Embed Size (px)
Citation preview
10-11 Mayıs 2014 tarihinde Seçimli Olağan Genel Kurulumuz yapılmıştır. 914 kayıtlı üyemizden , 456 kişi oy kullanmıştır.
Tabip Odamızın olağan seçimli genel kurulu 10-11 Mayıs 2014 Tarihinde üyelerimizin yüksek oranda katılımıyla gerçekleşmiştir. Balıkesir Tabip Odası yönetim organları resmi olarak göreve başlamış ve görev dağılımını yapmış bulunmaktadır. Yönetim kurulu olarak Balıkesir’deki tüm hekimlerle dayanışma İçinde olacağımız çalışmaları birlikte yapacağımıza olan inancımız tamdır.
Bizlere göstermiş olduğunuz güven ve verdiğiniz yetkiden dolayı
tüm üyelerimize çok teşekkür eder, saygılarımızı sunarız.
Dr.Fikret Şahin Başkan
Dr.Hüseyin Gündoğdu Genel Sekreter
Dr.Ertürk Gençoğlu Veznedar
Dr.Tekin Özcan Muhasip
Dr.Ali Bozkurt Üye
Dr.Baki Aydoğan Üye
Dr.Fevzi Turgut Üye
Dr.Ulvi Güngör Başkan
Dr. Ayla Yıldız Savaş II.Başkan
Dr.İlhan Ergörün Sözcü
Dr.Funda Süsleyen Üye
Dr.Remzi Aksoy Üye
Dr.Zafer Ayhan
Dr.Mustafa Karslı
Dr.Birgi Tuna
Dr.N.Ergün Özdeş
Dr.Selim Panç
Dr.Pınar Kara İleri
Dr.Murat Sabri Yılmaz
Dr. Altuğ Canözler
Dr.Mehmet Sevinçhan
Dr.Murat Ergöz
Balıkesir Devlet Hastanesi Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesi
Sevgili arkadaşlar; Öncelikle Balıkesir Tabip Odası olarak Manisa Soma’da hayatlarını kaybeden maden işçisi kardeşlerimiz için Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Ölümün bu kadar kolay olduğu ülkemizin sağlık çalışanı olarak acımız daha büyük ; ancak sorumluluğumuzda bir o kadar yüksek olmalıdır. Tüm ulusun yas tuttuğu şu günlerde sorumluluk duygularımız ve maden işçisi şehitlerimize duyduğumuz saygı öfkemizin önüne geçmelidir. Ancak ileri ki dönemlerde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda sıkı bir takipçi olacağız ve bu faciayı unutmayacağız unutturmayacağız. Tüm ulusumuzun başı sağ olsun. Balıkesir Tabip Odası Yönetim Kurulu
Balıkesir Tabip Odası olarak 18.05.2014 tarihinde Savaştepe ve Soma'da maden kazası ile ilgili olarak incelemelerde bulunduk. Savaştepe'de Karacalar köyünde iki oğlu'da madende kalan biri kurtulan diğerini kaybeden Şerafettin Akbulut'u ziyaret ettik ve başsağlığı diledik. Maden kazasında yaşamını kaybeden Mahmut Akbulut'un 1986 doğumlu
olduğunu ve 6 aydır madende çalıştığını öğrendik.Ayrıca maden kazasından kurtulmayı başaran diğer kazazedeler ile çalışma koşullarını değerlendirdik. Sonuç olarak olayda işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili ağır ihmallerin olduğunu ve taşeron çalışma sistemininde buna yol açan en önemli faktörlerden biri olduğunu gördük. Yaşadığımız 21.yüzyılda maden işçilerinin çalışma koşullarının çağımızın çok gerisinde olduğunu adeta modern bir köle gibi çalıştıklarını, hiçbir sosyal hak ve örgütlenme hakları olmadığını üzülerek tespit ettik. Bu kaza bizlere örgütlü bir toplum olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Balıkesir Tabip Odası olarak Soma'da Devlet Hastanesi ve ilçe mezarlığını ziyaret ettik. Tıbbi açıdan Tabip Odamızın yapabilecekleri konusunda hastanede bulunan meslektaşlarımız ile görüştük ve irtibat numaralarımızı bıraktık. Ölümlerin genellikle karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı olduğu bildirildi. Yaşadığımız bu olayda ihmali olanlar hakkında gerekli soruşturmaların yapılarak gelecekte de bu gibi acıları milletçe yaşamamız için gerekli dersler çıkartılmalı ve gerçek anlamda işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarına uygun şekilde yapılmalıdır. Ayrıca yasal olarak Tabip Odaları gibi meslek odaları da bu denetimlerde yetkili kılınmalıdır.
