Upload
hoangminh
View
289
Download
3
Embed Size (px)
Citation preview
1
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ BANKACILIK VE FİNANS UZAKTAN ÖĞRETİM TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
2014
ISPARTA
2014
PARA-BANKA TEORİ VE POLİTİKASI DERS NOTU
1
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
PARA REJİMLERİ VE TEMEL İLKELER
BÖLÜM HEDEFİ
Para Rejimleri ve Temel İlkeler bölümünde öğrenciler aşağıdaki becerileri kazanacaktır:
Paranın evrimsel sürecini kavramsal bir dille ifade
edebilecekler
Maddi özellikleri açısından para rejimleri hakkında bilgi
sahibi olacaklar.
Paranın yaratılması ve emilmesi kriterine göre para
rejimleri hakkında bilgi sahibi olacaklar.
Para sistemleri ile ilgili kavramları tanımlayabilecekler.
TEMEL KAVRAMLAR
Mal Para
Kağıt Para
Kaydi Para
Elektronik Para
Gresham Kanunu
Topal Ölçek
Paraşüt Teorisi
Fiat/İtibari Para
Kambiyo Kurlarının İstikrarı
Paranın Yansızlığı
Paranın Yanlılığı
2
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
BÖLÜM İÇERİĞİ
3.1. Giriş
3.2. Maddi Özellikleri Açısından Para Rejimleri
3.2.1. Mal Para Sistemi
3.2.2. Metal Para Sistemi
3.2.2.1. Tek Metal Sistemi
3.2.2.1.1. Gümüş Standardı
3.2.2.1.2. Altın Standardı
3.2.2.2. Çift Metal Sistemi
3.2.2.2.1. Gresham Kanunu
3.2.2.2.2. Topal Ölçek
3.2.2.2.3. Paraşüt Teorisi
3.2.3. Kağıt Para Sistemi
3.2.4. Kaydi Para Sistemi
3.2.5. Elektronik Para Sistemi
3.3. Paranın Yaratılması ve Emilmesi Kriterine Göre Para Rejimleri
3.3.1. Kambiyo Kurlarının İstikrarlılığı İlkesini Hedefleyen Rejim
3.3.2. Paranın Yansızlığı İlkesini Hedefleyen Rejim
3.3.3. Paranın Yanlılığını Politika Aracı Olarak Kullanan Rejim
3
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
3.1. GİRİŞ
Para bireylere her türlü mal ve hizmeti satın alma olanağı sunan bir araçtır. Bireyler her
türlü borç ve yükümlüklerinden para sayesinde kurtulmaktadır. Para bireylerin
servetlerinin korunmasında ve bireyler arasında mübadelenin sorunsuz bir şekilde
gerçekleşmesinde de önemli rol oynamaktadır. Dolayısıyla ülkeler paralarının değerini ve
miktarını belirli esaslara göre belirlemektedir. Ülkelerin paralarının yönetimi için
benimsemiş oldukları bu esaslara para sistemi veya para rejimi denilmektedir (Öztürk,
2014: 47).
Para rejimleri literatürde iki temel kriter çerçevesinde ele alınmaktadır (Paya, 2013: 34):
Maddi özellikleri açısından para rejimleri
Paranın yaratılması ve emilmesi kriterine göre para rejimleri
3.2. MADDİ ÖZELLİKLERİ AÇISINDAN PARA REJİMLERİ
Maddi özellikleri açısında para rejimleri paranın geçirmiş olduğu evrim süreçleri hakkında
bilgi vermektedir. Bu evrim sürecinde paranın maddi değeri azalmış ve kaybolmuştur.
Para; somut, elle tutulabilir, gözle görülebilir bir halden soyut, sadece tasavvur edilebilir
bir hale dönüşmüştür. Bu anlamda para, maddi özellikleri açısından beş aşamalı bir evrim
süreci geçirmiştir (Paya, 2013: 34-35; Öztürk, 2014: 47-69):
Mal para sistemi
Metal para sistemi
Kağıt para sistemi
Kaydi Para Sistemi
Elektronik Para Sistemi
3.2.1. Mal Para Sistemi
İnsanlar uzun yıllar malları mallarla mübadele ederek ihtiyaçlarını gidermeye
çalışmışlardır. Paranın mübadele aracı olmadığı ve dolayısıyla da mübadelenin mal-para-
mal biçiminde değil de mal-mal biçiminde yürütüldüğü ekonomilere trampa (takas)
ekonomileri denir. Trampa ekonomisi isteklerin çifte beraberliğini gerektirmektedir. Yine
4
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
takasa konu olan malların değerlerinin eşit olması ve bölünebilir olması gerekmektedir. Bu
özelliklerim olmaması durumunda değişim ve dolayısıyla da ihtisaslaşma ve işbölümü
gerçekleşmez (Ünsal, 2005: 473-474). Bu yüzden takas için gerekli koşullar
sağlanamadığında toplum için genel kabul gören mal paralar kullanılmaya başlanmıştır.
