16
1 iLMi TOPLA NT IL AR D iz is i VE ÇOCUK TERBIYESI SEMPOZYUMU VE MÜZAKERELER) I Doç. Dr. Musa YILMAZ * Doç. Dr. Mustafa BAKTIR * Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK * Yard. Doç. Dr. Abdülkadir ETÖZ * Prof. Dr. Necmeddin TOZLU Doç. Dr. Mehmet Faruk BAYRAKTAR * Doç. Dr. Bayraktar BAYRAKLI *Hülya KÜÇÜK * Dr. Tahsin NART * Dr. Mehmet Emin AY * Prof. Dr. Asaf ATASEVEN Doç. Dr. Osman TÜRER * Doç. Dr. Abdullah AYDINLI * Dr. Sabri \..AMi ILIMLER VAKFI . ARAFlNDAN .. H: TiC.tRET

Sinan CUMHUR - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D029948/2005/2005_BAYRAKTARMF.pdf · Gazali'den sonra, eğitim ve öğretim alanında eser verenlerden ZernücJ: (Ö. 620/1223),

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • TARTIŞMAL 1 iLMi TOPLA NT IL AR D iz is i

    İSLAM'DA AİLE VE • •

    ÇOCUK TERBIYESI SEMPOZYUMU

    (TEBLİG VE MÜZAKERELER)

    I

    Doç. Dr. Musa Kazım YILMAZ * Doç. Dr. Mustafa BAKTIR * Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK * Yard. Doç. Dr. Abdülkadir ETÖZ * Prof. Dr. Necmeddin TOZLU

    Doç. Dr. Mehmet Faruk BAYRAKTAR * Doç. Dr. Bayraktar BAYRAKLI *Hülya KÜÇÜK * Dr. Tahsin NART * Dr. Mehmet Emin AY * Prof. Dr. Asaf ATASEVEN Doç. Dr. Osman TÜRER * Doç. Dr. Abdullah AYDINLI * Dr. Sabri AKDENİZ

    BUKİTAP

    p=~

    tsı\.\1 \..AMi ILIMLER ARAŞTIRMA VAKFI . ARAFlNDAN HAZIALANMIŞTIR .. r---~·~·._----~ nmıneŞ.nm

    i~ H: DIŞ TiC.tRET .t.Ş,.

  • İLMİ NEŞRiYAT 12

    iSLAMİ İLİMLER ARAŞTIRMA V AKFI (İSAV) Tartışmalı ilmi Toplantılar Dizisi : ı 8

    Editör Redakte Tas hi h Sayfa tertibi

    Dizgi Baskı

    Cilt

    : Prof.Dr. İbrahim CANAN : Seyyit Ali TÜZ :Heyet

    : İsmail KURT

    Sinan CUMHUR POLATOFSET YEDİGÜN Mücellithanesi

  • 6. Tebliğ:

    GİRİŞ

    İBN CEMAA'NIN EGİTİM ANLAYlŞI

    Doç. Dr. Mehmet Faruk BAYRAKTAR M. Ü. ilahiyat Fak. Dekan Yardımcısı

    Eğitimin önemli meselelerini araştırdığımızda karşımıza ençok çıkan ilk müelliflerden olan Gazall, bir çok alanda kendisin-den sonra gelen düşünüderi etkilemiştir. Bu etki özellikle eğitim ve öğretim alanında daha belirgin olarak göze çarpar. Diğer bir ifade ile, Gazall'den sonra eğitim konusunda eser yazanlar onun fikirle-rinden beslenmişlerdir. Öyle ki, çoğu zaman bir yenilik getirme ye-rine onun daha önce ortaya koyduğu esasları tekrar etmişler, daha ziyade. onun fikirlerini açıklayıp genişletmekle yetinmişler, bunu yaparken de bu fikirleri ayet, hadis ve kıssalarla destekleme yolunu tutmuşlardır. Bu arada eğitim ve öğretim araçlarının zaman içinde gelişmesinden yararlanarak bazı yenilikler ortaya koydukları da söylenebilir.

    Gazali'den sonra, eğitim ve öğretim alanında eser verenlerden ZernücJ: (Ö. 620/1223), Tüsi (Ö. 673/ 1273), Ali b. Hüseyin Arnasi (Ö. 875/1470), Kınalızade Ali Efendi (1510-1572), Taşköprülüzade (1495-1561).gibi meşhur alimler içinde İbn Cemaa, bu sahada dik-katleri çeken ünlü isimlerden biridir. Tam adı, İbrahim b. Abdur-rahman b. Muhammed el-Kinani Burhanü'd-din Ebu İshak el-Hamevi eş-Şafii olan İbn Cemaa muhaddis, fakih, müfessir ve hatib olarak temayüz etmiştir. Bu durumu ile o, asrının önde gelen alim-

  • 142 İslam'da Aile ve Çocuk Terbiyesi

    lerindendir. Dimaşk'ta yetişmiş, Kudüs'e yerleşmiş bir kaç kez Mısır bölgesi kadılığında bulunmuştur. Daha sonra, Dimaşk Başkadılığı (Kadı'l-kudat) ve hatipliğine de atanmıştır. Bir çok önemli işler yaptığı ve halka yönelik büyük hizmetler ifa ettiği söylenir. 733/ 1333'de Kahire'de vefat etmiştir.

