4
K ÇARŞAMBA 1952 Aç hayvanlar köylere hücum etti Londra, l .li.A.) - Bura ya gelen rapoılaıa göte, R Us . yanın kuzeyinde çok şiddetli bir kı§ cereyan etmektedir Bu yüzden aç kalan binlerce ayı ve kurt köylere hücum et- meğe başlamıştır. | Rus hükümeti bu vaziyet karsısında köyle t e saldıran ayı * e kurtlan itlaf etmek maksa- diyle çok sıkı tedbirler almış ve bu i§le orduyu vazifelen- dirmiştir. Ayı ve kurtlara kar jt mücadele biitün şiddetiyle devam etmektedir. Yayınlanan bir rapora göre Kim Wrkaç ay içinde 915 ayı ve 1812 kurt öldürülmüştür. 4 Gözlü ve 4 Kulaklı Doğan Çocuk Konya: Ereğlinin Üçköy ma halesinde otuıan Emine ad, n dK bir kadın bir hilkat garine si doğurmuştur. Bu hilkat g a . rinesinin 4 gözü ve 4 kulağı vardır. Göz ve kulakların ikisi başın arka kısmındadır. İki göz de kafanın üstündedir. Çocuk bir gün yaşayıp öl. müştür. Yüksek Tansiyona Çare Bulundu Nevyork Nafen) Amerikan Cip mecmuasında çıkan bir ya uda yüksek tansiyondan muz :arip olan kimseleri memnun îdıci bir haber vermektedir. Amerikada operatörler yük ek tansiyonlu kimselerin bel. ;em iğinde bir siniri keserek >u hastalığa çare bulmuşlar ve >lüm nisbetini yüzde beşe in- liımişl eıdir. >»:•:>:•:• ••»> -mamemı ır için M de birinci partinin lir. ende satış için. tlüraoaat Yeri: PAN AYOTÎDÎN Mağusa I S2 v | - 8 1 S 1 > : ••*:• mmım* _ | HEDİYE KUPONU j No. 70 BU KUPONU KESİP SAKLAYINIZ Bozkurt GONI^K TARAFSIZ TÜRK GAZETESİDİR YIL: 1 MÜDÜR VB İMTİYAZ SAHİBİ: CEMAL TOGAN Çiftçilerimiz Mim Varoğlu 17 OCAK PERŞEMBE 1952 * F1ATI1} Kr. ! İDARE EVİ: Asmaaltı No. 75 Posta Kutusu 324 Lefkoşa-Kıbrıs Bu konuya avdet etmek zo- rir , man , tlk d nmda m k F e t e bulunmuş ^ ^ ^ nrın, yalnız, Lârnakada bir büro'nun açılmasını istemesi DKANTASI kadar lokantamızı uuzu sayın müşterile ^ ^ g f f l t e ı cfis yemekler, şiş ke- e paça yapılmaktadır Z MUTEDİLDİR. sütunlannda bir "Çiftçi" mu- harririn açıkladığına göre, ^ bundan 8 yıl önce iyi niyetlere dayanarak teşekkül etmiş bu- lunan "Çiftçiler Birliğıi" nin faaliyeti felce uğramış bulun maktadır. Buna sebep olarak ileri sürülen iddiaların, başın- da, mali kutretsizlik gelmekte- i d:r. "Çiftçi" imzalı sayın mu- harrir, rakam ile meşgul ol mağı sevmediğini itiraf ederek ve bizim istatistikler ile mu- kayeseli yazı yazdığımızı alay- lı bir lisanla anlatırken maa- lesef, Çiftçiler Birliğinin mali durumu hakkında tafsilat ver- meden, atlayıverdi. Bu nokta tnbiatile, bütün ilgili çevreler- de hayretle karşılanmış oldu. En önemli bir nokta üzerin de duramamış olan sayın "Çiftçi" muharrir, kendisini çok mesuliyeti! bir duruma sok muş oldu. Çünkü, açıklamadı- ğı nokta, bütün meselenin üze de tabiatile, bir siyaset aksak, lığından ileri gelmektedir. 'Bizim, ilk yazımızda ileri sürdüğümüz kalkınma ve teş- kilâtlanma şartları pek basit idi. Biz, hâlâ, şuna inanıyo- ruz ki, har kazaya mahsus ay- rı bir teşkilât kurulacak olur- sa, Çiftçiler birliğini yeniden ihya etmek imkân dahilinde- dir. Bizce, istatistiklere iltifat et miyenler, hiç bir zaman hak- larını müdafaa edemezler. Çünkü, "rakam,, dan daha kuvvetli bir müdafaa silâhı henüz icat edilmiş değildir. Hâttâ, son keşiflerden biri o- lan "atom" un imalinde bile baş rolü rakam oynamakta- dır. Şu halde, istatistiklerin ışı- ğı altında yazı yazanları kötü lemiye çalışan "çiftçi" muhar rir, Çiftçiler Birliği kurulunda Başkan Truman Kongreye Yıllık Ekono- mik Raporunu Yolladı BAŞKAN AMERİKAN HALKINA ŞU REMZİ VERDİ: "SİLÂH, ALÂT YE TERE- YAĞI" GELECEK İKİ YIL DA AMERİKA HALKI İÇİN ÇETİN OLACAK yet ve yükü istihsal kapasite- miz karşılıyabilecek durumda , , , , - , *"> Dinıgı ku rinde asıh durduğu düğümlüjbulundukça, böyle bir zihni- noktanın tam kendisidir. Bu .ı u V , u yetle hareket edecek olursa, itibarla, "Çiftçi" muharrir, Çiftçiler Birliğine karşı bes lenen sempatiyi sarsmış oldu- ğundan dolayı sonumla bir du ^ ruma da düşmüş oldu. Bu noktada, çiftçi muhar- rire adanın her tarafında üze- rine herkesin ilgisini çekmiş bulunan Çiftçiler Birliğine da ha fazla sempati toplamıya te şebbüs etmiş bulunan "çiftçi" muharrir daha hazırlıklı ola- rak ortaya atılmalı ve başkala nnın fikir ve kanaatlerini "yı- kı" cılıkla damgalarken, ken- disinin yapıcı ve yaratıcı bir fikre sahip olduğunu hadise- lerle ispatın bir zaruret oldu- ğunu takdir etmeliydi. 7 Bunu, yapamamış olan sa- yın çiftçi muharrir, ortaya at tığı konuyu maalesef, salâhi- yetle idare edememiştir. Çün- kü, herhangi bir salâhiyeti ol- madan bize Lârnakada bir bü ro açmamızda İsrar etti. Hal Birliğe, iyilik yerine fenalık yapmış olacaktır. Çünkü Çift çilerin bütün çalışmalarında en mühim rolü oynıyan daima rakamdır. Rakama kıymet ver miyerek hesapsız hareket edil- mekte israr etmek, bugünün ihtiyaçlarını takdir etmemek- ten başka bir şey ifade etmez. Şimdilik bu kadar, azizim "Çiftçi" muharrir. Vaşington 16 (R): Başkan Truman, Amerikan, halkına btı gün yeni bir savunma rem zi sunmuştur-silâh alât ve te- reyağı. Başkan kongreye gönderdi- ği yıllık ekonomi raporunda önemli sayıda kısmen modası geçmiş silâhlar imal etmekten se modern silâhlar imal etme- nin önemini belirtmiştir. 1951 yılında Amerikanın istihsal kudretinde mühim gelişmeler kaydedilmiş olmakla beraber Başkan, gelecek iki yılın pek çetin olacağını ihtar etmiştir. Fakat beynelmilel durumun, bize her hangi bir şekilde olur sa olsun tahmil edeceği mesuli olduğundan endişeye mehal yoktur. Başkan geniş ölçüdeki paranın hür dünyanın hayat standardını yükseltme yerine savunma hususlarına sarf ve tahsisinden dolayı müte^sif olduğunu beyan etmiştir. Baş kan sözlerine devamla "komii nistlar silâh imaline hız verir ken biz istihsal kuvvetimizi ha yat seviyemizi inşa ve yükselt me uğrunda harcıyacak olur- sak daha büyük ve geniş im. kânlara sahip olmamıza rağ> men hedefimizden çok uzak- laşmış olacağız" demiştir. TÜRKİSTAN HEYETİ ISTANBULDAN AYRILMAZDAN EVVEL SON EIR DEFA DAHA GAZETECİLERE KONUŞTU Heyet Yarın Akşam Ankaraya Gidiyor İstanbul Muhbirimiz ALİ ÖNGE Bildiriyor ingiltere, Amerika ile Ham Maddelere Dair Bir Anlaşma Yaptı Londra 16 (R): Kuzey A- merikadan bu gün avdet eden İngiliz dışişleri bakanı Ant- hony Eden İngilterenin bazı ham maddeler hususunda Bir leşik Amerika ile bir anlaşma- ya vasıl olduğunu 'beyan etmiş tir. Dışişleri Bakanı varılan an aşmanın tafsilâtının ileride a- «aBBSii ... çıklanacağını sözlerine ilâve bukı, yazısının muhtel f yerle- \ . . ... ' i etmiştir. nnJe bızı çiftçiler birliğinin | "yıkıcısı" olarak takdim ettiği Kuzey Atlântik Paktı nin farkında bile olamamıştır. ır ! T Bir yandan bizi "yıkıcı"lık- la itham eden çiftçi muharri- \ nn > öte yarıdan Lârnakada büro açarsak şükranla kar îilanacağmı iddia etmiş olma ı kendisi için bütün çevreler açıktan açığa bir prensip- sıziLk h a v a s ı y a r a t m ı ş olduğu- n«t şüphe etmiyoruz. J J ^ t e şayandır ki, Çiftçi- sinde herhangi bir ka Lârnakada Ktı teşvik ©t- ın çiftçi muhar- Konseyi Lizbonda Toplanacak Paris, 16 (R): Bu gün Ku- zey Atlântik Paktı organizas- yonunun Paristeki dairesinden açıklandığına göre, pakta da- hil devletler Şubatın 16 sında Lizbonda toplanacaklardır. Bundan önce toplantının iki Şubatta yapılması karlaştırıl- mışsa da Avrupa ordusu prop leminin halli için daha fazla vakit kazanmak istiyen Fran- sa, toplantının tehirin rica et- nûftir.. Doğu Türkistan hükümeti sabık genel sekreteri ve Doğu Türkistan Türk Uygur Birli- ğinin Başkanı İsa Yusuf Alp- tekin, bugün kendisile görüşen gazetecilere Ankaraya yapaca ğı seyahat hakkında şunları söylemiştir: 'Biz Türkistanlılar, Tiir- kiyeyi Öz kardeş şef, önder ve hâmıi sayıyoruz. Biz Türkistan lılar, Kızıl Rus zulmünden kur tulmamız için yegâne halâs, kâr olarak kuvvetli ve kudret li Türk milletini biliyor ve ta- nıyoruz. Bu hususta Türkiye nin bir çare düşünmesi, yar- dım etmesi, hâttâ Birleşmiş Milletler nezrimde bu yolda bize yardım yapılması için, tavassutta buluması dileği ile Ankaraya gidiyoruz. Rusya Türkistanı, Asyayı istilâ etmek plânını tahakkuk ettirmek için daimî bir silâh deposu haline getirmekte ve bir tehlike halın de burada barınmak istemek- tedir. İşkence yüzünden Tür- kistandan kaçan muhacirler Hindistan, Pakistan ve diğeı müslüman memleketlerine ğınmaktadır. Pazartesi günü Ankaraya hareket edeceğiz ve Başkentte büyük devlet a- gayemizin tahakkuku için yar dımlarda bulunulmalarını ca edeceğim.—' ingiliz Askerleri Mısır Köylerini Yokladılar Tel El Kebir 16 (R) Sayı- sı bin kadar olan İngiliz aske- kuvvetleri Tel El Kebirin yanındaki iki tedhişçi köyüne baskın yaptılar. Sabaha ya- kın yapılan bu baskında tank lar ve zırhlı otomobiller de kullanılmıştır. Geçen hafta so nunda Mısır kurtuluş kuvvet- leri bu köylerde İngiliz müda faa yerlerine şiddetli hücumlar da bulunmuşlardır. Yunan Kralının Geçirdiği Kaza Atina (A.A.): Saraydan neş redilen bir tebliğde bildirildi- ğine göre bir kaza neticesi di zinden muztarip olan Kral Paul 15 gün yatakta kalacak- tır. Kahire 16 (R) : Sabaha ya kın bir İngiliz uçağı hoparlör lerle, köylülerin öğleye kadar yoklama için hazır olmaları hususunda ihtarlarda bulun- muştu. El Hamada ve Tel El Kebir köyleri ev ev yoklandı- lar. Öğle sonuna kadar İngiliz kuvvetlerine manı olmıya çalı §an ve polis olduğu zannedi- len 5 Mısıriı öldürülmüş ve 2 krçi yaralanmıştır. Bîr İngiliz •askeri hafifçe yaralanmıştır. I 1 | Kıbrıslı Piskobosun Tahrikâtı.. ? 15.1.1952 tarihli Yeni Sabah Gazetesinde ve Yeni | Sabah imzasıyla neşredilen bu ba,; makale bir kere da. | hu ispat etmiştir ki, Anavatan yavruvatanı asla unut- | rnamijtır ve unutmıyacaklardır. j Londra radyosunun dün akşam verdi- , I 1 h a b e r e r e göre Kıbrıs Piskobosu, adayı 0 Yunanıstana ilhak etmek üzere, şiddetli 1 î ah ?. k f e başlamıştır. Kıbrıs idarecileri j her turlu fırsat imkânlannı önlemek üzere i a5lk havada miting ve toplantı yapılması- I ./ asak ettikleri ve her tarafta geniş öl- I çude emniyet tedbirleri aldıkları için Rum I S ° f A halkl kilise y e davet etmiş ve ! ibadete tahsis edilmiş olan bu binanın için | de, dini vaaz yerine tahrikçi ve halkı Yu- nanıstana iltihaka davet edici telkinlerde \ bulunmuştur. Geniş Rum halk kütlesi diki İ İ T , " n me S a d ı ğ ı n d a n binanın dışını | ve sokakları doldurmuş ve din adamının s j yası nutkunu dinlemiştir. . . g r i s i n İngiliz Valisi de bu fesat ve j tahrikler karşısında âtıl bir seyirci kalmış ! ve dm adamının bir kiliseyi siyasete Mel 1»™T - S î l â Z i m g e l d İ ğ İ n i W r türlü hatır- lamak istememiştir. Rum papazının, âyin al ^ da ' bu ayaklanma tah î âZTl huk T etİmh b i r z a m a * kavıt | sızhkla karşılıyamaz. Ruhanî vazifesini İ 3 , a§an bu , s i y a h m ı ' klzı1 mı olduğu ! b e ı r s ı z k °y L1 Politikacı adama, lâzım S Û lhta y ve cevaplar süratle veriİmel dır Pa ! paz kendi aklınca gayet kurnazlık yapara I p. m u dlkl kabineyi itham eylemiştir Halhn kı hepimiz biliyoruz ki Yunan § hükümeti miş Milletler korki »rlirmda vrkîılrî! S de sinsi faaliyet sarfeyleıhektedİ ı ' Bu propaganda ve tahrikler karsısm- da ne vakıte kadar sakin kalacağı^ Kıb, nstakı Türkler, bu kızgın ve yavhn ^ t u l ve hitabelerle en asîl ve necip hislerinden yaralanmaktadırlar. Onların ıztımbmı bir d ^yoru Z . Türklerin Rum va - kandaşlara, hattâ Türk ve Müslümanlar •İ dan [ azla > dini iş İ S l n i S ? r d ? bİ2zat PatrikAthenago- î L aS m / f Şükranlarına mucip olacak kadar | musadeler verilirken, Kıbrıs bas papazm- f ^ y ü k s e l e n sesler k u l a k l a r ı m ı z a mak S S f i S i ^ mıze mı işlemelidir? Atinadakil^re ve Kıb rıstakılere iyice anlatılmalıdır ki Türk j dostluğu, Türk ittifakı, Türklerle birlikte j aynı daya uğruna müşterek kan akıVmak * vajdlerı ve ümitleri çok iyidir, Ç ok yeTfn dedir amma, bu kadar yakınlığın ilk vp tp mel şartı da Türkün hukukun!, h f o W sa, bu dostluk ve itifak devres s ırasında asgari hürmet eylemektir. Bu kmjfkn j İ r d e K , lbnsı Yunanistana bağ lamak arzuları açıklandıkça ve hele buna Türkün dostluğu, iki yüzlü ve çeşitli «/Vunan» yeni sabah D TARAFt YISAL ORTAM mmmm. AKTARILMIŞTIR

