19
KADININ Doç. Dr. Fahri KAY Dünya nüfUsunun Olaya sadece bu baksak bile yer önemi ortaya duyulan ihtiyaç ve konuyu ele erkek için kadar, için de önemi büyüktür. Bunun ve meydana gelen toplum, bu her iki grubun gücü nisbetinde güç Çünkü her alanda en güçlü ülkeler, ve ile iyi bir düzeyi elde olan ülkelerdir. Çevremize bir toplumun ve gücüne ne kadar anlayabiliriz. büyüten, alanda tarlada bahçede, mutfakta, ev hep görürüz. ve ülkelere dönüp okulda hastanelerde ve doktor, mimar-mühendis, hukukçu, muhasebeci olarak görmekteyiz. Bazen bilgisayar internetle bilgi ve yine bilgisayar idare biraz ileri zamanlara de askere erzak, cephane, su getirenin yine o görürüz. Bundan "Cennet anneterin Öyleyse bu büyük potansiyelin ve gücünden daha önemli bir yoktur. Bunun için tarih boyunca az olan bu durumu büyük bir ilgi ile gündemde yer Her toplumda gibi yönünden Türk toplumunda da yeri .çok büyüktür. milli kültürün hükümlerini ve benimseyerek milli ve dini ideallere bir seviyesine takdirde, gerek aile içinde, gerek daha bir çerçeve olan toplum içinde görevlerini yerine getirebilir. Bu özellikleri olan toplum Böylece aile ve toplumda daha fonksiyonel ve daha verimli duruma gelmektedir. anne olarak aile ve toplum en köprüdür. ve toplum daha tesirli gibi, zamanda rolü oynar. Bir ilk etkiler çok önemlidir. halde, ilk ana ve daha sonra aile Ferdi saran ilk sosyal çevre olarak ailenin verici ve ferdi rolü o derece büyüktür ki, bu imkandan faydalanan ve yüksek diplamaya sahip fertler mesleki hareketlilikte bile çok önemli farklar ferdi saran ilk sosyal çevre olan aile nitelikli ise, daha da yükselebilmektedir? Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Üyesi. 1/141. 2Mustafa E. Erkal, Sosyoloji, s. 378, 1987, 3. - 95-

EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ Doç. Dr. Fahri KAY ADİBİ*

Giriş:

Dünya nüfUsunun yaklaşık yarısı kadındır. Olaya sadece bu sayısal açıdan baksak bile kadının eğitimde yer almasının önemi açıkça ortaya çıkmaktadır. Ayrıca eğitime duyulan ihtiyaç ve eğitimin gereği açısından konuyu ele aldığımızda erkek için olduğu kadar, kadın için de eğitimin önemi büyüktür. Bunun yanında kadın ve erkeğin katılımıyla meydana gelen toplum, bu her iki grubun eğitici gücü nisbetinde güç kazanacaktır. Çünkü her alanda en güçlü ülkeler, erkeği ve kadını ile iyi bir eğitim düzeyi elde etmiş olan ülkelerdir. Çevremize şöyle bir baktığımızda, toplumun kadının eğitilmesine ve eğitim alanındaki gücüne ne kadar ihtiyacımız olduğunu anlayabiliriz. Çocuğu doğuran, büyüten, eğiten kadındır. Kırsal alanda tarlada bağda, bahçede, hayvanlarının bakımında, mutfakta, ev temizliğinde hep kadını görürüz. Şöyle şehre ve gelişmiş ülkelere dönüp baktığımızda kadının okulda öğretmen, hastanelerde hemşire ve doktor, işyerlerinde mimar-mühendis, hukukçu, muhasebeci olarak görmekteyiz. Bazen bilgisayar başında internetle bilgi topladığına ve yine bilgisayar başında savaşlar idare ettiğine şahid olmaktayız. Şöyle biraz ileri zamanlara gittiğimizde de Kurtuluş Savaşımızda kağnıyla askere erzak, cephane, su getirenin yine o olduğunu görürüz. Bundan dolayı "Cennet anneterin ayakları altındadır" 1 denmiştir. Öyleyse bu büyük potansiyelin eğitilmesi ve eğitilmiş gücünden faydalanılmasından daha önemli bir iş yoktur. Bunun için tarih boyunca eğitim imkanlarından az yararianmış olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde yer almıştır. Her toplumda olduğu gibi eğitim yönünden Türk toplumunda da yeri .çok büyüktür. Kadın, milli kültürün değer hükümlerini öğrenerek ve benimseyerek milli ve dini ideallere ulaşmış bir şahsiyet seviyesine vardığı takdirde, gerek aile içinde, gerek daha geniş bir çerçeve olan toplum içinde görevlerini yerine getirebilir. Bu özellikleri kazanmış olan kadın, sosyalleşip toplum üyeliğini geliştirebilmektedir. Böylece aile ve toplumda daha fonksiyonel ve daha verimli duruma gelmektedir. Kadın anne olarak aile ve toplum arasındaki en sağlam köprüdür. İyi yetişmiş ve eğitilmiş kadın, toplum hayatında daha tesirli olabildiği gibi, aynı zamanda eğitimci rolü oynar. Bir çocuğun, hayatının ilk altı yılında aldığı etkiler çok önemlidir. Şu halde, ilk eğitim ana kucağındaki ve daha sonra aile ocağındaki eğitimdir. Ferdi saran ilk sosyal çevre olarak ailenin eğitici, şahsiyet verici ve ferdi olgunlaştıncı rolü o derece büyüktür ki, bu imkandan faydalanan ve faydal~namayan aynı yüksek diplamaya sahip fertler arasında mesleki hareketlilikte bile çok önemli farklar doğabilir. Eğer ferdi saran ilk sosyal çevre olan aile nitelikli ise, başarı daha da yükselebilmektedir?

*İstanbul Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi. 1Cami'u's-Sağfr, 1/141. 2Mustafa E. Erkal, Sosyoloji, s. 378, İst. 1987, 3. Baskı.

- 95-

Page 2: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

KUR· AN MESAJI İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, NİSAN, MA YI S, HAZİRAN 99, Sayı: 16, 17, 18

EGİTİMDE KADlN-ERKEK EŞİTLİGİ

Tarih boyunca kadının eğitiminin ve eğitilmiş kadın gücünden faydalanmanın noksanlığını toplumlar acı bir şekilde tadmıştır. Bunun için toplumlar bumani'den kurtulmaya ve kadını da erkek gibi eğitmeye gayret sarfetmişlerdir. Milletler bu noksanlıklarını giderebilmek için seferber olmuşlardır. Çünkü kadının eğitimsizliğinin hayatıarına malolduğuna her dönem şahid olmuşlardır. Tarih, kadının da en az erkek kadar eğitilmesi gerektiğini isbatlamıştır. Bunun için milletler kadının eğitimini sağlayıcı çeşitli teşkilatları kurma ihtiyacını duymuşlardır.

İslam dini de eğitim-öğretim konusunda kadın ile erkeği eşit tutmuş, ikisine de aynı şekilde hitab etmiştir. İlk emir "Oku"3 hem kadına hem er­keğe hitab etmektedir.

