68
TEMEL BİLİMLER KLİNİK BİLİMLER DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI 1 - 14 : Anatomi 15 - 22 : Histoloji Embriyoloji 23 - 32 : Fizyoloji 33 - 54 : Biyokimya 55 - 76 : Mikrobiyoloji 77 - 98 : Patoloji 99 - 120 : Farmakoloji 1 - 42 : Dahiliye (Dahiliye + Dahiliye Küçük Stajlar) 43 - 72 : Pediatri 73 - 108 : Genel Cerrahi (Genel Cerrahi + Cerrahi Küçük Stajlar) 109 - 120: Kadın Doğum 3. DENEME SINAVI CEVAP ANAHTARI Bu cevap anahtarı ile ilgili tarşmalı ve değişiklikleri (www.tusem.com.tr) adresinden takip edebilirsiniz. TEMEL BİLİMLER KLİNİK BİLİMLER 1 B 2 D 3 E 4 C 5 C 6 C 7 E 8 D 9 E 10 B 11 B 12 C 13 B 14 D 15 B 16 A 17 B 18 D 19 E 20 A 21 B 22 C 23 A 24 E 25 D 26 C 27 A 28 D 29 C 30 A 31 D 32 B 33 D 34 B 35 D 36 A 37 C 38 B 39 C 40 E 41 A 42 B 43 B 44 D 45 E 46 C 47 A 48 C 49 A 50 C 51 D 52 A 53 D 54 C 55 C 56 A 57 D 58 E 59 A 60 C 61 B 62 C 63 D 64 C 65 D 66 B 67 C 68 A 69 C 70 D 71 C 72 D 73 B 74 C 75 D 76 C 77 A 78 D 79 D 80 E 81 B 82 C 83 E 84 C 85 C 86 B 87 E 88 A 89 D 90 B 91 D 92 A 93 D 94 E 95 A 96 C 97 E 98 B 99 A 100 B 101 D 102 C 103 E 104 A 105 C 106 C 107 B 108 D 109 E 110 A 111 D 112 B 113 C 114 D 115 B 116 E 117 A 118 D 119 B 120 C 1 B 2 A 3 D 4 E 5 A 6 D 7 A 8 A 9 B 10 D 11 B 12 D 13 E 14 B 15 A 16 B 17 D 18 C 19 A 20 E 21 D 22 A 23 B 24 A 25 D 26 B 27 D 28 D 29 B 30 E 31 A 32 C 33 D 34 D 35 A 36 A 37 A 38 B 39 C 40 E 41 A 42 B 43 B 44 C 45 A 46 C 47 A 48 D 49 A 50 C 51 E 52 B 53 D 54 A 55 E 56 C 57 C 58 B 59 D 60 C 61 A 62 A 63 C 64 B 65 C 66 E 67 D 68 D 69 C 70 A 71 E 72 D 73 A 74 C 75 B 76 D 77 D 78 E 79 B 80 E 81 A 82 D 83 C 84 B 85 A 86 D 87 E 88 B 89 C 90 B 91 A 92 B 93 C 94 D 95 E 96 B 97 D 98 B 99 D 100 E 101 B 102 E 103 E 104 D 105 E 106 C 107 B 108 D 109 C 110 E 111 B 112 A 113 B 114 C 115 D 116 A 117 C 118 B 119 C 120 A TUSEM

DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3 6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

  • Upload
    leque

  • View
    235

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

TEMEL BİLİMLER KLİNİK BİLİMLER

DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI

1 - 14 : Anatomi

15 - 22 : Histoloji Embriyoloji

23 - 32 : Fizyoloji

33 - 54 : Biyokimya

55 - 76 : Mikrobiyoloji

77 - 98 : Patoloji

99 - 120 : Farmakoloji

1 - 42 : Dahiliye

(Dahiliye + Dahiliye Küçük Stajlar)

43 - 72 : Pediatri

73 - 108 : Genel Cerrahi

(Genel Cerrahi + Cerrahi Küçük Stajlar)

109 - 120: Kadın Doğum

3. DENEME SINAVI CEVAP ANAHTARI

Bu cevap anahtarı ile ilgili tartışmalı ve değişiklikleri (www.tusem.com.tr) adresinden takip edebilirsiniz.

TEMEL BİLİMLER KLİNİK BİLİMLER1 B2 D 3 E 4 C 5 C 6 C 7 E 8 D 9 E

10 B 11 B12 C 13 B 14 D 15 B 16 A 17 B 18 D 19 E 20 A 21 B 22 C 23 A 24 E 25 D 26 C 27 A 28 D 29 C 30 A

31 D 32 B33 D 34 B 35 D 36 A 37 C 38 B 39 C 40 E 41 A 42 B 43 B 44 D 45 E 46 C 47 A 48 C 49 A 50 C 51 D 52 A 53 D 54 C 55 C 56 A 57 D 58 E 59 A 60 C

61 B 62 C 63 D 64 C 65 D 66 B 67 C 68 A 69 C 70 D 71 C 72 D 73 B 74 C 75 D 76 C 77 A 78 D 79 D 80 E 81 B 82 C 83 E 84 C 85 C 86 B 87 E 88 A 89 D 90 B

91 D 92 A 93 D 94 E 95 A 96 C 97 E 98 B 99 A

100 B 101 D 102 C103 E 104 A 105 C 106 C 107 B 108 D 109 E 110 A 111 D 112 B 113 C 114 D 115 B 116 E 117 A 118 D 119 B 120 C

1 B 2 A 3 D 4 E 5 A6 D 7 A 8 A 9 B

10 D 11 B 12 D 13 E14 B15 A16 B17 D18 C 19 A 20 E 21 D 22 A 23 B 24 A 25 D 26 B 27 D 28 D29 B 30 E

31 A 32 C 33 D 34 D 35 A 36 A 37 A 38 B 39 C 40 E 41 A 42 B 43 B 44 C 45 A 46 C 47 A 48 D 49 A 50 C 51 E 52 B 53 D 54 A 55 E 56 C 57 C 58 B 59 D 60 C

61 A 62 A 63 C 64 B 65 C 66 E 67 D68 D 69 C 70 A 71 E 72 D 73 A 74 C 75 B76 D 77 D78 E 79 B 80 E 81 A 82 D 83 C 84 B 85 A 86 D 87 E 88 B 89 C 90 B

91 A 92 B 93 C 94 D95 E 96 B 97 D 98 B 99 D

100 E101 B102 E103 E104 D105 E106 C107 B108 D109 C110 E111 B112 A113 B114 C115 D116 A117 C118 B119 C120 A

TUSEM

Page 2: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

2www.tusem.com.tr

TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR

1. Aşağıdaki yapılardan hangisi foramen jugulareden geç-mez?

A) Sinus Petrosus inferior

B) Sinus Petrosus superior

C) V.Jugularis interna

D) N.Accessorius

E) N.Vagus

1 – B

Foramen jugulareden kimler geçer sorusunun cevabı:

- V.Jugularis İnterna

- Sinus Petrosus İnferior

- 9-10-11.kranial sinir lifleridir.

Bütün beyin venöz sinusleri kafatası içerisinde işlerini halleder-ken sadece sinus petrosus inferior önce foramen jugulareden geçerdi ve daha sonrasında v.jugularis internaya açılırdı. Sinuns petrosus superior ise çoğunlukla sinus transversusa drene olma eğilimindeydi ve foramen jugulareden geçmezdi. Okurken dikkat!

2. Orbitanın üst-dış duvarında üst göz kapağının arkasın-da lacrimal sıvı ve göz yaşını üreten glandula lacrimali-sin oturduğu fossa glandula lacrimalis bulunmaktadır. Saccus lacrimalis ise glandula lacrimaliste üretilen sıvı-ların depolandığı ve ductus nasolacrimalise aktarılma-sını sağlayan anatomik oluşumdur. Saccus lacrimalisin oturduğu oluşum olan fossa saccus lacrimalis aşağıdaki viscerocranium kemiklerinden hangisi ya da hangilerin-de iz oluşturmuştur?

I. Os maxilla

II. Os nasale

III. Os frontale

IV. Os lacrimale

V. Os zygomaticum

A) 1-2

B) 1-2-3

C) 2-4

D) 1-4

E) 4-5

2 – D

3. Bazı sinoviyal eklemler, eklem yüzeyleri arasında fibro-katilaginöz discus ya da discus benzeri labrum, meniscus gibi oluşumlar içermektedir.

Aşağıdaki eklemlerden hangisi discus içeren sinoviyal eklemlerden birisi değildir?

A) Art. Temporomandibularis

B) Art. Sternoclavicularis

C) Art.Acromioclavicularis

D) Art.Radiocarpalis

E) Art.Genu

3 – E

Art.Genu bir sinovial eklemdir. Ayrıca yapısında fibrokartila-ginöz yapıda meniscusta bulunmaktadır. Ancak soruda soru-lan discus içeren sinovial eklemler olduğu için cevap art.genu olmuştur. Discus ve benzeri fibrokartilaginöz yapıları içeren sinovial eklemler her zaman için sorulmaya aday bilgilerdir.

4.

I. Foramen ovale

II. Foramen spinosum

III. Foramen rotundum

IV. Canalis pteyrgoideus

V. Fissura orbitalis inferior

Yukarıda isimleri verilen anatomik oluşumlardan han-gisi ya da hangileri fossa cranii mediayı fossa fterygo-palatinaya bağlamaktadır?

A) Yalnız 1 B) 1 - 2 -5

C) 3 ve 4 D) Yalnız 3

E) 2 ve 4

TUSEM

Page 3: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

3 www.tusem.com.tr

4 – C

FOSSA CRANİİ MEDİAORBİTA

CAVITASNASI

CAVITASORIS

-Canalis opticus-fissura orbitalis superior

Fossapterygopalatina

foramensphenopalatinum

Cana

lispa

latin

usm

ajus

Fossainfratemporalis

Foramen ovaleForamen spinosum

5. Duyular merkeze üç nöronla iletilmektedir. Bu iletim sıra-sında 1.nöron her zaman için merkezi sinir sistemi dışın-da bulunan bir ganglion hücresidir. Duyu iletimi sırasında 2.nöronun bulunduğu yere göre periferik sinir sisteminin üyeleri kranial ya da spinal sinir olarak isimlendirilir.

Aşağıda verilen nucleuslardan hangisi ya da hangileri bulbusta bulunur ve kranial sinirlere ait bir duyu çekir-değidir?

I. Nuc.Ambiguus

II. Nuc.Salivatorius inferior

III. Nuc.Solitari

IV. Nuc.Spinalis nervi trigemini

V. Nuc.Gracilis

A) 1-2-3

B) 3-5

C) 3-4

D) 3-4-5

E) 2-3-4

5 – C

Nuc.Ambiguus: Bulbusta bulunur ve 9-10-11.kranial sinirlerin ortak motor nucleusudur.

Nuc.Salivatorius İnferior: Bulbusta bulunur ve 9.kranial sinirin parasempatik nucleusudur.

Nuc.Solitari: Bulbusta bulunur ve 7-9-10.kranial sinirlerin or-tak duyu çekirdeğidir.

Nuc.Spinalis Nervi Trigemini: Bulbusta bulunur ve 5.kranial sinirin ağrı-ısı duysunu almayı sağlayan duyu nucleusudur.

Nuc.Gracilis: Bulbusta bulunur ve fasciculus gracilisin duyu nucleusudur. Kranial sinirlere ait bir duyu nucleusu değildir.

6. Optik sinir, prosencephalonun bir uzantısı gibi kabul edilip

baştan sona BOS ve beyin zarları ile çevrili olan görme si-

niri olarak bilinmektedir. Kortekste bulunan vizüel sahalara

görme duyusunun iletilmesinde 4 temel nöron etkindir. Bu

nöronlardan ilki fotoreseptör hücreler, ikincisi bağlayıcı ara

nöronlar, üçüncü nöronlar ise multipolar retinal ganglion

hücreleridir. Multipolar retinal ganglion hücrelerinin sant-

ral uzantıları discus nervi optici hizasında birleşir ve nervus

opticus adını alır. Nervus opticus ise chiasma opticum deni-

len anatomik lokalizasyonda çapraz yapar. Tam bu çaprazın

olduğu yer olan özelikle hipofiz bezi ile yakın ilişkilidir.

Hipofiz bezi tümörlerinin chiasma opticuma basması

durumunda karşımıza çıkacak olan klinik durum aşağı-

dakilerden hangisidir?

A) Total anopsia

B) Sağ nasal hemianopsia

C) Bitemporal (heteronim) hemianopsia

D) Kontralateral (homonim) hemianopsia

E) Kontralateral homonim üst quadranopsi

6 – C

TUSEM

Page 4: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

4www.tusem.com.tr

7. Boyunun her iki yanında trigonum cervicale anterior ve trigonum cervicale posterior adıyla yer alan 2 çift boyun üçgeni yer almaktadır. Bu iki boyun üçgeni, içerisinden geçen kas oluşumları nedeniyle çeşitli üçgenlere ayrıl-mıştır. trigonum cerviale anterior, içerisinden geçen kas yapıları nedeniyle 4 farklı kısımda incelenmektedir.

Aşağıdaki kaslardan hangisi ya da hangileri bu bölün-meyi sağlamıştır?

I. M.Stylohyoideus

II. M.Digastricus venter posterior

III. M.Digastricus venter anterior

IV. M.Omohyoideus venter superior

V. M.Omohyoideus venter inferior

A) 1 ve 2

B) 1 - 2 -3

C) 3 ve 4

D) 2-3-5

E) 2-3-4

7 – E Trigonum Cervicale Anterior içerisinden geçen;

M.Digastricus Venter Posterior

M.Digastricus Venter Anterior

M.Omohyoideus Venter Superior

Kasları ile 4 farklı boyun üçgenine ayrılmıştır. Bu üçgenlerin sınırları ve içerisinden geçen oluşumlar her zaman için sorul-maya adaydır.

8.

I. M.Obliquus externus abdominis aponevrosu

II. M.Obliquus internus abdominis aponevrosu

III. M.Transversus aponevrosu

IV. Fascia transversalis

V. Periton

M. Rectus abdominisi saran bağ dokusu kılıfına vagina musculi recti abdominis kısaca rectus kılıfı denmek-tedir. Karın anterolateral duvarı kaslarının aponevro-suslarının katılımı ile oluşmaktadır. Yukarıda isimleri verilmiş olan anatomik oluşumlardan hangisi ya da hangilerinin katılımı ile linea arcuatının altında rectus kılıfının lamina anterioru oluşur?

A) 1-2 B) 1-3

C) 1-2-4 D) 1-2-3

E) 4-5

8 – D

Linea Arcuata’nın altında rectus kılıfı:

Lamina anterior:

• M.Obliquus Externus Abdominis Aponevrosu

• M.Obliquus İnternus Abdominis Aponevrosu

• M.Transversus Aponevrosu

Lamina posterior

• Fascia Transversalis

• Periton

9. A.Carotis eksterna bütün yan dallarını trigonum caroti-cumda verirken bir yan dalını bu üçgenin dışında ver-mektedir.

Aşağıdaki A.Carotis eksterna yan dallarından hangisi trigonum caroticum dışında ayrılmaktadır?

A) A.Thyroidea superior

B) A.Lingualis

C) A.Pharyngea ascendes

D) A.Occipitalis

E) A.Auricularis posteiror

9 – E

ACE yan dallarını Trigonum Caroticum içerisinde vermektedir. Bu soru aşağıdaki arterlerden hangisi Trigonum Caroticum içerisinde bulunmaz olarak da karşımıza gelebilmektedir. ACE’nin bir A.Auricularis Posterior dalı Trigonum Caroticum dışından çıkar.

10. Aşağıdakilerden hangisi kapanmış olan fossa ovalise sol atrium içerisinden bakıldığı zaman görülen izdir?

A) Limbus ovalis B) Falx septi

C) Fossa ovalis D) Lig teres hepatis

E) Lig arteriosum

10 – B

• DOĞUM SONRASI ŞANTLARDAKİ ANATOMİK DEĞİŞİK-LİKLER:

Sırasıyla;

1.Ductus Arteriosus:

A.pulmonalis sinistra ile arcus aortae distali arasında

Doğum sonrası saatler içerisinde kapanır.

Lig.arteriosum olur.

TUSEM

Page 5: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

5 www.tusem.com.tr

2.Ductus venosus

V. Umbilicalis ile vena cava inferior arasında

Kapandığında oluşan lig. venosum genellikle v. porta si-nistra ile v. cava inferior arasında.

3. A. umbilicalis

Plica (ligamentum) umblicalis medialise dönüşür.

4. V. umbilicalis

Göbek ile karaciğer arasında lig. Teres hepatis adlı bağa dönüşür

5. Foramen ovale

Anatomik olarak en geç kapanan şanttır.

Sağ atriumda: FOSSA OVALİS VE LİMBUS OVALİS

Sol atriumda: FALX SEPTİ

11. Plexus lumbalisin bir dalı olan n.cutaneus femoris las-teralis lumbal spinal sinirlerin ön dallarının bazılarının birleşimi oluştuktan sonra lig.inguinalenin altından ve lacuna musculorumdan geçerek trigonum femoralede devam ederek ön kısmı uyluğun lateral bölümünün dize kadar olan bölümünün duyusunu alır. Özellikle hızlı za-yıflama, aşırı egzersiz, emniyet kemeri basısı gibi klinik tablolarda lig.inguinale ve spina iliaca anterior superior arasında sıkışabilmektedir.

Bu klinik tablo meralgia paresthetica olarak isim-lendirilmiştir. Birçok farklı klinik tabloda etkilenen n.cutaneus femoris lateralis hangi spinal sinirlerin ön dallarının birleşmesi ile oluşmaktadır?

A) L1-L2

B) L2-L3

C) L3-L4

D) L1-L2-L3

E) T12-L1-L2

11 – B

PLEXUS LUMBALİS (T12-L1-L2-L3-L4)

T12 ön dalın küçük bir bölümü

L1-L2-L3 ön dalları

L4 ön dallarının büyük bir bölümü

12.

I. M. Cricoarytenoideus lateralis

II. M. Arytenoideus transversus

III. M. Arytenoideus obliquus

IV. M. Cricothyroideus (M. anticus)

V. M. Thyroarytenoideus

Yukarıdaki larinks kaslarından hangisi ya da hangileri larinksin tek sayıdaki kaslarından olup fonksiyon ola-rak rima glottisin daraltılmasında görev almaktadır?

A) 1-2

B) 2-3

C) Yanız 2

D) Yalnız 3

E) 1 -5

12 – C

Fonksiyonlarına göre kaslar

a. Plica vocalis adductorları

(Rima glottisi daraltanlar):

- M. cricoarytenoideus lateralis : Esas addüktör.

- M. arytenoideus transversus : Tek olan larynx kası

- M. arytenoideus obliquus : plica aryepiglotticaları bir-birine yaklaştırır. Larynx girişinin sfinketeri

- M. cricothyroideus (M. anticus)

b. Plica vocalis abductoru:

- M. cricoarytenoideus posterior (M. posticus)

Mizmar aralığı’nı genişleten tek kastır.

TUSEM

Page 6: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

6www.tusem.com.tr

c. Plica vocalis tensoru:

- M. cricothyroideus

Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-rior r. externus tarafından innerve edilir. Ses tellerini gererek sesi inceltir.

d. Plica vocalis relaksörü:

- M. thyroarytenoideus (membrana quadrangularis’in içinde yer alır)

13. Anal kanal içerisinde yer alan, valvula analislerin tümü-nün birleşmesiyle oluşan anatomik çizgi aynı zamanda endoderm-ektoderm sınırıdır. Üstü endodermden – altı ektodermden oluşur. Üst bölümünde: A.V. Rectalis supe-rior altında ise A.V. Rectalis İnferior dağılır.

Bu ayrımları sağlayan ve valvula analislerin birleşmesi ile oluşan anatomik oluşum aşağıdakilerden hangisidir?

A) Morgagni plikaları

B) Linea pectinata (dentata)

C) Linea anocutanea

D) Linea anorectalis

E) Plica transversia recti media

13 – B

Linea pectinata (dentata):

Valvula analis’lerin tümünün birleşmesiyle oluşan çizgidir.

Endoderm-ektoderm sınırıdır üstü endodermden – altı ektodermden oluşur.

Üst bölümünde:A.V. Rectalis superior

Altında: A.V. Rectalis inferior dağılır

14. Funiculus spermaticusu saran yapılar dıştan içe doğru sırasıyla fascia spermatica externa, fascia cremasterica, fascia spermatica internadır.

Aşağıdaki anatomik oluşumlardan hangisi ya da hangileri funiculus spermaticusu saran yapılarda bulunmaktadır?

I. Ductus deferens

II. Plex.Pampiniformis

III. A.testicularis –aa.deferentis

IV. N.genitofemoralisin genital dalı

V. M.cremaster-a.v.cremasterica

A) 2-3 B) 1-3

C) 3-4-5 D) 4-5

E) 2-5

14 – D

Funiculus Spermaticusu saran yapılar:

Fascia spermatica externa: M. obliquus externus abdominis’ten köken alır.

Fascia cremasterica ve musculus cremaster: M. obliquus internus abdominis’ten köken alır.

Fascia spermatica interna: Fascia transversalis’ten köken alır

Funiculus spermaticusun tabaklarında bulunan yapılar;

N.genitofemoralisin genital dalı

M.cremaster-a.v.cremasterica

Funiculus Spermaticus içinden geçen yapılar

• Ductus deferens

• Plex.Pampiniformis

• A.testicularis –aa.deferentis

• Lenf damaları

• Plexus testicularis (sempatik lifler)

• Proccessus vaginalis kalıntıları

TUSEM

Page 7: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

7 www.tusem.com.tr

15. Spermatogenez ve spermiogenez sürecinde aşağıda-ki hücrelerden hangisi mitoz veya mayoz bölünme geçirmez?

A) A tipi spermatogonyum

B) Spermatid

C) Primer spermatosit

D) Sekonder spermatosit

E) B tipi spermatogonyum

15 – B

Hücre tipi Kromozom sayısı

Geçirdiği bölünme

A tipi spermatogonium 46 Mitoz

B tipi spermatogonium 46 Mitoz

Primer spermatosit (en büyük hücre)

46 1. mayoz

Sekonder spermatosit 23 2. mayoz

Spermatid 23 Bölünmez, olgunlaşır (olgunlaşmaya spermiogenez denir).

Olgun sperm (spermatozoa)

23 Bölünmez

16. Gastrulasyon adı verilen gelişimin 3.haftası aşağıdaki yapılardan hangisinin oluşumu ile başlar?

A) Primitif çizgi B) Notokord

C) Prekordal plak D) Kloakal membran

E) Primitif yarık

16 – A Gelişimin 3. haftasının en önemli olayı ektoderm, mezoderm ve endodermin oluşturduğu 3 germ yaprağının ortaya çıkışıdır. Bu olaya gastrulasyon, bu evredeki embriyoya gastrula denir.

Her üç germ yaprağı da epiblastlardan gelişir.

Gastrulasyon epiblastlar üzerinde primitif çizginin oluşumuy-la başlar.

Primitif çizginin oluşumu ve gelişimi TGF-beta ailesinin bir üyesi olan nodal ile kontrol edilir.

17. Mimik kasları ve fasyal sinir ile ilgili patolojisi olan bir kişinin baş-boyun gelişimi sırasında hangi faringeal ar-kusun gelişiminde bir bozukluk beklenir?

A) Mandibuler arkus (1.faringeal arkus)

B) Hiyoidal arkus (2.faringeal arkus)

C) 3.faringeal arkus

D) 4.faringeal arkus

E) 6.faringeal arkus

17 – B Faringeal arkus

Sinir Kas İskelet Ligament

1(Mandi-bular veya maksiler)

VTrigeminusun maksiller ve mandibular dalıOftalmik dal buradan ge-lişmez (ponns kökeni)

Çiğneme kas-ları (temporal, masseter, me-dial ve lateral pterigoidler) Milohiyoid ve digastriğin anterior karnıTensor timpaniTensor veli palatini

MaksillaZigomatikTemporal kemiğin bir kısmı Meckel kıkırdağıMalleusİncus

Malleusun ön ligamenti Sfenomandibular ligament

2Hiyoid

VIIFasial sinir

Mimik kasları (buksinatör, auricular, frontal, platisma, orbicularis ori ve oculi) StapediusStilohiyoid Digastriğin posterior karnı

StapesStilohiyoid çıkıntı Hiyodin küçük boynuzu ve gövdesinin üst kısmı

Stilohiyoid ligament

3 IX Glossofarin-geus

Stilofaringeus Hiyoid ke-miğin büyük boynuzu ve gövdesinin alt kısmı

4-6 X Vagus (sup. Laringeal ve rekürren laringeal dalı)

Krikotiroid Levator veli palatiniFarinksin konstrikörleriLarinksin int-rinsik kaslarıÖzefagusun çizgili kasları

Larinks kıkırdakları (tiroid, krikoid, aritenoid, kornikulat, kuneiform)

18. Mitojen aktive edilmiş kinazlar(MAP-K) tarafından ak-tive edilen ve IGF-1(İnsülin benzeri büyüme faktörü-1) tarafından uyarılan non-apopitotik hücre ölümü aşağı-dakilerden hangisidir?

A) Mikrootofaji B) Piroptozis

C) Entozis D) Paraptozis

E) Nekroptozis

18 – D

Parapitozis: Büyüme faktörü reseptörü (İGF-1 reseptörü) tarafından uyarılan non-apopitotik hücre ölümüdür. Bu sü-rece kaspazlar değil, mitojen-aktive edilmiş kinazlar (MAPK) aracılık eder. Hücre sitoplazmasında çok sayıda büyük vakuol oluşur ve mitokondriyal şişme meydana gelir.

Piropitozis: Yoğun yangıya neden olan mikroorganizmaların enfeksiyonu sonucunda olur. Kaspaz-1 enzimi tarafından ger-çekleştirilir.

TUSEM

Page 8: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

8www.tusem.com.tr

Nekropitozis: Kaspaz-bağımsız hücre ölümüdür. TNF resep-törleri (ölüm reseptörleri) ve FAS sinyal yolağı aktivasyonu ile başlar. Morfolojik özellikleri düzenlenmemiş nekrotik ölüm ile aynıdır. Nekrostatin-1 nekropitozisten etkilenen dokularda is-kemik hasarı önleyen bir inhibitördür.

19.

1. Noradrenalin reseptörü

2. Parathormon reseptörü

3. GABA reseptörü

4. Tiroksin reseptörü

Yukarıdakilerden hangileri hücre membranında bulu-nur?

A) Yalnız 1 B) 1,2

C) Yalnız 3 D) 1,4

E) 1,2,3

19 – E

Kortizol, Aldosteron ve Progesteronun reseptörü sitoplazma-da bulunur.

Bu reseptörlerin DNA’ya bağlanacak kısmı ortamda hormon yokken ısı şok proteini ile (HSP-90) kaplıdır. (ısı şok proteini ile KAP’lı)

Hormon reseptörle bağlanınca HSP-90 ayrılır.

Östrojen, Androjen ve Tiroid hormonları, D vitamini ve Reti-noik asitin reseptörleri çekirdekte DNA üstündedir. (DÖTAR)

Hormon DNA ile etkileştikten sonra transkripsiyon başlar.

20. Aşağıdakilerden hangisi ince barsağı kaplayan epitel hücrelerinde barsak mikrovilluslarının fırçamsı kena-rındaki enterositler içerisinde yer alan ve disakkaritleri parçalayan enzimlerden birisi değildir?

A) Amilaz B) Laktaz

C) Sükraz D) Maltaz

E) a-dekstrinaz

20 – A

İnce barsağı kaplayan epitel hücrelerinde, laktaz,sukraz,maltaz ve alfa dekstrinaz olmak üzere dört enzim bulunmaktadır. Bu enzimler, disakkaritleri, laktoz,sakkaroz,maltoza ve diğer kü-çük glikoz polimerlerini monosakkaritlere parçalayabilir. Ami-laz ise başlıca parotisten salgılanıp, nişastayı bir disakkarit olan maltoza ve 3 ila 9 glikoz molekülü taşıyan küçük diğer glikoz polimerlerine hidrolize eder.

21. Aşağıdakilerden hangisi düz kasın özelliklerinden biri değildir?

A) Düz kas hücrelerinde sarkoplazmik retikulum iskelet kasına göre daha az gelişmiştir.

B) T tübül sistemi iskelet kasına göre hacimsel olarak daha fazladır.

C) İskelet kasındaki Z çizgisinin görevini düz kasta yo-ğun cisimler görür.

D) Metabolik ihtiyaçlarını glikolizle karşılarlar.

E) Düz kasta aksiyon potansiyelinin oluşumunda voltaj kapılı kalsiyum kanalları önemli rol oynar.

21 – B

Sarkoplazmik retikulum iskelet kasındaki gibi gelişmiş değildir. Sarkoplazmik retikulum ne kadar gelişkinse düz kas o kadar hızlı kasılır. T tübülleri yoktur. Bunun yerine kaveol denen hüc-re membranı çukurlaşmaları vardır. İskelet kasının Z çizgileri görevini yoğun cisimler (dense body) görür.

Troponin kompleksi düz kasta bulunmaz. İnce filamentte ak-tin, tropomiyozin, kalponin ve kaldesmon vardır. Kaldesmon ve kalponin düz kasa özgüdür. Kasılma için gerekli enerji ATP’den sağlanır. Düz kaslarda mitokondri sayısı azdır. Meta-bolik ihtiyaçlarını glikolizle karşılarlar.

Düz kasta voltaj kapılı kalsiyum kanallarının sayısı sodyum ka-nallarından fazladır. Bu nedenle aksiyon potansiyelinin oluşu-munda voltaj kapılı kalsiyum kanalları önemli rol oynar.

22. Ferröz demirin barsak lümeninden enterosit içine taşın-ması hangi taşıyıcı tarafından gerçekleştirilmektedir?

A) Hepsidin

B) Hefastin

C) Divalan metal transporter-1 (DMT-1)

D) Ferroportin-1

E) Demir düzenleyici protein (IRP)

22 – C

Demir emilimi büyük orandan duodenumda gerçekleşmekte olup kolaylaştırılmış transport ile gerçekleşir.

Gıda ile alınan ferrik demiri (Fe+3), ferröz demire (Fe+2) çe-virenler

Askorbik asit, HCl

Ferröz demir barsak lümeninden enterosite neyle alınır?

Divalan metal transporter-1 (DMT-1)

Ferröz demir enterositten kana neyle geçer

TUSEM

Page 9: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

9 www.tusem.com.tr

Ferroportin (FP)Ferroportine etki ederek bağırsaktan demir emilimini azaltan neHepsidinPortal sistemdeki ferröz demiri, ferrik forma çevirerek trans-ferrine bağlayan plazma proteini?Hefastin Transporttan sorumlu protein: Demir düzenleyici protein (IRP)

23. Boyutları preparatlarda oldukça sabit bir değer oldu-ğundan diğer hücrelerin boyutlarını tahmin etmekte kullanılan kan hücresi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Eritrosit B) Nötrofil

C) Eozinofil D) Bazofil

E) Trombosit

23 – A Eritositlerin ortalama büyükleri 7-8 µm’dir. Boyutları preparatlar-da oldukça sabit bir değer olduğundan çevredeki diğer hücrelerin boyutlarını tahmin etmekte kullanılabilir (histolojik cetvel).

24. Aşağıdakilerden hangisi renin-anjiotensin-aldosteron sistemi ile ilgili yanlıştır?

A) Renin böbreklerde jukstaglomerüler hücrelerden salgılanan asit proteazdır.

B) Anjiotensinojen karaciğerde sentezlenmekte olup, dolaşımdaki miktarları glikokortikoid ve tiroid hor-monları tarafından arttırılır.

C) ACE enzimiyle oluşan Anjiotensin-2’nin yarı ömrü 1-2 dk kadar kısadır.

D) Anjiotensin-2 mezangiyal hücrelerde kasılma yapa-rak glomerüler filtrasyon hızını azaltır.

E) Anjiotensin-2 proksimal tübülden sodyum geri emi-limini azaltır.

24 – E Renin böbreklerde jukstaglomerüler hücreler tarafından salgı-lanan bir asit proteazdır. Bilinen tek görevi anjiotensinojen’den angiotensin I oluşturmaktır. Dolaşımdaki anjiotensinojen mik-tarları glikokortikoidler, tiroid hormonları, östrojenler, birçok sitokinler ve anjiotensin II tarafından artırılır.

Arteriyollerde konstriksiyon yapar, sistolik ve diastolik kan basıncını artırır. Aldosteron salgısını artırır. Mezengial hüc-relerde kasılma yaparak GFR’yi azaltır, böbrek tübüllerine doğrudan etkiyle sodyum geri emilimini artırır. ACE etkisiyle oluşan anjiotensin II’nin yarı ömrü 1-2 dk’dır. Bir aminopep-tidaz (anjiotensinaz) etkisiyle biyolojik etkinliği fazla olmayan anjiotensin III’e yıkılır.

25. Aşağıdakilerden hangisi protrombinden trombin olu-şumunu sağlayan protrombin aktivatörü içerisinde yer almaz?

A) Aktif Faktör 10 B) Kalsiyum

C) Aktif Faktör 5 D) Aktif Faktör 13

E) Trombosit fosfolipidleri

25 – D

Protrombinden trombin oluşturan faktörler (protrombinaz kompleksi-protrombin aktivatörü)

Aktif faktör X

Kalsiyum

Aktif Faktör V

Trombosit fosfolipidleri

26. Beyin kumu olarak da adlandırılan kalsiyum fosfat ve kalsiyum karbonattan zengin bileşiklerin bulunduğu organ aşağıdakilerden hangisidir?

A) Adenohipofiz B) Hipotalamus

C) Pineal bez D) Nörohipofiz

E) Talamus

26 – C

Epifiz bezi, diensefalonda III. ventrikülün tavanında yer alır. Epifiz bebekte büyüktür, puberteden önce küçülmeye başlar.

Epifiz bezinde, “beyin kumu” denilen kalsiyum fosfat ve kalsi-yum karbonat bileşikleri bulunur.Bunlar yaşla birlikte belirgin artar. Birikenler radyopak olduğu için kafa filmlerinde görülür.

27. Pankreas hormonları ile ilgili hangisi doğrudur?

A) Langerhans adacıklarında en fazla alanı kaplayan beta hücreleri olup insülin salgılarlar.

B) İnsülin ilk sentezlendiğinde direkt olarak aktif hor-mondur.

C) Glukagon kalpte negatif inotropik etkisiyle kardiyak outputu azaltır.

D) Somatostatin sadece pankreasta sentezlenmektedir.

E) Pankreatik polipeptid, pankreasın ekzokrin salgısını aktive ederek pankreasın aktivitesini arttırır.

TUSEM

Page 10: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

10www.tusem.com.tr

27 – A Sindirim enzimleri asinuslar tarafından üretilip salgılanır-

ken, hormonlar Langerhans adacıkları olarak isimlendiri-len hücre topluluklarında üretilir.