Mal paralar modern anlamda paranın ilk başlangıcı olmaktadır. Tarihte tuz, tütün, buğday,
pirinç, zeytinyağı, hayvan postları, midye kabukları, canlı hayvanlar, el aletleri, vb. mal
para olarak kullanılmıştır (Öztürk, 2014: 48; Akdiş, 2011: 8).
Mal para, bizzat bir değere sahip olan, böyle bir değeri yoksa bile değer ölçüsü ve
mübadele aracı olarak görülen bir para çeşididir. Bu sistemde para aracı bir maldır.
Bireylerin paraya önem vermeleri parayla satın alabildikleri mal ve hizmetlerden
kaynaklanmaktadır. Takasa göre mal paralar mal ve hizmetlerin alımında büyük
kolaylıklar sağlamaktadır. Bireyler mal paraları mal olarak değil para olarak ellerinde
bulundurmaktadır (Öztürk, 2014: 48).
Bir paranın kusursuz bir şekilde mübadele işlevini yerine getirmesi için sahip olması
gereken bazı özellikler vardır. Birinci bölümde ayrıntılı bir şekilde ele almış olduğumuz
taşımaya elverişli olma, bölünebilir olma, dayanıklı olma, taklit edilememe gibi özellikleri
mal para tam olarak sağlayamadığı için toplumlar metal para sistemine geçmiştir.
3.2.2. Metal Para Sistemi
Metal paralar özü itibariyle birer mal paradır. Tarihte altın, gümüş, nikel, demir, tunç,
bakır, gibi madenler metal para olarak kullanılmıştır. Bu metallerin yukarıda belirtilen
taşımaya elverişli olma, bölünebilir olma, dayanıklı olma, taklit edilememe gibi özellikleri
diğer mallara göre daha fazladır. Dolayısıyla tarihte uzun bir dönem metal paralar
mübadele aracı olarak kullanılmıştır (Akdiş, 2011: 8-9).
Tarihte altın ve gümüş madenleri uzunca bir dönem kullanıldığı için metal para sistemi tek
metal sistemi ve çift metal sistemi şeklinde ikiye ayrılmaktadır (Öztürk, 2014: 49).
3.2.2.1. Tek Metal Sistemi
Tek metal sisteminde tek bir metal, para olarak kullanılmaktadır. Bir diğer ifadeyle sadece
gümüşün veya sadece altının para olarak kullanıldığı sistemdir (Parasız, 2012: 23). Tek
5
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
metal sistemine monometalizm de denilmektedir. Tek metal sistemi gümüş standardı ve
altın standardı şeklinde iki uygulama alanı bulmuştur.
3.2.2.1.1. Gümüş Standardı
Gümüşün metal olarak tek ve geçerli para birimi olduğu sistem gümüş standardıdır. Altının
üretim ve arzında yetersizlikler olduğu dönemler gümüş, para fonksiyonunu yerine
getirmiştir. Gümüş genel olarak sikke olarak tedavül edilmiştir. Ülkemizde de Orhan Gazi
Bursa’yı alınca kendi parasını bastırmıştır. Gümüşten yapılan bu paralara akçe denilmiştir
(Akdiş, 2011: 10).
3.2.2.1.2. Altın Standardı
Altın standardı, altının para olarak kullanıldığı bir sistemdir. Gümüşün devamlı bir şekilde
aksaması karşısında 19. yüzyılın başlarında çift metal sistemi terk edilmeye başlanarak
altın standardı kabul edilmiştir. Fakat altın standardı değişik uygulama aşamalarından
geçmiştir (Akdiş, 2011: 10):
Altın sikke standardı: Bu sistemde altın sikkeler halinde tedavül edilmektedir.
