103
KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1876 - 1921 - 1924 - 1945 - 1952 - 1961 - 1982) YRD. DOÇ. DR. ABDULLAH SEZER (1876 KANÛN-I ESASÎ VE 1921 TEŞKİLÂT-I ESASİYE KANUNU METİNLERİ TARAFIMIZCA GÜNÜMÜZ TÜRKÇE’SİNE UYARLANMIŞTIR) [KAYNAK: SEZER, Abdullah, Ulusal-Üstü Belgeler ve Önceki Anayasalarla Karşılaştırmalı & Gerekçeli & Açıklamalı 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve İlgili Mevzuat, 1. Bs., Beta, İstanbul, Şubat 2004. (Xxvııı+1011 s.) ] 1982 1961 1945 1924 1921 1876 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI TEŞKİLÂT-I ESASİYE KANUNU TEŞKİLÂT-I ESASİYE KANUNU KANÛN-I ESASÎ BAŞLANGIÇ (Değ. c. 1, 2 ve değ. para. I: 23.7.1995- 4121/md. 1) 1 Türk vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda; Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde; Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmağa yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı; Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetkilerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu; (Değ. para. V: 3.10.2001-4709/md. 1) 2 Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılmayacağı; Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu; Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu; FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere, TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlâtlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur. BAŞLANGIÇ Tarihi boyunca bağımsız yaşamış, hak ve hürriyetleri için savaşmış olan; Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 Devrimini yapan Türk Milleti; Bütün fertlerini kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde, millî şuur ve ülküler etrafında toplıyan ve milletimizi, dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak millî birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen Türk Milliyetçiliğinden hız ve ilham alarak ve; “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesinin, Millî Mücadele ruhunun, millet egemenliğinin, Atatürk Devrimlerine bağlılığın tam şuuruna sahip olarak; İnsan hak ve hürriyetlerini, millî dayanışmayı, sosyal adâleti, ferdin ve toplumun huzur ve refahını gerçekleştirmeyi ve teminat altına almayı mümkün kılacak demokratik hukuk devletini bütün hukukî ve sosyal temelleriyle kurmak için; Türkiye Cumhuriyeti Kurucu Meclisi tarafından hazırlanan bu Anayasayı kabûl ve ilân ve Onu, asıl teminatın vatandaşların gönüllerinde ve iradelerinde yer aldığı inancı ile, hürriyete, adâlete ve fazilete âşık evlâtlarının uyanık bekçiliğine emanet eder. [Başlangıç kısmı yer almaz] [Başlangıç kısmı yer almaz] [Başlangıç kısmı yer almaz] [Başlangıç kısmı yer almaz] 1 İlk şekliyle cümle 1, 2 ve paragraf I: “Ebedî Türk vatan ve milletinin bütünlüğüne ve kutsal Türk Devletinin varlığına karşı, Cumhuriyet devrinde benzeri görülmemiş bölücü ve yıkıcı kanlı bir iç savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada; Türk Milletinin ayrılmaz parçası olan Türk Silâhlı Kuvvetlerinin, milletin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekâtı sonucunda, Türk Milletinin meşrû temsilcileri olan Danışma Meclisince hazırlanıp, Millî Güvenlik Konseyince son şekli verilerek Türk Milleti tarafından kabul ve tasvip ve doğrudan doğruya O’nun eliyle vazolunan bu ANAYASA: – Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda; – Dünya milletler ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak; Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet varlığı...”. 2 İlk şekliyle, Başlangıç para. V (değişik kısım, bold karakterle verilmiştir): “Hiçbir düşünce ve mülâhazanın Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;”

KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1876 - 1921 - 1924 - 1945 - 1952 - 1961 - 1982)

YRD. DOÇ. DR. ABDULLAH SEZER

(1876 KANÛN-I ESASÎ VE 1921 TEŞKİLÂT-I ESASİYE KANUNU METİNLERİ TARAFIMIZCA GÜNÜMÜZ TÜRKÇE’SİNE UYARLANMIŞTIR)

[KAYNAK: SEZER, Abdullah, Ulusal-Üstü Belgeler ve Önceki Anayasalarla Karşılaştırmalı & Gerekçeli & Açıklamalı 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve İlgili Mevzuat, 1. Bs., Beta, İstanbul, Şubat 2004. (Xxvııı+1011 s.) ]

1982 1961 1945 1924 1921 1876 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI TEŞKİLÂT-I ESASİYE KANUNU TEŞKİLÂT-I ESASİYE KANUNU KANÛN-I ESASÎ

BAŞLANGIÇ (Değ. c. 1, 2 ve değ. para. I: 23.7.1995-4121/md. 1)1 Türk vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda; Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde; Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmağa yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı; Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetkilerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu; (Değ. para. V: 3.10.2001-4709/md. 1)2 Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılmayacağı; Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu; Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu; FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere, TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlâtlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.

BAŞLANGIÇ Tarihi boyunca bağımsız yaşamış, hak ve hürriyetleri için savaşmış olan; Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 Devrimini yapan Türk Milleti; Bütün fertlerini kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde, millî şuur ve ülküler etrafında toplıyan ve milletimizi, dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak millî birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen Türk Milliyetçiliğinden hız ve ilham alarak ve; “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesinin, Millî Mücadele ruhunun, millet egemenliğinin, Atatürk Devrimlerine bağlılığın tam şuuruna sahip olarak; İnsan hak ve hürriyetlerini, millî dayanışmayı, sosyal adâleti, ferdin ve toplumun huzur ve refahını gerçekleştirmeyi ve teminat altına almayı mümkün kılacak demokratik hukuk devletini bütün hukukî ve sosyal temelleriyle kurmak için; Türkiye Cumhuriyeti Kurucu Meclisi tarafından hazırlanan bu Anayasayı kabûl ve ilân ve Onu, asıl teminatın vatandaşların gönüllerinde ve iradelerinde yer aldığı inancı ile, hürriyete, adâlete ve fazilete âşık evlâtlarının uyanık bekçiliğine emanet eder.

[Başlangıç kısmı yer almaz] [Başlangıç kısmı yer almaz] [Başlangıç kısmı yer almaz] [Başlangıç kısmı yer almaz]

1 İlk şekliyle cümle 1, 2 ve paragraf I: “Ebedî Türk vatan ve milletinin bütünlüğüne ve kutsal Türk Devletinin varlığına karşı, Cumhuriyet devrinde benzeri görülmemiş bölücü ve yıkıcı kanlı bir iç savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada; Türk Milletinin ayrılmaz parçası olan Türk Silâhlı Kuvvetlerinin, milletin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekâtı sonucunda, Türk Milletinin meşrû temsilcileri olan Danışma Meclisince hazırlanıp, Millî Güvenlik Konseyince son şekli verilerek Türk Milleti tarafından kabul ve tasvip ve doğrudan doğruya

O’nun eliyle vazolunan bu ANAYASA: – Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda; – Dünya milletler ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak; Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet varlığı...”. 2 İlk şekliyle, Başlangıç para. V (değişik kısım, bold karakterle verilmiştir): “Hiçbir düşünce ve mülâhazanın Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında

korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;”

Page 2: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

BİRİNCİ KISIM GENEL ESASLAR

BİRİNCİ KISIM GENEL ESASLAR

BİRİNCİ BÖLÜM ESAS HÜKÜMLER

BİRİNCİ FASIL AHKÂM-I UMÛMİYE3

OSMANLI DEVLETİ’NİN ÜLKE4Sİ (İLK BÖLÜMÜN BAŞLIĞI)

I – Devletin şekli MD. 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

I – Devletin şekli MD. 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

[Türkiye Cumhuriyeti5] MD. 1. – Türkiye Devleti Bir Cumhuriyettir.

[Türkiye Cumhuriyeti6] MD. 1. – Türkiye Devleti Bir Cumhuriyettir.

[Egemenlik7] MD. 1. – Egemenlik, sınırsız ve koşulsuz ulusundur. Yönetim tarzı, halkın kendi geleceğini bizzat kendisi ve gerçekten belirlemesi ilkesine dayanır. 1923’te değ. [Türkiye Cumhuriyeti] MD. 1. – (…) Türkiye Devleti’nin hükûmet biçimi, cumhuriyettir.

[Osmanlı saltanatı]8 MD. 3. – Yüce Osmanlı saltanatı, İslâm’ın büyük Halifeliğine sahip olarak, geleneksel usûlde olduğu gibi, büyük Osmanlı soyundan en büyük erkek çocuğa9 aittir. [Osmanlı Devleti Pâdişâhı] MD. 4. – Pâdişâh Hazretleri, Halifelik dolayısıyla İslâm dininin koruyucusu ve tüm Osmanlı yurttaşlarının Hükümdarı ve Pâdişâhıdır10.

II – Cumhuriyetin nitelikleri MD. 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

II – Cumhuriyetin nitelikleri MD. 2. – Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

[Cumhuriyet’in nitelikleri; resmî dili ve Başkenti] MD. 2. – Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Lâyik ve Devrimcidir. (…)

[Cumhuriyet’in nitelikleri; resmî dili ve Başkenti] MD. 2. – (Değ. md.: 5.2.1937-3115/md. 1)11 Türkiye Devleti, cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçıdır12. Resmî dili Türkçe’dir. Makarrı Ankara şehridir.

1923’te değ. [Devlet’in dini ve resmî dili] MD. 2. – Türkiye Devleti’nin dini, İslâm dinidir. (…) [Büyük Millet Meclisi’nin ve Bakanlar Kurulu’nun görevleri] MD. 7. – Şeriat hükümlerinin yerine getirilmesi, (…) gibi temel yetkiler13, Büyük Millet Meclisi’ne aittir. Yasa ve tüzüklerin düzenlenmesinde, (…) zamanın gereksinimlerine en elverişli şeriat ve hukuk kuralları ile gelenek ve görenekler14 dikkate alınır. (…)

[Osmanlı Devleti’nin dini, din özgürlüğü ve mezheplerin ayrıcalıkları] MD. 11. – Osmanlı Devleti’nin dini, İslâm Dini’dir. (…) 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 3. – (…) Pâdişâh Hazretleri tahta çıktığı zaman, Meclis-i Umûmî’de, Meclis toplantı halinde değilse ilk toplantısında, şeriat kuralları ve Kanûn-ı Esâsî hükümlerine uyacağına (…) dair and içer. [Osmanlı Devleti Pâdişâhı] MD. 4. – Pâdişâh Hazretleri, Halifelik dolayısıyla İslâm dininin koruyucusu ve tüm Osmanlı yurttaşlarının Hükümdarı ve Pâdişâhıdır15. [Pâdişâh’ın görev ve yetkileri] MD. 7. – (…) adına hutbe okutma; (…) şeriat ve yasa hükümlerini yürütme; (…) Pâdişâh’ın kutsal görev [ve yetki]lerindendir. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 7. – Adına hutbe okutma; madenî (…) Şeyh-ül-İslâm’ı seçme ve atama; (…) şeriat hükümleri ve yasaları koruma ve uygulama; (…) Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. (…) [Hey’et-i Â’yân’ın görev ve yetkileri] MD. 64. – Hey’et-i Â’yân, Hey’et-i Meb’ûsân tarafından kendisine gönderilen yasaları ve bütçe tasarılarını inceleyerek, eğer bunlarda esasen din işlerine, Pâdişâh Hazretleri’nin yüce hak ve özgürlüklerine, (…) ve genel ahlâka zarar verebilecek bir unsur görürse, görüşünü de ekleyerek ya kesin biçimde reddeder veya değiştirilip düzeltilmek üzere Hey’et-i Meb’ûsân’a geri gönderir. (…)

3 5997 sayılı Kanun’la, 491 sayılı TEK metni yeniden yürürlüğe konurken, bu faslın başlığı da “Ahkâm-ı Esâsiye” olarak değiştirilmiştir. Bu konuda doğru alıntı için bkz. ERDEM, op.cit., s. 31, 56. Bazı derlemelerde, ilk faslın başlığındaki söz konusu değişiklik dikkate alınmamış, yanlışlıkla ilk metinde de aynı

biçimdeymiş gibi verilmiştir. Örneğin bkz. KUZU, op.cit., s. 287.; ARMAĞAN, op.cit., s. 381. Ayrıca not etmek gerekir ki, ilk metinde “Ahkâm-ı Umûmiye” biçimindeki ilk faslın başlığı 4695 sayılı Kanun’la Türkçe’leştirilirken, bu kez resmî uyarlamada yanlışlık yapılarak, “Genel Hükümler” olması gerekirken, “Esas Hükümler” olarak verilmiştir.

4 Orijinal metinde, “memleketler” anlamına gelen “memâlik” sözcüğü geçmekte olup, devletin üç unsurundan (gerek ve yeter koşullarından) biri olan coğrafî/fizikî/maddî unsura (ülke, toprak, yeryüzü mekânı) karşılık gelmektedir. Diğer iki unsur ise, siyasî/manevî unsur (egemenlik/iktidar/otorite/hükûmet) ve beşerî unsur/insan unsuru (halk/millet) olarak sıralanabilir.

5 1945 Anayasası’nın orijinal metninde yer almayan md. kenar başlıkları, md. içeriklerinin kolayca fark edilebilmesini sağlamak amacıyla, birçok yerde tarafımızca köşeli ayraç içinde metne eklenmiştir. Kenar başlıklarda genel olarak güncel Türkçe’nin kullanımına özen gösterilmiştir. Madde kenar başlıkları, md. metinlerinin içeriği ile tam olarak örtüşmeyebilir; ancak amaç, aranan md’lere daha kolay ulaşılmasını sağlamaktır.

6 1924 TEK’in orijinal metninde yer almayan md. kenar başlıkları, md. içeriklerinin kolayca fark edilebilmesini sağlamak amacıyla, birçok yerde tarafımızca köşeli ayraç içinde metne eklenmiştir. Kenar başlıklarda genel olarak güncel Türkçe’nin kullanımına özen gösterilmiştir; ancak, ana metinle uyumu bozmamak amacıyla, Anayasal kurumların (Reîs-i Cumhur, İcrâ Vekilleri Hey’eti, Şûrâ-yı Devlet, Dîvân-ı Âlî, Dîvân-ı Muhasebât, Meb’us, Muvazene-i Umûmiye Kanunu, Başkumandan, Müddeiumûmî, ... vb.) orijinal adları değiştirilmemiştir. Düzenlenen madde kenar başlıkları, md. metinleriyle tam anlamıyla örtüşmeyebilir, bunda hiç kuşku yok; ancak güdülen amaç, aranan normlara daha kolay ulaşılmasını sağlamaktır.

7 1921 TEK’in orijinal metninde yer almayan md. kenar başlıkları, md. içeriklerinin kolayca fark edilebilmesini sağlamak amacıyla, tarafımızca köşeli ayraç içinde metne eklenmiştir. 8 KE’nin orijinal metninde yer almayan md. kenar başlıkları, md. içeriklerinin kolayca farkedilebilmesini sağlamak amacıyla, tarafımızca köşeli ayraç içinde eklenmiştir. 9 Orijinal metinde, “Saltanat-ı Seniye-i Osmaniye Hilâfet-i Kübra-yı İslâmiye’yi hâiz olarak Sülâle-i Âl-i Osman’dan usûl-i kadîmesi vechile ekber evlâda aittir” hükmü yer alır. Burada “erkek” sözcüğü geçmemekte olup, uyarlamada tarafımızca eklenmiştir. Belirtmek gerekir ki, “Osmanlı ailesinin” en büyük erkek

çocuğu denmekle aslında kastedilen, “Padişah’ın” en büyük erkek çocuğudur. 10 Hükümdar sözcüğü “[h]üküm ve emir sahibi kimse. Padişah, Şah, vb ...”. anlamındadır (ÖZÖN, Mustafa Nihat, Büyük Osmanlıca-Türkçe Sözlük, 4. Bs., İnkılâp ve Aka Kitabevleri, İstanbul, 1965, s. 301). Padişah (veya Padişeh) sözcüğü ise, “[b]üyük şah, hükümdarlar hükümdarı” anlamına gelir (ÖZÖN,

op.cit., s. 602). Her iki sözcük de Farsça kökenli olmasına karşın, vurgu farkı dışında, aralarında önemli bir anlam farklılığı bulunmamaktadır. Bununla birlikte, söz konusu nüanstan yola çıkarak, “Hükümdar” sözcüğünün “Türk soyundan gelen Osmanlı halkına hükmeden”; “Padişah” sözcüğünün ise, “tüm Osmanlı tebaasına hükmeden” anlamına geldiği de düşünülebilir.

11 Önceki şekliyle md. 2 (Değişik madde: 104.1928-1222/md. 2): “Türkiye Devleti’nin resmî dili Türkçe’dir; makarrı Ankara şehridir”. İlk şekliyle md. 2: “Türkiye Devleti’nin dini, Din-i İslâmdır; resmî dili Türkçe’dir; makarrı Ankara şehridir”.

12 Söz konusu 6 ilke, “Atatürk ilkeleri” adıyla anılır. O dönemde siyasal iktidara sahip bulunan Cumhuriyet Halk Partisi’nin amblemi’nde de yer alan söz konusu ilkeler, Türkiye siyasal literatüründe “altı ok” olarak da anılmaktadır. Söz konusu ilkeler, 1961 ve 1982 Anayasa’larındaki şekliyle büyük değişime uğramıştır. Ancak, altı ilkeden yalnızca dördü 1982 Anayasası’nda doğrudan ve açıkça yer alır: cumhuriyetçilik (md. 1), lâiklik (md. 2; Başlangıç, para. VII), milliyetçilik (md.2), inkılâpçılık (Başlangıç, para. III ve VII). Gerçi, 1982 Anayasası’nın Başlangıç kısmında “Atatürk ilke ve inkılâpları”ndan söz edilmiş ve ayrıca söz konusu Başlangıç kısmı Anayasa’nın metnine dahil edilmiştir (md. 176/1); dolayısıyla, altı ilkenin tümünün Başlangıç’fa geçen ibareler aracılığıyla hâlâ Anayasal değerde oldukları da savunulabilir. Ancak, bu tezi çürütebilecek bir antitez de geliştirilebilir: Söz konusu ilkelerin, Anayasa koyucuların ihmalkârlık veya unutkanlığı sonucu Anayasa metinlerine koyul(a)mamış olduğu varsayımı, pek inandırıcı değil. Üstelik, bunlar daha önceki Anayasa’larda (1924 TEK, 1945 Anayasası ve 1952 TEK) yer alan ve unutulmayan çok önemli ilkeler. Dolayısıyla, 1961 ve 1982 Anayasa’larını kaleme alan “aslî kurucu iktidar”ların, söz konusu ilkeleri (devletçilik, halkçılık) “bilerek ve isteyerek” Anayasa metnine dahil etmedikleri, hattâ -daha önceki metinlerde yer aldığı da dikkate alınırsa- kasden Anayasa metinleri dışında bıraktıkları sonucuna ulaşmak, kanımızca yanlış sayılmaz. Sonuç olarak, “Atatürk ilkeleri”yle yan yana söz edilen “Atatürk inkılâpları”nın yalnızca bir kısmının, 1961 ve 1982 Anayasa’larında “(Devrim/İnkılâp) Kanunları” başlığı altında (sırasıyla, md. 153 ve md. 174) özel olarak Anayasal koruma altına alınmış olduğunu, diğerlerinin ise Anayasa’da yer almadığını anımsatmak yararlı olur. Ayrıca, 1982 Anayasası’nda birçok md’de, “Atatürk ilkeleri” deyimi geçmektedir (md. 42/3, 58/1, 81, 103, 134/1, G 2/a).

13 Orijinal metinde, “hukuk-ı esâsiye” ifadesi geçer. Bu ifade, “asıl haklar” olarak anlaşılabilir. Oysa, kanımızca, devlet organları için “hak” değil, “yetki” sözcüğü daha uygun düşer. Dolayısıyla, günümüz Türkçe’sine uyarlamada, “temel yetkiler” ifadesinin kullanımı tercih edilmiştir. 14 Bir başka uyarlamada, “görenekler” sözcüğü yerine“önceki işlemler” (TİKVEŞ, Atatürk Devrimi ve Türk Hukuku ..., s. 46). 15 Hükümdar sözcüğü “[h]üküm ve emir sahibi kimse. Padişah, Şah, vb ...”. anlamındadır (ÖZÖN, Mustafa Nihat, Büyük Osmanlıca-Türkçe Sözlük, 4. Bs., İnkılâp ve Aka Kitabevleri, İstanbul, 1965, s. 301). Padişah (veya Padişeh) sözcüğü ise, “[b]üyük şah, hükümdarlar hükümdarı” anlamına gelir (ÖZÖN,

op.cit., s. 602). Her iki sözcük de Farsça kökenli olmasına karşın, vurgu farkı dışında, aralarında önemli bir anlam farklılığı bulunmamaktadır. Bununla birlikte, söz konusu nüanstan yola çıkarak, “Hükümdar” sözcüğünün “Türk soyundan gelen Osmanlı halkına hükmeden”; “Padişah” sözcüğünün ise, “tüm Osmanlı tebaasına hükmeden” anlamına geldiği de düşünülebilir.

Page 3: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

[Ayrıca bkz. md. 10, özl. 3 Ağustos 1909’da değişik metin, 1982 Any. md. 19’la ilgili karşılaştırma]

III – Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti MD. 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.

III – Devletin bütünlüğü; resmî dil; başkent MD. 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Resmî dil Türkçedir. Başkent Ankara’dır.

[Cumhuriyet’in nitelikleri; resmî dili ve Başkenti] MD. 2. – (…) Devlet dili Türkçedir. Başkent Ankara’dır.

[Cumhuriyet’in nitelikleri; resmî dili ve Başkenti] MD. 2. – (Değ. md.: 5.2.1937-3115/md. 1)16 Türkiye Devleti, cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçıdır17. Resmî dili Türkçe’dir. Makarrı Ankara şehridir.

1923’te değ. [Devlet’in dini ve resmî dili] MD. 2. – Türkiye Devleti’nin (…) [r]esmî dili, Türkçe’dir.

[Osmanlı Devleti ülkesinin bölünmezliği] MD. 1. – Osmanlı Devleti ülkesi, yerleşik bölgeler ve özel yönetime bağlı eyaletleri içeren ve bölünmez bir bütün olarak, hiçbir zaman, hiçbir nedenle parçalanma kabul etmez. [Osmanlı Devleti’nin başkenti] MD. 2. – Osmanlı Devleti’nin başkenti18, İstanbul kentidir. Söz konusu kentin, diğer Osmanlı beldelerinden farklı olarak herhangi bir ayrıcalık ve bağışıklığı yoktur. [Devlet memuru olma hakkı ve Türkçe bilme zorunluluğu] MD. 18. – Osmanlı yurttaşlarının tümünün, Devlet hizmetine alınabilmeleri için, Devlet’in resmî dili olan Türkçe’yi bilmeleri zorunludur. [Meclis-i Umûmî Hey’et’lerinin görüşme dili ve yasa tasarılarının dağıtımı] MD. 57. – Hey’et’lerin görüşmeleri Türk dili19 ile yapılır ve görüşülecek olan yasa tasarı ve [teklif20lerinin] örnekleri basılarak, görüşme gününden önce üyelere dağıtılır. [Hey’et-i Meb’ûsân’a üye seçilemeyecek olanlar] MD. 68. – Hey’et-i Meb’ûsân üyeliğine seçilmesi mümkün olmayanlar şunlardır: (…) üçüncü olarak, Türkçe bilmeyenler; (…) Bunlar meb’ûs olamazlar. Dört yıldan sonra yapılacak seçimlerde ise, meb’ûs olabilmek için, mümkün olduğunca Türkçe okuma ve yazma bilme koşulları da aranacaktır.

IV – Değiştirilemeyecek hükümler MD. 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

IX – Devlet şeklinin değişmezliği MD. 9. – Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki Anayasa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

[Anayasa’nın değiştirilmesi] MD. 102/son. – (…) Bu kanunun, Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki birinci maddesinde değişiklik ve başkalama yapılması hiçbir türlü teklif dahi edilemez.

[Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’nun değiştirilmesi] MD. 102/son. – (…) İşbu kanûnun, şekl-i devletin Cumhuriyet olduğuna dair olan birinci maddesinin tâdil ve tağyiri hiçbir sûretle teklif dahi edilemez.

V – Devletin temel amaç ve görevleri MD. 5. – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

MD. 10/2: (…) Devlet, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, fert huzuru, sosyal adâlet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşamıyacak surette sınırlayan siyasî, iktisadî ve sosyal bütün engelleri kaldırır; insanın maddî ve mânevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlar. IV – İktisadî ve sosyal hayatın düzeni MD. 41. – İktisadî ve sosyal hayat, adâlete, tam çalışma esasına ve herkes için insanlık haysiyetine yaraşır bir yaşayış seviyesi sağlanması amacına göre düzenlenir. [Ayrıca bkz. md. 53 (1982/65)]

16 Önceki şekliyle md. 2 (Değişik madde: 104.1928-1222/md. 2): “Türkiye Devleti’nin resmî dili Türkçe’dir; makarrı Ankara şehridir”.

İlk şekliyle md. 2: “Türkiye Devleti’nin dini, Din-i İslâmdır; resmî dili Türkçe’dir; makarrı Ankara şehridir”. 17 Söz konusu 6 ilke, “Atatürk ilkeleri” adıyla anılır. O dönemde siyasal iktidara sahip bulunan Cumhuriyet Halk Partisi’nin amblemi’nde de yer alan söz konusu ilkeler, Türkiye siyasal literatüründe “altı ok” olarak da anılmaktadır. Söz konusu ilkeler, 1961 ve 1982 Anayasa’larındaki şekliyle büyük değişime

uğramıştır. Ancak, altı ilkeden yalnızca dördü 1982 Anayasası’nda doğrudan ve açıkça yer alır: cumhuriyetçilik (md. 1), lâiklik (md. 2; Başlangıç, para. VII), milliyetçilik (md.2), inkılâpçılık (Başlangıç, para. III ve VII). Gerçi, 1982 Anayasası’nın Başlangıç kısmında “Atatürk ilke ve inkılâpları”ndan söz edilmiş ve ayrıca söz konusu Başlangıç kısmı Anayasa’nın metnine dahil edilmiştir (md. 176/1); dolayısıyla, altı ilkenin tümünün Başlangıç’fa geçen ibareler aracılığıyla hâlâ Anayasal değerde oldukları da savunulabilir. Ancak, bu tezi çürütebilecek bir antitez de geliştirilebilir: Söz konusu ilkelerin, Anayasa koyucuların ihmalkârlık veya unutkanlığı sonucu Anayasa metinlerine koyul(a)mamış olduğu varsayımı, pek inandırıcı değil. Üstelik, bunlar daha önceki Anayasa’larda (1924 TEK, 1945 Anayasası ve 1952 TEK) yer alan ve unutulmayan çok önemli ilkeler. Dolayısıyla, 1961 ve 1982 Anayasa’larını kaleme alan “aslî kurucu iktidar”ların, söz konusu ilkeleri (devletçilik, halkçılık) “bilerek ve isteyerek” Anayasa metnine dahil etmedikleri, hattâ -daha önceki metinlerde yer aldığı da dikkate alınırsa- kasden Anayasa metinleri dışında bıraktıkları sonucuna ulaşmak, kanımızca yanlış sayılmaz. Sonuç olarak, “Atatürk ilkeleri”yle yan yana söz edilen “Atatürk inkılâpları”nın yalnızca bir kısmının, 1961 ve 1982 Anayasa’larında “(Devrim/İnkılâp) Kanunları” başlığı altında (sırasıyla, md. 153 ve md. 174) özel olarak Anayasal koruma altına alınmış olduğunu, diğerlerinin ise Anayasa’da yer almadığını anımsatmak yararlı olur. Ayrıca, 1982 Anayasası’nda birçok md’de, “Atatürk ilkeleri” deyimi geçmektedir (md. 42/3, 58/1, 81, 103, 134/1, G 2/a).

18 Orijinal metinde, “pây-ı taht” sözcüğü geçmektedir; aynı şekilde, md. 112’de geçen “Der-saâdet” sözcüğü de, Devlet’in başkenti İstanbul’u kastetmektedir. 19 Doğaldır ki, orijinal metinde geçen “lisan-ı Türkî” her ne kadar ilk bakışta Türkçe olarak da anlaşılabilirse de, gerçekte kastedilen dil, başta Arapça ve Farsça olmak üzere birkaç dilin sentezi durumunda bulunan Osmanlıca’dır. Ayrıca, md. 68’de geçen “Türkçe bilmeyenler” ve “Türkçe okumak ve ... yazmak”

ifadeleri için de aynı şey söylenebilir. 20 Bkz. KE md. 55’in dipnot metninde verilen ekleme gerekçesi.

Page 4: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

VI – Egemenlik MD. 6. – Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiç bir surette hiç bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.

IV – Egemenlik MD. 4. – Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milletinindir. Millet, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlar eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiç bir suretle belli bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasadan almıyan bir devlet yetkisi kullanamaz.

[Egemenlik] MD. 3. – Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir. [Egemenliğin kullanılması] MD. 4. – Türk Milletini ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil eder ve Millet adına egemenlik hakkını21 yalnız o kullanır.

[Egemenlik] MD. 3. – Hâkimiyet bilâ-kayd ü şart milletindir. [Egemenliğin kullanılması] MD. 4. – Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin yegâne ve hakikî mümessili olup millet nâmına hakk-ı hâkimiyeti istimâl eder.

[Egemenlik] MD. 1. – Egemenlik, sınırsız ve koşulsuz ulusundur. Yönetim tarzı, halkın kendi geleceğini bizzat kendisi ve gerçekten belirlemesi ilkesine dayanır. 1923’te değ. [Türkiye Cumhuriyeti] MD. 1. – Egemenlik, sınırsız ve koşulsuz ulusundur. Yönetim tarzı, halkın geleceğini bizzat kendisi ve gerçekten belirlemesi ilkesine dayanır. Türkiye Devleti’nin hükûmet biçimi, cumhuriyettir.

[Bkz. md. 3, 4 (1982/1)]

VII – Yasama yetkisi MD. 7. – Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.

V – Yasama yetkisi MD. 5. – Yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez. [Ayrıca bkz. md. 63-94]

[Yasama yetkisi ve yürütme gücünün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde toplanması] MD. 5. – Yasama yetkisi ve yürütme erki Büyük Millet Meclisinde belirir ve onda toplanır. [Yasama yetkisi] MD. 6. – Meclis, yasama yetkisini kendi kullanır. [Ayrıca bkz. md. 9-30]

[Yasama yetkisi ve yürütme gücünün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde toplanması] MD. 5. – Teşri salâhiyeti ve icrâ kudreti Büyük Millet Meclisi’nde tecelli ve temerküz eder. [Yasama yetkisi] MD. 6. – Meclis, teşri salâhiyetini bizzat istimâl eder. [Ayrıca bkz. md. 9-30]

[Yürütme gücü ve yasama yetkisi] MD. 2. – Yürütme gücü ve yasama yetkisi, ulusun tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi’nde ortaya çıkar ve toplanır. 1923’te değ. [Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu] MD. 4. – Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir. Meclis, hükûmetin ayrıldığı yönetim birimlerini, bakanlar aracılığıyla yönetir. [Ayrıca bkz. md. 4-7]

[Bkz. md. 42-80]

VIII – Yürütme yetkisi ve görevi MD. 8. – Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

VI – Yürütme görevi MD. 6. – Yürütme görevi, kanunlar çerçevesinde, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından yerine getirilir. [Ayrıca bkz. md. 95-131]

[Yürütme gücü] MD. 7. – Meclis, yürütme yetkisini kendi seçtiği Cumhurbaşkanı ve onun tayin edeceği Bakanlar Kurulu eliyle kullanır. Meclis, Hükûmeti her vakit denetleyebilir ve düşürebilir. [Ayrıca bkz. md. 31-52]

[Yürütme gücü] MD. 7. – Meclis, icrâ salâhiyetini, kendi tarafından müntehâb Reîs-i Cumhur ve onun tâyin edeceği bir İcrâ Vekilleri Hey’eti marifetiyle istimâl eder. Meclis, hükûmeti her vakit murakabe ve ıskât edebilir. [Ayrıca bkz. md. 31-52]

[Yürütme gücü ve yasama yetkisi] MD. 2. – Yürütme gücü ve yasama yetkisi, ulusun tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi’nde ortaya çıkar ve toplanır. [Büyük Millet Meclisi ve Hükûmeti] MD. 3. – Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir ve hükümeti “Büyük Millet Meclisi Hükümeti”adını alır. [Ayrıca bkz. md. 8, 9, 1923’te değişik 4, 10,12]

[Bkz. md. 4-7, 27-38]

IX – Yargı yetkisi MD. 9. – Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

VII – Yargı yetkisi MD. 7. – Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. [Ayrıca bkz. md. 132-152]

[Yargı yetkisi] MD. 8. – Yargı hakkı, millet adına usûl ve kanuna göre bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır. [Ayrıca bkz. md. 53-67]

[Yargı yetkisi] MD. 8. – Hakk-ı kaza, millet nâmına, usûlü ve kanûnu dairesinde müstakil mehâkim tarafından istimâl olunur. [Ayrıca bkz. md. 53-67]

[Yargı düzenlenmemiştir, 1876’ KE’nin hükümleri geçerlidir.]

[Şer’îye ve Nizâmiye Mahkemeleri] MD. 87. – Şer’î da’vâlara şer’îye mahkemelerinde, nizâmiye da’vâlarına nizâmiye mahkemelerinde bakılır. [Ayrıca mkz. md. 81-95]

X – Kanun önünde eşitlik MD. 10. – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek f.: 7.5.2004-5170/md. 1) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek c.: 7.5.2010-5982/md. 1) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 1) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. (Değ. f.: 9.2.2008-5735/md. 1)22 Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde [ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında23] kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

III – Eşitlik MD. 12. – Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayırımı gözetilmeksizin, kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

[Yasa önünde eşitlik] MD. 69. – Türkler kanun karşısında eşittirler ve ayrıksız kanuna uymak ödevindedirler. Her türlü grup, sınıf, aile ve kişi ayrıcalıkları kaldırılmıştır ve yasaktır. [Vatandaşlık hakkı] MD. 88/1. – Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “Türk” denir. (…)

[Kanun önünde eşitlik] MD. 69. – Türkler kanûn nazarında müsavî ve bilâ-istisna kanûna riayetle mükelleftirler. Her türlü zümre, sınıf, aile ve fert imtiyazları mülga ve memnû’dur. [Vatandaşlık hakkı] MD. 88/1. – Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlâk olunur. (…)

[Yasa önünde eşitlik] MD. 17. – Osmanlıların tümü, yasa önünde, dinsel ve mezhepsel durumlarının yanı sıra, ülkenin hak ve görevlerinde de birbirlerine eşittir.

XI – Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü MD. 11. – Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.

VIII – Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı MD. 8. – Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz. Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

[Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü] MD. 103. – Anayasanın hiçbir maddesi hiçbir sebep ve bahane ile savsanamaz ve işlerlikten alakonamaz. Hiçbir kanun Anayasaya aykırı olamaz.

[Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’nun bağlayıcılığı ve üstünlüğü] MD. 103. – Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’nun hiçbir maddesi, hiçbir sebep ve bahane ile ihmal veya tatil olunamaz. Hiçbir kanûn Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’na münafi olamaz.

[Kanûn-ı Esâsî’nin uygulanması] MD. 115. – Kanûn-ı Esâsî’nin bir maddesi bile, hiçbir neden ve gerekçe ile askıya alınamaz ve uygulanmaktan kaçınılamaz.

İKİNCİ KISIM TEMEL HAKLAR VE ÖDEVLER

İKİNCİ KISIM TEMEL HAKLAR VE ÖDEVLER

BEŞİNCİ BÖLÜM TÜRKLERİN KAMU HAKLARI

(1961 ve 1982 Anayasalarının aksine; hak ve özgürlükler kısmı, devlet kısmından sonra düzenlenir ve alt kategorilere ayrılmaz)

BEŞİNCİ FASIL TÜRKLERİN HUKUK-I ÂMMESİ

(1961 ve 1982 Anayasalarının aksine; hak ve özgürlükler kısmı, devlet kısmından sonra düzenlenir ve alt kategorilere ayrılmaz)

[Hak ve özgürlüklere ilişkin hiçbir hüküm içermemektedir]

OSMANLI DEVLETİ YURTTAŞLARININ TEMEL HAKLARI

[Alt bölümler bulunmamaktadır]

BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ BÖLÜM

21 1924 TEK’te, “hakk-ı hâkimiyet” ifadesi geçer. Bu ifade, ilk metne paralel olarak “egemenlik hakkı” biçiminde uyarlanmış, derlemenin hazırlanması aşamasında ise resmî metindeki ifadeye dokunulmamıştır. Oysa, Devlet organları için “hak” değil, “yetki” sözcüğünün kullanılması daha uygun düşer kanısındayız.

Dolayısıyla, aslında doğru ifade, “egemenlik yetkisi” olması gerekirdi. 22 İlk şekliyle, md. 10/son: “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar”. 23 AYM tarafından iptal edilmiştir (AYM., K.T. 5.6.2008, E. 2008/16, K. 2008/116, R.G., T. 22.10.2008, S. 27032).

Page 5: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

GENEL HÜKÜMLER GENEL HÜKÜMLER I – Temel hak ve hürriyetlerin niteliği MD. 12. – Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.

I – Temel hakların niteliği ve korunması MD. 10/1. – Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. (…)

MD. 68/1. – Her Türk hür doğar, hür yaşar. Hürriyet, başkasına zarar vermiyecek her şeyi yapabilmektir. (…)

MD. 68/1. – Her Türk hür doğar, hür yaşar. Hürriyet, başkasına muzır olmayacak her türlü tasarrufâtta bulunmakdır. (…)

[Bkz. md. 9]

II – Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması MD. 13. – (Değ. md.: 3.10.2001-4709/md. 2)24 Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

II – Temel hak ve hürriyetlerin özü, sınırlanması ve kötüye kullanılamaması (Değ. kenar başlık: 20.9.1971-1488/md. [1/125])26 MD. 11/1-2. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/1])27 Temel hak ve hürriyetler, Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, Cumhuriyetin, millî güvenliğin, kamu düzeninin, kamu yararının, genel ahlâkın ve genel sağlığın korunması amacı ile veya Anayasanın diğer maddelerinde gösterilen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak, ancak kanunla sınırlanabilir28. Kanun, temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunamaz. (…)

MD. 68/2. – (…) Tabiî haklardan olan hürriyetin herkes için sınırı, başkalarının hürriyeti sınırıdır29. Bu sınırı ancak kanun çizer. MD. 79. – Bağıtların, çalışmaların, mülkedinme ve hak ve mal kullanmanın, toplanmaların, derneklerin ve ortaklıkların serbestlik sınırı kanunlarla çizilir.

MD. 68/2. – (…) Hukuk-ı tabiîyeden olan hürriyetin herkes için hududu başkalarının hudud-ı hürriyetidir. Bu hudut ancak kanûn marifetiyle tesbit ve tâyin edilir. MD. 79. – Ukûdun, say ü amelin, temellük ve tasarrufun, içtimaâtın, cemiyetlerin ve şirketlerin hudud-ı hürriyeti kanûnlar ile musarrahtır.

[Kişi özgürlüğü] MD. 9. – Osmanlıların tümü (…) diğer bireylerin özgürlüğüne zarar vermemekle yükümlüdür.

III – Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması MD. 14. – (Değ. md.: 3.10.2001-4709/md. 3)30 Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz. Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.

MD. 11/3-4. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/1])31 (…) Bu Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbirisi, insan hak ve hürriyetlerini veya Türk Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü veya dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayırımına dayanarak, nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyeti ortadan kaldırmak kasdı ile kullanılamaz. Bu hükümlere aykırı eylem ve davranışların cezası kanunda gösterilir.

IV – Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması MD. 15. – Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. (Değ. f.: 7.5.2004-5170/md. 2)32 Birinci fıkrada

b) Sıkıyönetim ve savaş hali (Değ. kenar başlık: 20.9.1971-1488/md. [1/21])33 MD. 124/son. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/21])34 (…) Sıkıyönetim veya genel olarak savaş halinde, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği, hürriyetlerin nasıl kayıtlanacağı veya durdurulacağı ve savaş veya savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi halinde vatandaşlar için konulabilecek yükümler

[Kamulaştırma] MD. 74/3. – (…) Olağanüstü hallerde kanuna göre yükletilecek para ve mal ve çalışma ödevleri dışında hiçbir kimse başka hiçbir şey yapmaya ve vermeye zorlanamaz. [Seyahat özgürlüğü] MD. 78. – Seferberlik ve sıkıyönetim hallerinin veyahut salgın hastalıklardan dolayı kanun

[Kamulaştırma] MD. 74/3. – (Değ. md.: 5.2.1937-3115/md. 7)35 (…) Fevk-al-âde hallerde kanûna göre tahmil olunacak para ve mal ve çalışmaya dair mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlık yapmağa zorlanamaz. [Seyahat özgürlüğü] MD. 78. – Seferberlikte ve36 idâre-i örfiye

[Sıkıyönetim ilânı ve sürgüne gönderme yetkisi] MD. 113. – Ülkenin herhangi bir yerinde ayaklanma ortaya çıkacağını doğrulayan kanıtlar ve belirtiler görüldüğü takdirde, yüce Hükûmetin, o bölgeye özgü olmak üzere, geçici olarak sıkıyönetim ilân etme yetkisi vardır. Sıkıyönetim, yasalar ve diğer düzenlemelerin geçici olarak askıya alınmasıyla sınırlı olup, sıkıyönetim altında bulunan bölgenin yönetim

24 İlk şekliyle madde 13: “Temel hak ve hürriyetler, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî egemenliğin, Cumhuriyetin, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlâkın ve genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili maddelerinde öngörülen özel sebeplerle,

Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla sınırlanabilir. Temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamalar demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldükleri amaç dışında kullanılamaz. Bu maddede yer alan genel sınırlama sebepleri temel hak ve hürriyetlerin tümü için geçerlidir”. 25 Anayasa’da değişiklik yapan 1488 sayılı Kanun’un hükümlerinin her birine ayrı ayrı madde no.su verilmemiştir. Dolayısıyla, eklenen geçici maddeler dışında kalan 35 değişikliğin tümü, Kanun’da aynı madde no.su (md. 1) altında sıra ile yer almaktadır. Bu bağlamda, madde no.suna dokunmamak kaydıyla,

fıkra no.ları konarak, kendi içinde teselsül ettirilmiştir. Aynı işlem, geçici maddeler ekleyen md. 2 için de uygulanmıştır. 26 İlk şekliyle, md. 11’in kenar başlığı: “Temel hakların özü”. 27 İlk şekliyle md. 11: “Temel hak ve hürriyetler, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilir. Kanun, kamu yararı, genel ahlâk, kamu düzeni, sosyal adâlet ve millî güvenlik gibi sebeplerle de olsa, bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunamaz”. 28 Bir derlemede, maddede geçen “özel” sebepler nitelemesinin atlanmış olması, önemli bir eksikliktir. SOYSAL, Mümtaz, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası: 1969, 1970, 1971, 1973 ve 1974 Değişikliklerine Göre Yeniden Düzenlenmiş Tam Metin, 3. Bs., Doğan Yay., No. 24., Ankara, Ocak 1977, s. 8. 29 “İnsanın özgürlüğü, komşusunun özgürlüğünün başladığı yerde biter” (William Frederic CARRER). 30 İlk şekliyle md. 14: “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini veya sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar

üzerinde egemenliğini sağlamak veya dil, ırk, din ve mezhep ayırımı yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzenini kurmak amacıyla kullanılamazlar. Bu yasaklara aykırı hareket eden veya başkalarını bu yolda teşvik veya tahrik edenler hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir. Anayasanın hiçbir hükmü, Anayasada yer alan hak ve hürriyetleri yok etmeye yönelik bir faaliyette bulunma hakkını verir şekilde yorumlanamaz”. 31 İlk şekliyle md. 11: “Temel hak ve hürriyetler, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilir. Kanun, kamu yararı, genel ahlâk, kamu düzeni, sosyal adâlet ve millî güvenlik gibi sebeplerle de olsa, bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunamaz”. 32 Değişiklik öncesi şekliyle md. 15/2 (f. metninden çıkarılan kısım, bold karakterle verilmiştir): “Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler ile, ölüm cezalarının infazı dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne

dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz”. 33 İlk şekliyle md. 124’ün kenar başlığı: “Sıkıyönetim”. 34 İlk şekliyle md. 124: “Savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan ve Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma olduğunu gösterir kesin belirtilerin meydana çıkması sebebiyle, Bakanlar Kurulu, süresi bir ayı aşmamak üzere, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya her

yerinde sıkıyönetim ilân edebilir ve bunu hemen, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onamasına sunar. Meclis, gerekli gördüğü zaman, sıkıyönetim süresini kısaltabileceği gibi, tamamiyle de kaldırabilir. Meclisler toplanık değilse, hemen toplantıya çağırılır. Sıkıyönetimin her defasında iki ayı aşmamak üzere uzatılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararına bağlıdır. Bu kararlar, Meclislerin Birleşik Toplantısında alınır. Sıkıyönetim veya genel olarak savaş halinde, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği, hürriyetlerin nasıl kayıtlanacağı veya durdurulacağı kanunla gösterilir”. 35 İlk şekliyle md. 74: “Menafi-i umûmiye için lüzumu usûlen tahakkuk etmedikçe ve kanûn-ı mahsûs mûcibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimvâl ve mülkü istimlâk olunamaz.

Page 6: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

kanunla gösterilir. MD. 42/4. – (…) Angarya yasaktır. (…) Memleket ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda vatandaşlık ödevi niteliği alan beden veya fikir çalışmalarının şekil ve şartları, demokratik esaslara uygun olarak kanunla düzenlenir. [Ayrıca bkz. md. 123 (1982/119-122)]

gereğine alınacak tedbirlerin gerektirdiği kısıntıların dışında yolculuk hiçbir kayıt altına alınamaz. [Sıkıyönetim ilânı ve uygulanması] MD. 86/3-4. – (…) Sıkıyönetim, kişi ve konut dokunulmazlığının, basın, gönderişme, dernek, ortaklık hürriyetlerinin geçici olarak kayıtlanması veya durdurulması demektir. Sıkıyönetim bölgesiyle bu bölgede hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği harb halinde de dokunulmazlığın ve diğer hürriyetlerin nasıl kayıtlanabileceği veya durdurulacağı kanunla gösterilir.

halinde veyahut müstevli emrazdan dolayı kanûnen müttehaz tedabir icabâtından olarak vaz’edilecek takyidât müstesna olmak üzere seyahat hiçbir sûretle takyidâta tâbi tutulamaz. [Sıkıyönetim ilânı ve uygulanması] MD. 86/3-4. – (…) İdare-i örfiye, şahıs37 ve ikametgâh masûniyetlerinin, matbuât, müraselât, cemiyet, şirket hürriyetlerinin muvakkaten takyid ve tâlikı demektir. İdâre-i örfiye mıntakasile bu mıntaka dâhilinde tatbik olunacak ahkâm ve muamelâtın sûret-i icrâsı ve harb halinde dahi masûniyet ve hürriyetlerin tarz-ı takyid ve tâlikı kanûnla tesbit olunur38.

biçimi, özel düzenlemelerle saptanacaktır. Hükûmetin güvenliğini zedeledikleri, emniyet yönetiminin belgelendirilmiş soruşturmasıyla kesinleşmiş olan kişileri Osmanlı ülkesi topraklarından çıkarma ve sürgüne gönderme yetkisi, yalnızca Pâdişâh Hazretleri’nin şahsına aittir. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 113. – Ülkenin herhangi bir yerinde ayaklanma ortaya çıkacağını doğrulayan kanıtlar ve belirtiler görüldüğü takdirde, yüce Hükûmetin, o bölgeye özgü olmak üzere, geçici olarak sıkıyönetim ilân etme yetkisi vardır. Sıkıyönetim, yasalar ve diğer düzenlemelerin geçici olarak askıya alınmasıyla sınırlı olup, sıkıyönetim altında bulunan bölgenin yönetim biçimi, özel düzenlemelerle saptanacaktır.

V – Yabancıların durumu MD. 16. – Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir.

IV – Yabancıların durumu MD. 13. – Bu kısımda gösterilen hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak, kanunla sınırlanabilir.

İKİNCİ BÖLÜM KİŞİNİN HAKLARI VE ÖDEVLERİ

İKİNCİ BÖLÜM KİŞİNİN HAKLARI VE ÖDEVLERİ

I – Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı MD. 17. – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz. (Değ. f.: 7.5.2004-5170/md. 3)39 Meşrû müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silâh kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.

I – Kişi dokunulmazlığı MD. 14. – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını geliştirme haklarına ve kişi hürriyetine sahiptir. Kişi dokunulmazlığı ve hürriyeti, kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usûlüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça kayıtlanamaz. Kimseye eziyet ve işkence yapılamaz. İnsan haysiyetiyle bağdaşmıyan ceza konulamaz.

MD. 70. – Kişi dokunulmazlığı, (…) Türklerin tabiî haklarındandır. MD. 71. – Cana (…) hiçbir türlü dokunulamaz. MD. 73. – İşkence, eziyet, zoralım (…) yasaktır.

MD. 70. – Şahsî masûniyet, (…) Türklerin tabiî hukukundandır. MD. 71. – Can (…) her türlü taarruzdan masûndur. MD. 73. – İşkence, eziyet, müsadere (…) memnû’dur.

MD. 26. – İşkence ve diğer her tür eziyet kesinlikle ve tamamen yasaktır.

II – Zorla çalıştırma yasağı MD. 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere yükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.

MD. 42/3. – (…) Angarya yasaktır. (…)

MD. 73. – (…) angarya yasaktır MD. 73. – (…) angarya memnû’dur. � Bkz. 1924 Tarih Ve 491 Sayılı Teşkilât-I Esâsîye Kanunu’nun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması Ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanun md. 24/240 (K.n. 1., K.t. 12.6.1960; R.G., T. 14.6.1960, S. 10525.; Düstur, IV. Tertip, C. I., s. 36).

III – Kişi hürriyeti ve güvenliği MD. 19. – Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir. Şekil ve şartları kanunda gösterilen: Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine

VIII – Hakların korunması ile ilgili hükümler (Değ. üst kenar başlık: 20.9.1971-1488/md. [1/7])44 a) Kişi güvenliği MD. 30. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/7]; Değ. md.: 15.3.1973-1699/md. 1)45 Suçluluğu

MD. 72. – Kanunda yazılı hal ve şekillerden başka türlü hiçbir kimse yakalanamaz ve tutulamaz.

MD. 72. – Kanûnen muayyen olan ahvâl ve eşkâlden başka bir sûretle hiçbir kimse der-dest ve tevkif edilemez.

MD. 9. – Osmanlıların tümü kişi özgürlüğüne sahip ve diğer bireylerin özgürlüğüne zarar vermemekle yükümlüdür. MD. 10. – Kişi özgürlüğü, her türlü saldırı karşısında dokunulmazdır. Hiç kimse, şeriat

Fevk-al-âde ahvâlde kanûn mûcibince tahmil olunacak nakdî, aynî ve sây ü amele müteallik mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlığa icbar edilemez”. 36 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), 78 inci maddenin birinci satırındaki “seferberlikte idarei

örfiye halinde ...” ibaresindeki “seferberlikte” sözcüğünden sonra yazılmamış olan “ve” bağlacınmın eklenmesiyle ibare, (seferberlikte ve idarei örfiye, halinde ...) şeklinde düzeltilmiştir. Ancak, yayımlanan “düzeltme” sırasında başka bir düzeltme ihtiyacına yol açılmış; bu kez başka bir yerde “yanlış” yapılmış olması kayda değer. Daha önce bulunmadığı halde, “örfiye” sözcüğünden sonra bir virgül konmasının hiçbir gereği ve anlamı bulunmamakta olduğundan, metinden çıkarılmıştır.

37 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), 86 ncı maddede geçen “idarei örfiye, şahsi” ibaresindeki “şahsi” sözcüğü “şahıs” olarak düzeltilmiştir.

38 Bkz. Takrîr-i Sükûn Kanûnu (K.n. 578., K.t. 3 Mart 1341 (1925)); R.G., T. 4 Mart 1925, S. 87.; Düstur, 3. Tertip, C. VI., s. 144). Harekât-ı Askeriye Mıntakasında ve Ankara’da Birer İstiklâl Mahkemesi Teşkili Hakkında Hey’et-i Umûmiye Kararı (Karar no: 117., K.t. 3 Mart 1341 (1925)); R.G., T. 4 Mart 1925, S. 87.; Düstur, 3. Tertip, C. VI., s. 146.).

39 Değişiklik öncesi şekliyle md. 17/4 (metinden çıkarılan kısım, bold karakterle verilmiştir): “Mahkemelerce verilen ölüm cezalarının yerine getirilmesi hali ile meşrû müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silâh kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.

40 Söz konusu hüküm, şu şekildedir: “Eski iktidar mensuplarından, kendilerinin ve yakınlarının servetlerini meşrû yollardan edindiklerini mahkemelerde ispat edemeyenler hakkında Teşkilât-ı Esasiye Kanununun 73 üncü maddesinde yazılı müsadere yasağı yürürlükten kaldırılmıştır”. 44 İlk şekliyle, md. 30-34’ün üst kenar başlığı: “Hakların korunmasıyla ilgili hükümler”. Söz konusu kenar başlıkta bu tür bir değişikliğe neden gidildiğini anlamak, oldukça güç. Resmî Gazete’de yayımlanan metinlerde, çok açık biçimde bu farklılığı görmek mümkün. İlk biçimiyle, söz konusu üst kenar başlığında

“korunmasıyla” sözcüğü geçmesine karşın (Bkz. R.G., T. 20.7.1961, S. 10859., s. 4643); 1971’de yapılan değişiklikle, sözcük “korunması ile” şeklini almıştır (Bkz. R.G., T. 22.9.1971, S. 13964, s. 2). Burada “üst kenar başlık” deyimini kullanmamızın asıl nedeni, örneğin md. 30’a özgü “Kişi güvenliği” kenar başlığından farklı olarak, söz konusu kenar başlığın, yalnızca bir Anayasal normu değil, birden fazla Anayasal normu (örnekte, md. 30-34) ilgilendirmesidir.

45 İlk şekliyle md. 30: “Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmayı veya delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunla gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir. Tutukluluğun devamına karar verilebilmesi aynı şartlara

bağlıdır. Yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir. Yakalanan veya tutuklanan kimselere, yakalama veya tutuklama sebeplerinin ve haklarındaki iddiaların yazılı olarak hemen bildirilmesi gerekir. Yakalanan veya tutuklanan kimse, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç, yirmidört saat içinde hâkim önüne çıkarılır ve bu süre geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun kılınamaz. Yakalanan veya tutuklanan kimse, hâkim önüne çıkarılınca durum hemen

yakınlarına bildirilir”.

Page 7: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslâhı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslâhı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir. Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir. Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 4)41 Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 4)42 Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına derhal bildirilir. Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir. Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 4)43 Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.

hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmayı veya delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunla gösterilen diğer hallerde hâkim karariyle tutuklanabilir. Tutukluluğun devamına karar verilebilmesi aynı şartlara bağlıdır. Yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir. Yakalanan veya tutuklanan kimselere, yakalama veya tutuklama sebeplerinin ve haklarındaki iddiaların yazılı olarak hemen bildirilmesi gerekir. (Değ. f.: 15.3.1973-1699/md. 1)46 Yakalanan veya tutuklanan kimse, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev ve yetkilerine giren suçlar ile kanunun açıkça belli ettiği hallerde toplu olarak işlenen suçlarda ve genellikle savaş veya sıkıyönetim hallerinde, kanunlarda gösterilen süre içinde hâkim önüne çıkarılır; bu süre onbeş günü geçemez. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın, hürriyetinden yoksun kılınamaz. Yakalanan veya tutuklanan kimsenin durumu hemen yakınlarına bildirilir. Bu esaslar dışında işleme tâbi tutulan kimselerin uğrayacakları her türlü zararlar kanuna göre Devletçe ödenir. MD. 14/2. – (…) Kişi dokunulmazlığı ve hürriyeti, kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usûlüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça kayıtlanamaz. (…) [Ayrıca bkz. md. 14 (1982/17)]

kuralları ve yasaların belirlediği nedenler ve durumlar dışında bir gerekçe ile cezalandırılamaz. MD. 6. – Büyük Osmanlı soyunun özgürlük hakları, (…) Devlet’in genel güvencesi altındadır. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 6. – Büyük Osmanlı soyunun özgürlük hakları, mal ve mülkü ile özel yasası gereğince, hayatta kaldıkları süre içinde kendilerine ayrılacak parasal kaynak, Devlet’in genel güvencesi altındadır. MD. 10. – (…) Hiç kimse, şeriat kuralları ve yasaların belirlediği nedenler ve durumlar dışında bir gerekçe ile cezalandırılamaz. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 10. – (…) Hiç kimse, şeriat kuralları ve yasaların belirlediği nedenler ve durumlar dışında bir gerekçe ile tutuklanamaz ve cezalandırılamaz. MD. 113. – (…) Hükûmetin güvenliğini zedeledikleri, emniyet yönetiminin belgelendirilmiş soruşturmasıyla kesinleşmiş olan kişileri Osmanlı ülkesi topraklarından çıkarma ve sürgüne gönderme yetkisi, yalnızca Pâdişâh Hazretleri’nin şahsına aittir. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 113. – Ülkenin herhangi bir yerinde ayaklanma ortaya çıkacağını doğrulayan kanıtlar ve belirtiler görüldüğü takdirde, yüce Hükûmetin, o bölgeye özgü olmak üzere, geçici olarak sıkıyönetim ilân etme yetkisi vardır. Sıkıyönetim, yasalar ve diğer düzenlemelerin geçici olarak askıya alınmasıyla sınırlı olup, sıkıyönetim altında bulunan bölgenin yönetim biçimi, özel düzenlemelerle saptanacaktır.

IV – Özel hayatın gizliliği ve korunması A – Özel hayatın gizliliği MD. 20. – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga c.: 3.10.2001-4709/md. 5)47 (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 5)48 Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya

II – Özel hayatın korunması a) Özel hayatın gizliliği MD. 15. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/2])49 Özel hayatın gizliliğine dokunulamaz. Adlî kovuşturmanın gerektirdiği istisnalar saklıdır. Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usûlüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; millî güvenlik veya kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunan hallerde de,

[Can, mal, ırz ve konut dokunulmazlığı] MD. 71. – Cana, mala, ırza, konuta hiçbir türlü dokunulamaz.

[Can, mal, ırz ve konut dokunulmazlığı] MD. 71. – Can, mal, ırz, mesken her türlü taarruzdan masûndur.

41 İlk şekliyle md. 19/5: “Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok onbeş gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu

süreler olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir”. 42 İlk şekliyle md. 19/6: “Yakalanan veya tutuklanan kişinin durumu, soruşturmanın kapsam ve konusunun açığa çıkmasının sakıncalarının gerektirdiği kesin zorunluluk dışında, yakınlarına derhal bildirilir“. 43 İlk şekliyle md. 19/son: “Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, kanuna göre, Devletçe ödenir”. 46 Önceki şekliyle md. 30/4: “Yakalanan veya tutuklanan kimse tutuklama yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç kırksekiz saat ve kanunun açıkça belli ettiği hallerde toplu olarak işlenen suçlarda yedi gün içinde hâkim önüne çıkarılır ve bu süre geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın,

hürriyetinden yoksun kılınamaz. Yakalanan veya tutuklanan kimse, hâkim önüne çıkarılınca durum hemen yakınlarına bildirilir”. 47 Mülga 3. cümle: “Adlî soruşturma ve kovuşturmanın gerektirdiği istisnalar saklıdır”. 48 İlk şekliyle md. 20/2: “Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz”. 49 İlk şekliyle md. 15: “Özel hayatın gizliliğine dokunulamaz. Adlî kovuşturmanın gerektirdiği istisnalar saklıdır. Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usûlüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; kamu düzeninin gerektirdiği hallerde de, kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz”.

Page 8: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 2) Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.

kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz.

B – Konut dokunulmazlığı MD. 21. – (Değ. md.: 3.10.2001-4709/md. 6)50 Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

b) Konut dokunulmazlığı MD. 16. – Konuta dokunulamaz. Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usûlüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; millî güvenlik veya kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunan hallerde de, kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, konuta girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz.

[Can, mal, ırz ve konut dokunulmazlığı] MD. 71. – (…) konuta hiçbir türlü dokunulamaz. [Konut dokunulmazlığı] MD. 76. – Kanunda yazılı usûl ve haller dışında kimsenin konutuna girilemez ve üstü aranamaz.

[Can, mal, ırz ve konut dokunulmazlığı] MD. 71. – (…) mesken her türlü taarruzdan masûndur. [Konut dokunulmazlığı] MD. 76. – Kanûn ile muayyen olan usûl ve ahvâl haricinde kimsenin meskenine girilemez ve üzeri taharri edilemez.

[Konut dokunulmazlığı] MD. 22. – Osmanlı ülkesinde, herkesin konutu ve yeri saldırılara karşı dokunulmazdır. Yasanın belirlediği durumlar dışında bir nedenle, Hükûmet görevlileri tarafından hiç kimsenin konutuna ve yerine zorla girilemez.

C – Haberleşme hürriyeti MD. 22. – (Değ. md.: 3.10.2001-4709/md. 7)51 Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar. İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.

c) Haberleşme hürriyeti MD. 17. – Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Kanunun gösterdiği hallerde, hâkim tarafından kanuna uygun olarak verilmiş bir karar olmadıkça, bu gizliliğe dokunulamaz.

[Haberleşme özgürlüğü] MD. 81. – Postalara verilen kâğıtlar, mektuplar ve her türlü emanetler yetkili sorgu yargıcı veya yetkili mahkeme kararı olmadıkça açılamaz ve telgraf ve telefonla haberleşmenin gizliliği bozulamaz.

[Haberleşme özgürlüğü] MD. 81. – Postalara verilen evrak, mektuplar ve her nevi emanetler salâhiyettar müstantık, mahkeme kararı olmadıkça açılamaz ve telgraf ve telefon ile vâki olan muhaberâtın mahremiyeti ihlâl olunamaz.

??? 3 Ağustos 1909’da değ. [Haberleşmenin gizliliği] MD. 119. [MD. 120.] – Postahânelere verilen belge ve mektuplar, sorgu yargıcı veya mahkeme kararı olmaksızın açılamaz.

V – Yerleşme ve seyahat hürriyeti MD. 23. – Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek; Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir. (Değ. f.: 7.5.2010-5982/md. 3)52 Vatandaşın

III – Seyahat ve yerleşme hürriyeti MD. 18. – Herkes, seyahat hürriyetine sahiptir; bu hürriyet, ancak millî güvenliği sağlama ve salgın hastalıkları önleme amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir. Herkes, dilediği yerde yerleşme hürriyetine sahiptir; bu hürriyet, ancak millî güvenliği sağlama, salgın hastalıkları önleme, kamu mallarını koruma, sosyal, iktisadî ve tarımsal gelişmeyi gerçekleştirme zorunluğuyla ve kanunla sınırlanabilir. Türkler, yurda girme ve yurt dışına çıkma

MD. 70. – (…) yolculuk (…) hürriyetleri Türklerin tabiî haklarındandır. MD. 78. – Seferberlik ve sıkıyönetim hallerinin veyahut salgın hastalıklardan dolayı kanun gereğine alınacak tedbirlerin gerektirdiği kısıntıların dışında yolculuk hiçbir kayıt altına alınamaz.

MD. 70. – (…) seyahat (…) hürriyetleri Türklerin tabiî hukukundandır. MD. 78. – Seferberlikte ve53 idâre-i örfiye halinde veyahut müstevli emrazdan dolayı kanûnen müttehaz tedabir icabâtından olarak vaz’edilecek takyidât müstesna olmak üzere seyahat hiçbir sûretle takyidâta tâbi tutulamaz.

50 İlk şekliyle md. 21: “Kimsenin konutuna dokunulamaz. Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el

konulamaz”. 51 İlk şekliyle md. 22: “Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir”. 52 2001 değişikliği sonrası, md. 23/5 (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 8): “Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir”. İlk şekliyle, md. 23/5: “Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ülkenin ekonomik durumu, vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir”. 53 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), 78 inci maddenin birinci satırındaki “seferberlikte idarei

Page 9: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir. Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.

hürriyetine sahiptir. Yurt dışına çıkma hürriyeti kanunla düzenlenir.

VI – Din ve vicdan hürriyeti MD. 24. – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî ayin ve törenler serbesttir. Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır. Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.

IV – Düşünce ve inanç hak ve hürriyetleri a) Vicdan ve din hürriyeti MD. 19. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/3])54 Herkes, vicdan ve dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kamu düzenine veya genel ahlâka veya bu amaçlarla çıkarılan kanunlara aykırı olmıyan ibâdetler, dinî âyin ve törenler serbesttir. Kimse, ibâdete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. Kimse dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz. Din eğitim ve öğrenimi, ancak kişilerin kendi isteğine ve küçüklerin de kanunî temsilcilerinin isteğine bağlıdır. Kimse, Devletin sosyal, iktisadî, siyasî veya hukukî temel düzenini, kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya şahsî çıkar veya nüfuz sağlama amaciyle, her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Bu yasak dışına çıkan veya başkasını bu yolda kışkırtan gerçek ve tüzel kişiler hakkında, kanunun gösterdiği hükümler uygulanır ve siyasî partiler Anayasa Mahkemesince temelli kapatılır.

MD. 70. – (…) vicdan (…) hürriyetleri Türklerin tabiî haklarındandır. MD. 75. – Hiçbir kimse felsefî inanından, din ve mezhebinden dolayı kınanamaz. Güvenliğe ve edep törelerine ve kanunlar hükümlerine aykırı bulunmamak üzere her türlü din törenleri serbesttir.

MD. 70. – (…) vicdan (…) hürriyetleri Türklerin tabiî hukukundandır. MD. 75. – (Değ. md.: 5.2.1937-3115/md. 8)55 Hiçbir kimse mensup olduğu felsefî içtihat, din ve mezhepten dolayı muaheze edilemez. Asayiş ve umûmî muaşeret âdâbına ve kanûnlar hükümlerine aykırı bulunmamak üzere her türlü dinî âyinler yapılması serbesttir.

[Osmanlı Devleti’nin dini, din özgürlüğü ve mezheplerin ayrıcalıkları] MD. 11. – Osmanlı Devleti’nin dini, İslâm Dini’dir. Bu ilkeyi korumanın yanı sıra, kamu düzeni56 ve genel ahlâkı zedelememek koşuluyla, Osmanlı memleketlerinde tanınan tüm dinlerin özgür biçimde uygulanması ve çeşitli cemaatlere tanınmış olan mezhep ayrıcalıklarının devamı, eskiden olduğu gibi, yine Devlet’in koruması altındadır.

VII – Düşünce ve kanaat hürriyeti MD. 25. – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

b) Düşünce hürriyeti MD. 20. – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir; düşünce ve kanaatlarını söz, yazı, resim ile veya başka yollarla, tek başına veya toplu olarak açıklıyabilir veya yayabilir. Kimse, düşünce ve kanaatlarını açıklamaya zorlanamaz.

MD. 70. – (…) düşünme (…) hürriyetleri Türklerin tabiî haklarındandır.

MD. 70. – (…) tefekkür (…) hürriyetleri Türklerin tabiî hukukundandır.

VII – Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti MD. 26. – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 9)57 Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir. (Mülga f.: 3.10.2001-4709/md. 9)58 Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin

MD. 20/1. – Herkes (…) düşünce ve kanaatlarını söz, yazı, resim ile veya başka yollarla, tek başına veya toplu olarak açıklıyabilir veya yayabilir.

MD. 70. – (…) söz (…) hürriyetleri Türklerin tabiî haklarındandır.

MD. 70. – (…) kelâm (…) hürriyetleri Türklerin tabiî hukukundandır.

örfiye halinde ...” ibaresindeki “seferberlikte” sözcüğünden sonra yazılmamış olan “ve” bağlacınmın eklenmesiyle ibare, (seferberlikte ve idarei örfiye, halinde ...) şeklinde düzeltilmiştir. Ancak, yayımlanan “düzeltme” sırasında başka bir düzeltme ihtiyacına yol açılmış; bu kez başka bir yerde “yanlış” yapılmış olması kayda değer. Daha önce bulunmadığı halde, “örfiye” sözcüğünden sonra bir virgül konmasının hiçbir gereği ve anlamı bulunmamakta olduğundan, metinden çıkarılmıştır.

54 İlk şekliyle md. 19: “Herkes, vicdan ve dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kamu düzenine veya genel ahlâka veya bu amaçlarla çıkarılan kanunlara aykırı olmayan ibâdetler, dinî âyin ve törenler serbesttir. Kimse, ibâdete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. Kimse dinî inanç ve kanaatlarınden dolayı kınanamaz. Din eğitim ve öğrenimi, ancak kişilerin kendi isteğine ve küçüklerin de kanunî temsilcilerinin isteğine bağlıdır. Kimse, Devletin sosyal, iktisadî, siyasî veya hukukî temel düzenini, kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya şahsî çıkar veya nüfuz sağlama amacıyla, her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Bu yasak

dışına çıkan veya başkasını bu yolda kışkırtanlar kanuna göre cezalandırılır; dernekler, yetkili mahkemece ve siyasî partiler, Anayasa Mahkemesince temelli kapatılır”. 55 İlk şekliyle md. 75: “Hiçbir kimse mensup olduğu din, mezhep, tarîkat ve felsefî içtihadından dolayı muaheze edilemez. Asayiş, âdâb-ı muaşeret-i umûmiye ve kavânîne mugayir olmamak üzere her türlü âyinler serbesttir”. 56 Orijinal metinde, “asayiş-i halk” ibaresi geçmektedir. 57 İlk şekliyle md. 26/2: “Bu hürriyetlerin kullanılması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin

gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir”. 58 Mülga md. 26/3: “Düşüncelerin açıklanması ve yayılmasında kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dil kullanılamaz. Bu yasağa aykırı yazılı veya basılı kâğıtlar, plâklar, ses ve görüntü bandları ile diğer anlatım araç ve gereçleri usulüne göre verilmiş hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan

hallerde kanunla yetkili kılınan merciin emriyle toplattırılır. Toplatma kararını veren merci bu kararını, yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Hâkim bu uygulamayı üç gün içinde karara bağlar”.

Page 10: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

sınırlanması sayılamaz. (Ek f.: 3.10.2001-4709/md. 9) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir. IX – Bilim ve sanat hürriyeti MD. 27. – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir. Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz. Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.

V – Bilim ve sanat hürriyeti MD. 21. – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir. Eğitim ve öğretim, Devletin gözetim ve denetimi altında serbesttir. Özel okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak kanunla düzenlenir. Çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

MD. 70. – (…) yayım (…) hürriyetleri Türklerin tabiî haklarındandır.

MD. 70. – (…) neşir (…) hürriyetleri Türklerin tabiî hukukundandır.

[Şirket kurma hakkı] MD. 13. – Osmanlı yurttaşları, düzen ve yasa çerçevesinde (…) sanat (…) için her türlü şirket kurma hakkına sahiptir.

X – Basın ve yayımla ilgili hükümler A – Basın hürriyeti MD. 28. – Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz. (Mülga f.: 3.10.2001-4709/md. 10)59 Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır. Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır. Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hâkim kararıyle; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır. Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz. Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hâkim kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlâkın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir; hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır. Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır. Türkiyede yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, millî güvenliğe ve genel ahlâka aykırı yayımlardan mahkûm olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hâkim kararıyla toplatılır.

VI – Basın ve yayımla ilgili hükümler a) Basın hürriyeti MD. 22. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/4])60 Basın hürdür; sansür edilemez. Devlet, basın ve haber alma hürriyetini sağlıyacak tedbirleri alır. Basın ve haber alma hürriyeti, ancak Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünü, kamu düzenini, millî güvenliği ve millî güvenliğin gerektirdiği gizliliği veya genel ahlâkı korumak, kişilerin haysiyet, şeref ve haklarına tecavüzü, suç işlemeye kışkırtmayı önlemek veya yargı görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak için kanunla sınırlanabilir. Yargı görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için kanunla belirtilecek sınırlar içinde hâkim tarafından verilecek kararlar saklı olmak üzere, olaylar hakkında yayın yasağı konamaz. Türkiye’de yayımlanan gazete ve dergiler, kanunun gösterdiği suçların işlenmesi halinde hâkim karariyle; Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin veya genel ahlâkın korunması bakımından gecikmede sakınca bulunan hallerde de, kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararını veren yetkili merci, bu kararını en geç 24 saat içinde mahkemeye bildirir. Mahkeme bu kararı en geç üç gün içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır. Türkiye’de yayımlanan gazete ve dergiler, millî güvenliğe, kamu düzenine, genel ahlâka, insan hak ve hürriyetlerine dayanan millî, demokratik, lâik ve sosyal Cumhuriyet ilkelerine veya Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliği temel hükmüne aykırı yayımlardan mahkûm olma halinde mahkeme karariyle kapatılabilir. [Ayrıca bkz. md. 23-24 (1982/28-29)]

MD. 70. – (…) yayım (…) hürriyetleri Türklerin tabiî haklarındandır. MD. 77. – Basın, kanun çerçevesinde serbesttir ve yayımından önce denetlenemez, yoklanamaz.

MD. 70. – (…) neşir (…) hürriyetleri Türklerin tabiî hukukundandır. MD. 77. – Matbuât, kanûn dairesinde serbesttir, neşredilmeden evvel teftiş ve muayeneye tâbi değildir.

[Basın özgürlüğü] MD. 12. – Basın, yasa çerçevesinde serbesttir. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 12. – Basın, yasa çerçevesinde serbesttir. Hiçbir nedenle, yayından önce denetim ve incelemeye bağlı tutulamaz.

B – Süreli ve süresiz yayın hakkı MD. 29. – Süreli veya süresiz yayın önceden

b) Gazete ve dergi çıkarma hakkı MD. 23. – Gazete ve dergi çıkarılması, önceden

59 Mülga md. 28/2: “Kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dilde yayım yapılamaz”. 60 İlk şekliyle md. 22: “Basın hürdür; sansür edilemez. Devlet, basın ve haber alma hürriyetini sağlıyacak tedbirleri alır Basın ve haber alma hürriyeti, ancak millî güvenliği veya genel ahlâkı korumak, kişilerin haysiyet, şeref ve haklarına tecavüzü, suç işlemeye kışkırtmayı önlemek veya yargı görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak için kanunla sınırlanabilir. Yargı görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar içinde hâkim tarafından verilecek kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayın yasağı konamaz. Türkiye’de yayımlanan gazete ve dergilerin toplatılması, bu tedbirlerin uygulanacağını kanunun açıkça gösterdiği suçların işlenmesi halinde ve ancak hâkim kararıyla olabilir. Türkiye’de yayımlanan gazete ve dergiler, ancak 57 nci maddede belirtilen fiillerden mahkûm olma halinde mahkeme kararıyla kapatılabilir”. � NOT: İlk biçimiyle md. 22/son’da referans yapılan md. 57, “siyasî partilerin uyacakları esaslar”ı düzenlemektedir.

Page 11: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz. Süreli yayın çıkarabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, yayının durdurulması için mahkemeye başvurur. Süreli yayınların çıkarılması, yayım şartları, malî kaynakları ve gazetecilik mesleği ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir. Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, malî ve teknik şartlar koyamaz. Süreli yayınlar, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara bağlı kurumların araç ve imkânlarından eşitlik esasına göre yararlanır.

izin alma ve malî teminat şartına bağlanamaz. Gazete ve dergi çıkarılması, yayımı, malî kaynakları ve gazetecilik mesleği ile ilgili şartlar kanunla düzenlenir. Kanun, haber, düşünce ve kanaatların serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasî, iktisadî, malî veya teknik kayıtlar koyamaz. Gazete ve dergiler, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara bağlı kurumların araç ve imkânlarından eşitlik esasına göre faydalanır. c) Kitap ve broşür çıkarma hakkı MD. 24. – Kitap ve broşür yayımı izne bağlı tutulamaz; sansür edilemez. Türkiye’de yayımlanan kitap ve broşürler, 22 nci maddenin 5 inci fıkrası hükümleri dışında, toplatılamaz61.

C – Basın araçlarının korunması MD. 30. – (Değ. md.: 7.5.2004-5170/md. 4)62 Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.

d) Basın araçlarının korunması MD. 25. – Basımevi ve eklentileri ve basın araçları, suç vasıtası olduğu gerekçesiyle de olsa, zapt veya müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.

D – Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı MD. 31. – Kişiler ve siyasî partiler, kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 11)63 Kanun, millî güvenlik, kamu düzeni, genel ahlâk ve sağlığın korunması sebepleri dışında, halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz.

e) Basın dışı haberleşme araçlarından faydalanma hakkı MD. 26. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/5])64 Kişiler ve siyasî partiler, kamu tüzel kişileri elindeki basın dışı haberleşme ve yayın araçlarından faydalanma hakkına sahiptir. Bu faydalanmanın şartları ve usulleri, demokratik esaslara ve hakkaniyet ölçülerine uygun olarak kanunla düzenlenir. Kanun, Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, insan haklarına dayanan millî, demokratik, lâik ve sosyal Cumhuriyetin, millî güvenliğin ve genel ahlâkın korunması halleri dışında kalan bir sebebe dayanarak halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamu oyunun serbestçe oluşumunu engelleyici kayıtlar koyamaz.

E – Düzeltme ve cevap hakkı MD. 32. – Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir. Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hâkim tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir.

f) Düzeltme ve cevap hakkı MD. 27. – Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir. Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hâkim tarafından karar verilir.

XI – Toplantı hak ve hürriyetleri A – Dernek kurma hürriyeti MD. 33. – (Değ. md.: 3.10.2001-4709/md. 12)[65,66] Herkes, önceden izin almaksızın

b) Dernek kurma hakkı MD. 29. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/6])67 Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılışında

MD. 70. – (…) dernek kurma (…) hürriyetleri Türklerin tabiî haklarındandır. MD. 79. – (…) derneklerin (…) serbestlik sınırı

MD. 70. – (…) cemiyet (…) hürriyetleri Türklerin tabiî hukukundandır. MD. 79. – (…) cemiyetlerin (…) hudud-ı hürriyeti

3 Ağustos 1909’da değ. [Toplanma ve dernek özgürlüğü] MD. 120. [MD. 121.] – (…) Osmanlı Devleti’nin ülkesinin toprak bütünlüğünü zedelemek,

61 Md. 24/son’da referans yapılan hükmün, ilk şekliyle md. 22/5 olduğu sonucuna varmak gerekir. Ancak, md. 22/5 değiştikten sonra bu konuda uygulanan ve zaten uygulanması (da) gereken hüküm ise, hiç kuşkusuz değişiklik sonrası şekliyle md. 22/5’tir. 62 İlk şekliyle md. 30: “Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, Cumhuriyetin temel ilkeleri ve millî güvenlik aleyhinde işlenmiş bir suçtan mahkûm olma hali hariç, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez ve

işletilmekten alıkonulamaz”. 63 İlk şekliyle md. 31/2: “Kanun, 13 üncü maddede yer alan genel sınırlamalar dışında bir sebebe dayanarak, halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz”. 64 İlk şekliyle md. 26: “Kişiler ve siyasî partiler, kamu tüzel kişileri elindeki basın dışı haberleşme ve yayın araçlarından faydalanma hakkına sahiptir. Bu faydalanmanın şartları ve usûlleri, demokratik esaslara ve hakkaniyet ölçülerine uygun olarak kanunla düzenlenir. Kanun, halkın bu araçlarla haber almasını,

düşünce ve kanaatlara ulaşmasını ve kamu oyunun serbestçe oluşumunu köstekleyici kayıtlamalar koyamaz”. 65 Önceki şekliyle (2001 Anayasa Değişikliği öncesi) md. 33: “Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Dernek kurabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, derneğin faaliyetinin durdurulması veya kapatılması için mahkemeye başvurur. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usûller kanunda gösterilir. (Fıkra 4 ve 5 mülga: 23.7.1995-4121/md. 2) (Değişik: 23.7.1995-4121/md. 2) Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci,

derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içerisinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar. (Değişik: 23.7.1995-4121/md. 2) Birinci fıkra hükmü, Silâhlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir. (Değişik: 23.7.1995-4121/md. 2) Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır”. 66 İlk şekliyle (1995 Anayasa Değişikliği öncesi) md. 33: “Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Dernek kurabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, derneğin faaliyetinin durdurulması veya kapatılması için mahkemeye başvurur. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. Dernekler, 13 üncü maddedeki genel sınırlamalara aykırı hareket edemeyecekleri gibi; siyasî amaç güdemezler, siyasî faaliyette bulunamazlar, siyasî partilerden destek göremez ve onlara destek olamazlar, sendikalarla, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve vakıflarla bu amaçla ortak hareket

edemezler. Kuruluş amaç ve şartlarını kaybeden yahut kanunun öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen dernekler, kendiliğinden dağılmış sayılır. Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî güvenliğin, millî egemenliğin, kamu düzeninin, başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması ve suçların önlenmesi bakımlarından gecikilmesinde sakınca bulunan hallerde, hâkim

kararına kadar kanunen yetkili kılınan merciin emriyle faaliyetten alıkonulabilir. Birinci fıkra hükmü, Silâhlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu hizmeti görevlilerinin dernek kurma haklarına başkaca sınırlamalar getirilmesine veya bu hürriyeti kullanmalarının yasaklanmasına engel değildir. Bu madde hükmü vakıflara ve bu nitelikteki kuruluşlara da uygulanır”. 67 İlk şekliyle md. 29: “Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, ancak kamu düzenini veya genel ahlâkı korumak için kanunla sınırlanabilir”.

Page 12: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir. Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar. Birinci fıkra hükmü, Silâhlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir. Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.

uygulanacak şekil ve usuller kanunda gösterilir. Kanun, Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin ve genel ahlâkın korunması maksadiyle sınırlar koyabilir. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya veya dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Dernekler, kanunun gösterdiği hallerde hâkim karariyle kapatılabilir. Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin ve genel ahlâkın korunması bakımından gecikmede sakınca bulunan hallerde de, hâkim kararına kadar kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle faaliyetten alıkonulabilir. [Ayrıca bkz. md. 119 (1982/128)]

kanunlarla çizilir. kanûnlar ile musarrahtır. meşrutî Devlet biçimini ve hükûmetin niteliğini değiştirmek, Kanûn-ı Esâsî hükümlerine aykırı eylemde bulunmak ve Osmanlı Devleti’nin unsurlarını politik amaçla ayırmak amaçlarından birine yönelik veya genel ahlâk ve âdâba aykırı dernekler kurulması yasak olduğu gibi, hangi nedenle olursa olsun, gizli derneklerin kurulması da yasaktır. [Cemaat Meclislerinin niteliği] MD. 111. – Vakıf binaları68, tarım ürünleri gibi gelir getiren vakıf mallar69, vakıf faaliyetlerini yürütmek amacıyla ayrılan paralar, eski geleneklere uygun olarak vakıf menfaatine harcanma koşuluyla vakfedilen diğer şeyler, hayır işleri ve yol, çeşme gibi hayır ve yardım türünden olan diğer hizmetlere harcanmak üzere vasiyet edilen malların vasiyetnâmelerde yazılmış olduğu üzere lehine vasiyet olunan kimseye harcanması ve yetimlerin mallarının özel düzenlemeler gereğince yönetim biçimini gözetmek üzere; her ilçede, her ulus70un bir Cemaat Meclisi bulunacaktır. Söz konusu Meclis’ler, hazırlanacak özel düzenlemeleri gereğince her ulusun seçilmiş temsilcilerinden oluşturulacaktır. Bu meclisler, kendi bölgelerindeki hükûmetleri ve illerin Genel Meclislerini kendilerine merci olarak bileceklerdir.

B – Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı MD. 34. – (Değ. md.: 3.10.2001-4709/md. 13)71 Herkes, önceden izin almadan, silâhsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

VII – Toplantı hak ve hürriyetleri a) Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı MD. 28. – Herkes, önceden izin almaksızın, silâhsız ve saldırısız toplanma ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir. Bu hak, ancak kamu düzenini korumak için kanunla sınırlanabilir.

MD. 70. – (…) toplanma (…) hakları ve hürriyetleri Türklerin tabiî haklarındandır. MD. 79. – (…) toplanmaların (…) serbestlik sınırı kanunlarla çizilir.

MD. 70. – (…) içtima’ (…) hak ve hürriyetleri Türklerin tabiî hukukundandır. MD. 79. – (…) içtimaâtın (…) hudud-ı hürriyeti kanûnlar ile musarrahtır.

3 Ağustos 1909’da değ. [Toplanma ve dernek özgürlüğü] MD. 120. [MD. 121.] – Özel yasasına uygun olmak koşulu ile, Osmanlılar toplanma özgürlüğü72ne sahiptir. (…)

XII – Mülkiyet hakkı MD. 35. – Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.

[Madde metni aynı, bölüm farklı] II – Mülkiyet hakkı a) Mülkiyete ait genel kural MD. 36. – Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.

MD. 70. – (…) mülkedinme, malını ve hakkını kullanma (…) hakları ve hürriyetleri Türklerin tabiî haklarındandır. MD. 79. – (…) mülkedinme ve hak ve mal kullanmanın (…) serbestlik sınırı kanunlarla çizilir. MD. 71. – (…) mala (…) hiçbir türlü dokunulamaz. MD. 74. – Kamu faydasına gerekli olduğu usûlüne göre anlaşılmadıkça ve özel kanunları gereğince değer pahası peşin verilmedikçe hiç kimsenin malı ve mülkü kamulaştırılamaz. (…)

MD. 70. – (…) temellük ve tasarruf (…) hak ve hürriyetleri Türklerin tabiî hukukundandır. MD. 79. – (…) temellük ve tasarrufun (…) hudud-ı hürriyeti kanûnlar ile musarrahtır. MD. 71. – (…) mal (…) her türlü taarruzdan masûndur. MD. 74. – (Değ. md.: 5.2.1937-3115/md. 7)73 Umûmî menfaatler için lüzumu, usûlüne göre anlaşılmadıkça ve mahsûs kanûnları mûcibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimvâl ve mülkü istimlâk olunamaz. (…)

[Mülkiyet hakkı ve kamulaştırma] MD. 21. – Herkesin hukuka uygun olarak sahibi olduğu74 taşınır ve taşınmaz mallar, Devlet’in güvencesi altındadır. Kamu yararı için gereği kanıtlanmış olmadıkça ve ilgili yasası gereğince değerinin karşılığı peşin olarak verilmedikçe, kimsenin mülkü elinden alınamaz. [Osmanlı soyunun hakları ve güvencesi] MD. 6. – Büyük Osmanlı soyunun (…) mal ve mülkü ile hayatta kaldıkları süre içinde kendilerine ayrılacak parasal kaynak, Devlet’in genel güvencesi altındadır. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 6. – Büyük Osmanlı soyunun özgürlük hakları, mal ve mülkü ile özel yasası gereğince, hayatta kaldıkları süre içinde kendilerine ayrılacak parasal kaynak, Devlet’in genel güvencesi altındadır.

