224
Nurettin Aksoylu - şiirler - Yayın Tarihi: 18.6.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.

Nurettin Aksoylu - Antoloji.comimg.antoloji.com/i/sair/pdf/4/nurettin_aksoylu_79914... · 2011. 6. 18. · Yolu bulamayıp kaybolduğum da, bir tek vardığımsın Dertlerimin çaresi,

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Nurettin Aksoylu

- şiirler -

Yayın Tarihi:

18.6.2011

Yayınlayan:

Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Nurettin Aksoylu (1964.........)ereğli konya doğumluyum halen istanbulda hayata devam ediyorum.10 yıldevlete hizmet ettikten sonra istifa ederekayrıldım.İstanbul da av doğa dağcılık ve kamp malzemeleri sektöründe kendiiş yerimde hizmet etmekteyim.

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Acı Ama Gerçek Bir Masaldı

Bir nesil vardı masallar ülkesinde ihtişamlıO nesil ki zalimlerin ellerinde perişandıNe bir uzanan el, ayak nede yardım eden vardıHer bir beşer bedeni mermiler önünde nişandı

Ölmekti uğruna adı toprak, soyadı vatandıÇünkü kanında şahadet şerbeti içmek vardıMaziden kopup gelen levent naraları bir ayrıVatan onun için vazgeçilmez bir ana, bir yardı

Ey şehidim! Sizlere kefensiz mezarlar kazıldıHatıralarınıza bilemem kaç bin destanlar yazıldıŞehitlerimin kanına bayrağın rengi yazıldıSarı saçlı okyanus gözlü komutanları vardı

O nesil ki acı bir masal kınalı kuzulardıToprak diyardı adları Mehmet Hüseyin hasandıBu vatanın toprağı zalim haçlıya satılmazdıHer biri Mustafa Kemal, her biri benim Atamdı

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Acılarınla Doğmuşum

Ben yüreğimdeki acılarınla doğmuşumKırılırsan dağılırım hasretin denizlerindeSevda elinde dipsiz kuyularda boğulmuşumAğlar isen param parça olurum gözlerinde

Gülün dalında bülbüle açmaz gonca olmuşumKurur yeşil yapraklarım dökülür ellerindeSensizliğe karanlık rüyalarda boğulmuşumHayale dalarım ruhu okşayan sözlerinde

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Açım

Günahlar her bir taraftan saldırıyorKirlenmiş beden, temizlenemiyorumÇamur deryasında, beni boğuyorlarGün yüzüne kafamı, çıkarmıyorum

Yılan gibi sarmışlar her tarafımıBirer, birer bedenime dolanmaktaBelli edemedim ki henüz safımıAkbabalar üzerime çullanmakta

Kirlenmiş dünya, yalanlar hangi saftaHokkabaz aynı yüz olmuş, asalaktaKanlarım emiliyor, yüzüm solmaktaBedenim yanıyor, güneşim batmakta

Ruhumu çalıp götürdüler vaha'yaAldanma artık her gördüğün serabaCanım yanıyor, hasretim damla suyaYön bulur muyum girersem, o girdaba

Ya RAB! Aşkın nuruna nasıl muhtacımHasretin vuslat, sevdan şifa ilacımAydınlansın dünyam, sevgin ihtiyacımSecdede muhabbetin, aşkına Açım.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Adının Üzerine

Çatlamış dudakların arasında isyanımNefes aralığı sevişmelerinde hüznümGözyaşının akmalarında sevdamın adıGamzenin çukurlarında adım yazılı kaldı

Sevdalarımın resimlerini çiz bir tanemAşkımın renkleriyle denizlerin üstüneYüreğimin üstüne ellerini koy bir tanemÇırpınsın dursun kalbim adının üzerine

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Affet Beni Çocuk

Affet çocuk affetGözlerini açtığın şu dünyaya bakŞehrin tüm ışıkları aydınlıkBil ki o ışıklar aydınlığı kadarda karanlıkKilim desenli yamalı entarinleKirden yapağı olmuş diken gibi saçlarınlaBirkaç günlük yediğin simidinleAlay edercesine gülme yüzüme çocukGülüp de ayazlarda kalan yüreğimi acıtma

Beton yığınları arasında;Başını kaldırıp da seyredeceğin gökyüzün olmayacakGecelerin lacivertliğinde yıldızları göremeyeceksinKayan yıldızlara tutunup hayaller bile kuramayacaksınYeryüzünde çıplak ayaklarınla basacak toprağın bile kalmayacakKan düşmüş topraklara üzerine güneş doğmayacakEy çocuk güneşlerde gölgen üzerinde oynayamayacaksınYoksulluğun en acımasız ve imkânsız şarkılarını söyleyeceksin

Şehrimin sahillerine karanlık çökmüş çocukGözlerimin içine bakıp da gülmeYanaklarımdan süzülen damlaların içinde ağlaRuhunun asil yamaçlarına bir dokunÇığırtkanlığın kol gezdiği bu dünyadaSakarya da, Dumlupınar da, Çanakkale deTopraklarının adım, adım kan koktuğu bu ülkedeKefensiz gömülen şehit atalarına ağlaAğla çocuk şimdi benimle kanla alınan bu topraklarınMenfaatler uğruna parayla nasıl satıldığına ağlaAsımın neslinde bihaber yaşayanlara ağlaAğla çocuk sahil kenarında denizin gözüne bakıp daAyrıldığın sevgilinin aşkını sorgulayamayacağın günlere ağla

Dokun şimdi yüreğimin ucunaDökülsün gözyaşların, karışsın kanımaDökülsün alyuvarlarım götürsün beni toprağaSakarya çok süründü çocuk artık kalkmıyor ayağaSis çökmüş dağlara, kar düşmüş yamaçlarına, kir akıyor ovalaraMavi düşler arasında kuşların uçamadığı sazlıklaraGün doğmuyor çocuk affet, affet ki bende çökeyim yanına

Yurdumun üzerindeki kara bulutlar, yüreğime çöküyorDumanlı dağların Lavları gecelerime yağıyorAlparslan’ı görüyorum rüyalarımdaKılıcını çekmiş bin atlı ile üzerime geliyorKonuşamıyorum çocuk suçluyumFatih İstanbul surlarına dayanmış, ben ise utancımdan gidemiyorumEcdadım Ayasofya da namaz kılıyor çocukBen yanına yaklaşamıyorumDamarlarındaki kan gibi, oluk, oluk kanlar akıyor Çanakkale deAtaların peygambere koşuyor çocukÖlümü şerbet diye içiyor, ben ölemiyorum

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Öz yurdumda payidarım, öz yurdumda azınlıkİsyanlarda ruhum, isyanlarda başımKaranlığa gömülecek naaşım, katıksız kaldı aşımKaranlık sokaklarda bitmez benim bu savaşımAffet çocuk sana bir yuva bile kuramadıkKurduysak da bakamadıkGözlerimin içine bakıp da kirli ve çilli yüzünle sırıtmaAlay etme benle çocuk, mavi gözlerinle baktığın ben, ben değilimBen şimdi sende kaybolmuş yitik bir viraneyim

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ağla

Öylesine çırpınıştı çaresizlik içerisindeÇok seneler geçti bu ayrılığımızın üzerineAlıştım sürgünde yüreğimin sensiz üşümesineAcaba kaç karlar yağdı topraklarımın üzerine

Hiç düşündün mü? Kaç mevsim çiçek açtı ağaçlar sensizMeyhane de kaç kez şişeler doldu boşaldı kadehsizAldığım nefes içtiğim her kadeh söyle kaç kez sensizBir sen mi ağlıyorsun söyle köşe bucak sessiz, sessiz

Şimdi bir tutam umudum, ardı sıra dizilen hüznümHasret sessizliğinde kaybolup giden vefasız ömrümAyrılığın sevdalarına yenik düşen iki gözümAğla, ağla artık kaybettiklerine yansın bu ömrüm

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ağladığımsın

Bülbüller şenlendi güller yârine kavuştuKarlar eridi toprak can verenle buluştuKuzular koklaştı analarına kavuştuSen Mevlana’nın dergâhında aradığımsın

Bozkırlarda açan çiçeklerin öz suyunuOrmanda ıhlamur ağacının kokusunuDağlardaki buram, buram kekik sefasınıArılar gibi uçup da bulamadığımsın

Karanlık gecelerin sessizliğinde aradığımsınYolu bulamayıp kaybolduğum da, bir tek vardığımsınDertlerimin çaresi, acılarımın tek ilacısınSecdeye kapanıp dualarla bir tek yalvardığımsınHer derdi içime atıp, hasretine ağladığımsın

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ağlama Bebeğim

Sen ağlamaİçim titriyor bebeğimSüzülmesin gözlerinden yaşlarBüyüdüğünü göreyim

Geceleri yatışınıSabahları kalkışınıSokaklarda çığlıklarınıDuyayım bebeğim

Ellerini ellerime alayımBedenini bedenime sarayımİrem kokan saçlarınıAcıtmadan tarayayım

Hanım elleri kokan teniniPamuk, pamuk elleriniTitrek konuşan dilleriniAğlatma, bırak ağlayan ben olayım

İçine çekme nefesini öyleHıçkırıkların kesilsin şöyleKaybettiğin neyse söyleBırak, bulan ben olayım

Güz yaprakları gibi sararmaKüçük gönlüne dertleri bağlamaYolların uzun artık ağlamaBırak, ağlayan ben olayım

Ben dertlerinin ortağı olayımYanlış adımlarında yanında kalayımSen büyü, bende yaşlanayımHep gül, bırak ağlayan ben olayım.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ağlama Zamanı

Bir kızıl akşam çöktü, aşina ruhumun üstüneHafif bir rüzgar esiyor, damıtıyor benliğimiSessiz çığlıklar, akan gözyaşım, dağlıyor sinemiSefilce boğuştuğum, manasız hayatım üstüne

Varlığımı bırakabilsem, kapılsam o mananaSesim duyulsa, hicranın bir çöküverse ruhumaBir sokulabilsem, kimseler görmeden dergahınaHalimin fakirliğinde umutlarımı soldurma

Şimdi ağlama zamanı artık, ak gözyaşım durmaOnca geçen zamana bakıp, hayasızca yalvarmaSen ey nefes, çaresiz, çaresiz bağrımda solumaKalp atışım sende, ruhum sende bana yaban kalma

Bak geçmişine, bu hayatı nasıl yaşadın anlaMazide kalan hatıralarınla artık avunmaÖmür bir duraksa, umudu ve aşkı şevkle yaşaBeni taşıyan ayaklarım, geçen zamana ağlaAğla gözüm, kapanamadığın secdelere ağla

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ağlayan Yar

Yapayalnız halimizle, aramızda hasretlerin varHer bahar gönlümün üzerinde, karlardan çığlar koparHangi beden, sevdam karşısında, söyle nasıl buz tutarYedi renkli ebemkuşağına sarılıp ağlayan yar

Ağlamak mı dedin meçhule bıraktığım sen kadınımGözyaşın düştüğü toprak zerresiyle sana yangınımYüreğimde fırtına kopar, içimde sessiz feryadımYedi renkli ebemkuşağına sarılıp ağlayan yar

Sensiz geçen ömrüm, gülü bülbül dikeniyle yare zorGel Azrail ile pazarlığın hesabını bana sorGördüğün tüm kötü rüyalarını her sabah hayra yorYedi renkli ebemkuşağına sarılıp ağlayan yar

Yün çıkrığı gibiyim bir bedene dolanır dururumAğaçtan düşen yaprak gibi rüzgarda savrulurumKarınca misali yolunda ölürüm sonu bulurumYedi renkli ebemkuşağına sarılıp ağlayan yar

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ahım Düşer Gökyüzüne

Al eline şimdi silahınıSık alnımın ortasına kurşunuSakın arkamdan vurmaHayalim düşer gölgen üzerine

Ey tutarsız ey vefasızİhanet göz bebeklerinden yansır aynalaraKüf kokar odaların içiNem çöker yastıklaraAlnın ortasına kara bir leke olurİnletir asırlarcaRuhun özüne ektiğin güller kururSorgular aklını, salar yeryüzüne

Attığın her adım günahtır, attığın her adım haramBastığın toprak ağlar, ey vefasızKirli ayakların ezdiği her canlıGünah zindanında boğulurKır çiçekleri solar sözündeBoyun büker ağlayan gözlereYıldızlar bir, bir söner asumanlardaLacivert gökyüzü zindan olurBoşalır yeryüzüne

Her bahar gönüllere hazan çökerAçan çiçekler döker özünü, ihanetin üzerineBeden kirlenir ey vefasızZemheriye döner yeryüzüDamarlardan kan çekilir, solar sevdanın yüzüBuruk bir sancı çöker, yıkar insanıMeyve kurdu gibi içten, içe alır canı

Baş yere düşer eğilir alınSorgular kader çiziklerinde insanıÇaresizce içine alır yürekleri, kapar kurt kapanı

Ahım düşer gökyüzüne, cemreler vurur insanıUçan kuşların kanadı kırılır iner yeryüzüneYavrular sökün, sökün olurKılavuzlar yön bulamazDağılır ihanetin üzerine

Ah tutarsız ah vefasızAl şimdi eline silahınıSık alnımın ortasına kurşunuSakın arkamdan vurmaHayalim düşer gölgen üstüneKirlenir bu beden gelir üzerine

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Alizeler Sensiz Eser

Şehrin karanlık sokaklarında, anılardayımSessiz çığlıkların, karanlık gecelerindeyimAdım, adım aradım da gözlerinin renginiNil mavisi gecelerde bulamadım dengini

Beden toz zerresi tanesi gibi param parçaYar elinde savrulurken hatıralara dargınHayaller sel önünde sürünürken dalga, dalgaRüyalarda aşk susuzluğu bir sana vurgun

Vurgunlar yemiş gece, yokluğun canımı yakarHesap ateşin harında, umut biçare yanarAlizeler sensiz eser, sular ne yöne akarCemresindeyim aşkın, ne zaman gelirse bahar

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Almış Eline Kör Tırpanı

Kor gecelerin aleviyleSin silesi çökmüş dimağımın üzerineÖrsün üzerine yatırmış sere serpeHarlamış körüklü kömür ocaklarınıAlmış eline demirci çekiciniSulayıp, sulayıp ateşlerdeAlnımın ortasına, ortasına indirip durur

Sanki doru küheylanımKışlamışım karlı çayırlardaYağmur mu yağmış da bostanım da çiçek açmışAlmış üzengiyi elineSallamış kırbacı belimeBir şark’aBir de garba savurup durur

Ayazları salmış üstümeGüneşi çalmış yüzümeSanki çoban olmuşuz sürüsüneSüt olarak mı daldık bakır sinisineKalaylanmamış tepsisineBir kaşık yoğurtmuşuz gibi çalıp durur

Kurban ol şile bezineAlmış eline aynayı bakar süsüneBulamış bizi kömür isinePenes takmış kafasındaki fesineKoymuş bizi tavuk kümesineSabah akşam gagalatıp durur

Kar yağar dağıma erimezDon vurur yüreğime çözülmezBir tas su gelir elime içilmezBağımdan ot biçilmezNasıl bir sevda bu vazgeçilmezAlmış eline kör tırpanıBoynumuza, boynumuza vurup durur

Dilinde tatlı, elinde bir kaşık zehirTak şişe tezek ateşlerinde çevirHal mi kaldı üfle de bitirVer havayı beni de şişirAlmış eline kafamızıBir kaşık suda boğup durur

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Anadolu Kadını

Sen. Gözü nemli kadın.Bak buralar benim doğduğum yerdirGözünün alabildiği kadar ıssız ve sessizBozkırın dağlarla buluştuğu yerdir

Aşkımın filizlendiği ıssız topraklardırBuralarda deniz göremezsinBoğazın serin sularında beş çayını da içemezsinBuralarda nasır tutmuş eller varSoğuktan çatlamış dudaklara,Suratlardan düşen terler merhem olur.

Bu ovalarda kadın kadınlığını bilmezBiri karnında diğeri sırtında hamal gibidirBu tarlalarda erkeğin yapamadığını kadınlar yaparKışın ayaz tanımaz pancar tarlalarındaBazen beli elinde havuç peşindedirAkşam çabuk olur buralarda

Dinlenirim sanma sakın ne taverna var nede sinemaAyağımı uzatır televizyona da bakarım diye düşünmeAğılda koyun var bakılacak ha ineklerde sağılacak

Bak buralarda fırında yokBir tekne hamur yoğrulacak sabah ekmek yapılacakTarlada çalışan ırgatlara yoğurt ayran yetişecekSakın üzerine güneş doğmasın. Ahrette hesap verilecek

Bu topraklarda kadın çabuk yaşlanırİçten içe dertlenir ağlar ama kimse bilmezÇok çocuk doğurur, bazen onu, on biri bulurNe zaman oldu diye düşünme, onu bende bilmemBuralarda kadın dişi kaplan gibidir savaşırEline, beline, diline sağlamdır. Silahı da sever çaresizDışarıda ırgat,evinde hanımdır Ana dırSevilecek kadındır. Misafir perverdirHizmeti sever, darılmaz küsmez, kaderine küserLüks hayatlara iç çeker, güler geçer

Şahin gibidir, yavrusu her zaman kanatlarının altındadırCahildir ama hayat konusunda senden beden bilgilidirBak bu kadın Anadolu kadınıdır. AnamdırSen gözü nemli kadın buralarda yapamazsınHayat buralarda sana zordur ağırdır.Anam gibi olamazsınElinde çamaşır bulaşık yıkayamazsınMakine da bulamazsın. Olsaydı parası anam almamıydıSen narin nazik gözü nemli kadın buralar zordurBuralarda yapamazsın burası unutulmuş ANADOLUDUR.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Anama Mektup

Sorma nasıl bir ruh ikizidir ki bu, yokluğuna yanarKalbimde hicranın depreşiyor, özlemin hüzne boğuyorGözlerim her nerede, seni ararsa, orada kayboluyorYüreğimin içinde yanan anıların, ruhumda acın var

Biçare seslenişim, hasretine tutsak oldu yürek sesimBaşımı göğsüne yaslayıp, ağlamaya hasret iki gözümNasırlanmış ellerin okşayışına, hasret kaldı yüzümÇaresizlik içerisinde kıvranırım, dinmez gönül sızım

Erişilmez gecelerin dergahına karıştıkça yüzümYarım asırlık ömrümün içerisinde çırpınıyor hüznümNe çok mevsim yaşamıştı ömrüm, artık ağlıyor iki gözümSen bırakıp gittin ya zalim gecelerde yalnız ve öksüzüm

Binlerce çocuklar ağlar anam, eksik kalan bir yanımdaÖzlemin kırağı tutmuş, bedenimde ki sarılmalarındaToprak sema ya inat, çağlayan gözyaşlarım bana inatBakışlarınla hüzün çöker, bir sen sokulursun ruhuma

Özledim artık göğsünden yayılan, cennet kokularınıAmansız kavgamın içerisinde ki hayır dualarınıBir sevdayla bestelenmiş, o eşsiz ninni türküleriniÖzledim anam özledim, gül esanslı ten kokularını

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Anlat Şimdi Anlatabilirsen

Şimdi anlat anlatabilirsenYarım asırlık ömür içerisinde kalan çocukluğunuEğer yaşayabildiysenDüşler ülkesindeHayal kurup uçurtabildiysen uçurtmalarıBazen yalın ayakAra sırada kara lastik giydiğinYamalı pantolonlarla gezdiğin o mutlu günlerini

Anlat eğer şimdi anlatabilirsenTelden yuvarladığın çemberleriKara kışta karlar üzerinde çelik çomak oynadığın o soğuk günleriBir oyuncak kamyon bulamayıp daZeytinyağı tenekesinde yaptığın at arabalarınıTel ucuna eklediğin tahta tekerlekleriniVe o arabaya koşacak atları nasıl bulduğunu anlatKovaya suyu doldurup da tarlalarda aradığın fare delikleriniYakaladığın fareleri nasıl at yaptığını

Anlat şimdi güvercin yakalamak içinDört beş katlı evlerin çatısında nasıl cambazlık yaptığınıBir saka kuşunu yakalayabilmek içinİğde ağaçlarının tepesinde kollarını;Parçalaya, parçalaya geceleri nasıl nöbet tuttuğunu

Anlat şimdi yaşadıysan çocukluğunuÇocukluğundan sana kalan hatıralarınıEşeğin sırtında nasıl kuzu güttüğünüKuzuları otlatırken eşekleri nasıl yarıştırdığınıAnlat şimdi kuzuları sulamak içinEşeksırtında kuyulardan nasıl sular çektiğini

Çocuksu düşlerin hayalleri ile çocuksu sevdalarıO sevdalar uğruna yaralı bir yılanın seni nasıl kovaladığınıSoluksuz kaçtığın o günü ve günlerce gördüğün kabus doluSaatleri anlat

Çocuksu düşler arasındaUçsuz bucaksız ovalarda kum fırtınasının ortasındaDokuz on inekle kaldığın çaresizliği anlatKorkuları tanımadığın korkulu günlerindeOyuncaklarının olmadığı ve oyuncaklarınHep canlı hayvanların olduğuEn iyi oyuncağında kuşları korkutmak içinMantar tabancasının olduğu çaresiz ama o mutlu günlerini anlatAnlat eğer anlatabilirsen bir koyunun memesinden emdiğinÇiğ sütleri kuzularla olan dostluğunu anlat, anlat ki gözlerindenİki damla aksın çocukluğuna hatıralarınla saklı kalsın.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Anlayamazsın

Unutulmaz sanma unutur,bir yenisini buluncaBazen yari sevmek acıdır,sevgiliye hapsoluncaSolmaz dediğin güller solmuştur,yarini unutuncaAdem oğludur bu,ne kadar tutkuyla bağlı olsada

Bu devranda beraberliklerin sonu hep ayrılıktırAyrılık ölüm kadar gerçek,ezelden beridir haktırKırma sevdiğini,zor günlerin sonu elbet şafaktırSineye çektiğin nefesle,sonumuz kara topraktır

İhanet zincirleri,kırılmayan bir çarkı felektirNe kadar çırpınırsan çırpın,işin sonuda sevmektirHer ne saklarsan sakla dilin sonu bir bir çözülmektirDünya senin olsa bana ne,bu işin sonu ölmektir

Çaresizliğim çırpınmak,kime anlatayım derdimiAndımız,ağzımız yalan oldu,söz bir lafa geldimiHani bendimizdin,su sökün üzerimize geldimiAçtım yarayı,sen kapat,mevlada bu derdin merhemi

Gün kızıl kıyamet,bir güneş,dağın ardında solarkenAçılan her gonca boyun bükmüş,gün akşama dönerkenHer mevsim bir fırtına,bu gönülde tamama ererkenSen anlayamassın,ay güneşe küsmüş,dünya dönerken

Bir faniyim dünya üzerinde,bir deli akarsuyumHanceri saplasanda yüreğime değişmez ki huyumSen ne söylersen söyle yalan söylemez dilim,ben buyumMecnunun çölünde yalnız gezen,ALLAH'ın bir kuluyum

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ant'ın mı var

Gece düşlerimden, gündüz hayallerimeGönül kapımı çalmadan gelen kadınAzgın dalgalar arasına bırakıp giden kadınEllerime kelepçeleri takıp kafese koydunSanadır isyanım sanadır ahlarla gözyaşım

Gecelerin mavisinde. Seher rüzgarlarındaSevdalar kucağında, yıldızlar otağındaGözleri geceye çalan kadın söyleKendini unutturmamaya an’dın mı var

Sen kadın çaresizlik nedir bilirmisinHayatım kar gibi dudaklarının arasında,Nasıl eriyip kaybolup gittiğini bilirmisin

Bilemezsin, ruhumun içinde kopan fırtınalardaNasıl aciz ve çaresiz kaldığımı bilemezsin

Sen kadın sebepli, sebepsiz ağlayışlarımıGeceye hapis ettiğin, tarifsiz duygularımıSensiz sonsuzlara bıraktığım haykırışlarımıBilemezsin kadın, aciz yakarışlarımı duyamazsın

Bırak kadın gözlerinde bir dakika demleneyimSonra süzülürüm göz pınarlarından yanaklaraSen dur kadın tuzlu suların zehrini ben içeyimDağılsın bedenim senli sensiz rüzgarlaraBırak kadın, bu ateşin harında kül olup savrulayım

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Arar Bulurum

Bedenim arzularsa seni, arayıp bulurumHasretle avunur, sensizliğe mahkum olurumZalim, kara sevdalarına prangalar vurupKor ateşlere atar, küller gibi savururum

Ne yarama merhem ol, ne yarana merhem olurumSenin sevdanı başka tenlerde arar bulurum

Her taşa nakış gibi tek, tek işlerim adınıDilim anmasa bir daha söyleyemem adınıEl sürüp dokunmağa kıyamadığım saçınıTek, tek yolar sineme hançerin gibi saplarım

Ne yarama merhem ol, ne yarana merhem olurumSenin sevdanı başka tenlerde arar bulurum

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Asırlık Limanların Ortasında Yalnızım

AğlatmaKaranlığın ortasına bıraktığın yüreğimiSorgulandığım gecelere hapsetmeSensizliğe dem vuran yalnızlığımıÇarmıha gerilen duygularımıAyazdan çatlamış dudaklarımıBir ayyaşın feryadındaki çığlıklarımıHasret ateşinin ortasına koyup da ağlatma

SusmuşumKan tükürüyor yüreğimUmutlarım, yitik ellerinin nasırları arasındaKurt kapanlarında boğuluyorumTitrek sözlerinde üşütmeHasretimi sorguluyorum ey sevgili susuyorum

DağılıyorumSensizlik ormanında yalnızlığa kayboluyorumAğaçların yosun tutmuş yüzeylerindeArıyorum eşkâlini ey sevgiliGölgen düşüyor üzerime tutamıyorumHasretini sorguluyorumAynaların karanlık yüzeylerinde dağılıyorum

YanıyorumAsırlık limanların ortasında yalnız kaldımYükümü alıp gidemiyorumDemir attım yalnızlığaGelgitlerde oyalanıp kalıyorumPas tutmuş yüreğim, için, için yanıyorumSağanak boşalıyor üstüme hasretine yanıyorum

SorguluyorumEn riyakâr gecelere düşen hayaliniZamansız rüyalarda düşlerime gelişini

SorguluyorumKaranlığa bürünmüş şehrimin ışıklarınıKarlar yağıyor üzerine

SorguluyorumMenekşe gözlere kilitlenmiş gözyaşlarımıVeSensiz hayallerimi

SorguluyorumVarlığımıDondurmuşum gecelerin ayazlarınaGün ışıklarında bile çözemiyorumŞimdiSağanak yağmur olup döküleceğim göklerden

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Damlalarla sürgün ineceğim tuzlu dudaklarınaKapatma ışıklarını ey sevgiliAsırlık yalnızlığımlaGecelerine ben geleceğimYalnız ben

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Asi Gecenin Zehri

Ömrün patika yollarındaSonsuzluğa karışırken haykırışlarımızZamanın ardına düşer gözlerimizdenGözyaşlarımız

Utangaç hayalin perdesi çekilirken önümüzeParmaklar arasında birleşirken avuçlarımızKaranfil kokulu nevresimler, kin kusarken nefesimizeKarabasanlardan mamutlar düşer sisli gecelerimize

Aşka olan yolculuğumuz, asırlar öncesinden başlarÂdem’le Havva yerken yasak elmayıŞarap kokulu mahzenlerin buğulu camlarındaAsılır aşka olan yalnızlığımız

Geçmişin mağaralarında çırpınırken yüreğimizBir kelime için susar dudaklarımız

Mevsimlere hasret kalan sevdamızKar taneleriyle düşerken sararmış yapraklar üstüneAşk adına giydiğimiz esvaplarımızParçalanır üzerimizeÇocuksu sevinçlerimiz gözyaşlarımıza da avunurSalınır karanlık gecenin çirkin yüzüne

Geçmişin düş süvarileri geçerken gözlerimizdenGöz göze bakarken hayallerimizTapınak şövalyeleri kılıç sallar yüreğimizeKarışır gider soysuz gecelerimize

Yıldızlarımız söner, gri bulutlar çöker üzerimizeGökyüzü yarılır iner yeryüzüneYağmur sağanağında ıslanan bedenlerimizdenAsırlar öncesinin kirleri dökülür ellerimize

Sevdayla beslediğimiz ruhumuzun, ovalarını sular basarSinemizde sönmeyen ateş çamurlarla sıvanırBeslediğimiz umutlarımız bataklığın özüne karışırNilüfer çiçeğinin özü olur, gözyaşlarımızın sözü olurUmutsuzca göz kırpar her sabaha

Asi gecenin zehri çökünce içimizeİsyanım asileşir asırlar öncesineDilimden küfürler savrulur seneler öncesineGeceler diz çöker yılarımın önüneHayalin felaketim olurYine sensiz bırakır soysuz gecenin yüzüne

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Aşk Ferahlığın Deminde Çırpınırken

Sorma o hüzünlü sokakların sesini bana sormaGözlerin ne kadar hasretle baksa da ta uzaklaraTane, tane düşse de bahar yağmurları topraklaraArdına bakmadan giden sendin, hesabı bana sorma

Nefsin hapsinde, efkar perdesini aralayan sendinSevda çölünde susuzluğa bırakıp giderken eldinSöyle şimdi hangi ruh haliyle rüyalarıma geldinEşini kaybeden turnanın hesabını bana sorma

Aşk ferahlığın deminde çırpınırken sen sevabımdınHasret yoluna vahalara bıraktığım serabımdınKalbime akıttığım gözyaşımda kanayan yaramdınŞimdi rüyalarda bu ayrılığın hesabını sorma

Bülbül gülistan da şenlenir döngüsel rakssa çekilirYere düşen tane toprağın bağrında hasada gelirDerviş bile çile çölünde sonsuz hesapla seçilirÜrünsüz başakların hesabını gelip bana sorma

Ey sevgili! Her bahar yapraklar ağaçta filizlenirRüzgarın esintisiyle doğa çiçeklerle süslenirKelebekler düşmanından korkar yapraklara gizlenirSusuz koyduğun mecnun hesabını şimdi bana sorma

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Aşkın Acısı

Ey vefasız yılların sürgünlerinde buldum kendimiKokunu içime çekip kelepçe vurup hapsetmişimSaçlarını tel, tel bedenime dolayıp zincirlerkenYokluğuna tutsak eylemişim ey vefasız kendimi

Güzel diye kokladığım her çiçeklerin, zakkum olduMecnun sevdasıymış bu, artık gecelerim serap olduSensiz geçen her günüm, bana zemheri kara kış olduTarlada yeşeren başak sensiz hasat olmadan soldu

Hayat, nefretini kinle doldurdun, kül gibi savurdunBuz kesmiş bedenimi, ateşlerinde yakıp kavurdunSevdam koskoca bir çınar idi küller gibi savurdunNe yaşattın, ne öldürdün, cehennemlerinde kavurdun

Kalemimi kırmışsın fayda etmez kalkamam ayağaNefesimi durdurdun, çıkamam belki doğan sabahaHasret kaldım, gözlerimden süzülüp akan pınarlaraHayat sen şimdi gül, ben ağlarım sensiz o yarınlara

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Aşkın Küflü Odaları

Nefesimiz soluklanırken sokak afişlerindeLoş ışıklar, ağlatırken geceyiYüreğimizden bir sesAşkın küflü odalarına, çağırır biziVeYorgun bakışlarımız avunur avuçlarımızda

Gecenin karanlık örtüsü çekilirken üzerimizeGeçmişin iniltisi sızlatır yüreğimiziHayatın acı zembereği boşalırken üstümüzeGözlerimizden damla yaş süzülür yüzümüze

VeKapanır gözlerimiz dalar geçmişimizeIrgatlık ettiğimiz tarlalarda, umutlarımız tırpanlanırHarman olur gözlerimizde, toplanır sinemizeYılan sevişmeleri ürkütürken bedenimiziBakışlarımızdan kör kurşunlar yağar gecelerimize

Parmaklar ayrılırken avuçlarımızdanÜlker yıldızı sönerken başucumuzdaİçimizdeki tanımadığımız yanlarımızBuruk sancılar içerisinde patlatır dudaklarımızı

Esiri olduğumuz yılan gülüşler sokulur sol yanımızaDüş tarlalarına ektiğimiz umutlar, hasada gelmeden son bulurYüreğimizde kabaran okyanuslarPusulasız kaptanlara tayfasız yön olurDalgaların öfkesi karanlık geceyi örter üzerimizeSiyah beyaz resimler çizer yüzümüze

Göğsümüzden hırıltılı, hıçkırıklı ses yükselir gökyüzüneUmuduna esir olduğumuz yıldızlar söner, yeryüzüneNefesimiz kalp atışlarında kesilirSusar dudaklarımız geceye kapanır gözlerimiz

Karanlığın soluk yüzüGözlerimizden kan ağlatırken ellerimizeNefesimiz soluklanırBedenimiz dağılır sokak afişlerineVeSiyah beyaz resimler çizer yüzümüze

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ateş

Sümbül çiçeğini kokladım bugünAdına ahu sevgili dedilerGönlümü karadan akladım bugünAdına sevdadan kaçış dediler

Alından sarkan o zülfe dokundumGözden akan yaşa buse kondurdumSinemi yağan yağmurla doldurdumAdına kara sevdaya varış dediler

Bir bahar gözlere baktım eridimKapıldım ben bu canana, yürüdümAşk karşısında kar gibi eridimKalbe düşen ateş sönmez dediler

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Atlas Rengidir Sevdam

Hüzünlü yollarınSonu olmayan kıvrımlarındaSensiz konaklıyorum

Hasretin, rüzgârlar eşliğinde yaladıkça döşümüYokluğuna yanıyorum

Masallar ülkesindeMavi umutlarımı asarken dilek ağacınaAşkın kutsal ufuklarınaSiyah beyaz resimlerini çiziyorumVeSonsuz gecenin esaretine dalıp kayboluyorum

İsli lambalar sönüyor duvarlarımın üstündeKaranlık köşelerinde, kıvrılıp kalıyorum

Yok, olmuş yitik bir günün geç saatlerindeHüznün düşerken koynumaYineYine sen yoksun diye haykırıyorum

Geceler diz çöküyor önümeArzın yıldızlarını seriyorum yeryüzüneSuskun dudaklarımı ta ortadan yarıpGözlerimden, yağmurlar boşaltıyorum ellerine

VeSusuyor geceGelgitler yıkıyor duvarlarımıSessizlik, heybeme biriktirdiğim umutlarımıVe yarına olan rüyalarımıÇalıp götürüyor benden

YorgunumYüreğinin susuz güvertelerindeKâğıttan gemilerimi yüzdüremiyorumKahrolası bir ağırlık çöküyor üzerimeArzın sığ sularında sonsuzluğa batıyorum

Gözlerimi ne kadar uzak ufuklara diksemdeDalgalar sert geliyor gövdemin üstüneUmutsuzluk kayalarındaParam parça, parçalanıp dağılıyorum

Uzat ellerini çek al sineneUtangaç çocuğun rüyalarındayımYorgun ve durgun sularımda yüz

Gel artıkGecelerim yalnızGecelerim sensiz, gecelerim ıssız

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

AlTut ellerimi ne olursun tutUyandır kâbus dolu rüyalarımdan

Düşlerimi ıslatan, toprak kokan yollarımda yürüHasretimin sancılarında, vuslatını sorgulaBuzullarımı gözlerinde erit sar boynuna

Atlas rengindedir, sana olan sevdamİstersenAvuç avuç doldur koynunaAvuç avuç doldur koynuna………..