Darphaneler kendilerine getirilen altınlardan belirli ayar ve gramda sikkeler
basabilmektedir. Ülkeye altın giriş ve çıkışı serbesttir. Altın sikke standardı
Avrupa’da ilk defa 1816 yılında İngiltere’de uygulamıştır (Öztürk, 2014: 49).
Altın külçe standardı: I. Dünya savaşından sonra altından tasarruf sağlamak
amacıyla büyük Avrupa devletleri tarafından kullanılmıştır. Altın sikke basımı
durdurulmuş para olarak altına bağlanan banknot ve sertifikalar kullanılmaya
başlanmış (Erol ve Erol, 2013: 21). Bir diğer ifadeyle altın külçe standardında
piyasada altının dolaşımı söz konusu değildir. Altın karşılığı olan bir kısım
belgeler, sertifikalar veya banknotlar dolaşımda bulunmaktadır. Bu sistemde piyasa
dolaşan paralar altın olmamakta, fakat bu paraların altın karşılığı olmaktadır
(Akdiş, 2011: 12).
Altın kambiyo standardı: Bu sistemde ülke parasının belirli gram ve ayardaki
altına sabitlenmiş bir başka yabancı paraya belli bir parite üzerinden bağlanması
söz konusudur. Bir diğer ifadeyle ülke parası belirli bir kurdan yabancı bir paraya
6
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
bağlanmakta, yabancı para da belli ayar ve ağırlıktaki altın ile temsil edilmektedir.
Bu sistemde bütün paralar dolaylı bir şekilde altına bağlanmaktadır (Akdiş, 2011:
12). Bu sistemde parasını bir başka ülkenin parasına bağlayan tabi ülke, parasını
altına bağlayan ülkeye ise anahtar ülke denilmektedir. Bu sistem I. Dünya
savaşından sonra altın stokları tükenen Avrupa ülkeleri tarafından yaygın bir
şekilde kullanılmaya başlanmıştır (Hiç, 1992: 85). Bretton Woods sistemi altın
kambiyo standardının en güzel örneklerinden biridir (Öztürk, 2014: 55).
3.2.2.2. Çift Metal Sistemi
Çift metal sistemi, altın ve gümüşün birlikte kullanıldığı metal para sistemidir. Çift metal
sisteminin uygulanmaya başlamasının nedeni tek metal üretiminin artan para gereksinimini
karşılayacak miktarda arttırılamamasıdır (Dinler, 2013: 440). Çift metal sistemine
bimetalizm de denilmektedir. Çift metal sistemi, Avrupa ve Amerika’da 18. yüzyılın ilk
yarısından itibaren ortaya çıkmakta ve 19. yüzyılın ilk çeyreğine kadar sürmektedir. Çift
metal sisteminde hem gümüş hem de altın devletin resmi parası olarak kabul edilmektedir.
Devlet belirlediği paritenin korunması için paranın altın veya gümüş ile serbest
mübadelesinin sağlanmasını garanti etmektedir. Çift metal sisteminin üç önemli özelliği
bulunmaktadır (Öztürk, 2014: 49):
Altın ve gümüş resmi para olarak eşit statüde mübadele araçlarıdır.
Her iki madenden ister gümüş ister altın olsun sikke kestirilmesi serbesttir.
Altın ve gümüş arasında mübadele oranını devlet belirlemektedir.
Çift metal sisteminin işleyişi ile ilgili Gresham kanunu, paraşüt teorisi ve topal ölçek
şeklinde üç teori söz konusudur.
3.2.2.2.1. Gresham Kanunu
Çift metal sisteminde güçlü paranın piyasadan çekilmesi, zayıf paranın ise piyasada
dolaşması Gresham kanunu olarak adlandırılmaktadır. Özellikle gümüş üretiminin
artmasına bağlı olarak gümüş stoklarının artması, gümüşün değerini parasal değerinin
altına düşürmektedir. Dolayısıyla gümüşün ödemelerde kullanılması yaygın hale gelmekte,
altın sikkeler ise piyasan çekilmektedir (Öztürk, 2014: 50).
