16
» NKÜ’de Büyüleyici Bir Gece » Merkez Kütüphane Yeni Yerinde » Elbirliğiyle Eksiksiz Hastane [Sayfa 14’te] [Sayfa 13’te] [Sayfa 12’de] » Bölge Tarımına NKÜ Damgası [Sayfa 10’da] » NKÜ’nün Gündemi: KIBRIS [Sayfa 8’de] » Panel: M. Akif Ersoy [Sayfa 7’de] » Rektörümüzün Ziyaret Maratonu [Sayfa 6’da] NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ GAZETESİ YIL: 1 • SAYI: 2 • NİSAN 2010 NKÜ’de Bologna Süreci Ü niversitemiz Rektörlük Konferans Salonu’nda “Namık Kemal Üniversitesi’nde Bologna Süreci Uygulamaları: Paydaşlar” konulu toplantı gerçekleştirildi. Kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ile özel sektörden temsilcilerin katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Orak, Bologna Süreci’nin yükseköğretim alanındaki önemine işaret ederek, Üniversitemizin de geleceğe bu anlayışla yürüdüğünü ifade etti. [Devamı 10. Sayfada] EĞİTİMDE AVRUPA’YA ENTEGRASYON BAŞLADI Sevgili öğrenciler; Gazetemizin ikinci sayısı ile tekrar beraberiz. Bu kez daha yoğun bir gündemle karşınızdayız. Geçen sayıda 12 sayfaya sığdırdığımız faaliyetlerimizi bu kez 16 sayfaya bile sığdırmakta zorlandık. İlk sayıdan sonra siz değerli mensuplarımızdan ve Üniversitemizle ilgilenen tüm dostlardan çok olumlu tepkiler aldık. Bu değerlendirmelerin verdiği cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her geçen gün kurumsallaşma sürecinde evrensel değerlere uygun yeni yeni adımlar atmaya devam edeceğiz. Tekirdağ’da yaşayan ama dünyaya entegre olmayı başarmış, ülkemiz için çözümler üreten, sorumluluk sahibi bir kurum vizyonu ile geleceğe, emin adımlarla hep birlikte yürüyeceğiz. Bu süreçte hepinizi yanımızda görmek istiyoruz. Sizlerden aldığımız güçle çok daha iyi hizmetler yapacağımıza inanıyoruz. Rektör Prof. Dr. Nizamettin ŞENKÖYLÜ NKÜ Bologna Eşgüdüm Komisyonu Koordinatörü Prof. Dr. Bülent Eker, Bologna Sürecine ilişkin bilgi verdi. » Köklü Okula Yeni Düzen » İngilizce NKÜ’de Öğrenilir [Sayfa 3’te] [Sayfa 4’te] BAŞLARKEN Üretken Üniversite S ayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Türkiye’de yükseköğretimin sorunlarını konuşmak ve bazı önerilerde bulunmak üzere YÖK üyeleri ve Türkiye’deki üniversitelerin rektörleriyle öğle yemeğinde biraraya geldi. Sayın Cumhurbaşkanı Gül, Türk yükseköğretiminin nicelik değil nitelik sorunu olduğunu, yükseköğretim kurumlarının ülkenin her köşesine yayılmış olduğunu ancak bunların bulundukları şehirlerdeki liselerin devamı gibi olmaması gerektiğini dile getirdi. Üniversitelerin küresel rekabete katılabilen, dünyaya açık ve toplumun beklentilerini karşılayan dinamik kurumlar haline gelmesinin temel beklenti olduğunu ifade eden Sayın Cumhurbaşkanımız, üniversitelerin uluslararası rekabete açılması gerektiğini vurguladı. Üniversite-sanayi işbirliğine de değinen Sayın Cumhurbaşkanımız yükselen ülkeler arasında gösterilen Türkiye’nin teknoloji transfer ederek bu yükselişi sürdüremeyeceğini, teknoloji üreten bir ülke haline gelmesi gerektiğini bunda da en önemli görevin üniversitelere düştüğünü söyledi. Davete katılan NKÜ Rektörü Prof. Dr. Şenköylü, yemek sonrası yaptığı açıklamada bu tür toplantıların önemine değinerek toplantının rektörler arasında çok faydalı bir fikir alışverişi ortamı yarattığını söyledi. Sayın Cumhurbaşkanımızın ülkedeki yükseköğretim meselesine verdiği önemi vurgulayan Rektör Şenköylü, Sayın Cumhurbaşkanımızın önerilerinin Üniversitemizin vizyonunu oluşturacağını ifade etti. Çankaya’da Yükseköğretim Zirvesi ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ YEMEKTE BİRARAYA GELDİ Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Yükseköğretim Kurulu başkan ve üyeleriyle üniversite rektörlerine öğle yemeği verdi. NKÜ Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü’nün de katıldığı yemekte yükseköğretimin sorunları konuşuldu ve fikir alışverişinde bulunuldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’nde YÖK üyeleri ile üniversite rektörlerine verdiği öğle yemeğine Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü de katıldı.

ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

» NKÜ’de Büyüleyici Bir Gece

» Merkez Kütüphane Yeni Yerinde

» Elbirliğiyle Eksiksiz Hastane

[Sayfa 14’te]

[Sayfa 13’te]

[Sayfa 12’de]

» Bölge Tarımına NKÜ Damgası [Sayfa 10’da]

» NKÜ’nün Gündemi: KIBRIS [Sayfa 8’de]

» Panel: M. Akif Ersoy [Sayfa 7’de]

» Rektörümüzün Ziyaret Maratonu [Sayfa 6’da]

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ GAZETESİ YIL: 1 • SAYI: 2 • NİSAN 2010

NKÜ’de Bologna SüreciÜniversitemiz Rektörlük Konferans

Salonu’nda “Namık Kemal Üniversitesi’nde Bologna Süreci Uygulamaları: Paydaşlar” konulu toplantı gerçekleştirildi.

Kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ile özel sektörden temsilcilerin katıldığı toplantının açılış

konuşmasını yapan Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Orak, Bologna Süreci’nin yükseköğretim alanındaki önemine işaret ederek, Üniversitemizin de geleceğe bu anlayışla yürüdüğünü ifade etti.

[Devamı 10. Sayfada]

EĞİTİMDE AVRUPA’YA ENTEGRASYON BAŞLADI

Sevgili öğrenciler;

Gazetemizin ikinci sayısı ile tekrar beraberiz. Bu kez daha yoğun bir gündemle karşınızdayız. Geçen sayıda 12 sayfaya sığdırdığımız faaliyetlerimizi bu kez 16 sayfaya bile sığdırmakta zorlandık.

İlk sayıdan sonra siz değerli mensuplarımızdan ve Üniversitemizle ilgilenen tüm dostlardan çok olumlu tepkiler aldık. Bu değerlendirmelerin verdiği cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık.

Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her geçen gün kurumsallaşma sürecinde evrensel değerlere uygun yeni yeni adımlar atmaya devam edeceğiz. Tekirdağ’da yaşayan ama dünyaya entegre olmayı başarmış, ülkemiz için çözümler üreten, sorumluluk sahibi bir kurum vizyonu ile geleceğe, emin adımlarla hep birlikte yürüyeceğiz. Bu süreçte hepinizi yanımızda görmek istiyoruz. Sizlerden aldığımız güçle çok daha iyi hizmetler yapacağımıza inanıyoruz.

Rektör Prof. Dr. Nizamettin ŞENKÖYLÜNKÜ Bologna Eşgüdüm Komisyonu Koordinatörü Prof. Dr. Bülent Eker, Bologna Sürecine ilişkin bilgi verdi.

» Köklü Okula Yeni Düzen

» İngilizce NKÜ’de Öğrenilir [Sayfa 3’te]

[Sayfa 4’te]

BAŞLARKEN

Üretken Üniversite

Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül,

Türkiye’de yükseköğretimin sorunlarını konuşmak ve bazı önerilerde bulunmak üzere YÖK üyeleri ve Türkiye’deki üniversitelerin rektörleriyle öğle yemeğinde biraraya geldi.

Sayın Cumhurbaşkanı Gül, Türk yükseköğretiminin nicelik değil nitelik sorunu olduğunu, yükseköğretim kurumlarının ülkenin her köşesine yayılmış olduğunu ancak bunların bulundukları şehirlerdeki liselerin devamı gibi olmaması gerektiğini dile getirdi. Üniversitelerin küresel rekabete katılabilen, dünyaya açık ve toplumun

beklentilerini karşılayan dinamik kurumlar haline gelmesinin temel beklenti olduğunu ifade eden

Sayın Cumhurbaşkanımız, üniversitelerin uluslararası rekabete açılması gerektiğini vurguladı. Üniversite-sanayi

işbirliğine de değinen Sayın Cumhurbaşkanımız yükselen ülkeler arasında gösterilen Türkiye’nin teknoloji

transfer ederek bu yükselişi sürdüremeyeceğini, teknoloji üreten bir ülke haline gelmesi gerektiğini bunda da en önemli görevin üniversitelere düştüğünü söyledi.

Davete katılan NKÜ Rektörü Prof. Dr. Şenköylü, yemek sonrası yaptığı açıklamada bu tür toplantıların önemine değinerek toplantının rektörler arasında çok faydalı bir fikir alışverişi ortamı yarattığını söyledi. Sayın Cumhurbaşkanımızın ülkedeki yükseköğretim meselesine verdiği önemi vurgulayan Rektör Şenköylü, Sayın Cumhurbaşkanımızın önerilerinin Üniversitemizin vizyonunu oluşturacağını ifade etti.

Çankaya’da Yükseköğretim ZirvesiÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ YEMEKTE BİRARAYA GELDİ

Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Yükseköğretim Kurulu başkan ve üyeleriyle üniversite rektörlerine öğle yemeği verdi.

NKÜ Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü’nün de katıldığı yemekte yükseköğretimin sorunları konuşuldu ve fikir alışverişinde bulunuldu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’nde YÖK üyeleri ile üniversite rektörlerine verdiği öğle yemeğine Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü de katıldı.

Page 2: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

2 NİSAN 2010GÖRÜŞ

Çorlu Ne Düşünüyor? Ne Bekliyor?16 bin öğrenciye sahip NKÜ’nün bu öğrencilerinin önemli bir kısmı ilçelerdeki meslek yüksekokullarında eğitim görüyor. NKÜ, tüm bu öğrencilerine eşit seviyede yüksek eğitim kalitesi ve fiziki olanak sağlamak konusunda kararlı. NKÜ hakkında ne düşündüklerini bu sefer Çorlu’daki arkadaşlarımıza sorduk.

GENÇ BAKIŞ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik SÜTÇÜ

EditördenEditördenEditördenEditörden Üretken Üniversitedevrinde yeni sayılan bir iletişim aracı olan pek çok gazetede yazılar yazan bir düşünürdür de. Namık Kemal, her şeyde iyiyi, doğruyu, güzeli aradı. Milletini, milliyetini tanımayı ve içinde yaşadığı toplumu meydana getiren bireyler arasında, çağdaş eğitim kurumlarında yetişmiş her şeyden, her yenilikten, en modern bilgilerden haberli aydın fikirli insanların bulunmasını hayatının en büyük hedefi olarak bildi. Kendinden sonraki kuşaklar tarafından bazı değerlerin benimsenerek, bunların topluma yerleşmesinde rol oynadı ve katkıda bulundu. O, bunlarla yetinmedi. Bunların yanında, kadını ve erkeği ile eşit haklara sahip olan bireylerden meydana gelmiş bağımsız bir milletin, üzerinde özgür yaşadığı, hürriyetin hüküm sürdüğü modern altyapısı olan bir vatana sahip olmayı arzuladı ve bütün hayatını bu uğurda mücadele ederek geçirdi. Bu yönüyle birlikte Namık Kemal, bir buçuk asır öncesinden bize aklıyla, bilgisiyle, bilimiyle ve düşünceleriyle ışık tutarken kılavuz da oldu. Pek çok yeniliğin öncüsü

olarak içinde bulunduğu toplumu aydınlatma çalışmalarında bulunmasından ve daha o günlerdeki çalışmaları ile bugünkü ülkemizin parlamenter yönetim şekline dönüşmesinde rol oynamasından, vatanımızın kurtarıcısı ve devletimizin kurucusu büyük Atatürk’e ilk yol gösterici fikirler vermesinden dolayı, üniversitemize adını veren bu büyük insanla toplum olarak gurur duymaktayız.

Üniversitemizin ürettiği değer ve bilgilerin haberlerini paylaşma aracı olarak yayımlanan Haber gazetesinin ikinci sayısı elinizdedir. Bu sayıda merkez konu olarak üniversitemizde gerçekleştirilen İnovasyon merkez toplantı haberi dikkat çekmektedir. Üniversitemizdeki Bologna Süreci çalışmaları, yabancı dil öğretimi, son dönemde dikkat çeken Sağlık Yüksek Okulumu zla ilgili haber/tanıtım dosyası ve öğrencilerimiz gözünden üniversitemiz gibi konularla ilgili haberler veren bu sayımızın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Gelecek sayılarda buluşmak dileğiyle…

Üniversitelerin kuruluş hedefleri arasında bilgi ve değer üreterek, ürettiği bu bilgi ve değer ile akademik sahaya katkıda bulunmak ve bilimsel alanın zenginleşmesini sağlamak yer alır. Üretilen bilgi ve değer, üniversitelerin bulunduğu bölge ve ülke insanı için refah ve mutluluk seviyesinin yükselmesini sağlamaya yardımcı olur.

Türk aydınlanma ve modernleşme tarihinde öncü bir entelektüel olarak kabul edilen Namık Kemal’den ismini alan Namık Kemal Üniversitesi kendisine misyon olarak bilimsel alanda bilgi ve değer üreterek ülkemizin refah ve mutluluğuna azami ölçüde katkıda bulunmayı benimsemiştir. Üniversitemize ismini veren Namık Kemal, daha çok erken yaşlarda çok fazla okuyan, çok düşünen, genç yaşlarında kendisini çevresine önemli bir şair, yazar ve düşünür olarak kabul ettirmiş bir edebiyatçı olmanın yanında, yeni bilgiler öğrenerek ve üreterek bu bilgilerin geniş kitlelere aktarılması ve yayılması için,

Kübra YILDIRIM

ÇMYO Muhasebe Bölümü 2. Sınıf

Cansu MERTOĞLU

ÇMF İnşaat Müh. Bölümü 2. Sınıf

Yiğit HanKÜP

ÇMYO Makine Bölümü 2. Sınıf

MuratÇILDIR

ÇMF Makine Müh. Bölümü 2. Sınıf

Çiğdem Pelin KARAKAŞ ÇMYO Tekstil

Bölümü 2. Sınıf

SamiKAR

ÇMF Makine Müh. Bölümü 2. Sınıf

Nazlı Öner ÇİSEL

ÇMYO Tekstil Bölümü 2. Sınıf

Aslıhan KARTÇI

ÇMF Elektronik ve Haberlesme Müh. Bölümü 2. Sınıf

Okulumuzdan genel olarak memnunuz ancak bazı sorunlarımız da yok değil. Öncelikle, sanırım okulumuzun kampüs dışında olmasından dolayı kampüste yapılan etkinliklerden pek haberimiz olmuyor. Haberimiz olsa bile çoğu zaman kendi imkanlarımızla kampüse ulaşmamız zor oluyor. Bu nedenle kampüste yapılan organizasyonlara bizim de buradan katılabilmemiz için araçlar ayarlanırsa çok seviniriz.