    Bir eğitimci olarak İbn Cemaa, ülkemiz ilim muhitlerinde maalesef bugüne kadar yeterince incelenmiş, eğitime dair fikirleri ve görüşleri günyüzüne çıkarılmış değildir. Biz, bu tebliğimizde İslam Eğitim Tarihinde mümtaz bir yere sahip olduğuna in-andığımız bu alimin eğitime dair görüşlerini bu alanda kaleme aldığı Tezkiretu's-Sami' ve'l-Mütekellim fi Edebi'I-Alim ve'l-Müteal-lim adlı eserinden sizlere özet olarak aktarmaya çalışacağız.

    İBN CEMAA'YA GÖRE İLİM VE ALİMLERİN FAZiLETi

    İbn Cemaa, bilgi ve bilginierin topluma olan yararlarını açıklamak ve üstünlüklerini kanıtlamak için Kur'an'dan ayetler nakleder. Keza bu konuda ayrıca, büyük bir titizlikle naklettiği Ha-dis-i Şeriflerden ve büyüklerin haber ve rivayetlerinden yararlanır. Mesela, bilginin ve öğrenmenin faziletini şöyle dile getirir: "İlimle meşgul olmak, farz olmayan namaz, oruç, tesbih, dua gibi bedeni nafile ibadetlerle meşgul olmaktan daha faziletlidir. Çünkü ilmin yararı hem sahibine, hem de diğer insanlaradır. Bedeni nafile iba-detlerin yararı ise sadece bunları yapan kimseyedir." Bu görüşünü de şöyle delillendirir: "Şüphesiz ilim, ibadetlerin doğru yapılmasını sağlar. Dolayısiyle ibadetlerin ilme ihtiyacı vardır. ilim ise, ibadet-lere bağlı değildir." Nitekim bir gün mescide giren Allah'ın Elçisi, orada biri sadece ibadetle meşgul olan, diğeri de ilimle uğraşan iki cemaatle karşılaşır. Her iki topluluğu da beğenen Hz. Peygamber gidip ilimle meşgul olan topluluğun arasına oturur." (Bak: İbn Mace, Sünen, Mukaddime, 17, 229). Öte yandan ilmin tesirleri kalıcıdır. İbadetlerinki ise, sahibinin ölümü ile birlikte yok olur. İbn Cemaa daha sonra bu üstünlüğün, her bilgi ve h~r bilgin için geçerli ol-madığını, bunun sadece, "ilimle yalnızca Allah'ın rızasını gözeten, takva sahibi, bildiğinin gereğini yerine getiren seçkin alimierin hakkı olduğunu" söyler. Özetlenecek olursa ona göre gerçek ilim, sa-hibinin ölümünden sonra da devam eden ve dini koruyup ihya eden bilgidir.

  • İbn Cemila'nın Eğitim Anlayışı 143

    MUALLİl\tiİN AnABI

    İbn Cemaa alimin, diğer bir deyişle muallimin (öğretmenin) taşıması gereken edeb ölçülerini üç kısma ayırır:

    I. Muallimin şahsında taşıması gereken edeb ölçüleri II. Muallimin talebelerine karşı göstermesi gereken edeb

    ölçüleri III. Ders esnasında taşıması gereken edeb ölçüleri Şimdi bunları kısaca açıklayalım:

    I. MUALLİMİN ŞAHSINDA TAŞlMASI GEREKEN EDEB ÖLÇÜLERİ

    İbn Cemaa'ya göre muallim, bir din bilgininden veya herhangi bir mü'min şahsiyetten beklenen edeb ölçülerine sahip bulun-malıdır. Ona göre bir muallimin sahip olması gereken ahlak özellikleri şunlar olmalıdır:

    1. ÖGRETMENİN ŞAHSİYETİYLE İLGİLİ ÖZELLİKLER

    a. Ahlaki Özelliider

    Öğretmen üstün bir ahlaka sahip olmalıdır. Mesela o, vakar, heybet, tevazu sahibi olmalıdır. Allah'a karşı saygı dolu bir korku taşımalı ve gizli açık her yerde Allah'ın kendisini murakabe ettiğini düşünmelidir. Öte yandan bilgin, zaruri bir durum olmadıkça hükümdar ve idarecilerin kapısına gitmemelidir. Çünkü bilginin değeri büyük, şam yücedir. Bu yüzden alim ilmin şerefini korumak için zaruri durumların dışında yöneticilerin kapısına gitmez. Bu ölçüyü gözetme konusunda muallime yardımcı olacak en önemli hu-sus, dünyaya karşı tok gözlü olması ve dünya malından ancak zaru-ri olan miktarla yetinmesidir.

    İbn Cemaa'ya göre, alim (öğretmen) sürekli olarak ahiret hayatı yanında dünyanın faniliğini, geçiciliğini ve değersizliğini düşünmelidir. O, bunu bilmeye bütün insanlardan daha layıktır. To-plum tarafından hoş karşılanmayan meslekleri yapmamalı ve in-sanları bilgi ve bilginler hakkında kötü zanna sürükleyecek işlerden titizlikle sakınmalıdır.

  • 144 İslam'da Aile ve Çocuk Terbiyesi

    b. Dini Özellikler

    İbn Cemaa, bilginlerin, biraz önce temas edilen ahlaki özellikler yanında dini bir takım meziyetlere de sahip olmalarını is-ter. Mesela, İslam'ın getirdiği yükümlülükleri koruyup gözetmeli, Kur'an okumalı, dil ve kalbile Allah'ı anmalı, Hz. Peygamberin (s.a) adı anıldığında saygılı bir tavır takınmalıdır. Öte yandan insanlara güzel ahlak ile muamele etmeli, içini ve dışını kötülüklerden anndırmalıdır.

