204

Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 [email protected] Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

  • Upload
    others

  • View
    14

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir
Page 2: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1

Cengiz Yardım

Kalemzáde e-kitap2018 [email protected]

Aralık 2018|DARICA

Kitabın tüm hakları yazara aittir

Hiçbir içerik, yazarından izin alınmaksızın kullanılamaz

Paylaşılabilir ancak ticari değildir

Para ve sair yollarla satılamaz

All rights reserved to the author

On behalf, any content of the book can not be used without permission

May be shared but not commercial

No permission for sale

Page 3: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

3

İçindekiler

Sayfa 5 Haydin Salât’a Giriş | Salât ve Salâtı İkame Kavramları

Sayfa 9 Takva ve Salâtı İkame

Salâtı İkame Çerçevesinde Takva ve Önemi

Sayfa 12 Furkan ve Salâtı İkame Furkan ve Salâtı İkame Yönüyle İzdüşümü

Sayfa 15 Tevhid ve Salâtı İkame

Salâtı İkame Etme Çerçevesinde Tevhid

Sayfa 18 Rükû ve Salâtı İkame Rükû Kavramının Salâtı İkame Etmedeki Karşılığı

Sayfa 20 Zikir ve Salâtı İkame Zikir ve Kitap Kavramlarının Salâtı İkamedeki İzdüşümü

Sayfa 28 Tasdik ve Salâtı İkame Sadaka Kelimesi ve Salâtı İkame İçindeki Yeri

Sayfa 36 Secde ve Salâtı İkame Secde Kavramının Salâtı İkame Etmedeki Karşılığı

Sayfa 42 İman ve Salâtı İkame İman Etme ve Salâtı İkame Etme Bağlantısı

Sayfa 45 Tevbe ve Salâtı İkame

Tövbe/Tevbe Kavramının Salâttaki Yeri

Sayfa 48 Şükür ve Salâtı İkame Salâtı İkame Etmenin İçinde Şükrün Yeri

Sayfa 49 Tesbih ve Salâtı İkame

Her Yönüyle Tesbih Ayetlerinin Salâttaki İzdüşümü

Sayfa 61 Hûşû ve Salâtı İkame Hûşû Kavramının Salâtı İkame İçindeki İzdüşümü

Page 4: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

4

Sayfa 64 Vakit ve Salâtı İkame Salâtı İkame Yönüyle Vakitle İlgili Ayetlerin İzdüşümü

Sayfa 84 Vakitli Salât ve Salâtı İkame Salâtı İkamenin İçindeki Salât Kavramının İzdüşümü

Sayfa 100 Zekât ve Salâtı İkame Tezkiye Olmak/Etmek Kavramının Salâttaki Yeri

Sayfa 108 İnfak ve Salâtı İkame

İnfakın Kapsamı ve Salâtın İçindeki İzdüşümü

Sayfa 119 Kıyam ve Salâtı İkame Kıyamın İzdüşümü ve Salâtı İkamenin İçindeki Yeri

Sayfa 121 Dava ve Salâtı İkame

Dua ile Duasını Dava Edinmenin Salâtın İçindeki Yeri

Sayfa 123 Salâvat ve Salâtı İkame Sallâ ve Salâvat Kavramlarının İzdüşümü

Sayfa 132 Kıble ve Salâtı İkame

Salâtı İkame Etmenin İçinde Kıblenin Yeri

Sayfa 141 Islahat ve Salâtı İkame Islah, Islahat, Salih ve Sulh Kavramlarının İzdüşümü

Sayfa 162 Cihat ve Salâtı İkame

Cihat Kavramı ve Salâtın İçindeki İzdüşümü

Sayfa 168 Sabır ve Salâtı İkame Sabır Salâtın Neresinde?

Sayfa 171 İstiane ve Salâtı İkame Dua ile İstemenin Salâtı İkamedeki İzdüşümü

Sayfa 177 Şiar ve Salâtı İkame Namaz Kavramının Salâtı İkame Çerçevesinde İncelenmesi

Sayfa 201 Tevekkül ve Salâtı İkame Salâtı İkame Yönüyle Tevekkülün İzdüşümü

Page 5: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

5

Haydin Salât’a

atırlarıma başlarken hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Şu

anda okumakta olduğunuz e-kitap 2014 yılında ilk

sürümünü yayınladığım ve bölümler halinde bloğumda

paylaştığım “Salât’a Yürüyüş” isimli çalışmamın genişletilmiş yeni

sürümüdür.

Salât konusuna farklı alt yapılara sahip olarak ve farklı

pencerelerden bakarak “samimi olarak” ele alıp çözümlemeye ve ifade

etmeye çalışanlara da derin saygım var. Benim çalışmam bu çerçevede

bir “dayanışma” olarak algılanırsa sevinirim. Karanlıklarda

kayboluşumuzun ve aydınlığı bulma çabalarımızın içinde belki bir

kapı da ben gösterebilirim umudundayım.

Birçok farklı çevre tarafından çok sert biçimde tartışılan konuların

başında geliyor namaz konusu. Namazın varlığı yokluğu, kaç vakitliği,

kaç rekâtlığı falan filan… Oysa bunun adı “namaz tartışması” değil

“kaybedilmiş salâtı bulma çabaları” olmalıdır.

Eğer konuya ilginiz varsa; şu anda kafanızda dolaşan ve birbirine

kuyrukları değmeyen tilkilerin kuyruklarının hepsini umuyorum ki

yakalayıp birbirlerine bağlayacağız. Bu e-kitabın dizilimi (yer yer

geçişken olma zorunluluğuyla birlikte) genel anlamda salât

konusunda çıkarım yaptığım bir mantığa göre formüle edilmiştir. Her

başlık da kendi içinde elden geldiğince Kuran dizilimine yaslanmaya

çalışılmıştır. Peki, nedir esasta bu “salât” ve “salâtı ikame”

kavramları? O halde sözü uzatmadan başlayalım…

Haydin Salât’a…

S

Page 6: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

6

2:27 Bakara suresi 27.ayet

Onlar (müşrikler) Allah'ın ahdini kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar. Allah'ın onunla birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Onlar hüsranda olanlardır.

Bu ayette müşrikler üzerinden bize bir mesaj veriliyor ve çok

önemli bir bağlantıyı koparmamamız gerektiğine işaret ediliyor. Eğer

bunu yapmazsak bozguncu olacağımız ve hüsrana uğrayacağımız

belirtiliyor. Bozgunculuğun zıddı ıslah ediciliktir. Görünen o ki; bu

bağlantının bir ucu açık biçimde Allah’la birleşirken diğer ucu ıslahla

ilgili olduğu için kendimizle ve toplumumuzla irtibatlandırılmalı.

Bu “bağlantı” konusunu Kuran’ın içinde farklı bir yerde de

görüyoruz. Bu kez iman edenler üzerinden ve “salâtı ikame etme”

bağlamında ifade ediliyor olması oldukça manidar duruyor.

13:19-22 Rad suresi 19,20,21 ve 22.ayetler

Sana Rabbinden indirilenin gerçek olduğunu bilen kişi, o görmeyen gibi midir? Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp düşünürler. Onlar Allah'ın ahdini yerine getirirler ve verdikleri sözü bozmazlar. Ve onlar (iman edenler) Allah'ın onunla birleştirilmesini emrettiği şeyi birleştirirler. Rablerine hûşû duyar, kötü hesaptan çekinirler. Ve onlar Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, salâtı ikame ederler, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve aleni olarak infak ederler ve kötülüğü iyilikle giderirler. Bu diyarın sonucu işte onlar içindir.

Müşriklerin kopardığı ama iman edenlerin birleştirmesi beklenen

bu bağlantı her ne ise kapsamında “düşünmek, hûşû, sabır, infak,

iyileştirme” gibi kavramlar var demek ki. Peki, Kuran’ın içinde iman

edenler için yüksek dozda tavsiye edilen bağlanılabilir bir şeyin ifade

edildiği başka bir nesne, başka bir ifade var mı?

Var elbette… Allah’ın ipi!

Page 7: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

7

3:103 İmran Ailesi suresi 103.ayet

Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.

Bu ayette sadece “ip” değil, diğer ifadeler de çok manidardır.

Çünkü ileride salâtla ilgili diğer bölümlerde diğer ayetleri de

okuduğunuzda göreceksiniz ki buradaki ifadeler bir bir hayata

geçecek. Peki, nedir burada dikkat çektiğim o manidar ifadeler?

Birincisi bir araya gelmiş inanan insanlar topluluğundan

bahsedilmesi. İkincisi Allah’ın nimetiyle (ki bu ifade kitap için çok

kullanılır) sabahlamaları. Üçüncüsü ise kalplerin ısınıp dayanışma

içine girmesi. Tüm bunlar üzerinde çokça duracağımız salât

bağlamındaki çok önemli kavramlar.

Rad suresindeki yukarıdaki ayetlerin ardından iman edenlerin

ödüllendirileceği belirtilip hemen sonra müşriklerin cezalandırılacağı

söylenirken yine kesilen bağlantı aynı bağlam içinde tekrarlanıyor.

13:25 Rad suresi 25.ayet Allah'ın ahdini, onu kesin olarak söz verdikten sonra bozanlar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi kesenler ve yeryüzünde

bozgunculuk çıkaranlar; işte onlar, lanet onlar içindir ve diyarın kötü olanı da onlar içindir.

İşte bu kitabımda şu andan itibaren bu bağlantının adına salât

diyecek, “salâtı ikame et” ifadesini de “bağlantını ayakta tut” olarak

alacağım. Test etmesi size kalmış.

Gençler için daha popüler bir ifade olan “online olmak” da

diyebilirim salâtı ikame etmeye. Eğer online (yani çevrimiçi) olursan

Page 8: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

8

bağlantın ayakta kalacak, ne yapman ya da yapmaman gerektiği

hakkında güncelleme alabileceksin. Eğer bağlantıyı kesersen irtibatsız

kalacak, korunamayacak, bir sorunla karşılaştığında çözüm

bulamayacaksın. Salâtı ikame etmek “çevrimiçi” olmaktır. Peki, bu

çevrimiçi oluşun içinde neler yapacağız. İşte onlar da salât-ı ikame

havuzunun içinde ne varsa onlar olacaktır.

Takva, furkan, tevhid, rükû, zikir, saddeka, secde, iman, tevbe, şükür,

tesbih, hûşû, vakit, salât, zekât, infak, kıyam, dua, salâvat, kıble,

ıslahat, cihat, sabır, istiane, şiar ve tevekkül.

Salâtı ikame kavramı çerçevesinde benim görebildiklerimin hepsini

ilgili delilleriyle birlikte konuşacağız. Kuran bize ilk durak olarak

takva’yı gösteriyor. Oradan başlayalım. Bakalım takva ile salâtı ikame

arasında nasıl bir bağlantı var…

Resimler sadece “şiardır” şimdilik takılmayın. Salâta yürüyüşümüz

başlıyor…

Page 9: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

9

Takva ve Salâtı İkame

akva sözlük anlamı itibarıyla; korunmak, sakınmak gibi

bir manada duruyor. Bazı meallerde “Allah’tan korunun”

veya “Allah’tan korkup sakının” ve benzeri çeviriler olsa da

ben bunu garipsiyorum. Çünkü Allah’tan korunulmaz, sakınılmaz.

Buna zaten kimsenin gücü de yetmez. Ama şu olur: Başka bir şeyden

korunmak isteyen kişi Allah’a sığınır. Kuran’ın tek ilah mantığı

çerçevesinde de bunu “Allah’a sığınmak” diye anlıyorum ben.

Bakara suresi 2.ayet İçinde şüphe (tutarsızlık, tereddüt) olmayan şu kitap takva sahipleri için hidayettir (kılavuzdur, yol göstericidir).

Daha kitabın en başında Kuran’ın “takva sahiplerine” hitap ediyor

olması, esasen içeriğinin de o kitabı rehber edinenleri ilgilendirdiğini

gösterir. Bu kapsamda hemen ardından gelen ayette “salâtı ikame

etmekten” bahsedecek oluşu da “salâtı ikame edecek” esas kişilerin

sokaktaki “Elhamdülillah Müslümanım” diyen her insan değil, o kitabı

gerçekten kılavuz edinenler olduğunun delilidir. Bu da salâtı ikame

etmekle Kuran’ın anlaşılmasının yakın ilişkisinin çok açık bir

ifadesidir. O halde biz de neyin ne olduğunu anlamak için daha

önceden edindiğimiz geleneksel dini bilgiye ya da geleneğe bağlanmış

gidenlerin dini anlayışına değil o kitabın (Kuran’ın) içine bakarak

gerçeği anlamalıyız. Bu durumda; duyup bildiğimizi onda bulmaya

değil, kitapta bize gerçekte ne söylendiğini anlamaya odaklanmalıyız.

Zikir bağlantısına sıra gelince onun detaylarına gireceğiz.

Korunmak isteyenin bir koruyucuya, sakınmak isteyenin bir

hamiye ihtiyacı vardır. İşte takvayı sağlayan o koruyucu, takva için

T

Page 10: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

10

bağlanılan o hami, tüm merhameti elinde tutan Allah’tır. O’na

sığınırsak, yani takva bağlantımızı Allah’a yaparsak, O’nun

birleştirmemizi istediği bağlantının (salâtın) bir ucunu

tutunabileceğimiz en sağlam yere bağlamış oluruz.

6:72 Enam suresi 72.ayet Salâtı ikame edin ve takvalı olun. Huzuruna toplanacağınız O’dur.

Çevrimiçi kalarak (salâtı ikame ederek) Allah’la bağlantınızı ayakta

tuttuğunuzda O’nun sağlayacağı tüm olanaklarından faydalanacak ve

O’nun koruma kalkanlarının içinde olacaksınız.

Takva, furkan, tevhid, rükû, zikir, saddeka, secde, iman, tevbe, şükür,

tesbih, hûşû, vakit, salât, zekât, infak, kıyam, dua, salâvat, kıble,

ıslahat, cihat, sabır, istiane, şiar ve tevekkül.

İşte irtibatınızı kestiğiniz anda yukarıda salât kavramının içinde

gösterdiğim takva, kitap, furkan ve diğer sayılan hiçbir aracı uygun

biçimde kullanamazsınız. Çünkü bu araçların hemen hepsi çevrim

içindeyseniz sağlıklı çalışır.

Örneğin elinizde zaten kitap yani bir kullanma kılavuzu (Kuran)

var. Benzetimle devam edelim… Çevrimdışı (offline) iseniz onun

karakterleri okunamaz haldedir. Gördükleriniz sadece karmakarışık

harfler, rakamlar ve sembollerdir. Bir şeyler yazılı olduğunu görür,

uzaktan seslenilir gibi duyar ama ne anlama geldiklerini bir türlü

anlayamazsınız. Başkaları size anlatsa da yanılma ihtimalleri vardır ve

daha da kötüsü sizi kandırma ihtimalleri yüksektir. Çünkü aslında

kitap; çevrimiçi olduğunuzda okuyabileceğiniz biçimde ve size özel

(sadrınızda) şifrelenmiştir. O yüzden birleştirilmesi istenen şeyi

(Allah’ın ipini) birleştirmeli (salâtı ikame etmeli), ona sımsıkı

sarılmalı, asla bağlantınızı koparmamalısınız. Yoksa korunmasız,

Page 11: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

11

sakınmasız kalacak, sonraki aşamada okuyup anlamanız gereken bilgi

ve hikmetlere asla ulaşamayacak ve kötü niyetlilerin aklınızı ve

ruhunuzu işgal edecek taarruzlarına da açık hale geleceksiniz.

Önce bağlantı sahibi olmanız, belki de daha doğru bir deyimle

“bağlanmak istemeniz” ve bağlandıktan sonra bir daha da bu

bağlantıyı koparmamanız gerekiyor. Öyle ya; siz bağlanmayı

istemedikten sonra Allah neden bunu dilesin! Denenen sizsiniz.

Demek ki salâtı ikame etmenin içindeki ilk şey takva sahibi olmak

imiş. Korunmasız kalmamak imiş. Allah’la aynı çevrimin içine girmek

imiş. Peki, girince ne olacak? İşte onun da adı furkan.

Page 12: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

12

Furkan ve Salâtı İkame

urkan deyince çoğunlukla akla gelen ilk şey kitap ya da

Kuran oluyor. Ama oraya daha var. Çünkü furkan kitap

değil onu hikmetle okutacak olan bağlantının adıdır.

Takvadan sonra salâtı ikame etmenin ikinci aracıdır. Kitaba giden

yolda takılması gereken bir gözlüktür. Çoğunlukça kabul edilenin

aksine furkan sadece peygamberlere verilmiş bir şey de değildir.

Takvayı gerçekten başarabilen her samimi insan furkanı edinir.

8:29 Enfal suresi 29.ayet Ey iman edenler! Eğer Allah’a takvalı olursanız sizi bir furkan sahibi kılar, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.

Çünkü samimi olarak takva sahibi olan bir insan artık Allah’ın

gerçeklerini öğrenmek ve doğruyu yanlıştan ayırt etmek isteğiyle

dolacaktır. Allah da bu hal duasının elbette karşılığını verecek kadar

merhametlidir. Hepimiz kir pas içindeyiz. Çokları bilmese de insanı

kirlerinden temizleyen gerçekten Allah’tır. Bu kirlerin en pis olanları

da aklımızı fikrimizi ve mantığımızı çevrelemiş ve kabuk sarmış halde

bizi değmez heveslere yönlendirmiştir. Furkanın temizlemeye

başladığı en önemli yer arı duru ruhumuza en yakın olan bir yer, yani

aklımız olacaktır.

13:19 Rad suresi 19.ayet Sana Rabbinden indirilenin gerçek olduğunu bilen kişi, o görmeyen gibi midir? Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp düşünürler.

Tarih boyunca hemen her dönem olduğu gibi günümüzde de

insanların Allah’la kurmaları gereken bağlantılarını kendilerine

yönelten… Allah’ın korumasına girecekleri takvalarını kendilerine

F

Page 13: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

13

bağlayarak ancak böylece korunabilecekleri hipnozunu oluşturan… Ve

kendilerinin asla kitabı okuyup anlayamayacaklarını onlara dayatan,

furkanın ancak ahbarların ve ruhbanların elinde olabileceğini

dimağlara işleyen zalimler bugün de varlar… Gelecekte de olacaklar.

Çünkü takip ettikleri kafa yapısı kıyamet gününe kadar mühlet almış

durumda.

2:42 Bakara suresi 42.ayet

Hakkı batılla karıştırıp da bile bile hakkı (gerçeği) gizlemeyin.

Onlar hakkı batılla, yani gerçek olanı sahtesiyle değiştirirler. Aynen

Allah’a olması gereken bağlantıyı ve Allah’a olması gereken takvayı

kendilerine çevirdikleri gibi. Aynen Allah’ın ipi tabirini şeyhin ipi

yapıp sahte mescidlerde kul edindiklerine uzattıkları gibi. Onlar doğru

olanı yalanla değiştirirler. Size bugüne kadar sizin de furkan sahibi

olabileceğinizi söyleyen Allah’ın bir kulu çıkmış mıydı? Ama bakın

Kuran bize bunu söylüyormuş meğer. Allah’ın bu sözünün üstüne

zıddı olan hangi söze inanabilir bir insan! Ama inanan çok maalesef!

Çünkü akılları kirletilmiş durumda.

Soru sormak aklı başında insanın işidir. Biliyor da olsa bilmiyor da

olsa aklı başında insanın işidir. Cahil; bilmeyen değil, akletmek

istemeyendir. Furkanın bize kazandırdığı belki de ilk şey soru sormak,

sorgulamak ve aklımızı kemiren sorularımızdan kaçmamaktır.

Bilmediğini öğrenmek ve emin olmak istemek bir takva (korunma)

işidir. Bunu iman bölümünde konuşacağız.

Önce Furkan lazım. Kuran’ı değil, önce Furkan’ı fark ettik biz.

Elbette Kuran dosdoğru bir kitap. Ama eğer Furkan olmasaydı

okuduğumuz Kuran’ın dosdoğru olduğunu anlamamız mümkün

değildi.

Page 14: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

14

Önce merak ettik. Önce sorguladık. Önce “Bu din diye

inandıklarımızdan hangisi doğru” dedik. Eğer öncesinde “Allah şöyle

demiş ya da dememiş olabilir mi?” diye sormasaydık Kuran’daki

cevapları alamayacaktık. Eğer öncesinde “Doğruyu yanlışı ayırt

edebilme yeteneğimize” kavuşmasaydık Kuran’ı okusak da

anlayamayacaktık.

Önce istedik… Önce bir şeyler oldu bize… Sarsıldık… Bir çeşit taş

düştü başımıza… Daha fazla önemser olduk…

Ok yaydan çıkmıştı. İster istemez okuduk kitabı… Ve gördük ki

mikroskop altında görünmez olan ruhsal genlerimizde doğru diye

ne varsa, Kuran da bize onları birer birer hatırlatıyor. Ve görünmez

bir el, hayatta bize onları birer birer bir benzeriyle yaşatıyor. Kendi

hayatımızda bir benzeriyle Nuh oluyoruz, Musa oluyoruz, Muhammed

oluyoruz, Meryem oluyoruz. Etrafımıza bir bakıyoruz… Bir benzeriyle

Hamanlar görüyoruz, Samiriler görüyoruz, Nemrutlar ve Ebu Cehiller

görüyoruz… Eğer Furkan olmasaydı, Kuran’da bunları göremezdik.

Eğer Kuran bir su ise, yağmur ise, Furkan onun müjdeci rüzgârı

gibidir. Furkan (doğruyu yanlıştan ayıran anlayış) Kuran’ı okutan

gözlüktür.

“Yağmurun İzdüşümü” isimli kitabımdaki

“Kuran Elinizde… Ya Furkan?”başlıklı bölümden alıntıdır.

Salâtı ikame etmek, yani bağlantımızı ayakta tutmak için önce

takva sahibi olduk, böylece furkanı fark ettik. Şimdi ise sırada

furkanın bize ilk fark ettirdiği şey var: Tevhid.

Page 15: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

15

Tevhid ve Salâtı İkame

evhid; furkan sahibi olununca ilk fark edilen tutarlılık

sigortasıdır. Hiçbir yeni bilgi bu prensibe aykırı olamaz.

Aklınıza gelebilecek her şeyi içeren piramidin en tepesinde

tek bir ilah vardır. O’nun eşi, hiçbir konuda hiçbir ortağı yoktur. Din

sadece O’na özgülenebilir. Her şeyin sahibi O’dur. İnsanlar O’ndan

başkasına dini has kılmak üzere davet edilemez. Sadece Allah’a çağrılır

ve O’nun gerçeğine boyun eğilir. Yol O’nun yoludur.

6:71 Enam suresi 71. Ve 72. Ayetler De ki; bize fayda ya da zarar veremeyecek Allah’ın berisinde başkalarına mı çağıralım? Allah bizi doğru yola kılavuzladıktan sonra, şeytanların kandırdığı ve yeryüzünde şaşkın bir halde bıraktığı, onun

arkadaşlarının da “hidayete bize gel” diye çağırdığı kimse gibi topuklarımız üzerinde mi döndürülelim?

De ki; hidayet Allah’ın hidayetidir ve biz âlemlerin rabbine teslim olmakla emrolunduk. Salâtı ikame edin ve O’na takvalı olun. Huzuruna toplanacağınız O’dur.

Tevhid; salâtı ikame edişin (bağlantıyı ayakta tutuşun) her

safhasında, her aşamasında çeşitli vesilelerle size ulaşacak olan ana

mesajdır.

35:37 | 47:19 Fatır suresi 37.ayet ve Muhammed suresi 19.ayet …Allah’tan başka ilah yoktur…

O’ndan başkasına kul olunmaz. Tüm bağlantı O’nadır. Salât

kapsamında her iş O’nun gösterdiği çerçevede, hayat ve ölüm O’nun

yolundadır. Din namına hiçbir iş O’ndan başkası için ya da O’ndan

başkası öyle uygun gördüğü için yapılamaz.

T

Page 16: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

16

6:162 Enam suresi 162.ayet

De ki; şüphesiz benim salâtım, nüsuklarım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.

Dini bağlamda toplumumuza hesap vermeyeceğiz. Topluma uyma

kaygısıyla toplumun inançlarına göre din edinemeyiz. Hesabımızı din

adamlarına da vermeyeceğiz. Din adamlarını hesabımızı denetleyen

bir otorite olarak kabul edemeyiz. Nebilere ve elçilere de toplumlarına

şahit olmaları müstesna hesap vermeyeceğiz. Onları Allah’a dinde

ortakmış gibi kabul edemez ve onlar adına her söylenen sözü furkan

süzgecinden geçirmeden kabul edemeyiz. Birbirimizi de birbirimize

şahit olmamız ve dayanışmamız dışında dini otorite kabul edemeyiz.

Hesabımızı tek başımıza ve sadece Allah’a vereceğiz.

9:31 Tevbe suresi 31.ayet Onlar, Allah'ın berisinde ahbarlarını ve ruhbanlarını rablar edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar, tek olan bir ilaha kulluk

etmekten başka bir şekilde emrolunmadılar. O'ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir.

Bize şah damarımızdan bile yakın olan Allah’la bağlantı kurarken o

aralığa kimi sıkıştırabilirsiniz? Hangi kişi ya da nesne o aralığa

sığabilir? Bu yolda birbirimizle sadece dayanışmaya girebiliriz. Kimse

Allah’ın dinine ortak değildir.

Elçiler ve tüm nezirler (uyarıcılar) kapıya kılavuzlayan kişiler

olmuşlardır. Kendi salâtlarını ikame edip, emri yerine getirmişlerdir.

Ama Allah istemedikçe en yakınlarını bile o kapıdan içeri sokmaya güç

yetirememişlerdir. Onlar erdemli liderler olmuşlardır. İlah değildirler

ve ilah gibi görülemezler. Vahyi gerçeği tebliğ etmişler, salâtı ikame

etmişler, kendilerine düştüğü ölçüde bu bağlantıyı ayakta

tutmuşlardır.

Page 17: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

17

21:73 Enbiya suresi 73.ayet

Ve onları (elçileri) bizim emrimizle hidayete yönelten liderler kıldık. Onlara hayırlı işler yapmayı, salâtı ikame etmeyi ve zekât vermeyi vahyettik. Ve onlar (başkasına değil) bize kul oldular.

Eğer iman iddiamızda tutarlıysak bize düşen de (aynı bağlantıyı

ayakta tutmak) salâtı ikame etmektir. Bu salâtın içinde; hiç erinmeden

eğilip “nedir?” diye bakmak da var…

Page 18: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

18

Rükû ve Salâtı İkame

ükû; kibirlenmeden tevhide boyun eğen her kulun

yapacağı ilk şeydir. İlk eğiliş için süreç genellikle şöyle

işliyor: Allah’ın vahyini işittiniz veya kitabının içindeki

bilgilerin çok önemli olduğunu öyle ya da böyle duydunuz. İşte kitabın

sayfalarını açma ve okuma isteğinize göre yapacağınız basit ama

önemli bir iştir rükû.

Kimilerine ayetler okunduğu zaman eğilip de “ne söyleniyor acaba

burada” diye işitmeye, duymaya bile yanaşmıyorlar. Çoğunlukla

hemen reddediyorlar ya da duymazdan geliyorlar. Kulaktan duyma

bir dini anlayışla ya da toplum tarafından benimsendikleri

tutumlarıyla zaten bildiklerini zannettikleri için kibirleniyorlar ve yüz

çeviriyorlar.

77:48 Mürselat suresi 48.ayet Onlara rükû edin denildiği zaman, rükû etmezler.

Emin olun sadece siz de değil, sizin gibi aynı kitabı açıp okumak,

ondan emin olmak, üzerinde düşünüp çözümlemek isteyen birçok kişi

var. Furkanıyla birlikte tevhidi fark edenler diğer rükû edenlere

katılıyorlar.

2:43 Bakara suresi 43.ayet Salâtı ikame edin ve zekâtı verin, rükû edenlerle birlikte rükû edin.

Rükû ediş tek seferle kalacak bir iş değil. Eğilip o kitaba bakmaya

ve anlamaya, bildiğinizin üstüne ve üstüne koymak için çalışmaya,

didinmeye, hikmet çıkarmaya ve hayatınıza tatbik etmeye tüm salât ve

hayat süreciniz boyunca devam ediyorsunuz.

R

Page 19: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

19

3:43 İmran Ailesi suresi 43.ayet

Meryem! Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rükû edenlerle birlikte rükû et.

Rükû edenlerle rükû ediş, ileride “salâtı ikame” etmenin içinde

“salât” olarak adlandırılan aracında net bir biçimde ortaya çıkacak.

Bazen bir kavramın alt kavramına da aynı isim verilebilir. Örneğin

“icraat” kelimesi birçok konuyu kapsar. Ama icraat kapsamında

yapılan “yol yapmak” gibi belirli alt bir konu da “icraat” olarak

adlandırılabilir. Salât konusuna gelince bunu; yani salâtı ikame

etmenin içindeki salâtı konuşacağız.

5:55 Maide suresi 55.ayet Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun elçisi, rükû ediciler olarak salâtı ikame eden ve zekâtı veren müminlerdir.

Rükûnun ritüel tarafına şimdilik girmiyorum. Ama merak etmeyin

onu da çok konuşacağız. Rükû etmeyen birisi salâtı ikame edemez.

Basit bir bel büküp eğilmekten bahsetmiyoruz. Allah’la bağlantımızı

ayakta tutarak onun gösterdiği yolda gitmeye boyun eğiyoruz.

22:77 | 22:78 Hacc suresi 77. ve 78.ayetler Ey iman edenler! Rükû edin, secde edin, kulluğunuzu Rabbinize edin ve hayır işleyin. Umulur ki felaha erersiniz. Allah’ın cihadı içinde hakkıyla cihat edin. O sizi seçti ve din konusunda size bir güçlük yüklemedi. Atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi).

O bundan daha önce de, bunda da sizi Müslümanlar (teslim olanlar) olarak isimlendirdi. Elçi sizin üzerinize şahit olsun, siz de insanlar üzerine şahitler olasınız diye. O halde salâtı ikame edin, zekâtı verin ve Allah'a tutunun. Sizin Mevla’nız (sahibiniz) O'dur. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcı.

Ve artık sıra geldi kitaba…

Page 20: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

20

Zikir ve Salâtı İkame

aten sizde olanı size hatırlatıcı olan şeydir Kuran. Zikirdir.

Hatırlayıştır. Zikir sözlük anlamı itibarıyla anma-hatırlama

demek. Aynı kökten bazı kelimeleri sayalım: Mezkûr

(anılan, hatırlanan), müzakere (karşılıklı zikretme, fikir alışverişi,

görüşme, sorgulama, tartışma) , müzekkere (ihtar pusulası, not,

hatırlatma), tezekkür (aklına getirme, anma), tezkere (andıç, not,

hatırlanacak şey) gibi…

İşte kitap da bir hatırlatıcıdır. İçindeki baştan geçmişlikler ve

kıssalar hatırlanacak söz ve alınacak hikmetler (izdüşümleri) için

misallerdir. Aslolan misaller değil, misallerin verdiği öğütlerdir. O

zikrin adı Kuran. Teşbihe göre hatırlarsak; siz daha çevrimdışı iken

bile bilgisayarınızda zaten kayıtlıydı ama anlayamıyordunuz ya... İşte

o kitabın içeriği artık karşınızda.

2:2 Bakara suresi 2.ayet İçinde şüphe (tutarsızlık, tereddüt) olmayan şu kitap takva sahipleri için (korunanlar için) hidayettir (kılavuzdur, yol göstericidir)

Okudukça şaşıracağınız, sayfaları çevirdikçe ufkunuzun açılacağı

tam bir çevrimiçi rehber. Hem kolay hem de aynı zamanda üzerinde

ciddi bir akletme gerektiriyor. Bakın etrafınıza; ona inandığını

söyleyen milyonlarca insan var. Ama anlamak için okuyan yok.

Siz salâtı ikame etmeye başladığınız (bağlantıyı ayakta tuttuğunuz)

ve takva sahibi olduğunuz (korunma alanına girdiğiniz) ve furkan

denilen (doğruyu yanlıştan ayıran) gözlükle baktığınız ve merak edip

anlamak için eğildiğiniz (rükû ettiğiniz) için artık onu

Z

Page 21: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

21

okuyabiliyorsunuz. O, sokaktaki gafil milyonlar için değil sizin için

tutarlı bir rehber. Salâtı ikame etmek (bağlantısını ayakta tutmak)

isteyenler için rehber.

5:12 Maide suresi 12.ayet Andolsun, Allah İsrailoğullarından misak almıştı. Onlardan on iki sorumlu görevlendirdik. Ve Allah onlara dedi ki: Muhakkak ben sizinle beraberim. Salâtı ikame eder, zekâtı verir, elçilerime iman eder, onlara yardım ederseniz ve Allah'a güzel bir borç verirseniz, şüphesiz

sizin kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkâr ederse, bilsin ki belirlenmiş yoldan sapmıştır.

Kuran’da İsrailoğulları üzerinden öğüt verip uyandıracak oldukça

fazla ve detaylı misaller var. Özellikle şu satırlarda alıntıladığım

ayetler kitap üzerinden değinilen salâtı ikame kapsamında konumuz

açısından önemli bir bölüm...

5:13 Maide suresi 13.ayet Misaklarını bozmaları nedeniyle onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar kelimeyi anlamlarından saptırdılar ve kendilerine hatırlatılan şeyden pay almayı unuttular. Onlardan çok azı hariç sürekli ihanet görürsün. Yine de onları affedici davran, müsamaha göster. Şüphesiz Allah ihsan sahibi olanları sever.

Görülüyor ki kelimeyi anlamından saptıranlar Allah’ın varlığına

inanmayanlar değil, tam aksine kitap (Tevrat) ehli olanlar ve onların

ileri gelenleri. Anlamından saptırılan kelime büyük oranda Tevrat’la

ilgili. Çünkü kendilerine hatırlatılan (zikir) ve kendilerine hisse

çıkarmaları gerekenler o kitabın içeriği. Buradan çıkarımımızı alıyoruz

ki; bugün de aynı şey Kuran’ın başına gelmiş durumda. İşte salât da

sadece namaza indirgenerek anlamı saptırılan ve hatta kaybedilen bir

kavramdır bugün.

Page 22: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

22

5:14 Maide suresi 14.ayet

Ve “biz nasarayız (hıristiyanız)” diyenlerden de misak almıştık. Onlar da kendilerine hatırlatılan şeyden pay almayı unuttular. Böylece biz de kıyamet gününe kadar aralarına kin ve düşmanlık saldık. Allah yapmakta oldukları şeyi onlara haber verecektir.

Görüldüğü gibi aynı şey İsevilerin de hatası olmuştur. Onlar da

İncil’den almaları gereken hisseleri zamanla kaybettiler. Kiliseler ve

aziz olarak bilinen Hıristiyan ruhbanları İsa’yı tanrılaştırırken kitaba

da eklemeler yaparak doğru anlaşılmasının önüne geçtiler.

5:15 Maide suresi 15.ayet Ey Kitap Ehli! Kitaptan gizlemekte olduklarınızın çoğunu size beyan eden ve birçoğundan vazgeçen elçimiz geldi. Size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap.

İşte geçmiş yüzyıllar içerisinde onlar gibi bu yeni kitabın

(Kuran’ın) içindekileri de birçok yöntemle anlamından saptırdılar.

Sadece ritüele indirgenen salât da bundan en ağır nasibi alanlardan

oldu. Bağlantısını kaybetmiş Müslümanlar artık kitaplarını okumaz

oldular. Okuyan az bir kısım ise kendi dilinde anlama çabaları

küçümsenerek toplum dışına itildiler. Her şeye rağmen kendi dilinde

okumak isteyenlere ise çeviriler yoluyla yanlış anlamlar dayatıldı.

Oysa o kitabın içinde aydınlanmak isteyenler için çok şey vardı. Ve

şükür ki her şeye rağmen salâtı ikame etmeye (bağlantıyı kurmaya)

çalışanlar için halen var.

5:16 Maide suresi 16.ayet Allah rızasına tabi olanlara onunla hidayet eder. (Onunla) onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onları dosdoğru yola kılavuzlar.

Kuran, insanları düşünmeye, aydınlanmaya ve erdemli nesiller

olmaya kılavuzlarken, onu insanların elinden alıp “biz size öğretiriz”

Page 23: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

23

diyen cahil cühela takımları tarihte eşi çok görülmüş bir galibiyetin

mimarları oldular. Oysa mühlet kıyamet günüdür. Sonunda galip

gelecek olan Allah ve onunla bağlantısını sağlıklı biçimde ayakta

tutabilenler olacaktır.

3:191 İmran Ailesi suresi 191.ayet Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. Ve derler ki: Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin

azabından koru.

Ayakta iken, otururken ve yan yatarken Allah’ı zikredenler, Allah’la

bağlantısını (salâtını) kaybetmeyenler ve gerçeği bulma gayesi

olanlardır. Düşünen onlardır. Şuradaki “ayakta, otururken ve yan

yatarken” ifadeleri insanın her halinin tasviridir. Geleneğin dini

anlayışıyla bugüne gelen dindarlarımızın kaç tanesini göklerin ve

yerin yaratılışı hakkında düşünüp konuşurken gördünüz? Nötron

yıldızlarından, süpernovalardan, Andromeda galaksisinden, solucan

deliklerinden, manyetik koruma kuşağından veya arkeolojiden, sismik

hareketlerden ve suyun kaldırma kuvvetinden bahseden kaç tane din

adamı tanıdınız? Oysa Kuran’da bakın bize her halinizle bunları

düşünün ve aydınlanın mesajı var. Bağlantının nerelerde

kaybedildiğini görebiliyor musunuz?

6:92 Enam suresi 92.ayet

İşte onların elleri arasındakini (önceki kitabı) doğrulayan bu kitap, ana şehir ile civarındakileri uyarman için indirdiğimiz mübarek kitaptır. Ahirete iman edenler onunla iman eder ve salâtlarını muhafaza ederler (korurlar).

Arap toplumuna indirilen Arapça Kuran ulaşabildiği ölçüde

çevresini de aydınlatmaya hazır ifadeler içerirken, ulaştığı topraklarda

da halen Arapça okunmasının daha sevap olduğunun dayatılması ne

Page 24: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

24

büyük bir bahtsızlık. Oysa bizim durumumuz gerçeğe ulaştıran bir

kitap duymuş ve kendi toplumunu uyarma durumunda olanlar

gibidir. Filanca toplumun örfü, geleneği ve çevre koşullarına göre

yaşadıkları kendi dil ve kültürleri bizim için din değilken; bunların din

diye ön plana çıktığı ve hatırlatıcı ve uyarıcı olan kitabın içinin

neredeyse hiç önemsenmediği bir din yaşıyor bu topraklar. Çünkü

muhafaza edilen şey; kitap odaklı salât dediğimiz Allah’la bağlantı

değil, yozlaşmış ve peygamber adı kullanarak başkalarını ötekileyen

Arap kültürü bağlantısıdır. Kitap orada dururken; Arap bile

olmayanların Araplık asimilasyonu din zannedilerek, sadece dini algı

değil insanların kendi kültürel genleri de bozularak köleleştirilmiş. Ne

Allah’a bağlantının muhafazası kalmış ne de kendi doğal kültürünün!

Kitaba sarılmak yerine peygamberin sakalına ve sarığına sarılanların

doğru yolda zannedildiği bir devir yaşıyoruz.

7:170 Araf suresi 170.ayet

Kitaba sımsıkı sarılanlar ve salâtı ikame edenler. Biz müslihlerin (ıslah edenlerin/ıslah olanların) ecrini şüphesiz zayi etmeyiz.

Oysa bugün elimizde olan kitabın değerini bilmemiz için sayısız

örnek var okuyanlar için…

7:171 Araf suresi 171.ayet Dağı bir gölge gibi fevklerine yükselttiğimizde onu üzerlerine düşecek zannettiler. Size verdiklerimize sımsıkı sarılın ve onda olanı düşünün

ki takva sahibi olasınız.

“Üç kulhü bi elham”ı Arapça ezberleyip de, ömrü boyunca

ezberindeki bu ayetlerde ne söylendiğini anlamamak ne büyük

talihsizlik! Çünkü sımsıkı sarınılan Kuran değil, gelenekten ve

büyüklerinden öğrenilen zan bilgileri. Ama çok olmaları doğru

zannedilmelerine yol açıyor. Oysa Kuran çoğunluğun içinden az

Page 25: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

25

kişinin seçildiğinden bahseder hep. Sadece peygamberler seçilmez,

iman edenler de Allah tarafından seçilir. Ve tabi ki seçilenler elçi de

olsa, salt iman eden de olsa salâtı ikame etmek isteyenler (bağlantısını

sağlamak isteyenler) arasından olur.

20:13 Ta-Ha suresi 13. ve 14.ayetler Ben seni seçtim. Bundan böyle vahyolunanı dinle. Muhakkak ki ben Allah’ın. Benden başka ilah yoktur. O halde bana kulluk et ve zikretmek (hatırlamak) için salâtı ikame et.

Eğer salâtı ikame eden bir elçi ise, elbette bu bağlantının ucunu

insanlara uzatmak da bu bağlantıya doğal olarak dâhil ve vahye destek

olarak algılanmalıdır. Önemli olan uzatan insanın eli değil

hatırlatıcının içindekilerdir. Zikrin içinde zikredilen şeylerdir.

Unutulmaması gereken zikirdir, nebinin ne giydiği ne içtiği değil.

29:45 Ankebut suresi 45.ayet

Sana Kitap'tan ne vahyedilmişse onları oku (bildir) ve salâtı ikame et. Çünkü salât, aşırılıktan ve kötülükten alıkoyar, Allah'ı hatırlamak (zikretmek) en büyüktür. Allah yaptıklarınızı bilir.

Allah, elçisine bile “sana ne vahyedilmişse onu bildir” derken

nebinin bize kitapta olmayan başka helaller, haramlar ve sünnetler

bildireceğine mi inanalım? O bağlantısız hareket etmemiştir. Biz de

bağlantımızı ikame etmek durumunda değil miyiz? Namaz konusuna

ileride ayrıca değineceğiz ama kötülüklerden alıkoyan namaz mıdır

yoksa Allah’la bağlantımızı (her şekilde) muhafaza mı etmektir sizce?

Daha önce yazılarımda verdiğim örneği tekrar vereyim: İnsanları

rivayetlerle uyarır ve derler ki: Bir kadınla bir erkek yalnız

kaldıklarında üçüncüleri şeytandır! Hedefleri; yalnız kalırlarsa bir

yanlış ya da kötülük yapmalarının önüne geçmektir. Eğer uyarılan kişi

şehvetine kapılan biriyse şeytanın birlikteliğiyle uyarmak onu bu

Page 26: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

26

kötülükten vazgeçirir mi sizce? Düşünün. Peki, ona “İki kişi yalnızsa

üçüncüleri Allah’tır” dense nasıl hisseder? Kötülükten vazgeçirecekse

hangi uyarı daha kolay vazgeçirir?

Namaz da kötülüklerden vazgeçirebilir ama sadece namazı

kıldığınız beş on dakika için... Ya sonra?

Şimdi ayete dönün bakın… Diyor ki “Salât aşırılıktan ve kötülükten

alıkoyar, Allah’ı hatırlamak (zikrullah) en büyüktür” Demek ki

salâtımızı (bağlantımızı) ayakta tutarsak Allah’ı hatırlamış ve hatta

unutmamış oluruz. En büyük vazgeçirici budur. Bağlantımızın bize

sağladığı Allah’la beraberlik bilincidir. Tabi ki kitap da hatırlatıcıdır.

33:35 Ahzab suresi 35.ayet … Allah'ı çokça zikreden (hatırlayan) erkekler ve Allah'ı çokça zikreden (hatırlayan) kadınlar! (İşte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır.

Kitapta, zikir ve salâtı ikame ilişkisini göz önüne seren çokça ayet

olduğunu görüyoruz. Bu ayetlerin hemen her biri de ilk bölümlerde

bahsettiğim salâtı ikame araçlarının birbirine bağlantıları hakkında

ipuçları veriyor. Aşağıdaki ayetleri dikkatle inceleyin…

31:2,3,4 Lokman suresi 2,3ve 4.ayetler Bunlar hâkim olan kitabın ayetleridir.

Güzel-iyi davrananlar için hidayet ve rahmettir.

Onlar salâtı ikame eder, zekâtı verirler ve ahiretten de emindirler.

Yukarıdaki ayetlerde salâtla birlikte iman, kitap, ıslah ve zekât

araçlarını sanırım fark ettiniz.

33:41,42 Ahzab suresi 41. ve 42.ayetler Ey iman edenler, Allah'ı çokça zikredin. Ve O'nu sabah ve akşam tesbih edin.

Page 27: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

27

Yine yukarıdaki ayetlerde salâtın vakit ve tesbih araçlarının zikirle

bağlantısı görünüyor. Aşağıdaki ayette ise salâtla birlikte kitap ve

infak aracı fark ediliyor.

35:29 Fatır suresi 29.ayet Bilin ki Allah'ın kitabını (bildiren) okuyanlar, salâtı ikame edenler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak edenler kesintisi olmayan bir ticareti (kazancı) umabilirler.

Bu araçlardan tesbih, vakit, zekât, infak gibi etki alanlarında

sorular ve tartışmalar üretilen ve henüz bu okumakta olduğunuz

kitapta üzerinde konuşmadıklarımızın salâtı ikamedeki yerlerini ilgili

bölümlerde konuşacağız.

Şimdi ise sırada tasdik bahsi var…

Page 28: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

28

Tasdik ve Salâtı İkame

amam öyledir, onaylıyorum demek gibi bir şey bu.

Biliyorsunuz zaten. Sadaka ile aynı kökten ve sadaka ile

ilgisine birazdan geleceğim. Ama önce bir hususu

hatırlatmak istiyorum: Başlarda söylediğim gibi başlıkların geçişken

olabileceğini belirtmiştim. İman mı önce gelir onaylama mı yoksa

zaten iç içe şeyler midir tartışılabilir. Ama ben onaylama yani tasdik

aracını ayrı bir başlık olarak secdeden ve imandan önce

değerlendirmeyi tercih ettim.

Baştaki misalimizin sürecine göre şöyle ki; ayetleri anlamak için

Kuran’ı okuyarak rükû edenlere artık biz de katıldık ama tabi ki kitabı

okumak yetmeyecek.

(Amenna ve saddakna) “Emin olduk ve tasdik ettik” diyen bu

sözün Arapçasını ezbere derler ya… Bizim bunu ezbere demememiz

gerekiyor işte. Konu bu. Okuyup, ondan emin olup içselleştirmiş

biçimde onaylamanız lazım. Bunu yapmadan önce sadece Müslümanız

(teslim olmuşuz) ama iman aşamasına geçmiş değiliz. Onaylanmadığı

halde kabul edilen bilgi ikiyüzlülüğe götürür insanı.

İnternet neslimiz daha iyi anlasın diye örnekleyelim: Uygulamayı

kurarken sözleşmesini okumadan “agree” veya “accept” tuşuna basıp

“next”e geçmeniz gibi... Kuran’ı okuyup, anlayıp öyle onaylamalısınız.