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Avunmaktayım

Beni bende bırakıp gittiğin günBir sen vardın, birde benHayallerimi de çalıp gittinBıraktın bu şehrin karanlık sokaklarınaŞimdi yalnızım yapayalnız ey sevgili

Şehrin tüm meyhaneleri benimKadehler beni sevdi, ben kadehleri, senden sonraHer akşam aynı meyhanedeyimTerk ettiğin o köşe aynı, aynı masadaAyrılamadım hatıralarındanKopamadım ey sevgili uyanamadım hala o rüyadan

Karanlık sokakların zindanlarında dolaşıyorumSahipsiz sokak çocukları gibiÜşüyorum sensiz sevgili hayaline dalıyorumAdım, adım geçerken Arnavut kaldırımlarınıAdını sokaklara yazıyorumYazıyorum ey sevgiliTerk ettiğin o virane meyhanedeSana cevapsız mektuplar yazıyorum

Hiç bir zaman yalnız kurulmadı bu masaKadehler hep çift, mezeler aynıSanki sen varmışsın gibi karşımdaKadehler doldu boşaldı hatıralarına

Arada bir dolaşır çiçekçi roman kızıGül dolu çiçek sepeti ileŞişe boşalır, gül şişeye dolar, hayalineVe o eski şarkı söylenir,Akşamın ufkundayımPeki ya ben ya ben ey sevgiliHala yalnız o hatıralarınla avunmaktayım

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ay Düşer Yalnız Eşkâle

Yürekte yolculuk başlar, sensiz hayaleGün ışığı söner, ay düşer yalnız eşkâleKanım damlar ellerinde ağlayan gözlereGül kurudu elimde, düştüm yaban ellere

Sinemde söndün kül oldun harlı ateşlereKar oldun yağdın baharda açan çiçeklereSis olup çöktün her gece tutarsız düşlereGöz ağladı elimde, düştüm yaban ellere

Bedenime boran oldun saldın denizlereDalgalar vurdu rüzgârın çöktü yelkenlereSağanak yağdın üzerime daldım diplereSinemde ağladın yar düştüm yaban ellere

Toprak özüme küstü sevda ektim çöllereSam yelleri aşkı vurdu döküldüm yerlereAğıtlar oldum söylendim vefasız dillereHaramlarda ağladın düştüm yaban ellere

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Aynasız Asla Gezmezdi Nesibe

Toprak yolları gözlerinde süzerkenBir elinde Bafra sigarsıDiğer elinde yamalı örme çantasıAheste, aheste adımlarını bir karış atardı

Toz bulutu yerden kalkacak diye utanırParmak uçlarında itina ile yerlere basarAttığı her adım kafasında sorun olurAlayına ana avrat giderdi Nesibe

Kaymakama dilekçe verir, cevap alamazBaş komisere şikâyet ederKarakola giremezElinde çantası, içinde felsefe kitabıAlayının sülalesine kayardı Nesibe

Asla kirlenmezdi sarı saçlarıÇok rüküş gezer, makyajsız olamazdıNerede oturur, nerde yatar kalkar bilinmezdiİnci gibi yazı yazar, hayatın içine duman gibi sızardıAğlamazdı çocuk gibi hep gülerdiBir kaşık çorba ile akşam eder asla dilenmezdiOnurluydu, kafasının içinde ne var bilinmezdiAma aynasız asla gezmezdi Nesibe

Yarım bardak çay içer, asla demlemezdiSigarayı ağzında yakar tüttürmezdiToprağa oturur sırtını ağaca hiç dayamazdıElinde kitabı ona hayatı kimse anlatamazdıYere düşen gazel yaprakları ile sohbet ederdi Nesibe

Gençlik ya bizde çöker otururduk yanınaSarı saclar yeşil gözlerle dalardı, yaşamın onurunaSakin, sakin konuşmaz, hep bağırırdı Nesibe

Yamalı örme çantasından çıkardığı kitaba dalarAğaçların dilinden kuşlarla konuşurduSigara içimlik oturmalar son bulurSülalemizi sorarHal hatırdan sonra topumuza da kayardı Nesibe

Çok güzel giyinir sanki çarşıda herkese çaka satardıBozulup yapılan asfalt yollara, çift dalardıNe kadındı ama yüz erkek yüreği taşırdıSokakta gezen ayyaşın sırtını çift kaşırdı

Belediyeden azık gelir, istemezdiYanlış kapılardan içeri girmezdiÇilesi benim gibi hiç bitmezdiEylem nedir, sorsan bilmezdiDayanırdı başkanın kapısınaTopuna da sayardı Nesibe

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ağaç gördü mü? Dualarla sülalesini sayarYerlere tükürenin anasına kayarÇok sinirlenir gözlerinden bir damla yaş akmazdıÇiçekleri sever koklar asla koparmazdıYapraklar yere düşer üstüne basmaz kenara toplardıŞehrin gülüydü o harama hiç bakmazdıHile hurdayı asla çakmazdıKavgalarımız olurdu sokaklarda yüzümüze bakmazdıSanki delimiydi bize de sövüp sayardı Nesibe

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ayrılmam Çok Zor (Ortak Şiir)

Gülkurusu dudaklar sendedir yarGözlerinde efkârı sebebim varAşk sanki ömrüme kefenli duvarElin ellerimde ayrılmam çok zor

Karagözlüm sevdim bildiremedimDerdim halinde gizli göremedimAkan gözyaşlarını silemedimElimde ağladın ayrılmam çok zor…...Nurettin Aksoylu

Kır gerdanı, endamı göreyim yarGözlerinde sanki dumanlı dağ varAşk dediğin ne, gel yüreğime sorYüreğin elimde ayrılmam çok zor

Duman gözlüm sevdim söyleyemedimGurbet vurdu, halim bildiremedimGözyaşlarım sana sildiremedimGözlerinde ağladım ayrılmam zor………Asuman Yerdelen

Yar sinemde aşkın ateşi yanarSevdamın yellerinde volkan kaynarYüreğin ellerimde neden ağlarGül dalında yandım ayrılmam çok zor…….Nurettin Aksoylu

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bana Sorma

Ruhumun çaresizliğini ellerine bıraktımBoşalan gözyaşlarımı sakın ha sineme sormaKaranlığımın ışıklarını sonsuza dek yaktımSensizliğin hesabını ne olur gönlüme sorma

İçtiğim her kadehi bu gece senin için kırdımDolup boşalan şişelerimin hesabını sormaŞehrimin tüm meyhanelerini senin için yaktımSensiz kalan sokakların hesabını bana sorma

Yürek acılarımı toprağın zülfüne bıraktımKalbimin çorak sessizliğini gelip bana sormaSevdamın katilini senin ellerine bıraktımMezarımın susuzluğunu gelip bana sorma

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ben Karanlıkları İyi Tanırım

Ben karanlıkları iyi tanırımKaranlıkta dökülen iki damla gözyaşınınAltında ıslanırımAy doğar yalnız gecelereBenimsin sanırım

Ben karanlıkları iyi tanırımKasabalarda söner ışıklarHaram tenlerin buharında kavrulurum

Ben karanlıkları iyi tanırımLodos vurur, harmanlarda savrulurumTakılırım yabanın ucuna, hasretine avunurum

Ben karanlıkları iyi tanırımGöçebe obaların kıl çadırlarında soluklanırımHer kızıl şafak sensiz doğar üzerimeDağ başlarında yalnız kalırımSerin rüzgâr eser acı poyrazlarda avunurum

Ben karanlıkları iyi tanırımAğustos böceği, şarkılarında yanarAteş böceği ışığında aydınlanırımÇıkrıklar döner başucumdaKınalı ellerin nasırlarında, yokluğuna sancılanırım

Ben karanlıkları iyi tanırımÜrpertici sessizlik ve sensizlik çöker geceyeSusuz bakraçlarımda gezinen her nesneyeSensin diye sarılır, hasretine avunurum

Ben karanlıkları iyi tanırımDiz çöker gece yüzüstüÇıra ışıklarında, yıldızlar geceye sönerDuman kaplar her yanımıGölgen boyu uzanırım yokluğunaEşkâlin düşer karanlığa, sensin sanırım

Ben karanlıkları iyi tanırımDağların doruklarında avunurumTipilerden kaçar kuytulara sığınırımKarlar yağar sürülerime ağıllarda toplanırımKurt sürüleri basar obamı talan olurumParça, parça dağılır yalan olurum

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bırak Karanlığın Adresi Kalayım

Namahreme bakan gözleriniHarama yön tutmuş ellerini;El yastığına baş koymuş kızıl saçlarınıÇek üzerimden, çek

Bırak karanlığın adresi kalayımKangren olmuş kara sevdanın üzerineÇöl sıcağında yanıp kavrulayım

Ümitleri tükenen ben olayım, bir benKızıl akrep sokması zehrinde kıvrananZalim bir aşkın cenderesinde boğuşanAhşap üzerinde çakılı paslı çivi kalayım

Lacivert gecelerin sessizliğindeSinsice sokulduğun düşlerimden çık

Hoyratça harcadığın hayatımın üzerineGül dökme

Kilit taşlarının arasına dökülmüş kum tanesi gibiyimKirlenmiş ayaklarınla basma üzerime

Sessiz feryatlarım yükselirken gökyüzüneAğlayan bulutların yıkamasına bırakHaram avuçlara damlamış gözyaşlarınıBoşaltma üzerime

Beyaz sayfalar arasında kurutulmuşKırmızı gül kalayımTozlu rafların arasında unutulmuş;Bir kitap

Kirli ellerin dokunmasına izin vermeHarama değen gözlerin okumasına bırakmaBırakma ki anılarımla kalayımŞehrimin varoşlarındaGecekonduların içinde yanan odun sobalarına atOralarda harlanmış ateşlerde yanayım

Hatıralarını yazdığın harfsiz yaprakları saklaPostaya verdiğin zarfların üzerine adres yazıp da kirletmeKirletme o beyaz sayfaları, dokunmadan gönderHer sayfayı her satırı ben okurumSen dokunmaDokunma ki namahrem gözlerinin bakıp daKirlettiği anı olarak kalmasınRüzgârlara söylenen sevda şarkılarıyla yaşasın

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bırakın Gideyim

Nefes alamadığım bu şehrin dar sokaklarıDört yanımı cevirmiş mahpushane duvarlarıYeşile, suya hasret geçmişten kalan surlarıÖzümü, ruhumu sevdiğimi benden çaldınız

Yarsız yalnız gezemediğim çıkmaz sokaklarıAdım, adım sayamadığım kaldırım taşlarıGece gökyüzünde göremediğim yıldızlarıÖzümü ruhumu sevdiğimi benden çaldınız

Yalanlarla donatılmış sahtekar insanlarıİçine hile karışmış yalancık sevdalarıSönük, sönük açan soluk mezar papatyalarıÖzümü ruhumu sevdiğimi benden çaldınız

Gökyüzünde uçmayı beceremeyen kuşlarıHasret çeken, çile çeken derbeder insanları,İnsan olduğu unutturulmuş ihtiyarlarıÖzümü, ruhumu sevdiğimi benden çaldınız

Yağmursuz hava da dolaşan kırlangıçlarıBalık tutamayıp ekmeğe koşan martılarıŞehrin fatihine ihanet eden saraylarıÖzümü ruhumu sevdiğimi benden çaldınız

Bozkırlar beni bekler yarimin seher yelindenYıllardır duyamadığım gülde bülbül sesindenDağlarında ki çobanımın kaval nefesindenYıllar bırakın gideyim artık ben bu şehirden.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bırakıp da Gitme

Gitme, kal bu geceKokunu odama bırakıp da gitmeAyrılığın her türlüsüne katlanırımBu gece kal bırakıp da gitme

Bu oda sensizliğe alışık değilHadi kur çilingir sofrasınıAç plağı, çalsın o eski şarkımızıZehrini kadehlere doldurup da gitme

Düşüncelerim akrep kıskacındaArtık göster yüzünüGözlerini, gözlerime bırakıp daYüzüme gülüp de sessizce gitme

Sensizliği kalbime ihanet sayarımBen bu gece sensiz nasıl sabahlarımSaçlarım ağarır belki yaşlanırımKal bu gece gözlerini gözlerimde bırakıp da gitme

Şarkıları öksüz koyma, kadehleri sensiz, bırakıp da gitmeKalbin ne söyledi bilmem, sen inanmaDoldur kadehleri, odama örümcek ağını örüp de gitmeGitme, kal bu gece beni yalnız bırakıp da gitme.

Sil o gözyaşlarını dayanamam, sensizliğe katlanamamBu ayrılığın acısını ben yaşayamamBir gecede olsa ömrümden seneler giderHazan doğar bahtıma gazel yaprakları dökülür sararırZemheri kış gelir karlar yağar bilirim yalnızlık acı olurKal bu gece aynaların karanlık yüzüne bırakıp da gitme

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Biçare

Sensizim ben yine, biçare kaldım bu şehirdeSöylenirim sana çaresiz, kalem bile yazmazDilim lal gözlerim güne bakmaz, ellerim tutmazSen gittin ya içim bir başka buruk bu şehirde

Bazen yalnızlığın erdemini yaşar yüreğimAmansız kavgamın eşliğinde, dolar gözlerimAşkın gergefinde bir, bir dokunurken yüreğimBiçare kaldı ya yüreğim, sensiz bu şehirde

Bir ağacın gölgeleri arasına sığınırKalabalıktan kaçar, laf söyleyene gücenirYaprakların çıtırtısından korkar ürperirimKorkularla doldum, sen gittin gideli şehirden

Beni benden alan yarimi getirmeyen rüzgarYarimi çalıp, başka diyarlara atan rüzgarYarimden gelip kokusunu getirmeyen rüzgarYarimi çalıp, biçare bıraktın bu şehirde

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bilemezsin

Seni ben mi ağlattım ki gözyaşlarını silemezsinKader vurdu yine sopasını, elini benden çekmezsin

Çaresizliğin içimde, gönlüme söz geçiremezsinÖlümü bile kabul ettim sensizliği bilemezsin.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bilinmezlik Kervanı

Tohum olup ekilmişim tarlalaraBoy vermiş başak olmuşumTırpanlara gelmişim ey sevgiliIrgat ellikleri arasında deste olmuşumAl yazmalı emekçilerin terleri süzülmüş üzerimeTuzlarında yanıp kavrulmuşum

Deste, deste harman yerlerine toparlanmışımÇakmak taşları bilenmiş ey sevgiliDoru kısraklar düvenlere koşulmuşŞaklamış kırbaçlar gökyüzündeAğustos sıcağı düşmüş yeryüzüneSap olmuşum saman olmuşum

Nasırlı eller kürümüş ey sevgiliNodalınmışım poyraz yellerineGece çökmüş üzerime, serinlik vurmuş yüzümeYanık sesler türküler söylemiş üstümeYabalar kucaklamış gökyüzüneDanelerde bir yana, samanlarda bir yanaSavrulmuşum

Hararlar getirilmiş ey sevgiliSerin sular serpilmiş üzerimeDeveler dizilmiş yol üstüneÇanlar takılmış boyunlaraBilinmezlik kervanına yol olmuşum

Adım, adım ilerlerken kervanlarımTarlalarda anızlarım yakılmış döşümün üzerindeYanık sevda kokuları kaplamış hayallerimiHer ayrılık sis olmuş çökmüş geren topraklarınaDilim susmuş gözlerim kurumuş

Ey sevgili ben suskunum sevdalaraBir daha bakamadım,Gönül diyarımdan kalkan kervanlaraOyalı mendiller sunamadımSevda uğruna ağlayanlaraKaldır başını nemli gözlerinle bir bakBoz bulutlar çökmüş gökyüzüneNedense ağlamıyorlar artık yeryüzüne

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir Ağaç Vardı

Hatırlarmısın bir ağaç vardı, bir tek başınaDalları saçak, saçak yayılmış gün ışığınaYağmura, rüzgâra, fırtınalara hep aşinaYeşil yapraklar resital verirdi aşkımıza

Bir ağaç vardı, birde sen tanıktın aşkımaDilek tutardık uzanırdık ağacın altınaYazardın aşkımı semada ki Ülker yıldızınaAğlardın, dokunamazdım, süzülen gözyaşına

Saçların tel, tel düşerdi ya terli avuçlarımaBakışların dikilir yüreğim sancılanırdıKıyamazdım sarardım seni, ter kokan koynumaYaprakları üzülür üzerimize ağlardı

Çaresiz bir ağaç vardı, yok altında uzananYaprakları kurumuş çökmüş üzerine hazanKuşlar terk etmiş gözleri dallarında çağlayanBir ağaç vardı, ömür boyu sevdaya ağlayan

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir Ayrılık Hikayesi

Bu şehrin sokaklarına doyasıya bakıpGözlerin yaşlarla dolacak ağlayacaksınBir müddet öylesine buz gibi donakalıpAz sonra yüreğimden hesabı soracaksın

Buğulu gözlerinden akan yaşları silipKeskin bakışların gözlerime dikeceksinBen sana ne yaptım, suçlarım neydi diyecekO narin ellerinle tokat indireceksin

Sessiz haykırışların beynimde inleyecekÇıldıracak her nesneyi, döküp kıracaksın Bir şey söylemeden, gözler seni izleyecekAyrılığa benimle kadeh kaldıracaksın

Her kadeh ayrılık şerefine ağlayacakBu zalim bedene dolanıp, sarılacaksınAyrılığın imkansızlığına haykıracakSevileceksin ömrü bensiz yaşayacaksın

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir Damla

Es be deli rüzgar es şu mahzun gönlümeÇile diye, diye döndürdüler bülbüleKapattılar kafesimize uçamaz oldukÇırpındık durdukta bir türlü kurtulamadık

Eğdiler kafamızı sürttüler yereNe olduğumuzu anlayamadanBırakıp attılar bir köşeyeAç köpeğe döndürdülerBir türlü aş ekmek bulamadıkHakkın varlığını unutup da,El avuç açıp yine onlara yalvardık

İçimizde kalan belki bir damla gözyaşıElbet bir gün anlatır onlara hakikatiRüzgarlar da savrulan yaprak misaliNerelerden gelip nerelere gittiğimizi anlayamadık.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir El Düşüyor Gecelerime

Yüzlerce atlı dörtnala geçerken, gönül diyarımdanDoru kısraklar yüreğimde şahlanıyorGecenin sessizliğini at kişnemeleri bozarkenGözlerimden yarına bir çocuk doğuyordu

Demircinin örsünde hazırlanırken nallarKörüklü ocağın ateşi yüreğimden yanıyorSallandıkça çekiçlerSol yanımdan bir yerler ölüyordu

Kan göz çanağımı doldururkenYüreğimden ellerine akıyorKılıçlar sulanırken harlı ocağımdaYalnızlığımın mumu gökyüzünde yanıyordu

Hayalin düştükçe ateşli gecelerimeYorgun tenimden tuzlu terler akıyorSis çökerken alaca karanlığımaİki elim isyana kalkıyordu

Namlunun ucuna sürülecek mermilerGözlerimde erirkenAkrep zehri bedenimi damıtıyordu

Cenkler başlıyordu her gece otağımdaGeçmişime bir el uzanıyorSu almaz kılıçları yüzüme çalıpRuhumu kıymık sancılarında titretiyordu

Dedem korkut anlatırken sevda hikâyeleriniBozkır ovalarında ateşim yanıyorKımızlar aşkına beslediğimiz doru taylarİki ayak üzerine şahlanıpAlnımın ta ortasına iniyordu

Yarıyordu gecenin sessizliğini yokluğun yarıyorduDüştükçe tel, tel saçların ellerimeKapandıkça gözlerin gözlerimeYüreğimin damarlarını göğsüme dolayıpSensizliğe boğuyordu

Gözlerimden iki damla yaş, özlerime akıpRüyalarımda yaban güllerimi kurutuyorSusuyordu gece susuyorduGün doğarkenAlaca karanlığımın tan yerine susuyordu

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir Elvedaydı Anne

ir elvedaydı, ayrılıktı, kavuşmak yakın gibi ama çok uzaktıRuhum ateşin harında yanıyor, yüreğime sanki kör bir mızrak gibi saplanıyordu.

Nasıl bir ayrılıktı ki bu, bir daha dönmek yoktu geri. Aramızdan ayrıldığıngünden beri, özlemin öylesine büyüdü ki bedenimin her zerresi lime, lime dökülüyoranne.Nereye baksam nereye gitsem orada seni görüyorum.Geceleri karanlık bir hüzünçöküyor içime, sıcaklığını şefkatini arıyorum,nasırlı ellerinin yüzümde gezinmesiniöylesine özledim ki içimde volkan kaynıyor lavlar her tarafımı sarıyor üşüyorumanne.Resminin bulunduğu odaya geçip,gözlerimi resmine hapis edip kalakalıyorum.Gözpınarlarımdan gelen yaşlar dudaklarımın üzerinde birikiyor hasretine ağlıyorumanne.Hasrettik zaten anne sen yaşarken bile sana hasrettik,yanımızdayken bile sanahasrettik doyasıya öpüp koklayamadık ki bir zalim hastalığın pençesinde kıvranırkençektiğin her acı şimdi bir kat daha yüreğimi yakıyor,içimi acıtıyor anne. Her bahar doğada binlerce çiçek açıyor, çiçekler arasında senin kokunuarıyorum bulamıyorum. Yeryüzünde yetişen çiçekleri bir araya toplasam senin o cennetkokunun yerini tutmuyor anne. Şairler şiir yazıyor her anne şiirine saatlerce dalıyorum,okudukça okuyorum duygular özlemler hep aynı, ağlayışlar duaya dönüyor ya dizelerdeiçim biraz ferahlıyor ruhuma dinginlik geliyor ama ben sensizliğe yanıp, yanıp ağlıyorumanne. Bir anneler günü daha geldi ya boynum bükük,yanına gelmek istiyorumçok uzaktasın gelemiyorum anne affet.Affet ki ruhum huzur bulsun,bugün tümdualarımı sana göndereceğim.Uzakta da olsan sen her zamanyanımda,başucumdasın.Yarın bir başka gün olacak çocuklar ellerinde çiçeklerleannelerine koşacaklar,çiçeklerini verip sarılıp öpüp koklayacaklar,onlar mutlulukların engüzelini tadacaklar bizde baba anne olmanın huzurunu tadacağız ama bir yanımız hepeksik kalacak.Çünkü yanımda çiçek vereceğim,öpüp koklayacağım bir annemolmayacak…..Uzakta ama çok uzakta da olsan ANNELER günün kutlu olsun ANNE.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir Hayal Perdesi

Bir hayalin perdesinde, gazel olup toprağa düşenlerHazan mevsiminde yer'in yüzünde çırıl çıplak kaldınızSeferi hayatın elinde var oluşunu düşünenlerAzgın sular gibi, başlarınızı kayalara çarptınız

Bir solucan bile sürünerek kat, kat ederken yolunuKelebeğin kanadında ki nüansı anlayamadınızÇatlamış, kurumuş dudaklar arzularken o son suyunuGüneşler ülkesinden toprağın bağrına kayıverdiniz

Asuman katmanlarında düş dünyasında yaşayanlarYıldızlara fal tutup, kurtuluşunu falda arayanlarMünafıklık katresinde, dostunuzum diye yapışanlarHangi insanlığı elinizde, yürekten dost edindiniz

Şimdi;Ararmıyız yüreğimizde ki ritmik atış sevdalarınıBulurmuyuz rüzgarlar da Yusuf'un gömlek kokularınıBelki ruhumuz Firdevs yamaçları gibi aydınlanırdıBülbülün güle figan feryatları gibi yankılanmazdı

Dert benim diyemem elbette ki dikilecek mezar taşımSefillik içinde geçen ömrümde katıksız kaldı aşımAğlamaklıyım, kimin için sonsuz ufka uzanmaktayımRuhun elinde insanlığın hicranını yaşamaktayım

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir Hikaye Gibi

Hafif bir rüzgar esintisiyle başlarKum taneleri yavaş, yavaş ahenkli,

Bir ritim tutturur camın üzerindeBazen hüzünlü bir şarkıya eşlik ederAra sırada ritminin dozunu yükseltir

Yalnızlığıdır,Bozkır akşamlarının sessizliğiGüneş dağın ardından kaybolurken;Ortaya çıkan o ufkun hazin görüntüsü,Bir karamsarlıkla çöküverir insanın üzerine

Akşamın olduğunu anlayıverirsinKesilir çocukların sesi, yorulmuştur,Küçük bedenler, gölgelerinin üzerine koşmaktanDinlenmeye çekilir büyüklerin bağrışmaları arasında

Sessiz gece ahenkle başlar bozkır ovalarındaGaz lambası olanlar yakmıştır, olmayanlar ise;Saçtan kıvrılmış, huni biçimi çıraları tutuşturmuştur.Çocuksu bir sevinç düşer içime çıranın ışığındaGölge oyunları eklenir isiyle duvarlara ışığınYorgun düşer kirpiklerim gözümün üzerineDalarım sessizce uykuya

Gün doğmadan başlar burada çığlıklarUyanırsın mahur, mahurFırlarsın dışarıya,Seher yelinin esintisi serin, serin kulağındaDerin bir nefes çekersin, mis gibi çiçek kokusuBozkırlara hastır geliverir insanın genzine

Gün başlamıştır, taştan yapılmış evlerdeGün doğumunu izlersinBir merdivenle çıkarak damı toprak evlerin üzerineDerin hayallere dalarsın yarınları düşünerekÖzlemini çekersin bitmesini istemezsin,Ama bitiverir bitmesini istemediğin hayallerin

Bir rüzgarın önüne katar hayat seni,Savurur götürür bir hikaye gibi, bir yerlereÖmürden geçen her gün yormuştur, yorulmuşsundurBir daha dönmezsin geriye,Çoktan sona ermiştir hayallerinDönemezsin bir daha geçmişine,Zaman her zaman akar ileriyeYaşadığın ve yaşatılan her neyseUnutulmaz bir acı hatıra olarak kalır içerinde

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir Seyyahım

Hangi karanlığa, hangi dağın ardına sığınsamÇaresizlik içinde bir beşeri dost bulup dayansamToz kümesi içinde, çakıl olup elekten elensemFeleğin çemberinde, sürgün yemiş kul gibiyim

Çember daraldı, sırtlan kümeleri üstüme gelmekteDostlar bir olmuş, adımın üstüne kalem çizmekteZordan sarıldığım yılanlar, bir, bir zehrini kusmaktaKaplanın ağzına düşmüş, ceylan yavrusu gibiyim

Bahar kış oldu, yapraklar bir, bir dökülmekte hayattanBir yolcu eller üstünde, kabristana gül dağıtmaktanSever yine gönül acı dostu, seferi bu hayattanBu alem de ören yerinde yıkılmış, viran gibiyim

Ruhumu derde saldım, bir seyyahım alemi ummandaBiçare kaldım, fırtınalardayım buz dağlarındaSahra sıcağıyla yansa da gönlüm, erimez ummandaYolunu kaybetmiş, kanadı kırılmış, bir kuş gibiyim

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bu Şehri Ben Bu Gece

Kadehleri tek, tek kırmak istiyorum, sarhoşum bu geceTürküler dilimde, şarkıların yazılıyor hece, heceAğlayan hep benim, sen ise yüreğimde gizli bilmeceSarhoşum, yakıp yıkmak istiyorum, bu şehri ben bu gece

Şehrin toprak kokan, bu sokaklarında düştüm izlerineGirdabında gezindim, girdim hayat zalim tünelineSen düşürdün beni, acımasız zalim feleğin elineSarhoşum, yakıp yıkmak istiyorum, bu şehri ben bu gece

Karanlığın çöker, kırağı düşer, hayatımın üstüneYağmurlar yağar, yıldızların düşer sevdamın üzerineHayalin dokunur, şehir yıkılır, dizlerimin üstüneSarhoşum, yakıp yıkmak istiyorum, bu şehri ben bu gece

Bırak konuşan dilim lal olsun, söz söylemesin üstüneŞimşekler çaksın, gök yarılsın, sağanak boşalsın üstümeHayalin gelsin gözlerime, yaşların dökülsün yüzümeSarhoşum, yakıp yıkmak istiyorum, bu şehri ben bu gece

Bırak bir ben kalayım, baykuş öten sessiz gecelerindeÇırpınıp durayım vurgun yediğim, dipsiz denizlerindeBir yüreğim vardı, oda can versin kelepçe ellerindeSarhoşum, yakıp yıkmak istiyorum, bu şehri ben bu gece

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bulamadım Anne

Hamurunla yoğruldum,Kucağına doğdumGözlerimi açtım seni gördümTen kokunu sevdim, konuşmayı ağlamayıSenden öğrendim ayakta durmayıVe hep seni özledim yaşam boyu

Arkandan ağlamayı, sana yakarmayıPeşinden koşuşturup oynamayıÖzledim, gözlerinin renginiÖzledim Anne acıyarak bana bakışlarını

Fani dünyayı terk ettiğin günden beriŞehrin sokaklarında yalnız kaldımTozlu Yolların kaldırımlarında biçare

Kaçtım insanlardan ıssız yerler aradımSessiz akan sulara koştumAnlattım derdimi kirlenmemiş pınarlara ağladımMis kokulu ağaçların dalları arasına tünedimBülbül seslerini sensiz dinledim AnnemYakarışlarım hep sensiz olduYare bakışlarım hep sensiz

Çaresizim her ne kadar gülümsesem deAğlasam da sana cevapsız mektuplar yazsam daÇaresizim ………Anne

Anne özledim çatık KaşlarınıBazen tatlı ama kısa küsüşleriniGülüşünü özledim, sohbetini aradımSeni aradım ama bulamadım.

Öylesine uğradım sonsuz mekanınaİki damla yaş gözlerimdeDilimde dua rahmetine bir Yasin’i ŞerifOkudum Allah rızası için ruhuna vardı mı onu daBilemedim. Geceler rüyasız kaldım Anne aradım ama seniBulamadım.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bulmam Gerek

Uyumadan, kapında sabahlarımKara basmadan yürü, ayaklarımKirletme, beyaz ten örtülerimiGünah zindanlarında konaklarım

Dağların denizlere dalacaksaGüneş batıdan bir gün doğacaksaKuzu anasına kavuşacaksaBulmam gerek seni sabah olmadan

Yorulmaz ayaklar seni bulmadanBaş varmaz sana, kul hakkı çıkmadanSeni ararım dağ, tepe durmadanBulmam gerek seni sabah olmadan

Gözlerim damla denizlere doğruYüreğim yangın hasretine, soruTarif isterim, yalanıyla doğruBulmam gerek seni sabah olmadan.

