AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Örneğin, Cumhurbaşkanı Tayyip Bey’in, pire encamlı intihar girişiminin1 develeştirilmesinde kazanacağınız puan gibi2…

Uzay deyince insanın aklına gelen somutgerçeklerden birisi, meselâ yerçekimi değil midir?

Örneğin, bu gâfillerin,‘Yerçekimi’ne inanmıyorum’ demeleri,

kimi kandıracaktır ki?Haa! Kananlar yok

değil, tabiatıyla… İşte biz deo tipler için örnekler vermiyor muyuz?

Kananlar, eğerinançlarında samîmi iseler, gitsinler,

şu Boğaz Köprüsü’nde kendi adlarına şöyle bir ‘ispatsal’gösteri denemesini hele bir yapıversinler de, Yerçekimi var mıymış yokmuymuş;

inanmak gerekiyor muymuş, gerekmiyor muymuş, bir görelim!

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ15.01.2016

Dalgalandırma (Sansasyon) Yapan Pireler

21. yüzyıla girmiş bulunsak bile, gerçekçi bir hayat ya da yaşam nizâmı veyâ referans alınacak gerçeklere dayalı, ölçü kavramları olmadığı müddetçe, ne yazık ki, pire eşit deve-vesel olaylardan, bir türlü kurtulamayacağımıza, hiç olmazsa, bu günlerden sonra inansak dahî, bu bile geleceğimiz için büyük bir kazanç olur.

Ama işte yine burada da işin bir ‘âmâ’sı bulunuyor, görüyorsunuz…

Kendimizi bildiğimiz günlerden beri, hep bu ‘amalar’ insanolunu, ya da insan toplu-luklarını veyâ daha da özelleştirirsek, şu Müslümanları ne hâle getirdi, işte görüyoruz!

Bu yazıda her bir İslâmî câhilin, kafasında büyüterek devleştirdiği ve / veyâ develeş-tirdiği, küçük küçük pirelerin dalgalandırma (dalgalandırılma) gücünü, içinde bulunulan

1 İnternet Haber, Köprüde İntihardan Vazgeçiren Erdoğan’a Eleştiri, Alındığı İnternet Elektronik Adresi,http://www.internethaber.com/koprude-intihardan-vazgeciren-erdogana-elestiri-1497798h.htm, En Son Erişim Târihi: 13.01.2016.

2 Bu tür yazılarımın, bilerek, şuurlu olarak kazandığı davranışları ile bizzat hâinlik zehrini içenlerin vicdanlarında olumlu hiçbir etki yapacağını zannetmiyorum ama, belki, hâinlerin tuzaklarına düşmeden önce bâzı seçilmiş mâsum kurbanların gözlerini açmalarına bir sebep teşkil edebilir.

NOT: Bâzı makâleler, verilen İnternet Elektronik Adresi’nde zamanla meydana gelebilecek değişiklikler nedeniyle, görüntü-lenemeyebilirler.

İstenilen makâlenin adı eksiksiz olarak Google gibi arama motorlarından birine yazılırsa (kopyalanırsa), istenen makâleye ko-layca ulaşılabilir. Hattâ yazarına ilişkin makâlelerde bir terim ya da kelime varsa, onunla ilgili bilgiye kolayca ulaşabilmek için arama motoruna “prof. dr. mustafa temiz”+KELİME [eski makâleleler için “doç. dr. mustafa temiz”+KELİME ya da “yrd. doç. dr. mustafa te-miz”+KELİME] yazarak arama yapmak mümkündür.

Yazılarda prensip olarak inceltme işâretleri kullanıldığı için, KELİME oluşturulurken bu husus dikkate alınmalıdır. Örneğin ‘ahlâk’ kelimesi geçen makâleleri araştırmak için KELİME yerine ‘ahlak’ değil, ‘ahlâk’; ‘îtikat’ kelimesi geçen makâleleri araştırmak için KELİME yerine ‘itikat’ değil, ‘îtikat’ ya da meselâ ‘îman’ kelimesi geçen makâleleri araştırmak için KELİME yerine ‘iman’ değil, ‘îman’ yazılmalıdır.

Okuyucularımızın, makâle, çiçek, resim ve benzeri gibi herhangi bir nesneye ilişkin verilen referans adresinde, zamanla adreste verilen sayfa değişiklikleri olabileceği veyâ sayfanın kaldırılmış da olabileceği ihtimallerini de dikkate almalarında ayrıca fayda vardır.

1AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

yaşamın temel taşlarını dayandırdığı, gerçekdışılıklardan (bâtıllardan) ya da gerçekçilikle ilişkili olmayan, varsayım ve algılardan aldığına, vurgu yapmak istiyoruz.

Bu pire’ eşit deve’sel olayların, 15 sene öncesine kadar Türkiye’nin dış güdümlerle i-dâre edildiği sıralarda pek yok iken, bugün İslâmî İstikâmeti seçmiş bir yönetim döneminde olması, İslâm Karşıtlığı’nın, emperyalist dış güçlerden alınan desteklerle, her zaman canlı tutulmaya çalışılmasının bir sonucudır…

Şimdi, örneğin, şu sıradaki Cumhurbaşkanlığı sarayına ilişkin olarak, Cumhurbaş-kanımız’ın eşinin ağzından söylendiği farz edilen, alaylı tarzdaki ifâdenin yer aldığı, Şekil 1’deki resmi ilkin bir inceleyiniz.

Sonra da Şekil 2’de verilmiş bâzı resimleri de inceleyerek, Şekil 1’deki resimden aldı-ğınız fkirleri, özellikle israf konusunda, İnönü Zihniyeti’nin neş-ü nemâ edip geliştiği, o mâneviyatsız dönemlere ilişkin resimlerle kıyaslayarak, günümüzdeki İnönü Zihniyeti tara-fından pire’ eşit deve’sel olaylar-da pirelerin hangi kat sayı oranında develer yapıldığı konusunda, bir fikir elde etmek daha kolay olacaktır.

De, buyurunuz, bakalım!

Şekil 1

2AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

3AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

4AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

5AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

Yaratan, yapan ve Koruyanmış mış mış (!)… İşe bak sen! Ne yaratmış, Ne yapmış mış, Neyi korumuş muş, acabâ?

6AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

7AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

Şekil 2

Dalgalandırıcı Pire Üretimindeki Başarılar

Şimdiye kadar, gerek insanî ve gerekse hizmet yönünden hiçbir başarı gösterememiş olan, şu târihî İnönü Zihniyeti’nin, hiç olmazsa dalgalandırma (sansasyon) yapan, pirelerin üretilmesindeki başarılarını yabana atacak değiliz, elbette!

Bu davranışların, hiç istenmese bile, İslâmî inancımızda kaçınılamaz biçimde yeri vardır. Onun için biz Mü’minler, bunlardan endişe duyucu değiliz; tersine, yeni yeni dersler çıkararak, yolumuza devam edecek kaabiliyet ve eğitimlere sâhip olmak zorundayız. Bugün bütün meselemiz, aslında bu düzeyde olup olmadığımız meselesidir.

“Allah hiçbir şey yaratmamıştır ki, hiçbir işe yaramasın…” biçimde ifâde edebilece-ğimiz İslâmî inancımızın yerine, bunun tersini düşündüğümüzde, Allâhü Teâlâ’nın boş da olabilecek işlerinin olduğunu kabul etmiş oluruz ki, aslında İslâmî inancımızda böyle çarpık ve uyumsuz bir durum, aslâ söz konusu değildir ve de olamaz!

Dolayısla Allah (CC) ne yaratırsa, o yatmasının bir nedeni vardır. Bu gerçeğin, eski lisanda “Haşa, Allah (CC), hiçbir şeyi hikmetsiz yaratmaz” ya da, “Haşa, Allah (CC), hiç-

8AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

bir şey yaratmamıştır ki, onun bir hikmeti olmasın.“ biçimindeki ifâdelerine çok sık olarak rastlanılmaktadır.

