20
TÜRKiYE DiYANET VAKFI YAYlNLARI 1199 llllll 11111 lll MU LUM NI Jl (Kutlu : 1995) ANKARA1996

LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

  • Upload
    others

  • View
    17

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

TÜRKiYE DiYANET VAKFI YAYlNLARI 1199

llllll 11111 lll

MU LUM NI Jl (Kutlu Doğum Haftası : 1995)

ANKARA1996

Page 2: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

TÜRKiYE DiYANET VAKFI YAYIN.MATBAACILIK VE TICARET IŞLETMESI

Meşrutiyet Cad. Bayı.ndır Sk. No: 55 • Kızılay/ANKARA Tel: (312)418 59 49 • 417 09 04 • 425 27 75 Telex: 43 433 tdvk tr. • Fax: (312)417 00 09

Yayın No: 199 Sempozyumlar ve Paneller Serisi - 12

'\.

ISBN 975-389-212-8 96.06.Y.0005.199

Bu kitap TürKiye Diyanet Vakfı

Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi'nin Dizgi, Fotomekanik, Ofset ve Cilt tesislerinde

hazırlanmıştır.

Page 3: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

AMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI

Dr. Abdulbaki KESKİN

A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler?

Son araştırmalar, inanılanın aksine, İslam'ın Yeni Dünya için yeni bir din olmadığı görüşlerini güçlendiriyor.

Prof.Haddad, 1986'da yayınladığı bir araştırmada0 l müslümanların Amerika'ya Columbus'dan (1492) önce geldiklerine ait bazı görüşler ve iddialar vardır. Ancak konu ile ilgili elimizdeki en eski kayıtlar 171 7'dir derken<2l, araştırmacı Barboza, 1994 yılında yayınladığı bir eserde(3l, Columbus Amerika'ya Hırıstiyanlığı getirmeden çok önce bu kıtaya Afrikalı ve İspanyalı müslümanların ulaştıklarını ileri sürüyor ve Abdul­lah Hakim Quick tarafından 1990'da "Deeper Roots" başlığı ile Güney Amerika'da yayınlanan bir araştırmaya da atıfta bulunarak, ünlü Arap coğrafYacısı al idrisi'nin (1100-60) "The Geography of al-Idrisi" adlı

kitabında müslüman denizcilerin Lisbon'dan "Caripbean" Karayiplere, yani, Orta Amerika ile Güney Amerika'nın kuzeyi (Guyana, Amazan) bölgelerinin bazı kısımlarına ve Venezuela'ya gittiklerini ve burada Arapça konuşan yerlilerle karşılaştıklarını yazdığım belirtiyor .. <4l

Daha sonra, Afrika'dan getirilen her beş köleden birinin müslüman olduğunu, bunların da, Batı Afrika'dan Berber, Fula, Wolof ve Sudan'dan Hausa, Fulani ve Yoruba müslüman kabilelerine mensup bulunduklarını, Güney Amerika'da ibadetlerini gizlice yaptıklarını ifade eden araştırmacı, 19lO'da, bir Güney Amerika ülkesi olan Brezilya'da 100.000 civarında müslüman yaşadığını kaydediyor. <sı

[ll Yvonn Yazbck Hadad, A Century of Islam in America. [2) Dr.Abdulbaki KESKiN, Amerika'da Islam'ın Dünü, Bugünü, Yannı, Doğu-Batı Ve 2l.YY

Üçgeninde İslam, 1994, TDV Yayınlan, 83-92. [3) Steven Barboza, American Jihad Islam After Malcolm X, New York 1994, Doubleaday,

PP.9-l0. [4) lbid. [5) Ibid.

----KUTLUDOGUM-------------------------- 31 ---

Page 4: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

Bu araŞtırmalar, İslfun'ın, Amerika Kıtasında şu veya bu şekilde beş yüz yılı aş~ bir tarihinin olduğunu ortaya koyınaktadır ..

Ancak sözünü ettiğimiz bu kitlelerin şahsında, Amerika'da, o tarih­lerde müsbet veya menfi henüz bir müslüman imajı oluşmamıştır.

B) Kuzey Amerika'ya Müslüman Göçü

Kuzey Amerika'ya kitleler halinde vukubulan ilk müslüman göçü, 1875'lerde başlamıştır. İlk gelenler de o zaman Suriye diye bilinen, daha sonra Suriye, Lübnan ve Ürdün bölgelerine ayrılan yerlerden olmuştur.

Tarihi olaylar göçmen akımım zaman zaman durdurmuş ve karak­terini değiştirmiştir. Birinci Dünya Savaşı, ilk büyük göç dalga­lanmasına son verirken, 1930'larda doruğa ulaşan ikinci göç akımı da, İkinci Dünya Savaşı ile durmuştur.

Ayrıca bu devrede göçmenlerle ilgili olarak çıkarılan kapunlar da, aşırı derecede ayrıcalıklıdır.

---·-aırına ve1Kirid -devrede gelen muslllman-göçmenlerin -asiT hedefleii para kazanıp iyi bir istikbal temin etmek olduğu halde, 1947-1960 arasında vuku bulan üçüncü göÇ olayı, öncekilerden daha farklı sebep­ler sergilemektedir.

Bu devrede göç edenlerin büyük çoğunluğu, ülkelerindeki politik, idari baskılardan ve yabaricı işgalinden kaçmışlardır. Bunlar, ilk gelen­lerin aksine, genellikle iyi eğitim görmüş, nüfuzlu ailelere mensup kişilerdir.

Bu devrede gelenlerden büyük bir gurup, İsrail tarafından vatanları işgal edilen Filistinliler, Nasır tarafından toprakları millileştirilen Mısır­War, 1958 ihtilalinden sorıra kaçan Iraklılar, devlet idaresinde kendi­lerine yer verilmeyen Suriyeliler, Yugoslavya, Arnavutluk ve Rusya'daki komünist rejimlerden kaçan Doğu Avrupalı müslümanlardır.

1967'de başlayan ve günümüze kadar devam eden. dördüncü göçmen kervanına katılanların büyük bir kısmı da, eğitimli, kısmen

yabancı dil ve kültüreaşina kimselerdir.

St.Lawrance University'den Dr.M. Ghayur ile Ithace Collegen'den Dr. Rakıbuzzaman'ın yaptıkları ayrı ayrı araştırmalarda üç milyon Ameri­kalının da hak dini seçerek müslüman oldukları tesbit edilmiştir.

Böylece, son yanın asır içerisinde Amerika'daki müslüman nüfusta göç, doğum ve ihtida yolu ile adeta bir patlama olmuştur.