2009

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Çal Çengi Kızı Çal

Çal cengi kızı çal, çal kemanınıOvaların kuytularından esen yellerYalasın saçlarını

Çal cengi kızı çalTuz tutmuş tenlerin rahlesinden çalİsli duvarlarımız kadınsı koksunKuytularda isimsiz aşklar rüyalarımıza sokulsunBir el düşsün gecelerimizeAşka hasret dudaklar alnımıza dokunsun

Keman raksa gelmiş çengi kızıYüreğimizdeki ateş harlansın bu geceKadehler aşk sofralarımızda kırılsınDönelim deli, deli akan nehirlereKâğıttan gemiler yükleyelim sırtımızaSen çal, bizde karışalım tuzlu denizlere

Çal çengi kızı çalAy göstermezse göstermesin bu gece yüzünüRuhumuzdan kalkan kara bulutlar kaplasın gökyüzünüSinemizdeki ateş harlandıkça yıkasın yeryüzünü

Yüreğimizdeki dağlar uykularında uyansınSarsın incecik bellerini

Çal sen çengi kızı çal, dağılsın saçlarınEllerimizde sular serpelim, avuçlarımız toprak koksunTenlerimizin ateşinde yüreğimiz harmanlasınSokulalım yalnızlığımızın kuytularınaİçimizde ki isimsiz sevdalara, gözlerimiz kan ağlasın

Sen unutulmuş ezgilerden çal çengi kızıİçimizi asırlar öncesinden kaplasın bir sızıSeslerin uzak yankılarında bulalım kendimiziDefneyapraklarından örtüler örelim üzerimizeYıldızlardan ışıklar asalım gökyüzüneGöz göze bakışmalarımızda dağılsın yeryüzü

Çal çengi kızı çal kemanınıAhşap masalarda boş şişeler kırılsın bu geceKaranlık mahzenlerden, küflenmiş mezeler koy önümüzeYüreğimize sinmiş zehirlerin tortularını silelim

Sen çal çengi kızı çalYüreğimizin karanlık sokaklarında gezelimBizi bizden alan el kimmiş bilelimSinemize düşen aşkın gölgesinde bizde ölelim

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Çaresiz

Bir ömür gelip geçecek yıllar arasındaÇığlıklar kaplayacak ne olduğunu anlayamadanHiç bir yerde yok sana uzanacak yardım eliSen yok olurken azgın dalgalar arasında

Bir tuhaf oldu bahçede açan güllerDönüp de yalvarsan etrafına artık herkes gülerAçsan ellerini yalvarsan yakarsan boşEtrafında dolanan binlerce aç sarhoş

Tutuşmuş bedenin bir türlü sönmek bilmezDoğrulup da haykırsan dünyaya feryadın duyulmazOlduğun yer otur kıpırdama ey şaşkınBeklediğin özlediğin günler bak ne kadar yakın

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Çırpınış

Gül goncasında ahu raksa gelen bülbülEy! İlahi bir nağmeyle inleyen bülbülBuğulu gözler sıla hasretinde ağlarSöyle suretim, kabristan yolunda neyler

Yanıp kavrulan vicdanın acı feryadıYoksa manadan fersah, fersah mı uzaktıYanan ateşimin gösteriş budalasıAkan gözyaşlarımdan geriye ne kaldı

Gözlerimde Yakup'un o döktüğü hicranDudaklarda Yusuf'un bestesinden kalanRuh ebedi alemleri seyre dalarkenDünya zindan aleminde battı, bu beden

Kaç Kerbela türer göğsümün çorağındaKaç mevsim geçti böyle yağmursuz, manasızHangi ırmağı doldurdum gözyaşlarımlaÇırpınıp durursun amansız ve manasız

Seccadeler gözyaşlarımla nakşetmeliAlnım mühür olup basmalı üzerineNe Hüseyin ağlasın ne Cafer inlesinHer nefes göğsümün üzerinde inlesin

Bir secde kıl ya rab geceler kadar derinEğilmenin hak hakikat olduğu demdeRahmetle özlem ver gönül memleketimdeKıyam rüzgarı essin artık serin, serin

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Çiçekler Sultanı

Akşamüstü alaca karanlık çökünce sema yaDuygular depreşip, geldiğimde kapalı kapınaHasretlerle sarıldığımda leylaksı ten kokunaGözlerine bakıp, sessizce haykırışımdır gitme

Ey! Çiçeklerin sultanı endamını bükme öyleDargınım yüreğime, sessizliğine hapis etmeBırak üşüyen kalbim kalsın sıcak dudaklarındaZincirlerine vurup gönül diyarımı terk etme

Şimdi ölüyor içimde ki bütün kış masallarımGözlerimde ağlamayan, aşkımın puslu ışığıGözlerinde, kaybettiğim aşkımın dilencisiyimKuruyan ağaçların gölgesinde bırakıp gitme

Bir nefes gibi yaşamak değildir, aşkın kaderiTenini tenime, saçını saçıma örüp gitmeBu aşkımıza beş beden küçük gelen bedenimiYağmur sularının altlarında eritip de gitme

Yağlı urganlar gibi pusuda bekleyen saçınıİhanetin üzerine, ant içmiş kirpikleriniYayından fırlayan ok gibi masum bakışlarınıHançerin gibi sır yüreğime saplayıp da gitme

Gitme kal, sevdamı sarmaşık gibi öreyim teneDudaklara bin sevdalar resitali gark edeyimYeşeren ağacım, filizleneyim topraklarındaÖmrü seninle hapis, edeyim kalbin köşesine.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Çilesi Dolan Bu Aşka

Ağaran saçlarımın halsizliği hangi saftaGören gözlerim seni görmüyorsa artık yastaKırılan bu yüreğim ezelden beridir hastaGözyaşlarım ağlıyor çilesi dolan bu aşka

Yaprak zarafetinde tırtıl çekilirken rakssaYaşamak günlük kelebek uçmadan bir anlasaKozadan çıkarmıydı geçmişine dönüp baksaYaşlı yüreğim ağlar çilesi dolan bu aşka

Çiçekler dalından dökülse zemzem suyu koksaGüller boyun bükse bülbüller sensizliğe sussaFırtınalar dursa tufanlar yüreğimde kopsaKara bulutlar ağlar çilesi dolan bu aşka

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Çingeneler Diyarı

Çingeneler diyarını bilir misin?Atların hürce kişnediği,Kısrakların tepiştiğiAyağı yalın, altları çıplak çocuklarınKoşuşturup oynadığı diyarları bilir misin?

Renk, renk kelebeklerin uçuştuğuMor menekşelerin, papatyaların açtığıUçsuz bucaksız dağların ovayla buluştuğuÇingeneler diyarını hiç gezer misin?

Akşamları kurulan çengi sofralarınıRüzgarla birleşen keman sesleriniİnce belli, uzun etekli esmer kızınAhenkli kıvrak yakamoz danslarınıSeyreder misin?

Ey ruhumun asudelerinde gezen güzelAşkların sonsuzca yaşandığıSevdaların karşılıksız olmadığıRoman havaları eşliğinde davulla zurnanınRaksına kendini kaptırıpÇeri başının bağrışları eşliğindeSekiz dörtlük oynar mısın?

Sen gözlerinde okyanusları bulduğumSaçlarında meltem rüzgarlarını tattığımTeninde sümbül kokularını kokladığımDağ gülümSen Çingene obalarında hiç çadır keyfiniSonsuzca yaşadın mı?

Pınarların başında salkım saçak söğütlerin altındaÇamaşır seleleri ördün mü? Horozları tavuklarıNohut dizili iple yakaladın mı?

Ey cennet bakışlım Çingeneler diyarınınÖzgürlüklerini sen hiç yaşadın mı?Sen Çingeneler diyarını hiç gezmedin nereden bilirsin

yıl.......1987

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Çocuksu Aşklar Yaşat Bana

Susuzluğum gölgende başlarkenSüzül dudaklarımın tuzlarındanYüreğimin karanlık şehirlerine

Yak karanlık sokaklarımın ışıklarınıÇıkma dışarıya

Yık şehrimin tüm sokaklarınıViran eyle hanelerimiAma orada kal parçalama yüreğimi

Alaca karanlık dağlarımın mağaralarına çökKabuk bağlamış düşlerimi, kuytu köşelerinde yakKardelen çiçeklerinin özünde yok et hayallerimiGitme, gitme yüreğimin ortasında kal

Sıyrıl yalnızlığımın sulaklarındanÇocuksu masumsu aşklar yaşat banaTut ellerimdenÇek al yüreğimi bataklığın kara hanesindenVe sen gitme hep orda kal

Her bağ bozumlarındaGarip bir rüzgâr eser, ayazlarda bırakır sevdamıSusuzluk çöker yağmurlar yağarken özümeKurak topraklara döner bedenim

Gidersen eğer söner şehrimin ışıklarıZifiri karanlıklar çöker üzerimeSen yaban tenlere bakamazsınBenim gözümle de sana kimse bakamazGitme sen orda kal

Yık iman tahtasında ki hanemiParçala bedenimi kanat yüreğimiÇalı dikenleri arasına sal hayalimiSana dokunan ellerimiDüşler ülkesinde, kor ateşlerde yakAma sen gitme, gitme kal orada

Ben beni bilemedimBen seni bilemedimBen seni çocuksu aşklarla sevemedim

Bir daha sevemem bir başkasınıSevdalım diyemem onaGideceksen eğer bir yabancı gibi gitAma ne olur ardına bakmaSöndür şimdi şehrimin ışıklarınıAlnımın ta ortasına bir mermi sık ve öyle git

Ardına bakma, ardın sıra gelirim

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Karanlığın ortasına dal ve öylece gitEğer gideceksen bir daha dönmeDöneceksen terk ettiğin sokaklarıma ne olur gelme

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Çorak Topraklara Tuz Serdim

Bir daneydim parmaklar arasında gezinenBoynumu okşayan sıcacık ellerinAteşi düşerdi içimeNasırlı ellerin çilekeşliği yüreğimi yakarAvuçlarının ortasında savrulurdum topraklaraDüşerken yüzüne bakardım ya insanınRüzgardan mı efkardan mı bilinmezGözlerinde akan yaşlar esen yelin hızına karışırSavrulur düşerdi kara toprağın bağrına

Ben ise bir daneydimÇaresiz, çaresiz toprakla buluşurdumBir sevgilinin koynuna girer gibi girerIsınır gevşer derin uykuya dalardımGökyüzünde kara bulutlar üstüme çökerToprağa olan kara sevdama ağlardıDerin uykudan uyanır filizlenir köklerimi salardımToprağın göğsüne, göğsüne

Bizimkisi öylesine kara sevdaydı ki ayrılmak ne mümkünFırtınalar eserdi üzerimize, karlar yağardı donardımDondukça toprağın koynuna dalardımGüneş doğardı sevdamın üzerine, buz çözülür su olurduKöklenirdim boy verir boylar atardımŞahlanır güne bakardım sararır başak olurdumUmut olurdum insanların elineEkmek olur katık olur gelirdim sofralara

Bak ey sevgili gözlerimin içine, içine bakUzaklardasın biliyorum ama ağlayan bulutlara bakGöreceksin beni oralardaBenim hikayem buğday danesinin hikayesi gibiSusuz toprakların kıraç memleketlerinÇorak çocuğuyum bozkır ovalarının fırtınasıyımÖtüken yaylalarında büyüdüm kum fırtınalarında olgunlaştımAyaklarım nasırlaştı karaçalı dikenlerinin arasındaSevdalara at sürdüm kımızlar aşkınaDağların doruklarında gezindimEşkıyaların sevdası işledi yüreğimeKara sevdaların bağrında yetiştim dikenler bastımTuzlu yaralarıma

Esen hafif bir lodosla kuruyan yaprak misaliDökülmedim yerin yüzüneAvuç ortalarında ufalanıp dağılmadımSevdamın adına ayakta durdumÇorak topraklara tuz serdim yeşerttim göğsümün üzerindeGökyüzüne ışık serdim yıldız oldu her biri sevdamın üzerine

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Çöz Kefen Bağlarımı

Şehrin son sahnesi, ışıklarını yakarkenSon oyun oynanırken gözlerimdePerdeler kapanmadanYüreğimdeki yangınlardanBir ateş sür dudaklarına

Sessiz duraklar son yolcusunu beklerkenArnavut kaldırımları susarken gökyüzüneGece gündüze gebe kalırkenBir yıldız düşür gecelerime

Sevdanın titrek bakışları arasındaDüş ülkeleri kur yarınlarımızaİki damla gözyaşı süzülürken ellerineKaranlığımın ortasında ışık yak gözlerimeVeTut ellerimiYalnızlığımın ortasından çek alKaranlık şehirlerim söndürürken ışıklarınıSen ama senÇöz kefen bağlarımıVeSustur bütün ayrılık şarkılarını

Acı bir hayatın hatırasıKader çiziklerinde alnıma yazılırkenAğaran saçlarım tel, tel şakaklarıma dökülürkenGel tut ellerimiYarına olan umutlarımın okunacak kitabı sen olSayfa, sayfa dökül ellerime

Küflü odaların tozlu raflarındaSaklanırken aşk hikâyeleriDüş ülkelerinin ılıman coğrafyalarındaSevdalarımın tohumunu ek yarınlaraBoynu bükük kır çiçekleri yetiştirAyaklarını basmadan kirli topraklaraVeGel tut ellerimiÇöz kefen bağlarımıDindir ayrılığa dökülen gözyaşlarımı

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Darağacına

Her köşe bucakta ürperten bir hazanHer sokakta perişan olmuş bir insanBu devranda ne dil bilir ne de lisanVarlığından biçare kalakalmış insan

Kula kul olmuş, kulluğundan habersizYol bulur yoluna da gidemez, nefersizMerhamet diler kendisinden, merhametsizGün yaşar asım'ın neslinden habersiz

İnsan;Sözüm sana değil insan görüneneİnsan gibi olup milletini sömürene

İsyan edip yürümek isterim şahaPir sultan gibi boynum darağacınaMazlum hesabı benden sorulurcasınaKefen giydim geçirin ipleri boynuma

Muzdarip olduk dünya senin elindenVurgunu yedim insanların dilindenSusmak isterim, susmaz gönül dilindenDağı delsem yürüsem, Ferhat'ın ilinden

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dil Susar Gözler Kapanır Her Gece

Acı poyraz vurdu yaşlı gönlümeDayanılmaz acılar çeker yineYıldızlar söner her gece üstümeDil susar, gözler kapanır her gece

Hazan yaprağı savrulur her yanaSolar güller harında yana, yanaİçmedik aşk suyunu kana, kanaDil susar, gözler kapanır her gece

Kavrulur beden yanar hasretineRüzgar eser gelirim gözlerineHasret kaldığım tatlı sözlerineDil susar, gözler kapanır her gece

Sel olursun akarsın düşlerimeYağmurla gelirsin son nefesimeYazılmadıysan tek sen kaderimeDil susar, gözler kapanır her gece

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dil Vurursa

Çile zindanlarında ezilmiş, derviş gibi yoğrulmuşumKoru kalmayan ateşin külü gibi, yıllara savrulmuşumHasretinle kavrulmuş, bedenime prangalar vurmuşumGülistan bağlarında, çalı dikenlerine vurulmuşum

Ömür dediğin bir çekimlik nefestir, gelip de geçerDil vurur, çırpınan yüreğimi delip de geçerGazel yaprakları gibi sararır, savrulur geçerEğer hayat yaşamaksa, başka baharlarda seçer

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dinmesin Gözlerindeki Yaş

Şimdi kır ellerimi, kır şimdi kalemimiTek kurşun sık alnımın ta ortasınaKaranlık gecelerin dehlizlerine atAl eline kırmızı kalemi resimlerimi çizKara duvarların yüzüne, kanımla yaz adımıParçalanmış afişlerin üstüneBeddua etmem, ahlarım kan kırmızısı dudaklarınaDinmesin gözlerindeki yaş, dökülmesin yeryüzüne

İnsanım aslım toprakVurgun yedim ey çiçek döküldüm yaprak, yaprakCehennem çukurlarına daldım her gece ağlayarak

Ağustos ayında zemheri kış vurdu sinemeGri bulutlardan kanlar döküldü yüzümeSöz mü geçti yüreğime, söz mü geçti özümeDolunayda sis çöktü soluk benzime

Beddua etmem, ahlarım kınalı ellerineDinmesin gözlerindeki yaş, dökülmesin yeryüzüne

Ey! VefasızGemi direklerinde asılı kaldımKorsan bayrakları çekildi üstümeAzgın dalgalar vuruyor gelgitlerde gövdemin üstüneKarayeller boran oldu geldi üstümeZıpkınları yedim sevgili, kan oldum yeşil gözlerineGemi safraları gibi daldım okyanus diplerine

Beddua etmen ahlarım ince belineDinmesin gözlerindeki yaş, dökülmesin yeryüzüne

Kara trenler geçti, vagonlar parçalandı üzerimeKırağılar çöktü paslandım her gece yüzüneBozuk para gibi harcadın rayların üzerine,Ezildim, yayıldım, artıklarını yükledin üstüme

Beddua etmem, ahlarım ceylan gözlerineDinmesin gözlerindeki yaş, dökülmesin yeryüzüne

Masumca bir sevdanın hayaline daldımDüşler ülkesinde masallardaydım sandımÇiçekler pembe idi zakkumlar arasında kaldımZehri kırmızı lallar arasından ben aldımNamlunun ucuna sürülen mermilerin hedefinde kaldım

Beddua etmem, ahlarım diken sözlerineDinmesin gözlerindeki yaş, dökülmesin yeryüzüne

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Doğmak Neydi Yaşamak Ne

Doğmak neydi yaşamak neAna rahminden dünyaya gelmek mi?Gözlerini açıp dünyaya cıvıl, cıvıl neşelenmek mi?Bir çocuk olup, çocukluğu yaşaya bilmek mi?Yoksa tankların önüne geçip taş atmak mı?Bir babanın kucağında duvar diplerine saklanıp,Mermilere hedef olmak mı?Yoksa sığındığın babanın mermilerle yere yığılması mı?

Doğmak neydi yaşamak neBir kız çocuğu olarak dünyaya gelip çile çekmek mi?Umutlarla büyüyüp yarınlara gül saçarkenGüllerin dalında kuruyup, ayaklar altına alınması mı?Beyaz gelinliği giyip çocuk sahibi olmak mı?Yoksa çocuklarınla terk edilmek mi?Ümitler yeşertirken yarınlara ortada kalmak mı?Acımasız dünyanın zalim pençeleri altına bırakılmak mı?

Gece zindan gece karanlıkYüreğime düşmedi ki hiç aydınlıkZifiri karanlıklarda ki aynanın yüzü şimdi söyleDoğmak neydi yaşamak ne

Ey sevdalarla büyüttüğüm umutlarımYağmur kokulu kırlangıçlarDağlarımda mor çiçekler açarkenBülbüller gül dalında Şeyda ya çekilirkenHazan yapraklarının yere dökülmesinin anlamı neGökyüzünde güneş varken karlar bahtıma neden yağarŞimdi söyle karanlık gecelerde yalnızlığıma sığındığımDoğmak neydi yaşamak ne

Yol karanlık menzil uzunAl başını ey çaresiz düş yollaraKimi bulmuş deveyi, havuduyla kucaklayıp çıkmış dağlaraKiminin elinde bir lokma bir hırkaKimi aymaz gecelerin ayyaşıKimi bedbaht yokluğun sarhoşuDünya elinde oyuncak tanımaz kardeş kardeşiAkbabalar çullanmış ortada gariban leşiEy gözümün nuruKaranlık gecelerimin ışığıŞimdi söyle doğmak neydi yaşamak ne

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dur Diyebilsem

Soluk, soluk peşinden koştuğum amansız zalim yıllarGeçmişime bakmadan çırpınıp durduğum anlardan ne kaldıAteş vurdu yüreğime, acılarla yanan bende ki nasıl bir günahtıÖzüm ne kadar farklıydı, niyetim cahilliğimde, adımdan ne kaldı

İki gözüm sende benden ne çektin bilirim, nedense çaresizimYüreğimin içinde ki hüzünlerden, acılardan dimağımla habersizimÇaresizlik içerisinde kıvranıyor bedenim, yanıyor ateş gibiZaman rüzgarın önünde uçuyor, dönüp yalvarmaktan bile acizim

Yalnızlığım içimde, bir aciz kulum kıvranır dururum kapındaYüreğim ağlar, geçen habersiz zamana, içimde kalan her ne varsaAcılarımı sonsuzluğa gömüp, girdabında boğuşsam ağlasamAlıp bu başımı kayalara vursam, sinemi ateşinle dağlasam

Ne kadar zaman kaldı bilmem, nefesimle dua ya semaha başlasamHuzurum sende, divanım, dergahım sende, diye iki gözümle ağlasamİçimdeki yangın alev, alev yükseliyor; Ey vakit sana dur diyebilsemÖksüz kalan nefesimle, günah işleyen iki gözümle yüzleşebilsem

İşte o zaman susar bu kalbim, gönül güzelliğinde vuslata ererBana el sallayan misafir çalma kapımı hasretin demindeyimBelki kapanacak bir gün gözlerim, acizliğime nasıl dava ederimSadakat ehlinde alacağım var, kapında duaların beklerim

Ölüm beklediğim özlemdi, dost yeşerttiğin ümitlerimdi başka ne kaldıKalbim suskunluğunu bozdu, bedenim günahlarıma isyanlarla kalktıAldığım her nefes, çaresizliğimi seni zikrederek defterlere kara yazdıEcrin meltem rüzgarlarıyla sema ya vardı, Hamdi Senalara kaldı.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Dün Kaç Adımdı

Beklerken sabahıDün kaç adımdıEllerin rakssa çekildiği tenindeZemheri gecelerin ayazına bıraktığınBuğulu aynalara ağlayarak yazdığın beklide adımdı

Bir çıkrığın bedenine iğ üzerinde dolanırkenSevdamın nasıl yumak olduğunu hala anlayamadın

Kirmeninin çevrim dünyasında olgunlaşırkenHam sevdamın kökboyalarıyla olgunlaşacağını çözemedin

İlmik, ilmik nakşedilirken halı tezgâhlarındaNasırlı ellerin işvesinde desene gelirkenAsırlardır anlatılacak sevdamın gergef gibiİşlendiğini göremedin

Yanık türkülerin söylendiği, ağıtların yakıldığıBozkır gecelerinde gözyaşım sen oldun

Kınalı ellerin okşayışında dilime nasıl ağıt olduğunuHala anlayamadın

Buz tutmuş bedenim ateşinle çözülürkenSevdaya başkaldırmış dağların koyaklarındaKayalara çarpa, çarpa ırmak olupOvalarda çağladığımı göremedin

Gelinlik çağına gelmiş bir genç kızınNarin elleri arasında kanaviçelereİsli mumların rakssı arasında nasıl işlendiğimiBaş yastıklarına nakış olduğumuHaram tenler arasında ezildiğimi göremedinTuzlu dudakların rahlesindeSevdamın hala sen ama sen olduğunu anlayamadın

Ağlayan bir çocuğun elinde camdan misket olduğumuTozlu çamurlu yollarda sağa sola savrulduğumuHer kızgınlıkta duvarlara taşlara nasıl çarpıldığımıYeryüzünün yosun tutmuş sert yüzeylerindeBir misket gibi paramparça olduğumuHala göremedin

Ey sevgili ateşli gecelerin ayazı benimSen ise yüreğimdeki buzu hala çözemedin

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Düşlerimde

Hoyratça rüzgar eser, odamın kapılarındaÇocuksu düşlerimiz, göz hapsine girerkenAşkınla dalar gözlerim, gece uykularınaBuruk bir sancılarla, gece seni düşlerken

Mum ışığı isinde dans eden bakışlarınlaTeninin rahlesinde, damlacık dokunuşlarlaGece mavisinde, alev saçan dudaklarınlaBir hüzün çöker içime, dalarım uykulara

Kuşluk vakti, seher yelinin esintileriyleDalından düşen yaprakların gazelleriyleHazan olsa, sonbahar gelse artık ömrümeVazgeçmedim, dalacağım gönül denizlerine

İsimsiz aşkların mutlu biten sonlarıylaDüşlerimde bir sen yer bulacaksın inan bunaAnsızın kapılıp geldiğin o rüyalarımdaBuseler konduracağım, tuzlu dudaklarına

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Eğreti Düşler

Eğreti düşler arasındaSis dokunur yüzüne

Dağılır saçların,Rüzgârın eteğinde dökülür göğsüme

Umutsuzluk sofrasındaHayalin gölgesi silinirGözlerden süzülen damla yaş dağılır ellerime

Üryan gece güneşi yutarken içineRuhuma çöken kızıllıkYalnızlığımın ta ötelerinde demlenir

Hasretimi vuslat sancısı kaplarAtar gecenin soğuk yüzüne

Öfkemin kavgaları başlarYüreğimin engin denizlerinde

Azgın dalgalar döverken kayalarıHer köpük umutsuzlukla, sönüp dönerken geriyeUzaklardan zemheri rüzgârları, çalar kapımı

Dudaklarımın kırık çizgileri kan damlatırkenGecelerimeYıldızların sensiz kayar gözlerimdeVeÜşütür bedenimiTitremeli sara nöbetleri kaplar her yanımıHıçkırıklar boğarGözyaşlarım, delirmişçesine akarAzgın nehirler gibi

Sular başını, koyaklarda kayalara çarparBense duvarlara

Susar gece susar gün doğumlarınaVeYorgun düşer bedenimSessiz ama sensizYalnız geçen her geceyeSöner ışıkların gözlerimdeEğreti düşler başlar, sis dokunur yüzüne

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

El Sema Ya Vurdu

Kanatma yüreğimde ki yarayı ne, olur kanatmaAğlatma sensiz gecelerin sabahlarına, ağlatmaGökyüzünde yıldızlarım sönük ışıkları karartmaGözümde yaşlar kapalı kapılar ardında ağlatma

Tel, tel olmuş omuzlardan düşmüş o kızıl saçlarSevdalara küsmüş gönül çatılmış kara hilal kaşlarSinemde ateşin harlanmış omuzlara düşmüş başlarVarlığın hayal olmuş gözlerden akıyor artık yaşlar

Toprak kurumuş ey sevgili mezarın başında taşlarKara toprak örtülmüş biçare ağlıyor kor bakışlarEl sema ya vurmuş boşuna mı çaresiz yakarışlarToprak kefen oldu gözlerinde kurusun artık yaşlar

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ey Avcı

Ey avcı!Yaralı bir kuşum vurmaMenzil uzun, ömür kısaYapılacak çok iş var hayattaYollarıma tuzak kurmuşsun, kurma.

Alemi devranda bir zerreyimAşkın Yunus'unda, ben derdindeyimAşıkların dergahında gezinmekteyimSöylerse eğer, aşık Veysel'in dilindeyim

Ey avcı!Yaralı bir kuşum vurmaYollarıma tuzak kurmuşsun kurma

Sevdalılar yarine selam söyler, turnalardanHasretin içimde, kor, kor yanar durmadanGün batımı, ay güneşe yanaşmadanBir nefes ömür, ruh bedenden ayrılmadanHasret kapısı Mevlana'ya sormadanGönül’e düşmüş ateş, sönmez Kabe ye varmadanBir damla suya muhtaç, can vereni bulmadan

Ey avcı!Yaralı bir kuşum vurmaYollarıma tuzak kurmuşsun, kurmaMezarımı kazıyorsun. Kazma

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ey Kalbim

Ey kalbim, puslu anlarında sevdalara niçin kanarsınHangi sefil hançeri sapladı, ağır, ağır mı yanarsınDüşünmek niye, meçhul bir sevgiliye neden ağlarsınBülbül figanıyla hicranımı sokaklarda mı ararsın

Göz nazar etse de, ömrün sayfalarında kaldı yandığımEzeli aşktı, çileli ömrümde meçhule bıraktığımSevda hayaliyle, geçen senelerim, ağaran saçlarımŞimdi bana hesap sormaz mı? Sorulan hesaba yanarım

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ey! Canan

Gül kurusu akşamları sendeyimAşk şarabını tek seninle içerimBu aşkı bir senin için ateşlerimEstikçe rüzgar dağılır bedenime

Hasretin dalgalara kavuşsadaGölgen suya düşecek diye beklerimKızıl kıyamet kopsada yüreğimdeYakomoz akşamlarını,eklerim

Nasıl bir sevgidir bu; Ey! CananKor alev gibi içimde yanıyorsunYaz güllerini senin için kuruttumSeneler geçti hala gelmiyorsun

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Fırtınalar Yüreğimde

Fırtınalar kopuyor gördüğün karşı tepelerdeDevasa çınarlar devrildi mermilerle dün geceSessizlik feryatlara döndü kanayan yüreğimdeKanım damlar, damla, damla kan gözümün bebeğinde

Asrın neslini, Mehmet’ime mi sorsam Bedri’me mi?Böylesine kahpeliği görmeyen, şehidime mi?Çanakkale de vatan, vatan diyen yiğidime mi?Ellerini açıp bekleyen son peygamberime mi?

