DURAK bizim - Tünel · yapı, Trafik Yönetimi, Yol Güvenliği ve Park Sistemleri (Intertraffic) Fuarında, Tek-nik Elemanlar Derneği (TEKDER) tarafından düzenlenen Akıllı

HAZİRAN 2013 Bizim Durak 1

DURAK İETT aylık kurum İçİ bülTEnİ HaZİran 2013

bizi

m

KuzguncuK,

huzurun, hoşgö-

rünün ve tarihin

izlerini taşıyor

rahMi M. KoÇ

MüzeSi’inDe

MoDern tarihe

tanıK olun

rahmi M. Koç Müzesi’nde tarihe doğru yolculuk

yapmanın ötesinde, tam da o tarihin içinde bulu-

yorsunuz kendinizi.

iett Müşteri

taleplerini

cevapSız

bıraKMıyor

iett yüz yüze iletişim, çağrı merkezleri, algı

toplantıları ve sosyal medya gibi iletişim yön-

temleriyle müşterilerinin taleplerini topluyor.Kuzguncuk, istanbul’un tarihi dokusunu koruyan

yeşilliğin ve denizin bir arada kucaklaştığı, kasaba

atmosferini andıran bir semt.

Ağırlıklı olarak erkek yönetici ve çalışanların olduğu İETT’de kadın yöneticilerin sayısı her

geçen gün artıyor. Kadın yöneticiler üstlendikleri görevlerde ortaya koydukları titiz ve

başarılı çalışmalar ile ağırlıklarını giderek daha fazla hissettiriyor.

İETT’de kadınyönetici olmak

2 Bizim Durak HAZİRAN 2013

GENEL MÜDÜR’DEN

Kent hayatı pek çok katmanın oluşturduğu bir yapı üzerine kurulur. Bu yapıda, yoğun insan topluluklarının sonsuza yakın ihti-yaçları, kesintisiz bir şekilde karşılanmayı gerektirir. Konut, güvenlik, temizlik, sağlık, iletişim ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlar, günün hemen her saatinde hiç aksamadan yerine getirilmeli. Aksi halde toplumsal, çevresel ve sağlıkla ilgili sorunların ortaya çıktığı görülür. İstanbul’da kent hizmetlerinin yeterince sunu-lamadığı zamanlar yaşandı. Ama artık, birçok açıdan şehrimiz dünyanın büyük metropol yönetimlerinin hizmet seviyesine ulaşmış bulunuyor.

İstanbul’da yakalanan bu hizmet seviyesi-nin temelinde, modern yönetim anlayışının uygulanması rol oynuyor. Kentte yaşayan tüm vatandaşların daha kaliteli, daha refah ve daha mutlu olabilmeleri için sürekli olarak iyileş-tirme ve düzenleme çalışmaları gerçekleşti-riliyor. İstanbulluların 21. yüzyılın getirdiği yüksek teknolojiye dayalı, yüksek kalite

standartlarına sahip olmaları için yeni projeler devreye giriyor ve çalışmalara hızla başlana-rak tamamlanıyor.

Kentte yaşayan insanlar için vazgeçilmez önem içeren ve halkın büyük bölümünün ya-rarlandığı toplu taşımacılık da modern hizmet uygulamaları standartlarına sahip olmalı. İETT yönetimi olarak biz de vatandaşlarımı-zın güvenli, hızlı ve rahat bir şekilde gidecek-leri yere ulaşmalarını sağlamayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, dünya metropollerinde geçerli olan bilet sistemleri, araç sayısı ve niteliği, araç içi elektronik sistemler, durakların artırılması, yeni hatların hizmete alınması ve bunların dışında daha birçok teknolojik yeniliği içeren uygulamalar dizisini gündeme alıyoruz.

İstanbullular artık çok daha hızlı ve konforlu şekilde ulaşım ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Ama hizmetin kalitesi açısından son nokta olmadığı düşüncesiyle, önümüzdeki dönem-lerde de yeni projelerde buluşmak dileğiyle, iyi günler dilerim.

istanbullular artık çok daha hızlı ve konforlu şekilde

ulaşım ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar.

ama hizmetin kalitesi açısından

son nokta olmadığı düşüncesiyle, önümüzdeki

dönemlerde de yeni projelerde

buluşacağız.

Dr. hayri baraÇlıgenel Müdür

Modern yönetim anlayışı hizmet seviyesini yükseltiyor

3 İşçilerimizbaştacımızdır bağlama kursları sürüyor İETTüstyönetimiliderlikeğitimialdı günübirlik doğa turu MehmetBallıokuyucularıylabulustu4 araç alım Modeli’ne ödül AkıllıUlaşımPaneli’nde teknolojikullanımıkonuşuldu bangladeş Çevre ve orman bakanı iett’de Engellilerhaftasınadestek5 türkiye’nin 81 ilini buluşturan çalıştay Kazakistan’danİETT’yeziyaret ürdün ile sürdürülebilir ulaşım anlaşması imzalandı MaliHizmetlerForumu’ndanyararlanın 2023vizyonukonuşuldu

6 iett’de kadın yönetici olmak9 İETTmüşteritaleplerini cevapsızbırakmıyor10 rahmi M. Koç Müzesi’nde modern tarihe tanık olun11 Kuzguncuk,huzurun,hoşgörünün vetarihinizlerinitaşıyor13 Kurumlarda açık iletişim modelleri uygulamak14 Beslenmenedir?15 rüzgarlar Kültürdenİrfana nilüfer konseri İstanbulHatırası nerede Kalmıştık?

İÇİNDEKİLER

Dr. Hayri BARAÇLI

Murat BÜYÜKÇE

Filiz ACAR

Fatih Sultan KAR

Şahkulu Mah. Erkan-ı Harp Sk. No: 2 Tünel 34420 Beyoğlu/İSTANBULwww.iett.gov.tr 444 1871

Osman Nuri BAYRAK

İETT Adına Sahibi

Yayın Kurulu

Editör

Fotoğraf

DURAK bizi

m


İETT’DEN

İkitelli Garajı Bilgi Yönetimi Şefliği’nde görevli arkadaşımız Mehmet Ballı, yeni çıkan kitapları için 19 Mayıs 2013 tarihinde Feshane Kongre ve Kültür

Merkezi’nde imza günü düzenledi. “Kastamonu Günleri” etkinliği kapsamında düzenlenen imza günlerinde, Metamorfoz ile ikinci baskısını yapan Engere isimli tarihi roman okuyucularıyla buluştu. Mehmet Ballı Metamorfoz’da, küllenen bir neslin gerçek hikâyesi; İstanbul’un tarihi bitpazarlarını, İstanbul’a gelerek işsiz güçsüz kalan saf insanların, “yalanın endazesi”ni kullanarak nasıl dolandırıldıkla-rını, yalnızca kriminal vak’alar olarak yansıtmayıp meziyet ve maharetleri, kişilik özellikleri ve insani yönleriyle anlatıyor.

Çalışanlarımızın motivasyonlarının artırıl-ması, iş stresinin azaltılması, iş dışında

birlikte vakit geçirebilmesi ve farklı birimlerde görev yapan çalışanların birbirleriyle kaynaş-ması amacıyla kurulan “İETT Bağlama Kulü-bü” bağlama kursu etkinliklerini sürdürüyor. İETT bağlama kulübü, gelen yoğun talep üzeri-ne kursun ikincisini açtı.