68 Orijinal metinde geçen “müsakkafât” sözcüğü, sözlükte “üzeri dam ile örtülü olan yerler: (ev, han, dükkân gibi...)” (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 737.) ve “üstü örtülü vakıf yapılar” (ÖZÖN, op.cit., s. 534.) olarak tanımlanmakta olup, uyarlamada kısaca “vakıf binaları” olarak alınmıştır. 69 Orijinal metinde geçen “müstagallât” sözcüğü, sözlükte “müsakkafât (üstü kapalı) îratlardan başka, zahîre, tahıl gibi îrat getiren vakıf malı” (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 742.; aynı anlamda bkz. ÖZÖN, op.cit., s. 536) olarak tanımlanmaktadır. 70 Orijinal metinde her ne kadar “millet” sözcüğü geçmekte ise de, kastedilen şey, “cemaat”lerdir. 71 İlk şekliyle md. 34: “Herkes, önceden izin almadan, silâhsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Şehir düzeninin bozulmasını önlemek amacıyla yetkili idarî merci, gösteri yürüyüşünün yapılacağı yer ve güzergâhı tespit edebilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. Kanunun gösterdiği yetkili merci, kamu düzenini ciddî şekilde bozacak olayların çıkması veya millî güvenlik gereklerinin ihlâl edilmesi veya Cumhuriyetin ana niteliklerini yoketme amacını güden fiillerin işlenmesinin kuvvetle muhtemel bulunması halinde belirli bir toplantı ve gösteri yürüyüşünü yasaklayabilir

veya iki ayı aşmamak üzere erteleyebilir. Kanunun, aynı sebeplere dayalı olarak bir il’e bağlı ilçelerde bütün toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yasaklanmasını öngördüğü hallerde bu süre üç ayı geçemez. Dernekler, vakıflar, sendikalar ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları kendi konu ve amaçları dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyemezler”. 72 Her ne kadar madde metninde “hak” olarak geçmişse de, “özgürlük” olarak anlamak gerekir. 73 İlk şekliyle md. 74: “Menafi-i umûmiye için lüzumu usûlen tahakkuk etmedikçe ve kanûn-ı mahsûs mûcibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimvâl ve mülkü istimlâk olunamaz. Fevk-al-âde ahvâlde kanûn mûcibince tahmil olunacak nakdî, aynî ve sây ü amele müteallik mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlığa icbar edilemez”. 74 Orijinal metinde, “tasarruf etmeye yetkili olduğu” anlamına gelen “mutasarrıf olduğu” ibaresi geçmektedir.

Page 13: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

[Cemaat Meclislerinin niteliği] MD. 111. – Vakıf binaları75, tarım ürünleri gibi gelir getiren vakıf mallar76, vakıf faaliyetlerini yürütmek amacıyla ayrılan paralar, eski geleneklere uygun olarak vakıf menfaatine harcanma koşuluyla vakfedilen diğer şeyler, hayır işleri ve yol, çeşme gibi hayır ve yardım türünden olan diğer hizmetlere harcanmak üzere vasiyet edilen malların vasiyetnâmelerde yazılmış olduğu üzere lehine vasiyet olunan kimseye harcanması ve yetimlerin mallarının özel düzenlemeler gereğince yönetim biçimini gözetmek üzere; her ilçede, her ulus77un bir Cemaat Meclisi bulunacaktır. Söz konusu Meclis’ler, hazırlanacak özel düzenlemeleri gereğince her ulusun seçilmiş temsilcilerinden oluşturulacaktır. Bu meclisler, kendi bölgelerindeki hükûmetleri ve illerin Genel Meclislerini kendilerine merci olarak bileceklerdir.

XIII – Hakların korunması ile ilgili hükümler A – Hak arama hürriyeti MD. 36. – (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 14)78 Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde dâvacı veya dâvalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki dâvaya bakmaktan kaçınamaz.

b) Hak arama hürriyeti MD. 31. – Herkes, meşrû bütün vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde dâvacı veya dâvalı olarak, iddia ve savunma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki dâvaya bakmaktan kaçınamaz. [Ayrıca bkz. md. 34, 62 (1982/39, 74)]

MD. 59. – Herkes mahkeme önünde haklarını korumak için gerekli gördüğü yasalı araçları kullanmakta serbesttir. MD. 60. – Hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki dâvalara bakmazlık edemez. Görev ve yetki dışında olan dâvalar ancak bir kararla reddolunur.

MD. 59. – Herkes, mahkeme huzûrunda hukukunu müdafaa için lüzum gördüğü meşrû vesaiti istimâlde serbesttir. MD. 60. – Hiçbir mahkeme, vazife ve salâhiyeti dâhilinde olan dâvâları rü’yetten imtina edemez. Vazife ve salâhiyet haricinde olan dâvâlar ancak bir kararla reddolunur.

[Hak arama özgürlüğü] MD. 83. – Herkes, mahkeme önünde haklarını korumak için gerekli gördüğü yasal araçları kullanabilir. [Mahkemelerin yargılamayı devam ettirme yükümlülüğü] MD. 84. – Bir mahkeme, hangi nedenle olursa olsun, görevi içinde bulunan da’vâya bakmaktan kaçınamaz. Bir kez da’vâya bakmaya veya bakmak için gereken hazırlık soruşturmasına başlamaya karar verdikten sonra, sonuçlanmadıkça, da’vâya ara vermek veya geciktirmek de mümkün değildir. Şu kadar ki, da’vâdan el çekilmesi, bu hükmün dışındadır. Ancak, ceza da’vâlarına, hükûmete ait olan hukuk düzeni doğrultusunda yine devam edilir.

B – Kanunî hâkim güvencesi MD. 37. – Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.

c) Kanunî yargı yolu (Değ. kenar başlık: 20.9.1971-1488/md. [1/8])79 MD. 32. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/8])80 Hiç kimse, kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.

MD. 83. – Hiç kimse kanunca bağlı olduğu mahkemeden başka bir mahkemeye verilemez ve yollanamaz.

MD. 83. – Hiç kimse kanûnen tâbi olduğu mahkemeden başka bir mahkemeye celb ve sevkolunamaz.

[Doğal yargıç ilkesi] MD. 23. – Yapılacak yargılama usûlü yasası gereğince, hiç kimse, yasal olarak bağlı bulunduğu mahkemeden başka bir mahkemeye gitmeye zorlanamaz. [Doğal mahkeme ilkesi] MD. 85. – Her da’vâya, ait olduğu mahkemede bakılır. Kişiler ile hükûmet arasındaki da’vâların çözümü dahi, genel mahkemelere aittir. [Olağanüstü mahkeme kurulması yasağı] MD. 89. – Hangi ad altında olursa olsun, bazı özel işleri görmek ve bu konularda hüküm vermek için önceden belirlenen mahkemeler dışında, olağanüstü bir mahkeme veya hüküm verme yetkisine sahip komisyon kurulması kesinlikle mümkün değildir. Ancak, yasal olarak belirlendiği ölçüde, veli tâyin etme ve hakem atama mümkündür.

C– Suç ve cezalara ilişkin esaslar MD. 38. – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır. Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.

d) Cezaların kanunî ve şahsi olması; zorlama yasağı MD. 33. – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilinden dolayı cezalandırılamaz. Cezalar ve ceza tedbirleri ancak kanunla konulur. Kimseye, suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Kimse, kendisini veya kanunun gösterdiği yakınlarını suçlandırma sonucu doğuracak beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Ceza sorumluluğu şahsîdir. Genel müsadere cezası konulamaz.

MD. 73. – (…) zoralım (…) yasaktır. MD. 73. – (…) müsadere (…) memnû’dur. [Kişi güvenliği ve cezaların yasallığı] MD. 10. – (…) Hiç kimse, şeriat kuralları ve yasaların belirlediği nedenler ve durumlar dışında bir gerekçe ile cezalandırılamaz. [Sıkıyönetim ilânı ve sürgüne gönderme yetkisi] MD. 113. – (…) Hükûmetin güvenliğini zedeledikleri, emniyet yönetiminin belgelendirilmiş soruşturmasıyla kesinleşmiş olan kişileri Osmanlı ülkesi topraklarından çıkarma ve sürgüne gönderme yetkisi, yalnızca Pâdişâh Hazretleri’nin şahsına aittir. [Zorla kamulaştırma, çalıştırma ve maddî zarar verme yasağı ile istisnaları]

75 Orijinal metinde geçen “müsakkafât” sözcüğü, sözlükte “üzeri dam ile örtülü olan yerler: (ev, han, dükkân gibi...)” (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 737.) ve “üstü örtülü vakıf yapılar” (ÖZÖN, op.cit., s. 534.) olarak tanımlanmakta olup, uyarlamada kısaca “vakıf binaları” olarak alınmıştır. 76 Orijinal metinde geçen “müstagallât” sözcüğü, sözlükte “müsakkafât (üstü kapalı) îratlardan başka, zahîre, tahıl gibi îrat getiren vakıf malı” (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 742.; aynı anlamda bkz. ÖZÖN, op.cit., s. 536) olarak tanımlanmaktadır. 77 Orijinal metinde her ne kadar “millet” sözcüğü geçmekte ise de, kastedilen şey, “cemaat”lerdir. 78 İlk şekliyle md. 36/1: “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde dâvacı veya dâvalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir”. 79 İlk şekliyle, md. 32’nin kenar başlığı: “Tabiî yargı yolu”. 80 İlk şekliyle md. 32: “Hiç kimse, tabiî hâkiminden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi tabiî hâkiminden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz”.

Page 14: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

(Ek f.: 3.10.2001-4709/md. 15) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez. Ceza sorumluluğu şahsîdir. (Ek f.: 3.10.2001-4709/md. 15) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz. (Ek f.: 3.10.2001-4709/md. 1581; mülga f.: 7.5.2004-5170/md. 5)82 (Değ. f.: 7.5.2004-5170/md. 5)83 Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez. İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silâhlı kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir. (Değ. md.: 7.5.2004-5170/md. 5)84 Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.

I – Kişi dokunulmazlığı MD. 14/4. – (…) İnsan haysiyetiyle bağdaşmıyan ceza konulamaz.

MD. 24. – Özel mülkü zorla elden alma, zorla çalıştırma ve maddî zarar verme (çıkar kaybı) yasaktır. Ancak, savaş sırasında usûlüne uygun olarak belirlenecek vergiler ve yaratılacak durumlar, bu hükmün dışındadır.

XIV – İspat hakkı MD. 39. – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret dâvalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.

e) İspat hakkı MD. 34. – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret dâvalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabûlü, ancak isnadolunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata râzı olmasına bağlıdır.

XV – Temel hak ve hürriyetlerin korunması MD. 40. – Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. (Ek f.: 3.10.2001-4709/md. 16) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır. Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.

MD. 30/son. – (…) Bu esaslar dışında işleme tâbi tutulan kimselerin uğrayacakları her türlü zararlar kanuna göre Devletçe ödenir. [Ayrıca bkz. md. 31 (1982/36)]

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SOSYAL VE EKONOMİK HAKLAR VE

ÖDEVLER

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SOSYAL VE İKTİSADÎ HAKLAR VE

ÖDEVLER85

I - Ailenin korunması ve çocuk hakları86 (Değ. kenar başlık: 7.5.2010-5982/md. 4) MD. 41. – Aile, Türk toplumunun temelidir (Ek c.: 3.10.2001-4709/md. 17) ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile plânlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 4) Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 4) Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.

I – Ailenin korunması MD. 35. – Aile Türk toplumunun temelidir. Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri, ailenin, ananın ve çocuğun korunması için gerekli tedbirleri alır ve teşkilâtı kurar.

II – Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi MD. 42. – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi

VIII – Öğrenimin sağlanması MD. 50. – Halkın öğrenim ve eğitim ihtiyaçlarını sağlama Devletin başta gelen ödevlerindendir. İlköğrenim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için mecburîdir ve Devlet okullarında parasızdır. Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, en yüksek öğrenim derecelerine kadar çıkmalarını sağlama amacıyla burslar ve

MD. 80. – Hükûmetin gözetimi ve denetlemesi altında ve kanun çerçevesinde her türlü öğretim serbesttir. MD. 87. – Kadın, erkek bütün Türkler ilk öğretimden geçmek ödevindedirler. İlk öğretim Devlet okullarında parasızdır.

MD. 80. – Hükûmetin nezaret ve murakabesi altında ve kanûn dairesinde her türlü tedrisât serbesttir. MD. 87. – İptidaî tahsil bütün Türkler için mecbûrî ve88 Devlet mekteplerinde meccanîdir.

[Öğrenim ve öğretim özgürlüğü] MD. 15. – Öğretim faaliyeti serbesttir. İlgili yasaya uygun olmak koşuluyla, her Osmanlı yurttaşı, genel ve özel alanda öğrenim görme hakkına sahiptir. [Eğitim ve öğretim kurumlarının denetimi] MD. 16. – Tüm okullar, Devlet’in gözetimi

81 Ek f. şu şekildeydi: “Savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilemez”. 82 Ayrıca şu hüküm de, (3.10.2001-4709/md. 35; Geçici madde A) Anayasa md. 87’de yapılan değişiklik aracılığıyla, md. 38’de yer alan ölüm cezası ile ilgili idi: “Bu Kanunun 28 inci maddesi ile Anayasanın 87 nci maddesinde yapılan değişiklik, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce, Anayasanın 14 üncü

maddesindeki fiilleri işleyenler hakkında uygulanmaz”. 83 İlk şekliyle f.: “Genel müsadere cezası verilemez”. 84 İlk şekliyle md. 38/son: “Vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye geri verilemez”. 85 Böylelikle Türkiye Anayasa Hukuku tarihinde ilk kez, sosyo-ekonomik hak ve özgürlükler Anayasal güvence altına alınmış oluyordu. 1961 Anayasası’na kadar yürürlüğe konan Anayasal belgelerde (1876 KE, 1921 TEK, 1924 TEK), bu bölüme yer verilmemekteydi. 86 İlk şekliye, md. 41 kenar başlığı: “I – Ailenin korunması” 88 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), 87 inci maddede geçen “iptidai tahsil bütün Türkler için

mecburi ...” ibaresinden hemen sonra gelmek üzere, bir “ve” bağlacı konmuştur.

Page 15: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir. (Ek f.: 9.2.2008-5735/md. 2) [Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir87] Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır. Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez. Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.

başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları, topluma yararlı kılacak tedbirleri alır. Devlet, tarih ve kültür değeri olan eser ve anıtların korunmasını sağlar. V – Bilim ve sanat hürriyeti MD. 21/2-4. – (…) Eğitim ve öğretim, Devletin gözetim ve denetimi altında serbesttir. Özel okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak kanunla düzenlenir. Çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

altındadır. Osmanlı yurttaşlarının eğitiminin işbirliği, dayanışma ve düzen içinde gerçekleşmesi için ihtiyaç duyulan tüm girişimlerde bulunulacak ve çeşitli ulusların inançlarına ilişkin eğitim yöntemlerine zarar verilmeyecektir. [İlköğretimin zorunluluğu] MD. 114. – Osmanlı bireylerinin tümü için, eğitimin ilk aşaması (ilköğretim) zorunlu olacak; bunun dereceleri ve ayrıntıları, özel bir yasa ile saptanacaktır.

III – Kamu yararı A – Kıyılardan yararlanma MD. 43. – Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.

MD. 38/2-3. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/9])89 (…) (…) amaçlarıyla kamulaştırılan (…) kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprak bedellerinin ödeme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngördüğü hallerde (…) kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda ise bu süre on yılı aşamaz. Bu takdirde, taksitler eşit olarak ödenir ve kanunla gösterilen faiz haddine bağlanır. (…)

B – Toprak mülkiyeti MD. 44. – Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla, değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz. Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında başkalarına devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları tarafından işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan toprağın Devletçe geri alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.

b) Toprak mülkiyeti MD. 37. – Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini gerçekleştirmek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmıyan çiftçiye toprak sağlamak amaçlarıyla gereken tedbirleri alır. Kanun, bu amaçlarla, değişik tarım bölgelerine ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini gösterebilir. Devlet, çiftçinin işletme araçlarına sahip olmasını kolaylaştırır. Toprak dağıtımı, ormanların küçülmesi veya diğer toprak servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz. MD. 38/son. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/9])90 (…) Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten çiftçinin hakkaniyet ölçüleri içinde geçinebilmesi için zaruri olan ve kanunla gösterilen kısmın ve küçük çiftçinin kamulaştırılan toprağının bedeli her halde peşin ödenir.

MD. 74/2. – (…) Çiftçiyi toprak sahibi kılmak ve ormanları devletleştirmek için alınacak toprak ve ormanların kamulaştırma karşılığı ve bu karşılıkların ödenişi özel kanunlarla gösterilir.

MD. 74/2. – (Değ. md.: 5.2.1937-3115/md. 7)91 (…) Çiftçiyi toprak sahibi yapmak ve ormanları devlet tarafından idâre etmek için istimlâk olunacak arazi ve ormanların istimlâk bedelleri ve bu bedellerin tediyesi sûreti, mahsûs kanûnlarla tâyin olunur.

C – Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması MD. 45. – Devlet, tarım arazileri ile çayır ve mer’aların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini

X – Tarımın ve çiftçinin korunması MD. 52. – Devlet, halkın gereği gibi beslenmesini, tarımsal üretimin toplumun yararına uygun olarak arttırılmasını sağlamak,

87 AYM tarafından iptal edilmiştir (AYM., K.T. 5.6.2008, E. 2008/16, K. 2008/116, R.G., T. 22.10.2008, S. 27032). 89 İlk şekliyle md. 38: “Devlet ve kamu tüzelkişileri, kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların, kanunda gösterilen esas ve usullere göre, tamamını veya bir kısmını kamulaştırmaya veya bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir. Çiftçinin topraklandırılması, ormanların devletleştirilmesi, yeni orman yetiştirilmesi ve iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlarıyla kamulaştırılan toprak bedellerinin ödeme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngördüğü hallerde, ödeme süresi on yılı aşamaz. Bu takdirde taksitler eşit olarak

ödenir ve kanunla gösterilen faiz haddine bağlanır. Kamulaştırılan topraktan o toprağı doğrudan doğruya işleten çiftçinin hakkaniyetli ölçüler içerisinde geçinebilmesi için zarurî olan ve kanunla gösterilen kısmının ve küçük çiftçinin kamulaştırılan toprağının bedeli her halde peşin ödenir”. 90 İlk şekliyle md. 38: “Devlet ve kamu tüzelkişileri, kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların, kanunda gösterilen esas ve usullere göre, tamamını veya bir kısmını kamulaştırmaya veya bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir. Çiftçinin topraklandırılması, ormanların devletleştirilmesi, yeni orman yetiştirilmesi ve iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlarıyla kamulaştırılan toprak bedellerinin ödeme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngördüğü hallerde, ödeme süresi on yılı aşamaz. Bu takdirde taksitler eşit olarak

ödenir ve kanunla gösterilen faiz haddine bağlanır. Kamulaştırılan topraktan o toprağı doğrudan doğruya işleten çiftçinin hakkaniyetli ölçüler içerisinde geçinebilmesi için zarurî olan ve kanunla gösterilen kısmının ve küçük çiftçinin kamulaştırılan toprağının bedeli her halde peşin ödenir”. 91 İlk şekliyle md. 74: “Menafi-i umûmiye için lüzumu usûlen tahakkuk etmedikçe ve kanûn-ı mahsûs mûcibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimvâl ve mülkü istimlâk olunamaz. Fevk-al-âde ahvâlde kanûn mûcibince tahmil olunacak nakdî, aynî ve sây ü amele müteallik mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlığa icbar edilemez”.

Page 16: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

önlemek, tarımsal üretim plânlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır. Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.

toprağın kaybolmasını önlemek, tarım ürünlerini ve tarımla uğraşanların emeğini değerlendirmek için gereken tedbirleri alır.

D – Kamulaştırma MD. 46. – (Değ. md.: 3.10.2001-4709/md. 18)92 Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir. Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir. Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir. İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.

c) Kamulaştırma MD. 38. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/9])93 Devlet ve kamu tüzel kişileri, kamu yararının gerektirdiği hallerde, karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malları94, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, tamamını veya bir kısmını kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir. (AYM kararıyla iptal edilen f. 2 ve 3: 12.10.1976)95 Çiftçinin topraklandırılması, ormanların Devletleştirilmesi, yeni orman yetiştirilmesi ve iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlarıyla kamulaştırılan taşınmaz mal ve kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprak bedellerinin ödeme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngördüğü hallerde çiftçinin topraklandırılması, ormanların Devletleştirilmesi, yeni orman yetiştirilmesi ve iskân projelerinin gerçekleştirilmesi için konulacak süre yirmi yılı; kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda ise bu süre on yılı aşamaz. Bu takdirde, taksitler eşit olarak ödenir ve kanunla gösterilen faiz haddine bağlanır. Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten çiftçinin hakkaniyet ölçüleri içinde geçinebilmesi için zaruri olan ve kanunla gösterilen kısmın ve küçük çiftçinin kamulaştırılan toprağının bedeli her halde peşin ödenir.

[Kamulaştırma] MD. 74. – Kamu faydasına gerekli olduğu usûlüne göre anlaşılmadıkça ve özel kanunları gereğince değer pahası peşin verilmedikçe hiç kimsenin malı ve mülkü kamulaştırılamaz. Çiftçiyi toprak sahibi kılmak ve ormanları devletleştirmek için alınacak toprak ve ormanların kamulaştırma karşılığı ve bu karşılıkların ödenişi özel kanunlarla gösterilir. Olağanüstü hallerde kanuna göre yükletilecek para ve mal ve çalışma ödevleri dışında hiçbir kimse başka hiçbir şey yapmaya ve vermeye zorlanamaz.

[Kamulaştırma] MD. 74. – (Değ. md.: 5.2.1937-3115/md. 7)96 Umûmî menfaatler için lüzumu, usûlüne göre anlaşılmadıkça ve mahsûs kanûnları mûcibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimvâl ve mülkü istimlâk olunamaz. Çiftçiyi toprak sahibi yapmak ve ormanları devlet tarafından idâre etmek için istimlâk olunacak arazi ve ormanların istimlâk bedelleri ve bu bedellerin tediyesi sûreti, mahsûs kanûnlarla tâyin olunur. Fevk-al-âde hallerde kanûna göre tahmil olunacak para ve mal ve çalışmaya dair mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlık yapmağa zorlanamaz.

[Mülkiyet hakkı ve kamulaştırma] MD. 21. – Herkesin hukuka uygun olarak sahibi olduğu97 taşınır ve taşınmaz mallar, Devlet’in güvencesi altındadır. Kamu yararı için gereği kanıtlanmış olmadıkça ve ilgili yasası gereğince değerinin karşılığı peşin olarak verilmedikçe, kimsenin mülkü elinden alınamaz. [Zorla kamulaştırma, çalıştırma ve maddî zarar verme yasağı ile istisnaları] MD. 24. – Özel mülkü zorla elden alma, zorla çalıştırma ve maddî zarar verme (çıkar kaybı) yasaktır. Ancak, savaş sırasında usûlüne uygun olarak belirlenecek vergiler ve yaratılacak durumlar, bu hükmün dışındadır.

E – Devletleştirme ve özelleştirme (Değ. kenar başlık: 3.10.2001-4709/md. 1)98 MD. 47. – Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde devletleştirilebilir. Devletleştirme gerçek karşılığı üzerinden yapılır. Gerçek karşılığın hesaplanma tarzı ve usulleri kanunla düzenlenir. (Ek f.: 13.8.1999-4446/md. 1) Devletin, kamu iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir. (Ek f.: 13.8.1999-4446/md. 1) Devlet, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya

d) Devletleştirme MD. 39. – Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılığı kanunda gösterilen şekilde ödenmek şartıyla devletleştirilebilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngördüğü hallerde, ödeme süresi on yılı aşamaz ve taksitler eşit olarak ödenir; bu taksitler, kanunla gösterilen faiz haddine bağlanır.

92 İlk şekliyle md. 46: “Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir. Kamulaştırma bedelinin hesaplanma tarz ve usulleri kanunla belirlenir. Kanun kamulaştırma bedelinin tespitinde vergi beyanını, kamulaştırma tarihindeki resmî makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, taşınmaz malların birim fiyatlarını ve yapı maliyet hesaplarını ve diğer objektif ölçüleri dikkate alır. Bu bedel

ile vergi beyanındaki kıymet arasındaki farkın nasıl vergilendirileceği kanunla gösterilir. Kamulaştırma bedeli, nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir.

Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir ve peşin ödenmeyen kısım Devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz haddine bağlanır. Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir”. 93 İlk şekliyle md. 38: “Devlet ve kamu tüzelkişileri, kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların, kanunda gösterilen esas ve usullere göre, tamamını veya bir kısmını kamulaştırmaya veya bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir. Çiftçinin topraklandırılması, ormanların devletleştirilmesi, yeni orman yetiştirilmesi ve iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlarıyla kamulaştırılan toprak bedellerinin ödeme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngördüğü hallerde, ödeme süresi on yılı aşamaz. Bu takdirde taksitler eşit olarak

ödenir ve kanunla gösterilen faiz haddine bağlanır. Kamulaştırılan topraktan o toprağı doğrudan doğruya işleten çiftçinin hakkaniyetli ölçüler içerisinde geçinebilmesi için zarurî olan ve kanunla gösterilen kısmının ve küçük çiftçinin kamulaştırılan toprağının bedeli her halde peşin ödenir”. 94 Orijinal metinde “malları” sözcüğü geçmektedir; oysa sözcüğün, virgülden sonra “tamamını veya bir kısmını ...” şeklinde başlayan kısma bağlanması gerektiği düşünülünce, “malların” biçiminde olması gerekirdi. 95 Söz konusu f. 2 ve 3, Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa Değişikliğine İlişkin Kanun üzerinde yaptığı denetim sonucu iptal edilmiştir (Bkz. AYM., K.T. 12.10.1976, E. 1976/38, K. 1976/46; R.G., T. 20. 1.1977, S. 15825-M). Söz konusu f. 2 ve 3 metinleri şu şekildedir: “Ödenecek karşılık, taşınmaz malın tamamının kamulaştırılması halinde o malın malikinin kanunda gösterilecek usûl ve şekle uygun olarak bildireceği vergi değerini; kısmen kamulaştırmalarda da, vergi değerinin kamulaştırılan kısma düşen miktarını aşamaz. Kamulaştırılan taşınmaz mal karşılığının vergi değerinden az takdir edilmesi halinde malikin itiraz ve dâva hakkı saklıdır”. 96 İlk şekliyle md. 74: “Menafi-i umûmiye için lüzumu usûlen tahakkuk etmedikçe ve kanûn-ı mahsûs mûcibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimvâl ve mülkü istimlâk olunamaz. Fevk-al-âde ahvâlde kanûn mûcibince tahmil olunacak nakdî, aynî ve sây ü amele müteallik mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlığa icbar edilemez”. 97 Orijinal metinde, “tasarruf etmeye yetkili olduğu” anlamına gelen “mutasarrıf olduğu” ibaresi geçmektedir. 98 İlk şekliyle md. 47 kenar başlığı: “Devletleştirme”.

Page 17: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

devredilebileceği kanunla belirlenir. IV – Çalışma ve sözleşme hürriyeti MD. 48. – Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlıyacak tedbirleri alır.

III – Çalışma ve sözleşme hürriyeti MD. 40. – Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Kanun, bu hürriyetleri, ancak kamu yararı amacıyla sınırlayabilir. Devlet, özel teşebbüslerin millî iktisadın gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlıyacak tedbirleri alır.

MD. 70. – (…) bağıt, çalışma (…) ortaklık kurma hakları ve hürriyetleri Türklerin tabiî haklarındandır. MD. 79. – Bağıtların, çalışmaların (…) ve ortaklıkların serbestlik sınırı kanunlarla çizilir.

MD. 70. – (…) akit, sây ü amel (…) şirket hak ve hürriyetleri Türklerin tabiî hukukundandır. MD. 79. – Ukûdun, say ü amelin (…) ve şirketlerin hudud-ı hürriyeti kanûnlar ile musarrahtır.

[Şirket kurma hakkı] MD. 13. – Osmanlı yurttaşları, düzen ve yasa çerçevesinde ticaret, sanat ve tarım için her türlü şirket kurma hakkına sahiptir.

V – Çalışma ile ilgili hükümler A – Çalışma hakkı ve ödevi MD. 49. – Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 19)99 Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır. Mülga f.: 3.10.2001-4709/md. 19)100

V – Çalışma ile ilgili hükümler a) Çalışma hakkı ve ödevi MD. 42. – Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için, sosyal, iktisadî ve malî tedbirlerle çalışanları korur ve çalışmayı destekler; işsizliği önleyici tedbirleri alır. Angarya yasaktır. Memleket ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda vatandaşlık ödevi niteliği alan beden veya fikir çalışmalarının şekil ve şartları, demokratik esaslara uygun olarak kanunla düzenlenir.

B – Çalışma şartları ve dinlenme hakkı MD. 50. – Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar. Dinlenmek, çalışanların hakkıdır. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.

b) Çalışma şartları MD. 43. – Kimse, yaşına, gücüne ve cinsiyetine uygun olmayan bir işte çalıştırılamaz. Çocuklar, gençler ve kadınlar, çalışma şartları bakımından özel olarak korunur. c) Dinlenme hakkı MD. 44. – Her çalışan dinlenme hakkına sahiptir. Ücretli hafta ve bayram tatili ve ücretli yıllık izin hakkı kanunla düzenlenir.

C – Sendika kurma hakkı MD. 51. – (Değ. md.: 3.10.2001-4709/md. 20)101 Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz. Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir. Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. (Mülga f.: 7.5.2010-5982/md. 5)102 İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir. Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Cumhuriyetin temel niteliklerine ve

e) Sendika kurma hakkı MD. 46. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/10])103 İşçiler ve işverenler, önceden izin almaksızın, sendikalar ve sendika birlikleri kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten ayrılma hakkına sahiptirler. Bu hakların kullanılışında uygulanacak şekil ve usuller kanunda gösterilir. Kanun, Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin ve genel ahlâkın korunması maksadıyla sınırlar koyabilir. Sendikalar ve sendika birliklerinin tüzükleri, yönetim ve işleyişleri demokratik esaslara aykırı olamaz. c) Memurların siyasî partilere ve sendikalara girememesi (Değ. kenar başlık: 20.9.1971-1488/md. [1/18])104 MD. 119. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/18])105 Memurlar ve Kamu İktisadî Teşebbüslerinin yönetim ve denetim işlerinde çalışanlar ve kamu yararına çalışan derneklerden özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış olanların merkez kurullarında görev alanlar, siyasî partilere ve

99 İlk şekliyle md. 49/2: “Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır”. 100 Mülga md. 49/3 (Aslında, fıkra 3 tamamen kaldırılmamış; değişik bir biçimde, yeni fıkra 2’ye eklenmiştir): “Devlet, işçi-işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır”. 101 İlk şekliyle md. 51: “İşçiler ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma hakkına sahiptirler. Sendikalar veya üst kuruluşlarını kurabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, sendika veya üst kuruluşun faaliyetinin durdurulması veya kapatılması için mahkemeye başvurur. Sendikalara üye olmak ve üyelikten ayrılmak serbesttir. Hiç kimse sendikaya üye olmaya, üye kalmaya, üyelikten ayrılmaya zorlanamaz. İşçiler ve işverenler aynı zamanda birden fazla sendikaya üye olamazlar. Herhangi bir iş yerinde çalışabilmek, işçi sendikasına üye olmak veya olmamak şartına bağlanamaz. İşçi sendika ve üst kuruluşlarında yönetici olabilmek için, en az on yıl bilfiil işçi olarak çalışmış olma şartı aranır. Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Anayasada belirlenen Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı olamaz”. NOT: 1995 Anayasa Değişiklikleri sırasında, md. 51 için sunulan değişiklik teklifi kabul görmemiştir. 102 Mülga f. 4: “Aynı zamanda ve aynı işkolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz”. 103 İlk şekliyle md. 46: “Çalışanlar ve işverenler, önceden izin almaksızın, sendikalar ve sendika birlikleri kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten ayrılma hakkına sahiptirler. İşçi niteliği taşımayan kamu hizmeti görevlilerinin bu alandaki hakları kanunla düzenlenir. Sendikalar ve sendika birliklerinin tüzükleri, yönetim ve işleyişleri demokratik esaslara aykırı olamaz”. 104 İlk şekliyle md. 119’un kenar başlığı: “Memurların siyasî partilere girememesi”. 105 İlk şekliyle md. 119: “Memurlar ve kamu iktisadî teşebbüslerinin yönetim ve denetim işlerinde çalışanlar ve kamu yararına çalışan derneklerden özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış olanların merkez kurullarında görev alanlar, siyasî partilere üye olamazlar. Memurlar ve kamu iktisadî teşebbüslerinde

çalışanlar, görevlerini yerine getirirken, vatandaşlar arasında, siyasî kanaatlarından dolayı herhangi bir ayırım yapamazlar. Bu esaslara aykırı hareketleri mahkeme hükmiyle sabit olanlar, kamu hizmetinden temelli çıkarılır”.

Page 18: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

demokrasi esaslarına aykırı olamaz. sendikalara üye olamazlar. (…) D – Sendikal faaliyet MD. 52. – (Mülga md.: 23.7.1995-4121/md. 3)106

VI – Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt A. Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı (Değ. kenar başlık: 7.5.2010-5982/md. 6)107 MD. 53. – İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler. Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir. (Mülga f.: 7.5.2010-5982/md. 6)108 (Mülga f.: 7.5.2010-5982/md. 6)109 (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 6) Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 6) Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 6) Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir.

MD. 47/1. – İşçiler, işverenlerle olan münasebetlerinde, iktisadî ve sosyal durumlarını korumak veya düzeltmek amacıyla toplu sözleşme (…) haklarına sahiptirler.

B – Grev hakkı ve lokavt MD. 54. – Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler. Bu hakkın kullanılmasının ve işverenin lokavta başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnaları kanunla düzenlenir Grev hakkı ve lokavt iyiniyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına ve millî serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz. (Mülga f.: 7.5.2010-5982/md. 7)110 Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri kanunla düzenlenir. Grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde veya ertelendiği durumlarda ertelemenin sonunda, uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür. Uyuşmazlığın her safhasında taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir. Yüksek Hakem Kurulunun kararları kesindir ve toplu iş sözleşmesi hükmündedir. Yüksek Hakem Kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir. (Mülga f.: 7.5.2010-5982/md. 7)111 Greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar tarafından hiçbir şekilde engellenemez.

f) Toplu sözleşme ve grev hakkı MD. 47. – İşçiler, işverenlerle olan münasebetlerinde, iktisadî ve sosyal durumlarını korumak veya düzeltmek amacıyla (…) grev haklarına sahiptirler. Grev hakkının kullanılması ve istisnaları ve işverenlerin hakları kanunla düzenlenir.

VIII – Ücrette adalet sağlanması MD. 55. – Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. (Değ. f. : 3.10.2001-4709/md. 21)112 Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile

d) Ücrette adâlet sağlanması MD. 45. – Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun ve insanlık haysiyetine yaraşır bir yaşayış seviyesi sağlamalarına elverişli adâletli bir ücret elde etmeleri için gerekli tedbirleri alır.

106 Mülga md. 52: “Sendikalar, 13 üncü maddede sayılan genel sınırlamalara aykırı hareket edemeyecekleri gibi; siyasî amaç güdemezler, siyasî faaliyette bulunamazlar, siyasî partilerden destek göremezler ve onlara destek olamazlar; derneklerle, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve vakıflarla bu amaçlarla ortak

hareket edemezler. İşyerinde sendikal faaliyette bulunma, o işyerinde çalışmamayı haklı göstermez. Sendikalar üzerindeki Devletin idarî ve malî denetimi ile gelir ve giderleri, üye aidatının sendikaya ödenme şekli kanunla düzenlenir. Sendikalar gelirlerini amaçları dışında kullanamazlar; tüm gelirlerini Devlet bankalarında muhafaza ederler”. 107 Değişiklik öncesi md. 53 kenar başlık: “A–Toplu iş sözleşmesi hakkı” 108 Mülga f. 3 (Ek f.: 23.7.1995-4121/md. 4): “128 inci maddenin ilk fıkrası kapsamına giren kamu görevlilerinin kanunla kendi aralarında kurmalarına cevaz verilecek olan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile 54 üncü madde hükümlerine tâbi olmayan sendikalar ve üst kuruluşları, üyeleri adına yargı

mercilerine başvurabilir ve İdareyle amaçları doğrultusunda toplu görüşme yapabilirler. Toplu görüşme sonunda anlaşmaya varılırsa düzenlenecek mutabakat metni taraflarca imzalanır. Bu mutabakat metni, uygun idarî veya kanunî düzenlemenin yapılabilmesi için Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Toplu görüşme sonunda mutabakat metni imzalanmamışsa anlaşma ve anlaşmazlık noktaları da taraflarca imzalanacak bir tutanakla Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usuller kanunla düzenlenir”.

109 Mülga f. 4: “Aynı işyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve uygulanamaz”. 110 Mülga f.: “Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddî zarardan sendika sorumludur”. 111 Mülga f.: “Siyasî amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz”. 112 İlk şekliyle md. 55/2: “Asgarî ücretin tespitinde ülkenin ekonomik ve sosyal durumu gözönünde bulundurulur”.

Page 19: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

ülkenin ekonomik durumu da gözönünde bulundurulur. VIII – Sağlık, çevre ve konut A – Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması MD. 56. – Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden plânlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.

VII – Sağlık hakkı MD. 49/1. – Devlet, herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşıyabilmesini ve tıbbî bakım görmesini sağlamakla ödevlidir.

B – Konut hakkı MD. 57. – Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir plânlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.

VII – Sağlık hakkı MD. 49/2. – (…) Devlet, yoksul veya dar gelirli ailelerin sağlık şartlarına uygun konut ihtiyaçlarını karşılayıcı tedbirleri alır. (İlgisiz bir maddede yer alır)???

IX – Gençlik ve spor A – Gençliğin korunması MD. 58. – Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.

[Bkz. md. 49/1]

B – Sporun geliştirilmesi (Değ. kenar başlık: 17.03.2011-6214/md. 1)113 MD. 59. – Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur. (Ek f.: 17.03.2011-6214/md. 1) Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.

X – Sosyal güvenlik hakları A – Sosyal güvenlik hakkı MD. 60. – Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilâtı kurar.

VI – Sosyal güvenlik MD. 48. – Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Bu hakkı sağlamak için sosyal sigortalar ve sosyal yardım teşkilâtı kurmak ve kurdurmak Devletin ödevlerindendir.

B – Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler MD. 61. – Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malûl ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar. Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır. Yaşlılar, Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir. Devlet, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü tedbiri alır. Bu amaçlarla gerekli teşkilât ve tesisleri kurar veya kurdurur.

[Bkz. md. 48]

C – Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları MD. 62. – Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için gereken tedbirleri alır.

113 İlk şekliyle md. 59 kenar başlığı: “Sporun geliştirilmesi”.

Page 20: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

XI – Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması MD. 63. – Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır. Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.

VIII – Öğrenimin sağlanması MD. 50/son. – (…) Devlet, tarih ve kültür değeri olan eser ve anıtların korunmasını sağlar. (İlgisiz bir maddede yer alır)???

XII – Sanatın ve sanatçının korunması MD. 64. – Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.

XIII – Devletin iktisadî ve sosyal ödevlerinin sınırları (Değ. kenar başlık: 3.10.2001-4709/md. 22)114 MD. 65. – (Değ. md.: 3.10.2001-4709/md. 22)115 Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.

XI – Devletin iktisadî ve sosyal ödevlerinin sınırları MD. 53. – Devlet, bu bölümde belirtilen iktisadî ve sosyal amaçlara ulaşma ödevlerini, ancak iktisadî gelişme ile malî kaynaklarının yeterliği ölçüsünde yerine getirir. [Ayrıca bkz. md. 10/2 (1982/5)] IV – İktisadî ve sosyal hayatın düzeni MD. 41. – İktisadî ve sosyal hayat, adâlete, tam çalışma esasına ve herkes için insanlık haysiyetine yaraşır bir yaşayış seviyesi sağlanması amacına göre düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM SİYASÎ HAKLAR VE ÖDEVLER

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM SİYASÎ HAKLAR VE ÖDEVLER

I – Türk vatandaşlığı MD. 66. – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Mülga c.: 3.10.2001-4709/md. 23)116 Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz117. Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.

I – Vatandaşlık MD. 54. – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür118. Yabancı babadan ve Türk anadan olan çocuğun vatandaşlık durumu kanunla düzenlenir. Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmıyan bir eylemde bulunmadıkça, vatandaşlıktan çıkarılamaz. Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.

MD. 88. – Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “Türk” denir. Türkiye’de veya Türkiye dışında bir Türk babadan gelen yahut Türkiye’de yerleşmiş bir yabancı babadan Türkiye’de dünyaya gelipte memleket içinde oturan ve erginlik yaşına vardığında resmî olarak Türk vatandaşlığını isteyen yahut Vatandaşlık Kanunu gereğince Türklüğe kabûl olunan herkes Türktür. Türklük sıfatının kaybı kanunda yazılı hallerde olur.

MD. 88. – Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlâk olunur. Türkiye’de veya hariçte bir Türk babanın sulbünden doğan veyahut Türkiye’de mütemekkin bir ecnebi babanın sulbünden Türkiye’de doğup da memleket dahilinde ikâmet ve sinn-i rüşde vusûlünde Türk’lüğü ihtiyar eden veyahut Vatandaşlık Kanûnu mûcibince Türk’lüğe kabûl olunan herkes Türk’tür119. Türk’lük sıfatı kanûnen muayyen olan ahvâlde izâa edilir.

[Osmanlı yurttaşlığı] MD. 8. – Hangi din veya mezhepten olurlarsa olsunlar, Osmanlı Devleti uyruğunda bulunan bireylerin tümüne, ayırım gözetmeksizin Osmanlı denir. Osmanlı sıfatı, yasada belirlenen hallerde kazanılır ve kaybedilir.

II – Seçme, seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları MD. 67. – Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir. Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır. (Ek c.: 23.7.1995-4121/md. 5/1) Ancak, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler. (Değ. f.: 23.7.1995-4121/md. 5/1)[120; 121] Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir. Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 24)[122; 123] Silâh

II – Seçme ve seçilme hakkı MD. 55. – Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Seçimler, serbest, eşit, gizli, tek dereceli genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre yapılır. b) Cumhuriyet Senatosuna üye seçme hakkı MD. 71. – Millet Meclisi seçimlerinde seçmen olan her Türk, Cumhuriyet Senatosu seçimlerinde de aynı şartlarla oy kullanır. VII – Affedilenlerin seçilme yeterliği GEÇİCİ MD. 11. – (Mülga madde: 16.4.1974-1801/md. 2)125 [Ayrıca bkz. md. 68 (1982/76), md. 72]

MD. 10. – Milletvekili seçmek, yirmi iki yaşını bitiren kadın, erkek her Türk’ün hakkıdır. MD. 11. – Otuz yaşını bitiren kadın, erkek her Türk milletvekili seçilebilir.

MD. 10. – (Değ. md.: 5.12.1934-2599/md. 1/1)126 Yirmi iki yaşını bitiren kadın, erkek her Türk meb’us seçmek hakkını hâizdir. MD. 11. – (Değ. md.: 5.12.1934-2599/md. 1/2)127 Otuz yaşını bitiren kadın, erkek her Türk meb’us seçilebilir.

[Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin seçim yöntemi] MD. 66. – Seçim işleri, gizli oy ilkesi üzerine kurulmuştur. Seçimin uygulama yöntemi, özel yasa ile belirlenecektir. [Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin seçim çevresi] MD. 72. – Seçmenler, seçecekleri meb’ûsları bağlı oldukları ilin seçim çevresi halkından seçmek zorundadır. 29 Mart 1916’da değ. MD. 72. – Seçmenler, aranan koşullara sahip olan her Osmanlı’yı meb’ûs seçebilirler. Ancak bir kimse, aynı zamanda üçten fazla seçim çevresinde adaylığını koyamaz.

114 İlk şekliyle md. 65 kenar başlığı: “Sosyal ve ekonomik hakların sınırı”. 115 İlk şekliyle md. 65: “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek, malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir”. 116 Mülga md. 66/2, c. 2: “Yabancı babadan ve Türk anadan olan çocuğun vatandaşlığı kanunla düzenlenir”. Söz konusu cümlenin Anayasa metninden çıkarılması, Anayasa md. 10’da yer alan eşitlik ilkesine paralel olumlu bir değişiklik olarak değerlendirilebilir. 117 Md. 38/son’la çelişki var mı? Derlemeye ekle ??? 118 Metinde, apostoroflar konusunda tutarsız tercihler dikkati çekmektedir. Öyle ki, söz konusu tutarsızlık, aynı sözcükler açısından da geçerlidir. Örneğin, “Türk” sözcüğü açısından bakıldığında, f. 1’de noktalama işareti kullanılmasına karşın, f. 2’de kullanılmamıştır. Aynı şey, md. 65/2’de de göze çarpar. 119 Md. 88/2’deki “Türkiye’de veya hariçte bir Türk babanın” ibaresi, 1924’ün Düstur metninde “tebaanın” biçimindedir. 120 Değişiklik öncesi md. 67/3 (Değ. f.: 17.5.1987-3361/md. 1): “Seçimlerin ve halkoylamasının yapıldığı yılda, ay ve gün hesaba katılmaksızın, 20 yaşına giren her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir”. 121 İlk şekliyle md. 67/3: “Yirmibir yaşını dolduran her Türk vatandaşı, seçme ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir”. 122 Değişiklik öncesi md. 67/5 (Değ. f.: 23.7.1995-4121/md. 5/2): “Silâh altında bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler, ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan tutukluların seçme haklarını kullanmalarında, oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması gereken tedbirler Yüksek

Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli hâkimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır”. 123 İlk şekliyle md. 67/5: “Silâh altında bulunan er ve erbaşlarla, askerî öğrenciler, ceza ve tevkif evlerinde bulunan tutuklular ve hükümlüler oy kullanamazlar”. 125 Geçici madde 11, ilkin 1188 sayılı Kanun’la (md. 2) yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak söz konusu değişiklik, daha sonra AYM tarafından iptal edilmiştir (Bkz. AYM., K.T. 16.6.1970, E. 1970/1., K. 1970/31.; AYMKD., S. 8., ss. 313-341.; R.G., T. 7.6.1971, S. 13858). Bunun üzerine madde, 1801 sayılı Kanun’la

Page 21: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

altında bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler, taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde oy kullanılması, oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması gereken tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli hâkimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır. (Ek f.: 23.7.1995-4121/md. 5/3) Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir. (Ek f.: 3.10.2001-4709/md. 24) Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz124. III – Siyasî partilerle ilgili hükümler A– Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma (Değ. kenar başlık: 23.7.1995-4121/md. 6)128 MD. 68. – (Değ. md.: 23.7.1995-4121/md 6)129 Vatandaşlar, siyasî parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir. Parti üyesi olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş olmak gerekir. Siyasî partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Siyasî partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler. Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez. Hâkimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silâhlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasî partilere üye olamazlar. Yüksek öğretim elemanlarının siyasî partilere üye olmaları ancak kanunla düzenlenebilir. Kanun bu elemanların, siyasî partilerin merkez organları dışında kalan parti görevi almalarına cevaz veremez ve parti üyesi yüksek öğretim elemanlarının yüksek öğretim kurumlarında uyacakları esasları belirler. Yüksek öğretim öğrencilerinin siyasî partilere üye olabilmelerine ilişkin esaslar kanunla düzenlenir. Siyasî partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve

III – Siyasî partilerle ilgili hükümler a) Parti kurma hakkı ve partilerin siyasî hayattaki yeri MD. 56. – (Değ. md.: 30.6.1971-1421/md. 1)130 Vatandaşlar, siyasî parti kurma ve usûlüne göre partilere girme ve çıkma hakkına sahiptir. Siyasî partiler önceden izin almadan kurulur ve serbestçe faaliyette bulunurlar. Siyasî partiler, ister iktidarda ister muhalefette olsunlar, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Son milletvekili genel seçimlerinde muteber oy sayısının en az yüzde beşini alan veya bu seçimlerde Millet Meclisinde grup teşkil edecek sayıda milletvekilliği kazanmış bulunan siyasî partilere Devletçe yapılacak yardım kanunla düzenlenir. MD. 119/1. – Memurlar ve Kamu İktisadî Teşebbüslerinin yönetim ve denetim işlerinde çalışanlar ve kamu yararına çalışan derneklerden özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış olanların merkez kurullarında görev alanlar, siyasî partilere (…) üye olamazlar. (…) GEÇİCİ MD. 22. [GEÇİCİ MD. 23] – (Ek geçici madde: 15.3.1973-1699/md. 7) 1 Kasım 1972 tarihinde T.B.M.M.’de grubu bulunup da 30 Mart 1973 tarihine kadar grubunu muhafaza etmiş ve Milletvekili Genel Seçimlerine katılma niteliği kazanmış olan siyasî partilere de Anayasanın 56 ncı maddesindeki şartlar aranmaksızın, kanunun öngördüğü ölçüye göre Devletçe yardım yapılır. [Ayrıca bkz. 1982/geçici madde 4]

(md. 2) yeniden yürürlükten kaldırılmıştır. (Bkz. K.n. 1801., K.t. 16.4.1974; R.G., T. 22.4.1974, S. 14866).

İlk şekliyle geçici md. 11: “Yüz kızartıcı olmıyan bir suçtan kesin hüküm giydikten sonra, bu Anayasanın halkoyu ile kabûlünden önce affedilmiş bulunanlar, 68 inci maddedeki seçilme yasağına tâbi değildirler”. AYM, -şeklî açıdan Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle- Anayasa değişikliğine ilişkin 1801 no.lu Kanun’u iptal edince, geçici md. 11’in yeniden geçerlilik kazandığı kabul edildi (böylece, geçici md. 11’in geçerliliği açısından herhangi bir değişiklik olmadı). Ancak bu arada, 1254 no.lu Kanun’la (md. 2),

Anayasa’ya 11 no.lu yeni bir geçici md. eklendi. Eski geçici md. 11 de yeniden geçerlilik kazanmış olduğundan, Anayasa’da 11 no. ile yer alan geçici md. sayısı da 2’ye çıkmış oldu. Bu nedenle, ortaya çıkabilecek karışıklığı önlemek amacıyla, tarafımızca, bundan sonraki geçici md’lerin no.sunun yanına köşeli parantez içinde 1’er sayı atlanarak yeniden no. verilmiştir. Aynı yönde değerlendirme için bkz. KİLİ, Suna, Türk Anayasaları, 1. Bs., Tekin Yay., İstanbul, 1982, s. 152-153., dp. 63.

126 İlk şekliyle md. 10: “On sekiz yaşını ikmal eden her erkek Türk, meb’usan intihâbına iştirak etmek hakkını hâizdir”. 127 İlk şekliyle md. 11: “Otuz yaşını ikmal eden her erkek Türk, meb’us intihâb edilmek salâhiyetini hâizdir”. 124 Söz konusu md. 67/son’un yürürlük maddeleri: 1–(3.10.2001-4709/Geçici md. A): “Bu Kanunun 24 üncü maddesi ile Anayasanın 67 nci maddesine son fıkra olarak eklenen hüküm bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak ilk genel seçimde uygulanmaz”. 2–(27.12.2002-4777/Geçici md. 1): “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 67 nci maddesinin son fıkrası, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 22 nci dönemi içinde yapılacak ilk ara seçimde uygulanmaz”. 128 İlk şekliyle md. 68 kenar başlığı: “Parti kurma, partilere girme ve partilerden çıkma”. 129 İlk şekliyle md. 68: “Vatandaşlar, siyasî parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden çıkma hakkına sahiptir. Parti üyesi olabilmek için yirmibir yaşını ikmal etmek şarttır. Siyasî partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Siyasî partiler, önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içinde faaliyetlerini sürdürürler. Siyasî partilerin tüzük ve programları, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz. Sınıf veya zümre egemenliğini veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayan siyasî partiler kurulamaz. Siyasî partiler, yurt dışında teşkilâtlanıp faaliyette bulunamaz, kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar meydana getiremez, vakıf kuramazlar. Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, öğrenciler ve Silâhlı Kuvvetler

mensupları siyasî partilere giremezler”. 130 İlk şekliyle md. 56: “Vatandaşlar, siyasî parti kurma ve usûlüne göre partilere girme ve çıkma hakkına sahiptir. Siyasî partiler önceden izin almadan kurulur ve serbestçe faaliyette bulunurlar. Siyasî partiler, ister iktidarda ister muhalefette olsunlar, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır”.

Page 22: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

hakça malî yardım yapar. Partilere yapılacak yardımın, alacakları üye aidatının ve bağışların tâbi olduğu esaslar kanunla düzenlenir. B – Siyasî partilerin uyacakları esaslar131 MD. 69. – (Değ. md.: 23.7.1995-4121/md. 7)132 Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir. Siyasî partiler, ticarî faaliyetlere girişemezler. Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir. Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dâva üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır. Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir. Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. (Ek cümle: 3.10.2001-4709/md. 25) Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır. (Ek f.: 3.10.2001/md. 25) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dâva konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir. Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz. Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan

b) Partilerin uyacakları esaslar MD. 57. – (Değ. md.: 15.3.1973-1699/md. 2)134 Siyasî partilerin tüzükleri, programları ve faaliyetleri, insan hak ve hürriyetlerine dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliği temel hükmüne uygun olmak zorundadır. Bunlara uymıyan partiler temelli kapatılır. Partilerin iç çalışmaları, faaliyetleri, Anayasa Mahkemesine hangi hallerde ve ne suretle hesap verecekleri ve bu Mahkemece malî denetimlerinin hangi hallerde ve nasıl yapılacağı, demokrasi esaslarına uygun olarak kanunla düzenlenir. Siyasî partilerin kapatılması hakkındaki dâvalara Anayasa Mahkemesinde bakılır ve kapatma kararı ancak bu Mahkemece verilir.

131 2010 Anayasa değişikliği teklif metni md. 8 ile, Anayasa md. 69’da birtakım değişiklikler teklif edilmiş; ne var ki, TBMM’de yapılan ilk oturumda yeterli oyu almasına karşın, 2. oylamada 330’un altına düştüğünden reddedilmiş ve değişiklik paketinin dışında kalmış ve dolayısıyla referanduma sunul(a)mamıştır.

Söz konusu md. metni şu şekilde idi (Anayasa değişikliği teklifi, md. 8): “Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir. Siyasî partiler, ticarî faaliyetlere girişemezler.

(Değ. f.) Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Siyasî partilerin malî denetimi Sayıştay tarafından yapılır. Sayıştayca siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. (Değ. f.) Sayıştayın bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir. Siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine, talebin Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaştığı tarihte Mecliste grubu bulunan her bir siyasî partinin beşer üye ile temsil edildiği Komisyonun üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılır ve Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır. Meclis Başkanı, bu Komisyona Başkanlık eder; ancak, oy kullanamaz. Komisyonun kararları, yargı denetimi dışındadır. İzin talebinin Meclise ulaşmasından itibaren otuz gün içinde Komisyon oluşturulur ve Komisyon, kararını izin talebinin Meclise ulaşmasından itibaren en geç altmış gün içinde verir. Meclisteki siyasî parti gruplarınca, izin talebiyle ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. İzin talebini karara bağlayacak Komisyonun oluşumu, izin talebinin görüşülme usul ve esasları Meclis İçtüzüğüyle düzenlenir.

(Mülga f.) Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir. Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir

şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır. (Ek c.: ) Meclis çalışmalarındaki oy ve sözler, Mecliste ileri sürülen düşünceler ile idarenin eylem ve işlemleri, odaklaşmanın tespitinde gözetilemez. (Değ. f.) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkraya göre kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir. Devlet yardımından yoksun bırakılma, bağlı olduğu kapatma davasının ve kararının usulüne tabi olup tek başına dava konusu yapılamaz. (Mülga f.) Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.

Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak üç yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.

Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır. Siyasî partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir”. 132 İlk şekliyle md. 69: “Siyasî partiler, tüzük ve programları dışında faaliyette bulunamazlar; Anayasanın 14 üncü maddesindeki sınırlamalar dışına çıkamazlar; çıkanlar temelli kapatılır. Siyasî partiler, kendi siyasetlerini yürütmek ve güçlendirmek amacıyla dernekler, sendikalar, vakıflar, kooperatifler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile siyasî ilişki ve işbirliği içinde bulunamazlar. Bunlardan maddî yardım alamazlar. Siyasî partilerin parti içi çalışmaları ve kararları, demokrasi esaslarına aykırı olamaz. Siyasî partilerin malî denetimi Anayasa Mahkemesince yapılır. Cumhuriyet Başsavcılığı, kurulan partilerin tüzük ve programlarının ve kurucularının hukukî durumlarının Anayasa ve kanun hükümlerine uygunluğunu, kuruluşlarını takiben ve öncelikle denetler; faaliyetlerini de takip eder. Siyasî partilerin kapatılması, Cumhuriyet Başsavcılığının açacağı dâva üzerine, Anayasa Mahkemesince karara bağlanır. Temelli kapatılan siyasî partilerin kurucuları ile her kademedeki yöneticileri; yeni bir siyasî partinin kurucusu, yöneticisi ve denetçisi olamıyacakları gibi, kapatılmış bir siyasî partinin mensuplarının üye çoğunluğunu teşkil edeceği yeni bir siyasî parti de kurulamaz. Siyasî partiler, yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan, yabancı ülkelerdeki dernek ve gruplardan herhangi bir suretle aynî ve nakdî yardım alamazlar, bunlardan emir alamazlar ve bunların Türkiyenin bağımsızlığı ve ülke bütünlüğü aleyhindeki karar ve faaliyetlerine katılamazlar. Bu fıkra hükümlerine

aykırı hareket eden siyasî partiler de temelli kapatılır. Siyasî partilerin kuruluş ve faaliyetleri, denetleme ve kapatılmaları yukarıdaki esaslar dairesinde kanunla düzenlenir”.

Page 23: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar. Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 25)133 Siyasî partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir. IV – Kamu hizmetlerine girme hakkı A – Hizmete girme MD. 70. – Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.

IV – Kamu hizmetlerine girme hakkı a) Hizmete girme MD. 58. – Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, ödevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.

MD. 92. – Siyasi hakları olan her Türkün, yeterliğine ve hakedişine göre, Devlet memuru olmak hakkıdır. MD. 93. – Bütün memurların nitelikleri, hakları, görevleri, aylık ve ödenekleri, göreve alınmaları ve görevden çıkarılmaları, yükselme ve ilerlemeleri özel kanunla gösterilir.

MD. 92. – Hukuk-ı siyasiyeyi hâiz her Türk ehliyet ve istihkakına göre Devlet memuriyetlerinde istihdam olunmak hakkını haizdir. MD. 93. – Bil-umûm memurların evsafı, hukuku, vezaifi, maaş ve muhassasâtı ve sûret-i nasb ve azilleri ve terfi ve terakkileri kanûn-ı mahsûs ile muayyendir.

[Devlet memuru olma hakkı ve Türkçe bilme zorunluluğu] MD. 18. – Osmanlı yurttaşlarının tümünün, Devlet hizmetine alınabilmeleri için, Devlet’in resmî dili olan Türkçe’yi bilmeleri zorunludur. [Devlet memuru olmada yeterlilik ve uygunluk] MD. 19. – Tüm yurttaşlar, Devlet memurluğunda yeterlilik ve uygunluklarına göre elverişli olan memurluklara kabul edilirler.

B – Mal bildirimi MD. 71. – Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma süreleri kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev alanlar, bundan istisna edilemez.

b) Mal bildirimi MD. 59. – Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev alanlar, bundan istisna edilemez.

V – Vatan hizmeti MD. 72. – Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silâhlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir.

V – Vatan hizmeti (Değ. kenar başlık: 20.9.1971-1488/md. [1/11])135 MD. 60. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/11])136 Vatan hizmeti, her Türk’ün hakkı ve ödevidir. Bu ödevin, Silâhlı Kuvvetlerde veya kamu hizmetlerinde ne şekilde yerine getirileceği kanunla düzenlenir.

VI – Vergi ödevi MD. 73. – Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.

VI – Vergi ödevi MD. 61. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/12])137 Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim ve harçlar ve benzeri malî yükümler ancak kanunla konulur. Kanunun belli ettiği yukarı ve aşağı hadler içinde kalmak, ölçü ve esaslara uygun olmak şartiyle, vergi, resim ve harçların muafiyet ve istisnalariyle nisbet ve hadlerine ilişkin hükümlerde değişiklik yapmaya, Bakanlar Kurulu yetkili kılınabilir.

MD. 84. – Vergi, Devletin genel giderleri için, halkın pay vermesi demektir. Bu esasa aykırı olarak gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya onlar adına resimler, ondalık alınması ve başka yüklemeler yapılması yasaktır. MD. 85. – Vergiler ancak kanunla salınır ve alınır. Devletçe, illerin özel idârelerince ve belediyelerce alınagelmekte olan resimler ve yüklemeler, kanunları yapılıncaya kadar alınabilir.

MD. 84. – Vergi, Devletin umûmî masarifine halkın iştiraki demektir. Bu esâsa mugayir olarak hakikî veya hükmî şahıslar tarafından veya onlar nâmına rüsûm, âşar ve sair tekâlif alınması memnû’dur. MD. 85. – Vergiler ancak kanûn ile tarh ve cibayet olunabilir. Devlet, vilâyet idâre-i husûsiyeleri ve belediyelerce teamülen cibayet edilmekte olan rüsûm ve tekâlifin kanûnları tanzim edilinceye kadar kemâkân cibayete138 devam olunabilir.

[Vergilerin malî güce göre saptanması] MD. 20. – Kararlaştırılmış vergiler, özel düzenlemelerine uygun olarak, tüm yurttaşlar arasında, herkesin parasal gücü ölçüsünde belirlenir ve paylaştırılır. [Vergi, resim ve diğer malî yükümlülüklerin yasallığı] MD. 25. – Bir yasaya dayanmadıkça, vergi, resim veya diğer adlar altında hiç kimseden para alınamaz. [Zorla kamulaştırma, çalıştırma ve maddî zarar verme yasağı ile istisnaları] MD. 24. – … ve maddî zarar verme/yükümlülük getirme139 yasaktır. Ancak, savaş sırasında usûlüne uygun olarak belirlenecek vergiler ve yaratılacak durumlar, bu hükmün dışındadır. [Vergilerin yasallığı ilkesi] MD. 96. – Devlet vergilerinin hiçbiri, bir yasa ile saptanmadıkça konulamaz, dağıtılamaz ve tahsil edilemez. [Vergilerin Devlet Bütçesine dayanma zorunluluğu]

134 İlk şekliyle md. 57: “Siyasî partilerin tüzükleri, programları ve faaliyetleri, insan hak ve hürriyetlerine dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliği temel hükmüne uygun olmak zorundadır. Bunlara uymayan partiler temelli kapatılır. Siyasî partiler, gelir kaynakları ve giderleri hakkında Anayasa Mahkemesine hesap verirler. Partilerin iç çalışmaları, faaliyetleri, Anayasa Mahkemesine ne suretle hesap verecekleri ve bu Mahkemece malî denetimlerinin nasıl yapılacağı, demokrasi esaslarına uygun olarak kanunla düzenlenir. Siyasî partilerin kapatılması hakkındaki dâvalara Anayasa Mahkemesinde bakılır ve kapatma kararı ancak bu Mahkemece verilir”. 133 İlk şekliyle md. 69/son: “Siyasî partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenme ve kapatılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir”. 135 İlk şekliyle md. 60’ın kenar başlığı: “Millî savunma hak ve ödevi”. 136 İlk şekliyle md. 60: “Yurt savunmasına katılma, her Türk’ün hakkı ve ödevidir. Bu ödev ve askerlik yükümü, kanunla düzenlenir”. 137 İlk şekliyle md. 61: “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim ve harçlar ve benzeri malî yükümler ancak kanunla konulur”. 138 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), 85 inci maddenin son satırındaki “... kemakân cibayete

devam olunabilir” ibaresi, “... kemakân cibayetine devam olunabilir” şeklinde düzeltilmiştir. 139 Derlememizde, “maddî zarar verme (çıkar kaybı)”.

Page 24: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

MD. 97. – Devlet’in bütçesi, gelir ve giderleri yaklaşık olarak içeren yasadır. Devlet vergilerinin konulması, dağıtılması ve tahsil işlemleri, bu yasaya dayanmak zorundadır. [İl Genel Meclislerinin görev ve yetkileri] MD. 110. – İl Genel Meclislerinin görevleri, yapılacak özel yasada düzenleneceği üzere; vergiler ve Devlet Hazinesi’ne ait tarım arazilerinin dağıtılma (…)yetkisini de içermektedir.

VII - Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı (Değ. kenar başlık: 7.5.2010-5982/md. 8)140 MD. 74. – (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 26)141 Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 26)142 Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu gecikmeksizin, dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir. (Mülga f.: 7.5.2010-5982/md. 8)143 (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 8) Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 8) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 8) Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 8) Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.

VII – Dilekçe hakkı MD. 62. – Vatandaşlar, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, tek başlarına veya topluca, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.

MD. 82. – Türkler gerek kendileri, gerek kamu ile ilgili olarak kanunlara ve tüzüklere aykırı gördükleri hallerde yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine tek başlarına veya toplu olarak haber verebilir ve şikâyette bulunabilirler. Haber veya şikâyeti alan makam kişi ile ilgili başvurmaların sonucunu dilekçiye yazılı olarak bildirmek ödevindedir.

MD. 82. – Türkler gerek şahıslarına gerek âmmeye müteallik olarak kavânîn ve nizâmâta muhalif gördükleri husûsâtta merciine ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne münferiden veya müçtemian ihbar ve şikâyette bulunabilir. Şahsa aid olarak vukubulan müracaâtın neticesi müstediye tahriren tebliğ olunmak mecbûrîdir.

[Dilekçe ve şikâyet hakkı] MD. 14. – Osmanlı yurttaşlarından bir veya birkaç kişinin, yasa ve düzenlemelere aykırı gördükleri, kendilerini veya tüm halkı ilgilendiren bir konuda ilgili makama dilekçeyle başvurma hakkı olduğu gibi, Meclis-i Umûmî’ye dahi dâvâcı sıfatıyla imzalı dilekçeyle başvurma ve memurların eylem ve işlemlerini şikâyet etme hakları144 vardır. [Meclis-i Umûmî Hey’et’lerine dilekçeyle başvurma] MD. 52. – Bir kimse, kişiliğine ilişkin da’vâsından dolayı Meclis-i Umûmî’nin iki Hey’et’inden birine dilekçe verdiği durumda, eğer öncelikle konuyla ilgili Devlet memurlarına veya o memurların bağlı bulundukları ilgili makama başvurmadığı anlaşılırsa, dilekçesi reddedilir. [Hey’et-i Â’yân’ın görev ve yetkileri] MD. 64. – Hey’et-i Â’yân, (…) sunulan dilekçeleri de inceleyerek, gerek gördüğü durumlarda eklediği görüşü ile birlikte Sadâret makamına sunar.

ÜÇÜNCÜ KISIM CUMHURİYETİN TEMEL ORGANLARI

ÜÇÜNCÜ KISIM CUMHURİYETİN TEMEL ORGANLARI

BİRİNCİ BÖLÜM YASAMA

BİRİNCİ BÖLÜM YASAMA

İKİNCİ BÖLÜM YASAMA GÖREVİ

İKİNCİ FASIL VAZİFE-İ TEŞRİİYE145

MECLİS-İ UMÛMÎ146 Ayrıca, Meclis’in her iki kanadı (“HEY’ET-İ MEB’ÛSÂN”147 ve “HEY’ET-İ Â’YÂN”148) için ayrı bölüm özgülenmiştir.

I – Türkiye Büyük Millet Meclisi A – Kuruluşu MD. 75. – (Değ. md.: 23.7.1995-4121/md. 8)[149; 150] Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen beş yüz elli milletvekilinden oluşur151.

A – TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ I – T.B.M.M.nin kuruluşu MD. 63. – Türkiye Büyük Millet Meclisi, Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosundan kuruludur. Meclisler, Anayasada gösterilen hallerde birlikte toplanır. III – Millet Meclisi

MD. 9. – Türkiye Büyük Millet Meclisi, özel kanununa göre millet tarafından seçilmiş milletvekillerinden kurulur.

MD. 9. – Türkiye Büyük Millet Meclisi kanûn-ı mahsûs156una tevfikân millet tarafından müntehâb meb’uslardan müteşekkildir.

[Büyük Millet Meclisi’nin oluşumu] MD. 4. – Büyük Millet Meclisi, illerin halkı tarafından seçilmiş üyelerden oluşur.

[Meclis-i Umûmî’nin oluşumu] MD. 42. – Meclis-i Umûmî, Hey’et-i Â’yân ve Hey’et-i Meb’ûsân adlarıyla birbirinden ayrı iki hey’etten oluşur157. [Meclis-i Umûmî’nin her iki Hey’et’ine birden üyelik yasağı] MD. 50. – Bir kimse, söz konusu Hey’et’lerin her

140 İlk şekliye, md. 74 kenar başlık: “VII – Dilekçe hakkı” 141 İlk şekliyle md. 74/1: “Vatandaşlar, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir”. 142 İlk şekliyle md. 74/2: “Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir”. 143 Mülga f.: “Bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir”.

NOT: gerçi her ne kadar yasa’da, “maddenin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir” denilse de, aslında bu g. Mülga değil, tâdil edilmiş olarak kabul edilebilir. Zira, yeni biçimiyle 2 yeni hak eklenerek oluşturulan bu maddeye ilişkin uygulama yasalarının TB MM’ce yapılmasına ilişkin emredici anayasal kural, mülga son f. hükmünün yerine geçmiştir.

144 Orijinal metinde “memurînin ef’âlinden iştikâya salâhiyetleri vardır” hükmüyle bireye tanınan söz konusu hukuksal olanak, yetkiden çok hak niteliği taşır. Bu nedenle, uyarlamada, “hak” sözcüğü tercih edilmiştir. 145 1982 Anayasası md. 12’ye ilişkin dipnotta da değindiğimiz üzere; 1961 ve 1982 Anayasa’larının aksine, 1924 TEK “siyasal rejim”e ilişkin hükümleri “temel hak ve özgürlükler”den, yani “devlet”i “birey”den önce düzenlemektedir. Gerçi, bu ipucundan, bir anayasanın devlet-birey dikotomisinde önceliği hangi

tarafa verdiği sonucu çıkarılamaz; anayasanın içeriği önemlidir. Bununla birlikte, 1924 TEK’in sistematiği, marksist bakış açısına daha uygun düşer; çünkü, liberal rejimin insana sunduğu özgürlükler “aldatmaca”dır, gerçek özgürlükler ise devletin ortadan kalkmasıyla elde edilecektir; devlet, özgürlükler önünde duran bir “perde”dir. Bu açıdan bakıldığında, 1924 TEK ile örneğin Sovyetler Birliği Anayasası arasında bir benzerlik kurulabilir. Doğaldır ki bu, her iki Anayasa’nın yalnızca sistematiğiyle ve normların dizilim biçimiyle sınırlı bir benzerlik olmaktan öteye geçmez.

146 “Genel Meclis” anlamına gelir. Çift yapılı (düalist, bicameralist) parlâmento modelini yansıtan 1961 Anayasal sistemindeki “Türkiye Büyük Millet Millet Meclisi”nin karşılığı olup; iki kanattan oluşmaktadır: “Hey’et-i Â’yân” ve “Hey’et-i Meb’ûsân”. 147 “Seçilmişler Kurulu” anlamına gelir. 1961 Anayasal sistemindeki “Millet Meclisi”nin karşılığıdır. 148 “Atanmışlar Kurulu” anlamına gelir. 1961 Anayasal sistemindeki “Cumhuriyet Senatosu”nun karşılığıdır. 149 Değişiklik öncesi şekliyle md. 75 (Değ. md.: 17.5.1987-3361/md. 2): “Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletçe genel oyla seçilen dörtyüzelli milletvekilinden kurulur”. � 1987 Anayasa Değişikliği ile md. 75’te yapılan değişikliğin yürürlük maddesi (17.5.1987-3361/md. 5): “Bu Kanunun ikinci maddesi ile Anayasanın 75 inci maddesinde yapılan değişiklik ilk milletvekili genel seçiminde, diğer maddeleri ise bu Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girer”. 150 İlk şekliyle md. 75: “Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletçe genel oyla seçilen dörtyüz milletvekilinden kuruludur” 151 1995 Anayasa Değişikliği ile md. 75’te yapılan değişikliğin yürürlük maddesi (23.7.1995-4121/md. 17/1): “Bu Kanunun 8 inci maddesiyle Anayasanın 75 inci maddesinde yapılan değişiklik ilk milletvekili genel seçiminin başlangıcından itibaren yürürlüğe girer”.

Page 25: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

a) Kuruluş MD. 67. – Millet Meclisi, genel oyla seçilen152 dörtyüzelli milletvekilinden kuruludur. IV – Cumhuriyet Senatosu a) Kuruluş MD. 70. – Cumhuriyet Senatosu, genel oyla seçilen153 yüzelli üye ile Cumhurbaşkanınca seçilen onbeş üyeden kuruludur. 13 Aralık 1960 tarihli ve 157 sayılı Kanunun154 altında adları bulunan Millî Birlik Komitesi Başkanı ve üyeleri ile eski Cumhurbaşkanları, yaş kaydı gözetilmeksizin, Cumhuriyet Senatosunun tabiî üyesidirler. Tabiî üyeler, Cumhuriyet Senatosunun diğer üyelerinin tâbi oldukları hükümlere tâbidirler. Ancak, haklarında, bu Anayasanın 73 üncü maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkraları ve 10 uncu geçici maddesinin 1 inci fıkrası hükümleri uygulanmaz155. Tabiî üye olarak Cumhuriyet Senatosuna katıldıktan sonra bir siyasî partiye girenlerin tabiî üyelik sıfatı, partiye girişlerinden sonraki ilk Cumhuriyet Senatosu üyeliği seçimi tarihinde sona erer.

ikisine birden üye olamaz. [Hey’et-i Â’yân Başkan ve üyelerinin atanması] MD. 60. – Hey’et-i Â’yân’ın Başkanı’nın yanı sıra, sayısı Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin üçte birini aşmamak koşuluyla üyeleri, doğrudan doğruya Pâdişâh Hazretleri tarafından atanır158. [Hey’et-i Â’yân üyeliğine atanma koşulları] MD. 61. – Hey’et-i Â’yân’a üye olarak atanabilmek için, belirtileri ve eylemleri halkın bilgi ve güvenini kazanmış olmak, Devlet işlerinde takdire değer hizmeti geçmiş, tanınmış ve önde gelen kişilerden biri olmak ve en az kırk yaşında bulunmak gerekir. [Hey’et-i Â’yân’a üye olarak atanabilme koşulları ve görev süresi] MD. 62. – Hey’et-i Â’yân üyeliği, yaşam boyu devam eder. Bu memurluklara, daha önce Vekillik, ordu mareşalliği, kadı-askerlik159, elçilik, patriklik ve hahambaşılık görevinde bulunmuş ve söz konusu görevlerinden alınmış olanlarla, kara ve deniz generallerinden ve gerekli nitelikleri taşıyan diğer kişiler arasından uygun görülenler atanır. Kendi istemleri ile Devlet tarafından diğer görevlere atananların Hey’et-i Â’yân üyelikleri düşer. [Hey’et-i Meb’ûsân’ın üye sayısının saptanması] MD. 65. – Hey’et-i Meb’ûsân’ın üyelerinin sayısı, Osmanlı yurttaşlarından her elli bin erkek için bir kişi olmak üzere saptanır. [Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin seçim yöntemi] MD. 66. – Seçim işleri, gizli oy ilkesi üzerine kurulmuştur. Seçimin uygulama yöntemi, özel yasa ile belirlenecektir.

B – Milletvekili seçilme yeterliliği MD. 76. – (Değ. f.: 13.10.2006-5551/md. 1)160 Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir161. (Değ. f.: 27.12.2002-4777/md. 1)162 En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflâs gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler. Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silâhlı Kuvvetler mensupları,

b) Milletvekili seçilme yeterliği164 MD. 68. – Otuz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir. (Değ. f.: 16.4.1974-1801/md. 1)165 Türkçe okuyup yazma bilmiyenler, kısıtlılar, yükümlü olmasına ve muaf bulunmamasına rağmen muvazzaf askerlik hizmetini yapmıyanlar veya yapmış sayılmıyanlar ve kamu hizmetinden yasaklılar ile ağır hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kesin olarak hüküm giymiş olanlar ve –taksirli suçlar hariç olmak üzere– beş yıldan fazla hapis cezasiyle veya zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflâs gibi yüz kızartıcı suçlardan biriyle kesin olarak hüküm giymiş olanlar, [affa uğramış olsalar da166] milletvekili seçilemezler. Aday olmak, memurluktan çekilme şartına bağlanamaz. Seçim güvenliği bakımından hangi memurların ne gibi şartlarla aday olabilecekleri kanunla düzenlenir. Hâkimler ile subay, askerî memur ve astsubaylar, mesleklerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve seçilemezler.

MD. 11. – Otuz yaşını bitiren kadın, erkek her Türk milletvekili seçilebilir. MD. 12. – Yabancı Devlet resmî hizmetinde bulunanlar, terhipli cezaları gerektiren suçlardan veya hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflâs suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, kısıtlılar, yabancı devlet uyrukluğunu ileri sürenler, kamu hizmetlerinden yasaklılar, Türkçe okuyup yazma bilmiyenler milletvekili seçilemezler.

MD. 11. – (Değ. md.: 5.12.1934-2599/md. 1/2)167 Otuz yaşını bitiren kadın, erkek her Türk meb’us seçilebilir. MD. 12. – Ecnebi hizmet-i resmîyesinde bulunanlar, mücazât-ı terhibiye veya sirkât, sahtekârlık, dolandırıcılık, emniyeti sû-i istimâl, hileli iflâs cürümlerinden biriyle mahkûm olanlar, mahcurlar, tâbiiyet-i ecnebiye iddiasında bulunanlar, hukuk-ı medeniyeden ıskât edilmiş olanlar, Türkçe okuyup yazmak bilmiyenler meb’us intihâb olunamazlar.

[Hey’et-i Meb’ûsân’a üye seçilemeyecek olanlar] MD. 68. – Hey’et-i Meb’ûsân üyeliğine seçilmesi mümkün olmayanlar şunlardır: Öncelikle, Yüce Devlet’in yurttaşı olmayanlar; ikinci olarak, özel yasası gereğince geçici olarak yabancı bir devlete hizmet edenler; üçüncü olarak, Türkçe bilmeyenler; dördüncü olarak, otuz yaşını tamamlamayanlar; beşinci olarak, seçimler esnasında bir kimsenin hizmetinde bulunanlar; altıncı olarak, iflâstan dolayı mahkûm olup da itibarını yeniden elde edememiş olanlar; yedinci olarak, kötü hal ile tanınmış olanlar; sekizinci olarak, kısıtlılığına karar verilip de kısıtlılığı henüz kaldırılmamış olanlar; dokuzuncu olarak, medenî haklarını yitirmiş olanlar; onuncu olarak, yabancı devlet yurttaşlığı iddiasında bulunan kimselerdir. Bunlar meb’ûs olamazlar. Dört yıldan sonra yapılacak seçimlerde ise, meb’ûs olabilmek için, mümkün olduğunca Türkçe okuma ve yazma bilme koşulları da aranacaktır. [Ayrıca bkz. md. 61, 62]

156 Bkz. Meb’us Seçimi Kanûnu (K.n. 4320., K.t. 14 Aralık 1942; Düstur, 3. Tertip, C. XXIV., s. 105.; R.G., T. 17.12.1942). Milletvekilleri Seçimi Kanûnu (K.n. 4918., K.t. 5.6.1946; Düstur, 3. Tertip, C. XXVII., s. 1243.; R.G., T. 6.6.1946, S. 6326). Milletvekili Seçimi Kanûnu (K.n. 5545., K.t. 16.2.1950; Düstur, 3.

Tertip, C. XXXI., s. 847.; R.G., T. 21.2.1950). 157 “Meclis-i Umûmî”yi oluşturan her iki kanadın göreve geliş yöntemi, birbirinden farklıdır. “Hey’et-i Â’yân” üyeleri, Padişah tarafından atanır (md. 60). “Hey’et-i Meb’ûsân” üyeleri ise, kural olarak seçimle göreve gelir (md. 65-66). Kural olarak diyoruz; çünkü, bazı durumlarda söz konusu Hey’et için de atama

yöntemi devreye girer: Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinden herhangi biri sayılan nedenlerle üyelikten düşerse, yerine, usûlüne göre bir başka kişi atanır (md. 74). 152 Bkz. Milletvekilleri Seçimi Kanunu (K.n. 306., K.t. 25.5.1961; Düstur, 4. Tertip, C. I., s. 2637.; R.G., T. 20.5.1961, S. 10815). 153 Bkz. Cumhuriyet Senatosu Üyelerinin Seçimi Kanunu (K.n. 304., K.t. 24.5.1961; Düstur, 4. Tertip, C. I., s. 2629.; R.G., T. 30.5.1961, S. 10815). 154 Bkz. Kurucu Meclis Teşkili Hakkında Kanun (K.n. 157., K.t. 13.12.1960; R.G., T. 16.12.1960, S. 10682.; Düstur, 4. Tertip, C. I., s. 741). 155 Söz konusu md. 73, Cumhuriyet Senatosu üyelik süresini düzenlemektedir. 158 Bir derlemede ise, farklı anlama gelebilecek biçimde şu şekilde uyarlamada yapılmıştır: “Hey’et-i Â’yân Başkan ve üyelerinin sayısı, en çok Hey’et-i Meb’ûsân üye sayısının üçte birini aşmamak üzere, doğrudan doğruya Padişah tarafından belirlenir”. (ATAY, op.cit., s. 75). 159 Kadı-asker (Kazî-asker): “Kazasker, (eskiden) ilmiye rütbelerinin sonuncusu ve mülkiyede bâlâlık, askerlikte müşîr rütbesinin altında olan, Rumeli, Anadolu adıyla iki derecesi bulunan pâyedeki zât”. (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 499). 160 İlk şekliyle md. 76/1: “Otuz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir”. 161 2003’te kabul edilen Anayasa Değişikliğine İlişkin Kanun’la, Anayasa md. 76/1’de değişiklik öngörülmüş (md. 1); ancak, Cumhurbaşkanı tarafından, bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri gönderilmiştir. Söz konusu değişikliğin metni şu şekilde idi: “Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir”. 162 İlk şekliyle md. 76/2 (değişiklik yapılan kısım, bold karakterle verilmiştir): “En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar;

zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflâs gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, ideolojik veya anarşik eylemlere katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler”.

Page 26: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler163.

c) Cumhuriyet Senatosu üyeliğine seçilme yeterliği MD. 72. – Kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış bulunan ve milletvekili seçilmeye engel bir durumu olmıyan her Türk, Cumhuriyet Senatosuna üye seçilebilir. Cumhurbaşkanınca seçilecek üyeler, çeşitli alanlarda seçkin hizmetleriyle tanınmış ve kırk yaşını bitirmiş kimselerden olur. Bunlardan en az onu bağımsızlar arasından seçilir.

C – Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçim dönemi MD. 77. – (Değ. f.: 31.5.2007-5678/md. 1)168 Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri dört yılda bir yapılır. Meclis, bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebileceği gibi, Anayasada belirtilen şartlar altında Cumhurbaşkanınca verilecek karara göre de seçimler yenilenir. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer.

c) Millet Meclisinin seçim dönemi MD. 69. – Millet Meclisi seçimleri dört yılda bir yapılır. Meclis, bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebilir. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer. d) Cumhuriyet Senatosu üyeliğinin süresi MD. 73. – (Değ. md.: 17.4.1970-1254/md. 1)169 Cumhuriyet Senatosu üyeliğinin süresi altı yıldır. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Cumhuriyet Senatosunun genel oyla ve Cumhurbaşkanınca seçilen üyelerinin üçte biri her iki yılda bir yenilenir. Millet Meclisi genel seçimlerinin yapılacağı yıla rastlıyan yenileme seçimleri, Millet Meclisi genel seçimleriyle birlikte ve rastlamıyanları ise, genel seçimlerden sonra gelen ikinci yılda, genel seçimler için kanunun belirttiği ayda yapılır. 74 üncü maddeye göre seçimlerin geriye bırakılması yahut 69 uncu veya 108 inci maddeye göre seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hallerinde, Cumhuriyet Senatosunun yenileme seçimleri de Millet Meclisi seçimleriyle birlikte yapılmak üzere geriye bırakılmış veya öne alınmış olur. Bundan sonraki Cumhuriyet Senatosu yenileme seçimleri 3 üncü fıkra hükümlerine göre yapılır. Cumhurbaşkanınca seçilen üyelerin süresi biter veya bu üyeliklerde herhangi bir sebeple boşalma olursa, Cumhurbaşkanı, bir ay içinde yeni üyeleri seçer. Boşalan bir üyeliğe seçilen kimse, yerine seçildiği üyenin süresini170 tamamlar.

MD. 13/1-3. – Büyük Millet Meclisinin seçimi dört yılda bir yapılır. Süresi biten milletvekilleri tekrar seçilebilirler. Eski Meclis, yeni Meclisin toplanmasına kadar devam eder. MD. 25. – Seçim dönemi bitmeden Meclis, üyelerinin tam sayısının saltçokluğu ile seçim yenilemeğe karar verirse, yeni toplanan Meclisin seçim dönemi kasım ayından başlar. Kasımdan önceki toplantı, olağanüstü toplantı sayılır.

MD. 13/1-3. – Büyük Millet Meclisi’nin intihâbı dört senede bir kere icrâ olunur171. Müddeti biten meb’usların tekrar intihâb edilmeleri câizdir. Sâbık Meclis lâhik meclisin içtimaına kadar devam eder. MD. 25. – İntihâb devresinin hitâmından evvel Meclis aded-i mürettebinin ekseriyet-i mutlakasile intihâbât tecdid olunursa yeni içtima’ eden Meclis’in intihâb devresi ilk Teşrîn-i sânîden başlar. Teşrîn-i sânîden evvel vâki olan içtima’, fevk-al-âde bir içtima’ addolunur.

[Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yapılması] MD. 5. – Büyük Millet Meclisi seçimleri, iki yılda bir kez yapılır. Seçilen üyelerin görev süresi iki yıl olup, yeniden seçilmeleri mümkündür. Önceki Meclis, yeni Meclis toplanıncaya kadar göreve devam eder. Yeni seçimlerin yapılma olanağı bulunmadığı durumlarda, toplantı dönemi yalnızca bir yıl süreyle uzatılabilir. Büyük Millet Meclisi üyelerinin her biri, kendini seçen ilin ayrıca temsilcisi olmayıp, bütün ulusun temsilcisidir.

[Hey’et-i Meb’ûsân seçimlerinin başlangıcı] MD. 70. – Meb’ûsların genel seçimlerine, Hey’et’in ilk toplantısının başlangıcı olan Kasım ayından en az dört ay önce başlanır. [Hey’et-i Meb’ûsân’ın seçim dönemi] MD. 69. – Meb’ûsların genel seçimleri, dört yılda bir kez yapılır. Her meb’ûsun hizmet süresi dört yılla sınırlı olup, yeniden seçilmek mümkündür. 21 Mart 1918’de değ. MD. 69. – Hey’et-i Meb’ûsân genel seçimleri, dört yılda bir kez yapılır. Seçilen meb’ûsların meb’ûsluk süresi dört yıldan ibaret olup, tekrar seçilebilmek mümkündür. Ancak, dördüncü toplantı dönemi yılı Ordû-yı Hümâyûn172’un genel seferberliğini gerektiren savaşa rastladığı takdirde, her iki Hey’et173’in üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla görüşmelere hızlıca başlanmasına karar verilebilir ve üye tamsayısının salt çoğunluğuyla kabul edilecek bir yasa ile, söz konusu süre uzatılabilir. [Hey’et-i Meb’ûsân’ın feshi ve yeniden seçimi] MD. 73. – Pâdişâh buyruğu ile Hey’et-i Meb’ûsân’ın feshedilmesi durumunda, en fazla altı ay içinde toplanmak üzere, tüm meb’ûsların yeniden seçimine başlanacaktır.

D – Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye bırakılması ve ara seçimleri MD. 78. – Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir. Ara

V – T.B.M.M. seçimlerinin geriye bırakılması ve ara seçimleri MD. 74. – Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, seçimler kanunla bir yıl geriye bırakılabilir. Meclislerin ara seçimleri her iki yılda bir Cumhuriyet Senatosu seçimiyle birlikte yapılır. Millet Meclisi genel seçimlerine bir yıl kala ara seçimi yapılamaz.

MD. 13/4. – (…) Yeni seçim yapılmasına imkân görülmezse, toplanma dönemi bir yıl daha uzatılabilir. MD. 29. – Ölen yahut yukardaki maddeler gereğince milletvekilliği sıfatı kalkan veya düşen milletvekilinin yerine bir başkası seçilir.

MD. 13/4. – (…) Yeni intihâbâtın icrâsına imkân görülmediği takdirde içtima’ devresinin bir sene temdidi câizdir. MD. 29. – Yukarıdaki maddeler mûcibince meb’usluk sıfatı zâil veya sâkıt olan veyahut vefat eden meb’usun yerine bir diğeri intihâb olunur.

[Pâdişâh’ın görev ve yetkileri] MD. 7. – (…) Meclis-i Umûmî’yi tatile gönderme (…) Pâdişâh’ın kutsal görev [ve yetki174]lerindendir. [Hey’et-i Meb’ûsân üyeliğine atananların görev süresi] MD. 75. – Boş kalan meb’ûsluk makamlarına atanacak175 üyelerin görev süresi, gelecek seçim zamanına kadardır.

164 Her ne kadar, md. 68’in kenar başlığı “milletvekili seçilme yeterliliği” olarak düzenlenmiş ise de, söz konusu md’nin içeriği milletvekili adaylık koşullarına ilişkin hükümler içermektedir. Aynı durum, Cumhuriyet Senatosu üyeliğini düzenleyen md. 72’nin kenar başlığı açısından da söz konusudur. Oysa ki,

seçilme yeterliliği, “adaylık” aşamasının yanı sıra, doğal olarak “seçimi kazanma”yı da gerektirmektedir. Gerçi, Anayasa md. 156/2 hükmü dikkate alındığında bunun herhangi bir sorun yaratmadığı düşünülebilir. Ancak, teknik açıdan yanlış olan söz konusu kenar başlığın “milletvekili adaylık koşulları” biçiminde düzenlenmesi, kenar başlıkla md. metni arasında paralellik kurulabilmesi için zorunluydu. Söz konusu yanlış tercihin 1982 Anayasası’na da (md. 76) yansıması, dikkat çekicidir.

165 İlk şekliyle md. 68/2: “Türkçe okuyup yazma bilmiyenler, kısıtlılar, yükümlü olmasına ve muaf bulunmamasına rağmen muvazzaf askerlik hizmetini yapmıyanlar veya yapmış sayılmıyanlar ve kamu hizmetinden yasaklılar ile ağır hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kesin olarak hüküm giymiş olanlar ve -taksirli suçlar hariç olmak üzere- beş yıldan fazla hapis cezasiyle veya zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflâs gibi yüz kızartıcı suçlardan biriyle kesin olarak hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar da milletvekili seçilemezler”.

166 Md. 68/2’nin son cümlesinde yer alan “affa uğramış olsalar da” ibaresi, Anayasa Değişikliğine İlişkin 1188 sayılı Kanun’la (md. 1) Anayasa metninden çıkarılmıştır. Bu değişiklik, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile şekil yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiştir (Bkz. AYM., K.T. 16.6.1970, E. 1970/1, K. 1970/31; AYMKD., S. 8., ss. 313-341; R.G., T. 7.6.1971, S. 13858). Bir yazara göre, “böylece fıkranın 1961 metni yeniden geçerlik kazandı. 16 Nisan 1974 değişikliğiyle, iptal edilen eski değişiklik yenilenmiş oldu” (SOYSAL, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası: ..., ss. 36-38., dp. 18). Ancak, söz konusu ibare, Anayasa Değişikliğine İlişkin 1801 sayılı Kanun’la (md. 2) yeniden md. metninden çıkarılmıştır. (Bkz. K.n. 1801., K.t. 16.4.1974; R.G., T. 22.4.1974, S. 14866).

167 İlk şekliyle md. 11: “Otuz yaşını ikmal eden her erkek Türk, meb’us intihâb edilmek salâhiyetini hâizdir”. 163 Md. 76 hakkında şimdiye değin 1993, 1995 ve 2001-I Anayasa Değişiklikleri sırasında olmak üzere, toplam 3 kez daha değişiklik teklifi sunulduğu halde, hiçbiri TBMM Genel Kurulu’nca kabul görmemiştir. Son olarak, 2001 Anayasa Değişiklikleri sırasında, md. 76’ya eklenmesi düşünülen bir fıkra, TBMM

Genel Kurulu’nda kabul görmemiştir. TBMM-AK’da kabul edilen söz konusu değişiklik, şu şekilde idi (AK’nın kabul ettiği metin, md. 27): “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 76 ncı maddesinin ikinci fıkrasında geçen ‘ideolojik veya anarşik eylemlere’ ibaresi, ‘terör eylemlerine’ şeklinde değiştirilmiştir“ (Bkz. TBMMTD, Dönem: 21., Yasama Yılı: 3., (S.) Sayısı: 737., Birleşim: 131-135 (Olağanüstü), C. LXX., s. 22). 168 İlk şekliyle, md. 77/1: “Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri beş yılda bir yapılır”. 169 İlk şekliyle md. 73: “Cumhuriyet Senatosu üyeliğinin süresi altı yıldır. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.

Cumhuriyet Senatosunun genel oyla ve Cumhurbaşkanınca seçilen üyelerinin üçte biri her iki yılda bir yenilenir. Cumhurbaşkanınca seçilen üyelerin süresi biter veya bu üyeliklerde herhangi bir sebeple boşalma olursa, Cumhurbaşkanı, bir ay içinde yeni üyeleri seçer. Boşalan bir üyeliğe seçilen kimse, yerine seçildiği üyenin süresini tamamlar”. 170 Md. 73/son’da geçen “... üyenin süresini ...” ibaresi eksiktir. Hükmün söz konusu kısmının, “... üyenin görev süresini ...” olarak düzenlenmesi, kanımızca daha doğru olurdu. 171 Bkz. “Büyük Millet Meclisinin İntihâbı Dört Senede Bir Kere İcrâ Olunur” Fıkrasının Bugünkü Meclis-i Âlî’ye de Şâmil Olduğuna Dair Hey’et-i Umûmiye Kararı (Karar no. 84., K.t. 26 Mart 1340 (1924); Düstur, 3. Tertip, C. 5., S. 376 (751)). 172 Orijinal metinde geçen “Ordû-yı Hümâyûn” ibaresi, “Padişah’ın Ordusu” anlamına gelir. 173 Orijinal metinde “Meclis” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et” olması gerekir. Zira, Meclis ifadesi her iki Hey’et’in toplamı olan Meclis-i Umûmî için kullanılmaktadır. Dolayısıyla, Meclis-i Umûmî’nin her bir kanadı birer Hey’et’tir. 174 Orijinal metinde, tüm bu görev ve yetkilerin “hukuk-ı mukaddese-i Padişahî cümlesinden” olduğu hükmüne yer verilir. Her ne kadar Padişah’a hak olarak tanınanların büyük kısmı yetki olmasına karşın, bunun yanı sıra yerine getirilmesi gereken birtakım görevler de yer almaktadır (Örneğin, “ahkâm-ı şer’iyye

ve kanûniyyenin icrâsı”). O nedenle, çeviride görev ve yetki ifadesi tercih edilmiştir. Nitekim, md. 3’te 8 Ağustos 1909’da yapılan değişiklikler sonucu, Padişah’ın “şer’i şerif ve Kanûn-ı Esâsî ahkâmına riayet ... edeceğine dair” and içmesini öngören hüküm karşısında, şeriat hükümlerinin yürütülmesinin görev ağırlıklı niteliği daha açık biçimde anlaşılabilir.

175 Md. 73’te her ne kadar “tâyin” sözcüğü geçmekte ise de, md. 74’te “intihâb” sözcüğüne rastlanır. Oysa, boşalan üyeliklere seçim değil, atama yapılması söz konusudur. Bu nedenle, md. 74 uyarlanırken, bu yönde bir tercih kullanılmış; böylelikle, md. 73 ve 74 arasında uyum sağlanmıştır.

Page 27: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir. Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz. (Ek f.: 27.12.2002-4777/md. 2) Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın 127 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.

[Hey’et-i Meb’ûsân’ın seçim dönemi] MD. 69. – Meb’ûsların genel seçimleri, dört yılda bir kez yapılır. Her meb’ûsun hizmet süresi dört yılla sınırlı olup, yeniden seçilmek mümkündür.

E – Seçimlerin genel yönetim ve denetimi MD. 79. – Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. (Değ. ilk c.: 31.5.2007-5678/md. 2)176 Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz. Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Başkanvekili ad çekmeye girmezler. (Değ. son f.: 31.5.2007-5678/md. 2/1)177 Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi işlemlerinin genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur.

VI – Seçimlerin genel yönetim ve denetimi MD. 75. – Seçimler yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabûl etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Yüksek Seçim Kurulu, yedi asıl ve dört yedek üyeden kuruludur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay genel kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir Başkanvekili seçerler. Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından adçekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkan ve Başkanvekili ad çekmeye girmezler.

F – Üyelikle ilgili hükümler 1 – Milletin temsili MD. 80. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.

B – MECLİSLERE AİT MÜŞTEREK HÜKÜMLER I – T.B.M.M. üyeliğiyle ilgili hükümler a) Milletin temsili MD. 76. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.

MD. 13/5. (…) Her milletvekili, yalnız kendini seçen çevrenin değil, bütün milletin vekilidir.

MD. 13/5. (…) Her meb’us yalnız kendini intihâb eden dairenin değil, umûm milletin vekilidir.

[Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yapılması] MD. 5. – (…) Büyük Millet Meclisi üyelerinin her biri, kendini seçen ilin ayrıca temsilcisi olmayıp, bütün ulusun temsilcisidir.

[Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin temsil niteliği] MD. 71. – Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin her biri, kendini seçen seçim çevresinin ayrıca vekili olmayıp, tüm Osmanlı’ların vekili sıfatını taşır. [Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin seçim çevresi] MD. 72. – Seçmenler, seçecekleri meb’ûsları bağlı oldukları ilin seçim çevresi halkından seçmek zorundadır. 29 Mart 1916’da değ. MD. 72. – Seçmenler, aranan koşullara sahip olan her Osmanlı’yı meb’ûs seçebilirler. Ancak bir kimse, aynı zamanda üçten fazla seçim çevresinde adaylığını koyamaz.

2 – Andiçme MD. 81. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler: “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun

b) And içme MD. 77. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, görevlerine başlarken şöyle andiçerler: “Devletin bağımsızlığını, vatanın ve milletin bütünlüğünü koruyacağıma; Milletin kayıtsız şartsız egemenliğine, demokratik ve lâik

MD. 16. – Milletvekilleri Meclise katıldıklarında şöyle andiçerler: “Namusum üzerine söz veririm ki: Vatanın ve milletin mutluluğuna, esenliğine, milletin kayıtsız şartsız egemenliğine aykırı bir amaç gütmiyeceğim ve Cumhuriyet esaslarına

MD. 16. – (Değ. md.: 10.4.1928-1222/md. 3)178 Meb’uslar Meclis’e iltihak ettiklerinde şu şekilde tahlîf179 olunurlar: “Vatan ve milletin saâdet ve selâmetine ve milletin bilâ-kayd ü şart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmeyeceğime ve Cumhuriyet

[Meclis-i Umûmî üyelerinin and içmesi] MD. 46. – Meclis-i Umûmî üyeliğine seçilen veya atanan kişiler, Meclis’in açılış gününde, Sadr-ı A’zam önünde; o gün hazır bulunmayan üyeler ise, bağlı olduğu Meclis Hey’eti toplandığında, Başkanları180nın önünde;

176 İlk şekliyle, md. 79/2, c. 1: “Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye

Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur”. 177 İlk şekliyle, md. 79/son: “Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması işlemlerinin genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur”. 178 İlk şekliyle md. 16:

“Meb’uslar Meclis’e iltihak ettiklerinde şu şekilde tahlîf olunurlar: (Vatan ve milletin saâdet ve selâmetine ve milletin bilâ-kayd ü şart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmeyeceğime ve Cumhuriyet esâslarına sadakâtten ayrılmayacağıma ‘Vallahi’)”. 179 Bkz. Tahlîf Sûreti Hakkında Hey’et-i Umûmîye Kararı (Karar no. 1., k.t. 11.8.1339 (1923)); Düstur, 3. Tertip, C. V., s. 3). Metin için ayrıca bkz. KİLİ & GÖZÜBÜYÜK, op.cit., s. 108. 180 Başkanlardan kastedilen, Hey’et-i Meb’ûsân veya Hey’et-i Â’yân’ın Başkanlarıdır.

Page 28: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

üstünlüğüne, demokratik ve lâik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

Cumhuriyet ilkelerine bağlı kalacağıma ve halkın mutluluğu için çalışacağıma namusum üzerine söz veririm.” III – [İlk] Cumhurbaşkanı seçimi GEÇİCİ MD. 5/1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin and içtikleri toplantının ertesi günü Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. [Ayrıca bkz. 1982/Geçici md. 1/1]

bağlılıktan ayrılmıyacağım.” esâslarına sadakâtten ayrılmayacağıma nâmusum üzerine söz veririm”.

Pâdişâh Hazretleri’nin şahsına ve yurda bağlılık göstereceğine, Kanûn-ı Esâsî hükümlerine ve kendisine verilen görevlere aykırı davranışlardan kaçınacağına dair and içtirilir.

3 – Üyelikle bağdaşmayan işler MD. 82. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda; Devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda; özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve Devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik ve hakemlik yapamazlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmî veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler. Bir üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek geçici bir görevi kabul etmesi, Meclisin kararına bağlıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile bağdaşmayan diğer görev ve işler kanunla düzenlenir181.

c) Üyelikle bağdaşmıyan işler MD. 78. – İki Meclis üyeliği bir kişide birleşemez. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda, Devletin veya diğer kamu tüzel kişilerinin doğrudan doğruya veya dolayısiyle katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda, kamu yararına çalışan derneklerden özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış olanların yönetim kurullarında ve başka işlerinde görev alamazlar ve bunların herhangi bir yüklenme işini doğrudan doğruya veya dolayısiyle kabûl edemezler. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama ve onamasına bağlı resmî veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler. Bir üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek geçici bir görevi kabûl edebilmesi, kendi Meclisinin kararına bağlıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile bağdaşamıyan diğer görev ve işler kanunla gösterilir.

MD. 23. – Milletvekilliği ile Hükûmet memurluğu bir kişide birleşemez.

MD. 23. – Meb’usluk ile hükûmet memuriyeti bir zât uhdesinde içtima’ edemez182.

[Meclis-i Umûmî’nin her iki Hey’et’ine birden üyelik yasağı] MD. 50. – Bir kimse, söz konusu Hey’et’lerin her ikisine birden üye olamaz. [Hey’et-i Meb’ûsân üyeliği ile Hükûmet memurluğunun birleşmesi] MD. 67. – Hey’et-i Meb’ûsân üyeliği ile Hükûmet memurluğu aynı kişide toplanamaz. Ancak, Vekil olarak atananların üyeliği devam eder. Diğer Devlet memurlarından biri meb’ûs olarak seçilirse, kabul edip etmemek kendi isteğine bağlıdır; ancak, kabul ettiği takdirde, memurluğu sona erer. [Hey’et-i Â’yân’a üye olarak atanabilme koşulları ve görev süresi] MD. 62. – Hey’et-i Â’yân üyeliği[ne], (…) daha önce Vekillik, ordu mareşalliği, kadı-askerlik183, elçilik, patriklik ve hahambaşılık görevinde bulunmuş ve söz konusu görevlerinden alınmış olanlarla, kara ve deniz generallerinden ve gerekli nitelikleri taşıyan diğer kişiler arasından uygun görülenler atanır. Kendi istemleri ile Devlet tarafından diğer görevlere atananların Hey’et-i Â’yân üyelikleri düşer.

4 – Yasama dokunulmazlığı MD. 83. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar. Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez. Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz184.

d) Yasama dokunulmazlığı MD. 79. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden ve bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar. Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir Meclis üyesi, kendi Meclisinin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali bu hükmün dışındadır; ancak, bu halde, yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya üyenin Meclisine bildirmek zorundadır. Bir Meclis üyesi hakkında seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır. Üyelik süresince zamanaşımı işlemez. Tekrar seçilen Meclis üyesi hakkındaki tâkibat, kendi Meclisinin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır. Meclislerdeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.

MD. 17. – Bir milletvekili ne Meclis içindeki oy, düşünce ve demeçlerinden, ne de Meclisteki oy, düşünce ve demeçlerini Meclis dışında söylemek ve açığa vurmaktan sorumlu değildir. Seçiminden gerek önce ve gerek sonra üstüne suç atılan bir milletvekili Kamutayın kararı olmadıkça sanık olarak sorgulanamaz, tutulamaz ve yargılanamaz. Cinayetten suçüstü yakalanma hali bu hükmün dışındadır. Ancak bu halde yetkili makam bunu hemen Meclise bildirmek ödevindedir. Seçiminden önce veya sonra bir milletvekili hakkında verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi milletvekilliği süresinin sonuna bırakılır. Milletvekilliği süresi içinde zamanaşımı yürümez.

MD. 17. – Hiçbir meb’us Meclis dâhilindeki rey ve mütalâasından ve beyanâtından ve Meclis’teki rey ve mütalâasının ve beyanâtının Meclis hâricinde irâd ve izhârından dolayı mes’ûl değildir. Gerek intihâbından evvel gerek sonra aleyhine cürüm isnat olunan bir meb’usun maznûnen isticvabı veya tevkifi veyahut muhakemesinin icrâsı Hey’et-i Umûmiye’nin kararına menuttur. Cinaî cürm-ü meşhut bundan müstesnâdır. Ancak bu takdirde makam-ı aidi Meclis’i derhal haberdar etmekle mükelleftir. Bir meb’usun intihâbından evvel veya sonra aleyhine sâdır olmuş cezaî bir hükmün infazı meb’usluk müddetinin hitâmına tâlik olunur. Meb’usluk müddeti esnasında mürûr-ı zaman cereyan etmez.

[Meclis-i Umûmî üyelerinin yasama sorumsuzluğu] MD. 47. – Meclis-i Umûmî üyeleri oy kullanma ve görüş açıklamalarında bağımsız olup, hiçbir üye, hiçbir şekilde iyi veya caydırıcı vaad, baskı veya yönlendirme altında tutulamaz; gerek verdiği oylardan ve gerekse Meclis görüşmeleri sırasında açıkladığı görüşlerden dolayı hiçbir nedenle suçlanamaz. Ancak, Meclis’in İçtüzüğü’ne aykırı eylemde bulunma halinde, söz konusu İçtüzük185 hükümlerine göre işlem yapılır. [Meclis-i Umûmî üyelerinin oy kullanma özgürlüğü] MD. 49. – Meclis-i Umûmî üyelerinden her biri oyunu bizzat kendi kullanır ve her bir üyenin, görüşülmekte olan bir maddenin red veya kabulüne yönelik oy vermekten çekinme hakkı vardır. [Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin yasama dokunulmazlığı] MD. 79. – Hey’et-i Meb’ûsân’ın toplantı dönemi süresince üyelerden hiç biri, suçlama için yeterli nedenin bulunduğuna Hey’et tarafından çoğunlukla karar verilmedikçe veya hafif suç ya da cinayet işlerken veya suç işlemeyi takiben hemen yakalanmadıkça tutuklanamaz ve yargılanamaz.

5 – Milletvekilliğinin düşmesi (Değ. kenar başlık: 23.7.1995-4121/md. 9)186

e) Üyeliğin düşmesi MD. 80. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği,

MD. 27. – Bir milletvekilinin vatan hayınlığı ve milletvekilliği sırasında yiyicilik suçlarından

MD. 27. – Bir meb’usun vatana hıyanet ve meb’usluğu zamanında irtikâp töhmetlerinden

[Meclis-i Umûmî üyelerinin yargılanması] MD. 48. – Meclis-i Umûmî üyelerinden birinin

181 1995 Anayasa Değişiklikleri sırasında, md. 82 için sunulan değişiklik teklifi kabul görmemiştir. Diğer taraftan, TBMM’de Anayasa değişikliğine ilişkin teklifin görüşmeleri devam ederken, İzmir Milletvekili Cemal Tercan ve 153 Milletvekili arkadaşı tarafından sunulan teklif de kabul görmemiştir. Söz konusu

değişikliğin gerekçesi ve değişiklik metni için bkz. TBMMTD, Dönem: 19., Yasama Yılı: 4., (S.) Sayısı: 861., Birleşim: 123., T. 14.6.1995, C. LXXXVIII., ss. 14-15. 182 Bu konuyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Tefsiri şöyledir (No: 111., Tarih: 10.2.1926): “... Hükûmet tarafından tevdi edilen muayyen ve muvakkat bir iş Hükûmet memuriyeti addolunamaz”. Bkz. Düstur, 3. Tertip, C. VIII., s. 83.

1924 TEK md. 23’teki hükme, daha önce 1876 KE md. 67’de de rastlanmaktaydı. Hüküm şı şekilde idi: “Hey’et-i Meb’usân âzâlığı ile Hükûmet memuriyeti bir zât uhdesinde içtima’ edemez. Fakat Vükelâ’dan intihâb olunanların âzâlığı mücâzdır ve sair memurînden biri meb’usluğa intihâb olunur ise kabul edip etmemek yed-i ihtiyarındadır. Fakat kabul ettiği halde memuriyetinden infisâl eder”.

183 Kadı-asker (Kazî-asker): “Kazasker, (eskiden) ilmiye rütbelerinin sonuncusu ve mülkiyede bâlâlık, askerlikte müşîr rütbesinin altında olan, Rumeli, Anadolu adıyla iki derecesi bulunan pâyedeki zât”. (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 499). 184 2001 Anayasa Değişiklikleri sırasında, md. 83’e yönelik olarak sunulan değişiklik teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul görmemiştir. TBMM-AK’da kabul edilen söz konusu değişiklik metni, şu şekilde idi (AK’nın kabul ettiği metin, md. 28): “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü maddesinin dördüncü fıkrası madde metninden çıkarılmış; maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir: ‘Dokunulmazlıkla ilgili işler, Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaşma tarihinden itibaren en geç üç ay içinde sonuçlandırılır’. ‘Dokunulmazlıkla ilgili oylama Genel Kurulda gizli olarak yapılır’. ‘Milletvekilleri hakkındaki ceza davaları Yargıtayda görülür. Bu davalarla ilgili hazırlık soruşturmasının yürütülmesi, kamu davasının açılması, hükmün temyizi ve diğer yargılama esasları kanunla düzenlenir’.” (Bkz. TBMMTD, Dönem: 21., Yasama Yılı: 3., (S.) Sayısı: 737., Birleşim: 131-135 (Olağanüstü), C.

LXX., s. 22). 185 Her ne kadar orijinal metinde “nizâmnâme” dense de, kastedilen “Nizâmnâme-i Dahilî”dir. 186 İlk şekliyle md. 84’ün kenar başlığı: “Üyeliğin düşmesi”.

Page 29: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

MD. 84. – (Değ. md.: 23.7.1995-4121/md. 9)187 İstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi, istifanın geçerli olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanınca tespit edildikten sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlaştırılır. Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur. 82 nci maddeye göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, yetkili komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine Genel Kurul gizli oyla karar verir. Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, durumun Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir. (Mülga f.: 7.5.2010-5982/md. 9)188

bir üyenin üye seçilmeye engel bir suçtan dolayı kesin olarak hüküm giymesi, çekilmesi, kısıtlanması, üyelikle bağdaşmıyan bir hizmet kabûl etmesi veya Meclis çalışmalarına izinsiz veya özürsüz ve aralıksız olarak bir ay katılmaması yüzünden üyeliğinin düştüğünün kendi Meclisince karara bağlanması hallerinde sona erer.

biriyle sanık olduğuna Türkiye Büyük Millet Meclisi Kamutayı hazır üyelerinin üte iki oy çokluğu ile karar verilir yahut on ikinci maddede yazılı suçlardan biriyle hüküm giyer ve bu da kesinleşirse milletvekilliği sıfatı kalkar. MD. 28. – Çekilme, kanun hükümleri gereğince kısıtlanma, özürsüz ve izinsiz iki ay Meclise devamsızlık yahut memurluk kabûl etme hallerinde milletvekilliği düşer.

biriyle müttehem olduğuna Türkiye Büyük Millet Meclisi Hey’et-i Umûmiye’si âzâ-yi mevcûdesinin sülüsân-ı ekseriyet-i ârâsiyle karar verilir veyahut 12 nci maddede münderiç ceraimden biriyle mahkûm olur ve mahkûmiyeti kaziye-i muhkeme halini alırsa meb’usluk sıfatı zâil olur. MD. 28. – İstifa, esbâb-ı meşrua dolayısıyle mahcuriyet, bilâ-mezûniyet ve mazeret iki ay Meclis’e adem-i devam veyahut memuriyet kabûlü hallerinde meb’usluk sâkıt olur189.

vatan hainliği, Kanûn-ı Esâsî’yi bozmaya ve ortadan kaldırmaya girişme veya kaldırma nedenlerinden biriyle suçlu bulunduğuna, bağlı olduğu Hey’et’in toplantıya katılan üyelerinin en az üçte ikisinin çoğunluğu ile karar verilir ya da yasaya göre hapis veya sürgünü gerektiren bir ceza ile mahkûm olursa, üyelik sıfatı düşer ve söz konusu eylemlerden dolayı yargılanması ve cezalandırılmasına ilgili mahkeme tarafından bakılır ve hüküm verilir. [Hey’et-i Â’yân’a üye olarak atanabilme koşulları ve görev süresi] MD. 62. – Hey’et-i Â’yân üyeliği[ne], (…) daha önce Vekillik, ordu mareşalliği, kadı-askerlik190, elçilik, patriklik ve hahambaşılık görevinde bulunmuş ve söz konusu görevlerinden alınmış olanlarla, kara ve deniz generallerinden ve gerekli nitelikleri taşıyan diğer kişiler arasından uygun görülenler atanır. Kendi istemleri ile Devlet tarafından diğer görevlere atananların Hey’et-i Â’yân üyelikleri düşer.

6 – İptal istemi MD. 85. – (Değ. md.: 23.7.1995-4121/md. 10)191 Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü maddenin birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması hallerinde, Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini onbeş gün içerisinde kesin karara bağlar.

f) İptâl istemi MD. 81. – Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya üyeliğin düştüğüne Meclisce192 karar verilmesi hallerinde, karar tarihinden başlıyarak bir hafta içinde, ilgili üye veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden herhangi biri, bu kararın, Anayasa veya İçtüzük hükümlerine aykırılığı iddiasiyle iptâli için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptâl istemini onbeş gün içinde karara bağlar.

7 – Ödenek ve yolluklar193 MD. 86 – (Değ. md.: 21.11.2001-4720/md. 1)194 Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek, yolluk ve emeklilik işlemleri kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı en yüksek Devlet memurunun almakta olduğu miktarı, yolluk da ödenek miktarının yarısını aşamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların emeklileri T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin istekleri halinde ilgileri devam eder. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek

g) Ödenek ve yolluklar MD. 82 – (Değ. md.: 30.6.1971-1421/md. 2) 195 Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek ve yollukları kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı en yüksek Devlet memurunun almakta olduğu miktarı, yolluk da ödeneğin yarısını aşamaz. Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir.

MD. 18. – Milletvekillerinin yıllık ödenekleri özel kanunla gösterilir.

MD. 18. – Meb’usların senevî tahsisâtları kanûn-ı mahsûs ile tâyin olunur.

[Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin mâlî hakları] MD. 76. – Meb’ûslardan her birine, her bir yıl toplantı dönemi için Hazine’den yirmi bin kuruş verilecek ve aylık beş bin kuruş maaş itibariyle, Devlet memurlarına ilişkin hükümlere uygun olarak gidiş ve dönüş yolluğu ödenecektir. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 76. –Meb’ûslardan her birine, her bir yıl toplantı dönemi için Hazine’den otuz bin kuruş verilecek ve aylık beş bin kuruş maaş itibariyle mülkiye memurlarına ilişkin olan hükümlere

187 İlk şekliyle md. 84: “İstifa eden, Türkiye Büyük Millet Meclisine seçilmeye engel bir suçtan dolayı hüküm giyen, kısıtlanan, partisinden istifa ederek; başka bir partiye giren veya seçim hükûmetleri hariç Bakanlar Kurulunda görev alan, üyelikle bağdaşmayan bir hizmet kabul eden, Meclis çalışmalarına özürsüz olarak bir ay içinde

toplam beş birleşim günü katılmayanların üyeliğinin düşmesine, üye tamsayısının salt çoğunluğu ile karar verilir. Partisinden istifa eden milletvekili bir sonraki seçimde, istifa tarihinde mevcut herhangi bir partinin genel merkez organlarınca aday gösterilemez. Anayasa Mahkemesinin kararında partinin kapatılmasına eylem ve sözleri ile sebebiyet verdiği belirtilen milletvekilinin üyeliği ile temelli olarak kapatılan siyasî partinin, kapatılmasına ilişkin dâvanın açıldığı tarihte, parti üyesi olan diğer milletvekillerinin üyeliği, kapatma kararının Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanlığına tebliğ edildiği tarihte sona erer”. 188 Mülga f.: “Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olduğu Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında belirtilen milletvekilinin milletvekilliği, bu kararın Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte sona erer. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bu kararın

gereğini derhal yerine getirip Genel Kurula bilgi sunar”. 189 1924 metninde “sâkıt” sözcüğü bulunmaktaydı. 1952’nin Resmî Gazete metninde hemen hemen aynı anlama gelen “zail” sözcüğü kullanılırken, 1952’nin Düstur metninde ise, yine “sâkıt” sözcüğü yer almaya devam etmiştir. Kaldı ki, 1924 metninde hemen bir üstteki md’de de “zail” sözcüğü tercih edilmiştir.

Oysa, 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), Düstur ve Resmî Gazete metinleri ve buna bağlı olarak 1924 ve 1952 metinleri arasındaki söz konusu çelişki giderilmiştir.

190 Kadı-asker (Kazî-asker): “Kazasker, (eskiden) ilmiye rütbelerinin sonuncusu ve mülkiyede bâlâlık, askerlikte müşîr rütbesinin altında olan, Rumeli, Anadolu adıyla iki derecesi bulunan pâyedeki zât”. (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 499). 191 İlk şekliyle md. 85: “Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya üyeliğin düştüğüne Meclisce karar verilmesi hallerinde, karar tarihinden başlayarak bir hafta içinde, ilgili üye veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden herhangi biri, bu kararın, Anayasa veya İçtüzük hükümlerine aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa

Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini onbeş gün içinde karara bağlar”. 192 Orijinal metinde, “Meclisçe”. 193 2001 Anayasa değişiklikleri çerçevesinde TBMM’ce yapılan oylama sonucu 4709 sayılı Kanun’la kabul edilmesine karşın (3.10.2001-4709/md. 27; R.G., T. 17.10.2001, S. 24556), 2/3 oy çoğunluğu sağlayamadığı için Cumhurbaşkanı tarafından referanduma sunma kararı alınarak Resmî Gazete’de

yayımlanan (bkz. R.G., T. 22.10.2001, S. 24561-Mük.) md. 86’nın kenar başlığı ve madde metni ise şöyleydi: 7 – Ödenek, yolluk, emeklilik ve sosyal haklar “MD. 86 – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek ve yollukları ile sosyal hakları, emeklilikleri ve tazminatları özel kanununda düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı, en yüksek Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı iştirakçisinin görevde iken almakta olduğu miktardan, yolluk tutarı ödenek miktarının

yarısından, bağlanacak emekli aylıkları da bunların toplamının yarısından az olamaz. Üyeler Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ile ilişkilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin istekleri halinde Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ile ilişkileri devam eder. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek ödenek ve yolluklar, kendilerine Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı tarafından bağlanan emekli aylığı ve benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez. Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir”. 194 İlk şekliyle md. 86: “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek ve yollukları kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı en yüksek Devlet memurunun almakta olduğu miktarı, yolluk da ödenek miktarının yarısını aşamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek ödenek ve yolluklar, kendilerine sosyal güvenlik kuruluşları tarafından bağlanan emekli aylığı ve benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez. Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir”. NOT: 1995 ve 2001-I Anayasa Değişiklikleri sırasında, md. 86 için sunulan değişiklik teklifleri ise, TBMM Genel Kurulu tarafından kabul görmemiştir. 195 İlk şekliyle md. 86: “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek ve yollukları kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı birinci derecedeki Devlet memurunun aylığını; yolluk da ödeneğin yarısını aşamaz. Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin aylık ve ödeneklerine her ne suretle olursa olsun yapılacak zam ve ilâveler, ancak bu zam ve ilâveleri takibeden milletvekilleri genel seçiminden sonra uygulanır”.

Page 30: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

ödenek ve yolluklar, kendilerine T.C. Emekli Sandığı tarafından bağlanan emekli aylığı ve benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez. Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir.

uygun olarak gidiş ve dönüş yolluğu ödenecektir. Yasal süreden fazla toplantı yapıldığı takdirde, aylık beş bin kuruş itibariyle ek ödenek verilecektir. 9 Mart 1916’da değ. MD. 76. – Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinden her birine, her yıl için elli bin kuruş ödenek ve aylık dört bin kuruş üzerinden gidiş ve dönüş yolluğu verilir. Toplantı dönemi süresinin uzatılması ve Meclis’in olağanüstü toplanması durumunda, ayrıca ödenek verilmez. Dağıtılmasından sonra toplanan Meclis üyelerine, ödeneğin yarısı verilir. [Hey’et-i Â’yân üyelerinin mâlî hakları] MD. 63. – Hey’et-i Â’yân’ın üyelik maaşı, aylık on bin kuruştur. Başka bir adla Hazine’den maaşla atanmış olan üyelerin aylık ve diğer ek ödenekleri196nin toplamı eğer on bin kuruştan az ise, söz konusu miktara yükseltilir; eğer on bin kuruş ve daha fazla ise, azaltılır.

II – Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri A – Genel olarak MD. 87. – (Değ. md.: 3.10.2001-4709/md. 28)[197;198] Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına (Değ. kısım: 7.5.2004-5170/md. 6)199 karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.

II – T.B.M.M.nin görev ve yetkileri a) Genel olarak MD. 64. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/13])200 Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak, Devletin bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek, para basılmasına, genel ve özel af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkilerindendir. Türkiye Büyük Millet Meclisi kanunla, belli konularda, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararnameler çıkarmak yetkisi verebilir. Yetki veren kanunda, çıkarılacak kararnamelerin amacı, kapsamı ve ilkeleriyle bu yetkiyi kullanma süresinin ve yürürlükten kaldırılacak kanun hükümlerinin açıkça gösterilmesi ve kanun hükmünde kararnamede de yetkinin hangi kanunla verilmiş olduğunun belirtilmiş olması lâzımdır. Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin hükümler saklıdır. Bu kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih de gösterilebilir. Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Yetki kanunları ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kararnameler, Anayasanın ve yasama meclisleri içtüzüklerinin kanunların görüşülmesi için koyduğu kurallara göre, ancak, komisyonlarda ve genel kurullarda diğer kanun tasarı ve tekliflerinden önce ve ivedilikle görüşülüp karara bağlanır. Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan kararnameler, bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen kararnameler201, bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin

MD. 26. – Kanun koymak, kanunlarda değişiklik yapmak, kanunları yorumlamak, kanunları kaldırmak, Devletlerle sözleşme, andlaşma ve barış yapmak, harb ilân etmek, Devletin bütçe ve kesin hesap kanunlarını incelemek ve onamak, para basmak, tekelli ve akçalı yüklenme sözleşmelerini ve imtiyazları onamak ve bozmak, genel ve özel af ilân etmek, cezaları hafifletmek ve değiştirmek, kanun soruşturmalarını ve kanun cezalarını ertelemek, mahkemelerden çıkıp kesinleşen ölüm cezası hükümlerini yerine getirmek gibi görevleri Büyük Millet Meclisi ancak kendisi yapar. [Ayrıca bkz. md. 4-7]

MD. 26. – (Değ. md.: 10.4.1928-1222/md. 4)202 Büyük Millet Meclisi, kavânînin vaz’ı, tâdili, tefsiri, fesih ve ilgâsı, Devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi, harp ilânı, muvazene-i umûmiye-i mâliye ve Devletin umûm hesab-ı kat’i kanûnlarının tetkik ve tasdiki, meskükât darbı,203 inhisar ve malî taahhüdü mutazammın mukavelât ve imtiyazâtın tasdiki ve feshi, umûmî ve husûsî af ilânı, cezaların tahfif veya tahvili, tahkikât ve mücazât-ı kanûniyenin tecili, mahkemelerden sâdır olup kat’iyyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin infazı gibi vezaifi bizzat kendi ifâ eder. [Ayrıca bkz. md. 4-7]

[Büyük Millet Meclisi’nin ve Bakanlar Kurulu’nun görevleri] MD. 7. – Şeriat hükümlerinin yerine getirilmesi, bütün yasaların konulması, değiştirilmesi, kaldırılması, anlaşma ve barış yapma, savaş ilânı gibi temel yetkiler204, Büyük Millet Meclisi’ne aittir. Yasa ve tüzüklerin düzenlenmesinde, halkın tutum ve davranışlarına en uygun ve zamanın gereksinimlerine en elverişli şeriat ve hukuk kuralları ile gelenek ve görenekler205 dikkate alınır. (…)

Hey’et-i Meb’ûsân’ın görev ve yetkileri için bkz. md. 53 vd. [Hey’et-i Â’yân’ın görev ve yetkileri] MD. 64. – Hey’et-i Â’yân, Hey’et-i Meb’ûsân tarafından kendisine gönderilen yasaları ve bütçe tasarılarını inceleyerek, eğer bunlarda esasen din işlerine, Pâdişâh Hazretleri’nin yüce hak ve özgürlüklerine, Kanûn-ı Esâsî hükümlerine, Devlet’in ülkesinin bütünlüğüne, ülkenin iç güvenliğine, yurdun savunma ve korunma nedenlerine ve genel ahlâka zarar verebilecek bir unsur görürse, görüşünü de ekleyerek ya kesin biçimde reddeder veya değiştirilip düzeltilmek üzere Hey’et-i Meb’ûsân’a geri gönderir. Kabul ettiği tasarıları ise onaylayarak, Sadâret makamına sunar; Hey’et’e sunulan dilekçeleri de inceleyerek, gerek gördüğü durumlarda eklediği görüşü ile birlikte Sadâret makamına sunar. [Yasa hükümlerini yorumlama yetkisi] MD. 117. – Bir yasa maddesinin yorumlanması gerektiğinde; (…)anlamını saptama yetkisi, (…) Kanûn-ı Esâsî’ye ilişkin ise Hey’et-i Â’yân’a aittir.

196 Orijinal metinde geçen “ta’yîn” sözcüğü, “maaştan başka verilen yiyecek, erzak” (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 1042) anlamına gelmekte olup; birçok derlemede olduğu gibi, “atama” anlamındaki “tâyin” sözcüğü değildir. Uyarlama sırasında, yan ödeme veya yardımlar anlamında “ek ödenekler” ibaresi tercih

edilmiştir. Eski yasalarda da, “tayın bedeli” ibaresi sık sık geçmekteydi. 197 İlk şekliyle md. 87: “Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul

etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere, genel ve özel af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir”.

198 Anayasa md. 87’de yapılan değişikliğin yürürlük maddesi (3.10.2001-4709/Geçici md. B): “Bu Kanunun 28 inci maddesi ile Anayasanın 87 nci maddesinde yapılan değişiklik, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce, Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiilleri işleyenler hakkında uygulanmaz”. 199 Değişiklik öncesinde ilgili kısım (metinden çıkarılan kısımlar, bold karakterle verilmiştir): “… genel ve özel af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir”. 200 İlk şekliyle md. 64: “Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak, Devletin bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek, para basılmasına, genel ve özel af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin

yetkilerindendir”. 201 İki virgül arasında yer alan bu kısım, bazı derlemelerde atlanmıştır. Örn. bkz. ATAR, op.cit., s. 124. 202 İlk şekliyle md. 26: “Büyük Millet Meclisi ahkâm-ı şer’iyenin tenfizi, kavânînin vaz’ı, tâdili, tefsiri, fesih ve ilgâsı, Devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi, harp ilânı, muvazene-i umûmîye-i mâliye ve Devletin umûm hesab-ı kat’î kanûnlarının tetkik ve tasdiki, meskûkât darbı, inhisar ve malî taahhüdü

mutazammın mukavelât ve imtiyazâtın tasdiki ve feshi, umûmî ve husûsî af ilânı, cezaların tahfif veya tahvili, tahkikât ve mücazât-ı kanûniyenin tecili, mahkemelerden sâdır olup kat’iyyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin infazı gibi vezaifi bizzat kendi ifâ eder”. 203 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), “meskükât darbı” ibaresinden sonra gelmek üzere, virgül

konmuştur. 204 Orijinal metinde, “hukuk-ı esâsiye” ifadesi geçer. Bu ifade, “asıl haklar” olarak anlaşılabilir. Oysa, kanımızca, devlet organları için “hak” değil, “yetki” sözcüğü daha uygun düşer. Dolayısıyla, günümüz Türkçe’sine uyarlamada, “temel yetkiler” ifadesinin kullanımı tercih edilmiştir. 205 Bir başka uyarlamada, “görenekler” sözcüğü yerine“önceki işlemler” (TİKVEŞ, Atatürk Devrimi ve Türk Hukuku ..., s. 46).

Page 31: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

değiştirilmiş hükümleri, bu değişikliklerin Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel hak ve hürriyetler ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez. Anayasa Mahkemesi, bu kararnamelerin Anayasaya uygunluğunu da denetler. [Ayrıca bkz. md. 92 (1982/88)]

B – Kanunların teklif edilmesi ve görüşülmesi MD. 88. – Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir. Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülme usul ve esasları İçtüzükle düzenlenir.

C – KANUNLARIN YAPILMASI I – Genel kurallar a) Kanun teklif etme yetkisi MD. 91. – Kanun teklif etmeye, Bakanlar Kurulu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri yetkilidirler. Üyeler, kendi tekliflerini her iki Meclisin ilgili komisyonlarında savunabilirler. b) Kanunların görüşülmesi ve kabûlü MD. 92. – Kanun tasarı ve teklifleri önce Millet Meclisinde görüşülür. Millet Meclisinde kabûl, değiştirilerek kabul veya reddedilen tasarı ve teklifler Cumhuriyet Senatosuna gönderilir. Millet Meclisinde kabûl edilen metin, Cumhuriyet Senatosunca değişiklik yapılmadan kabûl edilirse, bu metin kanunlaşır. Cumhuriyet Senatosu, kendisine gelen metni değiştirerek kabûl ederse, Millet Meclisinin bu değişikliği benimsemesi halinde metin kanunlaşır206. Millet Meclisi, Cumhuriyet Senatosundan gelen metni benimsemezse, her iki Meclisin ilgili komisyonlarından seçilecek eşit sayıdaki üyelerden bir karma komisyon kurulur. Bu komisyonun hazırladığı metin Millet Meclisine sunulur. Millet Meclisi, karma komisyonca veya Cumhuriyet Senatosunca veya daha önce kendisince hazırlanmış olan metinlerden birini olduğu gibi kabûl etmek zorundadır. Cumhuriyet Senatosunda üye tamsayısının salt çoğunluğu ile kabûl edilmiş olan madde değişikliklerinde, Millet Meclisinin kendi ilk metnini benimsemesi için, üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu gereklidir. Bu halde açık oya başvurulur. Millet Meclisinin reddettiği bir tasarı veya teklif, Cumhuriyet Senatosunca da reddedilirse düşer. Millet Meclisinin reddettiği bir tasarı veya teklif, Cumhuriyet Senatosunca olduğu gibi veya değiştirilerek kabûl edilirse, Millet Meclisi Cumhuriyet Senatosunun kabûl ettiği metni yeniden görüşür. Cumhuriyet Senatosunun metni Millet Meclisince benimsenirse, kanunlaşır; reddedilirse, tasarı veya teklif düşer; Cumhuriyet Senatosundan gelen metin Millet Meclisince değiştirilerek kabûl edilirse, 5 inci fıkra hükümleri uygulanır. Cumhuriyet Senatosunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile tümü reddedilen bir metnin Millet Meclisi tarafından kabûlü için, üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu lâzımdır. Bu halde açık oya başvurulur. Cumhuriyet Senatosu, kendisine gönderilen bir metni, Millet Meclisi komisyonlarında ve genel kurulundaki görüşme süresini aşmıyan bir süre

MD. 15. – Kanun teklif etmek hakkı, Meclis üyelerinin ve Bakanlar Kurulunundur.

MD. 15. – Kanûn teklif etmek hakkı Meclis âzâsına ve İcrâ Vekilleri Hey’etine aiddir.

[Büyük Millet Meclisi’nin ve Bakanlar Kurulu’nun görevleri] MD. 7. – (…) Yasa ve tüzüklerin düzenlenmesinde, halkın tutum ve davranışlarına en uygun ve zamanın gereksinimlerine en elverişli şeriat ve hukuk kuralları ile gelenek ve görenekler207 dikkate alınır. (…)

[Yasa tasarı ve tekliflerinin hazırlanması] MD. 53. – Yeni bir yasa hazırlanması veya mevcut yasalardan birinin değiştirilmesine ilişkin tasarı208 hazırlama yetkisi, Hey’et-i Vükelâ’ya aittir. Hey’et-i Â’yân ve Hey’et-i Meb’ûsân’ın da, kendileri için belirlenmiş görev alanlarına giren konularda yasa yapılmasını veya mevcut yasalardan birinin değiştirilmesini teklif etme yetkileri olmakla birlikte, öncelikle Sadâret Makamı aracığıyla Pâdişâh’tan izin alınarak, Pâdişâh tarafından buyruk verilir ise, ilgili dairelerden verilecek açıklama ve ayrıntı üzerine, teklif209lerin düzenlenmesi için Şûrâ-yı Devlet210’e gönderilir. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 53. – Yeni bir yasa hazırlanmasını veya mevcut yasalardan birinin değiştirilmesini istemeye Vekiller, Âyan ve Meb’ûsân’dan her biri yetkilidir. İki Hey’et211’ten her biri, yeni bir yasa hazırlanmasına veya mevcut yasalardan birinde değişiklik yapılmasına yönelik olarak hazırladığı yasa teklif212lerini diğer Hey’et’e gönderir. Orada da kabul edildikten sonra, Pâdişâh Hazretleri’nin onayına sunulur. [Yasa tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi] MD. 54. – Şûrâ-yı Devlet’te görüşülerek hazırlanacak olan yasa tasarıları, önce Hey’et-i Meb’ûsân’da ve daha sonra Hey’et-i Â’yân’da incelenip kabul edildikten sonra, hükümlerin yürürlüğe girmesine Pâdişâh Hazretleri’nin buyruğu ile emir verilirse, uygulanmaya başlar. Söz konusu Hey’et’lerin birinde kesin olarak reddedilen yasa tasarısı, o yılın toplantı dönemi süresince yeniden görüşme gündemine alınamaz. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 54. – Şûrâ-yı Devlet’te görüşülerek hazırlanacak olan yasa tasarıları, önce Hey’et-i Meb’ûsân213’da ve daha sonra Hey’et-i Â’yân’da incelenip kabul edilerek onay için sunulduğunda, hükümlerinin yürütülmesi Pâdişâh buyruğu ile onaylanırsa, uygulanmaya başlar. Sunulan yasalar, iki ay içerisinde onaylanır veya yeniden incelenmesi için, yalnızca bir defaya özgü olmak üzere geri gönderilir. Geri gönderilen yasanın tekrar görüşülmesinde üçte iki çoğunlukla kabul edilmesi gerekir. Acil olduğuna karar verilmiş olan yasalar ise, on gün içinde ya onaylanır veya geri gönderilir. [Yasa tasarı ve tekliflerinin kabul edilmesi] MD. 55. – Bir yasa tasarısı veya [teklifi214],

206 Söz konusu f. 4 metni, birçok Anayasa derlemesinde yer almamaktadır; daha doğrusu, f. 4 olarak başka bir hüküm (“Millet Meclisi, Cumhuriyet Senatosundan ...” diye başlayan bir sonraki f. hükmü) görünmektedir. Bu ise, derlemelerin birbirinden alıntılandığı yolundaki saptamamızı haklı çıkarır niteliktedir.

Örn. Bkz. KİLİ & GÖZÜBÜYÜK, op.cit., ss. 200-201.; ATAR, op.cit., ss. 132-133.; KUZU, op.cit., ss. 329-330 (Yazarın söz konusu derlemesinin son üç basısında da, md. 92’nin dizaynlarının tümünün birbirinden farklı oluşu, dikkat çekicidir). Söz konusu eksiklik, şimdiye değin pek farkedilmeyen ilginç bir karmaşaya sahne olmuştur. Eksik metinler kullanıldığında, bu karmaşanın içinden çıkabilmek için şu çözüm yoluna başvurulabilir: f. 7’de yollama yapılan f. 5’in, (orijinal metin baz alındığında) f. 7’da hükme bağlanan duruma uygulanması mümkün değildir, uygulanması gereken hüküm, (eksik metin baz alındığında) f. 4’tür. Kaldı ki, f. 7’da yollama yapan metinde geçen ibarenin “hükümler” biçiminde olması da, bu noktayı doğrular niteliktedir. Nitekim, eksik metindeki f. 5 tek bir hükümden ibarettir; birden çok hükmü içinde barındıran f ise, 4 no.lu f’dır. Tüm bu karmaşanın nedeni ise, md. metnindeki bir f’nın düşmesidir. Oysa, tam metin üzerinde yapılan değerlendirmede, md. metninde bu tür bir tutarsızlık bulunmadığı kolayca görülmektedir.

207 Bir başka uyarlamada, “görenekler” sözcüğü yerine“önceki işlemler” (TİKVEŞ, Atatürk Devrimi ve Türk Hukuku ..., s. 46). 208 Orijinal metinde “teklif” sözcüğü geçmekte ise de, teknik anlamda doğrusu “tasarı” olması gerekir. Çünkü teklif, yürütme organının sorumlu kanadı olan Bakanlar Kurulu’nun değil, Parlâmento üyelerinin yasama girişimi için kullanılan teknik terimdir. Oysaki, md’nin ilk kısmında, söz konusu yetki Hey’et-i

Vükelâ’ya tanınmaktadır. 209 Orijinal metinde, “tasarı” anlamına gelen “lâyıha” sözcüğü geçmekte ise de, teknik anlamda doğrusu “teklif” olması gerekir. Çünkü tasarı, Parlâmento üyelerinin değil, Kabine üyelerinin yasama girişimi için kullanılan teknik terimdir. Oysaki, md’nin bu kısmında söz konusu yetki Hey’et-i Vükelâ’ya değil, Hey’et-i

Meb’ûsân ve Hey’et-i Â’yân’a tanınmaktadır. Dolayısıyla, md. 53’te yer alan tasarı ve teklif sözcükleri, ters yönde birbirinin yerine kullanılmıştır. 210 Sözcük anlamı “Devlet Şûrâsı” olup, günümüzden örnek olarak verilebilecek benzer nitelikli organ, “Danıştay”dır. 211 Orijinal metinde “Meclis” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et” olması gerekir. 212 Orijinal metinde “layiha” (Arapça aslı “lâiha”) sözcüğü geçmesine karşın, anayasa hukuku terminolojisine daha uygun düşen “teklif” sözcüğü tercih edilmiştir. Metinde geçen “layiha” sözcüğü, “henüz tasdik olunmamış kanun tasarısı” anlamındadır (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 544). 213 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 214 Md’de öngörülen prosedür, tasarıların yanı sıra tekliflerin de yasalaşması sürecine ilişkin olduğundan, orijinal metinde unutulan “teklif” sözcüğü ayrıca eklenmiştir. Aynı ekleme, md. 57’nin uyarlanma işlemi sırasında da yapılmıştır.

Page 32: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

içinde karara bağlar; bu süre üç ayı geçemez ve ivedilik hallerinde onbeş günden, ivedi olmıyan hallerde bir aydan kısa olamaz. Bu süreler içinde karara bağlanmıyan metinler, Cumhuriyet Senatosunca, Millet Meclisinden gelen şekliyle kabûl edilmiş sayılır. Bu fıkrada belirtilen süreler Meclislerin tatili devamınca işlemez. Yasama Meclislerinin ve mahallî idarelerin seçimleri ve siyasî partilerle ilgili tasarı ve tekliflerin kabûl veya reddinde yukardaki fıkralar hükümleri uygulanır. Ancak, karma komisyon kurulmasını gerektiren hallerde, karma komisyonun raporu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin birleşik toplantısında görüşülür ve karara bağlanır; Türkiye Büyük Millet Meclisinin birleşik toplantısında Millet Meclisinin ilk metninin kabûlü için üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu lâzımdır. 8 inci ve 9 uncu fıkralar hükümleri saklıdır. [Ayrıca bkz. md. 94]

öncelikle Hey’et-i Meb’ûsân’da ve daha sonra Hey’et-i Â’yân’da madde madde okunup, her bir maddesi için ayrı ayrı oy verilip215 oyların salt çoğunluğu ile kabul kararı verilmedikçe ve karardan sonra tasarının tümü hakkında da tekrar çoğunlukla karar alınmadıkça, kabul edilmiş sayılmaz. [Meclis-i Umûmî Hey’et’leri üyeleri dışındaki kişilerin dinlenilmesi yasağı] MD. 56. – Bu Hey’et’ler, Vekillerden veya onların kendi adlarına göndereceği vekillerden veya kendi üyelerinden veya resmî olarak çağırılmış memurlardan olmayan hiç kimseyi, gerek asaleten ve gerekse bir konu üzerinde görüş bildirmek üzere bir cemaati temsilen gelmiş olsa da, asla kabul edemez ve açıklamalarını dinleyemez. [Meclis-i Umûmî Hey’et’lerinin görüşme dili ve yasa tasarılarının dağıtımı] MD. 57. – Hey’et’lerin görüşmeleri Türk dili216 ile yapılır ve görüşülecek olan yasa tasarı ve [teklif217lerinin] örnekleri basılarak, görüşme gününden önce üyelere dağıtılır. [Meclis-i Umûmî Hey’et’lerinde yapılacak oylamaların biçimi] MD. 58. – Hey’et’lerde verilecek oylar ya isim okunarak, ya özel işaretlerle veya gizli olur. Gizli oy yönteminin uygulanması, toplantıya katılan üyelerin oylarının salt çoğunluğu ile karar verilmesine bağlıdır.

C – Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması MD. 89. – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlar. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 29)218 Yayımlanmasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu hükme tâbi değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri gönderebilir. Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır.

c) Kanunların Cumhurbaşkanınca yayınlanması MD. 93. – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabûl edilen kanunları on gün içinde yayınlar; uygun bulmadığı kanunu, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte, aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Bütçe kanunları ve Anayasa219 bu hükmün dışındadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu yine kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayınlanır. [Ayrıca bkz. 1982/geçici madde 9]

MD. 35. – Cumhurbaşkanı, Meclisin kabûl ettiği kanunları on gün içinde ilân eder. Cumhurbaşkanı, uygun bulmadığı kanunları bir daha görüşülmek üzere gene on gün içinde gerekçesi ile birlikte Meclise geri verir. Anayasa ile Bütçe kanunu bu hüküm dışındadır. Meclis geri verilen kanunu gene kabûl ederse Cumhurbaşkanı onu ilân etmek ödevindedir.

MD. 35. – Reîs-i Cumhur, Meclis tarafından kabûl olunan kanûnları on gün zarfında ilân eder. Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu220 ile bütçe kanûnları müstesna olmak üzere ilânını muvafık görmediği kanûnları bir daha müzakere edilmek üzere esbâb-ı mûcibesiyle birlikte keza on gün zarfında Meclis’e iade eder. Meclis, mezkûr kanûnu bu defa da kabûl ederse, onun ilânı Reîs-i Cumhur için mecbûrîdir.

3 Ağustos 1909’da değ. MD. 7. – (…) genel yasaları onaylama ve yürürlüğe konuşunu ilân etme; (…) her tür yasa teklifi; şeriat hükümleri ve yasaları koruma ve uygulama; (…) Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. (…) [Yasa tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi] MD. 54. – Şûrâ-yı Devlet’te görüşülerek hazırlanacak olan yasa tasarıları, önce Hey’et-i Meb’ûsân’da ve daha sonra Hey’et-i Â’yân’da incelenip kabul edildikten sonra, hükümlerin yürürlüğe girmesine Pâdişâh Hazretleri’nin buyruğu ile emir verilirse, uygulanmaya başlar. (…) 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 54. – Şûrâ-yı Devlet’te görüşülerek hazırlanacak olan yasa tasarıları, önce Hey’et-i Meb’ûsân221’da ve daha sonra Hey’et-i Â’yân’da incelenip kabul edilerek onay için sunulduğunda, hükümlerinin yürütülmesi Pâdişâh buyruğu ile onaylanırsa, uygulanmaya başlar. Sunulan yasalar, iki ay içerisinde onaylanır veya yeniden incelenmesi için, yalnızca bir defaya özgü olmak üzere geri gönderilir. Geri gönderilen yasanın tekrar görüşülmesinde üçte iki çoğunlukla kabul edilmesi gerekir. Acil olduğuna karar verilmiş olan yasalar ise, on gün içinde ya onaylanır veya geri gönderilir.

D – Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma MD. 90. – Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.

b) Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma MD. 65. – Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kurullarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.

MD. 26. – (…) Devletlerle sözleşme, andlaşma ve barış yapmak (…) gibi görevleri Büyük Millet Meclisi ancak kendisi yapar.

MD. 26. – (Değ. md.: 10.4.1928-1222/md. 4)222 Büyük Millet Meclisi, (…) Devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi (…) gibi vezaifi bizzat kendi ifâ eder.

[Büyük Millet Meclisi’nin ve Bakanlar Kurulu’nun görevleri] MD. 7. – (…) anlaşma ve barış yapma, (…) gibi temel yetkiler, Büyük Millet Meclisi’ne aittir. (…)

3 Ağustos 1909’da değ. MD. 7. – (…) barış anlaşması yapma; (…) genel olarak anlaşma yapma, Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. 29 Ocak 1914’te değ.

215 Orijinal metinde, “bend bend okunup ve her bendine rey verilüp” ibaresi geçer; “bend” sözcüğü, “madde” olarak uyarlanmıştır. Kaldı ki, bütçe yasa tasarılarının görüşülme yöntemini düzenleyen md. 98’de, “madde be madde tetkik ve kabul olunur” ibaresi geçmektedir. 216 Doğaldır ki, orijinal metinde geçen “lisan-ı Türkî” her ne kadar ilk bakışta Türkçe olarak da anlaşılabilirse de, gerçekte kastedilen dil, başta Arapça ve Farsça olmak üzere birkaç dilin sentezi durumunda bulunan Osmanlıca’dır. Ayrıca, md. 68’de geçen “Türkçe bilmeyenler” ve “Türkçe okumak ve ... yazmak”

ifadeleri için de aynı şey söylenebilir. 217 Bkz. KE md. 55’in dipnot metninde verilen ekleme gerekçesi. 218 İlk şekliyle md. 89/2: “Yayımlanmasını uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Bütçe kanunları bu hükme tâbi değildir”. 219 Söz konusu ifadenin “Anayasa değişikliğine ilişkin kanunlar” biçiminde olması, daha doğru olurdu. Çünkü, burada söz konusu olan, Anayasa’da değişiklik öngören kanun metninin Parlâmento’ya iadesidir. Aslî kurucu iktidarca yaratılan ve kabul edilmiş bulunan Anayasa metninin Cumhurbaşkanı’nca bir kez

daha görüşülmek üzere Meclis’e gönderilmesi (en azından, 1961 Anayasası rejiminde) söz konusu olamaz. 220 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), 35 inci maddenin ikinci fıkrasının birinci satırındaki

“Teşkilâtı Esasiye kanunları” ibaresindeki “kanunları” sözcüğü, “kanunu” olarak düzeltilmiştir. 221 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 222 İlk şekliyle md. 26: “Büyük Millet Meclisi ahkâm-ı şer’iyenin tenfizi, kavânînin vaz’ı, tâdili, tefsiri, fesih ve ilgâsı, Devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi, harp ilânı, muvazene-i umûmîye-i mâliye ve Devletin umûm hesab-ı kat’î kanûnlarının tetkik ve tasdiki, meskûkât darbı, inhisar ve malî taahhüdü

mutazammın mukavelât ve imtiyazâtın tasdiki ve feshi, umûmî ve husûsî af ilânı, cezaların tahfif veya tahvili, tahkikât ve mücazât-ı kanûniyenin tecili, mahkemelerden sâdır olup kat’iyyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin infazı gibi vezaifi bizzat kendi ifâ eder”.

Page 33: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Ekonomik, ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur. Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticarî, teknik veya idarî andlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu fıkraya göre yapılan ekonomik, ticarî veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz. Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında birinci fıkra hükmü uygulanır. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek c.: 7.5.2004-5170/md. 7) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.

İktisadî, ticarî veya teknik münasebetleri düzenliyen ve süresi bir yılı aşmıyan andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme gerektirmemek, kişi hâllerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, yayınlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde, bu andlaşmalar, yayımlarından başlıyarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur. Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan iktisadî, ticarî, teknik veya idarî andlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu fıkraya göre yapılan iktisadî, ticarî veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz. Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında 1 inci fıkra hükmü uygulanır. Usûlüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında 149 uncu ve 151 inci maddeler gereğince Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.

MD. 7. – (…) genel olarak anlaşma imzalama; Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir.

E – Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme MD. 91. – Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez. Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir. Bakanlar Kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin bitmesi, belli süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz. Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından süre bitiminden önce onaylanması sırasında, yetkinin son bulduğu veya süre bitimine kadar devam ettiği de belirtilir. Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin hükümler saklıdır. Kanun hükmünde kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih de gösterilebilir. Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler, Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve ivedilikle görüşülür. Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen kararnameler bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte, yürürlükten kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu değişikliklerin Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer.

1971’de değ. md. 64/2-7 II – T.B.M.M.nin görev ve yetkileri a) Genel olarak MD. 64. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/13])223 (…) Türkiye Büyük Millet Meclisi kanunla, belli konularda, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararnameler çıkarmak yetkisi verebilir. Yetki veren kanunda, çıkarılacak kararnamelerin amacı, kapsamı ve ilkeleriyle bu yetkiyi kullanma süresinin ve yürürlükten kaldırılacak kanun hükümlerinin açıkça gösterilmesi ve kanun hükmünde kararnamede de yetkinin hangi kanunla verilmiş olduğunun belirtilmiş olması lâzımdır. Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin hükümler saklıdır. Bu kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih de gösterilebilir. Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Yetki kanunları ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kararnameler, Anayasanın ve yasama meclisleri içtüzüklerinin kanunların görüşülmesi için koyduğu kurallara göre, ancak, komisyonlarda ve genel kurullarda diğer kanun tasarı ve tekliflerinden önce ve ivedilikle görüşülüp karara bağlanır. Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan kararnameler, bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen kararnameler224, bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu değişikliklerin Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel hak ve hürriyetler ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez. Anayasa Mahkemesi, bu kararnamelerin Anayasaya uygunluğunu da

3 Ağustos 1909’da değ. [Yasa hükmünde geçici düzenlemeler] MD. 36. – Meclis-i Umûmî toplantıda olmadığı zamanlarda, Devlet’i bir tehlikeden ve kamu güvenliğine yönelen bir zarardan korumak için kaçınılmaz bir zorunluluk ortaya çıktığı ve bu konuda çıkarılması gereken yasanın görüşülmesi için Meclis’in çağrılması ve toplanması için yeterli zaman bulunmadığı takdirde, Kanûn-ı Esâsî hükümlerine aykırı olmamak üzere Hey’et-i Vükelâ tarafından verilen kararlar, Hey’et-i Meb’ûsân’ın toplanması sonucu alınacak karara kadar, Pâdişâh buyruğu aracılığıyla geçici olarak yasa hüküm ve gücünde olup, ilk toplantıda Hey’et-i Meb’ûsân’a sunulması gerekir. İlk şekli ile MD. 36. – Meclis-i Umûmî’nin toplantıda olmadığı zamanlarda, Devlet’i bir tehlikeden veya kamu güvenliğinin zedelenmesinden korumak için kaçınılmaz bir zorunluluk ortaya çıktığı ve bu konuda çıkarılması gereken bir yasanın görüşülmesi için Meclis’in çağrılması ve toplanması için yeterli zaman bulunmadığı durumlarda, Kanûn-ı Esâsî hükümlerine aykırı olmamak üzere Hey’et-i Vükelâ tarafından verilen kararlar, Hey’et-i Meb’ûsân’ın toplanması sonucu alınacak karara kadar, Pâdişâh buyruğu ile, geçici olarak yasa hükmünde ve gücündedir225.

223 İlk şekliyle md. 64: “Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak, Devletin bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek, para basılmasına, genel ve özel af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin

yetkilerindendir”. 224 İki virgül arasında yer alan bu kısım, bazı derlemelerde atlanmıştır. Örn. bkz. ATAR, op.cit., s. 124. 225 Sözcük anlamı “geçici yasa” olan “Kanûn-ı muvakkat”, günümüzdeki “kanun hükmünde kararnâme”lere benzer. Orijinal metinde geçen, “kanun hükmünde ve kuvvetindedir” ifadesinde yer alan “hüküm” ve “güç” sözcükleri arasında herhangi bir fark olup olmadığı tartışılabilir.

Page 34: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

denetler. F – Savaş hali ilânı ve silâhlı kuvvet kullanılmasına izin verme MD. 92. – Milletlerarası hukukun meşrû saydığı hallerde savaş hali ilânına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silâhlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken ülkenin anî bir silâhlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silâhlı kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verebilir.

c) Silâhlı kuvvet kullanılmasına izin verme MD. 66. – Milletlerarası hukukun meşrû saydığı hallerde savaş hali ilânına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silâhlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu izin için, Meclisler, birlikte toplanarak karar verirler. [Ayrıca bkz. md. 124 (1982/122)]

MD. 26. – (…) harb ilân etmek (…) gibi görevleri Büyük Millet Meclisi ancak kendisi yapar. [Ayrıca bkz. md. 86]

MD. 26. – (Değ. md.: 10.4.1928-1222/md. 4)226 Büyük Millet Meclisi, (…) harp ilânı (…) gibi vezaifi bizzat kendi ifâ eder. [Ayrıca bkz. md. 86]

[Büyük Millet Meclisi’nin ve Bakanlar Kurulu’nun görevleri] MD. 7. – (…) savaş ilânı gibi temel yetkiler, Büyük Millet Meclisi’ne aittir. (…)

3 Ağustos 1909’da değ. MD. 7. – (…) savaş ilânı ve barış anlaşması yapma; (…) Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. İlk şekliyle [Pâdişâh’ın görev ve yetkileri] MD. 7. – (…) savaş ve barış ilân etme; kara ve deniz kuvvetlerine komuta etme; askerî hareket (…) yürütme; (…) Pâdişâh’ın kutsal görev [ve yetki227]lerindendir.

III – Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetleri ile ilgili hükümler A – Toplanma ve tatil MD. 93. – (Değ. f.: 23.7.1995-4121/md. 11)228 Türkiye Büyük Millet Meclisi, her yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır. Meclis, bir yasama yılında en çok üç ay tatil yapabilir; ara verme veya tatil sırasında, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, Cumhurbaşkanınca toplantıya çağrılır. Meclis Başkanı da doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı istemi üzerine, Meclisi toplantıya çağırır. Ara verme veya tatil sırasında toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinde, öncelikle bu toplantıyı gerektiren konu görüşülmeden ara verme veya tatile devam edilemez.

II – T.B.M.M.nin faaliyetiyle ilgili hükümler a) Toplanma ve tatil MD. 83. – Türkiye Büyük Millet Meclisi, her yıl Kasım ayının ilk günü kendiliğinden toplanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi yılda en çok beş ay tatil yapabilir. Meclisler aynı zamanda tatile girerler. Türkiye Büyük Millet Meclisi, araverme veya tatil sırasında, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, Cumhurbaşkanınca toplantıya çağırılır. Meclis Başkanları da, kendi Meclislerini doğrudan doğruya veya üyelerinin beşte birinin istemi üzerine toplantıya çağırırlar. Meclislerden biri toplantıya çağırılınca, diğeri kendiliğinden toplanır. Ara verme veya tatil sırasında toplantıya çağrılan Meclisler, önce bu toplantıyı gerektiren konu üzerinde görüşme yaparlar.

MD. 14. – Büyük Millet Meclisi, her yıl kasım ayı başında çağrısız toplanır. Meclis, üyelerinin memleket içinde dolaşmaları, inceleme yapmaları, denetleme vazifelerine hazırlanmaları ve dinlenmeleri için çalışmasına yılda altı aydan fazla ara veremez. MD. 19. – Araverme sırasında Cumhurbaşkanı veya Meclis Başkanı gerekli görürse meclisi toplanmaya çağırabilir. Üyelerden beşte birinin istemesi üzerine de Meclis Başkanı Meclisi toplanmaya çağırır.

MD. 14. – Büyük Millet Meclisi, her sene Teşrîn-i sânî iptidâsında da’vetsiz toplanır. Meclis, âzâsının memleket dahilinde, devir, tedkik ve murakabe vazifelerinin ihzarı ve teneffüs ve istirahatleri için senede altı aydan fazla tatil-i faaliyet edemez. MD. 19. – Tatil esnasında Reîs-i Cumhur veya Meclis Reîsi lüzum görürse Meclis’i içtimaa da’vet edebileceği gibi âzâdan beşte biri tarafından talep vukûbulursa Meclis Reîsi dahi Meclis’i içtimaa da’vet edebilir.

[Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yapılması] MD. 5. – Büyük Millet Meclisi seçimleri, iki yılda bir kez yapılır. Seçilen üyelerin görev süresi iki yıl olup, yeniden seçilmeleri mümkündür. Önceki Meclis, yeni Meclis toplanıncaya kadar göreve devam eder. Yeni seçimlerin yapılma olanağı bulunmadığı durumlarda, toplantı dönemi yalnızca bir yıl süreyle uzatılabilir. Büyük Millet Meclisi üyelerinin her biri, kendini seçen ilin ayrıca temsilcisi olmayıp, bütün ulusun temsilcisidir. [Büyük Millet Meclisi’nin toplanması] MD. 6. – Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, her yıl Kasım ayının başında, herhangi bir çağrıya gerek kalmaksızın, kendiliğinden toplanır. [] [Büyük Millet Meclisi’nin sürekli olarak toplanması] Bu Kanun, yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe girer. Ancak, mevcut Büyük Millet Meclisi, 5 Eylül 1920 tarihli Nisâb-ı Müzakere Kanunu’nun 1 nci maddesinde öngörüldüğü üzere, öngörülen hedeflere ulaşılmasına kadar kesintisiz olarak toplantı halinde bulunacağından229; Anayasa’nın 4, 5 ve 6. maddeleri, mevcut Büyük Millet Meclisi’nin üçte iki çoğunluğu tarafından söz konusu amaçlara ulaşıldığına ilişkin karar verildiği takdirde, ancak yeni seçimden itibaren yürürlüğe girebilecektir.

[Meclis-i Umûmî’nin toplanması ve tatile girmesi] MD. 43. – Meclis-i Umûmî’nin iki Hey’eti, her yıl Kasım ayı başında toplanır ve Pâdişâh buyruğuyla açılır. Meclis-i Umûmî, Mart ayı başında yine Pâdişâh buyruğu ile kapanır. Hey’etlerden biri, diğeri toplanmadığı zaman toplantı yapamaz. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 43. – Meclis-i Umûmî’nin iki Hey’eti, her yıl Kasım ayı başında çağrısız olarak kendiliğinden toplanır ve Pâdişâh buyruğuyla açılır; Mayıs ayı başında yine Pâdişâh buyruğu ile kapanır. Hey’et’lerden biri, diğerinin toplantıda olmadığı zamanlarda toplantı yapamaz. 29 Ocak 1914’te değ. MD. 43. – Meclisi-i Umûmî’nin iki Hey’eti, her yıl Ekim ayı başında, erteleme yapılmış ise erteleme süresinin bitiminde çağrısız olarak kendiliğinden toplanır ve Pâdişâh buyruğu ile açılış yapılır. Toplantı dönemi dört aydır. Bu sürenin bitiminde ... 15 Mayıs 1914’te değ. MD. 43. – “Meclis-i Umûmî’nin iki Hey’et’i, her bir yıl Kasım ayı başında, erteleme yapılmış ise erteleme süresinin sona ermesiyle çağrısız olarak kendiliğinden toplanır ve Pâdişâh’ın buyruğu ile açılış yapılır. Toplantı dönemi altı aydır ve bu sürenin bitiminde Meclis-i Umûmî yine Pâdişâh’ın buyruğu ile kapanır. Bu Hey’et’lerden biri, diğerinin toplantıda bulunmadığı zamanlarda toplanamaz. Hey’et-i Meb’ûsân230’ın feshedildiği durumlarda, dört ay sonra toplanacak olan yeni Hey’et-i Meb’ûsân’ın toplanması bir olağanüstü toplantı niteliğinde olup, süresi iki aydır ve uzatılması mümkün olduğu halde, ertelenmesi söz konusu değildir. Madde 69’da yazılı olan ve dört seneyi kapsayan görev süresi, Kasım ayı başlangıcında başlar”. [Meclis-i Umûmî’nin toplantı dönemi süresi üzerinde Pâdişâh’ın yetkileri] MD. 44. – Pâdişâh Hazretleri, Devletçe görülecek zorunluluk üzerine, Meclis-i Umûmî’yi zamanından önce açabilir ve belirlenmiş olan toplantı dönemi süresini de kısaltabilir veya uzatabilir (kapanma dönemini öne alabilir veya erteleyebilir). 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 44. – Pâdişâh Hazretleri, görülecek gerek

226 İlk şekliyle md. 26: “Büyük Millet Meclisi ahkâm-ı şer’iyenin tenfizi, kavânînin vaz’ı, tâdili, tefsiri, fesih ve ilgâsı, Devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi, harp ilânı, muvazene-i umûmîye-i mâliye ve Devletin umûm hesab-ı kat’î kanûnlarının tetkik ve tasdiki, meskûkât darbı, inhisar ve malî taahhüdü

mutazammın mukavelât ve imtiyazâtın tasdiki ve feshi, umûmî ve husûsî af ilânı, cezaların tahfif veya tahvili, tahkikât ve mücazât-ı kanûniyenin tecili, mahkemelerden sâdır olup kat’iyyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin infazı gibi vezaifi bizzat kendi ifâ eder”. 227 Orijinal metinde, tüm bu görev ve yetkilerin “hukuk-ı mukaddese-i Padişahî cümlesinden” olduğu hükmüne yer verilir. Her ne kadar Padişah’a hak olarak tanınanların büyük kısmı yetki olmasına karşın, bunun yanı sıra yerine getirilmesi gereken birtakım görevler de yer almaktadır (Örneğin, “ahkâm-ı şer’iyye

ve kanûniyyenin icrâsı”). O nedenle, çeviride görev ve yetki ifadesi tercih edilmiştir. Nitekim, md. 3’te 8 Ağustos 1909’da yapılan değişiklikler sonucu, Padişah’ın “şer’i şerif ve Kanûn-ı Esâsî ahkâmına riayet ... edeceğine dair” and içmesini öngören hüküm karşısında, şeriat hükümlerinin yürütülmesinin görev ağırlıklı niteliği daha açık biçimde anlaşılabilir.

228 İlk şekliyle md. 93/1: “Türkiye Büyük Millet Meclisi, her yıl Eylül ayının ilk günü kendiliğinden toplanır”. 229 1920 Nisâb-ı Müzakere Kanunu md. 1, şu hükmü öngörür: “Büyük Millet Meclisi, Hilâfet ve Saltanatın, vatan ve milletin istihlâs ve istiklâlinden ibaret olan gayesinin husûlüne kadar müstemirren in’ikad eder”. Burada, Yasama organının (BMM) belli bir amacı gerçekleştirinceye değin (ulusal kurtuluşu

tamamlamak) kesintisiz ve hiç ara vermeden çalışmasından, eski dildeki deyimle “istimrar” ilkesinden söz edilmektedir. 230 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir.

Page 35: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

üzerine kendiliğinden veya Hey’et-i Meb’ûsân’ın salt çoğunluğu tarafından verilecek yazılı isteme dayanarak, Meclis-i Umûmî’yi zamanından önce açabilir ve Genel Kurul’un kararı ile veya kendiliğinden, belirli olan toplantı dönemi süresini uzatabilir. [Meclis-i Umûmî’nin açılış töreni ve Pâdişâh’ın söylevi] MD. 45. – Meclis-i Umûmî’nin açılış gününde, Pâdişâh Hazretleri veya kendisine vekâlet etmesi için görevlendirdiği Sadr-ı A’zam ve Hey’et-i Vükelâ231 ile iki Hey’et’in üyelerinin tümü birlikte hazır bulunduğu halde resmî açılış yapılır ve geçerli yıl süresince Devlet’in iç işleri ve dış ilişkilerine ve ertesi yıl için alınması gereken önlem ve girişimlere ilişkin olarak bir Pâdişâh söylevi okunur.

B – Başkanlık Divanı MD. 94. – Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Başkanı, Başkanvekilleri, Kâtip Üyeler ve İdare Amirlerinden oluşur. Başkanlık Divanı, Meclisteki siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında Divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Siyasî parti grupları Başkanlık için aday gösteremezler. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı için, bir yasama döneminde iki seçim yapılır. (Değ. c.: 7.5.2010-5982/md. 10)232 İlk seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi ise o yasama döneminin sonuna kadar devam eder. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 30)233 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları, Meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandığı günden itibaren beş gün içinde, Başkanlık Divanına bildirilir, Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, Başkan seçilmiş olur. Başkan seçimi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren, beş gün içinde tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekillerinin, Kâtip Üyelerinin ve İdare Amirlerinin adedi, seçim nisabı, oylama sayısı ve usulleri, Meclis İçtüzüğünde belirlenir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasî partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine; görevlerinin gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.

b) Başkanlık Divanı MD. 84. – Meclislerin Başkanlık Divanları, o Meclisteki siyasî parti gruplarının kuvvetleri ölçüsünde Divana katılmalarını sağlıyacak şekilde kurulur. Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu Başkanları, kendi Meclislerince üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ve gizli oy ile ikişer yıl için seçilirler; ilk iki oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, salt çoğunlukla yetinilir. Meclis Başkanlıkları için Meclisteki siyasî parti grupları aday gösteremezler. Başkanlar ve Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasî partilerin veya siyasî parti gruplarının Türkiye Büyük Millet Meclisinin içinde veya dışındaki faaliyetlerine ve görevlerinin yerine getirilmesini gerektiren haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan oy kullanamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin birleşik toplantılarında Başkanlık Divanı, Millet Meclisi Başkanlık Divanıdır.

MD. 24. – Türkiye Büyük Millet Meclisi kamutayı her kasım ayı başında kendine bir yıl için bir başkan, üç Başkanvekili seçer.

MD. 24. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Hey’et-i Umûmiye’si her Teşrîn-i sânî iptidâsında bir sene için kendisine bir reîs ve üç reîs vekili intihâb eder.

[Büyük Millet Meclisi Başkanı’nın seçimi, görev ve yetkileri] MD. 9. – Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından seçilen Başkan, bir seçim dönemi boyunca Büyük Millet Meclisi Başkanıdır. Bu sıfatla, Büyük Millet Meclisi adına imzaya ve Bakanlar Kurulu kararlarını onaylamaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu üyeleri, içlerinden birini kendilerine Başkan seçerler. Ancak, Büyük Millet Meclisi Başkanı, aynı zamanda Bakanlar Kurulunun da doğal başkanıdır.

[Hey’et-i Meb’ûsân Başkan ve Başkanvekillerinin seçimi] MD. 77. – Hey’et-i Meb’ûsân Başkanlığı için Hey’et tarafından çoğunluk oyuyla üç, ikinci ve üçüncü Başkanlıklara ise üçer olmak üzere, toplam dokuz kişi seçilerek yüksek huzura (Pâdişâh’a) sunulur ve bunlardan birisi Başkanlığa, diğer ikisi ise Başkan Vekilliklerine Pâdişâh buyruğunun tercihi yönünde atanır. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 77. – Hey’et-i Meb’ûsân Başkanlığı ile birinci ve ikinci Başkanvekilliklerine, Hey’et-i Meb’ûsân tarafından, her yılın başında çoğunluk oyuyla birer kişi seçilir ve Pâdişâh’ın onayına sunulur. [Hey’et-i Â’yân Başkan ve üyelerinin atanması] MD. 60. – Hey’et-i Â’yân’ın Başkanı (…) doğrudan doğruya Pâdişâh Hazretleri tarafından atanır234.

C – İçtüzük, siyasî parti grupları ve kolluk işleri MD. 95. – Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi yaptığı İçtüzük hükümlerine göre yürütür. İçtüzük hükümleri, siyasî parti gruplarının, Meclisin bütün faaliyetlerine üye sayısı oranında katılmalarını sağlayacak yolda düzenlenir. Siyasî parti grupları, en az yirmi üyeden meydana gelir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün bina, tesis, eklenti ve arazisinde kolluk ve yönetim hizmetleri Meclis Başkanlığı eliyle düzenlenir ve yürütülür. Emniyet ve diğer kolluk hizmetleri için yeteri kadar kuvvet ilgili makamlarca Meclis Başkanlığına tahsis edilir.

c) İçtüzük, siyasî parti grupları ve kolluk işleri MD. 85. – Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Meclisler, çalışmalarını, kendi yaptıkları İçtüzüklerin hükümlerine göre yürütürler. İçtüzük hükümleri, siyasî parti gruplarının, Meclislerin bütün faaliyetlerine kuvvetleri oranında katılmalarını sağlıyacak yolda düzenlenir. Siyasî parti grupları, en az on üyeden meydana gelir. Meclisler, kendi kolluk işlerini Başkanları eliyle düzenler ve yürütürler.

MD. 21. – Meclis, görüşmelerini İçtüzük hükümlerine göre yapar. MD. 30. – Büyük Millet Meclisi kendi kolluk işlerini Başkanı elile düzenler ve yürütür.

MD. 21. – Meclis, müzakerâtını kendi Nizâmnâme-i Dâhilî’si mûcibince icrâ eder. MD. 30. – Büyük Millet Meclisi, kendi zâbıtasını reîsi marifetiyle tanzîm ve idâre eder.

[Meclis-i Umûmî Hey’et’lerinin iç düzeni] MD. 59. – Her Hey’et’in iç düzenini, yalnızca kendi Başkanı sağlar. [Meclis-i Umûmî’nin yapılanmasına ilişkin Geçici Talimat’ın yürürlüğü] MD. 119. – Meclis-i Umûmî’ye ilişkin olan 10 Şevval 1293 tarihli Geçici Talimat235 hükümlerinin etkisi yalnızca ilk defa toplanacak olan Meclis-i Umûmî’nin yasama dönemi süresinin bitimine kadar olup, söz konusu tarihten sonra geçerli değildir. [Meclis-i Umûmî üyelerinin yasama sorumsuzluğu] MD. 47. – (…) Meclis’in İçtüzüğü’ne aykırı eylemde bulunma halinde, söz konusu İçtüzük236 hükümlerine göre işlem yapılır.

231 Orijinal metinde “Vükelâ-yı Devlet” ibaresi geçmesine karşın, doğrusu “Hey’et-i Vükelâ” olması gerekir. 232 Değ. öncesi f. 3, c. 2: “İlk seçilenlerin görev süresi iki, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi üç yıldır”. 233 İlk şekliyle md. 94/4: “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları, Meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandığı günden itibaren on gün içinde, Başkanlık Divanına bildirilir, Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır.

Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, Başkan seçilmiş olur. Başkan seçimi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren, on gün içinde tamamlanır”. 234 Bir derlemede ise, farklı anlama gelebilecek biçimde şu şekilde uyarlamada yapılmıştır: “Hey’et-i Â’yân Başkan ve üyelerinin sayısı, en çok Hey’et-i Meb’ûsân üye sayısının üçte birini aşmamak üzere, doğrudan doğruya Padişah tarafından belirlenir”. (ATAY, op.cit., s. 75). 235 İ.t. 10 Şevval 1293 (24 Ekim 1876); Düstur, 1. Tertip, C. IV., ss. 2-3. Söz konusu geçici kanun, Meclis-i Umûmî’nin yapılanmasının yanı sıra, Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin seçim yöntemi ve malî haklarına ilişkindir. Metin için ayrıca bkz. KİLİ & GÖZÜBÜYÜK, op.cit., ss. 41-42.; ERDEM, op.cit., ss. 135-137. 236 Her ne kadar orijinal metinde “nizâmnâme” dense de, kastedilen “Nizâmnâme-i Dahilî”dir.

Page 36: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

D – Toplantı ve karar yeter sayısı MD. 96. – (Değ. f.: 31.5.2007-5678/md. 3)237 Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz. Bakanlar Kurulu üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin katılamadıkları oturumlarında, kendileri yerine oy kullanmak üzere bir bakana yetki verebilirler. Ancak bir bakan kendi oyu ile birlikte en çok iki oy kullanabilir.

d) Toplantı ve karar yeter sayısı MD. 86. – Her Meclis, üye tamsayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve Anayasada başkaca hüküm yoksa, toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar verir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde toplantı yetersayısı, her iki Meclis üye tamsayısı toplamının salt çoğunluğudur.

[Meclis-i Umûmî Hey’et’leri238nin toplantı ve karar yeter sayısı] MD. 51. – Meclis-i Umûmî Hey’et’lerinin her ikisinde de, üye tamsayısının yarısından bir fazlası mevcut bulunmadıkça, görüşmelere başlanamaz. Üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile karar alınması koşulu aranmayan konulara ilişkin her türlü görüşmede, toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğu ile karar alınır; oyların birbirine eşit olması durumunda, Başkan’ın oyu iki oy sayılır. [Meclis-i Umûmî üyelerinin oy kullanma özgürlüğü] MD. 49. – Meclis-i Umûmî üyelerinden her biri oyunu bizzat kendi kullanır ve her bir üyenin, görüşülmekte olan bir maddenin red veya kabulüne yönelik oy vermekten çekinme hakkı vardır.

E – Görüşmelerin açıklığı ve yayımlanması MD. 97. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki görüşmeler açıktır ve tutanak dergisinde tam olarak yayımlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzük hükümlerine göre kapalı oturumlar yapabilir, bu oturumlardaki görüşmelerin yayımı Türkiye Büyük Millet Meclisi kararına bağlıdır. Meclisteki açık görüşmelerin, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başkaca bir karar alınmadıkça, her türlü vasıta ile yayımı serbesttir.

e) Görüşmelerin açıklığı ve yayınlanması MD. 87. – Meclis görüşmeleri açıktır ve ilgili Meclisin tutanak dergisinde tam olarak yayınlanır239. Meclisler, İçtüzük hükümlerine uygun olarak kapalı oturumlar yapabilir; bu oturumlardaki görüşmelerin yayımı ilgili Meclisin kararına bağlıdır. Meclislerdeki açık görüşmelerin her türlü vasıta ile yayımı önlenemez.

MD. 20. – Meclis görüşmeleri herkese açıktır ve olduğu gibi yayılır240. Fakat Meclis, İçtüzük hükümlerine uygun olarak kapalı oturumlar dahi yapabilir. Kapalı oturumlardaki görüşmeleri yaymak Meclisin kararına bağlıdır241.

MD. 20. – Meclis müzakerâtı alenîdir ve harfiyen neşrolunur. Fakat Nizâmnâme-i Dâhilî242’de münderiç şeraite tevfikân Meclis hafî celseler dahi akdedebilir ve hafî celseler müzakerâtının neşri Meclis’in kararına menuttur.

[Meclis-i Umûmî Hey’et’lerinin görüşme dili ve yasa tasarılarının dağıtımı] MD. 57. – Hey’et’lerin görüşmeleri Türk dili243 ile yapılır ve görüşülecek olan yasa tasarı ve [teklif244lerinin] örnekleri basılarak, görüşme gününden önce üyelere dağıtılır. [Hey’et-i Meb’ûsân görüşmelerinin kamuya açıklığı] MD. 78. – Hey’et-i Meb’ûsân’ın görüşmeleri, kamuya açıktır. Ancak, önemli bir sorunla ilgili olarak gizli görüşme yapılması, Vekiller veya on beş Hey’et-i Meb’ûsân üyesi tarafından teklif edildiği takdirde, üye olmayanlar Hey’et’in toplandığı yerden çıkarıldıktan sonra, geriye kalan üyeler arasında gizli görüşme teklifinin red veya kabulü için oy çokluğuna başvurulur. 3 Ağustos 1909’da değ. [Hey’et-i Â’yân görüşmelerinin kamuya açıklığı] MD. 121. [MD. 122.] – Hey’et-i Â’yân görüşmeleri, kamuya açıktır. Ancak, önemli bir konu hakkında gizli görüşme yapılması Vekiller tarafından veya Hey’et-i Â’yân üyelerinden beş kişi tarafından teklif edildiğinde, üye olmayanlar Hey’et’in toplandığı yerden çıkarıldıktan sonra, geriye kalan üyeler arasında gizli görüşme teklifinin kabul veya reddi için salt çoğunluğa başvurulur.

IV – Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve denetim yolları A – Genel olarak MD. 98. – Türkiye Büyük Millet Meclisi soru, Meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve Meclis soruşturması yollarıyla denetleme yetkisini kullanır. Soru, Bakanlar Kurulu adına, sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Başbakan veya bakanlardan bilgi istemekten ibarettir. Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden ibarettir. Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir. Soru, Meclis araştırması ve genel görüşme ile ilgili önergelerin verilme şekli, içeriği ve kapsamı ile cevaplandırılma, görüşme ve araştırma

IV – T.B.M.M.nin denetim yolları a) Genel olarak MD. 88. – Soru, genel görüşme, Meclis soruşturması ve Meclis araştırması her iki Meclisin yetkilerindendir. Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden ibarettir.

MD. 22. – Soru, gensoru ve Meclis soruşturması Meclisin yetkilerinden olup bunların nasıl yapılacağı İçtüzükte gösterilir.

MD. 22. – Sual ve istîzah ve Meclis tahkikâtı245, Meclis’in cümle-i salâhiyetinden olup şekl-i tatbikı Nizâmnâme-i Dâhilî ile tâyin olunur.

[Hey’et-i Meb’ûsân’ın vekillerden açıklama istemi-soru] MD. 38. – Hey’et-i Meb’ûsân246’da sağlanan çoğunluk oyuyla, sorgulanması istemiyle Vekillerden birinin hazır bulunmasına karar verildiği ve çağrıldığında, Vekil ya bizzat kendi bulunarak veya emri altındaki memurların başkanlarından birini göndererek, yöneltilecek sorulara yanıt verme veya gerek gördüğü durumlarda sorumluluğu üzerine alarak, yanıtın ertelenmesini isteme yetkisine sahip olacaktır. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 38. – Hey’et-i Meb’ûsân247’da sağlanan çoğunluk oyuyla, sorgulanması istemiyle Vekillerden birinin hazır bulunmasına karar verildiği ve çağrıldığında, Vekil ya bizzat hazır bulunarak veya emrindeki üst düzey

237 İlk şekliyle, md. 96/1: “Anayasada, başkaca bir hüküm yoksa, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz”. 238 Bu ve diğer birçok md’de (örn. 43, 45, 46, 48, 50 vb.) geçen Hey’etlerden kastedilen, Meclis-i Umûmî’nin iki kanadı olan Hey’et-i Â’yân ve Hey’et-i Meb’ûsân’dır. 239 Söz konusu tutanaklar, TBMM’nin her iki kanadının adlarına paralel olarak, “Millet Meclisi Tutanak Dergisi” (MMTD) ve “Cumhuriyet Senatasu Tutanak Dergisi” (CSTD) adlarıyla anılan resmî araçlarla yayınlanmışlardır. 240 Md. 20/1’in “yayımlanır” biçiminde sona ermesi, daha uygun olurdu. 241 Md. 20/2’deki “yaymak” sözcüğü yerine, “yayımlamak” sözcüğünün tercih edilmesi, daha uygun olurdu. 242 Bkz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Dahilî Nizâmnâmesi (Düstur, 3. Tertip, C. XX., ss. 383-420). Söz konusu Nizâmnâme, Cumhuriyet dönemi Türkiye Parlâmento tarihinde hazırlanan ilk meclis içtüzüğüdür. 243 Doğaldır ki, orijinal metinde geçen “lisan-ı Türkî” her ne kadar ilk bakışta Türkçe olarak da anlaşılabilirse de, gerçekte kastedilen dil, başta Arapça ve Farsça olmak üzere birkaç dilin sentezi durumunda bulunan Osmanlıca’dır. Ayrıca, md. 68’de geçen “Türkçe bilmeyenler” ve “Türkçe okumak ve ... yazmak”

ifadeleri için de aynı şey söylenebilir. 244 Bkz. KE md. 55’in dipnot metninde verilen ekleme gerekçesi. 245 Bkz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Haksız İktisaplarının İadesi Hakkında Kanûn (K.n. 6195., K.t. 14.12.1953; Düstur, 3. Tertip, C. XXXV., s. 78.; R.G., T. 16.12.1953, S. 8584). Cumhuriyet Halk Partisi’nin Yıkıcı, Gayrimeşrû ve Kanun Dışı Faaliyetlerinin Memleket Sathında Cereyan Tarzı ve Bunların Mahiyetinin

Nelerden İbaret Olduğunu Tahkik, Tesbit ve Memleketin Her Tarafında Yaygın Bir Halde Görülen Kanun Dışı Siyasî Faaliyetlerin Muhtelif Sebeplerine İntikal Etmek Matbuat Meselesi ile Adlî ve İdarî Mevzuatın Ne Sûretle Tatbik Edilmekte Olduğunu Tetkik Eylemek Üzere Meclis Tahkikatı Açılmasına Dair Karar (K.n. 2247., K.t. 18.4.1960; Düstur, 3. Tertip, C. XLI., s. 996.; R.G., T. 19.4.1960, S. 10484). Türkiye Büyük Millet Meclisi Tahkikat Encümenlerinin Vazife ve Salâhiyetleri Hakkında Kanûn (K.n. 7468., K.t. 27.4.1960; Düstur, 3. Tertip, C. XLI., s. 998.; R.G., T. 28.4.1960, S. 10491). Bu Kanunu yürürlükten kaldıran Kanun için bkz. 27.4.1960 Tarih ve 7468 Sayılı Kanunun Kaldırılmasına Dair Kanun (K.n. 133., K.t. 18.11.1960; Düstur, 4. Tertip, C. I., s. 463).

246 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 247 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir.

Page 37: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

yöntemleri Meclis İçtüzüğü ile düzenlenir. memurlardan birini göndererek, yöneltilecek sorulara yanıt verme veya gerek gördüğü takdirde sorumluluğu üzerine alarak, yanıtın ertelenmesini isteme hakkına sahip olacaktır. Gensoru sonucunda Hey’et-i Meb’ûsân248’ın salt çoğunluğu ile hakkında güvensizlik kararı verilen Vekil, Vekillikten düşer. Hey’et-i Vükelâ Başkanı hakkında güvensizlik kararı verildiği takdirde, Hey’et-i Vükelâ kolektif olarak düşer249.

B – Gensoru MD. 99. – Gensoru önergesi, bir siyasî parti grubu adına veya en az yirmi milletvekilinin imzasıyla verilir. Gensoru önergesi, verilişinden sonraki üç gün içinde bastırılarak üyelere dağıtılır; dağıtılmasından itibaren on gün içinde gündeme alınıp alınmayacağı görüşülür. Bu görüşmede, ancak önerge sahiplerinden biri, siyasî parti grupları adına birer milletvekili, Bakanlar Kurulu adına Başbakan veya bir bakan konuşabilir. Gündeme alma kararıyla birlikte, gensorunun görüşülme günü de belli edilir; ancak, gensorunun görüşülmesi, gündeme alma kararının verildiği tarihten başlayarak iki gün geçmedikçe yapılamaz ve yedi günden sonraya bırakılamaz. Gensoru görüşmeleri sırasında üyelerin veya grupların verecekleri gerekçeli güvensizlik önergeleri veya Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır. Bakanlar Kurulunun veya bir bakanın düşürülebilmesi, üye tamsayısının salt çoğunluğuyla olur; oylamada yalnız güvensizlik oyları sayılır. Meclis çalışmalarının dengeli olarak yürütülmesi amacına ve yukardaki ilkelere uygun olmak kaydıyla gensoru ile ilgili diğer hususlar İçtüzükle belirlenir.

b) Gensoru MD. 89. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/14])250 Gensoru yetkisi yalnız Millet Meclisinindir. Gensoru önergesi bir siyasî parti grubu adına veya en az on milletvekilinin imzasiyle verilir. Gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmıyacağı, verilişinden sonraki üç birleşim içinde görüşülür. Bu görüşmede, ancak önerge sahiplerinden biri, siyasî parti grupları adına birer milletvekili, Bakanlar Kurulu adına Başbakan veya bir bakan konuşabilir. Gensoru önergelerinin gerektiğinde önceden basılıp dağıtılmasını ve Meclis çalışmalarının dengeli olarak yürütülmesini düzenleyici hükümler İçtüzükte gösterilir. Gündeme alma karariyle birlikte gensorunun görüşme günü de belli edilir. Gensorunun görüşülmesi, gündeme alma kararı tarihinden başlayarak iki gün geçmedikçe yapılamaz ve yedi günden sonraya bırakılamaz. Gensoru görüşmeleri sırasında üyelerin veya grupların verecekleri gerekçeli güvensizlik önergeleri veya Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır. Bakanlar Kurulunun veya bir bakanın düşürülebilmesi, üye tamsayısının salt çoğunluğuyla olur. MD. 108. – Anayasanın 89 uncu (…) maddeleri uyarınca verilen güvensizlik oyu sebebiyle, onsekiz aylık bir süre içinde, Bakanlar Kurulu iki defa düşmüş ve üçüncü defa güvensizlik oyu verilmiş olursa, Başbakan, Cumhurbaşkanından, Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesini istiyebilir. Bu istek üzerine, Cumhurbaşkanı, Meclislerin Başkanlarına danışarak, seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Yenilenme kararı Resmî Gazetede yayınlanır ve hemen seçime gidilir.

[Yürütme gücü] MD. 7/2. – (…) Meclis, Hükûmeti her vakit denetleyebilir ve düşürebilir.

[Yürütme gücü] MD. 7/2. – (…) Meclis, hükûmeti her vakit murakabe ve ıskât edebilir.

[Vekillerin bireysel sorumluluğu] MD. 30. – Devlet Vekilleri, görevleriyle ilgili olan durumlardan ve yaptıkları işlerden sorumludur.

C – Meclis soruşturması MD. 100. – (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 31)251 Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve kesin bir süre verilir. (Ek cümle: 3.10.2001-4709/md. 31) Bu süre içinde raporun Türkiye Büyük Millet

c) Meclis soruşturması MD. 90. – Başbakan veya Bakanlar hakkında yapılacak soruşturma istemleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin birleşik toplantısında görüşülür ve karara bağlanır. Soruşturma, her iki Meclisten eşit sayıda seçilecek üyelerden kurulu komisyonca yürütülür. Yüce Divana sevk hususundaki karar birleşik toplantıda verilir. Meclislerdeki siyasî parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.

MD. 50. – Bakanlardan birinin Yücedivana yollanması hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisince verilen karar, kendisini Bakanlıktan da düşürür.

MD. 50. – (Değişik madde: 29.11.1937-3272/md. 5)253 İcrâ vekillerinden birinin Dîvân-ı Âlî’ye sevkine dair Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce verilen karar vekâletten sukûtu dahi mutazammındır.

[Vekillerin yargılanması] MD. 32. – Suçlanan Vekillerin yargılanmasına ilişkin yöntem, özel yasa ile saptanacaktır. [Vekillerin yargılanmasında yetkili mahkeme] MD. 33. – Vekillerin, görevlerinin dışındaki ve kişisel ilişkilerinden doğan her tür da’vâda diğer Osmanlı bireylerinden hiçbir farkı yoktur. Bu ve benzeri konulardaki yargılama, ilgili genel mahkemelerde yapılır. [Hey’et-i Vükelâ’nın kolektif sorumluluğu] MD. 31. – Meb’ûsân üyelerinden biri veya birkaçı, Hey’et-i Meb’ûsân’ın görevi içinde bulunan durumlardan dolayı Hey’et-i Vükelâ254’dan bir kişi hakkında sorumluluğu gerektiren şikâyette bulunduğu takdirde; şikâyeti bildiren Hey’et-i Meb’ûsân Başkanı’na verilecek önerge, öncelikle Hey’et-i Meb’ûsân’ın İçtüzüğü

248 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 249 Osmanlı-Türk Anayasa Hukuku tarihinde, ilk kez bir kabinenin güvensizlik oyuyla düşürülmesi, 13-14 Şubat 1909 tarihlerinde Kâmil Paşa Hükûmeti’ne güvensizlik oyu verilmesi sonucu gerçekleşmiştir. İşin ilginç yanı, söz konusu tarihte henüz 1876 KE’de 1909 Revizyonu yapılmıştı. Hatta, bu geçiş

döneminde, şu 5 açıdan Osmanlı-Türk Anayasa Hukuku tarihinin ilkleri gerçekleşti: a)Hükûmet programının hazırlanıp kamuya ilân edilmesi; b)Güvenoyu istemi ve güvenoylaması; c)Güvensizlik oyu ile ilk hükûmetin düşmesi; d)Hükûmet programının Parlâmento’nun güvenoyuna sunulması; e)Hâkimiyet-i milliye ilkesinin resmen dile getirilmesi (TANÖR, op.cit., ss. 186-187).

250 İlk şekliyle md. 90: “Gensoru yetkisi yalnız Millet Meclisinindir. Milletvekillerince veya bir siyasî parti grubunca verilen gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmıyacağı, verilişinden sonraki ilk birleşimde görüşülür. Bu görüşmede, ancak önerge sahibi veya önerge sahiplerinden biri, siyasî parti grupları adına birer milletvekili, Bakanlar Kurulu adına Başbakan veya bir

Bakan konuşabilir. Gündeme alma kararı ile birlikte gensorunun görüşülme günü de belli edilir. Gensorunun görüşülmesi, gündeme alma kararı tarihinden başlayarak iki gün geçmedikçe yapılamaz ve yedi günden sonraya bırakılamaz. Gensoru görüşmeleri sırasında üyelerin verecekleri gerekçeli güvensizlik önergeleri veya Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır. Bakanlar Kurulunun veya bir Bakanın düşürülmesi, üye tamsayısının salt çoğunluğuyla olur”. 251 İlk şekliyle md. 100/1: “Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve karara bağlar”.

Page 38: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Meclisi Başkanlığına teslimi zorunludur. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 31)252 Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır. Meclisteki siyasî parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.

gereğince ve benzer konuların Hey’et’e gönderilmesinin gerekip gerekmediğini görüşmeye yetkili olan komisyonda incelenmek üzere, Başkan tarafından en çok üç gün içinde ilgili komisyona gönderilir. Söz konusu komisyon tarafından gerekli soruşturma yapılır ve hakkında şikâyette bulunulan kişi tarafından yeterli açıklama yapılır. Şikâyetin görüşülmeye değer olduğuna dair çoğunlukla alınacak olan karar Hey’et-i Meb’ûsân’da yüksek sesle okunarak ve gerektiğinde suçlanan kişi çağrılarak bizzat veya bir aracı ile vereceği açıklama dinlendikten sonra, toplantıya katılanların en az üçte ikisinin salt çoğunluğunun oyuyla kabul edilirse, yargılama istemini bildiren tutanak, Sadâret Makamına sunulur ve gerektiğinde karara ilişkin olarak verilecek Pâdişâh buyruğu üzerine, Dîvân-ı Âlî255’ye gönderilir. [Dîvân-ı Âlî kararı ile vekillik sıfatının düşmesi] MD. 34. – Dîvân-ı Âlî’nin Dâire-i İthamiyye’si tarafından suçlu olduğuna karar verilen Vekil, hakkındaki suçlamadan aklanıncaya kadar vekillikten düşer.

İKİNCİ BÖLÜM YÜRÜTME

İKİNCİ BÖLÜM YÜRÜTME

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM YÜRÜTME GÖREVİ

ÜÇÜNCÜ FASIL VAZİFE-İ İCRÂİYE

I – Cumhurbaşkanı A – Nitelikleri ve tarafsızlığı MD. 101. – (Değ. md.: 31.5.2007-5678/md. 4)256 Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir257. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.

A – CUMHURBAŞKANI I – Seçimi ve tarafsızlığı MD. 95. – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış kendi üyeleri arasından, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla yedi yıllık bir süre için seçilir; ilk iki oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, salt çoğunlukla yetinilir. Bir kimse arka arkaya iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez. Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sıfatı sona erer. [Ayrıca bkz. md. 101 (1982/102/1)]

MD. 31. – Türkiye Cumhurbaşkanı, Büyük Millet Meclisi kamutayı tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. (…) Yeniden seçilmek olur. MD. 32. – Cumhurbaşkanı, (…) Cumhurbaşkanı kaldıkça Meclis tartışma ve görüşmelerine katılamaz ve oy veremez.

MD. 31. – Türkiye Reîs-i Cumhuru, Büyük Millet Meclisi Hey’et-i Umûmiye’si tarafından ve kendi âzâsı meyânından bir intihâb devresi için intihâb olunur. (…) Tekrar intihâb olunmak câizdir. MD. 32. – (…) Reîs-i Cumhur, Riyaset-i Cumhur makamında bulundukça, Meclis münakaşât ve müzakerâtına iştirak edemez ve rey veremez258.

İLK ŞEKLİYLE [Meclis hükümeti siyasal rejiminin sonucu olarak, Devlet başkanlığı makamı yoktur. Meclis başkanı ise, aynı zamanda hükümetin de başkanıdır.] [Büyük Millet Meclisi Başkanı’nın seçimi, görev ve yetkileri] MD. 9. – (…) Büyük Millet Meclisi Başkanı, aynı zamanda Bakanlar Kurulunun da doğal başkanıdır. 1923 SONRASI 1923’te değ. [Cumhurbaşkanı’nın seçimi ve görev süresi] MD. 10. – (…) Cumhurbaşkanlığı görevi, yeni Cumhurbaşkanının seçimine kadar devam eder. Yeniden seçilmek mümkündür.

[Osmanlı saltanatı] MD. 3. – Yüce Osmanlı saltanatı, İslâm’ın büyük Halifeliğine sahip olarak, geleneksel usûlde olduğu gibi, büyük Osmanlı soyundan en büyük erkek çocuğa259 aittir. [Osmanlı Devleti Pâdişâhı] MD. 4. – Pâdişâh Hazretleri, Halifelik dolayısıyla İslâm dininin koruyucusu ve tüm Osmanlı yurttaşlarının Hükümdarı ve Pâdişâhıdır260.

B – Seçimi MD. 102. – (Değ. md.: 31.5.2007-5678/md. 5)261 Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin

VII – Görevin sona ermesi ve yeni Cumhurbaşkanı seçimi MD. 101. – Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasına onbeş gün kalınca veya

MD. 31. – Türkiye Cumhurbaşkanı, Büyük Millet Meclisi kamutayı tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. Cumhurbaşkanlığı görevi, yeni

MD. 31. – Türkiye Reîs-i Cumhuru, Büyük Millet Meclisi Hey’et-i Umûmiye’si tarafından ve kendi âzâsı meyânından bir intihâb devresi için intihâb olunur. Vazife-i riyaset yeni Reîs-i Cumhur’un

1923’te değ. [Cumhurbaşkanı’nın seçimi ve görev süresi] MD. 10. – Türkiye Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve

253 Önceki şekliyle md. 50 (Değişik madde: 5.2.1937-3115/md. 5): “İcrâ vekillerinden veya siyasî müsteşarlardan birinin Dîvân-ı Âlî’ye sevkine dair Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce verilen karar vekâlet veya müsteşarlıktan sukûtu dahi mutazammındır”. İlk şekliyle md. 50: “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce icrâ vekillerinden birinin Dîvân-ı Âlî’ye sevkine dair verilen karar vekâletten sukûtunu dahi mutazammındır”. 254 Orijinal metinde “Vükelâ-yı Devlet” ibaresi geçmesine karşın, doğrusu “Hey’et-i Vükelâ” olması gerekir. 252 İlk şekliyle md. 100/3: “Meclis, raporu öncelikle görüşür ve gerek gördüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğu ile alınır”. 255 Sözcük anlamı “yüce mahkeme” olup, günümüzden örnek verilebilecek karşılık, AYM’nin “Yüce Divân” sıfatıyla çalışmasıdır. 256 İlk şekliyle, md. 101: “Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kırk yaşını doldurmuş ve yükseköğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi yıllık bir süre için seçilir. Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından aday gösterilebilmesi, Meclis üye tamsayısının en az beşte birinin yazılı önerisiyle mümkündür. Bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez.

Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği sona erer”. 257 Eylül 2010 tarihi itibariyle görevde bulunan Abdullah GÜL, Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı’dır. Daha önce görev yapan 9 Cumhurbaşkanı ise, sırasıyla şunlardır: Mustafa Kemal ATATÜRK, M. İsmet İNÖNÜ, M. Celâl BAYAR, Cemal GÜRSEL, Cevdet SUNAY, Fahri KORUTÜRK, Kenan EVREN,

Turgut ÖZAL, Süleyman DEMİREL, Ahmet Necdet SEZER. 258 1924 metninde md. 32’nin son cümlesinde “iştirak edemez ve rey veremez” ibaresi yer alır. 1952’nin Resmî Gazete metninde “rey veremez” ibaresinin yazımı unutulmuş, ancak Düstur metninde kalmaya devam etmiştir. Oysa daha sonra; 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden

yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), md. 32 açısından söz konusu çelişki giderilmiştir. 259 Orijinal metinde, “Saltanat-ı Seniye-i Osmaniye Hilâfet-i Kübra-yı İslâmiye’yi hâiz olarak Sülâle-i Âl-i Osman’dan usûl-i kadîmesi vechile ekber evlâda aittir” hükmü yer alır. Burada “erkek” sözcüğü geçmemekte olup, uyarlamada tarafımızca eklenmiştir. Belirtmek gerekir ki, “Osmanlı ailesinin” en büyük erkek

çocuğu denmekle aslında kastedilen, “Padişah’ın” en büyük erkek çocuğudur. 260 Hükümdar sözcüğü “[h]üküm ve emir sahibi kimse. Padişah, Şah, vb ...”. anlamındadır (ÖZÖN, Mustafa Nihat, Büyük Osmanlıca-Türkçe Sözlük, 4. Bs., İnkılâp ve Aka Kitabevleri, İstanbul, 1965, s. 301). Padişah (veya Padişeh) sözcüğü ise, “[b]üyük şah, hükümdarlar hükümdarı” anlamına gelir (ÖZÖN,

op.cit., s. 602). Her iki sözcük de Farsça kökenli olmasına karşın, vurgu farkı dışında, aralarında önemli bir anlam farklılığı bulunmamaktadır. Bununla birlikte, söz konusu nüanstan yola çıkarak, “Hükümdar” sözcüğünün “Türk soyundan gelen Osmanlı halkına hükmeden”; “Padişah” sözcüğünün ise, “tüm Osmanlı tebaasına hükmeden” anlamına geldiği de düşünülebilir.

261 İlk şekliyle, md. 102: “Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağrılır. Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından otuz gün önce veya Cumhurbaşkanlığı makamının boşalmasından on gün sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine başlanır ve seçime başlama tarihinden itibaren otuz gün içinde sonuçlandırılır. Bu sürenin ilk on günü içinde adayların Meclis Başkanlık Divanına

bildirilmesi ve kalan yirmi gün içinde de seçimin tamamlanması gerekir. En az üçer gün ara ile yapılacak oylamaların ilk ikisinde üye tamsayısının üçte iki çoğunluk oyu sağlanamazsa üçüncü oylamaya geçilir, üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğunu sağlayan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Bu oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde

üçüncü oylamada en çok oy almış bulunan iki aday arasında dördüncü oylama yapılır, bu oylamada da üye tamsayısının salt çoğunluğu ile Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri yenilenir. Seçilen yeni Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder”.

Page 39: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

dolmasından önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır. Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usûl ve esaslar kanunla düzenlenir.

Cumhurbaşkanlığı boşalınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni Cumhurbaşkanını seçer; Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanık değilse, hemen toplantıya çağırılır.

Cumhurbaşkanının seçimine kadar sürer. (…) MD. 34. – Cumhurbaşkanlığı boş kaldığında Meclis toplanıksa Cumhurbaşkanını hemen seçer. Meclis toplanık değilse Başkanı tarafından hemen toplanmaya çağrılarak Cumhurbaşkanı seçilir. Meclisin seçim dönemi sona ermiş veya seçimin yenilenmesine karar verilmiş olursa Cumhurbaşkanını gelecek Meclis seçer.

intihâbına kadar devam eder. (…) MD. 34. – Cumhur Riyaseti’nin inhilâlinde Meclis müçtemi ise yeni Reîs-i Cumhur’u derhal intihâb eder. Meclis müçtemi değilse Reîs tarafından hemen içtimaa da’vet edilerek Reîs-i Cumhur intihâb edilir. Meclis’in intihâb devresi hitam bulmuş veya intihâbâtın tecdidine karar verilmiş olursa Reîs-i Cumhur’u gelecek Meclis intihâb eder.

kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir262. (…)

C – Andiçmesi MD. 103. – Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer: “Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

II – And içmesi MD. 96. – Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde şöyle and içer: “Cumhurbaşkanı sıfatiyle, Türk Devletinin bağımsızlığına, Vatanın ve Milletin bütünlüğüne yönelecek her tehlikeye karşı koyacağıma; Milletin kayıtsız şartsız egemenliğini ve Anayasayı sayacağıma ve savunacağıma; insan haklarına dayanan demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinden ve tarafsızlıktan ayrılmıyacağıma; Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini koruyup yüceltmek ve üzerime aldığım görevi yerine getirmek için bütün gücümle ve varlığımla çalışacağıma namusum üzerine söz veririm.”

MD. 38. – Cumhurbaşkanı, seçiminden hemen sonra Meclis önünde şöyle andiçer: “Namusum üzerine söz veririm ki: Cumhurbaşkanı olarak, Cumhuriyet kanunlarını, milletin egemenlik esaslarını sayacağım; Ve bunları müdafaa edeceğim; Türk milletinin mutluluğuna bütün bağlılığımla, bütün kuvvetimle çalışacağım; Türk Devletine yönelecek her tehlikeyi en son şiddetle önleyeceğim; Türkiye’nin şanını, şerefini koruyup yükseltmek, üstüme aldığım görevin isterlerini yerine getirmek için olanca varlığımla çalışmaktan asla ayrılmayacağım.”

MD. 38. – (Değ. md.: 10.4.1928-1222/md. 5)263 Reîs-i Cumhur, intihâbı akabinde ve Meclis huzûrunda şu sûretle yemin eder: “Reîs-i Cumhur sıfatiyle Cumhuriyet’in kanûnlarına ve hâkimiyet-i milliye esâslarına riayet ve bunları müdafaa, Türk Milletinin saâdetine sâdıkane ve bütün kuvvetimle sarf-ı mesaî, Türk Devleti’ne teveccüh edecek her tehlikeyi kemâl-i şiddetle men, Türkiye’nin şân ve şerefini vikâye ve ilâya ve deruhde ettiğim vazifenin icabâtına hasr-ı nefs etmekten ayrılmayacağıma nâmusum üzerine söz veririm.”

3 Ağustos 1909’da değ. MD. 3. – (…) Pâdişâh Hazretleri tahta çıktığı zaman, Meclis-i Umûmî’de, Meclis toplantı halinde değilse ilk toplantısında, şeriat kuralları ve Kanûn-ı Esâsî hükümlerine uyacağına, vatan ve ulusa bağlılık göstereceğine dair and içer.

D – Görev ve yetkileri MD. 104. – Cumhurbaşkanı, Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. Bu amaçlarla Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır: a)Yasama ile ilgili olanlar: Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapmak, Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak, Kanunları yayımlamak, Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek, Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak264, Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları

III – Görev ve yetkileri MD. 97. – Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla, Türkiye Cumhuriyetini ve Milletin birliğini temsil eder. Cumhurbaşkanı, gerekli gördükçe, Bakanlar Kuruluna başkanlık eder; yabancı Devletlere Türk Devletinin temsilcilerini gönderir ve Türkiye’ye gönderilen yabancı Devlet temsilcilerini kabûl eder; milletlerarası andlaşmaları onaylar ve yayınlar; sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle belirli kişilerin cezalarını hafifletebilir veya kaldırabilir.

MD. 32. – Cumhurbaşkanı, Devletin başıdır. Bu sıfatla törenli oturumlarda Meclise ve gerekli gördükçe Bakanlar Kuruluna Başkanlık eder ve Cumhurbaşkanı kaldıkça Meclis tartışma ve görüşmelerine katılamaz ve oy veremez. MD. 36. – Cumhurbaşkanı her yıl Kasım ayında hükümetin geçen yıldaki çalışmaları ve giren yıl içinde alınması uygun görülen tedbirler hakkında bir söylev verir. Yahut söylevini Başbakana okutur. MD. 37. – Cumhurbaşkanı, yabancı devletler yanında Türkiye Cumhuriyetinin siyasi temsilcilerini tayin eder ve yabancı devletlerin siyasi temsilcilerini kabûl eder. MD. 40. – Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yüce varlığından ayrılmaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur. Harb kuvvetlerinin komutası barışta özel kanuna göre Genelkurmay Başkanlığına ve seferde Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından tâyin edilecek kimseye verilir.

MD. 32. – Reîs-i Cumhur, Devletin reîsidir. Bu sıfatla merasim-i mahsûsada Meclis’e ve lüzum gördükçe İcrâ Vekilleri Hey’eti’ne riyaset eder. Reîs-i Cumhur, Riyaset-i Cumhur makamında bulundukça, Meclis münakaşât ve müzakerâtına iştirak edemez ve rey veremez265. MD. 36. – Reîs-i Cumhur, her sene Teşrîn-i sânîde Hükûmetin geçen seneki faaliyetine ve o sene ittihaz edilmesi münasip görülen tedbirlere dair bir nutuk irâd eder veyahut Başvekil’e kırâat ettirir. MD. 37. – Reîs-i Cumhur, ecnebi devletlerin nezdinde Türk Cumhuriyeti’nin siyasî mümessillerini tâyin ve ecnebi devletlerin siyasî mümessillerini kabûl eder. MD. 40. – Başkumandanlık Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şahsiyet-i maneviyesinde mündemiç olup Reîs-i Cumhur tarafından temsil olunur. Kuva-yı harbiyenin emir ve kumandası hazarda kanûn-ı mahsûsuna tevfikân Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyaseti’ne ve seferde İcrâ Vekilleri

1923’te değ. [Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri] MD. 11. – Türkiye Cumhurbaşkanı, Devletin başıdır. Bu sıfatla, gerek gördüğü takdirde, Meclis’e ve Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder.

İlk şekliyle [Pâdişâh’ın görev ve yetkileri] MD. 7. – Vekilleri görevden alma ve atama; rütbe, makam ve madalya verme; özel eyaletleri ayrıcalık koşullarına bağlı olarak yönetme; madenî para basma; adına hutbe okutma; yabancı devletlerle anlaşma yapma, savaş ve barış ilân etme; kara ve deniz kuvvetlerine komuta etme; askerî hareket, şeriat ve yasa hükümlerini yürütme; Devlet dairelerinin işlemlerine yönelik tüzükleri düzenleme; kesinleşmiş cezaları hafifletme veya tamamen kaldırma; Meclis-i Umûmî’yi toplantıya çağırma, tatile gönderme; gerektiğinde, üyeleri yeniden seçilmek şartıyla Hey’et-î Meb’ûsân’ı feshetme, Pâdişâh’ın kutsal görev [ve yetki267]lerindendir. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 7. – Adına hutbe okutma; madenî para basma; özel yasasına uygun olarak rütbe, makam ve madalya verme; Sadr-ı A’zam ve Şeyh-ül-İslâm’ı seçme ve atama; Sadr-ı A’zam’ın oluşturup sunacağı Vekillerin görevlendirilmesini onaylama; gerektiğinde,

262 Bkz. Teşkilât-ı Esâsîye Kanunu’nun Bazı Mevâddının Tavzihan Tâdiline Dair Lâyiha-ı Kanuniye’nin Kabulü Münasebetiyle Reîs-i Cumhur’un Derhal İntihâbı Hakkında Hey’et-i Umûmîye Kararı (Karar no. 30., K.t. 29.10.1339 (1923)); Düstur, 3. Tertip, C. V., s. 159 (399)). Metin için ayrıca bkz. KİLİ &

GÖZÜBÜYÜK, op.cit., s. 113. 263 İlk şekliyle md. 38: “Reîs-i Cumhur, intihâbı akabinde ve Meclis huzûrunda şu sûretle yemin eder: (Reîs-i Cumhur sıfatiyle Cumhuriyet’in kanûnlarına ve hâkimiyet-i milliye esâslarına riayet ve bunları müdafaa, Türk Milletinin saâdetine sâdıkane ve bütün kuvvetimle sarf-ı mesaî, Türk Devleti’ne teveccüh edecek her tehlikeyi kemâl-i şiddetle men, Türkiye’nin şan ve şerefini vikâye ve ilâya ve deruhde ettiğim

vazifenin icabâtına hasr-ı nefs etmekten ayrılmayacağıma ‘Vallahi’)”. 264 1987 Anayasa Değişiklikleri sırasında, md. 104’ün söz konusu fıkrası için sunulan değişiklik önerisi kabul görmemiştir. 265 1924 metninde md. 32’nin son cümlesinde “iştirak edemez ve rey veremez” ibaresi yer alır. 1952’nin Resmî Gazete metninde “rey veremez” ibaresinin yazımı unutulmuş, ancak Düstur metninde kalmaya devam etmiştir. Oysa daha sonra; 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden

yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), md. 32 açısından söz konusu çelişki giderilmiştir. 267 Orijinal metinde, tüm bu görev ve yetkilerin “hukuk-ı mukaddese-i Padişahî cümlesinden” olduğu hükmüne yer verilir. Her ne kadar Padişah’a hak olarak tanınanların büyük kısmı yetki olmasına karşın, bunun yanı sıra yerine getirilmesi gereken birtakım görevler de yer almaktadır (Örneğin, “ahkâm-ı şer’iyye

ve kanûniyyenin icrâsı”). O nedenle, çeviride görev ve yetki ifadesi tercih edilmiştir. Nitekim, md. 3’te 8 Ağustos 1909’da yapılan değişiklikler sonucu, Padişah’ın “şer’i şerif ve Kanûn-ı Esâsî ahkâmına riayet ... edeceğine dair” and içmesini öngören hüküm karşısında, şeriat hükümlerinin yürütülmesinin görev ağırlıklı niteliği daha açık biçimde anlaşılabilir.

Page 40: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal dâvası açmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek, b)Yürütme alanına ilişkin olanlar: Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek, Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek, Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak, Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek, Milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek, Genelkurmay Başkanını atamak, Millî Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak, Millî Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek, Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilân etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak, Kararnameleri imzalamak, Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak, Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak, Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak, Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek, Üniversite rektörlerini seçmek, c)Yargı ile ilgili olanlar: Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek. Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.

MD. 42. – Cumhurbaşkanı, Hükûmetin teklifi üzerine, daimî mâlûllük veya kocama gibi özlük sebeplerden dolayı belli kimselerin cezalarını kaldırabilir veya hafifletebilir. Cumhurbaşkanı, Büyük Millet Meclisi tarafından sanıklanarak hüküm giyen bakanlar hakkında bu yetkiyi kullanamaz. MD. 52/2. – (…) Tüzükler Cumhurbaşkanının imzası ve ilâniyle yürürlüğe girer. (…)

Hey’etinin inhası üzerine Reîs-i Cumhur tarafından nasbedilecek zâta tevdi olunur. MD. 42. – Reîs-i Cumhur, Hükûmetin inhası üzerine, dâimî mâlûliyet veya şeyhuhet gibi şahsî sebeplerden dolayı muayyen efrâdın cezalarını ıskât veya tahfif edebilir. Reîs-i Cumhur, Büyük Millet Meclisi tarafından itham edilerek mahkûm olan vekiller hakkında bu salâhiyeti istimâl edemez. MD. 52/2. – (…) Nizâmnâmeler Reîs-i Cumhur’un imza ve ilâniyle ma’mûlün bih olur266.

vekilleri usûlüne uygun olarak görevden alma ve değiştirme; genel yasaları onaylama ve yürürlüğe konuşunu ilân etme; hükûmet dairelerinin işlemlerine ve yasaların uygulanma yöntemlerine ilişkin tüzükleri düzenleme; her tür yasa teklifi; şeriat hükümleri ve yasaları koruma ve uygulama; seçkin eyaletleri ayrıcalık koşullarına uygun olarak yönetme; kara ve deniz kuvvetlerine kumanda etme; savaş ilânı ve barış anlaşması yapma; kesinleşen cezaları azaltma veya tamamen ortadan kaldırma; Meclis-i Umûmî’nin uygun görmesi koşuluyla genel af ilân etme; Meclis-i Umûmî’yi süresinde açma ve tatile gönderme; olağanüstü koşullarda, Meclis-i Umûmî’yi zamanından önce toplantıya çağırma; otuz beşinci madde gereğince Hey’et-i Meb’ûsân268’ı, üç ay içinde seçilip toplanma koşulu ve Hey’et-i Â’yân’ın onayı ile gerektiğinde feshetme; genel olarak anlaşma yapma, Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. Ancak barışa, ticarete, toprak terki ve kazanılmasına, Osmanlı uyruklarının temel ve kişisel haklarına ilişkin olan ve Devlet’in harcamasını gerektiren anlaşmaların imzalanmasında, Meclis-i Umûmî’nin onayı şarttır. Meclis-i Umûmî’nin toplantı halinde olmadığı zamanlarda Hey’et-i Vükelâ’nın değiştirilmesi halinde, değişikliğin niteliğinden doğan sorumluluk, önceki Hey’et’e ait olacaktır. 29 Ocak 1914’te değ. MD. 7. – Meclis-i Umûmî’yi zamanında açıp kapatma; gerek zamanından önce ve gerek olağanüstü durumlarda toplantıya çağırma; süresini uzatma; üç ayı aşmamak ve tekrar etmemek üzere erteleme ve toplantı yılı içerisinde süresini tamamlamak üzere Meclis-i Umûmî’yi belirli bir süre için tatil etme; otuz beşinci madde gereğince, Hey’et-i Meb’ûsân’ı gerektiğinde feshetme; genel olarak anlaşma imzalama; Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. 15 Mayıs 1914’te değ. MD. 7. – “... otuzbeşinci madde gereğince Hey’et-i Meb’ûsân269’ı gerektiğinde feshetme; erteleme süresi ve tatilinin toplamı toplantı yılının yarısını aşmamak ve o toplantı yılı içinde süresini tamamlamak üzere erteleme ve tatile gönderme, Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir”. 9 Mart 1916’da değ. MD. 7. – ... dört ay içinde seçim yoluyla toplanmak üzere, gerektiğinde Hey’et-i Meb’ûsân’ı feshetme, ... Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. [Ayrıca bkz. md. 45]

E – Sorumluluk ve sorumsuzluk hali MD. 105. – Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanının re’sen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz. Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği

IV – Sorumsuzluğu MD. 98. – Cumhurbaşkanı, görevleriyle ilgili işlemlerinden sorumlu değildir. Cumhurbaşkanının bütün kararları, Başbakan ve ilgili Bakanlarca imzalanır. Bu kararlardan Başbakan ve ilgili Bakan sorumludur. V – Sorumluluğu MD. 99. – Cumhurbaşkanı, vatan hainliğinden dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az üçte ikisinin Meclislerin birleşik toplantısında vereceği kararla suçlandırılır.

MD. 39. – Cumhurbaşkanının çıkaracağı bütün kararlar Başbakan ile birlikte ilgili Bakan tarafından imzalanır. MD. 41. – Cumhurbaşkanı, vatan hayınlığı halinde Büyük Millet meclisine karşı sorumludur. Cumhurbaşkanının çıkaracağı bütün kararlardan doğacak sorumlar 39 uncu madde gereğince bu kararı imzalayan Başbakanın ve ilgili bakanındır. Cumhurbaşkanının özlük işlerinden dolayı sorumlanması gerekirse Anayasanın milletvekilliği dokunulmazlığı ile ilgili 17 nci maddesi hükümlerine uyulur. [Son fıkranın 1982’de muadili yoktur]

MD. 39. – Reîs-i cumhur’un ısdâr edeceği bil-cümle mukarrerât Başvekil ile vekil-i aidi tarafından imza olunur. MD. 41. – Reîs-i Cumhur, hıyanet-i vataniye halinde Büyük Millet Meclisi’ne karşı mes’ûldür. Reîs-i Cumhur’un ısdâr edeceği bil-cümle mukarrerâttan mütevellit mes’ûliyet 39 uncu madde mûcibince mezkûr mukarrerâtı imza eden Başvekil ile vekil-i aidine râcidir. Reîs-i Cumhur’un husûsât-ı şahsiyesinden dolayı mes’ûliyeti lâzım geldikte işbu Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’nun masûniyet-i teşriiye taallûk eden 17 nci maddesi mûcibince hareket edilir. [Son fıkranın 1982’de muadili yoktur]

[Pâdişâh’ın kutsallığı ve sorumsuzluğu] MD. 5. – Pâdişâh Hazretleri’nin kişiliği270 kutsal ve sorumsuzdur. [Osmanlı soyunun hakları ve güvencesi] MD. 6. – Büyük Osmanlı soyunun (…) mal ve mülkü ile hayatta kaldıkları süre içinde kendilerine ayrılacak parasal kaynak, Devlet’in genel güvencesi altındadır. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 6. – Büyük Osmanlı soyunun özgürlük hakları, mal ve mülkü ile özel yasası gereğince, hayatta kaldıkları süre içinde kendilerine ayrılacak parasal kaynak, Devlet’in genel

266 TEK md. 52/2’de geçen “Nizâmnâmeler Reîs-i Cumhur’un imza ve ilâniyle ma’mûlün bih olur” hükmünde geçen “ma’mûlün bih” sözcüğü 1945’te Türkçe’leştirilirken, “yürürlüğe girer” olarak alınmıştır. Oysa, anılan sözcük, “kendisiyle amel olunan, yürürlükte olan, hükmü geçer” anlamına gelmektedir.

DEVELLİOĞLU, Ferit, Osmanlıca–Türkçe Ansiklopedik Lûgat (Eski ve Yeni Harflerle), (Yayına Haz. GÜNEYÇAL, Aydın Sami), 16. Bs., Aydın Yay., Ertem Mat., Ankara, 1999, s. 579. Dolayısıyla, 1924’e göre, tüzüklerin yürürlüğe girebilmesi için, Cumhurbaşkanı’nın ilânı ve imzası gerekliydi. Ancak, Türkçe’leştirme yapılırken, anlam kayması yaratılmıştır. Bu yanlışlık ayrıca, 1961 Anayasası md. 107/2’ye “Tüzükler, Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayınlanır” olarak aktarılmış; md. gerekçesinde ise, 1924 TEK’teki hükmün aynen alındığı ve tüzüklerin yürürlüğe giriş rejiminde hiçbir değişiklik yapılmadığının özellikle altı çizilmiştir. Görüldüğü üzere, Türkçe’leştirme sırasında, “kanunlar gibi yayınlanır” denmekle, aslında md. 107/2’de önemli bir değişiklik yapılmış ve söz konusu dikkatsizlik, doktriner tartışmalara zemin hazırlamıştır. Bu konuda bkz. GÜNEŞ, Turan, Türk Pozitif Hukukunda Yürütme Organının Düzenleyici işlemleri, 1. Bs., AÜSBF Yay., Ankara, 1965, ss. 175-176. Son olarak eklemek gerekir ki, aynı hüküm 1982 Anayasası md. 115/2’ye de aynen alınmıştır; tek değişiklik ise, “yayın” sözcüğünün “yayım” olarak değiştirilmesidir.

268 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 269 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 270 Orijinal metinde, “Zât-ı Hazret-i Padişahî’nin nefs-i hümâyûnu” ibaresi geçmektedir.

Page 41: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

kararla suçlandırılır. MD. 43. – Cumhurbaşkanının ödeneği özel kanunla gösterilir. [Maddenin 1982’de muadili yoktur]

MD. 43. – Reîs-i Cumhur’un tahsisâtı kanûn-ı mahsûs ile tâyin olunur. [Maddenin 1982’de muadili yoktur]

güvencesi altındadır.

F – Cumhurbaşkanına vekillik etme MD. 106. – Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar; ölüm, çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.

VI – Cumhurbaşkanına vekillik etme MD. 100. – Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar; ölüm, çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, Cumhuriyet Senatosu Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekillik eder. [Ayrıca bkz. md. 101]

MD. 33. – Cumhurbaşkanı, hastalık ve memleket dışı yolculuk gibi bir sebeple görevini yapamaz veya ölüm, çekilme ve başka sebeple Cumhurbaşkanlığı açık kalırsa Büyük Millet Meclisi Başkanı vekil olarak Cumhurbaşkanlığı görevini yapar.

MD. 33. – Reîs-i Cumhur, hastalık ve memleket hâricinde seyahat gibi bir sebeple vezaifini ifâ edemez veya vefat, istifa ve sair sebep dolayısiyle Cumhuriyet Riyaseti inhilâl ederse Büyük Millet Meclisi Reîsi vekâleten Reîs-i Cumhur vezaifini ifâ eder.

G – Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliği MD. 107. – Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin kuruluşu, teşkilât ve çalışma esasları, personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.

H – Devlet Denetleme Kurulu MD. 108. – İdarenin hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin ve geliştirilmesinin sağlanması amacıyla, Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulan Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanının isteği üzerine, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında ve sermayesinin yarısından fazlasına bu kurum ve kuruluşların katıldığı her türlü kuruluşta, kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında, her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşlarında, kamuya yararlı derneklerle vakıflarda, her türlü inceleme, araştırma ve denetlemeleri yapar. Silâhlı Kuvvetler ve yargı organları, Devlet Denetleme Kurulunun görev alanı dışındadır. Devlet Denetleme Kurulunun üyeleri ve üyeleri içinden Başkanı, kanunda belirlenen nitelikteki kişiler arasından, Cumhurbaşkanınca atanır. Devlet Denetleme Kurulunun işleyişi, üyelerinin görev süresi ve diğer özlük işleri, kanunla düzenlenir.

VÜKELÂ-YI DEVLET271 (Yürütme’nin sorumsuz kanadı Padişah hakkında herhangi bir bölüm başlığı bulunmamasına karşın, Bakanlar Kurulu niteliği taşıyan kurum için ayrı bir bölüm başlığı özgülenmiştir)

II – Bakanlar Kurulu A – Kuruluş MD. 109. – Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır. Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir.

B – BAKANLAR KURULU I – Kuruluş MD. 102. – Bakanlar Kurulu, Başbakan ve Bakanlardan kuruludur. Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır. Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahibolanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır.

MD. 44/1-2. – Başbakan, Cumhurbaşkanınca Meclis üyeleri arasından tâyin olunur. Öteki bakanlar Başbakanca meclis üyeleri arasından seçilip tamamı Cumhurbaşkanı tarafından onandıktan sonra Meclise sunulur. (…)

MD. 44/1-2. – (Değ. md.: 29.11.1937-3272/md. 1)272 Başvekil, Reîs-i Cumhur cânibinden ve Meclis âzâsı meyânından tâyin olunur. Sair vekiller Başvekil tarafından Meclis âzâsı arasından intihâb olunarak Hey’et-i Umûmiye’si Reîs-i Cumhur’un tasdikile Meclis’e arzolunur. (…)

İLK ŞEKLİYLE [Büyük Millet Meclisi’nin Bakanlar üzerindeki yetkileri] MD. 8. –Büyük Millet Meclisi, Hükûmetinin ayrıldığı daireleri, özel yasa gereğince seçilmiş Bakanlar aracılığıyla yönetir. Meclis, yürütme işleri için bakanlara yön verir ve gerekli gördüğünde bunları değiştirir. [Büyük Millet Meclisi Başkanı’nın seçimi, görev ve yetkileri] MD. 9. – (…) Büyük Millet Meclisi Başkanı, aynı zamanda Bakanlar Kurulunun da doğal başkanıdır. 1923 DEĞİŞİKLİĞİ SONRASI 1923’te değ. [Başbakan ve Bakanların göreve gelmesi] MD. 12. – Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer bakanlar ise, Başbakan tarafından aynı

MD. 7. – Vekilleri görevden alma ve atama; (…) Pâdişâh’ın kutsal görev [ve yetki273]lerindendir. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 7. – (…) Sadr-ı A’zam ve Şeyh-ül-İslâm’ı seçme ve atama; Sadr-ı A’zam’ın oluşturup sunacağı Vekillerin görevlendirilmesini onaylama; gerektiğinde, vekilleri usûlüne uygun olarak görevden alma ve değiştirme; (…) Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. [Sadr-ı A’zam, Şeyh-ül-İslâm ve diğer Vekillerin atanması] MD. 27. – Sadr-ı A’zamlık makamı ve Şeyh-ül-İslâm’lık, Pâdişâh tarafından güven duyulan kişilere verildiği gibi; diğer vekillerin görevlendirilmeleri de, Pâdişâh’ın buyruğu ile yerine getirilir. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 27. – Sadr-ı A’zam’lık makamı ve Şeyh-ül-

271 Sözcük anlamıyla “Devlet[’in] vekilleri” anlamına gelen ifadenin günümüzdeki karşılıkları, “Bakanlar Kurulu”, “Kabine” veya “Hükûmet”tir. Başlıkta yer alan “Vükelâ-yı Devlet”in yanı sıra, “Hey’et-i Vükelâ” (örn. md. 36) ve “Meclis-i Vükelâ” (örn. Md. 28, 29) ifadeleri de aynı organ için kullanılmaktadır. Ancak,

doğrusu, “Hey’et-i Vükelâ” olması gerekir. Terim birliğini sağlamak açısından, uyarlama sırasında, ilgili hükümlere bu yönde düzeltmeler eklenmiştir. 272 Önceki şekliyle md. 44 (Değişik madde: 5.2.1937-3115/md. 2): “Başvekil, Reîs-i Cumhur cânibinden ve Meclis âzâsı meyânından tâyin olunur. Sair vekiller Başvekil tarafından Meclis âzâsı arasından intihâb olunarak hey’et-i umûmiyesi Reîs-i Cumhur’un tasdiki ile Meclis’e arz olunur. Meclis müçtemi değilse arz keyfiyeti Meclis’in içtimaına tâlik olunur. Hükûmet hatt-ı hareket ve siyasî nokta-i nazarını azamî bir hafta zarfında Meclis’e bildirir ve itimat talep eder. Siyasî müsteşarları, Başvekil, Meclis âzâsı arasından seçerek Reîs-i Cumhur’un tasdikine arz eder”. � İlk şekliyle md. 44: “Başvekil, Reîs-i Cumhur cânibinden ve Meclis âzâsı meyânından tâyin olunur. Sair vekiller Başvekil tarafından, Meclis âzâsı arasından intihâb olunarak hey’et-i umûmiyesi Reîs-i Cumhur’un tasdiki ile Meclis’e arzolunur. Meclis müçtemi değilse arz keyfiyeti Meclis’in içtimaına tâlik olunur. Hükümet hatt-ı hareket ve siyasî nokta-i nazarını azamî bir hafta zarfında Meclis’e bildirir ve itimat talep eder”. 273 Orijinal metinde, tüm bu görev ve yetkilerin “hukuk-ı mukaddese-i Padişahî cümlesinden” olduğu hükmüne yer verilir. Her ne kadar Padişah’a hak olarak tanınanların büyük kısmı yetki olmasına karşın, bunun yanı sıra yerine getirilmesi gereken birtakım görevler de yer almaktadır (Örneğin, “ahkâm-ı şer’iyye

ve kanûniyyenin icrâsı”). O nedenle, çeviride görev ve yetki ifadesi tercih edilmiştir. Nitekim, md. 3’te 8 Ağustos 1909’da yapılan değişiklikler sonucu, Padişah’ın “şer’i şerif ve Kanûn-ı Esâsî ahkâmına riayet ... edeceğine dair” and içmesini öngören hüküm karşısında, şeriat hükümlerinin yürütülmesinin görev ağırlıklı niteliği daha açık biçimde anlaşılabilir.

Page 42: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

şekilde Meclis üyeleri arasından seçildikten sonra; (…) 1923’te değ. [Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri] MD. 11. – Türkiye Cumhurbaşkanı, Devletin başıdır. Bu sıfatla, gerek gördüğü takdirde, Meclis’e ve Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder.

İslâm’lık, Pâdişâh tarafından güven duyulan kişilere verildiği gibi; Hey’et-i Vükelâ’nın oluşturulmasıyla görevli olan Sadr-ı A’zam’ın uygun görülen kişiler arasından seçilerek sunulması ve diğer vekillerin görevlendirilmeleri de, Pâdişâh’ın buyruğu ile yerine getirilir. [Hey’et-i Meb’ûsân üyeliği ile Hükûmet memurluğunun birleşmesi] MD. 67. – Hey’et-i Meb’ûsân üyeliği ile Hükûmet memurluğu aynı kişide toplanamaz. Ancak, Vekil olarak atananların üyeliği devam eder. Diğer Devlet memurlarından biri meb’ûs olarak seçilirse, kabul edip etmemek kendi isteğine bağlıdır; ancak, kabul ettiği takdirde, memurluğu sona erer.

B – Göreve başlama ve güvenoyu MD. 110. – Bakanlar Kurulunun listesi tam olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise toplantıya çağrılır. Bakanlar Kurulunun programı, kuruluşundan en geç bir hafta içinde Başbakan veya bir bakan tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisinde okunur ve güvenoyuna başvurulur. Güvenoyu için görüşmeler, programın okunmasından iki tam gün geçtikten sonra başlar ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçtikten sonra oylama yapılır.

I – İşe başlama ve güven oyu a) Göreve başlarken güven oyu MD. 103. – Bakanlar Kurulunun listesi tam olarak Meclislere sunulur; Meclisler tâtilde ise toplantıya çağırılır. Bakanlar Kurulunun programı, kuruluşundan en geç bir hafta içinde Başbakan veya bir Bakan tarafından Meclislerde okunur ve Millet Meclisinde güven oyuna başvurulur. Güven oyu için görüşmeler, programın okunmasından iki tam gün geçtikten sonra başlar ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçtikten sonra oylama yapılır.

MD. 44/2-4. – (…) Öteki bakanlar Başbakanca meclis üyeleri arasından seçilip tamamı Cumhurbaşkanı tarafından onandıktan sonra Meclise sunulur. Meclis toplanık değilse sunma işi Meclisin toplanmasına bırakılır. Hükûmet, tutacağı yolu ve siyasî görüşünü en geç bir hafta içinde Meclise bildirir ve ondan güven ister.

MD. 44/2-4. – (Değ. md.: 29.11.1937-3272/md. 1)274 (…) Sair vekiller Başvekil tarafından Meclis âzâsı arasından intihâb olunarak Hey’et-i Umûmiye’si Reîs-i Cumhur’un tasdikile Meclis’e arzolunur. Meclis müçtemi değilse arz keyfiyeti Meclis’in içtimâına tâlik olunur. Hükûmet hatt-ı hareket ve siyasî nokta-i nazarını azamî bir hafta zarfında Meclis’e bildirir ve itimat talep eder.

[Büyük Millet Meclisi’nin Bakanlar üzerindeki yetkileri] MD. 8. – (…) Meclis, yürütme işleri için bakanlara yön verir ve gerekli gördüğünde bunları değiştirir. 1923’te değ. [Başbakan ve Bakanların göreve gelmesi] MD. 12. – (…) Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı tarafından, Meclis’in onayına sunulur. Meclis toplantı durumunda değilse, durumun onaylanması Meclis’in toplanmasına kadar ertelenir.

C – Görev sırasında güvenoyu MD. 111. – Başbakan, gerekli görürse, Bakanlar Kurulunda görüştükten sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisinden güven isteyebilir. Güven istemi, Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirilmesinden bir tam gün geçmedikçe görüşülemez ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçmedikçe oya konulamaz. Güven istemi, ancak üye tamsayısının salt çoğunluğuyla reddedilebilir.

b) Görev sırasında güven oyu MD. 104. – Başbakan, gerekli görürse, Bakanlar Kurulunda görüştükten sonra, Millet Meclisinden güven istiyebilir. Güven istemi, Millet Meclisine bildirilmesinden bir tam gün geçmedikçe görüşülemez ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçmedikçe oya konulamaz. Güven istemi, ancak üye tamsayısının salt çoğunluğuyla reddedilebilir. MD. 108. – Anayasanın (…) 104 üncü maddeleri uyarınca verilen güvensizlik oyu sebebiyle, onsekiz aylık bir süre içinde, Bakanlar Kurulu iki defa düşmüş ve üçüncü defa güvensizlik oyu verilmiş olursa, Başbakan, Cumhurbaşkanından, Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesini istiyebilir. Bu istek üzerine, Cumhurbaşkanı, Meclislerin Başkanlarına danışarak, seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Yenilenme kararı Resmî Gazetede yayınlanır ve hemen seçime gidilir.

D – Görev ve siyasî sorumluluk MD. 112. – Başbakan, Bakanlar Kurulunun başkanı olarak, bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve hükûmetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar Kurulu, bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur. Her bakan, Başbakana karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur. Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür. Bakanlar Kurulu üyelerinden milletvekili olmayanlar; 81 inci maddede yazılı şekilde Millet Meclisi önünde andiçerler ve bakan sıfatını

III – Görev ve siyasî sorumluluk MD. 105. – Başbakan, Bakanlar Kurulunun başkanı olarak, Bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve Hükûmetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar Kurulu, bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur. Her bakan, kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden ayrıca sorumludur. Bakanlar, dokunulmazlık ve yasaklamalar bakımından Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleriyle aynı durumdadır.

MD. 45. – Bakanlar, Başbakanın reîsliği altında (Bakanlar Kurulu)’nu meydana getirir. MD. 46. – Bakanlar Kurulu, Hükûmetin genel politikasından birlikte sorumludur. Bakanların her biri kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden ve politikasının genel gidişinden tek başına sorumludur. MD. 47. – Bakanların görev ve sorumları özel kanunla gösterilir.

MD. 45. – Vekiller, Başvekilin riyaseti altında (İcrâ Vekilleri Hey’eti)’ni teşkil ederler. MD. 46. – İcrâ Vekilleri Hey’eti, Hükûmetin umûmî siyasetinden müştereken mes’ûldür. Vekillerden her biri kendi salâhiyeti dairesindeki icrââttan ve maiyetinin ef’al ve muamelâtından ve siyasetinin umûmî istikâmetinden münferiden mes’ûldür275. MD. 47. – (Değişik madde: 29.11.1937-3272/md. 2)276 Vekillerin vazife ve mes’ûliyetleri mahsûs kanûnla tâyin olunur.

[Büyük Millet Meclisi’nin Bakanlar üzerindeki yetkileri] MD. 8. – (…) Meclis, yürütme işleri için bakanlara yön verir ve gerekli gördüğünde bunları değiştirir.

[Hey’et-i Vükelâ’nın niteliği ve kararları] MD. 28. – Hey’et-i Vükelâ277, Sadr-ı A’zam’ın başkanlığı altında kurulan, önemli iç ve dış işlerinin karar merciidir. Görüşmeleri sonucu aldığı kararlardan izin gerektirenler, Pâdişâh’ın buyruğu ile yürütülür. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 28. – Hey’et-i Vükelâ, Sadr-ı A’zam’ın başkanlığı altında toplanan, önemli iç ve dış işlerinin karar merciidir. Görüşmeleri sonucu alınan ve onay gerektiren kararlar, sunulduğunda Pâdişâh buyruğu ile yürütülür. [Vekillerin görev ve yetkileri] MD. 29. – Vekil278lerden her biri, dairesine ait olan işlerden, yürütülmesi kendi görev alanına

274 Önceki şekliyle md. 44 (Değişik madde: 5.2.1937-3115/md. 2): “Başvekil, Reîs-i Cumhur cânibinden ve Meclis âzâsı meyânından tâyin olunur. Sair vekiller Başvekil tarafından Meclis âzâsı arasından intihâb olunarak hey’et-i umûmiyesi Reîs-i Cumhur’un tasdiki ile Meclis’e arz olunur. Meclis müçtemi değilse arz keyfiyeti Meclis’in içtimaına tâlik olunur. Hükûmet hatt-ı hareket ve siyasî nokta-i nazarını azamî bir hafta zarfında Meclis’e bildirir ve itimat talep eder. Siyasî müsteşarları, Başvekil, Meclis âzâsı arasından seçerek Reîs-i Cumhur’un tasdikine arz eder”. � İlk şekliyle md. 44: “Başvekil, Reîs-i Cumhur cânibinden ve Meclis âzâsı meyânından tâyin olunur. Sair vekiller Başvekil tarafından, Meclis âzâsı arasından intihâb olunarak hey’et-i umûmiyesi Reîs-i Cumhur’un tasdiki ile Meclis’e arzolunur. Meclis müçtemi değilse arz keyfiyeti Meclis’in içtimaına tâlik olunur. Hükümet hatt-ı hareket ve siyasî nokta-i nazarını azamî bir hafta zarfında Meclis’e bildirir ve itimat talep eder”. 275 1924 metninde bulunan bu fıkra, 1952’nin Düstur metninde de yer almasına karşın, Resmî Gazete metninde yoktur. Oysa daha sonra, söz konusu eksiklik giderilmiştir. 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297;

Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), 46 ncı maddenin “İcra Vekilleri Heyeti Hükümetin umumi siyasetinden müştereken mesuldür” cümlesinin sonuna yazılması gerekirken yazılmamış olan “vekillerden her biri kendi salâhiyeti dairesindeki icraattan ve maiyetinin ef’al ve muamelâtından ve siyasetinin umumi istikametinden münferiden mesuldür” cümlesi eklenmiştir.

276 Önceki şekliyle md. 47 (Değişik madde: 5.2.1937-3115/md. 3): “Vekillerin ve siyasî müsteşarların vazife ve mes’ûliyetleri mahsûs kanûnla tâyin olunur”. � İlk şekliyle md. 47: “Vekillerin vazife ve mes’ûliyetleri kanûn-ı mahsûs ile tâyin olunur”.

277 Orijinal metinde “Meclis-i Vükelâ” ibaresi geçmesine karşın, doğrusu “Hey’et-i Vükelâ” olması gerekir. 278 Burada geçen “vekil” sözcüğünden kasıt, yasama organı üyesi olan milletvekili değil, “Hey’et-i Vükelâ” üyesi, yani yürütme organının sorumlu kanadı olan Bakanlar Kurulu (Hükûmet, Kabine) üyesi, eski dildeki karşılığıyla “nâzır”, şimdiki dille “bakan”dır.

Page 43: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

taşıdıkları sürece milletvekillerinin tâbi olduğu kayıt ve şartlara uyarlar ve yasama dokunulmazlığına sahip bulunurlar. Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri gibi ödenek ve yolluk alırlar.

girenleri usûlüne uygun olarak yürütür ve kendi görev alanı dışında kalanları ise Sadr-ı A’zam’a sunar. Sadr-ı A’zam ise, o maddelerden görüşülmeye gerek kalmayacak derecede akla uygun olanların gereğini yerine getirir; görüşülmesi zorunlu olanları ise, Pâdişâh’tan izin aldıktan sonra Hey’et-i Vükelâ279’nın görüşmesine sunarak, Pâdişâh tarafından verilecek buyruk doğrultusunda gereğini yerine getirir. Bu işlerin türleri ve dereceleri, özel yasa ile saptanacaktır. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 29. – Vekillerden her biri, dairesine ait olan işlerden, yürütülmesi kendi görev alanına girenleri usûlüne uygun olarak yürütür ve kendi görev alanına girmeyen işleri ise Sadr-ı A’zam’a sunar. Sadr-ı A’zam ise, görüşülmeye gerek kalmayacak derecede akla uygun maddeleri doğrudan doğruya ve görüşmeye gerek olanları ise Hey’et-i Vükelâ280’da görüşüldükten sonra onay gerektirdiği takdirde Pâdişâh’a sunar; görüşmeye gerek olmayanlar hakkındaki Hey’et-i Vükelâ kararını Pâdişâh’a bildirir. Şeyh-ül-İslâm, görüşmeye gerek olmayan maddeleri, doğrudan doğruya Pâdişâh’a sunar. [Vekillerin bireysel sorumluluğu] MD. 30. – Devlet Vekilleri, görevleriyle ilgili olan durumlardan ve yaptıkları işlerden sorumludur. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 30. – Vekiller hükûmetin genel politikasından kolektif olarak ve kendi vekâlet dairelerine ait işlerden dolayı bireysel olarak Hey’et-i Meb’ûsân281’a karşı sorumludur. Pâdişâh Hazretleri’nin onayını gerektiren kararların yürürlüğe konulup uygulanabilmesi için, Sadr-ı A’zam ve ilgili daire Nâzır282ı tarafından kararnâmelere imza konulmak sûretiyle kararın sorumluluğunun üzerine alınmasının yanı sıra, onların imzalarının en üst kısmında Pâdişâh Hazretleri’nin de imzasının bulunması şarttır. Hey’et-i Vükelâ tarafından alınan kararlar tüm vekillerin imzalarını taşıyacak ve tüm imzaların en üst kısmına, onay gerektirdiği takdirde aynı şekilde Pâdişâh Hazretleri tarafından imza konulacaktır. [Hey’et-i Vükelâ’nın kolektif sorumluluğu] MD. 31. – Meb’ûsân üyelerinden biri veya birkaçı, Hey’et-i Meb’ûsân’ın görevi içinde bulunan durumlardan dolayı Hey’et-i Vükelâ283’dan bir kişi hakkında sorumluluğu gerektiren şikâyette bulunduğu takdirde; şikâyeti bildiren Hey’et-i Meb’ûsân Başkanı’na verilecek önerge, öncelikle Hey’et-i Meb’ûsân’ın İçtüzüğü gereğince ve benzer konuların Hey’et’e gönderilmesinin gerekip gerekmediğini görüşmeye yetkili olan komisyonda incelenmek üzere, Başkan tarafından en çok üç gün içinde ilgili komisyona gönderilir. Söz konusu komisyon tarafından gerekli soruşturma yapılır ve hakkında şikâyette bulunulan kişi tarafından yeterli açıklama yapılır. Şikâyetin görüşülmeye değer olduğuna dair çoğunlukla alınacak olan karar Hey’et-i Meb’ûsân’da yüksek sesle okunarak ve gerektiğinde suçlanan kişi çağrılarak bizzat veya bir aracı ile vereceği açıklama dinlendikten sonra, toplantıya katılanların en az üçte ikisinin salt çoğunluğunun oyuyla kabul edilirse, yargılama istemini bildiren tutanak, Sadâret Makamına sunulur ve gerektiğinde karara ilişkin olarak verilecek Pâdişâh buyruğu üzerine, Dîvân-ı Âlî284’ye gönderilir.

279 Orijinal metinde “Meclis-i Vükelâ” ibaresi geçmesine karşın, doğrusu “Hey’et-i Vükelâ” olması gerekir. 280 Orijinal metinde “Meclis-i Vükelâ” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Vükelâ” olması gerekir. 281 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 282 Burada “Nâzır” sözcüğüyle, “Bakan”lar kastedilmektedir. Ancak, Hey’et-i Vükelâ’nın üyeleri için, diğer birçok maddede “Vekil” sıfatı kullanılmaktadır. Bkz. md. 7, 27, 29, 32, 33, 34, 35, 37, 38, 56, 62, 67, 74, 77, 78, 80. 283 Orijinal metinde “Vükelâ-yı Devlet” ibaresi geçmesine karşın, doğrusu “Hey’et-i Vükelâ” olması gerekir. 284 Sözcük anlamı “yüce mahkeme” olup, günümüzden örnek verilebilecek karşılık, AYM’nin “Yüce Divân” sıfatıyla çalışmasıdır.

Page 44: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

E – Bakanlıkların kurulması ve bakanlar MD. 113. – Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilâtı kanunla düzenlenir. Açık olan bakanlıklarla izinli veya özürlü olan bir bakana, diğer bir bakan geçici olarak vekillik eder. Ancak, bir bakan birden fazlasına vekillik edemez. Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile Yüce Divana verilen bir bakan bakanlıktan düşer. Başbakanın Yüce Divana sevki halinde hükûmet istifa etmiş sayılır. Herhangi bir sebeple boşalan bakanlığa en geç onbeş gün içinde atama yapılır.

IV – Bakanlıkların kurulması ve Bakanlar MD. 106. – Bakanlıklar, kanunun koyduğu esaslara göre kurulur. Açık olan Bakanlıklarla izinli veya özürlü olan bir Bakana, diğer bir Bakan geçici olarak vekillik eder. Ancak, bir Bakan birden fazlasına vekillik edemez. Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla Yüce Divana verilen bir Bakan, bakanlıktan düşer. Herhangi bir sebeple boşalan Bakanlığa en geç onbeş gün içinde atama yapılır.

MD. 48. – Bakanlıkların kuruluşu özel kanuna bağlıdır. MD. 49. – İzinli veya herhangi bir sebeble özürlü olan bir Bakana, Bakanlar Kurulu üyelerinden bir başkası geçici olarak vekillik eder. Ancak bir Bakan birden fazlasına vekillik edemez. MD. 50. – Bakanlardan birinin Yücedivana yollanması hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisince verilen karar, kendisini Bakanlıktan da düşürür.

MD. 48. – (Değ. md.: 29.11.1937-3272/md. 3)285 Vekâletlerin teşkili tarzı, mahsûs kanûna tâbidir. MD. 49. – (Değ. md.: 29.11.1937-3272/md. 4)286 Mezûn ve herhangi bir sebeple mazur olan bir vekile İcrâ Vekilleri Hey’eti âzâsından bir diğeri muvakkaten niyâbet eder. Ancak bir vekil bir vekâletten fazlasına niyâbet edemez. MD. 50. – (Değişik madde: 29.11.1937-3272/md. 5)287 İcrâ vekillerinden birinin Dîvân-ı Âlî’ye sevkine dair Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce verilen karar vekâletten sukûtu dahi mutazammındır.

MD. 7. – (…) Bakanlar Kurulunun görev ve sorumluluğu, özel yasayla belirlenir.

[Bkz. md. 28, 30] [Dîvân-ı Âlî kararı ile vekillik sıfatının düşmesi] MD. 34. – Dîvân-ı Âlî’nin Dâire-i İthamiyye’si tarafından suçlu olduğuna karar verilen Vekil, hakkındaki suçlamadan aklanıncaya kadar vekillikten düşer.

F – Seçimlerde geçici Bakanlar Kurulu MD. 114. – Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinden önce, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları çekilir. Seçimin başlangıç tarihinden üç gün önce; seçim dönemi bitmeden seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde ise, bu karardan başlayarak beş gün içinde, bu bakanlıklara Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar Başbakanca atanır. 116 ncı madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde Bakanlar Kurulu çekilir ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atar. Geçici Bakanlar Kuruluna, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları Türkiye Büyük Millet Meclisindeki veya Meclis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere, siyasî parti gruplarından, oranlarına göre üye alınır. Siyasî parti gruplarından alınacak üye sayısını Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanı tespit ederek Başbakana bildirir. Teklif edilen bakanlığı kabul etmeyen veya sonradan çekilen partililer yerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar atanır. Geçici Bakanlar Kurulu, yenilenme kararının Resmî Gazetede ilânından itibaren beş gün içinde kurulur. Geçici Bakanlar Kurulu için güvenoyuna başvurulmaz. Geçici Bakanlar Kurulu seçim süresince ve yeni Meclis toplanıncaya kadar vazife görür.

VII – Seçimlerde geçici Bakanlar Kurulu MD. 109. – Millet Meclisi genel seçimlerinden önce, Adâlet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları çekilir. Seçimin başlangıç tarihinden üç gün önce; seçim dönemi bitmeden seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde ise, bu karardan başlıyarak beş gün içinde, Başbakanca Türkiye Büyük Millet Meclisinin bağımsız üyeleri arasından yeni Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları atanır. 108 inci madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde Bakanlar çekilir ve Başbakan geçici bir Bakanlar Kurulu kurar. Geçici Bakanlar Kuruluna, Adâlet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bağımsızlardan olmak üzere, Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarından bu Meclisteki oranlarına göre üye alınır. Siyasî parti gruplarından alınacak üye sayısını, Millet Meclisi Başkanı tesbit ederek Başbakana bildirir. Teklif edilen bakanlığı kabûl etmiyen veya sonradan çekilen partililer288 yerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışardan bağımsızlar atanır. Geçici Bakanlar Kurulu, yenilenme kararının Resmî Gazetede ilânından itibaren beş gün içinde kurulur. Geçici Bakanlar Kurulu için güven oyuna başvurulmaz. Geçici Bakanlar Kurulu, seçim süresince ve yeni Meclis toplanıncaya kadar vazife görür.

G – Tüzükler MD. 115. – Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak ve Danıştayın incelemesinden geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabilir. Tüzükler, Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayımlanır.

V – Tüzükler MD. 107. – Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek veya kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak şartıyla ve Danıştayın incelemesinden geçirilerek, tüzükler çıkarabilir. Tüzükler, Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayınlanır.

MD. 52. – Bakanlar Kurulu, kanunların uygulanışını göstermek yahut kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere içinde yeni hükümler bulunmamak ve Danıştayın incelemesinden geçirilmek şartıyle tüzükler çıkarır. Tüzükler Cumhurbaşkanının imzası ve ilâniyle yürürlüğe girer. Tüzüklerin kanunlara aykırılığı ileri sürüldükte bunun çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisidir.

MD. 52. – İcra Vekilleri Hey’eti, kanûnların suver-i tatbikiyesini irae veyahut kanûnun emrettiği husûsâtı tesbit için ahkâm-ı cedîdeyi muhtevi olmamak ve Şûrâ-yı Devlet’in tetkikından geçirilmek şartiyle nizâmnâmeler tedvin eder. Nizâmnâmeler Reîs-i Cumhur’un imza ve ilâniyle ma’mûlün bih olur289. Nizâmnâmelerin kavânîne mugayereti iddia olundukta bunun merci-i halli Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.

[Pâdişâh’ın görev ve yetkileri] MD. 7. – (…) Devlet dairelerinin işlemlerine yönelik tüzükleri düzenleme; (…) Pâdişâh’ın kutsal görev [ve yetki290]lerindendir.

3 Ağustos 1909’da değ. MD. 7. – (…) hükûmet dairelerinin işlemlerine ve yasaların uygulanma yöntemlerine ilişkin tüzükleri düzenleme; (…) Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. (…)

H – Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin Cumhurbaşkanınca yenilenmesi MD. 116. – Bakanlar Kurulunun, 110 uncu maddede belirtilen güvenoyunu alamaması ve

VI – Millet Meclisi seçimlerinin Cumhurbaşkanınca yenilenmesi MD. 108. – Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü maddeleri uyarınca verilen güvensizlik oyu

MD. 34/2, c. 2. – (…) (…) seçimin yenilenmesine karar verilmiş olursa Cumhurbaşkanını gelecek Meclis seçer.

MD. 34/2, c. 2. – (…) (…) intihâbâtın tecdidine karar verilmiş olursa Reîs-i Cumhur’u gelecek Meclis intihâb eder.

[Pâdişâh’ın görev ve yetkileri] MD. 7. – (…) gerektiğinde, üyeleri yeniden seçilmek şartıyla Hey’et-î Meb’ûsân’ı feshetme, Pâdişâh’ın kutsal görev [ve yetki291]lerindendir.

285 İlk şekliyle md. 48: “Vekâletlerin adedi kanûnla tâyin olunur”. 286 Önceki şekliyle md. 49 (Değişik madde: 5.2.1937-3115/md. 4): “Mezûn ve herhangi bir sebeple mazur olan bir vekile İcrâ Vekilleri Hey’eti âzâsından bir diğeri veya siyasî müsteşarlardan biri muvakkaten niyâbet eder. Ancak bir vekil veya bir siyasî müsteşar bir vekâletten fazlasına niyâbet edemez. Siyasî müsteşarın vekile niyâbeti halinde kararnâmesi Meclis’e arz olunur”. İlk şekliyle md. 49: “Mezûn veyahut herhangi bir sebeple mazur olan bir vekile, İcrâ Vekilleri Hey’eti âzâsından bir diğeri muvakkaten niyâbet eder. Ancak bir vekil bir vekâletten fazlasına niyâbet edemez”. 287 Önceki şekliyle md. 50 (Değişik madde: 5.2.1937-3115/md. 5): “İcrâ vekillerinden veya siyasî müsteşarlardan birinin Dîvân-ı Âlî’ye sevkine dair Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce verilen karar vekâlet veya müsteşarlıktan sukûtu dahi mutazammındır”. İlk şekliyle md. 50: “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce icrâ vekillerinden birinin Dîvân-ı Âlî’ye sevkine dair verilen karar vekâletten sukûtunu dahi mutazammındır”. 288 Hemen hemen aynı formülasyonu yansıtan 1982 Anayasası md. 114’teki paralel hükümde (md. 114/4, c. 2), “partiler” değil, “partililer” sözcüğü geçer. 1982’deki tercih doğrudur; çünkü, GBK’da bakanlık görevini kabul etmeyen veya ilk etapta kabul ettiği halde sonradan çekilenler “siyasi partiler” değil, partililer

olabilir ancak. Buradaki “partilililer” sözcüğüyle kastedilenin ise, “bağımsızlar” değil, “bir siyasî partiye mensup” olan milletvekilleri olduğu son derece açıktır. 289 TEK md. 52/2’de geçen “Nizâmnâmeler Reîs-i Cumhur’un imza ve ilâniyle ma’mûlün bih olur” hükmünde geçen “ma’mûlün bih” sözcüğü 1945’te Türkçe’leştirilirken, “yürürlüğe girer” olarak alınmıştır. Oysa, anılan sözcük, “kendisiyle amel olunan, yürürlükte olan, hükmü geçer” anlamına gelmektedir.

DEVELLİOĞLU, Ferit, Osmanlıca–Türkçe Ansiklopedik Lûgat (Eski ve Yeni Harflerle), (Yayına Haz. GÜNEYÇAL, Aydın Sami), 16. Bs., Aydın Yay., Ertem Mat., Ankara, 1999, s. 579. Dolayısıyla, 1924’e göre, tüzüklerin yürürlüğe girebilmesi için, Cumhurbaşkanı’nın ilânı ve imzası gerekliydi. Ancak, Türkçe’leştirme yapılırken, anlam kayması yaratılmıştır. Bu yanlışlık ayrıca, 1961 Anayasası md. 107/2’ye “Tüzükler, Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayınlanır” olarak aktarılmış; md. gerekçesinde ise, 1924 TEK’teki hükmün aynen alındığı ve tüzüklerin yürürlüğe giriş rejiminde hiçbir değişiklik yapılmadığının özellikle altı çizilmiştir. Görüldüğü üzere, Türkçe’leştirme sırasında, “kanunlar gibi yayınlanır” denmekle, aslında md. 107/2’de önemli bir değişiklik yapılmış ve söz konusu dikkatsizlik, doktriner tartışmalara zemin hazırlamıştır. Bu konuda bkz. GÜNEŞ, Turan, Türk Pozitif Hukukunda Yürütme Organının Düzenleyici işlemleri, 1. Bs., AÜSBF Yay., Ankara, 1965, ss. 175-176. Son olarak eklemek gerekir ki, aynı hüküm 1982 Anayasası md. 115/2’ye de aynen alınmıştır; tek değişiklik ise, “yayın” sözcüğünün “yayım” olarak değiştirilmesidir.

290 Orijinal metinde, tüm bu görev ve yetkilerin “hukuk-ı mukaddese-i Padişahî cümlesinden” olduğu hükmüne yer verilir. Her ne kadar Padişah’a hak olarak tanınanların büyük kısmı yetki olmasına karşın, bunun yanı sıra yerine getirilmesi gereken birtakım görevler de yer almaktadır (Örneğin, “ahkâm-ı şer’iyye ve kanûniyyenin icrâsı”). O nedenle, çeviride görev ve yetki ifadesi tercih edilmiştir. Nitekim, md. 3’te 8 Ağustos 1909’da yapılan değişiklikler sonucu, Padişah’ın “şer’i şerif ve Kanûn-ı Esâsî ahkâmına riayet ... edeceğine dair” and içmesini öngören hüküm karşısında, şeriat hükümlerinin yürütülmesinin görev ağırlıklı niteliği daha açık biçimde anlaşılabilir.

291 Orijinal metinde, tüm bu görev ve yetkilerin “hukuk-ı mukaddese-i Padişahî cümlesinden” olduğu hükmüne yer verilir. Her ne kadar Padişah’a hak olarak tanınanların büyük kısmı yetki olmasına karşın, bunun yanı sıra yerine getirilmesi gereken birtakım görevler de yer almaktadır (Örneğin, “ahkâm-ı şer’iyye ve kanûniyyenin icrâsı”). O nedenle, çeviride görev ve yetki ifadesi tercih edilmiştir. Nitekim, md. 3’te 8 Ağustos 1909’da yapılan değişiklikler sonucu, Padişah’ın “şer’i şerif ve Kanûn-ı Esâsî ahkâmına riayet ... edeceğine dair” and içmesini öngören hüküm karşısında, şeriat hükümlerinin yürütülmesinin görev

Page 45: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

99 uncu veya 111 inci maddeler uyarınca güvensizlik oyuyla düşürülmesi hallerinde; kırkbeş gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadığı veya kurulduğu halde güvenoyu alamadığı takdirde Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak, seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Başbakanın güvensizlik oyuyla düşürülmeden istifa etmesi üzerine kırkbeş gün içinde veya yeni seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başkanlık Divanı seçiminden sonra yine kırkbeş gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Yenilenme kararı Resmî Gazetede yayımlanır ve seçime gidilir.

sebebiyle, onsekiz aylık bir süre içinde, Bakanlar Kurulu iki defa düşmüş ve üçüncü defa güvensizlik oyu verilmiş olursa, Başbakan, Cumhurbaşkanından, Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesini istiyebilir. Bu istek üzerine, Cumhurbaşkanı, Meclislerin Başkanlarına danışarak, seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Yenilenme kararı Resmî Gazetede yayınlanır ve hemen seçime gidilir.

