58
www.yuruyus-info.org [email protected] [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 30 3 Eylül 2017 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus-info.org Adaletsizliğe Teslim Olmayacağız Nuriye ve Semih’i Alacağız! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Nuriye ve Semih Ayakta Çözüm; Faşizme Karşı Savaşta! ARMUTLU’DAN SARIGAZİ’YE, İSTANBUL’DAN ANKARA’YA ALMANYA’DAN İSVİÇRE’YE, ANADOLU’DAN AVRUPA’YA... HEPİMİZ BİRİMİZ, BİRİMİZ HEPİMİZ İÇİN AÇLIKTA DA ZULME KARŞI DİRENİŞTE DE BİR YUMRUK OLUP FAŞİZME VURANLARA SELAM OLSUN!

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

  • Upload
    others

  • View
    16

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

www.yuruyus-info.org

[email protected]

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 30

3 Eylül 2017Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

www.yuruyus-info.org

Adaletsizliğe Teslim OlmayacağızNuriye ve Semih’i Alacağız!

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Nuriye ve Semih Ayakta Çözüm; Faşizme Karşı Savaşta!

ARMUTLU’DAN SARIGAZİ’YE, İSTANBUL’DAN ANKARA’YAALMANYA’DAN İSVİÇRE’YE, ANADOLU’DAN AVRUPA’YA...

HEPİMİZ BİRİMİZ, BİRİMİZ HEPİMİZ İÇİNAÇLIKTA DA ZULME KARŞI DİRENİŞTE DE BİR YUMRUK OLUP

FAŞİZME VURANLARA SELAM OLSUN!

Page 2: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

www.yuruyus-info.org [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Elif ERSOYAdres: Bozkurt Mah. Baysungur Sok.Muratoğlu Çarşısı 14 D Şişli - İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 45

Mail: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık Sanayi Cad.

Altay Sok. No: 10 Çobançeşme /

Yenibosna / İST.

Tel: (0-212) 452 23 02

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Biz Son Direniş HattıyızKimse Yok Edemez Umudumuzu

Çünkü Bizim Silahlarımız Adalet ile Dolu!HALKIN ADALETİ İLE!

Sloganlar Kimliğimizdir Bir eylemin amacına ulaşması, doğru tespit edilmiş bir slogandan geçer.

Ama slogan meselesi, sadece eylemler meselesiyle sınırlı değildir; o sloganlar bizim bir bütün olarak dünya görüşümüzü,

stratejimizi ifade eden özellikler taşırlar. Bu anlamda diyebiliriz ki; "sloganlar siyasetlerin kimliği gibidir".

– Slogan nedir? Slogan; sözün kısa, özlü, çarpıcı olanıdır.İnsanlara herhangi bir olaya ilişkin gerçekleri

veya bizim herhangi bir konudaki politik tavrımızı,en kısa ve özlü bir biçimde anlatmak içindir.

Birkaç kelimenin gücü odur ki, yan yana geldiğinde bir gerçeği açıklar,insanları mücadeleye dahil ederler.

– Slogan 'kaba' bir şey midir? Bizden sloganlarımızı terk etmemizi isteyen burjuvaziydi.

Her türlü basın yayın araçlarından yoksun bırakılmış solun, kitlelere mesajlarını enetkili ileten araçlardı çünkü sloganlar.

Dahası, sloganlar, solun netliği, ideolojik gücüydü. Her şeyi

belirsizleştirmek, muğlaklaştırmak,

esnetmek, ılımlılaştırmak isteyen burjuvazi ve devrim kaçkınları,

sloganlara karşı çıkıyorlardı.

- Sloganlar "akılda kalıcı özellikleriyle, çarpıcılıklarıyla, kitlelerindüz metinlerle asla yakalanamayacak olan duyarlılıklarını yakalaması özellikleriyle",

mücadelenin vazgeçilmez araçlarıdırlar. Sık rastlanan eksikliklerden biri de budur;

slogan teorinin bir ifadesidir sonuçta, ama kendisi değildir. Sloganlar siyasi hareketlerin stratejilerini, taktiklerini olduğu kadar;

onların çalışma tarzını, hatta kültürlerini de gösterir. Bu anlamda diyebiliriz ki; sloganlar, siyasi hareketlerin kimliği gibidir.

Bir siyasi hareketin sadece yıllar içindeki sloganlarına bakarak,onun hiçbir teorik yazısını görmesek bile, o siyasi hareketin

neyi savunup savunmadığı hakkında asgari bir bilgi sahibi olunur.Birçok sloganın, çeşitli siyasi hareketlerle özdeşleşmesi boşuna değildir.

- Sloganların belirlenmesinde en önemli etkenlerden biri de üslubumuzdur.Neyi anlatacağımız kadar, nasıl anlatacağımız da önemlidir. Nasıl anlatacağımız,

seslendiğimiz kitleye göre değişkenlikler gösterebilir. Ama temel esaslar,halkın tüm kesimleri için değişmez. Sloganımızın, halka iletmek istediğimizi,

propagandasını yapacağımız olayı, çağrı yapacağımız politik tavrı,en kısa, özlü ve anlaşılır tarzda vermesine dikkat edilmelidir.

Page 3: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

ii ç i n d e k i l e r

insan; düzenden ideolojikkopuşu sağlamış, halkdüşmanlarına karşı sınıf kiniduyan, sınıf bilinciyle hareket

edip, örgütlü olan insandır

24 Halk Meclisleri: 14 Eylül içinseferberlik

26 Mahalleler: Bir mahalle nasılbizim olur

28 Milisler, MahalleninŞahanlarıdır: Şahanlar;Nuriyelerin, Semihlerinyanındadır

29 Sorunlar-Çözümler:Olmazcılık

30 Kamu Emekçileri Cephesi:KESK’in tarihi yalanmezarlığıdır

33 Devrimci İşçi Hareketi: İşyerlerinde cüretle işçimeclislerini kuralım

35 Okmeydanı’nda uyuşturucusatışına geçit vermeyeceğiz

36 Liseliyiz Biz: Tek bir şeyidüşüneceğiz: Örgütlenmekzorundayız

37 Gençlik Federasyonu’ndan:Her sorunun mutlaka birçözümü vardır. Çözüm biziz,çözüm örgütlenmektir

38 Ülkemizde Gençlik: Dev-Genç’liler halkının

9 Biz Diyoruz ki: Asıl olandirenmektir. Biz direneceğiz!

10 Emperyalizme ve faşizme karşısavaşta asıl olan silahlımücadeledir

12 Mehmet Güvel ile röportaj

15 Zaferi birbirimize kenetlenerekve asla pes etmeyerekkazanacağız

18 “Sana selam olsun, zincirinzulmün kar etmediği,kırbacın kar etmediği büyüktahammül”

20 Yoldaşlığımız direnişimizi,direnişimiz yoldaşlığımızıbüyütüyor

21 Bahar Kimyongür yalnızdeğildir

22 Kelimelerimiz:Emperyalizmin tamegemenliği

23 Devrimcilik AkılTamirciliğidir: Ahlaklı

4 Nuriye ve Semih ayakta, faşizmekarşı savaşta. Biz deadaletsizliğe teslimolmayacağız. Nuriye veSemih’i faşizmin elindenalacağız!

FAŞİZME KARŞIDEMOKRASİ İSTİYORUZ!

umududur, öncüsüdür!

40 Halkın Hukuk Bürosu: Hak veözgürlükler sadece yasaylasavunulmaz, yasayla korunmaz

41 Özgür Tutsaklardan: AdaletBakanlığı’na

42 Kolombiya devleti grevdeki madenişçilerini keskin nişancılarlakatledip tehdit ederken, FARCson silahlarını da BM’ye teslimetti

44 Suriye Halk Cephesinin Nuriye veSemih için BAAS Partisi MedyaSorumlusu Dr. Mehdi Dahllalahile yaptığı röportaj

46 Nuriye ve Semih’in açlığı, halkındirenişini büyütüyor

47 Nuriye ve Semih’in taleplerinisahiplenmeye, seslerini her alanataşımaya devam edeceğiz!

48 Bir aylık açlığımızla Nuriye ve

Semih’in açlığını paylaşıyoruz,direnişlerini büyütüyoruz

49 AKP faşizmi çocukları öksüz

bırakıyor. Sevgi Balcı’nın katiliAKP’dir!

50 Avrupa’daki Biz: Dünyanın heryerinden mahkemeye katılalım

53 Avrupa’da Yürüyüş:

56 Yitirdiklerimiz

58 Nuriye ve Semih’in direniş ateşi

Suriye’de de yanıyor!

Mehmet Amcamız,Küçükarmutlu da, Feridun Osmanağaoğlu Gazi Cemevi ndeNURİYE VE SEMİH İÇİNSÜRESİZ AÇLIK GREVİNDE...Mehmet Amca: 0553 169 14 78Feridun Osmanağaoğlu: 0537 815 38 09ARAYIP DİRENİŞE DESTEK OLALIM

Page 4: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Nuriye... Semih...Herkesin sustuğu yerde, faşizmin baskıla-

rıyla sinip köşesine çekildiği yerde, alanlaraçıkıp direndiler. İşleri, emekleri, onurları içindirendiler.

OHAL döneminde çıkarılan onlarca KanunHükmünde Kararnameler’in biriyle yıllarcaemek verdikleri işlerinden ihraç edildiler,açığa alındılar. Tıpkı binlerce meslektaşlarıgibi.

Talepleri çok basit ve meşruydu, işlerinegeri dönmek. Faşizm bu talepleri karşılamakyerine onları onlarca kez gözaltına aldı, işkenceyaptı ve son olarak tutukladı. Direnişi bitirmekiçin her şeyi yaptılar ama başaramadılar.Direniş büyüyerek devam ediyor.

Şimdi sadece Nuriye ve Semih değil, bin-lerce insan sokaklarda.

14 Eylül’de Nuriye ve Semih’in mahke-meleri var. Bu mahkeme faşizmin yargılayacağıdeğil, yargılandığı mahkeme olacak. Bu mah-kemede Nuriye ve Semih nezdinde tüm emek-çiler, tüm halk yargılanmak isteniyor. Bu mah-keme sadece Nuriye ve Semih’in mahkemelerideğil, hepimizin mahkemesidir. Bu mahkemeyekatılmak ve halkı mahkemeye katmak içinemek harcamak hepimizin yapması gerekendir.14 Eylül’e kadar Nuriye ve Semih’in direnişinianlatmadığımız kimse kalmamalı.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra AKP

faşizmini yasallaştırmak için OHAL ilan ettive çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnamelerile devrimci, demokrat emekçileri, akademis-yenleri, öğretmenleri, memurları işten çıkardı,açığa aldı. Nuriye Gülmen ve Semih Özakçada binlerce meslektaşları gibi açığa alınanlarınarasındaydı. Kimileri beklemeyi tercih ettiama onlar beklemedi. Haklarını savunmakiçin alanlara çıktılar ve direndiler.

Önce Nuriye Gülmen çıktı meydanlara. 9Kasım 2016 tarihinde, Ankara Yüksel cadde-sindeki İnsan Hakları Anıtı’nı bir direniş mev-zisine çevirdi. Tek başına çıktı meydana.Elinde bir döviz ile. ‘Açığa Alındım İşimiGeri İstiyorum’ yazılı bir döviz ile çıktı mey-danlara. Tek bir talebi vardı, işine geri dönmek.Meydana çıktığı her gün saldırdı AKP faşizmi.Gözaltına alındı, işkence gördü ama yılmadı.Direniş mevziisini terk etmedi Nuriye Gülmen.

“Tek başına direniş mi olur” dediler. NuriyeGülmen, olabileceğini gösterdi. Tek başınabaşladığı direnişi destekleyenler de meydanlaraçıkmaya başladı. Birken iki oldular… AcunKaradağ da, Nuriye Gülmen’in yanında direnişsaflarında yer aldı. Acun Karadağ açığa alınmışbir öğretmendi. “Öğrencilerimi geri istiyorum”talebi ile çıktı meydanlara.

Sonra Semih Özakça “gayri yeter” dedive katıldı direniş kervanına. Tarih 23 Kasım2016. Direniş hızla büyüdü. Sadece İnsan

Nuriye ve Semih AyaktaFaşizme Karşı Savaşta!

BİZ DE ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!NURİYE VE SEMİH’İ FAŞİZMİN ELİNDEN ALACAĞIZ!

FAŞİZMİ YENECEĞİZ!HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALETFAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Bu direniş öyle meşrubir direniş ki AKP’ninhiçbir yalanı direnişi bi-tiremedi. Halkın kafasınıkarıştıramadı. Kitapçık-lar yayınladılar, tutuna-madılar, destek verenleriterörist ilan ettiler, dahaçok insan sahiplendi.

Bu sahiplenmeyi 14Eylül’de görülecek olanmahkemeye taşıyalım. 14Eylül’de sadece Nuriyeve Semih değil tüm halkyargılanmak isteniyor. Bumahkemede faşizme karşıhalkın gücünü gösterelim.Bu gücü tarihsel ve siyasalhaklılığımızdan alacağız.

Bu mahkeme sadeceNuriye ve Semih’in mah-kemesi değil. Bu mahke-me tüm halkın mahke-mesidir. İşçilerin, köylü-lerin, gençliğin, emekli-lerin, akademisyenlerin,öğretmenlerin, avukatla-rın, mimarların, mühen-dislerin, gazetecilerin, kı-sacası tüm halkın mah-kemesidir. Burada yargı-lanmak istenilen tümhalktır, halkın direnendamarlarıdır. Bundan do-layı 14 Eylül’de mahke-meye katılmak ve katılımıörgütlemek hepimizingörevidir.

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET44

Page 5: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Hakları Anıtı önü değil, tüm Türkiye’dedirenenler meydanlara çıkmaya başladı.Avrupa’dan, dünyanın her yerindendestek mesajları gelmeye başladı. AKPfaşizmi saldırılarına devam etti. Onlarcakez gözaltına alındı Nuriye Gülmen,Semih Özakça ve yüzlerce destekçileri.

Günler, aylar geçiyordu. Her geçengün direniş büyüdü. AKP faşizmininsaldırganlığı da büyüdü. Basın açık-laması okumak, slogan atmak, bildiridağıtmak, imza toplamak, meydanaçıkmak, ateş yakmak, halay çekiptürkü söylemek YASAKLANDI.

Yüksel direnişi artık farklı bir boyutkazanmıştı. 11 Mart 2017 tarihindeNuriye Gülmen ve Semih Özakça ta-lepleri kabul edilene kadar açlık grevinebaşlayacaklarını duyurdular. Bu direnişile birlikte destek çok daha fazla arttı.Her gün yüzlerce insan Yüksel Cad-desi’ne akın etti. Nuriye ve Semih’esahip çıktı.

Direniş BüyüdükçeAKP FaşizmininSaldırıları da Büyüdü

Bu süreç başından beri adaletsizlikve haksızlıkla doluydu. 23 Mayıs ta-rihinde Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın tutuklanmasıyla AKP fa-şizmi gerçek yüzünü bir kez dahagöstermiş oldu. Nuriye ve Semih artıktüm halka örnek olmaya başlamıştı.Haksızlığa uğrayanlar, adaletsizliğeuğrayanlar, hakkını aramak için mey-danlara çıkıp direndiler. Direnişi biti-remeyen AKP, direnişi halkın gözüönünden kaçırmak için tutukladı Nuriyeve Semih’i.

Halk direniş mevzisini boş bırak-madı. Her gün İnsan Hakları Anıtı’ndadireniş sürdü. Her gün Nuriye ve Se-mih’in sloganları bu meydanda yan-kılanmaya devam etti.

Hapishanede de faşizmin saldırılarısürdü. Açlık grevi direnişini bitirmekiçin zorla müdahale işkencesini gün-deme getirdiler. Nuriye ve Semih zorlahastaneye kaçırıldı. Zorla müdahale

bir tedavi değil,işkenceydi. Zor-la müdahaleninamacı direnişikırmak ve dire-nenleri yaşayanölüler haline ge-tirmekti.

Bu işkenceyöntemi ile Bü-yük Direniş’te600’ün üzerindedirenişçi sakat bı-rakıldı.

Nuriye ve SemihHapishanede Direniyor,Halk DışarıdaDirenişi Büyütüyor

Bugüne kadar Nuriye ve Semih’inadını duyan herkes, kendince bu dire-nişe destek verdi. Eyleme katılarak,imza toplayarak, bildiri dağıtarak, Nu-riye ve Semih’in adını duyurarak, du-varları onların adıyla donatarak, ha-berleri paylaşarak, arkadaşlarıyla ko-nuşmalarıyla Nuriye ve Semih’in di-

renişinden bahsederek herkesin bu di-renişte emeği vardır.

Dünyanın her yerinde yüzlerce ey-lem yapıldı, destek mesajları yayın-landı. Avrupa ülkelerinde destek açlıkgrevleri yapıldı, basın açıklamaları,yürüyüşler mitingler düzenlendi, ça-dırlar açıldı vb. yüzlerce eylem dü-zenlendi. Bu eylemler hala sürmektedir.Asya’da, Ortadoğu’da Nuriye ve Se-mih’in sesi yankılandı. Direnişin ulaş-madığı kıta kalmadı.

Almanya’nın onlarca şehrinde sa-yısız eylemler yapıldı. Belçika’daLiege şehrinden Brüksel şehrine kadaryürüyüş yapıldı ve çeşitli eylemlerdevam etmekte. İngiltere’de eylemler,yürüyüşler düzenlendi, destek çadırıaçıldı. Fransa’da Nuriye ve Semih’inadını duyuran eylemler düzenlendi.Hollanda’da haftanın 3 günü merkezibir meydanda bildiri dağıtımı sürdü.Yunanistan’da birçok eylem yapıldı,destek açlık grevi için çadır açıldı. İs-viçre’de her gün Nuriye ve Semih’indirenişini destekleyen eylemler dü-zenlendi, uzun yürüyüş yapıldı, aylardırgece-gündüz açtığı çadırla direnişinsesi olmaya çalışıyorlar. Avusturya’nınen kalabalık caddelerinde stantlar açıl-dı, Nuriye ve Semih’in sesi yayıldı.

Suriye’de, Lübnan’da ve Filistin’deNuriye ve Semih’in direnişi anlatıldıve destek mesajları geldi.

Dünyanın birçok yerinden internetüzerinden süren imza kampanyasınaimzalar atıldı. Nuriye ve Semih’in di-

Kuracağımız komiteler dire-nişi halka taşımaktır, direnişihalklaştırmaktır. Herkes bugünekadar Nuriye ve Semih için birşey yapmıştır, komiteler ile ya-pabileceklerimizi çoğaltıp biradım daha öne çıkacağız. Bukomiteler bizi zafere götürecek-tir. Direnişi zafere dönüştüre-cektir. Halkların faşizme karşıdireniş tarihinde bir zafer hal-kası daha eklenecektir. ÇÜNKÜ,onlar faşizme karşı örgütlen-meyelim diye saldırıyorlar, bizde her saldırıyı örgütlenmeyedönüştürerek faşizmi canevin-den vuralım. Komitelerde ör-gütlenelim.

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

5FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 6: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

renişi dünyanın birçok dilinde dünyahalklarına ulaştı.

Türkiye’de sayısız eylem yapıldı.Demokratik kitle örgütleri açıklamalaryaptı, aydınlar destek açlık grevleriyaptı, yüzlerce insan gözaltına alındı,işkence gördü, onlarcası tutuklandı.İstanbul’dan, İzmir’den Ankara’ya yü-rüyüşler yapıldı.

Semih Özakça’nın eşi Esra Özakça,TAYAD’lı Mehmet Güvel ve FeridunOsmanağaoğlu, Avrupa’da Ayhan Yal-man ve OrhanDeniz Batasul,Nuriye ve Se-mih’in taleplerikabul edilene ka-dar açlık grevinebaşladılar. GrupYorum üyeleri,Avrupa’dan veTürkiye’den Dev-Genç’liler, HalkCepheliler açlıkgrevlerine destekolup kendi beden-lerini de açlığa ya-tırdılar. Halk Cep-hesinin çağrısı ile2000 kişi aynı günaçlık grevi yaptı,Nuriye ve Semih’in açlık grevi dire-nişini destekledi.

Ailecek bisiklet sürmek yasaklandı.Ezgi Çakır, Süleyman Gökten, 3 ya-şındaki kızları İdil ve Celal Akgün ilebirlikte Nuriye ve Semih’in sesine seskatmak için İstanbul’dan Ankara’yabisiklet sürmek istediler. Ankara’yagirişleri engellendi.

Konyaspor-Beşiktaş futbol maçında‘Nuriye ve Semih Yaşasın’ pankartınıaçan 17 kişi hakkında örgüt propa-gandası yapmaktan yakalama kararıçıkarıldı, 11 kişinin evleri basıldı vetutuklandı. Faşizm stadyumları beşiklerhaline getirmek isterken, onlar beşikleredeğil kavga alanlarına gider gibi gittilermaça. Nuriye ve Semih’in adını burayataşıdılar. Aynı maçta birçok farklı olayçıkmıştı. Sahaya giren taraftarlar, kavgaeden taraftarlar, sahaya atılan maddeler,stadyuma sokulan bıçaklar vs. Bu ko-nularda gözaltına alınanlar serbest bı-rakılırken, Nuriye ve Semih Yaşasınpankartını açan Beleştepe taraftarları

tutuklandı. Adem Kızılçay İzmir’den Ankara’ya

tek başına yürüyüşe başladı. 57 yaşındakiAdem Kızılçay, “Karınca kararınca bi-zimkisi… Binlerce insan haksız, hu-kuksuz yere işinden ekmeğinden edildi.Robot değiliz, biraz belki de bizim Ana-dolu’nun kültürü burada yatıyor. Sesoluruz, duyarlılık olur dedim. Duramadıkçıktık. Belki bir faydam olur dedim.”diyerek çıktı yola. Ankara girişinde göz-altına alınıp ev hapsi cezası verildi.

Nuriye ve Se-mih’in adını anmakyasaklandı. Nuriye,Semih diye slogan

atanlara polis saldırdı. Bunun üzerinebu slogan çok daha gür atıldı. Nuriyeve Semih’in adını yasaklamak iste-yenler kafalarını nereye çevirdilerseNuriye ve Semih’in adını gördüler,duydular.

Şimdi Tüm HalkımızınEmeğini Birleştirme veÖrgütlü Bir Hale GetirmeZamanıdır

Nuriye ve Semih’in direnişi tümhalka meşru talepler için direnmeningücünü göstermiştir. Bu direniş öylemeşru bir direniş ki AKP’nin hiçbiryalanı direnişi bitiremedi. Halkın ka-fasını karıştıramadı. Kitapçıklar ya-yınladılar, tutunamadılar, destek ve-renleri terörist ilan ettiler, daha çokinsan sahiplendi.

Bu sahiplenmeyi 14 Eylül’de gö-rülecek olan mahkemeye taşıyalım.14 Eylül’de sadece Nuriye ve Semihdeğil tüm halk yargılanmak isteniyor.

Bu mahkemede faşizme karşı halkıngücünü gösterelim. Bu gücü tarihselve siyasal haklılığımızdan alacağız.Tüm tarihsel davalarda olduğu gibiNuriye ve Semih de mahkemede yalnızolmayacak. Spartaküsler’den Bedred-dinler’e, Pir Sultan’dan Şahin Beyler’etüm direniş önderleri de orada olacaklar.Rosenbergler’den Sacco ve Vanzetti’ye,Mahirler’den Dayı’ya, faşizmin veemperyalizmin mahkemelerini onurlu

tavırlarıyla yerle bir edenlerorada olacaklar. Dilek Do-ğan’dan Hasan Ferit Gedik’efaşizmin katlettiği insanlarımızorada olacaklar. Onların gözleriüzerimizde olacak. Nuriye veSemih’e yol gösterirken bizleride bakışlarıyla sınayacaklar.

Adalet İçinMahkemede Olacağız

Nedir adalet? Adalet bu-rada sadece Nuriye ve Se-mih’in serbest bırakılmasıdeğildir. Adalet Nuriye ve

Semih’in tüm taleplerinin koşulsuz veşartsız yerine getirilmesidir. Adaletancak böyle sağlanacaktır.

14 Eylül tarihinde görülecek olanmahkeme AKP’nin kabusu haline gel-melidir. Bu mahkeme bugüne kadarkihalkın emeği ve bugünden itibarenverilecek olan emeğin karşılığı olacaktır.Binlerle mahkemede olmamız halkıngücünü gösterecektir. Nuriye ve Se-mih’in yalnız olmadığını gösterecektir.

Bunun için bugüne kadar ne yap-tıysak bugünden sonra iki katını yap-malıyız.

Mahkeme için komiteler kurmalıyız.Adalet komitelerimiz olmalı, Nuriyeve Semih komitelerimiz olmalı. Bukomiteler mahkemeye kadar çalmadıkkapı, konuşmadık insan bırakmamalı.Ne kadar çok emek harcarsak o kadarsonuç alırız, o kadar sahiplenme yara-tırız.

Bu komiteler mahkeme gününe ka-dar çağrı yapmalı ama sadece çağrıyapmakla yetinmemeli. Sadece çağrıyaparak sonuç alındığı görülmemiştir.Emek harcayacağız, sabırlı olacağız,planlı ve disiplinli çalışacağız. Ancakböyle sonuç alacağız.

Bugüne kadar komite çalışmalarına

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET6

Page 7: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

birçok örnek verebiliriz. Yüzlerce ko-mite kurduğumuzda yüzbinleri, mil-yonları alanlara toplayabildiğimizigördük. Bağımsız Türkiye konserleribuna en güzel örnektir. Herkes en ya-kınındakiyle başladı çalışmaya. Öncekendimiz ikna olduk, sonra en yakı-nımızdakileri ikna ettik, sonra hepbirlikte yüzbinleri, milyonları iknaettik ve ‘Bağımsız Türkiye’ sloganıaltında birleştirdik. Yüzlerce komitekurarak, yüzbinlerce afiş asarak, mil-yonlarca bildiri dağıtarak başardık.

Komiteler Kuralım,Yüzlerce Komite... En YakınımızdakilerleBaşlayalım

Çalışmamızı planlayalım. Kim neyapacak, kim kiminle konuşacak plan-layalım ve disiplinli olalım. Hangiaraçları kullanacağız bunları belirle-yelim. Bildiri, afiş, pankart, yazılamavb. ne varsa, aklımıza gelen ne varsakullanabiliriz. Yaratıcı olmalıyız.

Kuracağımız komiteler direnişi hal-ka taşımaktır, direnişi halklaştırmaktır.Herkes bugüne kadar Nuriye ve Semihiçin bir şey yapmıştır, komiteler ileyapabileceklerimizi çoğaltıp bir adımdaha öne çıkacağız. Bu komiteler bizizafere götürecektir. Direnişi zaferedönüştürecektir. Halkların faşizmekarşı direniş tarihinde bir zafer halkasıdaha eklenecektir.

ÇÜNKÜ, onlar faşizme karşı ör-gütlenmeyelim diye saldırıyorlar, bizde her saldırıyı örgütlenmeye dönüş-türerek faşizmi canevinden vuralım.Komitelerde örgütlenelim.

Başta kendimiz ikna olacağız dedik.Bu mahkemenin anlamını başta ken-dimiz kavrayacağız, neden orada ol-mamız gerektiğini bileceğiz. Biz ina-nırsak, biz ikna olmuşsak ancak baş-kalarını ikna edip mahkemeye getire-biliriz.

Ülkemizin dört bir yanından mah-kemeye akın etmeliyiz. Önümüze bir-

çok engel çıkabilir ama biz yola çıka-cağız. Nuriye ve Semih’i sahiplene-ceğiz. 14 Eylül’de ülkenin her bir ya-nında Nuriye ve Semih’in adı duyul-malı. Bulunduğumuz her yerde faşizmiyargılamalıyız.

Avrupa’dan ülkeye mahkeme içinheyetler göndermeliyiz. Gelemeyenlerbulundukları yerlerde komiteler kurupmahkeme günü mutlaka alanlarda ol-malı. Bugün Avrupa’nın birçok şehrineNuriye ve Semih için açılmış çadırlarvar. Bu çadırlarımız mahkeme günümiting alanlarımız olabilir, buradamahkeme ile canlı bağlantıdan olanlarıtakip edebiliriz. Konsolosluklar, elçi-likler önünde faşizmi teşhir etmeliyiz.

Bu mahkeme sadece Nuriye ve Se-mih’in mahkemesi değil. Bu mahkemetüm halkın mahkemesidir. İşçilerin,köylülerin, gençliğin, emeklilerin, aka-demisyenlerin, öğretmenlerin, avukat-ların, mimarların, mühendislerin, ga-zetecilerin, kısacası tüm halkın mah-kemesidir. Burada yargılanmak iste-nilen tüm halktır, halkın direnen da-marlarıdır. Bundan dolayı 14 Eylül’demahkemeye katılmak ve katılımı ör-gütlemek hepimizin görevidir. 14 Ey-lül’de yargılayan olacağız, mahkemegününü zafer gününe dönüştüreceğiz.

Sonuç olarak:1- Bu direniş kararlılığı, haklılığı,

meşruluğu, öncülüğü ile tarihsel birdireniştir. Hiç kimsenin haklılığı ko-nusunda tereddüt göstermediği bir di-reniştir.

2- Bu haklılığı nedeniyle bugünekadar AKP faşizmi onlarca yalan, de-magojiye başvursa da kimsenin kafasınıkarıştıramadı, kimsenin aklını çelemedi.Sadece ülkemize değil dünyaya mal

Tüm tarihsel davalarda olduğugibi Nuriye ve Semih de mahke-mede yalnız olmayacak. Sparta-küsler’den Bedreddinler’e, Pir Sul-tan’dan Şahin Beyler’e tüm direnişönderleri de orada olacaklar. Ro-senbergler’den Sacco ve Vanzetti’ye,Mahirler’den Dayı’ya, faşizmin veemperyalizmin mahkemelerinionurlu tavırlarıyla yerle bir edenlerorada olacaklar. Dilek Doğan’danHasan Ferit Gedik’e faşizmin kat-lettiği insanlarımız orada olacaklar.Onların gözleri üzerimizde olacak.Nuriye ve Semih’e yol gösterirkenbizleri de bakışlarıyla sınayacaklar.

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

7FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 8: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

olan, haklılığını dünyaya kabul ettirenbir direnişe döndü.

3- Her insan kendince bir şeylerkattı bu direnişe, ülkemizden dünyayabir direniş hattı yaratıldı.

4- Bu mahkeme şimdi bütünemeklerimizin, alınterimizin, sevin-cimizin, umudumuzun birikimini or-taya koyacağımız bir meydan olacak.Bu mahkemeyi emeklerimizin so-nucunu gördüğümüz bir yere dön-üştürmeliyiz.

5- Onları zulmün elinden çekipalmak için dişimizle, tırmağımızlakazmalıyız engelleri. Onların talep-lerinin yerine getirilmesi için gecemizigündüzümüze katmalıyız.

6- Nuriye ve Semih’in TalepleriKabul Edilsin komiteleri kurmalıyız.En yakınımızdakiyle kurmalıyız ko-miteleri. AKP örgütlenmeyelim diye

Nuriye ve Semih’i öldürmek istiyor,

biz ise örgütlenerek Nuriye ve Semih’i

YAŞATALIM!

Halkın Mühendis Mimarları(HMM), 26 Ağustos’ta halk için mü-hendislik yaptığı için tutsak edilenOlcay Abalay’ın bulunduğu Tekirdağ2 No’lu T Tipi Hapishanesi önündebasın açıklaması yaptılar. Açıklamadevam ederken, jandarma çekim yapanhalkın mühendislerinden bir kişiyi en-gellemeye, telefonunu almaya çalıştı.Aynı zamanda ozaliti ve açıklamametnini yırttı. Tüm engellemelere rağ-men basın açıklaması sloganlarla ta-mamlandı. Yapılan açıklamada kısacaşu sözlere yer verildi;

“Halkın Mühendis Mimarları’ndanve aynı zamanda Makine MühendisleriOdası İstanbul Şubesi üyesi OlcayAbalay, 12 Mart akşamı su türbiniprojesinin tanıtımı için gittiği Der-sim’den dönerken Pertek ilçesinde“ifade eksiğin var” denilerek gözaltınaalınmış, 5 gün gözaltında tutulduktansonra da 17 Mart’ta mahkemeye çı-karılıp tutuklanmıştır.

Olcay Abalay’ın tutuklanma ge-rekçesi olarak halk için mühendislikçalışmalarında yer alması gösterilmiştir.Olcay Abalay’ın Armutlu’da kentseldönüşüm saldırılarına karşı halkı bil-gilendirmesi, inşaatı devam eden vemühendisliğini yaptığı Cemevi veKültür Merkezi’nin gelir ve giderlerini

takip etmesi, halkın elektrik sorununakarşı su türbini ve rüzgar türbini yap-ması, gıda tekellerine karşı insanları-mızın daha sağlıklı beslenmesi vekendi gıdasını kendi üretebilmesi içinHalk Bahçesi kurması suç sayılmıştır.Yani halkın, haklının yanında olan,adaletsizliğe karşı en demokratik hak-kını kullanan, mesleğini halk içinyapan Olcay Abalay hiçbir somut delilolmadan hukuksuzca tutuklanmıştır.

Olcay Abalay, sevk edildiği Silivri6 No’lu L Tipi Hapishanesi’nde süreklibaskılarla, yasaklamalarla, hak gasplarıile karşılaşmıştır. Yayın yasaklarını,keyfi aramaları, görüşçü yasaklarınıve diğer keyfi uygulamaları protestoettiği için işkence görmüş, elleri veayaklarından kelepçelenerek süngerliodaya atılmış, ardından da tek kişilikhücreye konmuştur.

Bu saldırıların ve işkencelerin ar-dından süresiz açlık grevine başlayanOlcay Abalay, açlık grevinin 11. gü-nünde Tekirdağ 2 No’lu T Tipi Ha-pishanesi’ne sevk edilmesinin ve gaspedilen haklarını kazanmasının ardındanaçlık grevini sonlandırmıştır.

Faşizm, herkesin, hepimizin yap-maktan onur duyacağı halk için mü-hendislik çalışmalarını suç olarak gös-termektedir. Bu adaletsizliğe izin ver-

meyeceğiz. Yoldaşımız, halkın mü-hendisi Olcay Abalay’ı faşizmin zin-danlarından alacağız!

Haksız yere tutuklanan Olcay iledayanışmak için herkesi 12 Eylülgünü Çağlayan Adliyesi’ne çağırıyo-ruz.”

Silivri Hapishane İdaresiİşkenceciliğine Devam Ediyor!“Biz Tutsak Aileleri OlarakO Hapishaneyi BaşınızaYıkmasını Biliriz!”

Silivri Hapishanesi’nde 26 Ağustosakşamı saat 22.00 - 23.00 saatleri ara-sında, birçok gardiyan iki ayrı hücreyegüya hücre araması adı altında hırsızgibi girmiş ve o saatte aramayı kabuletmeyen Özgür Tutsaklara azgın kö-pekler gibi saldırmışlardır. SaldırıdaYürüyüş dergisi çalışanı Tahsin Sa-ğaltıcı’nın kolu ve dişi kırılmış, ÖzgürTutsak Şerif Turunç da saldırılardanağır darbeler almıştır. Konuyla ilgili29 Ağustos’ta kısa bir açıklama yapanTAYAD kısaca şu sözlere yer verdi;“… Hapishane idaresini uyarıyoruz.Evlatlarımızın üzerinden o kanlı elle-rinizi çekin yoksa biz o işkenceci kol-larınızı kırmasını biliriz. Ne sırtınızıdayadığınız efendileriniz, ne deOHAL’iniz hiçbir şey sizi kurtaramazo zaman. İnsanlık Onuru İşkenceyiYenecek! Özgür Tutsaklar Onurumuz-dur!”

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET8

HMM: Halk İçin Mühendislik Yapmak Suç Değildir!"Halkımızı, Mühendis meslekdaşlarımızı,12 Eylül günü Çağlayan Adliyesi’ne çağırıyoruz!"

Page 9: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

�� Biz diyoruz ki; sınıflar savaşı iki iradenin çarpışması, birinin diğerine üstünlüğünü kabulettirmesi mücadelesidir. Kurtuluş mücadelelerinde mahkemeler iki iradenin en çıplak haliyleçarpıştığı bir alandır. Sonuç, ezen sınıfın ezileni mahkum etmesi de olsa, mahkum olan halklardeğil, onu hapsetmeye çalışan egemenlerdir. Çünkü tarihsel ve siyasal olarak haklı olan direnenlerdirve bu haklılığı yeryüzünde hiçbir mahkeme mahkum edemez.

� Biz diyoruz ki; direnenler hapishanelerde teslim alınmak istenir, bunun halka yansıdığıalanlar ise mahkemelerdir. Mahkemeler direnişin mi, teslimiyetin mi sahneleri olacaktır, bunubelirleyen ise tutsakların ideolojisidir. Parti-Cephe tutsakları Marksist-Leninist ideolojileri iletarihleri boyunca mahkemeleri devrimin kürsülerine çevirmişlerdir.

� Biz diyoruz ki; faşizm ve emperyalizm mahkemelerin halkı teslim almakta önemli bir araçolduğunu bildiğinden mahkemeler boyunca her anı tutsaklar üzerinde baskı aracına dönüştürür.Devrimci tutsaklar da bunu bilir ve hiçbir yaptırımı kabul etmez. Direnirler.

� Biz diyoruz ki; mahkemelerde tutsakları sahiplenmek irade savaşındaki en önemli güçlerdenbiridir. Mahkeme salonuna alınmasa dahi ailesinin, yoldaşlarının, halkın sahiplenmesi iradesavaşını kimin kazanacağında belirleyicidir. Tarihimiz yıllarca girilemeyen ama ısrarla kapısınagidilen, gözaltına alınılan örneklerle doludur. TAYAD bu konuda bir tarih yazmıştır.