Bu gerçekler ışığında, bu Zihniyet sâhiplerinin de bir kazançları yok değildir elbette… Bu nedenle bizim, İnönü Zihniyeti’nin, böyle bilimsel yönden olsun, hakkını yememiz gerek-miyor, tabatıyla…

İnönü Zihniyeti’nin Başarı Alanları

Konumuz îtibârıyla, yukarıda bahsedilen İnönü Zihniyeti’nin, ‘pireyi deve gibi bü-yütme (gösterme)’ alanlarında sergilemiş oldukları yegâne başarılarındaki bu haklarını zik-retmeden geçmek mümkün değildir. Hem geleceğe not düşmek hem de, görevimiz olan ‘emr-i bi’lma’ruf ve nehy-i ani’lmünker’ nedeniyle, bunu ihmal edecek bir serbetliğe de cidden sâhip değiliz, çünkü…

İslâm, günahsız ve /veyâ hatâsız olamayan, Müslümanların bütün davranışlarının ölçü-sünü, yerli yerince, vermiş bulunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, bilimsel deyimle pozitif düşünce (dalga) üretemeyen, ölçülerden haberi olmayan ama yalnızca negatif düşünce (dalga) üretemine odaklanmayı hedef kabul etmiş bulunan, İnönü Zihniyeti, ne yazık ki, bu nedenle pireyi, deve diyoruz ama bırakınız deveyi; ejderha kadar dahî, büyü-tebiliyor... Bu-günkü bilim alanında da öyle ya, her bireyin başarılı olduğu bir yer vardır, belli bir ideal uğruna bir araya gelmiş insan toplulukları da öyle…

Neden öyle?

Bu zihniyetin en büyük özelliği İslâm karşıtlığıdır3 da ondan dolayı, bu BİR…3

Kur’an Ve Ezan’ın Yasaklanması“8 yaşında hafızlığa başladım. Sık sık ev basılıyor… Kur’an-ı Kerîm bulundurmak en büyük suç… Bir elif cüzü bulunduysa vay

hâline!”“Korkudan evde ders çalışamadım. Fındık bahçesinde bana bir yer yaptılar. Orada Kur’an’a çalışıyorum… Bir baktım, bir

onbaşı ve iki jandarma beni bulmuşlar. “Çabuk git babanı çağır” dediler. Gittim, babamı getirdim. Onbaşı babamı sakalından tuttu, elimdeki Kur’an’ı aldı. Babamın kafasına kafasına vurmaya başladı... (Gözleri doluyor, konuşamıyor.) Rahmetli gömleğini yırttı ve dedi ki:

9AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

Bu Zihniyet, Târihi ile de barışık değildir ki... Örneğin, İslâmî özellikleri dolayısıyla, Selçuklular’la, Osmanlılarla övünemezler; her fırsatta, kendilerini onlardan saymazlar / sayamazlar… İçlerinden, azıcık yanılıp da, övünecekler çıksa /çıkıverse, bunlar da hemen dışlanırlar…

Bu zihniyetin ‘özgür, özgürlük’ gibi kavramları çok sık kullanmalarının biricik nedeni de, işte bu dışlanma belâsının bir sonucudur:

Kendi aralarında birbirlerine uyguladıkları aç-kapa anahtarı tarzı baskıcı davranış-ları sonucunda sindirilmiş yapıtaşlarındaki doğal özgürlük sözünün, fırsatını bulduklarında, onlar tarafından tekrarlanma gücü, bir Mü’mine göre gayrıtabî olan, çeşitli dışlama metot-larına uğramalarından doğan, bünyelerindeki derûnî veyâ içsel özgürlük hasretinin birden boşalma hızına bağlıdır.

Bunların ’târihî formasyonları’ da, diğer târih bilgilerine nispetle birazcık, yalnızca Roma, Yunan ve Batı târihleri üzerinedir, o kadar… Bundan başka, öz târihsel alanımızdan ise, kendilerine kala kala, ‘Kâbe Arab’ın olsun Çankaya bize yeter’ ya da ‘Sen, kalk da ben

‘Oğlum, Deli Halid Paşa’nın emir subaylığını, tabur komutanlığını yapmış adamım. Birinci Dünyâ Savaşı’na, İstiklâl Harbi’ne katıldım ki, bu Memleketi kurtarayım da şu Kitabımı rahat rahat okuyayım diye… Keşke bu harplere girmeseydim de şimdi Kur’an’ıma, dinime küfreden Bulgar piçidir deyip kendime teselli verirdim.”Alıp götürdüler babamı... Cemal Güncal, M.Armağan”

https://www.facebook.com/CarsafiSerifAskTir/posts/451422034976764xxxxhttp://www.zaman.com.tr/yazarlar/mustafa-armagan/siz-mi-dine-baski-yapmadiniz_1280299.html

http://www.yalanyazantarihutansin.org/tarih/kuran-ve-ezanin-yasaklanmasi-h2788.html

Özellikle İnönü Zülmü üzerine yaptığım incelemelerden bahsetmemi bir arkadaşım eleştirmişti. O arkadaşım, hiç düşünemeyecek bir hâle gelmiş bulunuyordu ki, şu içinde bulunduğu ruh hâli bile bu zulmün bir sonucu olduğunu dahî farkedemeyecek hâldeydi…

Tahayyülü o kadar sönükleşmişti ki, bu zulüm olmasaydı, kendisi bu gün belki de NE GIPTA edilecek başka özelliklere sâhip olabilecekti?

