11
HABERLER 12/01/2017 AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ SABAH Üst Akıl FETÖ tetikçi PKK İ zmir Adliyesi’ne yönelik hain saldırıyı soruşturan Cumhuriyet Savcılığı kirli işbirliğiyle ilgili önemli bulgulara ulaştı: Hedefi FETÖ belirledi, terörist eylemi eli kanlı örgüt PKK gerçekleştirdi… İzmir Adliyesi'nde şehit polis Fethi Sekin'in büyük bir katliamı kahramanca önlediği saldırıyla ilgili soruşturmada FETÖ kuşkusu öne çıktı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcılığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, saldırıyı gerçekleştiren eli kanlı terör örgütü PKK'nın ilk kez adliyeyi hedef alması ve FETÖ soruşturmalarını yürüten savcıların odalarını roketle vurmayı planlaması eylemin arkasındaki üst aklın FETÖ olduğunu kuşkusunu öne çıkardı. HEDEF GÖZDAĞI VERMEKTİ Bayraklı Adliyesi'nde hâkim ve savcıların kullandığı C Kapısı girişinde 5 Ocak günü PKK'lı teröristler tarafından bombalı araçla saldırı düzenlenmiş, polis memuru Fethi Sekin ile zabıt katibi Musa Can da hayatını kaybetmişti. PKK'lı iki terörist ise ölü olarak ele geçirildi. Güvenlik kamerası görüntülerinde patlama sonrası teröristlerin yan yana değil de neden iki farklı noktada olduğu da aydınlandı. Bombalı aracı düşündükleri zamandan önce patlatmak zorunda kalan teröristlerden birinin RPG-7 roketatarla PTT İzmir Posta İşleme Merkezi'nin arka giriş kapısına yöneleceği, diğer teröristin de arkadaşının fark edilmesi durumunda Kalaşnikof'la güvenlik güçlerine saldırmayı planladığı belirlendi. Teröristin roketatarla bu noktadan atış yaparak, FETÖ soruşturmalarını yürüten C Blok ikinci katta bulunan ve pencereleri PTT'nin arka kapısına bakan savcıları vurmayı hedeflediği tespit edildi. Savcıları şehit edip FETÖ ile ilgili soruşturmaları zayıflatmayı ve diğer savcılara da gözdağı vermeyi amaçlayan bu kanlı eylem hazırlığı dikkatleri hain terör örgütü FETÖ'nün rolüne çevirdi. KRİPTO FETÖ'CÜ ŞÜPHESİ Bugüne kadar asker ve polise saldırı düzenleyen PKK'nın ilk kez adliyeyi nedef alması ve asıl hedefin FETÖ soruşturmalarını yürüten savcıların odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı. Bu kapsamda saldırıyı araştıran savcılığın da soruşturmayı bu örgüt üzerine yoğunlaştırdığı öğrenildi. Salgırganların adliye içindeki kripto FETÖ'cülerden destek almış olabileceği de belirtildi. PKK BAĞLANTILI TAK ÜSTLENDİ Ölü ele geçen teröristlerden Mustafa Çoban'ın (37) cesedini ailesi teslim alırken, diğer teröristin cesedini kimse almadı. Çoban'ın, Kahramanmaraş Elbistan nüfusuna kayıtlı olduğu ve Dicle Üniversitesi öğrencisi iken 2015'te PKK'ya katıldığı belirlendi. Cesedi henüz alınmayan teröristin ise 'Pir Doğan Ararat' kod adlı 26 yaşındaki Enis Yıldırım olduğu belirlendi. Ağrı doğumlu Yıldırım'ın Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi matematik bölümünden 3. sınıfta ayrılıp PKK'ya katıldığı öğrenildi. Her iki teröristin de suç kaydı olmadığı, olası bir GBT sorgusunda yakalanmamaları için özel olarak seçildikleri belirtildi. Öte yandan saldırıyı, PKK'nın uzantısı olan TAK üstlendi.

HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

  • Upload
    dinhthu

  • View
    217

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

HABERLER 12/01/2017

AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ

SABAH

Üst Akıl FETÖ tetikçi PKK

İzmir Adliyesi’ne yönelik hain saldırıyı

soruşturan Cumhuriyet Savcılığı kirli

işbirliğiyle ilgili önemli bulgulara ulaştı:

Hedefi FETÖ belirledi, terörist eylemi eli kanlı

örgüt PKK gerçekleştirdi…

İzmir Adliyesi'nde şehit polis Fethi Sekin'in büyük bir katliamı kahramanca önlediği saldırıyla ilgili soruşturmada FETÖ kuşkusu öne çıktı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcılığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, saldırıyı gerçekleştiren eli kanlı terör örgütü PKK 'nın ilk kez adliyeyi hedef alması ve FETÖ soruşturmalarını yürüten savcıların odalarını roketle vurmayı planlaması eylemin arkasındaki üst aklın FETÖ olduğunu kuşkusunu öne çıkardı. HEDEF GÖZDAĞI VERMEKTİ Bayraklı Adliyesi'nde hâkim ve savcıların kullandığı C Kapısı girişinde 5 Ocak günü PKK'lı teröristler tarafından bombalı araçla saldırı düzenlenmiş, polis memuru Fethi Sekin ile zabıt katibi Musa Can da hayatını kaybetmişti. PKK'lı iki terörist ise ölü olarak ele geçirildi. Güvenlik kamerası görüntülerinde patlama sonrası teröristlerin yan yana değil de neden iki farklı noktada olduğu da aydınlandı. Bombalı aracı düşündükleri zamandan önce patlatmak zorunda kalan teröristlerden birinin RPG-7 roketatarla PTT İzmir Posta İşleme Merkezi'nin arka giriş kapısına yöneleceği, diğer teröristin de arkadaşının fark