Adacık yapısında bulunan hücreler ve salgıları şöyledir:

A (a) - glukagon

B (b) - insülin ve amilin

D (δ) - somatostatin

F (PP) hücreleri pankreatik polipeptid salgılar. Adacık hüc-relerinin %65-70’ini B hücreleri oluşturur. A hücreleri ise hücrelerin %20’sini oluşturur.

Glukagon, pozitif inotropik etkisiyle kardiyak outputta orta düzeyde bir artışa yol açar.

Somatostatin, hipotalamusta, pankreasta ve bağırsaklar-da sentezlenir.

Pankreatik polipeptidin en iyi tanımlanan etkisi asiner hücreler tarafından prekürsör amino asitlerin emilimini inhibe ederek, ekzokrin pankreas salgısını inhibe etmesi-dir. Pankreası dinlendirir.

28. Aşağıdakilerden hangisi sürfaktan molekülünün ekzo-sitozla salgılandığında lipit borucuklar şeklinde dağıl-mamış öncü halidir?

A) Hassal cisimcikleri B) Lamellar cisimcikler

C) Corpora arenacea D) Tübüler miyelin

E) Dipalmitoillesitin

28 – D

Tip II alveol hücreleri ise alveol yüzeyini kalan %5’ini kaplar. Si-toplazmalarında köpüklü bir görünüme sahip olmalarını sağlayan lameller cisimcikler vardır. Lameller cisimcikler sürfaktan mole-küllerini içeren veziküllerdir. Ekzositozla salgılandıklarında tübü-ler miyelin denen lipit borucuklarını oluştururlar. Tübüler miyelin surfaktanın dağılmamış, öncü halidir. Sonrasında tübüler miyelin dağılarak alveol yüzeyindeki fosfolipit tabakayı oluşturur.

29. İdrarda antibakteriyel özelliğe sahip olup üriner en-feksiyonlara karşı koruyan ve böbrek taşı oluşumunu önleyen Tamm-Horsfall proteini hangi segmentte sen-tezlenmektedir?

A) Proksimal tübül

B) Henle inen ince kısmı

C) Henle çıkan kalın kısmı

D) Distal tübül

E) Medullar toplayıcı kanallar

29 – C

ÇIKAN KALIN HENLE

Tamm-Horsfall glikoproteini (üromodulin) çıkan kalın koldaki hücreler tarafından üretilir ve lümene salgılanır.

Bu protein idrarla çıkar. Üromodulinin görevi böbrek taşı oluşumunun önlenmesi ve üriner enfeksiyonlara karşı ko-ruma sağlamaktır.

30. Beyincik korteksinde yer alan aşağıdaki hücrelerden hangisi diğerlerinden farklı olarak GABA yerine Gluta-mat salgılar?

A) Granül hücreleri B) Yıldız hücreleri

C) Purkinje hücreleri D) Sepet hücreleri

E) Golgi hücreleri

30 – A

Beyincik korteksinde beş tip hücre vardır:

1. Sepet (GABA)

2. Yıldız (GABA)

3. Purkinje (GABA)

4. Golgi hücreleri (GABA)

5. Granül (Glutamat): Bu hücrelerin aksonları paralel lif-ler denilen yapıyı oluşturur.

31. Göze ait aşağıdaki bölümlerden hangisi en fazla mik-tarda rod fotoreseptörüne sahiptir?

A) Siliyer cisim B) Optik disk

C) Fovea D) Parafoveal bölge

E) İris

31 – D Retinada yaklaşık 120 milyon rod ve 7 milyon koni hücresi bulunur. Koni hücreleri en yoğun olarak foveada bulunurken; rod hücreleri en yoğun olarak parafoveal bölgede bulunur. Optik disk ise kör nokta olarak bilinip bu bölgede fotoreseptör bulunmamaktadır.

32. Kalp döngüsüne ait aşağıdaki evre ikililerinden hangi ikilide tüm kalp kapakları kapalıdır?

A) Ventriküler ejeksiyon-İzovolumetrik kontraksiyon

B) İzovolumetrik relaksasyon-İzovolumetrik kontraksiyon

C) Ventriküler doluş-Ventriküler ejeksiyon

D) Atrium sistolü-Ventriküler ejeksiyon

E) İzovolumetrik kontraksiyon-Atrium sistolü

TUSEM

Page 11: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

11 www.tusem.com.tr

32 – B

İzovolumetrik kontraksiyon ve izovolumetrik relaksasyon ev-relerinde hem atriyoventriküler (mitral ve triküspit) hem de semilunar kapaklar( aort ve pulmoner kapaklar) kapalıdır.

33. Mitokondri yapısında bulunan genetik materyal ile ilgi-li olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Prokaryotik DNA’ya benzer

B) Nükleozom yapısı oluşturmaz

C) Bazı rRNA ve tRNA’ları kodlar

D) Hücre mitoz evresine girdiğinde histon proteinleri ile kompleks halde bulunur

E) Mitokondrial proteinlerin bir kısmının sentezi için gerekli genetik bilgiyi kodlar

33 – D

Soru mitokondri özellikleri üzerinden nükleozom yapısının nasıl oluştuğunu sorgulamak üzere kurgulanmıştır. Nükleozom yapısı DNA’nın histon proteinleri ile oluşturduğu komplekstir. Dolayı-sıyla nükleozom yapısı yok ise yapıda histon proteini de yoktur.

Mitokondrinin kendine ait DNA (Çift iplikçikli çembersel ve Histon proteini bulunmayan), ribozom (70S), tRNA ve prote-in sentez enzimleri vardır. Tüm bu yapılar prokaryot özellikler taşır. Bu yapılar sayesinde mitokondri bölünerek çoğalabilir ve bir kısım proteinlerini sentezleyebilir.

34. Hücre membranın iç yüzeyinin negatif, dış yüzeyinin ise pozitif yüklü olmasını sağlayan temel yapı aşağıdakiler-den hangisidir?

A) Polar periferal membran proteinleri

B) Na-K ATPaz

C) Ca-Na Exchanger

D) F1-ATPaz

E) Fosfolipid tabakanın polar baş kısımları

34 – B

Soruda üstü kapalı olarak “membranda polarizasyon yapan hangisidir?” bilgisi sorgulanıyor.

Na-K ATPaz pompası ATP hidrolizi ile çalışan aktif transport sistemidir. Na-K ATPaz her çalışmasında 3 Na+ iyonunu hüc-renin dışına pompalarken, 2 K+ iyonunu hücre dışından içeri alır. Böylece hücre dışına üç adet (+) yük atarken, karşılığında iki adet (+) yük alır ve her çalışmada hücre dışına bir (+) yük fazladan atılır. Bu sayede membranın iç yüzü negatif, dış yüzü ise pozitif hale gelerek membran polarizasyonu oluşur.

Na-K ATPaz pompası ile ilgili iki nokta sorgulanmaya adaydır:

1- Na-K ATPaz pompası “P tipi ATPaz” yapısındadır.

2- Qubain ve digital glikozidleri Na-K ATPaz ‘ı inhibe ederek etkilerini gösterirler.

35. Aşağıdakilerden hangisi peptid bağının bir özelliği de-ğildir?

A) Trans bağ özelliği taşır

B) Amid bağıdır

C) İki aminoasitin amino ile karboksil gruplarında bir molekül su çıkması ile oluşur

D) Bağa katılan iki aminoasite rotasyon serbestliği sağlar

E) Yüksüz ama polar yapılıdır.

35 – D

Peptid bağları amid bağıdır, kovalent bağdır, trans bağdır. Yapısı kısmi çift bağ özelliğine sahiptir ve rotasyon kısıtlılığı yaratır.

Peptid bağı oluşumu: Bir amino asitin karboksil grubu ile di-ğerinin amino grubu arasından 1 mol su çıkması ile oluşan kovalent bağdır. Peptid bağı amid bağıdır, kısmi çift bağ özelli-ğine sahiptir, sert ve düzlemsel olması nedeniyle bağa katılan moleküllerde rotasyonu kısıtlar. Peptid bağları asit, yüksek ısı, üre gibi denatüre eden ajanlarla yıkılmaz. Yıkım genellikle enzimatik hidroliz yoluyladır.

36. Aşağıdakilerden hangisinde kreatin yapısına katılan prekürsörler doğru olarak verilmiştir?

A) Glisin, Arjinin, S-Adenozil metiyonin

B) Glisin, Sistein, Metiyonin

C) Arginin, Glisin, Alanin

D) Serin, Sistein, Glisin

E) Alanin, Arjinin, S-Adenozil metiyonin

36 – A

Glisin, arjininin guanido grubunu alarak S-Adenozil meti-yonin de katıldığı bir reaksiyonla kreatin oluşturur. Dikkat edilmesi gereken nokta “kreatin” ile “kreatinin” arasında-ki farktır. Kreatinin üç aminoasitin halkalaşması ile oluşan, fonksiyonunu kaybetmiş atılım şeklidir.

Glisinden köken alan özelleşmiş yapılar TUS’da sıkça sorulur:

1. Kreatin yapısına katılır.

2. Pürin iskeletinin yapısına katılır.

3. Süksinil-KoA ile birlikte porfirinlerin ve HEM’in başlıca ön maddesidir.

TUSEM

Page 12: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

12www.tusem.com.tr

4. Glutatyonun (y-glutamilsisteinil-glisin) yapısına iştirak eder.

5. Safra tuzlarının (Konjuge safra sitleri) yapısına katılır.

7. Glikojenik bir amino asittir, glikolitik ara maddeler üzerin-den karbonhidrat, lipid ve diğer amino asitlerin yapılarına katılır.

37. Hemoglobin zincirinin sentezinde genetik bir defekt ol-duğu düşünülen 6 aylık bir bebekte aşağıdaki tetkikler-den hangisinin yapılması kliniğin açıklanması için daha fazla katkı sağlar?

A) Tam kan sayımı

B) Periferik yayma

C) Hemoglobin elektroforezi

D) İyon değiştirici kromotografi

E) Jel filtrasyon kromotografisi

37 – C

Proteinlerin ayırma yöntemi olan elektroforez klinik olarak sıkça sorgulanır

Proteinlerin primer yapısında herhangi bir değişiklik olduğun-da, sekonder, tersiyer ve kuarterner yapıları da değişir. Ayrıca yapıya katılan veya eksilen aminoasitler proteinin elektriksel yükünü de değiştirdiği için elektroforetik hareketleri değişir. Hemoglobin alt tiplerini ve hemoglobinopatileri ayırmak için hemoglobin elektroforezi kullanılır.

38. Üre sentezinde tüketilen aspartatın yeniden eldesi aşa-ğıdaki metabolik yollardan hangisi sayesinde mümkün olur?

A) Pentoz fosfat yolu

B) TCA döngüsü

C) Üronik asit yolu

D) Cori döngüsü

E) Embden-Meyerhof yolu

38 – B

Soruda üre döngüsünün kritik aşamalarından biri sorgula-nıyor. Üre döngüsünde tüketilen aspartat döngü sırasında oluşan fumaratın TCA döngüsüne katılıp yeniden aspartata dönüşmesi ile rejenere edilir. Dikkat edilmesi gereken ayrıntı fumaratın döngüde karbonhidrat yapılı tek molekül olduğu-dur.

39. Kollajenle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Osteogenezis imperfekta kollajenin sentezindeki de-fekt sonucu ortaya çıkan herediter bir bozukluktur.

B) Polipeptid zincirindeki her üç amino asitten biri gli-sindir.

C) Hücre dışında N terminal ve C terminal uzantıların koparılması sonrası glikozilasyon gerçekleşir.

D) Yapısında hidroksiprolin ve hidroksilizin bulunur.

E) Tip I kollojen üç polipeptid zincirinden oluşan heliks yapısına sahiptir.

39 – C

Kollajen sentezinde hücre içinde oluşan aşamalar ve hücre dışında oluşan aşamalar TUS’da sıklıkla sorgulanan kalıp so-rular oluşturur.

KOLLAJEN: Kollojen yapısı (Glisin-X-Y) kalıbının 333 kez tekra-rından oluşur. X genellikle prolin, Y ise sıklıkla hidroksiprolin veya hidroksilizindir.

Kollajen tipleri: Şimdiye kadar 25 tip kollajen belirlenmiştir.

Tip 1 kollajen: Kemik dahil bağ dokuda

Tip 2 kollajen: Kıkırdak ve humor aközde

Tip 3 kollajen: Kan damarı, cilt ve akciğerde bulunur.

Tip 4 kollajen: Böbrek bazal membran yapısında bulunur. Fib-riler değildir. Gly-X-Y tekrarlayan dizilimini içermez.

Kollojen Sentezinde Hücre İçi Aşamalar

GER’de preprokollajen sentezi

Proteoliz ve prokollajen sentezi

Prolin ve Lizin hidroksilasyonu (C vit)

Glikolizasyon

Üçlü heliks oluşumu ve sekresyon

Hücre Dışı Aşamalar

C ve N terminal uçların kesilmesi

Lizil oksidaz ile çapraz bağların oluşumu

40. HEM biyosentezinde demirin HEM halkasına eklendiği ve kurşun tarafından inhibisyona duyarlı olan reaksiyon ba-samağını katalizleyen enzim aşağıdakilerden hangisidir?

A) Delta amino levülinat dehidrataz

B) Delta aminolevülinat asit sentaz

C) Üroporfirinojen I sentetaz

D) Üroporfirinojen kosentetaz

E) Ferroşelataz

TUSEM

Page 13: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

13 www.tusem.com.tr

40 – E HEM sentezinde kurşun ile inhibe olan iki basamaktan ALA dehidrataz birkaç kez sorgulanmıştır, diğer basamak olan ferroşelataz sorguya adaydır.

HEM Sentezin ilk aşaması ve son üç aşama mitokondride, ara aşamalar ise sitozolde gerçekleşir.

Mitokondrial ALA sentaz enziminin ALA sentezlediği ilk reaksi-yon hız kısıtlayıcı aşamadır. ALA daha sonra sitozole geçer. ALA dehidraz enziminin katalizlediği ikinci aşama ise ALA dehidra-zın yapısında çinko olması nedeniyle kurşun gibi ağır metalle-rin inhibisyonuna duyarlıdır. Kurşun maruziyeti ALA dehidraz enzimi inhbisyonu ile anemiye yol açar.

Hem sentezinde son basamak, ferro demirin (Fe+2) ferroşelataz enzimi sayesinde protoporfirin halka yapısına yerleştirilmesidir. Ferroşelataz da ALA dehidraz gibi kurşunla inhibe olur.

41. Aşağıdakilerden hangisi yüksek enerjili fosfat bileşikle-ri arasında yer almaktadır?

A) Fosfoenolpirüvat B) Glukoz - 6 - fosfat

C) Gliserol 1- fosfat D) Asetil- CoA

E) Yağ asidi açil- CoA

41 – A

Yüksek enerjili bileşik, hidroliz olduğunda ATP sentezine ye-tecek enerjiye sahiptir. Glikolizde substrat düzeyinde fosfo-rilasyon yapılan 1,3-Bisfosfogliserat ve Fosfoenolpiruvat en sık sorgulanan bileşiklerdir.

Bileşik Kcal/mol Metabolik FonksiyonFosfoenolpiruvat 14,8 Glikoliz / Substrat Düzeyinde

FosforilasyonKarbamoil fosfat 12,3 Üre/Pirimidin Sentezi

1,3-Bisfosfogliserat 11,8 Glikoliz / Substrat Düzeyinde Fosforilasyon

Kreatin fosfat 10,3 Kas Dokusunda ATP deposu

ATPAMP +PPi 7,7 Enerji eldesi

ATPADP +Pi 7,3 Enerji eldesi

42. Piruvat dehidrogenaz enzim kompleksi için hangisi yanlıştır?

A) Enzim kompleksi için koenzim olarak NAD ve FAD gerekir

B) Tepkimede oluşan NADH’lar malat-aspartat mekiği sayesinde elektron transport zincirine katılır

C) Artan mitokondrial ADP ile enzimin aktivitesi artar

D) Hücre içinde sadece mitokondrial olarak bulunur

E) Pirüvik asitten oksidatif dekarboksilasyon ile Asetil CoA oluşumunu katalizler

42 – B

Malat aspartat mekiği sitoplazmadan mitokondriye NADH taşımayı sağlar. Piruvat dehidrogenaz enzim kompleksi za-ten mitokondridedir, bu mekiğe gereksinim duymaz.

Piruvat dehidrogenaz mitokondride bulunan piruvatı asetil KoA’ya çeviren bir enzim kompleksidir, bir adet karbon CO2 şeklinde atıldığı için oksidatif bir dekarboksilasyondur. Tia-min, lipoik asit, NAD, FAD ve KoA’yı koenzim olarak kullanır. Elektron transport zincirinde kullanılmak üzere NADH üretir. Enzimin allosterik düzenlenmesinde; ATP, NADH ve asetil-KoA negatif allosterik etki ederken; ADP, NAD ve KoA pozitif allosterik etkilidir.

43. Hücre içinde yüksek cAMP düzeyi varlığında aşağıdaki-lerden hangisi beklenmez?

A) Karaciğerde lipogenezin yavaşlaması

B) Hücre içinde protein fosfataz aktivitesi artışı

C) Karaciğerde glukoneogenezin hızlanması

D) Hücre zarında artmış adenilat siklaz aktivitesi

E) Karaciğerde pentoz fosfat yolunun yavaşlaması

43 – B

Sıkça sorgulanan soru formatında anahtar sözcüklere dikkat edelim! cAMP artışı glukagon aktivitesinde oluşur. Soru glu-kagon hakimiyetini örtülü olarak sorguluyor.

Glukagon, hedef hücrelerinin membranında adenilat siklazı uya-rır ve hücre içinde cAMP miktarını arttırır. Artan cAMP hücre için-de protein kinaz A aktivasyonu yapar ve hedef allosterik enzim-lerinde fosforilasyonlar yapar. Bu sayede glukagon, karaciğerde glukoneogenez ve glukojenolizi, yağ dokusunda ise lipolizi arttırır. Glukagon ayrıca, karaciğerde glikoliz, glukojenez, lipogenez, pen-toz fosfat yolun ve kolesterol sentezini de yavaşlatır.

Protein fosfataz aktivitesi ancak insülin hakimiyetinde oluşur.

44. Oksidatif hasarın önlenmesinde aşağıdaki enzimlerden hangisi görev yapmaz?

A) Glutatvon redüktaz

B) Glutatyon peroksidaz

C) Süperoksid dismutaz

D) Sitokrom oksidaz

E) Katalaz

TUSEM

Page 14: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

14www.tusem.com.tr

44 – D

Antioksidan enzimler:

Süperoksid dismutaz: Süperoksid radikalini, hidrojen perok-site dönüştürür.

Katalaz: Peroksizomda hidrojen peroksiti etkisiz hale getire-rek tepkime sonunda H2O ve O2 oluşturur.

Glutatyon peroksidaz: Hidrojen peroksiti etkisiz hale getire-rek tepkime sonunda H2O oluşturur.

Glutatyon redüktaz: Okside glutatyonu yeniden fonksiyon gö-rebilmesi için redükte eder.

45. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi yanlızca fosfolipid ya-pısındaki lipidleri içerir?

A) Diaçilgliserol ve kefalin

B) Kolesterol ve prostaglandin

C) Gliserol ve gangliozid

D) Plazmalojen ve serebrozid

E) Lesitin ve sfingomyelin

45 – E

A seçeneğinde bulunan iki maddenin çeldirici olarak kullanıl-dığı soru “fosfat” grubu bulunduran lipid yapıları sorguluyor.

Başlıca fosfolipidler:

Fosfotidilkolin (Lesitin): Fosfatidik asit (2 yağ asiti ve fosfat grubu) ve kolinden oluşur

Fosfotidilserin: Fosfatidik asit ve serinden oluşur

Fosfotidiletanolamin (kefalin): Fosfatidik asit ve etanolamin-den oluşur.

Fosfotidilinisitol: Fosfatidik asit ve inozitolden oluşur.

Fosfotidilgliserol: Fosfatidata gliserol eklenerek sentezlenir.

Kardiyolipin (DifosfotidiL gliserol): Sadece mitokondri membranında bulunan antijenik lipiddir.

Plazmolojen: Alkil fosfolipid

Sfingolipid (Sfingomyelin): Yapısında fosfat içeren tek sfingo-lipid sfingomiyelindir.

Pratik olarak fosfolipidler= Tüm gliserofosfolipidler + sfin-gomyelin olarak hatırlanabilir

46. Karnitin eksikliği bulunan bir hastada karaciğerde aşa-ğıdaki metabolik yolaklardan hangisi öncellikle defek-tif hale gelir?

A) Yağ asidi sentezi

B) Pentoz fosfat yolu

C) Glukoneogenez

D) Üre siklusu

E) Piruvat dehidrogenaz reaksiyonu

46 – C

Glukoneogenez yolunda glukoz sentezi ciddi miktarda ATP’ye gereksim gösterir. Açlıkta karaciğer enerjisini, glukagon et-kisi ile aktive olan hormon duyarlı lipazın etkisi ile plazma-da artan yağ asitlerinin oksidasyonu ile sağlar. Karnitin yağ asitlerinin mitokondriye taşınmasında hayati rol oynar. Ek-sikliğinde yağ asitleri mitokondri içine alınamaz ve yağ asidi oksidasyonu bozulur, ATP sentezlenemez. Bu durumda glu-koneogenez sağlıklı olarak çalışamaz ve hipoglisemi oluşur.

47. HDL’nin kolesterolü periferden toplaması sırasında, ko-lesterolü depo şekline dönüştürmesi için aşağıdakiler-den hangisi rol oynar?

A) Lesitin kolesterol açiltransferaz

B) Kolesterol ester transfer proteini

C) Lipoprotein lipaz

D) Apoprotein CII

E) Fosfolipaz A2

47 – A

HDL dolaşımdaki diğer lipoproteinlerden kolesterol toplar, Lesitin kolesterol açiltransferaz (LCAT) enzimi ile esterleşti-rerek kolesterolü depo formuna çevirir.

HDL, yapısında bulunan Apo A -l ile LCAT’ı aktive eder. HDL reseptör aracılı endositoz ile karaciğere alınır ve kolesterol es-terleri yıkılır.

Dolaşımda bulunan HDL taşıdığı kolesterol esterlerinin bir kıs-mını kolesterol ester transfer protein yardımıyla VLDL’ye aktarır.

48. Pürin nükleotidlerinin yıkımında rol alan aşağıdaki en-zimlerden hangisi yapısında molibden taşır?

A) Guanin deaminaz B) 5′-nükleotidaz

C) Ksantin oksidaz D) Nükleosidaz

E) Adenozin deaminaz

TUSEM

Page 15: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

15 www.tusem.com.tr

48 – C

Ksantin oksidaz pürin nükleotid yıkımında son 2 aşamada hi-poksantinden ksantin ve ksantinden ürik asit dönüşümlerini yapan enzimidir ve molibden içerir.

Hatırlatma: Ksantin oksidaz tepkime sonunda H2O2 üreterek oksidatif stres yaratan enzimdir.

49. Aşağıdakilerden hangisi ökaryotik 28S rRNA ile ilgili olarak doğrudur?

A) Protein sentezinde peptidil transferaz aktivitesine sahiptir

B) RNA polimeraz II tarafından sentezlenir

C) Sentez yeri nükleustur

D) 45S’lik ribozomal ünitten köken almaz

E) Protein sentezinde 40S ribozomal ünitin içinde gö-rev yapar.

49 – A

Ökaryotik 28S rRNA’nın en önemli görevi Peptidil transferaz aktivitesidir.

Sentez yeri nükleolustur. 45S’lik öncül RNA’dan köken alır, sentezi RNA polimeraz I gerçekleştirir. Ribozom 60S’lik ünitin bir parçasıdır.

50. Ribonüleotidlerden deoksiribonükleotidlerin sentezi sırasında aşağıdakilerden hangisi kullanılmaz?

A) Selenosistein B) NADPH

C) Peroksidaz D) Tioredoksin redüktaz

E) Ribonükleotid redüktaz

50 – C

Ribonükleotid redüktaz enzimi ribonükleotidleri deoksiribo-nükleotidlere indirgeyen enzimdir. Tepkime sırasında tiore-doksin redüktaz, tioredoksin ve NADPH gereklidir. Tioredok-sin redüktaz yapısında selenosistein taşır.

Peroksidaszın görevi hidrojen peroksitin detoksifikasyonudur.

51. Myokard infarktüsünde kanda ilk önce yükselen enzim aşağıdakilerden hangisidir?

A) Myoglobin

B) Troponin I

C) Laktat dehidrogenaz

D) CK-MB

E) AST

51 – D

Dikkat sorusu MI’da ilk yükselen myoglobindir ancak yapısal olarak proteindir. Soruda ilk yükselen enzim ifadesine dikkat.

MI’da ilk yükselen enzim Kreatin kinazın myokard spesifik izo-enzimidir (CK-MB) ilk yükselen belirteç ise myoglobindir.

52. Askorbik asit aşağıdakilerden hangisinde rol oynamaz?

A) Kollojen sentezinde Lizil oksidaz reaksiyonu

B) Karnitin sentezi

C) Noradrenalin sentezi

D) Demirin non enzimatik indirgenmesi

E) Safra asidi sentezinde 7α-hidroksilaz tepkimesi

52 – A

C vitamini kollojenin sentezinde prolin ve lizinin hidroksilas-yon reaksiyonlarında rol oynar. Lizil oksidaz reaksiyonu için gerekli koenzim bakırdır.

C vitamininin önemli görevleri:

Antioksidan etkilidir.

Noradrenalin sentezinde rol alan dopamin β-hidroksilaz basa-mağının koenzimidir.

Safra asitleri sentezinde7α-hidroksilaz basamağında görev alır.

Demirin nonenzimatik indirgenmesinde rol alarak emilimini sağlar.

53. Aşağıdaki minerallerden hangisi kan glukoz düzeyinin sürdürülebilmesinde önemli rol oynar?

A) Bakır

B) Demir

C) Kobalt

D) Krom

E) Çinko

53 – D

İnsulin sentezlendikten sonra çinko ile birlikte veziküllere alınır ancak insülinin reseptörüne bağlanabilmesi için krom gerekir. Krom insülin reseptörünün duyarlığını azaltmakta-dır. Krom eksikliğinde glikoz toleransı bozulur, insülin etkisi-ne direnç gelişir ve hiperlipidemi oluşur.

Krom eksikliğinin insanlarda ateroskleroza neden olduğunu düşünülmektedir.

TUSEM

Page 16: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

16www.tusem.com.tr

54. Aşağıdaki hormonlardan hangisinin reseptörü hücre içindedir?

A) ADH B) Glukagon

C) Tiroksin D) İnsülin

E) FSH

54 – C

Pratik olarak steroid yapılı hormonlar, tiroid hormonları, D vitamini ve retinoik asit hücre içi reseptörlere bağlanır. Bun-ların dışındaki hormonların hemen hepsi hücre zarındaki re-septörlere bağlanır.

55. Gerçek bir peptidoglikan tabakaya sahip olmayan, ele-menter ve retiküler cisimler ile intrasitoplazmik inklüz-yon cismi oluşturan mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir?

A) Orf virüsü B) Mycoplasma

C) Chlamydia D) Brucella

E) Zygomycetes

55 – C

Chlamydia ATP sentezleyemediği için (enerji-bağımlı) zorunlu hücre içi bakterisidir.

Klamidyayı diğer bakterilerden ayıran özellikler;

Tipik bir peptidoglikan tabakaya sahip değildir. Hücre duva-rında N-asetil muramik asit yoktur, bunun yerine sisteinden zengin proteinler (CRP) bulunur.

Bakteriler ikiye bölünerek çoğalmasına rağmen klamidya ele-menter ve retiküler cisimler oluşturarak çoğalır.

Virüsler ve mantarlar peptidoglikan tabakaya sahip olmaması-na ragmen elementer ve retiküler cisimler oluşturmazlar.

56. Sorbitol MacConkey agar aşağıdaki bakterilerden han-gisinin izolasyonu için kullanılır?

A) Enterohemorajil Escherichia coli

B) Yersinea enterocolitica

C) Proteus mirabilis

D) Pseudomonas aeruginosa

E) Legionella pneumoniae

56 – A

Enterohemorajil E. coli Lizojenik bir bakteriyofaj ile kodlanan Verotoksin (VT1 ve VT2) salgılar. Verotoksine, Shigella dysen-teria tip 1’in şiga toksiniyle antijenik benzerliğinden dolayı Shiga benzeri toksin (Shiga like toxin)’de denir. Vero ve şiga toksin konak hücrede 60S ribozoma (28S alt birimi) bağlana-rak protein sentezini inhibe eder. Diğer E. coli lerden farklı ola-rak SORBİTOLÜ FERMENTE ETMEZ.

Enfektif dozu düşüktür (50-100 bakteri). Hamburger etiyle bulaşabilir. Hemorajik kolit (ATEŞSİZ, LÖKOSİTSİZ kanlı ishal) ve HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM: Akut böb- rek yetmezliği + mikroanjiyopatik hemolitik anemi (Şistosit) + trombositope-niye neden olur.

57. Aşağıdaki mikroorganizma ve doğal dirençli antibiyotik eşleşmelerinden hangisi yanlıştır?

A) Staphylococcus aureus- Kolistin

B) Enterococcus gallinarum- Vankomisin

C) Enterococcus faecium- Sefuroksim

D) Genişlemiş spektrumlu beta laktamaz üreten Escherichia coli- Ertapenem

E) Mycoplasma pneumonia- İmipenem

57 – D

Beta- laktamaz grupları ve genel özellikleri (Ambler sınıflama-sı)

Sınıf A: Genişlemiş spektrumlu beta laktamazlar (GSBL) bu gruba girer. Genellikle antibiyotik kullanımına bağlı olarak plazmid kontrolünde gelişen bir dirençtir. GSBL (veya ESBL) üretimi en sık Klebsiella spp. ve E. coli suşlarında görülür. GSBL üreten suşlar karbapenemler ve sefamisinler hariç tüm beta-laktam antibiyotiklere dirençli kabul edilir. Bu durum hastane enfeksiyonları için risk oluşturur.

Sınıf B (metallo betalaktamaz): Bu direncin gelişebilmesi için çinko iyonuna ihtiyaç vardır. Stenotrophomonas maltophilia, Bacteroides fragilis, Aeromonas ve Legionella suşları karba-penemlere dirençlidir.

TUSEM

Page 17: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

17 www.tusem.com.tr

58. Sık tekrarlayan stafilokok ve pseudomonas enfeksiyonu geçirdiği tespit edilen 4 yaşında bir çocuğun genetik vi-zitinde süperoksit dismutaz enziminin deprese olduğu tespit edilmiştir.

Bu hastanın tedavisinde aşağıdakilerden hangisi kulla-nılabilir?

A) CD4 T lenfosit

B) Adenozin deaminaz

C) Transforming growth factor β

D) Tip 1 interferon

E) Tip 2 interferon

58 – E

Süperoksit dismutans nötrofillerin solunum patlaması için kullandığı enzimlerden birtanesidir. Yine bu enzimlerden biri olan NADPH oksidaz enzim eksikliği sonucunda ortaya çıkan hastalık kronik granülomatöz hastalıktır.

Bu hastalıklarda tekrarlayan katalaz pozitif bakteri enfeksiyon-larının (Özellikle S. aureus ‘en sık’, Serratia ve Pseudomo- nas) sıklığı artar. Katalaz pozitif bakteriler endojen hidrojen perok-siti parçalayabilir.

Sık tekrarlayan enfeksiyonlar nedeniyle reaktif poliklonal hi-pergammaglobulinemi vardır.

Tedavide enfeksiyonları önlemek için antibiyotik tedavisi uy-gulanır. Gama-interferon (tip 2 interferon) süperoksit gelişi-mini sağlar.

59. Aşağıdakilerden hangisi A grubu biyolojik silah etken-lerden biri değildir?

A) Sarı humma

B) Nairo virus

C) Lassa virus

D) Francisella tularensis

E) Ebola

59 – A

A grubu biyolojik silah etkenleri son dönemlerde TUS sına-vında iki kere sorulmuştur. Bu etkenlerin mutlaka bilinmesi gerekir.

A grubu biyolojik terör etkenleri

Bakteri Virüs• Francisella tularensis • Variola (Çiçek)• Bacillus anthracis • Filovirüsler (Ebola ve Marburng)• Yersinia pestis • Bunyavirüsler (Nairo virus vb.)• Clostridium botulinum • Arenavirüsler (Lassa ateşi vb)

60. Üç gün önce tavuk eti yediği tespit edilen hastada 37.8 0C ateş, abdominal hassasiyet ve gaitada bol lökosit tespit edilmiştir. Hastanın gaita kültüründen yapılan incelemede oksidaz pozitif olan gram negatif basiller gösterilmiştir.

Buna göre etken olarak aşağıdakilerden hangisi düşü-nülmelidir?

A) Salmonella enterica

B) Vibrio cholera

C) Campylobacter jejuni

D) Shigella sonnei

E) Enterohemorajik E. coli

60 – C

Campylobacter, tavuk (nontifoidal salmonella gibi), kuş, sığır ve koyunların gastrointestinal sistem florasında bulunur. Sal-monella enterica’da tavuk etinden bulaşabilir fakat oksidazı negatiftir. Campylobacter heat-labile (ısıya duyarlı) kolera like enterotoksin salgılayarak sulu ishale neden olduğu gibi invaz-yon yaparak dizanteriform ishale neden olabilir (%75 vakada). Diyareden yaklaşık 2-3 hafta sonra Guillain-Barre sendromu gelişebilir (0:19 serotipi). Guillian Barr en sık Campylobacter jejuni enfeksiyonundan sonra görülür. ABD ve avrupada en sık görülen formu akut enflematuar demiyelinizan polinöro-patidir. BOS’ta albumino- sitolojilk disosiasyon görülür (< 1hf, %65’de). Ayrıca Campylobacter Reiter sendromuna neden olabilir; enfeksiyondan yaklaşık 4-6 hafta sonra gelişen servi-sit, üretrit ve artritle karakterizedir.

C. fetus immün yetmezlikli konakta bakteriyemi yapar. Diğer campylobacterlerden farklı olarak hücre duvarında kapsül benzeri bir S proteinine sahiptir.

61. Halsizlik, ateş ve baş ağrısı şikayetleri bulunan hastada şiddetli bronkopnömoni tablosu gelişiyor. Kanlı balgam çıkaran hastanın akciğer grafisinde yama tarzında infilt-rasyon ve segmenter konsolidasyon gözleniyor.

Bipolar boyanan etken aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Haemophilus influenzae

B) Yersinia pestis

C) Streptococcus pneumoniae

D) Staphylococcus aureus

E) Nocardia asteroides

TUSEM

Page 18: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

18www.tusem.com.tr

61 – B

Yersinia küçük gram negatif, kutupsal boyanan (bipolar) bir kokobasildir (Pasteurella gibi). Yersinia pestis en virülan bak-terilerden bir tanesidir. Çünkü 1-10 bakterinin alınması hasta-lığın gelişimi için yeterlidir. Fare pireleriyle bulaşabileceği gibi solunum yoluyla insandan insana bulaşabilir.