İETT Trekking Kulübü tarafından hafta son-ları günübirlik doğa turları düzenleniyor.

Çalışanların aileleriyle birlikte katıldığı 15-25 kişilik gruplar şeklinde düzenlenen turlara Çı-narlıdere ve Erikli yaylası eklendi. Çınarlı turu, ormanlık alanda patikadan yarım saatlik dik bir inişle başladı. İniş sonrasında vadi tabanın-dan devam ederek şelaleye ulaşıldı. Erikli tu-runda ise önce Eskihisar-Topcular feribotuyla Yalova’ya geçildi. Yalova’dan Teşvikiye köyü-ne varan yürüyüşün ardından Erikli yaylasına varıldı. Yaylada öğle yemeği molasından sonra yarım saatlik dere kenarı yürüyüşü yapıldı.

Genel Müdürümüz Dr. Hayri Baraçlı, 1 Mayıs Emek ve Dayanış-ma Günü dolayısıyla kurum çalışanlarımıza yönelik yayımladığı

kutlama mesajında, “İşçilerimiz bizim baş tacımızdır” dedi. Baraçlı mesajında, İETT ailesinin büyük çoğunluğunu işçilerin oluşturduğu-nu ifade ederek, “Ekmeğini alın teriyle kazanan tüm işçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü içtenlikle kutluyor, büyük bir özveriyle İstanbul’a hizmet eden İETT’li işçi arkadaşlarıma aileleriy-le birlikte sağlıklı ve mutlu bir ömür geçirmelerini temenni ediyo-rum” şeklinde açıklama yaptı.

Mehmet Ballı okuyucularıyla buluştu

Bağlama kursları sürüyor

Günübirlik doğa turu

“İşçilerimiz baş tacımızdır”

İETT üst yönetimine yönelik düzenlenen Liderlik ve Yönetim Kavram-ları Eğitimi, 27-28 Nisan 2013 tarihlerinde Tekirdağ Ramada Oteli’nde

gerçekleştirildi. 78 kişinin katıldığı ve iki oturum olarak gerçekleştirilen eğitimler, takım halinde çalışma, takım üyeleri arasında güven, işbirliği ve dayanışmayı artırma, takım içi ve takımlar arası iletişimin önemi ve siner-ji oluşturma gibi amaçlarla düzenlendi. Eğitimin ilk gününde ‘Hayalistan’ adlı iş simülasyon uygulamasıyla, katılımcıların yönetim ve takım halinde çalışma becerilerinin geliştirilmesi hedeflendi. İkinci gün, Prof. Dr. Acar Baltaş; yönetim kavramları, Türk kültüründe yönetim algısı ve bunun dışavurumu üzerine sunum yaptı.

İETT üst yönetimi liderlik eğitimi aldı


İETT’DEN

Uluslararası Toplu Taşımacılar Birliği’nin (UITP) düzenlediği Dünya Kongresi’nde İETT, “Araç alım ve İşletme Modeli” ile “İş Mode-

li İnovasyonu” ödülüne layık görüldü. Ödül töreni İsviçre’nin Cenevre şehrinde yapıldı. Genel Müdürümüz Dr. Hayri Baraçlı kurumumuz adına ödülü aldı. Baraçlı, “Araç Alım ve İşletme Modeli, birçok noktada Ar-Ge imkanı sunan, herkesin aynı anda kazandığı bir model olmasının yanı sıra kamu-sanayi işbirliğinin de en iyi örneklerinden. Aldığımız 1705 yeni araçla yerli üreticiye, geliştirdiğimiz iş modeli sayesinde de Türkiye eko-nomisine büyük katkı sağladık” dedi.

Bu yıl 7. Kez düzenlenen Uluslararası Alt-yapı, Trafik Yönetimi, Yol Güvenliği ve

Park Sistemleri (Intertraffic) Fuarında, Tek-nik Elemanlar Derneği (TEKDER) tarafından düzenlenen Akıllı Ulaşım Paneli’nde İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı konuşmacı olarak yer alarak, İETT’nin teknolojiyi nasıl kullandığına ilişkin bilgileri paylaştı. Baraçlı, “İETT’de toplu ulaşımda hizmet kalitesini ar-tırıp ulaşımı rahatlatmak için her noktada bili-şim teknolojileri ve akıllı ulaşım sistemlerinin giderek daha fazla kullanılıyor” dedi. Aynı panelde; İSBAK A.Ş. Genel Müdürü Kasım Kutlu, İstanbul Ulaşım A.Ş. Genel Müdür Yar-dımcısı Ali İhsan Uygun da konuşmacı olarak yer aldılar.

Bangladeş Çevre ve Orman Bakanı Dr. Hasan Mahmud ve beraberindeki heyet

İETT’yi ziyaret ederek İstanbul’daki toplu ulaşım hizmetleri ve metrobüs hakkında bilgi aldı. İETT Genel Müdür Yardımcıları Mümin Kahveci ve Dr. Hasan Özçelik, Tünel’de bu-lunan genel müdürlük binasında heyeti kar-şıladı. Genel Müdür Yardımcısı Mümin Kah-veci, kardeş ülke Bangladeş’e toplu ulaşım konusundaki bilgi ve tecrübelerin paylaşımı konusunda her zaman yardımcı olacaklarını söyledi. Görüşmenin sonunda konuk heyet üyelerine Galata Köprüsü üzerinde elektrikli tramvayları gösteren tablo hediye edildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Engelliler Müdürlüğü (İSEM), 10-16 Mayıs Dünya En-

gelliler Haftası’na yönelik Feshane Uluslararası Fuar Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Erişilebilirlik Sempozyumu” düzenledi. Sempozyumda; İBB Ulaşım Daire Başkanı Yakup Demirhan, İstanbul Büyükşehir Bele-diyesi Meclisi Engelliler Komisyon Başkanı Cemal Merdan, Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Aylin Çiftçi, TOFD Genel Başkanı Ra-mazan Baş, İBB Başkan Danışmanı Yük. Mimar Müberra Kavak, Boğa-ziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknik Eğitim Merkezi Başkanı Engin Yılmaz, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, İTÜ Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Göksenin İnalhan ile Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Nilgün Camkesen sempoz-yumda konuşmacı olarak yer aldı. Genel Müdürümüz Dr. Hayri Baraçlı, şu anda engelli erişimine uygun araç sayısının 3 bin 493 adet olduğunu ve bu sayının yıl sonuna kadar 4 bin civarlarına ulaşacağını belirterek; “2013 yılının sonuna kadar tüm İETT araçları engelli erişimine uygun hale gelecek” dedi.

Araç Alım Modeli’ne Ödül

Akıllı Ulaşım Paneli’nde teknoloji kullanımı konuşuldu

Bangladeş Çevre ve Orman Bakanı İETT’de

Engelliler haftasına destek


Otobüs İşletme Dairesi Başkanlığı’nda görevli Ahmet Albayrak’ın oğlu,

Otobüs İşletme Dairesi Başkanlığı’nda görevli Muammer Başeğmez’in babası vefat etmiştir.

Vefat edenlere Allah’tan rahmet, arkadaşlarımıza başsağlığı ve sabır dileriz.

İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı’nda görevli Havva Gönül Şengül,

İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı’nda görevli Muzaffer Yavuz evlendi.

Yeni evlilere ömür boyu mutluluklar dileriz.

İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı’nda görevli Recep Kaleli’nin,

Abone İşleri Dairesi Başkanlığı’nda görevli Zübeyde Gür’ün erkek çocukları dünyaya geldi.

Anne ve babaları kutlar, sağlıklı, uzun ömürler dileriz.

taziye

evliliK

DoĞuM

İETT, 30 Mayıs -1 Haziran 2013 tarihleri arasında İstanbul’da

“Kent İçi Toplu Ulaşımda Bölge-sel Sorunlar ve Çözüm Önerileri Ortak Akıl Çalıştayı” düzenledi. Türkiye’nin 81 ilinden belediye ve toplu ulaşım otoritelerinin yöneticileri, akademisyenler, otobüs üretici firma temsilcileri ve sivil toplum kuruluş yetkililerinin katıldığı çalıştayın açılış konuş-masını Genel Müdürümüz Dr.

Hayri Baraçlı yaptı. Baraçlı, toplu ulaşımın korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması gereken bir kültür olduğunu ortaya koymak amacıyla organizasyon düzenleyerek katma değer sağ-lamayı hedeflediklerini söyledi. Çeşitli oturumların yapıldığı çalıştayda; çevresel analiz, toplu taşımaya vizyonel bakış, stratejik yol haritasının oluşturulması gibi bölümler yer aldı.

İETT ile Ürdün’ün İrbid Büyükşehir Be-lediyesi arasında sürdürülebilir ulaşım

projeleri için işbirliği anlaşması imzalandı. İmza törenine İETT İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanı Dr. Ahmet Bağış ve Ürdünlü yetkililer katıldı. İmzalanan anlaşma ile sürdürülebilir ulaşım konu-sunda karşılıklı olarak teknik işbirliğinin geliştirilmesi amaçlanıyor.

Mali Hizmetler Daire Başkanlığı’nca hazırlanan Mali Hizmetler Forumu

kullanıma açıldı. Merkez portaldan ulaşa-bilecek foruma kayıt olarak giriş yapılabi-liyor. Forumda; duyurular bölümüyle geliş-melerden anında haberdar olunabiliyor ve soru-cevap bölümünden mali konularla ilgili soru, görüş ve öneriler bildirilebiliyor.

Kazakistan’ın Al-matı şehrinin Be-

lediye Başkan Yardım-cısı Murat Kudyshev ve beraberindeki heyet, İETT’yi ziyaret ederek, Genel Müdürümüz Dr. Hayri Baraçlı ve Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hasan Özçelik’ten UNDP/GEF Sürdürü-lebilir Ulaşım (CAST) Projesi hakkında bilgi aldı.

Türkiye’nin 81 ilini buluşturan çalıştay

Ürdün ile sürdürülebilir ulaşım anlaşması imzalandı

Mali Hizmetler Forumu’ndan yararlanın

Kazakistan’dan İETT’ye ziyaret

Genel Müdürümüz Dr. Hayri Baraçlı, Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından 17-19 Ma-

yıs 2013 tarihleri arasında İstanbul’da düzen-lenen “Hedef 2023: Lider Ülke Genç Türkiye Zirvesi kapsamındaki Ulaşım ve Bilişim başlığı altında gerçekleştirilen panelde yer aldı. Ulaş-tırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım tarafından açılış konuşması gerçek-leştirilen oturumda Baraçlı, İETT’nin stratejik planlarını 2023 vizyonu çerçevesinde yeniden yapılandırdıklarını ve ekonomi, ekoloji, enerji, etkinliği kapsayan 4e prensibiyle hareket ederek hem şehir hayatını kolaylaştıran hem de çevreye duyarlı bir toplu ulaşımı İstanbul halkına sunmak için çalıştıklarını söyledi.

2023 vizyonu konuşuldu


KAPAK

Kadınlar modern yaşamda daha aktif bir role sahip. Yalnızca kendilerini

değil, çevresindekileri de düzene koya-bilme yeteneği ve becerisi sayesinde, iş hayatında kadınların rolü giderek artıyor. Türkiye’de önemli kurumların başkanlık-larını, üst düzey yöneticiliklerini gerçek-leştiren kadınlar, erkeklere göre dinleyen ve daha duyarlı oldukları için, iş yaşa-mında da daha başarılı olabiliyor. İETT genel olarak erkeklerin çalıştığı bir kurum. Buna karşın çok başarılı ve yetenekli kadın yöneticiler de İETT’de önemli görevler üstleniyor. Biz de kurumumuzun kadın yöneticileriyle bir araya gelerek onlara görevlerini, kadın yönetici olmanın avan-tajlı ve dezavantajlı yanlarını, kadın yöne-ticilerin kurum içinde daha fazla rol üstlen-melerinin önemi hakkında konuştuk. “Kadınlarla erKeKler birliKte çalışmalı” İş Sağlığı ve Güvenlİğİ Müdürü dolunay Coşkun: “Kurumumuzun tüm çalışanlarına hiz-met veren bir birimiz. 35 kişilik bir eki-

bimiz var. Mesai arka-daşlarımızın sağlıklı ve güvenli bir şekilde çalışmalarını temin etmek üzere planla-malarımızı yapıyoruz. Yönetmek, gerçekten kadın ve erkeğin bütünü oluşturarak yapabileceği güzel bir eylem. Kadınların da erkeklerin de farklı meziyetleri var, ama sadece erkeklerin ya da sadece kadın-ların çalıştığı ortamlarda bazı şeyler eksik kalabiliyor. Mesela kadınlar, daha çok empati belki de duygusal zeka diye tanımladığımız sabır, hoşgörü, detaycı ve teferruatlı düşünme özelliklerine sahip olduğu için birlikte çalışıldığında yapılan işten alınan verimin de arttığını düşünüyorum. O nedenle mutlaka yöne-timin içinde kadınların olması gerektiği-ne inanıyorum. Kadın yönetici olmanın avantajlı olduğu söylenemez, aksine bazı zamanlarda çok daha sorumluluk

üstlenebiliyorsunuz. Özellikle, çocuklar ve eş varsa koşullar daha da zor oluyor.”

“Kadın olmanın avantajını işçilerle yaşıyoruz”kalİte ve kuruMSal GelİşİM Müdürü Zeynep pınar kıran:“Hem işçi hem de memurların olduğu bir kurumda kadın yönetici olarak görev yapmanın avantajları da oluyor dezavantajları da. Kali-te müdürlüğü olarak sadece kendi birimini-ze değil, tüm kuruma hitap etmeniz gerekiyor. Memurlar ile çalışırken, kadın kimliğinizin çoğu zaman avanta-jı olmuyor. Ama işçilerle ilişkilerimizde kadın olmanın işe yaradığını düşünüyo-rum. Çünkü onlar teşekkür ettiğinizde motive olabiliyor. Daha hassas iş yapı-yorlar ve sizi daha iyi anlıyorlar. Bizler yöneticiliğin iyi bir ekip yönetimi, gayret, özveri ve vizyon sahibi olmaktan geçtiği-

Ağırlıklı olarak erkek yönetici ve çalışanların olduğu İETT’de kadın yöneticilerin sayısı her geçen gün artıyor. Kadın yöneticiler

üstlendikleri görevlerde ortaya koydukları titiz ve başarılı çalışmalar ile ağırlıklarını giderek daha fazla hissettiriyor.