edilmesi durumunda Kalaşnikof'la güvenlik güçlerine saldırmayı planladığı belirlendi. Teröristin roketatarla bu noktadan atış yaparak, FETÖ soruşturmalarını yürüten C Blok ikinci katta bulunan ve pencereleri PTT'nin arka kapısına bakan savcıları vurmayı hedeflediği tespit edildi. Savcıları şehit edip FETÖ ile ilgili soruşturmaları zayıflatmayı ve diğer savcılara da gözdağı vermeyi amaçlayan bu kanlı eylem hazırlığı dikkatleri hain terör örgütü FETÖ'nün rolüne çevirdi. KRİPTO FETÖ'CÜ ŞÜPHESİ Bugüne kadar asker ve polise saldırı düzenleyen PKK'nın ilk kez adliyeyi nedef alması ve asıl hedefin FETÖ soruşturmalarını yürüten savcıların odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı. Bu kapsamda saldırıyı araştıran savcılığın da soruşturmayı bu örgüt üzerine yoğunlaştırdığı öğrenildi. Salgırganların adliye içindeki kripto FETÖ'cülerden destek almış olabileceği de belirtildi. PKK BAĞLANTILI TAK ÜSTLENDİ Ölü ele geçen teröristlerden Mustafa Çoban'ın (37) cesedini ailesi teslim alırken, diğer teröristin cesedini kimse almadı. Çoban'ın, Kahramanmaraş Elbistan nüfusuna kayıtlı olduğu ve Dicle Üniversitesi öğrencisi iken 2015'te PKK'ya katıldığı belirlendi. Cesedi henüz alınmayan teröristin ise 'Pir Doğan Ararat' kod adlı 26 yaşındaki Enis Yıldırım olduğu belirlendi. Ağrı doğumlu Yıldırım'ın Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi matematik bölümünden 3. sınıfta ayrılıp PKK'ya katıldığı öğrenildi. Her iki teröristin de suç kaydı olmadığı, olası bir GBT sorgusunda yakalanmamaları için özel olarak seçildikleri belirtildi. Öte yandan saldırıyı, PKK'nın uzantısı olan TAK üstlendi.

Page 2: HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

HABERLER 12/01/2017

AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 2

STAR

Fire yoksa kavga var

Meclis’teki Anayasa değişikliği görüşmelerinde ilk

oylamadaki 338 kabulün ardından fire

beklentisine giren CHP, ilk iki madde rekor

‘evet’le geçince zorbalığa başvurdu. Retçiler, oy

kabinlerinin önüne barikat kurup kavga çıkardı.

Anayasa değişikliğinin maddelerine geçilmesinde çıkan 338 “evet” oyuyla umutlanan retçilerin sevinçleri kursaklarında kaldı. Teklifin ilk maddesinin oylamasına katılan 484 milletvekilinden 347’si ‘evet’ oyu kullandı. Ret oyları ise 132’de kaldı. Çekimser 2, boş 2 ve geçersiz de 1 oy çıktı. Böylece, MHP’nin tabanını kaşımaya çalışan, sinsi planlar devreye sokan CHP ve HDP’nin fitne oyunu tutmazken, ilk oylamada “boş ve çekimser” oy kullanan 9 ismin, ikinci oylamada tavırlarını “evet” ten yana koydukları belirlendi.

484 KATILIM, 132 RET CHP ve HDP’nin engelleme çabaları nedeniyle önceki gün de, saat 22 civarında başlayan görüşmelerde “yargı bağımsızlığının yanı sıra tarafsızlığı”nı da getiren teklifin 1. Maddesi üzerinde konuşmalar yapıldı. Gece yarı- sına doğru maddenin gizli oylamasına geçilebildi. Toplamda 484 milletvekilinin katıldığı oylamada “kabul” oylarının sayısı 347 oldu. 132 ret, 2 çekimser, 2 boş ve 1 de geçersiz oy çıktı. Oylama sonuçlarının açıklanmasının ardından ise bu sefer başka bir tartışma başladı. Oy sayımında yer alan CHP’ li katip üyenin, oylama sonuçlarına ilişkin “muhalefet şerhi “ koyması yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. CHP’ li Engin Altay, oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın’dan, oylamaya ilişkin tutanağı, “muhalefet şerhiyle birlikte” okuması yönünde ısrar etti. Aydın da, oy sayım ve dökümünde bir

anlaşmazlık olmadığının katip üyelerce imzalanan tutanakta görüldüğünü, dolayısıyla oylama sonuçları dışındaki bir şerhin yazılmasının doğru olmadığını vurguladı. AK Partili Mustafa Elitaş, oylama tutanağında sadece oylama sonuçlarının yer alması gerektiğine dikkat çekti. Ancak CHP’ li Altay, ısrarcı olunca tartışmalar saatler sürdü. Tartışma yüzünden ikinci maddenin görüşmelerine gece yarısı başlanabildi, saat 04.00’ te sıralarında da oylanabildi. Teklifin 1. Maddesinin oylanmasında çıkan sonuç, fire tartışmalarını da boşa çıkardı. İlk oylamada 338 olan “kabul” oylarının sayısı ilk maddede, 347 oldu. 132 ret oyunun kullanıldığı oylamada, 2 çekimser, 2 boş ve 1 de geçersiz oy çıktı. Oylamaya Gürsel Erol, İlhan Kesici ve Enis Berberoğlu olmak üzere 3 CHP’ li vekil katılmadı. MHP’den de Atila Kaya katılmayan isim oldu. Bu durumda 130 CHP’ li vekille birlikte, Aylin Nazlıaka ve Ümit Özdağ olmak üzere iki bağımsız milletvekili ile 4 MHP’ li “hayır”cı isim “hayır” oyu verdi. İlk oylamada 5 olan “boş” oy veren vekil sayısı da 1. Madde oylamasında 2’ye düştü. 2 çekimser 1 de geçersiz oy çıktı.

VEKİL SAYISI 600 OLDU Milletvekili sayısını 600’e çıkaran teklifin 2. Maddesinin oylamasında da “evet” bloğunun yüksek katılımını koruduğu gözlendi. 2. Maddeye 343 “evet” oyu çıkarken, “hayır”cıların sayısı 133 oldu. 2 boş, 1 çekimser, 1 de geçersiz oy kullanıldı. 2. maddenin oylamasına yine CHP’den aynı 3 isim katılmadı. Ancak bu sefer, 4 “hayır”cı MHP’ li ile bağımsız Ümit Özdağ da oylamaya katılmayan isimlerden oldu.

