60
A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 54, ERZURUM 2015, 149-208 KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aşur ÖZDEMİR Öz Umumi Türk medeniyetinin bir parçası olan Kazak dili ile kültürü, renkler ve bunlara yüklenen anlamlar açısından oldukça zengindir. Bu yazıda Kazakçadaki renkler ile bu renklerin Kazak kültür ve medeniyetindeki yansımaları ele alınmıştır. Yazıda öncelikle renk kavramını karşılaya n Kazakça kelimeler ile bunların Türk dillerindeki karşılıkları üzerinde durulmuştur. Sonra renk adları harf sırasına göre anlam, köken ve kültür bakımlarından incelenmiştir. Renk adları verilirken kelimenin Eski Türkçeden günümüze değin Türk dillerindeki görünüşleri de ortaya konmuştur. Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve olmayan dillerdeki verintiler üzerinde durulmuştur. Her renk adının köken bilgisini ortaya koymak için gayret sarf edilmiştir. Yazıda renklerin Türkiye Türkçesindeki tam karşılıkları da tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrı bir inceleme konusu olduğundan sadece belli başlı at donları çalışmaya dâhil edilmiştir. Makale hazırlanırken bilhassa Kazakça ve Rusça kaynaklardan faydalanılmış, bunun yanında Türkçe, İngilizce, Özbekçe, Türkmence, Tatarca, Başkurtça kaynaklara da başvurulmuştur. Anahtar Sözcükler: Renk, Renk Kavramı, Kazakça, Türk Dilleri, Kazak Kültürü, Kazak Medeniyeti, Türkçe. COLOR CONCEPT AND COLORS IN KAZAKH Abstract Kazakh language and culture which is a part of General Turkish culture and civilization is very rich about colors and the meanings of them. In this article, colors in Kazakh language and their reflections on culture and civilization are discussed. In the “introduction” of artcile Kazakh words that meet “color” concept and their provisions in Turkish language are discussed. In the section “colors in Kazakh” which is the basis of the research, the color names according to the order of letters in terms of meaning, origin and culture were studied. When the colors are given the names the appearance of word is tried to be shown from old Turkish languages until today Turkish language. Colurs name were tried to be studied both form perspective of Ural-Altaic Languages and from the perspective of relative, non-relative languages. It has been hard studied to reveal information the origin of the name of each color. In this section special attention have been given to the determination of the full meanings of colors in Turkish. Only certain horse colors were included in the study since it is a separate review. When preparing article in particular, applied from Kazakh and Russian sources, besides, Turkish, English, Uzbek, Turkmen, Tatar written sources, have also been consulted. In the section“Results” a general evaluation conducted. Keywords: Color, The Concept “Color”, Kazakh, Turkic Languages, Kazakh Culture, The Kazakh Civilization, Turkish. Dr., Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, [email protected].

KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

  • Upload
    others

  • View
    14

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 54, ERZURUM 2015, 149-208

KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER

Aşur ÖZDEMİR

Öz

Umumi Türk medeniyetinin bir parçası olan Kazak dili ile kültürü, renkler

ve bunlara yüklenen anlamlar açısından oldukça zengindir. Bu yazıda

Kazakçadaki renkler ile bu renklerin Kazak kültür ve medeniyetindeki

yansımaları ele alınmıştır. Yazıda öncelikle renk kavramını karşılayan

Kazakça kelimeler ile bunların Türk dillerindeki karşılıkları üzerinde

durulmuştur. Sonra renk adları harf sırasına göre anlam, köken ve kültür

bakımlarından incelenmiştir. Renk adları verilirken kelimenin Eski

Türkçeden günümüze değin Türk dillerindeki görünüşleri de ortaya

konmuştur. Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine

değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve olmayan dillerdeki verintiler üzerinde

durulmuştur. Her renk adının köken bilgisini ortaya koymak için gayret sarf

edilmiştir. Yazıda renklerin Türkiye Türkçesindeki tam karşılıkları da tespit

edilmeye çalışılmıştır. Ayrı bir inceleme konusu olduğundan sadece belli

başlı at donları çalışmaya dâhil edilmiştir. Makale hazırlanırken bilhassa

Kazakça ve Rusça kaynaklardan faydalanılmış, bunun yanında Türkçe,

İngilizce, Özbekçe, Türkmence, Tatarca, Başkurtça kaynaklara da

başvurulmuştur.

Anahtar Sözcükler: Renk, Renk Kavramı, Kazakça, Türk Dilleri, Kazak

Kültürü, Kazak Medeniyeti, Türkçe.

COLOR CONCEPT AND COLORS IN KAZAKH

Abstract

Kazakh language and culture which is a part of General Turkish culture

and civilization is very rich about colors and the meanings of them. In this

article, colors in Kazakh language and their reflections on culture and

civilization are discussed. In the “introduction” of artcile Kazakh words that

meet “color” concept and their provisions in Turkish language are discussed.

In the section “colors in Kazakh” which is the basis of the research, the color

names according to the order of letters in terms of meaning, origin and

culture were studied. When the colors are given the names the appearance of

word is tried to be shown from old Turkish languages until today Turkish

language. Colurs name were tried to be studied both form perspective of

Ural-Altaic Languages and from the perspective of relative, non-relative

languages. It has been hard studied to reveal information the origin of the

name of each color. In this section special attention have been given to the

determination of the full meanings of colors in Turkish. Only certain horse

colors were included in the study since it is a separate review. When

preparing article in particular, applied from Kazakh and Russian sources,

besides, Turkish, English, Uzbek, Turkmen, Tatar written sources, have also

been consulted. In the section“Results” a general evaluation conducted.

Keywords: Color, The Concept “Color”, Kazakh, Turkic Languages,

Kazakh Culture, The Kazakh Civilization, Turkish.

Dr., Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, [email protected].

Page 2: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

150* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Giriş

Түс (Tüs): Kazakçada “renk” sözünü karşılamak üzere “түс/tüs” sözü kullanılmaktadır.

Kazakça sözlüklerde isim olarak umumiyetle dört “түс” kelimesi vardır. Bunlardan birincisine

“öğle”, ikincisine “düş”, üçüncüsüne “renk”, dördüncüsüne ise “görünüş, surat, bet beniz”

anlamı verilmiştir (Januzaqov, 2008, s. 835; Keñesbayev vd., 1961, s. 386; Isqaqov vd., 1986a,

s. 345-346; Isqaqov vd., 2011k, s. 507-510). Üçüncü ve dördüncü maddenin, “tüs”ün iki ayrı

anlamını ifade ettiği açıktır.

Moğolcada “зүс” (züs) şeklinde yer alan kelime (Bazılxan, 1977, s. 243) Kalmıkçada

“зүсн/züsn” (İlişkin, 1964, s. 763), Udmurtçada “тус/tus” (Butolin, 1942, s. 391), Mordovcada

“тюс/tüs” (Şşankina vd., 2001, s. 513) biçimiyle mevcuttur.

“Tüs” sözü Kutadgu Bilig’de “renk, güzel, koku, rayiha” anlamında kullanılmıştır

(Yusuf Has Hacib, 2006, s. 1257). Ancak şu beyitte kelimenin esas anlamının “tüy” olduğu

anlaşılmaktadır: “tegürdi man {ga elgin elig yaşım / ḳuġu ḳıldı ḳuzġun tüsi teg başım” (Yusuf

Has Hacib, 2006, s. 146). Reşit Rahmeti Arat, beyti günümüz Türkçesiyle ifade ederken “tüs”

sözüne “tüy” karşılığını vermiştir (Yusuf Has Hacib, 2006, s. 147). Bu da kelimenin asıl

anlamının “tüy” olduğunu göstermektedir. Diğer bir beyitte ise “tüs” sözü doğrudan “renk”

anlamında kullanılmıştır: “saçım boldı sun{gḳar tüsi teg şaşut / saḳal boldı yazḳı gülef teg orut”

(Yusuf Has Hacib, 2006, s. 938).

“Tüs” sözü Ḳıṣaṣü’l-Enbiyā’da “tüy” anlamıyla kullanılmıştır (Rabgūzµ, 1997, s. 769)

Ali Şir Nevâyî’nin Fevāyidü’l-Kiber’inde de kelime “tüy” manasıyla yer almıştır: “Oḳun{g

aġzıda ḳızıl tüs imes kön{glüm ara kim / Tan{g imes ağzı ḳızıl bolsa ġıdā çun an {ga ḳandur”

(Nevāyµ, 1996, s. 197). Çağataycanın tabii devamı olan Özbekçede “тус/tus” biçiminde yazılan

kelime “renk” anlamında kullanılmaktadır (Ma’rufov vd., 1981b, s. 230). “Tüs” Yeni

Uygurcada “renk, sima, görünüm, görüntü” manalarına gelmektedir (Necip, 1995, s. 432).

Karakalpakçada kelimenin yazılışı da anlamları da Kazakçadaki gibidir (Kamalov vd., 1992, s.

369). Kelime Kırgızcada da aynı yazılış ve anlamlarla yer almaktadır (Akmataliyev vd., 2011b,

s. 618).

“Tüs” kelimesi Tatarcada “төс/tös” şeklinde yazılmaktadır ve esas olarak “renk,

görünüş” anlamlarına gelmektedir (Abdullin, 1981, s. 266). Başkurtçada da temelde “renk,

görünüş” anlamları ifade eden kelime “төҫ/tös”̃ biçiminde yazılmaktadır (Agişev vd., 1993b, s.

Page 3: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 151

391) Sözün Karaçay-Malkarcadaki anlamı “suret, görünüm” (Tavkul, 2000, s. 414);

Kumukçadaki anlamı ise “renk”tir (Pekacar, 2011, s. 346). Nogaycada “туьс/tüs” yazımıyla yer

alan söz, “renk” anlamında kullanılmaktadır (Baskakov, 1956, s. 689). Sözcük, Kırım

Tatarcasında da “тюс/tüs” yazımıyla mevcuttur ve “renk” anlamına gelmektedir (Useyinov vd.,

1992, s. 132). Kelime Çuvaşçada “тӗс/tĕs” şeklinde yazılmaktadır ve şu anlamlara gelmektedir:

“Renk, görünüş, biçim, tavır, hal, özellik.” (Bayram, 2007, s. 233).

Ölçünlü Türkmence, Azerice, Türkçe ve Gagavuzcada “tüs” sözünün yerini Farsçadan

geçen “renk” sözü almıştır. Ancak Tarama Sözlüğü’nde “tüyü düzelmemek” yani “işi yolunda

gitmemek” anlamına gelen “tüsü oñmamak” deyimi geçmektedir (TDK, 1971, s. 3876). Yine

Derleme Sözlüğü’ne göre Erzurum ve Kars ağızlarında “renk” anlamına gelen bir “tüs” sözü

vardır (TDK, 2009b, s. 4016). Bu iki kaynak, “tüs” kelimesinin Eski Türkiye Türkçesinde

kalıplaşmış ifadelerde “tüy” anlamıyla, Çağdaş Türkiye Türkçesinin bazı ağızlarında ise “renk”

anlamıyla kullanıldığını göstermektedir.

Ölçünlü Kazakçada “түс/tüs” sözünden түс+сiз/tüs+siz (renksiz, soluk, duru);

түс+сiз+де-н-/tüs+siz+de-n- (soluklaş-, saydamlaş-); түс+сiз+де+н-дiр-/tüs+siz+de-n-dir-

(soluklaş-, saydamlaştır-); түс+сiз+деу/tüs+siz+dew (renksizce, solukça);

түс+сiз+дiк/tüs+siz+dik (renksizlik, solgunluk, alımsızlık); түс+те-/tüs+te- (yüzünden tanı-);

түс+те-н-/tüs+te-n- (renklen-, renk al-); түс+тес/tüs+tes (renkli); түс+тi/tüs+ti (renkli) gibi

sözler türemiştir (Sızdıqova vd., 2008, s. 836).

Өң (Öñ): Kazakçada “renk” anlamı veren diğer bir kelime de “өң/öñ” kelimesidir.

Kazakça sözlüklerde “öñ” sözüne şu anlamlar verilmektedir: “1. Yüz, surat, görünüş. 2. Renk,

boya. 3. Kumaşın yüzü.”(Sızdıqov vd., 2008, s. 669). Kelime Moğolcada da “өнгө/öngö”

biçimiyle mevcuttur (Bazılxan, 1977, s. 319).

Drevnetyurkskiy Slovar’da “ö%” yazımıyla verilen kelimenin anlamı Kazakçadakiyle

hemen hemen aynıdır: “Renk, don, boya/renk.” (Nadelyayev vd., 1969, s. 385). “Öñ/öng”

kelimesi Eski Uygurcada “renk, şekil” anlamlarında kullanılmıştır (Eraslan, 2012, s. 595;

Caferoğlu, 2011, s. 151). Dîvânu Lugâti’t-Türk’te “tüs” sözü yer almazken “renk” anlamında

“ö%” sözü mevcuttur (Kâşgarlı Mahmut, 2012, s. 787). “Ön{g” kelimesi Kutadgu Bilig’de ise

“tüs” kelimesiyle birlikte “renk” anlamında kullanılmıştır: “ḳalıḳ bütrü tuttı ḳara ḳuş ön{gi / ajun

barça toldı ḳara ḳuş yün{gi” (Yusuf Has Hacib, 2006, s. 688). Bu beyti R. Rahmeti Arat

Page 4: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

152* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

günümüz Türkçesine şöyle aktarmıştır: “Hava tamamen kara-kuş rengini aldı / Bütün dünya

kara-kuş tüyüyle doldu” (Yusuf Has Hacib, 2006, s. 689).

“Өң/öñ” Kırgızcada “yüz” ve “renk” anlamlarında (Akmataliyev vd., 2011b, s. 355);

Karakalpakçada “өң/öñ” imlasıyla “yüz, surat” anlamında (Kamalov vd., 1992, s. 58);

Kumukçada “оьнг/ö%” imlasıyla “deri, post” ve “meyve kabuğu” anlamlarında (Pekacar, 2011,

s. 223); Altaycada “öҥ/öñ” imlasıyla “kişilik”, “renk”, “cila” ve “kumaşın yüzü” anlamlarında

(Gürsoy-Naskali, 1999, s. 143); Tuvacada “өң/öñ” imlasıyla “renk” anlamında (Acaroğlu, 2003,

s. 85); Şorcada “öң/öñ” imlasıyla “renk” anlamında (Kurpeşko Tannagaşeva vd., 1995, s. 72);

Hakasçada “өң/öñ” imlasıyla “renk” anlamında (Subrakova, 2006, s. 324); Sahacada “өҥ/öñ”

imlasıyla “renk” anlamında (Vasiliev, 1995, s. 221) kullanılmaktadır.

Kazakçada “өң/öñ” sözünden өң+де-/öñ+de- (güzelleştir-, tekmil et-); өң+дес/öñ+des

(renktaş, benzer); өң+дi/öñ+di (güzel, görklü); өң+дi+леу/öñ+di+lew (görklüce, benzer);

өң+дi+лiк/öñ+di+lik (güzellik, görk); өң+ей-/öñ+ey- (renlen-, güzelleş-); өң+сiз/öñ+siz (rengi

kaçmış, renksiz, çirkin); өң+сiз+де-н- /öñ+siz+de-n- (rengi kaçmak, çirkinleş-); өңсiз+деу

(renksizce, çirkince, zayıfça) gibi sözler türetilmiştir. Söz “өң-түс/öñ-tüs” (görünüş, yüz, surat)

ikilemesinde de birinci unsur olarak kullanılmıştır (Januzaqov, 2008, s. 656).

Бояу (Boyaw): Kazakçada “бояу/boyaw” sözü hem “boya” hem de “renk, boya rengi”

anlamında kullanılmaktadır (Sızdıqova vd., 2008, s. 165). Kelime Moğolcada “будaг/budag”

şeklinde yer almaktadır (Bazılxan, 1977, s. 68). Dîvânu Lugâti’t-Türk’te de “boduġ” kelimesi

hem “boya” hem “renk” anlamında kullanılmıştır (Kâşgarlı Mahmut, 2014, s. 591). Karaçay-

Malkarcada ise “tüs”, “renk”, “öñ” sözleri bulunmamakta, dolayısıyla “бояу/boyaw” sözü

“бет/bet” sözüyle birlikte doğrudan “renk” karşılığında kullanılmaktadır (Süyünçulu vd., 1965,

s. 695).

“Бояу/boyaw” sözünden Kazakçada бояу+лы/boyaw+lı (boyalı, suni);

бояу+сыз/boyaw+sız (boyasız, samimi, temiz); бояу+лa- (boya-, süsle-) gibi kelimeler

türetilmiştir (Isqaqov vd., 2011c, s. 520).

Түр (Tür): Esas anlamı Türkçedeki gibi “tür” olan bu söz, Kazakçada “yüz, görünüş,

yüz rengi” anlamında da kullanılmaktadır (Sızdıqova vd., 2008, s. 834). Tatarcada “төр” (tör)

şeklinde yazılan kelimenin anlamlarından biri “dış görünüş”tür (Abdullin vd., 1981, s. 259).

Kazakçada “түр/tür” kelimesinden şu kelimeler türetilmiştir: түр+ле-/tür+le-

(güzelleştir-); түр+ле-н-/tür+le-n- (güzelleş-); түр+ле-н-дiр-/tür+le-n-dir- (güzelleştir-);

Page 5: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 153

түр+ле-н-дiр-iл-/tür+le-n-dir-il- (güzelleştiril-); түр+ле-н-т-/tür+le-n-t- (güzelliştirmek,

çeşitlendir-); түр+лес/tür+les (türdeş, renkdaş); түр+ле-т/tür+le-t- (renklendir-); түр+лi/tür+li

(türlü, nakışlı), түр+сiз/tür+siz (çirkin) (Isqaqov vd., 2011k, s. 500-501). “Beyaz dışında başka

rengi veya renkleri olan.” (Akalın vd., 2011, s. 1974) anlamında “renkli” sözünü karşılamak

üzere Kazakçada “түрлi түстi/türli tüsti” sözü kullanılır (Sawranbayev vd., 2005, s. 1907).

Рең/реңк (Reñ/Reñk): Kazakçada hem “рең/reñ” hem de “реңк/reñk” yazımıyla

mevcut olan kelime “insanın yüzü, yüz rengi, bet beniz” anlamının yanı sıra “renk, ton,

görünüş” anlamlarında da kullanılmaktadır (Isqaqov vd., 2011, s. 474). Kutadgu Bilig’de “renk”

sözüne rastlanmaz. Türkçeye Farsçadan geçen “renk/رنك) on ikinci yüzyıldan sonraki eserlerde

kullanılmaya başlamıştır. Mesela Mukaddimetü’l-Edeb’de “renk” mevcuttur (El-»vārizmµ,

2014, s. 170). Türkçeye Farsçadan geçen “renk” sözü Kıpçakçada “rang/reng” (Toparlı vd.,

2007: 217-218) veya “räng/ränk” (Garkavets, 2010, s. 1193) imlalarıyla yer almıştır. Renk sözü

Tarama Sözlüğü’nde “reng” şeklinde verilmiştir (TDK, 2009b, s. 187).

Kelime Kırgızcada “ирең/ireñ” (Akmataliyev vd., 2011a, s. 673); Yeni Uygurcada

“рәң/ره ڭ/räñ” imlasıyla (Kibirov vd., 1961, s. 159); Karakalpakçada Kazakçadaki gibi

“рең/reñ” ve “реңк/reñk” imlasıyla (Kamalov vd., 1992, s. 148-149); Özbekçede “рaнг/rang”

(Ma’rufov vd., 1981a, s. 614); Türkmencede “реңк/reñk” imlasıyla (Hamzayev, 1962, s. 563);

Azericede “рәнҝ/rәng” imlasıyla (Axundov, 1999, s. 402), Kumukçada “ренк/renk” imlasıyla

(Pekacar, 2011, s. 280); Kırım Tatarcasında “ренк/renk” imlasıyla (Useyinov vd., 1992, s. 132),

Başkurtçada “рәнек/ränek” imlasıyla (Agişev vd., 1993b, s. 147), Gagavuzcada “ренк/renk”

imlasıyla (Gaydarci vd., 1973, s. 383) yer almaktadır.

Kazakçada рең (reñ) sözünden türetilmiş şu sözler mevcuttur: рең+де-н-/reñ+de-n-

(yüzüne renk gel, güzelleş-) рең+дес/reñdes (renktaş, benzer); рең+дi/reñ+di (görklü, nurlu,

güzel); рең+дi+лiк/reñ+di+lik (görk, nurluluk, güzellik); рең+сiз (çirkin, suratsız, renksiz)

(Januzaqov, 2008, s. 690).

Kazakçada Renkler

Amerikalı dil bilimciler Brent Berlin ve Paul Kay’ın doksan sekiz dilde tespit ettikleri

on bir temel rengin hepsi Kazakçada da bulunmaktadır: black (қара/kara), white (ақ/ak), red

(қызыл/kızıl), yellow (сары/sarı), green (жасыл/yeşil), blue (көк/gök), brown

(қоңыр/kahverengi), purple (алқызыл/mor), pink (қызғылт сары/pembe), orange (қызыл

Page 6: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

154* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

сары/turuncu), gray (сұр/boz) 1 (Sadıqova, 2012, s. 38-39). Bu on bir temel renkten başka

Kazakçada farklı tonları belirten renk adları da mevcuttur.

Kazakçada açık renkleri belirtmek üzere Türkçede olduğu gibi “aшық/aşıq”,

(Januzaqov, 2008, s. 77) koyu renkleri belirtmek üzere de yine Türkçedeki gibi “қою/qoyuw”

(Keñesbayev vd., 1961, s. 75) sözü kullanılmaktadır. Eski Türkçeden beri “açık kızıl, parlak

kızıl” anlamında kullanılan (Nadelyayev vd., 1969, s. 31) ve Moğolcada da “aл/al” şeklinde yer

alan (Bazılxan, 1977, s. 22) “aл/al” sözü Kazakçada müstakil bir renk adı olarak kullanılmaz.

“Aл/al” sözü daha çok “жaсыл/jasıl, күрең/küren, қaрa/qara, қоңыр/qoñır, қызыл/qızıl”

renklerinin başına gelerek bunların “açık, parlak” olduklarını belirtir (Januzaqov, 2008, s. 36).

Qazaq Tiliniñ Tüsindirme Sözdigi’nde bunlardan sadece “aл қызыл/al qızıl” sözüne yer

verilmiştir (Keñesbayev vd., 1959, s. 28). Farsçada kelime “āl/ آل” imlasıyla kullanılmaktadır

(Etik, 1968, s. 17; Şükûn, 1984a, s. 72).

Kazakçada karışık rengi ifade etmek için yine “aлa/ala” (ala) (Keñesbayev vd., 1959, s.

28) sözünün yanı sıra “aлa-құлa/ala-qula” (alaca bulaca) ikilemesi de kullanılır (Isqaqov vd.,

2011a, s. 356). Eski Türkçede kullanıldığı gibi (Nadelyayev vd., 1969, s. 32) Dîvânu Lugâti’t-

Türk’te de geçen “ala” sözü (Kâşgarlı Mahmut, 2014, s. 547) Moğolcada “алаг/alag” şekliyle

yer almaktadır (Bazılxan, 1977, s. 22). O. Süxbaatar’a göre kelime Moğolcaya Türkçeden

geçmiştir: aлaг/alag <al+ag <al+aq (Süxbaatar, 1997, s. 16).

Kazakçada Renklerin pekiştirmeli şekli Türkçedeki gibi yapılır: қaп-қaрa/qapqara, сaп-

сaры/sapsarı, aп-aқ/ap-aq… Ancak pekiştirme yapan biçim birimin Türkçedeki gibi “m”li ve

“s”li şekilleri yoktur. Pekiştirmenin nadiren de olsa “шым ~ шымқaй /şım ~ şımqay” sözüyle

yapıldığı da görülür: шым қaрa/şım qara (çok kara, kapkara), шымқaй қызыл/şımqay qızıl (çok

kırmızı, kıpkırmızı) (Isqaqov vd., 2011l, s. 553)…

“Күлгiн/külgin” sözü ise esas olarak “soluk, solgun, uçuk” anlamında kullanılır: күлгiн

боз/külgin boz (soluk boz), күлгiн көк/külgin kök (soluk mavi), күлгiн қызыл/külgin qızıl

(soluk mavi) (Isqaqov vd., 2011g, 464)… “Күлгiн/külgin” sözü Kazakçaya Farsçadan

geçmiştir. Kelime Farsçada “gül renkli” anlamına gelmektedir (Şükûn, 1984c, s. 1692)

күлгiн/külgin <گلگون/gulgūn. İki dilli bazı sözlüklerde de “mor” kelimesinin Kazakça karşılığı

olarak “күлгiн/külgin” sözü verilmiştir (Çabdenova, 2013, s. 123; Musapirova vd., 2007b, s.

1 Burada bazı İngilizce renklere verilen Kazakça karşılıklar çok isabetli değildir.

Page 7: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 155

509). “Солғын/solğın” “soluk” anlamında kullanılmaktadır (Isqaqov vd., 1985, s. 332).

Parlaklığı belirtmek içinse “жылтыр/jıltır” (parlak) (Isqaqov vd., 2011e, s. 698) sözü kullanılır.

Aқ (Aq): Qazaq Tiliniñ Sözdigi’nde “aқ (aq)” sözünün başlıca anlamları şunlardır: “1.

Karın, sütün rengi gibi apak renk. 2. Akı baskın renk. 3. Sadık, temiz. 4. Göze düşen ak leke. 5.

Gözün akı. 6. Yumurtanın akı. 7. Kır saç. 8. Ak toprak. 9. Hayvan sütünden yapılan gıdalar. 10.

Kızıllar/Bolşevikler karşıtı; Aklar.” (Januzaqov, 2008, s. 29). Kelimenin pekiştirmeli şekli

“appaq ~ äppaq <ap+aq sözüdür (Isqaqov vd., 2011a, s. 563; Isqaqov vd., 2011b, s. 469).

“Ağarmak” anlamında ise Kazakçada “aғaру/ağaruw <aқ+aр-у” sözü kullanılmaktadır

(Januzaqov, 2008, s. 15). Ölçünlü Kazakçada Arapça “beyaz” kelimesi yoktur, ancak Ürjar

ağzında bir kumaş türünün adı olarak “бaяз/bayaz” sözü mevcuttur (Sarıbayev, 2005, s. 132;

Änes vd., 2007, s. 153). Kazakçada “siyah beyaz” kavramını ifade etmek için “aқ-қaрa/aq-qara”

ikilemesi kullanılır (Isqaqov vd., 2011a, s. 251).

