4
Kültür – Sanat - Edebiyat Yıl: 2016 - 2017 Sayı: 6 1 Sena ATASOY İYİ SEÇ ONLARI Ne güzel şeydir dostluk Nerede bulursan orada mutluluk İYİ SEÇ ONLARI! Bilmiyorsan dostluğu eğer Onlarla tanışmadan önce öğrenmeliymişsin meğer İYİ SEÇ ONLARI! Arkadaşlığı anlamayanlar varmış Onlar hep somurtkanmış İYİ SEÇ ONLARI! Sadece iyi gün dostu olursa eğer Kötü gününde seni terk ederler İYİ SEÇ ONLARI! “Benim dostlarım var” demeden önce Bir kere düşün bence İYİ SEÇ ONLARI! Ben kendime yeterim diyenler Mutluluklarını kaybederler İYİ SEÇ ONLARI! Sen dostluğu anladıysan eğer Çok gecikmeden İYİ SEÇ ONLARI! Sude ÇEVİRGEN ÖZÜN DEĞİŞİMİ Dil bir milletin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Her milletin kendine ait bir dili vardır. Ve kendi dillerini istedikleri şekilde kullanırlar. Ama zarar gelmesini de istemezler kendi dillerine. Bunun için de birçok çaba harcarlar. Bazı diller bir süre sonra yozlaşmaya başlar. Örneğin bizim dilimiz,Türkçemiz, artık tam da bir Türkçe sayılmaz. Türkçe yerine başka yabancı kökenli sözcükler kullanılmaya başlandı bazı kelimelerde. Genellikle gençlerimiz yapar bunu. Örneğin ‘tamam’ sözcüğü yerine ‘ok’, ‘görüşürüz’ sözcüğü yerine ‘bay’ sözcüğünü kullanıyorlar.Bu da Türkçemizin yavaş yavaş yozlaşmasına, bozulmasına başladığının bir göstergesidir.Bir de bazı kelimeleri kısaltıp kullanıyorlar.Mesela naberyerine nbr’, selam yerine slmgibi kısaltmalar kullanıyorlar. Bunlarda dilimizin yozlaşmasında,bozulmasında etkendir Bir millet kendi diline sahip çıkmalı, korumalıdır. Onun yavaş yavaş yozlaşmasına izin vermemelidir. Biz de dilimize sahip çıkıp onun gözlerimiz önünde eriyip gitmemesi için çalışmalar yapmalı,çabalar harcamalıyız. İlk olarak da gençlerimizin dillerini daha dikkatli kullanmalarını istiyoruz. Ayşe Miray BENLİ UMUDUNU KAYBETME Yetimhanede, küçük bir kız çocuğu yaşardı.O kızın annesi ve babası yokmuş. Annesi ve babası olmadığı için o kadar üzülürmüş ki her gece başını yastığa koyduğunda hep ağlarmış.O küçük kız yetimhanede yaşadığı için herkese niye ben yetimhanedeyim diye sorarmış. Sonra bir gün yetimhane müdürüne sormuş: ‘’Benim annem ve babam ne zaman gelecek?’’ diye. Müdür de demiş ki: ‘’ Senin annen ve baban öldü. Bir daha onları göremeyeceksin.’’ Demiş. Küçük kız büyümüş ve liseye başlamış. Büyüdüğü için anne ve babasını aramaya başlamış. Aradan üç yıl geçmiş. Tabii bu üç yılda anne ve babasını bulmak için her yolu denemiş. Bu kız en sonunda umudunu kaybetmiş. Her gece dermiş ki en yakın dostuna : ‘’Benim annem ve babam yok.’’ Sonra gittiği liseye bir öğretmen gelmiş. Bu öğretmen o kızın teyzesiymiş. Ama o kız öğretmeninin teyzesi olduğunu bilmiyormuş. Bir gün öğretmeni o kızı yanına çağırmış ve o kıza demiş ki: ‘’Ben senin teyzenim.’’ O kız da orada küt bayılıvermiş. Sonra hastaneye götürmüşler. Kız uyandığında, ‘’Gerçekten sen benim teyzem misin?’’ diye sormuş. ‘’Evet.’’ Demiş teyzesi. Kız teyzesine demiş ki: ‘’Benim annem ve babam yok.’’ Teyzesi de:’’Hayır ikimiz senin anne ve babanı bulacağız. Sakın umudunu kaybetme.’’ Özge AKDOĞAN

Kültür – Sanat - Edebiyat · dilimiz,Türkçemiz, artıktam da bir Türkçesayılmaz. Türkçe ... Evet neden olmasın. ”Halkahizmet hakka hizmettir.”Sözündenne anlıyorsunuz?