� Biz diyoruz ki; mahkemelerde geçerli olan yasalar değil faşizmin keyfiyetidir. Bu keyfiyetkarşısında tarihsel ve siyasal haklılıkla dimdik olmak yenilmemektir. Ne onlarca yıl hapislikler, neidam kararları, ne müebbet kararları bu gerçeği değiştirmez. Dimdik ayakta kalanlar mahkemedede, tarihte de zaferi kazanırlar.

� Biz diyoruz ki; mahkemelere katılmak ülkemizde bir gelenektir. Eğer ortada yüz kızartıcı bir suçyoksa halkımız mahkemeye katılımı bir görev sayar. Biz de halkın bu geleneğini devrimci tarzdaörgütleyip faşizmin karşısına dikiyoruz. Hasan Ferit Gedik mahkemesi, Engin Çeber mahkemesi, DilekDoğan, Berkin Elvan...Ve onlarca katliam davası faşizmin mahkemelerinde adalet arayışı değil, halkınkatillerden hesap sormasıdır. Bizim için mahkemeler halkın hesap sorma kürsüleridir.

� Biz diyoruz ki; bugüne kadar onlarca davada onlarca kez gözaltına alındı yoldaşlarımız,duruşma salonlarının içine bile giremedi. Ama ısrarla o mahkeme önlerine gitmekten, ısrarlapankart açmaktan, slogan atmaktan, mahkemeyi bir eylem alanına dönüştürüp oturma eylemiyapmaktan geri durmadık. Çünkü mahkemeler faşizmin baskı aracıdır, hukuk kılıfı altında zulmüve saldırısıdır. Onlar saldırdıkça biz direneceğiz, direniyoruz.

� Biz diyoruz ki; mahkemeler düşmanı daha iyi tanımayı ve ona göre tavır geliştirmeyi sağlar.Düşman ısrarla “sus” der. Israrla konuşulur. Mücadele, sosyalizm, halkın yaşadığı açlık, adaletsizlikanlatılır. Adaletin mahkeme salonlarında sağlanamayacağı gösterilir. Orası sadece bir mahkeme salonudeğildir. Aynı zamanda düzenin teşhir edildiği, alternatifin sosyalizm olduğunun gösterildiği yerlerdir.

� Biz diyoruz ki; mahkemeler meşruluğun savunulduğu mevzilerdir. Direnmek meşrudur.Düzenin çizdiği sınırlara hapsolmaz özgür tutsak. Asıl suçlu emperyalizm, faşizmdir. Çekilenbütün acıların, zulmün sorumlusu onlardır. Hesap verecek birisi varsa yine onlardır. Bizim içinmahkemeler değerlerimizi direnerek savunduğumuz yerlerdir. Bu değerleri Dayı'dan, şehitlerimizdenöğrenerek geldik bugüne.

� Biz diyoruz ki; sınıflar mücadelesi oldukça mahkemeler de olacaktır. Bu nedenle hapisliğide sınıflar mücadelesi gibi doğal görüyoruz. Asıl olan direnmektir. Zulüm karşısında direnmediğinizdesizi yok eder. Karşısında direnirseniz, zulüm büyük yara alacaktır. Biz, direneceğiz!

Biz diyoruz ki;� ASIL OLAN DİRENMEKTİRBİZ DİRENECEĞİZ!

9

Page 10: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Emperyalizmin egemen olduğuve faşizmin hüküm sürdüğü bir ülkedeyaşıyor ve savaşıyoruz. Evet bir savaşiçerisindeyiz. Her türlü örgütlenmeyi,her türlü olanağı savaşımızı büyütmekiçin örgütlüyoruz. Çünkü, savaşmadaniktidar ele geçirilemeyeceği gibi, hiçbir demokratik hakkın korunması damümkün değildir. Bunun maddi ko-şulu, ülkemizde emperyalizmin iş-birlikçisi oligarşinin şiddeti yani fa-şizmdir.

Bugün AKP iktidarının ilan ettiğiOHAL ile bir kez daha çok net birbiçimde ortaya çıkmıştır ki; FAŞİZMKOŞULLARINDA HİÇ BİR HAK-KIN KALICILIĞI YOKTUR. Bugündirenişlerle elde edilen bir hak yarınbir yasayla, KHK ile gasp edilebilir.Elbetteki bu demokratik mücadeledenvazgeçilmeli anlamına gelmez. Tamtersine demokratik mücadelenin hangitemelde yürütülmesi ve neye hizmetetmesi gerektiğini, hangi mücadelebiçiminin temel olması gerektiğinibelirler.

Temel Mücadele SilahlıMücadeledir. KurtuluşunYolu Silahlı Mücadeleden Geçer !Çünkü İktidar Savaşarak Elde Edilir!

Emperyalizmin yeni sömürgesiolan ve sömürge tipi faşizm ile yö-netilen ülkemizde, devrimin temelmücadele biçimi silahlı mücadeledir,illegal örgütlenmedir. Diğer tüm mü-cadele biçimeleri silahlı mücadeleyehizmet etmek zorundadır. Çünkü;

1-SİLAHLI MÜCADELE OLİ-GARŞİK İKTİDARA SON VERE-BİLMEK İÇİN ZORUNLUDUR.

2-SİLAHLI MÜCADELEYLEBÜTÜNLEŞMEYEN DEMOKRA-TİK MÜCADELENİN, FAŞİZMİNSALDIRILARINA KARŞI DİRENE-BİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.

Aslında temel mesele iktidar me-selesidir. İktidarı hedeflemeyen hertürlü düşünce düzeniçidir ve elbettekidüzeniçi olan düşünce silahlı müca-deleden de öbek öbek kaçacak, uz-

laşmacılığını ve düzeniçiliğini, “de-mokratik mücadele” söylemleriylekapatacaktır. Oysa bugün AKP’ninsaldırılarıyla birlikte ortaya çıkmıştırki; silahlı mücadeleden kaçanlar de-mokratik mücadele yürütemezler.

Devrimciler her sorunu iktidarperspektifiyle ve sınıflar gerçeğiylebirlikte ele alırlar. Böyle olduğundasilahlı mücadeleden kaçmak, sınıfgerçeklerinden, devrimden kaçmakolur. Elbetteki bu durumda, faşizmekarşı demokratik bir mevzi savaşımıda yürütülemez. En başta yürütülecekdemokratik mücadele devrimci an-layıştan yoksun olduğu için, oligar-şinin sınırlarının dışına çıkamaz.

Oysa demokratik mücadeleninesası, kitlelerin devrim için örgüt-lenmesinin bir aracı olmasıdır. Yoksadevrimciler düzeniçi iyileştirmelerdenmedet ummazlar. Bu nedenle de de-mokratik alandaki kurumlarımızı birmevzi haline getirmişizdir.

Unutulmaması gereken bir yanda şudur ki; faşizmin saldırıları kar-şısında kalıcılığı olabilecek, faşizminşiddetine karşı şiddetle karşı vererek,

faşizmin halk kitlelerini apolitize et-mesini engelleyecek, halk kitlelerindemoral ve motivasyon yaratabilecek,diğer tüm alanlardaki yenilgiyi zaferedönüştürebilecek etkiyi sadece vesadece silahlı mücadele yaratabilir.

Faşizmden hesap soran, halkakarşı işlediği suçların cezasız kal-mayacağını gösteren, en güvenliklisaraylarına dahi girilebileceğini gös-teren bir silahlı mücadele pratiği,oligarşinin, direnişlerle kazanılan de-mokratik hakları gasp etmesine engelolur. 1990’lı yıllar buna örnektir. İşçive kamu emekçileri alanında, gece-kondularda başta sendika hakkı vebarınma hakkı olmak üzere pek çokhak, esas olarak Cephe’nin silahlımücadele pratiği ve buna bağlı olarakörgütlenen demokratik mücadele so-nucunda kazanılmıştır.

Demokratik mücadele anlamındaen zengin örneklerin yaşandığı hertür yöntemin hayata geçirildiği birörnektir Berkin Elvan için yürütülenkampanya. Ancak adalet talebi mil-yonların özlemi olan bu talep birsavcının rehin alınması ve cezalan-dırılmasıyla gasp edilen adalet hak-kımızın tartıştırılmasını çok daha bü-yük kesimlere yaymıştır. Öyle ki, bueylemin etkileri sadece ülke içindedeğil, ülke dışında da pek çok kesimeyayılmış, sempatisini ve desteğinikazanmıştır. Öte yandan bu eylem,silahlı mücadele ile demokratik mü-cadelenin aynı hedefte nasıl birleşmesigerektiği konusunda da önemli birörnektir.

Yine Ümraniye Hapishanesi Kat-liamı sonrasında Sabancı Center bas-kını eylemi de, silahlı mücadeleninbu konudaki önemini ortaya çıkaranve tarihsel iz bırakan eylemlerdendir.Oligarşinin devrimci tutsakları teslimalmaya yönelik saldırılarına ve kat-liamına verilen en büyük cevaptır.Bu eylemle, devrimcilere ve halkakarşı uygulanan politikaların baş so-rumluları cezalandırılarak, oligarşininsaldırılarına cevapsız kalınmayacağıgösterilmekle kalmamış, halk kitle-lerine sömürünün ve zulmün esaskaynağı gösterilmiş, büyük bir sem-pati ortaya çıkarılmıştır.

Emperyalizmin ve işbir-likçisi oligarşinin sömürü vezulmüne karşı tarihsel ve si-yasal haklılığımız silahlı mü-cadelenin meşruluğudur. Si-lahlı mücadeleyi bu haklılıkve meşrulukla yürütürüz. Yineaynı haklılık ve meşruluklatüm demokratik mevzileri si-lahlı mücadelenin parçası,onu büyüten bir aracı halinedünüştürürüz. Çünkü biz ik-tidarı istiyoruz, halkların üze-rindeki emperyalist sömürüyüve oligarşinin şiddetini son-landırmak istiyoruz. Bununyolu devrimdir. Devrim birşiddet hareketidir, sınıflar sa-vaşımıdır. Silahlı mücadeledenkaçmak, sınıf savaşımındankaçmak, devrimden kaçmak-tır.

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET10

EMPERYALİZME ve OLİGARŞİYE KARŞI SAVAŞTA ASIL OLAN SİLAHLI MÜCADELEDİR, ÇÜNKÜ İKTİDARIN YOLU SİLAHLI MÜCADELEDEN GEÇER

Page 11: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Silahlı mücadelenin temel müca-dele biçimi olması ve demokratikmücadelenin silahlı mücadeleye tabiolması, bir tercih değil, bilimsel birzorunluluktur.

Tercihler, farklı seçenekler ara-sında yapılabilirler. Oysa devrim içinfarklı seçenekler yoktur. Burjuvazininikidarını yıkmanın tek yolu devrimcişiddet, silahlı mücadeledir. Bunundışında yol aramak devrimden kaç-maktır. “Emperyalizmin işgali altın-daki ülkelerdeki bütün revisyonistve oportünist fraksiyonlara göre silahlısavaş teknik bir meseledir, taktik birmeseledir. Esas olan yığınların bi-linçlenmesi ve silahlı savaş içinsosyal ve psikolojik şartların hazır-lanması ve yaratılmasıdır. Oysa silahlımücadelenin objektif şartları, em-peryalizmin işgalinden dolayı herdönem vardır.

Silahlı mücadele için objektif şart-ların var olduğu durumlarda yığınlarıbilinçlendirme ve örgütleme ile silahlısavaşı bu şekilde ayırmak her çeşitoportünizmin ve pasifizmin evrenselkarakteridir.” (Mahir Çayan Bütün

Yazılar)

Mahir Çayan şunu belirtir ki, em-peryalizmin işgalinin olduğu bir ül-kede silahlı mücadelenin koşullarımevcuttur. Silahlı mücadelenin ko-şullarının mevcut hale gelmesi, onunzorunlu olmasını doğurur. Neden?

Çünkü; maddi şartları var olan de-mek, materyalist bilime uygun olandemektir, gerçekçi olan. İşte zorunluluktam da burada ortaya çıkar. Gerçeğeuygun olanı, somut duruma uygunolanı yapmak, gelişmenin, hedefe var-manın zorunluluğudur.

Zorunlu olan temel olandır. Silahlımücadele hem zorunlu ve hem detemel olandır.

Tüm bu nedenler ışığında değer-lendirdiğimizde ortaya çıkan gerçek-lik, silahlı mücadelenin temel, eko-nomik demokratik mücadelenin ise,silahlı mücadeleyi besleyen bir niteliktaşımasının zorunluluğudur.

Silahlı Mücadele Meşrudur,Meşruluğun Zeminini Haklılığımız Yaratır

Biz elbetteki demokratik müca-deleyi sonuna kadar yürütürüz. Çünkübiz faşizmin iktidarını yıkacağız vedemokratik halk iktidarını kuracağız.Demokratik mevzilerimizi siperleri-mize dönüştürürüz, oralarda mevzi-lenir ve sonuna kadar direniriz. De-mokratik mevzilerimiz bizim haklı-lığımızdır, meşruluğumuzdur. Bununkaynağında ise, emperyalizmin veişbirlikçilerinin sömürü ve zulmünekarşı yürüttüğümüz mücadele vardır.Tarihsel olarak, siyasal olarak, eko-nomik olarak haklı ve meşru olanbiziz. Silahlı mücadelenin meşruluğubu haklılığa dayanır.

Tarihsel olarak haklılığımız; İlkkurşunu burjuvazinin sıkmış olması,bizim olanlara zorla el koyması, şid-deti başlatması, bize ise haklarımızıelde etmek için şiddetten başka yolbırakmamış olmasıdır.

Siyasal haklılığımız; yozlaşmışve çürümüş olan kapitalist toplumakarşı, yeni, ileri, halklar için adaleti,sömürüsüz bir hayatı, bir avuç bur-juvazinin egemenliğine karşı halklarınegemenliğini savunuyor oluşumuzdur.

Ekonomik olarak haklılığımız; Em-peryalist tekellerin halklar üzerindekisömürüsüne, halkların yoksulluğuna,açlığına son verecek olmamızdır.

Emperyalizmin ve işbirlikçisi oli-garşinin sömürü ve zulmüne karşıtarihsel ve siyasal haklılığımız silahlımücadelenin de meşruluğudur. Silahlımücadeleyi bu haklılık ve meşruluklayürütürüz. Yine aynı haklılık ve meş-rulukla tüm demokratik mevzilerisilahlı mücadelenin parçası, onu bü-yüten bir aracı haline dünüştürürüz.Çünkü biz iktidarı istiyoruz, halklarınüzerindeki emperyalist sömürüyü veoligarşinin şiddetini sonlandırmakistiyoruz. Bunun yolu devrimdir.Devrim bir şiddet hareketidir, sınıflarsavaşımıdır. Silahlı mücadeleden kaç-mak, sınıf savaşımından kaçmak,devrimden kaçmaktır.

Sonuç olarak;

1-Silahlı mücadele iktidar müca-delesinde temel mücadele biçimidir.Silahlı mücadelenin temel mücadelebiçimi olması bir tercih değil, em-peryalizmin ve oligarşinin şiddetindenkaynaklı olarak bir zorunluluktur.

2-Silahlı mücadele demokratikmevzilerin yaşam kaynağıdır ve de-mokratik mücadele silahlı mücadeleyibüyütmeye hizmet etmek zorundadır.

3-Silahlı mücadelenin meşruluğutarihsel ve siyasal haklılıktır.

4-Silahlı mücadele, faşizmin halkkitleleri üzerinde yaratmak istediğiapolitikleşmeyi ve demoralizasyonukırmanın tek yoludur.

5-Silahlı mücadeleye hizmet et-meyen anlayış düzeniçidir, iktidarperspektifinden ve sınıf savaşımıgerçeğinden yoksundur.

Mahir Çayan şunu belirtirki, emperyalizmin işgalininolduğu bir ülkede silahlı mü-cadelenin koşulları mevcut-tur. Silahlı mücadelenin ko-şullarının mevcut hale gel-mesi, onun zorunlu olmasınıdoğurur. Neden?

Çünkü; maddi şartlarıvar olan demek, materyalistbilime uygun olan demektir.Gerçekçi olan. İşte zorun-luluk tam da burada ortayaçıkar. Gerçeğe uygun olanı,somut duruma uygun olanıyapmak, gelişmenin, hedefevarmanın zorunluluğudur.

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

11FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 12: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Yürüyüş: Siz 1996 yılında özgürtutsaklara yönelik hücre saldırısınakarşı gerçekleştirilen Ölüm Orucudirenişinde yer aldınız. 69 gün hücrehücre direndiniz… Yanıbaşınızda yol-daşlarınızı şehit verdiniz. Bu direnişte12 şehit verildi. 69 gün beyinlerisarstınız, faşizmi sarstınız ve zaferkazandınız. Sizden önce 1984 yılındabir direniş gerçekleşmişti. Üç Dev-rimci Sol, bir de TİKB tutsağı bu di-renişte şehit düşmüştü. Sizden sonraise yani 2000 Büyük Direnişinde yineÖlüm Orucu’nda tam 122 şehit ve-rildi. Yani sizin de direnişin ve zaferinbir parçası olduğunuz, en ön cephede1. Ölüm Orucu Ekibi olarak vuruş-tuğunuz 1996 Ölüm Orucu bir köprügibi geçmişi geleceğe bağladı. Bizeöncelikle 1996 direnişini, neler ya-şadığınızı, neler öğrendiğinizi anlatırmısınız?

Mehmet Güvel: Sorduğunuz so-ruda da görüldüğü gibi faşizmin ol-duğu bir ülkede hep baskı işkenceile bir arada yüründü. Bir arada yü-rünen bir mekan oldu ve 84’te yol-daşlarımız ve özgür tutsaklarla vediğer yoldaşlarıyla, siper yoldaşlarıylaberaber tek tip elbiseye karşı bir di-reniş gerçekleştirdi ve 84 gün sürenbu ölüm orucu sonrası Apo, Fatih,Hasan, Haydar bu direnişte şehit ol-dular. Onun arkasından tabi ki bizlerde onlardan öğrendiğimiz hapisha-nelerdeki direnişin bir parçası olmayadevam ettik. Dışarda anti-demokratik,hukuksuz, adaletsiz bir olay başladığızaman mutlaka ve mutlaka hapisha-nelerden de buna tepki koyarız. Ha-pishanelerde yapılan bu direnişler indışarıyı da etkilediğini görüyor vebiliyoruz ve insanları mücadeleyeçağırması bakımından da çok iyi bireylem oluyor. 1996 yılına geldiği-mizde artık tutsakların bu direnişlerineson verebilmek onları tamamen tecritedebilmek için çeşitli projeler hazır-landı. Bu projeler içerisinde tutsakları

tek tek veya küçük gruplar halindetutarak onları teslim alacaklarını, buteslim alma doğrultusunda da halkıteslim alacaklarının programı yapı-lıyordu. Bizler de bu bilinçle EskişehirCezaevi’nde daha önce de açılmayaçalışılmıştı, yıllar önce de açılmayaçalışılmıştı ve TAYAD olarak bu di-renişin başında yer aldık, oranın açıl-masını durdurmuştuk. Yeniden buyeri açmaya başladılar ve oraya bizimyoldaşlarımızı 14 kişi kadar hatırla-dığım kadarıyla oraya aldılar ve bun-ların F tipi cezaevlerinin bir başlan-gıcı olduğunu bildiğimizden de bunakarşı bir direniş gerçekleştirmemizlazımdı.

Kapsamlı bir saldırı başlamasınagöre bizim de çok kapsamlı ve etki-leyici bir direniş yapmamız gerekirdi.Ancak ölüm orucuyla bunu boşa çı-kartabileceğimizi düşündük. Aynı za-manda 96 yılına geldiğimizde ha-pishanelerde devrimci tutsakları gö-rüşçüsüz bırakmak için görüşe gelenailelerimizi çıkışlarda gözaltına alı-

yorlar, siyasi şubeye terörle mücadeleşubesine götürüyorlar ve orada onlarabaskılar yaparak bir daha görüşe gel-memelerini sağlamaya çalışıyorlardı.Biz buna karşı direnişin talepleri ola-rak Eskişehir tabutluk hücresinin ka-patılması ve yoldaşlarımızın İstan-bul’daki hapishanelere getirilmesitalebi ve ailelerimize görüşte gözaltınaalınmaması ve onların taciz edilme-mesi baş talepleriyle ölüm orucunabaşladık. Ve 96 direnişinde sol ör-gütlerle de konuşarak buna karşı birölüm orucu kararı aldık. Bu ölümorucunda ben de gönüllü oldum ve1. ekipte seçildim. 69 gün süren budireniş sonunda 12 yoldaşımızı şehitverdik.

Yürüyüş: Nuriye ve Semih, siz1996 yılında ölüm orucunda dire-nirken ya çok genç ya da çocuk de-nilecek yaştaydılar. Sizi izlediler, duy-dular belki, belki de duymadılar.Ama en azından tarihe mal olmuşdirenişinizi öğrendiler. Ve ülkemizdeadalet mücadelesinde bir hak aramayöntemi olarak çok büyük bir değerkazanmış açlık grevi ile AKP faşiz-mine karşı direnişe geçtiler. Adaleteaçtılar ve adalet için açlığa yattılar.Siz de bundan 64 gün önce onlarındirenişi kazansın diye, onlara destekolmak için süresiz açlık grevine baş-ladınız. Onlar sizi takip ederek, siz-lerden öğrenerek başladılar direnişe.Ve şimdi siz onların ardına düştünüzyürüyorsunuz... Bize sizi bu kararagötüren duygu ve düşünceleri anla-tabilir misiniz?

Mehmet Güvel: Nuriye ve Semihhakikaten kanun hükmündeki karar-namelere rağmen her şeyi göze alarakişimiz, ekmeğimiz, onurumuz içindediler. Böyle haklı bir talep ile “işi-mizi geri istiyoruz” talebi ile oturmaeylemini başlattılar. Böylesi bir sü-reçte böyle bir eylemi başlatmak bü-yük bir kahramanlıktı, büyük bir ce-saretti. Nuriye ve Semih bu direnişiyle

Nuriye Ve Semih’in Açlık Grevine Destek İçin Süresiz Açlık Grevi Yapan Mehmet Güvel:“BUNUN SONUCU BELKİ DEDİĞİM GİBİ ÖLÜM OLABİLİR. AMA İÇİM O KADAR RAHAT KİBENDEN SONRA BU YER BOŞ KALMAYACAK, BUNU BİLİYORUM.”

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET112

Röportaj

Page 13: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

bütün Türkiye’ye, bütün dünyayagösterdi ki her ne şartlarda olursaolsun direnme hakkımızı elimizdenalamazlar, “direnmek hakkımızdır’’dediler ve bütün bedeli göze alarakorada oturdular ve yaydıkları ışıkbütün ülkeyi sardı. Bırakalım bütünülkeyi, bütün dünyayı sardı. Bununhaklı mücadelesi karşısında kimsesessiz kalamazdı. Nuriye ve Semih’işahsi olarak tanımam. Belki çeşitlisempozyumlarda görmüş olabilirim.Ama onların açtığı o yolda mutlakabir şey yapmamız gerekir düşüncesioluştu. Yaptığımız bu şeyin de dahafazla insanı etkilemesi, daha fazlainsanı harekete geçirmesi yönündeolması gerektiğini düşündük. Böyleceonların açtığı ışıkla ben de süresizaçlık grevi yapma kararı aldım.

Bunun sonucu ne olursa olsunsonuna kadar onların haklılığı kabuledilip işlerine dönene kadar devamettireceğim sözünü burada, Armut-lu’da yaptığımız toplantıda verdim.Herkesin önünde sonuna kadar gö-türeceğimin andını içerek bu direnişebaşladım. Bunun sonucu belki dedi-ğim gibi ölüm olabilir. Ama içim okadar rahat ki benden sonra bu yerboş kalmayacak, bunu biliyorum.Benden sonra bu yeri dolduracakyüzlerce insan sırada bundan eminimve mutlaka Nuriye ve Semih zaferikazanacak. Bundan da eminim. Obakımdan hiçbir tereddütüm yok,

ödeyeceğim bedellerle ilgili. Hapis-miş, ölümmüş, gözaltıymış, bunlarınhiçbirinin bana aksi bir etkisi olmuyor.Aynı zaman da bu durum beni dahada güçlendiriyor. Daha da ileriye ta-şıyor, daha büyük moral veriyor. Yol-daşlarımız zaten şunu demişti birönder yoldaşımız “yoldaşlar biziaşın’’ bu söz bütün insanlara bütüno yapıya o insana değer veren tüminsanlar tarafından yerine getirildi.İşte Nuriye ve Semih “yoldaşlar biziaşın’’ sözü doğrultusunda götürdü.Ben de o sözü daha da büyüterekdaha da ileriye atarak yoldaşlarımızıaşıncaya kadar daha da ileriye gö-türmeyi bir görev kabul ediyor vedevam ediyorum.

Yürüyüş: Direnişe Armutlu’dabaşladınız. Burası bir tarihi de içindebarındırıyor. Emekle, direnişle ku-rulan bu mahalle direnişle yaşatıldı.Şehitler verdi. Direnişlere ev sahipliğiyaptı. Büyük direniş iktidarın tahliyeile direnişi kırma planını direnişçilerdışarıda da ölüm orucunu sürdürerekboşa çıkardılar. Ve o tarihsel kararabu mahalle ev sahipliği yaptı. Ope-rasyonlara göğüs gerdi. Ve şimdi 15yıl sonra tekrar bir direnişe ev sa-hipliği yapıyor. Hem de sık sık sal-dırıya uğrama pahasına. Direnişebaşladığınız günden bu yana nasılsaldırılar yaşadınız, bu saldırılarakarşı neler yaptınız?

Mehmet Güvel: Armutlu bizimmahallemiz, Gazi bizim mahallemiz,1 Mayıs bizim mahallemiz, yoksulhalkın bulunduğu her mahalle bizimmahallemiz diyerek buraya kurul-duğundan beri sahip çıkanlardan bi-riydim ben de. Burada mafya ile ça-tıştık, şehitler verdik ve bu mahalleyibizim mahallemiz yapabildik. Onuniçin bu mahallenin önemi bizim açı-mızdan çok büyük. Onun için Ar-mutlu’da yapmayı tercih ettim. Veyine bizim açımızdan büyük olanbir mahallede de Gazi mahallesindede yoldaşım Feridun Osmanağaoğluorada beni takip etti. O da süresizaçlık grevine bütün bunları göze ala-rak başladı. Bunun için de buralarıseçmemizin böyle bir önemi vardıbizim açımızdan. Onun için Armut-lu’yu seçtik.

Direnişe başladığımızda tabi kidevletin faşist güçleri askeri, ordusu,özel timin her zaman belirli bir saldırıhazırlığında olduklarını düşünüyorve biliyorduk. Bu yönüyle belirli birsüre herhangi bir saldırıya uğramadık.Daha sonra bu direnişi Armutlu’nunbaşka bir bölgesinde devam etmedüşüncemiz oldu. Oradaki insanlarada bu direnişi göstermek ve anlat-mamız gerektiğini düşünerek Armut-lu’nun başka bir bölgesinde bir çadıraçıp orada bir direniş başlatma kararıaldık. Armutlu’daki o semtteki mey-dana dört tarafı açık sadece üstükapalı bir çadır kurduk ve orada benve 30 gün destek açlık grevinde bu-lunan devrimci gençlikten Deniz ar-kadaşla beraber orada devam ettir-meye başladık. Aynı gün kalabalıkbir polis ekibi TOMA’larla, akreplerle,etrafımızı sardılar, su sıkıp çadırımızıyıktılar ve bizi de sırılsıklam ettiler.Her taraf suyla doldu. Ben tamamenıslak bir vaziyetteydim, çok ıslan-mıştım. Benim önümde zaten Denizdevrimci gençlikteki arkadaşımızbana siper olmasına rağmen yine deben artık düşecek vaziyete gelmiştim.

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

113FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Röportaj

Page 14: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Suriye Halk Cephesi 30 Ağustos’ta, Nuriye Gülmenve Semih Özakça’nın taleplerinin kabul edilmesi ve di-renişi Suriye halkına duyurmak için Suriye BirleşmişMilletler Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Basınaçıklaması öncesi ve sonrası Suriye basını ve Suriye’debulunan yabancı basın Halk Cepheliler ile röportajyaptı. Katılan basın kuruluşları şunlardır; Suriye Stalayt,Al Akhbariye, Sama, Sana Haber Ajansı, Dam Press veArap ülkelerinde yaygın olarak takip edilen Al Mayadinkanalı. Yabancı basından ise; Venezüella Tele Sur, IrakAl Ahd, İran Euro News kanalları bulunuyordu.

Basının yanısıra Suriye Komünist Partisi (Bektaş),Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi ve Suriye HalkCephesi dostları da eyleme destek verdi.

Eylem öncesi yapılan röportajların ardından SuriyeBM kapısı önünde pankartlar ve Arapça-Türkçe yazılıdövizler taşınarak basın açıklaması okundu. Taşınandövizlerde “Suriye Halkı Nuriye ve Semih’in Ölmesiniİstemiyor!", "Teşekkür Ederiz Suriye Çünkü Sen HepHakkın Yanındasın!", "Nuriye ve Semih Sadece Direnenİki İnsan Değil, Onlar Faşist Erdoğan’a Karşı DirenişinSembolüdür!” sloganları yazılıydı.

Suriyeli Halk Cephelilerin dostu Hanade Ebrahim’inArapça okuduğu açıklamada şu sözler yer alıyordu: “…Bugün, Türkiye hapishanelerindeki iki açlık grevi dire-nişçisinin sesini Suriye halkına da duyurmak için buradabulunuyoruz. Faşist Türkiye iktidarının hapishanelerindetutsak edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmenSemih Özakça açlık grevinin 175. günündeler. Tektalepleri işlerine geri dönmek…

Direnişlerinin 295. gününde olan Nuriye ve Semih’intutuklanması, desteği azaltmadı, arttırdı. İstanbul’daTAYAD’lı 70’li yaşlardaki Mehmet Güvel ve Feridun

Osmanağaoğlu, Semih’in eşi Esra Özakça ve daha pekçok bölgeden kişiler süresiz destek açlık grevine başladı.Türkiye dışında Yunanistan, Almanya, Avusturya,İngiltere ve burada Suriye’de destek açlık grevlerisürüyor. Bizler burada yaptığımız bir aylık destek açlıkgrevinin 10. günündeyiz.

Nuriye ve Semih’in 14 Eylül’de ilk mahkemesiolacak. Açlık grevinde tehlikeli bir sınıra ulaşmış olanNuriye ve Semih’in yanında olup, özgürlüklerine ka-vuşmalarını ve taleplerinin kabul edilmesini talep et-meliyiz. Onlar haklı ve onurlu bir dava uğruna mücadeleediyorlar. Nuriye ve Semih’i yalnız bırakmamalıyız.

Nuriye ve Semih sadece kendileri için değil, tüm di-renenleri temsil eden bir direniş sembolü haline dönüştü.Türkiye’de ve başta Suriye’de olmak üzere bölgedekatledilen binlerce insanın ölümünde payı olan faşistAKP iktidarına karşı direniyor. Nuriye ve Semih’in di-renişi, Suriye halkının emperyalizme ve işbirlikçilerinekarşı sürdürdükleri direnişle ortaktır. Nuriye ve Semih’ienternasyonalist dayanışmamızla zulmün elinden alma-lıyız. Taleplerinin kabul edilmesi için, kendine insanım,duyarlıyım, vicdanlıyım diyen herkesin üzerine düşeniyapması gerekiyor. Burada bulunmamıza katkısı olanherkese, dostlarımıza ve siz basın mensuplarına teşekkürediyoruz. Uluslararası insan hakları kanunlarının takipçisiolmakla mükellef BM yetkililerinin de Nuriye veSemih’in taleplerinin yerine getirilmesi için üzerinedüşen yükümlülüğü yerine getirmesini talep ediyoruz."

Açıklamanın ardından da katılan örgütlere ve Suriyehalkına teşekkür edildi. Ayrıca basın açıklaması içinemeği geçen Gazeteciler Birliği başkanına da katılımındanve emeklerinden dolayı teşekkür edilerek, 27 kişininkatıldığı basın açıklaması sonlandırıldı.

Refakatçim beni alıp içeri götürdü. Fakat Deniz’i seyre-diyorum hala çıkmıyor, çıkartamıyorlar. Geldiler tuttularkolundan, yatırdılar, tekmeliyorlar fakat bir türlü çıkar-tamıyorlar. En son ağzının içerisine gaz fişeği dolu birsilahla ağzının içine sıktılar. Orada bayılttılar, bayılttıktansonra ancak dışarı çıkarttılar. Arkadaşlar onu bir arabayaaldı, tedavi için hastaneye götürdüler.

Onlar da dağılıp gitti. Amaçları gözaltı yapmak değilsadece direnişi kırmaktı. Bunu başarmak istediler. Amabiz bunu yine devam ettirdik. Bu sefer çadır kurmadanertesi gün masada dışarıda devam ettirdik. Bu sefer ar-kadaşlarımız da böyle bir saldırı olabileceğini düşündükleriiçin Armutlu Halk meclisi çalışanları ve Halk Cephesiçalışanları sürekli nöbet tutmaya başladılar, bir saldırıolunca karşı koyma amacıyla. O gün tam İstanbul’dadolu yağışı olmuştu. Bütün arabaları parçalayacak şekildeşiddetli bir dolu zamanı saldırıya geçtiler ama yanımıza

yaklaşamadılar, arkadaşlar onları geri püskürttüler. Birtürlü bizim yanımıza yaklaşamadılar. O zaman geri çe-kilmek zorunda kaldılar. Geri çekildiler ve biz direnişimizedevam etmeye başladık. Hiçbir gücün o direnişi durdu-ramayacağını anladılar ki bir daha da gelmediler. Bendirenişimi uzunca bir süre orada devam ettirdim. Dahasonra Armutlu’da İdil Kültür Merkezi’nin bir filmçalışması vardı. Film çalışması da tam o yerde benim di-reniş yapacağım yerde olacağı için orayı terk edip tekrareski yerime buraya geldim ve burada direnişime devamediyorum. Bu direnişte de artık hiç kimse müdahaleedemiyor. Kapımızın önünden bile geçemiyorlar artık.Bu direnişimiz devam ediyor. Sonuna kadar da devametme kararlılığımızı biliyorlar. Bunlar da hiçbir şekildevazgeçmeyeceğimizi bizim tarihimizden öğrendiler. Di-renişi bitiremeyecekler.

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET114

Röportaj

Bütün Yürekler Nuriye, Semih ve Tüm Direnenler İçin Atacak!Nuriye ve Semih’in Tüm Talepleri Kabul Edilsin!

Page 15: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

"Nuriye ve Semih'in Talepleri KabulEdilsin" şiarıyla Ankara-Yüksel Cad-desi'ne çıkan direnişçiler her gün vegünde iki kez saldırıya uğruyorlar.

Para karşılığı halk düşmanlığı yapanpolisin megafondan yayılan sesi şöylediyor: "... Konur Sokak'taki gruba ses-leniyorum. Yaptığınız eylem kanunsuz-dur. Dağılın. Dağılmadığınız taktirde,kademeli olarak zor kullanılacaktır. Da-ğılma yönünüz Meşrutiyet Caddesi'dir."

Faşizmin zulümü ile halkın diren-genliği her gün ve günde iki kez kar-şılaşıyor Yüksel Caddesi'nde.

Faşizm emrediyor: "Dağılın!"

Nedir dağılmak? Sözlükler bu so-ruya şu cevabı veriyor:

Dağılmak: Toplu durumdayken ay-rılıp birbirinden uzaklaşmak. Parça-lanmak. Birliği beraberliği bozulmak(TDK Sözlük).

Faşizme karşı hakları için omuzomuza veren iki kişi bile olsa, korkuyakapılan halk düşmanları hemen da-ğılmalarını ister. Ve hemen tehdit eder:“Dağılmazsanız, zor kullanırız!”

Nedir zor kullanmak?

Aynı sözlükler şöyle der:

Zor kullanmak: Bir işin yapılmasıiçin her türlü baskıya başvurmak.

Öyle de yaparlar. Halktan insanlarıdağıtmak için her türden baskıya baş-

vururlar. Yüksel Cadde-si'nde günde iki kez yap-tıkları da budur. Ama ba-şaramadıkları da budur.Çünkü, Yüksel direniş-çileri faşizmin saldırısınakarşı dağılmak bir yana,daha bir kenetleniyorlarbirbirlerine. Kollar bir-birine geçer, omuzlaryanyana gelir. O saldırıanında tek bir direnişçihaline gelirler artık. Di-

renişin kendisi haline gelirler, dağılmakbir yana direnişin çözülmeyen yumruğuhaline gelirler.

Faşizmin “dağılın" dayatmasınakarşı halkın direniş cephesinin verdiğicevaptır bu: KENETLENMEK

Nedir kenetlenmek?

Sözlükler şöyle der:

Kenetlenmek: Birbirine bağlanmak,birbiriyle dayanışma içine girmek.

Faşizm önce “dağılın" deyip ar-dından saldırıya geçiyor. İşte o andadirenişçiler direnişin kendisine dönüşentarzda kenetleniyorlar birbirlerine."Hepimiz Birimiz İçin, Birimiz Hepi-miz İçin" şiarının somut halini oluş-turuyorlar. Herkes hem bir diğerinigözetiyor hem de birbirinden kopma-maya çalışıyor.

Haklılığıyla DirenenleriParçalayamazsınız

Örneğin geçen hafta Yüksel Cadde-si'nde yaşanan saldırıda Mehmet Dersuluve diğer direnişçiler birbirlerine kenet-lendiler. Öyle ki polis direnişçileri çö-zemedi. Tahammülsüzleşti. Ayırıp da-ğıtamayınca gaza ve gözaltına başvurupişkence yaptı. Faşizm, kenetlenen dire-nişçiler karşısında hükümsüz kaldı.

