52

Ekin Saclioglu, Cukur // Pothole

  • Upload
    x-ist

  • View
    248

  • Download
    1

Embed Size (px)

DESCRIPTION

“Çukur” Ekin Saçlıoğlu’nun x-ist’teki 5. kişisel sergisi. Daha önceki sergilerinde bellek ve anılara olan güvenilirliği, rüya ve gerçek arasındaki ilişkiyi sorgulayan, kimi zaman bir anısından, kimi zaman bir arkadaşına ait bir hikayeden yola çıkan, tekil durumlar üzerinden toplumsal olana dikkat çeken Saçlıoğlu, son sergisini kendi evinin yolunda bulunan bir “çukur” üzerine kuruyor. // “The Pothole” is the 5th solo exhibition of Ekin Saclioglu at x-ist. Saclioglu, who, in her previous exhibitions, questioned the reliability of memory and recollections and the relationship between dream and reality, has sometimes been inspired by a memory of her own or a story that belongs to a friend, has called attention to what is social through personal situations, builds her last exhibition on the idea of a pothole that is located on her way back home.

Citation preview

<

B i r U yg a r l ı k ta n

g e r i y e k a l a n l a r

P l a k a ü z e r i n d e B r o n z Pa r a

(9 a d e t )

r e m a ı n s a f t e r a

C ı v ı l ı z at ı o n

B r o n z e C o ı n s o n a P l at e

(9 P ı e C e s)

2 012 , 1 x 2 5 x 2 5 C m

<

y e r a lt ı ı ı

k a r t o n ü z e r i n e k U r U B o ya v e

h o l o g r a m

U n d e r g r o U n d ı ı

h o l o g r a m a n d C o l o r e d P e n C ı l o n

C a r d B o a r d

2 012 , 3 2 x 2 9 C m

k U y r U k s o k U m U—

s P ı n a l C o l U m n

P o ly e s t e r

2 012 , 8 x 11 x 10 C m

ir şey ararken başka bir şeyi bulma olgusu, asla ne aradığını bilmekten uzak olmak değil; aradığının peşindeyken olası ayartmalara açık olmanın, keşifçi olmanın ve dahası onun sonuçlarıyla başedebilecek olmanın bir karşılığı. Büyük kararlılık! Bugün geriye doğru baktığımızda Ekin Saçlıoğlu’nun sanatında

ayırtedici olan şey, onun kesinliği ile keşifçiliğinin birlikte işlemesidir. Bu, bir bakıma yolda olmanın, göstergelere açık olmanın, kendi sanatının sınırlarını sürekli zorlama arzusunun uzantısında anlamını buluyor. Durağanlığa, üslüplaşmaya, hizaya girmeye ve katılaşmaya karşı bir direnç. Saçlıoğlu’nun son sergisi dikkate alındığında ve geçmişteki tüm sergileri hatırlandığında onun, resminin ve daha geniş anlamda sanatının sınırlarını sürekli yeni yollara doğru saptırdığını net bir biçimde görürüz. 2009 yılında fosforlu boya kullanarak karanlık fikrini gündeme getiren ve böylece resme bakmanın fiziksel koşullarını sorunsallaştıran Ekin Saçlıoğlu, 2011 yılında lateksi ve saçı kullanarak kendi sanatında bir görsel kırılma yarattı. Bugüne gelindiğinde, onun bir taraftan resmine soktuğu seramik hissi veren yeni malzemesiyle, diğer taraftan ise doğadan aldığı kemikleri doğrudan bir heykele dönüştürme ve yeni nesneler üretme fikriyle karşı karşıyayız. Bu bize açık bir biçimde şunu gösteriyor: Saçlıoğlu, en başından beri resim gibi kadim ama belli bir yüzeyde gerçekleşen sanat üretimine hiç durmadan sorular yöneltiyor, onun potansiyellerini açığa çıkartma yollarını sorguluyor ve sonucunda resmi, resmini nereye kadar taşıyabileceğinin en hakiki cevaplarını ard arda sıralıyor. “Çukur” adlı bu son sergisinde karşımıza çıkan beyaz bırakılmış tuval, onun kendi resmiyle olan hesaplaşmasının belki de en cesur örneği. Yüzeydeki renkten vazgeçmenin bu büyük cesareti, keşifçi olmaktan değilse nereden geliyor? Diğer taraftan Saçlıoğlu, 2011 yılında beliren ve bu sergide artık net bir şekilde karşımızda duran resminin dışında ürettiği ama büyük ölçüde onunla konuşan yeni formların yani heykelin doğmasına olanak tanıma tavrıyla sınırlar içinden değil, durumlar içinden üreten bir sanatçı olduğunu bize gösteriyor. Öyleyse Saçlıoğlu’nu düşündüğümüzde pek çok açıdan temel koyucu bir anlam ifade eden keşifçi olma cesareti burada, resmin hem içinde hem de ondan koparak gerçekleşiyor.

