64
Genç Birikim’den Hamd, sizlerle yeniden birlikte olma hazz›n› ve mutlulu¤unu yaatan, her eye kadir Allah’a aittir. Selam, Rasulüne, ehidlerinin, mücahidlerinin, yolunda yürüyenlerin, mazlumlar›n üzerine olsun. Sizleri selamlar›n en gü- zeli, en büyü¤ü ve en anlaml›s› ile selaml›yoruz. ‹çinde bulundu¤umuz günlerde ‹slam dünyas›nda bir de¤iiklik olma- d›, yine kan ve gözya› vard›. Ancak dünya gündemini allak bullak eden bir konu peydah oldu ki (bizce) en önemli k›sm› eytan ve yandalar›n›n hilesinin ne denli zay›f oldu¤unu ortaya koyuyordu. Tahmin etti¤iniz gibi Wikileaks skandal›ndan sözediyoruz. Bundan bir küsur ay kadar önce ABD askerlerinin Irak’ta iledikleri bir vaheti sergileyip gerçek yüzünü aç›- ¤a ç›karan Wikileaks adl› internet sitesi, beklendi¤i gibi dü¤meye bast› ve ABD diplomatlar›n›n dünya ülkeleri hakk›nda edindikleri bilgileri ve görü- lerini çaraf çaraf yay›mlad›. Yay›mlanan belgeler, ellerindekilerin (251.000 adedin) sadece %3-5’i mesabesindeydi ama ortal›¤› kar›t›rmaya yetti. Ortaya at›lan görülerden ikisi zikretmeye de¤erdi: Birinci görübu belgelerin ABD hükumetince ve- ya yandalar›nca yay›mland›¤›yd›; amaç ise dünyan›n ABD d››nda kalan liderleriyle alay edilmesi, küçük düürülmesi veya mesajlarla uyar›lmas› idi. Öyle ya kendi halinde birkaç insan›n, s›radan bir internet sitesinin, dünyan›n tek süper gücünün deste¤i, izni veya en az›ndan göz yummas› olmaks›z›n bu belgeleri yay›mlamas› düünülemezdi. ‹kinci görüise bu- nun ABD için bir skandal oldu¤u, sava›n yeni bir boyut kazanarak siber aleme s›çrad›¤›, istihbarat sava› balad›¤› eklindeydi. Her ne murad edilmiolursa olsun, her ne amaçla yay›mlanm›olursa olsun bizce olay›n iki boyutu önemlidir. Birincisi görünen o ki bu belgeler ABD’nin (veya Obama yönetiminin) iste¤i d››nda yay›mlanm›t›r. Bu ne demektir? Bu, uzaydan bir kar›ncan›n hareketini dahi izleyebilen(!), bir as- keri arac›n›z› bile hareket ettirmeniz için dahi izni gereken, dünyan›n jan- darmas› ABD süper gücü, elindeki belgelere sahip olamad› ve foyas› mey- dana ç›kt›. ‹ktidarlar deviren, darbeler yapan, igaller ve katliamlar sahibi süper güç, yaz›malar›na sahip olam›yor ve kendi vatanda› bir er taraf›n- dan offsayta düürülüyordu. Gerçekten bir süper güç için içinden ç›k›lmas› zor bir durumdu, mahalle kabaday›s›n›n karizmas›n›n çok fena çizilmesiy- di, el-aleme rezil olmas›yd›. Biz y›llard›r söylüyoruz ‘eytan›n hilesi zay›f- t›r’, ‘o sizinle mertçe dövüemez ancak ayartmaya çal››r’ diye. Aslan pos- tunun alt›nda yatan bir tilkidir bunlar. De¤ilmi ki Mavi Marmara gönüllü- leri bir k›vrakl›kla ellerindeki silah› al›nca, ‹srail askerleri altlar›n› ›slatm›vaziyette a¤l›yor ve bu görüntüyü kimseye anlatmamalar› için yalvar›yor- lard›. Onlar da bunlar›n çocuklar› de¤il mi? ‹srail demiken ikinci nokta da bu belgeleri yay›mlayanlar›n ‹srail des- tekli oldu¤udur. Nitekim onlarca belgeden ‹srail aleyhine hiç bir kay›t yok- tu. Öyledir ya da de¤ildir demek için elimizde baka bilgi yok. Öyle olsun veya olmas›n hiç önemi yok, bunun konuulmas› bile yeter. Çünkü anla- m›; ‘kölenin efendisini yemesi’dir ki bu daha bir ‘evlere enlik’ durumdur. Yak››r m› siyonistlere? Pekala yak››r. Onlar ki kendilerini Hakk’a davet eden peygamberleri öldüren, yurtlar›ndan ç›karan insanlard›r. Onlar ki kendilerine organ ba¤›› yapan Filistinliler’i öldürenlerdir, kendilerine ha- yatta kalmay› ö¤retenleri yok eden zihniyettir. Belgelerin gün yüzüne ç›kmas› göstermitir ki hiç birey gizli kalm›yor. Yapt›klar›n›n yanlar›na kalaca¤›n› sanan gafiller bilmeli ki o ahiret günü geldi¤inde herey ortaya dökülecek, amel defterlerinin hiçbireyi eksik b›- rakmad›¤› görülecek, bütün organlar kii hakk›nda ahitlik edecek. te skandal as›l o zaman patlayacak. Zalimler için yaas›n cehennem! Allah’a emanet kal›n. Aralık 2010 1 Y›l: 13 Say›: 139 Sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹leri Müdürü ‹brahim Hakk› Toprak Genel Yay›n Yönetmeni Ali Kaçar Yaz›ma Adresi ‹lkiz Sokak No: 22/B S›hhiye - ANKARA Yay›n Türü Yerel, Süreli Yönetim Yeri ‹lkiz Sokak No: 22/B S›hhiye - ANKARA Tel (0312) 229 67 18 Fax (0312) 229 67 19 Dizgi & Tasar›m Genç Birikim Bask› Sistem Ofset Bas›m Yay›n Sanayi ve Tic. Ltd. ti. Strazburg Cad. No: 7/A S›hhiye - ANKARA Tel: (0312) 229 18 81 - 229 63 97 - 231 32 57 Bask› Tarihi 10.12.2010 web http://www.gencbirikim.net e-mail: [email protected] Abone artlar› Yurtiçi abonelik için 6 ayl›k abonelik ücreti olan 24.00 TL’yi Yurt d›› abonelik için 6 ayl›k abonelik ücreti olan 35.00 TL’yi Yap› Kredi Bankas›, S›hhiye ubesi (ub. Kod. 309, Hes. No: 69405472) no’lu hesaba veya Ramazan DEM‹RHAN 6157119 no’lu posta çeki hesab›na yat›rman›z ve Posta Çeki al›nd› belgesinin fotokopisini ve adresinizi ‹lkiz Sokak No: 22/B S›hhiye /ANKARA adresine göndermeniz yeterlidir.

g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Genç BBirikim’denHamd, sizlerle yeniden birlikte olma hazz›n› ve mutlulu¤unu yaflatan,

her fleye kadir Allah’a aittir. Selam, Rasulüne, flehidlerinin, mücahidlerinin,yolunda yürüyenlerin, mazlumlar›n üzerine olsun. Sizleri selamlar›n en gü-zeli, en büyü¤ü ve en anlaml›s› ile selaml›yoruz.

‹çinde bulundu¤umuz günlerde ‹slam dünyas›nda bir de¤ifliklik olma-d›, yine kan ve gözyafl› vard›. Ancak dünya gündemini allak bullak edenbir konu peydah oldu ki (bizce) en önemli k›sm› fleytan ve yandafllar›n›nhilesinin ne denli zay›f oldu¤unu ortaya koyuyordu. Tahmin etti¤iniz gibiWikileaks skandal›ndan sözediyoruz. Bundan bir küsur ay kadar önceABD askerlerinin Irak’ta iflledikleri bir vahfleti sergileyip gerçek yüzünü aç›-¤a ç›karan Wikileaks adl› internet sitesi, beklendi¤i gibi dü¤meye bast› veABD diplomatlar›n›n dünya ülkeleri hakk›nda edindikleri bilgileri ve görüfl-lerini çarflaf çarflaf yay›mlad›.

Yay›mlanan belgeler, ellerindekilerin (251.000 adedin) sadece %3-5’imesabesindeydi ama ortal›¤› kar›flt›rmaya yetti. Ortaya at›lan görüfllerdenikisi zikretmeye de¤erdi: Birinci görüfl bu belgelerin ABD hükumetince ve-ya yandafllar›nca yay›mland›¤›yd›; amaç ise dünyan›n ABD d›fl›nda kalanliderleriyle alay edilmesi, küçük düflürülmesi veya mesajlarla uyar›lmas›idi. Öyle ya kendi halinde birkaç insan›n, s›radan bir internet sitesinin,dünyan›n tek süper gücünün deste¤i, izni veya en az›ndan göz yummas›olmaks›z›n bu belgeleri yay›mlamas› düflünülemezdi. ‹kinci görüfl ise bu-nun ABD için bir skandal oldu¤u, savafl›n yeni bir boyut kazanarak siberaleme s›çrad›¤›, istihbarat savafl› bafllad›¤› fleklindeydi.

Her ne murad edilmifl olursa olsun, her ne amaçla yay›mlanm›fl olursaolsun bizce olay›n iki boyutu önemlidir. Birincisi görünen o ki bu belgelerABD’nin (veya Obama yönetiminin) iste¤i d›fl›nda yay›mlanm›flt›r. Bu nedemektir? Bu, uzaydan bir kar›ncan›n hareketini dahi izleyebilen(!), bir as-keri arac›n›z› bile hareket ettirmeniz için dahi izni gereken, dünyan›n jan-darmas› ABD süper gücü, elindeki belgelere sahip olamad› ve foyas› mey-dana ç›kt›. ‹ktidarlar deviren, darbeler yapan, iflgaller ve katliamlar sahibisüper güç, yaz›flmalar›na sahip olam›yor ve kendi vatandafl› bir er taraf›n-dan offsayta düflürülüyordu. Gerçekten bir süper güç için içinden ç›k›lmas›zor bir durumdu, mahalle kabaday›s›n›n karizmas›n›n çok fena çizilmesiy-di, el-aleme rezil olmas›yd›. Biz y›llard›r söylüyoruz ‘fleytan›n hilesi zay›f-t›r’, ‘o sizinle mertçe dövüflemez ancak ayartmaya çal›fl›r’ diye. Aslan pos-tunun alt›nda yatan bir tilkidir bunlar. De¤ilmi ki Mavi Marmara gönüllü-leri bir k›vrakl›kla ellerindeki silah› al›nca, ‹srail askerleri altlar›n› ›slatm›flvaziyette a¤l›yor ve bu görüntüyü kimseye anlatmamalar› için yalvar›yor-lard›. Onlar da bunlar›n çocuklar› de¤il mi?

‹srail demiflken ikinci nokta da bu belgeleri yay›mlayanlar›n ‹srail des-tekli oldu¤udur. Nitekim onlarca belgeden ‹srail aleyhine hiç bir kay›t yok-tu. Öyledir ya da de¤ildir demek için elimizde baflka bilgi yok. Öyle olsunveya olmas›n hiç önemi yok, bunun konuflulmas› bile yeter. Çünkü anla-m›; ‘kölenin efendisini yemesi’dir ki bu daha bir ‘evlere flenlik’ durumdur.Yak›fl›r m› siyonistlere? Pekala yak›fl›r. Onlar ki kendilerini Hakk’a daveteden peygamberleri öldüren, yurtlar›ndan ç›karan insanlard›r. Onlar kikendilerine organ ba¤›fl› yapan Filistinliler’i öldürenlerdir, kendilerine ha-yatta kalmay› ö¤retenleri yok eden zihniyettir.

Belgelerin gün yüzüne ç›kmas› göstermifltir ki hiç birfley gizli kalm›yor.Yapt›klar›n›n yanlar›na kalaca¤›n› sanan gafiller bilmeli ki o ahiret günügeldi¤inde herfley ortaya dökülecek, amel defterlerinin hiçbirfleyi eksik b›-rakmad›¤› görülecek, bütün organlar kifli hakk›nda flahitlik edecek.

‹flte skandal as›l o zaman patlayacak. Zalimler için yaflas›n cehennem!

Allah’a emanet kal›n.

Aralık 2010

1

YY››ll:: 1133 SSaayy››:: 113399

Sahibi vveSorumlu YYaz› ‹‹flleri MMüdürü

‹brahim Hakk› Toprak

Genel YYay›n YYönetmeniAli Kaçar

Yaz›flma AAdresi‹lkiz Sokak No: 22/BS›hhiye - ANKARA

Yay›n TTürüYerel, Süreli

Yönetim YYeri‹lkiz Sokak No: 22/BS›hhiye - ANKARA

Tel(0312) 229 67 18

Fax(0312) 229 67 19

Dizgi && TTasar›mGenç Birikim

Bask›Sistem OOfset BBas›m YYay›n SSanayi vve TTic. LLtd. fiti.Strazburg Cad. No: 7/A S›hhiye - ANKARATel: (0312) 229 18 81 - 229 63 97 - 231 32 57

Bask› TTarihi10.12.2010

webhttp://www.gencbirikim.net

e-mail:[email protected]

Abone fiartlar›Yurtiçi abonelik için 6 ayl›k abonelik

ücreti olan 24.00 TL’yiYurt d›fl› abonelik için 6 ayl›k abonelik

ücreti olan 35.00 TL’yiYap› Kredi Bankas›, S›hhiye fiubesi

(fiub. Kod. 309, Hes. No: 69405472)no’lu hesaba veya Ramazan DEM‹RHAN

6157119 no’lu posta çeki hesab›na yat›rman›zve Posta Çeki al›nd› belgesinin fotokopisini ve

adresinizi ‹lkiz Sokak No: 22/BS›hhiye /ANKARA

adresine göndermeniz yeterlidir.

Page 2: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

SIFIR PROBLEM POL‹T‹KASININ SONU MU? 3 Ali KKAÇAR

RENKL‹ B‹R KASIM AYINI GER‹DE BIRAKTIK 6 Süleyman AARSLANTAfi

UNUTULAN KURBANLAR 10 BBC’den AAktaran: CCelal SSANCAR

LÂ HUKME ‹LLALLAH 12 fiahin ÖÖZDAfi

“MERKEZ‹N” YEN‹ SAH‹PLER‹ 14 Erdal BBAYRAKTAR

DER‹N DEVLETS‹Z DEVLET OLMAZ! 17 Bünyamin AATEfi

AMER‹KA’NIN AFGAN‹STAN MERAKI 22 Mahmut CCelal ÖÖZMEN

MÜSLÜMAN KARDEfiLER 26 Çev: ‹‹smail CCEYLANMISIR ‹Ç‹N B‹R TEHD‹T M‹?

ZORUNLU E⁄‹T‹M ANLAYIfiI 29 Hayriye BB‹CAN

KONFERANS: “SALTANATIN KALDIRILMASI ve 32 Genç BBirikimCUMHUR‹YET‹N ‹LANI”

SÜNNET’‹ DO⁄RU ANLAMANIN USULÜNE G‹R‹fi! 36 Ubeydullah TTOPRAK

NAMAZIN B‹REYSEL VE 41 Ali KKAÇARTOPLUMSAL HAYATTAK‹ FONKS‹YONU - III

B‹R PENCEREDEN HAC 46 Y›ld›z ÇÇINAR

BU D‹YARIN SAK‹NLER‹ 49 Abdulkadir SSEVEN

KILIÇ PEYGAMBER‹ 51 Murat OORAL

A‹LEDE AHLAK E⁄‹T‹M‹ 52 ‹dris GGÖKALP

BEDEL‹ Z‹NDANDA ÖDENEN SÖZLER 54 ‹dris GGÖKALP

GÖZ N‹MET‹NE fiÜKRETMEK 57 Medeni HHANO⁄LU

HAL‹FE HZ. OSMAN DÖNEM‹ - II 59 Nazife AACISU

BELALAR KAT BE KAT ARTIRIR ‹MANIMIZI 62 Necdet YYÜKSEL

KANIN KIYAMA DURUNCA 64 Necdet YYÜKSEL

genç

biri

kim 2

‹Ç‹NDEK‹LER

Page 3: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

NATO, 9 Nisan 1949'da ku-rulmufl so¤uk savafl dönemine aitbir savafl örgütüdür. Kuruldu¤udönemde dünyada, biri SovyetlerBirli¤i’nin bafl›n› çekti¤i Do¤uBlok’u, di¤eri ise ABD’nin bafl›n›çekti¤i Bat› Blok’u olmak üzereiki emperyal blok bulunmakta idi!Sovyetler Birli¤i’nin silahl› gücüVarflova Pakt› idi, ABD’nin yaniBat›’n›n ise NATO idi! SovyetlerBirli¤i’nin 1980’li y›llar›n sonla-r›ndan itibaren da¤›lmas›yla si-lahl› örgütü Varflova Pakt›1 da(1 Temmuz 1991'de) da¤›lm›fl ol-du. Varflova Pakt›’n›n da¤›lma-s›yla NATO yaln›z bafl›na düfl-mans›z kal›nca ifllevini yitirmeklekarfl› karfl›ya kald›. Çok geçme-den ABD baflta olmak üzere di¤erBat›l› devletler NATO’ya yeni birdüflman icad ettiler; bu düflman,‹slam ve Müslümanlard›. ABD,NATO kanal›yla ya da NATO’suzbu konsept de¤iflikli¤ine uygunolarak, baflta üye ülkeler olmaküzere di¤er ülkelerde de iç kar›-fl›kl›klar, postmodern darbelersahnelemeye bafllad›. Amaç,

kendi küresel hegemonyas› içintehdit teflkil eden ya da etme ihti-mali olan baflta ‹slami oluflumlarolmak üzere bütün di¤er muhalifoluflumlar› devre d›fl› b›rakmak,en az›ndan kendi kontrolüne al-makt›. ABD bu amac›n›, NATObaflta olmak üzere, BM gibi di¤eruluslararas› kurulufllar› devreyesokarak gerçeklefltirmekte idi.Bunun en yak›n örne¤i Afganis-tan iflgalidir. Asl›nda Afganistaniflgali, NATO’nun, ABD’nin kirlive kanl› menfaatlerini gerçeklefl-tirmek için kuruldu¤unu gösterenson örnektir.

Bilindi¤i gibi, Türkiye’nin NA-TO’ya girme gerekçesi, SovyetlerBirli¤i’nin Türkiye’ye yönelikemperyal tehditlerine karfl› gü-venlik amaçl› idi. Ancak, Sovyet-ler Birli¤i’nin da¤›lmas›yla butehdit de ortadan kalkm›fl oldu.Hatta bu süreçte Rusya ile Türki-ye aras›nda iyi iliflkiler kurulmufl,ticari faaliyetler artm›fl ve ikili bir-çok antlaflma imzalanm›flt›r. Tür-kiye NATO’ya girmekle, tama-men ABD’nin güdümüne girmifl,

ABD’ye ra¤men ba¤›ms›z iç ved›fl politika üretemez hale gelmifl-tir. ABD menfaatlerine ters dav-rand›¤› izlenimi verildi¤i zaman-larda bir darbeyle bafltaki iktidaralafla¤› edilmekten hiç tereddütedilmemifltir. Türkiye’nin yak›ntarihi bunun örnekleri ile dolu-dur.

NATO, ABD’nin silahl› bir ör-gütüdür. ABD’nin emperyal men-faatleri temin ya da kal›c›laflt›r›l-mas› için kullan›lan silahl› bir ör-güttür. Çeflitli ülkeler, NATO güç-leri kullan›larak iflgal edilmifltir.‹flgal edilen ülkelerin sonuncusuAfganistan’d›r. Afganistan’datam anlam›yla bir insanl›k dram›yaflanmaktad›r. Bu mazlum ülke-de devam eden iflgal, NATO veNATO üyesi ülkeler için yüz ka-ras›d›r. Binlerce insan; çoluk, ço-cuk, kad›n, yafll› ayr›m› yap›l-maks›z›n katledilmifltir. Ne yaz›kki sivil katliamlar halen devametmektedir. Türkiye’nin biz mu-harip güç olarak asker gönderme-dik demesinin hiçbir anlam› yok-tur. Çünkü muharip güç de, silah-

Aralık 2010

3

1 Varflova Pakt›, 14 May›s 1955'de Varflova'da sekiz sosyalist ülkenin imzalad›¤› Dostluk, ‹flbirli¤i ve Karfl›l›kl› Yard›m Antlaflmas› ile kurulanaskeri ve siyasal birlik. Antlaflmay› imzalayan ülkeler Arnavutluk, Romanya, SSCB, Demokratik Almanya, Bulgaristan, Polonya, Çekoslovakya veMacaristan'd›. Demokratik Almanya, Pakt'›n askeri kanad›na 1956'da kat›ld›. Arnavutluk, 1962-1968 döneminde çal›flmalar›na kat›lmad›¤›Pakt'tan 1968'de kesin olarak çekildi.

AAllii KKAAÇÇ[email protected]

SIFIR PROBLEMPOL‹T‹KASININ SONU MU?

Page 4: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

l› güç de ayn› konumdad›r. Bu,Türkiye’ye, Türkiye’nin tarihineve en önemlisi de komflu ülkeler-le s›f›r problem politikas› ya daAKP’nin ABD’ye ra¤men ba¤›m-s›z politika üretiyoruz iddias›ylaasla ba¤daflmayacak ikiyüzlü birpolitikad›r. Bu nedenle Türkiye,Afganistan’daki askerlerini he-men çekmelidir. Ça¤›m›z›n yüzkaras› bu iflgalden dolay› tarihTürkiye’nin bugünkü yöneticile-rini asla affetmeyecektir. ÜstelikNATO’nun kuruluflundan bu ya-na Türkiye’ye hiçbir katk›s› ol-mam›flt›r. Tam tersine NATO’nunen a¤›r yükünü daima Türkiyetafl›m›flt›r. Dolay›s›yla Türkiye,bir an önce bu eli kanl› terör ör-gütü NATO’dan ç›kmas› gerek-mektedir.

NNAATTOO’’NNUUNN LL‹‹ZZBBOONNTTOOPPLLAANNTTIISSII!!....

Lizbon’da yap›lan toplant›dakabul edilen Füze Kalkan› projesiyeni gündeme gelen bir proje de-¤ildir. Bu proje, her ne kadarEvangelist Bush döneminde gün-deme gelmifl ise de, ABD’nin eskibaflkan› Ronald Reagan taraf›n-dan ‘Y›ld›z Savafllar› Projesi’ ile25 y›ldan bu yana ABD’nin gün-deminde var olan ve daha sonra-ki ABD baflkanlar› taraf›ndan dasahiplenilmifl bir projedir.2 Buproje, ilk baflta ABD, Polonya veÇek Cumhuriyeti'nin dâhil oldu¤uüçlü bir projeydi. Yani Füze Kal-kan› Sistemi Polonya ve ÇekCumhuriyeti’ne yerlefltirilecekti.Bu sistemle, ‹ran ve Kuzey Ko-re’den at›lacak uzun menzillinükleer bafll›k tafl›yan füzelerinetkisiz hale getirilmesinin amaç-land›¤› aç›klanm›flt›r. Ancak Rus-ya'n›n, bu füze Kalkan›n›n as›lhedefinin kendisini oldu¤unu,dolay›s›yla buna izin vermeye-

ceklerini belirtmesi üzerine, buprojenin Polonya ve Çek Cumhu-riyeti’ne yerlefltirilmesinden vaz-geçilmifltir. Daha sonra da buproje, Obama yönetimi taraf›n-dan NATO kapsam›nda Türki-ye’ye yerlefltirilmesi gündeme ge-tirilmifltir.

Portekiz’in Baflkenti Liz-bon’da, 19–20 Kas›m 2010’daNATO Zirvesi yap›lm›flt›r. Bu zir-veye Türkiye’nin de içinde bu-lundu¤u 28 üye ülkenin devletve hükümet baflkanlar› ile RusyaDevlet baflkan› Dimitry Medve-dev, Afganistan Devlet Baflkan›Hamid Karzai ve BM Genel Sek-reteri Ban Ki-mun da kat›lm›flt›r.NATO Zirvesinde, ittifak›n önü-müzdeki 15 y›ll›k yol haritas›n›belirleyen yedinci Stratejik Kon-sept kabul edilmifltir. Bu konseptgere¤ince Türkiye’de kurulacakolan Füze Savunma sistemi bü-tün NATO üyesi ülkeleri kapsa-yacakt›r. Buna göre, bu sisteminön cephe ülkesi Türkiye olacakt›r.Yani bu proje ile Türkiye aç›k he-def haline getirilmifltir. Ve ç›kacakherhangi bir nükleer savaflta dailk vurulacak ülke Türkiye’dir.

Türkiye, bu füze kalkan›n›nTürkiye’ye yerlefltirilmesi içintehdit olarak hiçbir ülkenin özel-likle ‹ran’›n isminin geçmemesi-ni, bütün NATO üyesi ülkelerikapsamas›n› ve komuta merkezi-nin Türkiye’nin kontrolünde ol-mas›n› flart olarak ileri sürmüfl-tür. Bunlardan ilk ikisi –flimdilik-kabul edilmifl, di¤eri ise sonrakigörüflmelere b›rak›lm›flt›r. Bu,devlet yetkililerince ve bas›n or-ganlar›nca büyük bir baflar› ola-rak de¤erlendirilmifltir. NitekimTürkiye Cumhurbaflkan› Abdul-lah Gül, bu toplant›yla ilgili flöy-le konuflmufltur;

''Türkiye NATO'nun en önem-li sahiplerinden biridir. 1953 y›-l›ndan beri NATO üyesidir. Yerigeldi¤inde de en büyük katk›y›yapm›flt›r. Dolay›s›yla NATO fa-aliyetlerinde hem siyasi hem as-keri konularda söz sahibi olmufl-tur. Bu çerçeve içerisinde sorum-lulu¤umuzu çok önceden yerinegetirip, stratejik konsept ile ilgiligörüfllerimize, nelerin olmas›, na-s›l yap›lmas› gerekti¤i ile ilgiliuzun bir çal›flma yap›lm›flt›. Buçal›flma içerisinde D›fliflleri Baka-n›m›z, Milli Savunma Bakan›m›z,Baflbakan›m›z büyük bir gayretgösterdi. Neticede dün akflam ka-bul edilen Stratejik Konsept arzuetti¤imiz çerçeve içinde ç›kt›,bundan büyük bir memnuniyetduyuyoruz.''

Türkiye’de yetkililer dahil birk›s›m bas›n organlar›, köfle ya-zarlar› da sanki zafer kazanm›flmuzaffer komutanlar edas›yla‘Türkiye, flartlar›n› kabul ettirdi,Türkiye’nin a¤›rl›¤› NATO içeri-sinde gittikçe artt› türünde ger-çekle ba¤daflmayacak tarzda ka-muoyunu yan›ltmaya çal›flm›fl-lard›r. Oysa burada ABD’nin (do-lay›s›yla Siyonist ‹srail’in) dedi¤iolmufltur. fiayet Türkiye, bu pro-jeyi bütünüyle reddetmifl olsayd›,o zaman muzaffer komutan eda-s›yla alk›fllanmay› hak ederdi.Bununla Türkiye, b›çakla m›,yoksa silahla m› öldürülme terci-hiyle karfl› karfl›ya b›rak›lm›flt›r;her iki halde de sonuç ölümdür.Türkiye’nin bu iki tercihten birisi-ni kabullenmifl olmas› övünüle-cek bir durum de¤il, tersine uta-n›lacak bir durumdur. Çünkü buproje, hem Türkiye’nin, hem deTürkiye’nin iyi iliflkiler kurmayaçal›flt›¤› bölge ülkelerinin aleyhi-ne olan bir projedir. Ayr›ca buprojenin kabulü ile Türkiye’nin,

genç

biri

kim 4

2 Daha fazla bilgi için bkz; Genç Birikim Dergisi Kas›m-2010, Ali Kaçar, Füze Kalkan› ve Türkiye bafll›kl› makalesi

Page 5: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

bölgesinde flimdiye kadar izledi¤ive ba¤›ms›z oldu¤u iddia edilenpolitikalar›n bitti¤i anlam›na dagelmektedir. Çünkü Türkiye, böl-gesinde ‹ran ile, Rusya ile, Çin ile,Suriye ile ve hatta Yunanistan ilebelirli bir süreden beri iyi iliflkilerkurmaya çal›flm›flt›r. OysaABD’nin bu ülkelerin tamam›ylaproblemleri vard›r.

Türkiye'nin de ›srar›yla FüzeKalkan› sisteminin kurulmas›nabaflta ‹ran olmak üzere herhangibir ülkeden gelebilecek potansiyelnükleer tehdit gerekçe gösterilmi-yor. Ancak öyle bir tehdit tan›m›yap›l›yor ve öyle bir kapsam çizi-liyor ki, Asya'da ne kadar nükle-er güç varsa, hepsi de çerçeveniniçinde kal›yor. ‹ran'dan KuzeyKore'ye, Pakistan'dan Çin'e ka-dar. Evet, Çin'e kadar. Özelliklede Çin'e kadar. Çünkü ABD ortavadede en ciddi rakip, daha do¤-rusu has›m olarak Çin'i görüyor.Türkiye’nin son y›llarda say›lanbu ülkelerin bir k›sm› ile çok iyiiliflkiler kurmufl ve siyasi, iktisadive askeri ikili birçok antlaflmalaryapm›flt›r. Bu proje ile bu iliflkilersona erdirilmek istenmifltir.

SSIIFFIIRR PPRROOBBLLEEMMPPOOLL‹‹TT‹‹KKAASSIINNIINN SSOONNUU MMUU??

Türkiye’de, baflta D›fliflleri Ba-kan› Davuto¤lu olmak üzere bir-çok yetkili Rusya, Yunanistan dadâhil hiçbir komflu ülkeden birtehdidin söz konusu olmad›¤›n›,tam tersine birçok komflu ülkeylevizelerin de kald›r›lmas›yla dost-luklar›n daha da pekifltirildi¤iniifade etmifllerdir. Nitekim Davu-to¤lu; “Biz çevremizdeki hiçbirkomflumuzdan bir tehdit alg›la-mas› içinde de¤iliz. NATO’ya dö-nük de bir tehdit alg›lamas› veyatehdit oluflturdu¤u kanaati içindede¤iliz” dedi¤ine göre, peki bu fü-

ze kalkan› kimin için Türkiye’yeyerlefltirilmek istenmektedir. Gerçiuzun zamandan beri ABD’li neo-con’lar ya da Siyonist lobiler ya-k›n tehlike/tehdit olarak ‹ran’›göstermekteydiler. ABD’li yetkili-ler de, NATO Genel sekreteri Ras-mussen de, tehlike olarak ‹ran’›hedef tahtas›na oturtmufllard›. fia-yet gerçekten ‹ran tehlike olarakgörülüyor ise, bu füze kalkan› ni-çin Türkiye’ye yerlefltirilmek iste-niyor? Çünkü ‹ran’a karfl› gerekiflgal alt›ndaki Irak’ta ABD’ninkurdu¤u birçok askeri üsten ya daAzerbaycan’›n baflkenti Bakü’ye70–80 kilometre uzakl›ktaki “Ge-bele Radar Üssü”nü devreye so-kabilirlerdi. Çünkü Gebele Üssü;Balistik ve seyir tipi füzeleri 6.000km uzaktan bile tespit edebiliyor.Baflka bir ifadeyle Gebele Üssü,Kuzey Afrika, ‹ran, Irak, SuudiArabistan, Hindistan, Pakistan,Çin, Avustralya, Hint ve AtlasOkyanuslar› ve tabii Türkiye’yistratejik anlamda izleyebiliyor,özellikle bu bölgelerden at›lacakbalistik füzeleri hemen tespit ede-biliyor. Ayr›ca sadece at›fllar› tes-pit ve izlemekle kalm›yor, füzele-rin seyir rotas›n› da ölçebiliyor,buna göre füze imha edici sistem-leri harekete geçirebiliyor. Gebeleradar› çok etkin bir radar. Ama ni-yet sadece ‹ran de¤il, ayn› za-manda Türkiye ile ‹ran’› karfl›karfl›ya getirerek, belirli bir süredirgeliflmekte olan ikili iliflkileri sa-bote etmektir. Asl›nda amaç sade-ce Türkiye-‹ran iliflkilerini boz-mak da de¤il, Türkiye’nin belirlibir süreden beridir izlemeye çal›fl-t›¤› komflularla s›f›r problem poli-tikas›n› sona erdirmektir.

Prof. Dr. Hasan Köni kendi-siyle yap›lan bir röportaj’da3

“Türkiye kendi ç›karlar› aç›s›n-dan Ortado¤u’da baz› hamleleryap›yor. Bu hamlelere ne kadar

izin verilebilir? ‹flte bu kadar, bit-ti” demektedir. Türkiye, ‘eksende¤ifltiriyor’, ‘Müslümanlafl›yor’,‘Bat›’dan ve Bat›l› de¤erlerdenuzaklafl›yor’ diyerek, asl›nda Tür-kiye’ye karfl› bir psikolojik savaflyürütülmüfltür. Bu psikolojik sa-vaflla Türkiye köfleye s›k›flt›r›la-rak, gelece¤ini karartan bir proje-nin kabul ettirilmesi sa¤lanm›flt›r.Türkiye bu projeyle kendi menfa-atine olmayan bölgesel bir sava-fla sürüklenmifltir. Füze Kalkan›Projesi, Türkiye’nin bugünkü ko-numunu, gelece¤ini etkileyecekvahim bir tuzakt›r. Ne yaz›k kiAKP iktidar› bu tuza¤›n fark›navaramam›flt›r ya da kendisinimecbur hissetmifltir. Ne yaz›k kibu projenin kabulü ile Türki-ye’nin yar›nlar› karart›lm›fl, gele-ce¤i ipotek alt›na al›nm›flt›r.

Türkiye yetkilileri, ileri sür-dükleri flartlar kabul edildi¤i içinmuzaffer edas›yla sevinmektedir-ler. Oysa ileri sürülen iki flart›nteoride bir anlam ifade etse depratikte hiçbir anlam› yoktur.Herkes biliyor ki, bu projenin as›lamac›, ABD’nin ve Siyonist ‹sra-il’in bölgedeki menfaatlerini ko-rumak, Türkiye’nin ise bölge ül-keleriyle gelifltirdi¤i iliflkileri sa-bote etmektir.

Bu çerçevede baflta Müslü-manlar olmak üzere bütün mu-halif gruplar›n, oluflumlar›n ken-dilerine yak›fl›r tarzda bir karfl› ta-v›r gelifltirmeleri gerekmektedir.Baflbakan Erdo¤an’›n komutabizde olacak sözlerinin hiçbir an-lam› yoktur. At› alan Üsküdar’›geçmifltir. Erdo¤an geçmiflte deNATO Genel Sekreterli¤ine adayolan Rasmussen için de ayn› fleyisöylemiflti. Yani, Rasmussen içinasla Genel Sekreter olmayacakt›rdemiflti. Ama neticede Erdo-¤an’›n dedi¤i de¤il, ABD’nin ek-reter olmufl

Aralık 2010

5

3 3 Aral›k 2010 tarihli Gerçek Hayat Dergisi, s.21

Page 6: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Olaylar, haberler, duyumlarbirbirini takip ediyor. Ortaya ç›kanbir olay› ya da haberi yeterince al-g›lamadan, yorumlamadan bir di-¤eri patlak veriyor. Kas›m ay› içe-risinde bu manada o kadar çokolay, haber birbirini izledi ki, do¤-rusu insan hangisine öncelik vere-ce¤ini de kararlaflt›ram›yor.

Kas›m 2010’da Türkiye içinbölge için en hararetli tart›flma ko-nusu ‘FÜZE KALKANI PROJES‹’ ol-du. Olay, Türkiye ve içerisinde bu-

lundu¤u ittifaklar aç›s›ndan hayliistismara aç›kt›. Nitekim gerek içe-ride ve gerekse d›flar›da bu konu birhayli de istismar edildi, abart›ld›,yanl›fl adreslere gönderildi.

Türkiye, NATO’nun Lizbon zir-vesinde anlaflmay› imzalad›. Dahaönce ABD Projesi olarak tasarla-nan anlaflma metni, Türkiye’ninhakl› iste¤iyle NATO projesi olarakde¤ifltirildi. Keza birçok söylenti-lerde ifade edildi¤i gibi ad› geçenprojenin ‹ran baflta olmak üzere

Türkiye’nin komflular›na yönelikoldu¤u tezleri de herhangi bir ülkead› telaffuz edilmeden projeye so-yut bir flekilde eklendi. Ve yine fü-zenin kumanda merkezi konusuda yeterince netleflmedi. Ancakgenel teamül olarak NATO üyesiherhangi bir ülkeye NATO kapsa-m›nda konuflland›r›lacak olan sa-vunma ve sald›r› amaçl› harp araçve vas›talar› en yak›n NATO ko-muta merkezi taraf›ndan kontrolve kumanda edilir. Bu cümledenolarak ad› geçen projeye kumandaedecek olan karargâh ya ‹zmirNATO karargâh ya da NAPOL‹NATO karargâh› olabilir.

Di¤er yandan bu projenin‹ran’a yönelik oldu¤u tezleri üze-rinde biraz durmak gerekir san›yo-rum. Bu projenin menzili 20.000km, maliyeti 50 milyar dolar. Tür-kiye ve ‹ran aras›ndaki mesafe iseneredeyse s›f›r. ‹ran’›n en uzakyerleflim birimleri dahi dikkateal›nsa mesela Zahedan, BenderAbbas gibi buralar›n bile uzakl›¤›3.000 km’yi geçmez. Öyleyse ni-çin ABD ya da NATO bu kadar ya-k›n mesafeye 20 bin km menzillibir Füze Kalkan› Projesi uygula-s›n? O zaman olay›n baflka boyut-lar›na bakmak laz›m. Bu projenin

genç

biri

kim 6

RENKL‹ B‹R KASIM AYINIGER‹DE BIRAKTIK

SSüülleeyymmaann [email protected]

Page 7: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

as›l amac›n› muhtemelen Uzak Asya ve hatta Çin ol-du¤u düflünebilir. Zira son K.Kore, G.Kore sürtüflme-si ve akabinde ABD-G.Kore’nin Sar› Deniz’de bafllat-t›klar› tatbikat ve yine Çin’in adeta bir taraf gibi gerekKuzey ve Güney Kore aras›ndaki çat›flmaya müdahilolmas› ve gerekse yap›lan tatbikata itirazlar›, Ameri-ka ile Çin’in iki Kore üzerinde bir hesaplaflmaya git-tiklerini gösteriyor. Zaten ikinci dünya savafl› sonras›icat edilen ‘So¤uk Savafl’ teranesine dikkat edersek,geliflmifl ülkelerin hiçbirisinin kendi topraklar›nda sa-vaflmad›klar›n›, baflkalar›n›n topraklar›n› canl› tatbi-kat alan› olarak seçtiklerini görmekteyiz. G. Kore,K.Kore aras›ndaki 1950-1953 y›llar›nda cereyaneden savafl bu cümledendi.1953’de iki Kore aras›ndaateflkes sa¤land›¤› halde, ABD’nin kuruluflundan be-ri kontrolü alt›nda olan BM, adeta iki Kore aras›ndaç›ban bafl› olan YOENPYEONG Adas›n›, K.Kore’yeyak›n olmas›na ra¤men G. Kore’ye vermesi,1953’den bu yana iki Kore aras›ndaki gerginli¤in de-vam›n› sa¤layan bir nedendir.

Her iki Kore de karfl›l›kl› a¤›r suçlama ve tahrikle-rin ard›ndan kendilerini kap›flt›ran a¤abeyleri Çin veABD’nin anlaflmas› sonucu Aral›k ay› içerisinde BMgözetiminde bir araya gelecekler. Ama bu sorunlaranihai bir çözüm için olmayacakt›r. Çin ve ABD özel-likle iki hususta yar›fl ve ihtilaf yaflamaktalar. Birin-cisi harb sanayisinin devam› için savafl bölgeleri icatetmek ya da olanlar› devam ettirmek, ikincisi de eko-nomik amaçlar›n› gerçeklefltirmek. Mesela Çin’in pa-

Aralık 2010

Page 8: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

ra birimi Yuan’›n de¤erini düflüktutmas› Amerika’n›n ifline gelme-mekte. Çünkü bu durumda Çin’inihracat› artarken, ABD’nin ihracat›düflmekte. Geliflmifl ülkeler K.Ko-re, G.Kore benzeri sürtüflme ve ça-t›flma odaklar›n› hem ‘So¤uk Sa-vafl’ döneminde hem de sonras›n-da devam ettirmektedirler. Bu ba¤-lamda Pakistan-Hindistan, Arap-‹srail, Vietnam v.b. savafllar zikre-dilebilinir. Ama herhalde so¤uksavafl›n sona ermesinden önce si-lah tüccarlar›n›n kasas›n› dolduranen verimli (!) savafl sekiz y›l sürenve her iki taraftan da 1.450 bin in-san›n öldü¤ü ‹ran-Irak savafl›’d›r.

Özetle Füze Kalkan› Projesi’niTürkiye-‹ran meselesi ya da di¤erkomflular meselesi olarak ele al-mak yanl›fl olur. Kald› ki Lizbonanlaflmas›n›n ard›ndan ‹ran’l› yet-kililerin de Türkiye’ye, ortayakoyduklar› tutarl›l›ktan dolay› te-flekkür etmeleri de unutulmamal›-d›r. Ad› geçen projenin Türki-ye’nin komflular›na yönelik de¤il,uzak Asya’ya yönelik oldu¤u dü-flünülebilir.

Ortal›k füze kalkan› projesinitart›fl›rken, neredeyse tüm dün-ya’y› ilgilendiren, etkileyen Wiki-

leaks olay› ortaya ç›kt›. Hemenherkes konuya iliflkin çeflitli aç›k-lamalar yapt›. Birçoklar› ortayadökülen kriptolara ald›r›fl etmeksi-zin Amerika’ya itikat ve amelle-rinde kusur etmeyeceklerinin alt›n›çizdi. Tart›flmalar, görüfllerin aç›k-lanmas› devam ediyor. Burada as›lüzerinde durulmas› gereken hususWikileaks olay›n› nas›l okumam›zgerekti¤idir. Olay› iki aç›dan oku-mak gerekir. Birincisi Amerika’n›niç politikas›n›n bir yans›mas› ola-rak flöyle ki; asl›nda Amerika’n›nneredeyse tüm politikalar›nda cid-di bir sorun ve çat›flma var. Bu ça-t›flman›n taraflar› Amerikan nüfu-sunun yüzde iki buçu¤una tekabüleden Yahudiler ve di¤erleri ki,bunlar›n kahir ekseriyeti Hristi-yand›r. Az›nl›k olan Yahudiler nü-fuslar›yla orant›l› olmayan bir fle-kilde; ekonomiyi, e¤itimi, diplo-masiyi kontrol etmektedirler. Özel-likle Hristiyan kökenli Amerikal›-lar bundan oldukça rahats›zd›rlar.Ama hali haz›rda Sosyal bir devletkonumunda gözüken Amerika’n›nbu iç çat›flmas› d›flar›ya yeterinceyans›m›yor. Hani derler ya zengi-nin hasbas› ile fakirin hastas› so-rulmaz. ‹flte o kabilden bir fley…

Amerikan yönetiminde Neo-conlar ile Cumhuriyetçiler Yahudi-lere, ‹srail’e hep yak›n durmakta-d›rlar. Yaklafl›k 250.000 civar›ndaoldu¤u söyleyen belgelerin 8-10.000’i Türkiye ile ilgili ve bun-lar›n en olumsuz olanlar› 26A¤ustos 2003 ile 17 Haziran2005 tarihleri aras›nda Türkiye’degörev yapm›fl olan ABD’nin Anka-ra Büyükelçisi Yahudi kökenli EricEdelman’a aittir. Edelman’›n yol-lad›¤› belgeler neredeyse 1 Marttezkeresini reddeden AK Parti ikti-dar›na düflmanl›k saçan belgeler-dir. Keza Suudiler’in ‹ran’a iliflkinsöylemleri, Ürdün, M›s›r ile ilgilibelgeleri bunlar›n hepsi Amerikaile müttefik olan ülkelerin hemABD’yle karfl› karfl›ya gelmesineneden olacak belgeler hem de ad›geçen flah›slar›n tüzel kifliliklerininkendi ortamlar›nda s›k›nt›lanmala-r›na neden olacak belgelerdir.Amerikan yönetimi, iç politikas›n-da kendilerini müflkül durumda b›-rakan ve halen Demokrat Parti ik-tidar›na ra¤men Obama yönetimi-ni zora sokan neo-canlar ve ‹srailyanl›s› güç ve güç odaklar›na kar-fl› tasfiye imkân›n› elde etmek içinbizzat ortal›¤a yay›lan bu belgeler,ABD yönetiminin kontrolü alt›ndayay›lm›fl olabilir. Keza belgelerinkendili¤inden ortaya dökülmedi¤imuhakkak.