Bubonik veba (en sık): Fare piresinin insanı ısırırken cilde kus-masıyla bulaşır. Ağrılı fistülize olabilen bölgesel lenfadenopati (bubon) görülür. Hasta tedavi edilmezse bakteriyemi sonucun-da bir çok organda hemorajik ve nekrotik odaklara neden olur.

Pnömoni: İnsandan insana damlacık enfeksiyonuyla bulaşır. Mortalitesi yüksektir (>%90).

Tedavide ilk seçilecek ilaç streptomisindir.

62. Riketsiyal hastalıkların tanısında kulanılan testler içeri-sinde duyarlılığı ve özgüllüğü en düşük test aşağıdaki-lerden hangisidir?

A) Kompleman fiksasyon testi

B) İndirekt hemaglutinasyon testi

C) Weil- Felix testi

D) Hücre kültürü

E) Mikroskobik aglutinasyon testi

62 – C

Rietsiyal hastalıkların tanısı:

Mikroskobi ve kültür: Riketsialar gramla boyanmaz (pepti-doglikanı çok ince), giemza veya gimenez boyasıyla boyanabi-lir. Sadece canlı hücre sistemlerinde (hücre kültürleri, embri-yonlu yumurta sarı kesesi) üretilebilir.

Seroloji: Proteus’un O antijeniyle (OX2 ve OX19) riketsiyalar arasında antijenik benzerlikten dolayı riketsiyaların tanısında kullanılan Weil Felix testinde antijen olarak proteuslar kulanı-lır. Fakat duyarlılık ve öz- güllüğü düşük olduğundan artık tav-siye edilmiyor. Tanıda en sık kullanılan yöntem mikroimmü-nofloresan (MIF) testiyle antikor aranmasıdır (dış membran ve LPS antijenine karşı gelişen antikorlar). Duyarlılığı ve özgüllü-ğü en yüksek yöntem indirekt hemaglutinasyon yöntemidir.

Pozitif çıkan serolojik sonuçlar Western blot’la onaylanmalıdır.

63. Ayağına paslı çivi battıktan 7 saat sonra hastaneye baş-vuran hastanın alınan anamnezinde 6 yıl önce 2 doz tetanoz aşısı yapıldığı fakat daha önce hiç aşı olmadığı tespit edilmiştir.

Buna göre hastaya tetanoz proflaksisi açısından aşağı-dakilerden hangisi önerilmelidir?

A) Tek doz tetanoz aşısı

B) Penisilin tedavisi

C) Yanlızca proflaksi

D) Tetanoz aşısı ve tetanoz immünglobülini

E) Penisilin tedavisi ve tetanoz aşısı

63 – D

Tetanoz immünglobülininin yapıldığı tek durum kişinin aşılşa-ma durumunun bilinmiyor olması ya da primer aşı serisi olan 3 dozdan az aşı uygulanmış olmasıdır.

Tablo: Tetanoz proflaksisi

Aşı Hikayesi Temiz ve küçük yara

(<1 cm)

Büyük ve kirli yara (Feçes, toprak, hayvan salyası

ile kirlenmiş yara, kopma, ezilme, mermi ile yaralanma,

yanma ve donma)Aşı * Aşı * Tetanoz

immünglobülini3 ya da daha fazla doz uygulanmış

10 yıl koruyucu

5 yıl koruyucu

-

Bilinmiyor ya da primer aşı serisi olan 3 dozdan az (0, 1, 2 doz) aşı uygulanmış

+ + + (260 U)

THIG: Tetanoz hiperimmün globülini

64. On aylık bir çocukta 39.8 oC ateş ve letarji tespit edilmiştir. Hastanın Brudzinski ve Kernig’s bulguları pozitif olup BOS örneğinde gram negatif koko-basiller tespit edilmiştir.

Bu hastada olası etkene göre uygulanması gereken aşı-nın özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Trivalan ölü aşı

B) 23 serovarlı polisakkarit aşı

C) Kovalen bağlı protein- poliribitol aşı

D) Heptavalan polisakkarit – protein konjuge aşı

E) Vi antijeni içeren polisakkarit aşı

TUSEM

Page 19: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

19 www.tusem.com.tr

64 – C

Soruda tarif edilen hastada menenjit etkenleri düşünüldüğün-de Streptococcus pneumoniae’nin gram pozitif diplokok, Ne-isseria meningitidisin gram negatif diplokok ve Haemophylus influenzae’nin gram negatif koko-basil olduğu hatırlanmalıdır. Ayrıca bu etkenlerin en önemli virülans faktörü kapsül olup kapsüler aşıları da vardır. Haemophylus influenzae’nin kapsü-ler aşısı ise poliribitol fosfat yapıdadır.

65. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde cilt veya yumuşak doku örnekleri mikrobiyolojik tanı açısından değer ta-şımaz?

A) İmpetigo B) Erizipel

C) Gazlı gangren D) Kızıl

E) Meningokoksemi

65 – D

Kızıl toksijenik bir enfeksiyon olup genellikle streptokokal fa-ranjitin bir komplikasyonu olarak lizojenik bir bakteriyofajla kodlanan eritrojenik toksine (pyrojenik ekzotoksin) bağlı ge-lişir. 1-2 günlük inkübasyon döneminden sonra gövdenin üst kısmı ve boyundan başlayan, basmakla solan makülopapüler döküntüler tüm vücuda yayılır. Dökün- tüden dolayı deri zım-para kağıdı gibi pürtüklüdür ve ağız çevresinde döküntü olmaz (perioral solukluk). Derinin kıvrım yerlerinde görülen dökün-tü yoğunlaşmasına pastia çizgileri denir. Dilde beyaz çilek dili ve daha sonra bu beyaz örtünün kaybolmasıyla birlikte papil ödemine bağlı kırmızı çilek dili gelişir. Dökün- tü deskuamas-yonla kaybolur. El ve ayaklarda eldiven çorap tarzında desku-amasyonlar görülür. Bağışıklık eritrojenik toksinin tipine bağlı olduğundan tekrar kızıl geçirilebilir.

Kızıl toksini deri içine verilerek kızıla duyarlılık araştırılabilir (Dick testi). Schultz – Charlton sönme olayı ile döküntünün kızıla ait olup olmadığı anlaşılır (Döküntü bölgesinde deri içine antitoksin verildiğinde döküntünün solması).

66. Böbrek transplantasyonu yapılan hastalarda nefropati nedeni olabilen zarfsız, çift iplikli DNA virüsü aşağıda-kilerden hangisidir?

A) Sitomegalovirüs

B) BK

C) Human papilloma

D) Pox virus

E) Kalisivirus

66 – B

Human polyoma virus grubunda BK, JC, MCV ve SV40 (simian virüs 40) virüsleri bulunur. Bu virüsler çıplak ikozahedral ya-pıda DNA virüsleridir. İmmün yetmezlikli (HIV, KLL, Hodgkin lenfoma vb) hastalarda latent (böbrek ve lenfoid dokularda) kalan virüsün aktive olması sonucunda hastalık gelişir.

BK virüsü özellikle böbrek ve kemik iliği trasplantasyonu ya-pılan hastalarda idrar yolu enfeksiyonu ve heromorajik sistite neden olduğu gibi transplant reddine de neden olabilir. Trans-plantlı hastalarda CMV yanında BK ve JC virüs enfeksiyonları-da göz ardı edilmemelidir.

67. X’e bağlı geçen lenfoproliferatif sendromu olan hasta-larda aşağıdaki enfeksiyon etkenlerinden hangisi ciddi progresif seyir gösterir?

A) Sitomegalovirus enfeksiyonu

B) İnsan papilloma virus enfeksiyonu

C) Epstein-Barr virus enfeksiyonu

D) Hepatit C virus enfeksiyonu

E) HIV enfeksiyonu

67 – C

EBV’ün etken olduğu lenfoproliferatif hastalıklar

Kanser gelişiminden sorumlu proteinleri EBNA (Epstein-Barr virüs nuclear antijen) ve LMP (Latent membran proteini)’dir.

Burkitt lenfoma (Afrika Burkitt lenfoması): 8. kromo- zomun c-myc içeren protoonkojen segmentinde ve immünoglobulin ağır zincir geninde yaygın translokasyon sonucunda gelişir. Non Hodgkin lenfoma gurubunda yer alır. Genellikle mandi-bula ve maksillayı tutarak deformite oluşturur. Tümör kesitle-rinde karakteristik yıldızlı gökyüzü manzarası vardır.

Nazofarinks karsinomu (indiferansiye)

AIDS’li hastalarda

Oral tüylü lökoplaki: Malign olmayan epitel hücre hiperplazi-sidir. Dilin her iki yanında bulunan beyaz plaklar kandida’nın aksine kazıyarak çıkarılamaz.

AIDS’li hastalarda SSS’de meydana gelen büyük hücreli non-hodgkin lenfomaların neredeyse tümü EBV’e bağlı gelişir.

Hodgkin lenfoma: Lenfositten zengin, lenfositten fakir ve miks sellüler tipi görülür. AIDS’li hastalarda en sık görülen formu lenfositten fakir formudur.

Leiyomyosarkom (AIDS’li çocuklarda).

X’e bağlı lenfoproliferatif hastalık (Duncan sendromu): Er-keklerde görülür ve SAP (SH2D1A) geninde görülen mutasyon

TUSEM

Page 20: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

20www.tusem.com.tr

sonucunda SLAM (Signaling lymphocytic activation molecule) molekülünde görülen aktivasyon ile ortaya çıkar. Disgammag-lobülinemi ve malign lenfomaya yavaş gidiş tanımlanmıştır.

Transplantasyondan sonra meydana gelen lenfomaların en sık etkenidir.

68. Asiklovir aşağıdaki enzimlerden hangisini inhibe ede-rek etki gösterir?

A) DNA polimeraz

B) Timidin kinaz

C) RNA bağımlı DNA polimeraz

D) Helikaz

E) İntegraz

68 – A

Asiklovir viral DNA polimeraz enzim inhibitörüdür. Asikloviri aktif metabolitine dönüştüren enzim ise timidin kinaz enzi-midir. Bu nedenle herpes virus enfeksiyonlarının tedavisin-de kullanılır fakat CMV’nin timidin kinazı yoktur. Nörotoksik (deliryum, tremor) ve nefrotoksik yan etkileri vardır. Asiklovir, intratübüler kristal oluşumu ile obstrüksiyona neden oldu-ğundan akut böbrek yetmezliğine yol açar.

69. Prion proteinleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Sialoglikoproteinlerin anormal katlanması sonucun-da oluşurlar

B) Serolojik tanıları yoktur

C) Virülansları yüksektir

D) PrPsc prion proteininde beta plaklar bulunur

E) Genetik geçiş gösterebilirler.

69 – C Prionlar sadece protein içeren, yapısında nükleik asit bulun-mayan, kendi kendine replike olabilen, virüsten daha küçük yapıya sahip partiküllerdir (5-100 nm). Beyinde amiloid biriki-mine neden olurlar. Nöronlarda vakualizasyon oluşturduğun-dan prion hastalıklarına spongiform ensefalopatiler denir. Alz-heimer hastalığı ve lewy cisimciği hastalığından farklı olarak beyincikte belirgin tutulum prion hastalıkları için tipiktir.

Prion poteinleri proteaz, formaldehit, ısı ve UV’ye dirençli, yüksek ısıda uzun süre otoklavlanarak (132oC’de 60-90 daki-ka), 2N NaOH ile 1 saatte ve %5 sodyum hipokloritle öldürülür.

Prion poteinleri normal hücrelerin yüzeyindeki sialoglikopro-teinlerin anormal katlanması ile oluşan bir izoformudur. Bu nedenle serolojik tanıları yoktur.

Nöron ve lenfoid hücrelerin yüzeyinde bulunan ve proteazla parçalanabilen prionla ilişkili proteinler (PrPC) proteaza di-rençli PrPSC (scrapie like prion protein) proteinlere dönüşür. PrPC de alfa plaklar, PrPSC de ise beta plaklar hakimdir.

Hastalık yıllar sonra ortaya çıkar ve virülansları düşüktür.

70. Hiperalimantasyon sıvısı ile beslenen prematür bir bebek-te sepsis gelişmiştir. Hastadan alınan kültür besiyeri zeytin yağı ile kaplandığında üreme tespit edilmiş, mikroskobik incelemede sporlar ve pseudohifler görülmüştür.

Buna göre etken olarak aşağıdakilerden hangisi düşü-nülmelidir?

A) Aspergillus B) Candida

C) Cryptococcus D) Malassezia

E) Mukor

70 – D

Etken Malassezia furfur komplekstir ve bu grup içerisinde en sık etken M. globosa’dır. Malassezia flora elemanıdır. Mela-nin yapımını engellediği için deride hipo ve hiper pigmente alanlar ve kahverengi lekelenmeler şeklinde görülen kronik bir hastalıktır. Bu nedenle kozmetik öneme sahiptir. Genellikle asemptoma- tik olmasına rağmen kaşıntılı olabilir ve pullan-ma yaparak dökülür (yonga belirtisi). Saçı ve tırnağı tutmaz. Enfekte keratinize materyalin insandan- insana direkt veya indirekt yolla alınmasıyla bulaşır.

Oldukça lipofilik bir maya mantarı olduğundan üreyebilmesi için besiyerine lipit (zeytin yağı) katılmalıdır.

Total parenteral nütrisyon sıvılarıyla sistemik yayılım gösterir. Tirozinaz inhibitörü olan dikarboksilik asit üretirler ve melo-nisitleri zehirleyerek ciltte pigmentasyona neden olurlar. Kıy-malı makarna (spagetti) görünümü: Lezyondan alınan kazıntı materyali %10-20 KOH ile muamele edilerek incelendiğinde kısa hifal yapılarla birlikte blastosporlar görülür. Dermatofit-lerde ise septalı hifler ve artrosporlar görülür. Dixon agarda kahverengi bir hale oluştururlar ve kültürleri meyve kokar. Fa-kat tanı için kültüre gerek yoktur.

71. Aşağıdaki etken-morfoloji eşleşmelerinden hangisi yanlıştır?

A) Candida albicans- Pseudohif

B) Cryptococcus neoformans- Kapsül

C) Mucorales- Dikotom dallanma

D) Aspergillus- Bölmeli hif

E) Dermatofit- Makrokonidyum

TUSEM

Page 21: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

21 www.tusem.com.tr

71 – C

Candida albicans’ın patojen olduğunu gösteren en önmeli kri-ter pseudohif yapmasıdır.

Cryptococcus neoformans ve Rhodotorula muciloginosa’nın polisakkarit kapsülü vardır. Ayrıca rhodotorula karotenoid pigment yapar (pembe-kırmızı koloniler).

Direk mikroskobik incelemede Aspergillus 45o açıyla dallanan (dikotom dallanma) septalı hifler yapar. Mukor ise 90o açıyla dallanan septasız hifler ve sporangiospor oluşturur.

Tüm dermatofitlerin ortak özelliklerinden biri artrospor ve makrokonidyum oluşturmasıdır.

72. Blastomyces dermatitidis türünün tanımlanmasında aşağıdaki testlerden hangisi yapılabilir?

A) İnvitro saç perforasyon deneyi

B) Fenol oksidaz testi

C) İndikatörlü süt glikoz besiyerinde üremeyi belirleyici test

D) Ekzoantijen testi

E) Prinçli besiyerinde üremenin gösterilmesi

72 – D

Ekzoantijen testi primer sistemik mikoz etkenlerinin (dimorfik mantarlar) kültürden tür tayini için kullanılan bir immünodi-füzyon testidir. A ve WI-1 antijenine karşı antikor saptanabilir. Yorumlama presipitasyon bantlarının oluşmasına bağlı olup çalışma mutlaka sınıf II biyogüvenlik kabininde yapılmalıdır.

73. Aşağıdaki parazitlerden hangisi birden fazla ara konağa ihtiyaç göstermez?

A) Paragonimus westermani

B) Strongyloides stercoralis

C) Dyphylobatrium latum

D) Clonorchis sinensis

E) Fasciola hepatica

73 – B

Birden fazla ara konağı bulunan parazitler

Paragonimus westermani

Clonorchis sinensis

Diphyllobothrium latum

Fasciola spp.

74. Ağız yolu ile alındıktan sonra barsak çeperini delerek karın boşluğuna ve oradan Glisson kapsülünü geçerek karaciğere ulaşan, ERCP’de safra yollarında yaprak şek-linde görülen parazit aşağıdakilerden hangisidir?

A) Clonorchis sinensis

B) Echinococcus granulosus

C) Fasciola hepatica

D) Dicrocoelium dendriticum

E) Trichinella spiralis

74 – C

Fasciola hepatica metaserkarya içeren su terelerinin yenme-siyle insana bulaşır. Gastrointestinal sisteme gelen metaser-karya transperitoneal yayılımla karaciğer ve safra yollarına yerleşir. Hermafrodit olan erişkinler safra yollarında yumurta üretir ve safra yolu tıkanıklığına neden olabilir. Gaitayla kapak-lı yumurta atılır.

Enfeksiyon asemptomatik olmasına rağmen semptomatik hastalıkta sağ üst kadran ağrısı, nedeni bilinmeyen ateş, he-patomegali ve kalıcı eozinofili (%95) görülür. Aylar veya yıllar sonra tıkanma sarılığı, kolanjit, safra kesesi taşı, pankreatit, biliyer siroz ve karaciğer nekrozu görülebilir. Karaciğer aralıklı olarak büyür ve küçülür (akordion karaciğer).

Akut dönemde dışkıda yumurta görülmez. Bu dönemde ELISA ile antikor tespit edilebilir. Başlangıç semptomlarından 3-4 ay sonra gaita, duedonal veya bilier aspirattan kapaklı yumurta-lar gösterilebilir. Yumurtaları kapaklı, pürtüklü ve embriyosuz-dur. Dokuya invaze olan paraziter hastalıklarda eozinofili olur. Karaciğerde mikro apselere bağlı olarak CT’de multipl hipo-dens alanlar görülür.

75. Otoimmün poliendokrinopati sendromu hangi genin mutasyonu sonucunda görülür?

A) RAST

B) HLA B27

C) FLIP

D) AIRE

E) CD40 L

75 – D

AIRE (Autoimmune regulatory) mutasyonu sonucu karşımıza çıkan hastalık otoimmün poliendokrinopatidir. Hastalarda kronik mukokutanöz candidiyazis enfeksiyonuna yatkınlık arttığı gibi endodermal distrofi gelişir.

TUSEM

Page 22: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

22www.tusem.com.tr

76. Toll ile ilişkili reseptörlerden (TLR) hangisi hücre yüzeyinde sunulmaz?

A) TLR- 1 B) TLR- 2 C) TLR- 3 D) TLR- 4 E) TLR- 5

76 – C

Doğal immün sistem reseptörleri

Reseptör tipi Yerleşim yeri Reseptör Patojenik yapı KlinikToll like reseptör Ekstrasellüler TLR- 1, 2, 6 Bakteriyel lipopeptit TLR mutasyonu sonucunda rekürren ve şiddetli enfeksiyonlar

(pnömoni)TLR- 2 PeptidoglikanTLR- 4 LipopolisakkaritTLR- 5 Flagella

İntrasellüler

(endozomal)

TLR- 3 ds RNATLR- 7, 8 ss RNATLR- 9 Metile olmayan CpG oligonükleotit

NOD like reseptör İntrasellüler (sitozolik)

NOD- 1, 2 Peptidoglikan NOD-2 mutasyonu sonucunda inflematuar barsak hastalığıNLRP- 3 Mikrobiyal ürünler (ATP, ürik a. vb) İnflamazom mutasyonu sonucunda Gut, aterosikleroz, tip II DM.

RIG like reseptör Stoplazmik RIG- 1, MDA- 1 Viral RNA’ ya etki ile interferon üretimi

77. Aşağıdaki nekroz tiplerinden hangisinde hücrenin ana histolojik hatları başlangıç döneminde korunur?

A) Koagülasyon nekrozu B) Likefaksiyon nekrozu C) Kazeifikasyon nekrozu

D) Enzimatik yağ nekrozu E) Fibrinoid nekroz

77 – A

Hücre ölümünün birçok yolu vardır. En sık görülen ölüm şekillerinden birisi nekrozdur. Hücrelerde farklı nekroz paternleri görüle-bilir. En sık görülen nekroz şekli koagülasyon nekrozudur.

Koagülasyon nekrozu, proteinlerin denatüre olduğu, hücrenin ana histolojik hatlarının birkaç gün korunduğu nekroz tipidir. Yapı-sal proteinlerle beraber enzimler de denatüre olurlar. Hücre ölür ancak proteolizis gerçekleşmez. Hücrenin ana histolojik hatları korunur. Çekirdeği olmayan eozinofilik boyanmış ölü hücreler hayaletemsi bir görüntü oluşturur. Lokalize nekroz alanlarına klinikte infarkt denir. Beyin hariç bütün organlarda iskemik hücre hasarında koagülasyon nekrozu meydana gelir.

78. Seksen iki yaşında evinde ölü bulunan erkek hastaya otopsi yapılıyor. Kalpten hazırlanan kesitlerde hücrelerde atrofik değişik-liklerle beraber sitoplazmada perinükleer bölgede yoğunlaşmış kahve renkli pigment birikimi dikkati çekiyor. Biriken pigment Prusya mavisi ile boyanmıyor.

Bu olgunun hücrelerinde saptanması en olası materyal aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kolesterol B) Bakır C) Hemosiderin

D) Lipufuskin E) Melanin

78 – D

Hücre zedelenmelerinde ve atrofik değişikliklerde hücrelerde çeşitli pigment ve materyaller birikebilir. Bu birikimler hastalık hak-kında bize fikir verebilir. Bu yüzden hücrelerde pigment birikimleri ve bunların nedenleri TUS’da soru olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle en sık biriken maddeleri, bunların histokimyasal boyalarını ve nedenlerini bilmemiz gerekiyor.

Lipufuskin endojen bir pigmenttir. Serbest radikalleri etkisiyle oluşan lipid ve proteinlerden oluşan bir komplekstir. Özellikle yaş-lılıkta ve atrofide hücrelerde birikebilir. Serbest radikal hasarının bir göstergesidir. Atrofide hücrelerde sindirilecek sitoplazmik komponentler otofajik vakuol ile çevrelenir ve sonra lizozomlarla birleştirilir. Lizozomal enzimlerin sindiremediği lipid ve protein kompleksleri otofajik vakoullerin içinde kahve renkli bir pigment olarak birikir. Bu birikime lipufuskin ya da lipokrom pigmenti de-nir. Yaşlılık ve atrofide sık görülür. En sık kalp dokusunda birikir. Bunun dışında karaciğer, nöronlar ve deride de birikim görülebilir.

TUSEM

Page 23: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

23 www.tusem.com.tr

79.

I. Transmigrasyon

II. Kemotaksis

III. Marginasyon

IV. Adezyon

V. Yuvarlanma

İnflamasyonda lökositlerin damarlardan zedelenme bölgesine doğru yaptıkları hareketin aşamaları hangi-sinde doğru sıralanmıştır?

A) V-IV-III-I-II

B) III-IV-V-I-II

C) III-V-IV-II-I

D) III-V-IV-I-II

E) V-III-IV-I-II

79 – D

İnflamasyonda vasküler değişiklikler ve lökositlerin zedelen-me alanına doğru yapmış olduğu hareketin aşamaları ve görev alan moleküller, zedelenme alanına gelen lökositlerin fonksi-yonları ve iltihabi mediatörlerin etkileri gerek patolojiden ge-rekse mikrobiyolojiden sürekli sorulmaktadır.

İnflamasyonda önce vasküler değişiklikler oluşur ve sonrasın-da lökositler damarlardan dışarı çıkarak zedelenme alanına göç ederler.

Lökositlerin hareketinin aşamaları sırasıyla şu şekildedir:

1. Marginasyon: Staz lökositlerin damar endoteline yaklaş-masına neden olur.

2. Yuvarlanma (Rolling): Adezyon başlangıcı veya lökositlerin gevşek tutunmasına denir. Selektinler ile oluşur.

3. Adezyon (Yapışma): Lökositlerin endotele sıkıca yapışma-sına denir Endotel yüzeyindeki ICAM-1 ve VCAM-1 ile lökosit yüzeyindeki integrinler (LFA-1, MAC-1, VLA-4) ile gelişir.

4. Transmigrasyon (Diapedez): Lökositlerin endotel hücrele-rin arasından geçiş yaparak ekstravasküler alana geçmesidir. Hem endotel hem de lökosit yüzeyinde bulunan PECAM-1 (CD 31) ile gelişir. Lökositlerin transmigrasyonu esas olarak post-kapiller venüllerde olur.

5. Kemotaksis: Damar dışına çıkan lökositlerin iltihaba neden olan mikroorganizma veya hasarın yoğun olduğu bölgeye gö-çüdür. Kemotaktik moleküllerin etkisiyle gerçekleşir.

80. Aşağıdaki siklooksijenaz ürünlerinden hangisinin vazo-dilatasyon etkisi bulunmamaktadır?

A) Prostoglandin D2 (PGD2)

B) Prostoglandin E1 (PGE1)

C) Prostoglandin E2 (PGE2)

D) Prostoglandin I2 (PGI2)

E) Tromboksan A2 (TXA2)

80 – E

Araşidonik asit linoleik asitten oluşur. Araşidonik asit, hüc-re membranındaki fosfolipidlerden fosfolipaz A2 enzimi ile sentezlenip; üretim bölgelerinde lokal etki eden ve çok kısa sürede elimine edilen yapılardır. Araşidonik asit ürünlerine eikosanoid denir ve eikosanoidler birçok hücrede G protein bağlı reseptörlere bağlanarak inflamasyonun birçok basama-ğını tetikler.

Araşidonik asitten;

• 5-lipooksijenaz yolu ile lökotrienler,

• Siklooksijenaz yolu ile prostoglandinler sentezlenir.

Prostoglandinler siklooksijenaz yolu ile oluşur.

PGE2, PGE1, PGI2, PGD2 vasodilatatör maddelerdir.

• PGD2 mast hücrelerinden salınan major prostoglandindir ve PGE2 ile birlikte vazodilatasyon ve postkapiller venül-lerde artmış permeabiliteden sorumludurlar.

• PGE2 ayrıca inflamasyonda ağrı ve ateş oluşmasında etkilidir.

• PGI2 (prostasiklin) endotelden salınıp vazodilatasyon ya-par ve trombosit agregasyonunu engeller

• TXA2 (Tromboksan A2) trombositlerden salınır. Trombosit agregasyonu, vazokonstruksiyona yol açar.

Etki Araşidonik asit metabolitiVazodilatasyon PGE2, PGE1, PGI2, PGD2

Vazokonstrüksiyon TXA2, LTC4, LTD4, LTE4

Vasküler permeabilite artışı LTC4, LTD4, LTE4

Kemotaksis, lökosit adezyonu LTB4, HETEAnti kemotaktik (anti inflamatuar) Lipoksinler

PG: Prostoglandin

LT: Lökotrien

HETE: Hydroksieikosatetraenoik asidTUSEM

Page 24: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

24www.tusem.com.tr

81. Aşağıdakilerden hangisi yara iyileşmesinde konnektif doku proteinlerinin sentez ve depolanmasında önemli role sahiptir?

A) Vasküler endotelyal growth faktör (VEGF)

B) Transforming growth faktör-β (TGF-β)

C) Fibroblast growth faktör (FGF)

D) Epidermal growth faktör (EGF)

E) Scatter faktör

81 – B Yara iyileşmesi ve onarım çeşitli aşamalardan oluşur. Bu aşama-ların gerçekleşmesinde iltihap hücreleri, fibroblastlar, endotel hücreleri bir arada görev yaparlar. Ayrıca çeşitli hücrelerden salınan sitokinler ve growth faktörler de onarım sürecinde önemli mediatörlerdir. Yara iyileşmesinin ve doku onarımının her aşamasında çeşitli growth faktörler görev alır. Özellkle anji-ogenez ve matürasyon (kollajen sentezi) aşamasında görev ya-pan growth faktörleri bilmemiz gerekiyor. Anjiogenezde görev alan en önemli growth faktör vasküler endotelyal growth faktör (VEGF)’dür. Bunun dışında fibroblast growth faktör 2 (FGF2), si-tokinler ve anjiopoetinler de etkilidir. Matürasyon aşamasında yani skar oluşumunda en önemli growth faktör transforming growth faktör-β (TGF-β)’ dır. TGF-β makrofajlar, lenfositler, en-dotel hücreleri gibi birçok hücreden salınır.

TGF-β’nın etkileri:

• Hücre çoğalmasının, büyümesinin inhibisyonu

• Potent fibrojenik etki

• Antiinflamatuar etki

• Kemotaktik etki (PMNL, makrofajlar, fibroblastlar, düz kas hücreleri için)

• Matriks metalloproteaz inhibitörü sentezi

****Kronik inflamasyonda skar oluşumunun en önemli sti-mulatörüdür.

Yüksek TGF- β ekspresyonu:

o Sistemik skleroz

o Marfan sendromu

o Hipertrofik skar ve keloid

o İdiyopatik pulmoner fibrozisde saptanmıştır.

82. Aşağıdaki sitokinlerden hangisi kemik iliğinde eozinofil üretimini stimüle eder?

A) İnterlökin 2 B) İnterlökin 4

C) İnterlökin 5 D) İnterlökin 12

E) İnterlökin 17

82 – C

T helper 2 (Th2) hücrelerine antijen sunan hücreler tarafından antijen sunulduğunda, bu hücrelerden İnterlökin 4 (IL 4), İn-terlökin 5 (IL 5) ve İnterlökin 13 (IL 13) salgılanır.

IL 4 plazma hücrelerinden antijene spesifik IgG1 ve IgE anti-korlarının sentezini sağlar.

IL 5 de IgE antikor sentezinin yanı sıra kemik iliğinde eozinofl sitümülasyonuna neden olur. Salgılanan kemotaktik mole-küllerin etkisiyle eozinofiller zedelenme alanına gelirler. Pa-razitlere karşı toksik etkili majör basik protein ve eozinofilik katyonik protein salgılarlar. Ayrıca doku hasarına da neden olabilirler. Eozinofiller alerjik reaksiyonlarda ve paraziter en-feksiyonlarda önemli rol oynayan immün sistem hücresidir.

83. Aşağıdakilerden hangisi anaplastik hücre çekirdeğinde görülebilecek morfolojik değişikliklerden değildir?

A) Nükleus büyümesi B) Nükleol büyümesi

C) Hiperkormazi D) Multinükleasyon

E) Kromatin kaybı

83 – E

Tümör hücrelerinin normal öncü hücrelerine morfolojik ve fonksiyonel benzerliğine diferansiyasyon (farklılaşma) denir. Malign tümörler diferansiyasyonun her derecesini göstere-bilirler. İyi-orta-az diferansiye olabilirler. Bazen malign tümör hücreleri öncü hücrelerine hiç benzemezler. Malign tümör hücrelerinin öncü hücrelerine hiç farklılaşmamasına undi-feransiyasyon; bu hücrelerden gelişen tümörlere de undife-ransiye veya anaplastik tümör denir. (Diferansiyasyonun total kaybına anaplazi denir.) Anaplastik hücrelerde çeşitli morfolo-jik değişiklikler izlenir.

Anaplastik hücrelerde gözlenen değişiklikler:

1. Pleomorfizm: Hücrelerin ve çekirdeklerin biçim, boyut ve boyanma özellikleri açısından farklı görünmesine denir.

2. Çekirdek değişiklikleri:

a. Nükleomegali: Anaplastik hücrelerin çekirdekleri daha büyüktür. Nüve/stoplazma oranı 1/2 bazen 1/1 olabilir.

b. Hiperkromazi: Anaplastik hücre çekirdekleri daha fazla DNA ve RNA içerdiklerinden dolayı daha koyu boyanırlar. Buna hiperkromazi denir.

c. Multinükleasyon ve dev hücreler: Anaplastik tümör hüc-relerinde multilobe çekirdek yapıları ve/veya birden fazla büyümüş çekirdek yapıları görülebilir.

d. Nükleol büyümesi: Anaplastik hücrelerin nükleolleri de büyümüştür. Işık mikroskobunda nükleoller seçilebilir.

TUSEM

Page 25: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

25 www.tusem.com.tr

3. Mitoz sıklığında artış ve atipik mitozlar: Anaplastik tü-mörlerde daha fazla mitoz beklenir ve daha atipik mitoz-lar (tripolar, kuadropolar, polipolar mitozlar) görülür.

4. Polarite kaybı: Anaplastik hücrelerde diferansiyasyon kay-bolduğundan dolayı hücrelerin dizilimleri bozulur. Dizilim bozulmasına polarite kaybı denir.

84. Öksürük şikayeti ile başvuran, sigara kullanmayan, 42 yaşında kadın hastanın yapılan tetkiklerinde sol akciğer orta lob periferinde 2 cm çapında kitle tespit ediliyor ve opere ediliyor. Kitlenin mikroskobik kesitlerinde stroma-ya infiltre olmuş, gland yapıları yapan, yer yer müsin sentezleyen malign epitelyal hücreler ve fokal alanlarda atipik adenomatöz hiperplazi odakları görülüyor.

Tanımlanan olguda aşağıdaki gen mutasyonlarından hangisi öncelikle düşünülmelidir?

A) Retinoblastom (RB) mutasyonu

B) p53 mutasyonu

C) Cerb B1 (EGFR1) nokta mutasyonu

D) RAS nokta mutasyonu

E) L-MYC amplifikasyonu

84 – C

Akciğer kanserleri her iki cinsiyetde de ikinci sık görülen ve en sık ölüme neden olan kanserlerdir. Akciğer kanserlerinin %95’i bronş epitelinden köken alan epitelyal tümörlerdir. Etyolojide en önemli faktör sigara içimidir. Akciğer kanserli olguların büyük bir kısmı sigara içicisidir. Sigara dışında birçok faktör ve genetik mu-tasyonlar da kanser gelişiminde rol oynar. Akciğer kanserlerinde birçok onkogen ve tümör süpresör gen mutasyonları karşımıza çıkmaktadır. (Akciğer, tiroid, kolon ve pankreas kanserlerindeki gen mutasyonları TUS’da her zaman soru olmaya adaydır.)

Akciğer kanserlerinde sık görülen gen mutasyonları

Onkogenlerden;

• CerbB1 (EGFR1) overekspresyonu: Akciğerin skuamöz hücreli karsinomlarında sıktır.

• CerbB1 nokta mutasyonu: Akciğerin adenokarsinomla-rında görülebilir. CerbB1 nokta mutasyonu sigara içme-yenlerde gelişen adenokarsinomlar da sık görülmektedir. Dolayısıyla kadınlarda daha sık görülen ve daha iyi prog-nozlu adenokarsinomlardır.