Teşbihimiz çerçevesinde tasdik’i bu bölüme almış olmam daha

doğru bir dizilim gibi duruyor. Ama dediğim gibi tartışılabilir. Zaten

iman ettikten beş sene sonra da bir ayeti henüz yeni anlamış,

farkındalığına varmış olup tasdik edebilirsiniz. İman da böylece artmış

T

Page 29: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

29

olur. Yani tasdik de olup biten değil devam ede gelecek bir süreç. Bu

yönüyle de ilk iman için varsayabiliriz bu dizilimi. Neyse çok da kafa

ütülmeyelim, ilgili ayetlere geçelim artık. Önemli olan onların bize ne

söylediği.

75:31 Kıyamet Suresi 31.ayet Fakat o, ne doğruladı (saddeka) ne de destekledi (sallâ). 75:32 Kıyamet suresi 32.ayet Ve lakin yalanladı (kezzebe) ve yüz çevirdi (tevellâ).

Bu iki ayette parantez içlerinde gösterdiğim iki farklı kelimenin

tanımları görünür halde. Buradaki “saddeka” kelimesi “kezzebe”nin

zıt anlamı iken “sallâ” kelimesinin de “tevellâ”nın zıt anlamı

durumunda olduğu fark ediliyor.

Yine çokça tartışılan “sallâ” yani destekleme konusunu “salâvat”

bölümünde konuşacağımız ayrı bir başlık olduğu için şimdilik askıda

bekletelim ve biz “saddeka” olarak geçen kelimenin diğer ayetlerle de

“onaylama, tasdik, doğrulama” anlamındaki yakın formlarında

görelim… Aşağıdaki ayetlerde de tasdikin yine tanımı vardır.

27:27 Neml suresi 27.ayet (Süleyman) “Bakacağız, doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mı oldun?” dedi 28:34 Kasas suresi 34.ayet Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün

konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum. 29:3 Ankebut suresi 3.ayet Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah gerçekten doğrulayanları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.

Sadaka kelimesi “emri yerine getirme” manasında birisine bir şey

infak etmek için de kullanılagelmiştir. Buna itirazım yok. Ancak

Page 30: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

30

sanıyorum ki bazen sözü doğrulamak olarak salâtı ikame kapsamında

kullanılmış olanlar da sadaka vermek gibi anlaşılmış olabilir.

58:12,13 Mücadele suresi 12. ve 13.ayetler Ey iman edenler! Elçiye gizli bir şey söyleyeceğiniz zaman, gizli konuşmanızdan önce sadaka takdim edin (onu doğrulayın). Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet bulamazsanız, bu durumda şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Gizli konuşmanızdan önce sadaka takdim etmekten (onu

doğrulamaktan) ürktünüz değil mi? Ve yapmadığınızda Allah tövbenizi kabul etti. Şu halde salâtı ikame edin, zekâtı verin ve Allah'a ve O'nun elçisine uyun. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Düşünün… Nebinin dönemindesiniz. Onun Allah’ın vahyini ilettiği

iddiasını işittiniz. Bazı sözleri kulağınıza geldi ve mantıklı buldunuz.

Ama gerçekten doğru mu emin olamadınız. Madem onunla çağdaş ve

aynı coğrafyada yaşamak gibi bir fırsat var elinizde neden yanına

gitmeyesiniz! Eğer doğruysa bu muhteşem fırsattan faydalanmak ve

kafanızı kurcalayan birçok sorunun cevabını bulmak ümidiyle, eğer

yalansa bu kötülükten zarar görmemek ve insanları bu yalana karşı

uyarmak niyetiyle yola çıktınız.

Nitekim yanına gidip onunla konuşmak istediniz. Ama oraya

vardığınızda, kapısının önünde biri sizi durdurdu ve “Giremezsin ey

yabancı!” dedi ve ekledi “Önce sadaka vermen lazım!”

Şu ayet mealine göre durum aynen yukarıda bahsettiğim gibi değil

mi? Hani elçiler ücret istemezlerdi! Hani biz de bizden ücret

istemeyenlere uyacaktık! O halde (doğrulama anlamı yoksa) bu

mealde bir problem var.

Aynı surenin ilk ayetinden itibaren okumaya başladığınızda

göreceksiniz ki konu zaten doğrulanmış ya da doğrulanmamış bir

sözün gizlice iletilmesiyle ilgili…

Page 31: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

31

58:1 Mücadele suresi 1.ayet

Gerçekten Allah, eşi konusunda seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan (kadın)ın sözünü işitti. Allah, aranızda geçen konuşmaları işitiyordu. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

Kuran’dan uzak yaşamayı tercih eden insanlar şu ayeti önsüz

arkasız okuduklarında haklı olarak şunu söylüyorlar…

“Bu kadın dedikodu mu yapıyor nebi ile? Bugün bunca sorunumuz

varken Kuran’da bu mu anlatılıyor yani? Bir dedikodu! Öyle mi?”

Sizce dedikodu mu bu? “Hâşâ! Asla olamaz!” dediğinizi duyar

gibiyim. Ama ben de size katılmıyorum. Bu gerçekten bir dedikodu

olabilir. Bir şartla! Eğer kadın iddia ettiği şeyi doğrulamadan ve bir

zan üzere şikâyete gelmişse bu kesinlikle bir dedikodudur. Ama eğer

kadın gerçekten iddiasını doğrulamış olarak veya ispat etme imkânı

yok ama haklı bir mağdurlukla derdine çare arıyorsa dedikodu

sınıfından çıkar.

İkinci bir husus da dikkatinizi çekmiştir umarım… Bir kadın tek

başına bir erkekle (nebiyle) gizlice konuşuyor. Demek ki bir kadın bir

erkekle konuşabilir. Madem peygamber bize örnektir (gerçekten de

öyledir) biz de birbirimizden kaçmak zorunda değiliz. Peki, kadının

şikâyet ettiği şey nedir, devam edip bakalım…

58:2 Mücadele suresi 2.ayet Sizden kadınlarına “zıhar”da bulunanlar (bilsinler ki, kadınları)

onların anneleri değildir. Anneleri, yalnızca kendilerini doğuranlardır. Şüphesiz onlar çirkin ve yalan söylemektedirler. Gerçekten Allah çok affeden, çok bağışlayandır.

Anlıyoruz ki zıhar denilen şey, bir erkeğin bir kadını annesi gibi

gördüğünü iddia etmesidir. Devam ayetlerinden de anlıyoruz ki bu

zıhar denilen şey bir kocanın karısını boşamak için dinden olmadığı

Page 32: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

32

halde din bahanesiyle kullandığı kötü bir hile, kadınları kocalarına

karşı korunmasızlığa ve köleliğe iten kötü bir gelenek.

Hepsini buraya alıntılamayayım… 3, 4, 5 ve 6’ncı ayetlerde bu kötü

geleneğin dine uydurulmuş biçimde sokulduğu, gerçeği yansıtmadığı

ve bunu yapanların bazı yaptırımlarla ancak geri dönebilecekleri ifade

ediliyor. Bu durumda nebi ile görüşen kadının bir zanla mı hareket

ettiği ya da başına böyle bir şey gelmesinden korktuğu mu söz

konusudur ya da gerçekten mağdur mu olmuştur, bunu bilemiyoruz.

Zaten bilmemiz de gerekmiyor. Çünkü mesaj o kadın veya o kadının

ne yaşadığı ya da o kadının iyi mi kötü mü olduğu değil. Eğer öyle

olsaydı biz de şu anda o kadının dedikodusunu yapıyor olurduk.

Aslında mesaj kısaca şu…

“Erkek egemen toplumlarda kadınlar üzerinden din kisvesine

sokularak uydurulan bir takım kötü gelenekler ortaya çıkabilir ve din

zannedilen bu gelenekler erkekler tarafından suiistimal edilerek

kadınları mağdur edebilir. Siz de dönün kendi toplumunuza bakın ki,

sizin din diye bildiğiniz şeyler gerçekte Allah’ın diniyle uyumlu mu

değil mi?”

Biz “Bir kadın peygamberle dedikodu yapıyor ve Allah da buna bir

şey demeyip bizi de mi dedikoduya ortak ediyor?” diyenlere cevap

aramak durumunda değiliz ama bu tip Kuran karşıtı iddialar bizim

imanlarımızı test ediyor olmalıdır. O an cevap vermemeyi tercih

edebilirsiniz ama sorulardan kaçmayın. Bunu denenme, daha

doğrusunu öğrenme ve tekâmül etme fırsatı olarak kullanmalısınız.

Daha iyisini öğrenmek isteyenler en aykırı sorulardan korkmamalı,

bunları fırsat görmelidirler. Bir basamağı görmezden gelenler ona

takılır ve düşerler. O basamak daha yukarı çıkman için lazımdır ki

orada karşına çıkmıştır. İşte 7’nci ayete geldiğimizde en başta kafamızı

kurcalayan o konuyu biz unutsak da bakın Allah unutmuyor… Sorun

Page 33: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

33

neydi? “Dedikodu mu okuyoruz biz?” İşte bakın… Dedikodu

okumuyoruz ama dedikodunun ne menem bir pislik olduğunu Allah

bize hatırlatıyor. Bu da Allah ve elçisi üzerinden dillendiriliyor.

7’nci ayette, bilip bilmedikleri konularda başkaları hakkında

dedikodu yapanlara “üç kişi olsalar dördüncülerinin Allah olduğu, beş

olsalar altıncılarının Allah olduğu” hatırlatılıyor. Böylece şunu

çıkarımlayabiliyoruz ki peygamberle görüşen o kadın ve nebi iki kişi

olduklarında üçüncüleri Allah’tı. Bunun farkında olan kimse kötü bir

şey yapabilir mi? Daha önce de söyledim: Bize din diye öğretilen “Bir

kadın ve bir erkek yalnızsa üçüncüleri şeytandır” rivayeti tam da bu

ayette yerle bir oluyor. Üçüncülerinin şeytan olduğunu düşünen mi

yoksa Allah olduğunu düşünenler mi günahtan veya dedikodudan

uzak durur?

Kötü niyetli kişi şeytanı umursamaz, ama Allah’ı umursama

ihtimali çok daha yüksektir. Niyetini bozanın hatırlaması gereken,

şeytan değil Allah’tır. Allah’la bağlantısını ayakta tutandır korunanlar.

8’inci ayette dedikoduları yapıp da peygamberin yanına gelenlerin

onu Allah’ın selamıyla selamlamaları ve ikiyüzlü tavır ve sözlerinden

bahsedilir. Dikkat edin dedikodu veya “gizli fısıldaşma” gibi konular

bu surede hiç gündemden düşmüyor. Konu bu çerçevede ilerliyor.

9’uncu ve 10’uncu ayetlerde dedikodu ve çekiştirmenin şeytan işi

olduğu, uzak durulması gerektiği farklı üsluplarla anlatılmaya devam

ediliyor.

11’inci ayete geldiğimizde ise ortam biraz daha şekilleniyor.

Peygamberin ayetlerle konuştuğu, insanların onun olduğu yerde

toplandığı, onun bilgeliğini dinledikleri, soru sordukları, sorunlarına

cevap aradıkları bir ortam tasviri var. Bu çerçevede oluşan bir

kalabalık ve bu kalabalığın düzene girmesi gerektiği söz konusu. Bu

kapsamda mecliste sonra gelenlere yer açmaları, orayı neredeyse

Page 34: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

34

mesken edinir hale girmemeleri, bitince kalkmaları isteniyor. Çok da

doğal. Gerçekleri fark eden kişiler büyük bir hevese kapılırlar ve daha

da fazla gerçek öğrenme hevesi ile bir kelimeyi bile kaçırmama

telaşına düşerler. Daha çok dinleme ya da konuşup ifade etme hevesi

olanlarla dolu bir okuma, öğrenme ortamında yeni gelenlerin

gerçekleri öğrenmeye daha çok ihtiyacı olduğunu unutan insanlar

çıkabilir.

Bir konferansı dinlemek için bugün bile ön sıralardan yer kapmak

ve o kişinin her konferansını kaçırmamak için özel gayret sarf eden

insanları aklınıza getirin. Teşbihen bir şarkıcının konseri, bir

politikacının hitabeti, bir sinema filminin galası gibi durumlarda da

benzer bir durum vardır. İşte salâtı ikamenin içindeki “salât” odur.

Bunu da ileride konuşacağız. Konudan daha fazla uzaklaşmayıp bu

bölümün bahsi olan ayete dönelim…

58:12 Mücadele suresi 12. ayet

Ey iman edenler! Elçiye gizli bir şey söyleyeceğiniz zaman, gizli konuşmanızdan önce sadaka takdim edin (onu doğrulayın). Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet bulamazsanız, bu durumda şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

Çoğu meallerin aksine bu ayetin kelimeleri arasında yoksullar yok,

birilerine (bildiğiniz manada) sadaka vermek, yani para ya da malla

bağışta bulunmayı ben göremiyorum. Peki, ne var?

1’inci ayetteki kadını hatırlayın… Hani peygambere söylediği şeyin

zan mı gerçek mi olduğunu bilemediğimiz… Ya da “Selamun

Aleyküm” diyerek peygamberin yanına gelen ama selamdan sonraki

diğer sözlerinin gerçeklerle uyumsuz olduğu kişileri hatırlayın. Ya da

herhangi bir kişiyi düşünün, bir iddiası var, ya da gizlice bir şeyi

peygambere söyleyecek, ama halen iddiasından emin olamıyor. Bu

Page 35: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

35

kişinin ne yapması lazım? Yukarıdaki ayet mealine göre bir yoksula

sadaka vermesi lazım! Peki, sadaka vermesi sorunu çözer mi?

Hiç eğip bükmeyin, konuşulacak gizli konuyu konuşulur hale

getirecek olan sadaka vermek değil, konuşulacak konunun gerçekten

doğru olup olmadığından emin olmaktır. İddiasını doğrulamaktır.

İddiasını ispat etmektir. Yoksa şüphe üzerinde bir konuşma yapmış

olurlar ve bu da dedikodu mahiyetine girme ihtimali yüksek bir

şeydir. 13’üncü ayete baktığımızda konu pekişiyor.

58:13 Mücadele suresi 13. ayet Gizli konuşmanızdan önce sadaka takdim etmekten (onu doğrulamaktan) ürktünüz değil mi? Ve yapmadığınızda Allah tövbenizi kabul etti. Şu halde salâtı ikame edin, zekâtı verin ve Allah'a ve O'nun elçisine uyun. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Gizlice konuşmadan önce (bağış yapmaktan değil) o konuşacağı

gizli şeyin doğrulamaktan ürkmek söz konudur. Ama Allah bu

yaptığından pişman olanları bağışlayacağını söyler. Surenin kalan

ayetleri de bu minvalde ikiyüzlülüğü ve sonuçlarını çeşitli yönleriyle

ifade edilmesiyle devam eder gider. Benim doğrulamam (tasdikim) bu

şekilde.

Konudan biraz uzaklaştık. Tekrar salâtı ikameye dönelim. Neticede

ayetlerde doğrulamanın salâtı ikameyle (bağlantıyı ayakta tutmayla)

olan bağını gördük: Allah’la bağlantısını ayakta tutan kişi kendisine

hatırlatılan gerçeği doğrular, yalana ve sahteye yönelmez.

Şimdi de sıra geldi secdenin salâtı ikamedeki konumuna…

Page 36: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

36

Secde ve Salâtı İkame

ecde kelimesine ilk olarak Bakara suresinin başlarında

Âdem için meleklerin secde etmesinde rastlıyoruz. Yaratılış

bahsine burada girmeyeceğim. Bu konuyla ilgili çalışmamı

“Yaratılış Kalemi” isimli kitabımdaki çözümsel kronolojiye göre

okuyup inceleyebilirsiniz.

2:34 Bakara suresi 34.ayet Ve meleklere “Âdem için secde edin” dedik. İblis hariç secde ettiler. O ise diretti ve kibirlendi. Böylece inkâr edenlerden oldu.

“Hah tamam! Şimdi namaz var diyecek! Bence tam tersine! Namaz

yok diyecek!” İkisi de değil… Etrafta dolaşan tilkilerden haberim

olduğu için hatırlatayım dedim: Biz beraberce kaybedilmiş olan salât’ı

bulmaya çalışıyoruz. Kitabın ne dediğini daha iyi anlamaya

çalışıyoruz. Namazı ya da üç vakti beş vakti bulmaya ya da yok etmeye

çalışmıyoruz. Kafamızdaki tilkilerin kuyruklarını yazar ve okurlar

olarak beraber yakalayacağız. O sorular askıda. Tam düşünmeye

başlamışken zan şemsiyelerimizin izdüşecek yağmuru örtüp tefekkürü

engellemesine izin vermeyelim.

“Meleklerin secdesi” konulu ayetlerde geçen secde kelimesi bir

ritüeli değil, bir emrin gereğini kabul etmeyi simgelemektedir. Ama

bunu yere kapanma gibi algılayanlar bile o ayetlerde namazla ilgili bir

durum olmadığının farkındadırlar. Uzatmayalım… Ayetlerle konuyu

daha da açacağız…

3:43 İmran Ailesi 43.ayet Meryem! Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rükû edenlerle birlikte rükû et.

S

Page 37: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

37

Ayette “gönülden itaatte bulun” şeklinde çevirisi yapılmış ve emir

kipinde olan kelime Türkçeye de geçmiş ve çok aşina olduğunuz ikna,

kanaat gibi kelimelerle aynı yapıda. Söylenen şey: İkna ol.

Demek ki secde dediğimiz şey ikna olduktan sonra yapılıyor veya

ikna olmayla ilgili bir sürecin sonucu. Peki, ikna olmayı sağlayan

nedir?

7:206 Araf suresi 206.ayet

Şüphesiz Rabbinin katında olanlar, O'na kulluk etmekten büyüklenmezler; O'nu tesbih ederler ve yalnız O'na secde ederler.

İkna olmayı sağlayan unsurlardan birisi tesbihtir. Tesbihin ne

olduğuyla ilgili de bir bölümümüz var. Ama kısaca değinmek gerekirse

tesbih Allah’ı farkındalıkla anma, vahyini çözümleme ve gerçekler

üzerinde aydınlanma işidir.

Yeri gelmişken yukarıdaki ayette geçen “yalnız Allah’a secde edilir”

çıkarımını unutmayalım. Çünkü bu çıkarım gerek yaratılış sürecinde

Âdem için yapılan secdeyi ve gerekse aşağıda okuyacağınız ayetteki

secdeyi doğru anlamak için bir mantık sınırı vermektedir. Yaratılışta

Âdem’e secde edilmemiştir. Âdem için Allah’ın emrine ikna olunmuş,

kanaat getirilmiştir. Bu şartlarda aşağıdaki ayette de secde edilen

Yusuf olabilir mi? Elbette olamaz. Eğer öyle olsaydı Kuran tutarsız bir

kitap olurdu.

12:100 Yusuf suresi 100.ayet

Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı…

Ayete dikkat ederseniz Yusuf ebeveynlerini makamına çıkartıyor.

Bu durumda tüm başına gelen sürecin sonunda Yusuf’un Allah’ın

lütfu ve izniyle gerçekten muktedir bir yönetici olduğunu görüyor ve

Page 38: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

38

O’nun lütuf sahibi olduğuna bir kez daha ikna oluyorlar. Bu sebeple

sevinçlerini ve şükürlerini kültürleri gereği eğilerek ya da yere

kapanarak da göstermiş olabilirler. Bu konuyu ilerde harika bir

biçimde işleyeceğiz.

13:15 Rad suresi 15.ayet Göklerde ve yerde her ne varsa isteyerek veya istemeyerek Allah'a secde eder. Sabah akşam gölgeleri (gibi).

Allah’ın sınırları vardır. Yarattığı her şeyi bir plan dâhilinde

yaratmıştır. Kim ne kadar Allah’ın gerçeklerine aykırı davranırsa

davransın bu planı kabul etmiş ve dışına çıkamaz durumdadır.

Allah’ın izni olmadıkça kimse O’nun planının dışına çıkamaz. İblis

örneğindeki gibi secde etmeyenler (bu planı kabullenmeyenler) bile

secdeyi reddederek gerçekte bu plan için secde etmiş durumdadırlar.

16:48 Nahl suresi 48.ayet

Allah'ın herhangi bir şeyden yarattığına bakmıyorlar mı? Onun gölgeleri küçülerek sağdan ve soldan Allah'a secde eder vaziyette döner.

Tüm bu iyi ve kötü gibi görünen vesilelerin sonunda Allah’ın planı

neyse ahir onunla sonuçlanacaktır. Ayetlerde işte bu durum bir

sembol üzerinden gölgelerle açıklanıyor. Gölge nasıl bir sembol ise

yere kapanmak da böyle bir semboldür. İnsanların bir şeyi sembolle

göstermesi de; içi aydınlanma, samimiyet ve doğru bir kanaatle dolu

olduktan sonra kötü bir şey değildir.

16:49 Nahl suresi 49.ayet Göklerde ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler Allah'a secde ederler ve büyüklük taslamazlar.

Salâtı ikame çerçevesinde kibirlenmek, büyüklük taslamak yere

kapanmaya diretmek değil, doğruyu ve gerçeği kabullenmeye

Page 39: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

39

diretmektir. Rükûda da secde de aynı durum vardır. Ama secde

rükûya göre daha aydınlık bir kabullenmedir. Tüm içtenliğiyle ve

farkındalıkla gerçekleşen bir ikna oluş durumudur. Aşağıdaki ayetler

bu farkındalıkla kabul edişi çok güzel biçimde açıklıyor…

17:106-109 İsra suresi 106. ayetle 109.ayetler arası Ve Kur'an… İnsanlara bir süreç içinde okuman için onu kısımlara böldük. Onu tenzilen indirdik. De ki: İster ona inanın ister inanmayın; o önceden kendilerine ilim

verilenlere okunduğu zaman çenelerinin üstüne kapanarak secde ederlerdi. Ve derler ki: Rabbimiz yücedir. Rabbimizin vaat ettiyse o mutlaka ifa edilir. Ağlayarak çeneleri üstüne kapanmakta ve hûşûları artmaktadır.

Bu ayetlerde görmek isteyene açık seçik biçimde söylenen şudur:

Size peyderpey okunup duyurulmakta olan Allah’ın kitabı daha önce

farkına varamadığınız doğrularla ve gerçeklerle doludur. Siz bu

sözlerden emin olsanız da olmasanız da bilin ki daha öncekilere

bunlar açıklandığı zaman gerçeğin ne olduğunu öyle bir aydınlık

zihinle fark ederlerdi ki bu aydınlanmanın verdiği mutluluk ve

heyecanla birlikte bu ikna oluşlarını yerlere kapanarak ve hatta

sevinçlerinden ağlayarak gösterirlerdi.

19:58-60 Meryem suresi 58,59 ve 60.ayetler İşte onlar kendilerine Allah'ın nimet verdiği nebilerden, Âdem’in

zürriyetinden, Nuh ile birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail’in zürriyetinden ve onlara Rahman’ın ayetleri okunduğu zaman yere kapaklanarak secde eden ve ağlayan hidayete erdirdiklerimizin zürriyetindendirler. Ancak onlardan sonra gelen nesiller salâtı kaybettiler ve şehvetlerine uydular. O halde yakında gayy (kendi hatalarıyla düştükleri karşılık) ile karşılaşacaklar. Ancak pişman olup iman eden ve salih işler yapanlar hariç. İşte onlar cennete girecekler ve hiç bir şeyle zulme uğratılmayacaklar.

Page 40: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

40

İşte kaybedilen salât budur. Kopan bağlantı budur. Nasıl namaz

kılınacağı ya da yerlere nasıl kapanılacağı, hangi hareketlerin ne

zaman ne şekilde yapılacağı değildir kaybedilen. Kaybedilen şey işte

aydınlanmadan doğan bu doğal bağlantıdır. “Onlar yere şöyle

kapaklanmışlar biz de aynı hareketleri yapalım” diyerek yapılan suni

ve taklide dönüşen şey ne salâttır ne de tesbih. İşte İbrahim’in evinde

yapılan da buydu… Henüz kaybedilmemiş olan bağlılıktı.

22:26 Hacc suresi 26.ayet Hani biz İbrahim'e evin yerini belirtip hazırladığımız zaman (şöyle demiştik:) Bana hiç bir şeyi ortak koşma, tavaf edenler, kıyam edenler, rükûa ve secdeye varanlar için evimi tertemiz tut.

Gerçeğin farkındalığıyla ve aydınlanma hevesiyle kitap okuyan,

destekleşen, namaz kılan, dua eden, ders yapan, kilise sıralarına

kapaklanan, duvarın dibinde ağlayan, Ganj nehrine kendini atan, tapir

derisinden torbasının içindeki mısır koçanıyla konuşan, püsküllü

donundan başka bir şey giymeden ateşin etrafında dolaşıp dans eden

herkes benim dinde kardeşimdir. Böyle bir aydınlanmayla uzay

mekiğinden dünyaya, mikroskoptan bakteriye bakan, kuantum

parçacıklarını çarpıştıranlar da. Ama böyle bir aydınlığı olmaksızın

günde kırka kırk vakit katıp namaz kılsa da yaptıkları sadece taklitten

ibarettir. Görünürde yerlere kapaklanabilirler ya da ellerindeki ile

övünebilirler ama zan içinde ve ne dediklerini bile bilmeden yaptıkları

şey içi bomboş bir taklitten öte değildir. Taklidin, sahtenin gerçeğin

yanında hiçbir kıymeti yoktur. Elbette kimsenin iç yüzünü göremeyiz

ama aslında herkes kendisini çok iyi bilir. Allah’ın bizden beklediği şey

yere kapaklanmak ya da insanların önünde gösterişli salih pozlar

vermek değil, gerçekle aydınlanıp hayatımıza bilinçle yansıtmaktır.

Ben ne dersem diyeyim ya da kim ne derse desin insan her şeyden

önce kendisine şahittir.

Page 41: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

41

25:60 Furkan suresi 60.ayet

Onlara: Rahman’a secde edin denildiği zaman; Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecekmişiz, derler ve (bu) onların nefretini arttırır.

İşte secde; rehberin kılavuzluğunu artık sadece okumuyor aynı

zamanda onun bildirdiği gerçekleri teker teker içselleştiriyor olmaktır.

Sevinç ve farkındalık içinde anlıyor olmaya başlamaktan ötürü o

kadar mutlu olmak ki; her ayetin altındaki beğeni tuşlarına defalarca

basmak gibi.

32:15 Secde suresi 15. ve 16.ayetler Bizim ayetlerimize kendilerine hatırlatıldığı zaman yere kapaklanarak

secde edenler, Rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayanlar iman eder. Onların yanları yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla (çağırırlar) dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden

infak ederler.

Eğer secde salt bir ritüel olsaydı yukarıdaki “hatırlatma” ifadesi

boşa çıkardı. Mesele sadece namazda secde etmek değil, sana Allah’ın

ayetleri hatırlatıldığında ikna olup kabul etmen. İşte o secde için

mutlaka ki yerlere kapaklanmana gerek yok. İşarete bakıp neyi işaret

ettiğini görmekten kaçma. Farkında ol, içselleştir, sevinç duy gerçeği

fark etmişsen ve ondan sonra kapaklanacaksan yere kapaklan.

Geceleri yanların yatağından uzaklaşıyor mu, dön kendine bir bak!

Allah’ın ayetleri ve onun yarattığı bilimin gerçekleriyle ne kadar ilgi ve

iştigal halindesin dön bir düşün. Cehalet ve kibir nerede bir kontrol et.

84:21 İnşikak suresi 21.ayet Kendilerine Kur'an okunduğunda secde etmiyorlar. 96:19 Alak suresi 19.ayet Hayır; ona (itaat etme) uyma, secde et ve yakınlaş.

Page 42: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

42

İman ve Salâtı İkame

şte tüm bu süreçlere hiç değmeden dokunmadan iman

ettiğini ve dindar olduğunu düşünüyorsan eğer… Dön iman

etmeden önce neye iman etmen gerektiğine bir bak. Allah’la bir

bağlantın var mı? Takvan, kötülüklerden korunma refleksin var mı?

Din diye sana öğretilendeki doğruyla yanlışı ayırt etme isteğin var mı?

Birlemenin ve ortak koşmamanın ne olduğunu anladın mı? Hiç gerçek

manada rükû ederek eğilip de ayetlerde ne deniyor diye baktın mı?

Okumadığın kitaba mı iman ettiğini söyledin? Yok eğer okuduysan

okuduğum doğru mu yanlış mı diye doğruladın mı? Farkındalıkla

dünyaya bakıp da için mutluluk, heves ve heyecanla hiç doldu mu?

İşte tüm bu sürecin bir benzerini yaşamadan edilen imandan da iman

ettim denilen şeyden de emin olunabilinir mi?

2:3 Bakara suresi 3. ve 4.ayetler Onlar gayba iman edip (bilmediklerinden emin olup) salâtı ikame ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler. Ve onlar hem sana indirdiğimize hem de senden önce indirdiklerimize ve ahirete de kesin biçimde iman ederler.

İman etmenin dilimize inanmak olarak tercüme edilmesi

problemlidir. Kitapta inanmak değil iman etmektir övülen. O kitap

inanmaya değil iman etmeye, yani emin olmaya çağırır. Kuru kuruya

inananlar değil, emin olanlardır bilenler. İman etmek emin olmaktır.

Onlar cenneti değil Allah’tan razı olmayı ve O’nun da kendilerinden

razı olmasını hedefleyen insanlardır. En büyük mutluluğun bu

olduğunu bilenler ve zerrelerine kadar hissedenlerdir onlar.

İ

Page 43: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

43

O kitap hayale, masala, rivayete değil, bilinçli olarak gerçeği

araştırmaya ve o gerçeğe teslimiyete çağırır. Teslim olanlar,

yağmurun nasıl yağdığını bilim yoluyla araştırıp öğrenen, niçin

yağdığı üzerine ise kendi beyniyle düşünenlerdir.

Kuran (olumlu anlamda) bir fitne, yani ayırt edicidir. O kitap,

elinde Kuran’ı sallayarak “Buna inananlar bana kulluk etsin” diyenleri

ya da öyle demeye getirenleri reddeden kitaptır. Riya içinde olanları

ifşa eden bir kitaptır. Bir sözü diğer sözünü tutmayanların

tutarsızlıklarını ortaya döken bir kitaptır. Yalancıları deşifre eden bir

kitaptır.

Bilgi birçok kapıyı açar. Bilgiden yana zayıf mı hissediyoruz?

Emin olamadığınız şeyin zıddını düşünmek de bir çeşit emin oluş

yoludur. Emin olun ki emin olmanın başka birçok yolu da var…

“Yağmurun İzdüşümü” isimli kitabımdaki “İnanmak İman Etmek midir?”başlıklı bölümden alıntıdır.

Emin olmak çabayı gerektirir ve çaba gösterenler için Allah’ın

dilemesini... Belki henüz tam olarak çözemediğiniz şeyler de olabilir

ama ana mesajları kalbinize indirmiş durumda olmalısınız. Artık tam

bir eminlikle, tatmin olmuş biçimde kitaba güveniyorsunuz. Şimdiye

kadar anlamış olduklarınızın anlamamış olduklarınıza da kapı

açacağını görüyorsunuz. Yolunuzdan eminsiniz. Salâtı ikame ettiğiniz

(bağlantınızı koparmadığınız) sürece hem bilginiz hem de tatmininiz

artacaktır.

13:19 Rad suresi 19.ayet Sana Rabbinden indirilenin gerçek olduğunu bilen kişi, o görmeyen gibi midir? Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp düşünürler.

Page 44: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

44

27:3,4 Neml suresi 3. ve 4.ayetler

Onlar, salâtı ikame eder, zekâtı verirler ve onlar ahiretten emindirler. Ahirete iman etmeyenlere gelince; biz onlara yapıp ettiklerini süslemişiz. Dolayısıyla onlar bocalamaktadır.

“Yakinen inanmak” şeklinde zaman zaman duyduğumuz kavram;

işte o “emin olarak inanmayı” kast eder. Okuduğumuzda bunu (emin

olarak inanmayı) gösteren birçok bağlamı sözcüğün farklı mealleriyle

de olsa kitap (Kuran) içinde bulabiliyoruz.

31:2-4 Lokman suresi 2, 3 ve 4.ayetler

Bunlar hâkim olan kitabın ayetleridir. Güzel-iyi davrananlar için hidayet ve rahmettir. Onlar salâtı ikame eder, zekâtı verirler ve ahirete de kesin biçimde inanırlar.

Evet, artık doğrulayıp secde edip emin bir hale geldiysek; artık salâtı ikame etmenin içinde bulunan başka bir bağlantı aracını görüyoruz… Adı tevbe! Aslında otomatik çalışan bir araçtır.

Page 45: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

45

Tevbe ve Salâtı İkame

üm bu sürecin ardından gelen farkındalığınız ve gerçeğe

aydınlanmanız sizi ister istemez daha derin bir kendini

sorgulamaya itecektir. Eskiden aklınızı nasıl bu kadar

kullanamaz halde olduğunuza, gafletinizle yanlış yapıp ettiklerinize ve

ne kadar da büyük bir cehalet içinde hayatınızı yaşadığınıza pişman

olacaksınız.

Herkes kendini bir dine bağlı görüyor şu hayatta. Allah’a

inanmadıklarını söyleyenler bile bir ideoloji içinde neticede. Bizim

coğrafyada genel olarak herkes “Müslüman” zaten! Ancak naçizane

ben şunu diyorum: Eğer bir insan tövbe etmemişse bir dine girmiş

değildir. Öyle herkes Müslüman doğar gibi sloganlara inanmıyorum.

Bir çocuğun farkındalık içinde bir dini olmaz. Farkındalığa ulaşmamış

bir yetişkin de gerçekte dine girmiş olamaz. Bu manada ciddi bir

dönüşüm geçirmeyen kimsenin Allah’ın dinini fark edebildiğini

düşünmüyorum. Tüm bu süreci yaşamakta olan biri olarak en

azından ben öyle hissediyorum.

Tevbe şöyle bir şey: İlk başta verdiğim benzetmeye dönersek;

öğrendikleriniz sizi o kadar değiştirdi ki artık o eski çevrimdışı

zamanlarınızdan ötürü pişmanlıklar duyuyor, bir özür e-postasını

bağlandığınız ana bilgisayara gönderiyor ve kendinizi düzeltmeye

başlıyorsunuz...

2:160 Bakara suresi 160.ayet Ancak tevbe edip (pişman olup) ıslah olanlar (kendilerini düzeltenler) ve beyan edenler(e gelince); onların tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeleri kabul edenim, merhametli olanım.

T

Page 46: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

46

Bu beyan başkalarına yapılan bir beyan değil, Allah’a yapılan bir

itiraftır. Yoksa bir şeyhin elinden (güya) tövbe almak ya da kilisede

rahibin (güya) günah çıkartması ve yahut pişmanlıkla topluma alenen

edilen itiraflarla kalbini değmeyecek insanlara açmak da tevbe

değildir. Özür dilemeniz gereken birisi varsa gidip özür dilersiniz bu

ayrı bir konu ama tevbe Allah’a yapılacak, ona bağlantınızı ayakta

tutacak bir şeydir. Tevbe kendini kontrol etmektir. Salâtı ikame

etmenin (bağlantıyı ayakta tutmanın) en güzel araçlarından biridir.

3:17 İmran Ailesi suresi 17.ayet Sabredenler, doğru olanlar, ikna olanlar, infak edenler ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.

Yukarıda konuştuğumuz ilk tevbedir. Salâtı ikame edeceğimiz

(bağlantımızı ayakta tutacağımız) tüm yaşamımız boyunca da

düştüğümüz hatalardan duyacağımız derin pişmanlıklar süregelen

tevbelerdir.

5:39 Maide suresi 39.ayet Kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve kendini düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, merhamet edendir. 6:54 Enam suresi 54.ayet Ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: Selam

olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı ki; içinizden kim cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz O, bağışlayandır, merhamet edendir.

Sadece Kuran’da değil İncil’de de zenginler en çok uyarıyı alanlar

arasındadırlar. Çünkü malın ve paranın verdiği özgüven onu verenin

güvencesini bir anda unutturabilir insana. Belki de paranız yüzünden

insanlar etrafınızda pervane ve size değer verir görünüyorlardır.

Page 47: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

47

İnsanların çoğu böyleyken nereden bilirsiniz gerçeği? Mal ve para

denenme aracıdır. Kendini diğerlerinden malı ve parası yüzünden

daha muktedir, daha elit ve daha sözü dinlenir görenler, böyle

söylediğimizde bize kızabilirler ama gerçekleri şimdi fark ederlerse

kendileri için çok daha iyi olur. Bahçe sahipleri kıssasında bu derin

pişmanlığı görüyoruz. Varlık içinde, kendini muhtaç görmeyen ve

artık fakirleri küçümseyip onlardan korunmaya çalışan bir grup

insan, elindekileri kaybettikten sonra kendilerini kınadılar.

68:27-30 Kalem suresi 27. ve 30.ayetler arası Hayır, biz yoksun bırakıldık. (İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: Ben size dememiş miydim? Tesbih edip tenzih etmeniz gerekmez miydi? Dediler ki: Rabbimiz seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten biz zalim imişiz. Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.

Tesbih konusuna ileride değineceğiz. Oraya girmiyorum.

Tüm cehalet ve gaflete rağmen bugün toplumda bir uyanış

hissediliyor. O halde ne söyleniyor, neler oluyor diye bir düşünmek,

acaba ben doğru muyum diye kendine sormak lazım…

110:1-3 Nasr Suresi Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman, insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.

Kimileri farkında olmasa da insanlar bugün de dalga dalga Allah’ın

dinine giriyor. Tarihi tarafıyla ifade ediliyor olması bugün bu ayetlerin

anlamlı olmaması demek değil. Kuran’a yönelişi görenler azıcık

düşünseler “ne oluyor yahu” diyerek düşünmeye başlarlar. Ama ilmi

veren Allah, bize ise sadece uyarmak düşüyor. Daha “biz” bile

ol’madık ya! Öğreniyoruz işte. Allah yardımcımız olsun. O’na

güveniyoruz. Umut ediyoruz. Şimdi sırada “şükür” var…

Page 48: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

48

Şükür ve Salâtı İkame

ükür biliyorsunuz ki bir memnuniyet ve yanında bir razı

oluşu getiren ifadedir. Razı olmaksa daha ileri gidebilmek için

atılacak olan adımdır. Dolayısıyla şükür; orada artık durmak

demek değildir.

Takva, furkan, kitap, rükû, secde, iman ve tevbe derken bir de

baktınız ki gönderdiğiniz özür mektubuna size özel cevap da gelmiş.

Bunun üzerine teşekkürlerinize teşekkür katıyor ve kılavuzun

gösterdiği yolda salâtı ikame etmeye (bağlantınızı korumaya) adeta

yemin ediyorsunuz. İşte şükür budur.

2:52 Bakara suresi 52.ayet Sonra bunun ardından şükredesiniz diye sizi affetmiştik.

Kuru bir teşekkür olsaydı affedilmekle iş bitmiş olurdu. Şükretmek

orada durmak değildir. Daha bir motivasyonla çalışmayı gerektirir.

Aldığın hediyeye teşekkür edip onu bir kenara atmak ihanete eşdeğer

ve teşekkürde samimi olmamak anlamına gelir.

34:13 Sebe suresi 13.ayet Ey Davud ailesi! Şükrederek çalışın. Kullarımdan şükredenler azdır.

Şimdi geldik yine üzerinde en çok tartışma üretilen bir diğer

bağlantıya… Adı tesbih.

Ş

Page 49: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

49

Tesbih ve Salâtı İkame

am da her şey yoluna girdi ve tıkır tıkır gidiyor derken

hayat treninin insana hangi istasyonda rötar yaptıracağı

belli olmaz. Hayat her şeye rağmen o kadar karışık ve

âdemin işleri o kadar kirlenmiş durumda ki zaman zaman kendinizi

bu akış içinde bağlantınızdan kopmuş ve kaybolmuş bulabilirsiniz.

Çevrimiçi teşbihine dönersek… İşte bu gayb yolu yüzünden her

fırsatta ana bilgisayardan güncelleme yapmanız gerekiyor. Hem

meşguliyetleriniz esnasında hatırlarsanız ve hem de özellikle diğer

işlerle yoğun olmadığınız özel zaman dilimlerinde bağlantınızı

güncellerseniz doğru yönde sağlam adımlarla gitmekten kolay kolay

kopmazsınız.

Tesbihin psikolojik yönü oldukça yüksektir. Sizi hem Allah’a hem

de buradaki hayata bağlayan en önemli araçlardan biridir. Eğer bu

yapılmazsa bugün Kuran’ı akledip savunurken, etkilendiklerinizin size

unutturdukları yüzünden o istasyonda takılır ve yarın bir gün

kendinizi Allah’ın bile yokluğunu savunur halde bulabilirsiniz.

Denenmeye devam edileceğimizi unutmamalıyız. Zikirden, yani

hatırlatıcıdan uzak kalmak unutmaya neden olur. Unuttuğunuz yerleri

eskisinden daha güçlü tuzaklar doldurur.

Konu bağlamında tesbih ayetlerinde kuşların tesbihinden, göklerin

tesbihine, sabah akşam tesbihten, gecenin üçte birine, tevekkülden

sabıra, duadan niyaza, hamd ile tesbihten, sesini alçaltmaya, secdeden

rükûya birçok bahis vardır.

Şimdi tesbih konulu ayetleri kitap sırasıyla inceleyelim. Bu bölüm

daha uzun olacak. Saatinize bakın ve bitirebilecekseniz bu bölümü

okumaya başlayın. Tesbih için vakit ayırmak önemli…

T

Page 50: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

50

3:17 İmran Ailesi suresi 17.ayet

Sabredenler, doğru olanlar, ikna olanlar, infak edenler ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.

Teknik olarak gidelim: Yukarıdaki ayetten tesbihin içinde af

dilemenin olabildiğini ve sabah saatlerinde yapılabileceğini görüyoruz.

Ama bunlar mutlaka hep böyle yapılmalı anlamına gelmiyor. Tecrübe

edilmiş davranışlar öğüt alınacak misaller olarak anlatılıyor bize.

3:41 İmran Ailesi suresi 41.ayet (Zekeriya) “Rabbim! Bana bir delil (ayet) ver.” dedi. Senin delilin, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O’nu tesbih et.

Zekeriya burada Allah’tan “Yahya haberi” için bir kanıt arıyor.

İnanamıyor müjdeye ve ama sonra kanıtı görüyor. Kanıt konusu bu

kitabın konusu değil. Ama tesbihin önemini gösterecek bir ifade

olduğunu söyleyelim.

Tesbihin içinde (ister hatırlayıp anma ister kitap olarak alın) zikrin

olduğunu da burada fark etmiş oluyoruz. Akşam sabah ifadesi hem

vakit hem de süreklilik manasında alınabilir. Aşağıdaki ayet daha önce

de konuştuğumuz sürekliliği vurgulayan bir ayettir.

3:191 İmran Ailesi suresi 191.ayet Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. Ve derler ki:

Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru.

Sübhan kelimesinin de geçtiği bu ayetteki tesbihin içinde

sürekliliğin yanında “düşünmek, yüceltmek ve dua” da vardır.

Aşağıdaki ayette de Sübhan geçer ve “Allah’ı tenzih etmek”

manasındadır.

Page 51: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

51

5:116 Maide suresi 116.ayet

Allah: Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, beni ve anneni Allah'ı bırakarak iki ilah edinin diye sen mi söyledin, dediğinde: “Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse mutlaka sen onu bilmişsindir. Sen bende olanı bilirsin, ama ben Sen'de olanı bilmem. Gerçekten, bilinmeyenleri (gaybları) bilen Sen'sin” dedi.

Bu ayeti salâtı ikame kapsamındaki tesbihle ilgili bir bağlam

olduğu için değil, tenzih edişle ilgili olarak “sübhan” kelimesi

bulunduğu için aldım. Ne zaman ortada Allah’a birileriyle ya da bir

şeylerle ortak koşulma durumu varsa “sübhan” ifadesi orada

kullanılıyor. Bu kapsamda Kuran’da epeyce ayet var. Bundan

sonrakilerin çoğunu buraya alıp tekrara girmeyelim. Ancak tesbihin

içinde “Allah’ı tenzih durumunun” da olabileceğini görmüş olalım diye

bu alıntılamayı yapmış olduk.

7:204 Araf suresi 204.ayet Kur'an okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Umulur ki esirgenmiş olursunuz. 7:205 Araf suresi 205.ayet Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma.

Yukarıdaki ayetlerde tesbih ifadesi geçmese de tesbih içine

alınabilecek zikretme ifadesi mevcut. 204. ayette bu zikrin topluca

yapılabileceği, hemen peşinden gelen 205. ayette ise benzer bir zikrin

kendi kendine yapılabileceği açık seçik biçimde anlaşılabiliyor.

İşte bunların birincisi salâtı ikamenin içindeki “salât” ikincisi ise

salâtı ikamenin içindeki “tesbih” olarak ortaya çıkıyor. Salâtı ikamenin

içindeki “salât” topluca yapılan tesbihin adı iken yalnız başına yapılan

tesbih de kendi kendine yapılan salât’tır. Topluca yapılan salâtın

Page 52: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

52

içinde sadece tesbih değil başka şeyler de var tabi. Karışık mı oldu

biraz? Olsun… İlerideki ayetlerde daha da netleştiğini göreceksiniz…

7:206 Araf suresi 206.ayet Şüphesiz Rabbinin katında olanlar, O'na kulluk etmekten büyüklenmezler; O'nu tesbih ederler ve yalnız O'na secde ederler.

Daha önce secde yönüyle okuduğumuz ayetin bu kez tesbih

tarafına yoğunlaştığımızda bu tesbihin günlük hayat içinde Allah’ın

gerçekleri çerçevesinde onu hatırlayarak yaşanması gibi bir anlam öne

çıkıyor. Tesbih Allah’ı farkındalıkla anma, vahyini çözümleme ve

gerçekler üzerinde aydınlanma işidir. Eğer olmazsa karmaşık hayat

bizi içine çektikçe çeker. Tesbih refleks haline gelirse gün içinde

karşılaştığımız olayları doğru yaşamada bize farkındalık verir. Kısacası

öğütleri hayata tatbik ederek salâtı hayata da yansıtmış oluruz. İşte bu

gün içindeki tesbihtir.

11:114 Hud suresi 114.ayet Gündüzün iki tarafında ve gecenin zülüflerinde salâtı ikame et. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. İşte bu, zikredenler (hatırlayanlar) için bir hatırlatmadır.

Gecenin zülüflerini daha önce gündüzün iki tarafındaki

alacakaranlıkların ayrıca açıklaması gibi düşünmüştüm. Ancak biraz

daha inceleyince burada üç vakitten bahsedildiğini ve üçüncüsünün de

ayrıca üçe ayrıldığını; Müzzemmil 20, İsra 79 ve Taha 130 gibi nebinin

gece okumalarının gecenin üçe bölündüğü şeklinde açıklandığı

ayetlerle Hud 114’ün link oluşturduğunu netleştirdiğimde fark ettim.

