64
gençIMO s:8 . GENÇ-İMO’NUN GÜNDEMİ KONSEYDEN, BASIN AÇIKLAMALARI, GENÇ-İMO ŞUBE HABERLERİ, MÜHENDİSLİK EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI, GENÇ-İMO 6. YAZ EĞİTİM KAMPI TAMAMLANDI MÜHENDİSİN GÜNDEMİ DÜNYA’DA YIKILAN BARAJLAR AYSUN TEKİN ENERJİ POLİTİKALARI BURAK DURAN MADENLERDEKİ İŞ CİNAYETLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ KENT VE KENT HAKKI SELÇUK YILMAZ HER ŞEY DEĞİŞİR, DEĞİŞMEYEN NE? RUKEN ÖZEL TÜRKİYE’DEKİ İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN KANAYAN YARALARI ERDİNÇ MAPÇI YENİ BİR ULAŞIM MODELİ MÜMKÜN FİGEN ŞENTÜRK ÜLKE GÜNDEMİ KARANFİLLER ÜLKESİ HÜSEYİN KADEV SEN NERESİNDENSİN HEMŞERİM? VEYSEL BARUT İNSANIN İNSANLIĞA SAHİP ÇIKMA ZAMANIDIR FİKRİ TEKİN KÜLTÜR SANAT GÜNDEMİ BULMACA SAİM KAYMAK STAJ DEFTERİ HATIRASI

genç-İMO 8. Sayı

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: genç-İMO 8. Sayı

gençIMO s:8

.

GENÇ-İMO’NUN GÜNDEMİ KONSEYDEN, BASIN AÇIKLAMALARI, GENÇ-İMO ŞUBE HABERLERİ, MÜHENDİSLİK EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI, GENÇ-İMO 6. YAZ EĞİTİM KAMPI TAMAMLANDI MÜHENDİSİN GÜNDEMİ DÜNYA’DA YIKILAN BARAJLAR AYSUN TEKİN ENERJİ POLİTİKALARI BURAK DURAN MADENLERDEKİ İŞ CİNAYETLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ KENT VE KENT HAKKI SELÇUK YILMAZ HER ŞEY DEĞİŞİR, DEĞİŞMEYEN NE? RUKEN ÖZEL TÜRKİYE’DEKİ İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN KANAYAN YARALARI ERDİNÇ MAPÇI

YENİ BİR ULAŞIM MODELİ MÜMKÜN FİGEN ŞENTÜRK ÜLKE GÜNDEMİ KARANFİLLER ÜLKESİ HÜSEYİN KADEV SEN NERESİNDENSİN HEMŞERİM? VEYSEL BARUT İNSANIN İNSANLIĞA SAHİP ÇIKMA ZAMANIDIR FİKRİ TEKİN KÜLTÜR SANAT GÜNDEMİ BULMACA SAİM KAYMAK STAJ DEFTERİ HATIRASI

Page 2: genç-İMO 8. Sayı
Page 3: genç-İMO 8. Sayı

GENÇ-İMO’NUN GÜNDEMİ

2Konseyden

2Basın Açıklamaları

5genç-İMO Şube Haberleri

23Mühendislik Eğitimi Çalıştayı

26genç-İMO 6. Yaz Eğitim Kampı Tamamlandı

28genç-İMO Kamp Yayını

MÜHENDİSİN GÜNDEMİ

36Aysun Tekin

Dünya’da Yıkılan Barajlar

38Burak Duran

Enerji Politikaları

40Madenlerdeki İş Cinayetleri Üzerine Söyleşi

43Selçuk Yılmaz

Kent ve Kent Hakkı

44Hüseyin Kadev

Karanfiller Ülkesi

45Ruken Özel

Her Şey Değişir, Değişmeyen Ne?

46Erdinç Mapçı

Türkiye’deki İnşaat Sektörünün Kanayan Yaraları

48Figen Şentürk

Yeni Bir Ulaşım Modeli Mümkün

ÜLKE GÜNDEMİ

49Veysel Barut

Sen Neresindensin Hemşerim?

50Fikri Tekin

İnsanın İnsanlığa Sahip Çıkma Zamanıdır

KÜLTÜR SANAT GÜNDEMİ

51Saim Kaymak

Bulmaca

52Staj Defteri Hatırası

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası adına sahibiNevzat Ersan

Yazı İşleri MüdürüBülent Tatlı

Yönetim Yeri TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası

Necatibey Cad. No: 57 Kızılay / AnkaraTel: 0.312.294 30 00 Faks: 294 30 88

[email protected] - www.imo.org.tr/gencimo

genç-İMO Öğrenci Konseyi

Aysun Tekin

Gizem Sığla Açıkelli

H. Batuhan Kaplankıran

Mehmet Zeki Şimşek

Veysel Yılmaz

Baver Çindemir

Burak Duran

Oğuz Düztaş

Ulaş Karagöl

Ülkü CanSayı: 8 / 2015

Yılda bir yayınlanır, yerel süreli yayın.

Baskı Tarihi: 1 Mart 20154.000 adet basılmıştır. Üyelerine parasız dağıtılır.

Baskı

Patika Ajans Matbaacılık Ltd. Şti.Meşrutiyet Cad. No: 54/16 Kızılay / Ankara

Tel: 0.312.431 22 11

İ Ç İ N D E K İ L E R

Page 4: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 82

K O N S E Y D E N

Merhaba,

Ülkenin dört bir tarafındaki inşaat mühendisliği bölü-mü ve genç-İMO emektarı arkadaşlara merhaba.

genç-İMO örgütlülüğü kurulduğu günden bu yana biriktirmeye devam ediyor. Biriktirdiği güzellikleri ile-ride yapıya katacak olan geleceğin inşaat mühendis-leri ile genç-İMO bülteninin 8. sayısını paylaşmaktan mutluyuz.

Biraz dağınık, biraz toy ama daha dostça, daha sa-mimi ve daha çalışkan çıktık yola. Bu yolculuğun bu durağında sizlere söyleyeceğimiz birçok şey var.

Geleceğin inşaat mühendislerinin meslek örgütü olan İMO’nın ve TMMOB’nin toplum için mühendislik algısıyla yaptık bugüne kadarki faaliyetlerimizi, bu bültende de ülkenin dört bir yanında yapılan genç-İMO etkinliklerinden haberler yer alıyor.

Geçtiğimiz Ekim ayında düzenlediğimiz İnşaat Mü-hendisliği Eğitimi Çalıştayı’nda inşaat mühendisliği eğitiminin sorunlarını işin ehli hocalarımızla birlikte tartıştık. Eskişehir’de gerçekleştirdiğimiz çalıştaya dair haberler de bültenimizin içinde yer alıyor. Ayrıca 7. Dönem öğrenci konseyi üyesi arkadaşlarımızın hazır-ladığı yazıları içeren ve çalıştaya katılan arkadaşları-mızla paylaştığımız yazıları da bültenimizde görmeniz mümkün.

Her sene sonunda yaptığımız genç-İMO eğitim kampını bu sene de gerçekleştirdik. Kampımızda beraber ürettik, beraber tartıştık ve örgütlülüğümüzü hep birlikte büyütme karar kıldık. Kampımıza katılan arkadaşlarımızla paylaştığımız kamp bültenimizi ve genç-İMO 6. Yaz Eğitim Kampı haberlerimizi de ilgini-ze sunuyoruz.

Bültenimizin 8. Sayısında genç-İMO’lu özgür kalem-lerin yazdıkları ve paylaşmak istedikleri yazıların yanı sıra bir de ek olarak arkadaşlarımızın staj deneyimle-rini aktardıkları staj defteri de yer alıyor. Staj defteri ekimizi ülkenin dört bir tarafında staj yapan üyeleri-mizin gönderdikleri defterlerden oluşturduk.

Yeni bir döneme girdik, genç-İMO yeni dönemde de toplumcu mühendisliği şiar edinmiş üyeleriyle birlikte yürümeye devam edecektir. Genç-İMO Üniversite-lerde yaşanan sorunların çözümünde üniversitelerin eksik kaldığı her alanda üyeleriyle beraber çözüm için emek harcamaya ve mücadele etmeye de devam edecektir.

genç-İMO 7. Öğrenci Konseyi olarak bu bülteni sizler-le paylaşmaktan onur duyuyoruz. Umarız siz de men-nun kalırsınız. Son olarak bu bültende ve ek bültende emeği geçen herkese teşekkürlerimizle.

genç-İMO 7. Dönem Öğrenci Konseyi

BASIN AÇIKLAMALARI

Berkin`i kaybettik! (12.03.2014)

İstanbul Okmeydanı`nda Gezi Parkı eylemleri sırasında evinden ekmek almak için çıktığı sırada polisin attığı gaz fişeğiyle vurulan Berkin Elvan bugün saat 7:00 sula-rında yaşama veda etti.

Berkin Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi`nde 269 gündür yaşam mücadelesi veriyordu. Bu süreçte 45 kilodan 16 kiloya düşen Berkin`in 8 Mart günü de kalbi durmuş 20 dakika boyuna çalıştırılamamıştı.

Gezi Parkı eylemleriyle birlikte, başka bir dünya başka bir yaşam özlemiyle sokağa çıkan halk kendi irade-sini, kendi eline almaya başlamıştı, bu süreçte yedi arkadaşımız hükümetin kolluk kuvvetleri tarafından katledilmiş ve Berkin de 16 Haziran günü hedef alınarak başından vurulmuştu. Berkin`e onurlu bir yaşamı çok görenler, ailesinin yaşam sevgisini elinden alanlar, onu katledenler hala bulunmadı.

Berkin daha 15 yaşındaydı. Onun büyümesine, öyküsü-nü tamamlamasına izin vermediler. Berkin`in ailesinin ve tüm sevenlerinin başı sağ olsun.

Berkin yüreklerimizde bir filiz olacak, onun anısıyla büyüyecek yeni öyküler.

genç-İMO 7. Dönem Öğrenci Konseyi

Page 5: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 3

BASIN AÇIKLAMALARI

İşçiler Ölüyor, İstikrar Sürüyor! (16.05.2014)

• 7 Mart 1983: Armutçuk`ta grizu patlaması (103 ölü).

• 7 Şubat 1990: Amasya Yeni Çeltik`te grizu patlama-sı (68 ölü).

• 3 Mart 1992: Kozlu`da grizu patlaması (263 ölü).

• 26 Mart 1995: Yozgat`ın Sorgun ilçesinde grizu patlaması (37 ölü).

• 17 Mayıs 2010: Zonguldak`ta grizu patlaması (30 ölü).

1983`ten bu yana Türkiye`de insana ve emeğe verilen değerin hiç değişmediğini görmek için sayılarla başla-dık söze. Her gün ortalama 176 iş kazasının yaşandığı ve bu kazalarda üç emekçinin yaşamını yitirdiği dile de kolay değil vicdanımıza da.

Soma`da madende yaşanan yangından sonra inatla, umutla süren bekleyişimiz de kolay değil. Daha iki hafta önce Mecliste Soma`daki maden ocaklarının önerilmiş fakat öneri kabul edilmemiştir ve Soma ağır bir bedel ödemeden kimsenin dikkatini çekememiştir.

Madendeki yangına dair açıklama yapanlar, ‘talihsiz bir kaza` , ‘bir trafo nelere mal oluyor` gibi cümleler kur-maya devam etsin, biz bunların artık kaza olmaktan çıktığını ve her birinin birer iş cinayetine dönüştüğünü biliyoruz.

İşçi sağlığı ve iş güvenliğini maliyet arttırıcı unsur olarak gören şirketlerin, kazalara kaderci bir zihniyetle bakan iktidarın, bütün bu cinayetlerin ana sorumlusu olduğunu biliyoruz. Oysa her zaman söylediğimiz gibi, iş cinayetlerinin ve iş kazalarının önüne geçebilmenin tek yolu ‘ önce insan, önce sağlık, önce iş güvenliği` anlayışını yasalarla güvence altına alabilmektir.

İstikrarın işçi ölümleri üzerinden sürdüğü, ekonominin öldürülen işçilerle doğru orantılı büyüdüğü düzene her fırsatta karşı çıkmaya devam edeceğiz. İş cinayet-lerinin sorumlularının cezalandırılmasını, işçi sağlığı ve iş güvenliği için önlemlerin bir an önce alınmasını bekliyoruz.

genç-İMO 7. Dönem Öğrenci Konseyi

1 Mayıs`ta Alanlara! (28.04.2014)

Bilimin ve mühendisliğin halkın değil sermaye gruplarının çıkarları için kullanıldığı zaman diliminde, mesleği siyasilerin ve sermaye gruplarının rant kapısı haline getirilen bizler; mesleğimize, onurumuza sahip çıkmak, sistemin yol açtığı haksızlıklara dur demek, birlikteliğimizi güçlendirmek için 1 Mayıs`ta alanlarda olacağız.

Doğayı talan edenlere, kamusal değerleri rant alanla-rına dönüştürenlere, mesleğimizi milyonların gözünü boyamak için kullananlara, iş kazalarına yol açanlara, eğitimin niteliğini düşürenlere, teknik öğretmenlere mühendislik yolunu açanlara, mühendislik alanlarını büyük sermaye gruplarının ihtiyaçlarına göre düzen-leyenlere, meslek örgütümüzü güçsüzleştirenlere, meslek örgütümüzün kamu adına yaptığı denetimi ortadan kaldıranlara dur demek için 1 Mayıs`ta alan-larda olacağız.

Bizleri sadece ara eleman olarak gibi görenlere, eme-ğimizi, bilgimizi kendi gelecekleri için yatırım olarak kullananlara dur demek için 1 Mayıs`ta alanlarda olacağız.

Her kente bir üniversite açanlara, binlerce işsiz üni-versite mezunu yaratanlara, bilimsel, demokratik, eşitlikçi, nitelikli eğitim talebini görmezden gelenlere, bizleri liseden bozma binalarda, altyapı eksiklikleri içerisinde eğitim almaya mahkûm edenlere karşı 1 Mayıs`ta sesimizi yükselteceğiz.

1 Mayıs her nerede kutlanıyorsa, genç-İMO üyeleri olarak orada olacağız. Türkiye`nin demokrasi ve emek güçleriyle eşitlik ve adalet için omuz omuza duracağız.

Bizleri ötekileştiren, aramıza nefret tohumları ekmeye çalışan, farklı görüşlere tahammülsüz davranan, her türlü demokratik hak kullanımını şiddetle bastıran, gençleri hatta çocukları katleden, banka hesapları-nı hayal edemediğimiz rakamlarla dolduran iktidar sahiplerine artık dur deme zamanı gelmiştir.

Sömürücülerin alın terimizi satın alabileceklerine inan-dığı bu düzen elbette değişecektir. 1 Mayıs bu değişi-min simgesel günüdür; genç-İMO üyeleri olarak bizler değişimin habercisi olarak gördüğümüz 1 Mayıs`ta alanlarda olacağız.

Değişimi başlatacak olan ve toplumun adil, eşit bir zeminde, barış ve refah dolu günlerde yaşamasını sağlayacak ve geleceği şekillendirecek olan bizleriz. Bu topraklarda yaşayan ve ezilen bütün Halklar adına eşitlik, barış, kardeşlik ve özgürlük demek için, sınıfsız bir düzen için, herkesin emeğinin hakkını aldığı, mes-leğimizin halkımızın hizmetinde olduğu daha güzel günler için, geleceğimiz adına;

1 Mayıs`ta alanlara!

genç-İMO 7. Dönem Öğrenci Konseyi

Page 6: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 84

TMMOB`yi Yıldırma Politikalarına Karşı!!

Tuğlalarımızı Dayanışma ile Örmeye Devam Edeceğiz! (22.12.2014)

Siyasi iktidar uzun bir süredir TMMOB ve bağlı odalarını işlevsiz hale getirmeye ve mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı mesleklerini itibarsızlaş-tırmaya çalışmaktadır. Bu çerçe-vede yeni bir torba yasa tasarısı ile on iki yasada yapacağı deği-şiklikle rant süreçlerinin önün-deki engelleri kaldırma hazırlı-ğındadır. Torba Yasa içerisinde yer alan 3194 sayılı İmar Yasası`ndaki değişiklikle birlikte TMMOB ve bağlı odalarının yapısal olarak dönüşüme uğratılması, merkezi yapısının bozulması ve etkisiz hale getirilmesi amaçlanmaktadır.

Siyasi iktidarın TMMOB`ye tahammül edememesinin ve sürekli saldırmasının nedeni gayet açıktır!

- Çünkü TMMOB toplumcu mühendislik anlayışını savu-nan, kar ve rant hırsı uğruna ülke kaynaklarının ve do-ğal güzelliklerin talanına karşı çıkan, halkçı, toplumcu mühendislerin, mimarların, şehir plancılarının meslek örgütüdür.

- Çünkü TMMOB toplumsal yaşamın tüm kademelerin-de adaletten, hukuktan, kamudan ve insandan yana tavır alan bir meslek örgütüdür.

- Çünkü TMMOB kentsel değerlerin, kamuya ait alan-

ların, doğanın ve yeşilin talan edilmesine karşı direnmekte, ülkenin hızla karanlığa

doğru sürüklendiği bu günlerde yaktığı meşalelerle aydınlığı ifade etmektedir.

Söz konusu tasarı ile ülkemizin doğal ve kamusal kaynaklarını rant ve kar hırsı uğruna talan etme süreci hızlandırılacak, hiçbir bilimsel esasa dayanmayan projeler işçilerin ölümü

pahasına uygulanacak, yeni ocak-lara ateşler düşürecektir. Bu nedenle

TMMOB`ye ve onun mirasının yarattığı demokratik mevzilere sahip çıkmak bugü-

nün tarihsel sorumluluğudur.

genç-İMO 7. Dönem Öğrenci konseyi olarak, TMMOB ve bağlı odalarına sahip çıkmanın tüm toplumun gele-ceğine sahip çıkmak demek olduğunu biliyor, söz ko-nusu tarihsel sorumluluğumuzun bilinciyle TMMOB`yi yıldırma politikalarına karşı tuğlalarımızı dayanışma ile örmeye devam edeceğimizi tüm kamuoyuyla paylaşı-yoruz.

Geleceğimiz siyasi iktidarın torba yasaları ve KHK`ları ile karatılamaz.

TMMOB`ye Dokunma

genç-İMO 7. Dönem Öğrenci Konseyi

İşçilere Değil Katillere Barikat! (09.09.2014)

6 Eylül 2014 akşamı saat 19:30 sularında Torunlar GYO`na ait rezidans inşaatında işçileri taşıyan asansö-rün zemine çakılması sonucu 10 işçi kardeşimiz yaşamı-nı yitirdi. Daha önce de önlemler almayan TOKİ onaylı olduğu anlaşılan rezidans projesinde, İstanbul`un orta yerinde 10 işçi daha iş cinayetlerinin kurbanı olmuş oldu.

Ne yazık ki ülkemizde iş cinayetlerinden sonra sorum-luları ve failleri olan şirket sahipleri hiç bir şey olmamış gibi ellerinde çeşitli belgelerle çıkıp, bundan kendile-rinin sorumlu olmadığını söyleyebiliyor ve başkalarını günah keçisi ilan edebiliyorlar. İnsana ve cana değer atfetmeyen bu aklın temsilcileri ve destekçileri tara-fından iş cinayetleri gayr-ı ihtiyari bir şekilde ‘kader` ve ‘şanssızlık` kelimeleriyle ilişkilendirilebiliyor.

Bu katliamdan sonra, Torunlar Center önünde bekleyen işçiler ve ailelerinin önüne polisler tarafından barikat kurulurken, işçi katillerinin rahat bir şekilde açıklama yapabilmeleri için gerekli koşullar sağlanıyor.

Bu yüzden ülkemizde iş cinayetlerinin ve katliamlarının önüne geçebilmek için ‘birleşik` ve ‘kurucu` bir güce ihtiyaç kendini daha çok hissettiriyor.

Ayrıca gün be gün iktidarın politikalarıyla işlevsiz hale getirilen TMMOB; ülkemizin en önemli konusu haline gelmeye başlayan iş cinayetleri ve katliamları ile ilgili konularda sürecin dışarısında tutuluyor.

Bizler geleceğin inşaat mühendisleri olarak biliyoruz ki bu katliamların önüne ancak insan odaklı bir bakış açı-sıyla geçilebilir. Emek-sermaye denkleminde, sermaye-den taraf olan hiçbir kesim ve kurum iş ve işçi cinayetle-rinin önlenmesinde kurucu-yapıcı bir rol üstlenemez.

Bu katliamda ihmali bulunan tüm yetkililer hesap vermeli ve olayla ilgili tüm bilgiler kamuoyu ile paylaşıl-malıdır.

genç-İMO ailesi olarak ölen işçi kardeşlerimizin aileleri-ne ve dostlarına başsağlığı diliyor, gelişmelerin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

genç-İMO 7. Dönem Öğrenci Konseyi

BASIN AÇIKLAMALARI

OB ve eye

ı e ulması

ların, dokarş

do

TMdemo

nün tarih

Page 7: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 5

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

ADANA ŞUBE

Haftalık NG Mega Yapılar Belgesel Gösterimleri

2013-2014 öğretim yılı boyunca düzenli olarak her hafta bölüm dersliklerinde İnşaat Mühendisliği öğrencilerine yeni ufuklar kazandırmayı hedefl eyen NG Mega Yapılar Belgeselleri gösterildi.

29 Nisan 2014 - Sta4cad Kursu

İMO Adana Şubesi bünyesinde Adana genç-İMO tara-fından 4.sınıfl ara yönelik, toplam 16 saat süren Sta4cad kursu düzenlendi. Tamamen ücretsiz olan kursa katılım için genç-İMO üyelik şartı arandı. 1 Mayıs 2014

Adana genç-İMO olarak 2014 1 Mayıs’ında alanlarda yerimizi aldık.

12 Mayıs 2014- Pozantı Tünel İnşaatı Teknik Gezisi

12 Mayıs 2014 Pazartesi günü Ankara-Pozantı karayolun-

da inşa edilmekte olan tünele bir teknik gezi düzenlendi. genç-İMO üyesi 3. Sınıf öğrencilerinin katıldığı teknik gezi öncesi inşaatı yapan grubun İnşaat-Jeoloji-Elektrik ve Harita mühendisleri tarafından tünel projesi ve genel anlamda bir inşaat projesinin nitelikleri üzerine bir bilgi-lendirme yapıldı. Yaklaşık sekiz saat süren gezi boyunca, planlamadan tasarıma, enerji ihtiyacından disiplinler arası çalışmaya kadar birçok konuda sunumlar yapıldı ve ardından arazi gezisiyle birlikte edinilen bilgiler pekişti-rildi.

14 Mayıs 2014- Su Yapıları Semineri

14 Mayıs 2014 tarihinde öğrenci üyelere yönelik “Su Yapıları” semineri düzenlendi.Ç.Ü. İnşaat Mühendisliği bölümünden Prof.Dr.Recep Yurtdal ve DSİ’den İnşaat Mühendisi Mustafa Bakşi’nin konuşmacı olarak katıl-dığı seminere ayrıca araştırma görevlileri Emre Topçu, N.Göksu Soydan ve Oğuz Şimşek birer sunumla katkıda bulundular. Araştırma görevlisi akademisyenler genellik-le teknik bilgiler verirken, Mustafa Bakşi daha çok HES’ler konusunda kategorik bilgiler verdi. Prof.Dr.Recep YURTAL ise ülkemizin su ihtiyacı ve mevcut enerji kaynakları konusunda bir sunum gerçekleştirdi. Seminere öğrenci üyeler sorularıyla ve yorumlarıyla aktif bir şekilde müda-hil oldular.

17 ve 24 Mayıs 2014 Teknik Geziler

İMO Adana Şube bünyesinde Adana genç-İMO olarak 17 Mayıs 2014 Cumartesi günü 1. ve 2. sınıfl ara yönelik, 24 Mayıs 2014 Cumartesi günü ise 3. ve 4. sınıfl ara yönelik teknik gezi düzenlendi. Beton firmasına yapılan teknik gezide öncelikle firmanın çalışma disiplini, ilkeleri ve faa-liyet alanları hakkında bilgilendirme yapıldı ve ardından şantiyeler gezildi. Şantiyede Prefabrik Yapı imalatı ve birtakım üstyapı ve altyapı elemanlarının üretimine ta-nıklık edildi ve ayrıca öngermeli köprü kirişlerinin üretimi yerinde incelendi. İçme suyu projesi kapsamında Kıbrıs için üretilen boru hatlarının, galvanizli donatılarının nasıl üretildiği ve proje kapsamında denizin dibine nasıl yerleştirileceği hususunda bilgilerin de edinildiği teknik geziler genç-İMO üyelerinin ilgisiyle karşılandı.

Page 8: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 86

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

Fanzin

Ç.Ü. genç-İMO öğrenci temsilcileri ve gönüllü katılım-cılar, 16 sayfadan oluşan fanzin türü bir yayının üçüncü sayısını yayımladılar. Öğrencilere ücretsiz olarak dağıtı-lan fanzinde akademisyenlerle ve öğrencilerle yapılan röportajlar, mesleki-teknik bilgiler ve sosyal-kültürel-top-lumsal konular hakkında görüş ve yorumlara yer verildi. Tüm bunların yanı sıra inşaat mühendisliği bölümünden emekli olacak hocalar hakkında hatıra yazıları, itiraf say-faları ve caps türü mizah unsurları da yer aldı.

ANKARA ŞUBE

SAP-2000 Kursu 10 Mart 2014

Gazi Üniversitesi ve ODTÜ öğrencilerine yönelik düzenle-nen SAP-2000 kursu 10 Mart 2014 tarihinde başladı ve 3 hafta boyunca İMO Harun Karadeniz Salonu’nda gerçek-leştirildi.

Mühendislikte Etik, Sanat ve Mimar Sinan Konulu

Söyleşi 9 Nisan 2014

Erhan Karaesmen’in konuşmacı olarak katıldığı “Mühen-dislikte Etik, Sanat ve Mimar Sinan” konulu söyleşi Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık fakültesinde gerçek-leştirildi.

İMO Ankara Şube bünyesindeki genç-İMO üyeleri 1

Mayıs Emek ve Dayanışma Gününde alanlardaydı

3. Toplumcu Mühendislik Mimarlık Günleri 12-Mayıs

2014

Mühendislik, mimarlık ve şehir planlama öğrencileri-nin bir araya gelerek düzenlediği etkinliğin açılışı Gazi Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Etkinlikte “Mühendisin çalışma koşulları ve geleceği”, “Teknoloji Fakülteleri ve Teknik Öğretmenler” ve “Bologna Süreci” konularında konuşmalar gerçekleştirildi. Bu sene 3. sü düzenlenen Toplumcu Mühendislik-Mimarlık Günlerinin diğer etkin-likleri Soma katliamı nedeniyle iptal edildi. Ankara genç-İMO Şube Toplantısı 4 Ekim 2014

İMO Ankara Şubesi hinterlandındaki Üniversitelerde okuyan genç-İMO üyeleri 4 Ekim günü bir araya gelerek önümüzdeki döneme dair çalışma planı çıkarttılar ve birbirlerine genç-İMO’yu daha ileriye taşıma sözü vererek toplantılarını bitirdiler.

Page 9: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 7

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

Teknik Gezi 25 Ekim 2014

genç-İMO üyelerine yönelik 25 Ekim 2014 tarihinde Baş-kent Çimento’ya teknik gezi düzenlendi.

İMO Tanıtım Toplantısı 6 Kasım 2014

Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü 1. Sınıf Öğrencilerine yönelik olarak İnşaat Mühendisleri Odası tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.

Seminer- Çelik Yapılar Tasarımı 28 Kasım 2014

Yüksek İnşaat Mühendisi İlker Yılmaz Türker’in konuşmacı olarak katıldığı Çelik Yapılar Tasarımı Semineri İMO Rüştü Özal Salonunda yaklaşık 110 kişinin katılımıyla gerçek-leştirildi. Seminere genç-İMO üyeleri de izleyici olarak katıldı.

Kahvaltı Etkinliği 7 Aralık 2014

Ankara’da bulunan genç-İMO üniversite temsilcileri ile

birlikte kahvaltı yapılarak genç-İMO’nun gelecek dönem Ankara’da yapacağı çalışmaları hakkında tartışıldı.

genç-İMO Stant Çalışması 15-16-17 Ekim 2014

genç-İMO örgütlülüğünü tanıtmak amacıyla Bartın Üni-versitesinde stant açılarak öğrenci üye kayıt başvuruları alındı. Tanışma Kahvaltısı 14 Aralık 2014

Bartın Üniversitesi genç-İMO üyeleri kahvaltı ve tanışma toplantısı gerçekleştirildi. genç-İMO Stant Çalışması 29 Eylül 2014

Kırıkkale Üniversitesi genç-İMO üyeleri genç-İMO örgüt-lülüğüne ilişkin bil-gilendirme yapmak ve üye kaydı başvurusu almak için 29 Eylül 2014 tari-hinde stant açtı.

Page 10: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 88

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

Kırıkkale Üniversitesi genç-İMO olarak 22 Ekim 2014 tarihinde tanışma kokteyli düzenlendi

Kırıkkale genç-İMO üyelerinin de katılımıyla 17 Aralık 2014 tarihinde Erhan Karaesmen ile bir söyleşi düzenlen-di

Karabük Üniversitesi genç-İMO üyelerine yönelik olarak 05 Aralık 2014 tarihinde bir teknik gezi gerçekleştirildi

ANTALYA ŞUBE

İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu 4 Nisan 2014

tarihinde genç-İMO üyeleri ve İnşaat Mühendisliği

bölümü öğrencileriyle bir araya geldi

İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ve Merkez Delegeleri Akdeniz Üniversitesi ve Uluslararası Antalya Üniversitesi genç-İMO üyeleri ve inşaat mühendisliği bölümü öğrencileriyle buluştu. Toplantının açılışında konuşan İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Cem Oğuz inşaat mühendisliği eğitimindeki sorunların olumsuz etkilerine vurgu yaptı.

26 Nisan 2014 100.Yıl Spor Alanına Teknik Gezi

İMO Antalya Şubesi bünyesinde inşaat mühendisliği bö-lümü öğrencilerinin aldıkları teorik bilgilerin uygulamada nasıl yapıldığını görmeleri, öğrenmeleri, bilgi ve deneyim kazanmaları amacıyla 100.Yıl Kapalı Spor Salonu inşa-atına teknik gezi düzenlendi. 10.000 seyirci kapasiteli Spor Salonu inşaatına yapılan teknik geziye İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Cem Oğuz, Sayman Üye Mustafa Balcı, Berk Erkaya ve inşaat mühendisliği bölümü öğrencisi genç-İMO üyelerinden oluşan yaklaşık 100 kişi katıldı.

7 Mayıs 2014 Antalya İçmesuyu Karacaören 2 Barajı

İsale Hattı İnşaatına Teknik Gezi

İMO Antalya Şube bünyesinde Antalya İçmesuyu Kara-caören 2 Barajı İsale Hattı İnşaatı İşi’ne yapılan teknik geziye, Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü genç-İMO üyeleri ile birlikte yaklaşık 120 öğrenci katıldı. Devlet Su İşleri yetkililerinin İsale Hattı İnşaatı ile ilgili tek-nik bilgiler verdiği gezide içmesuyu borularının kaynakla birleşimi uygulamaları izlendi.