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kültür – Sanat - Edebiyat · dilimiz,Türkçemiz, artıktam da bir Türkçesayılmaz. Türkçe ... Evet neden olmasın. ”Halkahizmet hakka hizmettir.”Sözündenne anlıyorsunuz?

Kültür – Sanat - Edebiyat

Yıl: 2016 - 2017Sayı: 6

1

Sena ATASOY

İYİ SEÇ ONLARI

Ne güzel şeydir dostluk

Nerede bulursan orada mutluluk

İYİ SEÇ ONLARI!

Bilmiyorsan dostluğu eğer

Onlarla tanışmadan önce öğrenmeliymişsin meğer

İYİ SEÇ ONLARI!

Arkadaşlığı anlamayanlar varmış

Onlar hep somurtkanmış

İYİ SEÇ ONLARI!

Sadece iyi gün dostu olursa eğer

Kötü gününde seni terk ederler

İYİ SEÇ ONLARI!

“Benim dostlarım var” demeden önce

Bir kere düşün bence

İYİ SEÇ ONLARI!

Ben kendime yeterim diyenler

Mutluluklarını kaybederler

İYİ SEÇ ONLARI!

Sen dostluğu anladıysan eğer

Çok gecikmeden

İYİ SEÇ ONLARI!

Sude ÇEVİRGEN

ÖZÜN DEĞİŞİMİ

Dil bir milletin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Her milletin

kendine ait bir dili vardır. Ve kendi dillerini istedikleri şekilde

kullanırlar. Ama zarar gelmesini de istemezler kendi dillerine.

Bunun için de birçok çaba harcarlar.

Bazı diller bir süre sonra yozlaşmaya başlar. Örneğin bizim

dilimiz,Türkçemiz, artık tam da bir Türkçe sayılmaz. Türkçe

yerine başka yabancı kökenli sözcükler kullanılmaya başlandı

bazı kelimelerde. Genellikle gençlerimiz yapar bunu. Örneğin

‘tamam’ sözcüğü yerine ‘ok’, ‘görüşürüz’ sözcüğü yerine ‘bay’

sözcüğünü kullanıyorlar.Bu da Türkçemizin yavaş yavaş

yozlaşmasına, bozulmasına başladığının bir göstergesidir.Bir de

bazı kelimeleri kısaltıp kullanıyorlar.Mesela ‘naber’ yerine ‘nbr’,

selam yerine ‘slm’ gibi kısaltmalar kullanıyorlar. Bunlarda

dilimizin yozlaşmasında,bozulmasında etkendir

Bir millet kendi diline sahip çıkmalı, korumalıdır. Onun yavaş

yavaş yozlaşmasına izin vermemelidir. Biz de dilimize sahip çıkıp

onun gözlerimiz önünde eriyip gitmemesi için çalışmalar

yapmalı,çabalar harcamalıyız. İlk olarak da gençlerimizin dillerini

daha dikkatli kullanmalarını istiyoruz.

Ayşe Miray BENLİ

UMUDUNU KAYBETME

Yetimhanede, küçük bir kız çocuğu yaşardı. O kızın annesi ve

babası yokmuş. Annesi ve babası olmadığı için o kadar üzülürmüş ki

her gece başını yastığa koyduğunda hep ağlarmış. O küçük kız

yetimhanede yaşadığı için herkese niye ben yetimhanedeyim diye

sorarmış. Sonra bir gün yetimhane müdürüne sormuş: ‘’Benim

annem ve babam ne zaman gelecek?’’ diye. Müdür de demiş ki: ‘’

Senin annen ve baban öldü. Bir daha onları göremeyeceksin.’’