Yani gecenin zülüfleri gecenin üç parçaya bölünmesiyle ilgili bir ifade

olarak görünüyor. Neticede buradaki vakitler; sabah alacakaranlığı,

akşam alacakaranlığı ve üçe bölünmüş olan gecenin bir ya da iki

kısmı.

Page 53: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

53

Peki, bu vakitlerde ne yapılması öğütleniyor? Yine aynı ayetlerden

yola çıkarsak bu vakitlerde yapılan şeyin okuma, düşünme ve

çözümleme içerdiğini görüyoruz. Çözümleme işi sadece okuma ve

tefekkür üzerinden değil aynı zamanda güncel meselelerle de ilgili

olabiliyor. Bunu da nebiyi şehirden çıkarmak isteyenlerin İsra 79’dan

önce açıklandığı ayetten sonra konunun gündeme gelmesi gözler

önüne seriyor.

Yine Müzzemmil 20’den anladığımıza göre iman edenlerin bir

kısmı nebiyle birlikte de bunu yapmak istiyorlar ya da nebiye uyarak

onun gibi kendi kendilerine yapıyorlar. Her iki anlam da makul

görünüyor. Ama birlikte yapmak için bir talimat görünmüyor. Bu

vakitlerde yapılan tesbihin esası bireysel.

Vakit bildirilmesinin nedeni fikrimce “hep bu saatlerde

yapacaksınız” demek için değil bu vakitlerin bulundukları toplumsal

hayatın şartlarında tesbih çözümlemesine uygun zaman dilimleri

olmasıyla ilgili olduğundan. Neticede onların çoğu gece mesaisi

yaptıkları bir fabrikada ya da nöbete kaldıkları bir devlet kurumunda

çalışmıyorlardı. Herkesin durumuna göre şartları farklı olabilir. Bunu

eğer unutmazsam “vakit” konusunu inceleyeceğimiz bölümde de

konuşuruz diye düşünüyorum.

13:13 Rad suresi 13.ayet Gök gürültüsü O'nu hamd ile ve melekler (gürültünün) korkusundan

tesbih ederler. O, yıldırımları gönderip bununla dilediğine isabet ettirir. Onlarsa Allah hakkında çekişip-tartışırlar. O, gücü pek çetin olandır.

Buradaki tesbih doğa olayları üzerinden edilen tefekkür ve Allah’ın

azameti ile ilgili görünüyor. Verilen mesajın boş şeyler yüzünden

kavga etmek yerine var olanlar üzerinden tefekkür etmek olduğunu

düşünüyorum.

Page 54: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

54

15:97-99 Hicr suresi 97, 98 ve 99.ayetler

Andolsun, onların söylemekte olduklarına karşı göğsünün daraldığını biliyoruz. Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol. Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine kulluk et.

Tesbihin psikolojik yönüne vurgu yapan bir ayet olarak görünüyor.

Demek ki tesbih etmenin üzüntüyü yok edip umudu yeşerten bir yönü

de var.

17:44 İsra suresi 44.ayet Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih eder; O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.

Burada tesbihin yapılması gereken doğal bir şey ya da yaratılış

gereği istenilerek yapılabilirliğini görüyoruz. Ayrıca onların

tesbihlerinin kavranamaz oluşu, aslında tesbihin özgür ve özgün

içerik de kapsadığını gösteriyor adeta.

19:11 Meryem suresi 11.ayet Böylelikle (Zekeriya) mihraptan kavminin karşısına çıkıp onlara işaret etti: Sabah akşam tesbih edin.

Ali İmran 41’deki tesbih mesajının başka bir yönden verilmesi…

Orada Zekeriya’nın kendisine vahyedileni bu kez o toplumuna iletti.

Vahyi tebliğ etti. Vakit bölümünde bu konuyu yine açacağız.

20:130 TaHa suresi 130.ayet

Şu halde onların söylediklerine rağmen sen sabırlı ol. Güneşin doğuşundan ve batışından önce ve geceden bir vakitte Rabbini hamd ile tesbih et. Gündüzün taraflarında tesbihte bulun. Umulur ki rızaya varırsın.

Yukarıda konuştuğumuz Hud 114’ü açıklayan ve tam uyum içinde

bir ayet olarak görünüyor. Devamında konu sabra ve rızık konusuna

bağlanıyor. Bu konuları da ilerideki bölümlerinde ayrıca konuşacağız.

Page 55: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

55

21:19 Enbiya suresi 19. ve 20.ayetler

Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur. O'nun yanında olanlar, O'na kulluk etmekte büyüklüğe kapılmazlar ve yorgunluk duymazlar. Gece ve gündüz hiç durmaksızın tesbih ederler.

Hatırlama ve hayata yansıtma açısından tesbihin sürekliliğini ifade

eden ayetler olarak görünüyor.

21:33 Enbiya suresi 33.ayet

Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O'dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor. 36:40 Yasin suresi 40.ayet Ne güneşin aya erişip-yetişmesi gerekir, ne de gecenin gündüzün önüne geçmesi. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler. 79:3 Naziat suresi 3.ayet Yüzdükçe yüzerek gidenlere

Bu ayetlerde tesbihten açık biçimde bahsedilmiyor ama bu ayetleri

alma sebebim içinde geçen ve tesbihle aynı kökten olan kelime. Gök

cisimlerinin yörüngelerinde yüzmesini de tesbihin manidar bir tanımı

olarak algılıyorum. Biz de bize bildirilen yörüngede, Allah’la salât

dediğimiz bağlantıyı ayakta tutarak devam etmeliyiz.

21:79 Enbiya suresi 79.ayet Biz bunu (hükmü) Süleyman’a kavrattık, her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. Yapanlar biz idik.

38:17 Sad suresi 17,18 ve 19.ayetler Sen onların söylediklerine karşı sabret ve bizim güç sahibi kulumuz Davud'u hatırla; çünkü o, (her tutum ve davranışında Allah'a) yönelen biriydi. Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi. Ve toplanıp gelen kuşları da. Hepsi onunla yönelip-sığınmakta olanlar idi.

Page 56: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

56

Burada yine tesbihin yukarıda belirttiğim gibi esasen tek başına

yapıldığı ama birlikte de yapılabileceği mesajını alıyoruz. İkinci bir

hikmeti yine işin psikolojik yönü olarak görüyoruz. Belki de Davut

kral olmasına rağmen çoğunlukla kalabalıklar içinde bir yalnızdı.

Kuşlara, dağlara bakarak onlar ile düşünüyor, onlar üzerinden

kavrıyor ve rahatlıyordu. Olamaz mı? Neden olmasın!

Şimdi topluca ya da gruplar halinde yapılan ve adına “salât”

dediğimiz tesbihin netleştiği ayetler var sırada. Birbiri ile en çok

karıştırılma sebebi tesbih ve salâtın içeriğinin benzer olması. Ayrıldığı

yönse onları yapanların birey ya da topluluk olmaları. Bu yerine göre

bir ev de olabilir bir mescid de. Mekân konusunu da “kıble” ve

“salâvat” bölümlerinde konuşacağız.

24:36 Nur suresi 36.ayet (Allah’ın nuru) Allah'ın, onların yükseltilmesine ve isminin zikredilmesine izin verdiği evlerdedir. Onların içinde sabah akşam

O'nu tesbih ederler.

Toplu halde yapılan tesbihlere katılanların kendi evlerindeki

tesbihin devamlılığı gösteriliyor bu ayette. Cuma suresinde geçenlere

benzer ifadelerin hemen hemen aynısının, bu ayetten hemen sonra

gelen aşağıdaki ayette de göründüğünü ve salâtı ikame bağlamında

açıklandığını sanıyorum fark edeceksiniz.

24:37 Nur suresi 37.ayet

(Öyle) adamlar ki; ne ticaret ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, salâtı ikame etmekten ve zekâtı vermekten alıkoyar. Onlar kalplerin ve bakışların inkılâba uğrayacağı günden korkarlar.

Burada “adamlar” geçtiği için muhtemelen “Cuma namazı

kadınlara farz değil” demişler. Oysa Nur suresinin bu bölümünden

önceki ayetlerde kadınların haklarına özgü olarak erkekleri uyaran bir

konu bağlamı olduğu için burada rical (adam) kelimesi kullanılmış

Page 57: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

57

diye düşünüyorum. Ve tabi ki erkek egemen bir toplum bu; sosyolojik

tabanda incelenmesi gereken bir husus. Bu ayette bahsedilenin tesbih

değil salâtı ikamenin içindeki salât olduğunu tekrar söylemiş olalım.

Şimdi güzel bir ayete daha geliyoruz. Bakın burası çok önemli. 😊

Kitabın kapak resmine özellikle konu ettiğim yer! Kuşlar, uçuşları,

tesbihi ve salâtı nasıl yaptıkları…Ve tabi ki bundan alacağımız

izdüşümleri…

24:41 Nur suresi 41.ayet Görmedin mi; göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar Allah'ı nasıl tesbih etmektedir. Hepsi kendi salâtını ve tesbihini bilir. Ve Allah onların ne yaptığını bilmektedir.

Bu ayetten bir önceki ayette karanlık denizlerden ve onun

katmanlarından bahis vardır. Manidardır. Çünkü tabiat üzerinden

düşündürmüştür. Ondan bir öncesinde ise inkâr edenlerin çöldeki

serap gibi sahteliklerin peşinde onu bir şey zannettikleri ama sonunda

sadece Allah’ı bulabilecekleri belirtilir. O da tabiat üzerinden

düşündürmüştür. İşte kuşlarla ilgili bu ayet de tesbihi ve salâtı tabiat

üzerinden düşündüren ve hikmetler çıkarılabilecek bence en önde

gelen ayettir. Kuran’a bakarsanız göreceksiniz ki bu ayetlerden sonra

da tabiat konusu hemen bitmez. Bulutların ve yağmurun işleyişinden,

dağların, gece ile gündüzün oluşmasından ve sonra her canlının

yaratılış serüveninden bahsedilerek devam eder gider. Kısacası

tabiattaki makul düzen ve Allah’la olan bağlantıları ölçüsünde tesbih

ve salât bu yolla açıklanmaktadır. Kuşlara dönelim tekrar…

Toplu gruplar halinde uçan kuşlara tanık olmuşsunuzdur. Birinci

grup V harfi biçiminde göç edenlerdir. İkinci grup ise adeta tek bir

beyin tarafından yönetilircesine aynı anda aynı yöne dönen, seyri hoş

bir dans gösterisi gibi topluca uçup harika şekiller oluşturan kuşlardır.

Page 58: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

58

Her iki grubun önünde de sabit olmayan liderler vardır ve

rüzgârdan faydalanarak en az enerjiyle en fazla faydayı sağlayarak

uçar ve daha az yorulurlar. Yine de öndekiler en fazla güç sarf ederken

yorulduklarında bu sefer hemen arkasındaki öne geçer ve bu döngü

devam eder gider. Kısacası orada müthiş ve örnek alınası bir

dayanışma vardır. Tek başlarına uçamayacak kadar uzağa uçar ya da

tek başlarına yapamayacakları kadar manevrayı, oluşturdukları hava

akımı nedeniyle çok daha kolay ve daha az enerji harcayarak yaparlar.

Alınacak ilk ibret budur: Dayanışma.

Kuşlar geçmişten bu yana özgürlüğün sembolü olmuşlardır.

Özgürce yaptıkları göçler gerektiğinde hicreti ve seferi ifade ederken,

özgürce yaptıkları manevralar da özgün olarak hepsinin yaratılışı

gereği bir arada çalışabileceğini gösterir. Aşağıya diğer insanlara ya da

canlılara bakıp da onlar nasıl bir arada çalışıyor, neyi nasıl yapıyorlar

diye dert etmez içlerinden geldiği biçimde ve yaratılışlarında olana

göre bir salât edişleri vardır. Yaptıkları taklit değildir. Birbirlerine

özenmez, kıskanmaz ve üzerine düşeni güçleri ve yetenekleri

ölçüsünde yaparlar. Alınacak ibret erdemli, özgür ve özgün olarak bir

arada çalışmaktır.

Kuşların diğer bir sembolik tarafı barışçı olmalarıdır. Orada o

muhteşem gösteriyi ve dayanışmayı yaparken kimseyle kavga etmez,

kimseyi de rahatsız etmezler. Herkesi kendilerine hayran bırakırlar.

Her birinin ayrı ayrı bir hayatı varken bir aradayken uyumlu

taraflarını öne çıkarırlar.

Bir diğer ibretse büyük güç olmalarıdır. Yırtıcı kuşlara ve canlılara

tek başlarına iken kolayca av olacak kadar güçsüz ve naiftirler. Ama

bir arada oldukları zaman yırtıcı bir kartal bile onların arasına

girmekten korkacaktır. Uçmayı tek başına bile öğrenseler, uçmaya

başladıktan sonra bir arada yaşaması gereken sosyal hayvanlardır.

Page 59: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

59

Doğru zamanda doğru yerde doğru işler yaptıktan sonra tevekkülleri

de elbette Allah’adır. Ve Allah onların ne yaptığını bilmektedir. İşte

salâtı ikamenin içindeki salât tam da budur. Tesbih edenlerin bir

arada tesbihidir.

25:58 Furkan suresi 58.ayet Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)a tevekkül et ve O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının kötülüklerinden O'nun haberdar olması yeter.

Buradaki tesbihte de tevekkül ve yine psikolojik bir destek

hissediliyor. Aşağıdaki ayetlerdense nerede tesbih ettiğinin, yani

mekânın çok da önemli olmadığı ve sadece zihnen de yapılabilecek bir

şey olabildiği çıkarımlanabilir.

37:142-144 Saffat suresi 142, 143 ve 144.ayetler Derken onu balık yutmuştu, oysa o kınanmıştı. Eğer (Allah’ı çokça) tesbih edenlerden olmasaydı, onun karnında (insanların) dirilip-

kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı.

Tesbihin özgür içeriği içinde dua ve tevbe olabileceği de aşağıda...

40:55 Mümin suresi 55.ayet Şu halde sen sabret. Gerçekten Allah'ın vaadi haktır. Günahın için mağfiret dile, akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et.

Birbirine yakın çıkarımlar yapılabilecek birçok ayeti Kuran

içerisinde bulabiliriz. Hepsini buraya alıp konuyu uzatmayalım.

Aşağıdaki ayette imanın kesin bilgiyle ilgili olduğu hatırlatılmakla

beraber, onun üzerinde düşünmek de tesbih etmek olarak

çıkarımlanabilmektedir.

56:95 Vakıa suresi 95.ayet Şüphesiz bu, kesin bilgi ifade eden bir gerçektir (Hakku'l-Yakin). 56:96 Öyleyse büyük Rabbini ismiyle tesbih et.

Page 60: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

60

Aşağıdaki ayetlerde ise Allah’ı tenzih ve şükür kavramları yine

hissedilmekte…

87:1-3 Ala suresi 1.2 ve 3.ayetler Rabbinin yüce ismini tesbih et. Ki O yarattı, bir düzen içinde biçim verdi. Takdir etti, böylece yol gösterdi.

Salâtı ikame etme (bağlantıyı ayakta tutma) kapsamında gerek

tesbih gerekse salât kavramları içinde sık sık karşılaştığımız “hûşû”

diye bir kelime var. Bu da doğal süreç içinde oluşan bir hissiyat. Şimdi

de ona bakalım…

Page 61: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

61

Hûşû ve Salâtı İkame

ûşû genellikle sadece içsel bir mutluluk hazzı ve başka

her şeyden vazgeçmiş olan anlaşılması güç bir ruh hali

gibi algılanıyor. Oysa hûşûnun içinde asıl öne çıkan şey

derin bir merak ve daha fazla gerçeği öğrenme hevesidir. Takva ile

başladığımız bağlantı serüveninde bakın neler yaşadınız! Ne kadar

tesirli duygulara büründünüz. Yeni şeyleri ve gerçekleri apaçık

görmeye başlamak bu öğrenme merakı ve hevesini doğurdu. Boş

işlere dalıp da bu hissiyatı kaybetmemek gerekiyor. İşte hûşû bu

manada gerçeklere daha bir iştahla sarılmaktır. Salâtı ikame ediş

(bağlantı) bu bağlılık hissi ile ayakta tutulmaktadır.

23:1 Müminun suresi 1,2 ve 3.ayetler

İman edenler felaha ermiştir. Onlar salâtlarında hûşû içindedir. Onlar boş şeylerden yüz çevirmişlerdir.

Hûşû ile “boş şeylerden yüz çevirmişlik” yan yana ve hûşûnun

tanımı mahiyetindedir. Kuran’daki bu tip ifadeler hûşûnun içi boş bir

duygu yoğunluk hali değil içi dolu bir farkındalık olduğunu gösterir.

Ne istediğini ve nereye doğru yürüdüğünü bilmektir hûşûyu doğuran.

Hiçbir şeyin farkında olmadan ve dişe dokunur bir şey bilmez bir

bağlantı içinde dinsel bir duygu yoğunluğu yaşamak hûşû değil, içi boş

bir arabesk hissiyatıdır.

2:45 Bakara suresi 45.ayet Sabırla ve salâtla yardım dileyin. Şüphesiz bu hûşûlu olmayanlara büyük (zor) gelir.

H

Page 62: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

62

Duygu yoğunluğu ve hayat zorlukları içinde sıkışıldığı dönemlerde

Allah’a yaslanma davranışı gelip geçen bir hissiyattır. Ama hûşû esas

olarak gelip geçen bir hissiyat değildir.

Hûşûnun olmadığı hissiyat; içselleştirilmemiş ve devamlılığı

olmayan bir duygu patlaması olduğu için onun olmadığı dönemlerde

salâtı ikameye (bağlantısını, davasını ayakta tutmaya) ve daha fazla

öğrenip üzerinde çalışmaya olan istek azalır. Bu da insanı

öğrendiklerini unutmaya, önemsememeye, “desinler” diye orada

burada olmaya ve ikiyüzlülüğe götürür.

4:142 Nisa 142.ayet

Bilin ki ikiyüzlüler (münafıklar) Allah'ı aldatma peşindedir. O ise bunu başlarına çevirir (onları aldanmış bırakır). Salât için kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve pek az (zaman) hariç Allah'ı hatırlıyor değillerdir.

4:143 Nisa 143.ayet Ne onlarla, ne bunlarla olur, arada bocalayıp dururlar. Allah kimi saptırırsa, artık sen ona bir yol bulamazsın.

Hûşûnun içindeki en önemli öğesi farkındalıktır. Bu gerçeklik

Allah’ı daha doğru anlamayı ve O’na hayran olmayı da beraberinde

getirir.

22:35 Hacc suresi 35.ayet Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer. Onlar kendilerine isabet eden musibetlere sabredenler, salâtı ikame edenler ve rızık olarak verdiklerimizden infak edenlerdir.

Hûşûnun yapıtaşı bilmediği şeyleri daha iyi bilme hevesidir. Eğer

bu heves yoksa o kişi uyarılacak ve uyandırılacak kişi olamamıştır

henüz. Daha doğrusu uyanmaya hazır değildir.

Page 63: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

63

35:18 Fatır suresi 18.ayet

Yükü olan kimse başka bir yükü yüklenmez. Eğer yükü ağır olan kimse onu taşımaya çağırsa, yakını da olsa kendisine ondan hiç bir şey yükletilmez. Sen yalnızca gayb ile Rablerinden hûşû duyanları ve salâtı ikame edenleri uyarırsın. İşte kim arınırsa, o sadece kendini arındırır. Sonunda varış Allah'adır.

Toplu bir hûşû hali hissedilebilir ama esasta hûşû tekil (bireysel)

bir istektir. Toplu olunmadığı durumlarda da bu istek devam eder. Bir

insan sadece diğerleriyle bir arada iken bu öğrenme hevesini

hissediyor ama yalnız kaldığı zamanlarda eriniyorsa salâtında

(bağlantısında) henüz hûşû sahibi olmamış demektir.

32:16 Secde suresi 16.ayet Onların yanları yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla (çağırırlar) dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

Page 64: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

64

Vakit ve Salâtı İkame

akit ayırma ihtiyacı salâtı ikamenin içinde öncelikle

bireysel olarak ortaya çıkan bir gerçektir. Bağlantınızın

(salâtınızın) bir daha asla kopmamasını istediğiniz için

öğrendiklerinizin üstüne koyarak ilerlemeye artık kesinlikle vakit

ayırmak ihtiyacı hissedeceksiniz. Tesbih için…

Vakitli salât ise, salâtı ikame etmenin (bağlantıyı ayakta tutma

çabalarının) içindeki o özel salâtla ilgilidir. Ancak Kuran’da bu vakitli

salâtın dışında da vakit ifadeleri geçmekte olduğu için kafalar biraz

karışık. Oysa bu ifadelerin çoğu vakitli salâtla değil daha önce ilgili

bölümde incelediğimiz ve bireysel ağırlıklı olan tesbih etme konusuyla

ilgilidir. Vakitli salât ise toplu bir çalışmadır. Müminler üzerinde ortak

akıldan faydalanacakları bir beraberlik sorumluluğudur.

4:103 Nisa suresi 103.ayet Salâta kalktığınızda Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Ne zaman ki güvenliğinizden tatmin oldunuz artık salâtı ikame edin. Öyle ki salât, iman edenler üzerine vakitli olarak yazılmıştır.

Nisa 103. ayetin başında geçen “salâta kalktığınızda” ifadesi önceki

ayetlerdeki salâtı kısaltmayı öngören sefer (savaş) durumundaki

salâtla ilgilidir. Yani “salâtı tam olarak icra edemediğiniz için o vakit

gelip de salâta kalkacağınızda” denmek istenerek “bu durumda her

halinizde zikretmeye, tesbih etmeye olan şartlarla kendi kendinize

yaptığınız gibi devam edin” denmektedir. “Ama ne zamanki her şey

eski asayişli hale gelirse o durumda eskiden yaptığınız gibi salâta

birlikte devam edersiniz. Çünkü bu topluca yaptığınız vakitli bir

V

Page 65: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

65

sorumluluğunuzdur.” manası vardır. Bu kitabın başından beri arada

bir ifade ettiğim “salâtı ikamenin içindeki salât” isimli olan salât

birlikte yapılan vakitli salâttır.

Peki, içinde vakit ifadeleri geçen ayetlerde söylenen diğer zamanlar

nelerle ilgilidir? Şimdi onların hepsine bakacağız ve tilkilerimizin

kuyruklarını sırayla yakalayacağız…

3:17 İmran ailesi suresi 17.ayet

Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.

Bu ayetteki “seher vakitleri” ifadesi “Hepiniz her sabah seher

vaktinde af dileyin” denmek için değildir. Hûşû ile bağlantısını ayakta

tutanların tesbihleri için örnek olarak gösterilen bir zaman aralığıdır.

Bir emir ya da görev değil ibret alınacak bir misaldir. Yalnız başına

kalınabilecek ve rahatça tesbih edilebilecek ve Allah’tan af

dilenebilecek çok özel bir zaman dilimidir. Uykusuz kaldığımız bir

gecenin sabahında bile mutlaka kalkıp o saatte yapacağımız bir görev

değildir.

3:113 İmran ailesi suresi 113.ayet Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki; gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secde edenlerdir.

Benzer bir durum burada da vardır. Gece vakti ayakta kalıp

Allah’ın ayetlerini okuyup çözümlemek ve tam bir kavrayışa ulaşmak

için farkındalık sahibi olmaya çalışmak iyi bir şeydir. Salâtı ikame

etmek (bağlantısını ayakta tutmak) isteyenler için örnek bir davranış

biçimidir. Gecenin sessizliğinde çalışmak, kavrama kolaylığı açısından

çok faydalıdır. Ama her gece için emredilen mutlak bir vazife değil

örnek gösterilen bir yöntemdir. Geceleyin asfalt döken işçinin, işini

bırakıp yolun kenarında namaz kılması için değildir. Fırsatı olanların

Page 66: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

66

ve kendine fırsat yaratanların zaten yapmak isteyeceği bir ders

çalışma işidir.

3:41 İmran Ailesi suresi 41.ayet (Zekeriya) “Rabbim! Bana bir delil (ayet) ver.” dedi. Senin delilin, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O’nu tesbih et. 19:11 Meryem suresi 11.ayet Böylelikle (Zekeriya) mihraptan kavminin karşısına çıkıp onlara işaret

etti: Sabah akşam tesbih edin.

Zekeriya kıssasında Zekeriya’nın sabah ve akşam tesbihlerine dair

vahyi alışını Ali İmran 41’de ve aldığı vahyi tebliğ edişini Meryem 11’de

görüyoruz. Sabah ve akşam olarak diğer tesbih ayetlerine uygun

olarak da alınabilir, süreklilik ifadesi olarak da kabul edilebilir. Her iki

şekilde de tesbih geçmektedir.

11:114 Hud suresi 114.ayet

Gündüzün iki tarafında ve gecenin zülüflerinde salâtı ikame et. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. İşte bu, zikredenler için bir hatırlatmadır.

Bu konuya daha önce değinmiştik. Bir kez daha tekrar edelim:

Gecenin zülüflerini daha önceleri gündüzün iki tarafındaki

alacakaranlıkların ayrıca açıklanması gibi düşünüyordum. Ancak biraz

daha inceleyince burada üç vakitten bahsedildiğini ve üçüncüsünün de

ayrıca üçe ayrıldığını; Müzzemmil 20, İsra 79 ve Taha 130 gibi nebinin

gece okumalarının gecenin üçe bölündüğü şeklinde açıklandığı

ayetlerle bu ayetin link oluşturduğunu netleştirdiğimde fark ettim.

Yani gecenin zülüfleri gecenin üç parçaya bölünmesiyle ilgili bir ifade

olarak görünüyor. Neticede buradaki vakitler; sabah alacakaranlığı,

akşam alacakaranlığı ve üçe bölünmüş olan gecenin bir ya da iki

kısmının tahsis edilmesiyle ilgili.

Page 67: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

67

Peki, bu vakitlerde ne yapılması öğütleniyor? Yine aynı ayetlerden

yola çıkarsak bu vakitlerde yapılan şeyin okuma, düşünme ve

çözümleme içerdiğini görüyoruz. Çözümleme işi sadece okuma ve

tefekkür üzerinden değil aynı zamanda güncel meselelerle de ilgili

olabiliyor. Bunu da nebiyi şehirden çıkarmak isteyenlerin İsra 79’dan

önce açıklandığı ayetten sonra konunun gündeme gelmesi gözler

önüne seriyor. Bu ayetin (Hud 114’ün) öncesinde ve sonrasında da

iman edenlere zulmedilmesiyle ilgili benzer bir durum var.

Yine Müzzemmil 20’den anladığımıza göre iman edenlerin bir

kısmı nebiyle birlikte de bunu yapmak istiyorlar ya da nebiye uyarak

onun gibi kendi kendilerine yapıyorlar. Her iki anlam da makul

görünüyor. Ama birlikte yapmak için bir talimat görünmüyor. Bu

vakitlerde yapılan tesbihin esası bireysel.

Vakit bildirilmesinin nedeni sanıyorum ki “hep bu saatlerde

yapacaksınız” demek için değil bu vakitlerin bulundukları toplumsal

hayatın şartlarında tesbih çözümlemesine uygun zaman dilimleri

olmasıyla ilgili olduğundan. Neticede onların çoğu gece mesaisi

yaptıkları bir fabrikada ya da nöbete kaldıkları bir devlet kurumunda

çalışmıyorlardı. Herkesin durumuna göre şartları farklı olabilir.

Bu ayet (Hud 114) üzerinde oldukça fazla münakaşalara

rastlıyoruz. Vakitli olan salâtla ilgili olduğunu düşünen çok. Oysa

Kuran’daki tüm tesbih ayetlerini göz önüne aldığımızda vakitli salâtla

değil günün her vaktinde yapılabilir olan tesbihle ilgili olduğu

anlaşılıyor. Tesbih ise vakitli değil, yapılması için uygun vakitlerin

misal gösterildiği ve genellikle bireysel olan bir tefekkür işi.

Zaman ayırıyor muyuz ayırmıyor muyuz ona bakmamız lazımken,

şu vakitti bu vakit değildi diye tartışmaya gerek yok aslında. Biz

kendimize bakalım. Bunun için zaman ayırıyor muyuz? O vakitler

Page 68: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

68

belki de onlar içindi sen gece çalışıyor gündüz yatıyor olabilirsin. Sen

kendi vakitlerini periyodik olarak planlayabiliyor musun? Herkes

kendini kontrol etsin.

17:78-79 İsra suresi 78. ve 79.ayetler Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar salâtı ikame et. Ve fecir okuması (Kur’an’ı): Öyle ki fecir okuması müşahede edilebilirdir (görünürdür, şahit olunurdur). Gecenin bir kısmında sana ait ilave olarak onunla uyanık kal. Umulur

ki Rabbin seni hamd edilecek bir makama (yere) ulaştırır.

Buradaki vakitler Hud 114’de yazılı vakitlerin farklı bir üslupla

yazılmış halidir. Buradaki vakitler ve Hud 114’deki vakitler aynı

vakitlerdir: Sabah, akşam ve gecenin bir kısmı.

“Fecir okuması” tabirine gelince… Kuran’da ne yazdığını anlamak

gibi bir derdi olan ve o kitaba tapmak için değil mesajı alıp doğruyu

bulmak üzere o kitabı okuyanların eminim ki birçok kere kulaklarının

tırmalanıp takıldığı bir yerdir İsra 78’inci ayet… Ki bu ayeti “Arapçayı

sular seller gibi bilen!” geleneksel meal yazarlarının hemen hepsi aynı

biçimde çevirmişler… “Sabah namazı tanıklıdır” …Hatta kimileri hızını

alamamış ve “sabah namazına melekler şöyle şahit olurlar, böyle şahit

olurlar” diye olan kelimeleri değiştirmekle kalmayıp olmayan

kelimeleri de eklemişler kitabın ayetine. Peki, neden böyle yapmışlar?

Benim öngörüm; konunun saplantılı bir hassasiyetle namazla

bağdaştırılıyor olmasıdır.

Burada ikame edilmesi istenen salât, namaz değil yine bir tesbihtir

ve büyük oranda nebiyi ve arkadaşlarını bulunduğu yerden kovma

planları yapan veya kendi istedikleri kıvama getirmek isteyen

müşriklere karşı yapılacak mücadelenin düşünsel hazırlığıdır. Ayetin

Page 69: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

69

önündeki ve arkasındaki diğer ayetleri de okursanız bunu net biçimde

göreceksiniz.

Nebi bu konuda sıkıntı çekiyor. Ne yapılması gerektiği üzerinde

düşünüyor ve Allah’tan yardımını umuyor. Enine boyuna iyice

düşünmeden karar vermek istemiyor. Buradaki tesbih bir hal tarzı

çalışmasıdır. Kendi hayatınızda karşılaşabileceğimiz farklı konularda

da ibret alınabilecek bir örnektir. Detaylandırılabilir ana mesaj kabaca

şudur: “Başkaları tarafından başına bir sıkıntı getirildiğinde etraflıca

düşünmeden hareket etme. Yol gösterici kitabın üzerinde çalış.

Konuyu analiz etmeye vakit ayır, sonra kararını ver ve Allah’tan

ümidini kesme.”

Oysa ayetlerin önüne ve arkasına bakmayanlar… O kadar sıkıntı

içerisindeki peygamberin başındaki belayı unutup hangi saatlerde

nasıl namaz kılacağının ve kılacağı namaza meleklerin şahit olup

olmayacağının derdine düştüğünü zannediyorlar. Hatta bazılarına

kalsa peygamberin başında kılıç sallanırken bile namazını

bozmayacağını ileri süreceklerini biliyorum. Ama Kuran’da böyle bir

manzaraya rastlayamazsınız. Hatta tam tersine tehlike anlarında

salâtın kısa tutulması gerektiği bile söylenir.

Ayette geçen “fecir”in “sabah aydınlığı”, Kuran’ın ise “okunan,

okuma” anlamına geldiğini biliyorsunuzdur. “Meşhuden” ifadesi ise

“görünen, görünür, görülebilir, tanık olunabilir, müşahede edilebilir”

demektir. Yani ayette denmek istenen şey, fecir’deki okumanın sadece

aklından geçirme değil, gözle de görülebilir bir okuma olduğudur.

Okuyup düşünme işinin aydınlıktan dolayı kolaylaşmış olduğudur.

Çünkü akşam alacakaranlığından gecenin kararmasına kadar ve

gecenin bir bölümünde de konu üzerinde kafa patlatan nebinin o

Page 70: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

70

saatlerde fecir ile birlikte aydınlığa da kavuşmuş olması söz

konusudur.

Evet kelime “tanık olunan” diye de çevrilebilir ama bu tanık

olunma hali hani İngilizcedeki “observable, visible, appearing”

kelimelerindeki anlamlara yakındır. Başkalarının gelip bize tanık

olması değildir.

İkna olmadınız mı? Aynı kelime sadece İsra 78’de değil Hud 103’de

de geçer… Bakın geleneksel mealcileriniz bunu nasıl çevirmişler…

Neden tanık olunan dememişler de açıklamaya çalışmışlar? Düşünün.

11:103 Hud suresi 103.ayet

* Ahiret azabından korkan için bunda kesin ayetler vardır. O, bütün insanların kendisinde toplanacağı bir gündür ve o gözlemlenebilen bir gündür. (Bulaç) * Her halde bunda Âhıret azâbından korkanlar için muhakkak bir ibret

vardır, o öyle bir gündür ki onun için insanlar toplanacak, hem öyle bir gün ki mutlak görülecektir. (Elmalılı) * Doğrusu bunda (bu kıssada), âhiret azâbından korkanlar için elbette bir ibret vardır. Bu (kıyâmet vakti), insanların onda toplanmış olacağı bir gündür ve bu, (herkes tarafından) görülecek bir gündür. (Hayrat)

Şimdi söyleyin “sabah namazı tanıklıdır” mı yoksa “fecir (sabah

aydınlığı) okuması görünürdür” mü? Melekler sabah şahitlik

yapıyorlar da gün içinde ve geceleyin şahitlikten mi kaçıyorlar?

20:130 TaHa suresi 130.ayet Şu halde onların söylediklerine rağmen sen sabırlı ol. Güneşin doğuşundan ve batışından önce ve geceden bir vakitte Rabbini hamd ile tesbih et. Böylece gündüzün taraflarında tesbihte bulun. Umulur ki rızaya varırsın.

Taha 130’daki vakitler, yine Hud 114 ve İsra78-79’daki zaman

dilimlerinin farklı cümlelerle aynısının ifadesidir ve yine vakitli salât

Page 71: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

71

değil tesbih içindir. “Gündüzün tarafları” ifadesi bu vakitlerin

gündüzün içinde olmadığından, etrafında (dışında) olduğundandır.

Ön ve arka ayetlere bakıldığında yapılacak tesbihin de yine

bağlamdaki sorunlar çerçevesinde olduğu görülür.

24:36 Nur suresi 36.ayet (Allah’ın nuru) Allah'ın, onların yükseltilmesine ve isminin zikredilmesine izin verdiği evlerdedir. Onların içinde sabah akşam O'nu tesbih ederler.

Toplu halde yapılan vakitli salâta katılanların kendi evlerinde de

süreklilik gösteren biçimde tesbih ettiğini gösteren bir ayet. Bu salât

için Cuma suresinde geçenlere benzer ifadeler hemen sonra gelen

ayette de görünüyor ve salâtı ikame bağlamında açıklanıyor.

24:37 Nur suresi 37.ayet (Öyle) adamlar ki; ne ticaret ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, salâtı ikame etmekten ve zekâtı vermekten alıkoyar. Onlar kalplerin

ve bakışların inkılâba uğrayacağı günden korkarlar.

Şimdi geldik meşhur bir ayete!

24:58 Nur suresi 58.ayet Ey iman edenler! Nüfuzunuz altında olanlar, sizden erginliğe ulaşmamış olanlar üç kez izin istesinler: Fecir salâtından önce, gün içinden (öğle vakti) elbiselerinizi çıkarttığınız vakit ve işa (akşam) salâtından sonra. Üçü de özel (vakitler)dir. Bunların dışında size de

onlara da bir günah yoktur. Yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin yanında olabilirsiniz. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklamaktadır. Allah bilendir, hâkim olandır.

Meşhur üç vakit ayeti… Oysa burada üç değil iki vakit var… Konu

da esasen vakit değil aile içi terbiye… Ve olan iki vakit de namazla veya

vakitli salâtla değil tesbihle ilgili yukarıda bolca konuştuğumuz

vakitler.

Page 72: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

72

Salât kelimesinin kullanılmasının bir nedeni de aile içinde sabah ve

akşam ailece tesbihin yapılabilir olması (Nur 36) da olabilir. Neticede

fecir ve işa olarak burada geçen salâtlar sabah ve akşam tesbihleridir.

Öğle elbiselerin çıkarılması vakti ise salâtla ilgili değil sıcak iklimde

yaşanan yerel dinlenme saatleriyle ilgili bir zaman aralığıdır.

25:64 Furkan suresi 64.ayet Onlar, Rablerine secde ederek ve kıyama durarak (ayakta kalarak)

gecelerler.

Vakit bağlamı yönünden tamamen hûşûyla ve gece tesbihiyle ilgili

bir ayet olarak görünüyor.

30:17 Rum suresi 17.ayet Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah'ı tesbih edin (tenzih). 30:18 Rum suresi 18.ayet Hamd O'nundur; göklerde ve yerde, günün sonunda ve öğleye

erdiğiniz vakit de.

Aslında özel vakitler olmasından ziyade burada o özel zaman

dilimlerinin de kati bir şart olmayıp şartlar içinde bir tavsiye olduğu

kanımca anlaşılıyor.

Yine sabah ve akşam var. Tesbih var. Ama bu iki ayeti ilginç kılan

başka bir durum da var: Günün sonu ve öğleye erdiğiniz vakit. Bu

ikisinin gündüzün iki bölümü; yani öğleden akşama (günün sonu) ve

sabahtan öğleye (öğleye erdiğiniz vakit) olduğu kanaatindeyim. Bu

ayetteki kelime seçimleri de manidar: Genelde hamd ile tesbih birlikte

kullanılan kelimelerdir. Burada 17. ayette tenzih anlamında bir tesbih

geçerken, 18.ayette tesbih de değil sadece hamd geçiyor. Yani “gündüz

meşguliyetleriniz olduğu için tesbih edemeseniz de günün her vakti

zaten hamd Allah’adır” şeklinde anlıyorum.

Page 73: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

73

Aşağıdaki ayetlerde yine hem sabah akşam vakitlerini hem de

tesbihin farklı içeriklerini gösteren ifadelere rastlıyoruz…

33:41-42 Ahzab suresi 41 ve 42.ayetler Ey iman edenler, Allah'ı çokça zikredin. Ve O'nu sabah ve akşam tesbih edin. 40:55 Mümin suresi 55.ayet Şu halde sen sabret. Gerçekten Allah'ın vaadi haktır. Günahın için mağfiret dile, akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et.

48:9 Fetih suresi 9.ayet Ki Allah'a ve elçisine iman etmeniz, O’nu savunup-desteklemeniz, O’nu tenzihle yüceltmeniz ve sabah akşam O'nu tesbih etmeniz için. 50:39 Kaf suresi 39.ayet

Öyleyse sen, onların dediklerine karşılık sabret ve Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batışından önce hamd ile tesbih et.

Aşağıdaki ayette farklı bir tabir “secdelerin ardından” ifadesi var.

50:40 Kaf suresi 40.ayet Gecenin bir bölümünde ve secdelerin arkasından da O'nu tesbih et.

“Secdelerin ardından” ifadesinin tesbihini “belli vakitlerle sınırlı

tutmamak” anlamına yakın olduğunu düşünüyorum. Gerek vakitli

salâtlardan sonra gerekse bireysel tesbihlerin ardından gece ve

gündüz bir uyarıcı olarak zihnen meşgul olunmaya devam edilmesi

öngörülüyor, şeklinde anlıyorum.

52:48 Tur suresi 48.ayet Artık, Rabbinin hükmüne sabret; çünkü gerçekten sen, gözlerimizin önündesin. Ve her kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et. 52:49 Tur suresi 49.ayet Gecenin bir bölümünde ve yıldızlar kaybolurken (batışının ardından) de O'nu tesbih et.

Page 74: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

74

İlk ayette (48.ayette) her türlü salâtta süreklilik içeren tesbih

görünüyor. 49.ayette ise öncekilerden farklı olarak yıldızların gözden

kaybolduğu zaman işaret ediliyor. Bu da yine fecre/sabaha tekabül

ediyor.

62:9 Cuma suresi 9.ayet Ey iman edenler, toplanma günü salât için çağrı yapıldığı zaman, Allah'ın hatırlatıcısına koşun ve alış-verişi bırakın. İşte bu, eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.

Kuran’da üzerinde özellikle durulan vakitli salât işte budur.

Müminler üzerinde ortak akıldan faydalanacakları bir beraberlik

sorumluluğudur. Çağrıyla yapılan ve iman edenlerin katıldığı geniş bir

ortak tesbih ve dayanışma faaliyetidir.

Durumun bu olması ayrıca geniş kapsamlı başka salât yapılamaz

demek değildir. Kuran’da emredilen bu salâtın dışında elbette

müminler kendi aralarında anlaşıp farklı gün ve saatlerde de

emredilmediği halde toplu salât yapabilirler. Gece tesbihlerinde de bir

araya gelebilirler. Gelmişlerdir de. Bunun önünde bir engel yoktur.

73:6-7 Müzzemmil suresi 6. ve 7.ayetler Doğrusu gece neşesi etki bakımından daha kuvvetli, okumak bakımından daha sağlamdır. Çünkü gündüz, senin için uzun uğraşılar vardır.

Bu ayet açıkça gündüzün öğütlenen bir ders tesbihi vakti

olmadığını, gündüzün dışındaki saatlerde o tip tesbih saatlerinin

öğütlendiğini gösteriyor. Sebeplerini de açıklıyor. Elbette vakitli olan

toplantı salâtı bunun dışında. Bunu da Cuma suresi ve bağlantılı

ayetlerden anlıyoruz.

Page 75: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

75

Şimdi geldik daha önce de bahsettiğimiz Müzzemmil 20.ayete. Hud

114’de konuştuğumuz ve link verdiğini belirttiğim gecenin zülüfleri bu

ayetle ilgiliydi.

73:20 Müzzemmil suresi 20.ayet Şüphesiz ki Rabbin, senin ve beraberindekilerin gecenin üçte ikisine yakın, yarısı veya üçte birinde ayakta olduğunu biliyor…

Bu ayete tekrar döneceğiz… Ama önce peygamber örnekliğinde

salâtı ikame eden bireylerin gelişim evrelerinden bu sure kapsamında

bahsetmemiz lazım…

73’üncü ve 74’üncü surelerde genelde her ikisi de benzer biçimde

“örtüsüne/elbisesine bürünen” olarak tercüme edilen “müzzemmil”

kelimesi ile bir sonraki surede geçen “müddessir” kelimesinin yakın

anlamlara sahip olmakla birlikte aralarında bir nüans vardır.

Müzzemmil kelimesi daha çok “elbisesine bürünen” anlamına

müddessir ise “örtünerek gizlenen” anlamına daha yakındır. Yani

birisinde kendi olağan kıyafetine bürünen bir kişi varken diğerinde bir

üst giysisi ya da üzerine aldığı ilave bir örtü söz konusudur. Canım ne

fark eder diyor olabilirsiniz. Ancak her iki kelimenin de benzeşimli bir

deyim olduğunu göz önüne alırsak aradaki farkı daha net görüyoruz.

Şöyle ki…

Müzzemmil’den yani elbisesine bürünen kişiden kasıt, kendisini

toplum içinde, daha doğrusu kalabalıklar içinde yalnızlığa terk etmiş

olan, toplumdan farklı düşündüğü halde kendi kendine bu farklılığı

yaşayıp toplumla bu yönde ilişki kurmayan ya da kuramayan bir kişi

anlaşılır. Yani düşüncelerini kendi içinde yaşar.

Müddessir ise bir adım daha geride durup gizlenmeyi seçendir.

Müzzemmil’in tüm anlamlarını taşımakla beraber Müddessir

Page 76: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

76

deyiminden kasıt, kendisini toplumun içinde yalnız görmekle

kalmamış elbisesinin üzerine bir de battaniye/zırh çeker gibi kendisini

daha bir korumaya almış olan kişi anlaşılır. Yani düşüncelerinden

dolayı yalnızlaşmış olan kişinin ilave olarak toplumdan kaçmaya

başlaması, kendi gibi düşünmeyenlerin şerrinden korunma gayreti

söz konusudur.

Peki, bu fark niçin önemli diye sorabilirsiniz. Bunu surelerin diğer

ayetlerinde göreceksiniz. Müzzemmil aşamasında olan kişi henüz

öğrenim aşamasının daha alt basamaklarındadır. Uyanmıştır ama

daha okuyacağı, öğreneceği çok şey vardır. Fakat müddessir

aşamasında olan kişi öğrendiklerinin ne kadar önemli olduğuna daha

bir farkındalıkla hâkimdir ve bu yüzden toplumun tepkisinden iyiden

iyiye çekinmeye başlamıştır.

Kısacası müzzemmil’de bir acemilik, bir kendi halindelik ve hamlık,

müddessir’de ise ilerleyen fikri olgunluğun verdiği bir gizlenme

refleksi ve “şimdi ben ne yapacağım” tereddüdü söz konusudur. Bu

anlamları surelerde gelen müteakip ayetlerde iyice pekiştirebilirsiniz.

Müzzemmil suresinin ikinci ve devam ayetlerinde emredilenlerle

Müddessir suresinin ikinci ve devam ayetlerinde emredilen şeylerin

birbirinden farkı bunu net biçimde ortaya koyar. Müzzemmil suresi

bireysel eğitime yöneltirken, Müddessir suresi ise öğrendiğini

uygulamaya yönelten bir suredir.

73:2-5 Müzzemmil suresi 2. ve 5.ayetler arası Az bir kısmı dışında geceleri kalk (ayakta ol). Yarısı kadar veya ondan az eksiği ya da fazlası kadar. Kuran’ı azar azar düşüne düşüne oku. Gerçekten senin üzerine oldukça ağır bir söz bırakacağız.

Gördüğümüz gibi Müzzemmil’de elçi bir eğitim sürecine

sokuluyor. Bu kapsamda biz de elbette üzerimize düşen payeyi

Page 77: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

77

alıyoruz. Peki, müddessir olana Müddessir suresinde ne deniyor?

Bakalım…

74:2-5 Müddessir suresi 2. ve 5.ayetler arası Kalk, artık uyar ve Rabbini yücelt. Örtülerini temizle ve kötülüklerden uzaklaş.

Gördüğümüz gibi Müddessir’de elçiye harekete geçmesi

emrediliyor ve uygulama süreci başlıyor. Kuran insanlara ayetlerini

yaşatır ve kendisini tekrar tekrar ispat eder. Sırası gelen ayet,

izdüşümlerini bir şekilde herkese gösterir. Şu kitabı hakkıyla ve iyi

niyetle okumaya başlayan herkes Müzzemmil ve Müddessir

aşamalarını ve benzer süreçleri üç aşağı beş yukarı bugün de

yaşamaktadır.