‹kincisine gelince, bu belgeolay›n›n failleri neo-canlar ve ‹sra-il yanl›lar› olabilir. Amaçlar› da,Amerika’n›n ikinci körfez Hareke-tinden sonra ‹srail’e yeterinceönem vermedi¤i ve hatta NA-TO’ya ba¤l›, borsa mevduat›n›n%70’i yabanc›lara ait olan ve bir-kaç günde 15-20 milyar dolar›nTürkiye’den ç›kmas› ile iktidar›ndaekonominin de alt-üst olaca¤› Tür-kiye’nin gerek bölgesel ve gerekseküresel anlamda ‹srail’den dahagörkemli bir yerde olmas›n› haz-medemeyen grup, bir flekilde Tür-

genç

biri

kim 8

Page 9: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

kiye gibi ABD’ye gönülden ba¤l›birçok ülkeyle ABD’nin aras›n› aç-may› amaçlam›fl olabilirler. Nite-kim belgelerin yay›mland›¤› günAhmet Davudo¤lu ve Clinton ara-s›ndaki görüflmenin ard›ndan ABDD›fliflleri Bakan›’n›n özür dilemeside ortaya ç›kan belgelerin Obamayönetimine ra¤men oldu¤u gibi birintiba vermektedir. Sonuç olarakbu belgeler Amerika’n›n d›fl politi-kas›n› içerideki lobilerin, gruplar›nyaklafl›mlar›n›, ifllevlerini yenidengözden geçirmelerini, e¤er birinciokuma flekli do¤ru ise h›zla karfl›taraf›n tasfiye sürecini bafllatabilir.

Do¤rusu geçti¤imiz Kas›m ay›oldukça renkli ve h›zl› geçti. Sade-ce Füze Kalkan› Projesi, K.Kore,G.Kore çat›flmas› Wikileaks belge-lerinin ortal›¤a saç›lmas› de¤il.Baflbakan Erdo¤an’›n Beyrut,Lübnan gezisi, üç generalin a盤aal›nmas› da üzerinde durulmayade¤er konulard›r.

Baflbakan R.Tayyip Erdo-¤an’›n Lübnan gezisi özellikle Os-manl› özlemini dile getirilmesi aç›-s›ndan oldukça önemli bir gezi ol-du. Erdo¤an’dan önce de bölgeye‹ran Cumhurbaflkan› Ahmedinejadgitmiflti. Do¤ru, Ahmedinejad’› ne-

redeyse yüzbin kifli karfl›lad›. Veneredeyse Lübnan’›n tüm fiii nü-fusu oraya akt›. Ahmedinejad da‹srail’e yönelik sert ve olmas› ge-reken aç›klamalar yapt›. Fakat Er-do¤an’›n gezisinde biraz dahafarkl› manzaralar ortaya ç›kt›. Me-sela Lübnan’da T‹KA taraf›ndanyapt›r›lan bir okulun aç›l›fl merasi-minde belki de 20 bin kifli vard›.Lübnan Baflbakan› Saad Haririaç›l›flta yapt›¤› konuflmada öyle birsöz söyledi ki, do¤rusu benimbeynim ve kalbim o söze kilitlendi.Hariri dedi ki: “Nerede kald›n›z si-zi çok özlemifltik!” Söz çok k›saama etki gücü çok olan bir söz.Azerilerin bir atasözü var, derlerki; “Kalpten gelen sözler kalbekalbolur.” Herhalde Saad Hariri(kiflili¤ini tart›flm›yorum) o sözlerikalpten söyledi. Erdo¤an sonuç iti-bariyle laik T.C. Devletinin Baflba-kan›. Ama Osmanl› sonras› yetimkalan ‹slam co¤rafyas›, aradan ge-çen yüzy›l sonras›nda köklerine,akrabalar›na kavuflman›n heyeca-n›n› yafl›yor. Do¤rusu 1 Mart tez-keresinin reddi ile bafllayan ‘oneminute’ ile zirve yapan, MaviMarmara flehitleri ile mühürlenen;iflgalci, Siyonist ‹srail rejimi ve

devletine karfl› Müslümanlar›n ya-n›nda yer al›fl herhalde yöre halk›,‹slam co¤rafyas› taraf›ndan datakdir ediliyordur. Hariri’nin ko-nuflmas› bunun bir tercümesidir,buna böyle okuyabiliriz. Kald› kik›sa aral›klarla Lübnan’a gidenAhmedinejad ve Erdo¤an oradabirbirlerine rekabet yapmaya de-¤il, çekici ayn› hedefe vurmak içingittiler. Her iki ülkenin de amac›Siyonist ‹srail devletinin iflgalinekarfl› olmak, ezilen, yok edilmekistenen baflta Filistin halk› olmaküzere bölge halklar›n›n yan›ndaolduklar›n› ortaya koymak.

Üç generalin a盤a al›nmas› ola-y›na gelirsek, do¤rusu bu hükümetbir hayli ilklere imza att›. Generalle-rin a盤a al›nmas› da hükümetinflimdilik yasal ve son imzas›.

‹flte yapraklar›n yo¤un olarakdöküldü¤ü Kas›m ay›nda olayla-r›n yo¤un olarak yafland›¤› günlergeçirdik. Aral›k ay›n›n da Ka-s›m’dan eksik olaca¤›n› sanm›yo-rum. Aral›k ay›na da damgas›n›vuracak olaylar flayet bir sürprizolmazsa yine Wikileaks, ‹srail veyerleflim sorunlar› ve ekonomiolacakt›r. Bilhassa sürekli artanemtia fiyatlar›…

Aralık 2010

9

Page 10: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Ço¤umuzun, sadece kendisinidüflünece¤i bir tehlike an›nda,yoksul bir Pakistanl› çiftçi kom-flular›n› düflündü.

Ad›, ‘Tanr›n›n arma¤an›’ an-lam›na gelen ‹lahi Bahfl. 7 A¤us-tos 2010’da sel sular›, ülkeningüneyindeki Sindh bölgesininuzak bir köflesinde bulunan kö-yünü yutmak üzereydi. Ailesinigüvenli bir yere götürmeyi yenibaflarm›flt›. Ama ak›nt›ya karfl›gitmeye cesaret etti ve PakistanOrdusu’nun bir kurtarma ekibiniköyüne getirmeyi baflard›. Oya¤mur alt›nda araçla ilerleyenkurtarma ekipleri, ‹lahi Bahfl ol-masa büyük ihtimalle köyü bula-mayacakt›. ‹lahi Bahfl, yard›mekiplerini köyüne yönlendirmeye

çal›fl›rken, teh-likeli bölgenindaha da derin-lerine girmele-rini isterkenoradayd›k. Ya-k›t azal›rken,dil döküyor,yalvar›yordu.Sonunda köyetam zaman›n-da ulaflt›k. Az-g›n sular, gençyafll› herkesi yerinden söküp at-m›flt›. Titreyen çocuklardan, SatBei adl› yafll› kad›na. O kadar za-y›ft› ki, tafl›nmak zorundayd›. Ogünden tam üç ay sonra ‹lahiBahfl’›n köyüne geri döndük. Bukez bir otomobille. Silahl› muha-

f›zlarla köyegittik. ‹lahiBahfl’›n kü-çük köyü,‘haydut böl-gesi’ndeki birdüzlükteydi.Sular çekilmiflve geriye kav-rulmufl, bom-bofl topraklarkalm›fl. Köy,en önemli

parçalar›, evleri ve tarlalar›, kay-bolmufl bir yapboz gibi.

‹lahi Bahfl, daha da fazlas›n›kaybetmifl; 16 keçi, 10 inek, k›-yafetler, tar›m ve mutfak aletlerive k›z›n›n 1745 dolar tutan çeyi-zi. Bütün bunlara karfl›n, yoksulçiftçi bizi yüzünde bir gülümse-me ve onurumuza bir keçi kur-ban ederek karfl›lad›. Bu misafir-perverli¤in masraf›n› ancak kar-fl›layabilecek halde.

‘Hiçbir fley aalmad›k; hhükümetzenginlerin hhükümeti, yyoksulla-r›n dde¤il’

Kald›¤› derme çatma yere gö-türdü bizi. Büyük odun ve dalparçalar›ndan yap›lm›fl bir bar›-nakt›. Köylüler, ne bulabilirlerse

genç

biri

kim 10

UNUTULAN KURBANLAR

BBBBCC’’ddeenn AAkkttaarraann:: CCeellaall [email protected]

‹lahi BBahfl, ssel ss›ras›nda bbüyük bbir ccesaret öörne¤i ssergiledi

Köyde hhalk dderme ççatma yyerlerde kkal›yor

Page 11: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

onunla evlerini yeniden yapmayaçal›fl›yor. Yard›m kamp›ndandönmelerinden bu yana, gördük-leri ilk yabanc›lar biziz. Dal gibigörünen ‹lahi Bahfl, son haftalar-da yaflad›¤› açl›k, afla¤›lanma vekay›p nedeniyle daha bir ufalm›flgibi. Elindeki tek eflyas›n›n üze-rinde, charpoy adl› geleneksel do-kuma yata¤›nda oturuyor. ‘Yar-d›m kurulufllar›n›n peflinde koflupdurduk. Ama hiçbir fley alama-d›k. Allah bir fleyler verirse bize,hayatta kal›r›z. Hükümet zengin-lerin hükümeti, yoksullar›n de¤il’diyor. O konuflurken, iki kar›s›yan yana, sessizce oturuyor. Azsonra, ateflte piflirecekleri ekmekhamurlar›n› diziyorlar. Birkaçgün sonra yard›m kamp›ndan ge-tirdikleri yiyecek de bitecek. ‹lahiBahfl, alt› yafl›ndaki Nasibullah’›gö¤süne do¤ru yaklaflt›r›rken,‘Bence hiç kimse bize ald›rm›yor.Hükümet bizim için bir fley yap-may› planlasayd›, flimdiye kadaryapard›. Kimse bize yard›m etme-yecek’ diyor. Köy, yak›ndaki Pa-na Akil’den kalkan Amerikan he-likopterlerinin uçufl rotas› üzerin-de. Her gün tepede, baflka bölge-lere yard›m tafl›yan helikopterlerigörebiliyorlar.

Amerikal› yetkililer, yard›mnoktalar›n›n Pakistan hüküme-tiyle birlikte belirlendi¤ini söylü-yor. ‹lahi Bahfl’›n hemen yan›n-

daki evde yafll› komflusu Sat Be-i yafl›yor. Kurtar›lmas›na yard›mettiklerinden biri. Beni bir dua ves›k›ca elimi s›karak karfl›l›yor.Fakat o da, di¤er köylüler gibizay›flam›fl. ‘Hasta oluyoruz veilaçlar›m›z gitti. Sahip oldu¤u-muz her fley gitti’ diyor. Bir bafl-ka komflu, Hanife Hatun kuca-¤›nda atefller içinde yanan üç ya-fl›ndaki Muhammed Azim ile tar-laya gitmeye haz›rlan›yordu.

Aç kköy, hhasta ççocuk

Zay›f kollar›nda tuttu¤u ço-cuk cans›z gibiydi. En yak›n kli-nik, üç saatlik yürüme mesafe-sinde. Arabam›zla çocu¤u dokto-ra götürdük. Doktor fiankar Lay,Muhammed Azim’i muayene et-ti. S›tmadan flüpheleniyordu. Ço-cu¤un ilaçlar ve iyi beslenmeyleiyileflebilece¤ini söyledi. Üzerinebasa basa, ‘Beslenme en önemli-si’ diyordu. Ama aç bir köy, has-ta bir çocu¤u nas›l iyi besleyebi-lir ki? Bu ‹lahi Bahfl’› ve komflu-lar›n› bekleyen sorunlardan sa-dece biri.

Kay›plar›na üzülen ve gele-cekten kayg› duyan bir grup y›k›l-m›fl adam, her gün biraraya gelipkonufluyorlar. Köyde kimsenin‘Watan kart›’ alamad›¤›n› söylü-yorlar. Bu bankamatik kart›yla,sel kurbanlar›n›n hükümet yar-d›mlar›n› alabilmesi umuluyordu.

Selden etkilenen ailelere 1614 do-lar yard›m vaat edildi. Ancak, buflikâyeti s›k s›k duyuyoruz.

Ço¤u kifli, güçsüz kimselerinya çok az yard›m ald›¤›n›, ya dahiç almad›¤›n› söylüyor. Yard›m-lar›n iktidar sahiplerine, topraka¤alar› ve siyasetçilere yönlendi-rildi¤ini, onlar›n da destekçilerineaktard›¤›n› anlat›yorlar. Baz›lar›,kart almak için rüflvet ödenmesigerekti¤ini söylüyor. Sel, Pakis-tan’›n mütemadiyen ürün verenbir ekinine, yolsuzlu¤a bereketgetirmifl gibi.

‹lahi Bahfl’›n komflular›, siya-setçilerin kendilerini atlatt›¤›n›söylüyor. Bir köylü, ‘Gittik, yet-kililere a¤lad›k. Çocuklar›m›z aç-l›ktan ölüyor. Siz dinlemezsenizbizi kim dinler dedik’ diye anlat›-yor. Yetkili, resmi sicil bürosunagitmelerini söylemifl. Ama listedeisimleri bile yokmufl. ‹lahi Bahflö¤leden sonra tarlalar›n›n üze-rinde dolaflan traktörü izliyor.Tohum ekme zaman›. Traktöriçin gereken paray› bulabilmifl,fakat tohum için para bulam›yor.Eskiden borç isteyebilece¤i kom-flular›, flimdi en az onun kadarzor durumda. ‘Kimse bize yard›-ma gelmiyor. Ne hükümet, neyard›m kurulufllar›, ne bir zen-gin, ne de bir yetkili. Çok az yi-yece¤imiz kald›. Yoksullar öle-cek’ diyor. (BBC, 03.11.2010)

Aralık 2010

11

Muhammed AAzem’de ss›tmadan flüpheleniliyor Köylüler ggelecekten kkayg›l›

Page 12: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

‹slam’›n kanunlar›na göre“hak” ile flekillenen bir “‹slamDevleti” yönetimi yerine, kuvvetegöre hak anlay›fl›n›n gelifltirildi¤isultac›l›k yönetim sisteminde “zorve zer” (k›l›ç ve alt›n, kuvvet veservet)’e dayal› “saltanat” yöne-timleri kendi içerisinden birçok re-jim daha ç›karm›flt›r. Bu rejimleringünümüzde en önde geleni, enfleytanisi, firavun mant›¤› içinde“ço¤ulculuk anlay›fl›, hayat tarz›-n›z” diyerek kopar›lan birçok kelle-lere ra¤men halka benimsettikleridemokrasi rejiminden baflkas› de-¤ildir. Esas›nda Firavun mant›¤›;firavunun kurdu¤u, flekillendirdi¤i,memnun kald›¤› bir hayat tarz›n›ihtiva eder. Kur’an-› Kerim bu tiphayat tarzlar›ndan “Din” diye bah-seder. “Firavun: B›rak›n beni, Mu-sa’y› öldüreyim. Rabbine dua etsinde kendisini kurtars›n. Ben onundininizi de¤ifltirece¤inden (inançla-r›n›z›, hayat tarz›n›z›, sisteminizi,rejiminizi, ülkede yeryüzünde kar›-fl›kl›k ç›karmas›ndan) fesat ç›kara-ca¤›ndan korkuyorum dedi.” Mü-min-40/26.

‹flte bu saltanat dönemlerininbirinde, Emevi emirlerinden Ab-dulmelik, bir gün hutbeye ç›kar vehutbenin bir bölümünde “Ey imanedenler namaz›n›z› k›l›n, zekât›n›z›verin, çokça hay›r ve sadakalardabulunun ancak fluraya kar›flma-y›n!” diyerek bulundu¤u makama,saltanat›na, idare yap›s›na, yöne-tim flekline, sosyal ve siyasi hayattarz›na kar›fl›lmayaca¤›na dair “Fi-

ravun mant›¤›” ile iflaret etmifltir.T›pk› bugünkü gibi bir din, birinanç sistemi olarak kabul edipad›na demokrasi dedikleri, cumhu-riyet dedikleri, laiklik dedikleri nemenem rejimler gibi. Emevi emirle-rinden Beni Ümeyye’nin zulmüneson vermek iddias›yla ayaklanankitlelerin deste¤iyle iktidara ulaflanAbbasilerin de ayn› zulmü sürdür-dü¤ü görülünce, zaman›n seçkinMüslümanlar›ndan birisi Abbasihalifesinin de dünyevileflmesineitirazlar›n› dile getirerek flöyle hay-k›r›r: “Her türlü zulme karfl› ç›ka-ca¤›m›za dair ahd’u peyman eyle-di¤imiz günleri unuttunuz mu?”der. Abbasi Halifesinin cevab›nabak›n›z: “Bir dünya saltanat› ki, bi-ze de eriflmifltir. B›rak›n›z biraz dabiz sefas›n› sürelim!”

‹nanç insan›n bilgisiyle hattabilgiyi aflan tefekkür tutkusuyla,yüce olan›n, bir bütünlük ve eksik-siz bir durumun fark›nda olmas›y-la ilgilidir. Yani bir insan›n herhan-gi bir varl›¤a inanc› ya vard›r ya-hut ta yoktur denilebilir. ‹nanc›nsa¤›, solu, köflelisi, ›l›ml›s› olamaz.Çünkü ‹nanc› suland›rmak, inanç-tan taviz vermek, uzlaflmak,inançla ilgili bütün denklemleri bo-zarak konuyu s›¤ akla ve nesneselalanlar›n yoluna çeker. ‹nançtanhiçbir flart alt›nda taviz verilemez,verilirse ona dini inanç, iman et-me, inanma zaten denilemez. Buancak kaypak rejimlerin sundu¤ukaypak insan modellerinde s›kçagörülür. Bu nedenle ›l›ml› ‹slam di-

ye bir fley yoktur. Zira ‹slam Müs-lümanlar›n dinidir, kurallar› daKur’an-› Kerim ile belirlenmifltir.Din su gibi ›s›t›p so¤utaca¤›m›z yada ›l›k içebilece¤imiz ›l›ml›, flenlik-li, kat› gibi s›fatlarla an›labilecekbir fley de¤ildir. Demokrasi de birinanç yoludur ve yönetimin halk›noylar›na yani %51’in %49’a üs-tünlü¤ünü dayatmas› yoludur.Halk›n istedi¤i gücü yönetime ge-tirmesi, istemedi¤i zaman da o gü-cü bir zorbal›kla karfl›laflmadan yö-netimden almas› gerekir diye be-nimsetilir zavall› halka. Egemenli-¤in ve hükmün halk›n elinde ol-mas› demokrasinin temel esas›n›oluflturur. Devlet erki bu hükümle-ri halk ad›na her çeflit inanca sahip(ateist, komünist, kemalist, laik,cumhuriyetçi v.s) hâkimlere dev-retmifltir. Bu hükümlerin uygulay›-c›s› hâkimler ise hem kendisininhem de karfl›s›ndaki kiflinin de-mokrasiye olan inanc›n›, hayattarz›n›, müfltekinin veya san›¤›nsosyal durumunu, siyasal üstünlü-¤ünü esas alabilir ve befler akl›nagöre yorum yaparak istedikleritarzda ve oranda öküz meselesindeoldu¤u gibi kararlar›n› verebilirler.

Adam›n biri bir gün telaflla Ka-d›’n›n (hâkim) yan›na varm›fl.“Kad› efendi! Benim öküzüm ilesenin öküzün bir köprü üzerindekarfl›laflm›fllar. Senin öküzün, be-nimkini köprüden yuvarlam›fl. Be-nim öküzüm bo¤uldu. Ne yapaca-¤›z?” demifl. Kad› cevaben; “Sakarolan bakar (s›¤›r, öküz anlam›n-

genç

biri

kim 12

LÂ HUKME ‹LLALLAHfifiaahhiinn ÖÖZZDDAAfifi

[email protected]

Page 13: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

da), bir birini kakar. Bir fley laz›mgelmez” demifl. Adam bunun üze-rine “Aman! Kad› efendi” demifl“Dilim sürçtü. Senin öküzün be-nimkini de¤il, benim öküzüm se-ninkini yuvarlam›fl. Yani ölen se-nin öküzün” deyince Kad› afalla-m›fl ve “Tilke meseletün uhra (bubaflka mesele)” demifl. Durumuaz›c›k ta olsa kavrayan köylü de-mifl ki: “Kad› efendi, demek ölensenin öküzün olunca tilki meselesioluyor öyle mi?”

Cemiyet halinde yaflam›n› sür-dürmek isteyen Müslümanlar›n öz-gürlük ve haklar›n› kullanmak ba-k›m›ndan neyi, nas›l yapaca¤› hu-susunda; kendisine hizmet etmesigereken devletin, temel özgürlükve haklar› alan›na müdahale yetki-si asla kabul edilemez. Edilirse, odevlet, bir sosyal düzenleme vehizmet mekanizmas› olarak de¤il,bir zorbalar güruhunun, toplumukendi iradesine zorla boyun e¤dir-di¤i bir “zulüm mekanizmas›” olur.Bu sebepledir ki; “yönetim erki ileMüslümanlar aras›nda z›mni biranlaflma vard›r. Devlet Müslüman-lar› ‹slam hukuku çerçevesinde be-lirlenmifl kaidelere göre yönetmeyemecburdur. Müslümanlar›n haklar›çi¤nenir veya özgürlükleri k›s›tla-n›rsa o zaman anlaflma bozulmuflolur. ‹syan, ayaklanma ve ihtilaltevhid toplumunda bir görev halinegelir” ‹slam hukuku, uygulamaalanlar›na tafl›nd›¤› dönemlerde, birbedevi Arap Hz. Ömer’e “Sen de bukanunlara uymazsan k›l›c›m›zla se-ni do¤rulturuz” diyebilmifltir. Buyönetenlerin yönetilenler taraf›n-dan denetlenmesinin en keskin ör-neklerinden biridir.

Bu aç›dan hâkim; ‹slami birkavram olan ve Kur’an’da geçenAllah (cc)’›n isimlerinden biri olup;Her fleyi en ince ayr›nt›s›na kadarbilen, bu bilgisine göre emir ve ya-saklar› vazeden, buyruklar› ve bü-tün iflleri yerli yerinde oland›r. Hü-küm ise; karar, kanun, yasa, kuv-

vet, hâkimlik, amirlik, kumanda,nüfuz, tart›fl›lmaz dini kaide mana-lar›na gelir. “Lillahi” kelimesiArapçada herhangi bir durumunveya varl›¤›n “Allah için, Allah’aait” oldu¤unu ifade eder. E¤er bukelime hükümle birlikte ele al›n›rsahükmün Allah (cc)’a ait oldu¤umanas›na gelir. Demek oluyor ki;Müslümanlar nezdinde hüküm,hâkimiyet, yönetim baflkas›na de-¤il, ancak Allah (cc)’a aittir. Allah(cc) Kur’an-› Kerim’de birçok ayet-le bu gerçe¤i dile getirerek tüm in-sanlar› ve özellikle de hüküm ver-me yetkisini elinde bulunduran vesaltanat›n gerçek sahibi oldu¤unuiddia edenleri uyarm›flt›r. “Ey bi-zim Rabbimiz, bir de onlara içlerin-den öyle bir peygamber gönder ki,onlara senin âyetlerini tilavet eyle-sin (okuyup aç›klayas›n), kendile-rine kitab› ve hikmeti ö¤retsin, iç-lerini ve d›fllar›n› tertemiz yap›ponlar› pak eylesin. Hiç flüphesizAziz sensin, Hakim Sensin” (Ba-kara 2/129)

Esas›nda ‹slam inanc›nda hü-küm koyma ve ona göre de hükümverme meselesi, tamamen ulûhiyetdavas›yla ilgilidir. Ulûhiyet davas›-n›n üzerine oturdu¤u gerçek temel,befler hayat›na konulacak nizam-larla ilgilidir. Bu da Allah (cc)’›nbütün insanlar›n yarat›c›s› ve r›z›k-land›r›c›s› olmas›ndan ibarettir. Öy-leyse insanlar için diledi¤ini helalk›lmaya ve diledi¤ini de haramsaymaya yetkisi olan yegâne haksahibi, Allah (cc)’t›r. Tevhid toplu-munda mülk, hüküm yaln›z Allah(cc)’a aittir. Kayna¤› ilahi olmayanhiçbir egemenlik, hiçbir otoritemeflru de¤ildir. Muvahhidler naza-r›nda hiçbir anlam› ve ba¤lay›c›l›¤›yoktur. Otorite yaln›zca Allah(cc)’›nd›r. Çünkü her fleyin Rabbi O(cc)’dur, göklerin ve yerin mülkü O(cc)’nundur. Ve O egemenli¤indeortak tan›maz. Allah (cc) “Yoksacahiliye devri hükmünü mü ar›yor-lar? ‹yi bilen bir millet için kiminhükmü Allah’›n hükmünden güzel

olabilir?” diye apaç›k buyurmakta-d›r. (Mâide 5/49-50)

LLââ HHuukkmmee ‹‹llllaallllaahh;; cümlesinikelime olarak ele ald›¤›m›zda: LLââhhuukkmmee;; hiçbir hüküm, hiçbir ege-menlik ve hiçbir otorite yoktur vehiç birini kabul etmiyorum anlam›-n› ifade eder. Hemen arkas›ndangelen ‹‹llllaallllaahh kelimesi ise Hüküm,egemenlik, otorite ancak Allah(cc)’a aittir ve benim yal›n›zca ka-bul etti¤imde bu otoritedir. La huk-me illallah; bir mü’minin hayat bi-çimidir, Allah (cc)’tan baflka hü-küm koyma iddias›nda bulunanla-r› ve koyulan hükümleri reddetme-nin kesinkes ifadesidir. “Al-lah(cc)’›n hükmünden baflka hü-küm yoktur, Allah (cc)’tan baflkahükmedecek yoktur” anlamlar›n›kapsar. Çünkü bir mü’min için Al-lah (cc)’›n koydu¤u hükümlerdenbaflkas›n›n hükümlerini reddet-mek, samimi ve sa¤l›kl› bir iman›nortaya ç›kabilmesini sa¤lamak ba-k›m›ndan oldukça önemlidir.

Timur Nasreddin Hoca’y› huzu-runa ça¤›rarak flöyle der “Abbasihalifelerinin isimlerinin sonunda’Allah’ lafz› da var. Kimine El-Mu’tas›m Billâh, kimine El-Müte-vekkil Alellah ve kimine El-KaimBiemrillah deniliyor. Bu lakaplarbizim için de adet olsa acaba banane isim yarafl›rd›?” Diye sormas›üzerine Nasreddin Hoca hemen ce-vab› yap›flt›rm›fl “size ‘Neuzu-Bil-lâh!’ (Allah’a s›¤›n›r›z) lakab› ya-k›fl›r.” Diye cevap vermifltir. fiu 10 Kas›m günü yazd›¤›m bu

yaz›da, ‹slami yaflam irticad›r diye-rek ordudan atanlara, flu baflörtüsüdüflmanlar›na, flu Kur’an-› Kerimdüflmanlar›na, flu peygamber düfl-manlar›na, flu ‹srail dostlar›na, fluMüslümanlara zulüm edenlerehangi lakaplar yak›fl›r diye banasoracak olursan›z, ben “vala gar-dafl en do¤rusu bunlara ancak ba-z› meyve ve sebze isimleriyle hitapetmek gerekir” derim.

DUA BUYURUNUZ

Aralık 2010

13

Page 14: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

‹nanc›na, ideolojisine, dünyagörüflüne güvenmeyenler inhirafederek “merkeze” kofluyorlar. Es-ki inanç, ideoloji, dünya görüflügömleklerini be¤enmeyenler, de-¤ifltirmek isteyenler merkeze yenigömlek siparifli veriyorlar veyamerkezin dikti¤i gömleklere man-kenlik için s›raya giriyorlar.

Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nunson dönemlerinde bafllayan,Cumhuriyet’in kurulmas›yla zir-veye ç›kan bu günlerde de dahada derinleflen kültürel, sosyal, si-yasal çözülme ve çürüme a¤›rla-flarak devam ediyor. Referanslar›-m›zdan uzaklaflma ‹slam toplum-lar›nda büyük bir travma yaratt›.Her alanda; kültürel, sosyal, siya-sal parçalanm›fll›klar yafl›yoruz.Kültürel travma, flizofren kiflilik-ler, flizofren davran›fllar üretiyor.Her zaman farkl› davran›fllar gös-terebiliyoruz. Evrensel de¤er veilkelerle kendimizi kay›tlamad›¤›-m›z için stratejik ve taktik davra-n›fllar› amaç haline dönüfltürebili-yoruz. Normal toplumlar ve in-sanlar gibi davranam›yoruz. Dünreddettiklerimizi bugün kabuledebiliyoruz. Dün haram gördük-lerimizi bugün mubahlaflt›rabili-yoruz.

Hayata ve tarihe maruz kal›-yoruz. Hayat› kendimiz olarakyaflayam›yoruz. Tarihe aktif öz-neler olarak kat›lam›yoruz.

Kendi kavramlar›m›zla düflü-nemiyoruz. Kendi kavramlar›m›z-la düflünemedi¤imiz gibi taklit et-ti¤imiz medeniyetin, dünya görü-flünün kavram dünyas›na da va-k›f de¤iliz. Her alanda korkunç bircehalet yafl›yoruz. Duygusal veanl›k tepkilerle var olmaya çal›fl›-yoruz. Cumhuriyetle birlikte kat›l-d›¤›m›z› söyledi¤imiz medeniyetsüreklilik içerisinde, kendini vare-den de¤erler içerisinde hayatiyeti-ni devam ettiriyor. Biz o de¤erlerianlam›yoruz ve süreçleri takip et-miyoruz. O aç›dan bu ülkeninsa¤c›s›na da, solcusuna da, müs-lüman›na da güvenemiyorsun.Çünkü ne dedi¤ine inanabilyor-sun, ne yapt›¤›n› anlayabiliyor-sun. Dün sa¤c› olan bu gün solcu,dün ‹slamc› olan bu gün liberalolabiliyor. Kimin ne dedi¤ini, neyapt›¤›n› kestiremiyorsun.

Bu günlerde “merkeze” yak-laflmak ve yerleflmek moda oldu.“Siyasette “merkez” kavram›, çokdefa iç içe geçmifl flekilde kullan›-lan iki farkl› anlam› ifade etmek-

tedir. ‹lk olarak, siyasi ideolojiler-le ilgili literatürde “merkez”denkastedilen, sol-sa¤ eksenine da-yanan geleneksel siyasi yelpaze-de iki “afl›r›” ucun ortas›nda biryerde konufllanan ideolojik du-rufllara veya partilere iflaret eder.Bu anlamda “merkez” siyasette›l›ml›l›¤› da ima eden bir terimdir.Bu pozisyonu temsil eden partilerço¤u zaman “orta sa¤” ve “ortasol” partiler olarak an›l›r ve ide-olojik kimlikleri de “liberalizm”leiliflkilendirilir. Böylece, siyasîmerkezin, k›saca “orta sa¤” ve“orta sol” olarak adland›r›lan vemuhafazakâr bir liberalizmden“liberal sol”a kadar uzanan birpolitik çizgiyi ifade etti¤i kabuledilir. “Merkez” kavram› zamanzaman sosyolojik diyebilece¤imizbir anlamda da kullan›lmaktad›r.Genellikle “toplumsal merkez”densöz edenler bu anlam› kastetmek-tedirler. Bu anlamda “merkez”,partilerin siyasî yelpazedeki “ev-rensel” say›lan konumlar›ndançok, temsil ettikleri de¤erlerin top-lumun “ortalama”s›n› ne ölçüdeyans›tt›¤›yla ilgilidir. Kald› ki,Türkiye’de bu meselenin dikkateal›nmas› gereken baflka bir yan›vard›r ki, kanaatimce siyasî parti-

genç

biri

kim 14

“MERKEZ‹N” YEN‹ SAH‹PLER‹

EErrddaall BBAAYYRRAAKKTTAARR

Page 15: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

lerin tan›m› bak›m›ndan bu dahaönemlidir. O da, Türkiye’de baflkapolitik kavramlar gibi “merkez”kavram›n›n da devletin kendisitaraf›ndan tan›mland›¤› ve bu ta-n›m›n ayn› zamanda politik mefl-rulu¤un da ölçütü say›ld›¤› gerçe-¤idir. Her fleyden önce, resmîsöylemde “merkez” kavram› yu-kar›daki “evrensel” anlam›yla da,sosyolojik anlam›yla da çok fazlailiflkili de¤ildir. Devlet seçkinleri-nin dilinde “merkez”, k›saca,“devlet”in kendisidir. Dolay›s›yla,toplumla iliflkileri ne olursa olsun,devlete yak›n olan veya onun et-raf›nda duran partiler de “merkezpartisi” say›lmaktad›r.”(MustafaErdo¤an, Zaman Gazetesi). Ol-dum olas› bu merkez laf›ndanhazzetmem. Merkeze yaklaflanher düflünce ve kifliden korkar›m.Bana göre merkeze yaklaflmakamorflaflmakt›r. Merkeze yaklafl-mak statükoculaflmakt›r. Merkezeyaklaflmak iddialar›ndan vazgeç-mek ya da iddialar›n› “devlet”intemsil etti¤i, topluma empoze etti-¤i de¤erlerle uyumlu hale getir-mektir. K›saca merkeze yaklafl-mak kendin olmaktan ç›karak sa-na dayat›lan›, dar alanda iktidarolmak ad›na kabul etmendir.

‹slami de¤erleri kendine as›lde¤er olarak kabul eden bir Müs-lüman’›n bu davran›fl ve iliflki bi-çimini kabul etmesi mümkün de-¤ildir. ‹slam’›n insanl›¤› ça¤›rd›¤›merkez “Ümmeten Vasata”d›r. ‹s-lam, Müslüman toplumu ve flah-siyeti ifrat ve tefritten kaç›narakvasat olmaya ça¤›r›r. Yani f›trataça¤›r›r. Müslümanlar uzun za-mand›r kendi de¤er ve ilkeleriylehayata kat›lamad›klar› için kendi-lerinin olmayan, oluflumuna ka-t›lmad›klar› ödünç kavramlarladüflünüp hareket etmeye çal›fl›-yorlar. Modaya göre düflünüyorve hareket ediyorlar. ‹lk zaman-larda asrileflmek, medenileflme¤e,

çok partili siyasete geçiflle moder-nizm’in etkisiyle sa¤c›l›k, solcu-luk, ‹slamc›l›¤a, postmoder-nizm’le birlikte bütün ideolojileriterk ederek merkeze yak›nlaflma-ya bafll›yoruz.

Müslümanlar uzun zamand›rilahi, nebevi de¤er ve ilkeleri dik-kate alarak siyasi hayata kat›lm›-yorlar. Nebevi günlerden sonrabafllayan iktidar tart›flmalar›, sal-tanatla bozulma sürecine girerekCumhuriyetle birlikte, laik ve se-küler de¤erlerin kontrolüne gir-mifltir. ‹ktidar sorunu kadim birsorundur. Peygamberlerin döne-mi hariç, siyaset hiçbir zamantoplum merkezli yap›lmam›flt›r.Peygamberlerden sonra insanlar,Melik olan Allah’›n mülküne gözkoyarak “Melikleflme” tu¤yan›nagirmifltir. Her tu¤yan bir baflkald›-r›d›r. ‹nsan baflkald›rmak de¤ilRabbine itaat etmekle mükelleftir.Melikleflme iddias›ndan bu tarafasiyaset “Is›r›c› Melikli¤e” dönüfle-rek, iktidar ve devlet merkezli ya-

p›lmaya bafllanm›flt›r. O gündenbu tarafa insanl›k her alanda ol-du¤u gibi siyasi alanda da rahatyüzü görmemifltir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ku-rulmas›yla birlikte siyasi hayat,Bat› medeniyetinin de¤er ve ilke-lerine göre tezahür ediyor. Kuru-lan ulus-devlet, laik, seküler de-¤er ve ilkelere göre siyaseti vedevleti biçimlendirdi. Yeni siyasiyap›ya dâhil olmak isteyenler bude¤erleri dikkate almak zorun-dayd›lar. Bunu reddedenler mu-halif olarak kabul edildiler ve flid-detle cezaland›r›ld›lar. Müslü-manlar uzun zaman, olup bitenitam anlayamad›klar› için bu siya-set oyunundan uzak durmayaçal›flt›lar. Kendi imkânlar›yla var-l›k mücadelesi yapt›lar. Osmanl›bakiyesi halk ‹slam’›n etkisindeoldu¤u için yeni rejim sosyalmeflruiyet sorunu yaflad›. Tekparti döneminde zor ve bask›ylagiden iktidar, çok partili hayatageçince toplumsal meflruiyet ara-

Aralık 2010

15

Page 16: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

maya bafllad›. Rejimin sosyalmeflruiyetini sa¤lamak için Müs-lüman halk sa¤c› partiler üzerin-den rejime payanda yap›larak, oydeposu olarak kullan›ld›. Refe-ranslar› elinden al›narak ‹slamiönderlikten mahrum kalan halktopluluklar›, sa¤c› partiler üzerin-den rejimle olan mücadelesinedevam etti. Bu büyük bir tuzakt›.‹slami de¤erler üzerinden yeni-den hayata ve siyasete dönmeihtimali demokratik aldatmaylahazin bir flekilde son buldu. Reji-min kontrollü bir flekilde muhalif-leri entagrasyon süreci bu günekadar devam etti. ‹lk dönemlerdedevlet iktidar›ndan uzak tutulanMüslüman siyasetçiler, iddiala-r›ndan vazgeçtikçe devlet iktida-r›na davet edildiler. Uluslararas›siyasi sistemin de¤iflimine uygunolarak Türkiye’deki siyasi yap›da de¤iflime u¤rad›. Kurulufl y›l-lar›, çok partili hayata geçifl, so-¤uk savafl y›llar› ve sonras›ndafarkl› siyaset etme biçimleri uy-guland›. Ama bütün bu süreçler-de, siyasetin merkezinde de¤erle-rini pazarl›k konusu yapmayan“devlet” vard›. Siyaset devlet içinve devlete göreydi. So¤uk savafly›llar›ndan sonra sa¤ ve sol kav-ramlar›n özellikle ‹slam ülkelerin-de anlam› kalmay›nca, siyasi il-keler liberal de¤erlerin merkezdeoldu¤u bir anlay›fla dönüfltü. Es-ki bütün siyasi yap›lar tasfiyeedilerek liberal ilkelere göre yap›-land›r›lmaya zorland›. Siyasi bil-gileri, tecrübeleri zay›f, h›rslar›fazla olan Müslüman siyasetçilerde bundan azade olamad›. Onlarda eski siyaset etme biçimleriniterk ederek, liberal de¤erlerin bi-çimlendirdi¤i merkeze koflmayabafllad›lar. Siyasi merkezdeki tar-t›flmalar› bu dönüflüm kavranma-dan anlamak çok zordur. Dünyadönüflürken ülke ve siyasi yap›-lar da dönüflmektedir. Dönüflümü

kavray›p uyum sa¤layanlar mer-keze ça¤r›l›rken, uyumsuzluk ç›-karanlar ya ›slah ediliyorlar ya datoplumsal ve kullan›lma karfl›l›k-lar› yoksa tasfiye ediliyorlar. Re-jimin kurulufl y›llar›nda devletmarifetiyle yeni bir “halk” olufl-turulmaya çal›fl›ld›. K›smen debaflar›l› olundu. Rejimle uyumlukitlelere ekonomik (TÜS‹AD ör-ne¤i), bürokratik, siyasi (CHP,DP ve devam› siyasi partiler) ya-p›lar teslim edildi. Dünya kon-jonktürüne uygun olarak bu yap›ve kadrolar revize edildi veyatasfiye edildiler. Ergenekon tasfi-yesi ve CHP’nin uyum problem-leri bu zihniyet üzerinden okuna-bilir.

28 fiubat müdahalesiyle dö-nüfltürme ve tasfiye süreci büyükoranda tamamlanan Müslümancemaat ve siyasi yap›lar, liberalde¤erler noktas›nda mutab›k ka-larak siyasi yolculuklar›na devamediyorlar. Kadro ve zihniyet ola-rak yeni duruma uyum problemiyaflayan bütün dini ve siyasi ya-p›lar içerisinden uyumlu ekiplerdevflirilerek, sistem yeniden inflaedilmeye baflland›. Milli Görüflhareketinden Ak Parti ve HasParti, Nurculuk Hareketinden Fet-hullah Hoca cemaati örnekleriüzerinden yeni yap›lar merkezedavet edildiler. Geçmiflleri ve kök-leri zay›f olan, toplumsal meflrui-yet sorunu yaflayan radikal un-surlarda, bürokratik ve entelektü-el imkânlar›yla sisteme dâhil edil-diler. Merkeze toplumsal, fikrimeflruiyet sa¤lamada büyük kat-k›s› olan Gülen cemaatinin ilerigelenlerinden Ali Ünal Bey, bun-dan sonra merkezi siyasetin sa¤taraf›n› Ak Parti’nin, sol taraf›n›ise Has Parti’nin temsil edece¤ibir proje teklif ediyor.

Müslümanl›ktan, ‹slamc›l›k-tan, dindar ve muhafazakârl›¤a

terfi eden yap›lar h›zla “merkeziiktidar›” ele geçiriyorlar. YeniDünya Konjonktürüne uyum so-runu yaflayan dinozor laik unsur-lar tasfiye olunarak yerine laik,seküler, demokratik de¤erlerleuyumlu kadrolar ihdas ediliyor.28 fiubat günlerinde irtica ve ge-ricili¤in sembolü olan, rejimi de-¤ifltirecekleri iddia edilen yap›larh›zla iktidar› devral›yorlar. Art›k“merkez”in yeni sahipleri eskimuhalif ‹slamc›, dindar yap›laroluyor. Türkiye tarihinin önemlianlar›na flahit oluyoruz. Dün sis-temi, rejimi elefltirenler bu gün re-jimle bütünlefliyorlar. Ne alâkas›var diyenler olabilir. Hakl›s›n›z,de¤er ve ilke merkezli muhalefetyapmazsan›z böyle konuflmakhakk›n›z. 1923’te kurulan rejiminneyi de¤iflti? Bat›c›, Laik, Sekülerde¤erlerde bir de¤ifliklik mi var?Onlar›n yerine Tevhidi, Nebevide¤erler mi yerleflti? Sizin amac›-n›z “ahiret” merkezli de¤il, “dün-ya” merkezli bir iktidar amac›y-m›fl. Bunu da ele geçiriyorsunuz,gözünüz ayd›n.

Art›k “merkezi devletin” de-¤er, ilke ve programlar› Müslü-manlar eliyle halka dikte edile-cektir. Merkezi iktidar buyurganve dayatmac›d›r. Bat›l› anlamdaulus-devlet ve iktidar, yukardanafla¤› dönüfltürücüdür. Merkezdekotar›lan düflünce ve programlar,devletin emredici ayg›tlar›yla afla-¤›ya uygulanacakt›r. Bundansonra din anlay›fl›m›z, ekonomik,siyasal, kültürel hayat›m›z mo-dern de¤erler üzerinden tan›mla-nacak ve bu durumu kabul edil-meye zorlanaca¤›z.

Muhalefet etti¤imiz sistemiilahi ve nebevi de¤erler ölçüsündede¤iflime tabi tutmadan “merkezi-ne” yerleflmeye çal›fl›yoruz. So-nuçlar›n› hep birlikte tecrübe ede-ce¤iz.

genç

biri

kim 16

Page 17: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Literatürde devlet; s›n›rlar›malum olan bir ülkede herhangibir siyasi rejimin dâhili ve haricihâkimiyet kurmas› olarak tarifedilir. ‹nsan, egemenlik ve ülkeunsurlar› devletin üç önemli ö¤e-sidir.