Demiş. Küçük kız büyümüş ve liseye başlamış. Büyüdüğü için anne

ve babasını aramaya başlamış. Aradan üç yıl geçmiş. Tabii bu üç

yılda anne ve babasını bulmak için her yolu denemiş. Bu kız en

sonunda umudunu kaybetmiş. Her gece dermiş ki en yakın dostuna :

‘’Benim annem ve babam yok.’’ Sonra gittiği liseye bir öğretmen

gelmiş. Bu öğretmen o kızın teyzesiymiş. Ama o kız öğretmeninin

teyzesi olduğunu bilmiyormuş. Bir gün öğretmeni o kızı yanına

çağırmış ve o kıza demiş ki: ‘’Ben senin teyzenim.’’ O kız da orada

küt bayılıvermiş. Sonra hastaneye götürmüşler. Kız uyandığında,

‘’Gerçekten sen benim teyzem misin?’’ diye sormuş. ‘’Evet.’’ Demiş

teyzesi. Kız teyzesine demiş ki: ‘’Benim annem ve babam yok.’’

Teyzesi de:’’Hayır ikimiz senin anne ve babanı bulacağız. Sakın

umudunu kaybetme.’’

Özge AKDOĞAN

Page 2: Kültür – Sanat - Edebiyat · dilimiz,Türkçemiz, artıktam da bir Türkçesayılmaz. Türkçe ... Evet neden olmasın. ”Halkahizmet hakka hizmettir.”Sözündenne anlıyorsunuz?

2

Duygu ÇAKMAKLI

MİYAVLAYAN SEMT ; CİHANGİR ''2''

Ellerim sarsak, hiçbir şey görünmüyor.

Yalnız ve soğuk yatağım,

Boşlukta yükselip alçalıyor.

Gidip uyumaya kalksam ne olacak ?

Kimseler bile gelmiyor, bugün pazar.

Yalnızlığın seçilmişliği mi oluyor yani ?

Yani cinaslı kafiyeli pazar günleri,

Sıkıldım kahvemde bitti elmadan vazgeçtim,

Üstüne üstlük hayaller de azalıyor.

Yürü ! yürü ki bir şeyler dönmeye başlasın,

Dünya mı olur artık ne olursa olur.

Bak gözlerimi sana bırktım ey Cihangir !

Yoksa tarih miydi kanla biçilmiş kaftanım ?

Ben Kaf Dağı'nda bir kaptan değilim,

Ama bu çırpıntılı kahvesizlik ne olacak ?

Yağmur yağıyor, yağmasın.

Volta atıyor martılar göğün dört duvarında,

''Ne balık ne de kuş'' olabildiğim şu dünyada

Hayalim bile yok, beceremedim.

Cihangir'de özellikle,

Ama neden hep cinlerim tepemde ?

Gidip müzik dinlesene aklını kucağında saklayarak,

Ve bütün yollar bir gün Cihangir'e çıkacak.

Kalk gidelim, çöpçüler süpürsün,

Islak ve yorgun bedenimizi,

Kahve ve elma kokan bedenimizi,

Doktorlar serumla yıkasınlar,

Akla sığmayacak halüsilasyonlar ellerinde karanfiller,

Hastanenin ziyaretçi saatlerini beklesinler.

Hayat hiçbir şey değil, şiir hiçbir şey değil,

Ölüm bile hiçbir şey değil, sokaklara atılmış ölüm,

Nereye gitsem arkamdan gelir,

Mendil satar, cam siler, ille de bıçak taşır.

Unutma ki kardeşim, hayat ;

Karamsar bir şiirin ilk dizesidir.

Bu ülkede artık ne sabah ne de akşam olacak,

Üç çocuk daha öldü,

Yatağında üç kere daha sırtını döndü halk.

Elbette kahve ve yeşil elma,

Üşüdüm üstümü örtsene toprak.

Zeynep KASAP

RÖPORTAJ

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Ben Zeki Avan, 57 yaşındayım. Dört dönemdir muhtarlık yapmaktayım.

Muhtar olmaktan memnun musunuz?

Evet memnunum işimi severek yapıyorum.

Muhtar olma amacınız nedir?

Mahallemize ve mahalle halkına hizmet etmek amacıyla muhtar oldum.

Nasıl muhtar oldunuz?