Tarihsel bir gerçektir ki, haklılığıyladirenenleri ayırıp parçalayamazsınız.Zor kullanmak da kar etmez. Direniş-

çiler her defasında daha güçlü kenet-lenirler. Zulüm ile dağıtılmalarınınhükmü yoktur. Çünkü esas olan fa-şizmin “dağılın" buyruğuna karşı di-renişçilerin dağılmayıp kenetlenmesidir.İşte bu kenetlenme, halk düşmanlarınakarşı halk cephesinin geleneğidir.

Halk düşmanları karşımıza çıkıpengel koyarsa, geri dönmek yazmazbizim kitabımızda. Geri dönmek, he-definden vazgeçmek reformistlerinişidir. Direnmeyi "Biz buraya dönmeyedeğil, ölmeye geldik" diyen Mahir-lerden öğrenenlerin tavrı nettir. Düşmanengel olursa, geri dönmeyiz. Orayaotururuz, "geri dönün" diyen faşizminkarşısında "hiç bir yere gitmiyoruz"deriz halkın avukatları gibi. Çarpış-manın süreceği mevzi, artık oturdu-ğumuz o yerdir. Ve mevzi terk edilmez.

Düşman saldırınca yapılan ilk şeykenetlenmek olur. Çünkü düşman da-ğıtıp birbirinden kopartmak ister. İştebuna karşı çıkılır. Herkes bir diğerinesarılıp bırakmaz. Faşizmin “dağılın!"buyruğuna karşı birbirini bırakmayaraktarihsel bir cevap verilir. O kenetlen-menin özünde benciliğin zerresi bilebulunmaz. O kenetlenmenin mayasındaBİZ olmak vardır. Biz olmak, HALKolmaktır.

ZAFERİ BİRBİRİMİZE KENETLENEREK VEASLA PES ETMEYEREK KAZANACAĞIZ

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

15FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 16: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Bakın Yüksel Caddesi'nde gündeiki kez yaşanan o tabloya. Halk düş-manları ne denli alçakça saldırıyor.Saldırıya karşı ilk cevabımız birbirimizekenetlenmek oluyor. Ve direnişçiler,halk olmanın en güzel haliyle nasıl dabirbirlerine kenetlenip direniyorlar.

Faşizmin "Dağılın"Buyruğuna Karşı HalkınKenetlenmesi

Kenetlenmek, faşizmin "Dağılın!"buyruğuna karşı zaferi kazanmanınadımını atmaktır.

Kenetleniriz; Hem birbirimizi ko-rumak için hem direnişi kırmalarınıengellemek için...

Kenetleniriz; İçimizden bir kişiyibile düşmana vermemek için...

Kenetleniriz; Zaferi birbirimizinkoluna girerek kazanacağımızı bildi-ğimiz için...

Tarihsel bir tavır alıştır bu. Geç-mişten bu güne faşizmin saldırılarıkarşısında bir BİZ dağılmamışızdır.Bizim hangi eylemimize saldırı olursa,hangi alanımıza saldırı olursa olsuntavrımız nettir; kopmayız birbirimizden,hemen birbirimizin koluna girip oturmaeylemine başlarız. Ki bu açıdan YükselDirenişi de çarpıcıdır. Çok anlamlı,tarihsel sahnelerle doludur. MehmetDersulu'nun Nazife'yle direnişi, yinegeçen hafta Yüksel'e saldırdıklarındayerde oturan üç direnişçinin kenetlenipkıpırdamaması çarpıcıdır.

Faşizmin uyguladığı zora, zorbalığakarşı direnişi çözememekte, direniş-çileri dağıtamamaktadır. Genel bir ku-raldır; savaşın-direnişin asli unsuruinsandır. Faşizmin bütün saldırılarınakarşı kenetlenmekten vazgeçmeyişinözünde, direnişin asli unsuru olan di-

renişçilerin yüksek moral değer-leri vardır.

Hak ve özgürlük bilincini ku-şanmış, haklılığından vazgeçme-yen ve haysiyetini ezdirmeyendirenişçi, aynı zamanda geleceğininsanını da temsil eder. Faşizminbütün o zorbalığı direnen halktaninsanın karşısında hükümsüzdür.

Mehmet Dersulu Nazife öğ-retmeni nasıl sahipleniyor. Yerdeoturan üç direnişçi nasıl da ke-

netlenip kıpırdamıyor... İşte aşılmaz,geçilmez olan yegane mevzi budur.

"Hakkını savunmayan hakkıyla bir-likte haysiyetini de yitirir" diyen tarihinöğreticiliğinde diyebiliriz ki; Hakkınısavunan onurunu da büyütmektedir.Faşizmin kıramadığı işte bu onurdur.Sözkonusu olan halkın onurunu, umu-dunu içeren direngenliğidir.

Faşizmin "dağılın" buyruğu ve zor-balığı karşısında kenetlenmemizi sağ-layan safımızı bilişimizdir. Orada üçkişi bile olsak, bütün bir halkı temsilettiğimizi bilerek her "Dağılın" de-diklerinde daha bir kenetleniriz birbi-rimize. Aşılmaz, kırılmaz, kopartılamazbir kenetlenmedir bu. Kollarımızı bir-birine geçiren irade, gücünü sınıf ki-ninden alır. Faşizm "Dağılın" dedikçekollarımız o an birbirine geçer. Omuz-larımız birbirine değer. İçimizden birinikopartıp götürmelerini engellemek içinsarılırız birbirimize. Çünkü tanırızdüşmanı. İçimizden kopardıklarına gö-türüp tenhada nasıl işkence yaptıklarını,yapacaklarını biliriz. Vermeyiz yol-daşımızı. Sen, ben yoktur... BİZ vardırve biz, içimizden kimseyi düşmanavermeyiz. Yaşanan direnişin gücü, yol-daşlığın güzelliğidir.

KenetlendikçeDünü BugüneBugünü ZafereBağlarız

Kimi zaman mey-danlarda kimi zamanbir hapishane hücre-sinde aynı yoldaşlıkbağıyla kenetlenirkollarımız bizim.

Tarihimizin köşe

taşlarından olan 1984 Ölüm Orucuiçinde iki şehit verilmesinin ardındanyaşananlara bakın:

"... üsteğmen, Dursun’u alacaklarını,tecrit edeceğini söylüyor.

Reddediyoruz. Dursun’u alırlarsa sualmayı keseceğiz. Tavırsız kalmak, pesetmek, geri çekilmek yok. Savaş sertgeçiyor. Ölüme bir milim daha yakla-şacağız. Belki bir santim, bir milimötesi ölümün ta kendisi... Kararlıyız...

Operasyon için koridorda 30-40asker birikti. Hepimiz bir deri bir kemik.Ama irademiz yaşıyor. Bedenlerimizçoktandır ölmeye hazır. “Horoz” vekalp hastası yoldaş, Dayı’nın ranzasınataşıdılar bizi. Direneceğiz, Dayı veril-meyecek. Alırlarsa direniş kararlılığımızabir kez daha tanık olacaklar. Askerlerkoğuşa girdiler. Leş kargaları gibi sal-dırdılar. Düşman kalleş...

Sloganlar... “Kahrolsun Faşizm!”haykırışı...

“Hastane mi, işkencehane mi?”Kol ve bacaklardan tutup bir bir diğeryataklara attılar bizi. Dayı’yı alıp git-tiler. Kapıdan kaybolurken son kezçırpınışını görüyor, zulmü lanetleyenhaykırışlarını duyuyoruz." (DirenişÖlüm Yaşam-1 Syf: 58)

Ölüme bir soluk kala olunsa da,belirleyici olan "Tavırsız kalmak, pesetmek, geri çekilmek yok." iradesidir.İşte tam da bu nedenle Yüksel Cad-desi'nde sadece polis saldırısı yoktur.Bu saldırıya karşı "Tavırsız kalmak,pes etmek, geri çekilmek yok." demecüretine sahip olanların moral üstün-lüğü vardır. Ve zafer, bu üstünlüğüneseri olur her zaman.

Bakın Yüksel Caddesi'ndeki dire-nişçilere. Pes etmiyorlar asla... Tavırsızkalmıyorlar... Öyle ki ellerindeki dö-

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET16

Page 17: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

vizler yırtılsa bile en küçük parçasınıbile bırakmıyorlar. Sürekli birbirlerinikolluyorlar. Yere düşen olursa onunüzerine kapaklanıp korumaya alıyorlar.

Denilebilir ki, Yüksel direnişçile-rinin kenetlenip birbirini kollayan ta-vırları biraz da Spartalı savaşçılarabenzer. Onlar için en önemli savaşaraçları kalkanlarıdır. Onu asla terskoymazlar, asla yanlarından ayırmazlar.Kalkanları kendilerinden çok hemenyanlarındaki savaş yoldaşlarını koru-

mak içindir. Böylece herkes birbirinikoruyup kollar. Kalkan tek başına gü-venlik sağlamaz ama kalkanların yan-yana duruşu bütün birliği korumuşolur. Biz de hiçbir yoldaşımızı düş-manın koparmasına izin vermeyiz.Kenetleniriz ve bırakmayız.

Ve ancak halk için yaşayıp ölenlerbunu yapabilir. Bu bizim ideolojik şe-killenmemizin, dostumuzu, düşmanı-mızı asla karıştırmamamızın, yoldaşlığıölümüne savunmamızın yarattığı bir

ruh halidir. Asla teslim olmama, tavırsızkalmama geleneğimizin sokakta, alan-da, her yanda tezahürüdür.

Yüksel Caddesi'nde saldırı olduğukadar, direniş de vardır. Ve direniş sa-hiplenmesi, kenetlenmesi, pes etme-mesi, tavırsız kalmaması ile halkıngücünü ve direncini yazıyor tarihe.Hem de her gün ve günde iki kere.İşte bu gücü ve direnci büyütmeyeçağırıyoruz 14 Eylül’de Ankara Adli-yesi önüne.

Dergimiz BizimDeğerimiz OnurumuzdurOnu Daha Fazla Yere, DahaFazla İnsana Taşımalıyız

Yürüyüş dergisinin tanıtım ve da-ğıtım çalışmaları devam ediyor. Der-gimizi daha fazla sahiplenmeli; herinsana, her alana taşımalıyız. Çünküdergimiz değerimiz, onurumuz, umu-dumuzdur. Mahallelerde yapılan da-ğıtımları aşağıda yayınlıyoruz.

Avcılar:Halk Cepheliler 24 Ağustos sabahı

işine giden ve işten dönen halka, Yü-rüyüş dergisi dağıtımı yaptılar. Ma-hallede bulunan otobüs durağı ve halkınyoğun olduğu birçok yer dolaşıldı. Ça-lışmada Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın direnişi ve destek amaçlıSüresiz Açlık Grevi’ne başlayan Feri-dun Osmanağaoğlu ile ilgili bildirilerdağıtıldı. Çalışma sonunda 55 dergihalka ulaştırıldı.

Okmeydanı: Fotoğraf ve SinemaEmekçileri (FOSEM) 24 Ağustos’tamahallede halkın ve gerçeğin sesi olanYürüyüş dergisi dağıtımı yaptı. Çalış-mada halka, faşizmin baskıları ve sal-dırıları anlatıldı. Yarım saat süren çalışmasonunda 45 dergi halka ulaştırıldı.

İkitelli: Yürüyüş dergisinin 28. sa-yısından 200 dergi esnafa ve halkaulaştırıldı.

Grup Yorum’a Özgürlük!Nuriye ve Semih’e Özgürlük!

Tutsak Grup Yorum üyeleri SultanGökçek, Dilan Poyraz, Fırat Kıl, Ber-gün Varan, Helin Bölek, Dilan Ekin,İstanbul Grup Yorum korosu elemanıİlyas Kazan ve İdil Halk Tiyatrosuoyuncusu Akif Uzun'un özgürlüğüiçin, Nuriye Gülmen-Semih Özak-ça’nın özgürlüğü ve işlerine iade edil-meleri için başlattığımız 1 aylık açlıkgrevimizin 21. günündeyiz.

Küçük Armutlu mahallesinde Nu-riye ve Semih’in işlerine iadeleri içinsüresiz açlık grevinin 58. günündeolan TAYAD Başkanı Mehmet Gü-vel’in yanında başladık direnişimize.Ardından Gazi Cemevi’nde Nuriyeve Semih’in işlerine iadeleri için süresizaçlık grevine başlayan TAYAD’lı Fe-ridun Osmanağaoğlu’nun yanında sür-dürdük direnişimizi. Şimdi de açlıkgrevimizi Ankara’ya Esra Özakça’nın

yanına taşıyoruz. 29 Ağustos – 3 Eylül tarihlerinde

açlık grevimize Ankara’da Esra Özak-ça’nın direniş evinde devam ediyo-ruz.

Tutsak Grup Yorum Üyeleri SerbestBırakılsın!

Nuriye ve Semih İşe Geri Alınsın!Yaşasın Nuriye, Yaşasın Semih!Grup Yorum

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

117FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Devrimci ��çi Hareketi

Kıraç’ta Kahvaltı

Programı YaptıDevrimci İşçi Hareketi 27

Ağustos'ta, Kıraç’taki DİH der-gi bürosunda 12 kişi ile kahvaltıyaptı. Aynı gün içerisinde dergiokundu ve ardından film gös-terimi yapıldı.

Page 18: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Bugün açlıkta 97. gün. Bugüne dekaçlık grevi direnişindeyken çok fazlayazma imkanı bulamadım. Açlık grevinisevgili Engin Gökoğlu ile yürütüyoruzartık. Kendisinin Bodrum’da direnenEngin Hocamıza atıfla yazdığı ‘Gün-lükler’ beni de heveslendirdi. Faşizmekarşı ülkemizdeki direnme barikatındaolanlardan olmanın gururuyla, ben debu kervana katılmaya karar verdim.

Nuriye ve Semih’in açlık grevi tam172. gününde, ben ise 97. günümdeyim.Yakınlarım bilir, çok fazla açlık grevimdensöz etmekten hoşlanmam. Karşımda du-ran 172 günlük açlık ve 9 Kasım’dabaşlayan Yüksel Direnişi destanı karşı-sında benim yaşadığım şeyler gözümeçok küçük ve bahsetmesi önemsiz gelir.Fakat 172 gündür içinde olduğum açlıkdirenişi üzerine söyleyecek sözüm var.

Tam 172 gündür açlık grevi direnişinideyim yerindeyse en yakından yaşayan,97 gündür de aynı direnişi, açlığı Nuriyeve Semih’le paylaşan bir öğretmenim.

Evet, bir öğretmenim. Daha geç-tiğimiz yıl, kara tahtanın önünde(bizimki beyazdı) öğrencilerineders veren, kalem tutmayı öğret-mek için ellerini kavrayan, onlarlatop oynayan, pikniğe giden, karnegünü gözyaşlarıyla çocuklarındanayrılan bir öğretmen...

Açlık grevi çok pasif görünsede etki alanı çok yüksek bir eylem;hiç kimseye, taleplerinizi yönelt-tiğiniz tarafa dahi bir şey yapmı-yorsunuz, yalnızca ‘yemiyorsu-

nuz’. Nuriye ve Semih’in eylemininetki alanı malum. Bu durumu ilk başlardaanlamamıştım, yalnızca ‘yemiyorlardı’.Aslında durum bu kadar basit değil el-bette. İnsan doğduğu anda ilk refleksle-rinden biri emme refleksi. Bebeklerinağzının sürekli bir şey aradığını görürüz.Daha sonra bu ‘yeme’ fiiline dönüşüyor.Ve milyarlarca insan ve yaşayan hercanlı zorunlu haller dışında bu refleksiniasla terk edemiyor. İşte tüm canlılarınyaşamak için bağlı olduğu bu refleksibiz durduruyoruz. Burada irade devreyegiriyor. Ve irade savaşı başlıyor. Talebiningerçekleşmesi için anne rahmine düş-tüğün, onun hücreleri aracılığı ile bes-lendiğin günden bugüne, sürdürdüğünyaşamsal faaliyetini yeme fiilini durdu-ruyorsunuz. Bu size de inanılmaz gel-miyor mu? Günden güne erime başlıyor.Önce vücudundaki değişikliklere uyumdaveriyorsun irade savaşını. Kilo vermeken gözle görülen şekli. 170 gündür eşimi,artık canımızdan bir parça olan Nuriye

hocanın değişimlerini izliyorum.Zamanla ağrılar başlıyor. En sonNuriye hocayı gördüğümde ke-limenin tam anlamıyla kemik yı-ğınıydı. Çok uzun olduğu içinzayıflığı dikkat çekiciydi. Semihhapishaneye girdikten sonra ya-nakları çöktü, tam 30 kilodanfazla kilo kaybetti. Fiziken kü-çüldü ama yapılan her saldırıyadirenişle verdikleri cevap ile he-pimizin gözünde devleştiler.

Bir direnme yöntemi seçiyor-sunuz ve bedeniniz günden güneyaşanan bu değişimlere uyumgösteriyor. Beyniniz ile aldığınızkarara tüm organlarınız adapte

oluyor. Otururken, yatarken her anınızdakemiklerinizi hissetmek tuhaf bir duygu,hayatım boyunca bu kadar zayıf olma-dığım için bana çok ilginç geliyor. Özel-likle uzandığımda bacaklarımın arasınayastık koyma ihtiyacı duyuyorum, diz-lerim birbirine değdiğinde hissettiğim‘takırtı’ çok tuhaf. Son zamanlarda incebir sızı şeklinde baş ağrısı ve diş ağrısıhissediyorum. Diş etlerim çekildiği içinneredeyse tüm diş sinirlerim açıkta. Bubiraz sinir bozucu olabiliyor tabi. Güniçinde dişlerimde tortu biriktiği için sü-rekli fırçalama ihtiyacı hissediyorumfakat diş sinirlerim, diş etlerim çokhassas olduğu için normal diş fırçası vemacunu kullanamıyorum artık, bebekdiş fırçası ve diş macunu kullanıyorum.Doktorlarım mide asidi arttığı için tortuoluştuğunu söylediler. Zaman zamanyürürken özellikle sol dizim boşa düşüyor,bu da kaslarımın zayıflaması ile alaka-lıymış. Benim için neredeyse en önemlisorun saçlarımın dökülmesi. Güçlü saç-larım vardı, elimi her attığımda bir avuçsaç gelmesi sinirimi bozuyor biraz. Di-renişi kazandığımızda vücudumuz gibisaçlarımızı da güçlendiririz artık. Akşamsaat biraz ilerlediğinde ışık görmek is-temiyorum, gözlerimde hassasiyet oluştu.Kullandığım telefon, bilgisayar gibi ci-hazların ekran parlaklığına dayanamı-yorum. 2.00 derece miyop olduğum içinlens kullanıyordum, açlık grevimin ilkgünlerinde Yüksel Caddesi’nde özelliklegözlerime sıkılan gazdan sonra tekrarlens takamadım. Lıkır lıkır içtiğim gazdan

ESRA ÖZAKÇA’NIN “GÜNLÜK”ÜNDEN: Açlık Grevi Direnişimde 97. GünSANA SELAM OLSUN ZİNCİRİN, ZULMÜN KAR ETMEDİĞİ,

KIRBACIN KAR ETMEDİĞİ BÜYÜK TAHAMMÜL!Bedenim zayıfladı, yürümem

zorlaştı, fakat dağları delen Fer-hat’ın gücünü omuzlarımda his-sediyorum. Çünkü faşizme karşıdireniyorum. Bedenimle, aklım-la, eşimle, dostumla, beni biran yalnız bırakmayan anacı-ğımla direniyorum. Direnmeonurunu üzerinde taşımak çokgüzel bir duygu. Direnişimiz ka-zanacak, ısrarımız kazanacak,kararlılığımız ve haklılığımızkazanacak. Buna yürekten ina-nıyorum, siz de inanın.

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET18

Page 19: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

sonra da mide ve bağırsak sorunlarımdanhala kurtulamadım.

Bunlara açlık grevinin olağan so-nuçları olarak baktım, Nuriye hocanınve Semih’in büyük direnişlerinin yanındadillendirmekten çok hoşlanmıyordum,arkadaşlarım bunun doğru olmadığınısöyledi. Evet, ben de açlık grevi dire-nişçisiyim. Açlık grevine başladıktansonra kendimi çok güçlü hissediyorum,ilginç değil mi? Bedenim zayıfladı, yü-rümem zorlaştı, fakat dağları delen Fer-hat’ın gücünü omuzlarımda hissediyo-rum. Çünkü faşizme karşı direniyorum.

Bedenimle, aklımla, eşimle, dostumla,beni bir an yalnız bırakmayan anacığımladireniyorum. Direnme onurunu üzerindetaşımak çok güzel bir duygu. Direnişimizkazanacak, ısrarımız kazanacak, karar-lılığımız ve haklılığımız kazanacak.Buna yürekten inanıyorum, siz de inanın.Ellerinizi ellerimizde, yüreklerinizi yü-reklerimizde hissediyoruz. Bize güçveriyorsunuz. Kollarımızı öyle kocamanaçıp hepinizi kucaklamak istiyorum.Direnişimize ziyaretleri ve telefonlarıile destek olan dostlarımız oluyor, çokmutlu oluyoruz. Sizleri elimizi tutmayaçağırıyoruz.

Dün çok yakın bir dostumun yaşadığıbir olay kazanacağımıza olan inancımızıperçinledi. Sizlerle paylaşmak isterim.Küçük bir ilin küçük bir köyünden gençbir delikanlı ile tanışır, laf lafı açar vekonu Nuriye hocaya ve Semih’e gelir.Şöyle der: “Bizim gibi küçücük bir ilin,küçücük bir ilçesinin, küçücük bir kö-yünde yaşayan insanlar ve köyün bütüngençleri Nuriye ve Se-mih’in haklı olduğunu,yalnızca işlerini isteyeniki emekçi olduğunu bi-liyorsa, bunca karala-maya rağmen buna ina-nıyorsa, -ki bizim oralaraher haber ulaşmaz-, budevlet de bu işi onlarınlehine çözmek zorun-

dadır.”İşte o ‘pasif eylemimizin, ‘yeme-

me’nin derin gücü, iradenin derin say-gısı. Dünyanın dört bir yanından dünyahalklarının yüreğine işledik. Biz ka-zanacağız dostlarım.

Eşimin deyimiyle Kendinize HasBakın.

Esra Öğretmen

Dün çok yakın bir dostumun yaşa-dığı bir olay kazanacağımıza olan inan-cımızı perçinledi. Sizlerle paylaşmakisterim. Küçük bir ilin küçük bir kö-yünden genç bir delikanlı ile tanışır,laf lafı açar ve konu Nuriye hocaya veSemih’e gelir. Şöyle der: “Bizim gibiküçücük bir ilin, küçücük bir ilçesinin,küçücük bir köyünde yaşayan insanlarve köyün bütün gençleri Nuriye ve Se-mih’in haklı olduğunu, yalnızca işleriniisteyen iki emekçi olduğunu biliyorsa,bunca karalamaya rağmen buna ina-nıyorsa, -ki bizim oralara her haberulaşmaz-, bu devlet de bu işi onlarınlehine çözmek zorundadır.”

Evlatlarımıza Tek Tip ElbiseGiydirmeyeceğiz

İstanbul TAYAD’lı Aileler 27 Ağustos’ta, Gazi PirSultan Abdal Gazi Şehitleri Cemevi’nde “Tek TipElbise Dayatması”na karşı seminer düzenledi. Selamlamaile başlayan konuşmada, Silivri’deki kadın Özgür Tut-sakların gönderdiği mektup okundu. Ardından ise sin-evizyon gösterimi yapıldı ve 1984’te TTE dayatmasıile bugünkü durum anlatıldı. Sonrasında ise katılımsağlayan aileler, düşünce ve önerileri belirtti. 3 Eylül’deSilivri Hapishanesi önünde yapılacak olan basın açık-lamasına çağrı videosu izlenerek 35 ailenin katıldığıseminer sonlandırıldı. Seminerin ardından Gazi Cem-evi’nde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için süresizaçlık grevinde olan TAYAD’lı Feridun Osmanağaoğluziyaret edildi.

Katliamlarla Yetinmeyen Polis

TAYAD’ın Pankartını Çaldı

İstanbul Çayan Mahallesi’nde TAYAD’lı Aileler tara-fından asılan bir pankart, 23 Ağustos’ta AKP’nin katil vehırsız polisi tarafından saat 19:00’da çalındı. Bununüzerine TAYAD’lı Aileler aynı yere tekrar pankart asarakbaskılara boyun eğmeyeceklerini belirtti.

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

19FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 20: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Bütün Bunlar Geçecek, YüzümüYıkayaca�ım Biraz Sonra,

Dinlenece�im ve Hepsi Geçecek.Hepsinin Bir Geri Dönü�ü Var.

Ama Her Zaman BunuSöylüyorum. Nuriye ve Semih’e

Bir �ey Olursa Bunun Geri Dönü�üOlmayacak ve Ben Elimden

Geldi�ince Dostlarıma,Yolda�larıma, Nuriye ve Semih’eSahip Çıkmaya Devam Edece�im.

MEHMET DERSULU

Duvarlarda, Pankartlarda, İşkence İzlerinde:YOLDAŞLIĞIMIZ DİRENİŞİMİZİ, DİRENİŞİMİZ YOLDAŞLIĞIMIZI BÜYÜTÜYOR!

Pendik EmniyetMüdürlüğüduvarı

Mardin

Page 21: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

AKP'nin yandaş medyası olanTürkiye Gazetesi, Günebakış Gazetesive 61.saat.com Nuriye ve Semih'indirenişini destekleyen ve SüleymanSoylu, Cumhurbaşkanı Recep TayyipErdoğan hakkında suç duyurusundabulunduğu için Bahar Kimyongür'ühedef gösterdi.

Türkiye Gazetesi'nin 8 Ağustostarihli sayısında şunlara yer verildi:"Kırmızı bültenle aranmasına rağmenBelçika’da himaye edilen DHKP-Cmilitanı Bahar Kimyongür, Türki-ye’ye saldırmaya devam ediyor. Sivil,polis, savcı pek çok sivili katledenterör örgütü DHKP-C’nin kırmızıbültenle aranan mensubu Bahar Kim-yongür, Belçika’nın himayesindeTürkiye’ye kin ve nefret kusmayısürdürüyor. Sabancı suikastı faille-rinden terörist Fehriye Erdal dahil,

örgütün 10 üyesiyle birlikte işlediklerisuçlar nedeniyle Belçika’da yargıla-nan Kimyongür, Avrupa’nın çeşitlişehirlerinde himaye ediliyor ve elinikolunu sallayarak geziyor. Bir süreönce İspanya ve Hollanda’da tutuk-lanmasına rağmen serbest bırakılanBahar Kimyongür, Avrupa koruma-sında arsızlıkta ve şımarıklıkta dasınır tanımıyor. Kanun HükmündeKararname (KHK) ile Türkiye’degörevlerinden ihraç edilen NuriyeGülmen ve Semih Özakça’nın baş-lattığı açlık grevine destek verenKimyongür, bu iki kişinin haksızyere görevlerinden uzaklaştırıldığınıiddia ederek, Türkiye İçişleri BakanıSüleyman Soylu hakkında suç du-yurusunda bulunacak kadar da ilerigidebiliyor. Bununla da yetinmeyenDHKP-C militanı, CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan ve AK Parti

hükümeti hakkında da suçlamalardabulunuyor. Belçika devleti ise, nekadar Türkiye karşıtı ve Türk düşmanıDHKP-C militanı varsa hepsine hayatalanı açıyor, onlara kol kanat geriyor."

Bizim de bildiğimiz gibi katil Er-doğan ve AKP'ye muhalif olan herkesya teröristlikle ya da canilikle suç-lanmaktadır. İşbirlikçi AKP ikdarınınyaptığı zulüm teşhir olduğu için bukadar saldırı ve iftiralara sarılıyor.Bahar Kimyongür de bu saldırıdannasibini almıştır.

Ancak zulüm baki değildir, AKPzulmü de baki değildir. Nuriye ve Se-mih'in direnişi dünya haklarına malolmuştur. Her ne kadar yok etmeyeçalışsalar Nuriye ve Semih'i savunanlarıtehditlerle yıldırmaya çalışsalar da buuğraşları boşuna. Kazanan DirenenHalklar Olacaktır!

BAHAR KİMYONGÜR YALNIZ DEĞİLDİR

Darbe girişimcileri olarak davaları başlayan HüseyinÇapkın ve Hüseyin Avni Mutlu daha önceki açılandavalarda ağlama geleneğini bozmayarak salya sümükpişmanlık dilendiler.

Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve eskiİstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile birlikte 15eski vali ve kaymakamın bulunduğu davada sanıklardanilk söz alan eski İstanbul Valisi Mutlu "Teröristler ve ka-tillerle nasıl ortak bir yanım olur" diyerek ağlamayabaşldı. Hüseyin Avni Mutlu'nun terörist dediği de, katildediği de aslında kendisi ve kendisi gibilerdir. Halka,devrimcilere zulmetmekte ustalaşmış gerçek katiller,kendi çıkar ve iktidar kavgaları gereği harcandıklarındave hapishanelere atıldıklarında yaptıkları işkenceler veadaletsizlikler akıllarına geliyor ki bir türlü nasıl "terörist"diye işkence yapıp yeri geldiğinde katlettikleri gerçekvatanseverler devrimcileri suçluyor ve “bizi aynı kefeyekoymayın” diye ağlayarak yalvarıyorlar.

Elbette siz katiller sürüsü devrimcilerle aynı kefedeolamazsınız. Siz zulmün temsilcileri, devamcıları, bizdevrimciler ise halkı, vatanı için bağımsızlık savaşı ve-renleriz. Biz devrimciler mahkeme kürsülerinde ağlayan,

pişmanlıktan yerlere yatanlar değil, faşizmi yargılayanlarız,adalet için bedel ödeyenleriz.

Ağlama ve pişmanlık furyasına katılanlardan biri deişkenceci Hüseyin Çapkın, Bylock'u İngiliz birinin adısanırmış meğerse. Yaptığına yaptım diyemeyecek kadarkorkak ve aciz, akıllıca bir savunma üretemeyecek kadarda akıl yoksunu... Çünkü korku akıllarını almış. Devrim-cileri hücre hücre çürütmeyi hedefledikleri tecritte kendibeyinleri çürümüş ve ölmüş. Bu nedenle yalan üretmekonusunda da hayli zayıflar ve tüm enerjilerini ağlamayavererek pişmanlıklarının altını çizmeye, birbirlerini suç-lamaya devam ediyorlar ve edecekler.

Oysa daha düne kadar faşist devletin bekası için sağasola salyalarını akıtarak saldıranlar da aynı kişilerdi.Devletin silahı, jopu, parası, gücü ellerinde ya da arkalarındaiken nasıl da "cesur" nasıl da "kahraman"dılar.

Bugün iktidarda olanların sonu da farklı değildir. Bizaltlarından bir daha hiç bırakmayacak gibi sarıldıklarıkoltuklarını çektiğimizde, gücünü ellerinden aldığımızdaonların da sonu salya sümük ağlamak olacak ve halkınadaleti karşısında hesap verecekler. Halkın adaletindenkaçamayacaklar.

FFAŞİSTLERİN KAHRAMANLIĞI ANCAK; İKTİDAR, SİLAH, JOPELİNDEYKENDİR!

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

21FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 22: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Emperyalistler, Suriye’de ne is-tiyorlar? Amerikan emperyalizmiIrak’a, Libya’ya neden saldırdı?

Bu sorunun cevabı olarak aklagenellikle ilk gelen kelime“petrol”dür.

Ama bu eksiktir.

Gerçeğin sadece bir bölümünüifade ettiği için, eksik ve yanlıştır.

Doğrusu şudur:

Emperyalizm, 1990’lardan buyana saldırılarıyla TAM EGEMEN-LİK peşindedir. Buna ulaştığındazaten petrol veya başka herhangi biryer altı, yer üstü zenginliğine el ko-yabilecek; başka sektörler aracılığıylada emperyalist tekellerin karlarınakar katacaktır.

Emperyalist saldırıda belirleyiciolan ekonomik değil, siyasal ege-menlik kurmaktır.

Yolun Neresindeyiz? broşüründe,emperyalizmin 1991’den itibarenKörfez’deki askeri yığınağı ve Iraksaldırısıyla başlattığı saldırının amacı,çok net bir açıklıkla ortaya konmuştu.O bölümü hatırlayalım:

“Emperyalizm, sosyalist sistemiyıkmasının verdiği güçle, ABD em-peryalizminin öncülüğünde kendiegemenliğini zaafa uğratacak, de-netim altına almakta güçlükle karşı-laşabileceği, emperyalizmin uşaklığınıkabul etmeyen ülke halklarına karşı,"demokrasi ve özgürlük" adına, "baş-ka ulusların kaderlerini tayin hakkınıkoruma" adına düzenlediği provo-kasyon ve komplolarla bunları da

dize getirerek tam bir egemenliksağlama operasyonlarına başladı.Ortadoğu'da "Körfez krizi" diye tarihegeçen ve Irak halkının yüz binlerce-sinin katledilmesine, zenginliklerininyerle bir olmasına, Arap halkınınulusal onurunun ayaklar altında çiğ-nenmesine neden olan emperyalizminvahşet saldırısı işte böyle bir kom-ploydu.”

Bu çerçevede;

Emperyalizmin bugünkü politikave saldırganlıklarını anlatırken, em-peryalizmin tam egemenliği, em-peryalist tam egemenlik kavram-larını tercih etmeliyiz.

*

1990’ların başlarından itibarenburjuvazinin ağzıyla konuşan birçok“düşünür”, “teorisyen”, bizi, emper-yalizmin değiştiğine, “emperyalizminemperyalizm olmaktan çıktığına”ikna etmeye çalıştılar.

Bizim ideolojimiz netti.

Fakat reformist, revizyonist saf-larda bu teoriler etkili oldu. Dille-rinden emperyalizmi sildiler adımadım.

Öyle bir hale geldi ki, Avrupa’nınbir emperyalist olduğu, Avrupa Bir-liği’nin emperyalistlerin birliği olduğuadeta unutturuldu.

Biz unutmadık.

Biz, durmaksızın bu gerçeği ha-tırlatmaya devam ettik.

Emperyalizmi dilimizden hiç amahiç eksik etmedik.

Emperyalizmi vurgulamaya, her

vesileyle emperyalizm gerçeğini ha-tırlatmaya devam etmeliyiz.

*

Emperyalizmin, 1990, 1991’de,Sovyetler Birliği’nden Romanya’ya,Doğu Almanya’dan Arnavutluk’a ka-dar gerçekleştirdiği saldırılar, büyükbir emperyalist komplonun halkala-rıydılar. Saldırının bu niteliğini gör-meyenler, emperyalizmin ve işbir-likçilerinin çeşitli biçimlerde hareketegeçirdiği kitlelere bakarak “halkayaklanması” tespiti yapıp, karşı-devrimleri alkışladılar. Bu anlamdabu dönemden söz ederken, saldırınınniteliğini en doğru biçimde yansıtanemperyalist komplo terimini kul-lanmak daha doğrudur.

*

Emperyalizm, kapitalizmi içerir.Emperyalizm, tekelci, asalak kapi-talizmdir. Ancak emperyalizm günlükdilde daha çok sömürgeci yanıylakullanılır ve anlaşılır.

Dünya halklarına dayatılan tüke-tim kültürünün, bireyciliğin, yozlaş-tırmanın ana kaynağı kapitalizmdir.Bu anlamda emperyalizmden sözederken, doğrudan kapitalizmin so-nuçlarının söz konusu olduğu du-rumlarda, kapitalizmi de vurgulamaküzere, emperyalist kapitalist sistemkavramını kullanmak daha doğrudur.

*

Kavramlar, bir fener de olabilir,görüntüyü bulanıklaştıran bir araç da.Reformizmin kavramları, bulanıklaş-tırıcı, devrimcilerin kavramları ise,gerçeği aydınlatan fenerler gibidir.

EmperyalizminTam Egemenliği

�DİLİMİZİGÜÇLENDİRELİM, ZENGİNLEŞTİRELİM!�Emperyalist kapitalist sistem

�Emperyalizmi kovacağız

�Emperyalizme bağımlılık

�Emperyalizm işbirlikçiliği

�Emperyalist dünya

�Emperyalist komplo

kavganın ve hayatınSAVAŞÇILARI

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET22

Page 23: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Burjuvazinin sömü-rüyü gizleme ustaları,halkı “ahlaklı” olmayaçağırıyor. Hırsız, alkolik, serseri, uyuşturucu bağımlısı,kumarbaz, fahişe... ve daha onlarca olumsuz sıfatla nite-lendiriyor yoksulluğun-açlığın-sömürünün sonuçlarını.Ya kader ya talih suçlanıyor. Fallarda çare aranıyor. Ge-netiğimize bakarak, ahlaksız diye damgalanıyor halkımız.

“Onun babası da hırsızdı” diye başlıyor cümleler. Bunlar burjuvazinin yalanlarıdır. Burjuvazinin ahlakı

yoktur. Ahlaksız bir düzenin sürdürücüsüdür burjuvazi. Hırsız iktidarda olunca, halkı hırsız diye nitelendirmenin

sahteliği de ortaya çıkacaktır.Düzenin ahlak anlayışı, daima egemenlerin çıkarlarını

haklı göstermiştir. Düzenin hırsızlığını “haklı gerekçeler”ile normal gösterirken; baklava çalanlarhapse atılmıştır.

Burjuvazi bize ahlakın ahlaksız ol-ması gerektiğini söylüyor. Köşe dön-meciliği öğütlüyor. Hayatta kalmak içinher türlü sahtekarlığı mübah sayıyor.Çünkü en büyük suçlu düzenin kendi-sidir. Kendi suçunu gizlemek için, ah-lakın içini de boşaltıyor. Ahlak ne, ah-laksızlık ne, ahlaklı kim, ahlaksız kim,birbirine karışıyor.