“Aq” kelimesi Eski Türkçede “1. Ak, beyaz. 2. Kır at.” anlamlarına gelmektedir (Von

Gabain, 1988, s. 259; Nadelyayev vd., 1969, 48). Eski Türkçede “ak, beyaz” karşılığı olarak

“aq” kelimesiyle birlikte “ürü%” kelimesi de kullanılmaktadır ve kelime “ak, temiz, kadirbilir”

anlamlarına gelmektedir (Nadelyayev vd., 1969, s. 627). Kelimenin Moğolca karşılığı

“цагаан/tsagaan” (Bazılxan, 1977, s. 21), Kalmıkça karşılığı ise “цaһaн/tsahan” sözüdür

(Mandjikova, 2002, s. 140).

Kâşgarlı Mahmut, “āk” sözü için şu açıklamayı yapmıştır: “Oğuzcada her şeyin beyazı.

Türklerde at için kullanılarak ‘kır at’ anlamında ‘āk at’ denir.” (Kâşgarlı Mahmut, 2014, s. 39).

“Aq” sözü Kutadgu Bilig’de kullanılmamıştır. Kelime küçük ses değişiklikleriyle bütün Türk

dillerinde kullanılmaktadır (Sevortyan vd., 1974, s. 116). Ancak “ak” sözünün Çuvaşça karşılığı

“шур ~ шурӑ/şur ~ şurӑ” (Dmitriyev, 1951, s. 32); Sahaca karşılığı ise “мaҥaн/mañan” veya

“үрүҥ/ürüñ”dür (Vasiliev, 1995, s. 6). E. V. Sevortyan, Türk dillerinde “ak” sözünün üç anlama

geldiğini belirtmiştir: “1. Ak, beyaz. 2. Temiz. 3. Harika, muhteşem, görkemli.” (Sevortyan vd.,

1974, s. 116-117). “Aq” sözünün gerçek anlamının “ak, beyaz” olduğu açıktır; Kazakçadaki

“temiz, muhteşem, görkemli” gibi anlamların rengin niteliğine bağlı olarak sonradan ortaya

çıktığı anlaşılmaktadır. “Aq” sözünün “sadık, doğru, temiz” gibi yan anlamlarının ortaya

çıkmasında Arapçadan geçen aқ/aq< xaқ/xaq< Ar. حق/√aḳḳ sözünün etkisi olduğu açıktır.

Dil bilimcilerin çoğu “aq/ak” sözünün Türkçe olduğu konusunda hemfikirdir.

Étimologiçeskiy Slovar’ Tyurkskix Yazıkov’da, K. H. Menges’in kelimenin Çinceden Türkçeye

Page 8: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

156* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

geçtiği ihtimalini ifade eden şu izah da verilmiştir: “āk <* hāk < Çin. pāk” (Sevortyan vd.,

1974, s. 117).

“Aq” rengi Kazak kültür ve medeniyetinde çok önemli bir yere sahiptir:2

1. “Aq” Kazakçada “төрт түлiк/tört tülik” tabir edilen koyun, sığır, at ve deve sütünden

yapılan yoğurt, kurut, peynir, tereyağı, kımız, ayran, şubat/kımıran (ekşitilmiş deve sütü) gibi

hayvani gıdaların umumi adıdır (Qaydar, 2013, s. 554). Yirminci yüzyıla kadar büyük ölçüde

göçebe yaşayan Kazakların hayatında hayvani bilhassa sütten yapılan gıdaların çok büyük

önemi vardır. Dolayısıyla Kazaklar “aq” diye adlandırdıkları bu gıdalara karşı ayrı bir hürmet

gösterirler. Mesela sütü dökmek ve israf etmek, süt sağılan kapla su taşımak, süt kabını

akarsuda yıkamak, sütü yakmak veya ateşe dökmek yasaktır (Arğınbayev vd., 2005, s. 82-83).

2. “Aq” gücü, baylığı, asaleti, dolayısıyla hanlığı simgeler. Kazakçada

“soylu/asil/aristokrat” sözünün karşılığı “ak kemik” anlamına gelen “aқсүйек/aqsüyek” sözüdür

(Sızdıqova vd., 2008, s. 47). Hanlar ve bayların oturduğu eve/çadıra “aқүй/aqüy” (ak ev) denir

(Isqaqov vd., 2011a, s. 282). On dördüncü asrın birinci çeyreğinde Doğu Deştikıpçak’ta Cuci

Han’ın büyük oğulları Orda Ejen, Şayban, Şingkür ve Tuqa Temir uluslarının kurduğu devletin

adı da Aқ Ордa/Aq Orda’dır (Käribayev, 1998, s. 199). Ayrıca bayların ve hanların oturduğu en

az on iki kanattan oluşan ak keçeden yapılan çadıra da “aq aқ ордa/orda” denmektedir (Isqaqov

vd., 2011a, s. 223). Abılay Han’ın (1711-1781) savaşlarda kullandığı bayrağın rengi de aktır ve

“Abılaydıñ aq tuwı” diye adlandırılır (Isqaqov vd., 2011, s. 211). Kazakçada “aқ киiзге

көтеру/aq kiyizge köterüw” deyimi vardır (Keñesbayev, 2007, s. 31). Türkçeye kelimesi

kelimesine “ak keçeye/keçeyle kaldırmak” şeklinde aktarılabilecek olan deyim aslında han

seçilen kişinin tahta çıkış törenini anlatmak için kullanılır. Kazaklar han seçtikleri kişiyi özel

basılmış ak keçe üstüne oturtup kaldırırlardı (Aqbayev, 1998, s. 21-22). Böylece hana ak keçe

gibi apak yani adil, temiz, merhametli olması gerektiği hatırlatılırdı.

3. “Aq” sadakatin, masumiyetin, doğruluğun, temizliğin, paklığın simgesidir (Qaydar,

2013, s. 554): “Aqtıñ otın aqımaq öşire almaydı.” (Qaydar, 2002, s. 185) (Akın odunu ahmak

söndüremez.) atasözünde “aq” “doğru, dürüst, temiz” anlamında kullanılmıştır. Yine nikâhlı,

kanuni beraberliği anlatmak için Kazaklar “ақ неке/aq neke” (ak nikâh) ibaresini kullanırlar.

2 “Ak” rengi Moğollar için de çok önemlidir. Moğol şamanlarının inancına göre “ak” rengi başta Güneş ve Ay olmak

üzere bütün kutsal varlıkların simgesidir. Bütün Moğol ulusları tarafından kabul gören, yer ve üstündeki canlıların

piri, koruyucusu sayılan Şamanlık Tanrının adı “Цaгaн бугэн/Tsagan bugén” yani “Ak İhtiyar/Koca”dır. Ak donlu

hayvan da Moğollar için kutsaldır. Dokuz saçaklı ak bayrak, ayrıca yeni yılın “цаган сар/tsagan sar” yani “ak ay”

adıyla kutlanması Moğolların “ak” rengine verdikleri önemi göstermektedir (bk. Qaydar, 2013, s. 555).

Page 9: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 157

“Aқ сөйлеу/aq söylew” (hak/hakikati söylemek) deyiminde ise “aq” sözü “hak, doğru, hakikat”

anlamındadır. “Aq” sözünün “hak, hakikat, doğru” anlamlarının ortaya çıkmasında “aq<√aḳḳ”

sözünün tesiri inkâr edilmez. Yeni evlenen çiftler için “aқ отaу/aq otaw” (ak otağ) dikilir

(Isqaqov vd., 2011a, s. 223).

4. “Aq” iyi dilek, iyilik ve baht anlamları ihtiva eder (Qaydar, 2013, s. 554). “Aқ

тiлек/aq tilek (iyi dilek), aқ бaтa/aq bata (hayır dua), aқ жaулық/aq jawlıq (karı, eş), aқ қaс/aq

qas,3 aқ ниет (iyi niyet) (Sızdıqova vd., 2008, s. 44) sözlerinde “aq” iyi dilek, iyilik ve baht

ifade etmektedir.

5. “Aq” sözü süreklilik ifade eder (Qaydar, 2013, s. 554). “Aқ жaуын/aq jawın (ak

yağmur) sözü yazın aralıksız uzun süre yağan yağmur (Isqaqov vd., 2011a, s. 241); “aқ

борaн/aq boran” ise uzun şiddetli tipi (Qaydar, 2013, s. 554) demektir.

6. “Aq” kut ve tazim ifade eder. “Aq jawıp, aruwlap kömüw” deyimi “ölüyü tazimle,

güzel bir şekilde defnetmek, öbür dünyaya uğurlamak” anlamında; “ananıñ aq süti” deyimi ise

“ana sütüyle insana geçen iyi özellikleri” anlatmak için kullanılır (Qaydar, 2013, s. 555).

Kazaklar yaşlılara “aқсaқaл/aqsaqal” derler. “Aqsaqal” sözü yaştan ziyade saygı ifade eden bir

sözdür. Rus Çarı da eskiden “büyük hükümdar” anlamında “aқ пaтшa/aq patşa” olarak anılırdı

(Isqaqov vd., 2011a, s. 224).

7. “Aq” kadına has güzelliği ve zarafeti ifade eder. Mesela aқ дидaр/aq diydar (ak yüz),

aқ жүздi/aq jüzdi (ak yüzlü), aқшa бет (akça yüz), aқ сұңқaрым (aksungurum), Aрқaның aқ

мaрaлы/Arqanıñ aq maralı (Arqa’nın4 ak maralı), Aқтоты/Aqtotı5 (Akdudu) (Qaydar, 2013, s.

555)…

8. “Aq” saf, katışıksız, halis anlamlarına da gelir. “Aқ aлмaс/aq almas” (ak elmas), “aқ

семсер/aq semser (ak pala), “aқ сaуыт/aq sawıt” (ak zırh), aқ берен (ak tüfek), aқ нaйзa (ak

mızrak), aқ мылтық (ak tüfek) tamlamalarındaki “aq” sözü rengi değil bu araçların

sağlamlığını, kaliteli ham maddesini belirtmek için kullanılmıştır (Qaydar, 2013, s. 554).

9. Kazakçada “serbest şiir” terimini karşılamak üzere Rusça “белый стиx” tamlamasını

doğrudan çevirisi ile elde edilen “aқ өлең/aq öleñ” (ak şiir) terimi kullanılmaktadır

(Äbilğaziyev, 2010, s. 26).

3 Hapşırana söylenen “ak kaş, kaşın ağarıncaya dek yaşa, çok yaşa” anlamında söz. 4 “Sarıarqa” bölgesinin kısaltılmış adıdır. 5 “Aqtotı” kız adıdır.

Page 10: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

158* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

10. Kırmızı ve kara gibi ak da yas rengidir. Erkek öldüğünde karısı kara giysi giyer; kızı

ise ak giysi ve kırmızı börk giyer (Kadeşeva, 1996, s. 96). Güney Kazakistan’da bilhassa

Özbekler yas alameti olarak bellerine ak kuşak/bez bağlarlar.

Aқ aлa (Aq ala): Akı baskın ala renk anlamına gelen (Isqaqov vd., 1974, s. 128) “aq

ala” sözünü Türkçeye “akça ala/akçıl ala” şeklinde aktarmak mümkündür.

Aқ боз (Aq boz): Ak rengi baskın boz renk, akçıl, akşın (Isqaqov vd., 2011a, s. 215).

Daha çok at donu için kullanılır. “Aқ боз aт/aq boz at”, akı baskın kır attır (Isqaqov vd., 2011a,

s. 215).

Aқ бурыл (Aq buwrıl): “Akı baskın demir kırı.” (Isqaqov vd., 2011a, s. 216). Daha

çok at donu için kullanılır. Türkçeye “açık demir kırı” olarak aktarılabilir.

Aқ құбa (Aq quba): Ak tenli, ak yüzlü. “Aқ құбaқaн/aq qubaqan” da denir. İnsan için

kullanılır (Isqaqov vd., 2011a, s. 221).

Ақ сары (Aq sarı): “Sarışın” anlamına gelir (Musapirova vd., 2007a, s. 53).

Aқ сұр (Aq sur): Akı baskın kır renk, akçıl kır, akçıl boz. İnsan için de kullanılır

(Isqaqov vd., 2011a, s. 225).

Aқтaңдaқ (Aqtañdaq): Kahverengi veya kara dona ak beneklerin karıştığı at donudur

(Isqaqov vd., 1974, s. 149). Türkçe karşılığı “ak alaca”dır (Eminoğlu, 2013, s. 1379).

Aқ шегiр (Aq şegir): Ak karışmış kül rengi anlamına gelir. Kartal için kullanılır

(Isqaqov vd., 2011a, s. 228).

Aқ шулaн (Aq şuwlan): Akı baskın gök renk, akçıl gök/boz. Kurdun bu renkteki dişisi

için kullanılır (Isqaqov vd., 2011a, 228).

Aл (Al): Yukarıda da belirtildiği üzere “aл/al” sözü Kazakçada müstakil renk adından

ziyade bazı renk adlarının önüne gelerek onlara “açık, parlak, koyu” anlamları veren bir söz

olarak kullanılır. Türkmencede kullanılan “al ÿaşyl” (Nurmemmet, 1996, s. 76) ibaresinin de “al

ve yeşil” anlamı yanı sıra “açık/parlak yeşil” anlamı olduğu da düşünülebilir.

Kazakçada “al” renk adından türetilmiş bir fiil yoktur. “Moğolca “aл/al” şeklinde yer

alan kelime (Bazılxan, 1977, s. 22), Rusçaya “алый/alıy” olarak geçmiştir ve “parlak kırmızı”

anlamına gelmektedir (Ojegov vd., 2003, s. 22). Kelimeye Drevnetyurkskiy Slovar’da şu

anlamlar verilmiştir: “Al, parlak kızıl, açık kızıl, turuncu, kahverengi (göz).” (Nadelyayev vd.,

Page 11: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 159

1969, s. 31-32). “Al” Dîvânu Lugâti’t-Türk’te “turuncu” anlamıyla (Kâşgarlı Mahmut, 2014, s.

546), Kutadgu Bilig’de “kırmızı” anlamıyla (Yusuf Has Hacib, 2006, s. 1097) kullanılmıştır.

“Al” hemen hemen bütün Türk dillerinde mevcuttur. Sevortyan “a:l” kelimesinin Türk

dillerinde “al, kırmızı, turuncu renkli ipek kumaş, karanfil” gibi anlamlara geldiğini belirtmiştir

(Sevortyan vd., 1974, s. 125-126). Birçok köken bilimciye göre “altın” sözü de “al” sözünden

türemiştir: altın~altun <al “al” +tun <(ton) “bakır” (Sevortyan vd., 1974, s. 142-143).

Aл күрең (Al küreñ): “Al küreñ” sözü Qazaqşa-Orısşa Sözdik’te “açık boz”

(Sızdıqova vd., 2008, s. 51), Qazaq Ädebiy Tiliniñ Sözdigi’nde “Canlı kızılımsı kahverengi, açık

kahverengi” (Isqaqov vd., 2011a, s. 309), Qazaq Tiliniñ Sözdigi’nde “açık kahverengi”

(Isqaqov vd., 1974, s. 178) açıklanmıştır. Kelimenin Türkçeye umumi anlamda “açık

kahverengi”, at donu olarak ise “açık doru, açık al” şeklinde aktarılması uygundur.

Aл қaрa (Al qara): “Aл қaрa/al qara”, Qazaq Ädebiy Tiliniñ Sözdigi’nde “koyu kara,

kapkara, saf kara renk” şeklinde izah edilmiştir (Isqaqov vd., 2011a, s. 309). “Al” sözünün

önüne geldiği renk adına esas olarak “açık, parlak” anlamı katarken “qara” sözüne “koyu”

anlamı katması ilginçtir. “Al qara” tamlamasındaki “al” sözünü “parlak, canlı” şeklinde

anlamak daha doğru olacaktır. Dolayısıyla “al qara” ifadesini Türkçeye “koyu kara” yerine

“parlak kara” veya “canlı kara” şeklinde aktarmak daha uygundur.

Aл қaрa көк (Al qara kök): Sözlükte “karası baskın gök/mavi renk” olarak

verilmiştir (Isqaqov vd., 2011a, s. 309). Söz Türkçeye “açık lacivert” veya “koyu mavi/gök”

olarak çevrilebilir.

Aл қоныр (Al qoñır): Açık kahverengi (konur) renktir (Isqaqov vd., 1974, s. 178).

Aл қызыл (Al qızıl): “Aл қызыл/al qızıl” Kazakça sözlüklerde “açık kızıl renk, canlı

kızıl renk” (Isqaqov vd., 2011a, s. 309; Isqaqov vd., 1974, s. 178; Keñesbayev vd., 1959, s. 34)

şeklinde izah edilmiştir. Kelimenin karşılığı Qazaqşa-Ağılşınşa Ağılşınşa-Qazaqşa Sözdik’te

“scarlet, vermilion, crimson, incarmadine” (al, parlak kırmızı, koyu kırmızı, kan kırmızı,

pembe) 6 olarak (Çabdenova, 2013, s. 29); Qazaqşa-Orısşa Sözdik’te ise “алый, ярко-

каркасный” yani “al, açık kızıl/kırmızı” olarak verilmiştir (Sızdıqov vd., 2008, s. 51). Ağılşın-

Qazaq Sözdigi’nde “pink” sözünün Kazakça karşılığı olarak “al qızıl” sözü verilmiştir

(Axmetova vd., 1974, s. 255). Hülasa “al qızıl” sözünü Türkçeye “açık kızıl/kırmızı, parlak

6 İngilizce kelimelerin Türkçe karşılıkları şu eserden alınmıştır: Atalay, H. (1999), İngilizce Türkçe sözlük 1-2,

Ankara: TDK Yayınları.

Page 12: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

160* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

kızıl/kırmızı” şeklinde aktarmak mümkündür. Kelimenin “pembe” sözünü karşılamak için

kullanıldığı da unutulmamalıdır.

Боз (Boz): “Боз/boz” kelimesinin başlıca anlamı “akçıl kır renk”tir (Isqaqov vd., 1976,

s. 321; Januzaqov, 2008, s. 123). Daha çok at donu olarak kullanılır. Kelimenin Türkçe karşılığı

“boz”, “kül rengi”, “açık toprak rengi”dir. “Bozarmak, boz renk almak” anlamında

“бозaру/bozaruw <боз+aр-у” fiili kullanılır (Isqaqov vd., 2011c, s. 405). “Боз/boz” Moğolcada

“бор/bor” şeklinde yer almaktadır (Bazılxan, 1977, s. 65). “Boz” aynı anlamıyla Eski Türkçede

de vardır (Von Gabain, 1988, s. 269; Nadelyayev, 1969, s. 115). Kelime Dîvânu Lugâti’t-Türk

(Kâşgarlı Mahmut, 2014, s. 597) ve Kutadgu Bilig’de de geçmektedir (Yusuf Has Hacib, 2006,

s. 1128).

“Boz” Türk dillerinin hemen hepsinde kullanılmaktadır (Sevortyan vd., 1978, s. 171).

Bazı köken bilimciler “akçıl toprak” anlamına gelen “bor” kelimesi ile “boz” kelimesinin aynı

kökten geldiğini ifade etmektedir (Xasenov vd., 2012, s. 9; Sevortyan vd., 1978, s. 172).

Moğolcada “boz” kelimesinin karşılığı olarak “bor” kelimesinin kullanılması da bu görüşü

desteklemektedir.

Бозaй (Bozay): “Boz, bozca” anlamına gelmektedir (Isqaqov vd., 2011c, s. 403).

Kelimenin yapı izahı şöyle olmalıdır: бозaй/bozay *<boz+ay.

Бозaлaң (Bozalañ): “Bozca, bozumsu, göğümsü boz” demektir (Sızdıqova vd., 2008,

s. 157). Bozalañ sözünün köken bilimlik izahı şu şekilde olmalıdır: bozalañ *< boz+a-la-ñ.

Бозaмық (Bozamıq): “Bozca, bozumsu, akçıl” demektir (Januzaqov, 2008, s. 133).

“Bozamıq” sözünün yapısını şu şekilde izah etmek mümkündür: bozamıq *< boz+a-mıq.

Бозaң (Bozañ): Bu da “bozumsu, bozca, akçıl” demektir (Sızdıqova vd., 2008, s. 157).

Kelimenin yapı izahı şöyle olmalıdır: bozañ *<boz+a-ñ.

Бозғыл (Bozğıl): “Бозғыл/bozğıl” sözünün iki anlamı vardır: “1. Bozca, bozumsu,

akçıl. 2. Soluk yüz.” (Januzaqov, 2008, s. 133). Kelimenin yapı bakımından izahı şöyledir:

bozğıl <boz+ğıl.

Бозғылдaу (Bozğıldaw) ~ Бозғылттaу (Bozğılttaw): Akçıl, bozumsu, bozca

demektir (Isqaqov vd., 1976, s. 326; Isqaqov vd., 1976, s. 327). Kelimenin yapısı şöyle izah

edilebilir: bozğıldaw *<boz+ğıl+daw; bozğılttaw *<boz+ğıl+t+taw.

Page 13: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 161

Бозғылт (Bozğılt): Bu da bozumsu, bozca, akçıl demektir (Januzaqov, 2008, s. 133).

Kelime yapı olarak şöyle izah edilebilir: bozğılt *<boz+ğıl+t.

Бозғылтым (Bozğıltım): Türkçe tam karşılığı “bozumsu” sözüdür (Januzaqov, 2008,

s. 133). Kelime, köken bilim açısından şöyle izah edilebilir: bozğıltım *<boz+ğıl+t+ım.

Боздaу (Bozdaw): “Боздaу/bozdaw” da “bozumsu, bozca, akçıl” demektir (Isqaqov

vd., 2011b, s. 411). Kelimenin yapısı “bozdaw *<boz+daw” şeklinde açıklanabilir.

Бозшa (Bozşa): bk. Бозғылт (Bozğılt). “Bozca, bolcul” demektir (Isqaqov vd., 2011c,

s. 413). Rengin Türkçe karşılığı “bozca”dır. Kelimenin yapı izahı şöyledir: бозшa/bozşa

<boz+şa <boz+ça.

Бөрте (Börte): “Çoklukla keçi ve atta olan boz karışmış gökçe dondur.” (Isqaqov vd.,

2011c, s. 564). Türkçe karşılığı “koyu boz” veya “börtü”dür (Eminoğlu, 2013, s. 1390, 1383).

Kelime Moğolcada “бөрт/bört” şeklinde mevcuttur (Bazılxan, 1977, s. 69).

Бурыл (Buwrıl): “1. Ak ile gök biraz da kara karışık. 2. Ağarmaya başlamış.”

demektir (Isqaqov vd., 2011c, s. 609-610). Daha çok at donu olarak kullanılır. Türkçe karşılığı

“demir kırı”dır.

Жaсыл (Jasıl): Sözlükte “жaсыл/jasıl” sözüne iki anlam verilmiştir: “1. Yaprağın, yaş

otun rengi gibi renk. 2. Otun, bitkinin kurumamış, sararmamış taze gök hâli.” (Isqaqov vd.,

1978, s. 725). “Жaсыл/jasıl” sıfatının pekiştirilmiş şekli “жaп-жaсыл/jap-jasıl”dır (Isqaqov vd.,

2011e, s. 54). “Yeşermek” anlamında Kazakçada “жaсaру/jasaruw <жaс+aр-у” fiili bulunmakla

birlikte (Isqaqov vd., 2011e, s. 157) daha fazla “жaсылдaну/jasıldanuw <жaс+ыл+дa-н-у”

(yeşillenmek) fiili kullanılmaktadır (Isqaqov vd., 2011e, s. 173).

“Жaсыл/jasıl” sözünün Türkçedeki şekli “yeşil”, Moğolca karşılığı ise

“ногоон/nogoon”dur (Bazılxan, 1977, s. 117). “Жaсыл/jasıl” Eski Türkçede “yaşıl” şeklinde

mevcuttur (Von Gabain, 1988, s. 309; Caferoğlu, 2011, s. 289; Nadelyayev vd., 1969, s. 264).

Dîvânu Lugâti’t-Türk’te “yaşıl~yāşıl” şeklinde yer alan kelime (Kâşgarlı Mahmut, 2014, s. 958)

Kutadgu Bilig’de “yaşıl” olarak geçmektedir (Yusuf Has Hacib, 2006, s. 1273).

“Jasıl<Yaşıl” sözü çağdaş Türk dillerinde bazı ses değişiklikleri ile kullanılmaktadır

(Levitskaya vd., 1989, s. 164). Çuvaşçada “ешӗл/yeşӗl” sözünün yanı sıra “симӗс/simӗs” sözü

de “yeşil” anlamında kullanılmaktadır (Dmitriyev, 1951, s. 206). “Yeşil” sözünün Sahaca

karşılığı ise “от күөx/ot küöx”tür (Vasiliev, 1995, s. 302). “Yeşil <yaşıl” sözünün

Page 14: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

162* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Étimologiçeskiy Slovar’ Tyurkskix Yazıkov adlı eserde kelimenin köken bilimlik izahları vardır:

yaşıl <yaş+ı-l; yaşıl <yaş+ıl<yaş+şıl<yaş+sıl; yaşıl <yaş-ıl vey <yaşı-l; yaşıl <yaş+ıl <yaş+qıl

(Levitskaya vd., 1989, s. 164-165). Tuncer Gülensoy’un izahı ise şöyledir: yeşil <yaşıl <yāş+(ı)l

(Gülensoy, 2007b, s. 1128).

Bazı Kazak dil bilimcilere göre “jas<yaş” sözünün ilk anlamı “yeni çıkmış gök/yeşil

bitki”dir. “Jas<yaş” sözünün “yeni gövermekte olan bitki” anlamı “büyüyüp gelişmekte olan

çocuğa” sonra da “kişinin yaşadığı yıl sayısına” dönüşmüştür. Muhtemelen gök/yeşil bitkinin

ıslaklığına bilhassa sabah çiyi düşmüş durumuna bağlı olarak “jas<yaş” sözü “gözyaşı”

anlamını da kazanmıştır. İşte “jasıl<yaşıl” sözü de bu “yaş<jas” kelimesinden türemiştir

(Xasenov vd., 2012, s. 8). Kazakçanın bazı ağızlarına “yıldırım” anlamında kullanılan “жaсыл”

sözünün kökeni de üzerinde durulmaya değerdir (Sarıbayev, 2005, s. 244).

