20
Ankara Etlik Ýhtisas Hastanesi’nin varlýðýna son verilerek, Dýþkapý Yýldýrým Beyazýt Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi ile birleþtirilmesine karþý ATO tarafýndan açýlan davada, yürütmeyi durdurma kararý verildi. ATO tarafýndan yürütülen mücadele sonucunda Ankara Etlik Ýhtisas Hastanesi yeniden ayrý bir müstakil baþtabiplik olarak hizmet vermeye baþladý. 8 )) “Ankara’yý Ankaralýlarla yöneteceðiz” CHP Ankara Büyükþehir Belediye Baþkan Adayý Murat Karayalçýn, göreve gelmeleri durumunda Ankara Tabip Odasý’nýn kent saðlýðý planlamasýnda temel bileþenlerden biri olacaðýný söyledi. Hekimler 4 Mart’ta týbbi maskeyle çalýþtý Hekimler, meslek hastalýklarý ve risklerine dikkat çekmek üzere 4 Mart’ta týbbi maskeyle çalýþarak, saðlýk kurumlarýnda ‘Ýþçi Saðlýðý, Ýþ Güvenliði Kurullarý’ ile ‘Risk Deðerlendirme’ birimlerinin kurulmasýný istediler. Halk saðlýðýna þiirsel bir bakýþ H.Ü. Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Prof. Dr. Çaðatay Güler; halka ve meslektaþlarýna, yaþanmýþlýklarýndan yola çýkarak yazdýðý þiirlerle adeta ders veriyor. “Sanattan hoþ görüyü öðrendim” Dr. Mehmet Gökaðaç, týp fakültesini bitirip farklý mesleðe yönelenlerden biri. Televizyon programcýsý, fotoðraf sanatçýsý… Mehmet Gökaðaç, týp öðrencisi iken tanýþtýðý fotoðrafçýlýktan bir hayat hikayesi yazdý. 10 - 11 )) 12 )) 17 )) 16 )) Kentten Güncel Tecrübe Hekim ve yaþam Gazetemiz Hekim Postasý’na her türlü haber ve yorum yazýlarýnzý bekliyoruz. [email protected] Tel: 418 87 00/123 Siz de yazýn Örgütlü hekim güçlü tabip odasý Mart 2009 Sayý: 13 TTB, iþ güvencesi, can güvencesi, gelir güvencesi, mesleki baðýmsýzlýk güvencesi, herkese eþit ve ücretsiz saðlýk güvencesi için 12 Mart 2009 Perþembe günü “Acil Eylem” kararý aldý. AKP’nin yürüttüðü saðlýðý piyasalaþtýrma, ticarileþtirme ve paralý hale getirme programýnýn alternatifi vardýr. Bunun yolu Türkiye’nin zenginliklerini eþit, demokratik, adil, barýþ içerisinde paylaþmayý isteyen bir anlayýþ ve uygulama bütünlüðünden geçmektedir. TTB ve Ankara Tabip Odasý topluma ve hekimlere karþý sorumluluðu gereði, herkese saðlýk, güvenli gelecek talebinin ýsrarlý takipçisi olmaya devam edecektir. 13 )) Biz hep birlikte ayaða kalktýðýmýzda kimse bizi görmezden gelemez NO MINUTE! ACIL EYLEM YÖK, Abant Ýzzet Baysal, Afyon Kocatepe, Cumhuriyet, Dicle, Düzce, Fýrat, Gaziosmanpaþa, Harran, Kafkas, Kahramanmaraþ Sütçü Ýmam, Mustafa Kemal, Yüzüncü Yýl ve Zonguldak Karaelmas üniversitelerinin bünyesindeki týp fakültelerinin anabilim ve bilim dallarýndaki öðretim üyesi ihtiyacýnýn karþýlanmasý amacýyla rotasyon baþlattý. TTB, TTB-UDEK ve ATO, YÖK’ün 27 týp fakültesinden 250’yi aþkýn öðretim üyesini, 13 týp fakültesinin ihtiyacýný karþýlamak üzere en az 1 yýl süreyle “mecburi hizmet”e tabi tutmasýný eleþtirdi. Kararý kaygýyla karþýlayan bazý týp fakülteleri temsilcileri YÖK’ün bu kararýný eðitimden çok, hizmetin ön planda tutulmasý olarak deðerlendiriyor. 12 )) Bu kaçýncý zorunlu hizmet? Karikatür: Dr. Seyfi Durmaz Etlik Ýhtisas Hastanesi “operasyonu” durduruldu Dünya Kadýnlar Günü’nü bir kutlama günü olarak deðil bir mücadele günü olarak algýlamak gerekli. Toplumsal eþitsizliklere, ekonomik krizin ve iþsizliðin dayattýðý yakýcý sorunlara karþý, eþit, insanca ve onurlu bir yaþam için verilecek mücadelenin günü olarak… 15 )) Ciðerlerinde sömürünün izleri var Merhametin olmadýðý, üzerlerine kilit vurulu izbe atölyelere dolduruldular önce, iliklerine kadar sömürüldüler, bir deri bir kemik kalýnca da salýverildiler yeniden aramýza… Ciðerleri alýrsa bir temiz nefes çekeceklerdi, olmadý… Þimdi onlar birer silikozis hastasý. 9 )) 8 Mart’ý kutlayabilecek miyiz? T aþýma hoca ile týp fakültesi!

Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

  • Upload
    others

  • View
    14

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Ankara Etlik Ýhtisas Hastanesi’ninvarlýðýna son verilerek, DýþkapýYýldýrým Beyazýt Eðitim veAraþtýrma Hastanesi ilebirleþtirilmesine karþý ATOtarafýndan açýlan davada,yürütmeyi durdurma kararýverildi. ATO tarafýndan yürütülenmücadele sonucunda Ankara EtlikÝhtisas Hastanesi yeniden ayrý birmüstakil baþtabiplik olarak hizmetvermeye baþladý. 8 ))

“Ankara’yý Ankaralýlarlayöneteceðiz”CHP Ankara Büyükþehir BelediyeBaþkan Adayý Murat Karayalçýn,göreve gelmeleri durumundaAnkara Tabip Odasý’nýn kentsaðlýðý planlamasýnda temelbileþenlerden biri olacaðýný söyledi.

Hekimler 4 Mart’tatýbbi maskeyle çalýþtýHekimler, meslek hastalýklarý verisklerine dikkat çekmek üzere 4Mart’ta týbbi maskeyle çalýþarak,saðlýk kurumlarýnda ‘Ýþçi Saðlýðý,Ýþ Güvenliði Kurullarý’ ile ‘RiskDeðerlendirme’ birimlerininkurulmasýný istediler.

Halk saðlýðýnaþiirsel bir bakýþH.Ü. Týp Fakültesi Halk SaðlýðýAnabilim Dalý Öðretim Üyesi Prof.Dr. Çaðatay Güler; halka vemeslektaþlarýna,yaþanmýþlýklarýndan yola çýkarakyazdýðý þiirlerle adeta ders veriyor.

“Sanattan hoþ görüyüöðrendim”Dr. Mehmet Gökaðaç, týpfakültesini bitirip farklý mesleðeyönelenlerden biri. Televizyonprogramcýsý, fotoðraf sanatçýsý…Mehmet Gökaðaç, týp öðrencisiiken tanýþtýðý fotoðrafçýlýktan birhayat hikayesi yazdý.10 - 11 )) 12 )) 17 )) 16 ))

Kentten Güncel Tecrübe Hekim ve yaþam

Gazetemiz Hekim Postasý’na

her türlü haber ve yorum yazýlarýnzý bekliyoruz.

[email protected]: 418 87 00/123

Siz de yazýn

Örgütlü hekim güçlü tabip odasý Mart 2009 Sayý: 13

TTB, iþ güvencesi, can güvencesi, gelir güvencesi, mesleki baðýmsýzlýk güvencesi, herkeseeþit ve ücretsiz saðlýk güvencesi için 12 Mart 2009 Perþembe günü “Acil Eylem” kararý aldý.AKP’nin yürüttüðü saðlýðý piyasalaþtýrma, ticarileþtirme ve paralý hale getirmeprogramýnýn alternatifi vardýr. Bunun yolu Türkiye’nin zenginliklerini eþit, demokratik,adil, barýþ içerisinde paylaþmayý isteyen bir anlayýþ ve uygulama bütünlüðündengeçmektedir. TTB ve Ankara Tabip Odasý topluma ve hekimlere karþý sorumluluðu gereði,herkese saðlýk, güvenli gelecek talebinin ýsrarlý takipçisi olmaya devam edecektir. 13 ))

Biz hep birlikte ayaða kalktýðýmýzda kimse bizi görmezden gelemez

NO MINUTE!ACIL EYLEM

YÖK, Abant Ýzzet Baysal, Afyon Kocatepe, Cumhuriyet, Dicle, Düzce, Fýrat,Gaziosmanpaþa, Harran, Kafkas, Kahramanmaraþ Sütçü Ýmam, Mustafa Kemal,

Yüzüncü Yýl ve Zonguldak Karaelmas üniversitelerinin bünyesindeki týpfakültelerinin anabilim ve bilim dallarýndaki öðretim üyesi ihtiyacýnýn

karþýlanmasý amacýyla rotasyon baþlattý. TTB, TTB-UDEK ve ATO, YÖK’ün 27 týpfakültesinden 250’yi aþkýn öðretim üyesini, 13 týp fakültesinin ihtiyacýný

karþýlamak üzere en az 1 yýl süreyle “mecburi hizmet”e tabi tutmasýný eleþtirdi.Kararý kaygýyla karþýlayan bazý týp fakülteleri temsilcileri YÖK’ün bu kararýný

eðitimden çok, hizmetin ön planda tutulmasý olarak deðerlendiriyor. 12 ))

Bu kaçýncýzorunlu hizmet?

Kar

ikat

ür: D

r. Se

yfi D

urm

az

Etlik ÝhtisasHastanesi“operasyonu”durduruldu

Dünya Kadýnlar Günü’nü bir kutlamagünü olarak deðil bir mücadele

günü olarak algýlamak gerekli.Toplumsal eþitsizliklere,ekonomik krizin ve iþsizliðindayattýðý yakýcý sorunlarakarþý, eþit, insanca ve onurlu

bir yaþam için verilecekmücadelenin günü olarak… 15 ))

Ciðerlerindesömürünün izleri varMerhametin olmadýðý, üzerlerine kilitvurulu izbe atölyelere dolduruldularönce, iliklerine kadar sömürüldüler,bir deri bir kemik kalýnca dasalýverildiler yeniden aramýza…Ciðerleri alýrsa bir temiz nefesçekeceklerdi, olmadý… Þimdi onlarbirer silikozis hastasý. 9 ))

8 Mart’ýkutlayabilecek miyiz?

Taþýma hoca ile týp fakültesi!

Page 2: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Son aylarda hekimlere yönelikþiddettin giderek artmakta oldu-ðunu kaygý ve üzüntü ile izle-mekteyiz.

Uzun çalýþma saatleri ve yoru-cu nöbetler sýrasýnda hepimiz gö-revlerimizi büyük bir özveriyleyapýyor, çoðu zaman saðlýðýmýzýda riske atarak, hastanelerin herzaman yeterli olmayan fiziki ko-þullarý ve aðýr hasta yüküne rað-men hastalarýmýzýn dertlerini ön-celemeye çalýþýyoruz.

Ülkemizde yaþanan yoksulluk,gelir daðýlýmýndaki adaletsizlik-ler ve giderek yaygýnlaþan þiddetkültürünün saðlýða da yansýma-larý olduðunun farkýndayýz.

Onay vermediðimiz ve sorum-lusu olmadýðýmýz saðlýk politika-larýnýn sonucu olarak saðlýktayaþanmakta olan kaosun suçlusubiz hekimler deðiliz.

Oysa yöneticiler ve politikacýlartarafýndan günah keçisi ilan edi-liyor, þiddetin hedefi haline geti-riliyoruz.

Medya, saðlýkla ilgili haberlerireyting kaygýsý güderek; eksik,tek yanlý, çoðu zaman yanlýþ bil-gilere dayanarak verdiði için sað-lýkta yaþanan her aksaklýðýn teksuçlusu olarak resmediliyoruz.

Hastalar, hasta yakýnlarý, bazenda yöneticiler tarafýndan maruzbýrakýldýðýmýz þiddet; ruh ve be-den saðlýðýmýzý bozuyor, iþimizeyabancýlaþmamýza, tükenme ya-þamamýza neden oluyor.

Tedirgin ve güvensiz bir ortam-da çalýþmayý kimse istemez. Bizde istemiyoruz.

Medyaya yansýyan þiddet ha-berlerinin buzdaðýnýn sadece gö-rünen yüzü olduðunu, her günbaþýmýzdan geçen sözel ya da fi-ziksel þiddetin duyulur olmadýðý-ný yaþayarak biliyoruz.

Sadece son altý ayda dört mes-lektaþýmýz aðýr þekilde fizikselþiddete maruz kaldý. Bunlardanüçünün kadýn meslektaþýmýz ol-masý, ülkemizde en çok kadýn he-kimlerin ve acil çalýþanlarýnýnþiddete maruz kaldýðý gerçeðinidoðruluyor. Kartal Eðitim ve A-raþtýrma Hastanesi’nde çalýþanbir kadýn meslektaþýmýz, yýllardýrtek hematolog olarak geceli gün-düzlü büyük bir özveriyle sür-dürdüðü meslek yaþamýný baþhe-kimden gördüðü akýl almaz birþiddet sonucunda noktalamakzorunda kaldý. Ne yazýk ki baþhe-

kim; saðlýk müdürlüðünün ve ba-kanlýðýn bir tür onay vermesi ne-deniyle hala görevine devam et-mektedir.

Son olarak Ankara Atatürk Eði-tim ve Araþtýrma Hastanesi’nde-ki bir meslektaþýmýz aðýr biçimdedarp edildi ve hastaneye kaldýrýl-dý.

Kaygý ve üzüntümüzü arttýranise; baþta saðlýk bakaný olmak ü-zere yöneticilerin, hekimlerin vesaðlýk çalýþanlarýn uðradýðý þid-dete son derece duyarsýz kalma-larý, “geçmiþ olsun” ziyaretini bi-le çok görmeleridir.

Bu durum, hekimlerin saðlýkla-rýnýn hiçe sayýldýðýný ve deðersiz-leþtirildiklerini göstermektedir.

Biz hekimler, saðlýktaki kaosunsorumlusu ve suçlusu olmadýðý-mýzý tekrarlýyor, gerçek sorumlu-larý þiddeti önlemeye ve görevle-rini yapmaya davet ediyoruz.

Çünkü; hekimlere yönelen þid-det, ayný zamanda kamu hizmeti-nin yürütülmesine de bir saldýrý-dýr.

Saðlýk hizmeti sunan bütünpersonelinin de güvenliðinin sað-lanmasý idarenin görevidir.

“Kamu saðlýk hizmeti sunan he-kime yönelik þiddet, kamu hiz-metinin ifasý nedeniyle gerçek-leþtiðinden hukuken þiddetin he-kimin yaný sýra kamuya da yönel-diðinin kabulü gerekmektedir.Kamu görevlilerine yönelik suç-larý Türk Ceza Kanunu’nun özelolarak düzenleme amacýný da buyöneliþ kapsamýnda deðerlendir-mek zorunludur. Çünkü hekimeyönelik þiddet doðrudan kamugörevinin yerine getirilmesini en-gellemekte ve kamu hizmetini,hizmetin sürekliliðini aksatmak-ta ve sakatlamaktadýr. Dolayý-sýyla hekimle-re yöneliksaldýrýlardakamu menfa-atinin de ih-lal edildiði”kabul edil-mektedir.

Bununda ötesin-de;

“Hekim-lerin çalý-þan ol-m a k t a nkaynak-l a n a ngüvenlive sað-

lýklý çalýþma koþullarýna sahip ol-ma haklarý bulunmaktadýr. Buhak gerek uluslararasý sözleþme-ler gerekse de Anayasa ile güven-ce altýna alýnmýþtýr. Nitekim 26Þubat 1965 tarihinde yürürlüðegiren ve Türkiye Cumhuriyeti ta-rafýndan 18 Ekim 1961 tarihindeimzalanan ve 16 Haziran 1989tarihinde onaylanan Avrupa Sos-yal Þartý’nýn II. bölümünün 3.maddesiyle akit taraflar, tüm ça-lýþanlarýn güvenli ve saðlýklý ça-lýþma koþullarý hakkýný etkili birbiçimde kullanabilmesini saðla-makla yükümlü kýlýnmýþtýr. YineÝnsan Haklarý Evrensel Beyanna-mesi’nin 23. maddesinde herke-sin elveriþli koþullarda çalýþmahakký olduðu düzenlenmiþtir. Ay-ný þekilde Anayasa’nýn 48. mad-desinde devletin çalýþanlarý koru-makla yükümlü olduðunun altýçizilmiþtir.”

TTB; bu yasal dayanaklardanhareketle; hekime ve saðlýk çalý-þanlarýna yönelik þiddetin, ka-muya karþý iþlenen suçlar kapsa-mýnda deðerlendirilmesi için biryasa tasarýsý önerisi hazýrlamýþ-týr.

Saðlýk sorunlarýnýn hekimlerhedef gösterilerek çözülemeyece-ðini, çalýþma ortamlarýmýzýn, iþ-yerlerimizin güvenliðinin saðlan-masýnýn yönetimin görevi oldu-ðunu bir kez daha hatýrlatýyor,yöneticileri görevlerini yapmayadavet e-d i y o -ruz.

Hekim Postasý Mart 2009

Hekim Postasý

Sahibi Ankara Tabip Odasý adýnaProf. Dr. Gülriz Ersöz

Sorumlu Yazý iþleri Müdürü:Dr. Aytuð Balcýoðlu

Ankara Tabip Odasý Basýn YayýnKomisyonu ürünüdür.

Ayda bir yayýnlanýr.

ATO üyelerine ücretsiz gönderilir.

Editör: Jülide KayaYayýn Koordinasyonu: Dr. A.Selçuk AtalayÝletiþim:Cem Ali TemuçinHaber, yorum ve yazýlarýnýzý [email protected] gönderebilirsiniz

Yayýmlayan:Ankara Tabip Odasý Yayýnýn Türü: Yerel, süreliYayýnýn Þekli:Aylýk Türkçe Yýl: 2009Sayý:13

Yayýn Ýdare Merkezi:Ankara Tabip Odasý Mithatpaþa Cad. No: 62/18 Kýzýlay ANKARA Tel : (312) 418 87 00 Fax : (312) 418 77 94www.ato.org.tr

Baský öncesi hazýrlýk: GEO Tanýtým ve Reklam Hizmetleri Kubilay Sokak 23/8 06570 Tandoðan /Ankara Tel :(0312) 229 09 85 Faks :(0312) 229 09 86 [email protected]ým yeri ve tarihi:Ýhlas Gazetecilik AÞ. Turgut Özal Bulvarý Demirciler Sitesi 1.Cadde No:68 Siteler Ank. TEL: 353 29 61/ 5 Mart 2009

Yayýn Kurulu: Dr. Arzu ErbiliciDr. Aytuð BalcýoðluDr. Harun BalcýoðluDr. Nadir Sevinç Dr. A. Selçuk AtalayDr. Serdar Koç Dr. Seyfi Durmaz

ato’dan

Prof. Dr. Gülriz ErsözAnkara Tabip OdasýBaþkaný

Saðlýk sorunlarý hekimlerhedef gösterilerek çözülemez

2

Hekim Postasý

güncel

14Mart 1827’de, II. Mahmut döneminde, HekimbaþýMustafa Behçet’in önerisiyle ilk cerrahhane, “Týp-hane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire” adýyla ku-

rulmuþtur. Bu tarih, Türkiye’de modern týp eðitiminin baþlan-gýcý olarak kabul edilmektedir. 1919 yýlýnýn 14 Mart’ýnda, iþ-gal altýndaki Ýstanbul’da týp okulu öðrencileri iþgali protestoiçin toplanmýþ ve onlara devrin önemli hekimleri destek ver-miþti. 14 Mart’ýn “Týp Bayramý” olarak kutlanmasý o gün, týb-biyelilerin emperyalizme karþý bir direniþ ve baðýmsýzlýk mü-cadelesi olarak baþladý. Bu antiemperyalist hareketi, ülke so-runlarýna duyarlý, insan ve saðlýk hakkýný koruyan, savunançizgide sürdürmeye çalýþan hekimler ve hekim örgütleri 14Mart’larý bu mücadelenin güç kazanmasý, yinelenmesi ve ye-nilenmesi için fýrsat olarak kullandýlar. Saðlýk ortamý ve özlükhaklarýmýza dair sorunlarýn dile getirildiði ortamlar oluþtu-ruldu.

Uzun yýllar odamýzýn baþkanlýðýný yapan, odamýza ve halksaðlýðýna çok önemli katkýlarý olan Dr. Nevzat Eren 2000 yý-lýnda 14 Mart’a dair þu satýrlarý yazmýþ: “Ülkemizde 14 Mart‘Týp Bayramý’ olarak algýlanmaktadýr. Günümüzden 23 yýl ön-ce, bu satýrlarýn yazarý, Ankara Tabip Odasý Baþkaný olarak,14 Mart töreninde yaptýðý konuþmada, bu günün bayram ola-mayacaðýný, tersine yas tutulacak bir gün olmasý gerektiðini i-leri sürmüþtür. Durum günümüzde de farklý deðildir. Saðlýkörgütünde çalýþan emekçiler mutsuz, halk periþandýr. Bu sa-týrlarýn yazarý son bir yýl içinde, biri Ýstanbul’da olmak koþu-luyla, bir buçuk ayý aþkýn süre hastanelerde yatmýþtýr. Heryattýðý yerde de birçok öðrencisi ile karþýlaþmýþtýr. Bu öðrenci-leri O’na bir tür ‘özel davranýþta da bulunmuþlardýr.’ Bunakarþýn bu bir buçuk ayý yazar dayanýlmaz bir süre olarak a-nýmsamaktadýr. Türkiye’de hükümetlerin önem ve öncelikverdikleri yataklý tedavi kurumlarýnýn, üniversite hastaneleride içinde olmak koþulu ile çok büyük bir çoðunluðunda du-rum içler acýsýdýr. Koruyucu hizmetler ise tam olarak dur-muþtur. Saðlýk ocaklarýnda ya hekim yoktur, ya da ‘oturacakbir iskemle bulamayacak sayýda’ çok hekim vardýr. Bazý ocak-larda görevli hekimlerin kalabalýk oluþlarý nedeniyle, haftadabir ya da iki gün iþe geldiklerine insanýn inanasý gelmemekte-dir. Aksaklýklar saymakla bitmeyecek çokluktadýr. Ancak, budurumlarýn sorumlusu olarak hekimleri almak doðru deðil-dir.”