Bozkurt - Anasayfaevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/... · 2014. 4. 29. · İ 3 • ,a§an bu,siya mıh klzı' m1 ı olduğu ! b ırsıe z k °yL Politikac1

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Bozkurt - Anasayfaevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/... · 2014. 4. 29. · İ 3 • ,a§an bu,siya mıh klzı' m1 ı olduğu ! b ırsıe z k °yL Politikac1

K ÇARŞAMBA 1952

Aç hayvanlar köylere hücum etti

Londra, l .li.A.) - B u r a

ya gelen rapoılaıa göte, R U s . yanın kuzeyinde çok şiddetli bir kı§ cereyan etmektedir Bu yüzden aç kalan binlerce ayı ve kurt köylere hücum et-meğe başlamıştır.

| Rus hükümeti bu vaziyet karsısında köyle t e saldıran ayı * e kurtlan itlaf etmek maksa-diyle çok sıkı tedbirler almış ve bu i§le orduyu vazifelen-dirmiştir. Ayı ve kurtlara kar jt mücadele biitün şiddetiyle devam etmektedir.

Yayınlanan bir rapora göre Kim Wrkaç ay içinde 915 ayı ve 1812 kurt öldürülmüştür.

4 Gözlü ve 4 Kulaklı Doğan Çocuk

Konya: Ereğlinin Üçköy m a

halesinde otuıan Emine ad,n

dK bir kadın bir hilkat garine si doğurmuştur. Bu hilkat g a .

rinesinin 4 gözü ve 4 kulağı vardır. Göz ve kulakların ikisi başın arka kısmındadır. İki göz de kafanın üstündedir.

Çocuk bir gün yaşayıp öl. müştür.

Yüksek Tansiyona Çare Bulundu

Nevyork Nafen) Amerikan Cip mecmuasında çıkan bir ya uda yüksek tansiyondan muz :arip olan kimseleri memnun îdıci bir haber vermektedir.

Amerikada operatörler yük ek tansiyonlu kimselerin bel. ;em iğinde bir siniri keserek >u hastalığa çare bulmuşlar ve >lüm nisbetini yüzde beşe in-liımişl eıdir.