Page 11: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 9

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

Burdur Temsilciliğinde genç-İMO Tanışma Toplantısı

6 Haziran 2014 tarihinde İMO Burdur Temsilciliği Yöne-tim Kurulu üyeleri Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri ve bölüm öğrencisi genç-İMO üyeleriyle bir araya gelerek bir tanışma ve kaynaşma toplantısı düzenlendi.

DİYARBAKIR ŞUBE

Dicle Üniversitesi

5. genç-İMO Futbol Turnuvası

Geleneksel genç-İMO Futbol turnuvasının Beşincisi düzenlendi. genç-İMO 5. Futbol turnuvasında birinci olan takım üyelerine genç-İMO amblemli madalyalar verildi. İnşaat Mühendisliği Üzerine Söyleşi 16 Mayıs 2014

İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi tarafından organize edilen “İnşaat Mühendisliği” konulu söyleşi 16 Mayıs`ta Dicle Üniversitesi Kongre Merkezi`nde düzen-lendi. Boğaziçi Üniversitesi`nden Prof. Dr. Uğur Ersoy`un

konuşmacı olarak katıldığı etkinliğe İMO Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Başkanı Turan Kapan, Yönetim Kurulu Üyeleri, İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim görevlileri ile mühendis adayı çok sayıda genç-İMO üyesi katıldı. Mardin Çimento Fabrikasına Teknik Gezi 27 Mart

2014

İMO Diyarbakır Şube, Dicle Üniversitesi İnşaat Mühendis-liği Bölümü öğrencilerine yönelik 27 Mart`ta teknik gezi düzenledi. Mardin Çimento Fabrikası`na yapılan teknik geziye, Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İdris Bedirhanoğlu, Araştırma Görevlisi Sultan Erdemli, Diyar-bakır Şube Sekreteri Barış Çetinkaya ile İnşaat Mühendis-liği Bölümü 2. sınıftan 70 öğrenci katıldı. Fabrikayı gezen öğrenciler, gruplar halinde fabrikadaki laboratuvarları dolaştı, malzemeler tanıtıldı. Fabrikanın teknik uzmanları, çimentonun üretim aşamaları konusunda öğrencilere bilgi verdi

Dicle Üniversitesi genç-İMO üyeleri tarafından Mü-

hendislik fakültesinde depreme dayanıklılık sergisi

yapıldı. (23 Ekim 2014)

TMMOB Diyarbakır

İl Koordinasyon

Kurulu’nun Kontey-

nır Kampanyasına

Dicle Üniversitesi

genç-İMO üyele-

rinden destek (6-7

Kasım 2014)

TMMOB’nin başlattı-ğı Kobane ve Şengal için yardım kam-panyasına destek olmak için, genç-İMO öncülüğünde Dicle Üniversitesi Mühen-dislik Fakültesi ve Mi-marlık Fakültesin’de yardım afişleri asıldı.

Page 12: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 810

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

Fırat Üniversitesi’nde Tanışma Toplantısı

İnşaat Mühendisliği Bölümü toplantı salonunda genç- İMO tanışma ve bilgilendirme toplantısı düzenlendi.

Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü yeni kazanan öğrencilere yönelik genç-İMO ve İMO’yu tanıt-mak amacıyla stand açıldı. İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri de söz konusu çalışmaya katılarak katkı sundular.

Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü zi-yarete gelen İsfalt yetkilileri asfalt uygulamalarına ilişkin bir sunum gerçekleştirdi.

Fırat Üniversitesi genç-İMO üyeleriyle birlikte Palu Beyhan’da yapılan hidro elektirik santraline ve Elazığ çimento ve birlik beton santrallerine teknik geziler dü-zenlendi.

Fırat Üniversitesi genç-İMO üyeleri ile birlikte Diyarbakır’da düzenlenen TUYAP Yapı Fuarı ziyaret edildi.

İstanbul’a Teknik Gezi

Fırat Üniversitesinden 50 genç-İMO üyesi ve 12 aka-demisyenle birlikte İstanbul’a teknik gezi düzenlendi. Gezide İstanbul isfalt labaratuvarları, 3. Köprü ve Kuzey Marmara otoyolu inşaatları ziyaret edildi. Gezi bünyesin-de ayrıca mühendislik ve ekolojik sorunlar üzerine küçük bir söyleşi gerçekleştirildi.

Harran Üniversitesi Tanışma Toplantısı ve Diğer Faa-

liyetler

Öğretim yılının başında İnşaat Mühendisliği Bölümü 1. Sınıf öğrencilerine yönelik bir tanışma çayı düzenlendi. Tanışma çayında Oda yöneticileri de İMO ve genç-İMO’ya ilişkin bilgilendirme yaptılar. Ayrıca dönem boyunca; MÜDEK eğitim programı hakkında bilgilendirme yapıldı ve Şanlıurfa’da yıkılan stadyum alanına alışveriş merkezi yerine yeşil alan yapılması yönünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Şırnak Üniversitesi Tanışma Gecesi 14 Kasım 2013

Şırnak üniversitesi öğrencilerinin kaynaşması, İMO ve genç-İMO’nun tanıtılması amacıyla düzenlenen geceye

Page 13: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 11

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

İMO Şırnak Cizre temsilcisi Fahrettin Aşkın, Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve kurum yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Geceye katılan öğren-cilerin çoğu genç-İMO’ya üye oldu.

Şırnak Üniversitesi’nde Seminer

İMO Diyarbakır Şube Şırnak Üniversitesi’nde “Çelik Yapıların Deprem Davranışı ve Tasarım İlkeleri” konu-lu bir seminer düzenledi. Seminerde İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Doç.Dr. Kasım Armağan Korkmaz konuşmacı olarak yer aldı. İMO Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Başkanı Turan Kapan, şube yöneticileri İMO üye-leri ve çok sayıda öğrencinin katıldığı seminerin sonun-da İMO Şırnak temsilcisi Fahrettin Taşkın konuşmacıya teşekkür plaketi takdim etti.

ESKİŞEHİR ŞUBE

29-30 Eylül 2014 tarihlerinde genç-İMO üyeleri Anadolu Üniversitesi ve Osmangazi Üniversitesin’de standlar aça-rak yeni üye kayıt başvurularını aldılar ve İnşaat Mühen-disleri Odasını tanıttılar.

19 Mart 2014’te tavla turnuvası

genç-İMO üyeleri yeni katılan üyelerle beraber dayanış-mayı ve kaynaşmayı artırmak amaçlı bir tavla turnuvası

düzenledi. Çekişmeli geçen turnuva sonunda İlk 3’e giren genç-İMO üyelerine İMO Eskişehir Şube tarafından prog-ram kurslarına ücretsiz kayıt hakkı hediye edildi.

13 Nisan 2014 Teknik Gezi ve Piknik

Anadolu ve Osmangazi Üniversiteleri ile ortak düzenle-nen gezide, genç-İMO üyeleri temiz su ve pis su arıtma tesislerini gezdiler.Gezi tamamlandıktan sonra ise bera-ber piknik yapıldı.

17 Nisan 2014 “Hidroelektrik Santraller” Paneli

Anadolu Üniversitesin’den Yrd.Doç.Dr. Ahmet Ozan ÇELİK’in konuşmacı olarak katıldığı “Hidroelektrik Santral-ler” konulu panele genç-İMO üyeleri yoğun ilgi gösterdi. 26 Nisan 2014 Teknik Gezi

Beşiktaş Arena inşaatına düzenlenen teknik geziye Ana-dolu Üniversitesi ve Osmangazi Üniversitesi’nden yoğun bir katılım gerçekleşirken, gezi boyunca İMO Eskişehir Şube Yönetim Kurulu üyeleri de öğrencilerin yanındaydı.

1 Mayıs 2014

genç-İMO Eskişehir “Nitelikli bir Eğitim ve Güvenceli

Page 14: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 812

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

Gelecek İçin” 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününde alanlardaydı. 2 Haziran 2014 Gökçekaya Barajına Teknik Gezi

genç-İMO üyeleri Anadolu Üniversitesin’den Doç.Dr.Aynur Şensoy Şorman ve Yrd.Doç.Dr.Arda Şorman ile birlikte Gökçekaya Barajı’na teknik gezi düzenledi.

İSTANBUL ŞUBE

1 Haziran 2013 Tarihinde Metro Şantiyesine Teknik

Gezi

Üsküdar Çekmeköy Ümraniye Metro Şantiyesine teknik gezi düzenlendi.

4 Ocak 2014 Arel Üniversitesi Öğrencilerinden Ziya-

ret

İMO İstanbul Şube “Beton Araştırma ve Geliştirme Labo-ratuvarı” Arel Üniversitesi öğrencileri tarafından ziyaret edildi.

28 Şubat 2014 genç-İMO Bilgilendirme Toplantısı

İMO İstanbul Şubesi bünyesinde 28 Şubat 2014 tarihinde genç-İMO’nun dönem içi yapacağı çalışmalar ve etkinlik-lere ilişkin bir toplantı düzenlendi.

5. Mühendislik ve Şehircilik Günleri-3-7 Mart 2014

TMMOB öğrencileri tarafından bu yıl beşin-cisi düzenlenen “Mü-hendislik ve Şehircilik Günleri” 3-7 Mart 2014 tarihleri arasında 15 farklı üniversitede yapılan etkinliklerle gerçekleşti-rildi. Etkinlikler TMMOB‘a bağlı meslek odalarının öğrencileri tarafından düzenlendi. İMO İstanbul Şubesi genç-İMO olarak, inşaat mühendisliği öğrencileri-ne yönelik yapılan etkinlikler şöyledir:• 3 Mart 2014 Açılış kokteyli: İTÜ İnşaat Fakültesi orta

bahçe- İTÜ Gümüşsuyu kampüsü• 4 Mart 2014 Belgesel gösterimi: Mega Yapılar – İTÜ

İnşaat Fakültesi• 4 Mart 2014 Panel: Ulaşımda Planlama ve Sürdürülebi-

lirlik- Prof. Dr. Haluk Gerçek İTÜ İnşaat Fakültesi• 5 Mart 2014 Belgesel gösterimi : Mega Yapılar – İTÜ

İnşaat Fakültesi• 5 Mart 2014 Panel: İnşaat Mühendisliğinde İşçi Sağlığı

ve İş güvenliği- Doç. Dr. Emre Gürcanlı – İTÜ İnşaat Fakültesi

• 6 Mart 2014 Belgesel gösterimi: Mega Yapılar – İTÜ İnşaat Fakültesi

• 6 Mart 2014 Panel: Hidroelektrik Santraller ve Çevreye Etkileri - Doç. Dr. Oral Yağcı – İTÜ İnşaat Fakültesi

Page 15: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 13

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

“İstanbul’da Ulaşım” Konferansı 3 Mart 2014

İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencileri tarafından dü-zenlenen “İstanbul’da Ulaşım” konulu konferansta İMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe konuşmacı olarak yer aldı.

Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü’ne

Teknik Gezi 8 Mart 2014

İMO İstanbul Şube genç-İMO üyeleri tarafından Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü’ne (KRDAE) 8 Mart 2014 tarihinde bir teknik gezi düzenlendi. Gezi çerçevesinde Prof. Dr. Erdal Şafak tarafından Deprem Mü-hendisliği Ana Bilim Dalında yapılan çalışmalar hakkında genel bilgi verildi. Sarsma Masası Laboratuvarı - Erken Uyarı ve Hızlı Müdahale Sistemi Merkezi, Ulusal Deprem İzleme Merkezi gezildiği etkinlikte Dr. Kıvanç Kekovalı tarafından Ulusal Deprem İzleme Merkezi faaliyetleri hakkında bilgiler alındı. Ayrıca Kandilli Rasathanesi Dep-rem Araştırma Eğitim Müzesi ziyaret edildi.

İnşaat Mühendisliğinde Çalışma Alanları ve Yüksek

Lisans Günleri 17-21 Mart 2014

genç-İMO ve İTÜ Yapısal Tasarım Kulübü Etkinlikleri kapsamında 17-21 Mart tarihleri arasında “İnşaat Mü-hendisliğinde Çalışma Alanları ve Yüksek Lisans Günleri” düzenlendi. Etkinlik kapsamında İTÜ öğretim üyeleri tarafından inşaat mühendisliği bölümü öğrencileri için

inşaat sektöründeki çalışma alanları ve ana bilim dalları hakkında bilgiler içeren paneller verildi.

Teknik Gezi: Otel Projesi İnşaatı 13 Nisan 2014

İMO İstanbul Şube genç-İMO üyelerinin Otel inşaatına düzenledikleri teknik gezide Proje Müdürü Korhan Miren ve Başmühendis Erdoğan Dedeoğlu tarafından projeye ilişkin bilgiler aktarıldı.

Teknik Gezi: İzmit Körfez Geçiş Köprüsü Teknik Gezisi

19 Nisan 2014

genç-İMO ve İTÜ Yapısal Tasarım Kulübü İzmit Yalova Geçiş Köprüsüne bir teknik gezi düzenledi. Teknik gezide Karayolları Bölge Müdürlüğü’nden Başmühendis Erdo-ğan Dedeoğlu tarafından projeye ilişkin bilgiler aktarıldı.

Teknik Gezi: Beşiktaş Arena Stadyumu İnşaatı 17

Mayıs 2014

genç-İMO İstanbul Şube üyeleri tarafından Beşiktaş Arena Stadyumu İnşaatı’na teknik gezi düzenlendi. Gezi

Page 16: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 814

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

boyunca şantiye şefi İnşaat Mühendisi Y. Zafer Eren tara-fından projeye yönelik teknik bilgiler aktarıldı.

İş Cinayetlerine karşı Bilim Merkezi Ziyareti 16 Mart

2014

Bilim Gözlem Merkezi inşaatı şantiyesinde hayatını kaybeden genç İnşaat mühendisi meslektaşımız Ünal Barış’ın anısına İMO üyeleri ve genç-İMO üyeleri ola-rak yönetici, mühendis ve iş güvenliği uzmanı kişilerle görüşmek amacıyla “İş Cinayetlerine Karşı Mühendis/Mimar Dayanışması” oluşturuldu ve merkeze bir ziyaret gerçekleştirildi.

1 Mayıs’ta TMMOB öğrenci kortejine katılma kararı alan İTÜ genç-İMO üyeleri 12 Mart 2014 tarihinde gerçekleşti-rilen Berkin Elvan anmasına da katıldı .

17 ağustos 1999 depreminin 15. yıldönümünde genç-İMO üyeleri olarak İMO İstanbul Şube’nin depreme duyarlılık sergisi ve stantlarında görev alındı.

İZMİR ŞUBE

TMMOB Toplumcu Mühendislik Mimarlık Haftası 17-

21 Mart 2014

TMMOB İzmir İKK’ya bağlı öğrenci temsilciliklerinin düzenlediği “Toplumcu Mühendislik ve Mimarlık Hafta-sı” etkinlikleri 17-21 Mart tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Konferans Salonunda başladı. Çeşitli film-belgesel ve tiyatro gösterilerinin de düzenlendiği hafta boyunca “İşçi Sağlığı ve İş güven-liği”, “Mühendislikte Kadın”, “Kentsel Dönüşüm”, “Enerji Politikaları”, “Toplumcu Mühendislik ve TMMOB”, “Nükleer Santraller”, “Gıda Güvencesi”, “Enerji Etkin Binalar” , “Bazı Çılgın Projeler”, “Mühendislik, Mimarlık ve Kadın” ve “Mes-leğimiz ve TMMOB” konu başlıklarında oturumlar düzen-lendi. Ege Üniversitesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün de ev sahipliği yaptığı etkinliklere TMMOB ve bağlı Odaların yöneticileri, alanında uzman akademisyenler ve çok sayıda mühen-dislik ve mimarlık öğrencisi katıldı. genç-İMO üyelerinin de aktif bir şekilde yer aldığı hafta 23 Mart’ta Tepekule Kongre Merkezi’nde yapılan Grup Platunus konseri ile sona erdi.

Yüksek Yapı İnşaatına Teknik Gezi 5 Nisan 2014

5 Nisan Cumartesi günü yaklaşık 150 genç-İMO üyesinin katılımıyla yüksek yapı şantiyesine bir teknik gezi düzen-lendi. Gezi öncesi şantiyede görevli iş güvenliği uzman-

Page 17: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 15

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

ları tarafından iş güvenliği ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Bilgilendirme sonrası 30 kişilik gruplar ile şantiye alanına yönelen genç-İMO üyeleri sorumlu İnşaat Mühendis-lerinin anlatımıyla şantiye alanını gezdiler. İş güvenliği, Şantiye işleyişi, iş programı, kullanılan malzemeler genç-İMO üyelerine anlatıldı. Gezi sonrası karşılıklı soru cevap ile projeyle ilgili ayrıntılı bilgiler edinildi.

İMO İzmir Şube Yönetim Kurulu ile Kahvaltı 19 Nisan

2014

İMO İzmir Şube Yönetim Kurulu ile genç-İMO temsilci-lerinin kolektif bir çalışmayla hazırladığı, Şube Yönetim Kurulu ile öğrenciler arasındaki bağı güçlendirmek amacıyla yapılan kahvaltı herkesin kendini tanıtmasıyla başladı. Kahvaltıda özellikle 17-21 Mart 2014 tarihleri arasında yapılan Toplumcu Mühendislik ve Mimarlık Haf-tası başta olmak üzere genç-İMO’nun yaptığı çalışmalar değerlendirildi ve çalışmaların tek tek çok değerli olduğu konuşuldu.

2014 Yaz Dönemi Staj Yerleştirmeleri

17 Nisan 2 Mayıs 2014 tarihleri arasında genç-İMO 2014 Yaz Dönemi stajı için İMO İzmir Şube’ye başvuran 160 genç-İMO üyesine büro ve şantiyelerde staj yeri ayarlandı

1 Mayıs Mitingi

1 Mayıs Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Gününde, geçen sene olduğu gibi bu sene de genç-İMO olarak TMMOB’ye bağlı odaların öğrenci üyeleriyle birlik-te TMMOB Öğrenci kortejinde yer alındı.

37. Yapı Fuarı ve İnönü Stadyumu Teknik Gezisi

9-10 Mayıs 2014 tarihlerinde İstanbul’a düzenlenen teknik gezide 37. Yapı Fuarı ve Arena Stadyum inşaatı şantiyesi ziyaret edildi. genç-İMO üyesi 50 öğrencinin katıldığı teknik gezide fuar kapsamında inşaat firmaları-nın stantları gezilerek ürünler hakkında bilgi edinildi ve Arena Stadyumu inşaatı yerinde ziyaret edildi.

Üniversite Son Sınıf Öğrencilerine Yönelik Meslek

Tanıtımı

İMO İzmir Şube Genç İnşaat Mühendisleri Komisyonu tarafından düzenlenen ve son sınıfl arın meslek alanımız ile ilgili bilgi edinmelerini amaçlayan söyleşiler dizisinin ilki 27 Mayıs 2014 tarihinde Dokuz Ey-lül Üniversitesi’nde yapıldı. Farklı alanlarda çalışan İnşaat Mühendisi üyelerin konuşmacı olarak katıldığı söyleşi dizisinin ikincisi ise 30 Mayıs 2014 tarihinde Ege Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Söyleşiler sayesin-de genç-İMO üyeleri, şantiye proje ve kamu alanındaki mesleki uygulamalar konusunda bilgi sahibi olma fırsatı buldu.

Ege Üniversitesi Poster Sunumu 28 Mayıs 2014

İMO İzmir Şube Yöneticileri Ege Üniversitesi İnşaat Mü-

Page 18: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 816

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

hendisliği Bölümü öğrencilerinin bitirme projelerinin ser-gilendiği poster sergisine katılarak genç-İMO üyelerinin projelerini inceledi ve dereceye girenler tebrik edilerek hediyeleri verildi. Söyleşi: “Soma: İş Kazası Değil, Katliam” 6 Haziran

2014

13 Mayıs 2014 tarihinde 301 madencinin hayatını kay-bettiği Soma`daki maden kazası nedeniyle, genç-İMO İzmir tarafından bu yıl on birincisi yapılacak olan Kısır Mısır Şenlikleri yerine sadece bu konuyla ilgili bir söyleşi gerçekleştirildi. İMO İzmir Şube Konferans Salonunda gerçekleştirilen söyleşide Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu 2. Başkanı Aykut Akdemir, Akut gönüllüsü İnşaat Mühendisi Serhat Özvan ve Sanat-çı Murat Cengiz Gezenoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Dokuz Üniversitesi Poster Sunumu

İMO İzmir Şube Yöneticileri Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin bitirme pro-jelerinin sergilendiği poster sergisine katılarak genç-İMO üyelerinin projelerini inceledi ve dereceye girenler tebrik edilerek hediyeleri verildi.

Karton Tekneler Yarışması 1 Temmuz 2014

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından her yıl 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı dolayısıyla düzen-lenen Karton Tekneler Yarışması`na genç-İMO üyelerin-den oluşan ekiple katılındı.

Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi Mezuniyet Törenleri

10-11 Temmuz 2014

İMO İzmir Şube Yönetim Kurulu 10 Temmuz 2014 tarihin-de düzenlenen Dokuz Eylül Üniversitesi ve 11 Temmuz 2014 tarihinde düzenlenen Ege Üniversitesi mezuniyet törenlerine katılarak, dereceye giren öğrencilere ve tüm mezunlara hediyeler takdim etti.

İzmir Fuarı Stant Çalışması 29 Ağustos - 7 Eylül 2014

29 Ağustos - 7 Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleşen

Page 19: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 17

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

İzmir Enternasyonal Fuarı’nda İMO standı açıldı. Deprem hakkında farkındalık yaratma amaçlı broşürlerin dağıtıl-dığı, anketlerin yapıldığı ve konukların sorularının cevap-landığı stantta genç-İMO üyeleri de görev aldı.

İnşaat Mühendisliği Bölümü Tanışma Toplantıları 29

Eylül - 6 Kasım 2014

İnşaat Mühendisliği bölümünü kazanarak bu sene 1. sınıfa başlayan öğrencilere yönelik 29 Eylül 2014 tari-hinde Gediz Üniversitesinde, 30 Eylül 2014 tarihinde Dokuz Eylül Üniversitesi`nde, 13 Ekim 2014 tarihinde Ege Üniversitesi’nde, 17 Ekim 2014 tarihinde İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde, 23 Ekim 2014 tarihinde Celal Ba-yar Üniversitesi’nde 24 Ekim 2014 tarihinde İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde ve 6 Kasım 2014 tarihinde İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde tanışma toplantıları düzenlen-di. Toplantılarda inşaat mühendisliği mesleğinin top-lumdaki yeri, çalışma alanları, çalışma koşullarının yanı sıra TMMOB ve İMO örgütlülüğü, mühendislerin meslek odaları çatısı altında örgütlenmelerinin önemi anlatıldı. genç-İMO örgütlülüğünün yapısı, genç-İMO kapsamında yapılan çalışma ve etkinlikler hakkında da sunumlar yapı-lan toplantılar 1. Sınıf öğrencilerinin ilgisiyle karşılandı.

Dokuz Eylül Üniversitesi ve Ege Üniversitesi genç-

İMO Standı 30 Eylül 2014-13 Ekim 2014

Dokuz Eylül Üniversitesi`nde ve Ege Üniversiteleri İnşaat Mühendisliği bölüm binalarında genç-İMO stantları

açıldı. genç-İMO örgütlülüğünün anlatıldığı, yayınların dağıtıldığı ve öğrenci üye kayıt başvurularının alındığı stantlarda genç-İMO temsilcileri görev aldı.

Yüksek Yapı Şantiyesi Teknik Gezisi 8 Kasım 2014

İzmir’de yapımı devam eden Bornova yüksek yapı şanti-yesine düzenlenen ve yaklaşık 110 öğrenci üyenin katıl-dığı teknik gezide şantiye işleyişi, iş güvenliği işçi sağlığı, iş programı ve şantiyede uygulanan teknikler hakkında bilgi verildi. Bilgilendirmenin ardından şantiyede uygula-malar yerinde incelendi ve şantiye alanı gezildi.

“Mesleğimiz ve İMO” 22 Kasım 2014

Mesleğimizin farklı alanları ve meslek örgütümüz İnşaat Mühendisleri Odası’nın amaç ve işleyişi konularının işlendiği “Mesleğimiz ve İMO” konulu söyleşi 70 öğrenci üyemizin katılımıyla Şube Konferans Salonunda gerçek-leştirildi.

Baraj Şantiyesi Teknik Gezisi 14 Aralık 2014

Öğrenci üyelere yönelik olarak düzenlenen teknik gezide DSİ 2. Bölge Müdürlüğü’nün Ödemiş’te bulunan Zeytino-va, Aktaş, Rahmanlar Barajlarına gidilerek incelemelerde bulunuldu. Geziye 45 genç-İMO üyesi katıldı.

Page 20: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 818

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

KOCAELİ ŞUBE

14 Mart -16 Mart 2014 tarihleri arasında genç-İMO üye-lerine yönelik Antalya ve Alanya ‘ya kültürel gezi düzen-lendi.

3. Boğaz Köprüsü İnşaatına Teknik Gezi 8 Mart 2014

8 Mart 2014 Cumartesi günü genç-İMO üyelerine yönelik 3. Boğaz köprüsü inşaatına teknik gezi düzenlendi. Öğrenciler , proje hakkında detaylı bilgi alıp çalışmaları yakından görme fırsatı buldu. Projenin yapım aşamasıyla ilgili teknik detayları yakından incelediler. Köprü kulele-rinin yapımının devam ettiği şantiye alanını da ziyaret ettiler ve yapım süreciyle ilgili merak ettikleri sorularla yetkililerden yanıt aldılar.

Geleneksel Pilav Günü 25 Mayıs 2014

Kocaeli Üniversitesi tarafından her sene Mayıs ayında düzenlenen “Geleneksel Pilav Günü” bu yıl 25 Mayıs Pazar günü gerçekleştirildi. Kocaeli Üniversitesi İnşaat Mü-hendisliği mezunları, hocaları ve öğrencilerini bir araya getiren söz konusu etkinlik bu sene genç- İMO üyeleri tarafından gerçekleştirildi. Etkinliğe tüm İMO Kocaeli Şube üyeleride katılım gösterdi. Beton Santraline Teknik Gezi 24 Nisan 2014

24 Nisan 2014 Çarşamba günü Beton Santrali Arifiye/Sakarya tesisine teknik gezi düzenlendi. Gezi esnasında betonun üretim aşaması, laboratuvar slump testi, birim ağırlık testi, numune kırımı gibi deneyleri görme fırsatı bulundu. Kalite kontrol mühendisleri Emre Oytun ve Emre Fenerci birer sunum gerçekleştirip öğrenci arkadaş-larımızın sorularını ayrıntılı şekilde yanıtladılar.

İstanbul 37. Yapı Fuarına Katılım 10 Mayıs 2014

10 Mayıs 2014 Cumartesi günü İMO Kocaeli Şube ve genç- İMO olarak İstanbul 37.yapı fuarına katılım göster-dik.

Avrasya Tüneline Teknik Gezi 21 Mayıs 2014

genç İMO olarak İstanbul Avrasya tüneli ‘ ne düzenlenen teknik gezide proje hakkında bilgi edinildi ve şantiye gezildi.

Kocaeli Üniversitesinde Stand

24 Eylül-26 Eylül 2014 tarihleri arasında İMO Kocaeli Şubesi’nin destekleri ile KOÜ’de genç-İMO olarak Üniver-siteye bu sene gelen öğrencileri kayıt etmek için stand açıldı.

Page 21: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 19

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

Adalara Sosyal Gezi

21 Eylül 2014 Pazar günü İMO Kocaeli şubenin desteği ile genç İMO olarak kahvaltılı vapur turu düzenlendi. Geziye İMO Kocaeli Şube Yönetim Kurulundan ve Gebze‘den bir çok mühendis ve eşleri de katıldı.

Marmara Depreminin 15. Yılı Sergisi

Marmara dep-reminin 15. yılı dolayısıyla depreme duyarlılık temalı yürüyüş yolunda açılan sergide İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi ve genç-İMO olarak yerimizi aldık.

MANİSA ŞUBE

Teknik Gezi 23 Mayıs 2014

İMO Manisa Şube genç-İMO üyeleriyle birlikte Sabuncu-beli Tüneli’ne, Manisa İş Kuleleri’ne ve Emekliler Oto-parkına gezi düzenlendi. Sabuncu Beli tünelinde teknik bilgi alınan gezide Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü “Dernekler ve İş Kuleleri” projesinde fore kazık uygulamaları konusunda, “Emekliler Parkı Otoparkı” pro-jesinde de yürütülmekte olan prefabrik bina konusunda bilgi edinildi. Geziye 23 öğrenci üye ve 2 yönetim kurulu üyesi katıldı.

MUĞLA ŞUBE

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi genç-İMO üyeleri ve İnşaat Mühendisleri Odası Muğla Şubesi işbirliği ile şube hizmet binasında genç-İMO öğrenci üyelerine yönelik çeşitli eğitim çalışmaları düzenlendi. 17 Mart-15 Mayıs 2014 tarihleri arasında (6 hafta) MSKÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü 1. Sınıfta öğrenim gören genç-İMO üyelerine verilen “Bilgisayar Destekli Çizim” eğitimine 13 öğrenci üye katıldı.

14 Mart-9 Mayıs 2014 tarihleri arasında (8 hafta) MSKÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü 2. Sınıfta öğrenim gören genç-İMO üyelerine verilen “Proje okuma” eğitimine 53 öğrenci üye katıldı.17 Mart-28 Nisan 2014 tarihleri arasında (8 hafta) MSKÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü 2. Sınıfta öğrenim gören genç-İMO üyelerine verilen “Statik analiz programları ile proje veri girişi” eğitimine 8 öğrenci üye katıldı.16 Mayıs 2014 tarihinde İMO Muğla Şube Yönetim Kurulu Başkanı Alifer Atasever, Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Rifat Kahyaoğlu ve MSKÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Baş-kanı Deniz Ülgen’in katılımıyla düzenlenen törende eği-timlere katılan öğrenci üyelere katılım belgeleri verildi.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi genç-İMO üyeleri olarak 25 Nisan 2014 tarihinde MSKÜ Mühendislik Fakültesi bünyesinde gerçekleştirilen ve katılımcıların çalışma alanlarını, etkinliklerini, istihdam imkân ve şartlarını mühendislik fakültesi öğrencilerine ve öğretim üyelerine tanıttığı “Kariyer Günü” etkinliğine İnşaat Mühendisle-ri Odası Muğla Şubesi ile birlikte stant açarak katılım sağlandı.