“Жaсыл/jasıl” renginin Kazak kültür ve medeniyetinde mesela “aқ/aq, көк/kök,

қaрa/qara, қызыл/qızıl” renkleri kadar yer tutmadığı söylemek mümkündür. Çünkü “jasıl”

renginin anlamı çoklukla “kök” rengine yüklenmiştir.7 Buna rağmen “жaсыл/jasıl” sözünün

“жaсыл дaқылдaр/jasıl daqıldar” (yaprağı da yenen soğan, marul, ıspanak, dereotu, ravent,

kuzukulağı gibi sebzeler), “жaсыл дaлa/jasıl dala” (yeşil bozkır), “жaсыл желек/jasıl jelek”

(yeşil kuşak, yeşil urba, yeşillik), “жaсыл қосaқ/jasıl qosaq” (bir halı/kilim deseni) gibi bazı

deyimlerde ve söz öbeklerinde kullanıldığı görülmektedir (Isqaqov vd., 2011e, s. 171).

Maqsutbek Süleymen’e göre Deştikıpçak’ta yani Kıpçak Bozkırı’nda ak, temizlik ve adaletin;

kızıl, erliğin; yeşil ise yenilenmenin, gelişmenin hatta imanın ve inancın belgisi sayılmıştır.

Maqsutbek Süleymen, Abılay Han’ın (1711-1781) ve torunu Kenesarı Han’ın (1802-1847)

“жaсыл туы/jasıl tuwı” (yeşil bayrağı) olduğunu da söylemektedir (Süleymen, 2009). Umumi

Türk Türk kültür eve medeniyeti bakımından çok önemli olan “yeşil, sarı, kırımız” renkleri

(Genç, 1996, s. 41-48) Kazakistan’da da “нaурыз/nawrız” kutlamalarının ana renkleridir.

Жaсыл көк (Jasıl kök): bk. Көк жaсыл.

Жирен (Jiyren): Kazakça sözlüklerde “жирен /jiyren” sözü “қызғылт сaры” yani

“kızılımsı sarı” olarak açıklanmıştır (Keñesbayev, 1959, s. 234; Isqaqov vd., 1979, s. 128;

Isqaqov vd., 2011e, s. 424). Qazaqşa-Orısşa Sözdik’te “жирен /jiyren” sözünün karşılığı olarak

“рыжий” sözü verilmiştir (Sızdıqova vd., 2008, s. 328). “Жирен/jiyren” sözü daha çok at donu

7 Bu durum aslına birçok Türk dili için geçerlidir. Konuyla alalı olarak şu kaynağa bakılabilir: Çelik, M. F. (2009).

Türklerde dört yönün dört renkle adlandırılması II. Türk amacı, 81-84. Ankara: TDK Yayınları.

Page 15: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 163

olarak kullanılmaktadır. “Kızıl saç”, “kızıl sakal” ifadelerindeki “kızıl” sözünü karşılamak üzere

de “жирен” sözü kullanılır (Isqaqov vd., 2011e, s. 424). Mudanyda Misebolu ağzında “doru at”

anlamında “cıran” sözü kullanılmaktadır (TDK, 2009a, s. 925). “Жирен/jiyren” sözünü

Türkçede saç, sakal rengi olarak “kızıl”, at donu olarak ise “al” sözüyle karşılamak mümkündür

(Eminoğlu, 2013, s. 1383).

Kelime bazı ses değişiklikleriyle birçok Türk dilinde mevcuttur (Levitskaya vd., 1989,

s. 23). “Жирен /jiyren” sözünün Moğolca karşılığı “зээрд/zéérd”dir (Bazılxan, 1977, s. 124).

“Жирен /jiyren” kelimesinin kökeni çok açık değildir. Étimologiçeskiy Slovar’ Tyurkskix

Yazıkov’da kelimenin değişik izahları verilmiştir. Aynı sözlükte Eski Moğolcada “ciġır, jiger,

jiġır” sözünün “antilop, geyik” anlamına geldiği belirtilmiştir (Levitskaya vd., 1989, s. 23).

Dolayısıyla kelimenin köken açıklaması şöyle olmalıdır: jiyren *<ciren <yeren <yegren

<yegir+en < jegir+en <jiger+en (Levitskaya vd., 1989, s. 23-24). Kelimenin “ceren” yani

“ceylan”, “karaca”, “ahu” rengiyle ilişkili olduğu açıktır. Nitekim Tuncer Gülensoy “ceren”

sözünü şöyle açıklamıştır: ceren <Moğ. cegeren8 ~ Tü. yégr-en (Gülensoy, 2007a, s. 200).

Зеңгiр (Zeñgir): “Зеңгiр/zeñgir” sözünün iki anlamı vardır: “1. Gök rengi, gök, gökçe.

2. Büyük, yüksek, yüce. 3. Açık, sakin.” (Isqaqov vd., 2011f, s. 131) İkinci anlamı karşılamak

üzere Kazakçada “зaңғaр/zañğar” sözü de mevcuttur (Isqaqov vd., 2011f, s. 75).

“Зеңгiр/zeñgir” kelimesinin ilk anlamının “gök rengi, gök, gökçe” olduğunu; ilkin

yüksekliğinden dolayı “gök”e “зеңгiр/zeñgir” dendiğini; sonradan örnekseme yoluyla “büyük,

yüksek, yüce” olan her şeyin “зеңгiр/zeñgir” diye tavsif edildiğini söylemek mümkündür.

“Зеңгiр/zeñgir” kelimesinin Farsçadan Kazakçaya geçmiş olması kuvvetle

muhtemeldir. Farsçada “ژنگ/jeng” ve “ژنگار/jengār” sözleri “pas, küf” anlamına gelmektedir

(Etik, 1968, s. 219). Osmanlı Türkçesinde “ژنگار/jengār” “pas, kir; bakır pası”;

jengārµ” ise “bakır yeşili, bakır pası renginde boya” anlamlarında kullanılmıştır/ژنگارى“

(Devellioğlu, 1993, s. 474). Kazakça “зеңгiр/zeñgir” sözü de göğümsü bir yeşil olan bakır pası

yeşiline bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Kelimeyi şöyle izaha etmek mümkündür: зеңгiр/zeñgir

<zeñger <jeñger <jengār <jengārµ. Kazakçada “pas” anlamında “тaт~дaт/tat~dat” (Isaqaqov vd.,

2011k, s. 35; Isqaqov vd., 2011ç, s. 514) ve “тот/tot” (Isqaqov vd., 1986a, s. 221) sözü ile

birlikte kullanılan “зең/zeñ” sözü (Isqaqov vd., 1979, s. 385); Kırgızcanın bazı ağızlarında “pas”

8 Kelimenin Eski Moğolcadaki biçimi “cegeren” değil “digheren” olmalıdır. (bk. Rajki, A., (2006). Mongolian

etymological dictionary, Budapest,).

http://web.archive.org/web/20080917115557/http://www.freeweb.hu/etymological/Mongol.htm (Erişim Tarihi:

17.05.2015).

Page 16: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

164* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

anlamında kullanılan “зaң/zañ” sözü (Akmataliyev vd., 2011a, s. 637); Özbekçede “pas”

anlamına gelen “зaнг/zang” sözü (Ma’rufov, 1981a, s. 298); Yeni Uygurcada yine “pas”ı

karşılayan “зәң/zäñ/ ز ه ڭ” sözü (Kibirov vd., 1961, s. 81); Başkurtçada “yeşil ile gök

arasındaki renk” anlamında kullanılan “зәңгәр/zäñgär” sözü (Agişev vd., 1993a, s. 360),

Tatarcada yine “yeşil ile gök arasındaki renk” anlamında kullanılan “зәңгәр/zäñgär” sözü

(Abdullin, 1977, s. 354) bu izahı desteklemektedir.

Kazakçada “зеңгiр көз/zeñgir köz (gökçe göz, gök göz), зеңгiр көздi/zeñgir közdi (gök

gözlü), зеңгiр көк/zeñgir kök (yüksek gök), көк зеңгiр/kök zeñgir (gök yeşil, yemyeşil), зеңгiр

тaрту/zeñgir tartuw (yükselmek)” gibi kelime öbeklerinde “зеңгiр/zeñgir” sözü

kullanılmaktadır (Isqaqov vd., 2011f, s. 131).

Кер (Ker): Sözlükte “Kula ile doru arası hayvan rengi.” olarak izah edilmiştir

(Isqaqov vd., 2011f, s. 636) Bilhassa at donu olarak Türkçe karşılığı “kestane dorusu”dur

(Akalın vd., 2011, s. 1401). Кербұғы/kerbuğı” sözünün Türkçe karşılığı ise “alageyik”tir

(Çabdenova, 2013, s. 116).

Moğolcada “xээр/xéér” imlasıyla (Bazılxan, 1977, s. 150), Kırgızcada “кер/ker”

imlasıyla (Akmataliyev vd., 2011a, s. 837), Türkmencede “гәр/gär” imlasıyla (Hamzayev, 1962,

s. 232) kullanılan kelimenin Moğolcadan alıntı olması kuvvetle muhtemeldir.

Көгiлдiр (Kögildir): “Көгiлдiр/kögildir”, sözlükte “kögildir, kök tüsti” (gökçül, gök

renkli) şeklinde izah edilmiştir (Isqaqov vd., 2011g, s. 168). Qazaqşa-Orısşa Sözdik’te kelimeye

“голубоватый, синеватый” (göğümsü, mavimsi) karşılığı verilmiştir (Sızdıqova vd., 2008, s.

415). Renginden dolayı kuğunun yavrusuna “көгiлдiр/kögildir” denir (Januzaqov, 2008, s. 404).

“Көгiлдiр/kögildir” sözü “көгiлдiр тaрту/kögildir tartuw” (mavileşmek, gövermek,

gökçeleşmek), “көгiлдiр түлкi/kögildir tülki” (mavi tilki) söz öbeklerinde kullanılmaktadır

(Isqaqov vd., 2011g, s. 169).

“Көгiлдiр/kögildir” sözünün yapısı şu şekilde izah etmek mümkündür:

көгiлдiр/kögildir *<kök+i-l+dir.

Көгiлдiр көкшiл (Kögildir kökşil): “Gökçül ve gök/mavi renklerin karışımı.”

(Isqaqov vd., 2011g, s. 169) Mavi ile açık mavi karışım bir renk olduğu anlaşılan “kögildir

kökşil”i de Türkçeye “gökçül, gökçe” diye aktarmak doğru olacaktır.

Page 17: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 165

Көгiлдiр күлгiн (Kögildir külgin): “Gökçül ve mor renklerin karışımı.” (Isqaqov vd.,

2011g, s. 169). Rengin Türkçe karşılığı “açık mor” olmalıdır.

Көгiлжiм (Kögiljim): “Gökçül, gökçe” demektir (Isqaqov vd., 1980, s. 94). Kazakçada

“gövermek, mavileşmek” anlamında “көгiлжi-/kögilji-” fiili vardır (Sızdıqova vd., 2008, s.

416). Buna göre “көгiлжiм/ögiljim” sözünün izahı şöyledir: көгiлжiм/kögiljim <kök+i-l+ji-m.

Көгiс (Kögis): Bu da “gökçül, gökçe” demektedir (Isqaqov vd., 1980, s. 94).

Kelimenin izahı şöyledir: көгiс/kögis *<kök+i-s.

Көк (Kök): Renk olarak “көк/kök” sözlükte şöyle izah edilmiştir: “1. Açık gökyüzü gibi

renk. 2. Yeşil.” (Isqaqov vd., 2011g, s. 221). Sözlükte bundan başka üç “көк/kök” kelimesi daha

yer almaktadır: “Kök I Derimi9 (Kaz. kerege) bağlamak veya bir şeyi dikmek için kullanılan

öküz derisinden yapılmış kayış. Kök II Gökyüzü, asuman. Kök III Göverip çıkan bitki, yeşillik.”

(Keñesbayev vd., 1959, s. 306). Kazakça sözlüklerde pekiştirme sıfatı olarak “көп-

көгiлдiр/köp-kögildir” sözü yer almasına rağmen (Isqaqov vd., 2001g: 322) “көп-көк/köp-kök”

sözü yoktur. Ancak bazı ağızlarda “gömgök, masmavi” anlamında “көп-көңiр/köp-köñir”

kelimesi mevcuttur (Sarıbayev, 2005, s. 340). Kazakçada “gömgök~masmavi” ibaresini

karşılamak üzere “көкпеңбек/kökpeñbek” kelimesi kullanılmaktadır (Xasenov vd., 2012, s. 5).

“Көк/kök” sözünden türemiş “көгеру/kögerüw <kök+er-üw” fiilinin şu anlamları vardır: “1.

Gök/mavi renk almak. 2. Yeşermek, güzelleşmek. 3. Yüz bozarmak; beti benzi atmak. 4.

Darbeden dolayı vücut gövermek, morarmak. 5. Gövermek, bozulmaya başlamak.” (Januzaqov,

2008, s. 404).

“Mavi” anlamında “көк/kök” kelimesi Moğolcada “xөx/xöx”, “kayış” anlamında

“көк/kök” kelimesi “xөг/xög” şeklinde, gökyüzü anlamında “көк/kök” kelimesi

“теэнгэр/téngér ~ огторгуй/ogturguy”, “yeşillik, yeşil bitki” anlamında “көк/kök” ise

“ногоо/nogoo ~ өвс/övs”tür (Bazılxan, 1977, s. 155). “Kök” (mavi) kelimesinin Kalmıkça

karşılığı da “көк/kök”tür (İlişkin, 1964, s. 644). Kelime Macarcada da “kék” imlasıyla yer

almakta ve “mavi, gök” anlamına gelmektedir (Tóth, 2007, s. 94, 515).

“Kök”, Köktürkçede “mavi” (Tekin, 2006, s. 154), Eski Uygurcada ise “mavi, gök

rengi; sama, gök; gece” anlamlarına gelmektedir (Caferoğlu, 2011, s. 114). Dîvânu Lugâti’t-

Türk’te Kazakçadakine benzer dört “kök” kelimesi vardır: “kök = gök, hava, sema. kök = gök

9 “Derim” sözü göçebe çadırının parçalarından biridir ve Kazakça “kerege” sözünü karşılamak üzere M. Eröz’ün

“Yörükler” adlı kitabından alınmıştır. “Derim” veya “kerege” baklava dilimi şeklinde ağaç kafestir (bk. Eröz (1991).

s. 109).

Page 18: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

166* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

rengi, gök renk, lâcivet. kök = şehrin dört yanın saran yeşil bölge. kök = eyer bağı.” (Kâşgarlı

Mahmut, 2013, s. 356). Kelime, Kutadgu Bilig’de ise “mavi, yeşil” anlamlarında kullanılmıştır

(Yusuf Has Hacib, 2006, s. 1186). “Kök” kelimesi küçük ses değişiklikleriyle hemen hemen

bütün Türk dillerine mevcuttur. Étimologiçeskiy Slovar’ Tyurkskix Yazıkov’da kelimenin değişik

Türk dillerindeki şu anlamları verilmiştir: “1. Gökyüzü. 2. Yas (Koyu mavi veya lacivert yas

elbisesi). 3. Gök rengi, mavi, lacivert. 4. Yeşil. 5. Olgunlaşmamış meyve. 6. Ot, yeşillik. 7. Boz,

gri. 8. Kır saç. 9. Kıpkırmızı. 10. Kara. 11. Destan kahramanı sıfatı. 12. Tanrı. 13. Gece.”

(Sevortyan vd., 1980, s. 66-67). Sözcüğün Çuvaşça karşılığı “ҫутӑ/śutӑ”“кӑвaк/kӑvak” ve

“сенкер/senker” kelimeleri (Dmitriyev, 1951, s. 112); Sahaca karşılığı ise “xaллaaн

күөx/xalaan küöx”dür (Vasiliev, 1995, 99). Kelime Codex Cumanicus’ta da “gök” ve “mavi”

anlamıyla yer almaktadır (Grönbech, 1992, s. 117).

Arapça “مائى” sözü Türkçede “mavi” (Akalın vd., 2011, s. 1636), Özbekçede

“мовий/moviy” (Ma’rufov, 1981a, s. 469), Türkmencede “мaвы/mavy” (Baskakov vd., 1968, s.

437), Azericede “мaви/mavi” (Axundov, 1999, s. 228), Gagavuzcada “мaaви/maavi” (Gaydarci

vd., 1973, s. 230) şeklinde bulunduğu hâlde Kazakçada yoktur.

“Көк/kök” sözünün “gök, gökyüzü” anlamının mı, “gök, mavi” anlamının mı asli

olduğu tartışmalıdır. Ä. Qaydar, ilk insanların rengine bakarak gökyüzünü “kök/gök” diye

adlandırmış olabilecekleri gibi tam tersine yeryüzündeki “kök/gök/mavi” renkli her şeyi

“kök/gök/gökyüzü” ile karşılaştırıp “kök/gök” renk adını icat etmiş olabileceklerini de belirtir

(Xasenov, 2012, s. 5). İkinci görüş daha mantıklı görünmektedir.

İslamlıktan sonra “жaсыл/jasıl <yaşıl” rengi dinin simgesi olarak bilhassa Batı Türk

uluslarında öne çıkmıştır (bk. Kırımhan, 2001, s. 110) ancak Kazak kültür ve medeniyetinde

“жaсыл/jasıldan”dan ziyade “көк/kök” özel bir yer işgal etmeyi sürdürmüştür:

1. “Көк/kök” “gök, gökler, gök âlemi” dolayısıyla göğü tutan “Тәңiр/Täñir/Tanrı”dır

(Qaydar, 2013, s. 560). Altaycada da “kök” “Tanrı” anlamında kullanılmaktadır (Gürsoy-

Naskali vd., 1999, s. 121). Kazakçada kelime bu anlamlarıyla “төбесi көкке жету/töbesi kökke

jetüw” (başı göğe ermek/değmek), “көктен тiлегенi (iздегенi) жерден тaбылу/kökten 10

tilegeni (izdegeni) jerden tabıluw” (gökte aradığını yerde bulmak), көк соққыр (“Kök/Tanrı

çarpsın, Allah belanı versin!” anlamında kargış) gibi deyimlerde kullanılmaktadır (Qaydar,

2013, s. 560).

10 Burada “kökten” sözü “Tanrı’dan” anlamındadır.

Page 19: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 167

2. “Көк/kök” “ot, yeşil bitki, sebze” demektir (Qaydar, 2013, s. 560). Kelime bu

anlamlarıyla “көк aту/kök atuw” (yeşermek, gövermek), “көк бaлaусa/kök balawsa” (taze ot,

yeşil or), “көк мaйсa/kök maysa” (yeşil ot, taze ot) (Isqaqov vd., 1980, s. 119-120), “көк

пияз/kök piyaz” (yeşil soğan) (Isqaqov vd., 2001g, s. 228), “көк шaлғын/kök şalğın” (otlu yer,

gür otlak) (Isqaqov vd., 1980, s. 122), “aузы көкке iлiну/awzı kökke ilinüw” (yeşil ota

doymak) (Isqaqov vd., 2011b, s. 187) gibi birleşik söz ve deyimlerde kullanılmaktadır. Yine

“көгеру/kögerüw” (gövermek, yeşermek, güzelleşmek) (Keñesbayev vd., 1959, s. 303),

“көкпек/kökpek” (karapazı), “көктем/kötem” (bahar, ilkyaz), “көктеу/köktew” (yeşermek, ot

kaplamak) (Keñesbayev vd., 1959, s. 307) gibi kelimeler de bu “көк/kök” sözünden

türetilmiştir.

Mite göre “Kök Täñiri/Gök Tanrı”, insanoğlunu yarattıktan sonra doğan çocukları

koruyup kollaması için “Umay”ı sık bir ormana, insanların içine indirir. Ormana gidip dilekte

bulunan kadınlara Umay Ana’nın çocuk verdiğine inanılır. Dolayısıyla insan ile

orman/yeşil/gök arasında bir kader birliği vardır. Kazaklar gök otu öylesine yolmayı, gök

çubuğu kırmayı, ormanı amaçsızca yok etmeyi yasaklamışlardır. Yine gök otu yolup göğe bakıp

kargımak çok büyük kargış sayılır (Qaybarulı, 2001, s. 37).

3. “Көк/kök” “olgunlaşmamış, olmamış, pişmemiş, ham” demektir (Qaydar, 2013, s.

561). Söz bu anlamıyla “көк aлмa/kök alma” (olmamış/ham elma), “көк aсық/kök asıq”

(kırılgan, dayanıksız, zayıf), “көк өрiк/kök örik” (yeşil/ham kaysı), “көк өрiм/kök örim” (yeni

yeşermiş; genç, taze), “көк сaбaқ/kök sabaq” (olgunlaşmamış, ham), “көк сaғaл/kök sağal”

(olmamış ekin), “көк түйнек қaуын/kök tüynek qawın” (olmamış/ham kavun, kelek) gibi söz

öbeklerinde kullanılmaktadır (Qaydar, 2013, s. 561).

4. “Көк/kök” “arık, yavan, yağsız, tatsız” demektir: “Көк бaқa қозы/kök baqa qozı”

(arık kuzu), “көк жaқсық/kök jasıq” (yağsız et, arık et), “көк қaрын/kök qarın” (arık, zayıf),

“көк шaлaп/kök şalap” (yağsız cıvık ayran) (Qaydar, 2013, s. 561).

5. “Көк/kök” “çıdamlı, dayanıklı, muti, itaatkâr, herhangi biri” demektir (Qaydar,

2013, s. 561). “Көк есек/kök esek” (boz eşek, muti adam, saf adam) (Isqaqov vd., 2012g, s.

223), “көк жұлын/kök julın” (kaslı at, dayanıklı at) (Qaydar, 2013, s. 561), “көлденең көк

aтты/köldeneñ kök attı” (rastgele biri, sıradan biri, sarı çizmeli Mehmet Ağa) (Sızdıqova vd.,

2008, s. 421)…

Page 20: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

168* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

6. “Көк/kök” “öfkeli, hiddetli, gaddar, yavuz, cesur, cevval, şiddetli” anlamları ifade

eder (Qaydar, 2013, s. 561): “Көк aзу/kök azw” (hiddetli, yavuz) (Qaydar, 2013, s. 561),

“көкaйыл/kökayıl” (şirret kadın) (Isqaqov vd., 2011g, s. 231), “көкбет/kökbet” (asabi, hiddetli)

(Isqaqov vd., 2011g, s. 232), “көк дaуыл ~ көк долы /kök dawıl ~ kök dolı” (şiddetli, deli,

hiddetli) (Isqaqov vd., 2011g, s. 223), “көкжaл/kökjal” (zorba, güçlü) (Isqaqov vd., 2011g, s.

236), көкжендет (cesur, gözü pek) (Isqaqov vd., 2011g, s. 237), “көк мүйiз/kök müyiz”

(süseğen, çok süsen, geçimsiz) (Qaydar, 2013, s. 561), “көк түйнек/kök tüynek” (bağırsak

düğümlenmesi) (Isqaqov vd., 2011g, s. 227), “көк шешек/kök şeşek” (çiçek hastalığı) (Qaydar,

2013, s. 561), “көк шулaн/kök şuwlan” (yavuz, gaddar) (Isqaqov vd., 2011g, s. 249)…

7. “Көк/kök” “geveze, çenesi düşük, çok konuşan” anlamlarını pekiştirir (Qaydar, 2012,

s. 561): “Көк езу/kök ezüw” (geveze, çenesi düşük) (Isqaqov vd., 1980, s. 119), “көк мaлтaсын

езу/kök maltasın ezüw (çok konuşmak, gevezelik etmek) (Isqaqov vd., 1980, s. 120),

“көкмылжың/kökmıljıñ” (geveze, çenesi düşük) (Isqaqov vd., 2011g, s. 239)…

8. “Көк/kök” “gevşeklik, tembellik, miskinlik, bitkinlik, aptallık, beceriksizlik” ifade

eder (Qaydar, 2013, s. 561): “Көк жaлқaу/kök jalqaw” (çok üşengeç, çok tembel) (Isqaqov vd.,

1980, s. 119), “көк желке болу/kök jelke boluw” (çok yorulmak, bitmek, gücü tükenmek)

(Isqaqov vd., 1980, s. 120), “көк жұлын болу/kök julın boluw” (çok zayıflamak, güçten

düşmek, bitkinleşmek) (Isqaqov vd., 1980, s. 120), “көк иық болу/kök ıyıq boluw” (çok

yorulmak, hâlsiz düşmek, iflahı kesilmek) (Isqaqov vd., 1980, s. 120), “көк ми/kök mıy”

(ahmak, aptal) (Keñesbayev vd., 1959, s. 307), “көк тер болу/kök ter boluw” (kan ter içinde

kalmak) (Qaydar, 2013, s. 561), “көкбaрмaқ/kökbarma” (beceriksiz, elinden iş gelmeyen)

(Isqaqov vd., 1980, s. 124)…

9. “Көк/kök” “saflık, sağlamlık, berklik, tamlık” ifade eder: “Көк желке/kök jelke”

(ense kökü) (Isqaqov vd., 2011g, s. 224), “көк құрыштaй/kök qurıştay (sağlam, çelik gibi),

“көк нaйзa/kök nayza” (çelik mızrak) (Isqaqov vd., 2011g, s. 225), “көк сaуыт/kök sawıt (çelik

zırh), көк сүңгi (çelik süngü, çelik uç) (Isqaqov vd., 2011g, s. 226), “көк қaр, көк мұз/kök qar,

kök muz” (gerçek kış, haza kış) (Isqaqov vd., 2011g, s. 222)…

10. “Көк/kök” “varlık, zenginlik” ifade eder: “Көк етiктi/kök etikti” (gök çizmeli/bay,

varlıklı) (Isqaqov vd., 1980, s. 119), “тaмaқ тоқ, көйлек көк/tamaq toq, köylek kök” (durumu

iyi, karnı tok, sırtı pek) (Keñesbayev, 2007, s. 660)…

Page 21: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 169

11. “Көк/kök” “ebediyet, kutsiyet” ifade eder: “Көк тaс/kök tas” (mezar taşı, hece taşı)

(Isqaqov vd., 2011g, s. 244), “Көк құс/ kök qus” (Gök Kuş; Kök Täñiri’nin/Gök Tanrı’nın

baharı kanatlarına iliştirip getiren kuşu) (Isqaqov vd., 2011g, s. 225), “көгaлa жaмшы

жaмылу/kögala jamşı jamıluw” (gök ala yamçı bürünmek/giymek; teberrüken kahramanların

giyimini giymek) (Keñesbayev, 2007, s. 340)…

12. “Көк/kök” “yokluk, kıtlık, yoksulluk” ifade eder: “Көк тиын/kök tıyın” (gök kuruş;

hiçbir şey, hiç) (Isqaqov vd., 2011g, s. 227), “көк жaмбaс/kök jambas” (yoksul, fakir)

(Keñesbayev, 2007, s. 342)…

13. Көк бөрi/Kök böri: Sözlükte iki anlamı verilmiştir: “1. Büyük erkek kurt. 2. Cesur,

yavuz, azılı, dediği dedik.” (Isqaqov vd., 2011g, s. 223). “Көкжaл/kökjal” da denir (Isqaqov vd.,

2011g, s. 236). Mitolojide Türkçedeki “bozkurt” karşılığı olarak kullanılır (Qondıbay, 2002, s.

