55
SERVET-İ FÜNÛN SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI EDEBİYATI (EDEBİYAT-I (EDEBİYAT-I CEDÎDE) CEDÎDE) (1896 – 1901) (1896 – 1901) www.edebiyatogretmeni www.edebiyatogretmeni .org .org

SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

  • Upload
    metta

  • View
    134

  • Download
    0

Embed Size (px)

DESCRIPTION

SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) www.edebiyatogretmeni.org. SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) Servet-i Fünun kuşağı, Tanzimat’ın sanatta estetiği ön plana alan ikinci dönem sanatçılarının hazırladığı bir edebi zevk ortamı içinde büyümüşlerdir. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ SERVET-İ FÜNÛN FÜNÛN

EDEBİYATIEDEBİYATI

(EDEBİYAT-I (EDEBİYAT-I CEDÎDE)CEDÎDE)

(1896 – 1901)(1896 – 1901)

www.edebiyatogretmwww.edebiyatogretmeni.orgeni.org

Page 2: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE)(EDEBİYAT-I CEDÎDE)

Servet-i Fünun kuşağı, Tanzimat’ın sanatta estetiği ön plana alan ikinci dönem sanatçılarının hazırladığı bir edebi zevk ortamı içinde büyümüşlerdir.

Topluluğun alt yapısını Tanzimat sanatçılarından Recaizade Mahmut Ekrem hazırlamıştır.

Servet-i Fünuncular Batı kültürü içinde yetişmiştir.

Servet-i Fünun (Fenlerin Serveti) dergisi 1891 yılında Ahmet İhsan Tokgöz tarafından çıkarılmaya başlanır.

Page 3: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE)(EDEBİYAT-I CEDÎDE)

Yenilik taraftarı genç şairler Recaizade Mahmut Ekrem'in yanında Servet-i Fünun dergisinde toplanır.

1896'da Recaizade Mahmut Ekrem, Ahmet İhsan'ı, dergiyi edebiyat dergisi yapmaya ikna eder ve derginin başına Tevfik Fikret getirilir.

Servet-i Fünun, II. Abdülhamit yönetiminin baskısı (istibdat) altında gelişmiş bir edebiyattır; karamsarlık, umutsuzluk, bunalım, bu döneme hâkimdir.

“Sanat için sanat” anlayışı döneme egemendir.

Page 4: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE)(EDEBİYAT-I CEDÎDE)

Servet-i Fünuncuların Fransızca başta olmak üzere Batı dillerini bilmeleri, Batı edebiyatıyla güçlü bir bağ kurmalarını kolaylaştırmıştır.

Servet-i Fünun edebiyatçıları etkinliklerini Tevfik Fikret başkanlığında gerçekleştirmişlerdir.

Servet-i Fünuncular eserlerinde toplumsal faydayı değil; estetik zevki öne çıkarmışlardır.

Bu dönem, gazetecilikten dergiciliğe geçilen bir dönemdir.

Page 5: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE)(EDEBİYAT-I CEDÎDE)

Bu edebiyatçıları, özellikle şiirlerde alışılmadık kelime, tamlama ve imgelere yer verdikleri için Ahmet Mithat Efendi “Dekadanlar” makalesiyle eleştirmiş, Cenap ve Fikret de bu eleştirilere karşılık vermiştir.

Tanzimat’ın hedef olarak benimsediği dilde sadeleşme unutulmuş, tersine daha da sanatlı, ağır bir dil kullanılmıştır.

Hüseyin Cahit Yalçın'ın Servet-i Fünun'da yayımlanan "Edebiyat ve Hukuk" adlı makalesinden dolayı, Servet-i Fünun dergisi kapatılır ve topluluk 1901 yılında dağılır.

Page 6: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE DÖNEMİNDE

ÖĞRETİCİ ÖĞRETİCİ METİNLERMETİNLER

Page 7: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLERMETİNLER

Bireysel ve edebi konular işlenmiştir.

Gezi yazısı, eleştiri ve anı türünde yoğunlaşılmıştır.

Eleştiri türündeki yazılar çoğunlukla Servet-i Fünun'a dönük eleştirileri yanıtlama ve topluluğun edebiyat anlayışını ortaya koyma amacı taşır.

Ahmet Şuayp, Servet-i Fünun döneminde eleştiri türündeki yazılarıyla tanınır.