-- 32 KUTLU DOGUM --

Page 5: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

Nitekim, "American Muslim Mission" nin başkanı Dr. Warithedden Muhammed, Haziran 1982'de yaptığı bir açıklamada Yeni Dünyada yaşayan müslüman sayısının dokuz milyona ulaştığım kaydetmiştir.

Toplam nüfusun üçte. ikisi, çe_şitli İslam ülkelerinden, ·özellikle Ortadoğu'dan gelmiş göçmenlerle, onların ikinci, üçüncü ve dördüncü nesilleridir. Geri kalan miktarın büyük bir kısmı Afrika kökenli Ameri­kalılardır.

Eğer müslüman nüfusu bu hızla artmaya devam ederse, araştır­macıların kanaatine göre, 2015 yılında üçyüz milyonluk Amerika'da İslam, ikinci büyük din haline gelecektir ...

Böylece Amerika'daki İslam'ın varlığım tesbit ettikten sonra bu ülkedeki Müslüman imajı'na geçebiliriz.

C) Amerika'da Müslüman imajı(*)

Yukarıda işaret edildiği gibi Amerika'ya kitleler halirıde ilk müslü­man göçü 1875'lerdebaşlamış v~ ilk gelenler de yine ifade edildiği gibi, o zamanlar Suriye diye bilinen, daha ·sonra Suriye, Lübnan ve Ürdün bölgelerine ayrılan yerlerden olmuştur. <6>

Böylece Amerikalılar, İslartı'ı ilk defa Arap müslümanların şahsında tanımışlardır. 1900-1920 yılları arasında gelen 45.000-65.000 civarın­daki müslüman Türkler de, Yeni Dünya'ya İslam'ın mesajını getiren ilk müslüman muhacirler arasındadır. <7>

Bu devrede gelen müslüman göçmenler genellikle kırsal kesimlerden olup, para kazanmayı ve bir süte sonra yurtlarına dönmeyi amaçlayan, sade, mütevekkil. madd~ manevi. pek çok güçlüğe rağmen dini veeibe­lerini yerine getirmeye gayret ederek İslam'ı, kişiliklerinde temsil eden mütevazı ve dindar insanlardı.

Ancak o· tarihlerde, iletişim araçları bugünkü kadar gelişmemiş ve arnlan kitleler dini müesseselerini henüz kurup etrafında cemaat­leşmemiş olduklanndan temsil ettikleri müslüman imajı, daha çok bireysel bazda ve yaşadıkları bölgelerle sımrlı kalmıştır.

Daha sonraki tarihlerde İslam'ı, Araplıkla Özdeşleştirdikleri anlaşılan

(*)Bu Makale Türkiye Günlüğü'nün Mart-Nisan 1994 tarih ve 27 sayılı nüshasında yayın­lanmıştır.

(6) Dr.Abdulbaki Keskin, Amerika'da Müslüman imajı; Doğu-Batı ve 2l.Yüzyıl Üçgeninde İslam, Ankara 1994, TDVYayınları,·S.13Qc134.

(7) Ibid.

--KUTLU DOGUM------------- 33 --

Page 6: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

Amerikalılar, 400'ü aşkın fılimde, Arapları bazan tiksinti verici, bazan da eğlendirici tipler olarak seyretmişlerdir. Bu propoganda filimleri, gerçeği temsil eden mahalli ve canlı örnekleri unutturmuştur.

1920'lerde yapılan filimlerde Araplar, çölde yaşayan, develere binen, birbirleri ile savaşan, esir pazarlarında kadın alıp satan karakterler olarak canlandınlırken, 1940'ların filimlerinde de tamamen eğlence

metaı haline getirilmişlerdir. "Fatıma's Dance"; "Road to Morocco"; "Malice in Palace" anılan filimlerdendir. 1943'de yapılan "Adventure in lrag" adlı bir filimde daha da ileri gidilerek müslümanları, şeytana tapan insanlar olarak takdim etmişlerdir.<8>

Son 60 yıl içe).isinde, özellikle Ortadoğu'da zengin petrol rezerv­lerinin bulunmasından ve terörist olayların yoğunluk kazanmasından sonra çirkin Arap portresine iki yeni tip daha eklenmiştir. Ölüm saçan terörist tipi; göbekli, yağlı, çengel burunlu, aptal görünüşlü, kaypak, sekso manyak, zengin, ahlaksız şeyh tipi ...

_şüphesiz, Arapların şahsında çizilmek istenen c bu ~imaj, sadece hakiki müslüman Araplar ve tüm İslam dünyası için bir haksızlık değil, aynı zamanda tarihe ve vakıaya ters düşen fahiş bir hatadır ...

Zira, Arapların tamamı müslüman olmadığı gibi, müslüman olan Araplar da İslam dünyasının ancak küçük bir kesimini oluştur­maktadır.

Bu gerçeğe rağmen, son yıllarda, söz konusu imajın bazı unsurlarla daha da genişletlUp bir ölçüde genelleştirilmiş olduğunu görüyoruz.

Nitekim, Batı dünyasının öneınli siyasi simalarından, ABD'nin eski Cumhurbaşkanlarından Richard Nixon, 1992 yılında yayınladığı bir eserinde İslam dünyası için aynen şunları söylüyor " ... Amerikalılardan çoğu, müslümanları uygar olmayan, kirli, barbar, irr;;ı_tional (aklını

kullanmayan) bir toplum gibi görme eğilimindedirler ... n(9)

"ABD'deki bu çoğunluk, İslam düE.yasım, İsrail'i yer yüzünden silmek için savaşan Araplar, Amerikalıları Tahran'da rehin tutan İranlı fanatikler, Münih Olimpiyat O:Yunları'm kana bulayan Filistinli "Black September" organizasyonu komandoları, Lübnan'da birbirlerini katle­den rakip militanlar, sivil havacılığa ait uçakları bombalayan Suriye ve Libyalılar, Kuveyt'i lrak'a ilhak etmek isteyen Hitlervari Saddam Hüseyinler olarak hatırlıyorlar .. n(! O) diyor ... "ve İslam dünyası bu görün-

(9) Seize The Moment, 1992, New York, Simon and Schuster, PP.l94-195. (10) Ibid.

-- 34 ------~------KUTLU DOGUM--

Page 7: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

tüsü ile Amerikan kamu vicdanında tüm ülkelerden hatta "Komünist Çin'den bile daha kötü ve daha negatif bir imaja sahiptir ... " oıı diye ekliyor ...

Aslında müslümanlara yakıştınlan bu imaj, sadece Amerika'daki çogunlugun degil, maalesef Avrupa'daki ekseriyetin de görüşüdür.

