50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 18 18 Eylül 2005 Fiyat›: 1 Milyon / 1 YTL (kdv dahil) [email protected] Sivil faflist hareketin rolü 50 y›ld›r ayn›d›r: 50 y›ld›r halka düflman! E¤itim sistemi eziyor, tek tiplefltiriyor, gericilefltiriyor, kölelefltiriyor hizmetinde kapitalizmin TMY ve faflizmin sahte ikilemi: Özgürlük mü güvenlik mi? F Tiplerinde Zulüm ve Ölüm Orucu Sürüyor 12 Eylül ve Demokrasi Mücadelesi MHP BBP Linç politikas›n›n flovenist k›flk›rtman›n tetikçileri ISSN 13005 - 7944

(kdvdahil) [email protected] tetikçileri MHP BBP eziyor, tek ...yuruyus.biz/pdf/pdf/018.pdfs›na izin vermeyerek, kan›yla umudun ad›n› yazarak flehit düfltü. Bedii Cengiz,

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 18

    18 Eylül 2005Fiyat›: 1 Milyon / 1 YTL

    (kdv dahil)

    [email protected]

    Sivil faflist hareketin rolü50 y›ld›r ayn›d›r:

    50 y›ld›r halka düflman!

    E¤itim ssistemi

    eziyor, tek tiplefltiriyor, gericilefltiriyor, kölelefltiriyor

    hizmetinde

    kapitalizmin

    TMYve ffaflizmin

    sahte ikilemi:

    Özgürlük mmü güvenlik mmi?

    FTiplerindeZulüm vve

    ÖlümOrucu

    Sürüyor

    12Eylül vve

    DemokrasiMücadelesi

    MHP BBP� �

    Linç politikas›n›nflovenist k›flk›rtman›n

    tetikçileri

    ISSN 13005 - 7944

  • Ankara’da Tuzluçay›r’da flehit düfltü¤ünde 34 yafl›n-dayd›. Devrimcili¤e bafllamadan önce hemflireydi.‘80’lerin sonunda bafllayan ve yaklafl›k onbefl y›l sü-ren devrimci yaflant›s›, tutarl›l›¤›n, vefa ve ba¤l›l›¤›n,mütevazilik ve güvenin örne¤idir. Devrimcili¤inin ilk y›llar›nda sa¤l›k emekçilerinin örgütlenme çal›flmalar›nda görevalan Ayfle, daha sonra yeralt›n›n kurumlaflmas›nda yeral›r. Ayfle’nin bu döneminibilmek, önder kadrolar›m›z› tan›makt›r.

    Bir 16 Nisan akflam› topland›k. Ayfle bize Sabolar’› anlatacak. ‹çimizde Sabo’yu, Si-nan’›, Faz›l’› tan›yan say›l› arkadafllar›m›zdan biriydi. Yaflam›n ak›fl› içinde yahutdarda kald›¤›m›z bir anda onlarla bulufltururdu bizi. Her anlat›fl›nda farkl› bir fley-ler bulurduk. Dikleflip ellerini dizlerine koyard›. Gözlerini bir noktaya sabitlerken, hepimizin gö-zü de onda sabitlenirdi. Yine öyle oldu. Elini yüzünde gezdirdikten sonra bafllad› anlatmaya... Hepimiz 16-17 Nisan gecesine dal›p gidiyoruz. Sabo’nun sesi kulaklar›m›zda... Arada bir sesiçatallafl›yor Ayfle’nin, belli ki kendini tutuyor...*Direnifl bafllad›¤›nda elinde bir iflleme vard›. Henüz bir flekil belli de¤ildi, “Ayfle

    ne iflliyorsun?” diye sorduk. - Sabo’yu. Beyaz bir bez üzerine siyah simli ipten Sabo’nun port-resini nak›fl nak›fl iflliyordu. Nak›fl›n› onu, yüre¤ine,

    billincine iflledi¤i gibi iflliyordu. Yata¤›n›n baflucuna 96’da ‹dil’le birlikte çektirdikleri resmi koyduk. 96’da o‹dil’in bafl ucundayd›, bu sefer ‹dil, Ayfle’nin bafl ucundayd›. *Bazen onunla karfl›l›kl› otururken gözlerine kayard› gözlerim ister istemez. Bir de-fas›nda dedim ki ona;- Ayfle senin gözlerin bir baflka sanki. Hep ›fl›k yan›yor. Hep p›r›l p›r›l.Ne vard› o gözlerde sahi? Ayfle’nin gözleri, Sabo’nun gözleriyle birleflmiflti, yol-dafllar›n›n miras›yla yo¤rulmufltu yüre¤i. Gözüne vuran ›fl›k oydu belki. Arada bir “anne” derdik ona. Yoldafll›¤›n yan›nda ana olurdu bize. Her daim ya-n›bafl›m›zda ana solu¤unu hissederdik. Saf ve temizdi. Yalan ile bencillik, kurnazl›k, ondan hep uzak oldu. ÇanakkaleHapishanesi’nde bayanlar›n siyasi sorumlusuydu. Ayn› zamanda hapishane komi-tesindeydi. Mütevazilikte parmakla gösterilecek yoldafllar›m›zdan biriydi. Ço¤uinsan›n onun sorumlu, yöneticilerden biri oldu¤unu bilmemesi bu nedenleydi...

    �������������Ayfle Bafltimur

    25 Eylül 1994’te önemli sorumluluklar üstlenerek büyük gö-revleri yerine getirmeye haz›rlan›rken kazayla yaraland›, illegalitekoflullar›nda hareketin güvenli¤ini düflünerek hastaneye kald›r›lma-s›na izin vermeyerek, kan›yla umudun ad›n› yazarak flehit düfltü.

    Bedii Cengiz, 1975-76’dan beri kavgan›n içindeydi. ‹flkencele-rin, tutsakl›klar›n y›ld›ramad›¤› bir tarih b›rakm›flt› arkas›nda. fiehitdüflmeden k›sa süre önce DHKP-C Kurulufl Kongresi’ne kat›lm›flt›. fie-hit düfltü¤ünde DHKP Genel Komitesi üyesiydi. Ayn› zamanda Dev-

    rimci ‹flçi Hareketi’nin ve Seher fiahin Silahl› Propaganda Birli¤i’nin sorumlulu¤unu üstlen-miflti.

    Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelemizin 22 Eylül28 Eylül

    Malatya Hekimhanl› Zeynep, üniversitede ö¤renciykenkat›ld› mücadeleye. ‘92’de, büyük direniflte ölümü birlikte ku-caklayacaklar› Kaz›m Gülba¤ ile evlendi. ‹stanbul SPB Komuta-n› olarak görev ald›. Tutsakl›k koflullar›nda da hep en önde sa-vaflt›. Harbiye Orduevi’ne lavla sald›r› düzenlemekten yarg›lan-m›flt›. Tutsakl›k koflullar›ndaki büyük direniflte bedenini silahyapt›. Ölüm orucunda hastane hastane dolaflt›r›l›rken mengele-lere karfl› direndi, tahliye edildi¤inde Armutlu direnifl mahalle-sinde direniflini sürdürerek 27 Eylül 2001’de ölümsüzleflti.

    24 Ocak1967'de Bal›ke-sir-Bigadiç'te do¤-du. 1987’de ör-gütlü iliflkiler için-de yerald›. TürkHemflireler Derne-¤i’nde, DevrimciMemur Hareke-

    ti’nin örgütlenmesinde görevler ald›. Tutsakdüfltü¤ü 17 Nisan ‘92 operasyonuna kadardevrimci hareket içinde çeflitli görevler üst-lendi. Hücre sald›r›s› gündeme geldi¤inde Ça-nakkale 1. Ölüm Orucu Ekibi’nde yeral-d›. Zorla müdahalelere karfl› her defas›ndaserumu ç›kar›p att›. Tahliye edilince TAYAD'l›Özlem Durakcan'la yanyana sürdürdü direni-flini. Ve 28 Eylül 2001’de, Ankara’daki di-renifl evinde 343 gün boyunca aln›nda onuruolarak tafl›d›¤› k›z›l band›yla ölümsüzleflti.

    9 Kas›m 1973’te Ad›yaman’›n MerkezGökçay (Karikan) Köyü’nde do¤du. 1991’de‹TÜ Tekstil Mühendisli¤i ö¤rencisiyken devrim-ci hareketin saflar›nda mücadeleye kat›ld›.1994’te tutsak düfltü.

    F tipi sald›r›s›na karfl› 1. Ölüm Orucu Eki-bi’nde yerald›. Katliamlara, zorla müdahalele-

    re, tahliyeye, polisle iflbirli¤i yapan ailesine karfl› 343 gün boyunca dire-nerek 27 Eylül 2001’de Armutlu’da kahramanlar kervan›na kat›ld›.

    28 Eylül 2001-19 yafl›nda bir genç-ti. "Bu ülkede zulüm varsa, direnifl de var" di-yerek bafllad› direnifle.

    Çorumlu’ydu. 1996’dan bafllayarak, tüm1 May›slar’da, Newrozlar’da, 8 Martlar’daalandad›r Özlem. 19 yafl›n da, dünyan›n kav-gas›n› omuzlam›flt›. Hapishanelerde F tiplerinekarfl› direnifl süreci gündeme geldi¤inde, o ar-t›k bir TAYAD’l›yd›; TAYAD'›n düzenledi¤i ey-lemlerin ço¤unda yerald›. Ve nihayetinde tüm

    bu yapt›klar›n› da yetersiz görerek ölüme yatt›. Tutuklu Aileleri BülteniAnkara Temsilcili¤i’nde bafllad›¤› ölüm orucunda ölümsüzleflti.

    Sahibi vve YYaz›iflleri MMüdürü:

    Sevtap TTÜRKMEN

    Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.‹stiklal Cad. Büyükparmakkap› Tel

    Sok. No:4 Kat:4/2 Beyo¤lu/‹STANBUL

    Telefon: 0 212 251 94 21 Faks: 0 212 251 94 35

    Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANE Pieter de Hoochstr. 30

    3021 CS Rotterdam/NEDERLAND

    Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›kBask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah.

    Gülbahar Cad. No:7 Ba¤c›lar/‹ST.Tel: 0 212 655 88 64

    Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

    ISSN: 1305-7944

    ‹nternet AAdresi: www.yuruyus.com

    Mail AAdresi: [email protected]

    Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

    Fiyat›: 1 YTL / 1 000 000 TLAvrupa: 3 EuroAlmanya:3 EuroFransa:3 Euro‹sviçre:3 Euro

    Hollanda:3 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 3 EuroAvusturya: 3 Euro

    �ça¤r›ilan● Vatansever gençlik

    yarg›lanamaz!”Ba¤›ms›z Türkiye...” kampanya-s›nda tutuklanan ö¤renciler 2. du-ruflmaya ç›kar›lacak.

    Tarih: 20 Eylül 2005Yer: Ankara 11. ACMSaat: 9.30

    ●Devrimci Sol Ana Davas›21 Eylül 2005, Saat: 10.00Yer: Üsküdar 1. ACM

    ●ÇanakkaleKatliam Davas›Tarih: 22 Eylül 2005Yer: Çanakkale ACM Saat: 9.25

    Ayd›n YYALÇINKAYA

    Zeynep AAr›kan GGülba¤

    Ayfle BBafltimur

    Özlem DDurakcan

    Vedat ÖÖZDEM‹R

    28 Eylül 1994’teBefliktafl’ta bir kafede ‹stan-bul polisi taraf›ndan infazedildiler.

    Elmas YALÇIN, beledi-ye emekçilerinin örgütlügücü BEM-DER ve BEM-

    SEN’in kurucular›ndand›. FuatERDO⁄AN, uzun süre avukat olarak adalet için mücadele etti. ‹smet ERDO⁄AN, makine mü-hendisi olarak ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’nde çal›fl›rken mücadeleye kat›ld›. Hayat›nçeflitli alanlar›nda görevler üstlenerek mücadelelerini flehit düflünceye kadar sürdürdüler.

    Boran Yay›neviGerçekleri

    Kitaplaflt›rmaya Devam Ediyor

    ‹steme Adresi:

    ‹stiklal Cad. TerziHan No:378/704

    Beyo¤lu/ ‹STANBUL

    Tel: (0212) 245 27 35

    E-mail:[email protected]

    Kitapç›larda Yay›nevimizde!

    TAYAD Komite, 20 Ekim'de Ber-lin'de siyasi tutsaklarla dayan›flmaamac›yla bir konferans düzenliyor.

    Pek çok kurum ve kiflinin kat›la-ca¤›n› aç›klad›¤› ve “Siyasi Tutsak-lıkta Direnifl, Ölüm ve Yaflam” üstbafll›¤›yla yap›lacak konferansla il-gili olarak TAYAD Komite taraf›n-dan yay›nlanan ça¤r›da Türkiye’de20 Ekim 2000 tarihinden beri sürendirenifl hat›rlat›larak, flöyle denildi:

    “Türkiye’de sergilenen hapis-hane direniflinin yanısıra Alman-ya’da ve di¤er ülkelerdeki siyasitutsakların durumunu ele almakistiyoruz. ‹lgi duyan tüm insan veörgütleri bu konferansa katılmaya,zulmün ve direniflin çeflitli yöntem-leri hakkında bilgi edinmeye ve si-yasi tutsaklarla olan dayanıflmamızıifade etmeye davet ediyoruz”.

    Anadolu Federasyonu 2. Halk fiöleni

    Adres TelefonDergimizin 16. sa-y›s›nda yay›nlananAnkara GençlikDerne¤i telefonuyanl›flt›r. Do¤rusuafla¤›dad›r:

    0312 4432 446 990

    *Ankara TTemelHaklar'›n yyeniadresi: ...Kültür Mah.Çanakkale Apt.No: 36/24

    Çankaya/ANKARA

    ●Tarih: 9 Ekim 2005 Saat: 14.00

    ●Yer: Köln Intersaal

    ●Program: Grup Yorum, Sümer Ezgü, Eren Can, Gü-ler Gültekin, Umuda Yürüyüfl Gösteri Grubu, KültüreviMüzik Grubu ve Çocuk Korosu, tiyatro ve sinevizyon

    ●Ayr›nt›l› bilgi için http://www.anadolufederasyo-nu.de/ web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

    Siyasi Tutsaklarla Dayan›flma Konferans›

    ●Tarih: 24-25 Eylül 2005 / Cumartesi Saat: 14.00’te bafllayacak.