Ecdadımın nesli, göremezdi böyle ihanetiGeçmişten, geleceğe gösteremezdi kehanetiKahpelik vurgunu, sırtlan, çakal sefil sefaletiAkbaba sürüsü, ölü leş yiyici asaleti

Sen yürü, Mehmet ben ardın sıra gelirim dağlaraDoğarken kefen biçip giyinmiş düşmüşüz yollaraNeslim andımız, ah tınız olsun gelecek çağlaraİnerse AL BAYRAK gömsünler bizleri de dağlaraHür doğmuşuz hür ölür gideriz gelecek çağlara

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Geceler Har Olur

Masallar ülkesindeHikâyemin adı yazıldıKaf dağının ardındaAnka kuşlarını ararkenİri devin cüssesine aşkımın adı kazındıAyrılık kızılcık şerbetiyle doldurulurken kadehlereKızıl saçların üzerine hazan dalga, dalga yayıldıSuçlu bulundu sevdam, acı çeken ülkemdeOrdular salındı üstüme

Gözyaşlarım hazin savaşı kaybetti canYürek parça, parça dağıldı gözlerindeBitmeyen sürgünler yedimŞehirlerarasında

Prangalar vuruldu ayaklarımaTel örgüler çekildi gönül diyarımaMayınlar döşendi bitmeyen yollarımaVe sensizliğin mührü vuruldu kollarıma

Her yağmur yağışında buralaraKıraç toprak kokusu çöker burnumaÇıplak ayakla gezindiğimTarla yolları gelir aklımaArdıç kuşları şarkılar söylerDönerim şaşkına

Beden yorgun düşer ey canGecelerin karanlığındaSus der gözlerim boş duvarlaraIşık yansımaları oynar tavanlardaSiluetin gelir aynalaraParçalanır dağılır odalaraVe ayrılık şarkıları çınlar kulağımda

Her karanlık bir ark açar göğsümün üzerindeDüşlerden her kaçış siper olur gövdemin üzerineFirari ışık huzmeleri düşer gecelerimeKanlı yarasalar asılır gözlerimeKan dökülür yeryüzüne

Esaret firarları başlar yüreğimdeSensizlik acı feryat olurDağıtır yeryüzünüGüneş solar gözlerimdeHazan düşer ağaçlaraYapraklar gazel olur göğsümdeKarışır boz topraklara

Çakıl taşlarına gizlenir, yüreğine firar ederimHer firarım takılır nöbetçi kulübelerineDikenli teller kanatır bedenimi

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kıymık acılarında sızlatır yüreğimiÇanlar çalar dimağımdaDipçikler patlar alnımdaBirleşir gökyüzü yeryüzüyleGözyaşlarım sel olur akar dehlizlereVe her gece har olur düşer yeryüzüne

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gir İçeri

İçimde kanayan yaraların, merhemiGözlerimden akan damlanın, tek sileniYanıp kavrulan yüreğimin, yaz meltemiGönül bağımı açtım artık, gir içeri

Soğuktan titreyen bedenimin güneşiBedenimden ayrılan ruhumun ateşiYaşadığım günahların tek çilekeşiGönül bağımı açtım artık gir içeri

Beni bende bırakıp terk edip gideniAğlayan her günümün yalnızca güleniCehennemlerde yanan ruhumun cennetiGönül bağımı açtım artık gir içeri

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gitme

Biliyorum rüyalarımda bile bana ait değilsinYüreğimin içindeki o yangınları bilemezsinYılların bıraktığı acılarımı sen silemezsinYinede beni cehennem ateşine atıp da gitme

Ellerinden tutunacağım bir sen varsın zalim dünyadaZümrüt siyahi saçlarını rüzgarlarda savurup daYusuf’un dipsiz kuyuların ortasında bırakıp daSeher yeli kanlı gömlek kokusuna salıp da gitme

İki damla gözyaşını toprağıma bırakıp yakmaSinem narınla yanarken birde yokluğuna bırakmaGündüz güneşsiz, gecelerimi yıldızsız, aysız koymaSeninle doğan her günümü tarumar edipte gitme

İçimdeki cam kırıkları kanatırken yüreğimiKum fırtınaları param parça ederken bedenimiBir hayalin ardına bırakıp o ceylan gözleriniSevdama sürgün edip mecnun çölüne koyup da gitme

Ağlıyorum bak yine ne olur gözyaşlarımı silmePamuk ellerinle yüzümü okşayıp da, gülüp gitmeKaranfil kokan teninle yatağımı sensizliğineOdaları karanlığa gömüp ateşle yakıp gitme

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Göç Zamanı

Göç zamanı geldiArtık mevsimlerden sonbaharKar yere düşmedenGökyüzüne uçar kırık kanatlı kuşlar

Ağaç dalında kuruyan son yaprakÇaresizliğe kıvranır yüreğimdeki deli aşk

Kor düştü sevdama sevgili korSensizliğe tırmandım bu gece

Zifiri karanlıkta ateş düştü de bedenimeSon yolculuğa çıkar gibi yürüdüm sessizceDüzlüklerin yamaçla buluştuğu yerlerden geçtimAkasya çiçekleri çoktan dökülmüşKuruyan yaprakları gökyüzüne uçuşuyordu

Bir eylül sevdasını sırtıma yükledim sevgiliSanki sonbahar yaklaşıyordu

Tırmanıyordum sevgili dağın yamaçlarınaPatika yollardan inadına, inadına yürüyordum ardındanBoz kayalarda parçalanıyordu bedenimYosun tutuyordu bir yanım kırağı çökmüş yüzeylerdeGözlerim gözlerine dalıyor yürüyordum sevgiliHasretin ağırlığı üzerime çöküyordu

Ey sevgiliMavi gökyüzünün sonsuzluğu zirvede beni bekliyorduYetişmek için akarsulardan geçiyordum.Islana, ıslanaSulara daldıkça ateş çöküyordu üzerimeAlev, alev yanıyordu bedenim serin sulara dalıyordumSusuzluktan çatlıyordu hasretine, kar sularında yanıyordum

Yoruluyordum sevgiliZülüflerin tel, tel kement oluyordu belimeYapıştıkça toprağın üzerine zirveden kokun geliyorduAttığım her adımda gözlerin gözlerimde ağlıyorYüreğimin ta ortasından isminKuruyan ağaçlara kazınıyordu

Bu durgun nefes son çırpınışıyla zirvelere ulaşıyorGökyüzünün mavisi ile buluşuyordu, buluşuyordu yaUçan kanadı kırık kuşlarla son tango başlıyorduAlabildiğine gökyüzünün maviliğindeGözlerim gözlerinde ağlıyorGöç zamanı başlıyordu. Yüreğimden yüreğine

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Göğsümde Ateşin Yansa

Hasret denizine düşsem, gelsem gözlerineKaranlıkta boğulsam, kapansam dizlerineKarda kaybolsam yağmurda düşsem izlerineKorkma kefenim beyaz ser artık yeryüzüne

Göğsümde ateşin yansa, cihan olsa sendeHasret bağında gül olup kurusan bu tendeKanımda sel olup gözyaşınla aksan bendeAğlatma kefen beyaz, ser artık yeryüzüne

Yaram derindir, şifam olsan gelsen yüzümeToprakta zerre tohum olsam düşmem özüneKalbim parça, parça dağıldı, bir tek sözüneİnletme, kefen beyaz, ser artık yeryüzüne

Örümcek olsan, zehrin boşaltsan bedenimePan zehrim sen olsan, geliversen yüreğimeKanadı kırık kuş olsam, konmam ellerineKorkma artık kefenim beyaz ser yeryüzüne

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Göğsünde Hancer Saplı

İkindi güneşi dağın eteklerinde gezinirkenAcı poyraz ıslık çalarak yürekleri dağlıyorduKar yoktu ayaz dudakları ta ortadan yarıyorduGözlerinin yaşları göz pınarlarından süzülürkenKaderin derin çizgileri üzerinde donuyordu

Hayatın sır anlamı rüzgar önünde savrulmak mıydı?Yoksa oyun çocuğu denen yaşta gelin mi olmaktıMerkep sırtında ilerlerken patika yol arasındaZalim yılların hatıralarına nasıl dalmalıydı

Tülbent altında zümrüt saçın aklarını düzeltirkenBir damla yaş düştü doğan yedi çocuğun üzerineKoyun sürüleri uzaktı, merkebi dehlemeli derkenGarip bir gülümseme belirdi hayatın üzerinden

Dağın yamacında ki üç odalı taş evi saraydıKumarbaz koca yüzünden hacizler rahat bırakmazdıKoca eve ayda bir gelir, kocaya surat olmazdıHizmet en alasından, hesap bir türlü sorulamazdı

Seferi hayatın en güzel anlamı yaşarken çileBülbül anlatsa idi gül, gülistan da gelirdi dileHalılar dokunurken nakışların anlamı hep çileÜste birde kuma geldi mi hayat sana güle, güle

Konuşan diller suskun, kınalı eller artık nasırlıGöz pınarları kuru, koca yürek ezelden sabırlıBilirim ki cennet ayaklarının altında sıralıBahar kokularınız Züleyhanın sırlarında saklıSevda kadının yüreğinde, göğsünde hançer saplı

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gönül

Hiç yağmur yüzünü görmedi bu deli gönülÇölün ortasında yapayalnız çınar gibiNe boranlar atlattı yıkılmadı bu gönülGökyüzüne baş kaldırmış ağrı dağı gibi

Gülistan bağında gül arar bu deli gönülVaha'ya hasret görülmez çölde serap gibiFerhat’ın dağında yalnız gezer deli gönülAkarsuları göstermeyen şirinler gibi

On dördünde doğan aya bakarı bu gönülÇilesi dolmamış bir abdal, dervişler gibiNe ararsa gül dallarında arar bu gönülSesi kısılmış kanadı kırık bülbül gibi

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Göz Yaşlarımda Söndün

Ben seniAkşamın alaca karanlığında tanıdımÖnce suya düştü gölgenNehirler delirmiş gibi aktı yüreğime

Sesinin ahenginde titredi bedenimDamarlarımda sürgünler başladıYokluğuna sustum

Hüzünler çöktü her akşamYıldızlar raksa çekildi asumanlardaSuskun yüreğim çağladı gözyaşlarımın pınarlarındaKaranlık gecelerimin kurak ve çatlak topraklarındaSensizliğe akıp gittim

Sancılı fırtınalarda titredi gökyüzüSinemde ateşin alev, alev yandıkçaAğladı kara bulutlar ellerimeBir fısıltı gibi esti rüzgârlar yokluğunaHer yatak ateşten bir gömlek oldu üzerimeVe sen ve sen gözyaşlarımda söndün

Engin denizlerim oldunYorgun ağrılı gemilerimi bıraktım mavi sularınaİçlerinde tayfaları yoktu gidiyorlardı sonsuzluğaUmutlarımdan umutsuzluk taşıyorlardı gözlerineYakamoz akşamları sessiz olur yaSular sanki oynardı gökyüzüneDemir atmak için yaklaşırken her gemim yüreğineNedensizce batıyorlardı deniz diplerine

OysaUmutsuzluklarımdan ümitler doğmalıydıElim ellerine dokunmalıGözlerim gelmeliydi gözlerineVe tutmalıydı elleriniAkşamları hüzün çökmemeliydi yüreğimeAkmamalıydı gözyaşlarım yeryüzüneBatmamalıydı gemiler, demir atmalıydı yüreğine

Şimdi koy yastığa başınıVe düşün kutsal aşkımın yangınınıSarıl gecenin sonsuzluğunaHicran bulutları sarsın odanın duvarlarınıYüreğimden düşen her ateşKırmızı şaraplar eşliğinde gelsin dudağınaYanık tenli şiirler okunsun kulağınaSığ düşünceler kaplasın ruhunuVe her özlem düşler arasında ısıtsın üşüyen teniniDağılsın saçların sarsın tüm örtülerimiYıldızlar düşsün ellerine

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ve her gece gökyüzü ağlasın dokunsun yeryüzüneEsaretimin bedeli artık saklı gözlerinde

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gözler Gözde Kapanır

Hasretin kapımı çalardı şafakla dağların ardındaGünle doğardı gözlerin açılan kapıların ardındaTatlı serinlik bırakırdı dudakların dudaklarımdaEllerin ellerimde bağlanır terlerdin avuçlarımda

Gözlerin gözlerimde çizerdim ya resmini aynalaraBir ben görürdüm seni anlatırdım o çıplak duvarlaraHayal perdesidir akşam puslu sevdayı anlayanlaraRuhlar demlenir gözler gözde kapanır kızıl akşamlara

Dilek tutulur hayal kurulur gökte kayan yıldızlaraTuzlu bir öpüşün tadı kalır gözler ağlar dudaklaraHasret yürekte yanar gönül kapısı düşer uzaklaraÖmür yansa ahla göz gözde kapanır kızıl akşamlara

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gözyaşlarımla Silmedin

Ellerin koynunda sessizce ağlayışlarımıGece karanlığında sensiz hıçkırıklarımıEsen yellerin önüne düşen gözyaşlarımıKara gözlerini açıp da bir kez göremedin

Karların okşadığı beyazlayan saçlarımıEl yastığına hapsettiğin kor dudaklarımıAdını yazdığım o buğulanmış camlarımıİşlemeli kuru mendillerinle hiç silmedin

Ormanların kuytularında öten kuşlarımıOvalarda sessiz, sessiz akan ırmaklarımıToprak gözelerinde kaynayan pınarlarımıHülyalara dalıp, seslerini hiç dinlemedin

Baharda açıp kuruyan sarıpapatyalarımıRüzgârla gökyüzüne uçan mimozalarımıAteşimle kuruyan pembe begonyalarımıEllerine alıp okşayıp, koklayıp sevmedin

Göğsün üzerine kanınla yazdığım adımıGözyaşlarınla kuruttuğun kanlı toprağımıÖlmeden öldürüp diktirdiğin mezar taşımıFatihalar okuyup gözyaşlarımla silmedin

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gurbet Hangi Elden

Hangi dergahta baş köşede sefirdinÇaresiz seferlerde nerde ezildinEy ömür ayaklar altında sefildinUfkun battığı son noktaya serildin

Yaprak düştü toprağa, kuru ezeldenHayat sularını içtiğin sebildenAsumanlarda gezinen son zerredenVazgeçilir mi sandın manasız serden

Boşalsa gök yarılsa yer akan seldenRuhlara serinlik çökse esen yeldenGülden bülbülden susan deruni dildenKalkmasa baş kapandığı son secdeden

Bir damla kan düşer kırmızı güldenHer karanlık seferi, ağlar gecedenKaldır başını sürünme, kurak yerdenBen kendimden geçtim gurbet hangi elden

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gül

Bir haledir gonca içerisine masumca kıvrılıp saklananSarı, beyaz, pembe, kırmızı sevdalıları yakan renkleriyleTüm güzellikleri ile hapsedilmiş, gönüller içerisineHissedersin dokunup kokladığında kadifemsi ten rengine

Sevgiye, sevgililere, dargına verilen en güzel hediyeKimi aşk, kimi yakarış, kimi zaman da kavuşurken ayrılıkBazen kavuşmada, bazen matemde gözyaşına susan dargınlıkHasret çeken sevgiliye bekle diye verilen güzel hediye

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gül Goncada Çürümüş

Sonsuz yürüyüşlerin, yoksul düşlerindeyimÖlü duvarların nem tutmayan yüzeylerindeHazan çökmüş ruhuma daÖmrün fakirliğinde, yosun renkli gözlere ağlıyorum

İki damla yaş süzülürken ellerimeGül goncada çürümüş deBir vefasızın saçlarında, darağacına çekiliyorum

Yüreğimin ar damarlarında yangın başlamışBataklığın ortasına saplanıyorumSevdanın ağırlığı çöktükçe üzerimeSinemdeki ateşinde yanıp, gözlerinde sönüyorum

Avuç içi terlemeler tuz bastıkça yaramaÖlü doğum sancılarında kıvranıyorumKızıl saçların düştükçe üryan gecelerimeRuhsuzlar mezarına dalıyorum

Hiç yaşamadık ya sevgili, hiç yaşayamadıkBen buna yanıyorum

Her gece sis çöküyor yalnızlımın üzerine deYüreğimdeki aşermeler de kalıyorum

Söylenmemiş şarkılar, ağlatırken gökyüzünüÖtelerin ötesindeÂdem’le Havva’ya sarıyorumHasretinSessizliğe boğarken geçmişimin karanlığınıHiç yaşamadık ya ben buna yanıyorum

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gün Batarken Geceye

Gün batımı,Yorgunluk çökerken gecenin karanlığınaIşıkların söndüğü sokaklaraDamlalar süzülürken dudaklarımaNeden diye soramadım

Gözlerin dağılırken geceye, gözlerimdeSanki kış girmişti bedenimeIlık bir rüzgârın eşliğindeSaçların kırbaç gibi çarparken yüzümeNeden diye soramadım

Çığlık çığlığa uçarken kuşlar gökyüzündeTerk ederlerken taş evimin kovuklarınıGri bulutlar ağlarken ellerimeSen anlamsız ve manasız bakarken gözlerimeNeden diye soramadım

Birkaç dakika,Seneler gibi inerken üzerimeSaçlarım ağarırken yüzümeHıçkırıklar tıkanırken genzimeHoşça kal demeden giderken benliğimeNeden diye soramadım

Ve sen kaybolurken karanlıkların içindeÇobanyıldızı sönerken üzerineAy parça, parça dökülürken yeryüzüneEllerimi kaldırıp da haykıramadığım gökyüzüneNeden diye soramadım

Toz bulutu üşümelerimdeAlev, alev yanarken üşüyen bedenimdeBir şehir yok olurken gözlerimdeHayalin silinirken düşlerimdeNeden diye soramadım

Ellerim, terli avuçlarından kayarken sensizliğeRuhum ayazlarda çekilirken sessizliğeAnılar kare, kare silinirken gözlerimdeBen bende düşerken bensizliğeSessizce haykırıp da peşineNeden, neden diye soramadım

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gün Hazana Döner Gazel Olurum

Şahin olurumYalçın kayalıklarına konarımSis olur çökerim, dumanlı dağlarının başınaDolu olur yağarım, kurak topraklarınaKar olurum don tutarım akarsularına

Yalnız gezdiğim dağlarına otağ kurarımAl yeleli doru taylar sürerimÇimen gözlerinin aşkına

Ocağında yanar, bacanda tüterimVuslat uğruna

Çoban olurum sürülerineİbrahim peygamber gibi beklerim senelerceMusa ararım tur dağlarındaYusuf aşkına dalarım kör kuyularaArarım ey çimen gözlü Züleyha aşkını sende ararımKör bıçakları çalarım boğazıma İsmail aşkınaKurban olurum ey sevgili gözlerinin yoluna

Kan olur akarım gülistan bağlarınaDikenli dallarında gonca olurumYapraklarına sinerim ey sevgili tutunurum güllerineŞeyda ya çekilirim bülbül gibi kollarındaGözlerinde yaş olurum süzülürüm dudaklarına

Ordugâhım kurarım yurdunaSavaşlar açarım ey sevgili uğrunaTanklar sürerim yolunaİhtilallar yaparım çimen gözlerindeKelepçeler takarım kollarınaDenizlerine dalarım ey sevgiliTop mermilerine siper olurum gözlerinin uğruna

Ormanlarına fidan olurumGüneşle sürgün veririm yeryüzüneDallarında çiçek olur yaprak olurumRüzgârlarda savrulurum ama yıkılmam gölge olurum yolunaDillerine dua esen yelle gelirim kokunaDokunamam sana usulca sokulurum koynunaDüşlerinde uyurum, gözlerinde uyanırımGüne sevdayla bakan hayalin olurum

Günler doğar, güneşler batarGün hazana döner gazel olurumSararırım ey sevgili toprağın bağrına düşerimSeneler geçer üzerimden topraktan taşa dönerimAyaklarınla basarak geçersinUstalarına iş emekçilerine aş olurumGün gelir ey sevgili mezarına taş olurumDikilirim başına

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Güneş Neden Duvarları Isıtmıyor Hancı

Türkülü mevsimlerinYaban kokulu dağlarından geliyorum hancıAsırlar öncesinden başladı yolculuğumİçimde buruk bir sancıYusuf’un kanlı gömlek kokulu diyarlarından geliyorum hancıYüreğimde Züleyha aşkı, ben ise garip bir yabancı

Şarap kokulu mahzenlerinde bir oda verRuhun ötelerinde bir yol bulur belki bu yabancıİçinde aşklar yaşanmış ter kokuları sinmiş olsunÇentiklerine sığınıp avunayım yaşanan her aşkınDuvarlarında çıra isleri olsunŞehvetli tenlerin terleri koksun odalarda hancıGeçmişin karanlık sokaklarında iz sürüyor bu yabancı

Adımı sorma hancı ben çoktan unuttumKerem de Ferhat de Kamber deSen en iyisi geçmişten bir yabancı de

Gözlerimin içine bakma soru sorma hancıAlnımıza çizilmiş kader çiziklerinde her acıDağlarımıza don vurmuş, ovalarımıza bahar gelmez olmuşHüzünlü maviler çökmüş gökyüzüneGüneş neden duvarları ısıtmıyor hancı

Durgun bir bakışın yorgun uzantılarındayımHeybemize suskun sevdaların ahları yüklenmişKurak yüreğimizin vahalarında yürüyen kervanlar durgunSürgün yemişiz karanlıkların yalnızlıklarına hancıDüşlerimizde çiy gibi düşüyor sinemizin üzerine

Şimdi gözlerinde susuyorum hancıAsırlık aşk sofralarından bir sofra kurGelgitlerimiz dursun yüreklerdeAğrılı ve sancılı türküler söylensinKınalanmış nasırlı ellerde

Bir sofra kur hancı bir sofra kurİçinde katıksız ekmekler olsunGözyaşı dökülmesin üzerineAsırlık aşklardan çiselenmiş yağmurlar dökülsünSevdamızın üzerine temiz çocuk mintanları giydirelimBir yatak ser şuraya hancı bir yatakÜzerine beyaz çarşaflar çek, kirlenmesinAşk adına kefenimiz olsun, gözlerimizden yaş dökülmesin

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Güneşin Gölgesi

Güneşin gölgesi sevda yazar ayak izlerineYel eser toz bulutu kalkar karışır hüzünlere

Yeşeren umutlarım kuşkanadı sessizliğindeDökülen son sözler gecenin karanlık izlerindeDudaklarım susuzluktan çatlarken o ellerindeKara sevdamın tohumları yeşerir gözlerinde

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Halin Nicedir Diye Sorma

Halin nicedir diye sormaTerki diyar eylediğin günden beri yanıktır bağrımYele gelmiş kuşkanatları gibi çırpınır durur yüreğimEşini kaybetmiş mor güvercin çılgınlığı üzerimdeBoz kayaların ardında arar dururum anılarınıYosun tutmuş yüzeylerinde sancılanır kıvranırımKırağılar düşer her sabah üzerimeKarşılıksız aşklar gibi kara sevdalı ve çaresizim

Susuz topraklar gibi yanık ve hasretle kavrulmuşumRutubetli gözlerimden hayalin süzülür, düşerim çorak topraklaraDökülen her damlanın tuzu yakar kanayan yüreğimiEllerim hayaline gezinir durur gökyüzündeKayan yıldızlara tutunur hasretinle dalarım uykulara

Her gece yakarım aşkın ateşiniSevdan bağrımda filizlenir çölün sıcak kumullarına dikerimDudaklarım alev, alev yanarken sam yeli vururKum fırtınalarıyla birlikte dağılırım vahalaraSerabım olur kalırsın rüyalarımda

Sonsuz gecenin yitik krallıklarına uzanırımDeli bir rüzgar eser, savrulur dallar başımın üzerindeYapraklar yeşil, yeşil dökülür harınla yanarSararır toprak üzerinde gazele döner, kıskanırım

Uçsuz bucaksız nehirler akar kara sevdamın üstüneAkan sular sana susuzluğumu durduramazDağılır tüm bedenim karışır deryalarda tuzlu sularaBalık olurum çaresiz ve nefessiz dalarım derinlereOkyanus gözlerinde kaybolurumDalgalar vurdukça kıyıya kayaların yüzeyinde yosun olurum

Biçare sulara çizerim resminiRessamın fırçasında rakssa gelir kızıl saçların yüzer denizlerimdeSevdamın eyyamı vurdukça ta beynimin ortasınaAynalara savrulur param parça olur hayaline dağılırımKıymık acılarının sızısı çöker içimeCam kırığı kanayan yaralarım daTuzlu sularda gark olur kaybolurum

Depreşen duygularım demircinin örsüne çekilirKörüklü ocaklar karşısında ateşinle tava gelirÇekiç sesleri arasında olgunlaşır, diyar, diyarHasretine tezgahlara gelirim. Su verilmiş çelik edasıylaGözlerimden gözlerine doğarDağ başına çökmüş bir sis gibi süzülürüm kalbineŞimdi halin nicedir diye sorma. Kayboluyorum kızıl akşamlarda hasretine

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hesabımı Vereyim

Göklerin sırrı ve sihri,azimle yer yüzüne boşalırkenKalpler ufuklarında lutufkar bir inayeti bekliyordu

Dünya azabı insanlığın üzerine dem dem vururkenO susamış vahalara nurlardan ışıklar saçılıyordu

İnsalığın üzerine çöken kara basan gibi kabuslarÇöle düşen çoban yıldızının ışığında aydınlanıyordu

Arz'ın suvarileri nal sesleri ile dört nala geldilerSönmeyen o ışığı yeryüzüne bırakıp çekip gittiler

Yıllar yıllar sonra ne olur,o varlığa mazeretin bulmaDön o karanlığın yolundan.iblisin elinde tarumar olma

Ey! hayallerim az geri gidip bir ileriye bakabilsenHer seherin başka zafer renkleriyle geldiğini görürsün

Şimdi ağla,ağla gözlerim boş geçirdiğin her zamanaİşte kabristan ruhun derinliklerinde başka yol arama

Tanık istiyordun bak tanık,nefsin başına dikildi taşınZalimce diri diri gömülen kızların hesabını bana sorun

Alın beni dünyadan bir hayal perdesinin ardına koyunKim maffetti ise insanlığın hesabını da benden sorun

Ne kadar ağlayıp,yalvarsam dünya zindandır bana her geceBaşım egilmiyorsa rukiye,alnım gitmiyorsa secdeye

Ey! gönlümün sultanı uzat elini bir yol bulup geleyimGözlerin görmediği,ıssız mekanlarda hesabımı vereyim

Bu canım sana haktır,hasat iyilik mevsiminde bahardırGeçmişimde ne varsa,ruhum sancılarınla ağlayacaktır

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hıçkırıklar Boğumundayım

Hıçkırıklar boğumundayımNazarınla öldürsen beniYaşlı gözlerin ağındayımNeyleyim yalan dünya seni

Karlı dağın boranındayımHarla yakıp kavursan beniÇıkmaz sokaklar başındayımNeyleyim yalan dünya seni

Kurumuş ağaç dalındayımParça, parça dağıtsan beniBozuk kuş yuvalarındayımNeyleyim yalan dünya seni

Pir sultan abdal yolundayımDarağacına çeksen beniSuskun bülbülün bağındayımNeyleyim yalan dünya seni

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hoşçakal

Şimdi vurdu göğsümün üzerine, kalbin sızısıBeynim içinde sert esen kum fırtınasının acısıGönül diyarlarıma kurulan çilingir sofrasıAkşama kızıl çöktü içimde ayrılık sancısı

Hava kararmakta, ortalıkta hüzünlü çığlıklarZemheri gibi çöktü üzerime kara bulutlarBir tarafta yar, ötesinde yağan lapa, lapa karKapat o kapıyı sabaha dek sönmesin ışıklar

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hoyratça Bir Rüzgar Esse

Mahşer hesaplarında sevdam,saçları kınalıUmutlarım parça,parça gözlerinde yaralıAh ile yanar kalbim gurbet eline varalıGöğsümde hançerin saplı,senden uzak kalalı

Hoyratça bir rüzgar esse,kokunu alıp gelseGeceleri rüyalarıma gölgen bir kez düşseDudakların dudağıma gelip dokunuverseBırakmam peşini kavuşmam mahşere dek sürse

Çorak topraklar gibi yüreğimde kaldın susuzMum isinde geceler eriyip gidiyor sensizAğlayan gözlerim kurudu kaldı artık fersizHayalin boş çerçevede,resimler bir tek sensiz

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hüzün Çöker Al Tomurcuk Güllere

Yıldızlar düşer karanlık geceyeGöz ağlar kaybedilen sevgiliyeElveda derken dilde ki heceyeKan damlar sonsuz mavi geceye

Gözleri gecelere ağlayan yarRüyalarda aşkımdan hesap sorSevdası yüreği kilitleyen yarKaranlığın acısını bana sor

Hüzün çöker al tomurcuk güllereKırılan kadehler yeşil gözlereAğlar yürek dilindeki sözlereDertler düşer yüzümdeki izlere

Alnın ortası ihanet aynasıAdım üzerine kalem karasıToz bulutu sokakların arasıYürekte demlendi gönül yarası

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hüzünler Silinsin Yüreğinden

Ahir sevdamın ilk meyvesiZümrüt saçların, rüzgârların döşündeBir adım ileri savrulurkenTuna boylarında hasretine düşüyorum

ÖzlerinYüreğimin örselerinde dallanıp budaklanırkenSenElimde güneş gibi, doğup büyüyorsunBüyüdükçeAtlas rengi sevdalar, çırpınıyor yüreğinde

Ve ben korkuyorumYarına olan umutların cenderesinde boğuşurkenSana hayatı, ama hayatıAnlatamamaktan korkuyorum

KızımGün doğumu alacalarındaGüneş hüznü koynunda saklarDüş ülkelerindePembe hayaller süsler geleceğiniHer fırtına devirirken koca çınarları önüneBir adım ileriye atlamak için çırpınırken senSana ulaşamamaktan korkuyorum

Kırk ikindi yağmurları gibi gelip geçerken zamanBoy atıp fidan olurkenDallarının yapraksızHücrelerinin, susuz kalmasından korkuyorum

Vakit ensesinde konaklarken hayatınArdına düşerken sen zamanınDüştüğün çaresizlikler içerisindeZümrüt karası gözlerinden süzülenİki damlayı silememektenKorkuyorum

Duru bir yüreğin okşayışında, beklerken seniŞimdiTüm hüzünler silinsin yüreğindenYıldızlar dökülsün saçlarınaAy utancından kararsın söndürsün ışıklarınıTut ellerimden tut kızım, aydınlık yolundaBeraber koşalım yarınlara______________________________________

KIZIMA

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Hüzünlü Bir Ölümün Ağıdı

Eğer Sen yoksanHüzünlü bir ölümün ağıdı, türkü olurHer bahar hazana döner yüreğimde,Susar şarkılar karanlık gecenin sinesindeYorgun bekleyişler başlarSeher yellerinde şafaklara sis çökerKadehler parmaklarımın arasında kırılırVe sonsuzluğa haykırır gözlerimNeredesin

Karanlık çıkmaz sokaklar başucumda dönerDeniz aşırı yolculuklar başlar, yüreğimin şehirlerindeSessizliğim fırtınaya dönerKaybolurum gecenin ışık huzmelerinde

Gözyaşlarımın köpüklerinde ıslanır geceAsırlık ahşaplar sal olur ayaklarımın altındaKürek mahkûmlarından tayfalar düşer önümeZindan gecelerde mahpusluk başlarKireç tutmayan duvarlar gardiyanım olurParçalandıkça yumruklar alnımın ortasındaAyaklarımdan prangalar haykırırNeredesin

Bir resmin çerçevesinde sorgulanan yüreğimGözlerimden kan damlatır ellerimeVurgun yer tüm damarlarımSolgun yüzümden ölü bir çocuk doğarHıçkırıklarla düşer ellerime

Gecenin karanlığına beyaz kefenler sarılırLohusa kadının göbek bağında anlatılır soylu aşkHüzünlü maviler kaplar yeryüzünüMatemli rüzgârlar geçer penceremin önündenVe gecenin karanlığına salar yüzünüHayalin düşer gözlerime, dilim sorarNeredesin

Sevdanın çıplaklığında, kıyılara vurur yalnızlığımMusallada son bulur gözlerindeki çaresizliğim

İşte o zaman son gemi kalkar bu limandanDemir alma vakti gelmiştir zamandanEl üstünde geçerken kurak ovalardanHüzünlü bir ölümün ağıdı türkü olurSazın teline vurur âşık, dilden dile söylenirNeredesin

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Islak Kızıl Saçların Döküldü Yüzüme

Islak kızıl saçların dökülürken yüzümeGözlerinde sürgünler yedim

Sorgulandı yüreğimGöçler başladı gönül diyarımdanTakıldığımKervanlar arkasındaSonu olmayan yollardayım senelerce

Esaret her şafak gün doğumuyla başlarYosun renkli yaprakların fısıldadığı şarkılarSürgüne gönderir haritasız şehirlere

Asi damarlarımda kanım çalkalanırKaranlık alacaların çöker, ruhumun üstüneBedenim titrek bir güneşle buluşurÜşütür sensizliğe

Bal arısının kanatlarına gizlerim umutlarımıDağıtır çiçek, çiçek özüneKoparmaktan korkar, koklarımEllerimin arasındasın sanırımAvuçlarımın ortasında solarsınGökyüzü boşalır üzerimeYağmurlar sağanak yağarToprak kokusunda yokluğuna yanarım

Her yokluğun eşkıyaları taşır şehrimeUmutlarla doldurduğum hanelerim yıkılırSensizlik dem vurur benliğimeKelebeğin kanat seslerinden korkarHarami mağaralarına taşınırım

İmkânsızlığın fırtınaları sarar, gönül ovalarımıKâr tipiyle çevirir, kuşatır dağlarımıDon vurur yüreğimeSel suları sökün indirir kayaları üzerimeÇağlayanlarda dağılır gark olurum

Sevdamın son durağıdır bu yolcuKara tren katarları takmış arkasınaUmutlarımı taşır umutsuzluk yaylasınaHer çengi misafir olmuş, çaresiz aşk sofrasınaÇığırtkanlar başucumda, keman sesleri kulağımdaAyrılık şarkısı çınlar gönül otağımdaKaya tuzlarında, dağılırım çorak topraklara

Islak kızıl saçların dökülür her gece yüzümeYıldızlar damısın diye bakarım gökyüzüneGözlerim gözlerinde hayale dalarUmutsuzluk diyarımda bağlar bozulur

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Gözyaşlarımda dökülürsün her gece yeryüzüne

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Issız Gecelerin Koyaklarında

Mor menekşeler ekip büyüttümGelmediğin gecelereMasalar kurdum verdiğin sözlereİsli mumlar yaktım görmediğim gözlereYüreğini yüreğime hapsedip de gidiyorsunSöyle nereye

Kaldır başını bak gökyüzüneHasret damla, damla yağıyor yeryüzüneYıldızların doğmadığı gecelerimeBir kez gözyaşlarını akıtmadan gidiyorsunSinemde gül olup açmadanKaranlık dünyama ışıklarını saçmadanEllerimi ellerine alıp rüyalara dalmadanGidiyorsun ha söyle nereye

Yalnızlık karanlığın koynunda acıİçimde buruk bir sancıEşkıyalar şehrinde sen yalnız bir hancıAy doğmuyorken üstüme ey yabancıIssız gecelerin koyaklarındaDalgalara bırakıp da, gidiyorsun ha söyle nereye

Ruhum göçebe rüzgârlarında yalnızKaranlığa uzandıkça terler belki avuçlarımızDüşler ülkesinde sanma ki gönlüm arsızIşıkların dans ettiği sularda kayalara vuran dalgalarızGecelerin sonsuzluğuna kanat çırpan, garip kuşlarızGörünmeden yüreğimi çalan ey hırsızGidiyorsun ha söyle şimdi nereye

Aynaların bir yüzü soğuk, eşkâlimi görmedenAlın çiziklerimdeki sırlarımı çözmedenHer gece üşüyen bedenimi örtmedenParçalanan cam kırıklarında kanayan yüreğimi bilmedenKıymık acısı yaralarımı silmedenKefensiz bir gecede ölmedenAlevinle yanmış dudakları öpmedenGidiyorsun ha söyle nereye

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Işıklar Söndü Dost

Yalnızlık çöker gecenin ortasınaYıldırım düşer duygularaGökyüzü yeryüzüyle birleşirZindan gece yüreğin ortasında aydınlanırSorgularsın hayatı kendince

Sarıldığın her yaprak, kuruyup gazel olur ellerineSırtını dayadığın ağaçlar kökünden sökülürDost diye tuttuğun el yılan olup çöreklenir beynineKene gibi yapışmıştır belineKan emer, kan kurutur senelerce

Her şafak katranlık doğarKaranlık çöker özüneDost bağına ektiğin ümitler çürürYetişende kof düşer yüzüneSinene gömdüğün dostlar kangren olmuşturKan damlatır gözlerinden senelerce

El açıp bağına geldiğimDost bilip gönül yüzü sürdüğümBir cam parçası gibi düşerken ellerimdenKangren yaralarımı kanatmaZeytin çekirdeğine gizlediğim ümitlerimiTuzlu çorak topraklara ekme

Özüm beden üzerinde balçıktan bir toprakÜflenince dalda can bulurmuş yaprakHayat dünya üzerinde sürgündürAncak anlarsın yaşayarak

Ey dost yılan kıvrılırÇanak olur girer deliğineDokunmazsan boşaltmaz zehrini üstüne

Şimdi dost muhabbet bağında ümitlerimiz kördüğümSessiz sedasız yüzünde öldüğümDilek dağlarına karanfiller diktimSonu yok mağaralarda çile şerbetleri içtimGül dalında ham dikenler biçtimDost verdin elinden dil zehrini içitimBen o karanlık sokaklardan çoktan geçtim

