130

Kuran'da Sabrın Önemi

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Allah'ın Kuran'da emrettiği güzel ahlak özelliklerinden biri "sabır"dır. Ancak Allah’ın bildirdiği sabır, günlük hayatta pek çoğumuzun şahit olduğu tavırlardan çok farklı, çok üstün ve çok kapsamlı bir özelliktir. Kuran'da öğretilen gerçek sabır, sadece zorluklar karşısında değil, aksine hayatın her anında yaşanır.

Citation preview

Page 1: Kuran'da Sabrın Önemi
Page 2: Kuran'da Sabrın Önemi
Page 3: Kuran'da Sabrın Önemi
Page 4: Kuran'da Sabrın Önemi

OKUYUCUYA• Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›l-mas›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›-d›r. Yarat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pekçok insan›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dola-y›s›yla bu teorinin bir aldatmaca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli birimani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunlu-dur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu neden-le her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bölüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür.

• Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tümkitaplar›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlarAllah'›n ayetlerini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir. Allah'›n ayetleri ileilgili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak fle-kilde aç›klanmaktad›r.

• Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yedidenyetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n an-lat›m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymak-tad›r. Dini reddetme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplar-da anlat›lan gerçeklerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edeme-mektedirler.

• Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gi-bi, karfl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmekisteyen bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefek-kür ve tecrübelerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r.

• Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›nave okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tümkitaplar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmakisteyenler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunma-s›n›n teflvik edilmesidir.

• Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin iseönemli sebepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özel-likleri tafl›yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sa-hip daha birçok eser oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabile-ce¤i zengin bir kaynak birikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r.

• Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüphelikaynaklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat et-meyen üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlararastlayamazs›n›z.

Page 5: Kuran'da Sabrın Önemi
Page 6: Kuran'da Sabrın Önemi
Page 7: Kuran'da Sabrın Önemi
Page 8: Kuran'da Sabrın Önemi

Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956y›l›nda Ankara'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da ta-mamlad›. Daha sonra ‹stanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sa-natlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'ndeö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasikonularda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrim-cilerin sahtekarl›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'inkanl› ideolojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çokönemli eserleri bulunmaktad›r.

Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam45.000 sayfal›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 57 farkl› dile çevrilmifltir.

Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden ikipeygamberin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun

ve Yahya isimlerinden oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›nkapa¤›nda Resulullah'›n mührünün kullan›lm›fl olmas›n›n sembolik

anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-› Kerim'inAllah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül en-

biya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda,Kuran'› ve Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle,inkarc› düflünce sistemlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi vedine karfl› yöneltilen itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyihedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'›nmührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duas› olarak kullan›lm›flt›r.

Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤ini dünyayaulaflt›rmak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temelimani konular üzerinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürüktemellerini ve sapk›n uygulamalar›n› gözler önüne sermektir.

Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindistan'dan Ameri-ka'ya, ‹ngiltere'den Endonezya'ya, Polonya'dan Bosna

Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan ‹tal-ya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dün-yan›n daha pek çok ülkesinde be¤eniyle okunmakta-d›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Almanca, ‹talyanca, ‹spanyol-ca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Bofl-

nakça, Uygurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli,S›rpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzan-

ya'da kullan›l›yor), Hausa (Afrika'da yay-g›n olarak kullan›l›yor), Dhivelhi

YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA

Page 9: Kuran'da Sabrın Önemi

(Mauritus'ta kullan›l›yor), Danimarkaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevrileneserler, yurtd›fl›nda genifl bir okuyucu kitlesi taraf›ndan takip edilmektedir.

Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok in-san›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmak-tad›r. Kitaplar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolayanlafl›l›r ve samimi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bueserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezliközellikleri tafl›maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflüneninsanlar›n, art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefe-lerin hiçbirini samimi olarak savunabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonrasavunsalar da ancak duygusal bir inatla savunacaklard›r, çünkü fikri dayanak-lar› çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Harun Yahya Külliyat›karfl›s›nda fikren ma¤lup olmufllard›r.

Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynak-lanmaktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir,yaln›zca Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin ba-s›m›nda ve yay›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazançhedeflenmemektedir.

Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerinigörmelerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflviketmenin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.

Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikrikarmafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarma-da güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yay-mak ise, emek ve zaman kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndanziyade, yazar›n›n edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin eldeedilemeyece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eser-lerinin tek amac›n›n dinsizli¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu,bu hizmetteki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›ngenel kanaatinden anlayabilirler.

Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›nçektikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardankurtulman›n yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerininortaya konmas› ve Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleriflekilde anlat›lmas›d›r. Dünyan›n günden güne daha fazla içine çekilmek isten-di¤i zulüm, fesat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden gel-di¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geçkal›nabilir.

Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›,Allah'›n izniyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur vebar›fla, do¤ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.

Page 10: Kuran'da Sabrın Önemi

8

Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤›

"Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r.

Birinci Bask›: Ekim 1999

‹kinci Bask›: Temmuz 2001

Üçüncü Bask›: A¤ustos 2001

Dördüncü Bask›: Temmuz 2002

Beflinci Bask›: Kas›m 2005

Alt›nc› Bask›: Mart 2006

Yedinci Bask›: Temmuz 2006

Sekizinci Bask›: Ocak 2008

Dokuzuncu Bask›: Mart 2008

ARAfiTIRMA

YAYINCILIKTalatpafla Mah. Emirgazi Caddesi

‹brahim Elmas ‹flmerkezi

A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul

Tel: (0 212) 222 00 88

Bask›: Entegre Matbaac›l›k

Sanayi Cad. No: 17 Yenibosna-‹stanbul

Tel: (0 212) 451 70 70

www.harunyahya.org - www.harunyahya.net

Page 11: Kuran'da Sabrın Önemi

9

G‹R‹fi ........................................................................................................33

KURAN’DA SABIR NASIL TAR‹F ED‹L‹YOR? ............................35

K‹MLER GÜZEL B‹R SABIR ‹LE SABREDEB‹L‹R? ......................38

MÜM‹NLER‹N SABRI ..........................................................................41

Müminlerin sabr› tevekküle dayal›d›r ..............................................41

Müminlerin sabr› süreklidir ................................................................43

Müminler Allah r›zas› için sabrederler..............................................44

Müminler gönül r›zas›yla, severek ve isteyerek sabrederler ........45

Müminlerin sabr› kiflilere ya da flartlara göre de¤iflmez................46

Müminlerin sabr› onlara güzel ahlak›n yolunu açar ......................47

Müminlerin sabr› ak›lc› bir sab›rd›r ..................................................49

Müminler sab›rda s›n›r tan›maz, sab›rda yar›fl›rlar ........................50

Müminler birbirlerine de sabr› tavsiye ederler................................52

MÜM‹NLER NELERE SABREDERLER? ..........................................54

Hayatlar›n›n sonuna kadar vicdanlar›n› kullanmakta

sabrederler................................................................................................55

fieytan›n k›flk›rtmalar›na kulak vermemekte sab›r gösterirler ....57

Güzel ahlak› yaflamakta sab›r gösterirler ..........................................59

Allah'tan baflka hiçbir fleyden korkmamakta sab›r gösterirler ....62

Mallar›na herhangi bir zarar geldi¤inde sab›r gösterirler ............63

Açl›k ya da yoksulluk karfl›s›nda da sab›r gösterirler ....................66

Hastaland›klar›nda sab›r gösterirler ..................................................69

Haks›zl›¤a karfl› sab›r gösterirler ........................................................72

‹nkar edenlerin iftiralar›na ve incitici sözlerine karfl›

sabrederler................................................................................................76

Din ahlak›n› tebli¤ etme konusunda sab›r gösterirler ..................79

SABRIN ‹NSANA KAZANDIRDIKLARI ........................................84

SABRIN SIRLARI ..................................................................................94

MÜM‹NLER‹N SABIR DUALARI ....................................................97

SONUÇ ....................................................................................................99

DARWIN‹ZM’‹N ÇÖKÜfiÜ ................................................................102

‹ Ç ‹ N D E K ‹ L E R

Page 12: Kuran'da Sabrın Önemi
Page 13: Kuran'da Sabrın Önemi

11

YYeerryyüüzzüünnddee hhiiççbbiirr ccaannllıı yyookkttuurr kkii,, rrıızzkkıı AAllllaahh''aa aaiittoollmmaassıınn.. OOnnuunn kkaarraarr ((yyeerrlleeflfliikk)) yyeerriinnii ddee vvee ggeeççiiccii

bbuulluunndduu¤¤uu yyeerrii ddee bbiilliirr.. ((BBuunnllaarrıınn)) TTüümmüü aappaaççııkk bbiirr kkiittaappttaa ((yyaazzııllıı))ddıırr..

((HHuudd SSuurreessii,, 66))

Page 14: Kuran'da Sabrın Önemi

12

Gözlerin, bafl bölgesine yerlefltirilmesi ile görme en rahat ve

en ideal biçimde gerçekleflir. Örne¤in gözlerimiz bacaklar›-

m›z›n üzerinde olsayd›, yaln›zca yürüdü¤ümüz bölgeyi gö-

rece¤imizden, vücudumuzun üst k›sm› özellikle de bafl›m›z,

sürekli olarak bir yerlere çarpaca¤› için sa¤l›¤›m›z tehlikeye

girerdi. Ayr›ca gözlerin, bafl bölgesinde bulunmas›, onlar›n

sa¤l›kl› ve emniyette olmas›n› sa¤lar. Çünkü boyun küçük

ve h›zl› bir refleks hareketiyle, göze zarar verebilecek her-

hangi bir cisimle temas› engeller.

Page 15: Kuran'da Sabrın Önemi

13

Bal›klar›n pek ço¤unun vücutlar› oldukça dayan›kl› bir deri ile

kaplanm›flt›r. Bu deri, alt ve üst olmak üzere iki tabakadan olu-

flur. Üst deri içerisinde mukus salg›layan bezler bulunmakta-

d›r. Mukus kaygan ya da yap›flkan bir yap›da olup, bal›¤›n su

içerisindeki hareketi s›ras›nda sürtünmeyi en alt düzeye indir-

meye yarar. Dolay›s›yla bal›klara daha h›zl› hareket imkan› ve-

rir. Ayr›ca kayganl›k özelli¤iyle de bal›¤›n düflmanlar› taraf›n-

dan yakalanmas›n› zorlaflt›r›r. Mukusun bir baflka özelli¤i ise

hayvan› hastal›k yapan organizmalara karfl› korumas›d›r.

Page 16: Kuran'da Sabrın Önemi

14

Yavrusunu korumak isteyen bir anne zebran›n baz› durum-

larda kendisini tehlikeye atmas› gerekebilir. Bir sald›r› ol-

du¤unda kendisini yavrusu ile sald›rganlar aras›nda siper

eder. Yavrudan çok daha h›zl› koflabildi¤i halde, özellikle

yavrusundan daha yavafl koflar. Böylece y›rt›c› hayvanlar›n

yavruya zarar vermesini engellemifl olur. Zebralar›n bu fe-

dakar davran›fllar›n› evrim teorisinin hayali iddialar›yla

aç›klamak mümkün de¤ildir.

Page 17: Kuran'da Sabrın Önemi

15

Kiraz, vücudu zehirli maddelerden temizleyen bir meyvedir.

Böbrekleri etkili bir biçimde çal›flt›r›r, dolay›s›yla vücutta

biriken üre asidi ve ürat tuzlar›n›n d›flar› at›lmas›n› sa¤lar.

Bu sayede romatizma, kireçlenme ve damar sertli¤i gibi has-

tal›klar da önlenmifl olur. Meyve ve sebzelerde yarat›lm›fl

olan bu gibi özellikler Allah’›n sonsuz flefkat ve merhameti-

nin delillerindendir.

www.Darwinistaldatmacaninincelikleri.com

Page 18: Kuran'da Sabrın Önemi

16

Bilgisayarlar teknolojinin en üstün ürünlerindendir. Bedeni-

mizdeki bütün iflleri idare eden beynimiz ve bilgileri depolayan

belle¤imiz ise hiçbir bilgisayarla karfl›laflt›r›lmayacak kadar üs-

tün bir sisteme sahiptir. Bilgisayar, haf›zas›na kaydedilecek bil-

giyi bir disk üzerinde saklar ki bu, diskin kapasitesi ile s›n›rl›-

d›r. Oysa beyin, böyle bir diske sahip olmad›¤› halde bir et par-

ças›n›n içinde milyonlarca görüntüyü ve bilgiyi saklar. Daha da

dikkat çekici olan ise flu ana kadar beyinde bir haf›za merkezi-

nin bulunamam›fl olmas›d›r. Beyni yaratan Allah’t›r.

www.darwinnedenyanildi.com

Page 19: Kuran'da Sabrın Önemi

17

Yavru fok bal›klar›n›n vücut s›cakl›klar› annelerininki-

ne göre daha yüksektir, bu nedenle enzimleri çal›flmaz

ve tüyleri beyaz renkte olur. Bu ayn› zamanda, buz üze-

rinde kolayca kamufle olmalar›n› sa¤lad›¤› için, onlar›

korur. Yavru fok bal›klar› büyüdükçe, çevrenin s›cakl›-

¤›na ba¤l› olarak da vücut s›cakl›klar› düfler ve renk üze-

rinde etkili olan enzimler çal›flmaya bafllar. Böylece be-

yaz renkli olan yavru fok bal›klar›n›n renkleri, büyüme-

ye bafllad›kça koyulafl›r ve siyaha döner.

Page 20: Kuran'da Sabrın Önemi

18

Hücrenin çekirde¤indeki DNA molekülü kromozom adl› özel

k›l›flarda paketlenir. Tek hücrede bulunan kromozomlarda pa-

ketlenen DNA molekülünün toplam uzunlu¤u 1 metreyi bulur.

Kromozomun toplam kal›nl›¤› ise 1 nanometre yani metrenin

milyarda biri kadard›r. Yaklafl›k 1 metre uzunlu¤undaki DNA

molekülü bu küçücük alana paketlenmifl flekildedir.

"fiüphesiz Allah, insanlara karfl› (s›n›rs›z) bir fazl sahibidir. An-

cak insanlar›n ço¤u flükretmiyorlar." (Mümin Suresi, 61)

Page 21: Kuran'da Sabrın Önemi

19

Kelebek kanatlar›ndaki mükemmel düzen, bir mucizeyi de

beraberinde tafl›r. ABD'de Tufts Üniversitesi'nde yap›lan bir

araflt›rma kelebe¤in kanatlar›nda özel bir so¤utma sistemi

oldu¤unu ortaya ç›karm›flt›r. Kelebekler so¤ukkanl› canl›lar

olduklar› için vücut ›s›lar› devaml› olarak düzenlenmek zo-

rundad›r. Böcek uçarken kanatlarda yüksek derecede ›s› olu-

flur. Kelebe¤in vücudunda oluflan fazla ›s›, kanatlardaki ince

damarlarda kan›n dolaflmas›yla birlikte d›flar› at›l›r.

Page 22: Kuran'da Sabrın Önemi

20

Fosil kayıtları, Darwinistlerin yaklaflık 150 yıldır öne sürdük-

leri "ara form fosilleri bulunmufl de¤il, ama ileride bulunabi-

lir" argümanının artık geçerli olmadı¤ını göstermektedir. Fosil

kayıtları canlılı¤ın kökenini anlamak için yeterince zengindir

ve karflımıza somut bir tablo çıkarmaktadır: Farklı canlı türle-

ri, aralarında evrimsel "geçifl formları" olmadan, yeryüzünde

bir anda ve farklı yapılarıyla, ayrı ayrı ortaya çıkmıfllardır. Bu-

nun ise anlamı açıktır: Canlıları Allah yaratmıfltır.

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemiYafl: 37 - 23 milyon yılBölge: Danimarka

Üstte günümüzdeyaflayan yengeç

Page 23: Kuran'da Sabrın Önemi

21

Yanda görülen vegünümüzde yaflayan karasineklerle milyonlarca y›lönce yaflam›fl olanlart›pat›p ayn›d›r.

Dönem: Senozoik zaman,Eosen dönemiYafl: 45 milyon yılBölge: Litvanya

Kara sinekler, Simuliidae familyasına dahil olan canlılardır.

Bugüne kadar tespit edilmifl yaklaflık 1800 türü vardır. Erkek

kara sinekler genellikle nektarla beslenirken, difliler tıpkı

sivrisinekler gibi di¤er hayvanların kanlarıyla beslenirler.

Ço¤unlukla gri veya siyah renkte olan bu sinekler, kısa ba-

caklara ve antenlere sahiptirler. Elde edilen tüm kara sinek

fosilleri, bu canlıların var oldukları günden itibaren aynı ol-

duklarını, evrim geçirmediklerini göstermektedir.

www.kuranahlaki.com

Page 24: Kuran'da Sabrın Önemi

22

Alltaki resimde görülen amber içindekisivrisinek fosili 25 milyon yaflındadır vegünümüzdeki (yanda) sivrisineklerle tıpatıpaynıdır. Bu aynılık karflısında Darwinistlerinsöyleyebilecekleri tek bir söz dahi yoktur.

Sivrisinek pek çok mucizevi özelli¤e sahip olan bir canlı-

dır. Canlının gerek larva ve pupa aflaması gerek yetiflkin

aflamasında sahip oldu¤u özellikler, di¤er tüm varlıklar

gibi sivrisineklerin de Yüce Allah'ın eseri oldu¤unu orta-

ya koymaktadır.

Dönem: Senozoik zaman,Oligosen dönemiYafl: 25 milyon yılBölge: DominikCumhuriyeti

www.altinoran.org

Page 25: Kuran'da Sabrın Önemi

23

Dönem: Senozoikzaman, Eosen dönemiYafl: 45 milyon yılBölge: Rusya

Milyonlarca y›ld›rhiçbir de¤iflikli¤eu¤ramam›fl balar›s› fosili (yandave altta)

Amber içindeki bal arısı bugünkü bal arılarıyla tıpatıp ay-

nıdır. Bal arıları milyonlarca yıldır aynı vücut mekanizma-

ları ile, aynı sosyal düzen içinde yaflamlarını sürdürmekte-

dirler. Afla¤›daki amberde görülen ve çok iyi korunmufl

olan bu 45 milyon yafl›ndaki ar› da bunun bir delilidir.

Page 26: Kuran'da Sabrın Önemi

24

Tüm canl›lar, tarih boyunca ayn› mükemmel özellikleri

sergilemifller ve Allah'›n izniyle, tek bir anda ve mükem-

mel flekilde yarat›ld›klar›n› ispat etmifllerdir. Darwinistler,

bu gerçe¤i kabul etseler de etmeseler de, tüm paleontolojik

deliller, onlar›n teorilerini y›kmaya devam edecektir.

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemiYafl: 50 milyon y›lBölge: Kanada

Yanda günümüzdeki hufla¤ac›n›n yapraklar›

görülmektedir.

www.yasayanfosiller.com

Page 27: Kuran'da Sabrın Önemi

25

Darwinistler tüm canlıların de¤iflim geçirdikleri iddi-

asındadırlar. Milyonlarca yıl önceye dayanan fosil örnek-

leri iflte bu nedenle çok önemlidir. Canlılar de¤iflmemifl-

lerdir. Tek bir yaflayan fosil bile bu gerçe¤i ispat ederken,

yeryüzü sayısız yaflayan fosil örne¤i ile doludur.

Dönem: Mezozoik zaman,Kretase dönemi Yafl: 144-65 milyon yılBölge: Lübnan

Afla¤›daki keman vatozunun flu ankiyapısı ve anatomik özellikleri bundan130 milyon yıl önce de aynı flekildedir.

www.unludarwinistyalanlar.com

Page 28: Kuran'da Sabrın Önemi

26

50 milyon y›ll›k sekoya kozala¤› fosili, bu canl›lar›n mil-

yonlarca y›ll›k dönemde ayn› flekilde varl›klar›n› sürdür-

düklerini aç›kça göstermektedir. Bu ve di¤er yaflayan fosil

örnekleri flu gerçekleri aç›kça ilan eder: Evrim yaflanmam›fl-

t›r. Darwinistlerin bu konudaki tüm iddialar› bofltur, evrim

büyük bir yalana dayanmaktad›r. Evrim delilsizdir.

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi Yafl: 50 milyon y›lBölge: Kanada

Günümüz sekoyakozala¤›

Page 29: Kuran'da Sabrın Önemi

27

Günümüz tüylü sivrisine¤i

Tüylü sivrisinek, on milyonlarca y›ld›r de¤iflmeyen yap›s› ve

görünümüyle evrimcilerin iddialar›na meydan okuyan say›-

s›z canl›dan biridir. Ortalama 3 - 12 mm boyutunda olan bu

sinekler, ilkbaharda ortaya ç›karlar. Toprak yüzeyine yak›n

yaflayan türleri, bitkilere zarar verirler. Bu familyaya dahil

olan canl›lar, bilinen en eski sinek türlerindendir.

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemiYafl: 50 milyon y›lBölge: British Columbia, Kanada

Page 30: Kuran'da Sabrın Önemi

28

Kutuplar d›fl›nda dünyan›n her bölgesinde yaflayabilen ha-

mam böcekleri, fosil kay›tlar›nda yüz milyonlarca y›l önce-

sinden itibaren eksiksiz ve kusursuz yap›lar›yla izlenmek-

tedir. 125 milyon y›ld›r yap›lar›n› muhafaza eden hamam

böcekleri, "Biz evrim geçirmedik, yarat›ld›k" demektedir-

ler. ‹deolojik ön yarg›lar›ndan kurtulduklar›nda Darwinist-

ler de bu aç›k gerçe¤i görebileceklerdir.

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi Yafl: 125 milyon y›l Bölge: Liaoning, Çin

Yanda günümüzde yaflayan hamam böce¤i görülmektedir.

Page 31: Kuran'da Sabrın Önemi

29

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemiYafl: 125 milyon yılBölge: Liaoning, Çin

Mecoptara takımına dahil olan akrep sineklerine, akreple-

rin i¤nelerini andıran organları nedeniyle bu isim verilmifl-

tir. Resimde görülen 125 milyon yıllık akrep sine¤i fosili, bu

canlının aradan geçen milyonlarca yıla ra¤men aynı kaldı¤ı-

nı, yani herhangi bir evrimsel süreçten geçmedi¤ini belgele-

mektedir. Sayısız fosil örne¤inin ortaya koydu¤u bu bel-

geler karflısında Darwinizm çökmeye mahkum olmufltur.

Alttaki fosilleflmifl 125 milyon yafl›ndakiakrep sine¤i ile yanda görülen günümüzakrep sine¤i aras›nda hiçbir fark yoktur.

Page 32: Kuran'da Sabrın Önemi

30

Dönem: Mezozoik zaman, Jura dönemiYafl: 150 milyon yılBölge: Solnhofen Oluflumu, Almanya

150 milyon y›l önce de ayn› özel-liklere sahip olarak yaflamaktaolan günümüz at nal› yengeci

Resimde görülen 150 milyon y›ll›k at nal› yengeci fosili, söz

konusu canl›lar›n yüz milyon y›l› aflk›n zamand›r de¤iflme-

diklerinin delilidir. Bu delilin gösterdi¤i gerçek çok aç›k ve

anlafl›l›rd›r: Tarih boyunca evrim yaflanmam›fl, tüm canl›la-

r› Yüce Allah yaratm›flt›r.

www.yaratilisatlasi.com

Page 33: Kuran'da Sabrın Önemi

31

Altta sekoya dal›n›n50 milyon y›ll›k fosiliyanda ise günümüzdekiörne¤i bulunmaktad›r.

Günümüzde Kuzey Amerika'da yaflamakta olan diflbudak

a¤acı, orta boylu ve büyük a¤açlar kategorisindedir. Kendi-

si gibi büyük bir a¤aç olan sekoya bitkisi ile birlikte günü-

müzden 50 milyon yıl önce de Kuzey Amerika'da (Kana-

da'da) varlı¤ını sürdürmüfl ve günümüzdeki aynı flekli ile,

aynı özelliklerle yaflamıfltır.

Üstte diflbudak a¤acıyapra¤ın›n 50 milyony›ll›k fosili, yanda isegünümüzdeki örne¤igörülmektedir.

www. HarunYahya.TV

Page 34: Kuran'da Sabrın Önemi
Page 35: Kuran'da Sabrın Önemi

33

G‹R‹fi

Ey iman edenler, sabredin ve sab›rda

yar›fl›n... (Al-i ‹mran Suresi, 200)

Allah bir ayette, "… Bu bir Kitap't›r ki, Rabbinin izniy-le insanlar› karanl›klardan nura, O güçlü ve övgüye la-y›k olan›n yoluna ç›karman için sana indirdik" (‹brahim

Suresi, 1) hükmüyle Kuran'›n insanlar› karanl›klardan ayd›nl›k-

lara ç›kar›c› özelli¤i oldu¤unu bildirmifltir.

Kuran'da sabretmenin, insanlar› karanl›klardan nura ç›kara-

cak yollardan oldu¤u bildirilir. Ancak Kuran'da bildirilen sab›r,

günlük hayatta pek çok insan›n flahit oldu¤u tav›rlardan çok

farkl›, çok üstün ve kapsaml› bir ahlak özelli¤idir. Kuran'da ö¤-

retilen gerçek sab›r, sadece zorluklar karfl›s›nda de¤il, aksine

hayat›n her an›nda yaflanan bir ahlak özelli¤idir. Gerçek sab›r,

zorluklarda oldu¤u kadar güzel olan herfleyde kararl›l›k ve is-

tikrar göstermeyi, bir an olsun bunlardan taviz vermeyerek bir

ömür süresince devam etmeyi gerektirir.

Allah'›n Kuran'da bildirdi¤i sabr›n en çarp›c› örneklerini pey-

gamberlerimizin yaflamlar›nda görmek mümkündür. Çünkü

peygamberler Allah'›n dinini anlatmakta, güzel ahlak› yaflamak-

ta güzel bir sab›r göstermifl ve Allah'a sadakatlerinden asla ay-

r›lmam›fl, sadece Allah'›n r›zas›n› kazanabilmek amac›yla sab-

retmifllerdir. Sab›r konusundaki en güzel örnek ise hiç kuflku-

suz ki mübarek Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’dir. Pey-

gamberimiz (sav) Müslümanlara da her zaman sab›rl› olmalar›-

n› emretmifltir. Bir hadis-i flerifinde Peygamberimiz (sav) flöyle

Page 36: Kuran'da Sabrın Önemi

34

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

buyurmaktad›r:

Mümin kiflinin durumu ne kadar flaflırtıcıdır. Zira her ifli onun için

bir hayırdır. Bu durum, sadece mümine hastır, baflkasına de¤il:

Ona memnun olaca¤ı bir fley gelse flükreder, bu ise hayırdır; bir

zarar gelse sabreder, bu da hayırdır. (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı

Tercüme ve fierhi, Prof. Dr. ‹brahim Canan, 2. cilt, Akça¤ Yayın-

ları, Ankara, 1992, s. 208)

‹flte bu kitab›n amac› insanlara bu üstün ahlak özelli¤ini Ku-

ran'da bildirildi¤i flekliyle tarif etmek ve onlar› gerçek sabr› ya-

flamaya davet etmektir. Bu amaç do¤rultusunda kitap boyunca

halk aras›nda yaflanan sab›r anlay›fl›n›n yanl›fll›¤›, Allah'›n kulla-

r›ndan nas›l bir sab›r istedi¤i, sabretmeleri için onlar› ne tür

olaylarla deneyebilece¤i ve Rabbimiz için güzel bir sab›rla sab-

redenlere nas›l büyük bir karfl›l›k vaat etti¤i anlat›lacakt›r.

Tüm bunlar›n yan›nda peygamberlerin, hayatlar›n›n sonuna

kadar her konuda nas›l üstün bir sab›r gösterdiklerine dair Ku-

ran'dan örnekler verilecek ve böylece tüm insanlar en do¤ru

flekilde ve hiç taviz vermeden hayatlar›n›n sonuna kadar

"Rabbimiz için sabretmeye" davet edileceklerdir.

Kitab›n bir di¤er amac› da Allah'›n bu davetine karfl›l›k veren-

lere "... Sab›r gösterenleri müjdele." (Bakara Suresi, 155)

ayetiyle bildirilen Allah'›n büyük müjdesini vermektir. Ayr›ca

Allah'›n "sabredenlerle beraber" oldu¤unu (Bakara Suresi,

153) bir kez daha hat›rlatarak, sabr›n müminlere pek çok gü-

zelli¤in kap›s›n› açan eflsiz bir anahtar oldu¤unu vurgulamakt›r.

Page 37: Kuran'da Sabrın Önemi

KURAN'DA SABIR NASIL

TAR‹F ED‹L‹YOR?

Ey iman edenler, sab›rla ve namazla

yard›m dileyin. Gerçekten Allah sab-

redenlerle beraberdir. (Bakara Sure-

si, 153)

Allah insanlar›n yaflayabilecekleri en güzel hayat fleklini, yara-

t›l›fllar›na en uygun ahlak yap›s›n› belirlemifl ve "Kur'an'danmü'minler için flifa ve rahmet olan fleyleri indiriyo-ruz..." (‹sra Suresi, 82) ayetiyle Kuran'da bildirilenlerin mü-

minler için rahmet oldu¤unu belirtmifltir.

Allah'›n r›zas›n›, sevgisini ve hoflnutlu¤unu kazanman›n yolu,

Kuran'da bildirilen do¤rular› eksiksizce uygulamakt›r. Allah

kullar›ndan Kuran ahlak›n› hayatlar›n›n sonuna kadar hiçbir fle-

kilde gevfleklik göstermeden yaflamalar›n› istemifltir. ‹flte mü-

minlerin Allah'›n bu emrini her ne olursa olsun taviz vermeden

yerine getirebilmelerinin s›rr› da, iman›n kazand›rd›¤› üstün bir

özellik olan "sab›r"da gizlidir. Sabr›n s›rr›n› ö¤renen bir insan

Allah'›n kendisinden istedi¤i her tav›rda ve her ibadette sürek-

lilik gösterebilir.

Bu s›rra ulaflmak ise son derece kolayd›r; Allah, iman eden

kullar›n›n üzerinde "Sabur" (çok sab›rl›) ismini tecelli ettirir

ve onlar›n kalplerindeki kararl›l›k duygusunu pekifltirir.