    ●Yer: Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Sar›yer fiubesi, FSM Mah.G14 Sok. No:19

    ●Program: 24 Eylül Panel: Y›k›m ve Sürgün / Film gösterimleri25 Eylül etkinli¤ine kat›lacak sanatç›lar: Ekrem Ataer, Erdal Güney, GrupYorum, Gökhan Birben, Haluk Levent, Hozat, Nilüfer Sar›tafl, Nurettin Güleç,Nurettin Rençber, P›nar Sa¤, Sevcan Orhan, Y›rt›k Uçurtma, Tokat Semah Ekibi

    Küçükarmutlu Geleneksel Güz fienli¤i

    Bedii CCENG‹Z

    A. RR›za DDemir

    Karadeniz’de halk›ndevrim mücadelesini ör-gütlemeye çal›flan Ayd›nve Vedat, 25 Eylül1980’de Aybast›’da jan-darma taraf›ndan pusuyadüflürülerek katledildiler.

    Yüksel GGENÇ

    28 Eylül1980’de dev-rimci bir göreviyerine getirirkensilah›n›n atefl al-mas› sonucu ara-m›zdan ayr›ld›.

    Makbule SSÜRMEL‹

    28 Eylül 1992’de ‹s-tanbul ‹çerenköy’de bulun-du¤u evde kuflat›ld›¤›nda,çat›flarak flehit düfltü.

    Makbule, Mufl Vartodo¤umluydu. Bir hemflireolarak mücadeleye kat›ld›.

    Ahmet BBAfiÇAVUfiNurettin TTOPAL

    27 Eylül 1992’de Sivas’›n Zara/Bü-yükgüney Köyü’nde oligarflinin askeri güçle-riyle girdikleri çat›flmada flehit düfltüler.

    Sivas Hafik do¤umlu Nurettin, devrimcimücadeleye ‹stanbul’da, Denizli Tavas do-¤umlu Ahmet ise Belçika’da kat›ld› ve vatan›-m›z›n da¤lar›nda özgürlük kavgas›nda omuzomuza ölümsüzlefltiler.

    ‹smet EERDO⁄ANElmas YYALÇIN Fuat EERDO⁄AN

    BüyükDireniflte fifiehit

    Düfltüler

  • ‹lk, orta ve önümüzdeki günlerdede yüksekö¤renimde okula baflla-yacak on milyonu aflk›n çocu¤umu-za, gencimize keflke biz de adet ol-du¤u gibi “baflar›lar” dileyebilsey-dik. Ama dileyemiyoruz. Çünkü bue¤tim sisteminin çocuklar›m›z›n vegençlerimizin önüne koydu¤u “ba-flar›” ölçüleriyle, bizim onlar içinistedi¤imiz “baflar›”n›n ölçüleri tü-müyle farkl›.

    Bu e¤itim sistemi, en iyi “ezber-ci” olan, haks›zl›klara, adalet-sizliklere gözlerini s›ms›k› kapayanve okullardaki k›flla düzenine en iyi“itaat” eden ö¤renciyi baflar›l› say›-yor. Oysa bu türden bir “baflar›”,hiçbir gencimiz için, övünülecek veözenilecek bir durum de¤ildir.

    Ülkemizde, halktan yana hiçkimsenin onaylayamayaca¤›bir e¤itim sistemi yürürlüktedir. Busistem çocuklar›m›za, gençlerimizesömürü sistemini korumay› ve dü-zene boyun e¤meyi ö¤retir. Bu sis-

    tem giderek tümüyle “ticarilefltiril-mekte” ve dolay›s›yla halk›n e¤itimimkanlar› sürekli k›s›tlanmaktad›r.Üniversitelerin, meslek okullar›n›nsay›s›, ö¤retim yapt›klar› alanlar,halk›n ihtiyaçlar›na göre de¤il, ifl-birlikçi tekelci burjuvazinin ekono-mik ve ideolojik ihtiyaçlar›na görebelirlenir. Bu yüzden, sa¤l›k alan›n-daki, e¤itim alan›ndaki “aç›klar”bir türlü kapat›lamaz.

    E¤itim sistemi, ony›llard›r sürek-li de¤ifltirilir. Burjuva bas›ndabile s›k s›k “e¤itimin yaz-boz tahta-s›na döndürüldü¤ü” yaz›l›r. Pekiniye bu kadar de¤ifliklik yap›l›yor?De¤iflikliklerin nedeni, e¤itim sis-teminde varolan sorunlar› çözmekde¤ildir; de¤ifliklikler kapitalizminihtiyaçlar›na, emperyalizmle giri-len iliflkilerin o dönemki niteli¤inegöre yap›lmaktad›r. Bu nedenle dee¤itim sisteminin halk aç›s›ndansorun olan yanlar›, hiç çözülmedendevam edip gelmekte, hatta bu so-runlar daha da a¤›rlaflmaktad›r.

    E¤er, her sorunumuzu AB’yleçözece¤imizi düflünenler, bukonuyu da AB çözer diye umuyor-larsa, hemen söyleyelim: AvrupaBirli¤i’nin “e¤itim” konusundakipolitikas›, e¤itimi tamamen piyasa-n›n egemenli¤ine sokmakt›r. AB’deuygulanan çeflitli projelerle, okul-lar, hem orta hem yüksek okullar,çeflitli dolayl› yollarla sanayi kuru-lufllar›na ba¤l› hale getiriliyorlar.“Piyasan›n ihtiyac›” neyse, okullarda onu yetifltirecektir.

    Biz, bu düzen kökten de¤iflme-dikçe, e¤itim sisteminin de as-la düzelmeyece¤ini söylüyoruz.60’lardan beri söylüyoruz bunu veony›llard›r kan›tlanan da budur. El-bette e¤itimde düzen içinde de re-formlar olabilece¤ini yads›m›yo-ruz, e¤itime iliflkin demokratik ta-lepler için mücadeleyi reddetmiyo-ruz. Fakat bu reformlar›n nereyekadar gidebilece¤i konusunda kim-senin hayalci olmamas› gerekti¤inide söylüyoruz. E¤itim sistemini,oligarflik düzenden ba¤›ms›z tart›-flamay›z. Faflist bir düzenin e¤itimsisteminin demokratik olmas› ve-ya emperyalist tekellerin ve iflbir-likçilerin ç›kar›n› savunan bir dü-zenin e¤itim kurumlar›n›n “halk›nç›karlar›na” göre flekillenmesi dü-flünülemez bile. Ülkemizde ö¤ren-ci hareketleri, 1960’lar›n ikinciyar›s›nda bafllam›flt›r. Ö¤rencigençli¤in, akademik taleplerle

    Çocuklar›m›z, gençlerimiz, “kölelefltirilmeyi” kabul ettiklerindede¤il, ak›llar›yla, bilgileriyle, iradeleriyle, yürekleriyle bunun

    karfl›s›nda durabildikleri ölçüde baflar›l›d›rlar. Tüm gençlerimizi böyle görmek isteriz. Çünkü gençlerimiz

    halk›na ve vatan›na ancak böyle yararl› olabilirler.

    E¤itim ve Devrim

    3 E¤itim ve devrim

    5 Bu e¤itim sistemi düzeltilemez!

    7 Oligarfli e¤itemez!

    10 ‹ki e¤itim anlay›fl›

    14 Söz gençlikte

    15 Ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm için

    mücadele edenler yarg›lanamaz

    16 Babalar gibi sat›yorlar

    18 Yeni “Terörle Mücadele Yasas›”

    21 DKÖ’leri bu kafa terörize ediyor

    22 Cuntay› protesto eylemleri

    24 12 Eylül ve demokrasi mücadelesi

    26 Provokasyonlar›n tetikçileri; MHP, BBP

    29 ‘Çekirdekten’ kontrac›

    31 1920: TBMM’de 72 Kürt milletvekili

    35 Hayat›n içindeki Teori: Birey, bireycilik,

    kolektivizm

    38 Sonuç alamayacaks›n›z

    40 Ortaça¤ ve “tafl devri”

    41 35 milyon köylüyü yok sayamazs›n›z

    42 Trabzon provokasyon davas›

    43 ‹ncirlik Yürüyüflü notlar›

    45 Büyük direniflin alt›nda ezilen küçük

    hesaplar›n roman›

    48 3. kez ‘Halk Sofras›’ndayd›k

    49 “Yoksullu¤a, yozlaflmaya, y›k›mlara karfl›”

    mücadele

    - Not düflüyoruz

    50 Ulucanlar’dan 19 Aral›k’a hep ayn›d›r

    cevab›m›z

    � � � � � � � � � � �

  • bafllad›¤› mücadelesinin talepleriher geçen gün politikleflmifltir venihayet e¤itimin ancak devrimledüzelebilece¤i sonucuna varm›fl-lard›r. Çünkü akademik talepleriiçin mücadele ederken iflte bu ger-çek ç›km›flt›r karfl›lar›na. “Her fle-yin bafl› e¤itim” sözünün çok s›kedildi¤i, “e¤itim flart” sözünün mi-zahi hale geldi¤i bir ülkede, bu ger-çe¤in bilinmesi özellikle önemli vegereklidir.

    E¤itimi, tüm halk›n yararlanabi-lece¤i, halk›n ekonomik, sos-yal, kültürel ihtiyaçlar›na cevap ve-recek tarzda yeni bafltan örgütle-mek zorunluysa e¤er ki mevcut tab-loya bakan herkes bu zorunlulu¤ugörebilir; bunu ancak devrimci birhalk iktidar›n›n yapabilece¤i deaç›kt›r. Emperyalizmin iflbirlikçisiiktidarlar, e¤itimi de do¤al olarakemperyalizmin ve iflbirlikçilerininç›kar›na göre biçimlendirecekler-dir. Bilim onlar›n hizmetinde ola-cakt›r.

    Gencecik beyinlerin gerici, yoz,flovenist e¤itimle köreltildi¤iliselerde, k›fllaya dönüfltürülen üni-versitelerde yetifltirilen bir gençlik,elbette ülkemizi ileriye tafl›yamaz.Ülkemizin liseli, üniversiteli genç-li¤i, 1960’lar›n sonlar›ndan itibarenhalk›n okumufl-yazm›fl ayd›nlar›olarak çok önemli bir misyon üst-lendi; halk› ülkemizin gerçeklerikonusunda ayd›nlatmaya bafllad›.Ülkemizi sömürgelefltiren, halk›m›-z› yoksullaflt›ran ve bask› alt›naalan emperyalizme, faflizme karfl›mücadelenin en önünde oldu. Ve ifl-te bu süreç, gençli¤in tamamen bas-k›c› ve kölelefltirici bir e¤itim siste-mine mahkum edilmesinin de ge-rekçesiydi. Bu sistem, özellikle 12Eylül faflist cuntas›yla kurumsallafl-t›r›ld›.

    S›k tekrarlanan bir söz vard›r:“Gençlik gelecektir!” Gerçek-ten de böyledir. Oligarfli de bunubildi¤i için, iflbirlikçi, sömürücü,adaletsiz düzenlerinin gelece¤inikurtarmak için, gençli¤in beynini,yani ülkenin gelece¤ini karartmayolunu seçtiler. 12 Eylül’le “genç

    olman›n potansiyel suçlu olmak sa-y›ld›¤›” bir anlay›fl yerlefltirildi.Gençlik bir yandan devlet terörüylesindirilirken, bir yandan da emper-yalizmin kültürüyle yozlaflt›r›lma-ya, halk›na, vatan›na yabanc›laflt›-r›lmaya çal›fl›ld›. Bu politika, YÖKarac›l›¤›yla, okullara polisin, özelgüvenlik birimlerinin sokulmas›y-la, tekellerin burs sistemleri ve te-kellerin üniversiteleriyle kal›c›laflt›-r›ld›.

    Aç›lan okullar, iflte böyle bir po-litikayla aç›l›yor. Çocuklar›m›-z›, gençlerimizi orada bilim de¤il,güzel bir gelecek de¤il, gericilik,kölelik, polis terörü bekliyor. O sis-temin çarklar›ndan halk›, ba¤›ms›z-l›¤›, demokrasiyi, eflitli¤i, adaletisavunan düflüncelerle mezun ola-bilmek, ancak istisnai koflullardamümkündür art›k. Sistem, kölelefl-tirilmeyi kabul etmeyenleri “eleye-cek” mekanizmalar da oluflturmufl-tur kendine. “Etliye sütlüye kar›fl-may›n” diye dayat›yor. Bu ülkeninokumufl, ayd›n insanlar› da kar›fl-mazsa etliye sütlüye, kim kar›fla-cak? Kimse! Evet, düzen kimse busömürü düzenine kar›flmas›n, onatabi olsun diyor. Haks›zl›k m› var,adaletsizlik mi var, eflitsizlik, iflsiz-lik, yoksulluk mu var, görmezden,duymazdan, bilmezden gelinsin di-yor. Hem de bunu ülkenin okumuflyazm›fl insanlar›ndan istiyor. Buyüzden de okulunda mesela sadece“s›nav hakk›” için mücadele edenö¤renciye bile “terörist” damgas›-n› vuruyor. Sonra her türlü zulüm,bask›, yasak, ceza mübah zaten.

    Biz çocuklar›m›z›n, gençlerimi-zin kölelefltirilmesine karfl›mücadele etmeye devam edece¤iz.Üniversiteli, liseli gençlerimizi bukölelefltiren e¤itim sisteminin etki-sinden kurtarmaya çal›flaca¤›z. Gü-cümüz yetti¤i ölçüde, ortaokulluçocuklar›m›z için de ayn› fleyi ya-paca¤›z. Biliyoruz o zaman hemen“terör ortaokullara kadar indi” diyefeveran edecekler. Etsinler. Nekadar çok çocu¤umuzu, gencimizi,ülke ve halk sevgisiyle donatabilir-sek, ne kadar çok insan›m›za bu ül-

    kenin gerçeklerini anlat›p kurtulu-flun da yolunu gösterebilirsek, ülke-mizin gelece¤i o kadar güzel ola-cakt›r.

    fiimdi belki baz›lar›, iktidar sa-hiplerinin de “gençlerimizi ülkeve halk sevgisiyle e¤itmekten” sö-zetti¤ini söyleyecekler. Do¤rudur,onlar da kullan›yor bu sözleri. Ayi-nesi ifltir kiflinin! Halk sevgisi olanbir insan, halk›n açl›¤›, yoksullu¤u,sefaleti, zulme maruz kal›fl› karfl›-s›nda sessiz kalabilir mi? Peki dü-zen ne yap›yor; halk›n› seven, hal-k›n›n ac›lar›n› kendi ac›lar› bilengençlerimizi yaka paça iflkenceha-nelere tafl›yor, okullardan at›yor,onlara mezun olma flans› vermiyor.B›rak›n halk›n›n sorunlar›na sahipç›kmalar›n›, kendi sorunlar›na sa-hip ç›kmalar›n› bile engelliyor.