Page 22: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 820

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

TRABZON ŞUBE

Şantiyede Yüksek Topuklar Söyleşisi

Karadeniz Teknik Üniver-sitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde öğrenim görmekte olan “genç-İMO Temsilciler Kurulu” organizas-yonunda, 13 Mart 2014 Per-şembe günü Yüksek İnşaat Mühendisi Nurhayat Zaim’in konuşmacı olarak katıldığı “Şantiyede Yüksek Topuklar” konulu söyleşi gerçekleşti-rildi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinliği

8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında, İnşaat Mühendisliği Bölümü Büyük Amfi’de yapılan söyleşiye, İMO Trabzon Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, öğretim görevlileri ve genç-İMO üyeleri katıldı. Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Çelik Köprü Yarış-

ması 16-18 Nisan 2014

Boğaziçi Üniversitesi Yapı Kulübü tarafından her sene

düzenlenen “Design&Construct Uluslararası Çelik Köprü Yarışması”na bu sene, KTÜ’yü temsilen genç-İMO üyesi öğrencilerden oluşan “The Archers” ve “Engineers Of The Eye” ekipleri katıldı. 16-18 Nisan 2014 tarihleri arasında Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü’nde düzenlenen yarışmanın ilk gününde takımların ürettikleri köprüler es-tetik değerlendirmeye alındı. Yarışmanın ikinci gününde ise süreli kurulum ve yükleme testleri yapıldı. Bu evrede takımlar köprülerini en kısa sürede ve en sağlam şekilde kurmaya çalıştı. Yarışmanın son gününde ise sonuçlar açıklandı.Açıklanan sonuçlar neticesinde, genç-İMO üyesi Cemal Fırat Kan, Mustafa Karadeniz, Mehmet Harputluoğlu , Erman Çavdar ve Ebru Kanlıkoca’dan oluşan “The Archers” ekibi yarışmayı 3. olarak tamamlayarak, bölümün bu yarışmada daha önce yakaladığı başarılara bir yenisini eklediler.

Yine açıklanan sonuçlar neticesinde mansiyon ödülü olan, estetik değerlendirmede 1. olan köprüye verilen ödülü, bölüm öğrencileri, Muammer Metehan Yetik, Furkan Ömür, Şaban Kürşat Memiş, Şahin Burak Gökçe ve İmhan Karasaç’ tan oluşan “Engineers of The Eye” ekibi alırken, diğer ekibimiz “The Archers” ise bu dalda ikinci olmuştur.“The Archers” Ekibinin danışmanlığını Arş. Gör. Barbaros Atmaca yaparken, “Engineers of The Eye” ekibinin danış-manlığını ise Arş. Gör Ali İhsan Karakaş yapmıştır.genç-İMO üyesi öğrencilerimizi ve hocalarımızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

genç-İMO Sosyal Sorumluluk Projesi

genç-İMO Trabzon, 19-20 Nisan 2014 Cumartesi ve Pazar günleri Kaşüstü İlköğretim Okulu’nda Sosyalben Der-neği ile birlikte okul öğrencisi çocuklarla bir araya geldi. Daha sonra 23 Nisan 2014 Ulusal Egemenlik ve Çocuk

Page 23: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 21

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

Bayramı’nda çocuklara bir konser verildi. Etkinliğe 10 genç-İMO üyesi katıldı.

genç-İMO Auto Cad Kursu

İMO Trabzon Şube, 17 Nisan – 09 Mayıs 2014 tarihleri arasında, Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendis-liği Bölümü’nde öğrenim görmekte olan genç-İMO üyesi öğrencilere yönelik “ Auto CAD” meslekiçi eğitim kursu düzenlenledi. İnşaat Mühendisi Mohammad Manzoor Nasery tarafın-dan verilen kursa 19 genç-İMO üyesi katıldı.

genç-İMO Auto Cad Kursu

İMO Trabzon Şube bünyesinde genç-İMO üyelerine yöne-lik 2.etap “ Auto CAD” meslekiçi eğitim kursu 26 Nisan 2014 tarihinde başladı. 19 Mayıs 2014 Pazartesi günü sona eren kursa 25 genç-İMO üyesi katıldı. Kurs eğitimi Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölü-mü Öğretim Üyesi Doç.Dr.Mehmet Akköse tarafından verildi.

genç-İMO HES Teknik Gezisi 03.05.2014

genç-İMO Trabzon Temsilciler Kurulu tarafından, 3 Mayıs 2014 tarihinde “Su Kenarı Hidroelektrik Santrali”ne teknik

gezi düzenlendi. Yapımı tamamlanmış ve faaliyete geç-miş olan hidroelektrik santralinde teknik görevlilerden hidroelektrik santralinin nasıl çalıştığı hakkında bilgiler edinildi. Teknik geziye 60 genç-İMO üyesi katıldı. Aynı gün, yapımı devam etmekte olan hidroelektrik santrali inşaatına da gidilerek, şantiye mühendislerinden, hidroe-lektrik santrali inşaatı çalışmaları hakkında bilgi alındı.

genç-İMO Satranç Turnuvası – 06.05.2014

genç-İMO Trabzon, 6 Mayıs 2014 Salı günü saat 13:00’da Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölü-mü Anfi önü fuaye alanında KTÜ Satranç Kulubü deste-ğiyle “Satranç Turnuvası” düzenledi. Turnuvaya 22 üye katılmış olup, turnuva sonucunda Berk Kemal Güner 1. Ayberk Kahyaoğlu 2. ve Mustafa Toker 3. oldu.

genç-İMO Futbol Turnuvası 06.05.2014

genç-İMO Trabzon Temsilciler Kurulu tarafından, 6-20 Mayıs 2014 tarihleri arasında, KTÜ İnşaat Mühendis-liği Bölümü’nde öğrenim görmekte olan öğrencilerin katıldığı “4.Geleneksel genç-İMO Futbol Turnuvası” yapıldı. genç-İMO Futbol Turnuvası’na 20 takım katıldı.

Page 24: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 822

genç-İMO ŞUBE HABERLERİ

Turnuvada, genç-İMO üyesi, Alperen Baki, Ahmet Alagöz, Kemal Namlı, Melih Göncay, Sergen BAK, Ethem Ertem, Tamer Aygün’den oluşan “PLAYBOYS” takımı şampiyon olmuştur. Ayrıca turnuvanın gol kralı 29 golle Hami Çolak olmuştur.

genç-İMO Otel İnşaatı Teknik Gezisi 09.05.2014

genç-İMO Trabzon Temsilciler Kurulu tarafından, 9 Mayıs 2014 tarihinde Trabzon İli, Yalıncak Beldesi’nde yapımı devam eden 5 Yıldızlı Otel şantiyesine teknik gezi düzen-lendi. Teknik geziye 50 genç-İMO üyesi öğrenci katıldı. Gezi so-nucunda, bir yapı şantiyesinin kurulumu ve yapı inşaatı hakkında bilgi edinilmiştir.

VAN ŞUBE

21-22 Şubat 2014 tarihlerinde TMMOB VAN İKK’nın dü-zenlediği Kent Sempozyumu’na yaklaşık kırk genç-İMO üyesi katıldı.

Çimento Fabrikası ve Tünele Teknik Gezi

25 Mart 2014 tarihinde Van çimento fabrikasına ve 8 Ağustos 2014 Tarihinde ise Tünel şantiyesine teknik gezi düzenlendi. Van Gölü Çevresine Teknik Gezi

23 Nisan 2014 tarihinde genç-İMO ve Geoteknik toplulu-

ğunun katkılarıyla Van gölü çevresine düzenlenen teknik gezide Koçköprü Barajında yapılan çalışmalar hakkında bilgi edinildi.

Geleneksel Yıl Sonu Pikniği

Yıl sonu pikniğinde genç-İMO üyeleri ile İMO Van Şube yöneticileri bir araya geldi. Üniversite, İnşaat Mühendis-liği Bölümü, genç-İMO örgütlülüğü ve mesleğe ilişkin konular konuşuldu.

1 Mayıs

İMO Van Şube yöneticileri ve genç-İMO üyeleri Sanat Sokağında 1 Mayıs ile ilgili bir basın açıklaması gerçekleş-tirdi, Kürtçe-Türkçe basılan broşürler dağıtıldı.

Depreme Duyarlılık Sergisi

23 Ekim Van Depremi yıldönümü nedeniyle depreme duyarlılık kazandırmak amacıyla deprem sergisi açıldı. Sergide İMO Van Şube üyeleri yöneticileri ve genç – İMO üyeleri de görev aldı.

Tanışma Kahvaltısı

Yüzüncüyıl Üniversitesi İnşaat Mü-hendisliği Bö-lümüne yeni kayıt olan öğrencilerle İMO Van Şube yöneticilerinin de katılımıyla bir tanışma kahvaltısı gerçekleştirildi. İMO ve genç- İMO hakkında bilgilendirme yapıldı.

Page 25: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 23

genç-İMO Eskişehir`de Mühendislik Eğitimi Çalıştayı düzenledi!

Odamızın Öğrenci üye örgütlülüğü genç-İMO, mühendislik eğitiminin sorunlarını değerlendirmek ve çözüm önerileri geliştirmek ama-cıyla 11-12 Ekim 2014 tarihlerinde Eskişehir`de iki günlük “Mühendislik Eğitimi Çalıştayı” düzenledi.

genç-İMO 7. Dönem Öğrenci Konseyi`nin yürütücülüğünde ve Eskişehir Şubemizin desteğiyle dü-zenlenen Çalıştay, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Öğrenci Merkezi`nde gerçekleştirildi. Dört oturumda ta-mamlanan Çalıştaya 128 kişi katıldı. Çalıştaya Eskişehir ili dışındaki üni-versitelerden de katılım sağlandı.

İki günlük Çalıştayın “21. Yüzyılda Yükseköğretime Genel Bir Bakış” otu-rumunda Yrd. Doç. Dr. Cenan Mertol, “İnşaat Mühendisliği Eğitimindeki

Sorunlar ve Çözüm Yöntemleri” oturumunda Doç. Dr. Aynur Şen-soy, “Mühendislik Etiği” başlığında Nermin Yavlal, “Meslekte Branşlaşma ve Yetkin Mühendislik” başlığında ise Mustafa Çobanoğlu söz aldı.

Çalıştayın açılış konuşmalarını İMO Eskişehir Şube Başkanı Bülent Erkul ve genç-İMO 7. Dönem Öğrenci Kon-sey Üyesi Burak Duran yaptı. Bülent Erkul konuşmasında mühendislik kavramından ve mühendislik etiğin-

Mühendislik Eğitimi

Çalıştayı

GENÇ-İMO ÖĞRENCİ KONSEYİ

genç-İMO 7. Dönem Öğrenci Konseyi’nin 11-12 Ekim tarihlerinde Eskişehir’de

düzenlenecek Mühendislik Eğitimi Çalıştayı Çağrısı :

İnşaat Mühendisliği, yani İngiliz-cedeki ve Arapçadaki anlamlarıyla ‘Medeniyet Mühendisliği`, içinde yaşadığımız toplumdan ve doğadan tutun da içtiğimiz suya, kullandığı-mız enerji türüne kadar birçok farklı disiplini etkileyen, değiştiren ve dönüştüren bir meslek alanıdır. Bu kapsamda sürekli olarak gelişen, sı-nırları aşan, küreselleşip medeniyet-leri etkileyen, ekonomik ve kültürel değişimlere sebep olan bir hüviyete bürünmüştür.

İnşaat Mühendisliği mesleğinin yaşadığı ve yaşattığı tüm değişimler hem dünyada hem ülkemizde bariz bir şekilde nitelikli bir eğitim ihtiyacı doğurmuştur. Dünyanın farklı ülke-lerinde bu ihtiyaca acil bir karşılık veren ve üniversiteleri birer bilim

üretim yuvasına dönüştüren refl eks-ler gelişmişken ne yazık ki ülkemiz-de uygulanan yanlış politikalar bizi içinden çıkılmaz akademik ve teknik sorunların ortasına atmıştır. Öyle ki, yükseköğretimde okullaşma oranı suni bir müdahale ile artırılırken uygulamada nitelik, verimlilik ve gereklilik kavramlarının çok fazla önemsenmediği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Yani akademik kadro-su yetersiz, laboratuvar ortamları kısıtlı, pratik ve uygulamalı eğitim-den uzak ve göbekten YÖK`e bağlı bu kurumlar, inşaat mühendisliği eğitiminde ve mesleğimizde, çok yönlü nedenlerden kaynaklı, önemli sorunlar ortaya çıkarıyorlar.

Mesleğimizde ve eğitim süreç-lerinde yaşanan tüm sorunlar

meslek odalarımızı konuya yönelik multidisipliner çalışma yapmaya itmektedir. Bu kapsamda genç-İMO olarak, Eskişehir`de düzenleyeceği-miz ‘Mühendislik Eğitimi Çalıştayı`, İnşaat Mühendisliği eğitiminde hâlihazırdaki durumumuzu ve uygulanması beklenen metotları, meslekte yaşadığımız sorunlara pa-ralel olacak şekilde harmanlayarak çözüm önerileri getirmeyi amaçlı-yor. Çalıştaya katılan bütün arkadaş-larımızdan, bu etkinlikten örgütlü-lüğümüz adına maksimum verim almalarını ve kendilerine kattıkları bilgi ve deneyimleri arkadaşlarına aktarmalarını bekliyoruz.

genç-İMO 7. Dönem

Öğrenci Konseyi

Page 26: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 824

den söz etti. Erkul, bugünkü dünya-da sadece diploma almanın mühen-dislik yapmak için yeterli olmadığını, fakültelerde verilen bilgilerin temel bilgiler olduğunu, mühendisin yaşam boyu eğitime ihtiyacı duyması gerektiğini söyledi.

Burak Duran ise konuşmasında genç-İMO olarak neden çalıştay düzenle-meye ihtiyaç duyduklarını anlattı. Üniversitelerin bilimsel niteliklerin-den uzaklaşarak sermayenin birer kurumu haline geldiğini kaydeden Duran, “Mühendis, fen bilimleri bilgisi ve becerisi ve teorik bilgi kaza-nımını edindikten sonra, bu bilginin pratikte uygulayıcısı ve takipçisi olan, edindiği bilgi ve vasıfl a beraber İnsan yaşamının ihtiyaçlarına cevap verebilecek, doğayla ve estetikle pratiğini bütünleştirebilecek kişidir. Her ne kadar tanımlar bizlere basit bir anlatımla “Mühendislik” kavramı-nı böyle aktarsa da aslında bizler gü-nümüz şartlarında bu unvanın artık salt bir terim olarak kullanıldığının ve üniversitelerin giderek yaygınla-şan ideolojik karmaşıklıkta, bilimsel ve yaklaşımlardan uzak, sermayeye dayalı, piyasa ekonomisine eleman yetiştiren kurumlar haline dönüştü-ğünün farkındayız” dedi.

İktisat politikalarının üniversitelere etkisini de değerlendiren Duran, “Bilgi ve iletişim çağı olarak adlan-dırılan 21.yy`da yükseköğrenim-deki temel problemler, toplumsal gerçekçiliğimizden bağımsız olarak değerlendirilemez. Bu bağlamda izlenen iktisadi politikaların üniversi-telere etkisi oldukça ciddi bir boyuta

ulaşmıştır. Bir yanda kamu teşviki ile açılan şirket üniversitelerinde bilgi ve bilime parayla sahip olanlar, diğer yanda ise devlet üniversitele-rinde bilimsel bilgiden ve pratikten yoksun olarak gelişimini sürdürmeye çalışan emekçi kesimin çocukları” diye konuştu. Duran, Çalıştayın hem genç-İMO örgütlülüğünün gelece-ğine hem de mühendislik eğitimine yönelik sorunların çözümüne katkı sunacağına inandıklarını söyledi.

Yapılan forum ile son bulan çalış-tayda hazırlanan sonuç bildirgesi şöyledir:

Mühendislik Eğitimi Çalıştayı Sonuç Bildirgesiİnşaat Mühendisleri Odası öğrenci üye örgütlülüğü genç-İMO olarak 11-12 Ekim 2014 tarihlerinde Eskişe-hir Anadolu Üniversitesinde gerçek-leştirdiğimiz “Mühendislik Eğitimi” konulu çalıştaya Eskişehir ili dışından toplam 78 öğrenci üye katılmıştır. Eskişehir ili içerisindeki Ünivertsi-telerden katılan inşaat mühendis-liği bölümü öğrencileri ile birlikte 128 kişinin katıldığı çalıştayda “21.Yüzyılda Yükseköğrenime Genel Bir Bakış” başlıklı oturuma Yrd Doç Dr Cenan Mertol, “Mühendislik Eğiti-mindeki Sorunlar ve Çözüm Yöntem-leri” başlıklı oturuma Doç. Dr. Aynur Şensoy, “Mühendislik Eğitimi” konu başlıklı oturuma Dr. Nermin Yavlal ve “Meslekte Branşlaşma ve Yetkin Mü-hendislik” başlıklı oturuma ise İMO İnşaat Mühendisliği Eğitimi Kurulu

üyesi Mustafa Çobanoğlu konuşmacı olarak katılmıştır. Konuşmacıların sunumları öğrencilerin interaktif ka-tılımıyla geçmiş ayrıca serbest kürsü bölümlerinde de birçok farklı görüş dile gelmiştir.

Yürütücülüğünü genç-İMO 7. Dönem Öğrenci Konseyinin gerçekleştirdiği çalıştayda öne çıkan tespitler ve çözüm önerileri aşağıdaki gibidir;

• Yükseköğretim alanında gerek-

Mühendislik eğitimine ilişkin

sorunlar çok boyutludur ve

ülkede uygulanan ekonomik

politikalarla da yakından ilişkilidir.

Bu anlamda yaşanan sorunların

temelinde mühendislik

eğitiminin içeriğinin sermaye

odaklı bir şekilde oluşturulması yer

almaktadır.

Page 27: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 25

li altyapı sağlanmaksızın açılan Üniversite sayısının her geçen gün artması eğitim-öğretim hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Mevcut fiziki koşulların yetersizliği bir yana Üniversite bileşenlerinin görüşü alınmaksızın kontenjan artışına gidilmesi genelde yüksek öğretimin ve özelde de mühendis-lik eğitiminin niteliğinin mevcut durumun gerisine düşmesine yol açmaktadır.

• Üniversitelerin son on yılına dam-gasını vuran Bologna süreci, öğ-rencilerin farklı akademisyenlerden ders alabilmesine imkan sağlasa da Üniversitelerin piyasaya entegre edilmesi gibi bir arkaplana sahiptir. Üniversite öğrencilerinin öğrenme özgürlüğü piyasa ve siyasal alanla sınırlandırılacaktır. Bu sürecin ve bu sürecin Türkiyedeki uygulması sayılabilen Yeni YÖK Yasa taslağı ile üniverisiteler özerkliklerini yitire-cek, rekabet, para ve hırs baskısının olduğu mekânlara dönüşecektir.

• Mühendislik eğitimine ilişkin sorunlar çok boyutludur ve ülkede uygulanan ekonomik politikalarla da yakından ilişkilidir. Bu anlam-da yaşanan sorunların temelinde mühendislik eğitiminin içeriğinin sermaye odaklı bir şekilde oluştu-rulması yer almaktadır.

- Piyasanın ihtiyaçları doğrultu-sunda oluşturulan müfredatlar üniversitelere göre farklılık göstermekte ve bu anlamda bir bütünlük sağlanamamaktadır. Ayrıca mühendislik eğitimi paket program eğitimine indirgenme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

- Müfredatlarda temel mühendislik

bilimleri dersleri verildikten sonra alan derslerinin birbirine bağlı bir şekilde yürütülmesi, üniversiteler genelinde bütünlüklü müfredat programının oluşturulması, mü-hendis adayının ilgi ve yönelim-lerini açığa çıkarma hedefinin gözetilmesi gerekmektedir.

- Mühendislik eğitimi süresince öğrencilerin katılımını sağlayan interaktif bir öğretme tarzının benimsenmesi ve derslerde öğretilen teorik bilginin daha fazla laboratuar imkanıyla destekle-nerek pratikteki uygulamanın arttırılması gerekmektedir.

- Öğrenci ve akademisyenlerin üniversite bileşenleri olarak görüş ve önerilerinin, karar alma süreç-lerine doğrudan etkisini sağlaya-cak demokratik mekanizmaların geliştirilmesi gerekmektedir.

- Mühendislik mesleğinin top-lumsal konumu ve mühendisin sorumlulukları sadece mesleki bilgi birikimin sağlanması ile ilgili değildir. Mühendis adaylarının eğitim süreci kendi alanı ile sınırlı kalmamalı, mühendislik eğitimi toplumcu mühendislik anlayışına

uygun olarak farklı disiplinlerin de içerileceği şekilde düzenlenmeli-dir.

• Mühendislik insan yaşamını ve doğal çevreyi doğrudan etkileyen bir meslektir. Bu anlamda insan hayatının değerini merkeze alan ve bu ilkeden türetilen normlara sadık kalınması hayati önem arz etmekte-dir. Rant ve kar elde etme amacına hizmet eden projeler gerek işçi ve emekçilerin hayatını gerekse de kamu yararını ve doğal çevrenin korunmasını hiçe saymaktadır.

• İnsan hayatının değerini koruyan ve bunu diğer tüm amaçlardan üstün gören bir mühendislik anlayışının egemen olmasında, doğal çevrenin ve kamu yararı ilkesinin korunma-sında, geleceğin mühendisleri olan bizlerin de sorumlulukları vardır.

Öğrenci ve akademisyenlerin

üniversite bileşenleri

olarak görüş ve önerilerinin, karar alma süreçlerine

doğrudan etkisini sağlayacak

demokratik mekanizmaların

geliştirilmesi gerekmektedir.

Page 28: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 826

İnşaat mühendisliği bölümü öğren-cilerinin mesleki ve kişisel gelişim-lerine katkı sunan ayrıca sosyal ve toplumsal konularda fikir alışveri-şinde bulunmalarına imkân tanıyan genç-İMO 6. Yaz Eğitim Kampı, 2-7 Eylül 2014 tarihlerinde Foça-İzmir’de gerçekleştirildi.

Odamızın 2007 yılında hazırlanan “Öğrenci Üye Yönetmeliği” doğrul-tusunda kurulan genç-İMO, ülkenin dört bir yanından gelen inşaat mühendisliği adaylarına ev sahipliği yaptı.

İnşaat mühendisliği bölümü öğren-cilerinin mesleki ve kişisel gelişim-lerine katkı sunan ayrıca sosyal ve toplumsal konularda fikir alışveri-şinde bulunmalarına imkân tanıyan genç-İMO 6. Yaz Eğitim Kampı, 2-7 Eylül 2014 tarihlerinde Foça-İzmir`de gerçekleştirildi. Kamp `a 23`ü kadın, 73`ü erkek 96 öğrenci katıldı.

Gençlerin Oda yöneticileri ile bir araya gelmesine ve meslek odalarını yakından tanımasına imkân sağlayan Kampa, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, TMMOB II. Başkanı Züber Akgöl, Oda Yönetim Kurulumuz, TMMOB Genel Sekreter Vekili H. Can Doğan ve Şubeleri-

mizden yönetim kurulu üyeleri de katıldı.

Kampın ilk günü kayıtların alınması, çadırların kurulması, tanışma toplan-tısı ve atölye tanıtımlarının yapılma-sıyla başladı. Ardından TMMOB Yöne-tim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ile İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Nevzat Ersan`ın konuşmacı olarak katıldığı “ TMMOB ve Oda Politikaları “ başlıklı oturum gerçekleştirildi. Mehmet Soğancı, TMMOB`nin top-lumcu geleneği, tarihi ile toplumsal ve mesleki konulara yaklaşımıyla ilgili bilgi verdi. Nevzat Ersan ise, İMO`nun mesleki, toplumsal ve ekonomik konulara dair politikaları ile Oda tarihini aktardı. Genç- İMO üyelerinin yoğun ilgisiyle karşılanan oturum soru cevap bölümüyle son buldu. Aynı günün akşamı küçük bir açılış konseri gerçekleştirildi.

Kampın ikinci günü; “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği “ başlığı altında gerçek-leştirilen sabah semineri ile başladı. TMMOB Genel Sekreter Vekili H. Can Doğan`ın konuşmacı olarak katıldığı oturumda, işçi sağlığının önemine,

mühendisin sorumluluklarına ve çalışma koşullarına vurgu yapıldı. genç-İMO üyelerinin soru ve cevap-ları ile son bulan oturumun ardından atölye çalışmalarına geçildi. Kamp programında yer aldığı üzere birer gün arayla yapılmak üzere tartışma grupları oluşturuldu. Tartışma grup-ları merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Şube Yönetim Kurulu üyeleri ve genç İMO 7. Konsey Üyelerinin yürütücü-lüğünde gerçekleştirildi. Söz konusu tartışma grupları; “Meslekte Branş-laşma”, “Öğrenci sorunları-mühen-dislik eğitimi”, “Çevre- Enerji- Ekoloji, “başlıklı “Sosyal Medya ve Sansür” “Mühendislik Çalışma Koşulları”, “genç-İMO yayın Politikası”, “Kürt Meselesi”, “İşçi Sağlığı ve İş güvenliği” başlıklı konular tartışılarak bilgi alış-verişinde bulunuldu. Kampın akşam saatlerinde ise genç-İMO forumu dü-zenlendi. Forumda “genç- İMO nedir, genç İMO örgütlülüğü nasıl olmalı, genç-İMO geleceği için ne yapmalı?” gibi konular üzerine tartışıldı. Aynı günün akşamı dünya madencilik tarihini anlatan ve serbest piyasa ekonomisinin işlendiği “16 Ton” adlı belgesel filmi gösterildi. Belgesel gösteriminin ardından mumlarla Soma anması gerçekleştirildi. Kampa

genç-İMO 6. Yaz Eğitim

Kampı Tamamlandı

GENÇ-İMO ÖĞRENCİ KONSEYİ

Page 29: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 27

katılan tüm yönetici ve öğrencilerle birlikte “Soma” yazısı yazıldı.

Kampın üçüncü günü “Mühen-dislikte Kadın” semineri ile başladı. İMO Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Bildirici Suna`nın konuşmacı olarak katıldığı seminerde, Toplumsal cinsi-yet bakımından kadın mühendislerin sorunlarına ve TMMOB örgütlülüğü içerisindeki kadın örgütlenmesine değinildi. Suna, Muhafazakâr zihni-yet yapısının kadın mühendis aday-ları üzerindeki etkisine dikkat çekti. genç-İMO üyelerinin yoğun ilgisiyle karşılanan oturumun ardından sadece kadın mühendis adaylarının yer aldığı kadın oturumu gerçek-leşti. Aynı günün akşamı “İnşaat Mühendisliği Üzerine” başlığı altında gerçekleştirilen seminerde konuşma-cı olarak Prof. Dr. Uğur Ersoy yer aldı. İnşaat mühendisliği teknolojisinin gelişmesi, Türkiye`de son yıllarda yaşanan depremler, aynı sebeplerle çöken yapılar ve uygulamalardaki sıkıntılar üzerine bilgi aktaran Uğur Ersoy, öğrencilerin sorularına cevap vererek öğrencilerin mühendislik eğitimiyle ilgili bilgilenmelerine katkıda bulundu.

Dördüncü gün “Kent Hareketleri-ne Neden Olan Politikalar” başlıklı seminer ile başladı. İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe ile İMO İzmir Şube Başkanı Ayhan Emekli`nin konuşmacı olarak katıldığı oturum-da, ülkemizin en büyük sorunların-dan biri olan deprem konusu ele alındı. Seminerde, deprem sonrası İl Afet Kurumu tarafından belirle-nen 470 toplanma alanının 400`e

yakınının imara açılıp AVM, rezidans gibi yapılara tahsis edildiğine dikkat çekildi. Ayrıca kamulaştırma için yeraltı kaynakları, insan, çevre vb. birçok koşulun incelenmesi gerekti-ğine vurgu yapılan seminerde `Acele Kamulaştırma` adı altında çözüm yerine yeni bir problem yaratıldığına değinildi. Ardından Atölye çalışmala-rı yapıldı. Programda yer aldığı üzere tartışma gruplarına geçildi. “Branşlaş-ma”, “Kentin Metalaşması”, “Öğrenci Sorunları-Mühendisliği Eğitimi”, “Kürt Meselesi”, “genç-İMO Yayın Politika-ları” başlıklı konular yönetim Kurulu üyeleri ve konsey üyeleri ile konuşu-larak bilgi alışverişinde bulunuldu. Aynı günün akşamında ise “Farkları-mız ve Biz” başlıklı interaktif söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide; etnik ve kültürel bakımdan farklılıklar, toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelim hakkında tartışma yürütüldü.

Beşinci gün ise “Ulaştırma Politikala-rı” başlıklı sabah semineri ile başladı. Yrd. Doç. Dr. Cumhur Aydın`ın sunu-muyla başlayan oturumda, ülkemiz-de uygulanan ulaşım politikaları,

kentsel ulaşım planlarında dikkate alınması gereken hususlara ve karar alma süreçlerine de vurgu yaptı. Türkiye`nin ulaştırma politikaları ile gelişmiş ülkelerin ulaştırma politika-larına dikkat çekti. Aydın, ulaştırma politikalarının günü kurtaran değil, daha uzun vadeli bir perspektifl e ha-zırlanması gerektiğine dikkat çekti. Öğrencilerin soru ve cevaplarına da yer verilen seminerin ardından kam-pa katılan öğrenciler, atölye çalışma-larını sunacakları Kapanış Gecesi için hazırlıklarını tamamladılar.

Yaz eğitim kampının son akşamı halk oyunları, sinema, fotoğraf, felsefe ve kamp gazetesi atölyelerinin sunum-ları gerçekleştirildi. Merkez ve Şube Yöneticileri tarafından atölye hoca-larına kupalarının takdim edildiği ve tüm öğrencilere katılım belgelerinin verildiği kapanış gecesi geç saatlere kadar sürdü.

Gecede söz alan 7. genç-İMO Kon-sey Başkanı Veysel Yılmaz, bütün katılımcılara, Oda yöneticilerine, Şube Yöneticilerine ve çalışanlarına teşekkür etti. Ardından İMO Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Ersan İnşaat Mühendisleri Odası`nın geleceğini inşa eden genç-İMO örgütlülüğünün en önemli faaliyetlerinden biri olan Yaz Eğitim Kampı`nda emeği geçen herkese teşekkür etti.

Odamızın yarattığı geleneğin yeni nesillere aktarılması, mesleki, top-lumsal meselelere yaklaşım çizgisinin güçlenerek devam etmesi açısından önem taşıyan genç-İMO örgütlü-lüğünün gücüne güç katan 6. Yaz Eğitim Kampı,7 Eylül 2014 tarihinde çadırların toplanmasıyla sona erdi.

Page 30: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 828

Merhaba arkaddaşlar,

Bir genç-İMO yyayını daha çıkar-maktan ve bunnu sizlerle paylaş-maktan mutluuluk duymaktayız. Elinizdeki yayın inşaat mühen-disliği eğitimi çerçevesi altında çeşitli yönlerden ele alınan yazılardan oluşuşş yoyy r. Bu çerçe-vede teksif edilillmeeesinin nedeni; her zaman dediddiiğimmmiz gibi inşaat mühendisliğinnninnn sooorunlarınnın inşaat mühendidddisliğğği eğğititimimininnden bağımsız olmamamaa asssındadannn kakakak ynyy ak-lanmaktadıd r.r.