• RAS nokta mutasyonu: Akciğerin adenokarsinomlarında sıktır. Özellikle sigara içicilerinde gelişen adenokanserler-de daha sık görülür. Dolayısıyla erkeklerde daha sık görü-lür ve daha kötü prognozlu adenokanserlerdir.

• L-MYC amplifikasyonu: Akciğerin küçük hücreli karsino-munda sıktır.

Tümör süpresör genlerden;

• p53 mutasyonu: Akciğerin bütün kanserlerinde sık görü-lür. En sık skuamöz hücreli karsinomda p53 mutasyonu görülmektedir.

• Retinoblastom gen mutasyonu: Küçük hücreli karsinom-da daha sıktır.

85. Çocukluk çağı tümörlerinden hangisinde spontan reg-resyon beklenen bir özellik değildir?

A) Retinoblastom

B) Kapiller hemanjiom

C) Hepatoblastom

D) Nöroblastom

E) Konjenital infantil fibrosarkom

85 – C

Çocukluk çağı tümörlerinin bazıları erişkin tümörlerden farklı morfolojik özellikler gösterebilir ve yine bazılarında spontan regresyon veya spontan veya tedavi ile matürasyon bulguları görülebilir.

Çocukluk çağında spontan regresyon gösterebilen tümörler:

• Nöroblastom

• Retinoblastom

• Willm’s tümörü

• Sellüler fibromatozis

• Konjenital infantil fibrosarkom

• Kapiller hemanjiom

86. Aşağıdakilerden hangisi ateroskleroz için yanlıştır?

A) Yağ ve fibröz dokudan oluşan plaklarla karakterizedir.

B) Tunika mediada LDL ve okside LDL birikimine bağlı medial kalınlaşma sıktır.

C) Lümene doğru büyüyerek lümende daralmaya ne-den olur.

D) İlerleyen dönemde distrofik kalsifikasyonlar gelişe-bilir.

E) Damar düz kas hücreleri kollajen sentezleyerek pla-ğın olgunlaşmasını sağlarlar.

TUSEM

Page 26: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

26www.tusem.com.tr

86 – B Ateroskleroz komplikasyonları tüm dünyada ölümlerin en sık nedenlerinden biridir. Bu yüzden gerek patolojiden, gerekse di-ğer temel bilimler ve klinik bilimlerden çok sık soru çıkan konu-lardan biridir. Aterosklerozun risk faktörleri, patogenezi, mor-folojisi, klinik etkileri ve komplikasyonlarını bilmemiz gerekiyor.

Bu soru aterosklerozun patogenezini ve morfolojik özellikleri-ni sorgulamak amacıyla hazırlanmıştır.

Ateroskleroz, arterlerin lümenini daraltan intimal yerleşimli yağ ve fibröz dokudan oluşan aterom plaklarıyla karakterizedir. Başlangıç lezyonlarda intimal kalınlaşma ve lipid birikimi olur. İlerleyen dönemlerde yağ dokusu fibröz bir doku ile çevrilir.

Aterosklerozun oluşum basamakları:

• Kronik endotel hücre hasarı (Aterom plağı gelişiminde ilk aşamadır)

• Lipoproteinlerin damar duvarında birikimi (LDL)

• Monosit adezyonu ve intimaya transmigrasyonu

• Köpüksü hücre oluşumu

• Trombosit adezyonu ve PDGF üretimi

• PDGF ve diğer sitokinlerin etkisi ile tunika mediada bulunan düz kas hücrelerinin uyarılması ve tunika intimaya göçü

• Düz kas hücrelerinin proliferasyonu ve kollajen gibi eks-traselüler matriks üretimi (Atherom plağın olgunlaşmasını sağlayan son aşamadır)

Sonuç olarak; tunika intimada yoğun yağ ve fibröz doku biri-kimi (ATEROSKLEROZ)

Aterosklerotik lezyonlar ve oluşum sırası:

1. Yağlı çizgilenmeler (1. dekatta gelişir)

2. Ara (intermediate) lezyonlar

3. Aterom lezyonu

4. Fibroaterom lezyonu (Fibröz doku birikimi başlangıcı, 4. dekatta başlar.)

5. Komplike lezyon

Aterosklerotik plakta gelişen komplikasyonlar:

a. Kalsifikasyon

b. Ülserasyon, erozyon, rüptür (bunun sonucunda ateromatöz plağın intimal yüzeyi kandaki yüksek trombojenik maddeler-le karşı ekspoze olur ve bunun sonucunda tromboz gelişir.)

c. Trombozis

d. Plak içine kanama (plağı örten fibröz kapın ruptürü son-rası yüzeydeki ince neovasküler damarlardan kanama gelişir. Sonuç olarak plak içinde meydana gelen hematom plağın şişmesi ve rüptürüne yol açar.)

e. Ateroembolizm

f. Anevrizmal dilatasyon

87. Aşağıdakilerden hangisi kalp kapaklarında veya endokar-dında vejetasyonlara neden olan bir hastalık değildir?

A) İnfektif endokardit

B) Libman Sack endokarditi

C) Akut romatizmal ateş

D) Non bakteriyal trombotik endokardit

E) Karsinoid kalp hastalığı

87 – E Kalbi tutabilen bazı hastalıklarda, kalp kapakları veya endo-kardının vejetasyonlar görülebilir. Kalp kapaklarında vejetasyonlara neden olabilen en önemli hastalıklar şunlardır: • İnfektif endokardit: Genellikle 5 mm’den büyük bol mikro-

organizma ve fibrinolökositik eksuda içeren vejetasyonlar görülür. İnfektif endokarditlerin büyük bir kısmı subakut ol-duğundan dolayı en sık mitral ve aort kapağı tutulur. Akut in-fektif endokarditlerde triküspit kapak daha sık tutulmaktadır.

• Romatizmal kalp hastalığı: Akut romatizmal ateşin erken döneminde sıklıkla mitral kapakta steril vejetasyonlar ve buna bağlı mitral kapak yetmezliği görülebilir. İlerleyen dönemde vejetasyonlarda fibrozis ve kalsifikasyonlara bağlı mitral darlık gelişebilir.

• Libman-Sack endokarditi: SLE’ye spesifik kapak hastalı-ğıdır. SLE hastalarında mitral ve triküspit kapağın her iki yüzeyinde steril vejetasyonlar şeklinde görülebilir.

• Non bakteriyal trombotik endokardit: Özellikle iç organ adenokanserlerinde ve hiperkoagülopatilerde aort ve mitral kapakta fibrin ve trombositlerden oluşan küçük trombotik kitlelerle karakterizedir.

88. Altı yaşında erkek çocuk karın ağrısı, bulantı ve kusma şikayetleri ile getiriliyor. Yapılan tetkiklerde ileoçekal kitle tespit ediliyor. Tanı amaçlı yapılan biyopsinin ince-lenmesinde yuvarlak oval çekirdekli, kaba kromatinli, bir iki nükleollü lenfositlerin diffüz infiltrasyonu ve zeminde makrofajlar dikkati çekiyor.Yapılan immünohistokimya-sal incelemede infiltratif hücreler CD 19, CD 20 ve BCL6 ile kuvvetli immünreaktivite gösteriyor.

Olguda tanıyı desteklemek için aşağıdaki gen analizle-rinden hangisi öncelikle yapılmalıdır?

A) t(8;14) translokasyonu

B) t(11;14) translokasyonu

C) t(9;22) translokasyonu

D) t(11,22) translokasyonu

E) t(8;21) translokasyonu

TUSEM

Page 27: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

27 www.tusem.com.tr

88 – A

Lösemi ve lenfomalar patoloji, iç hastalıkları ve pediatri so-rularında karşılaştığımız ve vaka sorularında açıklamaları iyi analiz etmemiz gereken konulardan biridir. Hematopoetik tümörlerde hastanın yaşı, nodal ve/veya ekstranodal tutu-lum, laboratuvar ve radyolojik tetkikler, ek klinik bulgular, immünohistokimyasal belirleyeciler ve genetik mutasyonları beraber düşünerek soruları yapabiliriz. Bu konulara çalışırken özellikle bu tümörlerin spesifik özelliklerini bilirsek soruları zorlanmadan yapabiliriz.

Tanımlanan olguyu inceleyecek olursak;

6 yaşında çocuk

İleoçekal kitle (ekstranodal)

Lenfositik bir tümör

B hücre markırları ve germinal merkez boyaları ile boyan-ma dikkati çekiyor.

Lenfosittik bir tümör çocukluk yaş grubunda tanımlanıyor ise öncelikle akut lenfoblastik lösemi/lenfomalar, Burkitt lenfoma ve eozinofilik granülom düşünülmelidir. Soruya dikkat edersek, sadece ileoçekal bir kitleden bahsedilmiş. Çocukluk yaş grubunda ileoçekal, ovaryan ve mandibular ekstranodal bir lenfomada Burkitt lenfoma yine öncelikle düşünülmelidir. Burkit lenfoma B hücrelerinden gelişen genellikle ekstranodal tutulum yapan bir lenfomadır ve bu özellikler de olguda verilmiştir. ve germinal merkez markırları ile pozitif boyanma sıktır.

Burkitt lenfoma, çocukluk çağı lenfomaların %30’unu oluştururlar. Yüksek grade’li bir tümördür. B hücre köken-lidir. CD10, CD19, CD20 pozitiftir. 3 tipi vardır: Afrika tipi (endemik), nonendemik tip (sporadik) ve HIV asosiye tip.

• Endemik tip: %100 EBV ile ilişkilidir. Maksilla ve mandibu-la tutulumuyla gider.

• Nonendemik tip: %15-20 EBV ile ilişkilidir. En sık ileoçe-kal bölge sonra retroperiton ve overler tutulur. İnsanda en hızlı prolifere olan tümördür. Histolojik incelemede sık mitoz gösteren blastik hücreler ve yer yer makrofajlarla karakterize yıldızlı gökyüzü manzarası izlenir. Tümör lizis sendromu sıktır.

*****Burkitt lenfomalarda %100 vakada 8 kromozomda bu-lunan c-MYC gen translokasyonu t(8-14) olur. Burkitt lenfo-mada hiçbir zaman bcl-2 ekspresyonu gözlenmez.

89. Aşağıdakilerden hangisi bronş lümeninin tıkanmasına sekonder gelişen atelektazi tipidir?

A) Kompresyon atelektazisi

B) Kontraksiyon atelektazisi

C) Mikroatelektazi

D) Rezorpsiyon atelektazisi

E) Sentrasiner atelektazi

89 – D

Atelektazi akciğerdeki hava yollarının yetersiz ekspansiyonuy-la karakterizedir. Sonuç olarak kanın oksijenasyonu bozulur ve hipoksi gelişir.

3 tip atelektazi vardır;

1. Rezorpsiyon veya obstrüksiyon atalektazisi: Havanın dis-tal kısıımlara ulaşmasının engellendiği tıkanıklıklarda olu-şur. Distalde kalan hava rezorbe olur ve kollaps gelişir.

En sık atelektazi tipidir.

En sık nedeni postoperatif dönemde mukopürülan tıkacın hava yolunu tıkamasıdır.

Diğer nedenler: Astım, bronşiektazi, bronş karsinomu, kronik bronşit, anevrizma, LAP, yabancı cisim aspiras-yonu.

2. Kompresyon atalektazisi: Plevral aralığa sıvı, kan yada tü-möral infiltrasyonların dolması sonucu komşu akciğerde kollaps oluşmasıdır.

En sık nedeni konjestif kalp yetmezliğine bağlı plevral effüzyondur.

Diğer nedenler: Neoplastik infiltrasyonlar, batında asit olması, subdiaframatik apseler.

3. Kontraksiyon atalektazisi: Akciğerde fibrotik değişiklikle-re sekonder akciğerin genişleyememesi ile karakterizedir.

En sık nedeni iltihap ve tümörlere bağlı gelişen skar dokularıdır.

Mikroatelektazi (non-obstüktif atelaktazi) surfaktan eksikli-ğine sekonder gelişir.

90. Aşağıdakilerden hangisi renal hücreli karsinomda en sık izlenen gen mutasyonudur?

A) 5q21 delesyonu

B) 3p delesyonu

C) 9p delesyonu

D) p16 delesyonu

E) 13q14 delesyonu

TUSEM

Page 28: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

28www.tusem.com.tr

90 – B

Renal hücreli karsinom (RCC), tubül epitelinden köken alan bir adenokarsinomdur. Yetişkinde en sık olan malign böbrek tümörüdür. Genellikle sporadik gelişir.

Böbrek kanserlerinin %4’ü familyal’dir:

• Von Hippel Lindau (VHL) sendromu: Hastların tamamın-da böbrek kistleri, bilateral ve multiple renal hücreli karsi-nom vardır. Patogenezde VHL geni rol oynar.

• Herediter leiomyomatozis ve renal hücreli kanser send-romu (OD): FH gen mutasyonu (fumarat hidrataz üretir) ile ilişkilidir. Deride ve uterusta multiple leiomyom ve ag-resif papiller böbrek kanserinin birlikteliği ile gider.

• Herediter papiller karsinom: Otozomal dominan formu multiple bilateral papiller histolojide tümörler içerir. Met protoonkojeninde mutasyon vardır.

• Birt-Hogg-Dube sendromu (OD): BHD gen mutasyonu (follikülin üretir) ile ilişkilidir. Deride fibrofollikülom, tri-kodiskoma ve akrokordomlar, akciğerde kistler ve renal tümörlerin olduğu bir tablodur.

RCC’nin en sık görülen histolojik alt tipleri şunlardır:

1. Berrak hücreli tip: En sık görülen tiptir. (%70-80). Tümör hücreleri şeffaf stoplazmalıdır. Ve papiller morfoloji yok-tur. PAS (+) boyanır ve stoplazmasında lipid, glikojen içe-riği fazladır. Proksimal tubulus epitelinden gelişir. En sık izlenen kromozomal anomali 3. kromozomun kısa kolun-da sekans kaybı, delesyondur. (3p delesyonu) Bu bölgede VHL geni bulunmaktadır. VHL geni HIF-1 (hipoksi inducible faktör)’ün sürekli inhibisyonunu sağlamaktadır. Bu genin mutasyonu sonucu aşırı HIF-1 uyarımı gelişmekte bu da proanjiyogenik faktörlerin salınımı sonuç olarak tümör ge-lişimine neden olmaktadır.

2. Papiller tip: %10-15 sıklığındadır. Daha çok distal tubulus epitelinden gelişir. Fakat multiple ve bilateral olma olası-lığı çok yüksektir. Diyaliz tedavisi alanlarda en sık görülen tiptir. Köpük hücreler sıktır ve psammoma cisimleri izle-nebilir. 3p delesyonları izlenmemektedir. Trizomilere (7 ve 17) daha sık rastlanmaktadır ve erkek hastalarda Y kromo-zom kaybı izlenebilir. Ayrıca Met mutasyonları izlenebilir.

3. Kromofob renal hücreli tip: Mikroskopik olarak onkosi-tomdan ayırımı güçtür. Onkositiom gibi toplayıcı kalanlla-rın interkale hücrelerinden geliştiği düşünülmektedir. Çok iyi prognozludur. (En iyi tip)

4. Kollektör duktus (Bellini duct) karsinomu: Medulladaki toplayıcı kanallardan gelişir. Bu tipe benzer medüller kar-sinom orak hücreli anemi hastalarında izlenir.

RCC İle İlgili Bilmemiz Gereken Önemli Noktalar:

En sık izlenen tip berrak hücreli tiptir.

Mikroskopik olarak onkositom ile karışan tip kromofob re-nal hücreli tiptir.

Diyaliz tedavisi alanlarda en sık görülen, bilateralitesi en fazla olan tip papiller tiptir.

En sık genetik anomali: 3p delesyonu (VHL gen mutasyonu)

3p (VHL) delesyonu ==> berrak hücreli, trizomiler,met ve Y kaybı ==> papiller, TFE3 translokasyonu ==> Xp11 tip

En iyi tip kromofob tip, en kötü tip sarkomatoid differansias-yon, orak hücreli anemilerde izlenen tip: medüller karsinom

91. Aşağıdakilerden hangisi benign prostat hiperplazisinin özelliklerinden değildir?

A) Asinüslarda nodüler tarzda büyüme izlenir.

B) Genellikle transizyonel zondan kaynaklanır.

C) Glandların lümeninde corpora amylicea görülebilir.

D) Asinuslar tek sıralı epitelle döşelidir.

E) Prostatı en fazla büyüten hastalıktır.

91 – D Prostat sorularında genellikle prostat kanseri ile benign pros-tat hiperplazisinin (BPH) klinik (geliştiği bölge, şikayetler) ve mikroskobik ayrımı sorulmaktadır. Benign bezler ile malign bezler arasında ayrımda dikkat ettiğimiz özellikler, prostat kanserinin önemli morfolojik özellikleri, yayılım paternleri, Gleason Gradeleme Sistemini bilmemiz gerekiyor. BPH yaşlı erkeklerde sık görülür. Yaşla insidansı artar. Prostat bezlerinin nodüler tarzda çoğalmasıyla karakterize benign büyümesidir. Genellikle santral ve transizyonel zondan köken alır, prostatik üretra ve mesane tabanına bası yaparak ürolo-jik şikayetlere neden olabilir. BPH prostatı en fazla büyüten hastalıktır. Morfolojik olarak çift sıralı epitelle döşeli asiner glandlar ile karakterizedir. (Burada dikkat edeceğimiz nokta benign-malign gland ayrımıdır. Malign glandlarda çift sıralı epitel izlenmez. Bazal tabaka hücrelerinin kaybolduğu tek sı-ralı hücrelerle döşeli glandlar görülür)

92. Vulvada görülen aşağıdaki lezyonlardan hangisinde skuamöz hücrelerde koilositoz izlenir?

A) Kondiloma akuminatum

B) Fibroepitelyal polip

C) Liken skleroz

D) Kondiloma lata

E) Liken simpleks kronikus

TUSEM

Page 29: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

29 www.tusem.com.tr

92 – A

Human papilloma virüs (HPV) enfeksiyonları kadın genital sis-teminde, vulva, vajen ve servikste sık görülmektedir. HPV’nin düşük ve yüksek riskli tipleri bulunmaktadır.

Düşük riskli HPV tipleri (HPV tip 6,11,42,44 gibi) kadın genital sisteminde kondiloma akuminatuma neden olurken; yüksek riskli HPV tipleri (HPV tip 16, 18, 31, 33 gibi) displazi ve skua-möz hücreli karsinoma neden olabilir.

Bütün HPV tiplerinde ortak sitolojik değişiklik koilositozdur. HPV maruziyetine bağlı skuamöz hücrelerde çekirdekte büyüme ve hi-perkromazi, çekirdeğin etrafında perinükleer boşluk (halo) gelişir.

Bu değişikliğe koilositik değişiklikler denir.

93. Aşağıdakilerden hangisi ülseratif kolitin özelliklerinden biri değildir?

A) Sadece kolon tutulumu

B) Mukozal ülserler

C) Diffüz tutulum

D) Non kazeifiye granülomatöz inflamasyon

E) Kolon kanseri gelişme riski

93 – D

Barsağın en önemli inflamatuar hastalıkları üseratif kolit ve Chron hastalığıdır. Sorularda genellikle bu ikisi arasındaki kli-nik ve morfolojik farklar sorgulanmaktadır.

ÜLSERATİF KOLİT (ÜK)

• Kolon ve rektumda mukoza ile submukozada sınırlı, mu-kozal ülserler oluşturan kronik inflamatuar bir hastalıktır. (Chron hastalığı gastrointestinal sistemin her segmentini tutabilir, tutulum transmuraldir)

• Chron hastalığından farklı olarak lezyonlar atlamasız ve aralıksızdır yani tutulum diffüzdür.

• Skip lezyon ve granülomlar yoktur. (Chron hastalığında görülebilir.)

• En sık rektum ve rektosigmoid bölge tutulur. (Chron has-talığında en sık terminal ileum tutulur.

• Bu hastalarda mukozal inflamasyona kript abseleri, muko-zal ülserler, pseudopolipler eşlik eder.

• Kript distorsiyonu (ÜK’nin kronikleştiğini gösterir), kriptle-rin saysında azalma ve goblet hücrelerinde azalma görülür.

• Bu hastalarda seroza ve kas tabakası tutulmadığından ka-lınlaşma yoktur, serozal yüzey normaldir. Striktürler görül-mez. (Chron hastalığında transmural tutulum vardır, bu yüzden duvarda kalınlaşma ve striktürler görülebilir)

• Ülseratif kolit hastalarında HLA B27 %90 (+)‘tir.

• Backwash ileitine neden olabilir. Backwash iletisi iltahabın kalın bağırsaktan terminal ileuma ilerlemesidir.

• Ülseratif kolitin önemli komplikasyonlarından biri de ko-lon kanseri gelişmesi riskidir.

• Yaşamı tehdit edici şiddetli ishal, elektrolit kaybı, masif ka-nama, bağırsak rüptürleri görülebilir. (Toksik megakolon)

94. Aşağıdakilerden hangisi alkolik hepatitte gözlenen morfolojik bulgulardan değildir?

A) Hepatositlerde makrosteatoz

B) Hepatositlerde balonlaşma dejenerasyonu

C) Mallory cisimcikleri

D) Nötrofilik infiltrasyon ve hepatositlerde fokal nekroz odakları

E) Portal alanda belirgin fibrozis

94 – E Kronik alkol kullanımı sonucu karaciğerde görülebilecek de-ğişiklikler:

1-Hepatik steatoz

2-Alkolik hepatit

3-Siroz

1-Hepatik steatozis

Kronik alkol alımı sonucu en sık görülen tablodur. Bu tablo reversibledır. Başlangıç sentrilobuler zonda ve mikroveziküler karakterdedir. Zamanla makroveziküler steatoz ve lipogranü-lomlar gelişebilir.

2-Alkolik hepatit

Hepatositlerde şişme ve balonlaşma dejenerasyonu izlenir. Bul-gular en ağır olarak sentrilobüler zonda izlenir. Fibrozis gelişirse ilk olarak perisantral alanda santral ven endoteli altında oluşur.

ALKOLİK HEPATİTİN KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ

Hepatositlerde şişme ve nekroz

Hepatositlerde balonlaşma dejenerasyonu ve nekroz izlenir.

Şişmenin sebebi yağ, su ve protein akümülasyonudur.

Nötrofilik reaksiyon ve birikim

Fibrozis: Sıklıkla sinüzoidal ve perivenüller fibrozis (sant-ral ven çevresinde) olarak başlar.

Mallory cisimciği (Sitokeratin intermedier flamanının ve diğer sitoplazma proteinlerinin koagülasyonu ile oluşur. Şişmiş ya da ölü hepatositlerin nükleusları çevresinde yerleşmiş, belirgin eozinofilik, düzensiz kümeler şeklin-deki cisimlerdir.)

TUSEM

Page 30: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

30www.tusem.com.tr

****Mallory cisimciği alkolik hepatit için karakteristiktir fakat spesifik değildir.

3-Alkolik Siroz

Alkoliklerin %10-15’inde siroz gelişir. Başlangıçta mikrono-düler karakterdedir. Zamanla arada dağılmış orantısız büyük nodüller görülür. Fibröz septalar nodülleri yarar ve çevreler-ken karaciğer daha da küçülür. Sonuçta (2-3 yıl içinde) mikst mikro-makro nodüler siroz gelişir.

95. Aşağıdakilerden hangisi hipopitütarizmin en sık nede-nidir?

A) Hipofiz adenomu B) Sheehan sendromu

C) Boş sella sendromu D) Hipofiz cerrahisi

E) Tüberküloz

95 – A

HİPOPİTUTARİZM (HİPOFİZ YETMEZLİĞİ) NEDENLERİ:

Hipopitüitarizmin en sık sebebi nonsekretuar adenomlardır.

İkinci neden ise hipofiz iskemisidir ve sıklıkla sebep She-ehan sendromudur. (Sheehan sendromunda gebelikte ih-tiyaca bağlı büyüyen hipofizin postpartum kanama ya da diğer nedenlerle gelişen hipotansiyon sonucu iskemiye ma-ruz kalmasıdır.)

Boş sella sendromu (sella diaframadaki defektlerden arakno-idin ve serebrospinal sıvının sella içine herniye olması sonucu hipofizin basıya uğrayıp atrofiye gitmesiyle karakterizedir.)

Pitüiter cerrahi ve radyasyon hasarı

****Hiperpituitarizm ve Hipopituitarizm’in en sık nedeni hi-pofiz adenomlarıdır.

96. Tekrarlayan Herpes Simpleks Virüs (HSV) ensefaliti ge-çiren bir kişide ön planda hangisi düşünülmelidir?

A) C2 eksikliği

B) NADPH oksidaz yetmezliği

C) TLR 3 mutasyonu

D) LYST gen mutasyonu

E) CD40 ligand mutasyonu

96 – C HSV ensefaliti çocuk ve adültlerde sık görülür. Vakaların sadece %10’unda geçirilmiş primer herpes enfeksiyonu bulunmaktadır. Hastalarda klinikte ruhsal, davranış değişiklikleri ve hafıza kaybı görülebilir. En karakteristik özelliği temporal lobların tutulumu ve hemorojik nekrotizan ensefalite neden olmasıdır. Bu hasta-larda intranükleer inklüzyonlar görülür (Cowdry A)

Toll like reseptör sinyalleri, HSV enfeksiyonun kontrolünde önemlidir. Nadiren görülen TLR-3 mutasyonlarında sinyal yollarında fonksiyon kaybına bağlı rekürren HSV ensefaliti görülebilir.

97.

I. Dissecting osseitis

II. Osteitis fibroza sistika

III. Brown tümör

Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri hiperparatiro-idizme bağlı oluşabilen kemik lezyonlarıdır?

A) Yalnız I B) Yalnız II

C) I ve II D) II ve III

E) I- II ve III

97 – E

Primer hiperparatiroidizm en sık paratroid adenomu sonucu gelişirken, sekonder hiperparatiroidizm en sık böbrek yetmez-liğine sekonder gelişir. Sekonder hiperparatiroidizmde kemik lezyonları daha azdır ve daha hafiftir.

Paratiroit hormon fazlalığı ile artmış osteoklastik aktivite ve kemik rezorbsiyonu gelişir. Kemik rezorbsiyonu özellikle sub-periostal alanda belirgindir.

Hiperparatiroidizme bağlı gelişebilen kemik lezyonları:

Dissecting osseitis: Subperiostal kemik kaybı sonucu özel-likle 2-3. parmakların orta falanks radyal kısımlarında ka-rakteristik tren rayı radyolojik görüntüye denir.

Osteitis fibroza sistika: Eriyen kemiğin yerini fibroz bağ doksu alır ve bu bağ dokusu içinde mikrokistler gelişir ve bu lezyona osteitis fibroza kistika denir.

Kemiğin Von Recklinghausen hastalığı: Yaygın osteitis fibroza sistika lezyonları bulunması durumunda kemiğin Von Recklinghausen hastalığı denir. Kafa kemiklerinde tuz biber manzarası izlenir.

Brown tümörü: Zayıflamış kemiklerde kırık alanlarında ka-namalar nedeniyle hemosiderin birikimi görülür. Bu lezyo-na renginden dolayı Brown tümörü denmiştir. Bu nonneop-lastik tamir reaksiyonu dev hücreli kemik tümörüne benzer.TUSEM

Page 31: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

31 www.tusem.com.tr

98. Otuz beş yaşında kadın hasta her iki el bileğinde ortaya çıkan lezyonlar nedeniyle kliniğe başvuruyor. Muayene-de her iki el bileğinde mor renkli plaklar izleniyor. Plaklar üzerinde beyaz dantelimsi görünüm dikkati çekiyor ve tanı amaçlı biyopsi yapılıyor. Biyopside dermo epider-mal bileşkede bant şeklinde lenfositik infiltrasyon, bazal tabakada vakuoler dejenerasyon, epitelde hiperkeratoz ve hipergranülozis izleniyor.

Bu olguda en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Psoriazis B) Liken planus

C) Pemfigus vulgaris D) Seboreik dermatit

E) Mukozis fungoides

98 – B

Liken planus, deri ve mukozal membranların bir hastalığı olup, kaşıntılı, mor, poligonal plaklar ile karakterizedir. Multipl lez-yonlar sıklıkla ekstremitelerde ve tipik olarak simetriktir.

En sık tutulan yerler; bilekler, dirsek ve glans penistir. Olgula-rın %70 inde oral lezyonlar izlenir.

Bu hastalıkta önemli bulgular:

• Wickham çizgisi ( papüller üzerinde beyaz noktalanmalar ve çizgilerdir)

• Koebner fenomeni pozitifiliği (travma alanlarında yeni lezyonlar oluşmasıdır)

Mikroskopik incelemede;

Liken planusun karakteristik görünümü dermoepidermal bileşke boyunca, bant tarzında, yoğun lenfosit infiltrasyo-nunun bulunmasıdır.

Testere dişi görünümünde epidermis bazal membranı vardır.

Epitelde hiperkeratoz ve hipergranülozis izlenir.

Bazal tabaka hücrelerinde vakuoler dejenerasyon görülebilir.

Nekrotik bazal hücreler nükleuslarını kaybederek PAS + Colloid veya civatte cisimlerini oluştururlar.

99. İlaçların metabolizmasında rol alan aşağıdaki faz 2 re-aksiyonlarından hangisi endoplazmik retikulumun lu-minal tarafında gerçekleşir?

A) Glukuronidasyon

B) Sulfasyon

C) N-asetilasyon

D) Glutatyonilasyon

E) Metilasyon

99 – A

Konjugasyon Reaksiyonları

İlaç veya metabolitine bir radikalin veya endojen bir molekü-lün kovalent bağ ile bağlanmasıyla oluşur. Konjugatlar genel-likle daha kolay atılabilen polar maddelerdir. Glukuronik asitle konjugasyon dışında stoplazmada gerçekleştirilirler. Glukuro-nidasyon diğerlerinden farklı olarak endoplazmik retikulumun luminal tarafında mikrozomal enzimlerce olur.

100. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi statinlerin aktif hidroksi formlarının hepatositlerde içe alımını inhibe ederek statinlerin plazma derişimlerinin ve myopati risklerinin artmasına neden olur?

A) Rosiglitazon B) Gemfibrozil

C) Omeprazol D) Metformin

E) Karbamazepin

100 – B

Gemfibrozil, PPAR-alfa reseptörlerine agonist etki yaparak hipertrigliseridemi tedavisinde kullanılır. Statinlerin aktif hid-roksi metabolitlerinin hepatositlere taşınmasını inhibe ederek statinlerin kan düzeyini ve myopati riskini artırır.

101. Kolinomimetik ilaçlar, aşağıdakilerden hangisinde muskarinik reseptörleri uyarmak için kullanılmaz?

A) Açık açılı glokom B) Postoperatif ileus

C) Sjögren sendromu D) Myastenia gravis

E) Nörojenik mesane

101 – D

Seçeneklerdeki durumların hepsinde kolinomimetik ilaçlar kullanılır. Myastenia gravis dışındakilerde kullanım amaçları muskarinik reseptörleri uyarmaktır. Myastenia graviste ko-linerjik ilaçların kullanım amacı iskelet kaslarındaki nikotinik reseptörlerin uyarılmasıdır.

102. Aşağıdaki sempatomimetik ilaçlardan hangisi hem da-mar hem de bronş düz kaslarında histaminin fizyolojik antagonistidir?

A) Norepinefrin B) Dopamin

C) Epinefrin D) İzoproterenol

E) Fenilefrin

TUSEM

Page 32: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

32www.tusem.com.tr

102 – C

Histamin H1 ve H2 reseptörleri aracılığı ile bronkokonstriksi-yon ve vazodilatasyon yapar. Epinefrin alfa ve beta reseptör-leri aktive ederek ortalama kan basıncını artırır ve bronkodila-tasyona neden olur.

103. Aşağıdakilerden hangisi parsiyel başlangıçlı nöbetlerin tedavisinde kullanılan karbamat etil esteri voltaj ba-ğımlı potasyum kanal aktivatörüdür?

A) Perampanel B) Rufinamid

C) Etosüksimid D) Lakozamid

E) Ezogabin

103 – E

Retigabin (Ezogabin)

Diğer antiepileptik ilaçlardan farklı bir mekanizmaya sahiptir. Voltaj bağımlı potasyum kanallarını açarak hiperpolarizasyona neden olur. Parsiyel nöbet tedavisinde kullanılır. İlaç etkileş-mesine girmez. Retina hasarı ve görme kaybı yapabilir.

104. Aşağıdaki lokal anesteziklerden hangisi sulfonamidle-rin etkisini inhibe eden para-aminobenzoik asit oluşu-muna neden olduğu için sulfonamid grubu antibiyotik kullananlarda yüksek dozda kullanılmamalıdır?

A) Prokain B) Prilokain

C) Bupivakain D) Mepivakain

E) Lidokain

104 – A

Prokain

Etki süresi en kısa, etki gücü en zayıf ve etkinin başlama süresi en uzun lokal anesteziktir. Plazmada kolinesteraz tarafından meta-bolize edilir. Aktif karaciğer hastalığı olanlarda kullanılabilir.

PABA’ya metabolize edilerek sülfonamidlerin etkinliğini azal-tır. En fazla alerji yapan lokal anesteziktir. Astım atağı ve alerjik dermatit yapabilir.

105. Aşağıdakilerden hangisi klorpromazin ve haloperidol gibi klasik antipsikotiklerin farmakolojik etkilerinden biri değildir?

A) Boyun kaslarında spazm

B) Postural hipotansiyon

C) Hipersalivasyon

D) Hiperprolaktinemi

E) Sedasyon

105 – C

Antipsikotiklerin otonomik yan tesirleri

Alfa1 reseptör blokajına bağlı postural hipotansiyona ve eja-külasyon inhibisyonuna, H1 reseptör blokajına bağlı sedasyo-na, muskarinik reseptör blokajına bağlı ağız kuruluğu, kons-tipasyon, üriner retansiyon ve görme bulanıklığı gibi atropin benzeri yan tesirlere neden olurlar.

106. Yüksek doz trisiklik antidepresan amitriptilin alarak intihar girişiminde bulunan hastada görülen aşağıdaki bulgu veya semptomlardan hangisi muskarinik resep-törlerin bloke edilmesine bağlı değildir?

A) Görme bulanıklığı B) Taşikardi

C) Uyku hali D) Ağız kuruluğu

E) Mide-barsak hareketlerinde azalma

106 – C

Tablo: Trisiklik Antidepresan (Amitriptilin) Zehirlenme Bulguları

Muskarinik blokaja bağlı

Alfa1 blokaja bağlı

H1 blokaja bağlı

Diğerleri

• Ağız kuruluğu• Sıcak-kuru deri• Hipertermi• Taşikardi• Konstipasyon• İdrar retansiyonu• Midriyazis• Siklopleji• Görme bulanıklığı

• Postural hipotansiyon

• Sedasyon

• Sedasyon • Ventriküler aritmi

• Konvülsiyon

107. Aşağıdakilerden hangisi pulmoner hipertansiyon teda-visinde kullanılan PGI2 analoglarından biri değildir?

A) Treprostinil B) Karboprost

C) İlioprost D) Beraprost

E) Epoprostenol

107 – B

İlioprost / Epoprostenol / Treprostinil / Beraprost

Prostasiklin preparatlarıdır. Pulmoner hipertansiyon tedavisin-de parenteral yoldan kullanılırlar. Periferik damar hastalığı ve by-pass cerrahilerinde agregasyonu önlemek için de yararlıdır.