Korkarým bu yýl 14 Mart töreninde Dr. Eren’in saydýðý olum-suzluklara yenileri eklenerek söylenecektir. Düþük temel üc-retler, performansa dayalý ücretlendirmenin getirdiði sýkýntý-lar, saðlýksýz, güvencesiz çalýþma ortamlarý, iþten çýkarmalar,prime dayalý saðlýk hizmeti finansmaný, katký paylarý ek üc-retlerle kýsýtlanan saðlýk hakký… “Saðlýkta dönüþüm”ün yansý-masý olan bütün bu olumsuzluklar yaþanýrken hedef gösteri-len hekimler ve artan þiddet… Hekimler mutsuz, umutsuz,tükenmiþtir… Ýþte bu yüzden 12 Mart günü “acil” taleplerimi-zi dile getireceðimiz “acil” eylemimiz var. GSS ile artan yo-ðunluklarý kriz ve iþsizlikle katlanacak olan acilleri ziyaret e-dip saat 11.00’de Numune Hastanesi önünde toplanýyoruz ve“SAÐLIK HAKKI” için Saðlýk Bakanlýðý’na yürüyoruz.

Tüm olumsuzluklara raðmen bir yýl boyunca çalýþtýk, üret-tik. Saðlýk ocaklarýnda, hastanelerde, acillerde, saðlýk için e-mek akýttýk. Gelin odamýzýn 14 Mart etkinliklerinde ürettikle-rimizi paylaþalým, yorgunluklarýmýzý da atalým. Týp Bayra-mý’nýz kutlu olsun.

14 Mart “Týp Bayramý”

Page 3: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Görev yaptýðý Dr. LütfiKýrdar Eðitim ve Araþtýr-ma Hastanesi’nde yaklaþýk1 ay önce Baþhekim Prof.Dr. Yusuf Özertürk’ünsözlü ve fiziksel saldýrýsý-na maruz kalan hematologDr. Dilek Argon’un bu kezonkolog olan eþi Doç. Dr.Andaç Argon saldýrýya uð-radý.

Doç. Dr. Andaç Argon,görev yaptýðý Ýstanbul Þiþ-li Etfal Eðitim ve Araþtýr-ma Hastanesi’nde, 18 Þu-bat 2009 tarihinde 5 kiþi-nin sopalý saldýrýsýna uð-radý. Saldýrýya uðrayanArgon’a künt kafa travma-sý ve yaygýn yumuþak do-ku travmasý nedeniyle be-yin cerrahisi tarafýndan20 günlük rapor verildi.Hastaneden kaçan saldýr-ganlar henüz yakalana-mazken, faillerin hastayakýný olup olmadýðý öðre-nilemedi.

Hekimler þiddetiprotesto etti

Þiþli Etfal Hastanesi’nde19 Þubat 2009 tarihindeTürk Tabipleri Birliði(TTB) ve Ýstanbul Tabip O-dasý’nca düzenlenen basýnaçýklamasýnda ise hekim-lere yönelik saldýrýlar ký-nanarak yetkililer göreveçaðýrýldý.

AKP hükümetinin Sað-lýkta Dönüþüm Programý i-le saðlýk ortamýný ticari-leþtirerek hastalarý müþte-ri, hastaneleri ticarethane,saðlýk hizmetlerini alýnýpsatýlan bir meta haline ge-tirdiðine ve saðlýk orta-mýnda olmasý gereken gü-ven ve iþbirliði iliþkisini,çatýþma iliþkisine dönüþ-türdüðüne dikkat çekilenaçýklamada, “Saðlýk orta-mýnýn sistemden kaynak-lanan ve giderek artan so-runlarý ile yöneticilerinsaðlýk çalýþanlarýný hedefgöstermesi, toplumdayükselen þiddet eðilimi ile

birleþerek çalýþma ortam-larýmýzda bizi bulmakta-dýr. Þiddete kimi zaman a-ðýr hakaretlere maruz ka-larak, kimi zaman darp e-dilerek, kimi zaman da ca-nýmýza kast eden saldýrýla-ra maruz kalarak tanýklýkediyor, hayatlarýmýzdan,geleceðimizden endiþe edi-yoruz” denildi.

Baþbakan Recep TayipErdoðan, Saðlýk Bakaný,saðlýk müdürleri ve pekçok baþhekimin hekimeyönelik þiddet olaylarýnayeterli bir duyarlýlýk gös-termediðinin aksine herfýrsatta bireyleri ve kamu-oyunu saðlýk çalýþanlarýnakarþý kýþkýrttýðýnýn ifadeedildiði açýklamada,

çalýþma koþullarýnýn veçalýþma barýþýnýn iyileþti-rilmesi, saðlýk çalýþanlarý-nýn özlük haklarýnýn iyi-leþtirilmesi için hükümetyetkilileri sorumluluklarý-nýn gereðini yerine getir-meye çaðýrýldý.

Hekim Postasý Mart 2009

güncel3

Þiþli Etfal Hastanesi’nde 19 Þubat 2009 tarihinde Türk TabipleriBirliði (TTB) ve Ýstanbul Tabip Odasý’nca düzenlenen basýnaçýklamasýnda konuþan TTB Gençay Gürsoy, hekimlere yönelikfiziksel, psikolojik, sosyal, toplumsal, ekonomik, idari ve siyasibaskýlarýn artmaya baþladýðýna dikkat çekerek, “Baský ve korkuolaðanlaþtýrýlýrken saðlýk çalýþanlarýnýn öz saygýsýnýnetkisizleþtirilmesi ve pasifize edilmesi hedefleniyor” dedi.

Geçtiðimiz aylarda, Dr. Lütfi Kýrdar Eðitim ve AraþtýrmaHastanesi’nde Baþhekim Prof. Dr. Yusuf Özertürk’ün saldýrýsýnamaruz kalan hematolog Dr. Dilek Argon’un bu kez onkolog olaneþi Doç. Dr. Andaç Argon saldýrýya uðradý. TTB ve tabip odalarýtarafýndan yapýlan açýklamalarda ise hekimlere yöneliksaldýrýlar kýnanarak yetkililer göreve çaðýrýldý.

Hekim Postasý

15 Ocak 2009 tarihinde baþhekimþiddetine uðrayan þimdi de kocasý“paramiliter” güçlerin sopalýsaldýrýsýna uðrayan Dilek’in isyaný;

Bana yapýlanlar Andaç’ý bezdirdi,yýllýk iznini aldý, 3 hafta önce bu pa-zartesi de izin bitiminde istifa etti!

Eþyalarýný almak için polikliniðe git-tiðinde 5 saldýrgan elinde sopalarlahastaneye girmiþler. Polikliniðin 2metre yanýnda sürekli duran koruma-larýn hiçbiri yokmuþ, video kayýtlarýsilinmiþ...!

Baþhekim de maalesef 1 gün önce iz-ne çýkmýþ...!

Ama evinden yorum yapmýþ; muaye-nehanesine çaðýrdýðý hasta yakýnlarýdövdü diye...

1 yýl önce muayenehaneyi kapattýðý-ný, son 1 aydýr hastanede hasta görme-diðini, 2. bir onkoloðun da 1 yýldýrhasta baktýðýný ve bu hafta kimseylekonuþmaya fýrsat bile olmadan istifaettiðini söylemeyi unutmuþ...!

Saldýrganlar henüz bulunmadan na-sýl bu bilgiye ulaþtýðýný da söyleme-miþ...! Mahkemeye açýklar herhalde!

Sanýrým nöbetlerin asýl sorumlusudahiliye þefi Dr. Yüksel Altuntaþ’ýnben ona haklý olarak kýzýp giderken ve-da bile etmediðim halde saðlýk müdü-rüne benim olayýmýn soruþturmasýnda“Dr. Dilek Argon giderken bana küfre-dip gitti” deyip -Dr. YusufÖzertürk haklý olabilirdayaðý da ona Dilekatmýþtýr - demeye ge-tirirken (saðlýk müdü-rü ben böyle anladýmdedi) neden yalansöylediðini izah etme-si gerektiði gibi....

Ýnsanýn lanetolsun de-meye bilehali kal-mýyor....

Biz býk-týk ar týkarkadaþ-lar...

S i zsaðlýklakalýn.

Hekime ve saðlýkç a l ý þ a n l a r ý n ayönelik þiddet,

14 Þubat 2009 tarihindeÝstanbul Tabip Odasý’nýnev sahipliðinde düzenle-nen çalýþtayla tartýþýldý.“Hekime yönelik þiddetnasýl önlenir?” konuluçalýþtayda, þiddetin ne-denlerinin yaný sýra þid-deti önlemek için nele-

rin yapýlmasý gerektiðiyönünde çalýþmalar ya-pýldý ve þiddetin önlen-mesine yönelik bir çalýþ-ma programý oluþturul-du. Çalýþtayda, toplum-sal boyutta artan þidde-tin saðlýk sisteminde ya-þanan olumsuzluklarabaðlý olarak hekim vesaðlýk çalýþanlarýna dayansýdýðý ve bunun art-

makta olduðunun altý çi-zildi.

Þiddeti önlemeninmümkün olduðuna vebunun için kurumlarýnve kiþilerin üzerlerinedüþenleri hayata geçir-mesi gerektiðine vurguyapýlan çalýþtayýn so-nuçlarý önümüzdekigünlerde kamuoyu ilepaylaþýlacak.

Dr. Dilek Argon’un bu kezdoktor eþine saldýrýldý!

Ýstanbul’da þiddet çalýþtayý düzenlendi

Dr. Dilek Argon’un isyaný

Page 4: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

4

güncel

SGK’nýn ”hekimyetkisi” vermesindetabip odasý onayýzorunlu

2003 yýlýnda SSK tarafýndan çýkartýlan3-222 sayýlý Hekim Yetkisi Genelgesi’nintabip odalarýnýn yetkilerini kýsýtlayanhükümleri, Türk Tabipleri Birliði tara-fýndan açýlan dava sonucunda, önce yü-rütmesi durdurulmuþ ardýndan da iptaledilmiþti. Bu Genelge’nin yürütmesidurdurulan hükümlerinin yargý kararýnauygun olarak yeniden düzenlendiði sa-vunulan ve 2006 yýlýnda SSK tarafýndançýkartýlan 3-255 sayýlý Hekim Yetkisi Ge-nelgesinde de önceki hukuka aykýrýlýklarbenzer þekilde mevcut olduðundan buhükümlerin iptali istemiyle de yine TürkTabipleri Birliði tarafýndan dava açýl-mýþtýr.

Sosyal Sigortalar Kurumu, herhangibir yetkisi olmadýðý halde, iptali istenenGenelge hükümleriyle, iþyeri hekimleri-ne hekim yetkisi verilmesinde Türk Ta-bipleri Birliði Yasasý uyarýnca oda onayýalýnmasý gerektiðine iliþkin zorunluluðuortadan kaldýran düzenlemeler getirmiþ-tir. Ayrýca yine bu Genelge ile iþyeri he-kimlerine verilen yetkinin ‘iþyerine bað-lý diðer iþyerlerinde de geçerli olduðu’belirtiliyor; hekimle iþveren arasýndadüzenlenecek sözleþmenin Genelge ekin-de belirtilen þekilde olmasý zorunlu tu-tularak, sözleþmeye iliþkin SSK Ünitegörüþünün de olmasý gerekli görülüyor-du.

Bütün bu hükümler Türk TabipleriBirliði tarafýndan açýlan davada, Danýþ-tay 10. Dairesinin 2006/817 E.2008/6567 K. sayýlý kararýyla iptal edildi.

Bu kararla, 1997 yýlýndan bugüne ka-dar verilen kararlarda sürekli biçimdevurgulandýðý üzere iþyeri hekimleriningörevlendirilmelerinde ve Sosyal Güven-lik Kurumu tarafýndan hekim yetkisi ve-rilmesinde tabip odasýndan onay alýn-masýnýn zorunlu olduðu hususu idareyebir kez daha hatýrlatýlmýþtýr.

Danýþtay kararýna göre;• Hekim yetkisi verilmesinde, tabip o-

dasý onayýnýn aranmadýðý hükümler,Türk Tabipleri Birliði Yasasýna açýk ay-kýrýlýk sebebiyle (Madde: 1/A-a-b ile 1/B-a)

• Hekim yetkisinin ‘iþyerine baðlý di-ðer iþyerinde’ de geçerli olacaðýna iliþkinhükümle, verilen yetkinin sýnýrlarýnýnbelirsizleþtirilmesi sebebiyle (Madde:7)

• Genelge ekindeki sözleþmenin imza-lanmasý gerektiðine iliþkin hüküm (Mad-de:15) ise Sosyal Güvenlik Kurumununbu alanda düzenleme yapma yetkisininbulunmadýðý gerekçesiyle iptal edilmiþ-tir.

Bu Danýþtay kararý uyarýnca SosyalGüvenlik Kurumu, 30 gün içinde, hekimyetkisi verdiði kiþilerin durumlarýný in-celeyerek tabip odasý onayý bulunma-yanlarýn yetkilerin iptal etmek; bundansonra verilecek hekim yetkilerinde de il-gili tabip odasý onayýný aramak zorun-dadýr.

Cinsel istismarla yargýla-nan gazeteci Hüseyin Üzmezdavasýndaki ‘maðdurun fizikive ruhi zarar görmediði’ þek-lindeki rapor ile aralarýndaSusurluk davasý hükümlüsüve ayný zamanda Ergenekondavasý tutuklusu Ýbrahim Þa-hin hakkýnda düzenlenen ra-porlarýn da bulunduðu çoksayýda tartýþmalý karara im-za atan Adli Týp Kurumu(ATK) Baþkaný KeramettinKurt görevinden alýndý.

Türk Tabipleri Birliði Mer-kez Konseyi, Adli Týp Kuru-mu Baþkaný KeramettinKurt’un görevden alýnmasýný,“uygun ancak gecikmiþ veyetersiz bir adým” olarak de-ðerlendirdi. TTB MerkezKonseyi, konuya iliþkin ola-rak bir basýn toplantýsý dü-zenledi.

TTB Merkez Konseyi Baþ-kaný Gençay Gürsoy, hemenher gün medyada Adli Týp

Kururu ile ilgili yeni birskandal habere rastlandýðýnadikkat çekerek, “Türkiye’ninadli týp alanýndaki en büyükbilirkiþilik kurumu olan AdliTýp Kurumu, bilirkiþiliðin enöncelikli koþulu olan güveni-lirliðini bütün toplum nez-dinde kaybetmiþtir. Adli TýpKurumu tarafýndan hazýrla-nan bilirkiþi raporlarýna bu-gün artýk hiçbir vatandaþýnitimadý kalmamýþtýr. Bu du-

rum sürdürülebilir deðildirve Türkiye’deki adli týp orga-nizasyonu hýzla gözden geçi-rilmeli ve bilimsel verilerdoðrultusunda yeniden yapý-landýrýlmalýdýr.” dedi.

ATK Baþkaný KeramettinKurt’un görevden alýnmasý-nýn isabetli ve doðru bir tu-tum olduðunu ancak ATK’dayaþanan bütün olumsuzluk-larý sadece ATK Baþkaný’nýdeðiþtirerek çözmenin müm-

kün olmadýðýný söyleyenGürsoy, adli týp hizmetlerinihizmetin gerektirdiði saygýn-lýða ve güvenilirliðe kavuþ-turmak için acilen diðer ted-birlerin de alýnmasý gerekti-ðinin altýný çizdi.

Danýþtay, Sosyal Güvenlik Kurumutarafýndan hekim yetkisiverilmesinde tabip odasý onayýnýnzorunlu olduðuna karar verdi.

Adli Týp Kurumu Baþkaný Keramettin Kurt görevinden alýndý

TTB: “Görevden alma gecikmiþ bir adým”Hekim Postasý

Gürsoy, “Türkiye’nin adlitýp alanýndaki en büyükbilirkiþilik kurumu olan

Adli Týp Kurumu,bilirkiþiliðin en öncelikli

koþulu olangüvenilirliðini bütün

toplum nezdindekaybetmiþtir.” dedi.

Kadýköy’deki Emek ve Demokrasi Mitingi’ne on binlerce kiþi katýldý

“Krizin bedelini ödemeyeceðiz”Türk-Ýþ, DÝSK, KESK tara-

fýndan düzenlenen ve arala-rýnda Türk Tabipleri Birli-ði’nin de bulunduðu birçokmeslek odasý ile emek örgüt-lerince desteklenen “Emek ve

Demokrasi Mitingi” 15 Þubat2009 tarihinde Ýstanbul’daon binlerce emekçinin katýlý-mýyla gerçekleþti. Ýþsizliðe veyoksulluða karþý Kadýköy Ýs-kele Meydaný’nda bir arayagelen emekçiler, hep bir aðýz-dan krizin faturasýnýn emek-çilere çýkarýlmasýný protesto

etti. Hekimlerin, Ýstanbul Tabip

Odasý pankartý arkasýnda biraraya geldiði mitingde yapý-lan konuþmalarda, hüküme-tin kriz karþýsýnda uyguladýðýpolitikalarý eleþtirerek, krizbahanesiyle kayýt dýþý ekono-minin teþvik edildiðine dik-

kat çekildi. Bu güne kadar ö-zellikle kriz dönemlerindebedeli hep çalýþanlarýn vehalkýn ödediðinin ifade edil-diði açýklamalarda, iþsizlikönleninceye ve iþten atýlma-lar son buluncaya kadar e-mekçilerin mücadelelerinisürdüreceði vurgulandý.

Hekim Postasý

Hekim Postasý Mart 2009

TTB Hukuk Bürosu

Mitinge týp öðrencileri de katýldý.

Page 5: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Hekim Postasý Mart 2009 5

güncel

TTB tarafýndan Baþbakan Re-cep Tayyip Erdoðan’a hitabenhazýrlanan ve hekimler ile sað-lýk çalýþanlarýnýn acil talepleriniiçeren metinlerin yurt genelindeyürütülen kampanyalarla imza-ya açýlmasýnýn ardýndan topla-nan binlerce imza Baþbakanlýðailetildi.

Baþbakan Recep Tayyip Erdo-ðan’dan istenen randevuya o-lumlu yanýt gelmemesi üzerine,13 Ocak 2009 tarihinde TTB bi-nasý önünde bir araya gelenTTB, tabip odalarý SES ve DevSaðlýk-Ýþ yöneticileri ileaktivistleri GaziMustafa Ke-m a l

Bulvarý’ný trafiðe kapatarakBaþbakanlýða doðru yürüyüþegeçti.

Baþbakan Erdoðan’a yazýlmýþmetnin yer aldýðý pankartýn ar-kasýnda yürüyen hekimler vesaðlýk çalýþanlarý yürüyüþ bo-yunca “Saðlýkta ticaret ölüm de-mektir”, “Saðlýk hakký satýla-maz”, “Susma sustukça sýra sa-na gelecek, hasta hastane kapý-sýnda ölecek”, “AKP saðlýða za-rarlýdýr” sloganlarý attý.

Baþbakanlýðýn kapýsýnda TTB,SES ve DevSaðlýk-Ýþ’inortak ba-sýn açýkla-masýný o-

kuyan SES Genel Baþkaný Bedri-ye Yorgun, Baþbakan Erdo-ðan’dan randevu istedikleriniancak bu taleplerine yanýt ala-madýklarýný söyledi. “Saðlýk hiz-metini Sosyal Güvenlik Kuru-mu’nun belirlediði protokolleredeðil, hastanýn gereksinimlerinegöre vermek istiyoruz; ancakbugünkü saðlýk ortamýnda, pi-yasa koþullarýyla deðerlerimiz a-rasýnda mesleðimizin gerekleri-ni yerine getirememenin gerili-mini yaþýyoruz.” diyen

Yorgun, saðlýkh i z -

metlerini ticarileþtiren ve gü-vencesiz çalýþmayý içeren ailehekimliði ve kamu hastane bir-likleri yasa tasarýsýnýn durdu-rulmasýný, iþten çýkarmalarýnengellenmesini, bütün çalýþanla-rýn güvenceli bir çalýþma reji-minde istihdamýný, güvenli vesaðlýklý çalýþmaortamlarýnýn o-luþturulmasý içiniþyeri saðlýk bi-rimlerinin kurul-

masýný ve

temel ücretlerde emekliliðimizeyansýyan iyileþtirme yapýlmasý-ný talep ettiklerini belirtti.

Basýn açýklamasýnýn ardýndanTTB, SES ve Dev Saðlýk-Ýþ tem-silcileri klasörler içindeki imza-larý Baþbakanlýða teslim etti.

Türk Tabipleri Birliði, hekim-ler ve saðlýk çalýþanlarýnýn te-mel ücretlerinin artýrýlmasý ta-lebiyle “Bordronu yolla” kam-panyasý baþlattý. Politikacýlarýnhekimlerin ücretleriyle ilgiligerçekle örtüþmeyen açýklama-larýyla kamuoyunu yanýltan birkaný oluþturduklarýna dikkat çe-kilen kampanya çerçevesindehekimler ve saðlýk çalýþanlarý18-19-20 Þubat 2009 tarihlerin-de bordrolarýný e-posta yoluylaBaþbakanlýk, Saðlýk Bakanlýðý,Maliye Bakanlýðý, TBMM SaðlýkAile Çalýþma ve Sosyal Ýþler Ko-

misyonu, Plan ve Bütçe Komis-yonu üyeleri ve köþe yazarlarýnailetti.

Saðlýk Bakaný Recep Akdað’ýn“saðlýk çalýþanlarýnýn ücretleri-nin yüksek olduðu” þeklindekiaçýklamalarýna tepki gösterenAnkara Tabip Odasý, SES veDev-Saðlýk Ýþ üyesi hekimler vesaðlýk çalýþanlarý tarafýndan ise18 Þubat 2009 tarihinde AnkaraHastanesi bahçesinde basýn a-çýklamasý gerçekleþtirildi.

Basýn açýklamasýnda konuþanAnkara Tabip Odasý Genel Sek-reteri Aytuð Balcýoðlu, hekim vesaðlýk çalýþanlarýnýn ücretlerin-deki yetersizliðe dikkat çekerek

kamuoyunun bunun aksi yöndeaçýklamalarla yanýltýldýðýna iþa-ret etti. Balcýoðlu, hükümetin“saðlýk emekçileri yüksek ücretalýyor” yalanýyla hastalarla sað-lýk çalýþanlarýný karþý karþýyagetirdiðini belirterek, herkesesaðlýk ve güvenli gelecek talebiiçin hep birlikte mücadele etmeçaðrýsýnda bulundu.

Talepler Baþbakan’da Hekim Postasý

Ankara Tabip Odasý, SES veDev-Saðlýk Ýþ üyesi hekimler

ve saðlýk çalýþanlarýtarafýndan 18 Þubat 2009

tarihinde Ankara Hastanesibahçesinde basýn

açýklamasý gerçekleþtirildi.