Günümüzdzdzde e mmem ssslekk eeeğiğiğititimim sorunları dedenininildiiğininndedede; ; sorunlarar alt alaltatata sssırıralanııppp, , bubuub ssorunlaar rhakkkkkkınddda laf-ı güzaffaf bbbboyoyoyutuuu unuuaşmayan beyliik sözler r dededdiiiliyor vve emeeeeslek eğitiminde gözle görülüür r bir yoyyoy l kat edilemiyor. Maale-sef bbunuuu a dair eğitim politiikakalaları da ülkemizdee her politika gigigibibiibi, yukardannnn aaşağğğığğğ inşa ediliyorrr vvveeemeslekkkk eeeğiğiğititt mimiiii politikalarınıının hiçbir aaaaşşşamammmm sıınndnn a bu eğitimmmi alan öğrğrğ enenencic aarkrkkkkadaşlarımızaaa özne kononononumumumummunnnndda yer verrilmmmiyorrr.

Bizler geleceğinnn inşaat mühhhen-diddd sleri olarak ççççoooko iyi biliyorruuuz kkkii yapı temeldennnnn yani aşağııdddan yukarıya inşşaaa eede ilirr.. EğEğEğeerer sororunununlalalarrr çözülmmmekekek iiistststennenne iiyiyyyiyororororsasa, soosorurunnununasıl mmuhuhatatatapapaplalaalarırıylylaa veve oonln ararının görüşleri doğrrrulultussundndnda a harereekekekett tedilmelidir.

Biliyoruz ki sossyolojik arkaka ppplalanını olan sorunlarınn hazır reeçeçeç teteleriii yoktur. Bu neddenle mümüüheheheennndis---lik eğitimini vee sorrununlalarırının ele aldığımız bu yyayındad kkesese inin so-nuçlar yerine nannaçiçizazanene öne irilleleerr rrbulunmaktadıır. ZZataten geeg nçnçç-İİ--İ-İMOMMOMOMO örgütlülüğünüü anlamlmllıı kıılalan da karşılaştığı herr sorundada üüüyey le-riyle kolektif akıl üretmee vvee bibir adım daha ilerri giderek çöözüüüzüz mememm kavuşturma çaabasıdır.

YeYY ni dönemdee üzerinde daha çoçooçok tartışacağımız mühendis-lik k k eğitimi başlığına girizgâh niteliğinde olaan bu çalışmayakatkı sunan vee devamlılığı içiçinn uğraşacak arkaaadad şlara şimdiden teşekkür ederiiz.

genç-İMO 7. DöDönenem

Öğrenci Konssseeeyi

Broşür genç-İMO 6. Yaz Eğitim Kampına ve Mühendislik Eğitimi

Çalıştayına katılan genç-İMO üyeleri ile paylaşılmıştır, şimdi de

bültenimizde tüm genç-İMO üyelerinin ilgisine sunuyoruz.

Page 31: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 29

YÖK, TEKNOLOJİ FAKÜLTELERİ VE REKABET

12 Eylül ürünü olarak 6 Kasım 1981`de kurulan Yükseköğ-retim Kurulu (YÖK) otoriter, baskıcı yapısı ve zihniyetiyle tüm yükseköğretimi tahrip etmeye devam etmektedir. Bu nedenle YÖK, sadece bir kurul olarak değil, üniversitede muktedir aklın yeniden üretilmesini sağlayan, sermayenin çıkarı doğrultusunda yarattığı ilişkiler bütününün bir top-lamı olarak algılanmalıdır. YÖK‘ün yürüttüğü çalışmalarda; üniversitelerin bilimsel özgürlük, özerklik, kamusal finans-man ve iş güvencesi temelinde, niteliği artırma amacıyla ye-niden yapılandırılması değil de aksine otoriter, muhafazakâr ve piyasacı yönelimi, çalışmaların temel dayanağı haline getirmiştir.

Yükseköğretim alanı, küresel sermayenin dünya ölçeğinde etkinleşen işleyişine eklemlenmek istenmekte, kamusal kaynaklar sermayenin ihtiyaçlarını karşılamak üzerine seferber edilmektedir. Bu çalışmalar, sermayenin ve siyasal iktidarların denetimindeki YÖK düzeni tarafından zaten tahrip edilmiş üniversiteyi, yükseköğretimi bilimden uzak hale getirmektedir.

Bir yandan “her ile bir üniversite” vaadiyle hemen her ile açılan ama öğretim elemanı ve altyapı eksikliğinden dolayı bilimsel eğitimden uzak, amaçları yalnızca işsizlik oranını en az 4 yıl daha olabildiğince az göstermek olan üniversitelerle mühendislik eğitiminin niteliği düşürülürken, diğer yandan Avrupa üniversiteleriyle entegrasyon adı altında Bologna Süreci’ne dahil edilen üniversitelerle piyasa tahakkümü yaygınlaştırılmıştır. Öte yandan söz hakkının öğrencilerden başlayarak tüm üniversite bileşenlerinde olması gerekirken sermaye temsilcilerinin “ mütevelli heyetleri”yle yönetime getirilmesi ve öğrencileri üniversiteye adım attıkları günden itibaren ipotek altına alan şirketlerin daha iyi bir gelecek vaadiyle yürüttüğü devşirme anlayışları, sömürünün somut örnekleri olarak verilebilir.

Eğitimin niteliksizleştirilip piyasalaştırılması süreci, mü-hendislik fakülteleri özelinde incelendiğinde hem somut örnekler üzerinden daha iyi anlaşılacak hem de durumun vahameti ortaya çıkacaktır.

Teknoloji Fakülteleri

Teknoloji Fakülteleri kavramı 2009 yılında Bakanlık Kurulu Kararı ile bazı üniversitelerin teknik eğitim fakültelerinin kapatılıp adlarının yenilenerek “Teknoloji Fakültesi”ne

çevrilmesiyle hayatımıza girmiş oldu. Esasen Teknik Lise’lere öğretmen yetiştirmek amacıyla açılmış teknik eğitim fakülteleri “teknik mühendis” yetiştiren teknoloji fakültele-rine dönüştürüldü. Açılan teknoloji fakültelerinin öğretim elemanları kadrolarının birçoğu mühendis kökenli değilken ve mühendis yetiştirecek altyapıya sahip olmayan teknoloji fakültelerinden çıkacak mühendislerin, mühendis kimliğine de ne kadar sahip olacağı kuşkuludur.

Hocalarının mühendis olmadığı mevcut kadroların mühen-dis yetiştirmesi ne kadar olanaklıdır.

Çalışma yaşamında hali hazırda nitelikli ara elemana ihtiyaç varken teknoloji fakülteleri, hem bu elemanları yetiştirecek olan teknik öğretmenlerin sayısını, teknik eğitim fakültele-rinin dönüşümüyle azaltmakta hem de piyasaya niteliksiz mühendis sunarak işsizler ordusunun sayısını günbegün arttırmaktadır.

Türkiye gibi ağır sanayisi gelişmemiş bir ülkede mühendisin bilgisini yeniden üretme yerine kontrol amaçlı çalıştırıldığı ve var olan bu alanlarda mühendis yerine kendine daha ucuz işgücünü sağlamak için teknoloji fakültelerinin işlevi daha meşru hale getirilmeye çalışılıyor.

Şunu unutmamak gerekir ki Türkiye’deki mevcut mühen-dislerin %25’i işsizken teknoloji fakülteleri açarak “teknik mühendis” yetiştirmek, hem mühendis niteliğini düşürmek-te hem de diplomalı işsiz sayısını arttırmaktadır. Teknoloji Fakülteleri açmak yerine, nitelikli eğitim verip ara teknik eleman yetiştiren teknik okullar açılmalıdır.

Körüklenen Rekabet Ortamı

Yalnızca mühendislik fakültelerine özgü bir sorun olmamak-la beraber, rekabet; kendisini en can yakıcı şekilde belki de mühendislik fakültelerinde gösterir. Üniversite giriş süreç-lerinden itibaren bireyci ve rekabetçi bir ortamda eğitim gören öğrenciler, üniversitede de bundan farklı bir süreçle karşılaşmamaktalar. Üniversite mezunu işsiz ordusunun gi-derek büyüdüğü bir Türkiye’de gelecek kaygısıyla “en iyi” ol-maya çalışan öğrenciler, amfiyi paylaştığı arkadaşlarını rakip olarak görmekte, piyasa için tercih edilir olmak amacıyla baş başa bırakılan öğrenciler giderek yalnızlaştırılmakta, rekabe-ti ve hırsı kanıksamaktalar. Daha iyi bir kariyerle daha iyi bir gelecek vadeden etkinliklerle üniversitelerimizde şirketlerin

Ulaş Karagöl

Page 32: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 830

reklamları yapılmakta, gençliğin geleceği bugünden ipotek altına alınmaktadır.

Üniversite öğrencisinin birikimini toplum için değil, şirket verimliliği için; daha fazla kar için sömürmeyi, “uygun” staj ve iş imkanları illüzyonlarıyla süsleyen şirketler, öğrenciler arasındaki rekabeti körüklemektedirler. Gelecek için başka bir şansı olmadığını düşünen öğrenci ise bu sömürü düzeni-ne çaresizce boyun eğmektedir.

SON SÖZ YERİNE

Üniversiteye dair toplantılarda bu alandaki emek veren kişilerle ortak akıl oluşturup geliştirmek yerine sermayeyle ortak akıl oluşturmayı tercih eden iktidar, üniversiteyi ve öğrencileri sermayenin tahakkümü altına almaya çalış-

maktadır. Mezuniyetten sonrası için alternatif bir yaşamın olmayışı, piyasanın emeğin karşılığını vermeyen şartlarını öğrenci için cazip kılmaktadır. Kamunun bilimden uzak ve bürokrasinin elinde hantallaşmış yapısı da düşünüldüğünde mühendislik mesleği ve yaşam alanları bir çıkmaz içinde hapsolup kalmaktadır. Bu çıkmaz ancak mühendisliği insanı özne alan bir meslek olarak tanımlayan toplumcu mühen-dislik algısıyla TMMOB örgütlülüğü içerisinde aşılabilir.

Kendisine sermayenin ona gösterdiği alanda iş bulmaktan başka şansı olmayan ve sermayenin direktifl eri dışında bilgisini yeniden üretemeyen bir meslek yerine TMMOB’nin mühendislik algısının bir alan çalışması olan Genç-İMO örgütlülüğüne daha sıkı sarılmanın zamanıdır.

Mühendislik etiği ile ilgili bir yazı yazmak için önce mü-hendislik nedir sorusuna bir cevap bulalım istedim. Arama motoruna mühendisliğin tanımı yazdım ve ilk çıkan siteye şöyle bir göz gezdirdim.

Mühendislik, ihtiyaçların karşılanmasında emniyet, ekonomi ve estetiğin göz önüne alınmasıdır yazıyordu. Peki, ger-çekten çok ekonomik çok emniyetli ve çok estetik bir yapı yaptığımızda mühendislik mesleğinin hakkını vermiş oluyor muyuz? Sayfada biraz ilerleyince TMMOB’nin mühendislik tanımını gördüm. Bu tanıma göre mühendislik, bilim ve tekniği halkın yararına sunmak, mühendislik sorunlarını çözmede toplum ve doğa yararını gözetmektir yazıyordu. Toplum ve doğa yararını gözetmek bizi tam da konumuzun sadedine getirmiş oluyor. Fakat hangi sorunlar mühendisli-ğin çözmesi gereken sorun kapsamına giriyor?

Ahmet İnam bir kitabında bu soruyu şu şekilde açıklıyor. Mühendislik sorunu ya kurulmuş bir teknolojik sistemin ak-sayan yanlarını onarma, geliştirme sorunudur ya da yaşam sorunlarına yanıt verecek yeni dizgeler oluşturma çabası içindeki sorunlardan biridir. Yani mühendislik sorunu bir yaşam sorunudur. Yaşamı var etmeyi amaçlayan bir sorun-dur. Silah yapmak, su kaynaklarını tüketen HES’ler yapmak, toplumu sınıfl ara bölen lüks yapılar yapmak isteyenler için sorun, yaşamı yok etmeyi amaçlayan bir sorundur.

Bir işe başlamadan önce, ‘ben bu sorunu çözdüğümde kime hizmet etmiş olacağım?’ ya da ‘bu sorun çözüldüğünde dün-ya biraz daha yaşanılası olacak mı?’ sorularını kendimize sor-mamız gerekir. İşte bu mühendislik etiğidir. Öyle karmaşık tanımlara, maddelere, yasalara ihtiyaç yok aslında. Yukarıda-ki iki soruyu kendimize sorabilmektedir bütün mesele.

Bizler geleceğin birer mühendis adayları olarak sorumluluk-larımızın bilincinde olmalıyız. Bizim sorumluluklarımız hem mesleğimize, hem yaşamımıza hem de doğaya karşıdır.

Bu üçünü birbirinden ayırmak imkânsızdır. Çünkü bizlerin aldığı etik dışı kararlarla hem mesleğimiz değersizleşecek, hem yaşam ve doğa talana açılacaktır. Birkaç örnek verelim isterseniz. Mesela bir projeyi tamamlamak için aylarca uğ-

raştınız ve tam teslim edeceğiniz zaman çok kritik bir hata görüyorsunuz. Bu da demek oluyor ki belki birkaç ayınız daha bu işe gidecek, patronunuz iş geciktiği için maaşınız-dan kesecek ya da günlerce mesai yapmak sorunda bırakıla-caksınız. Soru şu: projeyi o haliyle teslim eder miydiniz?

Ya da bir başka örneğe geçelim. Büyük bir maden ocağının sorumlu mühendisisiniz. Havalandırmada meydana gelen bir arızanın tamiri için üç gün gerekiyor ve patronunuz işin tatil edilmemesini istiyor. Bu durumda sizin kararınız ne olurdu? Hani sormamız gereken sorular vardı ya onları bir gözümüzün önüne getirelim. Eğer işi tatil etmezseniz patrona hizmet etmiş olacaksınız ve belki de Soma’daki gibi bir katliamın önünü açacaksınız. Ya da projeyi yanlış haliyle teslim etmeyip günlerce uğraşacaksınız ve sizin hatasız yaptığınız proje deprem sırasında yıkılmayan projelerden biri olacak.

Görüldüğü gibi mühendislik salt bilgiyi, teknolojiyi kullan-mak demek değildir. Mühendislik yaşamla iç içedir ve bu nedenle etik mühendislikten soyutlanamaz. Bizler dünyayı olumlu yönde değiştirmek için uğraşmalıyız. Ve bu uğraş ancak örgütlenerek tamamlanabilir. genç-İMO örgütlülüğü de tam bu noktada anlamlıdır. Çünkü biz her şartta toplum-cu mühendis olmanın yollarını arayan, topluma nasıl daha yararlı oluruz sorusunu her etkinliğinde soran/sorduran/sorgulayan bir örgütüz. E ne demiş Sokrates bundan 2500 yıl önce, sorgulanmamış hayat yaşamaya değmez.

MÜHENDİSLİK ETİĞİ

Aysun Tekin

Page 33: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 31

MÜHENDİSLİK ETİĞİ VE GENÇ-İMO ÖRGÜTLÜLÜĞÜ

Gizem Sığla Açıkelli

Mühendislik alanında gelişen teknolojiye paralel olarak bü-yüyen mesleğimiz, günden güne hayatın bir parçası olmak-tan öte, artık doğrudan hayata müdahale etmektedir. İnşaat sektörünün büyüyen hacmi, ihtiyacın üzerindeki üretim kapasitesi ve git gide artan proje üretim sürecindeki hızla birlikte adeta seri üretime geçilmiştir. Toplumun kaygıları, beklentileri ve çevresel denge dikkate alınmaksızın; yapılan ve yapılması üst makamlardan talep edilen projeler, önüne çıkan her engeli yok etmeyi göze alarak, büyük bir hızla inşa edilmektedir. Sektörün bu sağlıksız büyümesi karşısında her inşaat mühendisinin ve inşaat mühendisi adayının, mes-leğin getirilerini ahlaki dengeler bağlamında değerlendir-mesi gerekir. “Etik”, bu ahlaki dengeleri tanımlayan kavramdır.

TMMOB ve bağlı odaları “Mühendislik Etiği” kavramını “Mesleki Davranış İlkeleri” olarak tanımlamıştır. Bu mesleki davranış ilkeleri, mühendislik eğitimiyle beraber öğrencilere verilir, daha sonra-sında, sektöre adım atıldığında, onun bu ahlaki kurallara uyması beklenir. İnşaat mühendisliği eğitim progra-mında bir öğrenci, 4 senelik lisans eğitimi boyunca, toplamda 14-42 saat arası etik dersi görür. Bazı mühendislik programlarında ise etik, seçmeli dersler arasındadır. Yani bir öğrenci hiç etik kavramıyla tanışmadan mesleğe atıla-bilmektedir. Bu durumda mühendisten, etik kurallarına bağlı kalmasını bekliyo-ruz. Kendi dersinden zaman ayırıp, etik konusunda öğrencisinin ufkunu geniş-letmek isteyen öğretim üyelerine ise “ders sevdalısı öğrencileri” tarafından, derste siyaset yapıyor yaftası yapıştırılı-yor. Özellikle de felsefi bir yanı olan etik kavramının eğitimi tamamlanmadığı sürece, ahlaki değerlerin mühendiste bir farkındalık yaratmasını beklemek çok iyimser bir bakış açısı olur.

İstanbul’un son yıllardaki gündemini oluşturan güncel projelerden Kentsel Dönüşüm, 3. Havalimanı ve 3. Köprü Projeleri etik kavramını yok sayarak, çevrenin ihtiyaçlarına kulak asmaya-rak ve toplumun değerlerine saygı duymayarak, tam gaz devam ediyor. 3. köprü için İstanbul’un iki yakasında da kuzeyden güneye sökülen ağaçlar, 3. havalimanı için kanallarla Karadeniz’e boşaltılan göl suları ve mahallelinin ne istediğini dinlemeyen bir sermaye, bir açgözlü müteahhitler topluluğu ve

bir çılgın projeci; tüm bunlar İstanbul’un beklenen yakın geleceğini oluşturacaklardır.

Peki, bu konuda genç-İMO’ya düşen pay nedir? Mesleki örgütlenmenin ilk adımı olan öğrenci örgütlenmesi kapsa-mında genç-İMO, İnşaat Mühendisleri Odası bünyesindeki örgütlülüğü ile inşaat mühendisliği öğrencileri için ortak bir payda oluşturuyor. Bu paydada meslek etiği, çevresel etik ve toplumsal etik kavramlarıyla üniversitelerde karşılaşıldı-ğından daha çok karşılaşılıyor, sorgulanıyor ve tartışılıyor. Böylece genç-İMO, daha duyarlı inşaat mühendislerinin yetişmesine ortam sağlamakta ve mesleki örgütlenmenin ilk ayağını oluşturmaktadır.

Page 34: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 832

Mühendislik mesleği dünya çapında birçok akademisyen ve bilim insanına göre ihtiyaçların karşılanmasında emniyet, ekonomi ve estetiğin göz önüne alınarak insanların yararına belirli araçlar geliştirme faaliyetidir. Yani ‘İnsan Yararı’ amacı için geliştirdiğimiz bütün yapılar, aletler ve cihazlar bir mühendislik faaliyetidir. Mühendislik tüm çekici ve yaratıcı faaliyetleriyle tarih boyunca güç ve kudret peşinde koşanla-rın ilgi alanına girmiştir. En büyük ve en kudretli mühendis-lik yapılarını köleleri aracılığıyla inşa ettirerek güç gösteri-sinde bulunan firavunlardan tutun da, hep daha yükseğe çıkmanın cazibesine kapılmış 21. Yüzyıl para babalarının 600 metrelik gökdelen tutkularına kadar, her şeyde mesleğimiz kullanılmıştır. Bütün para piyasasına, bürokrasiye, eğitim sistemine ve toplumsal düzene hakim olan vahşi devletlerin geliştirmiş olduğu mühendisliği bağlamından koparma faaliyetleri sonucu, doğal olarak meslek alanlarımızda bizleri doğrudan ilgilendiren birçok sorunla karşı karşıya bulun-maktayız. Bu sorunları üstünkörü işlemektense kategorize edip tek tek analiz etmek belki de mesleğimize yapacağımız en büyük iyilik olacaktır.

1. Mühendislik Yapılarının Denetlenmesi

Eğer bir ülkede birçok insanın savunduğu şekliyle yol, hastane, baraj, tünel gibi mühendislik yapılarının inşa edil-mesi görevini devlet yerine özel müteşebbislere verirseniz doğal olarak onun ihale sürecinde vaat edildiği haline sadık kalınmasını denetlemeniz gerekir. Acaba yapı müteahhitti en başta öne sürdüğü şartlara uyacak mı? Bunun için dün-yanın her yerinde ‘Yapı Denetim’ sistemleri geliştirilmiştir. Bu bağlamda ülkemizde 648 sayılı KHK ve 6495 sayılı Torba Kanun ile bu alan kamu otoritesi tarafından düzenlenmeye çalışılmıştır. Lakin tüm bu politikalar yüzünden yapı üretim sürecinde mal sahibi ile müteahhit büyük oranda aynılaş-mıştır. Yasal olmamasına rağmen, yapı denetim kuruluşları, pratikte yapı müteahhitleri ile anlaşma yapmak durumunda kalmıştır. Dolayısıyla yaptırım güçleri azalmış ve bağımsız bir yapı denetim sisteminin oluşma koşulları daha en başta yok edilmiştir. Yapı Denetim şirketi sahiplerinin yeni mezun mühendisleri sazan balığı gibi avlayıp imzalarını önemli mü-hendislik hataları yapılan yapılarda kullanmaları ve insanla-rın gelecekleriyle oynamaları da cabası…

Peki tüm bunlara nasıl bir çözüm getirilebilir? İMO’nun 5 - 6 Ekim tarihlerinde Diyarbakır’da düzenlediği 3. Yapı Denetim Sempozyumunda katılımcılar tarafından birtakım öneriler verildi. Öncelikle müteahhit ile yapı denetim kuruluşunun bağının mutlaka ayrıştırılması gerektiğini, müteahhitler yapı denetim kuruluşlarını kendileri belirlediği sürece, sektörde sağlıklı bir denetim sürecinin oluşmasının mümkün olmadı-ğını belirttiler.

Ayrıca TMMOB‘nin haklarını kullanmasına yönelik engel-lemelere son verilmesi gerektiği ve yapı üretim sürecinin tek muhatabının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmaması

gerektiği konuşuldu. Tüm ilgili kurum ve kuruluşların sağlıklı denetim yapılması konusunda eşgüdümünü sağlayacak yeni düzenlemelere gidilmesi gerektiği üzerinde duruldu. Kamu otoritesine ve ilgililere duyurulur…

2. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

Mühendislik yapıları sadece onun projesini çizen mimar-lar, yapının statik tasarımını, üretimini ve montajını yapan mühendisler ve gerekli kaynağı sağlayan müteşebbisler ya da kamu fonları sayesinde değil aynı zamanda bu iş için emeğini kullanmak durumunda olan işçiler sayesinde de gerçekleştiriliyor. Lakin bu denklemde en fazla emek harca-yanlar, işçiler, en zayıf olan ve hakları en fazla gasp edilenler oluveriyor bir anda. Şüphesiz bu durumun sosyolojik ve sınıfsal bir açıklaması olabilir ama burada bizim değineceği-miz yer, yapının üretim sürecinde insanların can güvenliğini sağlama zorunluluğudur. İş güvenliği için teftişe giden bir mühendisin ve bir müfettişin şantiyede iş güvenliği olma-dığı için hayatını kaybettiği bir ülkede yaşıyoruz. Soma’yı unuttuk sanmayın, 301 cana mal olan bir katliamdan ve yasama sorumsuzluğundan bahsediyoruz.

İnşaat iş kolunda yılda ortalama 350 kişi yaşamını kaybedi-yor ve Türkiye ölümlü iş kazalarında hala Avrupa birincisi. Tüm bunlar bizi doğrudan ilgilendiren sorunlar ve bir çıkış

MESLEK ALANIMIZDA KARŞILAŞTIĞIMIZ

PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI

Baver Çindemir - Veysel Yılmaz

Page 35: genç-İMO 8. Sayı

noktası bulmak gerekiyor. Avrupalı bir işçinin hayatını ülkemizdeki bir işçinin hayatından daha değerli kılan nedir sizce? Bu konuda yapılacak en ufak bir ihmale karşı idari para cezaları ve hapis cezaları tabi ki bir çözüm olabilir. İste-yenler bu konuda uluslararası kuruluşların üzerinde hemfikir olduğu gerekli teknik şartnameleri de inceleyebilir. Ama belki de atılacak ilk adım insan yaşamının her çeşit devlet-ten, bayraktan ve toprak parçasından daha değerli olduğu anlayışını hakim kılmak olabilir, ne dersiniz?

3. Bir Mühendisin Çalışma Koşulları

Bir Yapı Denetim şirketinde, 800 TL maaş alarak demir sayıp imza atmak kimilerine göre belirli bir dönem katlanılması gereken bir tür bela olabilir. Sonuçta 10 bin TL maaşla ger-çek bir mühendislik projesinde iş yapabilmek için bu tarzda zorlu yollardan geçmek gerekir. Gerçekten öyle mi? Bütün mühendislerin daha nitelikli daha donanımlı daha güven-likli birer işyerinde çalışmaları bu ülke için bir hayal mi? Bu yaşadıklarımızın bir çıkış yolu, bir çaresi yok mu? Meslek onurumuzla, gururumuzla, şerefimiz ve haysiyetimizle hayatımızı ikame ettirecek kadar kazanıp insanların yararına çalışan bir mühendis olarak yaşamak imkânsız mı? Hadi onu geçtik, ortalama Avrupalı bir meslektaşımızın 5’te 1’i kadar maaşla çalışmak bizim kaderimiz mi?

Ülkemizdeki İnşaat Mühendisi sayısı yedi yıl sonra iki katına çıkacak. Denetimsizliğe terk edilmiş, müteahhite peşkeş çe-

kilmiş ve itibarsızlaştırılmış bir mesleğin mensupları olarak bizlerin yaşam standartlarının da aynı oranda kötüleşmesi kaçınılmaz bir sonuç gibi önümüzde duruyor. Birçoğumuz, aynı işi yapan ancak farklı kurumlarda çalışan mühendisler arasında 3-5 kata varan ücret farklılıklarına tepki gösteriyo-ruz. Bir diğer grubumuz mühendislik yapılarında denetim ve kontrollerin müteahhit baskısı ve patron korkusuyla yeni mezunlar tarafından atılan imzadan ibaret olduğu-nu söylüyoruz. Ama ortak talebimiz şu ki, kamu otoritesi acilen üzerine düşen görevi yapmalı ve bu mesleği içine düştüğü bataklıktan, daha önce türlü türlü saldırılarla yok etmeye çalıştığı TMMOB ile birlikte çıkarmaya çalışmalıdır. Aksi takdirde ülke ekonomisinin lokomotifi diye övünülen inşaat sektörü bu balonun üzerinde daha fazla duramaz ve kendiyle birlikte tüm ülkeyi de derin bir ekonomik buhrana sürükler. Bizden söylemesi…

4. Mühendislik ve Kadın

Kadınlar şantiyelerde eziliyor gibi kokuşmuş ve modası geçmiş şeylerden bahsetmeyeceğiz artık size. Bu konuya artık farklı bir bakış lazım. Mesela insanlık tarihi boyunca iktidar ve egemenlik kurma tutkusu erkeklik kimliği ile yakın ilişki içinde olmuş. Dolayısıyla mühendislik de bu perspektiften bakıldığında mesleği kontrol etme ve denet-leme açısından tatmin edici özellikler taşıyor. Mühendislik mesleğinin sunduğu iktidar duygusu erkeklik duygusunu da pekiştiriyor. Ünlü feminist sosyolog Sally Hacker, mühen-dislikte alınan hazzın işçiler ve doğa üzerinde hakimiyet ve kontrol kurmayla ilişkili olduğunu söyler. Mühendislik de aynı teknoloji gibi toplumsal cinsiyetli kuruluyor. Kullanılan semboller, üretilen söylem ve pratikler hep erkek kültürüyle yakın ilişkili. Kadınları bu zulümden çekip çıkartacak olan şey, toplumsal ve mesleki alanlarda daha görünür ve örgüt-lü olmalarına dayanıyor. Dünyayı korkaklar değil cesur ve

azimli insanlar değiştirmiştir, değiştireceklerdir. Erkek hükümdarlığını ve hegemonyasını bitire-cek olan şey kimilerine göre keskin ve radikal bir feminizm olabilir. Ama gerçek şu ki, hepimiz aynı kokuşmuş sistemin bir parçasıyız. Dünyayı değiştirebilmemiz aramızda kuracağımız sivil toplum bağlarına dayalı. Bu olay bir parça da ‘Kadın Mühendisler’in meslek odalarımızın çatısı altında mücadelelerini arttırarak devam ettirmesine de bağlı. Buralarda bu mücadeleleri verecek olan bizlere büyük görevler düşmekte-dir, vesselam…

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 33

Ülkemizdeki İnşaat Mühendisi sayısı yedi yıl sonra iki katına çıkacak. Denetimsizliğe terk edilmiş, müteahhite peşkeş çekilmiş ve itibarsızlaştırılmış bir mesleğin mensupları olarak bizlerin yaşam standartlarının da aynı oranda kötüleşmesi kaçınılmaz bir sonuç gibi önümüzde duruyor.

Page 36: genç-İMO 8. Sayı

Ülke gereksinimi, iş ve istihdam olanakları düşünülmeden, geleceğe yönelik hedefsizlik ve plansızlık içinde yeni inşaat mühendisliği bölümleri açılmaktadır. Yeni açılan bölümlerde alt yapı ve öğretim kadrosu yetersizdir. Bugünkü durumu ile mevcut inşaat mühendisliği programlarının sayısı çok fazladır. Üniversite kapısında biriken öğrenci sayısının fazlalığı, plansızlığı daha da körüklemekte ve her yıl inşaat mühendisliği bölümlerinde öğrenci kontenjanlarının artışına neden olmaktadır. İnşaat mühendisliği bölümleri kapasitelerini çok aşan sayıda öğrenciye mesleki öğretim ve eğitim vermeye çabalamaktadırlar. Öğrenci kontenjanların-daki önlenemeyen artış eğitim düzeyini de düşürmektedir. Üniversiteye giren eninde sonunda mezun olmakta, diğer bir ifadeyle zorla mezun edilmektedir. Sonuçta, yetiştirilen mühendisin niteliği de sürekli olarak düşmektedir.