Bireylerin toplum içindeki davra-nışlarını ve yaşamını belirleyen kurallartopluluğu olarak gören Marx ve Engels’egöre ahlak, sınıfın maddi yaşam koşul-larının sonucudur.

Yani ahlak sınıfsal bir kavramdır ve insanın ahlakınıkoşulları belirler. Hırsızlığın maddi koşulu açlık, yok-sulluktur, yozlaşmadır örneğin. İnsan sömürüsü, evrenselahlaka temelden zıtlık içindedir.

Sömürünün olduğu bir yerde başka bir ahlaksızaramaya gerek yoktur. En büyük ve gerçek ahlaksız dü-zenin kendisidir.

Engels, ahlakı şöyle anlatıyor: “Değil mi ki toplumşimdiye dek sınıfsal çelişkiler içinde gelmiştir, ahlak dadaima sınıfsal olmuştur. Bu ahlak ya egemenlerin çıkar-larını haklı göstermiş ya da baskı altında bulunan fakatartık bu egemenliğe karşı yeterli derecede sağlamlaşmışolan sınıfın nefretini ifade etmiş, baskı altındakilerinilerideki çıkarlarını savunmuştur.”

Ya burjuva ahlakını ya da proleterya ahlakını savu-nacağız. Çünkü iki sınıf ve iki tür ahlak var.

İki sınıfın ahlakı var: Biri çürümenin ahlakı; diğeriinsana dair olan her şeyi ahlaklı kılmaya çalışıyor.

Sosyalistlerin ahlakı kapitalizmin ahlakını eleştirerekortaya çıktı ve emekçilerin bulunduğu her yerde boyverdi.

Sosyalistlerin ahlakı ideolojiktir. Moral vardır. Umutvardır. İnanç vardır. Emek vardır.

MARKSİST AHLAK:1- BURJUVAZİNİN TEORİK-BİLİMSEL

SİYASAL-PRATİK ELEŞTİRİSİ:Yani ahlaklı olmak, burjuvaziyi

tüm kurumları ve ideolojisi ile red-detmektir.

2- KİTLELERDE ONA KAR-ŞI NEFRET UYANDIRILMASI

Yani ahlaklı olmak, açlığımızın,yoksulluğumuzun, acılarımızın vekatledilmemizin tek sorumlusununburjuvazi olduğunu bilmek ve her-kese anlatmak; bu kini, öfkeyi yay-gınlaştırmak ve büyütmektir.

3- SINIFSAL BİLİNCİNGELİŞTİRİLMESİ

Yani ahlaklı olmak sınıf müca-delesini büyütmektir.

Yani ahlaklı olmak, halkını ve vatanını sevmektir.Halk sevgisi, tarih ve sınıf bilincidir. Sınıf bilinci

devrimcinin kişiliğini, eğitimini ve onurunu kazandıranbir okuldur.

4- GÜÇLERİ BİRLEŞTİRME DAYANIŞMABECERİSİ

Yani örgütlü insan ahlaklı insandır. Yarin yanağındangayrı her yerde hep beraber olabilmektir. Ahlaksız düzeni,ahlaklı olanla yıkacağız. Ahlaksız düzeni yozlaşmanınbatağına ittiği insanlarla yıkacağız hem de. Bunu ahlaksahibi olarak, yani örgütlenerek yapacağız.

Bugün ahlaklı olmak Nuriye ve Semih’in direnişinesahip çıkmaktır. Zorla müdahale işkencesine karşı çık-maktır. Hakları için direnenlerin safında yer almaktır.

AHLAKLI İNSAN; DÜZENDEN İDEOLOJİK KOPUŞU SAĞLAMIŞ,HALK DÜŞMANLARINA KARŞI SINIF KİNİ DUYAN,

SINIF BİLİNCİYLE HAREKET EDİP, ÖRGÜTLÜ OLAN İNSANDIR

DEVRİMCİAHLAKIN

GELİŞMESİNİNKAYNAKLARIHALKIMIZIN

TARİHİNDE GİZLİDİR.DEVRİMCİ MÜCADELE

İSE BU AHLAKINGELİŞME ZEMİNİ

OLMUŞTUR.

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

223FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

aklımızdİyalektİk

materyalİzmdİrDEVRİMCİLİK AKIL TAMİRCİLİĞİDİR

4+3

Page 24: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

14 Eylül’de bir mahkeme görü-lecek. AKP faşizminin Nuriye-Semihdirenişini kırmak için tutukladığıNuriye ve Semih “yargılanacak” budavada.

Fakat hayır; bu mahkeme, Nuriyeve Semih’i TUTUKLAYANLARINYARGILANACAĞI BİR DAVAOLACAK.

Bu dava için yoksul gecekondumahallelerimizde bir seferberlikbaşlatmalıyız.

Çünkü bu dava, yoksul halkındavasıdır. Neden? Çünkü, Nuriye veSemih, ezilenlerin, sömürülenlerinhakkını, hukukunu savunuyor.

Seferberlik Nedir? Tanımından başlayalım: “Bir ül-

kenin silâhlı kuvvetlerini savaşa hazırduruma getiren, ülkenin ekonomisini,yönetimini savaş gereklerine uyacakduruma sokan, hazırlık ve önlemlerintümü.”

14 Eylül mahkemesi de faşizmlehalk arasında, zalimle zulme dire-

nenler arasında bir savaş.

Bu savaşın düşman cephesin-deki kuvvetleri, polis, jandarma,burjuva basın yayındır.

Bizim cephemizde bu savaşınkuvvetleri ise halktır.

Mücadele, sürekli bir seferberlikhalidir. Özellikle de bizim gibi, fa-şizmin saldırılarının sürekli olduğubir ülkede bu hep böyledir.

Her sorun önemlidir.

Ancak yine de belli direnişler,belli eylemler, belli olaylar vardırki, diğerlerinden bir adım öndedirlerve daha öncelikli ele alınmalıdır.

Peki insanları “her zamankindendaha fazla” koşturmaya nasıl iknaedeceğiz?

İşte burada seferberliğin siyasiboyutu gündeme gelir:

Seferberlik, direnişin siyasi an-lamını anlatmaktır.

Her insanımız, yakın çevremiz-deki her insan ve gittiğimiz, bildiriverdiğimiz, kapısını çaldığımız her-

kes, bu direnişin neden başladığını,neden sürdüğünü ve neden sahiple-nilmesi gerektiğini kavradığı ölçüdesahiplenecektir. Pratik adımlar ata-caktır.

Seferberlik Güçlerive Araçları

Seferberlik, öncelikle o alandakitüm Cephelilerin,

DİH’lilerin, KEC’lilerin,

Meclis üyelerinin,

Dev-Genç’lilerin harekete geç-mesidir.

10 gün boyunca her zamankindendaha yoğun ve sistemli çalışması de-mektir.

Seferberlik; çevremizdeki tüminsanları harekete geçirmektir.

Seferberlik; 13 Eylül akşamınakadar durmadan bildiri dağıtmak,afiş yapıştırmak, pankart asmak, gös-teri yapmaktır.

Seferberlik; bilenleri hareketegeçirmek, bilmeyenleri haberdar

14 Eylül İçinSeferberlik

Bu hafta tek gündemle gide-ceğiz kapılara: Nuriye Semih...Nuriye Semih... Nuriye Semih...14 Eylül mahkemesine çağı-racağız halkımızı.

Direnişin yaygınlaşmasını an-latmayı da ihmal etmeyelim. Bireş, Esra Özakça’nın 100’lü gün-lere geldiğini, 72 yaşındaki Meh-met Güvel’in süresiz destek ey-leminde olduğunu ve diğer des-tek eylemlerini anlatmayı unut-

mayalım.

Direnişin ve 14 Eylül’ün an-lamını anlatalım.

*

Yürüyüş’ün tanıtım video-larından söz edelim gittiğimizevlere. Özellikle gençlere. Bulupizlemeleri için yardımcı olalım.Mümkün olan yerlerde, yanı-mızda götürüp, evlerde bilgisa-yarlara kopyalayıp bırakalım.

Bir Söz: “Düzen içinde yaşayan, düzenin ni-

metlerinden faydalanmak için düzen üni-versitelerini bitiren, yoksulluğun ne demekolduğunu bilmeyen, altı yedi yaşında ya-şam kavgasına atılmanın nasıl bir düşünceve ruh halini yarattığını kavrayamayanküçük-burjuva aydını, gençlerimizin düş-mana karşı olan savaşını ve öfkesini an-layamaz.

Evet, o gençlerimiz, halka götürül-meyen ve halkın hizmetinde olmayanyüzlerce kitap okumadılar. Marksizminlaf ebeliğini öğrenmediler. Ama düzeni,düzene karşı savaşmadan onurlu yaşa-manın mümkün olmadığını, kendi ya-şamlarıyla düşmanın zalimliğiyle kavra-dılar.”

(Dayı)

14 Eylül... Nuriye/Semih... Yürüyüş

Çat Kapı Her Eve GirmektirÇat Kapı tüm halkı devrime katmaktır

Haftanın Çat KapıGündemi

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET24

Page 25: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

etmektir.

Mao, savaşın sürdüğü bir dönemdedahi "top seslerinin ötesinde kalanuzak yörelerde yaşayan halk, her za-manki sakin yaşantısını sürdürmek-tedir. Bu durum mutlaka değişmelidir,yoksa ölüm kalım mücadelemizi ka-zanamayız” diyor.

Bu hemen her zaman her yerdeböyledir. Şu anda da Nuriye Semihdirenişinden haberdar olmayan çokama çok geniş bir kesim var.

Evet, seferberlik kuru kuruya ol-maz. Gerekli tüm araçlarımız olma-lıdır.

AFİŞ

BİLDİRİ

PANKART

DUVAR YAZILARI

SİNEVİZYON

İNTERNET ve

BİREBİR KONUŞMALAR

Bunların hepsinin içinde en sonuç

alıcı olanı, BİREBİR KONUŞMA’dır.

Bunlara başkaları da eklenebilir.Halkı örgütlemenin, propagandanınonlarca türü vardır ve bu biçimlerinçokluğu, etkisi, tamamen bizlerinüreticiliğine ve yaratıcılığına bağlıdır.

Ozalitlerden sokak tiyatrosuna,sergilere kadar her yöntem kullanı-labilir.

Bugünlerde tüm düğünler, sünnetdüğünleri, konserler, geceler, de-mokratik kurumlarda, cem evle-rindeki tüm toplantılar, 14 Eylülçağrımızı ileteceğimiz yerlerdir.

Yoksul gecekondu mahallelerimiz,Nuriye ve Semih’in adıyla, resimle-riyle, mahkeme çağrılarıyla donan-dığında, mahalleler direnişi sahip-lendiğinde direnişin zaferi daha ya-kındır.

14 Eylül Mahkemesiniİzlemek, Demokratik,Meşru Hakkımızdır

Bu HakkımızınKullanılmasınınEngellenmesiniKabul Etmemeli, Zorbalığa Yeni DirenişlerleCevap Vermeliyiz

AKP faşizminin polisi, jandarması,Anadolu’nun dört bir yanından mah-kemeye gidişleri engellemeye de ça-lışabilir.

Bir mahkemeyi izlemek, herkesindemokratik, meşru hakkıdır. Amakarşımızdaki faşist bir iktidardır vebu hakkımızı kullanmak içinde di-renmemiz gerekebilir.

Mahkemeye gidişin engellenmesi,yasadışıdır, gayri meşrudur, ahlak-sızcadır. Bu faşist dayatmayı, zorbalığıkabul etmemeliyiz bu yüzden.

Mahkemeyi engellemek istedikleriher yer, Nuriye’nin, Semih’in sahip-lenildiği, savunulduğu bir yere dö-nüşmelidir.

Bir sayı önce, 20 Ağustos 2017 tarihli Yürüyüş’te yazdık:   “Halktan Yana Bir Düzenle Emperyalist Bir Düzenin Farkı: Amerika

kıtasını boydan boya vuran fırtınalar, her seferinde kıyıları yıkıp geçer. Herseferinde, onlarca, yüzlerce, hatta 2005 Eylül’ündeki Katrina Kasırgası’ndaolduğu gibi binlerce kişi ölür.

Seller, fırtınalar artık günü gününe tespit edilebiliyor. Fakat tespitedildiğinde, ABD’de farklı bir yöntem izlenir; Küba’da farklı.

ABD, genellikle halka yönelik bir “uyarı” yayınlar, herkesten “önlemlerini”almasını ister. Bu haberlere genellikle ekranda, evinin penceresine tahtalarçakan veya evin önüne kum torbaları yığan insanların görüntüleri eşlikeder.

Tabii bu önlemler yetmez. Fırtına ABD’yi vurduğunda ABD SağlıkKuruluşu, fırtınanın geçtiği bölgelerden cesetler toplar.”

ARADAN SADECE 8 GÜN GEÇTİ. ABD’yi Harvey Kasırgası vurdu. Ve her şey burada yazıldığı gibi cereyan

etti. Önlemi yine halka bırakan ABD yönetimi, cesetleri topluyor. Televizyonlarise, bangır bangır ölenleri değil, “100 milyon dolar zarar”ı anlatıyorlar.

Sözün özü; kapitalizm katlediyor, sosyalizm yaşatıyor.

Çünkü, birincisi kapitalizmin çıkarlarını, ikincisi halkı esas alıyor.

ARAÇ: Kitle ÇalışmasıYÖNTEM: Sokak Toplantıları

Kitle çalışmasının bir-çok biçimi vardır. En etkili,en sonuç alıcı biçimi iseBİREBİR, YÜZ YÜZE ya-pılanıdır.

Sokak toplantıları, bizisokağa vakıf hale getirir-ken, sokaktaki tüm insan-larla hem birebir, hem top-lu olarak bir arada olma-mızı mümkün kılacaktır.

iideolojik mücadele yöntem vearaç

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

25FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 26: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

“Tüm Yoksul Kentler ve Mahal-leler Bizim Olacaktır.”

Tarihin derinliklerinden gelen busesi duyuyor musunuz?

Dayı, bu sözleri söylediğinde tarih1995’in Temmuz’uydu.

Bugün dostun da, düşmanın dabildiği, emperyalistlerin devrimci ha-reketle ilgili raporlarında özel olarakvurguladıkları gibi, özellikle İstan-bul’un yoksul gecekondu mahalleleri,Cephe’den ayrı düşünülemez.

Fakat bu yeterli değildir.

Dayı’nın dile getirdiği iddiamızısürdürüyoruz.

Peki bir mahallenin “bizim” olmasıne demektir?

Bunun önce kafamızda netleşmesive pratiğimizde somutlanması ge-rekir.

Mahalle halkına VAKIF olmaktır.

Mahallenin girişine çıkışına HA-KİM olmaktır.

Mahallede, komitelerle, derneklerle,kültür veya spor merkezleriyle, KU-RUMLAŞMIŞ olmaktır.

Halkın yaşamını DOLDURMAK-TIR.

Halkın sorunlarını ÇÖZMEKTİR.

Mahallede her sorun için BAŞ-VURULAN GÜÇ olmaktır.

Halk ve devrimciler arasında GÜ-VEN olmasıdır.

Mahalledeki Her ŞeyBizimdir ya daBizi İlgilendirir

Mahallelerin BİZİM olması demek,mahallelerde yaşayan ve düzenle çe-

lişkileri olan tüm sınıf ve tabakaları,faşizme karşı olan, saldırıların hedefiolan tüm halkı örgütleyebilmektir.

Halkın her kesimi aynı değildir;kültürü, alışkanlıkları, çevreleri farklıfarklıdır; hepsinin farklı yanlarını gö-zeterek, fakat onların sorunlarını ku-caklayarak çözümler, kurumlaşmalargeliştirmektir.

Mahallelerin BİZİM olması demek,çocuklardan kadınlara, yaşlılara, iş-sizlerden esnaflara, gençlerden ma-hallenin delilerine kadar herkese git-mektir.

Örgütlülüklerimize katılsın veya ka-tılmasınlar, gitmediğimiz, politikaları-mızdan, eylemlerimizden haberdar et-mediğimiz hiçbir kesim kalmamasıdır.

Yozlaşma Düzenin, Yozlaştırılanlar Bizimdir

Yoksul mahallelerde sosyal, kültürelolarak tüm toplumda rastlanabilecek

çözüm DEVRİM İDDİAMIZI

BÜYÜTMEKMahkemeye kaç kişi gideceğiz?

Kaç dergi artıracağız? Kaç pankart asacağız?Kaç gösteri yapacağız?

Baştan verdiğimiz rakamlar, bir yanıyla oradaki somut durumumuzu, biryanıyla iddiamızı gösterir.

İddiasız bir yönetici, hedefleri, rakamları asgaride tutar. Bunu da “söz verip de yapmamak daha kötü, o nedenle yapabileceğimiz kadarını

söylüyorum” der. İddialı bir yönetici ise, nesnelliğe boyun eğmez. Nesnel durumu tahlil eder vekoşulları değiştirme, eksikleri aşma iddiasıyla, kendisine ulaşılması daha zor bir hedef koyar. Asgariyle yetinen bürokrat, ulaşılması zor olanı hedef haline getiren militan bir yöneticidir.

Var olanı aşmayı esas alan rakam, yöneticinin militan yanıdır. Bu hedefe ulaşmak için göstereceği çaba ise, onun devrimciliğini büyüten, birim ve

alanlarımızı geliştiren bir emektir. Devrim iddiamızı büyütmeliyiz. İddia, inanç ve emektir.

İnancımız büyüdükçe ve ortaya daha yoğun emekkoydukça, verdiğimiz rakamlar da büyür.

soru

n

rakamları

küçültm

ek

bir mahalle nasılBİZİM OLUR

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET26

Page 27: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

olumlu olumsuz her şey, harman ol-muştur.

Bu durumda ne yapacağız?

Mahallelerin bizim olması demek,bu konuda doğru bir politika sahibiolmak demektir.

Uyuşturucu kullanan gençlerimiz,bizimdir.

Hırsızlık yapan gençlerimiz, bi-zimdir.

Düzene karşı bir şey yapamayıp,komşusunu ezmeye kalkan, bizimdir.

Düzen partilerine oy verenler, bi-zimdir.

Reformizmin, oportünizmin ta-raftarı olanlar, bizimdir.

Peki bu saydıklarımızın “bizim”olması ne anlama gelir?

Hayır, biz onların yaptıklarını,uyuşturucu bağımlılığını, ticaretini,hırsızlığını, kumarını meşru-laştırıyor değiliz.

Ama bunları yapan biziminsanlarımızdır, bu halkın ço-cuklarıdır. Onlara bunları yap-

tıran düzendir.

Biz bunu bilerek sahipleniyoruz.

Bizim olana sahip çıkmak,

“Her şeyden önce onlara sınıfve halk gerçeklerini öğretmek, eğit-mek ve düşman karşısında tavır al-masını sağlamaktır.”

Başka türlü sahip çıkmış olmayız.Bizim sahip çıkmaktan anladığımızbudur.

Biz mahallelerden yozlaşanlarıdeğil, yozlaşmayı temizleyeceğiz;yozlaştırılanları ise kazanmak hede-fimizdir. Bu da mahallelerin “bizim”olmasının bir parçasıdır.

Mahalleler, Örgütlülüğü Kadar Bizimdir

“Mahalleler bizimdir” diyoruz,

biz kimiz; halkız!

Bu yanıyla bütün mahalleler “za-ten” halkın mı? Hayır değil!

Halkın örgütsüz olduğu mahal-leler, devrimcilerin bir alternatif ol-madığı mahalleler, düzenindir. Düzenoralarda istediği gibi hareket eder.İstediği gibi propaganda yapar. İste-diği şekilde yönlendirir.

Fakat “bizim” mahallelerimizdedurum öyle değildir. Bir “kurtarılmışbölge”den söz etmiyoruz. Fakat, Ça-yan, 1 Mayıs, Küçükarmutlu, Gazi,Okmeydanı... buralar, gecekonduyoksullarının ‘faşist saldırılara vedevlete rağmen yaşayabileceklerini,kendi kendilerini yönetebileceklerini’gördükleri ve gösterdikleri yerlerolarak, düzene karşı yerler halinegelmişlerdir.

Bu mahalleler, yoksulların birliktemücadelesini ve dayanışmasınınçarpıcı örneklerini yaratmışlar-dır. Düzen onları yok etmek is-

tiyor, biz onları çoğaltmak isti-yoruz.

Ajitasyon Propaganda:Bazen cevaplar kadar, sorular da gerekli ve etkilidir

Ajitasyon propagandada mutlak, değişmez biçimleryoktur. Mesele, her durumu, her konuyu, her çağrıyı,en anlaşılır, en etkili biçimde ortaya koyabilmektir.

Amacımıza, bazen bir soru, bazen sonucu bildirenbir cümle, bazen bir slogan, bazen tek bir kelimeuygun düşer.

Cephe’nin tarihi ve özel olarak da Büyük Direnişsüreci, bu konuda çok zengin örneklerle doludur.

Propaganda akla, ajitasyon yüreğe hitap eder di-yoruz şematik olarak. Fakat çoğu zaman bu ikikavramı (ajitasyon-propaganda) birlikte ifade etme-mizin de gösterdiği gibi, ikisini birlikte yapmak du-rumundayız hep.

Yandaki örnekte görüldüğü gibi, bir soru (“sen degeliyor musun?)”, DÜŞÜNMEYE ÇAĞIRIR.

Bir soru (onların mı, onları işten atan ZALİMİN

Mİ yanındasın?), HESAPLAŞMAYA çağırır.

Bu konuda esas olan, yaratıcı ve üretken olmak,

sloganlarımıza, çağrılarımıza coşkumuzu ve kararlı-

lığımızı katmaktır.

“14 Eylül'de Nuriye ve Semih'i sahiplenmek için sen de geliyor musun?”

- İşten atıldıkları için direnişebaşladılar,

- Direndikleri için tutuklandılar,- Ceza vererek yıldırmak istiyorlar.

- KİMİN YANINDASIN? Onların mı, onları işten atan ZALİMİN Mİ?

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

227FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

DevrimciKişilik,

İddialıdır. Emekçidir. İddiası ve emeğiylestatükoyu aşandır.

Page 28: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Nuriye ve Semih'i nasıl sahiple-neceğiz? Şahanlar nasıl sahiplenir?Eylemiyle.

Bu onun varoluş nedeni, mahal-lelerdeki görevidir.

Nuriye ve Semih’e saldırı, doğ-rudan mahallelere bir saldırı mıdır?Evet! Çünkü onların işten atılması,emekçilere, yani yoksul mahallelerininsanlarına saldırıdır. Nuriye ve Se-mih’in tutuklanması, tüm direnenleresaldırıdır. Direnmek, mahalleleri-mizin kimliği gibidir.

Bu nedenle milisler, direnme hak-kının saldırı altında olduğu yerde, osaldırıya cevap vermeyi kendilerinindışında görmezler.

Düzen, insanları iki türlü pasif-leştiriyor:

Birincisi, ideolojik olarak beyin-lerini teslim alıp onları bencilleşti-rerek, bireycileştirerek.

İkincisi, korkuyla teslim alarak.

Bu nedenle binlerce kamu emek-çisi, Nuriye ve Semih’e bir sempatiduysa da, fiilen onların yanında ol-muyor.

Bunu kırmalıyız.

Nuriyeleri Semihleri hayatın HERALANINDA, HER BİÇİMDE sa-hiplenerek kırmalıyız.

Milisin tanımı da bu değil midirzaten?

Milis silahlanmış halktır. Şa-hanların sahiplenmesi de

buna uygun olur. Silah da şart değildir;milis, her şeyi silaha çeviren halktır.Her şeyi silahı çevirerek sahiplenir.

Nasıl ki halkımız, yaşlı genç,taraftar savaşçı veya sokakta

gezen ayırdetmeden katlediliyorsa,milis de öyle, yediden yetmişe sava-şandır. Yaşı, cinsiyeti, mesleği, inancı,ulusal kimliği ne olursa olsun, beraberezildikleriyle beraber savaşanlardır.

Milisler, halkındeğerlerini, si-

lahlanarak, savaşarak ko-ruyanlardır. Faşist sömü-rücü düzen, halkın tüm

değerlerine saldırıyor. Onurlu olmak“ahmaklık”, namuslu olmak “ilkellik”,dürüst olmak “saflık” olarak göste-rilmek isteniyor. Paylaşma, dayanış-ma, sahiplenme yerine “bananecilik”geçirilmeye çalışılıyor. Acıyı payla-şarak azaltanlar, sevinci paylaşarakçoğaltanlar halk değerlerini de sa-vaşarak koruyabilirler. Milisler iştebunu yapıyorlar. Bu nedenle milisler,sadece mahallede olan bitenle değil,ülkenin her yanında olan bitenle il-gilidirler. Nerede bir saldırı varsa,milisler, o saldırıyı KENDİLERİNEyapılmış sayarlar. Nerede bir direnişvarsa, milis, o direnişi sahiplenmeyiKENDİ GÖREVİ sayar.

Mahallede uyuşturucu mu sa-tılıyor, fuhuş mu yapılıyor,

kumar mı oynatılıyor, bunlara mü-dahale eden ve bunlarla mücadeleedendirler. Bunları yapanları uyaran,uyardıkları halde aynı suçları işleyen,işlemeye devam edenlere hak ettiklericezayı verendirler.

Milis, binler, onbinler olupHaziran Ayaklanması’nda

600’den fazla polisi yaralayan, 240polis aracını kullanılmaz hale getiren,barikatlarda nöbet tutanlardır. Milis,sapanlarıyla sokak başlarını bekle-yenlerdir.

Milisler; “onu-rumuz can-

dan önce” diyenlerdir.Bencilliğin karşısındahalk için kendilerinitehlikeye atandırlar.Halktırlar. Halkın ço-cuklarıdırlar. Bencilli-ğin, çıkarcılığın tümtoplumu esir aldığınıdüşünenlere öyle ol-madığını gösterir; “halaböyleleri var” dedirtir-ler. Milisler, “bakın

işte her koyun kendi bacağındanasılmıyor” dedirtenlerdir.

Milisler, çaresiz, örgütsüz bı-rakılmış halka “kimin var?

neyine güveniyorsun” denildiğinde“milisimiz var, çocuklarımız var, şa-hanlarımız var” denilmesini mümkünkılanlardır. Kapitalist, ahlaksız, na-mussuz düzen “babana bile güvenme”diyor. Kuşku, güvensizlik, çıkarcılık,dolandırıcılık, riyakarlık, ihanet to-humları ekiyor. Milisler halka gü-venin ve halkın kendi çocuklarınagüveninin adıdır. Gözü kapalı güve-nilecek olandır.

Milis, halkın her kesimininçaresiz kalmamasıdır. Evi

yıkılmak istenen mahalleli, hakkıgasp edilen işçi, işten atılan, sürülenmemur, saldırıya uğrayan öğrenci,ancak milisler var oldukça, bu saldı-rılara karşı koyabilirler.

Milisler gençlerimize, yaşlı-larımıza örnektir. Düşman

örnek diye gençlerimizin karşısınabilgisayar-televizyon kahramanlarınıçıkarır. Gerçek hayatta görmediğimizbu kişileri örnek almamız istenir.Giyimden konuşmaya, yemeğe - iç-meye kadar her şeyiyle bu düzenkahramanlarını örnek olarak gösterir.Milislerin örnekleri, halk kurtuluşsavaşının şehitleridir. Kendi mahal-lelerinin şehitleridir. Onları örnekalan milisler, mahallenin gençleriiçin artık kendileri de bir örnektir.

Şahanlar, NuriyelerinSemihlerin Yanındadır

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET228

MİLİSLER MAHALLENİN ŞAHANLARIDIR

Page 29: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Olmazcılık, pratiğin içinde sıkça karşımıza çıkan birsorundur. Karşımıza çıkmasını ne kadar azaltırsak, mü-cadelenin gelişimini o kadar hızlandırmış ve güçlendirmişoluruz.

Bir insanımız, önüne konulan bir iş, bir görev karşısındaneden “olmaz” der, veya açıkça böyle demese de neden“olmazcı” davranıp, sürekli zorlukları, engelleri öne çı-karır?

Cevap şudur:

Birincisi, “olmaz” diyen arkadaşımızın o konudaBİLGİSİ eksiktir.

Demek ki, hemen “olmaz” diye cevap vermeyeceğiz.Bilgisizliğimiz bize “olmaz” diye düşündürüyor olabilir.O zaman çözüm bellidir. Bir konuda “olur”, “olmaz”demeden önce, o konu hakkında bilgimizi tamamlamakgerekir. Bilmiyorsak, öğreneceğiz.

İkincisi, o işle, görevle ilgili kendisinin düşündüğütek bir yöntem vardır ve o yöntemle baktığında, olmazdiye görüyor olabilir. Çözüm, “olmaz” cevabı yerine,nasıl olur diye sormak ve yöntemi örgütle paylaşıp olupolmayacağını kolektif olarak tartışmaktır.

Üçüncüsü, “olmaz” cevabında tarih bilmemek vardır.Çözüm, tarih bilincindedir. Bilmeliyiz ki, ve aslındatüm tarihimiz gösterir ki, HER “OLMAZ”I OLUR KIL-MANIN BİR YOLU VARDIR!

Dördüncüsü; olmaz cevaplarında iddiasızlık vardır.Çözüm, iddiamızı büyütmektir. İddia, inanç ve emektir .

Olmazcılığı Beynimizden ve

Saflarımızdan Silmeliyiz

Olmazcılığın nelere denk düştüğünü görelim:

Olmazcılık, statükoculuktur.

Olmazları, yapılamazları, tarz haline getiren bir dev-rimci, yetinmecidir.

Olmazcılık, nesnelliğe teslim olmaktır.

Olmazcı, devrimci coşku ve kararlılıktan uzaktır.

Olmazcılık yılgınlıktır.

Olmazcılık, zaafları, zayıflığı, eksik bırakılanları giz-lemeye hizmet eder.

Olmazcılık inançsızlıktır.

Olmazcılık iddiasızlıktır.

Olmazcı, bir iş gündeme geldiğinde neden olama-yacağı üzerine konuşmaya başlar; soruna devrimci bir

tarzda, sorun çözücü bir tarzda yaklaşan ise, iş gündemegeldiğinde, nasıl olabileceği üzerine kafa yormaya başlar.

İki ayrı tarz.

Olmazcı, “bilmiyorum”, “yapamam” diye başlar.

Militanca yaklaşan, “bilmiyorum ama öğrenirim,nasıl olacaktı..” diye başlar.

Devrimci Olmazı Olur Kılandır

“Olmaz”a gerekçeler bulmak kolaydır.

Faşizmin baskı ve terörünün sürdüğü, faşist terörünkitleler üzerinde çeşitli olumsuz etkilerde bulunduğu,hayatın içinde birçok imkansızlıkların söz konusu olduğubir ülkenin devrimcileri için, “olmaz”a gerekçeler bul-maktan kolay bir şey yoktur. Fakat bu devrimi geliştirenbir yaklaşım değildir.

Devrimci, ağır koşullar altında, olumsuzluklar içinde,imkansızlıklar içinde oluru bulan ve yapandır.

Bugün de, yarın da, imkansızlıklar, olumsuzluklardevam edecektir, engeller hep olacaktır. Giderek azalacağınıdüşünenler yanılır; tersine savaş geliştikçe, düşmanınbaskı ve saldırıları arttıkça, engeller de büyüyebilir, ço-ğalabilir.

Evet, halkı örgütledikçe imkanlarımız genişler, büyür,fakat bu zorlukların azalacağı anlamına gelmez. Dolayısıyladevrimcilik, HER ŞART ALTINDA imnkansızlıklarla,yoklarla ve OLMAZCILIKLA savaşmak demektir.

Olmazcılık, sadece pratik bir sorun değildir. Tersinebu aynı zamanda ideolojik bir zayıflıktır.

Çünkü olmazcı düşünce tarzı, giderek zor koşullardamücadele edilmez, bu koşullarda direnilmez, bu koşullardaörgütlenilmez düşüncesine savrulur.

Savrulmayacağının garantisi yoktur. Bu savrulma he-men üç beş günde de olmayabilir. Ama olmazcılık aşıl-mazsa, normal, doğal görülürse, oralara kadar savurur.

Olmazcılığı aşmanın en önemli yollarından biri, so-mut, küçük, sonuç alıcı adımlar atmaktır; küçük adımlar,bizi “büyük yürüyüşlerin militanları, kadroları” halinegetirir. Düzeni değiştirmeyi hedefliyorsak, olmazlarıolur kılmayı başarmalıyız.

SORUN:OLMAZCILIK

ÇÖZÜM: BİLGİ VE YÖNTEMTARİHİMİZ VE İDDİAMIZ

SSORUNLAR / ÇÖZÜMLERSORUNLAR / ÇÖZÜMLER

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

29FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 30: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

KESK’in Tarihi Verilip de Tutulmayan Sözlerle DoludurKESK’in Tarihi Yalan Mezarlığıdır

YİNE BİR SÖZYENİ BİR YALAN DAHA

KESK yinebir masa, üç san-

delyeli bir ortamda AKPfaşizminin yeni çıkarttığı 693 ve 694Sayılı KHK’lar ile işten atılan 69üyesi için basın açıklaması yaptı.

KESK bu açıklamasında “KESK vebağlı sendikalarımız, darbe hukukunakarşı fiili, meşru ve demokratik direnişini,dayanışma ilişkilerini ve hukuki müca-delesini her ne pahasına olursa olsun,tüm zorlukları göğüsleyerek yürütmeyedevam edeceklerdir” dedi.

Duy da İnanmaNeden?

Çünkü KESK’in tarihi bu tür açık-lamalarla, “yapacağız-edeceğiz” deyipde yapmadıkları, başlayıp da bitere-medikleri eylemlerle doludur.

OHAL ilan edildiğinden bu yanaKESK sürekli açıklamalar yapıyor.Her OHAL kararnamesi ardındanKESK sitelerinde bir açıklama mutlakavardır, ama bir tane eylem yoktur!

Yapılan eylemler de ya tamam-lanmamış ya da devletin icazeti altındabitirilmiştir.

Miting kararı alır, devlet yasaklar,o da kendi kitlesine yasaklar.

“Haydi, İstanbul’dan Ankara’yayürüyoruz” denir, yan taraftan arabalarabinilir, apar topar Ankara’ya gelinir.Kaşla göz arasında, Sakarya Cadde-si’nde bir açıklama yapılır ve eylemkazasız belasız bitirildiği için bir ‘oh’çekilir. Çünkü eylem planı bedel öde-memek üzerine yapılmıştır.

Yakın zamanda KESK’te yönetimdeğişikliği oldu.

“Akil adam” ve ekibi gitti, akiladamın peşinden yürüyen yeni bir yö-netim işbaşına geldi.

İlk işleri kendilerini tanıtmak içingazetelere röportaj vermek oldu. Onlarda aynı soydan geldikleri için bol kesedenkonuşmaya başladılar. Nuriye ve Se-mih’in kendi üyeleri olduklarını hatırlayıpsahip çıkacaklarını açıkladılar.

Aradan bunca zaman geçti, sordukbu sayfalardan “ne oldu, Nuriye veSemih her gün ölüme bir adım dahayaklaşırken neyi bekliyorsunuz, nedensahip çıkmıyorsunuz” Bir cevap yok.Sanki duvara konuşuyoruz.

Neden?

Çünkü; KESK’te yönetim değiş-mişti ama reformist çizgi değişme-mişti.

Uzlaşmacılık,

İcazet,

Teslimiyet olduğu yerde duruyor-du.

Düşüncelere, duygulara bunlar yönveriyordu.

Onun için işten ne 69 kamu emek-çisinin ne de bugüne kadar işten atılan150 bine yakın kamu emekçisinin acı-sını yüreklerinde hissederler. Onlariçin bunlar bir basın açıklamalık şey-lerdir.

Bunlar için bedel ödenir mi?

Bunlar için direnmeye ne gerekvar?

Avrupa Birliği ile AİHM ile buişleri çözeriz!

Hele hele insan hayatını riske edensüresiz açlık grevlerine hiç gerek yok!

Dilleri başka şeyler söylese de,kalemleri başka cümleler yazsa daruhları da pratikleri de bunları söy-lüyor.

Akil Adam İleHesaplaşmayan KESK69 EmekçininHesabını Soramaz Onlar İçin Fiili DirenişYapamaz

“Akil adam”la hesaplaşmayan birKESK yönetimi AKP’in çıkardığıKHK’lara karşı direnebilir mi?

Nuriye ve Semih’i sahiplenebilirmi?

Mümkün değil.

Çünkü; ÖDP-DY çizgisinin hakimolduğu hiçbir yerde, bir direniş olmaz.Olsa olsa orda “Mamak” teslimiyetiolur. KESK’in bugün yaşadığı da bu-dur.

Mamak teslimiyeti…

AKP’nin yaptırımlarına sessiz ka-larak, göstermelik açıklamalar yaparak,akil adamın yolundan giderek tamteslimiyetin yollarını yapıyorlar.

KESK’in kurtuluşu yoktur amaKAMU EMEKÇİLERİNİN kurtuluşuvardır.

Bu kurtuluşun yolu NURİYE VESEMİH’İN YOLUNDAN GİTMEK-TİR.

BEDEL ÖDEMEYİ GÖZE AL-MAKTIR.

DİRENMEKTİR.

KEC SAFLARINDA MÜCADE-LE ETMETİR.

KAMU EMEKÇİLERİ MECLİS-LERİNDE ÖRGÜTLENMEKTİR.

Tüm kamu emekçilerine sesleniyo-ruz:

Haklarımızı kazanmanın yolu, bir-likte mücadele etmekten geçiyor.

Sonuç olarak:

-KESK ne fiili, ne ideolojik, nesiyasi hiçbir biçimde direnemez.

Çünkü hiçbir değeri kalmamıştır.