Balıkesir Tabip Odası olarak Karesi tv'de Balıkesir Gündem Özel programına katılarak, Soma'daki maden faciasındaki izlenimlerimizi
ve sağlık politikaları hakkında genel görüşlerimizi kamuoyu ile paylaştık.
BALIKESİR TABİP ODASI OLARAK, BUGÜN burada kalbimiz YARALI ve KIRIKTIR
Saygıdeğer Basın MENSUPLARI;
13 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleşen SOMA Faciası zihnimizde ve kalplerimizde asla silinmeyecek izler bırakmıştır. Eminiz
ki belleğimizden de asla silinmeyecek TOPLUMSAL BİR TRAVMA olarak hep hatırlanacaktır. 1800’lü yılların acımasız maden
kazalarını andıran bu facianın görüntüleri, biz hekimlere verdiği acı kadar sorumlulukta getirmektedir.
En büyük temennimiz SOMA FACİASININ, gelecekte bu tür benzer görülebilecek faciaların yaşanmaması için doğru
değerlendirme ve gerekli her türlü önlemlerin alınmasının başlangıcı olur.
Ölümün bu kadar kolay olduğu ülkemizde,SAĞLIK ÇALIŞANLARI herkesten daha fazla sorumluluk his etmek durumundadır.Maden
kazaları ve ölüm bir madencinin < FITRATI> yada <KADERİ> gibi uygun olmayan ARGÜMANLARLA karşılaşmamak için; BİLİMSEL
OLARAK yaklaşıldığında gereken tüm araştırmalar ve çalışmaların sonucunda uygulamaya konulacak olan iş güvenliği ve işçi
sağlığı ile ilgili tüm önlemlerin alınması ile önleneceğine inanıyoruz.
Hükümetin, Öncelikle halen 28 ülkenin imzalamış bulunduğu ULUSLAR ARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜNÜN 176.maddesi Madenlerde
Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesini bir an önce imzalayarak işe koyulmalıdır.
Ne acıki!
Ülkemizde iş kazalarında görülen ölüm oranı açısında, AVRUPADA 1.ci, DÜNYADA İSE 3.cü sıradadır.
Kazaların en sık görüldüğü sektör ise MADENCİLİK sektörüdür.
Dünyadaki 7 milyar ton kömür reservinin yarısına sahip ÇİN’ de 1 milyon ton kömür başına düşen ölüm
oranı:1.2 iken , ABD’de ise bu oran 0,02 iken ülkemizde bu oran 7,2 dir. Keza Almanya’da alınması
gereken önlemlerin uygulanması sayesinde son derece nadir ölümler görülmektedir.
Bu vurguladıklarımız bize şunu göstermektedir ki, ülkemizde maden kazalarında meydana gelen
ÖLÜMLERİN önlenebilir olduğudur. Ancak bu ÖZEL SEKTÖR YA DA TAŞERONLARIN İNSAFINA BIRAKLIMASI
ile değil. DEVLET TÜM KAMU-KURUMLARIYLE ve de EN İVEDİ OLARAK İş
Güvenliği ve İşçi Sağlığı ile ilgili eksiklileri gidererek İLO standartlarında eksiksiz denetim sağlanarak,
havalandırma sistemlerin, kaçış yollarının, güvenli-yaşam odalarının kurulması,(4 yıl önce ŞİLİ’de yaşam
odaları sayesinde 33 işçi 69 gün sora sağ olarak kurtarıldılar. 40 kişilik Yaşam odasının maliyeti 250000
dolar olduğu söyleniyor. İNSAN HAYATI MALİYETİ NE OLURSA OLSUN PARA İLE ÖLÇÜLEMEYEĞİNİ ÜLKE
OLARAK GÖSTERMİŞ OLDUMUZ ÜZÜNTÜ BUNUN EN GÜZEL KANITIDIR.) en yeni teknolojik desteğin
sağlanarak yeniliklerin uygulanması ve de çalışan işçi kardeşlerimizin birer insan olduklarnı göz önüne
alınarak İNSANİ İHTİYAÇLARININ giderildiği ve onları hayatta kalmalarını sağlayan eğitimlerin düzenli ve
sürekli verilmesiyle yol alınacağı aşikardır.