108. Aşağıdakilerden hangisi kalsitonin geni ile ilişkili peptit (CGRP) reseptörlerini bloke ederek migren profilaksi-sinde kullanılan monoklonal antikordur?

A) Bezlotoksumab B) Efalizumab

C) Ranibizumab D) Erenumab

E) Raksibacumab

TUSEM

Page 33: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

33 www.tusem.com.tr

108 – D Kalsitonin Geni İle İlişkili Peptit (CGRP)

Tiroid parafoliküler C hücreleri en fazla olmak üzere birçok yerde sentezlenir. Bilinen en güçlü vazodilatasyon yapan mad-dedir. İştahı azaltır.

Migren gelişiminde trigeminal sinir ucundan salınan CGRP’nin rolü olduğuna dair kanıtlar mevcuttur. Kalsitonin, adrenome-dullin, amilin ve CGRP, kalsitonin geni ile ilişkili peptitlerdir.

CGRP Antagonistleri

Erenumab

Migren patogenezinde önemli olan CGRP’nin antikorudur. Migren profilaksisinde parenteral yoldan kullanılır.

Olcegepant / Telcagepant

CGRP reseptörlerini inhibe ederler. Migren profilaksisi için ge-liştirilmektedirler.

109. Aşağıdakilerden hangisi siklooksijenaz-2’yi, siklooksijenaz-1’e göre daha selektif inhibe eden nons-teroidal antiinflamatuvar ilaçlardan biri değildir?

A) Lumarikoksib B) Etodolak

C) Diklofenak D) Meloksikam

E) Ketoprofen

109 – E

Selektif COX-2 İnhibitörleri

COX-2 enzimini COX-1’e kıyasla daha selektif inhibe ederler. Gastrik yan tesirleri diğer NSAI ilaçlara göre daha düşüktür. COX-2 enzimini en selektif inhibe eden lumarikoksib, sonra etorikoksibtir. Lumarikoksib ve etorikoksib uzun etkilidir.

Endotelden prostasiklin sentezini inhibe ederek kalp yetmez-liği, miyokart enfarktüsü ve tromboz riskini artırırlar. 12 yaşın altındaki hastalara verilmezler.

COX-2’yi inhibe etme selektiviteleri; Selekoksib = diklofenak = meloksikam = etodolak < nimesulid < valdekoksib << rofekok-sib < etorikoksib < lumarikoksib şeklindedir.

110. Aşağıdaki reseptörlerden hangisinin bloke edilmesi ile antiemetik etki elde edilemez?

A) Kannabinoid CB1 B) Dopamin D2

C) Substans P NK1 D) Serotonin 5-HT3

E) Asetilkolin M1

110 – A Antiemetik Etki Mekanizmaları

• Serotonin 5-HT3 reseptörlerinin bloke edilmesi

• Muskarinik M1 reseptörlerinin bloke edilmesi

• Histamin H1 reseptörlerinin bloke edilmesi

• Substans P NK1 reseptörlerinin bloke edilmesi

• Dopamin D2 reseptörlerinin bloke edilmesi

• Kannabinoid CB1 reseptörlerinin aktive edilmesi

111. Gastrointestinal sistemde motilite artışı yapan aşa-ğıdaki ilaçlardan hangisi etki mekanizması ile birlikte verilmemiştir?

A) Eritromisin – Motilin reseptörlerinin aktive edilmesi

B) Betanekol – Muskarinik reseptörlerin aktive edilmesi

C) Linaklotid – Guanilat siklaz enziminin aktive edilmesi

D) Lubiproston – Serotonin 5-HT4 reseptörlerinin akti-ve edilmesi

E) Alvimopan – Periferik mü reseptörlerinin bloke edil-mesi

111 – D

Prokinetik Mekanizma

• Muskarinik M3 reseptörlerinin aktivasyonu (Betanekol)

• Serotonin 5-HT4 reseptörlerinin aktivasyonu (Prukaloprid)

• Motilin reseptörlerinin aktivasyonu (Eritromisin)

• Tip 2 klorür kanallarının aktivasyonu (Lubiproston)

• Guanilat siklaz enziminin aktivasyonu (Linaklotid)

• Dopamin D2 reseptörlerinin bloke edilmesi (Metoklopra-mid)

• Opiyat mü reseptörlerinin bloke edilmesi (Alvimopan)

112. Eozinofilik astım tedavisinde kullanılan IL-5 antikorları aşağıdakilerden hangisinde birlikte verilmiştir?

A) Omalizumab ve adalimumab

B) Reslizumab ve mepolizumab

C) Ustekinumab ve efalizumab

D) Ranibizumab ve palivizumab

E) Denosumab ve raksibacumab

TUSEM

Page 34: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

34www.tusem.com.tr

112 – B

Mepolizumab / Reslizumab

İnterlökin-5 (IL-5) antikorlarıdır. IgG4-kappaya bağlanırlar. Şiddetli eozinofilik astım tedavisinde kullanılırlar. Akut bronkospazm ve status astmatikus’da verilmezler. Mepolizumab ve benralizumab 12 yaşın, reslizumab 18 yaşın altında kullanılmaz. Subkutan yoldan verilirler.

113. Aşağıdakilerden hangisinde dihidropiridin türevi kalsiyum kanal blokörü kullanmak uygun değildir?

A) Reynaud fenomeni B) Variant anjina C) Supraventriküler taşikardi

D) Erken doğum eyleminin önlenmesi E) Kronik hipertansiyon

113 – C

Dihidropiridin Türevlerinin Endikasyonları

Uzun etkili amlodipin en fazla olmak üzere kronik hipertansiyon tedavisinde kullanılırlar. Kısa etkili klevidipin, acil hipertansiyon tedavisinde intravenöz yoldan verilir.

Nifedipin, amlodipin ve nikardipin, anjina ve miyokart enfarktüsünün profilaksisinde kullanılır. Kalsiyum kanal blokörleri variant anjinada ilk tercih ilaçlardır. Miyokart enfarktüsünde kullanılmalarına karşın mortaliteyi azaltmazlar.

Nifedipin ve felodipin, periferik damar hastalığı ve Raynaud fenomeninde kullanılır. Nifedipin, erken doğum eylemini önlemek için kullanılır.

Nikardipin, subaraknoid kanamalardan sonra serebral vazospazmı çözmek için yararlıdır. Dihidropiridin türevi kalsiyum kanal blo-körleri antiaritmik amaçlı kullanılmazlar.

114. Aşağıdakilerden hangisi torsades de pointes aritmiye neden olan antiaritmiklerden biri değildir?

A) Kinidin

B) Sotalol

C) Prokainamid

D) Verapamil

E) Dofetilid

114 – D

Tablo: İlaçlara Bağlı Aritmiler

Aritmi Aritmiyi yapan ilaç Tedavi

• Sinüs bradikardisi • Digoksin • Digoksin antikoru

• Sinüs bradikardisi• AV blok

• Verapamil• Kinidin

• Kalsiyum• Atropin

• Sinüs bradikardisi• AV blok

• β blokör • İzoproterenol

• Atrial flutterde ventrikül hız ↑ • Kinidin• Flekainid• Propafenon

• AV nod blokörü

• WPW’da ventrikül hız ↑ • Digoksin• Verapamil

• Prokainamid

• Torsades de pointes • Kinidin• Prokainamid• Disopiramid• Sotalol• Dofetilid• İbutilid• Amiodaron (nadir)

• Magnezyum sülfat• İzoproterenol

TUSEM

Page 35: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

35 www.tusem.com.tr

115. Aşağıdakilerden hangisi anti-kanser tedavi alan hasta-larda trombositopeni tedavisinde subkutan kullanılan IL-11 preparatıdır?

A) Darbopoetin alfa

B) Oprelvekin

C) Filgrastim

D) Sargramostim

E) Hidroksiüre

115 – B

IL-11 (Oprelvekin)

Megakaryositlerin matürasyonunu artırır. Anti-kanser tedavi alan hastalarda trombositopeniye bağlı kanamalarda subku-tan yoldan kullanılır.

116. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi östrojen sentezini inhibe ederek östrojen reseptörü pozitif meme kanserinin te-davisinde kullanılır?

A) Ulipristal

B) Tamoksifen

C) Fulvestrant

D) Atosiban

E) Anastrazol

116 – E

Aromataz İnhibitörleri

(Anastrazol / Letrozol / Vorozol / Fadrazol / Formestan / Ek-semestan)

Aromataz enzimini inhibe ederler. Periferik dokularda öst-rojen sentezini azaltırlar. Oral yoldan aktiftirler. Tamoksifene dirençli östrojen reseptörü pozitif meme kanserinde ve endo-metriyozis tedavisinde kullanılırlar.

Anastrazol, letrozol, vorozol ve fadrazol nonsteroidal yapıda-dır ve aromatazı reversibl inhibe ederler. Eksemestan ve for-mestan steroid yapıdadır ve aromatazı irreversibl inhibe eder.

117. Aşağıdakilerden hangisinde GnRH agonisti kullanmak uygun değildir?

A) Osteoporoz

B) Prostat kanseri

C) Santral erken puberte

D) Polikistik over sendromu

E) Uterus miyomunun küçültülmesi

117 – A

GnRH Reseptör Agonistleri

(Löprolid / Gosarelin / Nafarelin / Busarelin / Gonadarelin / Triptorelin / Relinler)

Hipotalamusta GnRH reseptörlerine agonist etki yaparlar. İlk 10 gün gonadotropinlerin ve seks steroidlerinin salgılanmasını artırırlar. 10 günden sonra reseptörlerde duyarsızlaşmaya bağlı gonadotropinlerin ve seks steroidlerinin salgılanmasını azaltırlar.

10 günden sonra anti-FSH, anti-LH, anti-östrojen, anti-proges-teron ve anti-androjen etki yaparak tıbbi kastrasyona neden olurlar. Parenteral yoldan verilirler.

Santral erken puberta, endometriyozis, uterus miyomlarının küçültülmesi, prostat kanseri, meme kanseri ve polikistik over sendromunda kullanılırlar.

118. Yirmi beş yaşında erkek hasta yaklaşık 15 gün önce sol bacağında kene ısırığı sonrası ısırık yeri etrafında gelişen kaşıntı ve kızarıklık yakınmaları ile başvuruyor. Fizik mu-ayenesinde sol bacak proksimalinde oval şekilli, yaklaşık 15-25 cm’lik sınırları belirgin, merkezi gri-mavi renkte, çevresi kırmızı renkte basmakla solan eritem izleniyor.

Lyme hastalığı tanısı konan hastanın tedavisinde en uy-gun antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir?

A) Klaritromisin

B) Gentamisin

C) Ampisilin+sulbaktam

D) Doksisiklin

E) Ko-trimoksazol

118 – D

Tetrasiklinlerin Kullanımları

Riketsiya ve klamidya enfeksiyonlarında ilk tercih antibiyotikler-dir. Riketsiya enfeksiyonlarında sulfonamidler kontrendikedir.

Mikoplazma pnömonisinde ilk tercih makrolidler veya tetra-siklinlerdir. Levofloksasin, moksifloksasin, gemifloksasin ve gatifloksasin gibi respiratuvar kinolonlar da verilebilir.

Kolera profilaksisinde ve tedavisinde, Lyme hastalığında, Mi-kobakterium marinum enfeksiyonu ve leptospirozda doksisk-lin öncelikle tercih edilir.

Doksisiklin, H.pilori eradikasyonunda kullanılır.

Brusella tedavisinde doksisiklin + rifampin veya doksisik-lin + streptomisin kullanılır. Hasta gebeyse rifampin + ko-trimoksazol verilir.

B.coli enfeksiyonlarında doksisiklin ilk tercihtir. Doksisiklin, in-testinal amibiyasis tedavisinde de sıklıkla kullanılır.

TUSEM

Page 36: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Temel Bilimler / T 44 - 3

36www.tusem.com.tr

119. Üç aydır geçmeyen diyaresi olan hastanın öyküsünden 3 ay önce maksiller sinüzit sinüzit tedavisi için klindamisin kullandığı öğreniliyor.

Antibiyotik ilişkili diyare tanısı konan hastanın tedavi-sinde aşağıdaki ilaçlardan hangisi kullanılmaz?

A) Metronidazol

B) Siprofloksasin

C) Vankomisin

D) Fidaksomisin

E) Bezlotoksumab

119 – B

C.difficile’ye bağlı psödomembranöz enterokolit tedavisin-de metronidazol, vankomisin, fidaksomisin, basitrasin veya C.difficile toksin B antikoru bezlotoksumab verilir.

120. Aşağıdakilerden hangisi kronik lenfositik löseminin he-defe yönelik tedavisinde kullanılan ilaçlardan biri de-ğildir?

A) Ofatumumab

B) Alemtuzumab

C) Panitimumab

D) İbrutinib

E) Venetoklaks

120 – C

Tablo: KLL tedavisi

Mekanizma İlaç

CD20 antikoru • Rituksimab• Ofatumumab• Obinituzumab

CD52 antikoru • Alemtuzumab

Bruton kinaz inhibitörü • İbrutinib• Acalabrutinib

BCL-2 inhibitörü • Venetoklaks

TUSEM

Page 37: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

37

www.tusem.com.tr

1. Aşağıdaki kriterlerden hangisi gebelik kontraendikas-yonları içinde yer almaz?

A) Pulmoner hipertansiyon

B) Dilate kardiyomiyopati, EF %35

C) Semptomatik ileri aort darlığı

D) İleri mitral darlık

E) Kronik aort disseksiyonu

1 – B

Textbookda değişen bir bölüm spot şekilde sorulmuştur. Eski bilgide gebeliğin yüksek riskli olduğu durumlar verilmişken artık net bir şekilde tablo kontraendike durumlar olarak de-ğiştirilmiştir. Aşağıdaki tabloda gebeliğin kontraendike olduğu durumlar verilmiştir.

• Pulmoner hipertansiyon• Eisenmenger sendromu• Peripartum KMP (rezidü EF düşük)• Dilate KMP (EF<%30)• Semptomatik obstrüktif lezyonlar• Semptomatik ileri aort darlığı• İleri mitral darlık• Marfan sendromu + aort kökü > 45 mm• Kronik aort disseksiyonu• Kalıtımsal aortopatiler; ehler-danlos, loeys-dietz, turner...

2. Yirmi sekiz yaşında erkek hasta tekrarlayan senkop atak-ları ile kardiyoloji kliniğine başvuruyor. Hastanın öykü-sünde herhangi bir hastalığının olmadığı, senkop öncesi çarpıntı hissettiği öğreniliyor. Çekilen EKG’sinde V1-3 bo-yunca sağ dal bloğu benzeri QRS ve kubbe-eğer biçimli ST segmenti dikkati çekiyor.

Bu hastanın tanısını koymada aşağıdaki uygulamalar-dan hangisi yapılmalıdır?

A) Ajmalin ile provokasyon testi

B) Ekokardiyografi

C) Kardiyak MR

D) Genetik analiz

E) Elektrofizyolojik çalışma

2 – A

Daha önce TUS’da EKG’si sorulan Brugada sendromunun tanı testi sorulmuştur. Kısaca brugada sendromunu özetlersek;

OD geçer. Erkek cinsiyette daha sık görülür. En sık kardiyak Na kanal defekti mevcuttur (SCN5A). Nadiren Ca ve K kanal defek-tide neden olabilir. EKG’de RBBB, V1-3 kubbe eğer biçimli ST segment elevasyonu ve T negatifliği vardır. Senkop, polimorfik VT ve gece genç ani ölüm ile ilişkilidir. Tanı; ajmalin, flekainid, prokainamid ve pilsikainid ile provokasyon testi yapılır. Teda-visi ICD implantasyonudur. Medikal tedavide kinidin kullanılır.

3.

Yetmiş sekiz yaşında kadın hasta ani bilinç kaybı nedeni ile acil servise getiriliyor. Hastaya yapılan ilk müdehale-de taşikardisinin olduğu tespit ediliyor ve EKG çekiliyor. Çekilen EKG’si yukarıdaki gibi olan hastanın hızlıca alınan anamnezinde; üç yıl önce miyokard infarktüs nedeni ile koroner anjiografi olduğu ve kalp yetmezliği tedavisi al-dığı öğreniliyor.

Fiziksel muayenesinde tansiyon arteryel ve nabız alına-mayan hastaya aşağıdaki tedavilerden hangisi öncelik-le uygulanmalıdır?

A) IV amiodaron

B) Elektriksel kardiyoversiyon

C) IV magnezyum

D) Defibrilasyon

E) Kardiyopulmoner resisütasyon

3 – D

Vaka kalp yetersizliğine sekonder monomorfik VT atağıdır. Soruda mevcut tabloda en uygun tedavi sorulmuştur. Dikkat edilecek nokta hastanın nabızsız VT olmasıdır ve nabızsız VT tedavisi defibrilasyondur. Defibrilatör olmayan durumlarda ise hiç vakit kaybetmeden kardiyopulmoner resisütasyon’a başlanmalıdır.

KLİNİK TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR

TUSEM

Page 38: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

38

www.tusem.com.tr

4. Otuz altı yaşında kadın hasta çarpıntı şikayeti ile acil servise başvuruyor. Hastanın çekilen EKG’sinde kalp hızı 143/dk, p dalgasının olmadığı ve R-R mesafeleri eşit ol-mayan bir ritim görülüyor. Anamnezinde çarpıntısının yaklaşık üç gündür devam ettiğini belirtiyor.

Bu hasta için aşağıdaki yaklaşımlardan hangisi uygu-lanmalıdır?

A) IV ibutilid başlanması

B) Elektrofizyolojik çalışmaya alınması

C) Adenozin puşelenmesi

D) Elektriksel kardiyoversiyon yapılması

E) Transözefageal EKO yapılması

4 – E

Önemli bir vaka sorusu, vakada çarpıntısı ve EKG açıklamasın-da atrial fibrilasyonu (AF) olan hasta verilmiştir. AF›sinin en az 3 gündür devam ettiği anamnezinden anlaşılmaktadır. 48 saati geçmiş AF›li hastalarda medikal veya elektriksel kardiyo-versiyondan önce transözefageal EKO yapılmalıdır.

5. Nematod enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılmayan antiparaziter ilaç hangisidir?

A) Niklozamid B) Pirantel pamoat

C) Levamisol D) Mebendazol

E) Albendazol

5 – A

Niklozamid sestod (yassı solucan) infeksiyonlarının (Taenia sa-ginata, Taenia solium vb.) tedavisinde kullanılan antiparaziter ilaçtır. Diğer seçeneklerde yer alan antiparaziter ilaçlar nematod (yuvarlak solucan) infeksiyonlarının tedavisinde kullanılabilir.

6. Yirmi yedi yaşında kadın hasta sık tekrarlayan nefes dar-lığı şikayetleri ile göğüs hastalıkları kliniğine başvuruyor. Hastanın yapılan spirometrik analizinde obstrüktif ka-rakter görülüyor. Anamnezi derinleştirildiğinde özellikle fıstık veya fıstık ezmesi yediğinde nefes darlığının arttığı-nı ve ekspiryum yapmakta çok zorlandığını belirtiyor.

Bu hastanın tedavisinde en etkin yöntem aşağıdakiler-den hangisidir?

A) Atak anında ıv glukokortikoid verilmesi

B) Hastaya omalizumab başlanması

C) Atak anında olodaterol verilmesi

D) Atak anında sc norepinefrin verilmesi

E) Atak anında ıv teofilin verilmesi

6 – D Zor bir vaka sorusudur. Vakada astım verilmiştir ancak astımın nadir görülen bir alt tipi sorgulanmıştır. Kırılgan (brittle) astım;

Persistan semptom ve kötü akciğer fonksiyonları (tip-1)

Normale yakın akciğer fonksiyonları olup sık hızlı alevlenme-ler (tip-2) olarak ikiye ayrılır. Gıda ilişkili olabilir ve en etkili tedavi SC epinefrindir.

7. Otuz altı yaşında kadın hasta son yıllarda gittikçe artan nefes darlığı ve bacaklarında ödem şikayeti ile kliniğe başvuruyor. Bilinen herhangi bir hastalığı olmayan has-tanın yapılan ekokardiyografisinde pulmoner arter sisto-lik basıncı 45 mmHg olarak ölçülmüştür.

Bu hasta için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Hastaya sol kalp kateterizasyonu yapılmalıdır.

B) En sık tespit edilen mutasyon BMPR2’dir.

C) Vazoreaktivite testi yapılmalıdır.

D) Konjesyon için diüretikler kullanılabilir.

E) Satürasyonu %92 üstünde tutulmalıdır.

7 – A Vakada genç pulmoner hipertansiyonu (PHT) olan kadın hasta verilmiştir. EKO’da PHT tespit edilen hastalarda tanıyı kesinleş-tirmek için sağ kalp kateterizasyonu yapılmalıdır. PHT kesinle-şen vakalarda ise vazoreaktivite testi uygulanır ve etyolojisine göre tedavi başlanır.

Önemli not: Pulmoner arteryel hipertansiyon grup-1 hastala-rında en sık rastlanan mutasyon BMPR-2 mutasyonudur.

8. Aşağıdakilerden hangisi astım gelişmesinde risk faktör-leri içinde yer almaz?

A) Aspirin B) Atopi

C) Obezite D) Asetaminofen

E) Solunum yolu enfeksiyonları

8 – A Spot bir bilgi sorusu; astım tetikleyicileri ve astım gelişiminde risk faktörleri. Aspirin astım için risk faktörü değil tetikleyici-dir. Aşağıda astım tetikleyicileri verilmiştir;

• Allerjenler • Üst solunum yolu viral enfeksiyonları• Egzersiz ve hiperventilasyon• Soğuk hava• Sülfür dioksit ve iritan gazlar• İlaçlar (B-bloker, aspirin, ACEi)• Stres• İritanlar

TUSEM

Page 39: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

39

www.tusem.com.tr

9. Yirmi altı yaşında kadın hasta doğum sonrası yorgunluk, halsizlik, uykuya eğilim ve kilo artışı şikayetleri ile kliniğe başvuruyor. Hasta bebeğini günde sekiz defa emzirdiği ve özellikle emzirdiği dönemlerde uykuya daldığı terleyerek uyandığı, ellerinde titreme şikayetinin olduğu ve şekerli yi-yecekler tüketince şikayetlerinin geçtiğini söylemektedir.

Aşağıdaki bulgulardan hangisi bu hastada beklenmez?

A) GH düşük olması B) Prolaktin düşük olması

C) T3, T4 düşük olması D) FSH düşük olması

E) LH düşük olması

9 – B

Vaka bir lenfositik hipofisitis vakasıdır. Genellikle postpartum ka-dınlarda yalancı hipofiz kitle görüntüsü ve PRL yüksekliği ile pre-zente olur. Hormon eksiklikleri nadiren otoimmün nedenle görü-lebilir. Sedimantasyon yüksektir. Ön hipofiz hormonlarının hepsi (prolactin hariç) azalır. Bu nedenle anovülasyon, GH eksikliği, TSH eksikliğine bağlı sekonder hipotiroidi ve ACTH eksikliği gözlenir.

10. Elli altı yaşında erkek hasta araç içi trafik kazası nede-ni ile kafa travması geçiriyor ve hipofiz bezinde kanama tespit ediliyor.

Hastanın takibinde aşağıdaki bulgulardan hangisinin oluşması beklenmez?

A) Hipoglisemi B) Kilo artışı

C) Anemi D) Hipokalemi

E) Hiponatremi

10 – D

Vaka bir travaya sekonder hipofiz içine kanama sonrası panhi-popitüitarizm vakasıdır. Panhipopitüitarizmde tüm ön hipofiz hormonları eksilir. Bu nedenle ACTH, GH eksiklikleri hipoglisemi yapar. Sekonder hipotiroidi miksödem ve kilo artışı yapar. Kortizol azalması anemiye neden olur. Hipotiroidiye sekonder uygunsuz ADH salınımı hiponatremi yapabilir ancak hipokalemi beklenmez.

11. Bilinen graves hastalığı olan 33 yaşındaki erkek hasta metimazol ile tedavi ediliyor. Tedavi esnasında yaygın döküntü ve eklemlerde şiddetli ağrı gelişen hastaya bundan sonraki aşamada hangisi yapılmalıdır?

A) İlaç kesilir ilaçsız takibe alınır

B) İlaç değiştirilir

C) İlaç dozu azaltılır

D) İlaç kesilir RAI tedavisi yapılır

E) İlaç kesilir ve cerrahiye alınır

11 – B

Vakada graves hastalığı olan ve metimazol ile tedavi edilen hasta verilmiştir. Antitiroid ilaç yan etkileri TUS’da önemli yer-lerdendir. Döküntü, kaşıntı, artralji ve ateş en sık görülen yan etkilerdendir. Bu yan etkiler gelişirse ilaç değiştirilir tedaviye devam edilir. Ancak hepatit, SLE benzeri sendrom veya agra-nülositoz gelişirse tedavi hemen kesilir.

12. Kırk sekiz yaşında erkek hasta tiroid foliküler karsinoma nedeni ile total tiroidektomi operasyonu geçiriyor.

Bu hastada aşağıdakilerden hangisinin gelişmesi bek-lenmez?

A) Hiperfosfatemi

B) Hipokalsemi

C) Kalsitiriol düşmesi

D) İdrar CAMP artması

E) 1 alfa hidroksilaz aktivitesi azalması

12 – D

Vaka total tiroidektomiye sekonder hipoparatiroidi verilmiştir. Hipoparatiroidide kalsiyum düşer, fosfat yükselir. 1 alfa hid-roksilaz aktivitesi azalır ve bu nedenle kalsitriol seviyesi düşer. PTH azaldığı için idrar CAMP azalır.

13. Metisiline dirençli S.aureus (MRSA), vankomisine di-rençli MRSA, vankomisine dirençli enterokok enfeksi-yonlarında kullanılabilen, hücre membranı sentezini inhibe eden, en önemli yan etkisi miyopati ve kas enzi-mi (CPK) yüksekliği oan sadece Gram pozitif bakterilere etklili lipopeptid grubu antibiyotik hangisidir?

A) Teikoplanin

B) Linezolid

C) Streptogramin ( Kinopristin/ Dalfopristin)

D) Seftabiprol

E) Daptomisin

13 – E

Sitoplazma zarına (hücre zarına) etkili antibiyotikler Dapto-misin ve kolitsindir.

Daptomisin: Sitoplazmik membrana bağlanarak hücre iyon dengesinin bozulmasına neden olan lipopeptid bir antibiyo-tiktir. Dirençli gram pozitif kok enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır (VRE, MRSA) kullanılır. Böbrek yetmezliğinden doz ayarlaması yapılmalıdır. Temel yan etkisi reverzible myelopa-tidir. Kas enzimi (CPK) yüksekliğine neden olabilir.

TUSEM

Page 40: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

40

www.tusem.com.tr

14. Altmış yaşında kadın hastanın abdominal tomografisin-de pankreasta saptanan kistik lezyonun, takiben EUS ile alınan biyopsi örneğinde seröz kistadenom olduğu sap-tanıyor. BT’deki aşağıda beliritlen bulgulardan hangisi kistik lezyonun seröz kistadenom olduğunu destekler?

A) Makrokistik olması

B) Lezyonun ortasında kalsifiye skar olması

C) Wirsung kanalında dilatasyon olması

D) Karaciğerde de kitle lezyonları olması

E) Hem solid hem kistik bileşenlerin olması

14 – B

Seröz kistik neoplazide BT’de bal peteği görünümü-ortasında skar şeklinde kalsifikasyon vardır.

A şıkkı müsinöz kistik neoplazi genellikle 5 cm’den büyük kistler şeklinde prezente olan, müsin içeren lezyonlardır. İPMN’lerden pankreatik kanalla ilişkisinin olmaması ve histolojide over tipi stroma içermesi ile ayrılır. C şıkkı İPMN (intraduktal papiller müsinöz neoplazi), duktal epitelden köken alan, papiller pro-jeksiyonlara neden olan, müsin salgılayan preneoplastik lez-yonlardır. EUS, BT gibi görüntüleme yöntemlerinde Wirsungda dilatasyon ve/veya kistik lezyon olarak kronik pankreatiti taklit eden şekilde izlenirler. ERCP’de ise bunlara ek olarak, pankrea-tik orifisten sarı-turuncu renkli yapışkan, müsin drenajı tipiktir.

E şıkkı solid psödopapiller neoplazinin genç bayanlarda görül-mesi tipiktir, hem solid hem kistik bileşenler içerir.

D şikkı ise daha çok metastatik pankreas adenokanserini dü-şündürür.

15. İnflamatuvar barsak hastalıklarında en sık görülen eks-traintestinal komplikasyon aşağıdakilerden hangisidir?

A) Periferik artrit B) Spondilit

C) Episklerit D) Sklerit

E) Pyoderma gangrenosum

15 – A

İBH’da barsak dışı bulgular sık görülür (özellikle de perianal tutulumlu Crohn hastalığında). En sık artralji/artrit olur. Art-rit genellikle periferik, asimetrik, migratuvar, büyük eklemleri tutan tarzdadır. Sakroileit-spondilit de olabilir. Cilt, hepatobili-yer, böbrek ve göz tutulumu sıktır.

Ekstraintestinal bulgulardan sklerozan kolanjit, sakroileit, spon-dilit, sklerit ve stones hastalık aktivitesinden bağımsızdır; artrit, eritema nodosum, episklerit gibi diğerleri ise hastalık aktifken görülür (NOT: Pyoderma gangrenosum çoğu kaynakta hastalık aktivitesine bağlı, bazılarında ise bağımsız olarak geçmektedir!?).

16. Non-alkolik yağlı karaciğer hastalığına bağlı siroz nede-niyle takipli 50 yaşında erkek hastada tarama endos-kopisinde orta çaplı özefagus varisleri saptanıyor, daha önce kanama öyküsü olmayan hastaya propranolol te-davisi başlanıyor, fakat aşırı bradikardi ve hipotansif epi-sodlar nedeniyle tolere edemiyor.

Bu hastada varis tedavisi için hangisi en uygundur?

A) Oral nitrat tedavisi B) Endoskopik varis ligasyonu

C) TİPSS D) Karaciğer nakli

E) Octreotid

16 – B

Siroz tanısı konan bir hastada endoskopi yapılarak varis varlığı araştırılır. Varisleri var, henüz kanamamışsa non-selektif beta bloker başlanır (propranolol, nadolol), tolere edemezse veya büyük-kanama bulgusu olan varislerse EVL (endoskopik varis ligasyonu) programına alınır.

17. Kırk yaşında kadın hasta halsizlik ve eklem ağrıları ne-deniyle başvurduğunda ALT, AST 3 kat yüksek saptanı-yor. İleri incelemelerde aşağıdakilerden hangisi otoim-mün hepatit lehine bir ipucu değildir?

A) IgG artışı

B) ANA, ASMA pozitifliği

C) Karaciğer biyopsisinde plazma hücrelerinden zengin inflamasyon

D) sp100, gp210 pozitifliği

E) Viral belirteçlerin negatif olması

17 – DOtoimmün hepatitli hastalarda ALT, AST ve gammaglobulinler (IgG dominant) yüksektir. Serolojide ANA, ASMA (düz kas anti-korları), LKM-1 (liver-kidney mikrozomal antikorları) pozitifliği sıktır. Bunların arasında ASMA’nın özgüllüğü yüksektir. Bir di-ğer marker SLA (soluble liver antijeni) ise duyarlılığı az (hasta-ların üçte birinde), fakat özgüllüğü en yüksek antikordur. 2008 Basitleştirilmiş tanı kriterleri; “Otoantikorlar, IgG artışı, biyop-si bulguları ve viral belirteçlerin negatif olması” şeklinde dört kriterden oluşur. Karaciğer biyopsisinde “interface hepatit, plazma hücreleri ve rozet formasyonu” görülmesi önemlidir (İnterface hepatit (piecemeal nekroz), portal alanı aşıp lobü-ler mesafeye ilerlemiş inflamasyonu ifade eder, birçok kronik hepatitte görülür, otoimmün hepatitte “şiddetli oluşu ve plaz-ma hücrelerinden zengin oluşu” tanısal önem arz eder).

Sp100 ve gp210 ise AMA negatif çıkan primer biliyer siroz ol-gularında (PBC olgularının % 5’i) tanısal amaçlı kullanılan se-rolojik belirteçlerdir.

TUSEM

Page 41: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

41

www.tusem.com.tr

18. Yirmi yaşında kadın hasta halsizlik, unutkanlık nedeniy-le başvurduğunda Hb 10 gr/dl, MCV 70, RDW % 18, BK 6000 /mm3, Plt 500.000 /mm3, retikülosit % 1.5 sap-tanıyor. Öyküsünde menstrüel aşırı kanama tarif eden hastaya oral demir replasmanı başlanıyor.

Lab bulgularından hangisi ilk önce düzelmeye başlar?

A) Hemoglobin B) MCV

C) Retikülosit D) RDW

E) Trombosit

18 – C

DEA tedavisi sırasında yanıtlar şu sırayla gerçekleşir: semptom-larda düzelme (2-3. gün), retikülosit krizi (1.hafta, en erken lab bulgusu), hemoglobin artışı (2. hafta), hemoglobin normalleş-mesi (2.ay), demir indekslerinin ve en son ferritin düzelmesidir.

19. Yirmi iki yaşında erkek hasta ateş ve nöbet geçirme kli-niği ile getirildiğinde mikroanjiyopatik hemolitik anemi, trombositopeni, oligüri ve kreatinin artışı saptanıyor.

Bu tablonun en olası nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) E. Coli B) Hepatit B

C) HHV8 D) Candida

E) S. aures

19 – A

HÜS, “mikroanjiyopatik hemolitik anemi+akut böbrek yetmezliği+trombositopeni” triadı ile karekterizedir. Tipik HÜS olanların çoğu çocuklardır, ishal-kanlı ishal öyküsü sıktır, enterotoksin üreten E. coli ve Shigella dysenteria etyolojide suçlanmaktadır. Atipik, herediter HÜS’de ise kompleman de-fektine bağlı hemoliz atakları olur.

20. Otuz yaşında erkek hasta trafik kazası sonrası intraab-dominal kanama nedeniyle acil splenektomi yapılıp, 1 hafta sonra şifa ile taburcu oluyor. 2 hafta sonra ateş, titreme, myalji, kusma ile geldiğinde, hipotansiyon, nöt-rofilik lökositoz, PTZ, aPTT ve D-dimer artışı saptanıyor.