Mesela, Avrupa'nın tanınmış ırkçılanndan Fransa'daki Milli Cephe, "National Frount" Partisinin lideri Jean-Marie Le Pen, son yıllarda

Fransa'yı işgal ettiklerini ileri sürdügü müslümanlardan "sürü" diye sık sık söz ederken sadece kendi görüşünü degil, Fransız halkının çogun­lugunun, hem sagda, hem solda ciddi bazı siyasi liderlerin de görüş­lerini ifade ediyor ... (12)

Nitekim sagın önemli simalanndan, Paris Belediye Başkanı, eski Başkanlardan M.Jacgues Chirac, Fransız işçilerinirı, gürültücü, pis kokan yabancı işçilerle birarada bulunmalanndan derin üzüntü duydu­gunu açıklarken, sosyalistlerin ileri gelenlerinden, eski Başbakan bayan Edith Cresson ülkesinde yaşayan ve büyük çogurılugu müslüman olan 4 milyon göçmenden bir kısmının uçaklara bindirilerek sınır dışı edilme­lerini öneriyor ... 0 3)

Batının müslümanlar hakkındaki bu "Stereotyp" basmakalıp görüş­lerini ve tavırlarını oluşturdugu ileri sürülen olaylar bir yana, bize göre bu imaj ın asıl yapıcılan Batılı bir takım stratejistlerdir ...

Bunlar, özellikle son zamanlarda İslam dünyası ile ilgili ve kelimenin tam anlamı ile bir "Paranoia" 04l diyebilecegimiz bir takım senaryolar üretmektedirler ...

Mesala, bu zevattan bazıları; İslam'ın bütünleşmiş, fanatik karak­terde jeopolitik bir güç haline gelebilecegini, artan nüfusu, ekonomik kudreti ile dünyaya meydan okuyabilecek bir konuma ulaşabilecegini, böylece oluşan düşman ve mütecaviz bir İslam dünyasına karşı koyabil­mek için Batıyı Moskova ile yeni ittifakıara zorlayabilecegini iddia ediyorlar .<ısı

Bu senaryoya gerekçe ?larak da müslümanların, İslam ile Batıyı

(ll] lbid. (12) Dr.Abdulbaki Keskin, Avrupa Birligi için Yeni Bir Fenomen !rkçılık; Dogu-Batı ve

2l.Yüzyıl Üçgeninde İslam, Ankara 1994, TDVYaymlan, S.200-205. (13) Ibid. ( 14) Kendisine kötü muamele yapıldıgı veya yapılacagı vehminden veya kuruntusunundan

kaynaklanan genellikle tedavisi mümkün olmayan dimagı bir rahatsızlık, (15) Seize The Moment, 1992, New York, Simon and Schuster, PP.194-195.

--KUTLU DOGUM---------'------ 35 --

Page 8: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

anlaşmaz, barışmaz, birbirine zıt, Dar'ul-Harp-Dar'ul-İslam teorisine dayalı iki farklı dünya olarak gördükleri ve Dar'ul-İslam güçlerinin, Dar'ul-Harp'e üstün geleceğ;ine inandıkları varsayımı zikrediliyor ve Batının Moskova ile acil ve kapsamlı bir politika oluşturup bu tehlikeyi durdurmak ihtiyacında olduğ;u bir defa daha vurgulanıyor. <l

6)

Rusya'da 12 Aralık 1993 tarihinde yapılan genel seçimde 78 sandal­ye kazanarak sürpriz bir sonuç alan Liberal Demokratik Parti'nin eksentrik lideri Vladimir Zhirinovsky'nin, ABD'nin ünlü dergilerinden birinde, " ... Biz çok şey değ;il, sadece üç ülkeyi, Afganistan, İran ve Türki­ye'yi istiyoruz .... Rusya'nın, insanlığ;ı tehdit eden uluslararası terörizm­den ve süratle yayılmakta olan islamı tehlikeden dünyayı korumak gibi tarihi bir misyonu vardır.0 7) biçiminde yayınlanan ve hepimizin anlamsız. deli saçmaları addettiğ;imiz bu sözlere, yukarıda biraz önce işaret ettiğ;imiz önerinin ışığ;ı altında bakıldığ;ı zaman şüphesiz bir anlam kazanıyor ...

İkinci Cihan Savaşından sonra. 1949'da.-sovyerRoıffü:riiZiilmiii yayiF masını önlemek amacı ile kurulan Kuzey Atlaritik Anlaşması Organi­zasyonu NATO, 1989 yılında anılan ülkede komünizmin çöküşü ile sadece en büyük düşmanını kaybetmemiş, varlık sebebini ve fonksi­yonunu da yitirerek adeta atıl bir kapasite haline dönüşmüştü ...

40 yaşında derin bir kimlik krizine girmiş olan kuruluşu bu krizden kurtarmak, canlı ve aktiv tutahilrnek için yeni bir düşman aranıyor­du ...

Bu maksatla kollan sıvayan Batılı uzmanlar NATO için çeşitli senar­yolar yazıyor, çeşitli stratejilerden söz ediyor ve çeşitli önerilerde bulunuyorlardı ...

Konumuz açısınqan son derece ilginç bulduğ;umuz bu önerilerden birisine burada kısaca temas etmek istiyorum ...

1990'da Amerikan 1V'lerinde de açıkça tartışılınış olan söz konusu senaryoya göre NATO, Ortadoğ;u merkezli bir konuma getirilmeli ve bu kuruluşa, dünyayı tehdit etmeye başlayan İslam militanizminin önlen­mesi. dünya petrol rezervlerinin üçte ikisinin bulunduğ;u bölgedeki toprakların korunması, özellikle Batı dünyasını hedef alan uyuşturucu trafiğ;inin durdurulması gibi görevler verilmelidir deniliyordu ....

(16) lbid. (17) TIME, December 27, 1993, No:52, PP.l6-22.

-- 36 -------------KUTLU DOGUM--

Page 9: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

1995'in Şubat ayında bu kuruluşun bugünkü genel sekreteri Willy Claes'in, İslami kÖkten dinci dediği grupları, "Komünizmden sonra NATO'ya yöneltilmiş yeni tehdit diye nitelemesi"<ısı söz konusu senaryo bakımından son derece dikkat çekicidir.

Bu stratejiye bağlı olarak NATO ile ilgili yapışal bir değişiklik öneri­sinin de 1993 Ekimi'nin son haftasında, Almanya'da NATO Savunma Bakanları zirvesinde ABD'nin o günkü Savunma Bakanı Les Aspin, Ocak 1994 tarihinde Brüksel'de yapılacak zirvede ele alınmak üzere Rusya, Ukrayna dahil, Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri için "Security Parti­narships" Güvenlik Ortaklığı adı altında NATO'nun genişletilmesini

hedefliyen bir Amerikan planından bahsetmiş ve söz konusu plan Brüksel zirvesinde ele alınarak geliştirilmiştir.< 19l

Ancak bu öneriye, 5 Aralık 1994 tarihinde Budapeşte'de yapılan son AGİK toplantısında Rus lideri Boris Yeltsin başka gerekçelerle itiraz etmiştir.