7
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
Örneğin devletin tespit ettiği altın gümüş paritesi 1 gram altın = 3 gram gümüş iken, eğer 1
kilo elmanın fiyatı 1 altın ise, 1 kilo elmanın fiyatı aynı zamanda 3 gümüştür. Devletin
belirlemiş olduğu altın-gümüş paritesi ile piyasadaki altın-gümüş paritesi zaman işçinde
farklılaştığında, iki metal paradan bir tanesi piyasada daha değerli hale gelir ve kişiler
piyasada daha değerli hale gelen metal parayı artık para olarak kullanmazlar. Örneğin
devletin belirlemiş olduğu altın-gümüş paritesinin ve piyasadaki altın-gümüş paritesinin
başlangıçta 1 gram altın = 3 gram gümüş olduğu bir ekonomide, daha sonra altın-gümüş
paritesi 1 gram altın = 4 gram gümüş düzeyine yükselirse altın, gümüş paraya göre daha
değerli hale gelir ve kişiler piyasadaki altınları para olarak kullanmak yerine 4 gram gümüş
parayla değiştirirler ve elmayı gümüşle satın alırlar. Ceplerine de 1 gümüş para kalır.
Dolayısıyla piyasada daha değerli olan altın artık para olarak kullanılmaz. Bir diğer
ifadeyle kötü para iyi parayı kovar. Buna da Gresham kanunu denir (Ünsal, 2005: 474-
475).
3.2.2.2.2. Topal Ölçek
Tarihsel süreç içerisinde altın ve gümüş üretimi arasında oluşan dengesizlikler nedeniyle
iki metal arasındaki parite bozulmaktadır. Altın ve gümüş stoklarının sürekli değişmesi çift
metal sistemini benimseyen ülkelerin parite tanımlamasında sürekli revizyona gidilmesine
neden olmatadır. Diğer bir ifadeyle topal ölçek (Aksak Mikyas) sorunu yaşanmaktadır
(Öztürk, 2014: 50).
3.2.2.2.3. Paraşüt Teorisi
Paraşüt teorisi denilen bu görüşe göre, tek metal sisteminde metal sikkeler para olarak
kullanıldığında, sikkeyi oluşturan metalin üretimi ve dolayısıyla ekonomideki para miktarı
arttıkça fiyatlar genel düzeyi yükselecek ya da metal miktarı ihtiyaç duyulan miktarda para
artışına olanak sağlayamazsa, para sıkıntısı baş gösterecek ve fiyatlar genel düzeyi
düşmeye başlayacaktır. Bu şekilde tek metal sisteminde para değerini belirlemede ölçüt
olarak alınan madenin üretimindeki artış ya da tıkanıklık, para hacmine yansıyacak ve
fiyatlar genel düzeyi bundan etkilenecektir. Çift metal sistemi uygulandığında, para
değerinin tespitinde ölçüt olarak alınan metallerden birinin üretim ve stokundaki
yetersizliğin fiyatlar üzerindeki olumsuz etkisini öteki metal azaltacaktır. Böylece tek
8
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
metal sisteminde metal stokunun fazlalığı ya da yetersizliğinden kaynaklana fiyat
istikrarsızlıkları, çift metal sisteminde daha az olacaktır. Çift metal sisteminde bir metalin
stokundaki değişmenin fiyatlar üzerine yansımasının şiddetini öteki metalin frenlemesi, bir
başka ifadeyle fiyat düşüş hızını azaltması paraşütün yaptığı göreve benzetilmektedir
(Dinler, 2013: 440-441).
3.2.3. Kağıt Para Sistemi
Metal para sisteminden sonra kağıt para sistemine geçilmiştir. Metal para sisteminde kağıt
para sistemine geçişte iki etken söz konusudur (Paya, 2013: 35):
Kağıt para, metal paraya göre daha kolay taşınıp saklanabilmektedir. Bu nedenle
kağıt para amaca uygunluk açısından metal paraya üstünlük sağlamaktadır.
Ticaretin gelişmesi ile birlikte kağıt para, metal parayı kovmaya başlamıştır.
Kağıt paranın metal parayı ikame etmesinin bir diğer nedeni kıymetli metallerin kıt
olmasıdır. Ticaretin gelişmesi ile birlikte metal para kıtlığı kendini daha çok
hissettirmeye başlamıştır. Özellikle savaş ve enflasyon dönemlerinde bu eksiklik
önemli sorunlar yaratmıştır.
Tarihte kağıt para ilk defa Çinliler tarafından kullanılmıştır. Batı dünyasında ise kağıt para
kullanımı bankerlerin faaliyeti ile başlamıştır (Paya, 2013: 37).