Page 8: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE DÖNEMİNDE

ŞİİRŞİİR

Page 9: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ŞİİRSERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ŞİİR

Şiirde konu ve biçim yönünden büyük yenilikler yapılmıştır.

Heceyle denemeler olmakla birlikte ağırlıklı olarak aruz vezni kullanılmıştır.

Servet-i Fünun şiirinde resim sanatından etkilenilmiştir.

“Sanat sanat içindir” anlayışına uygun bireysel şiirler yazılmıştır.

Page 10: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ŞİİRSERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ŞİİR

Sadece Tevfik Fikret bireysel şiirler yazdığı ilk döneminden sonra toplumcu şiirler yazmıştır.

Şiirlerde aşk ve doğa gibi bireysel konular işlenmiş, sıfatlara ve doğa tasvirlerine bolca yer verilmiştir.

Tanzimat sanatçılarından olan R. M. Ekrem'in "Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir." anlayışıyla hareket edilmiştir.

Kulak için kafiye anlayışı benimsenmiştir.

Page 11: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ŞİİRSERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ŞİİR

Şiirde musikiye, şekil kusursuzluğuna önem verilmiştir.

Sone ve terza-rima gibi Batı'dan alınan nazım şekilleri ilk kez bu dönemde kullanılmıştır.

Serbest müstezat, Servet-i Fünun şiirinde çokça kullanılmıştır.

Arapça ve Farsçadan, daha önce kullanılmamış sözcükleri kullanmayı bir hüner olarak görmüşlerdir.

Page 12: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ŞİİRSERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ŞİİR

Süslü, sanatlı bir dil vardır.

Şiirde sembolizm ve parnasizmin etkisi vardır.

Nazım nesre yaklaştırılmıştır, manzum hikâyeler yazılmıştır.

Bu dönemde, mensur şiir örnekleri verilmeye başlanmıştır.

Page 13: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE DÖNEMİNDE

OLAY ÇEVRESİNDE OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN METİNLEROLUŞAN METİNLER

Page 14: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ROMAN-SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ROMAN-HİKAYEHİKAYE

Roman ve hikâyede teknik bakımdan Batı seviyesine bu dönemde ulaşılmıştır.

Konu ve karakter seçimine dikkat edilmiş, psikolojik tahlillere yer verilmiştir.

Roman ve hikâyelerde bireysel konular işlenmiştir: Aşk, dram, hayal kırıklıkları, aile içi ilişkiler...

Çevre tasvirlerinde ayrıntılara girilmiş, mekân olarak İstanbul dışına çıkılmamıştır.

Page 15: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ROMAN-SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE ROMAN-HİKAYEHİKAYE

Kahramanlar eğitimli, aydın, zengin, konaklarda yaşayan kişilerden seçilmiş, ait oldukları sınıfa göre konuşturulmuştur.

Roman ve hikâyede realizm ve natüralizm akımlarından etkilenilmiştir.

Teknik bakımdan başarılı ve olgun hikâyeler yazılmıştır.

Romanların süslü ve ağır bir dili vardır.

Page 16: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE TİYATROSERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDE TİYATRO

Tanzimatçıların aksine Servet-i Fünuncular (Edebiyat-ı Cedideciler), sanat anlayışlarına paralel olarak halkı eğitmeyi bir gaye olarak görmemişlerdir.

Tiyatro türünde dönemin baskısı nedeniyle hemen hemen hiçbir gelişme gösterilmemiştir.

Sadece Hüseyin Suat, dönemin tiyatro yazarı olarak öne çıkmıştır.

Page 17: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNİNDÖNEMİNİN

ÖNEMLİ ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİTEMSİLCİLERİ

Page 18: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

TEVFİK FİKRETTEVFİK FİKRET(1867 – 1915)(1867 – 1915)

Page 19: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

TEVFİK FİKRETTEVFİK FİKRET

Önceleri sanat için sanat, sonraları toplum için sanat anlayışını savunmuş ve buna uygun eserler vermiştir.

Toplumsal ve siyasal ortamı Han-ı Yağma, 95'e Doğru, Balıkçılar, Haluk'un Bayramı, Hasta Çocuk, Tarih-i Kadim, Millet Şarkısı, Promete, Nesrin, Sis gibi şiirleriyle eleştirmiştir.

