden yalnızca gebeliğinplansız olması, hastalardaki anksiyeteyi istatistikselolarak artırmıştır.Sonuç: Gebelerde anksiyete yüksek bir orandagörülmektedir. Ayrıca gebelerin büyük bir çoğunluğuda kontrasepsiyon kullanılmamasına rağmen plansızolduğu hastalarca ifade edilmekte ve bu durum dagebelerdeki anksiyeteyi en anlamlı şekilde artıranöge olmaktadır. Gebelerin planlı olmasına yönelikçiftlerin daha bilinçli olması ayrıca gebelik ile ilgiligenel bir bilgisizliğin de anksiyeteyi olumsuz yöndeartırdığını düşünmekteyiz. Bununla ilişkili etkenlerinsaptanması, gebelerin sağlığına önemli bir katkısağlayacağını düşünmekteyiz.Anahtar sözcükler: Anksiyete, Sosyodemografi,Gebelik

Geliş/Received : 24.12.2018Kabul/Accepted : 11.08.2019

Görker Sel 1, Aykut Barut 2, Seda Solak3, Semih Uslu4, Yağmur Gedik5, Seda Uzunoğlu6, Zeynep Sümeyye Barut 7

Araştırma

Research

Gebelerde Anksiyeteye Etkisi Bulunan Faktörler The Factors Having an Impact on Anxiety among Pregnant Women

DOI: 10.17942/sted.501474

334 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 334-339

Page 35: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

tipte analitik bir araştırmadır. Çalışmaya katılmayıkabul eden, anketi okuyup yanıt verecek sosyaldüzeyde olan ve gönüllü onam formunuimzalayan 90 gebe çalışmaya alınmıştır.

Araştırmaya belirtilen tarihlerde Gebe Polikliniğinebaşvuran gebeler yaş farkına bakılmaksızınalınmıştır. Gebe olmak, testleri okuyup yanıtverebilmek ve çalışmaya katılmaya gönüllü olmakçalışmanın temel kabul kriterleri olarakkabul edilmiştir. Ankete katılım oranı, gebepolikliniğine başvuran hastaların %90’ı olarakgerçekleşmiştir.

Çalışmaya alınan gebelere; gebelik durumdeğerlendirme anketi ile birlikte BAÖ uygulandı.Gebe değerlendirme anketinde sosyodemografikveriler, planlı gebelik olup olmadığı, infertilitesonrası gebelik olup olmadığı, eğitim düzeyi,mesleği gibi 21 maddelik Beck anksiyete ölçeğikullanılmıştır. BAÖ, 1988 yılında Beck ve ark’nca(11) oluşturulmuş ve Ulusoy ve ark (15)tarafından Türkçe ‘ye çevrilerek kullanılmayabaşlanmıştır. BAÖ bireylerin yaşadığı anksiyetebelirtilerinin sıklığının belirlenmesi amacıylakullanılan, kendini değerlendirme ölçeğidir. 21maddeden oluşan, “hiç”, “hafif derecede” “ortaderecede”, “ciddi derecede” seçeneklerini içerenve 0-3 arası puanlanan likert tipi bir ölçektir (11).Puan aralığı 0-63 olup, toplam puanın yüksekliğibireyin yaşadığı anksiyetenin şiddetini gösterir(12). Ölçeğin puanlandırılması ise 0-7 arasınormal, 8– 15 arası hafif düzeyde anksiyete, 16-25 arası orta düzeyde anksiyete, 26-63 arasışiddetli düzeyde anksiyete varlığı olaraktanımlanmıştır (11).

Çalışmanın istatistiksel analizi SPSS 19.0 (SPSS,Inc., Chicago, IL, ABD) paket programındayapılmıştır. Tanımlayıcı istatistikler, kategorikdeğişkenler frekans ve yüzde ile gösterilmiştir.Kategorik değişkenlerin gruplar arasıkarşılaştırmalarda Pearson Ki-kare, Yates ki-kareve Fisher kesin ki-kare testleri kullanılmıştır.Çalışmadaki tüm istatistiksel karşılaştırmalarda pdeğeri 0,05’in altındaki karşılaştırmalar istatistikselolarak anlamlı kabul edilmiştir.

BulgularAraştırmaya 90 gebe katılmış olup, çalışmayakatılan gebelerin sosyodemografik özellikleri Tablo1’de gösterilmiştir.

GirişGebelik risk potansiyeli yüksek olan bir süreçtir.Gebelik, gebelerin biyolojik durumunu etkilediğigibi psikolojik ve sosyal durumunu daetkilemektedir (1). Ruh sağlığı alanındakigelişmelerle çeşitli ruhsal sorunların da gebeliktegörülebileceği bilinmektedir. Bu sorunlarınbaşında depresyon ve anksiyete bozukluklarıgelmektedir. Son 30 yılda yapılan çalışmalardabildirilen gebelikte depresyon ve anksiyetebozuklukları oranları farklılıklar içermektedir ancakgenel olarak bildirilen oranlar toplumoranlarından yüksektir. Aslında, öncekidüşüncelerin aksine, depresyon ve anksiyetebozuklukları gebelik sırasında postpartumdöneme kıyasla daha yaygın görünmektedir (2-4). Ülkemizde yapılan çalışmalarda gebelerdedepresyon ve anksiyetenin oldukça sık olduğugözlenmektedir (%27,9, %27,3, %12) (5-7).Yapılan birçok çalışmada gebelikte görülendepresyon ve anksiyetenin gebelerin yaşları,medeni durumları, çocuk sayıları, eğitimseviyeleri, sigara, alkol ve madde kullanımı,gebeliğin kaçıncı trimesterde olduğu, gebeliğinistemli olup olmadığı gibi sosyodemografiközelliklerle ilişkili olabileceği gösterilmiştir (3,7-10).

Bu çalışmanın amacı gebelikteki anksiyetedurumunun sosyodemografik etkenlerle ilişkisiniaraştırmak ve anlamlı bulguların saptanarakgebelere gebelik sürecinde psikolojik desteksağlanabileceğini göstermektir. Beck anksiyete ölçeği (BAÖ) gebelerle birebirdoldurularak sonuçlar istatistiksel olarakdeğerlendirilmiştir.

Gereç ve Yöntemler‘Gebelerde anksiyete durumunundeğerlendirilmesi’ isimli araştırma projesi03.01.2018 tarih ve 2018-12-03/01-13 karar noile Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi TıpFakültesi etik kurulu tarafından onaylanmıştır.Araştırma; Bülent Ecevit Üniversitesi Uygulama veAraştırma Merkezi Gebe Polikliniği’nde 16 Kasım2017 ile 24 Mayıs 2018 tarihleri arasındagerçekleştirilmiştir. Zonguldak Bülent EcevitÜniversitesi; Batı Karadeniz’in merkezinde yeralması, tüm Zonguldak ili ve çevre iller hakkındabilgi sağlayacağı gibi, farklı sosyoekonomikdüzeyleri de temsil etmektedir. Çalışma kesitsel

335• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 334-339

Page 36: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

saptanmıştır. Gebelerin %31,1’inin düşük veyaküretaj öyküsü olup, %7,04’ünde öncekidoğumlarından sonra bebeklerinde fizikselve/veya mental sorun saptandığı gebe tarafıncaifade edilmiştir. Gebelerin %68,8’iningebeliklerinin planlı olduğu ve %10,3’ünün iseinfertilite sonrası yardımcı üreme tekniğikullandığı saptanmıştır.

BAÖ’ye göre gebelerin %70’inde anksiyeteolduğu görülmüştür. Gebelerin sosyodemografikverileri anlamlılık yönünden anksiyete puanları iledeğerlendirildiğinde; planlı gebelik durumu ileanksiyete puanı arasında anlamlı farklılıkgözlendi; planlı gebeliği olmayanlarda anksiyetepuanları daha yüksek bulunmuştur (p= ,029)Doğum sayısı, sosyoekonomik durum, eğitimdurumu, aile tipi, trimester, gebelik sonrasıçocukta sorun görülmesi, infertilite sonrasıyardımcı bir gebelik yöntemi kullanılması, öncekidoğum şekli gibi özelliklerin anksiyete üzerineistatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığıgözlendi.

Diğer sosyodemogrofik özellikler ve anksiyeteilişkisinin istatistiksel verileri Tablo 2’degösterilmiştir.

TartışmaAraştırmaya katılan gebelerin yaş ortalaması 28olarak bulunmuştur. TNSA-2013 verilerine göreen yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29 yaşgrubunda gözlemlenmiştir (13). Benzeraraştırmalarda da yaş grupları ve yaş ortalamasıbenzerlik göstermiştir.

Çalışmamıza katılan gebelerin eğitim durumunabakıldığında çoğunluğun (%32,2) lise mezunuolduğu görülmüştür. TNSA-2013 verilerine göreBatı Karadeniz bölgesindeki 15-49 yaş arasındakikadınların lise ve üzeri eğitim durumunda olmaları%30,3 olarak gözlenmiştir (13).

BAÖ’ye göre çalışmamıza katılan gebelerin%70’inde anksiyete saptanmıştır (>8 puan). Leeve arkadaşları çalışmalarında, gebelerin%54’ünde anksiyete saptamışlardır (14).Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeyapılan başka bir çalışmada hastane anksiyete vedepresyon ölçeği uygulanarak gebelerin%28,8’inde anksiyete semptomları gözlenmiştir(15). Bizim çalışmamızda ise anksiyete

Buna göre çalışmaya katılan gebelerin yaşortalaması 28 (min 20- maks 45) olaraksaptanmış, %32,2’sinin (29 gebenin) ilk gebeliğiolduğu görülmüştür. Çalışmaya katılan gebelerin%11,1’inin sosyoekonomik durumunun düşükolduğu ve %10’unun sosyal güvencesi olmadığı

Tablo 1. Çalışmaya katılan gebelerin sosyodemogrofik özellikleri

Sayı %Yaş

Ortalama 28Minimum 20Maksimum 45

Doğum sayısıİlk gebelik 29 32,22+ gebelik 61 67,7

Düşük/küretajVar 28 31,1Yok 62 68,8

Sosyoekonomik durumDüşük 10 11,1Orta 80 88,8

Sosyal güvenceVar 81 90Yok 9 10

Eğitimİlkokul 20 22,2Ortaokul 23 25,5Lise 29 32,2Üniversite 18 20

Aile tipiÇekirdek 74 82,2Geniş 15 17,7

Planlı gebelikEvet 62 68,8Hayır 28 31,1

Trimester1 33 36,62 19 21,13 38 42,2

Gebelik sonrası çocukta sorunEvet 5 7,04Hayır 66 92,9

İnfertilite sonrası gebelikEvet 9 10,3Hayır 78 89,6

Önceki doğum şekliİlk gebelik 29 32,2Normal 27 30Sezaryen 34 37,7

336 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 334-339

Page 37: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

gebelik süreci ile ilgili menfi haberlerin artması,kadın programlarında da kimi zaman yer alması,hastaların anksiyete düzeyini etkileyebilmektedir.

Araştırmamıza katılan gebelerin infertilite sonrasıyardımcı bir üreme tekniği kullanma oranı %10,3olarak bulunmuştur, Arslan ve arkadaşlarının

semptomları gebelerin daha büyük bir kısmındagözlenmiştir, bu araştırmamızın üniversitehastanesinde yapılmasına bağlanabilir. Çünküüniversite hastanesi, adında geçen araştırmahastanesi sözü ile hastalarda kimi zaman endişeyaratabildiği bireysel olarak hastalarca ifadeedilmektedir. Bununla beraber yıllar geçtikçe

Tablo 2. Sosyodemogrofik özellikler ile anksiyetenin ilişkisinin istatistiksel verileri

Anksiyetesi Anksiyetesi Anksiyetesi Anksiyetesi P*olanların olanların olmayanların olmayanların

sayısı yüzdesi sayısı yüzdesiDoğum sayısı

Primipar 18 62,1 11 37,9Multipar 45 73,8 16 26,2 0,253

Düşük/küretaj öyküsüVar 17 60,7 11 39,3Yok 46 74,2 16 25,8 0,196

Sosyoekonomik durumDüşük 8 80 2 20

Orta 55 68,8 25 31,3 0,464Sosyal güvence

Var 55 67,9 26 32,1Yok 8 88,9 1 11,1 0,192

Eğitim durumuİlkokul 14 70 6 30

Ortaokul 21 60,9 9 39,1Lise 14 72,4 8 27,6Üniversite 14 77,8 4 22,2 0,679

Aile tipiÇekirdek 50 67,6 24 32,4Geniş 12 80 3 20 0,340

Planlı gebelikEvet 39 62,9 23 37,1Hayır 24 85,7 4 14,3 0,029Trimester 1. 22 66,7 11 33,32. 14 73,7 5 26,33. 27 71,1 11 28,9 0,853

Önceki Gebeliklerde bebekte sorun görülmesi

Evet 3 60 2 40Hayır 47 71,2 19 28,8 0,596

İnfertilite sonrası gebelikEvet 7 77,8 2 22,2Hayır 53 67,9 25 32,1 0,546

Önceki doğum şekliİlk gebelik 15 68,2 7 31,8Normal 16 66,7 8 33,3Sezaryen 24 72,7 9 27,3 0,873

*P<0,05 olan değerler istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.

337• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 334-339

Page 38: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

yaptığı çalışmada bu oran %7,3 olaraksaptanmıştır (15). Bu da son yıllarda yardımcıüreme teknikleri almada çiftlerin daha istekliolmalarından, ayrıca bu tekniklerin başarı oranınında artması nedeniyle toplam gebe popülasyonuiçindeki oranlarını artırmaktadır.

Çalışmamızda, beklenenin aksine, ilk gebeliğiolmayanların (%73,8) ilk gebeliği olanlardan(%62,1) daha yüksek anksiyete saptanmıştır,ancak bu yükseklik istatistiksel olarak anlamlıdeğildir. Dr. L. Çakır ve Dr. H. Can’ın yaptığıçalışmada ise bizim çalışmamıza tezat şekilde, ilkgebeliği olanlarda anksiyetenin daha sık olduğubelirlenmiştir (16). Bunun nedeni olarakmultiparların önceki gebeliklerinde doğumunetkisiyle annenin psikolojik travma yaşamışolabileceği, annede doğum korkusu gelişmişolabileceği, gebelik hakkında da gebe okulları gibibilgi alabileceği yerlere ulaşamaması nedeniyle buhususlarda eğitimsiz kalmış olması ve yakınaralıklarla plansız gebeliklerin de bunuartırabileceği düşünülmektedir. Bununla birlikte ilkkez bebek sahibi olacakların bunun pozitifheyecanı ile beraber anksiyetelerini multiparlaranazaran daha kolay bastırabileceği dedüşünülebilir. Ayrıca geçim sıkıntısı, gelecekkaygısı duyma da daha fazla çocuğu olacaklardakiyani multiparlardaki anksiyetenin daha fazlaolmasını açıklayabilir.

Gebelerdeki düşük ya da küretaj öyküsü ileanksiyete arasında anlamlı bir ilişkisaptanmamıştır. Yapılan bir çalışmada iseçalışmaya katılan gebelerin düşük sayısı ileanksiyete puanı arasında anlamlı ilişki gözlenmiştir(15). Bizim çalışmamızda düşük ve küretaj öyküsüolmasının anksiyetede fark yaratmamış olması, budurumun gebeler için hastalarda var olananksiyete puanlarını etkilemede diğer saydığımızsebepler kadar önem haiz etmediği sonucunavarabiliriz.

Çalışmamızda var olan gebeliğin planlı olupolmamasının gebedeki anksiyete ilişkisindeanlamlı farklılık gözlenmiştir. Planlı gebeliğiolanların %62,9’unda anksiyete görülürken,plansız gebeliği olanların %85,7’inde anksiyetegörülmüştür (p: 0,029). Çakır ve Can’ın yaptığıçalışmada istemeden ve plansız gebe kalanların%34,2’sinde anksiyete saptanmış ve gebeliğiisteme durumu ile anksiyete puanı arasında

anlamlı farklılık gözlenmemiştir (16).Sonuç olarak çalışmamızda yer alan gebelerin%70 gibi yüksek bir oranında anksiyetegözlenmiştir. Anksiyete oranı bu kadar yüksekolan bir popülasyonun varlığı, gebelerin ayrıcapsikolojik destek almaları konusunda bir halksağlığı girişimi olması gerekliliğini aklagetirmektedir.

Bununla beraber; çalışmamıza göre, gebelerdeanksiyete oranları açısından tek anlamlı farklılıkyaratan durum gebeliğe önceden hazır olupolmamalarıdır, yani gebeliğin planlı olup olmamasıolmuştur (%85,7-62,9; p: 0,029). Bilindiği üzereülkemizdeki gebeliklerin büyük bir kısmıplansızdır. Aslında plansız gebeliği olanlarasorduğumuzda neredeyse hiçbirindekontrasepsiyon başarısızlığı sebep değildir, aslındakorunmamaktadırlar. Fakat korunmamış olmanıngebeliğe yol açacağının farkında değilmiş gibi,çiftler gebeliklerini planlamamaktadırlar. Bukonuda çiftleri bilinçlendirmek de ayrıcaönemlidir. Bununla birlikte gebelikler planlıolmadığından; gebelik öncesi folik asit kullanımı,bir sistemik hastalık nedeniyle ilaç kullanıyorlarsabunun düzenlenmesi gibi hazırlıkların dayapılmamış olduğu görülmektedir. Psikolojikolarak çiftlerin gebeliğe hazır olmaması da elbetteanksiyete miktarını artırmaktadır.

İletişim: Dr. Görker SelE-posta: [email protected]

Kaynaklar 1. Gender issues in the treatment of mental illness. In

“Clinical manual of women’s mental health.” (eds)Burt VK, Hendrick VC. 1st ed. London: AmericanPsychiatric Publishing Inc. 2005;147-180.

2. Josefsson A, Berg G, Nordin C, Sydsjö G. Prevalenceof depressive symptoms in late pregnancy andpostpartum. Acta Obstet Gynecol Scand2001Mar;80(3):251-255.3. Evans J, Heron J, Francomb H, Oke S, Golding J.Cohort study of depressed mood during pregnancyand after childbirth. BMJ 2001Aug;323(7307):257-260.

4. Andersson L, Sundström-Poromaa I, Wulff M,Aström M, Bixo M. Depression and anxiety duringpregnancy and six months postpartum: a follow-upstudy. Acta Obstet Gynecol Scand 2006;85(8):937-944.

5. Altınay S. Gebelikte depresyon prevalansı,sosyodemografk özellikler, obstetrik risk faktörleri,

338 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 334-339

Page 39: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

11. Beck AT, Epstein N, Brown G, Ster RA An Inventoryfor measuring clinical anxiety: psychometricproperties. J Consult Clin Phychol 1988;56(6):893-7.

12. Ulusoy M, Şahin N, Erkman H. Turkish version ofthe beck anxiety ınventory: psychometricproperties. J Cognitive Psychotherapy: Int Quaterly,1998;12:28-35.

13.Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü(2014), “2013 Türkiye Nüfus ve SağlıkAraştırması”. Hacettepe Üniversitesi Nüfus EtütleriEnstitüsü, T.C. Kalınma Bakanlığı ve TÜBİTAK,Ankara, Türkiye

14. Lee AM, Lam SK, Sze Mun Lau SM. Prevalance,course and risk factors for antenatal anxiety anddepression. Obstetric Gynecol 2007; 110:1102-12.

15. Arslan B, Arslan A, Kara S, Öngel K, Mungan M.T.Gebelik Anksiyete ve Depresyonunda RiskFaktörleri: 452 Olguda Değerlendirme. Tepecik EğitHast Derg 2011; 21 (2): 79-84

16. Çakır L, Can H. Gebelikte SosyodemografikDeğişkenlerin Anksiyete ve Depresyon Düzeyleriyleİlişkisi: Turkish Family Physician cilt:3 sayı:2.

kaygı düzeyi ve sosyal destek ile ilişkisi. Uzmanlıktezi. T.C.Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi, AileHekimliği Kliniği,1999.

6. Karaçam Z, Ançel G. Depression, anxiety andinfluencing factors in pregnancy: a study in aTurkish population. Midwifery 2009Aug;25(4):344-356.

7. Caliskan D, Oncu B, Kose K, Ocaktan ME, OzdemirO. Depression scores and associated factors inpregnant and non-pregnant women: A communitybased study in Turkey. J Psychosom ObstetGynaecol 2007Dec;28(4):195-200.

8. Orr ST, Blazer DG, James SA, Reiter JP. Depressivesymptoms and indicators of maternal health statusduring pregnancy. J Womens Healty 2007;16:535-542.

9. Alberque C, Bianchi-Demicheli F, Andreoli A, EpineyM, Irion O. Management of severe antepartumdepression: an update. Rey Med Suisse2008Feb;4(144):392-397.

10. Cornelius MD, Goldschmidt L, DeGenna N, DayNL. Smoking during teenage pregnancies: effectson behavioral problems in offspring. Nicotine TobRes 2007Jul;9(7):739-750.

339• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 334-339

Page 40: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Hacer Gök Uğur 1, Yeşim Aksoy Derya 2, Ayten Yılmaz Yavuz 3, Muhammet Furkan Şılbır 4, Aylin Öner 5

Araştırma

Research

Aile Sağlığı Merkezlerine Başvuran 30-70 Yaş Grubu Kadınların Ulusal KanserTaramalarına Yönelik Bilgi Tutum ve Davranışları: Karadeniz Bölgesi’nde Bir İl ÖrneğiKnowledge of and Attitudes and Behaviours towards National Cancer Screening Program amongWomen Aged 30-70 Years Who Have Visited Family Health Centres: A Province Example from the BlackSea Region

340

AbstractObjective: This study was conducted to determinethe knowledge of and attitudes and behaviourstowards the National Cancer Screening Programamong women aged 30-70 years who have visitedthe Family Health Centres. Material and Method: This descriptive study wasconducted among the women in a province of BlackSea region between April and December 2015. Thestudy population consisted of all women living in theprovince, the sample of the study was composed ofthe women in the age group 30-70 years, which isthe age range for breast, cervical and colorectalcancer screening as per national standards. Thesample size was determined through the formulaused for groups with a specific universe and 446women from the districts were included in the studyusing the stratified sampling method. The data of thestudy were collected through a “Questionnaire”prepared by the researchers in line with theliterature. Descriptive statistics and Chi-square testwere used in the assessment of data. Findings: In the study, it was found that, of thewomen, 42.1% were between the ages of 30 and39, 87.8% were married, 35.8% were primaryschool graduates, 63.9% were housewives and47.9% were living in a district. Of the women,27.5%, 41.4%, 45.6%, 42.3% and 17% stated thatthey have performed monthly breast self-examsregularly, have had clinical breast exams, have had amammogram, have had Pap smear test and haveundergone colorectal cancer screening, respectively.Conclusion: It was found in the study that thepractices for early diagnosis of breast, cervical andcolorectal cancers among most of the women havebeen inadequate. In line with these results, it isrecommended that women should be informed byhealth professionals about screening programs andtheir perceived health beliefs about cancer screeningshould be improved so that they care about theseprograms. Key words: Women cancers, Cancer screening, Earlydiagnosis, Breast cancer, Cervical cancer, Coloncancer

ÖzAmaç: Bu çalışma aile sağlığı merkezlerinebaşvuran 30-70 yaş grubu kadınların ulusal kansertaramalarına yönelik bilgi, tutum ve davranışlarınıbelirlemek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Çalışma tanımlayıcı olarak Nisan-Aralık2015 tarihleri arasında Karadeniz Bölgesindebulunan bir ildeki kadınlar üzerinde yürütülmüştür.Araştırmanın evrenini il genelinde yaşayan tümkadınlar, örneklemi ise ulusal standartlarkapsamında taraması yapılan meme, serviks vekolorektal kanser tarama aralığını kapsayan 30-70yaş aralığındaki kadınlar oluşturmuştur. Evreni belliolan gruplar için kullanılan formül ile örneklembüyüklüğü belirlenerek, ilçelerden tabakalıörnekleme yöntemi ile 466 kadın örneklemealınmıştır. Araştırmanın verileri literatürdoğrultusunda araştırmacılar tarafından hazırlanan“Anket Formu” kullanılarak toplanmıştır. Verilerindeğerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler ve kikare testi kullanılmıştır.Bulgular: Araştırmada kadınların %42.1’inin 30-39 yaş aralığında olduğu, %87.8’inin evli,%35.8’inin ilkokul mezunu, %63.9’unun evhanımı ve %47.9’unun ilçede yaşadığıbulunmuştur. Araştırmada kadınların %27.5’i heray düzenli olarak kendi kendine meme muayenesiyaptığını, %41.4’ü klinik meme muayenesiyaptırdığını, %45.6’sı mamografi çektirdiğini,%42.3’ü smear testi yaptırdığını ve %17’sikolerektal kanser taraması yaptırdığını belirtmiştir. Sonuç: Araştırmada kadınların çoğunun meme,serviks ve kolerektal kanserlere yönelik erken tanıuygulamalarının yetersiz olduğu belirlenmiştir. Busonuçlar doğrultusunda; sağlık profesyonelleritarafından kadınların tarama programlarıkonusunda bilgilendirilmesi ve taramalarıönemsemeleri için algıladıkları kanser taramalarıylailgili sağlık inançlarının artırılması önerilir.Anahtar sözcükler: Kadın kanserleri, Kansertaraması, Erken tanı, Meme kanseri, Servikskanseri, Kolon kanseri

DOI: 10.17942/sted.529150

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Geliş/Received : 19.02.2019Kabul/Accepted : 01.09.2019

1 Ordu Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Hemşirelik Bölümü, Ordu (Orcid No: 0000 0002 0371 0556) 2 İnönü Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Ebelik Bölümü, Ordu (Orcid No: 0000 0002 3140 2286)3 Recep Tayyip Erdoğan Ü. Sağlık YO Hemşirelik Böl. Rize (Orcid No: 0000 0002 5861 4254)4 Ordu Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Hemşirelik Böl., Ordu (Orcid No:0000-0003-0807-1279)5 Ordu Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Hemşirelik Böl., Ordu (Orcid No: 000-0001-9036-3662)

Page 41: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

GirişKanser, dünya genelinde meydana gelenölümlerin önde gelen nedenlerinden biridir (1).Avrupa Birliği üye devletlerinde her yıl birmilyondan daha fazla ölüme neden olan kanser,halk sağlığı sorunlarından önemli bir tanesi olarakkabul edilmektedir (2). Dünya nüfusunun 2020yılına kadar yaklaşık 7.5 milyon olacağı veortalama 12 milyon insanın kanser nedeni ileyaşamını yitireceği tahmin edilmektedir (3).Kansere yönelik yapılacak olan planlı stratejiler ilemeydana gelebilecek ölümlerin büyük birbölümünün önlenebileceği belirtilmektedir. Bukapsamda verimli ve maliyet açısından uygunmüdahalelerden birisi sistematik topluma dayalıtarama programlarıdır (2). Bu taramaprogramlarının ulusal ve uluslararası düzeydekanıta dayalı, uygulanabilir ve etkili stratejiler ileyürütülmesi önemlidir (2,4). Dünya Sağlık Örgütü2005 yılında ülkelere, “Kanser KontrolProgramları”nı yürütülmekte olan sağlıksistemlerine entegre etmelerini yönündetavsiyede bulunmuştur. Türkiye'deki kansertarama programları yaygın olarak “Kanser ErkenTeşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM)”tarafından yürütülmektedir (5-6). Toplumuneğitim yoluyla kanser hakkındaki farkındalığınıartırmak, erken tanı ve kanser taramasınıyaygınlaştırmak, önlenebilir kanserleri ortadankaldırmak ve taranabilir kanserlerin ölüm oranınıazaltmak için ülke genelinde KETEM'lerkurulmuştur (6). Bu merkezlerde meme, serviksve kolorektal kanserler ile ilgili tarama programlarıyürütülmektedir. Taraması yapılan bukanserlerden yalnızca erkeklere yönelik olarakkolorektal kanser taraması uygulanırken kadınlariçin meme, serviks ve kolorektal kanser taramalarıyürütülmektedir (7).

