41
KURTULUÞ CEPHESÝ Anti-Emperyalist ve Anti-Oligarþik Mücadelede Zafer Bizim Olacaktýr ! http://www.kurtuluscephesi.com YIL: 17 SAYI: 96 Mart-Nisan 2007 0 Kadir Has ile Can Dündar Kadir Has, Mete Has ve Talip Aksoy un Günlük Hasýlatlarýnýn Kamulaþtýrýlmasý Harekâtý Hýzlý Balýklar Saðlýk, Kâr ve .aiz Dýþý .azla Seçim Sath-ý Mailinde Bir Medya Ýtirafçýsý Çekirdekten Yetiþme Bir Þeriatçý: TMS. Baþkaný Ahmet Ertürk Neo-liberalizmin soldaki uzantýlarý kükredi: Aydýnlarýmýzýn kýlýna dokundurtmayýz Ýcazetli Siyasette Eklektizmin Sefaleti Solda Eski Seçim Taktiðinin Yeni Versiyonu: Baðýmsýz Demokrat Adaylar http://wwwkurtuluscephesicom 10 Yýlýnda Ömür Karamollaoðlu Mehmet Yýldýrým, Nihat Kurban, Süleyman Aydemir, Cemalettin Düvenci Kýzýldere ve On lar

Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

Embed Size (px)

Citation preview

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 1/40

KURTULUÞ CEPHESÝAnti-Emperyalist ve Anti-Oligarþik Mücadelede

Zafer Bizim Olacaktýr !

http://www.kurtuluscephesi.com YIL: 17 SAYI: 96 Mart-Nisan 2007

0

Kadir Has ile Can Dündar

Kadir Has, Mete Has ve Talip Aksoyun

Günlük Hasýlatlarýnýn Kamulaþtýrýlmasý Harekâtý

Hýzlý Balýklar

Saðlýk, Kâr ve .aiz Dýþý .azla

Seçim Sath-ý MailindeBir Medya Ýtirafçýsý

Çekirdekten Yetiþme Bir Þeriatçý:TMS. Baþkaný Ahmet Ertürk

Neo-liberalizmin soldaki uzantýlarý kükredi:Aydýnlarýmýzýn kýlýna dokundurtmayýz

Ýcazetli SiyasetteEklektizmin Sefaleti

Solda Eski Seçim Taktiðinin Yeni Versiyonu:Baðýmsýz Demokrat Adaylar

http://wwwkurtuluscephesicom 10 Yýlýnda

Ömür KaramollaoðluMehmet Yýldýrým, Nihat Kurban, Süleyman Aydemir, Cemalettin Düvenci

Kýzýldere ve Onlar

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 2/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

KURTULUÞ CEPHESÝ SORUMLU (V.i.S.d.P) : Sezai Görür 

Yazýþma Adresi:  Postfach 1414

 55504 Bad Kreuznach / Deutschland 

  Ýnternet Adresi:http://www.kurtuluscephesi.comhttp://www.kurtuluscephesi.org  E-Posta Adresi:

[email protected]

Bu sayý ÝLKER Matbaasýnda basýlmýþtýr Baský Tarihi: 6 Nisan 2007 

ÖMÜR KARAMOLLAOÐLUMEHMET YILDIRIM,NÝHAT KURBAN,SÜLEYMAN AYDEMÝR,CEMALETTÝN DÜVENCÝ

KIZILDERE VE ONLAR

KADÝR HAS ÝLECAN DÜNDAR

KADÝR HAS, METE HAS VE TALÝP AKSOYUN GÜNLÜK HASILATININKAMULAÞTIRILMASI HAREKÂTI

HIZLIBALIKLAR

SAÐLIK,KÂR VE.AÝZ DIÞI .AZLA 

SEÇÝM SATH-I MAÝLÝNDEBÝR MEDYA ÝTÝRA.ÇISI

ÇEKÝRDEKTEN YETÝÞMEBÝR ÞERÝATÇI:TMS. BAÞKANI AHMET ERTÜRK

NEO-LÝBERALÝZMÝN SOLDAKÝUZANTILARI KÜKREDÝ:AYDINLARIMIZIN KILINA DOKUNDURTMAYIZ

ÝCAZETLÝ SÝYASETTEEKLEKTÝZMÝN SE.ALETÝ

SOLDAKÝ ESKÝ SEÇÝM TAKTÝKLERÝNÝN YENÝ VERSÝYONU:BAÐIMSIZ DEMOKRAT ADAYLAR

http://wwwkurtuluscephesicom10 YILINDA 

Onlar,Halkýn

DevrimciÖncüleriydiler

Mücadelelerinin ve sonuçlarýnýnbilincinde

olarak savaþtýlar

Tarihin çarpýtýlmasý ve devrimcimücadelenin deðersizleþtirilmesinin

Kadir Hasýn ölümüyle birlikte ortayaçýkan yansýmalarý üzerine

Ýstanbul Sýkýyönetim Askeri SavcýlýðýÝddianamesinden Kadir Has, MeteHas ve Talip Aksoyun kaçýrýlmasý

eylemi

Ekonomi ve siyaset dünyasýnda hýzlýbalýk düþkünleri üzerine bir yazý

 Anti-Emperyalist ve Anti-OligarþikDevrimci Gençlikin yayýnlamýþ

olduðu bildiri

TMS. tarafýndan T Ciner grubuna aitSabah ve Atvye el konulmasý ko-

nusunda bir deðerlendirme

  AKPnin TMS. baþkanýnýn yaþamöyküsü

.aþist milis saldýrýlarla  yýlgýnlýða düþen küçük-burjuvalara

masallar ve masalcýlar üzerine

Legalizmineklektik teorileri üzerine genel bir

deðerlendirme

Neo-liberallerinyeni seçim taktikleri üzerine

kýsa bir deðerlendirme

Kurtuluþ Cephesinin internet yayýnýnýn 10 yýlý

!"

#

$

'

#

%

!

#

!"

!%

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 3/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

!

ÖMÜRKARAMOLLAOÐLU

30 OCAK 1955/AKÇADAÐ24 MART 1977/ANKARA

1955 yýlýnda Malatyanýn Akçadað ilçesinde doðdu. 1971 yýlýnda Ankara Abidin-paþa Lisesinde okurken devrimci mücadeleye bir sempatizan olarak katýldý. 1974-75döneminde SB-BYYOda yüksek öðrenim gençliðinin akademik-demokratik müca-delesinde aktif olarak yer aldý. 12 Mart sonrasý ilk öðrenci derneklerinden olan SB-BYYO Öðrenci Derneðinin kuruluþ çalýþmalarýna katýldý. Ayný dönemde ASTda oyuncuolarak da çalýþan Ömür yoldaþ, M. Gorkinin Ana ve B. Brechtin Carrar AnanýnTüfekleri oyunlarýnýn sergilenmesinde yer aldý. 1975 baþýndan itibaren THKP-C/HDÖüyesi olarak profesyonel devrimci yaþamýna baþladý. Ýlk görevi Ankaradaki legal kad-rolarýn sorumluluðunu üstlenmek oldu. Beylerderesinden sonra Ankara Bölge Ko-mitesinde yer aldý. 1976-Haziran Kararýndan sonra Güney Anadolu ve Hatay bölge-sinde kadrolarýn politik eðitimleriyle görevlendirildi. Ayný yýlýn Aralýk ayýnda THKP-C/HDÖ-Ankara Bölge Yöneticiliðine atandý. 1977 yýlýnda THKP-C/HDÖnün yeniden Ön-cü Savaþýna baþlamasýyla birlikte gerçekleþtirilen 26 Ocak Harekâtýnda yönetici ola-

rak yer aldý. 1977 Þubatýnda Genel Komite üyeliðine getirildi. Ankara ve KaradenizBölgelerinin Merkez Yöneticisi olarak þehir ve kýr gerillasýnýn stratejik örgütlenmesiy-le görevlendirildi. 19 Þubat Harekâtýnýn düzenlenmesinde görev aldý.

30 Mart Harekâtýnýn ilk günü, 24 Mart 1977de, Ankarada þehit düþtü.

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 4/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

 "

MEHMET YILDIRIM

1957 Tokat doðumlu ve küçük-köylü bir ailenin çocuðudur. Ýlkokulubitirdikten sonra, Ýstanbula gelerek, küçük iþyerlerinde ve krom kap-

lama ustasý olarak, çeþitli fabrikalarda çalýþmýþtýr. abrika iþçiliði döne-minde sendikal faaliyetlere katýlmýþ ve bu faaliyetler çerçevesinde Dev-rimci Saðlýk-Ýþ sendikasýnda çalýþmalarýný sürdürmüþtür. Bu çalýþmalarýsýrasýnda örgütle iliþkiye geçmiþ ve 1978de sendikal çalýþmada örgütüyesi olarak yer almýþtýr. 1978 sonlarýnda profesyonel kadro olarakBakýrköy çevresinde örgütsel çalýþmalara katýlmýþ ve Þubat 1981deGenel Komite üyesi olmuþtur. 15 Mart 1981de Bahçelievlerdeki çatýþ-mada þehit düþmüþtür.

NÝHAT KURBAN

1958 Kars doðumlu olup, lise yýllarýnda Karsta THKP-C sempa-

tizaný olarak devrimci mücadeleyle tanýþmýþtýr. 1977 içinde örgütsel iliþkiiçine girmiþ ve ayný yýl içinde örgüt üyesi olmuþtur. Ýstanbul Hukukakültesi öðrencisi olmakla birlikte zamanýnýn büyük bir kýsmýný Karsta-ki örgütsel çalýþmalarda geçirmiþtir. 1979 yýlýnda bir silahlý çatýþmadayaralanmasý üzerine, bir süre örgütsel çalýþmalarýn dýþýnda kalmýþsada, 1980 ortalarýnda Kars il yöneticisi olarak atanmýþtýr. Þubat 1981deGenel Komite üyesi olmuþ ve 15 Mart 1981de Bahçelievlerdeki çatýþ-mada þehit düþmüþtür.

CEMALETTÝN DÜVENCÝ

1956 Tekirdað doðumlu olan yoldaþ, küçük-köylü bir ailenin oðlu-dur. Ailesinin Ýstanbula taþýnmasýndan sonra, iþçi olarak çalýþmaya baþ-lamýþtýr. Devrimci mücadeleyle iliþkisi, Bakýrköy çevresindeki dernekler düzeyinde baþlamýþ ve Halkevlerinde faaliyet sürdürmüþtür. 1976danitibaren örgütsel iliþkiye girmiþ ve 1977-78 döneminde Bakýrköy çevre-sinde örgüt üyesi olarak çalýþmýþtýr. 1978 sonrasýnda profeyonel kad-ro olarak çalýþmýþtýr. 1980 Nisan operasyonundan sonra, Ýstanbul böl-gesinin yeniden düzenlenmesinde görev almýþ ve pragmatik ve sað-ekonomizm sapmaya karþý mücadelede etkin bir rol üstlenmiþtir. Þubat1981de, pragmatik sapma içindeki unsurlarýn ihracýndan sonra GenelKomite üyesi olmuþtur. 15 Mart 1981 günü, Bahçelievlerdeki örgüt evi-nin düþman güçlerince kuþatýlmasý üzerine, diðer üç yoldaþýyla birliktesilahlý çatýþmaya giriþmiþ ve dört saatlik çatýþma sonucunda, diðer üçyoldaþýyla birlikte þehit düþmüþtür.

SÜLEYMAN AYDEMÝR

1957 Denizli doðumlu olup, Adana Ýktisadi ve Ticari Ýlimler Aka-demisine girdikten sonra, devrimci mücadeleyle tanýþmýþtýr. 1978 so-nuna kadar öðrenci çevresinde etkili olan DY iliþkileri içinde faaliyettebulunmuþ ve DYye karþý, aktivizm sloganýyla ortaya çýkan DS ile kýsabir süre iliþkisi olmuþtur. DSnin öz olarak DYden farksýz olduðunukendi öz deneyimiyle gören Süleyman yoldaþ, 1979 ortalarýnda Adanabölgesinde örgüt üyesi olmuþ ve 1980de profesyonel kadro olarak çalýþ-maya baþlamýþtýr. 12 Eylül 1980 tarihinde ihbarcý tutum ve davranýþlarýn-dan, her türlü uyarýya raðmen vazgeçmeyen bir kiþinin cezalandýrýlma-sý eylemine katýlmýþ ve eylem sonrasý Serdar Soyerginle birlikte düþ-

manýn askeri birlikleri ile giriþtiði çatýþmada bir yüzbaþýyý öldürmüþtür.Bu olaydan sonra Ýstanbul bölgesinde görevlendirilmiþ ve 15 Mart 1981-de Bahçelievlerdeki çatýþmada þehit düþmüþtür.

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 5/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

#

30 MART 1972KIZILDERE

MAHÝR ÇAYAN1946 Samsun

SABAHATTÝN KURT1949 Gevaþ

SÝNAN KAZIM ÖZÜDOÐRU1949 Þarkýþla

 AHMET ATASOY 1946 Ünye

NÝHAT YILMAZ1937 .atsa

HÜDAÝ ARIKAN1946 Çivril

ÖMER AYNA 1952 Dicle

CÝHAN ALPTEKÝN1947 Ardeþen

ERTAN SARUHAN

1942 .atsaSAET ALP1949 Kayseri

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 6/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

$

12 Eylül, yýldýrým ve gökgürültüsüylegeldi Baský, terör, iþkence ülkenin her ilin-de, ilçesinde, kasabasýnda görülmedik þid-dette ve yoðunlukta sürdürüldü Ýnsanlarsindirildi, pasifize edildi Korku, düþ kýrýklýðý

 ve yýlgýnlýk insanlarýn dört duvar arasýna ka-panmasýný getirdi

12 Eylül terörü insanlarýn beyinlerinde

derin izler býraktý Ýnsanlar devrimle ilgilihiçbir þey duymak istemez hale getirildi Veardýndan boþaltýlmýþ beyinlerin çeþitli söy-lemlerle, söylencelerle ve yeni ideoloji-lerle doldurulmasýna sýra geldi

 Yine de insanlarýn devrim isteði, devrim-ci mücadele çabasý tümüyle sonlandýrýla-madý

  Ardýndan 1991de Sovyetler Birliðinindaðýtýlmýþlýðý geldi

  Amerikan emperyalizmi, dünya çapýn-da yeni bir ideolojik saldýrý baþlattý Doðru-

dan CIA tarafýndan finanse edilen medya  ve aydýnlar operasyonlarý düzenlendiKendilerini solda kabul eden, hemen herdurumda marksist olmakla övünen kü-çük-burjuva aydýnlarý ile devrimci saflarda

  yer alýp yýlgýnlýða düþenler bu operasyon-larýn öznesi olarak ortaya çýktýlar

Legalizm baþ tacý edildi Silahlý devrim-ci mücadele adý söylenmezlerin mücade-lesi haline getirildi

Öyle bir süreç baþlatýldý ki, gerçeklertersyüz edildi Bunun baþarýlamadýðý yerde,

  yeni gerçekler uyduruldu Söylencelerisöylenceler, rivayetleri rivayetler izledi De-magoji baþlý baþýna bilimsel söylem hali-

ne dönüþtürüldü12 Eylül öncesindeki faþist milis saldýrý-

larla yaþamýný yitirme noktasýna gelmiþ birbilim adamý, faþist milislerin ilk finansa-törü, destekçisi ve emperyalizmin iþbirlikçiburjuvasý Sakýp Sabancýnýn ardýndan þun-larý yazabildi:

Vehbi Koç gibi, Sakýp Sabancý-

nýn arkasýnda býraktýðý eser de, ulu-sal sýnýrlarý aþýp kimliðini ortaya koy-duðu kadar, ülkemizde emeðe açtý-ðý büyük olanaklar bakýmýndan öv-güye lâyýktýr .abrikalar, teknik vesosyal bir olgudur Sakýp Sabancýnýncenazesinde yürüyenlerin arasýnda,sýradan büyük bir halk kesimi de

 vardý: Çalýþanlara ekmek kapýsý aç-mýþ bir kiþinin ruhuna dua ediyor-lardý Ayrýca, alçakgönüllülüðü debaðlamýþtý halký Yaygýn þöhreti,

okullarý ve üniversitesi ile, eðitimeolan katkýlarýndan da geliyordu Sa-nat severliði, müzeciliði de unutul-maz Özetle, sýradan bir sanayicideðildi giden; topluma ve yaþamýngüzelliklerine açýlan bir kiþi, bir kiþi-likti Onuruyla yaþayýp ölen bir ku-þaktandýr o! Anýsýnýn önünde saygý-larla eðilelim (Server Tanilli, Cum-

 huriyet, 23 Nisan 2004)12 Mart döneklerine 12 Eylül dönekleri

eklendi Devrimci mücadeleyi, silahlý dev-rimci mücadeleyi kötüleyen, karalayan hersöz medyada geniþ yer buldu Legalist-lerin katkýlarýyla devrimci mücadelenin ta-

Kadir Has ile Can Dündar 

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 7/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

%

rihi ve stratejisi bir hilkat garibesine dö-nüþtürüldü Devrimin adý umut, devrimcimücadelenin adý umudu büyütmek oldu

Ýnsanlarýn tarih bilincinin silindiði, tari-

hin çarpýtýldýðý ve yer yer tümüyle deðiþtiril-diði bu ortamda, eline para sýkýþtýrýlan hereski solcu, geçmiþe iliþkin, devrimci mü-cadelenin pratiðine iliþkin gerçekdýþý veçarpýk anýlarla ortaya çýktýlar Legalistlerlegalizmleri için, oportünistler oportünistlik-leri için en büyük tehlike olarak gördük-leri silahlý devrimci mücadelenin tarihinin

 ve teorisinin çarpýtýlmasýný yürekten destek-lediler Ellerinden geldiðince bu çarpýtma

 ve deðiþtirme operasyonlarýna gönüllü ola-

rak katýldýlarÝþte bu ortamda yetiþen yeni kuþaklar,demagojilere alýþkýn kulaklarýyla devrimcimücadelenin tarihine ve gerçekliðine iliþkinçarpýtýlmýþ ve deðiþtirilmiþ bilgileri öðrendi-ler

  Ve tarihler 23 Mart 2007yi gösterirken,silahlý devrimci mücadelenin ilk büyük ey-lemlerinden birisinin hedefi olan Kadir Hashakkýn rahmetine kavuþtu

Kadir Hasýn ardýndan, yeni kuþaklarýnaþk yazarý, unutulmaz belgesel yapým-

cýsý, araþtýrmacý-yazar diye belledikleriCan Dündar, tüm piþkinliði ile þunlarý yaza-bildi:

Has, Coca Colanýn Türkiye tem-silcisiydi Dev-Genç ise emperyaliz-min simgesi olarak gördüðü Colayakarþý mücadele veriyordu Trajiko-mik belki: O yýllarda Cola üretimin-de olduðu kadar Colaya karþýmücadelede de Kadir Hasýn finansdesteði vardý Kendisine rahmet, ai-lesine baþsaðlýðý diliyoruz (Kadir

Has ile Mahir Çayan, Milliyet, 24 Mart2007)

Her ne kadar Can Dündarýn yazýsý rah-met ve baþsaðlýðý ile bitirilmiþse de, için-de Türkiye tarihinin en önemli eylemineiliþkin türlü ayrýntýlar birbiri ardýna sýralan-mýþtýr

Kadir Hasýn modaya uygun olarak birgazeteciye yazdýrdýðý anýlarýndan uzunalýntýlar yapan Can Dündar, gerçeðin ne ol-duðunu araþtýrma gereði bile duymamýþ-týr

Can Dündar, yazýsýnda, bir yandan .e-zal Has yiðit kadýndý Kapýda Kocamýn ký-lýna halel gelirse silahla peþinize düþerim

diye baðýrdý diye yazarken, diðer yandanTHKP-Cnin iþbirlikçi tekelci burjuvazininen irilerinden, mülti milyoner Kadir Has,Mete Has ve büyük toprak mütegallibesi

Talip Aksoyun günlük hasýlatlarýnýn kamu-laþtýrýlmasý eyleminde alýnan 400000 lira-nýn akibetinin peþine düþmüþtür:

Sonraki yýllarda hep karþýlýksýz  yaptýðý hayýr iþleriyle anýlacaktý An-cak hayatýnda verdiði en unutulmazkarþýlýksýz para buydu Diðer hayýriþlerinin nereye gittiði belliyken, bu400 bin liranýn ne olduðu anlaþýlma-dý

