Upload
others
View
27
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
HAYAT BOYU ÖĞRENME KÜLTÜRÜNÜN ÖNEMİ
VE
SİSTEMLEŞTİRİLMESİ
Doç. Dr. M. Kemal Biçerli
T.C. Milli Eğitim Bakanlığı
Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü
Dünya’da Hayat Boyu Öğrenme kavramının yükselen önemi Geçmişten günümüze Türkiye’de Hayat Boyu Öğrenme Hayat Boyu Öğrenme Sistemini geliştirmeye neden
ihtiyacımız var? Değişen kuşaklara göre yeni bir HBÖ yaklaşımı
geliştirmeliyiz. Hayat Boyu Öğrenmeyi desteklemek için eğitim ve öğretim
sistemimizin sahip olması gereken özellikler. Sistem ne demektir? İyi bir sistemin özellikleri nelerdir? Hayat Boyu Öğrenme Sisteminin tanımı ve Türkiye’deki
aktörleri Türkiye’de yeni bir Hayat Boyu Öğrenme Sistemi oluşturma
süreci
Hamburg Deklerasyonu 1997 (CONFINTEA V)
Dakar Eylem Çerçevesi (2000)
48. Uluslararası Eğitim Konferansı
Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma İçin Eğitim Konferansı(2009)
Uluslararası Yüksek Eğitim
Konferansı (2009)
6. Uluslararası Yetişkin Eğitimi Konferansı (CONFINTEA VI-2009)
İki günü birbirine
eşit olan ziyandadır Beşikten mezara
kadar ilim öğreniniz İlim öğrenmek
erkek-kadın bütün müslümanlara farzdır
Ya öğrenen ya öğreten ya dinleyen ya da seven ol. Bunların dışında beşincisi olma; helak olursun.
Hz. Muhammed (S.A.V.)
İlmi ulemaya karşı böbürlenmek için
veya
cühela ile münakaşa için
veya
insanların dikkatlerini kendinize çekmek için öğrenmeyin.
Kim böyle yaparsa yeri ateştir.
Hz. Muhammed (S.A.V.)
Her dem yeniden
doğarız,
bizden kim usanası
Hergün bir yerden göçmek ne iyi
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Hergün bir yere konmak ne güzel
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar laf varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Toplam nüfusu sadece 7 milyon
olan Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye’de bu rakam 2000 – 3000 civarında basılmaktadır.
Türkiye’de yüksek öğrenim
görenlerin oranı 1965′e göre 14 kat arttı. Ama Yüksek Öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965′in de altında kaldı
Kitap Türkiye’de ihtiyaç
maddeleri sıralamasında 235 nci sırada yer alıyor.
Türkiye’de dergi okuma oranı
yüzde 4, gazete okuma oranı yüzde 22, radyo dinleme oranı yüzde 24, televizyon izleme oranı yüzde 95.
•Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitap alımı, ortalama 100 ABD doları, Türkiye’de ise bu rakam 10 ABD dolarının altındadır. •Türkiye’de her 100 kişiden sadece 4,5 kişi kitap okuyor. •Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu’nda, kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada. • Biz Türklerin kitap okumaya ayırdığı zamanı, Norveçli 300’e, ABD’li 210’a, İngiliz 87’ye, Japon 97’ye katlıyor.
1. Küresel rekabet ve bilgi çağında eğitim öğretim sisteminin hayat boyu katılımı gerçekleştirecek şekilde sunulması gereklidir.
Ekonomik kalkınmayı sağlayabilmemiz için beşeri kaynaklarımızı ve beceri düzeyimizi yükseltmemiz kaçınılmazdır
0
10.000
20.000
30.000
40.000
50.000
60.000
70.000
80.000
90.000
100.000 10
0.0
00
100
.00
0
98
.557
94
.06
3
92.
588
92.
011
90
.78
2
90
.219
89
.259
87.
824
66
.86
0
66
.675
66
.152
64
.610
64
.025
63.