35

Page 38: Kuran'da Sabrın Önemi

36

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Bir ömür boyu devam eden gerçek sabr›n as›l kayna¤› mü-

minlerin Allah'a olan imanlar›d›r. ‹man eden bir mümin Allah'›n

ilminin ve akl›n›n tüm varl›klar› sar›p kuflatt›¤›n›, Allah'›n izni ol-

maks›z›n tek bir olay›n dahi gerçekleflmedi¤ini ve tüm olayla-

r›n ard›nda Allah'›n tasarlad›¤› binlerce hay›r ve hikmetin gizli

oldu¤unu bilir. Bunun yan›nda Allah'›n iman edenlerin dostu,

velisi ve yard›mc›s› oldu¤unu, dolay›s›yla ilk bak›flta farkl› gö-

rünse bile asl›nda tüm olaylar›n inananlar›n lehinde geliflti¤ini

unutmaz. Allah'›n kendisi için belirledi¤i kadere tereddütsüz

teslim olur ve r›za gösterir. Bu nedenle sab›r mümin için zor-

lanarak yaflanan bir ahlak özelli¤i de¤il, aksine gönül r›zas›yla ve

hoflnutlukla yaflanan ve zevk al›nan bir ibadettir. ‹flte Kuran'da

Allah'›n insanlara ö¤retti¤i gerçek sab›r ile toplumda yaflanan

sab›r anlay›fl›n›n fark› da bu noktada ortaya ç›kar.

Toplumun büyük bir kesimi sabr›n gerçek anlam›n›, gerçek-

ten sab›rl› bir insan›n nas›l davranmas› gerekti¤ini, bu özelli¤in

Allah Kat›ndaki önemini bilmez. Bu kimseler aras›nda sab›r,

daha çok insan›n hayat› boyunca karfl›laflt›¤› zorluk ve s›k›nt›la-

ra gö¤üs germesi, bunlara katlanmas› ve tahammül etmesi ola-

rak alg›lan›r. Bu anlay›fl içerisinde sabr›n, "bir yere kadar da-yanma gücü" oldu¤una inan›l›r ve bu do¤rultuda "sabr›nzaman zaman taflmas›", "sabr›n tükenmesi" gibi tav›r

bozukluklar› da son derece normal karfl›lan›r. Dahas› bu çar-

p›k anlay›fla göre, sonunda somut bir ç›kar elde edilemeyecek

bir konuda sab›r göstermek de son derece yersizdir. Çünkü

böyle bir durumda bu kimselerin kendilerine hiçbir fayda sa¤-

lamayacak bir konu için s›k›nt›ya katlanm›fl ve bofl yere sab›r

göstermifl olduklar›na inan›l›r.

Oysa Kuran'da ö¤retilen gerçek sab›r bu tahammül anlay›-

Page 39: Kuran'da Sabrın Önemi

fl›ndan çok farkl›d›r. Öncelikle inananlar, sabr› Allah'›n bir em-

ri olarak yaflarlar ve bu nedenle de hiçbir zaman onlar›n sab›r-

lar›nda tükenme ya da taflma gibi bir durum söz konusu olmaz.

Hayatlar›n›n sonuna kadar bu ibadeti flevk ve heyecan ile yeri-

ne getirirler. Bunun yan›nda onlar yaln›zca Allah için sabrettik-

lerinden dolay› sab›rlar›n›n karfl›l›¤›nda mutlaka somut bir

menfaat beklentisi içerisine girmezler. Gösterdikleri üstün ah-

lak neticesinde Rabbimizin r›zas›n› kazanacaklar›n› bilmek, on-

lar için alabilecekleri tüm karfl›l›klar›n en güzelidir.

Dahas› Kuran'da tavsiye edilen sab›r sadece zorluk ve s›k›nt›lar

karfl›s›nda yaflanan bir ahlak özelli¤i de de¤ildir. Gerçek sab›r

flartlar her ne olursa olsun, Kuran'›n tüm ayetlerini eksiksizce uy-

gulamada, Allah'›n sak›nmay› emretti¤i tüm tav›rlardan titizlikle

sak›nmada ve Kuran ahlak›n› bir ömür süresince hiçbir y›lg›nl›¤a

kap›lmadan yaflamakta kararl›l›k göstermektir.

Allah Kuran'da haber verdi¤i, "... sürekli olan 'salih dav-ran›fllar' ise, Rabbinin Kat›nda sevap bak›m›ndan dahahay›rl›d›r, umut etmek bak›m›ndan da daha hay›rl›-d›r." (Kehf Suresi, 46) ayetiyle "sebat gösterilerek sürdürülen

salih davran›fllar"›n makbul oldu¤unu hat›rlatm›fl ve tüm kulla-

r›n› sabretmeye davet etmifltir.

37

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 40: Kuran'da Sabrın Önemi

K‹MLER GÜZEL B‹R SABIR ‹LE

SABREDEB‹L‹R?

fiu halde, güzel bir sab›r (göstererek)

sabret. (Mearic Suresi, 5)

Sabr›n gerçek anlam›n› bilen ve bu ahlak özelli¤ini Allah'›n

be¤enece¤i flekilde yaflayan tek topluluk müminlerdir. Çünkü

onlar, Kuran'› rehber edinmifllerdir. Kuran ise sabr›n gerçek

manas›n›, Allah Kat›nda nas›l bir sabr›n makbul oldu¤unu aç›k-

layan tek kaynakt›r. ‹flte bu nedenle de Allah'›n ayette emret-

ti¤i gibi, "güzel bir sab›rla sabreden"ler sadece Kuran'a ta-

bi olan müminlerdir.

Müminlerin gösterdi¤i bu sabr›n kayna¤› ise onlar›n "Allah'aolan samimi imanlar› ve teslimiyetleri"dir. Tüm di¤er

mümin özellikleri gibi sab›r da ancak iman› kavramakla ortaya

ç›kar. Çünkü iman etmek Allah'tan baflka bir ilah olmad›¤›n›,

O'nun ilminin tüm varl›klar› kuflatt›¤›n›, Allah'tan baflka kaderi

belirleyebilecek bir güç olmad›¤›n›, O dilemedikçe hiç kimse-

nin hay›r ya da zarar sa¤layamayaca¤›n› kavramak demektir.

Müminlerin güzel bir sab›r gösterebilmelerinin bir nedeni de

imanlar› sayesinde, Rabbimizin üstünlü¤ünü ve yüceli¤ini takdir

edebilmifl olmalar›d›r. Allah'›n sonsuz ak›l ve sonsuz ilim sahi-

bi oldu¤unu bilen bir insan, kendisi için olabilecek en güzel ya-

flam› da ancak Rabbimizin belirleyebilece¤ini bilir. Allah geçmi-

fle, günümüze ve gelece¤e ait tüm varl›klar›n ve tüm olaylar›n

38

Page 41: Kuran'da Sabrın Önemi

39

Harun Yahya (Adnan Oktar)

bilgisine sahiptir. ‹nsan ise hem s›n›rl› bir akla sahiptir hem de

kendisi için neyin iyi neyin kötü oldu¤unu tespit edebilme ko-

nusunda hata yapmaya yatk›n bir varl›kt›r. Ço¤u zaman olum-

suz gibi görünen bir olay asl›nda o kifliye pek çok yönden ha-

y›r getirecek olabilir. Ancak insan bu durumdan habersizdir.

Allah Kuran'da, "... Olur ki hoflunuza gitmeyen bir fley,sizin için hay›rl›d›r ve olur ki, sevdi¤iniz fley de siziniçin bir flerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara

Suresi, 216) ayetiyle kullar›na bu önemli gerçe¤i hat›rlatm›flt›r.

‹flte iman eden bir insan tüm bu ilmin bilgisine yaln›zca

Allah'›n sahip oldu¤unu bildi¤i için, Allah'›n karfl›s›na ç›kartt›¤›

her olayda mutlaka bir hay›r oldu¤unu bilerek tevekkül eder

ve güzel bir sab›rla sabreder. Bir baflka deyiflle, güzel bir sab›r-

la sabredenlerin bir özelli¤i de "kader gerçe¤ini kavram›fltevekküllü insanlar olmalar›"d›r.

Kuran'da müminlerin sab›rl› ve tevekküllü olduklar›na flöyle

dikkat çekilmifltir:

Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir.

(Nahl Suresi, 42)

Bunun yan›nda iman edenlerin bir ömür boyu sab›rlar›nda

kararl›l›k gösterebilmelerinin bir sebebi de kalplerinde güçlü

bir Allah korkusu yafl›yor olmalar›d›r. Müminler, Allah'›n kulla-

r›na sonsuz merhamet eden ve onlar› çok seven oldu¤unu bil-

dikleri gibi, ayn› zamanda azab›n›n da güçlü oldu¤unu bilirler.

Allah, Kuran'da Kendisi'ne ibadet etmekten büyüklenip yüz çe-

virenleri azab›yla uyarm›flt›r. Müminler ise Allah'›n azab›ndan

korkup sak›nanlard›r. Bu nedenle de Allah'›n tüm emir ve ya-

saklar›n› uygulamada büyük bir titizlik ve sab›r gösterirler.

Allah korkular› onlar› hayatlar›n›n sonuna kadar Kuran ahlak›-

Page 42: Kuran'da Sabrın Önemi

n› hiçbir taviz vermeden yaflamaya yöneltir.

Dünya hayat›n›n gerçek yüzünü biliyor olmalar› da iman

edenlerin sab›rlar›nda sürekli olmalar›n› sa¤layan sebeplerden

biridir. Kuran'da, "Andolsun, Biz sizden mücahid olan-larla (çaba harcayanlarla) sabredenleri bilinceye (belliedip ortaya ç›kar›ncaya) kadar, deneyece¤iz ve haber-lerinizi s›nayaca¤›z (aç›klayaca¤›z)." (Muhammed Suresi,

31) ayetiyle belirtildi¤i gibi, Allah bu dünyada Kendisi'ne ibadet

etmekte sab›r gösterenleri, inkar edenlerden ay›rt etmektedir.

Bunun sonucunda ise iman edenleri cennetlerdeki eflsiz ko-

naklar›nda a¤›rlayacak, inkar edenleri ise sonsuza kadar hiçbir

kaç›fl imkan› bulunmayan cehennemde azapland›racakt›r.

Dünya hayat›nda her ne zorlukla karfl›lafl›rlarsa karfl›lafls›nlar,

Allah'›n bunu kendilerini denemek için yaratt›¤› gerçe¤ini bilen

müminler, gösterdikleri sab›rdan hiçbir flekilde taviz vermez-

ler. Çünkü onlar ölümden sonra hesap günüyle karfl›laflacakla-

r›n› ve o gün sabredenlerin gösterdikleri güzel ahlak›n karfl›l›-

¤›n› alacaklar›n› bilirler.

‹flte onlar›n sab›rlar›n›n temelini oluflturan konulardan biri

de budur; hesap gününe ve ahirete kesin bir bilgiyleiman etmifl olmalar›. Sab›r gösterdikleri her olay›n hesap

gününde karfl›lar›na ç›kaca¤›n› ve Allah'›n sab›r gösterenleri

rahmetiyle müjdeledi¤ini bilmelerinden kaynaklanan güç ile sa-

b›rlar›nda kararl›l›k gösterirler.

Görüldü¤ü gibi, Kuran'da bildirilen gerçek sabr› yaflayabilen-

ler sadece müminlerdir. Çünkü Allah'a samimi bir iman ile ba¤-

lan›p teslim olan, Rabbimizin yüceli¤ini takdir edebilen, kadere

karfl› tam bir tevekkül gösterebilen, Allah'tan güçlü bir korkuy-

la korkan, bu dünyan›n gerçek yüzünü kavram›fl olan, ahiretin

varl›¤›na kesin bir iman ile iman edenler yaln›zca onlard›r.

40

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 43: Kuran'da Sabrın Önemi

MÜM‹NLER‹N SABRI

Ve sabret. Gerçekten Allah iyilik ya-

panlar›n ecrini kaybetmez. (Hud Su-

resi, 115)

Önceki bölümlerde de üzerinde duruldu¤u gibi, müminlerin

sabr›n›, toplumun büyük bir kesimi taraf›ndan yaflanan, gele-

nekleflmifl sab›r anlay›fl›ndan ay›ran çok önemli farkl›l›klar var-

d›r. Müminler sabr› Allah'a yak›nlaflman›n bir yolu olarak gör-

mekte ve Kuran'da emredilen bir ibadet olarak yaflamaktad›r-

lar. Nas›l bir sab›rla sabretmeleri gerekti¤ini belirleyen tek

rehberleri ise Kuran'd›r. Kuran'da müminlerin yaflad›¤› bu gü-

zel ahlak özelli¤inin detaylar› flöyle belirtilmifltir:

Müminlerin sabr› tevekküle dayal›d›r

‹nsanlar›n ço¤u, sabr› ancak zaruri bir durum olufltu¤unda ve

yapacak baflka birfley kalmad›¤›na inand›klar› anlarda gösterir-

ler. Ama asl›nda "sab›r" zannettikleri bu tavr›n, sabr›n gerçek

anlam›yla hiçbir ba¤lant›s› yoktur. Bu kimseler gö¤üs germek

durumunda olduklar› bir zorlu¤a ancak tahammül edebilirler.

Tahammül eden bir insan, bafl›na gelen olaylar› Allah'›n bir hik-

met üzerine yaratt›¤›n› ve tümünün ard›nda pek çok hay›r giz-

lenmifl olabilece¤ini düflünmedi¤i için s›k›nt› içerisindedir. Ruh

halindeki bu olumsuzluk, memnuniyetsizli¤ini ifade eden flika-

yetçi konuflmalarla ve s›k›nt›l› yüz ifadeleriyle kendini belli

41

Page 44: Kuran'da Sabrın Önemi

42

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

eder. Tahammül edilmesi gereken durum sona erene kadar bu

kimseler olumsuz bir ruh halinden kurtulamazlar.

Müminlerin gösterdi¤i sab›r ise bu tahammül anlay›fl›ndan

çok farkl›d›r. Bafllar›na bir zorluk geliyorsa bunu yaratan›n

Allah oldu¤unu ve bunun mutlaka kendileri için hay›rlara vesi-

le olaca¤›n› bilirler. Allah'›n kendileri için en güzel kaderi belir-

ledi¤ini bildikleri için karfl›laflt›klar› her olaya gönülden raz›

olur ve hoflnutlukla tevekkül ederler. Bir ayette Allah mümin-

ler için "Ki onlar, sabredenler ve Rablerine tevekküledenlerdir." (Ankebut Suresi, 59) fleklinde bildirmifltir.

Müminler hangi flartlar alt›nda olurlarsa olsunlar, flikayet et-

meyi, yak›nmay› kendilerine hiçbir flekilde yak›flt›rmazlar.

Bunun yan›nda Kuran'da, "Demek ki, gerçekten zorluk-la beraber kolayl›k vard›r. Gerçekten güçlükle bera-ber kolayl›k vard›r." (‹nflirah Suresi, 5-6) ayetleriyle de bil-

dirildi¤i gibi, Allah'›n zorluklar› kolayl›klar›yla birlikte yaratt›¤›-

n› ve bunun Allah'›n de¤iflmeyen kesin bir kanunu oldu¤unu bi-

lirler.

Peygamber Efendimiz (sav) de bir hadisinde bu gerçe¤i flöyle

bildirmifltir:

... Sen, yakini bir imanla, tam bir rıza ile Allah için çalıflmaya muk-

tedir olabilirsen çalıfl; flayet buna muktedir olamazsan, hofluna git-

meyen fleyde sabırda çok hayır var. fiunu da bil ki nusret sabırla

birlikte gelir, kurtulufl da sıkıntıyla gelir, zorlukta da kolaylık

vardır, bir zorluk iki kolaylı¤a asla galebe çalamayacaktır. (Kütüb-

i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve fierhi, Prof. Dr. ‹brahim Canan, 16.

cilt, Akça¤ Yayınları, Ankara, s.315)

"Allah, hiç kimseye güç yetirece¤inden baflkas›n›yüklemez..." (Bakara Suresi, 286) ayetiyle Allah kullar›na

Page 45: Kuran'da Sabrın Önemi

önemli bir gerçe¤i daha hat›rlatm›flt›r. Allah her insan›, ancak

üstesinden gelebilece¤i zorluklarla denemektedir. Dolay›s›yla

insan bir zorlukla karfl›lafl›yorsa, kesin bir gerçektir ki Allah o

kifliye bu duruma sabredebilece¤i gücü de vermifltir.

‹flte Kuran'›n bu ayetlerine iman eden müminler sabr› hiçbir

flekilde "bir olaya tahammül etmek" olarak alg›lamazlar. Dün-

yada iken bu zorluklar›n hiçbir flekilde sonu gelmese bile, bun-

da bir hay›r oldu¤unu ve Allah'›n sabredenlere ahirette sab›r

göstermelerinin karfl›l›¤›n› en güzeliyle verece¤ini de bilirler.

Ve bunu bildikleri için de hiçbir zaman s›k›nt›ya kap›lmazlar.

Allah'tan gelen bir zorlu¤u giderebilecek olan›n ancak Allah ol-

du¤unu, yaln›zca Allah'a s›¤›n›p O'ndan yard›m dileyebilecekle-

rini bilerek zorluklar› hafifletmesi için Rabbimize dua ederler:

"... Rabbimiz, unuttuklar›m›zdan veya yan›ld›klar›m›z-

dan dolay› bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden

öncekilere yükledi¤in gibi a¤›r yük yükleme. Rabbimiz,

kendisine güç yetiremeyece¤imiz fleyi bize tafl›tma. Bi-

zi affet. Bizi ba¤›flla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlam›zs›n.

Kafirler toplulu¤una karfl› bize yard›m et." (Bakara Su-

resi, 286)

Müminlerin sabr› süreklidir

"... sürekli olan 'salih davran›fllar' ise, Rabbinin Kat›nda

sevap bak›m›ndan daha hay›rl›d›r, umut etmek bak›-

m›ndan da daha hay›rl›d›r." (Kehf Suresi, 46)

Kuran'a dayal› olmayan sab›r anlay›fl›nda insanlar sabr› tutar-

l› ve dengeli bir ahlak özelli¤i olarak yaflayamazlar. Bir gün sa-

b›r gösterdikleri bir olaya bir baflka gün tahammülsüzlük gös-

43

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 46: Kuran'da Sabrın Önemi

terebilirler. Müminler ise sabr› Allah'›n bir emri ve dinin bir ge-

re¤i olarak yaflad›klar› için hiçbir zaman bu özelliklerinden taviz

vermezler. Müminlerin amac›, tüm hayatlar›n› Allah'›n hoflnut

olaca¤› flekilde geçirebilmek ve gösterdikleri güzel ahlak ile

Allah'›n r›zas›n› kazanabilmektir. Allah'›n en be¤enece¤i tavr›n

ise tüm tav›rlar›nda sab›r ve süreklilik göstermeleri oldu¤u aç›k-

t›r. Çünkü Allah ayetinde "sürekli olan salih ameller"in da-

ha hay›rl› oldu¤unu bildirmifltir.

Bir baflka ayette ise Allah inanan kullar›na flöyle emretmifltir:

Sen de sabah akflam O'nun r›zas›n› isteyerek Rablerine

dua edenlerle birlikte sabret... (Kehf Suresi, 28)

‹flte müminler de bu ayetin hükmüne uyarak, ara vermeksi-

zin Allah'›n r›zas›n› kazanmak amac›yla sab›r gösterirler.

Müminler Allah r›zas› için sabrederler

Kuran ahlak›n› yaflamayan kimseler belirli bir süre sab›r gös-

terdikten sonra bunun sonucunda mutlaka bir karfl›l›k almay›

ya da ç›kar elde etmeyi umarlar. Böyle bir durum söz konusu

olmad›¤›nda ise kendi ifadeleriyle "sab›rlar› tükenir". Çün-

kü onlar sadece dünyevi menfaatler için sabrederler. Göster-

dikleri güzel ahlak›n Allah'›n hoflnutlu¤unu kazanmalar›n› sa¤la-

yaca¤›n› ve tüm yapt›klar›n›n ahirette karfl›lar›na ç›kaca¤›n›

unuturlar. Halbuki Allah zorluklar› sab›r gösterenleri ortaya ç›-

karmak için yaratmaktad›r. Allah "Yoksa siz, Allah, içiniz-den cehd edenleri (çaba harcayanlar›) belirtip-ay›r-detmeden ve sabredenleri de belirtip-ay›rdetmedencennete girece¤inizi mi sand›n›z?" (Al-i ‹mran Suresi,

142) ayetiyle bu s›rr› kullar›na bildirmifltir. Allah'›n r›zas›n› ka-

zanmay› amaçlayarak sab›r gösterenler cennete girecek, dün-

44

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 47: Kuran'da Sabrın Önemi

yevi ç›karlar u¤runa sabredenler ise Allah'›n vaat etti¤i bu gü-

zel karfl›l›ktan mahrum kalacaklard›r.

‹flte kendilerine Kuran'› rehber edindikleri için bu gerçe¤in

fark›nda olan müminler, hiçbir ç›kar beklentisi içerisine girme-

den sadece Allah'›n r›zas›n› kazanmak amac›yla sab›r gösterir-

ler. Kuran'da müminlerin bu özelli¤i flöyle ifade edilmifltir:

Ve onlar, Rablerinin yüzünü (hoflnutlu¤unu) isteyerek

sabrederler... (Rad Suresi, 22)

Müminler gönül r›zas›yla, severek ve

isteyerek sabrederler

Müminler sadece zorluklar karfl›s›nda de¤il ayn› zamanda

Kuran'›n tüm hükümlerini eksiksiz olarak yerine getirme ve

her koflulda en mükemmel ahlak› gösterme konusunda da bü-

yük bir sab›r gösterirler. Onlar›n bu ahlak› hayatlar›n›n her

an›nda gösterebilmelerinin bir sebebi de, bunu gönül r›zas›yla

ve flevkle yafl›yor olmalar›d›r. Çünkü onlar için Allah'›n emirle-

rini yerine getirmekten daha önemli bir ifl yoktur. Bu nedenle

Kuran'da bildirilen tüm hükümlerde oldu¤u gibi, güzel ahlak›

da isteyerek ve severek yaflarlar. Bunun sonucunda Rabbimiz’-

in sevgisini, rahmetini ve yard›m›n› kazanacaklar›n› bilmek on-

lar›n bu konuda karfl›laflacaklar› her türlü zorlu¤u kolayl›kla afl-

malar›n› ve her olayda sab›r gösterebilmelerini sa¤lar.

Allah'›n bir ayette "Rabbin için sabret" ifadesiyle kullar›n›

sabra davet etmifl olmas› da, onlar›n her ne olursa olsun bu ah-

lak› hoflnutlukla yaflamalar›n› sa¤lar. Müminlerin gönül r›zas›yla

sab›r göstermelerinin bir baflka nedeni Allah'›n Kuran'da "sab-redenleri sevdi¤ini" (Al-i ‹mran Suresi, 146) bildirmifl olma-

s›d›r.

45

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 48: Kuran'da Sabrın Önemi

Yine Kuran'›n bir baflka ayetinde de, "Sabretti¤inize kar-fl›l›k selam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel."(Rad Suresi, 24) hükmüyle sabredenlerin ahirette güzel bir

karfl›l›kla mükafatland›r›laca¤› bildirilmifltir.

‹flte tüm bunlar Allah'›n, müminlerin sabr› büyük bir flevk ve

istek ile yaflamalar›n› sa¤layan müjdeleridir.

Müminlerin sabr› kiflilere ya da flartlara göre de¤iflmez

Allah korkusu ve iman› zay›f olan insanlar, kiflilere, ortama ya

da flartlara göre tav›rlar›n› de¤ifltirebilirler. Sözgelimi menfaat

elde edebilecekleri kiflilere karfl› güzel davran›fllar sergilerken,

tan›mad›klar› ya da herhangi bir sebepten dolay› küçük gör-

dükleri insanlara karfl› ters tav›rlarda bulunabilirler. Örne¤in

dinden uzak toplumlarda bir ma¤aza sahibinin zengin bir müfl-

teriye abart›l› bir sayg› ve ilgi göstermesi günlük hayatta s›k

rastlanan bir olayd›r. Üstelik bu müflteri zorluk ç›karan, "kap-

ris" yapan, karfl›s›ndaki kifliyi "afla¤›layan" bir tav›r gösterse de

yapt›¤› bu çirkin davran›fllar anlay›flla karfl›lan›r. Ama ayn› ma-

¤aza sahibi orta halli oldu¤unu düflündü¤ü bir müflterinin hak-

l› bir iste¤ine dahi hoflgörü göstermez, bir anda ters bir tavra

girer. Bunun d›fl›nda dinden uzak insanlar, flartlar iyi oldu¤un-

da, karfl›lar›ndaki kimselerden güzel davran›fllar gördüklerinde

güzel ahlak gösterip, zor anlarda bambaflka bir karaktere bürü-

nebilirler. Bir arkadafllar› kendilerini e¤lendirdi¤i, iyi imkanlar

sundu¤u sürece ona karfl› çok iyi davran›rlar. Ama günün birin-

de bu kifli zor bir duruma düflüp, onlarla ilgilenemeyince, iste-

dikleri e¤lence ortam›n› oluflturamay›nca bir anda o kifliye kar-

fl› tahammülsüz bir tutum sergileyebilirler. Bu de¤iflkenli¤in se-

bebi, ahlak anlay›fllar›n› en do¤ru ve en güzel tav›rlar› bildiren

46

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 49: Kuran'da Sabrın Önemi

Kuran'a göre de¤il de, kendi cahiliye anlay›fllar›na ve ç›karlar›na

göre belirlemifl olmalar›d›r. Müminler ise Allah'›n Kuran'da bil-

dirdi¤i ahlak› yaflarlar. Temeli imana dayal› olan bu ahlak› sade-

ce Allah'›n be¤enisini ve r›zas›n› kazanabilmek amac›yla yaflarlar.

Bu yüzden de kiflilere, ortama ya da flartlara göre tav›rlar›nda

bir de¤ifliklik olmaz. Ayn› flekilde güzel ahlak›n bir yönü olan sa-

b›rlar› da her ne olursa olsun de¤iflmez. Müminler, di¤er insan-

lardan farkl› olarak, zorluk ve s›k›nt› anlar›nda da en güzel fle-

kilde sabrederler.

Kuran'da onlar›n bu üstün ahlak›na flöyle dikkat çekilmifltir:

Yüzlerinizi do¤uya ve bat›ya çevirmeniz iyilik de¤ildir.

Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitab'a

ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine ra¤-

men, onu yak›nlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalm›-

fla, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) ve-

ren; namaz› dosdo¤ru k›lan, zekat› veren ve ahidlefltik-

lerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastal›kta

ve savafl›n k›z›flt›¤› zamanlarda sabredenler(in tutum ve

davran›fllar›d›r). ‹flte bunlar, do¤ru olanlard›r ve mütta-

ki olanlar da bunlard›r. (Bakara Suresi, 177)

Ayette görüldü¤ü gibi Allah, gerçek iyili¤in bir flart›n›n da

zorluk zamanlar›nda sabretmek oldu¤unu bildirmifltir. ‹flte mü-

minler de Allah'›n bu emrine uyarlar ve yaflamlar› boyunca her

türlü zorluk karfl›s›nda sebat gösterirler.

Müminlerin sabr› onlara güzel ahlak›n yolunu açar

Müminler sabr› Allah için yap›lan bir ibadet olarak de¤erlen-

dirdikleri için, sab›r onlara daha pek çok güzel özellik kazand›-

r›r. Bir ayette flöyle buyrulur:

47

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 50: Kuran'da Sabrın Önemi

Sabredenler, do¤ru olanlar, gönülden boyun e¤enler,

infak edenler ve 'seher vakitlerinde' ba¤›fllanma dile-

yenlerdir. (Al-i ‹mran Suresi, 17)

Allah bir baflka ayetinde müminleri, "Onlar, bollukta da,darl›kta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insan-lar(daki haklar›n)dan ba¤›fllama ile (vaz)geçenler-dir..." (Al-i ‹mran Suresi, 134) sözleriyle tan›tm›flt›r. Ayette

bahsedilen tüm bu özellikler ancak gerçek sab›r anlay›fl›n›n kal-

be yerleflmesiyle yaflanabilir.

Bir insan›n öfkelendi¤i halde öfkesini yenebilmesi ve bu sü-

kunetli halini uzun süre devam ettirebilmesi ancak sab›r gös-

termesiyle mümkün olabilir. Yine ayn› flekilde, insan›n darl›k ve

yokluk içerisinde oldu¤u halde mal›ndan baflkalar›na verebil-

mesi de ancak Allah için yaflanan bir sab›rla gerçeklefltirilebilir.

Çünkü bu kimse mal›ndan baflkalar›na da vererek belki de ken-

disini zor bir duruma sokacak, ama Allah r›zas› için bu duruma

sab›rla r›za gösterecektir. Bir insan›n hakl› oldu¤u durumda

haks›z olan bir kimseyi ba¤›fllayabilmesi de yine ancak sabr›n

ona kazand›rd›¤› bir özelliktir.

Bunun gibi, Allah'›n Kuran'da bildirdi¤i tüm emirlere uyulma-

s› ve yasaklardan sak›n›lmas› ancak sab›r ile mümkün olabil-

mektedir. Mümin hayat›n›n sonuna kadar fedakarl›kta, hoflgö-

rüde, tevazuda, affedicilikte, dürüstlükte, sadakatte, sevgide

kararl›l›k gösterir ve sab›rla bu ahlak özelliklerini yaflamaya de-

vam eder.

Görüldü¤ü gibi, sab›r ayn› zamanda müminlere Allah'›n raz›

olaca¤› güzel bir ahlak›n yolunu açar. Bu ahlak› yaflamalar› ise

Allah'›n sonsuz rahmetini ve cennetini kazanmalar›na vesile

olur ki, müminler için bundan daha güzel bir kurtulufl yoktur.