Derin devlet ise; otoritenin ç›-karlar›n› gözetip-kollad›¤› öne sü-rülen, göz önünde olmayan örtü-lü güç olarak tarif edilir.1 Baz›akademisyenlere göre flu veya bubiçimde hükümet yetkisini kulla-nan kifli veya kurumlar›n meflru-luk s›n›rlar›n› aflt›klar› zaman flid-det kullanmalar› halinde ortayaç›kan yap›d›r derin devlet… (Bas-k›n Oran) Mümtazer Türköne da-ha net bir tarif sunmaktad›r:“Devlet görevlilerinin eflk›ya yön-temleri ile yetkilerini, kulland›kla-r› kaynak ve imkânlar› “gizlilikz›rh›ndan istifade ederek devletikorumak için de¤il kendilerine ç›-kar sa¤lamak için kullanmalar›naderin devlet denilir.”2 Fakat bumanalar eflk›ya ile derin devletkavramlar›n› özdefllefltirmektedir.

Devlet gibi ülkedeki en büyükteflekküllerin önünde iki büyükrisk mevcuttur. Bunlardan birinci-si muazzam teflkilatlanman›n içe-risinde bulunan kurumlar›n koor-dinasyonsuzluktan her birininkendi bafl›na hareket etmesi… Di-¤er tehlike ise rejime “düflman”olan kesimlerin yaz›l› hukuk ku-rallar›n›n çevresinden dolaflarakdevletin temel nizam›n› yok etme-ye kalk›flmas›… ‹flte devleti yöne-tenler veya devlet akl›na sahipolan kesimler gerek kurumlararas›mutabakat› sa¤lamak gerekse deyaz›l› hukukun çevresinden dola-flan “düflmanlar›” yok etmek içinderin devlete ihtiyaç duyarlar. As-l›nda bütün devletlerin derin dev-lete ihtiyaçlar› kat’idir. fiimdi afla-¤›daki metni beraber okuyal›m:

“Medine ‹slam Devleti’nde Ka’bb. Eflref isimli flair bir kimse mev-cuttu. Bu kifli Peygamberimiz veMüslümanlar aleyhine fliirler yazarve Müslüman kad›nlara dil uzat›r-d›. Hatta rivayetlere göre bu kimsedevlet içerisinde ihtilaflar› hallet-mek amac›yla “illegal” bir mahke-me de kurmufltu. Bunun üzerineResul-i Ekrem (sav); “Ka’b bin Efl-ref’e kim karfl› ç›kacak? Çünkü O,Allah ve Resulüne eza etmifltir!”

buyurmufltur. Sahabelerden Mu-hammed b. Mesleme (ra); "Ya Ra-sulullah! Onu öldürmemi mi isti-yorsun?" deyince Rasulullah (sav)"evet" buyurur. Muhammed binMesleme "O halde bana izin verinde söyleyece¤imi söyleyeyim" der.Rasulullah (sav) da "söyle" buyu-rur. Bunun üzerine Muhammedbin Mesleme Ka’b bin Eflref'in ya-n›na gider ve Rasulullah'› kastede-derek, "Bu adam var ya bizi ger-çekten çok yoruyor. Bizden sadakavermemizi istiyor" der. Ka’b binEflref "Dahas› da var. Allah'a ye-min ederim ki bundan sonraO'ndan daha da b›kacaks›n›z” de-yince Muhammed bin Mesleme"Bir kere ona uymufl bulunduk iflte.Halinin ne flekilde sonuçlanaca¤›n›görmek istedi¤imizden de kendisinib›rakmak istemiyoruz" der ve ken-disinden bir miktar borç ister. Ara-lar›nda bu borca karfl›l›k verileceködüncü mal üzerinde anlafl›rlar vegece buluflmak üzere ayr›l›rlar. Ak-flam olunca Muhammed bin Mes-leme arkadafllar›yla beraber gelir.Ka’b bin Eflref'e "Senden çok güzelbir koku geliyor seni koklayabilirmiyim" diye sorar ve izin al›ncakendisini koklarken bir yolunu bu-lup arkadafllar› ile birlikte Ka’b binEflref'i öldürürler.”3

Aralık 2010

17

BBüünnyyaammiinn AATTEEfifi

DER‹N DEVLETS‹ZDEVLET OLMAZ!...

1 Türk Dil Kurumu -Türkçe Sözlük – DerinDevlet Maddesi2 Zaman Gazetesi; 1 fiubat 20073 Buhari ve Müslim’den özetle

Page 18: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Yukar›daki rivayetleri derindevlet mevzusu ile beraber de¤er-lendirdi¤imizde flöyle bir neticeyeulafl›r›z. Ka’b bin Eflref ‹slamDevleti’nin mahkemesine ç›kar›-labilirdi. Fakat ç›kar›lmas› halindekad›n›n huzurunda propaganda-s›n› yapabilece¤i gibi suçlu oldu-¤u halde beraat de edebilirdi. Busebeple gizli bir operasyonla öl-dürülmesine karar verilmifltir. Bü-tün bunlar› niye anlat›yoruz? De-rin devlet ile terör örgütü ayr›fl-mas›na dikkat çekmek ve aktüelkonu olan “Ergenekon Terör Ör-gütü”nün felsefesini anlamakiçin.

Bugüne kadar Ergenekon ileilgili birçok yaz› ve makale çeflitliyay›n organlar›nda yer ald›.TV’lerde son zamanlara kadarbaflköfleye oturmufl bir mevzu idi.Hatta meseleyi suland›rmak içinfaaliyet gösterilece¤i çeflitli “belge-ler”de bile yer ald›. Hadiseleri de-¤erlendirirken sadece sonuçlaraodaklanmak belki günlük gazete-lerin ifli olabilir. Gerçi onlar dafikr-i takipte bulunmal› ve nedensonuç iliflkilerine dair bilgileri ob-jektif kriterlere göre verebilmelidir.Ama Türkiye’de güncelli¤in hu-dutlar›n› aflabilecek köfle yazarlar›bulabilmek oldukça zor.

Hadiseleri analiz ederken sade-ce maziye tak›lmak ve her olay›kendi özel durumu ile analiz etme-mek yanl›fl sonuçlara bizi ulaflt›ra-bilir. Elbette “tarih” tahlillerimiz devazgeçilmez veri kayna¤›d›r. Fa-kat geçmiflte yaflanan bir olguyuflablon olarak alarak Ergenekongibi bir olaya oturtmak masa ba-fl›ndan olay kurgulamaktan veyahikâye yazmaktan baflka bir anla-m› yoktur. fiablonlar›m›z ve slo-ganlar hadiselere çok zamanuyum sa¤lamasa da de¤erlendir-me yapanlar aç›s›ndan kolay tas-nife sebep oldu¤u için do¤ruya ter-cih edilirler. De¤iflim realitesini

dikkate almadan yapaca¤›n›z hertespit havada kalabilir.

Sebep sonuç zinciri içerisindeidealist kavramlarla düflünmek vebu cetvele göre iflleri de¤erlendir-mek hadiseleri anlamak kayg›s›yerine propagandaya vesile olur.Ergenekon meselesini “demokra-si”nin zaferi gibi de¤erlendirenler-le operasyonun ve mahkeme sü-recinin “Atatürkçü” kesimleri“tasfiye” süreci olarak görenler deayn› hastal›kla maluldür. Elbettegeliflen süreci kendi ideolojileri vekadrolar› aç›s›ndan f›rsata çevir-mek isteyenler her zaman mev-cuttur ve olacaklard›r. Lakin Erge-nekon gibi bir meselenin felsefi,siyasi ve sosyolojik kökenleri sa¤-l›kl› bir flekilde masaya yat›r›lma-d›kça ülkedeki tasfiye hareketleri-nin bir o yana bir bu yana etkisi-ni anlayamay›z.

Bir meseleyi veya olguyu an-layabilmek için tasvir aflamas› enönemli aflamad›r. Fakat Türki-ye’de Ergenekon meselesi için buimkân›n varl›¤›ndan söz etmemizoldukça zordur. Konunun taraflar›oluflmufl ve kendi bak›fl aç›lar›naayk›r› her nazar› düflmanca birduyguyla mahkûm etmifllerdir.

Ergenekon derin devlet midirveya devleti ele geçirmeye çal›flanterör örgütü müdür? Mahkemeler-de yarg›land›¤›na göre derin dev-let de¤ildir. Fakat bu hadisedekavramlar›n pek bir önemi yoktur.Önemli olan hangi tarafta durdu-¤unuzdur. Elbette bir duruflu ol-mayan›n (veya dünya görüflünesahip olmayanlar›n) eldeki tasvir-leri sa¤l›kl› bir flekilde de¤erlendir-meleri ve tasnif etmeleri imkân-s›zd›r. Bu noktada mutlak objek-tiflikten zaten bahsedemeyiz. La-kin dürüstlük denilen erdeme bü-tün taraflar›n sahip ç›kmas› vehasm›na bile adaletle yaklaflmas›asgari müfltereklerden birisidir.

Türkiye’de DDerin DDevlet vveÇete OOlgusu

Türkiye Cumhuriyeti (TC)’ninOsmanl› Devleti gibi dört k›tadavar olan bir devlet sonras› kurul-du¤u ve kuranlar›n Osmanl› Pafla-s› oldu¤u malumdur. Dolays›ylaTürkiye’deki devletin köklü birdevlet gelene¤ine sahip oldu¤unusöyleyebiliriz. Yani TC sun’i vekabilevi bir devlet de¤ildir tespi-tinde bulunabiliriz.

1. Dünya Savafl›’ndan sonrakurulan devletin Osmanl› Devle-ti’nde mevcut olan ideallere sahipolmad›¤›n› burada zikretmek zo-runday›z. Cihan Hâkimiyeti fikrin-den uzaklaflan devletin d›flar›yabar›fl çubuklar› uzatt›¤›n› farz et-sek bile bu durum içeride çat›flma-lara vesile olmufltur. Devlet para-digmas› infla edilirken özellikle1923 sonras› dönemden 1950’le-re kadar devlet içerisindeki potan-siyel güçlerin eritilmesine özel birönem gösterilmifltir. fieriatç›lar,Kürtçüler, Liberaller, az›nl›klar vs.çeflitli yöntemlerle sürekli olaraktasfiye hareketlerine maruz kal-m›fllard›r. Devlet bugün de kendihâkimiyeti alt›ndaki tebaa ile hiç-bir zaman için uzlaflmam›flt›r.Devlet ile millet aras›ndaki top-lumsal sözleflmeler genelde silahzoru ile yap›lm›flt›r.

Savafl veya düflman olgusuher disiplinli örgütlenmeler içinhayat a¤ac› gibidir. Devlet gibi ör-gütlenmelerin de bu ilaca ihtiyac›vard›r. Savaflmayan ve düflman›olmayan hiçbir örgütlenmeninayakta kalmas› mümkün de¤ildir.Hatta uzun süre savaflmayan top-lumlar›n çözülece¤i ve nihayetkendinden daha güçlü olan güçlertaraf›ndan yutulaca¤› bilinmeyenbir mesele de¤ildir.

Devlet içerisinde söz sahibiolan kimselerin ne halk› kucakla-yacak bir fikre ne de d›fl ülkelerde-

genç

biri

kim 18

Page 19: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

ki halklar› etkileyecek nizama sa-hip olmad›¤› için hâkimiyetlerinindevam› için var olmas› gerekensavafl› içe dönük olarak uygula-m›fllard›r. Dolays›yla Türkiye’deköklü bir derin devlet gelene¤in-den çok çete faaliyetlerine a¤›rl›kveren ve halk› korkutma ve sin-dirme faaliyetlerine giriflen bir ya-p›dan söz etmemiz laz›md›r.

Türkiye’deki derin devlet olgu-su denilince ilk önce çete ve maf-yalar›n akla gelmesi yukar›dabahsetmeye çal›flt›¤›m›z arkaplandan dolay›d›r. Bu arka plan›daha da netlefltirmek için BeratÖzipek’in Star Gazetesi’nde ya-y›nlanan makalesini hep beraberokuyal›m:

“Ülkemizin neden bu kadarçok düflman› var? Neden bütündünya iflini gücünü b›rakm›fl bizibölmek veya parçalamak istiyor?Onu b›rak›n, neden d›fl düflmanla-r›m›z yetmezmifl gibi bir de bu ka-dar çok ve çeflitli iç düflman›m›zvar? Bu iç düflmanlar›n seksen y›l-l›k genç cumhuriyetimizi bölmeyeçal›flmaktan baflka ifli gücü yokmu? Birlik ve beraberli¤e en çokihtiyaç duydu¤umuz flu son sek-sen dört y›lda, bu sorular› sorma-n›n zaman› gelmedi mi? Dahado¤rusu birlik ve beraberli¤e ençok ihtiyaç duydu¤umuz günlerneden bitmiyor? Çocuklu¤umuz-dan beri ülkemizin ne çok düflma-n› oldu¤unu ö¤renerek büyüdükama ö¤rendiklerimiz ne kadardo¤ru? Neden bu ülkede hep insanhaklar›n›n tan›nmas›ndan, korun-mas›ndan, devletin ihlal etmeme-sinden, muht›ra ve darbe gelene¤i-nin ortadan kalkmas›ndan, siyase-tin vesayet alt›nda olmamas›ndansöz edildi¤inde bu düflmanlar kar-fl›m›za ç›kar›l›yor? Bu düflmanlarne zaman kahrolacak da bizler dedi¤er “medeni milletlerÅhin sahipoldu¤u sivil ve siyasi haklar› kul-lanabilece¤iz?

Neden bunca düflman›m›zvar?

Bu sorulara cevap ararken,“acaba bu iç ve d›fl düflmanlar me-selesinde bir sakatl›k var m›” diyedüflünelim. Öyle “fazla” veya“lüks” de de¤il, sadece di¤er top-lumlar›n kulland›¤› kadar bir öz-gürlük isteriz, “ülkemizin ola¤a-nüstü koflullar›” karfl›m›za ç›kar›-l›r. Din ve vicdan özgürlü¤ümüzükullanmak isteriz, “irtica” tehlike-si gerekçesiyle kulland›rmazlar.Etnik ve kültürel hak talep ederiz,“bölücülük” tehdidi derler. Top-lant› ve gösteri yürüyüflleri hakk›-m›z› kullanmak için meydanlaraç›kar›z, izin almak gerekmedi¤ihalde “izinsiz gösteri, “amac›ndansapt›rmak isteyenler var” diye en-gellerler. Sivil Anayasa yapmakisteriz, “olmaz” derler. Avrupabizden ifade özgürlü¤ünü genifl-letmemizi ister, onu da “düflman-l›ktan istiyorlar, onlar›n as›l amac›baflka” diye yapmazlar.

De¤erli fikir adam› Kaz›m Ber-zeg “iç ve d›fl düflmanlar despotiz-min g›das›d›r” derken, bütün bas-k›c› rejimlerin ortak bir yönüne ifla-ret ediyor. Gerçekten de dünyadane kadar diktatörlük varsa, kendi-sini meflrulaflt›rmak için hep bir“düflman” buluyor, yoksa icat edi-yor. Düflman›n kim veya kimler ol-du¤una her ülkenin kendine özgüflartlar› çerçevesinde suyun bafl›n-da bulunanlar karar veriyor, düfl-man›n korkunçlu¤u da onlar›n ha-yal gücüne ba¤l› olarak de¤ifliyor.Rejimin kayma¤›n› yiyenler icat et-tikleri bu düflman paranoyas›ndanbesleniyorlar, bir süre sonra bu ya-lana kendileri de inan›yorlar.

Bazen de düflman olarak belle-nip sürekli üstüne gidilenler, bas-k›lar sonucu bir süre sonra ger-çekten düflman haline geliyor.

Asl›nda ortada ne flafl›lacak birdurum var, ne de Türkiye’ye özgü

bir durum. Oligarflik rejimlerinekonomi politi¤idir bu. Türkiye’dede bafltan beri belirli bir kesim,kendisini bu devletin sahibi veefendisi olarak görüyor. Maziyiözlüyor, tek partili “alt›n ça¤”adönmek istiyor, köylülerin kentmerkezine sokulmad›¤› “eski gü-

Aralık 2010

19

Savafl veya düflmanolgusu her disiplinliörgütlenmeler için hayata¤ac› gibidir. Devlet gibiörgütlenmelerin de builaca ihtiyac› vard›r.Savaflmayan ve düflman›olmayan hiçbirörgütlenmenin ayaktakalmas› mümkünde¤ildir. Hatta uzun süresavaflmayan toplumlar›nçözülece¤i ve nihayetkendinden daha güçlüolan güçler taraf›ndanyutulaca¤› bilinmeyenbir mesele de¤ildir.

Devlet içerisinde sözsahibi olan kimselerin nehalk› kucaklayacak birfikre ne de d›flülkelerdeki halklar›etkileyecek nizama sahipolmad›¤› içinhâkimiyetlerinin devam›için var olmas› gerekensavafl› içe dönük olarakuygulam›fllard›r.Dolays›yla Türkiye’deköklü bir derin devletgelene¤inden çok çetefaaliyetlerine a¤›rl›kveren ve halk› korkutmave sindirmefaaliyetlerine giriflen biryap›dan söz etmemizlaz›md›r.

Page 20: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

zel günler”i ar›yor. Ama tarihinalt›ndan çok sular akm›fl, demok-rasi öyle ha deyince silinemiyor.O yüzden “büyüklerimiz”, ele gü-ne karfl› “demokratik kurum vekurallarÅh› fleklen muhafaza et-seler de, milletin “kafas›na göre”demokratik seçim yapmas›na izinvermek istemiyorlar. Zaman za-man bizler yan›l›p kötü partileribafla getirdi¤imizde de müdahaleettirip yanl›fl›m›z› düzeltiyorlar.

Yanl›fl anlamay›n, onlar asl›n-da siyasi iktidar›n toplumca belir-lenmesine tabii ki karfl› de¤iller;Ama her yan›m›z iç ve d›fl düfl-manlarla çevrili durumdayken bi-zim hata yapma lüksümüzün ol-mad›¤›n› biliyorlar. Ülkeyi düfl-manlardan koruyabilmek için desiyasi ve -tabii ki ekonomik- ba-k›mdan güçlü olmak zorundalar.S›rf bu yüzden ülkenin kaderinibelirleyici iktidar› ve -bu arada ül-kenin kaynaklar›n›- düflman tara-f›ndan kand›r›lmas› pek mümkünolan afla¤›dakilerle paylaflmak is-temiyorlar. Onlara “neden siz yu-kar›das›n›z biz afla¤›da?”, “nedensizin bankalar›n›z var, bizimseborçlar›m›z? Åh dedi¤imizde,“çünkü biz laik cumhuriyeti koru-yoruz”, “ülkeyi bölücülerden, Sevrözlemcilerinden koruyoruz”, “siziça¤dafllaflt›rmak için buraday›z”,“dünyan›n bize düflman oldu¤unusiz de¤il biz biliyoruz, o yüzden”diyorlar. Düflmanlarca kuflat›lm›fl-l›k propagandas›na dayanan ide-oloji, söz konusu zümrenin ç›kar›-n› gizlemeye hizmet ediyor. Öyleya “neden siz yukar›das›n›z?” so-rusuna “çünkü yukar›da olmakgüzel. Kendimiz ve çocuklar›m›ziçin ayr›cal›klar›n devam›n› istiyo-ruz” diyemeyeceklerine göre, ora-da olmalar›n› meflrulaflt›r›c›, afla¤›-dakilerce de kabul edilebilir gerek-çesini bulmal›lar. Bu da ideolojik

manipülasyonu ve en az bir kesi-min düflmanlaflt›r›lmas›n› gerekti-riyor. fieriatç›lar, Kürtçüler, Erme-niler, Misyonerler, Selanikliler,dönmeler ve di¤erlerinin “düfl-man” edilmelerinin sebebi bu. Budüflmanlar, yolsuzlu¤u, h›rs›zl›¤›örtmek için de bire bir. Çal›p ç›rp-t›klar› yüzünden bafl› s›k›flan, ani-den vatansever, milliyetçi, ça¤daflveya laiklik savaflç›s› kesiliyor.

Bu s›k›nt›l› rüyadan uyanal›m

Tüm dünyan›n bize düflmanolmas›ndan baflka ‹ttihat ve Te-rakki’nin iktidara el koydu¤u ta-rihten bugüne “irtica” ve “bölücü-lük” bu ülkenin sabit iç düflmanla-r› oldu. Bunlara her dönem farkl›iç düflmanlar da eklendi. Sabit vede¤iflken iç düflmanlarla birlikte,karfl›m›zda oldukça zengin birdüflman kompozisyonu var. “Eskidüflmanlar” art›k pek inand›r›c›gelmedi¤i için, irtica ile bölücülü-¤ün yan›nda, art›k daha ciddi veinand›r›c› düflmanlar edinmeninzaman› gelmifl görünüyor. fiimdi“ulus devleti y›kmak isteyen d›fldüflmanlarla onlar›n iflbirlikçileri”icat edildi. Ulusalc› ak›m, bu ko-nuda son derece “üretken” biraray›fl› ifade ediyor. Demokratikrejimlerde içeride düflman olmaz,d›flar›da da fazla düflman aran-maz. Bugüne kadar çok defa bizedüflman diye gösterilenlerin ger-çekten düflman olduklar›na inan-d›k. Hatta düflman olarak gösteri-len her kesim, düflman olmad›¤›n›anlatmaya çal›fl›rken, ayn› andadi¤er bir kesimin düflman oldu¤u-na inand›. K›sacas› bu düflmanmasal› epeyce ifle yarad›, her ke-sim ayr› bir düflman masal›ylauyutuldu. Art›k bu s›k›nt›l› rüya-dan uyanmak laz›m. Buna, bugü-ne kadar bize düflman olarak gös-terilenlerin neden düflman olduk-lar›n› ciddi olarak sorgulamaklabafllayabiliriz. Yoksa üç taraf› de-nizlerle, dört taraf› d›fl düflmanlar-

la, iç k›s›mlar› ise çeflitli boy veebatta iç düflmanlarla çevrili ülke-de, meflrulu¤unu toplumun r›za-s›ndan de¤il, hayali düflmanlar-dan alan egemenlerle altl›-üstlüoturmaya devam edece¤iz.”4

Bu ifadelerin sonucunda sorgu-lamam›z gereken devletin paradig-mas›d›r. Meflruluk ve hak ölçüleri-ne uymayan bir yap›y› b›rak›p de-rin devlet olgusuna saplan›p kal-mak ve esas suçlu çeteler ve maf-yalard›r masal›yla avunmak nekadar do¤rudur? Evet, ne kadargüçlü olursa olsun devlet içerisineçöreklenmifl çetelerin veya fraksi-yonlar›n devleti ele geçirmesimümkün de¤ildir. Ve devlet için-deki hiçbir gücün yaz›l› hukuk üs-tü kurallar nizam›n› sürekli ege-men k›lmas› da söz konusu ola-maz. Devlet bir ülkedeki en büyükörgütlenmedir. Dolays›yla hepimizderin devlet veya çete olgusundanönce yaz›l› kurallar› ve kurumlar›ile hayat›m›z› bafltan afla¤›ya fle-killendiren devlet yap›s› ve para-digmas› üzerine e¤ilmeliyiz.

Bütün kötülükleri derin devle-tin hanesine iyilikleri de devletinhanesine yazmam›z ne kadardo¤rudur? Devlet insanlar›n ortakihtiyaçlar› ve idealleri için vard›r.Ortak ihtiyaçlar› karfl›lamayan vedüflünce farkl›l›klar›n› “yok edil-mesi gereken” düflman olarak gö-ren bir devletin kendi meflruiyeti-ni sorgulamaya açt›¤›n› söylemekzorunday›z.

Baflta nakletti¤imiz Ka’b binEflref’in katledilmesi hadisesini buminvalde de¤erlendirmeye yeni-den alal›m. Orada gördük ki; Ka’bbin Eflref bir operasyon sonucumahkemeye ç›kar›lmadan öldü-rülmüfltü. Lakin Hz. Peygamber(sav) Efendimiz Medine’de devletkurarken taraflarla bir sözleflme(Medine Sözleflmesi) imzalam›flt›.Bu sözleflmede çeflitli din mensup-

genç

biri

kim 20

4 19 Kas›m 2007

Page 21: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

lar›n›n (genelde Yahudilerin) s›-n›rlar› tespit edilmiflti. Yahudilerkendi aralar›ndaki ihtilaflar› mah-kemelerinde görebiliyor ve çocuk-lar›na kendi dinlerine göre e¤itimverebiliyorlard›. Esasen ‹slam’da-ki zimmîlere tan›nan haklar içeri-sinde askerlik yapmamak damevcuttur. Bir bak›ma burada ‹s-lam Devlet yap›s› içerisindeki“din” faktörüne muhalefet hakk›zimmîlere tan›nm›flt›r.

Öyleyse KKa’b bbin EEflref nnedenöldürüldü?

Ka’b bin Eflref faaliyetleriyle‹slam Devlet yap›s›n›n egemenlikhakk›na muhalefet ediyordu.O’nun bir Yahudi oldu¤u bilini-yordu ve öyle de kabul edilmiflti.Lakin O, gizli ve illegal faaliyetler-le ‹slam Devletine savafl açm›flt›.Yani Medine Sözleflmesi’ne ayk›r›davran›yordu.

Bununla birlikte meselenin birdi¤er yönü fludur: Ka’b b. Eflref’inöldürülme emrini bizzat devletbaflkan› olan Hz. Peygamber(sav) Efendimiz vermifltir. Yanionun öldürülme riskini bizzatdevlet üstüne alm›flt›r diyebiliriz.Zaten Ka’b bin Eflref öldürüldük-ten sonra herkes de bilmifltir ki;O’nu öldürten ‹slam Devlet Bafl-kan› olan Hz. Muhammed(sav)’dir. Türkiye ve dünyadakigerek derin devlet denilen yap›la-r›n gerekse de istihbarat örgütleri-nin zihniyet kodlar›n›n bu flekildeifllemedi¤i malumdur.

Hz. Peygamber (sav)’in devle-tinde kanunlara uyuldu¤u müd-detçe hiç kimse hiçbir hakk›ndanmahrum b›rak›lmam›flt›r. Devletiçindeki Yahudi ve H›ristiyanlardüflman olarak görülmemifl sade-ce din muhalifi olarak tan›nm›fl-lard›r.

Türkiye’de b›rak›n derin devle-ti bizzat resmi devlet belgelerindedahi muhalif düflünenler “düfl-man” olarak ilan edilmifltir. Devle-tin kanunlar›na uygun olarak der-nek, vak›f, gazete, TV açan ve ça-l›flt›ranlar her an her fley olabilirkorkusuyla yaflamaktad›r. Hâlbu-ki bir devletin en büyük sayg›nl›-¤› kendi koydu¤u kurallara ilk ön-ce kendisinin sad›k olmas›d›r.

Derin Devlet ve sun’i tehdit al-g›lamalar›n›n Osmanl› Devleti’nde“‹ttihad ve Terakki F›rkas›”n›n ik-tidar›ndan sonra gündeme geldi¤i-ni söylemek zorunday›z. “IslahatFerman’›ndan sonra kurulan “En-cümen-i Danifl” ayd›nlanma felse-fesine iman etmifl ve Bat›’n›n fel-sefe ve kültürünü Osmanl› Toplu-muna kazand›rmakla görevli birörgüttür.”5 Dolays›yla ilk tespitolarak Türkiye’deki derin devletyap›lar›n›n d›fl kaynakl› oldu¤unusöyleyebiliriz. Halk›na bunca ac›yaflatan insanlar›n d›flar›dan bes-lenmemesi mümkün de¤ildir. En-cümen-i Danifl’in iktidara gelmeve iktidar› koruma felsefesinin ar-ka plan› da ilginçtir. Örgütün ilktercüme etti¤i eser Niccola Mach›-avelli’nin “Hükümdar” isimli kita-b›d›r. Mach›avelli’nin hukukaiman etmedi¤i ve devlet adamlar›-na yalan ve fliddeti tavsiye etti¤imalumdur.

Bir devletin hukuka uymama-s›ndan ve yalan söylemesindendaha çirkin bir ifl olamaz. Zira ül-kedeki en güçlü hâkimiyet sahibiodur. Yalana ve hukuksuzlu¤a te-nezzül edecek bir yap›ya sahip ol-mas› en büyük zavall›l›kt›r. Neyaz›k ki Türkiye’de devleti ve res-mi ideolojiyi sahiplendi¤ini söyle-yen zinde güçlerin zihniyet kodla-r›nda Makyevelizm önemli bir yeroynar.

Eski TBMM Meclis Baflkan›Necmettin Karaduman son 4 y›ld›r

Encümen-i Danifl’in baflkanl›¤›n›yapmaktad›r. Karaduman, Hürri-yet Gazetesi’nde yay›nlanan söy-leflide “Türkiye’de derin devletvard›r ve gereklidir” aç›klamas›n-da bulunmufltur. Elbette her dev-lette bir derin yap›lanma vard›r vevarl›¤›n› korumak için böyle biryap›ya ihtiyac› vard›r. Fakat ayn›Karaduman; Ergenekon’un derindevletin uzant›s› olup olmad›¤› so-rular›n› cevaps›z b›rakm›fl “hay›r”cevab› verememifltir. Biz bir aniçin Ergenekon’dan yarg›lanan in-sanlar›n “suçlu” olup olmad›klar›n›bir tarafa b›rakal›m. (Zaten bu ko-nuda bizim söyleyecek bir sözü-müz olamaz.) Ergenekon’a atfedi-len eylemlere bakt›¤›m›z zaman–özellikle Dan›fltay sald›r›s›- devle-ti korumaktan çok bir kesimin ezil-mesi için faaliyetlerden baflka birfley görmüyoruz. Bu noktada Ka-raduman’›n “ne münasebet, derindevlet bir kesimi yok etmek içinvar de¤ildir” cevab› verece¤inesessiz kalmas› manidard›r.

Asl›nda Ergenekon’un “derindevletin” uzant›s› olup olmad›¤›sorusuna verilecek “evet” veya“hay›r” cevab›n›n fazla bir önemiyoktur. Zira bu örgüte nispet edi-lerek gözalt›na al›nan kimseler“devleti korumak için çeflitli faali-yetlere girifltiklerini” ifade ederkenbirço¤u da resmi devletle alâkal›-d›r. Fakat Ergenekon ve faaliyet-leri e¤er derin devlet olarak kabulediliyorsa Türkiye’deki derin dev-letin oldukça s›¤ ve basit oldu¤u-nu söylemek zorunday›z.

Bu sat›rlar›n yazar›na göre Er-genekon “derin devlet” de¤ildir veolamaz. Ancak derin devletin ma-flas› olabilir. Derin Devlet; devleteyük olan kiflileri bu örgüt alt›ndatasfiye edip hem devleti temizle-mek hem de yeni yap›lanman›nönünü açmak istemektedir. Yanikarfl›m›zda mühendislik faaliyetisöz konusudur.

Aralık 2010

21

5 Hüsnü Aktafl - Misak Dergisi - sh. 4, Ni-san 2008

Page 22: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Afgan savafl› neredeyse 10 y›-l›n› tamamlamas›na ra¤men Ame-rika, hâlâ batakl›¤›n içerisine sap-lanm›fl durumdad›r... Obama, Af-gan savafl›n› önceliklerinden k›la-ca¤›n› vaat etti ve Bush yönetimi-ni gerçek savafl› ihmal etmeklesuçlad›. Obama’n›n otoriteye gel-mesi ve Afganistan’daki terörizmekarfl› strateji belirlemesinden buyana Amerika, bu stratejide çelifl-kili bir görüntü sergilemektedir. Zi-ra Amerika, bir yandan oradakikuvvetlerinin say›s›n› art›r›rkendi¤er yandan bu fazlal›¤›n 2011yaz›nda çekilece¤ini söylemekte-dir. Bu da bu stratejiye zarar ver-mektedir. Hatta General Petraeusda dâhil birçok yetkilinin, strateji-nin etkisiz oldu¤unu, dahas› oradaD›fliflleri Bakanl›¤› ile askeri birim-ler aras›nda bir çat›flman›n oldu-¤unu ifade eden birtak›m haber ra-porlar› vard›r.

O halde bu batakl›¤a düflmesi-ne ra¤men Amerika’n›n Afganis-tan’a verdi¤i önemin boyutu ne-dir? Gerçekten ortada önceki cum-huriyetçi yönetimin bak›fl› ilemevcut demokrat yönetimin bak›-fl› aras›nda bir anlaflmazl›k var m›-d›r? Ayr›ca Obama, kendisi ile ko-mutanlar› aras›ndaki anlaflmazl›k-

lar›n duyulmas›na ra¤men belirle-mifl oldu¤u Afganistan’dan çekil-me plan›nda ciddi midir? ÖzellikleAvrupa’n›n bu savafltan “bezme-sinden” ve geri çekilme planlar› ol-du¤una dair haberlerin s›zmas›n›nard›nda Afganistan’a komflu ülke-lerin bir rolü var m›d›r? Bu husus-taki beklenti nedir?

Öncelikle baz› Amerikal› siyasianalistlerin, Do¤u Asya’dan baflla-y›p Orta Asya ile çevresinden ge-çerek Avrupa’n›n içerisine kadaruzanan tarihi Avrasya bölgesininbir parças› olan bu bölge hakk›n-daki görüflleriyle bafllayal›m...Zbigniew Brzezinski, bu bölgehakk›nda flöyle demifltir: “Dünya-n›n en etkin ve güçlü devletlerininvatan›d›r. Küresel bir güç olmakiçin çal›flan bütün tarihi liderler,Avrasya’da ortaya ç›km›fllard›r.En kalabal›k ve bölgesel hege-monya arzusunda olan devletler -ki bunlar, Çin ve Hindistan’d›r-Avrasya’da bulunmaktad›r. Ayn›flekilde Amerika’ya rakip olan si-yasetçilerin ve ekonomistlerin ta-mam› bizzat Avrasya’dad›r. Ar-d›ndan Amerika Birleflik Devletle-ri’nden sonra ekonomik ve silah-lanmaya harcama yapma bak›-m›ndan alt› büyük devlet Avras-

ya’n›n bu bölgesinde bulunmakta-d›r. Avrasya’daki bu büyük güçle-rin tamam›, biri d›fl›nda aleni birflekilde nükleer silaha sahiptir. Av-rasya, dünya nüfusunun %75’initemsil etmekte, dünyadaki gayrisafi milli hâs›las›n›n %60’›na sa-hip olup enerji kaynaklar› ise%75’tir. K›sacas› Avrasya’da bu-lunan güçler etki sahibi olup bubölgeyi hatta Amerika’y› bile göl-gelemektedirler. Avrasya’ya ege-men olan bir güç, dünya ekonomi-sinde en çok üretimi olan üç böl-geden ikisi üzerinde, yani Bat› Av-rupa ve Do¤u Asya üzerinde belir-leyici bir etkiye sahip olur... Zira o,otomatik olarak Orta Do¤u ve Af-rika’ya da hâkim olur. Hakeza Av-rasya’daki güç da¤›l›m› üzerindemeydana gelenler, Amerika’n›nküresel egemenli¤i ve tarihi miras›aç›s›ndan büyük bir önem haiz-dir.” [Avrasya Jeo-Stratejik ve D›-fliflleri / Eylül-Ekim 1997]

George Friedman, “Gelecek100 YY›l: 221. YYüzy›l ‹‹çin ÖÖngörüler”adl› kitab›nda flöyle demifltir:“Amerika Birleflik Devletleri’nin te-mel bir hedefi vard›r. O da Avras-ya’da kendisine rekabet edecekherhangi süper bir gücün ortayaç›kmas›n› engellemektir... Ne ka-

genç

biri

kim 22

AMER‹KA’NINAFGAN‹STAN MERAKI...

MMaahhmmuutt CCeellaall ÖÖ[email protected]

Page 23: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

dar siyasi konuflma ile gizlenirsegizlensin Amerika’n›n kayg›lar›n-daki ironi, bu gücün ortaya ç›kma-s›n› engellemesi kendi gücünü ora-ya sokmaktan daha önceliklidir!Bu nedenle olas› baflka bir güceaç›k olan bölgelerdeki politikas›, bubölgelerde istikrars›zl›k, kargafla ç›-karmak ve bu gücün ortaya ç›kma-s›n› önlemeye dönük engeller olufl-turmak... Nitekim Amerika’n›n ‹s-lam Devleti’nin büyük bir güç ola-rak ortaya ç›kmas›n› engellemekiçin ‹slami bölgedeki istikrars›zl›¤›körükleyerek yükselen ‹slam dep-remine karfl› davran›fllar› bunuaç›klamaktad›r... Böylece Avras-ya’daki bar›fl›n bozulmas› Ameri-ka’n›n ç›kar›na de¤ildir... Avras-ya’da kendisiyle rekabet edeceksüper bir gücün ortaya ç›kmas›n›önlemek için istikrar› engellemede-ki ç›kar›na göre bölgede baflar› eldeetmek de Amerika’n›n ç›kar›na de-¤ildir. Dolay›s›yla Amerika’n›n tekderdi, bölgede istikrar› sarsmakolup istikrarl› bir düzen de¤ildir.”

Avrasya’n›n merkezi bir parça-s›n› oluflturan bölge, Orta Asya,Afganistan, Pakistan ve ‹ran’›nBat›s›d›r. Dolay›s›yla Amerika Bir-leflik Devletleri’nde ard›fl›k hükü-metlerin ideolojik e¤ilimlerini (ne-o-muhafazakârlar› ve realistleri)göz ard› ederek Amerika BirleflikDevletleri’nin bölgeye Amerikanhegemonyas›n› yerlefltirme proje-sinde Afganistan ve Pakistan’›kullanmaya odaklanmay› benim-semesi flafl›rt›c› de¤ildir. Asl›ndaAmerika Birleflik Devletleri’ndekipolitikac›lar›n belleklerinin bir kö-flesinde, Sovyetler Birli¤i’ni hezi-mete u¤ratmak için Afganistan vePakistan’› kullanmak hala dur-maktad›r. Nitekim geçenlerdeBrzezinski ile yap›lan bir röportaj-da, geçen yüzy›l›n seksenlerindesüper güçlerin Avrasya üzerindekiçarp›flmas›n›n Afganistan için ol-du¤unu itiraf etmifltir. [Rusya el-

Yevm/ 26 Eylül 2010] Bu neden-le Amerika, 11 Eylül olaylar›ndansonra Afganistan’›n flüpheli iflgalisayesinde stratejik hedeflerini gü-venceye almaya çal›flm›flt›r kibunlar özetle flunlard›r:

* Rusya ve Çin’in Asya ve Av-rupa üzerindeki hegemonyas›n›engellemek.

*Hazar Denizi ve Ortado¤u’da-ki petrol ve do¤algaz kaynaklar›nahâkim olmak.

* Hazar Denizi ve Ortado¤u’nunhidrokarbon kaynaklar›na hâkimolmak ve hayati ç›karlar›na transferetmeyi güvence alt›na almak.

Ne bu hedefler ne Afganis-tan’›n iflgali ne Amerikan askerivarl›¤›n›n bu ülkede uzun vadelikalmas› ne de özellikle Eski Sov-yetler Birli¤i’nin uzant›s› olan civarülkelerin istikrar›n› sarsmak içinAmerika’n›n Afganistan’› istismaretmesi hakk›nda cumhuriyetçilerile demokratlar veya neo-muhafa-zakârlar ile realistler aras›nda biranlaflmazl›k vard›r. Anlaflmazl›k,hedefler üzerindedir. Yani Ameri-ka’n›n bu stratejik hedefleri, k›savadede gerçeklefltirme gücü ileAmerikan askeri gücünün oynaya-ca¤› merkezi rolün etkinli¤inin ya-n› s›ra iflgalin yap›s›ndad›r.

Zira Bush döneminde, yönetimitamamen Irak’taki olaylarla mefl-guldü. Bu da Taliban’a kendi safla-r›n› yeniden düzenleme ve Afga-nistan’a yay›lma f›rsat› verdi. Oba-ma baflkan oluncaya kadar bu du-rum böyle devam etti. Obama ge-lince Afganistan’da çal›flma strate-jisini gözden geçirmeye ve Pefltundireniflini bast›rmak için yeni araç-lar takip etmeye bafllad›. Obama,Afganistan’daki durumu inceledik-ten sonra afla¤›daki operasyonelhedefler üzerinde karar k›ld›:

a-Afgan hükümetinin otoritesi-ni ülkeye dayatma gücünü artt›r-

mak. Bu da Afgan güvenlik güçle-rinin, polisin, ordunun infla edil-mesi, sad›k deneyimli yöneticilerinatanmas› ve Afgan hükümeti içeri-sindeki yolsuzlu¤un azalt›lmas›demektir.

b-Amerikan iflgaline karfl› ç›-kan el-Kaide örgütü ile Pefltun un-surlar›n›n hezimete u¤rat›lmas›.

c-Il›ml› Taliban savaflç›lar›n›nmerkezi hükümete kat›lmaya tefl-vik edilmesi.

d-Afgan sorununu bölgeselba¤lamda çözme hususunda Ame-rika Birleflik Devletleri’ne ortak ol-mada ‹ran, Hindistan, Rusya, Çinve di¤er devletlerin yard›m›n› al-mak.

Tekrar etmek gerekirse bu he-deflerin Bush yönetimi dönemin-deki hedeflere k›yasla sadece ay-r›nt›larda farkl›l›k vard›r. ‹kisi ara-s›ndaki en büyük farkl›l›k, hedef-leri gerçeklefltirmek için kullan›lanüsluplardad›r. Yani Afganistan’dakonufllanacak Amerikan askerivarl›¤›n›n hacminin ne kadar ola-ca¤›, bunun derinlik boyutu ve Pa-kistan’›n savafla kat›lma konusu-dur. Zira Bush yönetimi, konuflla-nacak Amerikan askeri varl›¤›n›nhacmini s›n›rland›rmak ve Pakis-tan’›n kabile bölgelerine daha faz-la ortak olmas›n› aflamal› olarakima ederek bu hedeflerin gerçek-lefltirilebilece¤i görüflündeydi.Obama ise askeri ve seçimsel birpolitika benimsemifltir. Zira bir ta-raftan Amerikan ordusunun dahaçok müdahale etmesi, Afganistanbölgesine daha fazla Amerikan as-kerinin gönderilmesi ve kabilelerbölgesindeki savafl›n takibat›ndaPakistan’› aktif bir rol oynamayazorlamak için çal›fl›rken di¤er ta-raftan Amerikan seçmenlerini,2012 y›l›nda Afganistan’dakiAmerikan kuvvetlerinin hacminiazaltma vaadi ile hoflnut etmeyeçal›flm›flt›r!

Aralık 2010

23

Page 24: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Obama, 01 Aral›k 2009 günüflu aç›klamada bulundu: “Bu ak-flam 30.000 ek kuvvet gönderile-ce¤ini aç›kl›yorum. Bu kuvvetler,silahl› guruplar› hedef alabilmekve bafll›ca yerleflim merkezleriningüvenli¤ini sa¤layabilmek içinmümkün olan en h›zl› flekilde2010 y›l›n›n ilk çeyre¤inde konufl-lanacakt›r. Bu ek kuvvetler, Ame-rikan ve uluslararas› kuvvetleri bi-ze, sorumlulu¤u Afgan kuvvetleri-ne teslim etme sürecini h›zland›r-ma f›rsat› verece¤i gibi 2011 Tem-muz ay›nda Afganistan’daki kuv-vetlerimizi transfer etme f›rsat› daverecektir.” [Amerikan’›n SesiRadyosu] Böylece 2010 yaz›ndagidecek olan 30.000 Amerikan as-keri ile birlikte toplam Amerikanasker say›s› 100.000’i bulacakt›r.fiu anda Afganistan’daki yabanc›kuvvetlerin say›s› ise 150.000olup bu say› 100.000 Amerikanaskerini de kapsamaktad›r. Gü-venlik, ulafl›m ve lojistik hizmettemini amac›yla Afganistan’da bu-lunan müteahhitlerin say›s› ise 15Aral›k 2009 tarihli savunma ba-kanl›¤›n›n verilerine göre 2009

Eylül ay› itibar›yla104.100 kifliye ulaflm›flt›r.Bunun içindir ki AmerikaBirleflik Devletleri’nin lider-li¤i alt›ndaki kuvvetlerintoplam say›s›, yaklafl›k250.000’i bulmaktad›r. Pa-kistan’›n kabileler bölge-sindeki Afgan s›n›r›n›n Pa-kistan taraf›ndaki kuvvet-lerin say›s› ise 140.000’dir.[‹nternet Üzerinden el-FecrGazetesi/02 fiubat 2010]Bu da Taliban hareketininsavaflt›¤› kuvvetlerin top-lam say›s›n›n yaklafl›k390.000 oldu¤u anlam›nagelmektir.