682). Moğolcadaki karşılığı “араатан чоно/araatan çono”dur (Bazılxan, 1977, s. 155).

“Kök böri”nin bütün Türk ulusları tarafından kutlu sayılmasının asıl sebebi Bozkurt

Destanı’nda anlatılmıştır. Destana göre Türkler bir savaşta büyük katliama uğramış, sadece

elleri ve ayakları kesilmiş on yaşında bir çocuk sağ kalır. Bir dişi kurt çocuğu emzirir, yalayarak

yarasını iyileştirir. Çocuk delikanlı olunca düşman tarafından bulunup öldürülür. Kaçıp bir

“Goaçan” dağında bir mağaraya sığınan gebe dişi kurt burada on oğlan doğurur. On çocuğun en

güçlüsü olan “Aşina”nın adı sonradan onların umumi adına dönüşür. Zamanla çoğalan ulusu

önderleri “Asyan-Şad/Asyan-Şe” mağaradan çıkarır. Bu ulus “Türk” adı ile “Altay”da

yaşamaya başlar (Qondıbay, 2002, s. 682). İşte bundan dolayı “kök böri”nin Türk ulusları

kültüründe kutlu bir yere sahiptir.

“Bozkurt”a “kök böri” denmesinin sebebi sadece göğe çalan boz rengi değildir. Çin

kaynaklarında Mete/Möde Han’dan “Тәңiрқұрт/Täñirqurt” (Tanrı Kurt) diye bahsedilmiştir

(Qaybaruşlı, 2001, s. 33). Bazı kaynaklara göre “kök böri” sözü Türkçe “kök” sözü ile Üysünler

zamanında Saklar vasıtasıyla Türkçeye geçen “perµ>böri” sözünün bileşmesiyle oluşmuştur

(Qaybarulı, 2001, s. 36-37). Mite göre Qañlılar/Kanglılar, “böri” ile “peri”nin birleşmesi sonucu

oluşmuş bir ulustur. Yine inanışa nazaran “sadakat, adalet, hakikat, cesaret, birlik, insanlık,

temizlik” gibi yüksek değerlerin kaynağı “kök nur/gök ışık”tır. Eski Türklerin anlayışınca bütün

bunların simgesi ise “kök böri”dir (Qaybarulı, 2001, s. 38).

“Kök böri” (bozkurt) ile ilgili mitlerin Üysünler ve Kanglılardan sonra da Türkler

arasında yaygın olduğu bilinmektedir. Mesela Köktürklerde soylarının “böri” olduğunu belirten

Page 22: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

170* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

mitler vardır. Korkut Ata’nın da “Benim bir tarafım börüdür.” dediği söylenir. Yine kurda saygı

ve tazim, Saha efsane ve mitlerinde de vardır (Qaybarulı, 2001, s. 39).

Bugün Kazaklarda kurdu kutsayan inanışlar hâlâ mevcuttur. “İyttiñ iyesi bolsa, böriniñ

täñiri bar.” atasözü “börü”nün “Tanrı” ile bağlantısını açıkça göstermektedir (Qaybarulı, 2001,

s. 36).

Kazak inanışına göre yeni doğan bebeğin sol kalçasında “Kök Täñiri/Gök Tanrı”nın

“kök nurı/gök nuru”ndan damlamış “kök mör/gök mühür” izi vardır. Bebeğin yakasız ilk

gömleği “kök şüberek/gök bez”den dikilir. Bebek ateşlendiğinde “kök şüberek”e yani gök beze

sarılır. İdareciye işi düşen kişi “gök bebek gömleği”ni koynuna salıp giderse işleri hallolur. Yeni

doğan oğlan çocuğuna Kazaklar “қaсқыр/qasqır” veya “бөрi/böri” derler (Qaybarulı, 2001, s.

37-38).

Bazı bölgelerde “құмалақ/qumalaq” (kamalak) denen kırk bir taşla fal açarken (Kaz.

құмалақ салу) birinci sırada yan yana gelen “üç kamalak” “üş böri/üç kurt” diye adlandırılır.

Sonra falı bakılan kişiye “Senin önüne üç börü/kurt çıktı, işin rast gidecek.” denir (Qaybarulı,

2001, s. 39).

14. Көк бaйрaқ ~ Көк ту / Kök bayraq ~ Kök tuw: Köktürklerin bayrağı gök renklidir

ve üstünde “kök böri” resmi vardır (Qondıbay, 2002, s. 682; Qaybarulı, 2001, s. 39). Kazak

Hanlığı’nın (1456-1847) bayrağının da “kök/gök” renkli olduğu söylenmektedir. 11 Bugün

Kazakistan Cumhuriyeti’nin bayrağı da “kök/gök” renklidir. “Kök/gök” rengi bulutsuz, açık

gökyüzünü ve Kazakistan halkının birliğini simgeler. Bulutsuz, açık gökyüzü daima barışın

remzi olmuştur. Bayrak biliminde de “kök/gök” renk ümit, emniyet ve insanlığın simgesidir

(Xalıyqov, 2003, s. 373). Bayrakta “kök/gök” rengin tercih edilmesi bu “gök”ün Eski Türklerde

hem yüceliği ve ulaşılmazlığı hem de Tanrı’yı ve ebediyeti temsil etmesinin de etkisi olması

kuvvetle muhtemeldir.

Көк aлa (Kök ala): “Gök ile ak renk karışık.” (Isqaqov vd., 2011g, s. 222) ala

demektir. Türkçeye “boz alaca” veya “gök alaca” şeklinde aktarılabilir.

Көкбaрқын (Kökbarqın): bk. Қaрa көк.

Көк бурыл (Kök buwrıl): “Göğe çalan, ağarmaya başlamış.” demektir (Isqaqov vd.,

2012, s. 223). Türkçeye “kırca, kırçıl” şeklinde çevrilebilir.

11 http://www.inform.kz/kaz/article/2385330 (Erişim Tarihi: 05.02.2015).

Page 23: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 171

Көк жaсыл (Kök jasıl): “Жaсыл көк/jasıl kök” de denir. Sözlükte “Açık, çim gibi

yeşil, gök ile yeşil karışık.” (Isqaqov vd., 1978, s. 725) şeklinde izah edilmiştir. İzahtan da

anlaşıldığı üzere “жaсыл көк/jasıl kök” veya “көк жaсыл /kök jasıl” sözünün Türkçe karşılığı

“turkuaz, turkuaz yeşili, turkuaz mavisi”dir (Akalın vd., 2011, s. 2387).

Көкжiлтiм (Kökjiltim): “Gökçe, gökçül.” demektir. “Көкшiлтiм/kökşiltim” de denir

(Isqaqov vd., 1980, s. 126). Көкжiлтiм/kökjiltim *<kök+ji-l-t-im.

Көк зеңгiр (Kök zeñgir): “Berrak, gökçül renk.” demektir (Isqaqov vd., 1980, s. 126).

Dolayısıyla “көк зеңгiр/kök zeñgir” rengi Türkçeye “berrak mavi, su mavisi” şeklinde

aktarılabilir.

Көк пеңбек (Kök peñbek): İki anlamı vardır: “1. Açık gök renkli. 2. Yeşil yer, otlu

yer.” (Keñesbayev vd., 1959, s. 307). Kelime renk adı olarak Türkçeye “açık gök, gökçül”

şeklinde aktarılabilir.

Көк сұр (Kök sur): “Gök ile boz karışık, gökçül boz.” (Isqaqov vd., 1980, s. 121)

Renk Türkçede “gökçül boz” veya “hâkî” şeklinde karşılanabilir.

Көк теңбiл (Kök teñbil): Daha çok at donu olarak kullanılan bu söz “Her yerinde

gök/boz leke olan, gökçül kır.” (Isqaqov vd., 1980, s. 122) boz anlamına gelmektedir. Türkçeye

“boz kır” olarak aktarılabilir. көк теңбiл/kök teñbil <kök (gök, boz) + teñbil (ala, lekeli,

noktalı).

Көкше (Kökşe): “Gökçül renkli, göğe çalan.” (Januzaqov, 2008, s. 410) demektir.

Türkçe karşılığı “gökçe”dir (Akalın vd., 2011, s. 957). көкше/kökşe <kök+şe <kök+çe.

Көкшiл (Kökşil): “Açık gök, gökçül.” (Isqaqov vd., 1980, s. 132) demektir. Türkçe

karşılığı “gökçül” veya “gökçe”dir. көкшiл/kökşil <kök+şil <kök+çil.

Көкшiл күлгiн (Kökşil külgin): “Bozca gök” demektir (Isqaqov vd., 2011g, s. 249).

Türkçeye “solgun gök/mavi” veya “bulanık gök/mavi” olarak aktarılabilir. “Бозғылт

көк/bozğılt kök” de denir (Isqaqov vd., 1980, s. 123).

Көкшiлдеу сұрғылт (Kökşildew surğılt): bk. Көк сұр (Kök sur). Kelimenin izahı

şöyledir: көкшiлдеу сұрғылт/kökşildew surğılt <kök+şil+de-w + sur+ğıl+t.

Көкшiл сұр (Kökşil sur): bk. Көк сұр (Kök sur).

Page 24: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

172* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Көкшiлтiм (Kökşiltim): “Maviye çalan, mavimsi, gökçül” demektir (Isqaqov vd.,

2011g, s. 249). Türkçeye “gökçül” veya “gökçe” diye aktarılabilir. көкшiлтiм/kökşiltim

*<kök+şil+t+im *<kök+çil+t-im. bk. Көкжiлтiм.

Күлгiн (Külgin): Yukarıda da belirtildiği gibi Kazakça sözlüklerde “күлгiн/külgin”

sözüne “soluk, solgun” anlamı verilmiştir. Ancak kelime Rusça-Kazakça sözlüklerde

“фиолетовый” yani “mor” sözünün karşılığı olarak yer almaktadır (Sawranbayev vd., 2005, s.

1078; Musapirova vd., 2007b, s. 509). Qazaqşa-Ağılşınşa Ağılşınşa-Qazaqşa Sözdik’te ise

“күлгiн/külgin” sözünün İngilizce karşılığı olarak “violet; purple, blue red” yani “mor”

kelimeleri verilmiştir (Çabdenova, 2013, s. 123). Dolayısıyla “күлгiн/külgin” sözünün “soluk,

solgun” anlamının yanında “mor” anlamı da vardır.

Күрең (Küreñ): Qazaq Tiliniñin Tüsindirme Sözdigi’nde “Kızıl kahverengi,

kahverengimsi renk.” şeklinde izah edilmiştir (Isqaqov vd., 1980, s. 357). Daha çok at donu

olarak kullanılan kelimenin Türkçe karşılığı “kestane alı” olmalıdır.

“Күрең/küreñ” sözü Moğolcada “xүрэн/xürén” şeklinde kullanılmaktadır (Bazılxan,

1977, s. 165). Dîvânu Lugâti’tTürk ve Kutadgu Bilig’de bulunmayan kelime, bazı ses

değişiklikleri ve anlam ayırtılarıyla çağdaş Türk dillerinin çoğunda mevcuttur (Levitskaya vd.,

1997, s. 146). Tarama Sözlüğü’nde “küran” şeklinde yer alan kelimeye “al donlu at” anlamı

verilmiştir (Dilçin, 2009, s. 163). Kâmûs-ı Türkî’de ise “كران/كوران” imlasıyla yer alan ve “koyu

al donunda at” olarak izah edilen kelimenin kökeni belirtilmemiştir (Şemseddin Sami, 1317, s.

1155). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat’ta ise “كران” ve “كرنگ/كرند” imlalarıyla verilen

kelimenin kökeni Farsça olarak tespit edilmiştir (Devellioğu, 1997, s. 535-536). Étimologiçeskiy

Slovar’ Tyurkskix Yazıkov’da sözün Moğolcadan Türkçeye geçtiğine dair görüşlere yer

verilmiştir (Levitskaya vd., 1997, s. 147).

Күрең қошқыл (Küreñ qoşqıl): Sözlükte “Mora çalan koyu kızıl renk.” şeklinde izah

edilmiştir (Isqaqov vd., 1980, s. 358). “Küreñ qoşqıl”ın Türkçe karşılığı “morumsu al, morsu

al”, at donu olarak ise “koyu al/morsu al” olmalıdır.

Күрең қызыл (Küreñ qızıl): “Alı baskın kızıl renk.”tir (Isqaqov vd., 1980, s. 358).

Türkçe karşılığı at donu olarak “koyu al”dır.

Күрең сaры (Küreñ sarı): “Ala çalan sarı.”dır (Isqaqov vd., 1980, s. 358). At donu

olarak Türkçe karşılığı “altuni al”dır (Eminoğlu, 2013, s. 1381).

Page 25: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 173

Қaн қызыл (Qan qızıl): “Kıpkızıl, kıpkırmızı” demektir (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 206;

Isqaqov vd., 1980, s. 627). Türkçe karşılğı “kan kırmızı”dır (Akalın vd., 2011, s. 1299).

Қaрa (Qara): “Қaрa/qara” sözlükte şu anlamlara gelmektedir: “1. İsin, kurumun,

kömürün rengi gibi renk. 2. Ne olduğu belirsiz şey, karaltı. 3. Sayı, adet. 4. Tür, görünüş,

görünüm. 5. Dayanak, yoldaş, direk. 6. mec. Zulüm, kötü niyet, hinlik. 7. Yas giysisi. 8. Sıradan

adam, teba, halk. 9. Büyükbaş hayvan.” (Isqaqov vd., 1982, s. 36). Kazakçada “kararmak”

karşılığı olarak “қaрaю/qarayuw <qara+y-uw” (Januzaqov, 2008, s. 480), “kapkara, simsiyah”

karşılığı olarak da “қaп-қaрa/qap-qara” sözü kullanılmaktadır (Januzaqov, 2008, s. 475).

Farsçada “kara” anlamına gelen “siyāh/سياه” kelimesi (Şükûn, 1984b, s. 1245) Kazakçada

“сия/sıya” imlasıyla sadece “mürekkep” anlamında kullanılmaktadır (Isqaqov vd., 1985, s. 303;

Isqaqov vd., 2011j, s. 214).

“Қaрa/qara” sözünün Moğolca karşılığı Kalmıkça karşılığı da “xaр/xar”dır (Bazılxan,

1977, s. 177; İlişkin, 1964, s. 771). Rusçadaki “карагач” (karaağaç), “карагуш” (karakuş),

(Fasmer 1986: 191), “каракули” (bir ağaç türü), “каракуль” (karakul, karagül), “карамазый”

(kahverengi), “карандаш” <ḳaradaş (kurşun kalem) (Fasmer, 1986, s. 192), “каратай”

(Tatarlaşmış Mordvin) (Fasmer, 1986, s. 194) gibi kelimeler Türkçeden alıntıdır.

Köktürkçede biri “alelade, avam”, diğeri ise “kara, siyah” anlamında iki “kara” sözü

vardır (Tekin, 2006, s. 147). Kelime Eski Uygurcada ise “kara; halk, millet; hayvan sürüsü;

ehli hayvan” anlamlarında kullanılmıştır (Caferoğlu, 2011, s. 167). Dîvânu Lugâti’t-Türk’te biri

“siyah, kara”, ikincisi “karanlık” anlamında iki “kara” kelimesi vardır (Kâşgarlı Mahmut, 2014,

s. 684). Kutadgu Bilig’de de yine birincisi “kara”, ikincisi “halk” anlamına gelen iki “ḳara” sözü

vardır (Yusuf Has Hacib, 2006, s. 1167).

“Kara” sözü Türk dillerinin hepsinde küçük ses değişimleriyle kullanılmaktadır

(Levitskaya vd., 1997, s. 286). Kelime Çuvaşçada “xурa/xura” (Dmitriyev, 1951, s. 835);

Sahacada “xaрa/xara” veya “xaрaҥa/xaraña” (Vasiliev, 1995, s. 144) şeklinde mevcuttur.

Kelimenin kökeni hakkında kesin bir bilgi yoktur. Çağataycada “siyah” anlamında “ḳara”

sözüyle birlikte kullanılan “ḳaraġ”, “göz bebeği; gözün karası” anamındaki “karak” (Kâşgarlı

Mahmut, 2014, s. 685) sözlerinden örnekseme yoluyla ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.

“Қaрa/qara” sözü dolayısıyla rengi Kazak kültür ve medeniyetinde önemli bir yer işgal

etmektedir.

Page 26: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

174* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

1. “Aқ/aq” gündüzün ve aydınlığın remzi olduğu gibi “қaрa/qara” da gecenin ve

karanlığın remzidir (Aqberdiyeva, 2009, s. 91). Mesela “қaрa түн/qara tün” “Karanlık, zifirî

karanlık gece.” demektir (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 298). “Қaрa түнек” sözü de aynı anlamda

kullanılmaktadır (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 299)…

2. Yukarıda da belirtildiği gibi “қaрa/qara” “sığır, at, deve” gibi büyükbaş hayvandır

(Qaydar, 2013, s. 556): “iрi қaрa/iri qara” (at, deve, sığır; büyükbaş) (Isqaqov vd., 2011l, s.

725), “қaрa мaл/qara mal” (sığır, kara mal; at dışındaki üç evcil hayvan: koyun, deve, sığır)

(Isqaqov vd., 2011ğ, s. 290)…

3. “Қaрa/qara” “uzaktan görünen belirsiz nesne, canlı veya cansız varlık; karaltı,

silüet”tir (Qaydar, 2013, s. 556): “қaрaсы көрiну/qarası körinüw” (karaltısı görünmek,

belirmek), “қaрaсын көру/qarasın körüw” (karaltısını görmek, fark etmek), “қaрaсынaн

үрку/qarasınan ürküw” (boşuna korkmak, hayalinden ürkmek”, “қaрaсын көрсетпеу/qarasın

körsetpew” (gözden kaybolmak; yok olmkak, kayıplara karışmak), “қaрaсы өшсiн/qarası üşsin”

(boyu devrilsin, gebermek”, “қaрaсын үзбеу/qarasın üzbew” (uzaklaşmamak, göz önünde

durmak) (Keñesbayev, 2007, s. 424)…

4. “Қaрa/qara” “han ve asiller soyundan olmayan, halk” demektir (Qaydar, 2013, s.

556). Kelime bu anlamıyla Eski Türkçeden beri kullanılmaktadır (Von Gabain, 1988, s. 278;

Yusuf Has Hacib, 2006, s. 1167).

“Қaрaxaн/Qaraxan” (Halktan çıkmış bir hanın adı), “қaрa қaзaқ/qara qazaq” (sıradan

Kazak), “қaрa xaлық (halk, sıradan insanlar), “қaрa тобыр/qara tobır” (halk, çoğunluk), “қaрa

шaруa/qara şarwa (kara işçi), “қaрa жұрт ~ қaрa бұқaрa/qara jurt ~ qara buqara” (sıradan halk,

halk) sözlerinde ve “Jawdı qara qaşıradı / Batır ataq Baraqta qaladı” (Yağıyı kara/halk kaçırır /

Bahadır adı Baraq’ta kalır) (Qaydar, 2004, s. 320) atasözünde kelime “sıradan, asil olmayan”

anlamında kullanılmıştır (Qaydar, 2013, s. 556-557)…

5. “Қaрa/qara” “yoldaş, eş, yardımcı” demektir (Qaydar, 2013, s. 557): “Artında jalğız

qaranı / Köretuğın kün qayda” (Ardında biricik yoldaşını / Görecek gün nerede) (Qaydar, 2013,

s 557); “İyt te bolsa serik, qara ğoy.” (Köpek de olsa yoldaştır, eştir.); “Aldı-artında qara joq.”

(Önünde ardında hiç kimse yok.); “Aqıl öziñiz tabınız, bizdiki artıñızdan qara bolıp ere berüw

ğoy.” (Aklı kendiniz bulun, bizimkisi ardınızdan yardımcı olarak yürmektir.) (Isqaqov vd.,

2011ğ, s. 271); “қaрa болу/qara boluw” (yoldaş olmak, eş olmak) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 272);

“қaрa тұту/qara tutuw” (arka yaslamak, dayanak etmek) (Keñesbayev, 2007, s. 425)…

Page 27: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 175

6. “Қaрa/qara” “yavan, yağsız, tatsız, katıksız, sütsüz hazırlanmış yemek” anlamına

gelir (Qaydar, 2013, s. 557): “қaрa сорпa/qara sorpa” (yağsız çorba) (Qaydar, 2013, s. 557);

“қaрa көже/qara köje”12 (besleyici olmayan, fakir fukaranın yemeği, katıksız köje) (Isqaqov vd.,

2011ğ, s. 285); “қaрa ет/qara et” (yağsız et) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 281); “қaрa шaй/qara şay”

(sütsüz çay, kuru çay) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 300); “қaрa су/qara suw” (sıradan su,

kaynamamış su; kuru su, sadece su) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 294)…

7. “Қaрa/qara” “kabahatli, kusurlu, suçlu, arsız” anlamarı ifade eder (Qaydar, 2013, s.

557): “жүзiқaрa/jüziqara” (arsız, utanmaz, insanlıktan çıkmış) (Keñesbayev vd., 1959, s. 247);

“Baqıt basta turğanda / Bilmeseñ de danasıñ / Baqıt qusı jönelse / Aq ta bolsañ qarasıñ” (Baht

[kuşu] başında iken / Bilmesen de dânâsın / Baht kuşu gidince / Ak da olsan karasın) (Qaydar,

2013, s. 557)…

8. “Қaрa/qara” “iftira, kara çalma” demektir (Qaydar, 2013, s. 557): “қaрa жaбу/qara

jabuw” (iftira atmak, kara çalmak) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 281); “Japtım jala, jaqtım qara.”

(İftira atıp, kara çalarak rezil ettim.) (Qaydar, 2013, s. 557)…

9. “Қaрa/qara” “insana zarar veren kötü mahluklar; cin, şeytan, alkarısı gibi

varlıklar”dır (Qaydar, 2013, s. 557): “қaрa бaсу/qara basuw” (alkarısı basmak, al basmak; işi

yolunda gitmemek) (Isqaqov vd. 2011ğ: 278); “сaғaн бiр қaрa көрiнер/sağan bir qara köriner”

(başına bir bela gelir); “қaрa бaсып, орнынaн тұрa aлмaй қaлу/qara basıp, ornınan tuta almaw”

(alkarısı basmak, karabasan basmak) (Qaydar, 2013, s. 557)…

10. “Қaрa/qara” “ölüm yitim, kaygı dert, kargaşa, fesat, zorluk” demektir (Qaydar,

2013, s. 557): “Ne qara körindi?” (Başına ne bela geldi?); “қaрaқaғaз/qaraqağaz” (cepheden

gelen ölüm haberi, ölüm kâğıdı, künye) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 326); “қaрa уaйымғa

түсу~бaсу/qara wayımğa tüsüw~basuw” (hüzne gark olmak, dert/kaygı çekmek); “қaрa

xaбaр/qara xabar” (kara haber) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 300); “қaрa күн/qara kün” (Isqaqov vd.,

2011ğ,. s 286); “қaрa жaмылу/qara jamıluw/kara bağlamak, kara giyinip yas tutmak” (Isqaqov

vd., 1982, s. 42), “қaрa бaйлaу/qara baylaw” (kara bağlamak; kara başörtü bağlayıp yas tutmak)

(Isqaqov vd., 1982, s. 39); “қaрa көңiл/qara köñil” (yaslı gönül, mahzun gönül) (Isqaqov vd.,

2011ğ, s. 286)…

11. “Қaрa/qara” “kalın, sık, yoğun” demektir (Qaydar, 2013, s. 557): “қaрa ормaн/qara

orman” (sık orman) (Isqaqov vd., 1982, s. 48); “қaрa түн/qara tün” (kara gece, kapkaranlık

12 “Köje” daha çok Nevruz kutlamalarında buğday, pirinç, süt, et vs. karıştırılarak pişirilen bir tür çorbadır.

Page 28: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

176* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

gece) (Isqaqov vd., 1982, s. 52); “қaрa кеш~қaрa iңiр/qara keş~qara iñir” (geç vakit, akşam)

(Qaydar, s. 2013, s. 558)…

12. “Қaрa/qara” “renksiz, mat, duman rengi” anlamlarına gelir (Qaydar, 2013, s. 557):

“қaрa бaқыр/qara baqır” (basit metalden dökülmüş bozuk para; bakır kuruş) (Isqaqov vd., 1982,

s. 39; “қaрa метaлл/qara metall” (renksiz metal; demir, çelik) (Isqaqov vd., 1982, s. 49)…

13. “Қaрa/qara” “sıradan, basit” anlamı verir (Qaydar, 2013, s. 557): “қaрa

сөз/qarasöz” (basit söz, sıradan söz, nesir) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 294)…

14. “Қaрa/qara” “nobranlık, zalimlik, insafsızlık, kötülük” ifade eder (Qaydar, 2013, s.

558): “қaрa жүз/qara jüz (yavuz, zalim); “қaрa жүрек/qara jürek” (merhametsiz, acımasız)

(Isqaqov vd., 1982, s. 43); қaрa тaс (zalim, acımasız, merhametsiz) (Isqaqov vd., 1982, s. 51);

“қaрa жaу/qara jaw” (yavuz düşman) (Keñesbayev, 2007, s. 417); “қaны қaрa/qanı qara”

“zalim, yavuz” (Isqaqov vd., 2001ğ, s. 277)…

15. “Қaрa/qara” “yazı çizi, yazı, harf” demektir (Qaydar, 2013, s. 558): aқ-қaрaны тaну

(harfleri tanımak, okumayı öğrenmek) (Isqaqov vd., 2011a, s. 251); “қaрa тaну/qara tanuw”

(harf tanımak, okumayı öğrenmek) (Keñesbayev, 2007, s. 425)…

16. “Қaрa/qara” “yer, yerin katmanları, toprak” anlamında kullanılır (Qaydar, 2013, s.