Odamızın düzenlediği İnşaat Mühendisliği Eğitimi Sempoz-yumlarında ele alınarak değerlendirilen sorunlar arasında; ülke gereksiniminin çok üzerinde yetiştirilen düşük düzeyli mezunların, inşaat mühendisi enfl asyonuna, işsizliğe ve düşük ücrete neden olması bulunmaktadır. Bu sorunlar yalnızca yeni açılan İnşaat Mühendisliği Bölümlerinde değil, aynı zamanda köklü üniversitelerimizin İnşaat Mühendisliği Bölümlerinde de oluşmaya başlamıştır. Bu sorunlara bağlı olarak laboratuvar ve alt sınıf yapıları yetersiz kalmakta, eğitim ve öğretim hizmetlerinin niteliği ve kalitesi olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu şartlar altında, İnşaat Mühen-disliği Bölümlerinde, ulusal ve uluslararası akreditasyon kuruluşlarınca kabul edilebilir bir eğitim verilebilmesinin pek de mümkün olmayacağı görülmektedir. Ülkemizde çok iyi eğitim veren ve uluslararası kalitede mühendis yetiştiren köklü fakülteler bulunmakla beraber çok zayıf bir yapı ile mühendislik eğitimi vermeye çalışan fakülteler de vardır.

Ayrıca bu sorunlar arasında, Türkiye’de üniversitelerin büyük bir kısmının geleceğe yönelik sağlıklı bilimsel program ve hedefl erinin olmaması olduğu belirtilmiştir. Türkiye’de tüm inşaat mühendisliği bölümleri geleceğe yönelik hedef ve çalışmaların misyon ve vizyon başlıkları altında belirleye-rek öğrencilerine, meslek camiasına ve topluma taahhütte bulunmakta, bunu da web sayfalarında duyurmaktadırlar. İnşaat mühendisliği bölümlerinin web sayfaları incelen-diğinde, misyon ve vizyon başlıkları altında yazılanların hemen hepsinin birbirine benzer ya da özdeş olduğunu görmek mümkündür. Bu durum teorik olarak eğitim öğre-tim programlarının birbirine benzer olduğunu ve hemen hemen aynı donanımda inşaat mühendisi yetiştirmeyi taahhüt ettiklerini göstermektedir.

Yurdumuzdaki bütün eğitim programları sürekli bir değişim içindedir ve değişikliklerin başarı derecesini ölçecek zamana ulaşmadan başka değişiklikler yapılmaktadır. Bu durumda yapılan düzenlemeler beklenen iyi sonuçları verememek-tedir. Maalesef fakültelerimizde hem öğrenci, hem de bazı öğretim üyeleri tarafından temel bilimlere gereken önem verilmemektedir. Orta öğretimden sadece test yöntemleri

ile çözüm öğrenerek gelen öğrenci, temel bilimlerde başarı gösterememektedir.

Öğrenci, bol problem çözümü isteyerek ezberciliğe ve ka-lıpçılığa dayalı öğretim alışkanlığını sürdürmeye çalışmakta, öğretim üyeleri de buna karşı direnç gösterememektedir. Öğrencilerin çoğu, tembel öğrenciyi ödüllendiren afl arı görerek, nasılsa mezun olurum düşüncesine kapılmakta ve eğer derse girerlerse derste verilenle, girmezlerse arkadaşı-nın ders notlarının fotokopisi ile yetinmektedir. Ders kitabını yeterince çalışmayan öğrenciler biraz değiştirilerek soru-lan soruları bile yapamamakta ve başarısız olmaktadırlar. Mühendis çalıştıran kuruluşlar kolay yolu seçerek, kendileri tarafından öğretilmesi gereken bilgilerin de üniversitede öğretilmesini istemektedirler. Ayrıca bazı öğretim üyeleri sadece çok iyi bildikleri konuları anlatarak kolay yolu seç-mektedirler.

Odamızın yayınladığı İnşaat Mühendisliği Eğitim Vizyon Raporunda, yürütülen anket çalışma sonuçlarına dayanarak eğitim-öğretim sorunlarında son yıllarda yabancı dil ile eği-tim konusunda büyük bir karmaşa yaşanmakta olduğu be-lirtilmiştir. Yeni kuruluşlar başta olmak üzere birçok üniversi-te derslerinin ya bir kısmını, ya ada tamamını yabancı dilde vermeye başlamıştır. Bir yıl hazırlıktan sonra, yarı Türkçe yarı yabancı dil, mesleki beceriler kazanmaya çalışan öğrenciler, büyük bir karmaşanın içinde kalarak, düşünme, irdeleme ve konu ile ilgili yorum yapma yeteneklerini kaybetmeye başlamışlardır. Dersleri anlamak yerine, yabancı dilde cümle ezberlemekle yetinir olunmuştur. Yetersiz öğretim üyesi sa-yısı ve niteliği ile birçok bölüm, İnşaat Mühendisliği eğitimi-ni yabancı dilde vermeye çalışarak hem verdikleri eğitimin kalitesini düşürmekte, hem de mezun olacak öğrencilerin öğrendiği bilgileri azaltmaktadır. Vakıf üniversitelerinin rekabet amaçlı, devlet üniversitelerinin ise bilinmeyen nedenlerle girmiş oldukları bu girdap ehil olmayan hekimin can alması misali bu işi gerçek anlamda yapan üniversitele-rimizin pratiklerinin bile sorgulanmasına neden olmaktadır. İngilizce eğitim programlarını sırf İngilizce eğitim veriyoruz diyebilmek ve rekabetçi güçlerini yüksek tutabilmek ama-cıyla verdiğini iddia eden programların mesleki yabancı dil yeterlilikleri sorgulanmalı ve bu konuda kabul edilebilecek bir kalitenin sağlanabilmesi için gerekli düzenlemeler ve fiziksel donanım vakit kaybetmeden yapılmalıdır.

Uygulamalı bir dal olan mühendislikte, meslek lisesi çıkışlı öğrenciler hariç diğerleri genellikle deneylerden çekinmek-te, geçiştirmeye çalışmaktadırlar. Öğrenciler kendilerini derste, sınavda veya bitirme projesinde yeterince ortaya koyamamaktadırlar. Kontenjan artırımı, dersi tekrar alma ve aftan dönme gibi nedenlerle sınıfl ar aşırı kalabalık hale gelmektedir. Bunun sonucu olarak derslerin izlenmesi, ödev ve sınavların yapılıp değerlendirilmesi zorlaşmaktadır.

Diğer önemli bir problem de üniversitelerimizde yeter-li sayıda öğretim elemanının bulunmayışıdır. Bunun en

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 834

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ SORUNLARI

Ülkü Can

Page 37: genç-İMO 8. Sayı

önemli nedeni üniversitelerin özellikle parasal açıdan eski cazibesini kaybetmesidir. Bu durum genç araştırmacıların üniversiteye girmesine de önemli bir engeldir. Yüksek dere-ce ile mezun olan iyi öğrenciler ya yurt dışına gitmekte veya dolgun ücretle özel şirketlerde çalışmaktadırlar. Akademik elemanların alımında, yükseltilmesinde ve atanmasında, çoğu kez bilgi, başarı gibi kıstası yerine, yerel etkenler (siyaset, nüfuz vb. ) etkili olmakta, bu da İnşaat Mühendisliği Bölümlerinde, öğretim üyesi vasfından çok, ders veren hoca vasfında elemanların sayısının artmasına neden olmaktadır. Ülkemizde her ile bir Üniversite furyasının henüz başları olarak kabul edilebilecek 2007 yılı verilerine göre inşaat mü-hendisliği eğitimi veren programlarda öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı Avrupa ortalamasının 1,5-2 katındadır. (http://www.e-kutuphane.imo.org.tr/pdf/13848.pdf : sayfa 105) Bu durumun öğretim kalitesini, uzun vadede mühen-dislik hizmetlerinin niteliğini daha da olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Sayıca yetersiz öğretim elemanları ile açılmış bölümlerde öğretim elemanları aşırı ders yükü altında keli-menin tam anlamıyla ezilmektedir. Bu da doğal olarak hem eğitim kalitesinin düşmesine hem de arge faaliyetlerinin ya-pılamaz duruma gelmesine neden olmaktadır. Bunun yanı sıra, gelecekte öğretim üyesi olabilecek araştırma görevlisi sayısı da bölümlerde çok yetersiz kalmıştır. Daha da kötüsü, öğretim üyesi sayısının artırılması amacıyla yapılan düzenle-meler sonucunda, öğretim üyesi niteliği çok düşürülmüştür. Ülkemizin koşulları öğretim üyesinin önceliklerini değiş-tirmiştir. Eğitim, öğretim üyesinin para kazanma ve yayın yapıp doçent olma isteğinin ardından üçüncü önceliği durumuna gelmiştir.

Öğrencilerin staj süreleri ve staj yaptığı yerler İnşaat Mühen-disliği konusunda yeterli düzeyde değildir. Staja, bölümlerin yanı sıra kurum ve kuruluşların da gerekli önemi vermeleri gerekmektedir.

Çözüm Yöntemleri

Öncelikle mühendislik eğitimi ile ilgili hedefl er belirlenme-lidir. Milyonlarca gencin üniversite kapılarında beklediği ülkemizde yeni üniversite, fakülte veya bölümlerden önce mevcut olanların kalitesini artırıcı çalışmalar yapılmalı; daha sonra gerekli ön çalışma sonucunda gerçek anlamda alt yapısı sağlanabilen yeni birimler açılmalıdır.

Üniversitelerimizdeki öğretim elemanı sayısını koruyabil-mek ve artırabilmek için, başarılı mezunların akademik ya-şamı tercih etmeleri sağlanmalıdır. Bunun için, özel sektörde ya da yurtdışında kolaylıkla iş imkânı olan bölümlere diğer bölümlerden farklı, özendirici ekonomik önlemler getirilme-lidir.

Büyük illerin haricindeki illerdeki üniversitelere ön yargı ile değil, somut kıstaslarla yaklaşılmalı ve potansiyelleri değer-lendirilmelidir.

Odamızın düzenlediği İnşaat Mühendisliği Eğitimi Sempoz-yumlarında geliştirilen çözüm önerilerine katılarak aşağıda maddeler halinde belirtiyoruz.

• MÜDEK ulusal düzeyde istenen mühendislik lisans eğitim programlarını denetlemekte ve akredite etmek-tedir. İnşaat mühendisliği programlarının denetlenme-sinin teşvik edilmesi, diğer bölümlerin de dinamik bir

yapıya kavuşturulmasına, programların kendi içinde disipline edilmesi gibi önemli yararlar sağlayacağı düşünülmektedir.

• İnşaat Mühendisliği programlarından beklenen mesle-ğe özgü niteliklerin belirlenmesi için İMO ile MÜDEK’in ortak çalışma yapma olanaklarının bulunması ve geliş-tirilmesinin, inşaat mühendisliği eğitiminde niteliğin artışına önemli katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Mezun inşaat mühendisi niteliklerini İMO’nun değer-lendirmesi bir model olabilir.

• Mühendislik hizmetleri yelpazesinin bugünkü ve yakın gelecekteki durumu sağlıklı biçimde ele alınmalı ve her üniversite yetiştireceği mühendis modelini belirleye-rek eğitim düzenini buna uygun biçimde oluşturmalı, gerçekleşme oranı da sağlıklı bir model içinde izlenme-lidir.

Doktora yaptırma yetkisinin koşulları mutlaka olmalı-dır. Bu koşullar objektif bilimsel ölçütlerle belirlenme-lidir. Her bölüme doktora verme yetkisi verilmemeli, gelişmiş üniversiteler, diğerlerinin araştırma görevlile-rine doktora yaptırmalıdır. Yeni üniversitelerle gelişmiş üniversiteler eşleştirilerek etkileşim ve işbirliği sağlan-malıdır.

• İnşaat mühendisliği öğrencileri aldıkları lisans eğiti-minden çok mutlu olmadıkları ve öğretimin ezbere dayandığını ifade etmektedirler. Öğretimde amacın bilgi aktarmak değil, öğrenciye sorunu anlama (durum muhakemesi, analiz ve sentez yapabilme, öğrendiğini uygulama, sonuçları değerlendirme) gücünü kazandır-mak olduğu hiç bir zaman dikkatten kaçırılmamalıdır.

• Öğrencinin analitik düşünme yeteneğini pratik problemlerin ve projelerin geliştirdiği dikkate alına-rak, öğretim üyesinin ders anlatmanın yanında, yapıcı bir sonuca ulaşmak amacı ile hazırladığı problemle-rin çözümünde, öğrenciye yol göstermesi ve onun çalışmasını eleştiren bir unsur olması önerilmektedir. Seminerlerle birlikte benzetim, rol alma, tartışma ve örnek olay gibi grup çalışmaları, geleceğin mühendisi-nin muhakeme ve karar verme yeteneklerini geliştiren yöntemlerdir.

• Yaz dönemlerinde yapılan stajlar daha ciddi tutularak, amacına ulaşması sağlanmalıdır. Özellikle mühendislik öğreniminin son yılında öğrenciye sahip olduğu temel bilimler ve mühendislik bilimlerinden ileride nasıl yararlanacağı öğretilmelidir. Aksi takdirde öğrenci, meslek hayatında karşılaşacağı yeni konuları daima kendisine anlatacak birisine ihtiyaç duyar.

Mühendislik eğitiminde uygulanacak politikaların tespiti için toplumun çeşitli kesimlerinin temsil edildiği konseyler oluşturulmalı ve alınan kararlara göre eğitim politikaları gerçekleştirilmelidir.

• Mühendislik fakültelerinin eğitim programları, mezun olacak öğrenciden beklenen görevleri kapsayacak biçimde hazırlanmış olmalıdır. Eğitim programlarındaki amaçlar ve hedefl er, eğitimde bulunması gereken özel-likleri de belirleyecektir. Meslek içi eğitim yaygınlaştırı-larak ve geliştirilerek, mühendislik eğitimini tamamla-yacak ve sürekliliğini sağlayacak bir hale getirilmelidir.

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 35

Page 38: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 836

Geçmişten bugüne barajlar taş-kın önleme, sulama, içme suyu elde etme, elektrik enerjisi üretme gibi amaçlarla inşa edilmişlerdir. Türkiye’de 203 tanesi büyük baraj olmak üzere toplam 503 adet baraj bulunmaktadır. Teknolojinin ilerle-mesiyle birlikte baraj yükseklikleri her geçen yıl artmaktadır. Günü-müzdeki en yüksek baraj 300 metre ile Tacikistan’daki Nurek Barajıdır. Çoruh Nehri üzerindeki Deriner Barajı’nın ise yüksekliği 249 metre olarak dizayn edilmiştir. Bu teknoloji-ye karşılık sorunlar da büyümüş, bazı baraj yıkılmaları bir felakete dönüş-müştür.

Banqiao Barajı (Çin)

1951 yılında Ru nehri üzerine taşkın önleme ve elektrik enerjisi elde etmek amacıyla inşa edilmiştir. Kil çe-kirdekli barajın yüksekliği 24,5 metre, baraj hacmi 492 milyon metreküp ve dolu savak suyu 1742 m3/s hızla geçirecek şekilde dizayn edilmiştir. 1000 yıllık sel (günde 300 mm ) mik-tarına göre dizayn edilen dolu savak-lar, 1975 yılında yağan aşırı yağmura

dayanamamıştır. Ru nehri 8 Ağustos günü 1060 mm yağış almış ve 700 milyon metreküp su altı saat içerisin-de serbest kalmıştır. Bu su Banqiao barajı ile birlikte peşi sıra bulunan 62 barajın da yıkılmasına neden

olmuştur. Bu felakette 171.000 insan ölmüş, 5.960.000 yapı yerle bir olmuş ve bazı kentler suyun altında kalarak haritadan silinmiştir.

Vajont Barajı (İtalya)

Baraj İtalya’nın kuzeydoğusuna elektrik sağlamak amacıyla 1959 yılında inşa edilmiştir. 262 metre yüksekliğindeki beton kemer baraj 1960 Şubat ayında doldurulmaya başlanmıştır. Devlet 1960 yazında meydana gelen küçük toprak kayma-larını dikkate almamış, su seviyesini azaltarak toprak kaymasının oranını kontrol edebileceğini düşünmüştür. 9 Kasım 1963’te 260 milyon met-reküp toprak, ağaç ve kaya kütlesi rezervuara dökülmüş ve barajın önü-nü doldurmuştur. Yaklaşık 45 saniye süren toprak kayması, yüksekliği 200

Dünya’da Yıkılan

Barajlar

AYSUN TEKİN

ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

Banqiao Barajı

Vajont Barajı

Page 39: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 37

metreyi bulan dalgalar oluşturmuş ve 50 milyon metreküp su barajı aşıp mansap kısmındaki kasabaları yerle bir etmiştir. Bu felaket sonucunda 20000 kişi ölmüştür.

Teton Barajı (Amerika)

1976 yılında yapımı tamamlanan baraj toprak ve kaya dolgu tipi baraja örnektir. Baraj 93 metre yüksekliğin-de olup sel kontrolü için inşa edilmiş-tir. Yıkılmanın meydana geldiği 5 Haziran 1976 günü büyük çaptaki su sızıntıları sabah saat 8.30’da görül-

müştür. Baraj kretinden 40 metre aşağıda görülen sızıntının bir miktar malzeme taşıdığı ve hızının yaklaşık 50 lt/sn olduğu kaydedilmiştir. Saat 10.00’da diğer sızıntıyla birlikte aynı kotta yaklaşık 400 lt/sn civarında bir kaçak daha tespit edilmiştir. Bu kaçaklar gittikçe büyümüş ve saat 11.57’de nehir baraj dolgusu içine tamamen hücum etmiştir. Meydana gelen felakette 11 kişi ölmüştür. Daha sonra yapılan araştırmalarda baraj yerinin sismik bakımdan aktif olduğu ve geçirimli kayaçlardan meydana geldiği rapor edilmiştir.

Saint Francis Barajı (Amerika)

St Francis Barajı 1926 yılında açılmış, 61 metre yüksekliğinde ve beton ağırlıklıdır. Başlangıçta 53 metre-ye göre dizayn edilen baraj artan nüfus nedeniyle inşaatı sırasında 61 metreye kadar yükselmiştir. Baraj temelindeki fay, kil ve jips çimen-tolu konglomeranın suyla temasta dayanımsız hale gelmesiyle yıkılmış-tır. Beton ağırlıklı barajlar devrilme mekanizmasına göre inşa edilir. Yani barajın kendi ağırlığından kaynakla-nan moment suyun hidrolik basınç momentinden daha büyük olmalıdır. Barajın yapıldığı dönemdeki tekno-loji barajın sol tarafının dayandığı kayanın mukavemetini ölçmek için yeterli değildi. Sol birleşim yerinden ayrılan kütlenin büyümesi ile baraj yıkılmıştır. Ayrıca inşaatı sırasında yüksekliğinin arttırılması da barajın yıkılmasına sebep olmuştur.

Yazıdaki bilgiler wikipedia’dan alın-mıştır.

Saint Francis Barajı

Teton Barajı

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte baraj yükseklikleri her geçen yıl artmaktadır.

Page 40: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 838

Bireysel ve toplumsal yaşamın sür-dürülebilmesi için en önemli yaşam kaynaklarından biri olan enerji, günümüz koşullarında üretilen politikalar ve farkındalık süreçlerinin oluşturulamaması ile beraber, artık hepimizin ortak olması gereken bir sorun haline gelmiştir. Gerek meslek içi bizi ilgilendiren kısmı ile gerekse Toplumcu mühendisliğin ve mücadelenin gerekleri bakımın-dan; öznesinde insan olan ve insan yaşamının ihtiyaçlarını karşılarken, ekolojik ve kültürel değerleri göz ardı etmeyen bir enerji politikası başlıca hedef olmalıdır.

Enerji başlığı birçok terimi ve kayna-ğı kendi içinde toplasa da, üretim ve tüketim ayağına geldiğimiz zaman aslında ulaştığımız veriler bizlere sorunun ne denli ciddi olduğunu gösteriyor. Her ülkede olduğu gibi, ilk hedef, yerli kaynakların sınırsız bir şekilde kullanılması ve verimliliğinin her alanda artırılması iken Türkiye’de bu hedef siyasiler tarafından yanlış anlaşılmış olsa gerek. Zira, bu kişiler bu hedefi “Yerli kaynakların olabildi-ğince ulusal sermaye piyasalarına su-nulması, dışa bağımlılığın artırılması,

emekçi ve köylünün hakkının alına-rak doğal yaşam alanlarının, tarihi medeniyetlerin var olduğu kültürel değerlerimizin talan edilmesi, talan edilen yeşil alanlar ve zapt edilen ne-hirlerle bölgedeki ekolojik yaşamın bozulması ve bütün bunların sonucu olarak enerji üretiminin halka götü-rülmesi olarak” algılamaktadırlar. Bu sözlerimiz sadece gördüklerimiz ve duyduklarımız üzerine değil tabi ki. Karadeniz’den Güneydoğuya, Kuzey-den Batıya ülkenin her yanında hid-roelektrik santraller, termik santraller ve nükleer santraller planlanmakta, enerji üretimi uzun vadeli ve bilimsel bir politikaya dayanmamaktadır. Biraz sayılarla konuşmak ve bilimsel veriyi ortaya koyarak düşünmek daha yararlı olacaktır.

Bugün birincil enerji tüketiminde petrol ve doğalgazın, diğer enerji kaynaklarına oranla payı %65’i bulur-ken, sadece bu iki kaynakta dışa olan bağımlılık ise %85’leri aşmış durum-dadır. Yani tükettiğimiz petrolün sadece %3-4 civarı, doğalgazın ise %7-8 civarı yerli üretimdir. Endüst-riyel alandaki üretimin hızlı giden artışı ve nüfusun giderek büyümesi

ile beraber enerji ihtiyacı normal olarak artmaktadır. Ama, veriler bize göstermektedir ki, yerli kaynaklarda verimliliğin artırılması ve yenilenebi-lir enerjiye yönelmekten ziyade, var olan politika bizi emperyal düze-nin içine koymakta ve rant amacı gütmektedir. Enerjiyi bilimsel olarak değerlendirmek, planlar yapmak ve rasyonel verileri ortaya koyarak konuşmak gerekir.

Şuan Türkiyenin en büyük kaynakla-rından biri olarak görülen Kömür’de enerji tüketim oranı %30 civarında-dır. Diğer yerli kaynaklardan olan Linyit ve bor madenleri rezervlerinin işlenebilmesi ve enerji elde edilmesi daha çok endüstriyel alanda yapıl-makta ve buradaki Linyit ve Kömü-rün sanayi dalındaki enerji tüketim oranı ise sırasıyla %4 ve %25’dir.Teknolojinin ve bilimsel çalışmaların giderek yoğunlaştığı enerji dalında, en önemli konu başlıklarından biri ise “Yenilenebilir Enerji “ dalı olarak görülmektedir. Bu enerji dalına hid-roelektrik santralleri, rüzgar enerjisi santrallerini, jeotermal ve güneş enerjisini koyabiliriz. Bu kaynakla-rın hepsinden elde edilen elektrik

enerjisi ile beraber, üretim po-tansiyelimiz artsa da, kaynakların içeriklerine göz atmakta fayda var. Özellikle HES’ler konusun-daki kulaktan dolma bilgiler ve işin halk çıkarını gözetmek ile başlayan kısmı düşünüldüğünde, HEs’leri konuşmak daha anlamlı olacaktır. Şunu vurgulamak gere-kir ki, her gün evimizde, işimizde vazgeçemediğimiz enerji bir yer-lerde bir şekilde üretilmektedir ve bunun aksini düşünmek, ben enerjiye ulaştıktan sonra kaynağı-nın yada üretim biçiminin önemi yoktur deyip arka plana koymak, mühendislik disiplinine ve bilim-sel yaklaşımlara uymayacaktır. Bu bağlamda, evet Türkiye gibi hidrolik enerji üretim potansiyeli

Enerji Politikaları

BURAK DURAN

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ

Page 41: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 39

yüksek olan bir ülkedir ve tabii olarak özkaynağa dayalı üretim vazgeçil-mezdir. Türkiye yüzölçümünün yak-laşık %1.8’i (1.4 milyon hektar) doğal göller ve baraj göllerinden oluşmak-ta, yıllık ortalama yüzey suyu akımı ise 123 milyar m3 olarak hesaplan-maktadır. Su yoksulu olamayan bir ülkede yaşamımızı sürdürsek de, kişi başına düşen yenilenebilir su potan-siyeli 3500 m3 civarındadır. (Dünyada ise 7600 m3) Mevcut teknik hidrolik potansiyel 216 Milyar kWh/yıl iken şuan işletilen ve üretilen hidrolik enerji miktarı 140 kWh/yıl olarak DSİ verilerinde yer almaktadır. Amacımız sayılarla konuyu boğmak değil tabi ki sadece var olan durumun kısa bir özetini verebilmek.

Her dere üzerine kurulan HES’lerin toplam kurulu gücüne bakıldığın-da, konuşulanın aksine ana tüke-tim kaynaklarındaki payı oldukça düşüktür. Burada bölge halkları ile ortak karar verilmesi gerekirken, şirketlerin taleplerine göre kanunlar çıkararak, sosyo-ekonomik ve doğal tahribatların oluşması HES’lere karşı bir mücadele ortamının kıvılcımını yakmıştır. Sonuç olarak yenilenebi-lir enerji demek, yenilenebilir olan enerji kaynağının, enerji üretimin-den sonra var olması ve o kaynağın sürekliliğinin sağlanmasıdır; yani suyu bir daha kullanılmamak üzere yok ederek ticarileştirmek değildir. Sadece HES’ler için durum böyle değil tabi ki. Rüzgar Enerjisi Santral-leri (RES) üzerine dünyada yapılan araştırmalar da bizlere önemli veriler sunmakta. Endüstriyel ölçekteki bir

rüzgar türbininin düz alanda 2 km, engebeli arazide 3.2 km yarıçap içerisinde yaşayan insanların ve tabi ki hayvanların sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkileri olduğu saptanmış-tır. Çok yaygın bir yenilenebilir enerji kaynağı haline gelen güneş enerji-sinde ise yapılan çalışmalar ve alınan verimler yüzümüzü güldürebilir. Eğer bir bölgede, metrekareye bir yılda düşen güneş enerjisi 1650 kWh kritik değerin üstünde ise, bu bölge güneş enerjisinden elektrik enerjisi üretimi için uygun olmaktadır. Bu değerin sağlandığı özellikle İç Anadolu, Güney ve Güneydoğu Anadolu böl-gelerinde, güneş enerjisi potansiyeli yüksek seviyede olup, üretim ise bu potansiyeli ne yazık ki yansıtama-makta. Özellikle konutlarda sıcak su-

yun elde edilmesi, sanayide üretilen enerjinin payının güneş enerjisi bazlı büyümesi dünyada şu anda izlenen ciddi bir yöntem haline gelmiştir.

Değerlendirmelerimiz sayısal veriler-le uzayıp gidebilir fakat genel olarak asıl yapılması ve farkına varılması gereken nokta şudur ki ; kimse enerjinin üretilmesine ve yaşamın doğal akışına karşı değil. Aksine enerji üretimini hat safhaya çıkarmak bütün ülkelerin şu an ki gelecek hedefl erinde olduğu gibi bizim de hedefimiz olmalı. Fakat, üretim kaynaklarını yerli kaynaklara yönelt-mek ve bu kaynakların olabildiğince verimli kullanarak halka sunmak asıl amaç olmalı. Bizler İnşaat Mühendis-liğini ve diğer mühendislik disiplin-lerini masaya koyarak, doğa, kültür ve insanla iç içe; tümleşik bir enerji politikası üretmeliyiz. Burada her şeyi üretim kaynaklarından bekle-mek çözüm olmamakta, bireylerin, endüstriyel alanların ve üretim yapan grupların tasarruf yöntemleri geliştirmesi gerekmektedir.

Kaynaklar

- TMMOB Makine Mühendisleri Odası Dünya’da ve Türkiye’de Enerji verimliliği Raporu,2008

- http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1029

- http://www.dsi.gov.tr/hizmet-alan-lari/enerji

Page 42: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 840

Madenlerde rödovans anlaşmaları

nasıl yapılıyor, rödovans nedir?

Can Doğan: Rödovans’ın anlamı kiralama oluyor yani taşeronlaşma-dan biraz daha farklı, devlet adına madeni çıkarıyor ve devlete satıyor. Kamunun madencilikten elini çektiği yerlerde bu tarz anlaşmalar yaparak, yani ruhsatın devredilmesi vesaire falan değil direk olarak herhangi bir şirkete madeni çıkaracaksın ve bana şu kadar para ödeyeceksin gibisinden bir süreç işliyor. Yani as-lında özelleştirmenin bir adımı. Tabi oradaki en büyük problemlerden biri özel şirket, böyle işletmeler bu alana girdiği zaman karı birinci plana koyduğu için daha önce yapılan üretim maliyetleri hesaplarıyla ciddi farklar oluşuyor. O da çoğunlukla işçi ücretlerinden, özlük haklarından, aşırı üretim zorlamalarından, iş gü-venliği ve işçi sağlığı gibi önlemlerin alınmamasından, bir bütün olarak işyeri diyebilmemiz için gerekli olan tüm altyapının önemsenmemesi ya da göz ardı edilmesi ile karşılanıyor. Yoksa “karlı” olan bir yapı neden özel-leştirilsin. 80’lerden günümüze, kar elde etmiyor bahanesiyle özelleştir-meler yapılıyor, yoksa doğru bir işlet-me ve doğru bir planlama ile ve tabiî ki karlılık önemli ama kamu birinci planda ve kendi doğal kaynaklarımız ve bunların hayati önemi var. Bunları bu şekilde değerlendirmeyip farklı amaçlar için kullanırsan, birilerine peşkeş çekmek, yandaşa vermek için uğraşırsan, sonuçta görüyoruz; iş cinayetleri, ölümler, yaralanmalar, meslek hastalıkları her geçen gün daha da artıyor. Bu tip anlaşmalarda

kota uygulaması da yapılıyor mu, kota aşımı yüksek kar getiren bir durum sonuçta.

Yani o yaptığı anlaşma ile ilgili özel bir tarif yok bununla ilgili, işletmeyle iş yapan firma arasındaki anlaşma ile ilgili. Sonuçta Soma’da gördüğümüz olayda maden şirketinin planlama-sında yılda 1.5 milyon ton olarak hesaplanmış ve buna göre üretim planlaması yapılmıştır, 3 milyon ton-luk üretim yapılıyor. Demek ki böyle bir anlaşma, yani bir bonus vermek, bir prim vermek gibi bir anlaşma olduğu için 1.5 milyona değil de 3 milyona göre çalışma yapılıyor. Ve böyle problemler yaşanıyor.

Şırnak’ta yaşanan göçükte durum

biraz daha farklı sanırım, kaçak bir

işletme söz konusu.

Can Doğan: Evet Şırnak’ta öyle bir durum var. Şırnak’ta çıkarılan cevher kömür olarak tanımlanıyor ama kö-mür değil asfalt diye tanımladığımız

Madenlerdeki İş Cinayetleri

Üzerine Söyleşi

GENÇ-İMO ÖĞRENCİ KONSEYİ

11 Kasım 2014 tarihinde TMMOB Maden Mühendisleri Odası 2. Başkanı Can Doğan ile yaptı-

ğımız söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz.