~0;.J:~)'~f1ıj 0~~-.Jı(.$;· ~~~ "Hiç bilenler/e bilmeyenler bir olur mu?'~

ayeti, her iki cinse de seslenmektedir. Üstelik bilgi edinme açısından kadın-erkek ayrımı yapmadığı gibi "İlim öğrenmek her erkek ve kadın müslümana farz­dır."5 buyurmuştur. Türkiye gibi yatırım kaynaklarının oldukça kıt olduğu ülkelerde kaynaklardan en yüksek hasıla elde edilmesinin esas alınması gerektiğine göre, eğitimde kadın erkek ayrımının yerine zeka ve kabiliyet kriteri ön planda tutulmak zorundadır. Kaldı ki, öyle meslekler vardır ki bu mesleklerde kadınlar daha başarılı olabilmişlerdir. Eğitimde cinsiyet kriterinin esas alınmaması, eğitici ve yetiştirİCİ özelliği babaya göre daha ağır basan annenin başarı şansını artıracaktır. 6

Ülkemizde kadının toplumda ne derece önemli bir yeri bulunduğunu belirleyen bir gösterge de, kadın nüfusunun eğitilmesi ve sosyalleşmesinin şart olduğunu gösteren "bebek ölümlerinin yüksekliği"dir. Gittikçe azalmakla birlikte, Türkiye'de çocuk ölümleri oldukça yüksek orandadır. 1975 yılında bütün il ve ilçe merkezlerindeki ölürolerin% 29.0'unu bebek ölümleri oluştur­muştur. 1962-1963 yıllarında %o 180 olan bebek ölüm oranı 1966-1967 de %o 158'e düşmüştür. 1970-1975 dönemi sonunda ise bu oranın binde 130 dolay­larında olduğu Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda belirtilmektedir. Yetişkin ölüm seviyesi gelişmiş ülkelere yakın bir eğilim göstermesine rağmen, çocuk ölümlerinin çok olması sebebiyle ortalama hayat ümidi değerleri düşük

3. 'Atak. 1. 4.Ziinıer, 9. 5.el-Fethu' 1-Kebfr, 2/213. 6.Mustafa E. Erkal, a.g.e., s. 381, İst. 1987,3. Baskı.

-96-

Page 3: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

EÖİTİMDE KADININ ÖNEMİ

çıkmaktadır? Türkiye'de 1975 yılında okuma-yazma bilenlerin oranı, % 62, 1977-1978 öğretim yılında ilkokul çağında olup okuma imkanı bulanların oranı yüzde 87,5'dir. Buna göre, okul çağındaki bir milyon çocuk okuma imkanlarından yoksun bulunmaktadır. Ayrıca, ilköğretİrnde % 87,5 olarak görülen okullaşma oranı da bölgeler ve kız-erkek öğrenciler açısından büyük farklılıklar göstermektedir. 8

ATATÜRK'ÜN KADlN EGİTİM VE ÖGRETİMİNE BAKIŞI

Atatürk eğitim açısından Türk Kadınının eşit haklara ve fırsat eşitliğine sahip olması konusunda çok çalışmış ve çok şeyler söylemiştir:

"Bir sosyal toplumun bir organı faaliyette bulunurken, diğer organı çalışınazsa o toplum felçlidir. Bugünün ihtiyaçlarından biri, kadınlarımızın her yönden yükseltilmesini sağlamaktadır. Binaen aleyh, kadınlarımız da ilirnci ve fenci olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim kademelerinden geçeceklerdir. Sonra, kadınlar hayatta da erkeklerle beraber yürüyecek, birbirinin yardımcısı ve destekleyicisi olacaklardır."

"Bir sosyal toplum, iki cinsden yalnız birinin modern i'cablara göre yetişmesiyle yetinirse o toplum yarıdan fazla za'fiçinde kalır."

Türk toplumunun geri kalmışlığının nedenlerini ararken, Türk kadınma eğitim ve öğretim alanında verilen hakların yokluğu veya yetersizliğinin en büyük etken olarak gören Atatürk, Tevfik Fikret'in şu mısra'ını zaman zaman tekrarlar:

"Elbette sefil olursa kadın, alçalır beşer"9

"Yetiş ecek çocuklanmıza, gençlerimize, görecekleri tahsllin hududu ne olursa olsun en evvel, her şeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benliğine, milli an' anelerine düşman olan bütün unsurlada mücadele etmek lüzfimu ö ğretilmelidir."

"Büyük muvaffakiyetler kıymetli analann yetiştirdikleri güzide evlatlar sayesinde olmuştur."

"Bugünkü seviyemiz, bugünkü i'cabat ve ihtiyacat-ı esasiyyeye gayr-ı kafidir. Başka zihniyette, başka kemalde adamlara ihtiyacımız vardır. Bunları yetiştirecek olan bundan sonraki validelerdir."

"Daha selametle, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Büyük

?.Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı, s. 24. 8.a.g.e. 9.Burhan Göksel, Atatürk'ün Eğitim Konusundaki Görüşleri ve Misak-ı Maarif,

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, c. 1, Sayı: 3, Ankara 1985, s. 956.

-97-

Page 4: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

KUR'ANMESAJIİLMİARAŞTIRMALARDERGİSİ,NİSAN,MAYIS, HAZİRAN 99, Sayı: 16, 17, 18

Türk Kadınını mesaimizde müşterek kılmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlaki, ictimru, iktisadi hayatta erkek şeriki, muavin ve muzalıiri yapmak yoludur."10

"Ey kahraman Türk kadını! Sen omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın."

"Anaların bugünkü eviatıarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak, pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hatta erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar. Eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa ... "

"Dünyada hiç bir milletin kadını "Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet gösterdim." diyemez."

"Kadınlarımız hadd-i zatında ictimai hayatta erkeklerimizle her vakit yanyana yaşadılar. Bugün değil, eskiden beri, uzun zamandan beri kadınlarımız erkeklerle başbaşa mücadele hayatında, Ziraat hayatında, geçim temininde erkeklerimizden yarım adım geri kalmayarak yürüdüler."

"Türk kadını dünyanın en münevver, en fazlletkar ve en ağır kadını olmalıdır. Milletin menbaı, hayat-ı ictimaiyyenin esası olan kadın, ancak fazlleıkar olursa vazifesini lfa edebilir. Her halde kadın çok yüksek olmalıdır. .. "Elbet sefil olursa kadın alçalır beşer" mısra'ı hatırlanmalıdır."

"Kadınlık m es' elesinde dış görünüş ve kıyafet ikinci derecededir. Asıl mücadele sahası kadınlarımız için görünüş ve kıyafette muvaffakiyetten ziyade, asıl muzaffer olması lazım gelen sahada, nOrla, irfanla, gerçek fazlletle süslemriek ve cihazıanmaktır. " 11

" .... Türk sosyal bünyesi kadın ve erkek denilen iki cins insandan teşekkül ettiğine göre, ki bütün sosyal yapılar böyledir, mümkün müdür ki sosyal yapının bir parçasını geliştirelim de diğer kısmını zincirle topraklara bağlı bırakalım? İlerleme adımları her iki cins tarafından birlikte atılır. Kültürün taşıyıcısı ailedir. Kültür aile sayesinde kuşaktan kuşağa aktarılır. Bu aktarma işinde en büyük pay kadınındır."

"Atatürk kadından bahsederken, kadının esas görevinin analık olduğunu da belirtmekten geri kalmamıştır. Onun özlediği Türk anası, aydın, bilgili, milll duygu ve düşüncelerle meşbO' (zihni doymuş) kültürlü bir Türk ka-

lO.Söylev ve Demeçler, c. 2, Sayı: 150 ll. Türk Gençliğinin El Kitabı, Başbakanlık Bas. Yay. Gen. Müd. Say. 58

- 98-

Page 5: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ

dınıdır."12

"Bir hey'et-i ictimaiyye aynı gayeye bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse terakki etmesine imkan-ı fenni ve ihtimal-i ilmi yoktur." 13

İSLAMDA KADlN EGiTiMİNİN ÖNEMİ

İslamdan önceki devirlerde kadınların ayrılabilecek şerefli sahifeler pek olmadığı gibi kadını küçük düşürecek, ezecek, hakkını gasbedecek olaylar sayılamayacak kadar çoktur. Semavl dinler arasında da kadınların kültürel çalışmalara katkısı İslamiyetle başlamıştır.