    Alim, davranışları başkaları tarafından: örnek alındığından hal ve hareketlerine her-kesten fazla dikkat etmelidir. O, insanlara karşı güler yüzlü olmalı, gerektiğinde öfkesini yenmesini bilmeli, başkalarını kendisine tercih edebilmeli, yumuşak huylu olmalı, iyi-liği tavsiye edip kötülükten sakınd1rmayı ihmal etmemelidir.

    c. Günlük Yaşantısıyla İlgili Özellikleri

    İbn Cemaa'ya göre, öğretmen, "Tam bir liyakat kazanmadan ders vermeye kalkış-mamalıdır. Bunun için de öğrenmeye sürekli vakit ayırmalı, çalışma, gayret, araştırma ve tefekkürü ihmal etme-melidir. Bunu bir alışkanlık ve hayatının vazgeçilmez bir unsuru haline getirmelidir. Ezberleme, araştırma ve eser yazmaya devam etmelidir. Bilgin, yemek, içmek ve istirahat ... gibi çok zaruri husus-lar dışında vaktini ilimden başka bir işle geçirmemelidir. Çünkü, il-min derecesi, peygamberlere mirasçı olma derecesidir. Bu dereceye ancak belirtilen şekilde büyük bir çaba ve gayretle ulaşılabilir.

    Öğretmen bununla da yetinmemeli, sürekli hikmeti ara-malıdır. Çünkü hikmet, onun yitiğidir. Özellikle gerçeklerin ortaya çıkması için, tıpkı Şafii ve İbn Hanbel'in yaptıkları gibi gerektiğinde öğrencileriyle bile yardımlaşmalıdır. Kısaca bilgin, vaktinin her anını ilme adayan kimse olmalıdır."

    ÖGRETMEN VE TEDRİS METODU

    Öğretmen, iyice hazırlanmadan ders vermek üzere evinden ayrılmamalı, kalb, zihin ve bedeni yönden hazır olmadan kesinlikle ders halkasına katılmamalıdır.

    a. Derse Hazırlanmak : Öğretmen, temizlenip kılık kıyafetine çeki düzen verdikten ve hoş bir koku ile kokulanıp dış görünüşüne özen gösterdikten sonra derse girmelidir. İbn Cemaa bu konuda

  • İbn Cemila'nın Eğitim Anlayışı 145

    İmam Malik'i örnek olarak gösterir. Ona göre öğretmen evden çıkmadan bazı dualar okumalı, yolda yürürken vakannı korumalı, aşın sayılabilecek şakalaşmadan sakınmalı, hareketlerinin ölçülü ve dengeli olmasına özen göstermelidir . Derse başlarken bir takım dualar ve Kur'an'dan ayetler okumalı, dersin sonunda da aynı şekilde davranmalıdır.

    b. Ders Verme Kurallan : Öğretmen verdiği derslerde önemle-rine göre bir sıra gözetmelidir. Mesela, önce Kur'an (Tefsir), sonra Hadis, sonra Usulü' d-din, sonra Usulü'l-fıkh, sonra Mezhepler Tari-hi, sonra Nahv ve Cedel (Münakaşa Metodlan) dersini vermelidir.

    Öğretmen derste sorulan sorulara cevap vermeli; cevabı ne çok kısa ve ne de bıktıracak kadar uzun olmalıdır. Ses tonunu duruma göre ayarlamalı, meclisin heybetini sürekli korumalı, edeb ölçülerinin dışına çıkmamalıdır. Aynca kendisine öğrencilerden liy-akatlı bir yardımcı (Muid) edinmeli, öğrencilerin halini hatırını sor-malı ve onların problemleriyle yakından ilgilenmelidir. Aynca, oku-la yeni gelen ve ailesinden ayrı beldede öğrenim gören öğrencilere özel bir ilgi ve itina göstermeli, onlara karşı özellikle mütebessim olmalı, şahsi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmalıdır. Öğretmen ders verirken zamanı ölçülü kullanmalı; zamanında başlayıp zamanında kesmeyi bilmeli, dersin başka işlerle çakışmamasına dikkat etmel-idir. Dersi, "Vallahü A'lem", diyerek bir beyit veya kısa bir dua ile bitirmelidir. Ders biter bitmez sınıftan hemen çıkmamalı bir süre beklemelidir. ilerde de görüleceği gibi İbn Cemaa günümüzün mod-ern eğitim metodları bakımından da önem taşıyan bazı noktalara temas etmektedir. Böylece onun ne denli bir eğitimci olduğunu anla-ma imkanına kavuşmuş oluyoruz.

    c. İbn Cemaa, öğretmenin Öğrencileriyle olan ilişkilerini 14 madde halinde ve detaylı bir biçimde açıklamaktadır. Bunlardan önemli ve orijinal bulduklarımızı şöyle özetleyebiliriz:

    - Öğrencinin öğrenmede Allah'ın hoşnutluğunu kazanma gibi güzel bir niyet taşımaması bile, ona ilim öğretmesine engel olma-malıdır. Ancak öğretmen, öğrencisini bu güzel niyet istikametinde yetiştİnneye çalışmalıdır.

    - Hata yaptığında öğrencinin kişiliğine saygı göstermeli ve onu rencide etmemelidir.