Karamsarlığı ve iç dünyasındaki çalkantıları şiirlerinde öne çıkmıştır.

Serbest müstezatı şiirlerinde başarıyla kullanmıştır.

Page 20: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

TEVFİK FİKRETTEVFİK FİKRET

Aruzla Türkçeyi, şiirle düz yazıyı başarıyla kaynaştırmayı bilmiştir.

Beyit ve mısra bütünlüğünü kırmış, anlamı birkaç dizeye yaymıştır.

Nazmı nesre başarıyla yaklaştırmış, manzum hikâyeler yazmıştır.

Şiirlerinde parnasizmden etkilenmiştir.

Page 21: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

TEVFİK FİKRETTEVFİK FİKRET

Eserleri:

Şiir:

Rübab-ı ŞikesteRübabın CevabıHaluk'un DefteriŞermin (Hece ölçüsüyle yazdığı çocuk şiirleri)

Page 22: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

RÜBAB-I ŞİKESTE (KIRIK SAZ)RÜBAB-I ŞİKESTE (KIRIK SAZ)

Şairin, Servet-i Fünun döneminin ürünlerini içeren kitabıdır. Şair bu döneminin şiirlerinde, daha çok aşk, acıma, doğa gibi konuların yanı sıra kendi içine kapalı yaşam görüşünün çağrıştırdığı düşünceleri işler. Gerek içerikleri, gerekse şiir dili, biçimi, anlatımı ve düzel duyusu bakımından çağının şiir anlayışını ve şairlerini büyük ölçüde etkileyen, kimileri daha sonra yöneleceği toplumsal muhalefetin tohumlarını da taşıyan bu şiirler, Türk şiirinin çağdaşlaşmasında öncü ürünler olmuştur.

Page 23: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

RÜBABIN CEVABIRÜBABIN CEVABI

1911'de basılan "Rübabın Cevabı"ndaki şiirlerde halkın acılarını, zorbalıkları, baskı ve haksızlıkları anlatır. Bu kitapta yer alan "Tarih-i Kadim'e Zeyl" başlıklı şiirde, kendisini eleştiren Mehmet Akif Ersoy'ya yanıt verir. Din ve doğa konusundaki görüşlerini açıklar. Kendisinin doğanın bir izleyicisi olduğunu söyler.

Page 24: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

HALUK’UN DEFTERİHALUK’UN DEFTERİ

Şair, oğlunun doğumuyla hayata daha bir umutla bakar ve onun için şiirler kaleme alır. “Halûk İçin”, “Halûk’un Sesi”, “Yarın”, “Halûk’un Bayramı”, “Yine Halûk” başlıklı şiirler, oğluna hitaben yazdıklarındandır. Şair, oğluna ilişkin kaleme aldığı şiirlerini daha sonra bu eserde bir araya getirmiştir. Bu şiirlerin hemen hepsinde çocuk; yani Halûk, baba için bir neşe ve mutluluk kaynağıdır; buna karşılık baba da kendini oğlunun mutluluğuna adamıştır.

Page 25: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

ŞERMİNŞERMİN

Şair, hayatının sonlarında hece vezni ile çocuklar için şiirler kaleme alır. Çocuk eğitimini konu edinen bu şiirler, Şermin adlı kitapta toplanmıştır.

Page 26: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

CENAP CENAP ŞAHABETTİNŞAHABETTİN(1871 – 1934)(1871 – 1934)

Page 27: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

CENAP ŞAHABETTİNCENAP ŞAHABETTİN

"Sanat için sanat" anlayışına uygun eserler vermiştir.

Parnasizmin ilk örneklerini vermiştir.

Şiirlerinde müziğe önem vermiş ve sembolizmin öncüsü olmuştur.

Arapça ve Farsça sözcüklerle, özgün imgelerle yüklü ağır bir dili vardır.

Şiirlerinin konusunu daha çok "doğa"dan almıştır.