ÇMF kampüs dışında, Çorlu’da olduğundan merkezdeki imkanlardan yararlanamamakta. Özellikle sosyal topluluklar oldukça az destek alıyorlar. Kampüsteki faaliyetlere her zaman katılmaya çalışıyoruz. Öğrencilerin ne düşündükleri konusunda fakültemiz yönetimi daha duyarlı olup bize biraz daha destek olsalar ÇMF’nin daha da etkin bir fakülte olması kaçınılmaz.

NKÜ bünyesinde, herhangi bir fakülte veya yüksekokulda bir etkinlik olduğunda sadece etkinliğin düzenlendiği yerden değil üniversitenin farklı ilçelerde yer alan her biriminden bu etkinliğe katılım sağlanabilmeli. Bunun için gerekli düzenleme yapılmalı. Örneğin, etkinlik günlerinde tüm birimlerden etkinliğin yapıldığı yere araç tahsis edilebilir. Bir de sosyal faaliyetlerin daha da sıklaştırılması gerekli.

Çevremizdeki fabrikalardan yeterince faydalanamıyoruz diye düşünüyorum. Keşke hocalarımızın da destekleri ile çevremizdeki fabrikalarla daha bilinçli ilişkiler kursak, aldığımız teorik eğitimleri bu fabrikalarda kullanarak pratik uygulamalarımızı artırsak. Uygulamalı eğitimin bizim gibi teknik bölümlerde okuyan öğrenciler için çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Sınav haftalarıyla ilgili sıkıntılarımız var. Sınavlarımızın tamamı bir haftaya sığdırılıyor. Hele bir de alttan dersimiz varsa bazen günde üç sınava girmek zorunda kalıyoruz. Ayrıca yaz okulu uygulamasını da yaz stajları imkanımızı daralttığı için zararlı buluyorum. Son olarak, baş örtüsü takan arkadaşlarımız için okul girişlerine kabin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bir kural konuldu ise buna uygun şartlar da sağlanmalı.

Fakültemizde önemli bir ulaşım sorunu var. Okuluma daha rahat bir biçimde ulaşabilmeyi isterdim. Bu bizim verimli çalışabilmemizi de olumlu yönde etkileyecektir. Öğrenciler olarak biz burada kendi üzerimize düşeni sonuna kadar yapmaya çalışıyoruz. Ama bu, belli bir yere kadar bize başarı sağlıyor. Okulun bulunduğu stratejik konumu değerlendirmeyi hepimiz istiyoruz ama hocalarımızın desteği şart.

Okulumuzdaki eğitimden, hocalarımızdan oldukça memnunum. Ancak bazı sorunlarımız var. Örneğin, okulumuzun internet sorunu var. Kablosuz ağ bağlantımız yok. Kütüphanemiz de henüz yeterli düzeyde değil. Üretimle doğrudan ilişkili bir bölüm olan tekstil bölümünde öğrenciyim ve kendimi daha iyi yetiştirebilmek için fabrikalara teknik gezilerin düzenlenmesini istiyorum.

Ben bu bölümün ilk öğrencilerindenim. Okuduğum bölüm bakımından kendimi oldukça şanslı hissediyorum. Ancak benim eğitimim, sürekli takip edilen en son teknolojilerin okulumuzda bulunmasını gerektiriyor. Şartlarımız günden güne iyileşiyor ama bu çok da yeterli değil. Hocalarımızın kalitesi gerçekten de üst düzeyde. Kısacası okulumuzun en önemli sorunu bölgenin avantajlarını yeterince değerlendiremiyor olmamız.

NKÜ Adına Sahibi:Genel Yayın Yönetmeni:

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:Basın-Halkla İlişkiler Koordinatörü:

Yazı İşleri Koordinatörü:Editör:

Adres:

Telefon:Faks:

e-posta:

Prof. Dr. Nizamettin ŞenköylüProf. Dr. Birol Kayişoğluİsmail KurtÖzgür Uzun

Yrd. Doç. Dr. İlker H. ÇelenYrd. Doç. Dr. Tevfik Sütçü

NKÜ Rektörlüğü Değirmenaltı Yerleşkesi Merkez / TEKİRDAĞ0282. 293 38 660282. 293 38 [email protected]

YIL: 1 • SAYI: 2 • NİSAN 2010

8.000 adet basılmıştır • Baskı: Anıt Matbaacılık/ANKARA • Tel: 0312. 232 54 77

Bize KatılınNKÜ HABER’in

yeni sayılarında yer almak,genç gazetecilerden biri olmak için

ACELE EDİNe-mail :[email protected]

Page 3: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

3NİSAN 2010 HABER

Günümüzde ekonomik ve sosyal alanlara etki eden küreselleşmenin, son derece ileri teknolojik gelişmelerin ve kültürlerarası etkileşimin bir sonucu olarak yabancı dil eğitimi gittikçe daha fazla önem kazanmaktadır. Bugün İngilizce, 50 ülkede resmi dildir ve 100’den fazla ülkede konuşulmaktadır. Uluslararası yayınlarda yer alan makalelerin çok büyük bir bölümü İngilizce yazılmakta ve bu dili yeterli bir şekilde bilmek ve kullanabilmek, akademik çalışmalar ve bilim dünyası açısından çok büyük önem taşımaktadır. Tüm bu gelişmeler ve ihtiyaçlar doğrultusunda, üniversitemiz bünyesinde öğrencilerimize yabancı dil bilgi ve becerilerinin kazandırılması ve bu becerilerin geliştirilmesi amacıyla açılan İngilizce Hazırlık Programı, 2009-2010 öğrenim yılında, Yabancı Diller Yüksekokulu’na bağlı olarak hizmet vermeye başlamıştır. Sunduğumuz bu program, ülkemizdeki eğitim, sanayi ve akademi dünyasının ihtiyaçlarını karşılama konusunda oldukça önemli bir yere sahip olacaktır. Yabancı Diller Yüksekokulu olarak İngilizce Hazırlık Programında, sadece yabancı dil bilgisi değil, öğrencilerimizin bu dilde yetkin olabilmeleri için gerekli tüm iletişim becerilerini, uygun materyaller ve programlar yoluyla onlara sunmaktayız. Okulumuz, hazırlık programına kayıt yaptıran yeni öğrencilerimiz

için üniversite hayatlarının ilk adımını oluşturmaktadır. Amacımız, öğrencilerimize üniversitemiz ve modern dünyanın beklentilerine uygun değerler kazandırmak; bu sürecin önemli bir parçası olan yabancı dil eğitimini, tüm eğitim ve mesleki yaşamlarında faydalı olacak bir biçimde onlara sunabilmektir.

Hazırlık sınıflarında nasıl bir eğitim verilmektedir? Hazırlık sınıflarında “Avrupa Yabancı Diller Ortak Çerçevesi” (Common European Framework of Languages) doğrultusunda belirlenen hedeflere göre bir eğitim verilmektedir. Dil öğretimindeki en son yeniliklere göre düzenlenmiş olan İngilizce Hazırlık Programı ile öğrencilerimize bu öğrenim yılı sonunda B1-B2 seviyelerinde bir İngilizce’ye sahip olmaları için gerekli tüm beceriler kazandırılmaya çalışılmaktadır. Uygulanan program içerisinde hazırlık sınıfı öğrencilerimiz yoğun bir şekilde İngilizce okuma, dinleme, yazma ve konuşma becerilerini geliştirmeye yönelik haftada 30 saat ders görmektedirler. Sınıflarımız ortalama 20 öğrenciden oluşmakta ve dersler iletişim odaklı ve öğrenci merkezli olarak işlenmektedir. Her hafta yapılan kısa sınavlarla (quiz) öğrenciler kendi gelişimlerini değerlendirmekte ve öğrenme süreçleri ile ilgili geri bildirim almaktadırlar. Yarıyıl sonlarında da daha kapsamlı olan vize sınavları

(Achievement Test) ve sözlü sınavlar (Speaking Evaluation) ile öğrencilerin tüm beceriler ile ilgili geri bildirim almaları sağlanmaktadır.Hazırlık sınıflarımızdaki dil öğrencileri, “bağımsız öğrenme” becerisini kazanmaları ve öğrendikleri dili yaşamları boyunca sürekli olarak geliştirmeleri için çeşitli stratejiler ve etkinlikler yoluyla eğitilmektedir. Öğrencilerimiz “portfolio” sistemi ile kendi dil öğrenme süreçlerinin sorumluluğunu almakta ve öğrenme süreci değerlendirme formları (self- assessment forms) ile de kendi kendilerini değerlendirmektedirler. Bu portfolyolarda öğrenciler yazılarını hatasız hale gelene kadar ilgili okutmanlar ile tekrar tekrar yazmakta ve aldıkları yorumlar doğrultusunda kendi hatalarını kendileri düzeltmektedir. Tüm bunlar, öğrencilerimizi kendi kendine çalışma ve kendi dil öğrenme sürecinin sorumluluğunu almaya yönlendirir. Öğrencilerimiz ders dışı alanlarda da İngilizce’yi kullanarak öğrendikleri bu dili hayatlarının bir parçası haline getirmeye çalışırlar. Bunun için

hazırlanmış olan Konuşma Kulubü (Conversation Club) etkinliğine katılabilir ve görevli okutmanın rehberliğinde İngilizce konuşma becerisini geliştirebilirler. Ayrıca ders dışı zamanlarda düzenlenen “İngilizce Film Gösterimi” (Movie Screening Days) gibi etkinliklere de ücretsiz olarak katılabilirler. Bir senelik İngilizce Hazırlık Programının sonunda, özellikle zorunlu hazırlık sınıfı öğrencilerimizin fakültelerinde İngilizce verilen dersleri rahatlıkla takip edebilmeleri için ya da Erasmus Programı ile yurtdışına gönderilecek olan öğrencilerin gidecekleri üniversitelerdeki dersleri kolaylıkla takip edebilmeleri için de bazı çalışmalar yapılmaktadır. Örneğin, bu dönem program içerisinde, öğrencilerimize etkili not alma stratejileri kazandırabilmek için, ilgili okutman arkadaşlarımız tarafından “NKU Listening&Note-Taking Strategies Pack” adı altında bir çalışma hazırlanmış olup sınıflarda bu çalışma içerisindeki dinleme ve not alma aktiviteleri yapılmaya başlanmıştır. Bu sayede öğrencilerimize İngilizce yapılan bir konuşma ya da İngilizce anlatılan bir ders sırasında nasıl daha hızlı ve etkili not alabilecekleri öğretilmektedir. Buna ek olarak, yine ilgili okutman arkadaşlarımız tarafından hazırlanan “NKU Writing Pack” ile, öğrencilerimizin ilgi alanlarına yönelik ya da mesleki bir konuda kısa bir kompozisyon (essay) yazmaları teşvik edilmektedir. Bu çalışma

sayesinde, öğrencilerimiz fakültelerinde İngilizce verilecek olan derslerin yazılı sınavlarında da düşüncelerini İngilizce olarak ifade edebileceklerdir. Öğrencilerimizin yazdıkları tüm yazılar, titizlikle oluşturulmuş olan “NKU Academic Writing Evaluation Criteria” doğrultusunda, dilbilgisi, kelime, organizasyon, noktalama gibi çeşitli kategorilere göre değerlendirilmektedir.

Başta gönüllü olarak gelmek istediğim İngilizce hazırlık sınıfının Fen Edebiyat Fakültesi’ne zorunlu olduğunu öğrenmek biraz can sıkıcı olsa da derslerin

eğlenceli şekilde işlenmesi, hocaların dinamikliği ve İngilizce’yi farklı açılardan öğrenmenin zevki her şeyi unutturdu. Hazırlık sınıfı, Erasmus gibi öğrenci değişim programlarına katılabilmemize, gerektiğinde yurtdışına çıkıp rahatlıkla kendimizi ifade edebilmemize yardımcı olacak. Ders haricinde yapılan ve İngilizceyi geliştirmemizi sağlayan etkinliklerimiz de çok güzel. Ben bu okula geldiğim ve İngilizce hazırlık eğitimi aldığım için çok şanslıyım.Nazlı TanrıverdiMatematik Bölümü Hazırlık Öğrencisi

Hazırlık okumayı gönüllü olarak seçmiştim ve sonradan zorunlu hale getirildi. Bu durumun, okulun eğitim kalitesini bir basamak daha yükseltmiş olduğunu

düşünüyorum. Sadece bir konuda şanssız hazırlık öğrencileriyiz. Ders göreceğimiz bina tamamlanmamıştı ve soğuktu. Hocalarımız gayet samimi, anlayışlı ve bizimle bilgilerini paylaşmaya çok hevesliler. Kaçırdığımız ya da tekrar etmek istediğimiz hangi konu olursa olsun rahatlıkla sorup öğrenebiliyoruz. Aldığım İngilizce eğitiminden oldukça memnunum. Bunun eğitimim ve mesleğim açısından bana çok katkı sağlayacağının farkındayım.

Merve TopBiyoloji Bölümü Hazırlık Öğrencisi

İngilizce NKÜ’de ÖğrenilirYDYO’nun dil programı, eğitim, sanayi ve akademi dünyasının ihtiyaçlarını karşılama konusunda oldukça iddialı

YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU’NDAN DÜNYA STANDARTLARINDA DİL EĞİTİMİ

Conversation ClubPLACE: Class 109 Prep Building

TIME: Every MONDAY • From 17.00 to 18.00

Öğrenci Görüşleri Öğrenci Görüşleri

Page 4: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

4 NİSAN 2010RÖPORTAJ

SYO, NKÜ’nün en köklü okullarından biri. Bize SYO’nun dünden bugüne gelişimini özetleyebilir misiniz?