  Ancak araþtýrmacý-yazar Can Dündar

paranýn arkasýný býrakmaya hiç niyetli de-ðil-dir Ve sahneye Kamil Dedeyi çýkartýr:O para baþýmýza bela oldu Nu-

maralarýný almýþlar Bozdurmak iste-diðimizde her yerde liste vardý 143bin lirasýný Hava Kuvvetlerinde taný-dýðýmýz mutemet kanalýyla deðiþtir-dik Ve parayý yayýn çýkarmada, ör-güt ihtiyaçlarýnda, evlerin kirasýndakullandýk

Evet, bugün D Perinçekin ÝPinin ge-nel sekreter yardýmcýsý Kamil Dede, ey-

lemde alýnan 400 bin liranýn akibetiniböyle anlatmaktadýrKamil Dedenin bu anlatýmý, Necmi ve

Ýlkay Demirle birlikte sosyal emperya-lizmi keþfederek THKP-Cyi karalamaktabirbirleriyle yarýþa giren döneklerin anlatý-mýndan baþka bir þey deðildir

Kamil Dedeye inanýlýrsa, eylemde eldeedilen para yayýn çýkartmada, örgüt ihti-

 yaçlarýnda, evlerin kirasýnda kullanýlmýþtýrDoðrudur Alýnan para örgüt ihtiyaçla-

rýnda kullanýlmýþtýr Ancak Kamil Dede 4

Haziran 1971 tarihinde tutuklanmýþ oldu-ðundan paranýn akibetini bilecek durum-da deðildir

Her ne kadar bu küçük ve önemsiz birayrýntý olarak kabul edilebilse de, olayla-rýn içinde doðrudan yer almayanlarýn uy-durmalarýnýn ya da üçüncü þahýslar aðzýn-dan öðrenilmiþ rivayetlerinin gerçekmiþ gibisunulmasýnýn bir örneðidir

 Askeri savcýlýðýn iddianamesinde de yeraldýðý gibi, numaralarý tespit edilmiþ olanparalar 200 bin lira olup, bunun 140 binlirasý Haziran ayýnda Yusuf Küpeliye tes-lim edilmiþtir Mahirlerin yakalanmasýndansonra, THKP-Cnin çizgisini sol sapma

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 8/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

&

olarak ilan eden Yusuf Küpeli dönemindebu paralar, tümüyle saklanma için ev kira-lanmasýnda ve iþyerlerinin açýlmasýnda kul-lanýlmýþtýr Böylece Yusuf Küpeli, örgüt pa-

rasýyla (silahlý eylemlerden ya da üye ai-datlarýndan elde edilen paralarla) iþyeri aç-ma geleneðini sola armaðan etmiþtir

Tarih, tarihtir Küçük ve önemsiz ayrýn-týlar kiþiler tarafýndan unutulmuþ ya dadoðru anýmsanmayabilir Ancak tarihin

 yapýldýðý zamanlarda, tarihin o bölümünde yer almamýþ insanlarýn bilen kiþi edasýy-la konuþmasý, tarihin çarpýtýlmasýnýn basitaraçlarý haline gelmiþtir

Evet, Türkiye tarihinin en önemli bir ey-

lemine iliþkin Can Dündarýn tanýklarýndanbirisi rahmetli olmuþ, diðeri bilmediði birkonuda konuþturulmuþtur Dün Sakýp Sa-bancýnýn ardýndan Server Tanilli yaðdan-lýk yaparken, þimdi sýra Can Dündara gel-miþtir

Günümüzde yükselen deðer, iþbirlikçiburjuvalarýn safýnda yer almak, onlara ya-ranmak, yaðdanlýk yapmaktýr Üstelik buiþi yapabilmek için, þöyle ya da böyle bir

sol geçmiþe ve görünüme ihtiyaç vardýrHer ne kadar Can Dündarýn geçmiþi lise

 yýllarýnda sola bulaþmak ve sonrasýnda sý-kýyönetim mahkemelerinde DY duruþmala-rýný izlemekle sýnýrlýysa da, o, sol kariye-rini medya aracýlýðýyla yapmýþtýr Þimdibu görevini, baðýmsýz demokrat adaylarlistesine þakacýktan adýný yazdýrarak yeri-ne getirmeye çalýþmaktadýr

 Ama bütün bu çarpýtmalar, çarpýklýklarCan Dündarýn iþbirlikçi burjuvaziye yaran-

ma çabasý olarak deðerlendirilse de, CanDündarý Alaattin Çakýcýnýn akýllý ol teh-didinden kurtarmaya yetmemiþtir Bakalýmbaðýmsýz demokrat aday olarak meclisegirmek kurtaracak mý?

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 9/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

'

Ýþbirlikçi tekelci burjuvazinin en irilerinden,mülti milyoner Kadir Has, Mete Has ve

büyük toprak mütegallibesi Talip AksoyunGünlük Hasýlatlarýnýn Kamulaþtýrýlmasý Harekâtý*

Ýstanbul Sýkýyönetim Komutanlýðý Askeri Savcýlýðý Ýddianamesinden:

Ýstanbulda þehir gerilla eylemlerini yürüten tim mensuplarý, banka soygunla-rýnýn çoðalmasý neticesi, bankalarýn veznelerinde tedbirler almalarý ve fazla parabulundurmamaya baþlamalarý üzerine gerek örgütçe kiralanan ev kiralarýnýn öden-mesi ve gerekse günlük ihtiyaçlarý ile silah ve mermi temini için fazlaca maddi im-kanlara sahip olmalarý gerektiðinden, bir yandan da sansasyon yaratarak Parti veCephe lehine ajitasyon ve propaganda yapabilmiþ olmak için Ýstanbulun tanýnmýþzenginlerini silah zoru ile kaçýrarak karþýlýðýnda fidye almaya karar vermiþlerdir.

Bu maksatla Sosyete-13 dergisinde çýkan isimlerden Kadir Hasýn kaçýrýlmasý düþü-nülmüþ, ancak bu þahsýn yerini tesbitte güçlük çekildiðinden onun yerine yeðeniMete Hasýn kaçýrýlmasý hususunda karara varýlarak bu þahsýn evi, geliþ gidiþleri,ailesinin durumu tesbit edilmiþtir.

Karar verilen eylemin icra edileceði 4 Nisan 1971 günü Ulaþ Bardakçýnýn Anka-radan çaldýðý Anadol araba ile saat 15.00 sýralarýnda Mete Hasýn oturduðu Bað-dat Caddesi Suadiye 406 numaralý apartmanýn önüne gelinmiþtir.

Saat 17.00 sýralarýnda Mahir Çayan, Hüseyin Cevahir ve Ulaþ Bardakçý MeteHasýn dairesinin kapýsýný çalmýþlar ve kapýyý açan müstahdem M. Sarýustaya çek-tikleri tabancalarýný göstererek susmasýný, sesini çýkarmamasýný ihtar etmiþlerdir...Üç silahlý sanýk, müstahdemi önlerine katarak Mete Hasýn eþi ezal Hasýn otur-ma odasýna gelmiþler ve kýmýldamamasýný, baðýrýp çaðýrmamasýný, bir kötülüktebulunmayacaklarýný, siyasi sebeplerle geldiklerini söylemiþlerdir.

Saat 19.00 sýralarýnda kapý çalýnmýþ, bu hal karþýsýnda sanýklar kapýnýn açýlýpaçýlmamasý hususunda bir tereddüt doðmuþ, kapýnýn açýlmamasý üzerine MeteHas kendi anahtarý ile açarak içeri gireceði sýrada sanýklar M. Sarýustaya kapýyýaçtýrmýþlardýr ve tabancalarýný Mete Has ile birlikte gelen Kadir Has ve Mete Hasýnkýzý Berna Hasa tevcih ederek içeriye girmelerini söylemiþlerdir. Sanýklar gelenleride oturma odasýna ezal Has ve M. Sarýustanýn yanýna almýþlar, soru üzerine deMahir Çayan alelade bir hýrsýz olmadýklarýný, politik ve siyasi zaruretler sebebiyleorada bulunduklarýný, heyecanlanmamalarýný, kendilerini fena muameleye sevket-memelerini, aksi halde yanlarýnda ipleri ve bayýltýcý ilaçlarýnýn bulunduðunu söyle-miþtir.

* THKCnin I Nolu Bildirisinde harekât þöyle duyurulmuþtur:

Coca-Cola, Pe-Re-Ja, Elvan, Mersedes-Benz, Otomarsan fabrikasý, Akbank ve dahapek çok þirket ve teþekkülün hissedar sahipleri olan Kadir Has, Mete Has, Adanalý büyüktoprak aðasý Talip Aksoyun günlük hasýlatlarý halkýmýzýn devrimci kavgasýnda kullanýlmakamacý ile kamulaþtýrýlmýþtýr.

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 10/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

Mahir Çayan, arkadaþlarý silahlarýyla diðerlerinin baþlarýnda beklerken MeteHasý yatak odasýna çaðýrarak arabasý olup olmadýðýný sormuþ, anahtarýný istemiþve almýþtýr. Adý geçen sanýk burada Mete Hasa kendilerinin banka soygunlarý vediðer bazý eylemleri yapan gruptan olduklarýný, kendisini götürüp karþýlýðýnda

400.000 lira fidye isteyeceklerini ifade etmiþtir.Bu arada rahatsýzlanan Kadir Has yatak odasýna alýnarak yatýrýlmýþ ve baþýndaHüseyin Cevahir silahlý olarak nöbet beklemiþtir.

Bundan sonra, Mahir Çayan, Mete Hastan akþam kimsenin gelip gelmeyece-ðini sormuþ ve geleceði cevabýný alýnca kapýyý Mete Hasýn açacaðýný, kendisininsilahlý olarak arkasýnda bulunacaðýný, bir þey ima ettiði takdirde derhal vuracaðýnýsöylemiþtir.

Saat 21.00 sýralarýnda beklenen misafirler Talip Aksoy, azilet Aksoy ve YýldýzSaygan gelmiþler ve daha önce söylenildiði tarzda Mete Has hareket ederek ka-pýyý açmýþ ve misafirleri oturma odasýna götürmüþtür. Silahlý sanýklar yeni gelen-lere de kýpýrdamamalarýný, mukavemette bulunmamalarýný, ne söylerlerse onun ya-pýlmasýný ihtaren bildirmiþlerdir. Bu aralarda dýþardan diðer sanýk Oktay Etimanve Kamil Dede telefonla olayýn cereyan ettiði evi aramýþlar ve evden birisi telefo-

na cevap verdiðinde, Osman beyi istiyorum diyerek bu iþaret ile arkadaþlarýylakonuþmuþlardýr.

Talip Aksoy ve ailesinin gelmesinden yarým saat sonra ezal Has mutfakta,Mahir Çayan baþýnda beklediði halde yemek hazýrlamýþ ve birlikte yenilmiþtir. Ye-mekten sonra Mete Hastan aldýklarý anahtarla yatak odasýnda bulunan kasayýaçan sanýklar, içindeki Otomarsan fabrikasýnýn açýlýþ albümünü almýþlar ve bunuevden ayrýlýrken yanlarýnda götürmüþlerdir.

Telefonla yaptýklarý müteaddit konuþmalardan sonra sanýk Mahir Çayan müs-tahdemi saat 23.00e on kala apartmanýn giriþ kapýsýna inerek açacaðýný ve kapý-da bulunan þahýslarý gayet iyi ve olaðan bir tavýrla karþýlayarak daireye getireceðiniteblið etmiþ ve bu suretle 23.00 sýralarýnda Oktay Etiman ve Kamil Dedede MeteHasýn evine gelmiþlerdir. Evde bulunduklarý sürece telefonla konuþmalarý da da-hil olmak üzere sanýklar birbirlerine sayý ile hitap etmiþlerdir. Bilahare yapýlan teþ-hisler sonucu bir numaranýn Çayan, iki numaranýn Cevahir, üç numaranýn Bardakçý,dört numaranýn Etiman ve beþ numaranýn Dede olduðu anlaþýlmýþtýr.

Saat 24.00 sýralarýnda Hüseyin Cevahir, Mete Hasý koridora çaðýrarak bir sü-re sonra gideceklerini, Talip Aksoyu da birlikte götüreceklerini söylemiþ, Mete Hasýnbu iþin burada halledilmesi tarzýndaki beyanýna karþýlýk da, 400.000 lira buradavar mý diye konuþmuþ, olmadýðý cevabýný alýnca da iþin burada halledilemeyece-ðini, götürmeleri gerektiðini, pazarlýða baþlamaya lüzum olmadýðýný ifade etmiþ,ezal Has aracýlýðý ile Kadýr Has ile de konuþularak istenen meblað söylenmiþ vepazarlýða yanaþýlmamýþtýr.

5 Nisan 1971 günü saat 00.30-01.00 arasýnda Ulaþ Bardakçý, Hüseyin Ceva-hir ve Oktay Etiman, Mete Has ve Talip Aksoyu alarak dýþarýya çýkarmýþlar veMete Hasa ait otomobile koyarak gözlerini bantla kapatmýþlar, Ulaþ Bardakçýnýnkullandýðý bu araba ile iki þahsý Erenköy Taþmektep Sokak Tenis Apartmanýndakidaireye götürmüþlerdir.

Sanýklar iki þahsý kaçýrmadan önce evde kalanlarý Kadir Hasýn bulunduðu yatakodasýnda toplamýþlar, baþlarýnda silah ile Kamil Dede býrakýlmýþtýr. Bilahare Kadir Has ve birlikte ayný odada yatan Berna Has dýþýnda, diðerleri oturma odasýnaalýnmýþlardýr.

Mahir Çayan, ezal Hasýn salonda oturmasýna müsaade etmiþ ve aralarýndageçen konuþmada, para ödenmezse kocasýnýn mutlaka öldürüleceðini, dönüþünolmadýðýný, varlýklarýný ispat etmek durumunda olup fiyaskoya tahammüllerinin bu-lunmadýðýný, ideolojilerinin tahakkuku için silah almakta paranýn gerektiðini söy-lemiþtir.

Gece ayný þekilde þifreli olarak dýþardan telefon edilmiþ ve kaçýrýlan iki þahsýneve kapatýldýklarý, durumlarýnýn iyi olduðu bildirilmiþtir.

Bu arada, Kadir Has ile yapýlan konuþmada istenilen paranýn ancak þirket ka-nalý ile bankadan alýnabileceði ve bunun için sabahleyin þirket müdürlüðüne git-mek gerektiði anlaþýlmýþtýr.

5 Nisan 1971 günü sabahý saat 07.30 sýralarýnda alýþveriþ bahanesi ile Çayanýn

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 11/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

isteði üzerine kapýcý apartmandan uzaklaþtýrýlmýþ ve apartmanýn önünde bekleyenCevahir ve Bardakçýya iþaret verilmiþtir.Hüseyin Cevahir daireye çýktýðý sýrada Mahir Çayan, Kadir Hasý alarak aþaðýya indirmiþ ve Ulaþ Bardakçýnýn kullandýðý MeteHasa ait araba ile Üsküdar arabalý vapur iskelesine gelinmiþtir. Sýrada bekleyen

çok araba olduðundan Bardakçýnýn otomobili bilahare getirmesi kaydý ile arabalývapurla Çayan ve Kadir Has Kabataþa geçerek buradan taksi ile Þiþli Halaskar-gazi Caddesindeki yazýhaneye vasýl olmuþlardýr.

Sabahleyin evden ezal Hasýn telefon etmesi üzerine beklemekte olan þirketmüdürü ve Kadir Hasýn kayýnbiraderi Ali Germirliye Kadir Has tarafýndan durumanlatýlmýþtýr. Ali Germirli muhasebeciye 400 bin lira lazým olduðunu ve bunu teminedilmesini bildirmiþtir. 200 bin lira bankadan çekilerek Mahir Çayana yazýhanedeverilmiþ, ikinci parti 200 bin liranýn ne þekilde teslim edileceði hususunda bilaharetalimat verileceði sanýk tarafýndan söylenilmiþtir.

Bu para temin edildikten sonra, ezal Hasa þirketten telefon edilerek paranýneve gönderileceði, bunun yanýnda bulunan sanýklara sorulmasý istenilmiþ ve uy-gun cevap alýnmasý üzerine muhasebeci 200 bin lirayý Suadiyedeki daireye götü-rerek talimat beklemiþtir. Saat 17.00da telefonla talimat verilmiþtir. Ancak evde

beklenilen süre içersinde ikinci parti teslim edilmesi gereken 500lüklerden bir kýs-mýnýn seri numaralarý tesbit edilmiþtir.

Talimat uyarýnca muhasebeci Suadiyedeki evden ayrýlarak Etiler Çarþýsý duraðý-na gelmiþ ve burada bekleyen Mahir Çayana gazete kaðýdýna sarýlý 200 bin lirayývermiþtir.

Mahir Çayan ve paranýn alýnmasý sýrasýnda orada bulunan Hüseyin Cevahir Leventteki daireye gelmiþler ve kendilerini bekleyen Ziya Yýlmaza, Erenköydekidaireye giderek paranýn tamamen alýndýðýný ve alýkonulan þahýslarýn gece býrakýl-masý talimatýný götürmesini söylemiþtir. Bu talimatý Ziya Yýlmaz Erenköydeki evdebekleyen Oktay Etiman ve Ulaþ Bardakçýya iletmiþtir.

Mete Has ve Talip Aksoyun kapatýldýklarý evde baþlarýnda Oktay Etiman veyüzünü tülle örttüðü halde Ziya Yýlmaz beklemiþler ve paranýn teslim edildiði habe-rinden sonra, Mete Hasýn para verilmemesi halinde kendilerine ne yapacaklarýsorusuna karþýlýk Oktay Etiman, ideallerini gerçekleþtirmek için paraya ve silahaihtiyaçlarýnýn olduðunu, parayý almadan býraktýklarý takdirde bundan sonraki ey-lemlerde de fidye teminine imkan olmayacaðýný, bu sebeple kendilerini öldürmekzorunda kalacaklarýný söylemiþtir.

Mete Hasýn arabasýnýn trafiðe bildirilmiþ olduðu öðrenilince saat 23.30 sýrala-rýnda Bardakçýnýn civardan çaldýðý Anadol marka arabaya gözleri flasterlenmek,elleri baðlanmak ve aðýzlarýna mendil sokulmak suretiyle Has ve Aksoy bindirile-rek enerbahçede býrakýlmýþlardýr. Hüseyin Cevahir ve Kamil Dede, ayný gün saat14.30da kadar Mete Haslarýn evinde kalmýþlardýr. Telefonla Mahir Çayan tarafýn-dan verilen talimat üzerine evden ayrýlmýþlardý.

(Ýstanbul Sýkýyönetim Komutanlýðý Askeri Savcýlýðýnýn 28 Þubat 1973 tarihliTHKP-C Ýstanbul Davasý Ýddianamesi.)

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 12/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

HýzlýBalýklar 

Globalleþme iþdünyasýnda Büyük balýk küçük balýðý yutar  paradig-masýný deðiþtirdi. Günümüzde önemli olan hýz, esneklik ve çeviklik.

Artýk  Hýzlý balýk yavaþ balýðý yutuyor . Türk basýnýnýn hýzlý balýklarýndanReferans gazetesi de bu yeni paradigmayý içselleþtiren Türkiyenin en hýzlýfirmalarýný seçti. Türkiyenin En hýzlý firmasý Acýbadem Saðlýk Hizmetleriolurken, ihracatýn en hýzlý firmasý da Ece Banyo Gereçleri seçildi. (Refe-rans, 1 Mart 2007.)

Daha kararlý, daha hýzlý ve daha güçlü TKPEmperyalist saldýrganlýðýn yeni hamlelerinin hayata geçirilmeye baþlandý-

ðý bir dönemde yapýlan etkinliklerde, Türkiyeli komünistlerin emperyalizmekarþý mücadelelerinin bundan sonra nasýl daha fazla büyütüleceðine dair yol haritasý çizildi. Parti'nin daha hýzlý hareket eden ve saldýrýlara anýndayanýt üreten bir forma bürüneceði de vurgulandý. (Komünist, Sayý: 283,15 Eylül 2006.)