İETT’de kadın yönetici olmak


ni, asla cinsiyete bağlı olmadığını gös-termeliyiz. Yani memurlara erkek bir yöneticiden farkınızın olmadığını anlat-manız gerekiyor. Özetle söyleyebilirim ki, kadın olmanın avantajını işçilerle yaşıyoruz.”

“erKeK yöneticilerden farKımız yoK” Bütçe denetİM Müdürü yükSel ÖZGürBüZ:“Yönetimimde sekiz personel bulunuyor. Bütçe, performans, yatırım ve taşınır işlemlerini yapıyoruz ve faaliyet raporunu hazırlıyoruz. Ayrıca, birim olarak bütçe-yi takip ediyoruz. İETT’de kadın yöne-tici olmanın ne avantajını ne de deza-vantajını gördüm. Erkek yöneticilerin-den bana göre hiçbir farkımız yok. ‘Sen bir kadınsın, bu işi yapamazsın’ şeklinde farklı değerlendirmelerden kaynaklanan bir zorlukla karşılaşmadık. Buna karşın, avantaj olarak bir öncelik de tanınmıyor bize. Bence, kadın yöneticiler olarak

işimizde başarılı olmak ve elimizden gelenin en iyisini yapabilmek için daha çok mücadele ediyoruz. Biz başarılı olursak bizden sonraki kadın yöneticile-rin de önü açılmış olur. Çabamız sadece kendimiz için değil, tüm kadın yönetici adayları için. Kız çocuk annesiyim ve kızımı iyi yerlerde görmek istiyorum. Bu nedenle, yeni başlayan genç kadın yöneticilerin de ileride müdür olması-nı istiyorum. Biz evimizi de katıyoruz işimize. Kendimizle ilgili bir fedakârlık bu. ‘Çocuğumuz var’ diye işi geri plana atma durumumuz yok. Bunun yerine, uyku saatlerimizden, gezilerimizden fedakârlık yapıyoruz.”

“Kadın yöneticiler Kuruma Katma değer Katıyor”İç kontrol Müdürü reMZİye ÖZGür:“Birim olarak yedi kişinin müdürüyüm ama hedef kitlem İETT personelinin bütününü oluşturu-yor. Benim idealim iç kontrol sistemi üzeri-ne farkındalık oluştur-

mak, iyi bir iç kontrol yönteminin kurulması ve sürekli iyileştirilmesi yönünde çalışmalar yapmak. Kurumumuzda kadın yöneticilerin sayılarının az olmasına rağmen, İETT’de kadın yönetici olmanın katma değeri olduğu-nu düşünüyorum. Kadın yönetici olduğumuz için bir ayrıcalık görmüyoruz. Hayatta oldu-ğu gibi İETT’de de kadınların ve erkeklerin belli bir oranda çalışması gerekiyor. Nasıl ki doğada kadın erkek birbirini dengeliyorsa, iş yaşamında da aynı şey söz konusu. Erkekler biraz daha keskin, sınırları belli, inatçı ve ben bilirim havasında iş yaparken, kadınlar daha detaycı, daha hassas ve daha adil olmaya çalışıyor. Belki en yumuşak karnımız anne olmamızdan kaynaklanan yaptırımlar nok-tasında biraz daha vicdani hareket ediyoruz. Bu da aslında gayet insani bir şey. Zaman değişti, kadınların çalışmasına artık daha olumlu gözle bakılıyor. 21. yüzyılda artık yetenekler üzerinde duruluyor. Eğer kişi yetenekli ise erkek veya kadın olması sor-gulanmıyor. Artık yeteneklerin ön plana çıkarıldığı bir anlayış hakim. Dünyada kadın yöneticilerin sayısı az olmasına kar-şın, İETT’ye baktığımızda son bir yıldır başlatılan kalite hareketiyle birlikte yöne-tim anlayışından kaynaklı bir değişim ve dönüşüm olduğunu görüyoruz. Bugün,


KAPAK

beş kadın müdür ve çok sayıda bayan şefimiz var. Bu da hem İETT açısından hem de biz kadınlar açısından mutluluk veren bir gelişme.”

“değişim ve yeniliği en iyi şeKilde temsil etmeK için daha fazla çabalıyorsunuz” İşletMe planlaMa Müdürü Büşra Buran:“1988 Kocaeli doğum-luyum. 2010 yılında Yıldız Teknik üniver-sitesi Endüstri Mühen-disliği bölümünden mezun oldum. Aynı yıl içerisinde İETT’de Metrobüs danışmanı olarak göreve baş-ladım ve Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde yüksek lisansımı tamamla-dım. 2013 yılının Nisan ayı içerisinde İşletme Planlama Müdürü olarak göreve atandım. 1 aydır bu görevi yürütüyo-rum. 1 ay bulunduğum süreci, oluş-turduğu avantaj ve farklılıkları anlat-mak için kısa bir süre olmasına rağmen görevin vermiş olduğu yoğunluk bu kadar kısa süre içerisinde insana bekle-diğinden daha fazla tecrübe kazandırı-yor. İETT’de kadın yönetici olmanın en büyük avantajı kurumda 2009 yılından itibaren başlatılan değişim sürecinin en önemli çıktılarından birini temsil edi-yor olmak. Bunun farkına vardığınız zaman başlatılan değişim ve yeniliği en iyi şekilde temsil etmek için olma-sı gerekenden daha fazla çalışıyor ve çabalıyorsunuz. Bu çaba kurumla sınırlı kalmayıp özel hayatınızda da devam ediyor. Kadın yönetici olmanın yanında genç yönetici unvanını da aldığınızda

heyecanınız bir kat daha artıyor ve bu heyecan hem işinize hem de ekibinize olumlu şekilde yansıyor.”

“burada çalışmaK, bu tarihin bir parçası olmaK çoK değerli” BaSın yayın şefİ fİlİZ aCar:“Basın yayın ve kurumsal iletişim ola-rak kurumumuzun vitrinini parlatmaya, dışarıda görünen algı-sını daha pozitif yöne çevirmek için uğraşı-yoruz. İETT, kuruluş felsefesi, işleyiş ve tarihiyle 142 yıllık eşi benzeri olmayan bir kurum. Burada çalışmak, bu tarihin bir parçası olmak çok değerli. Kadın; derleyen, toplayan, düzenleyen ve her şeyi yerli yerine koyarak hayatı yönetendir. Bunun için, hangi sektör olursa olsun, kadınların bir işyerinde yönetici olmaları aslında çok zor bir şey değil. Bizler de bunun kanıtıyız.”

“Kadın yöneticiler daha objeKtif ve hoşgörülü” araç BakıM daİre Başkanlığı yaZı İşlerİ şefİ Gülçİn Menteşoğlu:“Bizim işimiz evraklar-la ilgili. İlk işe girdi-ğimde ‘şoför mü oldun’ diye soruyorlardı ben de gülerek ‘değilim’ diyordum. Toplumda İETT’de sadece erkek-lerin çalıştığına dair bir algı var. Bu algı-nın giderek yıkıldığını görüyorum. Erkeklere göre, kadın yöne-ticiler daha objektif ve daha hoşgörülü

oluyor. Ben de herhangi bir sorundan dolayı bize gelen mesai arkadaşıma daha hoşgörülü davranmaya çalışıyorum.

