Upload
etenia
View
98
Download
0
Embed Size (px)
DESCRIPTION
KOBİ’LER İÇİN TFRS TASLAĞI VE VERGİ. Garip Ayaz; YMM, CPA, MSA [email protected]. 5 Şubat 2010-Adana. Küreselleşmenin bazı göstergeleri Dünya GSMH (GDP) 54,6 Trilyon Dolar (The World Bank, Est. 2009), - PowerPoint PPT Presentation
Citation preview
2
Küreselleşmenin bazı göstergeleri
Dünya GSMH (GDP) 54,6 Trilyon Dolar (The World Bank, Est. 2009),
Dünya Finansal Varlık Değeri 178 Trilyon Dolar (2008, McKinsey Global Report).
Bu tutar 2007 yılı için 194 Trilyon Dolar.
Finansal kriz süreci başlangıcında 16 Tirlyon Dolarlık azalma oluştu.
2008 yılı ve 2009 yılının ilk yarısındaki azalma ise 28.8 Trilyon Dolar oldu.
Söz konusu stok servet değerinin 54.9 Trilyon doları ABD’ye, 52.2 Trilyon Doları (İngiltere dahil) Euro-Bölgesine ve 28.7 Trilyon Doları ise Japonya’ya ait.
Anglo-Sakson Economiler (GDP) 19,3 Trilyon Dolar (%35)
KÜRSELLEŞME VE UFRS
3
Küreselleşmenin bazı göstergeleri
Dünya Ticaret Hacmi (2008, The World Fact Book, www.cia.gov). İthalat 15.97 Trilyon Dolar
İhracat 16.04 Trilyon Dolar
Doğrudan yabancı sermaye stok değeri (2008, The World Fact Book, www.cia.gov). Evdeki doğrudan yabancı sermaye stoğu 16.65 Trilyon Dolar,
Dışardaki doğrudan yabancı sermaye stoğu 16.22 Trilyon Dolar
Doğrudan yabancı sermaye hareketi 2008 yılı 10.5 Trilyon Dolar
2009 yılı 2.8 Trilyon Dolar
KÜRSELLEŞME VE UFRS
4
Bazı Tespitler
UFRS Anglo-Sakson kökenlidir.
UFRS’nin zemininde Anglo-Sakson geleneği ve hukuku vardır.
Kara Avrupası hukuk sistemine dahil geleneklerin uyumu biraz daha güçlük arzeder.
1, 4, 6 ve 8 No’lu AB Direktifleri de bu gerçeği kabul etmektedir.
Bu nedenlerle, uyum süreci biraz zaman alabilir.
KÜRESELLEŞME VE UFRS
5
Değerlemenin esası
Amaç; İşletme sermayesinin haksız bir şekilde yöneticilere ve ortaklara intikalini önlemek, İşletme ile ilişkisi bulunan üçücü şahıslara ait hak ve menfaatlerin korunması.
Temel yaklaşım ve ölçü 75 inci maddede düzenlenmiş, 454-464 üncü maddelerde ise sermaye şirketleri için özel bazı değerleme ölçü ve ilkeleri öngörülmüştür. (Örneğin, stok değerlemesinde en fazla maliyet bedeli; kıymetli evrak niteliğindeki varlıklar değerleme gününden bir ay önceki ortalama borsa rayici, kefaletten ve garanti taahhütlerinden doğan mükellefiyetler ve üçüncü kişiler lehine tesis olunan rehinlerin, nazım hesaplar veya bilanço dipnotlarda birer kalem olarak gösterilimesi, ilerde yerine getirilecek yükümlülüklerden veyahut bunlara benzer taahhütlerden doğması muhtemel zararlar için karşılık ayrılması gibi).
29/06/1956 tarihli ve 6762 sayılı TTK, FERDİ İŞLETMELER VE ŞAHIS ŞİRKETLERİ İÇİN, prensip olarak ,AZAMİ DEĞERLEME ÖLÇÜLERİ GÖSTERMİŞ VE İŞLETMELERİ BU SINIR İÇİNDE DEĞERLEME ÖLÇÜSÜ SEÇME BAKIMINDAN SERBEST BIRAKMIŞTIR.
TÜRK TİCARET KANUNUNDA DEĞERLEME
6
Değerlemenin esası
Ferdi işletmeler ve şahıs şirketleri için bu göreli serbesti ve ihtiyatlı olmamanın temel gerekçesi,bu işletmelerde ortakların sorumluluğunun sınırsız olmasıdır.