Okumadan inanan çoğunluğu kastetmiyorum tabi ki! Atalarına ve

düşünce üzerine düşünce koyamayan hocalarına sorarsanız,

peygamber okuma yazma da bilmiyordu, hiç de öğrenmedi ve kendisi

de yazamadığı için sadece etrafındaki birkaç kişiye yazdırdı aldığı

ayetleri! Gece de oturup ha bire teheccüd namazı kıldı!

Müzzemmil suresinin ana teması gece okuma, düşünme, akletme

ve öğrenme üzerinedir. Gece okumalarının (tesbihlerinin) nasıl

yapılması gerektiği üzere tavsiyeler içerir. Aynı zamanda gerçeğe

uyanmakta olan kişiye çevresinin tepkilerine karşı psikolojik bir

destek verir.

Peki, niçin gece?

73:6 Müzzemmil suresi 6.ayet Doğrusu gece neşesi etki bakımından daha kuvvetli, okumak

bakımından daha sağlamdır.

Page 78: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

78

Günümüzden örnek verirsek… Öğrencilerin, çeşitli sınavlara

hazırlanmakta olan insanların, kitap okumayı alışkanlık haline

getirenlerin, akademisyenlerin, fikir üzerine çalışanların, yazarların,

araştırma yapanların çok iyi bilebileceği gibi gece fikri çalışma

yapmak gündüze göre çok daha verimlidir. Ayette Allah’ın bize

hatırlattığı şey tam da budur. Periyodik olarak gece Kuran okumaları

yapan kişiler de bu gece gündüz ayrımını net olarak fark ederler.

Maalesef bugün elimizde olan birçok mealin yazarının (istisnalar

hariç) ayetlerin çevirilerini yaparken konu bütünlüğünden kopmakta

olduğunu… Önce ve sonra gelen ayetleri, söylemlerinin aksine kâfi

biçimde dikkate almadıklarını… Ve ayetlerde geçen kelimelerin anlamı

üzerinde yeterince düşünmediklerini… Veya çoğunun böyle bir

yeteneği olmadığını sanıyorum. Kelimeleri çevirirken genelde

başkasının çevirilerinde kullandığı kelimeyi aynen kopyaladıklarını…

Elde mevcut kadim sözlüklerden yeterince faydalanmadıklarını…

Kuran’ın içinde aynı kelimenin ne kadar, nerede ve cümle içerisinde

nasıl kullanıldığını göz ardı ettiklerini… Geleneğin dayattığı kirli

bilgilerle kelimeler üzerinde hiç düşünmeden bazı anlamları baştan

doğru kabul ettiklerini… Ve en kötüsü akıl yürütmekten

korktuklarını… O mealleri okurken açık biçimde görebiliyorum.

Dolayısıyla Kuran’ı Türkçe olarak okuyan kişiler bile zaman zaman

okuduklarını anlamakta zorlanıyorlar.

Adeta alakasız birkaç konu peş peşe veriliyor ya da aynı ayet içinde

bile farklı konulardan bahsediliyor zannı uyanıyor. Oysa çoğu zaman

ayetler gruplar halinde, kendini, öncesini, sonrasını açıklayıcı

ifadelerle dolu. Ama okunanı parça parça eden anlayış ayetlerdeki

kelimelerin, hep kafasındaki veya atalarından gelen anlamların

karşılığını verdiğini zannediyor. Kelimelerin kendi zamanlarına ve

Page 79: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

79

coğrafyalarına izdüşeceği ihtimalini göremiyor. Aykırı söylem

sahiplerini ise dini eğitim, dil ve usul bilmemekle karalıyor, gerçeğin

ortaya çıkmasına mâni oluyorlar.

Oysa kitap ister Arapça olsun ister bir başka lisanda, onu ancak

ona gerçekten bağlı hissedenler anlayacaktır. Elbette boş konuşanlar

çoktur ve hep olacaktır. Ama gerçek her zaman gerçektir. Kimin

söylediği değil neyin söylendiği önemlidir. Akademik yetkinlik Allah’ın

ilminin yansıması değil, beşerî ilmin kurumlarında verilen

diplomadan ya da fırkasal sivil tariklerin kişisel ve taraflı

icazetlerinden ibarettir. Akademisyenler de keşke bunu bilseler ve

beşerî ilimle hür tefekkürü birleştirdikleri oranda önlerinde daha

güzel çalışmalar ve çeviriler yapabilme imkânlarının serili olduğunu

görebilseler.

Şayet öyle yapsalardı “Geceleyin kalkmak, pek meşakkatlidir, fakat

ibâdet için de gece, pek uygun.” ya da “Gece ibadeti” ya da “teheccüd

namazına kalkmak” vesair sözde çeviriler yapmaz, gerçeğin üstünü

örttüklerine yanarlardı. Ama maalesef iş bununla da kalmamış,

bırakın meali düzgün yazmayı, o Kuran’ı insanlara dini kurumlarda ve

camilerde anlatmak da toplumun bilgi ve fikri yeterliliği açısından

çoğu zaman ortalamanın bile altında olan kişilere bırakılmıştır.

Neyse…

Peki, neden gündüz değil?

73:7 Müzzemmil suresi 7.ayet Çünkü gündüz, senin için uzun uğraşılar vardır.

Aslında çok kolay anlaşılır ve net cümleler bunlar. Düzgün

çevrildiklerinde akademik bir eğitime asla muhtaç bırakmayan,

Page 80: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

80

herkesin anlayabileceği şeyler. Ancak Kuran’ın dışında dayatılan öyle

bir sahte din var ki bu basit şeyler bile gözden kaçırılıyor.

Gece okumaları tanımlanırken gündüzün nelere ayrılabileceği de

açıkça belirtiliyor. Yani kimsenin “gündüz işten güçten ibadet

yapamıyorum” diye kendini kınamasına ve kaygılanmasına gerek yok.

Çünkü bir önceki gece, az da olsa kolayına gelen miktarda Kuran

okuyup düşünen birisi, ertesi gün zaten kolay kolay Allah’ı unutarak iş

yapmaz. Ama ne dediğini bilmeden geceleyin teheccüd namazı kılan

kişinin, ertesi gün yaşadığı uğraşlarda Kuran’a, Allah’ın verdiği ilme

ve hikmete göre nasıl davranması gerektiği aklına gelmez. Ezan

okunduğunda camiye gitse de yaptığı işi Allah’ın öğrettiği gibi yapacak

yeterli bir bilgisi olamaz. Alışveriş yaparken, işinde çalışırken,

patronla ya da işçisiyle konuşurken, minibüse binerken, önünden

insanlar geçerken aklına Allah ve Allah’ın öğrettiği şeyler gelmez.

İnsanlara ezilirken ya da kendisi başka insanları ezerken ne halde

olduğunu düşünmez. Dua ederken kimden ne isteyeceğini bilemez.

Allah’tan istediğini zannederken Allah’tan başkasından şefaat bekler.

Allah’a dua ettiğini zannederken ettiği duanın davacısı olmaz. Her

işinde Allah’ın değil hep birisinin gelip onu kurtaracağını zanneder.

En ufak bir sorunda bile psikolojik durumu altüst olur.

Müzzemmil suresinde kişi okumaya, akletmeye ve düşünmeye sevk

edilirken sadece fikren yalnızlaşan kişiye değil onun diğer insanlara

karşı, daha doğrusu uyanmayanlara ve gerçeği yalanlayanlara karşı

nasıl davranacağına dair de öğütler vardır.

73:10 Müzzemmil suresi 10.ayet Onların söylediklerine karşı sabret ve onlardan güzellikle ayrı git.

Buradaki “güzellikle ayrılış” veya “güzellikle ayrı gidiş” onlardan

hayatın içinde fiziksel bir ayrılış değildir. Gerçeğe uyanan insanın ona

Page 81: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

81

bu yüzden düşman olanlardan fikren ve bu fikrin açtığı yol

bakımından ayrı gitmesidir. Yoksa artık onlarla alışveriş yapmaması,

konuşmaması, yaşam şartlarının gerektirdiği durumlarda onları yok

sayması değildir. İstenen, tüm çabalara rağmen gerçeğe ikna olmayan

bu kişilerin daha fazla ikna edilmeye çalışılmamasıdır. İlmi verenin

Allah olduğunun unutulmamasıdır.

Müzzemmil suresi benzer öğütlerle devam eder ve ardından

surenin en uzun olan yukarıda konuştuğumuz son (20.) ayeti gelir ve

tüm bunları anlayabilmenin okumaktan ve düşünüp akletmekten

geçtiği hatırlatılır. Surenin en başında öğütlenen “gece okuma”sına

dair biliş ve çarpıcı açıklamalar yer alır. Lütfen erinmeyin ve ayeti

dikkatlice satır satır okumadan geçmeyin…

73:20 Müzzemmil suresi 20.ayet Şüphesiz ki Rabbin, senin ve beraberindekilerin gecenin üçte ikisine

yakın, yarısı veya üçte birinde ayakta olduğunu biliyor. Gece ve gündüzü ölçü çerçevesinde düzenleyen Allah, sizin onu hesap edemeyeceğinizi ve bundan dolayı özrünüzü bilir. O halde kolayınıza gelen kadar okuyun/akledin. Allah sizden hastalar olduğunu, diğerleri içinde Allah’ın fazlını aramak için yeryüzünde dolaşanlar ve Allah’ın yolunda savaşanlar olduğunu da bilir. O halde ondan kolayınıza geldiği kadarını okuyun. Salâtı (ikame edin) ayakta tutun ve (zekât verin) verip arının.

Böylece Allah’a güzel bir borç verin. Önceden iyilik olarak ne takdim ederseniz Allah katında kendiniz için onu daha hayırlı ve daha büyük olarak bulacaksınız. Allah’tan af/özür dileyin. Muhakkak ki Allah bağışlayan ve merhametle koruyandır.

Bu ayette geçen “hesap edemeyeceğinizi biliyor” denen şey nedir

acaba? Sadece gece ve gündüzün ne kadarına bu okuma işinin

Page 82: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

82

ayrılacağı mı? Neden Allah bu kadar önem veriyor bu hesap işine

acaba? Bana göre, burada hesap edilemeyecek olan şey, okumaktan

gerçeğin hazzını alan ve bu hazla düşünen kişinin zamanın nasıl

geçtiğini anlayamayacağıdır. Bu nedenle “sabahlara kadar okuyup

tüm zamanınızı harcamayın” öğüdü vardır burada. Çünkü “gündüz

uzun uğraşlarımız vardır” belirtisi de bu öğüdü daha önce

tamamlayan bir ifadedir. Üzerimize bırakılan ağır sözün mesuliyet

hissinin omzumuzu çökertmesini Allah’ın istememesidir.

“Kolayımıza geldiği kadar okumamızla” çok uzatmayıp gecenin

uyku için ayıracağımız kısmının da olması gerektiğine dair şu kadar

zamanı aşmasanız iyi olur şeklinde ince ve merhametli bir uyarı

vardır burada. “Abartıp da kendinizi hırpalamayın” şefkati vardır.

Rızkını hakkıyla ve helalinden kazanmak üzere sabahleyin ciğeri beş

para etmez adamlara “peki beyefendi” diyecek memurlar var

aranızda. Sabahın soğuğunda pazar yerinde tezgâh açacak olan, gün

doğmadan fırına ekmeğini sürecek olan, poliklinik saatinde beş

dakikalık muayene için sırada bekleyecek olanlar var aranızda.

Makamından ötürü kendini bir fasulye zanneden ayaklara

“emredersiniz komutanım” dedikten sonra işini en güzeliyle yapacak

onurlu subaylar, dededen miras mal varlığıyla patron olmuş zalimlere

rızkını kazanabilmek için “tabi beyefendi” diyecek çalışkan işçiler var.

Öğrencilerine insan olduklarını unutmadan ders anlatacak

öğretmenler, hastasının derdini çözmeyi kendi derdi gibi görecek

doktorlar, merhametli hemşireler, emniyet sağladığı yeri kendi evi

gibi koruyan güvenlikçiler, bir yığın pislik peşinde koşacak polisler,

davasına yetişecek adaletli hukukçular, az da olsa halkına hizmet için

idari makamına koşacak insanlar var aranızda. Ve daha niceleri…

Emin olun ki, Allah hepsinin farkında.

Page 83: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

83

Çeşitli nedenlerle sizin gibi yapamadıkları için sizin gibi

okuyamadıkları için kendisini suçlu hissedenlere bile lütufkâr bir

haber uçuruluyor bu ayette. Dinin kitabın içine abartılı biçimde dalıp

da hayatı ve an’ı es geçenler olmamalıyız. Tam aksine hayatımızı daha

bir bilinçle, özgüvenle ve erdemle yaşamalıyız. Üstelik daha çok

bilmek yetmez, hayata uygulamak daha önemlidir. Uykusuz kalıp

ertesi gün işinizde gücünüzde mecalsiz kalmayın diye bir izdüşümü

var burada. İsterseniz yukarıya dönüp ayeti bir kez daha okuyun. Bu

merhametleri ve belki de benim gördüğümden daha

fazla izdüşümünü siz göreceksiniz.

76:25-26 İnsan suresi 25 ve 26.ayetler Sabah, akşam Rabbinin adını zikret. Gecenin bir bölümünde O'na secde et ve O'nu uzun tesbih et.

Page 84: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

84

Vakitli Salât ve Salâtı İkame

akit konusunu işlerken vakitli salâtın ne olduğu

hakkındaki kanaatim de aslında ortaya çıkmış oldu. Vakitli

salât veya bir başka ifade ile “salâtı ikame etmenin içindeki

salât” kavramı üzerinde neler ifade edildiğini ve olası soruların

cevaplarının yanında “salâtı ikame etme” kavramı çerçevesindeki bazı

ayetleri de bu bölümde inceleyeceğiz.

Baştaki benzetimimize dönersek… Tesbih ile tek başınıza bunu az

çok yapmaya devam ediyorsunuz ama artık çevrimiçi olan sizin gibi

insanlarla ister istemez bir araya gelmeye de başladınız. Artık ortak

akıldan faydalanmak üzere birlikte de salâtı ikame edip bağlantınızı

güçlendirecek durumdasınız. Üstelik öğrendiklerinizi tüm

platformlarda da yaşama geçirmeli ve sadece burada kalmayıp

hayatınızın her alanına da tatbik etmelisiniz. Bilmek onu yapmadan

anlamsızdır. Bilgi hayat geçirilmek içindir.

Vakitli salâtı belirgin bir şekilde açıklayan sure Cuma suresidir.

Gelenekte Cuma namazı olarak şekillenen ve toplantı salâtı olarak

tanımlanan bu salât hem bir okuma-tefekkür hem de bir dayanışma

işlevi görür. Gelenekteki cuma namazı bu öğelerden maalesef sadece

hutbeyi ve şiarları içerecek biçimde bugüne kadar ulaşmış görünüyor.

Oysa kapsamı çok daha teferruatlıydı. Önce Cuma suresindeki bölümü

okuyalım, sonra da diğer ayetleri incelemeye başlayalım.

62:9 Cuma suresi 9.ayet Ey iman edenler, toplanma günü salât için çağrı yapıldığı zaman, Allah'ın hatırlatıcısına koşun ve alış-verişi bırakın. İşte bu; eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.

V

Page 85: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

85

62:10 Cuma suresi 10.ayet

Salâtı artık bitirdiğinizde, yeryüzünde dağılın. Allah'ın fazlından isteyip-arayın ve Allah'ı çokça hatırlayın. Umulur ki felaha kavuşursunuz.

62:11 Cuma suresi 11.ayet Oysa onlar bir ticaret ya da bir eğlence gördüklerinde, seni ayakta bırakıp ona sökün ettiler. De ki; Allah katında olan eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.

Ayetlerden toplantı salâtının belli aralıklarla (çok muhtemelen

haftada bir) ve gündüzün içinde yapıldığını ve peygamberin ortada

ayakta bir biçimde kitabı ve hikmetini açıkladığını anlıyoruz.

Toplantı salâtının veya vakitli salâtın ne olduğuna dair ayetler

oldukça açık. O yüzden bu bölümü çok uzatmayıp “salât” ve o “salâtı

ikame etmekle” ilgili diğer ayetlerle devam edelim…

2:129 Bakara suresi 129.ayet Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin.

Bu ayette birlikte yapılan salâtın görüntüsüne dair adeta net bir

sahne seyrediyor gibiyiz. Elçi ayetleri okuyor, kitabı ve ondan çıkardığı

hikmeti etrafındakilere beyan ederek onların arınmasına destek

oluyor. Bu ayetin benzerleri de var…

2:151 Bakara suresi 151.ayet Öyle ki size kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik.

Bir önceki ayetin nüanslar dışında neredeyse aynısını belirten bir

ayet olarak görünüyor. İçerik pekişmiş oluyor.

Page 86: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

86

3:164 İmran Ailesi 164.ayet

Andolsun ki Allah, iman edenlere içlerinde kendilerinden onlara bir elçi göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.

Yine benzer bir ayet. Elçinin içlerinden biri olduğunu belirtmesi ve

iman edenlerin daha önce cehalet içinde olduklarını ekleyen yeni

ifadeler de ayetin içinde verilenlerden.

4:43 Nisa suresi 43.ayet Ey iman edenler, sarhoş iken ne dediğinizi bilinceye kadar ve cünüp iken gelip geçmekte olan bir yolcu olmanız hariç yıkanıncaya kadar salâta yaklaşmayın. Eğer hastaysanız veya yolculuktaysanız ya da tuvaletten gelmişseniz ve yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda (temizleyici bir) toza yönelin, ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah kusurları affeden, bağışlayandır.

Bu ayet üzerinde biraz konuşmamız lazım… Sarhoş iken ne

dediğini bilene kadar salâta yaklaşmamak bireysel açıdan da

önemlidir yok saymıyorum ama daha çok birlikte salât eden

topluluğun asayişi açısından önemlidir. Birlikte ders yaparken

ağzından çıkandan haberi olmayacak kadar sarhoş bir adamın

aranızda bulunduğunu düşünün. Herkesi rahatsız edeceği ve dersin

insicamını bozacağı malum değil mi?

Cünüplük ve tuvalet gibi durumlar da temizlik ve koku açısından

önemlidir. Evinizde kendi kendinize kokuyor olmanızdan daha çok

toplum içinde kokuyor olmanız daha adı anılmaya değer değil midir?

Tüm bunlar bireysel temizliği yok saymak demek değildir. Ama konu

eğer topluluğun salâtı ise bunlar gerçekten mühimdir.

Page 87: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

87

Hasta veya gelip geçmekte olan (uzun süredir yıkanmamış) bir

yolcu olmak da bir topluluğun içinde rahatsızlık verecek bir

durumdur. Hastaysanız diğerlerine bulaştırmamak için evinizde

kalmalı, uzun yoldan gelmiş bir yolcu iseniz temizlendikten sonra

toplumun içine girmelisiniz.

Peki, diğerlerine tozunuzu mikrobunuzu bulaştırmamak ve

temizlenmek için su yoksa! O zaman neyle temizleneceksiniz?

Toprakla mı? Bu çeşit bir teyemmüm hiç kafanızı kurcalamadı mı?

Çok basit bir soru ile başlayacağım… Uğraştığınız bir meşgaleden

dolayı, bugün eliniz yüzünüz kir pas içinde kaldı ve az sonra insan

içine çıkmak zorundasınız. Ama elinizi yüzünüzü yıkayacağınız tek bir

damla su yok ortalıkta! Ne yaparsınız?

1. Elinizde hijneyik el temizleyici sıvınız, jeliniz olduğu için onu

kullanırsınız.

2. Cebinizdeki ıslak mendille elinizi yüzünüzü temizlersiniz.

3. Çantanızdaki kolonya ile elinizi yüzünüzü silersiniz.

4. Sıvı bir sabun bulup onu elinize yüzünüze sürer sonra bir bezle

kurularsınız.

5. Gazoz gibi su ihtiva eden başka bir temiz sıvı bulabilirseniz

onunla olabildiğince temizlenmeye çalışırsınız.

6. Bebek pudrası gibi bir toz ile elinizi ovuşturup kirinizi dökmeye

çalışır ya da yüzünüzdeki kiri kamufle edersiniz.

7. Temiz bir bez bulup, onunla olabildiğince elinizi yüzünüzü

temizlemeye çalışırsınız.

8. Bir ağacın kuru ve yaş yapraklarını karıştırıp elinizde

ovuşturarak toz haline getirip onunla temizlenmeye çalışırsınız.

Page 88: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

88

9. Toz halinde, olabildiğince temiz bir madde bulur, onu elinize

yüzünüze sürer, ovuşturarak kirinizi dökebildiğince dökmeye ya da

gizlemeye çalışırsınız.

10. Temiz bir toprak bulup, onu elinize yüzünüze sürersiniz.

Samimi olarak cevap verin. Az çok yukarıdaki sırayı mı takip

edersiniz yoksa direkt teyemmüm diye 10 numaralı maddeye mi

yönelirsiniz? Aklınızın yolu size ne diyor?

Cevabınız sizi tatmin etmediyse devam ediyorum…

Peygamberimizin yaşadığı dönemde bugünkü gibi temizlik maddeleri

yoktu. Ama dikkat edin… Bugünküler yoktu. O günün şartlarına

uygun başka şeyler vardı. Bunların ne olduğunu teyemmüm

hadislerinde değil ama başka rivayetlerde ve alakasız gibi görülen

hadislerde, yazanın niyeti bu olmasa da gayri istemli olarak bildirilmiş

görüyoruz. Örneğin bazı ağaçların yapraklarının kurutulup

dövülmesiyle oluşturulmuş toz halindeki maddeler… Örneğin kap

kacaklarda kullanılan kum, kil ve kül gibi maddeler… Örneğin başlara

sürülen yağ (süslenme için kullanılan koku)… Örneğin vücut

kokularını gidermek için kullanılan çeşitli buhur ya da sıvı kokular.

Şimdi soruyu da cevabınızı da, rivayetleri de unutun. Kitabımız

Kuran’daki ifadelere geçiyorum…

Sa’id nedir, ne demektir?

Kuran’da sa’id diye bir kelime var. Her yerde anlamı “düzey,

seviye, (ing) level” olmasına rağmen teyemmüm ayetinde

kullanıldığında toprak diye çevriliyor.

Tam olarak 4 yerde geçiyor. Bunlardan ikisi Kehf suresinde. Biri

8’inci diğeri 40’ıncı ayette.

Page 89: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

89

18:8 Kehf suresi 8.ayet

Ve biz gerçekten onun üzerinde olanları kupkuru bir “saíd” haline getirebiliriz. 18:40 Kehf suresi 40.ayet Belki Rabbim senin bahçenden daha hayırlısını bana verir, seninkinin üstüne gökten yakıp yıkan bir afet gönderir de kaygan bir “saíd” kesiliverir.

Buradan anlıyoruz ki “sa’id” denilen şey, toprak ya da her ne ise

kuru da olabiliyor akışkan da.

Sa’id kelimesi Kuran’da iki yerde daha geçiyor. Biri Maide 6, diğeri

Nisa 43. Bildiğiniz gibi bu ayetler de abdest ve teyemmüm konularının

olduğu, temizlenme bahsinin anlatıldığı ayetlerdir. Onlara geçmeden

önce şunu belirteyim. Bu dört ayetin dışında Kuran’da defalarca

topraktan bahsedilir. Ama topraktan bahsedilen bu ayetlerin

hiçbirinde “sa’id” kelimesi kullanılmaz. Hepsinde toprak “turab”

olarak geçer veya yeryüzünden bahsediliyorsa “ar’d” kelimesi

kullanılır. Hiçbirinde toprağa “sa’id” denmez. Ne Âdem’in

yaratılışında ne de başka yerde!

Şimdi gelelim “teyemmüm” kelimesine…

Teyemmüm kelimesi “y-m-m” kökü dâhil olmak üzere Kuran’da üç

yerde geçer. Birincisi Bakara 267’de…

2:267 Bakara suresi 267.ayet Ey iman edenler, kazandıklarınızın iyi/temiz olanından ve sizin için yerden çıkardıklarımızdan infak edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri vermeye teyemmüm etmeyin ve bilin ki, şüphesiz Allah, hiç bir şeye ihtiyacı olmayacak ganilikte/zenginlikte hamd edilmeye/övülmeye layık olandır.

Page 90: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

90

Buradan anlıyoruz ki “teyemmüm” kelimesi “yönelmek,

kalkışmak” anlamına gelen bir kelime. Yani sadece abdestle

ilişkilendirilecek özel ve kutsal bir kelime değil. Kılıçla hamle

yaptığınızda “kılıçla hamleye” teyemmüm etmiş olursunuz.

Teyemmüm kelimesi Kuran’da iki yerde daha geçiyor. Biri Maide 6,

diğeri Nisa 43.

Yine hatırlatayım ki “said” kelimesinde olduğu gibi “teyemmüm”

kelimesi olan bu ayetler de yıkanma ve temizlenme konularının

olduğu aynı ayetler.

Şimdi onlara bakalım…

4:43 Nisa suresi 43.ayet Ey iman edenler, sarhoş iken ne dediğinizi bilinceye kadar ve cünüp iken gelip geçmekte olan bir yolcu olmanız hariç yıkanıncaya kadar salâta yaklaşmayın. Eğer hastaysanız veya yolculuktaysanız ya da

tuvaletten gelmişseniz ve yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda (temizleyici bir) sa’id’e teyemmüm edin, ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah kusurları affeden, bağışlayandır. 5:6 Maide suresi 6.ayet Ey iman edenler, salâta kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere

kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı mesh edin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da. Eğer cünüpseniz yıkanın; eğer hasta veya yolculukta

iseniz ya da biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir saíd’e teyemmüm edin, onu yüzünüze ve ellerinize sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

Şimdi kelimeleri toparlayalım…

Page 91: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

91

Sa’id… toprak değil, çünkü toprak denilmek istendiğinde “turab”

kelimesi kullanılıyor. “Düzey, seviye, toz halinde” gibi anlamlara

geliyor. Aynı zamanda kuru veya akışkan olabiliyor.

Teyemmüm… Özel bir isim değil, bir fiil. “Yönelmek, kalkışmak,

meyletmek” gibi anlamlara geliyor.

Temiz bir sa’id’e teyemmüm edip, onu elimize yüzümüze sürmek…

Güncel Türkçesiyle söylersek…

Su yoksa temiz “kuru ya da akışkan bir toza” yönelip, onu elimize

ve yüzümüze sürmek… Veya…

“Su yoksa yönelin seviyeye ve ondan elinize ve yüzünüze sürün”

cümlelerinden ne anlıyorsunuz?

Ben en baştaki tercihleri öncelik sırasıyla yapmam gerektiğini

anlıyorum. Eğer su yoksa onunla eşdeğer veya altında bir seviyede

temiz olan toprak mamulü bir madde ile elimi yüzümü temizlemem

gerektiğini anlıyorum. Elimde ıslak mendil, el temizleme jeli, mendil,

pudra ve sair varken gidip toprakla elimi yüzümü mesh etmeyi

anlamıyorum. Ve bence teyemmüm/yöneleceğim şey konusu artık

kafa karıştırıcı değil. Hatta “sa’id” gerçekten toprak demek bile olsa,

toprağa yönelmek illa ki toprağı eline yüzüne sürmek değil, ondan

çıkan temizleyici bir maddeyi sürmek olmalıdır.

Bence, bana bu konuda katılmıyor bile olsanız siz de benim

yaptığımın aynısını yapıyorsunuz. Ama konu namaz olunca bu

tercihinizden vazgeçiyorsunuz. Oysa Allah bize zorluk çıkartmayı

değil, bizim temiz olmamızı ve üzerimizdeki nimetini tamamlamayı

istiyor ve en doğrusunu elbette O biliyor.

Page 92: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

92

Şimdi tekrar bakın yukarıdaki cevaplara. Kir pas içindesiniz ve az

sonra insan içine çıkacaksınız. Yukarıdaki 10 tercihten hangisine

teyemmüm edersiniz, yönelirsiniz? Aklınızın yolu size ne diyor?

Bu arada Maide 6’daki “abdest” olarak bildiğimiz temizlenme

biçimi de elbette yine toplantı salâtı için yapılan bir temizlik işidir. El,

yüz, baş ve ayakları içerir. Bu durum bireysel hayatta temizlik

yapılmaması demek de değildir. Biz her halimizle temiz olmak

durumundayız. Ne maddi ne de manevi kirler bize yakışmaz.

Devam edelim…

4:101 Nisa suresi 101.ayet

Yeryüzüne (hicret ve savaş gibi nedenlerle) çıktığınızda, inkâr edenlerin size bir kötülük yapmalarından tedirgin olursanız, salâttan kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Elbette kâfirler, sizin apaçık düşmanlarınızdır.

Bu kısaltılan salât da işte yukarıdaki kitap ve hikmet öğretilen ve

de dayanışma sağlanan vakitli toplantı salâtıdır.

4:102 Nisa suresi 102.ayet Sen aralarında ve onlara salâtı ikame ettirirken, onlardan bir tayfa silahlarını almış biçimde seninle birlikte ayakta bulunsunlar. Onlar secde ettiklerinde, arkalarınızda kalsınlar. Salât etmemiş olan diğer grup gelip seninle salât etsinler ve onlar da kendi tedbirlerini ve silahlarını almış durumda olsunlar. İnkâr edenler size ansız bir baskın

yapabilmek için, sizin silahlarınızdan ve mühimmatınızdan ayrılmış olmanızı temenni ederler. Yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. Tedbirlerinizi alın. Şüphesiz, Allah kâfirler için aşağılatıcı bir azab hazırlamıştır.

Bu kısaltılan salât ayetinden anlıyoruz ki; peygamber insanların

arasında ayakta duruyor ve onlara kitabı ve hikmeti öğretiyor.

Page 93: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

93

4:103 Nisa suresi 103.ayet

Salâtı tamamladığınızda Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Ne zaman ki güvenliğinizden tatmin oldunuz artık salâtı ikame edin. Öyle ki salât, iman edenler üzerine vakitli olarak yazılmıştır.

Buradan da konumuz bağlamında yapılan bu toplantı salâtının

vakitli diye bildirilen salât olduğu ortaya çıkıyor. Tekrar Maide’ye

gidelim şimdi…

5:6 Maide suresi 6.ayet Ey iman edenler, salâta kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı mesh edin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da. Eğer cünüpseniz yıkanın; eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir saíd’e teyemmüm edin, onu yüzünüze ve ellerinize sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti

tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

Toplantı salâtına giderken yapılacak olan temizlik işinin saçma

olduğunu düşünen arkadaşlar, evinde kendi kendine yapacağı bir

nüsuk için temizlik yapmayı mantıklı buluyorlar. Ben düşüncemi ifade

ediyorum. Üzerinde düşünmek sizden.

Okula giden çocuğunuzun elini yüzünü yıkamanız, saçını

taramanız ve ayakkabılarının tozunu çamuru silip parlatmanız gibi

düşünün. Şundan daha otuz yıl öncesinde okullarda bit salgınları

vardı. Düşünün; biz 1400 küsur sene evvelki insanlara da hitap edip

temiz olmalarını uyarmakta olan ayetlerden bahsediyoruz.

5:58 Maide suresi 58.ayet Salât için nida ettiğinizde (davet ettiğinizde) onu alay ve oyun konusu edinenler onların aklını kullanmayan bir topluluk olmalarındandır.

Page 94: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

94

5:59 Maide suresi 59.ayet

De ki: Ey Kitap Ehli! Sadece Allah'a, bize indirilene ve bundan önce indirilene iman etmemiz nedeniyle mi bizi çekemiyorsunuz? Muhakkak ki çoğunuz fasıklarsınız.

Yukarıda da salât olarak yine vakitli toplantı salâtından

bahsedildiğini görüyoruz. Çünkü Cuma suresindeki gibi salâta bir

çağrı var ve “bizi çekemiyorsunuz” ifadesi bir topluluğun var

olduğunu gösteriyor.

5:91 Maide suresi 91.ayet Gerçekten şeytan, aklı örten şeyler ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi, Allah'ı hatırlamaktan ve salâttan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?

“Sarhoşken ne dediğinizi bilene kadar salâta yaklaşmayın” konulu

ayetle tam bir uyum içinde nedenlerini sıralıyor.

5:106 Maide suresi 106.ayet

Ey iman edenler! Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, vasiyet için içinizden adaletli iki kişinin veya yeryüzüne çıktığınızda size ölüm musibeti gelip çatarsa sizden olmayan başka iki kişinin salâttan sonra şahitliklerine başvurun. “Yakınlarımız dahi olsa onu hiç bir değere değiştirmeyeceğiz ve Allah'ın şahitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde biz elbette günahkârlardan oluruz” diye Allah için yemin etsinler.

Yine topluluktan ve bu topluluğun yaptığı salâttan, dersten

bahsediliyor. Hatta bu konu salâtın içinde konuşuluyor bile olabilir.

7:169 Araf suresi 169.ayet Onlardan sonra başka nesil kitaba varis oldu. Şu değersiz dünya malını alıyorlar ve “yakında bize mağfiret edilecek” diyorlar. Misli bir dünya malı gelse onu da alıyorlar. Onlardan Allah’a karşı gerçeklerden başka söz söylemeyeceklerine dair kitap misakı alınmamış mıydı? Üstelik onun içindeki şeyleri ders yaptılar. Ahiret yurdu takva sahipleri için daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdirmeyecek misiniz?

Page 95: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

95

Daha önce de benzer salâtlar yapılmış demek ki. Ayetlerdeki

konuyla ilgili bölümleri incelediğimiz için diğer bahsedilen konulara

fazla girmiyorum. Yoksa bu kitabın hacmi çok yükselecek. Salâta

odaklanarak devam edelim…

7:204 Araf suresi 204.ayet Kur'an okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Umulur ki esirgenmiş olursunuz.

Demek ki kitap okunuyor ve birileri onu dinliyor ve uğultu

olmaması için susmaları gerekiyor. Topluluk olduğu anlaşılıyor.

17:106-109 İsra suresi 106. ayetle 109.ayetler arası Ve Kur'an… İnsanlara bir süreç içinde okuman için onu kısımlara böldük. Onu tenzilen indirdik. De ki: İster ona inanın ister inanmayın; o önceden kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman çenelerinin üstüne kapanarak secde ederlerdi.

Ve derler ki: Rabbimiz yücedir. Rabbimizin vaat ettiyse o mutlaka ifa edilir. Ağlayarak çeneleri üstüne kapanmakta ve hûşûları artmaktadır. De ki: İster “Allah” diye çağırın ister “Rahman” diye çağırın, ne ile çağırırsanız çağırın; her durumda en güzel isimler/nitelikler O'nundur. Salâtında sesini çok yükseltme, çok da kısma. Bu ikisi arasında bir yol benimse.

Ve hamd ile de ki: O Allah ki; çocuk edinmemiş, mülkte ortağı

olmamış ve düşkünlükten dolayı yardımcıya da ihtiyacı yoktur. Ve O'nu yücelterek büyüklüğünü (bildir).

Bu ayetlerde şimdilik değinmemiz gereken iki tane husus var…

Birincisi: Çenelerinin üstüne kapanarak secde edenler… Bu konuyu

sanırım hûşû ya da secde bölümünde konuşmuştuk. Bu hareketi

yapanlar okunan ayetlerden tam bir tatmin aldıkları ve gerçekle

aydınlandıkları için gayri ihtiyari ve kültürel bir alışkanlıkla bunu

Page 96: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

96

yapıyorlar. Böyle bir ritüel emri olduğu için değil. Şiar bölümünde

bunu yine açacağız.

İkincisi: Sesini çok yükseltme, çok da kısma ifadesi… Konu

bağlamında bunun ayetlerin hikmetlerini açıklayan kişi olarak nebiye

ikaz edilen bir öğüt olduğu görünüyor. Çok yüksek sesle konuşulması

da düşük ses tonuyla konuşulması da dinleyiciler için rahatsızlık

vericidir. Çok yüksek ses insicam ve hûşû bozucu, çok düşük ses de

bazılarının söyleneni duyamamasına neden olur. Bireysel tesbihler

için de bir öğüt olarak alınabilir elbette ama burada konu tamamen

toplantı ortamı ile ilgili görünüyor.

24:37 Nur suresi 37.ayet (Öyle) adamlar ki; ne ticaret ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, salâtı ikame etmekten ve zekâtı vermekten alıkoyar. Onlar kalplerin ve bakışların inkılâba uğrayacağı günden korkarlar.

Bu ayette bahsedilenin tesbih değil salâtı ikamenin içindeki vakitli

salât olduğunu tekrar söylemiş olalım. Çünkü Cuma suresindeki

ayetlerle tam bir uyum içinde.

24:41 Nur suresi 41.ayet Görmedin mi; göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar Allah'ı nasıl tesbih etmektedir. Hepsi kendi salâtını ve tesbihini bilir. Ve Allah onların ne yaptığını bilmektedir.

Daha önce detaylıca bahsettiğimiz bir ayet… İşte salâtı ikamenin

içindeki vakitli salât tam da bu örneğin derinliğindedir.

29:45 Ankebut suresi 45.ayet Sana Kitap'tan ne vahyedilmişse onları oku (bildir) ve salâtı ikame et. Çünkü salât, aşırılıktan ve kötülükten alıkoyar, Allah'ı hatırlamak (zikretmek) en büyüktür. Allah yaptıklarınızı bilir.

Page 97: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

97

Yine daha önce detaylı değindiğimiz bir ayet… Diyor ki “Salât

aşırılıktan ve kötülükten alıkoyar, Allah’ı hatırlamak (zikrullah) en

büyüktür”

Demek ki salâtımızı (bağlantımızı) ayakta tutarsak Allah’ı

hatırlamış ve hatta unutmamış oluruz. En büyük vazgeçirici budur.

Bağlantımızın bize sağladığı Allah’la beraberlik bilincidir. Buna sadece

vakitli salât değil tüm salât havuzu dâhildir.

30:31 Rum suresi 31 ve 32.ayetler O’na yönelenler olarak O’na takvalı olun. Salâtı ikame edin ve müşriklerden olmayın. Dinini fırkalara ayırıp grup grup olanlardan (olmayın). Tüm hizipler kendisinde olanla sevinip-avunmaktadır.

Burada topluluğa hem salât etmeleri öğütlenirken hem de

müşriklerin daha önce hizipleştiği gibi hizipleşmemeleri ve gruplara

ayrılmamaları, kendi içlerinde bölünmemeleri ikaz ediliyor. Siz

onlarla sizin anlayışınızı birleştirin demiyor, onların düştüğü hataya

siz düşmeyin, diyor.

62:2 Cuma suresi 2.ayet O, ümmîler içinde, kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp-temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderendir. Oysa onlar, bundan önce gerçekten açıkça bir sapıklık içinde idiler.

Benzer ayetleri daha önce de incelemiştik. Cuma suresinde vakitli

toplantı salâtının içeriği ortaya seren ayetlerden...

70:32 Mearic suresi 32,33 ve 34.ayetler Ve onlar emanetlerine ve sözlerine riayet edenlerdir. Ve onlar şahitlikleri için kaim olanlardır. Ve onlar salâtları üzerinde devamlıdır/koruyucudurlar.

Page 98: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

98

Yukarıdaki ayette sadece vakitli salâttan değil tüm salât

bağlantısından bahsedilmektedir.

98:1 Beyyine suresi 1. ve 5.ayetler arası Kitap ehlinden ve müşriklerden inkâr edenler, kendilerine apaçık bir delil gelinceye kadar (inkârlarından) ayrılacak değillerdi. Allah’tan bir elçi tertemiz sahifeleri okumaktadır (bildirmektedir). İçinde değişmez (hükümler olan) kitaplar. Kendilerine kitap verilenler, kendilerine apaçık kanıtlar (beyanlar,

beyyineler) gelmesi hariç fırkalara bölünmediler. Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek, salâtı ikame etmek ve zekâtı vermekten başka şeyle emrolunmadılar. İşte kayyum (dimdik, sapasağlam) din budur.

Bu ayetlerde de büyük oranda bir ders ortamından bahsediliyor.

Ama öyle olmasa bile, her türlü fırkalaşmama öğüdü kaçırılmamalı.

Salât kelimesini Kuran’da incelediğimizde diğer birçok kelime ile

de akraba olduklarını görüyoruz. Arapçada her ne kadar kelime

köklerinin üç harften oluştuğu bilinse de salât kelimesinin ilk iki harfi

olan sad ve lam harfleriyle başlayan “sal” diye okunabilecek tüm

kelimelerde bir şekilde “yaslanma, bağlanma, bağlantı” anlamı

manidar biçimde fark edilebiliyor.

Kitabın başında da konuştuğumuz gibi anlıyoruz ki kitap bize bir

şeylerin birbirine bağlantısını kurmamızı istiyor. Üstelik bunu

yapmamayı ortak koşanların en ciddi özelliği olarak belirtiyor.

Yaratılışa dair ilk ayetlerde ezelde Allah’a “Rabbim sensin” sözünü

vermiş insanlar isek, o halde salâtı ikame etmeyi de bu bağlamda

alırsak kitapta bize tavsiye edilen şeyleri hayata bağlamamız halinde

bu görevi yapmış oluruz. Bir anlamda gökle yeri birleştirmiş oluruz.

Dinle hayatı birleştirmiş, kitapla bireyi ve toplumu birleştirmiş,

Page 99: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

99

yazılanla yaşanılanı birleştirmiş oluruz. Kitap bize kötü olan bir şey

söylemiyorsa (ki söylemez) dolayısıyla kendimizde ve yeryüzünde

bozgunculuk yapmamış, bu bağlantıyı kurarak iyi, düzeltici,

birleştirici, barışçı işler yapmış oluruz. Ortak koşanlarsa barışçı işler

yaptıklarını zannederken aslında bozgunculuk yaparlar.

2:11 Bakara suresi 11.ayet Onlara; yeryüzünde fesat çıkarmayın denildiğinde; biz sadece ıslah

edicileriz derler.

Kitap bize bir şeyler yapın diyorsa, o yapacağımız her şey de salâtı

ikame bağlamındadır. Yukarıda geçmiş ayetlerde gayba iman, infak ve

daha önce indirilenlere iman etmemiz gerektiği salâtı ikame ile

birlikte anılıyor. Bu çerçevede bunları hayata uygulamak bu bağlantıyı

sağlamanın öğelerindendir.

Farkındalık ve aydınlanma çabalarımızı ayakta tutmalıyız.

Kendimizi, birbirimizi ve çevremizi aydınlatmalıyız. Paylaşmalıyız.

Dayanışmalıyız.

Fesat çıkarmak yerine; bilmediğinden emin olmaya çalışmak,

başkalarına kendi rızkın ne ise ondan vermek ve daha önce indirilmiş

olanlara da Kuran sınırları içinde iman etmek bireysel ve toplumsal

ıslahın parçalarıdır. Bunların içinde şu ana kadar bahsettiğimiz tesbih,

rükû, secde gibi kavramların yanında ileride

bahsedeceğimiz zekât, infak, ıslahat gibi

kavramlar da var.

Page 100: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

100

Zekât ve Salâtı İkame

ekât vermek olarak tercüme edilen deyimin salâtı ikame

etmekle birlikte en çok anılan ifade olduğunu göz önüne

alırsak, bunun salâtı ikame etmenin içeriğine yönelik en

önemli vurgu olduğunu kabul etmemiz gerekir. Geleneksel olarak

“zekât vermek” senede bir defa malının kırkta birini ihtiyaç

sahiplerine vermek olarak biliniyor. Oysa zekât vermeyi (atu-z-zekât’ı)

sadece malını infak etmeye indirgeyemeyiz. İnfak etmek zaten bir

sonraki bölümde inceleyeceğimiz gibi salâtı ikamenin bir parçası ama

meselenin tamamı değil. Aynen salât kelimesi gibi zekât da bir işler

havuzuna sokuyor bizi.

“Tezkiye etmek” olarak da bilinen “arınma” işinin içinde neler

varsa “atu-z-zekât” içinde bunlar var. Gerek kendi nefsini tezkiye

etmek (arındırmak) gerekse toplumu tezkiye etmek (arındırmak)

adına salât işlerinin bizi getirdiği noktayı açıklayan bir tabir bu.

Benzetim örneğimize dönersek… Çevrimiçinde gerek tesbih

gerekse salât güncellemeleri ile artık öncelikle kendiniz olmak üzere

yakından uzağa çevrenizi yanlışlarınızdan, kötülüklerinizden

arındırmaya başladınız. Tezkiye işte bu.

2:42 Bakara suresi 42.ayet Hakkı batılla karıştırıp da bile bile hakkı (gerçeği) gizlemeyin. 2:43 Bakara suresi 43.ayet Ve salâtı ikame edin ve zekâtı verin, rükû edenlerle birlikte rükû edin.

Gerçeği sahtesiyle ve yalanla karıştırmamanın yeryüzündeki barışı

sağlamak için doğru işlerden biri olduğu konu bağlamında burada

Z

Page 101: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

101

geçiyor. Nefsinizin kötülükleriyle beraber batıl da emin olun ki süratle

geri dönüştürülemeyecek biçimde çöpe atılmaya başlanacaktır. Bu

arınmanın bir adımıdır.

Malından infak eden (başkasına veren) bir kişi kendi malını tezkiye

ederek (arındırarak) kendi nefsini de arındırmış… Bilgisini aktaran

kişi üzerine düşen vazifeden kendini tezkiye etmiş… Hakkı batıldan

ayırarak beyanda bunan kişi toplumu tezkiye etme yolunda mesafe

almış… Toplumun içinde örnek davranışlarla ve insanlara faydalı

işlerle ıslaha yönelmiş bir kişi yine toplumu arındırma, düzeltme

yolunda katkı sağlamış olur. İşte bu noktada kendisi gibi Allah’ın

tertemiz vahyine boyun eğerek doğru işler yapan kişilerle birlikte ya

da ortak bir platformda beraberce bu işi yapan kişi de Allah’ın emrine

boyun eğip yönelerek “rükû eden kişilerle beraber rükû etmiş”

olacaktır. Ve her daim kendisini unutmamak kaydıyla…

2:44 Bakara suresi 44.ayet İnsanlara iyiliği emrederken kendinizi unutuyor musunuz? Hâlbuki kitabı okuyorsunuz. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?

Her ne kadar insanlara doğruyu ve iyiyi tavsiye etmek salih bir

insanın görevi olsa da esas olan önce kendisini arındırmasıdır.

Başkalarının iyiliğine yaptığımız doğru işler bile esasen başkasını değil

önce bizi, kendimizi düzeltmelidir. Bir başka deyişle: Allah’ın bizim

iyilik yapmamıza ve başkalarını düzeltmek için bizim gayret etmemize

ihtiyacı yoktur. Tüm gayretimiz aslında kendimizin faydası içindir.

Birisine iyilik yaptığımızda esasen iyilik yapılmış olan bizzat

kendimiziz.

2:110 Bakara suresi 110.ayet Salâtı ikame edin, zekâtı verin. Önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görendir.

Page 102: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

102

Elçi onu takip edenler için bir arındırıcı işlevi görür. Bugün de

Kuran bizim için arındırıcı işlevi gören bir elçi hükmündedir. Bu işlev

“atü’z zekât” yani tezkiye işlevidir.