MİLLİ İRADEYE CHP BARİKATI Anayasa değişikliği görüşmelerinde ‘AK Parti ve MHP’den fire’ beklentisi suya düşen CHP, işi kaba kuvvete döktü. TBMM’de teklifin 3’üncü maddesi oylanırken CHP’ li vekiller oy kabini önünde barikat kurdu. AK Parti milletvekilleri de oylama sırasında CHP’ lilerin görüntü çekmemesi için önlem alınca, CHP milletvekilleri buna tepki gösterdi. Başlayan tartışma, yumruklaşmaya kadar varan kavgaya dönüştü. Vekilleri arkadaşları ayırdı. Başkanvekil i Ahmet Aydın, ikazlarına uyulmaması üzerine oy zarflarının atıldığı kupaların güvenceye alınmasını isteyerek, birleşime ara verdi. Olaylar nedeniyle oylama durdu ve ikinci kez tekrarlandı. Milletvekili seçilme yaşını 25’ ten 18’e indiren üçüncü maddeye 341 kabul, 139 ret oyu verildi. Oylamada 3 boş, 2 geçersiz oy çıktı. Kabul edilen 3. madde ayrıca

Page 3: HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

HABERLER 12/01/2017

AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 3

askerlikle ilişiği olanların milletvekili adaylığına başvuramamasını öngörüyor.

AKŞAM

Erdoğan büyük fırsat

Çay Partisi Hareketi lideri Michael Johns,

'DEAŞ'la mücadele önceliğimiz. Yeni ilişkilerin

kurulmasında ve Ortadoğu'daki sorunların

çözülmesinde Erdoğan bir fırsat' dedi.

ABD'de Donald Trump'ın tarihi zaferine yolu açan hareket olarak gösterilen Çay Partisi'nin lideri Michael Johns, Philadelphia'daki evinde AKŞAM'ın sorularını yanıtladı. Trump'ın Çay Partisi Hareketi'ne tam destek verdiğini dile getiren Johns, yeni dönemin ipuçlarına ilişkin önemli açıklamalar yaptı:

- Trump kendisiyle çalışacak isimleri seçerken yardımcı olmamı istedi. Trump bir lider. İkinci olarak şunu söyleyebilirim, çok iyi niyetli biri. Üçüncü olarak, çok verimli çalışan biri insan. Gece gündüz çalışır. Söz verdiğinde tutar.

İNSANLIK KRİZİ - Barack Obama, Hillary Clinton’ ı destekledi, çünkü iktidarının devam etmesini istiyordu. Clinton kazansaydı, fiilen olmasa da, Obama 3. kez başkan olacaktı. Obama’nın bu kadar kötü yönetebileceğini tahmin edemezdim. Ekonomi kötüye gitti. Rusya, Çin gibi güçler bize saygı duymamaya başladı. Aslında, geçtiğimiz 8 yıla bakacak olursak, Obama her şeyi daha da kötüye götürdü. Resmen insanlık krizine neden oldu.

- (Rusya’nın seçimlere müdahale ettiği iddiaları) Kesin cevabım var, Rusya’nın hiçbir etkisi olmadı. CIA bu konuda inceleme yapıyor ve şu ana kadar herhangi birşey bulamadı. Trump’ın başkan

seçilmesiyle Demokratlar şoka uğradı, bu yüzden suçlu arıyorlar.

TÜRKİYE DE RAHATLAYACAK - Trump Beyaz Saray’a girdikten sonra Obama’nın yaptıklarını tersine çevirecek. Sınırları güvenli hale getirecek. Herhangi bir barış görüşmesi olmayacak DEAŞ konusunda. Askeri operasyon gerektiren bir konu. Bunun dışında ekonomi büyüyecek, yasadışı göçmenlik problemi çözülecek.

- DEAŞ'ı yok edeceğiz ve tüm dünyaya mesaj vermiş olacağız. Rusya konusunda da ilişkilerimizi yenileyip geliştireceğiz. DEAŞ'ı yok etme noktasında Rusya’nın fikrini yok sayamazsın. İsrail ile ilişkilerimizi de daha güçlü hale getireceğiz. Kudüs’e de ilk defa elçi göndereceğiz.

SURİYE POLİTİKASI BERBATTI - Ortadoğu konusunda büyük taahhütlerimiz var ve orada büyük zaferler olacak. DEAŞ'ı yok etmek önceliğimiz. Bu bölgeyı rahatlatacaktır, Türkiye de rahatlayacaktır.

- Obama’nın terör politikaları hayal kırıklığıydı. Uyguladığı politikaların mantığı yoktu. Suriye politikası ise berbattı.

ERDOĞAN YENİ DÖNEM İÇİN FIRSAT - Trump’ın söylediği şeyler İslam veya Müslümanlar hakkında değildi. Teröristler hakkındaydı. Biz kesinlikle Müslümanlara karşı değiliz. Teröristler Kuran'ı temsil etmiyorlar. İslam'ı kullanarak politika oyunları oynuyorlar. DEAŞ sadece bizi tehdit etmiyor, Müslümanları da tehdit ediyor.

- Türk insanını çok seviyoruz. Daha önce Türkiye’yi ziyaret ettim ve tekrar ziyaret etmek istiyorum. Türkiye, çok zengin bir tarihe sahip. Amerika halkı Türkiye’nin zengin tarihini bilmeli ve ben de buna destek vermek isterim. Türkiye, bizim için çok önemli ve değerli. Ayrıca Erdoğan, ABD ile Türkiye arasında yeni bir ilişkinin başlaması için iyi bir fırsat. Ortadoğu konusunda, DEAŞ konusunda Erdoğan ile birlikte adım atacağımızı umuyorum. Kendisiyle uyum sağlamak kolay olacaktır.

CIA GÜLEN'İ KULLANMIŞTIR - Türkiye’de terör görmek istemiyoruz. O bölgeye barışın yerleşmesi gerekiyor. Bizim de Türkiye’ye olan desteğimiz çok önemlidir. Türkiye, bizim hem arkadaşımız hem de müttefiğimizdir.

Page 4: HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

HABERLER 12/01/2017

AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 4

- (Fetullah Gülen’ i duydunuz mu?) Evet. 15 Temmuz girişiminin arkasında olduğu söylenen kişi.

- Amerika’ya kim gelirse gelsin, hoş gelmiştir. Ancak istisnalar var. İllegal hareketlere karışanlar ve terörist faaliyetlerle sivilleri öldürenler bunun dışında tutulmalıdır.