-Fiili direniş yapmak için de birsınıf bilinci gerekir, faşizmi tanımakgerekir, fiili direnişi yapabilmek içinbir mücadele ruhu, bir direnme kültürü,cüret, cesaret, kararlılık gerekir.

Çünkü; KESK’te bunların hiçbiriyoktur.

-KESK, devrimcileri tasfiye ettiğigünden sonra, bunları çoktan yitir-miştir.

-KESK dönüşü olmayan bir yolagirmiştir ve tercihini düzenden yanayapmıştır.

-KESK can çekişe çekişe ölmek-tedir.

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET330

Page 31: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

331FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

“Bıçak kemiğe dayandı” diyor,

“Nuriye ve Semih’i sahipleneceğiz”diyor,

FAKAT hiçbir şey yapmıyor.

KESK yönetimi, Memur-Sen tarafın-dan imzalanan toplu sözleşmenin ardından"bıçak kemiğe dayandı" diye bir açıklamayaptı.

Sonra?

Sonrası yok.

Sonrası hiç!

Eğer gerçekten "bıçak kemiğe dayan-dıysa" bir insan ne yapar?

Yeri göğü inletir.

Elinden ne geliyorsa yapar.

Bıçağı tutan eli kırmak, bıçağı ken-dinden uzaklaştırmak için her şeyi yapar.

Yakar yıkar.

Kitlesini direnişe çağırır, direniş ör-gütler.

KESK ne yapıyor?

Basın açıklaması!

Bir masa, üç beş sandeyenin olduğuortamda basın açıkması yapıyor, kendine,gücüne güvenmediği içinkendi kitlesinibir şey yapmayı, OHAL koşullarındabedel ödemeyi göze almadığı için.

Gerici, faşist sendika KAMU-SEN'e“birlikte eylem yapalım” çağrısı yapı-yor.

Ondan bir sonuç çıkmayacağını biliyorama bütün mesele bir şey yapmamak,yapmaya çalışıyor gibi görünmeye çalış-mak.

Onun için KESK'in bıçak kemiğe da-yandı açıklamasının hiçbir ciddiyeti yok-tur.

-Böyle sendikacılık olmaz!

Elini taşın altına koymadan sendikacılıkolmaz.

Düzenin sınırları içinde debelenereksendikacılık olmaz.

OHAL'den bu yana hiçbir direniştebulunmamak olmaz.

Toplu Sözleşme gibi tüm kamu emek-çilerini, ailelerini, geleceklerini belirleyenbir konuda son ana kadar sessiz kalmak,sonra “bıçak kemiği dayandı” diye açık-lama yapmak ve hiçbir şey yapmamakolmaz.

-Tablo bu kadar vahimdir.

KESK yönetimi bu vahim tablonuntam orta yerindedir ve MEMUR-SEN'insuç ortağıdır. MEMUR-SEN kamu emek-çilerin, alınterini halk düşmanı katilAKP'ye satıyor, KESK de seyrediyor.

KESK her geçen gün eriyor.

KESK her geçen gün yozlaşıyor, çü-rüyor.

KESK her gün canlı cenazeye dönü-yor.

Devrimcileri sendikalardan binbir ayakoyunu ile tasfiye edenlerin, genel baş-kanlarını AKP in "akil adamı" yapanların,devrimcilerini eylemlerine sırtlarını dö-nenlerin, Nuriye ve Semih'in eylemlerinisahiplenmeyenlerin sonu bu oluyor.

KESK bu sonu kendi elleri ile yarattı.

Kendi mezarını kendi elleri ile kazı-yor.

Böyle bir anlayış kamu emekçilerininhak ve özgürlük mücadelesine, ekmekve adalet mücadelesine öncülük edemez.

KESK yöneticilerinin uzlaşmacı, ica-zetçi ve teslimiyetçi politikalarına ortakolmamalıyız.

Tarih karşısına boynu bükük çıkma-malıyız.

Ne yapmalıyız?

Kamu emekçileri olarak kendi mec-lislerimizde örgütlenmeliyiz.

Bir araya gelmeliyiz, sorunlarımızı,çözümlerimizi konuşmalıyız, kararlar alıphayata geçirmeliyiz.

Söz hakkını,

Karar hakkını,

Yetkiyi kendi elimize almalıyız.

Kendi kurtuluşumuzu kendi ellerimizleyaratmalıyız.

KESK'TE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

PANZERLERÜSTÜMÜZEKALKARPanzerlerÜstümüzeKalkarArmutÇiçe�indeyizMe�erSokaktaDü�enlerVarVeOkuldaGösteride��kencedeVeMa�aradaKı�daKardaKıyametteSilahlıSilahsızVeYalnız...Enver GÖKÇE

KEC'linin Diline Söz“Yetinme, çalışmanın

düşmanıdır. Halimizdenmemnun olmaktan kurtu-lana kadar gerçekten hiçbirşey öğrenemeyiz. Kendi-mize karşı tavrımız “öğ-renirken doyumsuz ol-mak”, başkalarına karşıtavrımız da “öğretirken yo-rulmaz olmak” olmalıdır.”

Mao

Page 32: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET332

KEC'Lİ KİMDİR?

Yoldaşlarına sahip çıkandır.

SAHİPLENENDİR.

Nasıl?

Mehmet Dersulu gibi.

"5-6 tane çevik kuvvet polisibeni yere yatırdı. Ters kelepçetakarken bir tanesi postalı ileağzımın ortasına, tam burnumabir tekme attı.

Ağzım burnum kan içindekaldı.

Gözaltı aracına götürülürkenben onların yaptığı bu işkenceyiteşhir etmek için bizlerin işle-rinden atılan kamu emekçileriolduğumuzu, işimize sahip çık-tığımız için, işimizi geri istedi-ğimiz için, özellikle Nuriye veSemih’e sahip çıktığımız içinişkence ile gözaltına alındığımızıve işkencenin fotoğrafını gör-meleri için, ben yüksek sesle iş-kenceyi anlatırken oradaki ÇevikKuvvet polisleri kısık sesle ‘yalansöylüyor’ diye benim söylediğimşeyleri sabote etmeye çalışıyor-lardı. Ama onlarda yaptıklarınınmeşru olmadığını bildikleri içinsesleri kısık kısık çıkıyordu.

Gözaltı aracında dakikalarcabekletildim. Kan yuttum nefesalmakta zorlandım. AMA ŞUNUSÖYLEMEK İSTİYORUM .BÜTÜN BUNLAR GEÇECEK,YÜZÜMÜ YIKIYACAĞIM Bİ-RAZ SONRA, DİNLENECE-ĞİM VE HEPSİ GECECEK.HEPSİNİN BİR GERİ DÖNÜ-ŞÜ VAR. AMA HER ZAMANBUNU SÖYLÜYORUM. NU-RİYE VE SEMİH’E BİR ŞEYOLURSA BUNUN GERİ DÖ-NÜŞÜ OLMAYACAK VE BENELİMDEN GELDİĞİNCEDOSTLARIM, YOLDAŞLA-RIM, NURİYE VE SEMİH’ESAHİP ÇIKMAYA DEVAMEDECEĞİM.

NURİYE VE SEMİH’İN TA-LEPLERİ KABUL EDİLSİN!

EMEKÇİYİZ, HAKLIYIZKAZANACAĞIZ!

KEC'LİLER!..Nuriye ve Semih olup mahkeme

salonunu dolduralım.

KEC'liler,

Bir sınavdan daha geçeceğiz 14Eylül'de .AKP faşizmi Nuriye ve Se-mih'i yargılayacakmış.

Tarihte direnenlerin yargılandığı,mahkum edildiği bir mahkeme de gö-rülmemiştir.

Faşizmin kurduğu mahkemelerde,yargılayan, hesap soran hep direnenlerolmuştur.

Alman faşizmi Bulgar devrimcisiDimitrov'u yargılayabildi mi?

Dimitrov tarihten gelen bilgeliğiile Nazileri yerden yerden vurmadımı?

Faşizmin egemenlerin en kanlı dik-tatörlüğü olduğunu dünya halklarınagöstermedi mi?

Osmanlı Bedreddin’i yargılayabildimi?

Hayır.

Bedreddin tarihsel haklığı ile cel-latlarının karşısında dimdik durmadımı?

Pir Sultan’a Hızır Paşa diz çöktür-tebildi mi?

İçinde “Şah”ın geçmediği bir dizesöyletebildi mi?

Halkın kahramanları hiç yargıla-nabildi mi?

Köroğlu için hiç mahkeme kuruldumu?

Onlar halkın bağrında yaşadılar ve

ölümsüzleştiler.

Halkı ve vatanı için mücadele edendevrimcileri, 12 Eylül'ün faşist mah-kemeleri yargılayabildi mi?

“Haklıyız Kazanacağız” sloganınıngücünü kırabildiler mi?

Emperyalizme karşı direnen halklarıyargılayan bir mahkeme hiç duydukmu?

Muzaffer Vietnam halkını,

Muzaffer Sovyet halklarını,

Muzaffer olmuş, devrimini yapmışdünya halklarını yargılayan bir mah-keme hiç kurulmadı.

İşte tarihsel ve sınıfsal haklılığı-mızdan aldığımız bu güçle haykırıyo-ruz:

Nuriye ve Semih'i AKP faşizmininmahkemeleri yargılayamaz.

Nuriye ve Semih yargılanamaz.

Direniş yargılanamaz.

Halkların düşmanı emperyalizmive faşizmi yargılayacak olan Nuriyeve Semih’tir.

14 Eylül’de Nuriye ve Semih mah-keme kürsüsüne, tarihsel haklılıkla-rından aldıkları güçle ve HAKLIYIZKAZANACAĞIZ'ın şiarı ile çıkacak-lardır.

Direnişlerinin 200. gününde ken-dilerine işkence eden AKP faşizmindenve onun uşaklarından hesap soracak-lardır.

Nuriye ve Semih’i yalnız bırak-mayalım; yoldaşça, dostça, arkadaşçasahiplenelim!

Page 33: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Örgütlü gücümüzle tek yürek, tek yumruk olmakiçin mücadele edelim.

GÜÇ ZORU BOZAR

İşçi Meclisleri GÜÇ olmaktır.

AKP’nin lideri, faşist Cumhurbaşkanı Erdoğan, ah-laksızca, işçileri ve emekçileri kapıkulu gibi gördüğünü,OHAL’i, İŞÇİ SINIFININ BÜTÜN KAZANILMIŞHAKLARINI GASP ETMEK VE GREVLERİ YASAK-LAMAK İÇİN kullandığını, patronların huzurunda gu-rurlanarak ve böbürlenerek açıkladı.

SENDİKALAR, DİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve sözdeliderleri, işçi sınıfına yapılan bütün saldırılar karşısındadut yemiş gibi, utanmazca ve onursuzca sessiz kaldılar.Efendilerinin gözüne girmek için, bukalemun gibi herrenge girdiler.

BU ONURSUZ PATRON SENDİKACILARI, işçilerinköleler gibi, sefalet içinde aç yaşamasına, işçi sağlığı veiş güvenliği olmadan, işçilerin kobay gibi çalıştırılmasına,aylık ücretlerinin ve sosyal haklarının düzenli olaraködenmemesine, grevlerinin ertelenmesine ve yasaklan-masına, çalışma saatlerinin 10-12 saate çıkarılmasına,işten atılmalarına, iş cinayetlerine kurban edilmelerinesessiz kalmaya devam ediyorlar.

Devrimci İşçi Hareketi olarak bütün işçilere, emekçilere

çağrımızdır:

ÇARESİZ DEĞİLİZ. BİZLER ÜRETİCİ GÜÇLERİZ.

Aç ve yoksul yaşamayı, iş cinayetlerinde ölmeyi,sakat kalmayı, geleceğimizin ve özgürlüğümüzün, pat-ronların iki dudağı arasında kalmasına seyirci kalmayalım.

İşçi sınıfının tarihi bir şiarı var: “GÜÇ ZORU BO-ZAR!”

İş yerlerimizde korkusuzca İŞÇİ MECLİSLERİNİkuralım. İşçi Meclisleri GÜÇ olmaktır. Örgütlü gücümüzletek yürek, tek yumruk olmak için mücadele edelim.

Bizim emeğimizi sömürenlere, bizim geleceğimiziçalanlara karşı, birliğimizi, dayanışmamızı ve gücümüzügösterelim.

Makinaları durdurduğumuzda, kepenkleri indirdiği-mizde ve İŞ YERLERİMİZİN ÖNÜNDE HALAYLARÇEKTİĞİMİZDE, patronlar bize yalvaracaklardır.

“Üreten Biziz Yöneten de Biz Olacağız” şiarlarımızla,birliğimizi, dayanışmamızı ve gücümüzü dosta ve düşmanagösterelim.

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

33FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

DİH’li Kimdir?Emeği ile cüretini büyütendir.

- Sınıfsal bilincimizle cüretimizi büyüt-meliyiz.

- Cüretimizi tarih bilincimizle büyütme-liyiz.

- Aklımızla, yani diyalektik materyalizmlecüretimizi büyütmeliyiz.

- Halkımızın ve Cephe’nin deneylerindenöğrenerek bilincimizi büyütmeliyiz.

- Halkımıza, vatanımıza, yoldaşlarımızaolan sevgimizle cüretimizi büyütmeliyiz.

DİH' linin Diline Söz“Devrim güçlülerin alanıdır. Zorluklarla dolu yaşamı

cesaret ve neşeyle sürdürmek salt güçlülere göredir.

Bu güç ideolojiye, devrime, tarihsel haklılığımızaduyduğumuz inançtır.”

Lenin

Page 34: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET334

İŞÇİ OKULU DİH'li SONUÇ ALANDIR

DİH'li başladığı bir işten nasıl sonuçalır, nelere dikkat etmelidir?

Sonuç almak nedir?

Onunla başlayalım. Sonuç almakistenilen amaca ulaşmaktır. Yani aklı-mızdakini pratiğe geçirmektir.

Sonuç almak için ideolojik olaraknet olmalıyız.

Neyi istediğimizi bilmeliyiz.

Eğer ideolojik netliğimiz yoksa is-tediğimiz sonucu alamayız.

Çünkü; neyi, nasıl, ne zaman, ki-minle yapacağımızı bilemeyiz.

Sonuç aldığımızı nasıl görürüz?

Ve ya sonuç almak ne demektir?

Bunun en kısa cevabı; düşünceleri-mizle pratiğimizin uyum içinde olma-sıdır.

Örneğin; Nuriye ve Semih'in mah-kemesi için hedeflediğimiz sayıyı mah-kemeye getirmediğimizde istediğimizsonuca ulaşmamışız demektir.

Örneğin bir iş kolunu örgütlerkentoplantı, komite ve eğitimi sürekli, dü-zenli ve sistemli yapıyorsak sonuç alı-yoruz demektir.

Sonuç almak program üretmektir.

Çünkü hiçbir şey kendiliğinden vetesadüfen olmuyor.

Eğer sonuç almak istiyorsak programçıkartmalıyız.

Program nedir?

. Elimizde ne var?

. İhtiyacımız nedir?

. Geçmişte bu konuda neler ya-pılmış?

. Elimizdeki ile biz ne yapaca-ğız?

Sonuç almak için yapacağımız işeaklımızı, yüreğimizi, ruhumuzu kat-malıyız.

Yoğunlaşmalıyız.

İradeli olmalıyız.

İrade, emek ve cürettir.

Eğer yapacağımız işe inanmazsakemeğimizi ve cüretimizi vermeyiz."Sıcak yaz günlerinde güçlü genç in-

sanlar fırının karşısında bayılıyorlardı.Üç Amerikalı -Zivkoviç, Covert veNinçuk- hattı durduran '7 numaralı ma-kinenin' onarımı için durmaksızın altmışsaat çalışmışlardı. Fabrikadan ölü gibisendeleyerek çıktılar. Alkışlarla karşı-landılar ve madalya aldılar. Bu iş değil,'savaş'tı." (Stalin dönemi 40. sayfa)Böyle bir sonucu elde edemeyiz.

Sonuç almak için disiplinli olmalı-yız.

Disiplin nedir?

Manevi değerlerimizdir.

Tarihimizdir, geleneklerimizdir, şe-hitlerimizdir.

Bunlarla disiplinli oluruz ve sonuçalırız.

Son olarak sonuç almak kolekti-vizmdir.

Kolektivizmi işletmektir.

Koletivizm; hedefe varmak için güç-lerimizi, aklımızı, enerjimizi, tecrübe-lerimizi, olanaklarımızı birleştirmektir.

Sonuç almak nedir dersek?

. İdeolojik netliktir

. Cürettir

. Programdır

. İradeli olmaktır

. Disiplinli olmaktır

. Kolektivizmi işletmektir.

YOLDAŞIMSevgili Bedii Cengiz’e…

Yine bir aradayız,Yine sohbetteyiz,Esmer gülüşünleCoşkulardayız!Hiç saate bakmadık,Hiç gün saymadık,Kaç tarih bir aradayızUmutlardayız!Çamurlu yollarda bırakıpBaygın çocukluğumuzu,Sarıldık atların beyaz yelelerineYol alıyoruz,Düz bayır demeden,Yine sarp kayalarda,Yine dağlardayızYangınlarımızla halaylardayız!...Toprak aç,Toprak susuz,Kanımızla suluyoruz tohumları…Tıpkı sizler gibi!Kaygısız,Korkusuz,Işıtıyoruz karanlığı.Dağlardan,Kırlardan,Alanlardan,Sel olup akıyoruz…Laleler,Menekşeler,Kızıl karanfillerle sunuyoruz,Halkımıza vaat ettiğimizÖzgür yarınları!...Bir anmamızın öyküsü

Hasan Biber

Page 35: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Katil AKP mahallelerimizde ço-cuklarımızı uyuşturucu ile öldürüyor.Özellikle devrimcilerin, demokrathalkın yaşadığı mahallelerde uyuş-turucu devletin elinde halka yönelikbir silah olarak kullanılıyor. OHALsürecinde devrimci, demokrat ma-hallelerde polis terörü yaşanırken,sokak başlarında dizi dizi TOMA’lar,düzinelerce polis varken, mahalle-lerimizde uyuşturucu her gün giderekartıyor. Elbette biz bunun tesadüfolmadığını biliyoruz. Oligarşinin ma-halle gençliğine yönelik temel poli-tikasıdır gençliği yozlaştırmak veapolitikleştirmek.

Oligarşinin yozlaştırma politikasısadece gençliğe yönelik bir politikadeğildir. Bu politika aslında tümhalka yönelik bir politikadır. Mahallegençliği bu politikadan kendi üzerinedüşen payı büyük bir oranda almak-tadır. Çünkü yozlaşan insanlar kendihaklarına dahi sahip çıkmazlar. Adaletarayamaz, seslerini çıkaramazlar.Tepkilerini düzene değil farklı yerlereyöneltirler. Ezilmişliklerinin hıncınıçetecilik yaparak, mafyacılık yaparakbaşkalarından çıkarmaya, hayattanöç almaya çabalarlar. Bunu başara-madıklarında ise tüm umutlarını yi-tirerek uyuşturucu maddeler kullan-maya, dertlerini unutmaya çabalarlar.

Yani düzenin çukurlarından birindeyitip giderler.

DüzeninMahallelerimizdekiUyuşturucu Saldırısını,Mahalle GençliğiÖrgütlenerek Durduracak

Mahallemizin çocukların sokakortalarında baygın bulmaya yine ma-hallemizin gençleri son verecek. KatilAKP’nin gençlerimizi zehirlemesineyine mahalle gençliği karşı duracak.

Okmeydanı’nı uyuşturucudantemizlemek için 18.08.2017 tarihindesaat 10.00 ile 01.00 arası Okmeyda-

nı’nda mahallenin gençleri devriyeatmaya başladı. Daha önce istihbaratıalınan torbacılar gidilip uyarıldı. Ma-hallede uyuşturucu satışına izin ve-rilmeyeceği konusunda duyurularyapıldı.

“Mahallemiz bizim, gençlerimizbizim, AKP’nin torbacılarına izinvermeyeceğiz” diyerek örgütleniyormahalle gençliği. Gençlerimizi AKPzehirliyor. Mahallelerimizden, yaşa-dığımız her yerden uyuşturucuyu an-cak biz temizleriz. Bunun için örgütlüolmak zorunluluktur. Gençlerimizinyaşamlarına savaş açanlara karşı mü-cadele etmek zorunluluktur.

Okmeydanı gençleri de bunu ya-pıyor, örgütlü bir şekilde mahallele-rinde uyuşturucu satışıyla savaşıyor-lar, mahallelerinin güvenliğini ken-dileri alıyor, gençleri kendileri ko-ruyorlar.

AKP zehirliyorsa örgütlenerekkendi mahallemizi, kendi gençlerimizikorumak zorunluluğumuzdur.

Mahallemizde gençlerimizin ha-yatına kast eden uyuşturucu satıcı-larına da, onların hamilerine de izinvermeyeceğiz.

Örgütlenecek, mücadele edecek,hesap soracak, kazanacağız.

Mahallelerimizde Uyuşturucuyu Yayan, Çocuklarımızı Zehirleyen İşbirlikçi AKP İktidarıdır OKMEYDANI’NDA UYUŞTURUCU SATIŞINA GEÇİT VERMEYECEĞİZ!

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

35FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 36: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Liseliyiz Biz

Liseli Dev-Genç’liler, okullar önü-müzdeki haftalarda açılıyor. Bir yandanvar olan kampanyalarımızı, gündemimizitakip ederken, okulların açılmasıyla yenibir dönem başlayacak bizim için.

LİSELİLER, LİSELER BİZİM OL-MALI. Halk çocuklarını biz örgütle-meliyiz. Düzenin batağından gennçle-rimizi biz Liseli Dev-Genç’liler örgüt-leyerek kurtaracağız. Bu iddiaya sahipolduğumuz için en çok saldırıya biz uğ-ruyoruz, uğrayacağız. Bu iddiaya sahipolduğumuz için biz engelleniyoruz, en-gelleneceğiz. Her koşulda biz mücadeleetmeye devam edeceğiz.

Ne yapacağız? OLANAK YARA-TACAĞIZ. TEK BİR ŞEY DÜŞÜNE-CEĞİZ: ÖRGÜTLENMEK ZORUN-DAYIZ, NASIL YAPACAĞIZ ?

Engellemelere, tutuklamalara, taciz-lere rağmen örgütlenme yapacağız. Herzaman ne yapabiliriz diye düşüneceğiz.

OLANAK YOK MU?

“Mevcut olanakları mücadele içindenasıl daha verimli hale dönüştürebilirim”diye düşüneceğiz.

Burada YARATICI ZEKAMIZI kul-lanacağız. Ama bunun için ilham gel-mesini beklemeyeceğiz tabi.

1-Elimizde ne var?

2-Elimizdekilerle ne yapabiliriz?

En basit haliyle ilk adımdan baş-layacağız. Yani bir yerden başlaya-cağız.

Geniş imkanlar bekleyip zamankaybetmek değil, eldeki imkanlarıdeğerlendirip zaman kazanmak.

Mütevazı olup elimizdekilerle birşeyler yapmalıyız. Hiçbir zaman ek-siksiz koşullar olmayacak. Beynimiziörgütlemeye kilitlemeliyiz. Sade vebilimsel düşünmeliyiz. Hayatı örgüt-lemeliyiz. Bu konuda Dayımız şöylediyor;

“(...) Gerçek bir önder bırakın yo-ğun devrimci potansiyelin olmasınıhiçbir ilişkinin, hiçbir olanağın ol-madığı koşullarda dahi, yaşamanınve kitlelere ulaşmanın yolunu bulaninsandır. Nasıl sorusunun reçetesiyoktur. Bunun cevabı devrimci inanç,yaratıcılık, disiplinli olmak ve enginbir halk sevgisidir.” (Dursun Kara-taş)

Evet, çözüm, yapmaya kilitlenmişbeynimizde. Yapmaya, başarmaya ki-litlenmiş inanmış beynimizle mutlakaher sorunu çözecek, herkesi örgütle-yeceğiz. Bu noktada yaratıcı, disiplinlive inançlı olmak tek çözümdür.

TEK BİR ŞEYİ DÜŞÜNECEĞİZ:ÖRGÜTLENMEK ZORUNDAYIZ!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz varız!

Biz Liseli Dev-Genç’lileriz

� Çürümenin içindebüyümek istemiyoruz.

� Uyuşturucu bataklığın-da büyümek istemiyoruz.

� Üniversite kapılarındaadaletsizlik istemiyoruz.

� Büyüdüğümüzde işsizlikbataklığında boğulmakistemiyoruz

� Bunun için, demokratikbir lise istiyoruz.

� Demokratik bir lise için,özgür, bağımsız bir ülkeistiyoruz.

� Bunun için, bu yaşta,

BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

� Liseliyiz biz... Genciz,çok genç... Ama yürekleri-miz büyük.Erken olgunlaşıyoruz biz.Bu ülke, bu düzen erkenbüyümek zorundabırakıyor bizi.

� İşte bu yüzden,BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

Bu Kavgada Biz de Varız!

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET36

Page 37: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Günlük yaşamdaki sorunları çöz-meli, her sorunun çözümü için uygunyöntem bulmalıyız. Her yeni gün dü-zenden devrime doğru çözeceğimizsorunlarla doludur. En büyük sorunhalkımızın düzenle olan çelişkisidir.Ne yapacağız?

Çöze çöze ilerleyeceğiz. YAPI-LACAK BAŞKA BİR ŞEY YOK-TUR. “NEDEN SORUN ÇIKIYOR”DİYE DÜŞÜNMEYECEĞİZ. Herçözdüğümüz sorun yaptığımız bir ör-gütlenmedir. Biz örgütleyecek, boşlukbırakmayacağız. El attığımız her yeribizimle doldurmalıyız.

Ama yine de her zaman sorunlarçıkacaktır. Bunların HEPTEN çözü-lebileceğini hayal ETMİYORUZ. Bu-gün sorunlar vardır. Yarın da olacak-tır.

Sorunsuz bir yaşam yoktur.

Devrimcilik sorun çözmektir.

Sorun çözmek:

Sade düşünmektir.

İddialı olmaktır.

Hiçbir şeyi belirsiz bırakmamak-tır.

Belirsizlik boşluktur. Belirsizlikdüzendir. Belirsizlik yüzeyselliktir.

Bir yeri, bir olayı, bir kişiyi be-lirsiz, programsız, hedefsiz bırakırsako bize sorun olarak dönecektir. Buyüzden hayatı sade ve basit şekildeörgütlemeliyiz.

Her işimizle ilgili hedeflerimiz veprogramımız olmalı. Kendi gerçek-liğimize, önceliklerimize göre bir sı-ralama yapmalıyız. Büyük planlarmuhteşem programlar değil, ayaklarıyere basan, gerçekçi programlarımızolmalı. Hiç düşünmedim, daha hedefkoymadım, sonraya bıraktım demek

yerine asgari de olsa bir programımız,bir hedefimiz, bir yöntemimiz olmalı.

Yöntem sade düşünmektir.

Yöntem hedef koymaktır.

Yöntem bilimsel düşünmektir.

Sonuç olarak;

Tek bir kişi bile olsak birçok yerle,kişiyle, sorunla ilgileniyoruz. Birçokkampanyayı aynı anda yürüyoruz.Birçok alana aynı zamanda yetişmeyeçalışıyoruz. Birçok sorunu çözmeyeçalışıyoruz.

Dağılmayacağız, telaşa kapılma-yacağız.

Her işimizle ilgili program yapa-cak, sade düşünecek, hedefler koyacakve kendimizi sürekli denetleyeceğiz.

Her şeyi değiştirebilecek gücünbizim elimizde olduğunu, BİLİMSELDÜŞÜNMEKTE olduğunu unutma-yacağız.

ÇÖZÜM BİZİZÇÖZÜM ÖRGÜTLEMEKTİR

DEV-GENÇ:“Nuriye ve Semih Korkulu Rüyanız Oldu, Korkularınızı Büyüteceğiz!”

Ülkemizde Gençlik

Gençlik Federasyonu’ndan

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

37FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Page 38: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Ülkemizde Gençlik

Bizler Dev-Genç’lileriz, Savaşı-yoruz ve Şimdi Açlıkla Örülen Ba-rikatın En Önündeyiz!

Hey Dev-Genç’li!

“Nerede olursan ol,

İçerde, dışarda, derste, sırada

Yürü üstüne üstüne

Tükür yüzüne celladın

Fırsatçının, fesatçının, hayının

Dayan kitap ile

Dayan iş ile

Tırnak ile diş ile

Umut ile sevda ile düş ile

Dayan, rüsva etme beni…”

İlmek ilmek örülen bir direniş…Her ilmek açlık kokuyor. Her ilmekAKP faşizmine korku salıyor. Direniş,Nuriye ve Semih’le örülmeye başladı.Nuriye ve Semih’in açlığı, alın teriylekazanılmış bir ekmek gibi bu halkınsofrasında paylaşılıyor şimdi. ÖnceMehmet Güvel, sonra Feridun Os-manağaoğlu; yaşları 70’i geçkin “Nu-riye ve Semih ölecekse eğer, biz deölürüz” diyorlar ve delikanlı yürek-leriyle yükseltiyorlar açlığın barika-tını.

Açlığımız günden güne yayılıyor.

Önce Ankara’nın meydanlarını adım-ladık sonra yoksul mahallerimizinsokaklarını ve şimdi açlığımızı fizikenkilometrelerce uzağımızda, ancakkavgada ve direnişte omuz başımızdaolan Dev-Genç’li Orhan Batasul ilebüyütüyoruz. Orhan Batasul 23 ya-şında bir Dev-Genç’li, “Nuriye veSemih’in Talepleri Kabul EdilinceyeKadar Ben de Süresiz Açlık Grevin-deyim” diyor. Açlığın koynundakiNuriye ve Semih’e işkence yapanlar,ne bu haykırışı ne de 23 yaşında birgencin neden açlığı kuşandığını an-layamazlar.

Dev-Genç’li Orhan Batasul be-denini açlığa yatırıyor çünkü;

Ekmek ve adalet kavgasının ancakve ancak direnilerek kazanılacağınıbiliyor.

Açlığın, yoksulluğun, sömürünündirenerek biteceğini biliyor.

Dev-Genç’liler saldırıya uğrayan,hakkını isteyen ve savunan halkınyanındadır.

Gencecik yaşında açlığıyla direnenOrhan bunu biliyor ve bu ideolojiylefaşizme darbe vuruyor.

Bizler Dev-Genç’liyiz! Açlığınkoynunda direnmeyi Cananlar’dan,Zehralar’dan Eyüpler’den, Özlem-

ler’den öğrendik. Doğruyu ve gerçeğisavunmayı halkının adaletini kuşananŞafaklar’dan, Bahtiyarlar’dan öğ-rendik. Dünya devrim tarihi, yaşıgenç, feda ruhuyla kuşanmış niceyiğit halk çocuklarıyla doludur. 18yaşında darağaçlarında sallandırılanTanyalar vardır. 3 dakikalık gerçeğianlatabilmek için canını veren KübalıManzanalar vardır. Bu tarih direnen-lerindir, bu tarih bizimdir. Tarihi-mizden aldığımız güçle direnecek,tarihimizden aldığımız güçle açlığı-mızı büyüteceğiz.

Bir Dev-Genç’imiz Var Diyoruz!1968’lerde yoksul köylüyle birliktetoprak işgalinde, Dolmabahçe’de de-nize dökülen Amerikan bahriyelerininpeşinde, işçinin grevinde, sokaklarasığmayan yürüyüşlerin en önünde…Şimdi de Dev-Genç’li Orhan Bata-sul’la açlıkla örülen barikatın enönündeyiz.

Selam Olsun Direnen Dev-Genç’e

Selam Olsun Bedenini Açlığa Ya-tıran Dev-Genç’li Orhan Batasul’a

Yaşasın Dev-Genç Yaşasın Dev-Genç’liler!

Dev-Genç

25 Ağustos 2017

Dev-Genç’liler Halkının Umududur, Öncüsüdür!

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET38

Page 39: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Dev-Genç, Nuriye ve Semih’inSesini DuyurmayaDevam Ediyor!

“Nuriye ve Semih Korkulu RüyanızOldu, Korkularınızı Büyüteceğiz!”

Onurlu mücadelenin genç damarıDev-Genç ve Liseli Dev-Genç’liler, Nu-riye ve Semih'in direnişini duyurmakiçin çeşitli yerlerde eylemler, çalışmalaryaptılar.

AKP, korkulu rüyası olan Nuriye veSemih’in direnişini yok etmeye çalışıyor.Ne yaparsa yapsın istediği sonucu alamıyor.Çünkü karşılarında direnenler var, istediğigibi saldırdığında teslim olacak akıllılaryok, Dev-Genç’liler var.

Dev-Genç’liler bütün baskılara, saldırıve tutuklamalara rağmen direnenlerinsesini her yerde duyurmaya ve direnişibüyütmeye devam ediyor. Yapılan çalış-malardan derlediklerimiz şu şekildedir:

MARDİN27 Ağustos’ta, Eski Mardin Üçyol

Bölgesi’ne, Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın direnişlerini duyurmak içinduvarlara yazılama yaptılar. Yapılan ça-lışmada birçok yere “Nu-Se”, “Nuriye-Semih Yalnız Değildir!", "Nuriye ve Se-mih” sloganları duvarlara işlenerek ikidirenişçi selamlandı.

Okmeydanı: Anadolu Parkı’nda 25Ağustos’ta Dev-Genç’in “Resim Sergi-si”ne AKP’nin katil polisleri tarafındansaldırı oldu. Halk düşmanı AKP’ninkatil polisleri Nuriye ve Semih’in re-simlerini ve asılı duran pankartı parça-layarak çaldılar.

Saldırının ardından halka bildiri da-ğıtıldı ve yapılan saldırı teşhir edildi.Ayrıca, çalışmalarını sürdüren Dev-Genç,Dağevleri ve Örnektepe’de de Nuriyeve Semih için çalışmalarını sürdürdü.Yapılan çalışmalar kapsamında birçokyere Nuriye ve Semih’in yanısıra direnişteolan Mehmet Güvel ve Feridun Osma-nağaoğlu için de pankartlar asıldı, yazı-

lamalar ve 200 adet pullama yapıldı.

Örnektepe: Liseli Dev-Genç’liler24 Ağustos’ta mahalle esnafına umudunsesi Yürüyüş dergisi dağıtımı yaptı. Ça-lışmada, halka, Nuriye ve Semih’in di-reniş süreci ve 14 Eylül’de görülecekolan mahkemeleri için çağrı yapıldı. Ça-lışma sonunda 83 derginin yanısıra, 100adet mahkemeye çağrı bildirisi dağıtıl-dı.

Boğaziçi Üniversitesi:Dev-Genç’liler28 Ağustos’ta, Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın direnişi ile ilgili, GüneyKampüsü giriş kapısı çitlerine pankartastı. Asılan pankarta “Nuriye Gülmenve Semih Özakça Yalnız Değildir! Dev-Genç” imzalı slogan işlendi.

İkitelli Liseli Dev-Genç: İkitellisokaklarında 26 Ağustos'ta İkitelli Dev-Genç tarafından Nuriye-Semih için aji-tasyonlar ve sloganlarla direniş halkaanlatıldı. Mahkemeye çağrı yapıldı.

Suriye’den Muhammed Kasım: “Onlar ZulümSeline Karşı Set Olan Güçlü Kayalardır”

Suriye Halk Cephesi’nin Nuriye ve Semih’e destekaçlık grevinin 5. gününde Suriye’den Muhammed Kasımda bir günlük destek açlık grevi yaptı. Kasım’ın direnişedestek mesajını yayınlıyoruz:

"Ben Muhammed Gassan Kasım. İşlerine geri dönmekiçin süresiz açlık grevinde olan, hak ve onur mücadelesiveren, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın kahramanlıklasüren mücadelesiyle tam dayanışma içinde olduğumu be-lirtiyorum. Bugün, onların onurlu direnişi ve tüm dire-nenlerin ortak mücadelesi için tamamen kendi irademle24 saatlik destek açlık grevi yapacağım. Şuna inanıyorumki, faşist oligarşi güçleriyle olan çatışma, herkese yönelikbir savaştır.

Mesajımın, haklarını kazanma mücadelesi veren tümdirenişçilerin yanında duran herkese ulaşmasını umuyorum.Ve onlara diyorum ki, belki bu direniş bazı insanların iş-lerinden çıkarılmasıyla başladı. Eğer tek bir yumruk ol-mazsak, bundan sonra da çeşitli kılıflarla halka karşı uy-gulanan zulüm devam edecektir. Örneğin “darbe” baha-nesiyle halkın hak ve iradesine karşı OHAL kapsamındayeni zulüm yasaları çıkarılacak. Nuriye’ye, Semih’e vekendileriyle dayanışma halinde olan herkese teşekkür

etmek istiyorum. Çünkü onlar zulüm seline karşı set olangüçlü kayalardır. Zafer gününün ilanını merakla bekliyorum.Bugünün geleceğine kesinlikle inanıyorum çünkü yakıntarihi iyi okudum.

Herkese ilham veren, motive eden bu direnişe ortakolduğum için gurur duyuyorum."

Şam/Suriye – 25.8.2017

Suriye Halk Cephesi,Suriye Halkı İçin Manevi Değer Taşıyan59. Uluslararası Şam Fuarı'na Katıldı

Nuriye ve Semih’e destek için açlık grevini sürdürenSuriye Halk Cephesi, 25 Ağustos’ta, Suriye halkı içinmanevi değeri olan ve en son savaştan önce Şam Havalimanıyolunda 58.’si düzenlenen Uluslararası Şam Fuarı’nın59.’sunu ziyaret etti.

Organizasyona yüzbinlerce insanın katılması hiçbirgücün Suriye halkını yıldıramayacağını göstermiş oldu.Fuara ulaşım ücretsizdi. Devlete ait otobüsler halkı taşımakiçin gün boyunca çalıştı. Bu fuarın Suriye’nin kalkınmasınada yardımcı olacağı düşünülüyor. Fuarın 7 yıldan sonratekrar yapılması Suriye’nin nihai zafere ne kadar yaklaş-tığının göstergesidir. 16 Ağustos’ta başlayan fuar, 26Ağustos’ta sona erecek.