    Bir rakam verece¤iz; bugün ül-kemiz kad›nlar›n›n yüzde20.1’i okuma yazma bilmiyor. Bu6-7 milyon kad›n›m›z›n okumayazma bilmemesi demektir. Bu ra-kam› veren devletin resmi bir kuru-mu, Baflbakanl›k Kad›n›n Statüsüve Sorunlar› Genel Müdürlü-¤ü’dür. Peki bu Cumhuriyet, 80y›ld›r ne yap›yor? 80 y›ld›r yap-mad›klar›n› bundan sonra da yap-mayacaklard›r. Halk›m›z› okuldanmahrum b›rakarak veya okutarakcahil b›rakmak, onlar›n politikas›-d›r. Bu iktidar›n s›n›f niteli¤ininsonucudur. E¤itim sistemini tü-müyle halk›n ç›karlar› do¤rultu-sunda düzenleyebilmek için ifltebiz de iktidar›n niteli¤ini de¤ifltir-mek zorunday›z. Mesele, bununiçin bir devrim meselesidir. E¤i-timin, bilimin sorunlar›n› da an-cak devrim çözer diyoruz iflte bu-nun için. Ve yine ayn› nedenlebafltaki sözlerimize dönüp diyoruzki; çocuklar›m›z, gençlerimiz, “kö-lelefltirilmeyi” kabul ettiklerindede¤il, ak›llar›yla, bilgileriyle, irade-leriyle, yürekleriyle bunun karfl›-s›nda durabildikleri ölçüde baflar›l›-d›rlar. Tüm gençlerimizi böyle gör-mek isteriz. Çünkü gençlerimizhalk›na ve vatan›na ancak böyle ya-rarl› olabilirler.

    4

    18 Eylül 2005 / 18

  • 5

    18 Eylül 2005 / 18

    E¤itim sistemi

    kapitalizmin hizmetinde

    eziyor, tek tiplefltiriyor,gericilefltiriyor,

    kölelefltiriyor Ortaö¤retimde yine bir ö¤retim y›l›,yeni müfredatla ve yine binlerce sorunuba¤r›nda tafl›yarak bafllad›. ‹lk ve orta-ö¤retimde 13.5 milyon ö¤renci ile 575bin ö¤retmen, 12 Eylül günü “ders bafl›”yapt›.

    Sorunlar üzerine çokça yaz›l›p çizil-di, Milli E¤itim Bakan› beyanatlar ver-di. Ancak bunlar›n hiçbiri sorunun as›lkayna¤›na inmiyor, yama yaparak çar-p›kl›¤› gizlemeye çal›fl›yordu. Oysa, on-y›llard›r tüm bu sorunlar durmadan tar-t›fl›ld›¤›na ve kendini tekrar etti¤ine gö-re, temelde bir yanl›fll›k olmal›yd›. Üni-versite ve özel lise s›navlar›nda onbin-lerce ö¤rencinin “s›f›r” çekti¤i bir sis-tem yamayla düzelebilir mi? Derslik veö¤retmen a盤›, bütçe yetersizli¤i, müf-redat sorunu; tüm bunlar sonuçtur. Busonucu ortaya ç›karan, e¤itim sistemi-nin, e¤itim anlay›fl›n›n kendisidir. Ki buanlay›fl kapitalizmin e¤itime bak›fl›n›yans›tmaktad›r. Ülkemizdeki kapitaliz-min çarp›k geliflimi nedeniyle, di¤er ka-pitalist ülkelerden farkl› çarp›kl›klar›,sorunlar› da beraberinde getirmektedir.

    Bu çarp›k e¤itim sistemi; gençleri-mizi bilimsellikten uzak, düflünmeyen,üretmeyen, kifliliksiz bireyler haline ge-tirirken, ö¤retmeni, aileleri kölelefltiri-yor, sömürüyor ve sorunlar içinde bo-¤uyor. Bu e¤itim sisteminin düzeltilebi-lecek hiçbir yan› yoktur. Çünkü elle tu-tulabilecek bir taraf› yoktur.

    Oligarflinin e¤itim sistemini tart›fl-maya geçmeden önce, ö¤renciler, aile-ler ve ö¤retmenler cephesinden yaflanankimi sorunlara bakal›m.

    E¤itim de¤il sömürü esasolunca sorunlar 盤 gibi Ö¤retmenler aç›s›ndan temel sorun

    ve taleplere bak›ld›¤›nda; e¤itmen a盤›(ö¤retmen a盤› 200 bin iken, bu y›l sa-

    dece 30 bin 500 ö¤retmen istihdamedildi), örgütlenmeleri önüne ç›kar›lanengeller, durmadan de¤iflen müfredat vesistem, demokratik haklar› için yapt›k-lar› eylemlerden dolay› sürekli sorufltur-ma, sürgün k›skac› alt›nda tutulmalar›,insanca yaflayacak bir ücret alamamala-r› gibi sorunlar karfl›m›za ç›kmaktad›r.

    ‹stanbul’un Gazi Mahallesi’ndekibir okulda, kay›t paras› vermeyenlerinçocuklar›n›n ayr› bir s›n›fta toplanarak,ayr› ve daha geri bir e¤itime tabi tutul-mas›, sistemin niteli¤ini gözler önüneseren bir örnekti. Medya, sanki tekilmiflgibi “nas›l olur” edas›nda yans›t›rken,Milli E¤itim Bakan› “gerekenin yap›la-ca¤›” beyan›n› verdi. Oysa bu örnek,tüm iktidarlar›n oynad›¤› dan›fl›kl› birdö¤üflü gösteriyordu. Velilere “ba¤›flparas› vermeyin” diyen iktidar, okulidarecilerine de ihtiyaçlar›n›z› karfl›la-mak için “bafl›n›z›n çaresine bak›n” di-yordu. Nas›l olacak bu; elbette aileyisoyarak! “Kay›t paras›” ve bu çerçeve-de izlenen politika, sadece soygunu de-¤il, ayn› zamanda oligarflinin e¤itim gi-bi önemli bir alan› alavere dalavere ileyönetme zihniyetini yans›tmaktad›r.

    Evet, aileler aç›s›ndan sorunlar›nbafl›nda ekonomik sorunlar, soygun gel-mektedir. E¤itim-Sen verilerine göre,bir ö¤renci için velinin yapmas› gere-ken harcama 2 bin YTL’yi bulmaktad›r.Asgari ücretin 318 YTL oldu¤unu dü-flündü¤ümüzde, “e¤itimin hak oldu¤u”sözünün yalan oldu¤u görülmektedir.Okul ihtiyaçlar›n›n iflportadan karfl›lan-mas› bir “Türkiye gerçe¤i” olarak herö¤retim y›l› aç›l›fl›n›n de¤iflmez görün-tülerini oluflturuyordu. Bu y›l, ülkeninbaflkentinde, ‹skitler Caddesi üzerindegece yar›s› kurulan “Hurdac›lar Pazar›”,bu görüntüye yenisini ekledi. Bu pazar-larda geç vakitlerde pazara gelen yok-sullar, çocuklar› için kitap, defter, önlük

    Bu e¤itim sistemi ‘herhangi bir yerinden’

    düzeltilemez!

  • gibi ihtiyaçlar› el fenerlerinin ›fl›-¤›nda tedarik ediyorlard›.

    Öte yandan büyük flehirlerdeki“servis” uygulamas› ve durmadanartan ücretleri, velilerin soyulmas›-n›n bir baflka biçimidir. Bu y›l ‹stan-bul'da servis ücretlerine yüzde 17,Ankara'da yüzde 13 zam yap›ld›.

    Soygunun bir baflka ad› ise der-sanelerdir. Dersanelerin varl›¤› da-hi, f›rsat eflitsizli¤inin itiraf› niteli-¤indedir. Bir araflt›rmaya göre üni-versiteyi kazananlar›n %86’s› der-saneye gidenlerden, %20’si özelders alanlardan olufluyor. Sisteminçarp›kl›¤›ndan kaynakl› üniversite-ye giremeyenin “diplomal› iflsiz”oldu¤u ülkemizde, milyonlarcayoksul, emekçi ailenin çocuklar›n›dersanelere göndermesinin müm-kün olmad›¤› görülecektir. Ancak,bir e¤itim sisteminin kendi baflar›-s›zl›¤›n›n aç›k itiraf› olan dersane-ler öylesine ola¤an ve gerekli halegetirilmifl ve aileler bu konuda öy-lesine bask› alt›na al›nm›fllard›r kibirçok aile, en temel ihtiyaçlar›n-dan k›sarak çocuklar›n› dersaneleregönderme yoluna gitmektedirler.

    Eflitsizlik sadece bu alanda de-¤ildir. Devlet okullar›n›n kendi ara-s›nda da uçurumlar bulunmaktad›r.Ardahan’›n bir ortaö¤retim kurumuile Ankara’n›n bir okulunun ayn›e¤itimi verdi¤ini kim iddia edebilir.Ya özel okullar? Özel okullar› mefl-rulaflt›ran, yoksul halk çocuklar› ilezengin çocuklar›n›n ayr› ayr› okul-larda okumas›n› do¤allaflt›ran sis-

    tem, s›n›flar gerçe¤ini ve e¤itimins›n›fsal karakterini itiraf etmektedir.

    Aileleri soyan bir sistemde, AKPiktidar›n›n “ders kitaplar›n› karfl›la-ma” uygulamas›n›n ne önemi olabi-lir. E¤itime ticari bir alan olarak ba-kan zihniyeti zerrece de¤ifltirme-mektedir. E¤itime “kaynak yok” di-yerek, tekellere, soygun sisteminingüvenli¤ine kaynak aktaran bir ikti-dar›n masalar›n üzerine ders kitap-lar› b›rakmas›, makyajdan ibarettir.

    Yeni müfredat da hiçbirsorunu çözemeyecektirÖ¤renciler gerici faflist e¤itimle

    robotlaflt›r›lmakta, ezilmekte, geri-

    cilefltirilmekte ve kölelefltirilmekte-dir. 60 kiflilik s›n›flara doldurulanö¤rencileri ezdiklerini, e¤itimin bi-limsellikten uzak oldu¤unu, MEBde kabul etmektedir. Ki, yeni müf-redat güya bu amaçla yap›lm›flt›r.

    Oysa bu müfredatla da de¤iflenbir fley olmayacakt›r. E¤itim-Sen’intespitlerinden yararlanarak yenimüfredata bakarsak; asimilasyonpolitikas›na uygun olarak; bu top-raklarda yaflayan farkl› kimlik vekültürleri yoksaymaktad›r. E¤itiminsorunlar›n› bir anlay›fl, sistem soru-nu olarak görmeyip, tamamen tek-nik sorunlara indirgemifl, kimi tek-nolojik araç gereç ile göz boyamayoluna gidilmifltir. Müfredat›n te-melinde ö¤renci yoktur. Kapitalistzihniyetin do¤al sonucu olarak, ö¤-renci ve ö¤retmen performans›n›esas alan bu uygulama (tam da dü-zenin yetifltirmek istedi¤i kiflilik ti-pine uygun flekilde), ö¤renci ve ö¤-retmen aras›ndaki dayan›flma ve gü-veni zedeleyecek niteliktedir. Okul-lara hiçbir kaynak aktar›lmadan, ye-ni müfredata uygun araç gereç temi-ni istenmektedir ki, bunun nas›l sa¤-lanaca¤› bellidir; yük yine ailelerins›rt›na yüklenecektir. Okuma yazmaö¤retme sisteminde de 35 y›l önceterk edilen anti-bilimsel sisteme dö-nülmüfltür. Amaç göz boyama, kat›-l›mc›l›k sadece demagojik olunca;‘iflbitirici’ iktidar yeni müfredat çer-çevesinde ö¤retmenin e¤itimini degereksiz görmüfl, ö¤rencilerin e¤iti-mini deneme yan›lma ilkelli¤ineterk etmifltir. Bütünlüklü e¤itim an-lay›fl›ndan yoksun olan müfredat,kitaplardaki tema ve konularda daböyle bir bütünlü¤ü gözetmemifltir.Ders kitaplar› resmi faflist ideoloji-ye göre yaz›lm›fl, AKP’nin gericizihniyeti her sat›ra yans›t›lm›flt›r.Örne¤in bilimsel bir gerçek olan ev-rim teorisi yerine dinsel yarad›l›fl te-orisi esas al›nm›flt›r.

    ‹stedi¤iniz kadar bilgisayarla do-nat›n, bu zihniyetin e¤itece¤i genç-lerin elbette bilimsel düflünme, bili-me, geliflmeye inanma yetileriningeliflmesi beklenemez. Bu yüzdençok geçmez, yeni müfredatlar yap›l-mak zorunda kal›n›r.

    6

    18 Eylül 2005 / 18

    E¤itim-Sen'liler yeni ö¤retim y›l›ile ilgili birçok kentte bas›n aç›kla-malar› ile bildiriler da¤›tarak, e¤i-tim sistemine yönelik elefltirilerinidile getirdiler. “E¤itim hakk›m›zasahip ç›kal›m” bafll›kl› bildiriler

    da¤›tan E¤itim-Sen’liler; “Yaflas›nBilimsel, Paras›z, DemokratikE¤itim, Gerici Irkç› E¤itime

    Hay›r” dediler.

    ◆ Kocaeli’deki Yeniköy prefab-riklerinde ö¤renciler okula gittikle-rinde, ö¤retmenlerini de¤il, polisibuldular karfl›lar›nda. 350 aile, pre-fabrik ilkö¤retim okulunun kap›s›n›nkapal› oldu¤unu görünce protesto ey-lemi yapt›. Bunun üzerine polis pan-zer ve çevik kuvvet y›¤d›. Aileler ise,çocuklar›n› di¤er okullara göndere-cek imkanlar› olmad›¤›n› belirttiler.

    ◆ Çukurova’n›n pamuk tarlalar›n-da 50 bin “ö¤renci” ö¤retim y›l› bafl-larken tarlalardayd›. Bunlar›n yar›s›Urfa’dan gelmiflti.

    ◆ Hakkari’de depremde zarar gö-ren okullar hala yap›lmad›¤› için, 6

    bin 700 ö¤renci dersbafl› yapamad›.Diyarbak›r’da, ‹zmir’de, Karaman’dabirçok okul onar›m ve inflaat halindeoldu¤u için aç›lamad›.