- (Gülen’ in CIA ile çalıştığı söyleniyor) CIA birçok şey yapıyor. Bazen bazı ülkelerle bazen de bazı sivil hareketlerle çalışabiliyor. Bu, onları destekledikleri anlamına gelmiyor. Bu yüzden, CIA’ in Gülen’ in yanında olduğunu düşünmüyorum. Şunu da belirtmem gerekiyor, Obama döbenimde CIA’e saygı azaldı.

- (General Flynn, terörist Gülen için Türkiye’nin Bin Ladini dedi) Flynn gerçekten çok iyi ve çok büyük

bir asker. Onun düşüncesi çok önemli.

YENİ ŞAFAK

Alman istihbaratı ve Deutshce Bank'tan 'dolar' operasyonu

28 Şubat krizinin neden olduğu 2001 ekonomik

krizinde başrol oynayan ve Gezi olaylarını fırsat

bilerek 5,8 milyar liralık borsa spekülasyonu

yapan Deutsche Bank yeniden harekete geçti.

Hedef Türkiye'yi döviz kuru üzerinden vurmak.

Alman istihbaratı ve Deutshce Bank'ın başı

çektiği Alman bankaları dolar ve avro alarak

kredi kullanan Türk firmalara borçlarını 1 ayda

kapatmaları için baskı yapıyor.

Döviz kurlarındaki artış ile Türk lirasına operasyon çekilmesinin altından başını Deutchebank'ın çektiği bir kısım Alman bankaları ve Alman istihbaratı çıktı. Merkez Bankası'nın (MB) belirlemelerine göre, döviz borcu olan yaklaşık 26

bin 890 Türk şirketinin bin 100'ü toplam döviz borcunun yüzde 75'ini elinde tutuyor. Alman bankalarından borçlanan Türk firmalarına Deutschebank'ın ve diğer Alman bankalarının borçlarını ödemeleri konusunda baskı yaptığı belirtiliyor .Türkiye'deki firmaların yabancı para cinsinden riski Merkez Bankası tarafından 2016 yılının 3'üncü çeyreğinden itibaren takibe alındı. Döviz riski olan firma sayısı 27 bine yakın çıkınca, Merkez Bankası da döviz borcu bulunan şirketlerin kur riskini talep etmeye karar verdi. Merkez Bankası şirketlere “borçlandıysan bana bildir” demeye hazırlanıyor. Şirketin döviz geliri olup olmadığına bakılarak bazı kurallar olabilecek.

ALMANLAR HAREKETE GEÇTİ Merkez Bankası'nın döviz riski olan şirketlerle ilgili tedbir almaya çalışmasının ortaya çıkması üzerine Alman bankaları harekete geçti. Türkiye'nin ithalatında Çin'den sonra ikinci sırada gelen Almanya'dan ithalat yapan Türk firmaları, ciddi miktarda dövizle kredi çekiyor. Aylık ithalatta ortalama olarak ilk sırayı 1 milyar 884 milyon dolarla Çin alırken, 1 milyar 722 milyon dolar ile Almanya ikinci sırada. Peşinden de Rusya ve İtalya geliyor.

FETÖ HUZURSUZLUĞU Öte yandan FETÖ operasyonları kapsamında gayrimenkullerine el konulan FETÖ'cü şirketlerle ilgili de Alman bankalarının yabancı para kredi pozisyonlarını kapatmaları için sıkıştırdığı dile getiriliyor. İstanbul'da TMSF'nin yönetimindeki üç FETÖ şirketi yöneticisinin İstanbul'da Deuchebank tarafından çağrıldığı öğrenildi. Alman bankalarından alınan krediler karşılığı teminat olarak verilen gayrimenkullere TMSF el koyunca, Alman bankaları kredilerin ödenmesi konusunda sıkıştırmaya başladığı ifade ediliyor. Almanların yaptığı bu baskı bankacılık alanında Türkiye'de faaliyet gösteren diğer yabancı menşeli bankaları da harekete geçirdi.

“YÜKSELİR" BASKISI Bütün yabancı bankalar 3 ay olarak uyguladıkları kredi pozisyonlarını bir ay içerisinde kapatmaları için Türk firmalarına baskı yapmaya başladı. Yabancı menşeili bankaların bir ay içerisinde dolar kurunun çok daha yukarılara çıkacağı yorumunu yaptığını anlatan bir şirket yetkilisi, bu kapsamda

Page 5: HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

HABERLER 12/01/2017

AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 5

yabancı para cinsinden kredi pozisyonlarının kapatılmasının istenildiğini dile getirdi. Merkez Bankası verilerine göre; Ekim 2016 tarihi itibariyle finansal kesim dışındaki firmaların 212.6 milyar liralık net döviz açığı bulunuyor. Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Döviz Varlık ve Yükümlülükleri tablosuna göre Eylül 2016 değerlerine göre varlıklar 1 milyar dolar, yükümlülükler 639 milyon dolar arttı.

CDS'LERİNDE ARTIŞ YOK Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir de döviz kurundaki artışın spekülataif olduğuna dikkat çekerken, Türkiye'nin borcunun ödenip ödenmediğinin göstergesi olan CDS'lerde bir artış olmadığını söyledi. Özdebir, “Borsada da anormal bir dalgalanma yok. Ama kurlarda büyük bir volalite var. Hava güneşli, bulut yok, rüzgar da yok ama yağmur yağıyor. Demek, spekülasyon” yorumunu yaptı.

Hep aynı oyun Ekonomiye yönelik saldırıların en yoğun yaşandığı dönemlerden biri de Gezi olaylarının zirve yaptığı 7 Haziran tarihiydi. Aynı gün ABD'li aracı kurum Citibank ile Alman aracı kurum Deutsche Bank arasında 5.8 milyar TL değerindeki hissenin bir günde el değiştirmesiyle 187 milyon TL kâr elde edildiği ortaya çıkmıştı. Yeni Şafak'ın 'Kirli Takas' manşetiyle duyurmuştu. Ardından Deutsche Bank, borsanın en çok işlem gören 8 şirketinin hisselerini Citi Bank'tan almıştı.