NKÜ SYO, üniversitemizin ilk yüksekokuludur. Aslında bu okulun kökleri, 1978 yılında Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak açılan Sağlık Meslek Lisesi’ne dayanır. Bu lise, uzun süre faaliyet gösterdikten sonra 1992 yılında imzalanan bir protokolle Yükseköğretim Kurulu’na devredilir ve 1993-94 eğitim-öğretim yılından sonra Trakya Üniversitesi Tekirdağ Sağlık Meslek Yüksekokulu adını alır. 1996 yılında, Bakanlar Kurulu kararı ile eğitimi 4 yıllık lisans düzeyine çıkartılarak Trakya Üniversitesi’ne bağlı bir Sağlık Yüksekokulu haline getirilen okul 2006 yılında üniversitemizin kurulmasıyla NKÜ’ye bağlanmıştır. Bu öğretim yılına kadar kampüs dışında eğitimini sürdüren yüksekokulumuz, bu sene başında NKÜ Kampüsü’ne de taşınarak tam bir NKÜ’lü olarak eğitimine devam etmektedir.

SYO’nun Kampüs içine taşınmasını çok önemsiyorsunuz. Bu taşınmanın öncesinden ve sonrasından bahsedersek, nelerin değiştiğini söyleyebilirsiniz?

Her şeyden önce, az önce de söylediğim gibi şimdi tam anlamıyla üniversiteli olduk. NKÜ’nün her geçen gün güçlenen bir yapısı, sürekli artan sosyal ve fiziki imkanları var. Kampüse taşınmakla artık biz de tüm bu imkanlardan tam olarak yararlanabiliyoruz. Bu, hem öğretim üyesi hem öğrencilerimiz için büyük bir kazanç.

İkinci olarak, bu taşınma bize okulun

imkanlarını neredeyse tamamen yenileme fırsatı sağladı. Eski binamızda hem fiziksel donanımımız hem de yüksek kalitede eğitim sunabileceğimiz teknik donanımımız bize yeterli düzeyde değildi. Eski ve yetersiz gördüğümüz hiçbir şeyi buraya getirmedik. Tüm fiziki alt yapımızı yeniden oluşturduk. Şimdi hocalarımız da öğrencilerimiz de yepyeni araç ve gereçler kullanarak öğretim yapıyorlar.

Daha somut konuşacak olursak, okulun bu halinde yeni olan neler var?

Pek çok şey var, size kısaca sıralamaya çalışayım. Örneğin, çalışma salonu olmayan, yani öğrencilerimizin burada çalışamadığı, kaynak bakımından kısıtlı bir kütüphanemiz vardı. Şimdi üniversitenin ana kütüphanesini kullanıyoruz. Daha önemlisi, bu kütüphanede bir hemşirelik veritabanı oluşturduk, ciddi bir kaynak taraması yaparak bize gerekli yabancı ve yerli kaynakları getirttik. Şimdi, SYO’nun

öğretim alanına giren her konuda çok değerli bilimsel kaynaklara rahatlıkla ulaşabiliyoruz. Bundan başka, bilgisayar laboratuvarımız çok yetersizdi. Bilgisayarlarımız çok eskiydi ve neredeyse tamamı bozuktu. Bizim, 4 yıllık eğitimimizin 3. sınıfının ilk döneminde yalnızca haftada iki saatlik bilgisayar dersimiz var. Bunun için de yeni bir laboratuvar kurmak yerine üniversitemiz Merkezi Araştırma Laboratuvarı’nın (NAKMEL) bilgisayar imkanlarını kullanmaya başladık. Artık öğrencilerimiz bu modern bilgisayarlarda eğitim görüyorlar.

Öğretim üyelerimizin çalışma koşullarını olabildiğince geliştirmek adına da önemli adımlar attık. Eski binamızda hocalarımız kalabalık odalarda, eski ve kullanışsız mobilyalarla, kütüphanesiz, yazıcısız, eksik bilgisayarlarla çalışıyordu. Şimdi her bir öğretim üyemizin kendine ait bir bilgisayarı bir de taşınabilir bilgisayarı var. İkişer kişilik odaların

tamamının mobilyaları yenilendi, kütüphaneleri kuruldu. Her odada yazıcı var. Bölümün fotokopi ve faks makinelerini yeniledik.

Pek çok konuda daha çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. 6 ay öncesine kadar üniversitenin uzağında, atıl durumda bulunan ve belki bir bakıma üniversitenin sırtında bir yük olan SYO bugün üniversitenin en modern, teknik donanımı en yüksek okullarından biri, belki de birincisidir.

Hemşirelik, uygulamalı eğitimin önemli olduğu bir meslek dalı. Bu konuda ne gibi çalışmalarınız oldu?

Hemşirelik eğitiminin en önemli yanlarından biri, eğitimin gerçeğe yakın koşullarda, gerçekçi modeller üzerinde ve kaliteli araç gereçle verilmesidir. Bu eğitim de bizim ‘Teknik Oda’ dediğimiz yerde olur. Son zamanlarda yaptığımız yeniliklerin belki de en önemlisi teknik odamızı yenilememiz oldu. Eski teknik odamız, tüm araç gereçlerin eskimiş olduğu, dolap yetersizliğinden dolayı bunların yerlerde bekletildiği, yatağı, model hastası yıllar öncesinden kalma çok ama çok yetersiz bir yerdi. Şimdi ise teknik odamızın tam donanımlı bir hastane odasından farkı yok. Bir hemşirenin kullandığı tüm araç gereç burada mevcut ve hepsi de yeni. Üzerinde uygulamalarımızı yaptığımız modelleri yurt dışından getirtiyoruz. Bir kısmı tamamlandı ve daha da gelecek olanlar var. Geniş ve ferah oda hemşirelik eğitiminin tüm şartlarını karşılayacak biçimde baştan başa donatıldı.

Altı aylık bir süre içinde Sağlık Yüksekokulu’nda yaşanan değişikliklerin ve bundan sonra yapılacakların baş mimarı SYO Müdürü Doç. Dr. Ahmet İstanbulluoğlu sorularımızı içtenlikle yanıtladı

NKÜ DEĞİRMENALTI YERLEŞKESİNE TAŞINAN SAĞLIK YÜKSEKOKULU YENİLENEN ÇEHRESİYLE YENİ BİNASINDA

Üniversitemiz Değirmenaltı Yerleşkesine taşınan Sağlık Yüksekokulu’nun Müdürü Doç. Dr. Ahmet İstanbulluoğlu ile Yüksekokulun yeniden düzenlenmesini ve geleceğe dönük hedef ve planları üzerine konuştuk.

Köklü Okula Yeni Düzen

Hastane uygulamaları konusunda yapılan düzenleme ile öğrencilerin bu uygulamalardan edineceği fayda en üst düzeye çıkartıldı. Şimdi her serviste bir veya iki hemşire adayı, aldıkları eğitimin uygulamasını yapıyor.

Öğrenciler, yeni Kurulan ‘Teknik Oda’da, yurt dışından getirtilen gerçeğe yakın modeller üzerinde eğitim alıyor.

SYO’nun NKÜ Değirmenaltı Yerleşkesi’ne taşınması sebebiyle düzenlenen törene katılım genişti. SYO Müdürü Doç. Dr. İstanbulluoğlu törende, SYO’nun dünü ve bugününü anlatan renkli bir sunum gerçekleştirdi.

Page 5: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

5NİSAN 2010 RÖPORTAJ

Uygulamalı eğitimin bir diğer yanı hemşire adaylarının hastanelerde pratik yapmaları. Bu konuda neler yapıyorsunuz?

Önceki yıllarda tüm öğrencilerimiz hastaneye haftada sadece 2 gün gidiyorlardı. Bu da bir hastanede yaklaşık 200 öğrencinin aynı anda bulunması demekti. Böyle olunca da hem öğrencilerimiz yeterli uygulama olanağı bulamıyordu hem de bu kalabalık yüzünden hastanede sıkıntı oluyordu. Biz bu konuda da bir düzenleme yaptık ve öğrencilerimizi gruplara ayırarak hastaneye göndermeye başladık. 1 ve 4. sınıflar pazartesi ve salı, 2 ve 3. sınıflar çarşamba ve perşembe günleri hastanedeler. Yani hastaneye bir günde 100 öğrenci gidiyor. Bunu da azaltalım dedik ve ilimizdeki hastanelerle ve sağlık ocaklarıyla görüşerek öğrencilerin uygulamaya gittikleri kurum sayısını arttırdık. Şimdi bir kuruma 8-10 kişilik grup düşüyor. Bu 8-10 öğrenci de gittikleri hastanede servislere dağılınca her bir başhemşirenin yanında yalnızca 1-2 hemşire adayı öğrencimiz bulunuyor. Neticede öğrencilerimiz bu uygulamalardan en çok faydayı sağlıyorlar.

Tıp Fakültesi ve üniversitemiz hastanesiyle ilişkileriniz nasıl?

Hem tıp fakültemiz hem de üniversite hastanemiz hızla gelişiyor. Bizim de bu hızlı gelişmeye ayak uydurmamız şart. Çünkü NKÜ bünyesinde sağlık eğitimi ve hizmetlerinin üç ayağı var: Fakülte, hastane ve yüksekokulumuz. Biz bu hıza ayak uyduramazsak onlar da sorun yaşar ki bu bizim en son isteyeceğimiz şey. Bu nedenle hem hastanemiz hem fakültemizle sürekli iletişim içindeyiz. Hem kendimizi geliştiriyoruz hem de bu iki birimimizin, özellikle de hastanemizin bu gelişim süreci içinde onlara elimizden gelen desteği veriyoruz.

SYO’nun bundan sonrası için yaptığınız çalışmalar ve hedefleriniz neler?

Hedefimiz çok. Ama öncelikli hedef, yüksekokulumuzu fakülteye çevirmek ve Sağlık Bilimleri Fakültesi adını almak. Bunun ardından fakülte

bünyesinde yeni bölümler açmak. Örneğin kısa süre içinde ‘Acil Yardım ve Afet Yönetimi’ adlı bir bölüm kurmak istiyoruz. Böyle bir bölüm şu an sadece Hacettepe Üniversitesi’nde var. Biz, arama kurtarmasıyla, telsiz, elektronik ve radyo haberleşmesiyle, acil müdahalesiyle, sivil savunma ve itfaiyesiyle bir afet durumunda ortaya çıkabilecek tüm ihtiyaçları karşılamaya yönelik bir eğitim planlıyoruz bu bölümde. Bakın, bu yılın başında Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde bir Afet ve Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü kuruldu ve tüm illerde hızla örgütlenmeye başladı. Biz, hem Tekirdağ’da hem de tüm Türkiye’de bu müdürlüklere bu işi iyi bilen elemanlar sağlayacağız. Bunun yanında Beslenme ve Diyetetik Bölümü açmayı ve 2 yıllık Çocuk Gelişimi Programını 4 yıllık bir eğitime dönüştürmeyi planlıyoruz. Tüm bu alanlarda istihdam olanağı oldukça fazla. Öğrencilerimizin neredeyse tamamı daha mezun olmadan işini bulmuş olacak.

Diğer yandan, yüksekokulumuza, şu anki kalitesine yakışır biçimde ISO Kalite Belgesi alma çalışmalarını yürütüyoruz.

Diğer bir çalışma alanımızsa yayınlar konusunda. Öncelikle, okulumuzda şimdiye kadar yapılmış tüm çalışmaların Türkçe ve İngilizce özetlerini (abstract) içeren bir yayın hazırlıyoruz. Bu, akademisyenlerimizin elinde önemli bir kaynak olacak. İkincisiyse geçmişe yönelik bir arşiv çalışması. Köklü bir okuluz ama geçmişimize ait yeterli bilgi ve belgemiz yok. Ulaşabildiğimiz tüm eski mezunlar da dahil, geçmişimize ait ne varsa bunları da bir albüm kitapta topluyoruz.

Tüm bu çalışmalarımız yürütmek üzere bir komisyon oluşturduk. Arkadaşlarım bu işlerin üstesinden gelmek için özveriyle yoğun çaba sarf ediyorlar.

Okuldaki eğitimin yanı sıra öğrencilerin sosyal ve mesleki gelişimlerine yönelik faaliyetleriniz de oluyor mu?

Elbette bu konuyu da çok önemsiyoruz. Kısa bir süre içinde öğrencilerimizin kişisel gelişimlerine yönelik kurs, seminer ve konferanslar dizisine başlıyoruz. Örneğin Acıbadem Sağlık Grubu’ndan uzmanlar gelecek. Kişisel eğitim, gelişim ve

insan kaynakları uzmanları burada olacak. 14 Mayıs Hemşirelik Gününde hemşirelik mesleğinin duayeni, Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Şelimen burada olacak ve bizimle deneyimlerini paylaşacak. Bunun yanında bir de voleybol takımı kurduk. Öğrencilerimiz yaklaşık üç aydır, tuttuğumuz voleybol antrenörüyle çalışmalarını sürdürüyor. Kısacası, çok dinamik, canlı, coşkulu ve iddialı bir okul haline geldik. Hem öğrenci hem akademisyen arkadaşlarımda yeniden bir kendine güven oluştu.

Hocam, bu değerli çalışmalar için size bir kez daha teşekkür ederiz. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Aslında SYO ile ilgili anlatılacak o kadar çok şey var ki. Ben burada ancak küçük bir bölümünü anlatabildim. Kısaca şunu söylemek isterim, yaklaşık 6 aydır okulumuzun fiziki yeterliliğini, teknik alt yapısını kurmaya çalıştık. Belki de bunlar işin kolay kısımlarıydı. Maddi şeylerdi ve Rektör Hocamızın ve diğer idareci, akademisyen arkadaşlarımızın tam destek vermesiyle bunlar hızla gerçekleşti. Bundan sonra, SYO’yu daha da iddialı hale getirmek için işin akademik kısmına yönelmek gerek. Öğretim kadrosunun genişletilmesi, fakülteye dönüşmek, yukarıda saydığım yeni bölümleri kurmak gibi. Bunları da belki akademik olarak bu alandan gelen yeni bir müdür arkadaşım gerçekleştirir. Ben sağlıkçı değilim, belki bundan sonrası için akademisyen arkadaşlarıma gerekli ve yeterli motivasyonu veremem.

6 ay gibi kısa bir sürede bu okulu, küllerinden doğan Zümrüdüanka kuşu gibi gözalıcı bir seviyeye getirme konusunda, başta Rektörümüz olmak üzere destek veren herkese ve bu süre boyunca gece gündüz özveriyle çalışan değerli personelime gönülden teşekkür ediyorum. Öğrencilerime de, her türlü imkanla donattığımız okulumuzu iyi değerlendirin ve her zamankinden daha çok çalışın diyor, hepsine başarılar diliyorum.

Değirmenaltı Yerleşkesi’ne taşınmaları ardından hızlı bir gelişim sürecine giren Sağlık Yüksekokulu’nun personeli, Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Ahmet İstanbulluoğlu başkanlığındaki heyetle Rektör Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü’ye, bu süreçte kendilerine eksiksiz destek vermeleri nedeniyle teşekkür ziyaretinde bulundu.