"Oku"14 emriyle başlayan son ilahi davete ilk "Evet" cevabını verenin kadın Peygamberimiz (s.a.v.)'in mübarek zevceleri Hz. Hatice) olduğunu düşünürsek İslamın kadın eğitimi konusunda ne köklü bir inkılab yaptığı tarihi gerçeğini vurgulamış oluruz. Hele dualannda kadın yaratılmamış olmakla övünen Yahudi erkeklerini kadını erkek için yaratılmış malıluk sayan Hıristiyanlık düşüncesini gözönüne getirdiğimiz zaman15 "Cennet anne/erin ayakları altındadır." 16 diyen İslamiyetİn kadın haklarına verdiği önemi daha iyi anlamış oluruz. "Biz cahiliyye devrinde kadınları adam yerine koymazdık" diyen İslam Halifesi Hz. ömer (r.a.)'in kadınlardan ilmi ve idari sahada hizmet talep edecek seviyeye yükselten kudret, İslamdan başkası değildir.

Kur'an-ı Kerim'in hitab ve emirleri kadın-erkek arasında ayırım gözetmeyen bir umumilik arzeden Kur'an-ı Kerim'de ilimden bahseden veya ilmi teşvik eden 750 ayetiri hepsi cins ayırımı yapmadan hem kadına hem de erkeğe hitab etmektedir. İslamın tebliğeisi Hz. Muhammed (s.a.v.) ise kadını ve erkeğiyle bütün insanlara gönderilmiş bir peygamberdir. Kitap ve peygamberiyle İslamın gayesi cins ayırımı yapmadan nerede ve ne zaman olursa olsun her türlü cahiliyyeti yok etmek insanı bilginin ışığında yaradanma kul etmeyi sağlamak ve iki dünya mutluluğuna kavuşturmaktır.

4 0~ <y ::.,.._.Jı J 0 ; .. 1:~ ::.,.._.Jı .sf' ~ ~ ~ "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"17

"İ/im öğrenmek (kadın-erkek) her müslümanafarzdır" 18

12.Prof. Dr. Nihat Nirun, Atatürk ve Kültür, s. 32 13.Atatürk'ten Düşünceler, E.Z. Karai, s. 79, 1969 14. 'Alak, I. 15.M. Tayyip OKİÇ, İslamiyetteKadın Öğretimi, s. 7, Not: 2, D.İ.B. Yayını, Ankara

1979. 16.et-Terğfb ve't-Terhfb, 3/316. 17.Zümer, 9. 18.el-Fethu' 1-Kebfr, 2/213.

- 99-

Page 6: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

KUR'ANMESAJIİLMİARAŞTIRMALARDERGİSİ,NİSAN,MAYIS, HAZİRAN 99,Sayı: 16,17,18

"B eşikten mezara kadar ilim öğrenin" 19

hitaplarını duyan ilk müslümanlar kadını ve erkeği ile bu davfuun yolcusu olmuşlardır. Bu zihniyetle İslam hanımları kendi güç ve iffetlerinin imkan verdiği her sahada topluma hizmet sunmuşlardır. İslam tarihini incelediğimizde sadece hadis ve fıkıh sahasında 90 İslam kadın muhaddis ve fukahasını görmekteyiz. İlahi tebliğ de de kadınlar erkekler ile yarış halinde olmuşlardır.

628 yılında yapılan Rıdvan Bey'ati'ne katılmış olan Medineli hanım Sahabi Ümmü Hişam (r.a), Hz. Peygamber'in Cuma hutbelerine devam ettiğini bildiriyor ve minberde her Cuma okudukları için K af suresini bizzat Rasfilullah (s.a.v)'ın tilavetinden ezberlediğini söylüyor. 20

Medineli Ensar kadınları bir gün Hz. Peygamber (s.a.v.)'in huzuruna çıkıp:

"Erkeklerden bize fırsat kalmıyor. Bizler için ayrı bir gün ayırıp Allah'ın (c.c.) sana öğrettiklerini bize öğretsen" teklifinde bulunduklarında; Hz. Peygamber' de gün ve yer tayin ederek bu ilim aşıklarına bilgi öğretmiştir. 21

Daima "Ya Rab! İlınimi artır"22 diye dua eden o yüce Peygamber (s.a.v.) kadın-erkek diğer insanların ilmini artırıcı faaliyetlerden uzak kalamazdı.

Hz. Peygamber'in bu nevi eğitim-öğretim faaliyetlerine diğer müslüman­lar da katılmaktaydı. Sahabe-i Kirarn'dan Mu'az bin Cebel (r.a.), kadınlara mahsus bir mes'ele soran kişiye yeterince açıklama yaptıktan sonra şöyle diyor: "Rasfilullah (s.a.v.) bize öğretmiş ve kadınlarımıza öğretmemizi bize emretmiştir. "23

Kadın eğitimine verilen önemi Ebu Musa el-Eş'ari (r.a.)'nin Hz. Peygamberden rivayet ettiği şu hadis daha da şümullendiriyor:

"Bir erkek, cariyesini güzelce terbiye eder, güzelce öğretimden geçirir, sonra azad edip onunla evlenirse iki ecre nail olur." 24

Böylece kadın eğitim-öğretimi cariyelere kadar teşmll edilmesi yanında kaldırılması zamana bırakılmış olan cariyelik müessesesinin de kaldırılması teşvik edilmiş oluyor.

Kadının eğitimine böylesine önem veren İslam dininin yayılmasında, öğretilmesinde ve tebliğinde Müslüman kadınlar büyük roller üstlenrhişlerdir.

19.el-Fethu'l-Kebfr, 1/193. 20.Cum'a, 13; Müslim, Sahfh, 7. 2l.Buharl, 3. 'İlm, 36/1, 34;96; Müslim 45. Birr, 47. 22.Tfihii, 114. 23.Hatib Bağdadl, Mudfh, ll, 344, Haydarabad, 1960. 24.Buharl, 3. 'İlm, 31/1, 33.