Gelişmelerin satır aralarını okuyacak olursanız Hırıstiyan Batının NATO ile ilgili yeni ve kapsanılı bir planının olduğu ortaya çıkıyor ...

Şöyleki, yukarıda sözünü ettiğimiz eski komünist ülkeleri de bünye­sine alarak genişliyecek olan yeni NATO, kurulduğu günden beri Batılı emperyalistlerin çıkarlarına hizmet eden BM Güvenlik Konseyinin emrine verilecek ve bu askeri güç gerektiğinde Batının çıkarları için kullanılabilecektir ...

Gelişmeler yakından ve dikkatlice analiz edildiği zaman öyle anlaşı­lıyorki, Batı, 2l.Yüzyılın eşiğinde maalesef İslam dünyasını açıkca hedef almıştır.

Nitekim, ABD'nin önemli dergilerinden birinde "İslam and the West" başlığı altında bir makalesi yayınlanan, Paris'te bir araştırma kurulu­nun direktörü, siyasi araştırmalar enstitüsünde uluslararası ilişkiler

profesörü Ghassan Salame', söz konusu makalesinin ilk paragrafında, "Soğuk savaş bitti. Batılı stratejistler Batı için yeni bir düşman tanım­ladı ... bu düşman İslam'dır ... "<20l dedikten sonra, İslam'ı Batı'ya hedef olarak gösteren, "Bu kişilerden çoğunun İslam hakkındaki bilgilerinin son derece kısır .. .'•(21) olduğunu da, kaydediyar ve şu sonilan yönel-

(18) Sabah Gazetesi, 27 Şubat 1995. (19) NewsWeek, November 1, 1993, PP. 8-14;TIME,January 17, 1994, N0:3, PP. 12-16 (20) Fareing Policy, Number 90, Spring, 1993, PP. 22-38 (21) Ibid.

----KUTLUDOGUM--------------------------- 37 ----

Page 10: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

tiyor. .. " ... İslam, dünyaya meydan mı okuyor? ... şayet böyle bir şey söz konusu ise bu meydan okuyuş ne kadar güçlüdür? .. .İslam dünyasına yönelik Batı politikalan, bu gelişmelere yardım mı ediyor?... engel mi oluyor ... ?"<zzı diyor ve " ... Bu sorulara verilecek cevaplar, 20. Asrın son on yılının dikkate değer uluslararası gündemini belirliyeceğirıi"<23l ifade ediyor.

Arnerika'mn prestijli isimlerinden gazeteci yazar Charles Kraut­hammer da kendisi ile yapılan bir söyleşide şöyle diyor: "Komünizmin çökmesinden sonra geride kalan ideolojiler içerisinde yalmzca İslami fundamentalizm en azından şimdilik, Batı için ciddi sorunlar çıkaracağa benziyor. Şu anda dünyada ciddiye alınabilecek Batı karşıtı yegane ideoloji bu ... "c241

Şimdi önemli bir soruya geliyoruz... İslam gerçekten dünya için potansiyel bir tehlike midir.? ... Bu dirıin militanizm, fundamentalizm, terörizm gibi kavramlarla uzaktan yakından bir ilişkisi var mıdır?

Nixon, yukarıda sözünü ettiğimiz kitabının 198. sayfasında, " .. .İslam Dininde terörizme ait herhangi bir doktrin yoktur ... " dedikten sonra, Batılılara, "Hınstiyan Avrupa'daki din savaşlannın üzerinden henüz üçyüz yıl geçmemiştir ... n(ZS) diye bir hatırlatma yapıyor ...

Nixon'ın işaret ettiği Batının din savaşlanın hatırlamak için herhalde belieğimizi fazlaca zorlamaya gerek yok sanınm ...

Onaltıncı yüzyılda, kilisede, reform-karşı reform hareketleri ile başlayan ve Hınstiyan mezhepleri arasındaki ilişkilerde bağnazlığa,

yobazlığa, hatta düşmanlığa dönüşen müsamahasızlık tarih boyunca davam edegelmiştir.

Mesela, kilise geleneğini, papalığın otoritesini, gerçek inancı inkar ettikleri ileri sürülen protestanlar, katalikler tarafından kafirlikle itharn edilirken; kilise merasimlerini dini gerçekler seviyesine yükselttikleri, papayı, Hz.İsa'nın otoritesine denk bir yetkiye sahip kıldıklan iddia edilen katalikler de, protestanlar tarafindan sapıklık ve inancı ters yüz etmekle suçlanmıştır ...

Bu müsamahasızlık, sadece dini ve teolojik alanlarda kalmamış, katalik ve protestanlar arasında siyasi ve kültürel parçalanmalara,

(22) lbid. (23) lbid. (24) Milliyet Gazetesi, ı Mart 1995. (25) Seize The Moment, 1992, New York, Simon and Schuster.

-- 38 ---~---------KUTLU DOGUM--

Page 11: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

hatta Batı ülkeleri arasında yüz yılı aşan ( 1559-1689) din savaşıarına neden olmuştur ...

Bu savaşların resmen sona ermesi ile de bitmeyen düşmanlıklar, ölümlerle sonuçlanan şiddet olayları, Güney Avrupa'da, (Fransa, İspan­ya, İtalya ve Portekiz) azınlık durumunda olan protestanlara; Kuzeyde, (İngiltere, Almanya, Hollanda, İskandinav ülkelerinde) aynı durumda bulunan katoliklere karşı sürdürülmüştür ...

Amerika'nın birinci derece müstemlekecileri sayılan Avrupalı protes­tanlar ise, Yeni Dünyada husumetlerini bu defa sadece katoliklere karşı değil, aynı zamanda, Yahudilere de yöneltmişlerdir ...

Mesela, 1920'lerde Amerika'daki komisyoncular, Yahudilere ev kiralamayı reddederlerken, ev sahipleri de, "To let, No Jews", "kiralık ev var, Yahudilere verilmez" anlamına gelen ilanlar yazmışlardır ...

Hatta, Saratoga, Marihattan Beach ve Coney Isiand gibi, New York ve New Jersey'nin tamamındaki saytlye yerlerine astıkları levhalarda da, "No Jews or Dogs Admitted Here "<26ı, "Buraya ne Yahudiler ve ne de, köpekler kabul edilir." deniliyordu.

Batılı, 1920'lere kadar bir Yahudi ile bir köpeği aynı sayarken, bundan 542 yıl önce, dünyanın en büyük, en güçlü Müslüman-Türk Hakanı Fatih Sultan Mehmet, " .. Ben, Yahudi tebaamı havrada, Hırıs­tiyan tebaamı kilisede, Müslüman tebaamı da camide görmek isterim ... " diyordu ...