Bu işte şerbetli Deutsche Bank, benzer bir manipülasyona 2001 ve 2008'de de başvurmuştu. Ağustos 2001'de 'Türkiye'de önümüzdeki 3 ay iç borçların ödenmesinde zorluklar yaşanacak ve hatta borçlar yeniden yapılandırılacak. Bu morotoryum veya konsolidasyon anlamına geliyor' tespitinde bulunmuş ve bunun ardından dövize hücum yaşanmıştı. Yeni Şafak 2008'de yaptığı haberle Deutsche Bank'ın ipliğini pazara çıkarmıştı. Banka, Ekim 2008'de Türkiye'nin 90 milyar dolara ihtiyaç duyabileceğini açıklamış, ancak Yeni Şafak'ın haberleri sayesinde ekonomi çevreleri bu açıklamayı dikkate bile almamıştı.

Bu yükseliş siyasi İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard.Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer, kurların geldiği

seviyenin ekonomik gerekçelerle açıklamanın oldukça zor olduğunu kaydetti. Tatlıyer, "Türkiye'de bankacılık kesimi oldukça güçlü bir yapıya sahip ve herhangi bir risk faktörü göze çarpmıyor. Hatta Türk bankaları Avrupa'dakilere kıyasla çok daha iyi temellere sahip. Ülkemizin kamu borcu seviyesi de yine dünya ortalamasına kıyasla çok düşük düzeylerde. Bu açıdan, TL'nin yaşadığı değer kaybını ancak siyasi gerekçelerle açıklayabiliriz" dedi. TL AŞIRI DEĞERSİZ DEĞİL Gezi süreciyle başlayan Türkiye'ye “diz çöktürme operasyonu” deveam ettiğine dikkat çeken Tatlıyer, "TL bugün yüzde 15 aşırı değersiz diye ekonomiye bir şey olacak değildir. TL 2000'li yıllarda aşırı değerli iken ekonomide kriz çıkmadığı gibi, bugün de TL görece değersiz iken ekonomide bir kriz çıkmayacaktır. Bugün yapılmaya çalışılan şey Türkiye'nin istikrarlı bir ülke olmasının önüne geçmek gibi duruyor" diye konuştu.

GÜNEŞ

Enis Berberoğlu’na Casusluktan müebbet

MİT'e ait yardım TIR’larının

durdurulduğu ihanet görüntülerini FETÖ tetikçisi Can Dündar’a servis ederek “casusluk yaptığı” belir- tilen CHP

Milletvekili Enis Berberoğlu’nun müebbet hapsi istendi. Savcı, Dündar ve Erdem

Gül’ün de 15’er yıla kadar hapsini talep etti.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yeşilkaya,

MİT'e ait yardım TIR’ larının durdurulmasına

Page 6: HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

HABERLER 12/01/2017

AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 6

ilişkin ihanet haberinden dolayı CHP Milletvekili

Enis Berberoğlu, eski Cumhuriyet Gazetesi Genel

Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara

Temsilcisi Erdem Gül’ün yargılandığı İstanbul 14.

Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki kapalı duruşmada

mütalaasını açıkladı.

GÖRÜNTÜ CHP’Lİ VEKİLDEN

Dava konusu görüntülerin bir hafıza kartıyla

Berberoğlu tarafından FETÖ tetikçisi Dündar'a

verildiği belirtilen mütalaada, Berberoğlu'nun,

Dündar ve Gül gibi FETÖ/PDY'nin hiyerarşik

yapısına dahil olmaksızın örgütün amaç ve

stratejisi doğrultusunda, devletin güvenliği veya iç-

dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla

gizli kalması gereken bilgileri siyasal casusluk

amacıyla Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanmasını

sağlayarak, “FETÖ/PDY'ye yardım etmek” suçunu

işlediği vurgulandı.

HEM MÜEBBET HEM HAPİS

Berberoğlu, Dündar ve Gül’ün “Terör örgütü

üyeliği” suçundan 15’er yıla kadar hapisleri istenen

mütalaada, Berberoğlu’nun ayrıca “Devletin

güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından

niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri

siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklayıp

yayınlamak” suçundan müebbet hapsi talep edildi.

VEKİL OLMASI KURTARAMADI

17 Aralık darbe girişimi sırasında Hürriyet’ in

yöneticisi olan Berberoğlu, dokunulmazlık zırhına

sahip olması için kontenjandan aday gösterilerek

CHP’den milletvekili yapıldı. Ancak TBMM’de

dokunulmazlığı kaldırılan Berberoğlu

yargılanmaktan kaçamadı. FETÖ tetikçisi Can

Dündar’ ı hapse attırarak Avrupa’da basın

özgürlüğü yaygarası kopartmak istediği iddia

edilen Berberoğlu, milletvekilliği sırasında da

FETÖ savunuculuğuna devam etti. Hatta Fetullahçı

medya organlarının kapatılmasına engel olmak için

de elinden gelini yapmıştı.

AYNI YERDE ÇIKMIŞLARDI

FETÖ’nün kaçak tetikçisi Can Dündar,

“Görüntüleri 27 Mayıs’ ta solcu bir vekilden aldım”

diyerek Enis Berberoğlu’nu işaret etmiş,

Berberoğlu’nun cep telefonu kayıtlarında o gün

Dündar ile aynı yerde olduğu tespit edilmişti.

Kılıçdaroğlu’nun anahtar listeye koyduğu İştar

Gözaydın ve Genel Başkan’ ın danışmanı Fatih

Gürsul da geçtiğimiz aylarda FETÖ’den

tutuklanmıştı.

Hürriyet’in manşetini Dumanlı belirliyordu

FETÖ tarafından durdurulan MİT TIR’ ları davası

ile ilgili hakkında müebbet hapis cezası istenen

Enis Berberoğlu’nun, Hürriyet’ in genel yayın

yönetmeni olduğu dönemde küçük abi Ekrem

Dumanlı’dan talimat aldığı gündeme gelmişti.

Hürriyet Pazar gazetesi genel yayın yönetmenliği

görevinden geçen yıl alınan gazeteci İskender

Baydar, o dönem Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın

Yönetmeni olan Ekrem Dumanlı ile Berberoğlu

arasında özel bir telefon hattı kurulduğunu

Page 7: HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

HABERLER 12/01/2017

AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 7

belirterek “Gazetenin manşetini Ekrem Dumanlı

belirlerdi” ifadesini kullanmıştı.