Ülkemizde Gençlik

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

39FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 40: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Nuriye ve Semih'in direnişidirencin ve umudun direncidir.295 gündür devam eden bu açlıkgrevi ve Yüksel Anıtı’ndaki di-

reniş, Türkiye sınırlarını çoktan aştıve dünyanın önemli gündemlerindenbir tanesi oldu. 21. yüzyılın Türki-ye'sinde dünyaya bir kez daha faşizmekarşı direnmenin onurunun sosyalistlereait olduğunu gösterdi. Haklılığın inan-cıyla kuşanmış direnişçiler ancak fa-şizmi halkların geleceği için bir tehditolmaktan çıkartabilir.

Nuriye ve Semih, açığa alınan yada işinden atılan 108 bin işçi ve me-murdan sadece ikisi. İki eğitimci, ikiemekçi; emekleri çalınan, geleceği yoksayılan, huzur, güvenlik, çalışma hakkıtanınmayan binlerin onurunu savunu-yorlar. Ve onları savunan avukatları;HALKIN AVUKATLARI… Söz ko-nusu olan halk ve hayat ise her zamanellerinden gelenin fazlasını yapmışlardır.

Halkın Avukatları hak arama im-kanları ellerinden alınmış müvekkillerinihiçbir zaman yalnız ve çaresiz bırak-madılar. Günü geldi, mahkeme salonları,adliyenin koridorlarında oldular, günügeldi kentlerin meydanları, mahalleninsokaklarında oldular. Nuriye ve Se-mih’in taleplerinin yerine getirilmesiiçin başvurulması gereken bütün adli,idari yargı yoluna başvurdular. İlgilikurumlara dilekçeler yazdılar, uluslar-arası kurumlara başvuru yaptılar, imzalartopladılar, eylemler yaptılar, açıklamalaryayınladılar. Ne yapılması lazım geldiise, onu yaptılar. Avukatlık imkanınıntanıdığı bütün yollara başvurduktansonra şimdi müvekkillerini açlıklarıile savunuyorlar.

Savunmak, saldırıya karşı korun-maktır. Yine sözlüklerde savunmak;

- Herhangi bir saldırıyı geri çevir-meye, saldırıya karşı koymaya çalışmak,saldırıya karşı koymak.

– Bir kimseyi bir düşünceyi ya daeylemi sözle ya da yazıyla doğru vehaklı göstermek olarak tanımlanmıştır.

Dolayısıyla savunmak, saldırınınolduğu yerde vardır. Halkın avukatları,haksız, hukuksuz ve tarihsel bir kinleyapılan saldırıların karşısında yer al-

mışlardır. Halkın avukatları taraf ol-muşlardır. Doğrunun, haklının, halkaışık olanın, geleceği bugünden yaratanınyanında olmuşlardır. Hak ve özgürlüklermücadelesinin içinde yer almışlardır.

Müvekkilimi AçlığımlaSavunuyorum

“Savunmanlık açlıkla yapılabilirmi? Aç kalarak neyi anlatmış olursunuz,neyi savunabilirsiniz” diyenler olabilir.Karşı çıkanlar da olabilir. Ancak hak-sızlığı sindirmemeyi bir gelenek halinegetirmiş, haksızlığı kanıksamanın vekabullenmenin yaratacağı telafisi im-kansız sonuçları bilenler için açlıkgrevi sanıldığı gibi pasif bir eylem de-ğildir.

Açlık grevi bir irade çatışmasınınsomutlaşmış halidir. Sonu ne olursaolsun, direnme hakkından vazgeçme-yeceğimizin ilanıdır.

AKP, düşünme, ifade etme, top-lanma, örgütlenme, çalışma, yaşamagibi sosyal, siyasal, ekonomik gibi ka-zanılmış hangi hak varsa tümüne sal-dırdı, saldırıyor. Ama en çok direnmehakkına saldırdı. Direnişi kırmak, boyuneğdirebilmek için Nuriye ve Semih’itutukladı. Ama başaramadılar. Bu direnişTürkiye halkları üzerinde hakim kıl-maya çalıştıkları korkunun önündeönemli bir engeldi. Bu nedenle çokçeşitli biçimlerde saldırmaya devamediyorlar. Devletin tüm organlarını,yargısını, yürütmesini, sağlıkçılarınıkullanıp ideolojik ve fiziki olarak sal-dırıyorlar.

Halkın avukatları açlıkları ile di-renme hakkını da savunuyorlar.

Direnme hakkının vazgeçilmez vetemel bir hak olduğunu, insanın elindendirenme hakkı alınırsa, halkı halk yapantüm özelliklerin de alınacağını anlatı-yorlar. Direnme hakkını alırsanız emek-çinin ve onun yarattığı tüm güzellikleri,erdemleri, değerleri, manevi zengin-likleri alırsınız. Geriye yaşamı çalınanbir canlı bırakırsınız.

Hak ve özgürlükler sadece yasaylasavunulmaz, yasayla korunmaz. Dev-rimci avukatlık işte burada farkınıortaya koyar. Halkı ve hayatı savun-

manın yeni yollarını bulur. Evet halkınavukatı müvekkilleri için başvuracakbir başka yolu kalmamışsa kendisi dedirenişe geçer. Direnme hakkını açlığıile savunur.

Ve halkın avukatları ilk kez açlıkgrevi yapmıyorlar elbette. Tecrite karşımücadelede Avukat Behiç Aşçı, dev-rimcileri yalnızlaştırıp düşünceleriniyok etmeyi amaçlayan tecritin bir suçolduğunu anlatmak; tutsak müvekkilleriüzerindeki tecritin kaldırılması içinölüm orucu eylemi yapmış ve müvek-killerini açlığı ile savunmuştu. Talep-lerinin karşılanması sonrasında eyleminisonlandırmıştı.

Direnenlerin açlığını paylaşmak bi-zim ülkemizde bir gelenek halini al-mıştır. Açlığını paylaşmak sadece birdayanışma eylemi değildir. Sadecehaksızlığa karşı bir tepki eylemi değildir.Direnenleri kendine katmaktır. Dire-nenlerle bütünleşmek, onların yolcu-luğunda yoldaş olmaktır.

Bu nedenle halkın avukatları/dev-rimci avukatlar 30 yıldır devletin hedefihalindedir. Katledilerek, gözaltılarla,tutuklamalarla, soruşturmalarla yıldı-rılmaya çalışıyorlar. Sürekli tehdit edi-liyorlar.

Vazgeçerler mi?

Semih Özakça, tutuklama kararındansonra “Baskılar, tutuklama tehditlerive tutuklamalar onların çaresizlikleridir.İşimizi isteme hakkımızı elimizdenalamazlar. Umudumuzu koruyacağız,zafere kadar daima mücadele edeceğiz.”demişti.

Nuriye Gülmen ise “Tüm cepha-nenizi de yığsanız, ezilmeyi reddetmişbir insanın karşısına koyacak bir şeybulamazsınız.” demişti.

Ezilmeyi reddetmiş, haklılığına ina-nan, tarihe ve verilen mücadeleye say-gılı, halka ve vatana sevdalı olanlarkarşısında ne yapabilirsiniz ya da dahaönceki iktidarlar ne yapabildi? Bu top-raklarda direnme kültürünü yok ede-mezsiniz.

Bu nedenle, tarihe dönüp bakın vevazgeçin. Nuriye ve Semih'i katledereksuç işlemeyin.

MMüvekkillerimizi Açlığımızla da SavunuyoruzNURİYE ve SEMİH’İ SAVUNMAK, HALKI VE HAYATI SAVUNMAKTIR! Halkın

HukukBürosu

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET40

Page 41: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Adalet Bakanlığı’nıUYARIYORUZ!

Tek Tip Elbise dayatmasını gündemegetirmek OHAL ile tırmandırılan hakgasplarını ve saldırıları en üst düzeyeçıkartmak demektir. Hapishanelerdehak-hukuk tanımayan, sohbet, kitap,görüş, iletişim, tedavi gibi en temelinsani haklarımızı gasp eden, sürgün-sevklerle işkenceyi olağan hale getiren,tam anlamıyla TOPLAMA KAMP’ınaçeviren Bakanlığınızı uyarıyoruz!

Bizi CIA’cı Fettullah’ındizinin dibinde yetiştirdiğinizoligarşinin beslemesi “kahra-man”larınızla karıştırmayın.

Bizler 12 Eylül’ün en kanlıgünlerinde, yıllarca işkence-lerden geçip Tek Tip Elbisegiymemek için mahkemeleredon-atlet çıkan Özgür Tut-saklarız. 1984’te Ölüm Oru-cu’nda Tek Tip Elbise yerine

kefen giyerek Abdullah Meral, FatihÖktülmüş, Haydar Başbağ ve HasanTelci’yi güneşe uğurlayanlarız.

Unuttuysanız hatırlatalım!

Tek Tip Elbise insan onuruna, ki-şiliğine aykırıdır.

Biz devrimci tutsaklar için isesiyasi kimliğimizi hiçe sayan bir aşa-ğılama ve işkence aracıdır. Kimliği-mizi, kişiliğimizi canımız pahasınasavunuruz, geçmişte olduğu gibi bugünde bedeli ölüm bile olsa Tek Tip El-bise’yi asla giymeyiz!

Katil Amerika’nın dünyanın dörtbir yanından topladığı insanlara hertürlü işkenceyi yaptığı, hiçbir yasa vekurala bağlı olmayan Guantanamo’dakivahşeti, ahlaksızlığı, ABD başkanlarıbile sizin kadar hevesle anmıyor. Çün-kü işkence isanlığın affetmediği suçlararasında en başlardadır.

Tek Tip Elbise dayatması ile toplamakamplarına çevirdiğiniz hapishanelerdekisaldırılarınızı en üst düzeye çıkartarakyalnız o işkence ve katliam suçlarınızıdaha da büyütmüş olacaksınız.

UYARIYORUZ!

Hapishane’yi Guantanamo işkenceüssüne çevirmek sevdasından vazge-çin!

Tek Tip Elbise siyasi kimliğimize,kişiliğimize, onurumuza saldırıdır. Be-deli ölüm de olsa giymeyiz, giydire-mezsiniz!

Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Hapisha-nesi

Özgür Tutsaklar

Özgür TutsaklardanÖzgür Tutsaklardan

Sloganlarımız Tank Kadar Güçlüdür Geleneklerimiz Yıkılmaz Bir Kaledir

SLOGANLARIMIZ//GELENEKLERİMİZ

Sloganlarımız: -Alanlar demokratik mevzilerimizdir, alanları terk

etmiyor, mücadeleyi büyütüyoruz. -Zafere kadar sadece devrimciler direnebilir,

devrimcilik Cepheli olmaktır. -Tek Tip Elbise saldırısına boyun eğmeyeceğiz, Tek

Tip Elbiseyi faşizmin kefeni yapacağız. -Hapishaneler faşizmle mücadele alanlarıdır, her

koşulda direnmeye devam edeceğiz. -Reformizm direnemez, reformizm umutsuzluk

yayar. -Direnmemeyi çizgi haline getirenler, halka

yabancılaşırlar. -Mahirle çıktığımız yolda Dayı’yla yürüyoruz. -Önderimizin iradesi zafer inancımızdır. -Devrim için savaşmayana sosyalist, bağımsızlık

için savaşmayana yurtsever denmez. -Tarihi direnenler yazar, yoldaşlığı Ali Rıza Kurt

gibi kendi özgürlüğünden ve canındanvazgeçebilenler yaratır.

Geleneklerimiz:-Önderlerimiz Mahir Çayan ve Dursun

Karataş'ın yolundan yürüme geleneğimiz. -Önderlerimizi savaşımızda yaşatma

geleneğimiz. -Devrimden sosyalizmden vazgeçmeme

geleneğimiz. -Yoldaşlarımız için kendimizi feda etme

geleneğimiz. -Hapishaneleri direniş mevzisine çevirme

geleneğimiz. -Özgür tutsaklık geleneğimiz. -Reformizmin yaydığı umutsuzluğu

direnişlerle umuda çevirme geleneğimiz. -Herkesin sustuğu koşullarda mücadeleyi

büyütme geleneğimiz. -Zorla müdahale işkencesini boşa çıkarma

geleneğimiz. -Hayatın her alanında örgütlenme

geleneğimiz.

3 Eylül2017

Yürüyüş

41FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Page 42: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

FARC geçtiğimiz hafta kalan sonsilahlarını da BM yetkililerine teslimetti. Artık gerillanın, dolayısıylahalkın silahları yok. FARC silah bı-raktı, silahları emperyalizmin “arkabahçesi”ne gömdü. Sözde artık şiddetbitmiş olacaktı, sözde artık ölümlerson bulacaktı.

Ancak yaşananlar, FARC ile Ko-lombiya devleti arasında imzalanananlaşmanın ve hükümet tarafındanverilen sözlerin suya yazılan yazıgibi, yok hükmünde olduğunu gös-termeye devam ediyor.

FARC ise BM’ye teslim ettiklerisilahlar ve hükümet yetkilileri ilebirlikte fotoğraf çektirirken, Kolom-biya devleti, 21 Temmuz’dan buyana grevde olan madencileri, keskinnişancı polisler eşliğinde tehdit ediyor,saldırıyor, katlediyor. Grevdeki iş-çilere yönelik gerçekleşen saldırılarda18 yaşındaki Brando Stid, keskin ni-şancı ateşi sonucu katledildi.

Madencilik Bürosu Başkan Yar-dımcısı Jaime Gallego, polisin ma-dencilere saldırdığı eylemlerde, Bran-do’nun göğsünden bir kurşunla vu-rulduğunu belirtti. Hedef olan diğeriki madenci ise yaralanarak Medel-lin’de bir hastaneye kaldırıldı.

Kolombiya’da 340.000’in üze-rinde insan doğrudan küçük ve ortaölçekli madenciliğe bağlı olarak ya-şamlarını sürdürüyor.

Santos hükümetinin son aldığıkararlarla birlikte devlet büyük ya-bancı maden şirketlerine ayrıcalıklartanımış, böylelikle yerel madencilerinişlerine devam etmeleri zorlaşmıştı.

10 binin üzerinde Kolombiyalımadenci, çok uluslu madencilik şir-ketlerine karşı 21 Temmuz’da grevegitmişti ve o tarihten itibaren degrevdeler.

İşinin-ekmeğinin derdindeki in-sanlar, direnen insanlar suikastçılartarafından katlediliyor. Bu nasıl ba-

rıştır ki FARCsilahlarındant a m a m e n“ar ındır ı l ı r-ken”, halk entemel haklarıiçin direnmekzorunda kalı-yor, hükümetve kontrgerillahalka karşı si-lah kullanmak-tan geri durmu-yor. Bu nasılbir barıştır ki18 yaşındaki in-sanlar hedef alınarak katlediliyor,grev yapan işçiler keskin nişancıateşi tehdidi altında teslim alınmayaçalışılıyor.

Santos Hükümeti, FARC’ıTeslim Almış, HalkıSilahsızlandırmışOlmanın Pervasızlığı ileSaldırıyor

Silah bırakmak, halkı mafya veher türlü halk düşmanı çete karşısındasavunmasız bırakmaktır.

Ne barışı?

Barış denilen de; halk düşmanı,emperyalizmin işbirlikçisi iktidar ilebarışmak demektir.

Emperyalizm tüm dünyada dev-rimci hareketleri tasfiye süreçlerininadına “barış” diyerek ellerine bulaş-mış halkların kanını gizlemek, halkıbarış adı altında teslim almak istiyor.Ortada halklar lehine hiçbir kazanımyokken neyin barışı? Emperyalizmülkenin yer altı-yer üstü tüm zen-ginliklerini sömürüyorken, halklarakarşı savaşın askeri örgütlenmelerinikoruyor ve sürekli güçlendiriyorken,halk üzerindeki baskılar, katliamlardevam ediyorken, halkın yoksulluğu,açlığı devam ediyorken kimle neyinbarışından söz ediyoruz?

Birleşmiş Milletler (BM) rapor-larına göre, sadece 2017’nin ilk 4ayında katledilen toplum lideri sayısı41. Hükümetin verilerine göre ise 1Ocak 2016 ile 1 Mart 2017 arasındaki14 aylık zamanda 156 toplum liderikatledildi. Daha geçtiğimiz ay içinde,Ulusal Tarım İşçileri Sendikası GenelBaşkanı Alberto Roman Acosta, oğ-lunun futbol maçını izlediği sıradamotosikletli iki kişinin silahlı saldı-rısına uğrayarak katledilmişti.

Tüm bunlar yaşanırken hangi ba-rıştan söz edilebilir ki?

Adına barış denen süreç halkınsavunmasız bırakılarak teslim alın-ması, her türlü hak gaspına karşıbaskı ve tehdit ile zorla boyun eğdi-rilmeye çalışılmasıdır ki yaşanan sü-reç de bunun doğruluğunu göster-mektedir.

Teslim AlmaSaldırılarının İlk Etabı,FARC’ın TamamenSilahsızlandırılmasıyla“Başarılı” Bir ŞekildeTamamlanmış Oldu

FARC, teslimiyet anlaşmasını im-zaladığı günden bu yana sekiz bindenfazla silah ve 1 milyondan fazla mü-himmatı BM yetkililerine teslim etti.

KOLOMBİYA DEVLETİGREVDEKİ MADEN İŞÇİLERİNİ KESKİN NİŞANCILARLA KATLEDİP

TEHDİT EDERKEN;FARC, SON SİLAHLARINI DA BM’YE TESLİM ETTİ!

Keskin Nişancının Katlettiği 18 Yaşındaki Madenci

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET42

Page 43: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Son kalan silah ve mühimmatlar dageçtiğimiz haftalarda, FARC’ın yıl-başından bu yana yaşadığı yirmidenfazla bölgeden biri olan Fonseca’dateslim edildi. Birleşmiş Milletler sonbir yıl içinde 17 konteynır dolususilah teslim alındığını açıkladı.

Böylece, Latin Amerika tarihindebolca örneği bulunan ama ders çıka-rılmayan teslimiyet süre-cinin ilk etabı da tamam-lanmış oldu.

İkinci etap, savaşı bı-rakan örgütün siyasi par-tileşme sürecine gitmesiydiki FARC, geçtiğimiz ayiçerisinde yasal parti ku-racağını, örgütün isminindeğişeceğini açıklamıştı.

Bu amaçla, FARC, 27Ağustos tarihinde kongreyitopladı. Ülkenin başkentiBogota’da toplanan FARCkongresine örgütün üst dü-zey yöneticileriyle hükü-met temsilcileri ve Kolom-biya kongresinden sena-törler katıldı.

FARC’ın siyasi partiyedönüşümünün sağlanmasıbeklenen kongrenin 1 Ey-lül’e kadar süreceği bildi-rildi.

Kolombiya’da gelecekyıl hem cumhurbaşkanlık seçimlerihem de parlamento seçimleri düzen-lenecek. 1 Eylül’e kadar devam ede-cek olan kongrede gelecek yıl dü-zenlenecek seçimlere katılmaya ha-zırlanan partiye bir isim bulunacak.Partiye ‘Kolombiya’nın AlternatifDevrimci Gücü’ adının düşünüldüğübelirtiliyor.

Geçtiğimiz yıl Kasım ayında im-zalanan teslimiyet anlaşmasına göreFARC, 2026 yılına kadar parlamen-toya seçimsiz olarak 10 üye gönde-recek ve çok sayıda gerilla için “af”ilan edilecek.

“İnsan Hakkı İhlali”nden suçlubulunan gerillalar ise kısa süreli mah-kumiyet sonrasında mayın temizliğigibi kamu hizmetlerinde bulunacak.

Bundan Sonra Ne OlacağınıGörmek İçin GeçmişeBakmak Yeterlidir

“Barış” ne getirecek ya da ne gö-türecek diye çok uzaklara, farklı ör-neklere bakmaya gerek yok. FARC’ıngeçmişte yaşadığı deneyimler bundansonra ne olacağını çok açık bir şekildegöstermektedir.

Kolombiya’daki teslimiyet saldı-rıları yeni değildir, tarihi eskiye da-yanır.

İlk olarak 1984 yılında başlayangörüşmelerde FARC, Yurtsever Birlik(Union Patriotico) adında bir siyasiparti kurdu. Partiye çeşitli siyasiyasal örgütler ve Kolombiya Komü-

nist Partisi de katıldı. 1986 yılındaseçimlerde milletvekilleri ve belediyekazandı. Ancak kısa sürede 8 Kongreüyesi, 13 milletvekili, 11 belediyebaşkanı, 70 belediye meclis üyesi,iki devlet başkanı adayı ve yaklaşık3500 üyesi, paramiliter gruplar vedevlet güçleri tarafından ard ardakatledildi.

Bugünkü süreç de farklıolmayacaktır. Halkın si-lahlarının emperyalizminarka bahçesine gömülmesiile başlayan bu süreç,umutları ve devrim inan-cının da “burjuvazinin ahı-rı”na, parlamentoya gö-mülmesi ile devam ede-cektir.

Emperyalizmin ülke-deki sömürü politikalarıve siyasi egemenliği de-ğişmemişken, Kolombiyadevleti bölgede emperya-lizmin koçbaşı görevi gö-rüyorken, sürecin geçmiş-ten daha farklı yaşanabi-leceğine inanmak en basittanımı ile saflıktır.

İşte madenci grevi,halkların canla, kanla ka-zandığı bir hak ve on sekizyaşındaki gencecik bir ma-denci ve keskin nişancılar

ile yaşanan katliam. Barışdenilen teslimiyetin nasıl halk düş-manlarının ekmeğine yağ sürdüğününgöstergesi.

Yazımızı Lenin’in sözleri ile bi-tirmek istiyoruz:

“Birkaç yılda bir, egemen sınıfınhangi temsilcisinin halkı parlamen-toda temsil edeceğine ve ezeceğinekarar vermek — sadece parlamen-ter-meşruti monarşilerde değil, aksineen demokratik cumhuriyetlerde deburjuva parlamentarizminin gerçeközü budur.”

Madenci Katleden Keskin Nişancı

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

43FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 44: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Suriye Halk Cephesi:Genel olarak bugün Tür-kiye'deki durumu ve Tür-kiye-Suriye illişkilerini na-sıl değerlendiriyorsunuz?

Dr. Mehdi Dahlallah:Suriye ve Türkiye halklarıarasındaki ve genel olarakAraplarla Türkler arasın-daki tarihi ve kültürel iliş-kiden yola çıkarsak, Tür-kiye’nin, Türkiye halkla-rının kaderi bizi ilgilendi-riyor. Türkiye'de Erdo-ğan'ın diktatörlük dönemihüküm sürüyor. Şuna ina-nıyorum ki, Türkiye gibibüyük ve güçlü bir halkbu diktatörlük döneminden kurtula-caktır. Bu diktatörlük, Araplara düş-man ve Türkiye halklarına gerçekanlamda düşman olanlarla irtibatınısürdürüp halklara zarar veriyor. Bun-dan dolayı Türkiye halkı Erdoğanyönetimine karşı. Türkiye, BirleşmişMilletler’in istatistiklerine göre dün-yada en çok siyasi tutsağın olduğuülke... İşte tüm bu nedenlerle Türki-ye’de mevcut olan diktatörlüğün çö-küşünü hazırlayan işaretler var. Veyine Suriye’de zaferin işaretleri mev-cut.

Erdoğan dış siyaseti ile ülke için-deki başarısızlıklarını örtmeye ça-balıyor; özellikle de “darbe” denilendönemden sonra... Türkiye siyasetindebüyük çatışmaların olduğu açık. Şubir gerçektir, kim başkalarına saldı-rırsa, kendi halkına da saldıracaktır.Ve ben eminim ki, Erdoğan hükü-metinin ömrü fazla uzun olmayacak.Çünkü ufukta başarısızlığın işaretleriortaya çıkmaya başladı. ÖzellikleTürkiye halkı canlı ve hareketli birhalk. Laiklik ve demokratiklik ko-nusunda deneyimli bir halk. Bu ne-denle Erdoğan yönetimine karşı hızlıve güçlü bir dönüşüm bekliyorum.

Suriye Halk Cephesi: Suriye’ninzafere doğru ilerlediği bugünlerdeAKP’de kopmalar görüyor musunuz?

Bu kopmaların sonucunda yeni birparti kurma ihtimali var mı?

Dr. Mahdi Dahlallah: Mümkün,çünkü bu Müslüman Kardeşler’inbir yöntemidir. Ve AKP’nin krizi, dün-yadaki Müslüman Kardeşler’in kri-zinden bağımsız değildir. Mısır’dada Mısır halkı Müslüman Kardeşleryönetimini reddetti. Ve Türkiye hal-kının da büyük bir kesimi Erdoğanrejimini reddediyor, bundan dolayısiyasi tutsakların oranı çok yüksek.Örneğin; Tunus ve Fas'ta MüslümanKardeşler geriye gidiyor. Tunus’taHalk Cephesi ilerliyor ve çok sayıdaüyesi parlamentoda. İktidardaki Nidapartisi her geçen gün Müslüman Kar-deşler hareketinden uzaklaşıyor. AKPMüslüman Kardeşlerin bir parçasıolduğu için tabi ki içinden kopmalarolacak.

Suriye Halk Cephesi:Zaferleraçısından baktığımızda, Türkiye hal-kına mesajınız nedir?

Dr. Mehdi Dahlallah: Türkiyehalkı kardeş halktır. Türkiye ve Suriyehalkının bağı çok güçlü. Ben bir bil-giye dikkat çekmek istiyorum. HafızEsad dönemi öncesinde Kürt ya daTürkmen asıllılar yönetimde vardı.Bunun için bizde ırkçılık yoktur. Şuda biliniyor ki, Hafız Esad ilk Arapasıllı başkandı. Bu da Suriye halkınınırkçı olmadığını gösteriyor. Komşu-

larıyla reaksyona girer, birlikte tepkiverir. Özellikle çok eski bir tarihimizvardır, iki ülke halkları arasında her-hangi bir sorun yoktur. Sorun Os-manlı zihniyetine sahip olan Türkiyeyönetimiyle... Türkiye halkıyla hiçbirsorunumuz yok. Ve kesin olarak Su-riye halkı ve Türkiye halkı Erdoğanyönetimine karşı.

Suriye Halk Cephesi: Nuriye veSemih için mesajınız nedir?

Dr. Mehdi Dahlallah: Bu iki di-renişçi de Erdoğan’ın krizinin işare-tidir. Erdoğan olmayacak bir hayali,Osmanlı saltanatlığını getirmeye ça-lışıyor. Bu açık ki, Türkiye halkı Er-doğan yönetimini reddediyor. KemalAtatürk gibilerini yetiştiren, laik, de-mokratik bir toplum... Gerçekten delaiklik ve demokrasi konusunda örnekolan Türkiye’yi Erdoğan yok etmeyeçalışıyor. Şuna inanıyorum ki, Türkiyehalkı bunu reddedecek. Bugün Erdoğanbu krizden nasıl kurtulacak, partisininrengini mi değiştirecek, yoksa değiş-tirmeyecek mi? Ancak tarihi bir krizivar ve onun tüm dünya ülkeleri ile so-runu var. Oysaki sıfır sorundan bahse-diyordu, bugün tüm komşularıyla hattaAvrupa ülkeleri ile bile sorunu var,Almanya gibi... Bu şekilde kendileritükenecektir.

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET44

Suriye Halk Cephesi'nin Nuriye ve Semih'in Durumunu ve Onlar İçinAçlık Grevinde Olduklarını Anlatmak İçin Görüştüğü BAAS Partisi MedyaSorumlusu Dr. Mehdi Dahlallah İle Yaptığımız Röportajı Yayınlıyoruz:

Page 45: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

445FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Nuriye ve Semih Tüm Dünya Halklarının Vicdanıdır!İşkence Mağdurları İçin Khiam Rehabilitasyon Mer-

kezi olarak, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın AçlıkGrevinde olmaları nedeniyle Türkiye hükümeti tarafındantutuklanmalarını kınıyoruz. Ve 2016’daki darbe girişi-minden sonra çıkarılan bu kanundışı kararlar binlercememurun işten çıkarılmasına neden oldu. İşten çıkarılmainsan haklarına ve insanın onuruyla yaşamasına aykırıdır.Başında Erdoğan’ın olduğu Türkiye Hükümeti, budarbeyi bahane ederek, insan haklarının ve özgürlüklerininyok edilmesi ve Erdoğan diktatörlüğünü kurmak içinkullandı.

Khiam Merkezi, Türkiye’deki insan haklarına yönelik

saldırıları kınıyor, Açlık Grevinde 150 günü aşan Nuriyeve Semih ile işinden ihraç edilen tüm çalışanlarla daya-nışma halinde olduğumuzu belirtiyoruz. Tüm dünyadakiinsan hak ve özgürlükleri savunan kurumları, Erdoğanhükümetinin bir an önce Nuriye ve Semih ile binlerceçalışanın işlerine iade edilmesini talep etmeye çağırıyoruz.

Nuriye ve Semih, sizin direnişinizi ve mücadeleniziselamlıyorum.

Siz bugün sadece kişisel taleplerinizi savunmuyor,tüm Türkiye halklarının demokrasi mücadelesini savu-nuyorsunuz. Sizler tüm dünya halklarının vicdanısınız.

İşkence Mağdurları İçin Khiam Rehabilitasyon Mer-kezi Başkanı:

Mohammad Safa

Halk HareketiHalk Cepheli Devrimci Yoldaşlarımız

Türkiye’de konulan OHAL kanunlarıyla direnişçile-rinizin baskı ve kanundışı bir şekilde işten çıkarılmasıylailgili haberleri büyük bir ciddiyetle takip ettik. Ve dire-nişçilerin üzerine atılan yalan suçları da takip ettik.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın hükümet tara-fından gördükleri baskı ve kanundışı muameleler de-mokrasi mücadelesi veren ve bunu yaşayan binlerce ki-şiden sadece bir tanesidir.

Şu anda 160’lı günleri aşan ve Türkiye devleti tara-fından 76. Günlerinde Nuriye ve Semih’in tutuklanmasıdünyada birçok önemli şahsiyetleri ve grupları hareketegeçirdi.

Lübnan Halk Hareketi başkanı olarak, kendi adımave yoldaşlarım adına sizinle dayanışma içinde olduğumuzuilan ediyoruz. Ve Nuriye ile Semih’in taleplerini haykıran,baskı ve kanundışı politikalara maruz kalan ve bedelödeyen tüm onurlu direnişçilerin ve ilerici kesimlerinsesine sesimizi katıyoruz.

Halk Hareketi Başkanı

İbrahim Halebi / 17.8.2017 – Beyrut

Lübnan İşçi DerneğiLübnan İşçi Derneği Başkanı olarak Türkiye Devleti

yetkililerinin yaptığı baskı politikalarını kınıyor ve HalkCephesi tutsaklarıyla dayanışma içinde olduğumuzu

vurguluyoruz. Ve dünyadaki onurlu kişiler adına, onlarınserbest bırakılması ve işlerine geri dönmelerini talepediyorum.

Lübnan İşçi Derneği başkanı ve eski bakan ve mil-letvekili olan Zaher Hatip olarak diyorum ki; Türkiye’dedevrimci ve sol örgütlere karşı başında Erdoğan’ınolduğu hükümetin saldırılarını şiddetle kınıyorum. Darbebahanesiyle sol ve devrimci örgütleri yok etmek istediğiiçin binlerce memuru görevinden ihraç etti. Bunlarınarasında Kamu Emekçileri Cephesi üyesi akademisyenNuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça var. AyrıcaEsra Özakça, Veli Saçılık ile Acun Karadağ isimli me-murlar aynı durumla karşı karşıya kalmışlardır.

Nuriye ve Semih’in açlık grevinin 76. Günündegözaltına alınmaları, kendilerini destekleyen kitleselliğidağıtmak ve yok etmek içindir. Tutsaklık koşullarındazorla müdahaleyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Ve zorlamüdahalede sakatlığa yol açma tehlikesi vardır.

Lübnan İşçi Derneği ve Lübnan’da Araplar içinAdalet ve mücadelesi yürüten topluluk olarak diyoruzki, Türkiye yönetiminin uyguladığı bu saldırıları ve Si-yonist İsrail’in Filistinli tutsaklara yönelik benzer saldı-rılarını şiddetle kınıyoruz. Ve en geniş kesimleri Nuriyeve Semih’in işlerine geri dönme talebinin kabul edilmesive serbest bırakılması için dayanışmaya çağırıyoruz.

Beyrut-17.8.2017

Lübnan İşçi Derneği ve Lübnan’da Araplar için AdaletMücadelesi Yürüten Topluluk adına: Zaher Hatip

İşkence Mağdurları İçin

Khiam Rehabilitasyon Merkezi

Page 46: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET446

Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça’nın bütün taleplerinin kabul edilmesiiçin süresiz açlık grevi yapan 71 ya-şındaki TAYAD’lı Mehmet Güvel’indireniş günlükleri;

53. Gün-23 Ağustos:Devrimci İşçi Hareketi’nden bir ar-

kadaşımız geldi ve bir günlük destekaçlık grevine gireceğini belirtti. Po-lonya’dan 2 arkadaşımız ve Dersim’denbir ziyaretimize geldiler. Grup Yo-rum’dan bir arkadaş, mahalleden birarkadaş ile geldi ziyaretimize. Slogansaatimiz gelmişti ve slogan attırmasınıBahar’dan rica ettik. Mahalleden birarkadaşımız ve avukatlarımızdan Barkınziyaretimize geldi. Refakatçim hemenbizlere çay getirdi ve sohbet ettik. Bu-günkü direnişimizi de saat 21.00’daatacağımız sloganlarla sonlandıracağız.

54. Gün-24 Ağustos:… İşçilerden bir arkadaşımız gece

kaldığı evden geldi. Bugün destekaçlık grevini bitiriyor… İdil KültürMerkezi çalışanı bir arkadaşımız birgünlük destek açlık grevine geldi. Ön-lüklerini giyip direnişlerine başladılar,biz de kendilerini tebrik ettik. Dev-Genç’li bir kızımız ziyaretimize geldi.

Gazi Mahallesi’nden iki kızımız zi-yaretimize geldi. HHB avukatlarındanOya da geldi ziyaretimize. Ordu HalkCephesi’nden bir kızımız ziyaretimizegeldi ve Halk Cephesi adına bize birçiçek getirdi ve evin içinde sohbet ettik.

55. Gün-25 Ağustos:Bugün Devrimci İşçi Hareketi’nden

bir arkadaşımız destek açlık grevinebaşlamak üzere yanımıza geldi. Refa-katçim B1 vitaminimi ve sıvılarımızıgetirdi. Mahalleden bir anaya eşyalarımıvermiştik yıkaması için. Sağ olsun yı-kamış, getirmiş hepsini. TAYAD’lıanalarımız ziyaretimize geldiler. Çay-larımızı yudumlayıp, sohbet ettik. TA-YAD’lı tutsak ailelerimiz ziyaretimizegeldiler. Abbasağa’dan ve Sarıgazi’denmisafirlerimiz ziyaretimize geldi. Ab-basağa’dan gelen 4 arkadaş nevresimtakımı, limon, su, çay ve şeker gibineye ihtiyacımız varsa hepsini getirmiş.Bir de bunların yanında papatya getir-miş. Üzerindeki notu burada sizlerlede paylaşmak istiyorum:

“İşimize aşımıza göz koyanlara kar-

şı, insanlık onurunuaçlığıyla savunan Mehmet amcaseni çok seviyoruz. Nuriye Semihyalnız değildir. Yaşasın açlık grevidirenişimiz.”…

56. Gün-26 Ağustos:Merhaba dostlar, yeni bir direniş

gününden herkese günaydın. TekirdağF Tipi Hapishanesi’nden Mert Avcı’danmektup geldi. Bugünkü slogan saatimizgeldi. Şimdi ziyaretçilerimizle beraber6 kişi sloganlarımızı attık. Mahalledeniki kişi ziyaretimize geldiler. Benimdinlenme saatim olduğu için yanlarınaçıkamadım. Daha sonra tekrar uğra-yacaklarını söyleyerek ayrıldılar…

FOSEM’den bir dostumuz bir bayanarkadaşıyla beraber geldiler. Slogansaatine denk gelmeleri ile hep berabersloganlarımızı da atmış olduk. Dev-Genç’liler ziyaretimize geldiler. Dev-Genç’liler gelir de 1 ay benimle beraberdireniş yolunda yürüyen Deniz gelmezmi, o da yanlarındaydı. Refakatçımhemen çay getirdi ve başladık sohbetetmeye. Saat 21.00’da sloganlarımızıatarak bugünkü direnişimize bitirip is-tirahata çekildik.

57. Gün-27 Ağustos:… Gazi’de Feridun’un yanında 1

aylık destek açlık grevine başlayan Ra-mazan da dün akşam yanımıza geldi.Bugünden itibaren bizimle beraber bu-rada açlık grevine devam edecek. AvukatBerrak ve Ali Sinan bugün ilk gelen zi-yaretçilerimiz oldular. Devrimci tutsakİsmail Akkol’un sohbete çıkarıldığınıve ondan selam getirdiklerini söylediler.Fazla kalamayacaklarını, gözaltında ar-kadaşlar olduğunu söyleyip yanımızdanayrıldılar. Hazır ziyaretçimiz yokkenrefakatçım ve Ramazanla birlikte ayak-larımızın açılması için Cemevi’ne doğruyürüdük. Cemevinin bahçesinde oturupsohbet ettik. Okmeydanı’ndan 3 kişiziyaretimize geldiler. Resim çektirdikhep beraber, şimdi de sohbet ediyoruz.Direniş yerini düzenledik ve program

saatini bekliyoruz. Bu arada Kezbanananın kızı Zeynep de ziyaretimizegeldi. Sloganlarımızı ziyaretçilerimizlebirlikte attık.