2:129 Bakara suresi 129.ayet Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin.

Kitapta birbirinden farklı birçok konu bu tezkiye işi ile ilgili olarak

verilmiştir. Aşağıdaki ayet buna örneklerden sadece biridir.

2:232 Bakara suresi 232.ayet Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini de tamamlamışlarsa

birbirleriyle örfe göre anlaştıkları takdirde onlara, kendilerini kocalarına nikâhlamalarına engel çıkarmayın. İşte, içinizde Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere bununla öğüt verilir. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha tezkiye olmanız içindir. Allah, bilir de siz bilmezsiniz.

Aşağıdaki ayette ise sahip olunan mal ya da paranın tezkiyesine bir

örnektir. Ticaretin üzerinden kazanılmış olandan haksız olan kazancı

terke etmek bir arınma işidir. Hem malımızı hem de bizi tezkiye eder.

2:276-278 Bakara suresi 276, 277 ve 278.ayetler Allah ribayı eksiltir, sadakaları arttırır. Allah, günahkâr kâfirlerin hiç birini sevmez. İman edip güzel amellerde bulunanlar muhakkak ki salâtı ikame edenler ve zekâtı verenlerdir. Onların mükâfatları

Rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. Ey iman edenler Allah'a takvalı olun ve eğer iman edenlerseniz, ribadan gelen bakiyeyi terk edin.

Salâtı ikame etmeyenler (bağlantısını ayakta tutmayanlar)

davalarına sadık olamazlar. En ufak bir zorlukta ya da bir menfaat

sezdiğinde davalarına aykırı davranabilirler. Bu durum onların

arınamadığını gösterir. Bu arada riba tüm haksız kazançların adıdır.

Page 103: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

103

3:77 İmran Ailesi suresi 77.ayet

Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere karşılık satanlar... İşte onlar; onlar için ahirette hiç bir pay yoktur, kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz, onları gözetmez ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azab vardır.

Kendini temize çıkarmak için gösteriş peşinde iş yapanlar gerçekte

temize çıkmış değillerdir. Arınmak gayrete mukabildir ve bu samimi

gayretin karşılığını vererek gerçekte arıtan Allah’tır.

4:49 Nisa suresi 49.ayet Kendilerini temize çıkaranları görmedin mi? Hayır! Allah, dilediğini temizleyip yüceltir. Onlar bir hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar bile haksızlığa uğratılmazlar.

Malından davaları yolunda harcayarak arınmak isteyenler için bu

hem bir doğrulama (tasdik) hem de tezkiye yani arınmadır. Böylece

davalarını “desteklemiş” ve davalarında “desteklenmiş” olurlar.

9:103 Tevbe suresi 103.ayet Onların mallarından sadaka al. Bununla onları tezkiye etmiş, arındırmış ol. Onları (salli) destekle. Muhakkak ki senin salâtın onlar için huzur vericidir. Allah işitendir, bilendir.

Zekâtla aynı türevdeki kelimelerin kitap içinde farklı yerlerde de

kullanılmış olup oralarda da temizlenmiş veya temiz anlamında

kullanılmış olduğu görünüyor. Örneğin Kehf suresi mağara

arkadaşları kıssasında…

18:19 Kehf suresi 19.ayet Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki: Ne kadar kaldınız? Dediler ki: Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık.

Page 104: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

104

Dediler ki: Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir.

Şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin. Ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin.

Bir diğer örnek Musa ve salih kul kıssasında…

18:74 Kehf suresi 74.ayet Böylece ikisi yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürdü.

(Musa) Dedi ki: Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın.

Meryem suresinde…

19:13 Meryem suresi 13.ayet Katımızdan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.

19:19 Meryem suresi 19.ayet Demişti ki: Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım). 19:31 Meryem suresi 31.ayet Nerede olursam olayım beni kutlu (mübarek) kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe bana salâtı ve zekâtı vasiyet etti. 19:54 Meryem suresi 54 ve 55.ayetler

Kitap'tan İsmail'i de zikret. Bil ki o, vaade sadık kalan elçi bir nebi idi. Ehlini salâta ve zekâta emrediyordu (yöneltiyordu) ve Rabbi katında

razı olunanlardan olmuştu.

TaHa suresinde cennetlerin kime nasip olacağı bağlamında…

20:76 TaHa suresi 76.ayet İçlerinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan Adn cennetleri de (onlarındır). Ve işte bu, arınmış olanın karşılığıdır.

Page 105: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

105

Nur suresinde…

24:21 Nur suresi 21.ayet Ey iman edenler, şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, (bilsin ki) gerçekten o (şeytan) çirkin utanmazlıkları ve kötülüğü emreder. Eğer Allah'ın üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, sizden hiç biri ebedi olarak temize çıkamazdı. Ancak Allah, dilediğini temize çıkarır. Allah, işitendir, bilendir. 24:28 Nur suresi 28.ayet

Eğer orada kimseyi bulamazsanız, izin verilinceye kadar artık oraya girmeyin ve eğer dönün denirse, siz de dönün. Bu sizin için daha temizdir. Allah yaptıklarınızı bilendir.

İffetini korumak bir arınmışlıktır…

24:30 Nur suresi 30.ayet İman edenlere söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha temizdir. Gerçekten Allah, yaptıklarından haberdardır.

24:56 Nur suresi 56.ayet Salâtı ikame edin, zekâtı verin (arının) ve elçiye uyun. Umulur ki, (merhamet edilecek) rahmet olunacaksınız.

Malından vermek de elbette zekâttır. Bir arınma işidir. Vererek

hem malınızı hem kendinizi temizlemiş olursunuz. Haksız kazanç

artmaz ama arınmak için verdiğiniz artar. Tabi ki bu da niyetinizle,

nerede ne beklenti içinde olduğunuzla ilgilidir. Artacak olanın nerede

artmış olmasını isterdiniz?

30:39 Rum suresi 39.ayet İnsanların malının içinde ribadan artsın diye verdiği şey Allah katında artmaz. Ama Allah'ın yüzünü isteyerek zekâttan verdiğiniz ise, işte kat kat arttıranlar onlardır.

Uygunsuz davranışlardan arınmak da bir zekâttır. Arınma işidir.

Page 106: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

106

33:33-34 Ahzab suresi 33 ve 34.ayetler

Evlerinizde vakur olun. Önceki cahiliye (dönemindeki) gibi öne çıkma (çalım yapma) hevesinde olmayın. Salâtı ikame edin ve zekâtı verin. Allah’a ve elçisine uyun. Allah sizden kirlerinizi gidermeyi ve ev halkını (ailenizi) tertemiz hale getirmeyi irade ediyor. Evlerinizde okunan (bildirilen) Allah’ın ayetlerini ve Allah’ın hikmetlerini hatırlayın. Şüphesiz Allah lütuf sahibi ve haberdar olandır.

Ortak koşanlar bağlamında geçen aşağıdaki ayet müşriklerin çok

ilahtan tek ilaha arınmadığına işarettir.

41:7 Fussilet suresi 7.ayet Ki onlar, zekâtı vermeyenler (arınmayanlar) ve ahireti inkâr edenlerdir.

Arada bir farkına varmadan yapılan hataları Allah affedeceğini

söylüyor. Ama buna rağmen biz kendimizi temize çıkartamayız,

samimi niyetlerle temizlenmeye gayret devam etmelidir.

53:32 Necm suresi 32.ayet Onlar ufak tefek günahlar dışında, günahın büyük olanından ve çirkin utanmazlıklardan kaçınırlar. Şüphesiz senin Rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir. Sizi topraktan inşa ettiği ve siz daha annelerinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Öyleyse kendinizi temize çıkarıp durmayın. O sakınanı daha iyi bilendir.

Kuran’ın birçok yerinde farkına varmadan arınma (zekât) türevi

kelimeleri okuyup geçmiş olabilirsiniz. Zekât salâtı ikamedeki arınma

işlevidir.

79:18 Naziat suresi 18.ayet (Firavuna git) Ona de ki: “Temizlenmek ister misin?” 80:3 Abese suresi 3.ayet Nerden biliyorsun; belki o temizlenip-arınacak?

Page 107: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

107

80:7 Abese suresi 7.ayet

Oysa onun temizlenip-arınmasından sana ne? 87:14 Ala suresi 14.ayet Arınan kişi felaha ermiştir.

İşte asıl arınmamız gereken şey: Kendi fücurumuz. İçimizdeki

şeytanımız!

91:9 Şems suresi 9.ayet

Onu (fücurunu) arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur.

İnsanlar sizi benimsemiyor, beğenmiyor olabilir. Hatta

davranışlarınızda yanlışlar da olabilir. Ama siz eğer samimiyetle

fücurunuzdan, kötülüklerinizden arınmaya çalışıyor, insanlardan

ziyade Allah’ın beğenisini hedefliyorsanız inanın ki öyle ya da böyle

Allah sizin bu çabanızın karşılığını verecektir.

Ve son olarak…

92:18 Leyl suresi 18.ayet Ki o, malını vererek temizlenip-arınır.

İşte şimdi de ona, salâtı ikamenin infak ayağına geldi sıra…

Page 108: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

108

İnfak ve Salâtı İkame

nfak kavramında “vermek” ten daha çok “paylaşmak” anlamı

vardır. Ve nereden alıp verdiğiniz de önemlidir. Salâtı ikame

(bağlantıyı ayakta tutma) süreci içinde rehber kitabınızı

sorgulayıp irdelemeye ve doğrulamaya devam ederken ve

çevrimiçinde kalıp güncellemelerle arınırken artık paylaşım

yapmanızın da zamanı geldi.

Ne kazanmışsanız çevrimdışı veya çevrimiçi tüm toplumsal

platformlarda ondan vermeye başladınız. Buna özellikle

öğrendikleriniz de dâhil. İşte bu paylaşım işine infak diyoruz. İnfak

salâtı ikame ayetleri içinde bolca geçen kavramlardan biri ve hatta

kitap sırasına göre ilkidir.

2:3 Bakara suresi 3.ayet

Onlar gayba iman edip (bilmediklerinden emin olup) salâtı ikame ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.

Rızık sadece yiyecek içecek ve malınız mülkünüz demek değildir.

Rızık aynı zamanda edindiğiniz o aydınlık bilgilerdir. Salâtınızda

farkındalıkla aydınlanmanızı sağlayan gerçeklerdir. Yukarıdaki ayetin

içerdiği infak da ağırlıkla işte o aydınlığınızı başkalarıyla

paylaşmanızdır. Ne kadar infak ettiğinizin ölçüsü doğru ve güzel olanı

ne kadar paylaştığınızdadır.

8:3 Enfal suresi 3.ayet Onlar, salâtı ikame eder ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

İ

Page 109: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

109

Kazandığınız ama kenara çekilip kendi halinizle yaşadığınız

rızıklarınız infak edilmemiş rızıklardır. İster mal, para ve mülk olsun

ister doğru, gerçek bilgiler. Doğruyu buldunuz diye kenara çekilip

toplumdan yalıtılmış bir hayat yaşamak doğru değildir.

2:195 Bakara suresi 195.ayet Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.

İnfakla ilgili misal soru ve cevaplar da kitapta vardır…

2:215 Bakara suresi 215.ayet Sana neyi/nasıl infak edeceklerini sorarlar. De ki: Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda

kalmışadır. Hayır, olarak her ne yaparsanız, Allah onu şüphesiz bilir. 2:219 Bakara suresi 219.ayet …Sana neyi/nasıl infak edeceklerini sorarlar. De ki: Affettiğinizi (gönlünüzden kopanı veya ihtiyaç fazlasını). Böylece Allah, size

ayetlerini açıklar. Umulur ki düşünürsünüz.

Malından infak etmek (paylaşmak) kitaba göre çok büyük

karşılıklara varacaktır.

2:254 Bakara 254.ayet Ey iman edenler! Hiç bir alış-verişin, hiç bir dostluğun ve hiç bir şefaatin olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kâfirler... Onlar zulmedenlerdir.

İnfak etmekle ilgili hemen tüm detaylar Bakara suresinde önemli

bir bölümü işgal ediyor. Aşağıdaki ayetler aslında açıklamaya gerek

bırakmaksızın konuyu detaylandırıyor. Sıkılmadan (birkaç sayfa

boyunca) bu ayetleri okumanızı öneriyorum.

2:261 Bakara suresi 261.ayet Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir.

Page 110: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

110

Ancak ister bilginizi ister malınızı ister bir imkânınızı infak edin;

eğer bir şekilde paylaştığınız kişinin başına kakıyorsanız beklentinizi

Allah’tan değil ondan bekliyor olursunuz. Bu büyük kayıptır.

2:262 Bakara suresi 262.ayet Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

İnfak ediyorsak esasta Allah tarafından infak edilen biziz demektir.

Allah’ın bize verdiğini bizim başımıza kakmasını ister miydik? O halde

biz de sanki kendimizden veriyormuş gibi infak edemeyiz.

Eğer maldan infaka gücümüz yoksa bazen güzel bir sözü iletmek

ya da bağışlamak aklınızın onda kalacağı infaktan çok daha güzel bir

paylaşım olacaktır. Allah’ın bizim malımızdan vermemize ihtiyacı

yoktur. İstese o direkt verirdi. O yüzden infak ettiğimizde aslında

kendimize katıyoruz demektir.

2:263 Bakara suresi 263.ayet Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır.

Hele ki gösteriş için paylaşmak infakı geçersiz kılması bir yana

kendimize zulmetmekle eşdeğerdir.

2:264 Bakara suresi 264.ayet Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu; üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer. Üzerine sağanak bir yağmur düştüğünde onu çırılçıplak bırakıverir. Onlar kazandıklarından hiç bir şeye güç yetiremez (elde edemez)ler. Allah, kâfirler topluluğuna hidayet vermez.

Page 111: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

111

Yaptığımız paylaşımı kendimiz için yaptığımızı misallerle anlatan

bu ayetler Bakara suresinde peş peşe geliyor.

2:265 Bakara suresi 265.ayet Yalnızca Allah'ın rızasını istemek ve kendilerinde olanı güçlendirmek için mallarını infak edenlerin örneği; yüksekçe bir tepede bulunan, sağanak yağmur aldığında ürünlerini iki kat veren bir bahçenin örneğine benzer ki ona sağanak yağmur isabet etmese de bir çisintisi (vardır). Allah, yaptıklarınızı görendir.

Eğer infakımızı geçersiz kılacak hareketlerde bulunursak Allah’ın vereceği karşılığı kendi elimizle kasırgaya tutmuş, kendi elimizle yakmış oluruz. Aşağıdaki ayet çok vurucu biçimde bunu açıklıyor.

2:266 Bakara suresi 266.ayet Hangi biriniz ister ki altından ırmaklar akan hurmalardan, üzümlerden bir bahçesi ve içinde kendisinin olan bütün ürünler de bulunsun; fakat kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, zayıf ve küçük çocukları olsun (böyle bir durumda iken) ona (bahçesine) ateşli bir

kasırga isabet etsin de yanıversin. İşte Allah size ayetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.

İnfakın niteliği de önemli. Elden çıkartmak için verdiğimiz şeyler infak değildir. İyisini kendimize ayırıp da kötüsünü ya da çirkin tarafını verdiğimiz şeyler paylaşım değildir. Aşağıdaki ayetler bu konuda yine çok vurucu.

2:267 Bakara suresi 267.ayet Ey iman edenler, kazandıklarınızın iyi olanından ve sizin için yerden

bitirdiklerimizden infak edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri infak etmeye kalkışmayın ve bilin ki, şüphesiz Allah, hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, övülmeye layık olandır. 2:268 Bakara suresi 268.ayet Şeytan, sizi fakirlikle korkutuyor ve size çirkinliği-hayâsızlığı emrediyor. Allah ise, size kendisinden bağışlama ve bol ihsan (fazl) vaat ediyor. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.

Page 112: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

112

Aşağıdaki ayet konu bağlamında bu kez yine bilgiye hikmete

yönelmiş durumda. Başkasının malını kıskanmak kadar başkasında

olan hikmete karşı haset gütmek de ciddi bir problem. Hikmeti olansa

mal infakıyla kalmayıp hikmetini de paylaşmalıdır.

2:269 Bakara suresi 269.ayet Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.

2:270 Bakara suresi 270.ayet Her neyi nafaka olarak infak eder ve adak olarak neyi adarsanız, muhakkak Allah onu bilir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur.

Bazı infaklar zorunlu olarak açıktan yapılmak durumundadır.

Çeşitli nedenlerden ötürü bu zaruridir. Ama niyette esas olan gizli

paylaşım yapabilmektir.

2:271 Bakara suresi 271.ayet

Sadakaları açıkta verirseniz iyi, fakat gizleyip fakirlere verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. O günahlarınızdan bir kısmını bağışlar. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.

Tebliğ de hayırdan infak etme bağlamındadır. Ancak malından

paylaşım yapmak da aynı zamanda bir tebliğdir. Salâtı ikame

bağlamında öğrendiğini hayata tatbik etmek belki de en güzel

tebliğdir. Ayrıca bu ayette yine infak edilenin herkesin aslında kendisi

için infak ettiği bu kez açık biçimde söyleniyor.

2:272 Bakara suresi 272.ayet Onların hidayete ermesi senin üzerinde değildir. Ancak Allah dilediğini hidayete erdirir. Hayır olarak her ne infak ederseniz kendiniz içindir. Zaten siz sadece Allah'ın hoşnutluğunu istemekten başka infak etmezsiniz. Hayırdan her ne infak ederseniz haksızlığa uğratılmaksızın size eksiksizce ödenecektir.

Page 113: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

113

Sadaka’yı konuştuğumuz bölümden hatırlayın. İnfak bağlamında

sadaka vermek aslında vererek (tasdik) doğrulamaktır.

2:273 Bakara suresi 273.ayet (Sadakalar) Kendilerini Allah yolunda adayan fakirler içindir ki, onlar, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremezler. İffetlerinden dolayı bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Hayırdan her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.

2:274 Bakara suresi 274.ayet Onlar mallarını gece, gündüz, gizli ve açık infak ederler. Artık bunların ecirleri Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

Nelerden infak edilmesi gerektiğine dair yine çok vurucu bir ayet

var aşağıda…

3:92 İmran Ailesi suresi 92.ayet

Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.

İnfak kitabın içinde sadece “paylaşmak” değil “harcamak” gibi bir

anlamda da kullanılabiliyor. Harcamak da aslında malından ya da

parasından vermek gibidir. Yani harcadığımızı nereye ve neye

harcadığımız da önemlidir.

3:117 İmran Ailesi suresi 117.ayet

Onların bu dünya hayatındaki harcamaları kendi nefislerine zulmetmiş olan bir kavmin ekinine isabet eden kavurucu soğukluktaki bir rüzgâra benzer ki onu (ekini) helak etmiştir. Allah, onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmetmektedirler.

Çok miktarda infaklarda bulunanlar yine bu infaklarıyla

övünmemelilerdir. Çünkü çok olanın çok vermesi ile az olanın az

vermesi arasındaki fark ne kazanıldığıyla ilgilidir. Bazen cebindeki üç

Page 114: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

114

kuruşu infak eden kişi belki de malının tümünü infak etmiştir. Bazen

yüz milyonlarca infak eden kişinin malından pek bir şey eksiltmiş de

olmayabilir ve hatta tanınan biri ise bu harcamasından dünyalık fayda

da sağlamış olabilir.

3:134 İmran Ailesi 134.ayet Onlar bollukta da darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile vazgeçenlerdir. Allah iyilik yapanları sever.

Cimrilik müşriklerin en belirgin özelliklerinden biridir. Mal ve para

konusunda çok takıntılı ve onu elde etmek için çok gayretlidirler.

Ucuza kapatıp pahalıya verdiklerine çok sevinirler. Mallarını ve

paralarını aşırı bir hassasiyetle diğer insanlardan gizlerler. Bununla

birlikte kâr getireceğini umdukları bir bilgiyi de diğer insanlardan

saklayarak o getiriyi kendileri elde etmeye ve ondan azami faydayı

sağlamaya çalışırlar. Bunu ben madem öğrendim, diğer insanlara da

bildireyim onlar da faydalansın, diye düşünemezler. Mesleklerinde

sırlar taşır, tekelleşmeye çalışırlar. Cimridirler ve cimriliği tavsiye

ederler. Ellerindekinin bitmesinden ve fakirlikten çok korkarlar. Bir

gün öleceklerini ve o mallarını diğer tarafa götüremeyeceklerini

unuturlar.

4:37-39 Nisa suresi 37, 38 ve 39.ayetler Onlar cimri davranırlar, insanlara da cimriliği tavsiye ederler. Allah'ın

fazlından kendilerine verdiğini gizli tutarlar. Biz o kâfirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır. Onlar mallarını insanlara gösteriş olsun diye harcarlar. Allah'a ve ahiret gününe inanmazlar. Şeytan kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o. Allah'a ve ahiret gününe inanarak Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan infak etselerdi aleyhlerine mi olurdu? Allah, onları iyi bilmektedir.

Page 115: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

115

Eğer birisi salâtı ikame etmiyor (bağlantıyı ayakta tutmuyor) ve

infak ederek kurtulacağını sanıyorsa bu da problemli bir infaktır. Ve

geçersizdir. Güncel deyimle “desinler” için ya da birilerine

yanaşabilmek içindir. Gerçek katında değeri yoktur.

9:53-54 Tevbe suresi 53. ve 54.ayetler De ki; isteyerek veya istemeyerek infak edin, sizden kesin olarak kabul edilmeyecektir. Çünkü siz bir fasıklar topluluğu oldunuz. İnfak ettiklerinin kendilerinden kabulünü engelleyen şey; Allah'ı ve

elçisini tanımamaları, salâta ancak üşenerek gelmeleri ve kerhen (isteksizce, desinler diye) infak etmeleridir.

İşte malı olduğu halde infaktan kaçanlar ya da “desinler” diye veya

“bir şeylerden medet umarak” infak edenler varken bir de infak etmek

istediği halde infak edecek bir şey bulamayanlar ve bundan

hüzünlenenler ve kendini bile infak etmek isteyenler vardır. Allah

onları da unutmamıştır. Kuran din namına eksik bir şey bırakmayan

bir kitaptır. Yeter ki onun zikrettiği salâtı (bağlantıyı) ayakta tutalım.

9:91 Tevbe suresi 91,92 ve 93.ayetler Allah'a ve elçisine karşı “içten bağlı kalıp hayra çağıranlar” oldukları sürece, güçsüz-zayıflara, hastalara ve infak etmek için bir şey bulamayanlara bir sorumluluk yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Bir de (sefere katılabilecekleri bir bineğe) bindirmen için sana her gelişlerinde “sizi bindirecek bir şey bulamıyorum” dediğin ve infak

edecek bir şey bulamayıp hüzünlerinden dolayı gözlerinden yaşlar boşanarak geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur. Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki zengin oldukları halde senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birlikte olmayı seçerler. Allah, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar bilmezler.

Salât dediğimiz bağlantıyı ayakta tutanların sadece verdikleri mal

değil, ettikleri mücadele de o yolda bir infak olarak sayılmaktadır.

Page 116: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

116

9:121 Tevbe suresi 121.ayet

Küçük büyük infak ettikleri her nafaka ve aştıkları her vadi; mutlaka yaptıklarının Allah'ın daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için onlar adına yazılmıştır. 14:31 İbrahim suresi 31.ayet İman etmiş kullarıma de ki: İçinde alış verişin ve arkadaşlığın (hatırının) olmadığı o gün gelmeden evvel salâtı ikame etsinler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak etsinler.

İnfakta rızkın temizliği ve nereden ne şekilde edinildiği de

önemlidir. Salât bağlantısının kime olacağını unutmuş biçimde sırtını

düzenbaz tüccarlara yaslayıp kazananın infak etmesiyle az da olsa

salâtını ayakta tutup temiz kazananın infakı bir olmaz. Çok malım var

diyerek gösterişle verenle temiz rızkını paylaşan bir olmaz.

16:75 Nahl suresi 75.ayet Allah hiç bir şeye gücü yetmeyen ve başkasının mülkünde olan ile

tarafımızdan kendisine güzel bir rızık verdiğimiz; böylelikle ondan gizli ve açık infak eden kimseyi örnek olarak gösterdi. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah'ındır. Fakat onların çoğu bilmezler. 20:131-132 TaHa suresi 131 ve 132.ayetler Onlardan bazı çiftlere onları denemek için dünya mücevherinden verdiğimiz nimetlere gözünü kaydırma. Senin Rabbinden gelen rızık daha hayırlı ve kalıcıdır. Ehline salâtı emret ve onun üzerine sabırlı ol. Biz senden rızık istemiyoruz, biz seni rızıklandırıyoruz. Sonuç takva iledir.

Geçmişte Allah’a yemelik sunu olarak kurbanlar sunanlar da

bununla övünüyorlardı. Ama bununla kalmayıp halkın malını çeşitli

yollarla yiyerek kazandıklarını itiraf etmiyorlardı. Geçmişte de

örnekler yaşandı bugün de farklı şekillerde yaşanıyor. Ama esas hiç

değişmiyor.

Page 117: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

117

Cimrilik kötü bir şeydir ama saçıp savurmak da kötüdür. Bu

konuda kitap infakın “harcama” anlamı çerçevesinde bu uyarıyı da

salâtı ayakta tutanlara veriyor.

25:67 Furkan suresi 67.ayet Onlar harcadıkları zaman ne israf ederler ne kısarlar. İkisi arasında orta bir yoldur.

Rızkı Allah’ın verdiğini ve insanların ondan infak edebildiğini

kimse unutmamalıdır.

34:39 Nebe suresi 39.ayet De ki: Şüphesiz benim Rabbim kullarından rızkı dilediğine genişletip yayar ve onu kısar da. Her neyi infak ederseniz O yerine bir başkasını

verir. O rızık verenlerin en hayırlısıdır.

Konuyu kavrayamayanlar kendilerini ya Allah yerine koyarak infak

ediyorlar ya da infakı güya Allah’a bırakarak kendilerine şahit

olamayıp kendilerine zalim oluyorlar…

36:47 YaSin suresi 47.ayet Ve onlara: Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin denildiği zaman, o inkâr edenler iman edenlere dediler ki: Allah'ın eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecekmişiz? Gerçekten siz apaçık bir şaşkınlık içindesiniz.

Oysa cimrilik edenler aslında “en zengin olandan” yüz çevirip

kendilerine cimrilik etmiş oluyorlar.

47:38 Muhammed suresi 38.ayet İşte sizler böylesiniz. Allah yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz ama bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse artık o ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise Gani (hiç bir şeye ihtiyacı olmayan)dır. Fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar sizin benzeriniz de olmazlar.

Page 118: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

118

Aşağıdaki ayete salât bağlamında bakarsak; infakın insanlar

arasında dayanışmayı da sağlayacak biçimde yapıldığında (o vakitli

dediğimiz) salât’ın da bir parçası olabildiğini anlıyoruz.

63:7 Münafikun suresi 7.ayet Onlar ki: Allah'ın elçisi yanında bulunanlara hiç bir infak (harcama)da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler, derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar.

İnsanların çoğu mal sahibi olunca halinden memnun ve kimseyi

tanımaz, salât malat umursamaz hale gelir. Onlardan değil

musallilerden olmak gerek. Musalli olmak sadece infakla ilgili değil

tüm bağlantı araçlarıyla ilgilidir. Ama neticede infak salâtın

(bağlantının) bir aracı olduğu için o infakı yapanlara da musalli (salât

eden) denir. Onlar salâtları üzerinde devamlıdırlar. Onlar

bağlantılarını koparmayanlardır.

70:19-25 Mearic suresi 19. ve 25.ayetler arası Muhakkak ki insan “aç gözlü ve hırslı” yaratılmıştır. Ona bir şer dokunduğunda feryat eder. Ona bir hayır dokunduğunda ise “cimri/pinti” kesilir. Musallin olanlar hariç. Onlar salâtları üzerinde devamlıdırlar. Ve onların malları içinde malum (bilinen) bir hak vardır. Yoksul ve yoksun olanlar için.

74:42-46 Müddessir suresi 42. Ve 46.ayetler arası Sizi sekara sevk eden nedir? Dediler ki: Biz musallilerden olmadık. Ve

yoksulu doyuranlardan olmadık. Ve dalıp gidenlerle dalıp giden olduk. Ve din gününü yalanlayanlardan olduk.

Page 119: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

119

Kıyam ve Salâtı İkame

ıyam birbiri ile bağlantılı en az iki yönü olan bir

kavramdır. Birincisi; uyanıp Allah’ın gerçekleri ve

doğruluk, iyilik ve erdemli olma yolunda ayağa kalkıp bir

şeyler yapabilmek içindir. İkincisi ise ayağa kalkıp sahteye, yalana ve

kötülüğe karşı dik durup onlarla mücadele edebilmek içindir.

Salâtı ikame etme (bağlantıyı ayakta tutma) çerçevesinde takvadan

başlayıp şu ana kadar aldığı yol bir musalliyi ayağa kalkmak zorunda

bırakır. O eski çevrim dışılık yoktur artık. Hem daha fazla öğrenip

daha fazla hayata geçirmek için ayakta kalmak, okumak, çabalamak,

hakkı tavsiye etmek ve hem de her platformda tüm imkânları

kullanarak insanları çevrimdışı bırakan sahte bağlantıların tuzaklarını

herkese göstermek için uyarmak ve kötülükle mücadele etmek

azmindedir.

9:34 Tevbe suresi 34.ayet Ey iman edenler! Gerçek şu ki; ahbarların ve ruhbanların çoğu insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah'ın yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acı bir azabı müjdele.

Müddessir suresindeki “kalk ve uyar” ayetleri ve kötülüklerle olan

mücadele ayetleri büyük oranda yukarıdaki ahbarlara ve ruhbanlara

ve kitap içindeki firavun, haman ve sair karakterlere karşı insanları

uyarmaya gider. Çünkü insanların bağlantısını koparan belirgin

karakterlerdir. Bununla birlikte ayetler üzerine eğilerek kendi

fücurundan arınma maksadıyla kendi nefsiyle mücadeleye kalkmak da

kıyamdır.

K

Page 120: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

120

25:64 Furkan suresi 64.ayet

Onlar Rablerine secde ederek ve kıyama durarak gecelerler.

Ritüel tarafı yok mudur? Kültür ve örf gereği tabi ki vardır. Ki

bunu şiarlar bölümünde yine konuşacağız. Namazdaki kıyamın da

sembolik anlamı; görünüyor ki buralardan gelmiştir.

22:26 Hacc suresi 26.ayet Hani biz İbrahim'e Evin yerini belirtip hazırladığımız zaman (şöyle

emretmiştik:) Bana hiç bir şeyi ortak koşma! Tavaf edenler, kıyam edenler, rükûa ve sücuda varanlar için evimi tertemiz tut.

Page 121: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

121

Dava ve Salâtı İkame

ua, dava ve davet kelimeleri aynı hedefe varan

kelimelerdir. Duası olanın davası olmak zorundadır.

Davası olmayanın duası da olmaz. Duası olan kimden

yardım isteyeceğini de, kimi nereye davet edeceğini de bilmek

zorundadır. Salâtı ikame eden (bağlantısını ayakta tutan) kişi Allah’ın

davasını kendine dava edinir, Allah’a davet eder ve Allah’a dua eder.

Diğer bağlantılarından arınır.

Artık bir davanız, bir hedefiniz var. Artık bir davası olan dolayısıyla

değeri olan bir bağlantı oldunuz. Eğer bunu dert edinmeseydiniz

“çevrimin sahibi” için ne değeriniz olurdu ki! Bakın İbrahim nebi de

davası uğruna bulunduğu şartlarda ailesinin bir kısmını niçin başka

bir yere taşıyor, görelim…

14:37 İbrahim suresi 37.ayet Rabbimiz! Zürriyetimden (bir kısmını) senin özel evinin (beyt-il-muharremin) yanına ekini olmayan bir vadiye iskân ettirdim. Rabbimiz! Salâtı ikame etmeleri için (öyle yaptım). Sen insanlardan kalplerini onlara meyleder kıl ve onları ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler.

Zekeriya duasını bu yüzden Allah’a yapıyor ve bakın ne diyor

duasında…

3:38 İmran Ailesi suresi 38.ayet Zekeriya işte orada Rabbine dua etti: Katından tertemiz bir nesil bağışla. Mutlaka ki sen duayı (çağrıyı) işitensin, dedi.

Ve Muhammed nebi bakın kime davet ediyor? Ve ne diyor bu

çağrısında…

D

Page 122: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

122

12:108 Yusuf suresi 108.ayet

De ki: Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim. Ben ve bana uyanlar da. Ve Allah'ı tenzih ederim. Ben müşriklerden değilim.

Bakın Musa nebi davasında yanına kardeşi Harun’u neden istiyor…

20:32 TaHa suresi 32, 33 ve 34.ayetler Onu işimde ortak kıl. Böylece seni çok tesbih edelim ve seni çok zikredelim.

Ve bu dava bölümünü İbrahim nebinin dualarıyla ilgili kısmı

okuyarak bitirelim… İstiane bölümünde konuya daha detaylı olarak

gireceğiz.

14:39 İbrahim suresi 39, 40 ve 41.ayetler Hamd Allah içindir. O ki bana ihtiyarlığımın üstüne İsmail'i ve İshak'ı armağan etti. Şüphesiz Rabbim gerçekten duayı işitendir. Rabbim beni ve zürriyetimden olanları salâtı ikame edenlerden kıl.

Rabbimiz duamı (çağrımı) kabul et. Rabbimiz hesabın yapılacağı gün bana, anne-babama ve iman edenlere mağfiret et.

Page 123: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

123

Salâvat ve Salâtı İkame

alât güncellemeleri artık sizi, sizin gibi olanlarla

dayanışmaya çağırmaya başladı. Gerek bireysel gerekse

arkadaşlarınızla birlikte destekleşiyor, dayanışma planları

yapıyor, yeni projeler üretiyor ve aydınlanmayı herkes için faydalı bir

hale getirmeye çalışıyorsunuz. İşte tüm bu işlere ve destek çabalarına

salâvat diyoruz. Tabi ki bunu söyleyip bırakmayacağız ve birazdan

ayetlerde de bunu tespit edeceğiz.

Kuran’daki “salâvat” kelimesi çok yanlış anlaşılan kelimelerden

biri. Ayetlerde görüleceği gibi “salâvat” aslında, salâta yönelik

destekleşme faaliyetleridir ve hatta dayanışma tesisleri de buna

dâhildir. Camiler, dernekler, yardım kuruluşları ve sairlerin hepsi

birer salâvattır. Sallâ da destek vermek demektir. Bununla birlikte

gerek sallâ ve gerekse salâvat sadece insanların dayanışma işleri değil

Allah’ın destekleri için kullanılabilir kelimelerdir.

2:156,157 Bakara suresi 156 ve 157.ayetler Onlara bir musibet isabet ettiğinde derler ki: Biz Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na dönücüleriz. Rablerinden salâvat ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler

de bunlardır.

Bakara 157’deki “Onlar Rablerinden salâvat üzerinedir” ifadesinde

kastın Allah’ın iman edenlere olan tüm desteği olarak alınabilir. Yani

Allah sorumluluklarını (elbette) yerine getiriyor demektir. Ya biz! Biz

birbirimize destek veriyor muyuz? Eğer kendimizi iman edenler

sınıfında sayıyorsak bizim de böyle bir destekleşme kaygımız olmalı

S

Page 124: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

124

değil mi? Eğer yoksa ya biz henüz iman edenler sınıfında değiliz ya da

henüz biz “biz” değiliz demektir.

2:238 Bakara suresi 238 ve 239.ayetler “Salâvat ve salât el-vusta” üzerinde gözetici/daim olun ve Allah için güçle ayakta kalın. Eğer tedirginseniz yaya veya binekte, güvenliğe kavuştuğunuzda ise siz bilmiyorken size öğrettiği gibi Allah’ı zikredin.

Bakara suresi 238. ayetteki “salâvat” ve “salâtı vusta” iki ayrı tabir

olarak alınmalı ve her ikisi üzerinde de daim olunmalıdır. Peki, nedir

bunlar? Salâvat daha önce de söylediğim gibi “dayanışma” veya bir

başka tabirle destekleşmedir. Bu kapsamda Allah salâvat’ı da salâtı

ikame etmenin (bağlantıyı ayakta tutmanın) içinde gösteriyor ve

“birbirinizle sürekli bir dayanışma içinde olun” diye bir mesaj vermiş

oluyor.

Ya salât el-vusta?

İşte salât el-vusta da şu: Ortada olup da zaten hepimizin bildiği,

hani bir araya geldiğimiz, elçinin bize hikmeti ve Kuran’ı anlattığı,

beraberce şura oluşturup, toplantı şeklinde yaptığımız (salâtı ikame

etmeni içindeki, Cuma suresinde de bahsi geçen) o vakitli salât var ya

işte onu da terk etmeyin diyor. Kısacası “hem dayanışmayı hem de

vakitli olarak bir araya gelmeyi aksatmayın” mesajını buradan

alıyoruz.

Peki, arkasından gelen ve binek, yaya gibi ifadelerin olduğu ayet

neyle ilgili?

İşte peşinden gelen Bakara suresi 239. ayet de zaten bu salât el-

vusta ile ilgili: Eğer bir tedirginliğiniz varsa (yani bir araya gelmeniz

konusunda güvenlik sıkıntısı yaşıyorsanız, sizi engellemeye çalışanlar

veya bir tehlike durumu varsa) bu durumda yürürken ya da

Page 125: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

125

bineklerinizin üstünde zikretmeye ve tefekkür etmeye devam edin,

deniyor. Ama böyle tehditler ortadan kalkmışsa (diğer ayetlerde)

Allah’ın size öğrettiği gibi (vakitli salât bölümünde konuştuğumuz

gibi) salât el-vusta’yı (vakitli toplantı salâtını) yine yaparsınız, mesajı

anlaşılıyor.

9:84 Tevbe suresi 84.ayet Onlardan ölen birinin üzerine ebediyen “sallâ” etme. Kabrinin başında

durma. Çünkü onlar Allah'ı ve elçisini inkâr ettiler ve fasık kimseler olarak öldüler.

Cenazeler sadece gömü törenleri ya da dua merasimlerinden ibaret

değildir. Orada cenazenin ya da kabrin olduğu yerde bulunmak

aslında cenaze sahiplerine bir destek vermek, acılarını paylaşmak ve

dayanışma halinde olmak içindir. Yukarıdaki ayet bu manada alınırsa

nebiden inkârcıların bu destekleşme faaliyetine katılmaması isteniyor.

Konu zaten savaş şartlarında geçiyor ve “onlar size düşmanlık

yaparken onlara destek verme” denmiş oluyor.

9:98 Tevbe suresi 98.ayet Araplardan öyleleri vardır ki, infak ettiğini bir zarar sayar ve devrin size kötülük getirecek biçimde aleyhinize dönmesini bekler. Allah işitendir, bilendir. 9:99 Tevbe suresi 99.ayet Araplardan öyleleri de vardır ki; Allah'a ve ahiret gününe iman eder

ve infak ettiğini Allah katında bir yakınlaşmaya ve elçiye salâvat sayar. Bu gerçekten onlar için bir yakınlaşma değil midir? Allah onları merhametinin içine dâhil edecektir. Şüphesiz Allah affedicidir, merhametlidir.

Tevbe 98 ve 99 karşılaştırmalı ayetleri; iki zıt insan tipi üzerinden

salâvat’ın tanımı üzerine çok belirleyici ayetlerdendir. İnfakı zarar

sayan birisine mukabil iman eden birisi davaya katkı sağlamak üzere

Page 126: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

126

bir infakta bulunuyor ve bunu Allah’a bir yakınlaşma ve elçisine bir

destek ya da “dayanışma” olarak görüyor. Çok açık değil mi? Salâvat

burada da yine “dayanışma” demektir.

Kişi ve grup tanımları yapan ve bu ayeti tamamlayan ayetler gelir

peşinden ve Tevbe 103’de yukarıdaki davranışın karşılığında ne

yapması gerektiği nebiye iletilir.

9:103 Tevbe suresi 103.ayet

Onların mallarından sadaka al. Bununla onları tezkiye etmiş, arındırmış ol. Onları (sallâ) destekle. Muhakkak ki senin salâtın onlar

için huzur vericidir. Allah işitendir, bilendir.

Daha önceki ayette infak edip bunu bir dayanışma olarak gören

kişilere atfen şimdi de nebiye “onların verdiğini al” deniyor ve

ekleniyor: Onların böylece arınmalarına vesile olmuş ve onların bu

çabalarını desteklemiş olursun. Şüphesiz ki senin desteğin onlara

(davaya hizmet etmek isteyenlere) bir huzur verir.

Sallâ kelimesi “destekle, destek ver” anlamındadır. Peşinden gelen

cümlede bu destek işinin “salât” olarak tanımlandığını da görüyoruz.

Dolayısıyla destek işi de salâtı ikame etme (bağlantıyı ayakta tutma)

süreci içindeki bir araç olarak ortaya çıkmış oluyor.

22:40 Hacc suresi 40.ayet Onlar haklı bir sebep olmaksızın sadece “Rabbimiz Allah'tır'”

demelerinden dolayı yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah'ın insanların kimini kimiyle defetmesi olmasaydı; onca savam (çiftlikler, ahırlar, silolar, tarım tesisleri), biyaun (alış veriş, pazar, ticaret tesisleri), salâvat (salâta, ıslaha ve dayanışmaya yönelik tesisler) ve içinde Allah’ın ismi zikredilen mescidlerin çoğu yıkılır giderdi. Kim ki Allah’a

yardım eder, kesin olarak Allah da ona yardım eder. Şüphesiz Allah güçlüdür, yücedir.

Page 127: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

127

Hacc suresi 40.ayet çok problemli çevirilere zemin olmuş bir ayet

olarak karşımıza çıkıyor. Meallerin hemen tamamında salâvat “havra”

diye, “savam” manastır diye, biya ise kilise diye çevriliyor. Oysa daha

önemli tesisler dururken ve hatta “Rabbimiz Allah’tır” diyenler

oralardan kovulurken Allah neden bozuma uğramış dinlerin

ibadethanelerini bu kadar ehemmiyetle korusun? Üstelik ayetin

devamında bu manada bir kelime olan “mescidler” zaten anılmışken

neden havra, manastır ve kiliseler ayrıca anılmış olsun?

Oysa ayette “havra” olarak tercüme edilen kelime “salâvat” olup

toplumsal dayanışma tesisleridir. Yine orada “manastır” diye çevrilen

“savam” da manastır değil tarım ve hayvancılığa yönelik sosyal

tesislerdir. Ve üçüncüsü olan ve “kilise” diye çevrilen “biyaun”

kelimesinin de kilise değil ticari tesisler olması yüksek ihtimal

dâhilindedir.

Peki, ayette o zaman ne denmek isteniyor? Şu ki… Allah isteseydi

bunların hepsinin altını üstüne getirebilirdi. Ancak bu durum yani

savaş ortamı hem iman edenlerin bir denenmesidir, hem de Allah

toplumun kazanımlarının korunmasını istiyor. İnkâr edenler ve iman

edenler son ana kadar bir arada ve barış şartlarında yaşayabilmeli ve

ıslahattan ortak faydalar sağlayabilmelidir. Hedef yıkmak değil,

düzeltmektir. Islahat bölümünde bu konuyu ayetlerle açacağız.

23:8-10 Müminun suresi 8,9 ve 10.ayetler Ve onlar emanetlerine ve verdikleri söze riayet edenlerdir. Onlar, salâvatları üzerinde koruyucudurlar (devamlıdırlar). İşte varis olacak olanlar onlardır.

İşte onlar (iman edenler) salât’a yönelik yapılmış işleri ve/veya

dayanışmalarını muhafaza ederler. Burada da salâvat’ın yine destek

verme ve dayanışma anlamının kapsamı dışına çıkmış olması için

Page 128: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

128

hiçbir sebep yok. Salla (destek vermek) ve salâvat (dayanışma) salâtı

ikame etme (bağlantıyı ayakta tutma) çabaları içinde birer

kavramdırlar.

33:43 Ahzab suresi 43.ayet O’dur ki; karanlıklardan ışığa çıkarmak için size destek (salli) verir. Ve melekleri de. O iman edenlere çok merhametlidir.

Bu ayette de çok açık biçimde sallâ kelimesinin destek verme

manası ortaya çıkmış durumdadır.

33:56 Ahzab suresi 56.ayet Muhakkak ki Allah ve O’nun melekleri nebi üzerine sallâ (yusallun) eder. Ey iman edenler! (Siz de) sallâ (sallu) edin ona ve selim (sağlıklı)

biçimde (Allah’a) teslim olun.

Allah ve melekleri nebi üzerine namaz kılmaz. Allah ve melekleri

nebiye (bilinen manada) salâvat da getirmez. Ama Allah ve melekleri

nebiye destek verirler. O halde ey iman edenler siz de ona destek

verin. İçi boş salâvatlar getirmeyin. Her türlü bozulmaya rağmen hâlâ

Cuma namazlarında hutbe veriliyor olması ve bu ayetin okunuyor

oluşu olumlu bir manidarlıktadır. Namazdaki sembolik hareketler de

böyledir. Ritüelleri inceleyeceğimiz bölümde bunları konuşacağız.

42:38-39 Şura suresi 38 ve 39.ayetler Onlar Rablerine icabet edenler, salâtı ikame edenler, işleri kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden

infak edenler ve haklarına tecavüz edildiği zaman birbiriyle yardımlaşırlar.

Yine çok açık ve net biçimde salâtı ikame etme (bağlantıyı

ayakta tutma) havuzunda bulunan dayanışmayı burada görüyoruz.

İşlerini şura ile yürüttüklerini de. Geleneğin getirdiği aşılması

gerçekten zor paradigmaları yıkınca (konulara baktığımız penceremizi

Page 129: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

129

değiştirince) gerçekler birer birer açığa çıkıyor. Bazılarını kabul etmesi

zor oluyor ya da kabul edebilmek zaman alıyor. İtiraf ediyorum ki

buna kendim de dâhilim. Hatalar yapıyoruz ve öğrenince yanlışmışım

dememiz gerekiyor. Yarın da bu manada bugünden daha doğru

olacaktır.

Sıra geldi “sallâ” kelimesinin geçtiği çok ilginç ve manidar bir

ayete… Kimse burada namaz kılın ya da salât edin diye çevirmemiş

nedense! Hakka suresi 31. ayet… Bağlamıyla birlikte dikkatle okuyun.

69:28-34 Hakka suresi 28. ve 34.ayetler arası Malım bana fayda vermedi. Sultanlığım (servetim ve gücüm) benden helak oldu (yok oldu gitti) Onu tutun ve bağlayın. Sonra cahim (alevli ateş). Destekleyin (sallu). Sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan zincirin (silsilenin) içine (katıp) gönderin. Çünkü Yüce Allah’a iman etmiyor ve ihtiyaç sahibini doyurmaya yanaşmıyordu.