Kağıt para sisteminin iki farklı uygulaması vardır. Birincisi devletin bastığı parayı
istendiğinde değerli madenlere çevirmeyi taahhüt ettiği uygulamadır. Bu uygulamadaki
kağıt paraya çevrilebilir kağıt para (emanet para) denilmektedir. Kağıt para sisteminin
ikinci uygulaması ise devletin çıkardığı kağıt paraları istendiğinde değerli madenlere
çevrilmesinin söz konusu olmadığı, arkasında değerli madenlerin olmadığı, gücünü
devletten ve yasalardan alan uygulamadır. Günümüzde tüm ülkelerde geçerli olan bu
uygulamadaki paraya fiat para (itibari para) denir. Mal paraya kıyasla itibari paranın hakiki
değeri hemen hemen hiç yoktur. Örneğin para olarak kullanılmasa 100 TL’lik bir kağıt
paranın piyasa değeri neredeyse sıfırdır. Bir diğer ifadeyle itibari paranın para olarak satın
alma gücü üretim maliyeti ve para dışı kullanımlardaki değerinden kıyaslanamayacak
kadar fazladır. Devletin itibari para uygulamasında para basarak elde ettiği kara, bir diğer
9
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
ifadeyle ihraç ettiği kağıt paranın üretim maliyeti ile nominal değeri arasındaki farka
senyoraj denir (Ünsal, 2005: 475).
3.2.4. Kaydi Para Sistemi
Kaydi para, bankaların mevcut mevduatlarına dayanarak açtıkları ve mevduat miktarının
bir kaç katı tutarını bulan kredi ve para oluşturma mekanizmalarına verilen isimdir. Kaydi
paraya mevduat parası veya banka parası gibi adlar da verilmektedir (Akdiş, 2011: 152-
153).
Paranın evriminde kağıt paradan kaydi paraya geçiş süreci henüz daha ilk aşamalarındadır.
Kaydi paranın gelişimi tamamen ticaretin amaçlarına uygunluk gereğidir. Kaydi paranın
kağıt parayı tümüyle ikame edip edemeyeceği tartışma konusudur (Paya, 2013: 35).
3.2.5. Elektronik Para Sistemi
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen hızlı gelişmeler ödeme sistemlerini ciddi
bir şekilde değiştirmektedir. Günümüzde çek kullanımından çok kredi kartlarının gündeme
gelmesi elektronik para, e-para, plastik para, dijital para gibi isimlerle bilinen para
tanımlarını gündeme getirmiştir. Özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan
gelişmelere bağlı olarak elektronik ticaret ve sermaye hareketleri giderek önem kazanmış
ve bunun sonucunda elektronik ödemeler ve elektronik para kullanımı yaygınlaşmıştır.
Elektronik paralar kart tabanlı veya internet tabanlı olabilmektedir. Kart tabanlı elektronik
paralar kredi kartları ve borç kartlarıdır. İnternet tabanlı elektronik paralar ise dijital para
olarak da bilinmektedir. Dijital para bilgisayarda internet üzerinden yapılan alışverişlerde
kullanılmaktadır. Müşteri bankadan dijital para satın almakta ve bu dijital parayı
bilgisayarından satıcının hesabına aktarmaktadır (Öztürk, 2014: 63-67).
3.3. PARANIN YARATILMASI VE EMİLMESİ KRİTERİNE GÖRE PARA
REJİMLERİ
Paranın yaratılması ve emilmesi kriterine göre para rejimleri üç temel başlıkta ele
alınmaktadır.
10
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
3.3.1. Kambiyo Kurlarının İstikrarlılığı İlkesini Hedefleyen Rejim
Kambiyo kurlarının istikrarı; ülke parasının diğer ülke paralarına göre kur farkını
muhafaza etmesidir. 20. yüzyılın başlarına kadar pek çok ülkede geçerli olan otomatik altın
standardı rejimi bu amaç doğrultusunda oluşturulmuş bir para rejimidir. Bu rejimde Altın
uluslararası ödeme birimidir (Paya, 2013: 39).
Bu rejim, ülke parasının asgari miktarı kadar altın birikimini öngörür. Hükümet, parasını
her an sabit bir değerden altın ile değiştirebilmeyi taahhüt eder. Dolayısıyla dış ticaret
açıkları idari bir karar gerekmeden ülkedeki para miktarına yansımaktadır. Neticede iç-dış
dengeler otomatik olarak kendiliğinden kurulmaktadır. Bu rejimde fiyat hareketleri dış
açıkları otomatik olarak dengeleyen bir işlev kazanmaktadır (Paya, 2013: 39).
