25
İktidar İstencinden Artı-Ürüne Hasan Ünal Nalbantoğlu * Ekonomik Yaklaşım: İktisat İdeolojisi Kongreler Dizisi IV Bildiriler Kitabı (Ankara: Gazi Üniv. İİBF İktisat Bölümü Yay. Org, Temmuz 2006): 233-251 Günümüzün ağırlıkla nicellikle kuşatılmış, çoğu kez de matematiksel akrobasilerle bezeli geçerakçe iktisat bilimi kendi ‘teorik pratiği’nde kökenlerindeki ‘ekonomi politik’ söylemlerinin bile çok gerilerine düşen bir sanal söyleme dönüşmüş bulunuyor. 1 Yer yer bilimsel gösterişçilikten, alayişten ibaret bu ‘sanallık’tan en başta sorumlu olanları elbet aynı sanallığın eyleyicileri ve bu yolla erk sahibi olan bir kesim iktisatçı arasında aramalı. Onların bilir bilmez taşıyıcılığını yaptığı ideolojik bir işlevi de var bu sanallığın; o da ‘doğarak,’ özellikle de ‘yaparak’ süregelen/sürdürülegelen yaşamın üretim ve yeniden- üretiminde, kısacası olagelişinde [Wesen] etken ‘hakikat’(ler)in üstünü örtüyor olması. (‘hakikat’ bu yazıda * Profesör, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü. Yazının bu son biçimi oluşturulurken ilk taslağı okuyan Sinan Kadir Çelik ve H. Sinan Hoşadam’ın görüş ve önerilerinden de yararlanılmıştır. 1 ? İktisat biliminin diğer disiplinlerle ilişkisi ve iktisada özgü ‘temsiliyet’ kipinin karmaşık öykütarihi [Geschichte] ve bu tarihden örnekler için şimdilik eski ve yeni şu bir kaç çalışmaya bakılabilir: James Bonar, Philosophy and Political Economy in some of their historical relations (London: Swan Sonnenschein & Co., 1893); Philip Mirowski, More Heat than Light, Economics as social physics: Physics as nature’s economics (Cambridge: Cambridge University Press, 1989); Denis Meuret, “A Political Genealogy of Political Economy,” Economy and Society, XVII/2 (May 1988): 225-250; John O’Neill, “Essences and Markets,” The Monist, LXXVIII/3 (July 1995): 258-275; Philip Pettit, “The Virtual Reality of Homo Economicus,” The Monist, LXXVIII/3 (July 1995): 308-329; Susan Buck-Morss, “Envisioning Capital: Political Economy on Display,” Critical Inquiry, XXI/2 (Winter 1995): 434-467; Richard H. Thaler, “From Homo Economicus to Homo Sapiens,” Journal of Economic Perspectives, XIV/1 (Winter 2000): 133-141 [Bu sonuncu kaynağa ortak bildirilerinde yer veren, istediğimde de ulaştırma nezaketini gösteren sayın Dr. Bilge Köksel’e teşekkürlerimle] .

Iktidar Istencinden Arti-Ürüne

Embed Size (px)

DESCRIPTION

artı ürün

Citation preview

ktidar stencinden Art-rne

PAGE 16

ktidar stencinden Art-rne

Hasan nal Nalbantolu*Ekonomik Yaklam:

ktisat deolojisi Kongreler Dizisi IV Bildiriler Kitab

(Ankara: Gazi niv. BF ktisat Blm Yay. Org, Temmuz 2006): 233-251Gnmzn arlkla nicellikle kuatlm, ou kez de matematiksel akrobasilerle bezeli geerake iktisat bilimi kendi teorik pratiinde kkenlerindeki ekonomi politik sylemlerinin bile ok gerilerine den bir sanal syleme dnm bulunuyor. Yer yer bilimsel gsteriilikten, alayiten ibaret bu sanallktan en bata sorumlu olanlar elbet ayn sanalln eyleyicileri ve bu yolla erk sahibi olan bir kesim iktisat arasnda aramal. Onlarn bilir bilmez taycln yapt ideolojik bir ilevi de var bu sanalln; o da doarak, zellikle de yaparak sregelen/srdrlegelen yaamn retim ve yeniden-retiminde, ksacas olageliinde [Wesen] etken hakikat(ler)in stn rtyor olmas. (hakikat bu yazda arlkla felsefi anlamda tartlsa da, onun tarihsel olarak deitii, dolaysyla bu yazda u sama sapan ebedilikten deil, tam da tarihsel hakikatlerden sz edildii gzden karlmamaldr).

ktisat bilimine gnmzde egemen dnyann sunulu [presentation] ve ona zg temsiliyet [re-presentation] biiminin inceleme nesnesine dntrd eylerin zgrce kendi grnmleriyle [Erscheinung] boy atmalarna izin vermemekle kalmayp, bir de onlara sahte, boyal ve sanal bir grn, hatta gsteri kazandrdn [Schein] iddia edeceim daha batan. Byle bir durumda zgn anlamyla gkkubbedeki yldzlarn dans demek olan ve eylerin doasn doru vermeyi amalayan mimesis sz konusu olamaz; olsa olsa eylerin hakikaten grnmesini engelleyen, bylece Varlkn nn kapayan bir ileyi, bir temsilden sz edebiliriz.

Gene de iinden gemekte olduumuz tarihsel dnemin imdilerde vard noktada, iktisat biliminin pratikleri ve syleminde artk genelgeer ablon ve kalplara tutsak iktisatlarn bile gzlerini kapayamayaca ciddi bir tkanklk sz konusu. Kendini pozitif bilim sayan, matematiksel fiziin sunduu model ve benimsedii lingua francaya (matematik dili) oktandr yknp de bu oyuncaa kavutuunda bir tuhaflaan iktisat syleminin gzard ettii baka, teki sylemlerden, zellikle de felsefe ve tarihsel sosyolojiye zg baz sylemlerden dolanan bildirimiz sz konusu tkankl ama ynnde bir nebze katkda bulunabilir belki.