Muhtarbağımsız olarak dört asil dört yedek dört azalarla birlikte halkın

oylarıyla birlikte seçilirler ve beş yıl görev yaparlar. Bende halkım sayesinde

muhtar oldum.

Muhtar seçilince neler hissettiniz?

Mahallenin desteğini ve güvenini almak güzel bir duygudur. Oyları ile sizi

seçen ve destek veren insanlara daha çok nasıl faydalı olurum diye

düşündüm.

Kaç dönemdir muhtarsınız?

Dört dönemdir muhtarım.

Mahallenize hizmet etmek nasıl bir duygu?

Yaşadığımız mahalleye ve insanlara hizmet etmek çok güzel bir

duygudur. İnsanlara hizmet etmekte Allah’ın emridir. Hayırlı hizmetlerde

bulunmakta bir ibadettir.

Buradaki göreviniz ve yetkileriniz nelerdir?

Mahallesinde ikametgâh edenlere ilmühaber vermek, Tebligat Kanunu ile

ilgili posta mektuplarını alır ve teslim eder. Seçimlerde seçmen kütük

listelerini asar ve seçmen bilgi kartlarını dağıtır. Mahallenin sorunlarını ilgili

makamlara bildirir ve takip ederim.

Muhtarlığı insanlara önerir misiniz?

Mevcut yasalara göre önermem.

Sizce Yıldırım Beyazıt mahallesinin eksikleri nelerdir?

Altyapı sorunu, asfalt, park ve ikinci sağlık ocağı eksiğimiz vardır.

Mahalle sakinleri ile aranız nasıldır?

Gayet iyi.

Mahalle nüfusunuz ne kadardır?

Yirmi bine yakın nüfusu ile Çubuk ilçesinin en büyük mahallesidir.

Mahallenizde bulunan okullardaki başarılı öğrencileri ödüllendiriyor

musunuz?

Ödüllendiriyorum.

Sorun yaşadığınız ya da destek göremediğiniz kurumlar var mıdır?

Belediyeden pek fazla hizmet gelmiyor.

Mahallemiz için belediyeden maddi destek alıyor musunuz?

Maddi destek almıyorum.

Ulusal gazetelerde çıktınız az çok geliriniz var neden araba yerine

bisiklet kullanıyorsunuz?

Bisikleti çocukluktan beri kullanıyorum. Bisiklet benim yaşam parçam ve

hobim. Kaza geçirdiğim için araba kullanmaktan çekiniyorum.

Tekrar muhtar adayı olmayı düşünüyor musunuz?

Evet neden olmasın.

”Halka hizmet hakka hizmettir.” Sözünden ne anlıyorsunuz?

Topluma bulunduğumuz her yardımda Allah’a hizmet ediyoruz demektir.

Mübeccel Nisa GÜNGÖRDÜ

ANNE

Annelerin hakkı ödenmez. Onlar canınızdan bir parçadır. Anne olmadan

çocukların çoğu bir şey yapamaz. Bir çoğunuzun yemeğini yapan, yaparken

içine sevgi katan, karşılıksız seven annedir. Anne sizin eliniz ayağınızdır. Sizi

yetiştiren annedir. Size bakan, büyüten, siz üzüldüğünüzde üzülen,

sevindiğinizde sevinen annedir. Sakın annenizi üzmeyin. Sonradan çok

pişman olursunuz. Birçoğunuz anneniz size kızdığında bir yere gitmenize izin

vermediğinde ya da dövdüğünde annenize sinirleniyorsunuz ama sakın

sinirlenmeyin, annenizin bir bildiği vardır. Onu üzdüğünüz an hatanızı anlayıp

annenizden özür dileyin, gönlünü almaya çalışın. Annenize sizin onu

sevdiğinizi hissettirin. Çünkü o ANNE.

Elanur

Page 3: Kültür – Sanat - Edebiyat · dilimiz,Türkçemiz, artıktam da bir Türkçesayılmaz. Türkçe ... Evet neden olmasın. ”Halkahizmet hakka hizmettir.”Sözündenne anlıyorsunuz?

3

Melike ÇAKIRGÖZ

ÖZLEM

Özledim…

Sabah rahatça uyanmayı,

Mutlu aile sofralarını özledim.