454 ve 464 maddelerde ise sermaye şirketleri için amir bazı değerleme hükümleri öngörülmüştür. Hükümlerde geçen “EN FAZLA VE GEÇMEMEK ÜZERE” ibareleri söz konusu ölçü ve kuralların emredici niteliğini işaret etmektedir.
Özetle, kanun, sermaye şirketlerine ilişkin değerleme esaslarında, şahıs işletmelerine nazaran, daha ihtiyatlı davranmış ve değerleme ölçülerini, göreli olarak, daha belirgin, bir şekilde, sınırlayıcı, kesin ve emredici nitelikte düzenlemiştir.
TÜRK TİCARET KANUNUNDA DEĞERLEME
7
Ekonomi, vergi ve muhasebe açısından tek bir gelir tanımı mümkün mü?
Vergi, muhasebe ve ekonomi açısından gelirin tanımı birbirinden farklıdır.
Bu anlamda, muhasebe ile ekonomi göreli olarak birbirlerine, “kavga etmeden”, yaklaşabilir.
Ama vergi açısından, bu uzlaşı mümkün değil veya daha güçtür.
VERGİ AÇISINDAN GELİRİN TANIMI
8
Ekonomi, vergi ve muhasebe açısından tek bir gelir tanımı mümkün mü? Çünkü;
Finansal muhasebenin temel amacı, yönetime, ortaklara, kredi verenlere ve ilgili taraflara , yanlış yönledirilmemek ve doğru karar vermek için, yararlı ve doğru bilgi vermektedir,
Muhasebenin tersine, vergi sistemlerinin temel amacı öngörülebilir asgari bir vergi hasılatı sağlamaktır,
Muhasebenin, amaçları ve prensipleri ile tutarlı olarak, doğasında ve temelinde muhafazakârlık vardır. Dolayısıyla ölçme ve değerleme sırasında hata olasılığının tahakkuk etmesi halinde, gelir ve varlıkları düşük değerlemeyi yüksek değerlemeye tercih eder. Ancak, verginin buna tahammülü yoktur.
Finansal muhasebe, tahmin, olasılık ve makul belirsizliklere karşı misafirperverdir, vergi kanunları ise asgari bir geliri garanti altına almayı zorunlu kılar.
(Thor Power Tool Co. v. Comm. USTC, US Supreme Court, 1979, S. Ct. 773)
VERGİ AÇISINDAN GELİRİN TANIMI
9
Ekonomi, vergi ve muhasebe açısından tek bir gelir tanımı mümkün mü?
Verginin, gelirin tanım açısından, ekonomi ile de uzlaşması mümkün değildir.
Çünkü; Economistler, en yalın hali ile, dönem başı özservet değeri (FMV) ile dönem sonu öz servet
değeri (FMV) arasındaki farkı hesaplar, bu tutar servetteki değer artışını ifade eder.
Daha sonra, bu farka ilgili dönemde kişi tarafından tüketilen mal ve hizmetlerin değeri ilave edilerek geliri tespit edilir.
Vergi kanunları, bu tanımı da esas alamaz.
(Merchants Loan and Trust Co. v. Smietanka, 1 USTC; US Supreme Court, 1921, S. Ct. 386)
VERGİ AÇISINDAN GELİRİN TANIMI
10
Ekonomi, vergi ve muhasebe açısından tek bir gelir tanımı mümkün mü?
SONUÇ OLARAK;
MUHASEBE VE VERGİ KENDİ DEĞERLEME ÖLÇÜLERİ, KURALLARI VE MANTIKLARI İÇİNDE KURALLARINI KOYMAYA VE BUNU İCRA ETMEYE DEVAM EDECEKLERDİR.
VERGİNİN, MUHASABENİN KURALLARINI BENİMSEMESİ VE BİREBİR UYGULAMASI TEKNİK OLARAK MÜMKÜN DEĞİLDİR VE ZATEN GEREĞİ DE YOKTUR. BUNUN TERSİ DE DOĞRUDUR.
DÜNYA’DA MUHASEBE VE VERGİ AÇISINDAN GELİRİN TANIMININ AYNI OLDUĞU GELİŞMİŞ BİR ÖRNEK DE BULUNMAMAKTADIR.
VERGİ AÇISINDAN GELİRİN TANIMI
11
Ekonomi, vergi ve muhasebe açısından tek bir gelir tanımı mümkün mü?
SONUÇ OLARAK;
MUHASEBE VE VERGİ KENDİ DEĞERLEME ÖLÇÜLERİ, KURALLARI VE MANTIKLARI İÇİNDE KURALLARINI KOYMAYA VE BUNU İCRA ETMEYE DEVAM EDECEKLERDİR.