Günlük yaşamda karşılaştığı her türlü olayı ya da enformasyonu sanatında çoğu kez fantastik bir başlangıç itkisi olarak sorunsallaştıran Ekin Saçlıoğlu, bu son sergisinde medyada çeşitli vesilelerle daima yer alan, İstanbul’da ise her an bir sokakta karşılaşmanın, dahası içine düşmenin mümkün olduğu “çukur”lar üzerine odaklanıyor. Yolda gördüğü çukurla

başlayan ve ardından tüm çukurları içine alan bu büyük çukur hikayesi, hem kişisel hem de sosyal bir örüntü olarak onun çalışma sürecinin merkezine oturmuş görünüyor. Bir çukur, yeryüzüne düşen metaorun açtığı yarıktan, define avcılarının kazdığı köstebek yuvalarına, fi tarihinde öldürülüp gömülen, yıllar sonra orada olduğu anlaşılan insanların cesetlerini arama çalışmalarına, kentlerde sonu gelmeyen yol yapım maksatlı kazılara dek uzanır. Ancak şundan eminiz ki çukurlar her türlü tuhaflığın, trajikomikliğin ya da kayıtsızlığın fiziksel karşılığı olduğu kadar, en gizemli, ürkütücü ve peşinden sürükleyici yeraltı düşlerinin de bir metaforudur. Saçlıoğlu’nun bu sergideki kağıt işleri, yeraltı düşlerinin tüm o karanlık ve tekinsiz hallerinin düşünsel dökümleri gibidir. Resimden farklı bir fiziksel ve zamansal boyut gerektiren bu kağıt işler, asla bir çukurun temsili değil, sonu gelmez bir çukura düşercesine “çukur” üzerine düşünmenin derin ve fantastik karşılıklarıdır. Geçişlerin, yol alışların ve belki de birşey ararken başka birşeyi bulmanın doğal süreci, Ekin Saçlıoğlu’nun sanatını öteden beri belirgin bir biçimde temsil fikrinden uzak bir yere konumlandırdı. Bu sergide “çukur” gibi açık bir imge üzerinde durduğu halde onun, hem büyük boyutlu resimlerinde hem de küçük kağıt işlerinde çukurun imgesel temsiline ve anlatımcılığa hiç başvurmadığını görüyoruz. Denebilir ki Saçlıoğlu, “çukur”un resmini değil, çukur üzerine düşünmenin, onunla zihinsel ve duygulanımsal bir hesaplaşmanın içine girmenin ve nihayetinde onu aşmanın resmini yapar. Aşma kavramının altını çizmeli, çünkü burada ‘çukur’u kendine katarak onu aşmakdan söz ediyoruz. Çukur üzerine çalışan, onun etrafında dönen, bu yolla onu kendine katan ve son kertede —onunla birlikte—onu aşan bir süreç, Ekin Saçlıoğlu’nun bu sergideki çalışmalarının ana eksenini oluşturuyor.