- 100-

Page 7: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

EÖİTİMDE KADININ ÖNEMİ

Mekke 'de iken Müslüman olarak hicret etmiş akil, fazıl hanımlardan Kureyşli Şifa Ümmü'l Mü'minin Hz. Hafsa (r.a.)'ya yazı öğretmiştir?5 Hz. Ömer (r.a.) hilateti zamanında işbu hanıma fikir danışmış ve bazı işlere de me'mur etmiştir.26 ilmi çalışmaların ileriediği Tabi'un devrinde bilgin hanımlar, ilim talibi erkeklerin yazılı müracaatlarına muhatab olacak seviyeye ulaşnuşlardır.27

Aşere-i Mübeşşere'den Hz. Talha'nın kızı Aişe, teyzesi olan Hz. Aişe'nin evinden çıkmaz, İmam Buhari'nin naklettiğine göre muhtelif memleketlerden genci, yaşlısı pek çok ilim talibi Hz. Aişe'ye soracakları hususlan genç Aişe'ye yazıyorlar ve cevabını yazılı olarak ondan alıyorlardı. 28

Daha sonraki asırlarda erkek bilginleri önlerinde diz çöktürecek pek çok hanım bilgin yetişmiştir. Hatib Bağdacti gibi bir alimin (ö. 463/1071) Mekke'de 445/1053 senesinde Kerime isimli alime bir hanımdan 5 gün Buhari'nin Sa­hfh'ini okumuştur.29

İslam alimleri, ilmi mükellefiyet bakımından kadınla erkek arasında hiç bir ayırım yapmamışlardır. Endülüslü büyük ilim ve devlet adamı İbn-Hazm (ö. 456/1064) bu konudaki görüşleri şöyledir:

"Rasfilullah (s.a.v.) erkeklere ve kadınlara eşit şekilde gönderilmiştir. Allah (c.c.) ve Peygamber erkek ve kadınlara tek hitapla hitap etmiştir. Bu noktada kadınların dışında erkeklere tanınmış bir ayrıcalıktan bahsedilemez. Ta ki celi birnass veya icma' ile olsun. Dinde ilim sahibi olmak ve dini tebliğ vazifesini (Emr-i bi'l- ma'rfif, nehy-i 'ani'l-münker) yerine getirmek için yollara düşmek, erkeklere olduğu gibi, kadınlara da vacibdir. Bu ilmi seviyeyi kazanmış hanımların uyarm~larını bizlerin kabUl etmesi gerekir, nitekim de böyle olmuştur. 30

Ne yazık ki huzurlu zamanlardaki kadınların bu kültür ve eğitim hizmetleri sonraları kesintiye uğradı. Hz. Osman 'ın ihtilalciler tarafından şehid edil­mesinden sonra İslam dünyasını saran siyasi buhran, ahlaki ve sosyal değerleri sarsan çizgilere ulaştı. Din adınadinin yasak ettiği fiiller işlendi. Kargaşalar, fitneler, İslam tarihinde Yüce Dinin hiç de tasvib etmeyeceği olayları doğurdu. Bunun paralelinde çok iyi başlamış olan kadının kültürel ve eğitim çalışmaları arzu edilen boyutlara ulaşamadı. Çeşitli faktörlerin de etkisiyle bu sahadaki gelişmeler cılızlaştı ve güdükleşti. İleriye gideceği yerde geriye götürülmüş

25.Müsned, VI, 372. 26.İsti'fib, s. 1869. 27.İslamda Kadın Eğitiminin Doğuşu, Prof. Dr. M. Sait HATİPOGLU, Türkiye I.

Din Eğitimi Seminerinde Tebliğ, 23-25 Nisan 1981. 28.el-Edebu' 1-Müfred, 1118. 29.İbnu'l-Cevz1:, Muntazam, VIII, 265. 30.el-İhkam, III, 81-82.

- 101 -

Page 8: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

KUR'ANMESAJIİLMIARAŞTIRMALARDERGİSİ,NİSAN,MAYIS, HAZİRAN 99,Sayı: 16,17,18

oldu.

Gönül ilk zamanlarda şahlanan bu kültür, ilim ve eğitim hamlesini günümüz müslüman kadınları arasında yeniden yeşermesini arzu ediyor. Belki böylece ilim hakkındaki ayet ve hadislerin paralelinde birazcık olsun yol ala biliriz.

BİRLEŞMiŞ MiLLETLER TEŞKiLATININ KADlN EGİTİMİ ÇALIŞMALARI

Birleşmiş Milletler Teşkilatı çerçevesinde UNESCO, kadının çeşitli haklarıyla birlikte eğitime katılma hakkını da canlı tutmak için bir dizi çalışmalar yapmıştır. 7 Kasım 1967'de Genel Kurul tarafından kabUl edilen kadınlara karşı yapılan ayrımlar hakkında bir bildiri yayınlarnış ve dünya kamuoyuna duyurulmuştur. Bir komisyon, kız ve kadınların her türlü öğretimin bütün düzeylerinden yararlanmasına özel bir ilgi göstermiş ve kuruluşundart beri UNESCO ile işbirliği yaparak bu konuya ilişkin çalışmalar yürütrnüştür. Komisyon bir çok durumlarda, kadınlar arasındaki okurna-yazma sorununa duyduğu ilgiyi belirtmiş ve bu konudaki çalışmalarında İnsan Haklan Evrensel Bildirisi'ni, UNESCO'nun genel konferansı tarafından 1969 yılında kabUl edilen öğretim alanındaki aynınlara karşı sözleşme ve önerisini ve kadınlara karşı ayırım yapılmasını ortadan kaldırılması bildirisinin 9. maddesini yol gösterici olarak almıştır.

UNESCO sözleşmesine taraf olan devletler, cinsiyet üzerine dayanan ve öğretim alanındaki eşitliği ortadan kaldırıcı ya da tehlikeye düşürücü, herhangi bir kişi ya da grubun herhangi bir biçimde öğretimin herhangi bir düzeyine ulaşmasını engelleyici ya da tersine, birilerinin düşük düzeyde öğretim görmesine neden olucu bütün ayrımları önlerneleri, sınırlarnaları ya da ortadan kaldırmalan yükümlülüğü altına girmektedirler.

Daha önceleri 1948 yılında Ekonomik ve Sosyal Konsey, Kadının Statüsü Komisyonu'nun önerisine uyarak Birleşmiş Milletler üyelerinden "Kadınlara erkeklerle eşit öğrenim hakkı tanınmasını ve bu alanda gerçek haklar getiril­mesini" istemiştir. Komisyonun kadının statüsünü eğitim yoluyla yükseltme çabaları özellikle karma eğitim okurna-yazma kampanyaları, teknik ve mesleki eğitim ile köy kalkınma çalışmaları gibi alanlarda durmadan· artmıştır. 1972 'de Ekonomik ve Sosyal Konsey, UNESCO'nun genç kuşakları öncelikle ilgilendiren konulardaki çalışmalarını sürdürmesini salık vermiş Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve UNESCO Genel Direktörü 'nden, insan kişiliğinin geliştirilmesi amacıyla, kız ve erkek çocuklar için yapılan programlarının çoğaltılması konularında tedbirler almalarını istemiştir. Böylece, UNESCO her yıl Kornisyona kız ve kadınların öğrenim yapma olanaklarına ilişkin bir

- 102-

Page 9: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

EÖİTİMDE KADININ ÖNEMİ

rapor vermeye başlamıştır.

Kadınların öğretim mesleğine, okul dışı öğretime, köylük yerde öğretime, ilk, orta ve yüksek öğretime katılmaları hakkında raporlar hazırlanmıştır. Bu özel konuların dışında UNESCO, Komisyona her iki yılda bir, kadınların özel ilgi duydukları konularda yürüttüğü faaliyetler hakkında raporlar hazırlan­maktadır. 1970'den sonra Komisyon "yılda bir kez" yerine, "yılda iki kez" toplanmaya karar vermiştir.