Hekim Postasý

Hekimler ‘bordro’ eylemi yaptý

Hekimler ve saðlýk çalýþanlarý, baþta özlük haklarý olmak üzere saðlýk alanýndaki taþeronlaþma,kadrolaþma ile saðlýksýz çalýþma koþullarýna dikkat çekmek ve taleplerini dile getirmek üzere13 Ocak 2009 tarihinde Baþbakanlýða yürüdü

Page 6: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

6 Hekim Postasý Mart 2009

- TTüürrkkiiyyee 2299 MMaarrtt yyeerreell sseeççiimm-lleerriinnee nnaassýýll bbiirr oorrttaammddaa ggiirriiyyoorr??

Küresel ekonomik krizin ülke-mizde etkilerinin açýk ve aðýrþekilde görülmeye baþlandýðý birdönemdeyiz. Ýþten çýkartmalarartarak devam ediyor, üretim vevergi gelirleri ciddi olarak düþü-yor. Ülkemiz hem içinde bulun-duðu coðrafyada hem kendi i-çinde barýþçýl, “iyi” iliþkiler kur-mak konusunda etkin politikalarüretemiyor.

Merkezi yönetimin olduðu gibiyerel yönetimlerin de ciddi cariaçýklarý, borç yükleri var. Kent-lere doðru yaþanan göç, çarpýkkentleþmeyi ve varoþlarý yay-gýnlaþtýrmýþ durumda. Bugünkentlerin sorunlarýnýn katlana-rak büyüdüðünü ve piyasacý,rantçý yönelimlerle yeni yapýsalsorunlar oluþtuðunu görüyoruz.

Bugün birçok belediye GenelSaðlýk Sigortasý’nýn (GSS) sistemdýþýnda býraktýðý insanlara üc-

retsizs a ð l ý k

h i z m e t isunmaktadýr.

B e l e d i y e l e r i nyardým sunduðu

insanlarla kurduðu i-liþki biçimi, “sadaka si-

yaseti” tanýmlamasý üze-rinden ciddi tartýþmalar ya-

ratmaktadýr. Önümüzdeki dö-nem daha da artacak iþsiz sa-yýsý ile birlikte GSS dýþýna iti-len kesimler, belediyelerin

“hak” temelli olmayan, “merha-met” üzerinden kurgulanmýþyardýmlarýna muhtaç býrakýla-caktýr.

Buradan baktýðýmýzda 29 Martyerel seçimlerinin merkezi se-çimler kadar önemli olduðu or-tada.

- YYeerreell yyöönneettiimmlleerriimmiizziinn mmeevv-ccuutt dduurruummuu hhaakkkkýýnnddaa nneelleerr ssööyy-lleerrssiinniizz??

Türkiye, mevcut yerel yöne-timlerin idaresinde sermayeninküresel yayýlmasýna açýk halegetirilmiþtir. Yerel kamu hiz-metleri bu süreçte daha fazla ti-carileþtirilmiþ, taþeronlaþtýrýl-mýþtýr. Belediyeler sermayegruplarýna rant daðýtan yerelde-ki temsilciler haline gelmiþtir.Belediyeler çalýþma tarzý olarakiþletmelere dönüþmüþ, belediyebaþkanlarý iþ adamý kýlýðýna gir-miþtir. Tabi böyle bir yapýnýnkent halkýnýn, yerel kitle örgüt-lerinin demokratik katýlýmýna vedenetlemesine açýk olmayacaðýortadadýr. Öte yandan yoðun

göçlerle yaygýnlaþan varoþlardayaþayan insanlar, kentle entegreedilmek yerine “sadaka siyaseti”ile adeta “dilencileþtirilmiþtir”.Örneðin Ankara’da, belediye i-çin kent ikiye ayrýlmýþ olarakgörülebilir: Mal ve hizmet satý-lan müþteriler ve mal ve hizmetdaðýtýlarak “oy deposu” halinegetirilmeye çalýþýlan yoksul in-sanlar.

Sözünü ettiðimiz bu ticari be-lediyecilik anlayýþý uzun dönem-li planlama yapmaktan uzak,kentin kaynaklarýný hesapsýzcakullanan, para veya oy getirme-yecek hiç bir konuyla ilgilenme-yen bir anlayýþtýr. Bu anlayýþ as-lýnda kentlerimizi de kent ol-maktan çýkarmýþ, kimlikleriniyok etmiþ ve sermaye için birpazar haline getirmiþtir.

- ÝÝkkttiiddaarrýýnn yyeerreell yyöönneettiimmlleerreebbaakkýýþþýý vvee ““yyeerreelllleeþþttiirrmmee ppoolliittiikkaa-ssýýnnýý”” nnaassýýll ddeeððeerrlleennddiirriirrssiinniizz??

Mevcut iktidar döneminde ye-rel yönetimler sermayeye kay-nak aktarmak için kullanýþlý bi-rer araca dönüþtürülmüþtür. Ör-gütlenme ve kendine yakýn o-lanlarýn ranttan nemalandýrýl-masý meselesi de unutulmamalý-dýr. Aslýnda AKP Hükümeti Ka-mu Yönetimi Temel Ýlkeleri Ya-sasý ile yerel kamu hizmetleriniözelleþtirmek, taþeronlaþtýrmakiçin uygun yasal yapýyý oluþtur-mak için yola çýkmýþ ancak buolmayýnca ufak ufak yasal deði-þikliklerle amacýna ulaþma yolu-na gitmiþ görünmektedir. Bugünbelediyeler þirketleþme, þirketortaklýklarý kurma, vakýflaþma,döner sermaye kurma gibi yön-temlerle piyasaya entegre ol-muþlardýr.

Piyasacý anlayýþýn geliþtirdiðiyerelleþme ne yazýk ki yerel de-mokrasinin, katýlýmýn, daha iyikamu hizmetlerinin önünü aç-mamaktadýr. Aksine geniþ kentkesimlerini kente yabancýlaþtýr-makta ve kenti bir talan alanýnaçevirmektedir.

Öte yanda yerel yönetimlerinmevcut yapýsýyla ve ülkemizdekent içi ve kentler arasý düzeyfarklýlýklarý sebebiyle ulusal dü-zeyde yürütülen hizmetlerin ye-relleþtirilmesinde ciddi sýkýntý-lar ortaya çýkacaktýr. Örneðinsaðlýk alanýndan bakarsak, mer-kezi saðlýk hizmetlerinin yereledevredilmesinin önemli olum-suz sonuçlarýný tespit edebiliriz:

- Yerel yönetimler arasý vemerkezi yönetim yerel yönetim-ler arasý koordinasyon sorunlarýolacak ve ulusal düzeyde zatenciddi yetersizlikler ve yanlýþlariçeren saðlýk politikalarý uygula-namaz hale gelebilecektir. Bukonu özellikle koruyucu saðlýkhizmetlerinde bir felakete dönü-

þebilme potansiyeli taþýmakta-dýr.

- Yerel yönetimlerin yapýsalyetersizlikleri, yetiþmiþ insangücü eksiklikleri saðlýk hizmeti-nin niteliðini düþürecek, kay-naklarýn da yanlýþ kullanýmýnayol açacaktýr.

- Zaten var olan denetimzorluðu daha da artacaktýr.

- Var olan siyasi kültürümü-zü düþündüðümüzde, partizan-lýk, hemþehricilik, tarikatçýlýkv.b. ayrýmlar üzerinden, hemhizmet alanlarýn hem hizmetverenleri eþitsizlikleri artacak-týr.

- Ýþletmeleþmiþ belediyecilikanlayýþý, saðlýk üzerinden oy ge-tirecek saðlýk þovlarýna yönele-cek ve toplum saðlýðý süreç için-de daha da bozulacaktýr.

- Piyasacý mantýkla çalýþanyerel yönetimler zaman içindesaðlýk hizmetlerini sermayeyedevretme yoluna gidecektir.

- BBeelleeddiiyyeelleerriinn vveerrddiiððii ssaaððllýýkkhhiizzmmeettlleerrii nnee dduurruummddaa??

Yasalarla belediyelere tarif e-dilmiþ birçok saðlýk hizmeti var-dýr. Bunlar koruyucu saðlýk hiz-meti içinde olan hizmetlerdir. Ö-te yandan belediyelerin yurttaþ-larla daha etkin temas olanaðýyaratan tedavi edici saðlýk hiz-metlerine yöneldiklerini görüyo-ruz. Bugün yerel yönetimlere a-it saðlýk tesisleri ile ilgili durumoldukça karýþýk durumdadýr. Be-lediyelerin verdiði saðlýk hiz-metlerinde politika, hedef vestandart problemi vardýr. Ba-kanlýk nazarýnda belediyelerinsaðlýk hizmeti konumlarý belir-sizdir. Belediyelerin saðlýk ala-nýnda üstlendikleri ve üstlenme-leri gereken rol, üzerinde ciddi-yetle tartýþýlmasý gereken birkonudur. Koruyucu hekimlik fa-aliyetlerinden poliklinik ve has-tane iþletmeciliðine kadar deði-þik alanlarda yapýlan hizmetle-rin ne kadarýnýn doðru ve yerin-de olduðu ve bu tesislerin gele-ceði belirsizdir.

Aslýnda iþin tuhafý Saðlýk Ba-kanlýðý’nýn hastanelerini, “kamuhastane birlikleri yasasý” ile ye-rel yönetimlere devretmeyiplanladýðý bilinmektedir.

Yine Ankara örneðine bakar-sak; Ankara Büyükþehir Beledi-yesi saðlýk hizmetlerini þöyle sý-ralamaktadýr:

- Doktor ve hemþirenin deolduðu bir grupla yapýlan ev zi-yaretleri ve muayeneler,

- Saðlýk tesislerinde hangikriterlere göre seçilmiþ olduðuanlaþýlmayan bazý parametrelerüzerinden, check-up diye adlan-dýrdýklarý bir tarama,

- Yaz aylarýnda açýk havamuayeneleri,

Týp Dünyasý

Dr. Selçuk Atalay: "Belediyeler kent halkýnýnsaðlýklý konutlarda oturmasý için ileriyi gören,

planlý çalýþma içinde olmasý gerekir. Belediyelerkente giren besinleri sýký bir þekilde kontrol

etmeli, üretim ve tüketim aþamalarýnda halkýnsaðlýklý gýdaya ulaþmasýný saðlamalýdýr. Öte

yandan yeterli besin alamayan özellikle çocukve kadýnlarýn desteklenmesi gerekir. Temiz ve

güvenilir içme suyunun sürdürülebilir biçimdekente saðlanmasý toplum saðlýðý için olmazsaolmaz bir þarttýr.Saðlýk personeli üzerinden,

doðrudan saðlýk hizmeti verilmesi konusundabelediyeler kendilerini, yaþlýlar, çocuklar,

gebeler, özürlüler konusunda sorumluhissetmeli ve bu noktalarda merkezi yönetimin

yetiþemediði yerlere müdahale eden; yaygýn,eþitlikçi, planlý ve bilimsel, makul hedefleri

olan çalýþmalarý yürütmelidir.Birinci basamakkoruyucu ve saðlýðý geliþtirici olarak hizmet

veren saðlýk ocaklarý ile belediyelerin dirsek temasý içinde

koordineli çalýþmasý gerekmektedir."

Ankara Tabip Odasý(ATO) SaðlýkPolitikalarýKomisyonu üyesi,kamu yönetimiuzmaný Dr. SelçukAtalay, Türkiye’niniçinde bulunduðuortamda, 29 Martyerel seçimlerininmerkezi seçim kadarönemli olduðunusöyledi.Selçuk Atalay, 29Mart yerel seçimiöncesinde ülkeortamý, yerelyönetimlerindurumu, yerelyönetim ve saðlýkhizmeti iliþkisikonularýnda TýpDünyasý’nýnsorularýný yanýtladý.

“29 Mart seçimleri merkezi seçim kadar önemli”

röportaj

Page 7: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Hekim Postasý Mart 2009 7

güncel

Kesikköprü Barajý’ndan gelenKýzýlýrmak suyunu Ankaralýla-ra 21 gün boyunca gizlice içi-ren Ankara Büyükþehir Beledi-ye Baþkaný Melih Gökçek, Kýzý-lýrmak hattýndan gelen suyukesti.

Kýzýlýrmak hattýndan kenteverilen suyu kesmelerinin ne-denini “enerji maliyetini azalt-mak ve vatandaþýn damak zev-kine daha uygun su vermek” o-larak açýklayan Gökçek, Son1,5 ay içinde barajlarda 150milyon metreküp su birikmesinedeniyle Ankara’nýn su ihtiya-cýnýn Çamlýdere, Kurtboðazý,Eðrekkaya ve diðer barajlardansaðlanacaðýný bildirdi.

Gökçek, Kýzýlýrmak suyununkesileceðini katýldýðý bir tele-vizyon programýnda “Mevlamsuyu verdi, sýkýntý kalktý. An-kara eski suyuna kavuþacak.Ne zamana kadar? Yenidensýkýntý yaþanana kadar”sözleriyle açýkladý.

Ankara Tabip OdasýBaþkaný GülrizErsöz ise yap-týðý yazýlý a-çýklamada Kýzýlýrmaksuyunda Dünya veTürkiye standartlarýnýaþan sodyum, sülfat,klor ve arsenik oldu-ðu ancak harman-lama ile standart-

lara uygundeðer-

lerde kalýnabildiði hatýrlatma-sýnda bulunarak, sodyum, sül-fat ve klorun arýtýmýnda tesis-lerin yetersiz olduðuna ve bumaddelerin, su borularýnda a-þýnmaya baðlý aðýr metal oranýartýþý ile mikrobiyolojik kirlili-liðe neden olduðuna dikkatçekti.

Ýçme suyunun kalitesinin bo-zulmasý nedeniyle Ankaralýla-rýn çoðunun maliyeti yüksekdamacana sularý tercih etmeyebaþladýðýný belirten Ersöz, sað-lýklý ve güvenli suya en ucuzyolla ulaþmanýn bir saðlýk hak-ký olduðunu vurguladý. “Anka-ra’da içme suyunun kalitesininve güvenilirliðinin artýrýlmasýiçin ileri arýtma tesislerinin ku-rulmasý, Iþýklý-Gerede sistemi-nin hayata geçirilmesi gerek-mektedir. Þeffaf, riskler ve ön-lemler konusunda aydýnlatýcýbir yönetim anlayýþý önemlidir”diyen Ersöz, yerel yönetimle-rin, saðlýðýn en önemli bileþen-

lerinden ve hak olan suyu sað-lýklý, ucuz ve güvenilir bir þe-kilde halka sunmasý gerektiði-nin altýný çizdi.

Ersöz, þunlarý söyledi: “Anka-ra Tabip Odasý, temel bir insanve saðlýk hakký olarak Ankara-lýlarýn saðlýklý ve güvenli içmesuyuna ulaþabilmelerini önem-semektedir. Bilimsel verilere vekanýta dayalý olarak saðlýklý vegüvenli suyun tanýmý, insan veçevre saðlýðý için önemi, içmesuyunun kullanýcýlara sunul-madan önce saðlýkla ilgili hertür önlemin alýnmasý, risklerinbelirlenmesi konularýnda ka-muoyunu bilgilendirmeye veilgilileri uyarmaya özen göste-rilmektedir. Su kýsýtlýlýðý, sað-lýklý ve güvenli suya ulaþmadasýkýntýlarýn çözümü için yerelyönetimlerin uzun vadeli, sü-reklilik içeren planlamalarýnýnolmasý, þeffaf bir yönetim anla-yýþýna sahip olmalarý önemli-dir.”

Melih Gökçek, Kýzýlýrmak suyunun kesileceðini “Mevlam suyuverdi, sýkýntý kalktý. Ankara eski suyuna kavuþacak” sözleriyleaçýkladý

Ankaralýlarýn saðlýðýMevla’ya kaldý

- Sosyal güvencesi olmayanvatandaþlarýmýzýn belediye has-tanesinde muayenesi,

- Yatalak hastalarýnýn sað-lýk kurumlarýna nakli amaçlýambulans gönderilmesi.

Bu hizmetlere toplu sünnetþölenlerini de eklemek gerekir.Bu hizmetler üzerinde çalýþýlmýþbir planlamadan yoksun, saðlýkbirimleri ile koordine olmayanhizmetler olarak görünmektedir.

Oysa belediyelere verilmiþsaðlýk hizmetleri saðlýðýn tedaviedici alanýnýn dýþýndaki diðerbileþenlerini içeren oldukça kri-tik hizmetlerdir. Ankara’da heryaz yaþanan ishal salgýnlarýný il-gili herkes biliyordur. Ankara’dayýllardýr yaþanan temiz su sý-kýntýsý, katý atýklar sorunu v.b.temel halk saðlýðý sorunlarýdýr.Yine gýda hijyeni, hava kirliliðigibi konular belediyenin saðlýk-la ilgili sorumluluklarý arasýn-dadýr.

- BBeelleeddiiyyeelleerr ssaaððllýýkk aallaannýýyyllaaiillggiillii nnaassýýll bbiirr rrooll üüssttlleennmmeelliiddiirr??

Saðlýk sadece hastalýk ve sa-katlýðýn olmamasý deðil, kiþininbedensel, ruhsal ve sosyal yön-den tam bir iyilik hali içerisindeolmasýdýr. Mevcut yasal düzen-lemeler saðlýk hizmetlerinin enönemli ve temel ayaðý olan ko-ruyucu saðlýk hizmetlerinin ö-nemli bir kýsmýný belediyelereyüklemiþ durumdadýr. Belediye-lerin; saðlýklý ve güvenli konut,temiz su ve kanalizasyon, ula-þým, çevre ve çevre saðlýðý, te-mizlik ve katý atýk, gýda hijyeni,itfaiye, acil yardým, kurtarmave ambulans, defin ve mezarlýk-lar, aðaçlandýrma, park ve yeþilalanlar, kültür ve sanat, gençlikve spor, sosyal hizmet ve yar-dým, meslek ve beceri kazandýr-ma, saðlýk eðitimleri, okul önce-si eðitim, afetlerden korunmave afetlere müdahale program-larý gibi hizmet alanlarý doðru-dan ya da dolaylý olarak saðlýklailgilidir. Bu hizmetler yeterli, et-kin bir biçimde yerine getirildi-ðinde kiþilerin ve toplumun sað-lýk düzeyi yükselecektir.

Belediyeler kent halkýnýn sað-lýklý konutlarda oturmasý içinileriyi gören, planlý çalýþmaiçinde olmasý gerekir. Be-lediyeler kente giren be-sinleri sýký bir þekildekontrol etmeli, üre-tim ve tüketim aþa-malarýnda halkýnsaðlýklý gýdayaulaþmasýný sað-lamalýdýr. Öte yan-dan yeterli besin ala-mayan özellikle çocuk ve

kadýnlarýn desteklenmesi gere-kir. Temiz ve güvenilir içme su-yunun sürdürülebilir biçimdekente saðlanmasý toplum saðlýðýiçin olmazsa olmaz bir þarttýr.

Saðlýk personeli üzerinden,doðrudan saðlýk hizmeti veril-mesi konusunda belediyelerkendilerini, yaþlýlar, çocuklar,gebeler, özürlüler konusundasorumlu hissetmeli ve bu nokta-larda merkezi yönetimin yetiþe-mediði yerlere müdahale eden;yaygýn, eþitlikçi, planlý ve bilim-sel, makul hedefleri olan çalýþ-malarý yürütmelidir.

Birinci basamak koruyucu vesaðlýðý geliþtirici olarak hizmetveren saðlýk ocaklarý ile beledi-yelerin dirsek temasý içinde ko-ordineli çalýþmasý gerekmekte-dir. Belediyeler saðlýk ocaklarý i-le ayný hane halký kayýtlarýnýkullanmalýdýr. Belediyeler ayrý-ca yaþlý bakýmý, gebe beslenme-si, çocuk saðlýðý v.b. konulardasaðlýk ocaklarý ile birlikte halkayönelik eðitim programlarý dü-zenlemelidir.

- SSaaððllýýkkllýý kkeennttlleerree nnaassýýll uullaaþþaa-ccaaððýýzz??

Her þeyden önce kentlerin sa-hibinin kent halký olduðunu, an-cak insanlarýn sahiplenmesi du-rumunda kentlerin saðlýklý halegelebileceðini bilmeliyiz. 29Mart seçimleri yaklaþýrken biz-ler, kentte yaþayan insanlar de-mokratik, katýlýma açýk, kamuyararý gözeten, çaðdaþ bir yerelyönetim anlayýþýný, saðlýklýkentleri talep e-debilmeliyiz.

"Bugün birçok belediye Genel Saðlýk Sigortasý’nýn(GSS) sistem dýþýnda býraktýðý insanlara ücretsizsaðlýk hizmeti sunmaktadýr. Belediyelerin yardýmsunduðu insanlarla kurduðu iliþki biçimi, “sadakasiyaseti” tanýmlamasý üzerinden ciddi tartýþmalaryaratmaktadýr. Önümüzdeki dönem daha da artacakiþsiz sayýsý ile birlikte GSS dýþýna itilen kesimler,belediyelerin “hak” temelli olmayan, “merhamet”üzerinden kurgulanmýþ yardýmlarýna muhtaçbýrakýlacaktýr."

Ankara Büyükþehir Belediye Baþkaný Melih Gökçek, Kýzýlýrmak hattýndan kente verilensuyu “enerji maliyetini azaltmak ve vatandaþýn damak zevkine daha uygun su vermek”amacýyla kestiðini açýkladý. Ankara Tabip Odasý Baþkaný Gülriz Ersöz ise yerelyönetimlerin, saðlýðýn en önemli bileþenlerinden ve hak olan suyu saðlýklý, ucuz vegüvenilir bir þekilde halka sunmasý gerektiðini söyledi.

Aralarýnda Ankara Tabip Odasý’nýn dabulunduðu Ankaram Platformu Su

Hakký Giriþimi tarafýndan hazýrlanan“Ankara’nýn Su Sorunu ve Çözüm

Önerileri” baþlýklý broþürler, platformüyeleri tarafýndan çeþitli etkinliklerle

Ankaralýlara ulaþtýrýlmýþtý.

Not: Bu röportaj,Türk Tabipleri

Birliði’nin yayýný olan Týp Dünyasý’nýn 15 Þubat 2009 tarihli sayýsýnda yayýmlanmýþtýr.

Hekim Postasý

Page 8: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

8 Hekim Postasý Mart 2009

güncel

Ankara Etlik Ýhtisas Hastane-si’nin varlýðýna son verilerek,Dýþkapý Yýldýrým Beyazýt Eðitimve Araþtýrma Hastanesi ile bir-leþtirilmesi yolunda tesis edilenSaðlýk Bakanlýðý iþleminin iptalitalebiyle Ankara Tabip Odasý (A-TO) tarafýndan açýlan davada,Ankara 2. Ýdare Mahkemesi 10Kasým 2008 tarihinde yürütmeyidurdurma kararý aldý.

Kararýn üzerinden iki aydanfazla zaman geçmesine raðmenhukuki sonucun uygulanmamasýüzerine ATO tarafýndan SaðlýkBakanlýðý hakkýnda YargýtayCumhuriyet Baþsavcýlýðý’na suçduyurusunda bulunuldu.