Neşe içinde bir arada olmayı,

Eski dostlukları özledim.

Barış içinde yaşayan insanları,

Elerinde silah değil; kalem olan çocukları özledim.

Yemyeşil bahçeli evleri,

Yeşeren ümitleri,

Ve o ümitle yaşayan insanları özledim.

Bir aile sıcaklığını tatmayı,

Hayalleri olan çocukları,

Mutlu olmayı, huzuru özledim.

Berat TEKİN

CİMRİLİK

Cimrilik insanların sahip olduğu en kötü davranışlardan biridir.

Cimri insan her zaman kendini düşünen, parasını düşünen başkalarına

hiçbir şeyini vermek istemeyen bencil kişidir.

Cimri insan elindeki malını hiçbir zaman kaybetmek istemez. Cimri

insana göre herkes kendi başının çaresine bakmalıdır. Kimse cimriden

para, mal ve yardım istememelidir. Aynı zamanda cimri insanlar

çevresindeki her şeyi kıskanırlar. Cimri insan kendisinde olan hiçbir

şeyi başkasında da olsun istemez. Böyle kişiler de insanlar arasında çok

fazla kişiyle anlaşamazlar. Toplum arasında çok da sevilmezler. Mesela

cömert bir insanın zor durumda ki bir kişiye para vermesi ya da

yardımda bulunması cimri kişi için çok saçma ve yanlış bir hareket

olarak gözükür. Cimri insana göre parasını harcamak boşa sarfetmek

gibidir. Kur’an’da cimrilik anlatılırken, ‘’ Onlar gösteriş yaparlar ve

hayra mani olurlar.’Onlar son derece cimri oldukları gibi başkalarının

yapacağı hayra da engel olurlar.’’ Denilmektedir. Kur’anın temek

esaslarından biri adaletli olmaktır. Ama cimri insanlar adaletli

olmazlar. Onlar her zaman her şeyin kendilerinin olmasını ister. Para,

altın ve gümüş toplayıp saklamak için değil topluma dağıtılıp insanlara

faydası olması içindir.

Şeytan fakirlikle korkutarak insanı cimriliğe iter. Şeytan sizin

sadaka vermenize, yardım etmenize engel olur. Allah (c.c.) katında

verilen mal, para, zekat, sadaka malımızı azaltmaz tam aksine

bereketlendirir. Konuyu şöyle bir toparlarsak cimrilik ya da çok

savurganlık yerine paramızı ne zaman, nerede harcayacağımızı düzgün

bir şekilde ayarlamamız gerekir.

Ezgi YÜCEL

TEK DOSTUMUZ KİTAPLAR

İnsanın tek gerçek dostudur kitaplar. Her kitap farklışeyler

anlatır. Farklı bir konu, farklı bir hayat. Her kitap insanı farklı

bakış açısı sunar. Her zaman bardağın dolu tarafından değil

boş tarafından bakmayı da öğretir kitaplar. Bazen de onlarla

huzur buluruz, onlarla yaşamayıöğrenir içindeki kahramanlarla

bazen güler bazen ağlarız. Ama ne olursa olsun kitaplarla

yaşamayıöğreniriz. İçindeki her konu ne olursa olsun bize

hayatı, yaşamayı, kendi ayaklarımız üstünde durabilmeyi

öğretir. Sadece okumak değil kitabın ne anlattığı anlamak

daha önemlidir.

Çünkü okumak insana çok şey katar. İleri görüşlü olmayı,

insanları anlamayı, bol bol düşünüp hayatı kendi etrafımızda

döndürmeyi sağlar. Her kitap hayatımıza farklı bir bakış açısı

sunar. Bir bakmışınız küçük bir çocuğun hikayesine

ağlıyorken öbür yanda da gülecek şeyler bulursunuz. Ama her

seferinde bir ders çıkarırsın.

Kitaplar başarıya giden yoldaki samimi dostlarımızdır.’

Kitaplar çoğunlukla kitabı yazan kimselerin en iyi duygularını,

en doğru düşüncelerini, en sağlam kanılarını en temiz umut ve

öykülerini taşırlar’ demiş Victor Hugo. Ve bir Çin atasözü

derki ‘ Kitapsız büyüyen çocuk, susuz büyüyen çocuğa

benzer.’