“şoförler bize daha yumuşaK davranıyor” İnSan kaynakları yaZı İşlerİ şefİ ülkü yaZıCı:“Erkek yöneticilere göre, pozitif ayrımcı-lık yaşamıyoruz. Diğer arkadaşlar neyse, biz de aynı konumdayız. Ben İETT’de kadın yöneti-cilerin çok daha fazla sayıda olması gerekti-ğine inanıyorum. Masa başı toplantılar-da ya da sahada öyle bir an geliyor ki, kadın olduğumuzu unutabiliyoruz. Kadın yöneticilerin önsezi, kadınlık içgüdüsü, duygusallık ve iş bitiricilik gibi özellikleri ön plana çıktığı için, kadın yöneticile-rin erkeklerden daha fazla avantaja sahip olduğunu söyleyebilirim.”

“Kadınlar göz önünde” tünel ve traMvay İşletMe şefİ ayşe derya teknİker:“Çalışma hayatında cin-siyeti bir kenara bıra-kıyorsunuz. Sonuçta artı ya da eksi, doğru ya da yanlış, insan ola-rak karar veriyorsu-nuz. Ama önemli olan kararlarınızın arkasında durmak. Kadın yöneti-cilerin çok hassas davrandıklarını ve çok az yanlış ya da hata yaptıklarını düşünü-yorum. Bunun yanında, Türkiye’nin ve İETT’nin reklam yüzü tünel ve tramvay işletmesinde bir kadın yönetici olmak çok gurur verici.”


İETT’nin müşteri memnuniyetini yük-seltme amacıyla yaptığı çalışmaların

başındaki yöneticilerden biri Yüksel Gülez. Beyaz Masa Şefi olarak 4 yıl bo-yunca yolcuların taleplerini alarak onla-rın isteklerine cevap vermek, gerektiğin-de ilgili birimlerle irtibata geçmek üzere çalışmalar yapan Gülez, 1 Haziran 2013 tarihinden itibaren ise Eletronik Kart Müdürlüğüne şef olarak atandı. Gülez’le Beyaz masa olarak İETT’nin yaptığı ça-lışmalar hakkında konuştuk.

Müşterilerin öneri ve şikâyetlerini çözme süreci hangi adımlardan oluşuyor?İç ve dış müşterilerimizden bize yeni hat, otobüs, saat ve güzergâh değişik-likleri gibi birçok kapsamda talep-ler, öneriler geliyor, müşterilerimiz şikâyetlerini de bize ulaştırıyor. Biz de onların mümkün olabilen tüm istekle-rini karşılamaya çalışıyoruz. E-posta yoluyla bize iletilen mesajların yüzde 50’si bilgi amaçlı. “Otobüsüm nerede? Seyahat kart nasıl çıkarabilirim?” gibi sorularla bize dönüyorlar. Biz de onları anlık olarak cevaplayıp kendilerine

dönüyoruz. Şikayet ve istekler söz konusu olduğunda ise daha farklı bir süreç izleniyor. Kayıt altına aldığımız bu istekleri gerektiğinde ilgili birimlere incelenmesi için yönlendiriyoruz. Geri dönüş süre vademiz 7 gün, fakat biz 2 gün içerisinde müşterimize dönüyor ve konuyla ilgili bilgi veriyoruz.

Talepler en çok hangi kanallardan size ulaşıyor?Müşteri taleplerinin yüzde 30’u çağrı merkezinden geliyor. Büyük bir kısmı ise e-posta yoluyla ulaşıyor. 1 ayda gelen e-postaların yaklaşık 30 bini anlık ce-vaplanıyor. Günde bin 500’ün üzerinde, ayda ise toplamda 60-70 bin e-posta bize ulaşıyor ve her biri teker teker incele-niyor. Yüz yüze iletişim merkezimizin de daha çok talep göreceğini tahmin ediyoruz. Sosyal medyadan da yoğun mesajlar almaya başladık. Günde 100’ü aşkın tweet’e de cevap veriyoruz.

En çok ne tür şikâyetler alıyorsunuz?Yaz geldi sırada klima şikâyetleri var. Duraklarda kapıların açılma süreleri

birbirine çok yakın ve yolcular sürekli açılan kapılar dolayısyla klimayı hisset-meyip, klimanın açık olmadığına dair bizi arayabiliyor. Şoförle ilgili şikayetler de gelebiliyor. Bizi yolda almadı, kötü söz söyledi vs. gibi şikayetleri alıyoruz.

Bu durumda bir yaptırım uyguluyor musunuz?Konuyu inceliyoruz. Bölgedeki görevlinin amirine şefine e-posta atıyoruz. Şoför henüz durağa gitme-den biz şikayeti şoföre aktarabiliyo-ruz. Şef, şoförden olayı anlatmasını istiyor. Merkez havuzda tüm şikâyetler toplanıyor. Bu esnada şoförle şikayet eden kişiyi karşı karşıya getirmiyoruz, bu gizli bir bilgi. Bazen yolcu şoförle yüzleşmek istese de biz onları karşı karşıya getirmiyoruz. Şoför hakkın-da bir tahkikat başlatıyoruz. Bunun sonucunda ceza veriliyor. Bu uyarı ya da ihtar olabiliyor.

Algı toplantılarına kimler katılıyor?Algı toplantısında daha özel ve farklı şikayeti olan duyarlı vatandaşlarımızı çağırıyoruz. Sistem üzerinden seçiliyor ve biz onları onaylıyoruz. Her ayın ikinci salı günü bu toplantıları yapıyo-ruz ve 10 kişiyi davet ediyoruz. Tüm bu çalışmalar sonucunda nelerin değiştiğini gözlemliyorsunuz?Düzenli olarak aylık ve yıllık raporlar oluşturuyoruz. Bu doğrultuda hangi hatlarda ve nerelerde yoğunluk, sıkıntı yaşandığını belirliyoruz. Üst kurul top-lantılarımızda 3 ay boyunca en fazla şikayet alan hattı ele alıyoruz. Sorunun kökünü çözmeye çalışıyoruz. En fazla şikâyet alan 10 hattın şefleriyle direkt görüşüyoruz. Karşılaştırmalı raporlarla ise sorunun iyileştirilip iyileştirilme-diğini veya ne kadarlık bir iyileşme kaydedildiğini ortaya koyuyoruz.

İETT yüz yüze iletişim, çağrı merkezleri, algı toplantıları ve sosyal medya gibi iletişim yöntemleriyle müşterilerinden

topladığı tüm talep, öneri ve şikayetleri müşteri ilişkileri sistemine kaydediyor; onları cevapsız bırakmadığı gibi ortaya

koyduğu istatistiklerle de müşteri memnuniyetindeki iyileşme oranlarını takip ediyor.

Soldan sağa: Mustafa Soydaş, Özlem Gebüklüoğlu, Selvihan Yeşilselvi, Yüksel Gülez, Esra Alioğlu, Gonca Şahin

İETT müşteri taleplerini cevapsız bırakmıyor

SÖYLEŞİ


NASIL GİDİLİR?

1 9. yüzyıl sanayileşmenin başladığı dönem olarak biliniyor. Ama yalnızca sanayileşme değil, günümüzün düşünsel ve

kültürel iklimi de 19. yüzyılda ana hatlarıyla şekillendi. Buhar-lı lokomotifin bulunmasından, makinenin icadına kadar birçok yenilik, günümüzün ulaşım, iletişim ve kültür dünyamızın ilk örnekleri de bu dönemde gelişti. Bununla paralel olarak, mo-dern düşünce evrenimizin ilk nüveleri de yine aynı dönemde atıldı. 19. yüzyıldan günümüze kadar insanlık, büyük buluşla-ra imza atarken, çağımızın teknolojik niteliği de iki yüzyıllık bu karmaşık ama olağanüstü dönemde gerçekleşti.