Bunlar syledikten sonra, matematiksel iktisatlara ve matematik dilini minimumda kullanmay yeleyen ama homo rationalis=homo oeconomicus=homo psychologicus kutsal denklemini kr denei bellemi iktisatlara epey aykr gelebilecek bir noktadan konuya gireceim. Bu girii de gene yanllamaya ak bir sezgi -ya da saptama diyelim- yoluyla gerekletirmek istiyorum. Uzun lafn ksas, isten [Wille] ile art-rn [Mehrprodukt] arasnda bir iliki kurulabileceini; giderek de bu ikisi arasnda ok olas bir geiin yer aldn sav olarak ne sreceim. Bu sav yazmzda gerekli snma hareketlerinden sonra almaya allacaktr.zellikle szn ettiim sadece bir kesim iktisatnn istatistik ortalamasna en hafif deyile ok tuhaf gelecek bir sav bu; hem de nerdeyse bir doa bilimi olmay onca zamandr gurur meselesi yapan iktisat biliminin uzundur burun bkt u felsefenin sava alanndaki (Kantn nitelemesiyle, Kampfplatz) yararsz tartmalara terkettii, ba belas soyut istenle balyor. Hatta byle bir savdan hareketle iktisat syleminin topografyasna dal yapmak affedilmez bir skandal bile. Evet ama, hl geerake resim iinden grmekte direnen ve alternatifleri duymak bile istemeyenler varsa, bunun balca nedeni iktisat sylemine egemen istencin ayn sylemin bizzat eyleyicileri olan iktisatlar ve bu sylemi tamak ve srdrmekte kar olan daha nice kiinin iktidar istenlerinde inatla ileyeduruu olmasn sakn?

Aslnda, iktisadn tekrar tarihselletirilmesi gerektii, bu gerekletii lde de teki bilimler ve felsefe sylemine yeniden yaklam olaca iddia edildiinde bile, henz esas meseleye gelmi olmuyoruz.

ktisadn bir doa bilimine, szgelimi dirimbilime yaknl, salt onun doa bilimlerinin kendi nesnelerine temel bak ve yntemlerine yknmesiyle aklanamaz. Bugnn matematiksel iktisat ablonlarndan ok nce de, iktisat bir saylar sistemi, lingua francas matematik olan ki bu dilin olgular el altnda, gzlemlenecek nesneler deildir bir temsiliyet sistemi olmaya zenmiti (rnekler: William Petty, Fizyokratlarn Tableau conomiquei). Zaten doa ve insan dnyas diye ayrmaya dilin alt tm eylerin [Dinge] ereveli bir resime ya da saylar tablosundan geilerek znenin gznn hakimiyeti altna alnan, sonunda da hi deilse bilgisi znenin mlkiyetine geen nesnelere indirgenii, iktisadi dnce tarihindeki nl portrelerin yazdklar dnemlerden nce gereklemi bulunuyordu. rnein, Machiavellinin Prensi iktidar istenciyle ykl bir zne gzyle hkm srd topraklarda tebas olan insanlar dahil tm eyler manzumesini uzana yerletirdii birer nesne sfatyla erevesi belirli bir resimden, sistematik envanter kaytlarndan, tablolardan geip gren, onlar iktidar istencinin gerektirdii erekler dorultusunda ie koulabilir hazrda-rezerve (zetle insan ve doa kaynaklarna) dntrm bir figrdr daha o zamandan.

Byle bakldnda, Marxlarn burjuva iktisad olarak niteledii sylemlerle onlarn bavurduu tekniklerin kim bilir belki de nlenebilir ykseliine destek veren nemli bir gelimenin de yukarda da belirttiimiz doa bilimlerinin, zellikle de onlara paradeigma salam olan matematiksel fizikin dili ve bu dilin eylerin doasn incelerken bavurduu saylt, aksiyom, denence, deney vb. kavram, yntem ve teknikler olduu rahatlkla ne srlebilir. Ho, tarihin akn olumsallklarn [contingency] kendi zorunluluklarn [necessity] dayatmas olarak grdmzde modern bilimin temelindeki Galile-Newton fiziinin gemite belki de ortaya hi kmayabilecei olasln da dnmemiz mmkn. Ama madem ki dnyann kck bir yresinde bu rnek ortaya kt ve resimlemi, nesnelemi bir doa stnde onun belirli bir ereveye gre oluturulan bilgisi zerinden iktidar kurulmasnda ie yarad, bu belirleyici gelimenin artk kendi zorunluluunu yarattn da teslim etmek gerekir. Ama metafizik temellerini sorgulamaktan vazgemeyi gerektirmez u anda geerli diye bu ileyiin varl.

nk, eylerin eski bir szcn (phusis; natura) deimi yeni anlamyla adna doa denen tek bir ereve iine yerletirilerek nesneletirilmesi ve yukarda deindiimiz gibi bir tablo/resme indirgenii meta-fizik bir olaydr. Ayn modele yknen baka sosyal bilimler arasnda ak rnek olarak Comteun sosyal fizik olarak da adlandrd sosyoloji bilimini gsterebiliriz ki Montesquieunun yasalar eyler arasndaki zorunlu ilikilerdir ifadesi bunun erken bir ifadesidir. Gene de insan bilimleri alannda fiziktekine benzer bir zne-nesne ayrm zerine kurulu saysal bir tablolatrmay, kendi doas ve elbette nesnesi gerei en iyi iktisat biliminin yaptn grmekteyiz; ama byle bir gzlem iktisat biliminin de sz konusu meta-fizik temel zerinde ykseldiini ne srmemize engel deildir. Bunun balca nedeni de, ne denli eylemeye [Verdinglichung] urarsa urasn insann, metalaan teki nesneler arasnda yitip giden bir baka nesneye tmyle dnmesinin gene de olanaksz oluudur. Marxn buna ne denli ayk olduunun en gzel rnei onun kapitalist retim tarznda artk alnp satlan bir metaya indirgenen emek-gcnn [Arbeitskraft; Arbeitsvermgen] ok zel hasletlere sahip olduunu, rnein dille yorulu bu gcn [Kraft] (ya da yetinin [Vermgen]) dorusal zamanda emee [Arbeit] dnrken nasl tkendiini ama kendini yenilemenin tesinde de bir art-rn [Mehrprodukt] (ya da ayn eyin kapitalist retim tarzna zg biimi art-deer [Mehrwert]) yaratabildiini ayrntyla tartyor olmasdr. Hemen ekleyelim ki, Marx >Arbeitskraft< ya da >Arbeitsvermgen< szcklerini kullandnda, genellikle sanlann tersine, kafa ve kol emek-gc (yetisi) arasnda kat bir hat ekmez; nk her tr almaya damgasn vuran zellik, bedenruhun sahip olduu yaamsal yetilerin deien llerde seferber ediliidir.