GÜNEŞ

CHP provokasyon peşinde

Adalet Bakanı Bozdağ, anayasa değişikliği

konusunda HDP ile aynı tavrı sergileyen CHP'nin, “Meclis ne yaparsa yanlış yapar, neyi seçerse yanlış seçer”

mantığına teslim olduğunu söyledi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TBMM genel

Kurulu'nda devam eden anaya değişikliği

görüşmelerinde CHP ve HDP'nin yeni anayasayı

provoke etmeye çalıştığını söyledi.

Cumhurbaşkanı'nın Meclis'i fesih yetkisi üzerinden

algı yaratmaya çalışan CHP'nin tavrını eleştiren

Bozdağ, “Cumhurbaşkanının fesih yetkisi şu anki

anayasada var” dedi. Bozdağ katıldığı bir

televizyon programında gündeme ilişkin soruları

yanıtladı.

YALAN VE İFTİRA KAMPANYASI

CHP'nin Genel Kurul'da çalışmaları engellemeye

yönelik çabalarına değinen Bozdağ, “CHP 'Meclis

ne yaparsa yanlış yapar veya neyi seçerse yanlış

seçer, siyaset nerede olursa yanlış yapar' mantığına

teslim olmuş durumda. Siyaseti kötülemek bize bir

şey kazandırmaz. Siyaset iyi şeyler yapıyor,

yapılmasına vesile oluyor” diye konuştu. Teklifle,

“TBMM kapatılıyormuş, milletvekilliğine son

veriliyormuş” gibi gösterilmeye çalışıldığını ifade

eden Bozdağ, “Bunlar yalandır ve bu iftiradır. Çok

açık, bir defa Meclis nedir? Şu anda sayı itibarıyla

550, teklif 600'e çıkarıyor, milletvekili sayısını

600'e çıkarmak Meclis'i güçlendirir mi, zayıflatır

mı?” değerlendirmesinde bulundu.

GİZLİ OY TARTIŞMALARINA YANIT

CHP'nin gizli oylama konusundaki çarpıtma

çabalarına ilişkin soruyu da yanıtlayan Bozdağ,

anayasadaki hükmün “Oylamanın gizli yapılması”

şeklinde olduğunu hatırlattı. Şu ana kadar 3 kez

oylama yapıldığını vurgulayan Bozdağ, bu üç

oylamada da “gizlilik” kuralına riayet edildiğini

belirtti. Oylama sırasında bazı milletvekillerinin

kabinde, bazılarının ise dışarıda ama gizli oy

kullandıklarını bildiren Bozdağ, şunları söyledi:

“Gizli oylama demek ki kabine girip, perdeyi

kapatıp oy kullanmak anlamına gelmiyor. Oyunu

gizli vermek anlamına geliyor. Çünkü sizin

elinizdeki pulu kimse göremiyor. Önemli olan gizli

kullanılmasıdır, kabinde kullanılması değildir.

CHP sanki bu gizli oy kullanma, kabinde oy

kullanma zorunluymuş gibi bir takdim yapıyor.”

Adil Öksüz tek başına saklanamaz

Adalet Bakanı Bozdağ, FETÖ'nün hava kuvvetleri

imamı firari Adil Öksüz'le ilgili soruyu

yanıtlarken, her yerde didik didik arandığını

Page 8: HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

HABERLER 12/01/2017

AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 8

söyledi. Öksüz'ün başkaları tarafından saklandığını

ifade eden Bozdağ, şunları söyledi: “Çünkü

baktığınız zaman bu kadar bilinen birisinin ve

herkesin de üzerinde hassasiyet gösterdiği birisinin

kaçtığı zaman bir yerde mutlaka radara düşmesi,

görülmesi gerekirdi. Şu ana kadar herhangi bir

yerde radara düşmedi, görülmedi. Benim daha

önce de ifade ettiğim görüşüm bu; kendisinin kaçıp

saklanmasından ziyade onu birilerinin sakladığı

kanaati bende var.”

MİLLİYET

Kamuda 129 bin kişilik ByLock listesi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fetullahçı

Terör Örgütü’nün (FETÖ) iletişim sistemi

olduğu ortaya çıkarılan ByLock iletişim

programı kullananlarla ilgili yeni bir çalışma

başlattı. Başsavcılığın, bu kez 129 bin kişilik

devlet memurlarından oluşan bir liste üzerinde

çalıştığı öğrenildi. Çalışma yapılan verilerde,

ByLock kullanıcılarının birbirleri arasındaki

yazışmalar bulunuyor

15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrasında başlatılan adli soruşturmalarda, darbe girişimini planlayan ve uygulamaya koymaya çalışan

FETÖ'nün kendi içinde ByLock adlı iletişim programını kullandığı ortaya çıkarılmıştı. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) yaptığı çalışmalar sonrasında, devlete sızan pek çok FETÖ üyesinin darbeden önceki süreçte kendi aralarında cep telefonu üzerinden haberleşmek amacıyla ByLock kullandıkları belirlenmişti. 129 BİN KİŞİLİK DEV LİSTE MİT'in ilk aşamada tespit ettiği iki ayrı ByLock kullanıcı listesiyle ilgili yaklaşık 50 bin kamu personeli hakkında adli soruşturmalar devam ediyor. MİT Aralık 2016'da yeni bir ByLock kullanıcısı listesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Yine kamu personelinden oluşan 129 bin kişinin yer aldığı yeni listeyle ilgili olarak Anayasal Suçlarla Mücadele Savcılığı'nın görevlendirildiği öğrenildi. VERİLER DETAYLANDIRILDI İlk iki listede ByLock kullanıcısı kamu personelinin sadece sisteme giriş yapıp kimlerle mesajlaştığı bilgilerinin yer aldığı, yeni gönderilen listede bu verilerin detaylandırıldığı da kaydedildi. Bu detaylandırmada ByLock kullanıcılarının içerik kayıtlarının da yer aldığı öğrenildi. Bu kayıtların incelenmesiyle birlikte sadece ByLock kullanıcısı olanlar değil, programı kullanmayan ancak FETÖ içinde yer alan kişiler de belirlenebilecek. ŞUBAT 2014'TEN GERİYE TARAMA YAPILIYOR MİT'in yaptığı tespitlerde, 2014 Şubat ayını içine alacak biçimde geriye doğru tarama yapıldığı ve kullanıcılar arasındaki görüşme içeriklerinin elde edildiği ifade edildi. Bu süreçte elde edilen bilgilerin tasnif edilmesiyle, FETÖ'nün devlet içindeki yapılanma ve faaliyetlerinin yanı sıra 15 Temmuz darbe girişimi öncesindeki gelişmeler hakkında bilgiler de ortaya çıkarılabilecek. LİTVANYA ÜZERİNDEN... MİT, darbe girişimi öncesindeki dönemde FETÖ kapsamında yaptığı çalışmalarda Litvanya'daki bir servis sağlayıcı üzerinden ByLock kullanımını

Page 9: HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

HABERLER 12/01/2017

AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 9

ortaya çıkarmıştı. Daha sonra başlatılan adli soruşturmalarda, ByLock kullanımı FETÖ üyesi olmanın kriterlerinden birisi olarak tanımlandı. İlk iki ByLock kullanıcısı listesinde yer alan kamu personeli haklarında açılan adli soruşturmalar çerçevesinde tutuklandı.