Bunları dile getirmenin faydası mı ne?Bu inceleme ve eleştiriler, ne kadar fazla yapılırsa, toplumumuzun geçmişle yüzleşmesi, o kadar gecikmeyecek, ondan sonra

geleceğe daha güvenle bakabileceğiz.Akıl Ve Gerçeklerden Kopunca…

http://mtemiz.com/bilim/AKIL%20VE%20GERÇEKLERDEN%20KOPUNCA….pdf

10AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

yatam…’ tipinde, İslâmî açıdan her satırında îmansızlık fışkıran4, anormal tekerlemelerle doldurulmuş, 1950’den önceki 40-50 yıllık bir fikirsizlik dönemi kalmıştır. Demek istiyorum ki, âidiyet gurûru duyabilmelerine ilişkin, normal bir târihsel fikrî alanları da yoktur. Şah-siyetsizlik girdâbına yakalanarak tüylerini yolmuş kuşlar gibidirler5…

Bu sığlık ve fikir fakirliği içinde kıvranan bu zihniyetin, son zamanlarda İslâm’a sem-pati gösteren, bâzı Müslüman Türk devletlerine bile allerji ile bakmaya başlamalarının teme-linde de bu mânevî hastalık vardır. Çünkü bunlar her an ayarlarını hep, uğurlarına, kültür ve hayat tarzlarına can attıkları, Batı kültürü yetkililerinden gelen, işâretlere göre yaparak güncellemektedirler… Bu İKİ…

Târihî, Kültürel ve İslâmî fikir yoksulluklarına ilâve olarak, bir de bu alanlardaki âi-diyet cinsi fikirlere karşı duyulan karşıtlık allerjisi de eklenince, bu rûhî blokajlarla bir-likte, yaşam fonksiyonları, bir kördüğüme dönüşmez mi, insanın?

Bu söz konusu blokajlara ek olarak ayrıca kısıtlanmış ya da bastırılmış bir özgürlük hasreti içinde kıvranan, bu İnönü Zihniyetindeki kardeşlerimizin benliklerinin, tuhaf (neme-