3 Ağustos 1909’da değ. MD. 7. – (…) otuz beşinci madde gereğince Hey’et-i Meb’ûsân292’ı, üç ay içinde seçilip toplanma koşulu ve Hey’et-i Â’yân’ın onayı ile gerektiğinde feshetme; (…) Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. (…) 29 Ocak 1914’te değ. MD. 7. – (…) üç ayı aşmamak ve tekrar etmemek üzere erteleme ve toplantı yılı içerisinde süresini tamamlamak üzere Meclis-i Umûmî’yi belirli bir süre için tatil etme; otuz beşinci madde gereğince, Hey’et-i Meb’ûsân’ı gerektiğinde feshetme; (…) Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. 15 Mayıs 1914’te değ. MD. 7. – “... otuzbeşinci madde gereğince Hey’et-i Meb’ûsân293’ı gerektiğinde feshetme; erteleme süresi ve tatilinin toplamı toplantı yılının yarısını aşmamak ve o toplantı yılı içinde süresini tamamlamak üzere erteleme ve tatile gönderme, Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir”. 9 Mart 1916’da değ. MD. 7. – ... dört ay içinde seçim yoluyla toplanmak üzere, gerektiğinde Hey’et-i Meb’ûsân’ı feshetme, ... Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. [Pâdişâh’ın Hey’et-i Meb’ûsân’ı feshetme yetkisi] MD. 35. – Hey’et-i Vükelâ ile Hey’et-i Meb’ûsân arasında uyuşmazlık konusu olan maddelerden birinin kabulünde, Vekillerin oylarıyla direndiği görüşün, meb’ûslar tarafından salt çoğunlukla ve ayrıntılı gerekçe bildirilerek kesin biçimde ve tekrar reddedilmesi söz konusu olduğu takdirde, Vekilleri değiştirme veya yasal süresinde yeniden seçilmek üzere Hey’et-i Meb’ûsân’ı feshetme yetkisi, yalnızca Pâdişâh Hazretleri’ne aittir.

3 Ağustos 1909’da değ. MD. 35. – Vekiller ile Hey’et-i Meb’ûsân arasında anlaşmazlık meydana gelmesi halinde, Vekiller oylarıyla direndiği görüş, meb’ûslar tarafından kesin olarak ve tekrar reddedildiği takdirde, vekiller ya Hey’et-i Meb’ûsân kararını kabul etmek veya istifa etmek zorundadırlar. İstifa sonucu yeni kurulan Hey’et-i Vükelâ önceki Hey’et’in görüşünde direnir ve Hey’et-i Meb’ûsân gerekçe göstererek yine reddederse, yedinci madde gereğince Pâdişâh Hazretleri, seçimlere hemen başlanmak koşuluyla, Hey’et-i Meb’ûsân’ı feshedebilir; ancak, yeni Hey’et-i Meb’ûsân önceki Hey’et’in oyunu aynen benimser ve bu konuda direnirse, Hey’et-i Meb’ûsân294’ın oy ve kararının kabul edilmesi zorunludur. 15 Mayıs 1914’te değ. MD. 35. – “Vekiller ile Hey’et-i Meb’ûsân arasında anlaşmazlık bulunan maddelerden birinin kabulünde, Vekiller tarafından direnilen görüş, Hey’et-i Meb’ûsân tarafından salt çoğunlukla ve tekrar reddedildiği durumda, Hey’et-i Vükelâ295’nın değiştirilmesi veya yenilenmesi ve dört ay içinde seçilmek ve toplanmak üzere Hey’et-i Meb’ûsân’ın feshi, Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkileri içindedir. Ancak, yeni Hey’et-i Meb’ûsân önceki Hey’et-i Meb’ûsân’ın oyunu benimseme konusunda direnirse, yeni Hey’et-i Meb’ûsân296’ın oy ve

ağırlıklı niteliği daha açık biçimde anlaşılabilir.

292 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 293 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 294 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 295 Orijinal metinde geçen “Vükelâ” ifadesi ile kastedilen, toplu olarak “Hey’et-i Vükelâ”dır. 296 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir.

Page 46: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

kararının kabul edilmesi gerekir”. İ – Millî Savunma 1 – Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı MD. 117. – Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevî varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur. Millî güvenliğin sağlanmasından ve Silâhlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Bakanlar Kurulu sorumludur. Genelkurmay Başkanı; Silâhlı Kuvvetlerin komutanı olup, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir. Genelkurmay Başkanı; Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine, Cumhurbaşkanınca atanır; görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Genelkurmay Başkanı, bu görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur. Millî Savunma Bakanlığının, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları ile görev ilişkileri ve yetki alanı kanunla düzenlenir.

VIII – Millî Savunma a) Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı MD. 110. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/15])297 Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin mânevî varlığından ayrılmaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur. Millî güvenliğin sağlanmasından ve Silâhlı Kuvvetlerin savaşa hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Bakanlar Kurulu sorumludur. Genelkurmay Başkanı, Silâhlı Kuvvetlerin komutanıdır. Genelkurmay Başkanı, Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine, Cumhurbaşkanınca atanır; görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Genelkurmay Başkanı, bu görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur. Millî Savunma Bakanlığının görev ve yetkileri, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklariyle ilişkileri kanunla düzenlenir.

MD. 40. – Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yüce varlığından ayrılmaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur. Harb kuvvetlerinin komutası barışta özel kanuna göre Genelkurmay Başkanlığına ve seferde Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından tâyin edilecek kimseye verilir.

MD. 40. – Başkumandanlık Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şahsiyet-i maneviyesinde mündemiç olup Reîs-i Cumhur tarafından temsil olunur. Kuva-yı harbiyenin emir ve kumandası hazarda kanûn-ı mahsûsuna tevfikân Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyaseti’ne ve seferde İcrâ Vekilleri Hey’etinin inhası üzerine Reîs-i Cumhur tarafından nasbedilecek zâta tevdi olunur.

3 Ağustos 1909’da değ. MD. 7. – (…) kara ve deniz kuvvetlerine kumanda etme (…) Pâdişâh’ın kutsal görev ve yetkilerindendir. (…)

2 – Millî Güvenlik Kurulu MD. 118. – (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 32)298 Millî Güvenlik Kurulu; Cumhurbaşkanının başkanlığında, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları, Adalet, Millî Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından kurulur. Gündemin özelliğine göre Kurul toplantılarına ilgili bakan ve kişiler çağırılıp görüşleri alınabilir. (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 32)299 Millî Güvenlik Kurulu; Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir. Kurulun, Devletin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar Bakanlar Kurulunca değerlendirilir. Millî Güvenlik Kurulunun gündemi; Başbakan ve Genelkurmay Başkanının önerileri dikkate alınarak Cumhurbaşkanınca düzenlenir. Cumhurbaşkanı katılamadığı zamanlar Millî Güvenlik Kurulu Başbakanın başkanlığında toplanır. Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilâtı ve görevleri kanunla düzenlenir.

b) Millî Güvenlik Kurulu MD. 111. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/16])300 Millî Güvenlik Kurulu, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve kanunun gösterdiği Bakanlar ile Kuvvet Komutanlarından kuruludur. Millî Güvenlik Kuruluna Cumhurbaşkanı Başkanlık eder; bulunmadığı zaman, bu görevi Başbakan yapar. Millî Güvenlik Kurulu, millî güvenlik ile ilgili kararların alınmasında ve koordinasyonun sağlanmasında gerekli temel görüşleri Bakanlar Kuruluna tavsiye eder.

III – Olağanüstü yönetim usulleri A – Olağanüstü haller 1 – Tabiî âfet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hal ilânı MD. 119. – Tabiî âfet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.

VI – Olağanüstü yönetim usulleri a) Olağanüstü haller MD. 123. – Olağanüstü hallerde vatandaşlar için konulabilecek para, mal ve çalışma yükümleri ile bu hallerin ilânı, yürütülmesi ve kaldırılması ile ilgili usûller kanunla düzenlenir.

2 – Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması sebepleriyle olağanüstü hal ilânı MD. 120. – Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddî belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî

[Bkz. md. 123 (1982/119-122)]

297 İlk şekliyle md. 110: “Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin mânevî varlığından ayrılmaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur. Millî güvenliğin sağlanmasından ve Silâhlı Kuvvetlerin savaşa hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Bakanlar Kurulu sorumludur. Genelkurmay Başkanı, Silâhlı Kuvvetlerin komutanıdır. Genelkurmay Başkanı, Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine, Cumhurbaşkanınca atanır; görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Genelkurmay Başkanı, bu görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur”. 298 İlk şekliyle md. 118/1: “Millî Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanının başkanlığında, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Millî Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından kurulur”. 299 İlk şekliyle md. 118/3: “Millî Güvenlik Kurulu; Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili kararların alınması ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir. Kurulun, Devletin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği,

toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar Bakanlar Kurulunca öncelikle dikkate alınır”. 300 İlk şekliyle md. 111: “Millî Güvenlik Kurulu, kanunun gösterdiği Bakanlar ile Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet temsilcilerinden kuruludur.

Millî Güvenlik Kuruluna Cumhurbaşkanı Başkanlık eder; bulunmadığı zaman, bu görevi Başbakan yapar. Millî Güvenlik Kurulu, millî güvenlik ile ilgili kararların alınmasında ve koordinasyonun sağlanmasında yardımcılık etmek üzere, gerekli temel görüşleri Bakanlar Kuruluna bildirir”.

Page 47: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir. 3 – Olağanüstü hallerle ilgili düzenleme MD. 121. – Anayasanın 119 ve 120 nci maddeleri uyarınca olağanüstü hal ilânına karar verilmesi durumunda, bu karar Resmî Gazetede yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağrılır. Meclis, olağanüstü hal süresini değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir. 119 uncu madde uyarınca ilân edilen olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile olağanüstü hallerin her türü için ayrı ayrı geçerli olmak üzere, Anayasanın 15 inci maddesindeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya nasıl durdurulacağı, halin gerektirdiği tedbirlerin nasıl ve ne suretle alınacağı, kamu hizmeti görevlilerine ne gibi yetkiler verileceği, görevlilerin durumlarında ne gibi değişiklikler yapılacağı ve olağanüstü yönetim usulleri, Olağanüstü Hal Kanununda düzenlenir. Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir. Bu kararnameler, Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul, İçtüzükte belirlenir.

[Bkz. md. 123 (1982/119-122)] MD. 74/3. – (…) Olağanüstü hallerde kanuna göre yükletilecek para ve mal ve çalışma ödevleri dışında hiçbir kimse başka hiçbir şey yapmaya ve vermeye zorlanamaz.

MD. 74/3. – (Değ. md.: 5.2.1937-3115/md. 7)301 (…) Fevk-al-âde hallerde kanûna göre tahmil olunacak para ve mal ve çalışmaya dair mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlık yapmağa zorlanamaz.

B – Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali MD. 122. – Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilânını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması veya savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra, süresi altı ayı aşmamak üzere yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde sıkıyönetim ilân edebilir. Bu karar, derhal Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağırılır. Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekli gördüğü takdirde sıkıyönetim süresini kısaltabilir, uzatabilir veya sıkıyönetimi kaldırabilir. Sıkıyönetim süresinde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname çıkarabilir.

b) Sıkıyönetim ve savaş hali (Değ. kenar başlık: 20.9.1971-1488/md. [1/21])302 MD. 124. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/21])303 Savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan ve Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren veya Anayasanın tanıdığı hür demokratik düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen yaygın şiddet hareketleri hakkında kesin belirtilerin ortaya çıkması sebebiyle Bakanlar Kurulu, süresi iki ayı aşmamak üzere, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya her yerinde sıkıyönetim ilân edebilir ve bunu hemen, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onamasına sunar. Meclis, gerekli gördüğü zaman, sıkıyönetim süresini kısaltabileceği gibi, tamamiyle de kaldırabilir. Meclisler toplanık değilse, hemen toplantıya çağırılır. Sıkıyönetimin her defasında iki ayı aşmamak üzere uzatılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararına bağlıdır. Bu kararlar Meclislerin Birleşik Toplantısında alınır. Sıkıyönetim veya genel olarak savaş halinde, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği, hürriyetlerin nasıl kayıtlanacağı veya durdurulacağı ve savaş veya

MD. 86. – Harb halinde veya harbi gerektirecek bir durum baş gösterdikte veya ayaklanma olduğunda yahut vatan ve Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma olduğunu gösterir kesin belirtiler görüldükte Bakanlar Kurulu, süresi bir ayı aşmamak üzere yurdun bir kesiminde veya her yerinde sıkıyönetim ilân edebilir ve bunu hemen Meclisin onamasına sunar. Meclis sıkıyönetim süresini, gerekirse uzatabilir veya kısaltabilir. Meclis toplanık değilse hemen toplanmaya çağrılır. Sıkıyönetim süresi ancak Meclisin karariyle uzatılabilir. Sıkıyönetim, kişi ve konut dokunulmazlığının, basın, gönderişme, dernek, ortaklık hürriyetlerinin geçici olarak kayıtlanması veya durdurulması demektir. Sıkıyönetim bölgesiyle bu bölgede hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği harb halinde de dokunulmazlığın ve diğer hürriyetlerin nasıl kayıtlanabileceği veya durdurulacağı kanunla gösterilir. MD. 78. – Seferberlik ve sıkıyönetim hallerinin veyahut salgın hastalıklardan dolayı kanun gereğine alınacak tedbirlerin gerektirdiği kısıntıların dışında yolculuk hiçbir kayıt altına alınamaz.

MD. 86. – Harb halinde veya harbi icab ettirecek bir durum vaziyet hudusunda veya isyan zuhûrunda veyahut vatan ve Cumhuriyet aleyhine kuvvetli ve fiilî teşebbüsât vukuunu müeyyid, kat’î emârât görüldükte, İcrâ Vekilleri Hey’eti müddeti bir ayı tecavüz etmemek üzere umûmî veya mevziî idâre-i örfiye ilân edebilir ve keyfiyet hemen Meclis’in tasdikına arzolunur. Meclis idâre-i örfiye müddetini, indel-icab tezyid veya tenkis edebilir. Meclis müçtemi değilse derhal içtimaa da’vet olunur. İdâre-i örfiyenin fazla temadisi Meclis’in kararına mütevakkıftır. İdare-i örfiye, şahıs304 ve ikametgâh masûniyetlerinin, matbuât, müraselât, cemiyet, şirket hürriyetlerinin muvakkaten takyid ve tâlikı demektir. İdâre-i örfiye mıntakasile bu mıntaka dâhilinde tatbik olunacak ahkâm ve muamelâtın sûret-i icrâsı ve harb halinde dahi masûniyet ve hürriyetlerin tarz-ı takyid ve tâlikı kanûnla tesbit olunur305. MD. 78. – Seferberlikte ve306 idâre-i örfiye halinde veyahut müstevli emrazdan dolayı kanûnen müttehaz tedabir icabâtından olarak vaz’edilecek takyidât müstesna olmak üzere seyahat hiçbir sûretle takyidâta tâbi tutulamaz.

[Sıkıyönetim ilânı ve sürgüne gönderme yetkisi] MD. 113. – Ülkenin herhangi bir yerinde ayaklanma ortaya çıkacağını doğrulayan kanıtlar ve belirtiler görüldüğü takdirde, yüce Hükûmetin, o bölgeye özgü olmak üzere, geçici olarak sıkıyönetim ilân etme yetkisi vardır. Sıkıyönetim, yasalar ve diğer düzenlemelerin geçici olarak askıya alınmasıyla sınırlı olup, sıkıyönetim altında bulunan bölgenin yönetim biçimi, özel düzenlemelerle saptanacaktır. (…) 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 113. – Ülkenin herhangi bir yerinde ayaklanma ortaya çıkacağını doğrulayan kanıtlar ve belirtiler görüldüğü takdirde, yüce Hükûmetin, o bölgeye özgü olmak üzere, geçici olarak sıkıyönetim ilân etme yetkisi vardır. Sıkıyönetim, yasalar ve diğer düzenlemelerin geçici olarak askıya alınmasıyla sınırlı olup, sıkıyönetim altında bulunan bölgenin yönetim biçimi, özel düzenlemelerle saptanacaktır. [Zorla kamulaştırma, çalıştırma ve maddî zarar verme yasağı ile istisnaları] MD. 24. – Özel mülkü zorla elden alma, zorla çalıştırma ve maddî zarar verme (çıkar kaybı) yasaktır. Ancak, savaş sırasında usûlüne uygun olarak belirlenecek vergiler ve yaratılacak

301 İlk şekliyle md. 74: “Menafi-i umûmiye için lüzumu usûlen tahakkuk etmedikçe ve kanûn-ı mahsûs mûcibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimvâl ve mülkü istimlâk olunamaz. Fevk-al-âde ahvâlde kanûn mûcibince tahmil olunacak nakdî, aynî ve sây ü amele müteallik mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlığa icbar edilemez”. 302 İlk şekliyle md. 124’ün kenar başlığı: “Sıkıyönetim”. 303 İlk şekliyle md. 124: “Savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan ve Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma olduğunu gösterir kesin belirtilerin meydana çıkması sebebiyle, Bakanlar Kurulu, süresi bir ayı aşmamak üzere, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya her

yerinde sıkıyönetim ilân edebilir ve bunu hemen, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onamasına sunar. Meclis, gerekli gördüğü zaman, sıkıyönetim süresini kısaltabileceği gibi, tamamiyle de kaldırabilir. Meclisler toplanık değilse, hemen toplantıya çağırılır. Sıkıyönetimin her defasında iki ayı aşmamak üzere uzatılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararına bağlıdır. Bu kararlar, Meclislerin Birleşik Toplantısında alınır. Sıkıyönetim veya genel olarak savaş halinde, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği, hürriyetlerin nasıl kayıtlanacağı veya durdurulacağı kanunla gösterilir”. 304 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), 86 ncı maddede geçen “idarei örfiye, şahsi” ibaresindeki

“şahsi” sözcüğü “şahıs” olarak düzeltilmiştir. 305 Bkz. Takrîr-i Sükûn Kanûnu (K.n. 578., K.t. 3 Mart 1341 (1925)); R.G., T. 4 Mart 1925, S. 87.; Düstur, 3. Tertip, C. VI., s. 144). Harekât-ı Askeriye Mıntakasında ve Ankara’da Birer İstiklâl Mahkemesi Teşkili Hakkında Hey’et-i Umûmiye Kararı (Karar no: 117., K.t. 3 Mart 1341 (1925)); R.G., T. 4 Mart 1925, S.

87.; Düstur, 3. Tertip, C. VI., s. 146.). 306 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), 78 inci maddenin birinci satırındaki “seferberlikte idarei

örfiye halinde ...” ibaresindeki “seferberlikte” sözcüğünden sonra yazılmamış olan “ve” bağlacınmın eklenmesiyle ibare, (seferberlikte ve idarei örfiye, halinde ...) şeklinde düzeltilmiştir. Ancak, yayımlanan “düzeltme” sırasında başka bir düzeltme ihtiyacına yol açılmış; bu kez başka bir yerde “yanlış” yapılmış olması kayda değer. Daha önce bulunmadığı halde, “örfiye” sözcüğünden sonra bir virgül konmasının hiçbir gereği ve anlamı bulunmamakta olduğundan, metinden çıkarılmıştır.

Page 48: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul İçtüzükte belirlenir. Sıkıyönetimin her defasında dört ayı aşmamak üzere uzatılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararına bağlıdır. Savaş hallerinde bu dört aylık süre aranmaz. Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği, idare ile olan ilişkileri, hürriyetlerin nasıl kısıtlanacağı veya durdurulacağı ve savaş veya savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi halinde vatandaşlar için getirilecek yükümlülükler kanunla düzenlenir. Sıkıyönetim komutanları Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak görev yaparlar.

savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi halinde vatandaşlar için konulabilecek yükümler kanunla gösterilir. [Ayrıca bkz. md. 123 (1982/119-122)]

durumlar, bu hükmün dışındadır.

ALTINCI BÖLÜM TÜRLÜ MD.LER

ALTINCI FASIL MEVÂDD-I MÜTEFERRİKA

YÖNETİM IV – İdare A – İdarenin esasları 1– İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzelkişiliği MD. 123. – İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkca verdiği yetkiye dayanılarak kurulur.

C – İDARE I – İdarenin esasları a) İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği MD. 112. – İdarenin kuruluş ve görevleri merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. Kamu tüzel kişiliği, ancak kanunla veya Kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur.

2 – Yönetmelikler MD. 124. – Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler. Hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir.

b) Yönetmelikler MD. 113. – Bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler. Yönetmelikler Resmî Gazete ile yayınlanır.

B – Yargı yolu MD. 125. – İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. (Ek cümle 2 ve 3: 13.8.1999-4446/md. 2) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların millî ve milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir. Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şûranın kararları yargı denetimi dışındadır. (Ek c.: 7.5.2010-5982/md. 11) Ancak, Yüksek Askerî Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır. İdarî işlemlere karşı açılacak dâvalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar. (Değ. c.: 7.5.2010-5982/md. 11)307 Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez. İdarî işlemin uygulanması halinde telâfisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir. Kanun, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim,

c) Yargı yolu (Değ. kenar başlık: 20.9.1971-1488/md. [1/17])308 MD. 114. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/17])309 İdarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır. Yargı yetkisi, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini sınırlıyacak tarzda kullanılamaz. İdarî eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilemez. İdarenin işlemlerinden dolayı açılacak dâvalarda süre aşımı, yazılı bildirim tarihinden başlar. İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.

[Bkz. md. 51 (1982/155)] [Bkz. md. 51 (1982/155)]

307 İlk şekliyle, f. 4, c. 1: “Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır”. 308 İlk şekliyle, md. 114’ün kenar başlığı: “Yargı denetimi”. 309 İlk şekliyle md. 114: “İdarenin hiçbir eylem ve işlemi, hiçbir halde, yargı mercilerinin denetimi dışında bırakılamaz. İdarenin işlemlerinden dolayı açılacak dâvalarda süre aşımı, yazılı bildirim tarihinden başlar. İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür”.

Page 49: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

seferberlik ve savaş halinde ayrıca millî güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir. İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. İller Vilâyât İLLER, İLÇE, BUCAK, GENEL

DENETLEYİCİLİK [4 ayrı bölüm başlığı yer alır]

İLLER (1876 KE’de, merkezi ve yerel yönetimleri düzenleyen hükümler için özgülenen bölüm başlığı)

C – İdarenin kuruluşu 1 – Merkezî idare MD. 126. – Türkiye, merkezî idare kuruluşu bakımından, coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayrılır. İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır. Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezî idare teşkilâtı kurulabilir. Bu teşkilâtın görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.

II – İdarenin kuruluşu a) Merkezî idare MD. 115. – Türkiye, merkezî idare kuruluşu bakımından coğrafya durumuna, iktisadî şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayrılır. İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır. Belli kamu hizmetlerinin görülmesi amacıyla, birden çok ili içine alan çevrede, bu hizmetler için, yetki genişliğine sahip kuruluşlar meydana getirilebilir.

MD. 89. – Türkiye, coğrafya durumu ve ekonomi ilişkileri bakımından illere, iller ilçelere, ilçeler bucaklara bölünmüştür ve bucaklar da kasaba ve köylerden meydana gelir. MD. 90. – İllerle şehir, kasaba ve köyler tüzelkişilik sahibidirler. MD. 91. – İllerin işleri, yetki genişliği ve görev ayrımı esaslarına göre idâre olunur.

MD. 89. – Türkiye coğrafî vaziyet ve iktisadî münasebet nokta-i nazarından vilâyetlere, vilâyetler kazâlara, kazâlar nâhiyelere münkasımdır ve nâhiyeler de kasaba ve köylerden terekküb eder. MD. 90. – Vilâyetlerle şehir, kasaba ve köyler hükmî şahsiyeti hâizdir. MD. 91. – Vilâyetler umûr-ı tevsi-i mezuniyet ve tefrik-ı vezaif esâsı üzerine idâre olunur.

[Mülkî yönetim birimleri] MD. 10. – Türkiye, coğrafî durum ve ekonomik ilişki benzerlik açısından illere, iller ilçelere bölünmüş olup, ilçeler de bucaklardan meydana gelir. [Valinin atanması, görev ve yetkileri] MD. 14. – İllerde, Büyük Millet Meclisi’nin vekili ve temsilcisi olmak üzere, vali bulunur. Vali, Büyük Millet Meclisi tarafından atanıp, görevi Devletin genel ve ortak görevlerini yerine getirmektir. Vali, yalnızca, Devletin görevleri ile yerel görevler arasında uyuşmazlık ortaya çıktığında müdahale eder. [İlçenin hukukî niteliği ve yönetimi] MD. 15. – İlçe, yalnızca idarî nitelikli ve kollukla ilgili bir birim olup, tüzel kişilik sahibi değildir. Yönetimi, Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından atanmış ve Valinin emri altında bulunan bir kaymakama aittir. [Genel denetim birimleri] MD. 22. – İller, ekonomik ve sosyal ilişkileri itibariyle birleştirilerek, genel denetim birimleri oluşturulur. [Genel denetleyicilerin görev ve yetkileri] MD. 23. – Genel denetim bölgelerinin genel olarak güvenliğinin sağlanması ve tüm dairelerinin işlerinin denetimi, genel denetim bölgesindeki illerin ortak işlerinde uyumun düzenlenmesi görevi, genel denetleyicilere verilmiştir. Genel denetleyiciler, devletin genel görevleri ile yerel yönetimlere ait görevleri ve kararları devamlı olarak kontrol ederler. [İllerin hukukî niteliği ve İl Meclisleri’nin görev ve yetkileri] MD. 11. – İller, yerel işlerde tüzel kişilik ve özerklik sahibidir. İç ve dış politika, şer’î, adlî ve askerî işler, uluslararası ekonomik ilişkiler ve hükümetin genel vergileri ile birden çok ilin çıkarlarını kapsayan konular istisna olmak üzere; Büyük Millet Meclisi tarafından konacak yasalar gereğince Vakıflar, Medreseler, Eğitim, Sağlık, Ekonomi, Tarım, Bayındırlık ve Sosyal Yardım işlerinin düzenlenmesi ve yönetimi, İl Meclislerinin yetkisi altındadır. [İl Meclisleri’nin oluşumu ve toplantı dönemi] MD. 12. – İl Meclisleri, illerin halkı tarafından seçilmiş üyelerden oluşur. İl Meclislerinin toplantı dönemi, iki yıldır. Toplantı süresi ise, yılda iki aydır. [İl Meclisi Başkanı ve Yönetim Kurulu] MD. 13. – İl Meclisi, üyeleri arasından, yürütmenin başı olacak bir başkan ile çeşitli idarî birimleri yönetme yetkisine sahip üyelerden oluşan bir yönetim kurulu seçer. Yürütme yetkisi, sürekli nitelik taşıyan bu kurula aittir. [Bucağın hukukî niteliği] MD. 16. – Bucak, özel yaşamında özerkliğe sahip tüzel bir kişiliktir. [Bucak organları] MD. 17. – Her bucakta bir Meclis, bir yönetim kurulu ve bir de Bucak Müdürü bulunur.

[İllerin oluşumu] MD. 108. – İllerin yönetim tarzı, yetki genişliği ve görevler ayrılığı ilkesi üzerine kurulmuş olup; dereceleri, özel bir yasa ile saptanacaktır. [Yönetim Meclisleri ve İl Genel Meclisleri üyelerinin seçimi] MD. 109. – İl, sancak310 ve ilçe311 merkezlerinde bulunan Yönetim Meclisleri ile yılda bir kez merkezî illerde toplanan İl Genel Meclisleri üyelerinin seçim yöntemi, özel bir yasa ile saptanacaktır. [İl Genel Meclislerinin görev ve yetkileri] MD. 110. – İl Genel Meclislerinin görevleri, yapılacak özel yasada düzenleneceği üzere; yollar ve geçitlerin düzenlenmesi, kredi sandıklarının oluşturulması, sanayi, ticaret ve tarımın geliştirilmesi gibi bayındırlık işleriyle ilgili konular ve kamuya ait eğitim ve öğretimin yaygınlaştırılmasına yönelik işleri kapsamakla birlikte; vergiler ve Devlet Hazinesi’ne ait tarım arazilerinin dağıtılma yöntemi, işletilmesi ve diğer işlemlerde, yürürlükteki yasa ve tüzüklere aykırı görülen durumların ilgili makam ve mevkilere bildirilmesi, düzeltilmesi ve iyileştirilmesi amacıyla bir üst makama şikâyet etme yetkisini de içermektedir.

310 Metinde geçen “livâ’ “ sözcüğü, “mülkî idarede kazâ ile vilâyet arasında bir derece, sancak” anlamını taşımaktadır (DEVELLİOĞLU, opc.it., s. 553). 311 Sözcüğün eski dildeki karşılığı “kazâ”dır; “ilçe” sözcüğünün aslı ise, “il” sözcüğünden türeyen ve “küçük il” anlamını çağrıştıran “ilce”dir (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 491). Ancak, uyarlamada, yaygın yazım biçimi olan “ilçe” sözcüğü tercih edilmiştir.

Page 50: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

[Bucak Meclisi’nin oluşumu] MD. 18. – Bucak Meclisi, bucak halkı tarafından doğrudan oyla seçilen üyelerden oluşur. [Yönetim Kurulu ve Bucak Müdürü’nün seçimi] MD. 19. – Yönetim Kurulu ve Bucak Müdürü, Bucak Meclisi tarafından seçilir. [Bucak Meclisi ve Yönetim Kurulu’nun göre ve yetkileri] MD. 20. – Bucak Meclisi ve Yönetim Kurulu yargısal, ekonomik ve parasal yetkilere sahip olup; bunların dereceleri, özel kanunlarla belirlenir. [Bucak bölümleri] MD. 21. – Bucak, bir veya birkaç köyden oluşabildiği gibi; her kasaba da, bir bucaktır.

2 – Mahallî idareler MD. 127. – Mahallî idareler; il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir. Mahallî idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir. (Değ. f.: 23.7.1995-4121/md. 12)[312,313] Mahallî idarelerin seçimleri, 67 nci maddedeki esaslara göre beş yılda bir yapılır. Ancak, milletvekili genel veya ara seçiminden önceki veya sonraki bir yıl içinde yapılması gereken mahallî idareler organlarına veya bu organların üyelerine ilişkin genel veya ara seçimler milletvekili genel veya ara seçimleriyle birlikte yapılır314. Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir. Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahallî idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir. Merkezî idare, mahallî idareler üzerinde, mahallî hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahallî ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idarî vesayet yetkisine sahiptir. Mahallî idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile, kendi aralarında Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurmaları, görevleri, yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezî idare ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir. Bu idarelere, görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır.

b) Mahallî idareler MD. 116. – Mahallî idareler, il, belediye veya köy halkının müşterek mahallî ihtiyaçlarını karşılıyan ve genel karar organları halk tarafından seçilen kamu tüzel kişileridir. Mahallî idarelerin seçimleri, kanunun gösterdiği zamanlarda ve 55 inci maddede yazılı esaslara göre yapılır. Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının organlık sıfatını kazanma ve kaybetmeleri konusundaki denetim, ancak yargı yolu ile olur. Mahallî idarelerin kuruluşları, kendi aralarında birlik kurmaları, görevleri, yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezî idare ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir. Bu idarelere, görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır.

Bkz. md. 10-23. [Belediyeler ve Belediye Meclisleri] MD. 112. – Belediye işleri, Der-saâdet315 (İstanbul) ve taşra316da seçimle oluşturulacak Belediye Meclisi daireleriyle yönetilecek; bu dairelerin oluşum tarzı, görevleri ve üyelerinin seçim yöntemi, özel yasa ile saptanacaktır.

Memurlar Memurîn MEMURLAR (1876 KE’de, memurlara ilişkin hükümler için özgülenen bölüm başlığı)

D – Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler317 1 – Genel ilkeler MD. 128. – Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları

III – Memurlarla ilgili hükümler a) Genel kural MD. 117. – Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin, genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar eliyle görülür. Memurların nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla

MD. 93. – Bütün memurların nitelikleri, hakları, görevleri, aylık ve ödenekleri, göreve alınmaları ve görevden çıkarılmaları, yükselme ve ilerlemeleri özel kanunla gösterilir.

MD. 93. – Bil-umûm memurların evsafı, hukuku, vezaifi, maaş ve muhassasâtı ve sûret-i nasb ve azilleri ve terfi ve terakkileri kanûn-ı mahsûs ile muayyendir.

[Devlet memurlarının seçimi ve görev güvencesi] MD. 39. – Tüm memurlar, yasa gereğince belirlenecek koşullar çerçevesinde, yeterli oldukları ve hak ettikleri memurluklara seçileceklerdir. Bu şekilde seçilen memurlar, yasa gereğince görevden alınmayı gerektiren bir eylemde bulunmadıkça veya kendileri görevlerinden ayrılmadıkça ya da Devlet’çe zorunlu bir neden görülmedikçe, görevden

312 İlk şekliyle md. 127/3: “Mahallî idarelerin seçimleri, Anayasa’nın 67 nci maddesindeki esaslara göre beş yılda bir yapılır. Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir”. 313 Md.127/3’te 1988’de yapılan bir başka Anayasa Değişikliği ise, 25 Eylül 1988’de halkoylamasına sunulup tümüyle oylanmasına karşın, kabul edilmemiştir. Değişiklik metni için bkz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 127 nci Maddesinin Üçüncü Fıkrasının Değiştirilmesine ve Bir Geçici Madde Eklenmesine

Dair Kanun (K.n. 3467., K.t. 6.8.1988; R.G., T. 13.8.1988, S. 19898). 314 Anayasal normda öngörülen “genel ve yerel seçimlerin birleştirilmesi”, aslında daha önce bir Yasa ile düzenlenmiş olmasına karşın, AYM engeline takılmıştır (AYM, K.T. 14.6.1988, E. 1988/14., K. 1988/18.; AYMKD, S. 24., ss. 235 vd). 315 Orijinal metinde, md. 112’de geçen “Der-saâdet” sözcüğünün yanı sıra, md. 2’de geçen “pây-ı taht” sözcüğü ile, Devlet’in başkenti olan İstanbul’un kastedildiği açıktır. Ancak, Dersaaadet, Başkent İstanbul’un bir belediye birimi olarak adını ifade etmektedir. 316 “Taşra” sözcüğü, İstanbul dışında kalan yerleşim yerlerini; diğer bir deyişle, Anadolu’yu ifade etmektedir. 317 1961 Anayasası’nda yer alan paralel kenar başlık, “Memurlarla ilgili hükümler” şeklindedir.

Page 51: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. (Ek c. 2: 7.5.2010-5982/md. 12) Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır. Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir318.

düzenlenir. alınamaz ve görev yerleri değiştirilemez. Olumlu muamele ve doğru hareket sahibi olanlar ve Devlet’çe zorunlu bir nedene dayanarak görevden alınanlar, özel yasasında belirlendiği şekilde yükselme, emeklilik ve azledilme maaşlarına hak kazanacaklardır.

2 – Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturulmasında güvence MD. 129. – Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler. Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez. (Değ. f.: 7.5.2010-5982/md. 13)319 Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz. Silâhlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat dâvaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir. Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idarî merciin iznine bağlıdır.

b) Memur teminatı MD. 118. – Memurlar ve kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekkülleri mensupları hakkında yapılacak disiplin kovuşturmalarında, isnadolunan hususun ilgiliye açıkça ve yazılı olarak bildirilmesi, yazılı savunmasının istenmesi ve savunma için belli bir süre tanınması şarttır. Bu esaslara uyulmadıkça disiplin cezası verilemez. Disiplin kararları, yargı mercilerinin denetimi dışında bırakılamaz. Asker kişiler hakkındaki hükümler saklıdır. c) Memurların siyasî partilere ve sendikalara girememesi (Değ. kenar başlık: 20.9.1971-1488/md. [1/18])320 MD. 119. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/18])321 Memurlar ve Kamu İktisadî Teşebbüslerinin yönetim ve denetim işlerinde çalışanlar ve kamu yararına çalışan derneklerden özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış olanların merkez kurullarında görev alanlar, siyasî partilere ve sendikalara üye olamazlar. Memurlar ve Kamu İktisadî Teşebbüslerinde çalışanlar, görevlerini yerine getirirken, vatandaşlar arasında, siyasî kanaatlerinden dolayı herhangi bir ayırım yapamazlar. Bu esaslara aykırı hareketleri mahkeme hükmüyle sabit olanlar, kamu hizmetinden temelli çıkarılır. İşçi niteliği taşımayan kamu hizmetlilerinin meslekî menfaatlerini korumak ve geliştirmek amacını güden kuruluşların bağlı olacakları hükümler kanunla düzenlenir.

MD. 94. – Kanuna aykırı işlerde üstün emrine uymuş olmak memuru sorumdan kurtarmaz.

MD. 94. – Kanûna muhalif olan umûrda âmire itaât memuru mes’ûliyetten kurtarmaz.

[Devlet memurlarının sorumluluğu] MD. 40. – Her memurluğa ilişkin görevler özel yasa ile belirleneceğinden, her memur görevi çerçevesinde sorumludur.

E – Yükseköğretim kurumları ve üst kuruluşları 1 – Yükseköğretim kurumları MD. 130. – Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur. Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tâbi yükseköğretim kurumları kurulabilir. Kanun, üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde yayılmasını gözetir. Üniversiteler ile öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe her türlü bilimsel araştırma ve yayında bulunabilirler. Ancak, bu yetki, Devletin varlığı ve bağımsızlığı ve milletin ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği aleyhinde faaliyette bulunma serbestliği vermez. Üniversiteler ve bunlara bağılı birimler, Devletin gözetimi ve denetimi altında olup, güvenlik hizmetleri Devletçe sağlanır. Kanunun belirlediği usul ve esaslara göre; rektörler Cumhurbaşkanınca, dekanlar ise Yükseköğretim Kurulunca seçilir ve atanır. Üniversite yönetim ve denetim organları ile öğretim elemanları; Yükseköğretim Kurulunun veya üniversitelerin yetkili organlarının dışında

IV – Özerk üniversite, tarafsız radyo-televizyon, haber ajansları (Değ. kenar başlık: 20.9.1971-1488/md. [1/19])324 a) Üniversiteler MD. 120. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/19])325 Üniversiteler, ancak Devlet eliyle ve kanunla kurulur. Üniversiteler, özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir. Üniversite özerkliği, bu maddede belirtilen hükümler içinde uygulanır ve bu özerklik, üniversite binalarında ve eklerinde suçların ve suçluların kovuşturulmasına engel olmaz. Üniversiteler, Devletin gözetimi ve denetimi altında, kendileri tarafından seçilen organları eliyle yönetilir. Özel kanuna göre kurulan Devlet üniversiteleri hakkındaki hükümler saklıdır. Üniversite organları, öğretim üyeleri ve yardımcıları, üniversite dışındaki makamlarca, her ne suretle olursa olsun, görevlerinden uzaklaştırılamazlar. Son fıkra hükümleri saklıdır. Üniversite öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe araştırma ve yayında bulunabilirler. Üniversitelerin kuruluş ve işleyişleri, organları ve bunların seçimleri, görev ve yetkileri, üniversite üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri ve üniversite organlarının sorumluluğu, öğrenim ve öğretim hürriyetlerini engelleyici eylemleri önleme tedbirleri, üniversiteler arasında ihtiyaca göre öğretim üyeleri ve yardımcılarının görevlendirilmesinin sağlanması, öğrenim ve öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine ve kalkınma plânı ilkelerine göre

318 1995 Anayasa Değişiklikleri sırasında, md. 128 için sunulan teklif kabul görmemiştir. 319 İlk şekliyle, f. 3: “Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz”. 320 İlk şekliyle md. 119’un kenar başlığı: “Memurların siyasî partilere girememesi”. 321 İlk şekliyle md. 119: “Memurlar ve kamu iktisadî teşebbüslerinin yönetim ve denetim işlerinde çalışanlar ve kamu yararına çalışan derneklerden özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış olanların merkez kurullarında görev alanlar, siyasî partilere üye olamazlar. Memurlar ve kamu iktisadî teşebbüslerinde

çalışanlar, görevlerini yerine getirirken, vatandaşlar arasında, siyasî kanaatlarından dolayı herhangi bir ayırım yapamazlar. Bu esaslara aykırı hareketleri mahkeme hükmiyle sabit olanlar, kamu hizmetinden temelli çıkarılır”.

Page 52: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

kalan makamlarca her ne suretle olursa olsun görevlerinden uzaklaştırılamazlar. (Değ. f.: 29.10.2005-5428/md. 1)322 Üniversitelerin hazırladığı bütçeler; Yükseköğretim Kurulunca tetkik ve onaylandıktan sonra Millî Eğitim Bakanlığına sunulur ve merkezî yönetim bütçesinin bağlı olduğu esaslara uygun olarak işleme tâbi tutularak yürürlüğe konulur ve denetlenir. Yükseköğretim kurumlarının kuruluş ve organları ile işleyişleri ve bunların seçimleri, görev, yetki ve sorumlulukları,323 üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri, öğretim elemanlarının görevleri, ünvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri, öğretim elemanı yetiştirme, üniversitelerin ve öğretim elemanlarının kamu kuruluşları ve diğer kurumlar ile ilişkileri, öğretim düzeyleri ve süreleri, yükseköğretime giriş, devam ve alınacak harçlar, Devletin yapacağı yardımlar ile ilgili ilkeler, disiplin ve ceza işleri, malî işler, özlük hakları, öğretim elemanlarının uyacakları koşullar, üniversitelerarası ihtiyaçlara göre öğretim elemanlarının görevlendirilmesi, öğrenimin ve öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi, Yükseköğretim Kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı malî kaynakların kullanılması kanunla düzenlenir. Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, malî ve idarî konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tâbidir.

yürütülmesi esasları kanunla düzenlenir. Üniversitelerin bütçeleri, genel ve katma bütçelerin bağlı olduğu esaslara uygun olarak yürürlüğe konulur ve denetlenir. Üniversitelerle onlara bağlı fakülte, kurum ve kuruluşlarda öğrenim ve öğretim hürriyetlerinin tehlikeye düşmesi ve bu tehlikenin üniversite organlarınca giderilmemesi326 halinde Bakanlar Kurulu, ilgili üniversitelerin veya bu üniversiteye bağlı fakülte, kurum ve kuruluşların idaresine el koyar ve bu kararını hemen Türkiye Büyük Millet Meclisi Birleşik Toplantısının onamasına sunar. Hangi hallerin el koymayı gerektireceği, el koyma kararının ilân ve uygulanma usûlleri ile süresi ve devamınca Bakanlar Kurulunun yetkilerinin nitelik ve kapsamı kanunla düzenlenir.

2 – Yükseköğretim üst kuruluşları MD. 131. – Yükseköğretim kurumlarının öğretimini plânlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek, yükseköğretim kurumlarındaki eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendirmek,327 bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını, geliştirilmesini ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için plânlama yapmak maksadı ile Yükseköğretim Kurulu kurulur. (Değ. f.: 7.5.2004-5170/md. 8)328 Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler ve Bakanlar Kurulunca seçilen ve sayıları, nitelikleri ve seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur. Kurulun teşkilâtı, görev, yetki, sorumluluğu ve çalışma esasları kanunla düzenlenir.

[Bkz. md. 120]

3 – Yükseköğretim kurumlarından özel hükümlere tâbi olanlar MD. 132. – Türk Silâhlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilâtına bağlı yükseköğretim kurumları özel kanunlarının hükümlerine tâbidir.

[Bkz. md. 120]

F – Radyo ve televizyon kuruluşları ve kamuyla b) Radyo ve televizyonun idaresi ve haber

324 İlk şekliyle, md. 120-121’in üst kenar başlığı: “Özerk kuruluşlar”. 325 İlk şekliyle md. 120: “Üniversiteler; ancak Devlet eliyle ve kanunla kurulur. Üniversiteler, bilimsel ve idarî özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir. Üniversiteler, kendileri tarafından seçilen yetkili öğretim üyelerinden kurulu organları eliyle yönetilir ve denetlenir; özel kanuna göre kurulmuş Devlet Üniversiteleri hakkındaki hükümler saklıdır. Üniversite organları, öğretim üyeleri ve yardımcıları, Üniversite dışındaki makamlarca, her ne suretle olursa olsun, görevlerinden uzaklaştırılamazlar. Üniversite öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe araştırma ve yayında bulunabilirler. Üniversitelerin kuruluş ve işleyişleri, organları ve bunların seçimleri, görev ve yetkileri, öğretim ve araştırma görevlerinin Üniversite organlarınca denetlenmesi, bu esaslara göre kanunla düzenlenir. Siyasî partilere üye olma yasağı, Üniversite öğretim üyeleri ve yardımcıları hakkında uygulanmaz. Ancak, bunlar partilerin genel merkezleri dışında yönetim görevi alamazlar”. 322 İlk şekliyle md. 130/8 (değişiklik yapılan kısım, bold karakterle verilmiştir): “Üniversitelerin hazırladığı bütçeler; Yükseköğretim Kurulunca tetkik ve onaylandıktan sonra Millî Eğitim Bakanlığına sunulur ve genel ve katma bütçelerin bağlı olduğu esaslara uygun olarak işleme tâbi tutularak yürürlüğe konulur ve

denetlenir”. 323 Resmî Gazete metninde geçen, “... seçimleri, görev, yetki ve sorumlulukları üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri, ...” ibaresinde, “sorumlulukları ” sözcüğünden sonra virgül bulunması gerektiğinden, metne eklenmiştir. 326 Orijinal metinde yer alan “giderilmemesi” sözcüğü, kasıt çağrıştırmaktadır. Kanımızca, sözcüğün yazımının “giderilememesi” biçiminde olması, daha uygun düşerdi. 327 Resmî Gazete metninde geçen, “ve bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendirmek bu kurumların” ibaresinde, “yönlendirmek” sözcüğünden sonra virgül bulunması gerektiğinden, metne eklenmiştir. 328 İlk şekliyle md. 131/2: “Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, Bakanlar Kurulu ve Genelkurmay Başkanlığınca seçilen ve sayıları, nitelikleri ve seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca

atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur.

Page 53: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

ilişkili haber ajansları (Değ. kenar başlık: 8.7.1993-3913/md. 1)329 MD. 133. – (Değ. md.: 8.7.1993-3913/md. 1)330 Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbesttir. (Ek f.: 21.6.2005-5370/md. 1) Radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu dokuz üyeden oluşur. Üyeler, siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasî parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca seçilir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun kuruluşu, görev ve yetkileri, üyelerinin nitelikleri, seçim usulleri ve görev süreleri kanunla düzenlenir. Devletçe kamu tüzelkişiliği olarak kurulan tek radyo ve televizyon kurumu ile kamu tüzelkişilerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ve yayınlarının tarafsızlığı esastır.

ajansları MD. 121. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/20])331 Radyo ve televizyon istasyonları, ancak Devlet eliyle kurulur ve idareleri tarafsız bir kamu tüzel kişiliği halinde kanunla düzenlenir. Kanun, yönetim ve denetimde ve yönetim organlarının kuruluşunda tarafsızlık ilkesini bozacak hükümler koyamaz. Her türlü radyo ve televizyon yayımları, tarafsızlık esaslarına göre yapılır. Haber ve programların seçilmesinde, işlenmesinde ve sunulmasında ve kültür ve eğitime yardımcılık görevinin yerine getirilmesinde Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, insan haklarına dayanan millî, demokratik, lâik ve sosyal Cumhuriyetin, millî güvenliğin ve genel ahlâkın gereklerine uyulması, haberlerin doğruluğunun sağlanması esasları ile organların seçimi, yetki, görev ve sorumlulukları kanunla düzenlenir. Devlet tarafından kurulan veya Devletten malî yardım alan haber ajanslarının tarafsızlığı esastır.

G – Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu MD. 134. – Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılâplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak ve yayınlar yapmak amacıyla; Atatürk’ün manevî himayelerinde, Cumhurbaşkanının gözetim ve desteğinde, Başbakanlığa bağlı; Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşan, kamu tüzelkişiliğine sahip “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu” kurulur. Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk’ün vasiyetnamesinde belirtilen malî menfaatler saklı olup kendilerine tahsis edilir. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; kuruluşu, organları, çalışma usulleri ve özlük işleri ile kuruluşuna dahil kurumlar üzerindeki yetkileri kanunla düzenlenir.

H – Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları MD. 135. – (Değ. md.: 23.7.1995-4121/md. 13)332 Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.

V – Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları MD. 122. – Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları kanunla meydana getirilir ve organları kendileri tarafından ve kendi üyeleri arasından seçilir. İdare, seçilmiş organları, bir yargı mercii kararına dayanmaksızın, geçici veya sürekli olarak görevinden uzaklaştıramaz. Meslek kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri demokratik esaslara aykırı olamaz.

329 İlk şekliyle md. 133 kenar başlığı: “Radyo ve televizyon İdaresi ve kamuyla ilişkili haber ajansları”. 330 İlk şekliyle md. 133: “Radyo ve televizyon istasyonları, ancak Devlet eli ile kurulur ve idareleri tarafsız bir kamu tüzelkişiliği halinde düzenlenir. Kanun; Türk Devletinin varlık ve bağımsızlığını, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünü, toplumun huzurunu, genel ahlâkı ve Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen Cumhuriyetin temel niteliklerini koruyacak tarzda yayın yapmasını düzenler ve Kurumun yönetim ve denetiminde, yönetim organlarının

oluşturulmasında ve her türlü radyo ve televizyon yayınlarında tarafsızlık ilkesini gözetir. Haber ve programların seçilmesi, işlenmesi, sunulması ve millî kültür ve eğitime yardımcılık görevinin yerine getirilmesi, haberlerin doğruluğunun sağlanması esasları, organların seçimi, görev, yetki ve sorumlulukları kanunla düzenlenir. Yukarıdaki ikinci fıkra hükümleri, kamu iktisadî teşebbüsü niteliği taşıyan veya Devlet yahut diğer kamu tüzelkişilerinden malî yardım gören haber ajansları hakkında da uygulanır”. 331 İlk şekliyle md. 121: “Radyo ve televizyon istasyonlarının idaresi, özerk kamu tüzel kişiliği halinde, kanunla düzenlenir. Her türlü radyo ve televizyon yayınları, tarafsızlık esaslarına göre yapılır. Radyo ve televizyon idaresi, kültür ve eğitime yardımcılık görevinin gerektirdiği yetkilere sahip kılınır. Devlet tarafından kurulan veya Devletten malî yardım alan haber ajanslarının tarafsızlığı esastır”. 332 İlk şekliyle md. 135: “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü

ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir. Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadî teşebbüslerinde aslî ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz. Meslek kuruluşları, kuruluş amaçları dışında faaliyet gösteremezler; siyasetle uğraşamazlar, siyasî partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket edemezler. Siyasî partiler, sendikalar ve sendika üst kuruluşları; meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşları organlarının seçimlerinde aday gösteremezler ve belirli adayların leh veya aleyhlerinde faaliyette bulunamazlar ve propaganda yapamazlar. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kanunda gösterildiği şekilde Devletin idarî ve malî denetimine tâbidir. Amaçları dışında faaliyet gösteren ve siyasetle uğraşan meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine, kanunun belirttiği merciin istemi üzerine, mahkeme kararı ile son verilir ve yerlerine yenileri seçtirilir. Türk Devletinin varlık ve bağımsızlığının, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünün, toplumun huzurunun korunması ve Devletin Anayasada belirtilen temel niteliklerini tehdit edici faaliyetlerin önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mahallin en büyük mülkî amiri bu organları geçici

olarak görevden uzaklaştırabilir. Görevden uzaklaştırma kararı; üç gün içinde mahkemeye bildirilir. Mahkeme görevden uzaklaştırma kararının yerinde olup olmadığına en geç on gün içinde karar verir”.

Page 54: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadî teşebbüslerinde aslî ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz. Bu meslek kuruluşları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar. Bu meslek kuruluşları ve üst kuruluşları organlarının seçimlerinde siyasî partiler aday gösteremezler. Bu meslek kuruluşları üzerinde Devletin idarî ve malî denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir. Amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine, kanunun belirlediği merciin veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkeme kararıyla son verilir ve yerlerine yenileri seçtirilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, meslek kuruluşlarını veya üst kuruluşlarını faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içerisinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar. İ – Diyanet İşleri Başkanlığı MD. 136. – Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, lâiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.

II – Diyanet İşleri Başkanlığı MD. 154. – Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.

[Sadr-ı A’zam, Şeyh-ül-İslâm ve diğer Vekillerin atanması] MD. 27. – (…) ve Şeyh-ül-İslâm’lık, Pâdişâh tarafından güven duyulan kişilere verildiği gibi; (…)

J – Kanunsuz emir MD. 137. – Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Askerî hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.

VII – Kanunsuz emir MD. 125. – Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Askerî hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.

MD. 94. – Kanuna aykırı işlerde üstün emrine uymuş olmak memuru sorumdan kurtarmaz.

MD. 94. – Kanûna muhalif olan umûrda âmire itaât memuru mes’ûliyetten kurtarmaz.

[Yasaya aykırı emir] MD. 41. – Memurun, üstüne saygı ve itaati gerekmektedir. Ancak, memurun üstünün emirlerine uyması, yasanın belirlediği çerçeveyle sınırlıdır. Yasaya aykırı olan işlerde, amirin emrine uyma, sorumluluktan kurtulmak için dayanak olamaz.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM YARGI

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM YARGI

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM YARGI ERKİ

DÖRDÜNCÜ FASIL KUVVE-İ KAZAİYE

MAHKEMELER (MEHAKİM)

I – Genel hükümler A – Mahkemelerin bağımsızlığı MD. 138. – Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dâva hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.

A – GENEL HÜKÜMLER I – Mahkemelerin bağımsızlığı MD. 132. – Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna, hukuka ve vicdanî kanaatlarına göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve tâlimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dâva hakkında Yasama Meclislerinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.

MD. 54. – Yargıçlar, bütün dâvaların görülmesinde ve hükmünde bağımsızdırlar ve bu işlerine hiçbir türlü karışılamaz. Ancak kanun hükmüne bağlıdırlar. Mahkemelerin kararlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu hiçbir türlü değiştiremezler, başkalayamazlar, geciktiremezler ve hükümlerinin yerine getirilmesine engel olamazlar.

MD. 54. – Hâkimler bil-cümle dâvâların muhakemesinde ve hükmünde müstakil ve her türlü müdahalâttan âzâde olup ancak kanûnun hükmüne tâbidirler. Mahkemelerin mukarrerâtını Türkiye Büyük Millet Meclisi ve İcrâ Vekilleri Hey’eti hiçbir vechile tebdîl ve tağyir ve tehir ve infaz-ı ahkâmına mümanaât edemez.

[Mahkemelerin bağımsızlığı] MD. 86. – Mahkemeler, her türlü müdahalenin dışındadır.

B – Hâkimlik ve savcılık teminatı MD. 139. – Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun

II – Hâkimlik teminatı MD. 133. – Hâkimler azlolunamaz. Kendileri istemedikçe, Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylıklarından yoksun kılınamaz. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlarla görevini sağlık bakımından yerine getiremiyeceği kesin olarak anlaşılanlar ve meslekte kalmalarının caiz olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki

MD. 55. – Yargıçlar, kanunda gösterilen usûller ve haller dışında görevlerinden çıkarılamazlar.

MD. 55. – Hâkimler kanûnen muayyen olan usûl ve ahvâl hâricinde azlolunamazlar.

[Yargıçlar ve mahkeme memurlarının görev güvencesi] MD. 81. – Özel yasasına uygun olarak Devlet tarafından atanan ve kendilerine yetki belgesi333 verilen yargıçlar, görevlerinden alınamaz. Ancak, görevlerinden çekilmeleri kabul edilir. Yargıçların yükselmeleri, meslekleri, görev yerlerinin değiştirilmesi, emeklilikleri ve bir suçtan dolayı mahkûm olma nedeniyle görevden alınmaları dahi, özel yasa hükümlerine bağlıdır. Yargıçlar ve mahkeme memurlarında aranan

333 Orijinal metinde, “berât-ı şerif” ibaresi geçmektedir. Sözlük anlamıyla “berât”, “rütbe, nişân ve imtiyaz verildiğini bildiren fermân” anlamında olup (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 85), Padişah tarafından verilen söz konusu belge, uyarlamada “yetki belgesi” olarak alınmıştır.

Page 55: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.

istisnalar saklıdır. nitelikleri de söz konusu yasa belirler.

C – Hâkimlik ve savcılık mesleği MD. 140. – Hâkimler ve savcılar adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları olarak görev yaparlar. Bu görevler meslekten hâkim ve savcılar eliyle yürütülür. Hâkimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler. Hâkim ve savcıların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir. Hâkimler ve savcılar altmışbeş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler; askerî hâkimlerin yaş haddi, yükselme ve emeklilikleri kanunda gösterilir. Hâkimler ve savcılar, kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve özel hiçbir görev alamazlar. Hâkimler ve savcılar idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlıdırlar. Hâkim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idarî görevlerde çalışanlar, hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümlere tâbidirler. Bunlar, hâkimler ve savcılara ait esaslar dairesinde sınıflandırılır ve derecelendirilirler, hâkimlere ve savcılara tanınan her türlü haklardan yararlanırlar.

III – Hâkimlik mesleği MD. 134. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/23])334 Hâkimlerin nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri335, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin veya görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili suçlarından dolayı soruşturma yapılmasına ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarılmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve diğer özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı esasına göre, kanunla düzenlenir. Hâkimler altmışbeş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler. Askerî hâkimlerin yaş haddi, yükselme ve emeklilikleri kanunla belli edilir. Hâkimler, kanunda belirtilenlerden başka, genel ve özel hiçbir görev alamazlar. VI – Savcılık MD. 137. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/24])336 Cumhuriyet savcıları, idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlıdır. Cumhuriyet savcılarının Yargıtay üyeliğine seçilmeleri dışında kalan bütün özlük işleri ve disiplin cezaları ile meslekten çıkarılmaları hakkında karar verme yetkisi Yüksek Savcılar Kurulunundur. [Bu Kurulun kararları kesin olup bunlar aleyhine başka bir mercie başvurulamaz337.] Ancak disiplin ve meslekten çıkarma cezaları ile ilgili kararların bir defa daha incelenmesini Adalet Bakanı ve hakkında karar verilen Cumhuriyet Savcısı isteyebilir. Yüksek Savcılar Kurulu, Adalet Bakanının başkanlığında Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulunca seçilen üç asıl ve iki yedek üye ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve Özlük İşleri Genel Müdüründen kuruludur. Adalet Bakanı bulunmadığı zaman Kurula Cumhuriyet Başsavcısı Başkanlık eder. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Adalet Bakanlığı Cumhuriyet savcılarını geçici yetki ile görevlendirerek bu kararı ilk toplantısında Kurulun onamasına sunar. Bakanlık Merkez kuruluşunda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak Cumhuriyet savcılarını, muvafakatlarını alarak, atama yetkisi Adalet Bakanına aittir. Cumhuriyet savcılarının denetimi ve haklarındaki soruşturma Adalet Bakanlığı müfettişleri veya üst dereceli Cumhuriyet savcıları eliyle yapılır. Yüksek Savcılar Kurulunun kuruluşu, çalışma usulleri, toplantı ve karar yeter sayısı, Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulunca seçilecek asıl ve yedek üyelerin seçim usulleri ve görev süreleri kanunla düzenlenir. Cumhuriyet Başsavcısı, yüksek mahkemeler hâkimleri hakkındaki hükümlere tâbidir.

MD. 56. – Yargıçların nitelikleri, hakları, görevleri, aylık ve ödenekleri, nasıl tâyin olunacakları ve görevlerinden nasıl çıkarılacakları özel kanunla gösterilir. MD. 57. – Yargıçlar, kanunla gösterilenlerden başka genel veya özel hiçbir görev alamazlar.

MD. 56. – Hâkimlerin evsafı, hukuku, vezaifi, maaş ve muhassasâtları ve sûret-i nasb ve azilleri kanûn-ı mahsûs ile tâyin olunur. MD. 57. – Hâkimler kanûnen muayyen vezaiften başka umûmî ve husûsî hiçbir vazife deruhde edemezler.

[Yargıçların memur olma yasağı] MD. 90. – Hiçbir yargıç, yargıçlık sıfatıyla Devlet’in maaşlı bir başka memurluğunu kendisinde birleştiremez. [Savcıların görev ve yetkileri] MD. 91. – Ceza işlerinde kamu hukukunu korumakla görevli savcılar bulunacak ve bunların görevleri ve dereceleri yasa ile belirlenecektir.

D – Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması MD. 141. – Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir. Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel

IV – Duruşmanın açık ve kararların gerekçeli olması338 MD. 135. – Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmalardan bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına, ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir. Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel

MD. 58. – Mahkemelerde yargılamalar herkese açıktır. Yalnız yargılama usûlü kanunları gereğince bir yargılamanın kapalı olmasına mahkeme karar verebilir.

MD. 58. – Mahkemelerde muhakemât alenîdir. Yalnız Usûl-i Muhakemât Kanûnu mûcibince bir muhakemenin hafîyyen cereyanına mahkeme karar verebilir.

[Yargılamaların kamuya açıklığı ve mahkeme kararlarının yayımlanması] MD. 82. – Mahkemelerde her türlü yargılama kamuya açık olarak yapılır ve mahkeme kararları yayımlanır. Ancak mahkemelerce, ilgili yasada açıkça yazılı nedenlere dayanarak, yargılamanın gizli yapılmasına karar verilebilir.

334 İlk şekliyle md. 134: “Hâkimlerin nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili suçlarından dolayı soruşturma yapılmasına ve

yargılamalarına karar verilmesi, meslekten çıkarılmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve diğer özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı esasına göre, kanunla düzenlenir. Hâkimler altmışbeş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler. Askerî hâkimlerin yaş haddi kanunla belli edilir. Hâkimler, kanunda belirtilenlerden başka, genel ve özel hiçbir görev alamazlar”. 335 Birçok derlemede, “hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri” kısmı eksik aktarılmıştır. Örn. bkz. ATAR, op.cit., s. 146., KİLİ & GÖZÜBÜYÜK, op.cit., s. 215., KUZU, op.cit., s. 343., et.al. 336 İlk şekliyle md. 137: “Kanun, Cumhuriyet Savcılarının ve Kanunsözcülerinin özlük işlerinde ve görevlerini yapmalarında teminat sağlayıcı hükümler koyar. Cumhuriyet Başsavcısı, Başkanunsözcüsü ve Askerî Yargıtay Başsavcısı, yüksek mahkemeler hâkimleri hakkındaki hükümlere tâbidir”. 337 Anayasa değişikliğine ilişkin Yasa ile metne eklenen bu cümle, daha sonra AYM tarafından iptal edilmiştir (Bkz. AYM., K.T. 27.9.1977, E. 1977/82, K. 1977/117; R.G, T. 14.1.1978, S. 16169). 338 Md. 135’in, ayrıksı durumlar dışında, tüm yargılamaların kamuya açık biçimde gerçekleştirilmesi açısından konulan bir Anayasal güvence niteliği taşıdığı kuşkusuzsur. Dolayısıyla, kenar başlığın md. metninin içeriğini tam olarak yansıtabilmesi için, kenar başlıkta geçen “duruşmanın” sözcüğünün çoğul olması

gerekirdi.

Page 56: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

hükümler konulur. Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Dâvaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.

hükümler konulur. Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.

E – Mahkemelerin kuruluşu MD. 142. – Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.

V – Mahkemelerin kuruluşu MD. 136/1. – (Değ. md.: 15.3.1973-1699/md. 3)339 Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usûlleri kanunla düzenlenir. (…)

MD. 53. – Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri kanunla gösterilir.

MD. 53. – Mahkemelerin kuruluşu, vazife ve salâhiyetleri kanûnla muayyendir.

[Mahkemelerin görev ve yetkilerinin yasayla saptanması] MD. 88. – Mahkemelerin sınıfları, görevleri, yetki dereceleri ve bölünmeleri ile yargıçların görevlendirilmesi yasalara dayanır. [Şer’îye ve Nizâmiye Mahkemeleri] MD. 87. – Şer’î da’vâlara şer’îye mahkemelerinde, nizâmiye da’vâlarına nizâmiye mahkemelerinde bakılır.

F – Devlet Güvenlik Mahkemeleri MD. 143. – (Mülga md.: 7.5.2004-5170/md. 9)340

V – Mahkemelerin kuruluşu MD. 136/2-7. – (Değ. md.: 15.3.1973-1699/md. 3)341 (…) Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğü, hür demokratik düzen ve nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan doğruya Devlet güvenliğini ilgilendiren suçlara bakmakla görevli Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulur. Ancak, sıkıyönetim ve savaş haline ilişkin hükümler saklıdır. Devlet Güvenlik Mahkemesinde bir başkan, dört asıl ve iki yedek üye ile bir savcı ve yeteri kadar savcı yardımcısı bulunur. Başkan, iki asıl ve bir yedek üye ile savcı, birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve Cumhuriyet savcıları arasından; iki asıl ve bir yedek üye birinci sınıf askerî hâkimler arasından; savcı yardımcısı ise Cumhuriyet savcıları ve askerî hâkimler arasından atanır. Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanlığı, üyeliği, yedek üyeliği, savcılığı ve savcı yardımcılığı atamalarında Bakanlar Kurulunca her boş yer için bir misli aday gösterilir. Bu adaylar arasından Devlet Güvenlik Mahkemesi hâkimlerinin atanması Yüksek Hâkimler Kurulunca, savcı ve yardımcılarının atanmaları Yüksek Savcılar Kurulunca; askerî hâkimlerden üye, yedek üye ve savcı yardımcılarının atanmaları ise özel kanunlarında gösterilen usule göre yapılır. Devlet Güvenlik Mahkemeleri başkan, üye ve yedek üyeleri ile savcı ve savcı yardımcıları üç yıl için atanırlar, süresi bitenler yeniden atanabilirler. Devlet Güvenlik Mahkemeleri kararlarının temyiz mercii Yargıtayda yalnız bu mahkemelerin kararlarını incelemek üzere kurulacak daire veya daireler; Genel Kurul ise, Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kuruludur. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kuruluş ve işleyişi, görev ve yetkileri ve yargılama usulleri ile ilgili diğer hükümler kanunda gösterilir.

G. Adalet hizmetlerinin denetimi (Değ. kenar başlık: 7.5.2010-5982/md. 14)342 MD. 144. - (Değ. md.: 7.5.2010-5982/md. 14)343

VI – Savcılık MD. 137/1, 2, 4, 5. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/24])344 Cumhuriyet savcıları, idarî

339 İlk şekliyle md. 136: “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usûlleri kanunla düzenlenir”. 340 Yürürlükten kaldırma işlemi öncesi son şekliyle md. 143: Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik düzen ve nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan doğruya Devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlara bakmakla görevli Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulur. (Ek cümle: 18.6.1999-4388/md. 1) Ancak,

sıkıyönetim ve savaş haline ilişkin hükümler saklıdır. (Değ. f.: 18.6.1999-4388/md. 1) Devlet Güvenlik Mahkemesinde bir başkan, iki asıl ve bir yedek üye ile Cumhuriyet başsavcısı ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı bulunur. (Değ. f. – önceki md. 143/4’ün ilk cümlesi ile birleşik – ): 18.6.1999-4388/md. 1) Başkan, iki asıl ve bir yedek üye ile Cumhuriyet başsavcısı, birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve Cumhuriyet savcıları arasından; Cumhuriyet savcıları ise, diğer Cumhuriyet savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek

Kurulunca özel kanununda gösterilen usule göre dört yıl için atanırlar; süresi bitenler yeniden atanabilirler. Devlet Güvenlik Mahkemeleri kararlarının temyiz mercii Yargıtaydır. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin işleyişi, görev ve yetkileri ve yargılama usulleri ile ilgili diğer hükümler, kanunda gösterilir. (Mülga f.: 18.6.1999-4388/md. 1) Önceki değişiklikler ve ilk metin: İlk şekliyle md. 143/2: “Devlet Güvenlik Mahkemesinde bir Başkan, iki asıl ve iki yedek üye ile bir savcı ve yeteri kadar savcı yardımcısı bulunur”. İlk şekliyle md. 143/3 ve önceki fıkraya eklenen md. 143/4: “Başkan, bir asıl ve bir yedek üye ile savcı, birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve Cumhuriyet savcıları arasından; bir asıl ve bir yedek üye, birinci sınıf askerî hâkimler arasından; savcı yardımcıları ise Cumhuriyet savcıları ve askerî hâkimler arasından

özel kanunlarında gösterilen usule göre atanır”. “Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkan, üye ve yedek üyeleri ile savcı ve savcı yardımcıları dört yıl için atanırlar, süresi bitenler yeniden atanabilirler”. Mülga md. 143/son: “Devlet Güvenlik Mahkemesinin yargı çevresine giren bölgelerde sıkıyönetim ilân edilmesi halinde, bu bölgelerle sınırlı olmak üzere kanunla belirlenen esaslara göre Devlet Güvenlik Mahkemesi, Sıkıyönetim Askerî Mahkemesine dönüştürülebilir”. 341 İlk şekliyle md. 136: “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usûlleri kanunla düzenlenir”. 342 İlk şekliyle, md. 144 kenar başlık: “G – Hâkim ve savcıların denetimi” 343 İlk şekliye, md. 144: “Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (Hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına

uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma, Adalet Bakanlığının izni ile adalet müfettişleri tarafından yapılır. Adalet Bakanı soruşturma ve inceleme işlemlerini, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırabilir”. 344 İlk şekliyle md. 137: “Kanun, Cumhuriyet Savcılarının ve Kanunsözcülerinin özlük işlerinde ve görevlerini yapmalarında teminat sağlayıcı hükümler koyar.

Page 57: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma, inceleme ve soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle yapılır. Buna ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.

görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlıdır. (…) Ancak disiplin ve meslekten çıkarma cezaları ile ilgili kararların bir defa daha incelenmesini Adalet Bakanı ve hakkında karar verilen Cumhuriyet Savcısı isteyebilir. (…) Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Adalet Bakanlığı Cumhuriyet savcılarını geçici yetki ile görevlendirerek bu kararı ilk toplantısında Kurulun onamasına sunar. (…) Cumhuriyet savcılarının denetimi ve haklarındaki soruşturma Adalet Bakanlığı müfettişleri veya üst dereceli Cumhuriyet savcıları eliyle yapılır. II – [Hâkimlerin] Görev ve yetkileri MD. 144/2-6. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/30])345 (…) (…) disiplin ve meslekten çıkarma cezaları ile ilgili kararların bir defa daha incelenmesini, Adalet Bakanı veya hakkında karar verilen hâkim istiyebilir. Bir hâkimin her ne sebeple olursa olsun, meslekten çıkarılması hakkındaki karar Yüksek Hâkimler Kurulu Genel Kurulunun salt çoğunluğu ile alınır. Adalet Bakanı gerekli gördüğü hallerde, bir hâkim hakkında disiplin kovuşturması açılmasını Yüksek Hâkimler Kurulundan istiyebilir. Bir mahkemenin veya bir hâkimin kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi, Yüksek Hâkimler Kurulunun uygun görmesine bağlıdır. Hâkimlerin denetimi ve haklarındaki soruşturma, Yüksek Hâkimler Kuruluna bağlı ve sürekli olarak görevli müfettiş hâkimler eliyle yapılır. Müfettiş hâkimler, hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu mesleklerden sayılanlar arasından Yüksek Hâkimler Kurulunca atanır. Müfettiş hâkimlerin nitelikleri ile atanma usulleri, hakları, ödevleri, ödenek ve yollukları, meslekte ilerlemeleri, haklarında disiplin kovuşturması yapılması ve disiplin cezası uygulaması, hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.

H – Askerî yargı MD. 145. - (Değ. md.: 7.5.2010-5982/md. 14)346 Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür. Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askerî mahkemelerde yargılanamaz. Askerî mahkemelerin savaş halinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu

VII – Askerî yargı MD. 138. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/25]; Değ. md.: 15.3.1973-1699/md. 4)347 Askerî yargı askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler, asker kişilerin askerî olan suçları ile, bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait dâvalara bakmakla görevlidirler. Askerî mahkemeler asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askerî suçları ile kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen askerî mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara bakmakla görevlidirler. Askerî mahkemelerin, savaş veya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi kişiler

Cumhuriyet Başsavcısı, Başkanunsözcüsü ve Askerî Yargıtay Başsavcısı, yüksek mahkemeler hâkimleri hakkındaki hükümlere tâbidir”. 345 İlk şekliyle md. 144: “Hâkimlerin bütün özlük işleri hakkında karar verme yetkisi Yüksek Hâkimler Kurulunundur. Bir hâkimin her ne sebeple olursa olsun, meslekten çıkarılması hakkındaki karar, genel kurulun salt çoğunluğuyla alınır. Adalet Bakanı, gerekli gördüğü hallerde, bir hâkim hakkında disiplin kovuşturması açılması için Yüksek Hâkimler Kuruluna başvurabilir. Bir mahkemenin veya bir kadronun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi, Yüksek Hâkimler Kurulunun uygun görmesine bağlıdır. Hâkimlerin denetimi, belli konular için Yüksek Hâkimler Kurulunca görevlendirilecek üst derecedeki hâkimler eliyle yapılır”. 346 Değişiklik öncesi şekliye, md. 145: “Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler, asker kişilerin; askerî olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait dâvalara bakmakla görevlidirler. Askerî mahkemeler, asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askerî suçları ile kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen askerî mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara da bakmakla görevlidirler. Askerî mahkemelerin savaş veya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir. Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin mahkemesinde görevli bulundukları komutanlık ile ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı, askerlik hizmetinin gereklerine göre kanunla düzenlenir. Kanun, ayrıca askerî

hâkimlerin yargı hizmeti dışındaki askerî hizmetler yönünden askerî hizmetlerin gereklerine göre teşkilâtında görevli bulundukları komutanlık ile olan ilişkilerini de gösterir”. NOT: Değişiklik öncesi açısından; Resmî Gazete metninde geçen, “... kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri askerî hâkimlerin mahkemesinde görevli bulundukları komutanlık ile ilişkileri, ...” (md. 145/3) ibaresindeki “özlük işleri”nden sonra virgül bulunması gerektiğinden, tarafımızca metne eklenmiştir. 347 İlk şekliyle md. 138: “Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler, asker kişilerin askerî olan suçlarıyla bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait dâvalara bakmakla görevlidirler. Askerî mahkemeler, asker olmayan kişileri ancak özel kanunda belirtilen askerî suçlarından dolayı yargılarlar. Askerî mahkemelerin savaş veya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili olduğu kanunla gösterilir. Askerî mahkemelerde üyelerin çoğunluğunun hâkimlik niteliğine sahip olması şarttır. Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetinin gereklerine göre özel kanunla düzenlenir”.

Page 58: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir. Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin görevli bulundukları komutanlıkla ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.

bakımından yetkili olduğu kanunla gösterilir. Askerî mahkemelerde üyelerin çoğunluğunun hâkimlik niteliğine sahibolması şarttır. [Ancak, savaş halinde bu şart aranmaz348.] Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin refakatinde bulundukları komutanlarla ilişkileri mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetinin gereklerine göre kanunla düzenlenir.

II – Yüksek mahkemeler A – Anayasa Mahkemesi 1 – Kuruluşu MD. 146. - (Değ. md.: 7.5.2010-5982/md. 16)349 Anayasa Mahkemesi onyedi üyeden kurulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur. Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden; dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer. Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurulları ile Yükseköğretim Kurulundan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak seçimlerde, her boş üyelik için, [bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir; 350] en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için yapılacak seçimde [de her bir baro başkanı ancak bir aday için oy kullanabilir ve351] en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbeş yaşın doldurulmuş olması kaydıyla; yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık

D – ANAYASA MAHKEMESİ I – Kuruluş a) Üyelerin seçimi MD. 145. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/31])352 Anayasa Mahkemesi, onbeş asıl ve beş yedek üyeden kuruludur. Asıl üyelerden dördü Yargıtay, üçü Danıştay Genel Kurullarınca kendi Başkan ve üyeleriyle Cumhuriyet Başsavcısı ve Başkanunsözcüsü arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Bir üye Sayıştay Genel Kurulunca kendi Başkan ve üyeleri arasından aynı usulle seçilir. Millet Meclisi üç, Cumhuriyet Senatosu iki üye seçer. Cumhurbaşkanınca da iki üye seçilir. Cumhurbaşkanı, bu üyelerden birini, Askerî Yargıtay Genel Kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla göstereceği üç aday arasından seçer. Yasama Meclisleri, bu seçimleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından, üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla yaparlar. Yasama Meclislerince yapılacak seçimlerde, adaylığa başvurma ve seçim esas ev usulleri kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesi, kendi üyeleri arasından, gizli oyla ve salt çoğunlukla, dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer; yeniden seçilmek caizdir. Anayasa Mahkemesine asıl veya yedek üye olabilmek için, kırk yaşını doldurmuş bulunmak ve Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay veya Sayıştayda Başkanlık, üyelik, Başsavcılık, Başkanunsözcülüğü veya Üniversitelerde hukuk, iktisat ve siyasal bilimler alanlarında en az beş yıl öğretim üyeliği veya onbeş yıl avukatlık yapmış olmak şarttır. Anayasa Mahkemesine, Yargıtay iki, Danıştay ile Yasama Meclislerinin her biri birer yedek üye seçerler. Yedek üyelerin seçiminde de, asılların seçimindeki usul uygulanır. Anayasa Mahkemesi üyeleri, resmî veya özel hiçbir görev alamazlar.

348 Anayasa Değişikliğine ilişkin 1699 sayılı Kanun’la (md. 4) metne eklenen bu son cümle, AYM tarafından iptal edilmiştir. (Bkz. AYM., K.T. 15.4.1975, E. 1973/19, K. 1975/87; R.G., T. 26.2.1976, S. 15511). 349 İlk şekliyle, md. 146: “Anayasa Mahkemesi onbir asıl ve dört yedek üyeden kurulur. Cumhurbaşkanı, iki asıl ve iki yedek üyeyi Yargıtay, iki asıl ve bir yedek üyeyi Danıştay, birer asıl üyeyi Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurullarınca kendi Başkan ve üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; bir

asıl üyeyi ise Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan Yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri içinden göstereceği üç aday arasından; üç asıl ve bir yedek üyeyi üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından seçer. Yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri ile üst kademe yöneticileri ve avukatların Anayasa Mahkemesine asıl ve yedek üye seçilebilmeleri için, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim görmüş veya öğrenim kurumlarında en az onbeş yıl öğretim üyeliği veya kamu hizmetinde en az onbeş yıl fiilen çalışmış veya

en az onbeş yıl avukatlık yapmış olmak şarttır. Anayasa Mahkemesi, asıl üyeleri arasından gizli oyla ve üye tamsayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Anayasa Mahkemesi üyeleri, aslî görevleri dışında resmî veya özel hiçbir görev alamazlar”. 350 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)] 351 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)] 352 İlk şekliyle md. 145: “Anayasa Mahkemesi, onbeş asıl ve beş yedek üyeden kuruludur. Asıl üyelerden dördü Yargıtay, üçü Danıştay genel kurullarınca kendi Başkan ve üyeleriyle Başsavcı ve Başkanunsözcüsü arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Bir üye Sayıştay genel kurulunca kendi Başkan ve

üyeleri arasından aynı usûlle seçilir. Millet Meclisi üç, Cumhuriyet Senatosu iki üye seçer. Cumhurbaşkanınca da iki üye seçilir. Cumhurbaşkanı, bu üyelerden birini, Askerî Yargıtay genel kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğuyla ve gizli oyla göstereceği üç aday arasından seçer. Anayasa Mahkemesi, kendi üyeleri arasından, gizli oyla ve üçte iki çoğunlukla, dört yıl için, bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer; yeniden seçilmek caizdir.

Yasama Meclisleri, bu seçimleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından, üye tamsayılarının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla yaparlar. İlk iki oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, salt çoğunlukla yetinilir. Yasama Meclislerince seçilecek üyelerden birer kişinin, Üniversitelerin hukuk, iktisat ve siyasal bilimler öğretim üyelerinin birlikte toplanarak, açık üyeliklerin üç katı tutarında ve gizli oyla gösterecekleri adaylar arasından olması gereklidir. Anayasa Mahkemesine asıl veya yedek üye olabilmek için kırk yaşını doldurmuş bulunmak ve Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay veya Sayıştayda Başkanlık, üyelik, Başsavcılık, Başkanunsözcülüğü veya Üniversitelerde hukuk, iktisat ve siyasal bilimler alanlarında en az beş yıl öğretim üyeliği veya onbeş yıl

avukatlık yapmış olmak şarttır. Anayasa Mahkemesine, Yargıtay iki, Danıştay ile Yasama Meclislerinin her biri birer yedek üye seçerler. Yedek üyelerin seçiminde de, asılların seçimindeki usul uygulanır. Anayasa Mahkemesi üyeleri, resmî veya özel hiçbir görev alamazlar”.

Page 59: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

yapmış, üst kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış, birinci sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az yirmi yıl çalışmış olması şarttır. Anayasa Mahkemesi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve iki başkanvekili seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Anayasa Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev alamazlar. 2 - Üyelerin görev süresi ve üyeliğin sona ermesi (Değ. kenar başlık: 7.5.2010-5982/md. 17)353 MD. 147. – (Değ. f.: 7.5.2010-5982/md. 17)354 Anayasa Mahkemesi üyeleri oniki yıl için seçilirler. Bir kimse iki defa Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez. Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar. Zorunlu emeklilik yaşından önce görev süresi dolan üyelerin başka bir görevde çalışmaları ve özlük işleri kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesi üyeliği, bir üyenin hâkimlik mesleğinden çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden; görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde de, Anayasa Mahkemesi üye tamsayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.

b) Üyeliğin sona ermesi MD. 146. – Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşında emekliye ayrılırlar. Anayasa Mahkemesi üyeliği, bir üyenin hâkimlik mesleğinden çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden; görevini sağlık bakımından yerine getiremiyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde de, Anayasa Mahkemesi üye tamsayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.

Yücedîvan (1924 TEK’in uygulandığı 1924-1945 ve 1951-1960 yılları arası dönemde AYM bulunmamasına karşın, Yüce Divan benzeri görev yapan kurum için ayrıca bir ara bölüm başlığı özgülenmiştir)

Dîvân-ı Âlî355 (1924 TEK’in uygulandığı 1924-1945 ve 1951-1960 yılları arası dönemde AYM bulunmamasına karşın, Yüce Divan benzeri görev yapan kurum için ayrıca bir ara bölüm başlığı özgülenmiştir)

DÎVÂN-I ÂLÎ356 (Osmanlı’da AYM bulunmamasına karşın, Yüce Divan benzeri görev yapan kurum için ayrıca bir bölüm özgülenmiştir)

3 – Görev ve yetkileri MD. 148. – Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler (Ek ibare: 7.5.2010-5982/md. 18) ve bireysel başvuruları karara bağlar. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dâva açılamaz. Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal dâvası açılamaz; def’i yoluyla da ileri sürülemez. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 18) Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 18) Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 18) Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir. (Değ. f.: 7.5.2010-5982/md. 18)357 Anayasa

II – Görev ve yetkileri MD. 147. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/32])359 Anayasa Mahkemesi, kanunların ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüklerinin Anayasaya, Anayasa değişikliklerinin de Anayasada gösterilen şekil şartlarına uygunluğunu denetler. Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu üyelerini, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Yüksek Hâkimler Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini, Cumhuriyet Başsavcısını, Başkanunsözcüsünü, Askerî Yargıtay Başsavcısını ve kendi üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar ve Anayasa ile verilen diğer görevleri yerine getirir. Anayasa Mahkemesinin, Yüce Divan sıfatiyle yargılamasında savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı yapar360.

MD. 26. – (…) kanunları yorumlamak (…) gibi görevleri Büyük Millet Meclisi ancak kendisi yapar. MD. 61. – Bakanları, Danıştay ve Yargıtay başkanları ve üyelerini ve Cumhuriyet Başsavcısını görevlerinden doğacak işlerden dolayı yargılamak için Yücedivan kurulur. MD. 62. – Yücedivan üyeliği için, on biri Yargıtay, onu Danıştay başkanları ve üyeleri arasından ve kendi Genelkurulları tarafından gerekli görüldükte gizli oyla, yirmi bir kişi seçilir. Bunlar gizli oy ve salt çoğunlukla içlerinden birini Başkan ve birini Başkan vekili seçerler. MD. 63. – Yücedivan bir Başkan ve on dört üye ile kurulur ve kararlarını salt çoklukla verir. Geri kalan altı kişi gerektiğinde kurulun eksiğini tamamlamak için yedek üye durumundadır. Bu yedek üyeler, üçü Yargıtay, üçü Danıştay’dan seçilmiş üyeler arasından olmak üzere adçekme ile ayrılır. Başkanlığa ve başkan vekilliğine seçilenler bu adçekmeye girmezler. MD. 64. – Yücedivanın savcılık görevi, Başsavcılık tarafından görülür. MD. 65. – Yücedivanın kararları kesindir. MD. 66. – Yücedivan kanunlara göre yargılar ve hüküm verir. MD. 67. – Yücedivan gerekli görüldüğünde Türkiye Büyük Millet Meclisi karariyle kurulur.