Suç duyurusunun ardýndanSaðlýk Bakanlýðý Ankara EtlikÝhtisas Hastanesi’nin AnkaraDýþkapý Yýldýrým Beyazýt Eðitimve Araþtýrma Hastanesi’ndenayrý bir müstakil baþtabiplik o-larak hizmet vermesi için giri-þimlere baþladý.

Ankara Tabip Odasý tarafýndankonu ile ilgili 25 Þubat 2009 ta-rihinde Etlik Ýhtisas Hastanesibahçesinde, hastane çalýþanlarý-nýn da katýlýmý ile basýn açýkla-masý gerçekleþtirildi.

Basýn açýklamasýnda konuþanAnkara Tabip Odasý Genel Sek-reteri Aytuð Balcýoðlu, SaðlýkBakanlýðý’nýn Etlik Ýhtisas Has-tanesi’nin mevcut idari, fiziki ve

mali yapýsýný ortadan kaldýrarakhekimler, saðlýk çalýþanlarý vevatandaþlarý ciddi hak kayýplarýile karþý karþýya býrakan uygula-masýnýn, Ankara Tabip Odasý ta-rafýndan yürütülen mücadelesonucunda durdurulduðunusöyledi.

“Hastalar da çalýþanlarda maðdur oldu”

Aytuð Balcýoðlu yaptýðý açýkla-mada, Saðlýk Bakanlýðý’nýn‘17.06.2008 tarih ve 22949 sayý-lý’ kararla adeta bir gece yarýsýoperasyonuyla Ankara’daki Et-lik Ýhtisas Hastanesi’ni, DýþkapýYýldýrým Beyazýt Eðitim ve Araþ-týrma Hastanesi’yle birleþtirdi-ðini hatýrlatarak, hastane çalý-þanlarýnýn bilgisi dýþýnda uygu-lanan bu birleþtirmenin saðlýkçalýþanlarý ve hekimlerin tepki-sine neden olduðunu dile getir-di.

Birleþtirme iþleminin hemenardýndan, Ankara Tabip Odasý ü-yeleri olarak Etlik Ýhtisas Has-tanesi yetkilileri ve hastane ça-lýþanlarý ile görüþtükleri bilgisi-ni veren Balcýoðlu,

Etlik Ýhtisas Hastanesi’nin i-kinci basamak saðlýk kurumukapsamýnda deðerlendirilen‘hizmet hastanesi’ sayýsýnýn za-ten yetersiz olduðu Ankara’da ö-nemli bir iþlev gördüðünü be-lirtti.

Söz konusu birleþtirme iþlemi

nedeniyle çok sayýda hastanýnartýk var olmayan hizmet hasta-nesinden saðlýk hizmeti alama-dan evlerine geri döndüðünüsöyleyen Balcýoðlu, “Her iki has-tanede görev yapan saðlýk per-soneli, ciddi bir belirsizlik yaþa-mýþ; çalýþma huzuru, barýþý vedolayýsýyla da motivasyonlarýzarar görmüþtür. Diðer yandanbir hizmet hastanesinin gereklialtyapý deðerlendirilmeden eði-tim hastanesine dönüþtürülmesiuzmanlýk eðitiminin niteliði ba-kýmýndan kaygý verici bir dene-yim olmuþtur” diye konuþtu.

“Davadanvazgeçmemiz istendi”

Ankara Tabip Odasý’nýn 1 A-ðustos 2008 tarihinde, Etlik Ýh-tisas Hastanesi’nin Dýþkapý Yýl-dýrým Beyazýt Eðitim ve Araþtýr-ma Hastanesi ile birleþtirilmesi-ne karþý yürütmenin durdurul-masý ve uygulamanýn iptali iste-mi ile dava açtýðýný ve açýlan da-vanýn ardýndan Ankara Ýl SaðlýkMüdürlüðü’nün, ATO’dan ‘dava-dan feragat etmesini’ istediðinibelirten Balcýoðlu, davanýn ar-

kasýnda kararlýlýkla durduklarý-ný Ankara 2. Ýdare Mahkeme-si’nin ise 10 Kasým 2008 tarihin-de yürütmeyi durdurma kararýaldýðýný söyledi.

Ancak kararýn üzerinden ikiaydan fazla zaman geçmesineraðmen hukuki sonucun uygu-lanmamasý üzerine ATO tarafýn-dan Saðlýk Bakanlýðý’nýn yargýkararýný uygulamaya davet edil-diðini ve Yargýtay CumhuriyetBaþsavcýlýðý’na suç duyurusun-da bulunulduðunu anlatan Bal-cýoðlu, ATO’nun hukuki ve haklýgiriþimi sonrasýnda, Saðlýk Ba-kanlýðý’nýn söz konusu yargý ka-rarýnýn gereklerini yerine getir-meye baþladýðý bilgisini verdi.

Saðlýk Bakanlýðý Tedavi Hiz-metleri Genel Müdürlüðü tara-fýndan 18 Þubat 2009 tarihindeATO Yönetim Kurulu Baþkanlý-ðý’na gönderilen yazýda, “AnkaraEtlik Ýhtisas Hastanesi’nin An-kara Dýþkapý Yýldýrým Beyazýt E-ðitim ve Araþtýrma Hastane-si’nden ayrý bir müstakil baþta-biplik olarak hizmet vermesiBakanlýk makamýnýn 16.02.2009tarih ve 6183 sayýlý onayý ile uy-

gun görülmüþtür” denildiðinibelirten Balcýoðlu, kararý mem-nuniyetle karþýladýklarýný kay-detti.

Ankara Tabip Odasý’nateþekkür ziyareti

Saðlýk Bakanlýðý’nýn Etlik Ýhti-sas Hastanesi’nin mevcut idari,fiziki ve mali yapýsýný ortadankaldýrarak hekimler, saðlýk çalý-þanlarý ve vatandaþlarý ciddihak kayýplarý ile karþý karþýyabýrakan uygulamasýnýn ATO ta-rafýndan yürütülen mücadelesonucunda durdurulduðunu dilegetiren Balcýoðlu þunlarý söyle-di: Geliþmeler sonrasý, SaðlýkBakanlýðý Etlik Ýhtisas Hastane-si’nde görev yapan birçok hekimve diðer saðlýk personeli, ATOyerleþkesine bizzat gelerek yada telefonla teþekkür etmiþler-dir. Öte yandan gecikmeli de ol-sa elde edilen bu hukuki kaza-ným, gerek Ankara’da gereksebaþka illerde, yine kamu yararýve hizmet gerekleri anlayýþýnaaykýrý biçimde tesis edilmiþ olanbenzer bakanlýk iþlemlerine kar-þý açýlan davalara da örnek teþ-kil etmektedir.”

Saðlýk Bakanlýðý’nýn Etlik Ýhtisas Hastanesi “operasyonu” durdurulduAnkara Etlik Ýhtisas Hastanesi’nin varlýðýna son verilerek,Dýþkapý Yýldýrým Beyazýt Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi ilebirleþtirilmesine karþý ATO tarafýndan açýlan davada,Ankara 2. Ýdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararýverdi. Saðlýk Bakanlýðý’nýn Etlik Ýhtisas Hastanesi’ninmevcut idari, fiziki ve mali yapýsýný ortadan kaldýrarakhekimler, saðlýk çalýþanlarý ve vatandaþlarý ciddi hakkayýplarý ile karþý karþýya býrakan uygulamasýnýn, ATOtarafýndan yürütülen mücadele sonucundadurdurulmasýnýn ardýndan Ankara Etlik Ýhtisas Hastanesiyeniden ayrý bir müstakil baþtabiplik olarak hizmet vermeyebaþladý.

Hekim Postasý

Maliye Bakanlýðý’nýn, yataklýtedavi kurumlarýnda çalýþanla-rýn yemek maliyetinin yarýsýn-dan az olmamak kaydýyla bedelödeyerek yararlandýrýlmalarýnýöngören ve Mart 2008’de yürür-lüðe giren yemek genelgesi, sað-lýk çalýþanlarýnýn kararlý müca-delesi sonrasýnda geri çekiliyor.Maliye Bakanlýðý tarafýndan 9Þubat 2009 tarihinde DevletPersonel Dairesi Baþkanlýðý’nagönderilen yazýda, yataklý teda-vi kurumlarýnda çalýþanlardanyemek ücreti alýnmamasý yö-

nünde bir yasal deðiþiklik yapýl-masý talep edildi.

Türk Tabipleri Birliði (TTB),Ankara Tabip Odasý (ATO) veSES temsilcileri tarafýndan 11Þubat 2009 tarihinde AnkaraDýþkapý Yýldýrým Beyazýt Eðitimve Araþtýrma Hastanesi’nde ger-çekleþtirilen basýn açýklamasýn-da ise genelgenin geri çekilmesi-ne yönelik gerçekleþtirilen ey-lemler sonucunda Maliye Ba-kanlýðý’nýn geri adým attýðý ifadeedilerek, “Parasýz yemek hak-týr” sloganýyla yürütülen müca-delenin kazanýmla sonuçlanma-sýna ramak kaldýðý belirtildi.

Hekim Postasý

Yemek genelgesi geri çekiliyor

Page 9: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Aç, susuz kalýnca kendile-rini göç yollarýna vurup kottaþlama atölyelerine çalýþ-maya giden, çoðu daha fidandiyeceðimiz yaþtaki iþçiler,sakat dönüyorlar þimdimemleketlerine; ciðerlerin-de sömürünün izleriyle…

Merhametin olmadýðý, ü-zerlerine kilit vurulu izbe a-tölyelere dolduruldular ön-ce, iliklerine kadar sömürül-düler, bir deri bir kemik ka-lýnca da salýverildiler yeni-den aramýza… Ciðerleri alýr-sa bir temiz nefes çekecek-lerdi, olmadý…

Olmadý, çünkü kotlarakumlama yaparken, yüksekoranda “silika” içeren “ku-vars kristalleri” soludukla-rýndan, ciðerlerinde bir neb-ze de olsa temiz havaya yerkalmadý.

Kaçak, denetimsiz, hava-landýrmasýz, silika kumununkaybedilmemesi için kapý vepencerelerin sýký sýkýya ka-patýldýðý küçük atölyelerdeherhangi bir önlem almaksý-zýn çalýþtýrýlan iþçiler þimdibirer silikozis hastasý.

Kurtuluþ umudu ise nere-deyse yok! Öyle bir elin par-maklarýný geçmez de deðilsayýlarý, yüz de deðil, beþyüz de, binlerce! AnkaraMeslek Hastalýklarý Hasta-nesi’nin, Çalýþma Bakanlý-ðý’na sunduðu rapora görebu sayý beþ bin. Ömrü baha-

rýnda binlerce silikozisli iþçiölümü bekliyor þimdi. Ölen-ler de cabasý.

Yine ayný rapora göre; kot,metal, cam ve diþ protezisektöründe uygulanan kum-lama yöntemi nedeniyle buatölyelerde çalýþan 20 bin-den fazla iþçi de belirli dü-zeyde saðlýðýný kaybedecek.

Ey Ýstanbul,yedin gurbetçileri

Ankara Meslek Hastalýkla-rý Hastanesi’ne geçtiðimizgünlerde Diyarbakýr’dan ge-len 39 kot kumlama iþçisitedavi altýna alýndý ve herbirine slikozis hastalýðý teþ-hisi konuldu. Yoksulluk ka-pýlarýna dayandýðýndan hep-si biçare Ýstanbul’un yolunututmuþ, düþük ücretle sigor-tasýz, kendilerini bekleyenölümcül hastalýktan bihaberkot taþlama atölyelerindeçalýþmaya mahkum olmuþ-tu. Bitap düþüp, artýk çalýþa-maz duruma gelinceye ka-dar da sömürülmüþlerdi buatölyelerde. Adýný ilk kezduyduklarý bu hastalýða ya-kalandýklarýný ise memleket-leri Diyarbakýr’a geri dön-düklerinde öðrenmiþlerdi.

Þimdi ellerinde kapý gibiraporlarýyla ölümü bekleyensilikozis hastalarý, sesleriniduyurmaya çalýþýyor, kotkumlama atölyelerindeki ö-lüme göz yumulmamasý için.

Jülide Kaya

Kot kumlama iþinde çalýþýrken, silikozis has-talýðýna yakalanan ve bir süredir oksijen tü-püne baðlý olarak yaþayan 24 yaþýndaki Ru-

hat Yýldýrak 28 Þubat 2009 tarihinde hayatýný kay-betti. Bingöl’ün Karlýova ilçesinin Taþlýçay Kö-yü’nden Ýstanbul’a göçen Ruhat Yýldýrak, 14 yaþýn-dan beri kot kumlama atölyelerinde çalýþýyordu. Yýl-dýrak, silikozis hastalýðý nedeniyle son üç ayda ha-yatýný kaybeden 4. kiþi oldu.

A ralarýnda Ankara Tabip Odasý’nýn dabulunduðu Ankara Emek ve MeslekÖrgütleri Platformu üyeleri 23 Þubat

2009 tarihinde Ankara Meslek HastalýklarýHastanesi’nde tedavi gören slikozis hastasý iþ-çileri ziyaret ederek, hastane önünde basýn a-çýklamasý gerçekleþtirdi.

Ankara Emek ve Meslek Örgütleri PlatformuDönem Sözcüsü Ramazan Pektaþ, yaptýðý açýk-lamada, “Çöl Akciðeri Hastalýðý” da denilen si-likozis hastalýðýna yakalananlar için kurtuluþumudunun neredeyse olmadýðýný belirterek,“Avrupa’da kot taþlama yasaklanmýþtýr. Ancakülkemizde bu sektörde ciddi bir denetim ya-pýlmamakta ve binlerce emekçi ne ile karþýkarþýya olduðunu bilmedikleri bu iþte çalýþ-maktadýr.” dedi. Kot taþlama iþinde çalýþan iþ-çilerin mutlaka bu konuda bilgilendirilmesigerekirken, fason ve kaçak üretim yapan ima-lathanelere göz yumulduðuna iþaret eden Pek-taþ, kumlama yöntemi ile kot beyazlatma iþle-minin yasaklanmasý ve benzeri iþlerde çalýþaniþçilerin düzenli olarak akciðer kontrollerininyapýlmasý gerektiðinin altýný çizdi. Pektaþ, kotiþçilerinin yaralarýnýn sarýlabilmesi için alýn-masý gereken önlemleri ise þöyle sýraladý:

- Kot kumlama iþini hala kötü koþullarda,yani iþçi saðlýðýna zarar verecek tarzda yürü-ten iþyerlerinin tespiti ve kapatýlmasý için ge-reken iþlemler yapýlmalýdýr.

- Gerekli basýn-yayýn araçlarý ile duyurula-rak kot kumlama iþinde çalýþmýþ bütün iþçile-rin saðlýk kontrollerinden geçirilmesi için gö-ðüs hastalýklarý kliniklerine baþvurularý sað-lanmalý, gerekli kontroller ve tedavi masrafla-rý ücretsiz karþýlanmalýdýr.

- Büyük çoðunluðu sigortasýz olarak çalýþtý-rýlmýþ iþçilerin, iþçi olarak bu iþkolunda çalýþ-týklarýnýn ispatlanmasý, meslek hastalýðý taný-larýnýn meslek hastalýklarý hastanelerinde doð-rulanmasý, iþ göremezlik oranlarýnýn ortayakonulmasý ve açýlacak davalarýn saðlýklý yürü-tülmesi için gereken iþlemlerin hýzla tamam-lanmasý ile ilgili olan tüm kurumlar uyarýlmalýve özel önlemler alýnmalýdýr.

- Çoðu çalýþamaz durumda olan veya çalýþa-bilir olsa da iþsiz kalan iþçilere ve ailelerinegerekli sosyal yardýmlar derhal saðlanmalýdýr.

Ciðerlerinde sömürünün izleri var

Kaçak, denetimsiz, havalandýrmasýz,silika kumunun kaybedilmemesi

için kapý ve pencerelerin sýký sýkýyakapatýldýðý küçük atölyelerde

herhangi bir önlem almaksýzýnçalýþtýrýlan Diyarbakýrlý iþçilerin

yaþama þansý neredeyse yok.

Hekim Postasý Mart 2009 9

Kot kumlama atölyeleri kapatýlsýn

O artýk yaþamýyorMerhametin olmadýðý, üzerlerine kilit vurulu izbeatölyelere dolduruldular önce, iliklerine kadarsömürüldüler, bir deri bir kemik kalýnca dasalýverildiler yeniden aramýza… Ciðerleri alýrsa birtemiz nefes çekeceklerdi, olmadý… Olmadý, çünkükotlara kumlama yaparken, yüksek oranda “silika”içeren “kuvars kristalleri” soluduklarýndan,ciðerlerinde bir nebze de olsa temiz havaya yerkalmadý. Kaçak, denetimsiz, havalandýrmasýz, silikakumunun kaybedilmemesi için kapý ve pencerelerinsýký sýkýya kapatýldýðý küçük atölyelerde herhangi birönlem almaksýzýn çalýþtýrýlan iþçiler þimdi birersilikozis hastasý.

Foto

ðraf

: Jül

ide

Kay

a

Kaçak, denetimsiz, havalandýrmasýz,silika kumunun kaybedilmemesi

için kapý ve pencerelerin sýký sýkýyakapatýldýðý küçük atölyelerde

herhangi bir önlem almaksýzýnçalýþtýrýlan Diyarbakýrlý iþçilerin

yaþama þansý neredeyse yok.

Page 10: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Hekim Postasý Mart 2009

Geçtiðimiz ay Ankara Tabip O-dasý’ný ziyaret ederek, Ankaralýhekimlerden destek isteyen CHPAnkara Büyükþehir BelediyeBaþkan Adayý Murat Karayalçýn,seçilmesi durumunda hayatageçireceði projelerini HekimPostasý okuyucularýyla paylaþtý.

2009 Mart’ýnda gerçekleþtiri-lecek yerel seçimler öncesi so-rularýmýzý yanýtlayan Murat Ka-rayalçýn, Ankara’daki kitle ör-gütü ve meslek odalarýnýn kenteiliþkin alýnan kararlarda katýlý-mýnýn yok denecek kadar az ol-duðuna dikkat çekerek, görevegelmeleri durumunda katýlýmcý-lýðý esas alan bir yönetim mode-li oluþturacaklarýný ve AnkaraTabip Odasý’nýn kent saðlýðýplanlamasýnda temel bileþenler-den biri olacaðýný söyledi.

Ankara’yý Ankaralýlar ile bir-likte yöneteceklerini vurgula-yan Karayalçýn, Ankara’nýnmevcut yönetimi kent saðlýðýkonusunda çok ciddi eksiklikleryaratmýþ ve bu durum yurttaþ-larýmýzýn saðlýðýný olumsuz birbiçimde etkilemiþtir. Bunun ö-nüne geçmek ve kent saðlýðý ko-nusunda bir duyarlýlýk oluþtur-mak ve bu noktadan hareketlebir eylem planý yürürlüðe koy-mak bizim temel görevimizdir.Bunu yerine getirirken þimdikiyönetim gibi sivil toplum ku-rumlarýný dýþlamayacaðýz. Tamtersine sivil toplum çözümünmerkezinde olacaktýr” dedi.

- Ankara’nýn öncelikli yerelsorunlarý nelerdir?

Türkiye Ýstatistik Kurumu ra-kamlarýna göre Ankara’da 90bin civarýnda yoksul aile yaþa-maktadýr. Her yerde ama özel-likle de bir baþkentte temel in-sani ihtiyaçlarýný karþýlayama-yan insanlarýn yaþamasý bugün-kü yönetimin yanlýþlýðýnýn ürü-nüdür.

Ankara’da yaþayan her hemþe-

rimiz onurlu bir yaþam sürmehakkýna sahiptir. Yoksul hemþe-rilerimizin ihtiyaçlarý lütuf an-layýþýyla deðil, hak anlayýþýylakarþýlanmadýr. Ankaralýlarýn te-mel ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasýonlar için bir insan hakkýdýr, be-lediye için de görevdir. MaliMüþavirler Odasý raporu yok-sullara yapýlan yardýmlarýn birbölümünün ihtiyaç sahibi olma-yanlara gittiðini ortaya koy-maktadýr. Bu gerçeklerden hare-ketle, “Hemþerilik Geliri”ni ta-nýmlýyoruz ve hemþerilik geliridüzeyinde bir yaþam düzeyinitüm Ankaralýlara taahhüt ediyo-ruz.

Devletin verilerine göre dörtkiþilik bir ailenin temel ihtiyaç-larýný karþýlamak için ayda 600TL gelire ihtiyaç vardýr. AnkaraBüyükþehir Belediyesi ayda 600TL’den az gelire sahip tüm aile-lerin gelir düzeyini vereceði hiz-met ve yardýmlarla 600 TL’yeyükseltecektir.

- Bu projeye kaynak nasýl sað-lanacak?

Söz konusu harcamalarýn ailebütçelerine katkýsý ve belediyebütçesine getireceði yük hesap-lanmýþtýr. 90 bin ailenin hiç biri

tek kuruþ gelire sahip olmasadahi, toplam yýllýk maliyet 650milyon TL olacaktýr. Ankara Bü-yükþehir Belediyesi’nin baðlýþirketlerle birlikte bütçesi 5,5milyar TL’ye ulaþmaktadýr.Hemþerilik Geliri uygulamasý bubütçenin en çok yüzde 12’sineulaþacaktýr.

Kaldý ki, Ankara’nýn bir yýldayarattýðý gelir 50 milyar TL’ninüzerindedir. Ankara’nýn yoksulinsanlarýna onurlu bir yaþamsaðlamak için bu gelirin yüzde1’i yeterli olacaktýr. Bu hedefeulaþmak bir siyasi irade sorunu-dur. Biz bu hedefe ulaþarakhemþerilerimizi yoksulluktankurtarmayý taahhüt ediyoruz.Ankaralýlara insan onuruna ya-kýþýr bir yaþam sözü veriyoruz.Yoksulluðu Ankara’dan silece-ðiz, muhtaç hemþeri býrakmaya-caðýz.

- Ankara Büyükþehir BelediyeBaþkaný Melih Gökçek, Kesik-köprü Barajý’ndan gelen Kýzýlýr-mak suyunu 21 gün boyuncaAnkaralýlara gizlice içirdi. Gök-çek’in 28 Mayýs 2008’de Kýzýlýr-mak suyunun Ankaralýlardanhabersiz þehir içme suyu þebe-kesinde kullanýldýðýný açýkla-masý birçok kesim tarafýndantepkiyle karþýlandý. Sizin baþ-kan adayý olarak Ankara’nýn susorununa iliþkin çözümünüznedir?

Son on beþ yýlda Ankara kötüyönetildi, Ankaralýlar zor du-rumlarda býrakýldý. Bu nedenleher þeyden önce bu tahribatason vermek ve bunu onarmak i-çin acil önlemler alýnmasý gere-kiyor.