Işıklar söndü dostAydınlık yolları artık sensiz seçtim

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İçme Ey Ademoğlu

İçme Ey Ademoğlu, içme; o suyu çeşmedenKirletmişiz nefsimizi, içme o suyu temizlenmedenGeçmişini unut, arınmadan kalkma ayağa secdedenİçme Ey Ademoğlu, içme; o suyu temizlenmeden

Halimiz nicedir diye sormayız hiç kendimizeSülükler yapışmış bedene, kan gitmez benzimizeGünahlar ok gibi saplanır, bir, bir bedenimizeİçme Ey Ademoğlu, içme; o suyu temizlenmeden

Din, İman bırakmamışlar, düşürmüşler dünya derdineKimileri kul hakkı bilmez, akşamları sefa zevkindeKimileri ekmek bulamaz, ev, geçim derdindeİçme Ey Ademoğlu, içme; o suyu temizlenmeden

Hacı olmuş, hacılık nedir bilmez küfür ağzındaAbdest alır, Namaz kılar, günah darboğazındaYine bir insanoğlu geldi, bak musalla taşındaİçme Ey Ademoğlu, içme; o suyu temizlenmeden

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İçtiğim Zehirde Elsin

Sigaramın ucunda yaktığım sensinDuman, duman içtiğim zehirde elsinKor düşmüş yüreğime nereden bilsinSis çöktü üzerime söylen yar gelsin

Güller bağında bülbüle Şeyda dilsinGözlerimden akan damla yaşta sensinDon vurmuş yüreğime nereden bilsinBaykuş indi bağıma söylen yar gelsin

Düşlerimde kokladığım gülüm sensinNurları sönmüş gözlerimdeki fersinAklar düşmüş saçlara nereden bilsinKarlar yağdı dağıma söylen yar gelsin

Rüzgârlar essin sineme kokun sinsinKimsesizler mezarında adım çizsinHançer yüreğimde saplı nerden bilsinTaş dikildi başıma söylen yar gelsin

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İki Satır Yaz

Ne olursun iki satır yazı yazBunca hasretle geçen zamanlar üstüne

Halin nicedir bileyim iki gözümYılların içime bıraktığı zehri içimden sileyim

İki satır yaz ki kokun sinsin beyaz kağıt üzerineKurutulmuş güller gibi koklayayım

Yıllar var ki görmedim yüzünü, hasretimİki satır yaz ki yazılarında bulayımYaz ki iki gözüm, halin nicedir bileyim

O kadar zaman geçti ki iki gözümHayalin her gün büyür gözümdeŞarkılarda seni ararım dizelerde seniYalnız gecelerimin hep misafirisin iki gözümHayalinle sohbet etmeden uyumak haram bana

Her sabah gözüm kapıda iki gözümBir gün ansızın kapı çalarda postacı gelir diyeAma gelen yokUmutla yatılıp umutsuzca beklenen sabahlarYıllar geçti iki gözüm saçlara düştü aklarSensizliğe nasır bağladı yüreğimdeki aşklar

Ayrılığı içime sindiremedim iki gözümHatıralarından kopamadımSensizlik içime öylesine işlemiş kiSokaklarda yürürken bile adım, adım senleyimDipsiz kuyulara daldığım her geceKısık nefes sevişmelerimdeGülkurusu dudakları özledimÖzledim iki gözümNe olursun iki satır yaz kiO dudaklardan düşen satırları okuyayımBir mektubun gelir ise sonsuza dek saklayayım

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İnsan

Yalnızdın, acılarımız ortaktı, yanıp durdukSen Yakup’un ben zeliha aşkını arar oldukEğilmez başlarla yere değmemiş alınlarlaZemheri gönüllerde, şefkati arayıp durduk

Kopan her feryadın, dillere ağıt oldu döndüKalbin kursağında harlanan alev oldu söndüGün karanlık, pusulasını şaşırmış bir yöndüSöyle merhamet seni seveceğim hangi gündü

Penamı vursam pir senin divan sazın telineBağlar bozsam, yol açsam dağlardan inen selineÇobansız kaldık, kurtlar mı indi koyun sürüneAsırlardır hayal peşinde koşan kör gözüne

Dert çok pervasız söyle hangisini anlatayımKula, kul olduk darağaçlarında sallanayımDoru taylar sırtında şüheda dosta çıkayımİnsanım insan gibi ayak altından kalkayım

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İnsan Zaman

Tomurcuk misali, açılıp yayılırken insanHayatın susuz çölleri nede düşer bir zaman

Acı feryadın karşısında sessizce ağlayanDerinlerde, çağlayan suya döner bir zaman

Hayat üstünde karınca misali koşan insanAğustos böceği gibi zevke dalar bir zaman

Dünya sevdasın, göğsüne hapis ettiyse vicdanFırtınalarda savrulur, çalkalanır bir zaman

Aşkın karşısında, alev olup harlanan insanBir yenisini bulunca, sönüverir bir zaman

Toprak üstüne parça, parça toprak koyan sultanNefersiz halk elinde, devrilir gider bir zaman

Tok acın halinden anlamaz, kıvranır bir insanRuhlar daralır, beyin sancısı çeker bir zaman

Her mevsim bahar, bağrında oluyorsa bir hazanYaprak toprağa düşmeden, uçmak lazım bir zaman

Vakit gelmişse dünya üzerinde ki zamandanAğır, ağır kalkıp gitmek lazım gayrı limandan

Hesabım sorulacaksa göklerde uçan kuştanToprağın bağrında sürünmek lazım, ah! Bir zaman

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İsli Mumlar Söndürdüm

Hayalin düşlerimdeBoynum darağacındaİplerde sallanırkenMavi gülüşler koydumTuzlu dudaklarına

Gece rüyalarımdaÖksüz çocuk büyüttümGöğsümün üzerindeSevda yazdım adınıNice çiçek kokladımBulamadım tadını

Yıldızlı akşamlardaİsli mumlar söndürdümTel, tel ördüm döşümdeO kızıl saçlarınıUmutlarım bıraktımSessiz gecelerimdeBal rengi gözlerine

Kır çiçeği topladımTaç yaptım saçlarınaDemir parmaklık ördümHapsettim yüreğimiAçamadım bir dahaSensiz doğan günlere

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

İstiyorum

Haykırmak geliyor içimden nedense bugün

Yarin saçlarında sallanmak istiyor gönlüm

Darağaçlarında iplere çekilmek istiyor boynum

Alev, alev yanmak istiyorum, harında ateşlerin

Gözlerinin renginde ölmek istiyorum ey sevgili

Ay'ın şavkı vursun denizlerin üstüne, üstüne

Yakamozlarında boğulmak istiyorum senin

Dipsiz kuyularında kaybolmak istiyorum

Aç göster sevgili o Züheyla yüzünü saklama

Cenneti, cehennemi sende yaşamak istiyorum

Zehrini bal diye içmek istiyorum sevgili

Kırağılar tutsun bedenim bir daha açılmasın

Teninin her zerresinde boğulup ölmek istiyorum

Sana sensizliğimi yazıyorum. Ey sevgili

Nedense kelepçelendim gözlerine. Açamıyorum

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kadınım

Ağustos ayı sıcağındaSamanyolu içerisindeYalnızlıklara süzülenKADINIMGecelerin sessizliğiKADINIMÇileleri çilekeşlikleriTüm dert ve kederleriGönlünün içerisindeSaklayan KADINIMBaşakların arasınaGizlenmiş buğday tanesiKıraç toprakların susuzluğuKADINIMKayaların arasından gelen kaynağımOvalara dökülen pınarlarımTüm saflıkları üzerine toplamışsınKADINIMİffetim namusumAhlakım sevda kabusumSam yelim, kıyılarda alizemKayalara çarpan azgınDalgalar gibisinKADINIMYokluğuna dayanamamHasretini içime sığdıramamVarlığınla, varımSensizliğe yokum be!KADINIM

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kadınıma

Ne varsa aradığım bu zalim hayatta, bil ki sende bulmuşumRüzgar önünde yanan ateşin külü olmuş, sana savrulmuşumAşkın cemresine düşmüş, gözlerinde ki yıldıza vurulmuşumKadınım sen yanımdayken bile inan hasretinle avunmuşum

Kadınım dediysem eğer sana, bil ki seni çok sevdiğimdendirGüneşin buz tuttuğu yerde kaldıysam içimde ki ateştendirDalgalarla bir olup eğer rüzgarla vuruyorsam sahillereUyuyorken kalbim geliyorsa üstünü örtmeğe, aşkımdandır

Kadınım resimlerin renksiz halini sevmekten bahsetme banaTaşa toprağa, adını yazan ellerden ne kaldı söyle banaİstemem sensiz şarkıları, hatıraları, yoksan sen yanımdaAşkın zehir olsa içerim, verdiğim sözü unuttum sanma

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kal Diyemem

Sevdanı, benden edersin, aşkına kul eylemeBet dua dilinde, ayrılığa meyil eylemeBakamaz oldu gözlerin zindan gecelerimeYüreğin han kapısı gibi, çıkanı eğleme

Ben aşka hasretim, sevdiysen eğer dur diyememYüreğime girdin ise sana çık, git diyememSevilen kalpleri hançerin ile vur diyememKalbin kapısını kapat, bu gece kal diyemem

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Karanlık

Sokaklarındayım ellerim cebimde yapayalnızHer taraf zifiri karanlık sessiz ve sedasızSis çökmüş yeryüzüne ama ağzım sigarasızGökyüzünde sadece kuzey yıldızı kılavuz

Ayaklar götürüyor beni sensiz yalnızlığaUzak diyarlardan garip sesler gelir kulağaNefsim tutsak eyledi güç yetmez seni bulmağaGözlerimde damla, takat mi kaldı ağlamağa

Bu yollar uzun, bu yollar ıssız, bu yollar ırakBuralarda insan beklemez, çünkü sonsuz durakGeceler çok uzun geçmez oturup ağlayarakYanın artık lambalar ruhumu aydınlatarak

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kararırdı Kızıl Akşamlar

Kararırdı kızıl akşamlarKıyamet kopardı gökyüzündeSağanak yeryüzüne boşalırkenMavi düşler canlanırdı gözümde

Hasretin sema ya vururİnadına,inadına demlenirdinGözümde

Yaşamak anlamaktı beklide bir sevdayıYa da mum isinde raks edenGölgelerin peşinde hayale dalmaktı

Ben kara sevdayı senden öğrenmedimGüzelim.

Ne masallar okudum uğrunaNe masallar dinledim gözlerim kapalıLeyla ila Mecnunu düşledimKamber ila Aslının aşkını anladım

Yusuf oldum kör kuyulardaZüleyha gibi çile dergahlarında sabahladımVurgunlar yemiş bir dalgıç gibi sendeledimAma yıkılmadım

Kara sevdayı senden öğrenmedimGüzelim

Ayakları yalın yürüdüm bu yollardaNasırlar bağladı ellerimEşeğin sırtında koyun sürüleri arkasındaDoğurganlığı öğrendimAna çilesini ana kara sevdasını anladım

Yol yürüdüm hayat üzerinde adım,adımKuş bakışı gölgeler düştü üzerimeSensiz resimler çizdim akan suların üstüneAma sen yanımda olmadın.Ben kara sevdayıSensiz yaşadım güzelim sen hiç olmadın

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Karlar Yağar Puslu Gecede

Her baharda çiçekler açar dallarına kırgınÖmür geldi geçti, senelerim içinde yorgunHala kalkmadı, göğsümün üstünde, bu son vurgunSanki bir haber mi gönderdin, yıllar bana dargın

Su toprakta demini bulur akar koyaklardanAlıp verdiğim nefes hamurumda ki topraktanYüreğime kanlar damlar gözümdeki sulaktanBir haber varsa, gelsin yıkılmış harap konaktan

Akşamın kızıllığı çökerken yerin yüzüneKınalar işlenir saçlarının tel, tel özüneHer gece bir hasretle uyanırken gün yüzüneKarlar yağar puslu gecede ömrümün üstüne

Söyle sevgili, kaç şiir yazdım o gül yüzüneKaç kez çağırdım seni karanlık gecelerimeKüllenmiş ateşler harladım su döktüm özüneKaç kez selam gönderdim turnalardan gökyüzüneHer göç geçişinde ömür döndü viran yerine

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kaş Arası Zülfün Telinden

Sen çık salın güzel göreyimİnce belden, esmer tenindenKaş arası zülfün telindenDokunup bir kerecik seveyim

Süzül karşımda, gerdanını kırSırma saçın telinde öleyim

Gözün yaşı benimse bileyimNakışlı mendillerle sileyimGün doğumu kapına geleyimBal dudaklardan bir kez öpeyim

Süzül karşımda, gerdanını kırSırma saçın telinde öleyim

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kayan Bizim Yıldızımızdı

Öfkemiz kabardıkça, yüreğimizden sevgi doğardıGüneş doğdukça gece üstüne gözler yaşla dolardıGün sağanaklara tutulur, göğsümüzden ter akardıBaygın gözlerimiz tende alev, alev dudak yakardı

Güller kurur karanlık geceye isli mumlar yanardıMasalar kurulur, cam buğulanır, kadehler dolardıKorlanmış aşk alev olur, yüreğimde çiçek solardıHaylaz çocuklar gibi gözlerimden yaşların akardı

Sensiz akşamlarda çalan bizim rast şarkılarımızdıBeyaz yapraklarda yazılan, bil ki yalan aşkımızdıAsumanlarda kayan belki, bizim son yıldızımızdıCemreyle topraklara düşen, bizim kara yazımızdı

Pembemsi düşler arkasından kalan, rüyalarımızdıŞimdi gözlerden dökülen, cevapsız sorularımızdıParça, parça kalplerden arda kalan yar adlarımızdıKor yüreklerde söylenen yazılmamış o şarkımızdı

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kayıp Şehrin Sevdası

Ötesini hiç bilemediğimiz, ıssız uçurum kıyılarındaKayıp şehrin sevdaları, sustururken benliğimiUmut gözyaşları süzülürken dudaklarımdanYaşanmamış solgun aşk sofralarında,Sorgulara çekilirken yüreğimSöyle neredesin

Üryan gecelerimin soluk yüzüSoldururken yıldızları gözlerimdeParçalanmış dağınık bir hayatınYıkık ören yerlerinde solurken nefesiniYokluğuna bir sigara yakıp titrerken ellerimÇiy düşümü otlarda alev alırken bedenimSöyle neredesin

Hüzün çiçeklerim derilirken tarlalardanDağlarımda karlar eriyip, sularım çekilirken ovalardanSam yeli vurup, yerlere düşen başaklardanYalın ayak bastığım topraklardan, sorgulanırken yüreğimSöyle şimdi neredesin

Saf çocuk masalları sızlatırken yüreğimiSaçların tel, tel dökülüp acıtırken sinemiKirman çevrimlerinde bıraktığın yaşlı gözlerimiÇıkrıklarda sarmalayıp sorguladığın özlerimiTen kokularında dağıtırkenSöyle şimdi neredesin

Katran gecelerde, gizli bir ağıt dökülürken yeryüzüneKardelenler ağrılı ve sancılı gelirken gözlerimeUmut tohumu bile ekemediğim kahverengi gözlerdeKıraç mezralarda susuz düştüğüm dehlizlerdeZehirli akreplerin, sancılandığım döşlerindePan zehirlerini ararkenSöyle neredesin

Alna bırakılmış kader çiziklerindePapatyalar açılıp kururken üzerindeMenekşeler solarken buğday tenindeGonca güller kuruyup solarken ellerindeSensizliğe sorgulanıpÇarmıha çekildiğim yalnız gecelerdeSöyle be ceylan gözlüm neredesin

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kelebek Uçuşları

Güz güllerim narindir kırma o dallarınıSeyre dal bir zaman gelincik tarlalarını

Canlanırsa gözlerde yaşanmışlık anlarıÖmrü günlük seyret kelebek uçuşlarınıPoyraz sert eser çatlatırsa dudaklarınıYakıversin tuzu silme gözün yaşlarını

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kırık Kanatlar

Şahlanır yüreğimin derinlerinde doru atlarSinek ürkekliğinde konar kanayan yaralaraSemalarda aşka çaresiz koşan kırık kanatlarSahralarda yanar susuz kalır düşer vahalara

Gülün sıcaklığında kuruyup kavrulan hayatlarAşk bağında bülbülle rakssa gelir konar dallaraTerki diyar eyleyen, gözden dökülen kanlı yaşlarSevda çöllerinde kurur tek,tek dökülür kumlara

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kızıl Saçlarında Darağacına Çekilirim

Sonsuz yolların başlangıcıdır geceSusuzluğum ey sevgili hasretineGözlerinde doğduğum gecelerindeKırık sandalla, sal sonsuz denizlere

Cemreler düştü sensiz hayallerimeKuşkanadı yüreğim, sussun ellerindeYol versin dalgalar, yakamozlar çemberinePusulasız kaptanlar sür önümeYak yüreğimi yak ey sevgili yunus’un doğduğu gecelere

Kervanlar yürüyor ey sevgiliDüşmüşüm peşine gidiyorum sensiz ve sessizAyak izlerimi bırakıyorumAy ışığında gölgen üzerine,Dağılıyor sevgiliKum fırtınalarında yüzün yüzüm üzerineGölgelerine sarılıyorum, kumlar dökülüyor üzerime

İbrahim’in sürülerine çoban oluyorum ey sevgiliÇöl geliyor üzerimeİdris’in iğnesine kumaş oluyorum, nakış, nakış işleniyorumAy ışığında dökülüyorum ellerineÇiftçinin eline tohum oluyorum, saçılıyorum yeryüzüneKarlar yağıyor her gece üzerimeDalıyorum sevgili toprak diplerine

Gözlerinde yitik bir direnişçiyim, hapset yüreğinin içerisineDemir parmaklıkların arkasına koy, gardiyanım sen olTutarsız nöbetlerime gel her geceİsyanlar çıkarayım yüreğinde ey sevgiliMolotof kokteylleri ile saldırayım her geceKarargâh kurayım kalbinin ta ortasınaOrdularınla saldır, dağıt her gece

Sonsuz yolun başlangıcıdır gece yüreğimde sensizÇaresizliklere yanar sokak ışıkları, sessizRuhum sensizliğe sokulur, kaybolur her geceSahipsiz bir çocuk olur dalarım hayalineSığınacak bir kovuk ararım ey sevgiliÜşürüm sensizliğeSokaklarda avcı ateşleri yanarGölgen çökünce üzerimeKızıl saçlarında darağacına çekilirim ey sevgiliSensiz kaldığım her gece

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kızıl Şehrin Loş Işıkları

Çamurdan yaratılmış mahlûkumÖzüm sulandırılmış, bir balçıkKir tutmayan elbiseler giymedim kiTemiz olayım

Hayat elinde çoraplarım delikYama tutmaz mintanlar üzerimdeSürüngen bir hayatın esiri gönlümKaranlık şehirlerin, çıkmaz sokaklarında

Girdabında boğuştuğum hayatYosmaların elinde yetişmiş sürtüğün, kucağındaKızıl şehrin loş ışıkları aydınlatırken sokaklarıÇöpleri karıştırıp mendil satan çocukSana nasıl anlatırım hayatın masumiyetini

Zevkten dört köşe olmuş ayyaşTükürükle fırlatırken izmariti yereNaraları ayaklarına dolana, dolana inletirken sokaklarıUçkurunun bağı çözülürken karanlık köşeyeDilim düğümünden çözülüp de anlatamaz sana

Sokak köşelerinde besleyip büyüttüğümüz serçelerSapan taşlarına hedef olurkenMor güvercinlerin kafaları çekilip kopartılırkenHer köşe başlarında zehirlenirken küçücük beyinlerAnlat deme bana, anlatama sana hayatı

Akrep kıskacında sokaklarZehirli örümcekler her yöne örmüş ağınıKuduz köpeğin salyasına iliştirilmiş umutlarMikroplarını saçarken yereBaşımızın üzerine örtülürken ölü çocuk kefenleriÇöpten toplanırken ceninlerEl açtığımız asalaklar başımıza indirirken sopayıAnlat deme bana hayatın masumiyetini, ben anlatamam sana

Azık sofrasında yetimler kondurulurken başköşeyeÖnündeki taamlar parmaklar arasında indirilirken mideyeSahan sıyırmalar bırakılırken eleAvuçlarımız arasında dökülürken umutlarımız yereKömür sobalarındaki zehirler saçılırken içimizeŞimdi karıştırdığımız şu çöp tenekelerindeAnlat deme bana hayatı, anlatamam sana

Çamurdan yaratılmışım aslım toprakÖzümde balçıkla sulandırılmışım,Üflenince dalında can bulurmuş yaprakGökyüzünde yıldızlar dökülürken yeryüzüne ağlayarakAnlat deme bana hayatı, anlatamam sanaÇöp tenekelerini karıştırıp, mendil satan çocuk

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umutsuzluklarımızdan umut doğar belkiSen mor güvercin olursun bende minik serçeKızıl akşamlarda, sonsuzluğa uçarız kanat çırparak

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Koyma Beni

Neredesin ey sevgili, neredesin ey canan neredesinRuhumu dipsiz kuyularına hapsedip nereye gittinAlev gibi yanan yüreğimi, buz dağlarına dayadımSönmüyor, alev,alev yanıyor içimde yalnızlığım

Çıkmaz sokakların girdabında boğuşan hüznümTörelerin acımasız kanunlarına bırakılmış yüreğimBoynuma geçirilen halka, halka ihanet zincirleriAcı hatıraların anılarıyla, düşüyor kirpiklerime

Yanmış küllenmiş, bir aşk hikayesinde belirsizliğimBir rüzgarın kolları arasında, dağılan öz benliğimYanık sevdalar karşısında, kar gibi eriyen yüreğimIstırap içerisinde, bedel ödüyor geçmişime

Hesaplaşmaları bir yerde bırak, dön ruhumun ışığıAnka kuşları gibi Kaf dağının ardına salma beniÇaresizliğimde kıvranan, çaresizliğimin aşığıKuruyan gazel yaprakları gibi toprağa koyma beni

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kum Tanesiyim

Ummanda gezinen kırık bir sandal parçasıyımDalgalar azdıkça savrulurum kayadan, kayalaraAlemi devranda yolu tükenmeyen bir yolcuyumAyaklarım dem vurur, götürür beni ta uzaklara

Buruk rüzgar içerisinde bir tek kum tanesiyimSavrulurum hayatın uç noktasına döne, döneBir ağaç dalıyım, kırılırım, düşerim toprağaYapraklarım kurur, döner gazele, karışırım toprağa

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kurşunlar Erit Gözlerimde

Gittiğin yereNe olur al yüreğimi de götürŞizofreni sevdalar büyüt göğsümün üzerindeFahişe geceleri ört üzerimeYak ateşinle tuzlu dudaklarımıDağıt yeryüzüne

Çiçeklerin solan özünde besle ve büyütEkmek kırıntılarında saklaKarıncaların su taslarında besle umutlarımıYoğur ellerinleHarlanmış taş fırınlarında yakOdun külleri gibi dağıt gökyüzüne

Gözbebeklerim doğurur sensizliği her geceYitikler arasındayım her nedenseKurt inlerinde kaybolurum sessizceSürek izlerinde avcıları düşür peşimeMermiler ateşinde erit sevdamı koy özüne

Dağla yüreğimiKor düşmemiş ateşlerde dağlaÇıra yak ellerime köz olayım gözlerineİsli mumlar yak düşeyim izineGöremeyeceksem bir daha gün yüzüyleKurşunlar erit seni gören gözlerime

Hazin bir yolun sonudur sana olan yalnızlığımGözlerimden yaşlar akarkenDamarlarımda kan olur susuzluğumAyyaş mor gecelerde gezer sonsuzluğumSevdalara ah düşerKızıl gecelere hapsolur, düşlere yolculuğum

Gittiğin yere al ne olur yüreğimi de götürBuz kalıplarından çıkarÇıkar ki her geceAvuçlarının ortasında eriyip kaybolsunGözlerim zindan gecelereSevdam sensizliğe, bilinmezliğin koynunda

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kurtuluş

Ben yalnızlığaSonsuzluğa hasretimSen ise sevgiye, sevilmeye hasretBen arayıp da bulamadığıma hasretimSen ise bulup da kaybettiğineHasretsin

İki kelimeyi yan yana getirsem,Acaba diyorumAma yazar ve şairler her şeyi yazmışHarf arıyorum kelime arıyorum bulamıyorumBulduğumu zannediyorumUzandığımda ise tutamıyorum.

Her kelimen sancılı,Her sözün ağrılıÇığlık çığlığa kalmışız bu hayattaKurtulamamışız hala günah zindanından

Bence arınıp temizlenip divana durma zamanıEl açıp kurtuluş için yalvarma zamanıAğaçtan düşen, son yaprak misaliRüyadan uyanıp gerçeklere savrulma zamanı

Hani derler ya vakit gelmişse zamandanArtık ayrılma zamanı bu limandanHoşça kal zümrüdü akamHayatımın tüm günahları, çileli sevdamAğlama benim çimen gözlümAy yüzlüm saçları sırma tellimHoşça kal

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Kuş Karası Düşer Sevdalara

Şimdi bir başka eser rüzgâr bizim oralardaDağıtır saçlarını bozkır ovalarınaToprak kokar kınalı ellerinNergis çiçekleri açar gözyaşlarındaKızıl saçlarında kelebekler uçarÖpücük kondurur gelincik tarlaları dudaklarına

Şimdi bir başka eser rüzgâr bizim oralardaHayalinde hasretimi eker topraklaraDağıtır kokunu bozkır ovalarınaOrak tutar kınalı ellerinBereket olur gözyaşlarınaGül kururları dökülür ayaklarının altınaHasret yazılır kara sevdalaraVuslatlar dökülür bir testi suya

Şimdi bir başka eser rüzgâr bizim oralardaÜryan gecelerime düşer yalnızlığınYıldızlarımı asar gökyüzüneGöçmen kuşları uçar başucumdanKonar yaylalaraKuş karası düşer sevdalaraSürme çeker kara gözlerine

Şimdi bir başka eser rüzgâr bizim oralardaÜşütür ey can teniniAcı poyraz eser çatlatır dudaklarınıZemheri çöker ovalaraKefen giyer yeryüzü, süt beyazıKar taneleri lapa, lapa düşer saçlarınaSığırcık sürülerine katılır, konarsın kapılaraBir çocuğun gözenekli kalburlarındaGelirsin tuzaklara

Şimdi sert eser rüzgâr bizim oralardaAcıtır yüzleri, gözlerden döker yaşlarıKınalı eller üşür, çekilir gecenin koynunaKarlar saçaklardan salınır buz olurOdun sobaları harlanır, köz olurGözyaşlarım düşer, isli mumlar üzerineHayalim gelir düşlerine, odalarına sis olurÇöker gözlerine ağır, ağır süzülür yüreğineDamarlarına kan olur sığınır göğsüneAsırlarca kalır ey sevgili, dalar derin uykulara

Şimdi bir başka eser rüzgâr bizim oralardaGüneş doğar, kar erir, buz çözülürToprak ana canlanır bahar olur, yaz olurSıcak çöker ey sevgiliSaçlar ağarır şakaklara dökülürKader derin çiziklerini atar alınlaraRüzgâr katar önüne sevdayı toz olur toprak olur

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bağrında sönmeyen har olur, asırlara ağıt olur

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Mahkum

Suçlarını üzerime yıktınYargılanıyorumMasumca yalandı diyeKatlanıyorumSesin, kulaklarımdaFalakalarda sorgulanıyorumDokunmasınlar sana diyeSuçu kabulleniyorum

Gülü hapsetmişlerBülbül arar dururBülbülü kafese koysamGül kudururİdam sehpasına çıkardılar,Celladım arar dururİçimdeki yangını kim söndürür

Suçum sevmek,Günahlarımın esiriyimBen yaşarken zaten ölü gibiyimİmam yolu ver şahadet getireyimBeyaz kefeni giyinmişEzelden aşk sürgünüyüm

Cellat suçu yüzüme okumaGeçir yağlı urganı boynumaVur artık sehpanın ayaklarına

2009

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Manolya Kokan Saçlara

Yalnız gezdiğim karaca dağının yamaçlarınaGözlerinin resmini çizdiğim kara kayalaraUykusuz gecelerin gün doğumu sabahlarınaŞimdi güneşler pencereden doğuyor mu bilemem

Suya hasret ekilemeyen kıraç topraklarımaToprağın üstünde kurumuş sararmış otlarımaSusuzluktan bir türlü yeşermeyen ağaçlarımaŞimdi sağanak yağmurların yağıyor mu bilemem

Tan başlarken ekmeğe koşan ırgat insanlarımaAğıllarından, dağlara yol alan koyunlarımaTarla da yetişen domatese, patlıcanlarımaGün doğmadan kırağıların, düşüyor mu bilemem

Sevilmeye hasret bir damla kalmış aşıklarımaUmutsuzluğu, mutluluğa çeviren insanlaraKırışmış suratlara, soğuktan çatlak dudaklaraManolya kokan saça, buseler konar mı bilemem?

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Merhaba

MerhabaEfkarımın sebebi. MerhabaSonsuz bozkır ovalarına bakRenk, renk çiçekler açmış daKara tren de gidiyor salına, salına

MerhabaYüreğimde kara sevdam. MerhabaÇiçek toplayan güzelleri gördün mü?Papatyalardan taç yapıyorlar başınaNasılda şen şakraklar, kahkahalarlaGülüyorlar bu zavallı halime.

MerhabaDağlarımın mor sümbülü MerhabaBayır aşağı inen koyun sürülerini gördün mü?Çobanın kavalı elinde, yol havası nefesindeKoyunları da aşık etmiş kendine, çaldıkçaDöndürüyor etrafında, getiriyor kendine

MerhabaYaban gülüm. MerhabaKuyudan su çeken merkebi gördün mü?Bir yol haritası çizmiş de kendineMesafesi belli, yönü belli, adımları belliBak nasılda dolduruyor su havuzunuGörevi belli. Sahibi kendinden neşeli

MerhabaTarlalardaki ardıç kuşum. Merhabaİki öküz bir saban, tane atmış tarlayaYağmur yağmış, başak olmuş taneSam yeli vurmuş kurumuş tane, taneUmutları bırakmış, bir başka baharaBozkırlar umutlu umutsuz yarınlara

MerhabaKır çiçeğim. MerhabaGülü koklar uğruna şiirler yazarızSevgiliye küser hediye yollarızSen kır çiçeğim narin incecik teninleBozkırlarımın süsü yüreğimin sevdasıHiç korumayız ayaklar altında ezerizBu bahar bitti artık seni başka bahara bekleriz

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Mevsimler Döner Baş Ucumda

Yüreğimin dağlarından eşkıyalar geçerkenYakıp yıkarken obalarımıYüreğinde ki karanlık dehlizlerdenBir nefes alarak son hamleyleYeryüzüne ektiğim yaban gülüsün

Ey dağlarımın son gülüYüreğimde akan nehirlere can verenCeylan bakışlarında kaybettiğim, yolumu arar oldum

Her bakışında güneş tutulurAy utancından düşer ellerimeGarip bir yolculuk başlar ruhumun ötelerindeSusuz ovalarına, göçer konar olurumKervanlarım gamzelerinde konaklarEllerim kenetlenir gözlerindeDilim lal olur konuşan dillerinde

Dinmez sana olan hasretim gördükçe seniGeceler karanlıklara sığmazDüşler tarlasında umutlarım yeşerir gözlerindeFilizlenir ey can yüreğimin içerisindeKol gövdeye sığmazBilesin sarmadıkça seni

Dinmesin içimdeki özlemimDinmesin içimdeki sızımVarsın dinmesin be gülümKan ağlasın her gün yüreğimSiyah beyaz resimlerde canlanır, sana olan hasretim

Mevsimler döner başucumdaKarlı dağlar boran olur, yıkılır ayakucumdaÇiy düşer belki gecelerimeÜşür bedenim belki de donar ellerindeVarsın donsun be gülümSevdana isli mumlar yakar ısınırımÇileleri ırmaklara çeviren gözlerinde

Ben aşkınTozlu raflarından en eski romanları indirmişimAdını her gece zikrederek yüreğimin, özüne sindirmişimYusuf’un kanlı gömleklerini, dipsiz kuyularda giyinmişimZüleyha aşkını arar olmuşumBilesin ulaşamadığım sende

Şimdi söyle be gülümSevdanın krallığı nerdeAsi şehirlerimi yakayımKaranlık gecelerin izdüşümlerindeİsyan edip geleyimDiz çöküp öleyim kahverengi gözlerinde

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Model

Hani o Müslüman ki her güzele bedeldirİnsan defilesinde eskimez tek modeldir.