VERGİNİN, MUHASABENİN KURALLARINI BENİMSEMESİ VE BİREBİR UYGULAMASI TEKNİK OLARAK MÜMKÜN DEĞİLDİR VE ZATEN GEREĞİ DE YOKTUR. BUNUN TERSİ DE DOĞRUDUR.
DÜNYA’DA MUHASEBE VE VERGİ AÇISINDAN GELİRİN TANIMININ AYNI OLDUĞU GELİŞMİŞ BİR ÖRNEK DE BULUNMAMAKTADIR.
VERGİ AÇISINDAN GELİRİN TANIMI
12
Verginin tanımı Vergi, ekonomik değerlerin (kural olarak paraların) bireysel eonomilerden, politik zorlama ile (hukuki
cebir), Dvlet veya yetkilendirilen kamu tüzel kişilerine, bir karşılık istemeye bir hak nedeni olmadan yapılan transferlerdir (F. Neumark, Maliyeye Dair Tetkikler, İst. 1950, s.43).
Tahakkuk esası Tahakkuk, gelir ve giderin mahiyet ve tutarının kesinleşmesi ve kişiselleşmesi ile birlikte, hukuken
istenebilir duruma gelmesini sağlayan işlemin ve olayın gerçekleşmesidir (DİBK‘nun 22/12/2004 tarih ve E.2004/1, K. 2004/14 sayılı kararı, 19/04/2005 tarih ve 25791 sayılı RG).
Değerleme Vergi matrahının hesaplanması ile iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir (VUK, Md. 258). Dolayısıyla,
tahmine, varsayıma, ekonomik olarak makul olsa bile olasılığa yer yoktur. Tespiti mükellef yapar, ancak defter ve belge esastır. Takdiri, prensip olarak , Takdir Komisyonu yapar. İdare çoğunluğa sahiptir (VUK, Md.72, 74, 267, 278 ve
diğerleri).Özel Haller213 sayılı VUK’nun değerleme esasları bölümünde (3. Kitap/1. Kısım-1. Bölüm, Md.258-288) yazılı olmayan
veyahut yazılı olup da kendi ölçüleriyle değerlenmesine imkân bulunmayan iktisad kıymetlerden bina ve arazi vergi değerleriyle, diğerleri, varsa borsa rayici, yoksa mukayyet değerleri, o da yoksa emsal bedeliyle değerlenir (VUK, Md. 289). Dolayısıyla, herhalükârda değerleme kanuni ölçü ile yapılır.
VERGİ AÇISINDAN DEĞERLEME
13
Karşılaştırma
VERGİ AÇISINDAN DEĞERLEME
TFRS-UFRS VERGİSTOKLAR İlk olarak maliyet bedeli, Müteakip ölçümlerde maliyet veya satış
fiyatı-satış giderlerinin çıkarılması ile elde edilen tutarın küçük olanı değerleme.
FIFO veya ağırlıklı ortalama maliyet, LIFO Yöntemi değerleme de kullanılamaz.
STOKLAR Maliyet bedeli (esas olan fiili maliyettir), Fiili maliyet yönemi ile değerlemenin
mümkün olmadığı halllerde FIFO, LIFO, ağırlıklı ortalama maliyet ile değerleme,
Müteferri bilumum giderler dahil edilir, Maliyet içeriği farklı, Kıymeti düşen mallar emsal bedeli ile
değerlenir, değerleme takdir esasında yapılır. (213 sayılı VUK, Md. 262, 267, 274, 278 ve diğerleri
238 Seri No’lu GVK GT)
14
Karşılaştırma
VERGİ AÇISINDAN DEĞERLEME
TFRS-UFRS VERGİİŞTİRAKLER Önemli etkide bulunulabilen işletme, İştiraklerdeki yatırımlar;• Maliyet yöntemi,• Özkaynak yöntemi,• Veya gerçeğe uygun değerle (makul değer,
FMV) ile değerlenir.
İŞTİRAKLER Ortaklık veya hisse oranının önemi yok (CFC
hariç), Alış bedeli ile değerlenir (bir iktisadi kıymetin
satın alınması karşılığı ödenen veya borçlanılan meblağ),
Hisse senedi ile temsil edilmeyen ortaklık hisseleri ise maliyet bedeli ile değerlenir,
(213 sayılı VUK, Md. 279, 193 sayılı GVK, Md. 82, 5520 sayılı KVK, Md.5, 7).