>»:•:>:•:• ••»> -mamemı

ı r i ç i n

M de birinci partinin lir. ende satış için. tlüraoaat Yeri:

PAN AYOTÎDÎN Mağusa

I S2

v | • -

8 1 S 1

>:• ••*:• mmım*

_ | HEDİYE KUPONU j

N o . 7 0

BU KUPONU KESİP SAKLAYINIZ

Bozkurt GONI^K TARAFSIZ TÜRK GAZETESİDİR

YIL: 1

MÜDÜR VB İMTİYAZ S A H İ B İ :

CEMAL TOGAN

Çiftçilerimiz Mim Varoğlu

17 OCAK PERŞEMBE 1952 * F1ATI1} Kr.

!

İDARE EVİ:

Asmaaltı No. 75 Pos ta Ku tusu 324

Lefkoşa-Kıbrıs

Bu konuya avdet etmek zo- r i r , m a n , t l k d

nmda m k • F e t e b u l u n m u ş ^ ^ ^

nrın, yalnız, Lârnakada bir büro'nun açılmasını istemesi

DKANTASI kadar lokantamızı

uuzu sayın müşterile ^ ^ g f f l t e ı

cfis yemekler, şiş ke-e paça yapılmaktadır Z MUTEDİLDİR.

sütunlannda bir "Çiftçi" mu-harririn açıkladığına göre,

^ bundan 8 yıl önce iyi niyetlere dayanarak teşekkül etmiş bu-lunan "Çiftçiler Birliğıi" nin faaliyeti felce uğramış bulun maktadır. Buna sebep olarak ileri sürülen iddiaların, başın-da, mali kutretsizlik gelmekte-

i d:r. "Çiftçi" imzalı sayın mu-

harrir, rakam ile meşgul ol mağı sevmediğini itiraf ederek ve bizim istatistikler ile mu-kayeseli yazı yazdığımızı alay-lı bir lisanla anlatırken maa-lesef, Çiftçiler Birliğinin mali durumu hakkında tafsilat ver-meden, atlayıverdi. Bu nokta tnbiatile, bütün ilgili çevreler-de hayretle karşılanmış oldu.

En önemli bir nokta üzerin de duramamış olan sayın "Çiftçi" muharrir, kendisini çok mesuliyeti! bir duruma sok muş oldu. Çünkü, açıklamadı-ğı nokta, bütün meselenin üze

de tabiatile, bir siyaset aksak, lığından ileri gelmektedir.

'Bizim, ilk yazımızda ileri sürdüğümüz kalkınma ve teş-kilâtlanma şartları pek basit idi. Biz, hâlâ, şuna inanıyo-ruz ki, har kazaya mahsus ay-rı bir teşkilât kurulacak olur-sa, Çiftçiler birliğini yeniden ihya etmek imkân dahilinde-dir.

Bizce, istatistiklere iltifat et miyenler, hiç bir zaman hak-larını müdafaa edemezler. Çünkü, "rakam,, dan daha kuvvetli bir müdafaa silâhı henüz icat edilmiş değildir. Hâttâ, son keşiflerden biri o-lan "atom" un imalinde bile baş rolü rakam oynamakta-dır.

Şu halde, istatistiklerin ışı-ğı altında yazı yazanları kötü lemiye çalışan "çiftçi" muhar rir, Çiftçiler Birliği kurulunda

Başkan Truman Kongreye Yıllık Ekono-mik Raporunu Yolladı BAŞKAN AMERİKAN HALKINA ŞU

REMZİ VERDİ: "SİLÂH, ALÂT YE TERE-YAĞI" GELECEK İKİ YIL DA AMERİKA

HALKI İÇİN ÇETİN OLACAK yet ve yükü istihsal kapasite-miz karşılıyabilecek durumda

• , , , , - , *"> Dinıgı ku rinde asıh durduğu düğümlüjbulundukça, böyle bir zihni-noktanın tam kendisidir. Bu .ı u V , u yetle hareket edecek olursa, itibarla, "Çiftçi" muharrir,

Çiftçiler Birliğine karşı bes lenen sempatiyi sarsmış oldu-ğundan dolayı sonumla bir du

^ ruma da düşmüş oldu. Bu noktada, çiftçi muhar-

rire adanın her tarafında üze-rine herkesin ilgisini çekmiş bulunan Çiftçiler Birliğine da ha fazla sempati toplamıya te şebbüs etmiş bulunan "çiftçi" muharrir daha hazırlıklı ola-rak ortaya atılmalı ve başkala nnın fikir ve kanaatlerini "yı-kı" cılıkla damgalarken, ken-disinin yapıcı ve yaratıcı bir fikre sahip olduğunu hadise-lerle ispatın bir zaruret oldu-ğunu takdir etmeliydi.

7 Bunu, yapamamış olan sa-yın çiftçi muharrir, ortaya at tığı konuyu maalesef, salâhi-yetle idare edememiştir. Çün-kü, herhangi bir salâhiyeti ol-madan bize Lârnakada bir bü ro açmamızda İsrar etti. Hal

Birliğe, iyilik yerine fenalık yapmış olacaktır. Çünkü Çift çilerin bütün çalışmalarında en mühim rolü oynıyan daima rakamdır. Rakama kıymet ver miyerek hesapsız hareket edil-mekte israr etmek, bugünün ihtiyaçlarını takdir etmemek-ten başka bir şey ifade etmez. Şimdilik bu kadar, azizim "Çiftçi" muharrir.

Vaşington 16 ( R ) : Başkan Truman, Amerikan, halkına btı gün yeni bir savunma rem zi sunmuştur-silâh alât ve te-reyağı.

Başkan kongreye gönderdi-ği yıllık ekonomi raporunda önemli sayıda kısmen modası geçmiş silâhlar imal etmekten se modern silâhlar imal etme-nin önemini belirtmiştir. 1951 yılında Amerikanın istihsal kudretinde mühim gelişmeler kaydedilmiş olmakla beraber Başkan, gelecek iki yılın pek çetin olacağını ihtar etmiştir. Fakat beynelmilel durumun, bize her hangi bir şekilde olur sa olsun tahmil edeceği mesuli

olduğundan endişeye mehal yoktur. Başkan geniş ölçüdeki paranın hür dünyanın hayat standardını yükseltme yerine savunma hususlarına sarf ve tahsisinden dolayı müte^sif olduğunu beyan etmiştir. Baş kan sözlerine devamla "komii nistlar silâh imaline hız verir ken biz istihsal kuvvetimizi ha yat seviyemizi inşa ve yükselt me uğrunda harcıyacak olur-sak daha büyük ve geniş im. kânlara sahip olmamıza rağ> men hedefimizden çok uzak-laşmış olacağız" demiştir.

TÜRKİSTAN HEYETİ ISTANBULDAN AYRILMAZDAN EVVEL SON EIR DEFA

DAHA GAZETECİLERE KONUŞTU Heyet Yarın Akşam Ankaraya Gidiyor

İstanbul Muhbirimiz ALİ ÖNGE Bildiriyor

ingiltere, Amerika ile Ham Maddelere Dair

Bir Anlaşma Yaptı Londra 16 ( R ) : Kuzey A-

merikadan bu gün avdet eden İngiliz dışişleri bakanı Ant-hony Eden İngilterenin bazı ham maddeler hususunda Bir leşik Amerika ile bir anlaşma-ya vasıl olduğunu 'beyan etmiş tir.

Dışişleri Bakanı varılan an aşmanın tafsilâtının ileride a-

«aBBSii . . . çıklanacağını sözlerine ilâve bukı, yazısının muhtel f yerle- \ . . . . . ' i etmiştir. nnJe bızı çiftçiler birliğinin | "yıkıcısı" olarak takdim ettiği Kuzey Atlântik Paktı nin farkında bile olamamıştır. ı r ! T

Bir yandan bizi "yıkıcı"lık-la itham eden çiftçi muharri-

\nn> öte yarıdan Lârnakada b ü r o açarsak şükranla kar

îilanacağmı iddia etmiş olma sıı kendisi için bütün çevreler

açıktan açığa bir prensip-sıziLk havası y a r a t m ı ş o l d u ğ u -

n«t şüphe etmiyoruz. J J ^ t e şayandır ki, Çiftçi-

sinde herhangi bir ka Lârnakada

Ktı teşvik ©t-ın çiftçi muhar-

Konseyi Lizbonda Toplanacak

Paris, 16 ( R ) : Bu gün Ku-zey Atlântik Paktı organizas-yonunun Paristeki dairesinden açıklandığına göre, pakta da-hil devletler Şubatın 16 sında Lizbonda toplanacaklardır. Bundan önce toplantının iki Şubatta yapılması karlaştırıl-mışsa da Avrupa ordusu prop leminin halli için daha fazla vakit kazanmak istiyen Fran-sa, toplantının tehirin rica et-nûftir..