    -Öğrencilere bilgi ve zeka seviyelerine göre ders vermelidir. - Dersi, ne bıktıracak derecede a~ntılı ve ne de kapalı bıraka-

    cak kadar kısa anlatmalı, aksine ikisınİn ortasını tutmalıdır. - Öğrencilere, bıkkınlık verecek şekilde kendilerini yıpratma

    malarını, ilim öğrenirken orta yolu (itidal) tutmalarını tavsiye et-melidir.

  • 146 İslam'da Aile ve Çocuk Terbiyesi

    - Öğrenciyi aynı anda birden fazla ilimle meşgul etmemelidir. - Öğrenciyi, başarısız olduğu daldan alıp başarılı olması müm-

    kün olan bir dala sevketmelidir. -Öğretmen, gerektiğinde öğrenciyi cezalandıracaksa, mutlaka

    tedriciliğe dikkat etmeli, en son vereceği cezayı en başta vermemeli-dir.

    - Öğretmen, gücü nisbetinde öğrencilerine maddi ve manevi yardımda bulunmalı, gerektiğinde evlerine kadar gidip hal ve du-rumlarını sorup öğrenmeli ve ona göre gerekli tedbirleri almalıdır.

    ÖGRENCİNİN HAREKET VE DAVRANIŞLARINI KONTROL ETME VE CEZALANDlRMA YOLLARI

    İbn Cemıla'ya göre, öğretmen, öğrencileri, tavır, hareket ve ah-laki davranış yönüyle, kontrol etmelidir. Bu arada öğretmen, kötülüklere dalan, öğrenimle alakayı kesen, olumsuz davranışlar sergileyen öğrencileri aşamalı olarak bundan vazgeçirmeye çalışmalıdır. Bunun için:

    a. Olumsuz davranıştabulunan öğrenci sınıfta olduğu bir anda öğretmen umumi olarak konuşur ve bu kabil davranışı ima ile kınar, böyle davrananların bu hareketten uzaklaşmasını ister. Başka bir ifadeyle yaniışı söyler, doğru olanı gösterir, yapılanın farkında olduğunu ima eder.

    b. Öğrenci, olumsuz davranıştan vazgeçmezse, bu defa yanına çağırıp gizlice, yapılan davranışın yanlış olduğunu bizzat kendisine söyler.

    c. Bu yolla da vazgeçmezse, öğrenciyi açıkça ve arkadaşlarının yanında sert bir dille ikaz eder.

    d. Öğretmen, özellikle davranışı bozuk öğrencinin bazı arka-daşlarını etkilernesinden ve onlara kötü örnek olmasından endişe ettiği zaman öğrenciyi dersten uzaklaştırabiieceği gibi, onunla ilgi-sini de kesebilir.

    Görüldüğü gibi İbn Cemaa, öğrenci davranışlarının ıslahında ve gerektiğinde öğren-cinin cezalandırılmasında aşamalı bir metod teklif ediyor. Öğrenciden yüz çevirmek, onun teklif ettiği, eğitimde verilebilecek en ağır cezadır. Bu arada İbn Cemaa'nın, eğitimde day-ak gibi bedeni cezadan ziyade, manevi cezalara yöneldiği dikkatimi-zi çekmektedir. Biliyoruz ki, eğitimde verilen manevi cezalar, maddi cezalardan daha etkilidir.

  • İbn Cemila'nın Eğitim Anlayışı 147

    ÖGRENCİ AD ABI

    İbn Cemaa'ya göre müteallim, ders halkalarına katılıp ilim öğrenmeye çalışan kişidir. Diğer bir ifadeyle, çocuklara mahsus olan "Küttab" aşamasını geçip ilme ciddi olarak başlayandır. Talib, ise, rüşd ve bilinç derecesine yükselip, artık kendi arzu ve iradesiyle ilim öğrenmeye karar veren ve kendini bu yola adayan kişidir. İbn Cemaa müteallim için bir takım şartlar ileri sürer. Bunlar esas itibariyle bedeni ve ruhi şartlar, çevre ile ilgili harici şartlar olarak iki grupta toplanabilir.

    Öğrencinin taşıması gereken edep ölçüleri de üç kısma ayrılır: 1. Şahsiyetiyle ilgili adab 2. Dersi ile ilgili adab 3. Hocasına karşı uyması gereken adab Şimdi bunları kısaca açıklayalım:

    1. Şahsiyetle İlgili Adab

    Öğrenci, bir takım ruhi ve bedeni şartlara sahip olmalıdır. Kişi ancak bu şartlan taşımakla Allah'ın alimlere lütfettiği fazilet ve şeref rütbesine erişebilir. Bu şartlar şunlardır:

    a. Kalbi Temizleme: İbn Cemaa'ya göre, nasıl ki, bedenin iba-deti olan namaz, ancak abdest almakla ve beden organlannın te-mizliğiyle sahih olabiliyorsa, kalbin ibadeti olan ilim de, ancak kal-bin, kötü sıfatlardan, aşağılık huy ve alışkanlıklardan temizlenmesiyle sahih olabilir.

    b. İyi Niyet: İyi niyet, ilim için gerekli olan bütün şartların başında gelir. Bu da birinci şartın gerçekleşmesine bağlıdır. Kalb temizlenmeden niyetİn iyi olması düşünülemez. İyi niyet, sadece il-min değil bütün iyi işlerin temelidir. Dolayısiyle öğrenci, ilim öğrenmekle, Allah'ın rızasını, bildiğinin gereğini yapmayı, dini ihya etmeyi ve kalbini aydınlatmayı hedeflemelidir.

    c. Uygun yaşta ilmi öğrenmeye kayulmak ve bütün vaktini ilme ayırmak: İbn Cemaa'ya göre gençlik yıllan ilim öğrenmek için en uy-gun dönemdir. O, öğrenimi geciktirmede büyük zararlar görür. İlme başlayınca da hiçbir ihmal ve tembellik göstermeksizin bütünüyle kendisini ona vermesi gerekir. Binaenaleyh kendisini ilimden, eğitim ve öğretimden alıkoyan her şeyden sıyrılması icabeder. Zira bu sayede zinde bir kalb ve kafayla ilmeve öğrenmeye yönelebilir.