Tüm Sivil Toplum Kuruluşları gibi biz HEKİMLERDE ortaya çıkan bu toplumsal TRAVMANIN yıkıcı
sonuçlarının en aza indirilmesi için elimizden geleni yapmak durumundayız. Yaşamını yitiren işçi
kardeşlerimizin ailelerine her türlü PSİKOSOSYAL DESDTEK vermeye hazırız.
3500 kamyon kömür için bir can veriliyorsa ve de eğer bir hafta sonra unutulacaksa….
İşte o zaman SOMA da hep birlikte ÖLDÜK demektir.
ÜLKEMİZDE BUGÜNE KADAR GÖRÜLEN EN BÜYÜK MADEN KAZASI OLAN SOMA FACİASININ TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ.
TÜM VATANDAŞLARIMIZIN BAŞI SAĞ OLSUN!
Değerli Basın Mensupları, Balıkesir Tabip Odamızın Olağan Seçimli Genel Kurulunu 10-11 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleştirdik. Seçimler sonrasında bize güvenerek, bu görevleri layık gören hekim arkadaşlarımıza Balıkesir Tabip Odası yönetim organlarının tümü adına çok teşekkür ediyorum. Resmi kayıtlarda Balıkesir Tabip Odamızın 914 üyesi bulunmaktadır. Seçimlerde 456 hekim oy kullanmıştır. Bu seçimler Balıkesir Tabip Odasının en fazla katılımlı seçimleri olmuştur. Seçimlere katılım oranı İstanbul Tabip Odasında %13 civarında gerçekleşirken, ilimizde bu oran %50’nin üzerinde gerçekleşmiştir. Hekim arkadaşlarımızın seçimlere bu derece ilgi göstermesi ve katılım sağlamaları bizleri fazlasıyla memnun etmiştir.
Seçim süreci içinde yaptığımız çalışmalarda
hekimler olarak; birlikteliğimizi,beraberliğimizi,
barışımızı ve kardeşliğimizi ön planda tutmaya
çalıştık.
Seçimler artık geride kalmıştır. Bundan sonraki
süreçte Balıkesir Tabip Odası yönetimi olarak yine
önceliğimiz hekimler arasında birlik ve bütünlüğü sağlamaktır
Balıkesir Tabip Odamızın 2014-2016 yılı yönetim organları resmi olarak 15 Mayıs 2014 tarihinde görevlerine başlamış ve görev dağılımını
yapmışlardır. Seçim süreci içinde yaptığımız çalışmalarda; Hekimler olarak Birlikteliğimizi, Beraberliğimizi, Barışımızı ve Kardeşliğimizi ön
planda tutmaya çalıştık.
Seçimlerimiz artık geride kalmıştır. Bundan sonraki süreçte yine önceliğimiz hekimler arasında birlik ve bütünlüğü sağlamaktır. Yönetim
kurulları olarak Balıkesir ilinde bulunan tüm hekimleri temsil ettiğimizin bilincinde ve sorumluluğunda olacağımızı belirtmek isterim. Yeni
yönetimin yapacağı öncelikli işlerin başında üye kayıtlarının güncellenmesi gelmektedir.
Tabip Odamızın daha aktif ve katılımcı bir meslek odası olmasını hedefliyoruz.