Klinik tablonun en olası nedeni aşağıdakilerden hangi-sidir?

A) Staphylococcus aureus

B) Haemophilus influenza type b

C) Neisseria meningitidis

D) Plasmodium falciparum

E) Streptococcus pneumonia

20 – E

Splenektomili hastalarda ise S. Pneumonia (en sık) ve Hae-mophilus influenza ve Neisseria menengitidis gibi kapsüllü bakterilerle enfeksiyon riski artmıştır. Soruda profilaktik pnö-mokok aşısı yapılmamış splenektomili bir hastada, pnömok sepsisine bağlı DİK tablosu verilmiştir.

21. Altmış yaşındaki erkek hastada, evre 4 diffüz büyük B hücreli lenfoma tanısıyla R-CHOP kemoterapisi uygu-landıktan sonra hiperkalemi, hiperürisemi, hipokal-semi, hiperfosfatemi ve kreatinin artışı ile karekterize tümör lizis sendromu gelişyor. Yoğun iv hidrasyon, des-tek tedavisi, sık elektrolit - EKG kontrolü ve yakın he-modinamik monitorizasyona ek olarak aşağıdakilerden hangisi tedavide en etkilidir?

A) İdrar alkalinizasyonu

B) Allopürinol

C) Sodyum bikarbonat

D) Rasburicase

E) Furosemid

21 – D

Tümör lizis sendromu (TLS), aşırı miktarda tümör hücresinin yıkımına bağlı oluşan, biyokimyasal bozukluklar ve akut böb-rek yetmezliği ile seyreden klinik tablodur. Hastaların tedavi öncesi ve tedavi sırasında hidrasyonu şarttır. Günlük biyokim-ya ve EKG ile elektrolitler ve böbrek fonksiyonları yakından takip edilir. TLS gelişme riski düşük-orta hastalarda hidrasyon ve allopürinol; risk yüksek veya TLS olup gelmişse hidrasyon ve rasburicase en etkili tedavi yöntemidir.

22. Aşağıdakilerden hangisi trombinin etkilerinden değildir?

A) Doku faktörü aktivasyonu

B) Trombosit aktivasyonu

C) F 9 aktivasyonu

D) Protein C aktivasyonu

E) F 1 aktivasyonu

22 – A

Doku faktörünü F7 aktive eder. Trombin ise primer hemostaz, koagülasyon kaskadı, antikoagülan sistemi aktive; fibrinolitik sistemi ise inhibe eder.

TUSEM

Page 42: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

42

www.tusem.com.tr

23. Aşağıdakilerden hangisi Waldenström makroglobüli-nemisi ile uyumlu değildir?

A) Hiperviskozite

B) Hiperkalsemi ve litik lezyonlar

C) PY’de rulo formasyonu

D) Lenfadenopatiler

E) Kemik iliğinde fibrozis

23 – B

Waldenström makroglobülinemisinde multipl myelomun ak-sine hiperkalsemi ve kemik lezyonları beklenmez.

24. Aşağıdakilerden hangisi hipernatremi nedeni değildir?

A) Postoperatif ADH sekresyonunda artış

B) Aşırı terleme

C) Diabetes insipidus

D) Hipoosmotik GİS sıvı kayıpları

E) Metabolik asidoz tedavisi için aşırı sodyum bikarbo-nat kullanımı

24 – A

ADH sekresyonunda artış hiponatremiye neden olur.

25. Glomerüler hastalık-olası etyoloji eşleşmelerinden hangisi yanlıştır?

A) FSGS-siyah ırkta daha sık

B) Minimal değişiklik hastalığı-NSAİİ kullanımı

C) Membranoproliferatif GN-Hepatit B, C

D) Membranöz nefropati-Hodgkin lenfoma

E) FSGS-Obezite

25 – D

Membranöz nefropati solid tümörlerle ilişkili iken, minimal değişiklik hastalığı Hodgkin lenfoma gibi hematolojik tümör-lere eşlik edebilmektedir.

26. Otuz iki yaşında erkek hasta, sağ dizinde ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı nedeniyle başvuruyor. Diğer eklemleri normal olan hastanın 10 gün önce düştüğü ve dizinde yüzeyel sıyrıklar olduğu öğreniliyor.

Ateşi de olan hastanın eklem sıvısı incelemesi için aşa-ğıdakilerden hangisi doğrudur?

A) Viskozitesi normal, PNL: 5000/mm3

B) Pürülan sıvı, PNL: 90.000/mm3

C) Kalsiyum pirofosfat kristalleri, PNL yok

D) Kültürde H.İnfluenza üremesi

E) Ürik asit kristalleri

26 – B

Septik artritin en sık nedeni S. Aures olup, tanı sinoviyal aspiras-yonla konur. Beyaz küre sayısı >50.000 (nötrofili), glukoz düşük, laktat yüksektir, gram boyama yapılır ve genellikle kültür bek-lenmeden antibiyotiğe başlanır. İlave incelemelerle gerekirse travma, kanama, kristal artritleri gibi diğer nedenler dışlanır. Tedavide etkene yönelik parenteral antibiyotik başlanır (2 hafta iv kullanıldıktan sonra ağırlığına göre 2-4 hafta daha oral verilir).

27. Yukarıdaki hastanın tedavisi için ne yapılmalıdır?

A) Fizik tedavi B) Kolşisin

C) Allopurinol D) Antibiyotik

E) İntra-artiküler steroid

27 – D

28. Kenelerden bulaşmayan enfeksiyon etkeni aşağıdaki-lerden hangisidir?

A) Babesia microtii

B) Erhlichlia chafeensis

C) Riketsia riketsii

D) Leptospira ichterohemorhagica

E) Fransiella tularensis

28 – D

Seçeneklerde yer alan Leptospira ichterohemorhagica fare id-rarıyla kirlenmiş olan sulardan cilt ve mukoza temasıyla veya kontamine su ve besinler aracılığıyla bulaşır.Seçeneklerde yer alan bakterilerden (Erhlichlia chafeensis, Riketsia riketsii, Fransiella tularensis) ve Borrelia recurrentis kenelerden bu-laşabilir. Kenelerden bulaşan viral enfeksiyonlar Kırım Kongo Kanamalı ateşi ve tick borne (kene kaynaklı) ensefalit virüsle-ridir. Kenelerden bulaşan protozozon ise Babesia microtii’dir.

TUSEM

Page 43: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

43

www.tusem.com.tr

29. Elli yaşındaki erkek hasta bulanık görme ve yürüme güç-lüğü nedeniyle nöroloji polikliniğine başvurmuştur. Mu-ayenede alt ekstremitelerde paraparezi mevcuttur. De-rin tendon refleksleri bilateral alınamamaktadır. Hasta 2 hafta önce ishal geçirmiştir

Bu olguda tanı koymada en yardımcı olabilecek tetkik aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kraniyal MR B) Elektromiyelografi

C) Lomber ponksiyon D) Kraniyal BT

E) Edrofonyum testi

29 – B

Poliomiyelitin toplumdaki sıklığının azalmasından sonra GBS, akut yaygın flask felce neden olan hastalıkların en sık görüle-nidir. Çocukluktan ileri yaşlara kadar her yaş grubunda rastla-nan otoimmun kökenli bir hastalıktır. Hastaların büyük kısmın-da GBS’na ait yakınmaların başlangıcından önceki 1-4 haftalık süre içerisinde geçirilen bir üst solunum yolu ya da gastroin-testinal traktus infeksiyonu, cerrahi girişim ya da aşılanma gibi bir olay vardır. Hastalığın en sık yerleşme şekli, bacaklar-dan başlayıp kollara, daha sonra yüze, orofaringeal kaslara ve ağır olgularda solunum kaslarına doğru yükselen kas kuvvet-sizliği ile olur. Duyusal yakınmalar genel olarak daha geri plan-dadır ve ekstremite uçlarında parestezi ya da nadir olmayarak sırt, bel ve bacak ağrıları şeklindedir. Nörolojik muayenede, tanımlanan alanlardaki kas kuvvetsizliğine ek olarak, hemen daima, tendon reflekslerinin yaygın şekilde kaybolduğu ya da azaldığı görülür.

Laboratuvar Bulguları

GBS’da tanıya en çok yardımcı olan laboratuvar yöntemleri elektrofizyolojik incelemeler (EMG ve sinir iletim incelemele-ri) ile BOS incelemesidir.

Beyin omurilik sıvısı (BOS): Protein düzeyi artmıştır. Genel ola-rak hücre artışı görülmez

(albuminositolojik disosiyasyon). Lomber ponksiyon yap-madan önce kesinlikle bir görüntüleme ile kraniyal bir kitle olmaması gösterilmelidir.

EMG de sinir ileti hızı yavaşlamaları, ileti blokları gibi demi-yelinizasyon bulguları izlenir. GBS’nun erken döneminde F yanıtlarının kaybolması, latanslarının uzayıp persistanslarının azalması başlıca elektrofizyolojik bulguyu oluşturabilir.

30. Sol gözünde 10 dakika süren görme kaybı olan ve o sı-rada sağ kolda uyuşukluk ve güçsüzlük hisseden 65 ya-şındaki hastada ilk yapılması gereken radyolojik tetkik aşağıdakilerden hangisidir?

A) Elektroensefelografi

B) Karotis ultrasonografi

C) SPECT

D) Vizüel uyarılmış potansiyaller

E) Bilgisayarlı tomografi

30 – E

Amarozis fugax geçici iskemik atakta görülebilen geçici körlük denilen bir durumdur. Olay iskemik kökenli olsa da kraniyal olaylarda öncelikle hemoraji kraniyal tomografi çekilerek ekarte edilmelidir.

31. Trigeminal nevraljinin tedavisinde ilk tercih edilecek ilaç aşağıdakilerden hangisidir?

A) Karbamazepin

B) Barbitürat

C) Naproksen sodyum

D) Asetil salisilik asit

E) Opiatlar

31 – A

Trigeminal nevralji

En yararlı olduğu bilinen karbamazepin A sınıfı kanıta sahiptir. Grup A sınıfına giren diğer ilaçlar; tizanidin, baklofen (antis-pastik) ve lamotrigindir.

Medikal tedavinin yeterli olmadığı durumlarda cerrahi yapı-labilir. Son yıllarda uygulana cerrahi teknik ‘gamma knife’ ile radyo-cerrahidir.

32. İstemsiz hareket ve lezyon lokalizasyonu ikililerinden hangisi yanlıştır?

A) Hemiballismus – Subtalamik nukleus

B) Donma fenomeni – Pandikulopontin nukleus

C) İntansiyonel tremor – Substansia nigra

D) Kore – Kaudat nucleus

E) Bradikinezi – Substansia nigra kompleksi

TUSEM

Page 44: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

44

www.tusem.com.tr

32 – C

Serebellum hastalıklarında

Ataksi

Dizartri

Oküler bulgular

Dismetri

Disdiadokokinezi

İntansiyonel tremor: Hedefe yönelik hareketlerde amplitüd ve frekansı artan tremordur.

Hipotoni

33. Yetmiş iki yaşında erkek hasta intrakraniyal kanama ne-deni ile hastanede yatıyor. Bilinci kapalı ve nörolojik mu-ayenesinde pupillerinin pin point olduğu fark ediliyor.

İntraserebral kanamanın en olası lokasyonu aşağıdaki-lerden hangisidir?

A) Bazal ganglia B) Serebellum

C) Medulla Oblongata D) Pons

E) Mezensefalon

33 – D

Pontin Kanama: Tipik bir masif pons kanamasında hasta da-kikalar içinde deserebre olur ve komaya girer. Göz küreleri genellikle fikse, pupillalar miyotiktir ve toplu iğne başı pupilla karekteristiktir. ve ışık cevabı vardır. Okülo-sefalik ve okülo–vestibüler refleksler azalmış ya da kaybolmuştur.

34. Bir aile hekimi bölgesindeki 0-6 yaş grubu çocuklarda kas hastalığı sıklığını saptamak için çalışma yapıyor. 2008 yılında 0-6 yaş grubu 100 çocuktan 20’sinde hastalık sap-tıyor. 2009 yılında ise 20 çocukta daha hastalık saptıyor.

Bu bölgedeki 0-6 yaş grubu çocuklarda 2009 yılı kas hastalığı insidansı yüzde kaçtır?

A) 4

B) 20

C) 40

D) 25

E) 50

34 – D

İnsidans hesaplanırken sağlam kişilerin çalışmaya alınması gerekmektedir. Bu nedenle sorudaki 2009 yılından önceki hastalar 2009 insidansında hesaba katılmaz. 20/100-20(2008 yılında hasta olanlar)= % 25.

35.

Etken Vaka Kontrol Toplam

Karşılaşan 100 200 300

Karşılaşmayan 50 250 300

Toplam 150 450 600

Yukarıdaki tabloya göre atfedilen risk yüzde kaçtır?

A) 22,2 B) 25

C) 20,3 D) 16,6

E) 2

35 – A

Atfedilen risk ise sağlık problemine neden olduğu düşünülen se-bebin sağlık probleminin oluşumunda ne kadar katkısı olduğunu belirten bir ölçüt olup atfedilen risk etkene maruz kalan grupta-ki sağlık problemi insidansının etkene maruz kalmayan gruptaki sağlık problemi insidansının farkı ile hesaplanmaktadır.

Bu nedenle vakalardaki insidans %66,6 , kontrol grubundaki etken pozitif insidansı %44,4 olarak hesaplanır. Aradaki fark %22.2 olarak bulunur.

36. Aşağıdaki aşılardan hangisi sıcaklığa diğerlerinden daha duyarlıdır?

A) OPA

B) Kabakulak

C) DaBT

D) Rotavirüs

E) Hepatit B

36 – A

OPA, kızamık, BCG, menenjit aşıları sıcağa çok duyarlı aşılar-dır. DBT, DT, Td (Erişkin Tip Difteri Tetanos), tetanos, hepatit B aşıları donmaya çok duyarlıdırlar. BCG ve kızamık aşıları gün ışığı ve UV ışınlarına duyarlı aşılardır. Kızamık aşısı sulandırı-larak yapılan bir aşıdır. Bu nedenle aşının yanı sıra aşı sularını da uygun miktarlarda almak gerekmektedir.

37. Aşağıdakilerden hangisi romatoid artritli hastanın izle-minde kötü prognoz bulgularından birisi değildir?

A) Sabah sertliği

B) RF titrasyonunun yüksek olması

C) HLA DR4 genetik yatkınlığı

D) Çok sayıda eklemde inflmasyon olması

E) İlk yıl içinde eklemlerde eroziv değişiklikler olması

TUSEM

Page 45: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

45

www.tusem.com.tr

37 – A Kötü prognoz kriterleri: Yüksek titrede RF (+), HLA-DR4 (+), eklem erozyonlarının erken olması, artmış tutulan eklem sa-yısı, erken eroziv değişiklikler, daha genç hastalar, erkeklerde olması, eklem dışı bulguların varlığı.Sabah sertliği veya tutukluluğu her romatoid artritli de görü-lebilen ortak bir semptomdur.

38. Aşağıdakilerden hangisi Fonksiyonel Elektriksel Stimu-lasyon için uygun bir hastalıktır?

A) Peroneal sinir paralizisi

B) Spinal kord lezyonu

C) Brakiyal pleksus lezyonu

D) Ulnar sinir nöropatisi

E) Diabetik polinöropati

38 – B Fonksiyonel Elektriksel Stimulasyon

FES; sinirsel kontrolden yoksun olan kaslarda, fonksiyonel ha-reket oluşturmak amacıyla, elektrik stimülasyon uygulamasıdır.

FES sistemlerinde kaslar değil, kasları besleyen sinirler uya-rılmaktadır.

FES Uygulamasında Başarısızlığın Nedenleri

• Alt motor nöron lezyonu

• İleri spastisite

• Eklem kontraktürü

• Diabet ve alkolizm

• İleri kas atrofisi

• Obezite

• Stimülasyon noktasını belirlemede güçlük

39. Aşağıdakilerden hangisi psöriasis vulgaris plaklarının görüldüğü lokalizasyonlardan biri değildir?

A) Diz B) Dirsek

C) Oral mukoza D) Saçlı deri

E) Sakral bölge

39 – C Psöriazis vulgaris• En sık ve tipik formu• Skuamların künt cisimle kazınması sonrası dökülmesi

(mum lekesi belirtisi)• Kazımaya devam edildikçe alttaki eritemli zeminde papil-

lomatozis ve kapiller dilatasyon nedeniyle noktasal kana-malar görülmesi(auspitz belirtisi)

• Normal deriye travma sonrası 1 hafta içinde lezyonların ortaya çıkması (köbner fenomeni)

• Saçlı deri, diz, dirsek, sakral bölgeler tutulum yerleridir.• Mukozalar tutulmaz• Tırnak tutulumu; yüksük tırnak(noktasal çukurlaşmalar- pit-

ting), keratin debris nedeniyle tırnak plağının tırnak yatağın-dan ayrılmasıonikolizis tırnak yüzeyinin bozulması görülebilir.

40. Aşağıdaki hücrelerden hangisi dermiste yer almaz?

A) Mast hücreleri

B) Langerhans hücreleri

C) Fibroblastlar

D) Plazma hücreleri

E) Çekirdeksiz hücreler

40 – E

DERMİS

Epidermisin destekleyici tabakasıdır, papiller ve retiküler der-mis olarak iki tabakadan oluşur.

Esas hücre olarak fibroblastlar olmak üzere;

• Mast hücreleri

• Mononükleer fagositer sistem hücreleri

• Mast hücreleri

• Glomus hücreleri(retiküler dermis)

• Langerhans hücreleri

• Lenfositler

41. Otuz bir yaşında bir erkek hasta, son yıllarda birkaç ayda bir alkol aldığı zamanlar çok agresif olduğu ve bu durum-dayken insanlarla ilişkilerinde problemler yaşadığı için eşinin isteğiyle psikiyatriye başvurmuştur. Öyküsünden son aylarda sürekli olarak depresif ve anhedonik olduğu; uyku, iştah ve konsantrasyonunun bozulmuş olduğu ve bu belirtilerinin günlük hayatını belirgin derecede olum-suz etkilediği öğrenilmiştir. Hasta alkolü tamamen bırak-mayı düşünmediğini söylemektedir.

Bu hastaya aşağıdaki ilaçlardan hangisinin önerilmesi kesinlikle uygun değildir?

A) Disulfiram

B) Paroksetin

C) Sertralin

D) Sitalopram

E) Venlafaksin

TUSEM

Page 46: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

46

www.tusem.com.tr

41 – A Disülfiram: Farmakolojik tedavide aldehit dehidrogenaz enzi-mini bloke eden disülfram kullanılabilir. Alkol oksidasyonunu asetaldehit seviyesinde durdurur. Kanda biriken asetaldehit toksik belirtilere neden olur. Eğer bu ilaç kullanılırken alkol alınırsa hastada yüzeysel kan damarlarında vazodilatasyon, hipotansiyon, baş dönmesi, bulantı, kusma, taşikardi, terleme gibi belirtiler görülür. Tedavi öncesinde hastaya ilaç kullanır-ken eğer alkol alırsa zehirlenme hatta ölüm riskiyle karşı kar-şıya kalacağı anlatılır. Hasta koopere ve tedaviye karşı yüksek motivasyonlu olmalıdır. Bırakmayı çok istediği halde kompulsif tarzda içki içme özelliği olan veya olumsuz çevre baskılarına karşı koyamayan hastalarda başarılı sonuçlar alınabilir.

42. Bir şizofreni hastasında aşağıdaki belirtilerden hangi-sinin antipsikotik tedavisine yanıt verme olasılığı en düşüktür?

A) Kendi kendine gülme

B) Afekt küntlüğü

C) Yönetilme hezeyanları

D) Başkasına zarar verici davranışlar

E) Kendisi hakkında konuşan sesler duymak

42 – B ŞizofreniPozitif semptomlarDezorganizasyon (düşünce, affekt, davranış)Sanrı (delüzyon)Varsanı (halusinasyon)Katatonik belirtilerNegatif semptomlarAnhedoni (zevk almama)Avolition (isteksizlik)Affektif küntleşmeDüşünce fakirleşmesiKonuşma süre ve içeriğinin azalmasıKendine bakımda azalma ve toplumdan kendini çekmeBilişsel alandaki bozukluklar ise dikkat ve konsantrasyon so-runlarıdır.Genel olarak negatif belirtiler sürekli olarak belirli bir düzeyde devam ederken, pozitif belirtiler özellikle ilaç tedavisi altın-dayken kaybolur ya da ihmal edilebilir düzeye iner.Hastaların çoğunda hastalık negatif belirtilerle başlar. Negatif belirtiler çoğu zaman aile tarafından tembellik, irade eksikliği, üşengeçlik olarak değerlendirildiğinden bu belirtiler hastane-ye başvuru nedeni olmaz.

43. Aşağıdakilerden hangisi, yenidoğanda işitme kaybı ris-kini artıran durumlar arasında yer almaz?

A) Fetal hipoksi

B) Sezaryen

C) Ailede işitme kaybı öyküsü

D) 1500 gramın altında doğum

E) Forseps kullanımı

43 – B

Sağırlık yönünden yüksek riskli yenidoğanlar

Aile öyküsü (sensorionöral işitme kaybı)Konjenital enfeksiyonlar (TORCH)Kraniofasyal anomaliler1500 g altında doğum ağırlığıHiperbilirubinemi (excange sınırının üzerinde)Gentamisin, tobramisin, kanamisin, streptomisinBakteriyel menenjit

Asfiktik doğum (5.dk Apgarı ≤3, 10.dk.da solunum başlamamış)Uzamış mekanik ventilasyonWaardenburgAlportPendred Usher

44. Aşağıdakilerden hangisi yenidoğan bebeklerde hipo-kalseminin sık görülen bulgularından biri değildir?

A) Tremor

B) Emmeme

C) Karpopedal spazm

D) Tiz sesle ağlama

E) Apne

44 – C

Matür bebeklerde 7,5 mg/dl ve prematür bebeklerde 7 mg/dl altındaki değerler.

KARPOPEDAL SPAZM GÖRÜLMEZ!!, Chvostek belirtisi görülebilir.

Hiperirritabilite, Tonus artması, Konvülsiyon, Siyanoz, Tre-mor, Kusma, Emme güçlüğü, Tiz sesle ağlama, Laringospazm, Apne, Kardiak (Hipotansiyon, QT uzaması, Kalp bloğu, Ventri-küler fibrilasyon, Kalp yetmezliği)

45. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda orantısız boy kısalı-ğı nedenlerinden birisi değildir?

A) Turner sendromu

B) Akondroplazi

C) Hurler sendromu

D) Vitamin D dirençli rikets

E) Ekstremite ışınlanması

TUSEM

Page 47: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

47

www.tusem.com.tr

45 – A

Turner sendromu orantılı boy kısalığı nedenidir.

Çocuklarda kısa boy nedenleri

Patolojik olmayan (normal varyantı)Konstitüsyonel (yapısal) boy kısalığı*Familyal (ailevi-genetik) boy kısalığı

Patolojik

Orantısız Orantılı

İskelet displazileri*-Akondroplazi-HipokondroplaziMukopolisakkaridozlarVitamin D dirençli riketsEkstremitelerin ışınlanmasıSHOX gen mutasyonları

Nutrisyonel boy kısalığı*IUGR*Kromozom anomalileri Down TurnerDismorfik sendromlar Seckel Russel-Silver Noonan

Kronik hastalıklar *Sevgi yoksunluğuEndokrin nedenler BH eksikliği* Hipopituitarizm* Hipotiroidizm* Glukokortikoid fazlalığı Psödohipoparatiroidizm Diyabetes mellitus

*Kemik yaşı geriliği yapanlar

46. Aşağıdakilerden hangisi miksödematöz kretinizmli bir hastada beklenmez?

A) Klonus

B) Mental retardasyon

C) Normal pübertal gelişim

D) Tiroid atrofisi

E) Gelişme geriliği

46 – C

• Hafif iyot eksikliğinde guatr (gebelik ve adolesan hariç) yoktur.

• Orta iyot eksikliğinde guatr vardır. Olgunlaşmayla kaybo-lur, gebelikte ve laktasyonla tekrar ortaya çıkabilir.

• Ağır iyot eksikliğinde toplumun yarısında guatr var ve en-denik kretinizm sıktır. İyot eksikliğine bağlı guatr kızlarda erkeklerden daha sıktır.

• Serum T4 (↓) . Klinik hipotiroidizm nadirdir. Serum T3 (↑), TSH normal veya hafif (↑)

• Endemik kretenizm iyot eksikliğinin en ağır sonucudur.

1. Nörolojik tip Mental gerilik, sağırlık, dilsizlik, ayakta durma ve yürüme bozuklukları ve klonus, babinski belirtisi, patellar hiperrefleksi gibi piramidal belirtiler ile karakterizedir. Etkile-nen bireyler guatrlı fakat ötiroidtir. Normal puberte gelişimi ve erişkin boyu vardır.

2. Miksödematöz tip mental gerilik, sağırlık, nörolojik semp-tomlar, cinsel gelişim ve büyüme gecikmesi ve miksödem var-dır. İskelet matürasyonunda gecikme 3. dekat veya sonrasına uzayabilir. Guatr yoktur; serum T4 düzeyi düşük TSH düzeyle-ri belirgin yüksektir. USG incelemesi tiroid atrofisini gösterir. Postnatal hipotiroidinin devam etmesi ve atrofi ilave selenyum eksikliği, guatrojenik gıdalar, tiyosiyanat, Yersinia enfeksiyonu veya tiroid büyümesini engelleyen Ig ‘lerin varlığına bağlıdır.

47. Çocuklarda kızamığın en uzun süren major semptomu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Öksürük

B) Ateş

C) Döküntü

D) Konjonktivit

E) Koplik lekesi

47 – A

Prodrom bulguları: 3-5 gün (Hafif ateş, kuru öksürük, burun akıntısı, kojunktivit, fotofobi, Koplik patognomonik)

Klinik bulgular: Döküntü baş-boyun başlar, ateş 40 C kadar yükselir, Perifere yayılır, birleşme eğilimindedir, 7.gün solar. 2.gün ateş düşer.Öksürük 10 günde biter (en uzun semp-tom). Döküntü öncesi 3 gün, maruz kalma öncesi 7 gün, dö-küntü sonrası sonrası 4-6 gün bulaştırıcıdır. Döküntüden sonra 3 gün içinde ateş düşmezse komplikasyon oluşur.

• Ömür boyu bağışıklık bırakır (like boğmaca). En sık sekon-der bakteriyel enfeksiyon pnömokok’tur

• Aşılılarda döküntü extremiteden gövdeye yayılır peteşiyal purpurik hale gelir.

48. Aşağıdakilerden hangisi dört yaşındaki bir çocukta BCG skarında belirginleşmeye neden olabilen bir hastalıktır?

A) Henöch Schönlein purpurası

B) Juvenil idiopatik artrit

C) Sjögren sendromu

D) Kawasaki hastalığı

E) Juvenil dermatomiyozit

48 – D

Kawasaki hastalığında BCG yerinde kızarıklık ve endürasyon görülebilir.

TUSEM

Page 48: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

48

www.tusem.com.tr

49. Aşağıdaki çocukluk çağı alerjik hastalıklardan hangi-sinde serum IgE düzeyi diğerlerine göre daha yüksek beklenir?

A) Atopik dermatit

B) Astım bronşiale

C) Alerjik konjonktivit

D) Gıda alerjisi

E) İlaç alerjisi

49 – A

• IgE düzeyinin alerjik hastalarda yüksek olmasının tanısal değeri düşüktür. Alerjik hastaların %50’sinde düzeyi nor-mal olabilir. Bir çok non-alerjik hastada düzeyi yüksektir.

• Fizyolojik olarak yaşamın ilk yılları boyunca düzeyi artar, ergenlikte pik yapar ve daha sonra giderek azalır.

• En çok atopik dermatitte yüksektir. Astımda da alerjik rini-te göre yüksektir.

• Alerjik bronkopulmoner aspergillozda çok yüksek (>1000ng/dL) olması tanı kriteridir.

• Artmış IgE ile ilişkili non-alerjik hastalıklar:

I. Paraziter (Askariyazis, kapillariyazis, fassiyaliyasis, kancalı kurt, onkoserkozis, paragonomiyazis, şisto-miyazistrişinöz, strongiloidozis, filaryaz, ekinokokkoz, visseral larva migrans

II. Enfeksiyöz (koksikoidomikozis, alerjik bronkopulmo-ner aspergilloz, sistemik kandidiyaz, CMV, EBV, lepra)

III. İmmun (HiperIgE sendromu, Wiscott-Aldrich, selektif IgA eksikliği, Nezelof sendromu, DiGeorge sendromu)

IV. Diğer (Hodgin, IgE miyelom, yanık, kistik fibroz, erite-ma nododum-streptokok, Guillain-Barre, pulmoner hemosideroz, interstisyel nefrit, Kawasaki, KC hasta-lığı, büllöz pemfigus, infantil PAN, romatoid artrit)

50. Aşağıdakilerden hangisinin IgE aracılı olmayan anafi-laksi nedeni olması beklenmez?

A) İnfliksimab

B) Aspirin

C) Arı sokması

D) Opiatlar

E) Soğuk

50 – C

Anafilaksi nedenleri

IgE Aracılı immunolojik IgE bağımsız diğer immun mekanizmalar

Gıda (fıstık, kabuklu deniz ürünleri, fındık, soya, buğday, susam, süt, yumurta, balık, et[galaktoz-α-1,3-galaktoz])Gıda katkılarıBöcek sokması (arı)Lateksİlaçlar (β laktamlar, ibuprofen vb)İnhalanlar (nadir)Biyolojik ajanlar (monoklonal ab, provokasyon testleri, immunoterapi)Aşı Daha önce tanımlanmış alerjenler

IgG aracılı (infliksimab, yüksek molekül ağırlıklı dekstranlar)IVİGİlaçlar (Aspirin, NSAİ, opiatlar, kontrast maddeler, etilen oksit/diyaliz filtreleri)Kompleman aktivasyonu (kan ürünleri)Fiziksel faktörler (egzersiz, soğuk, ısı, güneş ışını/UV radyasyon)Etanolİdiopatik

51. Sık yineleyen enfeksiyonu olan çocukta immun yetersiz-lik araştırılması yapılmak isteniyor.

Aşağıdakilerden hangisi fagosit fonksiyon bozuklukları-nın ilk taraması için kullanılır?

A) Mutlak lenfosit sayısı

B) CH50 düzeyi

C) İzohemaglütinler

D) Candida albicans intradermal testi

E) Respiratuvar ‘burst’ paneli

51 – E

Fagosit fonksiyon bozukluklarında en güvenilir ve yararlı test rhadomine boya kullanılarak yapılan solunum patlamasının flowsitometri incelenmesidir; nitroblue tetrazolium (NBT) boya testinin yerini almıştır.

52. Aşağıdakilerden hangisi Wiskott-Aldrich sendromunda görülen bulgulardan/hastalıklardan biri değildir?

A) IgM düşüklüğü

B) Alopesi

C) Kanama diyatezi

D) B hücreli lenfoma

E) T hücre fonksiyonlarında bozulma

TUSEM

Page 49: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

49

www.tusem.com.tr

52 – B

WİSKOTT-ALDRİCH SENDROMU

• XR, CD 43 ekspresyonunun azalmasına bağlı. MPV’si dü-şük trombositopeniye bağlı purpura ve atopik dermatitle (1 yaş civarı ortaya çıkar) karakterizedir.

• IgG normal, IgM azalmış, IgA ve IgE artmıştır. B hücre sa-yısı normaldir. Polisakkarit antijenlere antikor yanıtı bozul-muştur. T hücre fonksiyonu zaman içinde azalır.

• Pnömokok, P.jiroveci ve herpes enfeksiyonları sıklığı art-mıştır. İlk bulgu sıklıkla kanlı ishaldir. Kronik böbrek hasta-lıklarına eğilim görülen sendromda EBV-ilişkili malignite ana ölüm nedenidir. Tedavide antibiyotik, aylık TDP veri-lir. KİT yapılabilir.

53. Aşağıdaki maddelerden hangisindeki zehirlenmede de-rin hipotansiyona rağmen bilinç açık olur?

A) Beta bloker

B) Opiat

C) İbuprofen

D) Kalsiyum kanal blokeri

E) Digoksin

53 – D

KALSİYUM KANAL BLOKERLERİ

• İlaca bağlı olarak bradikardi, normokardi ve taşikardi gö-rülebilir. Taşikardi ve hipotansiyon birlikte görülebilir. En karakteristik bulgusu derin hipotansiyona rağmen şuurun korunmasıdır. Hiperglisemi kardiak bulgulardan önce çıka-bilir ve düzeyi hastalığın ciddiyeti ile paraleldir.

• Yüksek doz insülin antidot olarak değerlendirilebilir.

54. Aşağıdakilerden hangisi aktif kömüre bağlanmayan maddelerden birisi değildir?

A) Digoksin

B) Lityum

C) Kurşun

D) Demir

E) Hidrokarbonlar

54 – A

Aktif kömüre bağlanmayan ilaçlar

Siyanür, Demir, Lityum, Hidrokarbonlar, Düşük molekül ağır-lıklı alkol, Ağır metaller

55. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde hastanın idrarında haşlanmış lahana kokusu beklenir?

A) Fenilketonüri

B) Biotidinaz eksikliği

C) İzovalerik asidemi

D) Akçaağacı şurubu idrar hastalığı

E) Tirozinemi tip 1

55 – E

Anormal Koku İle Birlikte Olan Aminoasit Metabolizma Bozuklukları

Metabolizma bozukluğu İdrar kokusu

Glutarik asidemi (tip 2) Terli ayak, keskin

Hawkinsüri Yüzme havuzu

3-Hidroksi 3-Metilglutarik asidüri Kedi idrarı

İzovalerik asidemi Terli ayak, keskin

Akçaağacı şurubu hastalığı Akçaağacı şurubu, çemen

Hipermetioninemi Haşlanmış lahana

Multiple karboksilaz eksikliği Erkek kedi idrarı

Oasthouse hastalığı Şerbetçi otu

Fenilketonüri Faremsi veya küflü

Trimetilaminüri Kokmuş (çürümüş) balık

Tirozinemi Haşlanmış lahana, kokmuş tereyağı

56. Aşağıdakilerden hangisi aldolaz B eksikliğinde bekle-nen bir bulgu değildir?

A) Hepatomegali B) Fosfatüri

C) Çürük diş D) Gluten enteropatisi

E) Gelişme geriliği

56 – C

HEREDİTER FRUKTOZ İNTOLERANSI(Frukto1,6-Bifosfat Aldolaz/Aldolaz B eksikliği)

• Fruktoz veya sükroz alana kadar asemptomatik• Sarılık, hepatomegali, kusma, letarji, irritabilite, konvülsiyon• Çölyak insidansı artmıştır• Hipoglisemi, AST-ALT-Bilurubin (↑)• Renal Fanconi, gelişme geriliği, KC yetmezliği, Siroz• Tanı: İRM (+), enzim düzeyi+ Genetik analiz• Tedavi früktoz, sükroz ve sorbitolsüz diet• Prognoz çok iyidir, zamanla tolerans gelişir• Tatlılara isteksizlik olur, diş çürümez

57. Ağır malnütrisyonlu bir çocuk beslenmeye başladıktan sonra ortaya çıkabilecek yeniden beslenme sendromu-nun ilk işaretidir?