Bugün de Türkiye'de tam bir özgürlük içerisinde yaşayan beşbin Rumun yetmişbeş kilisesi, dillerini ve kültürlerini öğreten okulları,

haftalık çıkan dergileri, günlük yayınlanan gazeteleri var ...

Dünya Yahudiliği 1992'de New York'ta, İstanbul'da, Selanik'te, İsrail'de, 1492 yılındamı Avrupa'nın kılıcından kurtulmak için Osman­lının himayesine sığınan Yahudilerin hürriyet ve güvenliklerinin 500.yıl dönümünü kutladılar ...

Zira, İslam'da insan mükerrem, hayat kutsaldır. Bu bakımdan yaşamı doğrudan. veya dalaylı yoldan tehlikeye sokacak her şey

İslam'da memnudu.r ... <28>

(26) Dr.Abdulbalti KESKiN, Hoşgörü, Doğu-Batı ve 2 I. Yüzyıl Üçgeninde İslam. 1994, TDV Yayınlan S. 250-256.

(27)Ibid. (28) Kur'an-ı Kerim, 2/195.

KUTLUDOGUM--------------------------- 39 ----

Page 12: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

Kur'an-ı Kerim'de bir: insanın haksız yere öldürülmesi, bütün insan­lıgın katiedilmesine denk bir cinayet kabul edilmiştir. (29

)

İslan;ı, tüm insanlıgı Allah'ın iyali olarak görmektedir. (30)

Böyle bir dinin, mensuplarını şiddete teşvik etmesini düşünmek bile akıl dışı bir olaydır ...

O halde dünyanıri şurasında burasında zaman zaman meydana gelen ve çok defa ölümlerle sonuçlanan, bazı müslümanların da bilfıil rol aldıkları ileri sürülen şiddet olaylarını nasıl izah edeceksiniz?

Müslüman ismi taşıyan bir takım kişilerin ya cehaletlerinin kurbanı veya bir kısım . karanlık güçlerin aleti olarak bulaştıkları veya bulaş­tırıldıkları olaylar vardır ...

Ancak, İslam'ın adını kullanan her hareketi, sebebine, amacına, mahiyyetine, meşru olup olmadıgına bakmaksızın İslam'ın kendisi imiş gibi göstermek, şayet bu dine ve bu dinin mensuplarına karşı bir düşmanlık veya bir ihanet· degil ise, şüphesiz bir cehalet veya bir hamakattir. ·

Fundamentalizm, terörizm, militanizm gibi kavramlar, aşırılıkları

kesinlikle reddeden, gerçekten rrı.üsamaha, denge, barış ve sevgi dini olan İslam'a yabancıdır. Esasen bu kavramların İslam dini termi­nolojisinde de yeri yoktur ...

Dünya medyasında ve ülkemizde sık sık haber konusu olan ve bazı çevrelerce de İslam militarizmi veya İslam fundamentalizmi iddialarının simgesi haline getirilmek istenen Cezayir olaylarının temelindeki gerçek­leri ortaya koyma bakımından bu olayların tarihi, sosyolojik, kültürel ve siyasi sebeplerine burada kısaca bir gözatmak istiyoruz ...

20. Yüzyılda bagımsızlık savaşlarının hemen tamamı Batıya karşı yapılmıştır. Bagımsızlık savaşı veren pek çok ülkede halk, düşmana karşı üç duygu ile motive edilmiştir. Din, millet ve vatan duygusu ...

Bu inanç ve duygularla dolu olarak hayatlarını ortaya koyan, halkı arkalarma alan milli !iderler, dini liderlerle omuz omuza yabancı yönetimleri defedip, müstevlileri sınır dışı etmişlerdir.

Ancak zaferden hemen sonra pek çok milli lider, ülkelerinin sosyal, siyasal, ekonomik sorunlarını çözmek, toplumu modernize etmek için

(29) Kur'an-ı Kerim, 5/32. (30) El-Camiu's-Sagir, 2/12.

--40 -------------KUTLU DOGUM--

Page 13: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

yüzlerini, ülkelerinden kovdukları Batıya dönmüş, yöneticilerine ve ordularına sınırlarını sıkı sıkıya kapattıkları bu müsteınlekecilerin, bu defa kültürlerine, yaşam biçimlerine, dünya görüşlerine kapılarını

sonuna kadar açınışlardır ...

Batılılaşma programlarını başarı ile sonuçlandırabilmek ve politi­kalarınırt meşruiyyetinin şartı saydıkları sekülar ideolojiyi hedefıne

ulaştırm~ için de geleneksel inancı, halkın temel değerlerini bilinçli bir şekilde yıpratma teşebbüsüne girişmişlerdir ...

Milli liderlerle birlikte bağımsızlığa omuz veren halk ve toplumun . muhafazakar kesimi ise, bu teşebbüsleri, hem yerli kültüre karşı bir

darbe, hem de eski müstemlekecilerin ülke içerisindeki politikalarının devam ettiği biçiminde algılaınış ve çeşitli şekillerde tepkiler göster­mişlerdir ...

Bu tepkilerin, ülke içerisinde şiddete dönüşen tipik örneklerinden biri Sri Lanka'da yaşanmıştır ...

1948'de İngiltere'den bağımsızlığını kazanan Sri Lanka'da "United National Party" mensupları ve bağımsızlık mücadelesinin önde gelen !iderleri, BaWılaşma programları dolayısıyla ülkenin ünlü yazar ve düşünüderi tarafından eleştirilirlerken, "Bunlar, eski müstemlekecilerin yöneticilerine benziyorlar, sadece derilerinin renkleri farklı ... Sinhalese kültürüne, diline, dinine, çıkarlarına bakışları eski sömürgeci yöneti­cilerden farksız ... " diyorlardı .. <31 l

1956 seçimlerinden önce "UNP"nin programını uygulayan "Sri Lanka Freedam Party''si de aynı tepkileri alınış tır ...

Yerli kültüre sırt çeviren, halkın temel değerlerini aşındıran bu anlayış, Sri Lanka'da oldukça uzun bir tarihi olan toplum arasındaki anlaşmazlıkların şiddete dönüşmesine sebep olmuştur.

Bağımsızlıktan sonra, milli liderlerin, Batılılaşma ve sekülarizm programları pek çok ülkeçie tepki ile karşılanmıştır. Zira Batılılaşma bizatihi ideal olarak halk kitlelerinin desteğini kazanmak için yeterli o lamaınıştır. <32l

Bizzat Batılı yazarların, en gaddar müstemlekeci olarak niteledikleri fransızların, 132 yıl süre ile işgalinde kalan Cezayir'de, sadece gelenek-

D.K. Rangnekar, The Nationali&t Revolution in Ceylan, Pacifıc Affairs, December, 1960, P.364.