Mehmet Esatoğlu ve Sivaslı birhalk ozanı akşamki söyleşi için geldiler.Söyleşimiz başladı. FOSEM’ci arka-daşlar da söyleşimizin çekimini yap-maya başladılar. Halkın Mühendis Mi-marları da aramıza katıldılar. MehmetEsatoğlu çok güzel bir konuşma yaptı.Ana tema emperyalizm, kapitalizm,sosyalizm, Küba’nın tarihi ve direnişler.Ardından da bana konuşma yapmamiçin söz verildi. Ben de Nuriye ve Se-mih’in mahkemesine çağrı yaparak,bu direnişin sahiplenilmesini ve mah-kemede onların yalnız bırakılmamasınıistedim. Bu arada Halkın MühendisMimarlarından bir arkadaş da Salıgünü bir aylık açlık grevine katılaca-ğının duyurusunu yaparak, bu konudabir konuşma yaptı.

58. Gün-28 Ağustos:Almanya’nın Hamburg kentinden

Emin adında bir dostumuz telefonlaarayıp halimizi, hatırımızı sordu. İlerleyensaatlerde özellikle de iş çıkış saatlerindedostlarımız bizi yalnız bırakmıyor. Ab-basağa’dan Cemile ve Cemalettin alana,ziyaretimize geldi. Hemen ardından daFOSEM’den arkadaşlar geldi, 4 sorulukbir röportaj yapmak istediklerini söyle-diler, biz de hemen hazırlandık. Fakatdireniş alanında çok ses olduğundan,röportajı evin içinde yapmak üzere direnişevinin içerisine girdik. Biz röportaj ya-parken İngiltere’den ziyaretimize gelmişdostlarımız. İngiltere’den Dilek Doğan’ınabisinin arkadaşları ziyaretime gelmişlerama görüşememiştik. Şimdi tekrar gel-diler. Bu arada slogan saatimiz de geldiçattı. Sloganlarımızı attık ve istirahataçekildik.

Nuriye ve Semih’in Açlığı Halkın Direnişini BüyütüyorZafer Nuriye ve Semih’in Olacak!

Page 47: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça’nın sesini duyurmak, haklı müca-delelerinde onların yanlarında olduğunugöstermek için İstanbul ve Anadolu’daçalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.AKP her ne kadar sağır sultanı oyna-maya çalışsa da bu direnişi görmezdengelmesine izin vermeyeceğiz. Bu ko-nuyla ilgili derlediğimiz haberleri aşa-ğıda yayınlıyoruz.

İSTANBULTAYAD'lı Aileler: Nurtepe Ma-

hallesi'nde 24 Ağustos'ta TAYAD’lıana, babalar ve mahallenin çocuklarıile Nuriye ve Semih için pullama ça-lışması yapıldı. Evlerinin penceresindençıkıp "biz de istiyoruz diyerek pulalıp yapıştıranlar oldu. Çalışmada 64pullama yapıldı.

Bahçelievler Halk Cephesi: 24Ağustos ve öncesinde Nuriye ve Se-mih'in sesini duyurmak için çalışmayapıldı. İlkin Nuriye ve Semih'in haklıdirenişini duyurmak için Zafer Ma-hallesi ve Kocasinan mahallesinde 10adet yazılama yaptı. Yazılama çalış-masında ayrıca ahlaksız polislerin kü-fürlü yazılamaları silindi. Çalışmalarındevamında Gazi’de açlık grevindeolan Feridun Osmanağaoğlu'nun açlıkgrevinde olduğunu yazan bildirilerhalka ulaştırılırken, direnişi sahiplen-mek ve büyütmek için halka çağrı dayapıldı. Zafer Mahallesi’nde Cem-evi’nin yanında bulunan parkta Nuriyeve Semih'in direniş resimlerinin olduğusergi açıldı.

Okmeydanı Halk Meclisi: NuriyeGülmen ve Semih Özakça’nın talep-lerinin kabul edilmesi için süresizaçlık grevine başlayan ve açlık grevidirenişini Gazi Mahallesi’nde sürdürenTAYAD’lı Feridun Osmanağaoğlu’ya27 Ağustos'ta destek ve dayanışmaziyaretinde bulundu.

İkitelli Halk Meclisi: 28 Ağus-tos'ta mahallenin esnaflarına ve halkına14 Eylül’de Nuriye ve Semih için An-kara Adliyesi’ne çağrı çalışmaları ya-pıldı.

Bunun yanında Nuriye ve Semih’indirenişini anlatan bildiriler halka da-

ğıtıldı. 27 Ağustos'ta Beşkat BölgesindeNuriye Gülmen ve Semih Özakça’nıntaleplerinin kabulü için direnen, direnişiateşleyen Mehmet Güvel ve FeridunOsmanağaoğlu için 3 adet döviz yazılıpyapıştırıldı. Aynı zamanda halka di-renişin nerelere geldiği hakkında bilgiverildi sonrasında 14 Eylül’de olacakmahkemeye halk davet edildi. Aynıgünün gecesi Mehmet Akif Mah. MertSokak’ta Nuriye ve Semih için İkitelliHalk Meclisi mahkemeye çağrı çalış-maları ve yazılamalar yaptı.

Açlık grevinin 15. gününde bulunanFeridun Osmanağaoğlu’nu 27 Ağus-tos'ta ziyaret edildi. Aynı günün içeri-sinde Mehmet Akif Mahallesi’ne pul-lama yapılırken Cemevi Bölgesi’nepankart asıldı. Bu çalışmalar süresince"Nuriye ve Semih Kazanacak, Zafe-rimiz En Büyük Bayram Olacak. Bay-ramınız Kutlu Olsun" kartları dağıtı-larak 5 Eylül'de Gazi Cemevi'nde ya-pılacak programa davet edildi.

İkitelli’nin merkezi bölgelerine İki-telli Halk Cephesi yazılamalar yaparakhalkın matbaası duvarlarına sloganlarınakşetti. Bir sonraki gün Beşkat Böl-gesi’nde Halk Cephesi Nuriye ve Se-mih için 100 adet pullama çalışmasıyaptı.

Devrimci İşçi Hareketi: 27 Ağus-tos'ta Nuriye ve Semih için Gazi Cem-evi’nde açlık grevi yapan Feridun Os-manağaoğlu ziyaret edildi.

Fotoğraf ve Sinema Emekçileri:FOSEM Nuriye ve Semih'in haklı ta-lepleri için yaptığı çalışmalar çerçe-vesinde 27 Ağustos'ta Okmeydanı Ma-hallesi’nde yazılama yaptı.

İdil Kültür Merkezi: İdil KültürMerkezi çalışanları 28 Ağustos'ta Üm-raniye'de ve Mecidiyeköy'de yaptıklarıçalışmada duvarları ve camları pulla-malarla donattı. Çalışmada 270 pul-lama yapıştırıldı. Çalışma 1 buçuksaat sürdü.

Çayan Halk Cephesi: Nuriye veSemih için Çayan Mahallesi'nde 20Ağustos'ta araçlarla gezildi. Nuriyeve Semih’in afişlerinin asıldığı araçlarlasokak sokak dolaşılarak Nuriye veSemih anlatıldı.

Esenyurt HalkCephesi: 23 Ağustos'taEsenyurt tüneli girişineNuriye ve Semih'in aç-lık grevlerinin 168. gü-nünde “Nuriye ve Se-mih’in Talepleri KabulEdilsin-Halk Cephesi”imzalı pankart asılarakNuriye ve Semih’indirenişi selamlandı.

ANADOLUAnkara Devrimci İşçi Hareketi:

25 Ağustos'ta Meşrutiyet Caddesi, Ko-catepe Bölgesi, Seyran Bağları ve Kü-çükesat’ta, Yüksel Caddesinde işinive onurunu istediği için tutuklanan“Nazife Onay Serbest Bırakılsın” adlı100 adet pullama yapıştırıldı.

28 Ağustos'ta Altındağ'da yapılançalışmada “İşini İstemek Suç DeğildirNazife Onay’a Özgürlük” talepli KamuEmekçi Cephesi’nin hazırladığı pul-lamalardan 50 pullama halkın göreceğiyerlere yapıştırıldı.

İzmir Halk Cephesi: 25 Ağustos'taAlsancak Türkan Saylan Kültür Mer-kezi önünde Nuriye ve Semih içinbasın açıklaması ve oturma eylemiyaptı. Açıklamada 170 gündür açlıkgrevinde olan Nuriye ve Semih’in işegeri alınmasının vurgusu yapıldı. Ayrıcatutuklu bulunan Nazife Onay’ın serbestbırakılması çağrısı yapıldı. Polis tacizialtında sürdürülen eylemde Nuriye veSemih’in sahiplenilmesi için halkaseslenildi. Basın açıklaması ardındanyapılan oturma eyleminde “Nuriye veSemih Onurumuzdur”, “Nuriye SemihSerbest Bırakılsın”, “Emekçiyiz, Hak-lıyız, Kazanacağız”, “Direne DireneKazanacağız”, “Her Yer Yüksel HerYer Direniş” sloganları atıldı. Türküve ajitasyonlarla sürdürülen oturmaeylemi yarım saat sonra iradi olaraksonlandırıldı. Eyleme 10 kişi katıldı.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın Haklı Taleplerini Sahiplenmeye,Seslerini Her Alana Taşımaya Devam Edeceğiz

İkitelli

Mecidiyeköy

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

447FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Page 48: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Halkın Mühendis Mimarları Nuriye,Semih ve halkın mühendisi OlcayAbalay için yapacakları 1 aylık açlıkgreviyle ilgili 27 Ağustos'ta bir açık-lama yayınladı. Açıklamada: "Bizler,mühendis ve mimarlar olarak bu ül-kenin 'okumuş', 'aydın' kesimi olarakgörülüyoruz. Halkın aydını olmanınsorumluluğunu taşıyoruz. Halkın aydınıolmak; ülkedeki adaletsizliklere sessizkalmamak, halkını bilinçlendirmek,haklının, doğrunun yanında, zaliminkarşısında olmaktır. Ülkemizdeki ada-letsizlikler, en çıplak haliyle NuriyeGülmen ve Semih Özakça’nın işe gerialınmaları talebiyle başlattıkları dire-nişte somutlanmaktadır.

Nuriye ve Semih’in açlık grevi,172. gününe girdi. 172 gündür, yanineredeyse yarım yıldır açlıklarıylaadaletin peşindeler. Açlıklarıyla faşizmemeydan okuyorlar, “işimizi geri isti-yoruz” diyerek haykırıyorlar hücrele-rinde. Milletvekillerinin “bir yanlışlıksonucu” ihraç edilen çocukları jet hı-zıyla işlerine geri dönerken; Nuriyeve Semih, Kasım ayından beri işlerine

iade edilmiyor.Bizim meslek alanımızı ilgilendiren

bir adaletsizlik daha yaşanıyor ülke-mizde. Yoldaşımız, meslektaşımız,halkın mühendisi Olcay Abalay; Martayından bu yana tutsak. Tutuklanmagerekçesi olarak halk için mühendislikçalışmaları gösteriliyor. Yoksul halkınelektrik ihtiyacı için rüzgar türbini,su türbini yapmak, halkın sağlıksızgıda tüketmesine karşı halk bahçesikurmak suç olarak gösteriliyor. Halkınsorunlarını çözmeye çalışmak suçdeğil, onurdur. Ortada bir suç var ise,bu suçu işleyenler; halkı kör karan-lıklarda yaşamaya mahkûm edenler,her ay haraç keser gibi elektrik faturasıödetenler, sağlıksız besinlerle halkızehirleyenlerdir. Asıl suçlular kârlarınakâr katarken, halkın onurlu evlatlarıhapishanelere tıkılıyor.

İşte bu adaletsizliklerin karşısındadurmak, sessiz kalmamak, bizim boy-numuzun borcudur. Bu nedenle; Nuriyeve Semih’in işe geri alınmaları için,Olcay Abalay’ın serbest bırakılmasıiçin, Küçükarmutlu’da süresiz açlık

grevinde olanTAYAD’lı am-camız MehmetGüvel’in ya-nında 29 Ağus-tos Salı günün-den itibaren 1aylık dönü-şümsüz açlıkgrevine başlı-yoruz. 1 ayboyunca Nuriye ve Semih’in açlığınaortak olacağız. Tüm dostlarımızı, mes-lektaşlarımızı direnişe destek vermeye;Nuriye, Semih ve Olcay’ı sahiplen-meye çağırıyoruz." denildi.

30 Mayıs’ta İstanbul bulunan İdilKültür Merkezi’ne yapılan baskındagözaltına alınarak saçları köklerindenkopartılan Bergün Varan, ÇağlayanAdliyesi önünde yoldaşları için “AdaletNöbeti” tutarken gözaltına alınıp tu-tuklandı. Şu an tutukluluğu 40 günüaştı. Bergün Varan’a ve Silivri Hapis-hanesi’nde bulunan diğer tutsaklaraişkence devam ediyor. Konuyla ilgiliGrup Yorum 29 Ağustos’ta yazılı açık-lama yayınlayarak kısaca şu sözlereyer verdi;

“… İşkenceler Silivri 9 No’lu Ha-pishanesi’nde devam etmişti. Geldiğigün kendisi bala ve mantara alerjisiolduğunu söylemesine rağmen öğlenyemeğinde mantar çorbası ve bal ver-mişlerdi Bergün’e. İşkenceleri buradada bitmemişti. Bergün’e kaldığı hüc-resinde 18 Ağustos günü yeniden saldırıolmuştur. Tişört araması adı altındahücrelerine giren onlarca gardiyanınsaldırısına uğramıştır.

10 gardiyan 1 Tişört için içeri girip

Bergün ve yanındaki arkadaşlarınıtutup dolaplarında arama yapmışlardır.21 Ağustos günü ise sadece Bergünler'edeğil bütün hücrelerdeki tutsaklara sal-dırı olmuştur. Bu sefer 25 gardiyanbir hücreye girip yazılı T-shirtlerinhepsini toplamışlardır ve tüm tutsaklaraişkence yapılmıştır. Bergün’e tekmeatılıyor ve kadın gardiyanlar yetmezmişgibi, erkek gardiyanlar da girip kadınarkadaşlarımıza saldırıyorlar.

Bu saldırılar sırasında Tahsin Sa-ğal-tıcı’nın kolu kırılmıştır ve bu durumuprotesto etmek için tutsaklar hücreleriniyakmışlardır. Bergün’ün kollarında çi-zikler ve morluklar oluşmuştur. Bununiçin kendisi doktora muayeneye gitmişve darp raporu almıştır, darp raporuveren doktora bu sefer gardiyanlar “bizde rapor isteriz” diye baskı kurmaya ça-lışmıştır, çünkü işkence belgelenmiştir.

Bu yaşanan işkencelerden dolayı 3ayrı soruşturma açılmıştır, ama işken-cecilere değil Bergün’e!

Şimdi soruyoruz suçlu burada Ber-

gün mü? Hem işkenceleri yapanlar onlar,

hem de soruşturmalar Bergün’e açılı-yor. Soruyoruz nasıl bir adalettir bu?

Bütün bu saldırıların hepsi Tek TipElbise dayatmasının hazırlıklarıdır. TekTip Elbiseye karşı direnişlerle dolubir tarih vardır, hiçbir zaman giyilmedihiçbir zaman da giyilmeyecektir TekTip Elbise. İşkenceler, saldırılar, ya-saklar yaşıyoruz, daha da büyükleriniyaşayabiliriz ama asla doğru bildiğimizyoldan sapmayacağız. Türkülerimizisusturmaya kimsenin gücü yetmeye-cek...”

Grup Yorum HalktırSusturulamaz!

İkitelli’de 28 Ağustos günü AtatürkMahallesi ve Arenapark Bölgesinde; tu-tuklu bulunan Grup Yorum üyeleri içinhalka 100’ün üzerinde bildiri dağıtımıyapıldı. Sonrasında ise kahveler gezilerekesnaf çalışmasıyla dağıtım son buldu.

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET448

Grup Yorum: Kahrolsun Faşizm Yaşasın Türkülerimiz!Tutsak Grup Yorum Üyesi Bergün Varan’a ve Tutsaklara Silivri Hapishanesi’nde İşkence Devam Ediyor

Halkın Mühendis Mimarları Olarak 1 Aylık Açlığımızla Nuriye ve Semih'in Açlığını PaylaşıyorDirenişlerini Büyütüyoruz

Page 49: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Faşizmi Açlığımızla Yeneceğiz!Avcılar-Bahçelievler Halk Cephesi 24 Ağustos'ta

Nuriye ve Semih'in direnişi ve AKP'nin faşist politi-kalarıyla ilgili 24 Ağustos'ta bir açıklama yayınladı.Açıklamada: "20 Temmuz 2016’dan bugüne OHAL’deKHK’larla yönetmeye çalışan oligarşinin yönetememekrizi derinleşiyor. Yüksel direnişini gözaltılarla, tu-tuklamalarla, ev hapsiyle bitiremeyen AKP faşizmizorla müdahale ile direnişi etkisizleştirmek istiyor.‘Zorla müdahale cinayettir’ Nuriye ve Semih’in di-renişini zorla müdahale ile bitireceğini sanan oligarşişunu iyi bilmelidir; bu direniş Halkın Adalet talebinedönüşmüştür. Direniş Armutlu’da Mehmet amcayla,Gazi’de Feridun amcayla, Ankara’da devrimci avu-katlarla dalga dalga yayılıyor. Direnişi avukatlarımızıgözaltına alarak, işkence yaparak bitiremezsiniz. Bu-radan bir kez daha taleplerimizi yineliyoruz.

1-OHAL kaldırılsın 2-KHK’lar iptal edilsin 3-İşten atılan devrimci, demokrat kamu emekçileri

işlerine iade edilsin" denildi.

Nuriye ve Semih’in AdınıDağlara, Taşlara YazacağızNe Adalet Bakanlığı’nı, Ne de SoysuzSüleyman’ı Rahat Bırakmayacağız!

Devrimci İşçi Hareketi 28 Ağustos'ta Nuriye Gül-men ve Semih Özakça'nın direnişiyle ilgili bir açıklamayayınladı. Açıklamada şöyle denildi:

"...Darbe girişimini bahane ederek OHAL ilaneden, tüm halkı susturmaya çalışan katil AKP, iki di-renişçiyi susturamadı... AKP bu eyleme süreklisaldırdı. Eyleme katılanlar da ve katılacak olanlar dakorkuyu yendi. Bu direniş AKP’nin faşist yüzünütüm dünyaya gösterdi. Katil AKP bu eylem yüzündenparanoyak oldu. Ankara Valisi eylemi bitirmek içintüm meydanlarda halay çekmeyi yasakladı. Bu daolmadı, halk eyleme devam etti. Bu defa Nuriye veSemih adını yasakladılar. Ankara’dan sonra İstanbul’dada Nuriye ve Semih eylemleri yasaklandı. HattaNuriye ve Semih adı geçen basın açıklamasına polissaldırdı. Sırf bu nedenle TAYAD’lı Aileler gözaltınaalındı.

Burjuvazinin sınıf kini yüksektir. Erdoğan ve katilAKP, sınıf kini yüksek bir iktidardır. Onlara karşı bizde proletaryanın sınıf kinini yüklenelim. Bu kin ileher yere onların adını yazalım. Duvarları onlarınadları ile donatalım. Nuriye ve Semih Yalnız değildir.Nuriye ve Semih Onurumuzdur.”

AKP Faşizmi Çocukları Öksüz Bırakıyor!

Sevgi Balcı’nın Katili AKP’dir!AKP Antalya

Milletvekili Hü-seyin Samani’ninkızı Betül SamaniGökay 14 Tem-muz 2017’de ya-yınlanan 692 Sa-yılı KHK ile ihraçedildikten sonra2 5 A ğ u s t o s2017’de yayınla-nan KHK ile işineolağanüstü bir hızla ve kolaylıkla iade edildi. Betül SamaniGökay’ın işe iade edilme gerekçesi AKP Milletvekili (babası)Hüseyin Samani’nin kızının yanlışlıkla ihraç edildiğini söy-lemesidir. Hiçbir gerekçe gösterilmeden ihraç edilmiş, açlığamahkum edilmiş kamu emekçilerine hiçbir işlevinin olmadığıdefalarca kanıtlanan, AKP bürokratlarının insafına teslimedilen OHAL komisyonu adres gösterilirken AKP Milletvekilininkızı bir KHK ile işe iade ediliyor.

AKP’li vekil kızı Betül hanımefendi işine dönüp keyfine ba-karken KHK ile 10 ay önce ihraç edilen üç çocuk annesi SevgiBalcı intihar etti. 15 Ağustos 2017’de Burdur’un Bucak ilçesindeyaşayan ve KHK ile ihraç edilen 7 aylık bebek annesi 37yaşındaki Sevgi Balcı yaşamına son verdi. Sevgi Balcı’nıneşinin de daha önce çıkartılan KHK ile ihraç edildiği belirtildi.Hayatını kaybeden annenin ailesine Kamu Emekçileri Cephesiolarak başsağlığı diliyoruz.

Her fırsatta anaların kutsallığından, anaların ayaklarıaltındaki cennetten, manevi değerlere bağlılıktan dem vurandin tüccarı AKP zihniyeti; 7 aylık bebeğini ve iki çocuğunuardında bırakarak, canından vazgeçen Sevgi Balcı’yı anaolarak görmedi. Emekçilerin katili halk düşmanı AKP hükümeti,daha önceki cinayetlerinde olduğu gibi Sevgi Balcı’yı da ta-ammüden öldürmüştür ve suçu sabittir.

...Bugüne kadar onlarca kamu emekçisinin intihar ettiği bilin-

mektedir. KHK zulmüne karşı direnmeyip sosyal ölü olmayı ka-bullenen veya intihara yönelen ihraç edilmiş kamu emekçilerininiçine itildiği bunalımlar Nuriye ve Semih’in direnişlerininhaklılığını bir kez daha ortaya çıkarmış oluyor.

...Halkımız; Kurtuluşumuz boyun eğmekte ve intiharlarda değil, zulmün

her türlüsüne direnmektir.Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız!Kamu Emekçileri Cephesi28.8.2017

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

449FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 50: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

14 Eylül’de Ankara Adliyesi’ndeNuriye ve Semih nezdinde bir mah-keme görülecek. Tutuklanan dire-nişçileri yargılamaya kalkacak mah-keme. İki irade bir kez daha bu kür-süde çarpışacak. Oysa HALK çoktanyerini almıştır. Kim HAKLI çoktannetleşmiştir. Tarih çoktan yargısınıbelirlemiştir. Şimdi bu yargının sesiyankılanacak bu kürsüde.

Onlar onbinlerce kamu emekçi-sinin sesidir. Onlar faşizmin keyfi-yetine karşı yoksulun, emekçi halkın,haklının ve onurun sesidir.Bu ses susturulamadı. Ar-tık can koydular, açlıkla-rıyla milyonların vicda-nında ADALETE olan aç-lığın çığlığını yükselttiler.

Onbinlerden biriydiler.Bir gün işlerinden atıldık-larını yazan kağıt parçasıgönderildi adreslerine. Neyapmalıydılar? Düşündü-ler ve sokağa çıktılar. İn-san Hakları Anıtı’nınönünden seslendiler tümmuhataplarına. Haklarınıistediler.

Nuriye geldi önce...“İşimi ve Öğrencilerimiİstiyorum” dedi. Bu kadar kısa vebu kadar büyüktü isteği. Ve haklılığıtartışılmaz talebi... Haklılık faşizminkorkuya dayalı iktidarına karşı enbüyük güç kaynağıdır.

Korkunun efendileri geldiler. Birdirenişçi idi topu topu. Onlarca kezonu vazgeçirmeyi denediler ama çokgeç kalmışlardı. Beyinlerinde hakbilinci ile korkuyu yenenler, beden-leriyle iskenceli gözaltıları yaşayarakyüzlerce kez daha yendiler korkuyu...

Direniş 9 Mart gününde sürerkenyine gözaltına alındılar, TBMM çı-kışında hem de. Milletvekilleri ilebirlikte basın açıklaması yaptıktansonra hem de...

Ve kararlıydılar. Duyurmuşlardıki; bütün yolları denedikleri haldefaşizmin cevabı değişmemişti: Cop,gaz bombası, biber gazı, tartaklanarakişkenceli gözaltı. Artık milyonlaraydıkurdukları cümleler. Ve her gün kay-bettikleri hücreleriyle ses vereceklerdicümlelere. Ki her harfi dünyaya ya-yılan onurlu bir olacaktı.

Ankara ve Yüksel Caddesi’ndeyazılan haklının direniş tarihine ül-kenin kentlerinden katılan sesler so-kaklara, meydanlara çıktı. Mahalle-

lere, kurumlara, evlere taşındı.

Dünyaya açıldı anında. Avrupa’daAlmanya’nın her yerinde, Fransa,İsviçre, Belçika, Hollanda, Avustur-ya...

Avrupa’da aylarca yürekleri on-larla birlikte atanlar meydanlara do-luştuk, doluşuyoruz.

Onların isimlerini dahi yasakla-maya kalkan faşizmin vahşi saldırı-larına karşı, onurlu gülüşleriyle do-natılan tişörtlerini giydik üstümüze.Ve seslerine kattık seslerimizi.

Açlığa yattıklarında biliyordukki ekmeğe değildi açlıkları, adaleteaç halkın çığlığıydı yaptıkları. Veaçlıklarını paylaştık ülke ülke...

Faşizmin yargısı kurulacak 14Eylül günü...

Yargılayan: Faşizm,

Yargılanan: Onur ve adalet direnişive bunu sahiplenenler.

Bu tablo ters. Bu tablo tarihe vehalka aykırı. Bu tablo düzeltilecek.Yargılayan onur ve adalet direnişive bunu sahiplenen dünya

Yargılanan: Tüm suçlarıyla vesuçlularıyla FAŞİZM.

İşte bu doğru tabloyu yaratmakve güçlendirmek gör-evi direnenlerin omuz-larındadır. Direnişintüm dostları, tüm güç-leri, Avrupa’dan An-kara’ya ulaştırmalıdırseslerini... Nuriye veSemih’ten önce onlarınsesleri olarak yankı-lanmalıdır mahkemesalonunda.

Heyetler oluşturupo gün o saatte Anka-ra’da Nuriye ve Se-mih’le kucaklaşalım.Gidemeyecekler o güno saatte kuralım mah-kememizi. Birlikte iz-

leyelim ve paylaşalım tüm insanla-rımızla yaşananları.

Esra Özakça’yı, direnenleri, di-renişçilerin avukatlarını arayalım.Destek mesajlarımızı iletelim.

Tarihin yargısını gerçekleştirelimbirlikte. Çekip alalım Nuriye ve Se-mih’imizi zulmün elinden. Söküpalacağımız gibi haklarımızı...

NURİYE VE SEMİH BİZİZ.

BİZ DİRENİYORUZ diyelim.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi137 Esasındaki dosyaya yazılsın ki:

NURİYE SEMİH ONURUMUZ-DUR!

EMEKÇİYİZ, HAKLIYIZ KA-ZANACAĞIZ!

DÜNYANIN HER YERİNDEN MAHKEMEYE KATILALIM! YARGILANMAK İSTENEN NURİYE ve SEMİH DEĞİL,

ONLARA SESİNİ KATAN HEPİMİZİZ! ADALET HAKLI OLAN HALKINDIR!

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET50

AVRUPA’dakiBİZ

Page 51: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

BİZ BİR AİLEYİZ!

SORUNU YARATANLAR SO-RUNLARIMIZI ÇÖZEMEZLER!

ÇÖZÜM AİLE MECLİSLE-RİNDE!

DÜZENİN KOF, ÜFLEDİĞİN-DE DAĞILACAK AİLELERİNEKARŞI;

AİLE MECLİSLERİNDE ÖR-GÜTLENELİM!

Biz kimiz, ne istiyoruz?

Biz büyük ailemizin bir parçasıyız.

Anti-faşist, anti-emperyalist bumücadelede bir tarafız.

Tarafımız bellidir.

Tarafımız haklar ve özgürlüklermücadelesi verenlerin yanıdır.

Tarafımız ekmek, adalet ve öz-gürlük için savaşanların yanıdır.

Tarafımız umudun tarafıdır.

O zaman, kendimizi bir taraf ola-rak görüyorsak, bu tarafta ne yapa-cağız?

Nasıl düşünecek, nasıl yaşayaca-ğız?

Eğer bu büyük ailenin bir parça-sıysak...

Eğer Şeyh Bedreddinlerden, Babaİshaklardan, Seyit Rızalara, Pir Sul-tanlara, Mahirlerden, Dayılara... ye-rimiz belli diyorsak.

O zaman neyi nasıl yapacağız?

Söylemde biz diyen ama pratikte“ben” merkezci yaşamımızda, kendikendimize mi yaşayacağız?

Söylemde biz deyip; genç dev-rimcilerle övünç ve gururla onlarıgösterirken, ama pratikte “ben”imçocuğum ama mı diyeceğiz?

Söylemde biz deyip; kadın-erkekeşitliğinden demokrasiden dem vu-rurken, ama pratikte “ben”im karar-larım deyip aile içinde demokrasiyiişletmeyecek miyiz?

Söylemde devrimcilik kararı alan-ların bu kararının ne kadar doğru ol-duğunu söylerken, biz değil devrim-cilik kararı almak, bir adım dahaöne çıkmak konusunda ayak mı di-reyeceğiz?

Kim olduğumuzun cevabı, nasılyaşayacağımızın cevabı da olacaktır.

Bizim kimliğimiz bellidir.

Kimliğimiz emperyalizme ve fa-şizme karşı,

kimliğimiz ezenlere, sömürenlere,zulmedenlere karşı MAHİRLERİNYANIDIR...

KİMLİĞİMİZ CEPHEDİR!

BÜYÜK AİLEMİZ CEPHEDİR...

BİZİM AİLELERİMİZ!

SORUNLAR KARŞISINDAYALNIZ DEĞİLSİNİZ!

AİLELERİMİZ ARASI DAYA-NIŞMAYI, BİRLİKTELİĞİ AİLEMECLİSLERİMİZLE ÖRGÜT-LEYECEĞİZ!

KENDİ SORUNLARIMIZI,KENDİMİZ ÇÖZECEĞİZ!

Bir, kapitalizmde her şey kar içindir.

İki, kapitalizmde birey ve kişiselçıkar esastır.

İşte bu iki yan, ailelerdeki sayısızolumsuzluğun da kaynağını oluşturur.

Tüm sorunlarımızın kaynağı budüzendir. Bu yüzden ailelerimiz budüzenin hiçbir kurumundan çare, çö-

züm beklememelidir.

Ne psikologlar, ne danışmanlar vb.hiçbir düzen kurumu bu sorunu çöze-mez. Çünkü zaten onlar yaratmışlardır.

Sorunlarımızı bir tek biz kendimizçözebiliriz.

Sorunlarınızı ancak devrimcilerçözebilir, devrim çözebilir. Halkındeğerleriyle çözebiliriz.

Bizim psikologlara, bizim bu dev-letin kurumlarına ihtiyacımız yok.

Ahlaksız, tecavüzcü, katil, sömü-rücü, emek hırsızı bir düzen neyiçözebilir? Çözemez. Biz çözeriz,devrimciler çözer.

Yalnız değiliz, çaresiz değiliz.Bizi bizden iyi kimse anlayamaz.

İnsan kalabilmek için, insanlıkdışıbu düzene karşı birlikte durmalıyız,mücadele etmeliyiz.

Ancak öyle koruyabiliriz ailele-rimizi, evliliklerimizi, çocuklarımızı,kendimizi...

Bana dokunmayan yılan bin ya-şasın der düzen. Yok eninde sonundao yılan gelip bir gün bize veya sev-diklerimizin birine dokunacaktır. Oyılan geçtiği her yere zehirinini desalacak, kirletecektir.

AİLE MECLİSLERİ, AİLELERİMİZİN KEN-Dİ SORUNLARINI ÇÖZEBİLDİĞİNİ GÖRÜP ÖĞRENECEĞİ YERLERDİR!

BİZ BİR AİLEYİZ! SORUNU YARATANLAR SORUNLARIMIZI ÇÖZEMEZLER! ÇÖZÜM AİLE MECLİSLERİNDE!

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

551FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Page 52: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Ulm’da Dergi dağıtımı ve Hasta ZiyaretiGerçeğin Sesi, Ulm’da dağıtılmaya devam ediyor,

uzun zamandır gidilmeyen eski ilişkilere tekrar gidilipdergimizi ulaştırdık. İnsanların bizi görüp neredeydiniz,uzun zamandır yoktunuz söylemleri bizi sevindirdi.Aynı zamanda eksikliğimizi görmemize neden oldu.Demek ki isteyince, gidilince, yapınca halkımız biziyalnız bırakmıyor ve onlar da bir yanı eksik yaşıyor.

Ulm Halk Komitesi olarak bu eksikliği gidermekiçin şimdiye kadar 12 dergiyi çok kısa sürede 30 dergiyeçıkarmıştık, fakat bu sayıyı da çıkarıp kısa sürede 50dergiyi halkımıza ulaştırma kararı aldık.

Ayrıca hastanede yatmakta olan bir abimizi ziyaretedip uzun süre sohbet ettik. Dergimizi verip büyük ailemizolarak geçmiş olsun dileklerimizi sunduk ve hastanedenayrıldık.

Avrupa Dev-Genç’li Gamze Köse

Yalnız Değildir!

6 Nisan günü Berkin Elvan’a adalet talebini haykırdığıiçin gözaltına alınan ve daha sonra da yurtdışı yasağıkonularak yaşadığı ülke olan Almanya’ya ailesinin

yanına dönmesi fiili olarak engellenen Gamze KöseKarlsruhe Konsolosluğu önünde 25 Ağustos tarihindegerçekleştirilen eylemle sahiplenildi.

Mannheim Halk Cepheliler tarafından gerçekleştirileneylemde atılan sloganlar ile Gamze Köse’nin yalnızolmadığı ve yurtdışı yasağının kaldırılması gerektiği vur-gulandı.

Avusturya’nın Linz Şehri,

Direnenlerin Resimleri İle Süslendi

Linz şehrinin geniş bir alanı Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın resimleri ile süslendi. Yapılan resimli dayanışmaçağrılı 100 adet çıkartma, şehrin duvarlarından gazetebayilerine kadar birçok yerine yapıştırıldı.

Avusturya’nın Linz Şehri’nde Bildiri Dağıtımı Yapıldı!

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın onurlu müca-delelerinin 170. gününde Avusturya’nın Linz şehrindebildiri dağıtımı yapıldı.

Bildiriler, ana caddenin dışında, işyerlerine de verildi.Toplam 100 bildiri dağıtıldı.

- Tüm aileleri bir şekilde etkileyen, kuşatan uyuşturucuçeteler, fuhuş, hırsızlık, alkol, kumar sorunlarına karşı,aileleri biraraya getirmek ve eğitmek.

- Halkın kültürel değer ve geleneklerinin yozlaştırıl-masına karşı, halkın değerlerini yaşatmak, geleneklerisürdürmek. Örneğin halk cepheli ailelerin birbiriyle iliş-kilerini, derneğe gelen aileler arası paylaşma ve daya-nışmayı teşvik etmek.

- Boşanmalar, şiddet, kavga, küsme gibi aile içi so-runları büyümeden çözmek.

- Ailelerimizin yaşadığı apartmanlarda veya sokaklarda

yaşanan ortak sorunlara kolektif çözümler üretmek.

- Bencilleşmeye, bireycileşmeye karşı, ailelerin bir-

birleriyle tanışmalarını sağlamak.

- Yaşlıların bakımı için aileler arası dayanışmayı

hayata geçirmek.

- Çocukların bakımı için ortak çözümler üretmek.

- Yaşlılar, çocuklar ve gençler için düzenin kurumlarına

alternatifler oluşturmak... gibi.

Aile Meclisleri meşru örgütlenmelerdir.

Her ev, Aile Meclisi’nin bir kurumudur. Ailenin evi,Aile Meclisi’nin evidir, derneğidir.

Aile Meclisleri’nin davranışlarındaki temel ölçü, dü-zenin yasaları değil, kendi meşruluklarıdır.

Aileler arasındaki sorunları çözerken, düzenin yasa-larının değil, büyük ailemizin, halkın geleneklerine, de-ğerlerine, ilke ve kurallarına bakarak çözeceklerdir.

Meclislerde, ailelerimiz kendi çözümünü kendi bulmalıdır.Kendi yönetmelidir.

Ortaklaşa kararlar alınır.

Aile Meclisleri’nde demokratik bir işleyiş kurulmalıdır.Herkes diyeceğini demeli, sonra gerekirse oylama yapılmalıdır.

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET52

Aile Meclisi’nin Görevive İşlevi Ne Olacaktır?

Aile Meclisi’ne dahilolan tüm aile fertleri, bir-birinden sorumludur ve bir-birine karşı yükümlülük al-tına girer.

Tek bir kişinin, tek birailenin yaşadığı sorunlardiğerlerini de ilgilendirir.

Aile Meclisleri:

-Ailelerin yaşadığı tümekonomik, sosyal, kütürel,

ailevi sorunların çözümüiçin, başta çekirdek aile ol-mak üzere, mecliste yer alanaileleri biraraya getirir.

- Sorunların konuşul-ması için demokratik birortam oluşturur. Kadınlar,çocuklar, gençler, bu mec-liste eşit söz hakkına sa-hiptirler.

- Aile Meclislerinde do-ğal olarak, din, dil, mezhep,milliyet ayrımı yapılmaz.

Aile Meclisleri Hangi Sorunlarla Uğraşabilir?