Dünya genelinde kadınlarda görülen ilk üç kansertürü meme, kolorektal ve uterus serviksi kanseriiken Türkiye’de meme, tiroit ve kolorektalkanserlerdir (8). Ülkemizde kadınlar arasındameme ve kolorektal kanserlerin ilk 3 sırada yeralıyor olması tarama açısından ne kadar önem arzettiğini göstermektedir. Taraması yapılan bir diğerkanser türü olan serviks kanseri ise ülkemizdekadınlar arasında en sıklıkta görülen kanserlerarasında “Meme, tiroid, kolorektal, uteruskorpusu, akciğer, mide, over, Non-Hodgkinlenfoma ve beyin kanserleri”nden sonra yeralarak 10. sıradadır (7). Kadınlar arasında en sık

görülen kanserlerden olan “meme, serviks vekolorektal” kanserlerine yönelik taramayöntemlerinin yaygın ve etkin kullanılmasıolguların erken dönemde yakalanabilmesini vemortalite oranının azaltılmasına yönelik önemlikatkılar sağlamaktadır (4). Bu kapsamdaülkemizde kadınlara ulusal standartlarkapsamında, meme kanseri için 40-69 yaşarasında iki yılda bir mamografi, serviks kanseriiçin 30-65 yaş arasında beş yılda bir HPV ya daPap-smear testi ve kolerektal kanser için iki yıldabir gaitada gizli kan testi ve 10 yılda birkolonoskopi taraması uygulanmaktadır (9).Araştırmanın uygulandığı il özelinde ise kansertaramaları 3 KETEM, ASM, TSM ve İlçe SağlıkMüdürlükleri aracılığı ile yürütülmektedir.

Bir toplumda kanser tarama programının etkinolabilmesi için toplumsal farkındalığa gereksinimduyulmaktadır (10). Ayrıca tarama programlarınınyararlı olması için toplum tarafından kabulgörmesi ve toplum katılımının yüksek olmasıgerekmektedir (4,7). Toplumdaki riskli gruplarıkapsayacak toplum temelli taramaların yapılmasıiçin süreklilik arz eden farkındalık artırıcıeğitimlerin planlaması temel hedefler arasındaolmalıdır (10). Bu nedenle çalışmanın kadınlarınulusal standartlar kapsamında taraması yapılankanserlere yönelik erken tanı, bilgi, tutum vedavranışlarının değerlendirilmesi ve bu konudakiyetersizliklerin giderilmesi açısından oldukçaönemli olduğu düşünülmektedir. Bu araştırmada,aile sağlığı merkezlerine başvuran 30-70 yaşgrubu kadınların ulusal kanser taramalarınayönelik bilgi, tutum ve davranışlarının belirlenmesive Ülkemizde Karadeniz Bölgesi’ndeki bir ilörneğinin sunulması amaçlanmıştır.

Araştırma Soruları1. Kadınların ulusal kanser taramalarına yönelikerken tanı, bilgi, tutum ve davranışları nasıldır?

2. Kadınların ulusal kanser taramalarına yönelikerken tanı, bilgi, tutum ve davranışlarını sosyo-demografik özellikleri etkiler mi?

Materyal ve Metot Araştırma tanımlayıcı tipte Nisan-Aralık 2015tarihleri arasında Karadeniz Bölgesinde bir ildekiAile Sağlı Merkezlerine (ASM) başvuran kadınlarüzerinde yürütüldü. Araştırmanın evrenini il

341• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 42: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Veri kaybı düşünülerek her ilçede orantısal olarakfazla anket uygulandı ve çalışma 466 kişi iletamamlandı. Araştırmaya alınma kriterleri;çalışmanın yapıldığı ilde ikamet eden, ulusalstandartlar kapsamında tarama yaş aralığındaolan ve araştırmaya katılmaya gönüllü olankadınlar çalışmaya dâhil edilmiştir. Ulusalstandartlar kapsamında tarama yaş aralığındaolmayan ve çalışmanın yapıldığı ilde ikametetmeyen kadınlar araştırmaya dâhil edilmedi. Etikaçıdan araştırmaya başlamadan önce Halk SağlığıMüdürlüğünden ve Valilikten yazılı izin vearaştırmaya katılan kadınlardan sözel onam alındı.

Veri Toplama AraçlarıAraştırmanın verileri literatür doğrultusunda(6,15-21) araştırmacılar tarafından geliştirilen“Anket Formu” ile toplandı. Anket Formu; 4bölüm ve 40 sorudan oluşmaktadır. Birincibölümde; kadınların sosyo-demografiközelliklerini içeren 9 soru, ikinci bölümdekadınların meme kanseri belirtileriyle ilgili bilgidüzeylerini belirleyen 9 soru ve üçüncü bölümdekadınların serviks kanseri riski ve belirtileri ile ilgilibilgi düzeylerini belirleyen 5 soru ve dördüncübölümde ise kadınların erken tanı uygulamalarınıbelirleyen 17 soru yer almaktadır. Anket Formu

genelinde yaşayan tüm kadınlar, örneklemi ise30-70 yaş arasında olan kadınlar oluşturdu. Erkentanı çalışmalarında taramanın etkinliği açısındantüm nüfus yerine risk altındaki gruplar üzerindeçalışılmasının daha uygun olduğu belirtilmektedir(11). Bu nedenle çalışmada ulusal standartlarkapsamında taraması yapılan meme, serviks vekolorektal kanserler için tarama yaş aralığındaolan kadınlar alındı. Ülkemizde ulusal standartlarkapsamında kadınlarda meme kanseri için (40-69yaş), serviks kanseri için (30-65 yaş) ve kolerektalkanser için (50-70 yaş) aralıklarında taramayapılmaktadır (12). Bu nedenle çalışmada tümkanser taramalarını kapsaması için 30 alt yaş sınırıve 70 üst yaş sınırı alınarak, 30-70 yaş arasındakikadınlar çalışmaya dâhil edildi. Çalışmada tabakalıoransal küme örnekleme yöntemi kullanıldı. Buyöntem ile toplam örneklem sayısı belirlendi veilçelere göre oransal dağılım yapıldı. Araştırmanınuygulandığı ilde 19 ilçe bulunmaktadır. Örneklemibelirlemede “evrendeki eleman sayısıbiliniyorsa”da uygulanan formül kullanıldı (13).TUİK 2015 yılı verilerine göre il genelinde 30-70yaş aralığında olan kadın sayısı 177.913’dür (14).Bu nedenle evreni belli olan gruplarda örneklemibelirlemek için kullanılan formül ile örneklembüyüklüğü hesaplandı ve 383 kişi olarak bulundu.Bulunan örneklem sayısı tüm ilçelerin 30-70 yaşaralığı kadın nüfusuna göre tabakalı örneklemeyöntemi kullanılarak tabakalara ayrıldı ve orantısalolarak tüm ilçelerden alınması gereken örneksayısı belirlendi (Şekil 1).

Nt2pqn=

d2 (N-1) +t2 pq

Formülde;N= Evrendeki birey sayısı=177.913n= Örnekleme alınacak birey sayısı=383p= İncelenecek olayın görülüş sıklığı

(olasılığı)=0,5q= İncelenecek olayın görülmeyiş sıklığı

(1-p)=0,5t= Belirli serbestlik derecesinde ve saptanan

yanılma düzeyinde t tablosunda bulunan teorik değer=1,96

d= Olayın görülüş sıklığına göre yapılmakistenen + sapma olarak simgelenmiştir. =0,04” (12)

Şekil 1. Örneklem tablosu

Evren Oran Örneklem Örneksayısı

1. İlçe 8.428 0.05 18 222. İlçe 5.641 0.03 12 143. İlçe 49.016 0.28 106 1294. İlçe 5.437 0.03 12 145. İlçe 2.501 0.01 5 66. İlçe 3.303 0.02 7 97. İlçe 2.933 0.02 6 88. İlçe 26.099 0.15 56 689. İlçe 7.371 0.04 16 1910. İlçe 2.202 0.01 5 611. İlçe 3.965 0.02 9 1212. İlçe 3.472 0.02 7 913. İlçe 1.991 0.01 4 514. İlçe 2.846 0.02 6 815. İlçe 6.678 0.04 14 1716. İlçe 7.032 0.04 15 1817. İlçe 4.513 0.03 10 1218 İlçe 5.369 0.03 12 1419. İlçe 29.116 0.16 63 76

177.913 1.00 383 466

342 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 43: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Tablo 1. Kadınların sosyo-demografik özelliklerinin dağılımı

Tanıtıcı özellikler N %Yaş 30-39 yaş arası 196 42.1

40-49 yaş arası 117 25.150-59 yaş arası 95 20.460-69 yaş arası 47 10.170 yaş 11 2.4

Medeni durum Evli 409 87.8Bekâr 57 12.2

Eğitim durumu Okur-yazar değil 63 13.5Okur -yazar 23 4.9İlkokul 167 35.8Ortaokul 37 7.9Lise 80 17.2Üniversite 96 20.6

Mesleği Ev hanımı 298 63.9Emekli 22 4.7İşçi 35 7.5Serbest meslek 18 3.9Devlet memuru 93 20.0

Sosyal güvence Yok 66 14.2Var 400 85.8

Gelir durumu Geliri giderinden az 176 37.8Geliri giderine eşit 251 53.9Geliri giderinden fazla 39 8.4

Yaşanılan yer İl merkezi 137 29.4İlçe 223 47.9Kasaba 9 1.9Köy 97 20.8

Ailede kanser tanısı almış birey varlığı Evet 197 42.3Hayır 269 57.7

Akrabalık derecesi (n=197) Birinci derece 127 64.5İkinci derece 59 29.9Üçüncü derece 11 5.6

anlaşılırlık açısından il merkezinde çalışmanınuygulanmadığı Aile Sağlı Merkezlerinden (ASM)birisine başvuran kadınlar üzerinde 25 kişide pilotolarak uygulandı ve anketlere son hali verildi.

Verilerin ToplanmasıVeriler oluşturulan Anket Formu ile il merkezindeve birden fazla ASM’nin olduğu ilçelerde kurayöntemi ile belirlenen ASM’lerde toplandı. Tek birASM’nin bulunduğu ilçelerde ise, söz konusuASM’ye başvuran kadınlardan 30-70 yaşbandından çalışmaya katılmayı kabul edenleraraştırmaya alındı. Anket formları, kadınlaraverilerek doldurmaları istendi ve özellikle okur-yazar olmayan kadınlara formlar araştırmacılartarafından yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak15-20 dakikalık sürede uygulandı.

Verilerin DeğerlendirilmesiVerilerin değerlendirilmesi SPSS 20.0 paketprogramında yapıldı. Kadınların sosyo-demografiközelliklerini, meme ve serviks kanseriyle ilgili bilgidüzeylerini ve erken tanı bilgi görüş veuygulamalarını değerlendirmek amacıylatanımlayıcı istatistikler (sayı, yüzde, aritmetikortalama, standart sapma) kullanıldı. Kadınlarınsosyo-demografik özellikleri ile erken tanıuygulamalarını karşılaştırmak için ki kare testikullanıldı. Araştırmada önemlilik düzeyi 0.05olarak alındı.

BulgularAraştırmada kadınların %42.1’inin 30-39 yaşaralığında, %87.8’inin evli, %35.8’inin ilkokulmezunu, %63.9’unun ev hanımı, %14.2’sinin

343• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 44: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Tablo 2. Kadınların meme kanseri belirtileriyle ilgili bilgi düzeylerinin dağılımı

Meme kanseri belirtileri ile ilgili bilgileri Doğru Yanlış BilmiyorumMemede ele gelen şişlik meme kanseri belirtisi olabilir n 403 16 47

% 86.5 3.4 10.1Koltuk altında ele gelen şişlik meme kanseri belirtisi olabilir n 396 17 53

% 85.0 3.6 11.4Meme başından gelen kanlı akıntı meme kanseri belirtisi olabilir n 372 12 82

% 79.8 2.6 17.6Meme başında içeri çekilme meme kanseri belirtisi olabilir n 344 13 109

% 73.8 2.8 23.4Memede şekil bozukluğu meme kanseri belirtisi olabilir n 350 17 99

% 75.1 3.6 21.2Memede yara meme kanseri belirtisi olabilir n 329 25 112

% 70.6 5.4 24.0Meme derisinde buruşukluk meme kanseri belirtisi olabilir n 278 43 145

% 59.7 9.2 31.1Memede ağrı meme kanseri belirtisi olabilir n 331 38 97

% 71.0 8.2 20.8Memede gerginlik hissi meme kanseri belirtisi olabilir n 278 42 146

% 59.7 9 31.3

Tablo 3. Kadınların serviks kanseri riski ve belirtileri ile ilgili bilgi düzeylerinin dağılımı

Serviks kanseri riski ve belirtileri Doğru Yanlış BilmiyorumEşlerin geçmişte ya da halen birden fazla cinsel partneri (eşi) olması rahim ağzı kanseri için risktir n 346 12 108

% 74.2 2.6 23.2Serviks (rahim ağzı) kanserini önleyen aşı vardır n 224 22 220

% 48.1 4.7 47.2Sigara dumanı rahim ağzı kanseri için risktir n 237 64 165

% 50.9 13.7 35.4Erken yaşta cinsel ilişkiye başlayanların serviks kanserine yakalanma riski yüksektir n 257 25 184

% 55.2 5.4 39.5Cinsel ilişki sonrası vajinal kanama kanser belirtisi olabilir n 264 37 165

% 56.7 7.9 35.4

sosyal güvencesinin olmadığı, %53.9’unungelirinin giderine eşit olduğu ve %47.9’ununilçede yaşadığı bulundu. Kadınların %42.3’ününailesinde kanser tanısı alan birey olduğu ve ailedekanser tanısı alan bireylerin %64.5’inin birinciderece yakını olduğu belirlendi (Tablo 1).

Kadınların %86.5’i memede ele gelen şişliğin,%85’i koltuk altında ele gelen şişliğin, %79.8’imeme başından gelen kanlı akıntının, %73.8’imeme başında içeri çekilmenin, %75.1’i memedeşekil bozukluğunun, %70.6’sı memede yaranın,%59.7’si meme derisinde buruşukluğun, %71’imemede ağrının ve %59.7’si memede gerginlikhissinin meme kanseri belirtisi olabileceğinidüşünmektedir (Tablo 2).

Kadınların %74.2’si eşlerin geçmişte ya da halenbirden fazla cinsel partneri (eşi) olmasının,%48.1’i serviks (rahim ağzı) kanserini önleyenaşının olduğunu, %50.9’u sigara dumanınınrahim ağzı kanseri için risk olduğunu, %55.2’sierken yaşta cinsel ilişkiye başlayanların servikskanserine yakalanma riski olduğunu ve %56.7’sicinsel ilişki sonrası vajinal kanamanın kanserbelirtisi olabileceğini düşünmektedirler (Tablo 3).

Araştırmada kadınların %90.8’si kanserde erkentanının önemli olduğunu düşündüğünü, %57.3’üKETEM’i bildiğini ve %19.3’ü KETEM’e başvuruyaptığını belirtti. Kadınların %68’i KKMMhakkında bilgi aldığını, %27.5’i her ay düzenliolarak KKMM yaptığını ve KKMM yapmayanların

344 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 45: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

%69.7’si KKMM yapmayı bilmediği içinyapmadığını belirtti. Kadınların %41.4’ü KMMyaptırdığını, KMM yaptıranların %41.5’i devlethastanesinde yaptırdığını ve yaptırmayanların%43.2’si önemsemediği için yaptırmadığını ifadeettiği bulundu. Kadınların %45.6’sı mamografiçektirdiğini, çektirmeyenlerin %38.7’si bu konudabilgisi olmadığı için çektirmediğini ve mamografiçektirenlerin %56.3’ü düzensiz çektirdiğinibelirttikleri bulundu. Kadınların %42.3’ü smeartesti yaptırdığını, yaptırmayanların %37.1’i bilgisiolmadığı için yaptırmadığını, yaptıranların %30’uyılda bir yaptırdığını ve yaptıranların %35.1’ininözel hastanede yaptırdığı bulundu. Kadınların%17’sinin gaitada gizli kan testi yaptırdığıbelirlendi (Tablo 4).

Araştırmada kadınların KKMM yapma durumu ileyaşı, eğitim durumu, mesleği ve yaşadığı yerarasında, KMM yaptırma durumu ile yaşı veyaşadığı yer arasında istatistiksel olarak anlamlı birilişki olduğu saptandı (p<0.05). Kadınlarınmamografi çektirme durumu ile yaşı, eğitimdurumu, mesleği, gelir durumu ve yaşadığı yerarasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğubelirlendi (p<0.05) (Tablo 5). Kadınların smeartesti yaptırma durumu ile yaşı, medeni durumu,eğitim düzeyi ve yaşadığı yer arasında istatistikselolarak anlamlı bir ilişki olduğu bulundu (p<0.05).Kadınların gaitada gizli kan testi yaptırma durumuile yaşı ve mesleği arasında istatistiksel olarakanlamlı bir ilişki olduğu tespit edildi (p<0.05)(Tablo 6).

TartışmaAile sağlığı merkezlerine başvuran 30-70 yaşgrubu kadınların ulusal kanser taramalarınayönelik bilgi, tutum ve davranışlarını belirlemekamacıyla yapılan çalışmanın bulguları bubölümde; meme, serviks ve kolerektal kanserlerdeerken tanı uygulamaları ele alınarak tartışılmıştır.Araştırmada kadınların %66.8’inin KKMM yaptığıancak %27.5’inin her ay düzenli olarak KKMMyaptığı belirlenmiştir. Benzer şekilde yapılançalışmalarda kadınların %51.8-%72.6 arasındaKKMM yaptığı ancak %10.2-%28.3 oranındadüzenli KKMM yaptığı bulunmuştur (16,18-19,22). Açıkgöz ve ark., (2015) kadınların%35.4’ünün (17) ve Koçyiğit ve ark., (2011)kadınların %24.6’sının aklına geldikçe KKMM’siyaptığını (21) ve Erkal Aksoy ve ark., (2015)kadınların %11.3’ünün düzenli KKMM yaptığını

belirtmiştir (15). Araştırmada kadınların%41.4’ünün KMM yaptırdığı belirlenmiştir.Literatürü incelediğimizde; Gök Uğur ve AydınAvcı (2015) KETEM’e başvuran kadınların%54.7’sinin KMM yaptırdığını (18), Erkal Aksoyve ark., (2015) kadınların %42.4’ünün KMMyaptırdığını (15) ve Açıkgöz ve ark., (2015) ise,hastanede çalışan kadınların %37.3’ünün KMMyaptırdığını belirtmiştir (20). Araştırmadakadınların %45.6’sının mamografi çektirdiği vemamografi çektirenlerin %56.3’ünün düzensizyaptırdığı bulunmuştur. Yapılan pek çok çalışmadakadınların %12.3 -%37.5 arasında mamografiçektirdiği tespit edilmiştir (3,6,15-21). Ülkemizdeise, fırsatçı ve toplum tabanlı meme kanseritarama oranlarının %30-35 arasında olduğubelirtilmektedir (22). Araştırmada literatürlebenzer şekilde meme kanseri erken tanıuygulamalarına yönelik olarak; kadınların çok azbir kısmının düzenli KKMM yaptığı, çoğununKMM ve mamografi yaptırmadığı görülmektedir.Araştırmada kadınların meme kanseri belirtilerini%59.7-%86.5 arasında doğru bildiğibelirlenmiştir. Benzer şekilde Açıkgöz ve ark.,(2011) ve Isik Andsoy ve Gul (2014) kadınlarınmeme kanseri konusunda bilgi düzeylerinin%32.9-%93.8 arasında olduğunu (17,19) veAzeem et al., (2015) ise, sistematik derlemeçalışmasında sağlık çalışanlarının meme kanserikonusundaki bilgi düzeylerinin orta düzeydeolduğunu belirtmiştir (24). Diğer taraftan Ketenve ark., (2014) ve Bora et al. (2016), kadınlarınmeme kanseri konusunda bilgi düzeyinin %0.6-%70.8 arasında değiştiğini bulmuştur (23,25).Bizim çalışmamızda kadınların çoğunun memekanseri belirtileri konusunda bilgili olmalarınarağmen meme kanseriyle ilgili erken tanıuygulamalarını yetersiz yaptıkları görülmektedir.Araştırmada kadınların meme kanserine yönelikerken tanı uygulamalarını (KKMM, KMM veMamografi) yapmama nedenlerinin;önemsememe, bilgi eksikliği, korku, kadın sağlıkpersoneli kaygısı ve gerekli olduğunu düşünmemeolduğu belirlenmiştir. Literatür incelendiğindebenzer şekilde meme kanseri erken tanıuygulamalarının; bilgi eksikliği, kitle bulmaktankorkma, erken tanıyla ilgili yanlış algılar,üşengeçlik-ihmal, gerekliliğine inanmama, ağrı,radyasyon, utanma, kültürel inançlar ve taramafaaliyetlerinin yetersizliği nedeniyleuygulanmadığı bulunmuştur (15-16,19-20,26-27). Araştırma bulgumuz literatürle benzerlik

345• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 46: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Tablo 4. Kadınların erken tanı bilgi tutum ve davranışlarının dağılımı

Erken Tanı Bilgi Tutum ve Davranışları N %Kanserde erken tanının önemliolduğunu düşünme Evet 423 90.8

Hayır 43 9.2KETEM’i bilme Evet 267 57.3

Hayır 199 42.7KETEM’e başvuru yapma Evet 90 19.3

Hayır 376 80.7KKMM hakkında bilgi alma Evet 317 68.0

Hayır 149 32.0KKMM yapma Evet, her ay düzenli olarak yapıyorum 128 27.5

Evet, ama her ay düzenli olarak yapmıyorum 183 39.3Hayır yapmıyorum 155 33.3

KKMM yapmama nedenleri (n=155) KKMM yapmayı bilmiyorum 108 69.7Gerekli olduğunu düşünmüyorum 40 25.8Diğer 7 4.5

KMM yaptırma Evet 193 41.4Hayır 273 58.6

KMM yaptırdığı yer (n=164) Aile sağlığı merkezi 30 18.3Toplum sağlığı merkezi (TSM)de 2 1.2Kanser erken teşhis, tarama ve eğitim merkezi (KETEM) 24 14.6Devlet hastanesi 68 41.5Özel hastane 40 24.4

KMM yaptırmama nedenleri (n=95) Önemsemedim 41 43.2Bu konuda bilgim yok 17 17.9Korktuğum için başvuru yapmadım 14 14.7Kadın sağlık personeli kaygısı 4 4.2Diğer (ulaşım vd.) 19 20.0

Mamografi çektirme (n=259 kişi tarama aralığında yaşı olan) Evet 118 45.6

Hayır 141 54.4Mamografi çektirmeme nedenleri(n=31) Önemsemedim 5 16.1

Bu konuda bilgim yok 12 38.7Korktuğum için 7 22.6Diğer (ulaşım vd.) 7 22.6

Mamografi çektirme sıklığı (n=71) Yılda bir çektiriyorum 21 29.6İki yılda bir çektiriyorum 10 14.1Düzensiz aralıklarla çektiriyorum 40 56.3

Smear testi yaptırma Evet 197 42.3Hayır 269 57.7

Smear testi yaptırmama nedenleri (n=70) Önemsemedim 16 22.9Bilgim yok 26 37.1Korktum 14 20.0Kadın sağlık personeli kaygısı 3 4.3Diğer (ulaşım vd.) 11 15.7

Smear testi yaptırma sıklığı (n=100) Yılda bir 30 30.0İki yılda bir 22 22.03-5 yılda bir 20 20.05 yıldan fazla aralıklarla 28 28.0

Smear testini yaptırdığı yer (n=188) ASM 30 16.0TSM 8 4.3KETEM 20 10.6Devlet hastanesi 54 28.7Özel hastane 66 35.1Diğer 10 5.3

Gaitada gizli kan testi yaptırma (n=153 tarama aralığındaki kişi sayısı) Evet 26 17.0

Hayır 127 83.0

KETEM: Kanser erken teşhis ve tarama merkezi; KKMM: Kendi kendine meme muayenesi; KMM: Klinik meme muayenesi

346 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 47: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Tabl

o 5.

Kad

ınla

rın t

anıtı

cı ö

zelli

kler

i ile

mem

e ka

nser

iyle

ilgi

li er

ken

tanı

uyg

ulam

alar

ının

kar

şıla

ştırı

lmas

ı

Tanı

tıcı

öze

likle

rK

KM

M y

apm

aK

MM

yap

tırm

aM

amog

rafi

çek

tirm

e D

üzen

liD

üzen

siz

Hay

ırEv

etH

ayır

Evet

H

ayır

N (

%)

N (

%)

N (

%)

N (

%)

N (

%)

N (

%)

N (

%)

Yaş

30-3

9 ya

ş50

(25.

5)

83(4

2.3)

63(3

2.1)

60(3

0.6)

136(

69.4

)9(

4. 6

)18

7(95

.4)

40-4

9 ya

ş40

(34.

2)52

(44.

4)25

(21.

4)58

(49.

6)59

(50.

4)5(

4. 3

)11

2(95

.7)

50-5

9 ya

ş 24

(25.

3)

35(3

6.8)

36(3

7.9)

50(5

2.6)

45(4

7.4)

12(1

2.6)

83(8

7.4)

60-6

9 ya

ş 11

(23.

4)

12(2

5. 5

)24

(51.

1)22

(46.

8)25

(53.

2)10

(21.

3)37

(78.

7)70

yaş

3(27

. 3)

1(9.

1)

7(63

.6)

60(3

0.6)

136(

69.4

)4(

36.4

)7(

63.6

)X

2 / p

değ

eri

22. 0

63/0

.005

19. 0

32/0

.001

2

9. 2

02/0

.000

Med

eni d

urum

Evli

119(

29.1

)15

5(37

.9)

135(

33.0

)17

2(42

.1)

237(

57.9

)13

0(31

.8)

279(

68.2

)Be

kâr

9(15

.8)

28(4

9.1)

20(3

5.1)

21(3

6.8)

36(6

3.2)

15(2

6.3)

42(7

3.7)

X2 /

p d

eğer

i4.

895

/0.0

870.

560

/0.4

54

0.

698

/0.4

03Eğ

itim

dur

umu

Oku

r-ya

zar

deği

l7(

11.1

)16

(25.

4)40

(63.

5)27

(42.

9)36

(57.

1)24

(38.

1)39

(61.

9)O

kur

-yaz

ar2(

8. 7

)7(

30.4

)14

(60.

9)6(

26.1

)17

(73.

9)8(

34.8

)15

(65.

2)İlk

okul

53(3

1.7)

59(3

5.3)

55(3

2.9)

73(4

3.7)

94(5

6.3)

66(3

9.5)

101(

60.5

)O

rtao

kul

9(24

.3)

14(3

7.8)

14(3

7.8)

17(4

5.9)

20(5

4.1)

9(24

.3)

28(7

5.7)

Lise

26(3

2.5)

37(4

6.3)

17(2

1.3)

26(3

2.5)

54(6

7.5)

16(2

0.0)

64(8

0.0)

Üni

vers

ite31

(32.

3)50

(52.

1)15

(15.

6)44

(45.

8)52

(54.

2)24

(38.

1)39

(61.

9)X

2 / p

değ

eri

56. 3

75/0

.000

6.

35/

0.27

4

15

. 499

/0.0

08M

esle

ğiEv

han

ımı

80(2

6.8)

103(

34.6

)11

5(38

.6)

123(

41.3

)17

5(58

.7)

100(

33.6

)19

8(66

.4)

Emek

li7(

31.8

)9(

40.9

)6(

27.3

)13

(59.

1)9(

40.9

)13

(59.

1)9(

40.9

)İş

çi5(

14.3

)18

(51.

4)12

(34.

3)14

(40.

0)21

(60.

0)7(

20.0

)28

(80.

0)Se

rbes

t m

esle

k3(

16.7

)11

(61.

1)4(

22.2

)6(

33.3

)12

(66.

7)6(

33.3

)12

(66.

7)D

evle

t m

emur

u33

(35.

5)42

(45.

2)18

(19.

4)37

(39.

8)56

(60.

2)19

(20.

4)74

(79.