Çekilme takvimi, hemObama yönetiminin içeri-sinde hem de Obama ilekomutanlar› aras›ndaki tar-

t›flmalara ve konuflmalara damga-s›n› vurdu. En basitinden birçokileri gelen politikac›lar›n yan› s›raaskeri kurum, 250.000 asker bu-lunmas›na ve çekilme zaman›naba¤l› kal›nmas›na ra¤men Oba-ma’n›n belirledi¤i bu hedefleringeçekleflmesinin imkâns›z oldu¤ugörüflündeler. Nitekim Obama ileordu aras›ndaki gerilimin en gözeçarpan kurban›, Obama taraf›ndanAfganistan’daki ordu komutanl›-¤›ndan al›nan GeneralMcChrystal’dir. Obama, onu gö-revden ald›¤›nda, “McChrystal’inaç›klamalar›n›n yönetime etkieden bir davran›fl› temsil etti¤ini”ifade etmifltir. Zira o, “Askeri ku-rum üzerindeki demokratik siste-mimizin kalbi olan sivil denetimizay›flatmaktad›r.” [MSNBC.com/23 Haziran 2010] Pentagon,McChrystal’in kovulmas›ndansonra bile Obama’n›n Afganis-tan’dan çekilme takvimine hâlâflüpheyle bakmaktad›r. NitekimSavunma Bakan› Gates,McChrsytal’in yerini alan GeneralPetraeus’a birtak›m güvencelervermifl, çekilme plan›n›n “mevcut

flartlara göre” olaca¤›n› teyit etmifl,General David Petraeus’un vak›azemininde oldu¤unda genel olarakbaflkan›n stratejisiyle müttefik ol-du¤unu, durumu bizzat de¤erlen-direce¤ini, tavsiyelerini baflkanailetece¤ini, bunun herhangi bir as-keri komutan taraf›ndan yap›lmas›gerekti¤ini, baflkan›n bu tavsiyele-ri memnuniyetle karfl›layaca¤›n›,ancak sonunda bu stratejide al›na-bilecek de¤ifliklikler oldu¤unda buhususta baflkan›n karar verece¤iniifade etmifltir.. [CBS News/24 Ha-ziran 2010 ‹nternet Üzerinden]

Çekilme takvimine flüpheylebakan bir di¤er isim ise ABD DenizKuvvetleri’nde Kolordu Komutan›olan General James Conway ad›n-daki Amerikan komutan›d›r ki o,flöyle demifltir: “fiu anda bizler,kuvvetlerimizin çekilme takviminibelirlemenin muhtemelen düfl-manlar›m›z› güçlendirece¤i görü-flündeyiz... Gerçek fludur ki: “Ya-vafl yavafl uzun bir sürece dayan-maktan baflka bir çaremiz kalma-maktad›r.” Gerçe¤i söylemem ge-rekirse: “Durumlar›n lehimize dö-nüflmesi için uzun seneler bölgedekalmam›z gerekecek.” [BBC NewsOnline/24 A¤ustos 2010]

Ancak Obama ile ordu aras›n-daki çatlaklar› su yüzüne ç›karanen büyük gösterge, Bob Wood-ward’›n “Obama’n›n SSavafllar›”adl› kitab›nda ortaya ç›km›flt›r. Zi-ra Woodword, Afganistan’dakiAmerikan stratejisini ele almayave de¤erlendirmeye dönük defa-larca yap›lan toplant›lar s›ras›ndabaflkan›n Afganistan’daki hedefle-rinden bahsederken zafer hakk›n-da konuflmaktan kaç›nd›¤›n› ifadeetmifltir. Baflkan, Beyaz Saray’dak›sa vadedeki bir gerginlik duru-munda kendisini 30.000 ek askergöndermeye sevk eden gerekçelerisavunurken, “Afganistan’a gitme-miz ve oradan ç›kmam›z›n gerek-çesi hakk›nda bir plana ihtiyac›m›z

genç

biri

kim 24

Page 25: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

vard›r” demifl ve flöyle eklemifltir:“Yapt›¤›m›z her fley, varl›¤›m›z›güçlendirecek bir noktaya ulaflmakeyfiyetine odaklanmal›d›r. Bu,ulusal güvenlik ç›kar›m›za olan birfleydir ve herhangi bir manevraalan›na yer olmas› imkâns›zd›r.”Sonra konuflmas›n› flu sözüylesüsledi: “Bunu gerçeklefltirmekiçin iki senemiz vard›r.” Yazar›nifade etti¤i üzere oturumunun so-nunda flöyle demifltir: “Ç›kmayadönük bir strateji istiyorum.” Bafl-kan Yard›mc›s› Joseph Biden ile al-ternatif strateji hakk›nda yapt›¤›özel görüflmede Obama, ek kuvvetgönderilmemesine karfl› ç›kt›¤› gibiçekilme zaman› için de bir takvimbelirlemifltir! Buna da seçim kam-panyas›nda vermifl oldu¤u vaadinigerekçe göstererek flöyle demifltir:“Vaatlerimi yerine getirmeyerekdemokrat partinin kaybetmesinekatk›da bulunamam...” [Oba-ma’n›n Savafllar›/Bob Woodword]

Yukar›daki aç›klamalardan dagörüldü¤ü üzere Amerika’n›n te-mel kayg›s›, Amerikan kuvvetleri-nin bir k›sm›n› 2012 Amerikan se-çimlerinden önce Afganistan’danevlerine geri döndürmektir.

Ayn› zamanda Amerikan ordu-su, nihai çekilme takviminin ger-çekleflmesi üzerinde ›srar etmekte,Obama’n›n çekilme plan›na flid-detle karfl› ç›kmakta ve Pentagonbuna, hedefleri gerçeklefltirmekiçin son derece tehlikeli bir planolarak bakmaktad›r.

Obama’n›n, Amerikan kuvvet-lerinin tamam›n›, yani 100.000 as-keri çekme niyetinde olmad›¤›n› dateyit etmek gerekir. Zira geçenlerde“Afganistan Çal›flma Gurubu’nun”,“Gelece¤in Yeni Rotas›” bafll›kl› beflnokta alt›nda yay›nlad›¤› belgeyegöre Amerikan kuvvetlerinin Ekim2011 y›l›nda 68.000’e, Temmuz2012 y›l›nda 30.000’e düflürülme-si tavsiye edilmifltir. Böyle bir ad›m,Amerika’n›n büyük askeri varl›¤›na

olan iç kamuoyunun k›zg›nl›¤›nfliddetini hafifletmesi için AmerikaBirleflik Devletleri’ne y›ll›k en az 60ila 80 milyar dolar getiri sa¤laya-cakt›r.

Kuvvet say›s›n›n 50.000’e dü-flürülmesine ça¤r›da bulunan bafl-ka çal›flmalar da vard›r. MeselaO’Hanlon, “Afgan Savafl› Nas›lKazan›l›r?” bafll›kl› yazd›¤› maka-lede Obama’n›n Afganistan’da50.000 küsur Amerikan kuvveti-nin bulunmas›na ra¤men yenidenseçilmesi için kendisinin aday ola-ca¤›n› öngörmektedir. [D›fliflle-ri/2010] Bu da Amerika’n›n stra-tejik hedeflerini ileride de sürdür-mek için Afganistan’daki büyükaskeri varl›¤›n› muhafaza edece¤ianlam›na gelmektedir.

Velhas›l: Obama’n›n, 11 Tem-muz 2011’de kuvvetleri Ameri-ka’ya geri döndürme ›srar›, Ameri-ka Birleflik Devletleri’nin hedefleri-ni gerçeklefltirme gücünü zay›flat-m›flt›r. Zira hem 100.000 Ameri-kan kuvveti bulunmas›na ve çe-kilme takviminin dar ve yak›n birzamanla s›n›rland›r›lmas›na hemde Avrupa’n›n ek asker katk›s›ndabulunmaya haz›r olmamas›na ra¤-men Amerika, mücavir devletleriAfganistan sorununa dâhil etmekiçin ciddiyetle çal›flmaktad›r. Nite-kim 19.10.2010 Pazartesi günüAmerika, “Afganistan’daki Ulusla-raras› Temas Gurubu” yoluyla 46devletin yan› s›ra ‹slam Konferan-s› Örgütü de dâhil uluslararas› ör-gütlerin kat›ld›¤› Roma’da yap›lanbir konferansa öncülük yapm›flt›r!Hatta ‹ran bile bu konferansa ilkdefa kat›lm›fl ve Amerika’n›n tem-silcisi Holbrooke, ‹ran’›n Afganis-tan’da oynayaca¤› bir rolü oldu¤u-nu aç›klam›flt›r. Ayr›ca AmerikaSavunma Bakanl›¤›, yo¤un bir fle-kilde Pakistan’›, daha fazla say›-daki askeri kabileler bölgesine ko-nuflland›rmas› ve orada ikameteden silahl› kiflileri buna ortak et-

mek için zorlamaya odaklanmak-tad›r. Amerika, iflgalin Afganl›lartaraf›ndan kabul görmesi ve aske-ri varl›¤›n› tehdit eden tehlikeyihafifletmek için Pefltun direniflininfliddetini azaltmaya ve Afgan Tali-ban hareketindeki baz› guruplar›Afgan hükümetine çekmeye muh-taçt›r. Ancak Pakistan ordusununHindistan’dan korkmas› ve sel kri-zi ile bo¤uflmas› yeni bir ek askerkonuflland›rmas›n› zorlaflt›rm›flt›r.

Amerika, k›flk›rt›c› bir flekildehatta Pakistan’daki ajanlar›n› bilek›flk›rtacak flekilde “insans›z uçak-larla” kabileler bölgesine yapt›¤›sald›r›lar›n› artt›rm›flt›r. Zira kabi-leler bölgesine sald›r›larla yetin-meyerek Pakistan askerlerine sal-d›rmas›, malzemelerin geçti¤i Af-ganistan’a giden s›n›r koridorlar›n›kapatmaya sevk edecek derecedePakistan otoritesini zor durumdab›rakm›flt›r. Ancak insanlar›n öf-kesini dindirmek amac›yla bir sü-reli¤ine tekrar geri açm›flt›r.

Gerek Amerika’n›n Afganis-tan’a gönderdi¤i binlerce askeregerek Pakistan yöneticilerininAmerika ile gizli ittifak kurmalar›-na gerek insans›z uçaklar›n sald›-r›lar›n›n artmas›na gerekse Ameri-ka’n›n ›l›ml› ve ›l›ml› olmayan Ta-libanlar›n üzerinde durma çabala-r›na ra¤men Amerika, hala Afga-nistan batakl›¤›na saplanm›fl du-rumdad›r... Amerika, hem Afga-nistan’daki heybetini koruyama-yaca¤›n›n hem de kendi ayaklar›üzerinde durarak oradan ç›kama-yaca¤›n›n fark›ndad›r. Bunu yap-mas› ise ancak baz› Afganl› direniflguruplar›n› kazanmas›, yani Afga-nistan’a transfer etmek amac›ylaIrak’taki es-Sahve projesini oradada canland›rmas›yla mümkündür.Görünen o ki Amerika, henüz buhususta baflar›l› olamam›flt›r... Gö-rüldü¤ü üzere Amerika, daha dakötüye giderek gerisin geriye git-mektedir.

Aralık 2010

25

Page 26: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Devlet ttaraf›ndan yyasad›fl› iilanedilen MMüslüman KKardefller ((‹h-van-› MMüslimin) ggrubu, ççok uuzunzamand›r MM›s›r rrejiminin ““öcü”süolsa dda, hhalen ççok ppopüler vve bbafla-r›l›.

Gece M›s›r’›n üzerine çökerkenNil Nehri deltas›ndaki küçük birkasaba olan Kafr Shibin’deki ka-d›nlar bir kad›n aday›n seçim ko-nuflmas›n› dinlemek için bir evdetoplanm›fl bulunuyorlar. Dinleyici-ler yerlerini al›rken, milletvekiliaday› Dr. Hoda Ghania, pille çal›-flan bir karaoke setine ba¤l› mikro-fonu el yordam›yla düzeltmeye ça-l›fl›yor. Toplant›n›n gizli olmas› ne-deniyle ses ayar› da bu duruma gö-re yap›l›yor ve Dr. Ghania konufl-mas›na bafll›yor.

“Ülkenin gidiflat› kötü, gençle-rimizin okullar›n› bitirip ifl bula-mamas› adaletli bir durum mu? Yaö¤retmenlerin ayda 110 M›s›r Po-und’una (yaklafl›k 22 dolar) çal›fl-mas›?” diye devam ediyor. Asl›n-da bu teflhisler M›s›r insan› içinal›fl›lm›fl fleyler. Fakat dinleyicikesimin örtünme flekillerinden de(afl›r› ve tutucu kesimin giydi¤ibol ve uzun baflörtüler) anlafl›ld›¤›

üzere Ghania konuflmas›nda s›rad›fl› söylemlere de yer veriyor ve“De¤iflimin içimizden gelmesi ge-rekir çünkü Allah içimizdekini de-¤ifltirmedi¤imiz sürece hiçbir fleyide¤ifltirmez.” diyor.

42 yafl›nda ve dermatoloji uz-man› olan Ghania, kara may›nlar›döflenmesi nedeniyle iflgal edilençiftçi arazilerinin temizlenmesi içinaskeri ödenek ay›rmay›, e¤itim re-formu, maafllar›n artt›r›lmas›, dahaiyi bir sa¤l›k ve okuma yazmaprogram› gibi hedeflerinden bahse-diyor. Yine Ghania; çal›flan kad›nlariçin gebelik ve do¤um izni, Müslü-manlar’la Hristiyanlar’›n beraberçal›flmas› yoluyla halk›n kaynaflt›-r›lmas› gibi vaadlerde bulunuyor.Tüm dinleyiciler bu anlat›lanlar›can kula¤›yla dinlerken, baz› gençk›zlar da cep telefonlar›yla konufl-mac›n›n foto¤raf›n› çekiyorlar.

Müslüman Kardefller grubu ya-sakl› olmas›na ra¤men M›s›r’daçok yayg›n ve seviliyor. M›s›r hü-kümeti onlar›, afl›r› dinci ve tutucuolarak nitelendiriyor ve resmi birparti olarak ifl yapmalar›n›, M›s›r’›nçiçe¤i burnunda demokrasisi içinbir tehdit olarak görüyor. Bu ne-denle babas› da Müslüman Kardefl-ler üyesi olan Ghania ba¤›ms›zaday olarak seçimlere giriyor.

M›s›r’l›lar 28 Kas›m’da sand›kbafl›na gittiklerinde, ülkenin en bü-yük muhalif grubunu parti listesin-de göremeyecekler. Ghania gibi,tüm Müslüman Kardefller adaylar›seçimlere ba¤›ms›z statüyle kat›la-caklar. Müslüman Kardefller 5 y›lönce bu yöntemle parlementonunbeflte birini elde etmiflti. Fakat buseçimlerde iflleri biraz zor çünkürüflvetçili¤i ve kadrolaflmac›l›¤› ilebilinen Ulusal Demokratik Partihükümeti son dönemde baz› re-formlara imza att› ve böylece 2005seçimleri, baflkan Hüsnü Mübarekiçin 29 y›ll›k baflkanl›k dönemininen kolay seçimi oldu. Mevcut ikti-dar, elefltirmeye cesaret etmemele-ri için medya üzerinde bask› uygu-lamakta ve ba¤›ms›z gözlemcilerde art›k seçimleri izlemeyecek.

Gelecek y›lki baflkanl›k seçim-lerinde 82 yafl›ndaki Hüsnü Müba-rek’in 6. kez seçilmesi söz konusuçünkü karfl›s›nda resmen ciddi birmuhalefet yok. Hükümet, dininM›s›r politikas›nda yeri olmad›¤›n›gerekçe göstererek Müslüman Kar-defller grubunun siyasi yasa¤›n›devam ettirmek istiyor. Buna ra¤-men, halk Müslüman Kardefllerinhükümetin iddia etti¤i gibi M›s›rpolitikas› için ciddi bir tehdit olma-d›¤›n› düflünüyor. Bir esnaf olan

genç

biri

kim 26

MÜSLÜMAN KARDEfiLERMISIR ‹Ç‹N B‹R TEHD‹T M‹?1

ÇÇeevv:: ‹‹ssmmaaiill CCEEYYLLAANN

1 www.time.com 29 Kas›m 2010, Aryn Ba-ker, Abigail Hauslohner

Page 27: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Ahmet Barakad “Onlar iyi çocuk-lar, terörist de¤iller. Fakat hükümetonlar›n parti kurmas›n› hatta ö¤-renci seçimlerine bile kat›lmalar›n›istemiyor. Çünkü kazanacaklar›n›iyi biliyor.” diyor.

POTANS‹YEL GGÜNAH KKEÇ‹S‹

1928’de kurulduktan sonradünya çap›nda büyüme gösterenMüslüman Kardefller, ‹slami kural-lar› toplumsal ve siyasi alanda uy-gulan›r hale getirme amac› güttü.1954’te M›s›r’da yasakland›ktansonraki y›llarda devletle ciddi ger-ginlikler yaflad›lar. 1970’lerdegrup, fliddet eylemlerinden vazgeç-me karar› ald›. Fakat kendilerindenetkilenen HAMAS gibi fliddet yan-l›s› gruplar›n oluflmas›na da nedenoldular. Hem Usame bin Ladinhem de 2 numara Ayman el- Za-wahiri’nin, bu hareketin politik ‹s-lam ile ilgili görüfllerinden etkilen-dikleri düflünülüyor. 1980’den beriise Müslüman Kardefller M›s›r poli-tikas›ndaki en aktif muhalif grupolarak yerini ald›.

Son on y›ld›r, grubun artan po-pülaritesi nedeniyle, rejim periyodikolarak operasyonlar düzenleyerek;binlerce üyeyi hapse att› ve Müslü-man Kardefller ile iliflkili kurulufllarve iflyerleri kapat›ld›. Böylece gru-bun yay›lma h›z› ciddi manadaazalsa da bu bask›lar üyelerin dire-nifl iste¤ini daha da güçlendirdi.

Müslüman Kardefllerin y›lmazdirenifli ve hayatta kalmas› akla flusoruyu getiriyor. “Grubun, serbestve hilesiz bir seçime kat›lmas›naizin verilirse ne olur?” M›s›r’›n is-tihbarat flefi General Fuad Allam“Müslüman Kardefller’i y›llard›r ta-kip etti¤ini, bu grubun uluslararas›komünist örgütlerle benzerlik arzetti¤ini fakat daha organize ve da-ha angaje bir yap›lar›n›n oldu¤unusöylüyor”. Bu arada grubun ulus-lararas› yard›m kampanyalar›nade¤iniyor ve ‹slamc›lar›n ABD itti-fak›nda anahtar rol elde edece¤inedair söylentileri ima ediyor. Ayr›caAllam, “E¤er Müslüman Kardeflleriktidara gelirse, kad›nlar soka¤a ç›-kamaz, ‹srail-M›s›r bar›fl› tamamen

yok olur ve M›s›r 100 y›l geriye gi-der diyor.”

M›s›r’›n laik muhalefeti ise hü-kümetin, Müslüman Kardefller’iöcü olarak göstererek gerçek de-mokratik de¤iflimi erteledi¤ini söy-lüyor. Al-Düstur gazetesi editörü‹brahim Issa “Mübarek, 30 y›ld›rhalk› Müslüman Kardefller ile kor-kutarak oy al›yor. Müslüman Kar-deflleri bir korku objesi olarak kul-lan›yor. Halka, “ben ya da cihatç›-lar” seçene¤ini sunuyor. Güçlü ol-mas›n›n tek garantisi MüslümanKardefller’dir“ diyor.

Müslüman Kardeflleri “öcü”olarak gösteren tek kifli Mübarekde¤il. Arap dünyas›ndaki ço¤u hü-kümet de gruba flüpheyle yaklafl›-yor. Örne¤in, Suriye’deki laik Baasrejimi ile çat›flma halinde olanMüslüman Kardefller bask›lar so-nucu, yeralt›na inmifl durumda.Bat›l› hükümetlerin ise flu an grubayönelik net bir tavr› yok. CarnegieE.I.P.’den Michele Dunne “ Müslü-man Kardefller 40 y›l önce fliddet

Aralık 2010

27

Page 28: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

eylemlerini b›rakt›¤›ndan beri onla-r› terörist bir organizasyon olaraksuçlamak için elimizde herhangibir delil yok fakat Hamas’› politikve finansal olarak güçlü bir flekildedestekledikleri aflikâr.” diyor.

M›s›r’daki Müslüman Kardefllerne kadar tehlikelidir? Say›sal verile-re bak›ld›¤›nda, üye say›s› bir mil-yon bile de¤il ve adil bir seçim ya-p›lsa bile kazanmalar› söz konusude¤il. 2005’teki seçimlerde nüfu-sun %3’ü onlara oy verdi. Bu oyla-r›n bir k›sm› asl›nda onlardan olma-yan fakat hükümeti protesto etmekiçin verilen oylard›. M›s›r’›n en eskimuhalefet partilerinden Wafd lideriSeyid al-Bedevi ise Müslüman Kar-defller’e oy verenlerin ço¤unlu¤u-nun Ulusal Demokratik Parti’ye(hükümet) karfl› oy kullanma niye-ti ile oy verdi¤ini savunuyor.

‹nsan haklar› aktivisti HüsamBa¤at, legalleflmenin MüslümanKardefllerin popülaritesini azaltt›¤›-n› iddia ediyor. “onlar›n resmi ola-rak politika yapmas›na izin verdi-¤iniz zaman, art›k politikac› ola-caklar ve politikac›lar gibi davrana-caklar” diyor. Ayr›ca “legalleflme,Müslüman kardefllerin haks›zl›¤au¤rama iddialar›n› ve mazlum ima-j›n› da yok edecektir” diyor.

Müslüman Kardefllerin adayla-r›, bu y›l da 2005’te oldu¤u gibiparlamentodaki koltuklar›n üçte bi-rinden az› için yar›flacaklar. Bu he-def ço¤unlu¤u elde etmek için ye-terli de¤il. Adaylar öncelikli amaç-lar›n›n, köklü bir organizasyonkurmak ve politik kat›l›m oldu¤u-nu, rejim de¤ifltirmek gibi bir önce-liklerinin olmad›¤›n› söylüyorlar.Müslüman Kardefller üyesi parla-menter Muhsin Radi “politik kat›-l›m bizim as›l hedefimiz de¤il sade-ce yeni slogan›m›z” diyor.

Etkinli¤inin s›n›rlanmas›nara¤men Müslüman Kardefller M›-s›r’da çekicili¤ini koruyor. M›s›r’dayaklafl›k 20 tane muhalif parti ol-

mas›na ra¤men bunlar›n ço¤u reji-min kuklalar› olarak kabul ediliyor.Bu partilerden baz›lar› ise kendile-rinin, M›s›r’l›lar için diktatörlük ve‹slamc› rejim d›fl›nda üçüncü bir se-çenek oldu¤unu söylüyorlar. Bupartilerden birinin üyesi olan fiadiTaha “M›s›r’l›lar›n ço¤unlu¤ununüçüncü bir seçenek arad›¤›na ina-n›yoruz” diyor.

Fakat bu partilerin MüslümanKardefller’e karfl› koyabilmeleri içinçok mesafe kat etmeleri laz›m. ‹s-lamc›lar›n yaklafl›k 70–80 y›ll›kköklü organizasyonu, üniversitekampüsleri, yard›m vak›flar› vegüçlü aile ba¤lar› var. 1992 Kahiredepreminden sonra MüslümanKardefller, evlerini kaybeden 2000ma¤dura çad›r ve erzak yard›m›ndabulundu. ‹hvan üyelerinin ço¤udoktor ve eczac›lardan olufluyor.Dolay›s›yla M›s›r’›n kötü iflleyensa¤l›k sisteminin bofllu¤unu doldu-ruyorlar. Müslüman Kardefller’leba¤lant›l› bir kurulufl olan ‹slamiT›p Vakf›, ülke genelinde 29 hasta-ne iflletiyor. Bu hastanelerde fakirM›s›r’l›lar için pahal› olmayan venispeten devletten daha kaliteli hiz-met veriliyor. Örne¤in grubun Ka-hire’deki bir hastanesinde check-upücreti yaklafl›k 2 dolar. Bu hastane-lerde imkanlar k›s›tl› olsa da hijyenmevcut ve devlet hastanelerindeki-nin aksine, personel rüflvetçi de¤il.

Bu metod, halk deste¤ini almakiçin çok geçerli görünüyor. Bunufark eden di¤er muhalif gruplardanbaz›lar› da bu metoda yöneldi. Li-beral Wafd partisinden el-Bedevi,Wafd ismini verdi¤i sosyal yard›mve sa¤l›k servisleri oluflturarak afet-ler esnas›nda insanlara yard›m et-mek istediklerini belirtirken “Böyle-ce, onlarla ayn› metodu kullanarak‹hvan ile rekabet edebiliriz” diyor.

K‹M KK‹ME TTAHAMMÜLED‹YOR?

Benzer ikilemler ABD yönetimive M›s›r aras›nda da mevcut. ABD

yönetime, demokratik reformlar›nyap›lmas› ve çok partili seçimleriçin M›s›r’a destek veriyor. Fakatbu destek asl›nda ‹hvan’a ve HA-MAS’a yar›yor. Obama rejimi ise‹srail–Filistin bar›fl görüflmelerinde-ki rolü göz önüne al›narak, Müba-rek yönetimine destek veriyor. Fa-kat M›s›r muhalefeti Mübarek’everilen deste¤in M›s›r demokrasisiaç›s›ndan felaket olaca¤› görüflün-de. Gazeteci Hiflam Kassam “Bizsizden demokrasi istemiyoruz, sa-dece diktatörü desteklemeyin ye-ter” diyor.

M›s›rl› H›ristiyanlar da ‹hvankonusunda endifleli. M›s›r’l› bir H›-ristiyan olan romanc› Alaa al-As-wany “e¤er fanatikler M›s›r’da yö-netimi ele geçirirse benim gibilerburada bar›namayacakt›r” diyor.Fakat ‹hvan üyeleri bu korkununyersiz oldu¤unu, kendi hastanele-rinde H›ristiyanlar›n Müslümanlarlaeflit muamele gördü¤ünün herkesçebilindi¤ini söylüyor. Ayr›ca Kas›may› bafl›nda el-Kaide M›s›r’l› H›risti-yanlar› tehdit etti¤inde, MüslümanKardefller bu tehdidi k›nam›flt›.

Grubun uzun süredir ‹srail kar-fl›t› söylemlerde bulunmas› ise,HAMAS’a verdi¤i destek konusun-daki flüpheleri güçlendiriyor. Müs-lüman Kardefllerin ‹srail–Filistinbar›fl görüflmeleri konusundaki re-çetesi ise ‘görüflmelere son veril-mesi ve uluslararas› destekle Filis-tin ordusunun güçlendirilmesi’ ola-rak bildiriliyor. Tabii ki bu tavr›nkarfl›s›nda ‹srail’in ne düflündü¤ümalum.

Sonuç olarak Müslüman Kar-defller ülke genelinde kendine yö-nelik korkular› sav›yor ve baflar›s›-n› artt›r›yor. Müslüman Kardefllersözcüsü Muhammed Morsy ›srarla,‹slamc›lar›n as›l hedefinin sadeceülke içi ile ilgili oldu¤unu söylerken“biz M›s›r’da bir Müslüman bölgesiistiyoruz, ‹rlanda’da de¤il” diyor.fiu an için iki ihtimal de uzak görü-nüyor.

genç

biri

kim 28

Page 29: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Hem baflörtüsü yasa¤› konu-sundaki tart›flmalar, hem de zo-runlu e¤itimin on üç y›la uzat›lma-s› aç›klamalar› sebebiyle, son gün-lerdeki gündemimizde çocuk, aileve devlet kelimeleri yo¤un olarakyer ald›. Tabi ki insan ve devlet et-kileflim içinde. ‹nsan›n olmad›¤›yerde devletin bir hükmü olmaz.Devlet halk› için vard›r. Ama neyaz›k ki, yaflad›¤›m›z bu toprak-larda bu böyle olmam›fl. Halk›nhak ve özgürlüklerini k›s›tlayan,bask›c› uygulamalarla insana zul-meden, elitist yaklafl›mlarla baz›kesimleri daha ayr›cal›kl› sayan,jakoben tav›rlar›yla halka savaflaçan, a¤›r bedeller ödeten bask›c›yönetimler halk için, halka ra¤-men bir anlay›fl› benimsemifllerdir.Halk›n de¤erlerine uzak durarak,ideolojik yaklafl›mlarla kanunlaryaparak, resmi ideolojinin emirle-rini halka zorlam›flt›r. Egemen reji-min despotlu¤u alt›nda ezilenhalk, varis oldu¤u medeniyetin te-mel de¤erlerinden kopar›larak,modernlik ve ça¤dafll›k ad›na birmuamman›n içine sürüklenmifltir.

Resmi ideolojinin amac› tek tip,sormayan, sorgulamayan suyasabuna dokunmayan bir nesil or-taya ç›karmak. Böylece kendi ikti-dar›n› sorunsuzca, kolayl›kla de-

vam ettirmeyi planl›yor. Cumhuri-yetin sahipleri olduklar›n› her f›r-satta ifade eden bir k›s›m insan,Türkiye’yi istedikleri gibi dizaynetmek için bir sorumluluk yükleni-yorlar. Oradaki her fleyi, her hakk›kendilerine ait sayan bu güruh,sahnede kendilerine ayk›r› gelen,resmi ideolojideki tan›mlamayauymayan, “göz zevklerini” bozanunsurlara karfl› savafl aç›yorlar.Tanzimat’la bafllayan ve 1930’lar-da somutlaflarak ortaya ç›kan, buülkeye flekil verme çabalar› hâlâ

sürmektedir. Bu ülkenin sahibi ol-duklar›n› iddia edenler, yapt›kla-r›yla batakl›¤a çevirdikleri durumubir tasar›m harikas› olarak sunma-n›n gayretindedirler.

Son Milli E¤itim fiuras›’nda se-kiz y›ll›k kesintisiz e¤itim onüç y›-la ç›kar›ld›. Zorunlu e¤itimin on üçy›la ç›kar›lmas› talebi Milli E¤itimfiuras›’nda oy birli¤iyle kabul edil-di. Komisyon karar› olarak benim-senen bu konu üzerinde önemledurulmas› gerekir.

Aralık 2010

29

HHaayyrriiyyee BB‹‹CCAANN

ZORUNLU E⁄‹T‹M ANLAYIfiI

Page 30: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

K›z ö¤rencilerin okula kazand›-r›lma oranlar›n›n art›r›lmas›ndatart›fl›ld›¤› komisyonda, k›z ö¤ren-cilerin orta ö¤retime devamlar›nailiflkin teflviklerin art›r›lmas›, yeniyat›l› liseler aç›lmas› ve k›z çocuk-lar›n›n okula eriflimi için pozitifayr›mc›l›k yap›lmas› da benimsen-di. Çok güzel… Ama hem bunusöyleyeceksiniz, hem de baflörtülüolarak okula gelen bir genç k›z›provokatörlükle suçlayacaks›n›z.Haydi k›zlar okula diyeceksiniz,sonra da böyle baflörtülü giremez-sin engeli koyacaks›n. Bu ne bü-yük bir ironi, ne yaman bir çeliflki.

E¤itimin “Zorunlu” olmas› birlütuf mu? Zorunluluk, diktatörlü-¤ü, bask›y› ça¤r›flt›r›yor. Özgür-lükler karfl›s›nda zorunluluklar›savunmak, toplumu zorunluluk-lardan örülü bir sarmalla kuflat-mak demektir. Zorunlu e¤itim ya-fl›n›n sürekli olarak yükseltilmesi-nin as›l sebebi çocuklar› anne-ba-balar›n ellerine b›rakmamakt›r.Çünkü çocuk ebeveynin eline terkedilmeyecek kadar de¤erlidir. Ço-cuk ailenin eline b›rak›l›rsa ya din-ci olur ya özgürlükçü… Maazallah“e¤itimsiz” ailenin elinde kalançocuk sisteme, resmi ideolojiyekarfl›, yanl›fllara ve haks›zl›klarakarfl› durursa ne yapar›z, korkusuvar bu zorunlulu¤un alt›nda. Çün-kü özgür ruhlu insanlar mevcutduruma boyun e¤mez ve statüko-ya asla teslim olmazlar.

E¤itim için zorunluluk karar›alan, Milli E¤itim fiuras› üyeleridünyan›n nereye do¤ru gitti¤initakip ediyorlard›r, elbette!. Herkesmersine giderken, tersine gidenlerbunu anlamland›rmak, halka an-latmalar› gerekir. Dünyan›n öz-gürlükçü yaklafl›m›na ra¤men zor-lay›c›, yasaklay›c› bir tavr›n be-nimsenmesi yanl›flt›r. Dünyan›nbirçok ülkesinde Amerika’da, ‹n-giltere’de, Kanada’da, Fransa’da…Böyle bir zorunluluk yok. Ça¤dafl-

l›k ad›na öykündü¤ümüz Avrupaülkelerinde de bu zorunluluk yok.Böylece bu ülkelerde evde e¤itimflekilleri, ev okullar› ortaya ç›km›fl-t›r. Her ülke bu konuda kendinehas uygulama teknikleri gelifltir-mifltir. Pek tabi-i olarak aileler, çocuklar›n› çeflitlisebeplerle formel e¤itim verenokullara göndermek istemiyorlar.Bunu talep etme haklar› da var,hiç flüphesiz. Böyle bir hakk› talepeden aile evde e¤itim sistemiyleçocu¤unu e¤itiyor. Zorunlu e¤i-timle tornadan ç›km›fl gibi ayn›,tekdüze çocuklar›m›zla biz, o e¤iti-mi özgürlükçü yaklafl›mla sürdü-ren devletleri geride mi b›rakaca-¤›z, acaba?

On üç yafl›ndaki bir k›z›m›z›nokula baflörtülü olarak devam et-mek istemesi üzerine neredeyseaforoz edilecekti. Her kesimdenhedef al›nd›, bu bir provokasyon-dur, yorumlar› yap›ld›. “‹lkokulö¤rencisinin kendi iste¤iyle baflör-tüsü takmas› gibi bir fley söz ko-nusu olamaz. Bu konuda karar ve-recek yafla geldi¤inde karar ver-sin.” gibi anlafl›lmaz, tarafl›, bu-yurgan görüfller dillendirildi. Ba-flörtülü olarak e¤itim isteyen il-kö¤retim ö¤rencilerinin cehalettenkurtar›lmas› gerekti¤i ifade edildi.

TBMM ‹nsan Haklar› Komisyo-nu Baflkan› s›fat›yla Zafer Üskül;“Aileler mevzuata karfl› koymaktadirenirse suç iflliyorlar demektir.Valilerin görevlerini yapmalar› ge-rekir. Bu ifl daha ileriye giderse, ai-le çocu¤u bask› alt›na al›rsa o za-man çocuk aileden al›n›r. Tüm buyetkiler devletin elindedir.” diyor.Aileden sorumlu devlet bakan›Selma Kavaf da ayn› do¤rultudafikir beyan ediyor. Bu aç›klamalarçocuklar› adeta kamulaflt›rma,devletlefltirme demek anlam›nagelir. Bu söylenenler ve temel in-san haklar› kararlar›n›n söyledik-leri birbirine ters.

Bu durumda çocuk kimindir,ailenin mi, devletin mi? Sorusu ta-k›l›yor insan›n akl›na. Temel hak-lar ve özgürlükler çerçevesinde ai-le çocu¤unu benimsedi¤i de¤erlerdo¤rultusunda, inanc›na uygunolarak yetifltirme hakk›na sahiptir.Çocu¤un velayeti ebeveynine ait-tir. Çocuk hakk›nda karar vermeyetkisi sadece aileye aittir. Devle-tin, yasama meclislerinin, mahke-melerin, uluslar aras› kurulufllar›ninsanlar›n tercihlerine kar›flmamagibi bir hakk› yoktur.

A‹HM’nin on sekizinci madde-si; “Bu sözleflmeye taraf olan dev-letler, ana-babalar›n çocuklar›nakendi inançlar›na uygun bir dinselve ahlaki e¤itim verme özgürlü¤ü-ne sayg› göstermekle yükümlü-dür.”fleklindedir. Bu da gösteriyorki, aileler çocuklar› üzerinde do¤alebeveynlik fonksiyonlar›n› uygu-layabilirler. Çocuklar›n› kendi dinive felsefi kanaatleri do¤rultusundayönlendirip, yol gösterebilirler.Her konuda ö¤üt verip, do¤ruyadikkat çekebilirler do¤al olarak.

Devletin çocu¤a el koymas› gi-bi çirkin bir anlay›fl en hafif ifade-siyle ça¤d›fl›d›r. Çocukla ilgili herkonuda karar verme, adalet çizgi-sinde olmak kayd›yla ailenin hak-k›d›r. Hiçbir sistemin bu ba¤lamdakural koyma ve müdahale etmeyetkisi yoktur. Hem e¤itimle ilgilikonularda, hem de di¤er konular-da ailenin etkisini ve yetkisini gözönünde bulundurarak de¤erlendir-meler yap›lmal›d›r. Baz› ebeveyn-ler k›z çocuklar›n› dinlerinin birvecibesi olarak baflörtülü olarakokula göndermek istiyorsa bununkime zarar› olabilir? ‹nsanlar›nhakl› tercihlerine sayg› göstermekgerekmez mi?

Alevili¤i inanç olarak benimse-yen bir aile çocu¤unun din dersinegirmemesini isteme hakk› oldu¤ugibi. Sünni olan bir ailenin de çocu-¤unun baflörtülü olarak okula git-

genç

biri

kim 30

Page 31: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

mesini istemesinde bir acayiplikyoktur. Sünni müfredat gerekçesiy-le din dersini reddeden bir aile des-tek görürken, baflka bir ailenin ço-cu¤unun dini hayat›n› belirlemesisöz konusu oldu¤unda “O yafltakiçocu¤a bafl›n› örttürmek” ve “Ana-baba bask›s›” gibi konulardan sözedilmeye bafllan›r. Ne yaz›k ki, butoplumda hak ve özgürlükleri alg›-lama ve yorumlamada hep bir çe-liflki ve yan›lg› hep olmufltur veflimdi de hâlâ yaflanmaktad›r. Baz›-lar› hak ve özgürlükler ba¤lam›nda,çözüm üretip çözümün bir parças›olmak yerine, yasakç›lar›n yan›ndayer almaktalar.

Mükellefiyet kavram› ‹slamie¤itimde önemli bir noktad›r. Bu-lu¤ yafl›na ulaflan her insan mü-kellef say›l›r. Namaz k›lmak da,tesettür de mükellefiyetler içinegirer, ‹slam’›n her bir emri de bukapsama dâhildir. Akil bali¤ olanher Müslüman Allah’›n emirlerinekarfl› sorumluluk hissedip, say-g›yla takip etmelidir. Okul ve ba-flörtüsü denildi¤inde baz›lar›n› ha-fakanlar bassa da, bulu¤ ça¤›naeriflen k›z çocu¤u bafl›n› örtmekistedi¤inde buna kimsenin engelolma yetkisi yoktur. ‹slam’›n bukonudaki ölçüsünün s›n›rlanmas›kabul edilemez bir durumdur. Al-lah’›n hayat›m›za koydu¤u ilkelertart›fl›lamaz. Allah’›n emri pazar-l›k konusu edilemez. Art›k kimse‹slam ile ilgili olan alan› keyfincetan›mlamaya kalkmas›n. Baflörtü-süne uygulanan yasak tümüylekald›r›lmal›d›r. Özgürlü¤ün biraz›flimdi biraz› da daha sonra fleklin-de çözüm olmaz. Önce üniversite-lerde sorunu çözelim, havay› bu-land›rmay›n tarz›ndaki yaklafl›mhay›rdan çok flerre sebebiyet ve-rir. Kald› ki özgürlük kimsenin ba-bas›n›n mal› de¤il ki, can›n›n iste-di¤inde istedi¤i kadar lütufta bu-lunsun. Biz lütuf de¤il, yasal hak-k›m›z üzerindeki vesayetin kald›-

r›lmas›n› talep ediyoruz. K›z ço-cuklar›na pozitif ayr›mc›l›k yap›ponlar› okula ça¤›r›rken, k›z çocuk-lar›na dini de¤erlerini koruyacak-lar› bir e¤itim imkân› da verilmeli-dir. Böyle oldu¤unda öyle zorun-luluk vurgusuna gerek olmadan,aileler gönüllü olarak çocuklar›n›nokula kat›l›m›n› sa¤layacakt›r. Ye-ter ki moral de¤erler gözetilerek,özgürlüler baz al›narak bir yön-tem uygulans›n.

Sorun önce yüksek ö¤retimdeçözülsün de… Tarz›ndaki bir yak-lafl›m yasa¤›n üniversite d›fl›ndayaz›l› hale gelmesine yol açma ris-kini de beraberinde tafl›yor. Ayn›zamanda bu tarz bir yaklafl›m,üniversite ö¤rencileri d›fl›ndakitüm kad›nlar›n bir daha özgürlüktalebinde bulunamamas› istikame-tinde bir kamuoyu oluflmas›na dayol açar. Üniversitelerdeki çözümedestek veririz ama ilkö¤retimdeyasa¤›n devam›n›n sa¤lanmas›için söz istemek de bunu destekli-yor. Baflörtüsünün ne oldu¤unu,hayatta neye tekabül etti¤ini hiçanlayamayan, bu noktadaki refe-

rans› yasak olanla özgürlük konu-flulmaz. Sorunu çözmeye de¤ilçarp›tmaya odakl› bir tart›flmamant›¤›n› hiçbir ak›l anlamaz vekabul etmez.

Bu zamana kadar baz› korku-lar üretilerek bu ba¤lam üzerindensizin için çal›fl›yoruz diyerek ya-saklar halka dayat›ld›. Sistem ad›-na insanlar›n dini de¤erlerini gö-zetmeden hayatlar›n›n tanzimedilebilece¤i, devletin buna hakk›oldu¤u bu halka empoze edildi.Yasak ve bask›larla halk susturul-du. Ama art›k zaman de¤iflti, in-sanlar bu yalanlara inanm›yor.fiimdilerde insanlar buna devletinde baflkalar›n›n da hakk› olmad›-¤›n› yüksek sesle söylüyor. Devletbuyru¤uyla herhangi bir kesimink›l›k k›yafetinin düzenlenmesi as-la kabul edilemez. Temel insanhaklar›n› k›s›tlamak, yasaklamakkimsenin haddi de¤ildir. Bundanböyle kimse halk› kolayca kand›-ramayacak. Zorlamalar ve yasak-lamalarla halk›n gözünü korkuta-mayacaklar.

Aralık 2010

31

Page 32: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

2010-2011 dönemi konfe-rans/panel programlar›m›zdan il-ki Ankara’da Dergimiz KonferansSalonunda 28 Kas›m 2010 Pazargünü yap›ld›.

Konferans›m›z›n konusu, ma-sabafl›nda tamamen çarp›t›larakyaz›lm›fl olan ve insan›m›z›n damaalesef bunlara inanm›fl oldu¤ucumhuriyetin ilan› ve saltanat›nkald›r›lmas› konusu idi. Konufl-mac›m›z ise yak›n tarih uzman›Dergimiz Genel Yay›n YönetmeniAli KAÇAR idi.

Konferansa yo¤un bir kat›l›-m›n oldu¤u gözlendi.