Teknik Oda, öğrencilerin aldığı uygulamalı eğitimin ilk basamağını oluşturuyor. Bu nedenle bu odaların en yeni malzemelerle ve gerçeğe en yakın biçimde donatılması gerekiyor.

SYO’da yapılan yenileştirme çalışmalarının en önemlilerinden biri de ‘Teknik Oda’nın yenilenmesi. Eski ve yetersiz araç gereçlerle sürdürülen eğitimin yerini ferah bir laboratuvarda modern malzemelerle sürdürülen gerçeğe yakın eğitimler aldı.

Teknik Odanın Eski Hali

Teknik Odanın Eski Hali Teknik Odanın Yeni Hali

Teknik Odanın Yeni Hali

Page 6: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

6 NİSAN 2010HABER

NKÜ Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, Araştırma

ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Ahmet Kulaç ve Hastane Baş Müdürü Tekin Yenigün’den oluşan üniversitemiz heyeti, geçtiğimiz ay içerisinde 5 üniversite ile 1 büyükşehir belediyesini ziyaret etti.

Heyetin yoğun ziyaret programında Anadolu Üniversitesi, Osmangazi Üniversitesi, Düzce Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi’yle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yer aldı.

Gelişimini hızlı bir biçimde sürdüren NKÜ’nün diğer üniversitelerle işbirliği olanaklarının arttırılması hedefiyle gerçekleştirilen bu ziyaretler hem NKÜ hem de ev sahibi üniversiteler bakımından ileriye dönük çalışmaların başlangıcını oluşturuyor. Üniversitemizin hem akademik çalışmalar hem fiziksel olanaklar bakımından kısa bir sürede yeterli bir düzeye ulaştığını ifade eden Prof. Dr. Şenköylü, diğer üniversitelerle ortaklaşa çalışmaların yürütülmesi konusunda şunları söylüyor: “Ülkemizdeki bilimsel gelişme, üniversitelerin bireysel çalışmalarıyla belirli bir seviyeye ulaşabilir. Bu seviyenin üzerine çıkmak ise ancak üniversitelerin birlikte çalışmalarıyla mümkündür. Üretilen bilginin paylaşımı, akademik gelişmeyi çok daha verimli hale getirecek, zaman ve kaynak israfını en alt düzeye indirecektir. Bu sebeplerle NKÜ olarak biz ülkemizin dört bir köşesinde bulunan her üniversiteyle bağlar kurmayı ve bu bağları hepimizin yararına olacak biçimde geliştirmeyi çok önemsiyoruz. Her bir üniversitenin diğer üniversitelerden öğreneceği şeyler olduğuna, bu üniversitelerin yaşadıkları deneyimlerden faydalanabileceğine inanıyoruz. Bu nedenle de fırsat buldukça diğer üniversiteleri ziyaret ediyor ve buralardaki idareci ve akademisyenlerle fikir alış verişinde bulunuyoruz. Gerçekleştirdiğimiz her bir ziyaret daha ileri zamanlarda birlikte yapacağımız çalışmaların temelini oluşturuyor.”

Misafir olunan üniversitelerin, başta rektörleri olmak üzere diğer idareci ve akademisyenleriyle samimi sohbetlerin yaşandığı ziyaretlerin diğer bir yanını ise buralardakı üniversite hastanelerinin görülmesi ve edinilen deneyimlerin paylaşılması oluşturdu. NKÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi ile Baş Müdürü’nün katıldığı ziyaret

programında Düzce, Osmangazi ve Kocaeli Üniversitelerine bağlı bulunan Araştırma ve Uygulama Hastanelerinin gezilmesi de yer aldı. Yoğun bir yapılanma dönemi geçiren üniversitemiz hastanesinin yöneticileri, ziyaret sonrası yaptıkları açıklamalarda bu ziyaretlerin çok faydalı olduğunu, buralarda edindikleri deneyimleri kısa sürede NKÜ Araştırma Uygulama Hastanesi’ne aktaracaklarını vurguladılar.

Rektör Prof. Dr. Şenköylü ile beraberindeki heyet Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Karaosmanoğlu’na da bir nezaket ziyaretinde bulundular. Üniversitemiz heyetini çok sıcak bir biçimde karşılayan Karaosmanoğlu bu ziyaretin kendisini çok mutlu ettiğini ifade etti. Sadece Kocaeli’deki üniversite ile değil tüm üniversitelerle yakın ilişkiler kurmanın önemli olduğunu vurgulayan Başkan Karaosmanoğlu bu çerçevede NKÜ Rektörü ve idarecileriyle birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu, NKÜ’nün daha da gelişebilmesi bakımından Kocaeli Belediyesi’nin elinden gelen desteği vermeye hazır olduğunu belirtti.

Rektörümüz Prof. Dr. Şenköylü, hem NKÜ’nün hem de Türkiye’deki yükseköğretimin ve bilimsel gelişmenin daha da ileri noktalara ulaşabilmesi bakımından oldukça faydalı gördüğü bu tür ziyaretlere önümüzdeki aylarda da devam edeceğini bildirdi.

PROF. DR. ŞENKÖYLÜ, ÜNİVERSİTELERLE İŞBİRLİĞİNİ GELİŞTİRMEK ADINA YOĞUN ÇABA SARFEDİYOR

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Şenköylü, geçtiğimiz ay içinde 5 üniversite ile 1 büyükşehir belediyesini ziyaret etti. Ziyaret edilen üniversitelerde üzerinde durulan konular arasında önceliği bu üniversitelerle bilimsel alanda işbirliklerinin güçlendirilmesi aldı.

Rektörümüzün Ziyaret Maratonu

Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, Rektörümüzün Düzce’yi ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek yeni kurulmuş bu iki genç üniversitenin pek çok konuda ortak noktalarının bulunduğunu, bu nedenle yaşanan deneyimlerin paylaşılabileceğini ve ortak çalışmaların yapılabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman ile yapılan görüşmede üniversiteler arasında işbirliği ve bilgi paylaşımının önemine işaret etti.

NKÜ Rektörü ve idarecileriyle birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu belirten Başkan Karaosmanoğlu, NKÜ’nün daha da gelişebilmesi bakımından Kocaeli Belediyesi’nin elinden gelen desteği vermeye hazır olduğunu belirtti.

Page 7: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

7NİSAN 2010 HABER

PANEL: “12 MART İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY’U ANMA GÜNÜ”

Milli Şairimiz Mehmet Akif AnıldıÜniversitemiz Rektörlük

Konferans Salonunda, “12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü” konulu panel gerçekleştirildi.

Panelin açılışında konuşan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, “Milli marşlar, ulusların birliğini sağlayan ve yaşatan temel öğelerdendir. İstiklal Marşı, Türk Ulusu’nun bağımsızlık ve özgürlük savaşını ölümsüzleştiren, Türk Milleti’ni ortak düşünce ve değerler üzerinde buluşturan eşsiz bir yapıttır.

Mehmet Akif Ersoy, yazmış olduğu bu eşsiz yapıtla, İstiklal Marşı’yla Türk Ulusu’nun, yurt ve bayrak sevgisini, bağımsızlığına olan düşkünlüğünü, ulusal birlik ve bütünlüğüne verdiği önemi dile getirmiştir. İstiklal Marşı harap ve bitap düşmüş bir ulusun yeniden şahlanışının bir simgesi olmuştur” diye konuştu.

Başkanlığını Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Orhan

Kemal Tavukçu’nun yaptığı panelde, Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Karabey “Mehmet Akif Ersoy’un İnsan Şiiri Üzerine”, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.

Turan Karataş “Örnek Bir Şahsiyet ve Ondan Çıkaracağımız Dersler”, Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Çelik ise “Aydın Bir İnsan Olarak Mehmet Akif” konulu birer sunum gerçekleştirdi.

Panele üniversitemizin öğrencilerinin de ilgisi oldukça yoğundu. Salonu tamamen doldurmuş olmaları gurur verici bir davran›››ış olarak yorumlandı.

Panel sonrası Rektörümüz panelistlere teşekkür ederek kendilerine çiçek verdi.

Mehmet Âkif Ersoy (1873-1936)

Mehmet Âkif Ersoy, Cumhuriyet Dönemi şairi, düşünür, veteriner, öğretmen, vaiz, hafız, Kur’an mütercimi, milletvekili.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı’nın güftekârıdır. “Vatan şairi” ve “milli şair” unvanları ile anılır. Çanakkale Destanı ve Bülbül en önemli eserlerindendir.

II. Meşrutiyet döneminden itibaren Sırat-ı Müstakim (daha sonraki adıyla Sebil’ür-Reşad) dergisinin başyazarlığını yapmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında milletvekili olarak 1. TBMM’de yer almış, İstiklal Madalyası sahibi bir vatanseverdir. Mehmet Âkif, son yıllarını Mısır’da Türkçe dersleri vererek ve Kur’an’ın Türkçeye çevrilmesi ile uğraşarak geçirmiştir.

Atatürk Ü. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Orhan Kemal Tavukçu, Atatürk Ü. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Karabey, Karamanoğlu Mehmet Bey Ü. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Karataş, Başkent Ü. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Çelik, Panelde birer sunum gerçekleştirdiler.

Öğrenciler panele yoğun ilgi gösterdi.

Cemil Hoca’yı UğurladıkAni ölümü Üniversitemiz ve bilim camiasında derin üzüntü yaratan, Üniversitemiz Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemil Cangir, son yolculuğuna uğurlandı.

Trakya Üniversitesi Hastanesi’nde, midesindeki bir rahatsızlık nedeniyle tedavi görürken 10 Mart günü vefat eden Prof. Dr. Cemil Cangir, Tekirdağ Merkez’e bağlı Köseilyas Köyü mezarlığında toprağa verildi.

Bilimsel çalışmaları, özel hayatı ve kişiliğiyle örnek bir bilim insanı olan Prof. Dr. Cemil Cangir için ilk tören Ziraat Fakültesi Dekanlığı önünde gerçekleştirildi.

Buradaki törende konuşan Toprak Bölümü Başkanı Prof. Dr. Turgut Sağlam, Prof. Dr. Cemil Cangir’in, Ülke ve Trakya topraklarının korunması adına örnek çalışmalar sergilediğini belirterek, “Hocamız, Ulu Önderin ‘Köylü, milletin efendisidir!’ sözünü her zaman savunduğundan köylülerle,

öğrencileriyle ve tüm insanlıkla olan yakın ilişkileri sebebiyle hem sosyal hayatında hem de üniversite camiasında herkes tarafından çok sevilen, saygı gören kıymetli bir hocamızdı.

Meslek ve vatan aşkı onun için hayatta her şeyden önce gelirdi. Kendisine memleketi sorulduğunda Türkiyeliyim derdi. Bunu kendisi yaşadığı gibi öğrencilerine de aşılamayı başarmıştır. Son derece dürüst ve babacan tavrıyla etrafındaki herkese örnek olmuştur. Etrafındakilere karşı gösterdiği sevgiyle herkesin gönlünde taht kurmuştur. Onun aramızdan ani ayrılışı hepimizi derin bir üzüntüye boğmuştur. Bu kayıp bizleri derinden sarsmıştır. Gerek bölümümüz gerek fakültemiz ve gerekse üniversitemiz için

yeri doldurulamaz bir kayıp olduğu kanısındayız. Bilimsel yönden son derece donanımlı, görevini titizlilikle yapan, şefkatli bir insandı. Merhum Cangir, yaşamını bilimle süslemiş ve mesleğine aşık olmuş değerli bir bilim insanıydı. Aramızdan ayrılması bizleri çok sarsmıştır. Ancak Prof. Cangir rahat uyusun, çünkü yetiştirdiği öğrencileri onun bayrağını gururla taşıyacaktır” diye konuştu.

Burada yapılan törenin ardından, Prof. Dr. Cemil Cangir’in cenazesi Orta Cami’de öğlen namazına müteakip kılınan cenaze namazı

sonrasında Köseilyas Köyü mezarlığında toprağa verildi.

Ailesi, meslektaşları, mesai arkadaşları ve öğrencilerinden oluşan büyük bir kalabalık, Ziraat Fakültesi Dekanlığı önündeki törende, ardından Orta Cami’de kılınan cenaze namazında ve sonrasında da Köseilyas Köyü mezarlığında toprağa verilirken Cemil Hoca’larına son görevlerini yerine getirdi.

Ani ölümüyle sevenlerini yasa boğan Prof. Dr. Cemil Cangir’in cenazesine yüzlerce kişi eşlik etti.

Page 8: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

8 NİSAN 2010HABER

Üniversitemiz Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından organize

edilen, “Avrupa Birliği-Türkiye İlişkilerinin Geleceği Konferanslar Dizisi” kapsamında, “Kıbrıs Uyuşmazlığı: Avrupa Birliği-Türkiye İlişkileri Üzerine Yansımaları” konulu konferans gerçekleştirildi.

Deneyimli diplomat, KKTC Ankara Emekli Büyükelçisi Dr. Ahmet Zeki Bulunç, konferansa konuşmacı olarak katılarak konuya ilişkin tecrübelerini paylaştı.

Konferans açılışında konuşan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, Adaya ilişkin konularda barışçıl bir yaklaşım benimseyen KKTC’nin, problemin çözümünü hukuki yollarda aradığını dile getirdi.

Prof. Dr. Şenköylü “Namık Kemal Üniversitesi olarak bizler de gerek Türkiye’nin AB üyeliğine gerekse Kıbrıs konusunda kalıcı ve adil bir çözüm getirilmesine verdiğimiz önem doğrultusunda, konunun akademik bir platformda tartışılması ve aydınlatılmasına katkı sağlamak amacıyla bugünkü toplantıyı düzenlemekten mutluluk duymaktayız” diye konuştu.

Konferansın oturum başkanlığını yapan Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Alpay Hekimler ise ele alınan bu konunun sadece Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri açısından değil, onun ötesinde uluslararası boyutta önem taşıdığının altını çizdi.

Prof. Dr. Şenköylü, katılımcıların sorularının da yanıtlandığı konferans sonrası Dr. Ahmet Zeki Bulunç’a teşekkür ederek, günün anısına bir plaket takdim etti.

KKTC Dışişlerinin çeşitli kademelerinde yıllardır edindiği deneyimin ışığında Kıbrıs uyuşmazlığı konusunda çok değerli çalışmaları bulunan KKTC Eski Ankara Büyükelçisi Dr. Ahmet Zeki BULUNÇ, konferansta yaptığı uzun konuşmada başlangıcından bugüne Kıbrıs Meselesi’nin çok değerli bir özetini aktardı.

Dr. Bulunç, konuşmasında Kıbrıs Meselesinin özünün çok iyi anlaşılması ve değerlendirmelerin buna göre yapılması gerektiğini, Türk Ulusu olarak tezlerimizin bu değerlendirmeler üzerine oturtmamız gerektiğini vurguladı. Dr. Bulunç Kıbrıs uyuşmazlığının uluslararası niteliğe kavuştuğu 1954 yılından başlayarak burada yaşanan tüm gelişmeleri ulusal ve uluslararası boyutlarıyla özetledi.