Bir enformasyon ve karşılaşma unsuru olması bakımından sosyal ve kişisel bir bağlama temellenen çukur, Saçlıoğlu’nun resimlerinde bir yanıyla fantezi, diğer yanıyla mesaj fikrinden uzak bir sosyal eleştiri ve korkulu bir yeraltı dünyası gerçeği ise, bu sergide karşımıza çıkan hayvan kemikleri ve paralar da aynı zihinsel sürecin ürünüdür. Saçlıoğlu, doğadan aldığı hayvan kemiklerini yapay, kendi gerçekleştirdiği kemikleri ise gerçekmişçesine bize gösteriyor. Kolayca yargıya varılıp tüketilemeyecek hem o hem öteki oyunu.. Bu, bir bakıma güncel yaşamın eleştirisini içinde barındırıyor olmak kadar, güncel yaşamdaki spekülasyon üretme fikrini koyultmak anlamına da gelir. Unutmamalı ki Ekin Saçlıoğlu, kendisi için bir harekete geçme unsuru olan çukurun imgesini sergiye taşır. Bu başa dönme hareketi, serginin bir bitmişlik değil, hala sorular soruyor olmanın alanı olarak kurgulanmış olduğuna işaret eder. Neticede o, “Çukur” sergisinde bir kez daha hiç usanmadan resmine sorduğu yeni soruları ve ele aldığı konu bağlamında gerçekleştirdiği nesneleri ve heykelleriyle, hem kendi sanatı hem de güncel yaşam üzerine esaslı düşünsellikler ortaya atar. Temsilin ve anlatımcılığın değil, fantazmaların ve mesaj fikrinden uzak soysal eleştirinin esas olduğu çukur fikri, bu sergide Saçlıoğlu’nun çukuru tırnak içine alarak, çukur üzerine düşünme ve düşündürme tavrı olarak karşılığını buluyor.

ç U k U r U t ı r n a k i ç i n e a l m a k

S E D A Y Ö R Ü K E R

inding something else while looking for something does not necessarily mean that you are far from what you are looking for; it is a compensation for being inquisitive, open to temptation while chasing your thing, and moreover able to cope with what you have just found. Such a determination! When we look back, the

distinguishing features of Ekin Saçlıoğlu’s art turn out to be the cooperation of its precision and inquisitiveness. In one respect, this finds its meaning in being on the road and receptive to the signs, and the desire for pushing the limits of her own art. It is a resistance against stability, mannerism, alignment, and solidification. Considering Saçlıoğlu’s latest exhibition as well as the complete previous works, it becomes very clear that she consistently leads her paintings and in a broad sense her art, into new directions. Problematizing the physical conditions of looking at a painting through the usage of phosphorescent paint in 2009, Ekin Saçlıoğlu created a refrection in her own art by using latex and human hair in 2011. Today, now, we are coming up against, on one hand, her new ceramic-like material that she introduced into her own art, and on the other hand, her ideas of directly tarnsforming the bones that she found in the nature into new sculptures and the thougts of creating novel objects. This obviously demonstrates the following: From the beginning, Saçlıoğlu constantly questions the pictorial art, which is ancient but also actualizing on a particular surface, and investigates the ways to discover its potential, and as a result, she enumerates the truest answers of how far she can carry the pictorial art, her art. The empty canvas that we encountered in her last exhibition titled “Pothole”, is probably the bravest demonstration of her show-down with her own art. If the great bravity of foregoing the color on the surface is not originated in being inquisitive, then where would it come from? On the other hand, through her manner, which enabled the emergence of the new forms, namely sculptures that are created besides her paintings which came out in 2011 and clearly stand before our eyes in this exhibition, Saçlıoğlu shows that she is an artist who does not create within the borders, but within the situations. If so, then the bravity of being inquisitive, which, from many perspectives, has a role of laying a foundation, comes true both within the pictorial art and breaking off with it.