Yurtseverler zamanýn çok deðerli olduðunu bilirler. Emperyalist planlarýbozmak için, hain ve iþbirlikçilerden daha hýzlý hareket etmeye çalýþýr, on-lardan daha atak olmaya özen gösterirler. (Yurtsever Cephe Programý,Yurtsever Cephenin Yolu.)

nu iyi koku alan þirketlerin, yeni ürünlerirakiplerinden önce piyasaya sürerek yük-sek kârlar elde etmelerinin nedeni hýz

olarak tanýmlanýyordu Böylece amiyaneekonomi bilgisiyle Büyük balýk küçük ba-lýðý yutar sözü tarih olurken, hýzlý balýk

 yavaþ balýðý yutar sözü, iþdünyasýnýn yenisloganý haline getirildi

Bu söylem ve slogan eþliðinde 2001 Þu-bat krizi koþullarýnda Türkiyenin en hýzlýbalýklarý ise, Coca Cola, Garanti Bankasý,

  Arçelik, Vestel, Bellona, Ýstikbal, Ülker veTurkcell olarak ilan edildi

Daha sonraki yýllarda internet kuþa-ðýnýn çok iyi bildiði Google, Youtobe, Hot-mail gibi para basan þirketleri hýzlý balýksöylemi için ideal örnekler olarak da gös-terildi

Dünya ekonomisinin 2000 yýlýnda içinegirdiði durgunluk (bunalým) sürecinin ilk

 yýllarýnda, kendi sözleriyle söylersek, Ame-

rikanýn genç kuþak gurularýndan JasonJennings   Its Not The Big That Eat the

 Small-Its The ast That Eat the Slow (Bü- yük Balýk Küçük Balýðý Deðil, Hýzlý Balýk Ya- vaþ Balýðý Yutar) adýnda bir kitap yayýnlay-ýnca, hýzlý balýk söylemi ekonomi çevre-lerinde hemen benimsendi

Google, Hotmail, AOL gibi internet ku-þaðýnýn yakýndan tanýdýðý þirketler bu yenisöylemin kanýtlarý ve gerçekliði olarak su-nuldu

Ýddia, hýzlý balýklarýn, rakiplerinden ön-ce piyasaya ürün sunarak satýþlarýný vekârlarýný artýrdýklarý þeklindeydi Eski deyiþ-le, tüketici beklentileri konusunda bur-

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 13/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

!

Ekonomi-politik bilgisine sahip olmayan,emperyalist-kapitalist ekonomiyi sadeceborsa iliþkileriyle izleyenler açýsýndan yeni

  ve ilginç görünen bu hýzlý balýk söyle-

mi, fýrsatlardan yararlanmanýn (oportü-nizm) en kolay ve en kestirme yolu gibigörünüyordu Ama ekonomi-politiði bilen-ler için durum hiç de böyle deðildir

Hýzlý balýklarýn rakiplerinden önce pi-  yasaya ürün sunarak elde ettikleri yük-sek kârlar, kapitalist ekonominin en temelolgularýndan olan ve kapitalistlerin çok iyibildikleri giriþim kârýndan baþka bir þey deðildir

Kapitalizm koþullarýnda yeni ürün piya-

saya süren her kapitalist, piyasada ilk vetek olmanýn avantajýyla ortalama kârýnüzerinde bir kâr elde eder Benzer durum,üretim sürecinde maliyetleri düþüren yenimakinelerin, yeni teknolojinin kullanýlmasýsýrasýnda da ortaya çýkar Maliyetleri düþü-ren, dolayýsýyla kâr oranýný yükselten her

  yeni makineyi üretim sürecine ilk uygula-  yan kapitalist, rakiplerinden daha düþükmaliyete sahip olduðu için ek bir kâr eldeeder Bu da yeni makinenin yaratmýþ ol-duðu giriþim kârýdýr

 Ancak kapitalist üretim iliþkilerinin yasa-sý, sermayenin kâr oranlarý düþük alanlar-dan yüksek alanlara doðru hareketini zo-runlu kýlar Dolayýsýyla bir alanda, ister yeniürün nedeniyle, ister yeni makinelerin üre-tim sürecine sokulmasýyla olsun, yüksekkâr ortaya çýktýðýnda, sermaye hýzla bu ala-na akar Ýþte hýzlý balýk hikayesinin hýzlaolan iliþkisi, bir yanýyla giriþim karý saðla-

  yan ilk ve tek oluþ, diðer yanýyla bu yük-sek kâr getiren alana en hýzlý sermaye

 yatýrýmý yapmaktan ibarettir

 Ama sermayenin daha yüksek kâr geti-ren alanlara doðru hareketi, tüm sermayeiçin geçerli olduðundan, bir süre sonra bualanda yoðun bir sermaye yatýrýmý ve aþýrý-üretim kaçýnýlmaz olur Marksýn üretimdeanarþi olarak da tanýmladýðý bu sermayeakýþý, yeni ürünün aþýrý-üretimi ile sonuç-lanýr Artýk yeni ürün, pek çok sermayetarafýndan üretildiðinden, ilk giriþim kârýortadan kalktýðý gibi, talepten daha fazla arzsöz konusu olur Aþýrý-üretim koþullarýnda,önce fiyatlar düþer, ardýndan satýþlar dur-ma noktasýna gelir Nihayetinde piyasalaryeni ürünle dolar, yeni ürün satýlamazhale gelir; kârlar düþer, birbiri ardýna iflas-

lar baþgösterirHýzlý balýklarýn kaderi, tümüyle kapi-

talist ekonominin bu klasik iþleyiþine tabi-dir Herhangi bir çarþý esnafýnýn çok iyi bil-

diði gibi, hýzlý yükselen hýzlý çökerHýzlý balýklarýn diðer bir özelliði ise, ka-

pitalist iliþkilerin bu geliþim sürecini karþýla-  yacak yeterli sermayeye sahip olmayýþla-rýdýr Bu yüzden, baþka sermayelerin (ra-kipler) ayný alanda yatýrým yapmalarýyla bir-likte ortaya çýkan rekabet koþullarýnda, re-kabeti sürdürebilmek için yeterli sermaye-

 ye sahip olmadýklarý için, bir süre sonra þir-ketlerini daha büyük sermayeye satmakdurumunda kalýrlar Satýþtan elde ettikleri

parayla piyasadan çekilirlerBizim gibi geri-býraktýrýlmýþ, emperyaliz-me baðýmlý ülkelerde hýzlý balýk olmakise, kamu kredisine ve tüketicilerin med-

  ya aracýlýðýyla yönlendirilmelerine baðlýdýrDolayýsýyla hýzlý balýk olmak, ayný zaman-da siyasal iliþkilere sahip olmak demek-tir Örneðin Ülkerin, Ramseyin yükseliþi

 AKPnin hükümet olmasýyla birlikte ortayaçýkmýþtýr

Hýzlý balýk olarak ithalatýn liberalizas-  yonundan yararlanýp servet sahibi olan-

lar vardýr Halk deyiþiyle, dün açlýktan ne-fesi kokan kimileri, yeni ithal mallar pa-zarlamasýyla yüksek kârlar elde etmiþlerdir

 Ancak yakýndan bakýldýðýnda, bunlarýn bü- yümelerinin tümüyle siyasal iliþkilere baðlýolduðu hemen görülür Her siyasal iktidardeðiþmesiyle yeni zenginlerin türemesibunun en açýk örneðidir

  Yazýmýzýn baþýnda yer verdiðimiz gibi,Doðan Holdingin  Referans gazetesinin bu

  yýl düzenlediði hýzlý balýk yarýþmasýndabirinci olan þirket þöyle tanýtýlmaktadýr:

Acýbadem Saðlýk Grubu küçükbir semt hastanesini 17 merkezli devbir saðlýk grubuna çevirdi Türkiye-nin halka açýk tek saðlýk kuruluþu

  Acýbadem, 16 yýlda borsa deðerini750 milyon YTLye çýkardý Hizmet-te, finansmanda ve yönetimde ino-

  vasyonu benimseyen grup, kriz dö-nemlerinde bile yatýrýmlarýna ara

 vermedi 2004teki 153 milyon dolarcirosunu 2005te 2284 milyon dola-ra yükseltti 2005 yýlýný %50 büyümeile tamamladý Hastanede küçükoperasyonlarla verimlilik iki katýnaçýkarýldý, hastanenin giderleri %50

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 14/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

"

düþürüldü Buna karþýlýk gelirler%100 arttý

Ýþte bu hýzlý balýkýn sahibi olan Meh-met Ali Aydýnlar, 1992de ANAPtan Ýstan-

bul/Bahçelievler belediye baþkan adayý ola-rak siyasete girmesiyle birlikte yükseliþegeçmiþtir M A Aydýnlara iliþkin medya-da yer alan son haber ise, Tayyip Erdoðan-ýn Mehmet Ali Bey gel, Þiþli Etfali sana ve-relim Yer de gösterelim, orada devlete mo-dern bir hastane yap Þiþli Etfali ister hasta-ne yap, ister alýþveriþ merkezi yap Nasýl ar-zu edersen sözleri olmuþtur

Salt bu örnek bile ülkemizdeki hýzlý ba-lýklarýn nasýl hýzlý olduklarýný açýkça göster-

mektedirÖzcesi, hýzlý balýk, her durumda fýr-satçýdýr, siyasal ve finansal iliþkileri saye-sinde burnu her zaman rakiplerinden da-ha hýzlý koku alýr M A Aydýnlar olayýn-da da olduðu gibi, saðlýk alanýyla hiçbir iliþ-kisi olmayan sýradan bir Laleli muhase-becisi, kýsa sürede mali müþavir ve özelhastaneler patronu olur*

Þüphesiz hýzlý balýk söylemi, globa-lizm demagojisinin basit bir aracýdýr Dola-

 yýsýyla, sadece ekonomi alanýnda deðil, top-

lumsal, siyasal, kültürel alanlarýn hepsindekullanýlan bir araç ve söylemdir Hýzlý ba-lýk söylemi, fýrsatçýlýkýn ideolojik mantý-ðýnýn da dýþa vurumudur

Bu mantýk, herþeyde ilk olmak veilk olmanýn avantajý ile giriþim kârýný ce-be indirmektir

  Yazýmýzýn baþýnda yer verdiðimiz gibi,hýzlý balýk söylemi ve mantýðý legalistlerarasýnda da hak ettiði yere sahip olmuþ-tur Onlar da, politikanýn oportünistleriolarak, hýzlý balýklaþmayý bir kâr, geti-

ri ve prim aracý olarak kullanmaya yö-nelmiþlerdir Legalist oportünistlerin hýzlýbalýk söylemi ve mantýðý, kapitalist-giriþim-cinin söylem ve mantýðýndan farksýzdýr SÝP-TKPsi bu konuda en hýzlý balýk seçilecekkadar ataklýðý ile bir örnek sayýlýr

12 Mart günü bu hýzlý balýkýn sanal

günlük gazetesinde þu haber yer almakta-dýr:

Yurtsever Cephe 1 Mayýs 1977-nin 30uncu yýldönümünde 1 Mayýsý

Taksimde kutlama kararý aldý Ankarada gerçekleþtirilen Yurtse-

 ver Cephe Genel Kurulunda bu se-ne 1 Mayýsýn Taksimde kutlanmasýkararý alýndý Karar, dün gerçekleþti-rilen Genel Kurula katýlan yüzlerce

 yurtsever tarafýndan alkýþlarla karþýla-nýrken, Taksime büyük kalabalýkla-rýn yýðýlmasý gerekliliði vurgulandýÖte yandan Genel Kurula sunulankarar tasarýsýna, 1 Mayýs 2007de

Taksim dýþýnda bir alternatif kabuletmiyoruz ibaresi eklendi Söz konu-su kararýn alýnmasýnda bu senenin1 Mayýs 1977nin otuzuncu yýldönü-mü olmasý ve AKPnin iktidar döne-mi boyunca emekçilere karþý em-peryalizmin ve sermayenin takýndý-ðý saldýrgan tavýr belirleyici oldu

Bu habere göre, SÝP-TKPsinin Yurtse-  ver Cephesi, herkesden daha hýzlý ola-rak 1 Mayýsýn Taksimde yapýlmasý kara-rýný almýþ ve baþka alternatif kabul etmi-

 yoruz diyerek de kendisini baðlamýþ gö-rünmektedir  Ancak ayný açýklamaya iliþkin haber

okunmaya devam edildiðinde þu sözlerlekarþýlaþýlmaktadýr:

1 Mayýs 2007 için DÝSK Baþkan-lar Kurulu tarafýndan yapýlan açýkla-mada, 1977de yaþanan katliamýn 30

  yýldönümünde Taksim-1 Mayýs ala-nýnýn kutlamalarýn merkezi olmasýöngörülmektedir Yurtsever Cephebu yaklaþýmýn ilkesel olarak doðru

olduðu kanýsýndadýrEvet, hýzlý balýk, sadece kendi sanal-

lýðý içinde en hýzlý olduðunu göstermekiçin haberi bir parça kurgulamýþtýr

Solda yer alan herkesin bildiði gerçekise, DÝSKin 1 Mayýs 2007yi Taksimde kut-lama kararýný bir yýl önce aldýðýdýr

Ýþte siyasetin hýzlý balýklarý ile ekono-minin hýzlý balýklarý böylesine ikiz kardeþ-tirler

Hemen hatýrlatalým ki, hýzlý balýk teo-risyeni Jason Jenningsin son kitabýnýn adý,  Less is Moredur (Az Olan Daha Ýyidir)

Gerisi hýzlý balýklarýn bileceði iþtir

* Acýbademin borsa macerasý ise Haziran 2000debaþlamýþtýr Þirketin hisselerinin 30000 TL üzerindenbaþlayan halka arz fiyatý, 2001 yýlýnda 15000 TL;2002de 2319 TL; 2004de 7203 TL; 2005de 4530

TL; 2006da 12600 TL ve 2007de 15200 TL olmuþ-tur Kýsacasý, bu hýzlý balýk hisselerini alan yatý-rýmcýlar, yedi yýl içinde hiçbir getiriye sahip olma-mýþtýr

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 15/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

#

Saðlýk,Kâr 

 ve aiz Dýþý azla

[Anti-Emperyalist ve Anti-Oligarþik DEVRÝMCÝ GENÇLÝKin 11 Mart 2007 tarihin-de yayýnladýðý bildiri]

Bugün dünyanýn pek çok ülkesinde olduðu gibi, ülkemizde de saðlýkhizmetleri, kamu hizmeti olmaktan çýkartýlýp, bireysel ve özel hizmet haline dö-nüþtürülmektedir

1980lerde ABDde saðlýk hizmetlerinin rasyonalize edilmesi sloganýylabaþlatýlan bu bireyselleþtirme ve özelleþtirme uygulamasý, hastaneleri birer þir-ket olarak ele alýp, hizmet maliyetlerine göre yeniden düzenlemeyi esasalmýþtýr

Türkiyedeki adýyla bu saðlýkta dönüþüm programý, saðlýkta bireysel

sorumluluk ya da yaþam tarzý sorumluluðu adý altýnda koruyucu saðlýk hiz-metlerini bireyselleþtirmeyi amaçlarSaðlýkta bireysel sorumluluk, bireylerin koruyucu hekimlik ve koruyu-

cu saðlýk hizmetlerinin yerine bireysel yaþam tarzý çözümleri (diyet, spor, jog-ging, eksersiz yapma vb) yoluyla, kamu saðlýk hizmetleri ve kamu saðlýðýnýnbir yana býrakýlmasýndan baþka bir þey deðildir

 Yaygýn bir medya propagandasýyla, kalp, kanser vb hastalýklara iliþkinünlü uzmanlarýn el kitaplarýyla saðlýk hizmetlerinin bireyselleþtirilmesi, sað-lýklý yaþam için bireysel sorumluluk adý altýnda tezgahlanmýþtýr

Bugün saðlýk hizmetlerinin artan oranda özelleþtirilmesi, parasý olanýndaha iyi saðlýk hizmeti alabileceði hastanelerin, özel kliniklerin vb ticaretha-nelerin yaygýnlaþtýrýlmasý, devlet saðlýk sigortasýnýn özel sigortaya dönüþtürül-

mesi, herþeyden önce, saðlýk hizmetlerinin maliyet hesaplarý üzerinden kâr-zarar hesabýna dönüþtürülmesi demektirHerhangi bir tepkiyle karþýlaþmaksýzýn birbiri ardýna açýlan, parasý ola-

na hizmet sunan herhangi bir hizmetler sektörü þirketinden farksýz özel has-taneler, American Hospitaller, bu bireyselleþtirmenin ve özelleþtirmenin ön ha-zýrlayýcýlarý olmuþtur

Bugün bu sürecin son aþamasýna ulaþýlmýþtýr Artýk tüm saðlýk hizmetleri, bireylerin sorumluluðunda ve özelleþtirilmiþ

ticarethaneler aracýlýðýyla sürdürülecektirHerhangi bir kapitalist þirketin maliyet hesabýyla çalýþan saðlýk kuruluþ-

larýnýn ortaya çýkartýlmasý, ayný zamanda saðlýk çalýþanlarýnýn, özel olarak dahekimleri bu saðlýk þirketlerinin ücretle kiralanmýþ personeli haline dönüþ-türmektedir

Bu sistem içinde hekimlerin yükümlülüðü, en düþük maliyetle en yük-sek kârý elde etmek olacaktýr

Saðlýk þirketlerinin kârlýlýðýný saðlamakla yükümlü kýlýnmýþ hekimler,

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 16/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

$

düþük maliyetli, ama en yüksek kârý saðlayan saðlýk hizmetlerini, tedavi ama-cýndan çok, tahlil vb adlar altýnda kâr getirici hizmetlere dönüþtürmek zorun-da býrakýlacaklardýr Bu, açýk biçimde saðlýk hizmetlerinin etkinliðini, tedavi ediciniteliðini ortadan kaldýracaktýr

Saðlýk hizmetlerinde çalýþanlar, hekimler, hemþireler, saðlýkçýlar, artýk buticarethanelerin ücretli çalýþanlarý olarak çalýþma süresine, maliyet düþürücütedavi yöntemleri uygulamalarýna baðlý olarak ücretlendirileceklerdir Bu açýkbiçimde saðlýk hizmetlerinde prim sisteminin uygulamaya sokulmasý demek-tir

Zaman birimi baþýna daha çok hastaya hizmet veren hekimler ve di-ðer çalýþanlar daha yüksek prim alarak kendi bireysel ücretlerini yükseltmekaygýsýna düþeceklerdir

Özelleþtirilen ve þirketleþtirilen saðlýk hizmetleri, giderek saðlýk holding-lerinin yönetiminde tekelci bir yapýya dönüþecektir

  Ve borsada iþlem gören herhangi bir turizm þirketi, futbol kulübü gibiborsaya kota edilecek olan bu þirketler, her durumda borsadaki hisse senet-

lerinin deðerini yüksek tutabilmek için kârlarýný maksimilize etmek peþinedüþeceklerdirÇalýþanlarýn (hekimler, hemþireler, saðlýkçýlar) ücretleri düþtüðü oranda

kârlarýný artýracak olan bu borsa saðlýk þirketleri, hekimleri ve çalýþanlarý bireraçgözlü ve açýkgöz tüccar konumuna indirgeyerek, hasta ile hekim arasýndaolmasý gereken güven vb iliþkileri ortadan kaldýracaktýr

Sorun, saðlýk hizmetlerinin özelleþtirilmesi yoluyla hekimlerin ve saðlýkpersonelinin þirket personeli haline dönüþtürülmesiyle sýnýrlý deðildir

Saðlýk alanýnda her türlü þarlatanlýðýn baþgöstermesine, sonuçlarý bilin-meyen yeni tedavi yöntemlerinin hastalar üzerinde denenmesine yol açacak-týr

Saðlýk hizmetleri etkinliðini yitireceði gibi, hastalarýn hekimlere olan gü-

 venleri de parayla yer deðiþtirecektirAile hekimliði gibi, tümüyle Avrupadan ithal, AB normlarýna uy-gun deðiþikliklerle, hekimler serbest rekabet koþullarýna itilirken, hastalar PRýgüçlü tüccar-hekimlerin eline teslim olacaklardýr

Bugün kendi içinde iflas etmiþ Avrupa saðlýk sisteminin parçasý olanaile hekimliði, kiþiye özel saðlýk hizmetleri sunumuyla meþrulaþtýrýlmayaçalýþýlmaktadýr Televizyonlarda yayýna sokulan hastane dizileri aracýlýðýyla dainsanlar bu duruma alýþtýrýlmaktadýr

Bugün saðlýk sisteminde yapýlmaya çalýþýlan deðiþiklikler, açýk anlatýmýylasaðlýk hizmetlerinin herkese parasý kadar saðlýktan baþka bir þey deðildir

Bütün bunlar, devlet bütçe giderlerini azaltmak, bütçe gelirleri üzerin-den saðlýk hizmetlerinin ve saðlýk sigortalarýnýn finanse edilmesini ortadan kal-dýrmak ve bu yolla daha fazla faiz dýþý fazla vermeyi saðlamak için yapýlmak-tadýr Daha fazla faiz dýþý fazla vereceði varsayýlan devlet bütçesi ile daha faz-la iç ve dýþ borç faizleri ödenmesi hesaplanmaktadýr Daha fazla faiz ödeyebilirhale gelen devlet bütçesi, daha fazla borçlanmayý da beraberinde getirecektir

Özcesi, borç yiðidin kamçýsýysa, özelleþtirilmiþ saðlýk hizmetleri de,kamçýlarýn açtýðý yaralarý iyileþtirmek ve yeni kamçýlara dayanýklý hale getirmek-ten baþka bir þey olmayacaktýr

 Anti-Emperyalist ve Anti-Oligarþik 

DEVRÝMCÝ GENÇLÝKhttp://wwwantioligarsikgenclikcom

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 17/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

%

Seçim Sath-ý MailindeBir Medya Ýtirafçýsý

faaliyetlerinin yarýdan fazlasýný ger-çekleþtiren   private equity fund lar(özel sermaye fonlarý) olduðu ilerisürülüyor

Böylece Turgay Cinerin 5 yýl önce baþ-layan medya patronluðu macerasý da(þimdilik) noktalandý Ama medya patron-larý yeni bir itirafçý sahibi de oldu

  Kurtuluþ Cephesinin Kasým-Aralýk 2000tarihli 58 sayýsýnda þunlar yazýlýdýr:

Egeli zengin çocuðu Dinç Bil-ginin yýldýzý Turgut Özalýn baþba-kanlýðýyla birlikte parlamaya baþla-mýþtýr T Özalýn Basýn dünyasýnda-ki tekelleþmeye karþý baþlattýðý sa-

 vaþý, Ege bölgesinde Yeni Asýr gaze-

tesini yayýnlayan Dinç Bilginin 22Nisan 1985de  Sabah gazetesini Ýs-tanbul merkezli olarak yayýnlamayabaþlamasýyla büyük bir zafer kazan-mýþtýr!