6)X

2 / p

değ

eri

20. 2

29/0

.01

3. 4

51/0

. 485

15. 8

75/0

.003

Gel

ir d

urum

uG

eliri

gid

erin

den

az47

(26.

7)67

(38.

1)62

(35.

2)79

(44.

9)97

(55.

1)67

(38.

1)10

9(61

.9)

Gel

iri g

ider

ine

eşit

74(2

9.5)

104(

41.4

)73

(29.

1)10

3(41

.0)

148(

59.0

)72

(28.

7)17

9(71

.3)

Gel

iri g

ider

inde

n fa

zla

7(17

.9)

12(3

0.8)

20(5

1.3)

11(2

8.2)

28(7

1.8)

6(15

.4)

33(8

4.6)

X2 /

p d

eğer

i8.

106

/0.0

883.

694

/0.1

58

9.

164

/0. 0

10Ya

şanı

lan

yer

İl m

erke

zi48

(35.

0)54

(39.

4)35

(25.

5)73

(53.

3)64

(46.

7)61

(44.

5)76

(55.

5)İlç

e62

(27.

8)

97(4

3.5)

64(2

8.7)

89(3

9.9)

134(

60.1

)60

(26.

9)16

3(73

.1)

Kasa

ba2(

22. 2

)3(

33.3

)4(

44.4

)3(

33.3

)6(

66.7

)2(

22.2

)7(

77.8

)Kö

y16

(16.

5)

29(2

9.9)

52(5

3.6)

28(2

8.9)

69(7

1.1)

22(2

2.7)

75(7

7.3)

X2 /

p d

eğer

i26

. 733

/0. 0

0014

. 701

/0. 0

02

16.

890

/0. 0

01

KETE

M:

Kans

er e

rken

teş

his

ve t

aram

a m

erke

zi;

KKM

M:

Kend

i ken

dine

mem

e m

uaye

nesi

; KM

M:

Klin

ik m

eme

mua

yene

si

347• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 48: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

yaptırdığını ve %23’ünün yılda bir yaptırdığını,Guvenc ve ark., (2012) kadınların %32.8’inin,Gök Uğur ve Aydın Avcı (2015) kadınların%26.4’ünün ve Sönmez ve ark., (2012)kadınların %72.5’inin smear testi yaptırdığınıbelirtmiştir (6,16-19). Diğer yandan Ramaiah veJayarama (2018) kadınların %90.5’inin veEnjezab (2016) %64.2’sinin servikal kansertaraması yaptırmadığını bulmuştur (3,28).Ülkemizde ise, hedef kadın nüfusun %20’sinintarama programı kapsamında tarandığıbildirilmektedir (22). Bu araştırmada da literatürlebenzer şekilde kadınların çoğunun smear testiyaptırmadığı görülmüştür. Araştırmada kadınların

göstermektedir. Meme kanseri erken tanıuygulamalarının yaygınlaştırılması vebenimsenebilmesi için kadınların sağlıksorumluluğunu üstlenmeleri konusundacesaretlendirilmesi gerektiği açıktır.

Araştırmada kadınların %42.3’ünün smear testiyaptırdığı bulunmuştur. Benzer şekildeBüyükkayacı Duman ve ark., (2015) kadınların%33.9’unun pap smear testi yaptırdığını ve%59.2’sinin yılda bir kez yaptırdığını, Isik Andsoyve Gul (2014) hemşirelerin %12.8’inin düzenlismear testi yaptırdığını, Açıkgöz ve ark., (2011)kadınların %55.9’unun pap smear testi

Tablo 6. Kadınların tanıtıcı özellikleri ile serviks ve kolerektal kanserle ilgili erken tanı uygulamalarının karşılaştırılması

Tanıtıcı özelikler Smear testi yaptırma Gaytada gizli kan testi yaptırmaEvet Hayır Evet Hayır

N (%) N (%) N (%) N (%)

Yaş 30-39 yaş 79(40.3) 117(59. 7) 9(4. 6) 187(95. 4)40-49 yaş 67(57.3) 50(42. 7) 5(4. 3) 112(95. 7)50-59 yaş 36(37.9) 59(62.1) 12(12. 6) 83(87. 4)60-69 yaş 14(29.8) 33(70. 2) 10(9) 37(187)70 yaş 79(40.3) 117(59. 7) 5(4.6) 95. 4(112)

X2/ p değeri 19. 032/0.00 1 29. 202/0.000Medeni durum Evli 187(45.7) 222(54. 3) 34(8.3) 375(91.7)

Bekâr 10(17.5) 47(82. 5) 6(10.5) 51(89.5)X2/ p değeri 16. 277/0.000 0. 312/0.576Eğitim durumu Okur-yazar değil 14(22.2) 49(77. 8) 8(12. 7) 55(87.3)

Okur -yazar 10(43.5) 13(56. 5) 1(4. 3) 22(95.7)İlkokul 72(43.1) 95(56. 9) 17(10. 2) 150(89.8)Ortaokul 17(45.9) 20(54. 1) 0(0. 0) 37(100.0)Lise 30(37.5) 50(62. 5) 5(6. 3) 75(93.8)Üniversite 54(56.2) 42(43. 8) 9(9. 4) 87(90.6)

X2/ p değeri 19. 078/0.002 6. 533/0.258Mesleği Ev hanımı 116(38.9) 182(61. 1) 25(8. 4) 273(91. 6)

Emekli 12(54.5) 10(45. 5) 8(36. 4) 14(63. 6)İşçi 13(37.1) 22(62. 9) 2(5. 7) 33(94. 3)Serbest meslek 6(33.3) 12(66. 7) 0(0. 0) 18(100. 0)Devlet memuru 50(53.8) 43(46. 2) 5(5. 4) 88(94. 6)

X2/ p değeri 8. 724/0.068 24. 927/0.000Gelir durumu Geliri giderinden az 68(38.6) 108(61.4) 13(7. 4) 163(92.6)

Geliri giderine eşit 116(46.2) 135(53.8) 27(10.8) 224(89.2)Geliri giderinden fazla 13(33.3) 26(66.7) 0(0.0) 39(100.0)

X2/ p değeri 3. 829/0. 147 5. 494/0. 064Yaşanılan yer İl merkezi 66(48.2) 71(51.8) 16(11.7) 121(88.3)

İlçe 105(47.1) 118(52.9) 12(5.4) 211(94.6)Kasaba 2(22.2) 7(77.8) 2(22.2) 7(77.8)Köy 24(24.7) 73(75. 3) 10(10.3) 87(89.7)

X2/ p değeri 17. 770/0. 000 7. 089/0. 069

348 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 49: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Araştırmada kadınların KKMM yapma durumunuyaş, eğitim, meslek ve yaşanılan yerin, KMMyaptırma durumunu yaş ve yaşanılan yerinetkilediği belirlenmiştir. Ceber ve ark., (2013)kadınların yaşı, eğitimi, medeni durumu, çalışmadurumu ve gelir düzeyinin KKMM ve KMMyapmayı etkilediğini, Balaman ve ark., (2010) veBüyükkayacı Duman ve ark., (2015) kadınlarınyaşı ve eğitim düzeyinin KKMM yapmayıetkilediğini, Açıkgöz ve ark., (2015) hastanedeçalışan kadınların sosyo-demografik özelliklerininKKMM yapmayı etkilemediğini, fakat kadınlarınyaşının KKM yapmayı etkilediğini belirtmiştir(16,20,33). Erkal Aksoy ve ark., (2015)tarafından yapılan çalışmada kadınların sosyo-demografik özelliklerinin KKMM ve KMMyapmayı etkilemediği bulunmuştur (15). Enjezab(2016) KKMM ve KMM yapmayı kadınlarıneğitimi, çalışma durumu ve algılanan gelirdüzeyinin etkilediğini, Abu Salem ve AbdullaHassan (2007) KKMM yapmayı yaş ve işdeneyiminin etkilediğini ve Akhigbe ve Omuemu,(2009) kadın sağlık çalışanlarında KKMMyapmayı yaşın etkilediğini bulmuştur (3,34-35).Kadınların mamografi çektirme durumunu yaş,eğitim, meslek, gelir durumu ve yaşanılan yerinetkilediği belirlenmiştir. Ceber ve ark., (2013)kadınların yaşı, eğitim durumu, medeni durumu,çalışma durumu, aile tipi ve gelir düzeyinin, ErkalAksoy ve ark., (2015) kadınların medeni durumuve sosyal güvenceye sahip olma durumunun veEnjezab (2016) kadınların yaşı, eğitimi, çalışmadurumu ve algılanan gelir düzeyinin mamografiyaptırmayı etkilediğini belirtmiştir (3,15,36). Diğertaraftan Açıkgöz ve ark., (2015) kadınların yaşı,eğitim durumu ve medeni durumunun mamografiçektirmeyi etkilemediğini bulmuştur (20). Bununlabirlikte Pace et al. (2015) eğitim seviyesinin,Mbuka-Ongona ve Tumbo, (2013) yaşanılanyerin, Balogun ve Owoaje, (2005) yaş veeğitimin, Pillay (2002) eğitim ve yaşanılan yerinve Okobia et al. (2006) eğitimin meme kanserierken tanı uygulamalarını etkilediğini belirtmiştir(37-41). Araştırmada kadınların yaş arttıkçahastalık algılarının değişmesinin, eğitim arttıkçafarkındalıklarının artmasının, yaşanılan yerin vegelir düzeyinin ulaşılabilirlik açısından ve taramaçalışmalarının belirli saatlerde yapılması nedeniyleev hanımlarının daha kolay tarama hizmetlerineulaşabildiği düşünülmektedir. Kadınların smeartesti yaptırma durumunu yaş, medeni durum,eğitim ve yaşanılan yerin etkilediği bulunmuştur.

smear testi yaptırmama nedenlerinin bilgieksikliği, önemsememe, korku ve kadın sağlıkpersoneli kaygısı olduğu belirlenmiştir. Isik Andsoyve Gul (2014) hemşirelerin gerekli görmeme,ağrılı bir işlem olması, kötü sonuçtan korkma veutanma nedeniyle smear testi yaptırmadıklarını veBüyükkayacı Duman ve ark., (2015) kadınlarınbilgisizlik, utanma-çekinme ve korku nedeniylesmear testi yaptırmadıklarını belirtmiştir (16,19).Kaya ve ark., (2017) sağlık çalışanlarının kansertaraması yaptırmama nedenlerini; zamanbulamama, sağlıklı olduğunu düşünme, kolay veulaşılabilir olmaması, ailesinde kanser olmaması,kanser tarama testlerinin yeterliliğine inanmama,korku ve utanma olarak bulmuştur (27).Araştırmada kadınların %48.1 ile %74.2 arasındaserviks kanseri belirtilerini bildiği belirlenmiştir.Sönmez ve ark., (2012) tarafından yapılançalışmada kadınların %66.6’sı düzenli pap-smeartesti yaptırması gerektiğini ve %59.5’i servikskanserine karşı geliştirilen aşı duyduklarınıbelirtmişlerdir (29). Yapılan bazı çalışmalardakadınların serviks kanseri belirtileriyle ilgili bilgidüzeylerinin %1 ile %81.4 arasında değiştiğibulunmuştur (17,19,25,28,30-31).Araştırmamızda kadınların çoğunun servikskanseri belirtileri konusunda bilgili olmalarınarağmen smear testi yaptırma oranının düşükolmasında önemsememe, korku ve kadın sağlıkpersoneli çekincesinin etkili olduğudüşünülmektedir.

Araştırmada kadınların %17’sinin gaitada gizlikan testi yaptırdığı belirlenmiştir. Açıkgöz ve ark.,(2011) kadınların %9.9’unun kolonoskopiyaptırdığını, Guvenc ve ark., (2012) kadınların%5.8’inin kolerektal kanser taraması yaptırdığını,Enjezab (2016) orta yaş üstü kadınların kolerektalkanser taraması yaptırma oranının %10.2olduğunu, Al-Thafar et al. (2017) katılımcıların%19.1’inin kolerektal kanser taraması yaptırdığınıve Mosli et al., (2017) doktorların %55’ininkolerektal kanser taraması yaptırmadığınıbelirtmiştir (1,3,6,20,32). Ülkemizde ise,kolorektal kanser tarama oranının %20-30arasında olduğu belirtilmektedir (22). Araştırmadaliteratürle benzer şekilde kolerektal kanser taramaoranının çok düşük olmasında; ülkemizdekolerektal kanser taramalarına ulusal standartlarkapsamında yeni başlanmasının ve bu konudatoplumun farkındalığının eksik olmasının etkiliolduğu düşünülmektedir.

349• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 50: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

bilgi eksikliği, farkındalık eksikliği, korku ve kadınsağlık çalışanı olmadığı düşüncesiyle başvuruyapılmaması ve ulaşım gibi faktörlerin etkiliolduğu belirlendi. Bu sonuçlar doğrultusunda;sağlık profesyonelleri tarafından kadınların taramaprogramları konusunda bilgilendirilmesi,taramaları önemsemeleri için algıladıkları kansertaramalarıyla ilgili sağlık inançlarının artırılması,korkularının giderilmesi, özellikle taramaprogramlarında çalışan sağlık profesyonellerininkadınlardan seçilmesi ve taramaların ulaşılabilirolmasının sağlanması önerilir. Özellikle Karadenizcoğrafyası gibi dağlık bölgelerde ve ulaşımın zorolduğu yerlerde kanser taramalarında mobilaraçların daha aktif kullanılması taramaoranlarının artırılması açısından önemli olacaktır.

TeşekkürAraştırmanın veri toplama aşamasında bize destekolan Halk Sağlığı Müdürlüğü, Aile SağlığıMerkezleri ve Toplum Sağlığı Merkezleriçalışanlarına çok teşekkür ederiz.

Ramaiah ve Jayarama, (2018) kadınların yaş,eğitim, medeni durum ve gelir düzeyinin, Sönmezve ark., (2012) kadınların yaş, medeni durum veçalışma durumunun, Büyükkayacı Duman ve ark.,(2015) kadınların yaşı, eğitimi, medeni durumu vesosyal güvencesinin ve Enjezab (2016) kadınlarınyaşı, eğitimi ve algılanan gelir düzeyinin smeartesti yaptırmayı etkilediğini belirtmiştir (3,16,28-29). Bununla birlikte Bora et al. (2016) kadınlarınyaş, yaşadığı yer ve mesleğinin serviks kanserikonusundaki farkındalıklarını etkilediğinibulmuştur (25). Diğer taraftan Erkal Aksoy veark., (2015) kadınların sosyo-demografiközelliklerinin smear testi yapmayı etkilemediğinibelirtmiştir (15). Kadınların yaş arttıkça hastalıkalgılarının değişmesinin, smear testinin cinsel aktifolan kişilerde yapılmasının, eğitimle birliktefarkındalığın artmasının ve yaşanılan yerinulaşılabilirlik açısından etkilediği söylenebilir.Kadınların kolerektal kanser taraması yaptırmadurumunu yaş ve mesleğinin etkilediğibulunmuştur. Enjezab (2016) kadınların yaşı,eğitimi ve çalışma durumunun ve Al-Thafar et al.(2017) yaş ve eğitimin kolerektal kanser taramasıyapmayı etkilediğini belirtmektedir (1,3).Araştırmada kadınların kolerektal kansertaramalarının ileri yaşlarda 50-70 yaş arasındayapılması ve çalışan kadınlarda farkındalığınyüksek olması nedeniyle etkilediği söylenebilir.

Araştırmanın sınırlılıkları: Bu çalışma bazısınırlılıklar içermektedir. İl genelinde yapılançalışmada birden fazla ASM’nin olduğu ilçelerdekura yöntemiyle belirlenen ASM’lere başvurankadınlar çalışmaya alınmıştır. Dolayısıylaaraştırmanın il genelindeki tüm ASM’ lerdeyapılmamış olması çalışmanın en önemlisınırlılığıdır. Ayrıca çalışmanın ASM’lere başvuran30-70 yaş grubu kadınlar üzerinde yapılmışolması da sonuçların il bazında genellenebilirliğiaçısından sınırlılık içermektedir.

Sonuç ve ÖnerilerAraştırma kapsamındaki 10 kadından 9’ununkanserde erken tanının önemli olduğunudüşündüğü bununla birlikte meme ve servikkanseri konusunda çoğunun bilgi düzeylerinin iyiolduğu ancak meme, serviks ve kolerektalkanserlere yönelik erken tanı uygulamalarınınyetersiz olduğu belirlendi. Kadınların erken tanıuygulamalarının yetersizliğinde; önemsememe,

İletişim: Hacer Gök UğurE-posta: [email protected]

Kaynaklar1. Al-Thafar, A.K., Al-Naim, A.F., Albges, D.S.,

Boqursain, S.K., Aldhafar, A.S., Ghreiz, S.M.,Ibrahim, S. Knowledge Attitude and Practice ofColorectal Cancer among School Teachers in Al-Ahsa Saudi Arabia. Asian Pac J Cancer Prev, 2017:18 (10), 2771-2774.DOI:10.22034/APJCP.2017.18.10.2771.

2. International Agency for Research on Cancer.(2017). Cancer Screening in the European Union.Report on the implementation of the CouncilRecommendation on cancer screening, May 2017.

3. Enjezab B. Cancer Screening Practice among IranianMiddle-aged Women. Journal of Midwifery andReproductive Health. 2016; 4(4): 770-778. DOI:10.22038/jmrh.2016.7558

4. Tuzcu A, Sümen A, Demir Avcı Y. (2018). KanserTarama Programlarına Katılımı Artırmada Bir SağlıkDavranış Değişim Modeli. Hemşirelikte Eğitim VeAraştırma Dergisi 2018;15 (2): 123-130.

5. Bodur S, Eryılmaz MA, Civcik S, Durduran Y.(2011). Kanserlerin toplumdaki dağılımınınbelirlenmesi ve insidansın tahmininde KETEMkayıtlarının katkısı: Konya örneği. Genel Tıp Derg2011:21(4); 144-151.

6. Güvenç G, Seven M, Kılıç A, Aygül A, Gülçin A.(2012). Breast, Cervical, and Colorectal Cancer

350 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 51: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Belirlenmesi, Uygulanan Planlı Eğitimin Etkinliğininİncelenmesi. J Breast Health 2015; 11: 31-8. DOI:10.5152/tjbh.2014.2322.

21. Koçyiğit,O., Erel, S., Kısmet, K., Kılıçoğlu, B.,Sabuncuoğlu, M.M., Akkuş, M.A. PolikliniğeBaşvuran Kadınların Meme Kanseri, MemeMuayenesi ve Mamografi Hakkında Bilgi Düzeyi: İlMerkezinde Yapılan Bir Çalışma. Nobel Med 2011;7(2): 19-25.

22. Keskinkılıç B, Gültekin M, Karaca AS, Öztürk C,Boztaş G, Zayıfoğlu Karaca M, Şimşek Utku E,Hacıkamiloğlu E, Turan H, Dede İ, Dündar S.Türkiye kanser kontrol programı. 1. Baskı. Ankara:T.C. Sağlık Bakanlığı Yayını;2016.

23. Keten, H.S., Yıldırım, F., Ölmez, S., Üçer, H., Çelik,M. Knowledge, attitudes and behavior about breastcancer in women presenting to Early CancerDiagnosis, Screening and Education Centre inKahramanmaraş, Turkey. Gaziantep Med J2014;20(3):212-216.

24. Azeem, E., Gillani, S.W., Siddiqui, A., HA, A.S.,Poh, V., Sulaiman, S.A.S., Baig, M. Knowledge,Attitude and Behavior of Healthcare Providerstowards Breast Cancer in Malaysia: a SystematicReview. Asian Pac J Cancer Prev, 2015: 16 (13),5233-5235.DOI:http://dx.doi.org/10.7314/APJCP.2015.16.13.5233

25.Bora, K., Rajbongshi, N., Mahanta, L.B., SharmaP.,Dutta, D. Assessing the awareness level of breastand cervical cancer: a cross-sectional study innortheast India. International Journal of MedicalScience and Public Health,2016;5(10):1987-1994.

26.Akuoko, C.P., Armah, E., Sarpong, T., Quansah,D.Y., Amankwaa, I., Boateng, D. Barriers to earlypresentation and diagnosis of breast cancer amongAfrican women living in sub-Saharan Africa. (2017).Barriers to early presentation and diagnosis ofbreast cancer among African women living insubSaharan Africa. PLoS ONE 12(2): e0171024.doi:10.1371/journal.pone.0171024

27.Kaya, C., Üstü, Y., Özyörük, E., Aydemir, Ö.,Şimşek, Ç., Demirci Şahin, A. Sağlık ÇalışanlarınınKanser Taramaları Hakkındaki Bilgi, Tutum veDavranışlarının Değerlendirilmesi. Ankara Med J,2017;(1):73-83

28. Ramaiah, R., Jayarama, S. Knowledge, attitude andpractices about cervical cancer among rural marriedwomen: a cross sectional study. Int J CommunityMed Public Health. 2018 Apr;5(4):1466-1470.DOI: http://dx.doi.org/10.18203/2394-6040.ijcmph20181218.

29. Sönmez, Y., Keskin, Y., Lüleci, E. Kadın ve ailesağlığı merkezine başvuranların serviks kanserierken tanı yöntemleri konusunda bilgi, tutum vedavranışları. Maltepe Tıp Dergisi, 2012;4(2):15-21.

Screening Status of a Group of Turkish Women.Asian Pacific J Cancer Prev, 13 (9), 4273-4279.

7. T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk SağlığıKurumu.Ulusal Kanser Kontrol Planı 2013-2018.

8. T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk SağlığıKurumu.Türkiye Kanser İstatistikleri, Ankara 2017.

9. T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü,Kanser DairesiBaşkanlığı.https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/kanser-tarama-standartlari/listesi/485-meme-kanseri-tarama-program%C4%B1-ulusal-standartlar%C4%B1.html. Erişim Tarihi:26.06.2019.

10. Kozan R, Tokgöz VY. Türkiye’de Meme KanseriFarkındalığı ve Tarama Programı. ACU Sağlık BilDerg 2016(4):185-188

11.Kanbur, A., Çapık, C. Servikal Kanserden Korunma,Erken Tanı-Tarama Yöntemleri ve Ebe/HemşireninRolü. Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Dergisi(2011) 61-72.

12.T.C. Sağlık Bakanlığı. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü,Kanser Dairesi Başkanlığı. Ulusal Kanser TaramaStandartları. 2019.https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/kanser-tarama-standartlari/listesi/484-kolorektal-kanser-tarama-program%C4%B1-ulusal-standartlar%C4%B1.html.

13. Erdoğan, S., Nahcivan, N., Esin, N.(2014).Hemşirelikte Araştırma Süreç, Uygulama ve Kritik.Nobel Tıp Kitabevleri. İstanbul.

14. TUİK, 2015.http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18578

15. Erkal Aksoy, Y., Çeber Turfan, E., Sert, E., Mermer,G. Barriers on Breast Cancer Early DetectionMethods. J Breast Health 2015; 11: 26-30 DOI:10.5152/tjbh.2014.2296.

16. Büyükkayacı Duman, N., Yüksel Koçak, D.,Albayrak, S.A. Topuz, Ş., Yılmazel, G. Kırk Yaş ÜstüKadınların Meme ve Serviks Kanseri TaramalarınaYönelik Bilgi ve Uygulamaları. JAREN 2015;1(1):30-38.

17. Açıkgöz, A., Çehreli, R., Ellidokuz, H. KadınlarınKanser Konusunda Bilgi ve Tutumları ile Erken TanıYöntemlerine Yönelik Davranışları. DEÜ TıpFakültesi Dergisi, 2011;25(3):145 -154.

18. Gök Uğur, H., Aydın Avcı, İ. Kanser TaramaMerkezine Başvuran Kadınların Sağlıklı Yaşam BiçimiDavranışlarının Erken Tanı Bilgi ve UygulamalarınaEtkisi. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık BilimleriDergisi: 2015;4(2):244-258.

19. Isik Andsoy, I., Gul, A. Breast, Cervix andColorectal Cancer Knowledge among Nurses inTurkey. Asian Pac J Cancer Prev, 2014; 15 (5),2267-2272.

20. Açıkgöz, A., Çehreli, R., Ellidokuz, H. HastanedeÇalışan Kadınların Meme Kanseri Konusunda ErkenTanı Yöntemlerine Yönelik Bilgi ve Davranışlarının

351• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 52: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

BMC Cancer. 2009; 9:203 doi: 10.1186/1471-2407-9- 203 PMID: 19555506

36.Ceber, E., Mermer, G., Okcin, F., Sari, D.,Demireloz, M., Eksioglu, A., Ogce, F., Cakır, D.,Ozenturk, G. Breast Cancer Risk and EarlyDiagnosis Applications in Turkish Women Aged 50and Over. Asian Pac J Cancer Prev,2013:14 (10),5877-5882.

37.Pace LE, Dusengimana JV, Hategekimana V,Habineza H, Bigirimana JB, Tapela N, et al. Benignand Malignant Breast Disease at Rwanda's FirstPublic Cancer Referral Center. Oncologist. 2015; 20(7): 780±788. doi: 10.1634/theoncologist.2014-0493 PMID: 26032138

38.Mbuka-Ongona D, Tumbo JM. Knowledge aboutbreast cancer and reasons for late presentation bycancer patients seen at Princess Marina Hospital,Gaborone, Botswana. African Journal of PrimaryHealth Care & Family Medicine. 2013; 5: 1-7.

39.Balogun MO, Owoaje ET. Knowledge and practiceof breast self-examination among female traders inIbadan, Nigeria. Annals of Ibadan PostgraduateMedicine. 2005; 3(2): 52-56.

40.Pillay AL. Rural and urban South African women'sawareness of cancers of the breast and cervix.Ethnicity & Health. 2002; 7(2):103-114.

41. Okobia MN, Bunker CH, Okonofua FE, Osime U.Knowledge, attitude and practice of Nigerianwomen towards breast cancer: A cross-sectionalstudy. World Journal of Surgical Oncology. 2006;4:11. doi: 10.1186/1477-7819-4-11 PMID:16504034.

30.Al Sairafi M, Mohammed FA. Knowledge, attitudesand practice related to cervical cancer screeningamong Kuwaiti women. Med Princ Pract.2009;18:35-42.

31. Saulle, R., Miccoli, S., Unim, B., Semyonov, L.,Giraldi, G., De Vito, E., Ficarra, M.G., Firenze, A.,Gregorio, P., Boccia, A., Torre, G.L. Validation of aquestionnaire for young women to assessknowledge, attitudes and behaviors towardscervical screening and vaccination against HPV inItaly. Epidemiology Biostatistics and Public Health -2014, Volume 11, Number 2

32.Mosli, M., Alnahdi, Y., Alghamdi, A., Baabdullah,M., Hadadi, A., Khateery, K., Alsulami, I., AlHoqail,A., Almadi, M., Jawa, H., Aljahdli, E., Bazarah, S.,… Qari, Y. (2017). Knowledge, attitude, andpractices of primary health care physicians towardcolorectal cancer screening. Saudi journal ofgastroenterology : official journal of the SaudiGastroenterology Association, 23(6), 330-336.

33.Balaman, P., Pehlivan, E., Güneş, G. Malatya İlMerkezinde 18 Yaş Üzeri Kadınların Kanserle İlgiliBazı Tutumları ve Kendi Kendine Meme MuayenesiUygulamaları. İnönü Üniversitesi Tıp FakültesiDergisi 17 (2) 107-112 (2010).

34.Abu Salem, O., Abdulla Hassan, M. Breast self-examination among female nurses. Rawal Med J2007;32:31-33.

35. Akhigbe AO, Omuemu VO. Knowledge, attitudesand practice of breast cancer screening amongfemale health workers in a Nigerian urban city.