Often problematizing every event or information she encounters in daily life as a starting motive, in this last exhibition of hers, Ekin Saçlıoğlu focuses on the “potholes”, which appears in the media all times through several means and which you can encounter any time on any street in Istanbul. This big hole story, which took start with a pothole and later included all the holes, seems to be the focal point of her art process as a personal and

a social pattern. A hole ranges from a cavity created by a meteor to a molehill digged by treasure seekers, to the excavation of the corpses of people who had been buried in time immemorial, and to the endless excavations due to road constructions. Nevertheless, we are certain that, besides being a physical counterpart of any kind of oddness, tragicomical things, or indifference, holes are also metaphors for the most mysterious, scary and absorbing underground dreams. The paper works of Saçlıoğlu in this exhibition are like an intellectual casting of all those dark and spooky states of the underground dreams. These paper works, which require a physical and temporal dimension that is different from the one required for the pictorial art, are never a representation of a pothole, but deep and fantastic counterparts of thinking upon a “hole” as if you are falling into an abyss. Passings, headways, or maybe the natural process of finding something else while looking for something, all along located Ekin Saçlıoğlu’s art to somewhere that is distant from the idea of distinct representation. Although she focuses on a very explicit image such as “pothole”, she never appeals to the narration and representation of the hole via image in any of her large scale paintings or paper works. It is reasonable to argue that Saçlıoğlu does not portray the “pothole”, but portrays thinking upon it, entering a mental and affective show-down with it, and finally going beyond it. The term “going beyond” should be underlined, because the issue here is about absorbing the hole and going beyond it. A process, which works on the pothole, spins around it, and absorbing it through this way, and finally going beyond it along with it, is the focal axis of Ekin Saçlıoğlu’s works in this exhibition.

If the pothole, which grounds on a social and personal context via being an element of information and encountering, is a fantasy in one hand, and the social criticism and scary reality of underground world on the other, then, the coins and animal bones that we see in this exhibition are also the products of the same mental process. Saçlıoğlu displays the bones she found in nature as artificial, but the ones that she created as natural. This is a game of “that” and “the other”, which is not easy to make a judgment about or to consume.

This means including the darkening of the idea of speculating as well as the the criticism of daily life. It should not be forgotten that it is the mental picture of the hole as a driving force that Ekin Saçlıoğlu carries into her exhibition. This action of being back to the beginning refers to the fact that the exhibition is built as a space of still asking questions. Eventually, in her exhibition, “Pothole”, once again she propounds sound intellectualities concerning both her art and daily life through the questions she tirelessly poses to her art and the objects and sculptures that she creates in the context of her subject. In this exhibition, the idea of hole, which has phantasms and noble criticism—detached from the idea of carrying a message—as a foundation, but not the representation or narration, finds its reflection as the manner of Saçlıoğlu, which absorbs the pothole and includes thinking upon the hole as well as making others think upon it.

P U t t ı n g t h e P o t h o l e ı n Q U o t a t ı o n m a r k s

S E D A Y Ö R Ü K E R

k a fata s ı ı ıd o m U z k a fata s ı ü z e r i n e g ü m ü ş k a P l a m a

s k U l l ı ıs ı lv e r C o at ı n g o n P ı g s k U l l

2 012 , 2 4 x 4 2 x 2 0 C m

y e r a lt ı ı ı ı

h o l o g r a m ü z e r i n e k a ğ ı t ko l a j, k a l ı C ı

k a l e m v e a s e tat

U n d e r g r o U n d ı ı ı

Pa P e r C o l l a g e , P e r m a n e n t P e n a n d

a C e tat e o n h o l o g r a m

2 012 , 3 8 x 2 9 C m

ı s k e l e t ı ıtav U k k e m i ğ i v e v e r n i k

s k e l e t o n ı ıC h ı C k e n B o n e s a n d va r n ı s h

2 012 , 8 x 9 x 7 C m

<

B a s k a B i r d ü n ya ı

t U va l ü z e r i n e a k r i l i k , k a l ı C ı k a l e m v e h o l o g r a m

a n o t h e r W o r l d ı

a C r y l ı C , P e r m a n e n t P e n a n d h o l o g r a m o n C a n va s

2 012 , 13 0 x 13 0 C m

ı s k e l e t vtav U k k e m i ğ i v e v e r n i k

s k e l e t o n vC h ı C k e n B o n e s a n d va r n ı s h

2 012 , 5 x 12 x 7 C m

>

y e r a lt ı v ı ı ı

k a ğ ı t ü z e r i n e h o l o g r a m , k a ğ ı t ko l a j, m ü r e k k e P l i k a l e m v e k U r U