Burada geçen “sallâ” kelimesi hemen tüm meallerde “içine atın”

diye çevrilmiş. Ama kanaatimce burada destekleyin anlamında geçiyor. Çünkü eğer “atın” olsaydı sonra bir daha “zincire vurup gönderin” neden densin? Atılıp geri alınıp bir daha mı atılacak? İki defa mı atılacak? Peki desteklenecek olan ne? Tabi ki gönderilen kişi değil oradaki “cahim”. Burada desteklenecek olan şey ateş.

“Yetmiş” ise sanıyorum ki çokluk ifadesi. Çünkü malının çokluğuyla övünmekteydi. Zincir de bildiğimiz anlamda zincir değil de ortak koşarak bağlı bulunduğu silsile olabilir. Cahim ve azap konumuz

değil. O yüzden azap, cennet, cehennem ve sair konulara hiç girmiyorum. Uzun uzadıya incelenmesi gereken ayrı bir konu.

75:31 Kıyamet Suresi 31.ayet Fakat o, ne doğruladı (saddeka) ne de destekledi (sallâ). 75:32 Kıyamet suresi 32.ayet Ve lakin yalanladı (kezzebe) ve yüz çevirdi (tevellâ).

Page 130: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

130

Daha önce “tasdik” bölümünde konuyu doğrulama açısından

konuşmuştuk. Burada iki kelime zıt anlamları ile kullanılmış

durumda. Nasıl ki yalanlama doğrulama kelimesinin zıddıysa, burada

tevellâ da sallâ kelimesinin zıddı. Tevellâ yüz çevirme demekse sallâ

da tam aksi olarak destek verme demektir. Bir kez daha sallâ’nın

destek vermek olduğunu bu ayetlerde görmüş oluyoruz. Namaz kılma

veya salavât getirme değil.

87:14-15 Ala suresi 14 ve 15.ayetler Arınan kişi felaha ermiştir. Rabbinin ismini zikretti ve sallâ etti.

Ala suresindeki bu ayetlerde geçen sallâ’yı yine Allah’ın dinine

“destek verme” olarak anlamak mümkün. Ancak burada “salâtı ikame

etmek” olarak tüm salât (bağlantılı) işlerini yaparak destek verme

anlamına daha yakın duruyor.

96:9-12 Alak suresi 9. ve 12.ayetler arası

Engelleyeni (nehyedeni) gördün mü? Sallâ ederken bir kulu. Gördün mü? Ya hidayet üzere ise. Veya takvayı emrediyorsa.

Alak suresindeki bu ayetlerde de yine hem Allah’ın dinine “destek

verme” hem de tüm “salâtı ikame” işleri olarak anlaşılabilir. Ancak

“takvayı emrediyorsa” ifadesi insanlara vakitli bir toplantı salâtında

konuştuğunun bir göstergesi de olabilir. Neticede değişmeyen

hepsinin salât işi olmasıdır. Dersin içinde ya da dışında! Aslı değiştiren

bir durum yok. Salât işi yapmak Allah’ın dinine destek vermektir.

107:1-7 Maun suresi Dini yalanlayanı gördün mü? Yetimi itip kakan işte odur. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez. Yazıklar olsun o musallilere. Onlar salâtlarında yanılgıdadırlar. Onlar gösteriş yapanlardır. Ve dayanışmaya mani olurlar.

Page 131: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

131

Gösteriş için salât ediyor, bu bağlamda infak ediyor ve birbirlerine

destek verip dayanışıyorlar. Ama maalesef kurdukları bağlantıda

yanılgıdalar. Ayakta tutmaya çalıştıkları “bağlantı” Allah’la değil ortak

koştuklarıyla bağlantılı. Bu yüzden musallileri (salât edenleri, destek

verenleri) oldukları salât (bağlantı) Allah’ın ayakta tutulmasını istediği

salât değil. Bu yüzden de dini yalanlayıp yetimi itip kalkanlar ve

doyurmaya teşvik etmeyenler olmuş durumdalar.

108:1-3 Kevser suresi Muhakkak ki biz sana kevseri verdik. O halde Rabbin için sallâ et ve zorluklara dayan. Muhakkak ki ebter olan sana hınç duyandır.

Son bağlamlarda olduğu gibi burada da sallâ hem destek vermek

hem de tüm salât işlerini yapmak olarak alınabilir. “Venhar” ifadesi

salâtı ikamenin bağlamındaki sabrı da (kararlılıkla mücadeleyi de)

işaret ediyor olabilir.

Tüm bu ayetlerden sonra sallâ ve salâvat kelimelerinin ağırlıklı

biçimde “destek verme” ve “dayanışma” manasında olduğunu,

bununla beraber sallâ’nın “salât etme” anlamında salâvat’ın da “salât

işleri” anlamında kullanılabildiğini de görüyoruz. Bu kapsamda

“musalli” de “destekçi” ve “salât eden kişi” olarak kullanılabiliyor.

Sıra geldi bir diğer tartışmalı konuya… Kıble!

Page 132: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

132

Kıble ve Salâtı İkame

ıble hem mecaz anlamında “gidilen, kabul edilen yol” hem

de fiziki olarak bir yön olarak anlaşılabilir. Yön ve kabul

anlamları olduğu için bu doğrudur. Ancak sadece bu

anlamlarla mı kaim? Kitap bize kıble deyince nelerden bahsediyor?

Bunu çözümlememiz lazım. Bu bölümde bunu yapacağız ve salâtı

ikame etme (bağlantıyı ayakta tutma) çerçevesinde gözden neleri

kaçırdığımızı net biçimde göreceksiniz.

Başlangıçtaki teşbihimize göre: Artık yönünüz çevrimdışından

değil çevrimiçinden gelen bilgilere döndü. Aynı zamanda sizin gibi

düşünenlerin sayısı da çoğalmaya başladı. Daha da iyi salât işleri

yapabilmek ve dayanışmak için bir buluşma merkezi oluşturdunuz.

İşte kitapta edinilen bu yerlere kıble denir.

Yine de doldurulmuş duvara boş bir slogan da biz yazmayalım.

Şimdi teker teker ayetleri inceleyelim bakalım öyle miymiş? Eğer

öyleyse duvarı badana eder yazarız, değilse slogan okumaya razıyız.

2:125 Bakara suresi 125.ayet Hani o evi insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. İbrahim'in makamını salât yeri edinin, İbrahim ve İsmail'e de, evimi

tavaf edenler, itikâfa çekilenler ve rükû ve secde edenler için temiz tutun diye ahit vermiştik.

Bu ev Kâbe olsa da olmasa da, kıble olsa da olmasa da bir toplanma

yeri imiş. Bunu anlamış olduk. Salât yeri olarak kullanıldığını da bu

ayetteki ifadelerden anladık.

K

Page 133: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

133

Peki, bu ev herkes için de salât yeri mi? Herkes için de toplanma

yeri mi acaba? Konu kapsamındaki ayetlerle devam edelim…

10:87 Yunus suresi 87.ayet Musa ve kardeşine vahyettik ki: Mısır'da toplumunuz için evler ayarlayın. O evleri kıble kılın. Salâtı ikame edin ve iman edenleri müjdeleyin.

A! Aaa! Musa İbrahim’den sonra gelen bir peygamber değil miydi?

Geleneğin bize getirdiği “kıblemiz Kâbe’dir” kuralı varken, o halde

Musa’ya söylenmemiş mi Kâbe’nin kıble olduğu?

“Mısır’da kıbleye dönük evler yapın” diye çeviriyor bunu çok iyi

Arapça bilen hocalarımız! Firavun’un zulmüyle perişan olmuş ve

oradan kaçmayı planlayan insanlar bir de tutup kıbleye dönük yeni

evler yapmakla uğraşacaklar öyle mi? Hangi aklın ürünü bu?

Soğanlarını sarımsaklarını bile Firavun verirken, hem ev yapacaklar

hem de evlerin yönünü kıbleye dönük yapacaklar!

Ayetten anlıyoruz ki Musa ve arkadaşları için kıble değil kıbleler

oluşturulmuş. Demek ki bu ayetteki kıble kelimesi mescid edinilmiş o

evler için kullanılıyor. Destekleşmek, dayanışmak, yardımlaşmak ve

plan yapabilmek için toplanma merkezleri. Mescid, salât yeri, musallâ.

Muhtemelen tehdit olduğu için tek de değil birçok ev kıble haline

getirilmiş oluyor.

2:142 Bakara suresi 142.ayet Bir takım sefih insanlar: Onları daha önceki kıblelerinden çeviren nedir, diyecekler. De ki: Doğu da Allah'ındır, batı da. O dilediğini doğru yola yöneltir.

Bu ayetten kıblenin sadece evler için değil gidilen yön olarak da

kullanıldığını anlayabiliriz. Aynı zamanda fiziki yön olarak da. Demek

ki bugün kullanılan manada o gün de kıble kelimesi kullanılıyormuş.

Page 134: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

134

Ama bunun nedeni yine bir merkezi toplanma yeri ile ilgili. Nebi ve

arkadaşları demek ki daha önceden bilinen kıbleye uymaz ve başka bir

kıbleye döner olmuşlar. Hem gidilen yol olarak hem de toplanma yeri

olarak. Toplumun uyduğu kıble mescidi haramdı ve yönetimi

müşriklerdeydi. Peki, iman edenlerin kıblesi (toplandıkları yer)

neresiydi?

2:143 Bakara suresi 143.ayet

…Senin üzerinde bulunduğunu kıble yapmamız, elçiye uyanları, topukları üzerinde gerisin geri dönenlerden ayırt etmek içindir. Doğrusu (bu) Allah'ın hidayete ilettiklerinin dışında kalanlar için büyüktür (zordur). Allah imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah insanlara şefkat edendir, esirgeyendir.

Okuduğumuz bu ayette bazıları eklese de “mescid-i haram”

geçmez. Bulunulan toplumun uymasının zor olduğu bir vahiy gelmiş

ve o güne kadar kıble olarak elçinin “üzerinde bulunduğu” yer kıble

yapılmış. Muhtemelen orası da nebinin yaşadığı ev ya da civarında bir

yer. Ayette bunun nedeni de açıklanmış. Ve bu yer toplumun

genelinin kabul ettiği mescidi haram değilmiş. Bir önceki ayetten

bunu anlıyoruz. Müşrikler onların neden mescidi haramı bıraktığını

sorguluyorlardı. Ve nebi de oranın yönetiminin müşriklerde

olmasından rahatsızdı. Çünkü orası İbrahim’den beri gelen bir

toplanma merkeziydi. Nereden anlıyoruz? Bakın…

2:144 Bakara suresi 144.ayet Biz senin yüzünü çok defa göğe doğru çevirip durduğunu görüyoruz. Şimdi elbette seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Her nerede bulunursanız, yüzünüzü onun yönüne çevirin. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler tartışmasız bunun Rablerinden bir hak olduğunu elbette bilirler. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

Page 135: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

135

Kıble iman edenler için yeniden mescidi haram olmuş oldu. Artık

iman edenler de orayı merkez edinecek orada toplanacaklardı.

Yüzünü mescidi harama dönmek aynı zamanda sılaya (kendi

anayurduna) dönük yaşamak, orası için mücadele etmek, orayı ıslah

etmek için çalışmak olarak da yorumlanabilir.

2:145 Bakara suresi 145.ayet Andolsun kendilerine kitap verilenlere her ayeti getirsen, yine onlar

senin kıblene uymaz. Sen de onların kıblelerine uyacak değilsin. Onlardan bir kısmı bir kısmının kıblesine uymaz. Andolsun, eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların hevalarına uyacak olursan, o zaman gerçekten zalimlerden olursun.

Burada kitap verilenler İbrahimi geleneği aralarında paylaşamayan

eski ahit sahipleri olsa gerek. Kıbleden kasıt da kabul edilmiş dini

anlayış. Ayet Kafirun suresine bağlantı veriyor. Bahsedilen şey “onlar

sizin kabulünüze, bu kabule dayanan topluluğunuza uymaz. Zaten

onlar kendi aralarında da mezhep mezhep ayrılmış birbirlerinin

kabullerine uymazlar.” şeklinde anlaşılmasına daha belirgin

görünüyor.

Peki, bugün bizler de fiziki kıble olarak oraya mı dönmeliyiz?

Bunun salâtı ikame etme içinde bir anlamı var mı?

2:177 Bakara suresi 177.ayet Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Çünkü iyilik;

Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve elçiye iman eden, mala olan sevgisine rağmen onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyene ve esaretten kurtulması gerekene veren; salâtı ikame eden, zekâtı veren ve söz verdiklerinde sözüne vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve mücadelenin kızıştığı zamanlarda sabredenlerin tutumlarıdır. İşte sadık olanlar ve muttaki olanlar onlardır.

Page 136: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

136

Bu ayet bugünküler gibi basit sorulara verilmiş örnek bir cevaptır.

Mesele oraya buraya dönmek değil, salâtı ikame edip (bağlantını

ayakta tutup) bu bağlam içinde makbul ve güzel işler yapmaktır. O

güzel işlerin bir kısmı yukarıdaki ayete yazılmış.

Peygamber Japonya’da yaşasaydı Araplar bugün toplanma merkezi

olarak Tokyo’ya mı gidecekti? Ya da biz Avustralya’da mı dayanışma

yapacaktık? Ya da Almanlar Pekin’de mi vakitli salâta çağırılacaklardı?

Güney Amerika’daki iman edenler Konya’da mı ayetleri duyup

ağlayarak secde edeceklerdi? Yoksa Kanadalı müminler Hindistan’da

mı Torontolu bir firavundan kurtuluş planları yapacaklardı?

Düşünelim. Düşünmek biraz acı verse de!

Noktayı koyalım. Demek ki salâtı ikame bağlamında iman

edenlerin merkez edindiği özel mescidlere (mescidi haram) kıble

diyoruz. Peki, (mahal anlamı dışında) diğer mescidler (secde edilen

yerler) hakkında neler söyleniyor kitapta?

9:107-108 Tevbe suresi 107 ve 108.ayetler Zarar vermek, inkârı (pekiştirmek), iman edenlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah'a ve elçisine karşı savaşanı gözlemek için mescid edinenler ve: Biz iyilikten başka bir şey istemedik, diye yemin edenler (var ya) Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahitlik etmektedir. Sen bunun (böyle bir mescidin) içinde hiç bir zaman (ikame etme) durma. Daha ilk gününden takva temeli üzerine kurulan mescid,

senin bunda (ikame etmene) durmana daha uygundur. Onda, arınmayı seven adamlar vardır. Allah arınanları sever.

Tevbe suresinde geçen ve tehdit durumlarının söz konusu olduğu

bu ayetlerden alınacak ibretler var. Ama konumuz dışına çıkıp zaten

geniş olan bu kitabı daha da detaylandırmayalım.

Page 137: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

137

Son olarak “mescidi haram” denilen ve kıble edinilen özel

toplanma merkezinin her toplum için farklı olabileceğini ortaya seren

bir ayeti daha bağlamında yorumlayarak bu bölümü bitirelim.

17:1 İsra suresi 1.ayet Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya yürüten O (Allah) yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir.

Sizce bu gece yürüyüşünü yapan Muhammed nebi mi yoksa Musa

nebi mi?

Bu ayet Muhammed nebiye atfedilen Miraç hadisesi için Kuran’da

delil gösterilen tek ayettir. Maalesef ön koşullu çeviriler ve

meallendirmeler bizi yanlış sonuçlara ulaştırıyor. Bu ayette miraç

hadisesi gibi bir olaydan bahsedilmemekle beraber anlatılan olayın

Muhammed nebi ile yakından uzaktan bir alakası yok. Bahse konu

gece yürüyüşünün Kâbe, Mekke ve Kudüs’le de bir alakası yok. Ve

çoklarınca miraç zannedilen bu gece yürüyüşü Musa nebiye ait.

Taraflı ve kültürel ön kabullerden sıyrılmış olarak bu ayete,

devamına ve bağlılarına kısaca bakalım…

Bu ayette geçen “bir kısım ayetler (ayat), kul, gece, mescidi haram,

yürütülmek, mübarek kılınmak, mescidi aksa” tabirlerini

unutmayalım.

17:2 İsra suresi 2.ayet Ve Musa’ya kitap verdik ve “Benden başka vekil edinmeyin” diye onu İsrailoğullarına hidayetçi kıldık.

Bu ayette Musa nebiden bahsediliyor ve eğer birinci ayetteki

gerçekten Muhammed nebi ise o ayet bağlamdan kopuk ve tek başına

kalıyor. Bu Kuran içinde başka yerde görmediğimiz bir durum.

Page 138: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

138

17:3 İsra suresi 3.ayet

Nuh ile birlikte taşıttığımız kimselerin soyu; o şükreden bir kuldu.

Gördüğünüz gibi bu ayetteki “kul” kelimesi de Musa nebi için

kullanılıyor. İsra 4’ten itibaren İsrailoğulları ile ilgili kıssa anlatılmaya

devam ediliyor. Kuran’ı açıp okuyun; konu tamamen Musa nebi ve

İsrailoğulları ile ilgili.

Şimdi Musa nebi ile ilgili Neml suresindeki bölüme bakalım…

27:7 Neml suresi 7.ayet Hani Musa ailesine: Şüphesiz ben bir ateş gördüm demişti. Size ondan ya bir haber veya ısınmanız için bir kor ateş getireceğim.

Musa nebinin bu gece yürüyüşünü hatırladınız sanıyorum. Ve

Musa ateşe doğru yaklaşır…

Âlemlerin Rabbi olan Allah Kuran’da başka hiçbir yerle irtibatı

olmayan ve çözülemeyen bir İsra 1 ayeti gönderip ve de oradaki gece

yürüyüşünü eksik ve açıklamaksızın bırakır mı?

27:8 Neml suresi 8.ayet Oraya geldiğinde şöyle seslenildi: Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah eksikliklerden münezzehtir!

“Ateşin bulunduğu yer ve çevresindekilerin mübarek kılınması”

tabirini İsra 1 ile bağdaştıramaz mıyız, ne dersiniz? İsra 1’de “mübarek

kılınan” yerle burası aynı olamaz mı? Konu zaten Musa nebi değil mi?

27:9 Neml suresi 9.ayet Ey Musa! Gerçekten Ben güçlü ve üstün, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ım.

Musa peygamberlikle görevlendiriliyor. Ateşin başında ilk defa

vahye muhatap oluyor ve dolayısıyla o çevre kutsal bir hale geliyor.

Page 139: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

139

27:10-11 Neml suresi 10 ve 11.ayetler

Ve bırak asanı! Derken onu çevik bir yılan gibi çalkanıp kıvranır görünce dönüp kaçtı ve arkasına bakmadı. Ey Musa! Korkma! Çünkü peygamberler benim huzurumda korkmaz. Ancak zulmeden, sonra yaptığı kötülüğün yerine iyilik yapan olursa ona karşı da ben bağışlayıcı, esirgeyiciyim.

Gördüğümüz gibi burada Musa’ya bir ayet (bir anlamda mucize)

öğretiliyor. Asa-yılan mucizesini daha sonra Firavun karşısında

kullanacak olan elçiye talim ettiriliyor. Ayet gösteriliyor ve Musa

korkuyla arkasına bile bakmadan kaçmaya kalkıyor.

27:12 Neml suresi 12.ayet Bir de elini koynuna sok. Bembeyaz, kusursuz çıksın. Firavun ve kavmine dokuz mucizeden biri olarak. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplum oldular.

Ve ikinci bir mucize ile ayet çoğalıyor. Allah İsrailoğullarına

delillendireceği mucizelerin bir kısmını bu gece yürüyüşü esnasında

kulu Musa’ya gösteriyor.

İsra 1’de unutmamamız gerektiğini belirttiğim kelimeleri şimdi

gözden geçirelim.

Gösterilecek bir kısım ayetler ortaya çıktı… Kul’un Musa olduğu

ortaya çıktı… Gece yürüyüşünü kimin yaptığı ortaya çıktı… Mübarek

kılınan yerin ateş ve çevresi olduğu ortaya çıktı… Mescidin memleket,

vatan, yer, mahal manasında kullanıldığı ortaya çıktı. Şimdi geriye

“mescidi haram” ve “mescidi aksa” tamlamaları kaldı.

Mescidi haram toplumun merkezi yeri... Bu durumda sıladan

gurbete bir gece yolculuğu söz konusu oluyor. Çünkü “aksa” uzak

anlamına geldiğine göre Mescid-i aksa ne olur? Mescidi Aksa’yı Kudüs

olarak parantezlemek doğru mu? Birbirinin neredeyse zıt anlamlısı

Page 140: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

140

olan iki tamlama sanki özel isimmiş gibi nasıl da çevrilip parantezlerle

hapsedilmiş!

Görüldüğü gibi İsra suresinin başında Musa nebinin vahiy aldığı

gece yürüyüşü resmedilmiştir. Muhammed nebinin Allah’tan vahiy

alışının resmedildiği Necm suresi gibi. En doğrusunu Allah bilir.

Kültürel temayüllere takılmadan konu değerlendirilmelidir.

Bu konuyu buraya alma sebebim hem miraç konusuna değinmek

hem de mescidi haramın herkes için farklı olabileceğini işaret etmekti.

Zaten başlangıçtaki Yunus suresi 87. ayet de bunu göstermişti.

Kısaca bu bölümü tekrar edersek; kıble merkez edinilmiş ve içinde

salât edilen toplanma yerine verilen isim olarak öne çıkıyor. Yoksa

namazda dönülecek bir yön ya da dayanışma yapılacak dünyadaki tek

yer değil.

Şimdi geldik salâtı ikame

etmenin çok önemli bir

ayağına daha… Bağlantıyı

ayakta tutmak hayata

tatbik etmeyi ve ıslah

etmeyi gerektirir. Hem

kendimizi düzeltmeyi

hem de toplumumuzu.

Page 141: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

141

Islahat ve Salâtı İkame

slah, ıslahat, salih, sulh gibi kelimeleri sık sık duyuyoruz. İşte

bu kelimeler salâtı ikame etmenin (bağlantıyı ayakta

tutmanın) önemli bir hedefini bize işaret ediyor. Islahı

düzeltmek, ıslahatı düzeltme işleri, sulhu barış ve salihi de kendini

düzeltip hayatına yansıtan barışçıl kişiler olarak tanımlayabiliriz.

Teşbihimize göre: Herkes çevrimiçinde size katılmasa bile onlarla

birlikte yaşayabilmek için “kendinizi unutmadan” ve bozgunculuk

çıkarmadan çevrenizi de ıslah etmeye ve bağlantısızlarla birlikte bile

örnek olacak düzeltme işleri yapmaya başlamalısınız. Bizden beklenen

budur: Fikirler ve bağlantılar farklı da olsa sulh’u (barışı) sağlamak.

Arınmayla biraz benzeşse de burada bu arınmanın içinde ve

çevresinde neler ve hangi tip davranışlar olduğunu da ayetlerle

anlayacağız.

Söyleyip bırakmayalım… Önce kelimenin anlamına ayetlerde

bakalım… Islah’ın temeli olan “düzeltme” anlamını aşağıdaki ayetlerde

açık biçimde görüyoruz.

10:81 Yunus suresi 81.ayet … Şüphesiz Allah, bozgunculuk çıkaranların işini (ıslah etmez)

düzeltmez. 47:2 Muhammed suresi 2.ayet … (Allah) iman edenlerin kötülüklerini örtüp-bağışlamış, durumlarını (ıslah etmiş) düzeltmiştir. 47:5 Muhammed suresi 5.ayet (Allah) onları hidayete erdirecek ve durumlarını (ıslah edecek) düzeltecektir.

I

Page 142: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

142

Yukarıdaki ayetler Allah’ın ıslahı “düzeltmesi” olarak alınır. Elbette

ki esasta her şeyi düzelten de O’dur. Salâtı ikame çerçevesinde özne

olarak kendimizi aldığımızda ise ıslahın hem bireysel hem de

toplumsal bir iş olduğunu görüyoruz: Bu kapsamda bireysel ıslahı

gösteren ayetler vardır. İnsanların arasını ıslah etmeyi gösteren

ayetler vardır. Toplumu ıslah etmeyi gösteren ayetler vardır. Ve ıslahı

toplumsal sulha (barışa) çeviren ayetler vardır.

Şimdi biz salâtı ikame etme sürecinde insanın kendisini düzeltmesi

(ıslahı) ile ilgili ayetleri görerek devam edelim…

2:160 Bakara suresi 160.ayet

Ancak tevbe edenler, ıslah olanlar ve (indirileni) açıklayanlar(a gelince); artık onların tevbelerini kabul ederim… 4:146 Nisa suresi 146.ayet Ancak tevbe edenler, ıslah olanlar, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka…

6:48 Enam suresi 48.ayet ... Şu halde kim iman ederse ve (davranışlarını) düzeltirse, artık onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır. 6:54 Enam suresi 54.ayet … İçinizden kim cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir. 7:170 Araf suresi 170.ayet Ve kitaba sımsıkı sarılanlar ve salâtı ikame edenler. Biz ıslah edenlerin

(düzeltenlerin) ecrini şüphesiz zayi etmeyiz. 8:1 Enfal suresi 1.ayet … Eğer iman etmişlerdenseniz artık Allah'a takva sahibi olun ve bu halinizi ıslah edin (düzeltin). Allah'a ve elçisine uyun. 16:119 Nahl suresi 119.ayet Sonra gerçekten Rabbin, cehalet sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlar(la beraberdir). Şüphesiz Rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir.

Page 143: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

143

Salâtı ikame etme sürecinde kendisini düzeltip davranışlarına da

bunu yansıtanlara salih diyoruz. Şimdi o ayetlerden bir örnek

görmeden geçmeyelim…

3:39 İmran Ailesi suresi 39.ayet O mihrapta ayakta böylece salât ederken, melekler ona seslendi: Allah seni Yahya ile müjdeliyor. O, Allah'tan olan bir kelimeyi doğrulayıcı; erdemli, iffetli ve salihlerden bir nebidir.

Peki, bu kendini ıslah edenler nasıl davranışlarda bulunmalılar?

Önce kendilerini düzelttiler, ya sonra?

2:224 Bakara suresi 224.ayet Yeminlerinizi bahane ederek; iyilik yapmanız, sakınmanız ve

insanların arasını düzeltmenize Allah'ı engel kılmayın. Allah işitendir, bilendir.

Demek ki dinimizi ya da dini anlayışımızı bahane ederek (onlar

bizden değil diyerek) başka insanların arasını düzeltmekten,

barıştırmaktan kaçınmamamız gerekiyor. Her yönümüzle örnek ve

güvenilir insanlar olmak durumundayız.

4:35 Nisa suresi 35.ayet (Kadın ile kocanın) Aralarının açılmasından korkarsanız, bu durumda erkeğin ailesinden bir hakem, kadının da ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar, (arayı) düzeltmek (ıslah) isterlerse, Allah da aralarında başarı sağlar. Şüphesiz, Allah, bilendir, haberdar olandır.

Demek ki sosyal hayatın her alanında barışçı insanlar olarak aktif

rol almalıyız.

4:114 Nisa suresi 114.ayet Onların gizlice söyleşmelerinin çoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka vermeyi (doğrulamayı) veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah'ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz.

Page 144: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

144

Mücadele suresinde olduğu gibi yukarıdaki ayette de dedikodunun

insanların arasını açmada ne kadar tesirli bir fitne olduğunu işaret ediyor. Salâtı ikame edenlerin işi ise dedikoduyu yaymak değil, araları açılan insanların arasını düzeltmektir.

49:9 Hucurat suresi 9.ayet İman edenlerden iki topluluk çarpışacak olursa, aralarını düzeltin. Şayet biri diğerine tecavüzde bulunacak olursa, artık tecavüzde bulunanla, Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer sonunda

dönerse, bu durumda adaletle aralarını bulun ve adil davranın. Şüphesiz Allah, adil olanları sever.

Arabuluculuk demek oluyor ki ıslahtır ve salâtı ikame eden kişiler için önemli bir erdemdir.

49:10 Hucurat suresi 10.ayet İman edenler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını (ıslah edin) düzeltin ve Allah'a sığının. Umulur ki esirgenirsiniz.

Bireysel ıslah ve ara düzeltici işler derken şimdi geldik toplumsal

ıslahı gösteren ayetlerden örneklere… Toplumsal ıslah nedir? Ne durumlar söz konusu olabilir? Islah için neler yapılabilir? İlk olarak ıslah işi “ben ıslahçıyım” diyen herkese bırakılacak kadar basit bir iş değildir. Çünkü insanların çoğu ıslah ediyorum derken çeşitli aidiyetlerin etkisiyle esasen bozgunculuk çıkaranlar olabilirler.

2:11 Bakara suresi 11.ayet Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın denildiğinde: Biz sadece ıslah edicileriz, derler.

Islah; içinde bulunulan toplumun sorunlarına duyarsız kalmamak, gereken yerde elini taşın altına sokabilmektir.

2:220 Bakara suresi 220.ayet … Sana yetimleri sorarlar. De ki: Onları ıslah etmek (yararlı kılmak) hayırlıdır. Eğer onları aranıza katarsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah bozgun çıkaranı ıslah ediciden bilir (ayırt eder)…

Page 145: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

145

Sabahlara kadar ayet okuyup ertesi gün okuduklarımızdan

hiçbirini hayata aktarmaya çalışmıyorsak salât kablosunu koparmışız

demektir. Davamız yoksa değerimiz de yoktur. Ben öğrendim, bana

yeter demektir ki, bu da hayata tutunmayan salâtla yüz yüzeyiz

demektir. Sabahtan akşama kadar Kuran’ı ve vahyi konuşmak ya da

namaz kılıp ders yapmak “salâtı ikame” sorumluluğum bu kadar

demek değildir. Bakın Şuayb nasıl kendi toplumunun sorunlarına

eğilip salâttan ıslahata doğru olan tanımı netleştiriyor…

7:85 Araf suresi 85.ayet … Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. Size Rabbinizden apaçık bir belge gelmiştir. Ölçüyü ve tartıyı tam tutun. İnsanların eşyasını değerinden düşürüp eksiltmeyin ve düzene (ıslaha) konulmasından sonra yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın. Eğer iman ediyorsanız bu sizin için daha hayırlıdır. 11:85 Hud suresi 85.ayet

Ey toplumum! Ölçüyü ve tartıyı doğru taksim edin ve insanların eşyasını değerden düşürüp eksiltmeyin, böylece yeryüzünde bozguncular olarak fesat çıkarmayın. 11:86 Hud suresi 86.ayet Eğer iman ediyorsanız Allah'ın size bakiye bıraktığı sizin için daha hayırlıdır. Ben üzerinizde muhafız değilim. 11:87 Hud suresi 87.ayet Dediler ki: Ey Şuayb! Atalarımızın taptığı şeyleri bırakmamızı ya da mallarımız konusunda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi

senin salâtın mı emrediyor? Çünkü sen, halim ve reşit bir adamdın.

Yukarıda geçen salât “Şuayb’ın dini referansı” anlamında

kullanılmış gibi görünüyor. Şuayb’ın salâtını (bağlantısını)

sorguluyorlar. Çok muhtemelen Şuayb hakkında bir zan içindeler ve

onun kime bağlantılı ya da hangi anlayışa hizmet ederek bunları

Page 146: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

146

söylediğini soruyorlar. Çünkü Şuayb’ın eski halini düşünüp “Sen böyle

biri değildin, değişmişsin” diyorlar.

Anlamıyorlar. Çünkü ortak koşan o halkın dini anlayışı suya

sabuna pek de dokunmayan bir salât. İnandıkları din hayatın içinde

dokunmuyor. Şuayb’ın söylediklerini anlayamıyor ve dinle ilgisini

çözemiyorlar. Aynen bugün Allah yokmuş gibi yaşanılan sosyal

hayatlar ve vahşi bir ahtapota dönmüş piyasalar ve tuzaklarla dolu iş

dünyası gibi. Orada Allah değil, para ilah olarak kabul edilmiş

durumda.

11:88 Hud suresi 88.ayet

Dedi ki: Ey toplumum! Görüşünüz nedir söyler misiniz? Ya ben Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve O da beni kendisinden güzel bir rızık ile rızıklandırmışsa? Benim size nehyettiğim (yapmayın, yanlıştır dediğim) şeylerin tersine (kendim için yapma) niyetim yok. Benim istediğim gücüm yettiğince sadece ıslah

etmek(düzeltmek)tir. Benim başarmam ancak Allah’ın (istemesi) iledir. Ben O'na tevekkül ettim ve O'na yöneldim.

Demek ki bizim de salâtımızın bizi götürdüğü hedefte ıslahat var.

Islah için barışçı biçimde çalışıp didinmek var.

Yeri gelmişken bir parantez açıp bir bahsi hatırlayalım: Sanıyorum

infak bölümünde konuşurken “Rızık denince sadece yemek içmek

aklımıza gelmesin, infak edin denilen rızkın içinde öğrendiklerimiz de

vardır” demiştim. Yukarıdaki ayette Şuayb’ın bahsettiği rızık işte o

rızıktır. Ve o rızık da kenara çekilip suya sabuna dokunmamak değil

infak edilmek (paylaşılmak) içindir.

İşte bu paylaşım da bağlantıdaki süreçte ıslahat içindir. Bakın Musa

yanından ayrılırken kardeşine ne diyor? Islah et, diyor. Öğrendiklerini

topluma yansıtmasını istiyor.

Page 147: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

147

7:142 Araf suresi 142.ayet

Musa ile otuz gece için sözleştik ve ona bir on daha ekledik. Böylece Rabbinin belirlediği süre, kırk geceye tamamlandı. Musa, kardeşi Harun'a “Kavmimde benim yerime geç, ıslah et ve bozguncuların yolunu tutma” dedi.

Şimdi sıra geldi toplumsal ıslahın zirvesine: Barış ve adaleti temin

etmek gerektiğine… “Kapıda secde” ayetleri ıslahatın sulh (barış)

hedefinin en belirgin örnekleridir.

2:58 Bakara suresi 58.ayet Şöyle demiştik: Girin şu şehre; orada, dilediğiniz yerde bol bol yiyin. Kapıdan secde ederek girin ve “Affet bizi!” deyin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Biz güzel davranıp, güzellik üretenlere daha fazlasını da veririz.

“Kapıdan girmek” Kuran’da geçen en ilginç ve düşündürücü

kavramlardandır. Hadi bir eve kapıdan girmeyi az çok anlıyoruz da

“şehirlerin kapılarından secde ederek girmek” ve “kapılardan ayrı ayrı

girmek” ne ola? Acaba şehrin surlarından kemerlerinden geçerken

yere seccade mi seriyorlardı? Bugün bir şehre girerken otobüsü

durdurup ya da arabayı sağa çekip yere mi kapanacağız? Almanya’ya

giden işçi kardeşim Münih havaalanına inip Alman gümrüğüne ayak

basınca yerleri mi öpecek?

Peki şehirlere kapılarından (genel kullanıma ait meşru yollarından)

değil de dağdan bayırdan, tepeden, gizlice suyun altından, yer altından

sızarak girmeye kalkarsak ne olur? Bu durumda orada yaşayan halk

bizim art niyetli olduğumuza hükmederek bizi hırsız, azgın, bozguncu

çeteler görmez mi? Elimizde silah varsa bu davranışımıza karşın bizi

silahla karşılamaz mı? Gizlice ve sinsice şehre girmeye kalktığımız için

kafamıza sert bir cisimle vurmaz mı? Bizi yakalayıp hapse atmaz mı?

Ya da belki de öldürmez mi?

Page 148: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

148

7:161 Araf suresi 161.ayet

Onlara şöyle denildi: Şu kentte oturun, orada istediğiniz yerden yiyin. Affet diye yalvarın; kapıdan da secde ederek girin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Güzel düşünüp güzel iş yapanlara daha fazlasını da vereceğiz.

Bu ayetlerin önüne arkasına baktığımızda görürüz ki “kapıdan

secde ederek girin” öğüdü İsrailoğullarına yapılmıştır. Musa isyankâr

kavmine bir türlü söz anlatamaz. Kudret helvası ve bıldırcın eti ile

doyuruldukları halde gözleri hâlâ açtır. Firavun’u hem sevmez hem de

onun verdiği soğanı sarımsağı da kaybetmek istemezler. Bir türlü razı

olmayıp, hallerine şükretmeyip, her şeyin ve her mülkün sahibi olmak

isterler. Musa asasıyla yere vurur ve on iki kabile için on iki pınar

fışkırır da onlar yine memnun olmaz ve daha fazlasını isterler.

Yerlerinden yurtlarından kaçarak çıktıktan sonra Musa onları yeni

bir yerleşim yerine getirdiğinde bile hâlâ Musa’yla ve hatta Allah’la

pazarlık peşindedirler. Şükretmezler. Emredileni yapmamak için

(sığır kesme bahsi gibi) bir sürü soru sorup mazeret üretirler.

Kendileri bozgunculuk yapmakta olduklarının farkına varmaz,

girecekleri yerleşim yerinde yaşamakta olan insanları bozguncu olarak

görürler ve Musa’dan onları oradan çıkartmasını isterler. Hazıra

konmayı ise erdem sayarlar. İsrailoğulları genelde ıslahatlarıyla değil

tam tersine bozgunculuklarıyla öne çıkarlar.

5:23-24 Maide suresi 23. ve 24.ayetler İçine ürperti düşenlerden, Allah’ın nimet verdiği iki adam dedi ki: Onların içine kapıdan girin. Oraya girdiğinizde galip geleceksiniz. Eğer inananlar iseniz yalnız Allah’a güvenin. Dediler ki: Ey Mûsa! Onlar orada oldukça biz oraya asla girmeyeceğiz. Hadi sen git, Rabbin’le birlikte onlarla savaşın. Biz şuracıkta oturacağız.

Page 149: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

149

Oysa o şehre savaşarak değil secde ederek, yani beğenmeseler de

saygı duyup, oradaki insanların kurduğu düzene boyun eğerek ve

bozgunculuk etmeden girmelilerdi. Eğer o şehri ıslah etmek

istiyorlarsa bunu güzel davranıp güzellik üreterek yapmalılardı. O

zaman daha fazlasını da hak edeceklerdi. Ama öyle yapmadılar.

Musa’nın uyarıları çoğu için boşa gitti.

Her şeye rağmen İsrailoğullarına nimetler verildi. Ama onlar her

elde ettiklerinden sonra şükretmeyip, her seferinde verdikleri sözden

döndüler, daha fazlasını, daha fazlasını, daha fazlasını isteyip

durdular. Şehirlere bir türlü kapılardan secde ederek (düzene boyun

eğerek) girmediler.

4:154 Nisa suresi 154.ayet Kesin söz vermeleri için Tûr’u üzerlerine kaldırdık ve onlara: Kapıdan secde ederek girin, dedik. Onlara şunu da söyledik: Cumartesi gününde azgınlık yapmayın. Onlardan sapasağlam bir söz almıştık.

Gördüğümüz kadarıyla Cumartesi yasağı önemli bir yönü ile bir

avlanma yasağı idi. Bu kapsamıyla da elbette çevreyi ve dolayısıyla

toplumu koruyan yasalar içeriyordu. Bu da “kapıda secdeye” uyan bir

durum. Ama İsrailoğulları için sadece kendileri önemliydi. Kendi

hakları, kendi istekleri toplumun ortak yaşama kurallarının hep

önündeydi. Kendilerini özel kabul edip, azıyorlar, isyankâr tavırlarıyla

avlanma yasağını hülle ile deliyor, kuralları hiçe sayıyor, şehirlerde

hırsızlık, talan, şiddet ve bozgunculuk yapmayı mubah görüyorlardı.

7:163 Araf suresi 163.ayet Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. Cumartesi günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara akın akın gelirdi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk.

Page 150: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

150

Elbette hiçbir toplum tamamıyla iyi ya da kötü değildir. İyilerin

içinde en kötüler, kötülerin içinde en iyiler her zaman vardır. Elmaslar

her zaman değerlidir. Ama İsrailoğulları genel olarak azgınlığıyla ve

isyankârlığıyla ün salmış bir kavimdir. Hevalarını tanrı edinmişlerdir.

Kimseye kolay kolay saygı duymazlar ve onlara zulmedenlerle

onlardan olmayanları ayırmaya bile yanaşmazlar. Kendilerinden

olmayan herkes onlar için düşmandır, haindir!

5:23 Maide suresi 23.ayet İçine ürperti düşenlerden, Allah’ın nimet verdiği iki adam dedi ki: Onların içine kapıdan girin. Oraya girdiğinizde galip geleceksiniz. Eğer inananlar iseniz yalnız Allah’a güvenin.

Oysa o şehirlerde yaşayanların düzenlerine saygı duyup haklarını

düzgün yollardan arasalardı, orada yaşayanlar da onları evlerine

kapısından giren bir dost gibi algılayacak, böylece haklarını elde

edecek ve haksızlığa uğradıkları hususta kendilerine zulmedenlere

galip geleceklerdi. Ama onlar Allah’a ve Musa’larına değil soylarına ve

kavimlerinin yoldan çıkmış Samirilerine güvendiler. Bir şeyler elde

etmeye başlayınca şımardılar. Oysa eski kavimlerden örnek

almalıydılar.

Buraya kadar anlatmaya çalıştığım “şehirlerin kapılarından secde

ederek girin” öğüdünün izdüşümünün “oradaki düzene saygı duyun”

demek olduğu konusunda tereddüt göstermememin asıl nedeni bu

ayetlerle beraber Yusuf suresidir aslında. Kuran’dan bu hususta

anladığımı anlatmaya çalıştığım hemen her şeyi Yusuf kıssasında derli

toplu olarak ortada görürsünüz. Yusuf’un babası Yakup (İsrail)

benden daha iyi anlatıyor, oğulları benden daha iyi yaşıyor ve Yusuf

benden daha mantıklı ifade ediyor.

Page 151: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

151

Yusuf suresi tam bir ıslahat suresidir. Buyurun sağlamaya… “Kapı”

gibi ayetler var orada…

12:7 Yusuf suresi 7.ayet Andolsun, Yusuf ve kardeşlerinde sorgulayanlar (soranlar) için ayetler (ibretler) vardır.

Yusuf, kuyuya atılmasının ardından gelişen süreçte bir başka

toplumda ve bir sarayda bulur kendisini. Kapılarla ilgili ayetlerle ilk

defa orada karşılaşıyoruz. Vezirin kadını, Yusuf’un üzerine kapıları

kilitliyor. Ne alaka diyeceksiniz ama… Çok alaka…

12:23 Yusuf suresi 23.yet Yusuf’un, evinde kaldığı kadın, onun nefsinden gönlünü tatmin etmek istedi. Kapıları kilitledi, “Hadi gel!” dedi. Yusuf: “Allah’a sığınırım, Rabbim beni güzel bir barınağa kavuşturmuştur. Zalimler iflah etmez.” dedi.

Bakın Yusuf ne demek istiyor… “Rabbim beni güzel bir barınağa

kavuşturdu. Zulmedemem. Bozgunculuk yapamam. Saygıda kusur

edemem. Allah’a sığınırım.” Peki, sadece kadının isteğiyle mi ilgili bu

durum? Devam edelim… Yine bir kapı... Ve kapıda olanlar…

12:35 Yusuf suresi 25.ayet İkisi birden kapıya koştular. Kadın onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında kadının beyi ile yüz yüze geldiler. Kadın

seslendi: “Senin ailene kötülük düşünenin cezası nedir; hapsedilmek

mi, acıklı bir işkence mi?”

Kadının söylediğine dikkat… “Senin ailene kötülük edenin cezası

ne? Hapis mi? İşkence mi?” Yani o ülkenin, o sarayın, o toplumun

kuralları devreye giriyor. Ve Yusuf eğer itiraz edecekse kurulu

düzenin kanunlarına itiraz etmiyor, suçlu olmadığını savunuyor ve

hakem devreye giriyor.

Page 152: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

152

12:26 Yusuf suresi 26.ayet

Yusuf dedi ki: O, gönlünü eğlendirmek için beni kullanmak istedi. Kadının ailesinden bir tanık da şu yolda tanıklık etti: Eğer erkeğin gömleği önden yırtılmışsa kadın doğru söylüyor, bu durumda erkek yalancılardandır.

Kanunlar değil suçlar, davalar tartışılıyor. Kanunlar kötüyse ya

kanun koyucu olursun ya da kanunları ıslah için yeri geldiğinde

konuşur ve bozgunculuk yaparak değil ıslah işleri yaparak kanunları

değiştirirsin. Yusuf düzeni ıslah edebilmek içinse sabrediyor ve

çalışmaya zindanda bile olsa devam ediyor.

12:33 Yusuf suresi 33.ayet

Yusuf dedi: Rabbim! Zindan benim için bunların beni çağırdığı şeyden daha sevimlidir. Eğer onların oyununu benden uzak tutmazsan onlara meyleder de cahillerden olurum.

Topluma aykırı işler yapmadan, yakmadan, yıkmadan, başına

gelen tüm zulümlere rağmen sabırla ve tırnaklarıyla kazıyarak sadece

Allah’a güvendi Yusuf. Bir ara kendi Rabbinin zikrini unutup da

zindan (hapisteki) arkadaşının efendisine anılmak istemesi bile ona

birçok seneye mal oldu.

Sonra… O şehirden, o toplumdan biri olmadığı halde sabreden

Yusuf o toplumun düzeni içerisinde yavaş yavaş söz sahibi duruma

geldi ve hem kanunları hem de toplumu güzellikle ıslah etmeye

başladı.

12:47 Yusuf suresi 47.ayet Yusuf dedi: Alışılageldiği şekliyle yedi yıl ekin ekeceksiniz. Biçtiklerinizden yiyecek kadar az bir miktar alır, gerisini başağında bırakırsınız.

Page 153: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

153

Sonunda hiçbir şekilde bozgunculuk çıkarmadığı, düşman

kesilmediği ve ihanet etmediği toplumda vezir (ya da üst düzey bir

yönetici) oldu.

12:55 Yusuf suresi 55.ayet Yusuf dedi ki: Beni ülke hazinelerine bakan yap. Ben iyi bir koruyucuyum, bilgiliyim.

Bu konuda liyakatli olduğunun da ve ıslahat için liyakatin

gerektiğinin de mesajını alıyoruz…

Artık Yusuf o şehirde düzene saygı duyacak değil bizzat hüküm

verecek konuma geldi.

Kıssanın devamında biliyorsunuz şehre Yusuf’un kardeşleri

gelmeye başlıyor ve hikâye boyut kazanıyor. Artık Yusuf kanun

koyucu, kardeşleri boyun eğici durumdadır. Ancak dikkatinizi çekmek

istediğim nokta yine “kapı”lar. Çocuklarını o şehre gönderen Yakup

bakın ne diyor?

12:67 Yusuf suresi 67.ayet Yakup şunu söyledi: Oğullarım, bir tek kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin…

Neden acaba ayrı ayrı kapılar? Demek ki çocukları için, onların

başına gelebilecek bir musibet ihtimali için endişeleniyor. O şehre

topluca bir kervan ya da bir güç olarak girmeleri durumunda o şehre

bozgunculuk, çatışma ve hırsızlık için giriyor zannedilerek o şehrin

toplumsal düzenine aykırı algılanmalarını istemiyor. Ve Allah da bunu

çok iyi biliyor.