352 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 340-352

Page 53: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

AbstractObjective: In this study, it was aimed to examine pre-analytical errors in samples sent to Medical BiochemistryLaboratory of a university hospital. The secondary objectivewas to raise awareness that the errors made in this phaseaffect patient outcomes and to address the need for correctanalysis request and appropriate sampling in order to obtainaccurate and rapid testing results. Materials and Method: All the samples that have beenaccepted and rejected at medical biochemistry laboratory ofthe hospital throughout 18 months were examinedretrospectively. The distribution of rejected samples wasclassified by pre-analytical error categories and workinggroups. The type and frequency of errors in laboratoryworking groups were expressed as percentages.Findings: The most common reasons for rejection wereincomplete or incorrect information (80,6%) and missingparameter (42,1%) in analysis request for routinebiochemistry testing.Clotted specimens for hemogram (66,9%), an insufficientamount of samples for coagulation tests (100,0%),inappropriate specimens provided with the requests forhormone tests were found to be the common causes ofcancellation (57,1%). The total sample cancellation rate is0,5% of the samples.Conclusion: Pre-analytical errors constitute the largest partof the errors occurring in the total testing process. In orderto reduce these errors and ensure patient outcome safety, allunits involved in the process should cooperate. It was seenthat continuing education should be provided to thephysicians and nurses working in the units that send samplesand the personnel performing specimen transfer, as well asthe people working at the laboratory. Clinical biochemistrycourses should be included in undergraduate medicaleducation, especially in the final year of medical school. Itwas thought that requesting the tests considering thephysiological variables of the patient, taking biologicalvariations into consideration, correct labelling, obtaining allsamples correctly, avoiding hemolysis in blood samples andproviding appropriate transfer conditions would reduce theerrors in the pre-analysis phase. We believe that ensuringthe monitoring of causes of sample rejection during theerror reporting process and providing feedback through thehospital information system will contribute to the reductionof pre-analytical errors.Keywords: Hemolysis, Biochemistry, Continuing Education,preanalytical error, Sample Rejection Rate

ÖzGiriş ve Amaç: Bu çalışmada, bir üniversite hastanesi TıbbiBiyokimya Laboratuvarına gönderilen örneklerdepreanalitik hataların analizinin yapılması amaçlanmıştır.İkincil amaç, bu evredeki hataların, hasta sonuçlarınıetkilediği konusunda bir farkındalık oluşturmak, doğrutetkik istemi ve uygun numune alınmasının, doğru ve hızlıtest sonucu için gerekliliğine değinmektir. Gereç ve Yöntem: Hastane tıbbi biyokimyalaboratuvarında 18 ay boyunca kabul ve red edilmiş olantüm örnekler retrospektif olarak incelenmiştir. Reddedilenörneklerin dağılımı; preanalitik hata kategorileri ve çalışmagruplarına göre sınıflandırıldı. Laboratuvar çalışmagruplarındaki hata tipi ve sıklığı yüzde olarak gösterilmiştir. Bulgular: En fazla görülen red nedeni, rutin biyokimyatestleri için test isteminde eksik ya da yanlış bilgi (%80,6)ve eksik parametre (%42,1)’dir. Hemogram örneklerindepıhtılı numune (%66,9), koagulasyon testlerinde yetersizmiktarda örnek alınması (%100,0), hormon isteklerindeuygun olmayan numune sık görülen iptal nedenleri(%57,1) olarak bulunmuştur. İptal edilen toplam numuneoranı, örneklerin %0,5’idir.Sonuç: Toplam test sürecindeki hatalar içerisindepreanalitik hatalar en büyük bölümü oluşturmaktadır. Buhataların azaltılabilmesi ve hasta sonuç güvenliğininsağlanabilmesi için konuya dahil olan tüm birimler işbirliğiiçinde çalışmalıdır. Laboratuvarda görev yapan kişiler ilebirlikte laboratuvara örnek gönderen birimlerde çalışandoktor, hemşire ve transferi sağlayan personele süreklieğitim verilmesinin gerekli olduğu görülmüştür. Mezuniyetöncesi tıp eğitiminde, özellikle tıp fakültesinin sonsınıfında, klinik biyokimya dersleri yer almalıdır. Tetkiklerinhastanın fizyolojik değişkenleri gözetilerek istenmesinin,biyolojik varyasyonların gözönünde bulundurulmasının,doğru etiketlemenin, tüm numunelerin doğru olarak eldeedilmesinin, kan örneklerinde hemolizden kaçınılmasının veuygun transfer koşullarının sağlanabilmesinin analiz öncesievredeki hataları azaltacağı düşünülmüştür. Hata bildirimsürecinde numune red nedenlerini monitörize edebilmeninve hastane enformasyon sistemi aracılığı ile geri bildirimvermenin, preanalitik hataların azaltılmasına katkıdabulunacağı düşünülmektedir. Anahtar sözcükler: Hemoliz, Biyokimya, Sürekli eğitim,Preanalitik hata, Numune red hızı

Geliş/Received : 17.04.2019Kabul/Accepted : 12.09.2019

Saliha Aksun 1, Huriye Erbak Yılmaz 2

Araştırma

Research

Doğru ve Zamanında Tıbbi Biyokimya Laboratuvar Sonuçları, Preanalitik HatalarAccurate and Timely Medical Biochemistry Laboratory Results and Pre-analytical Errors

DOI: 10.17942/sted.621019

1 Dr. Öğr. Üyesi.; İzmir Katip Çelebi Ü. Tıp Fak. Tıbbi Biyokimya AD, İzmir (Orcid No: 0000-0002-7991-1645) 2 Uzm. Dr.; İzmir Katip Çelebi Ü. Atatürk Eğitim ve Araş. Hast. Tıbbi Biyokimya Kliniği İzmir (Orcid No:0000-0002-8995-5561)

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 353-360 353

Page 54: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

1. Klinisyen tetkik istemiyle ilişkili hatalar (Doğruhastadan, doğru zamanda, doğru tetkiklerinistenmemesi).

2. Kimliklendirme hataları.

3. Uygun hasta hazırlığı yapılmaması.

4. Doğru zamanda örnek alınmaması (Açlıktokluk durumunun gözardı edilmesi, diurnalvaryasyona uyulmaması).

5. Doğru numunenin alınmaması (İntravenözmayi giden koldan kan alınması, mastektomilikoldan kan alınması, uzun süreli turnikeuygulamaları, hemolizli numune alınması).

6. Numunenin uygun olmayan tüpe koyulması.

7. Tüpten tüpe aktarım yapılması.

8. Yetersiz / Fazla numune alınması(Antikoagulan madde içeren tüplerde,antikoagulan madde ve alınan kanın oranlarınındoğru olabilmesi için tüp üzerinde belirtilmiş olançizgiye kadar kan alınması gereklidir).

9. Antikoagulan madde kullanılan tüplere alınankanların koagulasyonu önleyecek olan maddekarışmasını sağlamak için yeterince alt üstedilmemesi.

10. Tüp barkodlarının doğru tüplere ve doğruşekilde yapıştırılmaması.

11. Alınan numunelerin bekleme koşullarınauygun olarak bekletilmemesi, sıcaklık ve ışık etkisiile bozulacak olan örneklerin bozulması.

12. Alınmış olan numunelerin analizindoğruluğunu bozacak kadar uzun süre bekletilmişolması.

13. Numunelerin, laboratuvara transportununuygun bir şekilde sağlanamaması.

14. Laboratuvara ulaşan numunenin analizaşamasından önce bekleme, saklama, ön işlemkoşullarının uygun olmaması.

GirişKlinik biyokimya laboratuvarının toplam testsüreci, preanalitik, analitik ve postanalitik (analizsonrası) evre olarak üç ayrı bölümdeincelenebilmektedir (1,2). Tıbbi laboratuvarlarda,analiz öncesi evre (Preanalitik evre), hastagüvenliğinin laboratuvara ait bölümünün önemlibir bileşenidir. Çok sayıda değişken analiz öncesievreyi ve hasta sonucunu etkilemektedir.Preanalitik evre; doktorun hastasından testiistemesi ile başlar, örneklerin hastadan alınmabiçimi, laboratuvara ulaştırılıncaya kadarsaklanma şekli ve uygun koşullarda transferi,laboratuvara ulaştıktan sonra ise analizöncesinde, laboratuvarda bekleme, saklama veön işlem süreçlerini içerir. Bu bileşenlerdenherhangi birinde yapılacak olan hatalı bir işlempreanalitik hatanın oluşmasına neden olur. Totallaboratuvar hatalarının %65-70 kadar olanbölümü preanalitik evreye, %30-35’i analizevresinde yapılan hatalara, %5 kadar olanbölümü de postanalitik evredeki hatalaraatfedilmektedir (1). Diğer taraftan hastanınyaşam biçimi, yaşı, cinsiyeti, hamilelik,menstruasyon gibi fizyolojik durumu preanalitikevreyi etkileyen biyolojik değişkenlerdir. Bunundışında hastanın test sonuçlarına etki edebilecekolan kullandığı ilaçlar, beslenme biçimi, açlık,tokluk durumu yine bu evreyi etkileyendeğişkenlerdir (2). Preanalitik sürece,laboratuvar dışı birimler de dahil olduğundan,standardize edilmesi diğer süreçlere görenispeten daha zordur (3-5). ISO 15189:2012Tıbbi laboratuvarlar kalite ve yeterlilik için özelşartlar standardı tüm laboratuvar süreçlerindekihataların kaydedilmesini ve düzeltici iyileştiriciönlemler alınmasını gerekli kılmaktadır (6).

Preanalitik evredeki hataların azaltılması için,öncelikle bu evrede yer alan hata kaynaklarınıbelirleyebilmek gereklidir. Birinci basamak sağlıkhizmetlerinin uygulandığı aile hekimliğipolikliniklerinde, ikinci ve üçüncü basamakhastanelerde numunenin alınması, transferisaklanması sırasında örneğin özelliğininbozulmasına neden olabilecek yanlışuygulamalar yapılabilmektedir.

Bir laboratuvar sonucunu etkileyebilecekpreanalitik hatalar başlıca şu şekildedir:

354 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 353-360

Page 55: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Tablo 1. Toplam 18 ay içinde yapılmış olan genel numune red oranımız. Üçer aylık dönemler olarak verilmiştir

İnceleme yapılan dönem Laboratuvara gönderilen Reddedilen Reddedilen(3 aylık periyotlar) toplam numune sayısı numune sayısı numune oranı

(Hedef değer <%1)2018 1. Dönem

426 849 2 239 0,52018 2. Dönem

395 349 2 263 0,62018 3. Dönem

385 234 2 607 0,72018 4. Dönem

427 230 2 054 0,52019 1. Dönem 486 005 2 143 0,42019 2. Dönem 439 899 2 034 0,518 aylık dönemin toplamı 2 560 566 13 340 0,5

Laboratuvar bilgi sistemlerine (LBS) ve hastanebilgi sistemine kayıtlı olan numune reddetmenedenleri ve sayıları, preanalitik hatanın enazından bir bölümünün sıklığını saptamak içingüvenilir veri elde etme yolu olarakgösterilmektedir (7-9).

Preanalitik evrede yer alan bileşenlerin herhangibirinde yapılan hatalı uygulama numuneninreddine ya da hatalı test sonuçlarına yol açacaktır.Hatalı örneğin reddi ya da çalışılması ile alınansonuç, hasta güvenliğini olumsuzetkileyebilecek, sonuç alma süresinin uzamasınaneden olabilecek ya da daha fazla işgücü kaybınave ekonomik harcamaya sebep olacaktır. Bunedenle preanalitik evrede yer alan gereknumune alma koşullarının ve numune almayöntem seçiminin , gerekse hastanın fizyolojik,biyolojik koşullarının uygunluğunun denetimi vegözetilmesi önemlidir (1).

AmaçTıbbi Biyokimya Laboratuvarında son 18 ayiçerisinde preanalitik hata nedeni ile iptal edilennumune sayısı ile objektif kanıtlar sunarak,analizden önceki evrede oluşabilecek olan hatanedenlerini değerlendirmek ve bir farkındalıkyaratmaktır.

Gereç ve YöntemBu çalışmaya, İzmir Katip Çelebi ÜniversitesiAtatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi TıbbiBiyokimya Laboratuvarına 01.01.2018-

30.06.2019 tarihleri arasında ön kabulü yapılanve çeşitli hata nedenleri ile kabulünden sonra iptaledilen hasta örnekleri dahil edilmiştir. Kayıtlarhastane bilgi sistemi programından retrospektifolarak incelenmiştir. Tanımlayıcı bir araştırmaolarak planlanmıştır. Sonuçlar, üç aylıkdönemlerde reddedilen numune sayısınınlaboratuvara gelen toplam numune sayısına oranıolarak analiz edilmiştir. Ayrıca numuneyi iptaletme nedenine göre, reddedilen numune sayısınıntoplam ret sayısına bölünmesi ile elde edilendeğerler numune red oranları olarak verilmiştir(2,7).

BulgularLaboratuvarımızda 18 aylık dönemde toplam 13 340 adet numune iptal edilmiştir (Tablo 1).İptal edilen numune oranı, laboratuvara gelenörneklerin toplamının %0,5’idir.

Çalışma gruplarına göre, numune red sayılarıdeğerlendirildiğinde rutin biyokimyasal testlerdeen fazla görülen red nedeni, yataklı servisler içineksik parametre kodlanmış olmasıdır (%42,1).Rutin biyokimya poliklinik istemlerinde ise testisteminde eksiklik olması ya da yanlış bilgiverilmesi en sık görülen iptal nedenleridir(%80,6). Hormon testlerinde uygun olmayanörnek başlığı altında numune iptalleri ilk sıradagörünmektedir (%57,0). Uygun olmayan örnek;genellikle hemolizli örnekler ve yanlış tüpe alınankanlar için kullanılmaktadır. Hemogramörneklerinde en sık görülen hata pıhtılı numune

355• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 353-360

Page 56: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Tabl

o 2.

Num

une

red

nede

nler

i ve

oran

ları

Hat

a ne

denl

eri

Prea

nalit

ik h

atal

arın

, ha

ta n

eden

leri

ne v

e la

bora

tuva

r te

st g

rupl

arın

a gö

re d

ağılı

Labo

ratu

var

Test

Gru

plar

ı (P

rean

alit

ik h

ata

nede

ni h

er g

rupt

a sa

yı v

e yü

zde

olar

ak v

erilm

işti

r (T

est

sayı

sı v

e %

)R

utin

Rut

inH

orm

on

H

emog

ram

Se

dim

anta

syon

hHbA

1c

İdr

arKo

agul

asyo

nbi

yoki

mya

biyo

kim

yate

stle

ri

test

leri

yat

aklı

polik

linik

serv

isPo

liklin

ik

Serv

isBa

rkod

suz

örne

k4

320

22(%

1,5)

(%0,

5)(%

3,2)

(%12

,9)

Eksi

k pa

ram

etre

14

229

106

2022

(%5,

1)(%

42,1

)(%

15,4

)(%

3,2)

(%12

,9)

Etik

etle

me

hata

sı4

72

22

(%1,

5)(%

1,3)

(%0,

3)(%

15,4

)(%

0,9)

Hat

alı k

imlik

lend

irme

44

2(%

1,5)

(%0,

7)(%

0,3)

Hat

alı n

umun

e 0

1811

3111

14

(%0)

(%3,

3)(%

1,6)

(%1,

3)(%

5,2)

(%0,

2)(%

2,4)

Kayb

olan

num

une

324

21

(%1,

1)(%

4,4)

(%0,

3)(%

0,6)

Pıht

ılı n

umun

e 16

489

1(%

66,9

)(%

69,2

)(%

0,5)

Uyg

un o

lmay

an ö

rnek

1878

392

279

218

340

4(%

6,6)

(%14

,3)

(%57

,1)

(%11

,3)

(%15

,4)

(%86

,7)

(%6,

5)(%

2,4)

Test

iste

min

de e

ksik

ya

da y

anlış

bilg

i 22

012

493

7034

29(%

80,6

)(%

22,8

)(%

13,5

)(%

2,8)

(%5,

5)(%

17,1

)U

ygun

olm

ayan

şar

tlard

a sa

klan

mış

örn

ek

301

1(%

4,4)

(%0,

5)(%

0,2)

Uyg

un o

lmay

an t

rans

fer

koşu

lları

119

(%0,

2)(%

1,3)

Yanl

ış h

asta

dan

örne

k al

ınm

ası

22

5(%

0,7)

(%0,

4)(%

0,7)

Yete

rsiz

örn

ek4

5425

435

1350

188

88(%

1,5)

(%9,

9)(%

3,6)

(%17

,7)

(%6,

2)(%

81,2

)(%

51,8

)

(%

100,

0)Ç

alış

ma

grub

unun

top

lam

red

say

ısı

273

544

687

2463

1321

161

717

088

(%10

0,0)

(%10

0,0)

(%10

0,0)

(%10

0,0)

(%10

0,0)

(%10

0,0)

(%10

0,0)

(%10

0,0)

(%10

0,0)

356 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 353-360

Page 57: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

sonuçları ile ilgili önce ön testler ve anketlersunulmuş ve sonrasında eğitimler yapılmıştır.2018 yılı temmuz ayında kabul iptalnedenlerimizin normalden yüksek olması (2105test) nedeniyle kök neden analizi yapılmış veintörn öğrencilerin başlama zamanı olmasınedeniyle red edilen numune oranının yükseldiğitespit edilmiştir. Bu nedenle son sınıf öğrencisiuyum eğitimi içine klinik biyokimyada numunealma ve gönderme eklenmiş ve reddedilennumune sayısı, Agustos 2018 (980 test)analizlerinde normal seyrine dönmüştür. Ve her yılintörnlük dönemi başında oryantasyon eğitimlerikapsamında, laboratuvar analiz öncesi evrekonusunda bilgilendirme toplantıları veeğitimlerinin rutin olarak yapılması planlanmıştır.Eğitimin red oranları üzerine etkisini inceledikleribir çalışmada, Arslan ve arkadaşlarılaboratuvarlarındaki red oranını eğitim öncesi vesonrasında değerlendirmişler ve sırası ile %0,6 ve%0,5 bulmuşlardır. Onların çalışmalarında daeğitim sonrası red oranlarının bizimki ile benzerolduğu görülmektedir (10). Arslan vearkadaşlarının anket temelli çalışmalarındaflebotomistlere verilecek olan eğitimin preanalitikhatayı azaltmadaki etkisi ölçülmek istenmiştir.Ankette yer alan sorular kan alma sırasındaturnike uygulaması, hemolizden etkilenen testparametreleri, kan alma sırasında tüp sıralaması,kan alındıktan sonra hangi tüplerin altüst edilmesigerektiği ve alınan kan örneğinin laboratuvara

alınmış olmasıdır (%66,9). HbA1c testinde yanlışkan tüpü kullanma nedeni ile uygun olmayanörnek (%74,4), koagulasyon testlerinde iseyetersiz miktarda örnek alınması (%100,0) enfazla numune iptal nedeni olarak karşımızaçıkmaktadır (Tablo 2).

TartışmaLaboratuvarın numune red oranının %1’in altındaolması kalite hedeflerimiz içindedir. Üçer aylıkdönemler halinde incelendiğinde, nedeninebakılmaksızın genel numune red oranının, kalitehedefini sağladığı, toplam 18 aylık numune redoranının %0,5 olduğu görülmektedir (Tablo 1).Özcan ve arkadaşları hastanelerindeki numunered nedenlerini inceledikleri bir çalışmalarında,sekiz aylık dönemde toplam numune red oranını%0,8 olarak bildirmişlerdir (2). Diğer çalışmalarile karşılaştırıldığında, red oranının düşükolmasının nedeni Hastane laboratuvarında uzunyıllardır sağlıkta kalite ve akreditasyonstandartlarına göre sürekli eğitimlerin veriliyorolmasıdır. Bu eğitimler rutin olarak periyodikzaman dilimlerinde laboratuvar içi uzmandoktorlara, laboratuvar teknisyenlerine ve yataklıservis birimi hemşirelerine, kan alma birimindeçalışan hemşire ve transfer personelimizeverilmektedir. Bir diğer taraftan aile hekimliğiuzmanlık öğrencileri başta olmak üzere, acil servishekimleri, cerrahi ve dahili birimlerde çalışanuzmanlık öğrencilerine de preanalitik evre ve test

Tablo 3. Preanalitik hata türüne göre numune red sayıları ve oranları

Preanalitik Hata Nedenleri Preanalitik hata nedenine Preanalitik hata nedenine göreNedenleri göre red edilen red edilen numune sayısının

numune sayısı n toplam red sayısına oranı %

Barkodsuz örnek 49 %1,0Eksik parametre 391 %7,7Etiketleme hatası 17 %0,3Hatalı kimliklendirme 10 %0,2Hatalı numune 76 %1,5Kaybolan numune 30 %0,6Pıhtılı numune 1658 %32,7Uygun olmayan örnek 996 %19,7Test isteminde eksik ya da yanlış bilgi 570 %11,3Uygun olmayan şartlarda saklanmış örnek 32 %0,6Uygun olmayan transfer koşulları 20 %0,4Yanlış hastadan örnek alınması 9 %0,2Yetersiz örnek 1208 %23,8Toplam red edilen numune sayısı 5066 %100,0

357• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 353-360

Page 58: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

kullanılacak olan ilgili diğer parametrelerintamamının test isteminde yer alması gereklidir.Bunun tersi durumda, hesaplanacak olanparametre için sonuç verilemeyecektir. Bu dadiğer testlerin ya da numunenin iptaline nedenolacaktır. Bu durumda test istemleri sırasındahangi parametrelerin hesapla yapıldığınınbilinmesi ve isteklerin bu doğrultuda yapılmasıgereklidir. Bu konudaki red oranını azaltmak içinbiyokimya sonuç raporlarının altına, hesaplananparametrelerin her seferinde otomatik olarakbelirtilmesi genel bir alışkanlığı sağlayabilir.

Hormon testleri için en fazla red nedeni %57,1oranı ile uygun olmayan örnek olarakhesaplanmıştır (Tablo 2). Santrifüjden sonraserumda gözle görülebilir oranda yoğun hemolizgörülmesi, immun yöntemle çalışılacak olanhormon testi analizini etkileyecek kadar çokmiktarda, gözle görünür krema tabakasınınoluşumuna neden olan lipeminin bulunması rednedeni olabilmektedir. Hastanın kanının açlıkdurumunda yeniden alınması önerilerek geribildirim yapılmaktadır. İmmun yöntemle çalışılantestlerde, antijen antikor birleşmesi esasınadayanılarak oluşan reaksiyonun yaptığı ışıma ileorantılı olarak sonuç verilmektedir. Lipemikörneğin neden olduğu bulanıklık ya da serumdabulunan hemoglobinin antikorla oluşturabileceğiçapraz reaksiyonlar yanlış test sonuçlarına nedenolabilecektir. Hastanın kanının hemolizoluşturulmadan alınması ve lipemiden kaçınmakiçin açlık koşullarında kan alınmasına dikkatedilmesi bu sorunu ortadan kaldıracaktır.Hasanato ve arkadaşlarının hemoliz, ikter velipeminin hormon testlerinin analiz sonuçlarıüzerine etkisini araştırdıkları bir çalışmalarında,hemoliz arttıkça B12 vitamini analiz değerlerinindüştüğü, kortizol ve parathormon düzeylerinin isehemolizle orantılı olarak yanlış yüksek değerdeanaliz edildiği, lipemiye bağlı olarak ise,progesteron analiz sonuçlarının lipemi etkisi ileanlamlı olarak düştüğü, prolaktin ve B12 vitaminidüzeylerinin lipemi ile negatif korele olaraksonuçlandığı, folik asit ve beta HCG değerlerininlipemi ile pozitif korele olarak yanlış yüksek sonuçverdiği bildirilmiştir (12). Hasanato vearkadaşlarının bulguları hormon testleri içinhemoliz ve lipemiden kaçınmamız gerektiği ileilgili düşüncemizi desteklemektedir.

ulaştırılması gerekli zaman ile ilgili farkındalığıölçmek üzere planlanmıştır (10).

Eğitimin preanalitik hatayı azaltmadaki rolübüyüktür, bu konuda Özcan ve arkadaşları dayaptıkları bir çalışmada preanalitik fazı konu alaneğitimler sonrası hata oranlarının azaldığınıgöstermişlerdir (2). Ekinci ve arkadaşlarıçalışmalarında laboratuvarlarının preanalitiknumune red analizini yapmış ve eğitimin numunereddi üzerindeki etkilerini ölçmüşlerdir. Yılın ilk altıayındaki red oranlarını %1,2 olarak belirlemişlersonrasında, klinik sorumlu hemşireleri, kan almave laboratuvar personellerine eğitim vermişler veeğitimi takip eden altı aydaki numune redoranlarını %1,3 olarak hesaplamışlardır. Eğitimlererağmen numune red oranlarında istatistikselolarak anlamlı olmayan bir artış olduğunubildirmişlerdr (7).

Hemoliz çok önemli bir preanalitik hatakaynağıdır, laboratuvarımızda hemoliz indeksiölçülerek hemoliz derecesi hasta sonuçraporlarında belirtilmektedir. Hemolizli örnektamamen iptal edilmemekte yalnızca hemolizdenetkilenen parametreler iptal edilmektedir. Bunedenle çalışmamızda, hemolizle ilgili redoranımız belirtilememiştir. Ekinci ve arkadaşlarınınçalışmasında da hemoliz nedeni ile red oranıoldukça düşük verilmiştir. Onlar da otomatikanalizörlerde, bizim laboratuvarımızda kullanıldığıgibi, hemoliz, lipemi, ve ikterik indeks ile ilgiliölçümler yer aldığından hemolizli numune iptaloranının azaldığını vurgulamışlardır (7). Hemolizliörneklerin en büyük sebebi enjektörle kanalınması ve iğne ucu çıkarılmadan kanınenjektörden tüpe püskürtülmesidir. Bu durumuönlemek için vakuteiner ile kan alınmalı ya daiğne ucu çıkarılmış enjektörden kan sızdırılaraktüpe aktarılmalıdır (11).

Hastanemizde, rutin biyokimya tetkikleri için enfazla red nedeni, poliklinik hastaları için %80,6oranla test isteminde eksik ya da yanlış bilgigirilmesi olarak görünmektedir (Tablo 2). Yataklıservis istemlerinde ise %42,1 ile eksik parametreilk sırada yer almaktadır. LDL kolesterol, globulin,direkt bilurubin gibi, sonucu diğer sonuçlarüzerinden hesaplama ile bulunan bazıparametrelerin sonuçlarını alabilmek için, hesapta

358 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 353-360

Page 59: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

arkadaşlarının numune red oranlarını bildirdikleriçalışmalarında da koagulasyon örneklerinde enyaygın numune iptal nedeni yetersiz örnekmiktarı olarak belirtilmiştir (7).

Çalışma grubuna bakılmaksızın, reddedilen tümörnekler için, laboratuvarımızda görülen en fazlagörülen genel red nedeni %32,7’lik bir oranlapıhtılı numune alınmış olmasıdır, bunu %23,8 ileyetersiz numune miktarı takip etmektedir (Tablo3).

Bu çalışmada hastanemizdeki kliniklerden vehastanemize bağlı olarak çalışan semtpolikliniklerimizden bize gönderilen numunelerdeğerlendirilmiş ve düzeltici önleyici faaliyetlerplanlanmıştır. Özellikle büyük hastanelerde mesaiiçinde, günün her saatinde hastadan her türlütetkik için numune alınmaktadır. Oysa bazı testleriçin açlık tokluk, sirkadiyen ritm, egzersiz veyorgunluk gibi faktörler önemlidir. Tetkik yapanlaboratuvarın belli saatlerden sonra bazı numunetiplerini almaması gereklidir. Diğer yandan, tetkikiisteyen hekimin hastasının numuneyi hangikoşulda vermesi gerektiğini hastasına belirtmesive tembihlemesi önemlidir. Ancak pratikuygulamada yoğunluk nedeni ile bazen bu detaylıbilgilendirmenin uygulanamadığı görülmektedir.Şanslı bir uygulama olarak, birinci basamaktagenellikle tetkiki isteyen doktor, sonuçlarçıktığında tekrar hastasını görür ve sonuçlarıdeğerlendirir. Ancak ikinci ve üçüncü basamakhastanelerde bazen durum böyleolmayabilmektedir ve poliklinikte görevli bir başkadoktorun hastadan daha önce istenmiş olantetkikleri değerlendirmesi gerekli olabilmektedir.O halde hastanın kan ve diğer numuneleri vermesırasında, açlık tokluk, menstruasyon gibifizyolojik bir durumunun, ilaç alıp almadığının vepreanalitik olan diğer değişkenlerin bilgi işlemsistemine işlenebilmesi önemlidir.