Dünden Bugüne Kıbrıs1571: Kıbrıs Adası Osmanlılar tarafından fethedildi. Osmanlı idaresi burada bilinçli bir iskan politikası izleyerek adaya, seçilmiş mesleklerden Türkleri göç ettirmiş, nüfus çoğunluğu bir süre sonra Müslüman Türklere geçmiştir.

1878: 93 Harbi olarak adlandırılan 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşında yenilen Osmanlı, Rusların daha fazla ilerlemesini engelleyebilmek için bölgede önemli çıkarları bulunan İngiltere’nin yardım teklifini kabul etti. İngilizlere bu yardım karşılığında Kıbrıs Adası kiralandı. Adanın mülkiyeti Osmanlı’da kalacaktı ancak İngilizler adayı diledikleri gibi kullanabileceklerdi.

1914: I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Osmanlı’ya savaş ilan eden İngiltere, Kıbrıs’ı ilhak ettiğini (kendi topraklarına kattığını) bildirdi. Adadaki Osmanlı egemenliğinin sona ermesiyle burada yaşayan Türklerin bir kısmı Anadolu’ya döndü. Adadaki nüfus dengesi Türkler aleyhine bozulmaya başladı.

1923: Türkiye, 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması’yla Kıbrıs’ın İngiltere tarafından ilhakını kabul etti.

1931: Rumlar, bir süredir yürüttükleri Enosis (Adanın Yunanistan’a bağlanması) isteklerinin İngiltere tarafından karşılık bulmadığı gerekçesiyle enosis isyanı başlatarak İngiliz Valisi’nin konağını yaktı. İngiliz politikaları sertleşti.

1947: Yunan parlementosu Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı kararı aldı. Adanın kendine verilmesi karşılığında Kıbrıs’ta ABD ve İngiltere’ye üs verebileceğini açıkladı.

1949: Kıbrıslı Rumlar Birleşmiş Milletler’e (BM) enosis doğrultusunda başvuruda bulundu. Kıbrıslı Türkler gelişmeleri protesto etmek için adada iki büyük miting gerçekleştirdi. Türkiye’de de Kıbrıs Mitingleri yapıldı.

1950: Makarios Başpsikopos seçilerek Kıbrıs Rum Liderliği’nin başına geçti. Yunanistan’la birlikte yoğun bir self-determinasyon (ulusların kendi geleceklerini kendilerinin belirleme hakkı) kampanyası başlattı. Amaç, enosisi sağlamaktı.

1954: Yunanistan Kıbrıs’ta self-determinasyon için Birleşmiş Milletler’e (BM) başvurdu. Türk hükümetinin de yoğun çabalarıyla BM Genel Kurulu bu başvuruyu reddetti. Türkiye, bundan sonra Kıbrıs’ı ulusal bir mesele olarak açıklayarak sorunun doğrudan tarafı oldu.

1955: Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını sağlamak adına Yunanistan tarafından kurulan EOKA adlı örgüt adada faaliyete geçerek şiddet eylemlerine başladı. Artan terör eylemlerinin de baskısıyla İngilteri’nin çağrısıyla Londra’da yapılan konferansta taraflar tezlerinden vazgeçmediler. Türkiye Kıbrıs’taki durumun varolan şekliyle devam etmesini, eğer devam etmeyecekse de adanın kendisine bağlanması gerektiğini savunuyordu.

1956: Değişen dünya dengeleri içinde bölgedeki etkinliğini ABD’ye kaptıran İngiltere, adanın kendine ait olması tezinden vazgeçip sadece buradaki askeri üslerin kendinde kalması fikrini benimsedi. Adada self-determinasyon ilkesinin uygulanabileceğini kabul etmesi üzerine Türkiye de savunduğu tezleri değiştirerek Kıbrıs’ta “taksim” tezini öne sürdü. Buna göre

NKÜ’nün Gündemi: KIBRISNKÜ’de AVRUPA BİRLİĞİ-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ KONFERANSLARI

Dr. Ahmet Zeki Bulunç, konuyla ilgili tecrübelerini paylaştı.

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Alpay Hekimler’in oturum başkanlığını yaptığı konferansı, geniş bir katılımcı topluluğu izledi.

NKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından düzenlenen Avrupa Birliği-Türkiye İlişkilerinin Geleceği Konferansları dizisinin bu ayki konusu Kıbrıs’tı.

Page 9: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

9NİSAN 2010 HABER

NKÜ’nün Gündemi: KIBRISNKÜ’de AVRUPA BİRLİĞİ-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ KONFERANSLARI

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi

İngiliz Askeri Üsleri

Yeşil Hat

Kıbrıs iki bölgeye taksim edilmeli ve adanın kuzeyi Türkiye’nin bir ili olarak Türkiye’ye bağlanmalıydı.

1959: ABD’nin baskısıyla enosisten vazgeçen Yunanistan ile taksimden vazgeçen Türkiye arasında ilişkiler yumuşadı. Her iki taraf da adanın kendine bağlanmasından vazgeçmiş, adada iki halktan oluşan bağımsız bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulması fikrini kabul etmişti. Aynı yıl içinde yapılan Zürih ve Londra Antlaşmaları’nda taraflar Kıbrıs Cumhuriyeti’ni (KC) kuran metinleri imzaladı ve Kıbrıs’taki yeni düzenin İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüğünde devam edeceğini kabul etti.

1960: Zürih’te imzalanan Temel Antlaşma’ya uygun biçimde KC’nin anayasası (1960 Anayasası) oluşturuldu. Oluşturulan geçici hükümetin ardından 16 Ağustos’ta KC’nin kurulduğu ilan edildi. Yeni Cumhuriyetin yönetim yapısı iki toplumun eştliğine dayanıyordu. Cumhurbaşkanı Rum toplumunun kendi içinden seçeceği bir Rum, cumhurbaşkanı yardımcısı ise Türk toplumunun seçeceği bir Türk olacaktı. Buna göre yapılan ilk seçimlerde Makarios Cumhurbaşkanı, Dr. Fazıl Küçük ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak seçildi.

1963: Makarios KC Anayasasına değiştirip Türk Cumhurbaşkanı Yardımcısının yetkilerini kısma yönünde çalışmalara başladı. Akritas Planı olarak bilinen plan dahilinde yürütülen bu çalışmaların amacı adadaki Türkleri yönetimden dışlamak ve Rumların yönetimi tamamen ele geçirmesiyle enosisi uygulayarak adayı Yunanistan’a bağlamaktı. Aynı yılın Aralık ayında “Kanlı Noel” olarak bilinen şiddet olayları yaşandı. EOKA örgütü Kıbrıs Türklerine karşı yoğun şiddet eylemlerine girişerek pek çok Türkü acımasız biçimde öldürdü.

1964: Makarios 1960 Antlaşmalarını tek taraflı feshettiğini açıkladı. Saldırıların daha da artması üzerine Türkiye BM Güvenlik Konseyi’ni başvurdu. Konsey, şiddet olaylarını önlemek için adaya bir Barış Gücü göndermeye karar verdi. Barış Gücü gelmeden önce adayı tamamen ele geçirmek isteyen Rumlar saldırılarını iyice arttırdı. Türkler, devletin tüm organlarından dışlandı, milletvekilleri meclise sokulmadı.

1967: Rumlar, 15 Kasımda Boğaziçi ve Geçitkale köylerine saldırarak Barış Gücü askerlerinin gözleri önünde 28 Türkü katletti. Türk savaş uçakları ada üzerinde alçak uçuşlara başladı, Türk donanması Kıbrıs’a doğru açıldı. TBMM 17 Kasım’da, saldırıların devam etmesi durumunda Yunanistan’la savaşma kararı aldı. Bunun üzerine Rumlar işgal ettikleri köylerden çekildi. Yönetimin her kademesinden ve meclisten dışlanan Türkler Aralık ayında Geçici Türk Yönetimi’ni ilan ettiler. Sonradan ‘geçici’ ibaresi kaldırılan Türk Yönetimi, Türk toplumunun yasama, yürütme ve yargı işlerini üstlendi.

1974: Kıbrıs’ı tek başına yönetme konusunda kararlı olan Makarios Yunanlı cuntacı subayların darbesiyle devrildi. Bu subayların kurduğu EOKA-B önderi Nikos Sampson Cumhurbaşkanı ilan edildi. Cuntacıların ve Sampson’un niyeti enosisi gerçekleştirmekti. Türkiye, Londra ve Zürih Antlaşmalarında kabul edilen Garantör Ülke olması sıfatıyla 20 Temmuz’da adaya ilk askeri harekatı gerçekleştirdi. Ateşkesin ardından Cenevre’de

sürdürülen barış görüşmeleri Türkler lehine sonuçlandı. Yunanistan ve Rumlar imzalanan Cenevre Protokolü’nün hükümlerine uymayacağını belli edince Ağustos’ta Türk Ordusu ikinci harekatı gerçekleştirerek adanın %37’sine hakim oldu.

1975: Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) kuruldu ve aynı yıl bir nüfus mübadelesi gerçekleştirildi.

1982: BM Genel Kurulu, Rumların başvurusu üzerine Ada’daki “işgal ordusunun” (Türk Ordusu) derhal adadan çekilmesi tavsiye kararını aldı. Bunun üzerine KTFD Kıbrıs toplumunun self-determinasyon hakkına ilişkin önemli kararını aldı. Bu, Kuzey Kıbrıs’ın bağımsızlığı demekti.

1983: 15 Kasım’da KTFD, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adıyla bağımsız bir devlet kurulduğunu dünyaya ilan etti. Bu karar Yunanistan ve Rumların yanı sıra batılı devletler ile BM Güvenlik Konseyi’nin de tepkisini çekti. Güvenlik Konseyi bağımsızlık kararını geçersiz saydığını ilan etti. KKTC’yi tanımaya yakın olan bazı devletler ABD ve batılı devletlerin baskıları nedeniyle bunu gerçekleştirmediler.

1990: Kıbrıs Rum Yonetimi (KRY), adanın tamamı üzerindeki tek meşru iktidar olduğu iddiasıyla “Kıbrıs”ın AB’ye üyeliği için başvuru yaptı. BM ve Türkiye’nin uyarılarına rağmen AB bu başvuruyu normal süreç içinde değerlendireceğini açıkladı.

1991: Bu tarihe kadar sorunun iki toplum arasında görüşülmesi gerektiğini savunun Türkiye politika değiştirerek Kıbrıs konusunda Türkiye, Yunanistan, KRY ve KKTC’nin katılacağı bir dörtlü konferans önerdi.

1993: AB, Kıbrıs’ın tam üyelik için gerekli şartları taşıdığını belirten görüşünü yayınladı.

1997: KRY’nin Rusya’dan S-300 füzeleri alacağını açıklaması Türkiye’nin sert tepkisini çekti. BM ve İngiltere de tepki gösterdi. AB, üyelik konusunda tavır değiştirerek üyelik öncesinde adada siyasi bir çözümün şart olduğunu açıkladı.

1999: Türkiye, AB üyeliğine aday ülke olarak açıklandı. 2000 yılında yayınlanan Katılım Ortaklığı Belgesi, Kıbrıs konusunda Türkiye’nin tezlerine aykırı önkoşullar içerdiğinden Türkiye sert tepki gösterdi.

2001: AB Komisyon Başkanı Prodi, Kıbrıs konusu çözülmeden de KRY’nin üyeliğinin değerlendirilebileceğini açıkladı.

2004: BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın, adada birleşmiş bir Kıbrıs Cumhuriyeti’ni öngören çözüm planı Nisan ayında halkoylamasına sunuldu. Annan Planı, adadaki Türklerin aleyhine bir plan olmasına rağmen Türk tarafının %65 Evet oyuna karşın Rum tarafının %76 Hayır oyuyla reddedildi.

2004: KRY, Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla AB’ye üye ülke olarak kabul edildi.

2004-2010: Adadaki taraflar arasında kalıcı bir çözüm için görüşmeler devam ediyor. KKTC ve Türkiye, adada iki toplumlu yapı dışındaki çözümlere karşıyken KRY ve Yunanistan, adanın tek meşru iktidarının Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınan KRY olduğunu, çözümün bu yapı içinde olabileceğini öne sürüyor.

Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü konferans sonrası Dr. Ahmet Zeki Bulunç’a teşekkür ederek, günün anısına bir plaket takdim etti.

KKTC Ankara Emekli Büyükelçisi Dr. Ahmet Zeki Bulunç ile Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Alpay Hekimler Kıbrıs Uyuşmazlığının dünü ve bugününü anlattılar.

Page 10: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

10 NİSAN 2010HABER

Türkiye Tekstil Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Oğuz,

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü’yü ziyaret etti.

Prof. Dr. Fatma Göktepe ve Prof. Dr. Özer Göktepe’nin de katılımıyla gerçekleşen görüşmede, Çerkezköy’de kurulması planlanan Tekstil Araştırma Geliştirme ve İnovasyon Merkezi’yle ilgili olarak görüş alışverişinde bulunuldu. Türkiye Tekstil Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Oğuz, projenin önemini vurgulayarak, DPT’ye sunulacak olan projenin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer tarafından da ilgiyle karşılandığını belirtti.

Üniversitelerin AR-GE alanında sektöre yapacakları katkının önemine işaret edilen görüşmede, Namık Kemal Üniversitesi’nin tekstil sektörüne katkısı ve Tekstil Araştırma Geliştirme ve İnovasyon Merkezi’nin bu anlamda alacağı rol kapsamlı bir şekilde değerlendirildi.

Tekstil ARGE ve İnovasyon Merkezi’ne İlişkin Çalışmalar Sürdürülüyor

Tekirdağ Jandarma Alay Komutanı J.Kd. Alb. Ali İnlek ve Askerlik Şubesi Başkanı Per. Bnb. İlker Acar, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü’ye Nezaket ziyaretinde bulundular.

Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adnan Orak ve Prof. Dr. Birol Kayişoğlu’nun da katıldığı görüşmede, Rektör Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, Üniversitemizin çalışmaları konusunda bilgi verdi.

Jandarma Alay Komutanlığı’ndan Üniversitemize Ziyaret

KISA KISA

[1. Sayfadan Devam]

Daha sonra NKÜ Bologna Eşgüdüm Komisyonu Koordinatörü Prof. Dr. Bülent Eker, Bologna Süreci ve sürecin Namık Kemal Üniversitesi’ndeki uygulamalarına ilişkin bir sunum yaptı.

Bologna Sürecinin içeriğini anlatan Prof. Dr. Eker, bu süreç çerçevesinde Üniversitemizde yürütülen faaliyetler hakkında bilgi verdi.