Arendt iktisad dorudan ilgilendiren bir konuma olarak hazrlad Labor, Work, Action A Lecture (1967?) balkl yazsnn bir yerinde yle demektedir:

u anda artk farkna varm olabilirsiniz, muhtemelen size biraz srad gelecek bir ayrm yapyorum emek ile alma arasnda. Bu ayrm Lockeun bedenimizin emei ve ellerimizin ii [the labor of our body and the work of our hands] diye ylesine yapt bir dikkat ekie dayandrmaktaym. (Aristoteles dilinde emekiler bedenleriyle yaamn ihtiyalarn karlayanlardr) Bu ayrm destekleyen grnglerden elde edilen veriler ihmal edilemeyecek denli arpcdr; gene de u da bir gerek ki, orda burda sal bu ynde bir ka saptama ile toplumsal ve kurumsal tarihin nemli tankl dnda bu iddiay destekleyecek bir ey bulunmuyor. Oysa u basit ama inat olgu dikiliyor bu kant ktl karsnda: antik ya da modern her Avrupa dilinde ayn etkinlii anlattn sandmz ama etimolojik bakmdan birbiriyle alakasz iki szck var. ylesine ki, Yunancada poiein ile ergazesthai, Latincede laborare ile facere (ya da fabricari), Franszcada travailler ile ouvrier, Almancada arbeiten ile werken szckleri arasnda ayrm yaplmaktadr. Bu rneklerin hepsinde de emee karlk gelen szckler amaz bir biimde didinme ve zorlanma ykl bedensel deneyimlere denk dt gibi, ou durumda da doum sanclarn [pangs of birth] anlatmak iin kullanlmtr. Bu zgn balanty son kullanan kii, emei bireysel yaamn yeniden-retimi, yabanc yaamn [foreign life] retilmesinin gereklemesini ise trn retimi olarak tanmlayan Marx olmutu.[P. 4, 023218-9]

Bilindii gibi, Arendtin gznde tr aktif yaamdan [vita activa] sz edilebilir: ilki hayvans-biyolojik anlamda hayatta kalma urana indeksli, dngsel ve srekli tekrarlanan bir etkinlik olup, Arendtce emek olarak adlandrlmaktadr. Bu faaliyetin eyleyicisi de animal laboransdr. kinci aktif yaam tr, alma [i]dr ve yapmak, bedenruhun dnda konulandrlan amalara ynelik retmek, imal etmek fiillerini kapsar. Arendtin dorudan yararland Aristoteles dtaki ereklere dnk bu insan faaliyetine poesis demekteydi. Bu faaliyetin eyleyicisi ise Arendtin dilinde homo faberdir. Sonuncu aktif yaam tr de gene Aristotelesden esinle "edim/eylem" yani praxis olup, Arendtin insann ynelim kipleri arasnda batac ettii ve sonunda siyasetin alannda billurlaacak bu sonuncu faaliyette ama ve erekler eyleyici kiinin bedenruhu dnda aranamaz.

Antik dnemlerin polisini biraz fazla idealize eden Arendtin kadn dourganlna da ak gnderme yaparak emek (temel ihtiyalarmzn karlan evet, ama bunlar da deimiyor mu zaman iinde?) ile almay (ille de gereksinmeyeceimiz eylerin imali) nitelikce birbirinden ayrmas bence kuku gtrr. rnein, Aristotelesteki dnamis gibi yunanca kavramlar deil de modern bilimsel-teknolojik zihniyet balamna uygun, arlkla g anlamndaki Kraft (r. Arbeitskraft) ve benzeri kavramlar szgelimi ne denli kullanm olurlarsa olsunlar, ne bir Marx ne de o abidevi Ontolojisinde Hegel ve Marx blmlerinin hemen ardndan Aristotelese ok yaklaan bir bakla emek konusuna bir blm ayrm bulunan bir Lukcs Arendtin yapt bu ayrma itibar eder miydi, pek sanmyorum. Aristoteles Metaphsikasnda (zellikle 1032b 1-30) yle yazmaktayd:

[Btn] dou ve devinimlerde srecin bir parasna dn (nosis), teki parasna ise reyi (poesis) denirbalang noktasndan ve biimden (to edous) hareket edeni dn, dnn vard sonutan kaynaklanan ise reyitir.