Sonuçlar Hasta hizmeti veren tıbbi laboratuvarlar ve bulabortuvarlardan hizmet alan birimler arasında,hasta ve tetkik güvenliğinin sağlanabilmesi içinsürekli iletişim olabilmelidir. İyi laboratuvaruygulamaları ve hasta yararına doğru analizsonuçları için, analiz öncesi evreningözetilebilmesi ve bu konudaki farkındalığınoluşturulabilmesi değerlidir.

Hemogram örneklerinde en fazla red nedeni,%66,9 oranla pıhtılı örnek olarak saptanmıştır. Özve arkadaşları da laboratuvarlarının red neden veoranlarını bildirdikleri bir çalışmalarında,hemogram testleri için pıhtılı örnek nedeni ile redoranının %65,4 oranı ile ilk sırada yer aldığınıbelirtmişlerdir (13). Hemogram testinde tek tekhücre sayımı yapılarak sonuç verilmektedir vepıhtılı bir örnekte tam kan sayımı yapmakolanaksızdır. Benzer şekilde pıhtılı bir örnekle,eritrositlerin çökme hızı ile ilgili bir test olaneritrosit sedimentasyon hızı testinin sonucuverilemez, pıhtılaşma testleri de pıhtılı örnek ileçalışılırsa uzamış koagulasyon olarak yanlışsonuçlanacak ve hastadan tekrar kan alınmasıistenecektir (14). Kan alınması sırasında,antikoagulan madde içeren kan tüplerinin kanalımı sonrası iyice altüst edilmesi ve kanınpıhtılaşmayı önleyici madde ile tam olarakkarışması pıhtılı numune hatasını düzeltecektir.

HbA1c testi ile ilgili en sık hata nedeni, yanlıştüpe kan alma nedeni ile test numunesinin iptaledilmesi olarak görülmüştür. Laboratuvarımızdakullanılan HbA1c çalışma yöntemi için tam kanörneği kullanılmalıdır. Serum elde etmeye uygunolan düz tüplerle kan alınarak tetkik istenmesidurumunda bu analiz yapılamamaktadır.Poliklinikden gelen idrar örneklerinin %81,2’siyataklı kliniklerde alınan idrar örneklerinin ise%51,8’i yetersiz idrar örneği alınması nedeni ileiptal edilmektedir (Tablo 2). Özellikle hastasayısının çok olduğu hastanelerde otomatik idrarcihazları ile analiz yapılmaktadır ve analizörleçalışabilmek için en az 20 ml idrar örneği alınmışolmalıdır.

Koagulasyon testlerinde en sık preanalitik hatanedeni yetersiz örnek miktarı olarak görülmüştür(Tablo 2). Koagulasyon, hemogram ve eritrositsedimentasyon hızı çalışılan tüplerde antikoagulanmadde vardır. Pıhtılaşmayı önleyici bu maddesayesinde kan pıhtılaşmaz ve tam kan olarakkalabilir ya da santrifüjle plazması ayırılır. Ancakalınan kanın bu antikoagulan madde ile belirlioranda karışması gereklidir (15,16). Yetersiz ya dafazla alınan kan miktarı bu oranı bozacaktır vetest sonucu olumsuz etkilenecektir. Bu nedenle butürlü yetersiz ya da fazla miktar kan alımındanumune red edilir. Kan tüpündeki çizgiye kadarkan alınması gereklidir (17). Ekinci ve

359• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 353-360

Page 60: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Clin Biochem 2017;54(1):14-9.9. Atay A, Demir L, Çuhadar S, Sağlam G, Ünal H,

Aksun S, Arslan B, Özkan A, Sütçü R. Clinicalbiochemistry laboratory rejection rates due tovarious types of preanalytical error. BiochemicaMedica 2014;24(3):376-82.

10.Arslan FD, Karakoyun I, Basok BI, Aksit MZ, CelikE, Dogan K, Duman C. The Effects of Educationand Training Given to Phlebotomists for ReducingPreanalytical Errors. J Med Biochem. 2018 Apr1;37(2):172-180. doi:10.1515/jomb-2017-0045.

11.Satılmış ÖK, Macit Y, Serteser M, Ünsal İ. TıbbiLaboratuvarda Pre-analitik Hatalar-Örnek Alımı.Sağ. Perf. Kal. Derg. 2015(9):19-26.

12.Hasanato R, Brearton S, Alshebani M, Bailey L,Aldugashim S, Alothaim A, Tamimi W. Effects ofserum indices interference on hormonal resultsfrom the Abbott Architect i2000 immunoassayanalyser. Ann Clin Biochem. 2017 Jan;54(1):14-19.doi: 10.1177/0004563216669384.

13.Öz L, Koçer D, Buldu S, Karakükcü Ç. Analysis ofpre-preanalytical errors in the clinical biochemistrylaboratory of Kayseri Eğitim ve AraştırmaHastanesi. Türk Klinik Biyokimya Derg 2016;14(1):6-11.

14.Banfi G, Salvagno GL, Lippi G. The role of ethylenediamine tetraacetic acid (EDTA) as invitroanticoagulant for diagnostic purposes. Clin ChemLab Med 2007;45:565-76.

15.Dasgupta A. Tıbbi laboratuvarda doğru sonuç.Palme Yayıncılık. 2013.

16.Simundic AM, Cornes M, Grankvist K, Lippi G,Nybo M, Kovalevskaya S, et al. Survey of nationalguidelines, education and training on phlebotomyin 28 European countries: An original report by theEuropean Federation of Clinical Chemistry andLaboratory Medicine (EFLM) working group for thepreanalytical phase (WG-PA). Clin Chem Lab Med2013;51(8):1585-93.

17.Carraro P, Plebani M. Errors in a stat laboratory:Types and frequencies 10 years later. Clin Chem2007;53(7):1338-42.

18. "Türk Biyokimya Derneği Preanalitik Evre ÇalışmaGrubu. 2015, Ankara. Venöz Kan Alma(Filebotomi) Kılavuzu. Aksungar FB, Albayrak N,Coşkun C, Çınaroğlu İ, Çolak A, Demirtaş C, Eker P,Güçel F, Haklıgör A, İnal BB, Orhan B, Sönmez Ç,Şeneş M, Taneli F."

Numuneler kan ve numune alma klavuzlarınauygun olarak alınmalı (18), hastane dışında alınıp,bir süre sonra transferle laboratuvara ulaştırılankan numuneleri arasında, serumda çalışılacakanalitler için alınan kanlar mutlaka santrifüjedilerek gönderilmeli, transfer sırasında soğukzincir gerektiren testlerde soğuk zinciruygulanmalı, örnekler ısı ve ışık etkisindenkorunmalı, hastanın kimlik bilgisi numune kabındayer almalı, her numune için belirlenmiş olan,uygun numune kaplarına ya da tüplerine örnekalınmalıdır.

Çalışmanın sonuçlarına göre, numune rednedenlerinin tartışılabileceği ve daha çok görünürolabileceği düzenlemeler planlanmıştır.

360 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 353-360

İletişim: Saliha AksunE-posta: [email protected]

Kaynaklar1. Narayanan S. The Preanalytic Phase; An important

Component of Laboratory Medicine. Am J ClinPathol 2000;113:429-52.

2. Özcan O, Güreser S. Analiz öncesi (preanalitik)hata kaynakları ve eğitimin hata önlemedeki rolü.Dicle Tıp Dergisi. 2012; 39(4):524-30.

3. Lippi G, Guidi GC, Mattiuzzi C, Plebani M.Preanalytical variability: The dark side of the moonin laboratory testing. ClinChem Lab Med 2006;44(4):358-65.

4. Lippi G, Guidi GC. Risk management in thepreanalytical phase of laboratory testing. ClinChemLab Med 2007; 45(6):720-7.

5. Nar R, İren Emekli D, Güçlü K, İlanbey B.Biyokimya laboratuvarında prepreanalitik hatakavramı. Editöre mektup. Ahi Evran Tıp Dergisi.2017;1:23-4.

6. TSE EN ISO 15189:2012 Tıbbi Laboratuvarlar-Kalite ve Yeterlilik için Şartlar.

7. Ekinci A. Laboratuvarımızın Preanalitik NumuneRed Analizi ve Eğitimin Etkisi. Van Tıp Derg.2019;26(1):79-84. DOI: 10.5505/vtd.2019.03521.

8. West J, Atherton J, Costelloe SJ, Pourmahram G,Stretton A, Cornes M. Preanalytical errors inmedical laboratories: a review of the availablemethodologies of data collection and analysis. Ann

Page 61: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

361• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 361-371

AbstractChronic hepatitis, cirrhosis and hepatocellular carcinoma(HCC) resulting from the hepatitis B (HBV) infection,which is a common health problem, cause millions ofdeaths. There are also social, psychological and economicconsequences of this infection despite the decrease in itsincidence. In this study that aimed at investigating thestatus of hepatitis B carriers in various aspects, the samplewas composed of 130 carriers tested positive for HbsAg.Their sociodemographic characteristics, knowledge levelsand attitudes were investigated through face-to-faceinterviews; ELISA test records were examined. Theserological status and the risk factors having influence onhepatitis B transmission were evaluated. The informationabout hepatitis B was provided; the modes of transmissionand prevention were explained.HBsAg positivity rate was found to be 9.6% and theseroprevalence of HBV was 41.1%. Other laboratoryfindings and status of exposure to risk factors weresimilar to those found in other studies. The knowledge ofHepatitis B carriers on the disease were insufficient andinaccurate. It was ascertained that the persons who havebeen confirmed to be carriers were not provided withsufficient information about the disease by the healthworkers and that the carriers did not take adequateprecautions to prevent the transmission of hepatitis B toother ones. The information about the treatment of thedisease was insufficient and useless, and even harmfulmethods were practiced by the patients for treatment.The carriers leaned towards the vaccination method, butthose who needed vaccination could not meet the cost.Anti-HBs and anti-HBc should also be tested during theanalysis of serological markers of hepatitis at health carefacilities, and suitable ones should be vaccinated againsthepatitis B. The persons, who are found to be HbsAg-positive and their family members should be informed indetail, the modes of transmission and the precautions tobe taken should be explained and the carriers should bemonitored regularly. During the follow-up of the personswith viral hepatitis; the psychological state should beevaluated as well as biochemical, serological andradiological aspects and the patients should besupported. In order to prevent the spread of infection,hepatitis B vaccination currently applied to children andrisk groups should be extended to the whole population.Key words: Family health, Infectious diseases, HepatitisB, Carrier

ÖzYaygın bir sağlık sorunu olan hepatit B (HBV)enfeksiyonunun neden olduğu kronik hepatit, sirozve hepatosellüler karsinoma (HSK)yol açarakmilyonlarca ölüme neden olmaktadır. Buenfeksiyonun sosyal, psikolojik ve ekonomik sonuçlarıda vardır. Hepatit B taşıyıcılarının durumunu çeşitliyönleriyle belirlemek amacıyla yapılan bu araştırmadayapılan HBsAg testi sonucu pozitif çıkan 130 taşıyıcıolgu çalışma grubunu oluşturdu. Yüzyüze görüşmeyapılarak sosyodemografik özellikleri, bilgi düzeyi,tutumları araştırıldı; ELISA testi kayıtları incelendi.Serolojik durumları, hepatit B bulaşmasında etkili risketmenleri değerlendirildi. Hepatit B hakkında bilgiverildi; bulaşma ve korunma yolları anlatıldı. Çalışmada bulunan HBsAg pozitifliği oranı %9.6,HBV seroprevalansı %41.1’dir. Diğer laboratuvarbulguları ile risk etmenleriyle karşılaşma durumlarıdiğer çalışmalarla benzerdir. Hepatit B taşıyıcılarınınhastalık hakkındaki bilgileri yetersiz ve yanlıştır.Taşıyıcı olduğu belirlenen kişilere hastalık hakkındasağlık çalışanları tarafından yeterli bilgi verilmediği,taşıyıcılar tarafından başkalarına hepatit Bbulaşmaması için yeterli önlemler alınmadığı saptandı.Hastalığın tedavisi hakkında bilgiler yetersizdir veyararsız, hatta zararlı yöntemler hastalarca tedaviamacıyla uygulanmaktadır. Taşıyıcılar aşılamayöntemine sıcak bakmaktadır, ancak gereksinimiolanların aşı maliyetini karşılama gücü yoktur.Sağlık kuruluşlarında hepatit belirteçleri incelenirkenanti-HBs ve anti-HBc de bakılarak durumu uygunolanlar hepatit B’ye karşı aşılanmalıdır. HBsAgpozitifliği saptananlarla aile bireylerine ayrıntılı bilgiverilmesi, bulaşma yollarının ve alınacak önlemlerinanlatılması, taşıyıcıların düzenli izlenmesigerekmektedir. Viral hepatitlilerin izleminde;biyokimyasal, serolojik ve radyolojik özelliklerinyanında psikolojik yönleri de değerlendirilip,desteklenmelidir. Enfeksiyonun yayılmasını önlemekiçin, halen çocuklara ve risk gruplarına uygulananhepatit B aşılaması, tüm toplumu kapsayacak biçimdeyaygınlaştırılmalıdır.Anahtar sözcükler: Aile sağlığı, Bulaşıcı hastalıklar,Hepatit B, Taşıyıcı

Geliş/Received : 09.04.2019Kabul/Accepted : 09.10.2019

Dr. Mehmet Özen1

Araştırma

Research

Hepatit B Taşıyıcılarının Hastalık Hakkındaki Bilgi, Düşünce ve TutumlarıKnowledge, Opinions and Attitudes of Hepatitis B Carriers about the Disease

DOI: 10.17942/sted.631170

1 Uzm. Dr.; Sağlık Bilimleri Ü. Antalya Eğitim ve Araştırma Hast. Aile Hekimliği Kli., Antalya(Orcid No:0000-0002-6075-1733)

Page 62: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

362

GirişHepatit, enfeksiyon etkenleri ya da başkanedenlerle karaciğerde kalıcı ya da geçici olarakortaya çıkan yangıyı (inflamasyon) tanımlamakiçin kullanılan bir terimdir. Enfeksiyöz hepatitlerinbaşlıca etkeni olan viral hepatitler bütün dünyadagörülen ve özellikle ülkemizin de içindebulunduğu gelişmekte olan ülkelerin önemli birsağlık sorunudur. Gelişmekte olan ülkelerde diğerenfeksiyon hastalıklarıyla birlikte, viral hepatitlerinde sık görülmesine ortam hazırlayan başlıcaetmenler; yeterli ve temiz su kaynaklarınınolmaması, insan dışkısının uygun yöntemlerleuzaklaştırılmaması, ekonomik ve toplumsalsorunlar, yetersiz eğitim, kültür düzeyinindüşüklüğü ve kontrol mekanizmalarınınçalıştırılamamasıdır.

Viral etkenlerden hepatit B virüsüne karşı uzunzaman önce aşı üretilmiş, neden olduğuhastalıkların bazılarına karşı tedavi geliştirilmişolmasına rağmen Dünya Sağlık Örgütü’nün 2015yılı verilerine göre dünya üzerinde 257 milyoninsan kronik HBV enfeksiyonu ile yaşamaktadır ve1 milyon 340 bin kişi de viral hepatitlere bağlınedenlerle ölmüştür (1). Hepatit B virüsenfeksiyonunun parenteral, perinatal, horizontal(yetersiz hijyenik durumlar) ve cinsel temas gibibulaşma yolları vardır ve bulaştırıcılığı oldukçayüksektir (2).

Ülkemizde 2009’da 18 yaş üstü kişilerde yapılanbir çalışmada, HBsAg pozitifliği %4 ve antiHBcpozitifliği %30,6 saptanmıştır. Buna göre 18 yaşüstü her üç kişiden biri HBV ile karşılaşmışdurumdadır ve erişkin yaş grubunda 2 milyondanfazla HBsAg pozitifliği olduğu tahminedilmektedir. Bu kişilerden yalnızca yaklaşık%12’sinin durumunun farkında olduğubelirlenmiştir (3).

Türkiye’de hepatit B aşısı 1998 yılında UlusalBağışıklama Programı kapsamında bebeklereuygulanmaya başlanmış 1999’da %64 olanaşılama hızları aşı kapsayıcılığının giderekartmasıyla 2016 yılında %98’e yükselmiştir.Bunun sonucunda çocuklarda HBV enfeksiyonugörülme oranı hızla düşerek beş yaş altı hepatit Bhastalığı insidansı yüzbinde 1’in altına düşmüştür.Ancak hepatit aşısının yetişkinler için sosyalgüvence kapsamında uygulanma olanağıolmaması nedeniyle aynı düşüş sağlanamamıştır.

HBV enfeksiyonları siroz olgularının %30-40’ından, karaciğer kanserinin %40-50’sindensorumlu olan önemli bir sağlık sorunu olmayısürdürmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın verilerinegöre Türkiye’de 2012-2016 yılları arasındagerçekleştirilen karaciğer transplantasyonuolgularının yaklaşık yarısından fazlasını viralhepatitlerin oluşturduğu bildirilmekte, HBVaşısının yaygın biçimde kullanılması ile yeni HBVenfeksiyonu olgularında ve HBV’ye bağlı siroz ya da karaciğer kanseri gelişiminde azalmaolduğu belirtilmektedir (4).

Bu derecede yaygın ve ciddi sonuçları olan HBVenfeksiyonunun Türkiye’deki epidemiyolojisiniizleyebilmek, morbidite hızındaki artış ya daazalış eğilimini saptayabilmek, hastalığıntoplumumuzdaki kronikleşme oranınıbelirleyebilmek ve hastalığın eradikasyonundagerekli önlemleri bir an önce alabilmek içinhepatit B konusunda ayrıntılı çalışmalaragereksinim vardır. Akut ve kronik viralhepatitlerin yalnızca organik bozukluklar vedeğişiklikler oluşturmakla kalmayıp aynı zamandapsikolojik yönden de kişileri önemli ölçüdeetkilediği, özellikle ülkemiz gibi kişiler arasıilişkilerin çok yoğun olduğu toplumlarda buhastalıkların sosyal yönünün kesinlikle göz ardıedilmemesi gerektiği bildirilmektedir (5). Buçalışmada bir eğitim ve araştırma hastanesineayaktan başvuran ve yatarak tedavi almakta olanhastalardan hepatit belirteçleri incelemesiyapılanların test sonuçları incelenerek HBsAgsonucu pozitif olanların klinik özellikleri ilehepatit hastalığı hakkındaki düşünceleri, bilgidüzeyleri ve tutumlarının değerlendirilmesiamaçlandı.

Gereç ve YöntemÇalışma Ankara Numune Eğitim ve AraştırmaHastanesi (ANEAH) ELISA Laboratuvarı ileEnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik MikrobiyolojiPolikliniği’nde 2000 yılında yürütüldü.Çalışmanın yapıldığı dönemde hastanenin ELISAölçümleri Abbot AXSYM System cihazındaMikropartikül Enzim Immuno Asssay (MEIA)yöntemiyle yapılmaktaydı. Her çalışmabaşlangıcında üç negatif ve iki pozitif kontrolölçümü yapılıp üç negatif değerin ortalamalarına;her test için belirli sabit değerler eklenerek cut-off değerleri elde edilmekte ve cut-off değerininüzerindeki sonuçlar pozitif kabul edilmiştir.

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 361-371

Page 63: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

ELISA Laboratuvarında test sonuçları incelenerekHBsAg testi sonucu pozitif çıkan 302 hastanınsonuç formuna; “Yapılan kan incelemesindehepatit B mikrobu saptandığı, bu mikrobunbulaşıcı olduğu, önlem alınabilmesi için kendisininve aile bireylerinin Hastanenin İntaniyePolikliniği’ne gelmelerini” bildiren bir çağrıpusulası eklendi. Sonuç ve istem formlarındakihasta ile ilgili bilgiler not edildi. Aynı dönemdeyapılan tüm ELISA testi kayıtları incelenerekHBsAg, Anti-HBs, HBeAg, Anti-Hbe, Anti-HBcIgG, Anti-HBc IgM, Anti-HAV IgG, Anti-HAVIgM, Anti-HCV ve Anti-HIV için pozitiflik oranlarısaptandı. Sonuç formuna çağrı pusulasıeklenenlerden ve kendiliğinden polikliniğebaşvuran HBsAg pozitif 130 taşıyıcı hazırlananformlara kaydedilerek izlendi. Katılımcılararaştırma hakkında bilgilendirilerek sözlü onamlarıalındı. Çalışma formlarına taşıyıcının kişisel vesosyodemografik bilgileri, başvuru nedenleri,laboratuvar sonuçları kaydedildi.

Başvuranlarla yüz yüze görüşme yapılarak HepatitB hakkında bilgi düzeyleri ile tutum vedavranışlarını belirlemeye yönelik; “hepatit(sarılık) hakkında bilgileri olup olmadığı, varsa bubilgileri nereden edindikleri”, “hepatit B’ninönemli bir hastalık olup olmadığı”, “hepatit Btaşıyıcısı olduğu belirlendiğinde kendisine bukonuda bilgi verilip verilmediği”, “hepatit B’ninbulaşma yollarından hangilerini bildikleri”,“hepatit B’den nasıl korunulacağını bilipbilmedikleri”, “kendisinde hepatit B saptandıktansonra başkalarına/yakınlarına bulaştırmamak içinönlem alıp almadıkları”, “hepatit B’nin tedavisiolup olmadığı” soruları soruldu, yanıtları formlarakaydedildi. Hepatit B hakkında taşıyıcılaradurumlarına uygun bilgi verildi; bulaşma vekorunma yolları, alınması gereken önlemler vedikkat edilmesi gereken kurallar anlatıldı.Taşıyıcılara, yakınlarına kan testi yaptırarakdurumu uygun olanların aşılanmaları önerildi.Durumlarına uygun olan kontrol zamanlarıbelirtilerek, İntaniye Polikliniği’nde kontrollerini

sürdürmelerinin önemi açıklandı. Elde edilenbilgiler bilgisayara aktarılarak, SPSS 10.0 forWindows istatistik programıyla değerlendirildi.Verilerin değerlendirilmesinde bağımsız örnekleriçin t testi (independent samples t test) ve ki kare(X2) testleri kullanıldı. 0.05’ten küçük olan pdeğerleri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

BulgularÇalışmada elde edilen laboratuvar bulguları iletaşıyıcıların risk etmenleriyle karşılaşmadurumlarına ilişkin olarak bu konuda daha önceyapılmış olan çalışmalardan önemli bir farklılıktespit edilmediği dikkate alınarak sonuçlar genelözellikleriyle kısaca belirtildi. Korunma önlemlerininalınmasındaki önemi gözetilerek; taşıyıcılarınhepatit B hakkındaki bilgi düzeyi ile tutum vedavranışları daha ayrıntılı değerlendirildi. Buna göreçalışmanın yürütüldüğü süre içerisinde ELISAlaboratuvarında yapılan testlerin sayıları, pozitifsonuç sayıları ve oranları Tablo 1’de gösterilmiştir.

Yapılan incelemede, HBsAg pozitif olan 302sonucun 28‘inin (%9.3) aynı hastadantekrarlanan istemler olduğu saptandı. Bunlarçıkarıldığında, sonuç formuna çağrı pusulasıeklenen HBsAg pozitif kişi sayısı 274 kaldı.Bunlardan yalnızca 78’inin (%28.5) çalışmagrubumuzda yer alan 130 olgu arasında yer aldığısaptandı. Diğer 196 kişiden dokuzu (%3.3)izlediğimiz taşıyıcıların yakınları olup istemleritarafımızdan yapılmıştı. Bunların dışında kalan187 (%61.9) kişi Polikliniğe başvurmadı.

İncelenen 130 hepatit B taşıyıcısının 40’ı (%30.8)kadın, 90’ı (%69.2) erkek; yaşları 9-80 arasında,ortalama yaş 38.6+15.0 idi. Taşıyıcıların 28’i(%21.5) bekar, 93’ü (%71.5) evli, dokuzu(%6.9) dul ya da ayrı yaşıyordu. Olguların 101’i(%77.7) Ankara’dan, 29’u (%22.3) Ankaradışından başvurmaktaydı. Olguların başvurunedenleri ve tanılarına göre dağılımı Tablo 2’degösterilmiştir. En çok başvuru nedeninin hepatit Btaşıyıcılığı olduğu görülmektedir.

Tablo 1. ANEAH ELISA laboratuvarında çalışma süresince yapılan testlerin sonuçları

Belirteç HBsAg Anti- HBeAg Anti- Anti- Anti- Anti- Anti- Anti- Anti-HBs HBe HBc HBc HAV HAV HCV HIV

IgG IgM IgG IgMTest sayısı 8416 1950 821 789 343 227 203 538 8245 7259Pozitif sayısı 807 686 40 300 157 7 141 9 329 55Pozitiflik oranı (%) 9.6 35.2 4.9 38.0 45.8 3.1 69.5 1.7 3.9 0.76

363• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 361-371

Page 64: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

364

Yüz otuz taşıyıcıdan 119’u (%91.5) ile yüz yüzegörüşme yapılarak; hepatit hastalığı hakkındakibilgi düzeyleri, risk etmenleriyle karşılaşmadurumları, hepatit B taşıyıcısı olarak tutum vedavranışları belirlenmeye çalışıldı. “Hepatit (sarılık)hakkında bilgileri olup olmadığı, varsa bu bilgilerinereden edindikleri” sorulduğunda 119 taşıyıcınınaltısı (%5.0) daha önce bu hastalığı hiçduymadığını, 113’ü (%95.0) bir, 30’u (%25.2) iki,yedisi (%5.9) üç farklı kaynaktan bilgi edindiğinibelirtti. Taşıyıcıların hepatit hakkında bilgiedindikleri kaynaklar Tablo 3’te verilmiştir.

Taşıyıcılara, “hepatit B taşıyıcısı olduğubelirlendiğinde kendisine bilgi verilip verilmediği”ve bilgi verilenlere “neler söylendiği” soruldu.Görüşülen 119 kişiden 22’sine (%18.5) hiç bilgiverilmediği, 97’sine (%81.5) bir, 93’üne (%78.2)iki, 67’sine (56.3) üç, 51’ine (%42.9) dört,26’sına (21.9) beş konuda bilgi verildiği öğrenildi.Olguların kendilerine söylenenlerdenanımsadıklarına göre verilen bilgilerin dağılımıTablo 4’te gösterilmiştir.

Taşıyıcılara “hepatit B’nin bulaşma yollarındanhangilerini bildikleri” sorulduğunda; 119taşıyıcıdan 28’i “Bilmiyorum” yanıtı verirken, 91’ibir, 77’si iki, 35’i üç, 20’si dört ve 4’ü beş bulaşmayolu saydı. En çok (%53.0) bilinen bulaşma yolucinsel ilişki olarak bulundu (Tablo 5).

Taşıyıcılara “hepatit B’den nasıl korunulacağınıbilip bilmedikleri” soruldu; 119 taşıyıcıdan 45’i(%37.8) “Bilmiyorum” yanıtı verirken, 74’ü(%62.2) bir, 43’ü (%36.1) iki, 14’ü (%11.8) üç, 1’i(%0.8) dört ve 1’i (%0.8) beş korunma yolubelirtti. En fazla (%27.7) bilinen korunma yolununaşı olduğu saptandı (Tablo 6).

Görüşme yapılan olgulara “kendisinde hepatit Bsaptandıktan sonra başkalarına/yakınlarınabulaştırmamak için önlem alıp almadıkları”sorulduğunda; 47 (%39.5) kişi önlem almadığını,önlem aldığını belirtenlere “ne gibi önlemleraldığı” sorulduğunda, 72’si (%60.5) bir, 48’i(%40.3) iki, 17’si (%14.3) üç önlem aldığınısöyledi. Alınan önlemler ve dağılımı Tablo 7’degösterilmiştir.