    ◆ Diyarbak›r’da ö¤retmen a盤›zaten boyutlu iken, bu y›l daha dakatland›. Kente gelen ö¤retmen sayısıgiden ö¤retmen sayısını karflılam›yor.Yoksul aile çocuklar› bütün ülkede enkalabal›k s›n›flara doldurulurken, do-¤uda s›n›flar 60-70 kifliyi buluyor.

    ◆ Urfa’da; binlerce ö¤renci ilkö¤-retim mezunu oldu¤u halde lise yeter-sizli¤inden dolayı açıkta kald›, liseyekay›t yapt›ramad›.

  • 7

    18 Eylül 2005 / 18

    E¤itim sistemi

    kapitalizmin hizmetinde

    eziyor, tek tiplefltiriyor,gericilefltiriyor,

    kölelefltiriyor

    E¤itim sisteminin “yap-boz tahtas›”oldu¤u gerçe¤i bilinir. Bu nedenle ç›k-maz içinde debelenen sistemin gerçekniteli¤ini tart›flt›rmamak için sürekli de-¤iflikliklerle göz boyan›r. Oysa, bugün“e¤itimin sorunlar›” bafll›¤› alt›nda tar-t›fl›lan ne varsa, kapitalist e¤itim anlay›-fl›n›n ve özel olarak ülkemizde oligarfliksistemin yaratt›¤› sorunlard›r ve tarih-sel, siyasal kökenleri vard›r.

    Oligarfli e¤itim anlay›fl› veyeni-sömürgecilik iliflkisiKurtulufl Savafl› sonras› Kemalist ik-

    tidar, kurmay› planlad›¤› toplumsal dü-zene paralel bir e¤itim sistemini de ye-niden flekillendirmeye bafllad›. Kimialanlarda oldu¤u gibi, e¤itimde de sos-yalist ülkelerden etkilenmelerle birlikte(örne¤in üretim ile e¤itimin diyalektikbütünlü¤ünün yaflama geçirildi¤i KöyEnstitüleri bu etkilenmenin sonucudur)temelde, kapitalist tarz hakim k›l›nd›.Sonraki y›llarda birçok de¤iflikli¤e u¤-rayan sistem, giderek kapitalist ülkele-rin basit ama temelsiz kopyas› halinegeldi. Geliflmifl kapitalist ülkelerde e¤i-tim sisteminin, temel niteli¤i sömürüsistemine hizmet olmakla birlikte, ken-di içinde bir tutarl›¤› ve mant›¤› vard›r.Ülkemizdeki geliflimi ise tam da kapita-lizmin yap›s›na uygun olarak çarp›k ol-mufltur. Birkaç y›lda bir yap›lan de¤i-fliklikler, durmadan alt üst edilen sis-temler de bu çarp›kl›¤›n ürünüdür.

    1950’lerde ABD ile gelifltirilen ye-ni-sömürgecilik iliflkileri e¤itime deyans›d›. ABD, tüm alanlarda oldu¤u gi-bi, en baflta sömürgecilik iliflkilerinekarfl› ç›k›fl› dizginlemek, kendi ç›karla-r›na uygun beyinler yaratmak için e¤iti-me el att›. ‹flbirlikçi iktidar, buna karfl›ç›kan sesleri susturmak için ö¤retimüyeleri ve ö¤renciler üzerinde tam birbask› sistemi kurdu, susturmaya çal›flt›.

    27 Aral›k 1949’da yap›lan anlafl-mayla Türkiye-ABD aras›nda bir e¤itimkomisyonu kuruldu. Amaç “kutsald›.”

    Her iki ülke aras›nda bilgi al›flverifli ya-p›lacakt›. Böyle olmad›, komisyon Tür-kiye e¤itim sistemini bafltan afla¤› yeni-den flekillendirme sürecine soktu, Ame-rikal› “uzmanlar” yerlefltirildi. Demok-rat Parti iktidar› ile birlikte tamamenAmerikanc› e¤itim sistemi getirildi.E¤itimin kilit noktalar›na yerlefltirilenABD’li uzmanlar, Amerikanc› sistemiyerlefltirebilmek için, ABD’ye kursamaçl› insanlar gönderdiler. Bu yöntemdevletin tüm kurumlar›nda uygulan›-yordu bu günlerde. Örne¤in, bu y›llardaAmerikal› uzman Kate Woffard’›n e¤it-ti¤i 25 genç e¤itimci ‘Woffardcular’ di-ye bir ak›m dahi bafllatt›lar.

    Emperyalistler bir ülkenin sömürge-lefltirilmesinde e¤itimin temel öneminibiliyorlard›. 1956’dan sonra MarshallPlan›’n›n uygulanmas› kapsam›ndaoluflturulan AID adl› örgüt, ABD’ninbelirledi¤i e¤itim program›na herhangibir müdahale olursa, malzeme, uzmanve Marshall yard›mlar›n›n kesilece¤itehdidinde bulundu. Ankara’daki mer-kezinde faaliyetlerini yürüten AID’inbafl›nda ise 2. Paylafl›m Savafl› sonras›Almanya’daki iflgal kuvvetlerinin e¤i-tim sorumlulu¤unu yapm›fl ve Alman-ya’daki e¤itim sistemini de Amerikan-c›laflt›rmaya çal›flan Dr. Wrinkle’d›. Te-melde yüksekö¤renime yönelik projelerdayatan AID’in bu dönem yaflama ge-çirdi¤i en önemli projeler ODTÜ veHacettepe Üniversiteleri’ne yönelikti.Bu projelerin temel mant›¤›, “Ameri-kal› gibi düflünen bireyler” yetifltir-mekti. Apolitiklefltirme, ‹ngilizce e¤i-tim, emperyalist kültürün içsellefltiril-mesi projenin temel ayaklar›n› oluflturu-yordu.

    Ortaö¤retimde ise, deneme ve fen li-seleri aç›ld›. Deneme liselerinde ABD’deyetiflmifl e¤itimci ve yöneticiler taraf›n-dan Amerikanc› e¤itim sistemi uygula-n›yordu. Derslerin içeri¤i Florida Üni-versitesi’nin gelifltirdi¤i program do¤-rultusundayd›. Birçok ö¤renciye bursverilerek Amerika’da yüksek ö¤renim

    Oligarfli e¤itemez!

  • görmesi sa¤land›. Bu okullar, em-peryalizmle iflbirlikçili¤in kompeda-n› Koçlar’a, Sabanc›lar’a teknik-idarieleman yetifltirmekle kalm›yor, ayn›zamanda devlete de kadrolar yetiflti-riyordu.

    1960’larda DP iktidar› süresinceüniversiteler ve ortaö¤retimde Ame-rikanc› sisteme sad›k kald›. 1961Anayasas› da köklü bir de¤ifliklikgetirmedi. Ancak bu dönemin temelözelli¤i, özellikle yüksek ö¤renimgençli¤inde bafllayan ve liselere ya-y›lan örgütlenmede ve e¤itim siste-mine yönelik eylemlerdeki art›flt›r.Gençlik e¤itimde Amerikanc› siste-mi istememektedir. “Masum ö¤-renci talepleri” süreç içinde kaç›-n›lmaz olarak siyasallaflacakt›r.Bunda, o süreçte sosyalist düflünceve örgütlenmenin gelifliminin pay›olmakla birlikte, gençli¤in halk içinbilim halk için e¤itim talebinin, an-cak bir devrimle mümkün oldu¤u-nu, elefltirdi¤i sistemin, kapitaliz-min ürünü oldu¤unu görmesinin pa-y› vard›r. Bugün de, liselerde veüniversitelerde gençli¤in talepleriile devrimci mücadelenin bütünlefl-mesi -birçok etkenin yan›s›ra- busomut gerçeklikten güç almaktad›r.

    1972 Cuntas› bu süreci kesintiyeu¤rat›r. Bir y›l sonra ç›kar›lan üni-versiteler yasas› ile yoksul halk ço-cuklar›na üniversitelerin kap›lar›n›nkapat›lmas›n›n zemini haz›rlan›r.

    12 Eylül’e geçmeden önce, dinine¤itimdeki yerine de¤inelim.

    Dünya çap›nda sosyalizmin geli-flimini önlemeye çal›flan emperya-listler, e¤itimde de buna yo¤unlafl›r-ken, ülkemizde dini özellikle kul-land›. 1949’da din dersi seçmeliolarak ortaö¤retime sokuldu. DP ik-tidar› hem “komünizm tehlikesinekarfl›”, hem de oy taban›n› oluflturantarikatlarla iliflkilerinin bir sonucuolarak dine sar›larak ‹mam HatipLiseleri’ni öne çak›rd›. Bu dönemde19 tane ‹HL aç›ld›. 27 May›s 1960ile ‹HL’lerin art›fl h›z› kesilmifl olsada, sonraki ‹nönü iktidar›nda da sür-dü ve 7 ‹HL aç›ld›. 1960’lar›n sonu-na do¤ru, gençli¤in mücadelesiningeliflmesi karfl›s›nda Demirel de

    ‹HL’lerin say›s›n› art›rd› ve 12 MartCuntas›na kadar tam 46 ‹HL açt›.

    ‹HL’ler ve e¤itimde dini kullan-ma politikas›, 12 Mart sonras›ndada sürdürüldü. Onlarca yeni ‹HLaç›l›rken, 12 Eylül Cuntas› ortaö¤-retimde din dersini zorunlu hale ge-tirdi. Sonraki y›llarda radikal isla-m›n geliflimiyle kendini vuran birsilaha da dönüflen ‹HL’ler, düzeneitaat eden, flükürcü beyinler yetifltir-mede önemliydi. Gerici-faflist e¤iti-min daha rafine hale getirildi¤i buokullarda yetifltirilen gençler, faflist-lerden sonra halk›n mücadelesininkarfl›s›na ç›kar›lan güçler oldular.

    12 Eylül faflist e¤itimikurumsal hale getirdi12 Eylül e¤itim sistemini bafltan

    afla¤› yeniden de¤ifltirdi ve fafliste¤itim kurumsal hale getirildi. Müf-redat buna göre düzenlendi. Üniver-siteleri, ola¤anüstü yetkilerle dona-t›lan YÖK flekillendirirken, ortaö¤-retim MEB eliyle, 12 Eylül’ün fel-sefi, ideolojik kal›plar›na sokuldu.‹lkokuldan üniversiteye kadar, di-siplin yönetmelikleri hiç bu kadaraskerilefltirilmemifl, ö¤renciyi zap-turapt alt›na almay› temel hedef ola-rak belirlememiflti. Bugün de liseligençli¤i bask› alt›nda tutmak, düze-nin temel amac›d›r. Üzerlerindekibask› araçlar› hiç eksik olmaz. Di-siplin yönetmeliklerinden, polisledo¤rudan iflbirli¤i içinde çal›flan yö-neticilerine kadar, gençlerindenkorkan bir düzenin kafa yap›s› yan-s›r. Okullar›n odalar› sorgu odalar›-na böylece dönüfltürülür.

    E¤itimin içeri¤i de, 12 EylülCuntas›’n›n tüm halka anlatt›¤› ya-lanlarla, flovenizmle, milliyetçilikledolduruldu, darbe övüldü. Ve elbet-te 12 Eylül’ün gençli¤imize en bü-yük darbesi, kifliliksizlefltirme,apolitiklefltirme ve örgütsüzlefltir-me alan›nda yafland›. Kapitalist e¤i-timin do¤as›nda olan, bencil, ç›kar-c› bir nesil yaratmak temel politikaolarak belirlenmiflti. Aksi, 12 Eylülfaflizmi ve sistem aç›s›ndan “risk”demekti. Sorgulayan, bilimsel düflü-nen, örgütlenen bir gençlik, bu dü-

    zeni de sorgulayacak, faflizme karfl›baflkald›racak, ba¤›ms›zl›k slogan-lar›n›n arkas›ndan yürüyecekti. Bu-gün de bu politikadan taviz verilme-den gençlik tam bir yozlaflt›rma ba-ta¤›na sürüklenmektedir.

    ‹lk ve ortaö¤retimden itibarendüzen, ö¤renciyi, kafa yap›s›n› fle-killendirmeye çal›flmakta, üniversi-telerde de buna YÖK ile devam et-mektedir. Bask›lar, anti-demokratikuygulamalar, flovenist propaganda-lar hep bu flekillendirmeye yönelik-tir. Liselerde Naz›m Hikmet’i oku-du diye okuldan atan zihniyet, üni-versitelerde ba¤›ms›z Türkiye istedidiye okuldan atmaktad›r.

    Bir insan›n edindi¤i bilgiler vebu bilgiler arac›l›¤›yla ald›¤› e¤itim,onun yaflama bak›fl›n› da belirler.Ancak baflka bir e¤itim sürecine ta-bi tutuldu¤unda bu bak›fl›n de¤ifl-mesi mümkündür. Böyle bir olana¤›olmayan “birey”in bak›fl› da do¤al-d›r ki flu veya bu tonlarda da olsa,düzenin istedi¤i kal›plar› k›ramaya-cakt›r. Peki bu e¤itim sistemi nas›linsan tipleri yarat›r?

    Bilimsel düflünmeyen, okuma-yan, araflt›rmayan, kendine ve çev-resine güvensiz, sorunlar karfl›s›ndaaciz, bireycili¤i yücelten, emperya-list kültüre aç›k, vatanseverlik duy-gular› tafl›mayan ya da “vatansever-lik” ad›na beyni flovenizmle zehir-lenmifl, halk›n sorunlar›na duyars›zapolitik kiflilikler.

    Temel felsefe: “Paras›olana e¤itim hakt›r”Dünya Ticaret Örgütü taraf›ndan

    haz›rlanan GATS (Hizmet TicaretiGenel Anlaflmas›) hükümlerine uy-gun olarak Türkiye, 7 hizmet alan›-n› özel sektöre açaca¤›n› garanti et-ti. Bu alanlardan biri de e¤itimdi.

    Yasalarda; e¤itimin devletin so-rumluluklar› aras›nda say›lmas›n›n,e¤itimin “her vatandafl için bir hak”oldu¤unun ifade edilmesinin pratik-te hiçbir hükmü yoktur. Bugün ikti-darlar dahi “e¤itimde f›rsat eflitsiz-li¤inden” sözetmektedirler. Bununanlam›, yoksulun e¤itim hakk›n›

    8

    18 Eylül 2005 / 18

  • kullanamamas›d›r. Özel okullarlaticari bir alana dönüflen e¤itim, dev-let okullar›nda da çeflitli adlar alt›ndatoplanan paralarla daha yayg›n ola-rak paral› hale getirilmifltir. Örne¤ingeçen y›l e¤itime bütçeden 7 katril-yon ayr›l›rken, ö¤rencilerden çeflitlivesilelerle toplanan paran›n toplam›17 katrilyonu buluyordu. GATS hü-kümlerine göre ise art›k “vesile”yegerek kalmadan paras› olan için e¤i-tim demagojiye b›rakmayacak kadaraç›kt›r.