1988

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Mor Güvercinli Çoçuk

Gün doğumlarının, alaca karanlığındaGizli sevdalar büyür içerimde

Hayatın mor gülüşleriyle düşerim yollaraBazen şairin kaleminin ucuna eklenirOzanın sazının teline pena olurumVeHayat soğuk iklimiyle gelir üzerime

Her sabahın kalabalığına çilekeşliğine rağmenDonsa da minicik ellerim sağanak, sağanak boşalsa da üzerimeÜşümem, poşetimin içinde ki mendillerimle koşarım ekmeğime

Minicik yüreğim acısa da, iç çeksem de okula giden arkadaşlarımaYılan gülüşlü insanlar, alaycı bakışlarıyla gelseler de üstümeDost diye yaklaşsalar da, yanıma dünya vaatlerine kanmadanYol kenarlarına dizilen lalelerle büyürüm yarınlara

Kaç arkadaşımı uğurladım bu ışıklarda sayısız ölümlereNe inançsız insanlarla savaştım gökyüzünün mavi ellerindeVe kara sevdaların tohumunu ektim hep hayatın üzerineFırtınalarda savruldum bazen yağmurlarda aşkla kavruldumBir köy çeşmesi gibi zalim geçecek zemheri yıllara direndimNice gözlerde hasreti ve nice gözlerde insanların yalnızlığını gördümVeHer sabahın alaca karanlığında ne aşklara tanık oldum bu yollarda

Sırtlanların çakalların ininden hep uzak durdum hayatın ucundaAmansız kavgamın eşliğinde uzandım gökyüzünde sayısız yıldızlaraDiz çökmedim hayat senin önünde mavi gülüşler bıraktım gecelerleSırtından vurulan insanlar gördüm dost eli aracılığı ileGül yüzlü bebekler gördüm utandım ama ben utanmadım çaresizliğime

Hayat seni yaşadım minik bedenimle haram katmadım ekmeğimeBir mor erkek güvercin edasıyla süzüldüm ya hep gökyüzüneAma her sabah eşini kıskanan kumru edasıyla yürüdüm ekmeğimin üzerine

Ey! Zalim acımasız insanlar çaresiz yaşadığım bu şehirdeGurbetin en acımasızlığını düşürdünüz ya içimeNe yaptınız neler yaptınız diye sorarım şimdi sizlereBir gelecek mi bıraktınız çaresizlik içinde kıvranan bizlere?

Hani karanfil kokulu oyun parklarımNerde oyuncaklarım atlıkarıncalarımNerde gökyüzünde salınan uçurtmalarımNerde kaldı özgürce uçan göçmen kuşlarım

Ey! İnsancıklar bir gün bitecek bu ışıklarda mahpusluğumYine okyanus gözlerimle bakacağım boğazın serin sularınaGözyaşlarım damla dam la düşmeyecek dost ellerineMinik yüreğimle aynalara küsmeden yaşayacağım ben yineMor güvercinlerle uçacağım aydınlığa bu şehrin üstünde

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Mor Menekşe Akşamlara

Zannetme ki bir yol acısıdır, bu yaşadığımGözden süzülen damla, damla, ağladığımHer baharın, ömrümde güzdür yaşadığımBir tek hatırandır, yüreğimde saklayacağım

Kuşun kanat çırpışıdır, bilinmez ufuklaraBir çırpınıştır, belki de kaçıştır sevdalaraÖmrün son demi, mor menekşe akşamlaraSerzeniştir, belki de bıraktığın mektuplara

Söz verdim, hüzünlenmiş kızıl akşamlaraGül rengi yüreğime düşen damlalaraAnlatamadım. Mührümü vurdum anılarınaBende saklı, saygı duyduğum hatıralarına

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Mührün Vuruldu

Sen nerelerdesin ey saklı güzelAçılmadı bu kalp hiç sensizliğeMührü vuruldu adın üzerineSen nerelerdesin ey saklı güzel

Gül goncaları açtı, çiçek olduGöz pınarlarım yaşlarınla dolduGençlik gitti bende yaşlılık kaldıSen nerelerdesin ey saklı güzel

Doğan güneşim idin rengin solduAy hilale kavuştu gece olduZifiri karanlık arkadaş olduSen nerelerdesin ey saklı güzel

Saçlarım ağardı ten rengi solduBel büküldü sessizliğe büründüKara toprak artık meskenim olduSen nerelerdesin ey saklı güzel

Artık kalbe senin mührün vuruldu

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Nemli Gözlerin Rahlesine Çekildik

Suçumuz neydiKaranlık gecelerin sorgularında yalnız kaldıkTakıldık bir hayalin peşine, amansızcaTunç renkli akşamlarda, gözler vurduSuların sessiz sesine nasıl kandıkEllerimizde mermiler sürüldü haznelereŞehirler dirildi gözlerimizdeGençliğimizin delikanlı sayfalarındaDarağaçlarına vardık

Karlı dağlar pusu kurdu yollaraYüreklerimize kan düşürdükDudaklarımız tuzlu tenlerimizde sorgulandıOtağ kurduk kızıl akşamlaraNemli gözlerin rahlesine çekildikTozlu rafların menteşelerinde pas olduk senelerce

Geceler köpürdü kar yağdı üzerimizeTahta masalar üzerinde, karanfiller kan döktü yüzümüzeAhşap iskemlelerde, nasır bağladı sevdamızDikenli teller ördük sevenler hanesinePaslı kilitler vurduk ta yüreğimizin ortasına

Yüreğimizde savaş alanları kurdukCenkler ettik senelerceYorgunluklar biriktirdik umutlarımızdaDoru küheylanlar besledikŞerefine dediğimiz kımızlar aşkınaKılıçlarımız kınlarında paslandıDamarlarımızdaki kanlar, gözbebeklerimizden damladıAğrılı sancılarımız geldi yüzümüzeYusuf ’un kuyularında senelerce ağladık

Kanlı gömlekler bıraktıktık rüzgârlaraYunus’un dergâhında rotasız gemilerle seferler düzenledikKâğıttan yelkensiz gemiler bıraktık okyanus ortasınaYön bulamadıkKan düşürdük kaptanın seyir defterineGelgitler sonumuz oldu, daldık deniz diplerineVeda bile edemeden ayrıldık ıslak gözlerimizde

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Nerde

Ey can karanlıklar ortasında kaldımRüya aleminin sevgilisi nerdeBu gece ruhumu sensiz derde saldımZüheyla yüzlümün o kokusu nerde

Dipsiz kuyuda çaresizliğe daldımEyyubun giz sırları hangi bedendeDert elinde Nuh gemisi arar oldumYüzdüren sağanak yağmurlar nerede

Kış ortasında mecnun çölüne daldımŞems'i arayan Mevlana söyle nerdeYunus gibi odunu sırtıma sardımBeni bu derde koyan cananım nerde

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ney feryadları

Binlerce ney feryatları biriktirdim, ruhumun bir köşesindeYeryüzüne düşen yağmurlar vurdukça cama adını zikrettimKör düğüm oldu ya masum sevdam, gönül tellerimin üzerindeHer geceyi, seher esintisiyle yeni umutlara terk ettim

Binlerce çiçeklerle sevda biriktirdim, dudaklarımın üzerindeElbet bir gün karşılaşırız da anlatırım diye gül yüzüneHer sokağı, köşeyi her anı fark edilmeden geçtim sessizceGeleceksin diye şarkılar besteledim mevsimlerin üstüne

Binlerce ah ettim ağladım, sensiz geçen puslu hayallerineNe ümitlerim vardı, bırakıp terki diyar ettim ellerineBulamadım dört yapraklı yoncalar, bıraktığın dileklerineHayalin bende kalsın, selam olsun bahçende açan güllerine

Her akşam okyanuslara daldım, yelken açtım, bensiz benliğineKara sevdalarımı işledim, ceviz yaprağı rengi gözlerineSoluksuz sevişmelerimi bıraktım kapında ki güllerineBir daha gelemem diye açık bıraktığın pencerelerine

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

O Ağlardı

Hayalim de olsa, bir sevdiğim vardıBen ona bakardım, o bana bakardıAy'ın gölgesine beraber düşerdikYıldızlara bakardım, o hep ağlardı

Onun gözlerinin içine bakardımSessizce tebessüm eder, hep susardıBana papatyalardan fallar tutardıGüneş doğmazdı bahtıma, o ağlardı

Oysa her mevsimde, yağmur da yağardıNedense yağmur da hiç ıslanamazdıkAğustos da saçlarıma kar yağardıO hep güneşe bakar, yanar, ağlardı

Elini alıp doyasıya severdimO hep gözlerimin içine bakardıBedenime sarıp tenini koklardımAma o hayallerimde hep ağlardı

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

O Gece

Yağmurlu bir eylül akşamı

Islanmış saçlarında aradım sevdayı

Sabah olmasın diye dua ederken

Arkana bakmadan gittiğin o geceyi

Alev dudaklardan dökülen son cümleyi

Satırlara yazdığım her heceyi

Senelere yaydığım hasretini

Gözlerinden süzülen damlalarını

Kadehlere doldurdum o gece

Sensiz gecen akşamlarımı

Sarhoş gezdiğim o sokakları

Yağmurda ıslattığım saçlarımı

Bedenime sardım o gece

Sana ettiğim bet dualarımı

Bir daha söyleyemediğim adını

Yıldızlara yazdım o gece.

2009

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Onlara

Harcadınız dini yerlerde sürükledinizYıkıldınız ve suçu kadere yüklediniz

İş bugünde, bugüne sığdır, yarını, dünüŞimşek olsan kesemezsin zamanın önünü

Zor olan hakkı, içten değil, dıştan savunmakAşılmaz tek engel oldum diye avunmak

Kuran da toplanmış tüm hikmet ve gerçekHesaba çekilmeden gel kendini hesaba çek

Biz ALLAH'TAN korkmayız onu severiz derlerDerlerde sevgiyi hep korkuyla öderler.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Oryantal Kadının Göbeğinde Erir Gece

Oryantal kadının göbeğinde erirken geceAsırlar öncesinden kuruluŞu köhne meyhanedeYokluğuna kırılır şişeler ve kadehler

Parmaklar arasında sarılırken, efkârına tütün sigaralarıHer nefeste duman kaplar, eksik olan sol yanımıSis çökmüş gece ayaklarımızın altına yıkılırkenSu durmaz masalarda karanfiller kururVeGözlerimizden akan iki damla yaş ıslatır yeryüzünü

Yorgun duvarlar yıkılır üzerimizeOryantal kadın rakssa dönerken sinemizdeGöz göze sevişmelerimiz başlar yüreğimizdeYorgun zamanların mahzenlerinden, çıkagelir sakilerAşka susamış parmaklar arasında, rakssa gelen zil sesleriyleBir maşrapa soğuk su serper yüzümüze ve getirir kendimize

Temiz ve yamalı pantolonlarımızın ceplerine ellerimiz sokulurDeğersiz kâğıt parçaları uçuşurken havalardaParmaklarımızın arasında oryantal kadınınGöğsüne sokulurYün çorabımızın içine soktuğumuz İspanyol paçalarParçalanırken yemenilerimizin altındaSu durmaz masalarda karanfiller yokluğuna kurur

Sakinin doldurduğu kadehler boşaldıkça ellerimizdeCeplerimizden çıkardığımız işlemeli mendillerIslanır gözlerimizde

Yüreğimizdeki sevdalar dem vururken geceyeArtık kadehler parmaklarımızın arasında kırılırSu tutmaz masalarGözlerimizden damlayan kanlar arasında yerlere yıkılır

Diz çöker sakiler sevdamızın önüneKor düşer yüreğimize, avuçlarımızda mayalanır şıralı aşkımızYorgun aşklar damarlarımızda demlenirkenDüşlerimizde sinsi gülüşler sokulur çocukluğumuzaVurgun yemiş sevdalar dolup boşalırken yüreğimizdeUzanamadığımız bir el patlar alnımızaVe susar gece, yıldızlar dökülür ellerimize

Oryantal kadının göbeğinde erirken geceSeneler öncesinden kurulmuş şu köhne meyhanedeYokluğuna karanfiller kurur, güller dökülür yereGözlerimizden akan yaşlar, kan ağlar her gece

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ötelerin Ötesinde Yalnızlığımız

GeceYüreğimizin damarlarında örselendikçeÖzlemGözpınarlarımızı boşalttıkça ellerimizeGül yapraklarından kan damlar düşlerimizeVe üryan bir geceninSoysuzluğu başlar hayallerimizde

Kader tarlalarına ektiğimiz umutlarımızHasadı gelmeden son bulurAsma dalına sakladığımız sarhoşluğumuzBir fahişenin çığlıkları arasında yırtar geceyiVeRüyalarımız kirli durgun sulara düşerİniltilerimiz dağların doruklarında yankılanır

Ötelerin ötesindeRuhlarımızın da ötelerinde buluşur yalnızlığımızEski masallardan kelimeler fısıldanır kulağımızaAlna dökülen perçem, parmaklar arasında aralanırHasrete yanmış dudaklar bir öpücük kondurur alnaVe karışır gider gecenin karanlığına

Sızılı bir ah çeker yüreklerimizKaranlığın soysuz kuytu köşelerindeSen sokulursun yalnız hayallerine üşürsünBen ise bir yetim çocuğun gözyaşlarındaYokluğuna üşürüm

Günahkâr bir gecenin direnişine yenik düşer yüreğimizArdına kadar açık olan kapılar ellerimizde kilitlenirBaşucuna koyduğumuz çiçeklerimiz boyun bükerIşık süzmelerinde tutmak için ellerimizi

Ağırlaştıkça kirpiklerimiz gözlerimizdeBir ok gibi saplanır yüreğimizeAldığımız her nefes kısıklaşır göğsümüzün üzerindeHıçkırıklar düğümlendikçe boğazımızdaGecenin ağrılı sancılarında gözyaşlarımız boşalır yeryüzüne

Gecelere olan suskunluğumuzFahişe bir kadının çığlıklarında bozulurİçki şişeleri kırılırken duvarlardaAsma yaprakları arasında saklanır sarhoşluğumuzVe gözlerimizden kan düşer yüreklerimizeSuskun, suskun baktığımız karanlık çekilir üzerimize

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Öylesine Sakla

Kapat gözlerini gecenin karanlıklarınaYalnız kaldığın anlarda saklaBir öpücük kondur dudaklarınaVe öylece büyüt, sokulmasınlar rüyalarıma

Güneş görmesin yüreklerindeGün ışıklarından koruÖren yerlerinde göm duygularımıRuhlar âleminde bekletYağmurlar inmesin üzerine senelerceYeşerip de büyümesinKarışmasın tarlalarda açan çiçeklereGelinciklere renk olmasınUçmasın kelebekler gözyaşlarında

Rüzgâr esmesin dalgalar vurmasın kıyılaraGemiler yanaşmasın limanlaraBoşaltmasınlar yüklerini üzerimeBozmasınlar yakamozlarıDokunmasınlar gözyaşlarıma

Kal dilediğin gibi kalSaçlarında esen rüzgârlarda sakla

Bak o sütun taşlarınaBaş kaldırmış gökyüzüneNice âşıklar dayamış sırtınıVe nice erler cenk etmiş altlarındaBaşlar düşmüş yerlereAma yürekler, hep ellerindeKanlar sıçramış üzerineYağmurlar yıkamışVe asırlardır tertemiz ayakta

Ustaların maharetli ellerinde işlenmiş yıllaraSevdalar nakış, nakış kazınmış taşlaraÜlkeler kurulmuş, ülkeler yıkılmış altındaYasak aşklar yaşanmış gölgelerindeVe hala ayakta

Gülkurusu dikenler akıldaAğlama dökülmesin gözlerinden yaşlarBir tebessüm bırak dudaktaGözlerim solarken ıssız bir sokaktaYabancıymış gibi bırakKarlar yağsın üzerime, donsun geceÇözülmesin bir daha, kalsın öyleceVe rüzgârlar şarkımızı söylesin her gece

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Özlediğim

ÖzlediğimKokusunu arayıp da bulamadığım gecelerimGecelerimGöğsüne kapanıp da uyduğumSevdamSaçının her teline duyduğum özlemimKaybettiğimVarlığımı benliğimi dert ortağımıVar oluşumun tek sebebiniYalnızlığımın arkadaşınıArayıp da bulamadığımı.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ruhun Derinlerinde Doğ

Güneşin kararırken gözlerimdeToprağında canım gelirken eleGözde damla düşerken akan seleDuygularım karışır esen yele

Kınalı saçlar salınırken beleAy doğarken karanlık gecelereZülüf dokunurken kara gözlereAğlayan benim sensiz gecelere

Bülbüller konarken kırmızı güleŞeyda ile coşup gelirken dileSarılırken her beden sevgiliyeDargın benim bahçende açan güle

Ruhun derinlerinde doğ, gel eleYandı yüreğim kara gözlerineSözlerinle attığın ateşlerdeAşkınla yanan bir benim her gece

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sana Anlatamam İstanbul

Yüreğimdeki hasretleri sana anlatamamEfkârlıyım bu geceSis çökmüş nefessiz hayatımın üzerineSoluk aşklarıma ayaz vurmuşÇıkmaz sokaklarının girdabına sokulupKahrolmuşum İstanbul

Sende bakire bir kadının endamını gördümSırma saçlarını, mavi gözlerini sevdimYanıp tutuşmuştu yüreğimÇırpınıp durdum sularında

Senin için sevmek bu kadar mı zordu?

Hayallerinde avutmak düşlerinde uyutmakKollarının arasına sarmakKuytu sokaklarında saklamakHer gün, gün doğumu beraber uyanmakÇok mu zordu İstanbulAma sen, ama sen hiç uyumazsın ki

Kor ateşlerin içinde yaktınYüreğimi cehennem sıcaklarına saldınKarşılıksız bir aşkın çengeline taktın be İstanbul

Sokaklarında sarhoşum efkârlıyım bu geceAdım, adım yürüyorum kaldırımlarındaSanki şehrin tüm ışıkları sönmüşZifiri karanlıklar çökmüş üzerimeUzattığım her el yumruk gibi inmiş yüzümeİçimde doğum sancıları kıvranıyorumSensizliğe yanıyorum sokaklarındaKaybettim seni arıyorum martı çığlıklarındaVapur düdüklerinde, öksüz bir çocuk gibiHamile bir kadının karnında seni arıyorum İstanbul

Hani Orhan Veli dinliyordu ya gözleri kapalıBoğazında çay içmek istiyordu ya insanlarLaleler büyütüyordun ya koynundaKanlıca da yoğurt denizinde balık bulamıyorum İstanbul

Her gün ölü bir çocuk doğuyor gözlerimdeSen yanıyorsun ben ağlıyorumDamarlarımdaki kan gibiGöz bebeklerimden akıyorsun ya İstanbul

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Seferi Hayat

Çınar ağacıyım, asırlardır kök saldım toprağın derinliklerineÖlümsüz aşklar yaşandı bedenimde, ne isimler kazındı gövdemeHer yaprağım aşklara tanık oldu, bir nakış gibi işlendi gönlümeSevdalarım yeşerdi, köklerim salındı, sonsuz mavi gökyüzüne

Otağlar kuruldu, seferler düzenlendi, seferi hayat üzerineDoru atlar gezindi, ömrüm tanık oldu, nice sayısız cenklereHer hazan hicran yüklendi bedenime, döküldüm toprağın üzerineYaralar sarıldı, umutlar dağıtıldı, ağlayan umutsuz gözlere

Alaca karanlıklar çöktü, fırtınalar koptu ruhumun üzerineDepremler yaşandı, ağıtlar yakıldı, bir hissiyatın nameleriyleFırtınada sağanak, sağanak yağmur boşaldı hayatın üzerineYeniden şahlandı, ayağa kalktı bu ruh yıkılan ören yerleriyle

Çınar ağacıyım asırlardır baş kaldırmışım inan ki gökyüzüneHer sevda bir acı bıraktı yüreğime, derin bir çizik attı yüzümeHayatın dehlizlerinde boğuşurken, hep mi hüzün çöker yüreğimeÇınar ağacıyım, şimdi yalnızım, su bile dökenim yok köklerime

Çınar ağacıyım, salkım saçak dallarım ararım gövdemin üstündeSemadan yıldızlar boşalır, sağanak halinde gelir artık üstümeYapraklarım kurumuş, rüzgar esintisiyle düştü yerin üstüneDallarım kırılıyor, kopuyor köklerim düşüyor toprağın üstüne

Düşler kurarım geçmişimde ki ahenkli şatafatlı o günlerimeHayalin vuslata erer, gönül susar devran döner mahur gözlerimdeDüşmüşüm karanlığın pençesine, yanar dururum hayat özlemineYıkılmadım asırlardır, ayaktayım, yıktın ihanetin üzerine

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sen Bu Aşkın Adını Sevda Koyamazsın

Sen bu aşkın adını sevda koyamazsınYaşadığın acıların hesabını bana soramazsınHer nazarın ok gibi yüreğimi kanatamazsınSen bu aşkın adını sevda koyamazsın

Gözlerimden akan yaşları kan ile suladınÖmrümü toza çevirdin kül gibi savurdunSen bu aşkın adını kan ile yazdınHatıralarımın adını sevda koyamazsın

Kokladığım her çiçekleri, zakkuma çevirdinSeher yellerinde bile, fırtınalar kopardınÇiseleyen yağmurları, tufanlara çevirdinSen bu aşkın adını sevda koyamazsın

Doğan güneşim idin kara kışım oldunÖten bülbülüm idin, acı figanım oldunHayatımın parçası idin, mezar taşım oldunSen bu aşkın adını sevda koyamazsın

Ötme bülbül ağla,artık feryadımı duyİçimdeki kanayan yaralara tuz koyBitirdiğin ömrümün artık adını koyAma sen bu aşkın adını sevda koyamazsın.2009

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sen Lal Ol

Gökyüzü kasavetli, ağlamaklı bugünHasret çeker sevda, sevmeye sürgünSavrulan sırma saçlar, tene niçin dargınBırak gözlerden akan iki damlan olayım

Güneşin küsmüş, tepenin ardından çıkmazAyçiçekleri birbirine dargın, güne bakmazGökyüzünün şavkı vurmuşsa bu sevda olmazSen bırak sevenin sevdan ben olayım

Okyanus mavisi düşmüş, sürme gözlerineGüneşin hırçınlığı dokunmuş, zümrüt saçlarınaBülbül düşünceli, konmuş dikensiz güllereSen lal ol, bırak konuşanın ben olayım

Gökyüzünden dökülsün, lapa, lapa kar taneleriEstikçe kuzey rüzgarları, dondursun kirpikleriBaharı göremeyecekse, bir daha güz gülleriSen yaşa bırak ölenin bir ben olayım.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Seni Hiç Üzmedim ki

Ben senin akan gözyaşlarını hiç silemedim kiBakışlarının arasında, akışlarını seyrettimBen seni ağlatıp hırpalayıp hiç üzmedim kiGülücükler arasında sevdalarımı bıraktım

Tel, tel ördüğüm saçlarını, hiç koklayamadım kiYanımda hasretim oldun, tenini sevemedim kiTitreyen yüreğimin damarlarına adını yazdımÜzerinden seneler geçti hala silemedim ki

Söyle bir tanem hangi kayan yıldıza tutunayımİçimde yanan tende ki, kıymık acısı değil kiHarında yanarken bu bedenim, seni üzmedim kiSitemim sana değil bilesin ki yüreğimedir

Cam kırıkları sancılarında bıraktın bir tanemYağmurlu bir mevsimin gölgesinde düştü aşkımHazana kavuştu yüreğim sensizlikse biçareAhım sana değil bir tanem zalim geçen yıllara

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Seninle

Bir zerreyim dünya üzerinde, söyle sevgili neyleyimKum tanesi gibi artık ayaklar altında ezileyimGözlerin görmediği ruhlar aleminde sırlı perdeyimÖmrün bittiği, yollarımın tükendiği bir seferdeyim

Gülün dalında bir bülbül gülistanıma gelmeyecekseİnsanım, hayat derdim, yüzüm kaderime gülmeyecekseHer seher yelinde gönül bağımda bülbül ötmeyecekseYansın fani bedenim, seninle yazılsın, sensiz kaderim

Azgın sular gibi sel olup taşmayacaksam bendimdenAşkının sarhoşu olup, geçemeyeceksem kendimdenSeher vakti, ağlayıp şikayet edeceksem kaderimdenHarınla yansın, deva bulmasın, bu bedenim, ellerinden

Sevdaya sürgün yaşasın gönlüm, çileyle dolsun ömrümDokunamayacaksam bir daha sana kırılsın ellerimGörmeyeceksem ay gibi yüzünü, kör olsun gözlerimDağılsın bedenim, yeniden seninle yazılsın kaderim

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sensiz Bitmez Bu Ömrüm

Esirin oldum, kölen oldum, savrulur bu gönlümAşk ateşiyle yanar, sanma ki biter bu ömrümAteşin alevine, damla, damla akar gönlümGünler batar, günler doğar, sensiz geçmez bu ömrüm

Gözlerinin rengine tüm ümitlerim bıraksamAkan gözün yaşlarını damla, damla ben silsemSaçlarını demet yolup, rüzgarlara bıraksamGönlüne taht kurdum, senli sensiz geçmez bu ömrüm

Narını karanlık gecelerime, ışık yapsamUzak koyaklarında mor çiçekleri toplasamSeher vakti yatağımda, gül tenini koklasamKalbimin köşesine koydum, sensiz geçmez ömrüm

Ayyaş olup gece gündüz sokak, sokak dolansamSensizlik haram deyip her gün kapına dayansamVarlığında, yokluğun hasret, sensiz geçmez ömrümAzrail kapım çalsa, geldik yolun sonu dese

Sırra kademi basarım, sensiz bitmez bu ömrüm.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Serçe

Çocuktum yalın ayak koşar kırlarda oynardımMutluluk gözlerimde masum hayale dalardımYorgun düşerdi beden uzanır yıldız sayardımBir rüya gibiydi hep çocukluğumu yaşardım

Yine bir gün yalın ayak koşuşturup oynarkenBir serçe kuşu yavrusu konuverdi önümeKısa uçuşlarla gel yakala diyordu beniÇocukluk ya o uçtu ben koştum ve yakaladım

Aldım elime sevdim öptüm okşadım kokladımHavada sıcaktı biraz serinlesin diye yıkadımBuğday tanesi vardı önüne koydum yemediBir bardak suyu sahana koydum verdim içmedi

Kuş bana küstü ben kuşa küstüm koydum köşeyeDöndüm sırtımı karalar bağladım ben ağladımYinede olmadı sonunda derdini anladımUçmak istiyordu bende gökyüzüne yolladım

Biraz uçtu kısa düştü olmadı uçamadıBir daha, bir daha dedim kısa kaldı olmadıGagasının üzerinde deliklerden kan geldiKanatlar gerildi ellerime bırakıverdi

Çocuktum anlayamadım oturdum hep ağladımSerçe ölmüştü ben oracıkta dona kalmıştımBir mezar yeri kazdım, cenaze namazı kıldımBüyüklerden görmüştüm ya onu gömdüm suladım

Günlerce rüyalarımda gördüm, onla konuştumAğladım neşelendim seviştim dualar ettimAradan birkaç yıl geçmişti ben yine köydeydimZiyaretine gittim üzerinde yuva vardı

Biraz hüzün biraz sevinç gözlerimde az neşeSen yumurtadan çık, artık kendin uç minik serçe

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Serilmiş Yere Arzın Döşeği

Aşk, sonsuz ufuklara uzanarak, hayalini yaşarımGöçüp gidenlerin, gözyaşları düşer, göğsüme yanarımZaman dar, hangi kapının ardından gelir diye kanarımYaşam film şeridi gibi gözler önünde ona şaşarım

Serilmiş yere arzın döşeği, yalın ayakla basarımGünah bedenden fışkırıyor, hangi musallada yatarımYarım asırlık ömür içerisinde, kimden ne saklarımSerden geçtim, dünya üzerinde dövünür, eyvahlanırım

Hayat yalan, sonsuzluğun suyunu ne zaman kimle içtinDar gelir sokaklar, olmamış ham başakları neden biçtinHangi çölün ortasında kaldın, nasıl yandın, nerde piştinDipsiz denizlere düştün tuzlu suları nerede içtin

Ah nefes! Göğsün kafesin demisin, kısık ve hırıltılıBak kalp nasılda çırpınıyor, yaratanına sadakatliDoğan her bebek, bir nefesle ağlıyor acılı, acılıDök gözyaşlarını geçiyor mevsimler zamansız, zamanlı

Sen ki arzın ve arşın sahibine sığınıp kalamadınTopraktan geldin toprağa gidiyorsun hala anlamadınBir beşerim yalın ayakla çiğnerim püsküllü hayatıŞimşekler çakar, yer inler, korkudan getiririm salavatı

Ey toprak! Faniyim, misafirim artık sonum yaklaşmaktaYalın ayaklarım dem vurmuş, çıplak kapına dayanmaktaBeden günah şerbeti içmiş, çöl rüzgarıyla savrulmaktaToprak aç artık kapını susuz beden sana yaklaşmakta

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevda Zambağı

Umutsuzluğumun zambağı hangi ıssız dağlardasınGölgeler düşmüş üzerine yine karanlıklardasınBir akşam güneşi daha kayboluyor farkın damısınHangi plağın çalınmayan gizemli bir şarkısısın

Azgın sular sessiz, sessiz ıssız koyaklarda akarmışKoyak kıvrımlarında başını kayalara çarparmışGönül sevdalara bakar, semada bulutlar ağlarmışSevdamın yalnız zambağı hangi dağların ardındasın

Bilirim ki zambaklar sessiz ve ıssız yerlerde açarBülbül sevdasını arar dikenli güllerine kaçarKozadan çıkan kelebek bir günlükte olsa uçarDağlarımın zambağı hangi kayaların ardındasın

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevdalar Yazılır

İrem bağında güldür kadın, bülbül gelir şey daya çekilirGönülde Leyla dır, çöl sıcağında seraba terk edilirZüleyha yüzlüdür Yusuf’un gömlek kokusuyla sevilirBeyaz kar tanesidir dudaklarda erir kalbe süzülür

Yaz güneşi gibidir kadın alev, alev yüreği yakarSevgi arar kadın ruhun damarlarında aşka yanarGöz pınarlarında inci tanesidir, hasretine ağlarSevdanın nurudur kadın, akan sularda sedasız çağlar

Gökyüzünde kayan yıldızdır, uğruna dilekler tutulurGöz göze geldin mi, diller tutulur sevdalar unutulurUğruna şarkılar yazılır, kırmızı güller kurutulurGönül sözü söyler, gözler ağlar, uğruna yaslar tutulur

Bir şiirdir kadın, mahur gözlerinde sevdalar yazılırMum ışığı isinde, eller döner, tende rakssa çekilirDudak tene dokunur, zülüfler bedene tel, tel dökülürKalbi hasret dokur, sevda sürgünü beden elden çekilirBir kuğudur kadın, sevdikçe derin sonsuzluğa süzülür

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevdaların Tutsağıydın Ölüm

Yurttan uçan kuşlara pusulasız yöndümPervasız sevdaların tutsağıydın gönlümKuruyan dalları hüzün bağında gördümZamansız sevdaların tutsağıydın, ölüm

Harlanmış kor alevin yüreğinde küldümVolkan kaynardı içimde üfledin söndümDalında açan çiçeğe don vurmuş gördümZamansız sevdaların tutsağıydın, ölüm

Bülbülün dağında biçare gonca güldümYüreğim çaresiz, sevdalarım kördüğümLodosta savruldum kuru ağaca döndümAşka, kara sevdanın, tutsağıydın ölüm

Hazan toprak bağrına düştü, arsız gönlümVefasızın koynunda oyuncak oldu ömrümAyazlar vurdu, şems bağında kışa döndümZamansız aşkın, vurgunu kalsaydın ömrüm

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sevemedik

Sevemedik bir tanem sevemedikBakışlarımız arasında ki sevişmelerimizde bileBir birimize sarılıp, dokunup da sevemedik.

Sevemedik bir tanem sokaklar arasında,El ele tutuşup, kaldırımları adımlarken bileHasret kaldık bir birimize doyasıya ağlayamadık.

Ağlayamadık bir tanem, göz pınarlarından damlayan,Gözyaşlarımız, dudaklarımız üzerinden süzülürkenİki satır yazdığımız hasret mektuplarını bile ıslatamadık.