B o ya

U n d e r g r o U n d v ı ı ı

Pa P e r C o l l a g e , ı n k P e n , C o l o r e d P e n C ı l a n d h o l o g r a m o n Pa P e r

2 012 , 3 2 . 5 x 4 5 C m

<

y e r a lt ı x x v ı

h o l o g r a m ü z e r i n e ko l a j, m ü r e k k e P l i k a l e m v e k a l ı C ı

k a l e m

U n d e r g r o U n d x x v ı

ı n k P e n , P e r m a n e n t P e n a n d C o l l a g e o n h o l o g r a m

2 012 , 2 9 x 3 9 C m

ı s k e l e t ı vtav U k k e m i ğ i v e v e r n i k

s k e l e t o n ı vC h ı C k e n B o n e s a n d va r n ı s h

2 012 , 7 x 11 x 7 C m

<

h a k i m i y e t

t U va l ü z e r i n e a k r i l i k , s o lv e n t B o ya , k U r U

k a l e m , k a l ı C ı k a l e m v e h o l o g r a m

d o m ı n a n C e

a C r y l ı C , s o lv e n t Pa ı n t, C o l o r e d P e n C ı l ,

P e r m a n e n t P e n a n d h o l o g r a m o n C a n va s

2 012 , 15 0 x 15 0 C m

y e r a lt ı x x v ı ı

k a r t o n ü z e r i n e k a ğ ı t ko l a j, m ü r e k k e P l i k a l e m , s o lv e n t B o ya

v e h o l o g r a m

U n d e r g r o U n d x x v ı ı

Pa P e r C o l l a g e , ı n k P e n , s o lv e n t Pa ı n t a n d h o l o g r a m o n C a r d B o a r d

2 012 , 2 3 x 2 4 . 5 C m

>

y e r a lt ı x

k a ğ ı t ü z e r i n e a s e tat, m ü r e k k e P l i k a l e m v e

k a ğ ı t ko l a j

U n d e r g r o U n d x

Pa P e r C o l l a g e , ı n k P e n a n d a C e tat e o n Pa P e r

2 012 , 3 2 x 2 3 C m

<

y e r a lt ı x ı

k a ğ ı t ü z e r i n e m ü r e k k e P l i k a l e m ,

k U r U B o ya v e a s e tat

U n d e r g r o U n d x ı

ı n k P e n , C o l o r e d P e n C ı l a n d

a C e tat e o n Pa P e r

2 012 , 3 0 x 21 C m

k e m i k

B o n e

P o ly e s t e r

2 012 , 15 x 4 2 x 15 C m

ı s k e l e t v ıtav U k k e m i ğ i v e v e r n i k

s k e l e t o n v ıC h ı C k e n B o n e s a n d va r n ı s h

2 012 , 4 x 10 x 7 C m

>

y e r a lt ı x x ı ı

k a ğ ı t ü z e r i n e ay d ı n g e r v e k a ğ ı t ko l a j,

m ü r e k k e P l i k a l e m v e k U r U B o ya

U n d e r g r o U n d x x ı ı

Pa P e r a n d t r a n s Pa r e n t Pa P e r C o l l a g e , ı n k P e n a n d C o l o r e d P e n C ı l o n

Pa P e r

2 012 , 3 0 x 21 C m

ı s k e l e t v ı ıtav U k k e m i ğ i v e v e r n i k

s k e l e t o n v ı ıC h ı C k e n B o n e s a n d va r n ı s h

2 012 , 4 x 10 x 9 C m

>

y e r a lt ı x v

k a ğ ı t ü z e r i n e h o l o g r a m , k a ğ ı t ko l a j,

m ü r e k k e P l i k a l e m v e k U r U B o ya

U n d e r g r o U n d x v

Pa P e r C o l l a g e , ı n k P e n , C o l o r e d P e n C ı l a n d h o l o g r a m o n Pa P e r