48

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 51: Kuran'da Sabrın Önemi

Müminlerin sabr› ak›lc› bir sab›rd›r

Müminlerin sabr›, karfl›laflt›klar› zorluklar› ortadan kald›rmak

ve s›k›nt›lar› gidermek için hiçbir çaba harcamadan sadece

beklemek fleklinde de¤ildir. Böyle bir anlay›fl son derece yan-

l›fl olur. Aksine Allah müminlere ak›llar›n›, vicdanlar›n› ve im-

kanlar›n› sonuna kadar kullanarak insanlar›n huzurunu ve raha-

t›n› sa¤layacak her türlü tedbiri almalar›n› da emretmifltir. Bu

nedenle müminler bir yandan s›k›nt›lara gönül r›zas›yla sabre-

derken, bir yandan da tüm güçleriyle s›k›nt› oluflturan konula-

r› ortadan kald›rman›n yollar›n› ararlar.

Örne¤in acil olarak yap›lmas› gereken bir iflin yetiflmemesi,

sab›r gösteremeyen insanlar›n olumsuz tav›rlar göstermeleri-

ne neden olur. Özellikle sonunda büyük bir kazanç sa¤layacak-

ken, bir insan›n hatas› sebebiyle bu kazançtan mahrum kalmak

her olayda bir hay›r oldu¤unu kavrayamayan insanlar› büyük

bir öfkeye sürükler. ‹man eden insan ise mahrum kald›¤› ka-

zanç ne kadar yüksek olursa olsun tevekkül eder ve yine hofl-

görülü bir tav›r gösterir. Ama elbette bundan sonra oluflabile-

cek benzer bir olay› engellemek için de gereken tüm tedbirle-

ri al›r. Hata yapan kifliyi bu konuda uyar›r, bir daha tekrarlama

tehlikesini hissediyorsa bu durumda o kifliden daha faydal› ola-

cak birini o ifle yönlendirebilir veya flartlara ba¤l› olarak daha

pek çok ak›lc› tedbir alabilir.

Kuran'da ö¤retilen sab›r anlay›fl›n› bilmeyen kimseler sabr›,

hiçbir çaba göstermeden, sadece "söylenerek" bekleme fleklin-

de alg›larlar. Hatta bu flekilde aciz bir tav›r sergilemenin son

derece erdemli bir davran›fl oldu¤una da inan›rlar. Oysa Allah

Kat›nda makbul olan sab›r akl›n, vicdan›n ve maddi manevi tüm

imkanlar›n kullan›larak zorluklar›n ortadan kald›r›lmas›n› teflvik

49

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 52: Kuran'da Sabrın Önemi

eder. Kuran'da müminlerin sab›r ile birlikte gösterdikleri bu

çabaya pek çok ayette dikkat çekilmifltir. Bunun bir örne¤ini

de hicret eden kimselerin davran›fllar›nda görmek mümkün-

dür. Ayette flöyle buyrulmaktad›r:

… sonra hicret edenlerin, ard›ndan cehd edip (çaba

harcay›p) sabredenlerin (destekçisidir). fiüphesiz senin

Rabbin, bundan sonra da gerçekten ba¤›fllayand›r, esir-

geyendir. (Nahl Suresi, 110)

Bunun yan›nda müminler bir yandan zorluklara karfl› fiili bir

mücadele verirken bir yandan dualar›yla da Allah'tan yard›m iste-

yerek bu çabalar›n› sürdürürler. Kuran'da müminlerin zorluk

an›nda Allah'tan sab›r ve yard›m talep ettikleri flöyle bildirilmifltir:

Onlar, Calut ve ordusuna karfl› meydana (savafla) ç›k-

t›klar›nda, dediler ki: "Rabbimiz, üzerimize sab›r ya¤-

d›r, ad›mlar›m›z› sabit k›l (kayd›rma) ve kafirler toplu-

lu¤una karfl› bize yard›m et." (Bakara Suresi, 250)

Görüldü¤ü gibi, müminin sabr› ak›lc› bir sab›rd›r. Allah Ka-

t›’nda güzel bir karfl›l›k görecek olan tav›r da budur.

Müminler sab›rda s›n›r tan›maz, sab›rda yar›fl›rlar

Müminler, "Hay›r; gerçekten insan, azar. Kendinimüsta¤ni gördü¤ünden." (Alak Suresi, 6-7) ayetleriyle bil-

dirildi¤i gibi, insan›n kendini herhangi bir konuda yeterli gör-

mesinin onu azg›nl›¤a ve büyüklenmeye yöneltece¤ini bilirler.

Bu nedenle de en kusursuz flekilde uygulad›klar› konularda bi-

le kendilerini yeterli görmezler. Hayatlar›n›n sonuna kadar hiç-

bir konuda s›n›r tan›madan kendilerini gelifltirmeye ve daha gü-

zel, daha iyi olan tavra ulaflmaya çal›fl›rlar.

50

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 53: Kuran'da Sabrın Önemi

Müminlerin bu samimi çabalar›n›n alt›nda ise Rabbimize olan

ba¤l›l›klar›, sevgileri ve Allah korkular› yatmaktad›r. En büyük

amaçlar› Rabbimizin sevgisini ve yak›nl›¤›n› kazanmak oldu¤u

için, Allah'›n kendilerine emretti¤i gibi tüm Kuran hükümlerini

yaflamaya çal›fl›rlar. Ve bu konuda kendilerini hiçbir zaman ye-

terli görmez, daima daha fazlas›n› uygulayabilmek için çaba

harcamaya devam ederler.

Zira ne kadar çaba gösterirlerse Allah Kat›nda o kadar ecir

kazanacaklar›n› ve Allah'›n rahmetine de o denli kolay kavufla-

bileceklerini bilirler. Allah bir ayetinde, "Rabbinizden olanma¤firet ve eni göklerle yer kadar olan cennete (ka-vuflmak için) yar›fl›n; o, muttakiler için haz›rlanm›fl-t›r." (Al-i ‹mran Suresi,133) sözleriyle müminleri Allah'›n r›za-

s›n› ve cennetini kazanabilecekleri konularda yar›flmaya ça¤›r-

m›flt›r. Bu konulardan biri de Allah'›n Kuran'da "Ey imanedenler, sabredin ve sab›rda yar›fl›n..." (Al-i ‹mran Sure-

si, 200) sözleriyle bildirdi¤i "sab›r"d›r. Müminler kendilerine

Rabbimizin sevgisini ve yak›nl›¤›n› kazand›raca¤›n› bildikleri

böyle bir konuda, ellerinden gelen en güzel tavr› gösterebil-

mek için birbirleriyle yar›fl›rlar. Allah'a iman eden bir insan ba-

fl›na ne gelirse gelsin sab›rl›, Rabbimize güvenen tavr›n› de¤ifl-

tirmemekte kararl›l›k gösterir. Örne¤in bir insan›n karfl›s›na

dünyadaki imtihan›n gere¤i olarak art arda çok fazla sorun ç›-

kabilir. Hiç ummad›¤› bir anda evi yanabilir ve bu yüzden uzun

bir süre al›fl›k olmad›¤› flekilde, kötü flartlarda yaflamas› gere-

kebilir. Böyle bir durumda iman eden kifli en ufak bir flikayet-

te bulunmaz, asla "keflke böyle olmasayd›" gibi bir düflünceye

kap›lmaz. Süre ne kadar uzarsa uzas›n güzel bir sab›r gösterir.

Allah'›n, onun karfl›s›na eninde sonunda bir kolayl›k ç›karaca¤›-

51

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 54: Kuran'da Sabrın Önemi

na kesin bir kanaati olur ve bunun getirdi¤i iç huzurunu yaflar.

Böyle bir durumdayken kendisini daha da zorlayacak baflka bir

olayla karfl›laflsa bile bu güzel tavr›n› devam ettirir. K›sacas› ne

kadar fliddetli zorluklarla karfl› karfl›ya gelirse gelsin, sab›r gös-

terme konusunda Allah'›n emretti¤i gibi bir "yar›fl" içinde olur.

Müminler birbirlerine de sabr› tavsiye ederler

Allah, "Sizden; hayra ça¤›ran, iyili¤i (marufu) emre-den ve kötülükten (münkerden) sak›nd›ran bir toplu-luk bulunsun. Kurtulufla erenler iflte bunlard›r." (Al-i

‹mran Suresi,104) ayetiyle müminlerin birbirlerine iyili¤i emre-

dip kötülükten sak›nd›rmalar›n› ve birbirlerini hay›rl› olan dav-

ran›fllara yöneltmelerini emretmifltir. Allah'›n bu emri do¤rul-

tusunda müminler hayatlar›n›n sonuna kadar birbirlerini Ku-

ran'›n emirlerine eksiksizce uymaya ça¤›r›r ve Allah'›n yasakla-

d›¤› konulardan da titizlikle sak›nd›rmaya çal›fl›rlar. ‹nananlar›n

Allah'›n bu emrini uygulayarak birbirlerini teflvik ettikleri ko-

nulardan biri de sabretmektir. Çünkü müminler, ancak Allah'›n

be¤endi¤i ahlak› yaflayanlar›n cennete kavuflabilece¤ini, di¤er

insanlar›n ise cehennem azab› ile karfl›l›k göreceklerini bilirler.

Bu gerçe¤in fluurunda olduklar› için de kendi adlar›na sonsuz

bir kurtuluflu ne kadar istiyorlarsa, di¤er müminlerin cennete

girmeye hak kazanmas›n› da o kadar isterler. Bu nedenle de

onlar› tüm ibadetlerinde sab›rl› davranmaya ça¤›r›rlar ve bunu

da ömürleri boyunca sab›rla uygularlar. Bu konuda Kuran'da

verilen bir örnek Peygamberimiz (sav)'in bir ma¤arada yan›n-

daki kifliye Allah'› hat›rlatarak, onu zorlu¤a karfl› ümitvar olma-

ya davet etmesidir:

52

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 55: Kuran'da Sabrın Önemi

53

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Siz O'na (peygambere) yard›m etmezseniz, Allah O'na

yard›m etmifltir. Hani kafirler ikiden biri olarak O'nu

(Mekke'den) ç›karm›fllard›; ikisi ma¤arada olduklar›nda

arkadafl›na flöyle diyordu: "Hüzne kap›lma, elbette

Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah O'na 'huzur

ve güvenlik duygusunu' indirmiflti… (Tevbe Suresi, 40)

Ayette görüldü¤ü gibi Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav),

son derece zor koflullar alt›nda, kendisini belki de öldürmeye

kalk›flacak insanlardan saklan›rken, yan›ndaki arkadafl›na

Allah'›n yard›m›n› hat›rlatm›flt›r. Peygamberimiz (sav)'in bu gü-

zel tutumu kuflkusuz bütün Müslümanlar›n örnek almas› gere-

ken bir davran›flt›r. Her ne flart alt›nda olursa olsun inananla-

r›n birbirlerine Allah'›n gücünü ve yard›m›n› hat›rlatarak, bir-

birlerini sab›rl› olmaya yöneltmeleri, üstün bir ahlak›n göster-

gesidir.

Kuran ayetlerinde böyle üstün ahlaka sahip kimseler "As-hab-› Meymene" olarak adland›r›lm›flt›r:

Biz ona 'iki yol-iki amaç' gösterdik.

Ancak o, sarp yokufla gö¤üs germedi.

Sarp yokuflun ne oldu¤unu sana ö¤reten nedir?

Bir boynu çözmek (bir köleye özgürlük vermek)tir;

Ya da açl›k gününde doyurmakt›r,

Yak›n olan bir yetimi,

Veya sürünen bir yoksulu.

Sonra iman edenlerden, sabr› birbirlerine tavsiye eden-

lerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden ol-

mak.

‹flte bunlar, sa¤ yan›n adamlar›d›r (Ashab-› Meymene).

(Beled Suresi 10-18)

Page 56: Kuran'da Sabrın Önemi

54

MÜM‹NLER NELERE

SABREDERLER?

Sabredenler ve salih amellerde bulu-

nanlar baflka. ‹flte, ba¤›fllanma ve bü-

yük ecir bunlar›nd›r. (Hud Suresi, 11)

Önceki bölümlerde Kuran'da sabr›n nas›l tarif edildi¤ini,

iman eden insanlar ile dinden uzak olan insanlar›n sahip olduk-

lar› sab›r anlay›fl›n›n farkl›l›¤›n› tarif ettik. Bu bölümde ise mü-

minlerin nelere sab›r gösterdiklerini, iman etmeyen kiflilerin

olaylar karfl›s›ndaki tahammülsüzlükleriyle k›yaslayarak anlata-

ca¤›z. Ancak bu konuyu detayland›rmadan önce önemle üze-

rinde durulmas› gereken bir nokta vard›r: Allah dünyada dile-

di¤i zaman diledi¤i kuluna diledi¤i kadar zorluk vererek imti-

han eder. Bu, bir anl›k bir deneme de olabilir, uzun süreli bir

deneme de olabilir. Bu konuda takdir Allah'›nd›r. Ancak kesin

olan bir fley vard›r ki, ahirette oldu¤u gibi dünyada da içinde

bulunduklar› flartlar nas›l olursa olsun, en güzel hayat mümin-

lerindir. Allah bu durumu bir ayette flöyle bildirmektedir:

Erkek olsun, kad›n olsun, bir mü'min olarak kim salihbir amelde bulunursa, hiç flüphesiz Biz onu güzel bir ha-yatla yaflat›r›z ve onlar›n karfl›l›¤›n›, yapt›klar›n›n en gü-zeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)

Müminler Allah'›n kendilerini denemek için yaratt›¤› zorluk-

lara karfl› sabrederler ve bunun sonucunda da Allah bu zorluk-

Page 57: Kuran'da Sabrın Önemi

lar› giderir. Kendisi'ne iman edenlerin ifllerini kolaylaflt›r›r ve

onlar› yard›m›yla destekler. Kuran'da Allah'›n iman eden kulla-

r›na olan bu yard›m› flöyle bildirilmifltir:

… Allah Kendi (dini)ne yard›m edenlere kesin olarakyard›m eder. fiüphesiz Allah, güçlü oland›r, aziz olan-d›r. (Hac Suresi, 40)

‹lerleyen sayfalarda Allah'›n destekledi¤i müminlerin yaflam-

lar› boyunca sab›r gösterdikleri konulardan bahsedilecektir.

Hayatlar›n›n sonuna kadar vicdanlar›n›

kullanmakta sab›r gösterirler

Allah insan›n içinde her ne olursa olsun asla flaflmadan ve ya-

n›lmadan do¤ruyu söyleyen bir güç olarak vicdan› yaratm›flt›r.

Vicdan, insanlar›, Allah'›n be¤enece¤i flekilde düflünmeye ve

Allah'›n raz› olaca¤› flekilde davranmaya ça¤›r›r. Her insan›n

içinde do¤ruyu söyleyen vicdan›n›n yan› s›ra bir de onu istek

ve tutkular›na yöneltmeye çal›flan nefsi vard›r. Ancak iman

edenler yaflamlar› boyunca karfl›lar›na ç›kan tüm olaylarda ne-

fislerine uymama ve vicdanlar›na uyma konusunda kesin bir ka-

rarl›l›k gösterirler. Nefislerinin kendilerini ça¤›rd›¤› fley daha

çekici görünse ve hofllar›na gitse bile sabreder, do¤ru olan›n

vicdanlar›n›n sözü oldu¤unu bildikleri için mutlaka ona uyarlar.

Müminler hayatlar› boyunca her an içlerinde bu yarg›lamay›

yapar ve en do¤ru olan tavr› seçerler. Bu duruma Peygamber

Efendimiz (sav)'in döneminde yaflam›fl olan salih Müslümanlar-

dan örnek vermek mümkündür. Nur Suresi’ndeki örtünmeyle

ilgili ayetler Hicretten sonraki dönemde indirilmifltir. Bu dö-

nemdeki Müslüman kad›nlar›n güzel tav›rlar› flöyle anlat›lmak-

tad›r:

55

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 58: Kuran'da Sabrın Önemi

“fieybe k›z› Safiye anlat›yor ve diyor ki: Biz Hz. Aifle’nin yan›nda

iken bir k›s›m han›mlar Kureyflli kad›nlar›n durumunu ve faziletle-

rini anlatm›fllard›. Bunun üzerine Hz. Aifle buyurdular ki; "muhak-

kak ki Kureyflli kad›nlar›n üstünlü¤ü vard›r. Ama Allah’a yemin

ederim ki, ben Ansar’›n kad›nlar›ndan daha çok Allah’›n Kitab›n›

tasdik eden ve Kur’an’a inanan faziletli kimseler görmedim." Nur

Suresi’ndeki “bafl örtülerini yakalar›n›n üzerlerine koysunlar”

ayet-i kerimesi nazil oldu¤unda kocalar› onlar›n yanlar›na gittiler

ve kendilerine Allah (cc)’›n bu konuda inzal buyurdu¤u ayeti oku-

dular. Her bir kifli kar›s›na, k›z›na, bac›s›na ve yak›nlar›na bu aye-

ti okuyordu. ‹çlerinden hiçbir han›m bafl örtüsünü yakalar› üzeri-

ne koymaz olmad›. Allah’›n indirdi¤i kitab›ndaki hükmüne inan-

d›klar›ndan ve tasdik ettiklerinden örtülerine büründüler...” (‹bn-i

Kesir, Hadislerle Kuran-› Kerim Tefsiri, cilt:11, syf. 5880)

Peygamberimiz (sav) döneminde mümin kad›nlar Cenab-›

Allah’›n tesettür konusundaki emrini iflte böylesine büyük bir

flevk ve istekle karfl›lam›fllar, vicdanlar›na uyarak hemen itaat

etmifllerdi. Onlardan sonra gelen Müslümanlar da ayn› flevk ve

kararl›l›kla bu emri yerine getirmifllerdir. Mümin kad›nlar Yü-

ce Allah’›n tesettür konusundaki emrine titizlik göstererek

hem dünyada sayg›n, onurlu, huzurlu ve mutlu bir yaflam sü-

rerler hem de ahirette Allah’tan güzel bir karfl›l›k umarlar.

Müslümanlar›n vicdanlar›n› kullanmalar›yla ilgili olarak günlük

hayattan baflka bir örnek daha verebiliriz. Sözgelimi kimi za-

man insan›n nefsi onu bencilce davranmaya ça¤›r›rken, vicdan›

da fedakarca bir tav›r sergilemeye ça¤›rabilir. ‹nsan›n önemli

bir ifli varken ya da en yorgun oldu¤u anda daha acil ihtiyaç içe-

risinde bulunan bir kimseye yard›m etmesi gerekebilir. Yine

ayn› flekilde, kendi ihtiyaç duydu¤u bir fleyi daha fazla ihtiyac›

olan biriyle paylaflmas›, hatta elindekilerin tamam›n› o kifliye

56

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 59: Kuran'da Sabrın Önemi

vermesi gerekebilir. Vicdan›na uyan insan hiç tereddüt etme-

den güzel olan tavr› gösterir, yani ihtiyaç içindeki kiflilere elin-

den geldi¤ince yard›m eder. Kuran'da Peygamberimiz (sav) dö-

neminde yaflayan Müslümanlar›n gösterdi¤i bu ahlak›n bir ör-

ne¤i flöyle verilmifltir:

Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) haz›rlay›p iman›(gönüllerine) yerlefltirenler ise, hicret edenleri severlerve onlara verilen fleylerden dolay› içlerinde bir ihtiyaç(arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir aç›kl›k (ihtiyaç) ol-sa bile (kardefllerini) öz nefislerine tercih ederler. Kimnefsinin 'cimri ve bencil tutkular›ndan' korunmuflsa, iflteonlar, felah (kurtulufl) bulanlard›r. (Haflr Suresi, 9)

‹flte müminlerin Kuran'da örnek verilen bu tavr›, vicdana uy-

ma konusunda gösterdikleri üstün sabr›n bir sonucudur.

fieytan›n k›flk›rtmalar›na kulak vermemekte

sab›r gösterirler

Allah ilk insan›, yani Hz. Adem'i yaratt›¤›nda tüm melekler-

den ona secde etmelerini istemifl, ancak bir tek ‹blis Allah'›n bu

emrine baflkald›rarak secde etmeyi reddetmifltir.

fieytan›n bu flekilde büyüklenmesine karfl›l›k Allah onu cen-

netten ç›kartm›fl ve din gününe kadar lanetlendi¤ini bildirmifl-

tir. Ancak fleytan insanlar›n diriltilece¤i hesap gününe kadar

Allah'tan süre istemifl ve bu vakte kadar insanlar› k›flk›rtarak

onlar› dünya hayat›n›n süsleriyle oyalamaya çal›flaca¤›n› söyle-

mifltir. Allah fleytana bu konuda din gününe kadar izin vermifl

ancak "muhlis", yani samimi olan kullar› üzerinde hiçbir zorla-

y›c› gücünün olamayaca¤›n› da belirtmifltir:

Dedi ki: "Rabbim, beni k›flk›rtt›¤›n fleye karfl›l›k, andol-sun, ben de yeryüzünde onlara, (sana baflkald›rmay› ve

57

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 60: Kuran'da Sabrın Önemi

dünya tutkular›n›) süsleyip-çekici gösterece¤im ve on-lar›n tümünü mutlaka k›flk›rt›p-sapt›raca¤›m. Ancakonlardan muhlis olan kullar›n müstesna." (Allah) Dediki: "‹flte bu, Bana göre dosdo¤ru olan yoldur." "fiüphe-siz, k›flk›rt›l›p-sapt›r›lm›fllardan sana uyanlar d›fl›nda, se-nin Benim kullar›m üzerinde zorlay›c› hiçbir gücün yok-tur." (Hicr Suresi, 39-42)

Görüldü¤ü gibi fleytan, Hz. Adem'in yarat›l›fl›yla birlikte, in-

sanlara karfl› bir mücadele içerisine girmifl, onlar› k›flk›rtmak ve

Allah yolundan sapt›rmak için çaba harcamaya yemin etmifltir.

‹flte insan›n sab›r göstermekle yükümlü oldu¤u konulardan bi-

ri de, fleytan›n kurdu¤u bu tuzaklara karfl› sonuna kadar uya-

n›k olmak ve ondan gelen k›flk›rtmalara hiçbir flekilde ald›r›fl

etmemektir.

fieytan, din gününe kadar yaflayacak olan tüm insanlara çeflit-

li kuruntu ve vesveselerle yaklaflmaya çal›fl›r. ‹nsanlar günlük

hayat içinde fleytan›n bu etkileriyle s›k s›k karfl›laflabilirler.

Çünkü fleytan ummad›klar› yerlerden onlara yaklafl›r; bofl ku-

runtular, korkular verir, unutkanl›¤a, üflengeçli¤e, hay›rl› iflleri

ertelemeye yönelik olarak insanlara telkinde bulunur. Örne¤in

bir insan Allah r›zas› için fakirlere yard›m etmenin yollar›n›

ararken, fleytan onu fakirlikle korkutabilir. "Sen elindekileri bu

ifle harcarsan sonra zor duruma düflersin" gibi telkinlerle bu

hayr› engellemeye çal›flabilir. Veya dine, Müslümanlara fayda

getirecek bir ifli yapmas›n› unutturmaya çal›flabilir. Ancak unut-

mamak gerekir ki ayette bildirildi¤i gibi, "… Hiç flüphesiz,fleytan›n hileli-düzeni pek zay›ft›r." (Nisa Suresi, 76)

Rabbimize tevekkül etmekte sab›r gösterenler üzerinde fley-

tan›n hiçbir etkisi olamayacakt›r. Çünkü Allah fleytan›n ancak

kendisi gibi inkar eden kimseleri flafl›rt›p sapt›rabilece¤ini bil-

58

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 61: Kuran'da Sabrın Önemi

dirmifltir. Kuran'da haber verdi¤i, "E¤er sana fleytandanyana bir k›flk›rtma (vesvese veya i¤va) gelirse, hemenAllah'a s›¤›n. Çünkü O, iflitendir, bilendir." (Araf Suresi,

200) ayetiyle ise iman edenleri fleytan›n k›flk›rtmalar›ndan sa-

k›nmalar› için Kendisi'ne s›¤›nmaya ça¤›rm›flt›r.

Allah'›n bu emrine uyan müminler hayatlar›n›n sonuna kadar

sab›rla fleytan›n oyunlar›na, hilelerine karfl› mücadele ederler.

Onun hiç ara vermeden insanlar› cehenneme sürüklemek için

faaliyet gösterdi¤ini asla ak›llar›ndan ç›karmazlar. E¤er hay›r

getirecek bir ifli yapmalar› gerekirken içlerinde bir "üflenme"

hissederlerse hemen Allah'a s›¤›n›r, bunun fleytan›n bir vesve-

sesi oldu¤unu bilir ve daha büyük bir flevkle o ifli yapmaya ko-

yulurlar. Bir ayette flöyle buyrulmaktad›r:

(Allah'tan) Sak›nanlara fleytandan bir vesvese eriflti¤in-

de (önce) iyice düflünürler (Allah'› zikredip-anarlar),

sonra hemen bakars›n ki görüp bilmifllerdir. (Araf Sure-

si, 201)

Allah'›n "Ey iman edenler, sab›rla ve namazla yard›mdileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir."(Bakara Suresi, 153) tavsiyesine uyarak sab›rla fleytandan sa-

k›nmak için Rabbimizden yard›m diler ve fleytan›n k›flk›rtmala-

r›ndan yüz çevirirler:

Ve de ki: "Rabbim, fleytan›n k›flk›rtmalar›ndan Sana s›-

¤›n›r›m." "Ve onlar›n benim yan›mda bulunmalar›ndan

da Sana s›¤›n›r›m Rabbim." (Müminun Suresi, 97-98)

Güzel ahlak› yaflamakta sab›r gösterirler

Allah tüm insanlar› Kuran'a uymak, onda tarif edilen güzel

ahlak› yaflamakla sorumlu k›lm›flt›r. Dolay›s›yla insanlar›n hesap

59

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 62: Kuran'da Sabrın Önemi

günü sorgulanacaklar› konulardan biri de, Kuran ahlak›n› yafla-

y›p yaflamad›klar› olacakt›r. Dünya üzerinde gelmifl geçmifl in-

sanlar›n tümü bu konuda uyar›lm›fl ve Allah'›n hoflnut olaca¤›

ahlak› yaflamaya davet edilmifllerdir. Fakat Allah'›n bu ça¤r›s›na

uyan kifliler yaln›zca iman sahipleridir.

Din ahlak›ndan uzak toplumlarda da Kuran'da tarif edilen gü-

zel ahlak›n baz› yönlerini yaflayan insanlar olabilir. Bu insanlar

yeri geldi¤inde fedakar, yumuflak huylu, merhametli, adaletli,

yard›msever bir tav›r gösterebilirler. Ancak söz konusu kifliler

her ne kadar güzel ahlakl› olduklar›n› iddia etseler de bu ahlak-

ta sab›r gösteremedikleri anlar mutlaka oluflur. Örne¤in acil

bir ifl toplant›s›na yetiflmesi gereken bir kimse sabah saati bo-

zuldu¤u için uyuyakalabilir. Ard›ndan uyan›p büyük bir telaflla

ifle yetiflmeye çal›fl›rken çok s›k›fl›k bir trafi¤e girebilir. ‹fle geç

kald›¤›n› haber vermek için telefon etmek isterken bir türlü te-

lefon hatt›n› düflüremeyebilir. ‹flte tam bu s›rada yan›ndaki ar-

kadafl› kendisine bir soru sordu¤unda, o kifliye karfl› ters bir

ses tonuyla cevap verir. Hatta hiç cevap vermeden ters bir ba-

k›flla bakar. Söz edilen bu kifli kendince her zaman yard›mse-

ver ve anlay›fll› görünen bir insan oldu¤unu iddia etti¤i halde,

böyle bir ortamda art›k "sabr›n›n tükendi¤ini" söyleyerek aksi

ve insaniyetsiz bir tav›r gösterir.

Kuran ahlak›n› yaflamayan insanlar›n gün içinde baz› olaylar

karfl›s›nda zaman zaman gereksiz bir öfkeye kap›l›rlar. Örne¤in

sekreteri kendisine çok önemli bir mesaj› iletmeyi unutabilir,

çocu¤u evindeki en k›ymetli eflyay› k›rabilir, efli y›llarca sahip

olmak istedi¤i yepyeni arabas›yla kaza yapabilir, bir akrabas›

çok yo¤un ifli oldu¤u bir dönemde onu ziyaret etmek isteyebi-

lir… Kuflkusuz burada verilen örnek günlük hayatta insanlar›n

pek çok kez de¤iflik flekilleriyle karfl›laflabildikleri olaylard›r. Ve

60

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 63: Kuran'da Sabrın Önemi

Kuran ahlak›n› yaflamayan insanlar bu tarz durumlar›n tümün-

de ya da baz›lar›nda son derece çirkin davran›fllar sergilerler.

‹flte tüm bunlar›n sebebi, bu kiflilerin Allah'›n emretti¤i ahlak›

yaflamakta sab›r gösterememeleridir.

Kuran'›n emretti¤i güzel ahlak› ise ancak sab›r gösterebilen

insanlar yaflayabilir. Bu insanlar›n en önemli özelliklerinden bi-

ri kiflilere, ortamlara, flartlara göre de¤iflmemeleridir. Örne¤in

bir insan genel olarak çabuk öfkelenen bir karaktere sahip ola-

bilir. Ama Allah'›n müminler için buyurdu¤u, "… öfkeleriniyenenler ve insanlar (daki haklar›n)dan ba¤›fllama ile(vaz) geçenlerdir…" (Al-i ‹mran Suresi, 134) ayetini ö¤ren-

di¤i anda, karfl›s›na öfkelendirecek bir olay da ç›ksa ba¤›fllay›c›

bir yap› gösterir. Hatta hayat› boyunca üst üste en k›zd›r›c›

davran›fllarla da karfl›laflsa bu tutumunu de¤ifltirmez. Her ne

olursa olsun iman eden kifli sabreder, güzel söz söylemekten,

hoflgörülü olmaktan, öfkesini yenmekten ve Kuran'da emredi-

len di¤er güzel ahlak özelliklerini göstermekten taviz vermez.

Nitekim insan›n ahlak›n› as›l güzel hale getiren de onun bu

ahlak›n› yaflamakta gösterdi¤i süreklilik ve sab›rd›r. Müminler

yaln›zca ba¤›fllay›c›l›kta de¤il, ihtiyaç içerisindeyken fedakarl›k-

ta bulunmakta, tevazuda, merhamette, yumuflak bafll›l›kta, hofl-

görüde, adalette, sevgide, sayg›da, cesarette, irade kullanmak-

ta hayatlar›n›n sonuna kadar süreklilik göstermeye çal›fl›rlar.