  • 148 İslam'da Aile ve Çocuk Terbiyesi

    d. Aynen öğretmende olduğu gibi öğrenci de öğrenim sırasında dünya meşgalelerinden yüz çevirmeli ve dünyalıktan ancak zaruri olanla yetinmelidir.

    . . ilim öğrencisi, kanaatkar olmalı, az ile yetinmeyi, güçlüklere katianınayı bilmeli, geçim darlığına katlanabilmelidir. Hatta ilim-den alıkoyacağı için evlenmeyi bir süre ertelemelidir. Kısaca öğrenci, öğrenimi boyunca her türlü maddi, manevi, bedeni ve ailevi kaygıdan uzak bulunmalıdır.

    e. Öğrencilerin vakitlerini tanzim etmesini ve metodlu çalışmasını isteyen İbn Cemaa, zamanına göre ileri sayılabilecek şu tavsiyelerde bulunur: "Ezber için en uygun ve verimli vakit, seher vakti, araştırma için sabahın erken saatleri, yazı ve ödev için öğleden sonra, etüd ve müzakere için ise gecedir."

    Öte yandan İbn Cemaa, öğrencinin tenha ve sessiz yerlerde çalışmasını istemektedir.

    f. Helal ve Yeterli Gıda almak: İbn Cemıla'ya göre, insanın ilimle meşgul olması, okuduğunu daha iyi anlaması ve ilimden bıkkınlık duymaması için helal gıdadan yeterince yemesi önemlidir.

    Öte yandan İbn Cemaa, hafıza gücü ve ezberleme melekesiyle gıdalar arasında bağ kurmakta, aşırı yeme ve içmenin bazı has-talıklara sebep olabileceğini ve bunun tabii olarak düşünme gücünü ve çalışma azınini zayıftataeağını söyler.

    g. Uyku ve Dinlenmeyle İlgili Tavsiyeler: İbn Cemaa, öğrencinir ilim yolunda ulaşması mümkün olan en güzel neticelere ulaşması için lazım olan zihni ve bedeni şartlara da dikkat çekmeyi ihmal et-mez. Ona göre öğrenci, günün en fazla üçte birini uyku ile geçirmeli: bedenine hakkından fazla İstirahat vermemelidir. Bu arada İbn Cemaa, tahammül edebilene daha az uykunun da yeterli olabi-leceğini belirterek bu hususta ferdi farkların ön planda tutulmasını istiyor. Bu arada, öğrenci, zihnen yarulunca yeterince dinlenmeli, gezmeli ve yürümeli, böylece zihni ve bedeni dinçliğini yeniden ka-zanmalıdır.

    h. İyi arkadaş seçmek: İyi arkadaş, faziletleri kazanmak için kişiye yardımcı olur. İnsan, iyilerle haşir neşir olarak onların halle-riyle hallenir. Çünkü huylar bulaşıcıdır. Diğer bir ifadeyle insan ka-rekteri başkalarından etkilenir. Ibn Cemıla bu nokta üzerinde de-taylı olarak durur ve iyi arkadaştabulunması gereken nitelikleri sıralar. Sağlam karakterli, çalışkan, Allah'tan korkan ve yardım saver kişilerin arkadaşlığını tasiye ederken, oyuna düşkün, bilgisiz ve tenbel olanlarla arkadaşlık bağı kurmayı tavsiye etmez.

  • İbn Cemaa'mn Eğitim Anlayışı 149

    2. Öğrencinin Hocasına Karşı Vazifeleri

    İbn Cemaa'ya göre, öğrenci hocasına karşı tam bir teslimiyet içinde bulunmalıdır. Her hal ve durumda ona itaat etmeli ve ona karşı son derece tevazu içinde olmalı, hakkını titizlikle korumali, ona dua ve teşekkür etmeli, saygıda kusur etmemelidir. İbn Cemaa, bu hususta oldukça ayrıntıya girmekte ve öğretmeni adeta takdis etmektedir. İbn Cemaa, talebenin hocasına karşı göstermesi gerek-en edeb ölçülerini şu ana başlıklar altında toplamakta ve her birini tek tek açıklamaktadır:

    a. Hocaya saygı ve itaat: "Öğrenci, öğretmene saygı gösterme-lidir" diyen İbn Cemaa, ona gösterilecek saygı ile elde edeceği bilgi arasında bağ kurmakta, öğrencinin, öğretmenin yanında kitap say-falarını sessizce açmasının bile bir saygı ifadesi olduğunu belirt-mekte, ona gayet nazik bir şekilde hitap etmesini istemektedir.

    b. Öğretmenin olumsuz davramşlarına sabretmek: Öğrenci, öğretmende bazen görülebilen olumsuz davranışlara katlal).malıdır. Bu durum, öğrenimi terketmeye sebep olmamalıdır. Böyle bir du-rumda olan öğrenci, iyimserliğini korumalıdır. İbn Cemaa, kendi zamanında bazı öğrencilerin bu yüzden tahsili yarıda bıraktıklarıria dikkat çekerek, bu konuda şu sözü nakleder: "Öğrenim sıkıntısına sabretmeyen, hayat boyu cehalet karanlığı içinde kalır."

    c. Öğrenci, bilgi verdiği ve yeri geldiğinde kendisini uyardığı için, öğretmene teşekkür etmelidir.

    d. Öğrenci, derse zamanında, düzgün ve temiz bir kıyafetle gelmeli, düzenli bir şekilde derse girmelidir.

    e. Öğrenci, dersi dikkatle takip etmeli, anlatılanları özenle din-lemelidir. Böylece öğretmen, dersi ikinci defa tekrar ederek ene:rji ve zaman kaybetmez.