Kız ve kadınların öğrenim olanakları hakkında UNESCO çalışmalarında önemli biri de, kadınların öğretim, bilim ve kültür yoluyla ilerlemesi yönünde uzun süreli bir program yapılması olmuştur. 1966'da UNESCO Genel Konferansınca da onaylanan bu program UNESCO tarafından kadının statüsünü yükseltmek için Birleşmiş Milletler ve diğer uzmanlık kuruluşlarıyla da eşgüdüm halinde ortak harcanan geniş ölçüde sistematik çabanın hazırlık evresi" olarak nitelendirilmiştir. Programın amacı, kadının tam eşitliğini gerçekleş­tirmek, kadınların ilerlemesini ve eğitim yoluyla ülkelerinin ekonomik ve toplumsal kalkınmasına tam olarak katılmasını sağlamak için uzun vadeli eyleme girişrnek ve üye devletlere, istedikleri takdirde, bu amaca yönelmiş genel bir politikayı hazırlamak ve uygulamak yolunda yardımcı olmak şeklinde ortaya çıkmaktadır.31

KADlN EGiTiMİNİN SAYlSAL DURUMU

Önce Türkiye 'nin genel nüfusu ve bunun içindeki kadın nüfUsunun oranını belli dönem aralıkları ile görmek, nüfus artışı ile edinim farklılıklarını değerlendirmek açısından gerekli düşünülebilir.

Yıl To~Iam Nf. Erkek Nf. Kadın Nf. 1927 13.698.270 6.563.879 7.084.391 1940 ı 7.820.950 8.898.913 8.922.038 1950 20.917.188 10.527.085 10.420.103 1960 27.754.820 14.163.888 13.590.932 1970 35.605.176 18.006.986 17.598.190 1980 44.736.957 23.066.759 21.671.198

Görüldüğü gibi, kadın nüfUsunun genel nüfUsa oranı, belli devre içinde %51.9'dan %48'e düşmüştür ki bu kadın nüfusunun lehine yorumlanmak durumundadır. Fakat bu düşüşün sebebini sadece 1927'den bu yana eski savaşlar gibi belli durumların olmadığına vermekte yeterli bir gerekçe olmayabilir ve beslenme, sağlık gibi bir çok problemler de bu azalmanın altında yatan faktörler olarak değerlendirilebilir.

31.Saffet Bilhan, Eğitim Sosyolojisi, s. 99-102, Ank. Üniv. Dil ve Tarih Coğrafya Fak. Yay., Ankara 1986.

- 103-

Page 10: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

KUR'ANMESAJIİLMIARAŞTIRMALARDERGİSİ,NİSAN,MAYIS, HAZİRAN99,Sayı: 16,17,18

Okur-yazarlık açısından da bir karşılaştırma yapmakta yarar vardır:

Yıl Genel Nf. Erkek Nf. Kadın Nf. 1935 12.366.833 5.956.381 6.410.452 1940 15.166.911 7.565.317 7.601.594 1950 17.856.865 8.944.072 8.912.793 1960 22.542.012 11.491.180 11.050.832 1970 29.273.361 14.798.036 14.475.325 1980 37.601.019 19.401.653 18.199.366

OKUR-YAZAR OLAN

Yıl Genel Nf. ErkekNf. KadınNf. 1935 2.516.867 1.846.585 670.282 1940 4.583.305 3.303.507 1.279.798 1950 5.779.915 4.055.225 1.724.690 1960 8.901.006 6.157.842 2.743.164 1970 16.178.029 10.268.778 5.909.251 1980 25.577.938 15.483.738 9.794.201

İlk iki yıl için 7, ondan sonraki yıllar için de 5 ve daha yukarı yaşlardakiler . için düzenlenmiş bu tablodan anlaşılabileceği gibi, kadınların okuma-yazma oranı yıllar i 'tibarı ile, kendi içinde artmakla birlikte, genel nüfUsa oranla %50'yi ancak bulabilmektedir. Ayrıca, nisbi olarak, okuma-yazma oranı erkek nüfüsta, kadın nüfusa kıyasen daha fazladır.

Okuma-yazma durumundan bir adım ilerleyerek örgün eğitimde öğretim durumlarına bakmak İstersek, iki kademeli bir tablo daha oluşturabiliriz; ilk ve orta öğretimde kız ve erkek nüfusu ile mesleki ve teknik okullar ile yüksek öğretim kurumlarındaki bu iki nüfus arasındaki ilişki.

İlkokul:

Yıllar: Erkek Kız 1929-30 308.028 161.043 1939-40 619.246 285.893 1949-50 1.003.452 587.587 1959-60 1.582.798 931.794 1969-70 2.821.951 2.008.665 1979-80 3.000.869 2.541.538

- 104-

Page 11: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ

Ortaokul: Lise: Yıllar: Erk. Kız Erk. Kız

1929-30 18.662 6.736 3.574 1.172 1939-40 66.693 25.615 20.232 6.023 1949-50 47.489 17.679 17.042 4.398 1959-60 190.865 64.101 46.278 16.090 1969-70 511.098 189.852 154.038 60.922 1979-80 786.550 393.683 341.969 189.791

Mes. ve Tek. Öğr. Ok: Fak. ve Yük. Ok: Yıllar Erk. Kız Erk. Kız --1929-30 4.953 3.197 3.390 292 1939-40 9.361" 4.949 9.884 2.246 1949-50 44.077 11.445 20.363 4.728 1959-60 70.543 27.467 42.972 11.097 1969-70 141.999 75.126 119.721 27.454 1979-80 370.701 144.222 203.500 66.778

Son elli yıl içinde okula giden öğrencilerin durumu incelenirken, kız nüfusunun azaldığı da göz önünde tutulursa, kız öğrencilerin erkeklere kıyasen daha yüksek oranda okula gittiği söylenebilir. Fakat bu yükseklik, genel kız nüfUsu ile karşılaştırıldığında erkeklerde daha yüksek olmaktadır. Yani, kız çocuklarımızın örgün eğitimden nasiplenmeleri hala istenilen düzeye ulaşa­mamıştır. Gözüken artış tüm nüfus içinde azınlık göstermektedir. Bu durum da bize, başından beri takip etmekte olduğumuz genel yargıyı bir kez daha hatırlatacak niteliktedir. Yani Atatürk'ün gösterdiği yoldaki iledernede bir yavaşlama vardır.

Ayrıca, yukarıda rakamlar ikinci bir ayrıma daha tabi tutulduğunda görülecektir ki bu okullaşmada kentlerin nasiplenişi kırsal yörelere oranla % 80'i bulmaktadır. Bu durum her ne kadar iki cins için de söz konusu ise de, kız öğrenciler için daha ağırlıklıdır. Ülkemizdeki son duruma da bakmak İstersek bunu, okur-yazarlık ve okuilaşma yönünden ve 6 yaş yukarısı için tablolara bakabiliriz:

- 105-

Page 12: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

KUR'ANMESAJIİLMİARAŞTIRMALARDERGİSİ,NİSAN,MAYIS, HAZİRAN 99,Sayı: 16,17,18

Gn. Nüf. Genel Toplam ............................... 3 1.687.989 Okur-Yazar Olmayan ..................... 9.901.599 Bir Okul Bitirmeyen ...................... 2.657.189 Okul Bitiren ................................. 19.122.458 -İlk Okul.. .................................... 14.277.835 -Orta Okul ..................................... 2.109.548 -Ort. Okul Dengi Meslek Okulu ........ 32.444 - Lise .............................................. 1.154.11 O -Lise Dengi Mes. Okulu ................... 830.158 - Yüksek Okul ve Fakülte.; ............... 708.004 - Öğrenim Durumu Bilinmeyen .......... 10.359

Erk. 16.349.663 2.749.147 1.674.388

11.920.558 8.622.697 1.426.464

19.251 753.543 545.588 545.490

7.525

Kız 15.338.326 7.152.452

982.801 7.201.900 5.655.138

683.084 13.193

400.567 284.570 162.514

2.834

1980 yılı verilerinden elde edilen son rakamlar, ülkemizdeki okur-yazarlık durumu ve eğitim düzeyi yönünden cinsiyet farkını ve genel düzeyi gayet açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Altı yaş üstü nüfUsumuzun yaklaşık 1/3 'ü hala okur-yazar değildir ve bunun, ne yazık ki %70'e yakın bir kısmı kadın nüfustur.