Yusuf DADAK

İSRAF

İsraf kelime anlamı olarak gereksiz harcama savurganlık

demektir. İsraf yapmanın ne kadar iyi bir şey olmadığını

herkes biliyor. İnsan ihtiyacı kadar kullanmalı ya da ihtiyacı

olduğu kadar satın almalıdır ama maalesef ki günümüzde bu

durum böyle değil neredeyse bütün insanlar har vurup harman

savuruyor. İsraf eden kimse elindekinin değerini bilmez. israf

eden kişi sadece kendisine değil bütün topluma bütün

insanlığa zarar verir. Bu israf konusu da dinimizce pek hoş

karşılanmaz. Dinimizde yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz

çünkü Allah israf edenleri sevmez buyurmuştur. Bazı

insanların israf ederek attığı giysiler yemekler sular vb. şeyler

bazı insanların temel ihtiyaçlarını karşılıyor olabilir. Mesela

zengin ile fakir arasındaki fark gibi bir şeydir. Yani kısacası

bilinçsizce tüketirken ona ihtiyacı olan insanları da

düşünmeliyiz. Çünkü bu evrende tek değiliz.

UNUTMAYIN!

Hüseyin Emre YILMAZ

TEMİZLİK BİLİNCİ

Dünyada temizlik bilinci denen bir kavramın olduğunu

düşünmüyorum.

Dünyamız gün geçtikçe kirleniyor ve denizlerimiz

temizlenmeyecek duruma geliyor. Bunların sonucunda bazı balık

türlerinin yok olmasına sebep oluyoruz. Çünkü çevremizi sadece biz

kullanacakmış gibi davranıyoruz. Halbuki bizden sonra gelecekler de

kullanacak bu çevreyi Bizim ülkemizde maalesef temizlik bilinci yok

denecek kadar az. Dünyada bizim ülkemiz kadar çevresini kirleten ve

duyarsız bir toplum yoktur herhalde.Çünkü diğer ülkelere nazaran

bizim ülkemizde temizlik ile ilgili daha az sivil toplum kuruluşları var

ve bizim insanımız bunun gibi sorunlardan daha az bilinçleniyor

,etrafımızı kirleterek çevreye daha çok zarar veriyoruz.

Bir an önce bilinçlenip etrafımızı temiz tutmaya başlayıp, gelecek

nesillere temiz bir çevre bırakmalıyız. Unutmayalım.... Temizlik

imandan gelir.

Ferhet GÖZ

Page 4: Kültür – Sanat - Edebiyat · dilimiz,Türkçemiz, artıktam da bir Türkçesayılmaz. Türkçe ... Evet neden olmasın. ”Halkahizmet hakka hizmettir.”Sözündenne anlıyorsunuz?

4

İMTİYAZ SAHİBİMehmet TEKİN

GENEL YAYIN YÖNETMENİUğur BİÇER

OKUL ADRES TELEFONYILDIRIM BEYAZIT ORTAOKULU

Yıldırım Beyazıt Mah. Fatih Sok. NO:2/A BlokÇUBUK/ANKARA Tel: 0312 838 48 05

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜDeniz TOPCU

GÖRSEL DANIŞMANMiraç ÖMÜR

YAYIN KURULUFatih KARAKÜTÜK

Melike ÇAKIRGÖZ

FARK

Mevsimler gibisin.

Kış gibi soğuk,

Yaza hasret bırakan.

İlkbahar gibisin,

Hayatıma neşe katan...

Yaz gibisin,

Kışı aratan.

Sonbahar gibisin,

Hayatı hatırlatan.

Yunus Emre YİĞİT

BABAM

Hala gözümün önünde vefaatın,

Şimdi anladım. Beni neden bıraktın?

Kızmadım sana, bir an olsun,

İnan sana yemin olsun.

Seni görmesem de biliyorum,

Hep yanımdasın,

Ben de istemezdim, hiç yanımda olmayasın.

Yanımdasın hep yanımda,

Ayrılma yanımdam babacığım.