Toplantı sonunda katılımcılar, sürece ilişkin soru ve görüşlerini dile getirdiler.

Bologna Süreci Nedir?

Bologna Süreci, temelleri 1998 yılında atılan ve bu sürece katılan tüm ülkelerle birlikte 2010 yılına kadar bir “Avrupa Yükseköğretim Alanı” oluşturmayı öngören bir eğitim reformu sürecidir.

Bu Süreçle Hedeflenen Nedir?

Bologna Süreci’nin temel hedefi, üye ülkelerin eğitim sistemlerinin birbirine uyumlu hale getirilmesidir. Burada, tüm üye ülkelerin eğitim sistemlerinin tek tip bir yapıya kavuşturulması değil ülkelerin yükseköğretim sistemlerinin kendine özgü farklılıkları korunarak bu sistemlerin birbirleriyle

karşılaştırılabilir hale getirilmesi amaçlanmaktadır. Böylece tüm Avrupa bölgesinde, eğitim alanında çeşitlilik ile birliğin dengesi kurulacak; her üye ülke bir yandan kendine özgü yükseköğretim anlayışını sürdürürken diğer yandan tüm bu ülkeler ortak biçimde bir Avrupa Yükseköğretim Sistemi standardına ulaşacaktır.

Bu amaca ulaşmak için temeli 1998 yılında atılan Bologna Süreci kapsamında yapılan çeşitli zamanlardaki toplantılarda belirlenen temel hedef ve öncelikler şunlardır:

• Kolay anlaşılır ve birbirleriyle karşılaştırılabilir yükseköğretim diploma ve/veya dereceleri oluşturmak. Bu amaç doğrultusunda Diploma Eki uygulamasının geliştirilmesi,

• Yükseköğretimde Lisans ve Yüksek Lisans olmak üzere iki aşamalı derece sistemine geçmek,

• Avrupa Kredi Transfer Sistemini

(European Credit Transfer System, ECTS) uygulamak,

• Öğrencilerin ve öğretim görevlilerinin hareketliliğini sağlamak ve yaygınlaştırmak,

• Yükseköğretimde kalite güvencesi sistemleri ağını oluşturmak ve yaygınlaştırmak,

• Yükseköğretimde Avrupa boyutunu geliştirmek,

• Yaşam boyu öğrenimin teşvik edilmesi,

• Öğrencilerin ve yükseköğretim kurumlarının sürece aktif katılımının sağlanması,

• Avrupa Yükseköğretim Alanı’nın cazip hale getirilmesi

Öğrencilere Katkısı Ne Olacak?

Bologna Sürecinin oluşturmayı hedeflediği Avrupa Yükseköğretim Alanı içerisinde yer alan ülke vatandaşları, yükseköğrenim görmek ya da çalışmak amaçları ile Avrupa’da kolayca dolaşabileceklerdir. Bir ülkeden ya da yükseköğretim sisteminden bir diğerine geçişin kolaylaşması ve böylece öğrenciler ve öğretim görevlilerinin hareketliliği ve istihdamının artırılması planlanmaktadır. Bu sayede Avrupa, gerek yükseköğretim gerekse iş imkanları açısından dünyanın diğer bölgelerinden kişiler tarafından tercih edilir hale getirilecektir.

Bilgi için: http://bologna.nku.edu.tr/

NKÜ’de Bologna Süreci

Rektör Yrd. Prof. Dr. Adnan Orak

Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) ile Tekirdağ Ziraat

Odası (TZO) arasında işbirliğinin güçlendirilmesi konusunda fikir birliğine varıldı.

Ziraat Odası Başkanı Şerif Baykut’u ziyaret eden Rektörümüz Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, NKÜ’nün çiftçilerin eğitilmesi de dâhil her türlü konuda TZO’ya destek olmaya hazır olduğunu dile getirdi.

Kısa bir süre sonra süt sağım sertifikası vermek üzere Üniversitemiz Ziraat Fakültesi bünyesinde kurs açılacağını ifade eden Prof. Dr. Şenköylü, “Zootekni bölümümüzün süt üreticileriyle çalışmaları sürüyor. Bunun yanı sıra arıcılıkla ilgili de Mart sonuna doğru bir toplantı yapmayı planlıyoruz. Hayvancılıkla ilgili olarak Vaizoğulları Şirketler Grubu ile de bir protokol imzaladık” dedi.Tekirdağ ve bölgenin kalkınması

için işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Şenköylü, “Tekirdağ Ziraat Odası ile de bu ve benzeri konularda gerekirse protokol imzalayarak işbirliğini daha güçlü bir şekilde hayata geçirmeliyiz. Üniversite sizler için her yönden kaynaktır. Bu kaynağın değerlendirilmesi gerekir. Sizin taleplerinizi bizim araştırmalarımızla birleştirdiğimizde kısa sürede önemli başarılar kaydedeceğimize inanıyorum” diye konuştu.

Meralar konusuna da değinen Prof. Dr. Şenköylü, meraların, hayvancılığın gelişimi açısından çok önemli

olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Şenköylü, bu konuda devletin teşvik politikaları uygulaması gerektiğinin altını çizdi.

TZO Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Baykut ise bu ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, birçok konuda NKÜ’nün desteğine ihtiyaç duyduklarını belirtti.

Özellikle üreticilerin eğitim konusunda üniversiteden destek alması gerektiğini belirten Baykut, “Trakya’da damızlık hayvan üretim sistemini oluşturabiliriz. Bilgi, beceri ve altyapı açısından Trakya buna hazır. Üniversitemizle bu konudaki eğitim aşamasında işbirliği yapmalıyız” dedi.

Köylü nüfusu, köyde doyuracak sistemin kurulması gerektiğini belirten Baykut, Üniversitenin desteğiyle köylerde toplu sağım yerleriyle birlikte toplu bakım yerleri de oluşturulması gerektiğini ifade etti. Şerif Baykut, hayvancılığın geliştirilmesiyle bitkisel üretimin de gelişeceğini sözlerine ekledi.

Bölge Tarımına NKÜ DamgasıNKÜ’den TARIM ve HAYVANCILIK KONUSUNDA ZİRAAT ODASI İLE İŞBİRLİĞİ

Prof. Dr. Şenköylü ile TZO Başkanı Şerif Baykut bölge tarımının geleceğini konuştular.

Page 11: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

11NİSAN 2010 HABER

Üniversitemiz, İstanbul’un Çatalca İlçesi’ne,

organik tarım ve iyi tarım uygulamaları konusunda bilimsel destek verecek.

Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara ile Belediye Bakan Yardımcısı Ufuk Akın, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü’yü ziyaret ederek, tarımsal uygulamalar konusunda destek talebinde bulundular.

Üniversitemiz Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adnan Orak ve Prof. Dr. Birol Kayişoğlu ile Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çıtır’ın da katıldığı görüşmede, özellikle organik tarım ve iyi tarım uygulamaları konusunda işbirliği ve çiftçilerin bu alanda bilgilendirilmesinin önemine işaret edildi. Görüşmede, ilk aşama olarak Çatalca’da organik tarım yapmaya elverişli alanların belirlenmesi amacıyla, Prof. Dr.

Adnan Orak başkanlığında bir heyet oluşturulması ve bölgede incelemelerde bulunması kararlaştırıldı.

İyi tarım uygulamaları; çevre, insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyen bir tarımsal üretimin yapılması, doğal kaynakların korunması, tarımda izlenebilirlik, sürdürebilirlik ve gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla yapılan tarımsal üretim modeli olarak özetlenmektedir.

Milli Piyango Fen Lisesi ile Tekirdağ Anadolu

Lisesi’ni ziyaret eden NKÜ Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, öğrencileri NKÜ’nün imkanlarından yararlanmaya, NKÜ’de öğrenci olmaya davet etti.

NKÜ, sahip olduğu olanaklar ve kısa sürede yakaladığı yüksek eğitim kalitesiyle tüm Türkiye’den üniversite adaylarının ilgisini üzerine çekiyor. Tekirdağ’daki liselerde eğitim gören adaylarsa elbette bu listenin başında geliyor. NKÜ Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, bu adayların NKÜ’yü daha yakından tanıma ihtiyacında olduklarını düşünerek Tekirdağ’daki liselere ziyaretler gerçekleştiriyor ve buradaki öğretmen ve öğrencilere NKÜ hakkında önemli bilgiler veriyor.

Prof. Dr. Şenköylü, bu çerçevede geçtiğimiz ay içinde Milli Piyango Fen Lisesi ile Tekirdağ Anadolu Lisesi’ni ziyaret etti. Her iki lisede de öğrencilerle bir araya gelen Prof. Dr. Şenköylü, öğrencilere şunları söyledi: “NKÜ’nün hızla gelişen, çok modern, çağdaş bir üniversite olduğunu unutmamanız gerekir. Üniversitemiz yeni açılan bölümlerle birlikte gelişimini hızla sürdürüyor. Son iki yıl içinde açtığımız ve iddialı olduğumuz dallardan ilki Tıp Fakültesidir. Şimdiden hastanemiz var. Her bir öğrenciye neredeyse bir akademisyen düşüyor.

Böyle bir oran Türkiye’nin hiçbir tıp fakültesinde yok. Yine biyomedikal mühendisliği bölümünü Erciyes Üniversitesi’nden sonra açan ikinci devlet üniversitesi olduk. Önümüzdeki yıl endüstri ve mekatronik mühendisliği bölümlerini de açıyoruz. Özellikle sanayi bölgelerine olan yakınlığımız büyük bir avantaj demektir. Çünkü öğrencilerimiz uygulamalı eğitim yapıyorlar. Bu çok önemli bir avantajdır. Bu duruma pek az üniversite sahip diyebiliriz. Biz eğitim modelimizi de uygulamalı eğitime uygun olarak düzenliyoruz.”

NKÜ’den Çatalca’ya Bilimsel DestekOrganik tarım ve iyi tarım uygulamaları konusunda Üniversite ile Belediye işbirliğine işaret edildi.

Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü üniversite adaylarına NKÜ’yü anlatıyor.

ORGANİK TARIM VE İYİ TARIM UYGULAMALARI KONUSUNDANKÜ ve Çatalca Belediyesi yöneticileri organik tarım konusunda üniversitenin verebileceği destek üzerine fikir alışverişinde bulundu.

Üniversite Adaylarına Açık Davet

“Genç Girişimci Eğitimi”

KOSGEB’in NKÜ işbirliği ile düzenlediği “Genç Girişimci Eğitimi” konulu seminer 18

Mart 2010 Perşembe günü saat 14:00’te, Malkara MYO konferans salonunda yapıldı. Seminere KOSGEB yetkilisi Faris Kocaman konuşmacı olarak katıldı. Kocaman, konuşmasında “Bu seminerleri düzenlememizin asıl amacı, öğrenci arkadaşlarımıza, eğitimlerini bitirdikten sonra kendi işlerini kurabilecek seviyede bir iş planını nasıl yapabilecekleri konusunda yardımcı olmaktır” dedi.

Hayrabolu MYO Yenileniyor

Eğitim-öğretim kalitesinin daha da yükseltilmesi için bir süredir çalışmaların yürütüldüğü

Hayrabolu MYO, yenilenen Otomotiv ve Makine Atölyelerine, Bilgisayar Laboratuvarına, Seminer Salonuna ve yeni hizmet aracına kavuştu. Açılışların gerçekleştirildiği 15 Mart 2010 tarihli törene Rektör Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü başta olmak üzere üniversitemiz yöneticileri ile Hayrabolu Kaymakamı Ali Fuat Türkel başkanlığında Hayrabolu Protokolü katıldı. Özel sektör temsilcileri ile öğrencilerin de bulunduğu törende, üniversite-sanayi işbirliğinin önemine ve çağın teknolojik gelişmelerine uygun düzenlenmiş eğitim kurumlarının bu işbirliğine kattığı artı değere vurgu yapan konuşmalar yapıldı.

Sosyal Bilimler MetinleriASOS İndeksinde

NKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün, 2008 yılından bu yana 2 aylık periyodlarla

çıkardığı NKÜ Sosyal Bilimler Metinleri (NKÜ Papers On Social Sceince) isimli dergi Akademia Sosyal Bilimler İndeksi’ne (ASOS) kabul edildi. Sosyal bilimler alanında, düzenli olarak basılı ya da elektronik yayınlanmakta olan “hakemli” dergileri tarayan ASOS bu alanda ulusal düzeyde profesyonel indeksleme hizmeti sunmayı hedefliyor. Dergide yayınlanan tüm makalelerin özetlerine (abstract) ve tam metinlerine ulaşma imkanı sunan ASOS, sosyal bilimler alanında çalışmalar yapan herkese önemli bir başvuru kaynağı oluşturuyor.

KISA KISA

Üniversite adayı gençler Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü’yü dikkatlle dinledi.

Page 12: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

12 NİSAN 2010HABER

NKÜ Üniversitesi Piramit Salonu, verdikleri desteklerle

Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin gelişmesine büyük katkıları olan değerli isimlerle üniversitemiz idareci ve akademisyenlerini biraraya getiren akşam yemeğine ev sahipliği yaptı.

Araştırma ve Uygulama Hastanesi yararına düzenlenen geceye Tekirdağ Valiliği başta olmak üzere ilimizdeki pek çok kamu kurum ve kuruluşunun yönetici ve temsilcileri, kaymakamlar, belediye başkanları, Tekirdağlı sanayici ve işadamları, özel sektör temsilcileri ile çok sayıda Tekirdağlı katıldı. Yemekle ilgili açıklama yapan Rektör Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, düzenlenen bu tür organizasyonların, Tekirdağlıların NKÜ’ye ne ölçüde sahip çıktığının birer göstergesi olduğunu dile getirdi. Üniversite hastanesinin kısa sürede katettiği mesafenin büyüklüğüne değinen Prof. Dr. Şenköylü, bu başarıda en büyük payın hastanenin gelişmesi için maddi ve manevi destek veren Tekirdağlıların olduğunu söyledi. Rektör Şenköylü sözlerine şu şekilde devam etti: “Bizler, göreve geldiğimiz ilk zamanlardan bu yana hem akademik bakımdan hem de donanım olarak güçlü bir hastane oluşturmak ve Tekirdağlıların hizmetine sunmak istedik. Böyle bir hastanenin varlığı Tıp Fakültemizi ve Sağlık Yüksekokulumuzu da güçlendirecek diye düşündük. Bu yöndeki çalışmalarımıza büyük bir heyecan ve kararlılıkla başladık ve sanıyorum kısa bir süre içinde bu konuda başarılı da olduk. Ancak sanıyorum ki üniversitesine sahip çıkan değerli Tekirdağlı hemşehrilerimiz olmasaydı belki bu gelişme bu kadar kısa bir sürede tamamlanamazdı. Bu vesileyle Üniversitemize ve hastanemize katkıda bulunan herkese bu katkılarından dolayı üniversitem adına gönülden teşekkür ediyorum.”