Ali KAÇAR konuflmas›nda ge-rek cumhuriyetin ilan› gereksesaltanat›n kald›r›lmas› konusu ileilgili bugüne kadar çok az›m›z›nbildi¤i hususlar› dile getirdi. Ko-nuflmas›nda yer verdi¤i bilgiler,yak›n tarih konusunda bugünekadar ne kadar tarafl›, yanl›fl, ek-sik ve yönlendirmeli bilgilere sa-hip oldu¤umuzu ortaya ç›kard›.

Sizin için konuflmada önemligördü¤ümüz baz› pasajlar› afla¤›-da veriyoruz.

H›zl› Kemalist ve o dönemin

gözde gazetecilerinden Falih R›fk›[Atay], Cumhuriyet'in ilân ediliflfleklinin ne tür ayak oyunlar› ileyap›ld›¤›n› flöyle anlat›yor: "1923y›l›n›n o haftalar›nda Büyük Mil-let Meclisi'nde Cumhuriyetçilikak›m› var m›yd›? Hay›r! MustafaKemal ne yapsa ona itirazs›z raz›olacaklar dahi içlerinden: "Keflkebunu yapmasa!.." diyorlard›.Mustafa Kemal o Meclis'te fikirtart›flmalar› ile tabiî bir "ekseriyet"elde edemezdi. ‹nce politika tak-tikleri ile bir "teslimiyet" havas›yaratmal› idi...

Cumhuriyet, böylesine bir hileile, bir tak›m ayak oyunlar› ile,kimsenin haberi yokken, Musta-fa Kemal'in kendi düflüncesi vedayatmas›yla Cumhuriyet'in ila-n›ndan sadece bir gece önce buflekilde gündeme getiriliyor. El-bette bu olaydan haberdar olma-yan milletvekillerinin, hatta hal-k›n buna tahammül etmesi müm-kün de¤ildi. Falih R›fk›'ya 31Ekim'de bir dostundan gelenmektupta: "Cumhuriyet'e diyecekyok. Fakat ilan tarz›na bay›ld›k,oyun pek mahirane tertip edilmifl,Millet Meclisi azas›n›n ço¤undansaklanm›flt›r. Do¤rusu "hâkimi-

yet-i milliye" prensibinin carî ol-du¤unu her vesile ile tekrar etti-¤imiz bir devirde devlet fleklinintespit edilmesi gibi bir meseleninböyle yap›l›vermesi kolayl›klahazmedilebilecek bir fley de¤il-dir..." deniyordu.

Cumhuriyet'in ilan ediliflindenkendisinin haberinin olmad›¤›n›belirten Kâz›m Karabekir, sitemi-ni flöyle dile getiriyor: "Ben hemmebus ve hem de bir ordu ku-mandan› oldu¤um halde, banakimse bir fley bildirmemiflti. Buvaziyet hakl› olarak halk› da or-duyu da telafl ve endifleye düflür-dü. Daha dün yüreklerine ferah-l›k verdi¤im zatlar, benden bufleklin manas›n› soruyorlard›.

Bu arada Rauf Bey (Orbay)vatan ve Tevhid-i gazetelerineverdi¤i beyanatta Cumhuriyetinzamans›z ve çabuk ilan edildi¤iniileri sürmüfltür. Celalettin Arif veMuslihittin adil gibi profesörlermütereddittirler. Polemik çokfliddetli bir flekle girmifltir. ‹stan-bul bas›n›nda ç›kan fliddetli bafl-yaz›lardan birisinin, Ebuzziyaza-de imzas› ile bafll›¤› flu idi: “BiziKorkutan K›rm›z› Cumhuriyet Pa-çavras› m›d›r?

genç

biri

kim 32

“SALTANATIN KALDIRILMASIve CUMHUR‹YET‹N ‹LANI”KONULU KONFERANSIMIZANKARA’DA YAPILDI

GGeennçç BBiirriikkiimm

Page 33: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

***

Mustafa Kemal Pafla, MilliMücadele'nin bafllang›c›nda, hali-fe ve sultan› övüyor, Hilâfet veSaltanat makam›n› koruyup kol-layaca¤›n› defalarca ifade ederekâyet ve hadisli beyannameler ya-y›nlat›yordu. Öyle ki: "Hilâfet veSaltanat makam›n›n kurtar›lma-s›nda muvaffak olduktan sonraPadiflah›m›z ve ‹slâmlar›n halifesiolan efendimiz, her nevi bask› vezordan uzak ve tamam›yla hürve müstakil olarak kendini mille-tinin sad›k kuca¤›nda gördü¤ügün, yüksek meclisimizin tanzimedece¤i kanunî esaslar içinde üs-tün ve sayg› de¤er yerlerini al›r-lar” diyerek Padiflah ve Halifeningelecekteki konumunu belirtiyor-du.

Mustafa Kemal, Samsun’aulaflt›¤› andan itibaren Padiflah’abirçok telgraf çekmifl ve birçokbeyanname yay›nlanm›flt›r. Hemtelgraflarda ve hem de beyanna-melerde daima Padiflah’a ba¤l›l›-¤›n› bildirmifl ve mücadelelerininhedefini Hilafet merkezini iflgalalt›nda kurtarmak oldu¤unu be-

lirtmifltir. Hatta 9. Ordu Müfettifl-li¤i görevinden al›nd›ktan sonrabile bu hedeflerinin de¤iflmedi¤inibirçok kez belirtmifltir. NitekimMustafa Kemal, ‘kullar› MustafaKemal ‘imzas›yla Padiflaha 8Temmuz 1919’da çekti¤i telgraf-ta “… Yüksek saltanat ve Hilafetmakam›yla soylu milletlerininhayat›m›n son noktas›na kadardaima koruyucusu ve sad›k birferdi gibi kalaca¤›m› tam bir ba¤-l›l›kla arz eder, bu hususta temi-nat veririm. Askerlik mesle¤in-den istifa etti¤imi Harbiye Neza-reti’ne bildirdim. Yüce zatlar›n›ns›hhat ve afiyette bulunmas›nadua eder ve her türlü afetlerdenkorunman›z› Cenab-› Hak’dan ni-yaz etti¤imi” diye hilafet ve salta-nat› koruyaca¤›n› ve ba¤l›l›¤›n›devam ettirece¤ini belirtiyordu.

Mustafa Kemal, her defas›ndaamaçlar›n›n hilafetin ve saltana-t›n kurtar›lmas› oldu¤unu aç›kla-m›flt›r. ‹slâm dinini inkâr ya dageçmifle düflmanl›k, bu güçlerceMillî Mücadele süresince hiçgündeme getirilmemifltir. Tamtersine halk› yanlar›na almak ve

Millî Mücadele'ye dahil edebil-mek için bütün faaliyetlerde birtaraftan sürekli dinî/‹slâmî motifve duygular kullan›lm›fl, di¤ertaraftan da Millî Mücadele'ninas›l amac›n›n Padiflahl›k ve Hilâ-fet'i kurtarmak oldu¤u söylen-mifltir. Zaten böyle bir hedef be-

Aralık 2010

33

Mustafa Kemal Pafla,Milli Mücadele'ninbafllang›c›nda, halifeve sultan› övüyor,Hilâfet ve Saltanatmakam›n› koruyupkollayaca¤›n›defalarca ifadeederek âyet ve hadislibeyannameleryay›nlat›yordu. Öyleki: "Hilâfet veSaltanat makam›n›nkurtar›lmas›ndamuvaffak olduktansonra Padiflah›m›z ve‹slâmlar›n halifesiolan efendimiz, hernevi bask› ve zordanuzak ve tamam›ylahür ve müstakilolarak kendinimilletinin sad›kkuca¤›nda gördü¤ügün, yüksekmeclisimizin tanzimedece¤i kanunîesaslar içinde üstünve sayg› de¤eryerlerini al›rlar”diyerek Padiflah veHalifenin gelecektekikonumunubelirtiyordu.

Page 34: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

lirlenmemifl olsayd›, Milli Müca-dele'nin baflar›l› olmas› mümkünolmazd›. Hele hele fieriat'› kald›-r›p Cumhuriyet'i kuracaklar›n›,din ve devlet ifllerini birbirindenay›racaklar›n›, medreseleri kapa-tacaklar›n›, Padiflahl›k ve Halife-li¤i kald›rarak Osmano¤ullar›'n›yurt d›fl›na sürgün edeceklerini...gündeme getirselerdi ya da böylebir fley yap›laca¤› sezilseydi,Mustafa Kemal ve arkadafllar›hemen öldürülür ve hain ilanedilirdi. Ancak gücü yavafl yavafleline geçirmeye bafllad›¤›nda Pa-diflah›n yetkilerini ele geçirerek‘tek adam’ olmaya, yetkilerinehiç kimsenin ortak olmamas› içinçeflitli ve yol ve yöntemler dene-meye bafllam›flt›r.

Sakarya Meydan Muharebesive sonras›nda Mudanya Mütare-kesinin gerçeklefltirilmifl olmas›Mustafa Kemal’in elini daha dagüçlendirmiflti. Art›k ‹stanbul’akarfl› isteklerini daha cesaretle veyüksek sesle gündeme getirebilir-di. Bu amaçla Refet Pafla’y› ‹stan-bul’a gönderdi. Refet Pafla 19Ekim günü ‹stanbul’a vard›. Re-fet Pafla, ‹stanbul’a geliflinin erte-si günü Tevfik pafla Hüküme-ti’nin Hariciye Naz›r› olan eskisadrazam ‹zzet Pafla’y› ziyaret et-ti. Ziyaret resmi de¤il, hususi ola-rak yap›l›yordu. Refet Pafla ismi‹stanbul’da oldu¤u kadar Anka-ra’da da itibar görmekte olan bueski kumandan›na, Ankara’n›ngelecekle ilgili planlar›n› alt› mad-de halinde s›ralad›:

1- Ankara’yla ‹stanbul ara-s›ndaki ikilik kald›r›lacak ama buyap›l›rken Ankara’n›n büyükmücadelelerle elde etmifl oldu¤userbestli¤e s›n›rlama getirileme-yecekti.

2- Saltanat ve milli hâkimi-yetten vazgeçilmeyecekti. Milli

saltanat kavram› cumhuriyet an-lam›na gelmemekteydi. HalifeHazretleri hilafet makam›nda Av-rupa’daki meflruti hükümdarlar›nsahip oldu¤u hukuk ve salahiyet-le oturmaya devam edecekti.

3- Fakat arada bir fark bulu-nacakt›: Hükümet baflkan› di¤ermeflruti idarelerde oldu¤u gibihükümdar taraf›ndan seçilipatanmayacakt›: Hükümet baflka-n›yla mesai arkadafllar›n› Meclisseçecekti ve Ankara bu esastanhiçbir flekilde vazgeçmemek ko-nusunda kararl›yd›. (…)

4- Padiflah bu esaslar çerçeve-sinde bir beyanname yay›nlaya-cak ve Ankara Meclisi’nin varl›-¤›n› tasdik edecekti.

5- ‹kilik ortadan kald›r›ld›¤›takdirde ‹stanbul Hükümeti’ninmevcudiyeti de gereksiz olaca¤›için Sadrazam istifa edecek, yeri-ne bir baflka hükümet kurulma-yacak ve ‹stanbul, Milli Hükü-met’in bir valisi taraf›ndan idareedilecekti.

6- Milli Meclis geçici de¤ildi,daimi olarak kalacakt›.

Saltanat›n kald›r›lmas›nda enönemli f›rsat› ise yine ‹ngilizlerinöncülü¤ündeki ‹tilaf devletlerivermiflti. ‹flgalci güçler, ‹stanbulve Ankara ayr›m›n› keskinlefltire-cek, hatta aradaki ba¤› tamam›y-la koparacak yeni bir ad›m att›lar.Bu ad›m Mustafa Kemal’e uzunzamand›r bekledi¤i f›rsat› vermifl-ti. Bu ad›m hem ‹stanbul’un, hemde Ankara’n›n 17 Kas›m 1922’detoplanacak Lozan Konferans›na27 Ekim 1922 tarihinde yapt›kla-r› ça¤r› olmufltu.

Mustafa Kemal pafla bu veayn› konuda verilmifl öteki takrir-leri beraberce oya koydu ve ka-bul edildi¤ini aç›klad›.

genç

biri

kim 34

Mustafa Kemal, herdefas›nda amaçlar›n›nhilafetin ve saltanat›nkurtar›lmas› oldu¤unuaç›klam›flt›r. ‹slâm dininiinkâr ya da geçmifledüflmanl›k, bu güçlerceMillî Mücadele süresincehiç gündemegetirilmemifltir. Tamtersine halk› yanlar›naalmak ve MillîMücadele'ye dahiledebilmek için bütünfaaliyetlerde bir taraftansürekli dinî/‹slâmî motifve duygular kullan›lm›fl,di¤er taraftan da MillîMücadele'nin as›lamac›n›n Padiflahl›k veHilâfet'i kurtarmakoldu¤u söylenmifltir.Zaten böyle bir hedefbelirlenmemifl olsayd›,Milli Mücadele'ninbaflar›l› olmas› mümkünolmazd›. Hele helefieriat'› kald›r›pCumhuriyet'ikuracaklar›n›, din vedevlet ifllerini birbirindenay›racaklar›n›,medreselerikapatacaklar›n›,Padiflahl›k ve Halifeli¤ikald›rarakOsmano¤ullar›'n› yurtd›fl›na sürgünedeceklerini... gündemegetirselerdi ya da böylebir fley yap›laca¤›sezilseydi, MustafaKemal ve arkadafllar›hemen öldürülür ve hainilan edilirdi.

Page 35: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Meclis hükümdarla kabinesinimuhakeme etmeye karar vermifl,muhakemenin fleklini ileriye b›-rakm›flt›. Ama konu bir daha eleal›nmad›.

***

Ayn› gün Meclis Baflkanl›-¤›’na alt›nda 79 imza olan alt›maddelik bir baflka teklif dahaverildi:

“1. Osmanl› ‹mparatorlu¤u,otokrasi sistemiyle beraber sonaermifltir.

2. Türkiye Devleti nam›ylagenç, dinç, milli halk hükümetiesaslar› üzerine müesses BüyükMillet Meclisi Hükümeti teflekkületmifltir.

3. Yeni Türkiye Hükümeti, so-na eren Osmanl› ‹mparatorlu¤uyerine kaim olup onun milli hu-dudlar içerisindeki yegane varisi-dir.

4. Teflkilat-› Esasiye Kanu-nu’yla hükümranl›k haklar› mil-letin kendisine verildi¤inden, ‹s-tanbul’daki padiflahl›k yok olmuflve tarihe intikal etmifltir.

5. ‹stanbul’da meflru bir hü-kümet mevcud olmay›p ‹stanbulve civar› da Büyük Millet Mecli-si’ne aittir. Binaenaleyh onlar›niradesi de Büyük Millet Meclisimemurlar›na tevdi edilmelidir.

6. Türkiye Hükümeti, meflruhak olan Hilafet makam›n› esirbulundu¤u ecnebiler elinden kur-taracakt›r.”

Mustafa Kemal’in 1 Kas›m1922 tarihinde Saltanat›n kald›-r›lmas› için yapt›¤› konuflmaCumhuriyet döneminin de¤erlen-dirilmesi aç›s›ndan çok ilginçtir.Çünkü burada Mustafa KemalMeclisi mebusan› etkilemek içintam bir din âlimi gibi konuflmufl,

‹slam tarihinden, f›k›htan, pey-gamberlerden örnekler vererekhalifeli¤in zaruretine de¤inip,saltanat›n ‹slâm’da olmad›¤›naiflaret ederek, saltanat›n kald›r›l-mas›n› istemifltir.

Mustafa Kemal söz konusukonuflmada Halifelik makam›içinse-flartlar gere¤i- “Makam-›hilafet, ‹slâm âleminin ruh vevicdan›n›n ve iman›n›n merkeznoktas›d›r. Bundan sonra halife-lik makam›n›n hem Türkiye’miziçin ve hem de bütün ‹slâm âlemiiçin ne kadar feyizli olaca¤›n› ge-lecek günler gösterecektir! Diye-rek halifeye ve makam-› hilafeteövgüler düzmüfltür.

Bir di¤er yaklafl›m ise, salta-nat›n kald›r›lmas› tart›flmalar›ndaMustafa Kemal’in serdetti¤i,“Efendiler! Bu bir emri vakidir;söz konusu olan “millete saltana-t› hâkimiyetini b›rakacak m›y›z,b›rakmayacak m›y›z?” meseleside¤ildir. Mesele zaten emri vakiolmufl bir gerçe¤i ifade etmektenibarettir.

Bu behemehal olacakt›r! Bu-rada toplananlar, Meclis ve her-kes meseleyi (tart›flmas›z) tabi-i görürse, fikrimce çok iyi olur.Aksi takdirde hakikat gene usulüdairesinde ifade olunur! Fakat,ihtimal ki baz› kafalar kesilecek-tir!

duyuldu:

“Müttefikan kabul edilmifl-tir!...”

Bu sesten sonra, “menfibir ses iflitildi: ‘ben muhalifim!.’Bu sada, (söz yok!) sadalar›ylabo¤uldu. Müttefikan de¤il, ekse-riyetle karar al›nm›flt›r” diyebilentek ses, ‹zmir suikast›nda suçsuzolmas›na ra¤men idam edilen Zi-ya Hurflit’tir.” Ancak bu muhalifsese ra¤men Mustafa Kemal’in

ve Meclisteki bir k›s›m milletve-killerinin “söz yok” demelerindensonra resmen Osmanl› Saltanat›-n›n kald›r›lmas› karar› al›nm›fl ol-du.

Meclisin saltanata son verenkarar› bir bildiri ile birlikte içte ved›flta ilan edildi.

Saltanat›n kald›r›lmas›na dairolan 1 Kas›m 1922 tarihli ve 308say›l› karar›n metni fludur:

1- Teflkilat-› esasiye Kanunuile Türkiye halk› hukuku haki-miyet ve hükümranisini, mü-messili hakikisi olan TürkiyeBüyük Millet Meclisinin flahsiye-ti maneviyesinde gayr-› kabiliterk ve tecezzi ve fera¤ olmaküzere temsile ve bilfiil istimaleve irade-i milliyeye istinat etme-yen hiçbir kuvvet ve heyeti tan›-mamaya karar verdi¤i cihetlemisak-› milli hudutlar› dahilindeTürkiye Büyük Millet Meclisihükümetinden baflka flekli hü-kümeti tan›maz. BinaenaleyhTürkiye halk› hâkimiyet-i flahsi-yeye müstenit olan ‹stanbul’dakiflekli hükümeti 16 Mart1366’dan itibaren ve ebediyentarihe müntakil addeylemifltir.

2- Hilafet hanedan› Ali Os-man’a ait olup Halifeli¤e TürkiyeBüyük Millet Meclisi taraf›ndanhanedan›n ilmen ve ahlaken er-fled ve eslah olan› intihap olunur.

Türkiye Devleti, makam› hila-fetin istinadgah›d›r.

Meclis bu karar gününü bay-ram kabul eden ilave flu karar› daalm›flt›:

12 Rebiülevvel gecesi ile, gü-nünün bayram say›lmas› hakk›n-da umumi heyet karar›: KararNo:309

Aralık 2010

35

Page 36: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Kur’ân-› Kerim’i anlama konu-sunda, ‹slâm tarihi boyunca farkl›yaklafl›mlar olmufltur. As›rlar bo-yunca meydana gelmifl olan çeflit-li tefsir usulleri, bunun neticesidir.Kur’ân-› Kerîm, bütün insanl›¤agönderilmifl en son ilâhî kitapt›r.Muhatab› insan oldu¤u için hede-fi, yarat›l›fl aç›s›ndan en güzel ko-numda olan insan›n mânâ yönün-den de en güzel konuma gelmesi-ni sa¤lamakt›r. Bu noktadaKur’ân’›n, do¤ru olarak tan›nmas›,anlafl›lmas› ve yorumlanmas› sonderece önem arzetmektedir.Kur’ân’›n mesaj›n›n tam ve do¤rubir flekilde anlafl›labilmesini sa¤la-mak için, bizim yapmam›z gere-ken en önemli bir davran›fl,Kur’ân’›n aç›klamas›nda, Hz. Pey-gamber aleyhisselam’›n vazifesinigöz önünde bulundurmakt›r.

‹slam tarihi boyunca, Hz. Pey-gamber’in söz ve davran›fllar›n›ngerek Müslümanlar ve gerekse di-¤er insanlar için örneklik teflkil et-mesi konusunda ihtilâf vaki olma-m›flt›r. Müslümanlar›n, kendilerineörnek olarak gördükleri, yüksekahlâk sahibi ve son peygamber

Hz. Muhammed’in (sav ) örnekal›n›p al›namayaca¤›n› ilke olaraktart›flmalar› elbette mümkün de¤il-dir. Bununla birlikte onun hangisöz ve davran›fllar›n›n örneklikteflkil etti¤i, örneklik teflkil edenle-rin de teflrî aç›dan ba¤lay›c› olupolmad›klar› (Sünnet’in Kur’an d›-fl›nda hüküm getirmesi, Hz. Mu-hammed’in gayptan haber verme-si gibi) tarih boyunca tart›flma ko-nusu olmufltur.(1)

Kendilerini ‘Kur’an’daki ‹s-lam’a’ nispet eden veya TevhidîMüslüman olarak nitelendiren bir-tak›m kiflilerin, “Hadisler,Kur’an’a uyarsa kabul ederiz veyaPeygamber gayb hakk›nda konu-flamaz gibi” iddialarda bulunduk-lar› ve buna binaen kabir azab›n›,recm cezas›n› ve Hz. ‹sa’n›n nüzu-lü gibi Ehl-i Sünnet‘in inan›lmas›-n› zaruri gördü¤ü temel umdelerireddettikleri bir vak›ad›r.

Kur’an, yakîn derecesinde kâ-mil imana sahip ehliyetli kimsele-re mânâlar›n› açan bir kitapt›r.Müsteflrik kafas›yla ‹sra suresininsonuna kadar Kur’an’› ‹ngilizceye

tercüme eden M. MarmadukePicktall, Müslüman olunca,“Kur’an müsteflrik kafas›yla anla-fl›lmaz” diyerek yapt›¤› çal›flmay›y›rt›p atm›fl, Müslüman kafas›ylaKur’an’› tercümeye yeniden baflla-m›flt›r.(2)

Modern ‹slâm düflüncesindeson günlerde tart›fl›lagelenKur’ân’›n anlafl›lmas›nda Sün-net’in d›fllanmas› e¤iliminin, arafl-t›r›ld›¤›nda eskilere dayand›¤›, heras›rda o günün flartlar›na göre de-¤iflik boyutlar sergileyip, günü-müzde en son fleklini alm›fl oldu¤uaflikârd›r. Tarih sürecince Sünnet’ive onun hücciyetini tenkid edicigörüfl ve ak›mlar zuhur etmifl,Kur’ân tefsirinde Hz. Muham-med’in hadislerinin herhangi birmüfessirin görüfllerinden fark› ola-mayaca¤› gibi iddialar ileri sürül-müfltür. Bu konudaki tarihsel sü-reci ana hatlar›yla izaha çal›flal›m:

Peygamber Efendimizin hayat-ta oldu¤u dönemde; “O’nun emir-lerine ittiba ve bu ittiban›n vücubi-yeti” hususunda sahabenin, her-hangi bir tereddütünün olmad›¤›

genç

biri

kim 36

SÜNNET’‹ DO⁄RU ANLAMANINUSULÜNE G‹R‹fi!..

UUbbeeyydduullllaahh TTOOPPRRAAKK

(1) ‹slam âlimleri aras›nda sünnetin ba¤lay›c›l›¤› aç›s›ndan yap›lan tart›flmalar, görüfl ayr›l›klar›, bu konuya tahsis edilen eserler ve bu eserlerdekitaksimat hakk›nda genifl bilgi için bk. Talat Sakall›, “Sünnet’in Ba¤lay›c›l›k Aç›s›ndan Taksimi”, Sh: 39-102, D. Ü. ‹lahiyat Fak. Dergisi; Hayred-din Karaman, “Ba¤lay›c›l›k Bak›m›ndan Rasûlullah’›n Davran›fllar›”, Hz. Peygamber ve Aile Hayat›, ‹lmî Neflriyat, ‹stanbul, 1989, Sh: 127-150;Bünyamin Erul, “Sahabenin Sünnet’e Ba¤lay›c›l›k Aç›s›ndan Bak›fllar›”, ‹slâmî Araflt›rmalar Der., C:X/1, Sh: 59-68

(2) http://www.ahmettekin.net/kurani-dogru-anlamanin-altyapisi-ve-usulu, 33. Html

Page 37: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

muhkem delillerle sabittir. HattaRasûlüllah’›n (sav) normal haya-t›nda al›fl›lagelmifl hal ve hareket-lerine karfl› bile sahabenin sergile-dikleri titizli¤e, hadis mecmuala-r›nda yer verilmifltir.

Hz. Ebu Said el-Hudrî’dennakledilen bir rivayete göre Rasû-lullah (sav) namaz esnas›ndaaya¤›ndaki nalini ç›kar›p sol tara-f›na koyar. Ard›nda namaz k›l-makta olan sahabiler onu taklidederler. Namaz eda edilir. Rasûlul-lah (sav) sahabeye, nalinlerini ne-den ç›kard›klar›n› sorar. “Senin ç›-kard›¤›n› gördük” demeleri üzerineRasûlullah (sav), Cibril’in kendisi-ne gelip nalini üzerinde necaset ol-du¤unu haber verdi¤ini söyler.(3)

Hz. Abdullah ‹bn Revaha (r.a.)Cuma namaz› için mescide gider-ken Rasûlullah’›n (sav) hutbede“oturunuz” sesini iflitir. Hemenbulundu¤u yere oturur. Rasûlul-lah’›n (sav) kendisine yol ortas›n-da oturmas›n›n sebebini sordu-¤unda, “Senin emrine uymak için”cevab›n› verir. Bunun üzerine Ra-sulullah efendimiz, ald›¤› cevapkarfl›s›nda, “Allah taatini art›rs›n”buyurur.(4)

Hz. Ümeyye b. Halid bir günAbdullah b. Ömer’e (r.a.) “Biz mu-kim iken k›l›nan namaz ile havfnamaz›n› Kur’ân’da bulurken, se-ferde k›l›nan namaz›n hükmünübulam›yoruz” der. Bunun üzerineHz. Abdullah b. Ömer, “Kardeflimo¤lu, biz bir fley bilmezken Allahbize Resûlü’nü (sav) gönderdi.Dolay›s›yla o ne yaparsa, biz deayn›s›n› yapar›z” demifltir.(5)

Peygamber Efendimiz’in (sav)vefat›ndan sonra bafllang›çta Ya-hudi desiseleri ile bafl gösteren,daha sonra haricilerde gün yüzüne

ç›kan ‘sahabeyi tekzib ve bir k›s-m›n› da tekfir hareketleri’ ile Ra-sûl-i Ekrem’den (sav) bizzat du-yup nakleden adil insanlar›n riva-yeti ilk defa yara alm›fl, netice iti-bar›yla naklettikleri hadislerinhücciyeti sorgulanmaya bafllam›fl-t›r. Bu arada baz› fikir ve inançlar›teyid eden hadisler vaz’ edilmiflveya sahih rivayetler bat›l teviller-le tafl›d›klar› mânâlar›n d›fl›nahamledilmifltir.(6)

Bu gibi hareketlerin bafllang›ç-ta, belli bir grub ad› alt›nda görün-meden sadece düflünce baz›ndaferdî olarak zuhur etmifl oldu¤u daiddia edilmektedir. ‹kinci asr›nsonlar›na do¤ru bafllam›fl olan bugörüfller; genel olarak iki ana temaüzerinde birlefliyordu. Bunlardanbirisi hadisin teflrîli¤ini temeldenreddetme, di¤eri de mütevatir d›-fl›ndaki hadis-i flerifleri kabul et-meme hastal›¤›d›r. (7)

Yukar›da özetle verme¤e çal›fl-t›¤›m›z durum Kur’ân’› anlamayolunda Sünnetin d›fllanmas›namebde’(kaynak) teflkil etmektedir.Kur’an–› Kerîm’e ehemmiyet ver-me perdesi alt›nda, Sünnet’e karfl›tav›r gelifltirildi¤i kaynaklarda zik-redilmektedir. Dolay›s›yla tâbiûndöneminden itibaren sünneti sa-vunanlar ile sünneti reddedenleraras›nda mücadele bafllam›flt›r. Bukeyfiyeti haber veren flu rivayetoldukça mühimdir. Sahâbenin bü-yüklerinden ‹mrân b. Husayn (Ra-d›yallahu Anh), arkadafllar›ylasohbet ediyordu: Oradakilerden birtanesi “ey Ebû Nuceyd (‹mrân b.Husayn’›n künyesi)! Siz bize ha-dislerden bahsediyorsunuz, hâlbu-ki biz bunlarla ilgili Kur’ân’da biras›l bulam›yoruz” (baflka bir riva-yette: “B›rak›n bu hadisi yahu! Bi-

ze Kur’ân’dan bahsedin”), deyin-ce, ‹mrân(r.a.) k›zar ve adamaflöyle der: “Sen Kur’ân’› okudunmu?” “Evet.” “Peki, Kur’ân’›n hiç-bir yerinde yats› namaz›n›n farz›-n›n dört, akflam namaz›n›n üç, sa-bah namaz›n›n iki, ö¤le ve ikindinamaz›n›n da dört rekat oldu¤unarastlad›n m›?” “Hay›r.” “Peki,bunlar› kimden ö¤rendiniz? Biz-den ö¤renmediniz mi? Biz de Ra-sûlüllah’tan ö¤renmedik mi? PekiKur’ân’da k›rk koyunda bir ko-yun, flu kadar devede flu kadar, flukadar dirheme flu kadar zekât düfl-tü¤üne rastlad›n m›?” “Hay›r.”Bunun üzerine Hz. ‹mrân (r.a.)flöyle der: ”Öyleyse bunlar› kim-den ö¤rendiniz? Bizden ö¤renme-diniz mi? Biz de Rasûlullah’tanö¤renmedik mi? Keza Kur’ân’da“Eski evi (Kâbe’yi) tavaf etsin-ler”(8) ayetini okumad›n›z m›?Peki, orada Kâbe’yi yedi defa tavafedin, Makam’›n arkas›nda iki re-kât namaz k›l›n diye bir ifadeyerastlad›n›z m›? Ayn› flekilde AllahRasûlü’nün buyurdu¤u flu husus-lar Kur’ân’da var m›? “Zekât tah-sildar›n›n bir yerde konaklamas›ve zekât düflenlerin mallar›n› ya-n›na getirmelerini istemesi, zekâtvereceklerin mallar›n› uza¤a götü-rüp tahsildara meflakkat vermeleri,k›z kardeflleri birbirlerine vererekmehirsiz evlenmek ‹slam’da yok-tur.”(9) Peki Allah Teâlâ’n›nKur’ân’›nda flöyle buyurdu¤unuduymad›n›z m›? “Rasûl size neyiverdiyse onu al›n, size neyi yasak-lad›ysa da ondan kaç›n›n.”(10)Hz. ‹mrân(r.a.) daha sonra flöylesöyler: “Sizin bilginizin olmad›¤›,Rasulullah’tan ö¤rendi¤imiz dahabaflka fleyler de var. Ey insanlar!Rivayet etti¤imiz Hadisleri al›n›zve uyunuz. Uymazsan›z vallahi

Aralık 2010

37

(3) Ebû Dâvud - Müsned-i Ahmed’den nak-len Celal Y›ld›r›m, Kaynaklar›yla Ahkâm Ha-disleri, C: 2, Sh: 206, Uysal Kitabevi, Konya

(4) Abdul¤ani Abdulhalik, Hucciyetu’s-Sün-ne, Sh: 284, Da’rul Alemiye li’l-Kütübi’l-‹slâ-mî, 1995

(5) Hakim, el-Müstedrek, 1/258

(6) Cüneyd Eren, Tefsirde Anti Sünnet Hare-ketler, Yeni Ümit Dergisi, say› 48, Nisan-Ha-ziran, 2000

(7) Bkz. Mustafa el-Azamî, Sünnetin Geçmifl-te ve Günümüzde ‹hmali Meselesi, Tercüme:

Abdullah Ayd›nl›, Atatürk Üniversitesi ‹lahi-yat Fakültesi Dergisi, Sh: 281

(8) Hacc/ 29

(9) Ebû Dâvûd, Zekât, 9; Cihâd, 63

(10) Haflr/ 7

Page 38: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

sap›t›rs›n›z”(11) Bunun üzerineadam: “Beni ihya etti¤in gibi, Al-lah da seni ihya etsin” diye, Hz.‹mran’a (r.a.) dua etmifltir.(12)

Tarihte ilk defa Kur’ân-› Ke-rim’in din için yeterli oldu¤u iddi-as›n› Haricîler’de görmekteyiz.(13)‹slâm tarihinde ortaya ç›kan bid’atf›rkalardan ilki olan Haricîler, bilin-di¤i gibi S›ffin muharebesi (safer37-657) esnas›nda tahkime raz›olan Hz. Ali’yi ve di¤er sahabeleri(ra) “Allah’›n hükmü ile hükmet-medikleri” gerekçesiyle tekfir et-mifllerdir. Onlara göre “Hâricî olma-yan bütün Müslümanlar mürted-dir.” Bu olaydan sonra Hariciler“Hüküm ancak Allah’›nd›r.”(14)ayetini slogan haline getirmifllerdir.‹bn Teymiyye, Haricîler hakk›ndaflu tespitte bulunmufltur: “Mezhep-lerinin asl› Kur’ân’› ta’zim ve onaittiba etmek olmakla beraber Ehl-iSünnet ve’l-Cemaatten kopmufllar-d›r. Zira recm ve h›rs›zl›ktaki nisapvb. gibi Kur’ân’a ayk›r› gördüklerisünneti reddederler.”(15)

Haricîlerin bir k›sm›, vakitleri-nin sünnet ile tayin edildi¤i veümmetin üzerinde icma etti¤i beflvakit namaz›, Kur’ân’da sadece ikivakte iflaret edildi¤i iddias›yla red-dederek sünnetin sahih dahi olsahücciyetini kabul etmemifllerdir.

Bu hüküm bütün Haricîlere teflmilk›l›nmasa da görebildi¤imiz kada-r›yla tarihte ilk defa sünnetin hüc-ciyetinin tart›fl›lmas› ve kendindensonrakileri etkileme ad›na önemarz etmektedir.

Bir di¤er husus da Haricîler,tahkim hâdisesine kar›flan sahabikanal›yla gelmifl rivayetleri (tekfirettikleri için) reddetmektedir. Buda Kur’ân tefsirinde büyük bir ye-kûn tutan, bir yerde belli hüküm-lerin mihenk tafl› vazifesi gördü¤ürivayetlerin reddedilmesi anlam›nagelmektedir.

Hadis inkârc›l›¤›nda önde gelenbir bid’at f›rka da fiia’d›r. fiia veyatefleyyu denilen hareket, Hz. Pey-gamberin vefat›ndan sonra Hz. Alive soyunun hilâfetini esas alan vesadece onlar› meflru halifeler kabuleden; Hz. Ali’den sonraki halifele-rin de mutlaka onun soyundangelmesi gerekti¤ine inanan toplu-luklar› ifade eder.(16) fiia’n›n, ha-dis anlay›fl›na göre; Hz. Ebu BekirS›ddik’›n (r.a.) hilâfetine biat etmiflolan her sahabinin adaleti flüpheli-dir. Baz› ¤ulat-› fiiâ nezdinde dedinden ç›km›fllard›r. Dolay›s›yla ri-vayetleri sahih olmaz. Bunun neti-cesi olarak yukar›da zikri geçen sa-habe kanal›yla gelen ve teflrideesas kabul gören binlerce hadis

bunlar›n nezdinde sahih de¤ildir.Bundan dolay› fiia, sahabenin ada-letini teflkik noktas›ndan hareketleözellikle âhâd haberleri red ve in-kâr etmekte ve hücciyetini mutebergörmemektedir.(17)

Ard›ndan sahneye Mu’tezilef›rkas›(18) ç›km›flt›r. Naklin aklîesaslara göre yorumlanmas›n› sa-vunan ve Hicrî ikinci asr›n bafl›n-dan dördüncü asr›n sonuna kadar‹slâm düflüncesinde önemli bir yeriflgal eden Mutezile, di¤er din, kül-tür ve medeniyetlerle karfl›laflmave etkileflim sürecinde fikrî tart›fl-malardan beslenen, baz› ilahiyatç›-lara göre ‘özgürlükçü, elefltirel vesorgulay›c› din söylemini benimse-yen’ ve ‹slâm dünyas›nda derin iz-ler b›rakan bid’at bir f›rkad›r.(19)

Mu’tezile ad› tarihte, Hasan al-Basrî’nin çevresinde meydana ge-len bir i’tizalden kaynaklanm›fl,önceleri nazarî kelâm ilmi mektebigibi görünmüfl, sonralar› fii-î ve Haricî hareketleri gibi siyasîteflekkül hâline dönüflmüfl birmektebtir. ‹bn Kayyim, ‘‹‘lâmü’l-Muvakk›în’ adl› eserinde bid‘at vedalâlet ehli olarak tavsif etti¤i Ceh-miyye, Mu’tezile, Kaderiyye vebenzeri f›rkalar›n yorum anlay›flla-r› hakk›nda flu tespitte bulunmufl-tur: “Onlar›n Kur’an yorumlar›

genç

biri

kim 38

(11) Bkz. Abdurrezzâk, Musannef, XI/255;Hâkim, Mustedrek, 1/109-10; ‹bn Abdilber,Cami’, 11/191; et-Temhîd li mâ fi’l-Muvattaimine’l-Meâni ve’l-Esânid, Fas-1990, 1/151;Beyhakî, Delâil, I/25-6; Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 1/173; Suyûtî, Sünnet, 24-5, 55 Ha-yan›n hay›r olmas› hadisiyle ilgili olarak da‹mrân(ra)’›n bafl›ndan benzer bir olay geçmifl-tir. Bkz. Buhârî, Edeb, 77; Ahmed b. Hanbel,Musned, ‹V/445. Bu rivayetler Hz. ‹mrân’›nbenzer olaylarla karfl›laflt›¤›n› veya baz› ha-dislerin reddedilmesi üzerine insanlar› ikaz et-ti¤ini göstermektedir, Hz. ‹mrân’›n Mutezi-le’nin merkezi Basra’da bulunmas› nedeniylebenzer olaylar› yaflam›fl olmas› muhtemel gö-zükmektedir.

(12) Beyhaki, Delailü’n Nübüvve, 1:25; Ab-durrezzak, el-Musannef, 11: 255; Ba¤dadi,el-Kifaye. Sh: 12

(13) Haricilik hakk›nda bilgi için bak : Prof.Muhammed Ebu Zehra, ‹slamda Siyasî Ve ‹ti-kadî Mezhepler Tarihî,: c1, Sh: 71-77, HisarYay›nevi. Ayr›ca Türkiye Diyanet Vakf› ‹slam

Ansiklopedisi , “Hariciler” maddesi, C: 16, Sh:169-178, ‹stanbul-1997

(14) Yusuf, 40

(15) Abdulkerim efl-fiehristanî, el-Milel ve’n-Nihal, Mektebetü’l-Müsenna, Ba¤dad, 1/164.

(16) Ethem Ruhi F›¤lal›, “fiiîli¤in Do¤uflu veGeliflmesi” adl› bildirge, Sh: 28, Milletleraras›Tarihte ve Günümüzde fiiîlik Sempozyumu,‹SAV, ‹st. 1994

(17) Genifl bilgi için bak: Prof. Dr. M. CemalSOFUO⁄LU, “fiia’n›n Hadisler Hakk›ndakiBaz› Görüflleri”, Ankara Üniversitesi ‹lahiyatFakültesi Dergisi, Say›: 24

(18) Mu’tezile hak.bilgi için bak: TDV ‹slamAnsiklopedisi, ”Mu’tezile” maddesi, C: 31, Sh:391-401, ‹stanbul-2006

(19) Esasen günümüz ‹slâm dünyas›nda mo-dernist hareketlerin görüldü¤ü ülkelerde ‹s-lâm’›n rasyonel karakterine vurgu yapan dü-flünce ve görüfller neo- Mu’tezilizm olarak de-¤erlendirilmektedir. Detlev HAL‹D, “Neo-Mute-zilizm’in Baz› Tezahürleri “ ad›yla tercüme edi-

len makalesinde flöyle diyor: “Arapça konuflu-lan dünyada, modern ça¤da Mu’tezile gelene-¤ini ilk defa bafllatan kifli Muhammed Abduh(1849-1905) olmufltur. Abduh, ‹slam düflün-cesini Mu’tezile’nin yeni bir sav› fleklinde yeni-den formüle etmeye çal›flt›… Seyit AhmetHan’›n önderli¤indeki Müslüman Hintli moder-nistler, birbirlerini neo-Mu’tezile olarak isim-lendirmeye oldukça istekli idiler. ‹slam’›n ay-d›nlanmac› grubunun özlemlerini ve amaçlar›-n› yeniden diriltme iste¤i içindeydiler. Mu’tezi-lî görüfllere bu türden istekli ba¤l›l›k, Mu’tezilîfikirlerin Hindistan’da M›s›r’dan daha erken birdönemde aç›kça kabul edilmesini sa¤lad›. Buba¤lamda Cemalettin Afganî’nin büyük rolüdikkate de¤er bir öneme sahiptir. Afganî, Orta-do¤u’daki vaizlik kariyerine bafllamadan önceHindistan’da çal›flt›. Bu nedenle, Hindistan’da-ki neo-Mu’tezilizm’in M›s›r’da yans›malar›n›nolmad›¤›n› tasavvur etmek zordur. Genifl bilgiiçin bak: Detlev HAL‹D,Neo-Mutezilizm’in Ba-z› Tezahürleri, (Çev.: Mahmut AY), AÜ‹FD, CiltXL/V Say› 1,Sh: 423-451,2003

Page 39: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

gerçekte birer zihinsel çöp, fikir ar-t›¤› ve vesveseden ibarettir. Onlar,bu tür görüfllerle say›s›z k⤛t (va-rak) doldurdular; gönülleri flüphe-ye, âlemi fesada bo¤dular. Ak›ldanyana birazc›k nasipdar olan her-kes bilir ki, bir âlimin fesada düfl-me ve periflan olma sebebi, kifliselgörüflü vahye, arzu ve iste¤i aklamukaddem k›lmaktan kaynakla-n›r. Bu iki fâsit as›l (re’y ve hevâ)kalbe yerleflti¤inde, o kalbin helâkolmas› kaç›n›lmazd›r.”(20)

Mu’tezîle’nin, sünnete karfl›tak›nd›¤› tavr› iki grupta ele almakmümkündür. Birinci ve ¤ulat diye-bilece¤imiz kesim ki, bunlara göremütevatir hadislerde bile yalanolabilir. Hüccet de¤ildir. El-Ba¤dâ-dî, Nazzam’a isnad etti¤i bir kavil-de, “En-Nazzamiye’nin, ümmetinhata üzerine ittifak edebilece¤inive mütevatir haberlerin hüccet ol-mad›¤›n› iddia ettiklerini” ifade et-mifltir. Mutezîle’nin özellikle ¤ulatkesiminin mütevatir haber hak-k›nda görüflleri oldukça aç›kt›r. Bukesime göre âhâd haberlerin fler’îhükümlerinde bir hücciyeti yoktur.Daha ›l›ml› olan ikinci kesim ise,özellikle akide ile ilgili âhâd hadis-leri inkâr ederler. Bu inkâr›n, te-meli akl› esas almalar› ve onu fler’înasslara takdim etmeleridir. El-Hayyat’›n da içinde bulundu¤u bukesim Mutezile içerisinde ço¤unlu-¤u teflkil etmektedir. Yine bunlaragöre Ehl-i Sünnetçe hüsnü kabulgörmüfl baz› f›khî hükümlere mü-teallik hadisler inkâr edilmektedir.Bu babtan olarak, el-Hayyat âhâdhaberlere mebni birçok farz hü-kümleri red etmektedir. “Rasûlül-lah (s.a.v.)’tan âhâd kanal›ylanakledilen; “fiefaatim ümmetim-

den ehl-i kebire içindir” hadisi yu-kar›da zikretti¤imiz hüccet gere¤imerduttur.(21) Mu’tezili âlimlerisünnetin kabulü hususunda afl›r›-l›¤a götüren fley fludur: Onlara gö-re, Sahabe aras›nda meydana ge-len savafllar sebebiyle, onlardanbir grup fas›k olmufltur. Bu sebep-le rivayet ettikleri hadisleri kabuletmezler. Mu’tezili fikirlerin öncü-sü olan Vas›l b. Ata, her iki taraf-tan kimin fas›k oldu¤u bilinmedi¤iiçin ikisinden de hadis almay›z,ancak rivayeti yapan her iki ravide ayn› tarafa mensup ise onunlaamel ederiz demektedir.(22)

“Benden bir hadis iflitti¤inizde,onu Kur’an’a arz edin uyuyorsaal›n uymuyorsa at›n”(23) gibi ha-disler uyduran ve uydurulmas›n›f›rsat bilen Mu’tezile, hadislerinKur’an’a uymas› gerekti¤ini veya okonuda Kur’an’da ayet bulunuphadisin onu aç›klay›c› olmas› ge-rekti¤ini ›srarla savunur. Bunu ya-parken de maksatlar› Kur’an’› tefsireden hadislere boyun e¤mek de¤il,Kur’an’da bulunmad›¤› iddias›ylabirçok hadisi reddetmektir. Zira on-lar Kur’an’› tefsir eden hadisleres›rt çevirmifl ve kabul etmemifller-dir. Mutezile’nin önde gelenleri“Ak›l ile nakil teâruz ederse (çeli-flirse) ak›l tercih edilir.” hükmünü,iman esas› haline getirmifllerdir.Oysa Allah (cc); “Aralar›nda hü-küm vermesi için Allah’a ve Rasû-lüne davet edildiklerinde, mümin-lerin sözü ancak “‹flittik ve itaat et-tik” demeleridir. ‹flte as›l bunlarkurtulufla erenlerdir”(24) ayetiylemü’min (iman eden) olman›n öv-güye de¤er vasf›n› aç›klam›fl veonlar›n Allah’a ve Rasûlüne kay›t-s›z flarts›z teslimiyetini övmüfltür.