    Öte yandan öğrenci, sınıfta öğrenciye yakışır bir şekilde otur-malıdır. O, gürültü yapmaz, söz aldığında ise kısa ve özlü konuşur.

    f. Öğretmene selam vermek ve birlikte yürümek: Öğretmeni ile yolda karşılaşan öğrenci, ona selam vermeli, uzakta ve fakat yanına gitme imkanı varsa yanına gidip yavaşça selam vermelidir. Bu ara-da İbn Cemaa, öğretmenle birlikte yürürken, öğrencinin dikkat et-mesi gereken kuralları, devrine göre ve etraflıca izah eder. ·

    Ona göre, öğrenci yolda birlikte yürürken öğretmeni tehlike, çamur vs. gibi ona eziyet verecek şeylerden korumalı, ulaşım vasıtalarında onun rahat etmesini sağlamalıdır.

  • 150 İslam'da Aile ve Çocuk Terbiyesi

    3. Ders .Adabı (Öğrencinin ders esnasında göstermesi gereken edep ölçüleri)

    İbn Cemaa, bu konuda da gerek kendi zamanına kadar olan ge-rekse asrındaki kural ve tavsiyeleri toplayıp bir sistem ve düzen içerisinde sunmaktadır. Öğrencinin öğrenmeyle ilgili prensiplere, ti-tizlikle uyması gerektiğini, aksi halde hem vaktini ziyan edeceğini ve hem de ilmin yok olmasına sebep olacağını belirtir. O, bu kural-ları şu ana maddelerde toplar:

    a. Ders alma yöntemleri: İbn Cemaa, bu konuda da öğretmene tam bir teslimiyeti esas alır. ilimleri öğrenirken tedrici bir yol izle-meyi önerir. Mesela önem sırasına göre her ilimden, o ilmi özetleyen bir metin ezberlemeyi önerir. Bu konuda detaylara gidilmemesi,

    hele ilmin ileri gelenleri arasında ihtilaflı meselelere girilmemesi gerektiği üzerinde ısrarla durur. Ona göre böyle davranılmadığı tak-dirde, zihin dağılır, şevk kırılır; bu durum hem talebeye, hem de ilme zarar verir. İbn Cemaa ezbere de önem verir. Güzel bir ezber için, tekrardan daha iyi yol bulunmadığını söyler.

    Dersi iyice öğrenmek için müzakere de önemlidir. Ders ve müzakere için uygun zamanlar seçilmelidir.

    b. Okunacak dersler ve okuma yöntemleri İbn Cemaa'ya göre, en evvel okunınası ve öğrenilmesi gereken

    ilim Kur'an ve Kur'an'ın anlaşılınasına yardımcı olan ilimlerdir. Öğrenci hangi yaşta tahsile başlarsa başlasın öncelikle bu ilimden başlamalıdır. Bundan sonra Hadis ilmi gelir. Ancak bu ilimleri öğrenirken, işin özünü elde etmeye çalışmalı ve detaya girmemeli-dir. Teferruata ancak adım adım ve tedrici bir biçimde girmelidir.

    c. Öğrencilerin birbirleriyle olan sosyal ilişkileri İbn Cemaa, öğrencilerin ders mahallinde (sınıfta) uymaları ge-

    reken bir takım kurallardan bahseder ki bunlardan bazıları şunlardır:

    Sınıfa giren öğrencilerin hazır bulunanlara selam vermesi, de-rste bulunanları rahatsız etmeden ve dersi ihlal etmeden mecliste (sınıfta) boş bulduğu yere (sıraya) oturması,sıkışıklığa meydana vermemesi, hacaya yakın oturmayı tercih etmesi, kendilerine özel görevlerin verildiği kimselerin, kendileri için belirlenen yerlere otur-maları gerekir.

    Ayrıca öğrenciler, kendi aralarında da bir takım prensipiere ri-ayet edip ölçülü davranmlalıdırlar. Çirkin davranışlardan sakınmalı, başkalarının huzur ve rahatını bozacak işlerden kaçınmalıdırlar. Öte yandan hocanın halet-i ruhiyyesini gözönünde bulundurmalı ve ona göre davranmalıdırlar. Ayrıca öğrenciler kendi aralarında yar-

  • İbn Cemaa'nın Eğitim Anlayışı 151

    dımlaşmalı, ilme ve dini ölçülere riayete birbirlerini teşvik etmeli-dirler.

    d. Öğrencilerin Muid (Hocanın derste yardımcısı ve vekili) ile olan ilişkileri

    İslam Eğitim Tarihine baktığımızda, eğitimde Muid'in büyük bir rolü olduğunu görürüz. Muid olmak için bir takım özel şartlar da vardır. Muid, hocanın olmadığı yerde hiçbir boşluğa meydan vermed-en onun görevini yerine getiren kişidir ki öğrencilerin, muide karşı da gerekli edeb ölçülerine riayet etmeleri gerekir.