Örneğin, A ülkesinin ihracatında herhangi bir nedenle artış olsun. İhracat artışı ülkeye altın
girişini arttıracaktır. Bu ise içeride para arzının artışına sebep olacaktır. Artan para arzı
içeride fiyatlar genel düzeyini yükseltecektir. İthalatçı ülke olan B ülkesinde ise ters yönde
bir gelişme olduğu için fiyatlar genel düzeyi düşecektir. Çünkü ithalat bu ülkede altın
çıkışına, dolayısıyla para arzının daralmasına yol açacaktır. Böylece dış ticaret dengeleri
yeniden kurulurken, altın stoklarının ülkeler arasındaki dengeli dağılımı da gerçekleşmiş
olacaktır (Paya, 2013: 39).
Altın standardı rejimlerinde, cari işlemler bilançosunun istikrarı yanında kurların da
istikrarlı kalması sağlanır. Diğer bir ifadeyle otomatik altın standardı rejimlerinde kurlarda
oluşabilecek sapmalar otomatik olarak düzeltilir. Örneğin; ABD 1 ons altın karşılığını 350
Dolar, Almanya ise 1 ons altın karşılığını 525 Euro olarak belirlesin. Bu durumda
Euro/Dolar paritesi 525/350 = 1,5’dir. Şimdi serbest piyasada paritenin 1,4 e düştüğünü
varsayalım. Bu durumda ABD deki ithalatçı, Almanya'dan yapacağı ithalat karşılığında 1,4
Paritesini kabul edip, ithalat bedelini transfer etmeyecektir. Çünkü serbest piyasada
paritenin 1,4 olması durumunda 350 Dolar karşılığı 525 Euro değil, sadece 490 Euro’dur.
Bu durumda zarara uğramamak için ABD'li ithalatçı, 350 Dolar ödeyip, ABD Merkez
Bankası’ndan 1 ons altın alacak ve bunu Almanya'da 525 Euro olarak bozduracak ve
borcunu ödeyecektir. Altın girişi Almanya'da otomatik altın standardı rejimi çerçevesinde
para miktarını artıracak ve bu da fiyatları yükseltecektir. Yükselen fiyatlar ise, ihracatı
azaltacak ve döviz girişi yavaşlayacak, döviz arz-talep dengesi bozulacak, Euro kuru
düşecek yani Euro/Dolar paritesi tekrar 1,5 seviyesine dönecektir. Sonuç olarak, resmi ve
11
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
serbest kur pariteleri arasında fark oluştuğunda, ülkelerin altın dengesi bozulmaya
başlamaktadır. Ancak bozulan parite otomatik olarak kurulabilecek niteliktedir (Paya,
2013: 40).
Otomatik altın standardı rejimlerinde, altının değer ölçüm birimi olarak görevini
yapabilmesi, altın ile diğer mallar arasındaki reel mübadele oranlarının istikrarlı olmasını
gerektirmektedir. Bu sistemi önerenler bu istikrarlı ilişkinin var olduğunu savunurlarken
iki noktaya işaret etmişlerdir (Paya, 2013: 40-41).
Ekonomide altın dışındaki mal fiyatlarının, herhangi bir nedenle gerilediğini
düşünelim. Bu durumda altının nispi değeri yükselecektir. Altın stokunun ve diğer
faktörlerin değişmediği varsayıldığında, bu durum altının nispi fiyatının artması
anlamına gelir. Altın değerinin yükselmesiyle birlikte artan para miktarı, fiyatlar
genel düzeyini yükseltecek ve altın ve diğer malların nispi fiyatları tekrar eski
seviyesine dönecektir.
Diğer malların fiyatlarının düşmesi halinde, altın daha kıymetli bir mal olacaktır.
Bu durumda altın üretimi daha cazip hale gelecek ve üretimi genişleyecektir.
Böylece altın üretimi ve dolayısıyla para miktarı artacak ve bu da fiyatları yeniden
yükseltecektir.