. NÖBETÇİ MİLLET: “Yaradan* hey Yaradan! / Dört yıl değil bin yıl geçse aradan / Sensin ateş diye kanımızdaki / Sesin ışık diye önümüzdeki! / Ey yanımızdaki / Beş on mermere, bir avuç toprağa sığan / Sınırsız mavi umman hey! / […] İrkilmez Ata çocuğu irkilmez: / Zaptedilmez, Atam, zaptedilmez / Biz varken senin hisarının burçları: / Bakışlarımız kılıç uçları / Bekliyoruz devrimini biz. / Çökmeyeceğiz diz / İsterse hayat zehrolsun / İsterse refah kahrolsun / İsterse kurşun düşsün yanımıza, belimize / İsterse geçinmek için bir dilim / Kuru ekmek geçmesin elimize / Halel gelmez bizim ateşimize; / Dünya düşse peşimize / Yer sarsılsa yerinden / Ne senden geçeriz, ne senin eserinden… (Behçet Kemal ÇAĞLAR * Burada Şair’in Yaradan’ı MKA)” YA DA YENİ MİLLETVEKİLLERİNE: “Haklısınız, bir büyük millete vekilsiniz; / Göğsünüz, kıvanç dolu, gerildikçe gerilir. / Bilin ki Atatürk’ün kurduğu Ankara’ya / Atatürk’ün yolundan yürünerek girilir. / Anıtkabre gidip de yürekten baş eğmeyen / Günü gelir çarpılır, / şer, yere serilir / Bir avuç yobaz için, bir sürü cahil için / Devrimi çiğneyecek ayak varsa, kırılır. / Bir de bakarsınız ki her meydanda bir kere / Her genç Türk’te bir kere bir Atatürk dirilir. / Bir an unutmayın ki Atatürk ülkesinde / Ahiretten önce de Yüce Divan kurulur… (Behçet Kemal ÇAĞLAR)” YA DA CANKAYA: “Bir ebedi güneşle / Burada doğdu Gazi, / Yaprak yığını gibi / Burada yandı mazi. / Burada erdi Musa; /Buradan uçtu İsa. / Bülbül burada varsa / Hürriyet için öter. / Ne örümcek, ne yosun, / Ne mucize, ne füsun; / Kabe Arabın olsun, / Çankaya bize yeter! (Kemalettin Kamu).” ATATÜRK MEVLİDİ: “Türk’e Tanrının bahşettiği bir ruh idi / Zulmün Milletimi boğmaya kalktığı an / Nur gibi doğdu karanlık günlerin de /Sensiz bu millet öksüz sayılırdı inan / Gel ey 19 Mayıs eşsiz sabah merhaba / Ey Samsunda karaya çıkan ilâh, merhaba / Merhaba ey yükselen güneş / Anafarta’dan Merhaba ey kurtaran Türklüğü bin vartadan / Merhaba ey Türklüğe alın yazısı yazan / Merhaba Dumlupınar, Sakarya, İzmir, Lozan / Merhaba ey biribiri ardından inkilaplar / Merhaba ey ezeli, feyizli eşsiz bahar / Merhaba ey ilâhın en yakın arkadaşı / Merhaba ey devletin ak alnı, aziz başı / Doğuran bu gün, bir gün: doğuracak muttasıl / Her Türkün tevellüdü 19 Mayıs asıl / İlk çamurdan beden, üflenen ruh, dediler / Son tufanda Türklüğü kurtaran ruh, dediler (Behçet Kemal Çağlar)” , Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://bekirlyildirim.wordpress.com/2007/01/15/ataturkcu-vatan-sairlerinden-siirler/, En Son Erişim Târihi: 01.11.2013.

“Taptığımız ne varsa hepsi ondan şeklaldı” http://www.e-sehir.com/ataturk/siir26_cankaya-faruk-nafiz-camlibel.html#.VP23u-mKDDc

Ne mucize Ne efsunNe örümcek ne yosunÇankaya yeter bizeKâbe Arab'ın olsun...Kemalet’tin Kamuhttps://twitter.com/magdenibo/status/545529876896575488

4 "Gazetelerinizin son günlerdeki neşriyatı arasında dinden bahis bazı yazı, mütalaa, ima ve temsillere rastlanmaktadır. Bundan sonra din mevzuu üzerinde gerek tarihi, gerek temsili ve gerek mütalaa kabilinden olan her türlü makale ve fıkra ve tefrikaların neşrinden tevakki edilmesi (sakınılması) ve başlanmış bu gibi tefrikaların en son on gün zarfında nihayetlendirilmesi." (T.C. Başvekâlet - Matbuat Umum Müdürlüğü, İç Matbuat Dairesi, 1945)”

"Biz her ne şekil ve sûrette olursa olsun, memleket dâhilinde dini neşriyat yapılarak dini bir atmosfer yaratılmasına ve gençlik için dini bir zihniyet fideliği vücuda getirilmesine taraftar değiliz." (T.C. Dâhiliye Vekâleti-Matbuat Umum Müdürlüğü Sayı:658 17.Mayıs.l942 ) (KAYNAK. Eşref EDİP-KARA KİTAP.” Alındığı İnternet Elektronik Adresi,http://reddulmuhtar.com/index.php/160-ilahiyat-fakultelerinde-yetisen-belamlar.html, En Son Erişim Târihi: 01.03.2014.

5 Temiz, M., Hâricî Özentiye Kapılmış Kuşlar Tüylerini de Yolmuşlar Ama..., Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://mtemiz.com/bilim/HÂRİCÎ%20%20ÖZENTİYE%20KAPILMIŞ%20KUŞLAR%20TÜYLERİNİ%20DE%20YOLMUŞLAR%20AMA....pdf YA DA http://mtemiz.com/bilim/HÂRİCÎ%20%20ÖZENTİYE%20KAPILMIŞ%20KUŞLAR%20TÜYLERİNİ%20DE%20YOLMUŞLAR%20AMA....doc, En Son Erişim Târihi, 15.05.2014

11AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

nem) ruhî ya da derûnî bir bedbahlık sürümünün yaşam cehennemi ile karşılaşmamış ol-malarını, siz hiç mümkün görüyor musunuz?