Ümmeti kas›p kavuran ‘hadisinkârc›l›¤›’ fitnesinin h›z›, Hicrîüçüncü as›rda Sünnet ve cemaatehli âlimlerce kesilmifltir. Üçüncüas›rdan itibaren Sünnet’in dindekiyerini reddeden kimselere rastlan-mam›flt›r; tâ ki Avrupal›lar›n 19.as›rda ‹slâm ülkelerini istilâ etmele-ri neticesi sömürge idaresi kurma-lar›na kadar, bu sap›kl›k görülme-mifltir. Sömürgeciler Hz. Peygam-ber’e duyduklar› kin, peflin hü-kümle flartlanarak ‹slâm’a nefretlebak›fllar›, Müslümanlar›n birlikleri-ni parçalama, ‹slâm medeniyetiniçekememe, Müslümanlar aras›ndafitne ve ihtilaf ç›kararak onlar› bir-birleriyle u¤raflt›r›rken kendi hâki-miyetlerini kolayca devam ettirme,Müslümanlar›n servetlerini ya¤-malamaya devam etme gayeleriylebu ihtilâflar› körüklemifllerdir.

Zaten onlar›n bu gayeye hizmetetmek için yetifltirdikleri oryanta-listler, ‹slâmî incelemeler uzman›olduklar›n› iddia ederek, ‹slâm aley-hinde birçok flüphe uyand›rmayaçal›flm›fllard›r. Sadece flunu hat›rla-mak, bu iddiam›z› ispatlamak içinkâfidir. Yüzlerce oryantalistin biraraya gelerek haz›rlad›klar› “‹slâmAnsiklopedisi”(25) ‹slâm’›n en te-mel kavramlar› olan Allah, vahiy,peygamber, Kur’ân inançlar› ve bir-çok ‹slâmî ahkâm ve müessese ko-nusunda inkâr ve flüphe uyand›r-ma gayesine yönelik maksatl›,yanl›fl, gayr-i ilmî iddialar› ile dolu-dur. ‹flte sömürgeci idare, birçok or-yantalist taraf›ndan üretilen bu id-dialar›n kulaklar›na üflenece¤i, baz›gafil, cahil, gevflek, ecnebi taklitçi-si, menfaat peflinde koflan Müslü-manlar› bulma imkân› verdi. Müs-lüman toplumlarca hiç kabul gör-

Aralık 2010

39

(20) ‹bn Kayyim el-Cevziyye, ‹‘lâmü’l-Muvak-ki‘în ‘an Rabbi’l-Âlemîn, Beyrut 1973, I. 68.

(21) Khadim Hüseyin Bahs, el-Kur’âniyyunve fiübühatuhum havle’s-Sünne, Sh: 91,Mektebetü’s-S›ddika, Taif, 1403-1. Bask›

(22) ‹bn Kuteybe, Te’vil, Sh: 72

(23) Yahya bin Mâin bu sözün uydurma bir ri-vayet oldu¤unu ve z›nd›klar taraf›ndan uydu-

ruldu¤unu söylemifllerdir. (Hattabi, Meali-mu’s-Sünen fierhi Ebû Dâvud, 4604). Asl›ndahayret edilecek durum fludur; Bu kadar titizlik-le toplan›p yaz›lan sahih hadis kitaplar›ndakisa¤lam hadisleri kabullenmekte zorlanan buinsanlar, kayna¤› dahi bilinmeyen bu “söze”hadis diye s›ms›k› sar›lm›fllar, birçok hadisiKur’an’la çeliflir gibi gösterip reddetmifllerdir.

(24) Nur, 51

(25) Burada zikretti¤imiz “‹slâm Ansiklopedi-si” oryantalistlerce 1913 ile 1936 tarihleri ara-s›nda haz›rlanan (Hollanda-Leiden’de neflredil-di) ansiklopedidir. Yukar›daki dipnotlarda kay-nak olarak verdi¤imiz Türkiye Diyanet Vakf›‹slam Ansiklopedisi ile alâkas› yoktur. TürkiyeDiyanet Vakf› ‹slam Ansiklopedisi genel mana-da güzel haz›rlanm›fl, yo¤un bir eme¤in ürünü-dür.

Page 40: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

memesine ra¤men, bu kabil iddi-alar›n iki as›r boyunca, arada bir›s›t›l›p tekrar piyasaya sürülmesi debu fitnenin gayr-i müslimler tara-f›ndan kaynat›ld›¤›n›n bariz delili-dir. Zira onlarca önemli olan, bugörüflün galip gelmesi de¤ildir. Buayk›r› iddialar›n Müslümanlar ara-s›nda yay›lmas›d›r.

Bu iddialar› cazip bulan gafilMüslümanlar›n, ayn› iddialar› ilmîolarak ileri süren oryantalistlerdenfarklar› fludur: Onlar Kur’ân’›n Allahtaraf›ndan gönderildi¤ine inanmaz-ken, berikiler Kur’ân’a iman ettikle-rini söylerler. Bu da kendilerinin du-rumunu; daha da zorlaflt›rmaktad›r.Zira bu iddialar, ‹slâm toplumununiçinde ç›km›fl, bünyenin ihtiyac›n-dan ileri gelmifl meseleler olmay›p,Kur’ân’a ve ‹slâm’a inanmayan ec-nebiler taraf›ndan üretilmifltir. Dola-y›s›yla Kur’ân’a inanmad›¤›n› iddiaederek o sap›kl›klar› kabul ettirebil-mek çok zordur, hatta imkâns›zd›r.Çünkü eskiden baz› Müslümanlarhadislerin sübûtundan emin olma-d›klar› iddias›yla hadisleri ihmal et-mifllerdi. Ama bunlar, Allah’›nKur’ân’da Rasûlü’ne verdi¤i Kitab’›aç›klama yetkisine itiraz etmektedir-ler. Oryantaliste göre ifl kolay. HattaKur’ân’da olmas› da onlar için çokfley ifade etmez. Onun içindir ki, ha-diste ve Kur’ân’da bulunan hakikat-leri reddetmek veya sapt›rmak veyasathî olarak de¤erlendirmek veya-hut pek önemsememek onlara görenormaldir.

‹flte görüyoruz ki, bu husustaonlar› taklid eden Müslümanlar daonlardan etkilenmifl, dinî hassasi-yetleri azalm›fl bulunmaktad›r. Öyleki çevremizde kendilerini TevhidiMüslüman veya Kur’an merkezliMüslüman olarak niteleyen kiflile-

rin “Kabir azab›na inansam banane kazand›r›r? ‹nansam da olurinanmasam da. Varsa kabir azab›kabirde görürüz(!). Veya Hz. ‹sa k›-yamete yak›n zamanda niye gele-cek ki, hem o gökteyse ne yer neiçer? Recm vahflettir. Recm bizimde¤il Yahudilerin sorunudur.” gibisöylemlerini çokça duymaktay›z.Oryantalistlerin en meflhurlar›ndanLouis Massignon’un, oryantalistle-rin kongresinde dedi¤i gibi: “Müslü-manlar›n her fleyini tahrif ettik vemahvettik. Dinleri, inançlar›, ahlak-lar›, dine bak›fllar› ve insani duygu-lar› mahvoldu. Onlar›n manevi de-¤erlerini, Bat› medeniyeti potas›ndaeriterek kendimize benzettik. ‹sla-miyet’ten uzaklaflt›rd›k. ‹slamiyet’iö¤renmeyi, yaflamay›, namaz k›l-may› ve Kur’an-› Kerim ö¤renmeyi,suç ve gericilik olarak göstermeyibaflard›k. Art›k ço¤u, tam olarak,hiçbir fleye inanm›yorlar...”(26) Nehazindir ki Massignon’un söyledik-lerinin gerçekleflti¤ini çevremizdekibaz› Müslümanlarda aynen gör-mekteyiz. Rabbim bu arkadafllar›-m›z› da do¤ruya iletsin.(Âmin)

Müsteflriklerin fitne ç›karmakgayesiyle yürütülen faaliyetler çe-flitli tuzaklar tafl›d›klar› için (kuzupostuna bürünerek aram›zda do-laflt›¤› için) teflhir edilmeye ihtiyaçduymaktad›r. Ümmetin d›fl›nda ge-lifltirilip fitne ç›karmak gayesiyleortaya at›lan tart›flmalar, geçmiflteYahudi teolojisi, Helen ve H›risti-yan kültürü sayesinde gündemegelmifltir. Günümüzde ise Bat› em-peryalizminin kendisinin d›fl›ndakihalklar› sömürmek maksad›yla ku-rumlaflt›rd›¤› Oryantalizm(27) sunitart›flmalar›n ilk akla gelen teflek-külleridir. Gerek geçmiflte gereksemodern dönemde ortaya ç›km›fl

olan bu tür teflekküllerin öz karak-teristikleri ve Müslümanlar üzerin-de yapt›klar› etkilerin boyutlar› et-raf›nda konuyu döndürüp dolaflt›r-mak niyetinde de¤iliz. Arzu edenkardefllerimiz dipnottaki çal›flmala-ra müracaat edilebilir.(28)

Sünnet’in d›fllanmas› e¤ilimininarka plan›n› bu flekilde ana hatla-r›yla ifade ettikten sonra Kur’an-›Hakim’in anlafl›lmas›nda temel birunsur olan Hz. Muhammed’in ko-numunu flu bafll›klar alt›nda (ayr›ayr› isimler alt›nda ama birbirinintamamlay›c›s› makaleler biçiminde)tavzih etmeye çal›flaca¤›z:

a) Sünnet’in Dindeki Yerib) Hz. Muhammed’in Kur’an’›

Beyan›c) Hz. Muhammed’in Helal ve

Haram K›lma Yetkisi Var m›d›r?d) Hz. Muhammed, Gaybdan

Haber Verebilir mi?e) Hz. Muhammed’in Sün-

net’ini Kur’an’› Anlamada DevreD›fl› B›rakan Yaklafl›mlar›n Vard›¤›Sonuçlar

Bu yaz› dizimizin, “h›tâmuhûmisk” kabilinden, meflhur hadîsâlimi Ebu’l-Ferec Abdurrahman‹bnü’l-Cevzî’nin -duygular›m›zatercüman olan- flu içten duâ cüm-lesiyle müzeyyen olmas›n› istiyo-ruz: “Allah’›m, Sen’den haber ve-ren dile, Sen’i gösteren ilimlere na-zar eden göze, Sana hizmet yolun-da yürüyen aya¤a ve Rasûlü’nünhadîsini yazan ele ac› çektirme(azap etme)! ‹zzetin hürmetinelütfunla beni Cehennem ateflinekoyma! Erbâb› bilmektedir ki, benSen’in dinini hep müdafaa gayre-tinde oldum.”(29)

Ve âh›ru da’vânâ eni’l-hamdulillâhi rabbilâlemîn.

genç

biri

kim 40

(26) Emperyalizm’in Keflif Kolu: Oryantalizm.http://www.sadabat.net/?title=makaleler&me-nuid=3&mk=27

(27) Oryantalizm hakk›nda genifl bilgi için bak;Edward Said, Oryantalizm, (çev: SelahaddinAyaz), P›nar Yay., Ist-1991. Ayr›ca Muham-med El-Behiy, ‹slami Düflüncede Oryantalist Et-

ki, (Çev: ‹brahim Sarm›fl), Ekin Yay., ‹st-1996

(28) Bu hususta Misak dergisi 184. say›s›ndayay›mlanan Emperyalizm’in Keflif Kolu: Oryan-talizm adl› seri yaz› dizisini okuman›z› tavsiyeediyoruz. ‹nternetten bakmak isteyenler içinlink: http://www.sadabat.net/?title=makale-ler&menuid=3&mk=27

(29) Bu duay› Prof.Dr. Zekeriya Güler’in 25Ekim 2008 tarihinde Yeni Ümit Dergisi taraf›n-dan düzenlenen “Sünnetin Tesbiti ve DindekiYeri” konulu panelde yapt›¤› “Sünnet’in Anla-fl›lmas›nda Ulemân›n Yeri” adl› konuflmadaniktibas ettik. Konuflman›n tamam› için bak:http://www.yeniumit.com.tr/yazdir.php? ko-nu_id=1286

Page 41: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

NAMAZ KKÖTÜLÜKLERDEN ARINDIRIR

Namaz›n, bir mü’minin hayâ-t›ndaki en önemli etkisi; onu çir-kin, fena ve kötü olan fleylerden,nahofl ve yüz k›zart›c› davran›fllar-dan uzak tutmas›d›r. "Muhakkaknamaz, fahflâ ve münkerden ( kö-tü ve i¤renç fleylerden) vazgeçirir."(29/Ankebût, 45)

Yaln›zca Allah için namaz k›lanbir mü'min, Allah'›n haram k›ld›¤›ve münker sayd›¤› fleylerden uzakdurmaya ve onlara yaklaflmamayaçal›flacakt›r. Çünkü namazla bu türolumsuzluklar› ba¤daflt›rmakmümkün de¤ildir; ateflle barutu birarada tutmak nas›l imkâns›zsa,namazla fahflâ ve münkerin aras›-n› telif etmek de öylesine imkân-s›zd›r. Namaz k›lan bir kimse, enaz›ndan namaz k›ld›¤› süre içindebu tür kötülük ve çirkinliklerdenuzak kalacak demektir. Bu da, fah-flâ ve münkeri tamamen terk et-mek için ilk ad›m say›l›r.

Namaz; mü'minin, o zamanakadar iflledi¤i hata ve günahlar›nfark›na varmas› ve bunlardan do-lay› tevbe-isti¤farda bulunmas›için ele geçmez bir f›rsatt›r. Böyle-ce, kendi kendini hesaba çekecek,Rabb›ndan af ve ba¤›fllanma dile-

yecektir: "Rabb›m›z, bizim günah-lar›m›z› ba¤›flla, kötülüklerimizi örtve birr (iyilik ve ihsan) sahipleriy-le beraber can›m›z› al." (3/Âl-i ‹m-ran, 193)

Namaz bir taraftan mü'miniAllah'a yaklaflt›r›rken, di¤er taraf-tan kötülüklerden uzaklaflt›rmaktave insan› manevî kirlerden temiz-lemektedir. Dolay›s›yla namaz k›-lan bir mü'min, bir yandan nama-z›n› mükemmel hale getirmeye ça-l›fl›rken, di¤er yandan da salihamellerde, iyilik ve ihsanlarda bu-lunarak kötülüklerini örtmeye çal›-flacakt›r: "Gündüzün iki taraf›ndave gecenin (gündüze) yak›n saat-lerinde namaz k›l; çünkü hasenât(iyilikler), kötülükleri giderir. Bu,ibret alanlara bir ö¤üttür."(11/Hûd, 114) Yani befl vakit na-maz, hatalar› giderir ve günahlar›örter. (Taberî, Câmi'u'l-Beyân, VI-‹/129; ‹bn-i Kesîr, Tefsîr, 11/463.)Rasûlullah (s.a.) de, namaz›n gü-nahlara bir keffaret oldu¤unu veonlar› y›kay›p temizledi¤ini ifadebuyurmaktad›r: "Hiçbir kimse yok-tur ki, abdest als›n ve abdestinigüzel yaps›n. Sonra namaz› k›ls›nda, o abdest ile k›ld›¤› namaz› ta-kip edecek namaz aras›ndaki gü-nahlar› onun için ma¤firet olun-mas›n." (Müslim, Tahâret 227) Bir

keresinde Hz. Muhammed aley-hisselâm: "Befl vakit namaz k›lan,evinin önünde bol miktarda akantatl› bir suya günde befl defa dal›py›kanan gibidir. Bu adamda kirnam›na bir fley kal›r m›?" dedi."Hay›r, bir fley kalmaz" dediler.Rasûlullah: "Suyun kiri giderdi¤igibi, befl vakit namaz da günahla-r› yok eder." buyurdu. (Nesâi, Sa-lât 7) Namaz, insandaki birtak›molumsuz özellikleri y›kay›p temiz-lemekle kalmaz; ayr›ca ona olum-lu ve güzel nitelikler kazand›r›r.Namaz; mü'mini birr, takvâ ve ih-san sahibi yapar. Onu sab›rl›, ol-gun, a¤›rbafll› ve alçak gönüllü birinsan haline getirir.

Peygamber Efendimiz (sa),"Büyük günah ifllenmedi¤i sürece,befl vakit namaz arada ifllenen gü-nahlara, cuma namaz› da di¤er cu-maya kadar olan günahlara keffâ-rettir.” (Müslim, Tahâret.14,15;Tirmizî, Mevâk›t, 46; ‹bn Mâce,Taharet, 79,106; ‹bn Hanbel,Müsned, II,229,359,400) buyur-mufllard›r.

Ankebut Suresi’nin 45’nciayetinde: Kur'an okuyup namaz›ikame etmeleri söylenmektedir.Çünkü Kur'an okuma ve namazk›lma, mümini sadece bat›l ve kö-

Aralık 2010

41

AAllii KKAAÇÇ[email protected]

NAMAZIN B‹REYSEL veTOPLUMSAL HAYATTAK‹FONKS‹YONU - III

Page 42: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

tülü¤ün fliddetine cesaretle karfl›koymas›n› de¤il, ayn› zamandaonlar› yenmesini de sa¤layangüçlü bir karakter ve mükemmelbir kapasiteye kavuflturan ikiaraçt›r. Fakat insan, ancak sadecekelimeleri okumakla kalmay›pKur'an'›n ö¤retilerini iyice anlad›-¤›nda ve onlar› ruhunda sindirdi-¤inde ve namaz› sadece fizikselhareketlerden ibaret kalmay›pkalbinden gelen bir hareket ve ah-lâk ve karakterinin bir dürtüsüolursa Kur'an okumak ve namazk›lmaktan güç kazanabilir. Kur'anokumaya gelince, bo¤azdan afla-¤›s›na, kalbe ulaflmayan bir oku-man›n, de¤il kifliye küfre karfl›koyma gücü vermek, iman›ndasebat etmesi için yeterli güç bileveremeyece¤ine dikkat edilmeli-dir. Bu tür insanlar hakk›nda birhadiste flöyle buyurulmaktad›r:"Onlar Kur'an okuyacaklar, fakatKur'an bo¤azlar›ndan afla¤›yageçmeyecektir: “Onlar okun yay-dan ç›kt›¤› gibi imandan ç›karlar."(Buhari, Müslim, Muvatta) Asl›n-da kiflinin düflünce, ahlâk ve dav-ran›fllar›nda hiçbir de¤ifliklik mey-dana getirmeyen ve onunKur'an'›n yasaklad›¤› fleyleri yap-maya devam etmesini engelleme-yen bir okuma, gerçek müminin

okuyuflu de¤ildir. Böyle kimselerhakk›nda Hz. Peygamber (s.a)flöyle buyurmufltur: "Kur'an'›n ha-ram k›ld›¤›n› helal k›lan, asl›ndahiç Kur'an'a inanmam›fl gibidir."(Tirmizi, Süheyb Rûmi'den riva-yet etmifltir.) Böyle bir okuyufl,kiflinin nefis ve ruhunu ›slah edipgüçlendirmez, aksine onu Allah'akarfl› daha küstah, vicdan›na kar-fl› inatç› yapar ve karakterini ta-mamen bozar. Hz. Peygamber(s.a), bu noktay› çok k›sa bircümle ile ifade etmifltir: "Kur'an si-zin lehinize de, aleyhinize de birflahittir." (Mümin) Yani! "E¤erKur'an'a do¤ruca uyarsan›z, o si-zin lehinize bir flahit olur." Buradaveya ahirette ne zaman yapt›kla-r›n›zdan hesaba çekilirseniz, yap-t›klar›n›z›n Kur'an'a uygun oldu-¤unu söyleyerek, Kur'an'› flahitgetirebilirsiniz. Fakat e¤er bu ki-tap size ulaflm›fl, siz de onu oku-mufl ve rabbinizin sizden neler is-tedi¤ini, neleri yasaklay›p neleriemretti¤ini ö¤renmifl, sonra daona ayk›r› bir tav›r içine girmiflse-niz, o zaman bu kitap sizin aley-hinize bir flahit olur.

Çirkin ve kötü davran›fllar in-san›n do¤as› gere¤i hofl karfl›lama-d›¤›, ne kadar bozulmufl ve sap›t-m›fl olursa olsun her toplum ve

topluluk taraf›ndan ilke olarak kö-tü kabul edilmifl olan davran›fllar-d›r. Kur'an'›n indirildi¤i dönemdeArap toplumu da bundan müstes-na de¤ildi. Bu insanlar da ahlâkîyücelik ve kötülüklerden haber-dard›lar; kötüye de¤il iyiye de¤erveriyorlar ve aralar›nda kötüyüiyiyle ayn› sayan veya iyiye gere-ken de¤eri vermeyen kimse yoktu.

Namaz›n burada zikredilen fa-ziletinin iki yönü vard›r. Birincisionun ayr›lmaz ve kaç›n›lmaz özel-li¤i olan kifliyi kötü ve i¤renç fley-lerden al›koymas›; ikincisi onunistenilen özelli¤i, yani namaz k›lankiflinin davran›fllar›nda kötü ve i¤-renç fleylerden kaç›nmas›. Birinciözelli¤ini ele al›rsak, namaz insan›kötülükleri yapmaktan al›koyar.Namaz›n do¤as› hakk›nda birazdüflünen herkes, insan›n kötülük-lerden sak›nmas› için konulan s›-n›r ve engeller içinde en etkilisininnamaz oldu¤unu kabul edecektir.Hangi kontrol mekanizmas›, insa-n› günde befl defa Allah'› zikretme-ye ça¤›ran, ona defalarca bu dün-yada tamamen hür olmad›¤›n›, bi-lakis Allah'›n kulu oldu¤unu veAllah'›n onun yapt›¤› gizli aç›k herfleyden, hatta gönlünden geçirdi¤igizli niyet ve amaçlardan bile ha-berdar oldu¤unu ve bütün yapt›k-lar›ndan Allah'›n huzurunda he-sap verece¤i bir günün gelece¤inihat›rlatan namazdan daha etkiline olabilir?

Namaz›n bafllang›c›ndan sonu-na dek, kifli, Allah'›n koydu¤u ka-nunlara itaat mi yoksa isyan m›etti¤ini bilen üçüncü bir flah›s bu-lunmaks›z›n belirli baz› hareketleryapmak zorundad›r. Mesela e¤erkiflinin abdesti bozulmuflsa ve okifli namaza durursa, kendisindenve Allah'tan baflka onun abdestsizoldu¤unu bilebilecek kimse yok-tur. E¤er bir kimse gerçekten na-maza niyet etmez, fakat sadecegerekli hareketleri yapar ve sessiz-

genç

biri

kim 42

Page 43: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

ce, okunmas› gereken Kur'an'danbölümler yerine, mesela fliir okur-sa, kendisinden ve Allah'tan bafl-ka, onun asl›nda hiç namaz k›lma-m›fl oldu¤unu kimse anlayamaz.Bununla birlikte, e¤er bir kimse el-bisenin ve bedenin temizli¤i, na-maz›n farzlar› ve namazda okuna-caklar, vs. gibi hususlarda ilâhîkurallara uyarak günde befl vakitnamaz›n› eda ederse, bu; o kimse-nin namaz sayesinde günde kaçdefa bilincinin uyand›¤›, ona göre-vine sad›k ve sorumlu bir kifli ola-bilmesi için yard›m edildi¤i ve d›-flar›dan bir kimsenin zorlamas› ol-mad›¤› halde di¤er insanlar onunniyet ve amellerini bilseler de bil-meseler de kendi itaat iste¤i nede-niyle kanunlara gizli veya aç›k uy-mas› gerekti¤i konusunda onunahlâkî bir uygulamal›-e¤itim gör-dü¤ü anlam›na gelir.

Namaz k›lan kiflinin kötülük-lerden sak›n›p sak›nmamas› olay›-na gelince bu, kendisini ›slah et-mek için e¤itim yapan kiflininkendisine ba¤l›d›r. E¤er kiflininnamazdan bu fayday› elde etmeniyeti varsa ve bunun için gayretsarf ederse, namaz›n ›slah edicietkisi mutlaka onun üzerinde degörülecektir. Aksi takdirde, dün-yada düzelmek istemeyen veyaona karfl› koyan bir kimseye etkiedebilecek hiçbir ›slah metoduyoktur. Bu olay› bir örnekle aç›k-layabiliriz. Yiyece¤in asli özelli¤i,bedeni beslemesi ve gelifltirmesi-dir. Fakat bu fayda ancak yiyeceksindirildi¤inde elde edilebilir. E¤erbir kimse her yemek yiyiflindensonra yediklerini kusuyorsa, yiye-ceklerin ona hiçbir faydas› doku-namaz. Nas›l böyle bir kimse gözönünde bulundurularak "Yiyecek-ler beden için besleyici de¤ildir,çünkü bu flah›s yedi¤i halde iske-lete dönüflmektedir" denemezse,namaz› tam anlam›yla k›lmayanbir kimse göz önünde bulunduru-

larak da "Namaz kifliyi kötülükler-den al›koymaz, çünkü falanca fla-h›s namaz k›ld›¤› halde do¤rular-dan de¤ildir" denemez. Nas›l böy-le bir kimse için asl›nda namaz›ikame etmedi¤i söylenebilirse, ye-di¤i herfleyi kusan bir kimse içinde yemek yemiyor demek uygundüfler.

Ayn› konu ile ilgili Hz. Pey-gamber'den (s.a), baz› sahabe vetabiinden de sözler nakledilmifltir.‹mran bin Huseyn, Hz. Peygam-ber'in (s.a) flöyle buyurdu¤unu ri-vayet ediyor: "Namaz› kendisinikötü ve i¤renç fleylerden al›koy-mayan kimse, asl›nda hiç namazk›lmam›fl demektir. (‹bn Ebi Hâ-tim). ‹bn Abbas (r.a) Hz. peygam-ber'in (s.a) flöyle buyurdu¤unu ri-vayet eder: "Kifliyi kötü ve i¤rençdavran›fllardan al›koymayan na-maz, onu Allah yolundan daha dauzaklaflt›r›r." (‹bn Cerir, ‹bn EbiHatim) Ayn› hususta Hasan Basri,Hz. Peygamber'den (s.a) mürselenbir hadis rivayet etmifltir. (‹bn Ce-rir, Beyhaki) ‹bn Mesud'dan (r.a)rivayet edilen baflka bir hadis deflöyledir: "Namaza itaat etmeyennamaz k›lmam›fl gibidir ve nama-za itaat de kiflinin kötü ve i¤rençdavran›fllardan kaç›nmas›d›r." (‹bnCerir, ‹bn Ebi Hâtim) Ayn› konudaAbdullah bin Mes'ud, Abdullahbin Abbas, Hasan Basri, Katade veA'mefl'ten de birçok sözler rivayetedilmifltir. ‹mam-› Cafer es-Sad›kflöyle demifltir: "Namaz›n kabuledilip edilmedi¤ini ö¤renmek iste-yen kimse, namaz›n kendisini kö-tü ve i¤renç davran›fllardan ne de-receye kadar sak›nd›rd›¤›na bak-mal›d›r. E¤er bu kimse kötülükler-den sak›nd›r›lm›flsa, namaz› kabulolmufltur." (Mevdudi, Tefhimu’l-Kur’an)

NAMAZI ZZAY‹ EETT‹LER!..

“Nihayet onlar›n peflinden öylebir nesil geldi ki, bunlar namaz›zayi’ ettiler; nefislerinin arzular›na

uydular. Bu yüzden ileride sap›k-l›klar›n›n cezas›n› çekecekler”(Meryem 19/59).

Bu ayette enbiya, s›ddikler veflehidlerden bahsettikten sonra on-lar›n peflinden mirasyedi bir güru-hun geldi¤ini ve namaz› zayi ede-rek flehvetlerine tâbi olma özellik-lerine sahip olan bu zümrenin“flerru’l-halef” oldu¤undan sözedilmektedir. Buna göre namaz›terk etmek de¤il, onu zayi’ etmekbu zümrenin belirgin özelli¤idir.Taberi baflta olmak birçok müfes-sire göre namaz› zayi etmekle onuterk etmek farkl› fleylerdir. Buradakastedilen terk etmek de¤ildir. Birfleyi zayi’ etmek, Anadolu tabiriy-le onu araya vermektir. “Terk” ke-limesi de Arapça bir kelimedir veböyle demek isteseydi Kur’an böy-le derdi. Salât terk edilmeden dezayi edilebilir mi? Evet, edilir. ‹çiboflalt›l›r. ‹badet öldürülür ve geri-ye cesedi kal›r. Namaz› zayi et-mek, usul ve adab›na uygun k›l-

Aralık 2010

43

Namaz k›lan kiflininkötülüklerden sak›n›psak›nmamas› olay›nagelince bu, kendisini›slah etmek için e¤itimyapan kiflinin kendisineba¤l›d›r. E¤er kiflininnamazdan bu fayday›elde etme niyeti varsave bunun için gayretsarf ederse, namaz›n›slah edici etkisimutlaka onun üzerindede görülecektir. Aksitakdirde, dünyadadüzelmek istemeyenveya ona karfl› koyanbir kimseye etkiedebilecek hiçbir ›slahmetodu yoktur.

Page 44: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

mamakt›r. Görünürde belki k›l›n›-yor ama içi bofltur.

Afla¤›daki ayetlerde, tevhidçizgisinde olanlar› namaz konu-sundaki hassasiyetleri vurgulan›r-ken; daha sonraki sap›tan toplulu-¤un en belirgin vasf› olarak da“namaz› zâyi etmeleri” zikredilir:

“‹flte bunlar, Allah’›n nimetverdi¤i peygamberlerden, Ademneslinden, Nuh ile beraber gemidetafl›d›klar›m›z›n neslinden, ‹brahimve ‹srail (Yakub) neslinden yolgösterdi¤imiz ve seçti¤imiz kimse-lerdir. Onlara Rahman’›n âyetleriokundu¤u zaman a¤layarak sec-deye kapan›rlard›. Onlardan sonrayerlerine öyle bir nesil geldi ki, na-maz› zâyi ettiler ve flehvetlerineuydular. Bunlar da azg›nl›klar›n›ncezas›na u¤rayacaklard›r.” (19/Meryem, 58–59)

fiu ayette ise, namaz› ikame et-meyenlerin, nas›l dinlerini helakedip cehenneme sürüklendikleriaç›kça ortaya konulur: “Suçlularasorarlar: ‘Sizi cehenneme sürükle-yen nedir?’ Onlar derler ki: ‘Biznamaz k›lanlardan de¤ildik. Yok-sula da yedirmezdik. Zevke dalan-larla birlikte dalard›k. Ceza günü-nü de yalanlard›k. Sonunda buhalde iken ölüm bize gelip çatt›.”(Müddessir, 74/41–47)

NAMAZI DDÜfiÜNEREKKILMAK!..

Salât kelimesinin kök-anlamla-r›ndan birisi de bir yere veya yönedo¤ru gitme eylemini karfl›layacakflekilde 'meyletme' veya 'yönel-me'dir. Yöneliflin makbul ve kabuledilebilmesi için namazdaki bu yö-neliflin 'ihlas'la, 'istenilen biçimde've bu yöneliflten beklenen 'sonuç-lar›' has›l edecek flekilde olmas›gerekir. Salât’taki yönelmenin birflekil flart›, bir de içerik flart› vard›r.fiekil flartlar›na uyulmad›¤› takdir-de, Enfal, 35’de belirtildi¤i gibi‘"onlar›n (müflriklerin) Beyt önün-

deki namazlar› (salatuhum), ›sl›kçalmak ve el ç›rpmaktan baflkas›de¤ildir" fleklinde olacakt›r.

fiekil flart›n›n ötesinde bir de'içerik' flart› vard›r ki, bu daha daönemlidir. Çünkü 'salât' ibadetin-den as›l beklenen, kulun Allah'›nistedi¤i do¤rultuda yaflamas›d›r.E¤er kifli flekil flartlar›n› yerine ge-tirdi¤i halde, kendisinden bekle-nen di¤er sorumluluklar› yerinegetirmiyorsa, orada bir 'riya' (veya'münaf›kl›k') yahut da 'ihmal' du-rumu vard›r. Yani kifli ya inanma-d›¤› halde namaz k›l›yordur (veyak›l›yor gibi yap›yordur) yahut danamaz k›lmakla kendisinden bek-lenen fleylerden gafildir. NitekimMaun Suresi ilk duruma iflaret et-mektedir. Burada "vay o namazk›lanlar›n (musallin) haline" deni-lerek, namaz›n flekil flartlar›n› geti-ren baz›lar› k›nanmaktad›r. Çünkübu kifliler, namazlar›ndan (salati-him) gafildirler.

Mevdudi, Maun Suresi’nde“Vay namaz k›lanlar›n haline kinamazlar›ndan gafildirler” ayetiniyorumlarken flöyle söylüyor:

“Onlar namazlar›ndan gafildir-ler. Namaz k›l›p k›lmamas› farket-mez. Bazen k›lar bazen k›lmazlar.K›larken de tam son vakitte k›lar-lar. Vakit bitmek üzereyken for-malite gere¤i namaz› çabucak ye-rine getirirler. Namaza isteksizkalkarlar. Namaz› k›lmalar›, birmusibeti bafllar›ndan atmak istergibidir. Namazda elbiseleri ile oy-nar ve esnerler. Namazlar›n›n Al-lah'› anmakla en ufak ilgisi yok-tur. Namaz boyunca ne okudukla-r›n› hissetmezler. Okurken dekalpleri baflka yerdedir. Namaz›çabuk çabuk k›lar, rükû ve sücududo¤ru dürüst yapmazlar. Namaz›sadece bir flekil olarak eda eder vekurtulurlar.

Pek çoklar› da, bir yerde na-maz k›lan varsa k›lar, yoksa na-

maza ald›rmazlar. Namaz vaktiningelip geçti¤ini bile hissetmezler.Ezan sesinin neye davet etmekteve kimi davet etmekte oldu¤unaald›rmazlar. Bütün bunlar ahireteiman etmediklerine iflarettir. Çün-kü Müslüman olduklar›n› söyle-yenlerin bu amelleri, asl›nda na-maz k›l›p k›lmaman›n ceza ve mü-kâfat ile karfl›lanaca¤›na inanma-d›klar›n› gösterir.”

Oysa Namaz› düflünerek, te-fekkür ederek k›lmal›y›z. Namazk›larken Rabbimizle diyalog halin-de olmal›y›z. Diyalog ise karfl›l›kl›-d›r. Bu flekilde k›ld›¤›m›z/ikame et-ti¤imiz namaz bizi biraz daha Rab-bimize götürür ve bizi, O’na yak-laflt›r›r. Aksi halde dil al›flkanl›¤›ile bir fleyler m›r›ldanman›n hiçbiryarar› da yok, faydas› da yoktur.Namaz k›larken ne okudu¤umuzu,kime karfl› esas duruflta ve boyune¤mifl olarak k›yamda durdu¤u-muz bilmeliyiz. Bir gün Rasulullah(as), namazda okunanlar› iyi din-lemeyen ve anlamayanlar› fliddet-le uyarm›flt›r.

Nebi (as), k›ld›¤› bir namazdabir ayet atlam›flt›. Namazdan ç›-k›nca;

-“Ne okudum?” diye sordu.

Herkes sükût etti, bilmedi. Bu-nun üzerine Übeyy bin Ka’ba’asordu. O da,

- Falan sureyi okudunuz, filanayeti de atlad›n›z; ayet mensuhmu oldu, yoksa kald›r›ld› m›, bile-medik!” dedi. Resulullah (as):

- Bu ne haldir? Bir topluluk ki,namaza haz›rlan›r, saflar›n› düzel-tirler ve peygamberleri de kendiaralar›nda oldu¤u halde, onlaraRab’lerinin kitab›ndan ne okudu-¤unu bilmezler. Dikkat edin! ‹srai-lo¤ullar› da böyle yapt› ve AllahAzze ve Celle, peygamberine vah-yetti ki: “Ümmetine söyle; beden-leriniz ile bana ibadete haz›rlan›n,

genç

biri

kim 44

Page 45: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

dilleriniz ile de okursunuz; fakatkalpleriniz benden uzaklafl›r.” Buyapt›¤›n›z bat›ld›r.

O halde namazda yaln›zkenveya cemaatle beraber iken oku-nan sureleri takip etmeli anlam›üzerinde düflünmeliyiz. Namazdaokuyaca¤›m›z Kur’an ayetlerininanlam derinliklerine dalmal›y›z ki,okunan Kur’an ayetleri bizleri flumaddi dünyadan al›p kendi ulviâlemine götürebilsin.

Namaz, bedenle, dille, kalpleve beyinle yap›ld›¤› zaman bir an-lam ifade eder. ‹nsan, Allah’›n hu-zuruna ç›kt›¤› zaman, bütün aza-lar›yla, hatta tüm hücreleriyleO’na boyun e¤meli, sayg› ve ta-zimde bulunmal›d›r. Namazda ya-p›lan her bedeni hareket, Allah’atazimde bulunmaya, O’nu tekbirve tesbih etmeye yöneliktir.

Öyle namaz k›lmal›y›z ki na-maz bize hayat vermeli, bizlericanland›rmal›, diriltmelidir. Saha-be-i Kiram’›n, o örnek Kur’an Nes-li’nin k›ld›¤› gibi namaz k›lmal›y›zki, namaz, bizleri her türlü flirke,tu¤yana ve istikbara karfl› aya¤akald›rs›n. Sadece Rabbimizin emir-lerine kulak veren, Rasulullah’›n(as) mesaj›n› her fleyin üstündetutan Müslümanlardan eylesin.Namazla k›yama kalkm›fl, namaz-la dirilmifl ve namazla diriltecek birdava adam› olmal›y›z. ‹flte o za-man namaz bizi kurtulufla götü-rür. Bizler her vakit namaz›, bizim,sanki ilk ya da son namaz›m›zm›flgibi k›lmal›y›z. Peygamber Efendi-miz (as) k›l›nan her namaz› bir ve-da namaz› gibi k›l›n buyurmakta-d›r. Çünkü gelece¤e, yar›nlara yö-nelik herhangi bir garantimiz yok-tur. Ald›¤›m›z bir telefonun ya daherhangi elektronik ya da bir bafl-ka mamulün mutlaka bir garantisüresi vard›r. Söyler misiniz, acababizim ne kadar garantimiz var?Kaç y›l, kaç ay, kaç gün, kaç saatömrümüz var? Biliyor muyuz, bu-

nun bir garantisi var m›d›r? Hay›r!O halde k›ld›¤›m›z her namaz› birveda namaz› gibi k›lmal›y›z.

Bir gün Peygamber Efendimiz(as) Hz . Ömer’e sordu:

-Ya Ömer Ölüm bize ne kadaryak›n? Hz. Ömer cevap verdi:

-Sabah oldu¤unda akflama ka-vuflamayacak, akflam oldu¤undasabaha kavuflmayacak kadar, de-di. Bunun üzerine Peygamberimiz:

- Olmad› ya Ömer olmad›, dedi.Sen söyle ya Eba Bekir deyince,Ebu Bekir:

- Ey Allah’›n Resulü, bir nefesald›¤›m›zda veremeyecek, verdi¤i-mizde de alamayacak kadar ya-k›n.

- Do¤ru söyledin ya Eba Bekirbuyurdu Sevgili Peygamberimiz.Ölüm bize bu kadar yak›n biz hâlâyar›nlar›n hesab›n› yaparak na-mazlar›m›z› ihmal ediyoruz…

Dünyan›n bütün cazibesinera¤men günün belirli vakitlerindeondan s›yr›larak. Namazda Rabbi-mizle buluflmam›z yenilenmemize,diriliflimize sebep olur. Namaz kö-rü körüne taklit edilen hareketlertoplulu¤u de¤ildir. Her fiilin kendi-ne has bir anlam› vard›r. Namazabafllamadan bafllayan abdest ha-z›rl›¤›ndan tutun da namaz›n so-nundaki tesbihata kadar hepsindenice derin manalar gizlidir… Na-maza bafllarken okudu¤umuz tek-bir ne anlama geliyor, “Eûzu bes-mele” bize neyi ö¤retiyor, nedenFatihas›z namaz olmuyor, Fati-ha’dan sonra okunan Kur’an ayet-leriyle bizden istenen nedir? Bun-lar› düflünüp namaz›n içini doldur-mam›z bizi as›l gayeye ulaflt›r›r.

Namazda k›raatin/okuman›namac› onu anlamak, yaflamak veyaflatmakt›r. Ya da böyle bir gay-retin içinde olmakt›r. Namazdaokuduklar›m›z›n manas›na ermez-

sek, hayat›m›z› nas›l düzeltece¤iz?Namazda gereken hufluyu ve hu-zuru nas›l elde edece¤iz? Hz. Pey-gamberin ve ashab›n›n yaflad›kla-r›n› nas›l elde edece¤iz? Y›llarcaokudu¤umuz Fatiha’n›n bile ma-nas›n› ö¤renmediysek namazdannas›l faydalanaca¤›z? Hiç de¤ilsehepimizin okudu¤u k›sa surelerin,dualar›n ve tesbihlerin manas›n›ö¤renmemiz gerekiyor. Her namazk›lan mümkünse okuduklar›n› k›-sa tefsirlerine de bakarak, nama-z›nda asr-› saadet iklimini yafla-maya çal›flmal›d›r.

Aralık 2010

45

Öyle namaz k›lmal›y›zki namaz bize hayatvermeli, bizlericanland›rmal›,diriltmelidir. Sahabe-iKiram’›n, o örnekKur’an Nesli’nin k›ld›¤›gibi namaz k›lmal›y›zki, namaz, bizleri hertürlü flirke, tu¤yana veistikbara karfl› aya¤akald›rs›n. SadeceRabbimizin emirlerinekulak veren,Rasulullah’›n (as)mesaj›n› her fleyinüstünde tutanMüslümanlardaneylesin. Namazlak›yama kalkm›fl,namazla dirilmifl venamazla diriltecek birdava adam› olmal›y›z.‹flte o zaman namaz bizikurtulufla götürür.Bizler her vakit namaz›,bizim, sanki ilk ya dason namaz›m›zm›fl gibik›lmal›y›z.