2 012 , 21 x 2 9. 5 C m

<

y e r a lt ı x x

k a ğ ı t ü z e r i n e h o l o g r a m ko l a j,

k a l ı C ı k a l e m v e k U r U B o ya

U n d e r g r o U n d x x

h o l o g r a m C o l l a g e , P e r m a n e n t P e n a n d C o l o r e d P e n C ı l o n

Pa P e r

2 012 , 21 x 3 0 C m

ı s k e l e t ıtav U k k e m i ğ i v e v e r n i k

s k e l e t o n ıC h ı C k e n B o n e s a n d va r n ı s h

2 012 , 5 x 16 x 6 C m

>

k ay ı P g e z e g e n

t U va l ü z e r i n e a k r i l i k , Pa s t e l B o ya ,

k a l ı C ı k a l e m v e h o l o g r a m

l o s t P l a n e t

a C r y l ı C , Pa s t e l , P e r m a n e n t P e n a n d

h o l o g r a m o n C a n va s

2 012 , 2 0 0 x 14 0 C m

ı s k e l e t ı ı ıtav U k k e m i ğ i v e v e r n i k

s k e l e t o n ı ı ıC h ı C k e n B o n e s a n d va r n ı s h

2 012 , 6 x 14 x 7 C m

<

y e r a lt ı x x v ı ı ı

k a ğ ı t ü z e r i n e m ü r e k k e P l i k a l e m v e

k U r U B o ya

U n d e r g r o U n d x x v ı ı ı

ı n k P e n a n d C o l o r e d P e n C ı l o n Pa P e r

2 012 , 3 0 x 21 C m

>

y e r a lt ı ı v

h o l o g r a m ü z e r i n e s o lv e n t B o ya v e

k a l ı C ı k a l e m

U n d e r g r o U n d ı v

s o lv e n t Pa ı n t a n d P e r m a n e n t P e n o n

h o l o g r a m

2 012 , 3 9 x 2 9 C m

ı s k e l e t v ı ı ıtav U k k e m i ğ i v e v e r n i k

s k e l e t o n v ı ı ıC h ı C k e n B o n e s a n d va r n ı s h

2 012 , 3 x 8 x 7 C m

y e r a lt ı v ı

k a ğ ı t ü z e r i n e ko l a j v e m ü r e k k e P l ı k a l e m

U n d e r g r o U n d v ı

C o l l a g e a n d ı n k P e n o n Pa P e r

2 012 , 3 2 . 5 x 5 0 C m

B oy n U z

P o ly e s t e r

h o r n

P o ly e s t e r

2 012 , 17 x 94 x 3 5 C m

<

y e r a lt ı x v ı ı

k a ğ ı t ü z e r i n e h o l o g r a m , k a ğ ı t ko l a j, m ü r e k k e P l i

k a l e m v e k U r U B o ya

U n d e r g r o U n d x v ı ı

Pa P e r C o l l a g e , ı n k P e n , C o l o r e d P e n C ı l a n d h o l o g r a m o n Pa P e r

2 012 , 14 x 1 0 C m

>

y e r a lt ı x x ı v

k a ğ ı t ü z e r i n e h o l o g r a m ko l a j,

m ü r e k k e P l i k a l e m v e k U r U B o ya

U n d e r g r o U n d x x ı v

h o l o g r a m C o l l a g e , ı n k P e n a n d C o l o r e d

P e n C ı l o n Pa P e r

2 012 , 3 0 x 21 C m

k ı r m ı z ı d ü n ya

t U va l ü z e r i n e a k r i l i k , k a l ı C ı k a l e m v e h o l o g r a m

r e d e a r t ha C r y l ı C , P e r m a n e n t P e n a n d h o l o g r a m o n C a n va s