558): “қaрa жер/qara jer (kara toprak, kara yer) (Keñesbayev, 2007, s. 417); “қaрa жер төсек

болу/qara jer tösek boluw” (eza cefa çekmek; ölmek); қaрa жол (toprak yol, patika); “қaрa

су/qara suw” (kara su; yer altı suyu) (Qaydar, 2013, s. 558); “қaрa топырaқ/qara toprak” (bitek

toprak, verimli toprak) (Isqaqov vd., 1982, s. 52)…

17. “Қaрa/qara” “güçlü, şiddetli, çakır pençe” anlamları ifade eder (Qaydar, 2013, s.

558): “қaрa дaуыл/qara dawıl (önü kattığını götüren şiddetli rüzgâr) (Isqaqov vd., 2011ğ, s.

280); “қaрa жел/qara jel” (kara yel; gündüzleri esen soğuk, kuru yel) (Isqaqov vd., 2011ğ, s.

281); “қaрa жорғa/qara jorğa” (kara yorğa; dayanıklı, güçlü, yürük at); “қaрa жұдырық/qara

judırıq” (kaba güç, bilek gücü) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 283); “қaрa күш/qara küş” (güç kuvvet;

kaba kuvvet) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 287); “қaрa нaр/qara nar” (güçlü deve) (Isqaqov vd.,

2001ğ, s. 291); “қaрa суық/qara suwıq” (kara soğuk; kuru soğuk); “қaрa aяз/qara ayaz” (çakır

ayaz; çınayaz) (Qaydar, 2013, s. 558); “қaрa күз/qara küz” (soğuk güz) (Isqaqov vd., 1982, s.

44)…

Page 29: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 177

18. “Қaрa/qara” “yayan, atsız, yayan papıldak, yavaş” anlamı verir (Qaydar, 2013, s.

558): “қaрa жaрыс/qara jarıs” (ödülsüz at yarışı; deneme yarışı) “қaрa жaяaу/qara jayaw”

(atsız, arabasız, yayan yapıldak) (Isqaqov vd., 1982, s. 42); “қaрa желiс/qara jelis” (ağır

yürüyüş, tırıs) (Qaydar, 2013, s. 558)…

19. “Қaрa/qara” “en yakın, en kıymetli, en sevgili” anlamı ifade eder. Bu anlamda daha

ziyade “gözün karası” manasına gelen (Januzaqov, 2008, s. 484) “қaрaшық/qaraşıq <qara+şıq

<qara+çıq” şekli kullanılır. “Qaraşığım, janım-ay!” (Gözüm, camım benim!” (Isqaqov vd.,

2011ğ, s. 360).

20. “Қaрa/qara” “fakirlik, fukaralık, yoksulluk, köylülük” belirtir (Qaydar, 2013, s.

558): “қaрa борбaй/qara borbay” (yoksul, fakir) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 279); “қaрa кедей

(fukara, yoksul); “қaрa қaзaқ/qara qazaq” (fakir Kazak) (Qaydar, 2013, s. 558); “қaрқa

сирaқ/qara sıyraq (yoksul, baldırı çıplak) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 294); “қaрa тaбaн/qara taban”

(yoksul) (Qaydar, 2013, s. 558); “қaрa үй/qara üy” (fakir fukara evi~çadırı; kara ev; kahvrengi

keçeden yapılmış çadır) (Isqaqov vd., 2011ğ, 300)…

21. “Қaрa/qara” “büyük, kıymetli, kutlu, kutsal” manaları ifade eder (Qaydar, 2013, s.

559): “қaрa шaңырaқ/qara şañıraq” (kutlu ocak, baba ocağı, ana vatan) (Isqaqov vd., 2011ğ, s.

300-301); “қaрa қaзaн/qara qazan” (eski kara kazan) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 287); “қaрa

aруaқ/qara arwaq” (kutlu ruh/kutsi ruh) (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 277); Қaрaтaу/Qarataw

(Karadağ),13 Қaрa теңiз (Karadeniz), “қaрa домбырa/qara dombıra” (kutlu dombıra)…

Қaрa aлa (Qara ala): “Ak ile kara renkler karışık.” demektir (Isqaqov vd., 2011ğ, s.

277). Türkçeye “ala” veya “kara ala” diye aktarılabilir.

Қaрa бурыл (Qara buwrıl): “Ağarmaya başlamış kara renk.” anlamındadır (Isqaqov

vd., 2011ğ, s. 279). Türkçeye “koyu demir kırı” olarak çevrilebilir.

Қaрa кер (Qara ker): “1. Tüyünde kara kıllar baskın olan kula ile al arasındaki at

donu. 2. Kestane alı renkli.” (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 284-285). At donu olarak kullanılan söz

Türkçeye “koyu al” veya “kestane dorusu” şeklinde çevrilebilir.

Қaрa көк (Qara kök): Sözlükte üç anlamı vardır: “1. Kara ile gök/mavi arası renk. 2.

Kahverengiye çalan at donu. 3. Eskiden soyluların bindiği at.” (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 285).

Kelimenin renk olarak karşılığı “lacivert”tir. Ağılşın-Qazaq Sözdigi’nde “navy blue” sözünün

13 Kazakistan’ın güneyinde dağ silsilesidir. Tanrı Dağlarının bir kolu sayılan Qarataw (Karadağ), Kızılorda, Güney

Kazakistan ve Jambıl vilayetleri boyunca uzanır, sonra Tanrı Dağları ile birleşir.

Page 30: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

178* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Kazakça karşışığı “қaрa көк/qara kök” olarak verilmiştir (Axmetova vd., 1974, s. 218). Қaрa

көк/qara kök”ün at donu olarak karşılığı ise “koyu kır” veya “koyu boz” olmalıdır.

Қaрa күрең (Qara küreñ): “Kahverengimsi, kahverengine çalan, karaya çalan

kavrengi” anlamlarına gelir (Isqaqov vd., 1982, s. 45). Daha çok at donu olarak kullanılan “қaрa

күрең/qara küreñ”in Türkçe karşılığı “koyu al”dır.

Қaрa қожaлaқ (Qara qojalaq): “1. Kara ile başka renklerin düzensiz karışık olduğu

ala. 2. Kirli, kirli paslı; yağlı kara. 3. Dünyaperest, malın gözü.” anlamlarına gelir (Isqaqov vd.,

1982, s. 46). Renk olarak Türkçeye “kirli siyah” veya “kirli ala” olarak çevrilebilir.

Қaрa қоңыр (Qara qoñır): “1. Kara ile konur/kahverengi karışık renk. 2. Ortaca,

orta hâlli.” (Isqaqov vd., 1982, s. 46). At donu olarak Türkçeye “atkestanesi dorusu” olarak

aktarılabilir (Eminoğlu, 2013, s. 1381).

Қaрa қошқыл (Qara qoşqıl): Sözlükte “Kızıla veya kahverengiye çalan kara renk.”

olarak izah edilmiştir (Isqaqov vd., 1982, s. 47). Türkçe karşılığı “mor” olmalıdır. Nitekim

Ağılşın-Qazaq Sözdigi’nde “purple” (mor) sözünün karşılığı olarak “қaрa қошқыл/qara qoşqıl”

sözü verilmiştir (Axmetova vd., 1974, s. 273).

Қaрa сұр (Qara sur): “Kahverengi ile bozca rengin karışımı”dır (Keñesbayev vd.,

1961, s. 37). Türkçe karşılığı renk olarak “esmer, yağız”; at donu olarak ise “sarı yağız”dır

(Akalın vd., 2011, s. 2500-2501).

Қaрa торы (Qara torı): “Ne tam kara ne de tam doru, ikisinin karışımı renk.”

(Keñesbayev vd., 1961, s. 37). Daha çok at donu olarak kullanılan kelimenin Türkçe karşılığı

“koyu kestane” veya “yağız doru”dur. Kelimenin insan rengi olarak karşılığı ise “esmer”dir.

Қaрaшa (Qaraşa): “Tam kara değil, karaya yakın, kahverengiye çalan kara.”

(Isqaqov vd., 2011ğ, s. 359) demektir. Türkçe karşılığı “karaca” veya “esmer”dir. Kelimenin

yapı izahı şu şekildedir: қaрaшa/qaraşa <qara+şa <kara+ça.

Қоңыр (Qoñır): “Қоңыр/qoñır” sözlüklerde şöyle izah edilmiştir: “1. Kara ile kızıl

arasındaki koyu al renk. 2. mec. Yoksul, yoksulca. 3. Hoş, sevimli, latif. 4. Soğuk, isteksiz,

ihlassız.” (Isqaqov vd., 2011h, s. 48; Januzaqov, 2008, s. 519; Isqaqov vd., 1982, s. 328).

Kelimenin Türkçe karşılığı “kahverengi, konur”dur; at donu olarak karşılığı ise “demir boz”dur

(Eminoğlu, 2013, s. 1395). “Kahverengi renk almak, kahverengine dönmek” anlamında

Kazakçada “қоңырaю/qoñırayuw <qoñır+ay-uw” (Isqaqov vd., 2011h, s. 51) ve

Page 31: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 179

“қоңырлaну/qoñırlanuw <qoñır+la-n-uw” (Isqaqov vd., 2011h, s. 56) kelimeleri

kullanılmaktadır. “Қоңыр/qoñır” sözünün pekiştirmeli biçimi “қоп-қоңыр/qop-qoñır”dır

(Isqaqov vd., 2011h, s. 63). Ölçünlü Türkçede “ḳo%ur >konur”un yerini alan “kahverengi” sözü

Kazakçada yoktur.

Kutadgu Bilig’de geçmeyen kelime, Dîvânu Lugâti’t-Türk ve Drevnetyurkskiy

Slovar’da “ko%ur” (Kâşgarlı Mahmut, 2014, s. 728; Nadelyayev vd., 1969, s. 456), Tarama

Sözlüğü’nde ise “ḳo%ur” (Dilçin, 2009, s. 156) biçiminde yer almaktadır. “Қоңыр/qoñır”

kelimesi bazı ses değişiklikleri ve anlam ayırtılarıyla Türk dillerinin çoğunda mevcuttur

(Levitskaya vd., 2000, s. 61-63). Kelimenin Çuvaşça karşılığı “xӑмӑр/xӑmӑr” (Dmitriyev, 1951,

s. 260); Sahaca karşılığı ise “xоҥор/xoñor”dur (Vasiliev, 1995, s. 139). Bazı Anadolu

ağızlarında “koğur, konur, kongur, konğur, konkur” (Gülensoy, 2011a, s. 539) biçimleriyle

yaşamasına rağmen Ölçünlü Türkçede “konur” sözü yoktur. T. Gülensoy “kumral” sözü

“kongur + al” sözlerinin büzüşmesiyle meydana geldiğini belirtmiştir (Gülensoy, 2011a, s. 568).

S. Nişanyan kelimenin köken izahını “ko%ur+ıl” şeklinde yapmıştır (Nişanyan, 2012, s. 353).

“Қоңыр/qoñır” sözünün Moğolca karşılığı “xaр xүрэн/xar xürén”dir (Bazılxan, 1977, s.

188) veya “xүрэн/xüren”dir (Kruçkin, 2006, s. 172). “Xaр xүрэн/xar xürén” Kazakçadaki “қaрa

күрең/qara küreñ” yani “koyu al, yağız doru” sözünün karşılığıdır. Kelime, Kalmıkçada

“күрң/kürñ” imlasıyla (İlişkin, 1964, s. 250); Udmurtçada “курень~курен/kuren’~kuren”

imlasıyla (Butolin, 1942, s. 185) yer almaktadır. Rusçada “açık doru” anlamında kullanılan

“каурый/kaurıy” (Fasmer, 1986, s. 211) sözü ile Farsçada “koyu kırmızı at” (Şükûn, 1984c, s.

1619) anlamına gelen “کهر/keher” sözü Türkçeden alıntıdır (Karaağaç, 2008, s. 522).

Étimologiçeskiy Slovar’ Tyurkskix Yazıkov’da “qoñır~qoñur” sözünün kökeni ile ilgili

değişik görüşler verilmiştir (Levitskaya vd., 2000, s. 61-63). Bazı Türk dillerinde (Levitskaya

vd., 2000, s. 57-58) ve Kazakçada kullanılan “қоң/qoñ” sözü “hayvanın sağrısı, sağrı eti, insan

kalçası” (Isqaqov vd., 2011h, s. 40) anlamına gelmektedir. Dolayısıyla “qoñır” sözünü şu

şekilde izah etmek mümkümdür: qoñır *<qoñ+ġır.

Kazakçada “қоңыр/qoñır” sözüyle kurulmuş birçok deyim ve öbek bulunmaktadır:

“aғaйынды қоңыр қaз/ağayındı qoñır qaz (çok yakın arkadaş, sıkı fıkı dost); қaрa қоңыр

тaрту/qara qoñır tartuw (rengi kararmaya başlamak); қойдaн қоңыр/qoydan qoñır (saf, safdil);

қоңыр aң/qoñır añ (geyik, dağ keçisi, elik gibi avlanması hoş karşılanmayan hayvanlar); қоңыр

aю/qoñır ayuw (boz ayı); қоңыр ән~қоңыр әуен/qoñır än~qoñır äwen (hoş şarkı, ruh okşayıcı

Page 32: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

180* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

ezgi); қоңыр әңгiме/qoñır äñgime (hoş sohbet, muhabbet, yârenlik); қоңыр бұйрa шaй/qoñır

buyra şay (demli, koyu çay); қоңыр дaуыс қоңыр~үн/qoñır dawıs~qoñır ün (kadife ses);

қоңыр жел/qoñır jel (latif yel, serin yel, imbat); қоңыр кеш/qoñır keş (serin akşam); қоңыр

көмiр/qoñır kömir (linyit); қоңыр көру/qoñır körüw (hoşlanmamak, hazzetmemek); қоңыр

күз/qoñır küz (ılık güz, ılık sıcak güz); қоңыр күй~aлa қоңыр күй/qoñır küy~qoñır ala küy

(orta hâlli); қоңыр қaбaқ/qoñır qabaq (soğuk yüz), қоңыр қaз (yaban kazı), қоңыр қозым/qoñır

qozım (konur kuzum, kuzum, canım); қоңыр рaушaн/qoñır rawşan (itburnu); қоңыр сaз/qoñır

saz (hoş ezgi); қоңыр сaмaл/qoñır samal (esinti, meltem); қоңыр тaрту/qoñır tartuw (kararmak,

koyulaşmak); қоңыр топырaқ/qoñır topıraq (çöl toprağı); қоңыр төбел/qoñır töbel (akıtmalı al

donlu hayvan); қоңыр тiрлiк/qoñır tirlik (sıradan hayat, basit geçim); қоңыр ұйық/qoñır uyıq

(boz bataklık); мaйдa қоңыр/mayda qoñır (hoş, latif) (Isqaqov vd., 2011h, s. 48-51)

Қоңыр aлa (Qoñır ala): “Konur ve ak renkler karışık ala” anlamına gelir (Isqaqov

vd., 2011h, s. 49). Hayvan donu olarak Türkçeye “doru ala” şeklinde aktarılabilir.

Қоңыр күрең (Qoñır küreñ): “Konur/kahverengi ile kestane alı karışımı renk.”tir

(Isqaqov vd., 2011h, s. 50). Türkçeye “açık kestane”, “kula” şeklinde aktarılabilir.

Қоңырқaй күрең (Qoñırqay küreñ): bk. Қоңыр күрең.

Қоңырқaй (Qoñırqay): bk. Қоңыр күрең.

Қоңыр қошқыл (Qoñır qoşqıl): Koyu kahverengi demektir. At donu olarak Türkçe

karşılığı “koyu kestena dorusu”dur (Eminoğlu, 2013, s. 1390).

Қошқыл (Qoşqıl): “Koyu kahverengi, koyu doru” demektir (Isqaqov vd., 1982, s.

375). Türkçe karşılığı renk olarak “koyu kahverengi”dir (Akalın vd., 2011, s. 1492), at donu

olarak da “kestane dorusu”dur (Eminoğlu, 2013, s. 1381). “Koyulaşmak, dorulaşmak,

kahverengiye dönmek” anlamında Kazakçada “қошқылдaну/qoşqıldanuw” fiili kullanılır

(Isqaqov vd., 1982, s. 375). Kelimenin izahı şöyledir: қошқылдaну/qoşqıldanuw <qoşqıl+da-

n+uw.

“Қошқыл/qoşqıl”, Kırgızcada “кочкул/koçkul” (Akmataliyev vd., 2011b, s. 27);

Başkurtçada “ҡусҡыл/qusqıl” (Agişev vd., 1983a, s. 708); Tatarcada “кучкыл/kuçkıl”

(Abdullin vd., 1979, s. 179) şeklindedir. Dolayısıyla kelimeyi şu şekilde izah etmek

mümkündür: қошқыл/qoşqıl *<qoş+qıl <qoç+qıl.

Page 33: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 181

Rengin Moğolcadaki karşılığı “өтгөн xaр/ötgön xar” ve “xaр xүрэн/xar xüréen”dir

(Bazılxan, 1977, s. 192). Bu sözler “ koyu kara” ve “koyu al, koyu kırmızı”dır.

Қошқылдaу (Qoşqıldaw): bk. Қоңыр күрең. Kelimenin izahı şöyle olmalıdır:

қошқылдaу/qoşqıldaw *<qoş+qıl+daw <qoç+qıl+daġ.

Қошқылт (Qoşqılt): “Kahverengiye çalan, kahverengimsi” demektir (Isqaqov vd.,

1982, s. 375). Türkçe karşılığı renk olarak “açık kahverengi” (Akalın vd., 2011, s. 17), at donu

olarak ise “kestane dorusu”dur (Eminoğlu, 2011, s. 1388). Kelimenin yapı izahı şöyledir:

қошқылт/qoşqılt *<qoş+qıl+t <qoç+qıl+t.

Қошқылтым (Qoşqıltım): bk. Қошқылт (Qoşqılt). Kelimenin izahı şöyle olmalıdır:

қошқылтым/qoşqıltım *<qoş+qıl+t+ım <qoç+qıl+t+ım.

Құбa (Quba): Sözlükte “Akçıl sarı, soluk boz.” şeklinde izah edilmiştir (Keñesbayev

vd., 1961, s. 80). Türkçe karşılığı renk olarak “açık sarı, sarışın” (Akalın vd., 2011, s. 19, 2038),

at donu olarak ise “açık al” veya “kuba”dır (Eminoğlu, 2013, s. 1377, 1390). Kazakçada

“bozarmak, açık sarıya dönmek” anlamında “құбaлaну/qubalanuw <quba+la-n-uw” fiili

kullanılmaktadır (Isqaqov vd., 1982, s. 417).

“Құбa/quba” sözünün Moğolca karşılığı “цайгар~цайвгар/staygar~tsavgar”dır

(Bazılxan, 1977, s. 194). Maricede “kahverengi, açık kahverengi” anlamına gelen “увa/uva

*<xova” sözü de “quba” sözüyle alakalıdır (Levitskaya vd., 2000, s. 94).

“Kuba/Quba” sözüne Dîvanu Lugâti’t-Türk’te “kuba” sözüne “doru ve sarı arasında

olan” anlamı (Kâşgarlı Mahmut, 2014, s. 744), Derevnetyurkskiy Slovar’da ise “kızıl ile sarı

arasındaki renk” anlamı verilmiştir (Nadelyayev vd., 1969, s. 462). Kelime Kıpçakçada “toprak

rengi” (Toparlı vd., 2007, s. 161) anlamında kullanılmıştır. “Quba/kuba” kelimesi bazı ses

değişiklikleri ve anlam ayırtılarıyla bugün de birçok Türk dilinde kullanılmaktadır (Levitskaya

vd., 2000, s. 93). Kelime Oğuz öbeği dilleri içinde ise “kızılımsı kahverengi kaz ve deve rengi”

anlamında “губа/guba” yazımıyla sadece Türkmencede kullanılmaktır (Hamzayev, 1962, s.

200; Baskakov vd., 1968, s. 205). Étimologiçeskiy Slovar’ Tyurkskix Yazıkov’da kelimenin

köken izahları yapılmıştır (Levitskaya vd., 2000, s. 94): quba *<qub+a <quw (ak, boz) +a; quba

*<quba+qay <xubaxai (Moğ. kuru, solgun). Kazakçada da “boz, kır, bozca, açık kahverengi”

anlamına gelen “құбaқaй~құбaқaн” sözü vardır (Isqaqov vd., 2011h, s. 222-223).

Page 34: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

182* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Kazakçada “құбa/quba” sözüyle kurulmuş söz öbeği ve deyim “aq, qara, qızıl”a göre

oldukça azdır:

Құбaқaй~құбaқaн (Qubaqay~qubaqan): bk. Құбa (Quba).

Құбaң (Qubañ): “Boz, bozca” demektir (Isqaqov vd., 2011h, s. 223): qubañ

*<qub+a+ñ.

Құбaшa (Qubaşa): bk. Құбa (Quba). Kelimenin izahı şöyledir: құбaшa/qubaşa

<quba+şa <quba+ça.

Құлa (Qula): “Sarı ile al arasındaki at donudur.” (Isqaqov vd., 2011h, s. 281). Türkçe

karşılığı “kula”dır. “Kulaya dönmek, kula rengi almak” anlamında Kazakçada

“құлaлaну/qulalanuw <qula+la-n-uw” fiili kullanılmaktadır (Isqaqov vd., 2011h, s. 292).

“Құлa/qula” sözünün Moğolca karşılığı “xул/xul”dur (Bazılxan, 1977, s. 196). Rusçada

“yüz va kasıkları soluk sarı renkli olan kula at donu” anlamında kullanılan “караковый”

kelimesi Türkçeden alıntıdır: караковый/karakovıy < каракулой < каракулой <kara + kula

(Fasmer, 1986, s. 191). Karaağaç, “kula” kelimesinin değişik biçimlerde Farsça, Arapça,

Bulgarca ve Sırpçada da mevcut olduğunu belirtmiştir (Karaağaç, 2008, s. 540).

Kelime Dîvânu Lugâti’t-Türk’te “kula” (Kâşgarlı Mahmut, 2014, s. 745);

Derevnetyurkskiy Slovar’da “qula” (Nadelyavev vd., 1969, s. 464) şeklinde geçmektedir.

Kelime küçük ses değişiklikleri ve anlam ayırtılarıyla birçok çağdaş Türk dilinde mevcuttur

(Levitskaya vd., 2000, s. 120). Aynı sözlükte qulan/kulan kelimesiyle alakalı olabileceği

belirtilmiştir: құлa/qula < qulan < qula+n (Levitskaya vd., 2000, s. 121).

“Құлa дaлa (~түз, жaпaн, медиен, мекен)/qula dala” “ıssız bozkır” demektir (Isqaqov

vd., 2011h, s. 281). “Құлa жылқы/qula jılqı” ise “başı ile vücudu parlak sarı veya koyu al

renkli, ayakları ile yelesi ve kuyruğu kara, sırtından kuyruğuna değin kara bir çizgi uzanan

at”tır (Isqaqov vd., 2011h, s. 281). Sözün Türkçe kaşılığı “kula at”tır.

Құлa жирен (Qula jiyren): “Kula ile al karışık at donu”dur (Isqaqov vd., 2011h, s.

281). Türkçe karşılığı “pekmez al”dır (Eminoğlu, 2013, s. 1391).

Құлa кер (Qula ker): “Kula ile kestane karışımı renktir.” (Isqaqov vd., 2011h, s. 281).

At donu olarak Türkçe karşılığı “kurt kula” olmalıdır (Eminoğlu, 2013, s. 1391).

Page 35: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 183

Құлa қaсқa (Qula qasqa): “Akıtmalı kula donlu at” anlamına gelir (Isqaqov vd.,

2011h, s. 281). Türkçeye “aktımalı kula” veya “sakar kula” diye çevrilebilir.

Құлa төбел (Qula töbel): “Töbelli/sakarlı kula at” anlamında kullanılır (Isqaqov vd.,

2011h, s. 281). Türkçe karşılığı “töpel14 doru” veya “sakar doru”dur.

Құрым сaры (Qurım sarı): bk. Күрең қызыл (Küreñ qızıl).

Қызғыл (Qızğıl): bk. Қызғылт (Qızğılt).

Қызғылт (Qızğılt): “Soluk kızıl renk.” demektir (Keñesbayev vd., 1961, s. 99). Türkçe

karşılığı “pembe”dir. Nitekim Russko-Kazaxskiy Slovar’da Rusça “розовый” yani “pembe”

sözünün Kazakça karşılığı “қызғылт/qızqılt” olarak verilmiştir (Musapirova vd., 2007b, s. 300).

“Қызғылттaну/qızğılttanuw” “pembeleşmek, pembe hâl almak” demektir (Isqaqov vd., 1982, s.

552). Kelime birçok çağdaş Türk dilinde bazı ses değişiklikleri ve anlam ayırtılarıyla yer

almaktadır: Kırgızca “кызгылт/kızgılt” (Akmataliyev vd., 2011b, s. 157); Karakalpakça

“қызғылт/qızğılt” (Kamalov vd., 1988, s. 205; Kumukça “qızğılt” (Pekacar, 2011, s. 265);

Özbekçede “қизғиш/qizg’ish” (Ma’rufov, 1981b, s. 537); Türkmence “гызгылт/gyzgylt”

(Hamzayev, 1962, s. 221); Karaçay-Malkarca “kızgıl” (Tavkul, 2000, s. 264); Başkurtça

“ҡыҙғылт/qıźğılt” (Agişev vd., 1993a, s. 715); Tatarca “кызгылт/kızgılt” (Abdullin vd., 1979,

s. 207).

Kazakçada “1. Koyun tezeğinin yığılıp yakıldığı ocak gibi çukur yer. 2. Bu çukurdan

çıkan is, duman.” anlamlarına gelen “мор/mor” sözü (Isqaqov vd., 2011ı, s. 292) ve “çürüyüp

eskimek” anlamına gelen “мору/morıw” sözünün (Isqaqov vd., 2011ı, s. 297) Türkçedeki “mor”

sözüyle bir ilişkisi olması muhtemeldir. “Қызғылт/qızğılt” sözünün Moğolca karşılığı

“улaaвтaр/ulaavtar”dır (Bazılxan, 1977, s. 202). Dîvânu Lugâti’t-Türk’te “kül rengi ile alaca

arasında donu olan at” şeklinde izah edilen “kızgul” sözü (Kâşgarlı Mahmut, 2014, s. 718) ile

“қызғылт/qızğılt” sözü ve Derevnetyurkskiy Slovar’da “pembe” anlamı verilen “qızπu” sözüyle

(Nadelyayev vd., 1969, s. 450) “қызғылт/qızğılt” sözü arasında bir yapı ve anlam ilişkisi olduğu

açıktır.