NKÜ Kurma ve Yaşatma Derneği Başkanı Fahrettin Özzade ise gecede yaptığı konuşmada son bir yılda hayırseverler tarafından oda ve eksikliklerin giderilmeye çalışıldığını, Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin sağlık hizmetlerinin, araştırmalarının ve öğretiminin herkesi mutlu ettiğini ifade etti.

İl Özel İdaresi’nden 300 Bin Lira

Hastanemiz yararına düzenlenen gecede Tekirdağ İl Özel İdaresi, İl Genel Meclisi’nin aldığı karar doğrultusunda NKÜ’ye 250 bin TL bağışladı. Tekirdağ Valiliği’nin bağışladığı 50 bin TL ile birlikte bu rakam 300 bin TL’ye çıktı. Hastaneye yapılan bu yardıma ilişkin bir açıklama yapan İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mustafa Yel, Namık Kemal Üniversitesi’nin Tekirdağ için ne kadar önemli olduğunun bilincinde olduklarını, Tekirdağ’ı geliştirmenin en başta gelen yöntemlerinden birinin buradaki üniversiteyi geliştirmek olduğunu bildiklerini ifade etti. İl Özel İdarelerinin en önemli

görevlerinden birinin ilin sağlık olanaklarını arttırmak olduğunu belirten Yel, NKÜ Hastanesi’nin Tekirdağ’a katkısının büyük olacağını bu çerçevede hastanenin gelişmesi için NKÜ’ye verilen paranın bir lütuf değil görev olduğunu söyledi. İl Genel Meclisi ile İl Özel İdaresi’ne teşekkür eden Araştırma Uygulama Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Ahmet Kulaç ise hastanenin en önemli önceliğinin Tekirdağ’a tam ve güvenilir bir sağlık hizmeti sunmak olduğunu, bunun için de hastaneyi mümkün olabildiğince en yeni ve en yeterli malzemeyle donatmak gerektiğini söyledi. Hastaneye desteğinden dolayı Rektör Prof. Dr.

Şenköylü’ye de teşekkür eden Doç. Dr. Kulaç, hastanenin yapılacak az bir işinin kaldığını, kısa süre içinda NKÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin tam teşekküllü bir üniversite hastanesi haline gelerek Tekirdağ’a hizmet vermeyi sürdüreceğini belirtti.

Gecede, Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin gelişimine katkıda bulunanlara birer teşekkür plaketi verildi. Bunun ardından sahne alan Nijat Ayvaz ile Timuçin ve Teoman ikilisi, söyledikleri şarkılarla davetlilere keyifli anlar yaşatırken, üniversitemiz araştırma görevlisi Arda Altınkaradağ da piyano dinletisiyle geceye renk kattı.

NKÜ ARAŞTIRMA ve UYGULAMA HASTANESİ YARARINA DÜZENLENEN GECEYE İLGİ BÜYÜKTÜ

Tekirdağ’a eksiksiz bir sağlık hizmeti sunma amacıyla yola çıkan ve yapılanmasını büyük bir hızla tamamlamak üzere olan Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin bu gelişimine katkıda bulunan değerli isimler Yardım Gecesindeki yemekte biraraya geldi.

Elbirliğiyle Eksiksiz Hastane

Araştırma ve Uygulama Hastanesi yararına düzenlenen geceye Tekirdağ Valiliği başta olmak üzere ilimizdeki pek çok kamu kurum ve kuruluşunun yönetici ve temsilcileri, kaymakamlar, belediye başkanları, Tekirdağlı sanayici ve işadamları, özel sektör temsilcileri ile çok sayıda Tekirdağlı katıldı.

Hastane yönetimi ve akademisyenlerin de katıldığı gecede yapılan yardımların hem eğitim, hem de sağlık hizmeti için ne kadar önemli olduğu işaret edildi.

Rektörümüz Prof. Dr. Şenköylü’nün eşi Saffet Şenköylü Hanımefendi düzenlenen çekilişte kura çekerken katılımcılara şans diledi.

Page 13: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

13NİSAN 2010 HABER

Yaklaşık 1,5 yıl önce hizmete giren ve kısa sürede 25 bin kitap

kapasitesine ulaşan NKÜ Merkez Kütüphanesi, üniversitemizin yeni yapılan derslik ve laboratuvar binasındaki yeni yerinde hizmete başladı.

Merkez Kütüphane’nin yeni yerine taşınması nedeniyle düzenlenen törene Tekirdağ Vali Vekili Mustafa Yel, Üniversitemiz Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Birol Kayişoğlu, Prof. Dr. Adnan Orak ve Prof. Dr. Osman Şimşek, İl Genel Meclisi Başkanı Münür Karaevli ile Meclis Üyeleri katıldı. Törende üniversitemiz Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Sevim Gaytancıoğlu Merkez Kütüphane’nin kapasitesi ve donanımına ilişkin bilgi verdi.

Yüksek Donanımlı Kütüphane

NKÜ Merkez Kütüphanesi’nin 140 kişilik oturma kapasitesi bulunuyor. Kullanıcılar, 25 adet bilgisayarlı internet hizmet alanından yüksek veri hızlarıyla internet ortamına bağlanabiliyorlar. Kütüphanede 8 adet de DVD izleme yeri bulunuyor. 25 bin kitabın ulaşılabilir olduğu kütüphane günde yaklaşık 500 öğrenciye hizmet veriyor.

Kütüphane’nin diğer kütüphanelerle işbirliği de sağlanmış. İl Halk Kütüphanesi’yle yapılan protokol

gereği bu kütüphanenin üyeleri de NKÜ Merkez Kütüphanesi’nden yararlanabilecek. Bunun yanında KITS adlı bir kuruluşa üye olan Merkez Kütüphane, diğer üniversite kütüphaneleriyle işbirliği içinde olacak ve üniversiteler arasında yayın taleplerini karşılayarak diğer üniversite kütüphanelerine de destek olacak. Aynı biçimde ihtiyaç duyulduğunda diğer üniversite kütüphanelerinden NKÜ Kütüphanesi’ne de yayın getirtilebilecek.

Üniversite personelimizin ve öğrencilerimizin bilimsel ihtiyaçlarını karşılayacak olan Merkez Kütüphane hafta içi 08:30-20:30 saatleri arasında, Cumartesi günleri de 09:00-16:00 saatleri arasında hizmet verecek.

14 Mart Tıp Bayramı her yıl olduğu gibi bu yıl da Üniversitemiz bünyesinde bir dizi

etkinlikle kutlandı.

Üniversitemizin çok sevilen, bir dönem Rektör Yardımcılığı da yapan Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü öğretim üyesi, değerli bilim adamı Prof. Dr. Cemil Cangir’in 10 Mart’a isabeten vefat haberi üniversitemiz camiasında büyük bir hüzne neden

oldu. Bu nedenle, Tıp Haftası kapsamında daha önceden programlanan birçok etkinlik yapılmadı. Tıp Bayramı nedeniyle düzenlenen baloya özellikle akademik kesimden katılımın düşük olduğu gözlendi.

Tıp Bayramı ve Haftasına ilişkin bir açıklama yapan NKÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Aslan Özen bu günün tıp bayramı olarak kutlanmasının 14 Mart 1827’de, sultan II. Mahmut döneminde hekimbaşı

Mustafa Behçet’in önerisiyle ilk ameliyathane olan Cerrahhane-i Amire’nin kurulmasıyla Türkiye’de modern tıp eğitiminin başlamasına dayandığını ifade etti. Bu yüzden 14 Mart’ın tıp tarihinde önemli bir gün olduğunu belirten Prof. Dr. Özen ilk Tıp Bayramı’nın, 14 Mart 1919’da, o zaman işgal altında olan İstanbul’da, tıp öğrencileri tarafından kutlandığını söyledi.

14 MART TIP BAYRAMI PİRAMİT SALONDA DÜZENLENEN YEMEKTE KUTLANDI

Üniversitemiz Merkez Kütüphanesi, merkezi derslik ve laboratuvar binasındaki yeni yerinde hizmete başladı.

Bu yılki Tıp Bayramı 10 Mart 2010’da vefat eden değerli Hocamız Prof. Dr. Cemil Cangir’in yası nedeni ile buruk geçti.

Merkez Kütüphane Yeni Yerinde

Tıp Bayramı Bu Yıl Sönük Geçti

NKÜ Merkez Kütüphanesi, üniversitemizin yeni yapılan derslik ve laboratuvar binasındaki yeni yerinde, 25 bin kitap kapasitesiyle hizmete başladı.

Kütüphanenin çalışma bölümünü aynı anda 140 kişi kullanabiliyor.NKÜ Merkez Kütüphanesi günde yaklaşık 500 öğrenciye hizmet veriyor.

Page 14: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

14 NİSAN 2010KÜLTÜR-SANAT

Tekirdağ Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin düzenlediği,

Namık Kemal Kültür ve Sanat Haftası etkinlikleri kapsamında Üniversitemizde, Piramit Salonda Namık Kemal Şöleni gerçekleştirildi.

Tekirdağ, Gelibolu, Silivri, Vize ve Ankara-Çankaya’da Namık Kemal adını taşıyan ilköğretim okulları ile Tekirdağ Namık Kemal Lisesi öğrenci ve yöneticilerinin özel davetli olduğu şölene, Tekirdağ protokolü ile çeşitli kurum ve kuruluş temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinden temsilciler katıldı.

Gecede konuşan Prof. Dr. Şenköylü, “Namık Kemal Üniversitesi, adını aldığı Vatan Şairine layık olmak için kısa zamanda büyük adımlar atmıştır. NKÜ’de yapılan çalışmalar büyük

Vatan Şairinin adını yaşatacaktır. Üniversitemizde böyle bir toplantının yapılması bizlere şeref vermiştir” diye konuştu.

Etkinlikte Rektör Prof. Dr. Şenköylü, Tarihçi Mehmet Serez, Namık Kemal adını taşıyan okulların yöneticileri ile Tekirdağ’a sosyal ve kültürel açıdan katkısı olan isimlere birer plaket verildi.

Tekirdağ Namık Kemal İlköğretim Okulu halk oyunları ekibinin kısa bir gösteri yaptığı gecede Hakan Zengin, mini bir Türk Sanat Müziği konseri verdi.

Üniversitemiz Tiyatro Topluluğu tarafından,

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin Yıl Dönümü sebebiyle, Piramit Salonda “Çanakkale” adlı şiir dinletisi gerçekleştirildi.

Şiir dinletisi öncesi konuşan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, “Tiyatro Topluluğu’nun, kurulduğu günden bu yana en aktif topluluk olduğunu görüyorum. Öğrencilerimizin bir yandan eğitim öğretimleri

sürerken bir yandan da kültürel ve sanatsal etkinliklere katılmaları bizler için çok büyük önem taşıyor. Sadece derslerinizde değil sosyal yönden de çok başarılı olmanızı istiyoruz. Diğer topluluklarımızın da kendi alanlarına ilişkin etkinlikleri düzenleyerek burada sergilemelerini diliyoruz. Üniversitemizin benimsediği slogan ‘Üretken Üniversite’dir. Bu sadece idari ve akademik personel için değil öğrencilerimiz için

de geçerli bir slogandır” diye konuştu.

Prof. Dr. Şenköylü, konuşmasının ardından Necmettin Halil Onan’ın Çanakkale şehitleri anısına yazdığı “Dur Yolcu” adlı şiirini okudu.

Daha sonra tiyatro topluluğunun düzenlediği şiir dinletisi başladı. İzleyenlerin beğeniyle takip ettiği dinletide Çanakkale Savaşı üzerine yakılmış türküler eşliğinde şiirler okundu.

Prof. Dr. Şenköylü, Necmettin Halil Onan’ın Çanakkale şehitleri anısına yazdığı “Dur Yolcu” adlı şiiri okudu.

Süleyman Demirel Üniversitesi’nde yapılan münazara turnuvasına NKÜ iki takımla katıldı.

Tiyatro Topluluğu, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümü için hazrıladığı şiir dinletisi izleyenler tarafından çok beğenildi.

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin Yıl Dönümü sebebiyle, Piramit Salonda “Çanakkale” konulu şiir dinletisi gerçekleştirildi.

NKÜ TİYATRO TOPLULUĞU’NDAN ÇANAKKALE ŞİİRLERİ

Tüm Namık Kemaller Birarada

ULUSAL TURNUVA ÖNCESİ SON DÖNEMEÇMünazara Topluluğu Turnuvaya HazırŞarköy MYO Münazara Topluluğu, Süleyman Demirel Üniversitesi’nde düzenlenen geleneksel 4. Münazara Turnuvasına katıldı. 15 üniversiteden 150 kişinin katıldığı turnuvaya Şarköy MYO iki takımıyla katıldı ve turnuvayı 8. sırada tamamladı. Turnuvaya jüri olarak katılan topluluk başkanı Ediz Kentkuran, mayıs ayında, Konya Selçuk Üniversitesi’nin ev sahipliğinde yapılacak Ulusal Münazara Turnuvası öncesi son önemli turnuvada alınan bu sonuçla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu turnuva bizim için son provalardan biriydi. Buradaki bütün takımlar, Konya Selçuk Üniversitesi’nde düzenlenecek olan Ulusal Şampiyonaya hazırlanmakta. Biz de bu turnuva boyunca gördüğümüz eksiklerimizin üstüne giderek Ulusal Şampiyonaya en hazır şekilde girmek için çalışmalarımızı hızlandıracağız.”

Üniversitemiz Piramit Salonunda Namık Kemal Şöleni gerçekleştirildi.

Namık Kemal Kültür ve Sanat Haftası Etkinlikleri

Etkinlikler kapsamında, Türkiye’de Namık Kemal adını taşıyan tüm kurum, kuruluş ve dernekler biraraya geldi.

Bilmeden gelip bastığın, bu toprak, bir devrin battığı yerdir.“Dur Yolcu!”

Namık Kemal Üniversitesi Kurma ve Yaşatma Derneği Başkanı

Fahrettin Özzade ile Dernek Yönetim Kurulu Üyeleri Eren Cicioğlu ve Necdet Mercanoğlu, üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü’yü ziyaret ederek kendisine, üniversitemize de adını veren Vatan Şairi Namık Kemal’in bir portresi ile alçı heykelini hediye etti. Aslen bir Gagauz Türkü olan Moldovalı ressam ve heykeltıraş Dimitri Ayoglu’nun yaptığı Namık Kemal portresi ile heykeli Rektörlük Senato Odası’na yerleştirildi. Prof. Dr. Şenköylü ile Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adnan Orak ve Prof. Dr. Birol Kayişoğlu, NKÜ adına, sanatçı Dimitri Ayoglu ile NKÜ Kurma ve Yaşatma Derneği’ne teşekkürlerini ilettiler.