Page 28: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

CENAP ŞAHABETTİNCENAP ŞAHABETTİNEserleri:

Şiir: Evrak-ı Leyal

Düz yazıları: Evrak-ı Eyyam, Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh (makaleler, düz yazılar)

Gezi: Hac Yolunda, Avrupa Mektupları, Suriye Mektupları

Özdeyiş: Tiryaki Sözler

Tiyatro: Yalan, Körebe

Page 29: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

HAC YOLUNDAHAC YOLUNDA

Cenap Şahabettin’in görevli olarak gittiği Hicaz ve Mısır yolculuğunu canlı gözlemlerle anlattığı bu eser, gezi yazısı türünün seçkin örnekleri arasındadır. Yazar bu kitabında gezip gördüğü yerleri yalnızca bir gezgin gözüyle ve yüzeysel olarak değil, tarih, coğrafya ve insan boyutlarıyla, örnek sayılacak bir düz yazı ustalığıyla anlatmaktadır. Eser, Servet-i Fünûn dergisinde, 1896-1898 yılları arasında yayımlanan on yedi mektuptan oluşmaktadır.

Page 30: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

TİRYAKİ SÖZLERİTİRYAKİ SÖZLERİ

Cenap Şahabettin, Türk düşünce ve edebiyat dünyasında isim yapmış bir kişi olarak, birikimlerini diğer insanlarla paylaşmak için, bu kitabı yazmıştır. Burada, özdeyiş diye nitelendirdiğimiz sözlerin, belki bir kısmı başkaları tarafından yazılmış olup, yazar tarafından beğenildiği için bizlere aktarılmak istenmiştir. Bir kısmı ise, yazarın kendi hayatının özümlenmesi olarak bizlere naklettiği sözlerdir.

Page 31: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

HALİT ZİYA HALİT ZİYA UŞAKLIGİLUŞAKLIGİL

(1866 – 1945)(1866 – 1945)

Page 32: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

HALİT ZİYA UŞAKLIGİLHALİT ZİYA UŞAKLIGİL

Türk edebiyatında Batı tarzında eser veren ilk büyük romancıdır.

Servet-i Fünun döneminin en güçlü yazarıdır.

Fransız realist ve natüralist yazarlardan etkilenmiştir.

Geniş tasvirlere ve psikolojik tahlillere yer vermiştir.

Romanlarında İstanbul’daki eğitimli ve zengin kesimi konu almış, hikâyelerinde ise halkın arasına girmeye çalışmıştır.

Page 33: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

HALİT ZİYA UŞAKLIGİLHALİT ZİYA UŞAKLIGİL

Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamaları kullandığı ağır bir dili vardır.

Türk edebiyatında "mensur şiir"in ilk örneklerini vermiştir.

Page 34: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

HALİT ZİYA UŞAKLIGİLHALİT ZİYA UŞAKLIGİLEserleri:

Roman: Sefile, Nemide, Bir Ölünün Hatıra Defteri, Ferdi ve Şürekâsı, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar Hikâye: Bir Şi'r-i Hayal, Bir Yazın Tarihi, Solgun Demet, Hepsinden Acı, Aşka Dair, Onu Beklerken, İhtiyar Dost, Kadın Pençesi, İzmir Hikâyeleri. (Ali'nin Arabası adlı hikâyesinde Anadolu'ya yönelir.) Oyun: Kâbus, Füruzan, Fare Anı: Kırk Yıl, Saray ve Ötesi, Bir Acı Hikâye Deneme: Sanata Dair Mensur şiir: Mensur Şiirler, Mezardan Sesler

Page 35: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

MAİ VE SİYAHMAİ VE SİYAH

Halit Ziya Uşaklıgil; “Mai ve Siyah” romanıyla Edebiyat-i Cedide’nin şair idealini, o zamanki basın ve sanat dünyamızı yansıtmaya çalışır. Mai ve Siyah romanının kahramanı Ahmet Cemil’le birlikte, o dönemin edebiyat alemine girer; eski yeni kavgalarını, özelliklerle çekişmeleri, hayallerle günlük yasayışları, aşırı duygusallıklarla karamsar ruh çözümlemelerini artistik anlatımın büyülü atmosferinde yaşarız.

Page 36: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

AŞK-I MEMNUAŞK-I MEMNU

Bihter ve Behlûl arasındaki yasak aşkı anlatan bir romandır. Olaylar Peyker ve Nihat Bey’in evlenmesiyle başlar. Peyker ve Bihter’in annesi Firdevs Hanım duldur ve Adnan Beye gizliden ilgi duymaktadır. Ancak Adnan Bey Bihter’den çok hoşlanmaktadır. Onunla evlenir. Adnan Bey varlıklı , asil bir aileden gelmiştir. Annesi bu evliliği hiç kaldıramaz.  Bir gün toplanıp pikniğe giderler, bütün aile oradadır. Adnan Beyin yeğeni Behlûl Peyker’e dayanamaz ve onu ensesinden ateşli bir şekilde öper.