Қызғылт күрең (Qızğılt küreñ): “Pembemsi al, pembemeye çalan kestane alı”

demektir (Isqaqov vd., 2011g, s. 551). Türkçeye “açık al”, “açık kestane [rengi]” olarak

aktarılabilir.

14 “Töpel” alnı akıtmalı at demektir: bk. Dilçin, 2009, s. 224.

Page 36: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

184* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Қызғылт сaры (Qızğılt sarı): “Pembe karışık sarı renk” demektir (Isqaqov vd.,

2011i, s. 705). Russko-Kazaxskiy Slovar’da “оранжевый” sözünün Kazakça karşılığı “қызғылт

сaры/qızğılt sarı” olarak verilmiştir (Musapirova vd., 2007b, s. 12). Dolayısıyla rengin Türkçesi

“turuncu”dur.

Қызғылтым (Qızğıltım): bk. Қызғылт (Qızğılt). Kelimenin izahı şöyledir:

қызғылтым/qızğıltım <qız+ğıl+t+ım.

Қызыл (Qızıl): “Қызыл/qızıl” sözüne sözlükte şu anlamlar verilmiştir: “1. Kan rengi,

kırmızı. 2. Ak ile karışık gökçül at donu. 3. Açık kahverengi sığır ve deve donu. 4. mec. İnsan

yüzünün kan kırmızı, al rengi. 5. Çayın açık al rengi. 6. Sosyalist Devrim ve Sovyet Hükûmeti

taraftarı. 7. mec. Evcil hayvan, kuş ve yabani hayvan eti. 8. mec. Harmandaki savrulup

temizlenmiş tahıl. 9. mec. Meyve suyundan hazırlanmış şarap.” (Isqaqov vd., 1982, s. 564).

Kazakçada “kızarmak” anlamında “қызaру/qızaruw <qız+ar-uw” ve “қызылдaну/qızıldanuw

<qızıl+da-n-uw” fiilleri kullanılır (Isqaqov vd., 1982, s. 548, 569). Kelimenin pekiştirmeli

biçimi “қып-қызыл/qıp-qızıl”dır (Januzaqov, 2008, s. 559). “Қызыл/qızıl” sözünün Türkçe

karşılığı renk olarak “kızıl” ve “kırmızı”; at donu olarak ise “kızıl kır” (Eminoğlu, 2013, s.

1389) veya “kızıl”dır (Küçük, 2009, s. 1838).

“Қызыл/qızıl” renginin Moğolca karşılığı “улаан/ulaan” (Bazılxan, 1977, s. 203);

Kalmıkça karşılığı ise “улан/ulan”dır (İlişikin, 1964, s. 255). Eski Türkçede “ḳızıl” biçiminde

yer alan kelime (Von Gabain, 1988, s. 281), Dîvânu Lugâti’t-Türk (Kâşgarlı Mahmut, 2014, s.

718) ve Kutadgu Bilig’de (Yusuf Has Hacib, 2006, s. 1179) de geçmektedir. “Қызыл/qızıl” ses

değişiklikleri ve anlam ayırtılarıyla birçok çağdaş Türk dilinde kullanılmaktadır (Levitskaya vd.,

2000, s. 196-197). Sözcüğün Çuvaşça karşılığı “хӗрлӗ/хӗrlӗ (Dmitriyev, 1951, s. 266); Sahaca

karşılığı ise “кыһыл/kıhıl”dır (Vasiliev, 1995, s. 157).

“Қызыл/qızıl” sözünün yapısını Kemal Eraslan şöyle izah etmiştir: ḳızıl <ḳız+sıl

(Eraslan, 2012, s. 580). Tuncer Gülensoy’un izahı daha farklıdır: kızıl <kız-ıl (Gülensoy, 2011a,

s. 524). Étimologiçeskiy Slovar’ Tyurkskix Yazıkov’da ise birkaç izah vardır: qızıl <qız-ıl; qızıl

<qızzıl <qız+sıl; qızıl <kız+ı-l (Levitskaya vd., 2000, s. 197).

“Қызыл/qızıl” sözü tıpkı “aq, qara ve kök” sözleri gibi Kazak kültür ve medeniyetinde

çok mühim bir yere sahiptir:

1. Yukarıda da belirtildiği gibi “қызыл/qızıl” et demektir. “Tisime qızıl bastırmağalı

köp boldı.” diyen bir Kazak, uzun zamandır et yemediğini ifade etmektedir (Qaydar, 2013, s.

Page 37: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 185

559). Bunu ifade etmek için Kazakçada “қызыл көрмеу/qızıl körmew ~ қызыл тiстемеу/qızıl

tistemew” (uzun zaman et yememek) deyimi de vardır (Keñesbayev, 2007, s. 487). Yine

avcıların dilinde “қызылғa отырғызу/qızılğa otırğızuw” deyimi vardır. Bu deyim “avlanacak

hâle getirmek için kartala yeni kesilmiş kanlı et yedirmek” anlamında kullanılır (Qaydar, 2013,

s. 559).

2. “Қызыл/qızıl” harmanda yığılı tahıl anlamına gelir (Qaydar, 2013, s. 559) ki bunun

Türkçedeki karşılığı “çeç”tir (Akalın vd., 2011, s. 509): “қырмaн толы қызыл/qırman tolı qızıl

(bir harman çeç/tahıl), қызыл тaзaлaу/qızıl tazalaw (tahıl savurmak), қызыл қырмaн

қылу/qızıl qırman qıluw (kırıp geçirmek, altını üstüne getirmek)…

3. “Қызыл/qızıl” rengi mutluluğun simgesidir. Mesela yeni kocaya varan kız, hâlini

işleyip babaevine gönderdiği başörtü ile anlatıyordu. Kız başörtüyü kızıl/kırmızı iple işlemişse

mutlu olduğunu, sarı iple işlemişse mutsuz olduğunu, ana babasını özlediğini belirtmiş oluyordu

(Xasenov vd., 2012, s. 5).

4. “Қызыл/qızıl” sözü sosyalizmin, Ekim İhtilali’nin ve Sovyet cemiyetinin simgesidir

(Qaydar, 2013, s. 559). Bu bağlamda Kazakçaya Rusçadan dorğudan çeviri yoluyla birçok söz

öbeği geçmiştir: Қызыл aлaң/Qızıl alañ (Rus. Красная площадь, Kızıl Meydan) (Isqaqov vd.,

20l11h, s. 500); Қызыл aрмия/Qızıl aramiya (Rus. Красная армия, Kızıl Ordu); қызыл

әскер/qızıl äsker (Rus. красный солдат, kızıl asker); қызыл бұрыш/qızıl burış (Rus. красный

угол, kırmızı köşe: kurumlarda kültür ve eğitim faaliyetleri için ayrılmış özel oda) (Isqaqov vd.,

2011h, s. 501), қызыл жaлaу/qızıl jalaw ~ қызыл ту/qızıl tuw (Rus. красный флаг, kızıl

bayrak: Sovyet Bayrağı); қызыл керуен/qızıl kerwen (Rus. красный караван, kızıl

kervan/karavan: siyasi propaganda yapmak için özel hazırlanmış karavan) (Isqaqov vd., 2011, s.

502); қызыл отaу/qızıl otaw (Rus. красная юрта, kızıl otağ: halk kültür ve eğitim kurumu);

Қызыл Ресей/Qızıl Resey (Rus. Красная Россия, Kızıl Rusya: Sovyet Hükûmeti) (Isqaqov vd.,

2011h, s. 504); қызыл тaқтa/qızıl taqta (Rus. красная доска, kızıl tahta: kurumda başarılı

kişilerin adının asıldığı tahta, pano) (Isqaqov vd., 2011h, s. 505)…

5. “Қызыл/qızıl” “şarap” anlamında kullanılır. Ä. Qaydar “қызыл шaрaп/qızıl şarap”

(kırmızı şarap) sözünün bulaşma (contamination) yoluyla “қызыл/qızıl” olarak da söylenidiğini

belirtmiştir (Qaydar, 2013, s. 559): “Erkekke aq, äyelderge qızıl quydıq.” (Isqaqov vd., 1982, s.

564) cümlesinde “aq” “rakı, votka” anlamında, “qızıl” ise “şarap” anlamında kullanılmıştır.

Page 38: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

186* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

6. “Қызыл/qızıl” tabiattaki bazı değişimleri ve durumları ifade eder (Qaydar, 2013, s.

559): қызыл aрaй/qızıl aray (gün doğumu ve gün batımında oluşan kızıllık; kızıl şafak, kızıl

gurup) (Isqaqov vd., 2011h, s. 501); қызыл жел/qızıl jel (kızıl yel; sıcak yel) (Isqaqov vd.,

2011h, s. 502); қызылсу/qızılsuw (ırmaktaki buz üstüne, kar üstüne yayılan su) (Isqaqov vd.,

2011h, s. 509); қызыл шұнaқ aяз/qızıl şunak ayaz (yakıcı ayaz, çınayaz) (Isqaqov vd., 2011h, s.

505); қызыл iңiр/qızıl iñir (karanlık çöküp suların karardığı vakit; alacakaranlık) (Isqaqov vd.,

2011h, s. 505)…

7. “Қызыл/qızıl” söz ustalığını, söz güzelliğini, konuşma maharetini anlatmak için de

kullanılır (Qaydar, 2013, s. 559): қызыл сөз/qızıl söz (ustaca söylenmiş boş ve lüzumsuz söz)

(Isqaqov vd., 2011h, s. 504), қызыл тiл/qızıl til (konuşma ustalığı, belagat, hitabet ustalığı)

(Isqaqov vd., 2011h, s. 505); қызыл сөзден бaл жaғу/qızıl sözden bal jağuw (abartmak,

mübalağa etmek) (Keñesbayev, 2007, s. 488)…

8. “Қызыл/qızıl” insan tabiatının ve davranışlarının bazı olumsuz yanlarını belirtir

(Qaydar, 2013, s. 560): қызыл aуыз/qızıl awız (çok konuşan geveze); қызыл езу/qızıl ezüw

(çok konuşan, geveze); қызылиек болу/qızıliyek boluw (dişleri dökülmek) (Keñesbayev, 2007,

s. 486); қызылкеңiрдек~қызылөңеш болу (çıngar çıkarmak, çekişmek); қызылкөз/qızılköz

(belalı, kavgacı, şirret) (Qaydar, 2013, s. 560); қызылөңеш/qızılöñeş (belalı, şirret, kavgacı)

(Isqaqov vd., 2011h, s. 509); қызылтұмсық болу/qızıltumsıq boluw (kavga etmek, çekişmek

(Qaydar, 2013, s. 560); қызылшеке болу/qızılşeke boluw (öldüresiye dövüşmek) (Keñesbayev,

2007, s. 488)…

Қызыл aлa (Qızıl ala): “Aklı kızıllı” demektir (Isqaqov vd., 2011h, s. 500).

Қызыл көк (Qızıl kök): “Kırçıl boz at donu”dur (Isqaqov vd., 2011h, s. 502).

Türkçedeki karşılığı “kızıl kula”dır (Eminoğlu, 2013, s. 1389; Küçük, 2009, s. 1841).

Қызыл күрең (Qızıl küreñ): “Keçisakalı renkli kızıl” demektir (Isqaqov vd., 2011h,

s. 503). Türkçe karşılığı “açık kestane alı” olmalıdır.

Қызыл қоңыр (Qızıl qoñır): “Kızıl ile konur/kahverengi karışık kestane rengi”

demektir (Isqaqov vd., 2011h, s. 503). Türkçe karşılığı “kızıl doru”dur (Eminoğlu, 2013, s.

1389; Küçük, 2009, s. 1832).

Page 39: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 187

Қызыл қошқыл (Qızıl qoşqıl): “Kestane rengine çalan koyu kızıl renk” demektir

(Isqaqov vd., 2011h, s. 503). Türkçe karşılığı “koyu kızıl” veya “kestane kızıl” olmalıdır

(Eminoğlu, 2013, s. 1390).

Қылaң (Qılañ): “Akçıl, bozcul, bozca” demektir (Keñesbayev vd., 1961, s. 102).

Türkçe karşılığı “bozca”dır.

Қырмызы (Qırmızı): Kelimeye sözlüklerde şu anlamlar verilmiştir: “1. Açık kızıl

renkli. 2. Çok güzel, alımlı. 3. Mutlu mesut, dertsiz kaygısız zaman dilimi. 4.Kaliteli kırmızı ipek

kumaş.” (Keñesbayev vd., 1961, s. 107; Isqaqov vd., 1983, s. 7; Isqaqov vd., 2011h, s. 603;

Musapirova vd., 2008, s. 584). Kelimenin Türkçe karşılığı “kırmızı, kızıl”dır. “Qırımızı” sözü

renk olarak Kazakçada sadece edebî metinlerde kullanılmaktadır.

Arapça asıllı olan “қырмызы/qırmızı <Ar. قرمزي” sözü Codex Cumanicus’ta “kırmızı”

(Grönbech, 1992, s. 103), Tarama Sözlüğü’nde “ḳırmızµ” biçiminde ye almaktadır (Dilçin,

2009, s. 150). “Qırmızı/kırmızı” sözü Kırgızcada “кырмызы/kırmızı” (Akmataliyev vd., 2011b,

s. 182); Karakalpakçada “қырмызы/qırmızı” (Kamalov vd., 1988, s. 217); Özbekçede

“қирмиз/qirmiz” veya “қирмиз(и)/qirmiz(i)” (Ma’rufov, 1981b, s. 581); Yeni Uygurcada

“ḳirmizi/қирмизи/قىرمىزى” (Necip, 1995, s. 237); Türkmencede “гырмызы/gyrmyzy”

(Baskakov vd., 1968, s. 234); Azericede “гырмызы/qırmızı” (Axundov, 1997, s. 261);

Tatarcada “кырмaзый/kırmazıy” (Abdullin vd., 1979, s. 227); Başkurtçada “ҡырмыҙы/qırmıźı”

(Agişev vd., 1993a, s. 736); Kumukçada “qırmızı” (Pekacar, 2011, s. 261); Gagavuzcada

“кырмызы/kırmızı” (Gaydarci vd., 1973, s. 310); Kırım Tatarcasında “къырмызы/qırmızı”

(Useyinov vd., 1992, s. 56) şeklinde yer almaktadır.

“Kırmız böceğinden çıkarılan parlak al boya, çiçek boyası” anlamındaki “kırmız” sözü

ses ve anlam değişiklikleriye Türkçeden Rusça (кaрмaзин/karmazin), Romence (cărmiz,

cârmîz cârmăz, cărámiziu), Bulgarca (kırmíz, kırmízen), Sıprça (kŕmêz, gŕimiz, hŕizma),

İtalyanca (cremesi, chermisi), Arnavutça (kërmëz, kërmës, kermez, këmré), Makedonca

(kirmiz) ve İngilizceye (carmine) geçmiştir (Karaağaç, 2008, s. 501). Kelime Farsça ise

qırmız” şekillerinde yer almaktadır (Şükûn, 1984c, s. 1461)/قرمز“ qırmızµ” ve/قرمزى“

Сaрғыл (Sarğıl): bk. Сaрғылт (Sarğılt).

Сaрғылт (Sarğılt): “Sarıya yakın soluk renk” demektir (Isqaqov vd., 1985, s. 175;

Isqaqov vd., 2011i, s. 684). Türkçe karşılığı “sarıca, sarımsı”dır.

Page 40: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

188* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Kelimenin Moğolca karşılığı “шaрaвтaр/şaravtar”dır (Bazılxan, 1977, s. 264). Сaрғылт

(sarğılt) Kırgızcada “сaргыч/sarğıç” (Akmataliyev vd., 2011b, s. 420); Karakalpakçada

“сaрғылт/sarğılt” ve “сaрғыш/sarğış” (Kamalov vd., 1992, s. 180); Özbekçede

“сaрғилт/sarg’ilt” ve “сaрғиш/sarg’ish” (Ma’rufov, 1981b, s. 26); Yeni Uygurcada

“sarπiş~sarπuş / сaрғиш~сaрғуш /سارغۇش ~ سارغىش ” (Necip, 1995, s. 342); Türkmencede

“сaргылт/sargylt” (Hamzayev, 1962, s. 584); Tatarcada “сaргылт/sargılt” (Abdullin vd., 1979,

s. 631); Başkurtçada “һaрғылт/harğılt” (Agişev vd., 1993b, s. 575) şeklinde mevcuttur.

Kelimeyi yapı bakımından şu şekilde izah etmek mümkündür: сaрғылт/sarğılt

*<sar+ğıl+t. Bazı araştırmacılar “sar” sözünün “sarı” ve “sa:rıπ” sözü ile ilişkili olduğunu

belirtmektedir (Dıbo vd., 2003, s. 213). Kazakçada “сaры/sarı” sözünün “сaр/sar” şeklinde

kısaltılması (Isqaqov vd., 2011i, s. 673) bu görüşü desteklemektedir. Diğer yandan “sarğılt”

hatta “sarı <sarıπ” sözünün “qız+ğıl+t”, “qız+ıl”, “jas+ıl <yaş+ıl” sözlerindeki gibi bir “*sar”

köküne dayandığı düşünülebilir.

Сaрғылт қоңыр (Sarğılt qoñır): bk. Сaрғыш қоңыр (Sarğış qoñır).

Сaрғылт қызыл (Sarğılt qızıl): bk. Қызғылт (Qızğılt).

Сaрғылт сұр (Sarğılt sur): “Soluk sarı karışık boz renk.” demektir (Isqaqov vd.

2011i: 685). Türkçeye “sarımsı boz”, “sarıca boz” diye aktarılabilir.

Сaрғыш (Sarğış): bk. Сaрғылт (Sarğılt). Kelimenin yapı bakımından izahı şöyledir:

сaрғыш/sarğış *<sar+gıç.

Сaрғыш жaсыл (Sarğış jasıl): “Көкшiл сұр/kökşil sur” da denen15 rengin Türkçe

karşılığı “hâkî”dir.

Сaрғыш күрең (Sarğış küreñ): “Soluk sarı tonlu al renk”tir (Isqaqov vd., 2011i, s.

685). Rengin Türkçedeki karşılığı “sarımsı al”dır.

Сaрғыш қоңыр (Sarğış qoñır): “Sarımsı kahvrengi renk”tir (Isqaqov vd., 2011i, s.

685). Türkçe karşılığı “sarımsı kahverengi”dir.

Сaрғыш қызыл (Sarğıs qızıl): bk. Қызғылт (Qızğılt).

15 http://sozdik.kz/ru/dictionary/translate/ru/kk/хаки/

Page 41: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 189

Сaршa (Sarşa): “Açık sarı, akçıl sarı” demektir (Isqaqov vd., 2011i, s. 704). Türkçe

karşılığı “açık sarı” veya “sarıca”dır. Kelimenin yapısı iki şekilde izah edilebilir: сaршa/sarşa

*<sar+şa <sar+ça; сaршa/sarşa *<sar+şa <sar+ça <sarı+ça <sar+ı-π+ça.

Сaры (Sarı): “Сaры/sarı” kelimesine sözlüklerde şu anlamlar verilmiştir: “1. Olgun

ekin veya portakal rengi gibi renk. 2. Mec. Uzun, kesintisiz, süreğen. 3. Ak ve sarı insanların

akça deri rengi. 4. Aklın, ferasetin bazen de kaygı ve derdin simgesi kabul edilen renk.”

(Isqaqov vd., 1985, s. 187; Isqaqov vd., 2011i s. 704). Kelimenin Türkçe karşılığı renk olarak

“sarı”dır. Kazakçada “sararmak” anlamında “сaрғaю/sarğayuw <sar+ı-π+ay-uw” kelimesi

kullanılır (Januzaqov, 2008, s. 710). “Сaры/sarı” sıfatının pekiştirmeli biçimi “сaп-сaры/sap-

sarı”dır (Sızdıqova vd., 2008, s. 707).

“Сaры/sarı” Eski Türkçede “sarıπ” biçiminde kullanılmıştır (Von Gabain, 1988, s. 292;

Caferoğlu, 2011, s. 197). Kelime Dîvânu Lugâti’t-Türk’te “sarıg ~ sārıg” (Kâşgarlı Mahmut,

2014, s. 805), Kutadgu Bilig’de “sarıπ” (Yusuf Has Hacib, 2006, s. 1223) şeklinde geçmektedir.

“Sarı” kelimesi Kıpçakçada ise “sarı ~ sarıπ” olarak kullanılmıştır (Toparlı vd., 2007, s. 227).

“Сaры/sarı” kelimesi bazı ses değişiklikleri ve anlam ayırtılarıyla birçok çağdaş Türk

dilinde mevcuttur (bk. Dıbo vd., 2003, s. 220). Sahacada “aрыы/arıı” ve “сыa/sıa” sözleri “yağ”

anlamında kullanılmaktadır (Vasiliev, 1995, s. 293; Dıbo vd., 2003, s. 221). Dolayısıyla “sarı”

sözü ise “aрaңaс/arañas” ve “сaһaрxaй/saharxay” sözleri ile karşılanmaktadır (Vasiliev, 1995, s.

230). Sözcüğün Çuvaşça karşılığı “сaрӑ/sarӑ”dır (Dmitriyev, 1951, s. 164). “Sarı” sözünün

köken izahı şu şekildedir: sarı <*sar+ı <sar+ı-π. Bazı araştırmacılar “sarı kamış” anlamındaki

“saz” sözünün “*sar” ile ilgili olduğu görüşündedir (bk. Dıbo vd., 2003, s. 221).

“Сaры/sarı” sözünün Moğolca ve Kalmıkçadaki karşılığı “шaр/şar”dır (Bazılxan, 1977,

s. 265; İlişkin, 1964, s. 160), Evenkicedeki karşılığı ise “сиңaрин/siñarin” (Boldırev, 1994, s.

109). “Sarı” kelimesi Macarcada “sárga” (sarı) (Tóth, 2007, s. 125) biçiminde yer almaktadır.

Rusçada “sarımsı boz” anlamına gelen “сaврaсый/savrasıy ~ соврaсый/sovrasıy” sözü de

Türkçe “sapsarı” sözünden alınmıştır (Fasmer, 1987, s. 542). Yine Rusçada “bir tür çaylak”

anlamında kullanılan “сарыга/sarıga ~ сарыч/sarıç” kelimeleri de Türkçe “sarıπ” (Fasmer,

1987, s. 564) sözünün ses ve anlam değişikliğine uğramış şekilleridir. Çincedeki “xîla” (sarı,

yumurta sarısı); Farsçadaki “saru-aslani” (sarı aslan gibi, yürekli), “sārca” (sarıca doğan, sarıca

hastalığı); Ermenicedeki “sarí” (sarı), “sarímtírak” (sarımtırak); Bulgarcadaki “saricá” (sarı,

Page 42: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

190* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

sarışın); Arnavutçadaki “sari” (madeni para); Makedoncadaki “şara” (boya), “sarisabor”

(sarısabır)” kelimeleri de Türkçe asıllıdır (Karaağaç, 2008, s. 731).

Umumi Türk kültüründe güneşin rengi olan (Heyet, 1996, s. 60) ve Şamanlık

geleneğinde dünyanın merkezi olan sarı (Nerimanoğlu, 2004, s. 210) Kazak kültüründe de

önemli bir yere sahiptir:

1. “Сaры/sarı” “engin, uçsuz bucaksız, geniş” anlamına gelmektedir (Qaydar, 2013, s.

562). Bu anlamda kelime “сaр/sar” biçiminde de kullanılır: сaры aңыз/sarı anız (sarı anız; geniş

anız); Сaрыaрқa/Sarıarqa (Sarıarka; Orta Kazakistan Bozkırı), сaры бел/sarı bel (Qaydar, 2013,

s. 562); сaры~сaр дaлa/sarı~sar dala (sarı bozkır; uçsuz bucaksız bozkır) (Isqaqov vd., 2011i, s.

709); сaры дүз/sarı düz (sarı düz), сaры жaзық/sarı jazıq (sarı ova; uçsuz bucaksız ova), сaры

құм/sarı qum (sarı kum; uçsuz bucaksız kum) (Qaydar, 2013, s. 562).

2. “Сaры/sarı” “süreklilik, müzminlik, uzunluk, tamlık, kâmillik” ifade eder (Qaydar,

2013, s. 562): сaры жaз/sarı jaz (yazın en sıcak vakti, yaz ortası) (Isqaqov vd., 2011i, s. 709);

сaры күз/sarı küz (sarı güz; hakiki güz) (Isqaqov vd., s. 2011i, s. 710); сaры~сaр жол/sarı~sar

jol (uzun yol) (Keñesbayev, 2007, s. 604); сaры тaң/sarı tañ (uzun yaz tanı) (Isqaqov vd., 2011i,

s. 711); сaрыжaмбaс болу/sarıjambas boluw (uzun müddet yatmak, yatağa bağlı kalmak)

(Keñesbayev, 2007, s. 605); сaры aяз/sarı ayaz (uzun süren ayaz, çın ayaz) (Keñesbayev, 2007,

s. 605); сaрғaя күту/sarğaya kütüw (uzun zaman beklemek; beklemekten sararıp solmak)

(Qaydar, 2013, s. 562)…

3. “Сaры/sarı” “kaygı, dert, perişanlık” belirtir. “Қызыл/qızıl” rengini anlatırken

değinildiği üzere yeni kocaya varan kız, babaevine kızıl/kırmızı iple işlenmiş başörtü gönderirse

mutlu olduğunu, sarı iple işlemiş başörtü gönderirse mutsuz olduğunu, ana babasını özlediğini

belirtmiş olurdu (Xasenov vd., 2012, s. 5). Yine сaрыуaйым/sarı wayım veya

сaрықaйғы/sarıqayğı (büyük kaygı, dert, sıkıntı) (Isqaqov vd., 2011k, s. 644); сaры жұрт/sarı

jurt (birliği bozuk, perişan il/oba) (Isqaqov vd., 2011i, s. 710) deyimlerindeki “sarı” sözü

“kaygı, dert, perişanlık” ifade etmektedir.