Dinç Bilgin,  Sabah gazetesininkamuoyunu yönlendirme gücünedayanarak yükseliþini sürdürmüþ ve1990lara girildiðinde Medya Holdinghaline gelmiþtir  Sabah gazetesiyle

 yürüttüðü promosyonlar Sabah Pa-  zarlama A.Þyi doðurmuþ ve MedyaHolding büyük bir tüccar haline gel-miþtir (Ekonomi dilinde pazarlama-cýlýk, ticaretten baþka birþey deðil-

Gazetelere göre, TMS.ye gizli protokolbilgisini Dinç Bilgin vermiþtir Dinç Bilgininkamu alacaðýnýn tahsil edilebilmesi için bugiriþimde bulunduðu, üç ay önce TMS. ile

arka arkaya üç ayrý toplantý yaptýðý ve sonolarak Mart ayýnýn sonunda Dinç Bilgin, oð-lu Önay Bilginle birlikte bizzat TMS. Baþ-kaný Ahmet Ertürke, Kamu menfaatininbu bilgileri bilmenizden geçtiðini düþünüyo-rum diyerek Turgay Cinerle yaptýðý 2001

 ve 2002 tarihli gizli ortaklýk belgelerini ibrazettiði gazetelerde yer aldý

Gizli belgeleri ele geçiren TMS. Baþ-kaný Ahmet Ertürk, 1 Nisan pazar günü Sa-bah ve Atvnin de içinde yer aldýðý Turgay Cinerin Merkez Grubu þirketleri ile Dinç

Bilginin Medya Grubu þirketlerine el koy-du

TMS. Baþkaný Ahmet Ertürk, elkonulanþirketlerin altý ay içinde satýþa hazýr halegetirileceðini ve satýlacaðýný duyururkengazetelerde þu haberler yer almaya baþladý:

TMS.nin operasyonunun üze-rinden 24 saat geçmeden, iki ulus-lararasý grup nihai fiyat,  due dilligen-cedan sonra kesinleþmek üzere Sa-bah medya grubuna 800 milyon do-lar civarýnda bir fiyatý peþin olaraködemeye hazýr olduðunu iletti

TMS.yle temasa geçen taliplerinson 3-4 yýlda dünyadaki satýn alma

Etibank A.Þ. hakim ortaðý Dinç Bilgin ile Turgay Ciner arasýnda imza-lanmýþ olan gizli sözleþmelerin yeni ortaya çýkmasý sonucunda, Bilgin ve

Merkez Grubunun medya sektöründe faaliyet gösteren 63 adet þirketininyönetim ve denetimleri 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanununun ilgili hükümleriuyarýnca TMS tarafýndan devralýnmýþtýr. (Tasarruf Mevduatý Sigorta o-nunun (TMS) 1 Nisan pazar günü yaptýðý açýklama.)

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 18/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

&

dir)1994 yýlýna gelindiðinde Dinç Bil-

gin grubu diye adlandýrýlan MedyaHoldingin þirket sayýsý hýzla artmýþ

 ve Sabah ile Sabah Pazarlama A.Þ.-  yi halka açarak, borsaya kota et-miþtir 2 Mart 1997 yýlýnda özelleþtiri-len Etibanký satýn alarak bankalýholding haline gelmiþtir Sabah ga-zetesinin köþe yazarlarýnýn sözleriy-le ifade edersek, gazetecilikten baþ-ka bir þeyden anlamayan Dinç Bil-gin, finansmanýný borsadan ve ban-kadan saðlayan büyük bir tüccar ha-line gelmiþtir

Mayýs 1998den itibaren Türkiyeyiaçýk biçimde etkisi altýna alan dünyaekonomik buhraný koþullarýnda pekçok þirket gibi Dinç Bilgin grubu daödeme güçlüðü içine düþmüþtürBu durumda Dinç Bilginin imdadý-na Etibank yetiþmiþtir Etibankýn%100ler seviyesinden faizle topladý-ðý paralar Dinç Bilgin grubuna ait þir-ketlere aktarýlmýþ ve böylece bu þir-ketler piyasadan daha düþük faizlekredi saðlayabilmiþlerdir

Vermeden almak Allaha mah-sustur D Bilgine ait þirketler, her-nekadar piyasadaki faiz oranlarýndandaha düþük faizlerle Etibank kaynak-larýný kullanmýþlarsa da, bunlarýn tek-rar yerine konulmasý gereklidir Aksihalde iflas kaçýnýlmazdýr Ve öyle deolmuþtur

 Ancak ülkemizdeki tüm iþbirlikçiburjuvalar gibi, Dinç Bilgin de içinegirdiði darboðazdan kurtulabilmekiçin, tüm umudunu Nisan 1999 se-

çimlerine baðlamýþtýr T Özalla ku-rulan ilk iliþkiden beri ANAPýn þem-siyesi altýnda palazlanan Dinç Bilgingrubu, seçim sonrasýnda kurulma-sýný beklediði DSP-ANAP hükümetiy-le bu darboðazdan çýkacaðýný um-muþtur Ancak seçim sonrasýndaDSP-MHP-ANAP koalisyon hüküme-tinin kurulmasý, devlet kaynaklarýnýnüçe paylaþýlmasýný zorunlu kýlmýþ-týr

27 Ekim 2000de, IM. talimatýyla, TMS.tarafýndan Dinç Bilginin Etibankýna el ko-nuldu

30 Kasým 2000de   Sabah Yayýncýlýkýn

hisseleri MV Holdinge ve Sabah gazetesi-nin yönetimi MTM Haber Yatýrýmcýlýk AÞyegeçti Turgay Ciner ise, bu operasyonunperde arkasýndaki kiþisiydi Ve Sabah, Atv

 ve diðer þirketler 2002 yýlýnda resmen Tur-gay Cinerin Park Holdinginin malý oldular

Böylece yükselen yýldýz Dinç Bilgin ye-rini Turgay Cinere býraktý

Turgay Ciner, Park Holdingin sahibidirYükseliþi, özelleþtirmeler sýrasýnda Havaþýsatýn alarak baþlamýþ, ardýndan Ordu-Sinopelektrik daðýtýmýný, Penyelüksü ve nihaye-tinde Hopa Limanýný almýþtýr Alpagut-Do-durga, Tunçbilek ve Soma linyit kömürümadenlerini satýn alan Turgay Cinerin iki

büyük yatýrýmý ise, savunma sanayi ala-nýnda faaliyet gösteren, yönetiminde emek-li generallerin yer aldýðý Parksavsan AÞ ileRiva Menkul Deðerler þirketidir

T Cinerin ünlendiði olay ise, kumar-haneler kralý Ömer Lütfü Topalýn gizli or-taðý olmasýdýr (Anýmsanacaðý gibi, Ö Lüt-fü Topal cinayetinde Haluk Kýrcý ve Abdul-lah Çatlýnýn da isimleri geçer)

Bir medya itirafçýsý olarak gizli pro-tokollarý TMS. baþkaný Ahmet Ertürkekendi elleriyle teslim eden Dinç Bilgin, bir-

kaç ay önce Kanal 7de Nazlý Ilýcakýn özelkonuðu olarak ekranlara çýkmýþ, 28 Þubatsürecinde yaptýklarýndan piþmanlýk duy-duðunu açýklamýþtýr

Bugün Sabah ve Atvye el konulurken,Dinç Bilgin, 28 Þubat piþmancýlýðýnýn ar-dýndan gizli protokollarý teslim ederekaçýk biçimde itirafçýlýk yasasý hükümlerin-den yararlandýrýlmýþ görülmektedir NitekimDinç Bilginle yýllarca birlikte çalýþtýk di-

 yen, yanaðýný okþayacak kadar Tayyip Erdo-ðanla son dönemde sýký fýký olan ve Sabah

gazetesi baþyazarý Mehmet Barlas olayý yorumlarken açýk biçimde 28 Þubata atýf-ta bulunmuþtur

 Açýktýr ki, babadan ve çekirdekten yetiþ-me bir þeriatçýnýn baþkanlýðýnda TMS., Tur-gay Cinerin medya grubuna el koyarak,Tayyip Erdoðan ve mehteran takýmýnýn 28Þubatýn rövanþýný alma yönünde bir adýmdaha atmalarýný saðlarken, ayný zamandaseçim sath-ý mailine, medyanýn büyük birbölümünün denetimine sahip olarak gir-melerini saðlamýþtýr

El konulan medya grubunun kayyum-luðuna  Yavuz Onursalýn atanmasý ise, el-koyma operasyonunun siyasal iliþkilerini ve

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 19/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

'

niteliðini daha da belirginleþtirmiþtirMedya haberlerinde Yavuz Onursal

þöyle anlatýlmaktadýr:Ýzmir Yavuz Onursalý AP Ýlçe

Baþkaný olarak tanýr Babasý RagýpOnursal DPnin Ýzmir Belediye Baþ-kanýydý Iþýlay Saygýn çocukluk ve si-

  yaset arkadaþý oldu 1980 sonrasýMDP ve Turgut Sunalp ile yakýnlaþtý

 Aday adayý oldu 12 Eylül öncesi Bu-ca Belediye Baþkaný olan Iþýlay Say-gýnýn TBMMye taþýnmasýnda önemlirol oynadý Daha sonra Ankarayý,mesken tuttu Aydýn Menderesinbürosunu kullanýyordu 1990lý yýlla-

ra gelindiðinde Yalým Erez ve ÖzerÇiller ile arkadaþ olan Yavuz Onur-sal, Sabah Gazetesinin Ankara idaritemsilcisiydi Çillerin yakýnýndaki Ya-lým Erez ile siyaset ve yol arkadaþýy-dý

Dinç Bilginin þirketlerine elkonul-masýndan sonra Uzan grubuna geç-ti Orhan Uðuroðlu ile birlikte kýsasürede Cem Uzanýn en yakýnýndakiiki isimden biri oldu Genç Parti vesiyaset fikrini bu ikili oluþturdu Ak-

tif çalýþma dönemi baþladý 3 Kasým2002 seçimlerinde Genç PartidenBursa milletvekili adayý olarak katýl-dý Cem Uzanýn mitinglerde konser

  verdirme fikrinin de babasý olarakbilindi Yavuz Onursal, Mavi AÞdenGenç Partiye 19 milyon 750 bin YTLkaynak aktarýlarak Siyasi PartilerKanununa muhalefet edildiði iddia-sýyla 17 kiþiyle birlikte yargýlandý

 Yavuz Onursalýn AKPliler içinde Abdullah Gül ve Kültür Bakaný Atilla

Koçla düzenli bir hukuku varKanal 7 ekranlarýnda 28 Þubat süre-

cinde yaptýklarýndan dolayý piþmanlýkbeyan eden Dinç Bilgin, bir ay önce Tayyip

Erdoðanýn yanaðýný okþayan Sabah gaze-tesi baþyazarý liboþ Mehmet Barlas ve ni-hayetinde her devrin adamý Yavuz Onur-sal ile TMS. baþkaný Ahmet Ertürk, med-

  yadaki son operasyonun aktörleri olaraksahnede yer almýþlardýr Açýkça medya-nýn liberalleri ile þeriatçýlar, milliyetçi-mafya adamý olarak bilinen Turgay Cinerekarþý ittifak içinde hareket etmiþlerdir

Gerek bu ittifakýn, gerekse medyanýnbüyük bir bölümünün AKPnin denetimine

geçirilmesinin seçim sonuçlarý üzerinde na-sýl bir etki yapacaðý bugünden bilinemesede, liberaller ve AKP þimdilik bu ittifaktanmutlu ve memnun görünmektedirler Li-beraller AKP aracýlýðýyla bir kez daha ka-mu kaynaklarýný talan edebilecekleri için,

 AKP ise seçimlere büyük bir medya des-teði ile gireceði için mutlu ve memnundur-lar

Þüphesiz Sabah ve Atvye el konulmasýoperasyonu, ülke tarihinin en büyük se-çim operasyonudur Þeriatçý bir baþkanýn

 yönetiminde TMS., baþlý baþýna bir ekono-mik zor gücü olarak tüm medya üzerin-de sallanan bir satýr gibidir Dolayýsýyla buoperasyon, sadece el konulan medyakuruluþlarýyla sýnýrlý sonuçlar doðurmamak-tadýr Baþta Doðan medya grubu olmaküzere, tüm medya, TMS.nin vesayeti al-týna alýnmýþtýr Cumhuriyet gazetesinin Tur-gay Ciner tarafýndan parasal olarak destek-lendiði göz önüne alýndýðýnda, bu geliþme-nin etkisi giderek daha da geniþleyecektir

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 20/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

(Aþaðýdaki röportaj 15 Temmuz 2005 tarihli Milliyet-Business'te yayýnlanmýþtýr.)

Ertürke yönelttiðimiz ilk soru þöyleydi: Türk islam entelejansiyasýnda memle-ketiniz Malatyanýn adýyla anýlan bir Ýslami akýmdan sözediliyor. Bu akýmýn lideri babanýz mýydý? Liderlik babanýzdan sonra size mi geçti?  Bu soruya gülümseye-rek Hayýr  yanýtýný verirken, Bakýn anlatayým dedi ve sohbet yol almaya baþladý.

Vatan gazetesinin baþyazarý Ahmet Emin Yalmana 1952 yýlýnda Malatyadabir suikast düzenlenmiþti. Eylemin planlayýcýsý olduðu söylenen ve Saatçi Musa

adýyla bilinen Musa Çaðýlý sizin çok iyi tanýdýðýnýz söyleniyor. Bu doðru mu?Onu tanýmayan yoktur. Hatta sadece Malatyadan deðil; Türkiyenin neresin-

den olursa olsun Ankaraya üniversite öðrencisi olarak gelen herkes ya burs al-mak ya da yurt bulmak ya da kayýt yaptýrmak için Saatçi Musadan yardým isterdi.Tabi ben 30 yýl öncesinden sözediyorum. Hatta o zaman adý sadece Saatçi deðil,Saatçi ve Kitapçý Musaydý. Musanýn o zaman Ankarada Ýzmir Caddesinin köþesin-deki pasajda hem saat tamiri yaptýðý hem de kitap sattýðý bir dükkaný vardý. Dük-kanda daha çok saðcý cenahýn okuduðu kitaplar bulunurdu. O küçücük dükkandaisteyen kitaplarý satýn alýr, isteyen de orada oturur okurdu. Böyle enteresan bir yerdi.

Yalman suikastinin asýl faili Hüseyin Üzmezdir. Saatçi Musa ise Üzmeze yar-dým eden kiþi olarak, yanýlmýyorsam 7-8 sene yatmýþ bir adamdýr. Çýktýktan son-rada 12 derece gözlükleriyle saat tamirciliði yapmaya baþlamýþtýr. Saat iþi o kadar 

ince bir iþtir ki, o gözlüðüne ayrýca bir þey daha takardý. Dükkaný ise bir siyasetve edebiyat mektebi gibiydi.

Saatçi Musanýn dükkaný yalnýzca 16 metrekareymiþ. Bu küçücük yerde kimle-ri tanýdýnýz?

Sezai Karakoçtan Erkan Beyazýta, Cahit Zarifoðlundan, Nuri Pakdile, KasýmÖzden Ören gibi o dönemin edebiyatçýlarýnýn büyük bölümünü ben orada tanýdým.Bugünün büyük politikacýlarýný da orada tanýdým. Korkut Özalýndan tutun, bugün-kü Mecliste bizim kuþaðýmýzdan milletvekillerini, örneðin Turizm Bakaný Atilla Koçlada orada tanýþtým. Koç, o zamanlar sanýyorum Ýçiþleri Bakanlýðýnda danýþman yada kaymakam gibi bir görevde bulunuyordu. Bugünün bakanlarý Zeki Ergezen de,  Abdullah (Gül) Beyde o dükkânýn müdavimleri arasýndaydý.

1971 muhtýrasýndan sonra sükünet dönemi gelmiþti. Önce bürokrat sonra si-yasetçi adamlarýn bir kýsmý ya Ankara ya Türkiye dýþýna çýkmýþlardý. Yani piyasa-da yoktular. Saatçi Musa o þekilde fonksiyon icra eden bir adamdý. Dükkâný 3-4kiþinin oturacaðý 5-6 kiþinin de ayakta dolaþarak sohbet ettiði bir yerdi. Neredey-se Türkiye siyasetinin havasý o dükkânda solunurdu.

Çekirdekten Yetiþme Bir Þeriatçý:TMS Baþkaný

 Ahmet Ertürk 

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 21/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

Sizde mi buraya okul ihtiyaçlarý için Saatçi Musaya giderdiniz?Benim bunlara ihtiyacým yoktu. Saatçi Musanýn dükkanýna o atmosfere olan

düþkünlüðümden giderdim. Orada kitaplarýný okuduðunuz þairleri, yazarlarý görür-dük. Orasý biraz da edebiyat-þiir düþkünüyseniz, bulunmaz bir ortamdý.

Ýslamcý fikir dünyasýnda Malatya Hareketi diye bir akým var mýdýr?Eðer Malatya Hareketi diye bir þey varsa bu tasavvuf karþýtý bir hareketti. Ýs-mail Nacarý tanýrsýnýz. Nacar, o dönemlerde yeni liseyi bitirip Malatyaya gelmiþbir adamdý. 1968li yýllardan sözediyoruz. O dönem Malatyada solun yükseldiðiyýllardýr. Nacar da daha çok MHPnin sürüklediði hareketlerin içinde yeralan aktif birisiydi. Ýsmaille o dönemden bizim tanýþýklýðýmýz vardýr. Ýsmailin þu andaki söy-lemi nasýldýr? Tasavvuf karþýtýdýr. Tasavvuf literatürünü yerden yere vuran görüþaslýnda Malatyaya hakim olan görüþtür. Tasavvufun yanlýþ bir Ýslam yorumu oldu-ðuna inanýlýr. Saptýrýlmýþ diyenler de vardýr. Tabi bu kadar sert görüþte olanlar davardýr, daha ortada olanlar da.

Tasavvufun yanlýþlýðý nasýl savunulurdu?Tasavvufun iki tarafý vardýr. Bir felsefi tarafý, bir de hayata dönük uygulama

tarafý. Tasavvuf felsefi tarafýyla çok cazip, bütün Ýslam felsefesi denebilecek bir 

alandýr. Ýnsanýn öteki dünyayla iliþkisine, insan-dünya, insan-evren iliþkisine dair çok geniþ bir bakýþ açýsý getirir.

Tasavvuf gündelik hayata doðru indikçe Elazýðlý tarikat lideri Kalkancý türü in-sanlar üretmeye çok müsait bir yapý olduðunu görürsünüz. Çünkü herkes kendin-den menkul çýkýp ben þeyhim diyebiliyor. Bunun bir otoritesi yok, hiyerarþisi, disip-lini yok. Bir demagog çýkýp manevi deðerler üzerinden kolayca insanlarý baþtançýkarabiliyor, onlarý yanlýþ yönlendirebiliyor, baþka amaçlar için kullanabiliyor. Budurum Anadoluda çok yaygýndýr. Özellikle kýrsal yörelerde kentlerin de varoþlarýndaböyle çok sayýda tip çýkar. Benim de Malatyadan bildiðim, Kalkancý tipi insanlar vardýr.