Page 37: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

AŞK-I MEMNUAŞK-I MEMNU

Peyker buna çok kızar çünkü kocasına çok bağlıdır. Behlûl Bihter’den hoşlanır. Bihter’in kendisinden hoşlanmasını sağlar. Behlûl ve Bihter’in mektupları Nihal tarafından görülür. Nihal bu olaya inanamaz çünkü Behlûl’le evlenmeyi düşünmektedir. Nihal’in tam mutluluğu düşündüğü bir sırada bu olayı öğrenmesi hayatını yıkmıştır. Adnan Bey’in bu olayı öğrenmesiyle her şey değişir.  Adnan Bey ve Nihal eskisi gibi beraber yaşamaya karar verirler. Artık hayatlarında ne Behlûl ne de Bihter olacaktır.

Page 38: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

KIRK YILKIRK YIL

Yazarın samimi, objektif tutumu ve sanatkârane üslubuyla Kırk Yıl, edebiyatımızın anı türündeki en güzel örneğidir. Kırk Yıl, sadece Halid Ziya Uşaklıgil’in yetişme ve olgunluk dönemini değil, tanıklık ettiği II. Abdülhamid döneminin toplumsal yaşamını, başta Servet-i Fünun olmak üzere dönemin kültür ve edebiyat çevrelerini tüm ayrıntılarıyla gözler önüne sermektedir. Bir anı kitabı olmasına rağmen edebiyatımızın bu türde en çok başvurulan ve kullanılan kaynak bir eseri haline getirmiştir.

Page 39: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

MEHMET RAUFMEHMET RAUF(1875 – 1931)(1875 – 1931)

Page 40: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

MEHMET RAUFMEHMET RAUF

İlk psikolojik romanımız olan Eylül'ün yazarıdır.

Kahramanların iç konuşmalarına ilk kez Mehmet Rauf yer vermiştir.

Daha çok düzyazılarıyla tanınan sanatçının mensur şiirleri de vardır.

Page 41: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

MEHMET RAUFMEHMET RAUFEserleri:

Roman: Eylül, Ferda-yı Garam, Genç Kız Kalbi

Hikâye: Son Emel, Bir Aşkın Tarihi, Üç Hikâye

Mensur Şiir: Siyah İnciler

Page 42: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

EYLÜLEYLÜL

Edebiyatımızın ilk psikolojik romanıdır. Romandaki ilişki önce saygı ile başlar, sonra aşka dönüşür. Romanda aşkın bu iki insanda yarattığı psikoloji ve bu durum sonucu ortaya çıkan davranışlar anlatılmaktadır. Suat'la Süreyya evlidir. Aralarına Süreyya'nın yakın arkadaşı Necip'i de alarak Boğaziçi'ne taşınırlar. Denize düşkün olan Süreyya evden ayrıldıkça Suat'la Necip evde yalnız kalırlar. İlişkileri zamanla aşka dönüşür. Bir gün yalıda yangın çıkar, Suat'ı kurtarmak için Necip yanan eve girer. İkisi de kurtulamaz.

Page 43: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SİYAH İNCİLERSİYAH İNCİLER

Edebiyatımızda ilk psikolojik roman olan Eylül'ün yazarı Mehmet Rauf'un Siyah İnciler adlı eseri Türk edebiyatının en başarılı mensur şiirler kitabı olarak bilinir. Aşka, güzelliğe, sanata olan tutkusunu içinden geldiği gibi bir anda kağıda döküveren yazar, bu eserde, aslında bir anlamda kendi dramını yazmıştır. Siyah İnciler'in, türünün en iyi örneği olarak gösterilmesi yanında bir önemli özelliği de taşıdığı samimiyet duygusudur.

Page 44: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

HÜSEYİN CAHİT HÜSEYİN CAHİT YALÇINYALÇIN

(1874 – 1957)(1874 – 1957)

Page 45: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

HÜSEYİN CAHİT YALÇINHÜSEYİN CAHİT YALÇIN

Roman ve hikâyeci olarak ün kazanmış; sonraları siyasi yazarlığa geçmiştir.