4. “Сaры/sarı” “yaşlı, tecrübeli, büyük, iri” anlamları verir: сaры aяқ/sarı ayaq (büyük

ayağ; büyük tabak); сaры aю/sarı ayuw (büyük ayı) (Isqaqov vd., 2011i, s. 708); сaры

қaмыс/sarı qamıs (sık kamışlık); сaры қaсық/sarı qasıq (büyük kaçık; kepçe); сaры мaя/sarı

maya (büyük maya; büyük dişi deve); сaры обa/sarı oba (eski ziyaret, eski türbe); сaры

Page 43: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 191

өзен/sarı özen (büyük/uzun ırmak)16 (Isqaqov vd., 2011i, s. 710); сaры сaлық/sarı salıq (büyük

vergi, ağır vergi); сaры су (büyük su); сaры тiс/тiстi/sarı tis/tisti (sarı dişli; görmüş geçirmiş,

yaşlı) (Isqaqov vd. 2011i: 711); сaрыжiлiк/sarıjilik veya сaрықaрын/sarıqarın (yaşlı kadın)

(Isqaqov vd., 2011i, s. 716); сaрыгiдiр/sarıgidir (yaşlı erkek) (Isqaqov vd., 2011i, s. 717)…

5. “Сaры/sarı” sözü “toyluk, yaşça küçüklük” anlamları belirdir (Qaydar, 2013, s. 562):

сaрыaуыз/sarıawız (körpe kuş yavrusu, civciv); сaрыaуыз бaлaпaн/sarıawız balapan (sabi,

küçük çocuk) (Isqaqov vd., 2011i, s. 712); сaрыезу/sarıezüw (yumurtadan yeni çıkmış yavru;

tecrübesiz, toy) (Isqaqov vd., 2011i, s. 715)...

6. “Сaры/sarı” “uzun süre saklanmış, olgunlaşmış” anlamında kullanılır:

сaрымaй/sarımay (tereyağı; saklanmış tereyağı); сaры сaбaн/sarı saban (sarı saman; saklanıp

iyice kurumuş saman); сaрытaбaн қaр/sarıtaban qar (uzun zaman erimeyen kar) (Qaydar, 2013,

s. 562)…

7. “Сaры/sarı” “alışmış, usta, kaşarlanmış” anlamlarına da gelir: сaрытaбaн/sarıtaban

(uzun yola dayanıklı); сaрытaқым/sarıtaqım veya сaрытоқым/sarıtoqım (at üstünde gezmeye

alışmış); сaрыaуыз/sarıawız (herkese sulantı olan erkek); сaрытоқым ұры (at üstünde gezen

usta hırsız) (Qaydar, 2013, s. 562; Isqaqov vd., 2011i, s. 726)…

Сaры aлa (Sarı ala): “Alacalı sarı renk” demektir (Isqaqov vd., 2011i, s. 706).

Türkçeye “alacalı sarı” olarak aktarılabilir.

Сaры күрең (Sarı küreñ): “Sarıya çalan küren/al renk” demektir (Isqaqov vd., 2011i,

s. 551). Türkçe karşılığı “sarımsı al” olmalıdır.

Сaры шегiр (Sarı şegir): “Teleklerine sarı karışmış kartal rengidir.” (Isqaqov vd.,

2011i, s. 707). “Шегiр/şegir” hem göz rengi hem de kuş rengi olarak “çakır” anlamında

kullanılmaktadır (Sızdıqova vd., 2008, s. 911). Burada kartal söz konusu olduğuna göre “сaры

шегiр/sarı şegir” Türkçeye “sarı çakır” veya “çakır sarı” olarak çevrilebilir.

Сaры шұбaр (Sarı şubar): “Çaparlı/benekli sarı renkli” demektir (Isqaqov vd.,

2011i, s. 707). Türkçeye “çapar sarı” olarak aktarılabilir.

16 Buradaki “sarı” sözünün “merkez, merkezî” anlamında kullanılmış olması da muhtemeldir. Türk dörtlü sisteminde

“kök/gök” doğuyu, “qızıl/kızıl” güneyi, “aq/ak” batıyı, “qara/kara” ise kuzeyi simgelemektedir. Bunlara ek olarak

“sarı” ise merkezin simgesidir. bk. Çelik, M. F. (2009). Türklerde dört yönün dört renkle adlandırılması I. Türk

amacı, 38-41. Ankara: TDK Yayınları.

Page 44: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

192* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Сусыл сaры (Suwsıl sarı): “Tüyü parlak, sarısı baskın açık al at donu”dur (Isqaqov

vd., 2011i, s. 707). Türkçe karşılığı renk olarak “açık/parlak sarı”dır, at donu olarak ise “açık al”

veya “akkanat al”dır (Eminoğlu, 2013, s. 1387).

Сұр (Sur): “Сұр/sur” sözlüklerde şu anlamlara gelmektedir: “1. Nesnenin, varlığın

bozca/bozumsu rengi. 2. mec. Keyifsiz, neşesiz, kasvetli.” (Isqaqov vd., 2011j, s. 375). Kazakça-

Rusça sözlüklerde “сұр/sur” kelimesine “1. серый. 2. перен. мрачный, смутный,

тревожный. 3. Бледный.” yani “1. Boz, kır. 2. Kasvetli, keyifsiz, mahzun. 2. Soluk, solgun.”

anlamları verilmiştir (Sızdıqova vd., 2008, s. 740; Maxmudov vd., 1988, s. 312). Aynı

sözlüklerde “боз/boz” sözüne ise şu karşılıklar verilmiştir: “1. севтло-серый; белый; сивый. 2.

светлый, белесый; светло-серый, сизый.” yani “Açık boz, bozca; ak, kır. 2. Açık, parlak,

beyazımsı; açık boz; mavimsi kır.” (Sızdıqova vd., 2008, s. 157; Maxmudov vd., 1988, s. 85).

Görüldüğü gibi “сұр/sur” ile “боз/boz” renklerinin ayırtısını tam olarak tespit etmek oldukça

zordur. Ancak “сұр/sur”un “karası belirgin bir boz/kır”, “боз/boz”un ise “göğü/mavisi belirgin

bir boz/kır” olduğunu söylemek mümkündür. Dolayısıyla “сұр/sur” renginin Türkçe karşılığı

bağlama göre “bozca, boz/kır”dır. Kelimenin at donu olarak karşılığı ise “gök kır” olmalıdır

(Küçük, 2009, s. 1836-1837).

Kazakçada “bozarmak, bozca bir renk almak, ‘sur’ rengine dönmek; rengi kaçmak”

anlamında “сұрлaну/surlanuw <sur+la-n-uw” fiili kullanılmaktadır (Keñesbayev vd., 1961, s.

286). “Сұр/sur” sıfatının pekiştirmeli hâli “сұп-сұр/sup-sur” (Isqaqov vd., 2011j: 374; Isqaqov

vd., 1985, s. 394); bu ifadenin Türkçe karşılığı ise bağlama göre “bomboz” veya “bembeyaz”dır.

“Сұр/sur” sözü Eski Türkçede bulunmadığı gibi Orta Türkçe dönemine ait Dîvânu

Lugâti’t-Türk ve Kutadgu Bilig gibi eserlerde de yoktur. Kelime birçok çağdaş Türk dilinde

anlam ayırtılarıyla mevcuttur (Dıbo vd., 2003, s. 360). “Сұр/sur” Kırgızcada “сур/sur” (kır, boz)

(Akmataliyev vd., 2011b, s. 459); Karakalpakçada “сур/sur” (boz, kahverengi; yeşil renkli

astragan) (Kamalov vd., 1992, s. 226); Özbekçede “сур/sur” (boz, kır) (Ma’rufov, 1981b, s.

85); Yeni Uygurcada “сур/sur” (boz, kır) (Kibirov vd., 1961, s. 167); Türkmencede “сур/sur”

(açık kahverengi renkli kaliteli astragan ve bunun rengi) (Baskakov vd., 1968, s. 594;

Hamzayev, 1962, s. 613); Azericede “сургуч/surquç <*sur+quç” (mektubu mühürlemek için

kullanılan kolayca eriyen ve çabucak katılaşan renkli sert katran veya mum) (Axundov, 2000, s.

72); Karaçay-Malkarcada “сур/sur” (açık kahverengi üstün kaliteli kuzu derisi) (Tavkul, 2000,

s. 356); Tatarcada “соры/sorı” (sarıdan koyuca renk) (Abdullin vd., 1979, s. 662); Başkurtçada

“һор~һоро/hor~horo” (kara ile akın karışımından oluşan boz renk, kül rengi; al) (Agişev vd.,

Page 45: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 193

1993b, s. 593, 594); Altaycada “сур/sur” (açık boz at donu) (Gürsoy-Naskali vd., 1999, s. 158);

Şorcada “сур/sur” kız böceği) (Kurpeşko Tannagaşeva vd., 1995, s. 97); Sahacada “сур/sur”

(boz, toprak rengi) (Speltsov, 1972, s. 344); Türkçenin Pötürge ağzında ise “sur” (kırmızı, al)

(TDK, 2009, s. 3700) biçimindedir.

“Сұр/sur” kelimesinin Moğolca karşılığı “сaaрaл/saaral” (Kruçkin, 2006, s. 777);

Kalmıkça karşılığı ise “saarl”dır (Muniyev, 1977, s. 434). Rusçadaki “серо-синий/sero-siniy”

(bozumsu mavi) sözünün G. Karaağaç’ın Dorfer’den alıntılayarak belirttiğinin (Karaağaç, 2008,

s. 772) aksine “сұр/sur” sözü ile bir köken ilişkisi yoktur. Farsça “kırmızı” anlamına gelen

“sûr/سور” ve “sûrµ/سورى” (Şükûn, 1984b, s. 1232, 1233) sözleri de “сұр/sur” sözü ise alakalı

olmalıdır. Yine Mançu-Tunguz dillerinde “akbalık” (Rus. сиг/sig) anlamında kullanılan

“сури/suriy, һури/huriy, шури/şuriy” sözlerinin de (Tsintsius, 1975, s. 129) Türk dillerindeki

“сұр/sur” sözüyle ilişkisi olması kuvvetle muhtemeldir.

G. Dörfer, Tatarcadaki “sorı”, Başkurtçadaki “horo” biçimlerini de göz önünde

bulundurarak “сұр/sur” kelimesinin “doru <toru <toruπ” sözüne örnekseme yoluyla ortaya

çıktığını belirtmiştir (Dıbo vd., 2003, s. 360). Bazı araştırmacılar ise kelimenin Eski

Moğolcadaki “buwrıl (demir kırı) <*buπurıl <*buπur+ıl” kelimesini örnek göstererek “sur”

kelimesinin de bir “*saπur” kelimesine dayandığı görüşünü benimsemişlerdir. Eski

Moğolcadaki “πu” ses birimi Yeni Moğolcada “u” ses birimine tekabül etmektedir: sur <*suπur

(Sevortyan vd., 1978, s. 228; Dıbo vd., 2003, s. 361).

Сұрғыл (Surğıl): bk. Сұрғылт (Surğılt).

Сұрғылт (Surğılt): “Boza çalan, bozca” demektir (Isqaqov vd., 1995, s. 397). Türkçe

karşılığı “bozca” veya “kül rengi”dir. Perşembe’nin Ekinciler köyünde kullanılan “küllemen

*<kül+le-men” sözü tam bu renge karşılık gelmektedir. Kelimenin yapısını şu şekilde izah

etmek mümkündür: сұрғылт/surğılt <sur+ğıl+t.

Сұрқaй (Surqay): bk. Сұрғылт (Surğılt).

Сұрқыл (Surqıl): bk. Сұрғылт (Surğılt).

Сұршa (Surşa): İki anlamı vardır: “1. Bozca, bozumsu. 2. mec. Soluk kahverengi.”

(Sızdıqova vd., 2008, s. 741). Kelimenin yapı izahı şöyledir: сұршa/surşa <sur+şa <sur+ça.

Page 46: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

194* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Сүлiк қaрa (Sülik qara): “İnce, toparlak kara donlu at.” demektir (Isqaqov vd., 1985,

s. 417). Sülük gibi ince, kıvrak ve toparlak aynı zamanda kara/yağız anlamına gelmektedir.

Fiziki görünüş ile renk birleşerek bir at cinsine ad olmuştur.

Сылыңғыр қaрa (Salıñğır qara): “İnce, parlak kara” demektir (Isqaqov vd., 2011ğ,

s. 303). İnsan için kullanılan bu ifade Türkçeye “kara kuru” olarak aktarılabilir.

Тобылғы күрең (Tobılğı küreñ): bk. Тобылғы торы (Tobılğı torı).

Тобылғы торы (Tobılğı torı): “Tavulga rengi gibi doru renk.” demektir. (Isqaqov

vd., 1986a, s. 153). At donu olarak Türkçe karşılığı “kızıl doru” olmalıdır (Eminoğlu, 2013, s.

1389).

Торы (Torı): “Çoklukla atta görülen kahverengimsi al renk”tir (Isqaqov vd., 2011k, s.

304). At donu olarak Türkçe karşılığı “doru”dur. “Doru renk almak, doruya dönmek” anlamında

Kazakçada “торылaну/torılanuw <torı+la-n-uw” fiili kullanılmaktadır (Isqaqov vd., 2011k, s.

305).

Eski Türkçede “toruπ ~ toruḳ ~ torıπ” (Von Gabain, 1988, s. 301; Caferoğlu, 2011, s.

247) şeklinde mevcut olan “torı” sözü Dîvânu Lugâti’t-Türk’te “torug ~ torıg” olarak

kaydedilmiştir (Kâgarlı Mahmut, 2014, s. 893). Kelime, Kıpçakçada “doru ~ †orı ~ †oru ~ toru”

(Toparlı vd., 2007, s. 64, 281) imlasıyla yer almıştır. “Torı” sözü Kırgızcada “тору/toru”

(Aqmataliyev, 2011b, s. 577); Karakalpakçada “торы/torı” (Kamalov vd., 1992, s. 348);

Özbekçede “тўриқ/to’riq” (Ma’rufov, 1991b, s. 253); Yeni Uygurcada “торуқ/toruq/تورۇق”

(Kibirov vd., 1691, s. 188); Türkmencede “дор/dor” (Baskakov vd., 1968, s. 279); Karaçaycada

“тору/toru), Malkarcada “тор/tor” (Süyünçulu, 1965, s. 120); Nogaycada “торы/torı”

(Baskakov, 1956, s. 131); Tatarcada “туры/turı” (Abdullin vd., 1981, s. 174); Başkurtçada

“туры/turı” (Agişev, 1993b, s. 416); Şorcada “тор/tor” (Kurpeşko-Tannagaşeva vd., 1993, s.

85); Hakasçada “торығ/torığ” (Subrakova, 2006, s. 653); Sahacada “турaҕaс/turağas”

(Pekarskiy, 1959, s. 2839-2840); Çuvaşçada “турӑ/turӑ” (Dmitriyev, 1951, s. 109) biçiminde

kullanılmaktadır.17

“Torı/toru/doru/tor/dor” sözü yerine Azericede “шaбaлыд/şabalıd” (Axundov, 2000, s.

317), Kırım Tatarcasında “къумрaл/qumral” (Useyinov vd., 1992, s. 29), Kumukçada

17 Ayrıca bk. Sevortyan vd., 1980, s. 268-269.

Page 47: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 195

“гюрен/güren” (Sayidov, 2008, s. 17), Altaycada “чaлдaр/çaldar” veya “кер/ker” Gürsoy-

Naskali vd., 1999, s. 69, 105) sözü kullanılmaktadır.

Kelimenin Moğolcadaki karşılığı “xээр/xéér” veya “xaлтaр/xaltar” (Bazılxan, 1977, s.

310; Kruçkin, 2006, s. 70); Kalmıkçadaki karşılığı “кер/ker”dir (İlişkin, 1964, s. 117);

Evenkicedeki karşılığı “aлa ~ aлaг/ala ~ alag” (Boldırev, 1994, s. 79); Udmurtçadaki karşılığı

“тöри/töri” (Butolin, 1942, s. 81); Macarcadaki karşılığı “öböl” (Tóth, 2007, s. 446) sözüdür.

“Doru/torı <torıπ” kelimesi Farsçaya “torug”; Bulgarcaya “doríya”; Sırpçaya “dórat, dorin,

doruša, dóratast”; Arnavutçaya “dori”; Makedoncaya “doriya”; Yunancaya “durin” şeklinde

geçmiştir (Karaağaç, 2008, s. 258).

“Torı >doru” kelimesinin bir “tor” köküne dayandığını söylemek yanlış olmaz. Bazı

Türk dillerinde kelimenin “tor/dor” şeklinde kullanılması da bu görüşü desteklemektedir: doru

<dorı <torı *<tor+ı-π (bk. Sevortyan vd., 1980, s. 268-269).

Шaбдaр (Şabdar): Kelimenin iki manası vardır: “1. Tüyleri akçıl sarı, yelesi ve

kuyruğu demir kırı olan kula veya al at. 2. Sapsarı, çiğ sarı adam.” (Isqaqov vd., 2011l, s. 183).

“Шaбдaр/şabdar” sözü Kırgızcada “чaбдaр/çabdar” (Akmataliyev vd., 2011b, s. 690); 18

Tatarcada “чaптaр/çaptar” (Abdullin vd., 1981, 409); Başkurtçada “сaптaр/saptar” (Agişev,

1993b, s. 172) biçiminde yer almaktadır. Kelimenin at donu olarak Türkçe karşılığı “akkanat al”

veya “inek tüylü” olmalıdır (Eminoğlu 2013, s. 1379, 1387). Kelime Moğolcada

“цaвьдaр/tsav’dar” olarak mevcuttur (Bazılxan, 1977, s. 343).

Шaғыр (Şağır): “Шaғыр/şağır” sözüne sözlüklerde iki anlam verilmiştir: “1. Akı ile

alası fazla (göz). 2. mec. Kötü huylu, huysuz. 3. mec. Huysuz, yabani, torlak.” (Isqaqov vd.,

2011l, s. 192; Isqaqov vd., 1986b, s. 85). Renk olarak kelimenin Türkçe karşılığı “çakır”dır.

Dîvânu Lugâti’t-Türk’te “çakır” imlasıyla “mavi, gök gözlü” anlamıyla kaydedilen

kelime (Kâşgarlı Mahmut, 2014, s. 612), Kıpçakçada da aynı imlayla ve aynı anlamda

kullanılmıştır (Toparlı vd., 2007, s. 45). Tarama Sözlüğü’nde ise “çaḳır” sözüne “bir gözü mavi,

bir gözü siyah olan” anlamı (Dilçin, 2009, s. 61); Codex Comanicus’ta ise “çağır” sözüne “şarap

anlamı verilmiştir (Grönbech, 1992, s. 47). Kelime renk adı olarak Altaycada “чaҥкыр/çañkır ~

чеҥкир/çeñkir ~ чиҥкир/çiñkir” imlalarıyla (Gürsoy-Naskali vd., 1999, s. 70, 71, 75);

Gagavuzcada ise “чaкыр/çakır” imlasıyla (Gaydarci vd., 1973, s. 525); Tatarcada “чaгыр/çağır”

18 S. Küçük’ün “çabdar/şabdar”ın Kırgızca karşılığı olarak verdiği “çaar” sözü (Küçük, 2009, s. 1844) “çabdar”ın

değil “çapar/şubar”ın karşılığıdır.

Page 48: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

196* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

imlasıyla (Abdullin vd., 1981, s. 399) mevcuttur. Diğer Türk dillerinde kelimenin “içecek,

şarap” anlamının öne çıktığı görülmektedir. Kırgızcada “boza katılmış rakı; kımız, yoğurt ve

süzme katılmış çorba; ayran” anlamında “чaгыр/çagır” sözü (Akmataliyev vd., 2011b, s. 692);

Özbekçede “şarap” anlamında “чaғир/chag’ir” (Ma’rufov, 1981b, s. 361); Türkmencede “şarap”

anlamında “чaкыр/çakyr” sözü (Hamzayev, 1962, s. 735); Azericede “şarap” anlamında

“чaxыр/çaxır” sözü (Axundov, 2000, s. 272); Kumukçada “şarap” anlamında “чaгъыр/çağır”

sözü (Pekacar, 2011, s. 96); Karaçay-Malkarcada “şarap” anlamında “чaгъыр/çağır” sözü

(Tavkul, 2000, s. 166); Nogaycada “şarap” anlamında “шaгыр/şagır” sözü (Baskakov, 1956, s.

78); Başkurtçada “rakı/içki katılmış boza” anlamında “сaғыр/sağır” sözü (Agişev, 1993b, s.

157) mevcuttur.

“Шaғыр/şağır” sözünün Moğolca karşılığı “xөx сaaрaл/xöx saaral” veya “xөx бор/xöx

bor” (Bazılxan, 1977, s. 344); Kalmıkçası ise “көк сaaрл/kök saarl”dır (Muniyev, 1977, s. 313).

“Şağır <çakır” kelimesi hem renk (çakır) hem de içki (şarap) anlamıyla değişik imlalarla Farsça,

Rusça, Ermenice, Macarca, Romence, Çekçe, Bulgarca, Sırpça, Arnavutça, Makedonca ve

Yunancada da kullanılmaktadır (bk. Karaağaç, 2008, s. 167).

S. Nişanyan “çakır” kelimesini “çak-” fiiline dayandırmaktadır: şağır <çak-ır (Nişanyan

2012, s. 102).

Шaңқaй (Şañqay): bk. Шaңқaн (Şañqan).

Шaңқaн (Şañqan): Daha çok at donu olarak kullanılan kelime “ak süt gibi, apak,

bembeyaz” anlamına gelmektedir (Isqaqov vd., 1986b, s. 135). Kelime Kırgızcada “чaңқaн

çañqan” (Akmataliyev vd., 2011b, s.706); Yeni Uygurcada “чaңқaй/çañqay/چاڭقاي” (çalı

horozu) (Kibirov vd., 1961, s. 214); Karakalpakçada “шaңқaй/şañqay” (Kamalov vd., 1992, s.

506) biçiminde mevcuttur. “Шaңқaй/şañqay”ın at donu olarak Türkçe karşılığı “ak kır” veya

“sütkırı” olmalıdır (Eminoğlu, 2013, s. 1379; Küçük, 2009, s. 1834).

Шегiр (Şegir): Sözlükte “шaғыр/şağır” sözü izah edilirken “шегiр/şegir” sözüne de

gönderme yapılmıştır: “Ağı men alası köp, şegir (köz).” (Isqaqov vd., 2011l, s. 192).

“Шегiр/şegir” kelimesinin izahı şöyle yapılmıştır: “Sarğılt, sarğış tüsti / Sarıca, sarımsı

renkli.” (Isqaqov vd., 2011l, s. 319; Isqaqov vd., 1986b, s. 189). Görüldüğü gibi “шaғыр/şağır”

sözü “шегiр/şegir” sözü anlamca örtüşmemektedir. Qazaqşa-Orısşa Sözdik’te de “шaғыр/şağır”

sözünün karşılığı “светло-серый” (açık boz) (Sızdıqova vd., 2008, s. 898), “шегiр/şegir”

sözünün karşılığı olarak da “серый” (boz) şeklinde verilmiştir. Qazaqşa-Ağılşınşa Ağılşınşa-

Page 49: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 197

Qazaqşa Sözdik’te ise her iki söze de “grey” karşılığı verilmiştir (Çabdenova, 2013, s. 256,

261).

Her iki kelime de göz rengini ifade etmek için kullanılmaktadır. Dolayısıyla

“шaғыр/şağır” sözünün Türkçe karşılığı yukarıda da belirtildiği gibi “çakır”, “шегiр/şegir”

sözünün Türkçe karşılığı ise “ela” olmalıdır.

Kelime Kırgızcada “чекир/çekir” (Akmataliyev vd., 2011b, s. 720); Yeni Uygurcada

“чекир/çekir/چېكىر” (Kibirov vd., 1961, s. 216) biçiminde yer almaktadır.

“Şegir <çekir” kelimesinin biçimce “şağır <çakır” kelimesinin bir değişkesi olması

kuvvetle muhtemeldir.

Шикiл (Şiykil): bk. Шикiл сaры (Şiykil sarı).

Шикiл сaры (Şiykil sarı): “Oldukça sarı, sapsarı, çiğ sarı” demektir (Isqaqov vd.,

1985, s. 192; Isqaqov vd., 2011l, s. 363). Шикiл/şiykil sözünün izahı şöyledir: шикiл/şiykil

<şiy+kil. “Шикiл сaры/şiykil sarı” rengin Türkçe karşılığı “çiğ sarı”dır.

Шұбaр (Şubar): Kelimeye sözlükte iki anlam verilmiştir: “1. Evcil veya vahşi

hayvanların benekli, alacalı rengi. 2. Çiçek hastalığından kalan iz, çiçek bozuğu. 3. Bulutlu,

kapalı.” (Isqaqov vd., 2011l, s. 441). Kelimenin renk olarak karşılığı Türkçe karşılığı “çapar”dır

(Akalın vd., 2011, s. 494; Eminoğlu, 2013, s. 1383); fiziki bozukluk olarak karşılığı ise “çapar”

ve “akşın”dır (Akalın vd., 2011, s. 494). “Шұбaр/şubar” kelimesinin Moğolca karşılığı

“цооxор/tsooxor”dur (Bazılxan, 1977, s. 357).

Шым жaсыл (Şım jasıl): “Yemyeşil” demektir. (Isqaqov vd., 2011l, s. 553).

Шымқaй қaрa (Şımqay qara): “Шым/şım ~ шымқaй/şımqay” “sert, berk, saf, koyu”

alamlarına gelmektedir (Isqaqov vd., 2011l, s. 553, 555). Dolayısıyla “шымқaй қaрa/şımqay

qara” “Kapkara, çok para” demektir (Isqaqov vd., 2011ğ, s. 303). Türkçe karşılığı “kapkara”

vaya “simsiyah”tır.

Шым қaрa (Şım qara): bk. Шымқaй қaрa (Şımqay qara).

Шымқaй қызыл (Şımqay qızıl): “Kıpkızıl, kıpkırmızı” demektir (Isqaqov vd., 2011l,

s. 533).

Шым қызыл (Şım qızıl): bk. Шымқaй қызыл (Şımqay qızıl).

Page 50: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

198* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Sonuç

1. Kazakçada “renk” anlamında kullanılan esas söz “түс/tüs” sözüdür. “Түс/tüs” sözü

bu anlamıyla ilk Kutadgu Bilig’de kullanılmıştır. Kelimenin gerçek anlamının “kuş tüyü”

olması, “renk” anlamının bu anlamından hareketle ortaya çıkmış bulunması kuvvetle

muhtemeldir. “Түс/tüs” sözü Oğuz Öbeği’nde “renk” anlamıyla çok yaygın değildir. Kelime

Ölçünlü Türkiye Türkçesinde bazı ağızlarda ve Tarihî Türkiye Türkçesinde ise kimi deyimlerde

kalmıştır. Diğer yandan kelimenin Özbekçe, Uygurca ve Kırım Tatarcasında “renk” sözüyle

birlikte ikinci derecede; Kırgızca, Karakalpakça, Nogayca, Tatarca ve Başkurtçada “renk”

sözüyle birlikte birinci derecede kullanıldığı görülmektedir.