Ankara’nýn yaþanabilir birkent haline gelmesi için önce bir“Acil Tedavi Planý” yapýlmasý birzorunluluk halini almýþtýr. AcilTedavi Planý’nýn ilk adýmý “te-miz su” olacaktýr. Kýzýlýrmak su-yunu arýtmak için Kesikköprü-Gölbaþý arasýnda bir arýtma tesi-si, Gerede havzasýnýn suyu içinde Iþýklý Barajý ivedilikle yapýla-caktýr. Tüm canlýlarýn en önemli

hayat kaynaðý olan su, ilgili ku-rumlarýn raporlarýna göre, An-kara’da belediyenin akýl almazyanlýþlýklarý sonucu hayati birtehlike haline getirilmiþtir.

Ankara’da Büyükþehir Beledi-yesi yýllarca herhangi bir yatý-rým yapmadýðýndan, Ankara’dasu konusunda ciddi sorunlar or-taya çýkmýþtýr. 2007 yýlýndan iti-baren Ankara’da sular kesilme-ye baþlanmýþtýr. Beceriksizliknedeniyle su borularý patlamýþ,tam bir keþmekeþ yaþanmýþtýr.Üstelik belediye baþkaný 2007yýlýnýn Temmuz ayýnda Ankara-lýlara su tüketimi artmasýn diyekent dýþýna gitmelerini bile söy-leyebilmiþtir.

Ankara’nýn yirmi yýllýk temizsu ihtiyacýný karþýlayacak olanGerede havzasýndaki Iþýklý Ba-rajý, DSÝ’nin ýsrarlarýna raðmen,belediyenin direnmesi nedeniyleyapýlamamýþtýr. Ankara Beledi-yesi yaklaþýk maliyeti 250 mil-yon dolar olan Gerede suyu ye-rine, 1 milyar dolar dolaylarýn-da para harcayarak, Kýzýlýrmak

suyunu Ankara’ya getirmiþtir.Kýzýlýrmak suyu, tehlikeli kim-yasallar içerdiði, insan saðlýðýnazararlý olduðu resmi kurumlar-ca belgelendiði halde, Ankaralý-lara içme suyu olarak sunul-muþtur.

Büyükþehir Belediyesi kenteKýzýlýrmak’ýn suyunun verildiði-ni Ankaralýlardan günlerce giz-lemiþtir. Aslýnda hiçbir konudaaçýk ve saydam olmayan bir yö-netim için bu durum þaþýrtýcýdeðildir. Ama insan saðlýðýnýdoðrudan etkileyen bir konudadahi insanlara açýklama yapýl-mamasý çok vahimdir. Kýzýlýr-mak suyunu kullanmanýn insansaðlýðýnda yaratacaðý en tehlike-li sorunlar uzun yýllar sonra or-taya çýkabilecektir.

Ankaralýlar, bilimsel çalýþma-lardan haberdar olmasalar bile,pis kokusuna, iðrenç renginebakarak, bu suyu kullanmayýreddetmiþlerdir. Neredeyse bü-tün þehir halký damacana suyuiçmeye, yemeklerinde damaca-na suyu kullanmaya baþlamýþ-týr. Her aile haftada en az bir ikidamacana suyu daha fazla kul-lanmaktadýr. Bunun bir aileyeaylýk maliyeti en az 30 YTL’dir.Ankaralýlarýn cebinden damaca-na suyu için yýlda en az 300 mil-yon dolar daha fazla para çýk-maktadýr.

Üstelik bu su pahalý olarak sa-týlmaktadýr. 1994 Mart ayýnda7.200 TL olarak devrettiðimiz,0-10 metreküp su tüketimi üze-rinden, bir metreküp su fiyatý,206 kat artýrýlarak, 1.490.000TL(1,49 YTL)’ye çýkarýlmýþtýr.

Bununla da yetinmeyen bu-günkü yönetim, su tüketim ka-demeleriyle oynayarak suya giz-li zam yapmýþtýr. Daha önce 0-10, 10-30 ve 30 metreküp üzeriolan kademelendirme, 0-10, 10-20 ve 20 üzeri olarak deðiþtiril-miþtir. Böylece 20-30 metreküparasýnda su tüketen hemþerile-rimiz de suyu pahalý tarifedenalmaya baþlamýþlardýr.

2009 Mart’ýnda gerçekleþtirilecek yerelseçimler öncesi sorularýmýzý yanýtlayan CHPAnkara Büyükþehir Belediye Baþkan Adayý

Murat Karayalçýn, göreve gelmeleridurumunda katýlýmcýlýðý esas alan biryönetim modeli oluþturacaklarýný veAnkara Tabip Odasý’nýn kent saðlýðýplanlamasýnda temel bileþenlerden biriolacaðýný söyledi.

10

Hekim Postasý

“Ankara’nýn havasýnýntemiz olmasý doðalgazabaðlýdýr. Doðalgazýnticarete konuedilmesini kabuledemeyiz. Ankara’nýnhavasýný temiztutmanýn bir kamugörevi olduðunudüþünüyoruz. Bunedenle de doðalgazýnbelediyede kalmasý içingiriþimlerbaþlatýlacaktýr.1989 ve1994 yýllarýndaAnkara’nýn havasýnýtemizledik, yinetemizleyeceðiz.”

“Ankara’da yaþayan herhemþerimiz onurlu biryaþam sürme hakkýnasahiptir. Yoksulhemþerilerimizinihtiyaçlarý lütufanlayýþýyla deðil, hakanlayýþýylakarþýlanmadýr.Ankaralýlarýn temelihtiyaçlarýnýnkarþýlanmasý onlar içinbir insan hakkýdýr,belediye için degörevdir.”

CHP Ankara Büyükþehir Belediye

“Ankara’yý Ank

Page 11: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Hekim Postasý Mart 2009 11

kentten

- AAnnkkaarraallýýllaarr ssaaððllýýkkllýý ssuuyyaa kkaa-vvuuþþaabbiilleecceekk mmii??

Seçimden sonraki ilk iþimizAnkaralýlarý saðlýklý suya kavuþ-turmak olacaktýr. Bunun için ikiçalýþma eþ zamanlý olarak baþla-týlacaktýr. 30 Mart 2008 günüGerede havzasýnda Iþýklý Bara-jý’nýn yapýlmasý için çalýþmalarbaþlatýlacaktýr. Iþýklý Barajý’nýnsuyu gelene kadar AnkaralýlarýKýzýlýrmak’ýn zehirli suyundankorumak zorunludur. Kýzýlýrmaksuyunun kaynaðý olan Kesikköp-rü ile Gölbaþý arasýnda uygunbir yerde, Kýzýlýrmak suyunu a-rýtabilecek nitelikte yeni bir a-rýtma tesisi yapýlacaktýr. Bu böl-gede yapýlacak tesisin arsa veiþletme maliyeti merkezdeki a-lanlara göre düþük olacaktýr. A-rýtýlan Kýzýlýrmak suyu Anka-ra’ya getirilirken Bala, Gölbaþýilçeleri ve çevre beldelerin te-miz su ihtiyaçlarý da karþýlan-mýþ olacaktýr.

Iþýklý Barajý’nýn tamamlanma-sý, arýtma tesisinin yapýlmasý veÝvedik arýtma tesisinin kapasite-sinin artýrýlmasý ile Ankaralýla-rýn temiz, saðlýklý suya ulaþmasýsaðlanacaktýr. Çeþmelerimizdentemiz su akacak çocuklarýmýztemiz su içerek büyüyecektir.

Ankaralýlara temiz, içilebilirve kesintisiz su vermek bizimen öncelikli taahhüdümüzdür.

- PPeekkii,, AAnnkkaarraa’’ddaakkii hhaavvaa kkiirrllii-lliiððiinnee yyöönneelliikk ççöözzüümm öönneerriilleerrii-nniizz nneelleerrddiirr??

Ankara’da temiz hava soluma-nýn tek garantisi doðalgazdýr.Etrafý yüksek tepelerle çevrilibir çukura yerleþmiþ olan Anka-ra için hava kirliliði her an gün-demde olan bir sorundur. Anka-ra’nýn yýllarca yaþadýðý havakirliliði ancak geçen yönetim

dönemimizde doðalgazýn yay-gýnlaþmasýyla son bulmuþtu. Odönemde kentin havasýnýn kirli-lik deðerlerini düzenli olarakhemþerilerimize duyuruyorduk.

Son yýllarda kaçak kömürlerindaðýtýlmasý nedeniyle hava kirli-liði yeniden artmaya baþladý.Belediyenin saydamlýktan kaçantavrý nedeniyle hava kirlilik de-ðerleri artýk açýklanmýyor amaAnkara’nýn havasýný soluyanherkes kirliliði hissediyor.

Kömürden kaynaklanan kirli-lik sorununa doðalgazda yaþa-nanlar da eklenmeye baþladý.Ankara Büyükþehir Belediye-si’nin halktan doðalgaz parasýnýtoplamasýna raðmen BOTAÞ’a ö-dememesi nedeniyle doðalgazazam üstüne zam yapýldý. Türki-ye’nin en pahalý doðalgaz sayacýAnkaralýlara satýldý. Ankaralýlaryeniden kömür sobalarýna dönü-yorlar.

Belediye doðalgazý yöneteme-yince, 2008 baþýnda doðalgaz ö-zelleþtirildi. Ancak özelleþtirmeiþlemi tamamlanmadý. Doðalgazyönetimi ortada kaldý. Bu aradadoðalgazýn iyi yönetilememesi-nin acý sonuçlarýný yaþadýk. Bi-zim dönemimizde doðalgaz bað-lantýlarýnýn ve bacalarýn düzenlikontrolleri yapýlacak ve Ankara-lýlar doðalgazý korkmadan, gü-ven içinde kullanacaklardýr.

Ankara’nýn havasýnýn temizolmasý doðalgaza baðlýdýr. Do-ðalgazýn ticarete konu edilmesi-ni kabul edemeyiz. Ankara’nýnhavasýný temiz tutmanýn bir ka-mu görevi olduðunu düþünüyo-ruz. Bu nedenle de doðalgazýnbelediyede kalmasý için giriþim-ler baþlatýlacaktýr.

1989 ve 1994 yýllarýnda Anka-ra’nýn havasýný temizledik, yinetemizleyeceðiz. 1989’da görevegeldiðimizde yabancý elçiliklerAnkara’nýn havasý kirli oldu-ðu için çalýþanlarýna taz-minat veriyorlardý. An-cak biz Ankara’nýnhavasýný temizleyincebu ödeneði kaldýrdý-lar. Biz görev yaptýðý-mýz dönemde her gündüzenli olarak havakirliliðini ölçüyor vebunu günlük, dü-zenli bir biçimdegazeteler aracýlý-ðýyla Ankaralý-larla paylaþý-yorduk. Ancakbu uygulamasayýn Gök-çek yöneti-minde kal-dýrýldý.

- AAnnkkaa-rraa’’nnýýnn ssaaðð-llýýkk ssoorruunnllaa-

rrýýnnaa vvee ssaaððllýýkk ppoolliittiikkaallaarrýýnnaa iilliiþþ-kkiinn aaççýýllýýmmllaarrýýnnýýzzýý ööððrreenneebbiilliirrmmiiyyiizz??

Belediyenin saðlýkla ilgili et-kinliklerinin yoðunlaþtýrýlma-sýnda kararlýyýz. Bu amaçla; i-

mar planýnda ayrýlacak alanlar-da, altyapý yapýmý ve belediye-nin sunacaðý teþviklerle Anka-ra’da tüm ülkeye hizmet verebi-lecek bir saðlýk merkezinin oluþ-turulmasý saðlanacaktýr.

Belediyenin elinde bulunansaðlýk hizmeti potansiyeli, Top-lum Saðlýðý ve Koruyucu SaðlýkHizmetleri aðýrlýklý olarak kulla-nýlacaktýr. Bu çerçevede gýdagüvenliði konusunda yeni uygu-lamalara geçilecektir. Yoksulmahallelerde yaþlýlar ve çocuk-lar için, düzenli olarak evlerinegidilerek saðlýk taramalarý yapý-lacaktýr. Ankara’da çeþitli ilçeve semtlerde cankurtaran servi-si kurulacaktýr. Sanayi bölgele-rinde çalýþanlara yönelik gezicisaðlýk ve temizlik ekipleri oluþ-turulacaktýr. Belirli günlerdeyoksullara ücretsiz saðlýk hiz-meti veren hastane, klinik vemuayenehanelere doðalgaz, sugibi belediye hizmetleri indirim-li verilecektir.

- YYeerreell yyöönneettiimmlleerriinn mmeesslleekk oo-ddaallaarrýý iillee iiþþbbiirrlliiððiinnee nnaassýýll bbaakkýý-

yyoorrssuunnuuzz??Biz göreve geldiðimizde katý-

lýmcýlýðý esas alan bir yönetimmodeli oluþturacaðýz. AnkaraTabip Odasý bizim kent saðlýðýplanlamasýnda temel bileþenler-den olacaktýr. Saðlýk konusun-daki çalýþmalarýmýz ortaklaþagerçekleþtireceðimiz etkinlik veiþbirliðiyle yürütülecektir. An-kara Tabip Odasý, bizim kent yö-netimi konusunda oluþturacaðý-mýz yeni kurumsal yapýlar için-de yer alacaktýr.

Ankara’nýn mevcut yönetimikent saðlýðý konusunda çok ciddieksiklikler yaratmýþ ve bu du-rum yurttaþlarýmýzýn saðlýðýnýolumsuz bir biçimde etkilemiþ-tir. Bunun önüne geçmek vekent saðlýðý konusunda bir du-yarlýlýk oluþturmak ve bu nok-tadan hareketle bir eylem planýyürürlüðe koymak bizim temelgörevimizdir. Bunu yerine geti-rirken þimdiki yönetim gibi siviltoplum kurumlarýný dýþlamaya-caðýz. Tam tersine sivil toplumçözümün merkezinde olacaktýr.

“Biz görevegeldiðimizdekatýlýmcýlýðý esas alanbir yönetim modelioluþturacaðýz. AnkaraTabip Odasý bizim kentsaðlýðý planlamasýndatemel bileþenlerdenolacaktýr. Saðlýkkonusundakiçalýþmalarýmýzortaklaþagerçekleþtireceðimizetkinlik ve iþbirliðiyleyürütülecektir. AnkaraTabip Odasý, bizim kentyönetimi konusundaoluþturacaðýmýz yenikurumsal yapýlar içindeyer alacaktýr.”

“Son on beþ yýldaAnkara kötü yönetildi,Ankaralýlar zordurumlarda býrakýldý.Bu nedenle her þeydenönce bu tahribata sonvermek ve bunuonarmak için acilönlemler alýnmasýgerekiyor.Ankara’nýn yaþanabilirbir kent haline gelmesiiçin önce bir “AcilTedavi Planý” yapýlmasýbir zorunluluk halinialmýþtýr. Acil TedaviPlaný’nýn ilk adýmý“temiz su” olacaktýr.”

Baþkan Adayý Murat Karayalçýn:

karalýlarla yöneteceðiz”

“A nkara’nýn toplum-sal sorunlarýnýnbaþýnda iþsizlik

gelmektedir. Belediye kentintüm sorunlarýna sahip çýkma-lýdýr. Ýþsizlik sorununa çözümaramasý gereken kurumlar-dan biri de belediyedir. ÝÞKURverilerine göre, 2007 yýlýndaAnkara’da iþ arayanlarýn sa-yýsý 120 bin kiþi dolaylarýn-daydý. 2008 yýlýnda da bu sayý150 bini buldu. Üstelik bunla-rýn 50 binden fazlasý 15-24yaþlarý arasýndaki genç nü-fustur.

Ankara’nýn iþsizleri, ev ka-dýnlarý, öðrencileri için tam

zamanlý veya kýsmi zamanlýiþ alanlarý yaratmak gerek-mektedir. Yaratýlan iþ alanlarýayný zamanda kentimizde ya-þayan çeþitli hemþerilerimizinyaþadýðý sorunlara çözüm ge-tirmelidir.

Bu amaçla Kent Ýþçiliði Pro-jesi’ni uygulayacaðýz. Anka-ra’nýn iþsiz gençleri, kadýnlarýkýsa bir eðitim programý ala-caklar. Sertifikalarýný aldýk-tan sonra, kýsmi veya tam za-manlý, sigortalý olarak, geçiciiþlerde istihdam edilecekler.Bu iþler yaþlý bakýmý, engellibakýmý, aðaç dikim ve bakýmýgibi iþler olacak.”

Kent Ýþçiliði Projesi

Yoksul ailelerden ayda10 metreküpe kadarsu tüketiminden be-

del alýnmayacak.Yoksul ailelerin çocuklarý-

nýn okula gidiþ geliþ biletleribelediye tarafýndan karþýla-nacak.

Yoksul ailelerin ihtiyaçduyduðu nitelikli kömür veyadoðalgaz belediye tarafýndansaðlanacak. Çocuklarýn kýrta-

siye, önlük, giysi gibi ihtiyaç-larý karþýlanacak. Beslenmeuzmanlarý tarafýndan bilim-sel standartlara uygun olarakhazýrlanan saðlýklý gýda pa-ketleri yeni bir yöntemle vedüzenli olarak yoksul ailelereverilecek. Belirtilen belediyehizmetleri ve yardýmlarýn ta-mamýyla bile 600 YTL gelirdüzeyine ulaþamayan ailelerenakdi yardým yapýlacak.

Hemþerilik Geliri Projesi

Page 12: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

12 Hekim Postasý Mart 2009

güncel

Hekimler ve saðlýk çalýþanlarýçalýþma koþullarýna, meslek has-talýklarý ve risklerine dikkatçekmek üzere 4 Mart’ta týbbimaskeyle çalýþtý. Türk TabipleriBirliði Merkez Konseyi’nin çað-rýsý ve tabip odalarýnýn organi-zasyonu ile çeþitli kentlerde ger-çekleþtirilen eylemlerde, saðlýkkuruluþlarýnýn en riskli çalýþmaalanlarýndan biri olduðuna vur-gu yapýlarak, baþta þiddet ve en-feksiyon hastalýklarý olmak üze-re saðlýk çalýþanlarýnýn bir çokriskle karþý karþýya olduklarýnadikkat çekildi. Hekimler ve sað-lýk çalýþanlarý, saðlýk kurumla-rýnda ‘Ýþçi Saðlýðý, Ýþ GüvenliðiKurullarý’ ile ‘Risk Deðerlendir-me’ birimlerinin kurulmasýný is-tedi.

“Hasta eden hastaneistemiyoruz”

Türk Tabipleri Birliði, AnkaraTabip Odasý ve SES temsilcileritarafýndan ise Etlik Ýhtisas Has-tanesi bahçesinde basýn açýkla-masý yapýldý. Týbbi maskeler vebaretler takarak basýn açýkla-masýna katýlan hekimler ve sað-lýk çalýþanlarý, “Hasta eden has-tane istemiyoruz” sloganý ilekarþý karþýya býrakýldýklarý mes-

leki hastalýklarýna dikkat çeker-ken, Ankara Tabip Odasý GenelSekreteri Aytuð Balcýoðlu, sað-lýkçýlarýn diðer çalýþanlara göreenfeksiyon hastalýklarýna yaka-lanma risklerinin 10 kat fazlaolduðunu belirtti.

“Hastaneler çok sayýda kimya-sal ajanýn kullanýldýðý çalýþmaortamlarýdýr” diyen Balcýoðlu,radyasyon, elektrik, gürültü,kanserojen ajanlar, kötü hava-landýrma gibi risklerin çalýþan-larý tehdit ettiðini söyledi. Bü-tün saðlýk kuruluþlarýnda saðlýkçalýþanlarýnýn saðlýðý için “iþyerisaðlýk birimleri” kurulmasýný ta-lep ettiklerini belirten Balcýoð-lu, tüm bunlarýn yaný sýra þidde-tin de saðlýk çalýþanlarý için gi-derek artan bir risk oluþturdu-ðuna vurgu yaptý.

“Biz saðlýk çalýþanlarý, çalýþmaortamlarýmýzdan kaynaklý risk-lerin azaltýlabilir olanlarý ile il-gili taleplerimizi dillendirirkensaðlýkta dönüþüm programýnýyürüterek ciddi sorunlara yol a-çan yöneticilere bir kez daha so-ruyoruz: Saðlýk çalýþanlarýnýnçalýþma koþullarýndan kim so-rumludur?” diye konuþan Balcý-oðlu, çalýþma ortamlarý ile ilgiliolumsuz koþullarýn düzeltilmesiiçin çabalarýný sürdüreceklerinibildirdi.

YÖK, Abant Ýzzet Baysal, Af-yon Kocatepe, Cumhuriyet, Dic-le, Düzce, Fýrat, Gaziosmanpaþa,Harran, Kafkas, Kahramanma-raþ Sütçü Ýmam, Mustafa Ke-mal, Yüzüncü Yýl ve ZonguldakKaraelmas üniversitelerininbünyesindeki týp fakültelerininanabilim ve bilim dallarýndakiöðretim üyesi ihtiyacýnýn karþý-lanmasý amacýyla rotasyon baþ-lattý.

Yükseköðretim Kanunu’nun41. madde hükümleri uyarýncasöz konusu üniversitelerdeki týpfakültelerinin öðretim üyesi ih-tiyaçlarý, 2009-2010 öðretim yýlýsonuna kadar en az 1 yýl süreylediðer üniversitelerdeki týp fa-kültelerinden karþýlanacak. Ýhti-yaç duyulan üniversitelerdeki

týp fakültelerinde görev alacaköðretim üyelerinin kadrolarýkendi üniversitelerinde kalacak.

Eðitimden çokhizmet ön planda

Türk Tabipleri Birliði (TTB)Merkez Konseyi, TTB UzmanlýkDernekleri Eþgüdüm Kurulu (U-DEK) ve Ankara Tabip Odasý (A-TO) tarafýndan YÖK’ün 27 týpfakültesinden 250’yi aþkýn öðre-tim üyesini, 13 týp fakültesininihtiyacýný karþýlamak üzere enaz 1 yýl süreyle “mecburi hiz-met”e tabi tutmasýna iliþkin ola-rak basýn toplantýsý düzenlendi.TTB’de 5 Mart 2009 tarihindedüzenlenen basýn toplantýsýnauzmanlýk derneklerinden ve týpfakültelerinden 50’yi aþkýn tem-silci katýldý.

Basýn açýklamasýnda, YÖK’ün

bu uygulamada amacýnýn ne ol-duðunun anlaþýlamadýðý belirti-lerek, “Özellikle geliþmekte olanve geliþmiþ týp fakültelerindetüm olumsuzluklara raðmen gö-rev yapan meslektaþlarýmýzýn e-mek ve çabalarýný büyük birtakdirle karþýlýyoruz. Türkiye’detýp eðitimine katký sunan heröðretim üyesinin eðitime destekvermek isteyeceðini bilerek bugörevlendirme sisteminin hak-sýz ve adaletsiz olduðunu belirt-mek istiyoruz.” denildi.