Haliç’teki Tarihi Lengerhane Binası ve Tarihi Hasköy Tersanesi’nin restore edilmesiyle kurulan ve Hasköy Cadde-si’ndeki ana girişten Haliç’e uzanan açık alanı da kapsayan Rahmi M. Koç Müzesi’ni bir kez daha ziyaret ederken, bu düşünceler geçiyordu aklımızdan. Çünkü, 19. yüzyıldan gü-nümüze uzanan ekonomideki ve toplumsal hayattaki bu baş döndürücü değişim, Rahmi M. Koç Müzesi’nde bütün canlı-lığıyla gözler önüne seriliyor.

müze nasıl oluşturuldu?

Müzenin özel tarihi, 1991 yılında tarihi Lengerhane bina-sının Rahmi M. Koç Müzecilik Vakfı tarafından satın alınmasıyla başladı. Vakıf tarafından, Dr. Bülent Bulgurlu koordinasyonunda titizlikle yürütülen restorasyon çalış-malarının ardından Aralık 1994’de ziyarete açılan müze, Lengerhane’nin hemen karşısındaki, Hasköy Tersanesi’nin satın alınması ve bu restorasyonunun 2001 yılında tamam-lanmasıyla genişletildi.

Her müze tarihe doğru bir yolculuğa çıkartır ziyaretçilerini. Bu söz doğrudur ama Rahmi M. Koç Müzesi’nde tarihe doğru yolculuk yapmanın ötesinde, tam da o tarihin içinde buluyorsunuz kendini-zi. Işıklandırmadan, dekorasyona, sergile-nen eserlerden, binaların tarihi değerine kadar her şey, modern dünyanın nasıl oluştuğuna dair bir belgesel niteliğinde örnekler veriyor.

Rahmi M. Koç Müzesi’nde modern tarihe tanık olun!

Cadillac

“Berlin 65” Yemekli Vagonu

Fiat


KoleKsiyonlar

Rahmi M. Koç Müzesi’nde Atatürk Bölümü, Karayolu Ulaşımı, Demiryolu Ulaşımı, Denizcilik, Havayolu Taşımacılığı, Tipo Baskı Atölyesi, Yaşayan Geçmiş, Makineler, İletişim, Bilimsel Aletler, Modeller ve Oyuncaklar koleksiyonları sergileniyor. Ata-türk Bölümü’nde Atatürk’e ait kıyafetlerden ofis malzemelerine, çeşitli kişisel eşyalardan fotoğraflara kadar geniş bir koleksiyon mevcut.

Karayolu Ulaşımı koleksiyonu arasında; 1898 yapımı Malden Buharlı Otomobil, İskoç şirketi Albion tarafından üretilen araç, İngiliz Ordusu tarafından Birinci Dünya Savaşı’nda kullanılan Albion A 10 Röntgen Arabası, Ford Model T’nin 1918 model iki kişilik kamyonu, 1918 model Roadster, 1918 model Tourer ve 1926 model TT otobüs örnekleri yer alıyor. Ayrıca, 1965 Rolls Royce Silver Cloud’da bu koleksiyon arasın-da. Demiryolu Ulaşımı koleksiyonunda, Fiat tarafından İtalya’da üretilen 1903 model La Littorina Mototren, 1934 tarihinde işlet-meye alınarak 30 yılı aşkın bir süre hizmet veren 20 numaralı Kadıköy -Moda hattı tramvayı ve İngiltere’de yapılarak Türkiye’deki ilk demiryo-lunu inşa eden İngiliz şirketi tara-fından Sultan Abdülaziz’e sunulan Saltanat Vagonu ve diğer eserler müzede yer alıyor.

Müzede Denizcilik bölümünde Isle of Wight’ta yaşayan G.P. Russell adlı bir iş adamı için 1893 senesinde inşa edilen Ysolt isimli küçük buharlı yat, Havayolu Taşımacılığı Koleksiyo-nunda ilk uçuşunu 1935’te yapan ve 1940-1950’lerde dünya sivil havacı-lığının belkemiği olarak nitelendirilen Douglas DC-3 ‘Dakota’ bu koleksiyonlarda sergilenen örneklerden yalnızca birkaçı. Tipo Baskı Atölyesi’nde, 1950 ve 1960’lı yılların basım teknikleri yansıtılarak matbaanın tarihine ışık tutulurken, Yaşayan Geçmiş Koleksiyonunda, Şifa Eczanesi, Dakik Saat, Haliç Oyuncakçısı, Zeytinyağı fabrikasıy-la geçmişin ekonomik manzarası canlandırılıyor.

Makineler Koleksiyonunda; Şirket-i Hayriye Tersanesi’nden geriye kalan orijinal birkaç parçadan biri olan Hızar, İletişim Koleksiyonun-da 1834’te William Horner tarafından icat edilen modern sinematog-rafinin öncüsü konumundaki Zoetrop da bu koleksiyonlardaki diğer eserlerle birlikte sergileniyor.

Bilimsel Aletler Koleksiyonunda, James Wimshurst (1832-1903) tarafından icat edilen Elektrostatik Endüksiyon Makinesi, Modeller ve Oyuncaklar Koleksiyonunda, 1841 yılında dünyaca ünlü mühendis ve lokomotif tasarımcısı Josiah Evans Haydock tarafından yapılmış ‘Fire King’ Lokomotif Modeli koleksiyonların diğer örnekleriyle birlikte müzede yer alıyor.

metrobüs ile Halıcığolu Durağı’nda inip Haliç manzarası eşliğinde 10 dakika yürüyüşle rahmi koç müzesi’ne ulaşabileceğiniz gibi, İETT’nin şu otobüs hatlarıyla da rahmi koç müzesi’ne kolaylıkla ulaşabilirsiniz; 47 Eminönü – yeşilpınar, 47E Eminönü – binevler, 47ç Eminönü – Güzeltepe, 47n Eminönü – nur Sitesi, 54HT Hasköy – Taksim – mecidiyeköy, 54HŞ Hasköy – Şişli – Taksim, 36T Taksim – Cebeci.

NASIL GİDİLİR?

Dougles C47A


yaştan insanın gelerek Boğaz’ın güzelliğini ve tarihini yaşadı-ğı İstanbul’un ünlü mekanları arasında. Kuzguncuk’un sahili ve sokakları eski İstanbul’un hala canlılığını sürdürdüğünü gözler önüne seriyor. 19. ve 20. yüz-yıla ait sıra evler, tek evler, köşklerle günümüze ait apartmanların semtin dokusunu oluşturduğu görülüyor. Sıra evler ortalama üç katlı kagir ya da kagir zemin üstündeki ahşap üst katlar-dan yapılmış.

istanbulluların ilgi odağıSon dönemlerde Kuzguncuk, İstanbul-lular için gözde yaşam yerlerinden biri konumuna geldi. Bunda kentin kalaba-lığından ve gürültüsünden uzaklaşarak, doğanın içinde sakin bir yaşam geçirme arzusu duyan İstan-bulluların semti tercih etmeleri rol oynuyor. Kuzguncuk’a talebin artması üzerine, eski evlerin restorasyonunun arttığı da gözlemleniyor. Büyük Şair Can Yücel’in de evinin bulunduğu Kuzguncuk, sanat atölyeleriyle de dikkat çekiyor. Sanatı, tarihi ve doğal dokusuyla Kuzguncuk, İstanbul’un en güzel yerleşim yerlerinden biri olmayı sürdürüyor.