Islanamadık bir tanem, kırkikindi yağmurlarındaSokaklara koştuk, sağanak, sağanak yağmurlar,Boşaldıkça üzerimize, biz kuru kaldık ıslanamadık

Her bahar ağaç dalları gibi sürgün verdikBir tanem coştuk, kuşlar gibi şen oldukÇiçekler arasında gezinip koklaşıp saklandık,Nedense bir tanem bir gülü bile koklayamadık

Sevdamızı büyüklüğünü anlayamadık bir tanemHazan çöktü üzerimize, bir meşe yaprağı gibiRüzgarla dalımızdan koptuk, bir türlü tutunamadık

Gazel yaprağı gibi yere düştük bir tanem, ezildikHafif bir yelle toprağın içerisine karışıp gittik.Zemheri ayında karlar yağdı üzerimize bir tanemKardelenler gibi isyan edip, başımızı gün yüzüne çıkaramadık

Yıldızlar her geceye kandil olup bir, bir ışığını saçarkenKırık bir yelkenli gibi okyanuslar ortasında kaldık,Fırtına vurdu bir tanem her parçamız bir, bir dağıldıBiz ayrılığa neden mahkum olduk, hala anlayamadık

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sinemizdeki Ateşin Aleviyle Yandık

Ayaklarımızda postallar eskittikTozlu yolların sokaklarındaKarlar yağdı üzerimizeSokulduk kuytularaAvcı ateşlerinde ısındık, sığındık koyun koyunaEşkıya inlerinde sakladık sevdamızıBüyüttük ey sevgiliMüfrezeler geçti üzerimizdenKurşunlar yağdı gecelerimizeKor düştü yüreğimizeSinemizdeki ateşin aleviyle yandıkSaklandık her gece

Militan sevdaların esri olduk, karanlık gecelerdeKorsan gösteriler düzenledikZifiri gecelerin kuytu sokaklarındaBombalı pankartlar astık sevdamızaYalnız gecelerimizi, hapsettik hücre evlerineGözlerimizde ateş aldı mermilerHedef olduk, ey sevgili vurulduk yıkıldık yerlereİlençli eller geçti üzerimizdenKanlar döküldü yüzümüzeSığındığın gecenin karınlık ellerinde

Gül dudaklar sustu ey sevgiliKonuşmadı dillerHalk mahkemeleri kuruldu yargılandı yüreklerSuçlu bulundu sevdamız ey sevgiliHazırlandı yağlı ilmeklerDarağacına çekildik ey sevgiliÇözülmedi eller

Oysa damarlarımızda figüranlar vardıOynuyorlardı bizim yerimizeŞefkatine sığındığımız dudaklarİhanet ediyordu aynalaraKaranlıkta görünmez dediğimiz yaban tenlerGölgelerde düşüyordu üzerimizeUtançlar akıyordu damarlarımızdanEğiliyordu başlarımız yerlere

Olmamalıydı böyleGelmemeliydi eylül kırık dökükYapraklar sararıp solmamalıydıDökülmemeliydi ağaçlardan yeryüzüneAyaklar altında ezilip toprağa karışmamalıydıKırık dallarımızdan uçmamalıydı kuşlarGöç etmemeliydi başka diyarlara

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Siyah Beyaz İkilem

Siyah beyaz geceye ait,Duvarlarda asılı bir yanımViraneler üzerine çizilen resmimParçalanmış afişler üzerinde ismim

Karanlık gecede ağlayan bir çift gözKirpiklerin üzerinden yanaklara süzülen,İki damla yaş, dudakların üzerindenDudaklarıma süzülsünler.

Her damlanın tuzu yaksın yüreğimiYaksın ki susuzluktan çatlasın bedenimÇatlasın ki ve sana nasıl susadığımı anlasınDüşürme gözlerinden iki damla, toprağımaDüşürme ki sonsuza dek çorak kalmasınDudaklarımın üzerinden yüreğime süzülsünHasretin, denizin tuzlu sularında yaksın dünyamı

Sessiz zifiri geceye inat sessiz çığlıklarYıldızlar soluk düşer sevdanın üzerineMeltem rüzgarına eşlik eden dalgalarAğlayan bir çift göz o da yüreğimde yarKan ağlar geceye, kan gözlerden damlar

Karanlık kuytu köşelerde adımla saklı kaldımLoş ışıklar vurdukça kıyıya yakamozlara kandımAdın zikredildikçe dünyamda karanlıklara daldımSöyle vefasız hangi arada yüreğimde böylesine kaldın

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sokul Issız Gecenin Koynuna

Sokul gecenin ıssız kovuklarınaYık yüzündeki utanç duvarlarınıTutarsız sevdanın çarmıhına çekilŞizofreni sevdalar işle dimağınaHaykır sonsuz karanlığın içineOdaların kuytu köşelerini yak alevinleGözünden süzülen gözyaşlarını parçalaDoldur kadehlere, bırak ahşap masanın üzerineTozunu silme, yakma ışığı, kalsın öylece

Dokunma kirli çarşaflara, değiştirme yastık yüzleriniKaldır başını bak odanın tavanınaHala adın kanımla yazılı oralardaSusuzluktan çiçeklerin kuruduğu vazolara bakYüreğimde nice sevdalar biriktirdim, boşalttım onlaraKan kustum güllere, takılıp kaldım dikenlerine

Kapı gıcırtılarına aldırmaMenteşelerde tenim gibi paslıTozlu raflardaki kitaplarıma dokunmaHatıralarım saklı, sayfaları açıp da okumaBastığın küf tutmuş ahşaplar acıtıyor canımıÜzerinde gezinip de, yüreğimi kanatmaYaralarımın üzerine tuz koydumGecelere yansıyan sevdamı, göğsünün üzerinde parçalaDağıt gökyüzüne

Kırılmış camlardan dışarıya bir bakSeyret sokak ışıklarınıGece kelebeklerin uçtuğu aydınlıklardaYarasalar asılıSimdi pencerelerin önüne güvercinler konmuyorKumrular sevişmiyor ağaçlardaSerçeler de gelmiyor kapının önüneHer kar yağışında çatı akıyor yatak üzerineKırık camlara dokunmaKanatır ellerini akıtır yüreğime

Trenler gardan acı bir sirenle kalkar ardı sıraKara bir duman bırakır yol, alanlaraDönülmez bir yolculuk başlar yüreklerdeHala sirenler çalar kulağımdaVe hala duvarlarım is kokarDaya şimdi sırtını duvaraOtur bir köşeye ve sessizce dinleKulağına fısıldar taş plaklarda Safiye AylaBelki bir piyano sesi gelir kulağınaDinle ve ağla, dökme gözyaşlarını yereSığın zindan gecenin koynunaYık utanç duvarlarını dön geldiğin yereYıktığın hanenin duvarlarına bir bakKirlenmiş çarşaflarıyla yaşıyor göğsümün üstünde

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Paramparça, parça, parça sere serpe

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Solmadan

.İki damla gözyaşını akıttım suyaBir daha gelmezsin diye bu yaylalaraGiderken öylesine arkandan baktım daHasretini resmettim kara kayalara

İki posta güvercini saldım ardındanHaber getirsin diye gittiğin sıladanDönersin diye çiçeklerimiz solmadanNe senden haber var artık nede postadan

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Son Sözü

Sen gecenin loş karanlığındaAy ışığı altında, rüyalara dalıpBir ağacının dalları arasına gizlenipTen kokusunun hazzına hiç vardın mı?

Yakalamasınlar diye köşe bucak kaçıp,En kuytu yerleri bir, bir seçipVazgeçilmez o bedene sarılıpAlev dudaklara hiç daldın mı?

Çimenlerin arasında kaybolupGece yıldızların arasına dalıpSevgili tenine sıkıca sarılıpYakaran gözlere hiç baktın mı?

Seven kalbi, gülen gözüDudaklardan dökülen son sözüSen hiç duydun mu?

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Son Yaprak

Bir sigara dumanı arasında hazin bakışlarYüreğimde çarmıha gerilmiş çaresiz o aşklarTenin rahlesine gözden dökülen kara bakışlarGece karanlığında boğulur karşılıksız aşklar

Zemheri ayında ağaçtan yere düşen son yaprakKara toprağa karıştı yeryüzüne ağlayarakBeyaz karlar gökyüzünden dökülürken yaprak,yaprakNe sevdalar bıraktım geride harınla yanarak

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Sorgularım

Sinemde kelimelerin meramını anlatan bir halim kaldıNefsin suskunluğu ile arziyatımın içine nasıl daldıZevkin hıncı, hırsın zilletiyle hangi ruh alemine bıraktıAlemin içinde debelenen yüreğimi yakan hangi hardı

Muhabbet, toprağın ikliminde ruhumu hazan nasıl sardıKainatın damarlarını ağlatan, gök kuşağı sırrımıydıO aşk, ruhumda dinmeyen yoksa ötelerin sancılarımıydıDimağımın özünde duran, yüreği yakan, korkularım mıydı?

Sadakat umutların hangi merhalesini, söyle nasıl sardıEdebin niteliğinde, ruhum sonsuzluğuna neyi bıraktıZifiri karanlığın ötesinde çakan hangi yıldırımlardıYoksa ruh üstüne sağanak yağan rahmet yağmurlarımıydı

Sorgularım kendimi, yıllar cenderesine ruhum ne bıraktıMülteciyim dünya üzerinde, hicrete ne kadar vakit kaldıNefis hasret rüzgarlarıyla esti, kimlerin günahına daldıBeden toprağın bağrına düştü, amaç tek bir mezar taşımıydı

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Söyleseydin

Söyleseydin,

Bir çare arardım dertlerin ortak noktasına,Gözlerinden dökülen damlaları tek,tek silerMerhem olsun diye o yaralarıma sürerdimKırağı tutmuş saçlarını koklar sen,sen diyeOkşar ter kokan tenime esans yapardım.

Söyleseydin,Bir gece yarısı ansızın o şehri terk etmezdimÇırpınan yüreğimi rüzgarların sesine bırakırKum tanesi gibi savrulurdum olduğun her yereGözlerimi kapatır şehrin karanlık sokaklarındaAdını çoban yıldızına yazar bakar avunurdum

Söyleseydin,Adına fidanlar dikerdim yağmurlarla büyürdüSiyah laleler yetiştirirdim her sokağın köşesindeAttığın her adımına sevdalar tohumu ekerdimNisan yağmurlarında ıslanıp yeşersinler diye

Söyleseydin,Ama olurdum Veysel olurdum vururdum sazın telineToprak olurdum koyuna post olurdum düşmana dostDoru atlar sürerdim bozkırda kımızlar içerdim adınaCenkler ederdim güreşler tutardım er meydanlarındaBir kez söyleseydin sevdiğini ağıtlar yakmazdım ardına

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Suretin Kaldı

Ben ne umutlar biriktirdim, çırpınıp duran kalbimdeBen ne hüzünlü gecelere veda ettim, düşlerimdeBen ne sensiz geceler bıraktım arkamda, sensizliğeBütün koparılan parçalarım bir, bir eksik bu akşam

Dudaklarımda kuruyan hercai'lin kokusu ileBırakılmışlığımı, ay ışığında yakamozlara yazdımYıldız alacalarında, ruhumun hüzünleri ileÇırpınıp duran dalgalarla, kabrimi kayalara kazıdım

Eylül akşamı seferberliğine, katılırken kara sevdamSığ denizlerde demir alıp kayboluyorken her akşamMartı çığlıklarında, hatıralarından arda kalanYorgun bulutlara biriktirdim, gidişinin ardından

Dipsiz kuyularında, sensizliğe boğuşuyorken bedenimHicranın kollarında çarmıha gerilirken, sevda arsızımSenin okyanus mavisi gözlerini sevdim. Ey! VefasızımGönül diyarımda suretin kaldı, bak yine yalnızım

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Suskun Nefes Durgun

Issız konakladığım sancıların acı demindeyimAşk bitti diyorlar, şimdi hangi derdin çilesindeyim

Umut hüzünleşen ferahlığıma bir anlam verir mi?Gönül mahzun, hazanın sinesinde yolumu bekler mi?

Sorarım kendime yalın ayak neyin derdine düştümKaç kez geldim huzuruna ki, kaderime niye küstüm

Suskun nefes durgun kalırsa ruh aleminin içindeRahmet kapıları açık isterim gözlerin deminde

Bir hınçla yürüsem dağların doruğuna varsamRahmet kapıları ardında iki göz çeşme ağlasam

Yürek sussa, feryat edip alnımın ortasına vursaGece yıldız üzerime sağanak, sağanak yağsa

Alın secde ettiğinde ruhumla divanına varsaSonsuz suskunlukla, bir solukta orada kala kalsa

Edep şevkin dilinde, mecnunum sahra çölünde inlerEZAN sesi kulaklarımda çınlar, gönül sukut eyler

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Suskun Yüreğimin Feryadı

Kurguladığımız hasretin sevdasındaNelerimizi sorguladıkÇöl sıcağı düştü gönlümüze deAynalarda suratımızı nasıl yargıladıkDiri, diri gömülen kız çocuklarının eteğindeHangimiz yandık, hangimiz ağladık

SöyleNefsin acizliğine nasıl düştükSustu yüreğimiz zehirle doldu aşk şerbetimizKimsesizler yurdu oldu öz benliğimizBir hışımla kazılırken iki metrelik toprağımız

Musallada soğuk yüzlere nasıl sığındıkHangi yüzle dualarında avunduk

Acizliğimiz dünya üzerinde hayat neyleyimGül dalında kururmuş kime ne söylerimŞems bağında otağ kurup gün mü eylerimMevlana ocağında çile mi çeker ellerim

Porsumuş ruhlarımızNilüfer çiçeğinin özünde ne ararArı kanat çırparken çiçeğin sözüne mi kanar

Ruhumun üzerinde esen yeller benden perişanBen esen yellere sürgün ruhun elinde perişan

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şahadetimsin

Gök kubbenin altında yatan ecdadıma sorsamToprak anayı kucaklayıp bedenime sarsamBeyaz kefeni alıp örtündür diye başına sarsamŞehidimsin uzak diyarlarımda ki namusum

Dar gündür diye gelip de yanına uzansamGöğsümü sana siper etsem ben vurulsamAkan kanlarını alıp da ben alnıma sürsemŞahadetimsin uzak diyarlarımda ki namusum

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şairin Kalemi

Şairin kalemine hiç sözüm olmadıDüşündü yazdı,duygularını sıraladıHayatını yaşadı,duygulandı ağladıKalbi kan ağladı,kalemi hiç ağlamadı

Gün doğdu,şen oldu,dağlara koştuAkan pınarlarından soğuk sular içtiDağın yamaçlarından ne köprüler geçtiDüğünler gördü, oynadı ve çoştu

Savaşlar gördü,yaraları kalemle sardıHaksızlıklara isyan bayrağını kaldırdıDemir parmaklıklar arkasına salındıKalemler kırıldı,kalemini kırmadı yazdı

Şair yazdı,ozanın sazına söz olduOzan söyledi,göz pınarları dolduYandı, yakıldı,iplere boyun bağı olduKalbi kırıldı,kalemi kırılmadı yazdı

Kırık kanatla uçtu,konacak yer bulamadıYetim kaldı,öksüz kaldı,yurtsuz kaldıGönülden gönüle koştu,sevecek yar bulamadıKalpler sustu ama şairin kalemi susmadı.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şehidime

Yıldızlar bu karanlık dağlarda söndüGökyüzü sağanak, sağanak dökülmekteMehmet’im anasını rüyalarında gördüGözlerindeki damlalardan kan süzülmekte

Gece çok uzun artık sabahlar olmazDağ bulutlara kavuşmuş, gün doğmazHer kaya, Mehmet’ime siper olmazYar! O al hilale kimler kavuşmaz

Ayşe gelinlik giymiş, gün beklemekteMehmet al kefenle ona gelmekteGökyüzünde melekler saf, saf secdedeMehmet’im seni yönetenler, şimdi nerede?

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şehrimi Yaktım Gözlerinde

Koparılmış takvim yapraklarına bir bakBir, bir yokluğuna attığım çizikleriOdalarımın kuytu köşelerinde sayGözlerimin karanlığına ateş etKör kuyularda içtiğim suların üzerine yazdım adınıSarmaşıklara tutunup çıktım yıldızlaraResmini çizdim ey sevgili ay yüzüneYokluğunun ismini koydum, adı hasret soyadı hasret

Rüzgârlara sevgi ektimFırtınalarda biçtim aşk çiçekleriniÇingene pembelerini serdim gökyüzüneBoran oldu ey sevgili hasretin düştü yeryüzüneŞehirlerimi yaktım gözlerindeYangınların ortasına daldımCehennemde ateşlerle dans ettim ey sevgiliDumanlara yazdım adını yokluğuna hasret dedimSoyadına hasret

Avuçlarında terledimGözyaşlarında aktım, gözlerinde kayboldumCehennem çukurlarına daldım ey sevgiliGüneş doğdu üzerime ben karanlıklarda kaldımZemheri çöktü üstüme, kar yağdı üzerimeDondum ayazlarda ey sevgiliÇatıların saçaklarından sallandım aşağıBuzların adına hasret dedim, düştüm parçalandımDağıldım ey sevgili soyadına hasret

Adını koyamadım yokluğununTükendim ey sevgili yalnız kaldım yalnızlığınaAdım, adım gezdiğim bu şehrin sokaklarınaÜzerine basamadığım Arnavut kaldırımlarınaAdını yazdım, ama silemedim ey sevgiliHer gece gökyüzü ağladı, ben ağladımSağanaklar boşaldı üzerime ıslanamadımŞehrimi yaktım gözlerinde ey sevgiliSen yandın, şehir yandı ama ben, ama ben yanmadımAdına hasret dedim, yokluğuna hasret, soyadına hasret

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şehrin Asi Fırtınası

Sonu olmayan bir yolun başındaHasretine yalnızımGözler her ne kadar uzağı görse deÖzündeki sevgide ruhsuzumAğlamaklı gülüşlerin kara hanesindeAlaycı bakışların savrulurken yüzümeAğrılı sancılarımda umutsuzum

Gözlerinin sulaklarındaFırtınaya yakalanmış rotasız gemilerinÇaresiz bir tayfasıyımKaraya oturmadan batan bir yelkensizinBeklide son yolcusuyum

OysaSana olan esaretimYüreğimdeki sorgulamalarımda gizliİçimdeki arsız sevdamın hırsızıBen yıkılmış hanelerin ören yerlerinde doğmuşumTaş evlerin kovuklarında sorgulamışım kendimiButurak dikenleri kanatmış ayaklarımıKarambık çalıları arasında nasır bağlamış bedenimEşkıya inlerinde sabahlamışımMermiler arasında raksa çekilmişim her gece

Sen şehrin asi fırtınasıGözlerinde oynama, gözlerimden kan düşer ellerimeKabuğumdan çıkar dalarım dehlizlereKıraç toprakların susuzluğu çöker üzerimeAğlamalarım hıçkırık boğulmalarında düğümlenir boğazımaAğustos sıcakları yakar bedenimiÇekilirim yaylalarıma

Sorgularım o zaman kendimiKireç kokan kara sıvalı beton duvarlardaAsiliğim tutar kısrak taylar gibiNe dağ kalır ayaklarımın altında nede ovaFırtınalar eser döşümün üzerindeHarami mağaralarım talan olurSis çöker dağlarıma,Sağanak yağmur olur inerim sulaklarına

Oynama gözlerine susamış sevdamlaTut ellerimdenAyakları yalın köylü çocuğuyum benAnlamam göz kaçamaklı oyunlardan

Ya tut ellerimden çek al koynunaYa bırak kahrolup gideyim yolumaYa tut ellerimden dola boynunaYa kör bıçakları sal boynuma

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Şiir Yaz Özümdeki Ruhum

Bir şiir yaz özümdeki ruhumİçinde aşk ve sevgi olmasınGözlerden akan yaşlara don vurmasınHayaller rüzgâr önünde solmasınSinende yanan ateşin aleviIssız yerde açan zambakları kavurmasın

Bir şiir yaz be karagözlüm bir şiir yazİçinde hasret ve vuslat olmasınSöylenecekse şarkılar benim için çalmasınKaranlıklar çöksün üzerimeÇiçekler açmasınSensiz olacaksa her günümÜzerime bir daha güneş doğmasın

Bir şiir yaz avuçlarımda solan iki gözüm bir şiir yazKanat çırpıp uçmasın kuşlarGökyüzü yeryüzüne düşmesinKaranlık gecelerde hayalin gelmesin yüzümeYıldızlar çıkmasın gökyüzüneSevdam düşmesin özüneKüller harlanıp ateş olmasınKöz düşmesin yüreğineAğlamasın bir daha gözlerim gözlerine

Bir şiir yaz dağlarımın mor sümbülü bir şiir yazEylül gelmesin özlemimeAğaç dallarında yapraklar sararıp solmasınKuşlar yuvalarını terk etmesinlerGöç etmesinler başka diyarlaraSeher yellerinde kırağılar düşmesinDökülüp saçılmasınlar yeryüzüneDokunamayacaksam bir daha ellerineToprağa karışıp gelmesinler bedenime

Bir şiir yaz ahu gözlüm bir şiir yazTerk edilmişlik diyarlarımdan yazSiyah beyaz resimlerin dilinden, boş çerçevelerindenYıkılmış hanelerin toprak kokan duvarlarındanSevdayla dokunmuş halıların kökboyalarındanKınalı ellerin kirkit seslerindenKirli ayakların toprağa bıraktığı ayak izlerinden

Bir şiir yaz be ceylan bakışlım ne olur bir şiir yazHasretimin sevda rengindenGöğsümün üzerinde öksüz bıraktığın çocukların sesindenDağ başındaki çobanımın kaval sesindenKahpece vurulan şehidimin nefesindenArşı âlemde dalgalanan bayrağımın rengindenKefensiz yatan atamın toprağının özünden

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Bir şiir yaz mahur bakışlım bir şiir yazGözlerimin kapanmadığı karanlık gecelerdenRuhuma doğmayan güneştenSevaplarımın karıştığı günahlardanSensizlik hanesinin yıkıldığı yataklardanDemir parmaklıklar arkasında ayaklarıma vurduğun prangadanKaldırım taşlarına mahkûm hayatlardanSokak çocuklarından, bağrıma bıraktığın öksüz bakışlardanBir şiir yaz be sevda bakışlımSusuz gecelerde göğsümün üzerinde bıraktığınVe sessizce harladığın ateşlerden bir şiir yaz

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Teni Siyahtı

Gözleri denizler mavisiDalgaları hüzünlü, hüzünlüOkşarken kıyıyıKöpük olup geriye dönerken dalgaUmutlar bir ileri gider, iki kez geriye dönerdi

Saçlar kıvır, kıvırNasıl bakıyorsa insan yüzüneUzanan her bir el tokmak olup iniyorsa sırtınaAçlıktan mecali kalmamışKalkamıyorsa ayağa, dünya nefsin peşindeKoşuyorsa insan sormalı halimiz nice

Kirli atıklar yüklenmişse vagonaKara tren salına, salına gidiyorsa son yolculuğunaAyağa kalkmak için silkelendiğindeSopalar inmişse başınaMal gibi alınıp satılmışsaSokakların ta ortasında sormalı insanHalimiz nice

Kanadı kırılmışsa kuşun, uçamıyorsa gökyüzüneAkbabalar çullanmışsa üstüneSırtlan sürüleriÇevirmişse etrafını, ateş ortasında kalmışsa insanBana ne duvarları yıkılmamışsa kalptenSormalı başlara halimiz nice

Ufkun ötesinde batınca güneşKararınca gökyüzü doğmayınca ayKurulursa şeytan sofralarıBir yanı aç bir yanı tokZevki sefaya ruhunda dalmışsa insanSormalı halimiz nice

Zaman kavramını yitirmişse hayattanY aklaşmıyorsa limana yüklü gemiYükünü almış gidemiyorsa insanBir metrelik mezarı kazsan ne kazmasan neKefen beş metrelik bezCebini diksen kime ne, dikmesen kime ne

Ağlıyorsa siyah ten görmüyorsa mavi gözÂlem içinde çaresiz kıvranıyorsa insanSormalı halimiz niceArtıkları boşaltıp yükleyemiyorsan umutlarıDebelenip duruyorsan dünya malı benim diyeÂlemi satın alıp götürsen bana ne, kime ne

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Titrek Ressamın Elindeki Fırça

Kızıl akşamdaGri bulutlar kaplarken her yanıLodos sert çarpıp yere düşürürken yapraklarıYerden kalkan kum taneleriAzgın dalgalar gibi dövüyordu bedenimi

Donuk ay yüzüme alaycı bir gülüş fırlatıyorKayan yıldızlara, göz kırpıyordu

Sanki susuyorduSusuyordu gece yokluğunaAğrılı sancı bırakıyordu yüreğimeVeHayalini düşürüyordu gözlerime

Seni görüyordum

Göz çukurlarımdan boncuk boncukŞakaklarıma süzülüyordu iki damla kan

VeAlnımın kırışık çizgileri arasındaYazılıyordu ezik hayat

Acılarla yoğrulmuş yürekÇatlak dudaklarla alna kondururken öpücüğüTitreyen eller arasındaSevdamın iniltileri çiziliyordu tuvale

Titrek ressamın elindeki fırçaTamamlamadan resmiSensizlik ve sessizlik limanının meyhanesindeSon kadehi şerefine kaldırıyorYarına olan umutlarımı incir çekirdeğine gizleniyordu

Bir sigaralık efkâr dağıtımlarıKırlangıçları toplarken gökyüzüneSessizliğimin naraları ürkütürken geceyiYağmur bulutları gözlerimden boşalıyordu yeryüzüne

Ağlıyordu ey sevgili gece ağlıyorduYokluğunun ardına bıraktığım gözyaşlarına ağlıyordu

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Toprağında Yanıyorum Anne

Toprağın bağrımda filizleniyor anneYalnızlığın koylarında kayboluyorumAsi rüzgârlar borana dönüyor, anneRuhumun iniltisinde alev, alev yanıyorumÂlem zamana direniyor anneÇözemiyorum buz tutmuş bedenimiSefillik çökmüş yarım asırlık ömrün üzerineKaranlık gecelerin ayazlarında donuyorum

Kara bulutlar çöküyor üzerimeSağanak yağmurlar boşalıyor üstüme ağlıyorumGözyaşlarım yere düşmüyor anneKan olup yüreğime damlıyor, yanıyorumAşkın çivisi saplanmış yüreğimePas tutmuş anne, sökemiyorum

Diken destesi olmuşum bozkır ovalarınaCehennem ateşi üzerime düşüyor anneLodoslarda kuruyup, kavruluyorumBöceklere gölge oluyorum anneZehirlerini boşaltıyorlar üstümeAğustos sıcağında sam yeli vuruyorKurak tarlalara dağılıyorum parça, parça

Şimal rüzgârları esiyor buralarda, anneBuğday başakları kuruyup dökülüyor üzerimeGöçmen kuşları konaklamıyor artıkGeceleri eşkıyalar basıyor şehrimiYılanlar dolaşıyor buralarda anneSensizliğe bile yanamıyorum

Yalnız ve çaresizimAlabildiğine düzlüklerin engelli yollarındaLacivert gökyüzünün büyüsü çöküyor üzerimeSis basıyor ovaları anneKurt sürülerinin dolaştığı bu yerlerdeÇakallar iz sürüyor anne ölemiyorum

Toprağın bağrımda filizleniyor anneKor ateşlerin, alevlerinde besliyorum sevdamıGül dikenleri saplanmış yüreğimeÇorak toprakların özüne kanıyorumTuzlu suların zehri yakıyor bedenimi anneSensizliğe kavruluyorumSu döküyorum özüneKır çiçekleri yetişiyor bağrımda anneRenk, renk döşüyorum gökyüzüneYıldızlara ekiyorum hasretini anneToprağın bağrımda filizleniyor

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Toprak İçin Ağlayan İki Gözüm

Beklediğim hasretimdi ölümKar taneleri düşerken eline gülümGöğsümün üzerinde eriyordu ölüm

Gün batımı akşamlarda güneş solarken yüzümeTunç renkleri kaplarken gökyüzünüHüzün ruhuma inip demlerken özümüDualarla gel diye yalvardığımsın ölüm

Özgürlüğümün son kalesi yıkılırkenKaranlık şehrimin sokaklarındaRotasız gemiler kalkarken asırlık limanların ortasındaVapur düdükleri ağlatırken geceyiMartı çığlıklarında beklediğimsin ölüm

Yalnızlığımın koylarındaDalgalar köpükleriyle döverken kayalarıGediklerinde yosun tutardı bir yanım

Yakamoz akşamları meltem rüzgârlarındaSavrulurken kum taneleri yüzümeYürek sızılarında gel diye kıvrandığımsın ölüm

Çiçeğin özünde solarken yüzümKelebeğin kanadına gizlediğim hüznümGebe kadının sancılarında aradığım özümLohusa şerbetlerinde aradığımsın ölüm

Su toprağın özünden gelirdi arsız gönlümSesiz akar yol bulurdu iki gözümBalçık hanesinde can olur üflenirse özümYağmurların dimağında çamur olurken yüzümHer akşam hüzünle kaplanırsa gönlümKapılar arkasında sessizce beklediğimsin ölüm

Kızıl güneş dağların ardında batıyor ya ömrümHer çiçek dalında soluyorsa gönlümToprak için ağlayan iki gözümGözyaşımdaki damlalarda sakladığımdı ölüm

Damarlarımda ki kanım çağlarken yüreğimdeHazin bir yolun sonu biter ellerindeKuru topraklar ıslanıyorken gözlerimdeİki metrelik çukurda özlediğimsin ölüm

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Tuttuğun El Topraktan

Sersefil dünyaSefil hayatBaşımın üzerindeki gökyüzüAyaklarımı yere basamadığım toprakKoklayamadığım çiçekUzanıp da tutamadığım el

Karanlığa dökülen gözyaşımGöğsümün üzerindeki azgın dalgalarAğustos ayında üşüten güneşZemheri ayında yüreğimi yakan soğukBaşımın üstünde esen yel

Karanlık gençliğimYüreğimi yakan sevdalarİçimdeki öksüz çocukAyaklarıma vurduğum prangaSürgüne gönderdiğim hayat

Berrak sular arasında kirlettiğim bedenHer gece gördüğüm kâbusVurgun yediğim denizÜstüme kirini boşaltan dünyaDipsiz kör kuyularda harcadığım hayat

Karlı dağların ayazında boğuştuğum eşkıyaDüşüncelere örülen örümcek ağıSaçlara düşen kırağıHalin pervasızlığıSülüklerden medet uman beyinVücudun yediği kızıl akrep zehri

Uzaklardan gelip bahçemde konaklayan misafirÜmit bağımda ümitlerimi yeşerten dostBuzlu dağlarda yolun sonuSis çökmüş dağlarıma kaldırTuttuğun el topraktanAltı üstü beş metre bez oda pamuktanGöz pınarından süzülen tuzlu yaşBir yol bulmuş akıyor dudaktan

Göğsümün üzerindeki durgun nefesYürüyen ayaklarBahçemde konaklayan misafirMerhamet beklemem kordanÇal artık o sırlı kıpımıÇoktan döndüm gittiğim yoldan

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Türküler Söyle

Yedi renk ebemkuşağının altında hasretleGece maviliğinde rüyalar misafirineGözlerimin görmediği, gönlümün sevdiğineFerhat'tan Şirin'e türküler söyleyiver şimdi

Dilek tut bahçemde açan kırmızı güllerimeBir güvercin kanadında konuver penceremeGülümseyerek gel, ey sevgili, gel ellerimeMecnun'dan Leyla'ya türküler söyleyiver şimdi

Görmeden sevdiğim, siyahi zümrüt gözlerineKöşe başında gizli, buluşan sevgililereYar sensiz açmayan bahçemde ki çiçeklerimeKerem'den Aslı'ya türküler söyleyiver şimdi

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ulaşamadığım

Çiçeğin renginde ararım ten kokunuÇam ağacının kozalaklarında saç renginiHasretini sorarım akan sularaVücudumun her zerresinde hissederimÖzlemini

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umut Olmalı

Bazen hayatı yaşamalı,Akan sular gibi olmalıHiç bir engel tanımamalıKah sağa, kah sola kıvrılmalı

Berrak olmalı, sular gibiİçinde pislik barındırmamalıBatmalı yerin altınaBir müddet öyle gitmeliYol buldun mu çıkmalıZirvelere tırmanmalıOvalara yayılmalıHer kurak toprağa can vermeliYeşertmeli rengarenk çiçekler açtırmalıKuytuda bekleyen ağaca can vermeliCana can katıp yeşertmeli

Kıvrılmalı, tarlalara yol almalıÜretmeli, çiftçinin umudu olmalıHer tanede başak olmalıSofralara ekmek olmalıFakirin azığına katık olmalıGelinlik çağına gelmiş kızlarınÇeyizi olmalı

Kuzuyu koyuna katmalıHasretleri dindirmeliŞiir olmalı, söz olmalıOzanın sazına tel olmalıTürkü olup dilden dile söylenmeliSevene sevda olmalıAşıkları kavuşturmalıDillerde destan olmalıAsırdan asırlara yayılmalı

Gözlerden süzülen damla olmalıYaşamalı, yaşatmalıŞehide kefen olmalıAl bayrağa sarılmalıVatan kutsaldır diye haykırmalıNerede olursan ol insan olmalıCana can vereni sevmeliŞırıl, şırıl akan su gibiUmutsuzluğa umut olmalı

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Umutsuzluğum

Çıkmaz sokaklarında aradım mutluluğuYapayalnız ellerim ceplerimde gezerkenAra sıra bir seni düşündüm, yeşil gözlümGözlerimin önündeydi sırma, sarı saçların

Bazen kaldırım taşlarını saydım birer, birerSam yeli vurgunu, ateş çöktükçe üzerimeDudaklarım susuzluktan çatladı, yeşil gözlümKırkikindi yağmurla boşaldıkça üzerime.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Utanma Be Evlat

Vuslatları, hasretleri, dindirmiş bu yüreğimYılların içimde bıraktıklarına, ağlarımAğaran saçlarıma, kaybettiğim her güne yanarımYanarım be evlat, doğduğun o güne yanarım

Gençtik, cahildik, hayatı çok hızlı yaşadıkHangi meyhanede akşam olduysa orada sabahladıkSevgiliye koşar gibi ölüme koştuk, gülerek karşıladıkBir gün bu hayatın bize dur diyeceğini anlayamadık

Sevdik be evlat, deli gibi, hem de ne sevmekHayallerimiz vardı, umutlarımızı bulutlara serdikGüneşle doğduk, tomurcuklandık, gün ile açıldıkEvlendik evlat, ölümüne yeminler ettik severek

Hayallerimizi süsledin, alemi devranı bize verdinSeninle akşamladık seninle sabahladık ses verdinGünler yaklaştıkça, sevdamızı daha da filizlendirdinTa ki o son güne kadar. Ve sen dünyaya geldin