2 012 , 19 0 x 2 0 0 C m

>

y e r a lt ı x x v

k a ğ ı t ü z e r i n e ko l a j, m ü r e k k e P l i k a l e m v e

k U r U B o ya

U n d e r g r o U n d x x v

ı n k P e n , C o l o r e d P e n C ı l a n d C o l l a g e o n Pa P e r

2 012 , 3 0 x 21 C m

<

y e r a lt ı x x ı

k a ğ ı t ü z e r i n e ay d ı n g e r v e a s e tat ko l a j, m ü r e k k e P l i

k a l e m v e k U r U B o ya

U n d e r g r o U n d x x ı

a C e tat e a n d t r a n s Pa r e n t Pa P e r C o l l a g e , ı n k P e n a n d

C o l o r e d P e n C ı l o n Pa P e r

2 012 , 3 0 x 21 C m

k a fata s ı ıf e n e r B a l ı ğ ı k a fata s ı ü z e r i n e a lt ı n k a P l a m a

s k U l l ıg o l d e n C o at ı n g o n a n g l e r s k U l l

2 012 , 11 x 2 5 x 2 3 C m

<

k r a l l ı k

t U va l ü z e r i n e a k r i l i k , k a l ı C ı k a l e m

v e h o l o g r a m

k ı n g d o m

a C r y l ı C , P e r m a n e n t P e n a n d h o l o g r a m o n

C a n va s

2 012 , 19 0 x 2 0 0 C m

y e r a lt ı x ı v

h o l o g r a m ü z e r i n e a s e tat ko l a j v e k a l ı C ı k a l e m

U n d e r g r o U n d x ı v

P e r m a n e n t P e n a n d a C e tat e C o l l a g e o n h o l o g r a m

2 012 , 19 x 2 4 C m

>

y e r a lt ı ı x

k a ğ ı t ü z e r i n e a s e tat,

m ü r e k k e P l i k a l e m v e k a ğ ı t

ko l a j

U n d e r g r o U n d

ı x

Pa P e r C o l l a g e , ı n k P e n a n d a C e tat e o n

Pa P e r

2 012 ,3 2 x 2 7 C m

y e r a lt ı x ı x

k a ğ ı t ü z e r i n e h o l o g r a m v e a s e tat ko l a j, m ü r e k k e P l i k a l e m v e k U r U B o ya

U n d e r g r o U n d x ı x

h o l o g r a m a n d a C e tat e C o l l a g e , ı n k P e n a n d C o l o r e d P e n C ı l o n Pa P e r

2 012 , 21 x 3 0 C m

>

y e r a lt ı x ı ı ı

k a ğ ı t ü z e r i n e h o l o g r a m ko l a j,

m ü r e k k e P l i k a l e m v e k U r U B o ya

U n d e r g r o U n dx ı ı ı

C o l o r e d P e n C ı l , ı n k P e n a n d h o l o g r a m C o l l a g e o n Pa P e r

2 012 , 3 0 x 21 C m

>

y e r a lt ı x x ı ı ı

k a ğ ı t ü z e r i n e h o l o g r a m ko l a j v e m ü r e k k e P l i k a l e m