Doğu Türkistan hükümeti sabık genel sekreteri ve Doğu Türkistan Türk Uygur Birli-ğinin Başkanı İsa Yusuf Alp-tekin, bugün kendisile görüşen gazetecilere Ankaraya yapaca ğı seyahat hakkında şunları söylemiştir:

— 'Biz Türkistanlılar, Tiir-kiyeyi Öz kardeş şef, önder ve hâmıi sayıyoruz. Biz Türkistan lılar, Kızıl Rus zulmünden kur tulmamız için yegâne halâs, kâr olarak kuvvetli ve kudret li Türk milletini biliyor ve ta-nıyoruz. Bu hususta Türkiye nin bir çare düşünmesi, yar-dım etmesi, hâttâ Birleşmiş Milletler nezrimde bu yolda bize yardım yapılması için, tavassutta buluması dileği ile Ankaraya gidiyoruz. Rusya Türkistanı, Asyayı istilâ etmek plânını tahakkuk ettirmek için daimî bir silâh deposu haline getirmekte ve bir tehlike halın de burada barınmak istemek-tedir. İşkence yüzünden Tür-kistandan kaçan muhacirler

Hindistan, Pakistan ve diğeı müslüman memleketlerine sı ğınmaktadır. Pazartesi günü Ankaraya hareket edeceğiz ve Başkentte büyük devlet a-gayemizin tahakkuku için yar dımlarda bulunulmalarını ca edeceğim.—'

ingiliz Askerleri Mısır Köylerini Yokladılar Tel El Kebir 16 (R) Sayı-

sı bin kadar olan İngiliz aske-rî kuvvetleri Tel El Kebirin yanındaki iki tedhişçi köyüne baskın yaptılar. Sabaha ya-kın yapılan bu baskında tank lar ve zırhlı otomobiller de kullanılmıştır. Geçen hafta so nunda Mısır kurtuluş kuvvet-leri bu köylerde İngiliz müda faa yerlerine şiddetli hücumlar da bulunmuşlardır.

Yunan Kralının Geçirdiği Kaza

Atina (A.A.): Saraydan neş redilen bir tebliğde bildirildi-ğine göre bir kaza neticesi di zinden muztarip olan Kral Paul 15 gün yatakta kalacak-tır.

Kahire 16 ( R ) : Sabaha ya kın bir İngiliz uçağı hoparlör lerle, köylülerin öğleye kadar yoklama için hazır olmaları hususunda ihtarlarda bulun-muştu. El Hamada ve Tel El Kebir köyleri ev ev yoklandı-lar.

Öğle sonuna kadar İngiliz kuvvetlerine manı olmıya çalı §an ve polis olduğu zannedi-len 5 Mısıriı öldürülmüş ve 2 krçi yaralanmıştır. Bîr İngiliz •askeri hafifçe yaralanmıştır.

I 1

| Kıbrıslı Piskobosun Tahrikâtı.. ? 15.1.1952 tarihli Yeni Sabah Gazetesinde ve Yeni | Sabah imzasıyla neşredilen bu ba,; makale bir kere da. | hu ispat etmiştir ki, Anavatan yavruvatanı asla unut-| rnamijtır ve unutmıyacaklardır.

j Londra radyosunun dün akşam verdi-, I 1 h a b e r e r e göre Kıbrıs Piskobosu, adayı 0 Yunanıstana ilhak etmek üzere, şiddetli 1 î a h ? . k f e başlamıştır. Kıbrıs idarecileri j her turlu fırsat imkânlannı önlemek üzere i a 5 l k h a v a d a miting ve toplantı yapılması-I n ı . / a s a k ettikleri ve her tarafta geniş öl-I çude emniyet tedbirleri aldıkları için Rum I S ° f A h a l k l k i l i s e y e davet etmiş ve ! ibadete tahsis edilmiş olan bu binanın için | de, dini vaaz yerine tahrikçi ve halkı Yu-

nanıstana iltihaka davet edici telkinlerde \ bulunmuştur. Geniş Rum halk kütlesi diki İ İ T , " n m e S a d ı ğ ı n d a n binanın dışını | ve sokakları doldurmuş ve din adamının s j yası nutkunu dinlemiştir.

. . g r i s i n İngiliz Valisi de bu fesat ve j tahrikler karşısında âtıl bir seyirci kalmış ! ve dm adamının bir kiliseyi siyasete Mel

1»™T -Sî l â Z i m g e l d İ ğ İ n i W r türlü hatır-lamak istememiştir. Rum papazının, âyin

a l ^ d a ' bu ayaklanma tah î â Z T l h u k T e t İ m h b i r z a m a * kavıt | sızhkla karşılıyamaz. Ruhanî vazifesini İ 3 • , a § a n b u , s i y a h m ı ' k l z ı 1 mı olduğu ! b e ı r s ı z k°yL1 Politikacı adama, lâzım S Û l h t a y ve cevaplar süratle veriİmel dır Pa ! paz kendi aklınca gayet kurnazlık yapara

I p.mu

dlkl kabineyi itham eylemiştir Halhn kı hepimiz biliyoruz ki Yunan§ hükümeti

miş Milletler korki »rlirmda vrkîı lr î! S de sinsi faaliyet sarfeyleıhektedİ ı '

Bu propaganda ve tahrikler karsısm-da ne vakıte kadar sakin kalacağı^ Kıb, nstakı Türkler, bu kızgın ve yavhn ^ t u l ve hitabelerle en asîl ve necip hislerinden yaralanmaktadırlar. Onların ıztımbmı bir

d ^ y o r u Z . Türklerin Rum va - kandaşlara, hattâ Türk ve Müslümanlar

•İ d a n [az la> dini işlerde m ü s a m a h a S T

İ S l n i S ? r d ? b İ 2 z a t PatrikAthenago-î LaS m / f Şükranlarına mucip olacak kadar | musadeler verilirken, Kıbrıs bas papazm-f ^ y ü k s e l e n sesler k u l a k l a r ı m ı z a

mak S S f i S i ^ mıze mı işlemelidir? Atinadakil^re ve Kıb rıstakılere iyice anlatılmalıdır ki Türk

j dostluğu, Türk ittifakı, Türklerle birlikte j aynı daya uğruna müşterek kan akıVmak * vajdlerı ve ümitleri çok iyidir, Çok yeTfn

dedir amma, bu kadar yakınlığın ilk vp tp mel şartı da Türkün hukukun!, h f o W sa, bu dostluk ve itifak devres s ırasında asgari hürmet eylemektir. Bu

kmjfkn j İ r d e K , l b n s ı Yunanistana bağ lamak arzuları açıklandıkça ve hele buna

Türkün dostluğu, iki yüzlü ve çeşitli « / V u n a n »

yeni sabah

D TARAFt YISAL ORTAM

mmmm.

AKTARILMIŞTIR

Page 2: Bozkurt - Anasayfaevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/... · 2014. 4. 29. · İ 3 • ,a§an bu,siya mıh klzı' m1 ı olduğu ! b ırsıe z k °yL Politikac1

SAYFA 2

SL G Ü N L E R GEÇEKKEN

11

Hülya Kurmak Mustafa özkeı- YAŞIN

Zamanımızda "Hülya kurmaik" artık asırlar önce-ki ehemmiyetini kaybetmiştir. Halbuki insanlar, bin bu dert içerisinde geçen hayatlarını biraz manalandır-mak ve hiç olmazsa bazı anlar, mes'ut olduklarını san ıuak için "Hülya kurmak" mecburiyetindedirler.

Kadın veya erkek olunuz.. İhtiyar veya genç olu-ruz. Muhakkak ki, bazı zamanlar hülya perisi sizi de ziyaret etmiş ve günlük dertlerinizden sıyrılarak kendi nizi hayal aleminin pembe derinliklerine bırakmışsı-nızdır. İhtiyarsanız maziyi düşünmüşsünüzdür. Genç-seniz istikbali hayal etmişsinizdir.Bu anlar, kafanıza hü cum eden düşünce yağmuru sizi kâh mes'ut etmiş kâh üzmüştür.

Artık yaşınız oldukça ilerlemiştir. Bundan beş Ve-ya on sene evvelki halinizi hatırlıyorsunuz. O zaman-lar bir kızla sevişiyordunuz. Bazı başbaşa kalır ve sev-gilinize hülyalarınızdan bahsederdiniz. Siz muhakkak bir birinizin olacaktınız. Hayatınız kuşlar kadar bah-tiyar geçecekti. Beyaz bir ev, sıhhatli çocuklar tahay-yül ederdiniz...

Fakat şimdi... Başınızdan kavak yellerinin estiği mevsim çoktan geçmiş.. Sevgiliniz belki başkalarının zcruyla belki de kendi isteği ile sizi terketmiş. Halbuki evvelce size neler demiş, mektuplannda neler yazmış-tı : "Seni ölünceye kadar seveceğim" "Sana olan aşkı. nıın kudreti o kadar büyük ki mektup değil kitap yaz-sam anlatamam": "Sensiz gündüz ile geceyi ayırdet-mem imkânsız..."

Hey gidi güzel günler.. Maziyi tahassürle anarken dudaklarımızdan şu cümle dökülüyor.. Artık yaşama-nın ne maması var, diyorsunuz. O yanımda olmadıkça, o başkalarının olduktan sonra..

Yaşınız oldukça gençtir. Hayat mücadelesine yeni atılıyorsunuz. Yeşil ümitleriniz vardır. İleride yapaca-ğınız işleri, yükseleceğiniz mevkii tahayyül ediyorsun-r.uz. Hele biraz zaman geçsin hayatın çetin gerçekleri ile karşılaşınız, o yeşil ümitler sabun köpükleri gibi te-ker teker sönmekte gecikmiyecdktir.

Zamanımızda hülya kurmanın asırlar önceki e-hemmiyetkıi kaybettiğinden bahsetmiştim. Çünkü, dün yamız artık maddiyata ehemmiyet vermekte, insanlar ruh zenginliği ile değil para ile ölçülmektedir. Bir ba-ba, kızını evlendirmiye karar verdi mi; onu istiyen de-likanlının karakterinden çok parasının miktarnı bilmek istiyor. Böyle maddî bir dünyada yaşamak duygulu in-sanlar için korkunç bir işkence olmaktan başka nedir ki?