    KİT AP SATINALMA VE YAZMA İLE İLGİLİ ESASLA

    İbn Cemaa eğitim-öğretimde önemli bir vasıta olan kitaplar-dan ve bunlarla ilgili davranışlardan, kitap satın almak, taşımak, yazmak ve raflara yerleştirmek gibi prensiplerden de söz etmekte-dir ki bu bilgilerin büyük bir kısmı günümüzde ayrı birer bilim dalı ve hatta fakültelerde bölüm adı altında öğretilmektedir Bunlardan bizce önemli ve orijinal görünenleri. şöyle maddeleştire biliriz:

    a. Kitabı Kontrol Ederek Satın Almak: Kitaplar, ilmi koruyan ve nakleden başlıca vasıtalardır. Öğrenci, ihtiyaç duyulan kitapları, maddi imkanları ölçüsünde satın almalıdır. Ancak İbn Cemaa, kit-apları okumak için satın almayı, aksi halde bunun bir faydası ol-mayacağını belirtir ve zamanında bazılarının kitapları oku-madıklarını, sadece raflara dizdiklerini dile getirir.

    Bu arada İbn Cemaa, öğrencinin satın almak istediği kitabın muhtevasını ve sayfalarını kontrol ederek, baskı ve cilt yönüyle ha-tasız kitap satın almasını tavsiye eder.

    b. Ödünç Kitap Alıp Vermek : İbn Cemaa, öğrencinin kitap satın almaya önem vermesini, buna gücü yetmiyorsa kiralama ve ödünç alma yoluna gitmesini ister,

    Bazılarının, ödünç kitap vermekten hoşlanmadığını, aslında öğrenciye ödünç kitap vermenin müstehab olduğunu dile getiren İbn Cemaa, bunu ilmin yayılmasına vesile kabul eder.

    Bu arada o, ödünç kitab alan öğrencinin ariyet kitabı okuduk-tan sonra geri vermesini, kendi kitabı gibi kullanmasını, üzerine yazı yazmamasını, başkasına vermemesini ve sahibine bu yardımından dolayı teşekkür etmesini de tavsiye eder.

    c. Kitabı Özenle Kullanmak ve Korumak: İbn Cemaa, öğrenciye kitapları iyi kullanmasını ve korumasını tavsiye eder. Bunun için de kitabı yere açık olarak koymamasını, cildinin bozulmamasına özen

  • 152 İslam'da Aile ve Çocuk Terbiyesi .

    göstermesini, rafa koymasını, rutubetten korumasını, üzerine bir şey koymamasını ister. Bu arada kitaba saygı duymasını, üzerine oturmamasını, yaslanmamasını, onunla bir şeye vurmamasını tav-siye eder.

    d. Düzgün Yazmak: İbn Cema'ya göre, öğrenci güzel ve düzgün yazmalı, ince ve sık bir yazı ile yazmamalıdır. Çünkü bu tür yazı ile-ri yaşlarda okumaya engel olur. Bu arada öğrenci, kağıt bulamamak ve yolculuk gibi durumlarda ince ve sık yazabilir.

    e. Kitap Yazma Prensipleri: İbn Cemıla'ya göre, zor anlaşılan, aynntılan ve branş dışı meseleleri naklederek ve tekrarlayarak kit-abın hacmini artırmaktan kaçınmalıdır.

    İbn Cemaa, ayrıca kitab yazınada bir takım tahkik kaideleri koymuş, dipnotların nasıl yazılacağını belirtmiş, bölüm, ana ve tali başlıklarını, tercemelerin, özel isim ve başkalarına ait sözlerin kırmızı mürekkeple ve farklı karakterde yazılmasını tavsiye ve tes-bit etmiş, her cümlenin sonuna bir daire (yuvarlak) konması gibi noktalama, bir hata durumunda "Kitabı tashih eden alim şöyle dedi" veya "Bunu ondan nakletti" vb. lafızlar kullanarak bir nevi belgelerne yöntemleri de belirlemiştir.

    OKUL VE YURTLARLA İLGİLİ ESASLAR

    İbn Cemıla'nın yaşadığı asırda ortaya çıkan eğitim konu-larından biri de okullarda kalmaktır. Çünkü biz, daha önce yazılan eserlerde benzer bir konu göremiyoruz. Öğretmen ve öğrencilerin eğitim-öğretim yapılan okullarda kalması, eğitim-öğretimin iyice yaygınlaşması ve öğrencilerin eğitime tam olarak yönelmesinden sonra ortaya çıkan ileri bir eğitim mes'elesi, yeni ve medeni bir sos-yal faaliyettir.

    Bu durum yakın çevrelerinden ayrılan öğretmen ve öğrencilere kolaylık sağlamak, ilirnde ilerlemeye bir anlamda hizmettir. İlme, ilimle meşgul olanlara bir hizmet ve saygıdır. Böylece öğrenci ve öğretmen, ilimle daha çok meşgul olacak, ilmi konular düşünecek ve eser yazabilecektir.

    İbn Cemaa böylece, zamanındaki eğitim kurumları için bir nevi içtüzük geliştirmiş; öğrencilerin kalacağı yerleri, birbirleriyle ilişkilerini, ders ve müzakere yöntemlerini, yerlerini ve saatlerini düzenleyen bir talimatname çıkarmış olmaktadır.