Elbette görmüyoruz!

Çünkü böyle yaşam cehennemi ya da cehennemleriyle karşılaşmış olmaları da onla-rın haklarıdır da ondan… Dünyâ’nın özeti, ‘Ne ekersen onu biçersin’, değil mi?

“Her şey zıddı ile kâimdir” sözü bir kânundur. ‘Hak (gerçek) ve bâtıl (gerçekdışılık) mücâdelesi6’ de diğer bir kânun olduğuna göre, Kıyâmet’e kadar kâim olacak olan bu kânun çerçevesinde, bu Zihniyetin, Hak’kın Kıyâmet’e kadar bâkî kalmasındaki, bir karşılığının ol-maması, bilimsel açıdan hiç akla yatkın geliyor mu, sizce de?

Demek ki, İnönü Zihniyeti’nin başarı alanları bu bilimsel düşünüşle otomatik olarak ortaya çıkmış bulunuyor… Hak (gerçek) ya da bâtıl (gerçekdışılık) alanının her birinde kim ne kadar çalışmış ise, çalıştığının karşılığını da, Zilzal Sûresi’nin 6-8 âyetlerinde:

“O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıka-caklardır. Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. Her kim, zerre kadar şer işle-mişse onu görecektir.” şeklinde belirtilen ilâhî kural çerçevesinde kazanacaktır.

Çağdaş Yobazlık

Yukarıda tasvir edilen ya da tanımlanmış olan Cehenneme, İnönü Zihniyeti’nin ya da çağdaşçıların Yaşam Cehennemi dense bile, aslında, buna uyumlu isimler de sırada beklemek-tedir:

“Kınamayınız, kınadığınız şey, başınıza gelmedikçe ölmezsiniz.” şeklindeki Tirmizî Hadisi’de saklı bulunan sır nedeniyle, ilâhî bir hükmün ortalıkta kalması mümkün değildir. Bu nedenle, bu özel cehenneme, ‘Çağdaş Yobazlık’ dense-ki çoktandır öyle denmeye de baş-lamıştır- o zaman, ilâhî adâletin tamâmen yerine gelmesiyle birlikte, etme-bulma uyumunun normal olarak sağlanmış olduğu da açıkça görülmüş olacaktır.

6

12AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

İşte bütün bu insanî ve fikrî fakirlikler, yukarıda sorulan ‘neden sorusunun’ bilimsel cevâbını vermektedir. Bu bilimsel cevâbın kısa îzah tarzı, bilimsel açıdan, kimliksizlik ya da Târihî, Kültürel ve İslâmî fikir yoksulluğudur.

Bu sıfatlar, bilimsel açıdan nefsî, hezeyânî, maceraperest dünyevîleşmenin ana kay-naklarını da oluşturmaktadır7. Böyle bir ruh yapısı, kimlik açısından temel teşkil eden Vatan ve Millet sevgisini de çok gerilere atmaktadır. Bütün bu değer ve değerlendirme kaymala-rını8, son yıllarda her alanda artık, ispatının gözlere sokulurcasına sunulmasıyla da, doğ-rudan doğruya görmüyor muyuz?

Son seçime girerken, Atatürkçüsünden, Türkçüsünden tutunuz da İnönü Zihniyeti’nde toparlanan bilmem kimlere kadar herkesin, Atatürk’e küfreden Ermeni DNA’lı bir partiyle, PKK’lılarla, APO’cularla, yurt içi-yurt dışı hâinlerle, aynı söylem, aynı pankart, aynı gösteri

7

Temiz, M., Gittikçe Dünyâlaşan Neslimiz, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://mtemiz.com/bilim/GİTTİKÇE%20DÜNYÂLAŞAN%20NESLİMİZ.pdf YA DA

http://mtemiz.com/bilim/GİTTİKÇE%20DÜNYÂLAŞAN%20NESLİMİZ.doc, En Son Erişim Târihi: 23.04.2014 (http://mtemiz.com/bilim/bilimkosesi.htm).