787
63.
785
63.
291
62.
748
62.
651
54.6
71
53.5
62
51.8
82
51.4
54
49
.40
2
DÜNYA REKABET EDEBİLİRLİK SIRALAMASI 2011
Kaynak: World Competitiveness Yearbook 2011
2. Hızla değişen toplumlarda hayat boyu öğrenme sosyal içerme ve işgücü piyasasına dahil olabilme açısından çok önemlidir.
Temel becerilere sahip olma ve okur yazar olma iyi bir iş bulmak için yeterli değildir. Günümüzün esnek ve güvencesiz işgücü piyasasında marjinalize olmamak için eğitim ve öğretime sürekli ihtiyaç vardır.
GELENEKÇİLER (1900-1945)
•Savaşlara şahit olmuşlar
•Sınırlı kaynaklarla işlerini görüyorlar
•Genellikle sadık, çalışkanlar. Mali açıdan tutucular
BABY BOOMERS (1946-1964)
Hak ve özgürlükleri için mücadele ettiler
Uzun saatler çalışırlar
Kariyerleri önemlidir
Sandviç kuşağı
Hayata Bakışları: Çalışmak için yaşamak
X KUŞAĞI
(1965-1980) Teknoloji ile araları iyidir
Ebeveyn ayrılıklarını yaşamışlardır
Rahatlıkla ve sık sık iş değiştirebilirlr
İş-özel yaşam dengesine önem verirler
Hayata Bakışları: Yaşamak için çalışmak
MİLENYUM Y KUŞAĞI
(1981-1999) Cep telefonu ve
bilgisayarlarla büyüdüler
Sabırsızlar
Soru sormayı seviyorlar
Görev tanımları ile sınırlandırılmaktan hoşlanmıyorlar
Hayata bakışları: İş ve yaşam dengesi
Z KUŞAĞI (2000-2021) İnternet kuşağı
Bilgisayar, mp3 çalar, i-pod, cep telefonu ayrılmaz parçaları
Uzaktan ilişki kurabiliyorlar
Gelenekse eğitim yöntemleri uygun değil
Yaratıcılık istiyorlar
Edilgen değil etken olmak istiyorlar
Çok diplomalı, uzman ve buluşçu olacaklar
Yaşamlarında otorite kavramının önemi kalmayacak
Tatminsiz, kararsız ve doğuştan tüketiciler
Hayata bakışları: Henüz bilmiyoruz!...
Öğrenenlere mümkün olduğunca yakın bir yerde organize olmalı ve hizmetleri yerel düzeyde sunmalı
Öğrenmeye erişimi teşvik etmeli ve öğrenme türleri arasında esnekliğe izin vermeli
Kişisel gelişim, aktif vatandaşlık, sosyal içerme ve istihdam edilebilirlik amaçlarını gerçekleştirmeli
Bütün öğrenenleri hesaba katmalıdır. Sisteme erişim güçlüğü çeken özürlüler, dezavantajlılar, uzun dönemli işsizler ve kadınlar gibi gruplara öncelik verilmeli
Örgün, yaygın ve informal eğitimde öğrenenler faaliyetin merkezine konulmalıdır.
Hayat boyu öğrenmenin önündeki engelleri kaldırmak için yeni yollar aramalı
Öğrenmeye ve hayat boyu öğrenmeye karşı tutumların değişmesini sağlamalı
Farklı hayat boyu öğrenme kurum ve örgütlerini koordine etmeli
Mevcut koşulların değerini maksimize etmeli
Farklı kurumlar ve sektörlerle ortaklık ve işbirliğine dayanmalı
Mümkün ve uygun olduğu durumlarda programlar arasında hareketlilik ve geçişkenliğe imkan tanımalıdır.