Kıpır, kıpır ellerini, yumuk, yumuk gözlerini sevdimSevdim evlat ama dahası olmadı. Hiç gülemedimİçim yanıyor, yüreğim kanıyordu. Bu sonu bilemedimYıldızlar söndü, güneş karardı, parçamı toprağa gömdüm

Tesellim oldun, kimselere vermedim seni ben büyüttümSeninle koştum, oynadım seninle yeniden okudum, yazdımHayatta ne kazandıysam tamamını sana verdimMutsuzluğunu gördüm ağladım, baba dediğin günü özledim

Özledim evlat. Ama sen babana ne yaptın ne oğulŞu fani dünyada babanı bir odaya bile sığdıramadınOysa seni hiç üzmedim ben seni hiç ağlatmadımBoynunu bükme, gözlerimin içine bakma, bakma be evlat

Oysa yıllar ne çabuk geçti, yolda seni gördüm mutluydunİki tane yavrun vardı ya yanında, gözlerimden damlalar aktıKoşup sarılmak istedim, koşamadım ayaklar gitmediÇöp tenekelerinin arkasına gizlendim, utanma diye be evlat

Dışarısı çok soğuk, kar yağıyor, buz tutuyor bedenimHer taraf sessiz ve ayaz, ayaklarım kıpırdamıyor donuyorumİki damla gözyaşı, yanaklarda donmuş titriyor, üşüyorum

Ben sana hiç beddua etmedim, babaların duası tutar diyeÖlüyorum evlat, haklarım sana helal, sende helal etÖldüğümü duyup ta utanma, cenazeme de gelmeÇocukların duymasın duyarlarsa ne dersin, bir babam mı vardı dersinGelme be evlat gelme bir garip öldü desinler, kimsesizler mezarına koysunlarÇocukların dedelerinin perişan halde öldüğünü asla bilmesinler

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Vakit Son Nefesinde

Vakit son nefesinde haykırırken geceyeSuskunluğumMermilere hedef olmuş ölü bir çocuğun yüreğinde

Gün geceye kaynarkenDağın ardına, ardı sıra çöken kızıllıkDoğmamış yetimin ellerinde, demlerken yüreğimiYarınım olmadan yaşayacağım geceyeSürtüksü düşler bırakır

Cenderesinde boğuştuğumuz hayatınKör kuyularıGirdabında çekerken yüreğimizi içeriYarına olan umutlarımızKanla beslenen toprak asalaklarınınEllerinde sonlanır

Tayfalarını vebadan yitirmiş, kaptanlar düşer önümüzeSoysuzluk asalet olur sinemizin bir köşesindeİçimizde volkanlar kaynarkenZifiri karanlıklar çekilir yolumuzaSigara çekimi aydınlıklar titretirken yüreğimiziPusulasız yön olur yarınlarımıza

Ömrün son demi dediğimiz mutluluğumuzSığınır karanlık dağların mağaralarınaUmutsuzluklarımızdan kanlı yarasalar asılır nemli tavanlara

YorgunluğumuzYağmur sularında yıkanmayan bedenlerimizde birikirKirlenmiş sakallar kapatırken ağzımızıSökük elbiseler titretir ellerimiziYama tutmaz pantolonlar çekilirken üzerimizeİnsanlığımızın adına utanç duvarları çekilir önümüze

Yarına olan umutlarımız hedef olurken mermilereSevda adına kurduğumuz hayaller, düğümlenir boğazımızaYaşam ışığında gün karanlık olurKürek mahkûmlarından tabur düşer önümüzeDalgalı sularda salar deniz diplerine

Gökyüzünde şaklayan kırbaçlar eşliğindeArzın süvarileri dörtnala geçerken gözlerimizdeBir hayalin ardı sıra yeşeren umutlarımızİki damla yaş bırakır ellerimizeBir gonca gül gibi belki yeniden dikilir topraklarımızaVe aşka olan susuzluğumuz düşer yeryüzüneBakışlarımızda olan soluklanmalarımız, diner o zaman yüreklerimizde

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Vurgunum

Yalnızlığın pusu kurduğu sisli gecelere, vurgunumBeyaz tebessümler bırak dudaklarına, sana sürgünümMühürleme kalbin kapısını, içimdeki sen yangınımHayat, zindan gece, mahşer musalla, ahirinde affınım

Ay buğusu o gözlerin ağlıyor mu, perişan halimeEy vefasız, diz çöktüm ne isterin karanlık gecelerdeKırmızı güllerin kan damlatır oldu seven yüreğimdeBuz kesilmiş hayallerin yamacında bir sana sürgünüm

Bencileyin rüzgarlar da kanlı gömlek kokusu arar mısın?Ah vefasız yunus kadar derin, yunus kadar uzak mısın?Yoksa karanlık şehirden geçen son eşkıya atlı mısın?Göster gül yüzünü, mühürlü kapıları tek açanımsın

Sen söyle kaç kez düştüm toprağın bağrına kalktım ayağaHer düşüş bir uyanış, her kalkış ayrılıktı diyarımdaHer bekleyiş buruk sevinç, bir katre kaldı göz pınarımdaYalnızlığın pusu kurduğu akan suda sana vurgunum

Dargınım sensiz gecelere, ay doğmuyor mahur gözlereDuvarda bıraktığın asılı siyah beyaz resimlereAyrılığın dem vurduğu, şarkıların sustuğu geceyeGetir o Züheyla yüzünü, ahınla bir sana vurgunum

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Vuslat Zamanı Yaklaşmıştır

Ne huysuzlanıp durursunÇitme yemiş kısrak tay gibi

Ey ömür!

Ömrün baharıdır zamana akıp gidenGeri dönülmez ufkun eşliğinde

Çaresizlik biner sırtına insanınHuysuzluk kaplar her tarafınıYorgunluk çöker bedene gecen zamana inat

Lacivert geceler döner etrafındaSöner yıldızlar doğan aya inat

Beyhude çırpınışlar kaçamak sevdalarSesiz geceye yitik bakışlar bırakmıştırDipsiz kuyulardan çıkmak için çabalarken yeryüzüneŞakaklara dökülmüştür ağaran saçlarYaşamaksa yaşanan hayata inat

Ömür bazen diken dalında gülGül dalında diken olmuştur insanaBülbül olup Şeyda ya çekilmek isterkenÖrümcek ağına düşmüştür nefisGün doğarken yeryüzüneAcı poyraz eser derin kader çizikleriniAlnın ta ortasına bırakıverir

Vuslat zamanı yaklaşmıştırVuslata erecek takat kalmışsa

Şimdi dökme gözyaşını ey nefisDökülen her gözyaşı sinemizde kangren olmuşÇaresini ararken kimsesizler mezarlığında son bulmuş

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yağmur Sonrası Gibi

Ayrı bir hüzün kapladı içimi bugünGökyüzündeki kara bulutlar çöktü üzerimeÖylesine hırslanmışlar kiKulakları sağır eden gürültüyle boşaldılarÜstüme, üstüme

Kaçmak istedim ya yağan yağmurdanAyaklarımın çıkardığı sesten korkupSessiz hülyalara daldımSanki hazan kaplamıştı ufkuRuhumun dinginliği yağmur altında demlenirken

Ey gözleri ceviz yaprağı rengindeki sevgiliMenekşe kokulu yar, saçlarında meltem eserHüzünlendiğin anda sular şarkılar söylerdiAğaç yaprakları fısıltıları ile eşlik ederDallar raksa gelir hüzzam şarkının eşliğinde sallanırdı

Ortalıkta kağıt da bulamazdıkKayık yapıp yüzdürmek içinYerlere dökülmüş gazel yapraklarıYağmur tanelerinin oluşturduğu akan sulardaSevdamıza yarışırlardı

Şimdi hüzünlüyüm sevgiliÖzlemini yaşadığım akarsulara bile gidemiyorumGözlerden akan pınarlarla yetiniyorumAşka ışık yakıyorum sis çöküyor üzerimeYağmur sonrası gibi

Simdi hayaline yaşıyorum sevgiliŞişeler dolup boşaldıkça kadehleri kırıyorumYağmur taneleri indikçe yeryüzüneSubaşında şarkı söylemenin hayalini kuruyorumAvunuyorum sevgili yağmur taneleri indikçe üzerimeHayaline avunuyorum su sesi ile rahatlayıpRüyalarına dalıyorum sen istesen de istemesen deHep sana yazıyorum

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yalansız Oyunlar Öğret Bana

Gel tut ellerimdenTut çocuk, kaldır yıkıldığım yerdenGözlerimde iki damla yaş varSil çocuk ne olur sil, utanıyorum sendenGötür beni, bu şehrin karanlık sokaklarındanSıyır al hayalimde ki düşlerden

Gözlerimin içine, baka, baka tut ellerimdenÇocuksu kahkahalar atYalansız oyunlar öğret bana

Hayatın başlamadan bittiği yerdeyim çocukTüm kalelerim zapt edilmişYıkılmış şehirlerim, yakılmış sokaklarımSam yeli vurmuş sinemiUykusuz gecelerimin karanlıklarındaSusuz çöl olmuşumVahasız seraba dönmüş yüreğim

Hüzünlü bir aşkın sokaklarındayım çocukNasıl anlatırım sana bahçemde solan çiçekleriNasıl anlatırım uçmadan yere düşen kelebekleriDalında kuruyan gülleri, ötmeyen bülbülleriGeceler hüzünlü mavi, yüreğim elimde ölüyor, çocukGözlerimden kan yere düşmüş, sana nasıl anlatırım

Gel tut ellerimden kaldır düştüğüm yerdenGidelim sis çökmüş karanlık bu şehirdenGidelim çocuk yıldızlar ülkesi bulalım kendimizeToprak koksun sokaklarıÇiçek açsın bahçeleri, sönmesin ışıklarıSevdalarına yalan düşmesinSinsi oyunlar oynanmasın üzerineGözyaşlarımız dökülmesin yeryüzüne

Mavi engin denizlerimiz olsunİskeleler kuralım yelkenli gemiler inşa edelim üzerineSen kaptan ol bende tayfan, çoban yıldızın kılavuzAzgın dalgalar raks etsin gelsin üzerimize

Tut ellerimi tut çocukSil gözlerimden akan yaşlarıAyağa kaldır düştüğüm yerdenYalansız, çocuksu sevdalar öğret banaTut ellerimi, tut çocuk artık götür beni bu şehirden

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yalnızlık

Bu gece her yer çok karanlıkIşıklarda yanmıyor her nedenseİçimde bir ürperti, bir soğuklukGökyüzü ağlamaklı sebebi ne ise

Sokağın köşesinde yalnız bir çocukÜstü inceden, ayağında yamalı çoraplarYemeğe kıyamadığı ekmek bir parçacıkKafası yerde bu ne düşünce bu ne girdaplar

Az ötesinde, bank üzerine oturmuş şarapçıHani keyfide gıcır, dilinde hasret türküsüSöylerdik ya her zaman nerde kaldı bu Arap bacıAç köpekler dolanıyor etrafında onlarda eyyamcı

Yürümek istiyorum, sokakları bir, bir adımlamakGeçmişten kalan bir hesap var içimde onu aydınlatmakSanki ölü toprağı serpilmiş, her yer sessiz ve karanlıkKaldırımlar bile yalnız, ama neden bu dargınlıkBu karanlık gecelere mahkum ettin beni ey yalnızlık.

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yarasaların Sesini Dinle

Ey gözleri yaşlıRuhun iniltilerinde sus

VeÇığırtkanlar sofrasındaKan emici yarasaların sesini dinle

Kapat gözleriniKüflü odaların zehrinde kendini gizle

İstinatsız duvarlar inşa et, başüstüneEğreti binalarda çök gözlereHarcına tuz karışırSıva tutmaz tuğlalarla in diz üstüne

Adsız ölü doğan ceninlerin hamurunda yoğrulÜrün vermez tohumlar gibi saçıl yeryüzüneOn üçlük kumanın eteğinde büyüSuskunluğunu gözyaşlarında akıtVeDağıt gökyüzüne

Bak o zaman titrer asuman dökülür yeryüzüne

Çağlayanlarda su basar özünüDelirmişçesine akar nehirlerKatar önüne pislikleriYıkar solan yüzünüDizeler dile gelir susar şairlerSözcükler boğum olurKelimeler gizler sırrınıYüreğinden döker ellerine

Hayaller dünyasında hatalar zindanAç ellerini göğsüne doğruYıldız düşür ellerineAyın evi utancından kararırGüneş dökülür yüzüne

Çukur adam boyu, kefen beyazTaşı yarım metreUtanma adımı yaz üzerineSu dök çiçekler serpilsin üzerine

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yıldızlar Der Dest Olmuş

Asırların gökyüzüne vurduğu mühre bir bakIşıklar saçarken yeryüzüneKuş konmaz, kervan geçmez sokaklarındaKaranlıklara yürüyorum inan ki

Ey sevdayıGöğsümün üzerine çalı dikeni olarak diken sevdalıYitik şehirlerin son duraklarındaŞimdi gözyaşlarının altında nasıl ıslanıyorumBilemezsin ki

Alt alta üst üste kurulmuş sofralarBinlercesi bir saftaKavgalar yok suskun hazan bahçesiYarım asırlık ömür içerisinde çırpınan hayatYarım metrelik çukura sığınmışÜşüyen bebeğin kucağında ağlıyor sanki

Ölü bir şehir doğmuş yüreğin içerisindeYıldızlar der dest olmuşDiz çöküyor sinemin üzerinde

Sevdasına ağlayan bir garip ölmüşSöylesem inanmazsın ki

Ey bülbüller otağında kurulu, goncaGül dikenleri dalımda kuruduSon esen yel, gönül diyarımdan, sahra yeliydiO da göğsümün üzerinde nasıl durduAnlayamazsın ki

Yabancı diyarım belki de uzak illerindeYolcusuz bir hancıyım bilesin ellerindeYorgun düşmüş bu beden ahu gözlerindeGöremezsin ki

Bir tutam seldeKaybolmuşum son ayak izlerindeKuru toprak misaliGelsem, kapına yüz sürsem göğsüneGözyaşlarınla ıslatamazsın ki

Hali perişanım gözlerinde ağlayanBelki de son yolcu

Çözülüyor ellerimde, duvağınKaranfiller kururken yatağımdaSon sularım kaynıyor belki yanan ocağımdaSinemdeki ateşlerde nasıl kıvrandığımıSen bilemezsin ki

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yine Sen Yoksun

Sorarım bahar mevsiminde kokladığım her çiçeğeErguvan dalları arasında gülümseyen halineBakışlarını ararım, gelsin diye hayallerimeGölge misali kaybolursun, gözlediğim penceremde

Neredesin yıllardır yolunu gözlediğim sevgiliCam önünde begonyalarım öksüz kaldı sen gideliŞimdi narımda, beyaz karanfil kıskandıran ellerinNerede ey sevgili, ismini yazdığım çiçeklerin

Kervanlarım yollarını alır sıra, sıra tenineDüşürdün çaresizlikler içinde, gurbet elineAşk ıstırabını verirmiş, hasret çeken sevgiliyeGülün sefası bülbüle, diken güldür sevgiliye

Artık hüznümün çiçekleri oldun, seven yüreğimdeŞiirler şarkılar seni söyler, akşamın güftesindeBir seni ararım, söylenen her şarkının bestesindeYine sen yoksun, yine sen yoksun, akşamın beş vaktinde

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yine Seni Yazıyorum

Bir günün bekleyişiyle yatağa düştü yorgun bedenDüşler ülkesi, eşkıyaların şehrinde biçareykenİçimde hasretin, lavlar püskürtüp, narınla yanarkenCenderede boğuluyorum, kaçıp kurtulmak isterken

Karanlıkların gölgesinde bir tohum nasıl yetişirHangi tane yabancı toprağın bağrında filizlenirCamdan sızan ışığın gölgeleri göğsümde gizlenirHayalin ak düşer düşlerime, gözlerimde sislenir

Gerçekmiş gibi ansızın geliverirsin rüyalaraHayat kaleminden derin çizgiler çeker alınlaraKalemin ucunda karalanırsın beyaz yapraklaraDüşersin toprağımın bağrına akan gözyaşlarıyla

Bilemezsin kaç mektup geldi uzaklardan seni yazanKaç saadet yaşadım şu evde, içime çöktü hazanKaç cenaze çıktı bu gönlümden, beni senden ayıranBilemezsin hangi acıydı içimde seni yaşatan

Yine seni yazıyorum, yazmak istemesem de seniAnılar bedenimi yakıyor, alevin benliğimiDüşlere dalıyorum, geceye çiziyorum resminiKaranlığa sarılıp, yudum, yudum içiyorum seni

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yitik Hayalin Gölgesine Düşüyorum

Senin için ağlıyorum ey vefasızİmbat akşamları çökerken ruhumun üstüneYalnızlığımı karanlığa salıyorumYıldızlar doğarken gökyüzüneYitik bir hayalin gölgesine düşüyorumŞehrin çıkmaz sokaklarındaEy vefasız sensizliğe kayboluyorum

Çöküyorum bir köşeye sessiz ve sedasızTütün sigarası sarıyorum geçmişimeYakıyorum derin bir ah! Çekerekİlençlerimi bırakıyorum karanlığaYokluğuna ağlayarak ey vefasızSüzülüyor ya gözlerimden yaşlarKarıncaların su içtiği tasalaraUmutlarımdan umutsuzluğumu akıtıyorum

Sen el yastığına baş koyarken her geceNem çöküyor özüme kirleniyorumSancılar kıvrandırıyor ey vefasızSokak, sokak dolanıyorumKırağılar yağıyor toprak yollarda üzerimeDüşüp çamurlara bulanıyorumSis basıyor her gün, gün doğumu düşlerimiİs kokuyorumSensizliğe ağlıyorum her gece ey vefasızYokluğuna donuyorum

Yaktığın kor alevler külleniyorİçin, için yanıyorumYağmurlar çiseliyor üzerime, küfleniyorumPas tutuyor yüreğim ey vefasızSineme gömülüyorum

Kirlenmiş ellerin nasırları acıtıyor canımıÇakalar sofrasında parçalanıyorumSırtlanlar sıraya geçmiş ey vefasızAlageyikler gibi lime, lime dağılıyorum

Gün doğmuyor üzerime, güneş ısıtmıyor artıkHer gündüz ansızın geceye kavuşuyorGül ekili ovalarımda dikenler bitiyor ey vefasızBülbüllerin geldiği bağlarımda, baykuşlar ötüyorÖren yerlerinde geziniyorum ah be vefasızYıkılmış hanelerin duvarlarınaParçalanmış resimlerini asıyorumGece çöküyor üstüme ey vefasızYıldızlarda sönüyorum

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yitik Sevda Uğruna

Yüreğimin koridorlarında yitik bir sevda dolaşırdıSayısız hayalleri, cam kırığı sızılarına atarakCemreler düştükçe toprağaGöz kafesinde kelepçelenir,Sevda hapsine girerdi duygularım

Mavi düşler denizinde dalgalara kapılıpHer gece koynunda rüzgara bırakırdım kendimiKuruyan bir yaprak misaliSavrulurdum uçsuz bucaksız ovalara

Hayalin yitik bir sevda bırakırdıBuruk rüzgarların estiği ovalardaYalın ayak yürüdüğüm tarla yollarındaÇöl sıcağı çökerdi üzerimeDudaklarım susuzluğuna çatlardıBakışların gözlerimde canlanırHançerini yüreğimin ortasına saplardıKalbime karaçalı dikenlerinin sızısı inerYitik sevdanı gece karanlığının ortasına atardı

Yılan ısırığı acılarında kıvranırdım sevgiliPanzehirini arardım gecelerin karanlığındaYıldızlar bir, bir söner ayaz çökerdi ortalığaÜşürdüm sevgili sarılacak bir yar arardımKırağı düşmüş çimenlerin ortasında bulurdum kendimiAteşinle çözülürdümÖğle sıcağı çöktükçe üzerime yanardımYitik bir sevda uğruna akarsulara atardım kendimiSıcaktan gevremiş gazel yaprağı gibi dağılırdım;Akarsuların üstünde

Koyaklara akardım sevgili başımı kayalara çarpa, çarpaSetlerde süzülürdüm susuzluktan çatlamış topraklaraKır çiçeklerine can olurdum, canan arardım ey sevgiliKuruyan ağaç köklerinde yitik bir sevda uğruna

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yokluğun Ölü Bir Çocuk Doğurdu

Düş tarlalarına ektim umutlarımıAkan sularda yosun tuttu hayallerimŞafak düştü gün doğumlarınaBuz kesildi yüreğimIlık nefesin dolaşırken bedenimdeKirlendi doğan güneşim

Çekildikçe tuzlu dudakların dudaklarımdanÖlü bir çocuk doğurdu, kangrenli yüreğimdeHer ayrılık kısır bir sancı olduUykusuz gecelerimin üstünde

Terli avuçlarımda bir tutam sevgide kaldınHer gece yalnızlığımın şarkısınaGözlerinde unuttuğum umutlarımaDamarlarımdan kanlar aktıVe yokluğunu bıraktımKaranlık gecenin sonsuzluğuna

Yüreğimde esen fırtınalar dağıtırdıLoş ışıklar altında odamın perdeleriniKarabasanlar çökerdi üzerimeCam kenarında bulurdum kendimiAlay edercesine kelebekler uçardıSokak lambalarının ışık huzmelerinde

Ay yüzüme gülümser ben utanırdımKayan yıldızlara bakmağaBambul böcekleri düşerdi, ışıklarda camlaraHali perişanlığıma yanarUçamazlardı sonsuzluğaCan verirlerdi ey sevgili, sensizliğe ellerimde

Yüreğimden söküp aldığın gözlerinSiyanür zehrine bulanır her geceGözyaşlarım susuzluğuna düşerYağmur olup gelir, çıplak tenimeKaranlığın gölgesi oldum ey sevgiliÇıkmam bir daha gün yüzüne

Sevda ateşinde kuruttuğum gül tanesineKanım damlar ey vefasız hayalinde her geceKıvranır diz çökerim yalnızlığıma

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yorgun Kızıl Güneş

Yorgun kızıl güneşYuvarlanırken dağların ardınaHüzünler çiselenir yüreğimin üzerine

Soğuk bir rüzgârlaSancılar yalarken döşümüDurgun bakışlı ahu düşer gecelerime

Kor ateşle dağladığım kangren yaralarımdanKan damlar gözlerime

Buruk bir sancı ovalarken sinemiKuru bedeni salar yeryüzüne

Çengi sofraları kurulur, karanlık dehlizlerdeEsmer Çingene kızı rakssa gelirPir sultanlar darağacına çekilirSuskun yüreğimde

Karanlık mor geceler katliama doymazGri bulutlar kaplar gökyüzünüYıldızlar siyah örtüden kefen giyerKan salar yeryüzüneVe sen düşersin ellerime

Göç başlar susuz ovalarımdan, çığırtkanlar arasındaSürülerim baş çeker İbrahim’in yaylasınaİsmail gibi boynumu salarım ya ayaklarınaKör bıçakları sen çalarsın boynuma

Göç diyarında kervanlar konaklamaz ey sevgiliÇölde vaha arar, susuzluğumun adınaYusuf’un kuyularında Züleyha ararKutsal aşkın adına

İnadına sürgün yüreğim, ışık toplar ey sevgiliKum fırtınaları dağıtırken kervanlarımıGecelere hapsettiğin aşk adına

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yosun Tutar Gözlerim

Dağ başında unutulmuş yıkık viraneyimAcı bir poyraz eser,titretir her yanımıBazen rüzgar fısıltıları çalar kapımıAyrılık şarkısıyla çınlatır kulağımı

Unutulmuş viraneyim ıssız bir köşedeSürgün yemiş pranga mahkumları gibiyimGün batarken acı bir hicran çöker içimeKızıllık sanki ruhuma iner demlenirim

Bir rüzgarın önünde dağılır öz benliğimGöz yaşlarım düşer dudağımın üzerineSen yoksun ya kan damlar, o ezgin yüreğimeEsen yelde yosun tutar ağlayan gözlerim

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Yosun Tuttu Bir Yanım

Bakışların yakamoz ortasında çalkalanırkenYalnız seni sevdimDalgalar aheste, aheste kuzeyden vurdukça kıyıyaYosun tuttu bir yanımKara sevdamı beklemekten ey kadın

Tuzlu sularda boğulurkenKöhne bir tekne oldum denizlerin ortasındaSalladıkça rüzgar dibine, dibine battım.Vurgun yedim ey kadınSadece sana vurgun.

Gözlerinin bebeğinde boğma beniDağıt saçlarını savrulsun rüzgarla kaderimeİpeksi teninde dolanayım.Bir seni seveyim derkenÇekme ellerini aşk ateşinde kavrulup yanayım

Gece karanlığına ay doğarŞavkı vurur şakaklarınaZülüflerin tel, tel düşer ya al yanakların üstüneUtangaçlık kaplar her yanımıDokundukça kendimden geçerim ey kadınSensizlik demir attı yüreğimin tuzlu sularınaDalgalarınla boğuşurumHançer saplarım yüreğimin ortasına orada öylece kalırım

Sevmek sarhoşluktur bense her gün ayyaşımMeyhanedeki bütün kadehler kalkar şerefineAyyaşlığın eyyamlı vaktinde aşk şarkılarınıTek senin için çalar naralar atar kabadayılığınEn alasını yüreğimde ki aşkına yaparımKaranlığın ortasında yapayalnız bırakmaDön yönünü ey güneş yüzlü kadınGüne bakan çiçekler gibi sadece sana bakayım

Toz bulutu gibi savrulayım ovaların üstündeSenin için kır çiçekleri dereyimGelincik tarlalarında dolanayım, çiğdemleri toplayayımDağlarında mor sümbül olayımGülistan bağında güle geleyim ey kadınGül dalında bülbül kalayım.Gözlerini gözlerimde bırak hayalinde öleyim.

Nurettin Aksoylu............12.10.2010

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Zaman Gözlerimizin Ardında Akarken

Zaman gözlerimizin ardında, akarken yarınaEyvah diyorduHer adım bir ileriye giderkenRuhumuzun ses verdiği çıkmaz sokaklardaTırpanlar iniyordu ayaklarımıza

Ömrün kör kuyularında kaybettiğimiz yüreklerKöçeğin oynamaları altında seriliyordu ayaklar altınaKaramsar bakışlar mermiyi yerken alnaKaranlık şehrin fahişelerinin çığlıklarıSanki içimizde yankılanıyordu

Doğurgan kadının doğum sancıları başlıyorduÇocuk düşümü yüreklerimizdeYaşam kartları bir, bir açılırken önümüzeGeceye düşen kanlı çarşaf kokularıKirletiyordu sinemizdeki aldığımız son nefesi

Hayatlarımızın önüne çekilen demir parmaklıklarGardiyanın cop gezimlerindeTırmalarken beynimizi, aşka olan korkaklığımızÜrpertiyordu tenimizi

Masallarda anlatılan devler çıkıyordu önümüzeİri cüsseli adamlar ayaklar altında eziyordu yüreğimiziAnka kuşları kaf dağının ardına gizlenirkenYüzyıllardır uyuyan prensesPrensin öpücüğüyle uyanmıyordu uykusundanVe düşler ülkesinde uzamıyordu rapunzelin saçlarıHelen’in yasak aşkı yok ederken Truva KırallığınıDamarlarımızdaki tüm şehirler yanıyordu

Ötelerin ta ötelerinde sana olan susuzluğumParça, parça edip yararken dudaklarımıÖlü çocuğun kefeni üzerime seriliyorduŞaman rahipleri yüreğimin ateşinde dönerkenİskenderin orduları yakıp yıkıyorlardıSol yanıma kurduğum tüm kaleleri

Musa tur dağından inip asasıyla ortadan yararken kızıl deniziİhanetler furyasında yüreğimde inliyorduZüleyha Yusuf’un yasak aşkında inzivaya çekilirkenBoş kalan ellerim kanlı gömlekleri arıyorduGözlerimden süzülürken iki damla yaşYüreğimizde akan sellere karışıyorTufanlar koparıyordu ötelerde boranla birleşipNuh’un gemisini arıyordu ağzın sularımızAğrı dağına konmak içinZaman gözlerimizin ardında akarken yarınaİçimizden bir ses eyvah diye bağırıyorduHar adım bir ileriye atılırkenSanki ellerimiz tırpan vuruyordu ayaklarımıza

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Ve yalnız gecelerde umut beklediğimiz yıldızlarUmutsuzca düşüyordu ellerimize

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Zaman Terkisinde Hayat

Zamanın terkisine tutunmuş da, sürünüyor hayatEy cefakâr gözlerimŞimdi açılBak şu kızıl ufuklara daYüreğimi kan ağlat

Fırtınalı geçmişin çılgınlığıDinerken nasır tutmuş sinemin üzerindeSoluk ömrün rüzgârı yalarken ağaran saçlarıDöşümün kısır sancılarda nasılda kıvrandığınıDeli gönlüme anlat

Tüm zamanlarımın soluk yüzüKırılmış dallarımdan dökerken yapraklarıYüreğimin içinde şimdi dağılıyor aşiyan yuvaları

Yetim çocuğun azık sofrasında avunurkenEkmek kırıntısı serpintilerinde nasıl toplarım aşkı

Zaman ağlayan çocuğun salyasındaAh çekerken yarınaAyaklarımda çözemediğim kanlı prangaDur derken ellerimFeryat figan eder yüreğimSessiz geçen her ana

Paramparça olmuş bedenToplanırken üç etekli fahişenin elindeKarartma geceleri çöker beynimeSessizlik kaplarken zindan geceyiOn dörtlük kumanın feryadına karışırDarağaçlarında sallandırır bu bedeni

Törelerin kan kokan nefesiToprağa gömerken on dörtlük düşleri

Uçkurunun salyasını yere düşürmüş angutZevk deryasında boğarken kendiniYüreğimin karanlık şehirlerindeMasum alınlara sıkılırken mermilerYetim çocuğun azık sofrasında avunurken soysuzŞimdi nasıl anlatırım sana masum aşkı

Zaman terkisine tutunmuş da, sürünüyor bu hayatYarına olan umutlar sönerken gözlerimdeYıldız kaymalarında tuttuğum dileklerBir, bir dökülürken çaput bağladığım ağaçtanSevda adına yaktığımız isli mumlar sönüyor gözlerimde

Zaman ardına takarken soluksuz nefesleriYüreğimizin örselerinde yükselirken acı feryatlar

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Aşk adına toprağın bağrına dikeceğimiz solgun fidelerIslansın gözyaşlarımızda, yeşersin umutsuz yüreklerimizde

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Zaman Yalın Ayak Sızlatır Bedenimi

YüreğinEllerime uçkurunu çözerkenGözlerim hala gözlerinde donuyordu

Zaman ve zamanın ardına bıraktığım umutlarımYok, olurken yıldızların örttüğü gecedeAy utancından tutuluyordu

Gözlerinden akan nehirler, yüreğimde coştukçaAğrı dağı nemruta başkaldırıyorBakışların gözlerimin çanağındaKan eritiyordu

Kangrenli sancılar sararken geceyiYaktığın ateş sinemde kül oluyorİniltiyle esen poyrazın önündeYokluğuna avunuyordu

SonsuzlukGirdabında çekerkenKaranlığın kuytu köşelerinden içeriYorgun bir güneş tüm bedenimi yakıyorSana susatıyordu

SusuzluğumAsi Dicle nehrinde birleşipSınır ötelerinde Fırat suyunda, sevişiyordu

Bedeli ödenmemiş ayrılıklarYarıyordu soğuk gecenin yüzünüZaman yalın ayak sızlatırken bedenimiÖtelerin ötesinden başlayan göçlerYeryüzüne boşaltıyordu gözlerimi

Aksak TimurFil ordularıyla yakıp yıkarkenYüreğimdeki sevda şehirleriniCengiz hanMoğol ordularıyla Semerkant daTalan ediyordu geçmişimi

Yalnızlığımın ardına, sığınmış geceParmak oynamalarında, titretirken yeryüzünüYüreğimden yeni umutları gözlerine ekiyorGeçmişimin karanlığı ırgat ellerinde hasada gelirkenAz sonra doğacak güne, iki damla gözyaşı bırakıyordu

Yokluğun özümde yanıyor Damarlarımdan yüreğime kan damıtıyordu

Nurettin Aksoylu

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Zamana Tanık İnsan

Zaman zamanın ardında halsizliğim sorardıYaşam gözlerin önünde sırlı bahçe duvardıSinemi dağlayan Kaf dağının ardında yardıDökülen gözyaşlarımda ölüm kokusu vardı

Hayat ruh zindanlarında nakşedilmiş hasırdıAsumanda güneş sanki topraklara kar yağardıHar aleminde naçar düşmüş beden ses arardıDökülen gözyaşlarımda ömrün sorgusu vardı

Gönül bağlarında çiçek açar bülbül susardıBülbül bağa gelir güller dalda neden solardıBaş üstünde beşer toprak bağrında ne arardıDökülen gözyaşlarımda aşkın korkusu vardı

Her mevsim zamanlara tanık insanda bahardıNefes göğsün üzerinde yüzen susuz bir saldıGözlerin görmediği sonsuz yolda neler vardıDökülen gözyaşlarımda insan kuruyan daldı

Nurettin Aksoylu