Enformasyon (=malmat) toplumuna geilen, dolaysyla aslnda bandan beri de pek belirsiz olan u kafa emei ile kol emei arasnda kategorik ayrmn giderek geersizletii gnmzde bu saptamann en nemli dourgusu u olsa gerek: Aristotelesde grece rtk, Gadamerde ise ak anlamyla can [psuch; ruh] denen ey eer bedenin dirimgc ise, gnmzde bile yeryznn baz blgelerinde sregiden en ar ktlk ve alk koullarnda hayatta kalabilmeye dnk en hayvans dzeyde itepiler dndaki temel ihtiyalar karlayc her emek sreci bedenruhun dnnce (nosis) ynetilir ve salt bedenin temel ihtiyalaryla snrl kalm olsa bile hep bir amaca, eree (tlos) ynelmitir. in pf noktas da buradadr zaten. Lukcsn doru tespitiyle, kayna ve gnesisi dnldnde, avlanmada en ie yarar ta maara adamnn semesi bile bilgiye yol amak yannda deer oluumuna da iaret etmektedir. Yani neden u ta deil de teki ta seiliyor karnn doyurmak gibi bir amaca (tlos) ynelik olarak? Bunun hem bir dn srecine hem de seim yapldnda bir deer bimeye iaret ettii apak. Bu ise, temel ihtiyalarn karlannn da bu tlosu svayan toplumsal deerlerce belirlendiinin en ak gstergesi. Eer tarihsel olarak belirlenen toplumsal deerler en basit ihtiyalarn karlannda bile bu denli rol oynuyorsa, emek ile alma/i, dolaysyla da animal laborans ile homo faber arasnda Arendt tarafndan konulan nitel fark hangi lt zerinden belirleyeceiz? Kald ki, Arendtin emeke nerdeyse ak rnek getirdii kadn dourganl [women laboring] sz konusu olduunda bile, imdiki tarihsel dneme damgasn vuran egemen ya da egemen-kart toplumsal deerler, beslenmeden tutun da yapay dllenme [artificial insemination] gibi ayrntlara dek doum srecinin niteliini belirlemekteler. Hele neresi bedensel neresi ruhsal pek belli olmayan u ince i ak [labor of love] sz konusu olduunda Arendtin yapt ayrmn bana neler gelir, bilemeyiz.Marxa gelince: o, her retim tarznda ve o tarz evresinde ekillenen toplumsal formasyonlarda temel ihtiyalarn [subsistence] toplumsal ilikilerin o zamanki biimleniiyle st-belirlendiini vurgulamaktadr. Bu nedenle, emek ile alma/i arasndaki ayrmn Marx iin Arendtin sand kadar byk bir anlam ifade ettiini pek dnemiyorum. Temel addedilen ihtiyalar bir ok koulun deimesine, dnmesine bal olarak bir tarihsel dnemden tekine deimektedirler. Dolaysyla, re(t)mek ile almak/imal etmek arasnda o denli sert bir ayrm izgisi ekmek bana sorunlu grnyor (tpk, zorlanm [compulsion] ile zgrlk [freedom] arasnda da kesin snr izilemeyecei gibi). Bu nedenle, nelerin temel ihtiya olduu nelerin pek de gerekli olmayabilecei sorusu ancak tarihsel akla gelen yeni geliimler, dnmler nda yantlanmas gereken bir soru. Temel ihtiyalarn antik dnem polisinden gnmze ne denli deimi olduunu grmek iin en azndan gnmz ekonomilerinde ou zaman beeni ve seimleri dardan maniple edilen tketici kitlelerin neleri temel ihtiya olarak grdklerini gzlemlemek yeter de artar bile. Byle dnldnde, Arendtin tartmasnn yzletii meseleyle ilgili olarak zdnden daha fazla sorun yarattn da ileri srmek mmkn. Emek-alma/i ayrmnn doyurucu olmadn dnmeme karn, grebildiim kadaryla Arendtin katksnn asl bir baka yerde olduunu ve bilinli ya da deil kendisinin nemli bir baka noktaya dikkatleri ektiini dnyorum. u ana dek eletirel bir dorultuda seyreden yazmzn esas amacn aklama zaman geldi ite. ktisat syleminin tarihi iinde iktidar istencinden (Nietzsche) isten istencine (Heidegger) gei ve bu konudaki teorik tartmalarn art-rn (ya da onun modern kapitalist topluma zg tr olan art-deer) zerine srdrlegelen teki tartmalarla bugne dek yeterince zerinde durulmam rtk balants zerine baz n saptamalar sunacam.Hannah Arendt lmnden sonra Zihnin Yaam balyla yaynlanan derslerinin, Dnmeyi [Thinking] izleyen ikinci ksmnda (steme [Willing]), Nietzschenin dncesinde ok nemli yer tutan isten [Will] ( daha dorusu, onun fiil hali ve esas nemli olan isteme) zerine baz arpc tehislerde bulunur. Bunlar arasnda bana en ilgin geleni, istemeden hareketle Arendtin tartmasnn yaamn zenginlii ve tketilemezliine, bylece de yaamn art-rnne yapt geitir. zellikle Lukcsn son dnem almalar nda kafa-kol emei ayrmnn yapay olduu ynndeki yukarda deerlendirmemiz tam da bu noktada alabildiine nem kazanyor ve hele bildik deyile aydn yerine fikir iisi demenin daha doru olacan dndm homo sapiens trnn bedenruhunca yaratlan emek hatrlandnda. Eer byle bir gei sz konusu ise, tartmamzn art-rn kavramn da dar iktisat teorisi kalplar tesinde yeniden-dnmeye yol aacan umuyorum ki, bu olaslk bildirimizin ana eksenlerinden en nemlisini oluturmakta.

Bir kez daha yineleyelim, amacmz art-rn istenin basit bir trevine, yan rnne indirgemek deil, ama bu ikisi arasnda bir balant olduunu gstermek.Peki yleyse, nasl aacaz meselemiz yaptmz ve Arendtden kapp tartma gndemine tayacamz isten ile art-rn arasndaki u olas balanty?

Bir kere, Arendt Nietzscheden dolanarak, istiyorum ama yapamyorum ynndeki Pauline Hristiyan ahlkn batan reddediyor ve her tr salt zihinsel etkiden, cendereden azade ve tede, tpk Nietzsche gibi yaamn koulsuz olumlanyla ie balyor. (Bunun uzak yanksn Marxn Bilmiyorlar ama yapyorlar ifadesinde bile bulabiliriz).

Bu yorumu biraz amaya deer.

Buna gre, her istiyorum, yapacam nk yapabilirim, yapabilecek gteyim duygusunu ierir. Ama en azndan Nietzschedeki haliyle isten kendini bununla da snrlamayp, sonsuzluu, ebediyeti de arzular. Gelecein iirini sylemek abasndaki Nietzschenin eserlerinde sanldndan az yer kaplasa da, insann-st [bermensch] aslnda byle bir arzulamaya rnek oluturmaktadr.

Yaama yksek deer atfetmek Arendtin gznde tabii ki yalnzca bir denence ve elbetteki bilimsel nitelikte denencelerle elikili. Gene de, istenci yaamla zdeletirmek ortak kanya dayanan bir denence olduundan bilimsel denenceyle ne denli elikiye derse dsn insanlarn dnyasnda hkim duygudur.

Bir metafor kullanacak olursak, istencin can (ruh) hanesinde ikide bir yaratt kargaa tpk denizdeki dalgaya benzetilebilir. Arendtin ifade ve alntlamasyla, tpk denizin dalgalardan holanmas gibi sten de istemekten holanr. nsan istememektense hilii bile ister demektedir Nietzsche.

Bu metaforu Arendtin girimedii bir ynde, pazarn, zellikle de gnmzdeki kapitalist pazarn hiliki ileyiini de kapsarcasna geniletip kullanmak mmkn. Zaten daha da ileri gidildiinde, gerek Heidegger gerekse Arendtin gznde yaama gds ve ona hkim duygu sonunda isten istencinde [Wille zum Wille] bulacaktr kendini.