8

Kur’an Ve Ezan’ın Yasaklanması“8 yaşında hafızlığa başladım. Sık sık ev basılıyor… Kur’an-ı Kerîm bulundurmak en büyük suç… Bir elif cüzü bulunduysa vay

hâline!”“Korkudan evde ders çalışamadım. Fındık bahçesinde bana bir yer yaptılar. Orada Kur’an’a çalışıyorum… Bir baktım, bir

onbaşı ve iki jandarma beni bulmuşlar. “Çabuk git babanı çağır” dediler. Gittim, babamı getirdim. Onbaşı babamı sakalından tuttu, elimdeki Kur’an’ı aldı. Babamın kafasına kafasına vurmaya başladı... (Gözleri doluyor, konuşamıyor.) Rahmetli gömleğini yırttı ve dedi ki: ‘Oğlum, Deli Halid Paşa’nın emir subaylığını, tabur komutanlığını yapmış adamım. Birinci Dünyâ Savaşı’na, İstiklâl Harbi’ne katıldım ki, bu Memleketi kurtarayım da şu Kitabımı rahat rahat okuyayım diye… Keşke bu harplere girmeseydim de şimdi Kur’an’ıma, dinime küfreden Bulgar piçidir deyip kendime teselli verirdim.”Alıp götürdüler babamı... Cemal Güncal, M.Armağan”

https://www.facebook.com/CarsafiSerifAskTir/posts/451422034976764xxxxhttp://www.zaman.com.tr/yazarlar/mustafa-armagan/siz-mi-dine-baski-yapmadiniz_1280299.html

http://www.yalanyazantarihutansin.org/tarih/kuran-ve-ezanin-yasaklanmasi-h2788.htmlÖzellikle İnönü Zülmü üzerine yaptığım incelemelerden bahsetmemi bir arkadaşım eleştirmişti. O arkadaşım, hiç düşünemeyecek

bir hâle gelmiş bulunuyordu ki, şu içinde bulunduğu ruh hâli bile bu zulmün bir sonucu olduğunu dahî farkedemeyecek hâldeydi…Tahayyülü o kadar sönükleşmişti ki, bu zulüm olmasaydı, kendisi bu gün belki de NE GIPTA edilecek başka özelliklere sâhip

olabilecekti?Bunları dile getirmenin faydası mı ne?Bu inceleme ve eleştiriler, ne kadar fazla yapılırsa, toplumumuzun geçmişle yüzleşmesi, o kadar gecikmeyecek, ondan sonra

geleceğe daha güvenle bakabileceğiz.Akıl Ve Gerçeklerden Kopunca…

http://mtemiz.com/bilim/AKIL%20VE%20GERÇEKLERDEN%20KOPUNCA….pdf

13AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

ve yürüyüşlerle yekvücût bir şekilde davrananların, bu davranışlarının başka türlü bir îzâhı var mıdır?

Varsa, bunların duyurulması, en azından, birer vatandaş olarak bizlerin hakkı değil midir?

Dikkat ediyor musunuz, bir pota içinde yekvücût olan bütün bu zihniyetler, bütün bu sapık abartmalarında, ne Kültürel, ne İslâmî, ne de evrensel bir gerekçe gösterebiliyorlar! Çünkü zâten bunların, hem Târihimizi, Kültürümüzü, hem de İslâmî değerlerimizi reddettik-lerini, her fırsatta çok çok görmediniz mi ki ya da kendi ağızlarından duymadınız mı ki, iddialarında ilkeli davranışlar sergileyebilmek için, bu değer verdiğimiz yargılarımızı refe-rans alacak bir yönleri bulunsun!

Yalan-Temelli Algı Metodu

Bugün artık İnönü Zihniyeti nazârında ölçü kavramı sıfırlanmış bulunmaktadır... Bunun yerine, iç-dış şer odaklarıyla her tarafa yaygınlaştırılmış bulunan, ‘duvarda tutmasa bile izi kalsın’ düşüncesine dayalı ‘badanalama kavramı’ diyebileceğimiz, yalan-yanlış te-melli bir Algı Kavramı’na geçilmiş bulunuyor.

Kusura bakmayınız, ama peki, günü ve kullanım süresi kısa bir zamanda dolarak sıfır-lanma özelliğine sâhip olan, bu Algı Kavramı, beklenmeyen anlarda âniden hemen sıfırlan-landığında ne yapacaksınız?