TAKVİM

FETÖ’nün kirli sırları

“FETÖ’nün askeri hizmetlerden sorumlu imamı” olan Çetin Acar,

tanık olarak ifade verdi. Örgütün 3 bin kişilik fuhuş ordusu kurduğunu

söyledi. Hatta bunlardan sorumlu eski bir emniyetçinin de bulunduğunu

belirtti...

Teröristbaşı Gülen ile adamları, kanlı planları için

her şeyi denedi. Bunun ilk

sırasına kaset kumpasları yerleşti. "FETÖ'nün

askeri hizmetlerden sorumlu imamı" olan Çetin

Acar ise inanılmaz bilgiler verdi. Acar, Ankara 4.

Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tanık

olarak dinlendi. Cemaatin kirli çamaşırlarını

deşifre etti. Örgütün 3 bin kişilik bir fuhuş

ordusu kurduğunu söyledi. İşte Acar'ın ifadeleri:

'başlarında bir kadın vardı' "Ortaokul 1'e giderken

ağabeyimin yönlendirmesi ile cemaate dahil

oldum. Hacettepe Üniversitesi'ni kazandığımda

cemaat için artık yetişmiş bir elemandım. Bu

nedenle bana 'askeri hizmetler' görevi verildi.

FETÖ'nün 1986'dan bu yana askeri hizmetlerinden

sorumlu oldum. Örgütün tüm kirli planlarını

biliyordum. FETÖ'cülerin 3 bin

kişilik fuhuş ordusu kurduğunu

öğrendim. Bunların bin civarı Gülen

evlerinde kalanlar. Bunlar yatak odalarına girip

kurbanlarını tuzaklarına düşürüyordu. Fuhuş

ordusunun başındaki isim ise eski Emniyet

Terörle Mücadele Başkanı Cihangir

Çelik'tir. Başlarında da bir kadın vardı."

FETULLAH GÜLEN İSHAK ALATON'UN

EMRİNDEYDİ

Acar, teröristbaşı Gülen'in Amerika ve Siyonizm

için adam yetiştirdiğini dile getirdi. Ardından

şunları söyledi: "Kazım Gülek barondu. Baron,

derin devlet üyesidir. Derin devletin millisi de

var, şerri de var. Gülen, İshak Alaton'un

emrindeydi. Gülen, Üzeyir Garih'ten de emir

almıştır. İshak Alaton ve Üzeyir Garih derin devlet

baronuydu. İshak Alaton, 12 Eylül darbesi dahil

bütün sol hareketlerin bir numarasıydı. Hepsi

ondan emir alıyordu. Sağ hareketler de Üzeyir

Garih'in emrindeydi. İshak Alaton, Fetullah

Gülen'e abilik yapmıştır. Kemalettin Özdemir,

Amerika'da Fetullah Gülen'e oturum alma

meselesinde Ahmet Kara ve Ekrem Dumanlı ile

birlikte 30'un üzerinde ziyaret yapmıştı.

Gülen'e oturma izni verilsin diye. Bunların hepsi

bana anlatıldı."

FETÖ-CHP İTTİFAK YAPTI

Emniyet Genel Müdürlüğü, FETÖ'nün Darbe

Girişimini Araştırma Komisyonu tarafından

istenilen raporu hazırladı. Komisyona gönderilen

raporda FETÖ'nün yayın organları Zaman gazetesi,

Kanaltürk ve Bugün TV yerleşkesinde kayyum

atanma sürecinde yapılan eylemlere CHP'li vekiller

Gürsel Tekin, Mahmut Tanal, Barış

Yarkadaş, Eren Erdem ile Enis Berberoğlu'nun da

katıldığı ve kalabalığı yönlendirdiği belirtildi.

FETÖ, kaset kumpasları yaptı. Bu kasetler ise

teröristbaşı Gülen'in saklandığı ABD'nin

Page 10: HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

HABERLER 12/01/2017

AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 10

Pensilvanya kentindeki malikanesinde montajlandı.

Hatta montaj ekibinin başında Gülen'in yeğenleri

vardı.

YENİ AKİT

ABD bombalıyor PYD yerleşiyor

Müslüman coğrafya üzerindeki kirli planlarını

taşeron örgütler üzerinden gerçekleştiren

ABD’nin bir sinsi oyunu daha deşifre oldu.

ABD’nin, Esed rejimi ve muhalif güçlere

yönelik çeşitli tarihlerde hava saldırıları

düzenlediği bölgelerde terör örgütü DEAŞ’ın

alan kazanmasını sağladığı, ardından PYD’yi

DEAŞ’ın üzerine sürerek bu bölgeleri PYD’nin

işgal etmesini sağladığı belirlendi. ABD, kanlı

terör örgütü PYD’yi bu formülle birlikte

DEAŞ’la mücadele ettiği algısı üzerinden

legalize etme yoluna gittiği ifade edildi.

‘Küresel eşkıya’ ABD, Suriye’deki sinsi planı deşifre oldu. ABD öncülüğündeki Koalisyon Güçleri’nin farklı tarihlerde Suriye’de rejim ve muhalif güçlerin denetimindeki bölgelere yaptığı bombardımanların ardından bu alanlara DEAŞ’ın yerleştiği bildirildi. DEAŞ’ın önünü açan saldırılar sonrasında ise PYD/PKK harekete geçirilerek DEAŞ’a operasyon düzenlenildiği, bu yolla hem terör örgütü PYD’nin “DEAŞ’la mücadele eden örgüt” vasfıyla legal görünüm kazandığı, hem de sözde DEAŞ hakimiyetindeki alanları ele geçirerek istila ettiği kaydedildi.