Herkes için alternatifler sunabilecek genişlikte programlar sunmalı
Sistemin gelişimini sağlayabilmek için kalite ve kalitenin geliştirilmesi esaslarını benimsemeli
Sistem kelimesi, Latince
"birleşme","oluşma","bir araya gelme" anlamını taşıyan systema‘ dan; o da Yunanca gene aynı anlamlara gelen sustema kelimesinden türemiştir.
Sistem, ortak bir amacı gerçekleştirmek veya başarmak amacıyla bir araya getirilen, ortak özellikleri olan, birbiriyle etkileşimli parçaların bütününe verilen isimdir.
İyi bir sistem, kendinden beklenen görevi en düşük maliyetle yerine getirmelidir.
Gereksiz iletişimden kaçınılmalıdır. Aksi halde bürokratik engel çoğalır, hata ihtimali yükselir ve kontrol işlemlerine daha fazla gereksinim duyulur.
Örgütlerde her bölümün kendi sorumluluklarını rasyonel ve düzenli olarak yerine getirmesi ve amaçlardan sapmaması gerekir.
Hiçbir fonksiyonun maliyeti sağladığı yarardan fazla olmamalıdır.
Birbirine bağlı ve yardımcı fonksiyonlar konum bakımından birbirine yakın olmalıdır.
Her bölüm, sorumluluğunu yerine getirebilmek için gerekli yetkiye sahip olmalıdır. Bir başka deyişle, yetki ve sorumluluk dengesi kurulmalıdır.
Bir sistem mümkün olduğu kadar esnek olmalıdır. Yönetim basamakları olabildiğince kısa ve dar
tutulmalıdır. Yetki ve sorumluluklar, politika, ilke ve kurallar ilgili
yöneticilere yazılı olarak verilmelidir. İyi bir sistem açık, anlaşılır, basit olmalı ve amaç
bütünlüğü taşımalıdır. Fiziksel çevre: İnsan-makine ilişkileri sistemin en
önemli öğesini oluşturur. Sadece üretimin teknolojik sonuçlarını düşünmek yeterli değildir. Bireyin psikolojisi de önemlidir.
Bireylerin bilgi ve beceri edinmelerini destekleyen ve onların öğrenmelerinin eğitimden çalışma/iş’e ve çalışma/iş’ten yine eğitime tanınmasını sağlayan kamu ile özel kurum ve kuruluşların planlanmış ve koordine edilmiş faaliyetler setidir.
Bakanlıklar
ÖĞRENENLER
Erken Çocukluk
Eğitim Merkezleri
Kamu ve Özel İlk ve Orta
Okullar
Üniversitelerin
Sürekli Eğitim Merkezleri
İş yerleri
Belediyeler
İşçi ve
İşveren Federasyonlar
ı
Sendikalar ve
Konfederasyon-lar
Üniversiteler
İŞKUR MYK YÖK TÜRKAK TÜİK KOSGEB Kâr Amacı Gütmeyen Kurumlar
Vakıflar Dinî
Kurumlar
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel
Müdürlüğü
Halk Eğitimi Merkezleri Mesleki Eğitim Merkezleri Pratik Kız Sanat okulları Turizm Eğitim Merkezleri Olgunlaşma Enstitüleri
Toplum Temelli
Kurumlar
Hayat Boyu Öğrenme Koordinasyon Kanunu
Hayat Boyu Öğrenme Portalı
Hayat Boyu Öğrenme Koordinasyon Merkezi ve Birimleri
Önceki Öğrenmelerin Tanınması
Gerçekleşen Faaliyetler;
Bakanlığımızın ilgili Genel Müdürlükleri ile STK temsilcilerinden;
◦ 15 çalışma grubu,
◦1 politika grubu,
◦1 koordinasyon grubu oluşturulmuştur.
Çalışma Grupları ile
◦37 toplantı yapıldı.
◦“Çalışma Grubu Raporu” hazırlanmıştır.
Taslak “Politika Belgesi” hazırlanmıştır.
Kasım-2012 tarihinde taslak kanunun hazırlanması planlanmaktadır.