Üniversitelerin profesör, do-çent ve yardýmcý doçent kadro-larýný dengeli bir oranda tespitetmek görevinin YÖK’e ait oldu-ðunun ancak bu alanda yýllardýrplanlama yapýlmaksýzýn nere-deyse her ilde popülist kaygýlar-la ve altyapý hazýrlýklarý olmak-sýzýn yeni týp fakülteleri veya e-ðitim hastaneleri açýldýðýna dik-kat çekilen açýklamada, alt yapý-larý tamamlanmadan ve eðiticiinsan gücü yetiþtirilmeden týpfakültelerinin açýlmasý eleþtiril-di.

“13 üniversitenin ihtiyaç bil-dirdiði ana dallarda öðretim ü-yesi görevlendirmesi yaný sýrayan dallarda veya yan dal olma-yan bazý bilim dallarýnda görev-lendirme istenmesi týp fakülte-lerinin önemli iþlevi olan eði-timden çok, hizmetin ön plandatutulduðunu düþündürmekte-dir.” denilen açýklamada þu gö-rüþlere yer verildi: “Görevlen-dirme yapýlmasý planlanan týpfakültelerinden farklý illerdekieðitim hastanelerine 130’danfazla sýnavsýz ve önemli bir kýs-mý hukuk dýþý bir biçimde þef veþef yardýmcýsý atamalarý yapýl-mýþtýr. Bu yolla geliþmekte olanüniversitelerin çoðunda üç bü-yük kente tersine göçle ciddi birkan kaybý söz konusu olmuþtur.Þimdi bir yanlýþ uygulama baþkabir yanlýþ uygulamayla telafi e-dilmeye çalýþýlmaktadýr.

Bu geçici görevlendirmeler öð-retim üyelerinin aile bütünlük-lerini göz ardý etmektedir. Ayrý-ca görevlendirme talep edilenfakültelerdeki hizmetlerin deaksayacaðý kesindir. Altyapý ola-naklarý göreceli olarak kýsýtlý butýp fakültelerinin bazýlarýna üstdüzey teknoloji gerektiren dal-larda geçici bir süre görevlen-dirme istenmesi bu görevlendir-melerin veriminin pek de iyi o-lamayacaðýný düþündürmekte-dir. Bu tür zorunlu görevlendir-melerle verim alýnmasý oldukçagüçtür.”

YÖK, týp fakültelerinde rotasyon baþlattý

Bu kaçýncýzorunlu hizmet?

Saðlýk çalýþanlarýnýn saðlýðýný kim koruyacak?

Hekimler 4Mart’ta týbbimaskeyle çalýþtýHekimler ve saðlýk çalýþanlarý çalýþma koþullarýna, meslekhastalýklarý ve risklerine dikkat çekmek üzere 4 Mart’tatýbbi maskeyle çalýþarak, saðlýk kurumlarýnda ‘Ýþçi Saðlýðý, ÝþGüvenliði Kurullarý’ ile ‘Risk Deðerlendirme’ birimlerininkurulmasýný istediler.

Türk Tabipleri Birliði, Ankara Tabip Odasý ve SEStemsilcileri tarafýndan Etlik Ýhtisas Hastanesi bahçesindegerçekleþtirilen basýn açýklamasýnda konuþan Ankara TabipOdasý Genel Sekreteri Aytuð Balcýoðlu, saðlýkçýlarýn diðerçalýþanlara göre enfeksiyon hastalýklarýna yakalanmarisklerinin 10 kat fazla olduðunu belirtti.

Hekim Postasý

Hekim Postasý

TTB, TTB-UDEK ve ATO, YÖK’ün 27 týp fakültesinden 250’yi aþkýn öðretim üyesini, 13 týpfakültesinin ihtiyacýný karþýlamak üzere en az 1 yýl süreyle “mecburi hizmet”e tabitutmasýný eleþtirdi. Kararý kaygýyla karþýlayan bazý týp fakülteleri temsilcileri YÖK’ün bukararýný eðitimden çok, hizmetin ön planda tutulmasý olarak deðerlendiriyor.

- Yeni týp fakültesi açýlmamalý. - Alt yapýsý tamamlanmamýþ týp fakültelerine öðrenci

alýmý durdurulmalý.- Görevlendirmeler zorunlu deðil gönüllü olmalý.- Geliþmekte olan üniversitelerde öðretim üyelerinin

özlük haklarý iyileþtirilmeli ve buralarda görevyapmalarý özendirilmeli.

- Öðretim üyelerine bu üniversitelerde daha iyisosyal bir ortam yaratýlmalý.

- Bu fakültelerde alt yapý olanaklarý iyileþtirilmeli.- Öðretim üyesi yetiþtirme programlarý çerçevesinde

kalýcý eðitici kadro yetiþtirilmeli.- Öðretim üyesi deðiþim programlarý rasyonel biçimde

hayata geçirilmeli.- Mevcut zorunlu hizmet uygulamasýndan bu týp

fakültelerine kadro verilmesi ve bu uygulamanýnbaþlatýlmasý durdurulmalý, gerçekçi bir planlamaylaeðitici yetiþtirilerek toplum saðlýðý açýsýndan kalýcý biryarar saðlanmalý.

Öneriler

Ankara Tabip Odasý Baþkaný Prof. Dr. Gülriz Ersöz, Türk TabipleriBirliði Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. Ýskender Sayek

Page 13: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Hekim Postasý Mart 2009

AKP’nin yürüttüðü saðlýðý pi-yasalaþtýrma, ticarileþtirme, pa-ralý hale getirme programýnýnalternatifi vardýr. Bunun yoluTürkiye’nin zenginliklerini eþit,demokratik, adil, barýþ içerisin-de paylaþmayý isteyen bir anla-yýþ ve uygulama bütünlüðündengeçmektedir. TTB ile Ankara Ta-bip Odasý dün olduðu gibi bugünve yarýn da topluma ve hekimle-re karþý sorumluluðu çerçeve-sinde davranacak, herkese sað-lýk, güvenli gelecek talebinin ýs-rarlý takipçisi olmaya devam e-decektir.

Krizi fýrsata çevir,hekimin ücretini düþür

Özel saðlýk sektöründe çalýþanhekimler iþ, kamuda çalýþanlarise gelir güvencesinin öne çýktý-ðý sorunlar içerisinde. Hekimlikpratiði Sosyal Güvenlik Kuru-mu’nun düzenlemeleri ile piya-sanýn ihtiyaçlarý arasýna sýkýþ-

mýþ durumda. Hekime yönelikþiddet, hürmetsiz idareci tutu-mu, hekimlerin taleplerini dahada netleþtiriyor.

Ýþsizlik bir halk saðlýðýsorunudur

Hekimlerin hiçbir güvencesiolmayan, saðlýk açýsýndan asgariyeterliliklere (iþ, yeterli gelir,beslenme, barýnma v.b.) sahipolmayan insanlarýmýza yardýmýsýnýrlý olacaktýr. AKP iktidarýyoksulluðu “üzerinden beslendi-ði” bir alan olarak sürdürmüþ,insanlarýn hakký olaný iþsizlereve yoksullara “sadaka” olarakvermeyi siyasetinin ana unsuruhaline getirmiþtir.

29 Mart’tan sonrasýtufan

IMF’yle yapýlacak yeni stand-by anlaþmasý… Daha anlaþmayapýlmadan Saðlýk Bakanlýðýbütçesinde gerçekleþtirilen ký-sýtlama… IMF’nin kamu saðlýkharcamalarýnýn düþürülmesi

baskýsý… Seçim sonrasýna erte-lenen “tam gün”, sevk zinciri,Kamu Hastane Birlikleri KanunTasarýsý… Bütün belirtiler sað-lýk ve hekimlik ortamýmýzý se-çimlerden sonra zor günlerinbeklediðini gösteriyor. Üstelikmevcut siyasi iktidar yerel se-çimlerden güçlenerek çýkacak o-lursa mesleki-özlük haklarýmýzýkorumak daha da zorlaþacak.

Þimdi mücadelezamanýdýr

Biz hekimler; saðlýk ocaklarýn-da, dispanserlerde, acillerde, po-likliniklerde, ameliyathanelerde,laboratuarlarda, servislerde veyoðun bakýmlarda, kentlerde,kasabalarda ve köylerde, fabri-kalarda, gecekondularda ve yol-larda her gün bir milyon kiþiyesaðlýk hizmeti veriyoruz. Hergün her yaþtan, her cinsten veher toplumsal kesimden bir mil-yon yurttaþla yüz yüze geliyor;her gün bir milyon insanýn der-dine derman arýyoruz.

Biz hep birlikte ayaðakalktýðýmýzda kimse bizigörmezden gelemez. Biz hepberaber baðýrdýðýmýzda kimsebizi duymazdan gelemez. Bizhep birlikte itiraz ettiðimizdekimse bizi susturamaz.

IMF’yle yapýlacak yeni stand-by anlaþmasý… Daha anlaþma yapýlmadan Saðlýk Bakanlýðý bütçesinde gerçekleþtirilenkýsýtlama… IMF’nin kamu saðlýk harcamalarýnýn düþürülmesi baskýsý… Seçim sonrasýna ertelenen “tam gün”, sevkzinciri, Kamu Hastane Birlikleri Kanun Tasarýsý… Bütün belirtiler saðlýk ve hekimlik ortamýmýzý seçimlerden sonra zorgünlerin beklediðini gösteriyor. Üstelik mevcut siyasi iktidar yerel seçimlerden güçlenerek çýkacak olursa mesleki-özlük haklarýmýzý korumak daha da zorlaþacak. Biz hep birlikte ayaða kalktýðýmýzda kimse bizi görmezden gelemez. Bizhep beraber baðýrdýðýmýzda kimse bizi duymazdan gelemez. Biz hep birlikte itiraz ettiðimizde kimse bizi susturamaz.

Hekim Postasý

Ankara Tabip Odasý (ATO)tarafýndan bu yýl dokuzuncu-su düzenlenen Nevzat ErenHalk Saðlýðý Sempozyu-mu’nda ekonomik kriz vesaðlýða etkileri konusu ele a-lýndý.

14 Mart Týp Haftasý etkin-likleri kapsamýnda 7 Mart2009 tarihinde Ankara Üni-versitesi Týp Fakültesi’ndegerçekleþen sempozyum,Nevzat Eren’in eþi Gönül E-ren ve Ankara Tabip OdasýBaþkaný Prof. Dr. Gülriz Er-söz’ün açýlýþ konuþmalarý ilebaþladý. “Krizin Ekonomi Po-litiði” baþlýklý panel ile devameden sempozyumda, Prof. Dr.Korkut Boratav “Kapitalizmve kriz”, Prof. Dr. Erinç Yel-dan “Krizin ekonomik etkile-ri”, Mustafa Sönmez de “Kri-zin sosyal etkileri” üzerinesunum yaptý.

Sempozyumun öðleden son-raki bölümünde ise “Kriz veSaðlýk” konulu bir konferansgerçekleþtirildi. KonferanstaDoç. Dr. Nilay Etiler, krizinsaðlýða etkilerini anlatýrken,Dr. Selçuk Atalay, Ankara Ta-bip Odasý tarafýndan hazýrla-nan Kriz ve Saðlýk Raporu’nukatýlýmcýlarla paylaþtý. Sem-pozyum, Prof. Dr. ÝskenderSayek’in yönetiminde gerçek-leþen ve saðlýk alanýndakimeslek odalarý ve uzmanlýkdernekleri temsilcilerinin gö-rüþlerini aktardýðý “Krizinsaðlýk çalýþanlarýna etkisi”adlý forumla sona erdi.

TTB, iþ güvencesi, can güvencesi, gelir güvencesi, mesleki baðýmsýzlýk güvencesi, herkese eþit,ücretsiz, saðlýk güvencesi için 12 Mart 2009 Perþembe günü “Acil Eylem” kararý aldý

13

Nevzat Eren Halk Saðlýðý Sempozyumu’nda ‘kriz ve saðlýk’ tartýþýldý

Ankara Tabip Odasý Baþkaný Prof. Dr. Gülriz Ersöz, sempozyumun açýlýþýndayaptýðý konuþmada, Nevzat Eren’in halk saðlýðý sorunlarý üzerine çok önemli

çalýþmalar yaptýðýný ve çözüm önerileri ürettiðini ifade ederek, busempozyumdan Nevzat Eren geleneðine yakýþýr bir þekilde halk saðlýðý ve

emekten yana çözümler üreterek çýkacaklarýný söyledi. Ersöz, saðlýkhizmetinin özelleþtirildiði, katký paylarýnýn alýndýðý ve saðlýk hakkýnýn son

derece kýsýtlandýðý bir ortamda ekonomik kriz, artan iþsizlik ve yoksulluðunhalk saðlýðý adýna kaygý verici olduðunu söyledi.

S empozyumun “Kriz ve Saðlýk”baþlýklý oturumunda konuþanKocaeli Üniversitesi Týp Fakül-

tesi’nden Doç. Dr. Nilay Etiler, kriz dö-nemlerinde saðlýða ayrýlan bütçenin a-zaltýldýðýný ve halkýn saðlýk hizmeti ih-tiyacýný ekonomik sýkýntýlar nedeniyleertelediðini söyledi.

Kriz sonrasý ilaç ve týbbi malzemekullanýmýnýn düþtüðüne de dikkat çe-ken Etiler, katký paylarý nedeniyle hal-kýn acil durumlar dýþýnda saðlýk ku-rumlarýna baþvurmadýðý bilgisini ver-di. Etiler, kriz dönemlerinde aþýlama o-ranlarýnýn düþtüðünü, beslenme so-runlarý yaþandýðýný, düþük aðýrlýklý do-ðumlarýn ve bebek ölümlerinin arttýðý-ný bildirdi. Etiler’in dikkat çektiði di-ðer bir olgu ise kriz dönemlerinde iþ-sizlik ve yoksulluðun davranýþ bozuk-luklarý, intihar ve aile içi þiddete ne-den olduðuydu.

Saðlýða ayrýlan bütçe azalýyorHekim Postasý

NO MINUTE!ACIL EYLEM

- Temel ücretlerde emekliliðimize yansýyaniyileþtirme.

- Saðlýk hizmetlerini ticarileþtiren ve güvencesizçalýþmayý içeren aile hekimliði ve kamu hastanebirlikleri yasa tasarýsýnýn durdurulmasý.

- Güvenli ve saðlýklý çalýþma ortamlarýnýnoluþturulmasý için iþyeri saðlýk birimlerininkurulmasý.

- G$$ prim ödeme zorunluluðu, katýlým payý, ilaveücretler gibi saðlýk hizmetine ulaþýmý engelleyenbütün kýsýtlamalarýn kaldýrýlmasý

- Ýþten çýkarmalarýn engellenmesi, bütünçalýþanlarýn güvenceli bir çalýþma rejimindeistihdamý.

güncel

Acil Taleplerimiz

Kar

ikat

ür: D

r. Se

yfi D

urm

az

Page 14: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

“Bizim oralarda okul vardý da,kýzlar gitmezdi, oðlanlar gider-di. ‘Anaaaa, kýz uþaðý okulda mýolurmuþ!’ derlerdi. Biz de git-mezdik, kardeþlerimize bakar-dýk, evin iþine bakardýk, ekmekederdik.

... Dünür geldiler bigün. 13 ya-þýndaydým. Anamýn emmisininuþaðýymýþ. Kara Mustafa’nýn oð-lu derlerdi. Adý Salih’ti. Ebemzorladý. Annem, ebemin sözün-den çýkmazdý. Ýlle ‘evlenecen’dediler. Ama ben sevmedim onu,diyim... Öyle aðlardým. Anambabam beni sýkýlardý ‘evlenecen’derlerdi, ‘dört öküzü var’ der-lerdi, ‘tarlasý var, baðý var, ka-vaðý var, ýrahat olur.’ Bayramdý.Salýncak kurduyduk, sallanýyo-duk. ‘Güllü bir gel hele’ diye ça-ðýrdýlar. Gittim. Verdiler beni,bir yüzük taktýlar, bir çemberattýlar, bir 20’lik altýn baðladý-

lar. Ben geri oyuna dönemedim,izin vermediler. ‘Sen artýk gelinkýzsýn’ dediler. Niþanlým benigörmeye gelince, yanýna gitmez-dim. Aðlardým. Mehmet aða, kü-çüðdü, onu baðrýma basardým,bana ellemesin diye. Ellese, kar-deþim aðlardý. O da oturur otu-rur, giderdi.

Ya içindesin ‘hayat’ýn,ya dýþýndasýn

Sonra nikah ettiler. Kaynanamyoðudu. Kayýnbabam vardý, 4kýzý, bi oðlu daha vardý. Ben on-larla ekin iþlerdim, iþ görürdüm.Kýzlarla eylenirdim. Onlar gü-lerdi, ben de gülerdim. Kayýnba-bamla çalýþtým, onlan baða git-tim, harman savurdum, ekini deonunlan iþledim, baðýda onun-lan belledim. Çoluk çocuk oldu,kocamý sonra sevdim, ýlýdým... Obenden 10 yaþ büyüðdü. Izýcýkbir hasta olsa aklým çýkardý. Ka-yýnbabam pek bi huysuzdu. Sa-

lih’le geçinemezdi. Salih, çalýþ-kandý. Her bi iþi görürdü ya, ba-basýna yaranamazdý. Salih gi-derdi, baþka yerde çalýþýrdý, ge-lirdi, parasýný babasýna verirdi.10 gün aralarý iyi olurdu, ba-bam; ‘Git, cehennem ol!’ derdi.Salih küserdi, gene giderdi. Son-ra eve bi gelin daha geldi. Ba-bam, ‘Herkes horantasýný geçin-diriyo, horantanýzý kendinizbesleyin’ dedi, yataðýmýzý kapýyaattý. Hayatýn içinden çýktýk. Ha-yat dediðim; bildiðimiz bahçe,evvel hayat derlerdi. Hayatýn i-çinde evimiz olur. Hayatýn içine,malýmýz girer, davarýmýz girer.Kuzu gelir, oraya týkýlýr. Davarorda saðýlýr. Oraya baþka girenolmaz, etrafý taþ duvarla çevrili-dir. Hayattan çýkýnca, bi ada-mýn, 3 göz evi vardý, oraya git-tik. Ekmek yok, aþ yok. Su yok,su tasý yok. Ebemgil bir kesmeçorbasý getirdiler, uþak onu içti.Biz aðlýyok, aðlasan nidecen...

Salih, ‘varayým, gideyim’ dedi.Birilerinin iþinde çalýþtý. Komþu-lar yardým etmiþ, buðday, mýsýr,bulgur, un, tuz, düð, iki hayvanýyüklemiþ getirdi. Kýþ günüydü,ev soðuk. Tandýrýn aðzýnda top-rak kýzdýrýp, uþaðýn yataðýna dö-kerdim üþümesinler diye... Öyleböyle, kýþý çýkarýrdýk.

Kara tavuk çilesi…Kayýnbabam dedi ki bi zaman;

‘Davarý hak edemedi gelin. Sütoyuncak oluyo. Gel, sana iki da-var vereyim. Geline de tarif et,süt oyuncak olmasýn. Tandýrdada horantanla birlikte yat kalk.’Hayat içi dedim. Kabul ettim.Gideyim, yine hayata gireyimdedim. Kayýnbabamdan çok çek-tim.

Bigün lohusayým, yatýyorum.Salih babasýndan traþ parasý is-temiþ gitmiþ, gelirken de canýmçeker diye iki ceviz, 2 portakal,3 elma almýþ. Kayýnbabam evibirbirine kattý. Bizi yine hayatýndýþýna attý. O zaman ölen oðlanýdoðurduydum. Pipisinin ucu þiþ-tiydi, eskiden kara tavuk ezer-lerdi, kara tavuðun etini, yarayasararlardý, faydasý olurdu, ge-çerdi. Kayýnbabam, bi tavuðukesmedi, oðlan 20 günlüktü, öl-dü gitti.

Doktor aðladý,ben aðladým

Dokuz horantanýn biri zatür-reden, ikisi kýzýlyörük derlerdi,ondan öldü. Kýz öldüðünde dahayeni yürüyodu. Oðlanlar öldü-ðünde doktor neyim yoktu. Ner-de bulacan doktoru. Kocakarýlarilaç yapardý, iyi olursan olur, ol-mazsan ölür giderdin.

Sýtmaya tutulduydu köylü. Ü-

þürdün, üþürdün, titrerdin, son-ra ateþe düþerdin, yanardýn ya-nardýn… Tetik dayý derlerdi, biadam vardý, ilaç yapardý, sýhhi-yeliði vardý, saðlýkçýydý, sütle-ðen otundan ilaç yapýp bize içir-diydi.

Zatürreden ölen kýzý doktoragötürdük ama diyim. O zamanilçeye doktor geldiydi. Çok iyi bidoktordu. Doktor elinden geleniyaptý, doktor aðladý, ben aðla-dým. Kýz gitti.

Biz öyle doðum kontrolü nedirbilmezdik o zamanlar. Bi bak-mýþýk, gebe kalmýþýk, nörecen…Zorla düþürdün düþürdün, düþ-medi doðardý. Kaç tane düþür-düm bilmiyom sayýsýný. Baðda,bahçede çalýþtým, aðýr kaldýr-dým, zarara geldi düþtü. 6 aylýkçocuk düþürdüm bükülü bükü-lü… Biri, kayným tepik vurduondan düþtü, vayh! Çocuðunukendi kendine düþürmeye çalý-þanlar olurdu, çok avrat ebemgömecini rahmine koyup düþü-rürdü. Horantalarý ebeler do-ðurturdu. Beni cicim doðurttu,anam doðurttu. Yolda, tarladadoðurur, kucaðýmýza alýr gelir-dik.”

Anneannem, hayatýn ya içindeya dýþýnda kalmýþ... 15 göz da-mýn karýný kakarmýþ, dam akýt-masýn diye. Dallarýn karýný yalý-nayak çýrparmýþ, dal incinmesindiye. Hiç ayakkabý yüzü de gör-memiþ. “Nanik” derlermiþ eski-den; tahtadan yapýlýrmýþ, ayaðý-na onu takarmýþ, düðüne de o-nunla gidermiþ, iþi de onunlagörürmüþ. Anneannem, evlatla-rý ve torunlarýyla birlikte ömrü-nü dolduruyor artýk…

Anneannemin hikayesi, birçok Anadolu kadýnýnkine benzer

bir hikaye aslýnda… Rýzasýz, oyunyaþýnda evlendirilmesi, dokuz

çocuða gebe kalýp, üçünü yokluktan,doktorsuzluktan, biraz da

cahillikten yitirmesi, kadýn olduðundan daha bir ezilmesi,

öküzün yerine topraða sürülmesi...Nevþehir’in Hacýbektaþ Ýlçesi

Aþýklar Köyü’nde yaþayan, yaþýtopraða yakýn bu kadýnýn, Güllü

Aslanhan’ýn, bizim oralarýn aðzýylausul usul, tatlý tatlý anlattýðý

hüzünlü hikayesidir okuyacaðýnýz...