Taşeronluğu kaldıracağız dediler

ve şimdi çıkan yasada taşeronlaşmayı

yasal hale getirdiler. Rödovans için de

aynı şey geçerli, maden ocaklarına

baktığımız zaman işin artık büyük tekellere

peşkeş çekildiği ve ülke kaynaklarının

tarumar edildiği bir kanun olarak ortaya

çıkıyor.

Page 43: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 41

petrol ürünü, yani petrolün kayaç-lardan sürülmesi sırasında oluşan bir tortu tabakası, ama kömür gibi çıka-rılıyor. Orada kaçak işletmeler yani tırnak içerisinde kaçak işletmeler var, bunu devlet de biliyor herkes te bi-liyor. Orayı incelemeye gittiğimizde, Soma’da meydana gelen ölümlerin arkasından, herkes şunu söylüyor; kaçak olan yerde elektrik ne arar? Cudi Dağı’nda, kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde, askeri bölge ilan edilen yerlerde bu iş yapılıyor ve buradan da birileri nemalanıyor ki, elektrik de çekilmiş, aydınlatması var, işçiler orada televizyon izliyor. İhti-yaçlarını giderecek öyle çok büyük bir altyapı olmasa da sonuçta çayını kahvesini yapacağı yer, var elektrik gitmiş yani, tel çekilmiş. Buna kaçak denmesi çok doğru olmuyor. Herke-sin gördüğü ve herkesin bildiği ve izin verdiği yer anladığımız kadarıyla orda çıkar grupları da bu işten nema-lanıyor. Orada olan da işçilere oluyor işçiler de köyleri boşaltılmış, göç et-mek zorunda kalmış ve açlıkla ölüm arasında tercih yapmak zorunda kalan insanlar. Açlıktan ölmektense en azından ocakta ölmeyi tercih edi-yorlar. Böyle bir durum söz konusu tabi burada yapılan işlem madencilik değil çok ilkel koşullarda kazma kürekle çalışma yapılıyor. Madencilik dememiz çok doğru olmaz orası için.

Peki ya Ermenek?

Can Doğan: Yani şimdi Ermenek ve Soma arasında çok ciddi benzerlikler var. Sadece fark şu birinde gaz vardı birinde su. İki olaya baktığımızda da daha önce terk edilmiş ocaklar-dan birinde gaz birikmiş öbüründe su birikmiş. Ani bir şekilde ocağa gazın ve suyun girmesi Soma ve Ermenek’te yaşanan olay. Birbirin-den hiç farkı yok. İkisinin de ana problemi özel sektörün bu konuy-la ilgili herhangi bir altyapısının olmaması. Yani bir havza planlaması olmadığı için birbirinden bağımsız bihaber çalışma yürütülüyor. Ya da haberleri vardı biliyorlardı bunu göz ardı ettiler. Ve sonuçta da böyle bir facia ile karşılaşıldı.

Ya yaşam odaları yeterli olsaydı,

engellenebilir miydi yaşananlar?

Can Doğan: Yaşam odası burada sorunu çözen bir önlem değil. Yaşam

odası sadece herhangi bir olumsuz-luk olması halinde çalışanların işçile-rin sığınabileceği mekânlar yaratıl-ması, son çare olarak, ama buradaki son şey onun yapısal sorunu, yani o madenin projesinden planlamasın-dan işletmesine kadar olan bütün sü-reçlerde ciddi eksiklikler olması. Yani madencilik tekniğine uygun bir süre-cin yürütülememiş olmasından kay-naklı. Orada yaşam odası olsaydı ne olurdu sorusu, yaşam odası olsaydı Ermenek’te yine bu kadar insan ölür-dü. Yani yaşam odası suyun altında kalacaktı ve bu kadar insan ölecekti. Somada olsaydı ne olacaktı 301 tane madencinin bir arada sığınabileceği yaşam odasını yapmak teknik olarak pek mümkün değil, işlerliği de olmaz zaten. 301 tane madencinin orada olması da zaten çok akıllıca bir şey değil. Madencilikten iyi örneklere baktığınız zaman aslında tamamen mekanizasyona geçen, insan hükmü-nün daha farklı kullanıldığı, üretimin daha çok mekanize yöntemlerle yapıldığını görüyoruz. Herhalde 300 tane insanın bir arada üretim yapması ciddi bir riski de beraberin-de getiriyor. Yaşam odasının o kadar insanı koruyacak bir kapasitesi yok. Esas sorun o olayın gerçekleşmemesi için ne yapılmalıydı onun üzerinde durmak. Şu anda gündemde bu facialar yaşandığında yaşam odasını ön plana koyuyorlar. Yaşam odalarını ön plana koymak biraz daha konuyu saptırmak için, manipülasyon amaçlı yapılıyor. Esas mesele madencilikle ilgili, esas mesele çalışan işçilerin çalışma koşulları ile ilgili, esas mesele kar hırsıyla ilgili yani sermayenin kendi fıtratında olan bu anlayışın sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

İş kazası nedir peki? Madenlerde

sadece yeraltında yaşananlar mı?

Can Doğan: İş kazası bizim mevzu-atta şöyle tanımlanıyor, bir sigor-talı olması gerekiyor çalışanın veya işçinin, kaza tanımlaması ise yapılan işler ile alakalı, yer altı yer üstü de olması önemli değil, evden çıkıp serviste olan da bir iş kazası ya da ne bileyim görevlendirme bir başka şehirde veya bir başka bölgede çalışma yapmak için gittiği zaman da eğer orada bir kaza olursa da iş kazası olarak değerlendirilir. Ya da ça-

lışmak için bir yere gönderildiğinde kaldığı yerde de kaza gerçekleşebilir, bu bir otel olabilir ya da bir misafir-hane olabilir. Orada başına bir kaza gelmesi durumunda da iş kazası olur. Yani bu mevzuatta net olarak tanım-lanmış durumda. Bir, sigorta kavramı var kayıtlı işyeri olması lazım, iki, işle işyeri ile alakalı yapılan işlerde olması lazım. Yani o anlamda o doğru bir bilgi değil bir de iş kazasının teknik bir tanımı var, uluslararası çalışma örgütünün ve dünya standartlarının da kabul ettiği herhangi bir olaya iş kazası ya da kaza diyebilmemiz için beklenmedik olması öngörülmemiş olması ve planlanmamış olması lazım. Baktığımızda bizim ülkemiz-deki bütün iş cinayetlerine hepsi öngörülebilir şeyler. Ve önlenebilir şeyler. Orada öyle terk edilmiş bir ocağın varlığı bilinmesine rağmen, orada bir gaz birikmesinin ya da su birikmesi riskinin bilinmesine rağmen herhangi bir şey yapılmıyor önlem alınmıyor. Dikkate alınmıyor

Ermenek ve Soma arasında çok ciddi

benzerlikler var. Sadece fark şu

birinde gaz vardı birinde su. İkisinin

de ana problemi özel sektörün bu konuyla

ilgili herhangi bir altyapısının

olmaması. Yani bir havza planlaması

olmadığı için birbirinden bağımsız

bihaber çalışma yürütülüyor. Ya

da haberleri vardı biliyorlardı bunu

göz ardı ettiler. Ve sonuçta da böyle bir

facia ile karşılaşıldı.

Page 44: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 842

ve bir yere kadar biriken gaz belli bir noktadan sonra artık o çalışılan alana dolarak insanların ölmesine neden oluyor. Yani bu öngörülemeyecek bir şey değil. Tahmin edilemeyecek bir şey değil o yüzden bunlara iş kazası demiyoruz. İş cinayeti diyoruz.

İLO sözleşmesi bir iyileştirme

getiriyor mu?

Can Doğan: İLO sözleşmesine Tür-kiye yeni imza attı. Yani madenlerle ilgili inşaatlarla ilgili ve iş güvenliği hizmetleri ile ilgili atmış olduğu im-zalar var daha öncesinde. Sorun ILO sözleşmelerine imza atıp atmaması değil, ILO sözleşmelerine baktığımız zaman çok kapsamlı sözleşmeler değil. Orada da en önemli nokta çalışanların, katılımı işçilerin katılımı meselesidir. Bunun maddi olarak ha-yata geçmesinin araçları olmayınca ülkede, bu sadece sözleşme olarak arşivlerde kalıyor. Çünkü çalışanların işçilerin katılımının en önemli aracı sendikalardır. Güçlü bir sendikal örgütlenme olması lazım. Bu olma-yınca çok da hayata geçmiyor. Yani ILO sözleşmeleri olumsuz değil fakat çok fazla bir değişiklik yaratmayacak. Benim düşüncem bu.

Ya Yeni yasa neler değiştirecek?

Can Doğan: Maden yasasında yapılan değişiklikler ve ölümlerden sonra cinayetlerden sonra yapılan değişiklikler aslında bu yapısal sorunu çözen değişiklikler değil tam tersine daha da içinden çıkılmaz bir hale getirecek. Örneğin işte soma faciasından hemen sonra yönetme-

likte bir değişiklik oldu. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yönetmeliğinde, orda koydukları şey gaz maskesi, değişim istasyonları yani sığınma odala-rından daha felaket teknik açıdan kullanılabilirliği ve uygulanması zor, aynı zamanda çok daha maliyetli ve çok daha riski yüksek bir durum. Dediğim gibi orada yapısal sorunlar var. İşin tekniği ile ilgili sorunlar var ve bir de çalışma yaşamıyla ilgili sorunlar var. Sorunlar çözülmeden bunları görmeden sorunun kaynağı olan şeyler es geçiliyor. Ve sadece ve sadece dostlar alışverişte görsün.

Taşeronluğu kaldıracağız dediler,

bu bir iyileşme getirmeyecek mi?

Can Doğan: Taşeronluğu kaldıra-cağız dediler ve şimdi çıkan yasada taşeronlaşmayı yasal hale getirdiler. Rödovans için de aynı şey geçerli, maden ocaklarına baktığımız zaman işin artık büyük tekellere peşkeş çekildiği ve ülke kaynaklarının taru-mar edildiği bir kanun olarak ortaya çıkıyor. Bunun içerisinde işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili tedbirlere baktığımızda, dediğimiz gibi dostlar alışverişte görsün. İlaç olabilecek herhangi bir sorunu çözebilecek bir düzenleme olarak karşımıza çıkmı-yor.

TMMOB, bu duruma karşı neler ya-

pıyor, Maden Mühendisleri Odası

yıllardır bu konuyla ilgili mücade-

le ediyor bildiğimiz kadarıyla.

Can Doğan: En azından ben şunu söyleyebilirim, 2006’dan beri işin içe-

risindeyim. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili TMMOB da ve oda da belki klasörlerce diyebileceğimiz görüş bildirdi. Bunun bu şekilde olacağını böyle çözümlerin ölüme engel olaca-ğını söylememize rağmen defalarca bizim görüşlerimiz dikkate alınmadı. Ve her seferinde biz haklı çıktık. Bu haklılığımız herhangi bir öngörüde bulunmak ile ilgili değil. Bu öngörü-lerimizin hepsi bilimsel doğrulara dayanıyor yani mesleğimizle ilgili yaptığımız değerlendirmeler. Ama bunların hiçbiri dikkate alınmıyor son olarak da TMMOB yasası ile beraber sesinizi keseceğiz siz çıban-başısınız gibi bir değerlendirmesi var iktidarın. Ve bu durumda da saldırıya geçmiş şekilde, biz de buna karşı mücadelemizi vereceğiz tabi.

Soma’da gördüğümüz olayda maden şirketinin planlamasında yılda 1.5 milyon ton olarak hesaplanmış ve buna göre üretim planlaması yapılmıştır, oysa 3 milyon tonluk üretim yapılıyor!

Şırnak’ta çıkarılan cevher kömür olarak

tanımlanıyor ama kömür değil asfalt

diye tanımladığımız petrol ürünü, yani

petrolün kayaçlardan sürülmesi sırasında

oluşan bir tortu tabakası, ama kömür

gibi çıkarılıyor.

Page 45: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 43

Kent tanımı ile başlamak gerek ama kentin tanımını yapmak kolay değil, bu tanım mekânın zamana bağlı olarak değişmesiyle dinamik bir yapı kazanmıştır. Yine de kısa bir tanım yapmak gerekirse; ünlü kentbilimci Lewis Mumford, “Kent, bir topluluğun kültürünün ve erkinin yoğunlaştığı yer, zamanın bir ürünü, birikimidir” der.

Kent hakkına baktığımızda; Kentin görünen, tasarlanan ve yaşanan bir mekân olduğunu ortaya koyan Lefebvre, kentte yapılan mekânsal düzenlemelerin kentlilerin tüm haklarını derinden etkileyecek bir potansiyele sahip olduğunu ortaya koymaktadır (Lefebvre, 2002). Bu hakların elde edilmesi, tanınması ya da kaybının engellenmesi için kentsel yaşamın tümünde söz sahibi olunmasını sağlayacak bir hak tanımlamak gerekmektedir. Bu hak istediği, hayal ettiği gibi bir kentte yaşayabilmek için karar alma süreçle-rine dâhil olmayı sağlayacak bir “kent hakkı” olarak tanımlanmaktadır.

Harvey’e göre kent ve kentleşme süreçleri artı değer kullanımının ana kanallarından birisi haline gelmiş-se,( bugün olduğu gibi) kent hakkı, bu artı değerin kullanımı üzerinde demokratik bir yönetim kurmak anlamına gelir. Kent hakkı, kentsel kaynaklara erişime yönelik bireysel özgürlüklerin çok ötesinde, kenti değiştirmek suretiyle kendimizi değiştirme yani kendi geleceğimizi belirleme hakkıdır. Harvey, bu hakkın bireysel değil ortak bir hak olduğu-nun altını çizer ve en kıymetli ama en çok ihmal edilen insan hakkı olduğu-nu ilan eder.

Harvey’e göre kent hakkı bugün küçük bir siyasal ve ekonomik elit grubun elindedir ve geri kazanılması gerekir. Bu geri kazanma sürecinde kent hakkı kavramı üzerinden birlikte muhalefet olasılığını tartışır. Kentleş-

me süreçlerinde artı değer üretimi ve kullanımı üzerine odaklanan ve bu-nun kimler tarafından yönetileceğini sorgulayan kent hakkı kavramını, ge-niş bir toplumsal hareketin inşası için kent hakkının demokratikleşmesini sağlamak, kentsel mekânı almak ve yeniden üretmek, kamusal alanları yeniden kazanmak / korumak üzere çalışan bir slogan ve politik bir ideal olarak tanımlar (Harvey ,2008)

Birleşmiş Milletler’in çeşitli örgütleri tarafından konut hakkının temel insan hakları arasında yer alması, devletlerin bu hakkı tanımak ve garanti altına almak için yapması gerekenler konularında son otuz yıldır önemli ilerlemeler kaydedilmiş-tir. Konut hakkının sağlanması temel ilkeleri doğrultusunda devletlerin yapacakları uygulamalarda yurttaş-lara barınma güvenliği sağlaması, yurttaşların temel kentsel hizmet-lerden faydalanmasını garanti altına alması, konut sunumunun ailelerin ödeme gücü içerisinde kalması, konutun konumunun toplumsal ve kolektif hizmetlere ulaşımda elverişli olması, konut ve barınma koşulla-rının kültürel kimliğin ve çeşitliliğin korunup geliştirilebilmesine ola-nak tanıması gibi noktaları dikkate alması gerekliliği vurgulanmaktadır (Keleş, 2003:99).

Ancak, bu çerçevede ortaya konan, insanların evlerinden çıkarılmaları ve buna yönelik projelerin uygulan-madan önce ciddiyetle ele alınması yönündeki tavsiye kararları devletler tarafından gerektiği ölçüde benim-senmemiştir ve kentte büyük ölçekli sosyal açıdan yıkıcı değişimler yapıl-maya başlanmıştır.

Kentsel Dönüşüm

Kentsel Dönüşüm son zamanlarda sıkça telaff uz edilen kentler yarışma-

sının(!) önemli bir aracı konumunda bulunmaktadır. Fiziksel mekâna aşırı vurgu ve değişim değerinin bas-kınlığı en önemli özelliğidir. Kentsel Dönüşüm projesinin yapıldığı yere yapılan müdahalenin sadece fiziksel değil çok yönlü etkileri olduğu unutulmamalıdır. Kentsel dönüşüm projeleri kentin sosyal, kültürel ve psikolojik çok yönlü ilişkilerini görmezden gelerek fiziksel mekâna estetik ve sermaye mantığıyla bak-maktadır.

Kentsel dönüşüm, kente neo-liberal bakışın mekândaki izdüşümüdür. Kentler giderek parçalanarak çe-lişkilerin derinleştiği alanlar haline gelmektedir. Bu ayrım çizgisi etnik ve dini kimliklerle birlikte ifade bulabi-len sınıfsal ayrımdır. Kent, sermaye mantığıyla biçimlendirilip dönüş-türülürken kentte yaşayanlar öteki konumuna itilerek dışlanmaktadırlar. Neo-liberalizm kentte yeni kent yoksulları üretirken, onların yaşadığı yerleri meta haline indirgeyerek dışlanmayı arttırmaktadırlar.

Kentsel dönüşüm kentin belli başlı sorunlarını çözme iddiasıyla ortaya çıkmasına karşın, kentin belli başlı sorunlarını geçici bir süreliğine de olsa azaltacağına yapısal sorunları büsbütün daha da arttırmaktadır.

Kısaca söylemek gerekirse kent-sel dö-

Kent ve Kent Hakkı

SELÇUK YILMAZ

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

a konan, lmaları uygulan-alınması devletler benim-

ük ölçekli ler yapıl-

gerekirse kent-sel dö-

Page 46: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 844

nüşüm projeleri tamamen sermaye mantığıyla değişim değerine vurgu yapmaktadır. Kenti neo-liberal bi-çimlendirmenin bir aracıdır kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşüm projele-ri sonucu kentlerde yeni bir burjuva-zi ve orta sınıf yükselmekte ve eski egemen blokla olan ilişkileri gergin-leşmektedir. Alt sınıfl ar kentte dış-lanmakta daha önce yaşadığı alanlar yeni yükselen burjuvazi tarafından yağmalanmakta ve mülksüzleştiril-mektedir. Kentsel dönüşüm, ulusla-rarası sermaye için kenti daha uygun hale getirmenin altyapısını hazırla-yan bir araçtır. Bu yönüyle kentle uğ-raşan herkesin kentsel dönüşümün hâkim felsefesine ve uygulamalarına karşı çıkması gerekiyor. Kazanımların toplumsal mücadelelerle olduğu unutulmamalıdır.

Kent Hakkı ve Demokrasi İçin

Mücadele

Mücadele söylemi özellikle yaşanabi-lir çevre ve barınma hakkı gibi tek bir hakka atıfl a dikkat çekerken, müca-dele sürecinde söylemin farklı hakları da içerecek biçimde genişlediği gö-rülebilmektedir. Özellikle “kent hakkı” gibi şemsiye kavramların kullanımı

aynı zamanda Demokrasi mücadele-si açıdan da işlevseldir.

İnsan Hakları bağlamında, kentsel dönüşüm ile haklar ve mücadele arasındaki ilişkiler iki farklı yaklaşımla ele alınabilir; bu yaklaşımlardan bi-rincisi “eylem odaklı” olarak adlandı-rılabilir. Kentsel dönüşümü bir devlet politikası olarak uygulayanlar ile bu politikanın uygulanmasına karşı direnenlerin eylemlerinin bir bütün olarak temel insan haklarının hangisi ile ve nasıl ilişkilendirildiğinin ele alınması, bu eylem odaklı yaklaşımı ortaya koyar. Bu yaklaşımda, aktörle-rin ve kurumların eylemlerinin farklı hakları dikkate alan bir meşrulaştır-ma süreci içerisine girdikleri görül-mektedir.

Örneğin; bir kent merkezinde suç oranlarının yüksek olduğu bir alanda kentsel dönüşüm projesi yapmaya karar veren bir belediye yaptıkla-rını suçtan zarar görenlerin yaşam haklarını savunma şeklinde söylem-leştirirken, dönüşüme karşı çıkan aynı alanın sakinleri ise direnişlerini barınma ve kültürel haklar bağlamın-da meşrulaştırabilmektedir.

Birinci mücadele türü olarak “ey-lemler” kentsel dönüşümün anlık

ve uzun soluklu etkileri karşısında kitlelerin var olma mücadelesinin bir ürünü olarak ortaya çıkarlar.

İkinci yaklaşım ise kentsel dönü-şümden bağımsız olarak haklara ilişkin kentsel, toplumsal hareketler aracılığıyla yürütülen uzun soluklu mücadeleler ve bunun karşısında devletin haklara ilişkin tanımladığı hukuki çerçeve ile belirlenmektedir.

Sonuç olarak Kent’te yaşayan insan-ların Barınma ve konut hakkı temel insan hakları arasında yer alır ve top-lumun yaşadığı çevreyi yani yaşam alanını değiştirme hakkı vardır, bu hakları Kent Hakkı olarak toplarsak kentli her birey bu haklara sahiptir ve topluma karşı sorumluluğu gereği de bu hakları koruması gerekir.

Dayanışma ağları, TMMOB ve bağlı odaları ve mücadele örgütleri Kent hakkı mücadelesinin hukuki boyu-tunu üstlenirken. Özellikle Halkın mühendisleri, mimarları ve şehir plancıları‘nın toplumu kent hakkı konusunda bilgilendirip bu mücade-lenin en önünde yürümeleri gerekir. Mücadelenin “Eylemlilik” sürecinde de yine en önde Kent Talanına karşı durmalıdır.

Dayanışma ile kalın.

Anadolu’da bir gelenek vardır, ölen-leri karanfil ile anarız. Kimisinin de resminin yerine koyarız karanfili. Bu ülkede demokrasi mücadelesinde yitirdiğimiz yüzlerce canımız var. Bu yüzden karanfil ülkesidir burası. Karanfiller ülkesinde çiçeğe ağaca sahip çıkmak zor meziyettir. Ülkenin bütün yeşil alanları ve kamu alanları sermayeye peşkeş çekilmektedir. En son Yırca’da kesilen zeytin ağaçları ve Validebağ bunun en açık örneğidir.

Türkiye hızla karanlığa doğru sürük-lenmektedir. Buna karşı direnç göste-ren toplumun bütün muhalif-ilerici unsurları da iktidarca geriletilmeye-

bastırılmaya çalışılmaktadır.

Ülkemiz emekçi halk kesimleri sömü-rülerek ve üzerindeki baskı politi-kaları günbegün artırılarak yöne-tilmeye çalışılmaktadır. Ermenek’te hayatını kaybeden madencilerin yerin altından geç çıkarılması veya ambulans giremediği için dozerle cenazesi taşınan işçiler bu ülkede insan canının ne kadar değersiz olduğunun göstergesidir.

Okullarımızda polisler cirit atarken, sokaklarda silahlı satırlı çeteler insan avındalar. Yolsuzluk ve rant şebeke-leri ile halkın parası muktedirlerin ve yandaşlarının cebine akıtılmakta. Yu-

kardan aşağı doğru örgütlendirilmiş mezhepçi faşizm ülkenin elini kolunu sallaya sallaya gezmektedir. Bunun karşısındaki halkın iradesi bastırılma-ya çalışılmaktadır. Bugün bütün baskı politikalarına rağmen temsili demokrasi değil hal-kın doğrudan demokrasi mekaniz-malarını kurmanın günüdür. Ülkeyi sömürenlere karşı, bu taşeronlaşma dalgasına karşı hep beraber düşün-menin ve birleşik ve dayanışmacı tavrı oluşturmanın vaktidir. Ancak böyle birleşik ve kurucu bir iradeyle hayatı yeniden örgütlemek ve güne-şi sımsıkı saracağımız günlere olan kısalık mümkün olabilir.

Karanfiller Ülkesi

HÜSEYİN KADEV

ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

Page 47: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 45

Her şey doğar, büyür ve ölür. Ölüm maddesel olanın yok olması değil de sadece biçim değiştirmesi olarak alındığında bir önceki halden yeni bir hale geçiş sürecine o şeyin tarihi denir. Doğum ve ölüm arasındaki hayat mutlaka bir fonksiyon üstlen-mekte ve kendisi dışındaki varoluşla-ra etki etmektedir.

Evrendeki her şeye, canlı ve cansız her varlığa bu pencereden baktığı-mızda varlıklar içinde canlıya, canlılar içinde insana, insanlar içinde kadına, kadınlar arasında mühendise nasıl bir anlam yükleyeceğiz? Bir şeyin an-lamı yaşamda başladığı ya da ürettiği fayda ile ölçülür.

Günümüz sanayi toplumunda kadı-na, kadın mühendisin yerine bakıldı-ğında herkesi bunaltacak ve çok da isyan ettirecek yığınla olumsuzluklar söylenebilir. Bu olumsuzlukların te-melinde cinsiyet ayrımcılığı yatmak-tadır. Ne yazık ki kadın mühendis ve erkek mühendis eşdeğer görün-müyor. Mühendislik, dilimizde ve

diğer dillerde hesap kitap bilmedir, yani çoğunluk olarak düşünce işidir, amelelik değildir. O zaman soru cevaplanmalıdır. ‘ Erkek ve kadın mühendis arasındaki fark nedir ve neden kaynaklanmaktadır?.’ Kadınlar herhangi bir iş görüşmesinde veya iş hayatında, erkek meslektaşlarından farklı bir muameleye ve teste tabii tutulmaktadır. Hâlbuki kadın ve erkek mühendisler aynı eğitimden ve aynı sınavlardan geçmişlerdir. Fakat toplumdaki önyargı ve cinsiyet ayrımcılığı bunu idrak edememeleri-ne sebep oluyor.

Önyargının günlük yaşam içinde kar-şımıza çıkışı, toplumsal bilinçaltında kendini şu sözlerle dışa vurmuyor mu zaten? ‘Kadın zayıftır’ ‘Kadının saçı uzun aklı kısadır’ ‘Kadın Âdem’in kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Bu önyargıların, bu kör zihniyetin kayna-ğı nedir? Erkek egemen toplumun kadın emeği, kadın bedeni üzerin-deki baskı, zulüm ve sömürüsünün, aşağılamasının, ikinci sınıf yerine

koymasının mutlaka sosyolojik, biyo-lojik, toplumsal ve sınıfsal bir kökeni vardır.

İlkel toplumlarda kadın ve erkek birbirine eşitti. Üretim beraber yapılıyor ve üretim araçları ortak kullanılıyordu. Özel mülkiyet yoktu ve sınıfl ar henüz oluşmamıştı. Erkek, üretim araçlarının mülkiyetine sahip olduğu anda kadın üretim alanın-dan uzaklaşmış oldu. Çünkü kadının onlarca günde elde dokuduğu bir kilimi, erkek dokuma makinesi ile bir saatte üretebiliyordu. Bundan sonra kadın üretimden dışlanmıştır. Ailede iş bölümü oluşmuş ve kadın eve dönük bir yaşama itilmiştir. Çocuk-lardan ve ev işlerinden sorumlu hale gelmiştir. Bugün ise kadın mücade-lesinin en önemli dayanağı üretime tekrar ortak olmak ve üretimde erkek ile eşit hale gelmektir.

Her türlü sömürü ve sınıf düzeni or-tadan kalkmadığı sürece kadının da kadın mühendisin dolayısıyla insanlı-ğın kurtuluşu mümkün değildir.

Her Şey Değişir,

Değişmeyen Ne?