Bu konumuza da uygun. Denize benzetebileceimiz pazarn alabildiine usd gidiat iinde ileyen iktidar istenciyle ykl kar atmalarn da tpk denizin dalgalarna benzetmemek mmkn m? Bu noktada, Arendtin Nietzsche yorumunda istencin canevinde srekli yaratt duygu dalgalanmalar ile pazarda arasal akln gdmnde srdrlen kar atmalarnn yaratt dalgalanmalarn benzer birer sten rnei olduunu, hatta Arendtin deyiiyle stenin nerdeyse dalga olduunu bile ne srebiliriz. Hem de pazar srelerini objektif gzle inceliyorum derken ona tam bir psikolojizmle yaklaan iktisatlarn homo rationalis=homo oeconomicus=homo psychologicus denklemi zerine kurulu safsatalar karsnda.te yandan bata deindiimiz iktisatlar dnldnde, insann ruhsal aygtnn partizanln yapmann bir insanmerkezcilik (anthropocentrism) tr olduunu, ama bunun snrlar bulunduunu da teslim etmek gerekir. Bilindii gibi, Marx ileri yanda (1881) kendi zmleme yntemini burjuva iktisatlar ve dier ideologlarndan ayrrken, bu yntemin tikel bir evrensel kategori olan nsandan deil, iktisaden verili toplumsal dnemlerden yola ktn yazmt. Bu saptamadan hareketle, tarih rmandaki tm srelerin, zellikle de konumuzu yakndan ilgilendiren pazara hkim dalgalanma ve srelerin nnde sonunda her trden znenin duygulanmlarn, maksat ve ynelimlerini geersiz klan znesiz ve Ereksiz sreler olduu savna varmak da hi zor olmasa gerek.

Giderek, Marxismi de hmanist safsatalardan zgrletirmek amacyla Althusser tarafndan ileri srlen bu anahtar saptama ile Nietzschenin kendi frtnal dn denizinde ktidar stenci [Der Wille zur Macht] ile ilgili nceki metafor ve simge karsna bir parable, bir dnce deneyi [thought-experiment] olarak diktii (belki de dikmek zorunda kald) Bengidn [Die ewige Wiederkehr ] arasnda bir benzerlik de kurulabilir bu durumda. (acaba burada eril >Der< ntaks karsna diil >Diere< = zurck auf mich. Reprsentatio = das auf mich zurck, mir zu Prsentieren, wobei ich mich selbst allerdings nicht eigens mit vorstelle. Martin Heidegger, Zollikoner Seminare: Protokolle-Zwiegesprche-Briefe, Hrsg. von Medard Boss, 2. Auflage (Frankfurt am Main: Vittorio Klostermann, 1994 [1987]): 191. [ng.: Zollikon Seminars: Protocols-Conversations-Letters, ed. by Medard Boss, tr. from German with notes and afterwords by Franz Mayr and Richard Askay (Evanston, Illinois: Northwestern University Press, 2001): 147.]

Yazmzn nceki biimiyle sunulduu sempozyumdaki katklar sklkla iktisatta matematik dili kullanmnn meru snrlarnn ne olmas gerektii gibi bir soruya, dolaysyla rahatsz edici sorunlarn yalnzca bir tekine yneldiler. Yer yer ok doru belirtildii gibi, matematik dili, uygun olduu yerde kullanlmas gereken bir alet kutusuna benzetilebilir. Pek de ntr olduunu dnmediim bu niteliiylebu alet kutusu tartan, hatta kart taraflarn ortak dilini oluturduu iin bir ok yerde kullanlmas gerekebilir. Gemiten bir rnek olarak ilk elde akla Piero Sraffann 1960da yaynlad Production of Commodities by means of Commodities: Prelude to a Critique of Economic Theory (Cambridge: CUP, 1975[pb. ed.]) geliyor (zellikle bkz. en sondaki Appendix D: References to the Literature: 93-95). Aslnda teorik ok nemli bir dertten yola kan ve kabaca zetlersek, Ricardocu Cambridgein (ngiltere) karsnda neo-klasikci Cambridgein (Massachussetts, ABD) sonunda havlu atmasyla sonulanan nl tartmalar zincirinde ok nemli bir referans noktas oluturan bu ksack kitapta Marxa dek uzanan bir teorik mesele hizmetinde ly karmayan bir matematik dilinin sergilendii gzlerden kamaz. Gene de, kendi adma, matematik dilinin tabloya dnm dnyaya zg bir estetik sei de olduunun altn izmek isterim; bkz. Hasan nal Nalbantolu, Matematik Deerler aslnda Toplumsal-Estetik Deerler midir?, Bilgi ve Deer: [Mula niversitesi Felsefe Blm Bilgi ve Deer Sempozyumu (17-18 Mays 2002) Bildirileri] der. . Yaln (Ankara: Vadi yaynlar, 2002): 176-192. [nota bene: bu dipnot gnlk sempozyum sresince zellikle matematik dili zerine yaplan tartmalar gznnde bulundurularak sonradan eklenmitir.]

Bu noktada ister istemez Hannah Arendtin modern ada tarih disiplininin sahte-tanrsallana [pseudo-divinity] ynelttii eletiri de akla geliyor. Arendt bir yanda Herodotosun rneinde olduu gibi historein fiilinden anlalmas gerekenin, legein ta eonta yani eylerin (hakikatte) nasl olduunu anlatabilmek iin onlar irdelemek olduunu yazarken, te yanda da Omerosun lyadasnda (Kitap XVIII) histor szcnn yarglayc anlamnda kullanldna da ustalkla dikkatimizi ekiyor. Bkz. Hannah Arendt, The Concept of History, Between Past and Future: Six Exercises in Political Thought (Cleveland and New York: Meridian Books, 1963): 41 ve not1, 228-229. Bu saptamalarn eldeki yaznn amacn da daha belirgin kldn syleyebilirim.

Martin Heidegger, Die Zeit des Weltbildes, Holzwege (Frankfurt am Main: Vittorio Klostermann, 1950): 69-104. / The Age of World Picture, The Ouestion Concerning Technology and Other Essays, tr. and intr. by William Lovitt (New York: Harper Torchbooks, 1977): 115-154. Das Weltbild szcnn Trkeye evrilmesinde zorlukla karlalr. Jean Beaufret tarafndan Franszca evirisinde de Lpoque des conceptions du monde balnn, trkede de Dnyann resimlemesi ya da Dnyann tasarmlamasnn, hatta yaznn bir trke evirisinde Dnya Resimleri ann balk evirisi olarak kullanlmas [M. Heidegger, Nietzschenin Tanr ld Sz ve Dnya Resimleri a almancadan ev. Levent zar (Bursa: ASA, 2001): 65-102.] bana hl pek doyurucu gelmiyor. Gene de tablo szcnn hem resim hem de istatistik tablo anlamn artrdn hatrlarsak, Dnyann tablolamas ifadesi de bana yeterince doyurucu gelmemekle birlikte, Almanca bilimsel literatrde Die Abbildung szcyle grafiklerin, Die Tabelle szcyle de istatistik tablolarn kastediliyor oluu bu son tercihte karar klmama yol at. Ekleyelim: modern ada her tablo gibi dnyann kendisi de ereve iinde, >Gestell< olarak dnlr genelde.