A) Hipertrigliseridemi B) Hiperpotasemi

C) Hipofosfatemi D) Hipokalsemi

E) Hipoglisemi

TUSEM

Page 50: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

50

www.tusem.com.tr

57 – C

Yeniden beslenme (refeeding) sendromu: Akut nutrisyonel rehabilitasyonda hipofosfatemi, hipokalemi, hipomagnezemi, tiamin eksikliği, sodyum retansiyonu ve hiperglisemi görülmesidir. İşareti ilk hafta ortaya çıkan hipofosfatemidir.

58. Aşağıdakilerden hangisi D hipervitaminozunda beklenmez?

A) Hipotoni

B) Diyare

C) Konfüzyon

D) Poliüri

E) Nefrokalsinozis

58 – B

D hipervitaminozunda hiperkalsemiye bağlı konstipasyon beklenir.

D Hipervitaminozu Belirtileri

Hipotoni, İrritabilite, AnoreksiKonstipasyonPoliüri-polidipsi, DehidratasyonHiperkalsemi, HiperkalsüriProteinüri, Renal hasar

Nefrokalsinoz, Metastatik kalsifikasyonJeneralize osteoporozAort kapak stenozu , HipertasiyonKusmaRetinopati, Kornea ve konjunktiva bulanıklık

59. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda sekonder polistemi nedenlerinden birisi değildir?

A) Cushing sendromu

B) Tirotoksikoz

C) Virilizan adrenal hiperplazi

D) Adison hastalığı

E) Wilms tümörü

59 – D

Sekonder polistemi nedenleri

Neonatal Hormonal Hemoglobinopati

Normal İU ortamİkiz-ikize kanamaMaternal fetal kanamaDiyabetik anne bebeğiIUGRTrizomi 21, 18, 13Adrenal hiperplaziTirotoksikoz

Malign tümörler Renal,hepatik,adrenal, serebellarRenal hastalık Kist, HidronefrozVirilizan adrenal hiperplaziCushing sendromuAnabolik steroid tedavisi

MethemoglobinemiKronik CO maruziyetiYüksek afiniteli O2 varyantları

Hipoksi

YükseklikKalp-AC hastalıklarıSantral hipoventilasyon

Familyal

60. Aşağıdakilerden hangisinin yenidoğan bir bebekte hayatın ilk 3 gününde trombositopeni yapması beklenmez?

A) Annede toksemi

B) Asfiksi

C) Nekrotizan enterokolit

D) Amegakaryositer trombositopeni

E) Allojen neonatal trombositopeni

TUSEM

Page 51: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

51

www.tusem.com.tr

60 – C

Fetal ve neonatal trombositopeni sınıflaması

Fetal Erken neonatal (< 72 saat) Geç neonatal (> 72 saat)

Alloimmün trombositopeniKonjenital enfeksiyon (CMV, Toxo, Rubella, HIV)Anöploidi (Trizomi 13, 18, 21 ve triploidi)Otoimmün trombositopeni (Maternal ITP, SLE)Ağır Rh hemolitik hastalığıHerediter (Wiscott-Aldrich sendromu)

Plasental yetmezlikPerinatal asfiksiPerinatal enfeksiyon (E. Coli, GBS, H. İnfluenza)DİKAlloimmün trombositopeniTromboz (aortik, renal ven)Kİ replasmanı(Konjenital lösemi)

Geç başlangıçlı sepsisNekrotizan enterokolitKonjenital enfeksiyon (CMV, Toxo, Rubella, HIV)*Otoimmün trombositopeni*Kasabach-Merritt sendromu*Metabolik hastalık(propiyonik asidemi, metilma-lonik asidemi) *Herediter TAR*Konjenital Amegakaryositer Trombositopeni*

* Hem erken hem de geç neonatal trombositopeni nedenler.

61. Aşağıdakilerden hangisi küçük çocuklarda en sık intrensik akut böbrek yetersizliği nedenidir?

A) Hemolitik üremik sendrom B) Akut tubuler nekroz C) Kortikal nekroz

D) Renal ven trombozu E) Akut poststreptokoksik glomerülonefrit

61 – A

HÜS en sık intrinsik ABY nedenidir. Akut Tubuler Nekroz en sık nefrotoksik ve/veya iskemik hasara maruz kalan ağır hastalığı olan çocuklarda görülür. Akut interstisyel nefrit ise terapötik ajan ya da çeşitli viral enfeksiyonlara karşı hipersensitivite sonucudur. Özellikle GNlerin rapidly progresif tipleri büyük çocuklarda en sık görülen formdur.

Akut böbrek yetmezliğinin sık nedenleri

Prerenal İntrensik renal

DehidratasyonKanamaSepsisHipoalbuminemiKalp yetmezliği

Glomerülonefrit-APSGN-Lupus-Henöch-schönlein-MPGN-Anti glomerüler bazal membranHemolitik üremik sendromAkut tubuler nekrozKortikal nekrozRenal ven trombozuRabdomiyolizAkut intertisyel nefritTümör infiltrasyonuTümör lizis sendromu

Postrenal

Posterior üretral valfUPJ darlıkUVJ darlıkÜreteroselYümörÜrolithiasisHemorajik sistitNörojen mesane

62. Bronşiolitis obliteransa neden olan en sık enfeksiyöz ajan aşağıdakilerden hangisidir?

A) Adenovirüs

B) İnfluenza virüs

C) Mycoplazma pnömonia

D) Kızamık virüsü

E) Bordetella pertussis

62 – A

En sık neden adenovirüs enfeksiyonudur. İnfeksiyöz diğer etkenler mycoplazma, kızamık, influenza ve boğmacadır. RSV etken de-ğildir. Non-enfeksiyöz olarak JRA, SLE, skleroderma, Stevens-Johson sendromu, toksik gaz inhalasyonu ve transplantasyon sonrası görülebilir.

TUSEM

Page 52: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

52

www.tusem.com.tr

63. İki yaşında tekrarlayan pnömoni nedeniyle araştırılan has-tanın sağ akciğerinde displastik ve normal akciğer doku-sunun bir arada olduğu hamartamatöz yapı tespit ediliyor.

Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Pulmoner sekestrasyon

B) Konjenital lobar amfizem

C) Kistik adenomatoid malformasyon

D) Pulmoner hipoplazi

E) Bochdalek hernisi

63 – C

Kistik Adenomatoid Malformasyon

• Genellikle bir lobu tutan, hamartamatoz veya displastik akciğer dokusuyla, normal akciğer dokusunun bir arada olduğu, sık görülen konjenital bir akciğer anomalisidir.

• Prenatal, USG ile tanı konulabilir.

• Yenidoğan ve erken çocukluktaki semptomlar respiratuvar distres, yineleyen akciğer enfeksiyonları, pnömotorakstır.

• Diafragma hernisi ile karışabilir. Akciğer grafisinde kistler ve mediastinal şift görülebilir. Tedavi cerrahidir.

64. Alport sendromunda görülen böbrek dışı bulgulardan hangisi hastalık için patognomoniktir?

A) Bilateral sensörinöral işitme kaybı

B) Anterior lentikonus

C) Maküler beneklenme

D) Korneal erozyon

E) Leiomyomatozis

64 – B

Bazal membranda yer alan tip IV kollajeni kodlayan gen-lerdeki mutasyonlar sonucu oluşan sık bir nefrittir. X link(%85), OR, OD geçebilir. Genetik heterojinite klinik ve histolojiye yansır.

Hastaların tamamında asemptomatik mikroskopik he-matüri mevcuttur.

%50’sinde ÜSYE’yi izleyen 1-2 gün içinde gros hematüri atakları olabilir. Nefrotik sendrom olabilir.

Ekstrarenal bulguları: Bilateral sensörinöral işitme kaybı gittikçe ilerleyerek konuşmayı da etkiler. Oküler anomali-ler anterior lentikonus, maküler beneklenme ve korneal erozyondur. Nadiren trombosit anomalileri ile birlikte lei-omyomatozis görülür.

Anterior lentikonus patognomoniktir.

65. Aşağıdaki kalp hastalıklarından hangisinde sistolik ejeksiyon üfürümü duyulmaz?

A) Aort stenozu

B) Pulmoner stenoz

C) Küçük muskuler ventriküler septal defekt

D) Fallot tetralojisi

E) Atrial septal defekt

65 – C

Fallot tetralojisinde pulmoner stenozdan dolayı; ASD’de yalancı pulmoner stenozdan dolayı sistolik ejeksiyon üfürümü duyulur.

Patolojik üfürümler

Sistolik Diastolik Devamlı

Sistolik ejeksiyonAort stenozuPulmoner stenozFallot ASD HToKMPAort koarktasyonu PansistolikMitral yetmezlikTriküsipit yet-mezliğiVSDGeç sistolikMitral valv prolap-susuAort koarktasyonuErken sistolikKüçük muskuler VSD

Erken diastolikAort yetmezliğiPulmoner yetmezlikMiddiastolik mitral odakMitral stenozuPDA VSDMitral yetmezlikMiddiastolik triküs-pid odakTriküsipit stenozuASDEndokardiyal yastık defektiTPVDAPresistolik şiddetlemeAnatomik Mitral stenozuAnatomik Triküsipit stenozu

PDA Aortiko pulmoner pencereAV fistül (koroner)Trunkus arteriosusVenöz hum-masumSinüs valsalva rüptürüAort koarktasyonu(interkostal kollateraller)To and fro üfürümüAort stenozu ve yet-mezliğiPulmoner stenoz ve yetmezliğiVSD ve Aort yetmezliği

66. Aşağıdakilerden hangisi siyanotik konjenital kalp has-talıklarına bağlı kalp dışı komplikasyonlardan birisi de-ğildir?

A) Rölatif anemi

B) Gut

C) Beyin absesi

D) Trombositopeni

E) Nötropeni

TUSEM

Page 53: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

53

www.tusem.com.tr

66 – E

Siyanotik DKH ve Eisenmenger sendromuna bağlı ekstrakardiyak komplikasyonlar

Problem Etyoloji Tedavi

Polisitemi Persistan hipoksi Flebotomi

Relatif anemi Beslenme yetersizliği Demir tedavisi

SSS apseleri Sağdan sola şant Antibiyotik, drenaj

SSS tromboembolik inme Sağdan sola şant ya da polisitemi Flebotomi

Düşük derecede DIC, trombositopeni Polisitemi Kanama yoksa tedavi yok, flebotomi

Hemoptizi Pulmoner infarkt, tromboz,pulmoner arter rüptürü Embolizasyon

Gum hastalığı Polisitemi, gingivit, kanama Dental hijyen

Gut Polisitemi, diüretik ajan Allopurinol

Artrit, çomaklaşma Hipoksik artropati Yok

Gebe komplikasyonları: düşük, SGA, prematürite

Zayıf plasental perfüzyon, kardiyak output’un artırılmasında yetersizlik Yatak istirahati, gebeliğin önlenmesi

Enfeksiyonlar Aspleniye bağlı, DiGeorge s., endokardit Antibiyotik

Pulmoner HTla birlikte fatal RSV pnömonisi Ribavirin, RSV immünglobulin (korur)

Büyüme geriliği Artmış O2 tüketimi, azalmış besin alımı KYni tedavi et, defekti düzelt, kalori

Psikososyal uyum Sınırlı aktivite, siyanotik görünüm, kronik hastalık, hospitalizasyon Danışmanlık

67. Aşağıdaki akut myeloid lösemilerden hangisine eozinofili eşlik eder?

A) AML M1

B) AML M2

C) AML M3

D) AML M4

E) AML M 7

67 – D

MYELOİD LÖSEMİLERAML çocuklarda en düşük sağ kalımlı malignitedir. Lösemilerin %11’ini oluşturur.

Mo • del 5-del 7, kötü prognoz M6 • İyi prognozlu AML

M1 • Morfolojik olarak ALL L2’ye benzer M7 • Down en sık görüldüğü AML

M2 • En sık AML tipidir• t (8;21), iyi prognoz• En sık Kloroma görülen M2 t(8;21)

Genel • Kİ yetmezliği bulguları (+)• Eklem ve kemik ağrısı, masif HSM (%20)• Tanı• Kİ’de %20 myeloblast• Tedavi• 1.remisyondan sonra KİT• Down+AML, iyi prognoz• Down+AML, 2.remisyon sonra KİT

M3 • DİC ve Kanama• En çok Auer rod• Retinoik asit’ten fayda görür• t (15;17), iyi prognoz, t (11,17) kötüdür.• M3 t(15;17) 2.remisyondan sonra KİT• İyi prognozlu AML

M4 • İnv(16)-Eozinofili , iyi prognoz• 11q23, kötü prognoz• En sık Gingival hiperplazi, M5’le beraber• En sık SSS tutulumu, M5’le beraber• renal tubuler disfonksiyon (hipokalemi, hipofosfotemi,

hipokalsemi, hipoalbünemi) M5’le beraber• En sık infant AML görülen tip

KML • t(9;22) (+)• 10-14 yaş oç• Lökositoz>100 bin• Trombositoz, Anemi• SM• Hidroksiüre, imatinib mesylate, KİT

M5 • En sık Gingival hiperplazi, M4’le beraber• En sık SSS tutulumu, M4’le beraber• 11q23, kötü prognoz• renal tubuler disfonksiyon (hipokalemi, hipofosfotemi,

hipokalsemi, hipoalbünemi) M4’le beraber• Kötü prognozlu AML

JKML • < 2 yaş oç• Lökositoz<100 bin• Trombositopeni, Anemi• HSM, LAP, cilt lezyonları (Egzema, ksantom, cafe au lait), • KİT

TUSEM

Page 54: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

54

www.tusem.com.tr

68. Aşağıdakilerden hangisi tipik generalize absans nöbet-lerin özelliklerinden birisidir?

A) Aura

B) Postiktal dönem

C) EEG’de 1-2 Hz/sn diken ve yavaş dalga deşarjı

D) Gün içinde tekrarlama

E) Sesle provakasyon

68 – D

Tipik absans nöbetler

Ani bilinç kaybı ile motor aktivitenin kısa bir süre durması, yüzde anlamsız bakış ve göz kırpma ile karakterizedir. Gün içinde yüzlerce kez tekrar edebilir.

Hiçbir zaman aura görülmez, nöbet genellikle 30 saniye-den uzun sürmez ve postiktal dönem gözlenmez. Nöbet öncesi yaptığa işe hemen döner. Bu özellikleriyle komp-leks parsiyel nöbetten ayrılır. Kas tonusu kaybolmaz, sa-dece baş hafifçe öne düşebilir. Basit otomatik hareketler (dudak şapırdatma, giysisini toplam) nöbete eşlik edebilir.

Hiperventilasyon ve ışık uyarısı nöbeti provoke eder.

EEG’de tipik olarak 3 Hz diken ve yavaş dalga deşarjları vardır.

69. Aşağıdakilerden hangisi mikrosefali nedeni değildir?

A) Konjenital toksoplazmozis

B) Maternal diyabet

C) Akondroplazi

D) Fanconi aplastik anemisi

E) Fetal alkol sendromu

69 – C

Baş çevresinin cinsiyet ve yaşa göre ortalamanın 3 SD’dan daha fazla altında olmasına mikrosefali, üstünde olmasına makrosefali denir.

Mikrosefali nedenleri

Primer (Genetik) Sekonder (Genetik Olmayan)

Familial mikrosefaliSendromlarDownEdwardCri-du-chatCornelia de LangeRubinstein TaybiSmith-Lemli-OpitzSeckel,Fanconi

RadyasyonKonjenital enfeksiyonlar: CMV, Rubella, ToxoplazmosisFetal alkol sendromuFetal hidantoin sendromuMenejit-ensefalitMalnütrisyonMaternal diabet Maternal Hiperfenialaninemi Hipoksik iskemik ensefalopatiHipertermi

Akondroplazi bir makrosefali nedeni olan dismorfik sendromdur.

70. Siroz tanısı konan 4 yaşındaki bir hastanın doğduğundan beri kronik ishali olduğu öğreniliyor. Fizik muayenesinde çıkık alın, geniş burun, hipertelorizm ve yün gibi kolay kopan hipopigmente saçlar saptanıyor.

Yukarıdaki hastanın en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fenotipik ishal

B) Alfa 1 antitripsin eksikliği

C) İntestinal lenfanjiektazi

D) Mikrovillus inklüzyon hastalığı

E) Kistik Fibrozis

70 – A

SENDROMİK İSHAL (Fenotipik ishal; TRİKO-HEPATO-ENTERİK SENDROM)

• TTC37 gen defekti sonucu OR geçişli hastalıktır.

• IUGR ile doğanlarda yaşamın ilk altı ayında ortaya çıkan is-halle prezente olur. Çıkık alın, geniş burun, hipertelorizmi içeren fasyal dismorfi ve yün gibi kolay kopan hipopig-mente saçlarla karakterizedir. Hastaların yarısında karaci-ğerde fibrozis ve siroz görülür. Antikor yanıtı da bozuktur. Çoğu hasta 2-5 yaş arasında ölür.

• Saç mikroskopisinde pili torti, anizo-poikilotrikozis ve tri-korreksis nodosa; barsak biopsisinde villöz atrofi ve lami-na proprianın mononükleer hücre infiltrasyonu görülür.

71. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda kabızlık nedenle-rinden birisi değildir?

A) İnek sütü protein intoleransı

B) Hirschsprung hastalığı

C) Hipokalemi

D) Anoreksiya nevroza

E) Hipokalsemi

TUSEM

Page 55: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

55

www.tusem.com.tr

71 – E

Çocuklarda konstipasyon nedenleri

1-Nonorganik (fonksiyonel)—retentive

2-Organik

Anatomik Anal stenoz, İmperfore anüs Anteriora displase anüs İntestinal striktür (post NEK)Anormal Kas Yapısı Prune-belly sendromu Gastroşizis Down sendromuİntestinal Sinir veya Kas Anomalileri Hirschsprung hastalığı Psödo-obstrüksiyon İntestinal nöronal displaziSpinal Kord Defektleri Tethered kord , Spina bifida Spinal kord travması

İlaçlar Antikolinerjikler, Narkotikler Antidepresanlar, Kemoterapötikler (vinkristin), Pankreatik enzimler (fibrozan kolonopati), Kurşun, Vitamin D intoksikasyonuMetabolik Hastalıklar Hipokalemi, Hiperkalsemi, Hipotiroidi, Diabetİntestinal Hastalıklar Çölyak hastalığı, İnek sütü protein intoleransı Kistik fibrozis (mekonyum ileusu eşdeğeri) İnflamatuvar bağırsak hastalığı (striktür), TümörBağ Dokusu Hastalıkları SLE, SklerodermaPsikiyatrik Hastalıklar Anoreksiya nervoza

72. Aşağıdaki enfeksiyon etkenlerden hangisi çocuklarda otoimmun nöropsikiyatrik bozukluklara neden olabilir?

A) S.aureus B) C.diphteria

C) C.jejuni D) S.pyogenes

E) B.pertussis

72 – D

PANDAS(S.pyogenes ile ilişkili Pediatrik autoimmun nöropsi-kiyatrik hastalıklar)

• GAS farenjiti ile ilişkili obsesif kompulsif bozukluk, tik veya Tourette sendromudur.

• Profilaksiye ve İVİG/plazmaferez tedavisine gerek yoktur.

73. Respiratuar alkaloz gelişmiş bir hastada hangisinin gö-rülme olasılığı en azdır?

A) Parsiyel karbondioksit basıncı azalacağından buna bağlı serebral vazodilatasyon gelişir.

B) Gelişebilecek hipokalemiye bağlı kardiyak ritm bo-zuklukları olabilir.

C) İyonize kalsiyum azalacağından tetani ve konvulzi-yonlar görülebilir.

D) Genellikle hiperventilasyona neden olan bir durum söz konusudur.

E) Böbreklerin kompansasyon cevabı gecikmelidir.

73 – A

Respiratuar alkaloz, alveolar ventilasyonun artması ve sonuç-ta karbondioksit seviyelerinin düşmesi ile karakterizedir.

Ağrı, anksiyete, travma, ateş. Katabolizmanın erken dönemin-de EN SIK görülen

kan gazı tablosudur.

Salisilat zehirlenmesi, Tirotoksikoz, hipermetabolizma, hipok-semi nedeniyle olabilir.

HCO3- / H2CO3 dengesinde payda azalmıştır ve oran 20’nin üze-

rindedir.

Parsiyel karbondioksit basıncına duyarlı serebral damarlarda, Parsiyel karbondioksit

basıncının düşmesine bağlı vazokonstruksiyon gelişir.

Alkaloz durumunda albümine bağlı Ca++ düzeyleri azalacağın-

dan tetani görülebilir.

Hücre içi potasyum hidrojenle yer değiştirir ve sonuçta hipo-potasemi gelişebilir.

Tedavide hiperventilasyon sebebi düzeltilir, dakikalık ventilas-yonun azaltılması ve

karbondioksit retansiyonu hedeflenir.

74. Hiperpotasemi nedenlerinden hangisinin oluşum me-kanizması diğerlerinden farklıdır?

A) Travma

B) Hemoliz

C) Asidoz

D) GİS kanama

E) Rabdomiyoliz

74 – C

Hiperpotasemi etyolojisi:

Alım artışı: K replasmanı, masif kan transfüzyonu

Endojen K yükünün artması (Hücre yıkımı): Hemoliz, rabdo-miyoliz, ezilme (crush) yaralanmaları, Gİ kanamalar

Dokulardan salınım artışı: Asidoz, hücre dışı osmalalite artışı (hiperglisemi, mannitol kullanımı)

Atılımda bozulma: Böbrek yetmezliği ,Addison hastalığı, K tu-tucu diüretikler, ACE inh.

TUSEM

Page 56: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

56

www.tusem.com.tr

75. Altmış yaşındaki erkek hasta, açık kolesistektomi yapıl-dıktan 24 saat sonra, idrar çıkışı 15 ml/saat, Sodyum 135 mEq/L, Potasyum 6 mEq/L, Klor 105 mEq/L, Bikarbonat 15 mEq/L şeklinde bulgularla karşılaşılmıştır.

Bu olguda en olası bulgu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Abdominal distansiyon

B) EKG'de sivri T dalgalar

C) Kardiyak arrest

D) Kafa içi basınç artışı

E) EKG de U dalgası

75 – BHastada hiperpotasemik metabolik asidoz tablosu gelişmiş bu durumda, potasyum seviyesi dikkate alındığında sivri T dalga-ları beklenir. Potasyum seviyeleri arttıkça fibrilasyon ve arreste kadar ilerleyebilen kardiyak bulgular olabilir. Hastada hafif bir hiponatremi olmasına rağmen kafa içi basıncı pek olası değildir.

76. Aşağıdaki durumlardan hangisi enteral beslenmeye engel değildir?

A) Difüz peritonit

B) Rezeksiyon sonrası 80 cm ince barsağa sahip kısa barsak sendromlu hasta

C) Paralitik ileus

D) Obstrukte özofagus striktürü

E) Kontrol edilemeyen GİS kanama

76 – D Beslenme ihtiyacı olan insanlarda eğer kullanılabilecek ve fonksiyonel ve yeterli GİS traktı mevcutsa enteral beslenme tercih edilmelidir. Özefagus obstrüksiyonu oral veya nazal ka-tater yerleştirmeye engel olsa dahi enteral beslenmeye engel değildir, hastaya beslenme ostomileri açılabilir.

77. TPN almakta olan hastada aşağıdakilerden hangisi hi-pofosfateminin gelişiminde en önemli sebeptir?

A) Artmış kardiyak output

B) Azalmış metabolik hız

C) Alkaloz

D) Artmış glikoliz süreci

E) Artmış WBC aktivitesi

77 – DBeslenme desteği sonucu artmış insülin ve hücre içi glikoz uptake’i sonucu fosfat kullanımı da artar. Bu hastalarda hipo-potasemi, hipomagnezemi, tiamin eksikliği de aynı nedenler-den dolayı görülebilir.

78. Altmış beş yaşında zayıf, erkek hasta araç içi trafik ka-zası yaralanması nedeniyle acil servise getirilmiştir. Emniyet kemeri bağlı olan hastada karın orta bölüm travmaya maruz kaldığı düşünülmüş olup, bu hastada duedonum 2. kısım yaralanmasını ekarte etmek için en uygun yöntem nedir?

A) Fizik muayene ile takip

B) Abdomen USG

C) Diagnostik peritoneal lavaj

D) Amilaz takibi

E) Oral ve IV kontraslı tomografi

78 – E

Duodenum yaralanmaları yüksek morbidite ve mortalite ile birlikte seyreder.

Sıklıkla eşlik eden komşu organ yaralanması mevcuttur.

Onarımdan sonra kaçak ve intraabdominal apse görülme ih-timali yüksektir. En sık görülen postoperatif komplikasyonlar duodenal fistül, onarımın açılması ve intraabdominal sepsistir.

Retroperteal bölgedeki bir yaralanmada tomografi ile değer-lendirmek uygun olacaktır.

79. Transplantasyon cerrahisinde organ rejeksiyonları ile ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Hiperakut rejeksiyon sitotoksik antikorlar aracılığı ile gerçekleşir.

B) Kronik rejeksiyon cross-match test ile önlenebilir.

C) Hiperakut rejeksiyon, hızla greft kaybıyla sonuçlanır

D) Akut rejeksiyon gelişen hastalarda tedavi başarısı yüksektir

E) Akut rejeksiyon, transplantasyon sonrası 5-7. gün-lerde görülür.

79 – B

REJEKSİYON TİPLERİ

HİPERAKUT REJEKSİYON

• Dakikalar –saatler içinde olur

• SİTOTOKSİK ANTİKORLAR vasıtasıyla olur

• Önceden kan transfüzyonu veya böbrek transplantasyonu olan hastalarda gelişen sensitizasyona bağlı gelişir.

• Ameliyat öncesi T ve B lenfositleri cross-match’i yapılarak önlenebilir.

• Greftin çıkartılması gerekir.

HIZLANMIŞ AKUT REAKSİYON

TUSEM

Page 57: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

57

www.tusem.com.tr

Naklin ilk birkaç gününde oluşur.

Alıcının daha önceden sensitizasyonuna bağlı gelişir

AKUT REJEKSİYON

EN SIK immunolojik rejeksiyon tipidir.

Transplantasyondan sonraki günler haftalar (5.gün-3-6. Ay)içinde gelişir.

Akut rejeksiyon esas olarak T lenfositler üzerinden gelişir

Bx Lenfosit infiltrasyonu, parankim nekrozu

Tedavi T hücrelerine yönelik yüksek doz immünsüpresyondur.

Akut rejeksiyonda tedavi başarısı % 90-95’e kadar çıkmaktadır.

KRONİK REJEKSİYON

Post-operatif 3. -6. aydan sonra ortaya çıkar.

Tedavi edilemez… Önlenemez. Retransplantasyon gerektirir.

Bx Daha az lenfosit infiltrasyonu, parankimal fibrozis

80. Elli beş yaşındaki erkek hastada mide ca nedeniyle radikal distal gastrektomi esnasında hastaya eritrosit süspansiyonu verilmektedir. Hastada ABO uygunsuzlu-ğu nedeniyle hemolitik transfüzyon reaksiyonu gelişti-ğini düşündüren en önemli bulgu hangisidir?

A) Titreme ve kas spazmları

B) Ateş ve oligüri

C) Hiperpireksi ve hipotansiyon

D) Taşikardi ve siyanoz

E) Kanama ve hipotansiyon

80 – E

Anestezi altındaki hastalarda hemolitik reaksiyon gelişmesi has-tanın şuuru kapalı olduğu için erken fark edilemiyebilir. Şayet bariz kanama yok iken hipotansiyon gelişiyorsa ve insizyon böl-gelerinden, mukoz mebranlardan, idrar kataterinden kanamalar başladıysa derhal transfüzyonu durdurmak gereklidir. Hastalarda ateş yükselebilir ancak şart değildir, oligüri daha geç bulgudur.

81. Radyoaktif iyot tarama hangisinde uygun değildir?

A) Tiroid medüller ca. tanısında

B) Soliter toksik nodül tanısında

C) Toksik multinodüler guatr tanısında

D) Ektopik tiroid dokusu lokasyonunu belirlemede

E) Toksik difüz guatr tanısında

81 – A

Tirodin fonksiyonel durumunun değerlendirilmesi, ektopik odakların değerlendirilmesi, iyi diferansiye karsinomların tanı ve takibinde kullanılabilmesi, tirotoksikoz tanı ve tedavisinde kullanılabilmesi gibi bir çok sayıda kullanım alanı olan ıyotlu incelemeler, medüller karsinomlarda kullanışlı değildir. Çünkü medüller karsinom parafoliküler hücre kökenlidir ve bu hüc-reler ıyot

82. Hashimoto tiroiditiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A) Primer tedavisi cerrahidir.

B) Hastaların çoğunda geçici bir hipotiroidi dönemi olur.

C) RAI tedavisi cerrahi yapılamayan hastalarda tercih edilmelidir.

D) Anti TPO antikor pozitifliği çoğu hastada tespit edilir.

E) Patolojik olarak Orphan Annie hücreleri tanı koydu-rucudur.

82 – D

Hashimato hastalığı (kronik lenfositik tiroidit, lenfoadenoid guatr, otoimmün tiroidit)

Tiroiditlerin en sık görülen şeklidir ve hipotiroidinin en sık se-bebidir.

Kadınlarda erkeklere göre 10 kat daha sıktır. genellikle kadın-larda 30-40 yaş civarında görülür.

Oto immün etyolojiye sahiptir ve diğer otoimmün hastalıklar-la birlikte görülme eğilimindedir

Hormonal durum ilk aşamada hipertiroidi, sonra ötiroidi, son aşamada ise hipotiroidi şeklinde gelişir. Hastalığın gelişimi mutlaka bu sırayı izler ve hipotiroidi kalıcıdır. ata % 60 (+), antitpo antikor (ama) (%95) ve tsh reseptör antikor (%60) pozitif bulunur.

Tanı fizik muayene, laboratuar ve tiroid otoantikorlarının gös-terilmesi ile konur.

tiiab tanı ve ayırıcı tanıda faydalıdır.

Spesifik bir tedavisi yoktur. gerekirse hormon replasmanı ya da antitiroid tedavi uygulanır. cerrahi tedavi insidansı olduk-ça düşüktür.

Hashimato tiroiditi zemininde lenfoma gelişme riski artar. bu nedenle hastalar takip altında olmalı ve bezdeki büyüme mutlaka biyopsi ile değerlendirilmelidir.

TUSEM

Page 58: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

58

www.tusem.com.tr

83. On altı yaşında kadın hasta rutin muayene sırasında tiro-id bezinde nodül saptanmıştır. Hastanın anamnezinden, annesinin 37 yaşında tiroid karsinomu nedeniyle öldüğü öğrenilmiştir. Hastanın kan basıncı 160:90 mm/Hg tespit edilmiş, gerekli tetkiklerden sonra yapılan İİAB sonucun-da medüller tirodi ca. tanısı konmuştur.

Bu hasta için en uygun yaklaşım hangisidir?

A) Hastaya en kısa sürede total tiroidektomi yapılmalıdır.

B) Hastanın prolaktin düzeyleri belirlenmelidir.

C) Hastanın katekolamin düzeyleri belirlenmelidir.

D) Hastanın tiroglobulin düzeyleri belirlenmelidir.

E) Hastada PTEN gen mutasyonu tespit edilmelidir .

83 – C

Tiroid medüller karsinom, nöral krest kökenli C hücrelerinden (parafoliküler hücreler) köken alır.

Kadın/erkek oranı 1.5/1 dir.

C hücreleri Kalsitonin salgılar. Bunun yanı sıra CEA, histamini-dazlar, PGE2, PGF2 alfa, ACTH ve serotonin de salgılarlar.

Stromada amilod birikim göze çarpar.

Etyolojide RET onkogeninin (özellikle MEN sendromlarında) rolü kanıtlanmıştır.

Familyal, herediter veya sporadik olabilir

Tüm medüller karsinomların % 30 kadarı MEN’lerle birlikte bulu-nur. Özellikle genç hastalarda MEN sendromları akla gelmelidir.

84. Aşağıdakilerden hangisi hiperparatiroidizm bulguların-dan değildir?

A) Band keratopati

B) Hipotansiyon

C) Peptik ulser

D) Depresyon

E) Kaşıntı

84 – B

Hiperparatiroidizm olgularında artmış parathormon etkisiyle vücutta çoğu sistemi ilgilendirebilen çok farklı semptomlara yol açabilir.

• Patolojik kırıklar,

• Kemik ağrıları,

• Kemik deformiteleri

Üriner sistem yakınmaları:

Böbrek taşları, nefrokalsinozis, polidipsi ve poliüri

GİS yakınmaları:

Bulantı ve kusmalar, iştahsızlık, konstipasyon, epigast-rik ağrı, peptik ülser , pankreatit, kolelithiazis

Psikiyatrik problemler

Hipertansiyon

Göz: Band keratopatisi

Kaşıntı

85. Feokromasitoma tanısında en duyarlı sintigrafik yön-tem hangisidir?

A) Metaiyodobenzil guanidin (MIBG) sintigrafi

B) Teknesyum perteknetat sintigrafi

C) Sestamibi sintigrafi

D) I 131 sintigrafi

E) 19 iodo kolesterol sintigrafi

85 – A Metaiyodobenzil guanidin (MIBG) sintigrafisi, klasik lokalizas-yon çalışmaları ile tespit edilememiş veya extraadrenal yerle-şimli veya metastatik feokromasitomaların tanısında yüksek sensitiviteye sahiptir.

86. Kırk yaşında kadın hasta yaklaşık 2 aydır sol meme başın-dan kanlı akıntı geldiğini ifade etmektedir. Meme muaye-nesinde areola saat 3 hizasında derin palpasyonda küçük bir nodüler oluşum ele geliyor. Bu oluşumun palpasyo-nunda meme başından kanlı akıntı olduğu gözleniyor.

Mamografisi normal değerlendirilen hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fibroadenom

B) Meme karsinomu

C) Yağ nekrozu

D) İntraduktal papillom

E) Memenin Kistik hastalığı

TUSEM

Page 59: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

59

www.tusem.com.tr

86 – D

İntraduktal Papillom

• Patolojik meme başı akıntısının EN SIK NEDENİDİR.

• Soliter ve multipl olmak üzere iki tipi vardır.

• FM de ilgili duktus üzerine yapılan palpasyonda areola-dan akıntı olması tanı için önemlidir.

• Subareolar eksplorasyon ile papillom olan bölge çıkartılır.

• Bu işlem tanı ve tedavi için yeterlidir.