Taşıyıcılardan görüşme yapılanlara “hepatit B’nintedavisi olup olmadığı” sorulduğunda; 29’u(%24.4) “bilmediğini”, 29’u (%24.4) “hepatitB’nin tedavisi olmadığını”, 61’i (%51.3) “tedavisiolduğunu” belirttiler. Hepatit B’nin tedavisiolduğunu söyleyenlerden; ilaç, interferon, aşı,hastaneye yatmak gibi tıbbi yöntemleri bilenlerinsayısı 9 (%12.0), kesme–kestirme (hacamat),ocak–okutma, yöresel şifalı su, çamur sürmek,hasta kişinin kendisinin ya da sarılıklı bir bebeğinidrarını içmesi gibi tıp dışı yöntemleri bilenlerinsayısı 19 (%25.3), iyi beslenmek, dinlenmek,üzülmemek, tatlı (şeker, bal, pekmez) yemek,meyve-sebze (kayısı, erik, dut, üzüm, kuşburnu,ısırgan otu, çörekotu, marul, pancar yaprağı)yemek, ekşi gıdalar yemek, karaciğeri yorangıdalardan kaçınmak gibi beslenmeyle ilgiligeleneksel yöntemleri tedavi olarak niteleyenlerinsayısı 47 (%62.7) idi.

Tablo 2. İzlenen taşıyıcıların başvuru nedenlerine göredağılımı

Başvuru nedeni Sayı Oran (%)Hepatit B taşıyıcısı 73 56.2Kan donörü 5 3.8Hepatit B hastalığı 5 3.8Diğer hastalıklar 47 36.2Toplam 130 100.0

Tablo 3. Taşıyıcıların hepatit konusundaki bilgileri edinme yolları

Bir kaynak İki kaynak Üç kaynak Toplambildirenler bildirenler bildirenler

Bilgi kaynağı Sayı (%) Sayı (%) Sayı (%) Sayı (%)Duymadım 6 5.0 – – – – 6 3.9TV – radyo – gazete 31 26.1 – – – – 31 19.8Sağlık çalışanları 2 1.7 4 13.3 – – 6 3.9Arkadaş - akraba - tanıdık 33 27.7 9 30.0 3 42.9 45 28.8Kendisinde saptanması 42 35.3 13 43.3 – – 55 35.2Yakınında saptanması 5 4.2 3 10.0 3 42.9 11 7.1Okul - - 1 3.3 1 14.2 2 1.3Toplam 119 100.0 30 25.2 7 5.9 156 100.0

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 361-371

Page 65: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Verilen bilgi Verilen bilgilerden hatırlananların sayısıBir İki Üç Dört Beş Toplam

n % n % n % n % n % n %Bilgi verilmeyen – – – – – – – – – – 22 18.5Taşıyıcısın 74 62.2 – – – – – – – – 74 62.2Kanında sarılık var 15 12.6 – – – – – – – – 15 12.6Hepatit / başlangıcı var 3 2.5 – – – – – – – – 3 2.5Kontrole git 2 1.7 13 10.9 10 8.4 7 5.9 1 0.8 33 27.7Bulaşma yolları 2 1.7 10 8.4 9 7.6 3 2.5 – – 24 20.2Korunma yolları 1 0.8 2 1.7 6 5.0 15 12.6 6 5.0 30 25.2Altı ayda bir kontrol – – 5 4.2 3 2.5 3 2.5 3 2.5 14 11.8Uyulacak kurallar – – 11 9.2 17 14.3 12 10.1 9 7.6 49 41.2Yakınlarına kontrol – – 18 15.1 10 8.4 6 5.0 3 2.5 37 31.1Ortak eşya kullanma – – 1 0.8 – – 2 1.7 2 1.7 5 4.2Önemli bir hastalık – – 6 5.0 – – – – – – 6 5.0Önemli değil – – 2 1.7 – – – – – – 2 1.7Bulaşıcıdır – – 10 8.4 3 2.5 1 0.8 1 0.8 15 12.6Bulaşıcı değil – – 2 1.7 – – – – – – 2 1.7Tehlikeli – – 4 3.4 6 5.0 2 1.7 – – 12 10.1Tehlikeli değil – – 7 5.9 2 1.7 – – – – 9 7.6Aşı gerekli değil – – 2 1.7 – – – – – – 2 1.7Düzelince aşı yapılacak – – – – – – – – 1 0.8 1 0.8Cinsel ilişkiye girme – – – – 1 0.8 – – – – 1 0.8Toplam 97 81.5 93 78.2 67 56.3 51 42.9 26 21.9 – –

Tablo 4. Taşıyıcılık saptanan olgulara verilen bilgilerin dağılımı

Tablo 5. Bildikleri bulaşma yolu sayısı ve bulaşma yollarına göre taşıyıcıların dağılımı

Bulaşma yolu Bilinen bulaşma sayısı BilinmeBir İki Üç Dört Beş durumu

n % n % n % n % n % n %Bilmiyorum – – – – – – – – – – 28 23.5Anneden bebeğe 2 1.7 – – – – – – – – 2 1.7Cinsel ilişki 60 50.4 2 1.7 – – – – – – 62 53.0Tıbbi uygulamalar 5 4.2 6 5.0 1 0.8 – – – – 12 10.1Kan yoluyla 13 10.9 39 32.8 5 4.2 – – – – 57 47.9Yakın temas 3 2.5 2 2.6 3 2.5 3 2.5 – – 11 9.2Kişisel eşyaların ortak kullanılması 2 1.7 6 5.0 13 10.9 3 2.5 1 0.8 25 21.0Ev eşyalarının ortak kullanılması 4 3.4 9 7.6 4 3.4 4 3.4 1 0.8 22 18.5Nefes, öksürük, hava 1 0.8 4 3.4 4 3.4 – – – – 9 7.6Tuvalet / kirli sular 1 0.8 6 5.0 1 0.8 – – – – 8 6.7Yiyecek – içeceklerle – – 2 1.7 1 0.8 3 2.5 – – 6 5.0Hayvanlar – – – – 1 0.8 – – – – 1 0.8Sivrisinekle – – – – – – – – 1 0.8 1 0.8Enfekte para / eşya – – 1 0.8 – – – – – – 1 0.8Vücut sıvıları – – – – 2 1.7 7 5.9 1 0.8 10 8.4Toplam 91 76.5 77 64.7 35 29.4 20 16.8 4 3.4 – –

365• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 361-371

Page 66: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

366

Taşıyıcılar arasında yer alan Ankara dışındangelen bir kadın hastada; Göz Kliniğinde ameliyatıöncesi HBsAg pozitif saptanmış, ameliyat sonrasıEnfeksiyon Hastalıkları Polikliniğineyönlendirilmişti. Hastaya gerekli açıklamalaryapılarak, “aile üyelerine yaşadıkları şehirde testyaptırarak sonuçlarını ameliyat sonrası kontrolüne

geldiğinde getirmesi” istendi. Bir ay sonra hastageldiğinde “birkaç gün önce aile büyüklerininısrarı ile kesme denilen işleminin kendisineuygulandığını” söyledi. Yapılan incelemedekadının alnında ve her iki kulak arkasındaiyileşmekte olan, çevresi eritemli, deriden kabarıkkesi izleri saptandı (Şekil 1, 2).

Tablo 6. Bildikleri bulaşma yolu sayısı ve bulaşma yollarına göre taşıyıcıların dağılımı

Korunma yolu Bilinen korunma yolu sayısı Bir İki Üç Dört Beş Toplam

n % n % n % n % n % n %Bilmiyorum – – – – – – – – – – 45 37.8

Aşı 23 19.3 10 8.4 – – – – – – 33 27.7

Korunmalı cinsel ilişki 20 16.8 1 0.8 – – – – – – 21 17.7

Temizlik 16 13.4 4 3.4 2 1.7 – – – – 22 18.5

Ortak eşya kullanmama 11 9.2 17 14.3 1 0.8 – – – – 29 24.4

Yakın temastan kaçınma 2 1.7 3 2.5 6 5.0 – – – – 11 9.2

Tek eşlilik 1 0.8 – – – – – – – – 1 0.8

Karşılaştığı kişileri bilgilendirme 1 0.8 – – 1 0.8 – – 1 0.8 3 2.5

Cinsel Perhiz – – 2 1.7 1 0.8 – – – – 3 2.5

İğne batmamasına dikkat – – 1 0.8 – – – – – – 1 0.8

İyi beslenme 2 1.7 – – – – – – – – 2 1.7

Kan bulaşmasını önleme 3 2.5 1 0.8 1 0.8 1 0.8 – – 6 5.0

Hayvanlarla temastan kaçınma 1 0.8 – – – – – – – – 1 0.8

Gereksiz ilaç kullanmama 1 0.8 – – – – – – – – 1 0.8

Toplam 74 62.2 43 36.1 14 11.8 1 0.8 1 0.8 – –

Tablo 7. Taşıyıcıların yakınlarına yönelik aldıkları önlemler

Alınan önlem Bir önlem alanlar İki önlem alanlar Üç önlem alanlar ToplamSayı (%) Sayı (%) Sayı (%) Sayı (%)

Önlem almayanlar – – – – – – 47 39.5

Yakınlarına kontrol 41 34.5 2 1.7 – – 43 36.1

Yakınlarına aşı – – 22 18.5 – – 22 18.5

Yakın temastan kaçınma 1 0.8 7 5.9 – – 8 6.7

Ortak eşya kullanmama 15 12.6 5 4.2 4 3.4 24 20.2

Özel eşyalarını ayırma 4 3.4 – – 2 1.7 6 5.0

Kendisine ayrıntılı kontrol 3 2.5 – – – – 3 2.5

Cinsel ilişkide kondom kullanma 2 1.7 2 1.7 1 0.8 4 3.4

Cinsel perhiz/ ilişki sayısını azaltma 1 0.8 2 1.7 – – 3 2.5

Kan bulaştırmaktan sakınma 2 1.7 4 3.4 2 1.7 8 6.7

Çevresini ve ilgilileri bilgilendirme 1 0.8 1 0.8 2 1.7 4 3.4

Temizliğe özen gösterme 1 0.8 – – 4 3.4 5 4.2

Beslenmeye yönelik önlemler 1 0.8 2 1.7 1 0.8 4 3.4

Ortak sigara içmeme – – 1 0.8 – – 1 0.8

Bilgi edinme – – – – 1 0.8 1 0.8

Toplam 72 60.5 48 40.3 17 14.3 – –

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 361-371

Page 67: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

367

TartışmaÇalışmanın yürütüldüğü dönemde ANEAH birreferans hastanesi olup, polikliniklerine pek çokfarklı gruptan ve bölgeden hasta başvurmakta,yatan hastaların büyük bir bölümünde girişimyapılacak olması nedeniyle hepatit belirteçleriincelenmekte, Kan Merkezi’nde kan bağışı kabuledilmekte, yatan hastalara kullanılmak üzere kanve kan ürünlerinde gerekli testler yapılmakta idi.Bu özellikleriyle Türkiye’de viral hepatitlerinsıklığını belirlemede önemli bir veri olacağınıdüşüncesiyle Hastanenin ELISA Laboratuvarındanelde edilen sonuçlar V. Viral HepatitSempozyumu’nda sunulmuştur (6).

Hastanede daha önce de hepatit B sıklığınıbelirlemeye yönelik araştırmalar yapılmıştır. Dağlıtarafından 1999’da yapılan ve 1007 cerrahihastasının incelendiği çalışmada 45 (%4.5) hastaHBsAg pozitif bulunmuştur (7). Dirimeşetarafından 2000 yılında yapılan retrospektif biraraştırmada 2500 cerrahi hastasının 121’i (%4.8)pozitif bulunmuştur (8). Ancak bu çalışmalardaanti-HBs ya da anti-HBc antikorlarısaptanmadığından gerçek seropozitiflik oranınıbelirlemede yetersiz kalmaktadır. Çalışmadabulunan %9.6’lık HBsAg pozitifliği, diğersonuçlarla karşılaştırılınca yüksek görünmektedir.Ancak sözü edilen çalışmalarda yalnızca cerrahihastaları değerlendirilmiştir. Bizim çalışmamızdaise ELISA Laboratuvarı’na hastanenin tümbirimlerinden gelen örneklerin sonuçlarıdeğerlendirilmiştir. Ayrıca bazı hastalardan birdenfazla kez HBsAg testi istendiği ve bunun

Laboratuvar’da saptanan pozitiflik oranını artırdığıda dikkate alınmalıdır. Çalışmamızda bulduğumuzHBsAg pozitif hastalardaki %9.3’lük testtekrarlanma oranı dikkate alınırsa HBsAgpozitifliğinin normalde olması gereken oran; [9.6–(9.6X%9.3)] %8.7 olarak hesaplanabilir. HepatitB ile gerçek karşılaşma sıklığını belirlemedekullanılan HBsAg+Anti-HBs oranı çalışmamızda%44.8 bulunmuş olup, Türkiye’de yapılan diğerçalışmalardan hesaplanan ortalama değerden(%29.9) yüksektir (6). Bunun nedeninin aşılananbireylerin sayısının gün geçtikçe artması velaboratuvardan tekrar istenen HBsAg testlerininolabileceği değerlendirilmiştir.

Ülkemizde hepatit taşıyıcısı olduğu saptanan birkişi ile ilgilenme şekli genellikle hastanın serolojikve biyokimyasal tetkiklerinin istenmesi, batınultrasonu, karaciğer biyopsisi ve benzeritetkiklerin yaptırılması, belirli aralıklarla butetkiklerin yinelenmesi; gereken hastalarainterferon ya da uygun diğer tedavilerinbaşlanması şeklinde olmaktadır. Hastalarapsikolojik açıdan yaklaşılıp; hastalığını kabuletmesi ve onunla yaşamayı öğrenmesi içinyapması gerekenlerin üzerinde durulmamakta,bazen hastalığın tanı ve izlemi için kesinliklegerekli olan tetkikler bile yaptırılmaksızın yalnızcahastanın taşıyıcı olduğu kendisine bildirilmekte vehasta ilk kez karşılaştığı bu durumla kendikendine baş etmeye çalışmaktadır. Toplumumuzdaviral hepatitler, etkenleri, korunma yolları,hastalığa yakalandıktan sonra iyileşmeyen vetaşıyıcı kalanların daha sonraki seyrinin ne

Şekil 1. Alında ‘kesme’ sonrası oluşan yara Şekil 2. Kulak arkasında ‘kesme’ sonrası oluşan yara

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 361-371

Page 68: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

olarak kan verince durumlarını öğrendiklerinibelirtmişlerdir. Ayrıca %10.6’sı ameliyat öncesikontrolde, %17.0’si başka bir nedenle yapılanincelemede hepatit B taşıyıcısı olduklarınıöğrenmiştir. Güner ve ark. tarafından yapılanbenzer bir araştırmada olguların %20’si kanbağışı sırasında, %16.2’si ameliyat öncesi yapılanrutin tetkiklerinde, %14.3’ü ise kendi isteği ileyapılan tetkikler sırasında hepatit B hastasıolduğunu öğrenmişti (9). Oranlar farklı olmaklabirlikte her iki araştırmada da öğrenme yollarınınen fazla olandan daha az olana doğru sıralamasıbenzerdir.

Çalışmamızda görüşülen kişilere taşıyıcılık ilk kezsaptandığında hepatit B hakkında kendilerinehangi bilgiler verildiği sorulunca; 119 taşıyıcıdan22’si (%18.5) kendilerine hiçbir bilgi verilmediğinisöylediler. Bu durum yapılabilecek pek çok şeyolmasına karşın bu insanların durumlarınısaptayan sağlık çalışanlarınca kaderlerine terkedildiklerini göstermektedir. Aslında kendisinebilgi verildiğini söyleyenlerin durumu da çok farklıdeğildir. Bazı taşıyıcılara yalnızca durumlarısöylenmekle yetinilmiş, hepatit B’nin bulaşma vekorunma yolları ile alınacak önlemleranlatılmamıştır. Bazıları ise “kontrole git”denilerek başka birimlere yönlendirilmiştir. Bazıtaşıyıcılara gerçeğe uymayan bilgilerin verilmişolması ise düşündürücüdür. Örneğin; “önemli birdurum değil”, “tehlikeli değil”, “bulaşıcı değil”gibi bilgiler verildiğini belirten kişilerin sayısı 14’übulmaktadır. Hepatit B hakkında genel bilgilerin,bulaşma ve korunma yollarıyla, alınacakönlemlerin anlatıldığı tam bilgilendirilmiş kişi sayısı26’dır (%21.9). Bu oranın düşüklüğü sağlıkçalışanlarının hastaların bilgilendirilmesine verdiğiönemin yanı sıra, belki de kendi bilgi düzeylerininbir göstergesi olarak da değerlendirilebilir.

Güner ve ark.’nın araştırmasında hastalar hepatitB virüs enfeksiyonunun en çok kan yolu (%90,5),cinsel temas (%76,2) ve diş tedavisi (%70,5),enjektör batması (%56.2), Doğum sırasındaanneden bebeğe geçiş (%52.4) ile bulaştığınıdüşündükleri belirlenmiştir (9). Bizimçalışmamızda ise taşıyıcılara hepatit B’nin bulaşmayollarından hangilerini bildikleri sorulunca;%23.5’inin bulaşma yollarından hiç birinibilmedikleri, %76.5’inin bir, %64.7’sinin iki,%29.4’ünün üç, %16.8’inin dört, %3.4’ünün beşbulaşma yolu sayabildiği saptandı. Ancak bulaşma

olacağına ilişkin bilgi düzeyi oldukça düşük olupçoğu taşıyıcı ya da hasta bu gruptaki hastalıklarhakkında herhangi bir fikir sahibi değildir. Bukonuda bilgisi olanların büyük kısmının daçoğunlukla ailesinde ya da yakın çevresinde birkronik hepatitli hasta vardır ve bu yolla konuylailgili bilgileri kısmen de olsa öğrenmektedirler.Durum böyle olunca kişiler bu hastalık hakkındaönceden herhangi bir fikir sahibi değilken ve çoğukez rastlantı sonucu (sağlık kontrolü, kan bağışı,başka bir hastalığın tetkikleri sırasında ya da aşıöncesi tetkik yaptırılınca) daha önceden hepatitvirüsleriyle karşılaştıklarını ve bu hastalıklarıntaşıyıcısı olduklarını öğrenmektedirler. Bu kişilerhastalıkları ve sonuçları hakkında yeterli ve doğrubilgileri edinemezlerse yakınları ile birlikte büyükhuzursuzluk yaşamaktadırlar (5).

Çalışmamızda taşıyıcılara hepatit B hakkındakibilgi düzeylerini belirlemek için çeşitli sorularsoruldu: “Hepatit (sarılık) hakkında bilgileri olupolmadığı, varsa bu bilgileri nereden edindikleri”sorulduğunda 119 taşıyıcının 6’sı (%5.0) “dahaönce bu hastalığı hiç duymadıklarını” söyledi.113’ü (%95.0) bir, 30’u (%25.2) iki, 7’si (%5.9)üç farklı kaynaktan daha önce hepatit hakkındabilgi edindiklerini belirttiler. Taşıyıcıların hepatit Bhakkındaki bilgileri en fazla (%35.2) kendisindesaptanınca edindikleri saptandı. İlk bilgi edinmekaynağı olarak sağlık çalışanları %1.7 oranındabildirildi. Bu oranların çok düşük olması, sağlıkkuruluşları tarafından topluma yönelik sağlıkeğitimi çalışmalarının yetersizliğini göstermektedir.Sağlık konularında toplum eğitimi sağlıkçalışanları tarafından yapılmayınca insanlar başkakaynaklardan edindikleri ve çoğunluğu doğruolmayan, eksik ya da yanlış bilgileredinmektedirler. Nitekim çalışmamızda hepatit Bhakkında ilk edinilen bilgilerin kaynağı olarakbildirilen TV, radyo, gazete gibi kamu iletişimaraçlarıyla, arkadaş, akraba ve tanıdıkların toplamoranı %56.3 gibi yüksek bir değere sahiptir.Medyanın bu gibi hastalıkları sansasyonel biçimdeaktardığı ve kulaktan dolma bilgilerin ne kadarsağlıklı olabileceği düşünülürse, sağlıkçalışanlarının günlük uygulamalarında halkınbilinçlendirilmesi ve eğitimi konularında dahaözenli olmaları gereği ortaya çıkmaktadır.

Çalışmamızda yer alan taşıyıcılardan hepatiti ilkkez kendisinde saptanınca duyduğunubelirtenlerin büyük bir çoğunluğu (%57.4) donör

368 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 361-371

Page 69: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

yolu olarak söylenenler arasında hepatit B’ninkesinlikle bulaşmadığının bilimsel olarakkanıtlandığı yollarla, bulaşmasının şüpheli kabuledildiği yolların büyük bir yer tutması dikkatçekicidir. Örneğin; ev eşyalarının ortakkullanılması, nefes, öksürük, hava, tuvalet, kirlisular, yiyecek-içecekler, hayvanlar ve sivrisineklerigibi bulaşmanın kesinlikle olmayacağı yollarısöyleyenlerin oranı %39.4’tür. Bulaşma olabilmesiiçin çok özel koşulların gerekli olduğu; kişiseleşyaların ortak kullanılması, yakın temas, enfektepara/eşya, vücut sıvıları (tükürük, ter, idrar) gibidüşük riskli durumları bulaşma yolu olarakbelirtenlerin oranı da %39.4’tür.

Hepatit B için başlıca bulaşma yollarından; cinselilişkinin taşıyıcılar tarafından bilinme oranı %53.0,kan yoluyla bulaşmanın bilinme oranı %47.9,anneden bebeğe bulaşmanın bilinme oranı%1.7’dir. Tıbbi uygulamalar sırasında hepatit Bbulaşı olabileceğini bilen taşıyıcıların oranı%10.1’dir. Bu yolla bulaşma olacağını bilmeyentaşıyıcılar sağlık ekibine durumları hakkında bilgivermemekte ya da bilenler ayrıcalıklı uygulamagörme, iyi bakım alamama kaygılarıyladurumlarını belirtmekten kaçınmaktadırlar.Nitekim çalışmamızda hepatit B’den korunmayolları sorulduğunda “karşılaştığı kişileri ve sağlıkçalışanlarını durumu hakkında bilgilendirme”yanıtını verenlerin sayısı yalnızca dörttür (%1.9).Bu nedenle sağlık çalışanları bütün başvuranlarınve hastaların hepatit B’nin yanı sıra diğer bilinenve henüz bilenmeyen tüm bulaşıcı hastalıklaryönünden potansiyel kaynak olabileceğini dikkatealarak, tüm tıbbi uygulamalarda evrenselönlemlere uymalıdır. Hepatit B’den korunmada enetkili korunma yolu, henüz bu hastalıklakarşılaşmamış kişilerin aşılanmasıdır. Ancakçalışma grubumuzda yer alan kişilerin yaklaşık%40’ının korunma yollarından hiçbirini bilmemesive yalnızca dörtte birinin aşı ile korunma yolunubiliyor olması bu alandaki bilgi ve bilgilendirmeeksikliğinin önemli göstergeleridir.

Güner ve ark.’nın çalışmasında HBVenfeksiyonundan korunma yolu olarak hastalartarafından; diş fırçası, tırnak makası gibi kişiseleşyaların ayrılması (%75.2), aşı olmak (63.8), tekeşli cinsel yaşam (%63.8), prezervatif kullanmak(%58.1), enfekte kişilerin kan ve vücutsıvılarından korunma (%53.3) ve gıdaları bol suile yıkamak (%33,3) gibi önlemlerin belirtildiği

saptanmıştır (9). Bizim araştırmamızda hepatitB’den korunma yolları hakkında varolan bilgilerintaşıyıcılar tarafından uygulanma durumunubelirlemek için “kendisinde hepatit B saptandıktanbaşkalarına/yakınlarına bulaştırmamak için önlemalıp almadıkları” sorulduğunda; %39.5’i hiçbirönlem almadığını söyledi. Taşıyıcı olupolmadığının belirlenmesi için yakınlarının dakontrol edildiğini belirtenlerin oranı %36.1,yakınlarına aşı uygulananların oranı ise %18.5 idi.Cinsel ilişkide kondom kullanma, cinsel perhiz,cinsel ilişki sayısını azaltma gibi önlemler alantaşıyıcıların oranı %5.9, yakın temastan kaçınma,ortak eşya kullanmama, kişisel eşyalarını ayırma,kan bulaştırmaktan sakınma, karşılaştığı kişileribilgilendirme gibi önlemleri alanların oranı%42.0, temizliğe özen gösterme, iyi beslenme,ortak sigara içmeme, kendisine ayrıntılı kontrol vebilgi edinme yoluyla önlem aldığını belirtenlerinoranı %11.7 idi.

Taşıyıcılar tarafından alındığı belirtilen buönlemlerin çoğunun etkisiz yöntemler olması,kişilerin bu konuda yeterli bilgi sahibiolmadıklarının bir başka göstergesidir. İnsanlardaha çok kişisel olanaklarıyla önlemler almayaçalışmışlar, sağlık kuruluşlarına başvurma yolunuseçmemişlerdir. Oysa taşıyıcılara “Yakınlarınız içinücretini ödeyerek hepatit B aşısı yaptırmak istermisiniz?” diye sorulduğunda aşı yaptırmakistemeyen çıkmamıştır. Bu soruya; taşıyıcıların%63.0’ü yaptırabileceğini, %20.2’si “ekonomikyönden zorlanacağını, ancak gerekli ise‘mecburen’ yaptıracağını”, %16.8’i “pahalıolduğu için kesinlikle yaptıramayacağını”söyleyerek yanıt verdiler. Bu durumda hepatit Başısının sosyal güvence kurumlarının ödemekapsamında olmaması koruyucu hekimlikyaklaşımına uygun değildir. Uzun erimlidüşünüldüğünde risk altındaki grubun aşı ilekorunması ileride hepatit B ve komplikasyonlarınayakalanacak kişilerin tedavisinden daha ekonomikve daha insancıl bir yaklaşımdır.

Taşıyıcıların %38.6’sı hepatit B’nin gebelikle ilişkisiolup olmadığını bilmiyordu. Bir gebede hepatit Bbulunması durumunda bebeğin etkilenebileceğinibilen taşıyıcıların oranı %59.7’dir. Taşıyıcıların%1.7’si gebede hepatit bulunmasının bebeğietkilemeyeceğini düşünüyorlardı. Bebeğinetkilenebileceğini söyleyenlerin büyük çoğunluğubunun bebeğe de hepatit bulaşması biçiminde

369• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 361-371

Page 70: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

anlatıldı. Bu ve buna benzer yöntemlerin çokuzun zamandır Anadolu’da uygulandığı çeşitliyayınlarda belirtilmektedir.

Örneğin Eren tarafından Ordu İli Ulubey İlçesindegeleneksel tedavi yöntemlerinin kaynak kişilerebaşvurularak araştırıldığı bir çalışmada; sarılıkhastalığından kurtulmak için Ören Köyü’ndeçocuğun başına sarı çember örtülerek yakasınaaltın yüzük takıldığı, Sayaca’da, dilin altındanya da burnun alına yakın yerinden jiletle sarılıkkesildiği, hasta korkunca sarılığın geçtiğineinanıldığı, Kızılen’de sarılık olan çocuğun dilininaltından et kesildiği, Koççukuru mahallesinde isesarılık olan çocuğun iki kaşının arasının biraz altıkızgın eyiş (ucu düz soba küreği) ile yakıldığı,Perşembe Güzelyurt Köyünde, ebe gömecikaynatıp içirildiği, Damarlı’da sarılık olan çocuğacamış yoğurdu yedirildiği, sarı eşarp, sarı elbisegiydirildiği, diğer yerlerin bazılarında, sarılık olankişi yaşlı ağaçların kökünden geçirildiği, sarılıkolan kişinin damağı bir miktar kesilip kanakıtıldığı, yayla çiçeği kaynatılıp suyunun içirildiği,sarılık olan bebeğe kendi idrarının içirildiğibelirtilmektedir (11).

Benzer şekilde sarılığın tedavisi için yöresel şifalısu içilmesinin bir örneğinin Evliya Çelebi’ninSeyahatnamesinde Yer Alan TedaviYöntemlerinden biri olduğu Eskişehir’in kuzeyindebağlar içinde yer alan bir ılıcanın güzel suyundaniçenlerin sarılık hastalığından, uyuz ve cüzzamdankurtulduğu aktarılmaktadır (12).