Çünkü Allah, "Göklerin, yerin ve her ikisi aras›ndakile-rin Rabbidir; flu halde O'na ibadet et ve O'na ibadettekararl› ol..." (Meryem Suresi, 65) ayetiyle müminlere ibadet-

lerinde kararl› davranmalar›n› emretmifltir. Allah'›n bir baflka

emri de kötülüklere güzellikle cevap vermektir. Nitekim Ku-

ran'da müminlerin gösterdikleri sab›r sayesinde kötülükleri en

güzel flekilde uzaklaflt›rd›klar›na da dikkat çekilmifltir:

61

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 64: Kuran'da Sabrın Önemi

‹yilikle kötülük eflit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarz-

da (kötülü¤ü) uzaklaflt›r; o zaman, (görürsün ki) senin-

le onun aras›nda düflmanl›k bulunan kimse, sanki s›cak

bir dost(un) oluvermifltir. Buna da, sabredenlerden bafl-

kas› kavuflturulamaz. Ve buna, büyük bir pay sahibi

olanlardan baflkas› da kavuflturulamaz. (Fussilet Suresi,

34-35)

Müminlerin güzel ahlaklar›nda gösterdikleri bu sab›r ve ka-

rarl›l›¤›n sonunda ise Allah onlar› yapt›klar›n›n en güzeliyle mü-

kafatland›racak ve cennetine sokacakt›r. Bunu haber veren

ayette flöyle buyrulur:

Sizin yan›n›zda olan tükenir, Allah'›n Kat›nda olan ise

kal›c›d›r. Sabredenlerin karfl›l›¤›n› yapt›klar›n›n en gü-

zeliyle Biz muhakkak verece¤iz. (Nahl Suresi, 96)

Allah'tan baflka hiçbir fleyden korkmamakta

sab›r gösterirler

Allah'›n gücünü ve büyüklü¤ünü kavrayamam›fl olan insanlar,

yeryüzündeki canl› cans›z herfleyden korku duymaya aç›kt›rlar.

Kimileri insanlardan korkarken, kimileri de karanl›¤›n, say›lar›n ya

da renklerin müstakil bir gücü oldu¤una inanarak korku duyarlar.

Müminler ise gücün tek sahibinin Allah oldu¤unu ve O'nun

izni olmadan kimsenin kimseye zarar veya yarar sa¤layamaya-

ca¤›n› bilirler. ‹nsanlar›n ya da di¤er varl›klar›n hiçbirinin

Allah'tan ba¤›ms›z müstakil güçleri olamayaca¤›n›, her birinin

Allah'›n kontrolü ile hayat buldu¤unu unutmazlar. E¤er her-

hangi bir zorlukla karfl›lafl›rlarsa, bunu ancak Rabbimizin gide-

rebilece¤ine gönülden iman ederler. Bu nedenle de Allah'tan

baflka hiç kimseden ve hiçbir fleyden korkmazlar. Allah bir aye-

62

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 65: Kuran'da Sabrın Önemi

tinde müminleri Kendisi'nden baflka hiçbir fleyden korkmama-

lar› için flöyle uyarm›flt›r:

‹flte bu fleytan, ancak kendi dostlar›n› korkutur. Siz on-lardan korkmay›n, e¤er mü'minlerseniz, Benden kor-kun. (Al-i ‹mran Suresi, 175)

Allah'a olan güçlü imanlar›ndan ve O'na karfl› duyduklar› gü-

venden dolay› da karfl›lar›na ç›kan korkutucu ve y›ld›r›c› olay-

lar›n hiçbirinde gevflekli¤e kap›lmazlar. ‹nsanlardan gelebilecek

bask›lar ya da k›s›tlamalar onlar› Allah için yaflamak ve O'nun

r›zas›n› kazanmak için çaba harcamaktan hiçbir flekilde al›koya-

maz. Kuran'da müminlerin bu özellikleri flöyle anlat›lm›flt›r:

Onlar, kendilerine insanlar: "Size karfl› insanlar top-la(n)d›lar, art›k onlardan korkun" dedikleri halde iman-lar› artanlar ve: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir"diyenlerdir. (Al-i ‹mran Suresi, 173)

Müminler zorlukla ya da korkunun her ne türüyle karfl›lafl›r-

larsa karfl›lafls›nlar Allah'tan baflkas›ndan korkmayan ve imanla-

r›ndan dönmeyip sab›r gösterenlerdir. Allah gerçekten iman

edenlerle iman› zay›f olanlar›n veya iman etmeyenlerin ay›rt

edilebilmesi için insanlar› korkuyla imtihan edece¤ini bildirmifl-

tir. ‹manlar›nda sab›r gösterenleri ise flöyle müjdelemifltir:

Andolsun, Biz sizi biraz korku, açl›k ve bir parça mallar-dan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan ede-ce¤iz. Sab›r gösterenleri müjdele. (Bakara Suresi, 155)

Mallar›na herhangi bir zarar geldi¤inde sab›r gösterirler

Allah dünya hayat›n› çok çeflitli güzelliklerle süslemifl ve insa-

n› da tüm bunlardan zevk alacak bir yap›da yaratm›flt›r. ‹nsan-

63

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 66: Kuran'da Sabrın Önemi

dan istenilen ise, kendisine verilen nimetleri en güzel flekilde

kullanmas›, ancak hiçbir zaman kendisini bu güzelliklere tut-

kuyla kapt›rmamas›d›r. Çünkü dünya hayat›nda kazan›lanlar yi-

ne bu dünyada kalacak ve insanlar Rabbimizin huzurunda bu

nimetleri ne flekilde kulland›klar›na dair hesap vereceklerdir.

Tüm bunlar›n Allah'›n kendilerine lütfu oldu¤unu bilerek O'na

flükredenler kazançl› ç›kacak, ahireti unutarak bu nimetleri el-

de etmek için h›rs yapanlar ise hüsrana u¤rayacaklard›r.

Allah Kuran'da insanlara verilen bu nimetlerden baz›lar›n›

flöyle s›ralam›flt›r:

Kad›nlara, o¤ullara, kantar kantar y›¤›lm›fl alt›n ve gü-müfle, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyu-lan tutkulu flehvet insanlara 'süslü ve çekici' k›l›nd›.Bunlar, dünya hayat›n›n meta›d›r. As›l var›lacak güzelyer Allah Kat›nda oland›r. (Al-i ‹mran Suresi, 14)

‹flte müminler Allah'›n kendilerine verdi¤i bu nimetleri en gü-

zel flekilde kullan›r, ama hiçbir zaman için bunlara ba¤lanmaz-

lar. Dünyadaki herfley gibi insanlara verilen mal ve mülkün on-

lar›n denenmesi için yarat›lan imtihan ortam›n›n bir parças› ol-

du¤unu bilirler. Tüm bunlar›n geçici oldu¤unu ve as›l kaybol-

mayacak nimetlerin yerinin ahiret oldu¤unu düflünerek dünya-

ya yönelik bir h›rs yaflamazlar.

Müminler dünya mal›na karfl› bir h›rs ya da tutku hissetme-

dikleri için, bu konuda karfl›lar›na ç›kabilecek olan zorluklarda

da kolayl›kla sab›r gösterebilirler. Sahip olduklar› mallar› kay-

bettiklerinde veya bunlarda bir azalma oldu¤unda üzüntüye ya

da s›k›nt›ya düflmezler. Bir insan y›llarca çal›fl›p pek çok mal el-

de etmifl olabilir. Sonra bir gün hiç beklemedi¤i flekilde elinde-

ki bu mallar› kaybedebilir; do¤al bir afetle evi y›k›labilir, ba¤›,

bahçesi bozulabilir. Veya yine ummad›¤› bir flekilde iflleri kötü-

64

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 67: Kuran'da Sabrın Önemi

ye gidip iflas edebilir. Bunlar dünya hayat›nda insanlar›n s›k s›k

karfl›laflabildikleri olaylard›r. ‹flte bu tip durumlarla karfl›laflan

iman sahibi bir insan, bafl›na gelen her olayda sab›r göstererek

Allah'a yönelir. Bunun Allah'›n sab›r göstermesi ve tevekkül et-

mesi için özel olarak yaratt›¤› bir deneme oldu¤unu bilir.

Allah'›n kendisine mutlaka bir kolayl›k verece¤ini, yeni bir yol

açaca¤›n›, mutlaka hay›rla sonuçland›raca¤›n› ve ahirette de

sabr›n›n karfl›l›¤›n› daha güzeliyle verece¤ini bilmenin sa¤lad›¤›

rahatl›¤› yaflar.

Dünya hayat›na tutkuyla ba¤lanan insanlar ise y›llarca emek

vererek biriktirdikleri mallar›na herhangi bir zarar gelmesi du-

rumunda tevekkül edemez ve isyankar bir tav›r sergilerler. Bu

kimseler mal›n gerçek sahibinin Allah oldu¤unu, dilerse onlar-

dan ald›¤›ndan çok daha hay›rl›s›n› kendilerine geri verebilece-

¤ini unutmufllard›r. Bu nedenle Allah'›n kendilerini denemek

için yaratt›¤› bu olayda bir hay›r oldu¤unu göremez ve bu du-

ruma sab›r gösteremezler.

‹flte Allah'›n Kuran'da, "Andolsun, mallar›n›zla ve canla-r›n›zla imtihan edileceksiniz..." (Al-i ‹mran Suresi, 186)

ayetiyle haber verdi¤i bu durum neticesinde Allah için sab›r

gösteren müminler ile dünya hayat›na ve mal h›rs›na kap›l›p

ahireti unutanlar aras›ndaki fark ortaya ç›kar. Müminler malla-

r›na gelen kay›ptan dolay› üzülmezler çünkü onlar maddi ma-

nevi sahip olduklar› herfleyi Allah'›n r›zas›n› kazanmak için kul-

lanmaya niyet etmifl ve tüm bunlar› zaten Allah'a adam›fllard›r.

Müminlerin Allah'a gösterdikleri bu sadakatin karfl›l›¤› ise

Kuran'da flöyle bildirilmifltir:

Hiç flüphesiz Allah, mü'minlerden -karfl›l›¤›nda onlaramutlaka cenneti vermek üzere- canlar›n› ve mallar›n›sat›n alm›flt›r. Onlar Allah yolunda savafl›rlar, öldürürler

65

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 68: Kuran'da Sabrın Önemi

ve öldürülürler; (bu,) Tevrat'ta, ‹ncil'de ve Kur'an'da

O'nun üzerine gerçek olan bir vaaddir. Allah'tan daha

çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? fiu halde yapt›-

¤›n›z bu al›fl-veriflten dolay› sevinip-müjdelefliniz. ‹flte

'büyük kurtulufl ve mutluluk' budur. (Tevbe Suresi, 111)

Açl›k ya da yoksulluk karfl›s›nda da sab›r gösterirler

Önceki bölümlerde belirtti¤imiz gibi, Allah insanlar› dünya

hayat›nda korku, mallar›nda ya da yapt›klar› ticarette bir azal-

ma, hastal›k gibi konularla deneyecektir. ‹flte Kuran'da dikkat

çekilen bu deneme konular›ndan biri de "açl›k ya da yoksul-luk"tur.

Ancak bu noktada flunu belirtmek gerekir: Allah her insan

için farkl› bir imtihan ortam› yarat›r. Bu nedenle Kuran'da bil-

dirilen bu deneme konular› her insan›n karfl›s›na ayn› flekilde

ve ayn› flartlar alt›nda ç›kmayabilir. Zaten imtihan›n s›rr› da bu-

rada gizlidir; Allah ayn› konuyu insanlar için çok çeflitli flekiller-

de yarat›r ve beklemedikleri bir yerden onlar› deneyebilir.

Gerçekten iman edip tevekkül edenler, Kuran'da bildirilen bu

zorluklar karfl›lar›na her ne flekilde ç›karsa ç›ks›n, haz›rl›kl›

olurlar. Onlar› böyle bir duruma karfl› haz›rl›kl› hale getiren

ise, imanlar›n›n ve Allah'a olan teslimiyetlerinin gücüdür.

‹nkar edenlerin böyle durumlarda gösterdikleri tav›rlar ise

tevekkülden çok uzakt›r. Hayatlar› boyunca dünyada karfl›lafl-

t›klar› say›s›z nimeti kendilerine verenin Allah oldu¤unu unutur

ve tüm bunlardan dolay› Rabbimize flükretmezler. Üstelik bu

nimetlerden tek bir tanesi bile ellerinden al›nd›¤›nda hemen

Allah'a karfl› baflkald›r›p nankörlük ederler. Din ahlak›ndan uzak

toplumlarda bunun örneklerine s›kça rastlamak mümkündür.

66

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 69: Kuran'da Sabrın Önemi

Zengin bir insan herhangi bir sebeple elindekileri kaybedip yok-

luk içinde kald›¤›nda, daha önce Allah'›n kendisine verdi¤i pek

çok nimetten mahrum kal›r. Bundan önce sahip oldu¤u evlerin,

arabalar›n, k›yafetlerin, çeflit çeflit yiyeceklerin, içeceklerin

Yüce Allah'tan birer lütuf oldu¤unu düflünmemifl, hepsini ken-

dine ait zannetmifltir. Yokluk içine düfltü¤ünde ise bu yanl›fl

zann›ndan dolay› nankör bir tutum sergiler. ‹çine düfltü¤ü du-

rumdan ders al›p yeniden nimet vermesi için Allah'a dua etmez.

Tevekkülsüzlü¤ü nedeniyle Allah'›n kendisini denemek için ya-

ratt›¤› bu f›rsat› yine kendi aleyhinde kullanm›fl olur.

Oysa tüm bu gerçeklerin fark›nda olup güzel bir sab›r göste-

renler, varl›kta da yoklukta da, tok iken de aç iken de kendile-

rine nimet veren Rabbimizden hoflnut olanlar, mutlaka Allah'›n

rahmetiyle karfl›l›k bulacaklard›r. Allah bir ayetinde, "Rabbinizflöyle buyurmufltu: "Andolsun, e¤er flükrederseniz ger-çekten size art›r›r›m ve andolsun, e¤er nankörlükederseniz, flüphesiz, Benim azab›m pek fliddetlidir."(‹brahim Suresi, 7) sözleriyle flükreden kullar›na nimetlerini ar-

t›raca¤›n› müjdelemifltir.

Kuran'da açl›k ve yoksullukla imtihan edilen müminlerin du-

rumu flöyle haber verilmifltir:

Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali bafl›n›za gel-meden cennete girece¤inizi mi sand›n›z? Onlara öylebir yoksulluk, öyle dayan›lmaz bir zorluk çatt› ve öyle-sine sars›ld›lar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'min-lerle; "Allah'›n yard›m› ne zaman?" diyordu. Dikkatedin. fiüphesiz Allah'›n yard›m› pek yak›nd›r. (BakaraSuresi, 214)

Allah bu kimselerin dayan›lmaz bir zorluk ve yoksullukla kar-

fl›laflt›klar›n› ve Allah'›n yard›m›na s›¤›nd›klar›n› bildirmektedir.

67

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 70: Kuran'da Sabrın Önemi

Ancak unutmamak gerekir ki, sabredip böyle bir imtihan› -her

ne olursa olsun- güzellikle karfl›layanlara, Allah yard›m›n›n pek

yak›nda oldu¤unu da müjdelemifltir. Çünkü Allah kullar›n› bir

zorluk ile imtihan ederken onlara mutlaka bir de kolayl›k ya-

rataca¤›n› vaat eder. "Demek ki, gerçekten zorlukla be-raber kolayl›k vard›r." (‹nflirah Suresi, 5) ayetiyle haber ve-

rilen bu durum, müminlerin en zor anlarda bile Allah'›n verdik-

leriyle hoflnut olmalar›n› ve sab›r göstermelerini sa¤lar.

Bunun en güzel örneklerinden birini Peygamberimiz (sav)'in

yan›ndaki salih müminlerin tav›rlar›nda görmek mümkündür.

Allah'›n r›zas›n› kazanabilmek amac›yla Allah yolunda susuzluk,

yorgunluk ve dayan›lmaz bir açl›k çektiklerinde sabretmifl ve

Peygamberimiz (sav)'le birlikte mücadeleye devam etmifllerdir.

Dayan›lmayacak kadar s›cak bir yer olan çöl ortam›nda

Rabbimiz’in r›zas›n› aramak için bu yorgunlu¤a, bitkinli¤e, açl›¤a

ve susuzlu¤a sab›r gösteren müminlerin yaflad›klar› üstün ahla-

k›n kesin olarak karfl›l›k bulaca¤› bir ayette flöyle bildirilmifltir:

Medine halk›na ve çevresindeki bedevilere, Allah'›n el-

çisinden geri kalmalar›, kendi nefislerini onun nefsine

tercih etmeleri yak›flmaz. Bu, gerçekten onlar›n Allah

yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, 'dayan›lmaz bir aç-

l›k' (çekmeleri), kafirleri 'kin ve öfkeyle ayakland›racak'

bir yere ayak basmalar› ve düflmana karfl› bir baflar› ka-

zanmalar› karfl›l›¤›nda, mutlaka onlara bununla salih bir

amel yaz›lm›fl olmas› nedeniyledir. fiüphesiz Allah, iyi-

lik yapanlar›n ecrini kaybetmez. (Tevbe Suresi,120)

Görüldü¤ü gibi, Allah müminlerin zorluklara karfl› sab›r gös-

termelerinin mutlaka karfl›l›¤›n›n verilece¤ini, iflledikleri hiçbir

hayr›n hesap günü göz ard› edilmeyece¤ini haber vermektedir.

Bir baflka ayetinde de Allah Kendisi'ni, "Ki O, kendilerini

68

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 71: Kuran'da Sabrın Önemi

açl›ktan (kurtar›p) doyuran ve korkudan güvenli¤e ka-vuflturand›r." (Kureyfl Suresi, 4) hükmüyle tan›tarak mümin-

lere üzerlerindeki rahmetini bildirmifltir.

Hastaland›klar›nda sab›r gösterirler

Kuran ahlak›n›n yaflanmad›¤› toplumlarda insanlar›n flartlara

göre tav›rlar›n› da de¤ifltirmeleri son derece ola¤an karfl›lan›r.

Bu kimseler flartlar iyi oldu¤unda, yani maddi manevi her tür-

lü ihtiyaçlar› ve rahatlar› sa¤land›¤›nda güzel bir tav›r göstere-

bilirler. Ancak rahatlar›na dokunabilecek en küçük bir s›k›nt›y-

la karfl›laflt›klar› anda bambaflka bir karaktere bürünürler. Bafl-

lar›na gelen s›k›nt›, geçici bir durumdan ibaret olsa bile, buna

karfl› sab›r gösteremezler. Bu kimselerin yaflad›¤› tevekkülsüz-

lü¤ün en net olarak ortaya ç›kt›¤› durumlardan biri de kuflku-

suz hastal›klard›r.

Oysa ki bir insan›n gerçekten güzel bir ahlaka sahip olup ol-

mad›¤›n› ortaya ç›karabilecek olan ortamlar hastal›k, açl›k, yor-

gunluk gibi s›k›nt›lar›n yafland›¤› durumlard›r. Dolay›s›yla asl›n-

da zor anlar insan›n kendini ispatlayabilmesi, Rabbimize olan

sadakatini, ba¤l›l›¤›n› ve güvenini ortaya koyabilmesi için çok

k›ymetli zamanlard›r. Allah gerçek güzel ahlak›n ve gerçek iyi-

li¤in flartlar›ndan birinin de zorda ve hastal›kta sabrederek, bu

anlarda güzel tav›rlar göstermek oldu¤unu bildirmifltir. (Baka-

ra Suresi, 177)

Müminlerin hastal›k gibi bir zorluk karfl›s›nda tevekküllü ve

sab›rl› davranabilmelerinin en önemli sebebi de Allah'a olan

derin ba¤l›l›klar› ve imanlar›d›r. Kuran'da bir ayette Hz. ‹bra-

him'in bu gerçe¤i "Hastaland›¤›m zaman bana flifa verenO'dur;" (fiuara Suresi, 80) sözleriyle dile getirdi¤i bildirilmifl-

tir. Hz. ‹brahim gibi tüm müminler de Allah'›n hastal›¤› yaratt›-

69

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 72: Kuran'da Sabrın Önemi

¤› gibi, flifay› da yaratan oldu¤unu bildikleri için hastaland›kla-

r›nda telafla kap›lmazlar. Aksine onlar› y›llarca sa¤l›kl› bir flekil-

de yaflatan Rabbimize flükrederler. Sa¤l›kl› bir yaflam›n ancak

Allah'›n lütfu sayesinde gerçekleflti¤ini gördükleri için de has-

taland›klar›nda da flükredici tav›rlar›n› sürdürürler.

Hastal›klar›n yan› s›ra kaza, sakatlanma gibi olaylarla karfl›lafl-

t›klar›nda da son derece itidalli ve tevekküllü bir tav›r göste-

rirler. Bafllar›na gelen zorluklara güzel bir sab›r gösterdikleri

için Allah'›n onlar› cennette dünyadaki bedenleri ile k›yaslan-

mayacak kadar güzel bir suret ile yeniden yaratmas›n› umarlar.

Bu nedenle de dünyada bir konuda kayba u¤ram›fl gibi görün-

seler de asl›nda ahirette büyük bir karfl›l›k alacaklar›n› unut-

mazlar.

‹man etmeyenler ise dünya hayat›na ba¤l›l›klar›ndan dolay›

böyle bir olay karfl›s›nda sab›r gösteremedikleri gibi, bir yan-

dan da büyük bir umutsuzlu¤a ve hüsrana kap›l›rlar. Örne¤in

baca¤› ya da kolu sakatlanan bir insan böyle yaflamak yerine öl-

meyi tercih etti¤ini söyler, hatta aralar›nda intihar etmeye kal-

k›flanlar bile olur. Yaflayacaklar› tek hayat›n bu dünyadaki oldu-

¤unu düflündükleri için, baz› kusur ve eksikliklerle yaflaman›n

anlams›z oldu¤unu düflünürler. ‹ntihara kalk›flmasalar bile, son

derece ters ve aksi bir karakter gelifltirip, çevrelerindeki insan-

lar› da s›k›nt› içine sokmaya çal›fl›rlar. Oysa bu insanlar tevek-

kül etseler de etmeseler de bafllar›na gelen bu olay› geri çevir-

me imkanlar› yoktur. Tevekkül ettiklerinde sonsuz bir cennet

hayat›n› ve yepyeni bir yarat›l›flla yarat›lm›fl kusursuz ve asla

bozulmayacak, zarara u¤ramayacak yepyeni bir bedeni kazan-

may› umabilirler. Ancak tevekkül etmedikleri için hem dünya

hayatlar›n› y›k›m içerisinde geçirirler, hem de ahiret hayatlar›-

n›. Çünkü bafllar›na gelen olaylar›n Allah'tan oldu¤unu bilme-

70

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 73: Kuran'da Sabrın Önemi

meleri ve isyankar bir tav›r göstermelerinden dolay› cehen-

nemde yaflat›lacaklard›r.

Kuran ahlak›n› yaflayan bir insan›n tavr› ise bu kiflilerinkinden

tamamen ayr›d›r. Bir mümin bir kaza sonucu veya herhangi bir

sebeple sakatland›¤›nda, herhangi bir organ›n› kaybetti¤inde

asla karakterinde bir de¤ifliklik olmaz. Bunun da Allah'tan ge-

len bir imtihan oldu¤unu, sonunun mutlaka hay›r oldu¤unu bi-

lerek sabreder. Yine elindeki tüm imkanlarla Allah'›n r›zas›n›

kazanmaya çal›fl›r, bunun için yapmas› gereken herfleyi yapar.

E¤er fiziksel olarak bir çaba gösterme imkan› olmasa bile, her

an insanlara fayda getirecek, onlar› ahirete yöneltecek fikirler

gelifltirmeye çal›fl›r.

Hastaland›klar› veya sakatland›klar› için Allah'tan yüz çevi-

renler, nas›l büyük bir yan›lg› içerisine düfltüklerinin fark›nda

de¤illerdir. Çünkü Allah'tan baflka flifa verebilecek, onlar› has-

tal›ktan kurtarabilecek bir güç yoktur. Tüm doktorlar, tüm

ilaçlar ve uygulanan tüm tedaviler ancak Allah'›n izni ile flifa ve-

rebilmektedir. ‹flte müminler bu gerçe¤in fark›nda olduklar›

için hastal›¤› sab›rla karfl›lad›klar› gibi flifay› da sab›rla Allah'tan

isterler. Onlar da doktorlar›n, ilaçlar›n ve tedavilerin sundu¤u

imkanlardan en iyi flekilde faydalan›r, ama tüm bunlar›n Allah

dilerse ifle yarayaca¤›n› da hiçbir zaman unutmazlar.

Kuran'da müminlerin hastal›k karfl›s›nda nas›l sab›rla Allah'a s›-

¤›nd›klar›na örnek olarak Hz. Eyüb'ün durumu anlat›lm›flt›r. Hz.

Eyüp, Allah'›n "... Gerçekten, Biz onu sabredici bulduk. O,ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip-dönenbiriydi" (Sad Suresi, 44) sözleriyle ahlak›ndan övgüyle söz etti¤i

bir peygamberdir. Hz. Eyüb'ün sabr› ve Allah'a yönelifli baflka

ayetlerde flöyle anlat›lm›flt›r:

Eyüp de; hani o Rabbine ça¤r›da bulunmufltu: "fiüphe-

71

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 74: Kuran'da Sabrın Önemi

siz bu dert (ve hastal›k) beni sar›verdi. Sen merhamet-

lilerin en merhametli olan›s›n." Böylece onun duas›na

icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona Kat›m›z-

dan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak

üzere ailesini ve onlarla birlikte bir kat›n› daha verdik.

(Enbiya Suresi, 83-84)

Eyüp Peygamberin böyle bir durum karfl›s›nda gösterdi¤i üs-

tün ahlak› Allah'a olan samimi duas›ndan da anlamak mümkün-

dür. Dert ve hastal›k içerisinde oldu¤u halde Allah'›n rahmeti-

nin ve flefkatinin üzerinde oldu¤unu bir an bile unutmadan,

Allah'›n herfleye güç yetirece¤ini bilerek, tevekkül ve sab›rla

O'na yönelmifltir. Allah böyle bir ahlaka karfl›l›k onun duas›n›

kabul etmifl, hastal›¤›n› gidermifl ve üzerindeki rahmetini artt›r-

m›flt›r.

Görüldü¤ü gibi, her konuda oldu¤u gibi zorlukta ve hastal›k-

ta da Allah yine sabredenlerin yard›mc›s›d›r. Bir ayette Allah'›n

sabredenlere olan bu deste¤i flöyle ifade edilmifltir:

… Sabredin. fiüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.

(Enfal Suresi, 46)

Haks›zl›¤a karfl› sab›r gösterirler

Kuran ahlak›n› yaflamayan kimseler, gerçek bir adalet göste-

remezler. Dünyada iken küçük büyük demeden yapt›klar› her

tavr›n ahirette karfl›lar›na ç›kaca¤›n› düflünmedikleri için bu ko-

nuda bir titizlik göstermeye gerek duymazlar. Dahas› vicdanla-

r›yla de¤il, nefisleriyle hareket ettikleri için, ak›lc› de¤il, fevri

kararlar al›rlar. Öfkelendiklerinde öfkelerine hemen yenilir ve

intikam alma arzusuyla hareket ederler. Ç›karlar›yla çat›flan bir

durum söz konusu oldu¤unda, kendi menfaatlerini koruma

72

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 75: Kuran'da Sabrın Önemi

amac›yla karfl› tarafa haks›zl›k yapmaktan çekinmezler. Gazete-

lerde, televizyonlarda bu konuyla ilgili haberlere çok s›k rast-

lan›r. Kendisini iflinden kovan patronuna sald›r›da bulunan, bir

iflini engelleyen kifliye kin güderek iftira atan, kendisini terk

eden niflanl›s› hakk›nda olmad›k dedikodular yayan, kendisine

hakaret eden kifliye daha ciddi bir hakaretle karfl›l›k veren ki-

flilere her zaman rastlar›z. Bu insanlar kendilerine yap›lan bir

kötülü¤e ya da haks›zl›¤a da yine ayn› flekilde, Kuran ahlak›n-

dan tamamen uzak bir tav›rla karfl›l›k verirler. Hatta kimi za-

man çok afl›r› giderek bir ç›karlar›na engel olan, öfke duyduk-

lar› bir insan› öldürmeye bile kalk›flabilirler.

Müminler de imtihan›n bir gere¤i olarak hayatlar› boyunca

bu tür insanlar›n adaletsiz tav›rlar›yla karfl› karfl›ya kalabilirler.

Ancak onlar, yukar›da örnek verdi¤imiz kiflilerde oldu¤u gibi

adaletsizli¤e adaletsizlikle, haks›zl›¤a haks›zl›kla karfl›l›k ver-

mezler. Ancak flunu da belirtmek gerekir ki, kendilerine yap›-

lan haks›zl›klara hiçbir müdahalede bulunmadan seyirci de kal-

mazlar. Fakat her zaman içlerindeki tevekkülün sa¤lad›¤› itidal

ile hareket ederler.