Bir Anadolu kadýnýnýnanlattýklarýdýr: “Biz öyledoðum kontrolü nedirbilmezdik. Bi bakmýþýk,gebe kalmýþýk, nörecen…Zorla düþürdündüþürdün, düþmedidoðardý. Kaç tanedüþürdüm bilmiyomsayýsýný. Baðda, bahçedeçalýþtým, aðýr kaldýrdým,zarara geldi düþtü. 6 aylýkçocuk düþürdüm bükülübükülü… Biri, kaynýmtepik vurdu ondan düþtü,vayh!”

Jülide Kaya

8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü

“Hayat dediðim;

bildiðimizbahçe!”

14 Hekim Postasý Mart 2009

Foto

ðraf

lar:

Jül

ide

Kay

a

Page 15: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Hekim Postasý Mart 2009 15

8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü

Tarih sýkýcý bir ders deðildir.Toplumsal belleðimizdir. Ne ka-dar doðru anýmsar, ne kadardoðru analiz edersek, o kadar a-yaðýmýz yere basar. O zaman ön-ce biraz tarihçe… Yýl 1857, tarih8 Mart. New York’ta 40 bin do-kuma iþçisi daha iyi çalýþma ko-þullarý istemiyle bir tekstil fab-rikasýnda greve baþlar. Ancakpolis iþçilere saldýrýr, iþçiler fab-rikaya kilitlenir, arkasýndan çý-kan yangýnda iþçilerin fabrika ö-nünde kurulan barikatlardankaçamamasý sonucunda çoðukadýn 129 iþçi can verir. Ýþçile-rin cenaze törenine 100 bini aþ-kýn kiþi katýlýr. 51 yýl sonra 8Mart 1908’de yine New York’taiþçi kadýnlar oy hakký, çocuk iþ-çiliðine son gibi taleplerle yü-rürler. Bu yürüyüþe de polis eþ-

lik eder. 1910yýlýnda Clara Zet-kin Ýkinci Enter-nasyonal’e 8 Mart1857 tarihindeki tekstil fabrika-sý yangýnýnda ölen kadýn iþçileranýsýna 8 Mart’ýn “Dünya Kadýn-lar Günü” olarak kutlanmasý ö-nerisini getirdi ve öneri oybirli-ðiyle kabul edildi.

Eþitsizliklerüzerine bir öykü

8 Mart Dünya Emekçi Kadýn-lar Günü kutlu olsun. Ama nasýlbir ortamda kadýnlar gününükutluyoruz? Kutlama yapabile-cek durumda mýyýz? Belki busorulara yanýt vermekte yararvar.

Aslýnda toplumsal cinsiyet e-þitliði kavramý, kadýn ve erke-ðin, toplumsal yapýlarda, kay-nak, güç ve fýrsatlarýn kullanýmeþitliðini anlatýr. Ama kadýnlarýn

öyküsü ne yazýk ki eþitsizliklerüzerine kuruludur.

Kamusal yaþam ve siya-sal alanda eþitsizdirler,temsil edilmezler. Eði-tim olanaklarýna eriþim-le ilgili ciddi eþitsizlikleryaþam boyu toplumsal

konumlarýnýn biçimlen-mesinde etkin olur. Çalýþma

yaþamýnda etkin biçimde yeralamazlar. Ýþ, sermaye kaynak-larýna eriþimleri de eþit deðildir.Geçici, gündelik, yarý zamanlý,sözleþmeli ve evde çalýþmayadayalý, kayýt dýþý iþlerde çalýþýr-lar. Ev içi emeðin kullanýmýnda;emekleri görünmez kýlýnýr.

Kadýnlar sosyalgüvenceden yoksun

Saðlýða eriþimleri cinsiyet rol-lerine baðlý olarak kýsýtlýdýr.Saðlýk hizmetlerinin sunumun-da; kadýn saðlýðýna yönelik ça-lýþmalar etkinlik ve yaygýnlýk a-çýsýndan eþit deðildir. Toplum-daki sosyal güvenlik kapsayýcýlý-ðýnýn yetersizliðinde olduðu gi-bi, kadýn nüfusunun tamamý dasosyal güvenlik kapsamýnda de-ðildir. Kendi cinsel ve üremeye

yönelik sorunlarý hakkýnda ka-rar alma süreçlerinde sesleri ký-sýktýr. Anadilde hizmete eriþe-memek en çok kadýnlarýn yaþa-mýný olumsuz etkilemektedir.Saðlýk hizmetlerine eriþimdekarþýlaþýlan engeller, dil de bil-meyince katmerleþmektedir.

Kadýnlar aile içinde, evlilikte,toplumda; taciz ve istismar ne-deniyle þiddetle kuþatýlmýþlar-dýr.

Küresel kapitalizmin dayattýðýneoliberal politikalar yoksulluðuve iþsizliði giderek artýrmýþ, cin-siyet rollerinin eþitsizliði nede-niyle kadýnlarýn yoksullaþmasýdaha da belirgin hale gelmiþkenkapitalizm en derin krizlerindenbirine girmiþtir. 2001 krizindensonra kadýnlar iþ dünyasýndanevlerine çekilmiþtir. Ülkemizdekadýnlarýn iþgücüne katýlým ora-ný sadece yüzde 23’tür. Ýstih-damdaki kadýnlarýn yüzde 64’ü-nün sosyal güvencesi yoktur.Yarýsý ücretli çalýþmakta iken,yüzde 38’i ücretsiz aile iþçisidir.

Yoksulluk kadýnlaþýyorEkonomik kriz çalýþma yaþa-

mýndaki insanlarýn iþsiz kalma-

sýna yol açmaktadýr. Ýþsizliðinüretken çaðdaki insanlarda cid-di saðlýk sorunlarýna neden ol-duðu bilinmektedir. Ýþsizlik 65yaþ altýndaki insanlarýn erken ö-lümlerine yol açmakta, gereksaðlýk ve yaþam koþullarýnýn kö-tüleþmesi, gerekse hizmete eri-þimin engellenmesi nedeniylekronik hastalýklardan ölümlerinartmasýna neden olmaktadýr.Yoksulluk zaten kadýnlarý tümkesimlerden daha fazla etkile-mektedir. Yoksulluðun kadýnlaþ-masýndan söz edilmektedir. Yok-sulluk ve iþsizlik; depresyon,anksiyete ve intihar giriþimleri-ne neden olmakta, kadýnlar hemiþsizlik ve yoksulluðun doðru-dan etkilerine, hem de aile için-de þiddete maruz kalmaktadýr.

Dünya Kadýnlar Günü’nü böy-lesi bir ortamda bir kutlama gü-nü olarak deðil bir mücadele gü-nü olarak algýlamak gerekli. Sü-regelen toplumsal eþitsizliklereve ekonomik krizin, iþsizliðingündemimize dayattýðý yakýcýsorunlara karþý, daha eþit, dahainsanca ve onurlu bir yaþam i-çin verilecek mücadelenin günüolarak.

Dünya Kadýnlar Günü’nü bir kutlama günü olarakdeðil bir mücadele günü olarak algýlamak gerekli.Süregelen toplumsal eþitsizliklere ve ekonomikkrizin, iþsizliðin gündemimize dayattýðý yakýcýsorunlara karþý, daha eþit, daha insanca veonurlu bir yaþam için verilecek mücadeleningünü olarak…

Kadýnlar 8 Mart’ta alanlara çýkarak,þiddete, tacize ve krizin yüküne ‘ha-yýr’ dedi. Çeþitli siyasi parti, sendika,meslek odalarý ve demokratik kitleörgütünün aralarýnda bulunduðu An-kara Kadýn Platformu tarafýndan An-kara’da miting gerçekleþtirildi.

Kolej Meydaný’nda toplanmalarýnýnardýndan Ziya Gökalp Caddesi’ne doð-ru yürüyüþe geçen kadýnlar, “Dün-ya’yý deðiþtirmek için yürüyoruz” ya-zýlý bir pankart açtý.

Ankara Kadýn Platformu adýna yapý-lan açýklamada ise kadýnlarýn yeni birbinyýlýn eþiðinde dünyayý deðiþtirmekiçin yola çýktýðý ifade edilerek, “Yarat-týðýnýz krizin faturasýný ödememek i-çin, savaþlarda ölen çocuklarýn ve ka-dýnlarýn kanlarýnýn yerde kalmamasýiçin, kendi dilimizde kendimizi anlat-mak, bütün dillerde özgürce konuþ-mak için hep ayakta olacaðýz!” denil-di. Miting, ‘Güldünya Müzik Toplulu-ðu’nun dinletisiyle sona erdi.

ATO’lu kadýnlaracilleri dolaþtý

Öte yandan, Ankara Tabip Odasý Ka-dýn Komisyonu üyeleri 8 Mart’ta An-kara’daki hastanelerin acil servisleri-ni ziyaret ederek saðlýk çalýþanlarýnýn8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Gü-nü’nü kutladý. Ziyaretlerde, TTB Ka-dýn Hekimlik ve Kadýn Saðlýðý kolu ta-rafýndan hazýrlanan “Acil Serviste Ka-dýna Yönelik Þiddetin Taný-Tedavi veYönlendirilmesi” baþlýklý broþürlerdaðýtýldý.

8 Mart’ý kutlayabilecek miyiz?

TTB Kadýn Hekimlik veKadýn Saðlýðý Kolu

Aralarýnda Ankara Tabip Odasý Kadýn Komisyonu’nda bulunduðu Ankara Kadýn Platformu tarafýndan gerçekleþtirilenmitinge binlerce kadýn katýldý.

Hekim Postasý

Kadýnlar 8 Mart’ta alanlardaydý

Foto

ðraf

: Evr

ense

l Gaz

etes

i Arþ

ivi

Page 16: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

16

Hekim ve Yaþam sayfamýzýnbu sayýdaki konuðu Dr. MehmetGökaðaç. Mehmet Gökaðaç, týpfakültesini bitirip hekimlik yeri-ne farklý mesleðe yönelenlerdenbiri. Televizyon programcýsý, fo-toðraf sanatçýsý…

Hacettepe Üniversitesi Fotoð-raf Kulübü’nün (HÜFK) kurucu-larýndan ve ilk baþkaný. Ankara,Adana ve Isparta’da toplam 4kiþisel sergi açmýþ, ulusal ve u-luslararasý birçok sergide 500’ü-zerinde fotoðrafý sergilenmiþ,yarýþmalarda 75 ödül kazan-mýþ…

Bugünlerde fotoðraf adýnaders-seminer veriyor ve yarýþ-malarda jüri üyeliði yapýyor. Sa-dece fotoðraf çekmiyor ayný za-manda öykü ve senaryo yazýyor.Uzun Metrajlý Sinema Senaryo-su dalýnda 1998 Yunus Nadi Ö-dülü’nün de sahibi…

- NNiiyyee ddookkttoorrlluukk yyaappmmaaddýýnnýýzz??Ben daha H.Ü. Týp Fakülte-

si’nde öðrenci iken yolumu be-lirledim. Üniversitede fotoðraflasanatsal düzeyde ilgileniyor-dum. Çok büyük baþarýlar ka-zandým. Türkiye çapýnda iyi birismim oldu. Daha mezun olma-dan bir kamu kurumunda fotoð-rafçý olarak çalýþmaya baþladým.

Mezun olduktan sonra da terci-himi sanattan yana yaptým veayný kurumda bir süre daha fo-toðrafçý olarak çalýþýp sonra “Te-levizyon Programcýsý” olarak ça-lýþmaya devam ettim.

- FFoottooððrraaffllaa oollaann iilliiþþkkiinniizz nnee-ddeenniiyyllee mmii ddookkttoorrlluukk yyaappmmaaddýý-nnýýzz??

Tabi, fotoðrafýn etkisi var; an-cak asýl neden fotoðraf deðil!Fotoðraf olmasa da yine doktor-luk yapmayacaktým. Çünkü týp,doktorluk mesleði farklý bir þey,benim için. Bana gelen hastaya,yaþlý bir insansa; babam-annemgözüyle, eðer yaþýtlarýmsa arka-daþým, küçüðümse kardeþim-ço-cuðum gözüyle bakýyordum. An-nenizden babanýzdan, kardeþi-nizden para isteyebilir misiniz?Yapamazsýnýz! Bu meslek baþkabir þey, tabi ki yaþamýnýzý idameettirmek için para gerek. Ancak“saðlýðýn, acýlarýn ticaretini ya-parak” para kazanmak bana etikgelmiyor. Bu yanlýþ anlaþýlma-sýn etik deðerlere sahip, çok bü-yük özverilerde bulunan doktorarkadaþlarýmýn hepsini tenzih e-diyorum. Ki onlar benim ne de-diðimi iyi anlarlar. Kýsacasý has-tayla para iliþkisine girdiðinizan doktorluk bitiyor. Doktorlukyapmamamýn asýl nedeni bu. Ogünlerde fotoðrafa “tutku” dere-cesinde yoðunlaþmam, çok baþa-rýlý olmam da yönümü belirle-

mem için ikinci bir nedenoldu. Sanatý seviyordum,hoþuma gidiyordu, haz alý-yordum. Sevdiðim bir þeyimeslek olarak seçmek deen doðrusu idi.

- KKllaassiikk bbiirr ddeeyyiiþþllee ““TTýýpp-ttaann aarraa ssýýrraa ddookkttoorr ççýýkkaarr””ööyyllee mmii??

Bir anlamda evet… Sanat,edebiyat dünyasýna baktýðýnýzdabirçok doktorun olduðunu gö-rürsünüz. Örneðin edebiyat ala-nýnda Ceyhun Atýf Kansu, Beh-çet Aysan, tiyatroda Orhan Ase-na gibi… Bu günlerde sinema,fotoðraf, resim ve müzik alanýn-da birçok baþarýlý doktor arka-daþ var. Týp ve sanatýn ortak ya-ný “duyarlýlýk”!.. Týpý seçenlerbence diðer meslek alanlarýnagöre daha “duyarlý” insanlar. Sa-natýn da özü duyarlýlýðý gerekti-riyor. Ýþte bu duyarlýlýk doktorarkadaþlarda da bulunduðu için“týptan çok sayýda sanatçý çýký-yor” arada sýrada da doktor olu-yorlar.

Sanat insaný önyargýsýz, yu-muþak, hoþgörülü, esnek yapý-yor. Fotoðraf ve sanatla uðraþ-mak bende çok þeyi deðiþtirdi.Yaþama daha geniþ, esnek bakanancak ilkeli duran bir insanyaptý. Örneðin ilk baþladýðýmgünlerde sadece yaþamýn için-den diye “katý fotoðraflar” ola-rak bilinen “sümüklü çocuk” fo-

toðraflarý çekerken; daha sonra-larý çiçek, böcek, gün batýmý gi-bi, daha yumuþak ve hoþ fotoð-raflar da çekmeye baþladým. Biranlamda yaþama hoþgörülü veönyargýsýz bakmayý sanat saye-sinde öðrendim.

Bana, insanlarýn yerine kendi-mi koymayý, onlarýn gözüylebakmayý, empatiyi de týp öðret-ti. Ben týptan empatiyi, sanattanda esnekliði, hoþgörüyü öðren-dim. Sanatla uðraþan insanlaradikkat edin olaylara daha geniþ,daha yumuþak bakýyorlar. Dahahoþgörülü ve önyargýsýz oluyor-lar. Sanatýn en güzel yaný bu.Sanatçý yaratýcýlýðýnýzý eser o-larak ortaya çýkarýyor ve dün-yaya bir ”iz” býrakýyorsunuz.Doktorlar da bir anlamda eseryaratýyor ve dünyaya sunuyor.Ýkisi de iz býrakýyor.”

- ÞÞuu aann iiççiinn nnee yyaappýýyyoorrssuu-nnuuzz??

Belgesel televizyon program-larý hazýrlýyorum. Þu anda otis-tik çocuklarla ilgili bir belgesel

üzerinde çalýþýyorum. Sanatsalolarak fotoðrafa devam ediyo-rum. Hayatýmýn en uzun sürelifotoðraf belgeselini hazýrlýyo-rum. Konu kýzým Ýpek. Þimdi onsekiz aylýk. Doðumundan bugü-ne her hafta yüzlerce fotoðrafýnýçektim. Film parasý yetmez ol-du. Mecburen dijital makine al-dým. Eðitici olarak baþta Hacet-tepe’de olmak üzere ders ve se-minerlere devam ediyorum.

- DDookkttoorrlluukk yyaappmmaaddýýððýýnnýýzz iiççiinnppiiþþmmaann mmýýssýýnnýýzz??

Net bir þekilde söylüyorum,piþman deðilim. Hayatta benimyapmak istediðim yapamadýðýmtek bir þey var. Sinema filmi çe-kemedim. Onu da eninde sonun-da çekerim veya çekemem. Geli-nen noktada pek önemli deðil,nasýl olsa yazabiliyorum. Yaz-mak da bana göre önemli. Yaþa-nýlan ve yazýlacak dolu öyküvar. Týp dünyasýnda da ilginç o-lay ve öyküler var. Bence dok-torlardan çok iyi yazar ve yö-netmenler çýkar.

Dr. Mehmet Gökaðaç: “Sadece askerlikte doktorluk yaptým, kýsa dönem; amahekimlikten para kazanmadým. Fotoðraf ise benim için bir tutkuydu, benimyönümü ve geleceðimi belirledi.”

Dr. Arzu ErbiliciDr. Seyfi Durmaz

hekim ve yaþamHekim Postasý Mart 2009

“Týptan empatiyi, sanattanhoþgörüyü öðrendim”

“Ben týptan empatiyi, sanattan da esnekliði, hoþgörüyüöðrendim. Sanatla uðraþan insanlara dikkat edin; olaylaradaha geniþ, daha yumuþak bakýyorlar. Daha hoþgörülü veönyargýsýz oluyorlar. Sanatýn en güzel yaný bu. Sanatçý olarakyaratýcýlýðýnýzý eser olarak ortaya çýkarýyor ve dünyaya bir“iz” býrakýyorsunuz. Doktorlar da bir anlamda eser yaratýyorve dünyaya sunuyor. Ýkisi de ‘iz’ býrakýyor.”

Dr. Mehmet Gökaðaç ve kýzý Ýpek

Ýnsanlarý doðalçekmek istiyor-sanýz, onlara his-

settirmeden yaklaþ-madan, çekmeniz ge-rekir. Ben de bu ne-denle teleobjektif kul-lanýrdým. Bir bayramgünü Ulus civarýndafotoðraf çekiyorum.Öðleden sonraydý, es-ki TBMM binasýnýn ö-nünden yukarý doðruyürüyerek, çekecekmalzeme arýyorum.Yolun karþýsýnda yaþlýbir çift el ele tutuþ-muþ aþaðý doðru geli-yordu… Yaþlý adam,kasketli ve kadýna gö-re daha bir iri yarýydý,kadýn ise zayýf, ince,köylü giyimli, allý gül-

lü elbiseliydi. Kendikendime “ne kadarhoþ, babam þu adamgibi bir kere anneminelini tutmadý” diyesöylenerek fotoðrafla-rýný çekmek için he-men fotoðraf makine-sine teleobjektif tak-tým. Teleobjektifi a-yarladým, bir tuttum,þöyle bir baktým; an-nemle babam! Benþoktayým. Babam he-men fark etti: “Ne ya-pýyon!”diye baðýrdý,bir de annemin tuttu-ðu elini attý, fýrlattý!Tabi ben o fotoðrafýçekemedim. Teleob-jektifi takayým derkenfýrsatý kaçýrdým. Çoküzüldüm.

“Teleobjektif en büyük kozumdu”Fo

toðr

afla

r: D

r. M

ehm

et G

ökað

Dr. Mehmet Gökaðaç, týp öðrencisi iken tanýþtýðýfotoðrafçýlýktan bir hayat hikayesi yazdý

Page 17: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Hekim Postasý Mart 2009 17

tecrübe

- BBiizzee öönncceelliikkllee kkeennddiinniizzii ttaannýý-ttýýrr mmýýssýýnnýýzz??

1975 yýlýnda Hacettepe Üni-versitesi Týp Fakültesi’ni bitir-dim. Fizyoloji ve halk saðlýðý ih-tisasým var. Doçentlik, profesör-lük derken, þimdi Hacettepe Ü-niversitesi Týp Fakültesi HalkSaðlýðý Anabilim Dalý ÖðretimÜyesi olarak görev yapýyorum.Gülþehir’de saðlýk grup baþkan-lýðý, Ordu ilinde saðlýk müdürlü-ðü, Ankara Etimesgut Hastane-si’nde baþhekimlik yaptým.

- HHeekkiimm oollmmaayyaa nnaassýýll kkaarraarrvveerrddiinniizz??

Babam köy enstitüsü mezunubir öðretmen. Çocukluðum köy-lerde geçti. O zamanlar en bü-yük sorunumuz, hekime, saðlýkhizmetine ulaþmaktý. Babamköy enstitüsünde okurken, onla-ra temel saðlýk bilgileri çok iyiverilmiþti. Öðrencilerin ilkyar-dým müdahalelerini ve diðer ba-zý saðlýk sorunlarýnda ilk müda-haleyi öðretmen yapabilirdi.Hatta çevre saðlýðý uygulamalarýonlarýn eðitim programýnda var-dý. Çok iyi bir temel saðlýk bilgi-si alýrlardý ancak hekime ulaþ-mak büyük sorundu. Çünkü yol-lar kapanýrdý kar nedeniyle ve-yahut da araç bulunmazdý. Bunedenlerle koþullanmýþtýk lise-deyken; “çalýþacaðýz, edeceðiz,üniversiteye gireceðiz, ama týpfakültesine girip doktor olaca-ðýz” diye.

- NNeeddeenn hhaallkk ssaaððllýýððýý uuzzmmaannllýý-ððýý??

Ben baþtan beri halk saðlýðýnagirmek istiyordum. Tabii, Prof.Dr. Nusret Fiþek hocamýzýn ö-nemli etkisi vardýr. O rol modelolarak özendiðimiz bir kiþiydi.Bize; topluma hizmet, toplumsaðlýðý kavramýný o vermiþti.Üstelik tedaviyle koruyucu he-kimliðin bir arada götürülmeside amaçlayan bir yaklaþýmý ho-camýz bize benimsetmiþti. Bu-günkü gibi sadece tedavi aðýrlýk-lý, tedavi öncelikli bir yaklaþýmsöz konusu deðildi. Köy enstitü-sü öðretmenlerin çoðunun çocu-ðu týp fakültesine girmek ister,çünkü orada en büyük eksiklik,ulaþýlabilir yerde hekim eksikli-ðiydi.