    Devlet, bütün “sosyal alanlar”daoldu¤u gibi, e¤itimi de gerçekte bir“yük” olarak görmektedir. Oy hesa-b›yla yap›lan kimi yat›r›mlar bu ger-çe¤i de¤ifltirmemektedir. Geçen haf-taki yaz›m›zda da söz etti¤imiz gibi,bu ülkenin baflbakan› Tayyip Erdo-¤an, bütün alanlarda süren özellefltir-menin, e¤itimde de geçerli olmas›n›çok özlü bir flekilde flu sözlerle anlat-m›flt›r:

    “Biz istiyoruz ki, devlet yavafl ya-vafl e¤itimden çekilsin bu ifl tama-men özel sektöre kals›n.” (Milliyet,22 Temmuz 2003)

    Paras› olan›n e¤itim hakk›ndanyararlanabilece¤i ve kimilerinin özelokullarda daha nitelikli koflullardaokudu¤u e¤itim sisteminde f›rsateflitli¤i masald›r. Buna ra¤men üni-versite kap›s›na gelebilsinler de yinekarfl›lar›nda paral› e¤itimi bulurlar.Kay›t paras›ndan bafllar soygun veharçlarla devam eder. Yasalar “e¤iti-min hak oldu¤undan” sözeder amagerçek tam tersidir. Üniversiteler, bi-limsel kurum kimli¤ini çoktan yitir-mifl, birer ticarethaneye dönüflmüfl-tür. Bu mant›¤›n do¤al sonucu olarakda özel üniversiteler ortaya ç›km›fl,yüksekö¤renimdeki s›n›fsal ayr›m dadaha somut olarak vücut bulmufl-tur. Bilkent, Baflkent, Koç, Ifl›k gibi...

    Yüksekö¤renimde ticarileflmeaç›ktan a盤a h›zla yay›lmaktad›r.Bugün tüm dünyada üniversitelerüzerinde flekillenen strateji, “giriflim-cileflme, ö¤renci ve fakülteleri ifl dün-yas›na yeniden yararl› hale getirmekiçin üniversiteleri yeniden denetimealma ve ö¤renci ve fakülte örgütlen-melerini ezme stratejisidir.” (Kapita-

    list S›n›f, Aktaran ‘Gençlik ve E¤itimÜzerine’, Tufan Türky›lmaz)

    Bilimsellik ‘araç-gereç’sorunu de¤ildirÜlkemizde e¤itimin temel nitelik-

    lerinden biri, anti-bilimselli¤idir.AKP iktidar› ile bu durum daha dapekiflmifltir. Bu y›la kadar, Darwin’inevrim teorisini ö¤retti¤i için fluradaburada cezaland›r›lan ö¤retmen ha-berlerine rastlan›rken, bu ö¤retim y›-l›nda yürürlü¤e giren yeni müfredat,resmen “yarat›l›fl teorisine” oturmak-tad›r. Elbette bilimselli¤in tek ölçütüde¤ildir Evrim Teorisi ama çarp›c›bir örnektir.

    Esas olarak, e¤itim, yaflamdan,pratikten kopuk ve ezbercidir. Veri-len e¤itimin üretimden kopuk olma-s›, bilginin yaflamdaki yeri ve gerek-lili¤i ve öneminin somutlanmamas›n›beraberinde getirir. Bu do¤al olarakö¤rencinin ö¤renme iste¤ini de a盤aç›karmaz, köreltir. Sosyal bilimlerde,tarihte ise flovenist, faflist düflüncelergelifltirilir. Örne¤in, Osmanl› tarihinianlatan kitaplarda, Osmanl›’da hal-k›n durumu yoktur, padiflahlar›n kah-ramanl›klar› vard›r. Örne¤in, emper-yalistler aras› paylafl›m savafllar›n›nsiyasal, ekonomik temellerini ö¤ret-mez bu e¤itim sistemi. Avusturya ve-liaht›n›n öldürülmesiyle 1. Paylafl›mSavafl›’n›n patlak verdi¤i söylenir,ama emperyalist tekellerin pazar vehammadde ihtiyaçlar›ndan sözedil-mez. Hitler lanetlenir ama Hitler’iortaya ç›karan›n emperyalizm oldu-¤u, bu ülkeyi yönetenlerin emperya-lizmin iflbirlikçileri oldu¤u anlat›l-maz...

    Bir e¤itimin bilimsel ya da bilim-sel olmay›fl›n› belirleyen ne laboratu-varlar›n say›s› ne de müfredat soru-nudur. E¤itimin bütün sorunlar›ndaoldu¤u gibi, düzenin e¤itimden neanlad›¤› ve kimin için e¤itim verdi¤isorunuyla ilgilidir.

    Kapitalistler için, kapitalist siste-min ihtiyaçlar›n› karfl›lamaya, bu sis-teme uygun beyinler yetifltirmeyedönük e¤itimin bilimsellik anlay›fl›da (en mükemmel koflulda dahi), an-cak bu çerçeve içinde kalacakt›r.

    9

    18 Eylül 2005 / 18

    Gençli¤i cezalarlasusturamazs›n›zÜniversiteler daha aç›lma-

    dan, halk için bilim, halk içine¤itim isteyen gençli¤e yönelikdisiplin soruflturmalar›ndan ce-zalar ya¤›yor. Daha bafltan genç-lik y›ld›r›lmak, sindirilmek iste-niyor. Ankara DTCF’de, faflistsald›r›ya u¤rayan ö¤rencilere yö-nelik cezalar›n ard›ndan bu kezde Kocaeli Üniversitesi’nde(KOÜ) okuyan 9 ö¤renci, hakla-r›nda aç›lan soruflturma sonu-cunda okul at›ld›.

    6 May›s 2005 tarihinde de-mokrat ö¤renciler taraf›ndan dü-zenlenen bahar flenlikleri s›ras›n-da, Mahir Çayan, Deniz Gezmiflve ‹brahim Kaypakkaya’n›n re-simlerinin as›ld›¤›, Denizler’inanmas›nda, jandarma ö¤rencilereatefl açm›fl, sald›r› sonras› 1 jan-darma er kendilerinin kurflunla-r›yla ölmüfl bir ö¤renci de om-zundan yaralanm›flt›. Anmadansonra üniversite yönetimi tara-f›ndan 32 ö¤renciye soruflturmaaç›lm›flt›.

    Aç›klanan soruflturma sonuç-lar›na göre; Serdar Y›ld›r›m, Me-tin Kaya, Seda Kumral, SüriyeÇatak, Naz›m Hoplar, KuzeyBoy, Ekin Günefl Sayg›l›, TufanBak›r ve Ça¤layan Bozac› okul-dan at›l›rken, birçok ö¤renciyede bir ay ile bir y›l aras› uzaklafl-t›rma cezas› verildi.

    Gençli¤e, “devrimci önderle-ri, devrimci mücadeleyi unuta-caks›n›z” diyenler, yan›ld›klar›n›görmeye devam edecekler.

  • 10

    18 Eylül 2005 / 18

    E¤itim sistemi

    kapitalizmin hizmetinde

    eziyor, tek tiplefltiriyor,gericilefltiriyor,

    kölelefltiriyor Marks ve Engels, “toplumun maddigücü olan s›n›f, ayn› zamanda egemenzihinsel güçtür. Maddi üretim araçlar›-n› elinde bulunduran s›n›f, ayn› zaman-da zihinsel üretim araçlar›n› elinde bu-lundurur. Bunlar o kadar birbiri içinegeçmifl durumdad›r ki kendilerine zihin-sel üretim araçlar› verilmeyenlerin dü-flünceleri de ayn› zamanda bu egemens›n›fa ba¤l›d›r” der.

    Dolay›s›yla; “zihinsel üretim araçla-r›” olan e¤itim kurumlar› ve e¤itim sis-temi, mevcut kapitalist üretim biçimi veiliflkilerinin sürmesine hizmet edecektarzda flekillendirilir.

    Bir ekonomik siyasal sistem olarakkapitalizm, eme¤in sömürüsüne daya-n›r. Üretim araçlar›n› elinde bulunduranegemen s›n›f (burjuvazi), e¤itim, hukukgibi üst yap› kurumlar›na da hakimdir,devlet de egemen s›n›f›n devletidir.

    Tarihsel geliflimi içinde bak›ld›¤›n-da, sömürü üzerine kurulu toplumsalsistemlerde, e¤itim, egemen s›n›flariçin, di¤er s›n›flara ideolojik olarak nü-fuz etme arac› olarak görülmüfltür. Ka-pitalizmle birlikte, buna, sistemin ele-man ihtiyac›n› karfl›lama fonksiyonu daeklenmifltir. Yani kapitalizmde e¤itim,kurulu düzene, kapitalizme biat eden vekapitalistlerin eleman ihtiyac›n› karfl›la-yacak bireyler yetifltirme arac›d›r.

    Oligarfli aç›s›ndan da bu bak›fl temelolmufltur. Yani e¤itimin temel görevi,düzene uygun beyinler yetifltirmek veburjuvazinin ihtiyac›n› karfl›layacakeleman yetifltirmektir. Kapitalist sistem-de e¤itim, halk›n yarar›na bir üretimigelifltiren, sorunlar›n› çözen, bilimselgeliflimi halk›n yarar›na sunan bir muh-tevaya sahip de¤ildir.

    Sömürüye dayanan sistemlerde e¤i-tim sisteminde yap›lan de¤ifliklikler,

    kendi iç de¤ifliklikleridir, e¤itimin nite-li¤ini kökten de¤ifltirmez. Örne¤in AKPiktidar›n›n de¤ifliklikleri, kadrolaflmaçabas› da bu muhtevadad›r. Yani e¤iti-min “laik” olmas› ile “fleriatç›” olmas›konusunda, emekçi halk için, sömürüyehizmet etmesi aç›s›ndan büyük bir farkyoktur. E¤itimin s›n›fsal niteli¤ini de-¤ifltirecek, emekçilerden yana bir e¤iti-mi hakim k›lacak tek fley, devrim-dir. E¤itimin ve bilimin halk için bir ni-telik kazanmas› da ancak bu flekildemümkün olacakt›r.

    Yayg›n demagojinin aksine kapita-lizm, bireyi özgürlefltirmez, kölelefltirir,beyinlerini tahakküm alt›na almak ister.‹ster geliflmifl kapitalist ülkelerde istersebizim ülkemizde olsun, e¤itimde bu yanvazgeçilmezdir. Türkiye’de verilen e¤i-timi düflünün; asla itiraz etmeyen, tart›fl-mayan, sorgulamayan, itaat eden birgençlik ister. Geliflmifl kapitalist ülke-lerde ise bu durum, gerçek özgürlü¤ünyerine çarp›t›lm›fl bir özgürlük anlay›fl›-n›n yerlefltirilmesi fleklinde karfl›m›zaç›kar. Temelde ayn› fleye hizmet etmek-tedir; sistemin istedi¤i insan tipine.

    E¤itim ile üretim aras›ndaki tarihsel,diyalektik ba¤›n kapitalizmde kopar›l-m›fl olmas› da, bu ideolojik tercihin so-nucudur. Kapitalizm, ancak sömürü ç›-karlar›na uygun olarak üretimle e¤itimiiliflkilendirir. Üretimden kopuk birgençlik, burjuva kültüre objektif olarakaç›k bir gençlik demektir. Fidel Castro,“E¤er ö¤retimle üretken çal›flmay› s›m-s›k› birlefltirme, bütünlefltirme gere¤ivarsa, ‘burjuva bir gençlik’ yetifltirmek-ten kaç›nd›¤›m›z içindir” diyerek bugerçe¤e parmak basmaktad›r.

    Ülkemizdeki e¤itimin; gerici-faflist,gençli¤i ezen, kölelefltiren, düzene uy-gun bireyler yaratmay› hedefleyen, ka-pitalizmin ihtiyaçlar›n› karfl›lamaya dö-

    iki e¤itim anlay›fl› kapitalistler için e¤itim

    halk için e¤itim

  • nük oldu¤unu belirtmifltik.

    Burada bir felsefe, bir anlay›flvard›r. Mevcut sorunlar›n ekonomikyetersizliklerle, bütçe sorunlar›ylaaç›klanmas› demagojidir. Basit birörnekle bunu ortaya koyabiliriz.Küba ekonomisi ile Türkiye ekono-misinin büyüklü¤ü karfl›laflt›r›lamazbile. Ama ony›llard›r kuflatma veambargo alt›nda yaflayan Küba, ay-n› zamanda dünyada okuma yazmaoran› en yüksek ülke olmas›n›n ya-n›nda, yüksekö¤renim oran›n›n enyüksek oldu¤u, e¤itim için emekçi-lerden hiçbir maddi katk›n›n isten-medi¤i, en küçük köyüne kadarokullaflman›n oldu¤u, okullar›ndabilimsel e¤itime uygun alt yap›n›nbulundu¤u bir ülkedir.

    “Baflar›l› olunan konular›n ba-fl›nda, paras›z e¤itim, kültür ve sa¤-l›k hizmetleri geliyor. E¤itimde f›r-sat eflitli¤inin sa¤land›¤› anlafl›l›-yor; ilk ve orta dereceli okullarda25-30 dolay›nda olan ö¤retmen ba-fl›na ö¤renci say›s›n›n planl› bir bi-çimde önümüzdeki y›llarda 15'e in-dirilmesine çal›fl›l›yor; ö¤retmenyetifltirmeye özel bir önem verili-yor; mesleki ve teknik e¤itim göreliolarak çok önemseniyor. Küba, Ek-vador örne¤inde görüldü¤ü gibi,Latin Amerika ülkelerine ö¤retimüyesi yard›m› yap›yor” (Yakup Ke-penek, Cumhuriyet, 25 fiubat 2002)

    O zaman sorun, “para yok ki ve-relim” sorunu de¤ildir, anlay›fl soru-nudur, e¤itime ve halka bak›fl soru-nudur. Elbette tekellerin ç›karlar›n›esas alan bir sistem, halk› ve genç-lerini e¤itmeye öncelik vermez.

    Kapitalizmin ve oligarflinin e¤i-tim anlay›fl›n›n karfl›s›nda, Küba ör-ne¤i bize bambaflka bir e¤itim anla-y›fl›n› sunmaktad›r. Bu e¤itim, sos-yalist e¤itimdir. Devrimcilerin vehalk için bilim, halk için e¤itim mü-cadelesi veren gençli¤in hedefi deiflte bu e¤itim anlay›fl›n›n hakimolaca¤› bir ülke yaratma içindir.