Page 53: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Atina Direniş Çadırı Günlüğü17. Gün

Masamıza uğrayan Yunanlı bir ka-dın Nuriye ve Semih için çadır açma-mıza sevindiğini söyleyerek fotoğrafçekti. Bunu facebookda arkadaşlarıylapaylaşacağını söyledi. Türkiye’dengelen bir aile çadırımızı ziyaret etti.Birisi doktor olduğunu söyleyip açlıkgrevi hakkında sohbet etti.

Gün sonuna kadar bildirilerimizidağıttık. Toplam yirmi beş imza top-layıp on adet kart mesajı yazdırdık.

18. Gün: Bugün her cuma olduğugibi türkü gecemizi yaptık. Yine GrupYorum’dan ve halk kahramanlarımıziçin yapılan türkülerimizi söyledik.Kahramanlı şiirlerimizi okuduk. Ge-cemize Yunanlı dostlarımız da katıl-dılar. Onlar da Yunanca kahramanlıktürkülerini söylediler.

Gün boyunca Yunanca, İngilizceve Türkçe bildirilerimizi dağıttık. 26imza toplayıp 3 adet kart mesajı yaz-dırdık.

19. Gün:

Bugün çadı-rımızı semineriçin İzmir ve İs-tanbul’dan gelen öğretim görevlileri vebir avukat ziyaret etti. Kendilerine çayikram edip Nuriyelerin direnişi üzerinesohbet ettik. Dün çadırımıza gelen radyoPondio ile yaptığımız direniş üzerineröportaj bugün yayınlandı.

Gün boyunca bildiri dağıtımı yaptık.24 adet imza toplayıp 2 adet kart yaz-dırdık.

20. Gün: Bugün pazar olduğu içintüm arkadaşlarımız bir çadıra geldik.Hep birlikte Yürüyüş dergisini ve ki-tabımızı okuyup gündem üzerine soh-bet ettik.

Çalışmadan sonra çadırımıza Yunanlıdostlarımız ziyaretimize geldiler. AyrıcaTürkiye’den gelenler de çadırımıza uğ-radılar. Nuriye ve Semih için buradada çadır açıyor olmamıza hem şaşırıphem de sevindiklerini söylüyorlar.

Gün boyu bildiri dağıtımı yaptık.33 adet imza toplayıp 7 adet mesaj

kartı yazdırdık.

21. Gün: Bugün de imza masamızıaçtık. Türkiye’den gelen insanlarımızlaNuriye ve Semih’in direnişi üzerinesohbetler yaptık. Gün boyunca çadırımızıYunanlı dostlarımız ziyaret ettiler. Ve-nezüellalı bir ailemiz çocuklarıyla birlikteçadırımızı ziyaret ettiler.

Gün boyunca Yunanca ve İngilizcebildirilerimizi dağıttık. 25 adet imzatoplayıp dört adet kart mesajı yazdır-dık.

22. Gün: Çadırımızın ziyaretçileriYunan halkının dışında ABD’den gelenorada yaşayan bir vatandaşımızla di-reniş hakkında konuştuk orada da Nu-riye ve Semih için eylemler yaptıklarınısöylediler.

Bugün dağıttığımız bildiriler sonucu26 adet imza topladık. 3 adet mesajkartı yazdırdık.

Av ru pa’da

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

53FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Nuriye ve Semih’in Mahkemesine

Gitmek Faşizme Karşı Direnenleri

Sahiplenmektir!

Yunanistan Halk Cepheliler Nuriye ve Se-mih’in mahkemesine Yunan halkının solunundestek olması için çağrı çalışmalarına başladı.29.08.17 tarihinde faşistler tarafından katledilenmüzisyen Pavlos Fissas’ı anmak için yapılantoplantıya katılan Halk Cepheliler; Türkiye fa-şizminin tecrit hücrelerinde katletmek istediğiNuriye ve Semih’e destek olmanın faşizme karşıbir görev olduğunu vurguladı. Faşizme karşıomuz omuza olunması gerektiği çağrısı yapılankonuşma Yunan halkı tarafından ilgiyle karşılandı,çok sayıda imza bu toplantıda toplandı.

Bielefeld’de Nuriye ve Semih İçin Oturma Eylemi YapıldıAlmanya’nın Bielefeld şehrinde her çarşamba gerçekleştirilen Oturma

Eylemine 23 Ağustos Çarşamba günü 15.00/17.00 saatleri arasındadevam edildi. Türkiye’de süresiz açlık grevine başlayan Feridun Osma-nağaoğlu, Almanya’nın iki ayrı şehrinde aynı şekilde süresiz dayanışmaaçlık grevine başlayan Ayhan Yalman ve Orhan Batasul ile ilgili bilgi-lendirmeler yapıldı. Yüksel direnişinde her akşam yapılan saldırılaranlatıldı. Alstad-Kilise önünde gerçekleşen eyleme bu hafta da ilgiyoğun oldu. Almanca Türkçe bildiriler dağıtıldı. T.C. Adalet Bakanlığı’nagönderilmek üzere protesto faksları imzalatıldı. Türkiye’den Bielefeldüniversitesine kurs için gelen başörtülü bir kadın öğrenci, standa uğrayarakilgi ve dayanışma mesajlarını iletti. Ancak son dönemde Adalet bakanlığıda gönderilen protesto fakslarına teknik engelleme yaptığı için bu defae-mail ile protesto faksları gönderilecek. Protesto fakslarını dahiengellemeye çalışan bir bakanlığın korkuları büyütülmeye devam edildi.

Page 54: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET554

Viyana DirenişÇadırı Günlüğü

25 Ağustos: Her hafta olduğu gibisaat 11.00’da kalabalık alışveriş cad-desi olan Mariahilfer Straße’de çadıraçıldı. Nuriye ve Semih’in kararlı vetaviz vermeyen hayat dolu gülüşleribakıyor binlerce kilometre uzakta ya-şayan insanlara…

Yine birçok ülke ve uluslardan ge-len insanlar bu direnişe ilgi gösterdi.Slovakyalı bir genç Avusturyalı öğ-retmenler, Ermeni bir abla.

300’e yakın bildiri bugün de dağıtıldıve yarını sabırsızca bekliyoruz.

26 Ağustos: Viyana’daki direnişçadırı bugün başka bir yürüyüş nede-niyle saat 14.00’da açıldı.

Enternasyonal Dayanışmayı hiçbir zaman esirgemeyen İranlı bir dev-rimci de ilk dakikadan itibaren direnişalanında idi.

Çadırı kurduk ve eşyaları yerleş-tirdikten hemen sonra ilk ziyaretçilergelmeye başladı.

Avusturyalı devrimci sosyalist birgruptan arkadaş geldi ve burada bu-lunduğu andan itibaren çadıra sahipçıkarak merak eden insanlara Nuriyeve Semih’in davasını anlattı.

Çok zaman geçmeden Meksikadayanışma grubu içinde yer alan birarkadaş uğradı ve dayanışmasını ifadeetti.

Filipinli bir arkadaş da yine Nuriyeve Semih’in yanında olduğunu hatır-latmaya geldi.

Saat 17.00’a gelince, 6 gündenberi Nuriye ve Semih’in açlığını pay-laşan iki Suriye Halk Cepheli ile canlıvideo bağlantısına geçildi.

Hem Viyana’daki direniş çadırıanlatılıp caddedeki kalabalık gösterildi,hem de onların 1 aylık açlık grevininyanında sürdürdükleri çalışmaları vekaldıkları bölge halkının dayanışmasıüzerine konuşuldu.

Suriye’deki arkadaşlara başarılardileyerek kısa zaman içerisinde tekrargörüşmek üzere vedalaşıldı.

Bugün 3 çeşit Almanca bildirilerinyanında İngilizce bildiriler de vardı.

Bildiride 3 maddede Nuriye ve Semihnasıl desteklenebilir yazılıdır. Bildiridağıtıp, gelen insanlarla sohbet edildi.

Ayhan Yalman'ın

Direniş Günlüğü

4. GÜN: Halkımız bizi ziyaretegelince Nuriye ve Semih’in direnişive bizim destek açlık grevimizle ilgilisohbetler gerçekleşti.

Bugün ayrıca süresiz açlık grevinin93. gününde bulunan Esra Özakça ilekısa sohbetimiz oldu. Buradan tümdirenenlere selamlarımızı iletiyoruz.

5. günümüze başlarken haberlerdenNuriye Gülmen’in sağlık sorunlarınınarttığını öğrendik. Öfkemiz biraz dahabüyüdü, açlık grevi direnişimizdebiraz daha netleştik. Ben Köln’de veDev-Genç’li Orhan Dortmund’da di-renişi Avrupa’da da büyütüyoruz. Tümdünya halkları Nuriye ve Semih’i du-yacak, bu direnişi görecek. Tutsakla-rımıza mektup yazdık ve ardındanbildiri dağıtmaya çıktık. Köln Ehren-feld bölgesinde 300’e yakın bildiridağıtıldı, birçok insanla direnişle ilgilisohbet edildi. Bildiri dağıtmaya, ku-rumlara gitmeye, esnaflarımıza direnişianlatmaya devam edeceğiz.

Orhan Batasul'unAçlık Grevi Günlü�ü

24 Ağustos: Öğlen Esra abla, Betülve Feridun amca ile görüştüm. Akşamise derneğe gelen dostlarımız ile bir-likte film izledik ve film hakkındasohbet ettik. Herkesi direnişimizi sa-hiplenmek için Dortmund DayEv’ebekliyoruz!

25 Ağustos: Öğlen saatlerinde zi-yarete gelen Dev-Genç’liler ile birlikteDortmund’un Hafen bölgesinde Nuriyeve Semih’in direnişini anlatan yaklaşık300 tane Almanca bildiri dağıttık. Bu-gün programımızda sohbet akşamıvardı. Hep birlikte oturup gündemideğerlendirdik ve Nuriye Semih hak-kında son gelişmeleri değerlendirdik.Ayrıca bugün Bielefel’den Anadoluhalk sahnesinden arkadaşlar geldi.Hem beni ziyaret ettiler hem de tiyatrogösterilerini çalıştılar. Nuriye ve Se-

mih’in sesini her yerde duyuralım!

Açlık Grevinin 9. ve 10. Günü

Gün boyunca derneğimize ziya-retçiler geldi ve gelenlerle Nuriye veSemih’e mektup yazıldı.

Açlık grevimizin 10. Günündegünlük programımızı uygulayarakTürkiye’de bir aylık açlık grevinebaşlayan Grup Yorum üyesi Betül Va-ranla konuştuk. Akşam Dev-Genç’li-lerle biraraya gelerek sohbet ettik.

Dev-Genç’lilerden Köln’deNuriye ve Semih İçinBildiri Dağıtımı

Yüksel Direnişinin 294. GünündeNRW Dev-Genç’liler Köln’de NuriyeGülmen ve Semih Özakça’nın dire-nişini anlatan Türkçe ve Almanca bil-diri dağıttılar.

Köln-Ehrenfeld’de yapılan çalış-mada posta kutularına yaklaşık 350bildiri dağıtıldı.

Çalışmaya üç kişi katıldı.

Page 55: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

3 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 30

555FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ!

Dergimizin 30. sayısının yayınlandığı 3 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 179. günündeler

*Yüksel Direnişi 299. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 104. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 195. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 64. gününde*Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 21. gününde

Paris’te Nuriye ve Semihile Dayanışma Açlık GreviYapıldı

Fransa’nın başkenti Paris’te HalkCepheliler Nuriye ve Semih yaşasındiye seslerine ses olmaya devam edi-yorlar.

Paris’in Republique meydanındaaçıklama yaparak NURİYE VE SEMİHile dayanışmak ve aynı zamanda ses-lerini duyurmak için iki gün açlık greviyaptılar.

Paris’in Republique meydanında“NURİYE VE SEMİH ÖLMESİN”dövizleriyle meydanda seslerini du-yurmaya devam ettiler.

Daha sonra Paris’in Melun semtindeAlevi Kültür Merkezi’nde Açlık grevinedevam ettiler.

Paris’te müzik faaliyetini sürdüren

GRUP ŞU ve Alevi kültür merkezindeAli YEŞİL ile Grup Yorum türküleriyleNURİYE VE SEMİH’e selam yolla-dılar. Direnenler kazanacak.

Bizler burada 171 gündür mey-danlarda ve zindanlarda AKP faşiz-mine karşı direnenlerin sesi olmayadevam edeceğiz.

Daha sonra da “MONTRÖ da AMNuriye ve Semih’in verdiği haklı mü-cadeleye ses vermek için yaptığınızdayanışma örneğine destek olmayageldik” dediler ve aynı zamanda ya-pacağınız eylemliklerde sizinleyiz de-diler. Eyleme 30 kişi katıldı.

Belçika Brüksel’deNuriye ve Semih’inSesi Olmaya Devam Ediyoruz

26 Ağustos Cumartesi günü Bel-çika OHAL’e Karşı Mücadele Ko-mitesi olarak 40 kişi Brüksel Placede la Monaie’ de Nuriye ve Semihile beraber Nazife ve Mehmet’i deselamladık!

Nuriye Semih’in direnişi karşısındaAKP faşizminin çaresizliğini anlat-

tık.

2 saat süren eylemimizde 500 bildiridağıtarak yoldan geçen insanlara Nuriyeve Semih i anlattık. Çok olumlu tepki-lerle karşılaştık. “nasıl yardımcı ola-biliriz, biz ne yapabiliriz” diyen yeniinsanlarla tanıştık. Her hafta olduğugibi bu hafta da Fransızca ve Türkçeaçıklamalar yapıp şiirler okuduk.

NRW Dev-Genç’tenGrup Yorum’un da KatılacağıMiting ve Konser İçin Çalışma

26 Ağustos Cumartesi günü Dort-mund HBF’un önündeki merdivenlerdeMLPD’nin düzenleyeceği olan etkinlikiçin NRW Dev-Genç olarak çalışmayaptık. Çalışma sırasında yaklaşık 400bildiri ev postalarına ve sokaktan geçeninsanlara dağıtıldı.

Çalışmaya iki Dev-Genç’li katıldı.

Ulm’da Kitlesel Eylem

Almanya Ulm’da 25.08.2017 Cumagünü Çarşı Merkezi’nde yaklaşık 100kişilik bir katılımla Nuriye Gülmen,Semih Özakça ve Meşale Tolu içineylem düzenlendi. Eyleme Sol PartiAvrupa Parlamentosu milletvekili SevimDağdelen’de katılıp konuşma yaptı veSol Parti Ulm örgütlülüğü de katılımsağladı. Almanya 1. Televizyon kanalıARD, 2. Televizyon kanalı ZDF veözel kanalı RTL eylemi başından sonunakadar çekti ve gelen kitleyle röportajyaptılar.

Mannheim`daHalk Cepheliler’in Nuriye veSemih �çin EylemleriDevam Ediyor

Pazar günü merkezi tren garı vesalı günü çarşı merkezinde yapılanoturma eylemlerinden sonra 25 AğustosPazar günü Karlsruhe kentindeki kon-solosluk önünde de bir eylem gerçek-leştirildi.

Saat 11.30’da başlayan ve 45 dakikasüren eylemde; Nuriye ve Semih’intalepleri ile birlikte AKP faşizmininişkenceci ve halk düşmanı uygulamalarısloganlar ile haykırıldı. Konsoloslukişlemleri için gelen birçok insanın zaferişaretlerinin yanı sıra sözlü olarakdestek oldukları görüldü.

İsviçre’nin Zürich Şehrinde84. Gününü DolduranDireniş Çadırı Devam Ediyor

Geceli gündüzlü açık olan çadırımız,dağıtılan bildirilerle, ziyarete gelenyoldaşlarımız ve dostlarımızla Semihve Nuriye’nin durumu ve Türkiye’dekigelişmeler üzerine sohbetler yapılıyor,gecenin geç saatlerine kadar sohbetedevam ediliyor.

Page 56: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

“Ben örgütlendikten sonra, bütün insanları sevmek gerektiğiniöğrendim. Bu örgütün bana kazandırdığı en büyük şey sevgiyiöğretmek oldu. Yani düzende kafamı bozan, her hangi bir şeyekızdığım bir insanı çok kolay kaldırıp atarken, burada hiçbirinsanın kaldırılıp atılamayacağını, herkese harcanan emeği,yüz yüze tanımadan halkım dediğimiz insanları sevmeyi veneden onlar için savaştığımızı öğrendim.” Ümüş Şahingöz

11 Eylül - 17 Eylül

Mehmet SOYLU:12 Eylül 1979 Kars

Yeni Mahalle’de fa-şistler tarafından kat-ledildi.

Mehmet Soylu

Bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm şiarını her zamanyükseklerde tutan, bunun için her türlü bedeli ödemekten çe-kinmeyen yoldaşlarımı en sıcak sevgi, saygı ve selamlarımlasımsıkı kucaklıyorum.

Zulme karşı her zaman direnen, başı dik olan yoldaşlarıma... Yoldaş demenin güzelliğini, sıcaklığını, sevgisini, umudunu

doyasıya yaşadık. Kavgamızın başkentinde adımladık sokakları... Her ma-

hallesinde hesap sorduk. Her daim kavganın harcını kardık,Anadolu’nun bereketli topraklarında...

Şehitlerimizin mezarbaşlarında kaç kez sözler verdikonlara. Devrim sözümüzü yerine getireceğiz diye. Katillerinizdenhesap soracağız diye. Sizler gibi olacağız dedik. Sizlerin yo-lundan, izinden gideceğiz dedik. Çünkü sizler kavgamızınmimarlarısınız dedik. Bizim dünümüz, bugünümüz, yarını-mızsınız dedik. Sizler şehit bedenlerinizle Anadolu’nun herkarış toprağında bize yol gösteren, önümüzü açanlarsınızdedik... Şehitlerimize bağlılığımızı her zaman onlardan

Merhaba can yoldaşlarım; Bir canım var halkıma ve vatanıma feda olsun!

Yüksel KAŞIKÇI:12 Eylül 1979, halkının

devrim mücadelesinde birDEV-GENÇ’li olarak yer aldı.Okmeydanı’nda faşistlerle gir-diği çatışmada şehit düştü.

Yüksel Kaşıkçı

Vedat İNAN:11 Eylül 1994’te Der-

sim Mazgirt’e bağlı Darı-kent Beldesi’nde, Kürt mil-liyetçileri tarafından öldü-rüldü. Mücadele okuru biröğretmendi.Vedat İnan

Cengiz YILDIRIM:1977 doğumlu, Bursa Gemlik’te oturan Yuruyuş

dergisi okuru bir emekçiydi. Çalıştığı GemportNemtrans Şirketi’nde 2010 yılı sonunda sendi-kalaşma surecine girerken, Cengiz, direnişin heraşamasının emekçisi oldu. Nemtrans direnişi so-nuçlandığında “asıl şimdi işçi oldum” demişti.Düzenin önüne çıkarttığı zorluklar karşısında

içine düştüğü bunalımlar sonucunda, 17 Eylül 2011’de intiharederek yaşamına son verdi.

Cengiz Yıldırım

İbrahim ÇUHADAR:İbrahim Çuhadar 16 Ağustos 1973 Ankara, Al-

tındağ doğumludur. Aslen, Çorum’un, Alaca,Tutluca Köyü’nden, yoksul bir ailenin çocuğudur.İbrahim Çuhadar ortaokul yaşlarından itibarendamgacılık, kaşe, tabela, prinç levha, mobilyacılık,bakkal çıraklığı yaptı. 90’lı yıllardan itibaren inşa-atlarda çalıştı. 1993 yılında inşaatta çalışırken dev-

rimcilerle tanıştı. İlk örgütlülüğü Devrimci İşçi Hareketi içindeoldu. 1994 yılında illegal mücadele içinde yer aldı. 28 Eylül1994 yılında tutsak düştü. Ankara Ulucanlar ve Çankırı E TipiHapishanesi’nde, 19 Aralık Katliamı’na kadar toplam 10 yıltutsak kaldı. Katliam saldırısından sonra sevk edildiği Sincan FTipi Hapishanesi’nden, 2004 yılında tahliye oldu. Tahliyeolduktan sonra 2009 yılına kadar çeşitli alanlarda çalıştı. 20Temmuz 2012’de Hasan Selim Gönen’i katleden polislerin bu-lunduğu 75. Yıl Sultangazi Polis Karakolu’na, 11 Eylül 2012 ta-rihinde FEDA EYLEMİ gerçekleştirerek şehit düştü.

İbrahim Çuhadar

Ümüş ŞAHİNGÖZ:Ümüş, 1969 yılında Yozgat’a bağlı Şefaatli

İlçesinin Halaçlı Köyü’nde doğdu. Lise yılla-rında devrimcilere sempati duymaya başladı.1992’de örgütlü mücadeleye katıldı. Örgütlüolduktan sonra, önce köyünde, Yozgat’ta mü-cadele etti. Ardından değişik yerlerde görevlerüstlendi. Artık onun için aslolan mücadeleydi.

1997 Martı’nda gözaltına alınarak tutuklandı. ÖnceKocaeli, sonra Sağmalcılar ve en son Ümraniye Hapishane-si’nde kaldı. 330 gün boyunca açlığa, zulme, katliamlara, iş-kencelere direndi. 330 gün boyunca, rüşvetleri, düzenle uz-laşmayı elinin tersiyle itti. Onun için yalnız direniş, yalnızzafer vardı. Ümüş Şahingöz, ölüm orucunu sürdürdüğü Ar-mutlu’da 14 Eylül 2001’de şehit düştü.

Ümüş Şahingöz

Rıfat ÖZGÜNGÖR:1969 Samsun Vezirköprü doğumludur. Dev-

rim mücadelesine üniversite yıllarında katıldı.Mücadele Gazetesi’nin Sivas Temsilciliği’niyaptı. 2 Temmuz Sivas Katliamı sonrasında fa-şistlere karşı tepkileri örgütleyen komite için-deydi. 15 Eylül 1994’te Hafik’in Ekinözü Kö-yü’nde jandarma tarafından tutsak edildi. Ka-

rakolda işkencelerden geçirildikten sonra katledildi. Şehitdüştüğünde Ahmet Karlangaç Kır Birlikleri’ndeydi.

Rıfat Özgüngör

Anıları Mirasımız

Page 57: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

aldığımız güçle savaşarak yerine getirmeye çalıştık, çalışıyoruz. Şehitlerimiz bizim manevi değerimizdir. Bunu hiçbir zaman

unutmayın yoldaşlar. Ne zaman başımız sıkışsa ilk başvurduğumuz yine şehitlerimizdir.

Bize her zaman moral güç verdiler, öğretmeye devam ettiler.Yoldaşlarım, İki sınıf vardır. Burjuvazi ve proletarya. Ezen ve ezilen,

düzen ve devrim diye bahsettiğimiz. Yaptığımız her faaliyettebunu hiçbir zaman unutmamak gerekiyor. Biz devrim safla-rındayız ve sınıfımız belli. Ezilenleri temsil ediyor, onlar içincan veriyor, can alıyoruz.

Düzen bizi teslim almak için her türlü çirkefliği kullanıyor.Beyinlerimizi teslim almak için yozlaştırıyor, uyuşturuyor hertürlü aracıyla. Eksik bıraktığımız her şey düzene hizmet eder.Bunu istemiyorsak, kendimizi büyütmek istiyorsak soru sor-malıyız. Öncelikle “kime hizmet ediyor?” diye sormalıyız.Dersler çıkarmalıyız. Düzen yanlarımıza militanca yaklaştığı-mızda, sonuç alırız. Militan yaklaşmadığımızda, düzen açıkkapılar arayacaktır, ara yollar bulacaktır. Ara yol bırakmayacak,uzlaşmayacağız. Bunu başardığımızda biz olacağız!

Düşman her gün saldırıyor. Gözaltına alıyor, işkenceyapıyor, tutukluyor. Bu topraklarda devrimin, devrimciliğinbitmesini istiyor. Bunun için de pervasızca davranıyor. Sınıfkinleriyle hareket ediyorlar. Onun için kendine muhalif hiçbirses istemiyor. Düşmana karşı halkımızdan, vatanımızdan aldı-ğımız güçle, haklı ve meşrulukla, bizler de öfkemiz ve kinimizlesavaşıyor, hesap soruyoruz.

Erdal ve Hasan’ı ölümsüzlüğe uğurladık. Hesap soran namlu-larımız işlemeye devam edecek. Şehitlerimizi, halkımızı adaletsizbırakmamaya devam edeceğiz. Zorlu bir sürecin içindeyiz ve busüreç de her zaman olduğu gibi bedellerle aşılacak. Vereceğimizher bedel, geleceği örgütleyecek, bizi büyütecektir. Şehitlik,yeniden doğmak, çoğalmaktır. Bunu ete-kemiğe büründüreceğiz.

Sizlerin coşkusu coşkumuzdur, heyecanınız heyacanımızdır.Umudunuz umudumuzdur.

Sevginiz sevgimizdir. Emekleriniz emeğimizdir. Yoldaş sı-caklığınız sıcaklığımızdır. İnancınız, inancımızdır, düşmanaolan öfke ve kininiz, öfke ve kinimizdir. Bizi biz yapan tümgüzellikler benimle yoldaşlarım. Çünkü sizler gibi yoldaşlarasahibim. Büyük aileye sahibim.

Dün birlikteydik, bugün omuzlarınızda olacağım şehit be-denimle. Ne mutlu ki büyük ailemize sahibiz, sizler gibi yol-daşlarım var.

Yoldaşlarım, Bizi sömürenlerden, aç-yoksul bırakanlardan, işsiz bıra-

kanlardan, evlerimizi yıkmak isteyenlerden, vatanımızı em-peryalistlere parsel parsel satanlardan, halkımızı iliklerinekadar sömürenlerden, sağlıksız, eğitimsiz bırakanlardan hesapsoracağız. Halkımızı adaletsiz bırakmayacağız. Adaleti bizsağlayacağız.

Biriken öfkemiz ve kinimiz var düşmana... Sabrımız sonsuzdeğil. Bu öfke ve kinimizle, bizi diri diri yakanlardan, katle-denlerden hesap soracağız. 122 yoldaşımızın hesabını soracak,Dayı’mızın vasiyetini yerine getireceğiz.

Yoldaşlarım, Bu süreç şehit bedenlerimizin üzerinde yükselecek, geleceği

örgütleyeceğiz. Bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizme böyleyürüyeceğiz.

Bu süreçte kimimiz Erdal ve Hasan gibi elde silah savaşarak,hesap sorarak şehit düşecek, kimimiz de feda eylemiyle...

Büyük ailemizin bir sıra neferi, bir feda savaşçısı olmanın

onurunu ve gururunu yaşatan yoldaşlarıma selam olsun. Sizlerden aldığım güçle düşmanın üzerine tereddütsüz gi-

deceğim, sizlerin öfkesi ve kini, umutlarınız, sevginiz, inancınız,bağlılığınız, emekleriniz, vefanız benimle olacak... Halkımız,vatanım, Dayı’mız, şehitlerimiz benimle olacak... TAYAD’lılar,Dev-Genç’liler, Özgür Tutsaklarımız, dergi, avukatlarımız,mahalleliler, Anadolu benimle, vatan hasretiyle yanıp tutuşanyurtdışındakiler benimle... Evet yoldaşlarım, feda eylemineyalnız gitmiyorum. Yanımda siz yoldaşlarım varsınız... Çünkübiz büyük bir aileyiz ve BİZ’iz...

Sizleri canımı verecek kadar çok seviyorum. Can verirken, can alacağım, şehitlerimizin katillerini ya-

şatmayacağım, hesap soracağım. Ölüme gülerek gidiyorum yoldaşlarım. Gözüm arkada git-

miyorum. Yaşam içerisinde kendi şehitliğimi örgütledim.Yalnız değildim. Çünkü siz değerli yoldaşlarım vardı.

122 şehidimizin hesabını soracak olmanın, Dayı’mızın va-siyetini yerine getirecek olmanın huzuru ve mutluluğundayım.Bu mutluluk ve coşkuyla düşmanın beyninde patlayacağım.

Tüm yoldaşlarımı bir kez daha sımsıkı kucaklıyorum. Sizleriçok seviyorum. Gönlünüz rahat olsun, şehitlerimizin hesabınısormaya, geleceği örgütlemeye devam ediyoruz. Çünkü biz haklıve meşruyuz. Emperyalistleri ve işbirlikçilerini yerle bir ederekdevrimi gerçekleştireceğiz. Bu inançla feda eylemini gerçekleşti-receğim ve yanımda en sevdiklerim sizler olacaksınız yoldaşlarım.

Tüm yoldaşlarımı devrime olan bağlılığımla, inancımla,büyük ailemizden aldığım güçle feda eylemini gerçekleştirecekolmanın heyecanı ve coşkusu, morali ile bir kez daha kucaklı-yorum ve hoşçakalın!

122 şehidimizin hesabını soracak, Dayı’mızın vasiyetiniyerine getireceğim!

YAŞASIN FEDA EYLEMİMİZ! YA ŞEHİT OLACAĞIM, YA ŞEHİT! DEVRİME, ŞEHİT BEDENLERİMİZLE YÜRÜYECEĞİZ! ERDAL VE HASAN ÖLÜMSÜZDÜR! ÖNDERİMİZ, BAŞKOMUTANIMIZ, DAYI’MIZ DURSUN KARATAŞ ÖLÜMSÜZDÜR! YAŞASIN DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ PARTİSİ! YAŞASIN DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ CEPHESİ!

6 Ağustos 2012 Selam, sevgi ve saygılarımla İbrahim Çuhadar

Victor JARA:“Şarkım ne gelip geçici övgüler düzer / Ne

de başkalarına ün katar / Yoksul ülkemin / Köksalmıştır toprağına. / Orada, her şeyin bittiği / Veher şeyin başladığı yerde, / Söylerim o her zamanyiğit ve derin / Sonsuza dek yeni olacak şarkıyı.”

Şilili sanatçı Victor Jara, müziğiyle halkınınsesi olduğu için cuntacıların hedefi haline gelen

sanatçılardandır. Halkın acılarını, sömürüyü, emperyalizminpolitikalarını anlattı şarkılarıyla. “Marksist kanser sökülüp atı-lacaktır” diyerek insan avına çıkan Şili’nin faşist diktatörü Pi-nochet’in ilk hedeflerinden biri oldu. Tutsak edilerek SantiagoStadyumu’na doldurulan ve orada 16 Eylül 1973’te işkencelerdekatledilen on binlerce Şilili’nin arasında Victor Jara da vardı.Gitarını çaldığı eli kırılır, şarkı söyleyen dili kesilir ama pesetmez yüreği. Devam eder ayaklarıyla, kırık parmaklarıyla ritimtutarak halkın sesi olmaya.

Victor Jara

Page 58: HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME …yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY030.pdf · HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ İSTİYORUZ! Bu direniş

Yürüyüş

3 Eylül2017

Sayı: 30

HAKSIZLIĞA KARŞI ADALET558

Ortadoğu halkına Nuriye Gülmenve Semih Özakça'nın sesini duyurmakiçin Suriye Halk Cephesi 1 aylık dö-nüşümsüz açlık grevi yapıyor. Açlıkgrevi günlüklerini ve çalışmaları aşa-ğıda yayınlıyoruz.

21-22-23-24 Ağustos:Açlık grevi boyunca sürdürdüğümüz

etkinlikler, 22 Ağustos günü şiir vetürkü, 23 Ağustos günü sessiz sinemaprogramı ile sürdü. Ayrıca 24 Ağustos’taNuriye Gülmen ve Semih Özakça’nındirenişinin başta Suriye olmak üzere,tüm Suriye’de bulunan yabancı basınaduyurulması için, Suriye Basın BakanıMehdi Dahlallah ile görüştü. Görüşmedeilk olarak Halk Cepheliler ve Suriye’debulunan Anti-Emperyalist Cephe üyeleri,Halk Cephesi ve mücadelesini, ardındanise Nuriye ve Semih’in direnişini anlattı.Bu görüşmelerde bakana Nuriye ve Se-mih’in direnişinin anlatıldığı broşürüve Zafer Yolunda kitabının Arapça ter-cümesi verildi. Görüşmenin ardındandirenişin, yapılan açlık grevini sabit biryerde sürdürülebilmesi için bir yer vebasın açıklaması talep eden Halk Cep-heliler dilekçe vererek taleplerini bildirdi.

İstenilen izin kısa bir sürede çıktıve Suriye Birleşmiş Milletler’in önündebasın açıklaması yapılmasına izin ve-rildiği söylendi. Ardından Suriye Ko-münist Partisi ziyaret edildi. Görüş-mede, daha önceden Nuriye ve Se-mih’in direnişleri için dayanışma me-sajı yayınlayan sorumluya teşekküredildi ve Halk Cephelilerin 1 aylıkaçlık grevine başladığı haberi verildi.

Bunun üzerine parti sorumlusu,yapılan direnişin çok büyük bir davaolduğunu, zaferin kazanılmasını te-menni ettiğini söyledi. Daha sonragenel olarak Türkiye’nin son sürecive Katil Tayyip Erdoğan’ın uyguladığıpolitikalar üzerine görüş alışverişi ya-pıldı. Ardından tekrar gelme sözüyletoplantı sonlandırıldı.

5. Gün: 25 Ağustos’ta Suriyelidostlarımızdan 3 kişi, Nuriye ve Se-mih’in açlığına sessiz kalmayarak gö-nüllü olarak Halk Cepheliler ile 1günlük destek açlık grevi yaptı. Açlıkgrevinin başlangıcında konuyla ilgilibirer açıklama yaptılar. Destek açlıkgrevi yapanların açıklamaları kısaca

şu şekilde; “Nuriye ve Semih, sizin da-

vanız sadece iki kişinin davasıdeğildir. Bu dava Erdoğan’ınzulmüne karşı direnen mazlumhalkın davasıdır artık…”

“Nuriye ve Semih, bizlersizin hakkınız olan işe geri dön-me talebiniz için destek amaçlıaçlık grevindeyiz. Nuriye veSemih Ölmesin!”

Ayrıca gün içinde kitle çalışmasıda yapan Halk Cepheliler, her CumaŞam’ın Teşrin Parkı’nda bir arayagelen yürüyüş keşif grubuna konuylailgili bilgilendirme yaptı. Sonrasındaise Halk Cepheliler gruptakilere biraylık açlık grevinde olduklarını an-lattıktan sonra gruptakilerin, yapılanaçlık grevine destek amaçlı mesaj ya-zabileceklerini veya video çekebile-ceklerini belirttiler.

6. Gün: Gün içinde, Halk Cephesidostları telefonla arayarak, Halk Cep-helilerin sağlık durumlarını ve birşeye ihtiyaçları olup olmadığını sor-dular. Bu ise, dünyanın neresindeolursa olsun halkın, Cephelilerin mü-cadelesini ve ödediği bedelleri görerekyaratılan bir sahiplenmeyi gösteriyor.

Ayrıca açlık grevi direnişçileri ak-şamüstü, Avusturya’da her hafta Cumave Cumartesi günü Nuriye ve Semihiçin çadır açan yoldaşlarını görüntülüaradı.

Avusturya’daki yoldaşları, Nuriyeve Semih için Avrupa İnsan HaklarıMahkemesi’ne dilekçe vereceklerinibelirtti. Ayrıca açılan çadıra sürekligelip direniş hakkında bilgi alanlarınolduğunu ve gelenlerin arasında Tür-kiye’den de turistlerin geldiğini veböyle bir şeyle karşılaştıkları içinmutlu olduklarını belirttiklerini söy-lediler. Suriye Halk Cepheliler ise kı-saca yaptıkları çalışmaları ve bu haftaiçinde düzenleyecekleri basın açıkla-ması için görüşme yapacaklarını ak-tardı. Son olarak her iki taraf görüş-meden mutlu olduklarını ve direnişboyunca tekrar görüşeceklerini belir-terek görüşmeyi sonlandırdı.

7. Gün: 27 Ağustos’ta açlık grevikampanyası dahilinde yapılan çalışmadaSuriye Gazeteciler Birliği başkanı ile

görüşüldü. Görüşmede daha öncedenSuriye BAAS Partisi Basın Müdürüile görüşüldüğü ve merkezi bir yerdeeylem yapılmasına izin verildiği aktarıldı.Bununla ilgili kendilerine de kısacaNuriye ve Semih’in direnişinden veHalk Cephelilerin de açlık grevinde ol-duğu anlatıldı. Bundan etkilenen Ga-zeteciler Birliği başkanı, gerekli bütünresmi izinler için çok ilgilendi.

Ayrıca kendisine, açlık grevi süre-since halkın yoğun olarak bulunduğubölgelerde stand açma konusunda talepolduğu da belirtildi. Bu konuda dayardımcı olarak Şam’ın merkezi olanEmevi Meydanı ve ya Teşrin Parkı’nınverilmesi için gerekli makamlara iziniçin dilekçeler yazılıp fakslandı. Vekurumlarının bütün Suriye basınınave bulunan yabancı basına da habervereceklerini ekledi. Orada bulunançalışanlar da, Nuriye ve Semih içinyapılacak eyleme katılım sağlayacak-larını belirttiler. Orada iken SuriyeGenel İşçi Sendikaları Birliği telefonlaaranarak randevu alındı. Son olarakHalk Cepheliler teşekkürlerini belir-terek görüşmeyi sonlandırdı.

9. Gün: Suriye Halk Cephesi 30Ağustos’ta Suriye Birleşmiş Milletlerönünde yapacağı basın açıklamasıiçin, 29 Ağustos’ta da çalışma ve ha-zırlık yaptı. Çalışma kapsamında SuriyeUlusal Öğrenci Birliği, Suriye SosyalistMilliyetçi Parti ve Suriye SosyalistBirlik Partisi’ne gidilerek Nuriye veSemih’in neden direndiklerini anlatanbroşür ve bildiri verildi. Bunun yanısıra, birçok kişi aranarak ve birebirgörüşülerek yapılacak basın açıkla-masına davet edildi. Ayrıca öncedenbildiri verilen Suriye Komünist Partisi(Bektaş) telefonla arayarak eylemedestek vereceğini söyledi.

Nuriye ve Semih’in Direniş Ateşi Suriye’de de Yanıyor!