Müminlerin bir haks›zl›kla karfl›laflt›klar›nda içlerinde yafla-

d›klar› sab›r ve tevekkül, tüm olaylar›n Allah'›n kontrolünde ol-

du¤unu, Allah'›n sonsuz adalet sahibi oldu¤unu bilmelerinden

kaynaklanmaktad›r. Zira Allah ahiret günü tüm insanlar›n, tek

bir zerre a¤›rl›¤›nca dahi haks›zl›¤a u¤ramadan tüm yapt›klar›-

n›n karfl›l›¤›n› alacaklar›n› bildirmifltir. Dolay›s›yla dünyada iken

hiç düflünmeden haks›zl›kta bulunan, adaletsiz tav›rlar göste-

ren kimseler ahiret günü yapt›klar›n›n karfl›l›¤›n› mutlaka göre-

ceklerdir. Kuran'da Allah'›n sonsuz adaleti flöyle bildirilmifltir:

Biz ise, k›yamet gününe ait duyarl› teraziler koyar›z daart›k, hiçbir nefis hiçbir fleyle haks›zl›¤a u¤ramaz. Bir

73

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 76: Kuran'da Sabrın Önemi

hardal tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesapgörücüler olarak Biz yeteriz. (Enbiya Suresi, 47)Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haks›zyere 'tecavüz ve haks›zl›kta bulunanlar›n' aleyhinedir.‹flte bunlara ac›kl› bir azap vard›r. (fiura Suresi, 42)Allah'a dönece¤iniz günden sak›n›n. Sonra herkese ka-zand›¤› eksiksizce ödenecek ve onlara haks›zl›k yap›l-mayacakt›r. (Bakara Suresi, 281)

‹flte Allah'›n bu kanununu bilen müminler, içlerindeki güven

duygusuyla haks›zl›klara karfl› da sabrederler. Allah bu sab›rlar›na

karfl›l›k, onlara kesin olarak yard›m edece¤ini flöyle vaat etmifltir:

"... Allah Kendi (dini)ne yard›m edenlere kesin olarakyard›m eder. fiüphesiz Allah, güçlü oland›r, aziz olan-d›r." (Hac Suresi, 40)

Kuran'da Hz. Yusuf'un hayat› boyunca pek çok haks›zl›kla

karfl› karfl›ya kald›¤›, ancak tevekkülü ve sabr› dolay›s›yla

Allah'›n kendisine yard›m etti¤i ve ona güç verdi¤i bildirilmek-

tedir. Hz. Yusuf'un çocukluk y›llar›ndan itibaren bafl›na gelen

olaylar hem Hz. Yusuf'un hem de babas› Hz. Yakub'un sab›r

konusunda denenmeleri için özel olarak yarat›lm›flt›r. Hz. Yu-

suf önce kendisini k›skanan kardeflleri taraf›ndan bir kuyunun

dibine b›rak›lm›fl, sonra bir kervan taraf›ndan bulunup köle ola-

rak sat›lm›flt›r. Kuran'da babas› Hz. Yakup'un bu olay karfl›s›n-

da güzel bir sab›r ile sabretti¤inden ve çocuklar›n›n kurdu¤u bu

tuza¤a karfl›l›k Allah'tan yard›m istedi¤inden bahsedilmifltir:

Ve üzerine yalandan kan (sürülmüfl) olan gömle¤ini ge-tirdiler. "Hay›r" dedi. Nefsiniz, sizi yan›lt›p (böyle) birifle sürüklemifl. Bundan sonra (bana düflen) güzel bir sa-b›rd›r. Sizin bu düzüp-uydurduklar›n›za karfl› (Kendisi'n-den) yard›m istenecek olan Allah't›r." (Yusuf Suresi, 18)

74

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 77: Kuran'da Sabrın Önemi

Hz. Yusuf tüm bunlar›n ard›ndan da kendisini sat›n alan M›-

s›rl› bir vezirin kar›s› taraf›ndan iftiraya u¤ram›flt›r. Bu olayda,

Hz. Yusuf'un suçsuz oldu¤u çok aç›k bir biçimde anlafl›ld›¤› hal-

de, yine de onu zindana atmaktan vazgeçmemifllerdir. Hz. Yu-

suf uzun y›llar haks›z yere zindanda kalm›fl, ancak hiçbir zaman

için Allah'›n tüm bunlar› özel bir deneme olarak yaratt›¤›n› ak-

l›ndan ç›karmam›flt›r. Allah'a s›¤›nm›fl, O'ndan yard›m dilemifl

ve güzel bir sab›rla sabretmifltir. Allah'›n inkar edenlerin tuzak-

lar›n› kesin olarak bofla ç›karaca¤›n›, iman edenleri mutlaka

kurtulufla erdirece¤ini kesinlikle unutmam›fl ve Allah'a tevek-

kül etmifltir. Allah bu sabr› karfl›l›¤›nda ona hem dünyada hem

de ahirette hoflnut olaca¤› nimetler vermifltir:

Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, onu kendimeba¤l› k›lay›m." Onunla konufltu¤unda da (flöyle) dedi:"Sen bugün bizim yan›m›zda (art›k) önemli bir yer sa-hibisin, güvenilir (bir dan›flman-yönetici)sin." (Yusuf)Dedi ki: "Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde(bir yönetici) k›l. Çünkü ben, (bunlar› iyi) bir koruyucu-yum, (yönetim ifllerini de) bilenim. "‹flte böylece Bizyeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyleki, orada (M›s›r'da) diledi¤i yerde konaklad›. Biz kimedilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanlar›necrini kayba u¤ratmay›z. Ahiretin karfl›l›¤› ise, imanedenler ve takvada bulunanlar için daha hay›rl›d›r. (Yu-suf Suresi, 54-57)

Tüm bu olaylar›n ard›ndan Allah Hz. Yusuf'u y›llar sonra

kendisine tuzak kuran kardeflleriyle karfl›laflt›rm›flt›r. Hz. Yu-

suf, u¤rad›¤› haks›zl›klar karfl›s›nda Allah'a olan güvenini ve

O'nun kendi üzerindeki rahmetini flöyle dile getirmifltir:

"Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?" dediler.

75

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 78: Kuran'da Sabrın Önemi

"Ben Yusuf'um" dedi. "Ve bu da kardeflimdir. Do¤rusuAllah bize lütufda bulundu. Gerçek flu ki, kim sak›n›r vesabrederse, flüphesiz Allah, iyilikte bulunanlar›n karfl›l›-¤›n› bofla ç›karmaz." (Yusuf Suresi, 90)

Kuran'da Hz. Yusuf ile ilgili tüm bu anlat›lanlar müminlerin

sabr›n hikmetlerini görebilmeleri aç›s›ndan önemli bir örnek

oluflturur. Çünkü Allah'›n Hz. Yusuf'a olan yard›m› asl›nda tüm

inananlar için de geçerlidir. Allah müminlere karfl› kurulan tu-

zaklar› bozan, yap›lan haks›zl›klara kesin olarak karfl›l›k verendir.

‹nkar edenlerin iftiralar›na ve incitici sözlerine karfl› sabrederler

Allah müminlerin karfl›laflabilece¤i imtihanlardan birinin de

inkar edenlerin inananlar hakk›nda sarf edecekleri s›k›nt› veri-

ci konuflmalar oldu¤unu flöyle bildirmifltir:

... sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve flirkkoflmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler)ifliteceksiniz. E¤er sabreder ve sak›n›rsan›z (bu) emirle-re olan azimdendir. (Al-i ‹mran Suresi,186)

Tarih boyunca yaflam›fl olan tüm peygamberler gönderilmifl

olduklar› kavimlerin çeflitli iftira ve suçlamalar›yla karfl› karfl›ya

kalm›fllard›r. Özellikle de bu kavimlerin inkarc› önde gelenleri

bu tarz tav›rlar›n öncülü¤ünü yaparak kavimlerini iman eden-

lere karfl› k›flk›rtmaya çal›flm›fllard›r. Bunun en önemli sebebi

ise kuflkusuz ki hak dinin bu kimselerin haks›z yoldan elde et-

tikleri birtak›m dünyevi menfaatleri zedeleyebilecek bir ahlak

yap›s› sunuyor olmas›d›r. Bu kimseler yaflad›klar› topluluklarda

zenginlik, makam ve itibar aç›s›ndan üstün konumda olduklar›

için halk› kolayl›kla sömürebilmekte, adaletsizli¤i, haks›zl›¤› in-

76

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 79: Kuran'da Sabrın Önemi

sanlara makul gösterebilmektedirler.

Kuran ahlak› ise insanlara dürüstlü¤ü, adaleti, yoksul olan›n

hakk›n› korumay› emretmektedir. ‹flte dinin bu özelliklerini

kendi dünyevi menfaatleri aç›s›ndan bir tehlike olarak gören

bu kimseler, din ahlak›n›n yay›lmas›n› isteyen müminleri kara-

lamak ve baflar›s›zl›¤a u¤ratmak istemifllerdir.

Bu durumun en aç›k örneklerinden birini ‹srailo¤ullar›n› kö-

le olarak çal›flt›ran ve çeflitli eziyetlere u¤ratan Firavun'un ta-

v›rlar›nda görmek mümkündür. Çok a¤›r flartlar alt›nda çal›flt›-

r›larak Firavun taraf›ndan sömürülen bu insanlara Allah kurta-

r›c› olarak Hz. Musa'y› göndermifltir. Hak dinin ‹srailo¤ullar›na

karfl› adil, merhametli ve vicdanl› bir tav›r göstermesini emret-

ti¤ini fark eden Firavun, Hz. Musa ve beraberindekileri halk›n

gözünde etkisiz hale getirmek istemifltir. Böylece peygamberin

anlatt›¤› dine kimsenin itibar etmeyece¤ini ve kendi menfaatle-

rine yönelen bu tehlikeyi atlatm›fl olaca¤›n› düflünmüfltür. Bir

yandan da at›lan iftiralar›n inananlar›n morallerini bozup y›ld›-

raca¤›n› ve dinin yay›lmas› için gösterdikleri çabadan vazgeçe-

bileceklerini ummufltur. Bu amaçla att›¤› iftiralardan baz›lar›

Kuran'da flöyle aktar›lm›flt›r:

Andolsun, Biz Musa'y› ayetlerimizle ve apaç›k bir delil-le gönderdik; Firavun'a, Haman'a ve Karun'a. Ama on-lar: (Bu,) Yalan söyleyen bir büyücüdür" dediler. (Mü-min Suresi, 23-24)Fakat o, 'bütün kiflisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve:"(Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir" dedi. (Zariyat Su-resi, 39)

Firavun ve onun yak›n çevresinin Hz. Musa'ya söyledikleri bu

sözler sadece onlara has bir davran›fl de¤ildir. Tarih boyunca

Allah'›n, din ahlak›n› anlatmakla görevlendirdi¤i tüm elçilere

77

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 80: Kuran'da Sabrın Önemi

ayn› suçlamalar yap›lm›flt›r. Hepsi de yalanc›l›kla, büyücükle,

mecnun ya da flair olmakla, ç›kar sa¤lamaya çal›flmakla itham

edilmifllerdir. ‹man edenlerin her dönemde bu tür iftira içerik-

li sözlerle karfl›laflmalar› ise kesinlikle bir tesadüf de¤il, aksine

Allah'›n müminlerin sab›r ve tevekküllerini denemek için yarat-

t›¤› özel olaylard›r.

Kuran'da bunun eskiden beri süregelen bir durum oldu¤u

flöyle bildirilir:

‹flte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin,

mutlaka: "Büyücü ve cinlenmifl" demifllerdir. (Zariyat

Suresi, 52)

Allah Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'e ve beraberin-

deki müminlere de bu yönde çeflitli iftiralar at›ld›¤›n› haber

vermifltir:

Ve (yine) onlara: "‹nsanlar›n iman etti¤i gibi siz de iman

edin" denildi¤inde: "Düflük ak›ll›lar›n iman etti¤i gibi mi

iman edelim?" derler. Bilin ki, gerçekten as›l düflük-ak›l-

l›lar kendileridir; ama bilmezler. (Bakara Suresi, 13)

Kavminden, ileri gelen inkarc›lar: "Biz seni yaln›zca bi-

zim gibi bir beflerden baflkas› görmüyoruz; sana, s›¤ gö-

rüfllü olan en afla¤›l›klar›m›zdan baflkas›n›n uydu¤unu

görmüyoruz ve sizin bize bir üstünlü¤ünüzü de görmü-

yoruz. Aksine, biz sizi yalanc›lar san›yoruz" dedi. (Hud

Suresi, 27)

‹çlerinden kendilerine bir uyar›c›n›n gelmesine flaflt›lar.

Kafirler dedi ki: "Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür."

(Sad Suresi, 4)

‹nkar edenlerin tüm bu iftiralar›na karfl›l›k Allah'›n elçilerinin

ve salih müminlerin tavr› ise güzel bir sab›r göstererek Allah'a

s›¤›nmak ve O'ndan yard›m dilemek olmufltur. Bunun bir ör-

78

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 81: Kuran'da Sabrın Önemi

ne¤i Kuran'da flöyle bildirilir:

(Resulullah) Dedi ki: "Rabbim, hak ile hükmet. Bizim

Rabbimiz, sizin her türlü nitelendirmelerinize karfl›

yard›m›na s›¤›n›lan Rahman (olan Allah)'d›r." (Enbiya

Suresi, 112)

Allah, inkar edenlerin peygambere eziyet vermeyi amaçlayan

bu tav›rlar›na Kuran'da flöyle yan›t vermifltir:

fiu halde sen, ö¤üt verip-hat›rlat; çünkü sen, Rabbinin

nimetiyle ne kahinsin, ne mecnun. (Tur Suresi, 29)

Kafirlere ve münaf›klara itaat etme, eziyetlerine ald›r-

ma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

(Ahzab Suresi, 48)

Allah'›n ayette belirtti¤i gibi, müminin üzerine düflen sorum-

luluk her ne zorlukla karfl›lafl›rsa karfl›lafls›n, Kuran ahlak›n› ya-

flamaya ve insanlara da bu yönde ö¤üt verip hat›rlatmaya de-

vam etmesidir. Bu nedenle müminler, inkar edenlerin bu tür

tav›rlar›na ald›r›fl etmez, tevekkül ve sab›r ile do¤ru bildikleri

yolda ilerlerler. Dahas› inkar edenler, bu tav›rlar›yla fark›nda

olmadan inananlar›n imanlar›n›n ve din ahlak›na karfl› duyduk-

lar› flevk ve heyecan›n da artmas›na sebep olurlar.

Din ahlak›n› tebli¤ etme konusunda sab›r gösterirler

Allah peygamberlerin hayatlar› boyunca gösterdikleri sabr›

Kuran ayetleriyle bizlere bildirerek, bu üstün ahlak› hayata na-

s›l geçirilebilece¤imizi göstermifltir. Kuflkusuz bu, inanan ve

Allah'a yak›nlaflmakta yol arayanlar için büyük bir nimettir.

Kuran'da peygamberlerin yaflamlar› boyunca çevrelerinde bu-

lunan insanlara, içinde yaflad›klar› kavme Allah'›n dinini tebli¤

ettikleri haber verilir. Ancak her peygamber kavmini do¤ruya

79

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 82: Kuran'da Sabrın Önemi

davet etmesine karfl›l›k mutlaka birtak›m düflmanlar kazanm›fl,

biraz önce de söz etti¤imiz gibi onlar›n sözlü veya fiili sald›r›la-

r›na maruz kalm›flt›r. Fakat inkarc›lar›n bu çabalar› Allah'›n elçi-

lerini asla gevflekli¤e sürüklememifl, aksine onlar tüm yaflamla-

r›n› din ahlak›n› tebli¤ etme konusunda örnek bir sab›r ve ka-

rarl›l›k göstererek geçirmifllerdir.

Kuran'da yaflam›ndan örnekler verilen bu elçilerden biri de

Hz. ‹brahim'dir. ‹brahim Peygamber hayat› boyunca sab›r ge-

rektiren çeflitli olaylarla denenmifltir. Allah'›n karfl›s›na ç›kart-

t›¤› tüm bu olaylara karfl› o da tevekkül, teslimiyet ve güzel bir

sab›r göstermifltir. Peygamberin karfl›laflt›¤› olaylardan biri, tafl-

tan oyduklar› putlara tap›nan kavmini hak dine ve tek bir

Allah'a iman etmeye ça¤›rmas› neticesinde kavmi taraf›ndan

yak›lmak istenmesi olmufltur. Kuran'da Hz. ‹brahim'in bu imti-

han› flöyle anlat›lmaktad›r:

"Kendisine ‹brahim denilen bir gencin bunlar› diline do-lad›¤›n› iflittik" dediler. Dediler ki: "Öyleyse, onu insan-lar›n gözü önüne getirin ki ona (nas›l bir ceza verece¤i-mize) flahid olsunlar." (Enbiya Suresi, 60-61)

Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina infla edin deonu ç›lg›nca yanan ateflin içine at›n." Böylelikle ona birtuzak haz›rlamak istediler. Oysa Biz, onlar› alçalt›lm›fl-lar k›ld›k. (‹brahim) Dedi ki: "fiüphesiz ben, Rabbimegidiciyim; O, beni hidayete erdirecektir." (Saffat Sure-si, 97-99)

Ayetlerde bildirildi¤i gibi, kavmi Hz. ‹brahim'i atefle atmak is-

temifl ancak Allah, sab›r göstermesi ve tevekkül etmesine kar-

fl›l›k ‹brahim Peygamberi rahmeti alt›na alm›fl ve atefle "so¤uk

ve esenlik" olmas›n› emretmifltir:

Biz de dedik ki: "Ey atefl, ‹brahim'e karfl› so¤uk ve esen-

80

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 83: Kuran'da Sabrın Önemi

81

Harun Yahya (Adnan Oktar)

lik ol." Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakatBiz onlar› daha çok hüsrana u¤rayanlar k›ld›k. (EnbiyaSuresi, 69-70)

Kuflkusuz Hz. ‹brahim'in yaflad›¤› bu olay, Allah'›n sabreden

ve tevekkül eden kullar›na olan bir yard›m›d›r. Ve Rabbimiz’in

samimi Müslümanlara, sabretmelerine karfl›l›k olarak ne kadar

büyük nimetler verebilece¤inin de en güzel örneklerinden bi-

ridir.

Kuran'da bize aktar›lan, Hz. ‹brahim'in sab›r ve tevekkül gös-

terdi¤i tek olay bu de¤ildir. ‹brahim Peygamber hayat›n›n so-

nuna kadar insanlara Allah'›n varl›¤›n› anlatm›fl ve onlar› hak di-

ni yaflamaya davet etmifltir. Ancak onlar putlara tapmaktan

vazgeçmemifl ve dini kabul etmemifllerdir. Kavminden hiç kim-

senin iman› kabul etmemesine ra¤men Hz. ‹brahim dini anlat-

maktan vazgeçmemifl ve bu konuda da büyük bir sab›r göster-

mifltir. Allah'›n emri oldu¤unu bildi¤i böyle bir konuda kararl›-

l›kla çaba harcamaya ve insanlar› dine ça¤›rmaya devam etmifl-

tir. Din ahlak›n› anlatma konusundaki bu samimiyetini babas›-

na olan tebli¤inde de görmek mümkündür:

Hani babas›na demiflti: "Babac›¤›m, iflitmeyen, görme-yen ve seni herhangi bir fleyden ba¤›ms›zlaflt›rmayanfleylere niye tap›yorsun? "Babac›¤›m, gerçek flu ki, ba-na, sana gelmeyen bir ilim geldi. Art›k bana tabi ol, se-ni düzgün bir yola ulaflt›ray›m." "Babac›¤›m, fleytanakulluk etme, kuflkusuz fleytan, Rahman (olan Allah)'abaflkald›rand›r." "Babac›¤›m, gerçekten ben, sana Rah-man taraf›ndan bir azab›n dokunaca¤›ndan korkuyo-rum, o zaman fleytan›n velisi olursun." (Babas›) Demifl-ti ki: "‹brahim, sen benim ilahlar›mdan yüz mü çeviri-yorsun? E¤er (bu tutumuna) bir son vermeyecek olur-

Page 84: Kuran'da Sabrın Önemi

82

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

san, andolsun, seni tafla tutar›m; uzun bir süre benden

uzaklafl, (bir yerlere) git." (Meryem Suresi, 42-46)

Allah'›n tebli¤ konusunda sab›r ve azimle çaba harcayan bir

elçisi de Hz. Nuh'tur. Hz. Nuh, kavmine Allah'›n hak dinini an-

latmak için büyük bir gayret ve kesin bir sab›r göstermifltir.

Her seferinde yüz çevirmelerine ra¤men, onlara çok çeflitli ve

çok farkl› yollardan yaklaflmay› denemifl ancak kavmi iman et-

memifltir. Hz. Nuh'un kavmi, iman etmedi¤i gibi peygamberi

y›ld›rmak için onu bask› alt›na al›p faaliyetlerini engellemeye de

çal›flm›fllard›r. Hz. Nuh sabr› ve Allah'a olan tevekkülü dolay›-

s›yla onlar›n bu bask›lar›ndan hiçbir flekilde etkilenmemifltir.

Hz. Nuh'un dini anlatma konusunda gösterdi¤i bu üstün sab›r

örne¤i Kuran'da flöyle ifade edilmifltir:

Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlam›flt›; böyle-

ce kulumuz (Nuh)u yalanlad›lar ve: "Delidir" dediler. O

'bask› alt›na al›n›p engellenmiflti.' (Kamer Suresi, 9)

Dedi ki: "Rabbim, gerçekten kavmimi gece ve gündüz

davet edip-durdum." "Fakat davet etmem, bir kaç›fltan

baflkas›n› art›rmad›." "Do¤rusu ben, onlar› ba¤›fllaman

için her davet ediflimde, onlar parmaklar›n› kulaklar›na

t›kad›lar, örtülerini bafllar›na çektiler ve büyüklük tasla-

d›kça büyüklük gösterip-direttiler.' "Sonra onlar› aç›k-

tan a盤a davet ettim." "Daha sonra (davam›) onlara

aç›kça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanafl-

mak istedim." (Nuh Suresi, 5-9)

Elbette geçmifl peygamberlerin hayatlar›ndan aktar›lan bu

örnekler tüm Müslümanlar için ders al›nacak konulard›r. Allah

Kuran'da bu k›ssalar› bizlere aktararak, sab›r gösterme konu-

sunda asla y›lmayan bir kararl›l›k gösteren peygamberlerini ör-

nek almam›z› emretmifltir:

Page 85: Kuran'da Sabrın Önemi

Art›k sen sabret; Resullerden azim sahiplerinin sabret-tikleri gibi... (Ahkaf Suresi, 35)

‹man eden insanlar için, geçmifl kavimlerde oldu¤u gibi bugün

veya gelecekte de benzer durumlarla, dini bilmeyen, inkar

eden, kavray›fl yetene¤i k›s›tl› olan insanlarla karfl›laflmak müm-

kündür. Her dönemde Allah'›n varl›¤›n›, ahireti inkar eden in-

sanlar olabilir. Müslümanlar›n yapmas› gereken asla y›lmadan

Allah'›n dinini, yarat›l›fl gerçe¤ini insanlara anlatmakt›r. Müslü-

manlar›n karfl›s›na "ben ateistim, Allah'›n varl›¤›n› reddediyo-

rum" diyen, kendilerine anlat›lan tüm gerçekleri, bilimsel delil-

leri anlamazl›ktan gelen insanlar ç›kabilir. Veya içinde yaflad›k-

lar› cahiliye toplumunun olumsuz etkilerinden bir türlü kurtu-

lamayan, kavrama yetene¤i eksik oldu¤u için anlat›lan gerçek-

leri görmekte zorlanan kifliler de olabilir. Kimi zaman bir insa-

na son derece aç›k olan bir gerçe¤i anlatmak haftalar, aylar, y›l-

lar süren bir çal›flmay› gerektirebilir. Böyle bir durumda, Hz.

Nuh gibi her türlü yolu deneyerek, Hz. ‹brahim gibi her türlü

tehdidi göze alarak tebli¤ konusunda sab›r göstermek kuflku-

suz çok önemli bir ibadettir. Çünkü dini anlatma konusundaki

keskin sab›r, din ahlak›ndan uzak pek çok insan›n gerçekleri

görmesine ve ahiretlerinin kurtulmas›na vesile olacakt›r.

‹man eden insanlar bu güzel hizmeti hiçbir karfl›l›k bekleme-

den, yaln›zca karfl›lar›ndaki kiflilerin ahiretlerine faydal› olabil-

mek niyetiyle ve büyük bir sab›rla yerine getirirler. Elbette

Müslümanlar›n bu samimi çabas›, ne kadar engel olmak isteyen

olsa da, ne dünyada, ne de ahirette karfl›l›ks›z kalmayacakt›r.

Burada yapt›klar› tebli¤e tek bir kifli icabet etmese bile, Allah

gösterdikleri sab›rdan dolay› onlara dünyada güzellik ve huzur

verecektir. Ve bu insanlar ahirette de büyük bir ecirle karfl›l›k

göreceklerdir.

83

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 86: Kuran'da Sabrın Önemi

SABRIN ‹NSANA KAZANDIRDIKLARI

Gerçekten insan, ziyandad›r. Ancak

iman edip salih amellerde bulunan-

lar, birbirlerine hakk› tavsiye edenler

ve birbirlerine sabr› tavsiye edenler

baflka. (Asr Suresi, 2-3)

Allah'›n Asr Suresi'nde bildirdi¤i gibi, sabr› ve hakk› birbirine

tavsiye eden insanlar kazanç içindedirler. Sab›r, insan› pek çok

yönden gelifltiren, ona üstün bir ahlak kazand›ran, dinden uzak

insanlarla k›yaslanmayacak derecede güzel ve huzurlu bir ya-

flam sunan bir özelliktir. Ayr›ca iman eden insanlar›n gösterdik-

leri sabr›n karfl›l›¤›n› ahirette kat kat art›r›lm›fl olarak alacakla-

r› vaat edilmifltir. Dünyada ve ahirette yaflad›klar› bu güzellik-

lerin ve üstünlüklerin baz›lar›n› flöyle s›ralamak mümkündür:

Sabr›n kazand›rd›¤› büyük bir nimet: Ak›l

‹nsanlar›n ak›lc› davranmalar›n› engelleyen en önemli sebep-

lerden biri, sab›rs›zl›klar› neticesinde ortaya ç›kan fevri düflün-

celeri ve fevri tav›rlar›d›r. Ani bir öfke ya da ani bir h›rsa ka-

p›lmak akl› kapat›r ve insan› bir anda hiç düflünmeden hareket

etmeye itebilir. Ayn› flekilde korku, al›nganl›k, darg›nl›k gibi ta-

v›rlar da, insan›n mant›kl› ve ak›lc› düflünmesini engelleyebilir.

‹flte Kuran'›n kazand›rd›¤› sab›r anlay›fl›n› yaflamayan kimseler,

84

Page 87: Kuran'da Sabrın Önemi

hayatlar›n›n büyük bölümünde bu tür duygular›na yenik düfler

ve ak›lc›l›ktan tamamen uzaklafl›rlar.

Müminler ise Allah'›n emrine uyarak sabretmeleri sonucun-

da, ak›l gibi çok büyük bir nimete kavuflmufl olurlar. Sab›rl› bir

insan, bu özelli¤i sayesinde karfl›laflt›¤› olaylar› ani bir heyecan,

korku, duygusall›k içerisinde de¤il, sakin ve itidalli bir biçimde

de¤erlendirebilme imkan›na sahip olur. Olaylar› derinlemesine

ve çok yönlü düflünerek, olabilecek en ak›lc› sonuçlara var›p

en faydal› kararlar› alabilir.

Daha da önemlisi mümin, sabr› neticesinde Kuran'›n tüm

emirlerini en güzel flekilde uygulayabilir. Sab›rl› davrand›¤› için

hayat›n›n her aflamas›nda, olaylar› Kuran'daki hat›rlatmalarla

de¤erlendirdikten sonra harekete geçme f›rsat›n› yakalar. Ku-

ran'a uyanlar› Allah do¤ru yola ve en mükemmel tav›rlara, en

ak›lc› düflüncelere yöneltir. Dolay›s›yla sabreden bir insan, Ku-

ran'› en güzel flekilde uygulamakla bir yandan da Kuran'a uyma-

n›n getirdi¤i üstün akl› kazanm›fl olur.

Sab›r, ince düflünebilmeyi ve incelikleri

görebilmeyi sa¤lar

Sabr›n önemli bir baflka özelli¤i de, insanlara ilk anda göre-

medikleri detaylar› gösterebilme ve bu yönde ak›l yürütebilme

f›rsat› kazand›rmas›d›r. Sab›rs›z insanlar, herfleyin bir an önce

halledilmesini hedef edinir ve bunun d›fl›ndaki detaylarla pek il-

gilenmezler. Dolay›s›yla belki de kendileri için son derece

önemli olan ayr›nt›lar› kaç›r›r ve yanl›fl kararlar al›rlar. Yine ay-

n› flekilde karfl›lar›ndaki insanlar›n içerisinde bulundu¤u duru-

mu da göremez, onlar›n ihtiyaçlar›n› fark edemez ve bu neden-

le de düflüncesiz ve insaniyetsiz tav›rlar sergilerler.

85

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 88: Kuran'da Sabrın Önemi

Müminler ise sab›rl› davranabildikleri için, bir konuyu çözüme

ulaflt›r›rken gereksiz bir telafla kap›lmazlar. Zira telafl insan›n

akl›n› kapatan, do¤ru düflünebilmesini, incelikleri görebilmesini,

isabetli kararlar alabilmesini engelleyen en önemli unsurlardan

biridir. Sab›rl› insan, telafllanmadan akl›n› kullanarak hareket

eder. Bu nedenle de ak›lc› hareket eder ve olaylar›n belki de

kimsenin fark etmedi¤i girift noktalar›n› kolayl›kla görür ve bu

detaylar do¤rultusunda en do¤ru tav›rlar› gerçeklefltirir.

Sab›r, iyilik yapabilmeyi sa¤lar

Sab›r, insan›n nefsinin pek çok kötü özelli¤inin üstesinden ge-

lebilmesini ve böylece güzel davran›fllarda bulunabilmesini sa¤-

lar. Ancak unutmamak gerekir ki, bu, sadece iman edenlere has

bir özelliktir. Allah'tan korkmayan ve gösterdi¤i ahlak›n ahiret-

te karfl›l›k bulaca¤›n› unutan kimseler nefislerinin kötü bir özel-

li¤ini yenmek için çaba sarf etmezler. Karfl›l›¤›nda dünyevi bir

menfaat sunulmad›¤› sürece, canlar›n›n istedi¤i gibi davranma-

mak için bir sebep görmezler. Örne¤in bir kiflinin eflinin anne-

si hastaland›¤› için onlar›n evine yerleflir ve onun da bu yafll› ki-

fliye bakmas› gerekir. Bu, bir insan için elbette sab›rla yerine ge-

tirilmesi gereken bir hay›rd›r. Ancak Kuran'da emredilen sab›r

anlay›fl›n› kavrayamayan bir insan buna ancak k›sa süre taham-

mül gösterebilir. Az bir süre içinde söylenmeye, ard›ndan da

"bir bak›mevine verelim, ben bakamayaca¤›m" demeye bafllar.