(32)Binnaz Toprak, Islam And Political Development In Turkey, Leiden, E.J.Brill, 1981, P.38.

--KUTLU DOGUM-------------- 41 --

Page 14: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

lerjJai uegil, dilini, kültürünü, hatta dinini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştı ...

Fransa tarafından 1867'de bu ülkeye dini lider olarak gönderilen ve 20 yıl sonra bütün Kuzey Mrika'mn Başpapazlıgına "Primate" getirilen Fransız "Lavigerie", bu göreve getirildigi gün yaptıgı konuşmada,

" ... Cezayir, barbar kıt'asına giriş için açık bir limandır ... Tann Fransa'ya Cezayir'i, büyük Hıristiyan milletinin beşigi haline getirme~i için bir fırsat vermiştir... Müslümanları barba:rlıktart(!) kurtarmak için Fransız Hükümetinin izleyecegi tek insani politika, bunların Hıristiyanlaş­

tırılmasıdır ... " diyen papaz; meşhur "Ak Babalar" "White Fathers" tarika­tım da kurmuş, mürltıeri ile birlikte özellikle dag kabileleri arasında Hıristiyanlaştırma çabalarını sürdürürken bazı camileri de kilise haline getirmiştir. <33l

1954-1962 yılları arasında böyle amansız bir müstemlekeciye karşı yaptıgı bagımsızlık savaşında tam 250.000 şehit veren ve %99'u müslü­man olan 27 milyon nüfuslu Cezayir, bugün de yeni bir savaş içeri­sindedir. Bu savaşta da bu güne kadar 30.000'den fazla kişinin hayatı­m kaybettigi bildiriliyor. <34)

işaret edilen sebepler dolayısıyla bazılan bu savaşa 2. bagımsızlık savaşı diyorlar. Ama bu savaş farklı. Zira ölenlerde, öldürenlerde müslüman ...

Bu müslümanlar neden birbirlerini öldürüyorlar?

Sri Lanka milli liderlerinin bagımsızlıktan sorıra uyguladıkları politi­kaların bir benzeri de halkın tepkisine ragmen, Cezayir'i, istiklaline kavuştuktan sonra 29 yıl aralıksız yöneten "Front de Libaration Natio­nal" "FLN" Milli Kurtuluş Cephesi liderlerince uygulanmıştır. Ve nihayet ülkenin kanuniarına göre "Islamic Salvation Front" adı altında anılan sosyal, siyasal ve tarihi sebeplerle baglantılı olarak kurulan ve Fransız­ca "FIS" kısaltınası ile bilinen bir parti, Haziran 1 990'da girdigi mahalli seçimleri büyük bir çogunlukla kazanmış, Aralık 1991'de yapılan millet­vekili genel seçimlerinin 1. turunda da 228 sandalyeden 188'ini elde etmiştir. Bunun üzerine Ocak 1992'de yapılacak seçiınlerin iptal edildi­gini Cumhurbaşkanı Chadli Bendjedid'in görevden alındıgım ve örfi idare ilan edildigini bildiren ordu, 2. turda seçimleri kazanmasına kesin gözü ile bakılan, İslami Kurtuluş Cephesi, "FIS" partisinin önünü kesmiş ve demokratikleşme prosesini resmen durdurmuştur.

(33) G.H.Jansen, Militant Islam, New York 1979, Harper Colophon Book, P.52. (34) NewsWeek, February i, 1994, PP 7-8.

-- 42 ----------------KUTLUDOGUM

Page 15: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

Bu dayatmayı uygar bir biçimde protesto eden halkın tepkisi, karşı­lıklı sertleşmelerle zaman içerisinde pek çok masum insanın kaı:-ının dökülmesine sebep olan şiddet olayıarına dönüşmüştür ...

Müslümanlar olarak, hiçbir zaman onaylamadıgımız ve onaylı­

yamıyacagımız Cezayir'deki bu şiddet olaylarının sosyolojik temelleri tarihi ve siyasi sebepleri işte bunlardır ...

Bu gelişme karşısında Batının tavrı ne olmuştur ... ?

"News Week" dergisine göre " ... Avrupa ve Amerika olayı nazik bir şekilde protesto etmiş. Ancak yavaş ve derinden bir nefes almıştır. n(

3S)

Demokratik prosesi durduran askeri müdaheleden memnun olduk­lannı yavaştan ve derinden bir nefes alarak gösteren Batılılar'ın, bu tavırlannın sebebi de bazılanmızın zannettigi gibi, Batıyı korkutan, telaşa sevkeden, dini motifleri biraz öne çıkarmış, inandıkları ahlak prensiplerine uygun olarak yaşamak isteyen bir partinin iktidara gelme­si degil ...

Tabii korku ve telaşlarında ilk adım olarak, bu önemli bir faktördür. Ancak birinci faktör degil ...

Bize göre asıl onlan dehşete düşüren şey, İslam ülkelerinin demok­ratikleşmesidir. Yani, İslam ülkelerinde halkın hakimiyetinin, irade ve agırlıgının yönetime yansımasıdır ...

Onlan asıl dehşete düşüren olay budur. Zira böyle bir oluşumda Batı, İslam ülkelerindeki sömürüsünün sona ereceginden ciddi şekilde endişe duymaktadır. ..

Time dergisinin 13 Aralık 1993 tarih ve 50 sayılı nüshasındayayın­lanan bir makalenin bazı bölümlerini dikkatierinize sunmak istiyorum.

Dergi, isim vermeden Avrupalı bir büyükelçiden şu sözleri iktihas ediyor "Eger biz Akdeniz'in güney kıyısını kaybedersek pekçok şeyi kaybetmiş oluruz. Bu bölge pazar olarak, eski dogu bloku güney Avrupa ülkeleri kadar önem taşıyor. Cezayir'in Fransa'ya 6 milyar dolar borcu var. Bu yıl Fransa bu ülkeye 8 milyar dolarlık ihracat yapmıştır. İtalya her yıl Cezayiı·'e ödedigi 2 milyar dolarla ithal ettigi tabii gaza bagım­lıdır ... "

Şimdi de isterseniz Cezayir'deki Amerikan Büyükelçisinin 7 Şubat 1994 tarihli "NewsWeek" dergisinde yer alan raporuna bir bakalım ...

(35)News Week February 7, 1994, PP. 7-8.