Devlet ynetmede bu dnmn baz nemli cepheleri iin bkz. Michel Foucault, Governmentality, Ideology and Consciousness, No. 6 (Autumn 1979): 5-21

Bkz. Hannah Arendt, Labor Work Action, A lecture (1967?), HYPERLINK "http://memory.loc.gov/ammem/arendthtml/arendthome.html" The Hannah Arendt Papers at the Library of Congress [ HYPERLINK "http://memory.loc.gov/ammem/arendthtml/arendthome.html" http://memory.loc.gov/ammem/arendthtml/arendthome.html].

Bkz. A.g.y.: p. 4, [023219]

G. Lukcs, Prolegomena: Zur Ontologie des gesellschaflichen Seins, Zweite Halbband (Darmstadt und Neuwied: Luchterhand, 1986), n Die Arbeit balkl blm: 7-116; zellikle 18 : 7-116; [ng.: Ontology: Labour, tr. from Hungarian by David Fernbach (London: The Merlin Press, 1980): 10] Epistemolojik takntlardan uzak bu ontolojik abann derli toplu ksa sergilenii iin de bkz. G. Lukcs, Die ontologischen Grundlagen des menschlichen Denkens und Handelns, Ad Lectores, No. 8 (1969): 148-164. [ng.: The Ontological Bases of Human Thought and Action, The Philosophical Forum, VII/1 (Fall 1975): 22-37] Lukcsn emein geleri zerine tartmas Marxn yan sra nemli lde metin iinde alntladmz Aristotelesin Metaphsikasndaki (zellikle 1032b 1-30) saptamaya dayanmaktadr.

Aristotle, The Metaphysics, I, Books I-X, tr. Hugh Tredennick, London: W. Heinemann, Ltd., 1933: 341] Ayn noktann ok benzer biimde Aristotelesin Eudemosa Etikinde de (1227b28-30; 33-35) ne srldn okuyoruz: nk nasl ki teorik bilgilerde (theoratikas) sayltlar ilk (temel) ilkeler olarak (hpothseis rkha) ilerler; [benzer biimde] retici bilgilerde de (poietikas) sonun [erek] kendisi (tlos) balama noktas (rkhe ve saylt (hpothesis) olarak i grr... Bu nedenle, son (tlos), dnme srecinin (noseos) balang noktasdr (rkhe); ama dnce srecinin son[u]lan da (teleut) eylemin (prxeos) balang noktasn oluturur. [kr. Eudemian Ethics, tr. by H. Rackham, Aristotle [s Works in Twentythree Vols.] iinde (London: W. Heinemann, Ltd., 1935),: 302/303 ve Eudemosa Etik, ev. S. Babr (Ankara: Dost Kitabevi yay., 1999): 100-103].

Hans-Georg Gadamer yle yazar: Aristoteles cann (ruhun; Seele) bedenin canl olma niteliinden (Lebendigkeit des Leibes), [yani] entelekheia dedii Daseinmzn kendinde tam gerekleiminden [in sich selbst erfllte Dasein unserer selbst] baka bir ey olmadndan sz ederken belki bugn iin de geerli bir doruyu sylemi bulunuyordu. Leiberfahrung und Objektivierbarkeit, ber die Verborgenheit der Gesundheit: Aufstze und Vortrge (Frankfurt am Main: Suhrkamp Verlag), 1993: 96. [ng.: Bodily Experience and the Limits of Objectification, The Enigma of Health: The Art of Healing in a Scientific Age, tr. by Jason Geiger ve Nicholas Walker (London: Polity Press, 1996): 71.]

Bir baka yazda da [Etik, Estetik, Teknik, Defter, No. 44 (Yaz 2001): not 14, 196] gndeme getirdiim bu konuda Georg Lukcsn ontolojik belirlemesi hl byk nem tayor: Burada gene ok basit bir gerekle kar karya olduumuza inanyorum. Daha nce de deindiim ilkel insan diyelim ki bir tr ta seti. Bir ta aa daln kesmeye uygun da teki ta deil; ite bu uygun ya da uygun-deil olgusu, organik doada raslanmayan tmyle yeni bir soruyu karsna dikiyor insannnorganik doa asndan hi bir anlam yoktur bunun; oysa almann en basit biiminde bile yararl ya da yararsz, [amaca] uygun ya da uygun deil sorunu daha batan bir deer kavram iermektedirKanmca buradadr deer dediimiz eyin ontolojik kkeni ve ite bu deerli ya da deersiz kartlndan tmden yeni bir kategori ortaya kmaktadr; bu da znde toplumsal yaamda neyin anlaml neyin anlamsz olduudur. Tam da burada koskoca bir tarihsel srele yz yzesinizdir. Anlaml yaam topluma uymayla ayn eydi iin banda; uzun sre de byle kald. rnein Termopylaide len Spartallar iin dikilen yazt dnn: onlar iin anlaml yaam kendi yasalarna boyun emek ve Sparta uruna lmekti. Daha antik kltrde belirli elimeler vard. Toplumsal yaamn en heterojen karmaalarnda bile insan birleik bir biimde eylemde bulunmak zorundadr; nk kendi yaamn da retmesi gerekmektedir. [Ich meine, es geht wiederum um etwas sehr Einfaches. Der Urmensch, von dem ich frher ausgegangen bin, las irgendwo Steine auf. Der eine Stein ist geeignet, einen Ast zu schneiden, der andere nicht, und diese Tatsache, -geeignet oder nicht geeignet- ist eine vollkommen neue FragestellungDas ist vom Standpunkt der anorganischen Natur her vollstndig gleichgltig, whrend in der Setzung der allereinfachsten Arbeit aus dem Problem von Ntzlich und Nicht-Ntzlich, von Geeignet und Nicht-Geeignet ein Wertbegriff entstehtHier ist meiner Ansicht nach die ontologische Quelle dessen, was wir Wert nennen, und aus diesem Gegensatz des Wertvollen und Nicht-Wertvollen etsteht nun eine vollkommen neue Kategorie, die sich darauf bezieht, was im gesellschaftlichen Leben ein sinnvolles oder ein sinnloses Leben gewesen ist. Hier haben Sie einen groen historischen Proze vor sich, in dem das sinnvolle Leben ursprnglich und noch lange einfach mit dem gesellschaftlich konformen Leben identisch war. Nehmen Sie etwa die berhmte Grabschrift der Spartaner, die bei Thermopylae gefallen sind: sinnvolles Leben war fr sie, fr Sparta fallen, fertig. In der antiken Kultur entstehen schon bestimmte Gegenstze. Der Mensch mu in den verschiedenartigsten Komplexen des gesellschaftlichen Lebens einheitlich handeln, denn er mu doch sein eigenes Leben reproduziert.] Gesprche mit Georg Lukcs, Herausgegeben von Theo Pinkus [Wolfgang Abendroth, H. Heinz Holz, Leo Kofler] (Reinbek bei Hamburg: Rowohlt Verlag, 1967): Erstes Gesprch mit Hans Heinz Holz: Sein und Bewusstsein, 22-23. [ng.: Conversations with Lukcs, ed. by Theo Pinkus, with Wolfgang Abendroth, H. Heinz Holz and Leo Kofler (Cambridge, Mass.: The MIT Press, 1974 [1967]): Conversation with Hans Heinz Holz: Being and Consciousness, 30]