Sizin bir Kuran tefsiriniz var. Bu konuda da Türkiyenin önde gelen kiþilerindenbiri olduðunuz söyleniyor?

  Abartmýþlar. Ben çok küçük yaþýmdan itibaren her cins kitap okuyan biriydim.Solun klasiklerinden Ýslam literatürüne ne varsa okurdum. Tabii 1960lý yýllardansözediyorum. Türkiyede o dönem yayýnlanan yeni kitap çok azdý. Hepsini de okumafýrsatý bulabiliyordunuz. Þimdi öyle deðil. Ben hala fýrsat bulduðumda kitapçý do-laþýyorum. Tefsirle ilgili bir özelliðim olduðu doðru ama bu durumun sosyal iliþkileredönük bir tarafý yok. Zaten meslek hayatým da ona izin vermedi.

Babanýz aydýn bir imammýþ, doðru mu?Doðru, babam Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnda görevliydi. Babam hem gayri res-

mi medrese eðitimini hem de resmi eðitim almýþ biriydi. Ortaokul okumuþtu. Amabu eðitim 40lý-50li yýllarda ciddi ve yüksek bir eðitimdi. O da çok okuyan, çok ge-niþ kesimlerle iliþkisi olan bir kiþiydi. Hatýrlarým 68li yýllarda sol önderler filan dababamý çok severdi. O da onlarla çok konuþurdu, çok sohbet ederdi. Malatyadaciddi bir Alevi nüfus vardýr. Babamýn da o yýllarda Alevilerle çok iyi diyaloðu var-dý.

Siz Siyasal Bilgiler akültesi (Mülkiye) mezunusunuz. Öðrenciliðiniz dönemin-de (1970li yýllar) bu okul sol hareketlerin merkezi gibidir. Neden solcu olmadýnýz?

Ben Siyasalda solun gerçekten çok yoðun bir ideolojik ve kültürel atmosfer oluþturduðu bir dönemde okudum. 1971 darbesi gelmiþ, eylemcilik bitmiþti, yenilgipsikolojisi vardý. O dönem solunda yenilgiden nasýl çýkarýz, nasýl rövanþ alýrýz psi-kolojisi hakimdi. Apo filan bizim sýnýftaydý, yani sýnýf arkadaþýyýz.

Solun fikri dünyanýza katkýsý oldu mu?Sol ideolojik ortam bize çok büyük katký saðladý. Ýktisat tarihi, toplumsal diya-

lektik gibi konular bizim de beslendiðimiz, yararlandýðýmýz, düþüncemize büyükzenginlik katan kaynaklar oldu. Solun da tasavvuf için söylediðimi felsefi ve pratikiki ayrý tarafý vardýr. Sol malesef iki tarafýný birden kaybetti. O dönemde iki taraftavardý. Ýsteyen istediði tarafýna gidiyordu.

Benim gibi tipler solun toplumun vicdaný olan vicdaný temsil eden tarafýndanyararlanmaya çalýþýyordu. Baþkasý onun militan tarafýndan yararlanýyordu. O yýl-larda militanýn el kitabý diye baþlýðý olan bir kitap okumuþtum ben de .

Babamýn arkadaþlarýndan biri bize gelmiþti. Ben de o gün Komünist Manifes-

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 22/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

toyu okuyorum. Adam da imam hatipte hoca. Kim okuyor diye sormuþ. Babamda bizim oðlan demiþ. Sonradan beni çok sevdi. Ýstanbuldan gelmiþ entelektüelbir tipti. Seni manifestoyu okuduðunu görünce sevdim dedi. Bizim Müslümanlar-da solun o vicdaný temsil eden tarafýna hep bir sempati olmuþtur. O anlamda sol

ortak bir damardýr denilebilir. Ben solculuðun varmak istediði yere baþka yerdendaha erken varacaðýmý düþündüm. Yani insanlarýn mutlu olduðu, eþitsizliðin ola-bildiðince azaldýðý bir dünyaya. Böyle bir dünya bize de iyiydi açýkçasý.

Nakþiliðin Malatyada hakim olduðu tespitini paylaþýr mýsýnýz?Ýstanbulda ya da Bursada ve diðer büyük kentlerde olduðu kadar deðildi. Ma-

latya gibi yerlerde Nakþiliðin çok küçük kollarý vardýr. Bütün taþrada durum aþaðýyukarý böyledir. Nakþilik daha çok merkezlerde büyümüþ geliþmiþ bir tarikattýr, yo-rum tarzýdýr. Taþrada Nakþilik, Kadirilik gibi ayrýmlar flulaþýr, belirsizdir. Kim Nakþidir,kim niye Nakþidir kim niye Kadiridir; bunlar görünmez hale gelir. Bu nedenle Nakþilikmi daha yaygýndý, öbür yorumlar mý daha yaygýndý bir þey diyemeyeceðim.

 Ama çok ciddi, genel ifadeyle tarikat altyapýsý vardý. Tarikat oralarda insanlarýngündelik hayatlarýnda hem sosyallik saðlayan hem de düþünce-inanç dünyasýnda-ki ihtiyaçlarýna cevap veren bir olguydu.

Siyasalýn o günkü atmosferi içinde neden solcu olmadýnýz?Ben hiçbir zaman eðilim göstermedim. Solun bize hafif bir sempatisi vardý. Sý-

cak çatýþma MHP ile yaþanýyordu. Bize MHP çizgisi dýþýnda durduðumuz, birazda ortak bazý söylemlerimiz olduðu için þefkatle bakýyorlardý. Zaten Siyasalda MHPde çok zayýftý. Biz de MHPli olmayan, imam hatipten gelmiþ ve daha iddialý Müs-lüman tipler vardý.

Batýk bankacýlarla mücadele eden bir makamdasýnýz. Yoksullara tercüman ola-bildiðinizi düþünüyor musunuz?

Bu konum belki de allahýn bir lütfu diyebilirim. Ýdealizm ile romantizme sahipolmuþ birilerinin eline her zaman geçmeyecek bir imkân, imtiyaz bu. Bir büyüksorumluluk ayný zamanda. Sizin kendinize karþý da büyük bir sorumluluk. Hukukvar, kanun var, yasal yetkiler var. Tüm bunlarýn ötesinde bir de ne olup bittiðininfarkýnda olma var.

Siyasi romantikliðe halen ihtiyaç olduðu anlaþýlýyor...Ýnsanlarýn gençlik taraflarýný hep muhafaza etmeleri gerekiyor. Delikanlýlýk dö-

nemlerini tutmak lazým. inans ve reklamcýlýk sektörleri benim ideolojik olarak her zaman saldýrdýðým iki alandýr. Örneðin sol reklamcýlýða girdi, Türkiyedeki sol öldü.Businessta okumuþtum, Ersin Salman 68li özünü koruduðunu iddia ediyor amaben bunlara inanmýyorum. Sol olarak karþý çýktýðýn dünyanýn reklamýný yapýyor-sun, pazarlamacýlýðýný yapýyorsun; 30 sene reklamcýlýk yapacaksýn hala 68 ro-mantizmi mi koruyorum diyeceksin, böyle þey olmaz.

Sol bu deðerlerini halen koruyor mu?Bu deðerler bugün yok maalesef, kaybettiler. Ýslamcýlýk da, solculuk da çok

politize oldu, iktidar yarýþýna girdi. Her ikisini de öldüren reel politikerliktir. Bu ne-denle Erbakan islamcýlýðý da Türkiyeye yapýlmýþ bir kötülüktür. Ýslamcýlýk ve sol,Türkiyeyi 5 yýl yönetme yarýþýna mahkum edilemeyecek kadar ulvi þeylerdir. Poli-tika pragmatik seviyeye indirgendi.

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 23/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

!

 Yazýmýzýn baþlýðýndaki sözler, neo-libe-ralizmin soldaki uzantýsý olan ÖDPnin baþ-kaný Ufuk Urasa aittir Aþk yazýlarýnýn unu-tulmaz belgesel yapýmcýsý ve aþk yazýlarý

 yazarý Can Dündarýn Alaattin Çakýcý tarafýn-dan akýllý ol tehdidi üzerine Habertürk ek-ranýndan Ufuk Urasýn sözleridir bunlar

Ufuk Uras, Hýrant Dinkin öldürülmesiy-

le birlikte neo-liberal, globalizm ve AB yan-daþý küçük-burjuva aydýnlarý arasýnda baþgösteren korku ve panik ortamýnda yürek-lere su serpen bu sözleriyle, bir yandan

 A Çakýcý tarafýndan tehdit edilen Can Dün-dara sahip çýkarken, diðer yandan kor-ku ve panik içindeki küçük-burjuvalarakorkmayýn, biz varýz mesajý vermeye kal-kýþmýþtýr

Þüphesiz Hýrant Dink olayý, bu kesim-lerde korku ve paniðe yol açmakla birlik-te, ilk kez karþýlaþýlan bir durum deðildir

 Yakýn zaman içinde MHPnin genel baþkanýDevlet Bahçelinin medya mensuplarýnýisim vererek tehdit ettiðinde de benzer birdurum ortaya çýkmýþtýr Yine benzer korku

 ve panik ortamý, deðiþik dönemlerde faþist-ler ve þeriatçýlar tarafýndan gazeteci, yazar

 ve öðretim üyelerinin öldürülmeleri sýrasýn-da da ortaya çýkmýþtýr

Her durumda faþist saldýrýlar karþýsýndapaniðe ve korkuya kapýlan küçük-burjuvasözde aydýnlarý ve aydýnlarý, çýkar yolu yaülkeyi terk etmekte ya da sessiz kalmaktabulmuþlardýr Ama ne ülkeyi terk ediþleri,ne sessiz kalýþlarý faþist saldýrýlarý engelle-memiþtir Olan tek þey, kendi bireysel ya-

Neo-liberalizmin soldaki uzantýlarý kükredi:

Aydýnlarýmýzýnkýlýna dokundurtmayýz

þamlarýný bir süreliðine güvenceye almak-tan ibaret kalmýþtýr Bu da, bir baþka dö-nemde, bir baþka nedenle faþistlerin hedefihaline gelene kadar geçerli bir güvence-dir

.aþist saldýrýlarýn kendilerine yönelme-sinden büyük kaygý ve korkuya kapýlan buküçük-burjuva kesimlerinin, ayný kaygýlarý

þeriatçýlarýn güçlenmesi karþýsýnda fazlacaduymadýklarý da diðer bir gerçektir Radi-kal islamcýlarýn kimi zaman Uður Mumcugibi aydýnlarý hedef alan cinayetleri söz ko-nusu olsa bile, türban yanlýsý tutumlarýy-la, ýlýmlý islam destekçisi konumlarýyla þe-riatçýlardan kendilerine bir tehlike gelmeye-ceðine inanarak kendilerini güvenceye al-mýþlardýr

Ýster devlet terörü, ister faþist terör, ister-se radikal islamcý terör nedeniyle olsun,küçük-burjuva aydýnlarý ve sözde aydýn-

larýnýn kendilerine yönelik terör karþýsýndaduyduklarý kaygý ve korkularý, her durum-da sýnýfsal özelliklerinin bir sonucudur Do-layýsýyla kendi sýnýfsal özelliklerine uygunsözcüler de ortaya çýkar Ýþte ÖDP, neo-liberalizmin soldaki uzantýsý olarak bu ke-simlerin sözcüsü ve hamisi olmaya ça-lýþmaktadýr Hýrant Dinkin cenaze törenin-de etnik ve ulusçu söylemle, hepimizErmeniyiz diye ortaya çýkan ÖDP, CanDündar olayýnda aslanlar gibi kükreyerek,aydýnlarýmýzýn kýlýna dokundurtmayýz diyeortaya atýlmýþtýr

ÖDP ve baþkaný Ufuk Uras, aslanlar gi-bi kükreyerek küçük-burjuva aydýnlarýna

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 24/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

"

sahip çýkar görünürken, DYnin geçmiþ ha-  yaletinin mirasýna yaslanýr 12 Eylül son-rasý kuþaklarýna anlatýlan söylenceye göre,faþist milislere karþý en kahraman dire-

nen onlar olmuþtur Doðal olarak böyle birmirasa sahip olanlarýn, bugün de benzerbir kahramanlýk yapabileceklerine inaný-labilir Her ne kadar  dün dünde kaldý can-caðýzým, bugün yeni þeyler söylemek la-

 zýmýn hararetli savunucularýnýn dünkümiraslarý, bugünün güvencesi olarak nekadar kabul edilebilirse

Oysa DY, faþist milis saldýrýlara karþý bir yandan kitlelere direniþ komiteleri ile mü-cadele çaðrýsý yaparken, diðer yandan, ken-

di sözleriyle ifade edersek, Seksen önce-sinin yoðun silahlý çatýþma ortamý içinde DY ortamý gerginleþtiren deðil frenleyici birsiyasi çizgi izlemiþtir*

1990larda aþkýn ve biranýn partisi ola-rak ÖDP adýyla kendilerini yeniden örgüt-leyen DYnin kariyerist-oportünist yönetici-leri, her durumda kendi bireysel yaþamla-rýný garantiye alma peþine düþmüþlerdir Bugarantili bireysel yaþam amacý, giderekglobalizm ve AB yandaþý neo-liberal birçizgiye oturtulmuþtur

Eski DY ve yeni ÖDP yöneticilerindenMelih Pekdemirin sözleriyle, onlarýn tek is-teði, sabah sýcak yataklarýnda uyanmak-týr Böylece uzun yaþamanýn sýrrýný dakeþfetmiþlerdir

Ýþte ÖDP baþkaný Ufuk Uras ile tehditaltýnda olduklarýný düþünen küçük-burju-

 valar arasýndaki doðal ittifak da bu yollakurulmuþ olmaktadýr

 Yýllardýr söyledik, söylüyoruz, küçük-bur-  juvazinin sol kanadý olarak tanýmlanabi-lecek ilerici, demokrat ve yurtseverlerin, fa-

þist ve þeriatçý tehdit karþýsýnda, oligarþinin

  ve emperyalizmin saflarýnda yer alan kü-çük-burjuvazinin sað kanadýný müttefikolarak gördükleri sürece, bu tehditlere bo-

  yun eðmekten baþka çareleri yoktur Bu-

gün bu sað kanat tümüyle neo-liberaliz-min ülke içindeki uzantýlarýdýrlar Dolayýsýy-la bu sað kanatý müttefik olarak görenler,ayný zamanda neo-liberalizmin müttefiki ol-mak zorundadýrlar

ÖDP, neo-liberalizmin soldaki uzantýsýolarak, kesin bir biçimde ABnin emperya-list ülkelerinin çýkarlarýnýn, AB demokra-sisi söylemiyle savunucusu durumundadýrOnlarýn gerçek bir demokrasi sorunlarý ol-madýðý gibi, faþist milis saldýrýlar karþýsýnda

tutarlý ve kararlý bir mücadele yürütmeleride söz konusu deðildir (12 Eylülde görül-düðü gibi)

.aþist milislerin ya da bunlarýn mafyauzantýlarýnýn tehdidi karþýsýnda neo-liberal-lerle bir yere varýlamayacaðýný, hem tarih,hem de geliþen olaylar açýk biçimde gös-termiþtir

Bu tehdit ve saldýrýlara karþý tek yol, an-ti-faþist mücadeleyi örgütlemek ve geliþtir-mektir

Bunun dýþýndaki her yol, ya faþist terör

 yoluyla küçük-burjuva aydýnlarýnýn sindiril-mesine, ya da þeriatçýlarla iþbirliðine çýka-caktýr

Söylencelere inanýp 12 Eylül öncesininDYsinin mirasyedisi ÖDPye kapýlanlar, er

  ya da geç bu gerçeklerle yüz yüze gele-ceklerdir

Evet, neo-liberalizmin sol uzantýsý ÖDP-nin baþkaný Ufuk Uras, aydýnlarýmýzýn kýlý-na dokundurtmayýz diyerek kükremiþtirKayahanýn þarkýsýnýn sözlerini biraz deðiþti-rerek söylersek:

Bir aslan kükredi, miyav dedi

* Yeniden, Devrimci Yol Dosyasý, Sayý: 24, s: 14

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 25/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

#

Böylece legalizm, hiç sorgulanmaksýzýn (vesorgulayabilmek için gerekli bilgiye sahipolunmaksýzýn) olduðu gibi kabul gördü vebenimsendi Gerek kurgusal bilgi, gerek ta-rihsel ve Marksist-Leninist teorik bilgi ek-sikliði, legalizmin ve eklektizmin geliþmesi

için uygun bir zemin teþkil ederken, aynýzamanda kavramlarýn içeriklerinin boþal-týlmasý bu zemini daha da güçlendirdi

Bu süreçte, Marksist-Leninist teori vedevrimci deneyimler bir yana itildi Mark-sist-Leninist dil ve terminoloji, eklektizminbasit araçlarý haline dönüþtürüldü Ýsteyenistediði kavramý ve terimi, istediði biçimde

  ve ne anlama geldiðini tanýmlamaksýzýnkullanýr oldu Böylesi bir ortamda Mark-sist-Leninist dil ve terminolojiyle düþüncele-ri açýklamak, çivi yazýsýyla yazý yazmaya

benzetildi

12 Eylül askeri darbesinden günümüzekadar yetiþen yeni kuþak, içinde bulun-duklarý iliþkilerde her türlü nesnel bilgidenuzak tutulurken, yazýlý ve görüntülü basýntarafýndan (medya) kendilerine sunulanhazýr, kurgusal (montaj) bilgilerle yetinmek

zorunda býrakýldýlar Devrim, devrimcilik,devrimci mücadele, örgütsel faaliyet, örgüt vb hakkýndaki tüm bilgileri bu kurgusal bil-gilerle sýnýrlýydý Böylece, bilgi eksikliði, ge-nel tarihsel bilgi eksikliði, örgütler ve ör-gütsel faaliyet üzerine bilgi eksikliði, nes-nel bilgi ile kurgusal bilgi arasýndaki farklý-lýkla belirlenen bir zýtlýk olarak ortaya çýk-mýþtýr Yazýlý ve görüntülü basýnýn, roman-larýn, filmlerin, televizyon dizilerinin, aktüelhaberlerin kurgusu içinde ve kurgusuyladevrimci mücadeleye iliþkin olarak elde

edildiði zannedilen bilgiyle bilgi sahibi ký-lýnan yeni kuþak, eski(miþ) devrimcilerin

  yozlaþmýþ iliþkileri içinde, bu bilgilerinindoðru olduðu kanýsýna ulaþtýlar Bunun so-nucunda devrimci mücadeleyle kesinkesçatýþan ve devrimci mücadeleden dýþlan-masý kaçýnýlmaz olan anlayýþlar ve davra-nýþlar, bu bireyler tarafýndan doðal kabuledildi ve pratikte de ona göre hareket et-meye baþladýlar

 Yýllardýr süregiden depolitizasyon ve ide-olojisizleþtirme süreci, bilginin tekil ve par-çasal olduðu yanýlsamasýyla birleþerek, bü-tünsel teorik bilgiden uzaklaþmayý ve ek-lektizmi1 (seçmecilik)beraberinde getirdi

1  Eklektizm (seçmecilik), proletarya ile burjuvazi ara-sýndaki uzlaþmaz sýnýf çeliþkisinin belirlediði sýnýf mücadelesinde ortada kalan küçük-burjuva aydýn-larýnýn bir çizgisidir Proletarya ile burjuvazi arasýn-daki mücadelenin üstünden atlamaya kalkanküçük-burjuvazi, eklektizm ile, her iki sýnýfýn en iyi,en olumlu yanlarýný alarak, her iki sýnýfý uzlaþtý-rabileceðini düþünür Onlara göre, proletarya ileburjuvazinin en iyi ve en olumlu yanlarý seçile-rek ortaya çýkartýlacak bileþim, tüm sýnýf müca-delelerini ortadan kaldýracaktýr! Genel tanýmlamayla, eklektizm, Deðiþik ve çoðu kez birbirinin tam karþýtý

olan felsefe dizgelerinin, görüþ açýlarýnýn, kuramsalöncüllerin vb baðdaþmaz yanlarýný görmezlikten ge-lerek, baðdaþabilir yanlarýný düzenli bir bütün oluþ-turmadan bir araya getirme tutumudur

Ýcazetli SiyasetteEklektizmin Sefaleti

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 26/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