Page 46: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Hac nedir? Bu sorunun cevab›belki hac›lar›n say›s› kadard›r. Çölbedevisinin bile kolayl›kl› anlaya-bilece¤i bir ibadettir. Hacca hangiaç›ndan bakarsak bakal›m hacbelli bir zamanda, belli bir mekân-da sevgiliyle buluflmakt›r. Hac bir-çok ibadeti içinde bar›nd›ran biribadettir. Hac genel olarak insan›nAllah’a do¤ru seferidir. Âdemo¤ul-lar›n›n yarad›l›fl felsefesinin sem-bolik bir göstergesidir. Tek keli-meyle hac bir yarad›l›fl tiyatrosu-dur. Asli karakterler Âdem, ‹bra-him, Hacer ve ‹blis. Semboller Kâ-be, Safa, Merve, gece, gündüz,gündo¤umu, günbat›m›, kurban.Elbise ve t›rafl; ihram, namaz k›-saltma. Oyuncular? fiafl›rt›c›! Yal-n›zca bir kifli; sen! Allah iblis z›t-laflmas› hem Âdem hem ‹brahimhem de Hacer karakterini oynaya-caks›n.

Bugün kap› çalma vakti geldi,görüflme vakti. Öyleyse daha flim-diden ameller dünyas›ndaykenhesap dünyas›na göç için haz›rla.Ölümü prova et. Ölmeden önce öl,flimdi ölümün sembolü olarak ölü-mü seç, ölmeye niyetlen, ölümeyönel. Haccet. Ey Allah’›n davetli-si iflte görüflme vakti ve sen Al-lah’›n yakini. Meleklerinin secdeetti¤i Allah ile bulufl. Mikat’a gel-

din. Yani gösterinin bafllad›¤› an.Sahne arkas› mikat’a geldin. Art›kelbiselerini de¤ifltirmelisin. Elbisebir göstergedir, hicapt›r, iflarettir,semboldür, rütbedir, unvand›r, ay-r›cal›kl› olmakt›r. Elbisenin renginibiçimin ve modelin tek bir anlam›vard›r o da ben. Buras› mikat’t›r.Hayat elbisesinden s›yr›l. Ölüm el-biseni giy. Allah’a do¤ru seferinebafllarken giydi¤in elbiseyi flimdiAllah’›n evine do¤ru sefere ç›kar-ken giy. Kendi cenazende kendiniflahit tut. Kendi mezar›n›n ziyaret-çisi ol. Mikat’ta ol. Niyetinde flirkekapal› tevhide aç›ks›n›z. Mikat’ageldiniz. ‹hram giysinizi giyininiz.Herkesle kar›flt›n›z. Mahflerdir. K›-yamettir buras›. Efli¤ine var›r var-maz bafllamak m› istiyorsunuz.Her fleyden önce niyet etmelisiniz.Bu flu demek; Rabbim ben art›kNemrud’un kulu, ta¤utun kölesiolmayaca¤›m. ‹brahim suretindeolaca¤›m. Yar›n topraktan kalkt›-¤›mda seni görmeye gelece¤im el-bisenin içinde olaca¤›m.

Yokufl afla¤›s›nda tek renkli,isimsiz, alametsiz bir insan toplu-lu¤u göreceksin. Bir sel nas›l ›r-mak yata¤›ndan göle dökülüyor-sa, her yönde akan bu insan selide mescid-i haram’a dökülür. Sen-de bu selde bir damlas›n, yokufl

afla¤›s›n. Gittikçe afla¤› inersin vegittikçe ihtiflam artar. Ne kadar ta-bana inersen, yükseklerden alçak-lara inersen Allah’a o kadar yakla-fl›rs›n. Demek ki Allah’a ulaflmak,görkem ve celaline ulaflmak alçakgönüllülük ve huflu ile olur. Butopraklarda bu verimsiz ve baya¤›zeminde tafllar›n derinliklerindeO’nu bulabilirsin. Yolu do¤ru bul-mal›s›n. Kâbe yak›nd›r. Sessizlik,tefekkür ve aflk. ‹flte karfl›nda Kâ-be. O’nu görmeye dayanabilmekne kadar a¤›r bir his. Bütün ihtifla-m› görmek ne çetin. ‹ncecik omuz-lar›n, narin kalp zarlar›n buna na-s›l katlanabilir.

Kâbe Allah’›n yeryüzündekisembolü: Kâbe bir küp, hepsi bu.Niçin bir küp? Niye böyle sade,dekorsuz, süslemesiz. Çünkü Al-lah flekilsizdir renksizdir benzer-sizdir. ‹nsano¤lunun hayat etti¤iher türlü biçim ve modelden mü-nezzehtir. Allah mutlakt›r. Bir yö-nü yoktur.

Kâbe içinde istedi¤in yöne dö-nebilirsin ve hangi yönde namazk›larsan k›l, yüzün O’na do¤rudur.Kâbe’den baflka her flekil ya kuze-ye, ya güneye, ya do¤uya do¤rubak›yordur ya da bat›ya, ya yeredo¤rudur ya da gö¤e. Ya Kâbe?Yüzü hepsine dönük hiçbirine de-

genç

biri

kim 46

B‹R PENCEREDEN HAC

YYııllddıızz ÇÇIINNAARR

Page 47: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

¤il. Her yere, hiçbir yere. Bütünyönlere do¤ru, hiçbir yöne do¤rude¤il. O’nun sembolü Kâbe. Fakathayret. Bat› taraf›nda Kâbe’nin ek-lentisi var. Bu nedir? Hilal fleklin-de Kâbe’ye bakan k›sa bir duvar.Hicr-i ‹smail. Hicr nedir? Etek.Gerçekten bu etek biçimindedir.Bir kad›n gömle¤inin ete¤i. Evet,bir Habeflli kad›n›n, bir cariyeningömle¤i. Hayret! Hiç kimse pey-gamberler bile mescidlerde defne-dilemez. Ama burada, Allah’›n evibir cariyeninkiyle duvar duvara.O’na kendi evinde yer vermifltirveya Allah bizzat kendi evine gel-mifltir O’na komflu olmufltur. fiim-di bak bu evin çat›s› alt›nda ikisivar. Birisi Allah öteki Hacer. Bü-tün hac Hacer’in an›s›na ba¤lan-m›fl. Kâbe aflk›n merkezidir. Bü-yük sevgili insan›n büyük müttefi-ki O’na emretmifltir. Memedeki be-be¤ini al, flehirden hicret et. Otla-r›n bile, çöl dikenlerinin bile yefler-meye korktuklar› bir ürpertili vadive bütünüyle teslim oldu, boyune¤di. Yaln›zca aflk›n kabul edece¤ibuyruktu. Hani derler ya iki gönül

bir olunca samanl›k seyran olur.Befleri bir aflk samanl›¤› seyranediyorsa ilahi bir aflk çölü cenneteçevirir. Cennet çünkü yeryüzününcenneti mescid-i haram’d›r. E¤erruh aflk› tan›yabilirse yaln›zcaaflkla yaflam›n› sürdürebilir.

fiimdi tavaf zaman›. ‹lk önceHacerül Esved’e dokunmal›s›n.Sa¤ elinle onu s›vazlamal›s›n vehiç beklemeden kendini girdabab›rakmal›s›n. Bu tafl bir elin, birsa¤ elin sembolüdür. Kimin elinin?Allah’›n sa¤ elinin. Hacerül Es-ved’in asl›nda beyaz iken insanla-r›n günahlar› yüzünden karard›¤›,cennetten indirildi¤i, Nuh tufan›s›ras›nda Ebu Kubeys da¤›nda ko-rundu¤u, Hz. ‹brahim’in Kabe’yiinflas› esnas›nda oradan yerine ge-tirilerek konuldu¤u, onun Allah’averdi¤i sözü yerine getirenlere fla-hitlik edece¤i gibi hususlar dile ge-tirilmektedir. Birde Kâbe’nin he-men yak›n›nda makam-› ‹brahim’igörürsün. Kâbe kap›s›n›n birkaçmetre karfl›s›nda sar› bir mahfazaiçerisinde yer alan makam-› ‹bra-

him denilen tafl› Hz. ‹brahim’ino¤lu ‹smail’le birlikte Kâbe’yi inflaederken üzerine bas›p iskele ola-rak kullan›ld›¤›na inan›lmaktad›r.Makam-› ‹brahim’de tavaf namaz›k›ld›ktan sonra Safa ve Merve ara-s›nda say. fiimdi Hacer’in rolünde-sin. Kara da¤lar›n üzerinde güçlükanatlar›yla uça uça r›zk›n› tafllar-dan ç›karan bir kartal gibi say ya-pars›n. Yedi kez, Safa’da bafllar,Merve’de bitirirsin. Acaba Safa’dabafllaman›n anlam› baflkalar›n› safsevgiyle sevmek mi? Merve’de bi-tirmenin manas› insanl›¤›n mü-rüvvetini görüp baflkas›n›n eksik-li¤ini e¤rili¤ini görmeme yüceli¤imi? Sen ey say’dan dönen kiflizemzem senin ‹smail’inin ayakla-r›ndan f›flk›rm›fl, ondan iç, ondany›kan. Kendi topraklar›na götür vekendi halk›na arma¤an et. Yedincisay’›n sonunda Merve yüksekli-¤inde ihramdan ç›k, saç›n› k›salt,günlük elbiseni giy, büyük haccahaz›rlan. Zira flimdiye kadar yapt›-¤›n küçük haccd›. Yani umre. Bu-gün hac bafllam›flt›r. Çünkü bugün zilhiccenin dokuzuncu günü.

Aralık 2010

47

Page 48: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Bu gün hac bafllam›flt›r. Bugün Kâbe’den ayr›lmal›s›n Kâ-be’ye gitmek hac de¤il, hacc›n k›b-lesi Kâbe de¤il. Biz öyle san›yor-duk bu bir yanl›fl anlay›flt›r. HacKâbe’ye gitmek de¤il Kâbe’dengitmektir. ‹flte büyük gün, bu ihra-m›n› giy ve Mekke’den ç›k. Kâ-be’den daha sayg›n yer neresi ki?Arafat. Hac Arafat’t›r yani arif ol-makt›r. Marufa marifete marifetul-lah’a ermektir. Arif olan anlar.Arafat’› idrak eden hac› olur. Ara-fat’› kavrayan marifeti bulur. Ara-fat, zamanlar›n en bereketlisi olanArefe günü mekânlar›n en müba-re¤i olan Arafat’a Hz. Muhammedgibi yüzünü Kâbe’ye çevirip s›rt›n›Cebelürrahme’nin eteklerinevererek Rahman’›n rahmetine nailolabilmek, günahlardan s›yr›l›pgözyafllar›yla dolabilmek, cehalet-ten kurtulup marifetullah ileolabilmek için bir irfan ve marifetyeridir. Öyleyse hac Kâbe’denArafat’a gitmek Kâbe yönündenArafat’tan Mina’ya geri dönmek-tir. Arafat ariflik, tan›mak, yaniilim. Meflar fluur. Yani anlamagücü Mina sevgi, aflk yani iman.Kâbe’den hemen Arafat’a git innâlillah. Biz Allah’a aitiz veArafat’tan Kâbe’ye dönüflte herdurakta innâ ileyhi raciun ve onadönücüleriz. Arafat veda hacc›ndason bildirisini halka tebli¤i etmekiçin peygamberin minber tutu¤uyerdir. Gece Arafat’ta kalma,günefl gidince sende git. Nereye?Meflar’a. Meflar adam ak›ll›düflünmek, plan yapmak, ruhuhaz›rlamak, silah toplamak içinvakfe yeri. Arafat ilmini herkesö¤renebilir, meflar ilmi ise yaln›zcaAllah’›n diledi¤i kimselerin kalbineyerlefltirece¤i bir nurdur, ›fl›kt›rpeki kimleri diler. Kendi nefis-lerinin yolunda de¤il, Allah yolun-da çal›fl›p çabalayanlar›, kavgaverenleri savaflanlar›. Kavga yar›nbafll›yor öyleyse bu gece silahlar›kuflan, günün ayd›nl›¤›ndasavafl›l›r. Ama silahlar gece karan-

l›¤›nda toplan›r. Güneflin do¤ufluy-la atefl emri verilir. Burada emirveren yaln›zca sabah’t›r. Bugüniblis’in yeryüzündeki en büyüküssü da¤›l›yor. Bugün flirk yokediliyor. Bugün tevhid, aflk vefedakârl›k en heybetli çehresiyletecelli ediyor. Bayram› cephedenç›k›flta kutlamak gerekiyor. fiey-tanlar› tafllad›ktan ve zafere ulafl-t›ktan sonra. Racim olan fleytan-dan rahim olan Allah’a s›¤›nd›n vefleytan› tafllad›ysan fethi ilanedebilirsin. Çünkü fethin fatihisensin. Zafer flenli¤i düzenle bay-ram et, ihramdan ç›k. Hayat el-biseni giy, koku sür, trafl ol, eflinlekucaklafl, özgürsün ne diyebilirimki ‹brahim’sin ‹brahim’inmakaMina ulaflt›n. fiimdi onunyolunda ‹smail’ini kurbanedebilecek bir duruma ulaflt›n; ‹s-mail’ini kurban et hem de kendiellerinle. fiimdi Mina’das›n ‹b-rahim’sin ‹smail’ini kurban yerinegetirdin. Senin ‹smail’in kim? Bennerden bilirim ki makam›n m› zen-ginli¤in mi, güzelli¤in mi, bilgin mievin mi araban m› gençli¤in mi.Bunu sen kendin daha iyi bilirsin.Her kimse onu Mina’ya getir-melisin ve onu kurban etmelisin.Hac›n›n kurban etti¤i koyun inekdeve de¤il. Heva ve hevesi fleh-vetidir. O’nun r›zas› için hepsinikurban etmelidir ki bayram›yüre¤inde yak›nl›¤›n› öz benli¤in-de hissedebilirsin. Çünkü bu bay-ram, kurban bayram› kurbiyettir;Allah’a yak›nl›k bayram›d›r. Allahiçin kesilen bu kurbanlardanak›t›lan kanlar, kurban sahibindende günahlar›n döküldü¤ünü sem-bolize eder. Önce fleytana tafl atan,ard›ndan Allah’a bir bafl kurbaneden hac› daha sonra trafl olmaksuretiyle sembolik olarak kendivarl›¤›n›n bir parças›n› da kurbaneder. Bu bir taraftan gerekti¤indesaç›n› de¤il can›n› da Allah yolun-da verebilece¤ini de temsil ederkenbafl›ndan dökülen her saç teliadedi dökülen günahlar›n› sim-

geler. Ve flimdi ziyaret tavaf›. Nef-sine, flehvetine ve fleytana karfl›giriflti¤i sembolik savafl›n›kazanan muzaffer bir askerin gelipkomutan›na zaferini müjdelemesigibi. Kâbe’ye gelen hac› da Al-lah’›n huzuruna ç›karak bütüngörevlerini yerine getirdi¤ini bil-dirir ve flöyle tefekkür eder. Dün-yada Kâbe’ye kavuflma imkân›veren Allah, acaba ahirette ken-disini huzuruna kabul edecek micennet ve cemaline kavuflmakmümkün olacak m›? Acaba Kâbeile gerçekleflen geçici ve sembolikvuslat ahirette gerçek ve ebedivuslata dönüflecek mi? ‹flte bu en-difle ile ümit aras›nda Kâbe’yeveda eder ve flimdi ey hac› flimdinereye gidiyorsun. Hac’dan aynengeldi¤in gibi mi dönüyorsun, yok-sa valizin dolu sen bofl mugidiyorsun. Asla. Ey bu sahnedesembollerle ‹brahim rolünü oy-nayan kifli sen bir ‹brahim’sin.Kavminin önderi, tevhidin öncüsü‹brahim’sin sen. Yanmazs›n. Külolmazs›n maksat cihat yolundasenin atefle kadar ilerleyebilmendi.‹brahimlefltin ‹smail’ini kurban etkendi elerinle b›ça¤› bo¤az›nadaya. Ama ‹smaillerin fidyesinibizatihi ‹brahim’in ilah› öder. Öl-dürmezsin, ‹smail’ini yitirmesinmaksat iman yolunda, ‹smail’inikendi ellerinle bo¤azlamaderecesine kadar ilerleyebilmendi.Di¤er tarafta Kâbe’ye zemzem’eArafat’a doyamadan belki de birdaha kavuflmamak üzere ayr›l›r.Bedeni ayr›lmak zorunda kalanhac› kalbini Kâbe’deb›rakamayaca¤› için Kâbe’yi yük-ler yüre¤ine, yüklendi¤i sadeceKâbe de¤ildir asl›nda. Allah aflk›,peygamber sevgisi, sahabe sevgisive Müslümanl›k sevgisi. Rabbimkalbimizden bunlar›n hiç birini ek-sik etmesin. (Âmin)

KAYNAKLAR:

1- AL‹ fiER‹AT‹, HAC K‹TABI

genç

biri

kim 48

Page 49: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

O diyar›n güzide insanlar› tari-he bir not kaydettiler. B›rakt›klar›not öylesine kaz›ld› ki belleklere,ne Ebu Leheb’in keskin k›l›c›, nede Ebu Cehil’in keskin zekâs› onusilebildi. Heraklius’un 120.000 ki-flilik ordusu 3.000 kiflilik ordukarfl›s›nda da¤›lmak zorunda kal-d›. Tarihe not düflenler kay›tlarageçme endiflesinden ziyade, Ra-him olan›n kayd›nda yer almay›ye¤lediler. ‹man›n ve amelin ni-yetle eflde¤er bulundu¤unu bildik-leri için Kuzman’laflmad›lar. Yoldayürürken istikameti öncelediler.Karfl›lar›nda zaman›n mescid bül-bülü iken vadiler dolusu koyunuolan beyni yozlaflm›fl Salebe ol-mad›lar. ‹mtihan›n itmi’nan olanbir kalple geçilece¤ini, bir avuç da-hi olsa su içmekten imtina ederekceberrut ordusunu yerle bir ettiler.‹man› pekifltiren amelin/boykotamaruz kald›¤›nda, açl›ktan karn›-na tafl ba¤lay›p a¤aç kabu¤unudahi yemifl olsa da kalbi ar›zayapmadan yola devam demeninendiflesiyle hayata bakt›lar.

Bu diyar›n sakinleri ise tarihinderin süzgeçinden geçip tozlan-m›fl tafllara, gözlerden nem düflü-rerek 21. yüzy›ldan k›yamete ka-dar sönmeyecek harfleri buldular.

Derin ve kal›n okunakl› olarakbu diyar›n sakinleri/bedir aslanla-r›n›n flahs› maneviyesinin ayakizlerine namzet kullar.

Bu diyar›n sakinlerinde öyle er-ler var ki onlar› görünce asr-› saa-det gözünüzde canlan›r. Ne sekü-ler dünyan›n debdebeli hayat› ne-de münzevi kenara çekilmifl viraneadam. Sadece adam gibi adam,mülayim ve safiyane bir nefer.

Çevresi ve çehresi da¤›lm›fl,kavgan›n edebiyat›nda dâhi volu-mü düflürülmüfl, zihni bulan›kl›-¤›nda geçmifl (mücadele) inkârau¤ranm›fl, o kutsal savafl›n sakin-leri sekinetten asla vazgeçmemifl.

Bu diyar›n güzide insanlar›okuman›n hücre duvarlar›yla öz-defl, nurun simaya vurmas›ylakararan kalplere beyza, ümit vekorku aras›nda s›rdaflt›rlar.

Holiganl›k/fanatiklikten ar›n-m›fl; eylemci kimli¤i vird, tespihve havaya kald›rd›¤› flehadet par-ma¤›ndaki ›fl›ktan al›rlar. Vahdetizedeleyen, izzet p›nar›na necisbulaflt›randan uzak durup en pus-lu havada bile istikameti ›skala-mayanlard›r. Sözlerden sad›r olansadece kelime-i tevhid duvar›n›nkal›n tu¤lalar›d›r.

O diyardan bu diyara izler tafl-lara yaz›lm›flsa tozu kaz›mak he-pimizin görevidir. Hem de tafllaranem düflürerek. Gözlerinden nemdüflürmeyen atefli de söndüre-mez.

Kavgas›nda atefle karfl› ‹bra-him’î serinlik olmas›n› isteyenlerkardefl canlar›na karfl› serin ve iç-ten olmak zorundad›r. Bilmedi¤i-nin ard›na düflerek suî zanla ate-fli körüklemek ancak odun hama-l›yla ‹brahimî sevdaya atefl ol-maktad›r. S›rt›m›zdaki m›zrak ya-ras›ndan önümüzdeki düflmanhudutlar›n› maalesef göremezoluyoruz.

Rablerinden gelen beyan üze-re ‘’Geceleri pek az uyurlard›. Se-herlerde isti¤far ederlerdi.” (Zari-yat, 51/17) “Onlar ki, geceleriniRab’lerine secde ederek (O’nunhuzurunda ayakta) durarak geçi-rirler.” (Furkan, 25/64) “Yoksao, gece saatlerinde secde ederek,ayakta durarak ibadet eden, ahi-retten korkan ve Rabbinin rah-metini uman gibi midir? De ki,“Bilenle bilmeyenler bir olurmu?” Do¤rusu ancak akl-› selimsahibi olanlar ö¤üt al›r.” (Zümer,39/9)

Aralık 2010

49

AAbbdduullkkaaddiirr SSEEVVEENN

BU D‹YARIN SAK‹NLER‹

Page 50: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Seherleri ganimetle, eylemi di-rençle ölçerler.

Bu diyar›n öyle sakinleri varki miskal kadar günaha bulaflsa“Ey Rahmetin efendisi! Sa¤anaksa¤anak ya¤d›r rahmetini. Ya¤d›rki ma¤firet olunana kadar kalk-mayay›m. ‹zzeti nefis olan flu an-l›m› sadece senin için boynu bü-kük ve e¤ik, içten içe yakaran ha-mim bir kul olay›m. Günaha dal-m›fl bu ellerim, harama fütursuz-ca bakan bu gözlerim ve tüm aza-lar›m sadece senin zikrinle hayatbulsun.’’ Duas›yla ifl ve afl›n›n pe-fline düflerler. Çocuklar›n›n bo¤a-z›na düflecek lokma elman›n suyudahi olsa flüpheden ar›nd›r›rlar.

Çünkü onlar›n tek amac› budiyar›n muvahhid sakinlerinioluflturmakt›r. Hamim ve yal›n.Riyas›z ve ziyans›z kullar olabil-mek için bu diyar›n sakinleri ol-may› hedefleyen biz mü’min vemü’mineler sözlerimize sadakatgöstermek zorunday›z. Ya ashab-› yemin/ Ya da ashab-› flimal yolsenin, istikamet senin.

Ashab-› yemin’e koflanlar ne

mutlu insanlard›r. Rableri onlariçin vahyinde;

27 – Ashab-› yemin, nedir as-hab› yemin!

28 - Dalbast› kirazlar,

29 - Meyva dizili muzlar,

30 - Uzam›fl gölgeler,

31 - F›flk›ran sular.

32 - Pek çok meyva aras›nda,

33 - Tükenmeyen ve yasak-lanmayan

34 - Ve yükseltilmifl döfleklerüstündedirler.

35 - Biz kad›nlar› yeniden in-fla ettik (yaratt›k).

36 - Onlar› bâkireler yapt›k.

37 - Hep yafl›t sevgililer,

38 – Ashab-› yemin içindir.

Ya ashab-› flimal/ashab-›mefl’eme olursak mazalllah fluvahyin muhatab› olmaz m›y›z?

41 – Ashab-› flimal, nedir oashab-› flimal?

42 - ‹çlerine iflleyen bir atefl vekaynar su içinde,

43 - Kapkara dumandan birgölge alt›ndad›rlar.

44 - Ki ne serindir, ne de faydal›.

45 - Çünkü onlar bundan ön-ce varl›k içinde sefâhete dalm›fl-lard›.

46 - Büyük günah› ifllemekte›srar ediyorlard›.

47 - Ve diyorlard› ki: “Bizölüp, toprak ve kemik y›¤›n› ol-duktan sonra, biz mi bir daha di-riltilece¤iz?”

48 - “Önceki atalar›m›zda m›?”

49 - De ki: “Öncekiler ve son-rakiler”

50 - “Belli bir günün belli vak-tinde mutlaka toplanacaklard›r.”

51 - Sonra siz, ey sap›k yalan-lay›c›lar!

52 - Elbette bir a¤açtan, zak-kum a¤ac›ndan yiyeceksiniz.

53 - Kar›nlar›n›z› hep onunladolduracaks›n›z.

54 - Üstüne de kaynar su içe-ceksiniz.

55 - Susuzluk illetine tutulmufldevelerin içifli gibi içeceksiniz.

56 - ‹flte ceza gününde onlarasunulacak ziyafet budur.

Selam ve dua ile…

genç

biri

kim 50

Page 51: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Müslümanlar zay›fl›¤a u¤rad›¤›n-dan beri her zaman gayri müslimlerinetkisi alt›nda kald›lar, flahsiyetleri za-y›flad›, art›k kendilerini aziz bir flekil-de göreceklerine yenilgi psikolojisiyle‹slam’› savunmaya bafllad›lar. As›lmüdafaa durumunda kalmas› gere-ken küfür sald›r›ya geçti, Müslüman-lar da savunmaya geçtiler. Müslü-manlar›n savunmaya geçti¤i konu-lardan biri de cihad’t›r. Gayri Müslim-lerin “‹slam k›l›çla yay›lm›flt›r, bask›uygulam›flt›r” gibi sözlerine hemen“‹slam’da savafl sadece müdafaa ileolur..” gibi cevaplar vermeye çal›flan-lar olmufltur. ‹slam’› nas›l sevdirebili-rim, nas›l onlar› ikna edebilirim diyedüflünerek savunma psikolojisine ge-çenler olmufltur. Sanki ‹slam’da bireksiklik varm›fl gibi onu kapatmayaçal›flt›lar. Hay›r, asla ‹slam’da eksiklikyoktur. Tam tersine o tamamlanm›fl-t›r ama ortada bir eksiklik varsa o daMüslümanlardad›r. Bilmeliyiz kiKur’an’da olsun Sünnette olsun Ci-had’a teflvik eden birçok nas vard›r.Sadece cihad etmeye de¤il ayn› za-manda ona haz›rl›¤a ça¤›ran haberlerde vard›r. Cihad etmekle ilgili flu aye-ti verebiliriz:” Ey Peygamber! Kâfirle-re ve münaf›klara karfl› cihad et, on-lara karfl› sert davran. Onlar›n vara-caklar› yer cehennemdir. O ne kötübir var›fl yeridir!”(Tevbe/73). Cihad’ahaz›rl›k ile ilgili flu ayet çok güzel birörnektir: “Onlara (düflmanlara) karfl›gücünüz yetti¤i kadar kuvvet ve ci-had için ba¤lan›p beslenen atlar ha-z›rlay›n, onunla ALLAH’›n (cc) düfl-man›n›, sizin düflman›n›z› ve onlar-dan baflka sizin bilmedi¤iniz, AL-LAH’›n (cc) bildi¤i (düflman) kimse-leri korkutursunuz. ALLAH (cc) yo-lunda ne harcarsan›z size eksiksizödenir, siz asla haks›zl›¤a u¤rat›lmaz-s›n›z.”

Resulullah da (sas) “Benim r›z-k›m m›zra¤›m›n gölgesi alt›nda k›l›n-d›. Horluk ve cizye vermekte benimemrime muhalefet edenler üzerine k›-l›nd›.” (Buhari) ve “Hay›r atlar›n na-l›nlar›ndad›r” (Fethu’l Bâri) diye bu-yurarak ‹slam’›n nas›l bir cihad anla-y›fl› oldu¤unu ortaya koymufltur.fiimdi bir Müslüman’›n kalk›p “Cihadsadece savunma amaçl›d›r, ‹slam sa-dece sevgi dinidir, ‹slam’da savafl›nyeri yok, O bar›fl dinidir” diye savun-maya geçmesinin bir anlam› yok.Sözlerini e¤ip büküp böylece kendi-since ‹slam’› aklamaya çal›flmas›nagerek yok. Kald› ki böyle diyerek busefer ‹slam’daki fetih fluurunu öldürürbununla birlikte soru soranlar karfl›-s›nda da flahsiyetsiz bir duruma dü-fler. Çünkü ne savundu¤u ‹slam’› an-latabilmifltir ne de Müslümanlar› yap-t›klar› fetihlerde hakl› ç›kartabilmifltir.Onun için flunu bilmeliyiz ki ‹slam sa-dece sevgi-bar›fl dini de¤ildir. ‹slamcihad dinidir ayn› zamanda. Küfrü,flirki her türlü gayri ‹slami fleyleri or-tadan kald›rmaya gelmifltir.” Yine deki: Hak geldi; bât›l y›k›l›p gitti. Zatenbât›l y›k›lmaya mahkûmdur.”(‹s-ra/81)

Bununla birlikte flunu anlamakgerekir. Biz cihad vard›r derken zu-lüm vard›r demiyoruz. Haks›z yerecana k›ymak var demiyoruz. Cihadvard›r ama rahmet için vard›r. Çünkübiz küfrün hükmünü o topraklardankald›rmakla oradaki insanlara do¤rubir flekilde, küfrün bask›s› olmadanserbestçe düflünmesine imkân sa¤l›-yoruz. ‹nsanlar da e¤er Hakk› bul-mak e¤ilimindeler ise zaten enindesonunda ‹slam’a gireceklerdir. Bizonlar› zorlamay›z, zorlayamay›z. Ci-had’›n bir rahmet olup zorlama, bas-k› ve zulüm olmad›¤›n› tarih de kan›t-

lam›flt›r. E¤er ‹slam zorla yay›lm›fl ol-sayd› elbette bu kadar sene dünyayahâkim olamazd›. Unutmayal›m ki“Küfür sürer ama zulüm sürmez.” fiuhadiste ‹slam’da Cihad’›n nas›l, hangibak›mdan rahmet oldu¤unu gayetgüzel bir flekilde göstermektedir: EbuHureyre’den (r.a) rivayetle Peygam-berimiz flöyle buyurmufltur: “Dün-ya’da esirlikle zincirlere ba¤lanan,sonra ‹slam’a girip esirlikten kurtula-rak ahirette cennete giren bir cemaat-ten ALLAH(cc) raz› oldu.”(Fethu’lBâri)

Evet, zâhiren bak›nca insanlar›nzincire ba¤lan›p esir edilmesi bizi ya-n›ltabilir ama ferasetle, basiretle ba-k›nca iflin hiçte böyle olmad›¤›n› gö-rüyoruz.

Bu cihad da sadece asr-› saadetdönemine has de¤ildir. Selef’e rahmetolacak da halef’e olmayacak m›?. El-bette olacak. Cihad’›n bir rahmet ol-mas› bak›m›ndan ve Hicr Suresininson ayeti “Ölüm sana gelene kadarRabbine ibadet et!” aç›s›ndan da dü-flünürsek anlar›z ki, namaz ve oruçnas›l birer ibadet olup belli bir vakittemuayyen flartlar içinde eda ediliyor-larsa cihad da aynen öyledir. Resulul-lah’da (sas) sadece namaz› orucuemredip durmad›. Ayn› zamanda ci-had› emretti ve kendisi de cihad etti.Hatta diyebiliriz ki Medine dönemininüçte biri cihad meydanlar›nda geç-mifltir. Durum böyleyken biz nas›lbunu bilmezlikten gelir, ‹slam flahsi-yetinin izzetini zay›flat›r, savunmayageçeriz. ‹slam yücedir ondan yücesiyoktur. Onun için kendisi yücelmez,yüceltir. Nas›l ki hadislerden cihad›nk›yamete kadar devam edece¤ini bili-yorsak onun da gerçekten ‹slam’›nbir parças› oldu¤unu bilmeliyiz. Ve’lHamdu Lillehi Rabbi’l Âlemin.

Aralık 2010

51

MMuurraatt OORRAALLKILIÇ PEYGAMBER‹

Page 52: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Hamd, bizlere Kurtulufl Kitab›Kur’an’› ve Kur’an’da “Ve senyüce bir ahlak üzeresin (Kalem 4)diye övülen Hz. Peygamberi gön-

deren Allah’a mahsustur. Salât veselam da “Ben ahlak güzellikleri-ni tamamlamak için gönderil-dim.” (Muvatta, Hüsnül Hulk) di-yen ve biz mü’minler için “en gü-zel örnek” olan Hz. Muhammed’eolsun.

Aziz dinimiz ‹slam, sosyal ya-p›n›n çekirde¤i konumundaki aile-ye büyük önem atfeder. Kur’an,ailenin sevgi ve huzur yuvas› ol-du¤una vurgu yapar. (Rum 21)Aile kurumu beden, zihin ve ahlakbak›m›ndan sa¤l›kl› nesiller yetifl-tirmek suretiyle insan soyunun,ahlaki ilkelere dayal› insanl›k dü-zeninin devam›na katk›da bulun-maktad›r. Bir toplumda ahlak vefaziletin yayg›nlaflt›¤› mükemmelve huzurlu bir toplumun teflekkülüancak “‹slami aile modeli” ilemümkündür.

Aile yuvas› okuldur, mescid-dir; huzur evi ve çocuk yuvas›d›r.Hammadde halindeki yavrular›nher yönden büyümesini sa¤la-yan, onlar›n flahsiyet sahibi birinsan, Allah’a kulluk bilincineulaflan bir Müslüman ve ‹slamtoplumunun sa¤l›kl› bir üyesi ol-malar› için yetifltirip gelifltiren birfabrikad›r. Aile, nesillerimizin ah-laki yönden yetiflmelerini, terbiye

edilmelerini sa¤layan ilk ve en et-kili e¤itim kurumudur. Peygam-berimiz (sav) “Bir baba çocu¤unagüzel ahlaktan daha de¤erli birmiras b›rakamaz” buyurarak aile-deki ahlaki e¤itimin önemine at›f-ta bulunmufltur.

Ailede ahlaki e¤itimin nas›l ol-mas› gerekti¤ine de¤inmeden önce“Ahlak nedir?” sorusuna cevaparamam›z gerekmektedir.

Ahlak Arapçada “seciye, tabi-at, huy” gibi anlamlara gelen hulkveya huluk kelimelerinin ço¤ulu-dur. Baflta hadisler olmak üzere ‹s-lami kaynaklarda hulk veya ahlakterimleri esas itibariyle iyi ve kötühuylar›, fazilet ve reziletleri ifadeetmek üzere kullan›lm›flt›r. Ayr›cayeme, içme, sohbet, yolculuk gibigünlük hayattaki çeflitli davran›fl-lara iliflkin görgü kurallar›na, ter-biyeli, kibar ve takdire de¤er hare-ketlere, bu konularda ö¤üt verici,k›sa ve hikmetli sözler ile bu söz-leri ihtiva eden eserlere ahlak de-nildi¤i gibi edeb veya adab adlar›da verilmifltir.

Ahlak sadece iyi huylar ve ye-tenekler anlam›na gelmez; as›l an-lam›yla “ahlak” iyi ve kötü huyla-r›n ve davran›fllar›n hepsini içerir.

genç

biri

kim 52

A‹LEDE AHLAK E⁄‹T‹M‹

‹‹ddrriiss GGÖÖKKAALLPP

Aile içerisindeki fertler‹slam’›n ahlakö¤retileriyle terbiyeedilmelidir. ‹slam’›n ahlakö¤retileri, Allah’›n bütünyaratt›klar›na karfl›merhametli olmay›,sosyal iliflkilerdedürüstlük ve güvenirlili¤i,karfl›l›k beklemeden sevgive fedakârl›¤›, samimiyetve iyi niyeti, kötüarzular›n bast›r›lmas›n›ve daha birçok erdemleriihtiva etmifltir. Bu ahlakiö¤retiler bizleri veneslimizi insanlararas›ndaki iliflkilerdemükemmelli¤e götürenesaslard›r. fiu bir gerçekki toplum dindar olmayaninsan› kabul edebilir amaahlaken kötü birini kabuletmesi pek mümkünde¤ildir.

Page 53: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Bununla birlikte iyi huylu ve dav-ran›fll› insan için sadece “ahlakl›”,böyle olmayan için de “ahlaks›z”deyimleri galat-› meflhur (asl›nauygun olmayan yayg›n kullan›m)haline gelmifltir.

Ahlak, insanda gelip geçici birhal olmay›p onun ruhunda iyiceyerleflerek meleke ve karakter ha-lini alan yetenekler bütünüdür. ‹yiahlakl› olabilmek için kiflinin gö-revlerini rahatl›kla ve memnuni-yetle yerine getirmesi zorunlulu¤uahlakta al›flkanl›¤›n önemini gös-termektedir. Ahlaki al›flkanl›klar›-m›z ise ailedeki ahlak e¤itimiyleflekillenmektedir.

Aile içerisindeki fertler ‹slam’›nahlak ö¤retileriyle terbiye edilmeli-dir. ‹slam’›n ahlak ö¤retileri, Al-lah’›n bütün yaratt›klar›na karfl›merhametli olmay›, sosyal iliflki-lerde dürüstlük ve güvenirlili¤i,karfl›l›k beklemeden sevgi ve feda-kârl›¤›, samimiyet ve iyi niyeti,

kötü arzular›n bast›r›lmas›n› vedaha birçok erdemleri ihtiva etmifl-tir. Bu ahlaki ö¤retiler bizleri veneslimizi insanlar aras›ndaki iliflki-lerde mükemmelli¤e götüren esas-lard›r. fiu bir gerçek ki toplum din-dar olmayan insan› kabul edebilirama ahlaken kötü birini kabul et-mesi pek mümkün de¤ildir.

Ahlak, insanla ilgili bir disip-lindir. Bu disiplin planl›, program-l›, dengeli, sevgi ve merhamet te-melli verilmelidir. Her binan›n birtemeli vard›r. ‹slam’›n temeli degüzel ahlakt›r. Ailede çocuklar›m›-za verilecek güzel ahlak e¤itimin-de anne ve babaya büyük sorum-luluklar düflmektedir. Hz. Pey-gamberimizin çocuklar›na ve di¤eraile fertlerine verdi¤i ahlak e¤itimitüm ebeveynler için örnek olmal›-d›r. ‹slâm Dini kadar güzel ahlakaönem veren bir baflka din veyadüflünce sistemi göstermek müm-kün de¤ildir. Öyle ki Peygamber

Efendimiz “‹slâm, güzel ahlâkt›r”buyurmufltur. Hz. Peygamberingüzel ahlâka teflvik eden birçokgüzel sözü vard›r. “Mü’minlerinîmanca en kamil olan›, ahlâk› engüzel olan›d›r” “‹çinizden en çoksevdiklerim ve k›yamet günündebana en yak›n olanlar›n›z, ahlakien güzel olanlar›n›zd›r” hadisleribunlardan sadece ikisidir. Kur’an-›Kerim’de adalet, ahde vefa, affet-me, alçak gönüllülük, ana-babayaitaat, sevgi, kardefllik, bar›fl, güve-nirlilik, do¤ruluk, birlik, beraber-lik, iyilik, ihsan, iffet, cömertlik,merhamet, müsamaha, tatl› dilliolma, güler yüzlülük, temiz kalpli-lik gibi güzel ahlâki hasletlere tefl-vik eden ve zulüm, haks›zl›k, riya,haset, g›ybet, çirkin sözlülük, as›ksuratl›l›k, cimrilik, bencillik, k›s-kançl›k, kibir, kin, kötü zan, israf,bozgunculuk... gibi kötü hasletler-den nehyeden pek çok âyetin yeralmas›, Kur’an’da ahlaka ne kadarönem verildi¤inin bir göstergesidir.

Aralık 2010

53

Page 54: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Vecize tad›ndaki/formundakisözler kadar fliirlerin m›sralar›,m›sralar›n yan›nda flu k⤛d›n ha-f›zas›na girifl yapan sözler gönlü-mü y›rtarak d›flar›ya ç›km›fllard›r.Hepsinin bedellerinin zindandapeflinen ödenmesi ise san›r›mayaklar›n› zemine sa¤lamca bast›-racakt›r. Zamana inand›klar›m›zad›na flahitlik yapam›yorsak, za-man› anlamakta zorlan›p, anlaml›zamanlar›n inflac›lar› hüviyetinihak edemiyorsak, bedel ödemeahlak›m›zda t›kan›kl›klar var ola-bilir.

• ‹nanmadan baflaramay›z; id-rakine varmadan idame ettireme-yiz; adanmadan da meyve vere-meyiz/alamay›z. Baflaram›yor,idame ettiremiyor ve meyve vere-bilenlerden/alabilenlerden de¤il-sek; idrakimize, inan›fl›m›za veadanm›fll›¤›m›za tekrar bakmal›-y›z.

• Anlamadan, tan›mlayama-y›z/tamamlayamay›z. Tan›mlaya-m›yor ve tamamlayam›yorsak ozaman anlamam›fl›zd›r.

• Günü birlik mi yoksa günü“birr” üzere mi yaflayanlardans›-n›z? Günü birlik yaflayanlar tüke-ticidirler; günü birr-iyilik üzere ele

alanlarsa üreticidirler/aktiftir-ler/atiktirler. Ürettikleri ise salihameldir.

• Allah’a kulluk/ibadet/imanvazifelerimizin bafl›nda bir ömürboyu nöbet tutmakla mesulüz.Hayat›m›z›n s›n›rlar›nda nöbettutmak esast›r. Nöbette uyumakise hayat›m›za yabanc›, yalanc›,sapt›r›c› unsurlar›n s›zmas›n› ko-laylaflt›r›r.

• Hem eserlerden pay alanlar-dan hem de eserlerimizden pay-laflt›ranlardan/pay yayanlardanolal›m.

• Davam›z bafl tac›m›z ise olahza u¤runda bafl›m›za gelebile-cek bütün belalara, ac›lara, ayr›-l›klara ve de tafllara haz›r olmal›-y›z. Cezaevi de bafl›m›za isabetedebilecek büyük bir taflt›r.

• Davam›za ölümüne ba¤l› de-¤ilsek, yaflad›¤›m›z› düflünmeme-liyiz. Belki böylelikle tam/anlam-l›/izzetli bir varoluflun ancak da-vam›za ölümüne adanmakta/ba¤-lanmakta elde edilebilece¤ini an-layabiliriz.

• Özden gelerek sar›lanlara vesevenlere dava do¤rultusunda be-del ödemek zor gelmez. Zira sar›-n›lan ve sevilen de¤erlidir ve de

u¤runda yap›lacak her fedakârl›¤alay›kt›r.

• Hayat› flekilendirmeyi/de¤ifl-tirmeyi planlayanlar ifle kendi ha-yatlar›n› flekillendirmekten/de¤ifl-tirmekten bafllamal›d›rlar. Zirakendisini flekillendirmeden; haya-t›n tenine, bedenine, kalbine mü-dahaleye kalk›flmak insan› küçül-tür, komik durumlara düflürür vede gayri ciddilikle etiketletir.

• Nefis al›flverifllerimiz ömürsaatlerimizin sesidir ve bütünömür saatleri de istisnas›z ölümeayarl›d›r.

• ‹nsan a¤›r denemelerin süz-gecinden geçtikçe manevi gerek-sizliklerden kurtuluflu ö¤renmek-te. Mahrumiyetlerin nefisle-rin/ruhlar›n/flahsiyetlerin terbiye-sinde varl›ktan/imkân sahibi olufl-tan daha tesirli olmas› bofluna de-¤il. Cezaevi bu olguda derinlik ka-zanman›n en baflat adreslerinden-dir. Amaç gözetildikçe ac›lar dost-lar›m›z olacakt›r.

• Ac›lar seni sa¤arsa hüzün,sen ac›lar› sa¤arsan ürün do¤ar.‹nsanlar da seni ortaya koyaca¤›nifllerle anarlar/tartarlar.

• Bayramlarda tatl› bir hüzün,hüzünlerde de tatl› bir bayram ba-

genç

biri

kim 54

BEDEL‹ Z‹NDANDA ÖDENENSÖZLER

NNeeccddeett YYÜÜKKSSEELL

Page 55: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

r›n›r. Hüzünlerdeki bayram›n tad›-n› alg›layanlar›n hayat› bafltanba-fla bayramlafl›r.