--KUTLU DOGUM-------------- 43

Page 16: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

Büyükelçi _raporunda aynen şöyle diyor: "Son günlerde Cezayir'deki Amerikan şirketlerinin başarısı giderek artıyor ... " Amerika'dan 7 petrol şirketi hydrocarbons (benzin, parafın, kömür, gaz gibi) maddeleri araştı­nyar ve Bechtel adındaki şirkette "natural gas pipeline" tabii gaz boruları döşemek için Cezayir hükümeti ile 4 75 milyon dolarlık kontrat yapmıştır."

Bütün bunlar, Batının ve Batının İslam dünyasındaki çıkarcı yoldaş­larının İslam ülkderiridekl· dei:noki-atikıeşme çaba.laiına neden. mani olmak istediklerinin gerekçelerini açıkça ortaya koymaktadır.

Bunun için biz diyoruz ki, İslam dünyasımn Batıdan kaynaklanan en büyük problemlerinden biri bu ülkelerdeki demokratikleşme

hareketlerinin Batı tarafından bu güne kadar ya doğ;rudan veya dalaylı yoldan engellenmiş olmasıdır.

Ancak bugün, bu trendin değ;işmekte olduğ;unu ' görüyoruz. Bu değ;işiklik İslam dünyası için çok önemli bir gelişmedir.

Bugün dünyamn tek süper gücü haline gelmiş olan Amerika'nın, İslam ülkelerine yönelik temel politikasında geniş implikasyonlara sebep olabilecek radikal bir değ;işmenin eşiğ;inde olduğ;u görülüyor.

Türkiye dahil pek çok İslam ülkesinin siyasal~ sosyal hatta hukuki yapısını belirli ölçülerde etkiliyecek olan bu değ;işiklik bir kısım dış politika uzmanları tarafından uzun sürederi beri Amerikan yönetim­lerine telkin edilen, ancak bu yönetimlerce bir türlü kale alınmayan görüşlerdir ...

Söz konusu uzmanlar, ABD'nin, İslam dünyası ve özellikle Ortadoğ;u ile ilgili politikalarını eleştirirlerken, bölgedeki despotik rejimiere destek vermenin, yıkılacak duvarlar altında oturmaktan farklı olmadığ;ını belir­tiyor ve yıllarca İran'daki Şah rejimine verilen desteğ;in bunu:r:ı tipik bir örneğ;i olduğ;unu hatırlatıyorlardı. ..

Son 30 yıldan beri İslam dünyasında görülen olayların, tabandaki sosyal ve siyasal çalkantıların, ortaçağ; fanatizmi veya İslam radikalizmi ile etiketlenerek bütünü ile mahkum edilmesinin tarihi bir hata olduğ;u­na dikkati çeken uzmanlar, İslam'da yenilenme taraftarlan ile bu dinin temel espirisini kavramamış şiddet yanlılarının tefrik edilmesini, başka bir deyişle, testiyi kıranlarla suyu getirenierin ayın kefeye konui­mamasım istiyor ve İslam dünyasının bir bütün olarak hedef alınma­sının son derece yanlış olduğ;unu belirtiyorlardı. ..

Bu görüşün savunuculanndan olan eski CIA yöneticisi Graham

44 KUTLU DOGUM --

Page 17: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

Fuller, 28 Aralık 1994 tarihli Los Angeles Times'da yayınlanan bir makalesinde Cezayir'den söz ederken " ... FIS'ın iktidara geleceğ;i hemen hemen kesindir ... Şiddet olaylannın hertaraf edilmesi için tercih edilme­si gereken yol FIS'ın kazanmasının kesin olduğ;u seçimleri tekrar­lamaktır. Böyle bir durumda anayasal düzen yeniden tesis edilebilir. Başkanlık sistemi, parlamento, ordu ve diğ;er kurumlar muhafaza edile­bilir" diyordu.

Bugünkü ABD yönetiminin, görüşlerine son derece önem verdiğ;i Georgetown Üniversitesi öğ;retim üyelerinden John L.Esposito ile New Hampshire Üniversitesinden John O. Voll'un grubu da, günümüz müslümanlarının tarihlerinden hareketle "İslami demokratik program­lar" geliştirebileceklerini ve "İslam dünyasında demokrasinin yerleş­mesini isteyen ABD'nin, halkın yönetime katılımrrıın farklı yollarının da olabileceğ;ini kabul etmesini" savunuyorlar. <36l ·

Diğ;er taraftan İslam Dininin, özünde, demokrasi ile bağ;daşmadığ;ını, politik İslamcı hareketlerle kalıcı bir işbirliğ;ini imkansız olduğ;unu ileri sürdüğ;i:.i iddia edilen ünlü İslam Tarihçisi Bemard Lewis'in de bu kanaatlannin değ;iştiğ;i görülüyor.

Prof. Lewis, "İslam, milyonlarca erkek ve kadına iç huzuru getirmiş, kalitesiz ve bıktırıcı hayata değ;er ve anlam kazandırmıştır... Farklı

etnik grup ve inançlara sahip insanlara makul bir hoşgörü çerçevesiride kardeşçe yan yana yaşamalannı öğ;retmiştir ... Diğ;er din ?Tiensupları arasında görüldüğ;ü gibi, İslam'a inanan bazılan arasında da bize karşı zaman zaman şiddet ve nefret tavrı sergileyenler vardır. Ancak bu ab artılmamalıdır ... "<37) diyor.

Dış politikadaki uzmanlığ;ı herkesçe kabul edilen, tecrübeli devlet adamı, ABD'nin eski Cumhurbaşkanlarından Richard M.Nixon "İslam dininde terörizme ait herhangi bir doktrin yoktur ... "<38l şeklinde görüşü­nü belirttikten sonra, Bosna-Hersek faciasının, Batının özellikle ABD'nin müslümanlara karşı uyguladıklan yanlış politikalardan kaynaklandığ;ını ifade ederek, bu yanlışlığ;ı vurgulamak amacı ile Bosna­Hersek'teki insaniann çoğ;unluğ;u müslüman değ;il de, yahudi veya hıris-. tiyan olsalardı durum böyle olmayacaktı biçiminde bir cümleye de yer

(36) Milliyet Gazetesi, 1 Mart 1995. (37) Dr. Abdülbaki Keskin, Dogu-Batı Üzerinde Tesbitler ve Tahliller, Doğu-Batı ve 2l.Yı:i.zyı!

Üçgeninde İslam, TDVYayınları, 1994, S.l2-16. (38) Seize The Moment, 1992, New York, Simon And Schuster, P.l98.

--KUTLU DOGUM------------- 45 -.-

Page 18: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

veriyor ve--İslam dünyası ile Batı arasında mutlaka yeni köprülerin kurulması gerektiğinden söz ediyordu .... <39l

Son günlerde ABD yetkililerinin bazı beyanları, giriştikleri bazı

icraatlar, bu eleştirllerin nihayet yÖnetime yansıdığı izlenimini vermek­tedir ...