NOSTALJİ

Kuzguncuk adının nereden geldiğiyle ilgili bilgilerde farklılık olsa da tarihinin Bizans dönemine kadar uzandığı anlaşılıyor. Evliya Çelebi, semtin isminin Fatih Sultan Mehmed zama-nında bölgeye yerleşmiş Kuzgun Baba isimli bir veliden kay-naklandığını belirtir. Semt aynı zamanda, İstanbul’un Asya kıtasındaki ilk Musevi yerleşim yeri olarak da anılır.

üç dinin buluştuğu yerAynı zamanda İslamiyet, Hıristiyanlık ve Museviliğe ait caminin, kilisenin ve sinagogun duvarlarının ortak biçimde bulunduğu Kuzguncuk, üç dinin mensuplarının da yüzyıllar-dır bir arada yaşadığı istisna semtlerden biri. Her sokağı ve mahallesinden yansıyan huzur ortamı da sanki bunun bir gös-tergesi. Avrupa Musevileri için “Kutsal topraklara varmadan önceki son durak” olarak nitelendirilen Kuzguncuk, Rumlar ve Ermenilerin de yerleşim merkeziydi. Semtte, 19. yüzyılın sonlarında yapılan Üryanizade Mescidi ile 1952’de inşa edilen Yeni Cami de bulunuyor.

istanbul’un tarihi yansıyor Kuzguncuk sahilindeki Fethi Ahmed Paşa Yalısı, çam, çınar ve köknar ağaçlarından oluşan geniş korusuyla semtin sem-bollerinden biri. Yine Kuzguncuk Çınaraltı Çay Bahçesi, her

Kuzguncuk, İstanbul’un tarihi dokusunu koruyan Boğaz’ın sakin mi sakin, yeşilliğin ve denizin bir arada kucaklaştığı, kasaba atmosferini andıran bir semt. Bu şirin semt; Süper Baba ve Perihan Abla dizileriyle evleri, sokakları ve caddeleriyle insanların evlerine girerek hayatlarına dokunalı çok oldu. Bu özelliğiyle, Kuzguncuk hiç gidilmese de tanıdık, alışıldık bir görünüm içeriyor.

Kuzguncuk, huzurun, hoşgörünün ve tarihin izlerini taşıyor


Kurum içi ve kurumlar arası iletişim nasıl kurulmalı? İleti-şimi sağlıklı ve doğru şekilde sürdürmenin yöntemi nedir? Çağdaş iletişim kuramları açısından iletişim, tek yönlü de-ğil, çift yönlü bir süreçtir. İletiyi üreten kişi ya da kurum gönderdiği iletinin algılanması, yorumlanması ve dönüştü-rülmesine önem verir. İletiyi alan kişi ya da kurum da söz konusu iletinin kendisi için taşıdığı anlamı analiz etme, kabul etme, yadsıma ya da dönüştürme yöntemlerini seçer. Böylece, ileti yani mesaj genel olarak benimsenmiş ve uygulanmaya hazır bir nitelik elde eder. Böylece, tek yanlı, buyurgan, sorgulanmayan ile-tiler yerine, iletiyi alımlayanın da görüşlerinin önemsendiği, iletiye katkısının göz önüne alınarak yeniden şekillendiril-diği bir iletişim modelinin oluşturulması sağlanmış olur. İletinin bu şekilde kurgulanması ve gerçekleştirilmesi, özel-likle demokratik toplumsal sistemler için geçerli bir durum. Kurumlar arası ve kurum içi iletişim modellerinde de kar-şılıklı kabul ve anlayışa dayalı bir yaklaşım geliştirilmesi, söz konusu kurumların çok daha başarılı, sürdürülebilir ve gelişmeye açık bir yapı kazanmasına yol açar. Günümüz işletmecilik vizyonları açısından çift yönlü, açık, şeffaf iletişim modellerinin seçilerek uygulanması, kurum-ların geleceğe yönelik daha büyük bir güç ve başarı kazan-malarının anahtarı olarak ortaya çıkıyor. Bu paralelde, kurum kültürü, kurum kimliği, kurum vizyonu gibi tanımlamaların yalnızca kurumların hedefleri, prestijle-ri ve gelecekleri açısından değil, aynı zamanda temsil ettik-leri ekonomik, toplumsal ve kültürel dünyanın göstergesini oluşturmaları bakımından son derece önemli. Çünkü, bir ül-kedeki bireylerin ve kurumların kendi aralarında kurdukları iletişim modelleri, o ülkenin genel siyasi ve kültürel atmos-ferini de yansıtan temel gösterge konumunu edinir. Kurumlar ne ölçüde şeffaf, açık, ileriye dönük bir yaklaşımı benimserse, o toplumsal yapı da o ölçüde modern, ileriye

dönük ve güçlü bir yapıya kavuşur. Kurumların, yaşanabile-cek toplumsal, kültürel ve siyasal krizlerde izleyecekleri rol ve alacağı tutum da bu anlamda yaşamsal bir rol oynar. De-mokratik yapıya uygun, açık iletişim modellerini benimse-miş kurumların yer aldığı bir toplumsal yapı da kolay kolay çözülerek, dağılmaya uygun olmayan, güçlü temeller üzerine kurulur. Sonuçta, iletişim modellerinde de açık, çift yönlü, gelişmeye dönük bir anlayış, ekonomik alanla sınırlı kalmayarak, hayatın hemen her alanında geçerli olacak, toplumları geleceğe akta-racak anahtarlardan biri olarak öne çıkıyor.

Toplumsal iletişim modelleri, günümüz iş dünyası için

büyük bir önem taşıyor. Modern ve kurumsal işletmeler

açısından köklü, sürdürülebilir iletişim modelleri

geliştirmenin kaçınılmaz olduğu görülüyor; çünkü 21.

yüzyıl toplumları için bireysel ve toplumsal iletişim,

temel yaşam işlevine sahip. Toplumsal ilişkilerin küçük

bir örneği olarak değerlendirilebilecek kurum içi ve

kurumlar arası ilişkilerde de bu nedenle, sağlıklı ve

doğru iletişim ana öncelik olarak kendini gösteriyor.

İletişim modellerinde açık, çift yönlü, gelişmeye dönük

bir anlayış, ekonomik alanla sınırlı kalmayarak, hayatın

hemen her alanında geçerli olacak, toplumları geleceğe

aktaracak anahtarlardan biri olarak öne çıkıyor.

Kurumlarda açık iletişim modelleri uygulamak

MAKALE

Regiman DENİZ


SAĞLIK

Beslenme, günümüzde üzerinde durulan önemli konuların başında gelmektedir. Bugün, dünyada milyonlarca insan açlık,

yetersiz beslenmenin yol açtığı ölüm ve hastalıklarla savaşmakta, erken yaşta hayatını kaybetmektedir. Bu yüzden,

yetersiz ve dengesiz beslenme sorunları, insanların sağlığını bozan etmenlerin başında yer almaktadır.