    Sosyalizmde e¤itim halkiçindirSosyalizmin savundu¤u ve uy-

    gulad›¤› e¤itim, kapitalizminkiyletaban tabana z›t bir e¤itimdir.

    Her fleyden önce sosyalizmdee¤itim, sözde de¤il pratik olarakhakt›r, sosyalist devletin en baflta

    gelen sorumluluklar› aras›ndad›r. Vetüm emekçi halk›n e¤itim hakk›devletin güvencesi alt›ndad›r. E¤iti-min ücretsiz olmas›, sosyalizmin buanlay›fl›n›n do¤al sonucudur. Ö¤-rencinin e¤itim, bar›nma, araç-ge-reç ve tüm ihtiyaçlar›n› karfl›lamaksosyalist devletin görevidir.

    Sosyalist bir iktidar için e¤itiminticari bir alan olarak görülmesi,“özel sektöre b›rak›lmas›” düflünü-lemez bile. Çünkü, Erdo¤an’›n söz-leri ve kapitalizmdeki e¤itim nas›lki, ideolojik bir tercihin ürünü ola-rak flekilleniyorsa, sosyalizmde deböyledir. Kapitalizmin ideolojisiherfleyi tekellerin ç›karlar›na gördü-¤ü için e¤itimi buna göre flekillendi-rir. Geçmiflte sosyalist sistemin bas-k›lanmas› nedeniyle büyük orandaparas›z e¤itimin oldu¤u, Almanya,Fransa gibi birçok geliflmifl kapita-list ülkelerde de bugün e¤itim gide-rek paral› hale gelmektedir. Yani birbaflka deyiflle, özlerine dönmekte-dirler. Çünkü, sistem, sömürüyüesas alan, sömürücü s›n›flar›n ha-kim oldu¤u bir sistemse, e¤itim busömürüye hizmet edece¤i gibi, ken-disi de sömürünün bir alan› olacak-t›r.

    Sosyalizmde ise her fley halk›nç›karlar›, refah›n›n gelifltirilmesiiçindir. E¤itimin merkezinde insanvard›r. Halk›n ve ülkenin ç›karlar›n›esas alan, halktan, bilimden, üre-timden yana, toplumun geliflimini-ilerlemesini sa¤layan ve buna hiz-met eden, demokratik ve ba¤›ms›z-l›kç› bir muhtevaya sahiptir.

    Devrim sonras› Che Guevara,“Üniversite art›k renk de¤ifltirmeli,zencilerin, melezlerin, iflçi ve köylü-nün rengine bürünmelidir” diyordu.Bundan sonra üniversite, devriminekonomik ve ideolojik hedeflerineuygun olarak, giderek dönüflümlereu¤rayarak, emekçilerin e¤itim kuru-mu haline gelmifltir.

    Sosyalist e¤itimin amac›; eflitsiz-li¤i ortadan kald›rarak toplumun veinsanl›¤›n daha iyi yaflam koflullar›-na ulaflmas›n› sa¤lamak; halk›n so-runlar›n› çözecek bilimsel geliflme-yi sa¤lamak; bilgiyi tüm halka ya-

    11

    18 Eylül 2005 / 18

    Gençlerimiz; halk içinbilim, halk için e¤itim

    mücadelesine kat›lal›m Bu ddüzenin ee¤itim aanla-

    y›fl›n›n ssize vverebilece¤ihiçbir flfley yyoktur. SSizi, ddü-zene hhizmet eeden kkölelerhaline ggetirmek, kkapitaliz-min ssömürü ççarklar› aaras›-na aatarak yyoketmek dd›fl›n-da. BBöyle bbir ee¤itimi hhaketmiyorsunuz. SSizi bbinbir

    türlü yyolla bbask› aalt›nda ttu-tanlar, tterör yyaygaras› iilekorkutup öörgütlenmeniziengellemeye ççal›flanlar,

    e¤itimin kkapitalistlerin çç›-karlar› iiçin ssürmesini iiste-yenlerdir. GGerçek öözgür-lük, bbilimsel, ddemokratik,

    gelecek eendiflesi oolmadan,insana dde¤er vveren bbir

    e¤itim mmücadele iile kkaza-n›labilir.

    Paral› ee¤itime, aailelerini-zin ssoyulmas›na kkarfl›ysa-n›z; ee¤itimin hhalk›n çç›karla-r› ddo¤rultusunda oolmas›n›istiyorsan›z; hherkesin aana-

    dilinde ee¤itim aalmas›n›nbir hhak oolmas›ndan yyana,dillerinin, kkültürlerinin bbas-k›yla yyokedilmek iistenme-sine kkarfl›ysan›z; ee¤itiminbilimsel ttemellere ddaya-

    nan, eezbercili¤i rreddeden,ö¤renciyi eezip kkifliliksizlefl-tirmeyi, ssusturmay› hhedef-

    lemeyen bbir nniteli¤e kka-vuflmas›n› iistiyorsan›z;BU MMÜCADELEYE SS‹Z

    DE KKATILIN!

  • yarak, gelece¤e devrederek kültürelgeliflimde kesintisizli¤i sa¤lamak;sosyal hayat› ilgilendiren tüm alan-larda sorumluluklar alacak ve üre-timde bulunacak insanlar yetifltir-mektir. Ortaö¤retimden bafllayarake¤itim kurumlar›, ayn› zamanda bi-limsel üretimin yap›ld›¤› kurumlar-d›r. S›n›fs›z, sömürüsüz bir dünyay›yaratmaya hizmet eden sosyaliste¤itim, üretici güçlerin gelifltirilme-sine hizmet ederek, toplumsal yap›-n›n dinamik bir flekilde ilerlemesinisa¤lar.

    E¤itimin baflar›s›, demokratikbir muhtevaya sahip olmas›yla ya-k›ndan ilgilidir. ‹flte bu anlay›flla,e¤itim kurumlar›, demokratik biryönetime sahiptir. E¤itimin bütünunsurlar›; ö¤rencisi, e¤itmeni, çal›-flan› ile örgütlüdür ve yönetime buörgütlülükleri arac›l›¤›yla kat›l›r.

    “Okulun iflleyifliyle ilgili tümkonsey biraraya gelir. Konseye okulmüdürü, ö¤rencilerden (Ortaö¤re-tim Ö¤rencileri Federasyonu so-rumlusu), politik örgütlerden ve ö¤-retmenlerden (sendika sekreteri) bi-rer temsilci, ö¤renci velileri delege-

    si, yerel üretimplan› sorumlusukat›l›r. Konsey birkarar organ›d›r.Yasal görevi dan›fl-manl›k olan bir deyönetim kuruluvard›r. Bu kurul,fakülte dekanlar›,Üniversite Ö¤ren-cileri FederasyonuBaflkan› ve bir deKomünist GençlikBirli¤i temsilcisin-den oluflur. Bu türörgütlenme hem fa-külte düzeyinde(dekan, dekan yar-d›mc›lar›, çeflitliokullar›n müdürle-ri ve iki ö¤renci ör-gütünün temsilcile-rinden oluflur) hemde okullar (ortaö¤-retim) düzeyinde(müdür, müdüryard›mc›lar›, bö-

    lüm baflkanlar›, ö¤renci temsilcile-rinden oluflan yönetim kurulu) gö-rülür.” (Küba’da E¤itim, S:52)

    Bu örgütlenme ve yönetim anla-y›fl› hem üniversiteler hem de orta-lise düzeyindeki e¤itim kurumlar›için geçerlidir. Ki, e¤itim kesintisizbir süreç olup, ülkemizde oldu¤u gi-bi, ö¤renciler yüksek ö¤renim içinyar›fl at› misali s›navlara koflulmaz,bunun için dersane türü sömürü ku-rumlar› yoktur. Ö¤renci, ‹lkö¤re-timden itibaren baflar›s›, yetenekleriölçüsünde yüksek ö¤renime devametme hakk›na do¤all›¤›nda sahiptir.

    Sosyalist e¤itim, üretimle içiçegeçmifl bir e¤itimdir. Tüm halk ke-simleri gibi, e¤itimin unsurlar› da,verimlili¤in art›r›lmas›, bu flekildehalk›n daha iyi yaflam koflullar›nasahip olmas› için üretimin içindeyeral›r. Fidel, Nisan 1972'de komü-nist gençli¤e yapt›¤› konuflmada:“E¤itim ve ö¤retimde gerçek birdevrim yapmak vazgeçilmez bir zo-runluktur” diyor ve sözlerini flöylesürdürüyordu: “Ö¤retimle üretkençal›flmay› kaynaflt›rma olgusunun,tek gerçek komünist e¤itim biçimi

    oldu¤u tart›fl›lmaz bir gerçektir.Baflka yolu da yoktur. Kimse, kara-da yüzmeyi, denizde de yürümeyiö¤renemez.”

    E¤itimin üretken çal›flmayla bü-tünlü¤ünün, ideolojik bir tercih ol-du¤unu belirtmifltik. Bu gerçeklikdevrimci bir iktidar, sosyalist bir ül-ke için çok daha önemlidir. Zirayüzy›llara dayanan sömürü sistem-lerinin kazand›rd›¤› al›flkanl›klar›n,kültürün sökülüp at›lmas›nda e¤itimne denli önemliyse, e¤itimin üre-timle bütünlü¤ü o oranda önemlidir.

    Sözkonusu olan, kol iflçili¤iylekafa iflçili¤i aras›ndaki ayr›m›n or-tadan kalkaca¤› ve bilimsel ve tek-nik bilginin, bir az›nl›¤›n tekelindeolmaktan ç›kaca¤› komünist bir top-lum infla etmektir. Yeni bir ayd›n ti-pi oluflturmakt›r.

    Kapitalizmin eme¤ine yabanc›-laflt›rd›¤› insan› de¤ifltirmek, ‘yeniinsan’› yaratmak sosyalist iktidar›nhedefidir. Yeni insan›n salt sa¤lananekonomik refah ile sa¤lanamayaca-¤› ise bürokratlaflan revizyonist ül-kelerde aç›kça görülmüfltür. Biryandan ekonomik sistem de¤iflir-ken, öte yandan sosyalist insan ya-rat›lacakt›r.

    Sosyalist insan; geçmifl toplum-sal sistemin kazand›rd›¤› ve “insando¤as› budur” diye aldatt›¤›, ç›kar-c›, kazanç kavram›n›n psikolojikdürtüsüne teslim olmufl insan›n red-di ile yarat›lacakt›r. Bir anlamda ye-ni bir bilinç, yeni bir ahlak, beyin-lerde dünyaya tam tersine bir bak›flkazand›r›lacakt›r.

    “Her koyun kendi baca¤›ndanas›l›r” diyen, köfleyi dönmeyi birfelsefe haline getiren kapitalizmin,e¤itim sisteminde de bu felsefeyeuygun insanlar yaratmas› do¤al birsonuçtur. Ancak, sosyalist ekonomi-nin inflaas›, kendili¤inden sosyalistinsan› yaratmayacakt›r. Yukar›daifade etti¤imiz gibi, yüzy›llara da-yanan al›flkanl›klar, kültür ve çarp›-t›lm›fl, kendine ve eme¤ine yabanc›-laflt›r›lm›fl kiflilikler sözkonusudur.Bu yüzden e¤itim, sosyalizm içinçok daha önemli bir alan olacakt›r.

    12

    18 Eylül 2005 / 18

    Devrimci ggençli¤in, hhalk iiçin bbilim hhalk iiçine¤itim mmücadelesi, ee¤itimi kkapitalistlerinç›karlar› iiçin flflekillendiren ooligarfli ttaraf›n-dan hhep eezilmeye yyokedilmeye ççal›fl›lm›fl-t›r. BBuna kkarfl›n ggençlik, 11960’lardan bbu

    yana DDEV-GENÇ öönderli¤inde bbu mmücade-leyi kkesintisiz oolarak ssürdürmüfltür. HHalkiçin bbilim hhalk iiçin ee¤itimin, ddevrimci hhalk

    iktidar› iile mmümkün oolaca¤› bbilinciyle, DDEV-GENÇ, bba¤›ms›zl›k, ddemokrasi vve ssosya-

    lizm kkavgas›n›n lliseli vve üüniversiteli ggençliksaflar›ndaki öörgütlenmesi oolmufltur.

  • Sosyalist e¤itimin zaferive Küba örne¤iSosyalizmde e¤itimin, gerçek

    anlam›yla bir hak oldu¤unu söyle-dik. Tüm eksikliklerine karfl›n sos-yalizm deneyleri bu konuda devasaörnekler yaratm›fllard›r. Sosyaliz-min her alandaki üstünlü¤ü ile bü-tünleflen e¤itim anlay›fl› sayesinde,yüzlerce y›ll›k kapitalist birikimleboy ölçüflebilen bir teknoloji, bilim-sel geliflim bu sayede sa¤lanabil-mifl, kültürel, siyasal donan›mlar›y-la ileri bir toplum yarat›labilmifltir.

    Bugün bile bir araflt›rma, eskisosyalist ülkelerdeki okuma yazmaoran›n›n ve yüksek ö¤renimden ya-rarlanma oran›n›n, geliflmifl kapita-list ülkeler dahil olmak üzere, sö-mürüye dayanan sistemlerle k›yas-lanamayacak ölçüde önde oldu¤unugöstermektedir.

    Bir örnek; Sovyetler’de, 1930y›l›na gelindi¤inde okuma yazmaoran› yüzde 81’e ulaflm›flt›. Ki burakam›n 1990’lar›n Türkiyesi iledenk oldu¤u düflünüldü¤ünde, 1917Devrimi öncesi tamamen cahil b›ra-k›lm›fl bir halk›n devrimle e¤itimsorununu nas›l çözdü¤ü daha aç›kgörülecektir. Kald› ki sonraki y›llar-da bu anlay›flla hareket eden emek-çi iktidar›, paras›z e¤itimi ülkeninher yerine yaym›fl, bilimde, tekno-lojide bu sayede devasa yol katet-mifltir.

    Bugün bu ülkelerde karfl›-dev-rimler gerçekleflmifl olmas›, hayat›nbirçok alan›nda oldu¤u gibi e¤itim-deki sosyalizmin kazan›mlar›n›unutturamaz, ortadan kald›ramaz.