Fakat aziz okuyucularım. Eğer dünyanın korkunç gerçeklerini unutmak ve mesut olçıak istiyorsanız, ha. yallerden kaşaneler kurunuz ve hülya aleminde yaşayı nız. Bu yegâne kurtuluş çaresidir.

BOZKURT 17 O C A K P E R Ş E M B E 1952

Mehmet Emin Yurdakul'un 8 inci ölüm yıldönü-münde ilk deja ularak Türk hece veznini millî konu. Icrda kullanan aziz şairin hatırasını anmak için "Bı-rak Beni Haykırayım" şiirini İngilizce tercümesiyle beraber okuyucularımıza sunuyoruz:

TRANSLATION FROM TURKISH POETRY

BY NEJMI SAGIB BODAMIALISADE DIRECTOR OF SHAKESPEARE

SCHOOL I

LET ME SHOUT MY soul doth know the hunıblest man his brother, My God created no slaves, nor allows it either, I feel deep pain when I see the tat tered poor.

I am boren to avenge injustice to the innocent, Volcanoes may repose, but my tlres cannot, The tempests may pass, but my seething cannot rest.

L,et me, oh, let me cry out; mourn if I be siient, 4 natlon whose poets cannot cry, cannot shout, Is İlke an orphan, ali her friends dead and lost.

Time vvill shovv her his bloody teeth ravenous, She vvill find no help, no merey, no right, no justlce: An angry look, a heavy blow, and nothing else.

(The Copyright of this Translation is reserved by NEJMI SAGIB BODAMIALISADE, Director of Shakespeare Sshool, Nicosia Cayprus.)

BIRAK BENİ HAYKIRAYIM

BEN en hakir bir insanı kardeş sayan bir ruhum, Bende esir yara tmayan bir Tanrıya iman var, Paçavra lar altındaki yoksul beni yaralar .

Mazlumların İntikamı olmak İçin doğmuşum, Volkan söner, lâkin benim alevlerim eksilmez, Bora geçer, lâkin benim köpüklerim kesilmez.

Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et, Unutmak! şairleri haykırmayan bir millet Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.

Zaman ona kan daınlıyan dişlerini gösterir, Bu zavallı sürü için ne merhamet, ne hukuk; Yalnız bir sert bakışlı göz, yalnız ağır bir yumruk.

MEHMET EMİN YURDAKUL

7ürk kleri Komisyonu Ara Rapora

45

(b) Bu okulların parası ta-lî okulların İdare Heyetine ya pılan ianeden değil İlk Tedri-sat Sandığından verilmelidir. Çünkü, eğer talî okullar için yapılan ianeler azaltılırsa, fim dilik bu okullarda hiç bir ci-hetten ıslahat yapılamaz- A n " lıyoruz ki karara tesir eden nokta, Orta Okullar talî okul-ların bir parçası mı, yoksa Rüşdileriıı lâğvından evvel ol duğu gibi, İlk Okulların bir parçası mı olduğu meselesidir. Orta Okulları Küçük Talî Okullâr diye tarif edeceğimi-ze, o n l a r ı Yüksek İlk Okullar diye tarif e-dıp Rüşdi Mekteblerinin ida-me edildiğ tarzda, paralarını İlk Tedrisat Sandığından te-min edilebiliriz. Mesele ne tarzda iddia edilirse edilsin, bizoe ai 'kâr olan bir şey var-sa o da Orta Okullar, Lise ve ya Viktorya Kız Okulları za-rarına çoğaltılamaz veya ink; şaf ettirilemez.

(c) Orta Okullar için du-hul imtihanları olmamalıdır.

(d) Lefkoşadaki Orta O-kullar Lise ile birlikte idare

Leymosun Okul Komisyonunda İstifa

ve Tayinler Dün neşredilen Resmî Gaze

tede okuduğumuza göre Ekse-lâns Kıbrıs Valisi İlk tahsil kanılnuııun 16 (2) (e) mad-desinin kendisine verdiği salâ-hiyetleri istimal ederek istifa eden Bay Ramadan Cemil ile Bay Seyfullah Hulûs Köprülü zadenin yerine Bay Namık Ra madan ile Bay Mahmut Deni-zeri 21 Kasım, 1952 tarihine kadar Leymosun kasabası okul komisyonu üyeliğine tayin et-mişlerdir.

Ekselans ilâveten Bay Zihni îmamzadeyi de okul komisyo nu ikinci başkanlığına tayin etmiştir.

edilebilir, fakat kazalardaki Orta Okullar aid oldukları ka zalann okul komisyonları ta-rafından idare edilmelidir.

(d) Müfredat programı ve teefris kursu bütün Ada dahi-linde yeknasak olmalı ve bü-tün kasaba okul komisyonları-nı temsil eden bir komisyon tarafından hazırlanmalıdır. Fa kat İdare Heyetinin tasvibi de alınmalıdır.

(f) Bu okullar hem erkek hem kız çocuklarına açık bu-lundurulmalıdır.

(g) Bir dersten düşen bir öğrenciyi okullardan kapı dı-şarı etmek usulü kaldırılmalı-dır. Bir veya iki dersten düşen öğrenciler ayni derlerden tek-rar imtihana girmelerine mü-saade edilmelidir. Sadece ay-ni sınıfta iki sene üst üste ip-ka kalan öğrenciler okuldan uzaklaştırılmalıdır. İLK OKULLAR:

Türk İlk Tedrisatı, Adada takib olunan genel Maarif si-yaseti ile ilgili olduğundan, Hükümet bunu bir kül halin-de ele almağı istiyeibilir. Her ne ise, madem ki Maarif konu su tahdid edici bir kayda tabi olmaksızın bu Komisyonun ö-nüne gelmiş bulunuyor, bu ko nu üzerinde Türk görüşünü kaydedersek uygunsuz veya yersiz olmıyacağını sanırız. Bundan başka Komisyon, 1923 İlk Tedrisat Kanununun 71 ve 73 üncü maddeleri tahtinde tarif edildiği veçhile Maarif B" Sandığına mahsus tahsi-

lat usulünde ıslahat yapılması hakkında bu başlık altında mü talâalarda bulunmağı müna-sib gördü.

Taıvsilerimiz şunlardır:— (1) Türk Okullarına dair

Encümenlerin teşekkülü değiş tirilmeli ve cemaatleri tarafın dan seçilen 12 kişi Türk Ma-arif Encümenini teşkil etmeli-dir.

(Devamı var)

—Sizi rahatsız edişimizin sebebi şudur ki hastahanemiz-deki dört Türk hasta >İ€ bir türlü anlaşamıyoruz. Tabii biz Türkçe bilmiyoruz. Bu lisandan anlıyan tercümanlarımız da yok. Sizin hava hastahanesi bizimkinin yanında hiç kaldığı halde galiba tercüman kadronuz tamam. Zira sizin yüzbaşı Ogilvie'ye karşılaştığımız zorluktan bahsediyordum. Hem de daha bugün sabah. Hemen bana sizin telefon numaranızı verdi. Şimdi sizi akıl ve sinir hastalıkları kısmına geçireyim. Oranın mes'ulu binbaşı doktor Ross'tur. Onunla konuşursu-nuz. Zannedersem hastalarla bir mülakat yapmak istiyor. Zi ra ne yemek yiyorlar, ne de uyku uyuyorlar.

Birinci kata indik. Uzun ve dolambaçlı koridorlardan geçtik. Muazzam binanın arka tarafında nisbeten sakin bir kısma geldik. Yüzbaşı beni doktor Ross'a takdim ederek ay-rıldı. Hastalar çağrıldılar. En önde gelen kısa boylu, kalın kara bıyıklı şahıs üsteğmen Mustafa Kanyar idi. Onun ar-kasında bir başgedikli, bir onbaşı ve bir de Anadolu'nun şark vilâyederinden uzun böylu bir Kürt sıralanmışlardı. Üsteğ--nen çukur gözleri ile etrafa deEci ve otoriteli nazarlar at-fediyor- gayet kısa boylu ve düşük omuzlu olan başgedikli ; s e ellerini önünde kavuşturmuş, içinde şuurdan eser olmıyan

özlerle kâh yen, kâh havaya bakıyonlu. Onb a ş ı manasız ianasız sırıtıyor ve bıyık büküyordu. En arkada kalan Kurt

'" bir melankoli halinde idi. Sanki de ba^ka dünyada imiş

^ HL fo

Yazan: Argun F. KORKUT 58

gibi hiç etrafla alâkadar olmıyordu. Birkaç adım ilerliyerek:

—Günaydın arkadaşlar, dedim. Onbaşı hemen atılarak elime sarıldı:

- H o ş geldiniz kardeşim, dedi, nasılsınız? Sonra hepsi sıra ile elimi sıktılar. Üsteğmen:

-Çıkal ım, diyordu. Biraz gezelim, yer görelim. Bunun içinde kapalı kapalı usandık. Acaba Singapur'a inmemize müsaade etmezler mi? Birkaç fotoğraf, meyve, ayakkabı, öte beri olırız.

-Vallahi kat'i hirşey söyliyemem. Doktor beye soralım. - Ç o k memnun kalıp size dua ederiz eğer bize bu iyiliği

vap arsanız. Binbaşı Ross bizi ofisine kabul edip kapıyı kapattı ve

hemen sorgularına başladı: - S o r kendilerine bakalım buradan memnun mudurlar?