87. Kırk üç yaşında premenapozal hasta kadranektomi ve aksiller diseksiyon yapılıyor. 1.5 cm boyutunda infiltratif duktal karsinom saptanmış olup cerrahi sınırlarda tümör yok. Aksilladan diseke edilen 12 lenf nodundan 5 tane-sinde metastatik tutulum tespit edilmiştir.

Tümörü ER ve PR pozitif olan hastanın tedavisinde bir sonraki uygun yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sadece radyoterapi

B) Total mastektomi

C) Sadece kemoterapi

D) Sadece hormonoterapi

E) Kemoterapi, hormonoterapi, radyoterapi

87 – E

Hasta meme koruyucu cerrahi için uygun bir adaydır. Total mas-tektomi gerekli değildir. Aksillada metastatik nod olması adju-van tedavi gerektirir. Radyoterapi bu hasta için şarttır (meme koruyucu cerrahi uygulanmış ve aksiller nod pozitifliği mevcut.) Reseptör pozitifliği ile hormonoterapi de uygulanmalıdır.

88. Aşağıdaki meme patolojilerinin hangisinde ağrı önemli bir yakınmadır?

A) Paget hastalığı B) Kistik hastalık

C) Meme kanseri D) İntraduktal papillom

E) LCIS

88 – B

Fizik muayenede sınırları keskin olmayan, lastik kıvamında no-dülarite ve bazen meme başı akıntısı ile gelir. Özellikle mens öncesi dönemde memede ağrı, gerginlik, hassasiyet belir-gindir. hastalık aslında meme dokusunda hormonal etki ile oluşan benign karakterde dejenerasyondan ibarettir. Papillom öncelikle memebaşı akıntısı, meme ca. ağrısız kitle, paget cilt bulguları ile başvuruken, lcıs da semptom yoktur.

89. 3 cm’lik semptomatik Zenker divertikülü saptanan 62 yaşındaki erkek hastada en uygun yaklaşım nedir?

A) Proton pompa inhibitörleri

B) Antikolinerjik ve antasit kullanımı

C) Krikofarengeal miyotomi ve divertikülektomi

D) Heller miyotomi

E) Botulinum toksin uygulaması

89 – C

• EN SIK GÖRÜLEN ösefagus divertikülüdür.

• Genellikle ileri yaşlarda ve erkeklerde

• Krikafaringeus kasının hemen üzerinde transvers lifler ile inferior faringeal konstriktör kaslarının oblik lifleri arasın-da, arkada, genellikle sola doğru uzanır. (Killian Üçgeni içinden)

Klinik; En sık rastlanan semptom yiyeceklerin üst ösefagusta takılma hissi, Sindirilmemiş besinlerin regürjitasyonu, Poşta çalkantı sesi, Boyunda bir şişlik, Ağız kokusu

Tanı; Ba’lu grafi mutlaka çekilmelidir, Beraberinde hiatal her-ni olup olmadığı araştırılmalıdır. Endoskopi önerilmez.

Tedavi

• Cerrahidir.

Divertikülektomi,

Divertikülotomi,

Divertikülopeksi

Krikofaringeal myotomi uygulanabilir.

90. Erken mide karsinomları(EMK) için doğru olmayan ifa-de aşağıdakilerden hangisidir?

A) Histolojik olarak mukoza ve submukoza invaze edil-miştir.

B) En sık klinik belirti kilo kaybıdır.

C) Proton pompa inhibitörleri gibi mide asit salınımını baskılayan ajanlar, klinik ve endoskopik bulgularda gerileme yapabilirler.

D) 5 yıllık sağ kalım oranı yüksektir.

E) Helikobacter pylori EMK için risk faktörüdür.

90 – B

Erken mide kanseri, patolojik lenf nodu tutulumuna bakılmak-sızın mukozayı ve submukozayı tutan kanseri ifade eder. En sık korpusta görülür. Dispeptik yakınmalar ve karın ağrısı yapabi-lir. Kilo kaybı ilerlemiş mide ca'nın bulgusudur.

TUSEM

Page 60: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

60

www.tusem.com.tr

Erken mide kanseri:

3 grupta incelenir:

1. Ekzofitik lezyonlar (en iyi)

2. Süperfisyel varyant: 2a.eleve; 2b düz; 2c deprese (en sık)

3. Çukur lezyonlar (en kötü)

En sık görülen formu süperfisiyal deprese olandır. (Tip IIc). Tip 3 prognozu en kötü tiplerdir.

91. Crohn hastalığında görülen komplikasyonlardan hangi-si diğerlerine göre daha az görülür?

A) Serbest perforasyon

B) Perianal hastalık

C) Enteroenteral fistül

D) Gizli kanama

E) Striktür

91 – A

Crohn hastalığında perforasyon sıklıkla gözlenen bir kompli-kasyon olmasına rağmen, serbest perforasyon nadirdir. Ge-nellikle gelişen mikroperforasyon bölgeleri lokalize abseler şeklinde sınırlanmaktadır. Perianal hastalık özellikle kolon tutulumu olan hastalarda daha sık gözlenir. Ülseratif kolitteki kadar belirgin kanama olmaz, daha çok gizli kanama olabilir. Striktür crohn hastalığının tam tabaka tutulum yapması nede-niyle sık komplikasyonlardan biridir.

92. Proktokolektomi ve ileoanal poş ameliyatı hangisinde önerilmez?

A) Ülseratif kolit

B) Crohn koliti

C) Familyal adenomatöz polip

D) İndeterminate kolit

E) Multipl senkron tümörleri olan Lynch sendromu

92 – B

Kolon ve rektumun tamamen rezeke edildiği durumlarda has-ta konforu açısından uç ileostomi yerine ilioanal poşlu ame-liyatlar yapılabilir. Ancak Crohn hastalığında bu işlem, yaygın perianal tutulum riski nedeniyle önerilmez.

93. Kırk iki yaşında kronik hepatit C taşıyıcısı hastaya karaci-ğer biyopsisi uygulanmış ve komplikasyonsuz tamamlan-mıştır. 4 hafta sonra hastada sağ üst kadran ağrısı, sarılık, gaitada gizli kan pozitifliği tespit edilmiş. Hastanın he-moglobin değeri 9.0 mg/dl’dir.

Bu olguda en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kronik hepatit C

B) Hepatosellüler karsinom

C) Hemobilia

D) Akut kolesistit

E) Ampulla vateri karsinomu

93 – C

Karaciğer travması, perkütan transhepatik kolanjiografi veya perkütan karaciğer biyopsisi gibi karaciğerde travma yaratan durumlar sonrasında ortaya çıkan safra yolları kanamasıdır.

Sağ üst kadranda ağrı, kolik ağrı, tıkanma sarılığı, hematae-mez ve melana ile karakterizedir.

Travma, melena ve kolik hemobilia triadı olarak bilinir. Ge-nellikle kolik ağrı ve hematemez melena ile travma arasında bir kaç gün ile birkaç hafta arasında değişen bir interval bulu-nur. Melena hematemeze göre daha sık görülür.

En doğru tanı ve tedavi yöntemi anjiografi ve selektif emboli-zasyondur. Gerekirse cerrahi tedavi de uygulanabilir.

94. Bu hastada tanısal anlamda yapılması gereken en ya-rarlı tetkik nedir?

A) Abdominal USG

B) Endoskopik Ultrasonografi

C) Karın tomografi

D) Anjiografi

E) Hepatobiliyer sintigrafi (HIDA)

94 – DBkz. Önceki soru

95. Kırk sekiz yaşında kadın hasta güçsüzlük, sulu ishal ve abdominal kramplarla başvuruyor. 10 kilo kaybı olan hastada serum potasyum 2.7 mEq/L.

Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Karsinoid sendrom

B) İnsülinoma

C) Glukagonoma

D) Somatostatinoma

E) Verner Morrison sensdromu

TUSEM

Page 61: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

61

www.tusem.com.tr

95 – E

VIPOMA (Pankreatik Kolera, Verner - Morrison Sendromu):

• Sulu ishal, hipokalemi, aklorhidri sık görülür.

• Tümör %80 soliterdir.

• En sıklıkla gövde veya kuyruk yerleşimlidir.

• Malign olma şansı %50.

• Kolelitiazis riski artar.

• Mümkünse cerrahi eksizyon yapılmalı. Başarılı olunamı-yorsa debulking yapılması ishalin düzelmesini sağlayabilir.

96. Altmış beş yaşında klinik akut kolanjit tanısı konulan hastada en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?

A) Clonorchis sinensis

B) Escherichia coli

C) Salmonella

D) S. Aureus

E) Clostridia

96 – B

Parsiyel tıkanıklıklardan sonra kolanjit DAHA FAZLA görülür.

Koledok içindeki basınç 35 cm-H2O’nun üzerine çıkarsa safra akımı durur.

EN SIK sorumlu ajan E. coli’dir. Klebsiella, Streptokokkus fe-kalis, Bakteroides fragilis sıklıkla izole edilen diğer bakterilerdir.

Etiyoloji: Koledokolitiazis (EN SIK ), darlıklar, malign obstrük-siyon, kist hidatik, koledok kistleri, safra yollarına yönelik giri-şimler (PTK-ERCP), Bilio-enterik anastomozlar

Klinik

Charcot triadı:

Sağ üst kadran ağrısı,

ateş,

sarılık

Reynolds pentatı: Sağ üst kadran ağrısı, ateş, sarılık + septik şok ve nörolojik bulgular

Laboratuvar: Lökositoz, D.Bilirubin, ALP, transaminazlarda yükselme.

97. Kırk beş yaşında kadın hasta sağ üst kadran ağrısı ile acil servise geliyor. Son 2 yıldır genellikle yemeklerden sonra olan ve birkaç saat içinde yatışan ağrıları olduğu-nu söylüyor. FM’de fazla kilolu olan hastada palpasyon bulgusuna rastlanmıyor. Öncelikle biliyer kolik düşünü-len hastada sonraki değerlendirmede en uygun yakla-şım aşağıdakilerden hangisidir?

A) Abdominal BT

B) ERCP

C) Endoskopi

D) Abdominal USG

E) Bu aşamada ileri tetkike gerek yoktur.

97 – D

Hastada kolelithizais semptomları vardır. Safra taşlarında en güvenilir yöntem ultrasonografidir.

98. Parasetamol sehirlenmelerinde kullanabilecek antidot ilaç aşağıdakilerden hangisidir?

A) Probenesid B) N-asetilsistein

C) İndometasin D) Atropin

E) Asetozolamid

98 – B Parasetamol Zehirlenmesi Tanı

Öykü ile ve yapılabiliyorsa serum parasetamol düzeyi ölçülerek konur. Olanak varsa kan alındıktan en az 4 saat sonra ölçülen se-rum parasetamol düzeyi ile, karaciğer hasarı riski öngörülebilir. Serum düzeyi 200 mikrogram/mL’ nin üzerindeyse bu risk yük-sektir. Kronik zehirlenmelerde ve parasetamol alındıktan sonra 24 saatten daha uzun süre geçmişse değerlendirme yapılamaz.

Parasetamol Zehirlenmesinde Acil ve Destekleyici Tedavi

Gerekiyorsa temel ve ileri yaşam desteği verilir. Protrombin zamanı uzamasına bağlı kanama varsa kas ya da ven içine K vitamini kullanılır.

Özgül Antidot ve İlaçlar

N-asetilsistein (NAC): Karaciğerde eksilmiş glutatyon havuzu-nu tamamlayarak karaciğeri korur, ağız yoluyla ya da ven içine uygulanır. Toksik dozda parasetamol alan ve/veya Rumack-Matthew nomogramına göre olası hepatotoksisite riski olan hastalara n-asetilsistein verilmelidir. Parasetamol alındıktan sonra ilk 8-10 saat içinde verilmeye başlanırsa etkinliği en yüksektir. Bununla birlikte, parasetamol aldıktan 24 saat ya da daha daha fazla süre geçtikten sonra başvuran hastalara; ölçü-lebilen kan parasetamol düzeyi ya da biyokimyasal testlerlerle kanıtlanan hepatoktoksisite varsa n-asetilsistein verilmelidir.

TUSEM

Page 62: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

62

www.tusem.com.tr

99. Epidural anestezi uygulamasında, epidural alana ulaş-mak için aşağıdaki anatomik yapıların hangisinin için-den geçilmez?

A) Ligamentum flavum

B) İnterspinöz ligament

C) Supraspinöz ligament

D) Araknoid membran

E) Cilt ve cilt altı dokusu

99 – D

Epidural ve spinal anestezi sırasında geçilen anatomik yapılar

1. Cilt

2. Cilt altı

3. Ligamentum supraspinale

4. Ligamentum interspinale

5. Ligamentum flavum

6. Dura mater (epidural anestezi)

7. Araknoidmater (spinal anestezi)

100. Kalçada sekonder osteoartrite neden olan patolojiler ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Gelişimsel kalça displazisi

B) Koksa vara

C) Koksa valga

D) Travma

E) Plantar fasiitis

100 – E

Osteoartrit

Etyolojiye Göre Sınıflama

1.Primer (idiopatik)

2.Sekonder

a.Metabolik sebepler (okronosis, akromegali, hemokroma-toz, kalsiyum kristal birikimi)

b.Anatomik sebepler (doğumsal kalça çıkığı, bacak boyu eşit-sizliği, hipermobilite sendromları)

c.Travmatik sebepler (büyük eklem travması, eklemde kırık ya da osteonekroz varlığı, mesleki kronik zedelenmeler)

Plantar fasitis ayak tabanını ilgilendiren bir hastalıktır.

101. Aşağıdaki radyolojik bulgulardan hangisi osteoartit ve romatoid artritte ortak görülen bir bulgudur?

A) Subkondral skleroz

B) Subkondral kistler

C) Marjinal erozyon

D) Heberden nodülleri

E) Jukstaartiküler osteoporoz

101 – B

Romatoid artrit

En erken radyolojik değişiklik; el ve ayaklarda küçük eklemlere komşu periartiküler osteopenidir.

RA’in en tipik radyolojik değişikliği, eklemlere komşu kemik erozyonları ve simetrik olarak eklem aralıklarında daralmadır.

Geç radyografik bulgular; eklemlerde sublüksasyon ve eklem çizgisinin kaybolmasıdır. Konvansiyonel radyografi, hastalık aktivitesine ait geç bulguları görüntülemesine karşılık, MR gö-rüntüleme ve kas iskelet sistemi ultrasonografisi eklemler-deki erken inflamasyon ve hasara bağlı değişiklikleri oldukça duyarlı olarak gösterebilmektedir.

Osteoartrit

Direk Grafi: Osteoartritin varlığını gösteren kıkırdak kaybıyla birlikte eklem aralığı daralması, subkondral skleroz ve osteofit oluşumu, kıkırdak dejenerasyonu ve kaybını göstermektedir.

Her iki hastalıkta da subkondral kistler oluşabilir.

102. Aşağıdakilerden hangisi/hangileri von Hippel Lindau hastalığında görülebilir?

1. Retinal hemanjiom

2. Serebellar hemanjioblatom

3. Renal kistler

4. Polisitemi

A) 1,3 B) 2,4

C) 1,2,3 D) 4

E) Hepsi

102 – E

VON-HIPPEL-LINDAU Hastalığı

Serebellar hemanjioblastom görülmektedir. Hastalardaki en sık ölüm sebebi bu tümördür. Gözde retinal anjiomlar görül-mektedir. Feokromasitoma sıklığı, renal kistler ve polisitemi sıklığı artmaktadır.

TUSEM

Page 63: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

63

www.tusem.com.tr

103. Araç dışı trafik kazası öyküsü ile getirilen, ışık refleks-leri bilateral normal olan, sol>sağ anisokorik, spontan gözleri kapalı ve ağrılı uyaranla açmayan, emirleri ye-rine getirmeyen ancak ağrıyı solda lokalize eden sağ-da ise ekstansör yanıt veren, konuşmayan ancak ağrılı uyaranla anlamsız sesler çıkartan, spontan solunum-daki otuz beş yaşındaki erkek yaralının Glasgow Koma Skoru kaçtır?

A) GCS = E1M2V2 = 5 B) GCS = E1M5V1 = 7

C) GCS = E2M4V2 = 8 D) GCS = E1M4V2 = 7

E) GCS = E1M5V2 = 8

103 – E

Glaskow Koma Skalası

Organ Yanıt Puan

Gözler Spontan açıkSözel Uyarana AçarAğrılı Uyarana AçarCevapsız

4 puan3 puan2 puan1 puan

Motor Cevap Emirlere UyarAğrıyı Lokalize ederAğrıya Fleksör Cevap Anormal Fleksör CevapAğrıya Ekstensör CevapCevapsız

6 puan5 puan4 puan3 puan2 puan1 puan

Sözel Cevap OryaanteDezoryanteAnlamsız KelimelerAnlaşılmaz SeslerCevapsız

5 puan4 puan3 puan2 puan1 puan

104. Balıklama denize atlama sonrası ikinci saatte hastane-ye getirilen, C5-6 düzeyinde ileri anterior dislokasyon ve bu seviyesinin altında tam medüller kesi bulguları saptanan hastada aşağıdakilerden hangisi görülmez?

A) Alt ekstremitelerde refleks kaybı

B) Korunmuş omuz hareketleri

C) Anal sfinkter tonusunun kaybolması

D) Göbek seviyesinden itibaren tam duyu kaybı

E) Üriner sfinkter kontrol kusuru

104 – D

Omuriliğin Tam Transvers Lezyonu

Bu durumda, omuriliği bir ya da birçok segment boyunca et-kileyen bir lezyonun bu yapıyı fonksiyonel olarak tam kesiye uğratması söz konusudur.

C5-6 yaralanmasında omuz bölgesinin altından itibaren duyu kusur mevcuttur. Göbek seviyesi uyarımı T10 ile innerve olur.

105. Aşağıdaki durumların hangisinde panüveit beklenmez?

A) Behçet hastalığı B) Travma

C) Sarkoidoz D) Sempatik oftalmi

E) Reiter sendromu

105 – E

Panüveit yapan başlıca nedenler; Behçet,Travma,Toksoplazma,Tüberküloz,Sarkoidoz,Sifiliz, Sempatik Oftalmi,Vogt-Koyanagi-Harada sendromu gibi nedenlerdir.

106. Aşağıdakilerden hangisi tükrük bezi tümörleri için yan-lış bir ifadedir?

A) Tükrük bezi boyutu küçüldükçe, kitlenin malign olma olasılığı artar.

B) En sık görülen benign tümör pleomorfik adenomdur ve malignleşebilir.

C) Tükrük bezi tümörlerinde histopatolojik tanı ve ev-releme için operasyon öncesi genellikle biyopsi alın-maktadır.

D) Bilateral tutulumda lösemi ve lenfoma akılda tutul-malıdır.

E) Benign olmasına rağmen radyolojik ve klinik bulgu-ları malignite ile karışan tümör Warthin tümörüdür.

106 – C

Tükrük bezi tümörleri benign/malign ayrımı yapılmaksızın genellikle cerrahi operasyon ile tedavi edildiklerinden pre-op biyopsi tercih edilmez.

Diğer şıklarda yer alan ifadeler doğrudur.Özellikle pleomorfik ade-nomda malign transformasyon “ karsinoma ex pleomorfik ade-nom” ve cerrahi sonrası nüks gelişebileceği akılda tutulmalıdır.

107. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde üriner sistemde en sık görülen inorganik ve organik taşlar sırasıyla veril-miştir?

A) Ca Pirofosfat – Ürik asit

B) Ca Oksalat – Ürik asit

C) Magnezyum amonyum fosfat – Sistin

D) Ca Pirofosfat – Ksantin

E) Ca Oksalat - Struvit

TUSEM

Page 64: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

64

www.tusem.com.tr

107 – B

**Üriner sistemde;

En sık görülen inorganik taş Kalsiyum okzalat;organik taş ise ürik asit taşlarıdır.

**Ca pirofosfatın en parlak taş olduğu,enfeksiyona sekonder gelişen taşların magnezyum-amonyum-fosfat olduğu,sistin taşlarının herediter olabileceği diğer potansiyel soru adayı bilgileridir.

108. Yirmi üç yaşındaki kadın hasta;menstrüel siklusun 3. gü-nünde acil servise karın ağrısı şikayetiyle başvuruyor. Ya-pılan fizik muayenede suprapubik ve inguinal hassasiyetin yanı sıra olgunun takipneik olduğu farkediliyor ve 20 da-kikalık nazal O2 desteğinin ardından arteryel kan gazı in-celemesinde pH değerinin 7.34 olduğu görülmüştür. Olgu daha önceki menstrüasyon dönemlerinde de benzer hızlı soluma şikayetlerinin olduğunu ifade etmektedir.

Buna göre en olası tanı ve yapılacak ilk tetkik aşağıda-kilerden hangisinde verilmiştir?

A) Astım – Solunum fonksiyon testi

B) Amfizem– PA Akciğer grafisi

C) Atipik pnömoni – HRCT

D) Katamenyal pnömotoraks – PA Akciğer grafisi

E) Primer spontan ptx – PA Akciğer grafisi

108 – D

Katamenial Pnömotoraks:

Menstürasyon gören 25 yaş üstü kadınlarda görülür.

Menstürasyonun 2.-3. gününde pnömotoraks gelişir.

Patogenez net değildir. Genellikle pelvik endometriozis öy-küsü vardır. AC, plevra ve diaframda endometrial lezyonlar saptanır.

**Pnömotoraks için ilk istenecek tetkik akciğer grafisidir ve derin inspiryumda değil; ekspiryumda çekilmesi gerektiği unutulmamalıdır (Rüptüre visseral plevranın görülmesi amaç-lanmaktadır).

109. Diaphragma pelvisi oluşturan esas kas aşağıdakilerden hangisidir?

A) M.priformis

B) M.Transversus süperficialis

C) M.Levator ani

D) M.Transversus profundus

E) M.Obturatorus

109 – C

Diaphragma pelvis: Her iki tarafın levator ani ve coccygeus (S4-S5 spinal sinirlerle innerve edilir.) kasları ve bunları örten fasyalar tarafından oluşturulur. Her iki levator kasının arasın-daki açıklığa ise hiatus ürogenitale denir. Buradan ürethra, vajen ve anal kanal geçmektedir.

Muskulus levator ani:

Pelvis döşemesinin en büyük ve önemli kasıdır.

Plexus pudentalisten çıkan n. rektalis inferior ve S3-4 sinir lifleri tarafından innerve edilir

Kasın anatomik bölümleri;• Pubococcygeus (en

büyük parçası, diğer ismi pubovisseralis)o Puboüretraliso Pubovajinalis

• Puborektalis (fekal konti-nansa yardımcı olur)

• İliococygeus

Pelvik organların desteklenmesinde rol oynar.

Pelvik yan duvarda bulunan arcus tendineus’a tutunur.

Pelvik relaksasyona karşı en etkili rol oynayan kastır.

Levator ani, doğum sırasında bebeğin başını destekler. M.puborektalis fekal kontinansa yardımcı olur.

110. Steroid sentezinde kolesterolü mitokondri dış memb-ranından iç membranına hangi yapı taşır?

A) SRY B) ALLE

C) SOX7 D) ICAM

E) STAR

110 – E

Kolesterolün mitokondri dış membranından iç membranına taşınması için STAR (steroidogenic akut regulatuar protein) gerekir. Gonadal ve adrenal steroid sentezi için STAR şarttır, beyin ve plasentadaki sentez ise STAR’dan bağımsız olarak gerçekleşir. Bu dokularda kolesterolü mitokondri içine taşıyan moleküller sterol taşıyıcı protein, steroid aktivatör peptid, periferik benzodiazepin reseptörüdür. STAR gen defekti olan vakalar konjenital lipoid adrenal hiperplazi içerisinde değer-lendirilir ve doğumda dişi fenotipe sahiptir. Seks steroidleri ve steroid yapılı adrenal hormonlar sentezlenemez. Otozo-mal resesif geçen bir durumdur.

111. Müllerian agenezi için aşağıdakilerden hangisi/hangi-leri doğrudur?

I. Primer amenore izlenir

II. Over gelişimi vardır

III. Uterus gelişmemiştir

A) I B) I,II,III

C) II,III D) II

E) III

TUSEM

Page 65: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

65

www.tusem.com.tr

111 – B

Mayer-Rokitansky-Küster-Hauser (Müllerian agenezi-Hipop-lazi ) sendromu:

• Müllerian sistemin agenezisi vardır. Overler ve vajenin alt kısmı olmasına rağmen uterus, tüpler ve vajen üst kısmı yani müllerian kanaldan gelişen yapılar genellikle yoktur. Çok nadir hipoplazik uterus ve tüp bulunabilir ancak bunlar kesinlikle alt vajen ile ilişkide değildir.

• Overlerin olması nedeni ile estrojen seviyesi normaldir ve sekonder seks karekter gelişimi söz konusudur. Normogo-nadotropik amenoredir.

• Hastaların geliş şikayetleri primer amenoredir. Yapılan muayenede alt 1/3’lük bir vajen olduğu saptanır.

• Pelvik ultrasonografi ile overler izlenir, ancak uterus iz-lenemez, şüpheli durumlarda MRI ile tanı kesinleştirilir. Hiçbir zaman adet göremezler ve bebek sahibi olamazlar.

• Anormal galaktoz metabolizması ve iskelet sistemine ait patolojilerde eşlik edebilir.

• Ayrıca hastaların 1/3’ünde beraberinde üriner sistem ano-malisi vardır. IVP çekilerek araştırılmalıdır. En sık karşılaşılan ürogenital anomali çift üriner toplama kanal (en sık) varlığıdır.

• Tanı sonrası cinsel hayatın olması için bu vakalara vajinop-lasti uygulanmaktadır.

112. Radyoterapiye duyarlı over kanseri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Disgerminom B) Brenner tümörü

C) Teka hücreli D) Seröz kistadenokarsinom

E) Struma ovari

112 – A

Disgerminom

• En sık görülen malign germ hücreli over tümörüdür. Er-keklerdeki seminomun karşılığıdır. Disgenetik gonadlar-la en fazla oranda birliktelik gösteren ve en sık bilateral olan malign germ hücreli tümördür. Tedavi Cerrahi çıkar-tım ve evreleme uygun yaklaşımdır.

• Karşı overden biyopsi mutlaka yapılmalıdır. İleri evreler-de adjuvan kemoterapi verilir. Başarı çok yüksektir.

• Aslında disgerminom radyoterapiye en duyarlı tek germ hücreli over tümörüdür.

• Ancak fertilite kaybına neden olacağı için tercih edilme-mektedir. Ek olarak kemoterapiye iyi yanıt vermektedir. En başarılı tedavi rejimi BEP (bleomisin, etoposid, sispla-tin) rejimidir.

113. Fetusun önde gelen kısmına ne denir?

A) Habitus B) Prezentasyon

C) Situs D) Sinklitizm

E) Pozisyon

113 – B

Prezentasyon: Önde gelen fetal kısım

Habitus: Fetusun anne karnındaki duruş şekli.

Situs: Fetal uzun eksen ile maternal uzun eksen ilişkisi

Sinklitizm: Sagittal sütürün symphysis pubis ve promontoyu-ma olan mesafesinin eşit olması durumu.

Fetusler %99 longitudinal situsa sahiptir. Nadiren transvers ya da oblik situs olabilir.

114. Kan damarının ilk görüldüğü yapı aşağıdakilerden han-gisidir?

A) Primer villus B) Sekonder villus

C) Tersiyer villus D) Kordon levae

E) Desidua basalis

114 – C

Trofoblastik doku annenin gebelikteki endometriumu olan desidua basalise parmaksı çıkıntılar halinde invazyon göste-rir. Bunlar primer villuslardır ve sadece trofoblastlardan olu-şurlar. Dışta sinsityo, içte sitotrofoblastlardan oluşurlar. Kısa süre sonra orta kısımları hızla büyüyen mezenşim tarafından doldurulur ve sekonder villus adını alır. Fertilizasyondan son-raki 3. haftada bu villuslarda fetal damarlar belirir ve tersiyer villuslar oluşur.

115. Koryokarsinom için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Patolojik incelemede nekroz izlenir.

B) Trofoblastlarda atipik değişim gözlenir.

C) Myometriuma invazyon gösterebilir.

D) Tüm villuslar hidropiktir.

E) Molar gebelik sonrası gelişebilir.

TUSEM

Page 66: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

66

www.tusem.com.tr

115 – DKoryokarsinomda villus yapısı bulunmamaktadır. Bu özellik diğer GTN’lerden ayrımında önemlidir.

Koryokarsinom

• Gelişimi için bilinen en yüksek risk faktörü hidatiform mol’dür (komplet tip). Çünkü koryokorsinomun %50’si hidatiform mol’den gelişim gösterir. Ancak nonmolar gebelik sonrası GTN gelişir ise bu her zaman koryokarsinomdur.

• Lokal invazyon ve hematojen yayılım ile yayılır. En sık akciğere metastaz yapar.

• Mikroskopide villus yapısının bulunmamaktadır. Bu özellik diğer GTN’lerden ayrımında önemlidir. Yüksek HCG düzeyi vardır.

• İleri derecede hemoraji, atipi ve nekroz içerir. Anaplastik sinsit-yo ve sitotrofoblastlar vardır.

• Bazen genital sistemde bulgu vermeden Ac veya beyin tümörü olarak karşımıza çıkar.

• Büyük kısmında anöploidi vardır, üçte bir oranında ise Y kromo-zomu gözlenir.

116. Başarılı bir vazektomi operasyonunda en az kaç sperm örneğinde azospermi görülmesi şarttır?

A) 2 B) 3

C) 1 D) 4

E) 5

116 – AVazektomi: Vas deferensin bir segmentinin bağlanıp kesil-mesidir. İşlem sonrası, cerrahi alanın distalinde canlı sperm bulunabileceğinden etkisi hemen başlamaz, en az 2 sperm örneğinde azoospermi görülünce etki başlamış kabul edilir. Vazektomi sonrası sperm antikorları pozitifleşir. Vazektominin cinsel performans ve libido üzerine olumsuz bir etkisi yoktur.

117. Medikal ooferektomiye sebep olan ilaç aşağıdakiler-den hangisidir?

A) Östrojen B) Danazol

C) GNRH anologu D) Progesteron

E) Siproteron asetat

117 – C. En sık kullanım endikasyonu büyük myomların cerrahi ön-cesi küçültülmesidir.

GnRH analogları ovarian steroidogenezi baskılar. Oluşturduk-ları etki medikal ooferektomi olarak tanımlanır. Myomlar est-rojen bağımlı lezyonlar olduğundan GnRHa ‘larının sağladığı hipoestrojenemi myomun küçülmesi ile sonuçlanır.

Tedavinin etkinliğini en iyi gösteren E2 düzeyidir. E2< 30-40 pg/ml olduğunda maksimal etkinlik elde edilmiş demektir. Ancak etkileri geçicidir, tedavi kesilince 3-4 ay içinde myom eski boyutlarına geri döner.

118. Levonorgestrelli RİA’nın en sık yan etkisi aşağıdakiler-den hangisidir?

A) Amenore

B) Metroraji

C) Ektopik gebelik

D) Pelvik inflamatuar hastalık

E) Polimenore

118 – B

Levonorgestrelli RIA: Toplam 52 mg LNG içerir. Kaviteye gün-lük 20 Mg levonorgestrel salgılar. LNG, kuvvetli bir sentetik progestindir.

Etki mekanizması: Oluşturduğu inflamatuvar etkiye ek olarak, endometriyal atrofiye neden olur. Blastokistin implantasyonu için gerekli uygun endometriyal ortamı bozar. Ovulasyonu in-hibe eder. Servikal mukusu kalınlaştırarak sperm geçişini ön-ler. Tüm bu etkileri ile en etkili koruyan RIA’dır.

Yararlı etkileri: LNG-RIA ektopik gebelik riskini azaltır. PID riskini azaltır. Endometriyumu incelttiği için bakırlı RIA gibi menoraji yapmaz. Tam tersi menoraji ve dismenorenin teda-visinde kullanılır. Kullanımı sırasında menstrüel kanama azalır, hatta amenore gelişebilir. Hb ve Fe değerleri yükselir. Tamoxi-fen kullanıcılarında endometriyal hiperplazi gelişmini önlemek ve menopoz döneminde estrojen verilecek hastalarda endo-metriyumu hiperplazi ve kanserden korumak için de kullanılır. Endometriyum kanseri ve endometriozis risklerini azaltır.

Yan etkiler: En sık görülen yan etkisi lekelenme tarzında pro-gesteron kırılma kanamalarıdır (metroraji).

119. Fertilizasyon sırasında spermin ilk tutunduğu reseptör hangisidir?

A) zp1

B) zp2

C) zp3

D) zp4

E) zp5

TUSEM

Page 67: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

67

www.tusem.com.tr

119 – C

Sekonder oosit ile granüloza hücreleri arasında da, granüloza hücreleri tarafından sentezlenen aselüler glikoprotein yapı-sında zona pellucida vardır. Zona pellucida türe özgü sperm reseptörleri içerir. Spermin penetrasyonu ile birlikte oluşan zona reaksiyonu(depolarizasyon) diğer spermlerin girişine engel olmaktadır. ZP, ZP1-2-3-4 glikoproteinlerinden oluşur. En fazla ZP3 ve 4 bulunur. Sperm ZP3 spermin ilk tutunma yeridir(sperm reseptörü). Bu aşamadan sonra akrozom reak-siyonu meydana gelir. Sperm sonrasında ise ZP2’ye tutunur ve birleşme diğer spermlerin içeri girişimi engelleyen zona reak-siyonuna neden olur. Spermin bu alanı geçebilmesi hyaluro-nidaz aktivitesine ihtiyaç vardır. Spermin oosite ulaşabilmesi için geçmesi gerekenler sırası ile;

1. Corona radiata (granüloza hücreleri)

2. Zona pellucida

3. Oosit hücre membranı

120. Gebelikte vajenin mor menekşe renk alması hangi bul-gudur?

A) Chadwick

B) Culin

C) Hegar

D) Friedman

E) Braxton Hicks

120 – A

Gebelikte uterus gebelik haftasının ilerlemesi ile büyümeye başlayacaktır. Bu sırada ise serviko-isthmik bölge yumuşar ve uterus öne doğru daha fazla fleksiyona gelebilir. Bu duruma hegar belirtisi denir.

Gebelikte genital organlardaki bazı özel bulgular

Hegar belirtisi: İstmusun yumuşamasıGoodell belirtisi: Serviksin yumuşaması Chadwick belirtisi: Artan damarlanmadan dolayı vajenin koyu-mor renk almasıMontgomery tüberkülleri: Meme areolasındaki hipertrofik sebase glandlar TUSEM

Page 68: DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI - tusem.com.tr · Temel Bilimler T 44 - 3  6 c. Plica vocalis tensoru: - M. cricothyroideus Plica vocalisleri geren tek kastır. N. laryngeus supe-

Klinik Bilimler / T 44 - 3

68

www.tusem.com.tr

TUSEM