Yönetim Organlarını siz değerli basın mensuplarına tanıtmadan önce birkaç cümle ile Soma Maden Facia’sına da değinmek istiyorum;
Öncelikle, Soma maden kazasında yaşamını kaybeden işçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa, aile ve yakınlarına sabır
diliyorum.
Balıkesir Tabip Odası olarak 18 Mayıs 2014 tarihinde Savaştepe ve Soma’da incelemelerde bulunduk. Kazada yaşamını yitiren kişilerin
yakınları ve kurtulan işçiler ile görüşme imkanı bulduk. Daha fazla para kazanmak amacıyla İş Güvenliğinden ödün verilmesinin sonucunu çok
acı bir şekilde tüm millet olarak yaşadık.
Yaşadığımız bu acı olayın bir kader olmadığını, işçi sağlığı ve iş güvenliği eksikliği olduğunu belirtmek isterim. Bu kazalardan sonra verilen
bilirkişi raporlarında kazaların çoğunlukla ”öngörülebilir ve önlenebilir” olduğu belirtilmektedir. İşçilerin ne kadar ilkel, çağdışı koşullarda
çalıştırıldığını kendilerinden dinledik ve gözlemledik. Taşeron çalışma sisteminin ne kadar sakıncalı olduğunu, işçilerin sendikal haklarını
kullanamadıklarını ve yeterince örgütlenemediklerini kendilerinden öğrenme imkanımız oldu.
Yaşadığımız bu acı olay, İş Güvenliğinin ve İşyeri Hekimliğinin ne kadar önemli olduğunu hepimize bir kez daha göstermiştir.
Yaşam hakkının her şeyin üzerinde olduğunu para ile ölçülemeyeceğini belirterek, olayda ihmali olanlar hakkında gerekli işlemlerin yapılması
ve bundan sonraki süreçlerde de benzer olayların yaşanmaması için Tabip Odası gibi Meslek odalarının da denetim süreçine dahil edilmesini
beklediğimizi ve Balıkesir Tabip Odası olarak konunun takipcisi olacağımızı saygıyla kamuoyuna duyururuz.
Tabip Odası Yönetim Kurulu adına; oda başkanımız Dr.Fikret Şahin ve Genel sekreterimiz Dr.Hüseyin Gündoğdu,
21.05.2014 tarihinde Özel Sevgi Hastanesinde, laminektomi ve distektomi
operasyonu geçiren Op.Dr.Güner Serinkan'ı ziyaret etmişlerdir.Sağlık durumu son derece
iyi olduğu görülmüştür. Yönetim kurulu olarak geçmiş olsun diliyoruz.
Tabip Odasında aşağıda ki komisyonların kurulması düşünülmektedir,Komisyonlarda çalışmak isteyen hekimlerimizin 3 Haziran 2014 tarihine kadar Tabip Odasına isim yazdırmaları rica olunur. Hukuk Komisyonu İşyeri Hekimliği Komisyonu Aile Hekimliği ve Acil Hekimliği Komisyonu Emekli Hekimler Komisyonu Özel Hekimlik Komisyonu Sosyal ve Kültürel Etkinlik Komisyonu Yayın Komisyonu Sağlıkta Şiddeti Önleme Komisyonu Eğitim Komisyonu Öğrenci Hekim Komisyonu
24 Mayıs 2014 tarihinde TTB tarafından Ankara'da yeni oda kurullarına seçilen üyelere tanıtım ve bilgilendirme toplantısına; Balıkesir Tabip Odası olarak oda başkanı Dr. FİKRET ŞAHİN, oda onur kurulu başkanı Dr. ULVİ GÜNGÖR ve oda genel sekreteri Dr. HÜSEYİN GÜNDOĞDU toplantı'ya katılarak, odamızı temsil ettiler.
Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. S.Samet Ermiş ve Dekan Yardımcısı Yard. Doç. Dr. Murat
Yıldar Balıkesir Tabip Odasını ziyaret etmiştir.