3.3.2. Paranın Yansızlığı İlkesini Hedefleyen Rejim
Yansız para rejiminde, paranın yalnızca mal ve hizmet mübadelesine yardımcı olması,
buna karşılık parasal rejimin, mal ve hizmetlerin nispi fiyatları ile üretim miktarları
üzerinde etkili olmaması amaçlanır. Paranın yanlı olması, piyasa ilişkilerine müdahale
anlamına gelmektedir. Bu açıdan, yanlı para rejimi ile piyasa ekonomisi çelişmektedir.
Para miktarındaki değişmenin, fiyat oluşumuna nasıl bir müdahale aşağıda gösterilmiştir
(Paya, 2013: 40-41):
Rekabet piyasalarında denge, ilave birimin marjinal maliyetinin, veri piyasa fiyatı, yani
marjinal gelir ile kesiştiği noktada oluşur. Yani marjinal maliyetlerin, marjinal gelire eşit
olduğu noktada firma kar maksimizasyonunu sağlar. Bu nokta dışındaki her nokta
rasyonellikten sapma olarak değerlendirilir. Örneğin bir denge ortamı düşünelim. Bu
dengede ücretler, emeğin marjinal verimliliğine eşittir. Böyle bir durumda ekonomiye para
12
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
şırınga edilirse ilk önce fiyatlar yükselecektir. Girişimci açısından üretimi karlı şekilde
artırma imkanı doğacaktır. Diğer taraftan yükselen fiyatlar nedeniyle işçilerin reel ücretleri
gerilemiş olacaktır. Bu aşamada iki ihtimal ortaya çıkar;
i. Yatırımcı karlı bir şekilde üretimini artırabilecektir. Fakat bu reel ücretlerdeki
gerilemeye rağmen emek arzını genişlettiği anlamına gelecektir. Bu durumda
İşçilerin rasyonel davranış ilkesine uymadıkları sonucu çıkar.
ii. İşçilerin rasyonel davranış ilkelerine ters düşmeyeceği varsayıldığında; reel
ücretlerin eski reel ücret düzeyine yükseleceğini varsaymamız gerekir. Bu durumda
fiyatlardaki yükselmenin üreticiye sağladığı avantaj ortadan kalkar. Üretimini buna
rağmen artıran bir üretici ise rasyonel davranmamış olur.
Birinci durum, ancak Fisher'in belirttiği para yanılması çerçevesinde mümkündür.
İkinci durumda da yani reel ücretlerdeki artışa rağmen üreticinin üretimi artırması rasyonel
bir durum değildir ve bu şekildeki bir üretim geçici olacaktır.
Yukarıdaki şekil bir malın piyasa dengesini göstermektedir. Arz-talep eğrileri başlangıçta
P0 fiyatında dengeye gelmiştir. Soldaki şekilde P0 fiyatında üretim yaparak MC=MR
şartına uyan ve karını maksimize eden bir firma bulunmaktadır. Para arzı arttığında toplam
talep sağa doğru kayarak D1 haline gelir. Piyasada oluşan yeni denge fiyatı P1 olur. Bu
durumda firma için kar maksimizasyonu A0’dan A1’e kayar. Ancak reel ücret düşüşlerinin
algılanması ile birlikte artan ücretler, firmanın marjinal maliyet eğrisini yukarıya doğru
MC1’e kaydırır. Yeni durumda firma üretimi eki üretim seviyesine, yani Q0 düzeyine geri
çekmiştir. Görüldüğü üzere, para arzındaki genişleme, temelde yansız kalmamakta, reel
büyüklükleri etkilemektedir. Ancak paranın yanlılığı da uzun süreli olmamakta, eninde
P
P1
P0
D0
D1
S
Q
MC0
MC1
AC
Q1 Q0 Q
MR1=AR=P1
MR0=AR=P0
P, MR, MC, AC
A1
A0
A2
13
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
sonunda piyasa güçleri, para miktarındaki değişmelerin etkilerini ayıklamaktadır (Paya,
2013: 42-43).