Veya din ahlak›ndan uzak bir insan›n efli kaza geçirip yatalak

olur, ciddi bir tedaviye ve bak›ma ihtiyaç duyar. Böyle bir du-

rumda belki çevreden tepki görmemek için veya baflka sebep-

lerle bir süre bu görevi üstlenir, ama yine bu s›n›rl› bir süre için

geçerli olur. Bir süre sonra zorlu¤a, fedakarl›k göstermeye sab-

86

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 89: Kuran'da Sabrın Önemi

redemedi¤i için bak›ma muhtaç olan eflini rahatl›kla terk edebi-

lir. Müminler ise Allah'tan içli bir korkuyla korkarlar ve Allah

için her yapt›klar›n›n ahirette güzellik ve iyilik olarak karfl›lar›-

na ç›kaca¤›n› bilirler. Bu nedenle de iyi davran›fllarda bulunma

konusunda kararl› bir sab›r gösterir ve ciddi bir çaba harcar-

lar. Bu sayede nefislerinin tüm kötü yönlerinden ar›n›p bunla-

r› iyiliklere çevirme imkan›n› elde etmifl olurlar.

Sab›r, adaletli davranabilmeyi sa¤lar

Allah Kuran'da, "fiüphesiz Allah, size emanetleri ehli-ne (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar aras›ndahükmetti¤inizde adaletle hükmetmenizi emrediyor.Bununla Allah, size ne güzel ö¤üt veriyor!.. Do¤rusuAllah, iflitendir, görendir." (Nisa Suresi, 58) ayetiyle mü-

minlere adaleti emretti¤ini bildirmifltir.

Müminler, sonuçta kendilerinin ya da bir yak›nlar›n›n ç›karla-

r›na uygun olmasa bile Allah'›n bu emri dolay›s›yla dürüstlük-

ten ve adaletten kesinlikle taviz vermezler. Onlar›n, bu üstün

ahlak› yaflayabilmelerindeki en büyük yard›mc›lar› yine Kuran'a

uymakla kazand›klar› bir özellik olan sab›rd›r.

Bir insan›n adaleti sa¤layabilmesi için kiflisel düflüncelerine,

duygular›na kap›lmamas›, öfkesine yenilmemesi, kin ve intikam

gibi hislerle hareket etmemesi gerekmektedir. Bunlar›n olufla-

ca¤› bir ortamla karfl›laflt›¤›nda ise ciddi bir sab›r gösterebilme-

si flartt›r.

Allah bu konuyu Kuran'da flöyle bildirmifltir:

Ey iman edenler, adil flahidler olarak, Allah için, hakk›

ayakta tutun. Bir toplulu¤a olan kininiz, sizi adaletten

al›koymas›n. Adalet yap›n. O, takvaya daha yak›nd›r.

87

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 90: Kuran'da Sabrın Önemi

Allah'tan korkup-sak›n›n. fiüphesiz Allah, yapmakta ol-

duklar›n›zdan haberi oland›r. (Maide Suresi, 8)

Sab›r, inananlara güvenilir bir karakter kazand›r›r

Gelmifl geçmifl tüm elçiler gönderildikleri kavimlere flu sözü

söylemifllerdir:

Gerçek flu ki, ben size gönderilmifl güvenilir bir elçiyim.

(fiuara Suresi, 143)

Elçilerin kendilerini öncelikli olarak bu özellikleriyle tan›tmala-

r› güvenilir olman›n insanlar için ne kadar önemli bir vas›f oldu-

¤unu bilmelerinden kaynaklanmaktad›r. Elçilerin bu özelli¤ini di-

¤er müminlerde de görmek mümkündür. Çünkü Kuran'›n getir-

di¤i üstün ahlak ve sab›r anlay›fl›, müminlere güvenilir olman›n

gerektirdi¤i tüm özellikleri kazand›r›r. Sab›r gösterebilen insan-

lar önceki bölümlerde de belirtildi¤i gibi, ayn› zamanda da ak›ll›,

do¤ru sözlü, dürüst, adil, itidalli, kinden, öfkeden ve yalandan

uzak, dengeli bir karakter gösterirler. Ne zaman ne yapacaklar›,

hangi olaylara karfl› nas›l tepkiler verecekleri bellidir. ‹man et-

meyen insanlar karfl›laflt›klar› olaylarda hiç beklenmedik, flafl›rt›-

c›, tedirgin edici tepkiler gösterip, umulmad›k bir karaktere bü-

rünürlerken, müminler asla böyle bir tavra girmezler. Güvenilir-

liklerinin bir sebebi de budur.

En önemlisi de, her konuda sab›r gösterebildikleri için bu güzel

özelliklerini sürdürmede de hayatlar›n›n sonuna kadar kararl› dav-

ran›rlar. Dünyevi ç›karlar u¤runa Allah'›n hoflnut olaca¤› ahlaktan

taviz vermezler. Tüm bu vas›flar› hem birarada hem de süreklilik-

le yaflamalar›, müminleri insanlar aras›nda en güvenilir kimseler

haline getirir.

88

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 91: Kuran'da Sabrın Önemi

89

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Sab›r, insana nefleli ve huzurlu bir karakter kazand›r›r

Allah'a iman etmeyen insanlar için üzülmek, s›k›lmak veya hu-

zursuz olmak son derece ola¤an olaylard›r. Çünkü bu insanlar,

Allah'›n canl› cans›z her varl›¤›n hakimi oldu¤unu, tüm olaylar›

bir hikmet üzerine yaratt›¤›n› ve diledi¤i an kullar›n›n dualar›na

diledi¤i flekilde cevap verebilece¤ini, herfleyi hakimiyeti alt›nda

tuttu¤unu düflünmezler. Bu nedenle de d›fl görünüflte ters giden

ya da aksilik gibi görünen bir olay oldu¤unda hemen ümitsizli¤e

ve s›k›nt›ya kap›l›rlar. Kuran'da inkar edenlerin bu özelli¤ine flöy-

le de¤inilmifltir:

Biz insanlara bir rahmet tadd›rd›¤›m›z zaman, onunla

sevinirler; kendi ellerinin takdim etti¤i dolay›s›yla onla-

ra bir kötülük isabet etti¤inde, hemen umutsuzlu¤a ka-

p›l›rlar. (Rum Suresi, 36)

Müminler ise inkar edenlerin tam tersine Allah'tan hiçbir za-

man hiçbir flekilde umutlar›n› kesmezler. Çünkü Allah sonsuz

güç sahibidir ve evrendeki herfleyin hakimidir. O, iman eden-

lerin dostu, Velisi ve yard›mc›s›d›r. Kendisi'ne s›¤›nanlar› koru-

yan, kollayan ve rahata kavuflturand›r.

‹flte Rabbimizin büyüklü¤ünü ve üzerlerindeki sonsuz rahme-

tini takdir edebilen müminler, her ne zorlukla ya da aksilik gi-

bi görünen bir olayla karfl›lafl›rsa karfl›lafls›nlar sab›rla ve tevek-

külle Allah'a s›¤›n›rlar. Bundan dolay› da en zor anlarda bile ne-

flelerinden, huzurlar›ndan en ufak bir fley kaybetmezler. Daha-

s› sabrettikleri bu zorluklara karfl›l›k cennette, Rabbimizden

güzel bir mükafat göreceklerini bilmekten dolay› da çok yo¤un

bir flevk ve heyecan içinde yaflamlar›n› sürdürürler.

Dünyada bafllar›na gelen zorluklara sab›r göstermeyenler ise

sadece dünya hayat›n› mutsuzlukla geçirmekle kalmazlar. Allah

Page 92: Kuran'da Sabrın Önemi

onlar›n ahirette de mutsuz olacaklar›na dikkat çekmifltir. Dün-

yadaki imtihana sab›r gösterebilen üstün ahlakl› insanlarla, sa-

b›r gösteremeyen isyankar inkarc›lar›n ahirette görecekleri

karfl›l›k aras›ndaki fark ayetlerde flöyle haber verilmifltir:

(K›yametin) Gelece¤i günde, O'nun izni olmaks›z›n, hiç

kimse söz söyleyemez. Art›k onlardan kimi 'bedbaht ve

mutsuz', (kimi de) mutlu ve bahtiyard›r. Mutsuz olanlar

atefltedirler, onlar için orada (kah›rla ve ac›yla) nefes al›p

vermeler vard›r. Onlar, Rabbinin dilemesi d›fl›nda gökler

ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklard›r. Çünkü

Rabbin, gerçekten diledi¤ini yapand›r. Mutlu olanlar da,

art›k onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi d›fl›nda gök-

ler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklard›r. (Bu)

kesintisi olmayan bir ihsand›r. (Hud Suresi, 105-108)

Allah'›n sabredenlere vaat etti¤i güzel hayat

Kitap boyunca bahsetti¤imiz gibi müminler, hayatlar› boyun-

ca Allah'›n özel olarak yaratt›¤› pek çok olayla denenirler, an-

cak bu onlar›n zor ve s›k›nt›l› bir hayat yaflad›klar› anlam›na gel-

mez. Aksine dünya hayat›nda en güzel hayat› yaflayan kifliler

müminlerdir. Çünkü Allah onlar›n kalplerine, sabr›n ve tevek-

külün getirdi¤i huzur ve güven duygusunu yerlefltirmifltir. Bu,

insanlar›n ne parayla, ne itibarla, ne de dünyan›n herhangi bafl-

ka bir imkan›yla elde edemeyecekleri, sadece müminlere has

çok büyük bir nimettir. Refah içerisinde gibi görünen nice in-

sanlar, dünyan›n tüm servetini ortaya koysalar da, tüm imkan-

lar›n› seferber etseler de Allah'›n sabredenlere verdi¤i bu hu-

zur ve güven duygusunu yaflayamazlar. Çünkü Allah yaln›zca

müminlerin kalplerine bu hisleri verir:

90

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 93: Kuran'da Sabrın Önemi

91

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Mü'minlerin kalplerine, imanlar›na iman kat›p-art›rs›n-

lar diye, 'güven duygusu ve huzur' indiren O'dur. Gök-

lerin ve yerin ordular› Allah'›nd›r: Allah bilendir, hüküm

ve hikmet sahibidir. (Fetih Suresi, 4)

‹flte müminler kalplerindeki bu huzur ve güven duygular› ne-

deniyle her ne zorlukla karfl›lafl›rlarsa karfl›lafls›nlar, hiçbir fle-

kilde üzüntüye, s›k›nt›ya ya da mutsuzlu¤a kap›lmazlar.

Onlar›n bu kay›ts›z flarts›z teslimiyetlerine, sabretmelerine

ve Rabbimizden gelen her türlü fleyden hoflnut olmalar›na kar-

fl›l›k Allah onlar› dünyada güzel bir hayat ile yaflataca¤›n› bildir-

mifltir:

Erkek olsun, kad›n olsun, bir mü'min olarak kim salih

bir amelde bulunursa, hiç flüphesiz Biz onu güzel bir ha-

yatla yaflat›r›z ve onlar›n karfl›l›¤›n›, yapt›klar›n›n en gü-

zeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)

... Kim sak›n›r ve sabrederse, flüphesiz Allah, iyilikte bu-

lunanlar›n karfl›l›¤›n› bofla ç›karmaz. (Yusuf Suresi, 90)

(Allah'tan) Sak›nanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" dendi¤in-

de, "Hay›r" dediler. Bu dünyada güzel davran›fllarda bu-

lunanlara güzellik vard›r; ahiret yurdu ise daha hay›rl›d›r.

Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir. (Nahl Suresi, 30)

De ki: "Ey iman eden kullar›m, Rabbinizden sak›n›n. Bu

dünyada iyilik edenler için bir iyilik vard›r. Allah'›n arz›

genifltir. Ancak sabredenlere ecirleri hesaps›zca öde-

nir." (Zümer Suresi, 10)

Müminlerin sabr›n›n karfl›l›¤›: Cennet

Allah'a gönülden ba¤l› olan insanlar, dünya hayat›nda mallar›-

n›, canlar›n›, k›sacas› sahip olduklar› herfleyi Rabbimize adam›fl

Page 94: Kuran'da Sabrın Önemi

92

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

ve O'nun r›zas›n› kazanabilmek için iyi zamanlarda da, zor an-

larda da sabretmifllerdir. Ne karfl›laflt›klar› s›k›nt›lar, ne inkar

edenlerin bask›lar›, ne de dünya hayat›nda yaflad›klar› birtak›m

zorluklar onlar› Allah'›n dinini yaflamaktan vazgeçirememifltir.

Çünkü onlar kesin bir imanla Rabbimize yönelmifl ve hayatla-

r›n›n sonuna kadar da bu imanlar›nda sab›r ve kararl›l›k göster-

mifllerdir.

Hayatlar›n› böylesine üstün bir sab›rla geçiren müminlere

ahirette alabilecekleri en güzel karfl›l›k olarak Rabbimizin sev-

gisi, hoflnutlu¤u ve r›zas› vard›r:

Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kad›nlara içinde

ebedi kalmak üzere, alt›ndan ›rmaklar akan cennetler

ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaadetmifltir.

Allah'tan olan hoflnutluk ise en büyüktür. ‹flte büyük

kurtulufl ve mutluluk budur. (Tevbe Suresi, 72)

Rableri onlara Kat›ndan bir rahmeti, bir hoflnutlu¤u ve

onlar için, kendisinde sürekli bir nimet bulunan cennet-

leri müjdeler. (Tevbe Suresi, 21)

Rableri Kat›nda onlar›n ödülleri, içinde ebedi kal›c›lar ol-

mak üzere alt›ndan ›rmaklar akan Adn cennetleridir.

Allah, onlardan raz› olmufltur, kendileri de O'ndan raz›

(hoflnut, memnun) kalm›fllard›r. ‹flte bu, Rabbinden 'içi

titreyerek korku duyan kimse' içindir. (Beyyine Suresi, 8)

Allah'›n sab›rl› kullar›, sonsuz güzellikteki cennette, melekle-

rin selam sözleriyle ve esenlik dilekleriyle karfl›lanacak ve son-

suza dek oradan asla ayr›lmayacaklard›r. Melekler, bu sonsuz

nimetin müminlerin sab›rlar›n›n bir karfl›l›¤› oldu¤unu flöyle ha-

ber verir:

Onlar, Adn cennetlerine girerler. Babalar›ndan, eflle-

Page 95: Kuran'da Sabrın Önemi

rinden ve soylar›ndan 'salih davran›fllarda' bulunanlar

da (Adn cennetlerine girer). Melekler onlara her bir

kap›dan girip (flöyle derler:) "Sabretti¤inize karfl›l›k se-

lam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel." (Rad Su-

resi, 23-24)

Allah dünyadaki yaflamlar› boyunca güzel ahlak› yaflamakta,

zor zamanlarda tevekkül etmekte, Kendisi'nin hoflnut olaca¤›

en güzel davran›fllar› göstermekte büyük bir sebat gösteren bu

insanlara karfl›l›klar›n› kat kat olarak verir:

‹flte onlar; sabretmeleri dolay›s›yla ecirleri iki defa veri-

lir... (Kasas Suresi, 54)

Cennete lay›k görülmüfl kullar orada nefislerinin arzu etti¤i

herfleyi bulacak ve göz al›c› köflklerde, çarp›c› güzellikteki taht-

lar ve döflekler üzerinde konaklayacak, sonsuza kadar peygam-

berlerle ve salih müminlerle birlikte olacaklard›r. ‹flte bu,

Allah'›n sabretmelerine karfl›l›k müminlere vaat etti¤i kesin bir

gerçektir. Bu nedenledir ki Allah "Rabbinizden olan ma¤-firet ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavufl-mak için) yar›fl›n; o, muttakiler için haz›rlanm›flt›r."(Al-i ‹mran Suresi, 133) ayetiyle kullar›n› dünya hayat›ndayken

Allah'›n r›zas›n› ve cennetini kazanmak için yar›flmaya ça¤›rm›fl-

t›r. Ve baflka ayetlerinde müminleri flöyle müjdelemifltir:

‹flte onlar, sabretmelerine karfl›l›k (cennetin en gözde

yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orada esenlik dile-

¤i ve selamla karfl›lan›rlar. (Furkan Suresi, 75)

"Bugün Ben, gerçekten onlar›n sabretmelerinin karfl›l›-

¤›n› verdim. fiüphesiz onlar, 'kurtulufla ve mutlulu¤a'

erenlerdir." (Müminun Suresi, 111)

93

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 96: Kuran'da Sabrın Önemi

94

SABRIN SIRLARI...

... Sabredin. fiüphesiz Allah, sabreden-

lerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)

Kuran insanlara "bilmediklerini ö¤reten" ve onlar› kay›ts›z

flarts›z "kurtulufla ulaflt›ran" yegane yol göstericidir. Dünya ha-

yat›n›n ve ahiretin tüm s›rlar›, insanlara bu kitap vas›tas›yla bil-

dirilmifltir. ‹nsan›n ancak Kuran'dan ö¤renebilece¤i s›rlardan

biri de "sab›r"d›r. Sab›r sadece güzel ahlak›n bir parças› de¤il,

ayn› zamanda da müminleri Allah'›n rahmetine ulaflt›ran önem-

li bir yoldur.

Allah, Kendi r›zas› için bafllar›na gelen zorluklara gö¤üs ger-

me, Kuran ahlak›n› eksiksiz olarak yaflama, Rabbimizin emirle-

rini yerine getirme konusunda sab›r gösteren kullar›na umma-

d›klar› yönlerden de nimetler verir.

Kuran'da, sab›r gösteren Müslümanlara Allah'›n vermeyi va-

at etti¤i nimetler flöyle haber verilmektedir:

Sab›r gösterildi¤inde az say›daki topluluklar, Allah'›n izni ile çok say›daki topluluklar› yenebilirler

Talut, orduyla birlikte ayr›ld›¤›nda dedi ki: "Do¤rusu

Allah sizi bir ›rmakla imtihan edecektir. Kim bundan

içerse, art›k o benden de¤ildir ve kim de -eliyle bir avuç

alanlar hariç- onu tadmazsa Bendendir. Küçük bir k›sm›

hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman eden-

Page 97: Kuran'da Sabrın Önemi

95

Harun Yahya (Adnan Oktar)

lerle (›rma¤›) geçince onlar (geride kalanlar): "Bugün bi-

zim Calut'a ve ordusuna karfl› (koyacak) gücümüz yok"

dediler. (O zaman) Muhakkak Allah'a kavuflacaklar›n›

umanlar (flöyle) dediler: "Nice küçük topluluk, daha çok

olan bir toplulu¤a Allah'›n izniyle galip gelmifltir; Allah

sabredenlerle beraberdir." (Bakara Suresi, 249)

Kurulan tuzaklar, sabreden ve sak›nan kimselere

hiçbir flekilde zarar veremez

Size bir iyilik dokununca tasalan›rlar, size bir kötülük

isabet etti¤indeyse buna sevinirler. E¤er siz sabreder ve

sak›n›rsan›z, onlar›n 'hileli düzenleri' size hiçbir zarar

veremez. fiüphesiz, Allah, yapmakta olduklar›n› kufla-

tand›r. (Al-i ‹mran Suresi, 120)

Allah, sabredip sak›nan müminlere melekleriyle

yard›m edece¤ini vaat etmifltir

Evet, e¤er sabrederseniz, sak›n›rsan›z ve onlar da ani-

den üstünüze çullan›verirlerse, Rabbiniz size melekler-

den niflanl› befl bin kifliyle yard›m ulaflt›racakt›r. (Al-i

‹mran Suresi, 125)

Allah sabredenlerin gücünü kat kat art›r›r

Ey peygamber, mü'minleri savafla karfl› haz›rlay›p-tefl-

vik et. E¤er içinizde sabreden yirmi (kifli) bulunursa, iki

yüz (kifliyi) ma¤lup edebilirler. Ve e¤er içinizden yüz

(sab›rl› kifli) bulunursa, kafirlerden binini yener. Çünkü

onlar (gerçe¤i) kavramayan bir topluluktur. fiimdi,

Page 98: Kuran'da Sabrın Önemi

96

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Allah sizden (yükünüzü) hafifletti ve sizde bir za'f oldu-

¤unu bildi. Sizden yüz sab›rl› (kifli) bulunursa, (onlar›n)

iki yüzünü bozguna u¤rat›r; e¤er sizden bin (kifli) olur-

sa, Allah'›n izniyle (onlar›n) iki binini yener. Allah, sab-

redenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 65-66)

Allah, sabredenlere vaat etti¤i sözü kesin olarak

yerine getirir

Kendisine bereketler k›ld›¤›m›z yerin do¤usuna da, ba-

t›s›na da o hor k›l›n›p-zay›f b›rak›lanlar› (müstaz'aflar›)

mirasç›lar k›ld›k. Rabbinin ‹srailo¤ullar›na olan o güzel

sözü (vaadi), sabretmeleri dolay›s›yla tamamland› (ye-

rine geldi). Firavun ve kavminin yapmakta olduklar› ve

yükselttiklerini (köflklerini, saraylar›n›) da yerle bir et-

tik. (Araf Suresi, 137)

Page 99: Kuran'da Sabrın Önemi

97

MÜM‹NLER‹N SABIR DUALARI

Musa kavmine: "Allah'tan yard›m di-

leyin ve sabredin. Gerçek flu ki, arz

Allah'›nd›r; ona kullar›ndan diledi¤ini

mirasç› k›lar. En güzel sonuç mutta-

kiler içindir." dedi. (Araf Suresi,128)

Allah bir ayette, "Kullar›m Beni sana soracak olursa,muhakkak ki Ben (onlara) pek yak›n›m. Bana dua et-ti¤i zaman dua edenin duas›na cevap veririm. Öyley-se, onlar da Benim ça¤r›ma cevap versinler ve Banaiman etsinler. Umulur ki irflad (do¤ru yolu bulmufl)olurlar." (Bakara Suresi, 186) diyerek müminleri istedikleri

her konuda Kendisine dua etmeye ça¤›rm›flt›r. Çünkü Allah

kullar›n› çok seven, çok esirgeyen ve merhamet edendir. Kul-

lar›n›n s›k›nt›ya düfltü¤ü bir konuda onlara kolayl›k sa¤layan ve

huzura kavuflturand›r. Kuran'da Allah'›n müminlere olan bu

yard›m› flöyle ifade edilmifltir:

O'dur ki, sizi karanl›klardan nura ç›karmak için size

rahmet etmekte; melekleri de (size dua etmektedir).

O, mü'minleri çok esirgeyicidir. (Ahzab Suresi, 43)

Sabr›n Kuran ahlak›n› yaflamada ve Allah'›n hükümlerini yeri-

ne getirebilmede ne kadar önemli bir yeri oldu¤unu kavrayan

müminler ise, her konuda oldu¤u gibi sab›r konusunda da Rab-

bimizden yard›m dilerler. Sabr›n dünya hayat›nda kar›fl›laflacak-

Page 100: Kuran'da Sabrın Önemi

98

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

lar› her türlü zorlu¤u açan, do¤ruya yönelten ve en önemlisi de

insana Allah'›n sevgisini ve cennetini kazand›ran bir nimet oldu-

¤unu bilirler.

Kuran'da müminlerin, Allah'tan sab›r istediklerini bildiren du-

alar›na yer verilmifltir. Bu dualarda müminlerin Rabbimizden

"üzerlerine sab›r ya¤d›rmas›n›" istedikleri belirtilerek, sabr›n in-

sanlar için ne kadar büyük bir ihtiyaç oldu¤una da dikkat çekil-

mifltir:

"Oysa sen, yaln›zca, bize geldi¤inde Rabbimizin ayetle-

rine inanmam›zdan baflka bir nedenle bizden intikam

alm›yorsun. Rabbimiz, üstümüze sab›r ya¤d›r ve bizi

Müslüman olarak öldür." (Araf Suresi,126)

"Onlar, Calut ve ordusuna karfl› meydana (savafla) ç›k-

t›klar›nda, dediler ki: "Rabbimiz, üzerimize sab›r ya¤-

d›r, ad›mlar›m›z› sabit k›l (kayd›rma) ve kafirler toplu-

lu¤una karfl› bize yard›m et." (Bakara Suresi, 250)

Kuran'da yer alan müminlerin sab›r dualar›, ayn› zamanda da,

bu konuda Allah'tan ne kadar çok yard›m dilememiz gerekti¤i-

ni bize hat›rlatan bir uyar›d›r. Kitab›n bafl›ndan bu yana üzerin-

de durdu¤umuz gibi, Allah sabreden ve sab›r ile O'ndan yar-

d›m dileyenlere kesin olarak yard›m edece¤ini, nimetlerini ar-

t›raca¤›n› vaat etmifltir. O halde insan›n hayat› boyunca karfl›-

laflt›¤› her güçlükte, her zorlukta ve s›k›nt›da ihtiyaç duyaca¤›

en önemli özelliklerden biri sab›rd›r. Bu özellik kazan›ld›¤›nda,

flartlar ne kadar zor olursa olsun, içlerinde yaflad›klar› iman›n

flevki ve Allah'›n r›zas›n› kazanman›n heyecan› ile Allah'›n izniy-

le mutlaka üstün gelir ve mutlaka baflar›l› olurlar. Allah sabr›n

bu s›rr›n› müminlere vermifl ve sabretmelerini, sab›r için dua

etmelerini ve sab›r göstermede yar›flmalar›n› emretmifltir.

Page 101: Kuran'da Sabrın Önemi

SONUÇ

Allah bir ayette inananlar›, "Ki onlar, sözü iflitirler ve engüzeline uyarlar. ‹flte onlar, Allah'›n kendilerini hida-yete erdirdi¤i kimselerdir ve onlar, temiz ak›l sahiple-ridir." (Zümer Suresi, 18) sözleriyle tan›mlam›flt›r. Gerçekten

de iman edenler ak›l sahipleri olmalar› dolay›s›yla sözü iflitir ve

en güzeline uyarlar.

‹flte biz de kitab›n bafl›ndan bu yana Kuran'dan çeflitli örnek-

ler vererek sabr›n, güzel ahlak›n temelini oluflturan en önemli

konulardan biri oldu¤unu ve insana dünyada ve ahirette say›s›z

nimetin kap›s›n› açt›¤›n› hat›rlatt›k. Ve bu yolla tüm ak›l sahip-

lerini sözün en güzeline uymaya davet ettik. Dahas› her ne

zorlukla karfl›lafl›rsa karfl›lafls›n Allah'›n r›zas›n› kazanmak için

bu ahlak›ndan taviz vermeyen ve Rabbimiz için güzel bir sab›r-

la sabredenleri dünyada ve ahirette alacaklar› güzel karfl›l›kla

müjdeledik.

fiimdi ise tüm bu anlat›lanlar›n ard›ndan bir kez daha hat›r-

latmakta fayda görüyoruz: Bir insan›n dünyada ve ahirette ala-

bilece¤i en güzel karfl›l›k Allah'›n r›zas›n› kazanabilmek, O'nun

rahmetine ve cennetine kavuflabilmektir. Tüm bunlar dünyan›n

hiçbir zevki ve hiçbir nimeti ile k›yaslanmayacak güzelliklerdir.

Allah'›n sevgisini kazanman›n bir yolu ise dünya hayat›nda ya-

rat›lan her olay›, söylenen her sözü, yap›lan her tavr› Allah'›n

hikmet ve hay›rla yaratt›¤›n› bilmek ve Allah'a güvenmektir.

99

Page 102: Kuran'da Sabrın Önemi

Çünkü Kuran'da Allah'›n Kendisi'ne güvenerek her konuda sa-

b›r gösterenleri sevdi¤i bildirilmifltir:

Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler

savafla girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet

eden (güçlük ve mihnet)den dolay› ne gevfleklik göster-

diler, ne boyun e¤diler. Allah, sabredenleri sever. (Al-i

‹mran Suresi, 146)

‹flte bu nedenledir ki, Allah bir ayette, "Ey iman edenler,sabredin ve sab›rda yar›fl›n, (s›n›rlarda) nöbetleflin.Allah'tan korkun. Umulur ki kurtulursunuz." (Al-i ‹m-

ran Suresi, 200) sözleriyle müminlerin bu ahlak› kazanmak için

yar›fl içerisine girmelerini bildirmifltir.

Bir hadisinde Peygamber Efendimiz (sav) sab›rla ilgili olarak

flöyle buyurmufltur:

Sabır imanın yarısı, yakin de imanın tamıdır. (Hz. ‹bni Mes'ud r.a)

Ramuz El-hadis s.217)

Dünya hayat› bu ahlak› yaflayanlar için de, yaflamayanlar için

de ayn› h›zla geçip gitmektedir. Altm›fl-yetmifl y›ll›k bir hayat›n

içerisinde Allah'›n insanlar› denemek için yaratt›¤› olaylara sa-

b›r yerine tahammülsüzlük gösteren, bunlar› isyanla karfl›layan,

güzel ahlak›nda, Allah'›n iman edenlere farz k›ld›¤› 5 vakit na-

maz, oruç, tesettür, zekat gibi ibadetlerinde süreklilik göster-

meyen kifli de bir gün mutlaka ölecek ve cennet ile cehenne-

mi karfl›s›nda bulacakt›r. Kadere teslim olup sabr› tercih eden-

ler, Allah'a olan güvenleri sayesinde dünya hayat›n› en güzel fle-

kilde yaflamalar›n›n yan›nda ahirette de cenneti kazanacaklar-

d›r. Dünya hayat›n› sab›r göstermeden s›k›nt› ve zorluklara fli-

kayet ederek geçirenler ise, dünyada dinsizli¤in karanl›¤› için-

100

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 103: Kuran'da Sabrın Önemi

de yaflad›klar› gibi ahirette de kendilerini cehennemin karanl›-

¤› içinde bulacak ve k›sa bir ömür için sonsuz bir hayat› kay-

bettiklerini anlayacaklard›r.

‹flte bu kitab›n amac› da o gün gelmeden ve insanlar piflman-

l›kla "… E¤er dinlemifl olsayd›k ya da ak›l etmifl olsay-d›k, flu ç›lg›nca yanan ateflin halk› aras›nda olmayacak-t›k" (Mülk Suresi, 10) demeden önce onlar› uyarmak ve insan-

lar› tüm güzelliklerin yolunu açan sabr› yaflamaya ve bu ahlak-

ta yar›flmaya davet etmektir.