NKÜ Kurma ve Geliştirme Derneği’nin Anlamlı HediyesiÜniversitemizi ziyaret eden dernek başkanı ve üyeleri Üniversitemize Namık Kemal heykeli ve portresi hediye etti

Page 15: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

15NİSAN 2010 KÜLTÜR-SANAT

Üniversitemiz Piramit Salonu muhteşem bir geceye ev

sahipliği yaptı.

TRT Kampüs Konserleri kapsamında, Üniversitemiz Değirmenaltı Yerleşkesi Piramit Salonda gerçekleştirilen Yonca Lodi konserine öğrenciler büyük ilgi gösterdi.

Öğrencilerin konser boyunca söylediği şarkılarda kendisine eşlik ettiği Yonca Lodi, sesi ve performansıyla büyük beğeni topladı.

Konser sonrası Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, Yonca Lodi’ye teşekkür ederek kendisine çiçek verdi.

Öğrenciler, yoğun ders maratonunda, sters attıklarını, bu tarz organizasyonların kendilerinin motivasyonuna büyük katkı sağladığını

belirterek, yeni organizasyonların yapılmasını dilediler. NKÜ’de öğrenci olmanın ayrıcalıklarını yaşamaya başladıklarını belirttiler.

NKÜ’de Büyüleyici Bir Gece

Öğrenci Konseyi Malkara MYO’da Toplandı

NKÜÖdüllü Fotoğraf Yarışması

TRT Kampüs Konserleri kapsamında, Üniversitemiz Değirmenaltı Yerleşkesi’nde bulunan Piramit Salonda gerçekleştirilen Yonca Lodi konserine öğrenciler büyük ilgi gösterdi.

Rektörümüz, Yonca Lodi’ye teşekkür ederek kendisine çiçek verdi.

Yonca Lodi sahne performansıyla dinleyicileri büyüledi.

Üniversitemiz Piramit Salonu müzik dolu muhteşem bir geceye ev sahipliği yaptı. Yonca Lodi, şarkıları ve sahne performansıyla dinleyenleri büyüledi.

ÜNİVERSİTEMİZ PİRAMİT SALONUNDA YONCA LODİ KONSERİ

NKÜ’ye bağlı fakülte ve meslek yüksekokulları öğrencilerinin kendi aralarından seçtikleri öğrenci temsilcilerinden oluşan NKÜ Öğrenci Konseyi, 3. Genel Kurul Toplantısını Malkara MYO’da gerçekleştirdi. Her temsilcinin, kendi birimindeki öğrencilerin sorun ve isteklerini dile getirdiği toplantıda bu sorunlar ve istekler konuşularak bunlar üzerinde yapılacak çalışmalar karara bağlandı. NKÜ öğrencileri ile NKÜ yönetimi arasında bir köprü işlevi gören Konsey’in bu toplantısında alınan kararlardan ve görüşülen konulardan bazıları şöyle: Bahar şenlikleri boyunca öğrencilerin taşıma ücretlerinin üniversite tarafından karşılanması, 18 Mart’ta Çanakkale’ye bir gezi düzenlenmesi, Bologna Süreci’nin öğrencilere daha çok tanıtılabilmesi, çeşitli spor dallarında üniversite birimleri arasında hazırlık maçlarının yapılması ve üniversitede bizzat öğrenciler tarafından gerçekleştirilen çeşitli türden faaliyetlerin artırılması.

Konu: NKÜ’ de Yaşam

Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’nın, üniversitenin

tüm akademik ve idari personeli ile öğrencilerine açık olarak düzenlediği “Namık Kemal Üniversitesi’nde Yaşam” konulu fotoğraf yarışması, NKÜ’lülerin gözünden NKÜ’yü ortaya koyan değerli bir görsel arşiv oluşturacak. Yarışmanın son katılım tarihi 30 Nisan 2010. İsteyenlerin en çok 3 eserle katılabileceği yarışmada birinciye 700, ikinciye 500, üçüncüye 300 ve mansiyon ödülüne layık görülecek üç eser sahibine de 150 TL para ödülü verilecek. Sonuçları, Mayıs ayında gerçekleşecek bahar şenliklerinde açıklanacak yarışmanın ödül töreni 12 Mayıs’ta yapılacak. Yarışmaya ilişkin detaylı bilgi ile katılım koşullarına NKÜ internet sitesinde yer alıyor.

çıkacak her yeni fırsat yalnızca bizim bazı şeyleri yerine getirmemizle mümkün olacaktır. Konsey olarak öğrenci arkadaşlarımızdan beklediğimiz ise sorumluluklarını ve sadece derslerinde başarılı olmanın günlük hayatta yetmediğini bilen, üniversiteye ilişkin her konuda aktif ve dinamik olan, kendini geliştirmek için değişik çözüm yolları bulan öğrenciler olmalarıdır.26 Şubat 2010 tarihinde Marmara Ereğlisi’nde Öğrenci Konsey Başkan Yardımcısı Eren Terekli başkanlığında 2. NKÜ Öğrenci Konseyi Toplantısı yapıldı. Temsilci arkadaşların bu toplantıda dile getirdikleri ve üzerinde çalışarak çözüm yolları aradığımız ortak sorunların birkaçını size aktarmak istiyorum. İlki, toplulukların yapmış olduğu etkinliklerin sadece o topluluk öğrencilerinin bulunduğu bölge ile

sınırlı kalması. İkincisi, MYO’lar ve fakültelerdeki kütüphanelerin yetersiz olması. Üçüncüsü, başörtüsü takan arkadaşlarımızın okullara girerken rahat bir şekilde başörtülerini çıkarmalarını sağlamak adına her okulun girişine kabin yapılması. Dördüncüsü, DGS ve KPSS hakkında bilinçlendirme eğitimleri ile kursların düzenlenmesi. Son olarak da üniversitenin organize ettiği sertifikalı eğitimler.İlk sayıda da söylediğim gibi NKÜ öğrencisinin tüm sorun ve isteklerini ciddiye alıyor, değerlendiriyor ve gerekli birimlere ulaşarak bu sorunları çözmeye çalışıyoruz. Sizden bir kez daha ricam, sorun ve isteklerinizi daima bize, temsilciler aracılığıyla öğrenci konseyine iletmenizdir. Öğrenci Konseyi adına bütün öğrenci arkadaşlarımın derslerinde ve sosyal faaliyetlerinde başarılar diliyorum.

Değerli öğrenci arkadaşlarım, Öğrenci Konseyi Başkanı olarak bu sayıda da sizler adına bu gazetede paylaşmak istediğim birkaç düşünce ile NKÜ Konsey Başkanlığı olarak almış olduğumuz bazı kararlar var.Çoğumuzun üzerinde fikir birliğine vardığı bir gerçeği tekrar etmek istiyorum: NKÜ, henüz genç bir üniversite olmasına rağmen hızla gelişmekte, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da pek çok konuda büyük adımlar atmaktadır. Üniversitemizin akademik ve idari yöneticileriyle personelinin özverili çalışmalarla atılan bu adımlarda NKÜ öğrencileri olarak biz de sorumluluk sahibi olduğumuzu göstermeliyiz. Hepimiz biliyoruz ki önümüze

Öğrenci Konseyi’nden

ÖğrencidenÖğrencidenÖğrencidenÖğrenciden

Öğr. Konseyi Başk.Mehmet ERBİLEN

[email protected]

Page 16: ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ … 2.pdf · cesaretle gelecekte daha iyi çalışmalar yapmak için umutlandık. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama her

NKÜ’nün Gençleri İş BaşındaNKÜ, UYGULAMALI EĞİTİMLE ÖĞRENCİLERİNİ GELECEĞE HAZIRLIYOR

Her fırsatta uygulamalı eğitimin önemine dikkati

çeken Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Birol Kayişoğlu ile birlikte, Koleksiyon Mobilya Fabrikasında uygulamalı eğitim gören öğrencileri ziyaret etti.

Ülkemizde mobilya tasarımı konusunda önde gelen firmalardan olan Koleksiyon Mobilya Fabrikası’nda Üniversitemiz Teknik Bilimler MYO Mobilya ve Dekorasyon Programından 31 öğrenci uygulamalı eğitim görüyor.

Fabrikada incelemelerde bulunan Rektör Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, öğrencilerle sohbet ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Öğrencilere uygulamalı eğitimin önemini tekrar tekrar hatırlatan Prof. Dr. Şenköylü, burada geçirecekleri süreyi en iyi şekilde değerlendirmelerini istedi.

Koleksiyon Mobilya Üretim Müdürü Ağaç İşleri Endüstri Mühendisi Cem Tuğcu ile de konuya ilişkin kısa

bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Şenköylü, “Üniversite-sanayi işbirliği son derece önemli bir konudur. Sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanların yetişmesi, yapılacak işbirliği ile mümkün olacaktır. Bu amaçla NKÜ olarak birçok sanayi kuruluşu ile protokoller imzaladık. Sizinle olan işbirliğimizi de daha güçlendirmeliyiz” dedi.

Türkiye’de mobilya sektörünün iyi durumda olduğunu belirten Prof. Dr. Şenköylü, sektörün daha iyiye gitmesi için uygulamalı eğitimin yaygınlaştırılması gerektiğine işaret etti.

Cem Tuğcu ise, işbirliğinin öneminin farkında olduklarını belirterek, konuya büyük hassasiyet gösterdiklerini ifade etti.

Koleksiyon Mobilya’nın, alanında Türkiye’nin sayılı firmalarından olduğunu dile getiren Tuğcu, “Mobilya endüstrisi 2010’dan itibaren gelişme sağlıyor. Şu dönem iyi değerlendirilebilirse dünyada mobilya alanında daha iyi yerlere yükselebiliriz. Ancak bunu yapabilmemizin yolu üniversite-sanayi işbirliğini artırarak nitelikli elemanlar yetiştirmekten geçiyor. NKÜ ile yürüttüğümüz bu çalışmalar olumlu sonuçlar veriyor ve bu şekilde bir sanayi kuruluşu olarak amacımıza daha emin adımlarla ilerliyoruz ” diye konuştu.

“Herkesten bir farkınız yoksa işsiz gezen üniversite mezunlarından da hiçbir farkınız olmayacaktır. “

Şimdi üniversiteli olduk amfileri doldurduk diye başlayan modern şarkılarda aklım bu günlerde…

“Nerede olduğumuzdan çok, olduğumuz yerde neler yapabiliriz acaba?” sorularının cevaplarını bulabiliyorsak, olduğumuz yerin farkındalığını yaşıyoruz demektir. Sistemin kurbanlığını kabul edip de olduğumuz yerden şikayet etmek ya da sitemler yollamak yerine kaderimize, elimizdeki imkanları kullanmak adına neler yapabiliriz fikrine açmamız gerekir bence gözlerimizi.

Namık Kemal Üniversitesi çatısı altında nefes almaya çalışan binlercesinden bir nefesim sadece. Nerde olduğumu bilen ve neler yapmak istediğinin farkında olanlardan da biriyim belki de. Eğitimin önemli bir final kapısı olan üniversite kavramı eğer amaç doğrultusunda başladıysa bir

rahatlama ve şaşkınlık verir insana lakin amaç değil de araç olduğunun farkında olanlardansanız amaca gitmenize yol açacak önemli bir geçiş ve varış noktasıdır.

Bu yazıyı okurken aklının beyin kıvrımlarından bu ülkede okumak ne kadar çözüm ki diye düşünen varsa eğer verilecek tek cevabım var… Bu ülkeye çöp toplamak için de eğitimli insanlar gerekebilir, kim bilir belki sen de bunlardan biri olabilirsin bu düşünceyi aklından geçirebildiğine göre.

Üniversite sadece bir geçiştir amaca ulaşma aşamasında ve bilinmesi gereken şudur ki; bu geçişte sosyal olarak da birikimin olgunlaşarak kendini hayata dönüştüreceği yerdir üniversite. Üniversite, sadece ayaklarımızın ezbere gittiği ve ihtişamlı kaldırımların bittiği anda soluk renge boyanmış büyük binaların büyük dershaneleri değildir. Aklımız daima tenefüste kaldığı için ruhsuz bedenlerin oturduğu amfi sıraları değildir. Ders

saatlerinde aşk sözleri sarf ettiğimiz sevgilinin yanı başı ya da akşamdan kalma bi’dünya olmuş başımızı yastık niyetine kullandığımız sıraya dayayarak daldığımız rüya aleminin tam ortası da değildir.

En sosyal yanların topluluklar halinde kendini ve varlığını gösterme çabası da olabilir üniversite. En içe kapanık bildiklerimizin kendini bulduğu ve eğitimden çok kişiliğini geliştirerek aldığı diplomayı kendinden daha emin kişilerden daha iyi pazarlamayı öğrenmesidir belki de üniversite…

Yokluktan değil öğrenci psikolojisiyle hayata teslim olduğumuz için farkında değiliz Namık Kemal Üniversitesi’nde öğrenci olmanın ayrıcalıklarını. Üniversitenin size ne kattığını ya da neler kaybettirdiğinin farkına vardığınızda elinizde diploma kendinizi şaşkın ördek yavrusu gibi hayatın göbeğinde bulacaksınız. Geriye baktığınızda bir daha yaşama şansınızın olmadığı o kaybettiğiniz zamanı, ileriye bakmaya çalıştığınızda

ise kör olmuş gözlerinizi elinizdeki diplomayla netleştiremiyeceğinizi anlayacaksınız…

Sahip olmaya hak kazanıp da geldiğiniz üniversiteden, hayatınız adına size fayda sağlayacağına inandığınız tüm donanımları almadan mezun olmayın. Herkesten bir farkınız yoksa işsiz gezen üniversite mezunlarından da hiçbir farkınız olmayacaktır. Şimdi söyleyin bakalım sizin diğer üniversitelerde okuyanlardan ne farkınız var…?

Ufuk SELEN

Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, Prof. Dr. Birol Kayişoğlu ile birlikte, Koleksiyon Mobilya Fabrikası’nda uygulamalı eğitim gören öğrencilerle eğitim hakkında sohbet etti.

Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü üretim süreci hakkında bilgi aldı.

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ GAZETESİ YIL: 1 • SAYI: 2 • NİSAN 2010

w w w . n k u . e d u . t r

NKÜ, Trakya Üniversitesi ve Makedonya Tetova Üniversitesi’nin birlikte düzenlediği Uluslararası Gıda Sempozyumunun ilki 15-17 Nisan 2010 tarihlerinde Üniversitemizde düzenleniyor.

ADRİYATİKTEN KAFKASLARA GELENEKSEL GIDALARTRADITIONAL FOODS FROM ADRIATIC TO CAUCASUS

Üretken Üniversite

Ufuk ÇizgisiHerkesten Bir Farkınız Olsun