Balıkesir Sağlık -Sen Şube Yetkileri Balıkesir Tabip Odasını ziyaret ederek, göreve başlayan yönetim kuruluna başarılar dilediler
Balıkesir Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yöneticileri Tabip Odamızı ziyaret ederek, Yönetim Kuruluna
çalışmalarında başarılar dilediler
Balıkesir Çağdaş Eğitim Vakfı Yöneticileri Tabip Odamızı ziyaret ederek, Yönetim Kuruluna
çalışmalarında başarılar dilediler
BUGÜN AİLE HEKİMLERİ VE DİĞER SAĞLIK ÇALIŞANLARI OLARAK
NİÇİN BURADA TOPLANMAKTAYIZ
Temel görevleri, birinci basamakta halkın sağlığını korumak olan aile hekimleri ülkemizde sağlık hizmetlerinin ticarileştiren anlayış, aile
hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına acillerde nöbet tutturmak suretiyle vatandaşın sağlığını da çökertecektir. Çünkü bu uygulama aile
hekimliği kanunu 5258 sayılı yasaya örtüşmeyen ve belirli bir yerde belirli sayıdaki nüfusa sağlık hizmeti verir.
Ülkemizde, iş güvencesi olmadan, güvenliksiz ortamlarda, örgütsüz ve ucuz iş gücü olarak çalıştırılan taşeron işçi sorununun yanına,
eksikmiş gibi birde hukuki hiçbir dayanağı olmayan farklı yapılanmanın içindeki çalışmaları farklı kurumda yoğun iş gücü, güvenliksiz ve
uzun süreli çalışma bakımdan, , yeni acısını yaşadığımız SOMA MADEN faciası koşullarına benzer şartlarda sağlık hizmetleri sunmak,
sağlık çalışanlarını mutsuz kılacak, tükenmişliğe yol açacak ve de kaliteli hizmet sunmayı yok edecektir
Sağlık çalışanları, her geçen gün daha da artan şiddete maruz kalmaktadır. Yetkililer bu çığlığımıza sessiz
kalmamalıdır.
Yaklaşık 10 yıldır aile hekimliği uygulamasına geçen ülkemizde, bu uzun süreçte acil deneyimli arkadaşlarımızın aile hekimliğini seçmesiyle
oluşan bu sorunun giderilmemesinin sebebi çalışanlar olamaz Dolayısıyla her açığı, aile hekimlerinin görevlendirilmesi gibi palyatif
çözümler, çözüm olmadığını yetkililerin artık anlamaları gerekir.
76 milyon nüfuslu ülkemizde, bir yılda 90 milyon insanımız acil polikliniklere başvuruyorsa, bu yanlışlığın sebebinin ortaya konularak;
başvuru düzeyini diğer ülkelerdeki başvuru düzeyine getirmesi gerekmez mi? Acil servislerde çalışanların her yönden mağduruyetleri artmakta ve de acilen giderilmesi zorunluluk arz etmektedir.
Ülkemizde uygulanan ‘sağlıkta dönüşüm’ politikalarında yaşanılan sorunların müsebebi acil servis çalışanları ( hemşire, sağlık memuru, acil
hekimleri ve uzman hekimleri) olmadığının vurgulamak istiyoruz. Bizler sağlık çalışanları olarak her platformuda özveriyle hizmet
vermekteyiz ve de karşılığında şiddet görmekteyiz, güvenliksiz ortamlarda çalışmanın sonucunda, meslektaşlarımızın öldürülmeleri
bizleri kaygılandırmaktadır. Bu tablo sağlık çalışanlarının sundukları hizmetten soğutmaktadır.
Uygulanan yanlış sağlık politikaları diğer bir deyişle günü kurtaran sağlık politikaları ile acil servisleri günbe gün işlevsiz hale getirenler, bu
birimlerde uzmanlaşmış acil hekimi yerine, diğer branşlardan uzman hekimler ve Aile Sağlığı Merkezlerinde 1. Basamakta yetkinleşmiş acil
deneyimi olmayan sağlık çalışanlarını görevlendirerek işi hepten içinden çıkılmaz hale getirmiştir.