U n d e r g r o U n dx x ı ı ı

h o l o g r a m C o l l a g e a n d ı n k P e n o n Pa P e r

2 012 , 3 0 x 21 C m

g Ö k ta ş ı

t U va l ü z e r i n e a k r i l i k , s P r e y

B o ya , k a l ı C ı k a l e m v e

h o l o g r a m

m e t e o r

a C r y l ı C , s P r ay Pa ı n t, P e r m a n e n t P e n a n d h o l o g r a m

o n C a n va s

2 012 , 15 0 x 15 0 C m

B a s k a B i r d ü n ya

ı ı

t U va l ü z e r i n e a k r i l i k , k a l ı C ı

k a l e m v e h o l o g r a m

a n o t h e r W o r l d

ı ı

a C r y l ı C , P e r m a n e n t P e n a n d h o l o g r a m

o n C a n va s

2 012 , 13 0 x 13 0 C m

y e r a lt ı v ı ı

k a ğ ı t ü z e r i n e ko l a j v e m ü r e k k e P l i k a l e m

U n d e r g r o U n d v ı ı

C o l l a g e a n d ı n k P e n o n Pa P e r

2 012 , 3 2 . 5 x 5 0 C m

y e r a lt ı v

k a ğ ı t ü z e r i n e ko l a j, k a l ı C ı k a l e m , m ü r e k k e P l i k a l e m v e h o l o g r a m

U n d e r g r o U n d v

C o l l a g e , P e r m a n e n t P e n , h o l o g r a m a n d ı n k P e n o n Pa P e r

2 012 , 3 4 x 3 6 , 5 C m

>

m a n ta r

t U va l ü z e r i n e a k r i l i k v e k a l ı C ı

k a l e m

m U s h r o o m

a C r y l ı C a n d P e r m a n e n t P e n o n

C a n va s

2 012 , 18 0 x 12 0 C m

y e r a lt ı ı

k a ğ ı t ko l a j v e m ü r e k k e P l i k a l e m

U n d e r g r o U n d ı

Pa P e r C o l l a g e a n d ı n k P e n

2 012 , 31 x 2 7 C m

yayınlayan / Published byArtı Sanat Üretim Hizmetleri Ltd. Şti.Abdi İpekçi Caddesi Kaşıkçıoğlu Apt. No:42/2 Nişantaşı, İstanbul, Türkiye

t +90 212 291 77 84F +90 212 343 69 35E [email protected] www.artxist.com

koordinasyon / CoordinationYasemin Elçi

fotoğraflar / Photographs Mesut Güvenli

grafik tasarım / graphic designOkay Karadayılar

çeviri / translationAyşe Payır

renk ayrımı, Baskı ve Cilt / Color seperation and Printing

Mart Matbaacılık SanatlarıTic. ve San. Ltd. Şti.

Mart Plaza, Merkez Mh. Ceylan Sk. No: 24 Nurtepe, Kağıthane, İstanbul, TürkiyeT +90 212 321 23 00 F +90 212 295 1107

www.martmatbaa.com.tr

<

y e r a lt ı x v ı

k a r t o n ü z e r i n e h o l o g r a m , k a r t o n ko l a j, m ü r e k k e P l i

k a l e m v e k U r U B o ya

U n d e r g r o U n d x v ı

C a r d B o a r d C o l l a g e , ı n k P e n , C o l o r e d

P e n C ı l a n d h o l o g r a m o n C a r d B o a r d

2 012 , 14 x 19 C m

Bu katalog, 22 Kasim — 15 Aralik 2012 tarihleri arasında x-ist tarafından düzenlenen Ekin Saçlıoğlu’nun “Çukur“ adlı

sergisi nedeniyle 1000 adet basılmıştır.

This catalogue, of which 1000 were printed, has been prepared by x-ist on the occasion of Ekin Saçlıoğlu’s exhibition “Pothole”

shown between 22 November — 15 December 2012.

© Tüm yayın hakları saklıdır. İzin almadan çoğaltılamaz, yayınlanamaz, dağıtılamaz.

© All rights reserved. No part of this publication may be reproduced or transmitted without permission.

y e r a lt ı x ı ı

k a r t o n ü z e r i n e h o l o g r a m k a r t o n ko l a j v e k U r U k a l e m

U n d e r g r o U n d x ı ı

h o l o g r a m a n d C a r d B o a r d C o l l a g e a n d C o l o r e d P e n C ı l

o n C a r d B o a r d

y e r a lt ı x v ı ı ı

k a ğ ı t ü z e r i n e h o l o g r a m ko l a j v e m ü r e k k e P l i k a l e m

U n d e r g r o U n d x v ı ı ı

ı n k P e n a n d h o l o g r a m C o l l a g e o n Pa P e r

2 012 , 14 x 10 C m