RUKEN ÖZEL

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ

Page 48: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 846

Merhabaİsmim Erdinç, 1987 Seyhan/Adana doğumluyum2004 - 2006 yılları arasında Ç.Ü. Osma-niye MYO inşaat teknikerliği bölümü-nü bitirdim.2006-2010 yılları arasında yurt dışına konstrüktif çizimler yaptım hayatım boyunca asla hayal bile edemeyece-ğim büyüklükteki işlerin içerisinde yer aldım. 2011 yılında Niğde üniversitesi inşaat mühendisliği bölümünü kazan-dım. Niğde üniversitesinde şuanda 4. sınıfa geçmiş bulunmaktaydım, inşaat teknikerliğinin üzerinden uzun zaman geçtiği için hiç bir dersten muaf edilmemiş ve normal ÖSS öğrencisi gibi derslerin hepsini almak zorunda kalmıştım. Nihayetinde 3 yıldır burada da mimari bir ofiste çalışmaktayım. Geceleri yurt dışına boş vakitlerde de Niğde piyasasına 3 boyutlu çizimlerim devam etmektedir.Şuana kadar 13 yıllık mesleki hayatım-da hiç durmadan hem okuyup hem çalıştım.Mimari statik 3 boyutlu çizimler ihale dosyalarının hazırlanışı metrajlar piyasa araştırmaları ofis ve şantiye tecrübelerimin yanında yıllardır yurt dışına yaptığım çizimlerde mesleği-min içerisine tam anlamıyla girmiş bu-lundum. Sizlere kendimi tanıtmamın sebebi birazdan aktaracağım önemli konularda ciddiyetinizi kazanmaktı. Çalışma hayatımda bundan öncesi ve sonrasında yaşadığımız bu ülkede ayağa düşen mesleğimizi tekrardan layık olduğu en üst zirvesine taşımak, ülkedeki inşaat sektörünün bu dibe vuruşuna bir son vermek yani sek-törde büyük değişikliklerin yapılması yönünde büyük adımlar atmaktır. Amacım ağaç dikmek değil tohum ekmektir. Bu ülkede bazı işlerin hele ki böyle büyük işlerin az zamanda olma-

yacağını biliyorum ama hiç olmazsa bu kötü gidişe bir dur deyip yavaş yavaş yukarı doğru bir grafik çizilmesi gerekiyor.Mesleğimi seviyorum ve şuan Türkiye’de yapılan bu mesleğin du-rumunu görünce gerçekten üzülü-yorum. Meslek adeta ayaklar altına alınmaya başlanmış bilen bilmeyen herkes bu işe atılmış genç inşaat mühendisleri piyasadaki ustalardan tutup mimarlara kadar herkesin alay konusu olma durumuna gelmiştir. Adeta mesleğimin bataklığın içine düşmüş çırpınışlarını izlemekteyim.Sizlerin gözünde bir hiyerarşi oluştur-mak isterim.Bu hiyerarşinin en tepesine paket programları koyup sonra aşağı doğru ilerleyin. Ortaya vurdumduymaz, ezberci, işini boşlamış hafife almış, kendini geliştirmektense var olanla yetinen mühendisler canlandırın ve bu mühendislerin çizimi zaten prog-ram yapıyor deyip teknik çizimler ko-nusunda köreldiğini hatta hiç öğren-me gereği bile duymadığını bunların doğrultusunda mimarların gözünde 2 günlük bir iş yapıyorlar onu da zaten program yapıyor konusunun yanında şantiyelerde ustaların bile alay konu-su olmuş genç inşaat mühendislerini canlandırın. Yapı denetimlerinin iş alabilmek için ücretsiz olarak statik projeleri çizdiğini düşünün okuldan daha yeni mezun olup öğrencilik hayatı boyunca hiç ciddi bir projeyle karşılaşmamış birinin bile program-lara güvenerek yüksek katlı projeleri çözebilirim güvencesini düşünün. Mimari proje bilgisi olmadan kısa bir süre içinde paket programları öğrenip bilgisayarda oyun oynar gibi statik proje çizenleri düşünün.Mimarlık ile mühendislik mesleği ayrılmaz bir bütünken günümüzde

öğrencilerin ağız birliğiyle söylediği söz şu; biz mimar mı olacağız Autocad bizim ne işimize yarayacak bu kadar çizim bilmemize ne gerek var! Bilin-mesi gereken gerçek şudur: mimarlar kafasında tasarım yaparlar ama biz inşaat mühendisleri mimari projelerin statiğini çözeriz. Yani anlatmak istedi-ğim şu: mimar oturur arsanın sınırla-rını göz önüne alarak hadi bir proje tasarlayalım der. Mühendisin bunu söyleme şansı var mı? Oturup hadi bir statik proje tasarlayım diyebilir mi? bir arsayı yüz mimara verseniz hepsi ayrı ayrı proje tasarlayabilir size. Ama bir projeyi yüz mühendise verseniz yüzü de size aynı projenin statiğini çözümler. Doğru tektir. Buradan çıkan sonuç şu: mimari projeyi bilmeden onu okuyamadan o projenin statiği nasıl çözülür? Bunu ister kabul edin ister etmeyin her mühendisin en az bir mimar kadar mimari projeyi okuyabilmesi çizebilmesi gerekiyor. Tasarlamaktan bahsetmiyorum. Teknik kurallarıyla mimari çizimlerde kesitlerden görünüşlerden 3 boyutlu-sundan bahsediyorum.Mesleğimiz bataklığa saplanmış durumda, durumun ciddiyetini sizlere şöyle açıklayayım isterseniz.Bundan yıllar sonra inşaat mühendis-liği mesleği içinden çıkılmaz bir hal aldığında uzmanlar olaya el atıp gidiş hattını kontrol edecekler sorunun kaynağını bulmaya çalışacaklar ve işte o zaman bu güne geri dönecek-ler sorunun kaynağının günümüzde yaşandığının farkına varacaklar. Paket programların yaygınlaşması teknik çizim yapan elemanların azalması umursamaz ve ezberci bir toplumun çoğalması gibi büyük sorunların ya-şandığı ve hızla ilerlediği bu güne geri dönecekler. Ülkenin gidiş hattı bu ka-çınılmaz sona doğru gidiyor maalesef ve umarım bu işi yıllar sonra üstlenen

Türkiye’deki İnşaat Sektörünün

Kanayan Yaraları

ERDİNÇ MAPÇI

NİĞDE ÜNİVERSİTESİ

Page 49: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 47

uzmanlar ülkenin o günkü düştüğü duruma bir çare bulabilirler. Ama ne mutlu ki biz hala o günlerde yani sorunların başladığı bu günlerde yaşayan geleceğin inşaat mühendis-leriyiz. Sorun ortada çözümü beraber el birliği ile halletmek bizlerin elinde. Sadece paket programlara bağlı kalan ezberci sadece paket programlara güvenerek vurdumduymaz gençliğin oluşmaması teknik resimden anlama-yan kesit görünüş çizmesini bilmeden okullardan mezun olan meslektaşların bilinçlendirilmesi okullarda olmasa bile temsilciliklerde bu yönlü çalışma-ların yapılması bizlerin elinde.Gelişmiş Avrupa ülkelerindeki inşaat sisteminden bahsedecek olursak eğer. Meslek; mühendis, kalıp plan çizimcisi, konstrüktör ve şantiyeci olarak bölümlere ayrılmıştır. Mühen-dis denilen kavram mesleğine hakim betonarme yada çeliğin davranışını iyi bilen matematiği kuvvetli kişi demek-tir ve bu kişiler sadece yapının stati-ğini çözmekle yükümlüdürler. Kalıp plan çizimcisi denilen kavram, teknik çizimden anlayan şantiyede ustanın o işi nasıl yapacağını bilen mimari projeyi bir mimar kadar okuyabilen ve gerekirse çizebilen ustanın yerinde hatasızca betonun döküleceği sınırları çakabilmesine olanak tanıyan projeyi çizmekle yükümlü kişilerdir.Konstrüktör denilen kavram, beto-narmenin tüm kurallarını tablolarını yönetmeliklerini bilen teknik olarak kesit görünüş plan çizimlerine hâkim ustanın yerinde demirleri yerleştirir-ken karşılaşacak sorunları önceden tahmin edip ona göre eline statik hesaplarını ve kalıp planını alıp ustaya yön veren Şantiye şefi denilen kavram, metrajı yerinde uygulamalı olarak yapabilen şantiye tecrübesi olan şantiyeye ge-lecek malzemeleri zamanında sipariş verip uygun yerleri ayarlatıp istifl erini düzenli yapabilen iş güvenliğini bilen, işçilere iş yaptırabilen sözünü geçi-rebilen yöneticilik vasıfl arını taşıyan kişilerdir.Bizim ülkemizin genelinde ise işler şu şekilde yürümektedir. Yeni mezun bir mühendis bile mimardan gelen aksları ve kolonları paket programına işler analizini yaptırır kurtarmayan kolonlar büyütülür ve çizimi program tarafından yapılıp metrelerce uzun-luktaki statik projeler bir elden çıka-

rılıp belediye tarafından incelenir ve şantiyeye gönderilir. Şantiye şefi ülke-mizde müteahhitler tarafından boşa para verilen kişi olarak göründüğün-den sadece kağıt üzerinde gösterilir ve inşaat taşeronlar tarafından yapılır. Fiyatları düşük olduğundan dolayı yeni mezun kadrolardan oluşan yapı denetimlerce kontrol edilir.Projelerimiz metrelerce olduğundan dolayı şantiyede delinir yıpranır kirle-nir yırtılır açsan kapatamaz duruma gelirsin ya da aradığını içinden bul-mak çok zordur ve zaten ustalar lazım olan kısımlarını parçalar kendilerine alırlar ve proje daha 2. Kattayken ortadan yok olur.Ama bu işi profesyonelce yapan fir-malarda çizimler pafta pafta hazırlanır ilgili çizimlerin hangi paftada olduğu numaralarca belirlenir kapakları hazır-lanır ve paftalar standart boyutlarda olduğundan dolayı özel fermuarlı ambalajlarına konulurlar. Islanmaz yırtılmaz kirlenmez aranılan proje anında bulunur açması ve katlaması kolaydır. Demir projesi ayrı kalıp pro-jesi ayrı olduğundan dolayı ve paket programlarca çizilmediğinden dolayı oldukça açık ve nettir. Tüm demirlerin poz numaraları vardır ve konstrük-törden çıkan projeler fabrikalara gönderilir demirler hassas bir şekilde kesilip bükülüp ambalajlandıkları için şantiyede ustaya sadece ilgili demiri yerine koyma işi kalmaktadır. Doğrusuda budur ustanın şantiyede asla düşünmemesi gerekir ona o işi yaptırırken her şey mühendislerce düşünülmüş hatasız çizilmiş olarak verilmelidir. Şantiyedeki kişinin sade-ce beden gücü kullanılmalıdır. Eve al-dığınız küçük bir dolabı bile kurarken içinden projesi çıkar numaralandırıl-mıştır siz ona bakarak yapabilirsiniz. Kaldı ki biz burada kocaman yapılar yapıyoruz. Kesit çizmesini bilmeyen bir kişi projedeki kesitleri nasıl kontrol edebilir ustayı nasıl kontrol edebilir. Bilgisayarlara karşı bir insan değilim ama bilgisayarın görevi çizim yapmak değildir. O insan gibi düşünemez o bu işi usta yerinde nasıl yapabilir diye düşünemez bilgisayar sadece göre-vini yapmalıdır yani hesap. Hesabı o yapsın çizimi bize bıraksın. Çizimlerin mühendislerin kontrolünde yapıl-ması yerinde ustalara düşünme payı bırakmaz işler en az hata veya hatasız yaptırılır kontrolü kolay yapımı kolay

olur çizimler pafta pafta hazırlanır yapılan iş bakkal hesabı gibi değil bir mühendis gibi düzenli olur.Kendimize sormamız gereken şudur. Ben inşaat mühendisi miyim yoksa paket program mühendisi mi. Hemen arkasından şu daha önemli soruyu da sormayı unutmayalım. Bir gün meslek hayatınızda paket programın yapa-mayacağı bir iş çıktığında karşınıza o zaman ne yapacaksınız ? ellerinizi havaya kaldırıp ben o tür mühendis değilim ben hazırcıyım ezberciyim ben bunu yapamam mı diyeceksiniz ?Lafın kısası arkadaşlar ülkede yapı-lan inşaatçılığın ne kadar vahim bir durumda olduğunu görmek için yurt dışında yada büyük firmalarda bu işler nasıl yapılıyor diye bakmanız yeterlidir.Benim sorularım şunlar: Okullarda zaten ilk sene boş geçiyor 3 yılda bir kişi nasıl mühendis yetiştiri-lebilir?Madem bu iş piyasada öğreniliyor okullarda neden piyasaya yönelik çalışmalar yok?Çizim yapmasını bilmeden bir mü-hendis piyasaya nasıl gönderilir?Mezun olur olmaz maaşı ve rahatlığı için memur olan arkadaşlar bizim projemizi nasıl kontrol edecekler?Okullarda mimari bilgi almadan mimari projelerin statikleri nasıl çizilecek?Sorunları sayfalarca çoğaltmak müm-kündür.Benim önerilerim ise şunlarÇizim yapmak bir mühendisin vazge-çilmez özelliği yeteneği olmalıdırKesinlikle üç boyutlu düşünebilmeli teknik anlamda görünüşler kesitler çıkarabilmelidir.En az bir mimar kadar mimari pro-jeden anlayan İnşaat Mühendisleri yetiştirilmelidir.Meslek bölümlere ayrılmalı tıpkı gelişmiş avrupa ülkelerinde olduğu gibi görev dağılımları olmalı her bir mühendis kendi alanında gelişmeli mesleğinde kendini geliştirmelidir.Okullar sadece staj döneminde değil normal okul döneminde de piyasaya dönük çalışmalar yapmalıdır.Devlet kurumları piyasa deneyimi olmayan arkadaşları bünyesine alma-malıdır.

Page 50: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 848

Sürdürülebilirlik kavramı kendi için-de birçok maddeyi barındırmasına rağmen iki önemli cümle ile özetle-nebilir. Yenilenebilir kaynakların tü-ketim hızı onların yeniden yaratılma hızlarını aşmamalı ve yenilenemeyen kaynakların tüketim hızı yenilenebilir alternatifl erinin yaratılma hızını aş-mamalı. Günümüzde ulaşım sektörü-nün kullandığı enerji %99 petrol ve petrol ürünlerinin tüketiminden %60 oranında ulaşım sektörü sorumludur. Petrol yenilenemeyen bir kaynaktır. Ulaşım sistemleri ve bağlantıları yeşil alanları kullanmakta, çepere doğru genişleyen kent doğal rezerv alanlarını işgal etmektedir. Üstüne ulaşımın insan üzerinde yarattığı stres, zaman kaybı ve artan oranda emisyon da cabası. Sürdürülebilir ulaşım modeli bu duruma çözüm olarak şehir planlama uzmanları tara-fından yıllardır önerilen bir yöntem. Yöntemin temeli, basit olarak söyle-mek gerekirse, karayolu ulaşımını de-miryolu ulaşımına aktarmak ve toplu taşımayı daha cazip kılmaktır. Bugün demiryolu ulaşımında CO2 emisyonu 35,2 kg/yolcu iken karayolu ulaşımın-da bu değer 109,2 kg/yolcu olmak-tadır. Hem çevreye verdiği zarar hem de düşük emisyon oranından dolayı demiryolu ulaşımını arttırmak kritik rol oynamaktadır. Peki, sürdürülebilir ulaşım için öneriler nelerdir?

• Metro, tramvay, hafif raylı sistemler yaygınlaştırmak

• Otobüslere özel yollar yapılarak ana yollar daraltılarak özel yol kapasitesini düşürmek

• Yayalaştırma, yaya yolları, yaya ön-celikli kent mekânları tasarlamak

• Bisiklet yolları, bisiklet parkları, bisiklet öncelikli trafik çözümleri üretmek

• Kent merkezinde yayalaştırma, tra-fikte toplu taşım önceliği sağlamak

• Kaldırımları genişleterek araba yolu kapasitesi azaltmak

• Merkezi alanlarda araba parkı kapasitesini sınırlı tutulmalı ve otopark ücretlerinin arttırılarak özel araç kullanımı düşürmek

• Petrol fiyat ve vergileri arttırmak

• Kentin belli bölgelerine (örn. kent merkezi) araba ile girişin ücretlen-dirmek

• Çok yolcu çeken temel etkinlik merkezlerini yüksek kapasiteli yol-cu taşıma sistemleri (raylı sistem) ile birbirine bağlamak

• Rüzgâr, güneş ve elektrik enerjisi kullanan araç sayısını arttırmak ve insanları bu konuda teşvik etmek

Bütün bu teknik çözümlerin yanı sıra bilinçlenmek ve etrafımdakileri bilinçlendirmek en başta yapmamız gereken görevimiz aslında. Çevreyi kirleten türleri ve bunların alter-natifinin olduğunu her fırsatta dile getirmek gerekiyor. Birçok insanda

var olan trafik sıkışıklığının çözümü olmadığına ilişkin yanlış düşünceyi yıkmak gerekiyor. Kent meydanla-rına ihtiyacımız olduğunun ve bura-ların yayalaştırılmasının gerekliliğini dile getirmek gerekiyor.

Geçen sene ODTÜ’nün içinden geçi-rilen yol sürecinde verilen mücadele Türkiye’nin dört bir yanında verilmesi gereken mücadeledir aslında. ODTÜ öğrencileri her seferinde yapılan yeni yolların trafiğe eklemlenmekten baş-ka bir işlevi olmadığını duyurmaya çalışmışlardır. Her yol kendi trafiğini yaratır cümlesi bu noktada ne kadar anlamlı aslında. Yeni yollar yapmak hiçbir zaman çözüm olmamış ve bundan sonra da çözüm olmayacak-tır. Bu deneyimlenmiş bir konudur. Bu yüzdendir ki, yeni bir sistem benimsenmeli ve bu sistem doğaya ve insana uygun olmalıdır. Geleceğin mühendislerinin bu konudaki yeri çok önemlidir.

Yazıdaki bilgiler Ela Babalık’ın iklim değişikliği ve ulaşım sektörü sunu-mundan alınmıştır.

Yeni Bir Ulaşım Modeli

Mümkün

FİGEN ŞENTÜRK

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

Page 51: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 49

Son on yıldır vatandaş şok geçirme yeteneğini feci bir şekilde kaybetti. Artık sebebini sormamaya, tamamen acaba sonucunda bize ne olacak diye düşünmeye başladık. Tabii ki bunda halkı suçlayacak değiliz muhteşem adalet sistemimiz yıllardır tıkırında iş-lemiyor mu ? Yeni hapishaneler yeni adliyeler ne için yapılıyor sanıyorsu-nuz ? Beton yığını değil onlar saygı gösterelim!

Gelelim konumuza Kurban Bayra-mının 4. Günü Ankara Keçiörende-yiz . Sokaklarda boş boş dolaşıp fotoğraf çekiyoruz. Yolun kenarında bir ev, evin bahçesinde bir teyze-miz dikkatinizi çekerim et değil hiç et görmedim işkembe temizliyor. Hemen yanına yanaşıp teyzecim bir fotoğraf alabilir miyiz diyoruz. Evet yanıtını aldıktan sonra basıyoruz deklanşöre. Bir yandan çekiyor bir yandan da konuşmaya çalışıyoruz. Konuşma arasında adına ne derseniz deyin ömrünü o evde geçiren bir kadından, dünyanın hiç bir yerin-de sorulmaması gereken o felaket soruyla karşılaşıyoruz. Bizi tanımayan teyzemiz ‘’ Oğlum Evimi yıkmaya mı geldiniz? ‘’ diye soruyor. Yok diyo-ruz teyze biz sadece çekiyoruz seni çekiyoruz diyoruz. Şimdi o belediye yetkililerine buradan saygı ve sevgi-lerimizi en içten dileklerimle yolluyo-rum teyzem adına.

Roma’ya Saygılar

Geçtiğimiz aylarda sur içlerinde bir kazı çalışması başladı. Ne oluyor hemşerim? demeye kalmadı...

Sur içi 1. derece sit alanı ama sit mit kimin umurunda demek yetiyor buralarda. 1. Derece de boşuna değil, içinde vurdukça kazmayı Roma imparatorluğundan bir ton eser çıkıyor. Vicdanlı bir arkadaşımız

da haber veriyor durumu yetkililere bundan sonrası anca bu memlekette yaşanacak bir olayla karşılaşıyoruz. Muhtemelen müteahhidin küfürleri altında doluşuyor arkeolog arka-daşlar. Bir yandan müteahhidin bir yanda da belediyenin baskısından mı bilinmez arkeolog arkadaşlar vurduruyorlar kepçeyi, kepçeyle ara-maya başlıyorlar. Eee haklı adamlar para nakittir size aramayın demiyor ki arayın ama aynı zamanda bizim de işimiz görülsün, 1.5 metre de biz kazalım diyor. Belgesellerde yok diş fırçasıymış yok allıkmış zaten hak getire... Onlarla temizleyip günlerce telef olmaya ne gerek var, sokuyor-sun buldozeri vuruyorsun kepçeyi. Yığ arkadaşım şöyle kopanları kenara, koy bakayım, o neymiş he Arcadius sütunu onu şöyle ayıralım Theodosius ‘un yanına. Aslında şöyle bir düşününce kepçeyi hassas alet sınıfına bile alabiliriz. Eee Bizanslılar bilememiş sütunlara donatı falan koyarlardı yoksa. Nerden bilsinler bil-mem kaç yıl sonra biri çıkacak ucube falan diyecek yaptıklarına. Sövecek kaldırın diyecek. Zaten her yer bizim babamızın toprağı. Adamlar düşü-nememişler işte Afrodit’in gırtlağına kepçe dayanacağını...

Amacım arkeologların hepsine çamur atmak değil sadece her

meslekte olduğu gibi bu meslekte de ( baskıyı göz ardı etmeden ) kötü olanları belirtiyoruz. Bakınız iyi bir örnek geçtiğimiz günlerde Antalya Camili Bölgesinde müze müdürü-müz Bizans mezar taşlarını tuvalet basamağı ve ahır duvarı yapan bizim şirin mi şirin amcalarımıza teyzele-rimize anlatarak almışlar. Onlarda haklı ‘’ gözüm görmüyordu oğlum bir şeyler yazıyordu ama okuyamayınca önemli bir şey değil sandık ‘’ diyor. Önemli değil diye karşılık veriyor müze müdürü.

İkisi de arkeolog!!!

Gelelim diğer bir ironiye. 1990’lı yıllarda Avrupa’ya bir ton Karun hazinesi kaçırıldı. Kaçıranlar arasında anlaşmazlık çıkınca biri diğerini ihbar etti. Yaklaşık 40 milyon dolar har-canarak hazine Türkiye’ ye getirildi, nereye, Uşak’a. Uşaklı bir vatanda-şımıza pardon kahraman dememiz lazım. Çünkü giriş çıkışları yapan bilet basan orayı gezdiren, X-ray den geçiren tek bir adam. Allahtan zahmet edip geçtiğimiz yıllarda bir kamera takmışlar. He o kamerayı da izleyen yine bu arkadaş.

Bir ben vardır bende, benden içeri demiş yazar o içimizdeki beni, ego-muzu, para hırsını çıkaralım derim içimizden. Sanata, emeğine, geçmişe ve geçmişte yaşayanlara eserlerine saygı duymadıysak da bir soralım. Neden hala aynı yerdeyiz? Ne istiyorlar insanların evinden? Neden dünyanın en güzel şehirlerinden biri İstanbul da Dubai’den fazla AVM var ? Nedir bu geçmişe saygısızlık? Nedir bu boş vermişlik bu vurdum-duymazlık? Tam cevap alamıyorsak eğer daha çok güleriz ağlanacak halimize...

Sen Neresindensin

Hemşerim?

VEYSEL BARUT

BARTIN ÜNİVERSİTESİ

Page 52: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 850

İnsan nedir ve neden değerlidir? İn-sanlık tarihine baktığımızda filozofl ar tarafından bu soruya çeşitli yorumlar yapılmış ve çeşitli tanımlar yapılmış-tır. ‘Hayvanlarda sevgiye baktığımız zaman içgüdüleri gerçekleştirmeye yarayan araçlardan başka bir şey olmadığını görürüz. İnsanda gördük-lerimiz de bu içgüdüsel araçların ka-lıntılarıdır. İnsan varlığının temeline baktığımız zaman içgüdüsel uyum-lardan kurtulması, doğayı aşmasıdır; doğanın bir parçasıdır insan, ama kopmuştur. ’ İnsan çevresini-doğayı değiştirip dönüştürür. Çevresi-doğası da insanı değiştirip dönüştürür. Yani insan çevresine dokunduğu gibi çev-resi de insana dokunur. Ve karşılıklı etkileşim halinde-dirler. Bu yüzdendir ki insa-nın çevresiyle veya doğayla ilişkisi diyalektiktir. İnsan bulunduğu ortamı onun verili koşulları çerçevesinde değiştirebilir. Bu değiştir-me süreci determinizm (gerekircilik) ile bağdaştırıl-madan anlaşılması gereken bir süreçtir.

İnsan neden değerlidir sorusuna da çeşitli cevaplar verilmiştir. Kimileri yapı-salcı, kimileri dogmatik, kimileri de davranış süreci içerisinde insana değer atfetmektedir. İnsanın ne-den değerli olduğunun asıl cevap şudur: insan, insan olduğu için değerlidir. Ve bu nedenle insana insan olduğu için değer biçmek ve sahip çıkmak erdemlidir.

Yılmaz Güney Ağıt filmin-de Çobanoğlu karakterini canlandırır. Çobanoğlu bir-

gün jandarma kurşunu ile yaralanır. Köye yeni gelen doktor kurtarmıştır Çobanoğlu’nu. Çobanoğlu bütün arkadaşlarını kaybettikten sonra, gidecektir artık o diyardan ve elveda için doktor hanımın evine gider ve der ki; ‘Sana düşkünlüğümüz kara kaşın kara gözün için değildir. Biz hayatımızda ilk defa insan kıymeti bilen birini görmüşüz. Sana kıymet-siz bir can borçluyuz. Lakin ödeyecek vaktimiz yok.’

Çobanoğlu’nu etkileyen onun canına insan olduğu için verilen değerdir. İçinden geçtiğimiz zamanlarda insanı tüketim aracı olarak gören ve anlayış hala hakim. Ve bu anlayış

muktedir akıllar tarafından yeniden üretilerek insanlığa tutarlı bir benlik aşılanarak bireyselcilik ön plana çıkarılmaktadır.

İnsan toplumsal bir varlıktır ve toplumsal yaşama zorunlu olan insan için dayanışma kaçınılmaz bir koşuldur. Anlamlı bir yaşam ve ha-yata anlamlı bir not düşmenin yolu insan odaklı bir bakış açısıyla insanlık için dayanışma ağlarını örmesiyle mümkündür. Ve insan bulunduğu her alanda insana ve insanlığa sahip çıkarak takdire şayan bir yaşamı inşa edebilir.

Yine Ağıt filmine dönersek doktor hanım Çobanoğlu’nu iyileş-tirmek için gittiğinde onun çok ağır yaralı olduğunu, elinde o an için ameliyat malzemesi olmadığını ve onun ilk başta öleceğini dü-şündüğünü söyler. Ama ar-kadaşlarının Çobanoğlu’na sımsıkı sarılması ve ona ağıt yakmaları ile kendisi-nin o inanmışlık ve inançla en ilkel şartlarda ameliyat yaparak Çobanoğlu’nu kurtardığını anlatır.

Bugün yapılacak olan da doktor hanımın anlattığı inanmışlıkla insanların birbirlerinin açıklarını aradığı değil, birbirlerinin eksiklerini kapattıkları dayanışma mevzilerini kurmanın günüdür. Gün insanın insanlığa sahip çıkma günüdür. Ve tüm sömürü ve baskı düzenine karşı dayanışma ile örüle-cek birleşik bir gücü ortaya çıkarmak bugünün tarihsel sorumluluğudur.

İnsanın İnsanlığa Sahip

Çıkma Zamanıdır

FİKRİ TEKİN

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

Page 53: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 51

Yatay

1. Beton dökümü sırasında uygulamada-ki gecikme sebebiyle iki tabaka arasında meydana gelen derz veya süreksizlik.

5. Prefabrike beton üretiminde betonun kısa sürede mukavemet kazanması için uygulanan yöntem, kür şekli.

7. Topluca öldürme, kırım, soykırım.

8. Yapı elemanın kesme gerilmelerini almak üzere konulmuş donatı.

12. Herhangi bir yerdeki suyun doğal veya yapay yollarla uzak-laştırılmasına yönelik yapılan çalışmalardır.

14. Müteah-hidin veya Taşeronun; uhdesindeki sözleşmeye göre inşatta gerçekleştir-diği imalat ve belirli ihzarat karşılığı ta-hakkuk eden alacağıdır.

16. Belirli bir malzeme kulla-nılarak, ortam-dan dışarı olan enerji akışının indirgenmesi.

19. Bir mal ya da paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeden sağladığı gelir.

21. Yüksek bir setin kenarına toprağı tutmak üzere örülen duvar, dayanma duvarı.

24. Tüzük ve kanunlarla çalışanların korunmasını sağlamaya yönelik inceleme ve uygulamalar bütünüdür.

25. Kendi isteğiyle işten veya bir hizmet-ten ayrılma.

26. Beton numunelerine elastik bölgede basınç gerilmeleri uygulandığında deney numunelerinde meydana gelen enine birim uzamanın boyuna birim kısalmaya mutlak değerce oranı

Düşey

2. Büzülme,kılcal çatlak. Taze veya prizini almamış betonun su kaybederek veya ortam ile sıcaklık farklarından dolayı

büzülerek çatlak meydana gelmesi durumudur.

3. Üzerine bir bina yapmak için sınırları şekillendirilmiş arazi parçasına verilen isimdir.

4. İlk şekle dönüş olmayan malzemelere has bir özelliktir.

6. Çimentonun su ile birleserek sertles-mesi olayidir.

9. Kontrol mühendisine yardımcı olan teknik kişiye bu ad verilir. Teknisyen oku-lu, yapı ve endüstri meslek lisesi, yapı ve sanat enstitüsü mezunları olabilirler.

10. Kum, çakıl, kırmataş gibi yapı malze-melerinin elek analizleri sonucunda tane dağılımının belirlenmesi.Tane ölçüm.

11. Betonarme yapılarda düşey eleman-ların kalıplarında destek amaçlı çeşitli aralıklarla konulan ve özel kilitlerinin

sıkıştırılmasıyla kalıbın açılma-sını engelleyen demir parça.

13. İş kazaları-nın %10’unun, ölümlü iş kazalarının ise %31’inin mey-dana geldiği sektör.

15. Kum, çakıl ya da kırmataş, çimento, su ve gerektiğinde katkı maddele-ri kullanılarak elde edilen yapı malze-mesi.

17. Bir fonksi-yon eğrisinin altında kalan alan

18. Birinin iyi niyetini kötüye kullanma.

20. Kagir yani yığma yapılarda kapı ve pencere boşluklarının üzerlerini kapamak ve

üzerlerine gelen yükleri yanlardaki mes-netlere iletmek üzere, deprem yönet-meliğinde öngörüldüğü üzere yapılan elemanlardır.

22. Yapılması gereken bir iş için hesabla-nan miktardan eksi kısımların düşülmesi.

23. İnşaatlarda çalışan teknik ve idari personelin yapı uygulamaları için başları-na taktığı renkli koruyucu.

Bulmaca

SAİM KAYMAK

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

Page 54: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 852

BETONARME STAJI 1 1. Aplikasyon ve Temel kazısı

Yapı ruhsatı alınmış bir binanın temelinin, ruhsat eki onaylı uygulama projelerine göre binanın yapılacağı par-seldeki zemin üzerine oturtulması işlemine aplikasyon denir. Stajımı yaptığım zaman içerisinde G8 blok temel kazısı ve aplikasyonu yapıldı. Temel aplikasyonunun uygulanışı ile ilgili bilgiler edinildi.G8 blok aplikasyona başlamadan önce arazi üzerindeki gereksiz malzemeler kaldırıldı. Daha sonra topograf önceden belirlenmiş röperlerden teodolit (total station) ile ölçüm yaparak binanın köşelerini kazıklar ile belirledi. Çalışma alanı bı-rakılacağından ve şevli bir kazı olacağından dolayı temel köşelerini iki metre dışına kazık çakıldı, kazıklar ile belirle-nen yerlerden ip çekildi ve kireçle zemin çizgi şeklinde işaretlendi.

Zemin yumuşak olmadığından şev açısı yaklaşık 70-80 dereceydi. Zemin kat için sıfır kotuna kadar bodrum kat istenen seviyeye kadar kazıldı. (Resim-2). Temel kazısı pa-letli ekskavatör ile yapıldı. Kazı sırasında topograf sürekli olarak nivo ile kot kontrolü yaptı. Zemin kotu istenen se-viyeye geldiğinde tesviye işlemi yapıldı ve radye temele hazır hale getirildi.

Kazı işi bittikten sonra plana uygun şekilde aks nok-taları belirlendi ve kazıklar çakıldı. Çakılan kazıklara ip

çekildi ve temel kalıp işine başlandı. Temel hazırlanırken kolonlar içinde akslar belirlendi ve ip çekilerek kolonların aplikasyonu da yapıldı.

Total Station ile ilgili ölçme gurubundan bilgi edinildi. Total Station uzunluk, açı ve yükseklik ölçmeye yarayan elektronik bir alettir. Bir adet refl ektör ile beraber servis yapılır. Aletten gönderilen lazer ya da infrared ışın, ref-lektörden yansıtılır. Aletin içindeki bilgisayar ışığın gidip gelme hızından yararlanarak kot, açı ve mesafeyi gösterir. Refl ektörün yüksekliği ve aletin kurulu olduğu tripodun yüksekliği dikkate alınarak, zaten xyz değerleri bilinen bir noktadan gözlem yapıldığı için gözlenen noktanın xyz koordinatından ulaşılabilir.

2. Temel Grobetonu

Temel kazısını bitirdikten sonra zemin jcb veya ekska-vatör yardımıyla tesviye edildi. Tesviyesi yapılmış olan zeminin üzerine mukavemetin önemli olmadığı dolgu, tesviye ve temel atı için kullanılabilen demirsiz grobeton döküldü. Grobeton yapımındaki amaç; zemin ile temel irtibatını keserek zeminden gelebilecek su veya zararlı kimyasalların temel betonarmesine zarar vermesini önlemek ve temel donatısının döşemesi için gerekli olan düzlüğü sağlamaktır. Temel için 5 cm kalınlığında C14 grobetonu döküldü. Grobetonun üzerine izolasyon yapıldı ve izolasyonun üzerine de 5 cm kalınlığında C14 koruma betonu döküldü. Koruma betonunun amacı

STAJ DEFTERİ HATIRASI

Yapılan İş Betonarme Hakkında Bilgi

Resim 1 - Kazı İşlemi Tamamlanmış Zemin

Resim 2 - Tesviyeye Hazır hale Getirilen Zemin

Resim 3 - Total Station

Resim 4 - Temel Grobeton Dökümü

Page 55: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 53

altında bulunan membranı koruyarak temel donatılarının düzgünce yerleştirilmesini sağlamaktadır.