MD. 26. – (Değişik madde: 10.4.1928-1222/md. 4)361 Büyük Millet Meclisi, kavânînin (…) tefsiri (…) gibi vezaifi bizzat kendi ifâ eder. MD. 61. – (Değ. md.: 29.11.1937-3272/md. 6)362 Vazifelerinden münbais husûsâtta icrâ vekilleri ile Şûrâ-yı Devlet ve Temyiz Mahkemesi rüesa ve âzâsını ve Cumhuriyet Başmüddeiumûmîsini muhakeme etmek üzere bir (Dîvân-ı Âlî) teşkil edilir. MD. 62. – Dîvân-ı Âlî âzâlığı için onbiri Mahkeme-i Temyiz, onu Şûrâ-yı Devlet rüesa ve âzâsı meyânından ve kendi hey’et-i umûmiyeleri tarafından lede-l-iktiza rey-i hafî ile yirmibir zât intihâb olunur. Bu zevât rey-i hafî ve ekseriyet-i mutlaka ile içlerinden birini reîs ve birini reîs vekili intihâb ederler. MD. 63. – Dîvân-ı Âlî bir reîs ve ondört âzâ ile teşekkül ve ekseriyet-i mutlaka karar ittihaz eder. Mütebakî altı zât lede-l-icab hey’etin noksanını ikmal için ihtiyat âzâ vaziyetindedir. İşbu ihtiyat âzâ üçü Mahkeme-i Temyiz, üçü Şûrâ-yı Devlet’ten müntehâb âzâ arasından olmak üzere kur’a ile tefrik olunurlar. Reîsliğe ve reîs vekilliğine intihâb olunanlar bu kur’aya dâhil olamazlar. MD. 64. – Dîvân-ı Âlî’nin müddeiumûmîliği Başmüddeiumûmîlik tarafından idâre olunur. MD. 65. – Dîvân-ı Âlî’nin kararları kat’îdir. MD. 66. – Dîvân-ı Âlî mevzû kanûnlara tevfikân muhakeme icrâ ve hüküm ita eder. MD. 67. – Dîvân-ı Âlî, görülen lüzum üzerine

[Yasa hükümlerini yorumlama yetkisi] MD. 117. – Bir yasa maddesinin yorumlanması gerektiğinde; (…)anlamını saptama yetkisi, (…) Kanûn-ı Esâsî’ye ilişkin ise Hey’et-i Â’yân’a aittir. [Dîvân-ı Âlî’nin oluşumu ve görevi] MD. 92. – Dîvân-ı Âlî, otuz üyeden oluşur. Bunların onu Hey’et-i Â’yân, onu Şûrâ-yı Devlet ve onu Mahkeme-i Temyiz363 ve Mahkeme-i İstinaf başkan ve üyeleri arasından ad çekme yöntemi ile belirlenip atanarak, Hey’et-i Â’yân tarafından gerek görüldüğünde, Pâdişâh buyruğu ile göreve getirilir. Görevi, Vekiller ve Mahkeme-i Temyiz Başkan ve üyelerinin yanı sıra, Pâdişâh aleyhinde eyleme ve Devlet’i bir tehlike durumunda bırakmaya girişenleri yargılamaktır. [Dîvân-ı Âlî Dairelerinin oluşumu] MD. 93. – Dîvân-ı Âlî iki kısma ayrılmış olup, biri Dâire-i İthamiyye364, diğeri ise Divân-ı Hüküm365’dür. Dâire-i İthamiyye dokuz üyeden oluşmakta olup; üçü Hey’et-i Â’yân, üçü Mahkeme-i Temyiz366 ve İstinaf, diğer üçü ise Şûrâ-yı Devlet üyelerinden Dîvân-ı Âlî’ye alınacak üyeler arasından, ad çekme yöntemi ile seçilir. [Daire-i İthamiyye’nin kararları] MD. 94. – Dâire-i İthamiyye, şikâyet edilen şahısların suçlu olup olmadığına üçte iki oy çoğunluğuyla karar verir. Dâire-i İthamiyye’de bulunanlar, Divân-ı Hüküm’de yer alamaz. [Divân-ı Hüküm’ün oluşumu ve kararları] MD. 95. – Divân-ı Hüküm, yedisi Hey’et-i Â’yân, yedisi Mahkeme-i Temyiz ve yedisi Şûrâ-yı Devlet Başkan ve üyelerinden olmak üzere, Dîvân-ı Âlî üyesi toplam yirmi bir kişiden oluşur.

353 Değişiklik öncesi şekliyle, md. 147 kenar başlık: “2 – Üyeliğin sona ermesi” 354 Değişik f. 1: “Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar”. 355 1924 metninde ve 1952’nin Düstur metninde bu başlık yer alırken, 1952’nin Resmî Gazete metninde md. 60 ve 61 arasında herhangi bir başlığa rastlanmamaktadır. Oysa daha sonra, 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T.

31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), söz konus eksiklik giderilerek, bu başlık eklenmiştir. 356 “Yüce Mahkeme” anlamına gelir. 1961 ve 1982 Anayasal sistemlerindeki “Yüce Divân”ın karşılığıdır. 357 Değişiklik öncesi şekliyle, f. 3: “Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay

Page 60: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 18) Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar. Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcıvekili yapar. (Değ. f.: 7.5.2010-5982/md. 18)358 Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir. Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi karariyle teşkil olunur.

Divân-ı Hüküm, Dâire-i İthamiye tarafından yargılanması gerektiğine karar verilmiş kişiler hakkındaki da’vâları, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla kesin biçimde ve konuyla ilgili yasalar gereğince karara bağlar ve verdiği hükümler aleyhine ara temyiz367 ve temyiz yoluna başvurulamaz. [Ayrıca bkz. md. 32]

4 – Çalışma ve yargılama usulü MD. 149. – (Değ. md.: 7.5.2010-5982/md. 19)368 Anayasa Mahkemesi, iki bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler, başkanvekili başkanlığında dört üyenin katılımıyla toplanır. Genel Kurul, Mahkeme Başkanının veya Başkanın belirleyeceği başkanvekilinin başkanlığında en az oniki üye ile toplanır. Bölümler ve Genel Kurul, kararlarını salt çoğunlukla alır. Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi için komisyonlar oluşturulabilir. Siyasî partilere ilişkin dava ve başvurulara, iptal ve itiraz davaları ile Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara Genel Kurulca bakılır, bireysel başvurular ise bölümlerce karara bağlanır. Anayasa değişikliğinde iptale, siyasî partilerin kapatılmasına ya da Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğu şarttır. Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara bağlanır. Anayasa Mahkemesinin kuruluşu, Genel Kurul ve bölümlerin yargılama usulleri, Başkan, başkanvekilleri ve üyelerin disiplin işleri kanunla; Mahkemenin çalışma esasları, bölüm ve komisyonların oluşumu ve işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla

III – Yargılama ve çalışma usulü MD. 148. – (Değ. md.: 15.3.1973-1699/md. 5)369 Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri kanunla; Mahkemenin çalışma tarzı ve üyeleri arasındaki işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir. Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan sıfatiyle baktığı dâvalar ile siyasî partilerin kapatılması hakkındaki dâvalar dışındaki işleri, dosya üzerinde inceler. Ancak, gerekli gördüğü hallerde, sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri çağırır.

Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar”.

359 İlk şekliyle md. 147: “Anayasa Mahkemesi, kanunların ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüklerinin Anayasaya uygunluğunu denetler. Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Yüksek Hâkimler Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini, Cumhuriyet Başsavcısını, Başkanunsözcüsünü, Askerî Yargıtay Başsavcısını ve kendi üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatiyle yargılar ve

Anayasa ile verilen diğer görevleri yerine getirir. Anayasa Mahkemesinin, Yüce Divan sıfatiyle yargılamasında savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı yapar”. 360 Md. 147 f. 2 ve f. 3 çelişkili olup, norm boşluğu yaratmaktadır. Bu iki tezi, şu iki soruya dönüştürmek mümkün: Cumhuriyet Başsavcısı, f. 2 gereği kendisinin yargılandığı bir dâvada, f. 3 gereğince savcılık işlevini nasıl üstlenebilecektir? Hiç kimsenin kendi dâvasında yargıç olamayacağı ilkesine (Lât. Nemo

judex in sua cause) benzer içimde, iddia makamında olması da düşünülemeyeceğine göre, bu görevi kim yerine getirecektir? Bu noktadaki çelişki ve dolayısıyla oluşan norm boşluğu, tartışma gerektirmeyecek kadar açıktır. 361 İlk şekliyle md. 26: “Büyük Millet Meclisi ahkâm-ı şer’iyenin tenfizi, kavânînin vaz’ı, tâdili, tefsiri, fesih ve ilgâsı, Devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi, harp ilânı, muvazene-i umûmîye-i mâliye ve Devletin umûm hesab-ı kat’î kanûnlarının tetkik ve tasdiki, meskûkât darbı, inhisar ve malî taahhüdü

mutazammın mukavelât ve imtiyazâtın tasdiki ve feshi, umûmî ve husûsî af ilânı, cezaların tahfif veya tahvili, tahkikât ve mücazât-ı kanûniyenin tecili, mahkemelerden sâdır olup kat’iyyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin infazı gibi vezaifi bizzat kendi ifâ eder”. 362 Önceki şekliyle md. 61 (Değişik madde: 5.2.1937-3115/md. 6): “Vazifelerinden münbais husûsâtta icrâ vekilleri ve siyasî müsteşarları ve Şûrâ-yı Devlet ve Temyiz Mahkemesi rüesası ve âzâsını ve Cumhuriyet Başmüddeiumûmîsini muhakeme etmek üzere bir (Dîvân-ı Âlî) teşkil edilir”. ���� İlk şekliyle md. 61: “Vazifelerinden münbais husûsâtta icrâ vekilleriyle Şûrâ-yı Devlet ve Mahkeme-i Temyiz rüesa ve âzâsını ve Başmüddeiumûmîyi muhakeme etmek üzere bir (Dîvân-ı Âlî) teşkil olunur”. 363 Orijinal metinde geçen “Mahkeme-i Temyiz”; sözcük anlamıyla “Temyiz Mahkemesi” anlamına gelir, günümüzdeki karşılığı ise, “Yargıtay”dır. 364 Orijinal metinde geçen “Dâire-i İthamiyye” ibaresi, “Suçlama Dairesi” anlamına gelir; ancak, diğer Anayasal kurumlarda olduğu gibi, burada da orijinal adlandırma korunmuştur. 365 Orijinal metinde geçen “Divân-ı Hüküm” ibaresi, “Karar Mahkemesi” anlamına gelir; ancak, orijinal adlandırma korunmuş ve uyarlama yoluna gidilmemiştir. 366 Md. 92ve 95’in orijinal metinde söz konusu kurum, “Mahkeme-i Temyiz” olarak anılmakta iken, md. 93’te “Divân-ı Temyiz” ibaresi geçmektedir. Terim birliğini sağlamak üzere, ilk biçimiyle alınmıştır. 358 Değişiklik öncesi şekliyle, f. 5: “Yüce Divan kararları kesindir”. 367 Orijinal metinde geçen “istinaf” sözcüğü, uyarlamada kısaca “ara temyiz” sözcüğü ile karşılanmıştır. 368 Değişiklik öncesi şekliyle, md. 149: MD. 149. – (Değ. f.: 3.10.2001-4709/md. 33) Anayasa Mahkemesi, Başkan ve on üye ile toplanır, salt çoğunluk ile karar verir. Anayasa değişikliklerinde iptale ve siyasî parti dâvalarında kapatılmaya karar verebilmesi için beşte üç oy çokluğu şarttır. Şekil bozukluğuna dayalı iptal dâvaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara bağlanır. Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri kanunla; mahkemenin çalışma esasları ve üyeleri arasındaki işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı dâvalar dışında kalan işleri dosya üzerinde inceler. Ancak, gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir (Ek cümle: 23.7.1995-4121/md. 14) ve siyasî partilerin temelli kapatılması veya

kapatılmasına ilişkin dâvalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya tâyin edeceği bir vekilin savunmasını dinler. * İlk şekliyle md. 149/1: “Anayasa Mahkemesi, Başkan ve on üye ile toplanır, salt çoğunluk ile karar verir. Anayasa değişikliklerinde iptale karar verebilmesi için üçte iki oy çokluğu şarttır”. 369 İlk şekliyle md. 148: “Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri kanunla; Mahkemenin çalışma tarzı ve üyeleri arasındaki işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir. Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan sıfatiyle baktığı dâvalar dışındaki işleri, dosya üzerinde inceler. Ancak, gerekli gördüğü hallerde, sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri çağırır”.

Page 61: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

baktığı davalar dışında kalan işleri dosya üzerinde inceler. Ancak, bireysel başvurularda duruşma yapılmasına karar verilebilir. Mahkeme ayrıca, gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir ve siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler. 5 – İptal dâvası MD. 150. – Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli madde ve hükümlerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal dâvası açabilme hakkı, Cumhurbaşkanına, iktidar ve anamuhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir. İktidarda birden fazla siyasî partinin bulunması halinde, iktidar partilerinin dâva açma hakkını en fazla üyeye sahip olan parti kullanır.

IV – İptâl dâvası a) Dâva hakkı MD. 149. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/33])370 Cumhurbaşkanı; Yasama Meclislerindeki siyasî parti grupları ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasî partiler ile son milletvekili genel seçimlerinde muteber oy sayısının en az yüzde onunu alan siyasî partiler; Yasama Meclislerinden birinin üye tamsayısının en az altıda biri tutarındaki üyeleri; kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren alanlarda Yüksek Hâkimler Kurulu, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay ve üniversiteler, kanunların veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüklerinin veya bunların belirli madde ve hükümlerinin Anayasaya aykırılığı iddiasiyle, Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal dâvası açabilirler. c) Eski kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası GEÇİCİ MD. 9. – Anayasa Mahkemesinin görevine başladığının Resmî Gazetede yayınlanmasından önce, mahkemelerde kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası ileri sürülemez ve mahkemelerce de kanunların Anayasaya aykırılığına dayanılarak karar verilemez. Anayasa Mahkemesinin görevine başladığı tarihte yürürlükte olan herhangi bir kanun hakkında, bu Anayasaya aykırılığı iddiasiyle iptâl dâvası açılabilir. (…)

6 – Dâva açma süresi MD. 151. – Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal dâvası açma hakkı, iptali istenen kanun, kanun hükmünde kararname veya İçtüzüğün Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak altmış gün sonra düşer.

b) Dâva açma süresi MD. 150. – Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal dâvası açma hakkı, iptali istenen kanunun veya İçtüzüğün Resmî Gazetede yayınlanmasından başlıyarak doksan gün sonra düşer. c) Eski kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası GEÇİCİ MD. 9/2. – (…) Anayasa Mahkemesinin görevine başladığı tarihte yürürlükte olan herhangi bir kanun hakkında, bu Anayasaya aykırılığı iddiasiyle iptâl dâvası açılabilir. Bu halde iptâl dâvası açma hakkı, Anayasa Mahkemesinin görevine başladığının Resmî Gazeteyle yayınlandığı tarihten itibaren altı ay sonra düşer.

7 – Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi MD. 152. – Bir dâvaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar dâvayı geri bırakır. Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve

c) Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi MD. 151. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/34])371 Bir dâvaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanunun hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar dâvayı geri bırakır. Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere altı ay içinde kararını verir ve

370 İlk şekliyle md. 149: “Cumhurbaşkanı; son milletvekili genel seçimlerinde muteber oy sayısının en az yüzde onunu alan veya Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsilcisi bulunan siyasî partiler veya bunların Meclis grupları; Yasama Meclislerinden birinin üye tamsayısının en az altıda biri tutarındaki üyeleri;

kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren alanlarda Yüksek Hâkimler Kurulu, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay ve Üniversiteler, kanunların veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüklerinin veya bunların belirli madde ve hükümlerinin Anayasaya aykırılığı iddiasiyle, Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptâl dâvası açabilirler”.

371 İlk şekliyle md. 151: “Bir dâvaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanunun hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar dâvayı geri bırakır. Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere üç ay içinde kararını verir. Bu süre içinde karar verilmezse, mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını, kendi kanısına göre çözümlüyerek dâvayı yürütür. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkemeler buna uymak zorundadır”.

Page 62: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme dâvayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.

açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse, mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını, kendi kanısına göre çözümliyerek dâvayı yürütür. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkemeler buna uymak zorundadır. [Ayrıca bkz. md. Geçici md. 9]

8 – Anayasa Mahkemesinin kararları MD. 153. – Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez. Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez. İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukukî boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karar bağlar. İptal kararları geriye yürümez. Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.

V – Anayasa Mahkemesinin kararları MD. 152. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/35])372 Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. Kararlar, gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Anayasa Mahkemesince, Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilen kanun veya İçtüzük veya bunların iptal edilen hükümleri, gerekçeli kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde, Anayasa Mahkemesi, iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlıyarak bir yılı geçemez. İptal kararı geriye yürümez. Anayasa Mahkemesi, diğer mahkemelerden gelen Anayasaya aykırılık iddiaları üzerine verdiği hükümlerin, olayla sınırlı ve yalnız tarafları bağlayıcı olacağına da karar verebilir. Anayasa Mahkemesi kararları, Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve Devletin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.

MD. 65. – Yücedivanın kararları kesindir. MD. 65. – Dîvân-ı Âlî’nin kararları kat’îdir.

B – Yargıtay MD. 154. – Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli dâvalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adli yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri ve daire başkanları kendi üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler; süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekilinin nitelikleri ve seçim usulleri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.

B – YÜKSEK MAHKEMELER I – Yargıtay MD. 139. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/26])373 Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli dâvalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Yargıtay üyeleri birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu mesleklerden sayılanlar arasından Yüksek Hâkimler Kurulunca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Yargıtay, Birinci Başkanı ile Cumhuriyet başsavcısını, kendi üyeleri arasından, üye tam sayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla seçer. Yargıtay Birinci Başkanıyla ikinci başkanlarının ve Cumhuriyet Başsavcısının görev süreleri dört yıldır. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan ve üyelerinin ve diğer mensuplarının nitelikleri ve ikinci başkanların seçim usulleri kanunla düzenlenir.

[Yasa hükümlerini yorumlama yetkisi] MD. 117. – Bir yasa maddesinin yorumlanması gerektiğinde; adliye işlerine ilişkin ise, anlamını saptama yetkisi, Mahkeme-i Temyiz’e; (…) aittir.

C – Danıştay MD. 155. – Danıştay, idarî mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idarî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son

II – Danıştay MD. 140. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/27])375 Danıştay, kanunların başka idarî yargı mercilerine bırakmadığı konularda ilk derece ve

MD. 51. – İdâre dâvalarına bakmak ve idâre uyuşmazlıklarını çözmek, Hükûmetçe hazırlanarak kendine verilecek kanun tasarıları ve imtiyaz sözleşme ve şartlaşmaları üzerine

MD. 51. – İdarî dâvâ ve ihtilâfları rü’yet ve hal, Hükumetçe ihzar ve tevdi olunacak kanûn lâyihaları ve imtiyaz mukavele ve şartnâmeleri üzerine beyân-ı mütalâa, gerek kendi kanûn-ı

[Yasa hükümlerini yorumlama yetkisi] MD. 117. – Bir yasa maddesinin yorumlanması gerektiğinde; (…) anlamını saptama yetkisi, (…) Devlet yönetimine ilişkin ise, Şûrâ-yı Devlet’e

372 İlk şekliyle md. 152: “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. Anayasa Mahkemesince, Anayasaya aykırı olduğundan iptâline karar verilen kanun veya İçtüzük veya bunların iptâl edilen hükümleri, karar tarihinde yürürlükten kalkar. Gereken hallerde, Anayasa Mahkemesi, iptâl hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın verildiği günden

başlıyarak altı ayı geçemez. İptal kararı geriye yürümez. Anayasa Mahkemesi, diğer mahkemelerden gelen Anayasaya aykırılık iddiaları üzerine verdiği hükümlerin, olayla sınırlı ve yalnız tarafları bağlayıcı olacağına da karar verebilir. Anayasa Mahkemesi kararları, Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve Devletin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar”. 373 İlk şekliyle md. 139: “Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli dâvalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Yargıtay üyeleri Yüksek Hâkimler Kurulunca, Yargıtay Birinci Başkanıyla İkinci Başkanları ve Cumhuriyet Başsavcısı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca, üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan ve üyelerinin ve diğer mensuplarının nitelikleri kanunla düzenlenir”.

Page 63: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli dâvalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. (Değ. f.: 13.8.1999-4446/md. 3)374 Danıştay, dâvaları görmek, Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında iki ay içinde düşüncesini bildirmek, tüzük tasarılarını incelemek, idarî uyuşmazlıkları çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir. Danıştay üyelerinin dörtte üçü, birinci sınıf idarî yargı hâkim ve savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; dörtte biri, nitelikleri kanunda belirtilen görevliler arasından Cumhurbaşkanı; tarafından seçilir. Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri ve daire başkanları, kendi üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Danıştayın kuruluşu, işleyişi, Başkan, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ile üyelerinin nitelikleri ve seçim usulleri, idarî yargının özelliği, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.

genel olarak üst derece idare mahkemesidir. Danıştay, idarî uyuşmazlıkları ve dâvaları görmek ve çözümlemek, Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları hakkında düşüncesini bildirmek, tüzük tasarılarını ve imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerini incelemek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir. Danıştay üyeleri, Bakanlar Kurulu ile Danıştay Genel Kuruluna ayrı ayrı boş yer sayısı kadar gösterilecek adaylar arasından Anayasa Mahkemesinin asıl ve yedek üyelerinin üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. İlk iki oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, salt çoğunlukla yetinilir. Danıştay, Başkanını ve Başkanunsözcüsü376nü, kendi üyeleri arasından, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçer. Başkan, daire başkanları ve Başkanunsözcüsünün görev süreleri dört yıldır. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Danıştayın kuruluşu, işleyişi, yargılama ve daire başkanlarının seçimi usulleri, mensuplarının nitelikleriyle atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, haklarında disiplin kovuşturması yapılması ve disiplin cezası uygulaması mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir. Asker kişilerle ilgili idarî eylem ve işlemlerin yargı denetimi Askerî Yüksek İdare Mahkemesince yapılır. Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, başkan ve üyelerinin nitelikleri ile atanmaları, disiplin ve özlük işleri; hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre kanunla düzenlenir.

düşünüşünü bildirmek, gerek kendi özel kanunu ve gerek başka kanunlarla gösterilen görevleri yapmak üzere bir Danıştay kurulur. Danıştay başkanları ve üyeleri, daha önce önemli görevlerde bulunmuş, uzmanlıkları, bilgileri ve görgüleriyle belirgin kimseler arasından Büyük Millet Meclisince seçilir. MD. 52/3. (…) Tüzüklerin kanunlara aykırılığı ileri sürüldükte bunun çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisidir.

mahsûsu ve gerek kavânîn-i saire ile muayyen vezaifi ifâ etmek üzere bir Şûrâ-yı Devlet teşkil edilecektir377. Şûrâ-yı Devlet’in rüesa ve âzâsı vezaif-i mühimmede bulunmuş ilim, ihtisas ve tecrübeleri ile mütemeyyiz zevât meyânından Büyük Millet Meclisi’nce intihâb olunur. MD. 52/3. – (…) Nizâmnâmelerin kavânîne mugayereti iddia olundukta bunun merci-i halli Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.

(…) aittir.

D – Askerî Yargıtay MD. 156. – Askerî Yargıtay, askerî mahkemelerden verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Ayrıca, asker kişilerin kanunla gösterilen belli dâvalarına ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Askerî Yargıtay üyeleri birinci sınıf askerî hâkimler arasından Askerî Yargıtay Genel Kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla her boş yer için göstereceği üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir. Askerî Yargıtay Başkanı, Başsavcısı, İkinci Başkanı ve daire başkanları Askerî Yargıtay üyeleri arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar. (Değ. f.: 7.5.2010-5982/md. 20)378 Askerî Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.

III – Askerî Yargıtay MD. 141. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/28])379 Askerî Yargıtay, askerî mahkemelerden verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Ayrıca, asker kişilerin kanunla gösterilen belli dâvalarına ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Askerî Yargıtay üyeleri en az albay rütbesinde birinci sınıf askerî hâkimler arasından Askerî Yargıtay Genel Kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğu ile her boş yerin üç misli olarak gösterdiği adaylar arasından Cumhurbaşkanınca seçilir. Askerî Yargıtay Başkanı, Başsavcısı, İkinci Başkanı ve daire başkanları Askerî Yargıtay üyeleri arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar. Askerî Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri ve üyeler hakkındaki disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre kanunla düzenlenir.

375 İlk şekliyle md. 140: “Danıştay, kanunların başka idarî yargı mercilerine bırakmadığı konularda ilk derece ve genel olarak üst derecede idare mahkemesidir. Danıştay, idarî uyuşmazlıkları ve dâvaları görmek ve çözümlemek, Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları hakkında düşüncesini bildirmek, tüzük tasarılarını ve imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerini incelemek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir. Danıştay Başkan ve üyeleriyle Başkanunsözcüsü, kanunda belirtilen niteliklere sahip kimseler arasından, Anayasa Mahkemesinin asıl ve yedek üyelerinden meydana gelen kurulca gizli oyla ve üçte iki çoğunlukla seçilir. İlk iki oylamada çoğunluk sağlanamazsa, salt çoğunlukla yetinilir. Danıştay Başkan ve üyeleriyle Başkanunsözcüsünün seçimlerinde Bakanlar Kurulu ile Danıştay Genel Kurulunca ayrı ayrı boş yer sayısı kadar aday gösterilir. Danıştayın kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, mensuplarının nitelikleriyle atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, haklarında disiplin kovuşturması yapılması ve disiplin cezası uygulanması, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla

düzenlenir”. 374 İlk şekliyle md. 155/2: “Danıştay, dâvaları görmek, Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları hakkında düşüncesini bildirmek, tüzük tasarılarını ve imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerini incelemek, idarî uyuşmazlıkları çözümlemek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir”. 376 Anayasa metinlerini aktaran bazı derlemelerde, değişik adlar taşıyan kurumlara rastlamak mümkündür. Örenğin, 1961 Anayasası md. 140’ın ilk biçiminde yer alan “Danıştay Başkan ve üyeleriyle Başkanunsözcüsü ...” şeklinde başlayan f’da “Başkanın sözcüsü” gibi bir makam geçmektedir. Bkz. ARMAĞAN,

Servet, En Son Değişikliklerle 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Eski Anayasalarımız, 1. Bs., Beta Yay., İstanbul, Mayıs 2000, s. 461. Oysa ki, bu adla anılan bir kurum, bil(ebil)diğimiz kadarıyla, şimdiye değin hiç oluşturulmamıştır. Hattâ, aynı adı taşıyan kuruma, bir başka derlemede de md. 140’ın hem ilk, hem de 1971’de değiştirilen metninde rastlanır. Bkz. KİLİ, Suna & GÖZÜBÜYÜK, A. Şeref, Türk Anayasa Metinleri (Sened-i İttifaktan Günümüze), 2. Bs., Türkiye İş Bankası Yay., Şefik Matbaası, İstanbul, Mayıs 2000, s. 219. Yine bir başka derlemede, f. 4 c. 2 aktarılırken, “Başkansözcüsü” sözcüğü geçer (SOYSAL, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası: ..., s. 74). Aynı şekilde, 1961 Anayasası’nın öncesindeki ara rejim dönemi Anayasal belgelerinden 157 no.lu Kanun (md. 38) aktaran bazı derlemelerde de, “Danıştay Başkanının Sözcüsü” biçiminde bir kurum geçmektedir (Örn. bkz. ERDEM, op.cit., s. 484.; KİLİ & GÖZÜBÜYÜK, op.cit., s. 160). Oysa, Resmî Gazete’de yayımlanan orijinal metinde (md. 140/4, 147/2, 148/1), “Başkanunsözcüsü” biçiminde bitişik yazım tercih edilmiştir (R.G., T. 20.7.1961, S. 10859, ss. 4651, 4652); buna karşın, 1961 Anayasası’ndan önce ara rejim döneminde yürürlüğe konan 157 no.lu Kanun’da ise (md. 38/2) “Başkanun Sözcüsü” biçiminde ayrık yazım biçimine rastlanmaktaydı (Bkz. R.G., T. 16.12.1960, S. 10682, s. 2769).

377 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle (R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), 51 inci maddede geçen “... bir Şûrayı Devlet teşekkül edecektir” ibaresinde yanlış yazılmış olan “teşekkül edecektir” kısmı, “... teşkil edilecektir” şeklinde düzeltilmiştir.

378 Değ. öncesi şekliyle, f. son: “Askerî Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre kanunla düzenlenir”. 379 İlk şekliyle md. 141: “Askerî Yargıtay, askerî mahkemelerce verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Ayrıca, kanunla gösterilen askerî işlere ait belli dâvalara ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Askerî Yargıtay üyeleriyle Başsavcısı, hâkimlik niteliğine sahip, kırk yaşını bitirmiş ve en az on yıl askerî hâkimlik veya askerî savcılık yapmış kimseler arasından, Askerî Yargıtay genel kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğuyla boş yerin üç misli olarak gösterdiği adaylar arasından Cumhurbaşkanınca

seçilir. Askerî Yargıtay, Başkanlarını kendi üyeleri arasından seçer. Askerî Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, yargılama usûlleri, üyeler hakkındaki disiplin işleri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre, kanunla düzenlenir”.

Page 64: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

E – Askerî Yüksek İdare Mahkemesi MD. 157. – Askerî Yüksek İdare Mahkemesi, askerî olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askerî hizmete ilişkin idarî işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim sınıfından olan üyeleri, mahkemenin bu sınıftan olan başkan ve üyeleri tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oy ile birinci sınıf askerî hâkimler arasından her boş yer için gösterilecek üç aday içinden; hâkim sınıfından olmayan üyeleri, rütbe ve nitelikleri kanunda gösterilen subaylar arasından, Genelkurmay Başkanlığınca her boş yer için gösterilecek üç aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir. Askerî hâkim sınıfından olmayan üyelerin görev süresi en fazla dört yıldır. Mahkemenin Başkanı, Başsavcı ve daire başkanları hâkim sınıfından olanlar arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar. (Değ. f.: 7.5.2010-5982/md. 21)380 Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.

Md. 140’a 1971’de eklenen son f. II – Danıştay MD. 140/son. – (…) Asker kişilerle ilgili idarî eylem ve işlemlerin yargı denetimi Askerî Yüksek İdare Mahkemesince yapılır. Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, başkan ve üyelerinin nitelikleri ile atanmaları, disiplin ve özlük işleri; hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre kanunla düzenlenir.

F – Uyuşmazlık Mahkemesi MD. 158. – Uyuşmazlık Mahkemesi adlî, idarî ve askerî yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir. Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu, üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile işleyişi kanunla düzenlenir. Bu mahkemenin Başkanlığını Anayasa Mahkemesince, kendi üyeleri arasından görevlendirilen üye yapar. Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.

IV – Uyuşmazlık Mahkemesi MD. 142. – Uyuşmazlık Mahkemesi adlî, idarî ve askerî yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir. Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir. Bu mahkemenin Başkanlığını, Anayasa Mahkemesince kendi asıl veya yedek üyeleri arasından görevlendirilen bir üye yapar.

III – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu MD. 159. - (Değ. md.: 7.5.2010-5982/md. 22)381 Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır. Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim kurumlarının hukuk, [iktisat ve siyasal bilimler382] dallarında görev yapan öğretim üyeleri, [üst kademe yöneticileri383] ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca, üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay

C – YÜKSEK HÂKİMLER KURULU I – Kuruluş MD. 143. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/29])385 Yüksek Hâkimler Kurulu, onbir asıl ve üç yedek üyeden kuruludur. Üyeler, Yargıtay Genel Kurulunca, kendi üyeleri arasından ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile gizli oyla seçilir. Yüksek Hâkimler Kurulu, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile, kendi içinden Başkanını ve bölüm başkanlarını seçer. Yüksek Hâkimler Kurulu üyelerinin görev süresi dört yıldır. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Yüksek Hâkimler Kurulu üyeleri, görevleri süresince başka bir iş ve görev alamazlar. Yüksek Hâkimler Kurulunun kuruluşu, çalışma usulleri, bölümleri ve bu bölümlerin görevleriyle, toplantı ve karar yeter sayıları, Başkan ve

380 Değ. öncesi şekliyle, f. son: “Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre kanunla düzenlenir”. 381 Değişiklik öncesi şekliyle, md. 159: “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Kurulun Başkanı, Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından, her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca, dört yıl için

seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri arasından bir başkanvekili seçer. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini

yapar. Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hâkimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar. Ayrıca Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir. Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz. Kurulun görevlerini yerine getirmesi, seçim ve çalışma usulleriyle itirazların Kurul bünyesinde incelenmesi esasları kanunla düzenlenir. Adalet Bakanlığının merkez kuruluşunda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıların muvafakatlarını alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir. Adalet Bakanı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilk toplantısında onaya sunulmak üzere, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde hizmetin aksamaması için hâkim ve savcıları geçici yetki ile görevlendirebilir”. 382 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)] 383 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)] 385 İlk şekliyle md. 143: “Yüksek Hâkimler Kurulu, onsekiz asıl ve beş yedek üyeden kuruludur. Bu üyelerden altısı Yargıtay genel kurulunca, altısı birinci sınıfa ayrılmış hâkimlerce ve kendi aralarından gizli oyla seçilir. Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu, yüksek mahkemelerde hâkimlik etmiş veya bunlara üye olma şartlarını

kazanmış kimseler arasından gizli oyla ve üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile üçer üye seçerler. Bu usûlle Yargıtay genel kurulunca iki, birinci sınıfa ayrılmış hâkimler ile Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu tarafından birer yedek üye seçilir. Yüksek Hâkimler Kurulu, üye tamsayısının salt çoğunluğu ile kendi içinden Başkanını seçer. Yüksek Hâkimler Kurulu üyelerinin görev süresi dört yıldır. Her iki yılda yarısının seçimi yenilenir. Hâkimlik görevinde iken seçilmiş olan üyeler ardı ardına iki defa seçilemez. Yüksek Hâkimler Kurulu üyeleri, görevleri süresince başka bir iş ve görev alamazlar. Yüksek Hâkimler Kurulunun kuruluşu, çalışma usulleri, bölümleri ve bu bölümlerin görevleriyle toplantı ve karar yeter sayıları, Başkan ve üyelerinin aylık ve ödenekleri kanunla düzenlenir. Adalet Bakanı, Yüksek Hâkimler Kurulunun toplantılarına katılabilir; oylamaya katılamaz”.

Page 65: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde yapılır. Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden altmış gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır. Diğer üyeliklerin boşalması halinde, asıl üyenin yedeği tarafından kalan süre tamamlanır. Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel kurullarından seçilecek Kurul üyeliği için her üyenin, birinci sınıf adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek Kurul üyeliği için her hâkim ve savcının; [ancak bir aday için384] oy kullanacağı seçimlerde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilir. Bu seçimler her dönem için bir defada ve gizli oyla yapılır. Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince; kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler. Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Başkanına aittir. Kurul Başkanı dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını ve daire başkanlarından birini de başkanvekili olarak seçer. Başkan, yetkilerinden bir kısmını başkanvekiline devredebilir. Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir. Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir. Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz. Kurula bağlı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul Başkanı tarafından atanır. Kurul müfettişleri ile

üyelerinin aylık ve ödenekleri kanunla düzenlenir. Adalet Bakanı, gerekli gördüğü hallerde Yüksek Hâkimler Kurulu toplantılarına başkanlık eder. II – [Hâkimlerin] Görev ve yetkileri MD. 144. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/30])386 Yüksek Hâkimler Kurulu, adliye mahkemeleri hâkimlerinin özlük işleri hakkında kesin karar verir. [Bu kararlar aleyhine başka mercilere başvurulamaz387.] Ancak, disiplin ve meslekten çıkarma cezaları ile ilgili kararların bir defa daha incelenmesini, Adalet Bakanı veya hakkında karar verilen hâkim istiyebilir. Bir hâkimin her ne sebeple olursa olsun, meslekten çıkarılması hakkındaki karar Yüksek Hâkimler Kurulu Genel Kurulunun salt çoğunluğu ile alınır. Adalet Bakanı gerekli gördüğü hallerde, bir hâkim hakkında disiplin kovuşturması açılmasını Yüksek Hâkimler Kurulundan istiyebilir. Bir mahkemenin veya bir hâkimin kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi, Yüksek Hâkimler Kurulunun uygun görmesine bağlıdır. Hâkimlerin denetimi ve haklarındaki soruşturma, Yüksek Hâkimler Kuruluna bağlı ve sürekli olarak görevli müfettiş hâkimler eliyle yapılır. Müfettiş hâkimler, hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu mesleklerden sayılanlar arasından Yüksek Hâkimler Kurulunca atanır. Müfettiş hâkimlerin nitelikleri ile atanma usulleri, hakları, ödevleri, ödenek ve yollukları, meslekte ilerlemeleri, haklarında disiplin kovuşturması yapılması ve disiplin cezası uygulaması, hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.

384 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)] 386 İlk şekliyle md. 144: “Hâkimlerin bütün özlük işleri hakkında karar verme yetkisi Yüksek Hâkimler Kurulunundur. Bir hâkimin her ne sebeple olursa olsun, meslekten çıkarılması hakkındaki karar, genel kurulun salt çoğunluğuyla alınır. Adalet Bakanı, gerekli gördüğü hallerde, bir hâkim hakkında disiplin kovuşturması açılması için Yüksek Hâkimler Kuruluna başvurabilir. Bir mahkemenin veya bir kadronun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi, Yüksek Hâkimler Kurulunun uygun görmesine bağlıdır. Hâkimlerin denetimi, belli konular için Yüksek Hâkimler Kurulunca görevlendirilecek üst derecedeki hâkimler eliyle yapılır”. 387 Anayasa değişikliğine ilişkin Yasa ile metne eklenen söz konusu cümle, AYM tarafından iptal edilmiştir. (Bkz. AYM., K.T. 27.1.1972, E. 1976/43., K. 1977/4.; R.G., T. 21.4.1977, S. 15916).

Page 66: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir. Adalet Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcılar ile adalet müfettişlerini ve hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçileri, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir. Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir. IV – Sayıştay MD. 160. – (Değ. f.: 29.10.2005-5428/md. 2)388 Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idarî yargı yoluna başvurulamaz. (Değ. / yeni f.: 29.10.2005-5428/md. 2)389 Mahallî idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması Sayıştay tarafından yapılır. Sayıştayın kuruluşu, işleyişi, denetim usulleri, mensuplarının nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri ve diğer özlük işleri, Başkan ve üyelerinin teminatı kanunla düzenlenir. (Mülga son f.: 7.5.2004-5170/md. 10)390

II – Sayıştay; Silâhlı Kuvvetlerin mallarının ve kamu iktisadî teşebbüslerinin denetlenmesi (Değ. ken. başlık: 20.9.1971-1488/md. [1/22])391 MD. 127. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/22])392 Sayıştay, genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kuruluşu, işleyişi, denetim usûlleri, mensuplarının nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümleri ve diğer özlük işleri, Başkan ve üyelerinin teminatı kanunla düzenlenir. Silâhlı Kuvvetler elinde bulunan Devlet mallarının Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlenmesi usûlleri, millî savunma hizmetlerinin gerektirdiği gizlilik esaslarına uygun olarak kanunla düzenlenir. Kamu İktisadî Teşebbüslerinin Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi kanunla düzenlenir.

MD. 100. – Büyük Millet Meclisine bağlı ve Devletin gelirlerini ve giderlerini özel kanuna göre denetlemekle görevli bir Sayıştay kurulur. MD. 101. – Sayıştay, genel uygunluk bildirimini ilişkin olduğu kesin hesap kanununun Mâliye’ce Büyük Millet Meclisine verilmesi tarihinden başlıyarak en geç altı ay içinde Meclise sunar.

MD. 100. – Büyük Millet Meclisi’ne merbut ve devletin vâridât ve masarifâtını kanûn-ı mahsûsuna tevfikân murakabe ile mükellef bir Divân-ı Muhasebât müessestir. MD. 101. – Divân-ı Muhasebât, umûmî mutabakât beyânnâmesini, taallûk ettiği hesab-ı kat’î kanûnunun Mâliye’ce Büyük Millet Meclisi’ne takdîmi tarihinden itibaren nihayet altı ay zarfında Meclis’e takdîm eder.

[Divân-ı Muhasebât’ın oluşumu] MD. 105. – Devlet mallarının edinilmesi ve harcanmasıyla görevli olanların hesaplarını kontrol etme ve dairelerce düzenlenen yıllık hesapları inceleyerek inceleme özetleri ve görüşlerinin sonucunu her yıl özel bir önerge ile Hey’et-i Meb’ûsân’a sunmak üzere, bir Divân-ı Muhasebât393 oluşturulacaktır. Bu Divân, her üç ayda bir kez, maliye durumuna ait önergeyi Riyaset-i Vükelâ394 aracılığıyla Pâdişâh Hazretleri’ne de sunar. [Divân-ı Muhasebât üyelerinin atanması] MD. 106. – Divân-ı Muhasebât’ın üyeleri on iki kişiden oluşacak ve her bir üye, görevden alınmasının gereği Hey’et-i Meb’ûsân’ın çoğunluğu tarafından onaylanmadıkça görevlerinde yaşam boyu kalmak üzere, Pâdişâh buyruğu ile atanacaklardır. [Divân-ı Muhasebât üyelerinin görev, yetki ve haklarının düzenlenmesi] MD. 107. – Divân-ı Muhasebât üyelerinin nitelik ve görevlerinin ayrıntıları, yerine getirilme biçimi, görev yerlerinin değiştirilmesi, yükselmeleri, emeklilikleri ve hükümlerinin verilmesi özel bir yasa ile saptanacaktır.

DÖRDÜNCÜ KISIM MALÎ VE EKONOMİK HÜKÜMLER

Mâliye İşleri Umûr-ı Mâliye MÂLİYE İŞLERİ

BİRİNCİ BÖLÜM MALÎ HÜKÜMLER

[Ayrı bir kısım özgülenmez. III. Kısım’da II. Bölüm’de (“Yürütme”) yer alan şu hükümlerden oluşur: -Bütçe (md. 126) -Sayıştay; Silâhlı Kuvvetlerin mallarının ve kamu iktisadî teşebbüslerinin denetlenmesi (md. 127) -Kesin hesaplar (md. 128) -Kalkınma plânı ve Devlet Plânlama Teşkilâtı (md. 129) -Tabiî servet kaynaklarının aranması ve işletilmesi (md. 130) -Ormanların ve orman köylüsünün korunması, ormanların geliştirilmesi (md. 131)]

I395 – Bütçe A – Bütçenin hazırlanması ve uygulanması MD. 161. – Devletin ve kamu iktisadî teşebbüsleri dışındaki kamu tüzelkişilerinin harcamaları, yıllık bütçelerle yapılır. (Değ. f.: 29.10.2005-5428/md. 3)396 Malî yıl

D – İKTİSADÎ VE MALÎ HÜKÜMLER I – Bütçe MD. 126. – Devletin ve kamu iktisadî teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır. Kanun, kalkınma plânları ile ilgili yatırımlar veya bir

MD. 26. – (…) Devletin bütçe ve kesin hesap kanunlarını incelemek ve onamak (…) gibi görevleri Büyük Millet Meclisi ancak kendisi yapar. MD. 96. – Devlet malları bütçe dışı harcanamaz.

MD. 26. – (Değişik madde: 10.4.1928-1222/md. 4)397 Büyük Millet Meclisi (…) muvazene-i umûmiye-i mâliye ve Devletin umûm hesab-ı kat’i kanûnlarının tetkik ve tasdiki (…) gibi vezaifi bizzat kendi ifâ eder.

[Vergilerin Devlet Bütçesine dayanma zorunluluğu] MD. 97. – Devlet’in bütçesi, gelir ve giderleri yaklaşık olarak içeren yasadır. Devlet vergilerinin konulması, dağıtılması ve tahsil işlemleri, bu yasaya dayanmak zorundadır.

388 İlk şekliyle md. 160/1 (Aslında, değişiklik yalnızca c. 1’dedir. Değişiklik yapılan kısımlar, bold karakterle verilmiştir): “Sayıştay, genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve

kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idarî yargı yoluna başvurulamaz”.

389 İlk şekliyle md. 160/2 (değişiklik denilmesine karşın, aslında yürürlükteki hüküm, eskisinden tamamen farklı ve yeni bir hükümdür): “Vergi, benzeri malî yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır”. 390 Mülga md. 160/son: “Silâhlı Kuvvetler elinde bulunan Devlet mallarının Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlenmesi usulleri, Millî Savunma hizmetlerinin gerektirdiği gizlilik esaslarına uygun olarak kanunla düzenlenir”. 391 İlk şekliyle md. 127’nin kenar başlığı: “Sayıştay; kamu iktisadî teşebbüslerinin denetlenmesi”. 392 İlk şekliyle md. 127: “Sayıştay, genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kuruluşu, işleyişi, denetim usûlleri, mensuplarının nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümleri ve diğer özlük işleri, Başkan ve üyelerinin teminatı kanunla düzenlenir. Kamu İktisadî Teşebbüslerinin Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi kanunla düzenlenir”. 393 “Hesaplar Mahkemesi” anlamına gelir. Günümüzdeki karşılığı “Sayıştay”dır. 394 “Vekiller Başkanlığı” anlamına gelir. Günümüzdeki karşılığı “Başbakanlık”tır. 395 1982 Anayasası’nın Dördüncü Kısmının Birinci Bölümü içinde yer alan dört hükmün (md. 161-165) tamamı, Romen rakamlı bu ana-kenar başlık altında toplanmaktadır. Bunun yanı sıra, Bölüm içinde (II) ile başlayan ikinci bir ana-kenar başlık bulunmadığından, (I) no.lu bu ilk ana-kenar başlığa yer verilmesi,

aslında anlamsızdır. 396 İlk şekliyle md. 161/2 (Değişiklik yapılan kısım, bold karakterle verilmiştir): “Malî yıl başlangıcı ile genel ve katma bütçelerin nasıl hazırlanacağı ve uygulanacağı kanunla belirlenir”. 397 İlk şekliyle md. 26: “Büyük Millet Meclisi ahkâm-ı şer’iyenin tenfizi, kavânînin vaz’ı, tâdili, tefsiri, fesih ve ilgâsı, Devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi, harp ilânı, muvazene-i umûmîye-i mâliye ve Devletin umûm hesab-ı kat’î kanûnlarının tetkik ve tasdiki, meskûkât darbı, inhisar ve malî taahhüdü mutazammın mukavelât

ve imtiyazâtın tasdiki ve feshi, umûmî ve husûsî af ilânı, cezaların tahfif veya tahvili, tahkikât ve mücazât-ı kanûniyenin tecili, mahkemelerden sâdır olup kat’iyyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin infazı gibi vezaifi bizzat kendi ifâ eder”.

Page 67: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

başlangıcı ile merkezî yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü kanunla düzenlenir. Kanun, kalkınma plânları ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir. Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.

yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usûller koyabilir. Genel ve katma bütçelerin nasıl yapılacağı ve uygulanacağı kanunla gösterilir. Bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz. IV – İktisadî ve sosyal hayatın düzeni MD. 41/2. – (…) İktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı demokratik yollarla gerçekleştirmek; bu maksatla, millî tasarrufu arttırmak, yatırımları toplum yararının gerektirdiği önceliklere yöneltmek ve kalkınma plânlarını yapmak Devletin ödevidir.

MD. 97. – Bütçe Kanununun geçerliği bir yıldır.

MD. 96. – Devlet emvâlinden muvazene haricinde sarfiyât câiz değildir. MD. 97. – Muvazene-i umûmiye kanûnunun hükmü bir seneye mahsûstur.

[Devlet mallarının bütçe dışında harcanma yasağı] MD. 100. – Bir özel yasa ile belirlenmedikçe, Devlet mallarından bütçe dışında harcama yapılamaz. [Zorunlu durumlarda bütçe dışı harcama yapılması] MD. 101. – Meclis-i Umûmî’nin toplantı halinde bulunmadığı durumlarda, olağanüstü zorunlu nedenlerden dolayı bütçe dışında harcama yapılması gerekirse, sorumluluğu Hey’et-i Vükelâ’ya ait olmak ve Meclis-i Umûmî’nin açılışından hemen sonra bu konudaki yasa tasarısı Meclis-i Umûmî’ye sunulmak koşuluyla, o giderin karşılanması için gereken tutar Pâdişâh Hazretleri’nin onayına sunularak, izin verilmesi sonucu ortaya çıkacak buyruk üzerine, gereken parasal kaynak sağlanır ve harcanır. [Bütçe Yasasının geçerlilik süresi] MD. 102. – Bütçe Yasası’nın geçerliliği, bir yıla özgüdür; o yılın dışında geçerli olamaz. Ancak, bazı olağanüstü durumlardan dolayı, Hey’et-i Meb’ûsân398’ın Bütçe Yasası’nı kararlaştırmaksızın feshedildiği durumlarda; geçerliliği bir yılı aşmamak üzere, bir kararnâme ile Hey’et-i Vükelâ399, Pâdişâh buyruğu aracılığıyla, geçmiş yılın bütçe hükümlerinin geçerliliğini Hey’et-i Meb’ûsân400’ın gelecek toplantısına kadar uzatır. 29 Ocak 1914’te değ. MD. 102. – Bütçe Yasasının geçerliliği, bir yıla özgüdür. O yılın dışında geçerli olamaz ve bu hüküm erteleme ve tatil ile çiğnenemez. Ancak, Hey’et-i Meb’ûsân401 bütçeyi kararlaştırmaksızın feshedildiği takdirde, ...

B – Bütçenin görüşülmesi MD. 162. – (Değ. f.: 29.10.2005-5428/md. 4)402 Bakanlar Kurulu, merkezî yönetim bütçe tasarısı ile millî bütçe tahminlerini gösteren raporu, malî yıl başından en az yetmişbeş gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Bütçe tasarıları ve rapor, kırk üyeden kurulu Bütçe Komisyonunda incelenir. Bu komisyonun kuruluşunda, iktidar grubuna veya gruplarına en az yirmibeş üye verilmek şartı ile, siyasî parti gruplarının ve bağımsızların oranlarına göre temsili gözönünde tutulur. Bütçe Komisyonunun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve malî yıl başına kadar karara bağlanır. (Değ. f.: 29.10.2005-5428/md. 4)403 Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda, bakanlık ve daire bütçeleriyle katma bütçeler hakkında düşüncelerini, her bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında açıklarlar; bölümler ve değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oya konur. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanunu tasarılarının Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar.

II – Bütçenin görüşülmesi ve kabûlü; gider artırıcı ve gelir azaltıcı teklifler MD. 94. – Genel ve katma bütçe tasarıları ile millî bütçe tahminlerini gösteren rapor, malî yılbaşından en az üç ay önce, Bakanlar Kurulu tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Bu tasarılar ve rapor, otuzbeş milletvekiliyle onbeş Cumhuriyet Senatosu üyesinden kurulu bir karma komisyona verilir. Bu komisyonun kuruluşunda, iktidar grubuna veya gruplarına en az otuz üye verilmek şartıyla, siyasî parti gruplarının ve bağımsızların oranlarına göre temsili gözönünde tutulur. Karma komisyonun en çok sekiz hafta içinde kabûl edeceği metin, önce Cumhuriyet Senatosunda görüşülür ve en geç on gün içinde karara bağlanır. Cumhuriyet Senatosunca kabûl edilen metin, en geç bir hafta içinde yeniden görüşülmek üzere, karma komisyona verilir. Karma komisyonun kabûl ettiği son metin Millet Meclisince görüşülür ve malî yılbaşına kadar karara bağlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclislerinin genel kurullarında, Bakanlık ve daire bütçeleriyle katma bütçeler hakkındaki düşüncelerini, her bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında açıklarlar; bölümler ve değişiklik önergeleri, üzerlerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oya konur. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanunu tasarılarının genel kurullarda görüşülmesi sırasında, gider artırıcı veya belli

MD. 95. – Bütçe Kanunu tasarısı ve buna bağlı bütçeler ve cetvellerle katma bütçeler Meclise bütçe yılı başından en az üç ay önce sunulur.

MD. 95. – (Değ. md.: 10.12.1931-1893/md. 1)404 Muvazene-i umûmiye kanûnu lâyihası ve buna bağlı bütçeler Meclis’e malî yılbaşından en az üç ay evvel takdîm olunur.

[Hey’et-i Meb’ûsân’da bütçe yasasının görüşülmesi ve kabulü] MD. 80. – Hey’et-i Meb’ûsân, kendine gönderilen yasa tasarılarını görüşerek bunlardan malî işlere ve Kanûn-ı Esâsî’ye ilişkin maddeleri reddeder, kabul eder veya değiştirerek kabul eder. Bütçe Yasası405’nda belirlenen usûle uygun olarak, Hey’et-i Meb’ûsân’da ayrıntılarıyla incelendikten sonra, genel giderlerin miktarı Vekiller ile birlikte kararlaştırılır ve buna karşılık olacak gelirlerin niteliği ve niceliği, dağıtılma yöntemi ve sağlanması da, aynı şekilde Vekillerin katılımıyla saptanır. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 80. – Genel giderler, Bütçe Yasası’nda gösterilen usûle uygun olarak, Hey’et-i Meb’ûsân’da ayrıntıları ile incelendikten sonra, Hey’et-i Vükelâ’nın da katılımıyla Hey’et-i Meb’ûsân tarafından miktarına karar verilir. Buna karşılık gelecek gelirlerin nitelik ve niceliği ile dağıtılma yöntemi ve elde edilmesi de, yine Vekillerin hazır bulunması ile saptanır. [Bütçe Yasa Tasarısının görüşülmesi ve kabulü] MD. 98. – Bütçe yani Genel Denge Yasası406, Meclis-i Umûmî’de madde madde görüşülür ve kabul edilir. Tahmin edilen gelir ve gider kalemlerini bir araya getirmek üzere, Bütçe Yasası’na bağlı olan cetveller, önceki yasalarla saptanan örneklerine uygun olarak kısımlar,

398 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 399 Orijinal metinde “Vükelâ-yı Devlet” ibaresi geçmesine karşın, doğrusu “Hey’et-i Vükelâ” olması gerekir. 400 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 401 Orijinal metinde “Meclis-i Meb’ûsân” ifadesi kullanılmakla birlikte, doğrusu “Hey’et-i Meb’ûsân” olması gerekir. 402 İlk şekliyle md. 162/1 (Değişiklik yapılan kısım, bold karakterle verilmiştir): “Bakanlar Kurulu, genel ve katma bütçe tasarıları ile millî bütçe tahminlerini gösteren raporu, malî yıl başından en az yetmişbeş gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar”. 403 İlk şekliyle md. 162/4 (Aslında değişiklik, yalnızca c. 1’dedir. Değişiklik geçiren kısım, bold karakterle verilmiştir): “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda, bakanlık ve daire bütçeleriyle katma bütçeler hakkında düşüncelerini, her bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında açıklarlar;

bölümler ve değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oya konur”. 404 İlk şekliyle md. 95: “Muvazene-i Umumiye Kanûnu müteallik olduğu sene-i mâliyenin duhûlünde mevki-i icrâya konulabilmek için lâyihası ve merbutu bütçeler ve cetveller nihayet Teşrîn-i sânî iptidâsında Meclis’e takdim olunur”. 405 Orijinal metinde geçen “mesarif-i umûmiye muvazene kanûnu”, günümüzdeki karşılığı ile, aslında Bütçe Yasasının negatif (pasif) kısmını, yani devletin genel giderleri kalemini ifade eder. Ancak, sözlük anlamı “Genel Giderler Denge Yasası” olan terim, metinde “Bütçe Yasası” olarak uyarlanmıştır. 406 Orijinal metinde, “Bütçe yani Muvazene-i Umûmiye Kanûnu” ifadesi geçmektedir.

Page 68: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

gelirleri azaltıcı teklifler yapamazlar. bölümler ve birden çok maddelere ayrılmış olup, bunların görüşülmesi dahi bölüm bölüm yapılır. [Bütçe Yasası’nın Hey’et-i Meb’ûsân’a sunulması] MD. 99. – Kabul edilen Bütçe Yasası, ilgili olduğu yıl süresince uygulama aşamasına konulmak üzere, Meclis-i Umûmî’nin açılışından hemen sonra, Hey’et-i Meb’ûsân’a sunulur.

C – Bütçelerde değişiklik yapılabilme esasları MD. 163. – (Değ. md.: 29.10.2005-5428/md. 4)407 Merkezî yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek miktarın sınırını gösterir. Harcanabilecek miktar sınırının Bakanlar Kurulu kararıyla aşılabileceğine dair bütçelere408 hüküm konulamaz. Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname ile bütçede değişiklik yapmak yetkisi verilemez. Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik tasarılarında ve carî ve ileriki yıl bütçelerine malî yük getirecek nitelikteki kanun tasarı ve tekliflerinde, belirtilen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi zorunludur.

[Bkz. md. 94] [Vergilerin yasallığı ilkesi] MD. 96. – Devlet vergilerinin hiçbiri, bir yasa ile saptanmadıkça konulamaz, dağıtılamaz ve tahsil edilemez.

D – Kesinhesap MD. 164. – Kesinhesap kanunu tasarıları, kanunda daha kısa bir süre kabul edilmemiş ise, ilgili oldukları malî yılın sonundan başlayarak, en geç yedi ay sonra, Bakanlar Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay, genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesinhesap kanunu tasarısının verilmesinden başlayarak en geç yetmişbeş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Kesinhesap kanunu tasarısı, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla birlikte Bütçe Komisyonu gündemine alınır. Bütçe Komisyonu, bütçe kanunu tasarısıyla kesinhesap kanunu tasarısını Genel Kurula birlikte sunar. Genel Kurul, kesinhesap kanunu tasarısını, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla beraber görüşerek karara bağlar. Kesinhesap kanunu tasarısı ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılamamış denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı anlamına gelmez.

III – Kesin hesaplar MD. 128. – Kesin hesap kanunu tasarıları, kanunda daha kısa bir süre kabul edilmemiş ise, ilgili oldukları malî yılın sonundan başlayarak en geç bir yıl sonra, Bakanlar Kurulunca, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay, genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesin hesap kanunu tasarısının verilmesinden başlıyarak en geç altı ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.

MD. 98. – Kesinhesap kanunu, ilişkin olduğu yıl bütçesinin hesap dönemi içinde elde edilen gelirle gene o yılki ödemelerin gerçekleşmiş tutarını gösterir kanundur. Bunun şekli ve bölümleri Bütçe Kanunu ile tam karşılıklı olacaktır. MD. 99. – Her yılın kesin hesap kanunu tasarısı o yılın sonundan başlıyarak en geç ikinci yıl Kasım ayı başına kadar Büyük Millet Meclisine sunulur.

MD. 98. – Hesab-ı kat’î kanûnu müteallik olduğu sene bütçesinin devre-i hesabiyesi zarfında istihsâl olunan vâridât ile yine o sene vukubulan tediyâtın hakikî miktarını mübeyyin kanûndur. Bunun şekil ve taksimâtı muvazene-i umûmiye kanûnuna tamamile mütenazır olacaktır. MD. 99. – Hesab-ı kat’î kanûnunun lâyihası müteallik olduğu senenin sonundan itibaren nihayet ikinci senenin Teşrîn-i sânîsinin iptidâsına kadar Büyük Millet Meclisi’ne takdîm olunmak mecbûrîdir.

[Kesin Hesap Yasası’nın niteliği] MD. 103. – Kesin Hesap Yasası, ilgili olduğu yılın gelirlerinden oluşan tutar ile yine o yılın harcamalarından ortaya çıkan giderlerin gerçek miktarını içerir; bunun biçimi ve kısımları dahi, Bütçe Yasası’na tamamen uygun olacaktır. [Kesin Hesap Yasa Tasarısının Meclis-i Umûmî’ye sunulması] MD. 104. – Kesin Hesap Yasa tasarısı, ilgili olduğu yılın bitiminden itibaren en çok dört yıl sonra Meclis-i Umûmî’ye sunulur.

E – Kamu iktisadî teşebbüslerinin denetimi MD. 165. – Sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklıklarının Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir.

MD. 127/son. – (Değ. md.: 20.9.1971-1488/md. [1/22]) (…) Kamu İktisadî Teşebbüslerinin Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi kanunla düzenlenir.

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİK HÜKÜMLER

[Ayrı bölüm özgülenmez. III. Kısım’da II. Bölüm’de (“Yürütme”) ilgili hükümler yer alır]

I – Planlama; Ekonomik ve Sosyal Konsey (Değ. kenar başlık: 7.5.2010-5982/md. 23)409 MD. 166. – Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını plânlamak, bu amaçla gerekli teşkilâtı kurmak Devletin görevidir. Plânda millî tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri, bu plâna göre gerçekleştirilir. Kalkınma plânlarının hazırlanmasına, Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanmasına, uygulanmasına, değiştirilmesine ve bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir. (Ek f.: 7.5.2010-5982/md. 23) Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında hükümete

IV – Kalkınma a) Kalkınma plânı ve Devlet Plânlama Teşkilâtı MD. 129. – İktisadî, sosyal ve kültürel kalkınma plâna bağlanır. Kalkınma bu plâna göre gerçekleştirilir. Devlet Plânlama Teşkilâtının kuruluş ve görevleri, plânın hazırlanmasında, yürürlüğe konmasında, uygulanmasında ve değiştirilmesinde gözetilecek esaslar ve plânın bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesini sağlıyacak tedbirler özel kanunla düzenlenir. IV – İktisadî ve sosyal hayatın düzeni MD. 41/2. – (…) İktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı demokratik yollarla gerçekleştirmek; bu maksatla, millî tasarrufu arttırmak, yatırımları toplum yararının gerektirdiği önceliklere yöneltmek ve kalkınma plânlarını yapmak Devletin ödevidir.

407 İlk şekliyle md. 163 (Değişiklik yapılan kısım, bold karakterle verilmiştir): “Genel ve katma bütçelerle verilen ödenek, harcanabilecek miktarın sınırını gösterir. Harcanabilecek miktar sınırının Bakanlar Kurulu kararıyla aşılabileceğine dair bütçelere hüküm konulamaz. Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde

kararname ile bütçede değişiklik yapmak yetkisi verilemez. Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik tasarılarında ve carî ve ileriki yıl bütçelerine malî yük getirecek nitelikteki kanun tasarı ve tekliflerinde, belirtilen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi zorunludur”. 408 “Bütçelere” sözcüğünün cümlenin bu kısımda bulunması, anlamı saptırmaktadır. Değişiklik yapılırken bu aksaklık da fark edilip giderilmeli ve cümlenin başına gelecek biçimde, “Bütçelere,” kısmı eklenmeliydi. 409 İlk şekliyle md. 166 kenar başlık: “I – Plânlama”

Page 69: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

istişarî nitelikte görüş bildirmek amacıyla Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulur. Ekonomik ve Sosyal Konseyin kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir. II – Piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi MD. 167. – Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler. Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek malî yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebilir.

[Bkz. md. 41/1]

III – Tabiî servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesi MD. 168. – Tabiî servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabiî servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.

b) Tabiî servet kaynaklarının aranması ve işletilmesi MD. 130. – Tabiî servetler ve kaynakları, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Arama ve işletmenin Devletin özel teşebbüsle birleşmesi suretiyle veya doğrudan doğruya özel teşebbüs eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır.

IV – Ormanlar ve orman köylüsü A – Ormanların korunması ve geliştirilmesi MD. 169. – Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir; bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz410. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz. Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz.

c) Ormanların ve orman köylüsünün korunması, ormanların geliştirilmesi (Değ. kenar başlık: 17.4.1970-1255/md. 1)411 MD. 131. – (Değ. md.: 17.4.1970-1255/md. 1)412 Devlet, ormanların korunması ve ormanlık sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanları, kanuna göre Devletçe yönetilir ve işletilir. Devlet ormanlarının mülkiyeti, yönetimi ve işletilmesi özel kişilere devrolunamaz. Bu ormanlar, zamanaşımıyla mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanlar içinde veya hemen yakınında oturan halkın kalkındırılması ve ormanı koruma bakımından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliği yapmasını sağlayıcı tedbirler ve gereken hallerde başka yere yerleştirme kanunla düzenlenir. Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvalık, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan topraklarla şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında orman sınırlarında hiçbir daraltma yapılamaz. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir ve bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Ormanların tahribedilmesine yol açan hiçbir siyasî propaganda yapılamaz.

MD. 74/2. – (…) Çiftçiyi toprak sahibi kılmak ve ormanları devletleştirmek için alınacak toprak ve ormanların kamulaştırma karşılığı ve bu karşılıkların ödenişi özel kanunlarla gösterilir.

MD. 74/2. – (Değ. md.: 5.2.1937-3115/md. 7)413 (…) Çiftçiyi toprak sahibi yapmak ve ormanları devlet tarafından idâre etmek için istimlâk olunacak arazi ve ormanların istimlâk bedelleri ve bu bedellerin tediyesi sûreti, mahsûs kanûnlarla tâyin olunur.

B – Orman köylüsünün korunması414 [Bkz. md. 131]

410 2003’te kabul edilen Anayasa Değişikliğine İlişkin Kanun’la, Anayasa md. 169/2’de değişiklik öngörülmüş (md. 2); ancak, Cumhurbaşkanı tarafından, bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri gönderilmiştir. Söz konusu değişikliğin metni şu şekilde idi:

“Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir, işletilir ve işlettirilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz”. 411 İlk şekliyle md. 131’in kenar başlığı: “Ormanların korunması ve geliştirilmesi”. 412 İlk şekliyle md. 131: “Devlet, ormanların korunması ve ormanlık sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanları, kanuna göre Devletçe yönetilir ve işletilir. Devlet ormanlarının mülkiyeti, yönetimi ve işletilmesi özel kişilere devrolunamaz. Bu ormanlar, zamanaşımıyla mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanlar içinde veya hemen yakınında oturan halkın kalkındırılması ve ormanı koruma bakımından gerekirse, başka yere yerleştirilmesi kanunla düzenlenir. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir ve bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Orman suçları için genel af çıkarılamaz; ormanların tahribine yol açan açacak hiçbir siyasî propaganda yapılamaz”. 413 İlk şekliyle md. 74: “Menafi-i umûmiye için lüzumu usûlen tahakkuk etmedikçe ve kanûn-ı mahsûs mûcibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimvâl ve mülkü istimlâk olunamaz. Fevk-al-âde ahvâlde kanûn mûcibince tahmil olunacak nakdî, aynî ve sây ü amele müteallik mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlığa icbar edilemez”. 414 2003’te kabul edilen Anayasa Değişikliğine İlişkin Kanun’la, Anayasa md. 170’in gerek metni ve gerekse madde kenar başlığında değişiklik öngörülmüş (md. 3); ancak, Cumhurbaşkanı tarafından, bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri gönderilmiştir. Söz konusu değişikliğin metni şu şekilde idi:

“B – Orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin değerlendirilmesi ve orman köylüsünün desteklenmesi

Page 70: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

MD. 170. – Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir. Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır. Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır. V – Kooperatifçiliğin geliştirilmesi MD. 171. – Devlet, millî ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır. (Mülga f.: 23.7.1995-4121/md. 15)415

IX – Kooperatifçiliği geliştirme MD. 51. – Devlet, kooperatifçiliğin gelişmesini sağlıyacak tedbirleri alır.

VI – Tüketiciler ile esnaf ve sanatkârların korunması A – Tüketicilerin korunması MD. 172. – Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.

B – Esnaf ve sanatkârların korunması MD. 173. – Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır.

BEŞİNCİ KISIM ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER

DÖRDÜNCÜ KISIM ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER

ÇEŞİTLİ MD.LER Bu bölümde yer alan md. 113-118’in düzenleme konuları sırasıyla şu şekildedir (İlgili yerlerde karşılaştırma için eklenmiştir): Sıkıyönetim ilânı ve sürgüne gönderme yetkisi; ilköğretimin zorunluluğu; Kanûn-ı Esâsî’nin uygulanması; Kanûn-ı Esâsî’nin değiştirilmesi; yasa hükümlerini yorumlama yetkisi; yasa, gelenek ve âdetlerin yürürlüğü; Meclis-i Umûmî’nin yapılanmasına ilişkin Geçici Talimat’ın yürürlüğü.

I – İnkılâp kanunlarının korunması MD. 174. – Anayasanın hiçbir hükmü, Türk Toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılâp kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz: 1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu; 2. 25 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisâsı Hakkında Kanun; 3. 30 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Ünvanların Men ve İlgasına Dair Kanun; 4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medenî nikâh esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü416;

I – Devrim kanunlarının korunması417 MD. 153. – Bu Anayasanın hiçbir hükmü, Türk Toplumunun çağdaş uygarlık seviyesine erişmesi ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden aşağıda gösterilen Devrim kanunlarının, bu Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz: 1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu; 2. 25 Teşrinisânî 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisâsı Hakkında Kanun; 3. 30 Teşrinisânî 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun; 4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru tarafından yapılacağına dair medenî nikâh esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü;

Devlet, ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımından; ormanların gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirleri alır. Bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir.

31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş ve orman sınırları dışına çıkartılmış yerlerin devri, tahsisi, terki, kiraya verilmesi, üzerinde sınırlı aynî hak tesisi, satışı ve satış gelirlerinden orman köylülerinin kalkındırılmalarının desteklenmesi amacı ile ayrılacak payın belirlenmesi kanunla düzenlenir. Orman köyleri sınırları içinde kalan yerlerin satışında, kullanıcısı orman köylüsüne öncelik tanınır.

Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır. Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır”. 415 Mülga fıkra 171/2: “Kooperatifler, Devletin her türlü kontrol ve denetimine tâbi olup, siyasetle uğraşamaz ve siyasî partilerle işbirliği yapamazlar”. 416 Anayasal hükümde söz edilen Türk Kanun-ı Medenîsi (K.n. 743.; K.t. 17.2.1926; R.G., T. 4.4.1926, S. 339.; Düstur, 3. Tertip, C. VII., s. 237.), yeni Medenî Kanun’la ilga edilmiştir (md. 1028). Dolayısıyla, 743 sayılı Türk Kanun-ı Medenîsi artık yürürlükte olmayıp, Anayasa md. 174/4’te referans yapılan hükme

paralel yeni hükümler, Türk Medenî Kanunu md. 141, 142 ve 143’tür. Bunun yanı sıra, Medenî Kanun (II. Kitap, 1. Kısım, 1. Bölüm, 3. Ayırım)’da, “Evlenme Başvurusu ve Töreni” orta başlığı ile yer alan hükümler (md. 134-144) de konuyla çok yakından ilgilidir. Bkz. Türk Medenî Kanunu (K.n. 4721.; K.t. 22.11.2001; R.G., T. 8.12.2001, S. 24607). Ayrıca bkz. Türk Medenî Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun (K.n. 4722.; K.t. 3.12.2001; R.G., T. 8.12.2001, S. 24607). Yasa’nın değişmesinden dolayı, Anayasa hükmünde yer alan Yasa no.su ve tarihinin yanı sıra, referans yapılan md. no.su doğrultusunda güncelleştirilmesi gerekmektedir. İlgili hükümler, ayrıca verilmiştir.

417 1961 Anayasası md. 153 ve 1982 Anayasası md. 174 ile anayasal güvence altına alınan Devrim Kanunlarının yanı sıra; anayasal güvence altına alınmamasına karşın, devrimlerle doğrudan ilgili birçok Kanun daha mevcuttur. Söz konusu Kanunlar, 1982 Anayasası md. 174’e dipnot olarak verildiğinden,

Page 71: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun; 6. 1 Teşrinisâni 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun; 7. 26 Teşrinisâni 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa Gibi Lâkap ve Ünvanların Kaldırıldığına Dair Kanun; 8. 3 Kânunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun.

5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabûlü Hakkında Kanun; 6. 1 Teşrinisânî 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabûl ve Tatbiki Hakkında Kanun; 7. 26 Teşrinisânî 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa Gibi Lâkap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun; 8. 3 Kânunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemiyeceğine Dair Kanun.

ALTINCI KISIM GEÇİCİ HÜKÜMLER

BEŞİNCİ KISIM GEÇİCİ HÜKÜMLER

[Anayasa’nın ilânı ve ilk Cumhurbaşkanlığı görevi]418 GEÇİCİ MD. 1. – Anayasanın, halkoylaması sonucu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olarak kabul edildiğinin usulünce ilânı ile birlikte, halkoylaması tarihindeki Millî Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak, yedi yıllık bir dönem için, Anayasa ile Cumhurbaşkanına tanınan görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. 18 Eylül 1980 tarihinde Devlet Başkanı olarak içtiği and yürürlükte kalır. Yedi yıllık sürenin sonunda Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasada öngörülen hükümlere göre yapılır. Cumhurbaşkanı, ilk genel seçimler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp, Başkanlık Divanı oluşuncaya kadar, 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Kanunla teşekkül etmiş olan Millî Güvenlik Konseyinin Başkanlığını da yürütür. İlk milletvekili genel seçimleri sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp göreve başlayıncaya kadar geçecek süre içinde, Cumhurbaşkanlığının herhangi bir surette boşalması halinde, Millî Güvenlik Konseyinin en kıdemli üyesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp Anayasaya göre yeni Cumhurbaşkanını seçinceye kadar, Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve O’nun Anayasadaki bütün görevlerini yerine getirir ve yetkilerini kullanır.

NOT: ??? III – [İlk] Cumhurbaşkanı seçimi GEÇİCİ MD. 5. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin and içtikleri toplantının ertesi günü Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. Cumhurbaşkanının seçilmesiyle, 12 Haziran 1960 tarihli ve 1 sayılı Kanunla kabûl edilmiş olan Devlet Başkanının görevi kendiliğinden sona erer. [Ayrıca bkz. md. 95 (1982/101-102)]

[Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi ordu mensupları] MUVAKKAT MD. – Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne intihâb edilen ve edilecek olan bil-umûm mensubîn-i askeriyenin tâbi olacakları şerait hakkındaki 19 Kânun-ı evvel 1339 tarihli Kanûn419 ahkâmı bâkidir420.

[Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin statüsü ve görevleri] GEÇİCİ MD. 2. – 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Kanunla kuruluşu gösterilen Millî Güvenlik Konseyi, Anayasaya dayalı olarak hazırlanacak Siyasî Partiler Kanunu ile Seçim Kanununa göre yapılacak ilk genel seçimler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunlara göre görevlerini devam ettirir. Anayasanın kabulünden sonra 2356 sayılı Kanunun 3 üncü maddesindeki Millî Güvenlik Konseyi Üyeliklerinden birisinin herhangi bir nedenle boşalması halinde doldurulması usulüne ilişkin hüküm uygulanmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp göreve başladıktan sonra, Millî Güvenlik Konseyi, altı yıllık bir süre için Cumhurbaşkanlığı Konseyi haline dönüşür ve Millî Güvenlik Konseyi Üyeleri, Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi sıfatını alırlar. Millî Güvenlik Konseyi üyesi olarak 18 Eylül 1980 tarihinde içtikleri and yürürlükte kalır. Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyeleri, Anayasada Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin haiz bulundukları özlük hakları ile dokunulmazlığına sahip olurlar. Altı yıllık süre sonunda Cumhurbaşkanlığı Konseyinin hukukî varlığı sona erer. Cumhurbaşkanlığı Konseyinin görevleri şunlardır: a) Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilerek Cumhurbaşkanlığına gönderilen,

IV – Cumhuriyet Senatosu a) Kuruluş MD. 70/2. – (…) 13 Aralık 1960 tarihli ve 157 sayılı Kanunun421 altında adları bulunan Millî Birlik Komitesi Başkanı ve üyeleri ile eski Cumhurbaşkanları, yaş kaydı gözetilmeksizin, Cumhuriyet Senatosunun tabiî üyesidirler. Tabiî üyeler, Cumhuriyet Senatosunun diğer üyelerinin tâbi oldukları hükümlere tâbidirler. (…)

burada ayrıca tekrar edilmemiştir.

418 Anayasa metninde diğer md’lerin kenar başlığı bulunmasına karşın, Geçici md’lerin (GM) hiçbirine kenar başlık konmamıştır (Oysa, 1961 Anayasası’nın ilk metnindeki GM’lerde kenar başlıklara rastlanmaktaydı). İlk bakışta ve içeriği okunmasına gerek kalmaksızın GM’lerin hemen bulunabilmesini sağlamak için, köşeli ayraç içindeki kenar başlıklar tarafımızca eklenmiştir. Anayasa metninde daha sonra yapılan değişikliklere paralel olarak konan ve dolayısıyla Anayasa metnine eklen[e]meyen GM’lere de aynı işlem uygulanmakla birlikte, söz konusu md’ler metnin sonuna ayrıca eklenmiştir. Madem ki, Anayasa’ya göre, “Madde kenar başlıkları, sadece ilgili oldukları maddelerin konusunu ve maddeler arasındaki sıralama ve bağlantıyı gösterir. Bu başlıklar, Anayasa metninden sayılmaz” (md. 176/2); şu halde, Anayasal normdan hareketle, aynı mantıkla şu yorum yapılabilir: madde metinlerinin içeriğinin daha iyi anlaşılabilmesini sağlamak amacıyla GM’lere kenar başlığı konmasında da, herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

419 Referans yapılan söz konusu Kanun için bkz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne İntihâb Edilen ve Edilecek Olan Bil-umûm Mensubîn-i Askeriyenin Tâbi Olacakları Şerait Hakkında Kanun [K.n. 385., K.t. 19.12.1339 (1923); Düstur, 3. Tertip, C. V., s. 502 (217)]. 420 Söz konusu geçici madde, hemen hemen tüm derlemeler hazırlanırken gözden kaçırılmıştır. Bu konuda doğru alıntı için bkz. ERDEM, op.cit., s. 40. 421 Bkz. Kurucu Meclis Teşkili Hakkında Kanun (K.n. 157., K.t. 13.12.1960; R.G., T. 16.12.1960, S. 10682.; Düstur, 4. Tertip, C. I., s. 741).

Page 72: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Anayasada yazılı temel hak ve hürriyetlere ve ödevlere, lâiklik ilkesine, Atatürk inkılâplarının, millî güvenliğin ve kamu düzeninin korunmasına, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna, milletlerarası andlaşmalara, dış ülkelere silâhlı kuvvet gönderilmesine ve yabancı kuvvetlerin Türkiyeye kabulüne, olağanüstü yönetime, sıkıyönetim ve savaş haline dair kanunlar ile Cumhurbaşkanınca gerekli görülen diğer kanunları Cumhurbaşkanına tanınan onbeş günlük sürenin ilk on günü içinde incelemek; b) Cumhurbaşkanının istemi ve tespit edeceği süre içinde: Milletvekili genel seçimlerinin yenilenmesine, olağanüstü yönetim yetkisinin kullanılmasına ve alınacak tedbirlere, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun yönetim ve gözetimine, gençliğin yetiştirilmesine ve Diyanet İşlerinin düzenlenmesine ilişkin konuları incelemek ve görüş bildirmek; c) Cumhurbaşkanının istemine göre, iç ve dış güvenlik ile gerekli görülen diğer konularda inceleme ve araştırma yapmak ve sonuçlarını Cumhurbaşkanına sunmak. [Anayasal düzenle ilgili bazı yasaların yürürlükten kalkması; Millî Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi’nin hukuksal varlıklarının sona ermesi] GEÇİCİ MD. 3. – Anayasaya göre yapılacak ilk milletvekili genel seçimi sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp, Başkanlık Divanını oluşturması ile birlikte: a) 27 Ekim 1980 gün ve 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun, b) 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Millî Güvenlik Konseyi Hakkında Kanun, c) 29 Haziran 1981 gün ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanun, Yürürlükten kalkar ve Millî Güvenlik Konseyi ile Danışma Meclisinin hukukî varlıkları sona erer.

II – Kurucu Meclis, Millî Birlik Komitesi ve Temsilciler Meclisinin hukukî varlıklarının sona ermesi; Devrim tasarrufları GEÇİCİ MD. 4/1. – Bu Anayasaya göre kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanmasıyla, 20 Nisan 1340 tarihli ve 491 sayılı Teşkilât-ı Esasiye Kanununa ve 12 Haziran 1960 tarihli ve 1 sayılı Kanunla 13 Aralık 1960 tarihli ve 157 sayılı Kanuna göre kurulan Kurucu Meclisin, Millî Birlik Komitesinin ve Temsilciler Meclisinin hukukî varlıkları sona erer ve bunlar kendiliğinden dağılmış olurlar. (…) c) Eski kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası GEÇİCİ MD. 9. – Anayasa Mahkemesinin görevine başladığının Resmî Gazetede yayınlanmasından önce, mahkemelerde kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası ileri sürülemez ve mahkemelerce de kanunların Anayasaya aykırılığına dayanılarak karar verilemez. Anayasa Mahkemesinin görevine başladığı tarihte yürürlükte olan herhangi bir kanun hakkında, bu Anayasaya aykırılığı iddiasiyle iptâl dâvası açılabilir. Bu halde iptâl dâvası açma hakkı, Anayasa Mahkemesinin görevine başladığının Resmî Gazeteyle yayınlandığı tarihten itibaren altı ay sonra düşer.

[Feshedilen siyasal parti mensuplarına siyaset yasağı] GEÇİCİ MD. 4. – (Mülga GM: 17.5.1987-3361/md. 4/1422) [Anayasa Değişikliği Hakkında Kanun ve Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun gereğince, 6.9.1987 tarihinde sunulduğu halk oylamasında, % 50,16 oranında “evet” oyu sağlanması sonucu, yürürlükten kalkmıştır423].

[İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin seçimi ve toplanması] GEÇİCİ MD. 5. – Yapılacak ilk milletvekili genel seçimi sonucunun Yüksek Seçim Kurulunca ilânını takip eden onuncu gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında, saat 15.00 de kendiliğinden toplanır. Bu toplantıya en yaşlı Milletvekili Başkanlık eder. Bu toplantıda milletvekilleri

I – T.B.M.M.nin seçilmesi ve toplanması a) Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu seçimlerinin birlikte yapılacağı; ilk toplantı günü GEÇİCİ MD. 1. – Bu Anayasaya göre kurulan Millet Meclisiyle Cumhuriyet Senatosunun seçimleri aynı günde yapılır. Seçim sonucunun Yüksek Seçim Kurulunca ilânını takibeden beşinci gün, her iki Meclis kendiliğinden, Ankara’da Türkiye Büyük Millet

422 Mülga Geçici md. 4: “1) 16 Ekim 1981 tarih ve 2533 sayılı Kanunla feshedilmiş bulunan siyasî partilerden; 11 Eylül 1980’den sonra gerek parti tüzelkişiliği, gerek bunların merkez yöneticilerinden veya Parlâmento üyelerinden herhangi biri hakkında Türk Ceza Kanununun İkinci Kitabının birinci babında yer alan Devletin şahsiyetine karşı işlenmiş cürümlerden herhangi biri ile ilgili olarak kamu dâvası açılmış

olanlarla, 11 Eylül 1980 tarihinde iktidar partisi ve anamuhalefet partisi durumunda bulunan siyasî partilerin; a) 1 Ocak 1980 ve daha sonraki tarihlerde; genel başkan, genel başkan yardımcıları veya vekilleri, genel sekreterleri, bunların yardımcıları ve merkez yönetim kurulu veya benzeri organların üyeleri; Anayasanın halkoylaması sonucu kabulü tarihinden başlayarak on yıl süre ile siyasî parti kuramazlar; Anayasa

hükümlerine dayalı olarak kurulacak siyasî partilere üye olamazlar, bu partiler tarafından veya bağımsız olarak milletvekili genel ve ara seçimlerinde, mahallî seçimlerde aday gösterilemezler ve aday olamazlar. Siyasî partilerle herhangi bir şekilde bağlantı kuramazlar ve siyasî partilerde fahrî olarak bile herhangi bir görev alamazlar.

b) 1 Ocak 1980 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde üye bulunan milletvekilleri ile senatörler, Anayasanın halkoylaması sonucu kabulü tarihinden başlamak üzere beş yıl süre ile siyasî parti kuramazlar, kurulacak siyasî partilerin merkez yönetim kurullarında veya benzeri organlarda görev alamazlar. 2) 1 Ocak 1980 tarihinde kontenjan senatörü veya Cumhuriyet Senatosunun tabiî üyesi olanlar ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin bağımsız üyelerinden; haklarında Türk Ceza Kanununun İkinci Kitabının birinci babında yer alan Devletin şahsiyetine karşı işlenmiş cürümlerden herhangi biri ile kamu dâvası

açılmış bulunanlar veya birinci fıkrada nitelendirilen siyasî partilerden birine girmiş olanlar birinci fıkranın (b) bendi hükümlerine tâbi olurlar”. 423 Anayasa geçici md. 4’ün kaldırılmasına ilişkin hükmün (17.5.1987-3361/md. 4/1) yürürlük maddesi (17.5.1987-3361/md. 4/2): “Bu hükmün onaylanarak yürürlüğe girebilmesi için halkoyuna sunulması zorunlu olup halkoylaması, Anayasanın 175 inci maddesinin bu Kanunla değişik hükümlerine göre yapılır”.

Page 73: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

andiçerler. Meclisi binasında saat 15.00’de birlikte toplanır. Bu toplantıya en yaşlı milletvekili başkanlık eder. Bu toplantıda, önce Cumhuriyet Senatosu üyeleri ve sonra milletvekilleri andiçerler. b) Cumhuriyet Senatosunun kurulması GEÇİCİ MD. 2. – Bu Anayasaya göre kurulacak Cumhuriyet Senatosunun ilk genel seçimleri, genel oyla seçilecek olan bütün üyelikler için yapılır. Cumhuriyet Senatosu, Cumhurbaşkanınca seçilmesi gereken onbeş üyenin seçiminden önce hukukî varlık kazanır. Cumhurbaşkanı, bu üyeleri, kendi seçiminden başlıyarak bir ay içinde seçer. VI – İlk Cumhuriyet Senatosunda ad çekme GEÇİCİ MD. 10. – Cumhuriyet Senatosunun genel oyla ve Cumhurbaşkanınca seçilen üyelerinin yenilenmesi hakkındaki 73 üncü maddenin 2 nci fıkrası hükmünün uygulanmasını sağlamak amacıyla, bunların seçiminden iki yıl sonra yapılacak seçimlerle yenilenecek olanları tesbit etmek üzere, bu seçimden iki ay önce adçekmeye başvurulur; dört yıl sonra yapılacak seçimle yenilenecek olan üyelerin tesbiti için, aynı esasa uyularak adçekilir; ancak, ikinci yıl sonunda seçilmiş olan üyeler bu adçekmeye girmez424. Cumhuriyet Senatosu Başkanı hakkında adçekme işlemi uygulanmaz. İlk Cumhuriyet Senatosu seçiminden iki ve dört yıl sonra yapılacak seçimler hakkında da, Cumhuriyet Senatosu seçimleriyle ilgili kanun hükümleri uygulanır. VII – Affedilenlerin seçilme yeterliği GEÇİCİ MD. 11. – (Mülga madde: 16.4.1974-1801/md. 2)425

[Önceki Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün uygulanması] GEÇİCİ MD. 6. – Anayasaya göre kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplantı ve çalışmaları için kendi içtüzükleri yapılıncaya kadar, Millet Meclisinin 12 Eylül 1980 tarihinden önce yürürlükte olan İçtüzüğünün, Anayasaya aykırı olmayan hükümleri uygulanır.

c) Geçici İçtüzük GEÇİCİ MD. 3. – Bu Anayasaya göre kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Millet Meclisinin ve Cumhuriyet Senatosunun toplantı ve çalışmaları için, kendi İçtüzükleri yapılıncaya kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27 Ekim 1957 tarihinden önce yürürlükte olan İçtüzüğü hükümleri uygulanır426.

[Mevcut Bakanlar Kurulu’nun görev süresi] GEÇİCİ MD. 7. – İlk milletvekili genel seçimi sonucunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp, yeni Bakanlar Kurulu kuruluncaya kadar, iş başında olan Bakanlar Kurulunun görevi devam eder.