$

Bilimsel olarak kavram, nesnel gerçek-liðin insan bilincinde tanýmlanmýþ biçimi-dir Dolayýsýyla, kullanýlan kavramlar, aynýzamanda kiþinin ya da ortaya konulan dü-

þüncenin nesnel gerçekliði nasýl kavradýðý-ný, algýladýðýný ortaya koyar Bu yüzden, herdünya görüþü ya da siyasal görüþ, kendikavrayýþýný belli kavramlarla, kavramlar diz-gesi ile ortaya koyar Ne anlama geldiði veneyi ifade ettiði belirlenmiþ sözcükler, böy-lece belli bir görüþün ifade edilmesinin te-mel araçlarý durumundadýr ve bu yolla kav-ram haline gelirler Tanýmlanmamýþ ve heristenildiðinde deðiþik anlamlara sokulabilensözcükler, kaçýnýlmaz olarak belirsizliði or-

taya çýkarýr ve bu tür sözcüklerle ortaya ko-nulan görüþ ve düþünceler de her yöne çe-kilebilir bir nitelik kazanýr Bu da, her tür-den oportünizmin kendisini kolayca gizle-

 yebilmesini olanaklý kýlarGerçek bu olmakla birlikte, bunlarý söy-

lemek hiçbir þeyi deðiþtirmeyecektir Kim-senin anlamadýðý bir dilden konuþuluyor-muþcasýna dinleneceði kesindir Bunun

  yerine siyasette legalizmin, teoride eklek-tizmin dilini kullanmak çok daha anlaþýlýrolmaktadýr Yukarda da ifade ettiðimiz gibi,

kurgusal bilgiyle donatýlmýþ, Marksist-Leni-nist teorik bilgiye sahip olmayan bireylerinkulaklarý, legalizmin ve eklektizmin ses-lerinden baþka þey duymaz hale gelmiþtir

Bu kulaklar için, sözcüklerin bireyle-rin zihninde çaðrýþtýrdýðý imgelere önem

 vermek, çaðrýþýmlarýn bireyden bireye de-ðiþen etkilerini eklektik bir teorik söylemleifade etmek yeterli olmaktadýr Tarihsel veteorik içeriðe sahip konularda, kolayca yar-gýlar ilan edilebilir:

Belli bir süre, sosyalist devrim

perspektifini tek baþýna omuzlayan1975 Türkiye Ýþçi Partisi Programý, buanlamda kendini yenilemiþ olmak-tan çok uzaktý

Kendini yenilemeyen aþýlýrEtkinliði çok sýnýrlý olan Sosyalist

 Ýktidar  dergisinde 1979 ve 1980 yýl-larýnda yazýlanlar TÝP Programýnýn,kimi doðrular içermesine karþýn dev-rini doldurmuþ tezlerini aþmýþtýr

Tek bir noktayý merkeze koydu-ðu için:  Ýktidar 2

Bu sözleri söyleyen kiþinin SÝP-TKPsinin

genel sekreteri3 olduðu gözönüne alýndý-ðýnda, inananlar inanacak, ciddiye alma-

 yanlar önemsemeyecektirOysa bugünün genel sekreterinin söz-

lerindeki tarihsel ve teorik bir tartýþma ko-nusu olan sosyalist devrim perspektifinibir yana býrakýrsak, TÝPin aþýlmasý olaraktanýmladýðý iktidar, siyasal partilerin ol-mazsa olmazýdýr

Politik (siyasal) mücadele kavramý, dev-let iktidarýný ele geçirme mücadelesiniifade eder Yani, siyasal (politik) mücade-le, siyasal iktidarýn ele geçirilmesi müca-delesidir Bu nedenle, siyasal iktidar, siyasalmücadelenin temel hedefidir Siyasal ikti-

darý hedeflemeyen hiçbir hareket siyasalbir hareket olamaz Siyasal iktidar kavramýise, devlet iþlerine, yönetimine ve devletfaaliyetlerinin biçimi, görev ve içeriðininbelirlenmesine olanak veren gücü taným-lar  Her siyasal parti, ister düzen partisi ol-sun, ister devrimci parti olsun, her zaman

 ve her yerde devlete iliþkin faaliyetleri ken-di görüþleri çerçevesinde yürütmek ama-cýyla kurulur ve bu amaç için mücadeleeder Devrimci mücadele, bu baðlamda,siyasal iktidarýn, sömürücü sýnýflardan alýna-

rak sömürülen sýnýflara geçirilmesi müca-delesi olarak siyasal iktidar mücadelesidirBu yüzden, mevcut egemen sýnýflarýn dev-let aygýtýnýn parçalanarak ele geçirilmesidevrimci mücadelenin temel hedefi duru-mundadýr

Siyasal iktidar, devlet iktidarýdýr Siyasaliktidar ile hükümet bir ve ayný þey deðil-dir Ülkemizde deðiþik dönemlerde açýk bi-çimde görüldüðü gibi, düzen partileri, hü-kümet olmalarýna karþýn iktidar olamamak-tadýrlar Ýktidar devlete iliþkindir, hükümet

bu devletin biçimine uygun olarak oluþturu-lan bir yürütme (icra) organýdýr

Devrimci mücadele ise, politik iktidarýnele geçirilmesi mücadelesidir Bu mücade-le, bürokrasi ve militarizmiyle bir bütün ola-rak egemen sýnýflarýn bir baský aygýtý olandevletin parçalanarak ele geçirilmesi mü-cadelesidir Böyle bir mücadele, kaçýnýlmazolarak, egemen sýnýflarýn baský aygýtýna

2 C Hekimoðlu (K Okuyan), Gelenek, Sayý: 15

3 Bu kiþinin halen genel sekreter görevi yapýp yap-

madýðý bilinmemektedir Çünkü legalizmlerini garipbir gizlilik görünümü altýnda kendi üyelerine ka-bul ettiren bu parti, yasal kongresinde yapýlan se-çimlerin sonuçlarýný legal olarak açýklamamýþtýr

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 27/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

%

karþý yürütülen bir mücadele olacaðý için,bu baský aygýtýnýn zor güçlerine karþý mü-cadele demektir Engelsin deyiþiyle, zor,siyasal zor, ordu ve donanma demektir

Egemen sýnýflarýn baský aygýtý olarak dev-let, ordusuyla, diðer silahlý güçleriyle, mah-kemeleriyle, cezaevleriyle bu mücadeleninkarþýsýnda yer aldýðýndan, devrim mücade-lesi, þu ya da bu biçimde devrimci zor uy-gulamasýna sahne olacaktýr

SÝP-TKPsinin Boran-Aren oportünistTÝPini aþmakla övündüðü iktidar böy-lesine açýk ve yalýn bir gerçeklikten baþkabir þey deðildir

Bu açýk ve yalýn gerçekliðe karþýn, biri-

lerinin çýkýp biz iktidar sorununu temelekoyarak TÝPi aþtýk diye böbürlenebilme-si, ancak tarihsel ve teorik bilgi eksikliði ko-þullarýnda mümkündür

Legalizm ve eklektizmin egemen oldu-ðu ortamda içeriði boþaltýlmýþ kavramlarlakonuþmaya, kurgusal bilgiyle siyaset yap-maya iliþkin bir baþka örnek verelim:

TKP uluslarýn kaderlerini ta-  yin hakký ilkesini  mutlaklaþtýranbir yaklaþýmý uzun bir süredir red-detmektedir.  (abç) Bu tutum zama-

nýnda Yugoslavya için geçerli olmuþ ve uzun yýllar barýþ içinde bir arada  yaþayan uluslarýn emperyalistler ta-rafýndan birbirlerine karþý kýþkýrtýlma-sýna, bu ülkenin parçalanmasýna veher bir parçanýn tamamen uluslara-rasý tekellerle savaþ baronlarýnýn de-netimine girmesine tavýr alýnmýþtýrGeliþmeler özgürlük arayan ulusla-rýn kaderlerinin emperyalistler tara-fýndan teslim alýndýðýný göstermiþtir4

Evet, büyük söz edilmiþtir: uluslarýn

kaderlerini tayin hakký ilkesini mutlaklaþ-týran bir yaklaþýmý uzun bir süredir reddet-mek

Burada ilk soru þudur: Ýlke nedir ve il-kenin mutlaklaþtýrýlmasý ne anlama gelir?

Ýkinci soru ise, uluslarýn kaderlerini tayinhakký ilkesi nedir ve nasýl mutlaklaþtýrýlýr?

Bilineceði gibi (ve kongre raporu ya-zan teorisyenlerinin de bileceði gibi) ilke,TDK sözlüðündeki karþýlýðý ile, temel dü-þünce, temel inanç, her türlü tartýþmanýndýþýnda sayýlan öncüldür

Ýlkenin mutlaklaþtýrýlmasý, bizatihi

ilke sözcüðünün kendi içeriðidir Bu yüz-den ilkesini mutlaklaþtýran bir yaklaþýmýreddetmek demek, ilkelerde tartýþma ya-pýlabileceði, ilkelerden taviz verilebileceði,

daha tam ifadeyle, ilkelerin pazarlýk konusuhaline getirilebileceðidir, Türkçesiyle ilke-sizlikten baþka bir þey deðildir

  Ama SÝP-TKPde toplanmýþ olan SBKPrevizyonizminin günümüzdeki eklektik yol-daþlarý, açýkça ilkesizlikten söz etmek-ten çekinmeyecek kadar pervasýzdýrlarÇünkü yeni kuþak kurgusal bilgiyle büyü-müþtür, teorik bilgiye, tarih bilgisine ve bi-lincine sahip deðildir

Ýkinci soru, yani uluslarýn kaderlerini ta-

  yin hakký, ilke sözcüðünden çok daha ta-rihsel ve teorik bir konudur Marksizm-Le-ninizmin bu konudaki saptamalarýný az çokbilenlerin hemen anýmsayacaðý gibi, ulus-larýn kaderlerini tayin hakkýna iliþkin birmutlaklaþtýrýlamaz saptamasý mevcuttur,ancak SÝP-TKPsinin kongre raporunda

 yazýlanlardan çok farklý içeriðe sahiptir devrimci proletarya milli me-

seleyi uluslarýn kendi kaderini tayinhakkýnýn ýþýðý altýnda ele alýr Biz,uluslarýn kendi kaderini tayin hak-

kýnýn ýþýðý altýnda diyoruz ki: Herþart altýnda, her zaman meseleyi mi-sak-ý milli sýnýrlarý içinde ele almakgerekir veya kürt emekçi halkýnýn çý-karlarýyla baðdaþan tek çözüm yoluayrýlma hakkýnýn kullanýlmasýdýr di-

  yen görüþler yanlýþtýr Bu görüþlerinsahipleri, her iki tarafýn burjuva veküçük-burjuva milliyetçi unsurlarýdýrOysa, devrimci proletarya, meseleyidiyalektik bir tarzda ele alýr Yani,uluslarýn kendi kaderini tayin etme

hakkýnýn öngördüðü ayrýlma, özerk-  lik, federasyon vs. çözüm yollarýnýnhangi þartlar altýnda ve ne zamangeçerli olabileceðini açýkça ortayakoyar5

Mahir Çayan yoldaþýn kaleme aldýðý,THKP-Cnin görüþlerinin ifade edildiði ASD-

  ye Açýk Mektupta ifade edilen bu sözler,Leninin uluslarýn kaderlerini tayin hakkýnailiþkin þu saptamalarýnýn yinelenmesidir:

Programýmýzýn maddesi, siyasikaderi tayinden, yani ayrýlma ve ayrýdevlet kurma hakkýndan baþka an-

4 SÝP-TKP 8 Kongre Raporu 5 Mahir Çayan,  ASDye Açýk Mektup, Ocak 1971

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 28/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

&

lama gelecek biçimde yorumlana-maz6

marksistlerin programýndakiuluslarýn kendi kaderlerini tayin et-

meleri ilkesi, tarihsel ve iktisadi ba-kýmdan, siyasal kaderlerini tayin et-me, siyasal baðýmsýzlýk, ulusal birdevletin kurulmasýndan baþka biranlama gelemez7

Lenin, her zaman ve her yerde, ulusla-rýn kaderlerini tayin hakkýnýn ayrýlma veayrý devlet kurma hakký olduðunun altýnýçizer, ancak hak ile hakkýn kullanýlmasýnýbirbirinden özenle ayýrýr

Ezilen ulus milliyetçileri, hemen her za-

man ve her yerde, pratik olma iddiasý ileayrýlma hakkýnýn kayýtsýz þartsýz kullanýl-masý yanýnda tutum alýr ve herkesin debu tutumu desteklemesini ister

Ýþte ulusal sorunda, uluslarýn kaderleri-ni tayin hakkýnda mutlaklaþtýrýlan tekkonu, bu hakkýn ayrýlma þeklinde kulla-nýlmasýna iliþkindir ve ezilen ulus milliyetçi-lerinin istemidir

 Yazýmýzýn amacý uluslarýn kaderlerini ta- yin hakkýný ele almak olmadýðý için, konu-nun tarihsel ve teorik temellerini ayrýntýlý

olarak ele almak durumunda deðiliz Þukadarý açýktýr ki, uluslarýn kaderlerini tayinhakký ile bu hakkýn ayrýlma þeklinde kul-lanýlmasýnýn mutlaklaþtýrýlmasý birbirindenfarklý þeylerdir

SÝP-TKP, uluslarýn kaderlerini tayin hak-ký ilkesini mutlaklaþtýran bir yaklaþýmý uzunbir süredir reddetmektedir  derken, ezilenulus milliyetçiliðinin ayrýlmayý mutlaklaþtý-ran tutumlarýný reddettiðini deðil, bizatihiilkenin mutlaklaþtýrýlmasýný reddettiðini söy-leyerek, Marksizm-Leninizmin bu ilkesini

ayaklar altýna alýrBu ilkesizlik, anti-marksist tutum ayný

raporda, kendi tutumlarýnýn zamanýn-da Yugoslavya için geçerli olmuþ denilereksunulurken, Sovyetler Birliði vb tarihsel ol-gular bir yana býrakýldýðý gibi, Titonun anti-sovyetik ve revizyonist tezleri de kendi ek-lektik teorilerinin bir parçasý haline getiril-miþtir Bununla da yetinmemiþler, Geliþ-meler özgürlük arayan uluslarýn kaderle-rinin emperyalistler tarafýndan teslim alýn-

dýðýný göstermiþtir diyerek, yepyeni du-rumlardan söz ediyormuþ bilgiçliði yapma-

 ya kalkmýþlardýr Oysa geliþme olarak su-nulan bu yeni durum, hiç de yeni deðil-

dir Yýllar önce Rosa Luxemburg tarafýndanuluslarýn kaderlerini tayin hakkýný reddet-menin bir gerekçesi olarak sunulmuþtur

Rosa Luxemburgun, büyük kapitalistgüçlerin geliþmesinin ve emperyalizmin,küçük uluslarýn kendi kaderlerini tayinetme hakkýný bir düþ haline getirdiðinisöyleyerek uluslarýn kaderlerini tayin hak-ký ilkesinin geçersiz olduðunu iddia etme-si üzerine Lenin, burjuva toplumda, ulusla-rýn siyasal kaderlerini kendilerinin tayin et-

meleri ve devletlerin baðýmsýzlýðý sorunu-nun yerine, bunlarýn iktisadi baðýmlýlýðý so-rununu koymuþtur8 diye yanýtlamýþ olmasý,ayný zamanda bu olgularýn yeni olmadý-ðýný da ortaya koyar

SÝP-TKP, ulusal sorun üzerinden siya-set yapma uðruna, R Luxemburgun tez-lerini de savunmaya kalkýþýr

Her eklektik teori, kulaða hoþ gelenþeyleri bir araya getirmeye çalýþýr Eðer orta-da bir kavram keþmekeþi, içeriði boþaltýl-mýþ kavramlar yýðýný bulunuyorsa, eklektiz-

min iþi daha da kolay olacaktýrDemokrasi, sosyalizm mücade-lesi açýsýndan da kirlenmiþ bir söz-cüktür Çok uzun bir süre, dünyanýnhemen her yöresinde, demokrasi

  yahut demokrasiyi geliþtirip ilerlet-me amacýyla sosyalizm mücadelesiikinci plana, hatta gündemin dýþýnaitilmiþ, görülmesi imkansýz bir uzakhedef olarak unutulup gitmiþtir Sos-

 yalizm için mücadele edenlerin bu-nu unutmalarý, öyle sýradan, baðýþla-

nabilir, insanlýk hali sayýlabilir birzayýflýk deðil, ölümcül bir unutkan-lýktýr9

Bu yargýlarý ilan edenlerin, sosyalistdevrim ile demokratik içeriðe sahip olanuluslarýn kaderlerini tayin hakkýný baðdaþ-týrabilmeleri zaten olanaksýzdýr:

Lenin þöyle yazmaktadýr:Uluslarýn kaderlerini tayin hak-

ký, demokratik bir düzeni zorunlu ký-lar, öyle ki, bu düzende yalnýzca ge-nel olarak demokrasi ile yetinilmez,

6 Lenin,   Marksizmin Bir Karikatürü ve Emperyalist Ekonomizm, s: 947 Lenin, Uluslarýn Kaderlerini Tayin Hakký, s 52

8 Lenin, age, s 50-519 Mesut Odman, Gelenek, Sayý: 64

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 29/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

'

burada, özel olarak ayrýlma sorunu-nu   demokratik olmayan yoldan çö-züme baðlamak olanaklý deðildir Demokrasi, genel anlamýyla, savaþçý

  ve ezici bir milliyetçilikle baðdaþa-bilir Proletarya, bir ulusun bir dev-let sýnýrlarý içinde zorla tutulmasýnýolanaksýz kýlan bir demokrasiden ya-nadýr10

Evet, Marksizm-Leninizm açýsýndan, bizsöyledik oldu denilebilecek bir kolaycýlýkmevcut deðildir Eðer birileri, Marksist-Le-ninist olduklarýný iddia ederek Marksizm-Leninizmin temel saptamalarýyla çeliþengörüþleri kolayca ortaya koyabiliyorlarsa,

bunun tek nedeni yeni kuþaklarýn tarihsel ve teorik bilgi eksikliði, kurgusal bilgiyle eði-tilmiþ olmalarýdýr

Benzer eklektizm ve kolaycýlýk MDD-sosyalist devrim konusunda da ortaya çýk-maktadýr

Solda yer alan herkesin bilmek duru-munda olduðu gerçek, çok uzun zaman-dan beri MDDyi savunan herhangi bir siya-sal hareket ve örgütün mevcut olmadýðý-dýr Bunu fýrsat bilen eklektik-revizyonistler(SÝP-TKP), legal ve her koþulda icazetli

oluþlarýndan yararlanarak siyaset geyiðiiçinde teorik gevezelik11 yapmýþlardýrBu geyik-teori çerçevesinde, biz sos-

 yalist/komünistiz, sosyalist devrim yaparýzþeklinde basit bir çýkarsamayla MDDnindefterini de dürüvermiþlerdir

  Ama yýllar geçmiþ, köprünün altýndançok sular akmýþtýr MDDnin defteri dürül-müþse de, bu kez karþýlarýna emperya-lizm ve anti-emperyalist mücadele çýk-mýþtýr Ardýlý olmalarýyla övündükleri veaþtýk diyerek böbürlendikleri Boran-Aren

TÝPinin sosyalist devrim tezlerini, birbiriardýna piyasaya sürerken, TÝPin anti-em-peryalist ve anti-faþist mücadeleyi bir yanaitiþi görmezlikten gelinir

Bugün þöyle söylemektedirler, sabýrlaokuyalým:

Türkiyede sosyalist devrimin

12 SÝP-TKP 8 Kongre Raporu

baskýn bir anti-emperyalist karaktertaþýyacaðýna iliþkin öngörünün sað-lam örülmüþ devrimci bir strateji-  ye dönüþtürülmesi konusunda TK-

Pnin yürüttüðü siyasal, ideolojik veteorik çalýþmalar belli bir olgunluk düzeyine ulaþmýþtýr  Emperyalistsaldýrganlýðýn Türkiyede ve dünyadaortaya çýkardýðý yeni sorun ve geri-limler ile bu saldýrganlýðýn farklý ke-simlerde yarattýðý hoþnutsuzluk vetepkiler emek-sermaye çeliþkisindenayrý ele alýnamasalar bile, doðrudankapitalist sömürüye baðlanamaz-lar  Bununla birlikte, emperyalist sal-

dýrganlýðýn sýnýfsal deðil de ulusalbir eksende göðüslenmesi gerektiði-ne iliþkin görüþ, doðrudan burjuvazitarafýndan emekçi kitleleri silahsýz-landýrýcý bir manipülasyon giriþimiolarak gündeme gelmiyorsa, mark-sizmi ve uluslararasý iþçi sýnýfý hare-ketinin mirasýný çarpýtmak tan baþkabir anlam taþýmamaktadýr Bu görüþile emperyalizme karþý mücadeleninortaya çýkardýðý yurtsever görevlereantikapitalist konumlanýþý zedeleye-

ceði için sýrt çevirenlerin hareketnoktasý aynýdýr: Antiemperyalizm ileantikapitalizmi birbirinden ayýrmakOysa bugün yalnýz Türkiyede deðildünyanýn her yerinde, komünist birstrateji, tek tek ülkelerin özgün ko-þullarýna uygun bir biçimde kapita-lizme karþý mücadeleyle emperyaliz-me karþý mücadeleyi ortaklaþtýrmakdemektir12 (abç)

Onca yýldan sonra SÝP-TKP, devrimcibir strateji oluþturacak olgunluk düzeyi-

ne ulaþmýþ! Devrimci stratejileri de, bas-kýn bir anti-emperyalist karakter taþýyansosyalist, yani anti-kapitalist devrim ol-maktadýr

 Yukarda ifade ettiðimiz gibi, bu olgunstrateji, Boran-Aren oportünistlerinin anti-kapitalist devriminin baskýn anti-emper-

 yalizmle aþýlmýþ halidirSorun, baskýn anti-emperyalizm ile

anti-kapitalizmin birbiriyle nasýl baðdaþ-týrýlacaðýdýr

Þüphesiz eklektik-revizyonistler için so-run biz söyledik oldu ile halledilmiþtir Ne

10 Lenin, Uluslarýn Kaderlerini Tayin Hakký, s 11-1211 SÝP-TKPnin kýdemli teorisyeni M Çulhaoðluþöyle yazmaktadýr: Türkiye soluna uzun yýllar dam-

gasýný vuran, bunca yakýnmaya konu olan teorikgevezelik artýk sahneden çekilmiþ, yerini pratik ge-  vezeliklere ve siyaset geyiðine býrakmýþtýr (Ko-münist, Sayý: 299, 5 Ocak 2007)

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 30/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

!

  yazýk ki, icazetli siyaset bile iþin içindenbu kadar kolay çýkamaz

Eklektik-revizyonistler, emperyalizmibaþka ülkeleri iþgal eden, pervasýz saldýr-

ganlýk olarak sunmaya çalýþýrlar Dolayýsýy-la emperyalizme karþý kitlelerin hoþnut-suzluk ve tepkilerini de bu saldýrganlýðakarþý tepki olarak sunarlar Böylece anti-emperyalizm, emperyalizmin saldýrganlýðý-na karþý duyulan tepkiye, ama doðrudankapitalist sömürüyle baðlý olmayan birtepkiye, dolayýsýyla da maddi temeli ol-mayan bir duyguya indirgenir Artýk gö-rev, bu duygusal vatandaþlarý, yurtseversöylemle örgütlemekten ibarettir!