Roman ve hikâyelerinde şairane ve süslü bir üslup kullanmıştır.  Eski-yeni tartışmalarında yeni edebiyatın başta gelen savunucularından olmuştur.

"Edebiyat ve Hukuk" makalesinden dolayı Servet-i Fünun dergisi kapatılmıştır.

Page 46: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

HÜSEYİN CAHİT YALÇINHÜSEYİN CAHİT YALÇINEserleri:

Hikâye: Hayat-ı Muhayyel

Roman: Hayal İçinde

Eleştiri: Kavgalarım

Anı: Edebi Hatıralar (Edebiyat Anıları), Siyasal Anılar

Page 47: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

EDEBİ HATIRALAR (EDEBİYAT ANILARI)EDEBİ HATIRALAR (EDEBİYAT ANILARI)

“Edebiyat Anıları” Hüseyin Cahit Yalçın ’ın 60 yaşındayken kaleme aldığı, kendi gerçeğini bulma çabasının gözlendiği bir yapıttır. Hem kendini eleştirir, hem savunur. Hem birilerini suçlar, hem bağışlar. Siyasal yazarlığından sıyrılıp, kendi iç dünyasını ve yaşadıklarını anlatır.

Page 48: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SİYASAL ANILARSİYASAL ANILAR

Sanatçı, 1908-1918 yılları arasını, yani Meşrutiyet döneminin ilginç olaylarını açıklar. Yazar, gazeteci ve politikacı Hüseyin Cahit Yalçın'ın aynı zamanda İttihat ve Terakki Partisi üyesi, hatta partinin sözcüsü olması, kitabın değerini daha da arttırır. Başlıca konular şunlardır: İttihat ve Terakki Partisi'nin idealizmi; yenilik ve gericilik çatışmaları; reform denemeleri; azınlıkların yıkıcı faaliyetleri; parti kavgalar; iç isyanlar; Balkan ve Birinci Dünya Savaşlarında Osmanlı politikası...

Page 49: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SÜLEYMAN SÜLEYMAN NAZİFNAZİF

(1870 – 1927)(1870 – 1927)

Page 50: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SÜLEYMAN NAZİFSÜLEYMAN NAZİF

İlk şiirlerinde Namık Kemal başta olmak üzere Tanzimat şairlerinden etkilenmiştir.

Makale, şiir, mensur şiir, mektup gibi türlerde eserler vermiştir.

Nesirlerinde ahenk kaygısıyla yabancı sözcük ve tamlamalardan yararlanmıştır.

Page 51: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SÜLEYMAN NAZİFSÜLEYMAN NAZİFEserleri:

Şiir: Gizli Figanlar, Firak-ı Irak, Malta Geceleri (nazım - nesir karışık)

Page 52: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

MALTA GECELERİ – FİRAK-I IRAKMALTA GECELERİ – FİRAK-I IRAK

Malta Geceleri, Süleyman Nazif’in Maltaya sürgüne �gönderildiği zaman yazdığı şiir ve düzyazılarıdır.

Firak-ı Irak, sanatçının şiirlerini topladığı kitabın adıdır.

Page 53: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNİN DİĞER DÖNEMİNİN DİĞER

SANATÇILARISANATÇILARI

Page 54: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNİN DİĞER SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNİN DİĞER SANATÇILARISANATÇILARI

Şiirde; Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Ali Ekrem, İsmail Safa, Hüseyin Siret, Hüseyin Suat, Celâl Sahir, Fâik Âli, Menemenlizade Mehmet Tahir, Süleyman Nazif, Süleyman Nesip.

Mensur şiirde; Halit Ziya, Mehmet Rauf.

Roman ve hikâyede; Halit Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit, Ahmet Hikmet, Safvetî Ziya.

Eleştiride; Ahmet Şuayp, Ahmet Reşit.

Page 55: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDÎDE) (1896 – 1901) edebiyatogretmeni

www.edebiyatogretmewww.edebiyatogretmeni.orgni.org

Türk Edebiyatı – Dil ve Türk Edebiyatı – Dil ve AnlatımAnlatım

Dersleri İçin Kaynak Dersleri İçin Kaynak SiteSite