• Davay› sahiplenme ahlak›fedakârl›¤›, çileleri, feragatlar›sevdirir; davay› yeterince anlaya-mamak ise böylesi insanlarda ön-ce yüksünmeye sonras›nda ise fi-reye, f›rsatç›l›¤a ve firara yol aça-bilir.

• Hep yerinde sayanlar yenile-nemeyenlerdir; yenilenmeye ihti-yaç duymayanlard›r. Yenilenme-ye kapal›l›k; yenilmeyi ve oldu¤ugibi kalmay› kader bilmektir. Hâl-buki Allah’u Teâlâ ar›nmam›z›, te-mizlenmemizi ve tevbe etmemiziemreder. Temizlenmek yenilen-mektir. Ar›nmak yenilenmektir,tevbe de asli dini mecraya kesindönüflle yenilenme iradesinin te-zahürüdür. Yenilenmeyi de Al-lah’u Teâlâ’ya kullu¤umuzunadanm›fll›¤›m›z› ve ahitlerimizesadakatimizi güzidelefltirmek/sa-hihlefltirmek ad›na ele almal›y›z.

• Allah için özünü sözüne fla-hit yapamayanlar davalar› ad›naönde gidemezler. fiayet özenerekgidemiyorsak, gerekti¤inde önegeçmeyi de baflaram›yorsak; özü-müzde ve sözümüzde bir s›k›n-t›/bozukluk var olabilir.

• Paylaflmak kaybetmek de¤ilkaydetmektir.

• fiikâyet sabr›n katilidir.

• Tercih yapmak, tarih yaz›m›-na kat›lmakt›r. Kat›lan›lam›yorsa,katlan›lam›yorsa, kanatlan›lam›-yorsa tercih yok demektir.

• Müslüman hayat›n› her za-man Kur’an’› azimüflflana görefark ederek, tartarak ve fark ata-rak yaflamal›d›r.

Allah’u Teâlâ’ya adan›lmadan,teslimiyeti ilan etmeden, kurbanolmay› coflkuyla sahiplenmedenkullu¤unun gereklerine dayan›la-maz: dayanma gücünden yok-

sunluk ise kulluk yolunda dökül-melere, savrulmalara, yamukluk-lara ve nihayetinde ihanet nokta-s›na dek sürüklenmeleri do¤urabi-lir.

‹nsan ister Allah u Teâlâ’ya,isterse ta¤utlara/putlara/zaman›nküfür rejimlerine uysun illaki so-rumluluklar üstlenmek zorunda-d›r. Sorumluluklar›n pratizesi iseberaberinde barikatlar›, belalar›,karfl›t sald›r›lar›, kuflatmalar› yanikaç›lamayan ve kaç›n›lmazl›¤› bi-linen imtihanlar› getirir.

‹mtihan murad-› ‹lahi gere¤itevhid ve flirkte yer alanlar›n bir-birlerinden ayr›flt›r›lmalar› içindir;herkesin/her kulun inanç/tercihkodlar›n› ve kulluk adreslerini de-liller eflli¤inde kristalize etme deyine imtihanlar sayesinde gerçek-lefltirilir.

Bu manada Dava-› Kur’anhatt›na özleriyle, sözleriyle kanla-r› ve bütün varl›klar›yla adananla-r›n u¤ramalar› muhtemel mekân-lardan biri de Z‹NDAN’lard›r. OZ‹NDAN’lar ki Medrese-i Yusufi-yelerdir! O Z‹NDAN’lar ki ahiretehaz›rlanma ana üssü/kamp›d›r: OZ‹NDAN’lar ki Allah’u Teâlâ’yasadakat hususunda yüreklerinayas›n› belirleme yerleridir! OZ‹NDAN’lar ki flartlar›n ayaklar›nakapanmay›p; tevhidi fliarlarla ruhayaklanmalar›n› faydaya, ürüne,direnifle ve cennet malzemelerininteminine çevirmesini bilenlerinhay›rlarda yar›flma mahalleridir; oZ‹NDAN’lar ki flehadete lay›k halegelme dura¤›d›r.

‹flte afla¤›da siz de¤erli kardefl-lerime takdime çal›flt›¤›m sözler;Allah’u Teâlâ’ya kullu¤undankaynaklanan vazifelerine sadaka-tini asla bozmamaya yeminli, be-lalardan/belamlardan/ firavunlar-dan korkmadan tevhidi merkezlitercihlerinin bedelini flu an zin-danda ödeyen ve imtihan potas›n-

da terbiyeye, tezkiyeye çal›flanmü’min bir yüre¤in özünden günyüzüne ç›km›flt›r! Gayret bizdentevfik, inayet, isabet ettirmek iseyüce Rabbimizdendir.

• Okunan kitaplar insana so-runlar›n karfl›s›nda nas›l çözülüpyenilgiyi kabullenece¤ini de¤il,sorunlar›n can damarlar›na inile-rek nas›l çözülece¤ini ö¤retirler.

• Cehalete/cahiliyeye karfl› si-nirle, hissiyatla ve fevri ç›k›fllarlade¤il, sab›rla, hikmetle, ilimle,azim ve kararl›l›kla mücadele edil-melidir, büyütülmelidir, neticelen-dirilmelidir.

• Sinir, öfke, muhakemesizlikfleytan›n insanlar›; harama, hakihlaline, vicdan kirlili¤ine ve decehennem atefline tafl›rken kul-land›¤› h›z› ölçülemeyen servisaraçlar›d›r.

• Hikmet, varl›¤›n› söylemdendaha fazla eylemde gösterir.

• Zorluklar› yenerek yenile-nenler, vazifelerini baflkalar›na b›-rakmayan, ertelemeyi kay›p sa-yan ve sorunlar›n bir parças› ol-maktan ictinab› seçenler aras›n-dan ç›karlar.

• Yaflam›m›z bize ait bir kitap,her günümüz de bu kitab› olufltu-ran birer sayfad›r. Sayfalarda gö-rülecek bilgiler flahsiyetimizi ve si-cilimizi tarif edecektir, tarihtekiyerimizi belirleyecektir ve ahirettede ayn› bilgileri okumam›z istene-cektir.

• Hakikat penceresinden ba-kamayanlar do¤ru/adil sonuçlarelde edemezler. Kalp, Hakk›n de-netimine ram oldu¤unda ak›l venefis ölçüde, tart›da, tart›flmada,uyarmada ve uyar›lmalar karfl›-s›nda hakikate ba¤l› kal›r.

• Tecrübe dertlerin rafine edi-lerek irflada, inflaya, ilerlemeye veerdemlenmeye tahvilinden baflkanedir ki?

Aralık 2010

55

Page 56: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

• fiah›slar aras›ndaki k›zg›nl›k-lar, k›rg›nl›klar uzad›kça; ilgiler,sevgiler körelir. Kalp kap›lar›n›naç›l›p kapanmas›n› sa¤layan ma-nevi mentefleler ise heva-i heveseistinad eden/fler’an tasvipleri im-kâns›z k›zg›nl›klar, k›rg›nl›klar vehusumetlerden çok çabuk etkile-nerek paslan›rlar.

• Sorunlar/krizler/derin fayhatlar› insan›n nefsini ilahi hü-kümlere göre hesaba çekmedekigafletinden/ihmalinden dolay› do-¤ar. Buhranlar, kaoslar ve derinçatlaklar ise ihlâsl› ve takval› flah-siyetlerin gayretleriyle halledilebi-lir. Zira ihlâs ve takva y›kmaz;yapar ve onar›r.

• Sahih tefekkür, y›k›l›flla-r›n/düflüfllerin önündeki koruyucubariyerlerdir.

• Tecrübeler yaflanarak kaza-n›l›r, kullanarak/yararlanarak dayaflat›l›r.

• Güçlü, dirayetli ve irade sa-hiplerinin en bariz vas›flar› kendi-lerini ayd›nlatm›fl, tan›mlam›fl vehedef sahibi olmalar›d›r.

• Kalbin bafl› e¤ildi mi, bedeninbafl› dik tutulamaz. Kalp felç oldumu, ayaklar dosdo¤ru yol alamaz.Bafl› dik tutan, ayaklara dosdo¤ruyol ald›ran iskelet yap›s›ndan dahaöte Rabbimize iman ve samimiyet-te taviz vermeme yap›s›d›r.

• Fark›na varmak gözün de¤ilgönlün konusudur. Gözle bakan-lar gelip geçer giderler, gönülle ba-kanlarsa nüfuz ederler ve vak›folurlar. Bak›p geçenler seyirciler-dir. Nüfuz edip vak›f olanlarsa;fark›na vararak yaflamay› ahlak-laflt›r›p, kendilerinin hayat›n› vehayat›n kendisini flekillendirmeiddias›/idealleri bulunanlard›r.

• Geliflmeleri anlamaya de¤er-leri baz al›narak zaman ayr›lmal›-d›r. Geliflmelere hak etmedikleriölçüde zaman ay›ranlar, geliflim-

lerine darbe vururlar. Sa¤l›kl› an-lama seyirlerine zarar verirler.

• Bizler birbirimizin ayn›s› de-¤il aynas› olmakla mesulüz.

• Hikmetsiz heybet olmaz.

• Kitaplar olgunlaflmaya susa-m›fl fertlere tesir eder. Kitaplarkendilerine oyalanmak, uyumak,poz vermek ve vakit geçirmek sa-ikleriyle yaklaflanlara yüzünügösterir fakat özünü açmazlar.Hazinelerini de sahte okuyucula-r›n önüne koymazlar.

• Deniz feneri dalgalara de¤il,dalgalar aras›nda sahile ulaflma-n›n mücadelesini verenlere yön veyol gösterir.

• Kalemler kullan›c›lar›n›n ah-lak›yla ahlaklan›rlar. Ayn› za-manda kullan›c›lar›n›n ak›llar›na,gayelerine, tercihlerine göre flah-lan›p, manevralar yapar ve mev-zilenirler. Kalemlerin kudurmalar›da kâmilleflmeleri de sahiplerin-dendir.

• Meflakkatlere katlanma efli¤iafl›lmad›kça; doruklara ulaflman›nzorluklar›na, çetin flartlar›na gö-¤üs gerilemez.

• Allah’u Teâlâ’ya karfl› ihane-te batm›fl zihinlerin/yüreklerin fle-refi kalmaz. Bila fleref derekesineinenlerden ise k⤛d›n, kalemin,kelam›n iffet ve flerefini gözetipidrak etmeleri beklenemez.

• Dirilmeden direnemeyiz di-renmedikçe de dirili¤imizin muha-fazas›n› sa¤layamay›z.

• Müminler tevhidi çerçeveyeendekslenerek ayakta kalmay›,hayati de¤erlerle Dava-› Rabbaniüzere kalmay› önemsemelidirler.Birbirimize bu do¤rultuda omuzvermezsek birbirimizin fleref kay-na¤›, huzur kayna¤› ve cennetkayna¤› olamay›z.

• Maharet ve mesuliyetlerini;ürettikleri mazeretlerle, ördükleri

siperde gizlenerek aç›kta b›rakan-lar gerçekte onlar› mazeret mezar-l›¤›na gömmüfllerdir. Direnmek;yüklenmek yerine sinmeyi benim-semekse zillettir.

• Ölüm prova yapmaz. Sadecezaman› geldi¤inde sahneye girerve görevini mükemmelce icraeder.

• Hiçbir keskin niflanc› hedefi-ni ölüm kadar tam kalbinden vu-ramaz.

• Sigara bir canavard›r, duma-n› da batakl›k; içen ona hem kur-ban olur ve hem de eder yard›myatakl›k.

• Musibetler ehl-i zikrullah›nbafl›na taç, ehl-i isyankâr›n bafl›naise tafl olur.

• Elefltiri yerinden ve derindenoynatma operasyonudur.

• Hayat tek devrelik çok bü-yük bir imtihand›r. Öyle ki bu im-tihan›n bütünlemesi, yedek s›navhakk› ve telafisi yoktur.

• Kendisine korku ad›na mün-has›ran Allah korkusunu alan›nbaflka korkusu, korkutucular› ol-maz.

• Ölüm flimdilik gözlerimiziniçine bak›yor gönderiyor selam,elimizden tutup mezara götürür-ken bitmifl olacak dünyal›k kelam.

Birbirimize kutlu ‹slami yar›n-lar›n haz›rlanmas›nda görev üstle-nebilmemiz, zalimlere karfl› izzetlidirenifle geçebilmemiz ve de yücehuzura birer salih mü’min, birerflahit mü’min olarak al›nmam›zailiflkin dualar edelim. Rabbimiz hi-dayetlerimizi daimi korusun. Rab-bul âlemin yoluna saç›lan engelle-ri erdeme, irfana, ihlâsa, takvayave cennet-i firdevse kavuflturucuu¤rafl›larla kald›rmada kalemleri-mizi, yüreklerimizi, dualar›m›z› fe-yizlendirsin.

genç

biri

kim 56

Page 57: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

‹nsan yarat›l›rken her türlü gü-zelliklerle donat›larak yarat›lm›flve Allah’›n Kur’an’da da ifade et-ti¤i gibi “eflref-i mahlûkat” olarakyarat›larak dünya sahnesine gön-derilmifltir.

‹nsana verilen en büyük ni-metlerden bir tanesi de gözlerdir.Göz, insan›n dünyadaki güzellik-leri görmesini sa¤lar. Bu itibarlabize verilen her nimete flükretme-miz gerekti¤i gibi göz nimeti içinde Yüce Allah’a flükretmemiz ge-rekmektedir. Allah’›n vermifl oldu-¤u nimetleri Rabbimizin verifl ga-yesi do¤rultusunda kullanmak birvecibedir. Rabbimiz bunuKur’an’da flöyle bildirir: “Bilmedi-¤in fleyin pefline düflme! Çünkükulak, göz, kalb gibi azalar›n hep-si de sorguya çekilecektir.”(‹sra36) Kula¤›n flükrü, Kur’an ayetle-rini dinleyerek ders almak; onug›ybet ve dedikodudan sak›nd›r-mak; Allah’›n haram k›ld›¤› iftira,fuhfliyat ve münkerlerden uzaktutmakt›r. Allah’a göz nimetindendolay› flükretmek ise, gözlerimizihiçbir flekilde harama meylettir-memekle olur. Bunun Kur’an’dakiifadesi fludur:

“(Ey Habibim) Mü’min erkekle-re söyle, gözlerini haramdan sak›n-

s›nlar ve ›rzlar›n› korusunlar. Bukendileri için daha temizdir. fiüphe-siz ki Allah onlar›n bütün yapt›kla-r›ndan haberdard›r. (Nur 30)

Kur’an’›n ifadesinden anlafl›la-ca¤› gibi göz nimetine flükretmekgözümüzü haramdan sak›nmaklaolur. Gözlerin haramdan sak›nma-s› dolay›s›yla ›rz›m›z› korumak an-lam›na gelir. Gözlerimizi haram-dan sak›nabilmemiz ise kalp gözü-müzün sürekli aç›k olmas› ilemümkündür. Kalp gözümüzün da-ima aç›k olabilmesi kazand›klar›-m›z›n, yiyip-içtiklerimizin helal,konuflmalar›m›z›n ise hay›r ve zi-kir üzere olmas› ile olur.

Efendimiz (sav), özelde Hz.Ali’ye, genelde de tüm ümmetinehitaben, “Ya Ali, birinci bak›fl lehi-nedir, fakat ikincisi aleyhinedir.”buyurarak harama götüren yolu tabafltan önlemekte ve günahlarageçit vermemektedir. Ayr›ca, Ce-nab-› Hakk’›n “Kim benim kor-kumdan dolay› harama bakmay›terk ederse, kalbine öyle bir imanneflvesi ve halveti atar›m ki, onunzevkini gönlünün derinliklerindeduyar.” ‹ltifatkâr beyan›n› nakle-derek Müslümanlar› gözlerini ha-rama kapatmaya teflvik etmifltir.Peygamberimiz (sav) gözünü ha-ramdan sak›nanlar için verdi¤i

Aralık 2010

57

MMeeddeennii HHAANNOO⁄⁄LLUU

GÖZ N‹MET‹NE fiÜKRETMEK

Page 58: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

müjdeli bir baflka hadisinde flöylebuyuruyor: “Üç kifli vard›r ki, in-sanlar mahflerde hesap verirlerkenonlar Allah’›n arfl›n›n gölgesindesohbet ederler. Bunlar:

1-Allah yolunda hiçbir k›nay›-c›n›n k›namas›ndan korkmayankifli.

2-Kendisine helal olmayan fle-ye elini uzatmayan kifli.

3-Allah’›n bak›lmas›n› haramk›ld›¤› fleye bakmayan kifli.”

“Harama bakmayan gözler,cehennem atefli görmez” diyorHz. Peygamberimiz haramlarnoktas›nda zihin ne kadar temiztutulabilirse, hayal kuvvesi temizkalabilmekte ve insan harama yö-nelik bir arzu ve istek duymamak-tad›r. ‹nsan›n gözünü haramdansak›nmamas›, asl›nda onun f›tra-t›yla çeliflen bir durumdur. Çünkübu bak›fllar, insano¤luna verilmiflpek çok duygunun inkiflaf›na ma-nidir. Böyle bir insan, bütün ener-jisini ve iradesini flehevi duygula-r›n emrine verecek, böylece belkifark›na varmadan ruhunda potan-siyel bir halde bulunan di¤er insa-

ni ve manevi melekelerin geliflme-sine ve ortaya ç›kmas›na engelolacakt›r.

Harama bak›fl zinaya davetiye-dir. Gözler harama kayd›¤› andairade hükümsüz kal›r ve art›k nef-sinin emirlerine amade konumagelir. Gözü harama kayd›ran nefisbu zina yolcu¤u bitinceye kadarsükûnete ermeyecek ve hep dahafazlas›n› isteyecektir.

‹sra Suresinde “Zinaya yaklafl-may›n!” derken dikkat edilmesigereken husus, zinan›n yap›lma-mas› de¤il, ona yaklafl›lmamas›d›r.Yaklaflman›n ilk ad›m›n› oluflturanfiil, bakmakt›r. Bu eflik afl›ld›¤›n-dan itibaren zinaya giden yolculukdevam eder durur. ‹nsan›n damar-lar›nda kan›n akt›¤› gibi hareketeden fieytan›n onu ne zaman fitle-yece¤i, kan›n› delirtece¤i, heva vehevesi ne zaman azg›nlaflt›raca¤›da belli de¤ildir. Bakma an›ndanitibaren insan dönülmez bir yolcu-lu¤a ç›km›fl olur. Bu yüzden bak-ma efli¤ini aflanlar›n zinaya düflmeihtimalleri hep mevcuttur.

Göz nimetine teflekkür etmekharama bakmamakla olur demifl-tik. Edeb ve hayâ timsali ‹slam bü-yüklerimiz gözü haramdan sak›n-d›rman›n faydalar›n› flu flekilde s›-ralam›fllard›r:

“Harama bakmamak, kalbenur verir. Bu da kiflinin gözünde,yüzünde ve sair organlarda ortayaç›kar. Gözü haramdan sak›nd›r-mak, ilim yollar›n› ve kap›lar›n› ar-d›na kadar açar. Kalbe kuvvet, se-bat ve flecaat verir. ‹nsan›n bakmagünah›n›n alçakl›¤›ndan, basitli-¤inden ve zay›fl›¤›ndan s›yr›lmas›-na vesile olur.

Gözleri haramdan uzak tut-mak, kalbi flehvete esir olmaktankurtar›r. ‹bn-i Teymiyye’yi hapseatt›klar›nda onun bir esir ve mah-pus oldu¤unu söyleyenlere karfl› oflöyle demiflti: “Gerçek esir heva

ve hevas›na esir oland›r. Gerçekmahpus kalbine Allah’› sokma-yand›r.”

Gözleri haramdan k›smak ce-hennem kap›lar›ndan birini kapa-t›r. Çünkü cehennemin bütün ka-p›lar› haramdan nasibi olanlariçindir. Harama bakmamak, akl›kuvvetlendirir ve gelifltirir. Gözü-nü haramdan sak›nd›ramayanlarise tüm bunlardan ve en önemlisiAllah’›n rahmetinden uzak olmatehlikesiyle karfl› karfl›yad›rlar.

Günümüzde insanlara mater-yalist bir hayat tarz› sunulup da-yat›lmaktad›r. Materyalist hayatherhangi bir ahlaki endifle, helalharam s›n›r› tan›mayan, insanl›¤›et ve flehvetten ibaret gören, dola-y›s›yla insan› kendine yabanc›lafl-t›ran ve bunun sonucunda egoist,flükretmeyen, nankör bir insanmodeli ortaya ç›kar›r. Böyle bir in-san modelinin ço¤ald›¤› ortamdaart›k insanlar birbirlerine karfl›sevgi ve sayg› hasletlerini ve enönemlisi birbirlerine karfl› güven-lerini kaybetmeye bafllarlar.

Materyalist bir hayat tarz›n›benimseyen fert, b›rak›n flükret-meyi, sürekli günah ve flehvet pis-likleri içinde yüzen ve bundanzevk alan, ancak hiçbir flekilde tat-min olmayan bir bozuk kiflilik ha-lini al›r.

Mü’minler olarak, böyle çirkef,kokuflmufl bir hayat tarz›na karfl›alternatif olarak, her türlü hal vehareketlerine dikkat eden, her türlügünah flüphesi tafl›yan nazar, duy-gu ve düflüncelerden uzak duran vesürekli ilim ve yakinimizin artmas›için Allah’a dua eden kifliler olmakmecburiyetindeyiz. Çünkü dünyahayat› fani-aldat›c› ve geçici zevk-lerden baflka bir fley de¤ildir.

Son olarak flunu ifade edebilirizki, gözlerini haramdan sak›n›pflükreden kurtulur. Sak›nmay›pnankörlük yapan mahvolur.

genç

biri

kim 58

“Harama bakmamak,kalbe nur verir. Bu dakiflinin gözünde,yüzünde ve sairorganlarda ortaya ç›kar.Gözü haramdansak›nd›rmak, ilimyollar›n› ve kap›lar›n›ard›na kadar açar.Kalbe kuvvet, sebat veflecaat verir. ‹nsan›nbakma günah›n›nalçakl›¤›ndan,basitli¤inden vezay›fl›¤›ndans›yr›lmas›na vesile olur.

Page 59: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Kur’an›n tedvini Hz. Osmandöneminde yap›ld›. Hz. Ebube-kir’in hilafeti zaman›nda Yema-me Savafl›nda birçok haf›z haya-t›n› kaybetmiflti. Hz. ÖmerKur’an’›n unutulaca¤› veya kay-bolaca¤› kayg›s›yla Hz. Ebube-kir’e baflvurdu¤unu biliyoruz.

Kur’an’›n tedvininin bir bafl-ka nedeni fluydu: ‹slam toprakla-r› çok genifllemiflti. BuralaraMüslümanlar yerlefliyordu, fakatKur’an okuma farkl›l›¤›n›n önü-ne geçemiyorlard›. ‹htilaflarözellikle k›raat bak›m›ndan fark-l› okuma flekilleriydi. Birbirleri-nin Kur’an okumalar›n› be¤en-medikleri gibi inkar etme nokta-s›na kadar da var›yorlard›. Budurumu savafltan dönen Huzey-fe Bin El Yaman Hz. Osman’aacil olarak bildirdi.

Peygamber döneminde yaz›l-m›fl, sahabelerin (Hz. Ali, azald›köle Salih gibi) elinde bulunansurelerin s›ralar›n›n farkl› yerlereyaz›ld›¤› birden fazla Kur’an› Ke-rim vard›. Birbirlerinin okumafleklini be¤enmedikleri gibi bir-birlerinin Kur’an’lar›n› da be¤en-meyebilirlerdi.

Hz. Osman Ashab›n büyük-leriyle görüflüp Kur’an› Kerimitek mushafa bir harf üzerine top-lamalar›n› söyledi. Ashab da bu-nun yegane hal çaresi oldu¤unukabul etti. (El Mugni, S 119) Bu-nun için de dört kifliyi görevlen-dirdi. Zeyd Bin Sabit, AbdullahB. Ezzubeyr, Said Bin El As, Ab-durrahman Bin Haris Bin Hi-flam’d›. Hz. Ebubekir zaman›ndatek Mushaf halinde toplanan,daha sonra Hz. Ömer’e geçen vedaha sonra da Hz. Ömer’in k›z›Hz. Peygamber’in Han›m› Hz.Hafsa’da bulunan Kur’anla bire-bir karfl›laflt›r›larak, Kur’an’larço¤alt›ld› ve bunun d›fl›ndakifarkl› ve ihtilafl› Kur’anlar Hz.Osman’›n emriyle yak›ld›.(El‹bane S. 30 Tef. Taberi)

Sahabelerin ellerindekiKur’anlarda ayetlerin yan›ndaaç›klamalar› yaz›l›yd›. Bunlar›nKur’an ayetleriyle kar›flmas› daönlenmifl oldu.

Hz. OOsman’a yyöneltilen iit-hamlar vve MMüslümanlarda iilk ffit-ne hhareketleri

Hz. Osman flehirlerin valile-rinde birtak›m de¤ifliklikler yap-

m›flt›. De¤ifltirilen valiler aras›n-da Hz. Osman’›n akrabalar›n›nolmas› Müslümanlar›n kafalar›n-da soru iflareti oluflturdu. OysaHz. Ömer kendinden sonraki ge-lecek halifeyi, ifl bafl›na gelecekinsanlar›n akrabalardan de¤il,iflin ehli kimselerden olmas› ge-rekti¤i konusunda uyarm›flt›. Ni-hayetinde Hz. Osman da insan-d›. O da insanlar› seçme konu-sunda hata yapm›fl olabilirdi.Daha sonra kendisinin flehidedilmesine var›lan süreçte birakrabas› Onu çok zor durumdab›rakd›. Bu Hakem Bin Ebil As’›no¤lu Mervan Bin Hakemdi. Dahaönce Hz. Peygamber ahlaks›zl›-¤›ndan dolay› bu iki insan› Taifesürgün etmiflti. Mervan Medi-ne’ye geldikten sonra Devletingenel sekreterli¤ine kadar ç›kt›.Kendinden sonra di¤er akrabala-r›n› da Devletin bir çok yerineatatt›. Mervan Devletin bafl›ym›flgibi bir sürü olumsuz olaylarasebep oluyordu.

Yazar, Muhammed Hamidul-lah Hoca’n›n olaylar› “Yahudioyunu olarak de¤erlendirmesi-ne” pek kat›lm›yor “Bu fitnelerdeMüslümanlar›n hiç kusuru olma-

Aralık 2010

59

NNaazziiffee AACCIISSUU

HAL‹FE HZ. OSMAN DÖNEM‹-II

Page 60: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

d› m›” diye Müslümanlara soru-yor. Hatta öldürme niyetiyle Hz.Ebubekir’in o¤lu Muhammed debu hataya düflenlerin içinde bu-lunuyor.

Fitne harekeleri birkaç kiflinineliyle çok büyük olaylara sebebi-yet veriyor. fiam, Kufe, Basra,M›s›r gibi flehirlerde fitne tohum-lar› ekiliyor. Bunlar›n bafl›ndaSona’l› bir yahudi olan AbdullahBin Sebe gelmekteydi. Hz. Os-man zaman›nda ‹slam flehirlerinigezerek (Hicaz, Basra, Kufe) sa-p›kça fikirlerini insanlar›n akl›nakoymaya çal›flt›. Örne¤in Hz.Peygamberin Hz. ‹sa’dan öncedirilmeye hakk› oldu¤unu, herpeygamberin vasisi oldu¤unu,Hz. Ali’nin de Hz. Peygamberinvasisi oldu¤unu ortaya att›. Ma-alesef bu insan›n geçmifli nedir,kimdir, ‹slam’a ne kadar eme¤igeçmifltir diye soruflturan olma-dan, bu insana inananlar oldu.Daha sonra daha ileri giderekHz. Ali’nin, Hz. Talha’n›n ve Hz.Zubeyr’in dilinden mektuplaryaz›p flehirlere göndererek Müs-lümanlar›n bu mektupta yaz›lan-lara inanmalar›n› sa¤lad›. Yazd›-¤› mektuplar›n konular› Müslü-manlar› birbirine düflürüp özel-likle valileri kötülemekti.

Hz. Osman bu olaylar› haberald›¤›nda ise fitne hareketleriçoktan bafl göstermiflti. Akraba-lar›n› Devlet yönetimine getiri-yor, Mushaflar› yak›yor, Devletarazisinden develerine yer ay›rt›-yor, sahabeler yerine akrabalar›-n› vali tayin ediyor gibi fleklindeuydurma haberler yay›l›yordu.Abdullah Bin Sebenin örgütledi¤iBasra’dan, Kufe’den M›s›rdangelen insanlar Hz.Osman› suçla-d›lar. Hz. Ali yollar›na ç›k›p on-lara flu cevab› verdi: Halife ken-

di develeri için arazi tahsisi et-medi. Bu arazi Devletin zekatdevelerine ayr›lm›flt›r. Daha önceÖmer ‹bnul Hattat da ayn› flekil-de hareket etmiflti. Yak›lan Mus-haflar ise üzerinde ihtilaf olannüshalard›r. Üzerinde ittifakolan nüshalar› yakt›rmad›. (‹bniKesir VII. 172)

Bu konuflmalar›n ard›ndanM›s›r’dan gelen fitne grubu M›-s›r’a do¤ru yola ç›kt›lar. Amaak›llar›nda bu sefer de valilerinde¤iflmesi vard›. Hz. Osman M›-s›r valisini de¤ifltirip yerine Hz.Ebubekir’in o¤lu Muhammed’ivali tayin etti. Tayin etme emrinide yazm›flt›. Tam olaylar yat›flt›denirken isyanc› M›s›rl›lar› yar›yoldan döndürecek bir olay ya-fland›. Kendilerine yaklaflan birköle dikkatleri üzerine çekti veüzerindeki mektubun bulunma-s›n› sa¤lad›. Yakalad›klar›ndaönce Hz. Osman’›n daha sonraMervan’›n kölesiyim demiflti.Üzerindeki mektupta Muham-med Bin Ebubekir ile falanca ki-fliler sana geldi¤inde onlar›n he-men öldürülme ifllemini yerinegetir, mektubu imha et, sana ye-ni bir emrim gelinceye kadar ifli-ne devam et. Senden anlaflmaküzere bana gelenleri hapset. Al-lah’›n izniyle bu hususta sanabenim talimat›m mutlaka gelirdiyerek görevdeki M›s›r Valisineyaz›lm›fl bir mektuptu. Mektubuokuyan M›s›rl› isyanc›lar hemenMedine’ye dönüp Halifenin öl-dürülmesine karar verdiler.

Abdullah Bin Sebe’nin de fit-neleriyle Hz. Ali’nin de haberiolmadan de¤iflik illere Hz.Ali’nin a¤z›ndan mektuplar ya-z›lm›flt›. ‹syanc›lar öyleyse bizeneden mektup yazd›n dediler.Müslümanlar bu olaylar ç›kana

genç

biri

kim 60

Hz. Osman rüyas›ndaEfendimiz’i (s.a.v.)görür, sa¤›nda Hz.Ebû Bekir, solunda daHz. Ömer oturmuflonu beklemektedir.Peygamberimiz(s.a.v.) Hz. Osman’adönerek “Seni aç m›b›rakt›lar?” diyesorar. Hz. Osman(r.a.) cevaben: “üçgündür oruçluyum yaRasûlallah” der.Bunun üzerinePeygamberimiz, Hz.Osman’a: “Hadi ozaman ne duruyorsun,gel de orucunu buradaaç!” der.

Hz. Âifle (r.anha)’danResulullah (s.a.s)’›nflöyle söyledi¤i rivayetedilmektedir: “YaOsman! Belki Allahsana bir gömlekgiydirir, münaf›klarsenden onu ç›karman›istediklerinde onu,bana kavufluncayakadar sak›n ç›karma”.Hz. Osman,Resulullah (s.a.s)’inbu günler içinkendisine bildirdi¤ifleylere uymayaçal›fl›yordu. O, flöylediyordu: “Resulullah(s.a.s) benimleahitleflmifl oldu¤u fleyüzerindesabretmekteyim”

Page 61: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

kadar Hz. Ali ile ilgili mektuplar›daha yeni Hz. Ali’ye sorma f›r-sat› bulmufllard›. Hz. Ali’nin omektuplar› yazmad›¤› böylelikleortaya ç›km›fl oldu.

M›s›rl› isyanc›lar Medine’debulunan Hz. Ali’ye, “bizimle bir-likte gel, Hz. Osman’a mektupolay›n› soral›m” dediler.

Hz. Osman’›n evinde kö-le’den ç›kan mektubu anlatt›lar.Sen bizim ölümümüzü istiyor-sun dediler. Biz de senin ölümü-nü istiyoruz dediler. Böyle birmektup yazmad›¤›n› ve yazd›rt-mad›¤›n› söyleyen Hz. Osman’amektuptaki mührü sordular. Hz.Osman mührün kendisine ait ol-du¤unu fakat kendisinden ha-bersiz kullan›lm›fl olabilece¤inisöyledi. Bu mazereti de kabuletmeyen asi grup evi otuz günboyunca muhasara alt›na ald›.Mektubun Mervan taraf›ndanyaz›labilece¤ini düflünen isyan-c›lar öyleyse bize bu iflin sorum-lusunu ver dediler. Hz. Osmanda öldü¤ü güne kadar Mervan’›teslim etmeye müsaade etmedi.Hz. Ali sürekli isyanc›lar› yat›fl-t›rmak istedi, durumu düzelttiy-se de Mervan ‹bnul Hakemin is-yanc›lara karfl› k›flk›rt›c› aç›kla-malar› olaylar› daha vahim birhale getiriyordu. Hz. Osman’›nhan›m› Hz. Ali’nin tavsiyelerinidinlemesini söylediyse de Hz.Osman akrabas› olan Mervan’›dinlemeye devam etti.

Mescide namaz k›lmaya gitti-¤inde Hz. Osman mescidde Müs-lümanlara karfl› bir konuflmayapt›: “Medine’yi bu flekilde ifl-gal edenlerin Hz. Peygamber di-linde lanetlendiklerini söyledi.Hz. Peygamber’in (SAV) gerçek-ten böyle dedi¤ine flahadet eden

Zeyd Bin Sabit Muhammed BinMesleme’yi mesciddekiler zorlaoturtup, konuflturmad›lar.

Otuz gün böyle devam etti.Otuz günün sonunda art›k mes-cidde namaz k›ld›rmas›na da izinvermediler. Hz. Osman evindenç›kamaz haldeydi. ‹syanc›lar›niste¤i, Mervan’› kendilerine ver-meleri ve mektup ve mühür ola-y›n› iyice aç›klamalar›yd›. FakatHz. Osman Mervan’› teslim et-medi, çünkü onun öldürülece-¤inden korkuyordu. Hz. Osmanevini muhasara içine alanlaraseslenip Hz. Ali’nin veya Sad’›noralarda olup olmad›¤›n› sordu.Olmad›¤›n› ö¤rendi¤inde Hz.Ali’ye haber verin de bizlere sugetirsin dedi. Hz. Ali su ile birlik-te Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’iHz. Osman’› korumak için gön-derdi. Hz. Zübeyr, Hz. Talha da-hil Rasulullah’›n ashab›ndan pekço¤u da isyanc›lara mani olmakiçin Hz. Osman’›n kap›s›na gel-diler. Bu kadar çok insan› görenisyanc›lar evin kap›s›n› ok ya¤-muruna tuttular. Hz. Hasan’›nda bulundu¤u birçok sahabedenyaralananlar oldu. Kap›dan gire-meyece¤ini anlayan isyanc›larkimin öldürdü¤ü anlafl›lmas›ndiye birkaç kifli birden Hz. Os-man’›n komflusunun çat›s›ndanHz. Osman’›n evinin çat›s›na ge-çerek içeriye girdiler. Kap›dakimuhaf›zlar›n haberleri olmad›.‹lk giren Muhammed Bin Ebube-kir idi. Hz. Osman ona dedi kiAllah’a yemin olsun ki, e¤er ba-ban seni bu halde görecek olsay-d› flüphesiz senin bana karfl›olan bu tavr›n onu çok üzerdi.Bu sözlerin üzerine MuhammedBin Ebubekir oradan ayr›ld›.Ama di¤er isyanc›lar Halife Hz.Osman’› han›m›n›n yan›nda fle-

hid ettiler. Hz. Osman, onlar gir-meden önce namaz›n› k›l›pKur’an okumaya bafllad›. SonraAli-‹mran suresinin 173. Ayetiniokudu; “Düflmanlar›n›z size kar-fl› ordu haz›rlad›. O halde onlar-dan korkun” dedi de bu söz on-lar›n iman›n› artt›rd› ve üstelik“Allah bize kafidir. O ne güzelvekildir.”

Hz. Osman rüyas›nda Efendi-miz’i (s.a.v.) görür, sa¤›nda Hz.Ebû Bekir, solunda da Hz. Ömeroturmufl onu beklemektedir.Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Os-man’a dönerek “Seni aç m› b›-rakt›lar?” diye sorar. Hz. Osman(r.a.) cevaben: “üç gündür oruç-luyum ya Rasûlallah” der. Bu-nun üzerine Peygamberimiz, Hz.Osman’a: “Hadi o zaman ne du-ruyorsun, gel de orucunu buradaaç!” der.

Hz. Âifle (r.anha)’dan Resu-lullah (s.a.s)’›n flöyle söyledi¤irivayet edilmektedir: “Ya Os-man! Belki Allah sana bir göm-lek giydirir, münaf›klar sendenonu ç›karman› istediklerindeonu, bana kavufluncaya kadarsak›n ç›karma”. Hz. Osman, Re-sulullah (s.a.s)’in bu günler içinkendisine bildirdi¤i fleylere uy-maya çal›fl›yordu. O, flöyle di-yordu: “Resulullah (s.a.s) be-nimle ahitleflmifl oldu¤u fley üze-rinde sabretmekteyim” (Bkz.Tac, III, 328-9; Suyûtî, Târihul-Hulefâ, Beyrut 1986, 170).

Kaynak:

‹slami Tebli¤in Örnek Halife-ler Dönemi, Prof. Dr. ‹hsan Sü-reyya S›rma

Aralık 2010

61

Page 62: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

‹flte biz, Kur’an’da müminler diye an›ld›k‹flte biz, cennet karfl›l›¤›nda Allah’a sat›ld›k‹flte biz, zalimlere karfl› her yerde savaflt›k‹flte biz, tagutlarca kovulduk, vurulduk, as›ld›k

Allah’tan baflkas›ndan yoktur korkumuzTekbirlerle gelir zafer, huzur, coflkumuz

Kurflundan dökülmüfl binalar misali kaynaflm›fl›zRabb›m›zla ruhlar âleminde antlaflma yapm›fl›zAnl›m›za ilahi secde izini basm›fl›zArd›m›za bakmadan küfre karfl› ayaklanm›fl›z

Allah’tan baflkas›ndan yoktur korkumuzTekbirlerle gelir zafer, huzur, coflkumuz

Kuran’dan uzak kalmak ölümden beterRahman’a kulluktan kaçmak en büyük keder‹lahi dava u¤runda yak›lsak ne gam, buna de¤erBize gerçek yar olarak rabb›m›z yeter

Allah’tan baflkas›ndan yoktur korkumuzTekbirlerle gelir zafer, huzur, coflkumuz

Belalar kat be kat artt›r›r iman›m›z›Bize her lahza hat›rlat›r rabb›m›z›Dilimizden hiç eksiltmez hamd›m›z›Tevekkül yetiflir, siler, atar kayg›m›z›

Allah’tan baflkas›ndan yoktur korkumuzTekbirlerle gelir zafer, huzur, coflkumuz

Muhabbetullah bafltanbafla damgas›n› vurdugönlümüze Amellerimiz flahittir verdi¤imiz sözümüzeHak yola adanm›fl›z dünya görünmez gözümüzeRabb›m›z inayetiyle güç katar gücümüze

Allah’tan baflkas›ndan yoktur korkumuzTekbirlerle gelir zafer, huzur, coflkumuz

genç

biri

kim 62

BELALAR KAT BE KATARTIRIR ‹MANIMIZI

NNeeccddeett YYÜÜKKSSEELL

Okurlar›m›zdan Sn. Suat Küçük’ün annesi vefat etmifltir.Merhumeye Allah’tan (C.C.) rahmet, yak›nlar›na sabr› cemil niyaz ederiz.

***Okurlar›m›zdan Sn. ‹dris SÖNMEZ’in a¤abeyi fiükrü Sönmez vefat etmifltir.

Merhuma Allah’tan (C.C.) rahmet, yak›nlar›na sabr› cemil niyaz ederiz.***

Okurlar›m›zdan Sn. Seyfullah Dikmen’in amcas› vefat etmifltir.Merhuma Allah’tan (C.C.) rahmet, yak›nlar›na sabr› cemil niyaz ederiz.

‹NNA L‹LLAH‹ VE ‹NNA ‹LEYH‹ RAC‹ÛN

Page 63: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

Sevdalanmak, bir kayg›y›yüre¤e perçinlemek demektir.Günlük ve gündelik olmamakt›r.Birlik olmakt›r. Tüm erdemleri,hücrelere zerk etmektir. Ve yeni-den do¤makt›r.

***

Nefsi ve fleytan aleyhillane'yihoflnut etmenin kolayl›¤›n›n z›d-d›na, Hakk Tealan›n murad›navak›f olman›n zorlu¤u, insan›çepe-çevre kuflatma alt›na alm›fl-t›r daima.

***

Bir yaman döngüdür ki dün-ya, döner de durur. Bir ulvi ter-cih u¤runa yürekler depremvarî,insanlar› bir oraya bir burayavurur da savurur. Ve canlar kav-rulur.

***

E¤er ayd›nl›k sevdas›yla bü-yümeyi bilmeseydi insano¤lu,nas›l aflabilirdi kapkaranl›k me-flakkatleri? Sab›r ve tahammülles›k›nt›lar›n› silmeseydi, ne olur-du ya?

***

Zaman olur, yorgun düfler in-san. Bitkin ve solgun bedenineinat, yüce da¤lar misali ümit ye-flertir benli¤inde. Çünkü o, inan-m›flt›r, y›lmam›flt›r ve y›k›lma-m›flt›r.

***

Her nefes al›fl›m›z, ard›ndabinlerce flükür tafl›r. Müminler,selam için birbirine bak›fl›r. Üm-met olanlara, devasa bir vahdetyak›fl›r. Kardefller, daha ne diyeat›fl›r?

***

Yollar boyu ve günler boyuinsanlar ak›yor hakikate umar-s›z. Dünya esaretinden azad ol-ma fikriyat›, handiyse rafa kald›-r›lm›fl. Akleden bir kalple imar'akoyulmal›.

***

Vermek laz›m; gerek vardangerek yoktan, gerek maldan ge-rek candan, gerek gizli gerek afli-kâr, gerek az gerek çok, gerekyak›na gerek uza¤a… Öyle yada böyle vermek!

***

Yollar, yürüyenler içindir.‹çinden yürümek gelmeyenler,yollara ç›kmamal›d›rlar. En bü-yük az›k, dirençtir. Ve “direnmekgül dikmektir karanl›¤›n ba¤r›-na…”

***

Üretken ve cevval flahsiyet-ler, nab›zlar›na hücum eden ha-yat metrajl› kanlar›na, hep sev-dalar› u¤runa yol buldururlar.Uzak de¤il bunlar bize. YenidenBismillah gerek!

***

Ad›m ad›m yürümeye baflla-yanlar, onurlu bir koflunun s›n›r-lar›n› zorlamak durumundad›r-lar. ‹zzeti kuflanan muhsin kul-lar, yoldaki engelleri delmeklegörevlidirler.

***

Y›lg›n ve ölgün hallerden rü-cu etmenin vakti, çoktan geldive geçti bile. Müminler, daha ne-yi beklerler? Bir k›v›lc›m arar-durur insan. Arad›¤› kendidiras›l!

Aralık 2010

FFaattiihh PPAALLAA

‹NCE DOKUNUfiLAR

Page 64: g. birikim aralikgencbirikim.net/dergi_arsivi/genc_birikim_139_sayi_aralik_2010.pdf · sifir problem pol‹t‹kasinin sonu mu? 3 ali kkaÇar renkl‹ b‹r kasim ayini ger‹de biraktik

genç

biri

kim 64