Günümüzde sürdürülegelen ikinci okuma-yazma seferberliği sonunda, inanılınaktadır ki okuma-yazma bilmeyenierin oranı %10 civarına düşürüle­bilecektir. Genel kalkınma politikamız açısından bu seferberliğin son derece önemli olduğu tartışılamaz. Bu sebeple, okuma-yazma konusunda sırf devletten değil, münevver nüfustan beklentilerimiz olmak ve bu konuda onların katkısının da işe koşulmasını sağlamak zorunludur.

Cumhuriyet devrinde Türk kadının durumuna bir başka açıdan daha bakmamız mümkündür. Bu da, çalışan, aktif nüfus içinde kadının payı yani, ekonomiye katılma oranıdır.

1975 ve 1980 yılları genel nüfus sayımına göre, 12 ve daha yukarı yaşlardaki nüfusun çalışma alanlarına göre durumlarını şu şekilde gösterebiliriz:

- 106-

Page 13: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

EÖİTİMDE KADININ ÖNEMİ

1975 Top. Nüf.

Toplam ......................................... ı7.383.828 -ilmi vei Tek. elernan Serbest Meslek ve bunlarla ilg. Mes ............. 640.946

- Müteşebbis, direktör ve üst kad. Yöneticisi ................................... 75.682 -İdari Pers. ve Benzeri Çal. .............. 533.83ı -Ticaret ve Satış Pers ....................... 569.856 - Şahsi Hizmet İşi. Çalışan ................ 583.602 -Tarırncı, Hayvancı, Orrnancı

Balıkçı, Avcı ................................ ı 1.334.923 - Tarım dışı üretim faal. çal. ve Ulaşt. makinaları kullan ................ 3.644.988

1980 Top. Nüf.

Toplam ......................................... 19.026.885 ........................................................... 833.480 ........................................................... ı6ı.34ı ........................................................... 62ı.030 ........................................................... 793.5ı2 ........................................................... 9ı9.770 ...................................................... 10.442.30ı ........................................................ 3.59ı.422 -Diğerleri ve geçici işsiz ............... 1.664.029

Erk. Ka d. ı ı.ı79.506 6.204.322

467.732 173.214

71.291 4.391 400.582ı 133.010 536.3ı7 33.539 528.020 55.582

5.904.8883 5.430.040

3.270.442 374.546

Erk. Ka d. ı2.614.100 6.4ı2.785

613.310 220.170 ı54.207 7.134 437.408 183.622 764.879 28.633 856.739 63.031

5.014.271 5.428.030 3.330.306 261.116 1.442.980 221.049

1975 ve 1980 yılları i'tibarıyla iş alanları açısından kadın ve erkek nüffisurnuza baktığımızda tek denge gibi gözüken sektörün tarım alanı olduğu anlaşılmaktadır. Bu bir denge değil, aksine dengesizlik olarak yorumlanmalı ve kadının kırsal yöre yaşarnında ekonomiye olan katkısı açısından ayrı bir değeri olduğu kabül edilmelidir.

Cumhuriyet devri Türk kadının önünde, katedilmesi oldukça zor bir yolun bulunduğu kesindir. Fakat bunun, er veya geç üstesinden gelineceğinden emin olarak, parlak ve aydınlık yarınlara güvenle bakılrnalıdır. 32

32.Erdem, Atatürk Kültür Merkezi Dergisi, c. 1, S. 1 s. 119-123, Ankara 1985.

- 107-

Page 14: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

KUR'ANMESAJIİLMIARAŞTIRMALARDERGİSİ,NİSAN,MAYIS, HAZİRAN 99, Sayı: 16,17,18

ÖGRETİM KURUMLARINA GÖRE OKULLAŞMA ORANLARI

(1995 YILI İ'TİBARIYLA)

Öğretim Yılı İlkokul Genel Ortaokul

ve dengi Genel Lise Fakülte ve ve dengi Yüksekokul

1985-1986 ......... Toplam ............. 88.88 ................... 55.25 .................... 31.13 ...................... (!) .......................... Erkek ................ 91.29 ................... 67.45 ................... .39.01 ...................... (!) .......................... Kadın ................ 86.34 ................... 41.12 .................... 23.07 ...................... (1)

1986-1987 ......... Toplam ............. 88.78 ................... 57.39 .................... 32.92 ...................... (!) .......................... Erkek ................. 91.09 ................... 70.20 ................... .41.14 ...................... (1) .......................... Kadın ................ 86.33 ................... 42.47 .................... 24.56 ....................... (1)

1987-1988 ......... Toplam ............. 89.87 ................... 59.06 ................... .33.87 ................... 9.46 .......................... Erkek ................ 91.97 ................... 71.27 ................... .42.05 ................. 12.38 .......................... Kadın ................ 87.63 ................... 44.91 .................... 25.50 ................... 6.46

1988-1989 ......... Toplam ............. 89.54 ................... 59.51 ................... .34.62 ................... 9.98 .......................... Erkek ................ 91.65 ................... 71.03 ................... .43.48 ................. 12.61 .......................... Kadın ................ 87.29 ................... 46.21 .................... 25 .55 ................... 7.07

1989-1990 ......... Toplam ............. 89.80 ................... 58.92 .................... 35.63 ................. 11.61 .......................... Erkek ................ 91.51 ................... 70.10 ................... .43.73 ................. 15.15 .......................... Kadın ................ 87.94 ................... 46.16 .................... 27.28 ................... 7.93 1990-1991 ......... Toplam ............. 89.03 ................... 60.10 ................... .37.01 ................. 12.32 .......................... Erkek ................ 91.55 ................... 71.37 ................... .45.14 ................. 16.06 .......................... Kadın ................ 86.35 ................... 47.39 .................... 28.64 ................... 8.45 ~

1991-1992 ......... Toplam ............. 88.69 ................... 60.54 ................... .39.57 ......•.......... 13.06 .......................... Erkek ................ 91.35 ................... 71.41 ................... .47.65 ................. 16.86 .......................... Kadın ................ 85.87 ................... 48.33 .................... 31.64 ................... 9.09

1992-1993 ......... Toplam ............. 85.48 ................... 62.38 ................... .42.66 ................. 14.40 .......................... Erkek ................ 87.88 ................... 72.77 ................... .53.57 ................. 18.42 .......................... Kadın ................ 82.94 ................... 50.76 .................... 32.20 ................. 10.18

1993-1994* ....... Toplam ............. 83.08 ................... 61.94 .................. ..45.10 ................. 17.39 .......................... Erkek ................ 84.79 ................... 71.30 .................... 54.19 ................. 21.48 .......................... Kadın ................ 81.26 ................... 51.34 .................... 35.67 ................. 13.21

*Cinsiyete göre öğrenci sayısı, toplam öğrenci içindeki erkek ve kız öğrenci oranları esas alınarak tahmin edilmiştir.33

33.Türkiye İstatistik Yıllığı,DİE Yay. sh. 169, Yıl: 1995.