Yakup ilim ve görüş sahibi idi. Bir başka toplumla beraber

bulunma durumunda o toplumun koyduğu düzene bozgunculuk

etmenin doğru olmadığını biliyordu. Ve bu yüzden çocuklarını

Page 154: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

154

uyarmıştı. Çocukları şehrin kapılarından ayrı ayrı ve secde ederek

girmeliydiler. Bu onun isteğiydi ama başlarına gelecek varsa onu

engellemeye de yetmedi. Çocukları bozgunculukla ve hırsızlıkla

suçlandılar.

12:70 Yusuf suresi 70.ayet Yusuf kardeşlerinin yüklerini hazırlatırken su kabını öz kardeşinin yükü içinde koydu. Sonra bir görevli şöyle haykırdı: Ey kafile, siz herhalde hırsızlık ettiniz!

12:73 Yusuf suresi 73.ayet Kardeşler dediler: Vallahi, siz de iyi biliyorsunuz ki, biz bu toprağa bozgunculuk yapmak için gelmedik, hırsız da değiliz biz.

Dikkat ediyorsunuz... Bir başka toprağa, bir başka memlekete

“bozgunculuk için gelmedik” diyorlar. Tema belli… “Düzene,

beğenmesen de saygı duy.” Ama bu durumun sebebi elbette başkaydı.

Yusuf az sonra aynı gerçeği (yani düzene saygı duyulması gerektiğini)

bir kez daha ortaya koyacaktı.

12:74-75 Yusuf suresi 74 ve 75.ayetler Sordular: Eğer yalan söylüyorsanız, hırsızlığı yapanın cezası nedir? Kardeşler dedi: Cezası, çalınan mal kimin yükünde çıkarsa yükün sahibi çalınan mala karşılık olacaktır. Biz zalimleri böyle cezalandırıyoruz.

Aslında Yusuf kendi yaşadığı toplumunun kanunu uygulayabilirdi.

Ama (kardeşini alıkoyma) planı dâhilinde onları kendi kanunlarına

göre yargıladı. (Yeri gelmişken: Eğer hırsızın alıkonması Yakup’un

dininin hükmüyse İbrahim’in de dini demektir. İbrahim’in dini

Muhammed’in de dinidir. O halde hırsızlığın cezası el kesmek değil

(mecazen elini kesmek) alıkonulmaktır. İbret alınacak o kadar çok şey

var ki!

Page 155: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

155

Hem Yusuf hem de kardeşleri birbirlerinin kanunlarına hükmün

geçerli olduğu yer ve zamanda saygı duyuyor ve tekliflerini bile bu

saygıyla yapıyorlar. Küçük kardeşleri yerine kendisinin alıkonulmasını

isteyen abisine bakın Yusuf ne diyor…

12:79 Yusuf suresi 79.ayet “Maazallah!” dedi Yusuf. Eşyamızı yükünde bulduğumuz adamdan başkasını tutamayız. Öyle bir şey yaparsak zalimlerden oluruz.

Yusuf ilgili toplumun kurallarına aykırı hareket etmeyi zulüm

sayıyor. İşte Allah’ın insana ve toplumsal düzenine verdiği değer. Tabi

ki görebilene…

12:81 Yusuf suresi 81.ayet Babanıza dönüp şöyle deyin: Ey babamız, oğlun hırsızlık etti. Biz sadece bildiğimize tanıklık ettik. Biz gaybı bilenler değiliz.

Bildiğimize tanıklık etmek… O kadar ibret verici ki… Sırf içlerindeki

kin ve nefret yüzünden önüne geleni karalayan, anlatılan her türlü

rivayete inanan, görmediği bilmediği halde bir insanın, bir kurumun,

bir toplumun tamamını tekfir edip katil, faşist, ırkçı, suçlu ve düşman

gören anlayışa…

Duyduklarınızın doğruluğunu test edin. Görmediğiniz,

bilmediğiniz her ithamı giydirmeyin insanlara. Sizi kandırmak ve bir

yere kanalize etmek için onlara atılan iftiraların doğruluğunu tasdik

etmeden doğru kabul etmeyin. Arının kininizden. Ve Allah’a ve O’nun

doğrularına dönün. Yanlışlarımızdan dolayı sizi ve bizi affedecek olan

Allah’tır. Kardeşleri pişman olup döndüğünde Yusuf’un istediği de

buydu.

12:92 Yusuf suresi 92.ayet Yusuf dedi: Bugün azarlanmayacaksınız. Allah sizi affeder. O, rahmet edenlerin en merhametlisidir.

Page 156: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

156

Kıssanın sonunu biliyorsunuz. Kanun koyucu durumuna gelen

Yusuf’un tahtında onun düzenine secde eden (boyun eğen, saygı

duyan, hatta beğenen ve kültürleri gereği bunu Allah’a yere eğilerek

ya da kapanarak gösteren) bir peygamber, bir peygamber karısı ve on

bir kardeş (kavim) vardı.

12:100 Yusuf suresi 100.ayet Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye

kapandılar. Dedi ki: Ey Babam! Bu daha önceki rüyamın tevilidir. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra O çölden sizi getirdi. Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek

ince düzenleyip tedbir edendir. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi olan O'dur.

Şehrin kapısından secde ederek girmeyenlerin, orada ıslah değil

bozgunculuk çıkaranların sonunu hatırlatıyor surenin sonu.

12:109 Yusuf suresi 109.ayet Senden önce gönderdiklerimiz de şehirler halkından kendilerine vahyettiğimiz bazı erlerden başkası değildi. Yeryüzünde dolaşmadılar mı ki, onlardan öncekilerin akıbeti nice oldu görsünler. Elbette ki ahiret yurdu takva sahipleri için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllarınızı kullanmayacak mısınız?

Yemin olsun ki bu Kuran’da ders almak isteyenler için her türlü

öğüt var. Yemin olsun.

12:111 Yusuf suresi 111.ayet Yemin olsun ki, elçilerin kıssalarında aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur’an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.

Page 157: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

157

Çiçekler bile dikenlere saygı duyar, dikenlerin içinde rengârenk

parlarlar. Evlere de şehirlere de kapılarından ve secde ederek girmek

o ev halkına, o şehir halkına ve düzenine “salâtımız (bağlantımız)

çerçevesinde” saygı duymaktır. İlah edinmişler varsa onların ilahlarını

ilah edinmek demek değildir bu. Zulme değil kurulu düzene

“kitabımız çerçevesinde” boyun eğmektir. Eğer ev ya da yurt

edineceksek, orayı ıslah etmek için makbul ve güzel işler yapmaktır.

Olmadı, beğenmediğimiz yere girmez ya da oradan hicret ederiz.

Elçilerin de gelmiş geçmiş sünneti budur. Yoksa bozgunculuk ve

kargaşa kaçınılmazdır. Ben bunu okudum… Kendimi ayırmadım.

Kendi nasibimi, kendi öğüdümü aldım. Darısı düşünenlerin ve öğüt

almak isteyenlerin başına.

Islahatın toplumsal boyutuna devam ediyoruz… Islahat

penceresinden bakarsanız aşağıdaki ayetin toplumsal barışa yönelik

ne kadar ciddi mesajlar içerdiğini görebilirsiniz.

5:2 Maide suresi 2.ayet Ey iman edenler! Allah'ın şiarlarına, haram olan aya, hediyelere, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram'a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah

ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'a sığının. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.

Yabancılara saygı, av yasağı (ki av yasağı ve haram aylar konusu

doğa ile de barış içinde yaşamanın bir şiarıdır) herkes için adalet,

iyilik, yardımlaşma gibi sulh mesajları ayetin ıslahat hakkında ne

kadar çok öğüt içerdiğini gösteriyor. Belki de bunlara çoğumuz daha

önce dikkat etmemiştir.

Page 158: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

158

7:56 Araf suresi 56.ayet

Düzene konulmasından (ıslahından) sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesat) çıkarmayın. O'na sığınarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır.

Aşağıdaki ayet üzerinde fazlaca namaz tartışmaları yapılan

ayetlerden biridir. Önce okuyalım…

9:5 Tevbe suresi 5.ayet

Haram aylar sona erdiği zaman, artık müşriklerle karşılaştığınızda savaşın. Onları kuşatıp ele geçirin ve mevzilerine oturun. Ama pişman olur, salâtı ikame eder ve zekâtı verirlerse onları yollarına serbest bırakın. Mutlaka ki Allah affedendir, merhametlidir.

Evet, müşrikler namaz kılmazlar. Müşrikler vakitli salâta da

katılmazlar. Ama buradaki müşrikler pişman olup (tevbe edip) ikame

edilmesi gereken salâtın (bağlantının) bir gereği olan “barışa” katkı

sağlayıp bozgunculuktan kendilerini tezkiye (zekât) edebilirler.

Burada ikame edilen salât “sulh” yani barıştır. Allah’ın ikame

edilmesini istediği salâtın içindeki ıslahat’ın hedefi budur.

9:6 Tevbe suresi 6.ayet Eğer müşriklerden birisi sana sığınırsa Allah kelamını işitene kadar onu himaye edin. Sonra onu güvenlikte hissedeceği yere kadar ulaştırın. Bu, onların bilmeyen bir toplum olmalarındandır.

Bundaki muhtemel kasıt, zaten tevbe suresinin konusu olan

savaşılan müşriklerle peygamberin yaptığı anlaşma hükümlerinden

doğan sorumluluklarını, bağlılıklarını yerine getirmeleridir. Eğer

bunları yaparlarsa yollarını açın deniyor. Tevbe suresinin tamamı

zaten bununla, bu anlaşmayla ilişkilidir. Üstelik sığınan biri var değil

mi? Kim olursa olsun, şirk koşarsa koşsun, saldırmadıkça mazluma ya

da aman dileyene el kalkamaz.

Page 159: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

159

9:11 Tevbe suresi 11.ayet

Buna rağmen pişmanlık duyar, salâtı ikame eder ve zekâtı verirlerse artık dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir toplum için ayetleri böyle fasılalarla açıklarız.

Bir insanın müşrik olması ömrü billâh müşrik kalacağı anlamına

gelmez. Herkes bir dönüşüm geçirebilir ve doğru yolu bulabilir. Ne

kimseyi dine zorlayabilir ne de girene sen giremezsin diyemeyiz.

Kuran’da din sınıfı, ruhban sınıfı yoktur.

Allah’la salât dediğimiz bağlantıyı ikame eder ayakta tutarken

insanların arasında da o salâtın emrettiği ıslahatları yapma gayretinde

olmalı ve sulh bağlantısı için çaba sarf etmeliyiz.

Kitapta ıslahat ve ıslah çabalarıyla ilgili (dokuzlu çeteler,

bozguncular, zorbalık, Musa’nın kurtardığı adamın ertesi gün ona sen

bozguncu musun demesi gibi) salâtı ikame etme çerçevesinde

alınabilecek ve incelenebilecek birçok ayet daha vardır. Hepsini buraya

almak hacmi iyice artıracak. Bu yüzden üzerinde durmak istediğim

son bir iki ayeti değerlendirerek bu bölümü kapayalım…

30:31 Rum suresi 31 ve 32.ayetler O’na yönelenler olarak O’na takvalı olun. Salâtı ikame edin ve müşriklerden olmayın. Dinini fırkalara ayırıp grup grup olanlardan (olmayın). Tüm hizipler kendisinde olanla sevinip-avunmaktadır.

Daha önce kısmen yanıldığımı itiraf edeceğim bir konuya da

burada açıklık getirmem lazım: “Bölünüp, parçalanmayın, dinde fırka

fırka olmayın” kıvamında gelen ayetlere baktığımda hep geleneksel

dini anlayışın mezhep mezhep ayrılmış ve kendi aralarında bile bir

bütün olamadıklarını eleştirip durdum. Bu eleştiri elbette haklı bir

eleştiriydi ama Allah’ın bize söylediği “onlarla beraber olun, onlardan

ayrılmayın” değil “kendi içinizde onlar gibi fırka fırka parçalanmayın”

Page 160: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

160

idi. Arada çok ciddi bir fark var. Onlarla sulh (barış) çerçevesinde bir

arada yaşayıp toplumsal hayatı paylaşmaktı doğru olan. Biz Allah’ın

dinine girdiysek bize “yapmayın” denilen şey “Allah’ın dini içine

girdikten sonra orada fırkalaşıp mezhepleşmeyin” idi.

Sıkça “Ellezine amenü ve amilus salihati” diye ezbere okunan

cümlelerde ifade edilen şey, (emin biçimde) iman edip (ıslaha,

düzeltmeye yönelik) salih ameller yapanlardır. Salih kişilerin yaptığı

işlere “salihat”, salâta yönelik işlerin hepsine birden de “ıslahat”

diyebiliriz. Kısacası “ıslahat” için didinilmeyen “salât” hayata ikame

edilmeyen salâttır.

Asr suresinde “Zamana andolsun ki insanlar hüsrandadır”

dendikten sonra istisna olarak iman edenler anlatılır. O iman eden ve

salih işler (ıslahata dair güzel işler) yapanlar, doğruyu yapan ve işte o

doğruyu ikame etmek için sabırla (azimle) çalışanlardır.

İstediğimiz kadar Kuran dersi yapalım ya da istediğimiz kadar

namaz kılalım, hayatın içine girip kötülükle mücadele edemiyorsak,

iyileştirmeye yönelik bir şeyler yapamıyorsak salâtı ikame ettiğimizi

hiç boşu boşuna iddia etmeyelim.

Kuran’da namazı aradığımız kadar toplumda salâtı ikame etmeyi

arasaydık bu duruma gelir miydi bu coğrafya? Her gün ayetleri

okuyan, anlamaya çalışan, tartışıp doğruyu öğrenen, namaz kılan,

oruç tutan, şu doğruymuş bu yanlışmış diyen ama dünya hayatına

kendi her türlü birikimiyle, canıyla malıyla olabilecek tüm gücüyle

tatbik etmeyenler olarak, kıyam gününde buluştuğumuzu düşünün.

İçimizden bazılarımız hâlâ kaybedenler olarak şok olursa eminim ki

şöyle diyeceğiz:

“Biz sizinle beraber değil miydik? Biz neden kaybettik?”

Page 161: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

161

Sanıyorum ki diğer bir kısmımız da şöyle cevap verecek:

“Evet, siz bizimle beraberdiniz ama boş tartışmalara ve dünyaya

dalanlarla dalıp gittiniz de salât edenlerden (Allah’la bağlantısını

ayakta tutanlardan) olmadınız.”

Sonra kaybedenlerimiz olarak şunu diyeceğiz:

“Doğru. Biz salât edenlerden değildik. Dalanlarla dalıp giderdik.

Vahyi hayata “bağlamadığımız” için bu ateşe “bağlandık” da ileri

gidenlerden değil geri kalanlardan olduk.”

Allah “birleştirin” diyor, ayrışın ayrıştırın demiyor, rükû edenlerle

rükû edeceksek birleştirip edeceğiz. Her konuyu tartışalım, doğruyu

bulmaya çalışalım ama ne olur ihtilaflarımız için Allah’ı hakem tayin

edelim. Anlaşamıyorsak bırakalım kararı o versin. O bizim

hakkımızda en doğru kararı verecek olandır. Biz makbul ve güzel

işleri hayatımıza tatbik edelim. Birbirimizin bireysel tercihlerini

aynılaştırmaya değil, toplumu sulha getirmeye çalışalım. Biz bir araya

gelemezsek toplumdan bunu nasıl bekleriz!

İster tatlı su olalım ister tuzlu, biz de taze et çıkaralım. İster

gündüz ister gece, ister güneş ister ay olalım, biz işimizi yapalım.

Farklılıklarımız bizi parçalamasın. Birbirimizi zedelemek yerine

dayanışmaya girelim. Gerçeğin ve erdemin peşinde olanlar birbirlerini

aforoz etmiş gibi davranmamalıdır. Kuran’da birleştikleri halde

birbirleriyle Kuran hakkında kavga eden ve tekfirleşenlerin durumu;

Allah’ın gökten indirmiş olduğu ipe sarılmış olanların birbirini

tekmeleyip düşürmeye çalışmalarına benziyor. Biz hep selam diyelim.

Selam sulh’un en güzel şiarıdır.

Page 162: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

162

Cihat ve Salâtı İkame

ihat günümüzde birçok kesim tarafından haklı olarak

oldukça rahatsızlık verici bir kelime olarak algılanıyor.

Bunun sebebi Kuran’daki bu kavramı alıp kendi dinlerini

zorla kabul ettirmeyi dayatan saldırgan bozgunculardan

kaynaklanıyor.

Oysa cihadın savaşma yönü zorunluluk halleri dışında önerilen bir şey

değil. Kuran tam aksine hep affetmeyi ve barışçı olmayı hatırlatıp

durur.

Cihat sadece birbirini öldürmeyi değil aynı zamanda kısasa kısas ve

erdemlilik ve adalet çerçevesinde her türlü haklı mücadeleyi de

kapsar. Kıyamın gereğidir.

Varsayalım ki; tüm sulh (barış) çabalarınıza rağmen çevrimdışı

kalan ve barışçı olmayan bazı gruplar inancınızdan ötürü size

saldırılara ya da sizi yok etme planlarına giriştiler. İşte bu durumda

dayanışmaya girip kendinizi savunma mücadelesine de başlamak

durumundasınız. İyi günlerde sizinle birlikte salât ettiğini söyleyenler,

bu dayanışmadan korkar ve kaçarlarsa bu durum onların

bağlantılarında halen samimi olmadıklarını gösterecektir.

Bu, Kuran’da geniş biçimde anlatılan ve peygamber döneminde

yaşanan ciddi bir denenmedir. Bu illa ki bir öldürme öldürülme savaşı

olmayabilir. Tehlikeyi veya basit menfaatlerine zarar geleceğini

hissettiğinde yan çizenler gerçekten davalarından emin olmuş

olabilirler mi?

C

Page 163: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

163

4:77 Nisa suresi 77.ayet

Ellerinizle (kendinize) zarar vermekten vazgeçin, salâtı ikame edin ve arının, denilenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında onlardan bir fırka Allah'tan korkar gibi, hatta daha da şiddetli bir korkuyla insanlardan korkuya kapılıyorlar ve “Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?” dediler. De ki: Dünyanın metası azdır. Ahiret ise takva sahipleri için daha hayırlıdır ve siz bir hurma lifi kadar bile haksızlığa uğratılmayacaksınız.

Kuran’a göre savaşmak, sizinle savaşıldığında yapacağınız bir iştir.

Savunmak için, nefsi müdafaa mahiyetindedir. İman eden insanlar

dinlerini yaymak ve zorla kabul ettirmek için savaşa çıkmazlar.

Kuran’da böyle bir savaş nedeni yoktur.

2:191 Bakara suresi 191.ayet Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı

savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kâfirlerin cezası işte böyledir.

Üzerinde en çok tartışma yürütülen ayetlerden biridir bu ayet.

Sebebi de ayetin ilk cümlesidir. Oysa o ilk cümle zaten devam ede

gelen bir bağlam içinde kullanılmıştır. Müşrikler zaten saldırmış,

iman edenler kendilerini savunmuş ve ateşkes mahiyetinde bir

anlaşma yapılmıştır. Buna rağmen müşriklerin anlaşmaya uymayan

saldırıları devam etmekte ve ortamda bir güvenlik endişesi

hissedilmektedir.

Üstelik ayette geçen öldürme ifadesi, oluşan bu fitne ile ilgilidir. Bir

hal tarzının deyimleşmiş halidir. Bu ayete saldırgan eleştiriler

yapanlar ne bu ayetten önceki ayeti dikkate alırlar ne de ayetin

Page 164: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

164

içindeki diğer ifadeleri dikkate alırlar. Ayetten cımbızlanan tek bir

cümle ile adeta Kuran’ı savaş çığırtkanı bir kitapmış gibi lanse ederler.

Ayetin içinde merkez tabir edilebilecek mescidi haram civarında

“sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın” diye geçtiği halde ve bir

önceki ayet aşağıdaki gibi olduğu halde bunu yapmak biraz da sui

zanla veya art niyetle kitaba yaklaşmanın nedeni gibi duruyor.

2:190 Bakara suresi 190.ayet

Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın. Aşırı gitmeyin. Elbette Allah aşırı gidenleri sevmez.

İşte bu ayeti görmezden gelirler. Bağlamdan kopuk bu saldırıların

önemli bir nedeni de tabi ki geleneksel dini algının da bu konuda

yanılıyor olmasıdır. Cihadın ne olduğuna dair en ufak bir bilgileri

olmayan ama bilgisizliğe rağmen fikirleri olanların topluma dayattığı

cihat tanımı yanlış olduğu halde maalesef zihinlerde kökleşmiştir.

“Padişahlar İslam’ı yaymak için sefere çıktılar” gibi hamaset ve slogan

dolu tarihi anlatılar da bu yanlış algıya tuz biber olmuştur.

Oysa Kuran’daki anlatılarda evlerinden yurtlarından çıkartılan ve

mülteci durumuna düşürülen bir avuç insanın mücadelesidir

anlatılan.

22:40 Hacc suresi 40.ayet Onlar haklı bir sebep olmaksızın sadece “Rabbimiz Allah'tır'”

demelerinden dolayı yurtlarından çıkarıldılar. …

Kuran’daki “haram aylar” kavramı bile aslında derin bir barış

mesajı içermektedir. Hem insanlar için hem de doğal yaşam için. Hiç

değilse dört ay boyunca savaşılmaması ve belli dönemlerde

avlanmanın yasaklanması oldukça barışçıl bir mesajdır. Hem

insanların birbiriyle hem de tabiattaki diğer canlılara karşı bir sulh

girişimidir.

Page 165: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

165

Konunun salâtı ikame etme (bağlantıyı ayakta tutma) yönüne

dönersek; yukarıda da kısaca belirttiğim gibi savaş iman edenler için bir denenme sebebi olmuştur. “Salât gereği olan” cihat çağrısı onlar için; o güne kadar “biz de sizinleyiz” dedikleri halde iş kızışınca davalarına ihanet edenlerin… Takvalarının yönünü değiştirenlerin… Hûşûlarını kaybedenlerin… Ettikleri rükûları, secdeleri, tevbeleri ve şükürleri unutup kendini gerçekte tezkiye etmemiş… İnfakı kuru bir gösterişli yardım zannetmiş… Tesbihlerini sadece itibar getirecek bir tefekkürden ve diğer insanlara üstünlük taslayacakları bir kitap

bilgisinden ibaret görmüş olanların… Ve ıslahatı gerçekte umursamamış olanların ikiyüzlülüğe (münafıklığa) adım atışları olmuştur. Olumlu manada ama çok ciddi bir fitnedir savaş. Şartlar oluştuğunda salâvatın (dayanışmanın) gereğidir.

4:71 Nisa suresi 71.ayet Ey iman edenler, tedbirlerinizi alın; münferiden ve toplu olarak çatışmaya seferber olun. 4:72 Nisa suresi 72.ayet

Görülüyor ki içinizden ağırdan alanlar var. Şayet, size bir musibet isabet edecek olursa; Allah bana nimet verdi de onlarla birlikte buna şahit olmadım, derler. 4:73 Nisa suresi 73.ayet Ama size Allah'ın bir fazlı isabet ederse; o durumda da sanki hiç bir yakınlığınız yokmuş gibi; keşke onlarla birlikte olsaydım, böylece ben de büyük kazanıma erseydim, derler. 4:74 Nisa suresi 74.ayet

O halde dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşırken öldürülür ya da galip gelirse ona büyük bir ecir vereceğiz. 4:75 Nisa suresi 75.ayet “Rabbimiz bizi halkı zalim olan bu memleketten kurtar, bize katından bir dost gönder, bize katından bir yardım eden yolla” diyen zayıf bırakılmış erkekler, kadınlar ve çocuklar varken size ne oluyor ki Allah yolunda savaşmıyorsunuz?

Page 166: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

166

4:76 Nisa suresi 76.ayet

İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inkâr edenler ise tağut yolunda savaşırlar. Öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın düzeni pek zayıftır. 4:77 Nisa suresi 77.ayet Ellerinizle (kendinize) zarar vermekten vazgeçin, salâtı ikame edin ve arının, denilenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında onlardan bir fırka Allah'tan korkar gibi, hatta daha da şiddetli bir korkuyla insanlardan korkuya kapılıyorlar ve “Rabbimiz, ne diye

savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?” dediler. De ki: Dünyanın metası azdır. Ahiret ise takva sahipleri için daha hayırlıdır ve siz bir hurma lifi kadar bile haksızlığa uğratılmayacaksınız. 4:81 Nisa suresi 81.ayet Tamam uyacağız, derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir tayfa, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kuruyorlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve

Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter. 4:82 Nisa suresi 82.ayet Onlar hâlâ Kur'an’ı inceleyip arkasını anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok ihtilaflar bulurlardı. 4:84 Nisa suresi 84.ayet O halde sen Allah yolunda savaş. Kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın. İman edenleri motive et. Umulur ki Allah, inkâr

edenlerin ağır baskılarını püskürtür. Allah, baskısı daha şiddetli, acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur.

Onlar hep ucuza kapatma peşindedirler. Dinlerinde de hayatlarının

içinde de! Az çalışıp çok kazanmak, mümkünse hiç çalışmayıp her şeyi

elde etmek isterler. Azıcık kazanınca böbürlenmeye, makama, önde

görünmeye, bizden sorulur demeye bayılırlar. Liyakati öğrenmekte ve

çalışmakta değil kuru bir aidiyette zannederler.

Page 167: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

167

Yaptıklarını caka satarak gösterme peşinde, infaklarını, oruçlarını,

namazlarını, abdestlerini ve dualarını basit getiriler umduklarına

gösterecek biçimde yapmaya ve pohpohlanmaya bayılırlar. Değerli bir

şey fark ettiklerinde tek dertleri onu kendilerine mal etmektir.

9:19 Tevbe suresi 19.ayet Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ın imar etmeyi Allah’a ve ahiret gününe iman etmek ve Allah yolunda mücadele etmekle bir mi sayıyorsunuz? (Bunlar) Allah katında denk değildir. Allah zalim bir

toplumu hidayete ulaştırmaz.

İman edenlerse böyle değildir. Kalplerini açarlar. Hata yaparlar

ama gösteriş yapmazlar. Allah’ın kalpleri bildiğini çok iyi

bildiklerinden niyetlerini olabildiğince tezkiye etmeye çalışırlar. Onlar

her doğru mücadelenin daima içindedirler. Arkadaşlarını satmazlar.

9:20 Tevbe suresi 20.ayet İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla

cihat edenlerin Allah katında büyük dereceleri vardır. Başaranlar işte bunlardır.

Page 168: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

168

Sabır ve Salâtı İkame

abır da salât dediğimiz bağlantının içindeki önemli ve

sürekli araçlardan biri. Bağlantısından emin olanların

davalarında kararlılıkla mücadelesine devam etmeleri

demektir. Sabır başa gelene razı olup da oturup bir şey yapmadan

beklemek değildir. Tüm güçlüklere rağmen motivasyonunu sağlam

tutmaktır. Kararlılıktır.

2:45 Bakara suresi 45.ayet Sabırla ve salâtla yardım dileyin. Şüphesiz bu hûşûlu olmayanlara büyük (çok zor) gelir.

Hevesi olmayan (sabırlı) kararlı olamaz. Kararlı (sabırlı) olmayan

salâtı önemsemez. Davasında kararlı olmayana salâtı sağlam tutmak

(bağlantısını ayakta tutmak) de salâta (vakitli toplantı salâtına)

katılmak da çok zor gelir. Salâtı olmayanın da istianesinin (yardım

dilemesinin) içi zaten boştur.

2:153 Bakara suresi 153.ayet Ey iman edenler, sabırla ve salâtla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.

Allah davasında kararlı olanlarla beraberdir. Maymun iştahlıların,

zora gelmeyenlerin, bilgiyle üstünlük taslama heveslilerinin, sözünde

durmayanların ve acelecilerin tutumlarında sabır (kararlılık) yoktur.

2:177 Bakara suresi 177.ayet … Salâtı ikame eden, zekâtı veren ve … Sözüne vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve mücadelenin kızıştığı zamanlarda sabredenlerin tutumlarıdır. İşte sadık olanlar ve muttaki olanlar onlardır.

S

Page 169: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

169

Şartların zorlaştığı zamanlarda bile davasından vazgeçmeyip

kararlı olanlar davasına sadık olanlardır. Davasına sadık olanlar onu gerçekten doğrulayanlardır.

Sabırla ilgili örnek ayetlerle devam edelim… Onların hepsinde sabrın “kararlılık” manasını göreceksiniz.

3:17 İmran Ailesi suresi 17.ayet Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.

11:115 Hud suresi 115.ayet Ve sabret. Gerçekten Allah, iyilik yapanların ecrini zayi etmez.

13:21-22 Rad suresi 21 ve 22.ayetler Ve onlar Allah'ın onunla birleştirilmesini emrettiği şeyi birleştirirler. Rablerinden içleri saygı ile titrer, hesaplarının kötü olmasından korkarlar. Ve onlar Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, salâtı ikame ederler, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve aleni olarak infak ederler ve kötülüğü iyilikle

giderirler. Bu diyarın sonucu işte onlar içindir. 15:97-99 Hicr suresi 97,98 ve 99.ayetler Andolsun, onların söylemekte olduklarına karşı göğsünün daraldığını biliyoruz. Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol. Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine kulluk et. 20:130 TaHa suresi 130.ayet

Şu halde onların söylediklerine rağmen sen sabırlı ol… 20:132 TaHa suresi 132.ayet Ehline salâtı emret ve onun üzerine sabırlı ol… 22:35 Hacc suresi 35.ayet

Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer. Onlar kendilerine isabet

eden musibetlere sabredenler, salâtı ikame edenler ve rızık olarak verdiklerimizden infak edenlerdir.

Page 170: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

170

28:54 Kasas suresi 54.ayet

İşte onlara sabretmeleri dolayısıyla ecirleri iki defa verilir ve onlar kötülüğü iyilikle uzaklaştırıp kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. 31:17 Lokman suresi 17.ayet Ey oğulcuğum! Salâtı ikame et. Marufu emret, münkerden sakındır ve sana isabet edenlere rağmen sabret. Muhakkak ki bunlar, azmedilmesi gereken şeylerdir.

40:55 Mümin suresi 55.ayet Şu halde sen sabret. Gerçekten Allah'ın vaadi haktır. Günahın için mağfiret dile. Akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et. 50:39 Kaf suresi 39.ayet Öyleyse sen, onların dediklerine karşılık sabret ve Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batışından önce hamd ile tesbih et.

Page 171: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

171

İstiane ve Salâtı İkame

stiane aslında bizim dua dediğimiz şeydir. İçeriğindedir de

diyebiliriz. Yardım istemektir. Elinizden gelen her şeyi

yapıyorsunuz ama halen salâtta ve sulhta başarısız mısınız?

Teşbihimize göre ana bilgisayara mail göndermenizde ve yardım

istemenizde (bilinen anlamda dua etmenizde) hiçbir sakınca yoktur.

Ama eğer hiçbir şey yapmadan bekliyorsanız mail atmanıza da gerek

yoktur.

14:40 İbrahim suresi 40.ayet Rabbim beni ve zürriyetimden olanları salâtı ikame edenlerden kıl. Rabbimiz duamı (çağrımı) kabul et.

“Allah neden dualarımızı kabul etmiyor?” derler ya!

Şair diyor ki…

Şarkılardan fal tuttum ikimize kaç kere Sana hep gül bülbül bana hep hasret düştü Dua ettim her gece avuç açıp göklere Sana neş’e mutluluk bana hep hasret düştü

Hasret düşer sana tabi… Demek ki fal tutup dua etmekle olmuyor.

Dua ettin her gece… Avuç açıp göklere… de… Ya sonra! Avuç açıp dua

ettikten sonra ne yaptın? Fısss! Ağladın ve arabeske bağladın… Atı ve

kızı alan Üsküdar’ı geçti…

Demem o ki; dua etmekle başarılı olunsaydı bugün herkes malca

da ilmen de zengindi. Eğer avuç açıp yalvarmak yetseydi kimse kanser

olmaz, kimse mikrop kapmaz, belki de kimse ölmezdi. Eğer

İ

Page 172: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

172

mescidlerde edilen dualar yetseydi, bugün barış içerisinde bir

toplumda yaşıyor olurduk.

Öyle ya; yukarıda bir Yaratıcı varken aşağıdaki tüm yarattıklarının

elini açıp her istediklerini yerine getirip hizmet eden bir hizmetçiye

dönüşecek! Maalesef çoklarının istediği Allah böyle bir şey onlara

göre! İyisini, doğrusunu bilen kullar… Ve onların doğrularını emre

amade yerine getiren bir Tanrı var! …Ve maalesef istediklerimizin

çoğu bu dünyadaki yaşamımızla ilgili! Demek ki bir yerde… Ya da çok

yerde faul var! Hatta penaltı bile olabilir!

Ve unutmadan… O büyük matematiği düşünün… Eğer her dua bu

şekilde hedefine ulaşsaydı çok büyük bir kaos doğardı… Eğer sadece

istemekle elde edilseydi bey kızını beş yüz oğlan alırdı!

Latife bir yana gerçekten kaos olurdu. Çünkü herkes herkesin

kendisi gibi düşünmesini, kendisi gibi inanmasını ya da inanmamasını

istiyor. Bu mümkün mü? Herkes hem Yahudi… Herkes hem

Müslüman… Herkes hem Hıristiyan… Ve hem Budist ve hatta hem

dinsiz olmalı olurdu. Aynı zamanda herkes hem çalışkan hem de

tembel olmalı olurdu. Herkesin ettiği dualar birbiriyle milyonlarca

tezat içerirken Allah’ın tüm bunları yerine getirmesi bildiğimiz

olanaklılığın dışında ve kurduğu dengeye, matematiğe, düzene ve tüm

düzenlediği oluş kurallarına aykırı olurdu. Kısacası demek ki her

edilen duanın karşılığını bulması gerçeğe, hakka aykırı bir durumdur.

O halde çözüm nedir? Hangi dualar karşılığını bulur? Daha

doğrusu… İnandığımızı söylediğimiz ama tüccar din adamlarının

tasallutundan kurtarıp da bir türlü kendimiz anlamaya çalışmayıp

kendi rehberimiz haline getiremediğimiz o kitap bu konuda ne diyor?

Ne benim ne sizin ne de onların dedikleri değil… Kuran ne diyor bu

Page 173: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

173

hususta? Acaba ellerimizi açıp dua etmemize rağmen, bu davetimize

neden istediğimiz cevabı vermiyor Allah? Nerede hata yapıyoruz?

Yoksa O’ndan başkasına mı dua ediyoruz? Allah dediğimiz üstün

varlık değil mi yoksa yalvardığımız?

İşte gerçek… Daha biz dua’nın ne olduğunu bile bilmiyoruz. Almışız

“dua” diye Arapça bir kelimeyi avuçlarımızın içine, dilimizdeki

karşılığını hiç düşünmeden yapıştırmışız imlamıza! Zannediyoruz ki

dua sadece ellerini açıp yalvarmaktır! Hayır! Eğer öyle olsaydı

Kuran’da geçen “Allah’ın duası” deyimini nasıl açıklayabilirdik!

2:221 Bakara suresi 221.ayet

…Onlar, ateşe dua ederler, Allah ise cennete ve izni ile affolunmanıza dua eder. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.

Eğer dua diye bildiğimiz kelime bildiğimiz anlamda salt dua olsaydı

ayetin ne hale geldiğini görüyorsunuz… Oysa dua çağırmaktır,

çağrıdır, davet etmektir. Elbette “istemek” içeriği de vardır. Ama

neyin ya da kimin ne için nereye istendiği/çağrıldığıdır önemli olan…

Türkçeye geçmiş “davet” kelimesi de aynı biçimde dua kökünden gelir

ve çağırma’nın isim halidir. Çağrı’dır. Şimdi ayeti bir daha okuyalım.

Doğrusunu göreceksiniz.

2:221 Bakara suresi 221.ayet

…Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise cennete ve izni ile affolunmanıza çağırır/davet eder. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.

İşte geleneksel dini dayatmalarla bize ezberletilip algılatıldığımız ile

gerçek mana arasındaki farklar genellikle bu kadar açık ve nettir.

Düşündürüp aklettirmek ise din adamlarının pek de sevdiği bir şey

değildir. Onların çoğu sadece ben akledeyim, diğerleri bana koyun gibi

Page 174: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

174

gelsinler isterler. Çünkü içten içe isterler ki kendisine olan ihtiyaç

devam etsin, yoksa işleri biter. Onlar insanları kasten ya da

çoğunlukla gafilce kendilerine çağırır, Allah’a değil. Çoğunluğun

bunun farkında olmaması, bunun böyle olduğu gerçeğini ne yazık ki

değiştirmiyor.

Aynı Kuran çevirilerinin içinde bile birçok ayetin mealinde dua

kelimesinin farklı anlamlarla işe gelen biçimde, meal yazarının

fırkasının anlayışına göre çevrildiğini görüyoruz. Aynı kelimeye

(meallerde) kimi yerde davet etmek, çağırmak olduğu gibi kimi yerde

yalvarıp istemek ve kimi yerde tapmak olarak rastlıyoruz.

Örneğin “Onlar bir takım dişilere tapar” diye çevrilen 4:117’de

olduğu gibi. Kendileri farkında olmadan tapıyor olmakla birlikte

burada esas yine insanları Allah yerine ilahelere çağırmaktır.

İşte Dua Dediğimizin İzahı… Müthiş!

13:14 Rad suresi 14.ayet Gerçek davet O’nadır. O’nun berisinde çağırdıkları onlara bir karşılık vermezler. Onların durumu ağzına erişsin diye suyun karşısında avuçlarını açan kimse gibidir. Hâlbuki o su böyle ulaşmaz. Kâfirlerin duası delaletten başka bir şey değildir.

Demek ki el açıp yalvarmakla olmuyormuş. Demek ki elini o işe

uzatmak gerekiyormuş. Demek ki dava edinilmeyen dua karşılık

bulmazmış. Aşağıya bakın: Demek ki yardım dilemek için bağlantıda olmak gerekirmiş.

2:45 Bakara suresi 45.ayet Sabırla ve salâtla yardım dileyin. Şüphesiz bu hûşûlu olmayanlara büyük gelir. 2:153 Bakara suresi 153.ayet Ey iman edenler, sabırla ve salâtla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.

Page 175: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

175

İstianenin (yardım dilemenin) tesbihin içinde de olabildiğini

aşağıdaki ayette görüyoruz.

3:38-39 İmran Ailesi suresi 38. ve 39.ayetler

Zekeriya işte orada Rabbine dua etti: Katından tertemiz bir nesil

bağışla. Mutlaka ki sen duayı (çağrıyı) işitensin, dedi.

O mihrapta ayakta böylece salât ederken, melekler ona seslendi: Allah

seni Yahya ile müjdeliyor. O, Allah'tan olan bir kelimeyi doğrulayıcı,

erdemli, iffetli ve salihlerden bir nebidir.

Her biri davalarına sadık ve sabırla mücadelelerini devam

ettirirken, ettiler bu dualarını.

14:37 İbrahim suresi 37.ayet

Rabbimiz! Zürriyetimden (bir kısmını) senin özel evinin (beyt-il-

muharremin) yanına ekini olmayan bir vadiye iskân ettirdim.

Rabbimiz! Salâtı ikame etmeleri için (öyle yaptım). Sen insanlardan

kalplerini onlara meyleder kıl ve onları ürünlerden rızıklandır.

Umulur ki şükrederler.

14:39-41 İbrahim suresi 39,40 ve 41.ayetler

Hamd Allah içindir. O ki; bana ihtiyarlığımın üstüne İsmail'i ve İshak'ı

armağan etti. Şüphesiz Rabbim gerçekten duayı işitendir.

Rabbim beni ve zürriyetimden olanları salâtı ikame edenlerden kıl.

Rabbimiz duamı (çağrımı) kabul et.

Rabbimiz hesabın yapılacağı gün bana, anne-babama ve iman

edenlere mağfiret et.

Ve tabi ki tam bir samimiyet ve teslimiyetle…

Yine duanın çağrı olan içeriğini ve (istianenin) yardım dilemenin

karşılığının verildiğini aşağıda görüyoruz.

Page 176: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

176

21:87-88 Enbiya suresi 87 ve 88.ayetler

Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. Karinedeki karanlıkların içinde: Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum, diye çağrıda bulunmuştu. Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte biz, iman edenleri böyle kurtarırız. 46:15 Ahkaf suresi 15.ayet

… Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yıl (yaşın)a ulaşınca, dedi ki: Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et. Benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım.

Page 177: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

177

Şiar ve Salâtı İkame

imdi geldik kaplanın gözüne! Üzerinde fırtınaların koptuğu

namaz bahsine. Şu ana kadar anlattıklarımdan sonra “namaz

yok” diyeceğimi düşünenleri oldukça şaşırtacağım. Evet,

namaz Kuran’da geçmeyen Farsça bir kelimedir. Arapça veya Türkçe

değildir ve bu kelimenin yolu bize gelene kadar İran’dan,

Hindistan’dan ve Sanskritçeden de ateşlerin etrafında dans eden

kabilelerden de geçmiştir. Ama buna rağmen kitapta namaz yok değil,

namaz vardır. Bununla birlikte salât tabi ki namaz değildir fakat

namaz salâttır. Salâtı ikamenin (bağlantıyı ayakta tutmanın) içinde

yer alan araçlardan bir araç ve o salât havuzunda yüzenlerden bir

parçadır. Ancak namaz deyince ne anladığımıza, namaz kavramına ne

anlam verdiğimize gelirsek; benim bahsettiğim namaz çoğunluğun

anladığı şey değil bir şiarlar bütünüdür. Peki, şiar nedir?

2:158 Bakara suresi 158.ayet Şüphesiz Safa ile Merve Allah'ın şiarlarındandır. O halde kim Ev’i hacceder veya umre yaparsa, bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Ve kim hayra gönüllü ise şüphesiz Allah şükrü bilendir.

Bakara 158’de geçen Safa ve Merve o zaman ya da sonradan iki

tepeciğe isim olarak verilmiş olabilir. Ancak Kuran’ın hiçbir yerinde

anlamsızca verilmiş isimler iddia edemeyiz. Safa; duru, berrak, iç

huzuru, samimi dayanışma demektir. Merve’nin ise; seçkin davranış,

cömertlik, mertlik, yiğitlik ve ailevi mutluluk gibi anlamları vardır. Bu

kapsamda ve ayetler çerçevesinde Safa’nın; bir barış göstergesi olarak

musafaha (tanışma, tokalaşma, hoşgörü, hal hatır sorma) yapılan ve

Ş

Page 178: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

178

musaffa edilmiş (tecrit edilmiş, temizlenmiş, süslenmiş) bir yer olma

ihtimali uzak durmuyor. Merve’nin ise insanların birbiriyle

hediyeleştiği bir yer olma ihtimalini kuvvetli buluyorum. Kanaatim

isabetlidir ya da hatalıdır ama bunların Allah’ın işaret ettiği şeyler

olduğu ve hayra gönüllü olarak katılmayla ilgili olduğu ayetten

anlaşılıyor.

Netice olarak şiar; söz, parola, sembol, işaret gibi anlamlara gelen

bir kelimedir. Bu kapsamda ayetten Merve ve Safa’nın birer sembolik

anlamı olduğunu ve bunların Allah’ı işaret ettiğini anlıyoruz. Yani esas

olan Safa ve Merve denilen yerler değil, onların bize hatırlattığıdır.

Konu bağlamında haccın salt birkaç ritüel için değil gerçekte

insanların barışa yönelik bir dayanışması için yapıldığı gerçeği ortaya

çıkıyor. Bu sebeple namaza daha fazla girmeden evvel haccı

çözümleyerek gitmek; işaretler orada geçtiği için daha mantıklı

görünüyor. Salâvat bölümünde dayanışmayı konuşurken hacca ve

haccın detaylarına pek girmediğimden aşağıdaki değerlendirmelerimi

aynı zamanda oraya da atfedebilirsiniz. Hac esas olarak büyük bir

dayanışma faaliyetidir ve hac ziyareti yapmak dayanışma için bir

araya gelme maksatlıdır. Bakara 189’da hilalin görünüşünün hac

vaktinin geldiğini belirten bir zaman işareti olduğu açık görünüyor.

Elbette bu hilaller haram aylar içinde görülen hilallerdir. Bunu

ilerideki ayetlerde anlıyoruz. Orada bir dayanışma, bir yardımlaşma

faaliyeti olacağı için, oraya yardımlaşma için bir takım mallar

getirileceği için, insanların içinden oraya farklı niyetlerle gelenlerin

olabileceğini de bu ayetten anlıyoruz.

Bakara suresinin 195. ayetinde orada yapılan işin suiistimal

edilmemesi ve iyi niyetlerle, halis duygularla yapılması gerektiği

anlaşılıyor.

Page 179: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

179

Bakara 196’da ise bu sayfaya kadar pek bahsetmediğim için yeni

sayabileceğimiz bir kelime ile daha karşılaşıyoruz. Nüsuk! Ne yazık ki

birçok mealde hem bu kelime hem de “hediye” kelimesi kurban

denilerek çevirisi yapılmış ve bu yüzden ayetin anlamı neredeyse

örtülmüş. Oysa bahsedilen kelimelerin zaten çok özel anlamları vardı.

Ayeti acele etmeden tane tane okuyun lütfen… Erinmeyin. Bu ayeti

yavaş yavaş okuyun lütfen… Önemli!

2:196 Bakara suresi 196.ayet Haccı ve umreyi Allah için yapın. Engellenmeniz durumunda kolayınıza gelen (yani maddi imkânınız ölçüsünde) bir hediye (kurban değil hediye) gönderin ve hediyeniz mahalline ulaşıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin.

Fakat sizden kim hasta olmuş veya ondan ötürü (hediye gönderemediği için) baş ağrısı çekiyorsa (üzülüyorsa) oruç, sadaka veya nüsuk (ibadet, dua vs) biçiminde (hediye yerine) fidye (hediye yerine sayacağı bir şey) yapsın. Güvene (emniyete, sağlığa ya da

maddi olanağa) kavuştuğu zamansa hacca kadar umre yaparak kolayına gelen (imkânları ölçüsünde) bir hediye götürebilir.

Ve kim ki buna (hediye götürmeye yine de) imkân bulamazsa bu

durumda hacda iken üç döndüğünde de yedi gün olacak biçimde

siyam etsin (oruç tutsun). Tamamı on gün eder. İşte bu mescid-el-

haramda (o özel dayanışma yerinde) ehli hazır (tanıdığı ya da yakını)

olmayanlar içindir. Allah’a karşı takva sahibi olun. Allah’ın vereceği

karşılık şiddetlidir.

Yukarıdaki ayette ilk dikkat çekmek istediğim nokta “hediye”

kelimesidir. Çünkü hac ayetlerinin bir tanesinde bile kurban diye

çevrilebilecek bir kelime geçmez. Hemen tüm meallerde kurban diye

tercüme edilen kelimeler bizim dilimize de geçmiş olan ve anlamını

çok iyi bildiğimiz “hediye” kelimesidir.