Demek oluyor ki, Algı Kavramı ile bu gün var gibi olsanız bile, yarın mutlaka yok o-lursunuz, olacaksınız! Çünkü nerede görülmüştür ki, örneğin temeli çürük binâlar sapasağlam olarak ayakta kalabiliyorlar?

Bunları unutmayınız, e mi!

Sizler, hiç ibretle bakıp da ibretle düşünmüyor musunuz, şu Evren’in, en küçük bir zerresinden yıldızlarına, galaksilerine kadar, nesi varsa, bunların her biri varlıklarını, gerçe-ğin (hakkın) dışında, başka neye bağlamışlardır?

Haklarınızı Hiç İnkâr Edemeyiz!

Uzay deyince insanın aklına gelen somut gerçeklerden birisi, meselâ yerçekimi değil midir?

Örneğin, bu gâfillerin, ‘Yerçekimi’ne inanmıyorum’ demeleri, kimi kandıracaktır ki?

Haa! Kananlar yok değil, tabiatıyla… İşte biz de o tipler için örnekler vermiyor mu-yuz?

Kananlar, eğer inançlarında samîmi iseler, gitsinler, şu Boğaz Köprüsü’nde kendi ad-larına şöyle bir ‘ispatsal’ gösteri denemesini hele bir yapıversinler de, Yerçekimi var mıymış yokmuymuş; inanmak gerekiyor muymuş, gerekmiyor muymuş, bir görelim!

14AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ

Cumhurbaşkanı Tayyip Bey’in, sizin gösterinizi engelleyerek, sâyenizde, sizce bir intihar girişimini daha engelleme gösterisini9 (!) gerçekleştirmesine10 fırsat vermeden hemen önce, bir fırsatını yakalayıp, sizin bu ‘ispatsal’ gösteri denemesini yapmanıza, bilimsel açı-dan da, güvensel açıdan da, onulmaz derecede büyük ihtiyâcımız var…

Hele Boğaz Köprüsü’nden atlayın da, yalanla (algıyla) gerçeğin farkını önce bir göre-lim, bakalım, sizden!

Örneğin, Cumhurbaşkanı Tayyip Bey’in pire encamlı intihar girişiminin11 develeştiril-mesinde kazanacağınız puanın hesaplanmasında, bu deneyinizin büyük payı olacaktır, unut-mayınız!

En sonunda bunu da değerlendirip haklarınızı teslim etmek gerekiyor (!)…

Çünkü Hak (gerçek)-Bâtıl (gerçekdışılık) Mücâdelesi’nde, ‘Hak’kın (hakkın) zıddı ile kâim olacağı’ kânunundan hareketle, İnönü Zihniyeti olan sizlerin İslâm karşıtlığıyla olan gidişinizden alınan derslerin kılavuzluğuyla, İslâmî istikâmetin bulunarak, onun huzûrunun tarfımızdan yaşanmasındaki büyük payınızı hiç inkâr etmek mümkün olur mu?

Elbette olamaz!

İşte, akılları başlarında olanların sapıtmamaları için, bu “AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLAR”, o kadar bir öneme hâizdir ki, ah bir bilseniz!

9 İnternet Haber, Köprüde İntihardan Vazgeçiren Erdoğan'a Eleştiri, Alındığı İnternet Elektronik Adresi,http://www.internethaber.com/koprude-intihardan-vazgeciren-erdogana-elestiri-1497798h.htm, En Son Erişim Târihi: 13.01.2016.

10 You Tube, Cumhurbaşkanı Erdoğan Boğaz Köprüsünde İntihar Eden Adamı Kurtardı, Alındığı İnternet Elektronik Adresi,https://www.youtube.com/watch?v=BScS3LuWrDc, En Son Erişim Târihi: 13.01.2016.

11 İnternet Haber, Köprüde İntihardan Vazgeçiren Erdoğan’a Eleştiri, Alındığı İnternet Elektronik Adresi,http://www.internethaber.com/koprude-intihardan-vazgeciren-erdogana-elestiri-1497798h.htm, En Son Erişim Târihi: 13.01.2016.

15AMA’sal YA DA ‘PİRE’ eşit DEVE’sel OLAYLARIN KAZANÇ ORANLARI

Prof. Dr. Mustafa TEMİZ