.un

« i & t s s & s z Divan «

Ve Bugün t z

J , r ütü

r S V ^ f ; : ; :

I „„ • masırıuıhtl" • ••-,15 bazı m&mu

I DivSBFİri fikubakm, ^ I vtiora dayanır Bu "«J İ dseh

l Releri murad etU.len zaman • kelimeleri kulla* •

pkelirru^dır 36 dan bm >1

V Ifdl'-

İ "Gih gibi sâgarı ı< h

I CanM^m mediri rna> <ud

Üsteğmen cevap verdi: —Memnunuz ama fena halde canımız sıkılıyor. Müsaade

etseler de bir çıkıp dolaşsak. —Maalesef bunu yapamayız. Tokyo'da iken tecrit edil-

mişler ve karanlık bir hücreye kapatılmışlardı. Ha t t a bazı-ları bağlı bile idiler. Biz kendilerine bunu yapmadık. Koğuş ta serbest dolaşıp hareket etmelerine müsaade ettik.

-Pekâlâ. Bizim Tokyo'dan getrdiğimiz eşyaları alıp sak. ladılar. Onları olsun bize versinler de hiç olmazsa oyalanır vakit geçiririz.

Hastaların şahsi eşyalan koğuşlara sokulmaz. Hastaha-ne nizamnamesi böyledir.

Bu sırada başgedikli de söze karıştı: -Efendim. Bizim Tokyo'dan getirdiğimiz gayet güzel,

müzeyyen çakmaklar vardır. On l a r ı olsun bize versinler de sigaramızı yakarız hiç olmazsa.

-O lamaz . Nizamnameye aykırı hareket etmiş oluruz. - D o k t o r beye söyleyin. Merak etmesin, ortalığı ateşe ve

recek değiliz. Doktor münakaşayı kapatmak için hemen kurnazca

bahsi değiştirdi: -Hiçbir şey yemiyorlar. Her verdiğimizi reddediyorlar.

Sebebi nedir?

(Devamı var).

I Bu beyitti bidf kelim* si mutlak ü l rap numıniadu. Buıuiuu <•••: •>

drigül fam, bâdei gulrenk. bu.it , Udu mest, bade-* nişin,, gibi ha

Divan {iiri dindar gibi görüm , değildir. Dine karşı serbest bir âa. •> I tırullarm da urbest bu ge de ha | Divan şiiri, hi{ değtşmıyrn bor jjj dır. Sezim hırımt beyittir, ŞmUr, v Şiirde esas nazım f< killerid . Iic.it, * /atat M fakirdir. | ildiklerini ana çugJ, <:, . , | Diroı pidemin saltanatı XlX >>« I W b» pirin usta şairle..»., ,„ , n k m m . f û y . U t D t ' \ i

] fi ^"bunda Şeyhi, Ahmet }><.;,. İ HmduM Hamdı; İM şu, almrnnd

hjmÇeiebıjA/uhammedıye faıri ] fcyüda Zati, HayaT,,. &aA,

m- M » kmuia yolunda SU'

ufe HUetı; mesneıı yolunda \< ,

yizyd Osmanlı lmaPa„ düzen bozuktur. ü t t t n

»«•SudeJ * '

D e v ı m ı v a ı )

LTU-^etertiimdrn

uJACRi I) ADÜ

^•33 J ^ K"iü- İ D I ^ ^ H f güldeki r i 1 ' S S f T n e i i 1 9 ! —

V S * J U : 1! *

Page 3: Bozkurt - Anasayfaevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/... · 2014. 4. 29. · İ 3 • ,a§an bu,siya mıh klzı' m1 ı olduğu ! b ırsıe z k °yL Politikac1

^ h ş k m b e ^

!y>mi.syon

'\aporu v

(>

Bur

wlr

wmtuar atd olduklar, , '»'anrt okul kf>r

a" k» imfmcb ^ > ° n l a n u

^ T * ve

k i ' , e r m ı 1 bir komiJT

kat İdare Heyetinin , -l-nmd^r; ^

<0 Bu okullar hea, erkel '

"2 , açüc bu. unaurulmaİKİır. (* ) Bır demen dü*n ^

tîrencıyı okullardan kap, " <* usulü kald,nlmal,

ısrf dersten dü̂en :r a y n i örterden «k-ı a n a Annelerine mü. Iilmelidir. Sadece ay.

" , ı n ı f t a l k l * * * ü,t üste ip. a k j l a n i nc i l e r okuldan lakla t̂mlmalıdır. I X OKULLAR; Türk İlk Tedrisatı, Adada

*kıb olunan ıçenel Maarif si-wetı ,1e ilgili olduğundan, fükûmet bunu bur kül halin-' ele almağı istıyebilir. Htr t- w, madem ki Maarif konu ' talıdid edici bir kayda tabi Imaksoın bu Komisyonun ö-üne ıçı-lmiş bulunuyor, bu ko ' u'er inde Türk görüşünü IJNİHİersek uygunsuz veya rsw ohnıyacagım sanıra, mdarı b.ı|ka Kornişon, 1923 < Tedrisat Kanununun 71

7 i •"« " maddeleri tahtinde rif ed:klığj veçhile Maarif !" Sandığına mahsus talui-

ünde ıslahat yapılması başlık altında mü

bulunmağı mana-

17 OCAK PERŞEMBE 1952

i Divan Şiiri Ve Bugünkü Şiir

t Zeki BURDURLU A. ayrı ayrı benzetmeler, istiareler arasında bir kom

pozisyon da düşünülmez. Her beyitte ayrı ayr: unsur-

0 larmrd,r, BTUh lÇlndlrkİ Dwan Pirinde şairin ken » dı oı malı olan duygularına yer verilmez. Şairin kil

sel duyguları, pırın yap,sının dışında kalır Bu klişeleşmiş benzetmelere (mazmun) adl veri.

Ar. Divan pırı mazmunlarla yazılır. Şairin elinde haz r bazı mazmunlar vardır, bunları beyitlerin, mısralann içme yerleştirir.

Divan şiiri fikir bakımından bir takım esaslı kay-5 r'Mara daVamr Bu kaynaklar, İslâm dini, eski Yunan

BOZKURT

• » <J * 1 * V B

SAYFA 3

I I i $

• s ö | A u M *

i

şunlardır:— Türk Okullarına dair

teşekkülü deş) li ve cemaatleri tarafm

r» seçilen 12 kişi Türk Ma-ıj teşkil etmeli-

* «t'H, C>J ııi

felsefi, tasavvuf; halk atasözleri gibi şeylerdir Bun l ar dan çıkmış klişe halindeki telâkkiler, şiirlerde sık sık tekrar edilir. Yukarıda, ayrı ayrı şairlere ait beyit-Icrdekı düşünceler, fikirler birer örnektir Bu arada bir örnek faydalı olacaktır. Meselâ, sarhoşluk veren maddeleri murad ettikleri zaman Divan Şairleri bu yolda çok çeşitli kelimeleri kullanırlar. Sarhoşluk veren içkilerin adı pek çoktur. Net olarak içki manasına gelen 3b kelime vardır. 36 dan biri olan bâde'nin yedi çeşidi ı ardır.

"Gâh sâkîsi gibi sâgarı geh badesi yok

Görmedim meclis-i maksudu tamam âmâde » ' » 3 3

(Nabi) | Bu beyitte İâde kelimesi mutlak üzümden yapılan şa-

rap manasındadır. Bundan başka "Bâde-i gülgân, bâ-de-i gül fam, bâde-i gülrenk, bâde-i nâb, bade.ı sadsâle Oâde.i mest, bâde-i nûşin,, gibi bade çeşitleri vardır.

Divan şiiri dindar gibi görünür. Gerçekte dindar değildir. Dine karşı serbest bir davranışı vardır. Ahlâk kurullarına da serbest bir gözde bakar.

Divan şiiri, hiç değişmiyen bazı kurallara göre ya-zılır. Nazım hirirni beyittir. Şiirler, beyit beyit işlenir. Şiirde esas nazım şekilleridir. İfadede zenginlik vardır, fakat öz fakirdir.

Niteliklerini ana çizgilerle vermiye çalıştığımız Divan şiirlerinin saltanatı XIX. yüzyılda sona erer.

ö Şimdi, bu şiirin usta şairlerini yüzyıllara göre ayıra-hm: XM. yüzyılda Dehhânî; XV. yüzyılda, gazel ve

T $ kas'de alanında Şeyhî, Ahmet paşa; mesnevi alanında jjj Hamdullah Hamdi; dinî şiir alanında Mevlût şairi Sü-

hymanÇelebi -Muhamrnediye şairi YazıcızadeMehmte ^ XVL yüzydda Zatî, Hayalî, Baki, Bağdatlı Ruhî. | XVII. yüzyılda kaside yolunda Nef'i, gazel yolunda ' Şeyhülislam Yahya; Nailî, Nabî; rübâî yolunda Ayni

S I $ S t I i i ı

¥

i $

$ .5? jŞt $

$

V

i

i '

V

$

V i V % V i i

I | 8

Memleket Haberleri 'anın En Güzel Kızı

SUSAN HAYVARD Susan Hayvvard, henüz da- lübünde dünyanın en güzel

ha tanınmamış Edith Maırre. | kızı ile tanışmak fırsatını bula

anımı/ sıkılıyor. M ü s a ^

Eokyo'da iken tecrit edil-patıimışlardı. H a » a baB-ıe bunu yapmadık. Koguj

müsaade ettik, ini/, eşyaları alıp ^ hiç olmazsa oyalanır

sokulmaz. Hastah»-

ğ zade Hâleti; mesnevi yolunda Nev'izade Atâyi.