Hannah Arendt, The Life of the Mind, Vol. II: Willing (New York: Harcourt, 1978). Yazk ki, bu kitabn byk olaslkla nc ksmn oluturacak olan Yarglama [Judging]y kaleme almaya tam balayacakken, dn dnyas Arendti yitirmitir.

Nietzschenin Also sprach Zarathustrasn dilimize ilk eviren Sadi Irmak Zerdtde geen bermensch kelimesi mukabili olarak stinsan, insandan stn, insan stn, hatra geliyor. nsandan stn bunlarn en sahihidir, fakat bu ekilde ismihas yapmaya henz almamz, lisanmza bu ekillerin girmesi lzmdr diye yazmaktadr; bkz. F. Nietzsche, Zerdt Dediki, ev. S. Irmak, 2. basl (stanbul: kbal Kitabevi, 1939): 100.

Arendt, A.g.e.: 164; Nietzschede bu zdeletirme yle konuluyor: Bylece: ya isten yok [kein Wille] (bilimin denencesi [die Hypothese der Wissenschaft]), ya da zgr isten [oder freier Wille] var. Birincisinin doruluu ispatlansa bile, ikincisi kurtulamadmz hkim duygudur [das herrschende Gefhl]. Friedrich Nietzsche, Kritische Studienausgabe [KSA], Band 10 [Nachgelassene Fragmente: 1882-1884], Herausgegeben von Giorgio Colli und Mazzino Montinari (Berlin: Walter de Gruyter & Co., 1988 [1967ff]): 24 (Winter 1883-1884) [15]: 651-653.

Lieber will noch der Mensch das Nichts wollen, als nichts wollen., Friedrich Nietzsche, Kritische Studienausgabe [KSA], Band 5 [Jenseits von Gut und Bse/Zur Genealogie der Moral], Herausgegeben von Giorgio Colli und Mazzino Montinari (Berlin: Walter de Gruyter & Co., 1988 [1967ff]): Zur Genealogie der Moral: Dritte Abhandlung, 28: 411-412. [ng.: On the Geneaology of Morals, Basic Writings of Nietzsche, tr. ed. and commentaries by Walter Kaufmann (New York: The Modern Library, 1968): 599].

imdilik bkz. Arendt, Heideggers Will-not-to-Will, A.g.e.: 172vd.

Marx yle yazar: meine analytische Methode, die nicht von dem Menschen, sondern der konomisch gegebnen Gesellschaftsperiode ausgeht, [Randglossen zu Adolph Wagners ,Lehrbuch der politischen konomie (2. Aufl.), Band I, 1879] HYPERLINK "http://www.marxists.org/archive/marx/works/1881/01/wagner.htm" http://www.marxists.org/archive/marx/works/1881/01/wagner.htm. Marx insann doasndan toplumsal ilikilerin ensemblen [zoon politikon = gesellschaftliches Wesen.] anladn da ksmen Aristoteles zerinden [Politica, I, 2, 1253a 3.] giderek yle ifade ediyordu: Tarihte ne kadar geriye gidersek, birey, ve dolaysyla retim yapan birey de o kadar baml olarak, daha byk bir btnn bir paras olarak belirir:...nsan kelimenin tam anlamyla bir zoon politikondur salt bir sr hayvan deil, ama kendini ancak toplum iinde bireyselletirebilen bir hayvan. Toplumun dnda tek bana yaayan bir bireyin retimde bulunmas - toplumsal glerin kendisinde potansiyel olarak hazr bulunduu uygar bir kii raslant sonucu da bana braklacak olursa belki gerekleebilecek bir istisna en azndan, birlikte yaayp birbiriyle konuan bireyler olmakszn dilin gelimesini dnmek kadar samadr. / Je tiefer wir in der Geschichte zurckgehen, je mehr erscheint das Individuum, daher auch das produzierende Individuum, als unselbstndig, einem grren Ganzen angehrig:... Der Mensch ist im wrtlichsten Sinn ein zoion politikn, nicht nur ein geselliges Tier, sondern ein Tier, das nur in der Gesellschaft sich vereinzeln kann. Die Produktion des vereinzelten Einzelnen auerhalb der Gesellschaft eine Raritt, die einem durch Zufall in die Wildnis verschlagnen Zivilisierten wohl vorkommen kann, der in sich dynamisch schon die Gesellschaftskrfte besitzt ist ein ebensolches Unding als Sprachentwicklung ohne zusammen lebende und zusammen sprechende Individuen. Es ist sich dabei nicht lnger aufzuhalten. , Karl Marx, Grundrisse: Ekonomi Politiin Eletirisi iin n alma, ev. Sevan Nianyan (stanbul: Birikim Yay., 1979): 140-141. [Asl: Grundrisse der Kritik der politischen konomie (Rohentwurf), (Berlin: Dietz Verlag, 1953): Einleitung: ; ng.: Karl Marx, Grundrisse (London: Pelican, 1973): 84.] Bu saptama Althusser tarafndan da Marxismin bir hmanizma olmad savn desteklemek iin seferber edilmitir; bkz. Louis Althusser, Soutenance dAmiens, Positions, 1964-1975, (Paris:Editions socials, 1976): 165. [ng.: Is it Simple to be a Marxist in Philosophy?, Essays in Self-Criticism (London: NLB, 1976): 201.]

Louis Althusser,, Remarque sur une catgorie: < Procs sans Sujet ni Fin(s) > (1973), Rponse John Lewis (Paris: Librairie Franois Maspero, 1973): 69-76. [ng.: Remark on the Category: Process without a Subject or Goal(s), Essays in Self-Criticism: 94-99.]