Uluslarýn kaderlerini tayin hakkýnda RLuxemburg ve Titonun tezlerini savunanbu eklektik-revizyonistler, anti-emperyalizmsöz konusu olduðunda, çýkar yolu Kautsky-nin tezlerinde bulmuþlardýr

Leninin sözleriyle, Kautsky, 1915te,hatta 1914 Kasýmýnda, emperyalizmin eko-nominin bir evresi ya da aþamasý deðil de,mali-sermayenin yeðlediði bir politika,belirlenmiþ bir politika olduðunu13 söyler

Emperyalizmi, baþka ülkeleri iþgal ve il-hak etmek, dünyanýn toprak olarak payla-

þýlmasýna yönelik bir politika olarak ta-nýmlamak sadece Kautskye özgü deðildirKuruþçevden Gorbaçova kadar SBKP re-

  vizyonistleri yýllar boyu emperyalizmi birdýþ politika konusu olarak ele almýþlardýrDolayýsýyla emperyalizm, sömürge, yarý-sömürge ve geri-býraktýrýlmýþ ülkeler içindýþsal olgu olarak kabul edilmiþ ve böy-lece emperyalizm ile kolonyalizm (eski-sö-mürgecilik) özdeþleþtirilmiþtir

Leninin tanýmýyla, Emperyalizm, tekel-lerin ve mali-sermayenin egemenliðinin or-

taya çýktýðý; sermaye ihracýnýn birinci plan-da önem kazandýðý; dünyanýn uluslararasýtröstler arasýnda paylaþýlmasýnýn baþlamýþolduðu ve dünyadaki bütün topraklarýn enbüyük kapitalist ülkeler arasýnda bölüþül-mesinin tamamlanmýþ bulunduðu bir geliþ-me aþamasýna ulaþmýþ kapitalizmdir14

Ýhraç edilmiþ sermaye, ihraç edildiðiülkelerde, kapitalizmin geliþmesini etkiler,hýzlandýrýr15 Dolayýsýyla, bu ülkelerde ta-rihsel süreçte, emperyalist sermayeye baðlý

bir kapitalist geliþme ortaya çýkarÝþte emperyalizm ve kapitalizm sorun-

salýnda en önemli olgu, sömürge, yarý-sö-mürge ve geri-býraktýrýlmýþ ülkelerde em-

peryalist sermaye ihracýna baðlý kapitalistgeliþmedir

Lenin, uluslarýn kaderlerini tayin hakký-na iliþkin tahlilinde ortaya koyduðu gibi,Sömürgelerin kendi sermayeleri, ya dasözü edilecek kendi sermayeleri yoktur. Vefinans kapital altýnda, siyasal baðýmlýlýk koþulu olmadan hiçbir sömürge sermayeedinemez16 (abç)

Bu yüzden, emperyalizme baðýmlý ülke-lerde geliþen kapitalizm, emperyalist ser-

mayeye baðýmlýdýr Geliþen kapitalizm, ül-kenin kendi iç dinamiði ile deðil, dýþ di-namikle, yani emperyalist sermaye ihracýile geliþtirilmiþtir, dolayýsýyla emperyalistsermayenin çýkarlarýna göre biçimlenmiþtir,çarpýktýr Bu nedenle de, bu ülkelerdekiekonomik, toplumsal ve siyasal çeliþkiler,her durumda dýþ dinamik tarafýndan belir-lenir

SÝP-TKPnin emperyalist saldýrganlýðakarþý hoþnutsuzluk ve tepki olarak taným-ladýklarý anti-emperyalist tepkilerin maddi

temeli de, bu çarpýk geliþme ve bunun ya-rattýðý çeliþkilerdirBu durumun bilincinde olmayan, ancak

çeliþkilerden deðiþik biçimlerde etkilenenkesimlerin anti-emperyalist tepkileri, basitbir biçimde emperyalist baðýmlýlýktan sa-mimi olarak kurtulmak isteyenlerin17 duy-gusal tepkisi gibi sunulamaz Bu tepkiler,emperyalist sömürünün yaratmýþ olduðuiliþki ve çeliþkilere baðýmlýdýr Bu yüzden,çözüm, emperyalizme baðýmlýlýðýn sonaerdirilmesi, emperyalist sermayeye ba-

ðýmlý iliþkilerin ortadan kaldýrýlmasýdýr.Bu ise, yalýn haliyle emek-sermaye çeliþ-kisinin çözüm platformu deðildir.

Ekonomik temele, üretim iliþkilerine aitmaddi varlýk koþullarý bir yana býrakýlarak,anti-emperyalist tepkileri samimi tepkilerþeklinde sýradanlaþtýrmak ve çýkýþý da busamimi tepkileri gösteren kesimleri saf-lara çekmek olarak göstermek, en hafif deyiþle, sýnýflarýn ve sýnýf mücadelesinin ta-rihin devindirici gücü olmadýðýný, tersinebilinçli insanlarýn tarihi yaptýklarýný söyle-

13 Lenin,  Emperyalizm, s 10914 Lenin, age, s 11115 Lenin, age, s 78

16 Lenin, Uluslarýn Kaderlerini Tayin Hakký, s 15617 SÝP-TKP 8 Kongre Raporu

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 31/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

!

mek demektirÞöyle söylüyorlar:

emekçi sýnýflar ve küçük bur- juvazi  içerisinde sosyalist bir pers-

pektife hiç sahip olmayan ama em-peryalist baðýmlýlýktan samimi ola-rak kurtulmak isteyen küçümsen-meyecek bir kesim vardýr Son yýl-lardaki geliþmelerden dolayý geniþle-

 yen bu kesim ayný anda hem milli- yetçi hem dinci hem de liberal ideo-lojilerin etkisi altýndadýr Bu kesimde

 yer alan milyonlarca kiþinin söz ko-nusu ideolojilerin etkisinden kur-tarýlmalarý ve tutarlý bir anti-emperya-

list mücadelenin unsurlarý haline ge-tirilmeleri onlarýn ille de sosyalizmperspektifine ikna edilmelerini ge-rektirmez18 (abç)

Evet, insanlarýn anti-emperyalist müca-deleye katýlmalarý için mutlaka sosyalistolmalarý gerekli deðildir Asýl olan emper-

 yalizme karþý mücadele etmeleridir Ancaksöz konusu olan ideoloji olunca, kaçýnýl-maz olarak sýnýflar ve sýnýf ideolojileri gün-deme gelir Milyonlarca kiþinin milliyetçi,dinci, liberal ideolojilerin etkisinden kurta-

rýlmalarý demek, burjuva ideolojisinin budeðiþik biçimlerine karþý proletarya ideo-lojisinin egemen kýlýnmasýdýr Bu da, açýkifadeyle, burjuva ideolojisinin etkisi altýnda-ki milyonlarca kiþinin sosyalist dünya gö-rüþüne kazanýlmasýndan baþka bir þey de-ðildir

Bunun dýþýnda, insanlar, soyut idealleruðruna ve duygusal nedenlerle mücade-leye atýlmazlar Onlarý mücadeleye yönel-ten, her zaman sýnýf iliþkileri, son kertedemaddi yaþamýn üretim tarzýdýr19

 Varsayalým ki, bu eklektik-revizyonistle-rin sosyalist perspektife ikna edilmelerigerekmeyen insanlarý, baskýn anti-emper-

 yalist mücadeleye katýldýlar Samimi ola-rak emperyalizmden kurtulmak isteyen bukesimler (milyonlarca kiþi), sosyalistperspektife ikna edilmedikleri koþullardaanti-emperyalist mücadelenin zaferiyle ne-

  yin gerçekleþmesini isteyecekler ve bek-leyeceklerdir?

Eðer bu insanlar (milyonlarca kiþi)samimi olmakla, ayný zamanda aptal

  ve kendileri için hiçbir þey istemeyen in-sanlar olarak tanýmlanabilir idealistler ise,mücadelenin sonucundan baðýmsýzlýk dý-þýnda bir þey beklemek durumunda olma-dýklarý için, kendileri dýþýnda ayný mücade-lede yer alanlarýn, dolayýsýyla belli istekleri

 ve beklentileri olan kesimlerin iktidara gel-mesini saðlamaktan baþka bir þey yapma-

  yacaklardýr Böylece SÝP-TKP, yurtsevercephe çevresinde topladýðý milyonlarcakiþinin samimiyetine dayanarak iktidara

gelecek, sosyalist devrimini yapýverecek-tir! Ve diyecektir ki, özel mülkiyeti kaldýr-dýk Söz konusu olan samimi milyon-larca kiþi, adýyla sanýyla söylersek, emek-çi sýnýflar ve küçük burjuvazi içersindekimilyonlarca kiþi sessiz sedasýz bu uygu-lamalarý kabul ederek, sosyalist Türkiye-de yaþama onuruna sahip kýlýnacaklardýr!

Tüm bu saçmalýklar, SÝP-TKPnin eklek-tizminin ürünleridir Üstelik kendi orijinalteorilerinin de tam tersidir

Emperyalizm, kapitalizm + mali

sermayenin üstünlüðü, tekeller veçeþitli uluslararasý duruþlarý toparla-  yan bir bütündür Bu yüzden anti-emperyalist olmak için kesinlikleanti-kapitalist olmak gerekmektedirÜlkemizden emperyalistleri kovmakama ülkemizde kapitalizmin devametmesine göz yummayý savunmaktamamen yanlýþ bir politik hattýr Bu

  yüzden sadece Baðýmsýz Türkiyesavunusu yeterli deðildir Emperya-lizme karþý mücadelenin ideolojik

  yönelimi anti-kapitalizmden kalkan  ve anti-emperyalizme yönelen birdoðrultu izlemelidir Kitlelere nedenkapitalizme karþý durmalarý gerektiði-ni öðretmek, onlarýn neden anti-em-peryalist olmalarý gerektiðini anlat-manýn ilk adýmýdýr

  Anti-kapitalist olmayan anti-em-peryalist olamaz20

Dün bunu söyleyenler, bugün sosya-lizm perspektifine ikna edilmeleri gerek-meyen milyonlarýn anti-emperyalizmindensöz etmektedirler

18 SÝP-TKP 8 Kongre Raporu19 Maddi hayatýn üretim tarzý, genel olarak toplum-sal, siyasal ve entelektüel hayat sürecini koþullan-

dýrýr Ýnsanlarýn varlýðýný belirleyen þey, bilinçleri de-ðildir; tam tersine, onlarýn bilincini belirleyen, top-lumsal varlýklarýdýr (Marks,  Ekonomi Politiðin Eleþ-  tirisine Katký, s 25 20 Emin Sarp, Gelenek, Sayý: 60, Aðustos 1999

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 32/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

!

Bütün bunlardan sonra, SÝP-TKP, bas-kýn anti-emperyalist karakterde sosyalistdevrim için seçimlere Emperyalizme Kar-þý Yurtsever Cephenin siyasal ve örgütsel

çerçevesiyle katýlma kararý almýþtýr21 Böy-lece adýnda komünist sýfatý olan partikendi siyasal ve örgütsel çerçevesini bir ya-na býrakarak, bir baþka siyasal ve örgütselçerçeveyi kabul ettiðini ilan etmiþtir22

Þimdi bu komünist partinin siyasal veörgütsel çerçevesiyle seçimlere katýlma ka-rarý aldýðý EK Yurtsever Cephe denilenþeye kýsaca bakalým

Programýna bakýldýðýnda bu cephe,baðýmsýz ve onurlu ve eþitlikçi ve özgür

Türkiye için, iþçileri, emekçileri, yoksulköylüleri, öðrencileri, aydýnlarý, kýsacasý ya-þamýný baþkalarýnýn sýrtýndan kazanmayanherkesi23 kapsayan bir örgütlenme olaraktanýmlanýr

SÝP-TKPsinin eklektizmi, kendi üyeleri-ni taban inisiyatifleri þeklinde sunarakoluþturduðu cephesinde bir kez daha or-taya çýkar Þöyle ki:

Bir yandan iþçiler ve yoksul köylülerdensöz edilir, diðer yandan emekçilerden,öðrencilerden, aydýnlardan ve nihayet ya-

þamýný baþkalarýnýn sýrtýndan kazanmayanherkesten söz edilir Bu kapsama göre,iþçiler ve yoksul köylüler, emekçiler kate-gorisine girmemektedir Dolayýsýyla iþçiler

  ve yoksul köylülerin dýþýnda ve onlardanayrý olarak bir emekçiler kategorisi sözkonusudur Bu emekçiler programda ta-nýmlanmadýðý için hangi kesimleri ve sýnýf-larý kapsadýðý belirsiz olmakla birlikte, ya-þamýný baþkalarýnýn sýrtýndan kazanmayanherkes olmaktadýr Öte yandan SÝP-TKPsiemekçi sýnýflar ve küçük burjuvazi içeri-

sinde sosyalist bir perspektife hiç sahip ol-mayan ama emperyalist baðýmlýlýktan sami-mi olarak kurtulmak isteyen küçümsenme-

 yecek bir kesimden ve bunlarýn örgütlen-

mesinden söz ederYaþamýný baþkalarýnýn sýrtýndan kazan-

mayan herkesin içinde yer aldýðý bu sa-mimi küçük burjuvalarýn kimler olduðu isemeçhuldür Örneðin küçük köylüler, ortaköylüler, küçük esnaf, küçük tüccar vb kýr

 ve kent küçük-burjuva unsurlarý yaþamýnýbaþkalarýnýn sýrtýndan kazanmayan her-kesin kapsamý içinde midirler?

Þüphesiz bu ve benzeri sorularý sorma-nýn ve yanýtlarýný EKYC programýnda bul-

maya çalýþmanýn hiçbir anlamý yoktur EK- YC, SÝP-TKPsinin eklektizminin pragmatistürününden baþka bir þey deðildir Çünküprogramýnda, Ýþçi sýnýfýmýz, Türkler, Kürt-ler ve diðer ulusal, etnik öðelerden oluþanbir bütündür TKP bu bütünlüðü esas alýr

 ve her tür ayrýmcýlýða karþý iþçi sýnýfýnýn si- yasal ve örgütsel birliðini temsil eder diye yazan bu eklektik oportünistler, 8 Kongre-lerinde, TKP Türk, Kürt, bu topraklarda ya-þayan tüm emekçilerin partisidir diye ta-nýmlayabilmiþlerdir24

Özce söylersek, teoride eklektik, siyaset-te oportünist, söylemde popülist, pratiktekeskin geçinen SÝP-TKP, 12 Eylül sonra-sýnda Türkiye solunun içinde bulunduðudurumun basit bir örneðidir Onlar, neo-li-beralizmin soldaki uzantýsý ÖDP ve teslimi-

  yetçiliðin ve pasifizmin temsilcisi EMEPlebirlikte, umudu büyüten genç ve içten in-sanlarý kendi oportünist ve kariyerist amaç-larý için kullanmakta birbirleriyle yarýþmak-tadýrlar

Oportünizm bukalemun gibidir

Çeþitli kýlýklara bürünerek sosyalisthareket içinde ortaya çýkar Oportü-nizmin kýlýk kýyafetini o ülkenin eko-nomik ve sosyal bünyesi, iþçi sýnýfý-nýn politik bilinç ve örgütlenme sevi-

21 Yurtsever Cephe 1 Genel Kurul Kararlarýndan, 11Mart 200722 Bunun kýlýfý da þöyle dikilmiþtir: Komünist parti-si tarihsel olarak bir iktidar alternatifidir; tersi düþü-nülemez Ancak seçimler, kendi özel gündemlerigereði bu alternatifin birtakým baþlýklarda somutlan-masý gerekliliðini daha fazla dayatýr Parti buna kayýt-sýz kalamaz Ancak sosyalizm programýný tüm ayrýn-týlarýyla propaganda etmek hem imkansýzdýr hemde faydasýzdýr  Bu baðlamda da parti yine temelstratejisi etrafýnda birtakým öncelikler belirleyecek

  ve bu öncelikleri son derece yalýn ve anlaþýlýr bir

biçimde, kararlý bir tarzla propaganda edecektir(Komünist, Ýddiamýz büyüktür, Sayý: 304, 9 Þubat2007)23 Yurtsever Cephenin Yolu

24 Bu geniþlemenin gerekçesi ise þöyle ifade edil-mektedir: geçici, marjinal istihdam türleri ve bo-ðucu yoksullaþma sonucu, klasik iþçi sýnýfý kimliði-nin bir yoksul-proleter-halk kimliksizleþmesiyle yerdeðiþtirdiði bir süreç yaþanmaktadýr Bir toplumsalsýnýf olarak sahip olduðu geleneksel konumu göl-

gelenen iþçi sýnýfý, biçimsiz bir halk kategorisininiçinde, orta sýnýflarýn ideolojik eziciliði altýnda velümpen eðilimler sergileyen bir yoksullar kalabalý-ðýnýn gölgesinde eritilmektedir (Gelenek, Sayý: 85)

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 33/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

!!

 yesi, kýsaca ülkenin içinde bulundu-ðu devrimci aþamanýn niteliði belir-ler Ancak her çeþit oportünizm pro-letaryanýn devrimci potansiyeline

inanmamaya dayanýr Genellikle saðoportünizmin temelinde korkaklýk,azimsizlik, ve proletaryanýn devrim-ci zaferine inanmamak yatar Bu

  yanlarýný örtmek için o, en keskingözükmek zorundadýr Oportünizm-

de  ilke istikrarý diye birþey yokturDüne kadar savunduðu ilkelerin ni-teliði kitlelerin gözünde açýklýða ka-

 vuþunca, o bu ilkeleri en aðýr suçla-

malarla karalar Onun için tek þey önemlidir: Herþeye raðmen proletar-

  yanýn devrimci hareketini nasýl pa-sifize edebilirim? Bu eylemindeMarksist ilkeler sadece basit bireraraçlardýr25

25 Mahir Çayan, Yeni Oportünizmin Niteliði Üzerine

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 34/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

!"