XVIII. yüzyıl Osmanlı lmapartorluğunun gerile-Ş me devri. İç düzen bozuktur. Devlet, yenilik hareket-,v Icrini benimsemek kararındadır. Divan şiiri, bu devir-\ de Fars Edebiyatı etkisinden ayrılmıştır. Şiirlerin diliy $ le konuların da miillîye dönüş meyli sezilir. Bir yandan § Halk Edebilyatının etkisi görülür. Nedim ve Şeyh Ga-

2 W in hece ölçüsüyle yazılmış şiirleri bunu göstermekte

V dır. Bu devrin en önemli şairleri Nedim, Rağıp Paşa, § Şeyh Galip, İzzet Ali Paşa, Nahifi, Seyyit Vehbi, En. £ derunlu Fazıl'dır. (Devamı var)

<•> •:«• :•> mmmmmmzmmmmmmmwmm

v

s ı V! I s i I ş

s

f l :

ner adında genç h:r k:zken, arkadaşlan ona "kız:l saçlı" lâkab'.nı takmışlardı ve o za-banlar kızıl saçları yüzünden alay edilen Susan bir sarışın olabilmesi için bir çok feda-kârlıkları göze alabilirdi. Fa-kat şimdi o kızıl saçlarını dün yada hiç bir şeye değişmez...

Susan Hayvvard 1943 sene. sinde ilk defa Güzellik Kraliçe si olaırak seçilmiş ve daha son raları Nevyork polis kuvvetle rine bir "Şeref âzası" seçilmiş ti.. 1944 de bütün askerî kamp ların "Pin-up" ylldızı vazifesi ne gelen Susan, Holivut'un en

'gözde ve bekâr aktrislerinden ı biri olmuştu. Bu sıralarda Jess Barker ile evlenen Susan Hayvvard, Amerikanın bir n u . maralı kızıl saçlı kadını seçil-miş ve 1949 da kendisine "dün yanın en güzel kızı" unvanı verilmişti... Bu dilber yıldız 1950 senesinde ise "en üstün cinsî cazibeyi haiz saçların sa-hibesi" lâkabiyle anılmıştı...

Susan Hayvvard'un babası İrlandalı ve annesi de îsveçliy di... Onun fevkalâde güzelli-ğini ve cinsî cazibesini bu e . beveyne atfedenler çoktur... Jess Barker'den ikiz çocukları olan Susan Hayvvard, ata bin-

bilmişti... Susan Hayvvard'un bu ya-

kışıklı mihraceye aşık olduğu uaç da bir zamanlar söylenmiş ve | dil* hattâ bir gün âni bir evliliği müteakip beraberce Meksika'-ya balayım geçirmek üzere gittikleri iddia edilmişti... Fa-kat sonradan bu evlilik mace rasının doğru olmadığı anlaşıl dı...

Halen Susan Hayvvard, Ho livut ve Nevyork gece kulüp-lerine pek nadiren uğramakta dır..

Yunan Mütehassısı Kıbrısta kilise malla

rını tasnif ve kıymet-lendirmek maksadile Yunanistandan celbo-lunan Yunan iktisat mü tehassısı Bay Ağapioti dis Bafta tetkiklerine başlamış bulunmakta-

Tenezzüh Gemisi Lefkoşada mimar Mr

G. Mihailidise ait "Al-f a m " ismindeki tenez-züh gemisi Mağusa li-manına gelmiştir. Pire limanından 20 gün ev-vel ayrflan "Alferun" un kaybolduğu sanıl-makta idi.

ANKARA RADYOSU NUN BU GÜNKÜ

PROGRAMI 7.28 Açılış ve Program. 7.30 M. S. Ayan. 7.31 MÜZİK. 7.45 HABERLER. 8.00 MÜZİK. 8.25 Günün Programı. 8.30 MÜZİK. 9.00 Kapanış.

12.15 - 13.15 Asker Saati: 12.15 Memleketten Selâm. 12.20 Memlekete Selâm. 12.30 Türk Kahramanlığı. 12.40 MÜZİK. 13.00 HABERLER.

1 Gece Hırsızları Lârnakada Bay Şahe

Aşçiyanm mağazasını açan gece hırsızları 25 lira kıymetinde tuhafi-ye eşyası aşırmışlardır.

Harup ve Kimyon Lârnaka limanından

Fuadiye vapuru ile 5 ton harup ile 14 ton kimyon ihraç edilmiştir

5 Gün Hapislik Lefkoşada dilencilik

suçundan Sava Kostan dı isminde bir Rum 5 gün hapse mahkûm ol-muştur.

83 Kıbrıslı Süveyişte çalışmak

maksadile son 2 gün zar fmda 83 Kıbrıslı Mağu sa limanından hareket etmişlerdir. Bu arada "Empire Baltic" vapu-ru ile Süveyişteki ihti-yaçlar için soğan, por-takal ve patates gönde rilmiştir.

Yaralandı Avlarken dikkatsiz-

lik yüzünden yarala-nan Prasyo avcıların-dan Hristaki Panayi Lefkonuk hastahanesi-ne yatırılmıştır.

13.15 MÜZİK, inekten ve yüzmekten çok hoş 13.30 Öğle Gazetesi. 1 anmak ta, püro dumanından J 13.45 MÜZİK.

(ştimliğimiz gayet g&el

n olsun bize versinler de

hareket etmiş oluruz-ve ortalığı

için hemen kurna**

reddediyor!*

L.TS.K. Sekreterliğinden

ÇAĞRI Lârnaıka Türk Spor Kulü-

bünün 33 üncü meddesi muci bince çağrı:

Önümüzdeki Cumartesi 19 Ocak 1952 tarihinde gece sa-*ı 7.30 da aşağıdaki maksatlar 'On L.T.S.K. üyelerinin sene-''k toplantısı olduğunu sayın "yelere son defa olarak bildi ririm, GÜNDEM:

(1) 1951 senesi için müfet ''tferin raporu.

W 1951 senesi ve 1952 se-futbol tedkikleri

; t î ) 1952 senesi için yeni ^ ' « i idare seçimi

Sekreter ŞAHAP ŞEMİ

ADRES DEĞİŞTİRDİ î

Reşadiye Sokağı No. 15 o teki evimden çıkıp ayni I sırada No. 9 evde Ber- ? berlik işime devam etti- I ğimi sayın müşterileri- t me bildiririm."

Cemaliye Yusuf |

BOZKT7RT GAZETESİ

ABONE ŞARTLARI

Bir senelik: S U r a Altı Ayl ık : ! Lir® 1» şilin Üç Aylık: 15 Şili» Abone bedeli peşindir.

tiksinmek tedir, Şerefine hususî bir gül yetiş

tirilen ve bu güle kendi ismi verilen Susan, yalnız bacakla-rının daha güzel olmamasın dan şikâyetçidir... Fakat onun bacaklarını güzel olduğu in kâr edilmez bir hakikattir...

Uzun senelerdenberi plâk kolleksiyonu yapan Susan Hay vvard'un halen "With a song in may Heart — Kalbimde biır şarkı ile" adı bir film çevirdiği bildiriliyor... Bu film de gayet dekolte giyinen Su-san Hayvvard'un, filmin adını taşıyan çok güzel bir şarkıyı muvaffakiyetle söylemesi o-nun şöhretini bir kat daha ar tırmıştır.

Müthiş cinsî cazibesiyle, en yakışıklı Holivut yıldızları nı peşinde dolaştıran Susan, bir zamanlar sinema diyarının en yaramaz aktrislerinden, bi-riydi... İsmi bir çok dedikodu lara karışmış ve bir zamanlar onun bir Hint mihracesi ile evlendiği dahi söylenmişti.. Bu dedikodulara göre mevzu, bahis Hint mihracesi gayet ya kışıklı esmer ve son derecede zengindi. Susan Hayvvard'u filmde görerek çok beğenen bu mihrace, bir gün uçağa bi-nerek sessizce Holivut'a gitmiş ve aşük olduğu Susan'la tanış-mak yollarını aramava başla-mıştı,.* Büyük bir para sarfe. derek araya vasıtalar koyan mihrace, neticede bir geçe ky

14.00 Hava Raporu, Akşam Programı ve Kapanış.

17.58 Açılış ve Program. 18.00 MÜZÎK. 18.20 KONUŞMA. 18.30 MÜZİK. 19.00 HABERLER. 19.15 Tarihten Bir Yaprak. 19.20 MÜZİK. 19.45 P.adyo ile İngilizce. 20.00 MÜZİK. 20.15 Radyo Gazetesi. 20.30 MÜZİK. 21.00 KONUŞMA. 21.15 MÜZİK. 21.30 Hazırcevap Adam.

j21.45 MÜZİK. 22.00 KONUŞMA. 22.15 MÜZİK. 22.45 HABERLER. 23.00 Program ve Kapanış.

9 Ay Hapislik Dohnili Hasan Aliye

ait 2 koyunu çaldığın-dan dolayı Terazi'li Ste fan Kazatıciyan Lârna kada 9 ay hapse mah-kûm olmuştur.

Hapislik Topçu köylü Halil Ha

sanı yaralıyan ayni kov lu izzet Yusuf Mağusa da bir sene hapse mah-kûm olmuştur.