Unser Glaube an Kausalitt ist der Glaube an Kraft und deren Wirkung; eine bertragung unsres Erlebnisses; wobei wir Kraft und Kraftgefhl identifieren., Kritische Studienausgabe [KSA], Band 10 [Nachgelassene Fragmente: 1882-1884], Herausgegeben von Giorgio Colli und Mazzino Montinari (Berlin: Walter de Gruyter & Co., 1988 [1967ff]): 24 (Winter 1883-1884) [9]: 647-648. Nietzschenin bu pasajn bana Psychologie des Irrthums yazmas ilgin.

Franszca le ressentiment zamann kimi Alman dnrlerince evrilmeden kullanlmas yelenen bir szck. Bunun nedenleri iin bkz. Max Scheler, Hn [zgn adyla: Das Ressentiment im Aufbau der Moralen], ev. Abdullah Ylmaz; (stanbul: Kanat Kitap, 2004): zellikle bkz. Orhan Koakn Sunuu (vi-xi).

ktidar stenci [Der Wille zur Macht] ile Bengidn [Die ewige Wiederkehr] arasndaki iliki ve kartln Martin Heideggern Was Heit Denken? balyla yaynlanan (Tbingen: Max Niemeyer Verlag, 1954) nl dersinde de ok ilgin ynlere doru aldn belirtmekle yetinelim imdilik. Bkz. zellikle Erster Teil, Die Vorlesung X ve Von IX zu X: 40-47, 76-78. [ng. What is Called Thinking?, tr. by J. Glenn Gray and F. Wieck (New York: Harper & Row, Publishers, 1968): Part I, Lecture X and Summary and Transition: 88-97.]

Arendtin kitabnda Heideggere ayrlan bir sonraki ksmda tartaca istensizlik istencinin hazrl sanki bu noktada yaplmaya balanm gibi grnyor. Arendt, A.g.e.: 168.

Hence the Wills authentic goal is abundance. diye yazmaktadr Arendt, A.g.e.: 169.

Hence one could understand all of Life as a Will-to-power. A.g.e.: 169.

Nur, wo Leben ist, da ist auch Wille: aber nicht Wille zum Leben, sondern...Wille zur Macht., Friedrich Nietzsche, Kritische Studienausgabe [KSA], Band 4 [Also Sprach Zarathustra], Herausgegeben von Giorgio Colli und Mazzino Montinari (Berlin: Walter de Gruyter & Co., 1988 [1967ff]): II: Von der Selbst-Ueberwindung: pp. 149.

Arendt, A.g.e.: 169. Bernd Magnus and Kathleen M. Higgins insan-st / insandan stn [Derbermensch] imge-kavramnn geni bir kesim arasnda kazand ne karn, ilk kez sahneye kt (Zerdtn ndeyii / Zarathustras Vorrede 3) dnda, Byle Buyurdu Zerdtn [Also sprach Zarathustra] kalan sayfalarnda bile almadna dikkat ekiyorlar. Bkz. Nietzsches works and their themes, The Cambridge Companion to Nietzsche, ed. by Bernd Magnus and Kathleen M. Higgins (Cambridge: Cambridge University Press, 1996): 40-42. Gene de insan(n)-st kavramnn en azndan 1887 ylna dek Nietzschenin gndeminden dmediinin kantlarna onun o yllarda ald notlarnda [Nachla] rastlyoruz; rnein bkz. Kritische Studienausgabe [KSA], Band 13 [Nachgelassene Fragmente: 1887-1888], Herausgegeben von Giorgio Colli und Mazzino Montinari (Berlin: Walter de Gruyter & Co., 1988 [1967ff]): 11 (November 1887-Mrz 1888) [413]: 191.

George Steiner, The Hollow Miracle, Language and Silence (Harmondsworth, Middlesex: Penguin Books, 1969): 136.

Heidegger bir dnr [Der Denker] sfatyla, zor zamanlarn ozanlarndan [Der Dichter] sayd Rainer Maria Rilkeyi merkez alan bir yazsnda, onun 1924 Haziraninda kaleme alp da yaam sresince baslmayan bir iirinin dizeleri zerinden giderek tam da bu meseleyi amaya almaktadr. Nereye kadar dnrn ozanlatnn ya da tersine nereye kadar ozann ilgili dizelerinin Heidegger demeye altmz dnm [Die Besinnung] iine ekildiinin kolay tahmin edilemedii bu pasaj (ve de yaznn tm) yukardaki sav destekler ynde sanyorum. yle ki: Heidegger btn var-olanlarn [Die Seiende] olageliinin zemini olarak Doay grmektedir. [Der Grund der Wesen ist die Natur.] Ama bu Doa nasl bir doa? Hi kukusuz bu DoaHeideggerin dncesinde ne modern fizik ve onun salad modele yknen teki doa ve insan bilimlerinin tartmasz kabullendii ereveli a resmi [Das Weltbild] ne de saylar zerine kurulu ablon deildir. Dahas, Heideggerin ve gene ona gre Rilkenin gznde Doa [Die Natur] tarihten [Die Geschichte] de ayr dnlemez. Dolaysyla, her ikisi iin de pek de tartmadan kanksanm olan doa/kltr ayrm geersizdir. Bu durumda Rilkenin dizelerinden de grld gibi, bu Doada hl antik dnemin phsisinin bir yanks vardr ve bu da Yaamla [zo] ayn eydir. Bunun da tesinde, eski Yunanda ne Doa ne de ayn anlama gelen Yaam biyolojik olarak anlalmayp, doan, beliren, ykselen anlamna gelmektedir. zetle, tarihten ayrlamaz bir doa artk doa bilimlerinin anlad dar anlamda doa olmayp, onu da kapsar biimde insan tarihinin ve sanatn da zeminine dnm olmaktadr. Bkz. Martin Heidegger, Wozu Dichter? (1946), Holzwege (Frankfurt am Main: Vittorio Klosterman, 1950): 256; 257. [ng.: Why Poets?, Off the Beaten Track, ed. and tr. by Julian Young and Kenneth Haynes (Cambridge: Cambridge University Press, 2002): 208]. Daha da nemlisi, Heidegger ayn pasajda Nietzschenin 1885-86 sralarnda defterlerine dt bir nota dikkatleri ekiyor. Nietzscheden yapt alnt yle: Varlk onun hakkndaki fikrimiz yaamdan bakas olamaz. Yoksa, l bir ey iin nasl var denebilir ki? / Das >Sein< - wir haben keine andere Vorstellung davon als >Leben.< Wie kann also etwas Todtes >sein