EdanurAÇİL

HAYAT

Bence hayat bazılarına;

Para-Tatil-Güzellik

Bazılarına;

Nankör-Kötülük-boş vakit

Ve bazılarına;

Ekmek parası-İş-Mutluluk

Bazılarına;

Aile-Huzur-İman

Bazılarına;

Kader-Hüzün-Hasret

Ama En Güzeli:

Allah İnancı Ve İbadet

Evren ERDOĞAN

EĞİTİM VE ÖĞRETİMLE İLGİLİ

RÖPORTAJ

Merhaba ben Evren Erdoğan.Yıldırım Beyazıt Orta Okulu, 8/A

sınıfı öğrencisiyim.

Merhabalar.

Çubuk ilçesi Başak Pınar Kreş ve Gündüz Bakımevi müdiresi

Hatice Hanım.Müsaade ederseniz okuldan verilen bir görev üzerine

,sizinle bir röportaj yapmak isterim.

Tabi ki buyurun lütfen .

Teşekkür ederim.

Niçin öğretmenliği tercih ettiniz ? Ailenizin isteği üzerine mi,

kendi isteğiniz üzerine mi ?

Kendi isteğim üzerine seçtim.Okul hayatımda öğretmenlerimi çok

severdim.Onlara hayranlık duyardım.Bende büyüdüğümde öğretmen

olacağım derdim.Ailenin en büyük çocuğu bendim ve kardeşlerimle

hep ilgilenirdim.Çocukları da çok sevdiğim için, bu mesleği seçtim.İyi

ki seçmişim diyorum.

Ailenizde başka eğitimci var mı?

Hayır yok.

İşinizi severek mi yapıyorsunuz ?

Tabi ki evet.

Kaç yıldır görev yapıyorsunuz ?

22 Yıldır

Mesleğe başladığınız zamanki ile bu günkü, eğitim öğretimi

kıyaslarsak, ne gibi farklılıklar söyleye bilirsiniz ?

Bu konuda çok üzgünüm. Çünkü 22 yıl öncesini, bu günle

kıyasladığım zaman, teknoloji gelişmiş, ama eğitimcilerimiz

kendilerini yeteri kadar eğitip güncelleyemiyor.Yeteri kadar

donanımlı,olmadıklarını düşünüyorum.Örn: Yaratıcılık yok.Her

şey,internet ve akıllı telefonlardan hazır.

Eğitimin gidişatını nasıl buluyorsunuz?

Maalesef yeteri kadar olmadığını düşünüyorum.

İlçemizdeki eğitim ve öğretim durumu hakkında neler

düşünüyorsunuz?

Daha iyi olabilir. Çocuklarımızı araştırmaya, yaratıcılığa, yaparak

ve yaşayarak öğrenmelerini sağlayan bir eğitim sistemi olduğunda

daha başarılı olacakları kanaatindeyim.

Eğitim uzmanı olsaydınız, bizlere neler önerirdiniz?

Öyle bir eğitim isterdim ki,araştıran, sorgulayan,yaparak ve

yaşayarak bilgi edinen.Bunları da özel hayatlarında uygulayabilen

nesiller yetişsin. Eğitimi ticaretten, maddiyattan uzak, eğitimi eğitim

için yapan eğitimcilerin daha çok olmasını isterdim.

Gençlere öğretmen olmalarını tavsiye eder misiniz ?

Kesinlikle ederim.Bu ülkenin gerçek eğitimcilere ihtiyacı

var.

Sizin için örnek bir öğretmen nasıl olmalıdır ?

Kişilikli, kendisiyle barışık,öz güveni yüksek,ileri

görüşlü,donanımlı,araştıran,araştırmacı bireyler yetiştiren v.b.

Kısaca vizyon sahibi olmalıdır.

Öğretmen arkadaşlarınıza neler,söylemek istersiniz ?

Öğretmenliği sevmelerini isterim. Kendilerini sürekli

güncellemelerini, vatanımızı, milletimizi seven,ulusal

çıkarlarımızı her türlü platformda,koruyup gözetleyen

meslektaşlarım olsun isterim.Atatürk’ün bu ülke için yaptığı

kazanımlara sahip çıkan meslektaşlar görmek isterim.

Bana vakit ayırıp, sorularımı cevapladığınız için teşekkür

eder, saygılarımı sunarım.

Feride ARDA