3. Temel Yapımı (Radye Temel)

Taşıyıcı sistemin yüklerini zemine aktaran eleman temel-dir. Yapıya etkiyen bütün yükler temele aktarılacağı için yapıda temel yapımına gerekli olan hassasiyet verilme-lidir. Bu şantiye de tüm binaların temeli radye temel ya-pılmıştır. Radye temel yapının oturacağı zeminde sürekli olan ve depreme karşı dayanıklı olduğu için tercih edilen bir temel türüdür. Staja başlamadan önce G2, G7, G9, G10 Bloklarının temeli yapılmıştı. Ben G8 Blok bodrum kat temelinin yapımında bulundum. Temel yapımında ilk önce grobetonu dökülmüş olan zeminde köşe kazıkları verilmiş olan yerlere göre yan kalıplar yapıldı. Kalıplar plywood kalıplardan yapıldı ve beton dökümünden dolayı oluşacak yanal yüklere karşı kalıplar kazıklar ile desteklendi, şakül ile dikliği kontrol edildi. Kalıp yapımı bittikten sonra proje uygun şekilde temelin donatısı atıldı. Donatı yapımında 5 cm pas payı konularak zemin ile demir arasında boşluk bırakıldı, sehpalar konularakta üst ve alt demirler arasında boşluk bırakıldı. Projeye göre temeldeki gerekli yerlere perde ve kolon filizleri yapıldı ve kolon filizlerinin altına güçlendirmek için ekstra dona-tı yerleştirildi. Çapı 16 cm olan donatılar 20 cm aralıklarla yerleştirildi. Her bir metrekarede 1 sehpa olmasına dikkat edildi. Çelik hasırlar projeye uygun şekilde yerleştirildi. Donatı yapımı bitirildikten sonra projeye göre demir-lerin sayısı kalınlığı ve yeri kontrol edildi. Total station yardımıyla aks yerleri belirlendi. Bu sırada atık su boruları ve mekanik işlemler projede belirlenen yerlerine göre yerleştirildi.

Daha sonra beton üst kotu için nivo ile kot verildi. Donatı

işlemi bittikten sonra temel betonu dökülmeye başlandı. Temel betonu dökülürken işçilerden 2’si temel beto-nunun homojen dağılması ve segregasyon olaylarını engellemek amacıyla vibratör tutmaktaydı.

4. Kalıp İşleri (Tünel Kalıp)

Tünel kalıp sistemi; Tünel kalıp yapının duvar ve döşe-meleri, kesin boyutlu ve düzgün yüzeyli çelik kalıplarla bir kerede, tekparça olarak dökülebildiği sistemdir. Staj sürem boyumca yapılan imalatlarda tünel kalıp kullanıl-dı. Tünel kalıp sayesinde bina döşeme, kolon ve perdeler biranda dökülmesi sağlanmıştır.

Bu kalıplar kısa sürede takılıp sökülebilir ve doğru kullanıldığı zaman bu işlem defalarca yapılabilir. Kalıp işine başlamadan önce plywood kalıpların betona temas edecek olan yüzeyleri kalıp yağı ile yağlanmalıdır. Böyle-ce kalıp sökümü sırasında betonun kalıbı kolay bırakması sağlanır. Bu kalıplar vinçler yardımıyla binalara taşınır. Kalıp yağı olarak da ince motor yağı kullanıldı. Radye te-meli için yan yüzeylere kalıp yapıldı. Konvansiyonel kalıp olarak plywood adı verilen bir malzeme kullanılmaktaydı. Plywood çok iyi mekanik dayanıklılığa sahip olmasına karşın hafif olan bir malzemedir. Katman sayısı genelde tek sayı olacak şekilde üretilir. Dış katmanlar genellikle panelin uzun ölçüsüne paralel yöndedir. Birbirini izleyen katmanlar birbirine dik olacak şekilde yapıştırılır. Bu üretim şekli dayanımı artıran vibrasyonla oluşacak şok et-kilere karşı koyan bir yapıdır. Önce kalıbın düzgün olması için köşelerden ip çekildi. Daha sonra zemine kalaslar ça-kıldı ve desteklendi. Ardından yağlanmış kalıplar destek-lenen kalaslara çakıldı. Kalıpların düzgün ve dik olması çok önemlidir. Kalıpların dikliği şakül ile kontrol edildi, sehim ve donatı kontrolü yapıldıktan sonra betonu

STAJ DEFTERİ HATIRASI

Resim 5 - Temel Grobetonu Mastar Çekimi

Resim 6 - Radye Temel Kalıbı

Resim 7 - Temel Donatısı ve Atık Su Boruları

Resim 8 - Tünel Kalıp

Page 56: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 854

döküldü. Sehim kontrolü; 2 adet konik döşeme üzerine karşılıklı konularak üzerinden ip uzatıldı ve başka bir ko-nik ipin ortasına konularak döşemenin orta noktasındaki yüksekliğinin ayarlanması sağlandı. Sehim tanım olarak döşemelerde kalıp söküldükten sonra döşemenin aşağı doğru deplasman yapması demektir. Bu nedenle geniş açıklıklı döşemelerde bu kontrol önemlidir. Geniş açıklıklı döşemelerin uç noktalarında sehimim oluşmaması için kalıp 2-3 mm yükseltilerek ayarlanır ve sehim önlenir. Beton döküldükten bir gün sonrada kalıplar söküldü.

Blokların bazıları yarım kalıp sistemiyle betonları dö-küldü. İki parça halinde arada soğuk derz oluşacak şekilde inşa edildiği gözlemlendi. Soğuk derzin yapıda risk oluşturmayacak tarafta bırakıldığı öğrenildi. Yapı-nın iki parça halinde inşa edilmesinin iki nedeni vardı. Birincisi bir kata dökülen toplam betonun 300 m3’ten

fazla olması nedeniyle hepsinin bir arada dökülmesi mümkün olmuyordu. İkincisi ise binayı iki parça haline inşa etmek işçilerden tam verim alınmasını sağlıyordu. Yapının bir kısmında demirciler demir işlerini ve elektrik tesisatı işlerini yaparlarken, yapının diğer kısmında beton dökümü gerçekleşebiliyordu. Her katın bir bütün halinde yapılması düşünülürse; demirciler işlerini yaparken beton dökümünden sorumlu işçiler çalışmadan bekleyecek, aynı şekilde beton dökülürken de demirciler çalışmamış olacaktı.

5. Donatı İşleri

Donatı yapımı taşeron firma tarafından yapıldı. Donatı yapımında değişik kalınlıklarda nervürlü inşaat demiri ve çelik hasırlar kullanıldı. Donatılar projeye uygun olarak inşaat alanında hazırlandı ve bağlandı.

Radye temel donatı yapımında ilk önce zemin ile demir arasına, projede belirtilen boydaki pas payı koyularak belli aralıklarda demirler döşendi. Demirlerin boyları, kalınlıkları, şekilleri ve sayıları projeye göre hazırlandı. Alt demirler döşenip bağlandıktan sonra sehpalar yerleş-tirildi. Sehpaların üzerine tekrar projeye uygun şekilde demirler döşenip bağlandı. Daha sonra perde, kolon ve merdivenler için filizler hazırlanıp bağlandı. Temeldeki donatı işi bittikten sonra elektrikçiler, elektrik projesine göre bakır topraklama levhalarını yerleştirdiler.

STAJ DEFTERİ HATIRASI

Resim 9 - Tünel Kalıp(2)

Resim 10 - Tünel Kalıp(Asansör Boşluğu)

Resim 11 - G7 Blok Dıştan Görünüş Resim 12 - Temel Üst Donatısı

Resim 13 - Hasır Demirleri

Page 57: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 55

Perde donatı yapımında ilk önce kalıp ile demir arasına, projede belirtilen boydaki pas payı koyularak önceden yapılmış perde filizlerine bağlandı. Daha sonrada yatay yönde demirler bağlandı. Demirlerin bağlama işi bittik-ten sonra projede belirtilen şekildeki çirozlar bağlandı. Projeye göre çiroz sayısı metrekareye dört adet gelecek şekilde yapıldı.

Balkon donatıları konsol olduğu için gönye adı verilen donatılar kullanıldı. Balkonların parapet betonları daha sonra döküleceği için filizler konuldu.

6. Beton Dökümü

Beton dökümüne başlamadan önce projeye uygun ola-rak perde, kolon ve döşemelerin gerekli olan kontrolleri yapıldı ve nivo ile dökülecek betonun üst kotu verildi. Beton şantiyeye transmikserler aracılığıyla getirilip beton pompası aracılığı ile döküldü. Beton pompasının işini tam olarak yapabilmesi açısından, betonun döküleceği yere göre düz bir alana kuruldu. Transmikser ile getirilen betonun ilk önce kıvamına bakıldı. Bu işlem sırasında C25 betonu kullanıldı. Betonun laboratuvar testleri içinde beton numuneleri alındı.

Beton dökümüne güvenlik önlemleri alındıktan sonra başlandı. Perde betonu dökülürken kalıbın patlamasını önlemek için ve betonun boşluksuz yerleşmesi ve iyi bir beton yüzeyi elde etmek için vibratör kullanıldı. Kalıpla-rın önce üçte biri dolduruldu ve vibratör tutuldu. Vibra-

törün betonu kısım kısım dökerek kullanıldığı öğrenildi. Vibratör sayesinde betonun içinde bulunan agregaların ve diğer malzemelerin homojen bir biçimde dağılması sağlandı. Agregasyon adı verilen agregaların bir arada bi-rikmesi sonucu betonun dayanımını azaltan bu davranış riski ortadan kaldırıldı. Ayrıca temel ve döşeme betonu döküldükten sonra, düzgün bir yüzey elde etmek içinde mastar çekildi.

Beton dökümü sırasında iyi vibratörlenmemiş yerlerde boşluklar oluştu. Bu boşluklar daha sonra tamir edildi (Resim-16). Ayrıca perdelerdeki tij delikleri tamir harcı kullanılarak kapatıldı. Betonun dökülmesinin ardından, betonun prizini alması ve gevrek hale gelmemesi içinde geceleri beton sulandı.

STAJ DEFTERİ HATIRASI

Resim 14 - Demir Büküm İşlemi

Resim 15 - Beton Numunesi Örnekleri

Resim 16 - Beton Döküm İşlemi

Resim 17 - Vibratör

Resim 18 - Vibratörlenmemiş Duvar

Page 58: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 856

BETONARME STAJI 2 Güvenlik tedbirlerini alıp sahaya çıktım. İlk dikkatimi çe-ken dolgu yapılacak yerlerde yapılan izolasyondu. Binaya ısı ve su giriş-çıkışını engellemek için dolgu yapılacak yerlere yalıtım malzemesi sürülmüş ve straforla kaplan-mıştı. Ayrıca zemine de temelden suyu uzaklaştırmak maksadıyla 150’lik bir boru konulmuştu.

Daha sonra tünel kalıp hakkında biraz bilgi aldım. (Tünel kalıptan giriş bölümünde bahsedilmiştir.) Tünel kalıbı gelecek yüklere karşı desteklemek büyük önem arz ediyordu. Bu amaçla kullanılan dikey desteklere dikme, çaprazlara ise kontrifüj ismi veriliyordu. Ayrıca kalıpları birbirine sabitlemek için saplama denilen demirler; döşe-me altlarında ise kancalar kullanılıyordu.

Tünel kalıp sistemi perde esaslı bir istem olduğu için kontrollerinin de önemi büyüktür. Tabi sadece perde değil, kolon ve döşeme donatılarının da projeye uygun şekilde olmasına dikkat edilmelidir. Kontrol yapılırken dikkat edilmesi gereken bazı hususları ise şöyle sıralaya-biliriz:

• Projede örneğin; 20Ø14/10 şeklindeki bir gösterimde 20 kullanılacak donatı sayısını, Ø14 kullanılacak demi-rin çapını, /10 ise iki donatı arası mesafeyi göstermek-tedir. Kontrol yapılırken bu detayların hepsine tek tek bakılmalıdır.

• Donatıların birbirlerine düzgün ve projeye uygun şekil-de bağlanmasına dikkat edilmelidir.

• Etriyelerin ve çirozların projeye uygun şekilde ve sayıda olmasına dikkat edilmelidir.

• Kullanılan donatının korozyona uğramamış ve kalıp yağıyla yağlanmamış olmasına dikkat edilmelidir. Aksi

takdire aderans azalacak ve mukavemet düşecektir.

• Gönye olan yerlerde açılarının ve boylarının düzgün olup olmadığına bakılmalıdır.

• Mesnet bölgelerinde, döşemenin perdeye bastığı yer-lerde, döşeme hasırlarının projede gösterildiği şekilde perdeye basması sağlanmalıdır. Aksi takdirde döşeme-deki yük taşıyıcı sisteme aktarılamayacaktır.

• Pas paylarının düzgün ve yeterli sayıda kullanılmasına dikkat edilmelidir. Donatı kalıba temas etmemelidir.

• Döşemede sehpa kullanımına dikkat edilmelidir.

• Filiz boylarının yeterli olmasına (60Ø) ve filizlerle kolon, perde hasırı donatılarının bağlı olmasına dikkat edil-melidir.

İkinci haftaya beton döküm işlemi yapılarak başlandı. Binada C35 sınıfı ve akış anlaştırıcı katkılı beton kullanı-lıyordu. Sipariş verilmeden önce metraj yapılıp ne kadar beton gideceği hesaplanıyordu. Tünel kalıpta bir kat yükselebilmek için önce birinci kısmın betonu dökülüyor, daha sonra kalıplar ikinci kısma taşınıp ikinci kısmın be-ton döküm işlemi yapılıyordu. Beton dökülürken pompa ve iletim boruları sayesinde üst katlara taşınıyor, beton dökülecek katta ise örümcek denen alet sayesinde beton katın her tarafına ulaştırılıyordu.

STAJ DEFTERİ HATIRASI

Yapılan İş Betonarme Hakkında Bilgi

Resim 2 - Drenaj borusuResim 1 - Yalıtım malzemesi

Resim 4 - SaplamaResim 3 - Dikme ve kontrifüj

Resim 5 - Filizlerin korozyona uğraması

Resim 6 - Örümcek Resim 7 - Pompa ve iletim boruları

Page 59: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 57

Beton dökülürken mikserden 15x15x15’lik küp numune-ler 7 ve 28 günlük kırımlar için alınıyordu. Her kısım için 6 adet numune alınıyor, toplamda bir kat için 12 numune alınıyordu. Döküm işlemi sırasında vibratör kullanılıp betonun perdelerin en alt kısımlarına kadar yerleşmesi sağlanıyordu. Gerekli yerlerde betonun slump’ı artırılıyor-du. Yerleşme sağlandıktan sonra yüzeyinin düzleştirilme-si için mastar çekme işlemi yapılıyordu.

Beton dökümünden sonra kalıpların taşınabilmesi için kot verme işlemi yapılması gerekiyordu. Kot verme işlemi yapılırken önce nivo teraziye alınıyordu. Daha sonra alt kattaki bir kottan referans alıp bu referansı üst kattaki bir noktaya taşıyorduk. (3 metre yukarıya) Daha sonra da bu aldığımız referansa göre kotları kata dağıtıyorduk.

Kalıplara kot verildikten sonra kalıplar bu kotlara göre yerleştirilmeye başlanıyordu. Kalıp yerleştirilirken öncelikle kota, daha sonra kalıbın şakülüne bakılıyordu. Böylece hem yatay, Hem düşey düzlemde kalıbın dikliği sağlanıyordu. Şaküle bakılırken kalıbın herhangi bir noktasına sabitlendikten sonra şakülün topacının hem

kalıba dokunmaması, hem de çok fazla uzaklaşmaması gerekiyordu. Topacın kalıba çok yakın olarak dönmesi sağlanana kadar çapraz kollar sıkılıp gevşetiliyor ve kalıp düşey düzleme getiriliyordu.

Katlar yükseldikçe kule vincin çalışması zorlaştığı için vincin yükseltilmesi gerekiyordu. Kule vincin yükseltile-bilmesi için öncelikle binaya bağlantısının yapılıp sabit-lenmesi gerekiyordu. Daha sonra vinç pistonlu parçanın yardımıyla yükseltilip araya parça eklemek suretiyle yükseltiliyordu. Kule vinç binaya sabitlenirken üç adet kol kullanılıyordu. İki kol vincin yatmasını engelliyor, üçüncü çapraz kol ise burkulmayı önlüyordu. Bağlantı işine kol-ları nivoyla yatay konuma getirerek başlandı. Daha sonra karot aleti yardımıyla perdelere cıvata delikleri açıldı. En son olarak ayna denen plakalar yardımıyla vincin yatmayı engelleyen iki kolu binaya sabitlendi. Ancak burkulmayı engelleyecek olan üçüncü kolun kısa kalması sebebiyle bağlantı tamamlanamadı. Kısa parçanın uzatılması gere-kiyordu ve bu esnada vincin çalışması güvenli olmadığı ve bütün yapılan işler kule vince bağlı olduğu için dört günlüğüne kaba işler durdu. Sadece tuğla duvar ve diğer bloklardaki ince işlere devam edilebildi. Bu esnada ince işler konusunda da bilgi alma imkânım oldu.

Üçüncü haftanın dört günü kule vinç tamiratıyla geç-ti. Kalıp yerleştirme işlemi devam ederken Kule vincin frenlerindeki ve motorundaki arıza sebebiyle çalışmak tehlikeli olduğundan kule vinç durduruldu. Kule vincin durması demek bütün kalıp ve demir işlerinin durması anlamına geliyordu.

STAJ DEFTERİ HATIRASI

Resim 8 - Numune alma Resim 9 - Küp numune

Resim 10 - Kot verme işlemi Resim 11 - Kalıp için verilmiş bir kot

Resim 12 - Kalıbın şaküle alınması

Resim 13 - Burkulmayı engelleyen kolun kısa kalması

Resim 14 - Karotla delik açma

Page 60: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 858

Bu süre zarfında sadece tuğla duvar işleri yapılabildi. Ay-rıca 25001/2 B blok fitness salonu önünde düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemelerin sebebi daha önceden havuz olarak tasarlanan ve inşa edilen bölgenin çökmesiydi. Bu bölge çöktükten sonra güçlendirilmek için tabanına çelik I profiller yerleştirilmişti. Bu çelik profillerin üzerine döşeme hasırı atılarak tekrar beton döküldü. Böylece fitness salonu önündeki havuz iptal edildi. Kule vincin arızası sırasında böylece beton metrajı yapma fırsatı da buldum. Beton dökülecek kısım oval olduğu için önce-likle enine olarak 4-5 ölçü alıp ortalamasını aldım. Daha sonra boyuna ölçü ve ortalama derinlikle de çarparak ne kadar beton gerektiğini hesapladım.

Ayrıca 27526/1 A blokta mağaza üstündeki oval balko-nun da metrajı yapılıp beton döküm işlemi yapıldı. Ayrıca lentolar için de döküm yapıldı. Lentolar tuğla duvar örülürken kapı üstlerine konulup ufak bir kiriş görevi görüyordu.

Son olarak fitness önünde kırılan yerlerin kapatılması için alüminyum kompozit panellerle kaplandı ve kapı-nın önüne merdiven yapılarak ahşapla kaplandı. İçeri dökülen betonun üst kısmı içinse döşeme malzemesinin siparişi verilerek fitness önündeki çalışmalar tamamlandı.

Kule vinç arızası giderildikten sonra rutin işlere devam edildi. Aynı kalıp ve demir işleri +24.50 kotu birinci kısım için devam etti. Öncelikle kolonlar ve perdeler bağla-nıyor, sonra kalıplar taşınıyor, en son olarak da döşeme donatısı ve akslar yerleştirilerek beton dökümüne hazır hale getiriliyordu. Özel bir durum olmaması halinde bu işlemlerle bir kat sekiz günde yükseliyordu.

STAJ DEFTERİ HATIRASI

Resim 15 - Güçlendirme için yerleştirilen

Resim 16 - Fitness içi hasır döşeme çelik I profiller

Resim 17 - Fitness önü beton döküm işlemi

Resim 18 - Kompozit panel hazırlığı

Resim 19 - Oval balkona beton dökümü

Resim 20 - Lentoların dökümü

Page 61: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 8 59

STAJ DEFTERİ HATIRASI

YOL STAJI 1. Plentmiks Temel ve Asfalt Serimi

29 + 530 kilometrelik kısmın üst bölümündeki yaklaşık 100 metrelik serilmiş Plentmiks temel tabakası havalan-dırıldı ve ardından tekrar sıkıştırıldı. Fazla sulama yapıl-ması sebebiyle zeminin stabil halde sıkıştırılması sağla-namadığından zemin tekrar kaldırılarak havalandırıldı. Ardından tekrar silindir vasıtası ile sıkıştırıldı. Gradasyonu bozulan kesimler ise kaldırılarak yerine yeni malzemeler döküldü.

Plentmiks temel kırılmış çakıl, cüruf, kırma taş ve ince malzemelerin şartnameye uygun, en az iki farklı dane bo-yutu grubunu içeren gradasyonda hazırlanan ve yeterli alt temel tabakası üzerine bir veya birden fazla tabaka halinde serilen tabakadır.

Burada serilecek üst yapı kalınlıkları ise şöyle:

- Alt Temel 20 cm

- Plentmiks Temel 20 cm

- Bitümlü Sıcak Temel 10 cm

- Binder Asfalt Betonu 10 cm

- Aşınma Tabakası 4 cm

Sıkıştırma işleminde 20 tonluk çelik bandajlı, vibrasyon-lu silindir kullanılıyor. Havanın sıcak olması sebebiyle sıkıştırma işlemi sırasında tam olarak istenilen sıkışmanın sağlanması için sulama yapılıyor.

Ayrıca bugün iki yolun bağlantı noktasından eski asfalt yol geçtiğinden, bu iki yolu bağlamak amacıyla mekanik malzemeler kullanılmaksızın 20’şer cm’lik tabakalar ha-linde asfalt serimi yapıldı. Burada en yüksek kesimde 80 cm kalınlığında asfalt tabakası bulunacak. Serim işlemi sırasında 150ºC olarak gelen sıcak karışımın 120ºC’yi geçmeden serilmesi ve 80ºC’nin altına düşmeden sıkıştı-rılmasının tamamlanması gerekiyor. Her bir tabaka serimi arasında 5 saat beklenmesi gerekiyor.

2. Kazı ve Dolgu İşleri

Sandık yarma işlemleri yapıldı. İlk önce Topoğraf tarafın-dan şev kazıkları çakılıyor ve buna uygun olarak 1:1 şev

eğiminde yarma işlemi yapılıyor. Eğer kazı işlemlerinin yapılacağı güzergah üzerinde ağaç ve kök vb. şeyler varsa bunlar önceden temizlenir.

Beko yardımı ile şev eğimleri düzeltildi. Yine beko ve do-zer yardımı ile yarma fazlası topraklar çevre düzenleme-sinde kullanılmak üzere kamyonlara yüklenerek kavşağın ilgili kesimlerine serildi. Terasman kotuna göre 20 cm civarında toprak kaldırılarak şartnamede istenen uygun sıkışma değerlerine sıkıştırıldı.

Yarma kısmında bazı bölgeler volkanik tüf olan zayıf zeminlerdi. CBR değeri %6’dan (2,5 mm için) daha düşük olduğundan dolayı 35 cm kalınlığında taş dolgu yapılı-yor. Böylece sürşarj ile su da zeminden uzaklaştırılarak, oturması tamamlanmış ve istenilen kayma dayanımına sahip zemin elde edilmiş oluyor.

Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre zayıf zeminin özel-likleri ise şöyle:

Deney Limit Standart

Likit Limit ≤60 TS1900 / AASHTO T-89

Plastisite İndeksi ≤35 TS1900 / AASHTO T-89

Maks. Kuru Birim Hacim Ağırlık 1,450 t/m3 TS1900 / AASHTO T-89

3. Alt Temel + PMT Serimi (Plent-miks Alt Temel)

Yarma işlemleri yapılan bölgede tamamlanmış kısımlara alt temel ve plentmiks temel malze-meleri karışık olarak se-riliyor. İlk önce Finisher için kot kazıklarına teller gerildi. Daha sonra finis-her yardımı ile malzeme 45 cm kalınlığında olacak şe-kilde serilip sıkıştırıldı. Sıkıştırma iş-lemi ise yine wabble ve vibrasyon-lu silindir aracılığı ile yapıldı.

Alt temel malzemesi şartname-de verilen gradasyon

Yapılan İş Yol Yapımı Hakkında Bilgi

Page 62: genç-İMO 8. Sayı

genç-İMO BÜLTEN 2015 / SAYI: 860

değerlerine uygun olarak sürekli gradasyon gösterecek şekilde hazırlanan ve belirlenen optimum su yüzdesine sahip malzemedir. Ayrıca yine şartnamede verilen diğer yassılık vb. gibi özellikleri de sağlamalıdır. Sıkıştırma işlemi malzeme nemli iken yapılır. Gerekli durumlarda sulanarak sıkıştırma işlemine devam edilir. Bu alt temel malzemesi daha önce tesviyesi ve sıkıştırılması tamam-lanmış olan terasman kotundaki zeminin üzerine serilir.

Serme işlemi bir veya birden fazla tabaka halinde yapılabilir. Sıkıştırma işleminde ise en az %10 bindirme yapılmasına özen gösterilir. Böylece sıkıştırılan zeminin bir bütün halinde çalışması sağlanmış olur. Ayrıca meka-nik malzemenin en sonunda meydana gelecek bozul-maları önlemek için son yarım ila bir metre kala silindirin vibrasyonu durdurulur. Bir pas tamamlanmadan diğerine geçilmez. Finisher ile serim işlemi yapılırken yükseklik sürekli olarak kontrol edilerek olası hataların oluşması önlenmiş oldu.

Ayrıca bahsettiğim üzere burada plent-miks temel mal-zemesi ile alt temel malzemesi karıştırılarak seriliyor. Bu durumda bu temellere Plent-miks Alt Temel adı veriliyor. Plent-miks Alt Temel’in şartnamede Tip-B gradasyon limitlerini sağlaması gerekmektedir.

4. Bitümlü Sıcak Temel Serimi

Bitümlü sıcak temel serimine başlanmadan önce plent-miks alt temelin üzeri tekrar kontrol edilerek, artık madde vb. maddelerden temizlenir. Ardından elektronik duyarga kumandalı finişer yardımı ile çelik tel ile belirlen-miş off set hattı takip edilerek serim işlemine başlanır.

Serim işlemi sırasında finişerin hızı sabit kalmalı ve serim olabildiğince sürekli olmalıdır. Ayrıca kürekçi ve tırmıkçı-lar yardımı ile de serimin istenilen şekilde yapılabilmesi sağlanır. Ayrıca makine ile serimin mümkün olmadığı bağlantı kısmının dar bölgelerinde serim el ile yapılır.

Sıkıştırma işlemi ise wabble ve çelik bandajlı vibrasyonlu silindir yardımı ile yapılır. Serim ve sıkıştırma süresince sıcaklık kontrol edilir. Çünkü sıkıştırılmaya başlandığında sıcaklığın 135 ºC’nin altına düşmemiş olması gerekiyor. Tamamen sıkıştırma işlemi bittiğinde ise karışımın sıcak-lığının 80 ºC’nin altına düşmemiş olması gerekmekte. İlk silindiraj wabble tarafından yapılır. Silindiraj işlemleri kenardan başlanarak ortaya doğru yapılır.

Deneyler için ise yeni tamamlanmış yoldan alınmak sure-tiyle her 500 tonluk üretim için en az bir çift, eğer yol kısa ve parçalı ise her bir bölüm için günde en az bir çift karot numune alınmaktadır. Ayrıca ekstraksiyon ve gradasyon içinde sıcak karışım numuneleri alınır.

Burada kullanılan bitümlü sıcak temelin bitüm yüzdesi ise %3,90.

5. Asfalt Betonu Binder Serimi

Serime başlanmadan önce yapıştırıcı olarak CRS 1 tipi

emisyon kullanıldı. Bu yapıştırıcının püskürtme sıcaklığı-nın 50-85 ºC arasında olması gerekiyor.

Karışımın serileceği yüzey temizlenip, emisyon sürüldük-ten sonra serim işlemlerine başlandı. Yine serim sırasın-da 5 metre aralıklarla dikilen off set kazıklarına çelik tel gerildi ve serim finişer ile yapıldı. Ayrıca bugün ikinci bir finişer getirilerek imalat iki finişer yardımı ile yapıldı.

Sıkıştırma işlemi ise wabble ve vibrasyonlu silindir ile ya-pıldı. Burada sıcaklığın sıkıştırmaya başlandığında 130 ºC ve sıkıştırma bittiğinde 80 ºC olmasına dikkat edilmelidir. Silindiraj sırasında silindirin tekerlekleri yapışmayı engel-lemek için su ile ıslatılıyor. Renk farkı, taş kırılmaları ve teker izleri bulunmayana kadar silindiraj işlemine devam edilir. Ayrıca yapışmayı önlemek için su dışında başka bir malzeme kullanılamaz.

Numune alımında ise yine bitümlü sıcak temelde olduğu gibi teknik şartnamedeki kurallara uyulur. Numune alı-nan kısımlar hemen aynı malzeme ile doldurulur.

Asfalt betonu binder tabakasında kullanılan bitüm yüz-desi %4,25

6. Sonuç

Stajım sırasında, derslerimde teorik olarak gördüğüm bir takım uygulamaların pratikte nasıl yapıldığına şahit oldum. Ayrıca derslerde duyduğum birçok malzeme ve kavramın ne olduğunu staj sayesinde öğrenmiş oldum.

Staj süresi boyunca inşaat ortamını daha yakından tanıdım. Gelecekte neler ile karşılaşabileceğimi görmüş oldum. Mühendis ve işçi arsında nasıl bir diyalog olması gerektiğini inşaatta işçilerle herhangi bir sorun anında, sorunların nasıl bir ortak yol bulunarak çözülebileceğini gördüm.

Yapılan işlerde karşılaşabileceğimiz muhtemel olumsuz-lukları en aza indirmek için mutlaka işin başında olmalı-yız ve işçilerin yaptığı işleri kontrol etmeliyiz. Buda ileride doğacak hatalara karşı önlem almış oluruz.

STAJ DEFTERİ HATIRASI

Page 63: genç-İMO 8. Sayı
Page 64: genç-İMO 8. Sayı

SekizinciSekizinci

Ögrenci Ögrenci MeclisiMeclisi

˜

14-15 Mart 2015 14-15 Mart 2015 AntalyaAntalya

TMMOB İnşaat Mühendisleri OdasıNeca bey Cad. No: 57, Kızılay / AnkaraTel: 0.312.294 30 00 - Faks: 294 30 88E-posta: [email protected] - www.imo.org.tr