Solda Eski Seçim Taktiðinin Yeni Versiyonu:Baðýmsýz Demokrat Adaylar 

Solun, marksist sol, devrimci sol,devrimci demokrat sol, bizim sol ya daöteki sol olarak deðiþik biçimlerde taným-lanan solun en bilinen seçim taktiði, seçim-leri boykot olmuþtur Yaklaþýk otuz yýl bo-

 yunca solun boykot taktiði, legalist sol dý-þýndaki tüm sol örgütler tarafýndan kabuledilmiþ ve savunulmuþtur

Solun boykot taktiði karþýsýnda lega-listler, her durum ve koþulda seçimlere ka-týlmayý esas alan bir çizgi izlemiþlerdirLegalistlerin seçimler karþýsýndaki politika-larý, ayný zamanda onlarýn varoluþ nedeni-dir, dolayýsýyla taktik deðil, stratejik nite-liktedir Bu nedenle de, deðiþik dönemler-de oligarþik yönetimin seçim manevrala-rýný (özellikle milli krizin derinleþmeye yö-neldiði, ülkeyi yönetemez hale geldiklerikoþullarda baþvurduklarý bir yöntemdir)doðrudan destekleyerek, ayný zamanda oli-

garþinin siyasal zorunun meþrulaþtýrýlma-sýna da hizmet etmiþlerdir

Seçimler karþýsýnda bu iki taktik vestrateji ortasýnda, deðiþik marksist söy-lemlerle seçimlere katýlma koþullarý mev-cut ise diye baþlayan gerekçelerle, ba-ðýmsýz sosyalist adaylar çýkartýlmasý ve ba-ðýmsýz adaylarýn olmadýðý yerlerde ilerici,demokrat ve yurtsever adaylarýn desteklen-mesi þeklinde bir orta yolcu taktik da-ha vardýr

Legalistler bir yana býrakýlacak olursa,solun seçim taktiði, ya boykot ya da ba-ðýmsýz aday göstererek seçimlere katýlmaþeklinde iki baþlýdýr

MLKP gibi illegal legalistler, bu ikinci türtaktiði üç dönemdir kararlýlýkla yürüt-mektedirler Benzer biçimde utangaç lega-listler de, son seçimlerde ayný taktiki be-nimsemiþlerdir

Son otuz yýl içinde yapýlan seçimlerdesolun boykot taktiði çok fazla etkili ola-mamýþtýr 1999 seçimlerinden itibaren boy-

kot taktiði neredeyse unutulmuþ, baðým-sýz sosyalist adaylar taktiði neredeyse teksol politika haline gelmiþtir

Bu taktikin, seçimlerde hangi partiyeoy vereceðini soran sol seçmene yanýt

  vermekte oldukça rahatlatýcý olduðu dakesindir: Sandýða git, baðýmsýz sosyalistadaya oy ver, baðýmsýz sosyalist aday yok-sa ilerici, demokrat ve yurtsever adayýn ol-duðu listeye oy ver!

Solun bu iki taktik arasýndaki gidiþ-geliþleri otuz yýllýk bir tarihi kapsamakla bir-

likte, 2007 seçimleri yaklaþtýkça hertürlüsolun baðýmsýz adaylar göstererek mec-lise girmesini öneren ve planlayan yayýn-lar ve tartýþmalar yoðunlaþmýþtýr ÖzellikleDTPnin %10 barajýný aþamayacaðý kendi-lerince kabul edildiði ölçüde, seçimlerebaðýmsýz adaylarla girerek en az 20-30milletvekili çýkartabileceði hesaplarý, bugeliþmeyi tetiklemiþtir

DTPnin baðýmsýz aday gösterme eði-limiyle birlikte güncelleþen konu, giderekyeni taktikler olarak her çeþit sol içincazip öneri haline getirilmeye çalýþýlmak-tadýr

Baðýmsýz aday gösterme konusunda-

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 35/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

!#

ki bu geliþmeler karþýsýnda, neo-liberalizm  yandaþlarý, solun kendisini yenilemesiiçin Marksizm-Leninizmin terk edilmesinizorunlu gören globalist aydýnlar, baðým-

sýz demokrat adaylar gösterilmesi proje veplanlarýyla ortaya çýktýlar Her zaman oldu-ðu gibi, bu eski taktiðin yeni versiyonu

 Aydýn Doðan medya grubu tarafýndan piya-saya sürüldü

  Yeni versiyonun bir tarafýnda yayýndanýþmaný Nurcan Akad ile tüketici hak-larý yazarý Meral Tamerin baþýný çektiðibýyýklý kadýnlar meclise sloganý eþliðinde

 Milliyet gazetesi, diðer tarafýnda ise Prof Dr Ahmet Ýnselin baþýný çektiði baðýmsýz de-

mokrat adaylar projesiyle  Radikal gazete-si yer almaktadýrNurcan Akad-Meral Tamer ikilisi, femi-

nel bir söylemle, mecliste kadýnlarýn dahafazla temsil edilmesi gerekliliðine dayana-rak baðýmsýz kadýn adaylarýn propagan-dasýný yaparken, Ahmet Ýnselin projesi da-ha bilimsel sunuma sahiptir

Nurcan Akad-Meral Tamer ikilisine göre,sonucu ne olursa olsun, baðýmsýz sol/ka-dýn aday kampanyasý baþarýlý olacaktýr Ýd-dialarý odur ki, bu taktik, týkanmýþ siya-

setimize hayat öpücüðü verecektir!  Ahmet Ýnselin bilimsel sunumunungerekçeleri ise, hem aritmetiksel, hemmantýksaldýr

  Aritmetiksel olarak, baðýmsýz aday-larýn seçilebilmeleri için seçim çevrelerin-den %3 ile %7 civarýnda oy almalarý yeter-lidir örneðin Ýstanbulda 55000-60000oyla, Ankarada 1 bölgede 53000-58000oyla, Ýzmir, Kocaeli ve Gaziantepte 47000civarýnda oyla, 3 veya 4 partinin ulusal ba-rajý aþtýðý bir seçimde, 2002 seçim verileri

temelinde baðýmsýz seçilmek mümkün-(dür)

Bu sayýsallýðýn mantýksallýðý ise þöyleifade edilmiþtir:

Ülke barajýný aþmanýn Türkiye-de solun halihazýrdaki durumu itiba-rýyla hiçbir inandýrýcýlýðý olmamasýnýn

 yarattýðý kýrýlma, bugün sol partileringerçek oy potansiyellerinin de altýn-da oy almalarýna yol açýyor Bu ne-denle, solun siyasal alanda iyicemarjinalleþmesine yarayan bu seçimsistemini delme þansý yüksek olanbaðýmsýz sol aday giriþiminin, geniþbir sol eðilimli seçmen çevresinin

beklentilerine, duyarlýlýklarýna yanýt  vereceðini kestirmek zor deðil Buçerçevede de, bugüne kadar iyi ço-cuklar ama çabalarý nafile diyerek,

folklorik oluþum muamelesi yapýlansol hareketlerin sesinin çok dahagüçlü biçimde dinlenmesi, medya-nýn siyasal magazin malzemesi ol-maktan öteye gitmesi olanaðý var

Böylece öteki solun otuz yýllýk opor-tünistlerinin ortayolcu seçim taktiði,þimdi neo-liberallerin, sivil toplumcularýntaktiði olarak sola sunulmaktadýr Bu su-numdan sonra yapýlmasý gereken, bu orta-

 yolcu-neo-liberal taktiði pratiðe uygulamak

için seçim çevrelerine uygun aday adayla-rý belirlemekten ibarettir Prof Ahmet Ýn-sel, altý-üstü 31 seçim çevresi saptamýþtýr31 seçim çevresinde 31 adayý belirlemekde, ortayolcular için zor olmasa gerek

Bu yolla, 31 seçim çevresinden 31 ba-ðýmsýz demokrat/sol aday meclise girer,grup kurar ve kendilerini yeni ve yepyenibir sol parti olarak örgütlerler Artýk sol-un önü açýlmýþ, marjinallik dönemi bitmiþmakus talihi yenilmiþ olur!

Elbette bu aritmetiksel, mantýksal ve

feminel seçim taktiðinin uygulanamaya-caðý; uygulansa bile, bunun CHPnin oy vemilletvekili kaybetmesine, hatta CHPninbarajýn altýnda kalmasýna yol açarak AKP-nin önünü açacaðý da söylenebilir MeralTamerin köþesinde yazdýðý gibi, bu orta-

  yolcu seçim taktiði sonucunda AKP mil-letvekillerinin %90'ýný alarak meclise tümüy-le egemen olabilir Ama hiç endiþe etmeyegerek yoktur, yanýtý Meral Tamerin yazýla-rýnda mevcuttur:

Varsayýn ki böyle bir daðýlým ol-

du Bu durumda en fazla 5 sene da-ha kötü yönetiliriz Ondan sonraadýnda SOL kelimesini taþýyan EN-GELLER ortadan kalkar ve doðaldenge kurulur

Evet, keskin solcu söylemiyle söyler-sek, varsayalým ki böyle olsun, olsun daçeliþkiler keskinleþsin, çeliþkiler keskinleþ-sin ki halkýmýz daha fazla ezilsin, ezilsin kisolun kýymetini anlasýn, anlasýn ki sol-cu olsun Zaten natural selection doða-nýn bir "yasasý" deðil mi?

Ne diyelim? Allah alnýmýza ne yazmýþsao olur, hayýrlýsýyla beþ yýl sonraki seçimle-re bakalým!

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 36/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

!$

Dar kapsamlý seçim çekiþmeleri; þurada burada seçimi kazananla-rýn baþarýlarý; iki milletvekili, bir senatör, dört belediye baþkaný, halkýnüzerine ateþ açýlarak daðýtýlan büyük çapta bir gösteri; bir öncekine göre

bir iki oy farkýyla kaybedilen yeni bir seçim; kazanýlan bir grev, kaybedi-len on grev; bir adým ileri, on adým geri; belli bir kesimde zafer, bir di-ðerinde on kez bozgun... Sonra birdenbire oyunun kurallarý deðiþir, her-þeye yeniden baþlamak gerekir.

Bu tutum neden ileri geliyor? Halk enerjisini neden hep böyle boþunaharcýyor? Bunun tek nedeni var: Bazý Amerika ülkelerinde ilerici güçler taktik hedefler ile stratejik hedefleri korkunç bir þekilde birbirine karýþtýrý-yorlar, küçük taktik sorunlarda büyük stratejik hedefler görmek istemiþler-dir. Bu önemsiz saldýrý mevzilerini ve elde edilen küçük kazançlarý, sý-nýf düþmanýnýn temel hedefleri olarak göstermeyi bilen gericiliðin akýllý-ca davrandýðýný kabul etmeliyiz.

Böylesine büyük hatalar iþlenen ülkelerde, halk hiçbir deðeri olma-

yan eylemler için son derece büyük fedakarlýklar pahasýna her yýl alay-larýný seferber eder. Bunlar düþman topçusunun ateþine maruz kalangeçici mevzilerdir.

Bu mevzilerin adý, parlamentodur, kanuniliktir, yasal ekonomik grev-dir, ücret artýþýdýr, burjuva anayasasýdýr, bir halk kahramanýnýn serbestbýrakýlmasýdýr... Ve iþin en kötü tarafý þudur ki, bu mevzileri elde etmekiçin bile, burjuva devletinin oyun kurallarýný kabul etmek ve bu tehlikelisiyasal oyuna katýlmak iznini alabilmek için de uslu ve aklý baþýnda in-sanlar olduðumuzu, hiçbir tehlike arz etmediðimizi; örneðin kýþlalara vetrenlere saldýrmak, köprüleri uçurmak, katilleri ve iþkence uzmanlarýnýcezalandýrmak, daðlara çýkýp ayaklanmak ya da yumruklarýmýzý sert vekararlý bir biçimde kaldýrarak, Amerikaya son kurtuluþ mücadelesinin

kesin müjdesini vermek gibi tehlikeli iþlerle bir alýþveriþimizin olmadýðýnýispat etmek lazýmdýr.

Che Guevara

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 37/40

Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ

!%

http://www.kurtuluscephesi.com10. Yýlýnda

http://www.kurtuluscephesi.orgHit Açýlan Sayfa Alýnan Kilobayt Giriº Yapanlar 

2002 672.459 129.863 7.565.828 49.0582003 683.190 196.167 13.213.352 69.4352004 387.479 252.141 16.598.723 45.1652005 682.534 405.334 32.427.179 66.6462006 937.160 566.454 44.671.002 85.137

http://www.kurtuluscephesi.comHit Açýlan Sayfa Alýnan Kilobayt Giriº Yapanlar 

Mart 1999-Aralýk 1999 1.313.194 336.685 8.086.208 57.961

2000 1.627.782 524.415 11.503.872 98.8772001 1.898.130 773.205 17.765.678 136.182

2002 2.011.906 754.888 25.280.362 200.289

2003 3.452.082 774.788 32.426.580 356.293

2004 3.765.521 1.124.092 51.541.202 501.325

2005 8.283.931 2.194.187 106.620.473 1.204.8812006 13.217.544 3.554.709 176.065.325 1.920.326

  Kurtuluþ Cephesi dergisi ve  Eriþ Yayýn- larýnýn internet üzerinden eriþiminin sað-lanmasýnýn 10 yýlýna girdik

Dokuz yýl önce   Kurtuluþ Cephesi inter-net sayfasý yayýma baþladýðýnda, sadece

 Kurtuluþ Cephesi ile Eriþ Yayýnlarýna inter-net üzerinden eriþilmesinin olanaklý kýlma-nýn amaçlanmadýðý, ayný zamanda ticari-

leþtirilmiþ Marksist-Leninist klasiklerin in-ternet ortamýna taþýnmasýnýn amaçlandýðýnýda belirtmiþtik

Dokuz yýl içinde bu amaçlara önemliölçüde ulaþýlmýþtýr Her ne kadar Marksist-Leninist klasiklerin tamamýnýn internet orta-mýna aktarýlmasý tamamlanmamýþsa da,

 Kapital baþta olmak üzere en hacimli ya-

pýtlarýn internet ortamýna aktarýlmasý ger-çelekleþtirildi

Bunlar yapýlmaya çalýþýlýrken,  KurtuluþCephesi ve Eriþ Yayýnlarýnýn özgün basým-larý pdf formatýnda ulaþýlabilir hale getiril-di Marksist-Leninist klasikleri ise, her türlütartýþma ve þaibeden uzak tutabilmekiçin, esas alýnan metnin baský tarihi belirti-

lerek, basýmlara uygun olarak sayfa numa-ralarý da metinlerin içine yerleþtirildi Böy-lece tüm yapýtlar, doðrudan basýlý metniesas alan bir referans kaynaðý haline ge-tirildi

10 yýlda onbinlerce sayfayý bulan Mark-sist-Leninist klasikler, Kurtuluþ Cephesinin,ilk sekiz sayý hariç, bütün sayýlarý ve  Eriþ

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 38/40

KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007

!&

Alýnan .pdf dosyalarý

2002 2003 2004 2005 2006

www.kurtuluscephesi.com 23.888 86.644 94.666 204.377 193.827

www.kurtuluscephesi.org 35.971 85.469 111.802 220.929 325.403

Toplam  59.859 172.113 208.472 425.306 517.220

En çok alýnan .pdf dosyalarý

2006

K. Marks: Kapital Cilt: I 106.794

Mahir Çayan: Tüm Yazýlar  23.913

Kurtuluº Cephesi: Laiklik ve Þeriatçýlýk Üzerine 16.979

G. Politzer: Felsefenin Temel Ýlkeleri 16.620

Kurtuluº Cephesi: Dünyada ve Türkiye'de Ekonomik Bunalým 16.079

Marks-Engels: Seçme Yapýtlar-I 15.453

K. Marks: Kapital Cilt: II 14.781

Marks-Engels: Seçme Yapýtlar-II 10.447

K. Marks: Kapital Cilt: III 8.414

Marighella: Þehir Gerillasýnýn Elkitabý 8.513

F. Engels: Anti-Dühring 8.049

F. Engels: Ailenin Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni 6.057

THKP-C/HDÖ: Bildiriler 5.849

THKP-C/HDÖ: Eylem Kýlavuzu-III 4.345

THKP-C/HDÖ: Gramsci Üzerine 4.228

Kurtuluº Cephesi: 89. Sayý 3.932

Mao Zedung; Seçme Eserler, Cilt: I 3.836

THKP-C/HDÖ: Ulusal Sorun Üzerine 3.764

TÝB: Günümüzde Emperyalist Sömürü Mekanizmasý 3.563

Kurtuluº Cephesi: 81. Sayý 3.499

Yayýnlarýnýn çýkarmýþ olduðu tüm kitaplardoðrudan internet üzerinden eriþime açýl-mýþ durumda

Bu çalýþmalarýmýzda, özel olarak Marks-ist-Leninist klasiklerin internet ortamýndaulaþýlabilir hale getirilmesine yönelik çað-rýmýza, bir istisna dýþýnda, hiçbir yanýt gel-mediðini de, üzülerek söylemek zorunda-

 yýz

Evet, uzun bir yol katedilmiþtir Ancakgidilecek daha uzun yol vardýr Apolitikleþ-menin ve ideolojisizleþmenin egemen ký-

lýndýðý, Marksist-Leninist teorinin önemsiz-leþtirilmeye çalýþýldýðý bir dönemden geçi-

  yoruz Jose Martinin sözüyle, bugün ak-  kor zamanýdýr, yakýnda yalnýz ýþýk görüle-cektir 

Iþýðýn görüleceði günlere ulaþmada Kurtuluþ Cephesi internet sayfasýnýn küçükde olsa bir katkýsý olmuþsa, bundan dolayýonur duyduðumuzu, ancak gerçek ýþýðýn

devrimin zaferiyle görüleceðinin bilinciyle yeni bir yýla baþlarken, istatistik verilerin yo-rumunu okurlara býrakýyoruz

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 39/40

ERÝÞ YAYINLARI Ýnternet Adresi: www.kurtuluscephesi.com www.kurtuluscephesi.org www.kurtuluscephesi.net

 E-Posta Adresi:kurcephe@kurtuluscephesiorgerisyayinlari@kurtuluscephesiorg

MAHÝR ÇAYAN: KESÝNTÝSÝZ DEVRÝM IMAHÝR ÇAYAN: KESÝNTÝSÝZ DEVRÝM II-IIIÝLKER AKMAN: MEVCUT DURUM VE DEVRÝMCÝ TAKTÝÐÝMÝZ*** TÜRKÝYE DEVRÝMÝNÝN ACÝL SORUNLARI-I*** OLÝGARÞÝ NEDÝR?*** MARKSÝZM-LENÝNÝZM BÝR DOGMA DEÐÝL, EYLEM KILAVUZUDUR-III*** THKP-C/HDÖ VE 15 YIL*** POLÝTÝKLEÞMÝÞ ASKERÝ SAVAÞ STRATEJÝSÝ VE DEVRÝMCÝ TAKTÝÐÝMÝZ*** GRAMSCÝ ÜZERÝNE*** REVÝZYONÝZMÝN REVÝZYONU*** ULUSAL SORUN ÜZERÝNE*** BDS: BÝR PRAGMATÝK SAPMA *** YENÝ OPORTÜNÝZM ÜZERÝNE*** ZAER BÝZÝM OLACAKTIR! [Ankara Davasý Savunmasý]*** DEVRÝM PROGRAMLARI

*** RUS DEVRÝMÝNDEN ÇIKAN DERSLER *** ESKÝ BÝR GERÝLLANIN EMEKÝ*** PASS VE YENÝ ÇÖZÜMÜN IRSATÇILIÐI

DEVRÝMCÝ MARÞLAR VE EZGÝLER DÜNYADA VE TÜRKÝYEDE EKONOMÝK BUNALIM [Kurtuluþ Cephesi Seçmeler-I]DÜNYADA VE TÜRKÝYEDE EKONOMÝK BUNALIM II [Kurtuluþ Cephesi Seçmeler-III]LAÝKLÝK VE ÞERÝATÇILIK ÜZERÝNE [Kurtuluþ Cephesi Seçmeler-II]TARÝHTE, GÜNÜMÜZDE VE DEVRÝMCÝ MÜCADELEDE KADINLAR 

8/14/2019 Kurtuluş Cephesi, Sayı: 96, Mart-Nisan 2007

http://slidepdf.com/reader/full/kurtulus-cephesi-sayi-96-mart-nisan-2007 40/40