- 108-

Page 15: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

EÖİTİMDE KADININ ÖNEMİ

AİLE EGİTİMİNDE KADININ YERİ

Ana-baba ve çocuklardan teşekkül eden çekirdek ailede kadın ana olarak en önemli eğiticidir. Eğer anne kendisi iyi eğitilmişse çocuklarına çok iyi bir eğitim verebilecektir. Hiç unutulmamalıdır ki, çocuğun eğitiminde en etkin çevre ailedir. Ailenin en etkin eğiticisi de kadındır, anadır. "Büyük muvaffakiyetler kıymetli anaların yetiştirdikleri güzide evlatlar sayesinde olmuştur."34

Ailenin eğitim sorumluluğu çok boyutludur. Bu sorumluluğun boyutları şöyle sıralanabilir:

i-aile büyüklerinin genç aile üyelerini eğitme sorumluluğu, 2-Aile üyelerinin birbirini eğitme sorumluluğu, 3. Ailenin yakın çevresini (akraba ve yakın komşular) eğitme sorum­

luluğu. Ailenin eğitilmesindeki bu üç boyutun hepsinde kadının eğiticilik rolü

önde gelir. Anne, eğiticiliğini yaparken şu hususlara dikkat eder: i-Çocuğun fiziki gelişimini yeterli ve sağlıklı yerine getirmesidir.

(beslenme, oyun, spor). 2-İyi örnek oluşturur. 3-Çocukların sorunlarından yararlanır.

4-Terbiye ve ikazlar için uygun zaman ve ortamlan gözetir. 5-Sevgi ile yaklaşır. 6-Hikayelerden ve masallardan yararlanır. 7-Çocuk büyüdükçe çevre ile ilgi kurdurur ve sosyalleştirir. 8-İyi arkadaş edinmesini sağlar. 9-Konuşma ya alıştırır. lO-Oyuncak ve diğer yöntemlerle beceri kazandırır. 1 I-Eğitimde sosyal çevre ve kitle iletişim araçlarından yararlanır. 35

12-Zihni eğitimine dikkat eder. 13-Rfihi eğitimini gözetir. 14-İnanç ve ahlak eğitimi verir. 15-Cinsi eğitimini verir. 16-İktisadi eğitimini verir (kazanma, harcama ve ev ekonomisi). 17-Vatandaşlık eğitimi verir. 18-İnsan ilişkileri eğitimi verir. 19-Yaptırıp yaşatma eğitimi verir. 20-Düşündürme eğitimini verir. 34.Kemal Atatürk, Söylev(Nutuk), c. 2, s.150, TKD, 1964. 35.Hüseyin Ağca, Ailede Eğitim,s.29, Ank. 1993.

- 109-

Page 16: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

KUR'ANMESAJIİLMİARAŞTIRMALARDERGİSİ,NİSAN,MAYIS, HAZİRAN 99,Sayı: 16,17,18

21-Kötülüklerden koruma eğitimini verir. 22-0laylar, durumlar, eşyalar üzerinde ortak gözlem yapma, yaptırma

eğitimini verir. 23-Doğru ve faydalı kaynaklada temasa getirme eğitimini verir. 24-Öğüt verir. 25-Ödüllendirir. 26-Son çare olarak cezalandırır.

ÖRGÜN EGİTİMDE KADlN

İlk devlet okullan 1847 de kurulmuş ise de, kız çocuklarının bu haktan yararlanması ve örgün eğitime katılması 1869 yılında çıkan Umfimmiyye Nizamnamesi ile gerçekleştirilmiştir. Bu yasa ile ilköğretim tüm çocuklar için zorunlu kabUl edilmiş, kız çocukları için özel rüştiyelerin açılması ve ayrıca yine kızlar için muallim mekteplerinin kurulması amir hüküm haline­getirilmiştir.

1924 yılında kabUl edilen Tevhld-i Tedrlsat Kanunu ile de bugünkü çağdaş örgün eğitimin esasları tesbit edilmiş ve Milli Eğitimin temeli . oluşturulmuştur.

1927 yılında kurumlaşan Mesleki ve Teknik öğretimde 1933 ve 1935 yıllarında yapılan gerekli düzeltmeler ve reorganizasyonla eğitim hayatımıza büyük katkılar vermiştir.

Cumhuriyet'in kuruluşundan sonraki yıllarda Devlet Bütçesinde, Milli Eğitim'e ayrılan harcamalar, daima iki büyük kalemden biri olarak kendini göstermiştir.

1927 yılında kız ve erkek çocuklara eşit haklada açılan ilk öğretimi 1927 yılında orta öğretim izlemiş ve Harp Okulları dışında tüm orta okul ve liselerde karma eğitim başlamıştır. Böylece de, Atatürk'ün 1921 yılında Ankara' da yapılan eğitim kongresinde söylediği şu sözler gerçekleşmiştir.

" ............ ancak, geniş ve yeterli imkan ve araçlara sahip olana kadar geçecek savaş yıllarında dahi dikkat ve i 'tina ile işlenip çizilmiş bir milli eğitim programı vücuda getirneye gayret etmeliyiz .... Bir milli eğitim programından bahsederken eski devrin hurafelerinden ve fıtri niteliklerimizle hiç bir ilgisi olmayan yabancı fikiderden, Doğu'dan ve Batı'dan gelen bütün tesirlerden uzak, milli ve tarihi sedyemize uygun bir kültür kastediyorum."

1937 yılında yaptığı eğitimle ilgili son konuşmalarından birinde de Atatürk, " ...... büyük davamız en medeni güvençli bir millet olarak varlığımızı yükseltmektir. Bu, büyük Türk milletinin idealidir. Bunda başarı ancak süreli planla ve rasyonel tarzda çalışınakla elde edilebilir. Bu sebeple okuma-yazma

- 110-

Page 17: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ

bilmeyen tek vatandaş bırakmamak; memleketin büyük kalkınma savaşının istediği teknik elemanları yetiştirmek, memleket davalarının ideolojisini anlayacak, anlatacak, nesilden nesile yaşatacak fert ve kurumları yaratmak esastır" demektedir. Bu yaklaşım sayesindedir ki, Cumhuriyet'in ilk yirmi yılı içinde yapılmış bulunan atılımlarla ülkemizin eğitim sistemi bugünlere gelebilmiştir.

Bu köklü inkılaplarla örgün eğitimde kızlara tanınan haklar sürekli gelişmiş, ancak eğitim seviyeleri açısından erkeklere oranla sayıları daima daha altta kalmıştır.

Günümüz Türkiye'sinde örgün eğitimle ilgili sorunlar salt kadın nüfusu için değil, tüm nüfUs için geçerli ise de geçerlik oranları kız ve kadın nüffısı1 için daha ağırlıklıdır.

İkinci okuma-yazma seferberliğinin yanısıra örgün eğitiminde özellikle kırsal bölgelerimizin kendine has yapısına göre değerlendirilmesi ve çocuklarımızın ailelerinin sosyo-ekonomik yapılarından en alt düzeylerde etkilenebilecekleri, yani aile düzenlerini koruyabilecekleri bir sistem içinde eğitilmelerinin sağlanması kaçınılmaz görünmektedir.36

OKUL ÖNCESi EGİTİMDE KADlN

Günümüzde çocuğun okul öncesi kreş, yuva ve anaokullarında eğitimi çok önemlidir. Anaokulları aynı zamanda çocuğu mecburi eğitime hazırlayan eğitim kuruluşlarıdır. Burada çocuğun eğitimini yine öğretmenler sağlamak­tadır. Kreşlerde (0-2 yaş), yuvalarda (2-4 yaş), Anaokullan ve Ana sınıflannda ( 4-6 yaş)37 çocuklan eğitenler bayanlardır.