İktisatta bazı yaklaşımlar, ekonominin performansını yükseltmeyi amaçlayan sistematik
iktisat politikaları geliştirmeye yönelmişlerdir. Örneğin Paracılar, Keynesci iktisat
politikalarını bu çerçevede görmekte, yani Keynesci politikaların etkinliğini bir tür para
aldanmasına bağlamaktadırlar. Keynesi iktisatçılar ekonomide para yanılması dışında pek
çok nedenle fiyat ve ücretlerin katı olduğunu savunmakta ve bu nedenle para miktarındaki
değişmelerin üretimi uyarabileceğini savunmaktadırlar. Bunun yanında Neo-klasikler ise
paranın süper yansız olduğunu ileri sürmektedirler. Yani para miktarını sürekli bir şekilde
ayarlayarak, para yanılgısı ortamı yaratmanın ve buradan etkili politikalar üretmenin
mümkün olmadığını savunmaktalar. Geleneksel yaklaşımlar ve Neo-Klasik Ekol paranın
yansızlığını savunan ekollerdir. Paracı yaklaşım ise para arzındaki genişlemenin büyüme
hızına endekslenmesiyle paranın yansızlığının sağlanacağını savunur. Liberal bir çizgi
oluşturan bu yaklaşımların özelliği piyasa ekonomisini aktif iktisat politikalarına tercih
etmeleridir. Bu yaklaşımlar paranın yanlı kılınmasından bir fayda ummamakta tam tersine
para miktarındaki değişmelerin, para değerinde bir istikrarsızlığa yol açtığını
düşünmektedirler. İstikrarsız para birimi ise paranın ekonomiye sağladığı katkıyı
azaltmakta ve performansı düşürmektedir. Bu nedenle Liberal iktisatçılar, parasal rejimin
yansızlık ilkesi doğrultusunda organize olmasını savunurlar (Paya, 2013: 43-44).
3.3.3. Paranın Yanlılığını Politika Aracı Olarak Kullanan Rejim
Müdahaleci rejimler, paranın belli amaçlar doğrultusunda yanlı kılınmasını öngörür.
Bilinçli bir para politikası ile piyasa ekonomisinin bazı zaaflarının aşılabileceği,
performansın yükseleceği savunulmaktadır. Keynes, Genel Teori’de müdahaleci para
rejiminin teorik çatısını kurmuştur (Paya, 2013: 45).
Bu rejimde emisyon iktisat politikasının hizmetindedir. Para politikasının kredi üretme ve
geri emme şeklindeki geleneksel görevinden koparılıp, kamu finansmanına yönlenmesiyle
birlikte müdahaleci para rejimlerinin en katı uygulama biçimi ortaya çıkar. Bu çerçevede
sadece para basan ve basılan parayı geri emmeyen bir uygulama vardır. Ancak müdahaleci
rejimler şüphesiz daha ılımlı uygulamalara konu olabilir. Müdahaleci uygulamalar, dış
ödemeler bilançosunda ciddi dengesizliklere yol açacaktır. Bu nedenle müdahaleci para
14
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİBankacılık ve Finans Uzaktan Öğretim
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
rejimleri sık sık döviz hareketlerine müdahale etmek durumundadır. Bu müdahalenin dozu
iç müdahalelere göre değişmektedir. İç müdahalede çok ileri giden bir para politikası,
döviz hareketlerinde de çok müdahaleci olmak zorundadır. Bu müdahaleler, devletin döviz
ticaretinde monopol durumuna getirilmesine kadar genişleyebilir. Bu çerçevede diğer bir
müdahale tipi güdümlü kur rejimidir. Kontrollü dalgalanma ve kirli dalgalanma güdümlü
kur rejimlerinin örneğidir. Bu uygulamalarda iç amaçlara dönük müdahalelerde bulunan
merkez bankası, serbest döviz piyasalarında meydana gelebilecek dengesizliklere, döviz
alım-satımı ile müdahale eder (Paya, 2013: 45-46).
KAYNAKÇA
AKDİŞ, Muhammet, Para Teorisi ve Politikası, Gazi Kitabevi, Ankara, 2011.
EROL, İbrahim ve EROL, Ece Demiray, Para-Banka Teori ve Politika, Orion Kitabevi,
Ankara, 2013.
DİNLER, Zeynel, İktisada Giriş, Ekin Yayınevi, Bursa, 2013.
HİÇ, Mükerrem, Para Teorisi ve Politikası, Menteş Kitabevi, İstnbul, 2012.
ÖZTÜRK, Nazım, Para Banka Kredi, Ekin Yayınevi, Bursa, 2014.
PARASIZ, İlker, Para Teorisi ve Politikası, Ezgi Kitabevi, Bursa, 2012.
PAYA, M. Merih, Para Teorisi ve Para Politikası, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 2013.
ÜNSAL, Erdal M., Makro İktisat, İmaj Yayınevi, Ankara, 2005.