Beslenme nedir?

Beslenme hiçbir zaman sadece karın doyurmak anlamına gelmez. Dört

yapraklı yonca sağlıklı beslenmede besin gruplarını ifade eden semboldür. Her bir öğününüzde yoncanın en az üç yaprağın-daki besinlerden olmalıdır. Bu besinler; süt, sebze ve meyve, ekmek ve tahıl, et yumurta ile kuru baklagil gruplarından oluşmaktadır.

Peki yaz aylarında nasıl beslenmeli?Yaz mevsiminin etkisini iyice göstermeye başladığı şu günlerde hava sıcaklığının art-masıyla birlikte bol sıvı alınmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Vücuttan fazla miktarda su kaybedilmesi sonucu; bayılma bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problem-leri görülebilir. Sıvı ihtiyacını karşılamak için süt, ayran, soda, taze sıkılmış meyve suları, bitki ve meyve çayları tercih edile-bilir. Öte yandan en iyi çözücü, saf, doğal ve katkısız olan içecek sudur. Su, yaşam için esastır. Susama duygusuna güvenil-mesi her zaman yeterli toplam su alımını garanti etmez. Dünya Sağlık Örgütü ka-dınların günde 10, erkeklerin 14 bardak su içmesi gerektiğini belirtmektedir. Bebek ve çocuklar sıvı kayıplarını ifade edeme-yecekleri için, ebeveynlerin bu konuda daha dikkatli olmaları gerekmektedir.Yaz mevsiminde günlerin uzun olması nedeniyle daha çok yemek yenilmekte, özellikle geç saatlere kadar süren akşam yemeği sırasında yağlı ve ağır yemekler yenmesi vücut dengesini zorlayabil-mektedir. Katı yağların kalp krizi riskini artırdığını artık herkes biliyor. Kalp krizi yaz döneminde daha fazla görül-mektedir. Bu nedenle yemeklerde sıvı yağlar tercih edilmelidir. Et, süt, yoğurt, peynir, yumurta ve yağlı tohumların içerisinde de yağ bulunmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ekmeğe

yağ sürmemek, zeytinyağı bile olsa aşırı miktarda kullanmamaktır. Kızartma ve kavurma işlemlerinden kaçınmalı, haşlama, ızgara, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.1 gram yağ 9 kcal. enerji vermektedir. Yaz aylarında tüketilen yağlı ve hamurlu yiyeceklerin ise aşırı sıcaklarda vücutta yorgunluğa, baş ağrısı ve kan basıncının artmasına sebep olacağından özellikle sıcakların fazla olduğu yaz aylarında hamurlu, yağlı yiyeceklerden kaçınılma-sı gerekiyor.‘İlle de tatlı diyorsanız’ dondurma, sütlaç ya da puding gibi sütlü yada meyveli tatlılar tercih edebilirsiniz.Besinlerin pek çoğunun yapısında şeker türevleri bulunmaktadır (meyve, süt,

tahıllar vb.) Bu yüzden şeker ihtiyacı besinlerden doğal olarak karşılanır. O halde tatlı tüketiminden kaçınmak, tüke-tildiği takdirde de tüketim sıklığına ve miktarına dikkat etmek gerekir. Lokma ve tulumba gibi ağır tatlılar yerine sütlü ve meyveli tatlıları tercih etmek daha sağlıklıdır. (dondurma,puding, sütlaç, komposto)

3 ana 3 ara, toplam 6 öğün!Yazın öğünlerin sadece meyve ile geçiş-tirilmesi oldukça yanlıştır. Meyvenin ana yemek yerine, yemekten sonra ara öğün olarak tüketilmesi gerekir. Mesela sadece karpuz ile öğün geçiştirmek yanlıştır çünkü fazla meyve de vücut ağırlığında artışa neden olmaktadır.

Diyetisyen Merve KAYALI


Filmler için ses kayıtları yapan Murat, Gökçeada’da (Imroz) duyduğu çeşitli

sesleri kaydeder ve fotoğraflar çeker. Ada ile ilgili bir fotoğraf sergisi açmak istemektedir. Bu çalışmaları sırasında adada tek başına yaşayan 80 yaşlarındaki Madam Styliani ile tanışır. Aralarında bir dostluk oluşur. Madam’ın kendi sesinden hayatını, anılarını kaydetmeye başlar. Yönetmenliğini Selim Evci’nin yaptığı filmin başrollerini Yunus Nejat Buluz, Mediha Didem Türemen, Rüçhan Çalışkur ve Zeynep Gül-mez paylaşıyor. Film 21 Haziran’da gösterime girecek.

Rüzgarlar

Ressam Ece Turaman çalışmalarına bir süre ara verdikten sonra, eski ve yeni

resimlerini “Nerede Kalmıştık?” sergisi ile Galeri Selvin’de bir araya getiriyor. Yeni çalışmalarda resimlerine sürekli konuk olan pencereler, ferforje balkonlar, kediler, kuşlar, çömlekler canlı, çarpıcı renklerle

ve benzer geometrik kompozisyonlar içinde yer almaya devam ederken, çoğunlukla içeriden dışarıya açılan eski mekânlar yerlerini dış konumlara bırakıyor. Sergi Galeri Selvin’de 5 – 30 Haziran 2013 tarihleri arasında ziyaret edilebilir.

Kültürden İrfana

Nilüfer konseri

Nerede Kalmıştık?

Kültürden İrfana kitabı ile 12 ciltlik Cemil Meriç külliyatı tamamlanıyor. Mefhumlar

ve meseleler konusunda düşüncenin en ücra köşe-lerini yoklayan, yalınkat bir bilgi yerine kapsamlı, incelikli bir bilginin peşine düşen Cemil Meriç, Kültürden İrfana’da okurunu önyargıların köleliği yerine düşüncenin önemine sevk ediyor.

Nilüfer, 17 Haziran’da saat 21.00’de Harbiye Cemil Topuz-

lu Açıkhava Sahnesi’nde olacak. İki bölüm olarak planlan konserin ilk bölümünde Nilüfer klasik şarkılarını seslendirecek. Sanatçı, sahneye çıktı-ğı ilk günden bu yana söylediklerin-den oluşan repertuarında kimi zaman potporiler ile birkaç şarkısını birden sahneye taşımış olacak. Konserin ikinci bölümünde ise Nilüfer’in rock müzisyenleri ile hazırladığı albümü-nün repertuarı sahneye taşınacak.

KÜLTÜR-SANAT

İstanbul Hatırası’nda bir martının kanadında, bir

dalganın kıvrımında İstanbul’da yaşanmış kırık bir aşk hikâyesi anlatılıyor. Yüzyılın başlangıç telaşı, dönüşümün eşiğinde bir imparatorluk, savaşlar, acılar, neşeler. Hepsi iç içe geçiyor. Yürekler heyecanla çarpıyor, heyecanlar Direklerarası’nda alkışlara karışıyor. Tarık Şerbetçioğlu’nun yazıp yönet-tiği oyun 9 Haziran 20.30’da Açık Hava Sahnesi’nde sahne-lenecek.

İstanbul Hatırası

Documents

DURAK bizim - Tünel · yapı, Trafik Yönetimi, Yol Güvenliği ve Park Sistemleri (Intertraffic) Fuarında, Tek-nik Elemanlar Derneği (TEKDER) tarafından düzenlenen Akıllı