15
Karşılaştırma
VERGİ AÇISINDAN DEĞERLEME
TFRS-UFRS VERGİGAYRİMENKULLER Yatırım amaçlı ve maddi duran varlık olarak
tutulan ayırımı,
Yatırım amaçlı GM’ler başlangıçta maliyet bedeli ve sonrasında ise değer artış kazançları Gelir Tablosunda muhasebeleştirilir,
Yenileme maliyetleri, eğer işletmeye gelecekte fayda getirmesi bekleniyorsa maliyete eklenir,
GAYRİMENKULLER Yatırım amaçlı ve maddi duran varlık ayırımı
yok (5520 sayılı KVK, Md.5/1-e, 3065 sayılı KDVK, Md.17/4-r hariç),
Maliyet bedeli asıl değerleme ölçüsüdür ve elden çıkarılmadıkça bu değerleme ölçüsü esas alınır (213 sayılı VUK, Md. 262, 269, 270, 271 VUK GT: Sıra No:114, 121, 163; 193 sayılı GVK, Md. 70, Mük. 80, 82; 5520 sayılı KVK, Md.5/1-e; 3065 sayılı KDVK, Md.1, 2, 17/4-r),
Gayrimenkulü genişletmek ve kıymetini devamlı artırmak maksadıyla yapılan giderler maliyet bedeline eklenir (213 sayılı VUK, Md.272),
16
Karşılaştırma
VERGİ AÇISINDAN DEĞERLEME
TFRS-UFRS VERGİGAYRİMENKULLER Değer değişimleri(artış) özkaynakta veya gelir
tablosunda (düşüklük) muhasebeleştirilir,
Amortisman yöntemi varlığın ömrünü en iyi şekilde yansıtan yöntem olarak belirlenmeli ve tahmini faydalı ömür boyunca amortisman tabi tutulmalıdır,
Bilanço dışı bırakma işlemi, elden çıkarma veya varlıktan gelecekte ekonomik fayda beklenmediğinde yapılır. Bu durum, K/Z hesabına yansıyabilir.
GAYRİMENKULLER Değer değeişimlerinin özkaynak veya gelir
tablosuna yansıtılması mümkün değildir, değerleme maliyet bedeli ile yapılır (Enflasyon düzeltmesi hali hariç; 213 sayılı VUK, Mük. Md.298),
Faydalı ömür ve amortisman süresi İdarece belirlenir, yöntem konusunda ihtiyarilik bulunmaktadır (213 sayılı VUK, Md. 313, 315, Mük.315, v.d., VUK, GT Sıra No: 333, 339, 365, 389).
Elden çıkarma hali hariç işlem yapılması mümkün değildir. Elden çıkarma halinde, sonuç K/Z hesabı ile ilişkilendirilir (213 sayılı VUK, Md.278 işlemiyor, 193 sayılı GVK, Md.70, Mük. 80, 82; 5520 sayılı KVK, Md.5/1-e).
17
Karşılaştırma
VERGİ AÇISINDAN DEĞERLEME
TFRS-UFRS VERGİŞEREFİYE Büyük ölçüde gerçekleşmesi ve maliyetin
güvenilir şekilde ölçülebilmesi halinde varlık olarak muhasebeleştirilir,
İlk muhasebeleştirmede fiili maliyet ile ölçülür,
Varlık takası veya birleşme sonucu oluşması halinde gerçeğe uygun değerle ölçülür(FMV),
İşletme içinde üretilmesi halinde, prensip olarak, harcamalar giderleştirilir.
ŞEREFİYE Satınalma sırasında oluşan devir bedeli olan
mukayyet değeri ie değerlenir (213 sayılı VUK, Md.282),
Sürekli mukayyet değeri ile ölçülür,
Vergisiz birleşmede oluşma imkânı yoktur. Aksi halde, vergiden müstesna olma şartları ihlal edilmiş olur (193 sayılı GVK, Md.81, 5520 sayılı KVK , Md.18, 19, 20; 3065 sayılı KDVK, Md. 17/4-c),
Bir gayrimaddi hak oluşma olasılığı devam ettiği sürece ve AR-GE indiriminden yararlanılması halinde, aktifleştirilir (5520 sayılı KVK, Md. 10/1-a, ve 5746 sayılı Kanun)
18
Karşılaştırma
VERGİ AÇISINDAN DEĞERLEME
TFRS-UFRS VERGİŞEREFİYE İtfa yöntemi her yıl gözden geçirilir ve
gerektiğinde tahminde değişiliklik olarak düzeltilmelidir,
İşletme birleşmelerinde; tüm birleşmeler satınalma kuralına muhasebeleştirilir,
Şerefiye ilk edinimde maliyet bedeli ile muhasebeleştirilir ve sınırsız ömürlü gayrimaddi hak sayılır, her yıl değer düşüklüğü testine tabi tutulur.