    Küba ise bu konuda sosyalizmekarfl› olanlar›n dahi hakk›n› teslimetmek zorunda kald›¤› örnekler ya-ratm›flt›r. Küba’da e¤itimin amac›,Küba E¤itim ve Kültür Kongresibildirgesinde flöyle ifade edilmekte-dir: “E¤itimin baflta gelen görevi,öyle bir insan, öyle bir halk yarat-mak olmal›d›r ki, bu yeni insan, buyeni halk, bir yandan geçmiflin ka-l›nt›lar›n› üstünden silkip atarken,bir yandan da yüksek bireysel vetoplumsal yaflam koflullar›n› bilinç-

    li bir flekilde yaratmayetisine sahip olsun...”

    Bu anlay›flla yolaç›kan sosyalist Kübadevleti, en geliflmifl ka-pitalist ülkeleri zorla-yan bir e¤itim anlay›fl›-n› ve e¤itimde ilerle-meyi ortaya ç›kard›.E¤itimde sa¤lanan ola-¤anüstü baflar› üzerineUNESCO, 1964’te‘Okuryazarl›ktan Yok-sunlu¤un Ortadan Kal-d›r›lmas›nda Küba’daKullan›lan Metod veAraçlar’ bafll›kl› bir ra-por haz›rlad› ve tümülkelere örnek olarakgösterildi. Elbette tümülkelerin Küba e¤itimsistemini yaflama ge-çirmesi madden müm-kün de¤ildi. ÇünküKüba sosyalist bir ülkeoldu¤u için tüm yok-luklara karfl›n bu bafla-r›y› yakalam›flt›. E¤iti-min amac›na ulaflmas›,buna uygun bir e¤itimfelsefesi ve e¤itim or-tam›n›n sa¤lanmas› ilemümkündür.

    “Gerçekten de dev-rimden önce nüfusunyaklafl›k dörtte birininokuma yazmas› yoktu, okul ça¤›n-daki çocuklar›n %54’ü okul yüzügörmemiflti, teknik ö¤retim yok de-necek düzeydeydi. ... Devrimin onü-çüncü y›l›nda ise, e¤itim harcama-lar› onbefl kat artm›fl, ö¤renci say›s›üç kat›na ulaflm›flt›r.”

    Bu baflar› kuflku yok ki hayat›nher alan›nda ifadesini bulan bütün-lüklü bir baflar›d›r, insana, halka ba-k›fl›n›, sistemin halk için, halk›n ih-tiyaçlar› ve ç›karlar› üzerine otur-mas›ndan kaynaklanmaktad›r.

    Kald› ki, sonraki y›llarda bu iler-leme çok daha devasa boyutlaraulaflm›fl, Küba, yoksul ülkelerin ö¤-rencilerine hiçbir ç›kar beklemeksi-zin ücretsiz e¤itim veren, kapitalistülkeler gibi onlar›n beyin gücünü

    sömürmeyi asla düflünmeyen birprati¤in sahibi olmufltur.

    Halen, Afrika’n›n Latin Ameri-ka’n›n, Asya’n›n onlarca ülkesindenher y›l binlerce ö¤renci, Küba’da t›pe¤itimi almaktad›r.

    Sosyalizmin bu alanda ortaya ç›-kard›¤› kazan›m; ekonomik, sosyal,siyasal bütün sorunlarda oldu¤u gi-bi, kapitalizmin çözümsüzlü¤e gö-türdü¤ü e¤itimin de nas›l olmas› ge-rekti¤ini göstermektedir.

    Küba ve di¤er sosyalist ülkeler-de uygulanan e¤itim sistemi bir ör-nektir kuflkusuz. Devrimci Halk ‹k-tidar›, temel felsefesi sosyalist ol-makla birlikte, ülkemizin kendi içdinamiklerine uygun bir e¤itim sis-temini yaratacakt›r.

    13

    18 Eylül 2005 / 18

    E¤itimin üücretsiz vve ttüm hhalk ççocuklar›için ssosyalist ddevlet ttaraf›ndan ggüven-ceye aal›nm›fl bbir hhak ooldu¤u KKüba’da,bu aalanda bbüyük bbir bbaflar› eelde eedil-mifltir. BBu bbaflar›, ssosyalizmin hhayat›nher aalan›n› hhalk›n iihtiyaçlar› vve çç›karlar›do¤rultusunda öörgütleme aanlay›fl›n›nürünüdür. SSosyalizmin ee¤itim aanlay›fl›ile kkapitalizmin aanlay›fl› bbirbirine ttabantabana zz›tt›r. ‹‹ster bbizim ggibi ççarp›k kka-pitalist üülkelerde, iisterse ggeliflmifl kkapi-talist üülkelerde oolsun; ssömürü ssistemin-de ee¤itim, ttekellerin çç›karlar›na hhizmeteder. BBu ggerçe¤i nne mmüfredat dde¤iflik-likleri nne dde bbaflka bbir mmakyaj dde¤ifltire-mez. AAncak ssömürüye ddayanan ssistemde¤iflti¤inde, ee¤itim dde hhalk iiçin oolacak,

    bilim hhalk›n hhizmetine ssunulacakt›r.

  • 14

    18 Eylül 2005 / 18

    Karadeniz Temel Haklar, 5-9 Eylül günlerinde bafllatm›floldu¤u Paras›z E¤itim Hakk›m›z Engellenemez kampanya-s› çerçevesinde, Samsun Çiftlik Caddesi Süleymaniye Ge-çidi’nde stand açt›. Kampanya kapsam›nda Temel Haklarüyeleri 3 gün boyunca 5000 bildiri da¤›t›rken, halk imzastand› ve bildirilere yo¤un ilgi gösterdi.

    12 Eylül Pazartesi gününden iti-baren yeni bir ortaö¤retim y›l›nagirmifl bulunuyoruz. Yeni bir orta-ö¤retim y›l› ve yine de¤ifliklikler.

    Gün geçmiyor ki müfredatta yada yönetmeliklerde bir de¤ifliklikolmas›n. Yap›lan de¤ifliklikler isesözde de¤ifliklikler olarak kal›yor.Özde ise de¤iflen bir fley yok. Sene-lerdir de¤iflen müfredatlar›n bilan-çosu ayn›; bu sene LGS (liseye gi-rifl s›nav›) ve ÖSS'de 120 bin ö¤-renci s›f›r puan ald›. Yine bini aflk›nlise birincisi de aç›kta kald›.

    Bu rakamlar azalmak flöyle dur-sun her sene artarak devam ediyor.Yap›lan de¤ifliklikler ise bu durumuortadan kald›rmaya yönelik de¤il,göz boyamaya yönelik oluyor.

    Okullar›m›zda varolan faflist ge-rici e¤itim ders kitaplar›na Naz›mHikmet’in fliirlerinden birkaç taneserpifltirilerek allan›p pullan›p tekç›kar yol olarak dikiliyor karfl›m›-za. Birkaç tane Naz›m fliiri oluncae¤itim sistemi demokratiklefliyorhemen! Bak›n her düflünceye say-g›m›z var deniyor.

    1 May›s’a kat›ld›¤› için AnkaraTicaret Meslek Lisesi ö¤rencisinimüdür yard›mc›s›n›n odas›na kara-kol kurarak iflkenceli sorguya alan-lar da her düflünceye sayg›s› olan-lard›. Ya da daha ortaokuldaki ço-cuklara katliam görüntülerini izle-tip “e¤er siz de benim dedi¤imind›fl›na ç›karsan›z sizin de bafl›n›zaayn›s› gelir” diyenler de... Ayn›mant›k yükseltiyor okul duvarlar›-m›z› ve tel örgüyle çeviriyor. Ve yi-

    ne ayn› mant›k okul koridorlar›nave hatta s›n›flar›m›za koyduklar›kameralarla potansiyel suçluymu-fluz gibi davran›yor.

    Her düflünceye sayg›l› olmak daböyle bir fley oluyor.

    Müfredatta ne kadar de¤ifliklikyap›l›rsa yap›ls›n bu kafa yap›s›ndade¤ifliklik yoktur. Dolay›s›yla yap›-lan de¤iflikliklerin de bize bir fay-das› yoktur. Zaten her geçen seneokullar›m›zda artan bask›lar ve e¤i-tim sistemindeki çarp›kl›klardan dabunu görüyor ve yafl›yoruz.

    Bu sene de farkl› bir ortaö¤re-tim y›l› olmayacak bizim için. Tabiibelli farklarla...

    Örne¤in art›k her lisenin kendigüvenli¤i yan›nda bir de kendi sivilpolisleri olacak. Zaten yok muydu;evet vard›. fiimdi meflrulaflt›r›lma-ya çal›fl›l›yor. Bahane ise son za-manlarda duymaya al›fl›k oldu¤u-muzdan; terör. Okullar›m›zda bizi“teröristlerden korumak” amaçl›bunlar. F›rsat eflitsizli¤ine karfl› ç›k-mak “terör” oluyor bu durumda.Terör dedikleri, nitelikli bir e¤itimsistemi talebi. Terör dedikleri, heran›m›z› izlenir, dinlenir hale geti-ren kameralara karfl› ç›kmak. Terördedikleri, okullar›m›zda, çevremiz-de yaflanan haks›zl›klara, adaletsiz-liklere karfl› ç›kmak oluyor.

    Uyuflturucu s›n›flar›m›zda kol

    gezerken buna karfl› ç›kmak, gen-cecik bedenlerin fuhufl batakl›¤›nasürüklenmesine karfl› ç›kmak teröroluyor. Ve buna karfl› ç›kanlar daterörist yani bu ülkenin gelece¤iolan yeniyi kuracak olan bizler...

    Halk için paras›z bir e¤itim iste-yenleri “terörist” diye susturmakistiyorlar. Böylece, okul önlükleri-nin dahi nereden al›naca¤›n›n ç›kariliflkileri içinde belirlendi¤i bu sö-mürü sistemi pürüzsüz sürecek.

    Bizler ise tüm bunlara karfl›l›k;“çözüm yine bizim ellerimizde”diyoruz. Bizler her an okuyan,araflt›ran, tart›flan olmad›kça, so-runlar› etraf›nda birleflen, üreten ol-mad›kça; tüm bu bask›lar devamedecektir. Sessiz kalmak, görüp demüdahale etmemek onaylamak, ya-p›lan adaletsizliklere ortak olmakt›rdiyoruz. E¤er bir yerde bask›, zu-lüm meflrulafl›yorsa biz sesimizi ç›-karmad›¤›m›z içindir diyoruz.

    Gelece¤imiz karart›lmaya çal›-fl›l›rken bunlara sessiz kalmayal›m.Araflt›ral›m, ö¤renelim, bize daya-t›lan bireycilik, bencillikten s›yr›la-l›m. Bana dokunmayan bin yaflas›ndiyerek çevremize duyars›z olma-yal›m. Çünkü o y›lan bir gün mut-laka dönüp dolafl›p bizi de bulur.

    Gençlik Federasyonu Lise Komisyonu

    gS ençlikte:özYeni ö¤retim y›l›nda da

    de¤iflen hiçbir fley olmayacak

    Karadeniz Temel Haklar: ‘Paral› E¤itime Hay›r’

  • Yüzbinleri iflkencehanelere dol-duran, idam sehpalar› kuran, ülkeyiony›llarca sürecek bir karanl›¤a sü-rükleyen cunta flefi Kenan Evren’eyönelik suikast giriflimi ve halk›m›-z› ony›llard›r sömüren, iflbirlikçilikiliflkilerinin gelifltirilmesinin bafl so-rumlular›ndan olan Sabanc›lar’ayönelik ‘Sabanc› Center Bask›n›’eylemlerinin talimat›n› verdi¤i ge-rekçesiyle yarg›lanan Ercan Kartal,14 Eylül günü duruflmaya ç›kt›.

    Duruflmay› izlemeye gelen 125kifli, Kartal’›n getirilmesiyle birliktealk›fllarla destek olurken, ErcanKartal Büyük Direnifl’e iliflkin slo-ganlar att›.

    “Tecriti Kald›r›n Ölümleri Dur-durun” yaz›l› önlükler giyen vepankart açan TAYAD’l› Aileler bir

    aç›klama yapt›lar. TAYAD Baflkan›Mehmet Güvel, DHKP-C Davas›Tutsa¤› Ercan Kartal’›n 19-22 Ara-l›k Operasyonu’ndan bu yana Edir-ne F Tipi’nde tek bafl›na tecrit hüc-resinde tutuldu¤unu hat›rlatarak,“Hapishanenin koca blo¤unda teklibir hücrede tek bafl›na tutuluyor.Befl y›ld›r duydu¤u ses demir par-makl›klar›n sesi, ald›¤› koku, beyazduvarlar›n kokusu, soludu¤u havasekiz metre karelik hücresinin hava-s›” diye konufltu. Bunun iflkence ol-du¤unu belirten Güvel, Ercan Kar-tal’›n yaflad›klar›na iliflkin verdi¤idilekçelerden dolay› da birçok cezadavas›na maruz b›rak›ld›¤›n› dilegetirdi.

    AKP iktidar›n›n iflkencecili¤i-nin, katliamc›l›¤›n›n en aç›k F tiple-

    rinde ortaya ç›kt›¤›n› kaydedenMehmet Güvel, “AKP iktidar› koyutecrit ve sansürle tutsaklar›n yafla-d›klar›n› gizlemeye çal›fl›yor. Gös-termelik ‘F tiplerinde sosyal aktivi-teler’ flovlar›yla ‘tecrit iflkencesi uy-gulamak’ suçunu örtbas etmenin ça-bas›nda. AKP iktidar›n›n tüm yoketme, iflkence, tecrit, sansür politi-kalar›na ra¤men Ercan Kartallar dadirenmeye, insanl›¤› korumaya de-vam ediyorlar” diye konufltu.

    DETAK’›n da kat›ld›¤› aç›kla-man›n bitiminde “Tecriti Kald›r›nÖlümleri Durdurun, Tecrit Zulmü-ne, Sansüre Son, Devrimci Tutsak-lar Onurumuzdur” sloganlar› at›ld›.

    21 Aral›k tarihine ertelenen du-ruflmada ise Ercan Kartal’›n yan›s›-ra, avukat› Taylan Tanay haz›r bu-lundu. Savc› “Anayasal düzeni silahzoruyla de¤ifltirmeye teflebbüs et-mek”ten “a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbethapse çarpt›r›lmas›n›” isterken, sa-vunma için avukat› ve Kartal’a süreverildi.