Toplum; kızamık, suçiçeği, çocuk felci gibi aşılarla önlenebilir salgın hastalıkların tehditi altında iken; şeker, yüksek tansiyon, astım, obezite
ve kanser gibi hastalıkların görülme sıklığı her geçen gün artarken, birinci görevi koruyucu ve önleyici sağlık hizmeti sunmak olan ASM
çalışanlarının, hastane acillerinde ve 112 acil istasyonlarında ayda en az sekiz saat zorunlu nöbetle görevlendirilmesi, sağlık hizmetlerinin
ne kadar kötü yönetildiğinin göstergesi değil midir?
Acil nöbet görevlendirmelerinin dayandırıldığı yasa, evrensel hukuk normlarına ve çalışma ilkelerine uygun değildir. Yasanın iptali için
Anayasa Mahkemelerinde dava açılmasına rağmen, mahkeme kararı beklemeksizin nöbet listelerinin bir çırpıda hazırlanıp uygulamaya
konulması da kabul edilmez bir durumdur.
Mayıs ayında bir çok ilde başlatılan zorunlu nöbet uygulamaları, çalışanların tepkisini çekmiştir. Çalışanların haklarını gaspeden, dinlenme
haklarını kısıtlayan, mesleki eğitim ve deneyimlerine uygun olmayan bu alanda angarya çalıştırılmalar anlamına gelen bu uygulamalara karşı
sağlık çalışanlarının %80’i nöbetlere gitmemektedir.
SAĞLIK BAKANLIĞINI UYARIYORUZ; SAĞLIK HİZMETLERİNİ ÜRETEN BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK ÇALIŞANLARINI, KORUYUCU SAĞLIK
HİZMETLERİNDEN ÇEKEREK, ACİLLERDE YAŞANAN SORUNLARI ÇÖZEMEZSİNİZ. HATTA ÇÖZEMEDİĞİNİZ GİBİ; SU ÇİÇEĞİ, ÇOCUK FELCİ VE
HEPATİT GİBİ BİR ÇOK HASTALIĞINDA BERABERİNDE HORTLATIRSINIZ
Tekrar vurgulamamızda yarar var. Çözüm populizmden uzak sağlık politikaları ve acil serviste çalışacak kalifiye hekim ve de diğer sağlık
çalışanlarının kadrolarının arttırılması ile mümkündür. Kamuoyu ile paylaşırız.
Saygılarımızla
TTB Aile Hekimleri Kolu
Balıkesir Tabip Odası
Balıkesir Aile Hekimleri Derneği
Balıkesir Türk-Sağlık Sen
Balıkesir Sağlık-Sen
Balıkesir Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Sağlıklı bir toplum için Tütün kullanımı ile Mücadele Sağlık Çalışanlarının önemli bir Çalışma ve Dayanışma alanıdır. Bu amaçla; Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1987 yılından buyana,
Sigara kullanıcılarının sigarayı bırakmalarını sağlamak için, 31 Mayıs “Tütünsüz Bir Dünya Günü” olarak ilan edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; İnsanların yaşadığı en
büyük sağlık sorunu sigaradır.
Dünyada her yıl 6 milyon insan sigaradan hayatını kaybetmektedir yani her 10 yetişkinden birinin ölümünden sigara sorumludur.Ülkemizde ise her yıl 100.000 insanımızı erken yaşta
sigaraya kurban vermekteyiz, Daha açık olarak şöyle ifade edebiliriz; Sigara nedeniyle ülkemizde her gün bir Soma faciası yaşamaktayız ve sigara nedeniyle günde 300 kişiyi
kaybediyoruz.Eğer yeterince önlem alınmaz ise bu sayı önümüzdeki yıllarda giderek artacaktır.
Sigara dumanında vücudumuz için zararlı 4.000’den fazla madde bulunmaktadır. Bunlardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum;
- Boya sökücü olarak kullanılan ASETON
- Temizlik maddesi olarak kullanılan AMONYAK
- Fare zehiri olarak kullanılan ARSENİK
- Çakmak gazı olarak kullanılan BÜTAN
- Öldürücü zehirler olan SİYANÜR ve NAFTALİN gibi pek çok zararlı maddeyi sigarayla birlikte vücudumuza almaktayız
Ayrıca sigara bilinen en sık kanser sebebidir.