ŞEREFİYE Sadece amortisman tabi tutulmaya devam
olunur, çünkü değerlemede mukayyet değer asıldır,
Sadece vergili birleşme satın alma yöntemine göre muhasebeleştirilir (193 sayılı GVK, Mük. Md. 80, 82, vd.; 5520 sayılı KVK, Md.18; 3065 sayılı KDVK, Md.1,2,3...),
Sınırsız ömürlü sayılmaz; değer düşüklüğü testine tabi tutulmaz ve mukayyet değerleri üzerinden eşit miktarlarda ve beş yıl içinde itfa olunur (213 sayılı VUK, Md.326),
19
Karşılaştırma
VERGİ AÇISINDAN DEĞERLEME
TFRS-UFRS VERGİKARŞILIKLAR VE KOŞULLU YÜKÜMLÜLÜKLER Karşılıklar, geçmişte meydana gelen bir olay sonucu
mevcut bir yükümlülüğün ortaya çıkması, işletmenin ekonomik faydaları devretmesinin muhtemel olması ve tutarının güvenilir olarak ölçülebilmesi halinde, hesaben ayrılan ve muhasebeştirilen tutarlardır.
• Meydana gelen bir olay sonucu,
• Ekonomik fayda devrinin muhtemel olması,
• Tutarın güvenilir şekilde ölçülebilmesi.
KARŞILIKLAR VE KOŞULLU YÜKÜMLÜLÜKLER Hasıl olan veya husulü beklenen fakat miktarı
katiyetle kestirilmeyen ve teşebbüs için bir borç mahiyetini arz eden belli zararları karşılamak maksadiyle hesaben ayrılan meblağlara denir (213 sayılı VUK, Md.288),
• Hasıl olan,
• Husulü beklenen ve fakat miktarı katiyetle kestirilemeyen ve teşebbüs için bir borç mahiyetinde olan,
• Belli zararları karşılamak amacıyla ayrılan tutarlardır.
Tanım yaklaşık aynı. Ancak, 60 yıllık uygulamada Vergi İdaresi bu maddeyi sadece tanım olarak yorumlamış ve kanunda açıkça yazılı olmayan karşılıkların ayrılmaması yönünde uygulamaya yön vermiştir. Vergi İdaresinin bu görüşü Vergi Yargısınca da onanmıştır.
20
Karşılaştırma
VERGİ AÇISINDAN DEĞERLEME
TFRS-UFRS VERGİKARŞILIKLAR VE KOŞULLU YÜKÜMLÜLÜKLER Karşılıklar, geçmiş bir olaydan kaynaklanan mevcut
bir yükümlülüğün bulunması, yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren işletmeden çıkmasının muhtemel olması ve yükümlülük tutarının güvenli bir biçimde tahmin edilebilmesi halinde, hesaben ayrılan ve muhasebeştirilen tutarlardır.
• Meydana gelen bir olay sonucu olması,
• Ekonomik fayda devrinin muhtemel olması,
• Tutarın güvenilir şekilde ölçülebilmesi.
KARŞILIKLAR VE KOŞULLU YÜKÜMLÜLÜKLER Hasıl olan veya husulü beklenen fakat miktarı
katiyetle kestirilmeyen ve teşebbüs için bir borç mahiyetini arz eden belli zararları karşılamak maksadiyle hesaben ayrılan meblağlara denir (213 sayılı VUK, Md.288),
• Hasıl olan,
• Husulü beklenen ve fakat miktarı katiyetle kestirilemeyen ve teşebbüs için bir borç mahiyetinde olan,
• Belli zararları karşılamak amacıyla ayrılan tutarlardır.
Tanım yaklaşık aynı. Ancak, 60 yıllık uygulamada Vergi İdaresi bu maddeyi sadece tanım olarak yorumlamış ve kanunda açıkça yazılı olmayan karşılıkların ayrılmaması yönünde uygulamaya yön vermiştir. Vergi İdaresinin bu görüşü Vergi Yargısınca da onanmıştır.
21
DÖNEM SONU VERGİ VE MUHASEBE İŞLEMLERİ
TEŞEKKÜR EDERİZ
KOBİ’LER İÇİN TFRS TASLAĞI VE VERGİ