    Av. Tanay’›n hukuki savunmas›-n›n ard›ndan sözalan Ercan Kartal,öncelikli olarak F tipinde savunmaönündeki engellerden sözetti. Ar-d›ndan 12 Eylül faflist cuntas›n›n25. y›ldönümü ile ilgili de bir ko-nuflma yaparak, “12 Eylül cuntas›-n›n tek sorumlular› olarak 5 ge-neral gösterilemez. Cuntan›n as›lsorumlular› oligarflidir. ABD'dir,emperyalistlerdir, IMF'dir. Hal-k›n adaleti er geç cuntac›lar›n ya-kas›na yap›flacakt›r" dedi.

    15

    18 Eylül 2005 / 18

    Ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm için mücadele edenler yarg›lanamaz

    Ölüm orucu flehidi Hamide Öz-türk 12 Eylül günü Antakya’n›nHarbiye Beldesi’ndeki mezar› ba-fl›nda yoldafllar› taraf›ndan an›ld›.

    “Kahramanlar Ölmez Halk Ye-nilmez” pankart›n›n aç›ld›¤› anma-da k›z›l bayraklar tafl›nd›. Sayg› du-ruflunun ard›ndan, Hamide Öz-türk’ün yazd›¤›, flehitli¤iyle ilgilidüflüncelerini içeren “Akdenizim”fliiri okundu. Bir yoldafl› “Bugün

    burada Asi Irma¤›’n›n ba¤r›ndankopan Hamide Öztürk yoldafl›m›z›anmak için topland›k” diyerek bafl-lad›¤› konuflmas›nda, Hamide’nin,mücadelesini ve kahramanl›¤›n›anlatt›. Hamide’nin 19-22 Aral›kkatliam›nda, 6 kad›n›n diri diri ya-k›ld›¤› ko¤uflta yaflananlar› anlatt›-¤› yaz›s›ndan, “Ko¤uflumuzda ya-flanan vahflet de çok büyüktü. 6 yol-dafl›m› diri diri yakt›lar. Çat›flmasürerken Gülseren’e söz vermifltim.Ona sar›l›p öpmüfl ve hepimizi öl-dürebilirler ama bizi asla teslimalamazlar demifltim” sözlerinin ha-

    t›rlat›ld›¤› konuflmada, Hamide’ninsözünü tuttu¤u dile getirildi.

    Anma, sloganlar ve Arapça,Türkçe marfllarla son buldu.

    ‘Öldürebilirler Ama Bizi Asla Teslim Alamazlar’

  • Do¤rudan ya da dolayl› yollar-dan, K‹T’lerdeki 650 bin iflçinindörtte birinin etkilendi¤i, iflsiz kal-d›¤› özellefltirme sald›r›s›n› sürdü-ren AKP iktidar›n›n “atasözü” ola-rak tarihe geçti bu söz. Emperyalisttekellerin 1980'li y›llarla birlikte,küreselleflmenin gere¤i olarak, bi-zim gibi yeni-sömürge ülkelere da-yat›lan özellefltirme program›, genelamaç ve plan› çerçevesinde tam birtalana dönüflerek devam ediyor.

    Mersin Liman›’n› alan PSA(Singapur)-Akfen Ortakl›¤›, 9 Eylülgünü, ‹skenderun Liman›’n› da 36y›ll›¤›na ald›. As›l büyük talan ise(tarihsel bir ironi olsa gerek) 12 Ey-lül günü yafland›. IMF programlar›-n›, 24 Ocak kararlar›n› uygulayabil-mek için 25 y›l önce yap›lan darbe-nin y›ldönümünde, TELEKOM’dansonraki en büyük özellefltirme olanTÜPRAfi’›n yüzde 51’i 4 milyar140 milyon dolara Koç-Shell ortak-l›¤›na peflkefl çekildi. K‹T’leri sata-bilmenin zeminini haz›rlamak içinpiyasa oyunlar›yla belirlenen fiyat›-n›n üzerinde bir de¤erle sat›lmas›,burjuva medyan›n piyasac› ekono-mistleri taraf›ndan alk›fllarla karfl›-lan›rken, KOÇ’un “fedakarl›k yap-t›¤›” propagandas› yap›ld›.

    Eylemlerle Karfl›land›

    ‹flçiler TÜPRAfi’›n sat›fl›n› ey-lemlerle karfl›lad›. Petrol-‹fl, 4314iflçinin çal›flt›¤› K›r›kkale, Batman,Kocaeli ve Alia¤a’daki rafineriler-de 12 Eylül’de ifl b›rakt›. Ayn› günyüzlerce iflçi de Ankara’da ihaleninyap›ld›¤› Bilkent Oteli önünde pro-testo eylemi yapt›lar. ‹flçilerin karfl›-s›na “ihalenin güvenli¤i” ad›na yüz-lerce jandarma ç›kt›. Sermayenin ç›-karlar› için darbe yapanlar, yine ser-mayenin güvenli¤i için oradayd› venamlular›n› iflçiye do¤rultmufllard›.

    ‹flçiler sat›fltan önce de çeflitli ey-

    lemlerle sat›fla karfl› ç›kt›lar. Buamaçla rafinerilerin bulundu¤ukentlerde ‘Memleket Nöbeti Çad›-rlar›’ kurularak halka özellefltirmegerçe¤i anlat›l›rken, binlerce iflçiözellefltirme karfl›t› sloganlarlaaç›klamalar yapt›. Halk kurulan ça-d›rlara yo¤un ilgi gösterirken, K›-r›kkale’de çad›r›n aç›l›fl›nda konu-flan Petrol-‹fl fiube Baflkan› RecepSefer, iktidara seslenerek, “Sen ba-balar gibi satamayacaks›n. Babalargibi gideceksin” diye konufltu. 3 binkifli kent içinde yapt›klar› yürüyüflteAKP’yi protesto eden sloganlar att›-lar. Ankara Sendika fiubeleri Plat-formu da, TÜPRAfi'›n sat›fl›na karfl›10 Eylül günü Yüksel Caddesi'ndeyapt›¤› eylemde, “TÜPRAfi'ta Hak-k›m Var Satt›rm›yorum” dövizleriaçt›. Eylemde konuflan Petrol-‹flAnkara fiube Baflkan› Mustafa Öz-gen, Türk-‹fl Baflkanlar Kurulu Top-lant›s›’ndan özellefltirmeye karfl›“genel grev” karar›n›n ç›kmas›n›beklediklerini dile getirdi.

    Özellefltirme ve ‹deoloji

    Özellefltirmelerin ilk bafllad›¤›

    günden bu yana ser-maye iktidarlar› yo-¤un bir medya kam-panyas› ile ideolojik

    propaganda sürdürdüler. Bu propa-ganda temelde yalana, beyin y›ka-maya dayal›yd›. “IMF böyle istiyor,emperyalist ve iflbirlikçi tekellerinç›karlar› için bunlar› yap›yoruz” di-yemedikleri için, hep “K‹T'lerin ka-munun s›rt›nda a¤›r yük oldu¤u, za-rar ettikleri” demagojisine baflvur-dular. Evet K‹T’lerin ço¤u zarar edi-yordu ama bu da emekçilerin de¤il,iktidarlar›n politikalar›n›n sonuçla-r›yd›. Büyük ço¤unlu¤u da bu de-magojiye, yani peflkefle zemin haz›r-lamak için bilinçli olarak zarar etti-riliyordu. Ancak, TÜPRAfi, TELE-KOM gibi örneklerle bu demagojideflifre oldu¤unda ise daha aç›k birflekilde talan savunulmufl, “babalargibi sat›laca¤›” dile getirilmifltir.

    Maliye Bakan› Kemal Unak›-tan’›n flu sözleri, sermaye iktidar›-n›n bu konuda “gemi az›ya ald›¤›-n›n” aç›k göstergesidir: “Her fleyisataca¤›m. 'Memleket iflgal ediliyor'diyorlar. Evet, ça¤›r›yorum; Ameri-kal›y›, Rus'u iflgale ça¤›r›yorum.Paray› veren düdü¤ü çalar. Devle-tin elinde ne varsa sataca¤›m. Müfl-teri gece gelse, yata¤›mdan kalkarpijamalar›mla gider satar›m”.

    Sendikalar, özellefltirmeye karfl›ç›kanlar ise tam da sermayenin veonun iktidarlar›n›n kurdu¤u tuza¤adüflerek, K‹T’lerin ne kadar “kar et-tiklerini”, “zarar›na sat›ld›¤›” üze-rinden muhalefet etmifllerdir. Bu te-melden yanl›fl bir karfl› durufltu. Venihayetinde bu temele dayanan kar-fl› ç›k›fllar yenilgiyle sonuçland›.Sald›r›n›n boyutuna denk düflen bircevap verilemedi. Bunun, bafltaTürk-‹fl olmak üzere sendikalar›niflbirlikçi tutumundan, SEKA’da ol-du¤u gibi son anda yap›lan sat›fllara,birçok nedenini s›ralayabiliriz. An-cak tüm bunlar›n temelinde ideolo-jik bak›fl yatmaktad›r.

    Görülmesi gereken ilk fley, özel-lefltirmenin ideolojik bir sald›r›oldu¤udur. Geri b›rakt›r›lm›fl ülke-lerin varl›klar›na el koyman›n biryöntemi olarak emperyalist tekeller

    16

    18 Eylül 2005 / 18

    TÜPRAfi iflçileri 12 Eylülgünü iflb›rakarak eylemlergerçeklefltirdi. ‹flçiler özel-lefltirmeye karfl› direnecek-

    lerini bir kez daha hayk›rd›-lar. Grev nedeniyle rafineri-lerde dolum yap›lmazken,

    dolum için gelen kamyonlaruzun kuyruklar oluflturdu.

    ‘Babalar gibi’ sat›yorlar

  • ve onlar›n IMF gibi kurulufllar› tara-f›ndan dayat›lan özellefltirme politi-kas›, emperyalizmin politikas›d›r.Temel olarak emperyalizmin serma-yenin serbest dolafl›m›n›n gündemegetirdi¤i ve kimi sol ayd›n, sendika-c› ve reformist partilerce de kutsa-nan “küreselleflme” sürecinin politi-kalar›n›n bafl›nda gelmektedir.

    Dolay›s›yla küreselleflmeye, ya-ni emperyalizme karfl› ç›kmadanözellefltirmeye karfl› ç›kt›¤›n› söyle-yenler, gerçekte iflçileri, halk› alda-t›yorlar demektir. Bugüne kadar bü-yük oranda böyle olmufltur. Sendi-kalar özellefltirmeye karfl› görünür-ken, ya direnmemifller ya da etkisizeylemlerle geçifltirmifllerdir. Bu ko-nuda en tutarl› görünenleri dahi, an-ti-kapitalist, anti-emperyalist temel-de siyasi ve ideolojik bir karfl› ç›k›flve buna paralel iflçiyi bilinçlendir-me yerine, pekala sermayenin “araçözümler” bulabilece¤i ekonomist

    propagandalara yo¤unlaflabilmifllerya da “halka arz” gibi temelde piya-saya hizmet eden dahiyane çözüm-

    leri savunabilmifllerdir.

    Gelinen noktada tüm bu yollar›nsonuçsuzlu¤u ortadad›r. ‹flçi s›n›f›özellefltirmeye karfl› radikal direnifl-leri yaflama geçirebilece¤ini göster-mifltir. Sorun, sendikal anlay›fltad›r.

    AKP iktidar›n›n sermayenin ide-olojik propagandas› eflli¤inde sür-dürdü¤ü bu sald›r›ya karfl› ç›kmakiçin “her fley bitmifl” de¤ildir. Kon-federasyonlar, kendi varl›klar›n›tehdit eden bu sald›r› karfl›s›nda yadirenecek ya da tarihe s›n›fa ihanet-le ad›n› yazd›racaklard›r.

    Bu bak›mdan, taban›n bütünprotestolar›na karfl›n özellefltirmeyekarfl› direnmemek için bin deredensu getiren Türk-‹fl yönetimi ile,cumhuriyet tarihinin en büyük tala-n›n› gerçeklefltirerek ülke zenginlik-lerini sermayenin önüne seren AKPiktidar› aras›nda temelde bir farkl›-l›k olmayacakt›r.

    17

    18 Eylül 2005 / 18

    emek

    2004 itibariyle; “1985'tenbu yana irili ufakl› 191 ku-rulufl özellefltirildi. Bura-

    larda çal›flan 44 bin 500 ifl-çinin yüzde 70'i iflten ç›ka-r›ld›”. (Petrol-‹fl) Öte yan-dan, özellefltirme ayn› za-manda sendikal örgütlen-menin tasfiyesi demektir.Örne¤in, özellefltirmeleröncesi 8 bine yakın üyesi

    olan Selüloz-‹fl’in flu anda-ki üye sayısı sadece 3 bin-

    dir, ki bu durum bütünsendikalar için geçerlidir.

    TÜPRAfi’›n %15’i ‹srail’e Sat›ld› ve ‘Devlet S›rr›’ Diye Gizlendi

    TÜPRAfi’›n peflkefl çekilmesi IMF taraf›ndan kutlama ilekarfl›lan›rken, iflçiler eylemlerini b›rakmad›lar ve mücadeleyedevam edeceklerini hayk›rd›lar. TÜPRAfi Rafinerileri’nin bu-lundu¤u Alia¤a, Batman, K›r›kkale ve Kocaeli’deki çad›rlar-da bekleyen iflçiler, önceki ihale gibi bunun da iptali için da-va aç›laca¤›n› hat›rlatarak, as›l güçlerinin birlik ve dayan›flmaoldu¤una dikkat çektiler.

    14 Eylül günü Gebze Sendikalar Birli¤i, Kocaeli’deki ça-d›rda “memleket nöbeti” tutan iflçileri ziyaret ederek dayan›fl-mada bulundu. GSB ad›na bir aç›klama yapan fierafettin Koç,Petrol-‹fl’in eylemlerine tüm güçleriyle kat›lacaklar›n› ifadeetti. Ayn› gün bir baflka dayan›flma da Harb-‹fl üyesi GölcükTersanesi iflçilerinden geldi. “TÜPRAfi ‹flçisi Yaln›z De¤ildir”slogan›yla çad›ra gelen iflçiler, alk›fllarla karfl›land›.

    Burada yap›lan aç›klamada, özellefltirmenin nas›l bir pefl-kefl oldu¤una iliflkin, dört ay önceki sat›fl örnek gösterildi. Ha-t›rlanaca¤› gibi daha önce Zorlu Grubu’na 1 milyar 372 mil-yon dolara, hem de %65 hissesi sat›lm›flt›. Bugün ise, tesisler-de hiçbir de¤ifliklik olmamas›na karfl›n 4 milyar dolara sat›ld›.

    Bu gerçe¤i hat›rlatan Petrol-‹fl Genel Yönetim SekreteriMehmet Güray, “