IV – Bakanlar Kurulunun kurulması GEÇİCİ MD. 6. – Bu Anayasanın 102 nci maddesine göre yeni Bakanlar Kurulu kurulunca, 12 Haziran 1960 tarihli ve 1 sayılı Kanuna göre kurulan ve iş başında olan Bakanlar Kurulunun görevi kendiliğinden sona erer.

[Anayasa’da öngörülen yasama etkinliklerinin yerine getirilmesi] GEÇİCİ MD. 8. – Anayasa ile kabul edilmiş olan yeni organ, kurum ve kurulların kuruluş, görev, yetki ve işleyişleri ile ilgili kanunlarla, Anayasada konulması veya değiştirilmesi öngörülen diğer kanunlar, Anayasanın kabulünden başlayarak Kurucu Meclisin görev süresi içerisinde, bu süre içinde yetiştirilemeyenler, seçimle gelen Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk toplantısını izleyen bir yıl sonuna kadar çıkartılır.

V – Anayasanın kabûl ettiği organ, kurum ve kurullar a) Yeni organ, kurum ve kurulların kurulması GEÇİCİ MD. 7. – Bu Anayasa ile kabûl edilmiş olan yeni organ, kurum ve kurulların kuruluş ve işleyişleriyle ilgili kanunlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk toplantısından başlıyarak en geç altı ay içinde ve bu Anayasa ile konulması emredilen diğer kanunlar da en geç iki yıl içinde çıkarılır. b) Eski organ, kurum ve kurulların durumu GEÇİCİ MD. 8. – Bu Anayasaya göre kurulacak organ, kurum ve kurullar, kuruluş kanunları yürürlüğe konularak görevlerine başlayıncaya kadar, bu konulardaki hükümlerin

424 Cumhuriyet Senatosu üyelerinin seçimlerine uygulanacak yöntem hakkında, Cumhuriyet Senatosu’nun 30 no.lu kararı için bkz. R.G., T. 21.3.1966; Düstur, 5. Tertip, C. V., s. 2075. 425 Geçici madde 11, ilkin 1188 sayılı Kanun’la (md. 2) yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak söz konusu değişiklik, daha sonra AYM tarafından iptal edilmiştir (Bkz. AYM., K.T. 16.6.1970, E. 1970/1., K. 1970/31.; AYMKD., S. 8., ss. 313-341.; R.G., T. 7.6.1971, S. 13858). Bunun üzerine madde, 1801 sayılı Kanun’la

(md. 2) yeniden yürürlükten kaldırılmıştır. (Bkz. K.n. 1801., K.t. 16.4.1974; R.G., T. 22.4.1974, S. 14866). İlk şekliyle geçici md. 11: “Yüz kızartıcı olmıyan bir suçtan kesin hüküm giydikten sonra, bu Anayasanın halkoyu ile kabûlünden önce affedilmiş bulunanlar, 68 inci maddedeki seçilme yasağına tâbi değildirler”. AYM, -şeklî açıdan Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle- Anayasa değişikliğine ilişkin 1801 no.lu Kanun’u iptal edince, geçici md. 11’in yeniden geçerlilik kazandığı kabul edildi (böylece, geçici md. 11’in geçerliliği açısından herhangi bir değişiklik olmadı). Ancak bu arada, 1254 no.lu Kanun’la (md. 2),

Anayasa’ya 11 no.lu yeni bir geçici md. eklendi. Eski geçici md. 11 de yeniden geçerlilik kazanmış olduğundan, Anayasa’da 11 no. ile yer alan geçici md. sayısı da 2’ye çıkmış oldu. Bu nedenle, ortaya çıkabilecek karışıklığı önlemek amacıyla, tarafımızca, bundan sonraki geçici md’lerin no.sunun yanına köşeli parantez içinde 1’er sayı atlanarak yeniden no. verilmiştir. Aynı yönde değerlendirme için bkz. KİLİ, Suna, Türk Anayasaları, 1. Bs., Tekin Yay., İstanbul, 1982, s. 152-153., dp. 63.

426 Çift meclisli sisteme ilişkin içtüzüklerden ilki, 27.1.1963’te kabul edilen Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğü’dür. Bkz. K.t. 27.1.1963, R.G., T. 18.1.1964, S. 11610. Metin için ayrıca bkz. TANİLLİ, Server, Türk Anayasaları ve İlgili Mevzuat, 1. Bs., İÜHF Yay., Fakülteler Matb., İstanbul, 1980, ss. 376-432. Diğer içtüzük ise, bu hükümden ancak 12 yıl geçtikten sonra “Millet Meclisi İçtüzüğü” adıyla çıkarılabilmiştir (Karar no: 584., K.t. 5.3.1973; R.G., T. 13.4.1973 , S. 14506.; Düstur, 5. Tertip, C. XII., s. 1850). Söz konusu İçtüzüklerden ikincisi, geçirdiği önemli değişikliklere karşın, “Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü” adıyla halâ yürürlüktedir. Eklemek gerekir ki, her iki Meclis’in ortak toplantılarında uygulanmak üzere, 17.02.1965’te “Türkiye Büyük Millet Meclisi Birleşik Toplantısı İçtüzüğü” çıkarılmıştır. Bkz. K.t. 17.2.1965, R.G., T. 1.3.1965, S. 11941. Metin için ayrıca bkz. TANİLLİ, op.cit., ss. 311-323. 1973 tarihli İçtüzük çıkarılıncaya kadar geçen süre içinde Millet Meclisi çalışmalarında, 1927 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi Dahilî Nizamnamesi uygulanmıştır (Bkz. Düstur, 3. Tertip, C. XX., ss. 383-420).

Page 74: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

uygulanmasına devam olunur. [Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Değişikliklerine ilişkin yasaları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geri göndermesi] GEÇİCİ MD. 9. – İlk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı kurulduktan sonra altı yıllık süre içinde yapılacak Anayasa değişikliklerini Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir. Bu takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisinin geri gönderilen Anayasa değişikliği hakkındaki kanunu, aynen kabul edip tekrar Cumhurbaşkanına gönderebilmesi, üye tamsayısının dörtte üç çoğunluğunun oyu ile mümkün olabilir.

[İlk mahallî idare seçimlerinin yapılması] GEÇİCİ MD. 10. – Mahallî idare seçimleri en geç Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk toplantısını izleyen bir yıl içinde yapılır.

[Mevcut Anayasa Mahkemesi üyelerinin statüsü] GEÇİCİ MD. 11. – Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte Anayasa Mahkemesi asıl ve yedek üyesi olanların kadroları ile görevleri devam eder. Bunlardan Anayasa Mahkemesince belli görevlere seçilenlerin bu suretle kazanmış oldukları sıfatları saklı kalır. Anayasa Mahkemesi asıl üye sayısı onbire ininceye kadar boşalan asıl üye kadrosuna, asıl ve yedek üye sayısı toplamı onbeşe ininceye kadar da boşalan yedek üye kadrosuna seçim yapılmaz. Anayasa Mahkemesinin yeni düzenlemeye intibakı sağlanıncaya kadar asıl üye sayısının onbirden, asıl ve yedek üye sayıları toplamının onbeşden aşağı düşmesi nedeniyle yapılacak seçimlerde bu Anayasanın kabul ettiği esasa ve sıraya uyulur. Anayasa Mahkemesi asıl üye sayısı onbire ininceye kadar dâva ve işlerde 22/4/1962 gün ve 44 sayılı Kanunun öngördüğü toplanma yeter sayısı uygulanır.

Bkz. Geçici md. 8 [1982/11-13]

[Mevcut Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay Üyelerinin durumu] GEÇİCİ MD. 12. – 13/5/1981 gün ve 2461 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun geçici 1 inci maddesi uyarınca Yargıtay ve Danıştaydan Kurulun asıl ve yedek üyeliğine; 1730 sayılı Yargıtay Kanununa 25/6/1981 gün ve 2483 sayılı Kanunla eklenen geçici madde uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı ile Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine; 6/1/1982 gün ve 2575 sayılı Danıştay Kanununun geçici 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Danıştay Başkanlığına, Başsavcılığına, başkanvekilliklerine ve daire başkanlıklarına, Devlet Başkanınca seçilmiş bulunanlar, seçildikleri dönem için bu görevlerine devam ederler. 6/1/1982 gün ve 2576 sayılı Kanunun geçici maddelerinin idarî mahkemeler Başkan ve üyeliklerine atamalara ilişkin hükümleri de saklıdır.

[Yargıtay seçimleri ve Yargıtay Kanunu’nun çıkarılması] GEÇİCİ MD. 13. [GEÇİCİ MD. 14] – (Ek geçici madde: 20.9.1971-1488/md. [2/2) Bu Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarihte Yargıtay Birinci Başkanlığı ile Cumhuriyet Başsavcılığı görevlerinde bulunanlardan bu görevlerde dört yılını doldurmuş olanların yerleri için, yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde yeni seçim yapılır.

Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan ve üyelerinin ve diğer mensuplarının nitelikleri ve İkinci Başkanlarının seçim usulleri hakkındaki Kanun, Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılır. Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Yargıtay İkinci Başkanlığında dört yılını doldurmuş olanların yerleri için, yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde yeni seçim yapılır.

[Danıştay seçimleri ve Danıştay Kanunu’nun çıkarılması] GEÇİCİ MD. 14. [GEÇİCİ MD. 15] – (Ek geçici madde: 20.9.1971-1488/md. [2/3]) Bu Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarihte Danıştay Başkanlığı ile Başkanunsözcülüğü görevlerinde bulunanlardan bu görevlerde dört yılını doldurmuş olanların yerleri için, yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde yeni seçim yapılır. Anayasanın 114 ve 140 ıncı maddelerinde yapılan değişiklik gereğince, 521 sayılı Danıştay Kanunu, Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde değiştirilir. Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Danıştay Daire Başkanlığında dört yılını doldurmuş olanların yerleri için, yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde seçim yapılır. Danıştay Başkanlığı ile Başkanunsözcülüğüne ve daire başkanlıklarına yeniden seçilemiyenler Danıştay üyesi olurlar.

Page 75: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

[Yargıtay İkinci Cumhuriyet Başsavcılığı ve Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulunanların durumu] GEÇİCİ MD. 15. [GEÇİCİ MD. 16] – (Ek geçici madde: 20.9.1971-1488/md. [2/4]) Bu Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihte Yargıtay İkinci Cumhuriyet Başsavcılığı veya Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulunanlar Yargıtay üyesi olurlar. Bunlara ait kadrolar da Yargıtaya, üye kadrosu olarak geçer. 45 sayılı Yüksek Hâkimler Kurulu Kanununda gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar, Cumhuriyet Başsavcılığı bölümleriyle Yüksek Savcılar Genel Kurulu ve bölümleri ve bunlara mensup olanlar görevlerine devam ederler. Ayrıca bkz. Geçici md. 8 [1982/11-13]

[Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na yeni üyelerin seçimi] GEÇİCİ MD. 13. – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Yargıtaydan seçilmesi gereken bir asıl ve bir yedek üyenin seçimleri Anayasa’nın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yapılır. Seçilen üyeler göreve başlayıncaya kadar Kurul, toplantı yeter sayısını oluşturacak yedek üyenin katılmasıyla çalışmalarını yapar.

Bkz. Geçici md. 8 [1982/11-13]

[Sendikaların gelirlerini Devlet Bankalarında tutma yükümlülüğü] GEÇİCİ MD. 14. – Sendikaların gelirlerini Devlet bankalarında muhafaza etmelerine ilişkin yükümlülükleri, Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde yerine getirilir.

[Millî Güvenlik Konseyi, Danışma Meclisi, Hükûmet üyeleri ve görevli memurların sorumluluğu; yapılan işlemlerin yargısal denetimi] GEÇİCİ MD. 15. – (Mülga f.: 7.5.2010-5982/md. 24)427 (Mülga f.: 7.5.2010-5982/md. 24)428 (Mülga f.: 3.10.2001-4709/md. 34)429

II – Kurucu Meclis, Millî Birlik Komitesi ve Temsilciler Meclisinin hukukî varlıklarının sona ermesi; Devrim tasarrufları GEÇİCİ MD. 4. – Bu Anayasaya göre kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanmasıyla, 20 Nisan 1340 tarihli ve 491 sayılı Teşkilât-ı Esasiye Kanununa ve 12 Haziran 1960 tarihli ve 1 sayılı Kanunla 13 Aralık 1960 tarihli ve 157 sayılı Kanuna göre kurulan Kurucu Meclisin, Millî Birlik Komitesinin ve Temsilciler Meclisinin hukukî varlıkları sona erer ve bunlar kendiliğinden dağılmış olurlar. 27 Mayıs 1960 tarihinden itibaren Kurucu Meclisin toplandığı 6 Ocak 1961 tarihine kadar yasama yetkisini ve yürütme görevini Türk Milleti adına kullanmış bulunan Millî Birlik Komitesinin ve Devrim Hükûmetlerinin karar ve tasarruflarından ve bunların, idarece veya yetkili kılınan organ ve mercilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında cezaî veya malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz. Normal demokratik rejimi bütün teminatı ile kurmak amacıyla gerçekleştirilen ve yürütülen 27 Mayıs 1960 Devrim tarihinden 6 Ocak 1961 tarihine kadar çıkarılan kanunlar, Türkiye Cumhuriyetinin diğer kanunlarının değiştirilmesi ve kaldırılmasında uygulanan kurallara göre değiştirilebilir veya kaldırılabilir. Ancak, bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiasiyle, Anayasa Mahkemesinde iptal dâvası açılamıyacağı gibi, itiraz yoluyla dahi mahkemelerde Anayasaya aykırılık iddiası ileri sürülemez. 27 Mayıs 1960’dan 6 Ocak 1961 tarihine kadar çıkarılan kanunların, yapılmış tasarrufların ve alınmış kararların değiştirilmesi veya kaldırılması hallerinde de 2 nci fıkra hükümleri saklıdır.

427 Mülga f. 1: “12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Millî Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi

döneminde kurulmuş hükûmetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz”. 428 Mülga f. 2: “Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır”. 429 Mülga Geçici md. 15/son: “Bu dönem içinde çıkarılan kanunlar, kanun hükmünde kararnameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların Anayasaya aykırılığı iddia edilemez”. NOT: 1995 Anayasa Değişiklikleri sırasında da, Geçici md. 15’son’un kaldırılması yönünde bir teklif sunulmuş, ancak TBMM Genel Kurulu’nca kabul görmemiştir.

Page 76: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

c) Eski kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası GEÇİCİ MD. 9. – Anayasa Mahkemesinin görevine başladığının Resmî Gazetede yayınlanmasından önce, mahkemelerde kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası ileri sürülemez ve mahkemelerce de kanunların Anayasaya aykırılığına dayanılarak karar verilemez. Anayasa Mahkemesinin görevine başladığı tarihte yürürlükte olan herhangi bir kanun hakkında, bu Anayasaya aykırılığı iddiasiyle iptâl dâvası açılabilir. Bu halde iptâl dâvası açma hakkı, Anayasa Mahkemesinin görevine başladığının Resmî Gazeteyle yayınlandığı tarihten itibaren altı ay sonra düşer.

[Hukukî veya fiilî özrü olmaksızın Anayasa’nın halkoylamasına katılmayanlar] GEÇİCİ MD. 16. – Anayasanın halkoylamasına ilişkin oy verme kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma yeterliği bulunduğu halde hukukî veya fiilî herhangi bir mazereti olmaksızın halkoylamasına katılmayanlar, Anayasanın halkoylamasını takip eden beş yıl içinde yapılacak genel ve ara seçimleri ile mahallî seçimlere ve diğer halkoylamalarına katılamazlar, seçimlerde aday olamazlar.

[Bağımsız adayların birleşik oy pusulasında yer alması] GEÇİCİ MD. 17 – (Ek geçici md: 10.5.2007-5659/md. 1) Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak ilk genel seçimde, Anayasanın 67 nci maddesinin son fıkrası 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun bağımsız adayların birleşik oy pusulasında yer almasına ilişkin hükümleri bakımından uygulanmaz.

[Anayasa md. 67’de yapılan değişikliklerin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulanmayacağı] MÜLGA GEÇİCİ MD. 18. – [(Ekleme: 31.05.2007/5678/md. 6/1; İlga: 16.10.20075697/md. 1430)]

[Onbirinci Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin geçici hüküm] MÜLGA GEÇİCİ MD. 19. – [(Ekleme: 31.05.2007/5678/md. 6/2; İlga: 16.10.20075697/md. 1431)]

[Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılanmasına ilişkin geçici hüküm] GEÇİCİ MD. 18 - (Ek geçici md.: 7.5.2010-5982/md. 25) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Anayasa Mahkemesinin mevcut yedek üyeleri asıl üye sıfatını kazanır. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi bir üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun ve bir üyeyi de baro başkanlarının gösterecekleri üçer aday içinden seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı üye seçimi için aday göstermek amacıyla; a) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde, Sayıştay Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren beş gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren beş gün içinde Sayıştay Genel Kurulunca seçim yapılır. Her Sayıştay üyesinin [ancak bir aday için432] oy kullanabileceği bu seçimde en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.

430 Mülga geçici md. 18: “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 67 nci maddesinin son fıkrası, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılabilmesi için; çıkarılması gereken kanun hükümleri ile seçim kanunlarında yapılacak değişiklikler bakımından dikkate alınmaz”. 431 Mülga geçici md. 19: “Onbirinci Cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması, bu Kanunun Resmi Gazetede yayımını takip eden kırkıncı günden sonraki ilk Pazar günü, ikinci tur oylaması ise ilk tur oylamayı takip eden ikinci Pazar günü yapılır. Anayasanın 101 inci maddesi uyarınca gösterilen adaylar, yazılı muvafakatları ve Anayasanın değişik 101 inci maddesindeki şartları ihtiva eden ve diğer ilgili belgelerle birlikte ilk tur oylama tarihinden otuz gün önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına başvururlar. Adayların başvurularında eksik bilgi ve

belgelerin tespit edilmesi halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tarafından, eksikliklerin giderilmesi için üç günlük kesin süre verilir. Bu süre içinde eksikliklerin giderilmemesi halinde adaylar, kendiliğinden adaylıktan çekilmiş sayılırlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca, Anayasanın 101 inci maddesinde belirtilen nitelikleri taşıdıkları anlaşılan adaylara ilişkin kesin liste iki gün içinde ilan edilir ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığına bildirilir. Cumhurbaşkanı adayı gösterilen kamu görevlisi, aday gösterildiği tarihten itibaren görevinden ayrılmış sayılır. Görevinden ayrılan kamu görevlisinin Cumhurbaşkanı seçilememesi halinde görevine geri dönmesi konusunda ilgili kanun hükümleri uygulanır. Birinci tur seçim sonuçlarının kesinleşmesinden ikinci tur oylamanın sonuçlanmasına kadar, ikinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki oy sıralaması esas alınarak sıradaki adayla doldurul-

ması suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Cumhurbaşkanının seçilmesine ilişkin usûl ve esasların kanunla düzenlenmesine kadar, 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 22/4/1983 tarihli ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu,

23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun ile diğer kanunların bu maddeye aykırı olmayan hükümleri uygulanır”. 432 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)

Page 77: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

b) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren beş gün içinde adaylar Türkiye Barolar Birliği Başkanlığına başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren beş gün içinde Türkiye Barolar Birliği Başkanlığının ilanında gösterilen yer ve zamanda baro başkanları tarafından seçim yapılır. Her bir baro başkanının [ancak bir aday için433] oy kullanabileceği bu seçimde, en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. c) (a) ve (b) bentleri uyarınca yapılan seçimlerin sonucunda aday gösterilmiş sayılanların isimleri seçimin yapıldığı günü takip eden gün Sayıştay ve Türkiye Barolar Birliği başkanlıklarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bildirilir. ç) (c) bendi uyarınca yapılan bildirimden itibaren on gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde seçim yapılır. Her boş üyelik için yapılacak seçimde, ilk oylamada üye tamsayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır; ikinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur. Cumhurbaşkanı, birer üyeyi Yargıtay ve Danıştay kontenjanlarından olan ilk üyeliklerin boşalmasından sonra Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden seçer. Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösteren kurumların halen mevcut üyeleri ile kendi kontenjanlarından seçilmiş yedek üyeler, tamamlama seçiminde göz önünde bulundurulur. Anayasa Mahkemesinde halen belli görevlere seçilmiş olanların bu sıfatları seçilmiş oldukları sürenin sonuna kadar devam eder. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte üye olanlar yaş haddine kadar görevlerine devam ederler. Bireysel başvuruya ilişkin gerekli düzenlemeler iki yıl içinde tamamlanır. Uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel başvurular kabul edilir. [Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yeniden yapılanmasına ilişkin geçici hüküm] GEÇİCİ MD. 19 - (Ek geçici md.: 7.5.2010-5982/md. 25) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde aşağıda belirtilen esas ve usuller dahilinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri seçilir: a) Cumhurbaşkanı, hâkimlik mesleğine alınmasına engel bir hali olmayan; yükseköğretim kurumlarının hukuk, [iktisat ve siyasal bilimler434] dallarında en az onbeş yıldan beri görev yapan öğretim üyeleri, [üst kademe yöneticileri435] ile meslekte fiilen onbeş yılını doldurmuş avukatlar arasından dört üye seçer. [Cumhurbaşkanı, üst kademe yöneticileri arasından seçeceği Kurul üyesini, bakanlık, müsteşarlık, müsteşar yardımcılığı, valilik, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, kamu kurum ve kuruluşlarında genel müdürlük veya teftiş kurulu başkanlığı görevlerini yapanlar arasından seçer436]. b) Yargıtay Genel Kurulu, Yargıtay üyeleri arasından üç asıl ve üç yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Yargıtay Birinci Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Birinci Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden

433 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)] 434 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)] 435 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)] 436 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)]

Page 78: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

itibaren onbeş gün içinde Yargıtay Genel Kurulu seçim yapar. Her Yargıtay üyesinin [sadece bir aday için437] oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur. c) Danıştay Genel Kurulu, Danıştay üyeleri arasından iki asıl ve iki yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Danıştay Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde Danıştay Genel Kurulu seçim yapar. Her Danıştay üyesinin [sadece bir aday için438] oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur. ç) Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu, kendi üyeleri arasından, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna bir asıl ve bir yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Türkiye Adalet Akademisi Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu seçim yapar. Her üyenin [sadece bir aday için439] oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur. d) Yedi asıl ve dört yedek üye birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş olan adlî yargı hâkim ve savcıları arasından, adlî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Yüksek Seçim Kurulu adaylık başvurularını ilân eder. İlân tarihinden itibaren üç gün içinde adaylar Yüksek Seçim Kuruluna başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren iki gün içinde Yüksek Seçim Kurulu adayların başvurularını inceler ve aday listesini belirleyerek ilân eder. Takip eden iki gün içinde bu listeye karşı itiraz edilebilir. İtiraz süresinin sona erdiği günden itibaren iki gün içinde itirazlar incelenir, sonuçlandırılır ve kesin aday listesi ilân edilir. Yüksek Seçim Kurulunun kesin aday listesini ilân ettiği tarihten sonraki ikinci Pazar günü her ilde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında yapılacak seçimlerde, o ilde ve ilçelerinde görev yapan hâkim ve savcılar oy kullanır. İl seçim kurulları o ilde oy kullanacak hâkim ve savcıların sayısına göre sandık kurulları oluşturur. Sandık kurullarının işlem, tedbir ve kararlarına karşı yapılan şikâyet ve itirazlar il seçim kurulunca karara bağlanır. Adaylar propaganda yapamazlar; sadece, Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde özgeçmişlerini bu iş için tahsis edilmiş bir internet sitesinde yayımlayabilirler. [Bu seçimlerde her seçmen sadece bir aday için oy kullanabilir440]. Seçimlerde en çok oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur. Kullanılacak oy pusulalarıyla ilgili diğer hususlar Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenir. Yüksek Seçim Kurulu, oy pusulalarını kendisi bastırabileceği gibi gerektiğinde uygun göreceği il seçim kurulları vasıtasıyla bastırmaya da yetkilidir. Yapılacak seçimlerde, 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun bu bende aykırı olmayan hükümleri uygulanır. e) Üç asıl ve iki yedek üye birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları

437 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)] 438 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)] 439 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)] 440 AYM’nin “kısmî iptal” kararıyla iptal edilmiştir [AYM., K.T. 07.07.2010, E. 2010/49, K. 2010/87; R.G., T. 01.08.2010, S. 27659 (Mükerrer)]

Page 79: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

arasından, idarî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bölge idare mahkemelerinin bulunduğu illerde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında yapılacak bu seçimlerde, o bölge idare mahkemesinde ve yargı çevresi içerisinde kalan yerlerde görev yapan idarî yargı hâkim ve savcıları oy kullanır. Bu seçimler hakkında da (d) bendi hükümleri uygulanır. Birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca seçilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun asıl üyeleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki otuzuncu günü takip eden iş günü görevlerine başlarlar. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Yargıtay ve Danıştaydan gelen asıl ve yedek üyelerinin görevleri, seçilmiş oldukları sürenin sonuna kadar devam eder. Bunlardan, Yargıtaydan gelen üyelerden görev süresini tamamlayanların yerine birinci fıkranın (b) bendi uyarınca seçilenler; Danıştaydan gelen üyelerden görev süresini tamamlayanların yerine birinci fıkranın (c) bendi uyarınca seçilenler, sırayla göreve başlarlar. Birinci fıkranın (b) ve (c) bentleri uyarınca seçilen üyelerden, üçüncü fıkra uyarınca göreve başlayanların görev süresi, birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca seçilen diğer Kurul üyelerinin görev süresinin bittiği tarihte sona erer. İlgili kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılıncaya kadar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna seçilen asıl üyeler, Yargıtay daire başkanı için ilgili mevzuatında öngörülen tüm malî ve sosyal haklar ile emeklilik hakkından aynen yararlanırlar. Ayrıca, Kurulun Başkanı dışındaki asıl üyelerine, (30000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenir. İlgili kanunlarda düzenleme yapılıncaya kadar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; a) Anayasa hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla, yürürlükteki kanun hükümlerine göre Kurul şeklinde çalışır. b) İkinci fıkra uyarınca asıl üyelerinin göreve başladığı tarihten itibaren bir hafta içinde Adalet Bakanının başkanlığında toplanır ve bir geçici Başkanvekili seçer. c) En az onbeş üye ile toplanır ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verir. ç) Sekreterya hizmetleri Adalet Bakanlığı tarafından yürütülür. Kurul müfettişleri ile adalet müfettişleri atanıncaya kadar, mevcut adalet müfettişleri, Kurul müfettişi ve adalet müfettişi sıfatıyla görev yaparlar. Bu madde hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılıncaya kadar uygulanır.

YEDİNCİ KISIM SON HÜKÜMLER

ALTINCI KISIM SON HÜKÜMLER

Anayasa’nın Dayanakları441 Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’na Ait Zevâbıt442 MD.-i MÜNFERİDE (TEK MD.)

Bu bölüm başlığı altında, sadece 1 madde yer alır.

I – Anayasanın değiştirilmesi, seçimlere ve halkoylamasına katılma MD. 175. – (Değ. md.: 17.5.1987-3361/md. 3)443 Anayasanın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü

I – Anayasanın değiştirilmesi MD. 155. – Anayasanın değiştirilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler ivedilikle görüşülemez. Değiştirme teklifinin kabûlü, Meclislerin ayrı ayrı üye tamsayılarının üçte iki çoğunluğunun oyuyla mümkündür.

MD. 102. – Anayasada değişiklik yapılması aşağıdaki şartlara bağlıdır: Değişiklik teklifinin Meclis tam üyesinin en az üçte biri tarafından imzalanması şarttır. Değişiklikler ancak tam sayının üçte iki oy çokluğu ile kabûl edilebilir. Bu kanunun, Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki birinci maddesinde değişiklik ve

MD. 102. – İşbu Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’nun tâdili aşağıdaki şeraite tâbidir: Tâdil teklifi Meclis âzâ-yı mürettebesinin lâ-akal bir sülüsü tarafından imza olunmak şarttır. Tâdilât, ancak aded-i mürettebin sülüsân-ı ekseriyet-i ârâsı ile kabûl olunabilir. İşbu kanûnun, şekl-i devletin Cumhuriyet olduğuna dair olan birinci maddesinin tâdil ve

[Kanûn-ı Esâsî’nin değiştirilmesi] MD. 116. – Kanûn-ı Esâsî’nin içinde yer alan maddelerden bazılarının durumun gerekleri ve zamana göre yenilenmesi ve değiştirilmesi açıkça zorunluluk ve kesinlik taşıdığı takdirde, geleceğin koşullarına uygun olarak değiştirilmesi mümkündür. Hey’et-i Vükelâ, Hey’et-i Â’yân veya Hey’et-i Meb’ûsân tarafından, değişikliğe

441 1924 TEK metninde “Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’na ait Zavâbıt” başlığı mevcuttur. Sözcük anlamıyla “zavâbıt”, “kurallar, düzenler, usûller” (DEVELLİOĞLU, op.cit., s. 1172.; ÖZÖN, op.cit., s. 799) anlamına gelmektedir. Ancak, 1945 yılında, 4695 sayılı Kanun’la uyarlama yapılırken, “dayanak” sözcüğü tercih

edilmiştir. 442 5997 no.lu Kanun’un metninin hemen ardından yayımlanan ve yeniden yürürlüğe konan 1924 TEK metninde (R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130) bu başlık, md. 100’ün üzerine konmuştu. Ancak, daha sonra yayımlanan ve ilk metinde yapılan dizgi yanlışlıklarını gideren tashihle

(R.G., T. 5.1.1953, S. 8300), 100 üncü maddenin üstüne yanlışlıkla yazılmış olan (Teşkilâtı Esasiye Kanununa ait zevabıt) başlığı buradan çıkarılarak bu başlık, 102 nci maddenin üstüne konmuştur. 443 İlk şekliyle md. 175: “Anayasanın değiştirilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler ivedilikle görüşülemez. Değiştirme teklifinin kabulü, Meclisin üye tamsayısının üçte iki çoğunluğunun oyuyla mümkündür. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin görüşülmesi ve kabulü, birinci fıkradaki kayıtlar dışında, kanunların görüşülmesi ve kabulü hakkındaki hükümlere tâbidir. Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerini Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderdikten sonra, Meclis geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu kanunu halkoyuna sunabilir”.

Page 80: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin görüşülmesi ve kabulü, bu maddedeki kayıtlar dışında, kanunların görüşülmesi ve kabulü hakkındaki hükümlere tâbidir. Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir. Meclis, geri gönderilen Kanunu, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu Kanunu halkoyuna sunabilir. Meclisce üye tamsayısının beşte üçü ile veya üçte ikisinden az oyla kabul edilen Anayasa değişikliği hakkındaki Kanun, Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak üzere Resmî Gazetede yayımlanır. Doğrudan veya Cumhurbaşkanının iadesi üzerine, Meclis üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya gerekli görülen maddeleri Cumhurbaşkanı tarafından halkoyuna sunulabilir. Halkoylamasına sunulmayan Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun veya ilgili maddeler Resmî Gazetede yayımlanır. Halkoyuna sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların yürürlüğe girmesi için, halkoylamasında kullanılan geçerli oyların yarısından çoğunun kabul oyu olması gerekir444. Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa değişikliğine ilişkin kanunların kabulü sırasında, bu Kanunun halkoylamasına sunulması halinde, Anayasanın değiştirilen hükümlerinden, hangilerinin birlikte hangilerinin ayrı ayrı oylanacağını da karara bağlar. Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahallî genel seçimlere iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil gerekli her türlü tedbir alınır.

Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin görüşülmesi ve kabûlü, 1 inci fıkradaki kayıtlar dışında, kanunların görüşülmesi ve kabûlü hakkındaki hükümlere tâbidir. IX – Devlet şeklinin değişmezliği MD. 9. – Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki Anayasa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. [Ayrıca bkz. 1982/geçici md. 9]

başkalama yapılması hiçbir türlü teklif dahi edilemez.

tağyiri hiçbir sûretle teklif dahi edilemez. ilişkin bir teklif getirildiği takdirde; öncelikle Hey’et-i Meb’ûsân445’ın üye tamsayısının üçte iki oy çoğunluğuyla kabul edilir ve ardından Hey’et-i Â’yan446’da da yine üçte iki oy çoğunluğuyla onaylandıktan sonra, Pâdişâh buyruğu da aynı yönde gerçekleşirse, söz konusu değişiklikler yürürlüğe girer. Kanûn-ı Esâsî’nin değiştirilmesi teklif edilen bir maddesi, anlatıldığı üzere, görüşme gereklerinin yerine getirilmesiyle Pâdişâh buyruğunun ortaya çıkmasına kadar geçen zaman içinde, hüküm ve gücünü kaybetmeksizin yürürlükte kalır.

II – Başlangıç ve kenar başlıklar MD. 176. – Anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten başlangıç kısmı, Anayasa metnine dahildir. Madde kenar başlıkları, sadece ilgili oldukları maddelerin konusunu ve maddeler arasındaki sıralama ve bağlantıyı gösterir. Bu başlıklar, Anayasa metninden sayılmaz.

II – Başlangıç ve kenar başlıklar MD. 156. – Bu Anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten Başlangıç Kısmı, Anayasa metnine dâhildir. Madde kenar başlıkları, sadece ilgili oldukları maddelerin konusunu ve maddeler arasındaki sıralanma ve bağlantıyı gösterir. Bu başlıklar, Anayasa metninden sayılmaz.

III – Anayasanın yürürlüğe girmesi MD. 177. – Bu Anayasa, halkoylaması sonucu kabul edilip Resmî Gazetede yayımlanması ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olur ve aşağıda gösterilen istisnalar ile bu istisnaların yürürlüğe girmesine ait hükümler dışında bütünüyle yürürlüğe girer. a) İKİNCİ KISIM II. Bölümdeki; kişi hürriyeti ve güvenliği, basın ve yayımla ilgili hükümler, toplantı hak ve hürriyetleri, III. Bölümdeki çalışma ile ilgili hükümler, toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt ile ilgili hükümler, Bu hükümler yeni kanunları çıkarıldığında veya mevcut kanunlarda değişiklik yapıldığında ve her halde en geç Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve başladığında yürürlüğe girer. Ancak bu hükümler yürürlüğe girinceye kadar mevcut kanunlar ve Millî Güvenlik Konseyinin bildiri ve kararları uygulanır. b) İKİNCİ KISIM’daki; siyasî faaliyette bulunma hakları ile siyasî partilerle ilgili hükümler, bunlara dayalı olarak yeniden hazırlanacak Siyasî Partiler Kanununun; Seçme ve seçilme hakkı ise yine bu hükümlere dayalı olarak hazırlanacak Seçim Kanununun;

III – Anayasanın yürürlüğe girmesi MD. 157. – Bu Anayasa, halkoyuna sunulup kabûl edilince Türkiye Cumhuriyetinin Anayasası olur ve halkoyu sonuçlarıyla beraber derhal Resmî Gazetede yayınlanır. Bu Anayasanın Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşu, seçimi ve toplanması ile ilgili hükümleri, 1 inci fıkraya göre yayınlanması ile; diğer hükümleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçilmesi ile, geçici maddelerde belirtilen esaslara göre yürürlüğe girer.

[Önceki Anayasa’nın yürürlüğü] MD. 104. – 20 Nisan 1340 tarih ve 491 sayılı Teşkilât-ı Esasiye Kanunu yerine manâ ve kavramda bir değişiklik yapılmaksızın Türkçeleştirilmiş olan bu kanun konulmuştur. [Yürürlük] MD. 105. – Bu kanun yayım tarihinde yürürlüğe girer.

491 SAYILI TEŞKİLÂT-I ESÂSİYE KANÛNU’NUN TEKRAR MER’İYETE KONULMASI HAKKINDA KANUN447

[491 Sayılı Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’nun yeniden yürürlüğü] MD. 1. – 20 Nisan 1340 tarih ve 491 sayılı Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu 4695 sayılı Kanunun kabul tarihine kadar yürürlükte bulunan tâdilleriyle birlikte tekrar mer’iyete konulmuş ve bu kanun yerine ikâme edilmiş olan 10/1/1945 tarihli ve 4695 sayılı Anayasa mer’iyetten kaldırılmıştır.

[Bu Kanun’un Yürürlüğü] MD. 2. – Bu Kanun neşri tarihinden itibaren

[Önceki Anayasa’ların yürürlükten kaldırılması] MD. 104. – 1293 tarihli Kanûn-ı Esâsî ile mevâdd-ı muaddelesi ve 20 Kânun-ı sânî 1337 tarihli Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu ve müzeyyelâtı ve tâdilâtı mülgadır453. [Yürürlük] MD. 105. – Bu kanûn tarih-i neşrinden itibaren mer’iyy-ül-icrâdır.

[Tek madde] Bu Kanun, yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe girer. Ancak, mevcut Büyük Millet Meclisi, 5 Eylül 1920 tarihli Nisâb-ı Müzakere Kanunu’nun 1 nci maddesinde öngörüldüğü üzere, öngörülen hedeflere ulaşılmasına kadar kesintisiz olarak toplantı halinde bulunacağından454; Anayasa’nın 4, 5 ve 6. maddeleri, mevcut Büyük Millet Meclisi’nin üçte iki çoğunluğu tarafından söz konusu amaçlara ulaşıldığına ilişkin karar verildiği takdirde, ancak yeni seçimden itibaren yürürlüğe girebilecektir.

[Yasa, gelenek ve âdetlerin yürürlüğü] MD. 118. – Halihazırda uygulanmakta olan yasalar, gelenekler ve âdetler, daha sonra konacak yasa ve tüzükler ile değiştirilmedikçe veya ortadan kaldırılmadıkça, yürürlükte kalacaktır. 3 Ağustos 1909’da değ. MD. 118. – Halihazırda uygulanmakta olan yasalar, gelenekler ve âdetler, daha sonra konacak yasa ve tüzükler ile değiştirilmedikçe veya ortadan kaldırılmadıkça, yürürlükte kalacaktır. Yasa ve tüzüklerin hazırlanmasında, halk işlerine en ılımlı, ihtiyaçlara ve zamanın koşullarına daha uygun, fıkıh hükümleri, hukuk ve âdâba aykırı olmayan işler esas alınacaktır. [Meclis-i Umûmî’nin yapılanmasına ilişkin Geçici Talimat’ın yürürlüğü] MD. 119. – Meclis-i Umûmî’ye ilişkin olan 10 Şevval 1293 tarihli Geçici Talimat455 hükümlerinin etkisi yalnızca ilk defa toplanacak olan Meclis-i Umûmî’nin yasama dönemi süresinin bitimine kadar olup, söz konusu tarihten sonra geçerli değildir.

444 Ülkemizde Anayasa değişikliklerinin halkoylamasına sunulması yolu, şimdiye değin iki kez kullanılmıştır. İlk referandum, “kabul”le sonuçlanmıştır. Anayasa Geçici md. 4’ün yürürlükten kaldırılması yönündeki Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun (K.n. 3361., K.t. 17.5.1987; R.G., T. 18.5.1987, S. 19464-Mük.),

6.9.1987 tarihinde gerçekleştirilen halk oylamasında, % 50,16 oranında “evet” oyu sağlanması sonucu kabul edilince, söz konusu Geçici hüküm yürürlükten kalkmıştır (Referandumun resmî sonuçları için bkz. R.G., T. 12.9.1987, S. 19572). İkinci referandum ise, bu kez “red”le sonuçlanmıştır. Anayasa md. 127/3’te yapılan değişiklik (K.n. 3467, K.t. 6.8.1988; R.G., T. 13.8.1988, S. 19898), 25 Eylül 1988’de sunulduğu halkoylamasında % 65 oranında “hayır” oyuyla reddedildiğinden, söz konusu Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun yürürlüğe girememiştir (Referandumun resmî sonuçlarına ilişkin Yüksek Seçim Kurulu kararı için bkz. R.G., T. 1.9.1988, S. 19946).

445 Diğer birçok maddede “Hey’et-i Meb’ûsân” sıfatı kullanılmakla birlikte (örn. md. 65-80), bu maddede “Hey’et” yerine “Meclis” sözcüğü kullanılmıştır. 446 Diğer birçok maddede “Hey’et-i Â’yân” sıfatı kullanılmakla birlikte (örn. md. 60-65), bu maddede “Hey’et” yerine “Meclis” sözcüğü kullanılmıştır. 447 Bkz. K.n. 5997., K.t. 24.12.1952; R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130. Anımsa(t)mak gerekir ki, daha önce 1924 TEK yerine 1945 Anayasası’nın yürürlüğe konması sırasında ise, belgenin kendi hükmünde de vurgulandığı üzere (md. 104), “20 Nisan 1340 tarih ve 491 sayılı

Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu yerine manâ ve kavramda bir değişiklik yapılmaksızın Türkçe’leştirilmiş olan bu kanun”; deyimi kullanılmıştı. K.n. 4695, K.t. 10.1.1945.; R.G., T. 15.1.1945, S. 5905.; Düstur, 3. Tertip, C. XXVI., s. 170.

Page 81: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Yayımlanması ile yürürlüğe girer. c) ÜÇÜNCÜ KISIM’daki; yasama ile ilgili hükümler; Bu hükümler ilk milletvekili genel seçimi sonucunun ilânı ile birlikte yürürlüğe girer. Ancak bu bölümdeki Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkilerine ilişkin hükümleri, 29 Haziran 1981 gün ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve başlayıncaya kadar Millî Güvenlik Konseyince yerine getirilir. d) ÜÇÜNCÜ KISIM’daki; Cumhurbaşkanı başlığı altındaki görev ve yetkileri ile Devlet Denetleme Kurulu, Bakanlar Kurulu başlığı altındaki tüzükler, Millî Savunma, olağanüstü yönetim usulleri, idare başlığı altındaki mahallî idareler ile Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu hariç diğer hükümler ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri hariç yargıya ilişkin bütün hükümler Anayasanın halkoylaması sonucunda kabulünün Resmî Gazetede ilânı ile birlikte yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kuruluna ait yürürlüğe girmeyen hükümler Türkiye Büyük Millet Meclisinin göreve başlaması ile, mahallî idareler ile Devlet Güvenlik Mahkemelerine ilişkin hükümler ise ilgili kanunların yayımlanması ile yürürlüğe girer. e) Anayasanın halkoylaması sonucu kabulünün ilânıyle birlikte yürürlüğe girecek hükümleri ve mevcut ve kurulacak kurum, kuruluş ve kurullar için yeniden kanun yapılması veya mevcut kanunlarda değişiklik yapılması gerekiyorsa bunlara ilişkin işlemler mevcut kanunların Anayasaya aykırı olmayan hükümleri veya doğrudan Anayasa hükümleri, Anayasanın 11 inci maddesi gereğince uygulanır. f) Kesinhesap kanunu tasarılarının görüşülme usulünü düzenleyen 164 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmü 1984 yılından itibaren uygulanmaya başlanır.

9/11/1982

mer’idir.

1924 TEŞKİLÂT-I ESÂSİYE KANÛNU’NUN 1952’DE YENİDEN YÜRÜRLÜĞE KONMASI

SIRASINDAKİ HATALARA İLİŞKİN DÜZELTME448

TASHİH

24/12/1952 tarihli ve 5997 sayılı kanunla tekrar meriyete konulmuş olup 31 Aralık 1952 tarihli Resmî Gazete’de neşredilmiş bulunan 20 Nisan 1340 tarihli ve 491 sayılı Teşkilâtı Esasiye Kanununun metninde aşağıdaki tertip hataları görülmüştür: 1 – 26 ncı maddenin dördüncü satırındaki (meskukat darbı) kelimesinden449 sonra virgül konulacaktır. 2 – 28 inci maddenin üçüncü satırındaki (... mebusluk zail olur.) ibaresindeki (zail) kelimesi (sakıt) olacaktır. 3 – 32 inci maddenin nihayetindeki (... iştirak edemez.) cümlesinden sonra yazılması icabederken yazılmamış olan (ve rey veremez) kelimelerinin ilâvesiyle bu maddenin son cümlesi, (Reisicumhur, Riyaseticumhur makamında bulundukça Meclis münakaşat ve müzakeratına iştirak edemez ve rey veremez.) şeklinde olacaktır. 4 – 35 inci maddenin ikinci fıkrasının birinci satırındaki (Teşkilâtı Esasiye kanunları) ibaresindeki (kanunları) kelimesi, (kanunu) olacaktır. 5 – 46 ncı maddenin (İcra Vekilleri Heyeti Hükümetin umumi siyasetinden müştereken mesuldür.) cümlesinin sonuna yazılması lâzım iken yazılmamış olan (vekillerden her biri kendi salâhiyeti dairesindeki icraattan ve maiyetinin ef’al ve muamelâtından ve siyasetinin umumi istikametinden münferiden mesuldür.) cümlesi ilâve edilecektir. 6 – 51 inci maddenin beşinci satırındaki (... bir Şûrayı Devlet teşekkül edecektir.) ibaresinde yanlış yazılmış olan “teşekkül edecektir.” kelimeleri (... teşkil edilecektir.) şekline konulacaktır. 7 – 61 inci maddenin üstüne, başlık olarak “Divanı Âli” yazılacaktır. 8 – 78 inci maddenin birinci satırındaki (seferberlikte idarei örfiye halinde ...) ibaresindeki “seferberlikte” kelimesinden sonra yazılmamış olan (ve) edatının450 ilâvesiyle ibare, (seferberlikte ve idarei örfiye,451 halinde ...) şekline konulacaktır. 9 – 85 inci maddenin son satırındaki (... kemakân cibayete devam olunabilir.) ibaresi, (... kemakân cibayetine devam olunabilir.) [ş]eklinde olacaktır. 10 – 86 ncı maddenin 9 uncu satırındaki (idarei örfiye, şahsi) ibaresindeki (şahsi) kelimesi (şahıs) olarak düzeltilecektir. 11 – 87 inci maddenin birinci satırında[ki] (iptidai tahsil bütün Türkler için mecburi ...) ibaresinden sonra bir (ve) edatı452 konulacaktır. 12 – 100 üncü maddenin üstüne yanlışlıkla yazılmış olan (Teşkilâtı Esasiye Kanununa ait

453 1876 KE, bu madde ile yürürlükten kaldırılmıştır. 23 Nisan 1920’de ilk BMM açıldığında KE yürürlükteydi. 1921 TEK yürürlüğe girdikten sonra, 1876 KE de yürürlükte olup, Anayasa Hukuku tarihimizde bu döneme (20 Ocak 1921-20 Nisan 1924) “İki Anayasa’lı Dönem” denilmektedir. Hatta, BMM Başkanı

sıfatıyla ATATÜRK’ün imzasıyla 31.1.1921 tarihinde Sadrazam Tevfik Paşa’ya hitaben gönderilen bir yazıda, Kanûn-ı Esâsî’nin, Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’nun temel hükümleri ile çelişmeyen hükümlerinin, eskiden olduğu gibi yürürlükte olduğu belirtilmiştir. Orijinal cümle şu şekildedir: “Kanûn-î Esâsî’nin işbu mevâd ile tearuz etmiyen ahkâmı kemakân mer’iyyül-icrâdır” (ATATÜRK, Mustafa Kemal, Söylev, C. II., s. 561). Ancak, diğer bir bakış açısıyla, 1921 TEK yürürlüğe girdiği anda 1876 KE’nin de kendiliğinden yürürlükten kalktığı ve açık bir ilga hükmüne gerek olmadığı da savunulabilir. Kaldı ki, 1961 ve 1982 Anayasa’ları da, kendilerinden önce yürürlükte bulunan Anayasa’ları (1924 ve 1961) açık hükümlerle yürürlükten kaldırmamışlardır. Ancak, bu durumlarla diğer durum arasındaki temel fark şudur: 1876 KE’yi daha önce yürürlükten kaldıran herhangi bir hukuksal metin olmamasına karşın; 1924 ve 1961 Anayasa’ları kendilerinden sonra gelen kanunlarla yürürlükten kaldırılmışlardır. Örneğin, 1924 TEK md. 4-7, 9-25, 27-36, 38-40, md. 41 cümle 2 ve 3, md. 42-50, 52, 61-67, 95, 102 ve 104, 27 Mayıs 1960 Darbesinden sonra yürürlüğe konan bir ara rejim kanunu (md. 24) ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bkz. K.n. 1., K.t. 12.6.1960; R.G., T. 14.6.1960, S. 10525.; Düstur, 4. Tertip, C. I., s. 36. Hatta, 1961’e kadar olan dönemde 1924 TEK ile birlikte ve yan yana uygulanan söz konusu 1 no.lu Kanun’un başlığı “geçici yasa” olsa da, aslında “geçici Anayasa” niteliğini taşıdığını vurgulamak gerekir.

454 1920 Nisâb-ı Müzakere Kanunu md. 1, şu hükmü öngörür: “Büyük Millet Meclisi, Hilâfet ve Saltanatın, vatan ve milletin istihlâs ve istiklâlinden ibaret olan gayesinin husûlüne kadar müstemirren in’ikad eder”. Burada, Yasama organının (BMM) belli bir amacı gerçekleştirinceye değin (ulusal kurtuluşu tamamlamak) kesintisiz ve hiç ara vermeden çalışmasından, eski dildeki deyimle “istimrar” ilkesinden söz edilmektedir.

455 İ.t. 10 Şevval 1293 (24 Ekim 1876); Düstur, 1. Tertip, C. IV., ss. 2-3. Söz konusu geçici kanun, Meclis-i Umûmî’nin yapılanmasının yanı sıra, Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin seçim yöntemi ve malî haklarına ilişkindir. Metin için ayrıca bkz. KİLİ & GÖZÜBÜYÜK, op.cit., ss. 41-42.; ERDEM, op.cit., ss. 135-137. 448 Resmî Gazete’de yayımlanan metnin dizgi hatalarındaki düzeltme için bkz. R.G., T. 5.1.1953, S. 8300 (Bazı derlemelerdeki 5.1.1952 tarihi ise, olasılık dışıdır. Bkz. ERDEM, op.cit., s. 56., dp. *). Söz konusu düzeltmeler, 1945 Anayasası’nın metnine ilişkin dipnotlarında da açıklama olarak ayrıca eklenmiştir.

Yayımlanan “tashih”le, 5997 no.lu Kanun’la tekrar yürürlüğe konan ve 31 Aralık 1952 tarihli R.G.’de yayımlanmış bulunan 1924 TEK’in 12 maddesinin (md. 26, 28, 32, 35, 46, 51, 61, 78, 85, 86, 87, 100) metninde veya kenar başlıklarında görülen tertip (dizgi) hataları giderilmiştir. Ancak, yayımlanan tashihe rağmen, 1952 metni yine de 1924 metniyle tıpatıp aynı olmayıp, dizgide bazı değişiklikler yapılmış ve -saptayabildiğimiz kadarıyla- ilk faslın başlığı değiştirilmiştir. Ancak, en dikkat çekici husus, düzeltme metninin sunulması bir yana, söz konusu düzeltmelerden söz eden herhangi bir derlemeye dahi rastlanamamış olmasıdır ki, bu durum söz konusu “tashih”ten haberdar olunmadığını açıkça göstermektedir.

449 Doğrusu, “kelimelerinden” veya “ibaresinden” olması gerekirdi; çünkü metinde söz konusu edilen “meskukat darbı”, iki sözcükten oluşan bir ibaredir. 450 Doğrusu, “bağlacının” biçiminde olması gerekirdi. 451 Yayımlanan “düzeltme” sırasında bu kez başka bir yerde “yanlış” yapılmış olması kayda değer; daha önce bulunmadığı halde, buraya bir virgül konmasının hiçbir gereği ve anlamı bulunmamaktadır. 452 Doğrusu, “bağlacı” biçiminde olması gerekirdi.

Page 82: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

zevabıt) başlığı buradan çıkarılarak bu başlık, 102 nci maddenin üstüne konulacaktır. Tashih olunur.

-------------------------- ANAYASA METNİNE EKLEN(E)MEYEN

GEÇİCİ MD.LER456 (K.n. 4709., K.t. 3.10.2001 – RG, T. 17.10.2001, S. 24556-Mük.). (K.n. 4777., K.t. 27.12.2002 – RG, T. 31.12.2002, S. 24980-3. Mük.). [Anayasa Madde 67’ye eklenen son fıkranın ilk genel seçimlerde uygulanamayacağı457] GEÇİCİ MD. 1. – (3.10.2001-4709/Geçici md. A) Bu Kanunun 24 üncü maddesi ile Anayasanın 67 nci maddesine son fıkra olarak eklenen hüküm bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak ilk genel seçimde uygulanmaz. [Anayasa Madde 87’deki değişikliğin Kanunun yürürlük tarihinden önce işlenen eylemlere uygulanamayacağı] GEÇİCİ MD. 2. – (3.10.2001-4709/Geçici md. B) Bu Kanunun 28 inci maddesi ile Anayasanın 87 nci maddesinde yapılan değişiklik, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce, Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiilleri işleyenler hakkında uygulanmaz. [Anayasa Madde 67’ye daha önce eklenen son fıkranın ilk ara seçimde uygulanamayacağı] GEÇİCİ MD. 3. – (27.12.2002-4777/Geçici madde 1) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 67 nci maddesinin son fıkrası, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 22 nci dönemi içinde yapılacak ilk ara seçimde uygulanmaz.

ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ İLE SONRADAN ANAYASA METNİNE EKLENEN GEÇİCİ

MD.LER Yenileme seçiminin geriye bırakılması458 GEÇİCİ MD. 11459. [GEÇİCİ MD. 12] – (Ek geçici madde: 17.4.1970-1254/md. 2) 7 Haziran 1970 tarihinde yapılması gereken Cumhuriyet Senatosu yenileme seçimleri, Anayasanın 73 üncü maddesinde yapılan değişiklik sebebiyle geriye bırakılmıştır. [Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi seçimlerinin ertelenmesi460] GEÇİCİ MD. 12. [GEÇİCİ MD. 13] – (Ek geçici madde: 20.9.1971-1488/md. [2/1461]) Cumhuriyet Senatosu üyelerinden üçte birinin yenilenmesi ve Cumhuriyet Senatosu ile Millet Meclisinde boş bulunan üyelikler için 10 Ekim 1971 gününde yapılacak seçimler, 12 Ekim 1973’de yapılması gereken milletvekilleri genel seçimiyle birlikte yapılmak üzere, ertelenmiştir. Cumhuriyet Senatosu üyelerinden süresi dolanların üyelik sıfatları, seçim yapılıncaya kadar devam eder462. Cumhurbaşkanınca seçilen üyelerden süresi dolanlar hakkında 73 üncü maddenin 5 inci fıkrası hükmü uygulanmaya devam olunur. [Yargıtay seçimleri ve Yargıtay Kanunu’nun çıkarılması] GEÇİCİ MD. 13. [GEÇİCİ MD. 14] – (Ek geçici madde: 20.9.1971-1488/md. [2/2) Bu Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarihte Yargıtay Birinci Başkanlığı ile Cumhuriyet Başsavcılığı görevlerinde bulunanlardan bu görevlerde dört yılını doldurmuş olanların yerleri için, yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde yeni seçim yapılır. Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan ve üyelerinin ve diğer mensuplarının nitelikleri ve İkinci Başkanlarının seçim usulleri hakkındaki Kanun, Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılır. Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Yargıtay İkinci Başkanlığında dört yılını doldurmuş olanların yerleri için, yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde yeni seçim yapılır. [Danıştay seçimleri ve Danıştay Kanunu’nun çıkarılması] GEÇİCİ MD. 14. [GEÇİCİ MD. 15] – (Ek geçici

456 1982 Anayasası’nda Altıncı Kısım’daki “Geçici Hükümler”, halkoyuna sunularak kabul edilen 1982 Anayasası’nın ilk metninde zaten yer almakta olup; ara rejim sonrasında Anayasa’nın düzenli bir biçimde yürürlüğe girmesi bakımından önemli bir işlev görmekteydi. İlk metinde yer alan geçici nitelikteki

maddelerin asıl metinden koparılmalarını önlemek için, “aslî kurucu iktidar” tarafından, Anayasa md. 174 ve 175 arasında ayrı bir kısım oluşturacak biçimde eklenmişlerdir. Anayasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra, 2001 ve 2002 Anayasa Değişiklikleri sırasında Anayasa metnine eklenen GM’lerin ise, bu tür bir niteliği bulunmamaktadır. Kaldı ki, Anayasa’da GM’lere özgülenen kısma ekleneceği yolunda herhangi bir kayda da rastlanmayan söz konusu GM’ler, Anayasa’nın GM’lere özgülenmiş kısmının hemen ardından madde no.su 17’den devam edecek biçimde değil, Anayasa metninin en sonuna ve madde no.su 1’den başlanmak suretiyle yeniden numaralandırılarak eklenmiştir. Söz konusu geçici maddeler, doğrudan ilgili oldukları maddelerin altında da dipnot olarak ayrıca yer almaktadır.

457 Resmî Gazete’de yayımlanan metinde yer almayan kenar başlıklar, Geçici md’nin içeriğinin hemen anlaşılmasını sağlamak için, tarafımızca köşeli ayraç içinde eklenmiştir. 458 1254 no.lu kanun’la (md. 2) getirilen bu yeni geçici md. 11’in ve onu izleyen geçici md’lerin kenar başlığına (romen rakamlı) herhangi bir no. konmadığı gibi; Geçici md. 11’i izleyen diğer Geçici md’lerin ise kenar başlığı dahi bulunmamaktadır. GM 12 [GM 13] ve sonraki maddelerde görülecek olan köşeli ayraç

içindeki kenar başlıklar ise, md. içeriklerinin kolayca fark edilebilmesini sağlamak amacıyla, tarafımızca eklenmiştir. 459 1982 Anayasası’nda yer alan geçici maddelere benzer nitelikte, 1961 Anayasası’nda da 22 (+1) geçici madde yer alır. Ancak, 1982’nin aksine, 1961’deki geçici hükümlerin 12’si madde kenar başlığı taşımaktadır. Not etmek gerekir ki, ilk 11 madde dışındaki diğer geçici maddeler, 1961 Anayasası’nın ilk

metninde yer almadığı halde, Anayasa değişikliğine ilişkin 1254, 1488 ve 1699 no.lu kanunlarla konmuştur. Bu açıdan iki küçük ayrıntı dikkat çekicidir: birincisi, 1961’in ilk metnine ekleme yapan geçici maddelerden yalnızca ilkinde madde kenar başlığının bulunmasıdır. Diğeri ise, ilk metindeki geçici madde sayısı 11 olmasına karşın (ilk metinde yer alan son geçici madde, Anayasa değişikliği ile ilgası sonrasında, AYM tarafından iptali ve daha sonrasında türev kurucu iktidar yetkisini kullanan TBMM tarafından yeniden ilgası sonucu tamamen yürürlükten kalktığı için), eklenen ilk geçici maddeye, madde no.su olarak 11 verilmesidir. Sonuç olarak, 1961 Anayasası’ndaki son geçici maddenin no.su her ne kadar 22 olsa da, toplam geçici madde sayısı aslında 23 olarak saptanmalıdır. Sonuç olarak, 1961 Anayasası’na eklenen geçici maddelerin no.sunun neden 11 ile başladığını anlamak mümkün olmamıştır. Bu nedenle, derlemede yer alan geçici md’ler, 1’er sayı atlanarak, köşeli parantez içinde yeniden numaralandırılmıştır. Bazı derlemelerde 1961 Anayasası’nın ilk metninde yer alan geçici md. 11’in “Geçici madde 11 (1)” ve sonradan 11 no. ile eklenen Geçici maddenin de “Geçici madde 11(2)” olarak numaralandırıldığını aktaran Prof. SOYSAL ise, bunun nedeninin, aynı anda geçici madde 11 olarak yürürlükte bulunan 2 ayrı Anayasal norm olmasından kaynaklandığının altını çizmektedir. Yazar, 1801 sayılı Kanun’la (md. 2), Geçici madde 11 (1)’in yürürlükten kaldırılması sonucunda, bu sorunun çözümlenmiş olduğunu vurgular. SOYSAL, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası: ..., s. 92., dp. 66. SOYSAL, yayınladığı derlemede de (ibid.), ilk Geçici md. 11’i kenar başlığı ve no.su ile birlikte metinden tamamen çıkarmıştır. Oysa ki, bu yanlış bir tercihtir; sakıncası ise, derlemede yer alan Anayasa metnini incelemek isteyen kişinin, 1961 Anayasası’nda böyle bir anayasal normun bulunduğunu fark edemeyecek olmasıdır. Kaldı ki, örneğin, 1982 Anayasası’nın “sendikal faaliyet”i düzenleyen 52 nci madde hükmü, yürürlükte olmamasına karşın, hem madde no.su ve hem de madde kenar başlığı hâlâ yerli yerinde durmaktadır.

Daha önce de açıklanan nedenlerle, söz konusu md., aslında 12. sırada yer alan geçici md’dir. Bir görüşe göre; aslında, Anayasa’nın halkoyuyla kabul edildiği tarihten sonra getirilen geçici md’lerin, 154 ve 155. md’ler arasında yer alan ve “Geçici Hükümler” başlığını taşıyan Beşinci Kısım’a değil; asıl metnin sonuna, yani 157. md’den sonra açılacak olan yeni bir “Geçici Maddeler” kısmına konması gerekirdi. Beşinci Kısım’daki “Geçici Hükümler”, Anayasa’nın 1961 Genel Seçimleriyle birlikte bütünüyle yürürlüğe girmesi bakımından büyük önem taşıdıkları için, herhangi bir biçimde asıl metinden koparılmalarını güçleştirmek amacıyla buraya eklenmişlerdi. Anayasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra Anayasa metnine eklenen geçici md’lerin ise, bu tür bir niteliği bulunmamaktadır (KİLİ, op.cit., s. 154., dp. 65).

460 Bu ve bundan sonraki Geçici md’lere ilişkin kenar başlıkları, tarafımızca eklenmiştir. Dikkat edilirse, 1961 Anayasası metninde, md’lerin yanı sıra, ilk metinde yer alan geçici md’lerin de kenar başlıkları bulunmaktadır (Oysa, 1982 Anayasası’nın ilk metnindeki Geçici md’lerde de kenar başlıklarına rastlanmaz). Buna karşın, sonradan eklenen Geçici md’lerin kenar başlığı yoktur. Ancak tarafımızca, ilk bakışta ve içeriği okunmasına gerek kalmaksızın geçici md’lerin hemen bulunabilmesini sağlamak için, köşeli ayraç içinde kenar başlıklar eklenmiştir. Madem ki, Anayasa’ya göre, “Madde kenar başlıkları, sadece ilgili oldukları maddelerin konusunu ve maddeler arasındaki sıralama ve bağlantıyı gösterir. Bu başlıklar, Anayasa metninden sayılmaz” (md. 156/2); o halde, Anayasal normdan hareketle, aynı mantıkla şu yorum yapılabilir: madde metinlerinin içeriğinin daha iyi anlaşılabilmesini sağlamak amacıyla, sonradan eklenen Geçici maddelere kenar başlığı konmasında da, herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

461 Anayasa’da değişiklik yapan 1488 sayılı Kanun’un, tıpkı maddelerde değişiklik öngören 35 hükmünde olduğu gibi, 9 geçici madde ekleyen hükümlerin her birine de ayrı ayrı madde no.su verilmemiştir. Eklenen geçici maddelerin tümü, Kanun’da aynı madde no.su (md. 2) altında sıra ile yer almaktadır. Bu bağlamda, madde no.suna dokunmamak kaydıyla, fıkra no.ları konarak, kendi içinde teselsül ettirilmiştir. Aynı işlem, değişiklik hükümlerini kapsayan md. 1 için de uygulanmıştır.

462 Yüksek Seçim Kurulu, verdiği bir kararla, 1961 Anayasası geçici md. 12’de yer alan ve Cuma gününe rastlayan 12 Ekim 1973 tarihini “maddî hata” olarak değerlendirerek, milletvekili genel seçimlerinin Pazar gününe rastlayan 14 Ekim 1973’te yapılmasını gerekli görmüştür (bkz. R.G., T. 10.3.1973) (Akt. KİLİ, op.cit., s. 154., dp. 66).

Page 83: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

madde: 20.9.1971-1488/md. [2/3]) Bu Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarihte Danıştay Başkanlığı ile Başkanunsözcülüğü görevlerinde bulunanlardan bu görevlerde dört yılını doldurmuş olanların yerleri için, yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde yeni seçim yapılır. Anayasanın 114 ve 140 ıncı maddelerinde yapılan değişiklik gereğince, 521 sayılı Danıştay Kanunu, Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde değiştirilir. Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Danıştay Daire Başkanlığında dört yılını doldurmuş olanların yerleri için, yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde seçim yapılır. Danıştay Başkanlığı ile Başkanunsözcülüğüne ve daire başkanlıklarına yeniden seçilemiyenler Danıştay üyesi olurlar. [Yargıtay İkinci Cumhuriyet Başsavcılığı ve Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulunanların durumu] GEÇİCİ MD. 15. [GEÇİCİ MD. 16] – (Ek geçici madde: 20.9.1971-1488/md. [2/4]) Bu Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihte Yargıtay İkinci Cumhuriyet Başsavcılığı veya Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulunanlar Yargıtay üyesi olurlar. Bunlara ait kadrolar da Yargıtaya, üye kadrosu olarak geçer. 45 sayılı Yüksek Hâkimler Kurulu Kanununda gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar, Cumhuriyet Başsavcılığı bölümleriyle Yüksek Savcılar Genel Kurulu ve bölümleri ve bunlara mensup olanlar görevlerine devam ederler. [Kamu hizmetlileri sendikalarının etkinliklerinin sona ermesi] GEÇİCİ MD. 16. [GEÇİCİ MD. 17] – (Ek geçici madde: 20.9.1971-1488/md. [2/5]) Anayasanın 46 ve 119 uncu maddelerinde yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihte 624 sayılı Kanuna dayanılarak kurulmuş olan kamu hizmetlileri sendikalarının faaliyeti sona erer. Kamu hizmetlileri kuruluşlarının kuruluşuna ve sendikaların varlıklarının bu kuruluşlara intikaline ait hükümler kanunla düzenlenir. Kanun, Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılır. [Askerî yargıya ilişkin kanunların çıkarılması ve ilgili seçimler] GEÇİCİ MD. 17. [GEÇİCİ MD. 18] – (Ek geçici madde: 20.9.1971-1488/md. [2/6]) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 134, 138, 140 ve 141 inci maddeleri gereğince, askerî yargı ile ilgili kanunlar, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde değiştirilir. Yukarıdaki fıkraya göre çıkarılacak yeni kanunların gerektirdiği seçim ve atamalar, bu kanunların yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde yapılır. [Yüksek Savcılar Kurulu’na ilişkin Kanunun çıkarılması] GEÇİCİ MD. 18. [GEÇİCİ MD. 19] – (Ek geçici madde: 20.9.1971-1488/md. [2/7]) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 137 nci maddesinde sözü geçen Yüksek Savcılar Kurulunun kuruluşu ve çalışma usulleri ile ilgili kanun, bu Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinden itibaren altı ay içinde çıkarılır. Yukarıdaki fıkrada belirtilen kanunun yürürlüğe girmesine kadar 2556 ve 45 sayılı kanunların değişiklik ve ekleriyle birlikte uygulanmasına devam olunur. [Yüksek Hâkimler Kurulu’na ilişkin Kanunun çıkarılması] GEÇİCİ MD. 19. [GEÇİCİ MD. 20] – (Ek geçici madde: 20.9.1971-1488/md. [2/8]) 45 sayılı Yüksek Hâkimler Kurulu Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 143 ve 144 üncü maddelerinde yapılan değişiklik gereğince, bu

Page 84: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde değiştirilir. Yüksek Hâkimler Kurulunun mevcut üyelerinin görev süresi, 45 sayılı Yüksek Hâkimler Kurulu Kanununun değişik şekline göre yapılacak seçim sonuçlarının kesinleşmesi tarihine kadar devam eder. [Anayasa Değişiklerinin gerektirdiği kanunların çıkarılması] GEÇİCİ MD. 20. [GEÇİCİ MD. 21] – (Ek geçici madde: 20.9.1971-1488/md. [2/9]) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yapılan değişiklikler veya bu Anayasaya eklenen hükümler gereğince kanunlarda yapılması zorunlu olan ve geçici 13, 14, 15, 16, 17, 18 ve 19 uncu maddelerin kapsamı dışında kalan diğer kanunlar ve kanun değişiklikleri, bu Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tamamlanır. [Sıkıyönetim Mahkemeleri’nin durumu ve bu mahkemelerde görülmekte olan dâvalar] GEÇİCİ MD. 21. [GEÇİCİ MD. 22] – (Ek geçici madde: 15.3.1973-1699/md. 6) Sıkıyönetimin kaldırıldığı tarihte sıkıyönetim mahkemelerinde görülmekte bulunan dâvalar sonuçlandırılıncaya kadar bu mahkemelerin görev ve yetkileri devam eder. Kamu dâvası açılmamış dosyalar ile duruşmanın tatiline karar verilmiş dâvalar durumlarına, niteliklerine ve kanun hükümlerine göre görevli ve yetkili mercilere verilir. [Milletvekili Genel Seçimlerine katılma niteliği kazanmış olan siyasal partilere devlet yardımı yapılması] GEÇİCİ MD. 22. [GEÇİCİ MD. 23] – (Ek geçici madde: 15.3.1973-1699/md. 7) 1 Kasım 1972 tarihinde T.B.M.M.’de grubu bulunup da 30 Mart 1973 tarihine kadar grubunu muhafaza etmiş ve Milletvekili Genel Seçimlerine katılma niteliği kazanmış olan siyasî partilere de Anayasanın 56 ncı maddesindeki şartlar aranmaksızın, kanunun öngördüğü ölçüye göre Devletçe yardım yapılır.

ANAYASA İLK METNİNİN VE DEĞİŞİKLİK YASALARININ YÜRÜRLÜK VE HALKOYUNA

SUNULUŞ HÜKÜMLERİ

1982 ANAYASASI (İLK METİN) [D.N.: 1982 Anayasası’nın yürürlük süreci, Anayasa md. 177’de düzenlenmiştir.]

1987 ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (17.5.1987-3361) MD. 4. – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Geçici 4 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Bu hükmün onaylanarak yürürlüğe girebilmesi için halkoyuna sunulması zorunlu olup halkoylaması, Anayasanın 175 inci maddesinin bu Kanunla değişik hükümlerine göre yapılır463. MD. 5. – Bu Kanunun ikinci maddesi ile Anayasanın 75 inci maddesinde yapılan değişiklik ilk milletvekili genel seçiminde, diğer maddeleri ise bu Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

1993 ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (8.7.1993-3913) MD. 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

1995 ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (23.7.1995-4121) MD. 16. – Bu Kanunun halkoylamasına sunulması halinde, 1 inci maddesi, 2, 3, 13 ve 15 inci maddeleri birlikte, 4 üncü maddesi, 5 inci maddesi, 6, 7 ve 14 üncü maddeleri birlikte, 8 inci maddesi ve 17 nci maddesinin ilk fıkrası birlikte, 9 ve 10 uncu maddeleri birlikte, 11 inci maddesi,

463 17.5.1987 tarihli Anayasa değişikliği Hakkında Kanun md. 4/2 ve 23.5.1987 tarih ve 3367 sayılı, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun gereğince, 6 Eylül 1987 tarihinde yapılan halk oylaması sonucunda yürürlükten kalkmıştır. Halkoylaması sonuçları için bkz. R.G., T. 12.9.1987, S.

19572.

Page 85: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

12 nci maddesi, Ayrı ayrı oylanır. Halkoylaması, ilk milletvekili genel seçimi ile bir arada yapılır. MD. 17. – Bu Kanunun 8 inci maddesiyle Anayasanın 75 inci maddesinde yapılan değişiklik ilk milletvekili genel seçiminin başlangıcından itibaren yürürlüğe girer. Bu Kanunun diğer maddeleri ise, bu Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. 1999/I ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (18.6.1999-4388) MD. 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır.

1999/II ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (13.8.1999-4446) MD. 4. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halk oylamasına sunulması halinde 1 inci maddesi ayrı, 2 ve 3 üncü maddeleri birlikte ayrı oylanır.

2001/I ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (3.10.2001-4709) MD. 35. – Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır. GEÇİCİ MD. A. – Bu Kanunun 24 üncü maddesi ile Anayasanın 67 nci maddesine son fıkra olarak eklenen hüküm bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak ilk genel seçimde uygulanmaz. GEÇİCİ MD. B. – Bu Kanunun 28 inci maddesi ile Anayasanın 87 nci maddesinde yapılan değişiklik, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce, Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiilleri işleyenler hakkında uygulanmaz.

2001/II ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (21.11.2001-4720) MD. 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde oylanır.

2002 ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (27.12.2002-4777) MD. 3. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halk oylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır. GEÇİCİ MD. 1. – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 67 nci maddesinin son fıkrası, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 22 nci dönemi içinde yapılacak ilk ara seçimde uygulanmaz.

2004 ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (7.5.2004-5170) MD. 11. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır.

2005-I ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (21.6.2005-5370) MD. 2. –Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde oylanır.

2005-II ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (29.10.2005-5428) MD. 6. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır.

2006 ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (13.10.2006-5551) MD. 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde oylanır.

2007-I ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (10.5.2007-5659) MD. 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde oylanır.

2007-II ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (10.5.2007-5660) MD. 7. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.

2007-III ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (31.5.2007-5678) MD. 7. –Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe gi-rer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oy-lanır.

Page 86: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

2007-IV ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (16.10.2007-5697) MD. 3. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.

2008-I ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ. (9.2.2008-5735) MD. 3. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.

2010-I ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (7.5.2010-5982) MD. 26. –Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.

2011-I ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ (17.03.2011-6214) MD. 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde oylanır.

Page 87: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

ANAYASALARIN REFERANSLARI (HAZIRLIK + KABUL + DÜZELTME + HALKOYUNDA ONAY) 1982 1961 1945 1924 + 1952 1921 1876

• 23.9.1982: Danışma Meclisi’nce Anayasa Tasarısı olarak görüşülerek kabul edildi

• 24.09.1982: Anayasa’nın Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun’la, 1982 Anayasası’nın halkoyuna sunulma süreci düzenlendi (K.n. 2707., K.t. 24.9.1982; R.G., T. 25.9.1982, S. 17823).

• 18.10.1982: Millî Güvenlik Konseyi’nce üzerinde son “rötuş”lar

• 20.10.1982: Halkoyuna sunulmak üzere 2709 sayılı Kanun olarak Resmî Gazete’de yayım (R.G., T. 20.10.1982, S. 17844). MGK’nın 70 sayılı kararı uyarınca, Anayasa Tasarısı ile ilgili açıklama ve tanıtma özgürlüğü tanınmıştır.

• 26.10.1982: Düzeltilerin Resmî Gazete’de yayımı (R.G., T: 26.10.1982, S. 17850)

• 7.11.1982: Halkoyunda (% 91.37) kabul • 09.11.1982: Anayasa’nın son şekli, YSK kararı (Karar

no: 444., K.T. 9.11.1982; R.G:, T. 9.11.1982, S. 17863-Mük.) uyarınca, RG’de tekrar yayımla yürürlüğe girdi (R.G., T. 9.11.1982, S. 17863-Mük.).

• 27.05.1961: KM’de (MBK + TM) kabul • 31.05.1961: Halkoyuna sunulmak üzere RG’de yayım

ve 283 no.lu Kanun uyarınca halkoylamasına sunulma. Bkz. Anayasa’nın Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun (K.n. 283., K.t. 28.3.1961; Düstur, 4. Tertip, C. I., s. 2339.; R.G., T. 1.4.1961, S. 10771). Ayrıca bkz. Anayasa’nın Halkoyuna Sunulması Hakkında 283 Sayılı Kanunun 5 inci Maddesine Bir Fıkra Eklenmesi Hakkında Kanun (K.n. 312., K.t. 6.7.1961; Düstur, 4. Tertip, C. I., s. 2730.; R.G., T. 6.7.1961, S. 10847-M).

• 9.7.1961: halkoylamasında kabul • 09.07.1961: Halkoylaması resmî kesin sonuçlarının

RG’de yayımıyla kabul edildiği kesinleşen Anayasa metninin RG’de 334 sayılı Kanun olarak yayımı ve yürürlüğe girişi. K.n. 334., K.t. 9.7.1961; R.G., T. 20.7.1961, S. 10859.; Düstur, 4. Tertip, C. I., s. 2930.

• 19.07.1961: Halkoylaması resmî sonucunun detaylarının YSK kararı ile açıklanması (Karar no. 106, K.t. 19.7.1961; R.G., T. 20.7.1961, S. 10859).

K.n. 4695, K.t. 10.1.1945.; R.G., T. 15.1.1945, S. 5905.; Düstur, 3. Tertip, C. XXVI., s. 170. Bu belgenin kendi hükmünde de vurgulandığı üzere (md. 104), “20 Nisan 1340 tarih ve 491 sayılı Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu yerine manâ ve kavramda bir değişiklik yapılmaksızın Türkçe’leştirilmiş olan bu kanun” (1945/md. 104)

K.n. 491., K.t. 16 Ramazan 1342-20.4.1340 (20.4.1924); Düstur, 3. Tertip, C. V., ss. 576-585 (1019). Ayrıca bkz. Teşkilât-ı Esâsîye Kanûnu’nun Ekseriyet-i Mutlakanın Sülüsân-ı Ekseriyetiyle Kabul Edilmesine Dair Hey’et-i Umûmîye Kararı (Karar no. 83., k.t. 11.3.1340 (1924)); Düstur, 3. Tertip, C. V., s. 328 (677)).

---------------------- Bkz. K.n. 5997., K.t. 24.12.1952; R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130. “20 Nisan 1340 tarih ve 491 sayılı Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu 4695 sayılı Kanunun kabul tarihine kadar yürürlükte bulunan tâdilleriyle birlikte tekrar mer’iyete konulmuş ve bu kanun yerine ikâme edilmiş olan 10/1/1945 tarihli ve 4695 sayılı Anayasa mer’iyetten kaldırılmıştır”. (md. 1)

K.n. 85, K.t. 20 Kanûn-ı Sâni 1337 (20 Nisan 1921); Ceride-i Resmiye (R.G)., T. 7.2.1337, S. 1.; Düstur, 3. Tertip, C. I., s. 196. Ayrıca bkz. Z.C., C. IV., ss. 214-223.; C. V., ss. 291-292, 416-429, 448-453.; C. VI., ss. 141-188, 295-305, 389-408, 214-438, 520-525, 558-584.; C. VII., ss. 302-324, 353-382, 390-416.

K.t. 7 Zilhicce 1293 (23 Aralık 1876), Düstur, 1. Tertip, C. IV., ss. 4-20.

ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİN REFERANSLARI (KANUN + RG + DÜSTUR + TBMMTD + KAPSAM) 1982 1961 1945 1924 1921 1876

1) K.n.: 3361., K.t.: 17.5.1987; R.G.: T. 18.5.1987, Sayı: 19464 (Mük.); Düstur: 5. Tertip, C. XXVI., ss. 135-136. TBMMTD, Dönem: 17., Yasama Yılı: 4., (S.) Sayısı: 564. (Md. 67, 75, 175, G 4).

2) K.n.: 3913., K.t.: 8.7.1993; R.G.: T. 10.7.1993, Sayı: 21633; Düstur: 5. Tertip, C. XXXII., s. 85. TBMMTD, Dönem: 19., Yasama Yılı: 2., (S.) Sayısı: 306. (Md. 133).

3) K.n.: 4121., K.t.: 23.7.1995; R.G.: T. 26.7.1995, Sayı: 22355; Düstur: 5. Tertip, C. XXXIV., ss. 239-248; TBMMTD, Dönem: 19., Yasama Yılı: 4., (S.) Sayısı: 861., Birleşim: 123-146., T. 14.6.1995-22.7.1995, LXXXVIII-XCIII. (Başlangıç metni; md. 33, 52, 53, 67, 68, 69, 75, 84, 85, 93, 127, 135, 149, 171).

4) K.n.: 4388., K.t.: 18.6.1999; R.G.: T. 18.6.1999, Sayı: 23729 (Mük.); Düstur: 5. Tertip, C. XXXIX; TBMMTD, Dönem: 21., Yasama Yılı: 1., (S.) Sayısı: 2. (Md. 143).

5) K.n.: 4446., K.t.: 13.8.1999; R.G.: T. 14.8.1999, Sayı: 23786; Düstur: 5. Tertip, C. XL.; TBMMTD, Dönem: 21., Yasama Yılı: 1., (S.) Sayısı: 109. (Md. 47, 125, 155).

6) K.n.: 4709., K.t.: 3.10.2001; R.G.: T. 17.10.2001, Sayı: 24556 (Mük.).; Düstur: 5. Tertip, C. XL. TBMMTD, Dönem: 21., Yasama Yılı: 3., (S.) Sayısı: 737., Birleşim: 131-135 (Olağanüstü), C. LXX. (Başlangıç metni; md. 13, 14, 19, 20, 21, 22, 23, 26, 28, 31, 33, 34, 36, 38, 40, 41, 46, 49, 51, 55, 65, 66 ,67, 69, 74, 87, 89, 94, 100, 118, 149, G 15; 2 GM eklendi).

7) K.n.: 4720., K.t.: 21.11.2001; R.G.: T. 1.12.2001, Sayı: 24600; Düstur: 5. Tertip, C. XL.; TBMMTD, Dönem: 21., Yasama Yılı: 4., (S.) Sayısı: 753., T. 6.11.2001, Birleşim: 16., C. LXXIV. (Md. 86).

8) K.n.: 4777., K.t.: 27.12.2002; R.G.: T. 31.12.2002, Sayı: 24980-3. Mük.; Düstur: 5. Tertip, C. XLII.; TBMMTD, Dönem: 22., Yasama Yılı: 1., C. II., (S.) Sayısı: 2. (Md. 76, 78; 1 geçici md. eklenmesi).

9) K.n. 5170., K.t. 7.5.2004; R.G., T. 22.5.2004, S. 25469.; (Md. 10, 15, 17, 30, 38, 87, 90, 131, 160; md. 143 ilga)

10) K.n. 5370., K.t. 21.6.2005; R.G., T. 23.6.2005, S. 25854. (Md. 133)

11) K.n. 5428., K.t. 29.10.2005; R.G., T. 9.11.2005, S. 25988; (Md. 130, 160, 161, 162, 163)

12) K.n. 5551., K.t. 13.10.2006; R.G., T. 17.10.2006, S. 26322. (Md. 76)

13) K.n. 5659., K.t. 10.5.2007; R.G., T. 18.5.2007, S. 26526. (GM 17 ekleme)

14) K.n. 5678., K.t. 31.5.2007; R.G., T. 16.6.2007, S. 26554. (Md. 77, 79, 96, 101, 102)

15) K.n. 5697., K.t. 16.10.2007; R.G., T. 17.10.2007, S. 26673. (GM 18, GM 19)

16) K.n. 5982., K.t. 07.05.2010; R.G., T. 13.05.2010, S. 27580. (10, 20, 23, 41, 51, 53, 54, 74, 84, 94, 125, 128, 129, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 156, 157, 159, 166.

17) K.n.: 6214., K.t. 17.03.2011; R.G., T. 29.03.2011, S. 27889. (Anayasa md. 59’a ek fıkra)

1 K.n. 1188., K.t. 6.11.1969; R.G., T. 12.11.1969, S. 13349.; Düstur, 5. Tertip, C. IX., s. 167 (md. 68 değiştirilmiştir; geçici md. 11 kaldırılmıştır).

2) K.n. 1254., K.t. 17.4.1070; R.G., T. 22.4.1970, S. 13478.; Düstur, 5. Tertip, C. IX., s. 757 (md. 73 değiştirilmiştir; 1 geçici md. eklenmiştir).

3) K.n. 1255., K.t. 17.4.1970; R.G., T. 22.4.1970, S. 13478.; Düstur, 5. Tertip, C. IX., s. 758 (md. 131 değiştirilmiştir).

4) K.n. 1421., K.t. 30.6.1971; R.G., T. 2.7.1971, S. 13883.; Düstur, 5. Tertip, C. X., s. 2878 (md. 56 ve 82 değiştirilmiştir).

5) K.n. 1488., K.t. 20.9.1971; R.G., T. 22.9.1971, S. 13964.; Düstur, 5. Tertip, C. X., s. 3380 (md. 11, 15, 19, 22, 26, 29, 30, 32, 38, 46, 60, 61, 64, 89, 110, 111, 114, 119, 120, 121, 124, 127, 134, 137, 138, 139, 140, 141, 143, 144, 145, 147, 149, 151, 152 değiştirilmiştir; 9 geçici md. eklenmiştir).

6) K.n. 1699., K.t. 15.3.1973; R.G., T. 20.3.1973, S. 14482.; Düstur, 5. Tertip, C. XII., s. 1889. (md. 30, 57, 136, 138 ve 148 değiştirilmiştir; 2 geçici md. eklenmiştir).

7) K.n. 1801., K.t. 16.4.1974; R.G., T. 22.4.1974, S. 14866.; Düstur, 5. Tertip, C. XIII., s. 849 (md. 68 değiştirilmiştir; -AYM’nin iptal kararı nedeniyle- geçici md. 11 tekrar yürürlükten kaldırılmıştır).

1945 sonrası anayasa değişikliği yapılmamıştır. 1) K.n. 1222., K.t. 10.4.1928; R.G., T. 14.4.1928, S. 863.; Düstur, 3. Tertip, C. IX., s. 273 (141); (md. 2, 16, 26 ve 38’de değişiklik). Bazı derlemelerde, ilk değişikliğin kabul tarihi, 11 Nisan 1928 olarak verilmektedir. Bkz. ERDEM, op.cit., s. 41, 562.

2) K.n. 1893., K.t. 10.12.1931; R.G., T. 15.12.1931, S. 1976.; Düstur, 3. Tertip, C. XIII., s. 25 (13); (md. 95’te değişiklik).

3) K.n. 2599., K.t. 5.12.1934; R.G., T. 11.12.1934, S. 2877.; Düstur, 3. Tertip, C. XVI, s. 36 (26); (md. 10 ve 11’de değişiklik).

4) K.n. 3115., K.t. 5.2.1937; R.G., T. 13.2.1937, S. 3533.; Düstur, 3. Tertip, C. XVIII., s. 307 (95); (md. 2, 44, 47, 49, 50, 61, 74, 75’te değişiklik).

5) K.n. 3272., K.t. 29.11.1937; R.G., T. 1.12.1937, S. 3773.; Düstur, 3. tertip, C. XIX., s. 37 (26); (md. 44, 47, 48, 49, 50 ve 61’de değişiklik).