2. Kazakçada “түс/tüs” sözüyle birlikte ikinci, üçünce, dördüncü derecede bağlama göre

“өң/öñ”, “бояу/boyaw”, “түр/tür”, “рең/reñ”veya “реңк/renk” sözlerinin de “renk” anlamında

kullanıldığı görülmektedir. Sibirya Türk Dilleri, Eski Türkçeden beri mevcut olan “өң/öñ”

sözünü doğrudan “renk” anlamında kullanmaktadır. Karaçay-Malkarcada ise “boyaw” sözünü

“bet” sözüyle birlikte “renk” anlamında kullanılmaktadır. Uygurca, Özbekçe, Türkmence,

Azerice, Türkçe, Gagavuzca ve Kırım Tatarcası birinci derecede Farsçadan geçen “renk”

kelimesini kullanmayı tercih etmektedir.

3. Kazakçada açık renkleri belirtmek üzere Türkçede olduğu gibi “aшық/aşıq”, koyu

renkleri belirtmek üzere de yine Türkçedeki gibi “қою/qoyuw” sözü kullanılmaktadır. “Aл/al”

sözü de çoğu zaman “açık” anlamı ifade etmektedir.

4. Kazakçada karışık rengi ifade etmek için yine Türkçedeki gibi “aлa/ala” (ala)

sözünün yanında “aлa-құлa/ala-qula” (alaca bulaca) ikilemesi de kullanılır.

5. Renklerin pekiştirmeli şekli Türkçedeki gibi yapılır: қaп-қaрa/qapqara, сaп-

сaры/sapsarı, aп-aқ/ap-aq… Ancak pekiştirme yapan biçim birimin Türkçedeki gibi “m”li ve

“s”li şekilleri yoktur. Pekiştirmenin nadiren de olsa “шым ~ шымқaй /şım ~ şımqay” sözüyle

yapıldığı da görülür: шым қaрa/şım qara (çok kara, kapkara), шымқaй қызыл/şımqay qızıl (çok

kırmızı, kıpkırmızı)…

6. “Күлгiн/külgin” sözü ise esas olarak “soluk, solgun, uçuk” anlamında kullanılır:

күлгiн боз/külgin boz (soluk boz), күлгiн көк/külgin kök (soluk mavi)… Rengin solukluğunu

ifade etmek için “солғын/solğın” (soluk) sözü de kullanılır. Parlaklığı belirtmek içinse

“жылтыр/jıltır” (parlak) sözü kullanılır.

Page 51: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 199

7. Kazakçadaki renk kavramı ile renk adları bilhassa Ural-Altay dilleri ile önemli

koşutluklar göstermektedir. Mesela Kazakçada ve birçok Türk dilinde “renk” anlamına gelen

“түс/tüs” sözü Moğolcada “зүс/züs”, Mordovcada “тюс/tüs”, Udmurtçada “тус/tus”;

Kazakçada ve birçok Türk dilinde “gök/mavi” anlamına gelen “көк/kök” sözü Kalmıkçada

“көк/kök”, Macarcada ise “kék” şeklinde mevcuttur.

8. Kazakça renk adlarının tamanına yakınının Eski Türkçeden tevarüs edildiği veya

Türkçe kelimelerden türetildiği görülmektedir. Elbette Kazakçada “кер/ker, қырмызы/qırmızı,

күлгiн/külgin” az sayıda alıntı renk adı da mevcuttur.

9. “Mor, turuncu, pembe” gibi renklerin Kazakça karşılıkları sözlüklerde açık değildir.

Mesela bazı sözlüklerde “mor” renginin Kazakça karşılığı “қaрa қошқыл/qara qoşqıl”

bazılarına ise “күлгiн/külgin” olarak verilmiştir.

10. Kazakçadaki bazı renk tonlarınının Türkçede tam karşılığını bulmak çok zordur.

Mesela “көкше/kökşe, көкшiл/kökşil, көкшiлдеу/kökşildew, көкжiлтiм/kökjiltim” tonlarının

tam ayrımını tespit etmek oldukça güçtür.

11. Kazak kültür ve medeniyetinde “aқ/aq, көк/kök, қaрa/qara, қызыл/qızıl, сaры/sarı”

renklerini önemli bir yere sahiptir. Kazaklar bu renklere bazen birinie zıt da olsa dinî, içtimai,

medeni anlamlar yüklemişlerdir. Buna mukabil temel renklerden olmasına rağmen

“жaсыл/jasıl” renginin rolünü çoklukla “көк/kök” rengi üstlenmiştir.

12. “Құлa/qula, торы/torı, жирен/jiyren, қылaң/qılañ, шaңқaн/şañqan” gibi renkler

daha çok at donu olarak öne çıkarken "көк/kök, қaрa/qara, aқ/aq, боз/boz, қызыл/qızıl,

сaры/sarı" gibi renkler at donu olarak da kullanılmıştır.

13. “Шaғыр/şağır, шегiр/şegir” kelimeleri Türkçedeki “çakır” gibi daha ziyade göz

rengi olarak kullanılmıştır.

14. Kazakçada renklerin küçük tonlarını ve ayırtılarını ifade eden kelimeler Türkçedeki

kadar fazla değildir.

Kaynaklar

Abdullin, İ. A. vd. (1977). Tatar teleneñ añlatmalı süzlege I. Kazan: Tatarstan Kitap Näşriyatı.

Abdullin, İ. A. vd. (1979). Tatar teleneñ añlatmalı süzlege II. Kazan: Tatarstan Kitap Näşriyatı.

Page 52: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

200* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Abdullin, İ. A. vd. (1981). Tatar teleneñ añlatmalı süzlege III. Kazan: Tatarstan Kitap Näşriyatı.

Äbilğaziyev, B. (Red.) (2010). Qazaq ädebiyeti: éntsiklopediyalıq anıqtamalıq. Almatı:

“Arwana” Baspası.

Acaroğlu, E. vd. (2003). Tuva Türkçesi sözlüğü. Ankara: TDK Yayınları.

Agişev, İ. M. vd. (1993a). Başqort teleneñ hüz̃lege I. Mäskäw: İzdatel’stvo Russkiy Yazık.

Agişev, İ. M. vd. (1993b), başqort teleneñ hüz̃lege II. Mäskäw: İzdatel’stvo Russkiy Yazık.

Akalın, Ş. H. vd. (2011). Türkçe sözlük. Ankara: TDK Yayınları.

Akmataliyev, A. vd. (2011a). Kırgız tilinin sözdügü I. Bişkek: Avrasya Press.

Akmataliyev, A. vd. (2011b). Kırgız tilinin sözdügü II. Bişkek: Avrasya Press.

Änes, Ğ. vd. (Red.) (2007). Dialektologiyalıq sözdik. Almatı: “Arıs” Baspası.

Aqbayev, N. (1998). Ata saltıñdı ayala. Almatı: “Ana Tili” Baspası.

Aqberdiyeva, B. (2009). Kognitivti lingvistika. Almatı: “Arıs” Baspası.

Arğınbayev, X. vd. (2005). Qazaqtıñ mal şarwaşılığına baylanıstı nanım-senimderi. Qazaq

xalqınıñ dästürleri men ädet-ğurıptarı I, 73-93. Almatı: “Arıs” Baspası.

Axmetova, S. G. (1974). Ağılşın-Qazaq sözdigi. Almatı: “Mektep” Baspası.

Axundov, A. (1997). Azәrbaycan tilinin izahlı lüğәti I. Bakı: “Çıraq”.

Axundov, A. (1999). Azәrbaycan tilinin izahlı lüğәti II. Bakı: “Çıraq”.

Axundov, A. (2000). Azәrbaycan tilinin izahlı lüğәti III. Bakı: “Çıraq”.

Baskakov, N. A. (1956). Rusşa-Nogayşa slovar’. Moskva: Tıs Eller Em Natsional’nıy

Slovar’lerniñ Gosudarstvennıy İzdatel’stvosı.

Baskakov, N. A. vd. (1968). Türkmençe-Rusça sözlük. Moskva: “Sovetskaya Éntsiklopediya”

Neşriyatı.

Bayram, B. (2007). Çuvaş Türkçesi-Türkiye Türkçesi sözlük. Konya: Tablet Yayınları.

Bazılxan, B. (1977). Qazaqşa-Moñğolşa sözdik. Ulanbatır: Moñğol Xalıq Respublikası Ğılım

Akademiyasınıñ Til Men Ädebiyet İnstitutı.

Boldırev, B. V. (1994). Russko-Évenkiyskiy slovar’. Novosibirsk: VO “NAUKA”.

Page 53: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 201

Butolin, A. (1942). Russko-Udmurdskiy slovar’. İjevsk: “UDGİZ”.

Caferoğlu, A. (2011). Eski Uygur Türkçesi sözlüğü. Ankara: TDK Yayınları.

Çabdenova, S. D. (2013). Qazaqşa-Ağılşınşa Ağılşınşa-Qazaqşa sözdik. Almatı: “Arwana”

Baspası.

Çelik, M. F. (2009). Türklerde dört yönün dört renkle adlandırılması I. Türk amacı, 38-41.

Ankara: TDK Yayınları.

Çelik, M. F. (2009). Türklerde dört yönün dört renkle adlandırılması II. Türk amacı, 81-84.

Ankara: TDK Yayınları.

Devellioğlu, F. (1997). Osmanlıca-Türkçe ansiklopedik lûgat. Ankara: Aydın Kitabevi

Yayınları.

Dıbo, A. V. vd. (2003). Étimologiçeskiy slovar’ Tyurkskix yazıkov. Moskva: İzdatel’stvo

“Vostoçnaya Literatura RAN”.

Dilçin, C. (2009). Yeni tarama sözlüğü. Ankara: TDK Yayınları.

Dmitriyev, N. K. (1951). Russko-Çuvaşskiy slovar’. Moskva: Gosudarstvennoe İzdatel’stvo

İnostrannix i Natsionalnix Slovarey.

El-»vārizmµ (2014). Mukaddimetü’l-Edeb (Haz. Nuri Yüce). Ankara: TDK Yayınları.

Eminoğlu, H. (2013). Tarihî lehçelerden günümüze at donları ve nişane adları. Turkish Studies,

8/9, 1371-1412.

Eraslan, K. (2012). Eski Uygur Türkçesi grameri. Ankara: TDK Yayınları.

Eröz, M. (1991). Yörükler. İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları.

Etik, A. (1968). Farsça-Türkçe lügat. İstanbul: Salâh Bilgi Kitabevi Yayınları.

Fasmer, M. (1986). Étimologiçeskiy slovar’ Russkogo yazıka II. Moskva: İzdatel’stvo

“Progress”

Fasmer, M. (1987), Étimologiçeskiy slovar’ Russkogo yazıka IIIi Moskva: İzdatel’stvo

“Progress”

Garkavets, A. (2010). Kıpçakskoye pis’mennoye naslediye, tom III Kıpçakskiy slovar’. Almatı:

Baur-Kasean Baspası.

Page 54: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

202* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Gaydarci, G. A. vd. (1973). Gagauzça-Rusça-Moldovanca Laflık. Moskva: “Sovetskaya

Éntsiklopediya” İzdatel’stvosu.

Genç, R. (1996). Türk Kültüründe Renkler. Nevruz ve Renkler (Haz. Sadık Tural vd.), 41-48.

Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını.

Grönbech, K. (1992). Kuman lehçesi Sözlüğü Codex Cumanicus’un Türkçe sözlük dizini (Çev.

Kemal Aytaç). Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.

Gülensoy, T. (2007a). Türkiye Türkçesindeki Türkçe sözcüklerin köken bilgisi sözlüğü 1.

Ankara: TDK Yayınları.

Gülensoy, T. (2007b). Türkiye Türkçesindeki Türkçe sözcüklerin köken bilgisi dözlüğü 2.

Ankara: TDK Yayınları.

Gürsoy-Naskali, E. vd. (1999). Altayca-Türkçe sözlük. Ankara: TDK Yayınları.

Hamzayev, M. Y. (1962). Türkmen Diliniñ sözlügi. Aşgabat: Türkmen SSR Ilımlar

Akademiyası Neşriyatı.

Heyet, C. (1996). Türklerin tarihinde renklerin yeri. Nevruz ve renkler (Haz. Sadık Tural vd.),

55-61. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını.

Isqaqov, A. I. vd (1985). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi VIII. Almatı: Qazaq SSR-niñ “Ğılım”

Baspası.

Isqaqov, A. I. vd. (2011c). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 3. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (1974). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi I. Almatı: Qazaq SSR-niñ “Ğılım”

Baspası.

Isqaqov, A. I. vd. (1976). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi II. Almatı: Qazaq SSR-niñ “Ğılım”

Baspası.

Isqaqov, A. I. vd. (1978). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi III. Almatı: Qazaq SSR-niñ “Ğılım”

Baspası.

Isqaqov, A. I. vd. (1979). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi IV. Almatı: Qazaq SSR-niñ “Ğılım”

Baspası.

Page 55: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 203

Isqaqov, A. I. vd. (1980). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi V. Almatı: Qazaq SSR-niñ “Ğılım”

Baspası.

Isqaqov, A. I. vd. (1982). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi VI. Almatı: Qazaq SSR-niñ “Ğılım”

Baspası.

Isqaqov, A. I. vd. (1983). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi VII. Almatı: Qazaq SSR-niñ “Ğılım”

Baspası.

Isqaqov, A. I. vd. (1986a). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi IX. Almatı: Qazaq SSR-niñ “Ğılım”

Baspası.

Isqaqov, A. I. vd. (1986b). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi X. Almatı: Qazaq SSR-niñ “Ğılım”

Baspası.

Isqaqov, A. I. vd. (2011a). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 1. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011b). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 2. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011ç). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 4. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011d). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 5. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011e). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 6. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011f). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 7. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011g). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 8. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011ğ). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 9. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011h). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 10. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Page 56: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

204* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Isqaqov, A. I. vd. (2011ı). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 11. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011i). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 12. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011j). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 13. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011k). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 14. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Isqaqov, A. I. vd. (2011l). Qazaq ädebiy tiliniñ sözdigi 15. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

İlişkin, İ. K. (1964). Russko-Kalmıtskıy slovar’. Moskva: İzdatel’stvo “Sovetskaya

Éntsiklopediya”

Januzaqov, T. (2008). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi. Almatı: “Dayk-Press” Baspası.

Kadaşeva, K. (1996). Kazak medeniyetindeki semboller. Nevruz ve renkler, 95-97. Ankara:

Atatürk Kültür Merkezi Yayını.

Kamalov, S. K. vd. (1988). Qaraqalpaq tiliniñ tüsindirme sözligi III. Nökis: Qaraqalpaqstan

Baspası.

Kamalov, S. K. vd. (1992). Qaraqalpaq tiliniñ tüsindirme sözligi IV. Nökis: Qaraqalpaqstan

Baspası.

Karaağaç, G. (2008). Türkçe verintiler sözlüğü. Ankara: TDK Yayınları.

Käribayev, B. (1998). Aq Orda. Qazaqstan: ulttıq éntsiklopediya 1, 199. Almatı: Qazaq

Éntsiklopediyasınıñ Bas Redatsiyası.

Kâşgarlı Mahmut (2013). Divanü lûgat-it Türk (Dizin) (çev. Besim Atalay). Ankara: TDK

Yayınları.

Kâşgarlı Mahmut (2014). Dîvânu lugâti’t-Türk (haz. Ahmet B. Ercilasun, Ziya Akkoyunlu).

Ankara: TDK Yayınları.

Keñesbayev, İ. (2007). Frazeologiyalıq sözdik. Almatı: “Arıs” Baspası.

Page 57: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 205

Keñesbayev, İ. vd. (1959). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi I. Almatı: Qazaq SSR Ğılım

Akademiyasınıñ Baspası.

Keñesbayev, İ. vd. (1961). Qazaq tiliniñ tüsindirme sözdigi II. Almatı: Qazaq SSR Ğılım

Akademiyasınıñ Baspası.

Kırımhan, N. (2001). Türk kültüründe yedi rengin anlamı. Türk dünyasında nevruz dördüncü

uluslararası bilgi şöleni bildirileri, 107-111. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi

Başkanlığı Yayınları.

Kibirov, Ş. vd. (1961). Uyğurçä-Rusçä luğät. Almuta: Qazaqstan Pänlär Akademiyasiniñ

Näşriyati.

Köktekin, K. (2007). Yusuf Emirî divanı. Erzurum: Fenomen Yayınları.

Kruçkin, Y. (2006). Bol’shoy sovremennıy Russko-Mongol’skiy Mongol’sko-Russkiy Solvar’.

Moskova: “Vostok-Zapad”

Kurpeşko Tannagaşeva, N. N. vd. (1995). Şor Sözlüğü. Adana: Türkoloji Araştırmaları.

Kurpeşko-Tannagaşeva, N. N. vd. (1993). Şor-Qazaq Pazok Qazaq-Şor ürgedig söstük.

Kemerovo: “Kemerovskoe Knijnoe İzdatel’stvo”

Küçük, S. (2009). Türk kültüründe donlarına döre atlara berilen adlar ve nişanları. Turkish

Studies, 4/8, 1830-1855.

Levitskaya, L. S. vd. (1989). Étimologiçeskiy slovar’ Tyurkskix yazıkov. Moskva: İzdatel’stvo

“Nauka”.

Levitskaya, L. S. vd. (1997). Étimologiçeskiy slovar’ Tyurkskix yazıkov. Moskva: “Yazıki

Russkoy Kul’turı”.

Levitskaya, L. S. vd. (2000). Étimologiçeskiy slovar’ Tyurkskix yazıkov. Moskva: “İndirk”.

Ma’rufov, Z. M. vd. (1981a). O’zbek tilining izohli lug’ati I. Moskva: Rus Tili Nashriyoti.

Ma’rufov, Z. M. vd. (1981b). O’zbek tilining izohli lug’ati II. Moskva: Rus Tili Nashriyoti.

Mandjikova, B. B. (2002). Tolkovıy slovar’ Kalmıtskogo yazıka. Élista: APP “Djangar”.

Maxmudov, X. vd. (1988). Qazaqşa-Orısşa sözdik. Almatı: Qazaq Sovet Éntsiklopediyasınıñ

Bas Resaktsiyası.

Page 58: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

206* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Muniyev, B. D. (1977). Kalmıtsko-Russkiy slovar’. Moskva: İzdatel’stvo “Russkiy Yazık.”

Musapirova, M. vd. (2007a). Russko-Kazaxskiy slovar’ I. Almatı: “Arıs” Baspası.

Musapirova, M. vd. (2007b). Russko-Kazaxskiy slovar’ II. Almatı: “Arıs” Baspası.

Nadelyayev V. M. vd. (1969). Drevnetyurkskiy slovar’. Leningrad: İzdatel’stvo Nauka

Leningradskoe Otdeleniye.

Necip, E. N. (1995). Yeni Uygur Türkçesi sözlüğü (çev. İklil Kurban). Ankara: TDK Yayınları.

Nerimanoğlu, K. V. (2004). Politik süreçlerde nevruz. Nevruz ansiklopedisi, 205-210. Ankara:

Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları.

Nevāyµ (1996). Fevāyidü’l-kiber (haz. Önal Kaya). Ankara: TDK Yayınları.

Nişanyan, S. (2012). Sözlerin soyağacı çağdaş Türkçenin etimolojik sözlüğü. İstanbul: Everest

Yayınları.

Nurmemmet, A. (1996). Türkmenlerde renk dünyası ve nevruz. Nevruz ve renkler, 75-83.

Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını.

Ojegov S. İ. vd. (2003). Tolkovıy slovar’ Russkogo yazıka. Moskva: İnstitut Russkogo Yazıka

İmeni V. V. Vinogradova.

Pekacar, Ç. (2011). Kumuk Türkçesi sözlüğü. Ankara: TDK Yayınları.

Pekarskiy, É. K. (1959). Slovar’ Yakutskogo yazıka tom III. Leningrad: Akademiya Nauk SSSR.

Qaybarulı, A. (2001). Köne ädebiyet kögindegi kök böri. Qazaq ädebiyetiniñ qısqaşa tarıyxı 1-

kitap, 31-41. Almatı: “Qazaq Universiteti” Baspası.

Qaydar, Ä. (2004). Xalıq danalığı. Almatı: “Toğanay T” Baspası.

Qaydar, Ä. (2013). Qazaqtar ana tili äleminde: étnolingvistikalık sözdik 3-tom: tabıyğat.

Almatı: “Sardar” Baspası.

Qondıbay, S. (2002). Kök böri. Qazaqstan: ulttıq éntsiklopediya 4, 682. Almatı: Qazaq

Éntsiklopediyasınıñ Bas Redaktsiyası.

Rabgūzµ (1997). Ḳıṣaṣü’l-enbiyā I giriş-metin-tıpkıbasım (haz. Aysu Ata). Ankara: TDK

Yayınları.

Page 59: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

Kazakçada Renk Kavramı ve Renkler TAED 54* 207

Sadıqova, R. (2012). Tür-tüs kontseptisinde Qazaq xalqınıñ mädeniyetiniñ körinisi. Vestnik

KazNPU im. Abaya, 3 (41), 38-41.

Sarıbayev, Ş. (Red.) 2005. Qazaq tiliniñ aymaqtıq sözdigi. Almatı: “Arıs” Baspası.

Sawranbayev, N. T. vd. (2005). Russko-Kazaxskiy slovar’. Almatı: A. Baytursınulı Atındağı Til

Bilimi İnstitutı.

Sayidov, A. M. (2008). Giççirek Qumukça-Orusça temalar sözlük. Mağaçqala: İzograf İPKPK.

Sevortyan, E. V. vd. (1974). Étimologiçeskiy slovar’ Tyurkskix yazıkov. Moskva: İzdatel’stvo

“Nauka”.

Sevortyan, E. V. vd. (1978). Étimologiçeskiy slovar’ Tyurkskix yazıkov. Moskva: İzdatel’stvo

“Nauka”.

Sevortyan, E. V. vd. (1980), Étimologiçeskiy slovar’ Tyurkskix yazıkov. Moskva: İzdatel’stvo

“Nauka”.

Sızdıqova, R. Ğ. vd. (2008). Qazaqşa-Orısşa sözdik. Almatı: İzdatel’stvo Dayk-Press.

Speltsov, P. A. (1972). Yakutsko-Russkiy slovar’. Moskva: İzdatel’stvo “Sovetskaya

Éntsiklopediya”.

Subrakova, O. V. (2006). Xakassko-Russkiy slovar’. Novosibirsk: İzdatel’stvo “Nauka”.

Süleymen, M. (2009). Köterilis qaharmandarınıñ tuwı qayda?! Tarıyxıy qujattar ol tuwralı ne

deydi? Astana Aynası Gazeti, 13.11.2009. http://www.info-

tses.kz/red/article.php?article=64442 (02.01.2015).

Süxbaatar, O. (1997). Mongol xélniy xar’ ügiyn tol’. Ulaanbaatar: Mongol Ulsın Şinjléx Uxaanı

Akademi Xél Zoxiolın Xüréélén.

Süyünçulu, X. vd. (1965). Orus-Qaraçay-Malqar sözlük. Moskva: “Sovetskaya Éntsiklopediya”

İzdatel’stvo.

Şemseddin Sami (1317). Kâmûs-ı Türkî. Dersaadet: İkdam Matabaası.

Şşankina, A. İ. vd. (2011). Russko-Mokşansko-Erzyanskiy slovar’. Saransk: Povoljskiy Tsentr

Kul’tur Finno-Ugorskix Narodov.

Şükûn, Z. (1984a). Farsça-Türkçe lûgat gencinei güftar ferhengi ziya 1. İstanbul: MEB

Basımevi.

Page 60: KAZAKÇADA RENK KAVRAMI VE RENKLER Aur ÖZDEMİRŸur ÖZDEMİR.pdf · Renk adlarının yeri geldikçe Ural-Altay dillerindeki biçimlerine değinilmiştir. Ayrıca akraba olan ve

208* TAED 54 Aşur ÖZDEMİR

Şükûn, Z. (1984b). Farsça-Türkçe lûgat gencinei güftar ferhengi ziya 2. İstanbul: MEB

Basımevi.

Şükûn, Z. (1984c). Farsça-türkçe lûgat gencinei güftar ferhengi ziya 3. İstanbul: MEB

Basımevi.

Tavkul, U. (2000). Karaçay-Malkar Türkçesi sözlüğü. Ankara: TDK Yayınları.

TDK (1971). Tarama sözlüğü V. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.

TDK (2009a). Derleme sözlüğü II. Ankara: TDK Yayınları.

TDK (2009b). Derleme sözlüğü V. Ankara: TDK Yayınları.

Tekin, T. (2006). Orhon Yazıtları. Ankara: TDK Yayınları.

Toparlı, R. vd. (2007). Kıpçak Türkçesi sözlüğü. Ankara: TDK Yayınları.

Tóth, A. (2007). Etymological dictionary of Hungarian. The Hague, Holland: Mikes

International.

Tsintsius, V. İ. (1975). Svarnitel'nıy slovar' Tunguso-Man’chjurskiy yazıkov II. Leningrad:

İzdatel’stvo “Nauka” Leningradskogo Otdeleniye.

Useyinov, S. M. vd. (1992). Russko-Krımskotatarskiy slovar’. Simferopol’: İzdatel’stvo

“Tavriya”.

Ünlü, S. (2013). Çağatay Türkçesi sözlüğü. Konya: Eğitim Yayınevi.

Vasiliev, Y. (1995). Türkçe-Sahaca (Yakutça) sözlük. Ankara: TDK Yayınları.

Von Gbain, A. (1988). Eski Türkçenin grameri (çev. Mehmet Akalın). Ankara: TDK Yayınları.

Xalıyqov, K. (2003). Qazaqstan Respublikasınıñ memlekettik tuwı. Qazaqstan: ulttıq

éntsiklopediya 5, 373. Almatı: Qazaq Éntsiklopediyasınıñ Bas Redaktsiyası.

Xasenov, B. R. vd. (2012). Tür-tüs atawlarınıñ şığuwı tuwralı. Qarağandı Universitetiniñ

Xabarşısı, 4 (68), 5-11.

Yusuf Has Hacib (2006). Kutadgu Bilig (çev. Reşid Rahmeti Arat). İstanbul: Kabalcı Yayınevi.