Konu hakkında halkın bilgisi yeterli olmadığı vevarolan bilgileri bilimsel verilere dayanmayıpçoğunlukla kulaktan dolma olduğu için uygunönlemler alınamamakta, hepatit taşıyıcısıolduğunu öğrenen kişiler ve yakınları pek çokyararsız hatta sağlık açısından zararlıuygulamalara başvurmaktadırlar. Taşıyıcıgrubumuzda yer alan ve ayrıntılı olarakbilgilendirilen bir hastanın bir ay sonrakikontrolünde sözü edilen “kestirme” işlemini ailebüyüklerinin ısrarı ile yaptırmış olarak gelmesi;sağlığın yalnızca biyolojik bir kavram olmayıp,sosyal ve kültürel etmenlerden önemli ölçüdeetkilendiğinin yaşanan bir göstergesi olarakdeğerlendirildi. Anlatılan olguda yaşananolanaksızlık, olgunun ailesinin başka bir şehirdeyaşaması nedeniyle görüşülememiş olması ve

olacağını, çok az bir bölümü ise bebeğin sakat yada ölü doğacağını belirttiler. Bu sonuçlar hepatitB’nin bulaşma yollarından biri olan annedenbebeğe (vertikal) geçiş yolunun hepatit Btaşıyıcıları tarafından bilinmediğini ya daönemsenmediğini ve dolayısıyla tamamlanmasıgereken önemli bir bilgi eksikliğini göstermektedir.Benzer bulgular Viral Hepatitle Savaşım Derneğitarafından 19 ilde yürütülen ve toplumda HBVenfeksiyonu ile ilgili bilgi düzeyinin araştırıldığıçalışmada da elde edilmiştir. Bu araştırmada13873 kişiye ulaşılmış ve katılımcıların büyükçoğunluğunun hastalığın bulaş yolları, riskfaktörleri ve korunma yolları ile ilgili bilgidüzeylerinin çok yetersiz olduğu saptanmıştır(10).

Güner ve ark.’nın çalışmasında “HBV enfeksiyonutedavi edilebilir bir hastalık mıdır?” sorusunuyanıtlayanların %72.9’u, “HBV enfeksiyonununtedavisinde diyet uygulanmalıdır” ifadesine%53.9’u, “HBV enfeksiyonu kendiliğindendüzelebilir” ifadesine %16.1’i, “bitkisel ilaçlarhastalığa çözüm olabilir” ifadesine %13.8’i“Evet” yanıtını vermiştir (9). Bizim çalışmamızdada taşıyıcıların hepatit B tedavisi hakkındakibilgileri yetersiz, olan bilgilerin çoğunluğu yanlışve geçersiz idi. Taşıyıcılardan %24.4’ü, hepatitB’nin bir tedavisi olup olmadığını bilmediğinibelirttiler. Hepatit B’nin tedavisi olmadığınısöyleyen taşıyıcı oranı %24.4’tür. Bunların dışındakalanların hepatit B tedavisi olarak belirttikleriyöntemlerin %12.0 gibi çok küçük bir bölümügünümüzde hepatit B tedavisinde uygulanmaktaya da denenmekte olan yöntemlerle, bir korunmayöntemi olan aşı idi. Tedavi olarak belirtilen diğeryöntemler ya geleneksel uygulamalar (%25.3) yada beslenme ile ilgili çoğu (%62.7) yanlış vegereksiz uygulamalardı.

Bir enfeksiyon hastalığı olan hepatit B’ningeleneksel yöntemlerle tedavi edilmeyeçalışılmasının yaygınlığı dikkat çekici boyutta idi.Pek çok taşıyıcı, tedavi için başvurulan çeşitliyollar duyduklarını belirttiler. Bunlardan “kesme”ya da “kestirme” diye bilinen işlem; “bazıyörelerde bu konuda deneyimli olduğu bilinenkişiler tarafından sarılık hastasının dil altı(frenulum linguae), alın, kulak arkası gibibölgelerinin sıklıkla jilet gibi kesici bir aletlekesilerek ya da çizilerek kanatılması” olarak

370 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 361-371

Page 71: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

yalnızca olguya bilgi verilmesiydi. Bu durumtopluma sağlık eğitimi verilirken; bireyin tekbaşına bilgilendirilmesinin yeterli olmayacağını,ailesi ve çevresi ile birlikte ele alınmasının öneminibir kez daha ortaya koymaktadır.

SonuçlarTıp tarihin ilk zamanlarından beri bilinen sarılıkhastalığının en yaygın nedenlerinden biri olanhepatit B günümüzde de yüksek rastlanırlığınısürdürmekte ve toplum sağlığı yönünden öneminikorumaktadır. Hepatit B taşıyıcılarının hastalıkhakkındaki bilgileri yeterli ve geçerli değildir.Taşıyıcı olduğu belirlenen kişilere hastalıkhakkında sağlık çalışanları tarafından ayrıntılı bilgiverilmemektedir. Taşıyıcı ve yakınları tarafındanhepatit B bulaşmasına karşı etkili önlemleryeterince alınmamaktadır.

Sağlık çalışanları HBsAg pozitifliği saptadıklarıkişiye ve bu kişinin ulaşılabilen aile bireylerinesaptanan hastalık hakkında ayrıntılı bilgi vermeli,bundan sonra yapılması gerekenleri anlatmalı,taşıyıcının düzenli olarak uzun süre izlenmesigerektiğini, hastalığın hangi aşamalara kadargidebileceğini açık bir biçimde belirtmeli,hastalığın bulaşma yollarını ve başkalarınabulaştırmamak için alınacak önlemleri ayrıntılıolarak açıklamalıdır. Ayrıca sağlık kuruluşlarınabaşvuranlardan herhangi bir nedenle ELISA istemiyapılırken; yalnızca HBsAg, anti-HCV ve anti-HIVistemekle yetinilmemeli, hepatit B yönündenbağışıklık durumunun göstergesi olan anti-HBs veAnti-HBc belirteçlerine de bakılarak, HBsAg’ninnegatif bulunması durumunda hepatit B’ye karşıaşılanması önerilmelidir. Aşılama çalışmalarınınetkinliğinin artırılabilmesi için halen çocuklara verisk gruplarına uygulanan hepatit B aşılaması, tümtoplumu kapsayacak biçimde sosyal güvence geriödeme kapsamına alınmalıdır.

Açıklama: Bu makale yazarın Sağlık BakanlığıAnkara Numune Eğitim ve AraştırmaHastanesi’nde yaptığı Tıpta Uzmanlık Tezindentüretilmiştir. Seroprevalansa ilişkin verilerin birbölümü 9-11 Kasım 2000 tarihinde Ankara’dayapılan V. Ulusal Viral Hepatit Simpozyumu’ndaposter bildiri olarak sunulmuştur.

Teşekkür: Katkı ve destekleri için Dr. ÖmerCengiz, Dr. Önder Ergönül, Dr. Başak Dokuzoğuzve Dr. Neriman Balaban’a teşekkür ederim.

371

İletişim: Dr. Mehmet ÖzenE-posta: [email protected]

Kaynaklar1. WHO. Global Hepatitis Report 2017. Geneva:

World Health Organization; 2017. Licence: CC BY-NC-SA 3.0 IGO.

2. Kırsaçlıoğlu CT. Hepatit B. In: Bocchini JA, BradyMT, Maldonado YA, Orenstein WA, Bradley JS,Schutze GE, et al (Eds). Red Book, 29th ed.American Academy of Pediatrics, Phledelphia, USA,2012: 369-91.

3. Tozun N, Ozdogan O, Cakaloglu Y, Idilman R,Karasu Z, Akarca U, et al. Seroprevalence ofhepatitis B and C virus infections and risk factors inTurkey: a fieldwork TURHEP study. Clin MicrobiolInfect 2015; 21:1020-6.

4. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü.Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı2018-2023. Sağlık Bakanlığı Yayın No: 1102,Ankara, 2018; 5-7.

5. Yegane-Tosun S. Kronik hepatitli olgulara sosyalyaklaşım. Viral Hepatitle Savaşım Derneği V. UlusalViral Hepatit Simpozyumu Program ve KongreKitabı, Ankara, 2000: 54-63.

6. Özen M, Ergönül Ö, Balaban N. Ankara NumuneEğitim ve Araştırma Hastanesi ELISA laboratuvarındasaptanan hepatit A, B, C seroprevalans değerleri. ViralHepatitle Savaşım Derneği V. Ulusal Viral HepatitSimpozyumu, 9-11 Kasım 2000, Ankara, Program veKongre Kitabı: 185.

7. Dağlı Z. Genel Cerrahi Hastalarında HBsAgPrevalansı. Aile Hekimliği Tıpta Uzmanlık Tezi.Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi,Ankara, 1999.

8. Dirimeşe V. 4. Genel Cerrahi Kliniği HastaPopülasyonunda HBsAg ve Anti-HCV Sıklığı. AileHekimliği Tıpta Uzmanlık Tezi. Ankara NumuneEğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara, 2000.

9. Güner R, Kalem AK, Hasanoğlu İ, Keske Ş, Güven T,Yılmaz GR. Hepatit B virüsü ile enfekte hastalarınhastalık hakkında bilgi düzeylerinin değerlendirilmesi.Viral Hepatit Derg, 2012; 18:29-33.

10. Öztoprak N, Tosun S, Balık İ, Tabak F, Saltoğlu N,Örmeci N ve ark. Toplumda hepatit B virüsenfeksiyonu ile ilgili bilgi düzeyinin araştırılması. X.Ulusal Viral Hepatit Kongresi 1-4 Nisan 2010,Antalya, 2010, Bildiri Kitabı: 123-4.

11. Eren M. Ordu İli Ulubey İlçesi Geleneksel TedaviYöntemleri. Ordu Üniversitesi Sosyal BilimlerAraştırmaları Dergisi,2018; 8(3):651-63.

12. Kahraman SA, Dağlı Y. Evliya ÇelebiSeyahatnamesi: Konya-Kayseri-Antakya-Şam-Urfa-Maraş-Sivas-Gazze-Soyfa-Edirne, C.3, Kitap 1, YapıKredi Yayınları, İstanbul, 2006: 11.

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 361-371

Page 72: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

AbstractBreast milk alone, with its high vitamin, mineral,protein, carbohydrate and lipid content andparticularly due to its superior bioavailability, is amiraculous source of nutrition that can fulfil theneeds of a baby for the first six months of his/herlife. It is recommended to feed the babies on freshbreast milk. However, in some cases, it may benecessary to give stored breast milk. To preserve thenutritional and immunologic features of breast milk,it is of high importance to store, freeze and thaw itproperly. The aim of this review is to investigatehow storing, freezing and thawing affect breast milkin accordance with the literature and to providerelevant advice.Key words: Breast milk, storage, freezing, thawing

ÖzAnne sütü; içerdiği vitamin, mineral, protein,karbonhidrat ve lipitlerin miktarı, özelliklebiyoyararlanımının üstünlüğü ile bebeklerin tümgereksinimlerini ilk altı ay tek başına karşılayabilenmucizevi bir besindir. Anne sütünün bebeklere tazeolarak verilmesi önerilmektedir. Ancak bazıdurumlarda saklanmış anne sütü vermektegerekebilmektedir. Anne sütünün uygun saklanması,dondurulması ve çözdürülmesi sütün besleyicilik veimmünolojik özelliklerinin korunabilmesi için önemlibir konudur. Bu derlemenin amacı anne sütünündepolanması, dondurulması ve çözdürülmesinin annesütüne etkilerini, konuya dair güncel literatürdoğrultusunda incelemek ve öneriler sunmaktır.Anahtar sözcükler: Anne sütü, Depolama, Dondurma,Çözdürme

Geliş/Received : 10.03.2019Kabul/Accepted : 01.08.2019

Nursan Çınar 1, Özge Kaya 2

DerlemeDepolama, Dondurma ve Çözdürmenin Anne Sütüne EtkileriThe Effects of Storage, Freezing and Thawing on Breast Milk

DOI: 10.17942/sted.618282

1 Prof. Dr.; Sakarya Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Esentepe Kampüsü Sakarya (Orcid No: 0000-0003-3151-9975) 2 Yüksek Lisans Öğr.; Sakarya Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Esentepe Kampüsü Sakarya (Orcid No:0000-0001-7127-6600)

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 372-376372

Review Article

Page 73: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Anne sütü; içerdiği vitamin, mineral, protein,karbonhidrat ve lipitlerin miktarı, özelliklebiyoyararlanımının üstünlüğü ile bebeklerin tümgereksinimlerini ilk altı ay tek başınakarşılayabilen mucizevi bir besindir (1). Altı ayboyunca yalnızca anne sütü ve uyguntamamlayıcı besinlerle birlikte iki yıl ya da dahauzun bir süre devam eden emzirmenin, çocuğunyaşamda kalmasını ve refahını artırmak için engüçlü uygulamalardan biri olduğunu UNİCEFbildirmektedir (2).

Anne sütünün bebeklere taze olarak verilmesiönerilmektedir. Ancak bazı durumlarda saklanmışanne sütü vermekte gerekebilmektedir. Anneninçalışması ya da anne ve bebeğin bir aradaolamadığı durumlarda bebeğin anne sütü ilebeslenmesine devam edilmesi gereksinimi annesütünün saklanması konusunu gündemegetirmektedir. Ayrıca sağlık sorunları nedeniyleözel bakım altında annelerinden ayrı tutulanbebekler için de anne sütü en uygun besinkaynağı, vazgeçilmez antimikrobiyal madde vediğer koruyucular yönünden karşılaştırılmaz birkaynaktır (3).

Emzirme, anne ile bebeğin yakın bedentemasında olmasını ve anne bebek etkileşiminiartırmaktadır. Ancak emzirmenin mümkünolmadığı durumlarda sağma işlemi elle ya da bazıcihazlar kullanılarak yapılabilmektedir. En uygunsağma yöntemi, sağma işleminin doğumdansonra ne zaman, ne için yapılacağı ve anne/bebekikilisinin bireysel özelliklerine göre değişkenlikgösterir. Hangi yöntemin daha üstün olduğunugösterecek kanıt düzeyi yüksek çalışmalara halengereksinim olduğu çalışmalarda vurgulanmaktadır(4,5).

Süt sağmadan önce eller sabun ve su ileyıkanmalıdır. Sabun ve su mevcut değilse, en az%60 alkol içeren alkol bazlı bir dezenfektankullanılmalıdır. Göğüslerde ek temizlik gereklideğildir. Sağma esnasında kullanılan pompanınsteril edilmesi gerekmez. Kullanılan pompanınbütün parçaları sıcak sabunlu su ile yıkanmalı vedurulanmalı ya da bulaşık makinesindeyıkanmalıdır. Yıkama sonrasında mutlakakurulanmalıdır (6,7). Hastanede cihazın ortakkullanımı durumunda çapraz enfeksiyonuönlemek adına her anneye steril set verilmelidir.

Setlerin karışmaması için üzerine kimlik bilgileriyazılmalıdır. Bu setler anneler tarafından talimatauygun temizlenerek tekrar kullanılabilir. Setlerintemizliğinde en uygun yöntem; her kullanımdansonra göğüs pompası setleri parçalara ayrılıp ılıksu ve sabunla yıkanmalı ardından soğuk suyladurulanmalıdır. Daha sonra bakteri üremesiniönlemek için kurutulmalıdır. Pompa cihazının iseher kullanımdan sonra dış yüzeyinin uygunşekilde temizlenmesi sağlanmalıdır (8,9).

Anne sütünün toplanacağı ve saklanacağı kabınyapısı da önem taşımaktadır. Sütün hücreseliçeriği cam toplayıcılara yapışmaktadır fakatpolietilen ya da polipropilen toplayıcılarda busorun yoktur (10). Uzun süreli depolamada iseyumuşak polietilen torbalar sert polipropilenkapların yerini alabilir (11). Depolamadakullanılan torbalar sağlam olmalı, uygun şekildekapatılmalı ve torbanın zarar görmeyeceği biralanda saklanmalıdır (6). The Royal Children’s Hospital Melbourne (RCH)politikasına göre; anne sütünün hastaneyetaşınması, süt sağıldıktan sonra 24 saat içerisindeyalıtımlı soğuk bir torbada ya da buz aküleriylegerçekleştirilmelidir (12). Centers for DiseaseControl and Prevention (CDC) anne sütünün,seyahat ederken 24 saate kadar donmuş buzpaketleriyle izole edilmiş bir soğutucu çantadasaklanabileceğini bildirmektedir. (7) Dondurulmuşsütün taşınması esnasında ise sütte çözülmemeydana geldiyse, dört saat içerisinde tüketilmesisağlanmalıdır (13).Depolama sonrası çözdürme ve ısınmanın annesütüne etkileri ile ilgili 11 farklı çalışmaincelenmiştir (Tablo 1). İncelemeler sonucundaanne sütünün depolama süresi arttıkça; grampozitif koloni sayımı, pH, beyaz kan hücresi sayısı,toplam protein oranı, antioksidan kapasiteninazalmış olduğu ve serbest yağ asidikonsantrasyonunun ise artmış olduğugözlenmiştir. Serbest yağ asidi konsantrasyonuartışı anne sütünde yetişkinler için acı-sert birlezzet ortaya çıkarmıştır. Ortaya çıkan bu lezzetdeğişikliği bebeklerde de redde nedenolabileceğinden anne sütünün yedi günden dahaaz süre depolanması önerilmektedir.

Anne sütünün taze olarak tüketilmesi bebek içinen sağlıklı yoldur. Taze tüketilemediğindedepolanması gerekir ve sütün özünükoruyabilmesi adına ABM (The Academy of

373• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 372-376

Page 74: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

Tabl

o 1.

Dep

olam

a so

nras

ı çöz

dürm

e ve

ısın

man

ın a

nne

sütü

ne e

tkile

ri ile

ilgi

li ça

lışm

alar

ın ö

zeti

Yaza

rlar

Spitz

er v

e ar

k. 14

Slut

zah

ve a

rk. 15

Takc

i ve

ark.

16

Sarı

ve a

rk. 17

Spitz

er v

e ar

k. 18

Hun

g ve

ark

. 19

Han

da v

e ar

k.20

Loza

no v

e ar

k. 21

Aks

u ve

ark

. 22

Ahr

abi v

e ar

k. 23

Hun

g ve

ark

. 24

Yayı

nlan

dığı

Yıl

2010

2010

2012

2012

2013

2013

2014

2014

2015

2016

2018

Dep

olam

a Ko

şulla

rı (

°C)

-19°

C

4°C

-20°

C v

e -8

0°C

-80°

C

4°C

-13°

C

-20°

C

4°C

40°C

4°C

-20°

C

-20°

C

-15°

C-1

8°C

Dep

olam

a Sü

resi

2 ay

0,24

,48,

72 v

e 96

saa

t1

ay3

ay

2 ay

3 gü

n

>5

gün

7 gü

n

30,6

0,90

gün

5,15

,30,

60 g

ün

72 s

aat

14 g

ün

1,3,

6 ve

9 a

y

7 ve

30

gün

Örn

ekle

m

5 fa

rklı

anne

süt

ü ör

neği

36 f

arkl

ı an

ne s

ütü

örne

ği48

far

klı

anne

süt

ü ör

neği

Kolo

stru

m,g

eçiş

ve o

lgun

süt

örn

ekle

ri(d

oğum

dan

sonr

aki 3

,8ve

30.

gün

lerd

e sa

ğıla

nsü

t)33

far

klı

anne

süt

ü ör

neği

18 f

arkl

ı an

ne s

ütü

örne

ği

40 f

arkl

ıan

ne s

ütü

örne

ği

72 f

arkl

ı an

ne s

ütü

örne

ği

54 f

arkl

ı ko

lost

rum

ve

olgu

n sü

t ör

neği

(doğ

umda

n so

nrak

i ilk

7 gü

n ve

14

gün

sonr

asa

ğıla

n sü

t)40

far

klı

anne

süt

ü ör

neği

10 f

arkl

ı an

ne s

ütü

örne

ği

Sonu

çlar

Don

duru

lup

sakl

anan

süt

ler

çözü

lüp

koku

-tat

yön

ünde

n ye

tişki

nler

cede

ğerle

ndiri

ldiğ

inde

; ba

lık v

e te

r ko

kusu

na b

enze

r m

etal

ik t

adın

old

uğu

bild

irilm

iştir

. D

epol

ama

süre

si a

rttık

ça g

ram

-poz

itif

kolo

ni s

ayım

ı, pH

, bey

az k

an h

ücre

sisa

yısı

ve

topl

am p

rote

in o

ranl

arın

ın a

zald

ığı g

özle

nmiş

tir.

Ann

e sü

tünü

-20

°C'd

e bi

r ay

don

durm

ak b

akte

risit

etki

de a

nlam

lı de

ğişi

kliğ

ene

den

olm

azke

n, ü

ç ay

sak

lam

ak b

akte

risit

etki

yi ö

nem

li öl

çüde

düş

ürm

üş, -

80°C

'de

sakl

andı

ğınd

a is

e ba

kter

isid

al e

tkin

in k

orun

duğu

göz

lenm

iştir

.

Ana

lizle

r so

nucu

nda

hem

taz

e he

m d

e de

pola

nmış

ann

e sü

tü ö

rnek

lerin

de la

ktas

yon

günü

iler

ledi

kçe

antio

ksid

anka

pasi

teni

n az

aldı

ğı g

özle

nmiş

tir. K

olos

trum

örn

eğin

de is

e -8

0°C

’de

iki a

yde

pola

man

ın s

onuc

unda

ant

ioks

idan

kap

asite

de d

eğiş

iklik

olm

amış

tır.

Ann

e sü

tünü

n de

pola

nmas

ı son

rası

nda

yetiş

kinl

er t

araf

ında

n ya

pıla

ndu

yusa

l değ

erle

ndirm

ede

naho

ş bi

r ta

t ve

ter

e be

nzer

kok

u or

taya

çık

mış

tır.

Ayr

ıca

serb

est

yağ

asid

i kon

sant

rasy

onu

bir

günl

ük d

epol

ama

sonr

asın

dabi

le a

rtış

gös

term

iştir

.D

epol

anıp

çöz

ülm

üş s

ütle

bes

lend

ikle

rinde

; pr

emat

üre

bebe

kler

in k

alp

atım

hızı

ve

oksi

jen

satü

rasy

on s

eviy

eler

inde

ista

tistik

sel o

lara

k an

lam

lıde

ğişi

klik

ler

oldu

ğu g

özle

nmiş

tir.

Süt

buzd

olab

ında

çöz

üldü

ğünd

e, p

H v

e ba

kter

ilerd

e da

ha b

üyük

düş

üşle

reve

ser

best

yağ

asi

tlerin

de a

rtış

lara

ned

en o

lmuş

tur.

Oda

sıc

aklığ

ında

bekl

etild

iğin

de b

akte

riyel

kol

oni s

ayıs

ı ve

serb

est

yağ

asid

i say

ısı a

rtış

ısü

rmüş

tür.

Ann

e sü

tünü

n de

pola

nmas

ı son

rası

nda

asko

rbik

asi

t ve

C v

itam

ini

kons

antr

asyo

nlar

ı her

iki s

ıcak

lıkta

da

önem

li öl

çüde

aza

lırke

n, a

ntio

ksid

anka

pasi

te y

alnı

zca

40°C

’de

düşm

üştü

r.Ta

ze s

ütle

rin a

naliz

inde

inte

rlöki

n (I

L-10

)se

viye

sini

n ko

lost

rum

ve

olgu

n sü

tte

benz

er o

lduğ

u an

cak

antio

ksid

anka

pasi

teni

n ko

lost

rum

da o

lgun

süt

ten

yüks

ek o

lduğ

u gö

zlen

miş

tir.

Dep

olam

a so

nras

ında

ise

inte

rlöki

n (I

L-10

) se

viye

sind

e bi

r de

ğişi

klik

olm

amış

, ant

ioks

idan

kap

asite

72

saat

ve

14 g

ün s

onra

yar

ıya

inm

iştir

.

Don

durm

a ile

süt

pH

’ı, t

otal

bak

teri

kolo

ni

sayı

sı v

e gr

am-p

oziti

f ko

loni

say

ıları

anla

mlı

dere

cede

aza

ldığ

ı gör

ülm

üştü

r. D

epol

ama

süre

si a

rttık

ça a

nne

sütü

nde

asit

değe

ri ve

top

lam

ser

best

yağ

asi

tleri

de ö

nem

li öl

çüde

art

mış

tır. B

u ar

tışye

tişki

nler

için

süt

te a

cı-s

ert

bir

lezz

et o

luşt

urm

uştu

r.

374 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 372-376

Page 75: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

- 24 saat önce çözülen anne sütü oda sıcaklığındaiki saatten fazla bekletilmemelidir (6).

- Bebeğin içtiği ancak bitiremediği sütkontaminasyon riski nedeniyle tekrarverilmemelidir. Kalan sütün bir-iki saat sonraatılması makul görünmektedir (6).- Sağılan anne sütünde kötü koku ya da pürülanbir görünüm varsa atılmalıdır (6).

Sonuç olarak; bebeğin anne sütünden mümkünolduğunca taze bir şekilde yararlanmasısağlanmalıdır. Bebeğe taze olarak verilemediğidurumlarda anne sütünün depolama koşullarınınve çözdürme yönteminin uygunluğununsağlanması önem taşımaktadır. Sütün besleyici veimmünolojik özelliklerinin korunabilmesi içinrehberler doğrultusunda ailelerin özellikleannelerin bilgilendirilmesi bebek açısından faydalıolacaktır. Depolama, dondurma ve çözdürmeninanne sütüne etkileri ile ilgili kanıt düzeyi yüksekçalışmalara gereksinim vardır. Konuyla ilgiliprotokollerin oluşturulması ve uygulamadakifarklılıkların giderilmesi de önemlidir. Ayrıca annesütünün güvenli depolanması anne sütübankacılığı konusuna da dayanak oluşturmaktadır.Anne sütü bankalarında da enfeksiyon vb. risklereözen gösterilerek depolama sağlanabilir. Bukonuda da gerekli çalışmalar yapılmalı vebilgilendirmeler sağlanmalıdır.

“Bebek mümkün olduğunca anne sütü ilebeslenmelidir. Çünkü o, bebeği büyüten, kana enyakın ve doğal olarak gelişip büyüme için enuygun olan besindir. Annenin göğsünde kan sütedönüşür. Bebek için yararlıdır ve onun yapısı içincazip ve kabul edilebilir özelliktedir.” (İbn-i Sina/El-Kanun fi’t-Tıb)

Breastfeeding Medicine) klinik protokolü veCenters for Disease Control and Prevention(CDC) kılavuzuna göre anne sütünündepolanması ve depolanan sütün kullanılmasındadikkat edilecek noktalar şunlardır:

- Sağılmış anne sütü torbaya koyulurkensoğuduğunda genleşeceği göz önündebulundurulmalı, torba ağzına kadardoldurulmamalıdır (25).

- Anne sütünün 15-60 ml gibi küçükporsiyonlarda depolanması israfı önlemek içinuygun bir yoldur. Saklama kaplarına bebeğin adıve tarih yazılmalıdır (6).

- Önceden soğutulmuş ya da dondurulmuş süteyeni sağılmış süt ilave edilmemelidir Çözünensütün bebeğe verildiği kap/biberonun temizolması gereklidir. Temizliğinde su ve sabunyeterlidir. Sterilize etmeye gerek yoktur (6).

- Dondurulmuş sütü çözmenin en iyi yolu; yağkaybı daha az olduğundan dolayı bir geceönceden buzdolabı rafında bekletmektir. Diğerçözme yöntemleri, dolaptan çıkarıp ılık akansuyun altında tutmak ya da ılık su dolu bir kabıniçinde bekletmektir (Benmari). Mikrodalga ileçözme anne sütündeki antienfektif özellikleriortadan kaldırdığından önerilmez (6).

- Dondurulmuş olan sütlerden eski tarihli olan sütönce çözdürülmelidir (25).

- Çözünmüş olan süt tekrar dondurulmamalıdır.(25).