6) K.n. 4695, K.t. 10.1.1945.; R.G., T. 15.1.1945, S. 5905.; Düstur, 3. Tertip, C. XXVI., s. 170. “20 Nisan 1340 tarih ve 491 sayılı Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu yerine manâ ve kavramda bir değişiklik yapılmaksızın Türkçe’leştirilmiş olan bu kanun” (1945/md. 104)

7) K.n. 5997., K.t. 24.12.1952; R.G., T. 31.12.1952, S. 8297; Düstur, 3. Tertip, C. XXXIV, s. 130. “20 Nisan 1340 tarih ve 491 sayılı Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu 4695 sayılı Kanunun kabul tarihine kadar yürürlükte bulunan tâdilleriyle birlikte tekrar mer’iyete konulmuş ve bu kanun yerine ikâme edilmiş olan 10/1/1945 tarihli ve 4695 sayılı Anayasa mer’iyetten kaldırılmıştır”. (md. 1)

1) K.n. 364., K.t. 29 Teşrîn-i Evvel 1339 (29 Ekim 1923); Ceride-i Resmiye (R.G)., T. 30 Ekim 1923, S. 41.; Düstur, 3. Tertip, C. V, s. 398 (158).

1) K..t.: 3 Ağustos 1909, Düstur, 2. Tertip, C. I., ss. 638-644 (toplam 24 md. değiştirildi, md. 119 kaldırıldı).

2) K..t.: 15 Mayıs 1914, Düstur, 2. Tertip, C. VI., ss. 749-750 (3 md. değiştirildi, md. 73 kaldırıldı).

3) K..t.: 29 Ocak 1914, Düstur, 2. Tertip, C. VII., ss. 224-225 (3 md. değiştirildi).

4) K..t.: 25 Şubat 1916, Düstur, 2. Tertip, C. VIII., s. 483 (1 md. değiştirildi).

5) K.t.: 25 Şubat 1916, Düstur, 2. Tertip, C. VIII., s. 484 (1 md. değiştirildi, md. 35 kaldırıldı).

6) K.t.: 7 Mart 1916, Düstur, 2. Tertip, C. VIII., s. 754 (1 md. değiştirildi).

7) K.t.: 21 Mart 1918, Düstur, 2. Tertip, C. X., s. 176 (1 md. değiştirildi).

Page 88: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

1982 ANAYASASI’NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN DÖKÜMÜ

SIRA KOD

K. N. KABUL TARİHİ

RESMÎ GAZETE

DEĞİŞİKLİĞİN KAPSAMI

Tarih Sayı Değiştirme Ekleme İlga 1 1987 3361 17.05.1987 18.5.1987 19464 (M) 67, 75, 175, - G 4 2 1993 3913 08.07.1993 10.7.1993 21633 133 - - 3 1995 4121 23.07.1995 26.7.1995 22355 Başl, 33, 53, 67, 68, 69, 75, 84, 85, 93, 127, 135, 149, 171 - 52 4 1999-1 4388 18.06.1999 18.6.1999 23729 (M) 143 - - 5 1999-2 4446 13.08.1999 14.8.1999 23786 47, 125, 155 - - 6 2001-1 4709 03.10.2001 17.10.2001 24556 (M) Bşl, 13, 14, 19, 20, 21, 22, 23, 26, 28, 31, 33, 34, 36, 38, 40, 41, 46, 49, 51, 55, 65, 66, 67, 69, 74, 87, 89, 94, 100, 118, 149, G 15 EG1, EG2 - 7 2001-2 4720 21.11.2001 1.12.2001 24600 86 - - 8 2002 4777 27.12.2002 31.12.2002 24980 (3.M) 76, 78 EG 3 - 9 2004 5170 07.05.2004 22.5.2004 25469 10, 15, 17, 30, 38, 87, 90, 131, 160 - 143

10 2005-1 5370 21.06.2005 23.6.2005 25854 133 - - 11 2005-2 5428 29.10.2005 9.11.2005 25988 130, 160, 161, 162, 163 - - 12 2006 5551 13.10.2006 17.10.2006 26322 76 - - 13 2007-1 5659 10.05.2007 18.5.2007 26526 - G 17 - 14 2007-2 5678 31.05.2007 16.6.2007 26554 77, 79, 96, 101, 102 G 18, G 19 - 15 2007-3 5697 16.10.2007 17.10.2007 26673 - - G 18, G 19 16 2010 5982 07.05.2010 13.05.2010 27580 10, 20, 23, 41, 51, 53, 54, 74, 84, 94, 125, 128, 129, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 156, 157, 159, 166 G 18, G 19 G 15 17 2011 6214 17.03.2011 29.03.2011 27889 59 - -

TOPLAM SAYI 108 8 6

HANGİ MADDE, KAÇ KEZ DEĞİŞTİ?

(SİYAH: DEĞİŞMEYENLER - MAVİ: 1 KEZ DEĞİŞENLER – YEŞİL: 2 KEZ DEĞİŞENLER - KIRMIZI: 3 KEZ DEĞİŞENLER)

Başlangıç Metni (2) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 (2) 11 12 13 (1) 14 (1) 15 (1) 16 17 (1) 18 19 (1) 20 (2) 21 (1) 22 (1) 23 (2) 24 25 26 (1) 27 28 (1) 29 30 (1)

31 (1) 32 33 (2) 34 (1) 35 36 (1) 37 38 (2) 39 40 (1) 41 (2) 42 43 44 45 46 (1) 47 (1) 48 49 (1) 50 51 (2) 52 (1) (ilga) 53 (2) 54 (1) 55 (1) 56 57 58 59 60

61 62 63 64 65 (1) 66 (1) 67 (3) 68 (1) 69 (2) 70 71 72 73 74 (2) 75 (2) 76 (2) 77 (1) 78 (1) 79 (1) 80 81 82 83 84 (2) 85 (1) 86 (1) 87 (2) 88 89 (1) 90 (1)

91 92 93 (1) 94 (2) 95 96 (1) 97 98 99 100 (1) 101 (1) 102 (1) 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 (1) 119 120

121 122 123 124 125 (2) 126 127 (1) 128 (1) 129 (1) 130 (1) 131 (1) 132 133 (2) 134 135 (1) 136 137 138 139 140 141 142 143 (2) (değiştirme+ilga) 144 (1) 145 (1) 146 (1) 147 (1) 148 (1) 149 (2) 150

151 152 153 154 155 (1) 156 (1) 157 (1) 158 159 (1) 160 (2) 161 (1) 162 (1) 163 (1) 164 165 166 (1) 167 168 169 170 171 (1) 172 173 174 175 (1) 176 177

GM1 GM 2 GM 3 GM 4 (1) (ilga) GM 5 GM 6 GM 7 GM 8 GM 9 GM 10 GM 11 GM 12 GM 13 GM 14 GM 15 (2) (değiştirme+ilga) GM 16 GM 17 GM 18 eski (1) (ilga) GM 19 eski (1) (ilga) GM 18 yeni GM 19 yeni

Page 89: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

HALKOYLAMALARINA İLİŞKİN SAYISAL VERİLER VE YSK KARARLARI

VERİ TÜRLERİ 1961 ANAYASASI 1982 ANAYASASI 1987 DEĞİŞİKLİĞİ 1988 DEĞİŞİKLİĞİ 2007 DEĞİŞİKLİĞİ 2010 DEĞİŞİKLİĞİ Halkoylaması tarihi 9 Temmuz 1961 7 Kasım 1982 6 Eylül 1987 25 Eylül 1988 21 Ekim 2007 12 Eylül 2010

Halkoylamasının konusu Anayasa Anayasa 1928 Any., GM 4 1982 Any., md. 127 1982 Any., md. 101 1982 Any., top. 25 md.

Toplam sandık sayısı 98.557 100.854 135.076

Kayıtlı seçmen sayısı 12.735.009 20.690.914 26.095.630 26.739.227 42.665.149 52.051.828

Oylamaya katılan seçmen 10.322.169 18.885.488 24.436.821 23.750.873 28.167.661 38.369.099

Geçerli oy sayısı 10.282.561 18.841.990 23.347.856 22.956.878 28.142.586 37.644.037

Geçersiz oy sayısı 39.608 43498 1.088.965 793.995 651.658 725,067

“Evet” oyları sayısı 6.348.191 17.215.599 11.711.461 8.034.933 19.422.714 21.787.244

“Hayır” oyları sayısı 3.934.370 1.626.431 11.636.395 14.921.945 8.744.947 15.856.793

Oylamaya katılma oranı % 81.05 % 91.27 % 93.64 % 88.82 67.51 73.71

Kabul oyu oranı % 61.74 % 91.87 % 50.16 % 35.00 68.95 %57,88

Red oyu oranı % 38.26 % 8.63 % 49.84 % 65.00 31.05 %42,12

YSK Kararı No 106 458 398 277 873 846

YSK kararı tarihi 19.7.1961 13.11.1982 9.9.1987 27.9.1988 30.10.2007 22.09.2010

Yayımlandığı R.G. tarihi 20.7.1961 20.11.1982 12.9.1987 1.10.1988 31.10.2007 23.09.2010

Yayımlandığı R.G. sayısı 10859 17874 19572 19946 26686 27708

Karar çoğunluğu oybirliği oybirliği oybirliği oy çokluğu oybirliği oybirliği

ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİN 1 VE 2. TUR OYLAMA SONUÇLARI

S. YIL K.N. KONU KAPSAM İMZA

SAY. 1. TUR GÖRÜŞMELERİ 2. TUR GÖRÜŞMELERİ YÜR. VE REF. REF. GİTTİ Mİ? AYM’YE

GİDİŞ AYM KARARI

TÜMÜNE GEÇMEK İÇİN İLK OYLAMA

MADDELER ÜZERİNDE 1. OYLAMA

MADDELER ÜZERİNDE 2. OYLAMA

TÜMÜ ÜZERİNDE SON OYLAMA

D E Ç 0-330 330-367

367+ 0-330 330-367

367+

1 1987 3188 Any. değ. 3 - 1 265464 Yayım + ?465 - + Yetkisizlik kararı 2 1988 3467 Yerel seçimler 1 - - İhtiyarî (Özal) - 3 1993 3913 TRT tekeli 1 - - Yayım + ?466 Zorunlu (Özal) - 4 1995 4121 Day. yasakları B+13 - 1 Yayım + ayrı ayrı467 - - 5 1999-I 4388 DGM’ler 1 - - 345 Yayım + tümüyle468 - - 6 1999-II 4446 Özelleştirme 3 - - 285 Yayım + ayrı ayrı469 - - 7 2001-I 4709 2001 Rev. B+32 2 - 291 474 Yayım + tümüyle - - 8 2001-II 4720 Millv. aylıkları 1 - - 313 434 Yayım + ?470 - - 9 2002 4777 Ara seçim 2 1 - 247 437 Yayım + tümüyle - - 10 2003-I 4841 Ormanlar 1 - - 216 366 Yayım + tümüyle - - 11 2003-II 4960 Ormanlar 1 - - 368 Yayım + tümüyle - - 12 2004 5170 Ulusl. anl. 9 - 1 198 457 Yayım + tümüyle - - 14 2005-I 5370 Radyo-TV yay. 5 - - 198 397 Yayım + ?471 - - 16 2005-II 5428 Bütçe 224 433 Yayım + tümüyle - - 16 2006 5551 Seçilme yaşı 1 - - 250 413 Yayım + ?472 - - 17 2007 5659 GM ekleme - 1 - 199 429 Yayım + ?473 - - 17 2007-I 5660 1 GM eklendi - 1 - 361 376 Yayım + tümüyle - - 18 2007-II 5678 CB seçimi 5 2 - 370 Yayım + tümüyle İhtiyarî (Sezer) - 19 2007-III 5697 2 GM eklendi - - 2 277 386 Yayım + tümüyle - - 20 2008 5735 Eğitim hakkı 2 - - 348 411 Yayım + tümüyle - + Esas bk. denetim + iptal 21 2010 5982 2010 rev. 24 2 1 317 336 Yayım + tümüyle Zorunlu (Gül) + Kısmen iptal (3 md’de 14 nokta) 22 2011 6214 Spor tahkim 1 - - 373 Yayım + tümüyle - -

464 Ancak, TBMM web sitesindeki belgede, teklifte imzası bulunan milletvekili sayısı 265’ten fazla olup, bazı TBMM üyeleri birden fazla imzanın sahibi olarak görünmekteydi (sonra düzeltildi): R.T.ERDOĞAN (Başbakan ve Grup Başkanı sıfatıyla iki kez), Mustafa ELİTAŞ (Grup Başkanvekili sıfatıyla 2 kez),

Nurettin CANİKLİ (Grup Başkanvekili sıfatıyla 2 kez), Bekir BOZDAĞ (Grup Başkanvekili sıfatıyla 2 kez). http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tasari_teklif_sd.imza_sahipleri?kanunlar_sira_no=82348 465 1987 Anayasa değişikliği öncesinde, TBMM’nin tüm/ayrı ayrı oylamaya sunma karar verme yetkisi bulunmamaktaydı. Bunun ötesinde, zorunlu/seçimlik referanduma sunma anlamında, “sunabilir” hükmü bulunmaktadır (md. 175/3): “Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerini Türkiye Büyük Millet Meclisine geri

gönderdikten sonra, Meclis geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu kanunu halkoyuna sunabilir”. Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun’da yer alan ve 12 Eylül yasaklarına ilişkin Anayasa GM 4’ü yürürlükten kaldıran hüküm, (md. 4/2), GM 4’ün kaldırılmasına ilişkin Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulmasını zorunluluk olarak öngörmüştür: “Bu hükmün onaylanarak yürürlüğe girebilmesi için halkoyuna sunulması zorunlu olup halkoylaması, Anayasanın 175 inci maddesinin bu Kanunla değişik hükümlerine göre yapılır”.

466 Yürürlük hükmünde, daha sonraki uygulamalardan farklı olarak, gereksiz bir hükümden kaçınılmış ve tek bir maddeden ibaret olduğu için, halkoyuna sunulma halinde tek tek / ayrı ayrı oylama konusunda abesle iştigal edilmemiştir (md. 2): “Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer”. 467 Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun, md. 16: “Bu Kanunun halkoylamasına sunulması halinde, 1 inci maddesi, 2, 3, 13 ve 15 inci maddeleri birlikte, 4 üncü maddesi, 5 inci maddesi, 6, 7 ve 14 üncü maddeleri birlikte, 8 inci maddesi ve 17 nci maddesinin ilk fıkrası birlikte, 9 ve 10 uncu maddeleri birlikte, 11 inci

maddesi, 12 nci maddesi, Ayrı ayrı oylanır. / Halkoylaması, ilk milletvekili genel seçimi ile bir arada yapılır”. 468 Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun, md. 2: “Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır”. Kanun toplam iki maddeden ibaret olup, madde 2 zaten yürürlük hükmüdür. Değişikliğin yürürlüğüne ilişkin hükmün halkoyuna sunulması yersiz olduğuna göre,

hükmün bilerek ve isteyerek değil, farkında olmadan bu şekilde düzenlenmiş olduğu sonucuna varılabilir. Ancak, söz konusu olasılık dışında, değişiklik getiren maddenin fıkralarının ayrı ayrı halkoyuna sunulması engellenmek istenmiş de olabilir. Nitekim, yine tek bir md. hükmünde (md. 86) değişiklik öngören 4720 sayılı Yasa md. 2, bu konuda herhangi bir ifadeye yer vermeyerek, yalnızca “... halkoyuna sunulması halinde oylanır” demekle yetinir. Ama bu da, aslında gereksizdir. Yalnızca yürürlüğü düzenleyip, halkoyu açısından sessiz kallabilirdi. Çünkü, halkoyuna sunulacak madde sayısı zaten 1 (yazıyla, “sadece bir”) olduğu için, bu tek madde açısından tek tek / ayrı ayrı ayrımı yapmak -en az 2001, 2005, 2006 ve 2007 değişikliklerinde olduğu kadar- abesle iştigal olsa gerek.

469 Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun, md. 4: “Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halk oylamasına sunulması halinde 1 inci maddesi ayrı, 2 ve 3 üncü maddeleri birlikte ayrı oylanır”. 470 Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun’un yürürlük ve halkoyu maddesinde (md. 2), halkoyuna sunulması halinde tek tek mi, madde madde mi oylanacağı yolunda bir açıklık bulunmamakta, sadece oylanır denmektedir: “Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde oylanır”. Oysa ki,

sunulması halinde oylanacağı zaten açıktır. Ancak, bunun nedeni, yürürlük maddesi bir yana bırakılırsa, değişikliğin tek bir maddeden ibaret olmasıdır. Bunun dışında geriye kalan yürürlük ve yürütme maddesi ise, halkoyuna zaten konu olmaz. 471 Bir önceki notta olduğu üzere, aynı hüküm yer alır (md. 2): “Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde oylanır”. 472 Bir önceki notta olduğu üzere, aynı hüküm yer alır (md. 2): “Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde oylanır”. 473 Bir önceki notta olduğu üzere, aynı hüküm yer alır (md. 2): “Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde oylanır”.

Page 90: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASAL METİNLERİ VE DEĞİŞİKLİKLERİ GENEL TABLOSU

ANAYASAL BELGELER VE HAK BELGELERİ (1808-1876)

S. BELGE İRADE TARİHİ DÜSTUR

Tertip Cilt ss. 1 Sened-i İttifâk 17 Şaban 1223 (7 Ekim 1808) 2 Gülhâne Hatt-ı Hümâyûnu 26 Şaban 1255 (3 Kasım 1839) 1 1 4-7 3 Islâhât Fermânı 11 Cemâzi-yel-âhir 1272 (28 Şubat 1856) 1 1 7-14 4 Fermân-ı Adâlet 13 Zilkâde 1292 (11 Aralık 1875) 1 3 24

ANAYASALAR (1876-2010)

S. BELGE Kn. K.T RESMÎ GAZETE

(CERİDE-i RESMİYE) DÜSTUR

Tarih Sayı ss. Tertip Cilt ss. 1 1876 Kanûn-ı Esâsî 7 Zilhicce 1293 (23 Aralık 1876) 1 4 4-20 2 1921 Teşkilât-ı Esâsiye Kanunu 85 20 Kanûn-ı Sâni 1337 (20 Ocak 1921) 07.02.1337 1 3 1 196 3 1924 Teşkilât-ı Esasiye Kanunu 491 16 Ramazan 1342-20.4.1340 (20.4.1924) 3 5 576-585 (1019) 4 1945 Anayasası 4695 10.01.1945 15.01.1945 5905 3 26 170 5 1952 TEK (491 s. TEK’nın Tekrar Mer’iyete Konulması Hk. Kanun) 5997 24.12.1952 31.12.1952 8297 3 34 131 6 1961 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Ref. Kabul: % 61.74) 334 09.07.1961 20.07.1961 10859 4 1 2930 7 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Ref. Kabul: % 91.87) 2709 07.11.1982 09.11.1982 17863 (M) 5 22 3-58

1876 KANÛN-I ESÂSÎ TÂDİLLERİ

S. K.N. K.T. DEĞİŞİKLİĞİN KAPSAMI RESMÎ GAZETE

(CERİDE-i RESMİYE) DÜSTUR

Değiştirme Ekleme İlga Tarih Sayı ss. Tertip Cilt ss. 1 3 Ağs. 1909 (Toplam 24 md. değiştirildi) 119 2 1 638-644 2 29 Ocak 1914 (Toplam 3 md. değiştirildi) 2 7 224-225 3 15 Mayıs 1914 (Toplam 3 md. değiştirildi) 73 2 6 749-750 4 25 Şubat 1916 1 2 8 483 5 7 Mart 1916 1 35 2 8 484 6 21 Mart 1918 1 2 8 754

1921 TEK DEĞİŞİKLİKLERİ

S. K.N. K.T. DEĞİŞİKLİĞİN KAPSAMI RESMÎ GAZETE

(CERİDE-i RESMİYE) DÜSTUR

Değiştirme Ekleme İlga Tarih Sayı ss. Tertip Cilt ss. 1 364 29 Teşrîn-i Evvel 1339

(29 Ekim 1923) (Toplam 5 md. değiştirildi / eklendi) 30.10.1923 41 3 5 398 (158)

1924 TEK DEĞİŞİKLİKLERİ

S. K.N. K.T. DEĞİŞİKLİĞİN KAPSAMI RESMÎ GAZETE

(CERİDE-i RESMİYE) DÜSTUR

Değiştirme Ekleme İlga Tarih Sayı ss. Tertip Cilt ss. 1 1222 10.04.1928 2, 16, 26, 38 - - 14.04.1928 863 3 9 273 (141) 2 1893 10.12.1931 95 - - 15.12.1931 1976 3 13 25 (13) 3 2599 05.12.1934 10, 11 - - 11.12.1934 2877 3 16 36 (26) 4 3115 05.02.1937 2, 44, 47, 49, 50, 61, 74, 75 - - 13.02.1937 3533 3 18 307 (95) 5 3272 29.11.1937 44, 47, 48, 49, 50, 61 - - 01.12.1937 3773 3 19 37 (26) TOPLAM 21 (1945 ve 1952 eklenince 23) - -

1952 ANAYASASI TASHİHİ

S. K.N. K.T. DEĞİŞİKLİĞİN KAPSAMI RESMÎ GAZETE

(CERİDE-i RESMİYE) DÜSTUR

Değiştirme DÜZELTME YAPILAN MD.LER Tarih Sayı ss. Tertip Cilt ss. 5997 24.12.1952 491 s. TEK’nın Tekrar Mer’iyete Konulması Hk. Kanun 1924 TEK tüm metni yeniden yür. konuldu 31.12.1952 3 34 131 1 Düzeltme metni yayımı474 26, 28, 32, 35, 46, 51, 61, 78, 85, 86, 87, 100 05.01.1953 8300 TOPLAM DÜZELTME 12

1961 ANAYASASI DEĞİŞİKLİKLERİ

S. K.N. K.T. DEĞİŞİKLİĞİN KAPSAMI RESMÎ GAZETE

(CERİDE-i RESMİYE) DÜSTUR

Değiştirme Ekleme İlga Tarih Sayı ss. Tertip Cilt ss. 1 1188 6.11.1969 68 G 11 12.11.1969 13349 5 9 167 2 1254 17.04.1970 73 1 G eklendi 22.04.1970 13478 5 9 757

474 Ancak çok ilginçtir, toplam 12 md’de yapılan tashih sırasında da, yeni yeni hatalar yapılmıştır. (Örneğin, md. 78’de, daha önceki metinde yer almayan noktalama işaretlerinin ortaya çıkması, vb).

Page 91: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

3 1255 17.04.1970 131 22.04.1970 13478 5 9 758 4 1421 30.06.1971 56, 82 02.07.1971 13883 5 10 2878 5 1488 20.09.1971 11, 15, 19, 22, 26, 29, 30, 32, 38, 46, 60, 61, 64, 89, 110, 111, 114, 119, 120,

121, 124, 127, 134, 137, 138, 139, 140, 141, 143, 144, 145, 147, 149, 151, 152

9 G eklendi 22.9.1971 5 10 3380

6 1699 15.03.1973 30, 57, 136, 138, 148 2 G eklendi 20.03.1973 14482 5 12 1889 7 1801 16.04.1974 68 G 11 (2.kez ilga)

AYM iptal nedeniyle 22.04.1974 14866 5 13 849

TOPLAM 46 12 2 (aynı md. 2 kez)

1982 ANAYASASI DEĞİŞİKLİKLERİ

S. K.N. K.T. DEĞİŞİKLİĞİN KAPSAMI RESMÎ GAZETE

(CERİDE-i RESMİYE) DÜSTUR REFERANDUM

Ref. tarihi Ref. Sonuç R.G.

DEĞİŞTİRME EKLEME İLGA Tarih Sayı ss. Tertip Cilt ss. Tarih Sayı SONUÇ 1 3361 17.05.1987 67, 75, 175, - G 4 18.05.1987 19464(M) 5 16 135-136 06.09.1987 12.09.1987 19572 + (50.16) 2 3467 06.08.1988 127475 (Referandumda red) 13.08.1988 19898 25.09.1988 01.10.1988 19946 - (35.00) 3 3913 08.07.1993 133 - - 10.07.1993 21633 5 32 85 4 4121 23.07.1995 Başl, 33, 53, 67, 68, 69, 75, 84, 85, 93, 127, 135,

149, 171 - 52 26.07.1995 22355 5 34 239-248

5 4388 18.06.1999 143 - - 18.06.1999 23729(M) 5 39 6 4446 13.08.1999 47, 125, 155 - - 14.08.1999 23786 5 40 7 4709 03.10.2001 Başl, 13, 14, 19, 20, 21, 22, 23, 26, 28, 31, 33, 34,

36, 38, 40, 41, 46, 49, 51, 55, 65, 66, 67, 69, 74, 87, 89, 94, 100, 118, 149, G 15

EG1, EG2 - 17.10.2001 24556(M) 5 40

8 4720 21.11.2001 86 - - 01.12.2001 24600 5 40 9 4777 27.12.2002 76, 78 EG 3 - 31.12.2002 24980(3.M) 5 42 10 4841 04.04.2003 76, 169, 170476 Daha önce kabul edilen ve yine aynı Any. md’lerinde değişiklik öngören 4774 no.lu Yasa, CB SEZER’in iadesi sonrası görüşülmedi, R.G.’de yayımlanmadı 11 4960 29.07.2003 76, 170 CB iadesi sonrası yeniden görüşülmeyip, aynı konu bu kez yasa ile düzenlendi) 12 5170 07.05.2004 10, 15, 17, 30, 38, 87, 90, 131, 160 - 143 22.05.2004 25469 13 5370 21.06.2005 133 - - 23.06.2005 25854 14 5428 29.10.2005 130, 160, 161, 162, 163 - - 09.11.2005 25988 15 5551 13.10.2006 76 - - 17.10.2006 26322 16 5659 10.05.2007 - G 17 - 18.05.2007 26526 21.10.2007 31.10.2007 26686 + (68.95) 17 5660 10.05.2007 77, 79, 96, 101, 102 G 18, G 19 CB iadesi sonrası görüşülmeyip, R.G.’de yayımlanmadı 18 5678 31.05.2007 77, 79, 96, 101, 102 G 18, G 19 - 16.06.2007 26554 19 5697 16.10.2007 - G 18, G 19 17.10.2007 26673 20 5735 09.02.2008 10, 42 (AYM’ce iptal) - - 23.02.2008 26796 21 5982 07.05.2010 10, 20, 23, 41, 51, 53, 54, 74, 84, 94, 125, 128, 129,

144, 145, 146, 147, 148, 149, 156, 157, 159, 166 (AYM kısmen iptal: 3 md’de toplam 14 noktada)

G 18, G 19 G 15 13.05.2010 27580 12.09.2010 23.09.2010 27708 + (57.88)

22 6214 17.03.2011 59 - - 29.03.2011 27889 TOPLAM 107 8 6 GENEL TOPLAM 225 20 11 AYRICA 1952 TARİHİNDE 12 MADDEDE TASHİHLE BİRLİKTE TOPLAM: 268

475 Anayasa değişikliğinin konusu, aslında daha önce bir yasal düzenlemeye de konu olduğu halde, AYM engeline takılmıştır. AYM, K.T. 14.06.1988, E. 1988/14, K. 1988/18; AYMKD, S. 24, ss. 355 vd. 476 4841 ve 4960 no.lu kanunlar, diğerlerinden farklıdır. Temmuz 2010 itibariyle AYM denetiminden “kısmî iptal”le sıyrılarak referandumu bekleyen 5982 sy.lı Kanun’un, 4841 ve 4960’tan farklı olarak R.G.’de yayımlanmış olduğunu; 3467 sy.lı Kanun’un ise, R.G.’de yayımlanmış, AYM denetimine gitmemiş, ancak

referandumda reddedilmiş olduğunu hatırla(t)mak gerek.

Page 92: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

KARŞILAŞTIRMALI ANAYASA DİZİNLERİ

1982

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

1961

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

BAŞLANGIÇ

BİRİNCİ KISIM

GENEL ESASLAR (MD. 1-11)

I – Devletin şekli (md. 1) II – Cumhuriyetin nitelikleri (md. 2) III – Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti (3) IV – Değiştirilemeyecek hükümler (md. 4) V – Devletin temel amaç ve görevleri (md. 5) VI – Egemenlik (md. 6) VII – Yasama yetkisi (md. 7) VIII – Yürütme yetkisi ve görevi (md. 8) IX – Yargı yetkisi (md. 9) X – Kanun önünde eşitlik (md. 10) XI – Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü (md. 11)

BAŞLANGIÇ

BİRİNCİ KISIM

GENEL ESASLAR (MD. 1-9)

I – Devletin şekli (md. 1) II – Cumhuriyetin nitelikleri (md. 2) III – Devletin bütünlüğü; resmî dil; başkent (md. 3) IV – Egemenlik (md. 4) V – Yasama yetkisi (md. 5) VI – Yürütme görevi (md. 6) VII – Yargı yetkisi (md. 7) VIII – Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı (md. 8) IX – Devlet şeklinin değişmezliği (md. 9)

İKİNCİ KISIM

TEMEL HAKLAR VE ÖDEVLER (MD. 12-74)

İKİNCİ KISIM

TEMEL HAKLAR VE ÖDEVLER (MD. 10-62)

BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER

(MD. 12-16) I - Temel hak ve hürriyetlerin niteliği (md. 12) II – Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması (md. 13) III – Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması (md. 14) IV – Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması (md. 15) V – Yabancıların durumu (md. 16)

BİRİNCİ BÖLÜM

GENEL HÜKÜMLER (MD. 10-13)

I – Temel hakların niteliği ve korunması (md. 10) II – Temel hak ve hürriyetlerin özü, sınırlanması ve kötüye kullanılamaması (md. 11) III – Eşitlik (md. 12) IV – Yabancıların durumu (md. 13)

İKİNCİ BÖLÜM

KİŞİNİN HAKLARI VE ÖDEVLERİ (MD. 17-40)

I – Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı (md. 17) II – Zorla çalıştırma yasağı (md. 18) III – Kişi hürriyeti ve güvenliği (md. 19) IV – Özel hayatın gizliliği ve korunması (md. 20-22)

A– Özel hayatın gizliliği (md. 20) B – Konut dokunulmazlığı (md. 21) C – Haberleşme hürriyeti (md. 22)

V – Yerleşme ve seyahat hürriyeti (md. 23) VI – Din ve vicdan hürriyeti (md. 24) VII – Düşünce ve kanaat hürriyeti (md. 25) VII – Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti (md. 26) IX – Bilim ve sanat hürriyeti (md. 27) X – Basın ve yayımla ilgili hükümler (md. 28-32)

A – Basın hürriyeti (md. 28) B – Süreli ve süresiz yayın hakkı (md. 29) C – Basın araçlarının korunması (md. 30) D – Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı (md. 31) E – Düzeltme ve cevap hakkı (md. 32)

XI – Toplantı hak ve hürriyetleri (md. 33-34) A – Dernek kurma hürriyeti (md. 33) B – Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı (md. 34)

XII – Mülkiyet hakkı (md. 35) XIII – Hakların korunması ile ilgili hükümler (md. 36-38)

A – Hak arama hürriyeti (md. 36) B – Kanunî hâkim güvencesi (md. 37) C– Suç ve cezalara ilişkin esaslar (md. 38)

XIV – İspat hakkı (md. 39) XV – Temel hak ve hürriyetlerin korunması (md. 40)

İKİNCİ BÖLÜM

KİŞİNİN HAKLARI VE ÖDEVLERİ (MD. 14-34)

I – Kişi dokunulmazlığı (md. 14) II – Özel hayatın korunması (md. 15-17)

a) Özel hayatın gizliliği (md. 15) b) Konut dokunulmazlığı (md. 16) c) Haberleşme hürriyeti (md. 17)

III – Seyahat ve yerleşme hürriyeti (md. 18) IV – Düşünce ve inanç hak ve hürriyetleri (md. 19-20)

a) Vicdan ve din hürriyeti (md. 19) b) Düşünce hürriyeti (md. 20)

V – Bilim ve sanat hürriyeti (md. 21) VI – Basın ve yayımla ilgili hükümler (md. 22-27)

a) Basın hürriyeti (md. 22) b) Gazete ve dergi çıkarma hakkı (md. 23) c) Kitap ve broşür çıkarma hakkı (md. 24) d) Basın araçlarının korunması (md. 25) e) Basın dışı haberleşme araçlarından faydalanma hakkı (md. 26) f) Düzeltme ve cevap hakkı (md. 27)

VII – Toplantı hak ve hürriyetleri (md. 28-29) a) Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı (md. 28) b) Dernek kurma hakkı (md. 29)

VIII – Hakların korunması ile ilgili hükümler (md. 30-34) a) Kişi güvenliği (md. 30) b) Hak arama hürriyeti (md. 31) c) Kanunî yargı yolu (md. 32) d) Cezaların kanunî ve şahsi olması; zorlama yasağı (md. 33) e) İspat hakkı (md. 34)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Page 93: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

SOSYAL VE EKONOMİK HAKLAR VE ÖDEVLER (MD. 41-65)

I – Ailenin korunması ve çocuk hakları (md. 41) II – Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi (md. 42) III – Kamu yararı (md. 43-47)

A – Kıyılardan yararlanma (md. 43) B – Toprak mülkiyeti (md. 44) C – Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması (md. 45) D – Kamulaştırma (md. 46) E – Devletleştirme ve özelleştirme (md. 47)

IV – Çalışma ve sözleşme hürriyeti (md. 48) V – Çalışma ile ilgili hükümler (md. 49-52)

A – Çalışma hakkı ve ödevi (md. 49) B – Çalışma şartları ve dinlenme hakkı (md. 50) C – Sendika kurma hakkı (md. 51) D – Sendikal faaliyet (md. 52)

VI – Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt (md. 53-54) A–Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı (md. 53) B – Grev hakkı ve lokavt (md. 54)

VIII – Ücrette adalet sağlanması (md. 55) VIII – Sağlık, çevre ve konut (md. 56-57)

A – Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması (md. 56) B – Konut hakkı (md. 57)

IX – Gençlik ve spor (md. 58-59) A – Gençliğin korunması (md. 58) B – Sporun geliştirilmesi (md. 59)

X – Sosyal güvenlik hakları (md. 60-62) A – Sosyal güvenlik hakkı (md. 60) B – Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler (md. 61) C – Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları (md. 62)

XI – Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması (md. 63) XII – Sanatın ve sanatçının korunması (md. 64) XIII – Devletin iktisadî ve sosyal ödevlerinin sınırları (md. 65)

SOSYAL VE İKTİSADÎ HAKLAR VE ÖDEVLER (MD. 35-53)

I – Ailenin korunması (md. 35) II – Mülkiyet hakkı (md. 36-39)

a) Mülkiyete ait genel kural (md. 36) b) Toprak mülkiyeti (md. 37) c) Kamulaştırma (md. 38) d) Devletleştirme (md. 39)

III – Çalışma ve sözleşme hürriyeti (md. 40) IV – İktisadî ve sosyal hayatın düzeni (md. 41) V – Çalışma ile ilgili hükümler (md. 42-47)

a) Çalışma hakkı ve ödevi (md. 42) b) Çalışma şartları (md. 43) c) Dinlenme hakkı (md. 44) d) Ücrette adâlet sağlanması (md. 45) e) Sendika kurma hakkı (md. 46) f) Toplu sözleşme ve grev hakkı (md. 47)

VI – Sosyal güvenlik (md. 48) VII – Sağlık hakkı (md. 49) VIII – Öğrenimin sağlanması (md. 50) IX – Kooperatifçiliği geliştirme (md. 51) X – Tarımın ve çiftçinin korunması (md. 52) XI – Devletin iktisadî ve sosyal ödevlerinin sınırları (md. 53)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

SİYASÎ HAKLAR VE ÖDEVLER (MD. 66-74)

I – Türk vatandaşlığı (md. 66) II – Seçme, seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları (md. 67) III – Siyasî partilerle ilgili hükümler (md. 68-69)

A– Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma (md. 68) B – Siyasî partilerin uyacakları esaslar (md. 69)

IV – Kamu hizmetlerine girme hakkı (md. 70-71) A – Hizmete girme (md. 70) B – Mal bildirimi (md. 71)

V – Vatan hizmeti (md. 72) VI – Vergi ödevi (md. 73) VII – Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı (md. 74)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

SİYASÎ HAKLAR VE ÖDEVLER (MD. 54-62)

I – Vatandaşlık (md. 54) II – Seçme ve seçilme hakkı (md. 55) III – Siyasî partilerle ilgili hükümler (md. 56-57)

a) Parti kurma hakkı ve partilerin siyasî hayattaki yeri (md. 56) b) Partilerin uyacakları esaslar (md. 57)

IV – Kamu hizmetlerine girme hakkı (md. 58-59) a) Hizmete girme (md. 58) b) Mal bildirimi (md. 59)

V – Vatan hizmeti (md. 60) VI – Vergi ödevi (md. 61) VII – Dilekçe hakkı (md. 62)

ÜÇÜNCÜ KISIM

CUMHURİYETİN TEMEL ORGANLARI (MD. 75-160)

ÜÇÜNCÜ KISIM

CUMHURİYETİN TEMEL ORGANLARI (MD. 63-152)

BİRİNCİ BÖLÜM YASAMA

(MD. 75-100) I – Türkiye Büyük Millet Meclisi (md. 75-79)

A – Kuruluşu (md. 75) B – Milletvekili seçilme yeterliliği (md. 76) C – Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçim dönemi (md. 77) D – Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye bırakılması ve ara seçimleri (md. 78) E – Seçimlerin genel yönetim ve denetimi (md. 79) F – Üyelikle ilgili hükümler (md. 80-86)

1 – Milletin temsili (md. 80) 2 – And içme (md. 81) 3 – Üyelikle bağdaşmayan işler (md. 82) 4 – Yasama dokunulmazlığı (md. 83) 5 – Milletvekilliğinin düşmesi (md. 84) 6 – İptal istemi (md. 85) 7 – Ödenek, yolluk, emeklilik ve sosyal haklar (md. 86)

II – Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri (md. 87-92) A – Genel olarak (md. 87) B – Kanunların teklif edilmesi ve görüşülmesi (md. 88) C – Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması (md. 89) D – Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma (md. 90) E – Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme (md. 91) F – Savaş hali ilânı ve silâhlı kuvvet kullanılmasına izin verme (md. 92)

BİRİNCİ BÖLÜM

YASAMA (MD. 63-94)

A — TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (md. 63-75)

I – T.B.M.M.nin kuruluşu (md. 63) II – T.B.M.M.nin görev ve yetkileri (md. 64-66)

a) Genel olarak (md. 64) b) Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma (md. 65) c) Silâhlı kuvvet kullanılmasına izin verme (md. 66)

III – Millet Meclisi (md. 67-69) a) Kuruluş (md. 67) b) Milletvekili seçilme yeterliği (md. 68) c) Millet Meclisinin seçim dönemi (md. 69)

IV – Cumhuriyet Senatosu (md. 70-73) a) Kuruluş (md. 70) b) Cumhuriyet Senatosuna üye seçme hakkı (md. 71) c) Cumhuriyet Senatosu üyeliğine seçilme yeterliği (md. 72) d) Cumhuriyet Senatosu üyeliğinin süresi (md. 73)

V – T.B.M.M. seçimlerinin geriye bırakılması ve ara seçimleri (md. 74) VI – Seçimlerin genel yönetim ve denetimi (md. 75)

B – MECLİSLERE AİT MÜŞTEREK HÜKÜMLER (md. 76-90) I – T.B.M.M. üyeliğiyle ilgili hükümler (md. 76-82)

a) Milletin temsili (md. 76) b) And içme (md. 77)

Page 94: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

III – Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetleri ile ilgili hükümler (md. 93-97) A – Toplanma ve tatil (md. 93) B – Başkanlık Divanı (md. 94) C – İçtüzük, siyasî parti grupları ve kolluk işleri (md. 95) D – Toplantı ve karar yeter sayısı (md. 96) E – Görüşmelerin açıklığı ve yayımlanması (md. 97)

IV – Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve denetim yolları (md. 98-100) A – Genel olarak (md. 98) B – Gensoru (md. 99) C – Meclis soruşturması (md. 100)

c) Üyelikle bağdaşmıyan işler (md. 78) d) Yasama dokunulmazlığı (md. 79) e) Üyeliğin düşmesi (md. 80) f) İptâl istemi (md. 81) g) Ödenek ve yolluklar (md. 82)

II – T.B.M.M.nin faaliyetiyle ilgili hükümler (md. 83-87) a) Toplanma ve tatil (md. 83) b) Başkanlık Divanı (md. 84) c) İçtüzük, siyasî parti grupları ve kolluk işleri (md. 85) d) Toplantı ve karar yeter sayısı (md. 86) e) Görüşmelerin açıklığı ve yayınlanması (md. 87)

IV – T.B.M.M.nin denetim yolları (md. 88-90) a) Genel olarak (md. 88) b) Gensoru (md. 89) c) Meclis soruşturması (md. 90)

C – KANUNLARIN YAPILMASI (md. 91-94) I – Genel kurallar (md. 91-93)

a) Kanun teklif etme yetkisi (md. 91) b) Kanunların görüşülmesi ve kabûlü (md. 92) c) Kanunların Cumhurbaşkanınca yayınlanması (md. 93)

II – Bütçenin görüşülmesi ve kabûlü; gider artırıcı ve gelir azaltıcı teklifler (md. 94)

İKİNCİ BÖLÜM

YÜRÜTME (MD. 101-137)

I – Cumhurbaşkanı (md. 101-108)

A – Nitelikleri ve tarafsızlığı (md. 101) B – Seçimi (md. 102) C – Andiçmesi (md. 103) D – Görev ve yetkileri (md. 104) E – Sorumluluk ve sorumsuzluk hali (md. 105) F – Cumhurbaşkanına vekillik etme (md. 106) G – Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliği (md. 107) H – Devlet Denetleme Kurulu (md. 108)

II – Bakanlar Kurulu (md. 109-118) A – Kuruluş (md. 109) B – Göreve başlama ve güvenoyu (md. 110) C – Görev sırasında güvenoyu (md. 111) D – Görev ve siyasî sorumluluk (md. 112) E – Bakanlıkların kurulması ve bakanlar (md. 113) F – Seçimlerde geçici Bakanlar Kurulu (md. 114) G – Tüzükler (md. 115) H – Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin Cumhurbaşkanınca yenilenmesi (md. 116) İ – Millî Savunma (md. 117-118)

1 – Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı (md. 117) 2 – Millî Güvenlik Kurulu (md. 118)

III – Olağanüstü yönetim usulleri (md. 119-122) A – Olağanüstü haller (md. 119-121)

1 – Tabiî âfet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hal ilânı (md. 119) 2 – Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması sebepleriyle olağanüstü hal ilânı

(md. 120) 3 – Olağanüstü hallerle ilgili düzenleme (md. 121)

B – Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali (md. 122) IV – İdare (md. 123-137)

A – İdarenin esasları (md. 123-124) 1– İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzelkişiliği (md. 123) 2 – Yönetmelikler (md. 124)

B – Yargı yolu (md. 125) C – İdarenin kuruluşu (md. 126-127)

1 – Merkezî idare (md. 126) 2 – Mahallî idareler (md. 127)

D – Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler (md. 128-129) 1 – Genel ilkeler (md. 128) 2 – Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturulmasında güvence (md. 129)

E – Yükseköğretim kurumları ve üst kuruluşları (md. 130-132) 1 – Yükseköğretim kurumları (md. 130) 2 – Yükseköğretim üst kuruluşları (md. 131) 3 – Yükseköğretim kurumlarından özel hükümlere tâbi olanlar (md. 132)

F – Radyo ve televizyon kuruluşları ve kamuyla ilişkili haber ajansları (md. 133) G – Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu (md. 134) H – Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları (md. 135) İ – Diyanet İşleri Başkanlığı (md. 136) J – Kanunsuz emir (md. 137)

İKİNCİ BÖLÜM

YÜRÜTME (MD. 95-131)

A – CUMHURBAŞKANI (md. 95-101)

I – Seçimi ve tarafsızlığı (md. 95) II – And içmesi (md. 96) III – Görev ve yetkileri (md. 97) IV – Sorumsuzluğu (md. 98) V – Sorumluluğu (md. 99) VI – Cumhurbaşkanına vekillik etme (md. 100) VII – Görevin sona ermesi ve yeni Cumhurbaşkanı seçimi (md. 101)

B – BAKANLAR KURULU (md. 102-111) I – Kuruluş (md. 102) I – İşe başlama ve güven oyu (md. 103-104)

a) Göreve başlarken güven oyu (md. 103) b) Görev sırasında güven oyu (md. 104)

III – Görev ve siyasî sorumluluk (md. 105) IV – Bakanlıkların kurulması ve Bakanlar (md. 106) V – Tüzükler (md. 107) VI – Millet Meclisi seçimlerinin Cumhurbaşkanınca yenilenmesi (md. 108) VII – Seçimlerde geçici Bakanlar Kurulu (md. 109) VIII – Millî Savunma (md. 110-111)

a) Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı (md. 110) b) Millî Güvenlik Kurulu (md. 111)

C – İDARE (md. 112-125) I – İdarenin esasları (md. 112-114)

a) İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği (md. 112) b) Yönetmelikler (md. 113) c) Yargı yolu (md. 114)

II – İdarenin kuruluşu (md. 115-116) a) Merkezî idare (md. 115) b) Mahallî idareler (md. 116)

III – Memurlarla ilgili hükümler (md. 117-119) a) Genel kural (md. 117) b) Memur teminatı (md. 118) c) Memurların siyasî partilere ve sendikalara girememesi (md. 119)

IV – Özerk üniversite, tarafsız radyo-televizyon, haber ajansları (md. 120-121) a) Üniversiteler (md. 120) b) Radyo ve televizyonun idaresi ve haber ajansları (md. 121)

V – Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları (md. 122) VI – Olağanüstü yönetim usulleri (md. 123-124)

a) Olağanüstü haller (md. 123) b) Sıkıyönetim ve savaş hali (md. 124)

VII – Kanunsuz emir (md. 125) D – İKTİSADÎ VE MALÎ HÜKÜMLER (md. 126-131)

I – Bütçe (md. 126) II – Sayıştay; Silâhlı Kuvvetlerin mallarının ve kamu iktisadî teşebbüslerinin denetlenmesi (md. 127) III – Kesin hesaplar (md. 128) IV – Kalkınma (md. 129-131)

a) Kalkınma plânı ve Devlet Plânlama Teşkilâtı (md. 129) b) Tabiî servet kaynaklarının aranması ve işletilmesi (md. 130) c) Ormanların ve orman köylüsünün korunması, ormanların geliştirilmesi (md. 131)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM YARGI

(MD. 138-160)

I – Genel hükümler (md. 138-145)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

YARGI (MD. 132-152)

A – GENEL HÜKÜMLER (md. 132-138)

Page 95: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

A – Mahkemelerin bağımsızlığı (md. 138) B – Hâkimlik ve savcılık teminatı (md. 139) C – Hâkimlik ve savcılık mesleği (md. 140) D – Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması (md. 141) E – Mahkemelerin kuruluşu (md. 142) F – Devlet Güvenlik Mahkemeleri (md. 143) G – Adalet hizmetlerinin denetimi (md. 144) H – Askerî yargı (md. 145)

II – Yüksek mahkemeler (md. 146-158) A – Anayasa Mahkemesi (md. 146-153)

1 – Kuruluşu (md. 146) 2 – Üyelerin görev süresi ve üyeliğin sona ermesi (md. 147) 3 – Görev ve yetkileri (md. 148) 4 – Çalışma ve yargılama usulü (md. 149) 5 – İptal dâvası (md. 150) 6 – Dâva açma süresi (md. 151) 7 – Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi (md. 152) 8 – Anayasa Mahkemesinin kararları (md. 153)

B – Yargıtay (md. 154) C – Danıştay (md. 155) D – Askerî Yargıtay (md. 156) E – Askerî Yüksek İdare Mahkemesi (md. 157) F – Uyuşmazlık Mahkemesi (md. 158)

III – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (md. 159) IV – Sayıştay (md. 160)

I – Mahkemelerin bağımsızlığı (md. 132) II – Hâkimlik teminatı (md. 133) III – Hâkimlik mesleği (md. 134) IV – Duruşmanın açık ve kararların gerekçeli olması (md. 135) V – Mahkemelerin kuruluşu (md. 136) VI – Savcılık (md. 137) VII – Askerî yargı (md. 138)

B – YÜKSEK MAHKEMELER (md. 139-142) I – Yargıtay (md. 139) II – Danıştay (md. 140) III – Askerî Yargıtay (md. 141) IV – Uyuşmazlık Mahkemesi (md. 142)

C – YÜKSEK HÂKİMLER KURULU (md. 143-144) I – Kuruluş (md. 143) II – Görev ve yetkileri (md. 144)

D – ANAYASA MAHKEMESİ (md. 145-152) I – Kuruluş (md. 145-146)

a) Üyelerin seçimi (md. 145) b) Üyeliğin sona ermesi (md. 146)

II – Görev ve yetkileri (md. 147) III – Yargılama ve çalışma usulü (md. 148) IV – İptâl dâvası (md. 149-151)

a) Dâva hakkı (md. 149) b) Dâva açma süresi (md. 150) c) Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi (md. 151)

V – Anayasa Mahkemesinin kararları (md. 152)

DÖRDÜNCÜ KISIM

MALÎ VE EKONOMİK HÜKÜMLER (MD. 161-173)

DÖRDÜNCÜ KISIM

ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER (MD. 153-154)

BİRİNCİ BÖLÜM MALÎ HÜKÜMLER

(MD. 161-165)

I – Bütçe (md. 161-165) A – Bütçenin hazırlanması ve uygulanması (md. 161) B – Bütçenin görüşülmesi (md. 162) C – Bütçelerde değişiklik yapılabilme esasları (md. 163) D – Kesin hesap (md. 164) E – Kamu iktisadî teşebbüslerinin denetimi (md. 165)

I – Devrim kanunlarının korunması (md. 153) II — Diyanet İşleri Başkanlığı (md. 154)

İKİNCİ BÖLÜM

EKONOMİK HÜKÜMLER (MD. 166-173)

I – Plânlama; Ekonomik ve Sosyal Konsey (md. 166) II – Piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi (md. 167) III – Tabiî servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesi (md. 168) IV – Ormanlar ve orman köylüsü (md. 169-170)

A – Ormanların korunması ve geliştirilmesi (md. 169) B – Orman köylüsünün korunması (md. 170)

V – Kooperatifçiliğin geliştirilmesi (md. 171) VI – Tüketiciler ile esnaf ve sanatkârların korunması (md. 172-173)

A – Tüketicilerin korunması (md. 172) B – Esnaf ve sanatkârların korunması (md. 173)

BEŞİNCİ KISIM

ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER (MD. 174)

I – İnkılâp kanunlarının korunması (md. 174)

ALTINCI KISIM

GEÇİCİ HÜKÜMLER (GM. 1-19)

GM 1 – [Anayasa’nın ilânı ve ilk Cumhurbaşkanlığı görevi] GM 2 – [Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin statüsü ve görevleri] GM 3 – [Anayasal düzenle ilgili bazı yasaların yürürlükten kalkması; MGK ve DM’’nin hukuksal varlıklarının sona ermesi] GM 4 – [Feshedilen siyasal parti mensuplarına siyaset yasağı] GM 5 – [İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin seçimi ve toplanması] GM 6 – [Önceki Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün uygulanması] GM 7 – [Mevcut Bakanlar Kurulu’nun görev süresi] GM 8 – [Anayasa’da öngörülen yasama etkinliklerinin yerine getirilmesi] GM 9 – [Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Değişikliklerine ilişkin yasaları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geri göndermesi] GM 10 – [İlk mahallî idare seçimlerinin yapılması] GM 11 – [Mevcut Anayasa Mahkemesi üyelerinin statüsü]

BEŞİNCİ KISIM

GEÇİCİ HÜKÜMLER (GM. 1-11)

I – T.B.M.M.nin seçilmesi ve toplanması (Geçici md. 1-3)

a) Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu seçimlerinin birlikte yapılacağı; ilk toplantı günü (Geçici md. 1) b) Cumhuriyet Senatosunun kurulması (Geçici md. 2) c) Geçici İçtüzük (Geçici md. 3)

II – Kurucu Meclis, Millî Birlik Komitesi ve Temsilciler Meclisinin hukukî varlıklarının sona ermesi; Devrim tasarrufları (Geçici md. 4)

III – Cumhurbaşkanı seçimi (Geçici md. 5) IV – Bakanlar Kurulunun kurulması (Geçici md. 6) V – Anayasanın kabûl ettiği organ, kurum ve kurullar (Geçici md. 7-9)

a) Yeni organ, kurum ve kurulların kurulması (Geçici md. 7) b) Eski organ, kurum ve kurulların durumu (Geçici md. 8)

Page 96: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

GM 12 – [Mevcut Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay Üyelerinin durumu] GM 13 – [Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na yeni üyelerin seçimi] GM 14 – [Sendikaların gelirlerini Devlet Bankalarında tutma yükümlülüğü] GM 15 – (ilga) [MGK, DM, Hükûmet üyeleri ve görevli memurların sorumluluğu; yapılan işlemlerin yargısal denetimi] GM 16 – [Hukukî veya fiilî özrü olmaksızın Anayasa’nın halkoylamasına katılmayanlar] GM 17 - [Bağımsız adayların birleşik oy pusulasında yer alması] GM 18 - (ekleme+ilga) [Onbirinci Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin geçici hüküm] GM 19 - (ekleme+ilga) [Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılanmasına ilişkin geçici hüküm] GM 18 – [Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılanmasına ilişkin geçici hüküm] GM 19 – [Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yeniden yapılanmasına ilişkin geçici hüküm]

c) Eski kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası (Geçici md. 9) VI – İlk Cumhuriyet Senatosunda ad çekme (Geçici md. 10) VII – Affedilenlerin seçilme yeterliği (Geçici md. 11)

7.11.1982 TARİH VE 2709 SAYILI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI’NIN METNİNE EKLEN(E)MEYEN GEÇİCİ

MADDELER

Geçici madde 1 – [Anayasa Madde 67’ye eklenen son fıkranın ilk genel seçimlerde uygulanamayacağı] Geçici madde 2 – [Anayasa Madde 87’deki değişikliğin Kanunun yürürlük tarihinden önce işlenen eylemlere uygulanamayacağı] Geçici madde 3 – [Anayasa Madde 67’ye daha önce eklenen son fıkranın ilk ara seçimde uygulanamayacağı]

ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ İLE SONRADAN ANAYASA METNİNE EKLENEN GEÇİCİ MADDELER

(GM. 11-22)

Yenileme seçiminin geriye bırakılması (Geçici md. 11) [Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi seçimlerinin ertelenmesi] (Geçici md. 12) [Yargıtay seçimleri ve Yargıtay Kanunu’nun çıkarılması] (Geçici md. 13) [Danıştay seçimleri ve Danıştay Kanunu’nun çıkarılması] (Geçici md. 14) [Yargıtay İkinci Cumhuriyet Başsavcılığı ve Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulunanların durumu] (Geçici md. 15) [Kamu hizmetlileri sendikalarının etkinliklerinin sona ermesi] (Geçici md. 16) [Askerî yargıya ilişkin kanunların çıkarılması ve ilgili seçimler] (Geçici md. 17) [Yüksek Savcılar Kurulu’na ilişkin Kanunun çıkarılması] (Geçici md. 18) [Yüksek Hâkimler Kurulu’na ilişkin Kanunun çıkarılması] (Geçici md. 19) [Anayasa Değişiklerinin gerektirdiği kanunların çıkarılması] (Geçici md. 20) [Sıkıyönetim Mahkemeleri’nin durumu ve bu mahkemelerde görülmekte olan dâvalar] (Geçici md. 21) [Milletvekili Genel Seçimlerine katılma niteliği kazanmış olan siyasal partilere devlet yardımı yapılması] (Geçici md. 22)

YEDİNCİ KISIM

SON HÜKÜMLER (MD. 175-177)

I – Anayasanın değiştirilmesi, seçimlere ve halkoylamasına katılma(175) II – Başlangıç ve kenar başlıklar (md. 176) III – Anayasanın yürürlüğe girmesi (md. 177)

ALTINCI KISIM

SON HÜKÜMLER (MD. 155-157)

I – Anayasanın değiştirilmesi (md. 155) II – Başlangıç ve kenar başlıklar (md. 156) III – Anayasanın yürürlüğe girmesi (md. 157)

Page 97: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

1945

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

1924

TEŞKİLÂT-I ESASİYE KANUNU

BİRİNCİ BÖLÜM

ESAS HÜKÜMLER (MD. 1-8)

Madde 1 – [Türkiye Cumhuriyeti] Madde 2 – [Cumhuriyet’in nitelikleri; resmî dili ve Başkenti] Madde 3 – [Egemenlik] Madde 4 – [Egemenliğin kullanılması] Madde 5 – [Yasama yetkisi ve yürütme gücünün TBMM’de toplanması] Madde 6 – [Yasama yetkisi] Madde 7 – [Yürütme gücü] Madde 8 – [Yargı yetkisi]

BİRİNCİ FASIL

AHKÂM-I UMÛMİYE (MD. 1-8)

Madde 1 – [Türkiye Cumhuriyeti] Madde 2 – [Cumhuriyet’in nitelikleri; resmî dili ve Başkenti] Madde 3 – [Egemenlik] Madde 4 – [Egemenliğin kullanılması] Madde 5 – [Yasama yetkisi ve yürütme gücünün TBMM’de toplanması] Madde 6 – [Yasama yetkisi] Madde 7 – [Yürütme gücü] Madde 8 – [Yargı yetkisi]

İKİNCİ BÖLÜM

YASAMA GÖREVİ (MD. 9-30)

Madde 9 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oluşumu] Madde 10 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne milletvekili seçme hakkı] Madde 11 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne milletvekili seçilme hakkı] Madde 12 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne milletvekili seçilemeyecek olanlar] Madde 13 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri] Madde 14 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toplanması ve tatili] Madde 15 – [Yasa teklif etme yetkisi] Madde 16 – [Milletvekillerinin andiçmesi] Madde 17 – [Yasama sorumsuzluğu ve yasama dokunulmazlığı] Madde 18 – [Milletvekili ödenek ve aylıkları] Madde 19 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toplantıya çağırılması] Madde 20 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi görüşmelerinin açıklığı] Madde 21 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü] Madde 22 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Hükûmeti denetim yolları] Madde 23 – [Milletvekilliği ve Hükûmet memurluğunun aynı kişide birleşme yasağı] Madde 24 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Başkanvekillerinin seçimi] Madde 25 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toplanması] Madde 26 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri] Madde 27 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin Meclis kararıyla düşmesi] Madde 28 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin kendiliğinden düşmesi] Madde 29 – [Boşalan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin boşalan üyeliklerine yeni seçimler] Madde 30 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iç düzeni]

İKİNCİ FASIL

VAZİFE-İ TEŞRİİYE (MD. 9-30)

Madde 9 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oluşumu] Madde 10 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne meb’us seçme hakkı] Madde 11 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne meb’us seçilme hakkı] Madde 12 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne meb’us seçilemeyecek olanlar] Madde 13 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri] Madde 14 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toplanması ve tatili] Madde 15 – [Kanun teklif etme yetkisi] Madde 16 – [Meb’usların andiçmesi] Madde 17 – [Yasama sorumsuzluğu ve yasama dokunulmazlığı] Madde 18 – [Meb’usların ödenek ve aylıkları] Madde 19 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toplantıya çağırılması] Madde 20 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi görüşmelerinin açıklığı] Madde 21 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi Nizâmnâme-i Dâhilî’si] Madde 22 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Hükûmeti denetim yolları] Madde 23 – [Meb’usluk ve Hükûmet memurluğunun aynı kişide birleşme yasağı] Madde 24 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi Reîsi ve Reîs Vekillerinin seçimi] Madde 25 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toplanması] Madde 26 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri] Madde 27 – [Meb’usluğun Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla düşmesi] Madde 28 – [Meb’usluğun kendiliğinden düşmesi] Madde 29 – [Boşalan Meb’uslukların yerine yenilerinin seçimi] Madde 30 – [Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iç düzeni]

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

YÜRÜTME GÖREVİ (MD. 31-52)

Madde 31 – [Cumhurbaşkanı’nın seçimi] Madde 32 – [Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri] Madde 33 – [Cumhurbaşkanı’na vekâlet] Madde 34 – [Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde seçim] Madde 35 – [Yasaların Cumhurbaşkanı’nca tarafından yayımlanması] Madde 36 – [Cumhurbaşkanı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açış konuşması] Madde 37 – [Cumhurbaşkanı’nın yabancı devletlere temsilci atama ve yabancı devlet temsilcilerini kabul etme yetkisi] Madde 38 – [Cumhurbaşkanı andı] Madde 39 – [Cumhurbaşkanı’nın kararlarının Başbakan ve ilgili Bakan tarafından imzalanması] Madde 40 – [Başkomutanlık görevi] Madde 41 – [Cumhurbaşkanı’nın sorumsuzluğu] Madde 42 – [Cumhurbaşkanı’nın cezaları kaldırma veya hafifletme yetkisi] Madde 43 – [Cumhurbaşkanı’nın aylık ve ödenekleri] Madde 44 – [Başbakan ve Bakanların seçilmesi] Madde 45 – [Başbakan’ın bakanlar Kurulu’ndaki işlevi] Madde 46 – [Başbakan ve Bakanların sorumlulukları] Madde 47 – [Bakanların görev ve yetkileri] Madde 48 – [Bakanlıkların örgütlenmesi] Madde 49 – [Bakanlıklara vekâlet] Madde 50 – [Yüce Divan’a sevk nedeniyle Bakanlığın düşmesi] Madde 51 – [Danıştay’ın görev ve yetkileri] Madde 52 – [Bakanlar Kurulu’nca tüzük çıkarılması]

ÜÇÜNCÜ FASIL

VAZİFE-İ İCRÂİYE (MD. 31-52)

Madde 31 – [Reîs-i Cumhur’un seçimi] Madde 32 – [Reîs-i Cumhur’un görev ve yetkileri] Madde 33 – [Reîs-i Cumhur’a vekâlet] Madde 34 – [Reîs-i Cumhur’luk makamının boşalması halinde seçim] Madde 35 – [Kanunların Reîs-i Cumhur tarafından yayımlanması] Madde 36 – [Reîs-i Cumhur’un Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açış konuşması] Madde 37 – [Reîs-i Cumhur’un yabancı devletlere temsilci atama ve yabancı devlet temsilcilerini kabul etme yetkisi] Madde 38 – [Reîs-i Cumhur andı] Madde 39 – [Reîs-i Cumhur’un kararlarının Başvekil ve ilgili Vekil tarafından imzalanması] Madde 40 – [Başkumandanlık görevi] Madde 41 – [Reîs-i Cumhur’un sorumsuzluğu] Madde 42 – [Reîs-i Cumhur’un cezaları kaldırma veya hafifletme yetkisi] Madde 43 – [Reîs-i Cumhur’un aylık ve ödenekleri] Madde 44 – [Başvekil ve Vekillerin seçilmesi] Madde 45 – [Başvekil’in İcrâ Vekilleri Hey’eti’ndeki işlevi] Madde 46 – [Başvekil ve Vekillerin sorumlulukları] Madde 47 – [Vekillerin görev ve yetkileri] Madde 48 – [Vekâletlerin örgütlenmesi] Madde 49 – [Vekilliklere vekâlet] Madde 50 – [Dîvân-ı Âlî’ye sevk nedeniyle Vekilliğin düşmesi] Madde 51 – [Şûrâ-yı Devlet’in görev ve yetkileri] Madde 52 – [İcrâ Vekilleri Hey’eti’nce tüzük çıkarılması]

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

YARGI ERKİ (MD. 53-67)

DÖRDÜNCÜ FASIL KUVVE-İ KAZAİYE

(MD. 53-67)

Page 98: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Madde 53 – [Mahkemelerin kuruluşu] Madde 54 – [Yargıçların bağımsızlığı] Madde 55 – [Yargıçlık güvencesi] Madde 56 – [Yargıçların görevleriyle ilgili işlemlerin yasallığı] Madde 57 – [Yargıçların yapamayacakları işler] Madde 58 – [Mahkemelerde yargılamanın kamuya açıklığı] Madde 59 – [Hak arama özgürlüğü] Madde 60 – [Mahkemelerin görev ve yetkisi içindeki dâvâlar]

Madde 53 – [Mahkemelerin kuruluşu] Madde 54 – [Hâkimlerin bağımsızlığı] Madde 55 – [Hâkimlik güvencesi] Madde 56 – [Hakimlerin görevleriyle ilgili işlemlerin kanunîliği] Madde 57 – [Hâkimlerin yapamayacakları işler] Madde 58 – [Mahkemelerde yargılamanın kamuya açıklığı] Madde 59 – [Hak arama özgürlüğü] Madde 60 – [Mahkemelerin görev ve yetkisi içindeki dâvâlar]

Yüce Divan (md. 61-67)

Madde 61 – [Yüce Divan’ın görevleri] Madde 62 – [Yüce Divan üyeliği ve Başkanlığı seçimleri] Madde 63 – [Yüce Divan’ın karar alma usûlü] Madde 64 – [Yüce Divan Başcavcılığı] Madde 65 – [Yüce Divan’ın kararları] Madde 66 – [Yüce Divan kararlarının kanuna uygunluğu] Madde 67 – [Yüce Divan’ın oluşturulması]

Dîvân-ı Âlî (md. 61-67)

Madde 61 – [Dîvân-ı Âlî’nin görevleri] Madde 62 – [Dîvân-ı Âlî âzâlığı ve Reîsliği seçimleri] Madde 63 – [Dîvân-ı Âlî’nin karar alma usûlü] Madde 64 – [Dîvân-ı Âlî Müddeiumûmîliği] Madde 65 – [Dîvân-ı Âlî’nin kararları] Madde 66 – [Dîvân-ı Âlî kararlarının kanuna uygunluğu] Madde 67 – [Dîvân-ı Âlî’nin oluşturulması]

BEŞİNCİ BÖLÜM

TÜRKLERİN KAMU HAKLARI (MD. 68-88)

Madde 68 – [Hak ve özgürlüklerin niteliği ve sınırlanması] Madde 69 – [Yasa önünde eşitlik] Madde 70 – [Kişi dokunulmazlığı; vicdan, düşünce açıklama, yayın, seyahat, sözleşme, çalışma, mülkiyet, toplanma, dernek ve şirket kurma hak ve özgürlükleri] Madde 71 – [Can, mal, ırz ve konut dokunulmazlığı] Madde 72 – [Kişi güvenliği] Madde 73 – [İşkence, eziyet, zorla elden alma ve zorla çalıştırma yasağı] Madde 74 – [Kamulaştırma] Madde 75 – [Din, vicdan; dinsel âyin ve ibadet özgürlüğü] Madde 76 – [Konut dokunulmazlığı] Madde 77 – [Basın özgürlüğü] Madde 78 – [Seyahat özgürlüğü] Madde 79 – [Çalışma, sözleşme, toplanma, dernek ve şirket kurma özgürlüğü] Madde 80 – [Eğitim-öğretim özgürlüğü] Madde 81 – [Haberleşme özgürlüğü] Madde 82 – [Dilekçe ve şikâyet hakkı] Madde 83 – [Yasal yargıç ilkesi] Madde 84 – [Vergi ödevi] Madde 85 – [Vergilerin yasallığı] Madde 86 – [Sıkıyönetim ilânı ve uygulanması] Madde 87 – [İlköğretimin zorunluluğu] Madde 88 – [Vatandaşlık hakkı]

BEŞİNCİ FASIL

TÜRKLERİN HUKUK-I ÂMMESİ (MD. 68-88)

Madde 68 – [Hak ve özgürlüklerin niteliği ve sınırlanması] Madde 69 – [Kanun önünde eşitlik] Madde 70 – [Kişi dokunulmazlığı; vicdan, düşünce açıklama, yayın, seyahat, sözleşme, çalışma, mülkiyet, toplanma, dernek ve şirket kurma hak ve özgürlükleri] Madde 71 – [Can, mal, ırz ve konut dokunulmazlığı] Madde 72 – [Kişi güvenliği] Madde 73 – [İşkence, eziyet, müsadere ve zorla çalıştırma yasağı] Madde 74 – [Kamulaştırma] Madde 75 – [Din, vicdan; dinsel âyin ve ibadet özgürlüğü] Madde 76 – [Konut dokunulmazlığı] Madde 77 – [Basın özgürlüğü] Madde 78 – [Seyahat özgürlüğü] Madde 79 – [Çalışma, sözleşme, toplanma, dernek ve şirket kurma özgürlüğü] Madde 80 – [Eğitim-öğretim özgürlüğü] Madde 81 – [Haberleşme özgürlüğü] Madde 82 – [Dilekçe ve şikâyet hakkı] Madde 83 – [Kanunî hâkim ilkesi] Madde 84 – [Vergi ödevi] Madde 85 – [Vergilerin kanunîliği] Madde 86 – [Sıkıyönetim ilânı ve uygulanması] Madde 87 – [İlköğretimin zorunluluğu] Madde 88 – [Vatandaşlık hakkı]

ALTINCI BÖLÜM

TÜRLÜ MADDELER (MD. 89-106)

ALTINCI FASIL

MEVÂDD-I MÜTEFERRİKA (MD. 89-106)

İller (md. 89-91)

Madde 89 – [Mülkî yönetim birimleri] Madde 90 – [Tüzel kişilik sahibi birimler] Madde 91 – [İllerin yönetim ilkeleri]

Vilâyât

(md. 89-91) Madde 89 – [Mülkî yönetim birimleri] Madde 90 – [Tüzel kişilik sahibi birimler] Madde 91 – [İllerin yönetim ilkeleri]

Memurlar

(md. 92-94) Madde 92 – [Devlet hizmetlerine girme hakkı] Madde 93 – [Memurların görevleriyle ilgili işlemlerin yasallığı] Madde 94 – [Yasaya aykırı emir]

Memurîn

(md. 92-94) Madde 92 – [Devlet hizmetlerine girme hakkı] Madde 93 – [Memurların görevleriyle ilgili işlemlerin kanunîliği] Madde 94 – [Kanuna aykırı emir]

Mâliye İşleri (md. 95-101)

Madde 95 – [Bütçe Yasa Tasarısının sunulması] Madde 96 – [Bütçe dışı harcama yasağı] Madde 97 – [Bütçe Yasası’nın geçerlilik süresi] Madde 98 – [Kesin Hesap Yasa Tasarısının niteliği] Madde 99 – [Kesin Hesap Yasa Tasarısının sunulması] Madde 100 – [Sayıştay’ın kuruluşu ve görevleri] Madde 101 – [Sayıştay’ın genel uygunluk bildirimini sunması]

Umûr-ı Mâliye (md. 95-101)

Madde 95 – [Muvazene-i Umûmiye Kanunu tasarısının sunulması] Madde 96 – [Bütçe dışı harcama yasağı] Madde 97 – [Muvazene-i Umûmiye Kanunu’nun geçerlilik süresi] Madde 98 – [Hesab-ı Kat’î Kanunu Tasarısının niteliği] Madde 99 – [Hesab-ı Kat’î Kanunu Tasarısının sunulması] Madde 100 – [Dîvân-ı Muhasebât’ın kuruluşu ve görevleri] Madde 101 – [Dîvân-ı Muhasebât’ın genel uygunluk bildirimini sunması]

Page 99: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Anayasa’nın dayanakları (md. 102-105)

Madde 102 – [Anayasa’nın değiştirilmesi] Madde 103 – [Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü] Madde 104 – [Önceki Anayasa’nın yürürlüğü] Madde 105 – [Yürürlük]

Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’na Ait Zavâbıt (md. 102-105 + Muvakkat madde)

Madde 102 – [Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’nun değiştirilmesi] Madde 103 – [Teşkilât-ı Esâsiye Kanûnu’nun bağlayıcılığı ve üstünlüğü] Madde 104 – [Önceki Anayasa’ların yürürlükten kaldırılması] Madde 105 – [Yürürlük] Muvakkat Madde – [Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi ordu mensupları]

Page 100: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

1921

TEŞKİLÂT-I ESASİYE KANUNU

[GENEL HÜKÜMLER] (MD. 1-9)

Madde 1 – [Egemenlik] Madde 2 – [Yürütme gücü ve yasama yetkisi] Madde 3 – [Büyük Millet Meclisi ve Hükûmeti] Madde 4 – [Büyük Millet Meclisi’nin oluşumu] Madde 5 – [Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yapılması] Madde 6 – [Büyük Millet Meclisi’nin toplanması] Madde 7 – [Büyük Millet Meclisi’nin ve Bakanlar Kurulu’nun görevleri] Madde 8 – [Büyük Millet Meclisi’nin Bakanlar üzerindeki yetkileri] Madde 9 – [Büyük Millet Meclisi Başkanı’nın seçimi, görev ve yetkileri]

İDARE (MD. 10)

Madde 10 – [Mülkî yönetim birimleri]

VİLÂYÂT

(MD. 11-14) Madde 11 – [İllerin hukukî niteliği ve İl Meclisleri’nin görev ve yetkileri] Madde 12 – [İl Meclisleri’nin oluşumu ve toplantı dönemi] Madde 13 – [İl Meclisi Başkanı ve Yönetim Kurulu] Madde 14 – [Valinin atanması, görev ve yetkileri]

KAZÂ

(MD. 15)

Madde 15 [İlçenin hukukî niteliği ve yönetimi]

NÂHİYE (MD. 16-21)

Madde 16 – [Bucağın hukukî niteliği] Madde 17 – [Bucak organları] Madde 18 – [Bucak Meclisi’nin oluşumu] Madde 19 – [Yönetim Kurulu ve Bucak Müdürü’nün seçimi] Madde 20 – [Bucak Meclisi ve Yönetim Kurulu’nun göre ve yetkileri] Madde 21 – [Bucak bölümleri]

UMÛMÎ MÜFETTİŞLİK

(MD. 22-23) Madde 22 – [Genel denetim birimleri] Madde 23 – [Genel denetleyicilerin görev ve yetkileri]

MADDE-İ MÜNFERİDE (MD. 24)

Madde 24 – [Büyük Millet Meclisi’nin sürekli olarak toplanması]

TEŞKİLÂT-I ESÂSİYE KANÛNU’NUN BAZI MEVÂDDININ TAVZİHAN TÂDİLİNE DÂİR KANÛN [TEŞKİLÂT-I ESÂSİYE KANUNU’NUN BAZI MADDELERİNİN AÇIKLANARAK DEĞİŞTİRİLMESİNE İLİŞKİN KANUN]

Madde 1 – [Türkiye Cumhuriyeti] Madde 2 – [Devlet’in dini ve resmî dili] Madde 4 – [Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu] Madde 10 – [Cumhurbaşkanı’nın seçimi ve görev süresi] Madde 11 – [Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri] Madde 12 – [Başbakan ve Bakanların göreve gelmesi]

Page 101: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

1876

KANÛN-I ESASÎ

MEMÂLİK-İ DEVLET-İ OSMANİYE [OSMANLI DEVLETİ’NİN ÜLKESİ]

(MD. 1-7) Madde 1 – [Osmanlı Devleti ülkesinin bölünmezliği] Madde 2 – [Osmanlı Devleti’nin başkenti] Madde 3 – [Osmanlı saltanatı] Madde 4 – [Osmanlı Devleti Pâdişâhı] Madde 5 – [Pâdişâh’ın kutsallığı ve sorumsuzluğu] Madde 6 – [Osmanlı soyunun hakları ve güvencesi] Madde 7 – [Pâdişâh’ın görev ve yetkileri]

TEBAA-İ DEVLET-İ OSMANİYE’NİN HUKUK-I UMûMİYESİ [OSMANLI DEVLETİ YURTTAŞLARININ TEMEL HAKLARI]

(MD. 8-26) Madde 8 – [Osmanlı yurttaşlığı] Madde 9 – [Kişi özgürlüğü] Madde 10 – [Kişi güvenliği ve cezaların yasallığı] Madde 11 – [Osmanlı Devleti’nin dini, din özgürlüğü ve mezheplerin ayrıcalıkları] Madde 12 – [Basın özgürlüğü] Madde 13 – [Şirket kurma hakkı] Madde 14 – [Dilekçe ve şikâyet hakkı] Madde 15 – [Öğrenim ve öğretim özgürlüğü] Madde 16 – [Eğitim ve öğretim kurumlarının denetimi] Madde 17 – [Yasa önünde eşitlik] Madde 18 – [Devlet memuru olma hakkı ve Türkçe bilme zorunluluğu] Madde 19 – [Devlet memuru olmada yeterlilik ve uygunluk] Madde 20 – [Vergilerin malî güce göre saptanması] Madde 21 – [Mülkiyet hakkı ve kamulaştırma] Madde 22 – [Konut dokunulmazlığı] Madde 23 – [Doğal yargıç ilkesi] Madde 24 – [Zorla kamulaştırma, çalıştırma ve maddî zarar verme yasağı ile istisnaları] Madde 25 – [Vergi, resim ve diğer malî yükümlülüklerin yasallığı] Madde 26 – [İşkence ve eziyet yasağı]

VÜKELÂ-YI DEVLET [HEY’ET-İ VÜKELÂ]

(MD. 27-38) Madde 27 – [Sadr-ı A’zam, Şeyh-ül-İslâm ve diğer Vekillerin atanması] Madde 28 – [Hey’et-i Vükelâ’nın niteliği ve kararları] Madde 29 – [Vekillerin görev ve yetkileri] Madde 30 – [Vekillerin bireysel sorumluluğu] Madde 31 – [Hey’et-i Vükelâ’nın kolektif sorumluluğu] Madde 32 – [Vekillerin yargılanması] Madde 33 – [Vekillerin yargılanmasında yetkili mahkeme] Madde 34 – [Dîvân-ı Âlî kararı ile vekillik sıfatının düşmesi] Madde 35 – [Pâdişâh’ın Hey’et-i Meb’ûsân’ı feshetme yetkisi] Madde 36 – [Yasa hükmünde geçici düzenlemeler] Madde 37 – [Meclis’lerde konuşmada vekillerin önceliği] Madde 38 – [Hey’et-i Meb’ûsân’ın vekillerden açıklama istemi-soru]

MEMURÎN

[MEMURLAR] (MD. 39-41)

Madde 39 – [Devlet memurlarının seçimi ve görev güvencesi] Madde 40 – [Devlet memurlarının sorumluluğu] Madde 41 – [Yasaya aykırı emir]

MECLİS-İ UMÛMÎ [GENEL MECLİS]

(MD. 42-59) Madde 42 – [Meclis-i Umûmî’nin oluşumu] Madde 43 – [Meclis-i Umûmî’nin toplanması ve tatile girmesi] Madde 44 – [Meclis-i Umûmî’nin toplantı dönemi süresi üzerinde Pâdişâh’ın yetkileri] Madde 45 – [Meclis-i Umûmî’nin açılış töreni ve Pâdişâh’ın söylevi] Madde 46 – [Meclis-i Umûmî üyelerinin and içmesi] Madde 47 – [Meclis-i Umûmî üyelerinin yasama sorumsuzluğu] Madde 48 – [Meclis-i Umûmî üyelerinin yargılanması] Madde 49 – [Meclis-i Umûmî üyelerinin oy kullanma özgürlüğü] Madde 50 – [Meclis-i Umûmî’nin her iki Hey’et’ine birden üyelik yasağı]

Page 102: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

Madde 51 – [Meclis-i Umûmî Hey’et’lerinin toplantı ve karar yeter sayısı] Madde 52 – [Meclis-i Umûmî Hey’et’lerine dilekçeyle başvurma] Madde 53 – [Yasa tasarı ve tekliflerinin hazırlanması] Madde 54 – [Yasa tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi] Madde 55 – [Yasa tasarı ve tekliflerinin kabul edilmesi] Madde 56 – [Meclis-i Umûmî Hey’et’leri üyeleri dışındaki kişilerin dinlenilmesi yasağı] Madde 57 – [Meclis-i Umûmî Hey’et’lerinin görüşme dili ve yasa tasarılarının dağıtımı] Madde 58 – [Meclis-i Umûmî Hey’et’lerinde yapılacak oylamaların biçimi] Madde 59 – [Meclis-i Umûmî Hey’et’lerinin iç düzeni]

MEHÂKİM [MAHKEMELER]

(MD. 81-91) Madde 81 – [Yargıçlar ve mahkeme memurlarının görev güvencesi] Madde 82 – [Yargılamaların kamuya açıklığı ve mahkeme kararlarının yayımlanması] Madde 83 – [Hak arama özgürlüğü] Madde 84 – [Mahkemelerin yargılamayı devam ettirme yükümlülüğü] Madde 85 – [Doğal mahkeme ilkesi] Madde 86 – [Mahkemelerin bağımsızlığı] Madde 87 – [Şer’îye ve Nizâmiye Mahkemeleri] Madde 88 – [Mahkemelerin görev ve yetkilerinin yasayla saptanması] Madde 89 – [Olağanüstü mahkeme kurulması yasağı] Madde 90 – [Yargıçların memur olma yasağı] Madde 91 – [Savcıların görev ve yetkileri]

HEY’ET-İ Â’YÂN [Â’YÂN MECLİSİ]

(MD. 60-64) Madde 60 – [Hey’et-i Â’yân Başkan ve üyelerinin atanması] Madde 61 – [Hey’et-i Â’yân üyeliğine atanma koşulları] Madde 62 – [Hey’et-i Â’yân’a üye olarak atanabilme koşulları ve görev süresi] Madde 63 – [Hey’et-i Â’yân üyelerinin mâlî hakları] Madde 64 – [Hey’et-i Â’yân’ın görev ve yetkileri]

HEY’ET-İ MEB’ÛSÂN [MEB’ÛSÂN MECLİSİ]

(MD. 65-80) Madde 65 – [Hey’et-i Meb’ûsân’ın üye sayısının saptanması] Madde 66 – [Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin seçim yöntemi] Madde 67 – [Hey’et-i Meb’ûsân üyeliği ve Hükûmet memurluğunun birleşmesi] Madde 68 – [Hey’et-i Meb’ûsân’a üye seçilemeyecek olanlar] Madde 69 – [Hey’et-i Meb’ûsân’ın seçim dönemi] Madde 70 – [Hey’et-i Meb’ûsân seçimlerinin başlangıcı] Madde 71 – [Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin temsil niteliği] Madde 72 – [Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin seçim çevresi] Madde 73 – [Hey’et-i Meb’ûsân’ın feshi ve yeniden seçimi] Madde 74 – [Boşalan Hey’et-i Meb’ûsân üyeliklerine atama yapılması] Madde 75 – [Hey’et-i Meb’ûsân üyeliğine atananların görev süresi] Madde 76 – [Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin mâlî hakları] Madde 77 – [Hey’et-i Meb’ûsân Başkan ve Başkanvekillerinin seçimi] Madde 78 – [Hey’et-i Meb’ûsân görüşmelerinin kamuya açıklığı] Madde 79 – [Hey’et-i Meb’ûsân üyelerinin yasama dokunulmazlığı] Madde 80 – [Hey’et-i Meb’ûsân’da bütçe yasasının görüşülmesi ve kabulü]

DÎVÂN-I ÂLÎ [YÜCE DİVÂN]

(MD. 92-95) Madde 92 – [Dîvân-ı Âlî’nin oluşumu ve görevi] Madde 93 – [Dîvân-ı Âlî Dairelerinin oluşumu] Madde 94 – [Daire-i İthamiyye’nin kararları] Madde 95 – [Divân-ı Hüküm’ün oluşumu ve kararları]

UMÛR-I MÂLİYE [MALİYE İŞLERİ]

(MD. 96-107) Madde 96 – [Vergilerin yasallığı ilkesi] Madde 97 – [Vergilerin Devlet Bütçesine dayanma zorunluluğu] Madde 98 – [Bütçe Yasa Tasarısının görüşülmesi ve kabulü] Madde 99 – [Bütçe Yasası’nın Hey’et-i Meb’ûsân’a sunulması] Madde 100 – [Devlet mallarının bütçe dışında harcanma yasağı] Madde 101 – [Zorunlu durumlarda bütçe dışı harcama yapılması] Madde 102 – [Bütçe Yasasının geçerlilik süresi] Madde 103 – [Kesin Hesap Yasası’nın niteliği] Madde 104 – [Kesin Hesap Yasa Tasarısının Meclis-i Umûmî’ye sunulması] Madde 105 – [Divân-ı Muhasebât’ın oluşumu] Madde 106 – [Divân-ı Muhasebât üyelerinin atanması] Madde 107 – [Divân-ı Muhasebât üyelerinin görev, yetki ve haklarının düzenlenmesi]

Page 103: KARŞILAŞTIRMALI OSMANLI-TÜRKİYE ANAYASALARI (1982-1961-1952-1945-1924-1921-1876)

VİLÂYÂT [İLLER]

(MD. 108-112) Madde 108 – [İllerin oluşumu] Madde 109 – [Yönetim Meclisleri ve İl Genel Meclisleri üyelerinin seçimi] Madde 110 – [İl Genel Meclislerinin görev ve yetkileri] Madde 111 – [Cemaat Meclislerinin niteliği] Madde 112 – [Belediyeler ve Belediye Meclisleri]

MEVÂDD-I ŞETTÂ [ÇEŞİTLİ MADDELER]

(MD. 113-119) Madde 113 – [Sıkıyönetim ilânı ve sürgüne gönderme yetkisi] Madde 114 – [İlköğretimin zorunluluğu] Madde 115 – [Kanûn-ı Esâsî’nin uygulanması] Madde 116 – [Kanûn-ı Esâsî’nin değiştirilmesi] Madde 117 – [Yasa hükümlerini yorumlama yetkisi] Madde 118 – [Yasa, gelenek ve âdetlerin yürürlüğü] Madde 119 – [Meclis-i Umûmî’nin yapılanmasına ilişkin Geçici Talimat’ın yürürlüğü]

23 ARALIK 1876 TARİHLİ KANÛN-I ESÂSÎ’DE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

I. DEĞİŞİKLİK Değiştirilen: md. 3, 6, 7, 10, 12, 27, 28, 29, 30, 35, 36, 38, 43, 44, 53, 54, 76, 77, 80, 113, 118, Yürürlükten kaldırılan: md. 119 Eklenen yeni maddeler: Madde [120] – [Haberleşmenin gizliliği] Madde [121] – [Toplanma ve dernek özgürlüğü] Madde [122] – [Hey’et-i Â’yân görüşmelerinin kamuya açıklığı]

II. DEĞİŞİKLİK

Değiştirilen: md. 7, 35, 43. Yürürlükten kaldırılan: md. 73.

III. DEĞİŞİKLİK Değiştirilen: md, 7, 43, 102.

IV. DEĞİŞİKLİK Değiştirilen: md. 76.

V. DEĞİŞİKLİK Değiştirilen: md. 7. Yürürlükten kaldırılan: md. 35.

VI. DEĞİŞİKLİK Değiştirilen: md. 72.

VII. DEĞİŞİKLİK Değiştirilen: md. 69.