Page 180: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

180

Demek ki hac için toplanılan yere mutlaka ki kurbanlık hayvan

değil, her türlü hediye götürülüyormuş. Elbette hayvan da bir hediye

çeşididir. O dönem için çok da değerli bir hediyedir. Ama bu, tüm

hediyelerin hayvan olması gerektiği, hatta kesilmiş hayvan eti olması

gerektiği anlamına gelmez. Üstelik hayvanlar yoksullara canlı olarak

da hediye edilirse bu çok daha değerli olmaz mı? Olur. Yapılıyordu da.

Aynı ayette hac denilen bu dayanışma buluşmasına hasta olduğu

için katılamayanlar ya da hediye gönderemediği için muhtemelen

üzüntü duyanlardan bahis var. Aslında çok anlaşılır bir şey. Ama işi

salt ritüel zannedenlerin ve atalarından devraldığını din diye

kaybetmeme korkusu yaşayanların bu güzel duyguları ve mantığını

anlamaları oldukça zor. Bunu da kabul ediyorum.

Her şeye rağmen hediye götürmeye ya da göndermeye olanak

bulamayanlara (içleri rahat olsun diye) tutulan oruca katılmaları

tavsiye ediliyor. Peki, neden o bölgede oturmayanlar veya orada yakını

olmayanlar için böyle 3 ve 7 günü ayrılmış parçalı bir oruçtan

bahsediliyor? Çok basit. Çünkü orada olanlar itikâflarıyla birlikte

zaten on gün orucun tamamını hac süresince orada tutmuşlardı.

Orada yakını olanlar da aynen onlar gibi onların misafiri olarak

oruçlarını orada tutabiliyorlardı. Ama orada yakını olmayanlar

evlerine dönmek zorundaydılar.

Orucun şartları da biliyorsunuz ki Bakara 183-188 arasında hem

hafifletilmiş hem de sonraki ayetlere ilave edilerek açıklanmıştır. Oruç

ya da başka bir şey… Önemli olan yaptığı işi takva sahibi olarak

yapmaktır. Dolayısıyla oruç da burada bir nüsuk’tur. Nüsuklar şiarlar

gözetilerek yapılan ritüel ya da temsili ibadetlerdir. Oruç üzerindeki

tartışmalara da bu kitapta girmek istemiyorum. Belki ileride…

Page 181: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

181

Bakara 198’de; Safa, Merve, Hac kelimeleri gibi Arafat, Meşaril

haram gibi kelimeler de diğer birçok kelime gibi kutsallaştırılmış ve

anlamı bilinmez biçimde bugün kullanılıyor. Oysa bunların her birinin

bir anlamı var. Arafat işte o yardımlaşmanın, dayanışmanın yapıldığı

yerken, meşaril haram (şiar edilerek) işaretlenerek (bir anlamda trafik

işaretleri konularak) o faaliyetten sonra insanların yönlendirildiği yer

olarak öne çıkıyor.

Ayetler uzun olduğu için hepsini buraya almıyorum. Kitaptan

inceleyebilirsiniz. Bakara 199’da yürüyüş ve Bakara 200’de anma

biçimi ile ilgili olarak konunun devamı var… Demek ki bu dayanışma

faaliyeti evvelden beri yapılıyor ve Kuran’la birlikte buna bir disiplin

ve samimiyet getirilmiş. Önceleri yapılanda şirk kokusu varken, kötü

niyetliler varken, şimdi iş takvaya ve Allah için hak için doğru işler

yapmaya evrilmiş. Bu çerçevede orada edilen dua da istemek de

kötülenmemiş. Ama sadece dünya için değil…

Ali İmran 95,96… Geçen kelime olan Bekke, Mekke midir ya da

neresidir o da ayrı bir tartışma konusu… Ama önemli olan (en

azından benim için) gerekli öğüdün ne olduğudur. Bununla beraber

bu dayanışma faaliyetinin ne zaman başladığını açıklıyor ayetler. Taa

İbrahim döneminde!

Ali İmran 97… Yapılan işin art niyetli maksatlara alet edilmemesi

gerektiği, Allah için yapılması gerektiği bu manada Kuran’ın indiği

topluma gösterilen mescidi haramın neresi olduğunu bu ayetlerden

anlaşılmıştır. Peki, bizim mescidi haramımız bizim kâbemiz, bizim

dayanışma mekânımız da orası mı olmalı?

Şöyle bir açıklama getirmeye çalışayım… Daha önceki bölümlerde

de benzer şekilde örnek vermiştim: İbrahim peygamber şayet bir

Page 182: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

182

Japon olsaydı, o günkü Araplardan hac için Tokyo’ya mı gitmeleri

istenecekti? O halde işaret edilen ev kendi topraklarındaki ev “hacca

konu olan makam/mekân”dır. Mescidi haramın nerede olduğu değil

içinde ne yapıldığı önemlidir. Mescidi Haram Kâbe ise; Kâbe o

toplumun şiar edindiği yerdir. Dayanışmalarını orada yaparlar. Bizse

kendi şiarımızı bile bulamayıp Mekke’ye gidiyoruz!

Maide 1’de hem kelimenin etimolojisinden hem de ayetlerin

açıklamasından “ihramlı” olmaktan kastın farklı özel bir kıyafet

giymek değil de, haram aylarda olmak gibi bir anlam hissediyorum.

Haram ayların neler olduğu da ayrı bir tartışma konusu olmakla

beraber ben bunun zamanının bahar sonu ve yaz aylarına tekabül

eden (bizim coğrafyamıza göre Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos

gibi) aylara daha yakın görüyorum. Çünkü haram aylar avlanmanın

yasaklandığı aylardır. Avlanma da havaların ısınmasıyla başlayan ve

genellikle soğumaya başlaması ile son bulan bir dönemdir. Ve

hayvanların üreme süreci olduğu işaretini de alıyorum bu ayetlerden.

Tabiatla uyumlu görünüyor.

5:2 Maide suresi 2.ayet Ey iman edenler! Allah'ın şiarlarına, haram olan aya, hediyelere, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram'a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan

alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'a sığının. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.

Maide 2’den anlaşılabilir ki; evvelden beri gelen hac faaliyetini

kendi menfaatlerine göre sahiplenen ve yöneten müşrikler elde

ettiklerini kaybetmemek için iman edenleri mescidi haramdan

Page 183: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

183

alıkoymuşlar. Gebe develer misali buna örnektir. Gebe develeri ya da

diğer değerli ganimetleri kurban (hediye) saymayan ve muhtemelen

kendi zimmetine alan müşrikler bu bedava gelir kapısını kaybetmek

istememiş olabilirler.

Ardından yasaklanan hayvanlar açıklanmaya başlanıyor ve ayetler

öylece devam ediyor… Yukarıdaki ayette dikkat ettiyseniz bazı şiarler

verilmiş: Haram ay, hediyeler, onlardaki gerdanlıklar, beyti haram…

Bunların hepsi şiar, hepsi işaret. İşaretler asıl olan değil, asıl olan şeyi

gösteren şeylerdir. Bu konuya esaslıca döneceğiz. Devam edelim…

Hacc 27… Kuran’da ezan kelimesinin geçtiği yerlerden biridir.

Haccı ezan etmek, haccı ilan etmek, duyurmak demektir. Mutlaka ki

minareye çıkıp camiden ezan okumak değil. Üstelik bu yukarıdaki

ayetlerde de gördüğünüz gibi hilallere bağlanmış durumda. Hilaller

şiar, ezan okumaksa nüsuktur.

Hacc 28… Et, süt, hayvansal her ne ürünse işte orada toplananlar

da orada yiyorlar ve fakiri de doyuruyorlar. Ama bu demek değil ki

bütün hayvanları orada kesiyorlar ve etlerini dağıtıyorlar! Bir

muhtaca bir inek ya da deve hediye etseniz daha çok sevinmez ve

yaptığınız iyilik sürekli olmuş olmaz mı?

Peki, bugün ne yapılabilir? Kurban bayramı diye bildiğimiz

bayramlar bir dayanışma bayramına dönüştürülemez mi? Her semtte

kutsallaştırılmamış bir mescidi haram kurulamaz mı? Her şehrin

meydanında insanlar neyi varsa ondan getirip de bir yakınlaşma

bayramı oluşturamaz mı? Sadece hayvan mı keseceğiz? Ev ihtiyacı

olanlar için ev, borçlular için ödeme masaları, sağlık masaları,

indirimli ürün pavyonları, bedava kitaplar, bedava oyuncaklar

dağıtılamaz mı? Yoksa gebe develerden kurban olmuyor mu?

Page 184: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

184

Hac için Suudi Arabistan’a mı yoksa kendi şehir meydanlarımıza

mı gidilmeli? Bizim toplumumuzun dayanışmasını Arafat’ta nasıl

yapacak, Türk Kürt ikileşmesini barışa sahne olacak biçimde Mekke’de

nasıl çözeceğiz? Üç beş kuruşu olanın koşa koşa Mekke’de kestirdiği

kurbanın mahallemizde doğal gaz faturasını ödeyememiş aileye nasıl

faydası dokunacak? Orada şeytan diye taşlara atılan taşlar bizim

topraklarımızdaki piyasa şeytanlarının ve hırsızlarının kafasını nasıl

yaracak? Her mahalleye, her semte, her şehir meydanına işlevsel

anlamda bir Kâbe kurabilseydik keşke!

Hacc 29… “Beyti atik” tamlamasındaki “atik” kelimesi sadece” eski,

kadim” anlamına gelmiyor. Aynı zamanda “esaretten kurtulmuş”

anlamına geliyor ve bence ayetteki esas anlam tam da bu. Peygamber

ve onu takip edenler o gün kendi sılalarını esaretten kurtarmış olarak

oraya döndüler. Kendisi şiardır. Ama hatırlattığı özgürlüktür.

Page 185: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

185

22:67 Hacc suresi 67.ayet

Biz her topluma bir mensek (ibadet tarzı) kıldık. Onlar bu tarzla nüsuk (ibadet) etmektedirler. Öyleyse iş(in)de seninle çekişmesinler. Sen Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.

Nüsuklar üzerine adlar anılacak şiarlerden oluşur. Yani sembolik

ibadetler, ritüellerdir. Toplumdaki karşılığı salâtın ritüeli olmalarıdır.

Namaz bu anlamda şiarlerden oluşan bir nüsuktur. Bu nüsuklara

saygılı olmak gerekir. Bunlar her toplum için farklı olabilir. Ateşin

etrafında yapılmış olanlar da nüsuktu. Mesela anıtkabirin ziyaret

edilmesi ya da bir ülkeye gidince o ülkedeki bir anıtın ziyaret edilmesi

de o ülkenin dini olmasa da milli bir mensekidir. Nüsuklar aslının

temsilini içeren işaretler taşırlar.

6:162 Enam suresi 162.ayet De ki; şüphesiz benim salâtım, nüsuklarım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.

Yukarıdaki ayette nüsuk kelimesi salât ile birlikte geçiyor ve

manidar biçimde hepsinin Allah için olduğu belirtiliyor. Yani nüsuk da

bir “desinler” için veya “gösteriş” için değildir. İşaret ettiği Allah’tır.

22:34 Hacc suresi 34.ayet … Biz her toplum için bir mensek (ibadet tarzı) kıldık, O'nun kendilerine rızık olarak verdiği çiftlik hayvanları üzerine Allah'ın adını ansınlar (hatırlasınlar) diye. İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır, artık

yalnızca O'na teslim olun. Sen alçak gönüllü olanlara müjde ver. 22:35 Hacc suresi 35.ayet Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer. Onlar kendilerine isabet eden musibetlere sabredenler, salâtı ikame edenler ve rızık olarak verdiklerimizden infak edenlerdir. 22:36 Hacc suresi 36.ayet İri cüsseli develeri size Allah'ın şiarlarından kıldık. Sizler için onlarda bir hayır vardır. Öyleyse onlar bir dizi halinde (veya saf tutmuşçasına

Page 186: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

186

ayakta durup) boğazlanırken Allah'ın adını anın (hatırlayın). Yanları

üzerine yattıkları zaman da onlardan yiyin, kanaatkâra ve isteyene yedirin. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirdik, umulur ki şükredersiniz.

Şiarların (işaretlerin) ve bu işaretleri içeren ibadet tarzlarının

(nüsukların) Kuran’a göre esas hedefi Allah’ın ve O’nun zikrinin,

gerçeğinin hatırlanması içindir. İşaretlerin değeri hatırlattığı şeydedir.

Salâtı ikame (bağlantıyı ayakta tutma) bağlamında şu sayfaya

kadar birçok araç hakkında konuştuk. İşte neticede geldiğimiz

noktada şiarleri de dışarıda bırakamayacağımızı gördük. Mesajı ve

aydınlanmayı yaymak için toplumsal kültürümüze göre bir takım

şiarler (işaretler) olmasında bir sakınca olmadığını görüyoruz.

Bununla beraber içimizden geldiği biçimde tevbemizi, şükrümüzü,

hûşûmuzu, aydınlanmamızı yaşayabilir, toplu olduğumuz zamanlarda

da kültürümüze uygun biçimde nüsuklara katılabiliriz.

Şiarlar (işaretler) salâtı ikame (bağlantısı içinde) benim tespit

edebildiğim yirmi altı kalemden biri ve asla yok saymıyorum. Ama

bunu esas haline getirip salâtın her şeyini de namaz nüsukuna

yüklersek, diğer yirmi beş maddeyi gözden kaçırmış, bir taklit edişe

çevirmiş ve içi bomboş hale getirmiş oluruz. Eğer şu ayetteki

mutlulukla secdeye varabiliyorsanız ne mutlu size.

17:107 İsra suresi 107.ayet De ki: İster ona inanın ister inanmayın; o önceden kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman çenelerinin üstüne kapanarak secde ederlerdi.

İsteseniz de istemeseniz de, beğenseniz de beğenmeseniz de

ritüeller sizin de hayatınızın bir parçası. Siz filanca ritüeli beğenmiyor

ve uygulamıyor olabilirsiniz. Oysa farkına varmadan o kadar çok

Page 187: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

187

ritüeli yaşamınızda siz de barındırıyor ve hatta o ritüelleri yapmak için

o kadar çok özel zamanlar ayırıyor, o kadar çok özel gayretler sarf

ediyorsunuz ki... Ama bunun farkında bile değilsiniz.

Hiç milli bir bayram kutlamasına katıldınız mı? İstiklal marşını

okuyup bayrak salladınız mı? Orada geçiş töreni yapan askeri araçları

izlediniz mi? Evinize veya işyerinize bayrak astınız mı? Geceleri fener

alayına katıldınız mı? Öğrenciliğiniz döneminde stadyumdaki

gösterilere renkli kıyafetler giyip bizzat katıldınız mı?

Evlenirken düğün salonu tuttunuz mu? Evin önünde davul zurna

çaldırdınız mı? Ortaya çıkıp zeybek oynadınız mı? Halaya ya da

horona katıldınız mı? Nikâh sırasında eşinizin ayağına basmaya

çalıştınız mı? Gelinlik ya da damatlık giydiniz mi?

Kendinizin ya da sevdiklerinizin doğum gününü hiç kutladınız mı?

Pasta kestiniz mi? Mumları üfleyerek söndürdünüz mü? O gün doğan

kişiye hediye aldınız mı?

Hiç cenaze törenine katıldınız mı? Ölü evinde helva yediniz mi?

Tabutun başında durdunuz mu? Top arabasına yüklenmiş şehidin

arkasında cenaze marşıyla yürüdünüz mü?

İşinize kravat takarak gittiniz mi? İlk kazandığınız parayı

çerçeveleyip dükkânınıza astınız mı? Veya işinizden ayrılırken size

“güle güle” pastası kesildi mi?

Evinizi yeni aldığınızda elinize tapu kâğıdı verildi mi? Hediyeler

getirildi mi? Yeni bir araba aldığınızda arkadaşlarınızla şöyle bir tur

attınız mı? Ayağınıza yeni aldığınız pırıl pırıl ayakkabının üzerine

“güle güle kullan” diyerek basmaya kalkan arkadaşınız oldu mu hiç?

Page 188: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

188

Bugüne kadar hiç yemin törenine katıldınız mı? Ya açılış

törenlerine? Veya bir kokteyle? Yahut bitirdiğiniz kursun sertifika

alma merasimine?

Hadi hepsini bir tarafa bırakalım… Sabahları insanlara hiç

“günaydın” dediniz mi? Ya da bir yere girerken selamun aleyküm?

Bir esnafın yanından ayrılırken hayırlı işler? Telefonu açarken alo

dediniz mi hiç?

Eğer bunlardan birini ya da birkaçını yaptıysanız ritüeller sizin

hayatınızda da epeyce yer almış demektir.

O halde; çile çekme ayinindeki bir adamı, ateşin üstünden atlayan

ya da etrafında dans eden kabileyi gördüğünüzde neden

garipsiyorsunuz? Bunlar aynı şey değil diyebilirsiniz? Peki, sizin

alışkanlıklarınız size dosdoğru gelirken başkalarının alışkanlıklarını

yanlış görüp küçümsemenizin altında gerçekçi ve mantıklı bir

nedeniniz var mı? Yoksa sadece kendinizi medeni gördüğünüz ve

halinizden memnuniyet hissettiğiniz için mi bu garipsemeleriniz? Kim

bilir ki Okyanusya’da modern hayat görmemiş bir adada çıplak bir

şekilde ayinler yapan bir kabilenin çocuğu olarak da doğabilirdiniz? O

zaman da küçümseyecek miydiniz kabilenizin ateşin etrafında

başlarını eğip kaldırıp “la la la lo lo lo” dans etmelerini? Bunu neden

yapıyoruz diye düşünebilecek miydiniz yoksa o ritüelin en iyisini

yapmaya mı çabalayacaktınız aidiyet ve beğenilme arzunuzla?

Ateşin üstünden atlayanlar veya etrafında dans edenlerin bazıları

belki de ateşi ilah edindikleri için değil kötülüklerden ve kötü

ruhlardan arınmak için bir şiar olarak bunu yapıyorlardı. Ateş

temizleyicidir, kirleri, hastalıkları ve hatta yiyeceklerinizi tezkiye eder..

Page 189: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

189

Ritüeller çokça var hayatımızda. Eğer içleri dolu doluysa ilkellik

değil her biri bir farkındalık davranışıdır. Hepsi semboldür. Ama içleri

farkındalıktan yoksunsa işte o zaman obsesif takıntılardan başka bir

şey olamazlar.

Milli bayram törenindeki bayrağın, istiklal marşının veya geçiş

töreninin her birinin verdiği bir mesaj vardır. Bayrağı değerli kılan

rengi, kumaşı ve şekilleri değil, o renk, kumaş ve desenlerin dayandığı

mesajlardır. Eğer bir toplumsal ülkü, bağımsızlık veya birliktelik gibi

mesajları olmasa bir bayrağın renginin, kumaşının ve desenlerinin

kendi başına hiçbir değeri olamaz.

Savaşta yolda kalacak tankların, döküntü askeri araçların, lastiği

patlak ciplerin tören geçişinin hiçbir caydırıcılık anlamı yoktur. Hatta

tam tersine mesaj verirler. Aslolan tören geçişine katılan araçlar değil,

o araçların verdiği “güçlüyüz ve güvendeyiz” mesajıdır.

Evlenirken yapılan düğün töreninin mesajı sadece o gün gülüp

eğlenmek değil, evlenecek çift için katılanların verdiği bir ömür boyu

mutlu ve mesut yaşamaları isteği ve desteğidir. Doğum günü kesilen

pasta değil, doğum günü kutlanan kişiye verilen “iyi ki varsın, seni

seviyoruz” mesajı ve desteği önemlidir. Eğer bu destek varsa pasta ve

mumlar olmasa da olur. Veya destek ve sevgi yoksa pastanın tatma

şehveti uyandıran bir metadan başka hiçbir anlamı yoktur.

İstediği kadar yemin töreni yapsın; hastaları arasında ayrım

gözeten bir hekimin, disiplin kurallarını tanımayan bir askerin,

kanunları hiçe sayan bir yargıcın, adaletle hükmetmeyen bir devlet

başkanının ettiği yeminlerin hiçbir anlamı yoktur. İçi boştur.

Gösteriştir.

Page 190: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

190

Eğer birbirimizle iyi geçinme gibi bir derdimiz yoksa, barış içinde

yaşamak gibi bir hedefimiz olamıyorsa, birbirimizin kuyusunu kazan

bir ekonomik duyarsızlığa sahipsek, iyilikleri bile “desinler” diye

yapıyorsak; birbirimize selam vermemizin, selamun aleyküm,

merhaba veya günaydın dememizin hiçbir anlamı yoktur. Bu

durumda yapıp ettiklerimiz ikiyüzlüce ve içi boş ritüellerden öteye

gidemez.

Evet, insanlar kendi gelenekleri ve alışkanlıkları çerçevesinde esas

mesajı gizlemeyecek biçimde ritüeller icra edebilirler ve böyle bir

kültür oluşturabilirler. Bir ritüelin esas maksadı onun hareket

biçimleri değil, dayandığı mesajların hayata geçirilmesidir.

Rükû etmek de, secde etmek de ve namaz da işte böyle bir şeydir.

Nasıl ki bağımsızlığı konu edinmeyen bayrak anlamsız bir bez

parçasıysa, Kuran’ın mesajını dikkate almayan bir namaz ritüelinin de

tek başına içi boş bir hareketler manzumesi haline gelmiş olacağı, bir

gösterişten öteye gidemeyeceği açıktır. Yeryüzünde bayrakların rengi

ve deseni farklı farklı olabilir. Ama verdikleri mesaj genellikle aynıdır.

Aynı kapsamda Allah’ın dinini esas alan namaz gibi ritüeller farklı

farklı olabilir. Ama verdikleri mesaj Allah’ın mesajları ve götürdükleri

yer yeryüzünün ıslahı olmalıdır. Sembolleştirilen hareketler değil, o

hareketlerin anlamlarıdır o sembolleri değerli kılan.

Bu yönüyle namaz bir nüsuktur ve önemi biçimi değil anlamıdır,

işaret ettiği işlerdir. Ritüellerin hatırlattığı; dayandığı mesajın hayata

geçirilmesidir. Bu kapsamda Kuran’da emredilen; ritüelin kendisi

değil, dayandığı Kuran mesajının yeryüzüne bağlanabilmesi, hayata

geçirilebilmesidir.

Şimdi bir hediye düşünün…

Page 191: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

191

Hediyenin kendisi bir şiar, birisine hediye vermekse bir nüsuktur.

Temsili bir harekettir. Aslolan hediyenin kendisi değil anımsattığı kişi

olan sizsinizdir. İşte Allah adına verilen hediyeler de Allah’ı hatırlatan

hediyelerdir. Bu yüzden mensek kılınan hayvanlar üzerine (verenin

değil) Allah’ın adı anılmış (hatırlanmış) olmaktadır.

Namaz da bu bağlamda salâtın nüsukudur. Bir şiarler bütünüdür.

Aslolan yapılan hareketler değil anımsattığı Allah’la bağlantıyı ayakta

tutan araçlardır.

İster ders olan salâttan sonra, ister tesbihinizden sonra, ister

okumanızdan veya tefekkürünüzden sonra kültürünüze göre namaz

kılabilir, ritüeller yapabilirsiniz. Tüm salâtlarınızın içinde olabilir.

Cenaze törenlerinde yapılan nüsuklar vardır. Bu da her toplum için

farklı olabilmektedir. Aslolan şiar değil ölen kişinin anısını

hatırlatmasıdır.

Bayramlar, özel günler, doğum günü pastaları hepsi birer şiardır.

Hatta ve hatta şu okuduğunuz harfler bile birer şiardırlar. Aslolan

gözünüzün önündeki a, b, c karakterleri değil size hatırlattıkları

anlamlardır. Rakamlar da şiardır, kendileri değil anlattıkları nicelikler

önemlidir.

Namazla bugüne kadar ulaşmış tüm hareketler birer şiar olarak

bugüne gelmiştir. Kıyamın, rükûnun secdenin, tekbirin, selamın hepsinin hatırlattığı birer anlam vardır. Her biri salâtı ikamenin (bağlantıyı ayakta tutmanın) araçları olup bu manada Allah’ın şiarlarıdır. Hatırlattıkları şeyler yapılan hareketlerden çok daha değerlidir. Salât kaybedildiği (bağlantı koparıldığı) için şiarların anlamı da karışmış, kaybolmuş, salt taklit ritüellere dönüşmüş olabilirler. Ama buna rağmen Allah’ı hatırlattıkları için saygıdeğerdirler. Allah’ın şiarlarına saygısızlık edemeyiz. Ne

Page 192: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

192

seccadenin üzerinde, ne ağlama duvarının dibinde, ne de ateşin

etrafında olmaları Allah’ı hatırlatmalarının önünde engel değildir.

Ancak işte problem orada ki sadece namaz kılmak sadece şiar göstermektir. Öncesi ve sonrası olmadan ve işaret ettikleri şeyler hayata geçirilmeden kılınan namazın kılan için anlamlı olması mümkün değildir.

Vakitli olan salât yapılmazken vakitli namaz kılmanın… Önünde

kitap veya arkasında tesbih yokken akşam sabah seccadeye gitmenin…

Tevhid yapılmamışken başlangıç tekbiri getirmenin… Okumazken

kıraat etmenin… Dinlemezken tahiyyata gitmenin… Zikrin ne dediğini

anlamazken secde etmenin… Islahat ve sulh için çalışmazken selam

vermenin… Öğrenme hevesi yokken tesbih çekmenin… Cehaletten

arınmak yokken kırkta bir zekât vermenin… Davan yokken dua

etmenin… Kendi kıbleni bulmadan yüzünü Kâbe’ye dönmenin…

Kıyam etmemişken kamet getirmenin… İnfak etmezken musafaha

yapmanın… Dayanışma yokken lafla salâvat getirmenin… Hiçbir

mücadelen yokken cihat ayetlerini savurmanın… Salât diye bir

bağlantın yokken ellerini bağlamanın hiçbir anlamı yoktur. Şiarleri

yücelten, işaretlere saygı duyulmasını sağlayan kendileri değil

anlamlarıdır.

22:32 Hacc suresi 32.ayet İşte böyle; kim Allah'ın şiarlarını yüceltirse, şüphesiz bu, kalplerin

takvasındandır. …

Nüsuklara saygı duyup şiar manasında rükû edenlerle de rükû edilir. Ancak hiç kitaba eğilmemişken rekât saymanın… Kitaptan haberi olmayan imama uymanın… Furkanını almamışken namaza niyet etmenin anlamı yoktur. Sağ ayak parmakların kıbleye dönerken aklın ocaktaki çorbada ya da bankadaki hesabındaysa yönünü çoktan kaybetmişsin demektir.

Page 193: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

193

8:35 Enfal suresi 35.ayet

Onların o evin oradaki salâtları ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. Artık inkâr ettikleriniz dolayısıyla tadın azabı.

Bu ayetten şu ana kadar net olarak iki izdüşümü çıkarabildiğimi

görüyorum: Birincisi ıslık çalmanın ve el çırpmanın bir şiar olup

olmadığıyla, ikincisi ise ıslık çalma ve el çırpmanın ne anlama

geldiğiyle ilgili çıkarımlar bunlar.

Önce birinci izdüşümünü açıklayayım: El çırpmanın da ıslık

çalmanın da birer şiar olabilmesi garip gibi gelse de, devrine göre

mümkün olabilir. Bu ayette eleştirilen şey ıslık çalma ve el çırpma

hareketini yapmaları değil salâtı ıslıktan ve el çırpmaktan ibaret

görmeleridir. Gayet makul ki Allah o hareketleri yapmalarını değil o

hareketleri yapmakla salât (bağlantı) sorumluluğunu üzerlerinden

atmış gibi davranmalarını eleştiriyor. Ettikleri salâtta ne bir takva, ne

bir okuma, ne bir doğrulama, ne doğru bir infak, ne bir ıslahat ve ne

de diğer salât araçları varken el çırpıp dini aidiyetiyle övünmek gerçek

salât değildir.

İkinci izdüşümüne gelince: Islık çalmak ve el çırpmak bir beğeni ve

aidiyet hissedişin sonucudur. Bir tiyatroda, bir konserde veya bir

stadyumda beğeninizi göstermek ve oradaki başarıya şahit ve dâhil

hissetmenin sonucunda ıslık çalar ve alkışlarsınız. Ama hepsinde de

başarının içinde değil seyircisi durumundasınızdır. Aynı durum bir

sihirbazın gösterisinde veya bir siyasi parti mitinginde de

gerçekleşebilir. Şimdi konunun kitaptaki bağlamını hatırlayın…

Mescidi haramın yanında; oranın, o merkezi yerin iktidarını elinde

tutan ve kitleleri din ile Allah ile aldatarak peşinden sürükleyen

müşrik sihirbazları aklınıza getirin. Onların hipnozunda ve aidiyet

duyguları kaşınarak peşinde sürüklenen insanlar için o liderler çok

Page 194: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

194

büyüktür. Onların hamasetle dolduruşa getiren konuşmalarını

alkışlamak ve yalanlarla dolu sihirlerinin etkisinde ıslıklar çalmak,

insanların çoğu için aidiyet hazlarını yani onlara olan bağlantılarının

verdiği güçlülük duygusunu doruğa çıkarmaktadır.

Oysa insanlardan beklenen bir lidere, ruhban sınıfına ya da ahbar

sınıfına körü körüne bir salât (bağlantı) kurmaları değil bağlantılarını

(salâtlarını) Allah’a kurmalarıdır. İşte bu yüzden onların mescidi

haramdaki salâtları alkışlamak ve el çırpmaktan ibaret kalmıştır.

Oysa Muhammed nebi ve diğer iman edenler vakitli olarak dersler

yapmakta, furkan ile sorgulamakta, kitabı okumakta, doğrulamakta,

tam bir emin oluşla iman edip secde etmekte, hûşû ile kendilerini

arındırmaya, sulh’u yaymaya, infak ile dayanışmaya ve dualarını dava

edinip o davaya paydaş olmaya çalışırlardı. Muhammed nebiyi

alkışlamak değil, onun ağzından çıkan ayetleri duyup anlama, emin

olma ve öğrendikleri erdemleri hayatlarına tatbik etme

gayretindeydiler.

Ayetlerle şiar konusuna devam edelim…

12:100 Yusuf suresi 100.ayet Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı…

Yukarıdaki ayette de bir şiar vardır. Ayete dikkat ederseniz Yusuf

ebeveynlerini makamına çıkartıyor. Bu durumda tüm başına gelen

sürecin sonunda Yusuf’un Allah’ın lütfu ve izniyle gerçekten muktedir

bir yönetici olduğunu görüyor ve O’nun lütuf sahibi olduğuna bir kez

daha ikna oluyorlar. Bu sebeple sevinçlerini kültürleri gereği yere

eğilerek veya kapanarak da göstermiş olabilirler. Yusuf’a değil Yusuf

için Allah’a secde edişlerinin resmidir bu.

Page 195: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

195

17:107 İsra suresi 107.ayet

De ki: İster ona inanın ister inanmayın; o önceden kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman çenelerinin üstüne kapanarak secde ederlerdi.

Benzer ayetlerde olduğu gibi “yere kapaklanıp secde etmek” gayri

ihtiyari yapılan kültürel bir tepkidir. Şiarı olduğu şey; yere

kapaklanmanın kendisi değil ne için yapıldığıdır. Duyduğu ayetlerdeki

gerçeklerin verdiği farkındalık sevinciyle yere secde etmeleri gayet

anlaşılabilir bir durumdur. Allah’ın verdiği bu örnek; gerçeğe olan

sevincin, Allah’a teşekkürün ve bilmeye olan hevesin (hûşûnun)

temsilidir. Emredilen şey çenesi üzerine yere kapaklanmak değil,

gerçeklere iman etmektir. Kendi kültürel birikime göre öyle

davranması gayet normal olan insanların “waaav!” diye

haykırmalarını ya da Arşimet gibi mescidden çıkıp sokaklara doğru

koşmalarını mı bekleyecektik! Onlar kendi kültürlerine göre hareket

etmektedirler. Bugün bizim toplumumuzun kültürüne de bu girmişse

(dayatılmadığı, gösteriş olmadığı ve içten olduğu sürece) bunun bir

şiar haline gelmiş olması yadırganacak bir şey değildir.

19:58-60 Meryem suresi 58,59 ve 60.ayetler İşte onlar kendilerine Allah'ın nimet verdiği nebilerden, Âdem’in

zürriyetinden, Nuh ile birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail’in zürriyetinden ve onlara Rahman’ın ayetleri okunduğu zaman yere kapaklanarak secde eden ve ağlayan hidayete erdirdiklerimizin

zürriyetindendirler. Ancak onlardan sonra gelen nesiller salâtı kaybettiler ve şehvetlerine uydular. O halde yakında gayy (kendi hatalarıyla düştükleri karşılık) ile karşılaşacaklar. Ancak pişman olup iman eden ve salih işler yapanlar hariç. İşte onlar cennete girecekler ve hiç bir şeyle zulme uğratılmayacaklar.

Page 196: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

196

Kaybettikleri salât; Allah’la olan bağlantılarıydı. Ama onlar

bağlantılarını başkalarına yaparak Allah’a ortak koşmuş oldular.

Kalpler ancak Allah’ın zikriyle tatmin bulurdu oysa…

13:28 Rad suresi 28.ayet Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Öyle değil mi? Kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle tatmin olur.

Şiarların neyi işaret ettiğini anlamayanlar, işaret ettikleri yere değil

işaretlerin kendisine bağlanırlar. “Çenemizin üzerine kapanarak secde edecekmişiz” derler. “Bu hareketleri her gün şu kadar kez tekrar edelim” derler. Çenelerin üstüne kapanmakla görevlerini yerine getirmiş zannederler kendilerini. Oysa çenelerinin üstüne kapananlar hangi ilim, aydınlanma ve hûşûyla çenelerinin üzerine kapanmıştır diye düşünmezler. Ayetleri anlayıp da o coşkuyla ve hevesle secde edenlerle, hiçbir şey bilmek istemeden taklit olarak secde edenleri siz olsaydınız aynı kefeye koyar mıydınız?

17:109 İsra suresi 109.ayet Ağlayarak çeneleri üstüne kapanmakta ve hûşûları artmaktadır.

Sözcükler de şiardır. Sözcüklerin anlamını düşünmeden sözcükleri

kutsayanlar Allah’ı da sadece kendilerinin hangi sözcükle andığını

bilirler. Başkalarının O’na verdiği isimler bile taklidi dinleri gereğince

günah sebebidir onlara göre… Tanrı dedin diye küplere binerler!

17:110 İsra suresi 110.ayet

De ki: İster “Allah” diye çağırın ister “Rahman” diye çağırın. Ne ile çağırırsanız çağırın her durumda en güzel isimler/nitelikler O'nundur. Salâtında sesini çok yükseltme, çok da kısma. Bu ikisi arasında bir yol benimse.

Sesini çok yükseltme, çok da kısma ifadesi… Bunu da konuşmuş

idik: Çok yüksek sesle konuşulması da düşük ses tonuyla konuşulması

da dinleyiciler için rahatsızlık vericidir. Çok yüksek ses insicam ve

Page 197: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

197

hûşû bozucu, çok düşük ses de bazılarının söyleneni duyamamasına

neden olur. Bireysel tesbihler için de bir öğüt olarak alınabilir elbette

ama burada konu tamamen toplantı salâtı ortamı ile ilgili görünüyor.

20:70 TaHa suresi 70.ayet Bunun üzerine büyücüler, öldürülmüşçesine secdeye kapandılar: Harun'un ve Musa'nın Rabbine iman ettik, dediler.

Yukarıdaki ayette de Firavun’un sihirbazlarının iman edişi

resmedilmiş. “Harru succeden” tabirinden farklı olarak “ulkiye

succeden” tabiri ile verilen bu ayette çok önemli bir etkilenişten ötürü

kültürlerine göre davranan insanları görüyoruz yine. Bugünkü

Hindistan’da da bu tip boylu boyunca yere kapaklanılan secdelere hâlâ

rastlıyoruz. Demek ki mesele şiar olarak secde’nin şekli değil

sembolleştirdiği muhtevasıdır. Aynı duruma doğa ayetleriyle de

misaller veriyor Kuran.

22:18 Hacc suresi 18.ayet Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu Allah'a secde etmektedirler… 13:15 Rad suresi 15.ayet Göklerde ve yerde her ne varsa isteyerek veya istemeyerek Allah'a secde eder. Sabah akşam gölgeleri (gibi). 16:48 Nahl suresi 48.ayet Allah'ın herhangi bir şeyden yarattığına bakmıyorlar mı? Onun

gölgeleri küçülerek sağdan ve soldan Allah'a secde eder vaziyettedir.

İbrahim de sadece vakitli salâtlar yaptığı için değil, şiarler ve

nüsuklar yapıldığı için de Ev’i temiz tutmalıydı…

22:26 Hacc suresi 26.ayet Hani biz İbrahim'e Evin yerini belirtip hazırladığımız zaman (şöyle emretmiştik:) Bana hiç bir şeyi ortak koşma! Tavaf edenler, kıyam edenler, rükûa ve sücuda varanlar için evimi tertemiz tut.

Page 198: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

198

Secdeye varmayı hatırlarsanız aydınlanmayla ve farkındalıkla

tanımlamıştık. Sadece bir ayeti işitip anladıkları zaman değil, bazen de başlarına gelenin nedenlerini çözüp fark ettikleri ve denendiklerini anladıkları zaman da yere kapanarak secde ediyorlardı. “Harru rakian” ifadesi geçen aşağıdaki ayette de Davut nebi için böyle bir durum var…

38:24 Sad suresi 24.ayet (Davut) Dedi ki: Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına

(katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı hakka tecavüz ederler. Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır. Davut, gerçekten bizim onu imtihan ettiğimizi sezdi. Böylece Rabbinden bağışlanma diledi, rükû ederek yere kapandı ve yöneldi.

Bugün toplumuzda kılınan namazlar da işte şiarler bütünü olan bir nüsuktan ibarettir. Üstelik bu şiarler çok manidar biçimde şu okuduğunuz e-kitabımın başından beri bahsettiğim salâtın

(bağlantının) araçlarının çoğunun işaretlerini taşımaktadır. Ama ne yazık ki bunlar sadece şiar olarak bugüne taşınmış ve içleri bomboş ritüeller haline getirilmişler. Vakitli olan salâtın içindekiler her tesbih edişe taşındıktan sonra her tesbihe de namaz denip günde beş vakit diye standarda bağlanmış. İçleri dolu gelseydi sadece zamlanmış derdik ama işaretler gelirken neye işaret ettikleri bugüne taşınamamış.

Diğer taraftan… Hadesten taharet; “Mescide giderken süslenin ve

temiz kıyafetler giyin” zikrinin işareti olurken… Necasetten taharet; el, yüz, baş, ayak temizlenmesi demek olan abdestin işareti olurken, tezkiye dediğimiz gerçek arınma ise saf dışı bırakılmış. Setri avret ilgili ayetlerin şiarı olurken, istikbali kıble kendi mescidinken Kâbe olmuş. Vakit; vakitli salâtın iken tüm tesbihlerin saatleri olmuş, niyet ise hûşûnun yani merak ediş ve hevesin belki de yerini almış. Şiarler büyük oranda gelirken şiarların mesajları büyük oranda kaybedilmiş.

Page 199: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

199

Kuran’da peygamberimizin bir ders ve toplantı ortamında

olduğuna işaret eden birçok ayet grubu var. Ama bu, namaz kılmadıkları ya da bugün namaza gereksinim olmadığı anlamına gelmiyor. Namaza başlarken eller kulaklara kaldırılarak alınan “başlangıç tekbiri” belki de salâtı ikamenin (bağlantının) nereye yapılacağının sembolüydü. Belki de takva (sığınma) ve tevhitle bağlanılan Allah’ı işaret ediyor ve O’nun ismi anılıp tenzih edilerek vakitli salâtlara başlanıyor ve secde ile vakitli salât bitiriliyordu. Hepsi kültürel ve mümkün.

Ritüeller “olmazsa olmaz” değiller belki ama dayatmasız ve içi doluysa yanlış da değillerdi. Yapılması istenen şey her seferinde bir ritüelin salt icra edilmesi değil, o ritüelin sembolleştiği mesajların hayata geçirilmesiydi. Namazın detaylarının değil de salât mesajının tüm içeriğinin Kuran’da bunabilmesinin nedeni sanıyorum ki budur.

Muhtemelen zaman içinde vakitli salâtlar vakitli iktidar propagandalarına dönüşürken belirmeye başlayan ruhbanlar da

insanları kendi etrafında kendine salât bağlantıları kurabilmek için toplamaya başladılar. Zaman ve coğrafya içinde giderek içeriğini kaybeden vakitli salâtlar önce tesbihlerle karıştırılmaya, sonra da içeriğini tamamen kaybedip salt şiarlara dönüşmeye başladılar. Bugüne geldiğimizde şiarlar az çok yerinde dururken salâtın içindekiler yok oldu gitti. Haftalık vakitler günlük tesbih vakitleriyle zam alıp birbirine girdi. Elde ne salât kaldı ne de ikamesi. Şiarların (işaretlerin) sadece taklit edile edile gelmesiyle gerçek salât (gerçek bağlantı) kaybedildi.

Secde farkındalık anlamında olduğu kadar olmasa da şiar olarak da

güzeldir… Türlü salâtlar ederken… Türlü sorunlarla boğuşurken…

Kalbin sıkışırken… Göğsün daralırken… Faturalarını ödeyemezken…

Bebeğinin hastalığına üzülmüşken… Babanı ya da anneni

kaybetmişken… Üniversite bütün düşünceni hapsetmişken…

Arkadaşlarından uzak kalmışken… Sana bir söz söylenmiş de ağırına

Page 200: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

200

gitmiş ama öfkeni dindirecek cevabı verememişken… Sen birisine bir

söz söyleyip de pişman olmuş için içini yiyorken… Patronla arayı

bozmuşken… Kocanla/karınla tartışmışken… Çözemeyeceğini

düşündüğün sorunlarla güreşirken… Bir “raund arası” versen…

Aybaşına on gün kala cebinde on beş lira kalmışken… Şefkat arayıp

da bulamamışken… Kuran’a döndüğün ve Kuran’la uyardığın için

zanlarla damgalanmış ve sapkınlıkla suçlanmışken… Çaresiz olduğunu

zannettiğin dertlere düşmüşken… Artık bundan öte ne yapacağını

bilememişken… Bir üç beş sayarak değil… Ayakta, eğilerek, yan

yatarak, düz durarak, uzanarak… Arada bir hayata mola versen olmaz

mı?

Hiç mi yorulmadık? Hiç mi yorulmuyoruz şu hayattan? Arada bir

şu dünyadan bağımızı koparıp da gerçeğe gözümüzü açsak olmaz mı?

Arada bir “reset” atsak da şu beynimizi azıcık dinlendirsek olmaz mı?

Büyümemiz için bize bir ömür verilmişken, arada bir o hayatımızın

zekâtını verip tezkiye etsek… Tarlamızı arada bir nadasa bıraksak…

Büyüdükten sonra büyüklenmesek de küçülsek… Büyümüş de

küçülmüş çocuk olsak… Bir an için yok olsak… O, yıllar süren

yaşamımızın orucunu arada bir üç beş dakika tutsak… Hiç değilse

secdede gözlerimizi bir ara verip kapatsak… Şu yalan dünyaya azıcık

aralık versek de… O’nunla “bağlantı”ya geçsek olmaz mı?

24:41 Nur suresi 41.ayet Görmedin mi; göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar Allah'ı nasıl tesbih etmektedir. Hepsi kendi salâtını ve tesbihini bilir. Ve Allah onların ne yaptığını bilmektedir. 72: 20 Cin suresi 20.ayet De ki: Ben gerçekten, yalnızca Rabbime dua (davet) ediyorum ve O'na hiç kimseyi (ve hiçbir şeyi) ortak koşmuyorum.

Page 201: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

201

Tevekkül ve Salâtı İkame

üm çabanızı elinizden gelebildiği kadar gösterdiniz ve

göstermeye devam etmeye azimlisiniz. Ama unutmayın ki

başarı sizin değil, çevrim sahibinin kararına bağlı. Sadece

O’nu kendinize vekil kılmalısınız. Kendinizi tezkiye etmeye

çalışıyorsunuz ama onu istisna etmeden başarıyı ya da başarısızlığı

tamamen kendinize mal edemezsiniz. Başarı O’nun elindedir.

Evet, bugün de genel anlamda salât (bağlantı) kaybedilmiş

durumda. Tüm bu çabalarımız onu yeniden kurabilmek için.

Mücadele bizden, takdir Allah’tan.

33:3 Ahzab suresi 3.ayet Allah'a tevekkül et; vekil olarak Allah yeter.

Sosyal medyada ya da bir tekkenin içinde hiç fark etmez; salih

adam pozu veren herkese ve gösteriş yapanlara kanmayın. Onlar iş

sıkıya binince ilk yan çizecek olanlardır. Güvenimizi Allah’a

yöneltelim. Ben kendi nefisime bile güvenmiyorum. Yaşamadığım bir

şey için her an için pusuda bekleyen fücurum iş zora girerse var

gücüyle ve şantajlarıyla beni nereye sürükleyebilir şimdiden bilemem.

Dileğim o ki; kaldırabileceğimizden ağır yüklerimiz olmasın. Salâtımız

sana, bana, ona, buna değil Allah’a bağlantı olmalı. İkame edeceğimiz

kendi hayatımızla ilgilidir. Kimse kimseden sorumlu olmayacak.

Kimse kimseyi hesaptan kurtaramayacak. Kimse kimseye şefaat

edemeyecek.

T

Page 202: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

202

Kimse kimseye “en doğru benim doğrumdur” diyemez. Daha zoru

yaşamadan “şöyle yaparım, böyle yaparım” diye ahkâm kesemez. En

zorlu biçimde sınanmak en emin olduğunu zannedenlerin imtihanıdır.

Benim her söylediğim, kendi salâtım için kendi ufkumda

görebildiklerimin paylaşımıdır. Ben yağmurun beni nasıl ıslattığını

anlatıyorum. Kimseye benim gibi düşünmeniz, benim gibi iman

etmeniz mutlaktır demiyorum. Belki de sizler üzerinize yağan

yağmuru öyle bir tarif edeceksiniz ki benim sözlerim yolun başında

bile olmayan bir yolcunun hissettiği bir çisinti olarak kalacaktır. Eğer

böyle bir tarif bulursanız bana da beyan emekten umarım

kaçınmazsınız.

Selam ile…

3:103 İmran Ailesi suresi 103.ayet Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın

üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.

Page 203: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir
Page 204: Salât’a Yürüyüş...Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1 Cengiz Yardım Kalemzáde e-kitap 2018 hissettigimzaman@gmail.com Aralık 2018|DARICA Kitabın tüm hakları yazara aittir

204

Salât’a Yürüyüş Sürüm 2.1

Cengiz Yardım

Kalemzáde e-kitap2018 [email protected]

Aralık 2018|DARICA

Kitabın tüm hakları yazara aittir

Hiçbir içerik, yazarından izin alınmaksızın kullanılamaz

Paylaşılabilir ancak ticari değildir

Para ve sair yollarla satılamaz

All rights reserved to the author

On behalf, any content of the book can not be used without permission

May be shared but not commercial

No permission for sale