- Süt benmari yönteminde uygun sıcaklığa (susıcaklığı en fazla 40°C) 20 dakikada ulaşır (6).

- Anne sütü bebeğe verilmeden önce el bileğinebirkaç damla damlatılarak sıcaklığı test edilmelidir.(25).

Tablo 2. Anne sütünün saklanması (6,25,26)

ABM Klinik Protokolü CDC Kılavuzu Sağlık Bakanlığı Oda ısısı 4 saat 4 saat 3 saat(16-29 °C) (temiz ortamda 6-8 saat)Buzdolabı rafı 4 gün 4 gün 3 gün(+4°C) (temiz ortamda 5-8 gün)Derin dondurucu 6 ay 6 ay 3 ay(-18°C altı) (12 ay da kabul edilebilir) (12 ay da kabul edilebilir)

ABM: The Academy of Breastfeeding MedicineCDC: Centers for Disease Control and Prevention

375• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 372-376

Page 76: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

14.Spitzer J, Doucet S, Buettner A. The influence ofstorage conditions on flavour changes in humanmilk. Food Quality and Preference 2010; 21: 998-1007.

15. Slutzah M, Codipilly CN, Potak D, Clark RM,Schanler RJ. Refrigerator Storage of ExpressedHuman Milk in theNeonatal Intensive Care Unit.The Journal of Pediatrics 2010; 156:26-8.

16.Takci S, Gülmez D, Yiğit S, Doğan O, Dik K,Hasçelik G. Effects of Freezing on the BactericidalActivity of Human Milk. Journal of PediatricGastroenterology and Nutrition 2012;55:146–9.

17.Sarı FN, Akdağ A, Dizdar EA, Uras N, Erdeve O,Erel O, Dilmen U. Antioxidant capacity of fresh andstored breast milk: is −80°C optimal temperaturefor freze storage?. The Journal of Maternal-Fetaland Neonatal Medicine 2012; 25: 777–82.

18.Spitzer J, Klos K ,BuettnerA. Monitoring aromachanges during human milk storage at +4° C bysensory and quantification experiments. ClinicalNutrition 2013;32:1036-42.

19.Hung HY, Hsu YY, Su PF, Chang YJ. Comparison ofPhysiological and Behavioral Responses to Fresh andThawed Breastmilk in Premature Infants—APreliminary Study. Breastfeeding Medicine2013;8:92-8.

20. Handa D, Ahrabi AF, Codipilly CN, Shah S, Ruff S,Potak D, Williams JE, McGuire MA, Schanler RJ. Dothawing and warming affect the integrity of humanmilk?.Journal of Perinatology 2014; 34:863–6.

21.Lozano B, Castellote AI, Montes R, López-SabaterMC. Vitamins, fattyacids, andantioxidant capacitystability during storage of freeze-dried human milk.International Journal of Food Sciences and Nutrition2014; 65:703-7.

22.Aksu T, Atalay Y, Türkyılmaz CI, Gülbahar Ö,Hirfanoğlu Hızlı, Demirel N, Önal E, Ergenekon E,Koç E. The effects of breastmilk storage andfreezing procedure on interleukine-10 levels andtotal antioxidant activity. The Journal of Maternal-Fetal&Neonatal Medicine 2015; 28: 1799-802.

23.Ahrabi AF, Handa D, Codipilly CN , Shah S ,Williams, JE , McGuire MA , Potak D , Aharon GG ,Schanler RJ. Effects of Extended Freezer Storage onthe Integrity of Human Milk. The Journal ofPediatrics 2016;177:140-3.

24.Hung HY, Hsu YY, Su PF, Chang YJ. Variations inthe rancid-flavor compounds of human breastmilkunder general frozen-storage conditions. BMCPediatrics 2018;18:94.

25.Centers for Disease Control and Prevention,Storage and Preparation of Breast Milk, AccessedNowember 9, 2019,at. https://bit.ly/2dxVYLU

26.Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü,Anne Sütünün Sağılması, Erişim Tarihi 3,2019.https://sagligim.gov.tr/.

İletişim: Dr. Nursan ÇınarE-posta: [email protected]

376

Kaynaklar 1. Çınar ND, Sözeri CU, Altınkaynak S. Başarılı nesiller

için anne sütü. Sağlıcakla Aylık Sağlık Dergisi 2009;12: 20-1.

2. Unicef, Breastfeeding a mothers gift for every child,Accessed Nowember 3,2019,at.https://www.unicef.org/

3. Çan G, Topbaş M. Anne sütünün saklanması. TSKKoruyucu Hekimlik Bülteni 2007;6:375-9.

4. Bilgen H, Kültürsaray N, Türkyılmaz C. TürkNeonatoloji Derneği sağlıklı term bebeğin beslenmesirehberi. Türk Pediatri Arşivi 2018; 53: 128-37.

5. Köse D, Çınar N, Altınkaynak S. Yenidoğanın Anneve Baba ile Bağlanma Süreci. Sürekli Tıp EğitimiDergisi 2013; 22: 239-45.

6. Eglash A, Simon L, The Academy of BreastfeedingMedicine. ABM Clinical Protocol #8: Human MilkStorage Information for Home Usefor Full-TermInfants, Revised 2017. Breastfeedıng Medıcıne2017; 12: 390-5.

7. Centers for Disease Control and Prevention,Breastfeeding, Accessed Nowember 3, 2019,at.https://www.cdc.gov

8. Price E, Weaver G, Hoffman P, Jones M, Gilks J,O'Brien V, Ridgway G. Decontamination of breastpump milk collection kits and related items at homeand in hospital: guidance from a Joint WorkingGroup of the Healthcare Infection Society and theInfection Prevention Society. Journal of InfectionPrevention 2016; 17:53-62.

9. Engür D, Çetinkaya Çakmak B, Kaynak TürkmenM, Telli M, Eyigör M, Güzünler M. A Milk Pump asa Source for Spreading Acinetobacter baumannii ina Neonatal Intensive Care Unit. BreastfeedıngMedıcıne 2014; 9: 551-4.

10.Goldblum RM, Garza C, Johnson CA, Harrist R,Nichols BL, Goldman AS. Human milk banking I.effects of container upon immunologic factors inmature milk. Nutrition Research 1981; 1: 449 -59.

11.Janjindamai W, Thatrimontrichai A, Maneenil G,Puwanant M. Soft Plastic Bag Instead of Hard PlasticContainer for Long-term Storage of Breast Milk. TheIndian Journal of Pediatrics 2013; 80:809-13.

12.The Royal Children’s Hospital Melbourne,Breastfeeding a baby in hospital, AccessedNowember 3,2019,at.https://www.rch.org.au/home/

13.National Health and Medical ResearchCoincil(NHMRC), İnfant FeedingGuidelines:İnformation for health workers,Accessed Nowember 4, 2019,at.https://www.nhmrc.gov.au/

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 372-376

Page 77: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

377• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 377-379

AbstractMedical leech therapy has long been used in thetreatment of various diseases. From time to time, thepatients ask the clinicians for advice on whetherthey may use this therapy, which has today becomepopular, for the treatment of their own diseases.Medical leech therapy may be useful, however, itmay also involve several complications. Patientsshould absolutely be informed about thesecomplications and side effects. Informed consentmust be obtained from the patients. In this case, afemale patient who has had leech therapy believingit would be beneficial for Hashimoto’s thyroiditis willbe discussed. The patient complaining of dermatitisat the areas of leech attachment that have not beencured for months sought for medical advice atvarious centers for this complaint and used tens ofmedicines, but could not achieve an improvement.The patient who fell into a depression during thisperiod is currently undergoing a psychiatrictreatment. The purpose of this case report is to raiseawareness about the side effects and complicationsof leech therapy.Key words: Alternative medicine,Dermatopathology, Hirudotherapy

ÖzMedikal sülük tedavisi eskiden beri çeşitlihastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.Günümüzde popüler hale gelen bu tedavikonusunda zaman zaman hastalar kendihastalıklarının tedavisi için kullanıpkullanamayacakları konusunda klinisyenlerdentavsiye istemektedir. Medikal sülük tedavisi yararlıolduğu kadar bu terapinin çeşitli komplikasyonlarıda olabilir. Bu komplikasyonlar ve yan etkilerkonusunda hastalara muhakkak bilgi verilmelidir.Hastalardan mutlaka aydınlatılmış onam alınmalıdır.Bu olguda hashimato tiroiditine yararlı olacağınainanarak sülük terapisi yaptıran bayan hastatartışılacaktır. Hastanın sülük yapışma yerlerindeaylardır geçmeyen dermatit yakınması vardır ve buyakınma için çeşitli merkezlere başvurmuş onlarcailaç kullanmış ancak sonuç alamamıştır. Bu süreçtepsikolojisi bozulan hasta şu an psikiyatrik tedavigörmektedir. Bu olgu sunumunun amacı sülükterapisinin yan etkileri ve komplikasyonları ile ilgilifarkındalık yaratmaktır.Anahtar sözcükler: Alternatif tıp, Dermatopatoloji,Hirudoterapi

Geliş/Received : 17.04.2019Kabul/Accepted : 12.09.2019

Dr. Ayşe Mıdık Özpak1, Emine Vildan Şahin2

Olgu Sunumu

Case Report

Sülük Terapisine Bağlı Kutanöz Lenfoid ReaksiyonCutaneous Lymphoid Reaction Due to Leech Therapy; Case Presentation

DOI: 10.17942/sted.431617

1 Aile Hekimliği Uzm. Dr.; Giresun Ü. Prof. Dr. A. İlhan Özdemir Eğitim Arş. Hastanesi, Giresun (Orcid No: 0000-0002-2211-3052) 2 Aile Hekimliği Uzm. Dr.; Elife Mehmet Kahraman Aile Sağlığı Merkezi Ankara (Orcid No: 0000-0002-3796-2137)

Page 78: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

yerlerinde kaşınma ve kanama olmasıdır.Enfeksiyon ve alerjiler ise daha ender görünenancak daha ciddi komplikasyonlardır (2). Buolguda sülük tedavisi sonrası geçmeyen dermatitiolan bir hasta irdelenecektir. Bu olgunun amacısülük tedavisinin yararlarının yanı sıra yan etkileriolabileceğine dikkat çekmek ve hastalara sülüktedavisi tavsiye edilmeden önce bu tarz yanetkilerin de göz ardı edilmemesi gerektiğinedikkat çekmektir.

Olgu Sunumu44 yaşında bayan hasta hashimato tiroiditinedeniyle izleniyor ve bunun için hergünlevotiroksin 25 mcg kullanıyor. Hasta hashimatotiroiditine yararlı olacağına inanarak alternatif vetamamlayıcı tıp kliniğine başvurmuş buradakendisine sülük tedavisi yapılmış. Tiroid beziüzerine bu merkezde sülük konmuş işlemdensonra hastanın sülük konulan yerlerinde yanmave kaşıntı ortaya çıkmış. Bunu izleyen sülükyapışma yerlerinde iltihaplı cerahatler oluşmuştedavi için başvurduğu sağlık merkezinde

GirişMedikal sülük tedavisi ya da hirudoterapi pek çokalanda başarıyla uygulanmaktadır. Eskiden beribilinen bu yöntem günümüzde oldukça ilgigörmektedir. Sülükler tatlı suda yaşayan segmentlihermafrodit kurtlardır. Genellikle sülüklerinbeslenmesi 40 dakika alır ve her sülük ortalama10-15 ml kan emer. Kanı sindirmeleri için çeşitlienzimler taşır, ayrıca salgılarında Aeromonashydrophila Pseudomonas hirudinia bakterilerbulunabilir (1-2) Medikal sülükler günümüzdeplastik ve rekonstriktif cerrahide,mikrocerrahide,çeşitli kardiyovasküler hastalıklarda, derin ventrombozlarında, tinnitusta, akut ve kronik otitismediada, diyabetin komplikasyonlarında veosteoartritte başarıyla kullanılmaktadır (3-4)Yapılan çalışmalarda sülüklerin salgılarında 20’denfazla biyoaktif maddeler bulunduğunu ve bumaddelerin analjezik, antiinflamatuvar veantikoagülan etkileri olduğu saptanmıştır (5).Bütün bu faydalarına karşın yan etkileri de gözardı edilmemelidir. Medikal sülük tedavisinin ensık görülen yan etkisi sülüklerin yapışma

378 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 377-379

Fotoğraf: Hashimato tiroiditi için sülük tedavisi yapılan 44 yaşındaki bayan hastanın boyun bölgesinde multiplepapullerin görünümü

Page 79: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

bu biçimde bildirilen dört olgu vardır (6-9).Topikal ya da intralezyoner steroidler, ultraviole Bfototerapi, siklosporin A, interferon 2, lazertedavisi ve cerrahi tedaviler bu lezyonlarıntedavisinde başarıyla uygulanmaktadır (10).Sülük tedavisi planlanan hastalara enfeksiyon,kanama ya da lokal irritasyon olabileceğikonusunda bilgi verilmeli ve onamları alınmalıdır.Klinisyenler son günlerde popüler bu konuyadikkatli yaklaşmalıdır.

kendisine sülüklerin alerji yapmış olabileceğisöylenmiş ve hastaya 60 mg prednizolon vefeniramin 45.5mg/2ml ampul intravenözuygulanmış. Yakınmaları gerilemeyen hastayaazitromisin, rifampisin, sefaleksin, amoksisilin veklavulanik asit, siprofloksasin gibi antibiyotikler velokal etkili antibiyotik içeren merhemler farklızamanlarda reçete edilmiş ve hastaya sülükdenmikrop kapmış olabileceği söylenmiş. Ancakbunların hiçbiri iyileşmesine yardımcı olmamış.Hastaya lokal etkili steroidler ve lokal etkilianti-alerjik merhemler de yararlı olmamış. Sülüktedavisinin üzerinden altı ay geçmiş olmasınakarşın hastanın sülük yapışma yerlerindekidöküntüleri hala geçmemiş. İki kez biyopsiyapılmış. Birinci biyopsi eozinofilden zengin diffüzdermatit olarak raporlanırken ikinci biyopsieozinofiliyle giden lenfomatoid doku reaksiyonuolarak raporlanmış. Hastanın total IgE düzeyiyüksekliği dışında kan değerleri tamamen normalbulunmuş. Bu geçmeyen yakınmalar nedeniylehastanın psikolojik durumu bozulmuş vekendisine sertralin 50 mg başlanılmış. Ailehekimliği kliniğine bu yakınmalarla başvuranhastadan detaylı öykü alındı ve durumu incelendi.Hastanın boynunda 6-10 mm büyüklüğündederiden kabarık papüller tarzda pembe renklilezyonlar olduğu görüldü (Fotoğraf).

Bu lezyonlar tek seans sülük tedavisinden beri altıaydır varmış. Yukarıda sayılan tedaviler denenmişancak geçmemiş. Hastanın kutanözpsödolenfoma olabileceği düşünüldü. Biyopsiraporunun lenfositler ve eozinofillerden zengindiffüz dermatit olarak raporlanması bu öntanımızı güçlendirdi. Bunun için histolojikinceleme yapılması gerekmektedir. Hastaya bulezyonlar için lazer ya da cerrahi tedavi önerildi.İntralezyoner ya da topikal steroidlerin veinterferonların da yararlı olabileceği belirtildi.Hasta plastik cerrahi ve dermatolojipolikliniklerine yönlendirildi. Bu olgu sunumu içinhastadan izin alınmıştır.

TartışmaSülük tedavisi çeşitli hastalıklarda faydalı olsa dabu olgu sunumunun amacı çeşitli kişilerdesülüklerin bu tarz yan etkiler yapabileceğikonusunda farkındalık yaratmaktır. Hirudoterapisonrası kutanöz psödolenfoma olgusu ilk kezPolonya’dan bildirilmiş olup dünya literatüründe

Kaynaklar1. Herlin C., Bertheuil N., Bekara F., Boissiere F., Sinna

R., Chaput B. Leech therapy in flap salvage:systematic review and practical recommendations.Ann Chir Plast Esthet. 2016;62:1–13

2.Gileva O.S., Mumcuoglu K.Y. Hirudotherapy. In:Grassberger M., Sherman R.A., Gileva O.S., KimC.M.H., Mumcuoglu K.Y., editors. Biotherapy-history, principles and practice: a practical guide tothe diagnosis and treatment of disease using livingorganisms. Springer Science & Business Media;London: 2013. pp. 31–76.

3.Cherniack E.P. Bugs as drugs, part two: worms,leeches, scorpions, snails, ticks, centipedes, andspiders. Altern Med Rev. 2011;16:50–58.

4. Abdualkader A.M., Ghawi A.M., Alaama M., AwangM., Merzouk A. Leech therapeutic applications.Indian J Pharm Sci. 2013;75:127–137

5. Abdullah S., Dar L.M., Rashid A., Tewari A.Hirudotherapy/leech therapy: applications andindications in surgery. Arch Clin Exp Surg.2012;1:172–180.

6. Altamura D, Calonje E, Liau Jl, Rogers M, VerdoliniR. Diffuse cutaneous pseudolymphoma due totherapy with medicinal leeches. JAMA Dermatol.2014 Jul; 150(7):783-4.

7. Choi Y, Kim SC. Cutaneous pseudolymphomainduced by Hirudo medicinalis therapy. J Dermatol.2012; 39:195–7.

8. Smolle J, Cerroni L, Kerl H. Multiplepseudolymphomas caused by Hirudo medicinalistherapy. J Am Acad Dermatol. 2000; 43:867–9.

9. Tupikowska M1, Woźniak Z2, Wojciechowska-Zdrojowy M1, Maj J1, Jankowska-Konsur A.Hirudotherapy - a rare cause of pseudolymphoma.Postepy Dermatol Alergol. 2018 Apr;35(2):225-226

10. Tomar S, Stoll H, Grassi M, et al. Treatment ofcutaneous pseudolymphoma with interferon alfa-2b. J Am Acad Dermatol. 2009;60: 172–4.

379• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 • 377-379

İletişim: Uzm. Dr. Ayşe Mıdık ÖzpakE-posta: [email protected]

Page 80: SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ (STED) · Çocuk Cerrahisi / Paediatric Surgery Prof. Dr. Onur Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/ Paediatrics ... Savaş, Yanık ve Çocuk:

STED Yazarlarına Bilgi - 2019

Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED), Türk Tabipleri Birliği’ncebirinci basamak sağlık hizmeti veren hekimlerin bilgi ve becerilerininyenilenmesi ve geliştirilmesi amacıyla iki ayda bir yayımlananbilimsel, hakemli bir dergidir. STED, 2012 yılında TÜBİTAK Türk TıpDizini’ne girdi. STED’de birinci basamağın çalışma alanına girenkonularda yapılmış araştırma yazıları, derlemeler, olgu sunumlarıyayımlanır.Yayımlanacak makalelerde aranan özellikler:- Yazılar daha önce başka yerde yayımlanmamış olmalıdır. Konularınişlenme biçimi sorun çözümüne yönelik olmalıdır. Yazılarda yalın,anlaşılır Türkçe kullanılmalıdır. Kapsayıcı ve insancıl bir dilkullanılmalı, cinsel ya da ırksal yan tutmadan kaçınılmalıdır.- Yazılar birinci basamak sağlık hizmetine katkı sağlayacak nitelikteolmalı; konuların en sık rastlanan sorunlara yönelik olmasına,hastalıkların en çok görülen biçim ve yönlerinin vurgulanmasınaözen gösterilmelidir.- Etik kurul kararı gerektiren klinik ve deneysel çalışmalar için ayrıayrı etik kurul kararı alınmış olmalı, kararlar metin içinde belirtilmelive belgelendirilmelidir. Ulusal ve uluslararası geçerli etik kurallarauyulmalıdır (Bakınız, www.ulakbim.gov.tr). Sözü edilen özellikteçalışmalar, etik onaylar olmadan değerlendirmeye alınamayacaktır.- Makale, aşağıda belirtilen bölümlerden oluşmalıdır:1. Başlık Sayfası: Bu sayfada bulunması gerekenler:- Başlık: Kısa (en fazla 90 karakter), yeterince bilgi verici ve ilgiçekici olmalıdır.- Yazarlar: Her yazarın akademik derecesi, çalıştığı kuruluş, ili, adısoyadı ve ORCİD numarası (https://orcid.org/) belirtilmelidir. Yazarsayısı birden fazla ise, altı yazara dek adları yazılmalı, altıncıdansonraki yazarlar “ve ark.” biçiminde belirtilmelidir.- Metinle ilgili yazışmadan sorumlu yazarın adı, e-posta ve açıkadresi, mali destek ve diğer kaynaklar, ana metnin sözcük sayısı,şekil ve tabloların sayısı belirtilmelidir.2. Öz (Abstract) ve Anahtar Sözcükler: İkinci sayfada yer alacaköz ve İngilizce özette, çalışmanın ya da araştırmanın amacı(objective), gereç ve yöntem (material and method), bulgular(results), ve sonuç (conclusion) bölümleri ayrı ayrı bulunmalıdır. Özve İngilizce özet 175-200 sözcükten oluşmalıdır. İngilizce özet özünaynen çevirisi olmalıdır. Özün altında üç ile beş anahtar sözcük yeralmalıdır. Anahtar sözcüklerin, Index Medicus’un Medical SubjectsHeadings (MeSH) başlığı altındaki “Tıbbi Konu Başlıkları”terimlerinden seçilmesi gerekmektedir. Türkçe anahtar sözcükler için,bu amaçla hazırlanmış MeSH - Medical SubjectHeadings terimlerinin Türkçe karşılıklarını içeren anahtar sözcüklerdizini olan Türkiye Bilim Terimleri kullanılmalıdır.(http://www.bilimterimleri.com)3. Giriş: Bu bölümde, makale ile ilgili önbilgiler, amaç, gerekçebelirtilmelidir.4. Gereç ve Yöntem: Bu bölümde çalışmanın gereç ve yöntemiayrıntılı olarak yer almalıdır. Yöntemler için kaynak gösteriniz. Yeniolan yöntemleri tanımlayınız. Etik kurallara uyum konusunda yapılanişleri ve uyulan belgeleri belirtiniz. Kullanılan istatistik yöntemlerini,bilgisayar programını ayrıntılı olarak açıklayınız.5. Bulgular: Bulguları metin, tablo ve şekiller üzerinde gösteriniz.Metin içinde önemli verileri vurgulayıp özetleyiniz. Teknik ayrıntılarek olarak verilebilir. Bulguları, sayı ve yüzde olarak belirtiniz.6. Tartışma: Çalışmanın yeni ve önemli yönlerini ve çıkan sonuçlarıvurgulayınız. Bulguların ne anlama geldiğine ve bunların sınırlarınayer verilmelidir. 7. Sonuçlar: Sonuçların amaçlarla bağlantısı kurulmalıdır. Verilerintam olarak desteklemediği sonuç ve açıklamalardan kaçınılmalıdır.Öneriler de bu bölümde yer alabilir.8. Teşekkür: Çalışmaya katkıda bulunanlara, teknik yardımı olanlara,mali ve gereçsel destek verenlere teşekkür edilen bölümdür.9. Kaynaklar: Kullanılan kaynakların yeni ve aktarılan bilgileringüncel olmasına dikkat edilmelidir. Kaynakları ana metinde ilkgeçtikleri sıraya göre numaralayınız. Ana metin, tablolar ve alt

yazılardaki kaynakları rakamlarla (1,2,4-7) belirtiniz. Dergi adları,Index Medicus’ta kullanıldığı biçimde kısaltılmalıdır. “Yayımlanmamışgözlemler” ve “kişisel görüşmeler” kaynak olarak kullanılamaz. Enfazla otuz (30) kaynak kullanılabilir (30 kaynaktan fazla kullanımdaçalışmalar değerlendirmeye alınmayacaktır).Kaynaklar aşağıda gösterildiği gibi yazılmalıdır.Tipik dergi makalesi: Vega KJ, Pina I. Heart transplantation isassociated with an increasead risk for pancreatobiliary disease. AnnIntern Med 1996;124:980-3. ya da 1996 Jun 1;124(11):980-3.Kitap: Ringsven MK, Bond D. Gerontology and leadership skills fornurses. 2nd ed. Albany: Delmar Publishers;1966.Kitap bölümü: Murray IL. Care of the elderly. In: Taylor RB, ed.Family medicine: principles and practice. 3rd ed. New York: Springer- Verlang;1988. p.521-32.Web Sitesi: Clinical evidence on tinnitus. BMS Publishing group.Accessed November 12, 2003, athttp://www.clinicalevidence.com10. Tablolar: Tablolara ana metin içinde ilk geçtikleri sıraya görenumara veriniz. Her tablonun bir başlığı olmalıdır. Tablonun hersütununa kısa ya da kısaltılmış bir başlık koyunuz. Tablo içinde yatayve dikey çizgi kullanılmamalı, başka bir kaynağın verilerikullanılıyorsa izin alınmalı ve bu durum belirtilmelidir.11. Şekiller ve Fotoğraflar: Fotoğraf, şekiller ana metinde ilkdeğinildikleri sıraya göre numaralandırılmalıdır. Başka yerdeyayımlanmış şekiller için kaynak belirtilmelidir.Yazılarda Uygulanacak Biçimsel Özellikler Kılavuzu1. Sayfa numaraları: Sayfalara başlık sayfasından başlayarak, sıraylanumara verilmeli, sayfa numaraları her sayfanın sağ alt köşesineyazılmalıdır.2. Başlıklar: Yazının ana başlıkları ve ara başlıkların baş harfleribüyük olmalıdır.3. Birimler: Ölçü birimi olarak metrik birimler kullanılmalıdır. Metrikölçümlerden sonra nokta konmamalıdır: 3,5 mmol/L, 11,6 mg/kggibi. Tüm hematolojik ve klinik kimya ölçümleri “UluslararasıBirimler Sistemi” ile (SI) uyumlu olarak metrik sistemde bildirilmelidir.4. Rakamlar: Bir ile dokuz arası rakamları yazıyla yazınız. 10 veüstünü sayıyla yazınız. İstisna: Dozaj, yüzde, sıcaklık derecesi vemetrik ölçümleri her zaman sayıyla belirtiniz. “Tam sayılardan sonraondalık değerleri nokta ile değil, virgül ile ayırarak belirtiniz.”5. İlaç adları: Tüm ilaçların jenerik adlarını kullanınız. Ticari adlar,ilacın metinde ilk geçişinde parantez içinde verilebilir.6. Kısaltmalar: Standart kısaltmalar ve ölçüm birimleri dışında,kısaltmadan olanak ölçüsünde kaçınılmalıdır. Kısaltma, metindeki ilkgeçişinde açık yazılışıyla birlikte verilmelidir. Başlıkta ve özettekısaltma kullanılmamalıdır.7. Yüzdeler: Yüzde işareti (%) ile belirtilebilir.8. Sözcük sayısı: Yazıların sözcük sayısı en az 1.500 en fazla 4.500olmalıdır (4500 sözcükten fazla kullanımda çalışmalardeğerlendirmeye alınmayacaktır).9. Çeviri: Çeviri yazılarda çeviriyi yapanın adı, unvanı, göreviyazılmış olmalı, çeviri yapılan yazının aslı da (fotokopi olarak)gönderilmelidir.Metinlerin Gönderilmesi: Metinler, tüm yazarların imzaladığı bir üstyazıyla gönderilmelidir. Bu yazıda metnin tüm yazarlarca okunduğuve onaylandığı, yazarlık hakkı koşullarının gerçekleştiği belirtilmelidir.Yazılar; http://dergipark.gov.tr/sted adresi üzerinden gönderilir.Yayımlanması uygun görülen yazılarda, belirlenen eksikliklerle ilgilidüzeltme ve düzenlemeler Yayın Kurulu’nca yapılabilir.Yayımlanmayan yazılar geri gönderilmez. Klinik ve toplumsalaraştırma çalışmalarında yerel etik kurul onayı alınmışolmalıdır. Etik kurulun bulunmadığı yerler için [email protected] e-posta adresinden bilgi istenebilir.Yazarların Yayın Hakkı Devir Formu ile birlikte çalışmalarınıgöndermeleri gerekmektedir. Yayın Hakkı Devir Formu olmayançalışmalar değerlendirmeye alınmayacaktır.

d • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 5 •d