- HHaallkk ssaaððllýýððýýnnýýnn öönneemmii nneeddiirr??Halk saðlýkçý için nadir, az gö-

rülen, insaný meþhur eden has-talýklar fazla önem taþýmaz.Toplum için önemli hastalýklar

öncelik alýr. O da, çok görülen,çok öldüren, çok sakat býrakanhastalýklar. Bu hastalýklarýnpromosyonu yoktur. Hocamýzhep, “Çocuklar, eðer parayý he-defliyorsanýz, 7 senenizi týp fa-kültesinde harcamayýn. Hekim-lik insana çok fazla refah saðla-yan, çok fazla para kazandýranbir meslek deðildir” derdi ki,doðrudur. Halk saðlýðý ihtiyacýolana ulaþmayý kolaylaþtýracakþekilde bir örgütlenmeyi gerek-tirir. O zaman saðlýk hizmetleri-nin sosyalleþtirilmesi hakkýnda-ki kanunun tam etkili dönemiy-di. Nüfus esaslý saðlýk ocaklarýkurulmaya baþlanmýþtý. Saðlýkhizmeti bir ekip hizmeti olarakgörülürdü.

Mesela, mecburi hizmet yok-tu. Doðu Anadolu’da doktorsuz,personelsiz saðlýk ocaðý yoktu,çünkü hekimlerin ve saðlýk per-sonellerinin bilgilerinin yenilen-mesi, kendi özlük haklarýnýn ko-runmasýna yönelik bir takýmtedbirler de alýnmýþtý, önlemlerde getirilmiþti. Tabii bu hizmetcoþkusunu, hizmet güvencesiniartýrýyordu ve bu sayede de hal-ka gerçekten bütüncül ve tümel-ci bir hizmet sunabilmek müm-kün oluyordu. Üstelik maliyetiçok düþüktü. Kurulan sevk sis-temi sayesinde de gerekli ihtiya-cý olan hastalar hastane hizme-tine yönlendiriliyordu, ama bubir hekim deðerlendirmesindensonra oluyordu; önemli olanþeylerden bir tanesi bu. Mesela,biz hastayý sevk ederken iki par-çalý bir formla hastayý gönderir-dik. Hasta muayene edildiktensonra taný, teþhisi bir sayfaya,yapýlan iþlemler ikinci sayfayayazýlýr, bize geri gelirdi. O za-man herhangi bir eksiðimiz ol-muþ mu, doðru taný mý koymu-þuz, yapmamýz gereken baþkaþey var mý onu anlardýk ve eðiti-mimiz için de bir araçtý. Aynýzamanda hastanýn doðru yön-lendirilmesini, doðru hizmet al-masýný da saðlýyordu.

- YYaa þþiimmddii??Þimdi dikkat ederseniz, hasta

kalkýp, en ufak þikayetinde enüst düzey saðlýk kuruluþuna gi-diyor. Tabii burada çok aþýrýteknoloji kullanýmý var. Saðlýkmuayenesi sadece birtakým a-raçlar, birtakým tahlillerden iba-ret görülebilir. Eskiden çok yaþlýhocalarýmýzdan bazýlarý pek la-boratuarý ciddiye almazlardý,tecrübelerine dayanýrlardý. On-larýn tecrübelerini küçümsemi-

yorum, önemliydi; ama labora-tuarý bu kadar dýþlamak müm-kün olmaz hekimlik uygula-malarýnda, onun dengelikullanýlmasý gerekirdi. A-ma þimdi, daha hastayýgörür görmez, laboratuarkaðýtlarýný doldurmayabaþlayan bir eðilimvar. Fiziki muayene-nin doðru dürüstyapýlmadýðý, hastaöyküsünün doðrudürüst alýnmadý-ðý bir uygulamasüreci baþladý.Neredeyse istis-mar boyutundabir teknoloji kul-lanýmý var ve ol-dukça maliyetli.

- GGüünnüümmüüzz ssaaððllýýkkppoolliittiikkaallaarrýýnnýý nnaassýýll ddee-ððeerrlleennddiirriiyyoorrssuunnuuzz??

Saðlýk kuruluþlarý bir iþletmeolarak düþünüldü ve hep kar e-saslý oldu. Tabii asýl sorun, ko-ruyucu hekimlik uygulamalarýve çevre saðlýðý hizmetlerininbüyük oranda aksamasý. Öteyandan, insanlar saðlýklarýnýnfarkýna ancak saðlýklarý tehlike-ye düþtüðü zaman varýyorlar.

- HHaallkkaa bbuu bbiilliinncciinn vveerriilleebbiill-mmeessii iiççiinn nneelleerr yyaappýýllmmaallýý ppeekkii??

Okullara sadece ders koyarak,televizyonlarda birtakým sözlerisöyleyerek, insanlarýn saðlýðýnýkorumalarýný saðlayamazsýnýz.Onlara davranýþ modelleri degöstermek zorundayýz. Bizim i-þimiz koruyucu hekimlikle ilgiliuygulamalarda topluma uygunmodeller geliþtirmek ve tümelcibir yaklaþýmla bu modelleri ha-yata geçirmek olmalý.

Sistemler belirlenirken, ülke-nin bütün olanaklarý ve koþulla-rý çok uzun vadeli planlanarakyapýlmalý. Saðlýðýn gerçek birdevlet politikasýyla merkezi ola-rak ve akýlcý planlanmasý lazým.Modellerin hýzlýca hayata geçi-rilmemesi, kapsayýcý bir þekilde,ülke uzmanlarýnýn da katkýsýylauygulanmasý gerekir.

- SSiizziinn hhaallkk ssaaððllýýððýý aallaannýýnnddaaççýýkkaarrmmýýþþ oolldduuððuunnuuzz kkiittaappççýýkkllaarrvvaarr bbiirr ddee……

Özgür Doruk Güler Dizisi a-dýyla yayýnladýðým çevre saðlýðý-na yönelik teknik kitapçýklarvar evet. Bu seriden 49 kitapçýktý ve sahada çalýþan birçokarkadaþ bu kitapçýklardan ya-rarlandý.

Sandýðýmdan çok ilgi gördü.Toplumu bazý mesajlarý verebil-

mek için diðer araçlarý da kul-lanmak zorundayýz.

- KKuullllaannddýýððýýnnýýzz aarraaççllaarrddaann bbii-rrii ddee eeddeebbiiyyaatt.. TToopplluumm ssaaððllýýððýýnnaaþþiiiirrllee ssuunndduuððuunnuuzz kkaattkkýýllaarrddaannbbaahhsseeddeebbiilliirr mmiiyyiizz bbiirraazz??

Benim kullandýðým araçlardanbir tanesi de þiir. Bildiðimiz þiir-lerin yaný sýra didaktik amaçlý,eðitime öðretime yönelik þiirleryazýyorum. 1979’da ilk þiir kita-bým yayýmlandý. “Analar ve Ö-lüm” diye bir þiirim var. “Analarvar /Sussa bütün evrenin saðdu-yusu / Aðzýný býçak açmasa tüminsanlarýn / Analar var /Analarölümü kanýksamazla, / Ne kadaröldürürseniz öldürün / analar ö-lüme alýþamazlar”

Bir baþka örneði “Derdimizi adkoyup da gittiler” adlý þiirimdenvereceðim.

“Oðul, bizim köye çok geldiler/ Büyük kentten /Ankara’dan,tapudan, veterinerden, hastane-den geldik dediler / Derdimizi adkoyup da gittiler…”

Bir zaman bir köye gitmiþtim,kadýncaðýz geldi, yaþlý bir kadýn,muayene ettim. Eklem aðrýlarývar, sýzýlarý var. “Teyze, senderomatizma var, sýcak tutacak-sýn” dedim. “Oðlum, gelirsin ge-lirsin, derdimize ad koyup da gi-dersin” dedi. Çünkü çözüm ver-miyorum orada, gençliðindenberi iki büklüm bulaþýk, çamaþýryýkamýþ, yer süpürmüþ, 11 tanedoðum yapmýþ.

Derken kadýn artýk geri döne-bilir olmayan bir sürece girmiþ,benim belirtilere yönelik birta-kým ilaçlar verilmiþ, onlar da bir

süre sonra etkisiz duruma gel-miþ. Kadýn da haklý olarak diyorki, “sadece derdimin adýný söyle-yip, gidiyorsun” Ýþte ondan etki-lenerek bu þiiri yazmýþtým.

Yine “Orada bir saðlýk ocaðývar”, “Ocak hekimi” ve “Doktorolduðumu itiraf ediyorum” adlýþiir kitaplarým var. Bu kitaplarý-mýn birinde bir þiir var, çok se-verim: “Bir çocuk ölünce /Boð-macadan ya da kýzamýktan/Gökte bulut olunca / Yaðmur o-lup düþünce yere/

Can vermek için çiçeklere / So-rar vurur da camlara takýr takýr/ Gerekeni yaptýnýz mý, yaptýnýzmý gerekeni…”

- SSoonn oollaarraakk ssööyylleemmeekk iisstteeddiikk-lleerriinniizz??

Biz çok yoksulduk çocukken,kýra giderdik, azýk torbalarýmýz-la. Azýk torbalarýmýz çok yok-suldu. Birinin torbasýnda sadecebazlama, öbüründe sadece yu-murta, diðerinde soðan… Yoksultorbalarýmýzý yere yayardýk, bir-den zenginleþirdi soframýz. Osofrayý bugünün hiçbir zenginikuramaz. Bizim þimdi yapma-mýz gereken bu. Bizi tek tekyoksul gösteriyorlar, ama azýktorbamýzdakileri ayný sofrayakoyarsak, geliþmiþ ülkelerin hiç-biri kuramaz yarattýðýmýz siste-mi. Toplum için iþbirliði yapma,deneyimleri, bilgiyi birleþtirereksentez yapma, ekip hizmeti sun-ma, tümelci yaklaþýmla olaylarýgörme geleneðimizi yýkmak isti-yorlar. Bunu engellemeliyiz, butuzaða düþmemeliyiz.

Hekim Postasý

Halk saðlýðýna gerçekçi ve þiirsel bir bakýþHacettepe Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Prof. Dr. Çaðatay Güler’ihalk saðlýðý alanýnda verdiði birbirinden deðerli hizmetlerden kaynaklý bilmeyenimiz yoktur. Hekim Postasý’nýn sorularýný yanýtlayan Çaðatay Güler, topluma saðlýk bilinci aþýlamak adýna her yolu deneyen ve edebiyatý bu yolda seçenek olarak kullanan bir hekim. Güler; halka vemeslektaþlarýna yaþanmýþlýklarýndan yola çýkarak yazdýðý þiirlerle adeta ders veriyor.

Page 18: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Çoðumuz gibi benim için deBurdur, sadece Antalya’ya gi-derken yanýndan geçilen ya dabedelli askerlik yapanlarýn gitti-ði bir þehirdi. Askerlik yapanbirçok kiþi içinse belki Mecburi-yet Caddesi’nden ibaretti. Oysatarihi milattan önce 7000’lerekadar dayanan, köyleriyle 250bin civarýnda nüfusu barýndýranbu þehrin özellikle gidip görül-meye, hatta kalýnmaya deðerbirçok özelliði varmýþ.

Bunlarýn en önemlisi muhte-þem Sagalassos kalýntýlarý ve o-radan çýkanlarla oluþturulmuþ,çok iyi düzenlenmiþ bir müze.Sagalassos, Burdur‘un Aðlasunilçesinin 7 km kuzeyinde yer a-lan bir antik kent. Doðu batý yö-nünde 2,5 km, kuzey, güneyyönünde 1,5 km’ik bir alanýkaplýyor. Ýlk olarak 1706’daFransýz gezgin Paul Lucas tara-fýndan keþfedilmiþ ve arkeolojikkazýlar 1990’da baþlatýlmýþ. Çeþ-melerinin görkemiyle, dünyanýnen yüksek rakýmlý, 9 bin kiþiliktiyatrosu ve kendine has kayamezarlarýyla biliniyor. Buradabulunan ve Traian dönemine ta-rihlenen Ares, Herakles, Her-mes, Zeus, Athena ve Poseidonbüstleri, antik dönem heykeltý-raþlýðýnýn önemli örneklerindensayýlýyor. Ayrýca içinde pek çokhavuz bulunan Roma Hamamýda iki katý korunmuþ þekilde gü-nümüze ulaþmýþ.

Sagalassos’un ismi tarihte ilkdefa Büyük Ýskender’in M.Ö.334’de burayý iþgali ile görülür.Ýskender’den sonra bölgenin e-gemenliði Suriyeli Selevkidlere ,M.Ö.189’da Bergamalý Atta-lid’lere geçmiþ. Yüzeyde görülenkalýntýlar Hellenistik ve Romadönemlerine ait. Antoninler a-nýtsal çeþmesi bana Efes’teki Ýs-kenderiye kütüphanesini hatýr-latan muhteþem bir yapý. Kenttebugün ayakta kalabilen Bouleu-terion, Apollo, Klarios TapýnaðýAntonin Pius Tapýnaðý, Dorik

Tapýnak, aþaðý ve yukarý Agora,altýndaki tünelden geçebildiði-miz bir anfi-tiyatro, hamamlar,güzel mozaikleriyle kütüphane,çeþme yapýlarý ve Heroon gibidaha birçok yapý bulunmakta.

Müzedeki heykellerse Afrodi-sias’takiler kadar mükemmel þe-kilde çýkarýlmýþlar. Çok deðiþikve güzel eserler var. MermerNemesis Adalet tanrýçasýnýn ü-zerindeki elbise mükemmel kýv-rýmlarýyla adeta þeffaf gibi du-ruyor. Heykellerin tüm organla-rý mükemmel þekilde korunmuþ.

Diðer önemli bir þey Ýnsuyumaðarasý. Ýlk turizme açýlanmaðaramýz. Görünümleri sonderece güzel yoðun damlataþ o-luþumlarý yani sarkýt, dikit, sü-tun, duvar ve perde damlataþla-rý, kalsit kristalleri var ve göl-lerle kaplý ama ne yazýk ki göl-leri kurumaya yüz tutmuþ.Kesinlikle görmeye deðer vegezmesi kolay bir maðara.

Ayrýca þehrin içinde degörmeye deðer birçok þeyvar. Osmanlý dönemi sivilmimari örneklerindenTaþoda Etnografya Mü-zesi, Bakibey ve Çelik-baþ konaklarýný bunla-rýn baþýnda yer alý-yor. Baki bey kona-ðýnýn duvarlarýn-daki süslemelerçok özgün. Ulucami ve civar-daki bir sürütarihi, ahþapevler görme-ye deðer.

Ceviz tatlýsý,çekme helvasý(piþmaniye), þiþi, Ala-balýðý da yemeye deðer.Lezzetli yemekler sunançok güzel lokantalarý var.(Aðlasun da da...)

Burdur gölünde gün ba-týþýný izlemenizi de ayrýcatavsiye ederim. Bunun içinyapýlmýþ, parklar, çay bahçeleride var.

Kýsacasý gidin, kendi gözleri-nizle bu güzellikleri gö-rün.

18 Hekim Postasý Mart 2009

gezginBurdur, tarihi milattanönce 7000’lere kadardayanan, köyleriyle 250bin civarýnda nüfusubarýndýran, gidipgörülmeye, hattakalýnmaya deðer birkent.

Ýnsuyu maðarasý, Türkiye’de turizme açýlan ilk maðaralardan biri.

Dr. Nur Canoðlu

Dünyanýn en eski yerleþimlerden biri;

Burdur…Burdur…

Sagalassos, Burdur‘un Aðlasun ilçesinin 7 km kuzeyinde yer alan bir antik kent.

Ýnternetten bazý Burdur sayfalarý: http://tr.wikipedia.org/wiki/Burdur_(il)http://www.burdurkulturturizm.gov.tr/Default. aspx?

F6E10F8892433CFF445139E278E0BCE268BB5005A7961B47

Mermer Nemesis

Adalet tanrýçasýnýn

üzerindeki elbise,

mükemmel kývrýmlarýyla

adeta þeffaf gibi

duruyor.

Page 19: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

Hekim Postasý Mart 2009

kültür sanat19

Klasik Batý Müziði eserleri-nin yaný sýra Anadolu ezgile-rine getirdiði yorumla, “Butopraðýn kemancýsý” olarakadlandýrýlan Cihat Aþkýn, An-kara Tabip Odasý(ATO) tara-fýndan gerçekleþtirilecek o-lan 14 Mart Týp Bayramý et-kinlikleri çerçevesinde sa-natseverlerle buluþacak.

Cumhurbaþkanlýðý SenfoniOrkestrasý Konser Salo-nu’nda 14 Mart akþamý saat20.00’de, CumhurbaþkanlýðýSenfoni Orkestrasý ile birlik-te sahneye çýkacak olan Ci-hat Aþkýn, günümüzün öndegelen keman virtüözlerin-den.

Uluslararasý alanda Ameri-ka, Asya, Avrupa ve Afri-ka’nýn birçok yerinde kon-serler ve resitaller veren,radyo, TV ve CD kayýtlarýgerçekleþtiren, kemancýlýðý-nýn yaný sýra, kuruculuðunuyaptýðý Ýstanbul Oda Orkest-rasý ve Filarmonia ÝstanbulOrkestrasý’nýn da yöneticili-ðini yapmýþ olan Aþkýn, bir-çok baþarýlý projeye imza at-mýþ ve kendi adýný verdiðiCihat Aþkýn ve Küçük Arka-

daþlarý (CAKA) projesi ileTürkiye’nin her yerindentopladýðý öðrencilerin geli-þimlerinde büyük rol oyna-mýþ bir sanatçý.

Ayný zamanda Müzik ÝleriAraþtýrmalar Merkezi’nin(MIAM) kurucularýndan veyöneticilerinden biri olanAþkýn, akademik alanda gö-rev yaptýðý ÝTÜ ve Türk Mü-ziði Devlet Konservatuarý ça-týsý altýnda sanatsal faaliyet-lerini sürdürüyor.

Keman sanatçýlýðýnýn yanýsýra beste çalýþmalarýna daaðýrlýk veren Aþkýn’ýn, ke-man ve deðiþik çalgýlar içinbesteler, keman için aranj-manlar ve film müzikleri a-lanýnda da önemli çalýþmala-rý bulunuyor.

1990’lý yýllarda pek çok u-luslararasý yarýþmada ödül-ler alan Cihat Aþkýn, baþtaCumhurbaþkanlýðý SenfoniOrkestrasý olmak üzere ülke-nin tüm orkestralarý ile kon-serler, Edirne’den Van’a ka-dar hemen tüm bölgelerindehalk için resitaller verdi. Aþ-kýn 1995’te Yalçýn Tura’nýnkendisine ithaf ettiði konçer-tosunun dünyadaki ilk ses-lendiriliþini gerçekleþtirdi.

Bu topraðýnkemancýsý

Hekim Postasý

Baþýmýzýn tacý bir kemancý; Cihat Aþkýn Cihat Aþkýn, Cumhurbaþkanlýðý Senfoni OrkestrasýKonser Salonu’nda 14 Mart akþamý saat 20.00’de,Cumhurbaþkanlýðý Senfoni Orkestrasý ile birliktesahneye çýkacak.

TTB Sürekli Týp Eðitimi Dergi-si’nce (STED) bu yýl sekizincisi dü-zenlenen fotoðraf yarýþmasý sonuç-landý. Seçici Kurul, yarýþmaya gön-derilen 104 fotoðraf arasýnda Fey-yaz Çetinel’in “Süpürgeci Kýz” adlýfotoðrafýný büyük ödüle deðer bul-du.

Fotoðraf sanatçýsý Ýbrahim Demi-rel, Hafize Kaynarca, Dr. MehmetGökaðaç ile Prof. Dr. Mehmet Be-yazova ve Dr. Mehmet Özen’den o-luþan STED Fotoðraf Yarýþmasý Se-çici Kurulu 22 Ocak 2009 günüTTB’de toplandý. Yarýþmaya baþvu-ran 39 kiþinin gönderdiði 104 fo-toðrafý deðerlendirmeye alan Seçi-ci Kurul, 40 fotoðrafý sergilenmeyedeðer buldu. Seçici Kurul, bu 40fotoðraf arasýndan, STED’in 2009yýlý sayýlarýnda kapak resmi olacak12 fotoðrafý belirledi.

Bu 12 fotoðraf arasýnda yapýlandeðerlendirmede de, Büyük Ödül,Baþarý Ödülleri, Jüri Özel Ödülü veGaleri Sanat Yapým Ödülü’ne deðerbulunan fotoðraflar seçildi.

Feyyaz Çetinel’in “Süpürgeci Kýz”adlý eseri; Büyük Ödül’e, MustafaGezer’in “Ýz” adlý eseri Baþarý Ö-dülü’ne, Erdinç Yýlmaz’ýn “Zor Ýþ-çilik” adlý eseri Baþarý Ödülü’ne,Ýsmail Aydýn’ýn “Çadýrdaki Kýz” ad-lý eseri Baþarý Ödülü’ne, Bahar Öz-gül’ün “Emek Durmaksýzýn” adlý e-seri Jüri Özel Ödülü’ne ve ÝsmailAydýn’ýn “Yaðmur” adlý eseri GaleriSanat Yapým Ödülü’ne deðer bu-lundu.

Seçilen fotoðraflar, TTB’nin çe-þitli etkinliklerinde sergilenecek.Ödül töreninin tarihi daha sonra a-çýklanacak.

TTB-STED FotoðrafYarýþmasý sonuçlandý

Büyük Ödül “SüpürgeciKýz”aTTB Sürekli TýpEðitimi Dergisi’nce2001 yýlýndan bu yanadüzenlenen fotoðrafyarýþmasý sonuçlandý.Seçici Kurul’un yaptýðýdeðerlendirmede,Büyük Ödül, FeyyazÇetinel’in “SüpürgeciKýz” adlý fotoðrafýnaverildi.

Týp Dünyasý

Emeðe karþýsermaye

þiddetininçýplak

vahþetedönüþtüðü

iþkollarývardýr.

Kapitalizmin,kar; daha çok kar için insan

hayatýný hiçe sayan acýmasýzyüzünü görünür hale getirir.

Kot taþlama, cam taþlama,dökümhane, tersane gibi iþ

alanlarýnda, ilkel koþullardaçalýþanlar, birkaç yýl gibi kýsa

bir süre içinde, geri dönüþüolmayan silikozis hastalýðýna

yakalanýrlar ve ölüme terkedilirler. Bu gibi iþ yerlerinde

vahþi þiddetin çýðlýðýnýduyarsýnýz. Tabi gönül gözünüz;

kulaðýnýz kapanmamýþsa.Kalbiniz mühürlenmemiþse.Týpký, yerin yedi kat altýnda,

kömür tozuyla boðuþan, sýkçatekrarlayan grizu

patlamalarýyla yaþamlarýnýyitiren yer altý maden iþçileri

gibi…

Silikozis; kapitalizmin çýplak vahþeti

ZONGULDAK

Zonguldak þehri:(süyüm süyüm)aðlýyor: yedi kat-yerin altýnda: kefensiz-(bedensiz) - ölümleri...

içimizdeki gökyüzükanýyor-önce genzimiz yanýyor

üzerimizde tonlarca-topraküzerimizde tonlarca-kömürciðerlerim kan kusuyor...

kara yazgým ey !

(hy ! dingir - hul)

DDrr.. SSeerrddaarr KKooçç

Page 20: Etlik Ýhtisas Hastanesi ACIL EYLEM

20 Hekim Postasý Mart 2009