Nitekim Mayıs 1994'de, Clinton'ın dış politika başdanışmanı

Anthony Lake, "The Washington Institute For Near East Policy" kurumunda yaptığı bir konuşmada, "İslam sorun değil, asıl sorun olan, en azından 1979'da, İran'daki rehineler olayında tanık olduğumuz bir kısım müslümanların radikal, uzlaşmaz tavırlarıdır. Amerikan halkını endişeye sevkeden bu tavırlardır ... Yoksa, İslam dünyasında geleneksel değerlere dayalı yenilenme hareketleri değil." diyen Lake, Cezayir'den Güney Lübnan'a, Batı Şeria'dan Mısır ve Ürdün'e kadar tüm müslüman militaniara ulaşılacağı arzusunu kaydediyar ve Washington'un, bölgede barış ve diyalog içerisinde seçimlerle iktidara gelecek İslami hükümet­leri tanıyacağını belirtiyordu ... <40>

Başdanışman Anthony Lake'in bu sözleri, ABD'nin İslam dünyası ile ilgili geleneksel dış politikasında önemli bir sapma, radikal bir değişiklik olduğu biçiminde yorumlanmıştır ...

Amerika dış politikasındaki bu değişiklikle, Cezayir başta olmak üzere pek çok İslam ülkesine yeni mesajlar göndermektedir ..

Gerçektende, son altı aydan beri ABD diplomatlarının Cezayir yönetimi ile temasta oldukları, seçimlerin yerıiden gündeme getirilmesi ve "The Islamic Salvation Front", İslami Kurtuluş Cephesi Partisi'nin de bu seçimlere kahlımının sağlanması konusunda baskı yaptıkları ileri sürülüyor ... <4 ıı

Washington'un İslam ülkelerinde her iki tarafta, yani dini ve laik kesimlerle temas kurma arzusunda olduğu ve halen Amerikan diplo­matlarının sadece Cezayir'dekiler değil, radikal müslümanlar denilen Hamas ile, hatta Hüsnü Mübarek gibi kadim bir dostu rahatsız etmek pahasına, Mısır'da İslami hareket olarak tanınan ve New York'taki Ticaret Merkezi Binasının bombalanmasına adı karıştırılan ama Şeyh Ömer Abdurrahman'a da yakın oldukları iddia edilen akım mensupları ile bile ilgilendikleri ve bunlarla sık sık temas ettikleri ileri sürülüyor.<42l

(39) Beyand Peace, 1994, New York, Randam House lnc .. PP.141-156. (40) NewsWeek, May 30, 1994, P.38. (41) Ibid. (42) Ibid.

--46 -------------KUTLU DOGUM--

Page 19: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

Bu temaslan, ABD Dışişleri Bakanlığında "Arabists" denilen bir grup uzmanın teşvik ettiği ve bunun bir "pragmatism", yani gerçekçi ve akılcı bir yol olduğunu söylediklerini biliyoruz.

Arıcak, Amerikan dış politikasının bugün böyle bir noktaya gelmiş olmasını yalnız başına bir fenomen değil, daha kapsamlı bir stratejinin önemli bir parçası olarak görüyoruz ...

Böyle bir stratejiyi irdelerken, dış politikadaki bu radikal değişimi, kısaca, ABD yönetiminin İslam gerçeğini artık doğru olarak algılamaya başlamasının doğal bir sonucudur diye açıklamak belki mümkündür. Arı cak, bu ifade yanlış değilse de, eksik bir değerlendirmedir ...

Zira ABD açısından bu değişimin önemli sebeplerinden biri de, son 46 yıldan beri Ortadoğu'daki istikrarsızlığın başlıca arnili sayılan Filis­tin-İsrail anlaşmazlığını sona erdireceği ümit edilen 13 Eylül 1993 tarihinde Washington'da Yaser Arafat ile Yitzhak Rabinarasında imzala­nan anlaşma ile bölgede başlatılan banş sürecidir. Biz bu sürecin de böyle bir değişim için uygun bir zemin hazırladığına inanıyoruz ...

Tabii akla gelen başka bir sebep de, ABD için ilk defa İran İslam Devrimi Lideri Humeyni tarafından telaffuz edilen ve İslam ülkelerinde büyük yankılar 'yapan "The Great Satan" Büyük Şeytan imajının 21. yüzyılın eşiğinde, büyük melek imajı ile değiştirilmesi veya en azından silinmesi gayreti olabileceğidir ...

Bu gelişmeye, diğer implikasyonlan da dikkate alarak tarihi perspek­tifi içerisinde ve daha geniş kapsamda bakılacak olursa denebilirki, Amerika, İkinci Dünya Savaşından sonra 1945'te, yayılırncı politikaların sınırlandırılması anlamına gelen ve komünist Sovyetler Birliği'ni hedef alan "The Containment Doctrin" adı altında bir prensip tanımlamış, geliştirmiş, uluslararası bir yapı kazandiTarak soğuk savaş yıllan

boyunca, bir kaç olay hariç, 40 yıl süre ile canlı tutmuştur ...

Söz konusu doktrinin müeyyidesi veya yaptırımı için kullanılmak üzere de, yine uluslararası nitelikte olmak üzere 24 Ağustos 1949'da Kuzey Allantik Arıtlaşması örgütü, NATO kurulmuştur.

Amerika, soğuk savaştan sonra bu doktrinin yerine, demokrasinin genişletilmesi ve yaygınlaştırılması demek olan "The Enlargement Of Democracy " adı ile yeni bir doktrin oluşturmuş ve bu doktrin, geçen yıl Başkan'ın Güvenlik danışmanı tarafından ilan edilmiştir ... <43l

(43) NewsWeek, June 6, 1994, P.7.

----KUTLUDOGUM--------------------------- 47 ----

Page 20: LUM NI Jl - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01372/1996/1996_KESKINA.pdfAMERİKA'DA MÜSLÜMAN İMAJI Dr. Abdulbaki KESKİN A) Müslümanlar Amerika'yı Ne Zaman Keşfettiler? Son

_ Nitekim 19 Eylül 1994 tarihinde Haiti'yi işgal eden ABD Yöneti­mi'nin gerekçesi bu dakttindir ...

Ancak, biz bu doktrinleri evrensel kanunlar olarak degil, koyucu­larının çıkarları ile ilişkili oldukları için izafl, "relative" karakterde birer prensip olarak görüyoruz ...

Bununla beraber, İshlın gerçeginin, Bab dünyasınca kısmen dogru olarak algılanmaya başladıgına dair bir izienim aldıgımız için de, ABD'nin dış politikasındaki bu degişimi sadece müslümanların imajı

bakımından degil, islamın gelecegi bakımından da önemli addediyoruz.:.

-- 48 --------'-------KUTLU DOGUM --