YAYGIN EGİTİMDE KADlN

Yaygın eğitim kuruluşlarının her kesiminde kadının eğitimde aktif rol aldığını görmekteyiz. Özellikle Halk Eğitim Merkezi çalışmalannın tümünü yetişkin kadınların ve genç kızların eğitimi kapsamaktadır. Biçki-dikiş, nakış, ev ekonomisi, çiçekçilik, halıcılık, muhasebe, bilgisayar, daktilo gibi kursların genelde hem öğretmenleri hem de öğrencileri kadınlardır.

EGİTİM KURULUŞLARINI YARATMADA KADlN

Kadının toplumda taşıdığı değer ve önemi gösteren bir diğer nokta da toplum hayatında kadınlanmızın bizzat önayak olarak yaptıklan eserlerdir? Vakıf kuran, kütüphane yaptıran, sağlık ocağı açtıran kadınianınıza Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde oldukça fazla rastlanmıştır. Bu eserler

36.Mustafa Öcal, Din Eğitimi ve Öğretiminde Metodlar, s.77-90, Ankara 1990. 37.Mualla Selçuk, Çocuğun Eğitiminde Dfnfn Motif/er, s. 68, Ankara I 990.

- ı ll -

Page 18: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

KUR'ANMESAJIİLMIARAŞTIRMALARDERGİSİ,NİSAN,MAYIS, HAZİRAN 99, Sayı: 16,17,18

arasında medreseler de sayılabilir. Kadınların kurdukları vakıflardan kervan­saraylar, hamamlar, medreseler, hastaneler ve camiler önemli bir yer tutar. Bu gelenek Orta Asya'dan Anadolu'ya geçmiştir.

Nitekim, Osmanlı Devleti döneminde Safiye Sultan tarafından başlatılan ve Hatice Turhan Sultan tarafından tamamlattmlan İstanbul'daki Yeni Cami, Gülniş Valide Sultan'ın Laleli'de yaptırdığı Valide Camii, Mihrişah Sultan tarafından yaptırılan Eyüp Sultan Camii ve kütüphanesi, Nakşidil Vaiide Sultan'ın Fatih'de yaptırdığı Sıbyan Okulu, Cevrl Kalfatarafından Üsküdar'a indirilen Cevri Kalfa suyu, Bezm-i Alem Valide Sultan vakfiyesinden Guraba Hastanesi, İstanbul Kız Lisesi, Dalınabahçe Camii, Peıtevniyal Valide Sultan tarafından yaptırılan bugünkü Pertevniyal Lisesi bu vakıflardan zamanımıza kalan eserlerdir.38

Kadınların yaptırdıkları kütüphanelerden bazıları ise şunlardır:

Eyüp'teki medresesinde Esmihan Sultan, Üsküdar'da Valide-i Atik Camiinde Nurbanu Sultan, Üsküdar'da Valide-i Cedid Camiinde Valide Sultan, Eyüp Camii içinde Mihrişah Sultan, Aksaray Valide Camii'nde Pertevniyal Valide, İstanbul'dan başka Tarsus'da, Ayşe Sıdıka Hanım Kütüphanesi, Bağdat'taNaile Hatun ve Adile Hatun Kütüphaneleri vb.39

Bunların dışında önemli vakıflar arasında okul gibi kuruluşları yer almaktadır. İstanbul ve Edirne gibi illerimizde bunlara rastlamak mümkündür.

Ayrıca, Kayseri'de Selçuklular zamanında Cevher Nesibe Hatun tarafın­dan kurulan sağlık tesisi de bugün aynı ad altında bir tıp fakültesi şekline dönüşmüştür.

SONUÇ:

Hiç bir insan düşünemezsiniz ki kadının eğitim ve öğretiminden geçmemiş olsun. Fakat insanlar bu terbiyeden geçerken kadının eğitim ve öğretimdeki maharetine göre biçimlenirler. Eğer kadın iyi eğitilmişse yetiştirdiği insana da iyi eğitim verir. Kadının eğitimi noksansa yetiştirdiği insanın da eğitimi o seviyede olur. Yani kadının yetiştirip eğiteceği insanın eğitim seviyesi kendisinin eğitimiyle paraleldir. Öyleyse kadınlanmiz ne ölçüde eğitilmişse onun elinde yetişen insan da o ölçüde eğitilmiş olur.

Atatürk "Kadının en büyük vazifesi analıktır. İlk terbiye verilen yerin ana kucağı olduğu düşünülürse, bu vazifenin ehemmiyeti layıkıyla anlaşılır.'>4°

38.Emel Doğramacı, "Erdem", Atatürk Kültür Merkezi Dergisi, c. I, S. 1, s. 116-118, Ankara 1985.

39.Mualla Selçuk, Çocuğun Eğitiminde Dini Motif/er, s. 68, Ankara 1990. 40.Savcı, K, Cumhuriyetin 50. Yılında Türk Kadını, Ankara 1979, s. 51-52.

- 112-

Page 19: EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01929/1999_16-17-18/1999_16-17-18_KAYADIBIF.pdf · olan kadının bu durumu çağımızda büyük bir ilgi ile gündemde

EGİTİMDE KADININ ÖNEMİ

demiştir. Fakat bu analık vazifesini hakkıyla yerine getirmek için kadının iyi eğitilmesi lazımdır. Eğitimci Ahmed Rıza: "Ulüm ve maanfte bibehre, terbiye-i ma'neviyyede binasib kalan ananın ağuşu ne kadar şefik ve mukaddes olsa, çocuğun fikrine, vicdanına telkin-i kemalat edemez. Vuküfsuz, ma'lümatsız bir kadın, evinin müdiresi, cemiyetin hakim-i ma'nevisi olamaz."41 der. Şemseddin Sami ise "Kadınlar cemiyet-i beşeriyyenin esasıdır. Medeniyetin husülü, cemiyet-i beşeriyyenin saadeti kadınların terbiyesine mütevafıktır (bağlıdır)."42 Celal Nuri de "Kadınlar her şeyden önce bir pedagogdur"43

diyerek kadının eğitimeilik yönünü ele alıyor. Şemseddin Sami: "Kadınlarda terbiyeli çocuklar yetiştirecek iktidar göremiyorsak, çocukları terbiye etmeye çalışacağımıza, kadınları terbiye etmeliyiz. Kadınların terbiyesi çocukların terbiyesini te'min etmeğe kafidir."44

Erkeklere verilecek eğitimin yalnız kendilerine kalıp ölümleriyle birlikte yok olacağını belirten Şemseddin Sami bey: "Kadınlara verilen terbiye ise evlad ve ahfadına (torunlarına) sirayet eder. Erkeklere terbiye vermek, gölge verecek bir ağaç dikmek ise, kadınlara terbiye vermek hem gölge, hem yemiş verecek bir ağaç dikmektir."45 demektedir.

Kadının eğitiminden gerekli hasılayı elde edebilmeınİzin ölçüsü onu eğittiğimiz orandadır.46

4l.a.g.e., s. 53. 42.Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 86. 43.Ahmed Rıza, Vazife ve Mes'Ctliyyet, 3. cüz; Kadın, Paris 1324, s. 8. 44.Şemsettin Sami, Kadınlar, İstanbul 1311, s. 47. 45.Celal Nuri (İleri), Kadınlarımız, İst. 133 I, s. 120. 46.Şemsettin Sami, Kadınlar, İst. 1311, s. 22.

- 113-