101

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 104: Kuran'da Sabrın Önemi

DARWIN‹ZM'‹N ÇÖKÜfiÜ

Darwinizm, yani evrim teorisi, yarat›l›fl gerçe¤ini reddetmek

amac›yla ortaya at›lm›fl, ancak baflar›l› olamam›fl bilim d›fl› bir

safsatadan baflka bir fley de¤ildir. Canl›l›¤›n, cans›z maddeler-

den tesadüfen olufltu¤unu iddia eden bu teori, evrende ve can-

l›larda çok mucizevi bir düzen bulundu¤unun bilim taraf›ndan

ispat edilmesiyle çürümüfltür. Böylece Allah'›n tüm evreni ve

canl›lar› yaratm›fl oldu¤u gerçe¤i, bilim taraf›ndan da kan›tlan-

m›flt›r. Bugün evrim teorisini ayakta tutmak için dünya çap›nda

yürütülen propaganda, sadece bilimsel gerçeklerin çarp›t›lma-

s›na, tarafl› yorumlanmas›na, bilim görüntüsü alt›nda söylenen

yalanlara ve yap›lan sahtekarl›klara dayal›d›r.

Ancak bu propaganda gerçe¤i gizleyememektedir. Evrim te-

orisinin bilim tarihindeki en büyük yan›lg› oldu¤u, son 20-30 y›l-

d›r bilim dünyas›nda giderek daha yüksek sesle dile getirilmek-

tedir. Özellikle 1980'lerden sonra yap›lan araflt›rmalar, Darwi-

nist iddialar›n tamamen yanl›fl oldu¤unu ortaya koymufl ve bu

gerçek pek çok bilim adam› taraf›ndan dile getirilmifltir. Özel-

likle ABD'de, biyoloji, biyokimya, paleontoloji gibi farkl› alanlar-

dan gelen çok say›da bilim adam›, Darwinizm'in geçersizli¤ini

görmekte, canl›lar›n kökenini art›k yarat›l›fl gerçe¤iyle aç›kla-

maktad›rlar. Bugün bilimsel geliflmeler, evreni ve tüm canl›lar›

Allah'›n yaratm›fl oldu¤u gerçe¤ini gözler önüne sermektedir.

Evrim teorisinin çöküflünü ve yarat›l›fl›n delillerini di¤er pek

çok çal›flmam›zda bütün bilimsel detaylar›yla ele ald›k ve alma-

102

Page 105: Kuran'da Sabrın Önemi

ya devam ediyoruz. Ancak konuyu, tafl›d›¤› büyük önem nede-

niyle, burada da özetlemekte yarar vard›r.

Darwin'i Y›kan Zorluklar

Evrim teorisi, tarihi eski Yunan'a kadar uzanan bir ö¤reti ol-

mas›na karfl›n, kapsaml› olarak 19. yüzy›lda ortaya at›ld›. Teori-

yi bilim dünyas›n›n gündemine sokan en önemli geliflme, Char-

les Darwin'in 1859 y›l›nda yay›nlanan Türlerin Kökeni adl› kita-

b›yd›. Darwin bu kitapta dünya üzerindeki farkl› canl› türlerini

Allah'›n ayr› ayr› yaratt›¤› gerçe¤ine karfl› ç›k›yordu. Darwin'e

göre, tüm türler ortak bir atadan geliyorlard› ve zaman içinde

küçük de¤iflimlerle farkl›laflm›fllard›.

Darwin'in teorisi, hiçbir somut bilimsel bulguya dayanm›yor-

du; kendisinin de kabul etti¤i gibi sadece bir "mant›k yürütme"

idi. Hatta Darwin'in kitab›ndaki "Teorinin Zorluklar›" bafll›kl›

uzun bölümde itiraf etti¤i gibi, teori pek çok önemli soru kar-

fl›s›nda aç›k veriyordu.

Darwin, teorisinin önündeki zorluklar›n geliflen bilim taraf›n-

dan afl›laca¤›n›, yeni bilimsel bulgular›n teorisini güçlendirece-

¤ini umuyordu. Bunu kitab›nda s›k s›k belirtmiflti. Ancak geli-

flen bilim, Darwin'in umutlar›n›n tam aksine, teorinin temel id-

dialar›n› birer birer dayanaks›z b›rakm›flt›r.

Darwinizm'in bilim karfl›s›ndaki yenilgisi, üç temel bafll›kta in-

celenebilir:

1) Teori, hayat›n yeryüzünde ilk kez nas›l ortaya ç›kt›¤›n› as-

la aç›klayamamaktad›r.

2) Teorinin öne sürdü¤ü "evrim mekanizmalar›"n›n, gerçek-

te evrimlefltirici bir etkiye sahip oldu¤unu gösteren hiçbir bi-

limsel bulgu yoktur.

103

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 106: Kuran'da Sabrın Önemi

3) Fosil kay›tlar›, evrim teorisinin öngörülerinin tam aksine

bir tablo ortaya koymaktad›r.

Bu bölümde, bu üç temel bafll›¤› ana hatlar› ile inceleyece¤iz.

Afl›lamayan ‹lk Basamak: Hayat›n Kökeni

Evrim teorisi, tüm canl› türlerinin, bundan yaklafl›k 3.8 mil-

yar y›l önce ilkel dünyada ortaya ç›kan tek bir canl› hücreden

geldiklerini iddia etmektedir. Tek bir hücrenin nas›l olup da

milyonlarca kompleks canl› türünü oluflturdu¤u ve e¤er ger-

çekten bu tür bir evrim gerçekleflmiflse neden bunun izlerinin

fosil kay›tlar›nda bulunamad›¤›, teorinin aç›klayamad›¤› sorular-

dand›r. Ancak tüm bunlardan önce, iddia edilen evrim süreci-

nin ilk basama¤› üzerinde durmak gerekir.

Sözü edilen o "ilk hücre" nas›l ortaya ç›km›flt›r?

Evrim teorisi, yarat›l›fl› reddetti¤i, hiçbir do¤aüstü müdahaleyi

kabul etmedi¤i için, o "ilk hücre"nin, hiçbir tasar›m, plan ve dü-

zenleme olmadan, do¤a kanunlar› içinde rastlant›sal olarak mey-

dana geldi¤ini iddia eder. Yani teoriye göre, cans›z madde tesa-

düfler sonucunda ortaya canl› bir hücre ç›karm›fl olmal›d›r. An-

cak bu, bilinen en temel biyoloji kanunlar›na ayk›r› bir iddiad›r.

"Hayat Hayattan Gelir"

Darwin, kitab›nda hayat›n kökeni konusundan hiç söz etme-

miflti. Çünkü onun dönemindeki ilkel bilim anlay›fl›, canl›lar›n

çok basit bir yap›ya sahip olduklar›n› varsay›yordu. Orta-

ça¤'dan beri inan›lan "spontane jenerasyon" adl› teoriye göre,

cans›z maddelerin tesadüfen biraraya gelip, canl› bir varl›k

oluflturabileceklerine inan›l›yordu. Bu dönemde böceklerin ye-

104

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 107: Kuran'da Sabrın Önemi

mek art›klar›ndan, farelerin de bu¤daydan olufltu¤u yayg›n bir

düflünceydi. Bunu ispatlamak için de ilginç deneyler yap›lm›flt›.

Kirli bir paçavran›n üzerine biraz bu¤day konmufl ve biraz bek-

lendi¤inde bu kar›fl›mdan farelerin oluflaca¤› san›lm›flt›.

Etlerin kurtlanmas› da hayat›n cans›z maddelerden türeyebil-

di¤ine bir delil say›l›yordu. Oysa daha sonra anlafl›lacakt› ki, et-

lerin üzerindeki kurtlar kendiliklerinden oluflmuyorlar, sinek-

lerin getirip b›rakt›klar› gözle görülmeyen larvalardan ç›k›yor-

lard›.

Darwin'in Türlerin Kökeni adl› kitab›n› yazd›¤› dönemde ise,

bakterilerin cans›z maddeden oluflabildikleri inanc›, bilim dün-

yas›nda yayg›n bir kabul görüyordu.

Oysa Darwin'in kitab›n›n yay›nlanmas›ndan befl y›l sonra, ün-

lü Frans›z biyolog Louis Pasteur, evrime temel oluflturan bu

inanc› kesin olarak çürüttü. Pasteur yapt›¤› uzun çal›flma ve de-

neyler sonucunda vard›¤› sonucu flöyle özetlemiflti:

"Cans›z maddelerin hayat oluflturabilece¤i iddias› art›k kesin ola-

rak tarihe gömülmüfltür." (Sidney Fox, Klaus Dose, Molecular Evo-

lution and The Origin of Life, New York: Marcel Dekker, 1977,

s. 2)

Evrim teorisinin savunucular›, Pasteur'ün bulgular›na karfl›

uzun süre direndiler. Ancak geliflen bilim, canl› hücresinin kar-

mafl›k yap›s›n› ortaya ç›kard›kça, hayat›n kendili¤inden oluflabi-

lece¤i iddias›n›n geçersizli¤i daha da aç›k hale geldi.

20. Yüzy›ldaki Sonuçsuz Çabalar

20. yüzy›lda hayat›n kökeni konusunu ele alan ilk evrimci,

ünlü Rus biyolog Alexander Oparin oldu. Oparin, 1930'lu y›l-

larda ortaya att›¤› birtak›m tezlerle, canl› hücresinin tesadüfen

105

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 108: Kuran'da Sabrın Önemi

meydana gelebilece¤ini ispat etmeye çal›flt›. Ancak bu çal›flma-

lar baflar›s›zl›kla sonuçlanacak ve Oparin flu itiraf› yapmak zo-

runda kalacakt›:

"Maalesef hücrenin kökeni, evrim teorisinin tümünü içine alan en

karanl›k noktay› oluflturmaktad›r." (Alexander I. Oparin, Origin of

Life, (1936) New York, Dover Publications, 1953 (Reprint),

s.196)

Oparin'in yolunu izleyen evrimciler, hayat›n kökeni konusu-

nu çözüme kavuflturacak deneyler yapmaya çal›flt›lar. Bu de-

neylerin en ünlüsü, Amerikal› kimyac› Stanley Miller taraf›ndan

1953 y›l›nda düzenlendi. Miller, ilkel dünya atmosferinde oldu-

¤unu iddia etti¤i gazlar› bir deney düzene¤inde birlefltirerek ve

bu kar›fl›ma enerji ekleyerek, proteinlerin yap›s›nda kullan›lan

birkaç organik molekül (aminoasit) sentezledi. O y›llarda ev-

rim ad›na önemli bir aflama gibi tan›t›lan bu deneyin geçerli ol-

mad›¤› ve deneyde kullan›lan atmosferin gerçek dünya koflulla-

r›ndan çok farkl› oldu¤u, ilerleyen y›llarda ortaya ç›kacakt›.

("New Evidence on Evolution of Early Atmosphere and Life", Bulle-

tin of the American Meteorological Society, c. 63, Kas›m 1982,

s. 1328-1330)

Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de kullan-

d›¤› atmosfer ortam›n›n gerçekçi olmad›¤›n› itiraf etti. (Stanley

Miller, Molecular Evolution of Life: Current Status of the Prebiotic

Synthesis of Small Molecules, 1986, s. 7)

Hayat›n kökeni sorununu aç›klamak için 20. yüzy›l boyunca

yürütülen tüm evrimci çabalar hep baflar›s›zl›kla sonuçland›.

San Diego Scripps Enstitüsü'nden ünlü jeokimyac› Jeffrey Bada,

evrimci Earth dergisinde 1998 y›l›nda yay›nlanan bir makalede

bu gerçe¤i flöyle kabul eder:

106

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 109: Kuran'da Sabrın Önemi

Bugün, 20. yüzy›l› geride b›rak›rken, hala, 20. yüzy›la girdi¤imizde

sahip oldu¤umuz en büyük çözülmemifl problemle karfl› karfl›yay›z:

Hayat yeryüzünde nas›l bafllad›? (Jeffrey Bada, Earth, fiubat 1998,

s. 40)

Hayat›n Kompleks Yap›s›

Evrim teorisinin hayat›n kökeni konusunda bu denli büyük

bir açmaza girmesinin bafll›ca nedeni, en basit san›lan canl› ya-

p›lar›n bile inan›lmaz derecede karmafl›k yap›lara sahip olmas›-

d›r. Canl› hücresi, insano¤lunun yapt›¤› bütün teknolojik ürün-

lerden daha karmafl›kt›r. Öyle ki bugün dünyan›n en geliflmifl

laboratuvarlar›nda bile cans›z maddeler biraraya getirilerek

canl› bir hücre üretilememektedir.

Bir hücrenin meydana gelmesi için gereken flartlar, asla rast-

lant›larla aç›klanamayacak kadar fazlad›r. Hücrenin en temel ya-

p› tafl› olan proteinlerin rastlant›sal olarak sentezlenme ihtima-

li; 500 aminoasitlik ortalama bir protein için, 10950'de 1'dir. An-

cak matematikte 1050'de 1'den küçük olas›l›klar pratik olarak

"imkans›z" say›l›r. Hücrenin çekirde¤inde yer alan ve genetik

bilgiyi saklayan DNA molekülü ise, inan›lmaz bir bilgi bankas›-

d›r. ‹nsan DNA's›n›n içerdi¤i bilginin, e¤er ka¤›da dökülmeye

kalk›lsa, 500'er sayfadan oluflan 900 ciltlik bir kütüphane olufl-

turaca¤› hesaplanmaktad›r.

Bu noktada çok ilginç bir ikilem daha vard›r: DNA, yaln›z

birtak›m özelleflmifl proteinlerin (enzimlerin) yard›m› ile eflle-

nebilir. Ama bu enzimlerin sentezi de ancak DNA'daki bilgiler

do¤rultusunda gerçekleflir. Birbirine ba¤›ml› olduklar›ndan, efl-

lemenin meydana gelebilmesi için ikisinin de ayn› anda var ol-

malar› gerekir. Bu ise, hayat›n kendili¤inden olufltu¤u senaryo-

107

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 110: Kuran'da Sabrın Önemi

sunu ç›kmaza sokmaktad›r. San Diego California Üniversite-

si'nden ünlü evrimci Prof. Leslie Orgel, Scientific American der-

gisinin Ekim 1994 tarihli say›s›nda bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:

Son derece kompleks yap›lara sahip olan proteinlerin ve nükleik

asitlerin (RNA ve DNA) ayn› yerde ve ayn› zamanda rastlant›sal

olarak oluflmalar› afl›r› derecede ihtimal d›fl›d›r. Ama bunlar›n biri-

si olmadan di¤erini elde etmek de mümkün de¤ildir. Dolay›s›yla

insan, yaflam›n kimyasal yollarla ortaya ç›kmas›n›n asla mümkün

olmad›¤› sonucuna varmak zorunda kalmaktad›r. (Leslie E. Orgel,

The Origin of Life on Earth, Scientific American, c. 271, Ekim

1994, s. 78)

Kuflkusuz e¤er hayat›n do¤al etkenlerle ortaya ç›kmas› im-

kans›z ise, bu durumda hayat›n do¤aüstü bir biçimde "yarat›l-

d›¤›n›" kabul etmek gerekir. Bu gerçek, en temel amac› yarat›-

l›fl› reddetmek olan evrim teorisini aç›kça geçersiz k›lmaktad›r.

Evrimin Hayali Mekanizmalar›

Darwin'in teorisini geçersiz k›lan ikinci büyük nokta, teori-

nin "evrim mekanizmalar›" olarak öne sürdü¤ü iki kavram›n da

gerçekte hiçbir evrimlefltirici güce sahip olmad›¤›n›n anlafl›lm›fl

olmas›d›r. Darwin, ortaya att›¤› evrim iddias›n› tamamen "do-

¤al seleksiyon" mekanizmas›na ba¤lam›flt›. Bu mekanizmaya

verdi¤i önem, kitab›n›n isminden de aç›kça anlafl›l›yordu: Tür-

lerin Kökeni, Do¤al Seleksiyon Yoluyla...

Do¤al seleksiyon, do¤al seçme demektir. Do¤adaki yaflam

mücadelesi içinde, do¤al flartlara uygun ve güçlü canl›lar›n ha-

yatta kalaca¤› düflüncesine dayan›r. Örne¤in y›rt›c› hayvanlar

taraf›ndan tehdit edilen bir geyik sürüsünde, daha h›zl› koflabi-

len geyikler hayatta kalacakt›r. Böylece geyik sürüsü, h›zl› ve

108

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 111: Kuran'da Sabrın Önemi

güçlü bireylerden oluflacakt›r. Ama elbette bu mekanizma, ge-

yikleri evrimlefltirmez, onlar› baflka bir canl› türüne, örne¤in

atlara dönüfltürmez.

Dolay›s›yla do¤al seleksiyon mekanizmas› hiçbir evrimlefltiri-

ci güce sahip de¤ildir. Darwin de bu gerçe¤in fark›ndayd› ve

Türlerin Kökeni adl› kitab›nda "Faydal› de¤ifliklikler oluflmad›¤›

sürece do¤al seleksiyon hiçbir fley yapamaz" demek zorunda

kalm›flt›. (Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the

First Edition, Harvard University Press, 1964, s. 189)

Lamarck'›n Etkisi

Peki bu "faydal› de¤ifliklikler" nas›l oluflabilirdi? Darwin, ken-

di döneminin ilkel bilim anlay›fl› içinde, bu soruyu Lamarck'a

dayanarak cevaplamaya çal›flm›flt›. Darwin'den önce yaflam›fl

olan Frans›z biyolog Lamarck'a göre, canl›lar yaflamlar› s›ras›n-

da geçirdikleri fiziksel de¤ifliklikleri sonraki nesle aktar›yorlar,

nesilden nesile biriken bu özellikler sonucunda yeni türler or-

taya ç›k›yordu. Örne¤in Lamarck'a göre zürafalar ceylanlardan

türemifllerdi, yüksek a¤açlar›n yapraklar›n› yemek için çabalar-

ken nesilden nesile boyunlar› uzam›flt›.

Darwin de benzeri örnekler vermifl, örne¤in Türlerin Köke-

ni adl› kitab›nda, yiyecek bulmak için suya giren baz› ay›lar›n za-

manla balinalara dönüfltü¤ünü iddia etmiflti. (Charles Darwin,

The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard Uni-

versity Press, 1964, s. 184)

Ama Mendel'in keflfetti¤i ve 20.yüzy›lda geliflen genetik bili-

miyle kesinleflen kal›t›m kanunlar›, kazan›lm›fl özelliklerin son-

raki nesillere aktar›lmas› efsanesini kesin olarak y›kt›. Böylece

do¤al seleksiyon "tek bafl›na" ve dolay›s›yla tümüyle etkisiz bir

109

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 112: Kuran'da Sabrın Önemi

mekanizma olarak kalm›fl oluyordu.

Neo-Darwinizm ve Mutasyonlar

Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için

1930'lar›n sonlar›nda, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha

yayg›n ismiyle neo-Darwinizm'i ortaya att›lar. Neo-Darwi-

nizm, do¤al seleksiyonun yan›na "faydal› de¤ifliklik sebebi" ola-

rak mutasyonlar›, yani canl›lar›n genlerinde radyasyon gibi d›fl

etkiler ya da kopyalama hatalar› sonucunda oluflan bozulmala-

r› ekledi.

Bugün de hala dünyada evrim ad›na geçerlili¤ini koruyan mo-

del neo-Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlar-

ca canl› türünün, bu canl›lar›n, kulak, göz, akci¤er, kanat gibi

say›s›z kompleks organlar›n›n "mutasyonlara", yani genetik bo-

zukluklara dayal› bir süreç sonucunda olufltu¤unu iddia etmek-

tedir. Ama teoriyi çaresiz b›rakan aç›k bir bilimsel gerçek var-

d›r: Mutasyonlar canl›lar› gelifltirmezler, aksine her zaman için

canl›lara zarar verirler.

Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene

sahiptir. Bu molekül üzerinde oluflan herhangi rastgele bir et-

ki ancak zarar verir. Amerikal› genetikçi B. G. Ranganathan bu-

nu flöyle aç›klar:

Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararl›d›rlar. Çok ender olarak mey-

dana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik, mutas-

yonlar›n evrimsel bir geliflme meydana getiremeyece¤ini gösterir.

Zaten yüksek derecede özelleflmifl bir organizmada meydana ge-

lebilecek rastlant›sal bir de¤iflim, ya etkisiz olacakt›r ya da zararl›.

Bir kol saatinde meydana gelecek rasgele bir de¤iflim kol saatini

gelifltirmeyecektir. Ona büyük ihtimalle zarar verecek veya en iyi

110

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 113: Kuran'da Sabrın Önemi

ihtimalle etkisiz olacakt›r. Bir deprem bir flehri gelifltirmez, ona y›-

k›m getirir. (B. G. Ranganathan, Origins?, Pennsylvania: The Ban-

ner Of Truth Trust, 1988.)

Nitekim bugüne kadar hiçbir yararl›, yani genetik bilgiyi ge-

lifltiren mutasyon örne¤i gözlemlenmedi. Tüm mutasyonlar›n

zararl› oldu¤u görüldü. Anlafl›ld› ki, evrim teorisinin "evrim

mekanizmas›" olarak gösterdi¤i mutasyonlar, gerçekte canl›la-

r› sadece tahrip eden, sakat b›rakan genetik olaylard›r. (‹nsan-

larda mutasyonun en s›k görülen etkisi de kanserdir.) Elbette

tahrip edici bir mekanizma "evrim mekanizmas›" olamaz. Do-

¤al seleksiyon ise, Darwin'in de kabul etti¤i gibi, "tek bafl›na

hiçbir fley yapamaz." Bu gerçek bizlere do¤ada hiçbir "evrim

mekanizmas›" olmad›¤›n› göstermektedir. Evrim mekanizmas›

olmad›¤›na göre de, evrim denen hayali süreç yaflanm›fl

olamaz.

Fosil Kay›tlar›: Ara Formlardan Eser Yok

Evrim teorisinin iddia etti¤i senaryonun yaflanmam›fl oldu¤u-

nun en aç›k göstergesi ise fosil kay›tlar›d›r.

Evrim teorisine göre bütün canl›lar birbirlerinden türemifl-

lerdir. Önceden var olan bir canl› türü, zamanla bir di¤erine

dönüflmüfl ve bütün türler bu flekilde ortaya ç›km›fllard›r. Te-

oriye göre bu dönüflüm yüz milyonlarca y›l süren uzun bir za-

man dilimini kapsam›fl ve kademe kademe ilerlemifltir.

Bu durumda, iddia edilen uzun dönüflüm süreci içinde say›-

s›z "ara türler"in oluflmufl ve yaflam›fl olmalar› gerekir.

Örne¤in geçmiflte, bal›k özelliklerini tafl›malar›na ra¤men, bir

yandan da baz› sürüngen özellikleri kazanm›fl olan yar› bal›k-

yar› sürüngen canl›lar yaflam›fl olmal›d›r. Ya da sürüngen özel-

111

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 114: Kuran'da Sabrın Önemi

liklerini tafl›rken, bir yandan da baz› kufl özellikleri kazanm›fl

sürüngen-kufllar ortaya ç›km›fl olmal›d›r. Bunlar, bir geçifl süre-

cinde olduklar› için de, sakat, eksik, kusurlu canl›lar olmal›d›r.

Evrimciler geçmiflte yaflam›fl olduklar›na inand›klar› bu teorik

yarat›klara "ara-geçifl formu" ad›n› verirler.

E¤er gerçekten bu tür canl›lar geçmiflte yaflam›fllarsa bunla-

r›n say›lar›n›n ve çeflitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca ol-

mas› gerekir. Ve bu ucube canl›lar›n kal›nt›lar›na mutlaka fosil

kay›tlar›nda rastlanmas› gerekir. Darwin, Türlerin Kökeni'nde

bunu flöyle aç›klam›flt›r:

E¤er teorim do¤ruysa, türleri birbirine ba¤layan say›s›z ara-geçifl

çeflitleri mutlaka yaflam›fl olmal›d›r... Bunlar›n yaflam›fl olduklar›n›n

kan›tlar› da sadece fosil kal›nt›lar› aras›nda bulunabilir. (Charles

Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition,

Harvard University Press, 1964, s. 179)

Darwin'in Y›k›lan Umutlar›

Ancak 19. yüzy›l›n ortas›ndan bu yana dünyan›n dört bir ya-

n›nda hummal› fosil araflt›rmalar› yap›ld›¤› halde bu ara geçifl

formlar›na rastlanamam›flt›r. Yap›lan kaz›larda ve araflt›rmalar-

da elde edilen bütün bulgular, evrimcilerin beklediklerinin ak-

sine, canl›lar›n yeryüzünde birdenbire, eksiksiz ve kusursuz bir

biçimde ortaya ç›kt›klar›n› göstermifltir.

Ünlü ‹ngiliz paleontolog (fosil bilimci) Derek W. Ager, bir

evrimci olmas›na karfl›n bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:

Sorunumuz fludur: Fosil kay›tlar›n› detayl› olarak inceledi¤imizde,

türler ya da s›n›flar seviyesinde olsun, sürekli olarak ayn› gerçekle

karfl›lafl›r›z; kademeli evrimle geliflen de¤il, aniden yeryüzünde

112

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 115: Kuran'da Sabrın Önemi

oluflan gruplar görürüz. (Derek A. Ager, "The Nature of the Fos-

sil Record", Proceedings of the British Geological Association, c.

87, 1976, s. 133)

Yani fosil kay›tlar›nda, tüm canl› türleri, aralar›nda hiçbir ge-

çifl formu olmadan eksiksiz biçimleriyle aniden ortaya ç›kmak-

tad›rlar. Bu, Darwin'in öngörülerinin tam aksidir. Dahas›, bu

canl› türlerinin yarat›ld›klar›n› gösteren çok güçlü bir delildir.

Çünkü bir canl› türünün, kendisinden evrimleflti¤i hiçbir atas›

olmadan, bir anda ve kusursuz olarak ortaya ç›kmas›n›n tek

aç›klamas›, o türün yarat›lm›fl olmas›d›r. Bu gerçek, ünlü ev-

rimci biyolog Douglas Futuyma taraf›ndan da kabul edilir:

Yarat›l›fl ve evrim, yaflayan canl›lar›n kökeni hakk›nda yap›labile-

cek yegane iki aç›klamad›r. Canl›lar dünya üzerinde ya tamamen

mükemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya ç›km›fllard›r ya da böy-

le olmam›flt›r. E¤er böyle olmad›ysa, bir de¤iflim süreci sayesinde

kendilerinden önce var olan baz› canl› türlerinden evrimleflerek

meydana gelmifl olmal›d›rlar. Ama e¤er eksiksiz ve mükemmel bir

biçimde ortaya ç›km›fllarsa, o halde sonsuz güç sahibi bir ak›l ta-

raf›ndan yarat›lm›fl olmalar› gerekir. (Douglas J. Futuyma, Science

on Trial, New York: Pantheon Books, 1983. s. 197)

Fosiller ise, canl›lar›n yeryüzünde eksiksiz ve mükemmel bir bi-

çimde ortaya ç›kt›klar›n› göstermektedir. Yani "türlerin köke-ni", Darwin'in sand›¤›n›n aksine, evrim de¤il yarat›l›flt›r.

‹nsan›n Evrimi Masal›

Evrim teorisini savunanlar›n en çok gündeme getirdikleri ko-

nu, insan›n kökeni konusudur. Bu konudaki Darwinist iddia,

bugün yaflayan modern insan›n maymunsu birtak›m yarat›klar-

113

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 116: Kuran'da Sabrın Önemi

dan geldi¤ini varsayar. 4-5 milyon y›l önce bafllad›¤› varsay›lan

bu süreçte, modern insan ile atalar› aras›nda baz› "ara form"la-

r›n yaflad›¤› iddia edilir. Gerçekte tümüyle hayali olan bu se-

naryoda dört temel "kategori" say›l›r:

1- Australopithecus

2- Homo habilis

3- Homo erectus

4- Homo sapiens

Evrimciler, insanlar›n sözde ilk maymunsu atalar›na "güney

maymunu" anlam›na gelen "Australopithecus" ismini verirler.