    Burada gördüğümüz önemli konulardan bazılarına temas et-mek istiyoruz:

  • İbn Cemaa'nın Eğitim Anlayışı 153

    ı. İbn Cemaa, öğrencinin okul ve yurt seçimine özen göstermesini, iyi bir araştırmadan sonra karar vermesini, özellikle helal kazançlayapılan okul ve yurtlarda kalınmasını tavsiye et-mektedir.

    2. Öğretmen, okuila ilgili yönetmelik ve kurallan iyi bilmeli ki okuldaki eğitim-öğretim görevlerini hakkıyla yerine getirebilsin.

    3. İbn Cemaa, okulda bulunan her öğrencinin mutlaka derse girmesini ve gerek ders, gerekse mütalaa zamanlannda ortalıkta dolaşmamasını ister. Ona göre özürsüz olarak derse katılmamak derse katılanlara saygısızlık ve bir kibir alametidir. Bu, ayrıca okulda ve öğrencilerin kaldıkları yerlerde sükılnetin teminine de yardımcı bir unsur olarak kabul edilmelidir.

    4. Bu arada İbn Cemıla velllerin öğretmen ve okul ziyaretleri-nin ders saatleri dışında olmasını istemekte, velilerin okul ziyaret-lerinde dikkatli ve anlayışlı davranıp öğretmen ve öğrenciyi dersten alıkoymamaya özen göstermesi gerektiğini ifade etmektedir.

    5. İbn Cemıla daha önce de belirtildiği gibi güçlü etkileşim do-layısıyla öğrencinin yurtta, kendisini ilim öğrenmeye teşvik eden, çalışkan, akıllı, sağlam karakterli ve güven telkin eden öğrencilerle arkadaşlık etmesini, aksine ders yerine oyun ve eğlenceye düşkün olanlardan sakınması gereğini dile getirir ve öğrencilere arkadaşları ile iyi geçinmelerini tavsiye eder. · •

    6. İbn Cemıla "Merdiven çıkınada zorlanmayan öğrencilerin üst, bedenen zayıf ve fıkhi konularla meşgul olanların alt katlarda kalmaları daha uygundur." diyerek öğrencinin fiziki yapısının ve meşgul olduğu sahanın yurt yerleşim planında dikkate alınmasını ister.

    Yurtta kalanların dikkat etmeleri gereken başka kurallara da işaret eden İbn Cemaa, ayakkabıların düzgün konulması, üst katta-kilerin alt kattakileri rahatsız etmemek için yere yavaş basmaları ve gürültü yapmamaları gereğinden bahseder.

    Görülüyor ki İbn Cemıla'ya göre okul ve yurtta bütün ilişkiler karşılıklı saygı, anlayış, sükılneti koruma ve başkalarını rahatsız etmeme prensibine dayanmalıdır.

  • 154 İslam'da Aile ve Çocuk Terbiyesi

    SONUÇ

    İslami ve sosyal bilimlerin birçoğunda otorite olan İbn Cemıla'nın Tezkiretu's-Sami' ve'l-Mütekellim fi Edebi'I-Alim ve'l-Müteallim adlı eseri dar çerçevede kendi devrinin, geniş çerçevede İslam eğitiminin prensiplerinin özet olarak toplandığı, yeterince tanınmamış ve tanıtılmamış bir klasiktir. Eser aynı zamanda müellifinin eğitim-öğretimi disipline etme, eğitim yoluyla ideal bir toplum oluşturma düşüncesiufkununda ne kadar geniş olduğunun açık bir göstergesidir. Tezkiretu's-Sami', çağdaş eğitimcilerin eserle-ri, görüşleri ile karşılaştırılmalı olarak incelenmeye, değerlendirilmeye, koyduğu prensiplerden yararlanılmaya değer bir eserdir ki iyi incelendiği ve irdelendiği takdirde yukarda özet olarak takdim ettiğimiz görüşlerinin ve koyduğu eğitim prensiplerinin bugünki eğitim sistemimizdeki bazı problemierin çözümüne yardımcı ola-cağı görülecektir.

    ***

    MÜZAKERELER:

    Yard. Doç. Dr. Ali BAKKAL

    - İbn-i Cemıla'nın eğitim anlayışını güzel bir tebliğ şeklinde sunduklarından dolayı Sayın Hocamız Dr. Faruk Bayraktar Bey'e ayrıca teşekkür ediyor, kendisinin teklif ettiği hususu biz kendile-rine teklif ediyoruz. çünkü kendileri İbn-i Cemıla'nın eğitim anlayışı konusunda bir araştırma başlatmış bulunmaktadırlar. Böyle bir araştırınayı başlatan kişinin bunu tekmil etmesi elbette en makul olan husustur. Bu araştırınayı genişletmesini, İbn-i Cemıla'yı İslam alemine bir eğitimci olarak iyice tanıtmasını kendisinden arz ediyo-ruz.

    Kendisinin araştırması neticesinde İbn-i Cemıla'nın benim ta-rafıından en önemli özelliği, eğitim problemini nazari bir mesele ol-arak değil de pratik bir mesele olarak ele almasıdır. Çoğunlukla fel-sefeciler başta olmak üzere eğer eğitimi biraz felsefe ile karıştırdığımız oluyor. O zaman eğitimcilerde öyle yapıyorlar. Eğitimi na-zari planda düşünüyorlar ve daha ziyade nazari meseleler üzerinde fikir belirtiyorlar. Fakat İbn-i Cemıla'ya baktığımız zaman kendisi, eğitim meselesini tamamen pratik bir mesele olarak ele almakta,