Bu oyun ilk olarak 29 Eylül 2015’te göze çarptı. ABD öncülüğündeki Koalisyon Güçleri, 29 Eylül’de Deyr Ez Zor’da Esed güçlerine ait

mevzileri vurdu. İlk bakışta katil Esed rejimine yönelik harekat olarak görülen bu saldırının hemen ardından DAEŞ, ABD’nin verdiği hasardan faydalanarak Deyr Ez Zor’a saldırdı. Koalisyon Güçleri, 10 Ekim’de ise Suriye’nin güneyinde ÖSO’ya ait mevzileri vurdu, terör örgütü DEAŞ, bu saldırı sonrası birçok noktayı ÖSO’dan geri aldı. 3 Ocak’ta ise ABD’ye ait B-52 tipi stratejik bombardıman uçakları İdlib’in Sarmada yerleşim birimine bombardıman düzenledi. Ateşkes anlaşmasına dahil olan bu yerleşim birimine yönelik saldırıda 20’den fazla sivil hayatını kaybetti. Sarmada’ya yönelik DEAŞ’ın saldırı hazırlığında bulunduğu öğrenildi.

“DEAŞ, ABD’NİN YARDIMCI AKTÖRÜ”

ABD’nin vurduğu alanlara DEAŞ’ın yerleşmesi ardından bu bölgelerde terör örgütü PYD’nin nüfuz kazanması ve legal görünüm kazanması gibi şeytani bir planı Akit’e değerlendiren uzmanlar bölgenin çok sinsi akılla karşı karşıya olduğuna vurgu yaptılar.

Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASSAM) Strateji ve Güvenlik Uzmanı emekli Kurmay Albay Ali Coşar, ABD’nin PYD ve türevlerinin söz sahibi olabilmesi için DEAŞ’ı yardımcı aktör ve figüran olarak kullandığını belirtti. ASSAM Uzmanı Ali Coşar, “ABD, koalisyon güçleri marifetiyle DEAŞ vesilesiyle girdikleri bölgeye hava harekâtı düzenliyor, DEAŞ’ı o bölgede ÖSO’ya karşı kullanıyor, ardından PYD’yi DEAŞ’a karşı savaşıyormuş gibi gösteriyor. Tamamen tiyatro. Bölgedeki DEAŞ, SDG, PYD adını taşıyan her türlü unsur ABD’nin bölge üzerindeki yeni dizayn programının enstrümanlarıdır. Bazen birini, bazen ikisini, bazen üçünü beraber kullanıyor” dedi.

ABD’nin elindeki kuklaları, istediği neticeyi elde etmek üzere kullanan gayet sinsi bir yapı olduğuna işaret eden Coşar şöyle konuştu: “DEAŞ-SDG-PYD üçgenindeki sinsi işgal hareketlerini ABD, etki odaklı konsept hareketiyle yürütüyor. Bu savaşı, sahadaki kirli oyunlarının yanı sıra asimetrik güçleri, medyayı, terörist grupları, psikolojik ve

Page 11: HABERLER 12/01/2017 - images.akparti.org.trimages.akparti.org.tr/upload/tbmmgrup/12ocakhaberler.pdf · odalarının olması saldırıdaki üst aklın FETÖ olduğu şüphelerini artırdı

HABERLER 12/01/2017

AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 11

sosyolojik savaş taktiklerini, akla gelebilecek her türlü enstrümanı kullanarak icra ediyorlar.”

ABD, DEAŞ’A YOL AÇTI

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Araştırmacısı Oytun Orhan, ABD’nin DEAŞ ile mücadele üzerinden yeni bir gerçeklik oluşturma içerisinde olduğunu ifade etti. Oytun Orhan, “ABD, DEAŞ ile mücadeleyi araçsallaştırarak Suriye’nin toprak bütünlüğünün altını oyacak bazı çabalar içerisine girmiştir. DEAŞ ile mücadele üzerinden yerel müttefik olarak ilan ettiği YPG Suriye’de federalizmi savunan bir güç ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü riske edeceği aşikâr. Böyle bir güce destek vererek DEAŞ üzerinden Suriye’de federalizmin nasıl sonuç vereceğini herkesten daha iyi Amerika biliyor” dedi.

Hava harekâtlarıyla DEAŞ’a yol açan ABD öncülüğündeki Koalisyon Güçleri’nin Fırat Kalkanı Harekatı’na destek vermemesine değinen Oytun Orhan, “ABD, DEAŞ ile mücadele etmekten daha çok DEAŞ ile mücadele sonucunda doğacak boşluğun kim tarafından doldurulacağı ile ilgileniyor. Bu kapsamda YPG’nin ele geçirdiği bölgeler, Amerika’nın nüfuz alanı olarak da görülüyor. Oysa Türkiye’nin gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı Harekatı ile PKK’nın kontrolündeki Amerikan güdümünde bir bölgeden ziyade, bölge gerçeklerine uygun, oranın yerel unsurları tarafından kontrol edilen siyasi ve askeri yapılar ortaya çıkarılmak isteniyor. Her ne kadar Türkiye DEAŞ’e karşı ilerleme sağlasa da ABD’nin buna destek vermediği aşikâr. Bunun temel nedeni de ABD’nin DEAŞ’tan doğacak boşluğu kendi desteklediği unsurlar tarafından ele geçirilmesini istemesidir” dedi.

ABD’Lİ GENERALİN DEAŞ İTİRAFI UNUTULMADI

Küresel terör örgütü DEAŞ’ın Amerika tarafından kurulduğu, ABD’li bir generalin ağzından geçtiğimiz günlerde tescil edilmişti. ABD’li General Wesley Clark, katıldığı bir konferansta DEAŞ’ı kendilerinin kurduğunu ve çıkarları doğrultusunda hizmet ettiğini

açıklamıştı. DEAŞ’ın 11 Eylül’den sonra George W. Bush hükümeti tarafından kurulduğunu aktaran Clark, “Bize bir çekiç lazımdı DEAŞ’ı kurduk. Daha önce de El Kaide’yi kurmuştuk. Suudi Arabistan’dan para koparmak için de bu örgütleri kullandık. Bu örgütler sadece bu işe yarar” ifadelerini kullanmıştı.