Bu canl›lar gerçekte soyu tükenmifl bir maymun türünden bafl-

ka bir fley de¤ildir. Lord Solly Zuckerman ve Prof. Charles Ox-

nard gibi ‹ngiltere ve ABD'den dünyaca ünlü iki anatomistin

Australopithecus örnekleri üzerinde yapt›klar› çok genifl kap-

saml› çal›flmalar, bu canl›lar›n sadece soyu tükenmifl bir may-

mun türüne ait olduklar›n› ve insanlarla hiçbir benzerlik tafl›ma-

d›klar›n› göstermifltir. (Solly Zuckerman, Beyond The Ivory Tower,

New York: Toplinger Publications, 1970, s. 75-94; Charles E. Ox-

nard, "The Place of Australopithecines in Human Evolution: Grounds

for Doubt", Nature, c. 258, s. 389)

Evrimciler insan evriminin bir sonraki safhas›n› da, "homo"

yani insan olarak s›n›fland›r›rlar. ‹ddiaya göre homo serisinde-

ki canl›lar, Australopithecuslar'dan daha geliflmifllerdir. Evrim-

ciler, bu farkl› canl›lara ait fosilleri ard› ard›na dizerek hayali bir

evrim flemas› olufltururlar. Bu flema hayalidir, çünkü gerçekte

bu farkl› s›n›flar›n aras›nda evrimsel bir iliflki oldu¤u asla ispat-

lanamam›flt›r. Evrim teorisinin 20. yüzy›ldaki en önemli savu-

nucular›ndan biri olan Ernst Mayr, "Homo sapiens'e uzanan

zincir gerçekte kay›pt›r" diyerek bunu kabul eder. (J. Rennie,

114

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 117: Kuran'da Sabrın Önemi

115

Harun Yahya (Adnan Oktar)

"Darwin's Current Bulldog: Ernst Mayr", Scientific American, Aral›k

1992)

Evrimciler "Australopithecus > Homo habilis > Homo erec-

tus > Homo sapiens" s›ralamas›n› yazarken, bu türlerin her bi-

rinin, bir sonrakinin atas› oldu¤u izlenimini verirler. Oysa pa-

leoantropologlar›n son bulgular›, Australopithecus, Homo ha-

bilis ve Homo erectus'un dünya'n›n farkl› bölgelerinde ayn› dö-

nemlerde yaflad›klar›n› göstermektedir. (Alan Walker, Science,

c. 207, 1980, s. 1103; A. J. Kelso, Physical Antropology, 1. bask›,

New York: J. B. Lipincott Co., 1970, s. 221; M. D. Leakey, Olduvai

Gorge, c. 3, Cambridge: Cambridge University Press, 1971, s. 272)

Dahas› Homo erectus s›n›flamas›na ait insanlar›n bir bölümü

çok modern zamanlara kadar yaflam›fllar, Homo sapiens nean-

dertalensis ve Homo sapiens sapiens (modern insan) ile ayn›

ortamda yan yana bulunmufllard›r. (Time, Kas›m 1996)

Bu ise elbette bu s›n›flar›n birbirlerinin atalar› olduklar› iddias›-

n›n geçersizli¤ini aç›kça ortaya koymaktad›r. Harvard Üniversi-

tesi paleontologlar›ndan Stephen Jay Gould, kendisi de bir ev-

rimci olmas›na karfl›n, Darwinist teorinin içine girdi¤i bu ç›kma-

z› flöyle aç›klar:

E¤er birbiri ile paralel bir biçimde yaflayan üç farkl› hominid (in-

san›ms›) çizgisi varsa, o halde bizim soy a¤ac›m›za ne oldu? Aç›k-

t›r ki, bunlar›n biri di¤erinden gelmifl olamaz. Dahas›, biri di¤eriy-

le karfl›laflt›r›ld›¤›nda evrimsel bir geliflme trendi göstermemekte-

dirler. (S. J. Gould, Natural History, c. 85, 1976, s. 30)

K›sacas›, medyada ya da ders kitaplar›nda yer alan hayali bir-

tak›m "yar› maymun, yar› insan" canl›lar›n çizimleriyle, yani s›rf

propaganda yoluyla ayakta tutulmaya çal›fl›lan insan›n evrimi

Page 118: Kuran'da Sabrın Önemi

senaryosu, hiçbir bilimsel temeli olmayan bir masaldan ibaret-

tir.

Bu konuyu uzun y›llar inceleyen, özellikle Australopithecus fo-

silleri üzerinde 15 y›l araflt›rma yapan ‹ngiltere'nin en ünlü ve

sayg›n bilim adamlar›ndan Lord Solly Zuckerman, bir evrimci

olmas›na ra¤men, ortada maymunsu canl›lardan insana uzanan

gerçek bir soy a¤ac› olmad›¤› sonucuna varm›flt›r.

Zuckerman bir de ilginç bir "bilim skalas›" yapm›flt›r. Bilimsel

olarak kabul etti¤i bilgi dallar›ndan, bilim d›fl› olarak kabul etti-

¤i bilgi dallar›na kadar bir yelpaze oluflturmufltur. Zucker-

man'›n bu tablosuna göre en "bilimsel" -yani somut verilere

dayanan- bilgi dallar› kimya ve fiziktir. Yelpazede bunlardan

sonra biyoloji bilimleri, sonra da sosyal bilimler gelir. Yelpaze-

nin en ucunda, yani en "bilim d›fl›" say›lan k›s›mda ise, Zucker-

man'a göre, telepati, alt›nc› his gibi "duyum ötesi alg›lama" kav-

ramlar› ve bir de "insan›n evrimi" vard›r! Zuckerman, yelpaze-

nin bu ucunu flöyle aç›klar:

Objektif gerçekli¤in alan›ndan ç›k›p da, biyolojik bilim olarak var-

say›lan bu alanlara -yani duyum ötesi alg›lamaya ve insan›n fosil

tarihinin yorumlanmas›na- girdi¤imizde, evrim teorisine inanan bir

kimse için herfleyin mümkün oldu¤unu görürüz. Öyle ki teorileri-

ne kesinlikle inanan bu kimselerin çeliflkili baz› yarg›lar› ayn› an-

da kabul etmeleri bile mümkündür. (Solly Zuckerman, Beyond

The Ivory Tower, New York: Toplinger Publications, 1970, s. 19)

‹flte insan›n evrimi masal› da, teorilerine körü körüne inanan

birtak›m insanlar›n bulduklar› baz› fosilleri ön yarg›l› bir biçim-

de yorumlamalar›ndan ibarettir.

116

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 119: Kuran'da Sabrın Önemi

Darwin Formülü!

fiimdiye kadar ele ald›¤›m›z tüm teknik delillerin yan›nda, is-

terseniz evrimcilerin nas›l saçma bir inan›fla sahip olduklar›n›

bir de çocuklar›n bile anlayabilece¤i kadar aç›k bir örnekle

özetleyelim.

Evrim teorisi canl›l›¤›n tesadüfen olufltu¤unu iddia etmekte-

dir. Dolay›s›yla bu iddiaya göre cans›z ve fluursuz atomlar bi-

raraya gelerek önce hücreyi oluflturmufllard›r ve sonras›nda

ayn› atomlar bir flekilde di¤er canl›lar› ve insan› meydana getir-

mifllerdir. fiimdi düflünelim; canl›l›¤›n yap›tafl› olan karbon, fos-

for, azot, potasyum gibi elementleri biraraya getirdi¤imizde bir

y›¤›n oluflur. Bu atom y›¤›n›, hangi ifllemden geçirilirse geçiril-

sin, tek bir canl› oluflturamaz. ‹sterseniz bu konuda bir "deney"

tasarlayal›m ve evrimcilerin asl›nda savunduklar›, ama yüksek

sesle dile getiremedikleri iddiay› onlar ad›na "Darwin Formü-

lü" ad›yla inceleyelim:

Evrimciler, çok say›da büyük varilin içine canl›l›¤›n yap›s›nda

bulunan fosfor, azot, karbon, oksijen, demir, magnezyum gibi

elementlerden bol miktarda koysunlar. Hatta normal flartlar-

da bulunmayan ancak bu kar›fl›m›n içinde bulunmas›n› gerekli

gördükleri malzemeleri de bu varillere eklesinler. Kar›fl›mlar›n

içine, istedikleri kadar amino asit, istedikleri kadar da (bir te-

kinin bile rastlant›sal oluflma ihtimali 10-950 olan) protein dol-

dursunlar. Bu kar›fl›mlara istedikleri oranda ›s› ve nem versin-

ler. Bunlar› istedikleri geliflmifl cihazlarla kar›flt›rs›nlar. Varille-

rin bafl›na da dünyan›n önde gelen bilim adamlar›n› koysunlar.

Bu uzmanlar babadan o¤ula, kuflaktan kufla¤a aktararak nöbet-

lefle milyarlarca, hatta trilyonlarca sene sürekli varillerin bafl›n-

117

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 120: Kuran'da Sabrın Önemi

da beklesinler. Bir canl›n›n oluflmas› için hangi flartlar›n var ol-

mas› gerekti¤ine inan›l›yorsa hepserbest olsun. Ancak, ne ya-

parlarsa yaps›nlar o varillerden kesinlikle bir canl› ç›kartamaz-

lar. Zürafalar›, aslanlar›, ar›lar›, kanaryalar›, bülbülleri, papa¤an-

lar›, atlar›, yunuslar›, gülleri, orkideleri, zambaklar›, karanfilleri,

muzlar›, portakallar›, elmalar›, hurmalar›, domatesleri, kavun-

lar›, karpuzlar›, incirleri, zeytinleri, üzümleri, fleftalileri, tavus

kufllar›n›, sülünleri, renk renk kelebekleri ve bunlar gibi mil-

yonlarca canl› türünden hiçbirini oluflturamazlar. De¤il burada

birkaç›n› sayd›¤›m›z bu canl› varl›klar›, bunlar›n tek bir hücre-

sini bile elde edemezler.

K›sacas›, bilinçsiz atomlar biraraya gelerek hücreyi olufltura-

mazlar. Sonra yeni bir karar vererek bir hücreyi ikiye bölüp,

sonra art arda baflka kararlar al›p, elektron mikroskobunu bu-

lan, sonra kendi hücre yap›s›n› bu mikroskop alt›nda izleyen

profesörleri oluflturamazlar. Madde, ancak Allah'›n üstün ya-

ratmas›yla hayat bulur. Bunun aksini iddia eden evrim teorisi

ise, akla tamamen ayk›r› bir safsatad›r. Evrimcilerin ortaya at-

t›¤› iddialar üzerinde biraz bile düflünmek, üstteki örnekte ol-

du¤u gibi, bu gerçe¤i aç›kça gösterir.

Göz ve Kulaktaki Teknoloji

Evrim teorisinin kesinlikle aç›klama getiremeyece¤i bir di¤er

konu ise göz ve kulaktaki üstün alg›lama kalitesidir.

Gözle ilgili konuya geçmeden önce "Nas›l görürüz?" sorusu-

na k›saca cevap verelim. Bir cisimden gelen ›fl›nlar, gözde reti-

naya ters olarak düfler. Bu ›fl›nlar, buradaki hücreler taraf›ndan

elektrik sinyallerine dönüfltürülür ve beynin arka k›sm›ndaki

görme merkezi denilen küçücük bir noktaya ulafl›r. Bu elekt-

118

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 121: Kuran'da Sabrın Önemi

rik sinyalleri bir dizi ifllemden sonra beyindeki bu merkezde

görüntü olarak alg›lan›r. Bu bilgiden sonra flimdi düflünelim:

Beyin ›fl›¤a kapal›d›r. Yani beynin içi kapkaranl›kt›r, ›fl›k bey-

nin bulundu¤u yere kadar giremez. Görüntü merkezi denilen

yer kapkaranl›k, ›fl›¤›n asla ulaflmad›¤›, belki de hiç karfl›laflma-

d›¤›n›z kadar karanl›k bir yerdir. Ancak siz bu zifiri karanl›kta

›fl›kl›, p›r›l p›r›l bir dünyay› seyretmektesiniz.

Üstelik bu o kadar net ve kaliteli bir görüntüdür ki 21. yüz-

y›l teknolojisi bile her türlü imkana ra¤men bu netli¤i sa¤laya-

mam›flt›r. Örne¤in flu anda okudu¤unuz kitaba, kitab› tutan el-

lerinize bak›n, sonra bafl›n›z› kald›r›n ve çevrenize bak›n. fiu an-

da gördü¤ünüz netlik ve kalitedeki bu görüntüyü baflka bir yer-

de gördünüz mü? Bu kadar net bir görüntüyü size dünyan›n bir

numaral› televizyon flirketinin üretti¤i en geliflmifl televizyon

ekran› dahi veremez. 100 y›ld›r binlerce mühendis bu netli¤e

ulaflmaya çal›flmaktad›r. Bunun için fabrikalar, dev tesisler ku-

rulmakta, araflt›rmalar yap›lmakta, planlar ve tasar›mlar geliflti-

rilmektedir. Yine bir TV ekran›na bak›n, bir de flu anda eliniz-

de tuttu¤unuz bu kitaba. Arada büyük bir netlik ve kalite fark›

oldu¤unu göreceksiniz. Üstelik, TV ekran› size iki boyutlu bir

görüntü gösterir, oysa siz üç boyutlu, derinlikli bir perspektifi

izlemektesiniz.

Uzun y›llard›r on binlerce mühendis üç boyutlu TV yapma-

ya, gözün görme kalitesine ulaflmaya çal›flmaktad›rlar. Evet, üç

boyutlu bir televizyon sistemi yapabildiler ama onu da gözlük

takmadan üç boyutlu görmek mümkün de¤il, kald› ki bu suni

bir üç boyuttur. Arka taraf daha bulan›k, ön taraf ise ka¤›ttan

dekor gibi durur. Hiçbir zaman gözün gördü¤ü kadar net ve

kaliteli bir görüntü oluflmaz. Kamerada da, televizyonda da

119

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 122: Kuran'da Sabrın Önemi

mutlaka görüntü kayb› meydana gelir.

‹flte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluflturan meka-

nizman›n tesadüfen olufltu¤unu iddia etmektedirler. fiimdi biri

size, odan›zda duran televizyon tesadüfler sonucunda olufltu,

atomlar biraraya geldi ve bu görüntü oluflturan aleti meydana

getirdi dese ne düflünürsünüz? Binlerce kiflinin biraraya gelip

yapamad›¤›n› fluursuz atomlar nas›l yaps›n?

Gözün gördü¤ünden daha ilkel olan bir görüntüyü oluflturan

alet tesadüfen oluflam›yorsa, gözün ve gözün gördü¤ü görün-

tünün de tesadüfen oluflamayaca¤› çok aç›kt›r. Ayn› durum ku-

lak için de geçerlidir. D›fl kulak, çevredeki sesleri kulak kepçe-

si vas›tas›yla toplay›p orta kula¤a iletir; orta kulak ald›¤› ses tit-

reflimlerini güçlendirerek iç kula¤a aktar›r; iç kulak da bu tit-

reflimleri elektrik sinyallerine dönüfltürerek beyne gönderir.

Aynen görmede oldu¤u gibi duyma ifllemi de beyindeki duyma

merkezinde gerçekleflir.

Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ›fl›k gibi

sese de kapal›d›r, ses geçirmez. Dolay›s›yla d›flar›s› ne kadar gü-

rültülü de olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna ra¤men en

net sesler beyinde alg›lan›r. Ses geçirmeyen beyninizde bir or-

kestran›n senfonilerini dinlersiniz, kalabal›k bir ortam›n tüm gü-

rültüsünü duyars›n›z. Ama o anda hassas bir cihazla beyninizin

içindeki ses düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizli¤in hakim

oldu¤u görülecektir.

Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nas›l kul-

lan›l›yorsa, ses için de ayn› çabalar onlarca y›ld›r sürdürülmek-

tedir. Ses kay›t cihazlar›, müzik setleri, birçok elektronik alet,

sesi alg›layan müzik sistemleri bu çal›flmalardan baz›lar›d›r. An-

cak, tüm teknolojiye, bu teknolojide çal›flan binlerce mühendi-

120

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 123: Kuran'da Sabrın Önemi

se ve uzmana ra¤men kula¤›n oluflturdu¤u netlik ve kalitede

bir sese ulafl›lamam›flt›r. En büyük müzik sistemi flirketinin

üretti¤i en kaliteli müzik setini düflünün. Sesi kaydetti¤inde

mutlaka sesin bir k›sm› kaybolur veya az da olsa mutlaka para-

zit oluflur veya müzik setini açt›¤›n›zda daha müzik bafllamadan

bir c›z›rt› mutlaka duyars›n›z. Ancak insan vücudundaki tekno-

lojinin ürünü olan sesler son derece net ve kusursuzdur. Bir

insan kula¤›, hiçbir zaman müzik setinde oldu¤u gibi c›z›rt›l› ve-

ya parazitli alg›lamaz; ses ne ise tam ve net bir biçimde onu al-

g›lar. Bu durum, insan yarat›ld›¤› günden bu yana böyledir.

fiimdiye kadar insano¤lunun yapt›¤› hiçbir görüntü ve ses ci-

haz›, göz ve kulak kadar hassas ve baflar›l› birer alg›lay›c› ola-

mam›flt›r. Ancak görme ve iflitme olay›nda, tüm bunlar›n öte-

sinde, çok büyük bir gerçek daha vard›r.

Beynin ‹çinde Gören ve Duyan fiuur Kime Aittir?Beynin içinde, ›fl›l ›fl›l renkli bir dünyay› seyreden, senfonile-

ri, kufllar›n c›v›lt›lar›n› dinleyen, gülü koklayan kimdir?

‹nsan›n gözlerinden, kulaklar›ndan, burnundan gelen uyar›lar,

elektrik sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyo-

kimya kitaplar›nda bu görüntünün beyinde nas›l olufltu¤una da-

ir birçok detay okursunuz. Ancak, bu konu hakk›ndaki en

önemli gerçe¤e hiçbir yerde rastlayamazs›n›z: Beyinde, bu

elektrik sinyallerini görüntü, ses, koku ve his olarak alg›layan

kimdir? Beynin içinde göze, kula¤a, burna ihtiyaç duymadan

tüm bunlar› alg›layan bir fluur bulunmaktad›r. Bu fluur kime ait-

tir?

Elbette bu fluur beyni oluflturan sinirler, ya¤ tabakas› ve sinir

hücrelerine ait de¤ildir. ‹flte bu yüzden, herfleyin maddeden

121

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 124: Kuran'da Sabrın Önemi

ibaret oldu¤unu zanneden Darwinist-materyalistler bu sorula-

ra hiçbir cevap verememektedirler. Çünkü bu fluur, Allah'›n

yaratm›fl oldu¤u ruhtur. Ruh, görüntüyü seyretmek için göze,

sesi duymak için kula¤a ihtiyaç duymaz. Bunlar›n da ötesinde

düflünmek için beyne ihtiyaç duymaz.

Bu aç›k ve ilmi gerçe¤i okuyan her insan›n, beynin içindeki

birkaç santimetreküplük, kapkaranl›k mekana tüm kainat› üç

boyutlu, renkli, gölgeli ve ›fl›kl› olarak s›¤d›ran Yüce Allah'› dü-

flünüp, O'ndan korkup, O'na s›¤›nmas› gerekir.

Materyalist Bir ‹nanç

Buraya kadar incelediklerimiz, evrim teorisinin bilimsel bul-

gularla aç›kça çeliflen bir iddia oldu¤unu göstermektedir. Te-

orinin hayat›n kökeni hakk›ndaki iddias› bilime ayk›r›d›r, öne

sürdü¤ü evrim mekanizmalar›n›n hiçbir evrimlefltirici etkisi

yoktur ve fosiller teorinin gerektirdi¤i ara formlar›n yaflama-

d›klar›n› göstermektedir. Bu durumda, elbette, evrim teorisi-

nin bilime ayk›r› bir düflünce olarak bir kenara at›lmas› gerekir.

Nitekim tarih boyunca dünya merkezli evren modeli gibi pek

çok düflünce, bilimin gündeminden ç›kar›lm›flt›r. Ama evrim

teorisi ›srarla bilimin gündeminde tutulmaktad›r. Hatta baz› in-

sanlar teorinin elefltirilmesini "bilime sald›r›" olarak gösterme-

ye bile çal›flmaktad›rlar. Peki neden?..

Bu durumun nedeni, evrim teorisinin baz› çevreler için, ken-

disinden asla vazgeçilemeyecek dogmatik bir inan›fl olufludur.

Bu çevreler, materyalist felsefeye körü körüne ba¤l›d›rlar ve

Darwinizm'i de do¤aya getirilebilecek yegane materyalist aç›k-

lama oldu¤u için benimsemektedirler.

122

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 125: Kuran'da Sabrın Önemi

Bazen bunu aç›kça itiraf da ederler. Harvard Üniversite-

si'nden ünlü bir genetikçi ve ayn› zamanda önde gelen bir ev-

rimci olan Richard Lewontin, "önce materyalist, sonra bilim

adam›" oldu¤unu flöyle itiraf etmektedir:

Bizim materyalizme bir inanc›m›z var, 'a priori' (önceden kabul

edilmifl, do¤ru varsay›lm›fl) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist

bir aç›klama getirmeye zorlayan fley, bilimin yöntemleri ve kural-

lar› de¤il. Aksine, materyalizme olan 'a priori' ba¤l›l›¤›m›z nedeniy-

le, dünyaya materyalist bir aç›klama getiren araflt›rma yöntemle-

rini ve kavramlar› kurguluyoruz. Materyalizm mutlak do¤ru oldu-

¤una göre de, ‹lahi bir aç›klaman›n sahneye girmesine izin vere-

meyiz. (Richard Lewontin, "The Demon-Haunted World", The

New York Review of Books, 9 Ocak 1997, s. 28)

Bu sözler, Darwinizm'in, materyalist felsefeye ba¤l›l›k u¤ru-

na yaflat›lan bir dogma oldu¤unun aç›k ifadeleridir. Bu dogma,

maddeden baflka hiçbir varl›k olmad›¤›n› varsayar. Bu nedenle

de cans›z, bilinçsiz maddenin, hayat› yaratt›¤›na inan›r. Milyon-

larca farkl› canl› türünün; örne¤in kufllar›n, bal›klar›n, zürafala-

r›n, kaplanlar›n, böceklerin, a¤açlar›n, çiçeklerin, balinalar›n ve

insanlar›n maddenin kendi içindeki etkileflimlerle, yani ya¤an

ya¤murla, çakan flimflekle, cans›z maddenin içinden olufltu¤unu

kabul eder. Gerçekte ise bu, hem akla hem bilime ayk›r› bir ka-

buldür. Ama Darwinistler kendi deyimleriyle "‹lahi bir aç›kla-

man›n sahneye girmemesi" için, bu kabulü savunmaya devam

etmektedirler.

Canl›lar›n kökenine materyalist bir ön yarg› ile bakmayan in-

sanlar ise, flu aç›k gerçe¤i göreceklerdir: Tüm canl›lar, üstün

bir güç, bilgi ve akla sahip olan bir Yarat›c›n›n eseridirler. Ya-

rat›c›, tüm evreni yoktan var eden, en kusursuz biçimde dü-

123

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 126: Kuran'da Sabrın Önemi

zenleyen ve tüm canl›lar› yarat›p flekillendiren Allah't›r.

Evrim Teorisi Dünya TarihininEn Etkili Büyüsüdür

Burada flunu da belirtmek gerekir ki, ön yarg›s›z, hiçbir ide-

olojinin etkisi alt›nda kalmadan, sadece akl›n› ve mant›¤›n› kul-

lanan her insan, bilim ve medeniyetten uzak toplumlar›n hura-

felerini and›ran evrim teorisinin inan›lmas› imkans›z bir iddia

oldu¤unu kolayl›kla anlayacakt›r.

Yukar›da da belirtildi¤i gibi, evrim teorisine inananlar, büyük

bir varilin içine birçok atomu, molekülü, cans›z maddeyi dol-

duran ve bunlar›n kar›fl›m›ndan zaman içinde düflünen, akle-

den, bulufllar yapan profesörlerin, üniversite ö¤rencilerinin,

Einstein, Hubble gibi bilim adamlar›n›n, Frank Sinatra, Charl-

ton Heston gibi sanatç›lar›n, bunun yan› s›ra ceylanlar›n, limon

a¤açlar›n›n, karanfillerin ç›kaca¤›na inanmaktad›rlar. Üstelik, bu

saçma iddiaya inananlar bilim adamlar›, profesörler, kültürlü,

e¤itimli insanlard›r. Bu nedenle evrim teorisi için "dünya tari-

hinin en büyük ve en etkili büyüsü" ifadesini kullanmak yerin-

de olacakt›r. Çünkü, dünya tarihinde insanlar›n bu derece ak-

l›n› bafl›ndan alan, ak›l ve mant›kla düflünmelerine imkan tan›-

mayan, gözlerinin önüne sanki bir perde çekip çok aç›k olan

gerçekleri görmelerine engel olan bir baflka inanç veya iddia

daha yoktur.

Bu, Afrikal› baz› kabilelerin totemlere, Sebe halk›n›n Günefl'e

tapmas›ndan, Hz. ‹brahim'in kavminin elleri ile yapt›klar› putla-

ra, Hz. Musa'n›n kavminin alt›ndan yapt›klar› buza¤›ya tapmala-

r›ndan çok daha vahim ve ak›l almaz bir körlüktür. Gerçekte

bu durum, Allah'›n Kuran'da iflaret etti¤i bir ak›ls›zl›kt›r. Allah,

124

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 127: Kuran'da Sabrın Önemi

baz› insanlar›n anlay›fllar›n›n kapanaca¤›n› ve gerçekleri gör-

mekten aciz duruma düfleceklerini birçok ayetinde bildirmek-

tedir. Bu ayetlerden baz›lar› flöyledir:

fiüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, on-

lar için fark etmez; inanmazlar. Allah, onlar›n kalplerini

ve kulaklar›n› mühürlemifltir; gözlerinin üzerinde perde-

ler vard›r. Ve büyük azab onlarad›r. (Bakara Suresi, 6-7)

… Kalpleri vard›r bununla kavray›p-anlamazlar, gözleri

vard›r bununla görmezler, kulaklar› vard›r bununla iflit-

mezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha afla¤›l›kt›r-

lar. ‹flte bunlar gafil olanlard›r. (Araf Suresi, 179)

Allah Hicr Suresi'nde ise, bu insanlar›n mucizeler görseler

bile inanmayacak kadar büyülendiklerini flöyle bildirmektedir:

Onlar›n üzerlerine gökyüzünden bir kap› açsak, ordan

yukar› yükselseler de, mutlaka: "Gözlerimiz döndürül-

dü, belki biz büyülenmifl bir toplulu¤uz" diyeceklerdir.

(Hicr Suresi, 14-15)

Bu kadar genifl bir kitlenin üzerinde bu büyünün etkili olma-

s›, insanlar›n gerçeklerden bu kadar uzak tutulmalar› ve 150

y›ld›r bu büyünün bozulmamas› ise, kelimelerle anlat›lamaya-

cak kadar hayret verici bir durumdur. Çünkü, bir veya birkaç

insan›n imkans›z senaryolara, saçmal›k ve mant›ks›zl›klarla do-

lu iddialara inanmalar› anlafl›labilir. Ancak dünyan›n dört bir ya-

n›ndaki insanlar›n, fluursuz ve cans›z atomlar›n ani bir kararla

biraraya gelip; ola¤anüstü bir organizasyon, disiplin, ak›l ve flu-

ur gösterip kusursuz bir sistemle iflleyen evreni, canl›l›k için

uygun olan her türlü özelli¤e sahip olan Dünya gezegenini ve

say›s›z kompleks sistemle donat›lm›fl canl›lar› meydana getirdi-

¤ine inanmas›n›n, "büyü"den baflka bir aç›klamas› yoktur.

125

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 128: Kuran'da Sabrın Önemi

Nitekim, Allah Kuran'da, inkarc› felsefenin savunucusu olan

baz› kimselerin, yapt›klar› büyülerle insanlar› etkilediklerini Hz.

Musa ve Firavun aras›nda geçen bir olayla bizlere bildirmekte-

dir. Hz. Musa, Firavun'a hak dini anlatt›¤›nda, Firavun Hz. Mu-

sa'ya, kendi "bilgin büyücüleri" ile insanlar›n topland›¤› bir yer-

de karfl›laflmas›n› söyler. Hz. Musa, büyücülerle karfl›laflt›¤›nda,

büyücülere önce onlar›n marifetlerini sergilemelerini emre-

der. Bu olay›n anlat›ld›¤› ayet flöyledir:

(Musa:) "Siz at›n" dedi. (Asalar›n›) at›verince, insanla-

r›n gözlerini büyüleyiverdiler, onlar› dehflete düflürdü-

ler ve (ortaya) büyük bir sihir getirmifl oldular. (Araf

Suresi, 116)

Görüldü¤ü gibi Firavun'un büyücüleri yapt›klar› "aldatmaca-

lar"la -Hz. Musa ve ona inananlar d›fl›nda- insanlar›n hepsini

büyüleyebilmifllerdir. Ancak, onlar›n att›klar›na karfl›l›k Hz.

Musa'n›n ortaya koydu¤u delil, onlar›n bu büyüsünü, Kuran'da-

ki ifadeyle "uydurduklar›n› yutmufl" yani etkisiz k›lm›flt›r:

Biz de Musa'ya: "Asan› f›rlat›ver" diye vahyettik. (O da

f›rlat›verince) bir de bakt›lar ki, o bütün uydurduklar›n›

derleyip-toparlay›p yutuyor. Böylece hak yerini buldu,

onlar›n bütün yapmakta olduklar› geçersiz kald›. Orada

yenilmifl oldular ve küçük düflmüfller olarak tersyüz

çevrildiler. (Araf Suresi, 117-119)

Ayetlerde de bildirildi¤i gibi, daha önce insanlar› büyüleye-

rek etkileyen bu kiflilerin yapt›klar›n›n bir sahtekarl›k oldu¤u-

nun anlafl›lmas› ile, söz konusu insanlar küçük düflmüfllerdir.

Günümüzde de bir büyünün etkisiyle, bilimsellik k›l›f› alt›nda

son derece saçma iddialara inanan ve bunlar› savunmaya hayat-

126

KURAN'DA SABRIN ÖNEM‹

Page 129: Kuran'da Sabrın Önemi

lar›n› adayanlar, e¤er bu iddialardan vazgeçmezlerse gerçekler

tam anlam›yla a盤a ç›kt›¤›nda ve "büyü bozuldu¤unda" küçük

duruma düfleceklerdir. Nitekim, yaklafl›k 60 yafl›na kadar evri-

mi savunan ve ateist bir felsefeci olan, ancak daha sonra ger-

çekleri gören Malcolm Muggeridge evrim teorisinin yak›n ge-

lecekte düflece¤i durumu flöyle aç›klamaktad›r:

Ben kendim, evrim teorisinin, özellikle uyguland›¤› alanlarda, ge-

lece¤in tarih kitaplar›ndaki en büyük espri malzemelerinden biri

olaca¤›na ikna oldum. Gelecek kuflak, bu kadar çürük ve belirsiz

bir hipotezin inan›lmaz bir safl›kla kabul edilmesini hayretle kar-

fl›layacakt›r. (Malcolm Muggeridge, The End of Christendom,

Grand Rapids: Eerdmans, 1980, s.43)

Bu gelecek, uzakta de¤ildir aksine çok yak›n bir gelecekte in-

sanlar "tesadüfler"in ilah olamayacaklar›n› anlayacaklar ve ev-

rim teorisi dünya tarihinin en büyük aldatmacas› ve en fliddet-

li büyüsü olarak tan›mlanacakt›r. Bu fliddetli büyü, büyük bir

h›zla dünyan›n dört bir yan›nda insanlar›n üzerinden kalkmaya

bafllam›flt›r. Art›k evrim aldatmacas›n›n s›rr›n› ö¤renen birçok

insan, bu aldatmacaya nas›l kand›¤›n› hayret ve flaflk›nl›kla dü-

flünmektedir.

127

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 130: Kuran'da Sabrın Önemi

128

Dediler ki: "Sen Yücesin, bize ö¤retti¤inden

baflka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten

Sen, herfleyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi

olans›n." (Bakara Suresi, 32)