Özellikle kanser ölümlerinde birinci sırayı alan, Akciğer kanserlerinin %90 nedeni sigara’dır.Ülkemizde her yıl 40 bin kişide akciğer kanseri tespit edilmektedir.Sigara akciğer kanseriyle
birlikte, sıklıkla gırtlak ve yutak kanserlerine, yemek borusu ve mide kanserlerine de neden olmaktadır. Gırtlak kanserlerinin % 99’u kronik sigara içen kişilerde görülmektedir.Sigara
Kanser yanında ; KOAH, Astım gibi kronik akçiğer hastalıklarına, Kronik Kalp ve Damar hastalıklarına, Alerjik hastalıklara, Kan hastalıklarına, Cilt hastalıklarına, Düşük doğum
ağırlığına, Doğum Anomalilerine ve pek çok sağlık sorunlarına neden olmaktadır.
40 yaşından sonra sigara içilen her yıl yaşam süresini 3 ay kısaltmaktadır ve sigara içenler,içmeyenlere göre ortalama 20 yıl daha erken vefat etmektedirler.
Sigara kullanmayan fakat sigara kullanılan ortamlarda bulunan pasif içicilerde aynen sigara kullananlar gibi sigaranın olumsuz etkilerine maruz kalmaktadırlar.
Sigara içilen evlerdeki çocuklarda, kulak burun boğaz hastalıkları, akciğer hastalıkları, alerjik hastalıklar daha sık görülmektedir. Yine Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; Sigara
önlenebilir en önemli hastalık ve ölüm etkenidir. Bu bağlamda ülkemizde de; Tütün ürünlerinin zararlarının önlenmesi ve kontrolü hakkında kanun, 19 temmuz 2009 tarihinde
yürürlüğe girmiştir. Kapalı alanlarda sigara içiminin yasaklanmasıyla; toplumda sigara tüketim oranı % 12 azalmıştır. Tütün kontrolü çalışmaları konusunda, Türkiye tüm dünyada
örnek bir ülke olmasına rağmen son yıllarda bu başarı oranı düşme eğilimindedir. O nedenle tütün kontrolüyle ilgili yasaların tam olarak uygulanmasına yönelik denetimler aynı
titizlikle devam etmelidir.Özellikle gençler arasında sigara kullanımı,Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde giderek artmakta ve sigara içmeyi deneyen her 3 gençten 1’i sigara
bağımlısı olmaktadır. Gençler “HAYIR SİGARA İÇMİYORUM DEMEKLE” uzun ve sağlıklı bir ömür kazanacaklarını
unutmasınlar.
Sigara bırakma konusunda, toplumun kolay ulaşabileceği kamusal hizmetler bulunmaktadır;
ALO 171 Sağlık Bakanlığı Sigara Bırakma Danışma Hattı ve Sigara Bırakma poliklinikleri bu
konuda hizmet vermektedir.
En doğrusunun sigaraya hiç başlamamak olduğunu belirterek
Balıkesir Tabip Odası olarak
toplumumuza sigarasız, sağlıklı yaşam diliyoruz, saygılarımızla.
Odamızın mali durumunu ilk olarak internet
sitesinde üyelerimiz ile paylaşıldı. 2014 Mayıs
ayına ait mali tabloyu www.balikesirtabip.org.tr
adresinden takip edebilirsiniz.
Bundan sonraki mali tablolar da periyodik
olarak her ay üyelerimiz ile paylaşılacaktır.
Bizlere göstermiş olduğunuz güven ve verdiğiniz yetkiden dolayı
tüm
üyelerimize çok teşekkür ederiz,
saygılarımızla.
![Vitamin D (Dr.Murat Oktem 16 Ekim 2010) [Uyumluluk Modu]Dr_Murat_Oktem).pdf · Vitamin D probably protectsVitamin D probably protects against colon cancer ( Wei MY, Giovannucci E](https://img.dokumen.tips/doc/110x75/5a79bd6c7f8b9a28678d592f/vitamin-d-drmurat-oktem-16-ekim-2010-uyumluluk-modu-drmuratoktempdfvitamin.jpg)