Majör Clunis Eskiden Lârnaka ku

mandanı ve halihazır-da Yunanistanda Polis teşkilâtında çalışan Ma jor Clunis ay sonlarına doğru Kıbrısa gelerek Bafta Polis Kumanda-nı olarak hizmete başlı yacaktır.

İhracat Geçen bir ay zarfın-

da Kıbrıstan ihraç edi-len başlıca maddeler şunlardır : Harup 25,852 kantar Portakal 150,512sandık Limon 13,440 „ Grape fruit 28,278 Resim Sanatkârı

Yunanistandan gelen ressam Bayan Vulgari, bazı eserlerini Bafta ;eşhire karar vermiş-tir.

Hırsızlık — a a Meçhul kimseler Gi r z a P t e d i l m i § t i r '

nede ekmekçi Yorgo Kritariniıı fırınını aca rak 2 lira kıymetinde eşya aşırmışlardır.

»

Kumarcılar Lârnaka polis erleri

tarafından yapılan bir baskında bir kulüpte kumarcılara ait 400 lira

10 Lira Ceza Kaymaklıda alçı oca

ğında petrol yerine o-dun yaktığından dolayı Bay Mustafa Ali Lefko şada 10 lira cezaya mah kûm olmuştur.

BU GÜN DOĞANLARIN

YILDIZ FALI

17 Ocak - Bu gün doğanlar bassas kimselerdir. Çok dü-

l îûncdi hareket ederler. Fakat bu harekeden kaıarasthğa vannamahdır. Kararsızlık, te-reddüt ve endişeden kurtul-mağa çalışmalıdırlar.

Meanter Askerî makamlara

ait "Meanter" isminde-ki tenezzüh gemisi Ma-

ğusa limanına gelmiştir

Müzik Sanatkârı Kıbrısta tanınmış mu

zık sanatkârlarından Bay Solon Mihailidis ^ales'de, gelecek Tem-muzda tertip edilecek muzık festivalindeki Ju w heyetine üye seçilmiş tır.

Köprü Yapılacak Yermasoyadan Fini

karya köyüne giden yol üzerinde 1,500 lira har canılarak yeni bir köp-rü inşasına karar veril miştir.

Saatta Kıbrıstan Hindistana

Şimdiye kadar Kıbrısla Hin dıştan arasında yapılan uçuş-ann en süratlisini Hindistan

milletlerarası Hava Yollanna ait bir Constellation uçağı Lefkoşa ile Bombay arasındaki 2,328 millik mesafeyi saatta vasati 362 mil süratle uçmak suretüe 6 saat 26 dakikada al mıştır.

Uçak kazaya uğrayan "Por lock Hill" adındaki gemiye mensup 35 denaciyi hamilen sabah saat 7.25 de Timbu Ha va alanından havalanmış ve ö.s. saat 1.15 de Bombay hava

alanına inmiştir.

M

Page 4: Bozkurt - Anasayfaevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/... · 2014. 4. 29. · İ 3 • ,a§an bu,siya mıh klzı' m1 ı olduğu ! b ırsıe z k °yL Politikac1

BOZKURT

Daha Pahalıya Mal olur

Başvekil Taleyran 18 lııci I.ui'ye anayasa projesini oku-yordu. Bir yerine gelince Kral sordu:

—Ne o î Milletvekillerine ma aş da mı verilecek?

- T a b i i haşmetmaab! —Bunu doğnı bulmuyorum.

Milletvekilliği şerefli bir vazife dir, meccanen yapılmalıdır.

Şeytan gibi bir adam olan Taleyran yutkunarak cevap verdi:

—Meccanen mi ? Meccanen olması millete daha pahalıya mal olur şevketlim...

Yangınlara Karşı îtfaiye

Büyük şehirlerdeki yangın rekorunu Nevyork kırmakta-dır. Bu şehirde vasati her 38 st-niyede bir yangın olmakta-dır. Bu dehşet verici nisbet da hilinde Nevyork itfaiyesi de o derece mükemmeldir ve o dere ce mükemmel çalışmaktadır. Dünyanın hiçbir şehrinde Nev-york şehrindeki kadar munta-zam ve antremanlı itfaiye yok-tur.

Doğu Almanyanın nüfusu İki senede yarım milyon azal-mıştır. Bunun sebebi doğu Al-

uıanyadan batı Almanyaya ka pağı atanların çoğalmasıdır.

İsrail hükümetinde sabun sıkıntısı çekilmektedir.

Bunları Biliyor musunuz ? Hohındadu küçük bir köy

de bir köpek, 7 yıl gaybubet-ten sonra sahiplerinin evini bul muştur. Almanlar 1944 de kö-peği alıp götürmüşlerdi.

Ellisini geçkin Liebson İs-minde bir Amerikalı bir sene-lik izdivaç hayatından sonra karısının kendisine söylediği gibi yirmi sekiz değil, kırk altı yaşında olduğunu keşfetmiş, boşanma d&vası açmıştır.

Zürihte H itlerin 1987 de İranlı bir tüccara sipariş etti-ği 22 Acem halısı açık art t ı r-ma ile satılmıştır.

Amerikayı îlk Evvel Yunanlılar Keşfetmiş

Kanadada Toronto* şehrinde Fri tz HeU chelheim isminde ik tisadi ve tabii tarih mütehassıs larından bir proı'esör, Yunanlı ların Amerikayı Kristof Ko-lomb'dan on sekiz asır evvel keşfetmiş olduklarını iddia et-mektedir.

Yaptığı tetkiklere İstinaden, bu zat eski Yunanlıların MU&d dan üç yüz sene evvel Atlantiğl ve şimali Amerikayı dolaşmış olduklarını iddia etmektedir.

Diğer t a ra f t an Romalılar da aynı tarihlerde İzlandaya çık-mışlardır. Mütehassıs lzlanda-da çok eski Roma paraları bu lunmuştur. Bu paralardan ba-zıları Marmara sahillerinde,

Gelibolu civarında bir şehre ait [»ulunuyordu. Bu Romalıların Anadolıııiun sonra AtJusıtığin şimal mmtaka!arına da uzan-mış olduklarını göstermekte-dir.

Kadınlar Erkeklerden Daha Yağlı

Bir İngiliz doktorunun iddia-sına göre, kadınlar erkeklerden iki defa daha yağlıdırlar. İngi-liz tıp mecmuasında neşrettiği makalesinde bu iddiayı ortaya a tan doktor kadınların bilhassa bacak kısımEarında erkekler-den iki mislinden fazla yağ ta şıdıkiarını söylemektedir. Bu fa rk bilhassa kadınların bacak larmdaki yağ fazlalığından ile rl gelmektedir.

Bir Türk Aske*inin Yıllık Masralı

"Chistian Ccience Moııitor ' dergisinde yazıldığına göre b :r silâhlı Türk askerinin yıllık masrafı 500 dolardan uz değil dir.

17 O C A K PERŞEMBE 1952

Lord Mountbatten'in Seyahati Pek yalanda doğu Akdeniz- kadar kalacaktır . Bu seyahatin

de 2 aylık bir tetkik seyahati • ne çıkacak olan Lord Mouııt-

batten Romadan sonra Anka-

ra ya gelecek ve orada 15 gün

siyasi ve askeri bir mahiyet taşıdığı belirti lmektedir.

Basıldığı yer Bozkart Basımevi Lefkoşa - Kibri»

17 Milyon Kutu Südü

Amerikadan Yunanistana gönderilen 17 milyon 500 bin kutu südünün halka dağıtılma sına başlanmıştır.

KİRALIK EV ARANIYOR

En az 5 odayı havi olan ve modern banyosu, suyu, mut-fak, elektrik ve karaj ı olan bir eve ihtiyaç vardır.

Arzu edenler, yazılı olaraık şv ^irese müracaa t etsinler.

Galip A. öztüı k, P.K. 324.

Lefkoşa.

BELİĞ PAŞA SİNEMASINDA 16 Ocak 1952 Çarşambadan Pazara Kadar

Her akşam saat 6.30 ve 9 da

Bırakılan Çocuk

&

, T ; t* » P w w BMmrn w - , I S/

M *M" H H i , ' " jk -t. Tt <§9m\ r-:Mti:tiji • '.I"!'»'* V. 1 '

II MİMJİİBiSîi • •

Oynayanlar: VEDAT KARAOKÇU, HAN-DAN KARAOKÇU, LÜTFÎ GÜNERİ.

Şarkılar: LÜTFi GÜNERİ, ŞÜKRAN ÖZER BAYRAM ARACI. " Yeni H. S. Şirketi

u m m a m s » c mmm <«<.<•>;

I , • <•> <•;• <•>. <•> :•>

m

t I I

i

FABRİKA - İZMİR

T Ü R K İ Y E

FEVZİPAŞA Bnl. 1364. So.

TEL ADRES

ÖZLER Makine

5837-7193 T e l e f e

ÖZLER, . '-r • « a

Marangoz Makineleri F A B R İ K A S I

K I B R I S

M ü m e s s i l l i ğ i

HİLMİ TUNCAY

Asmaalh Ko. 29

LEFKOŞA

Müşterilerine Saygılarıyle Müjdeler

100-80-60 Şerit Bıçkılar 50-40-30 Planyalar K a D n ı n ı f l ı k - R a ^ D t a - F i p e a a

D s O f i k M A K İ N E L E R İ

Her J ü t l ü bileme-1 orna ve k o m p l e

t e z g â h l a r imal e d i l i r .

S a ğ l a m , H a s s a s v e ucuzluk bakımın

dan emsali y a b a n c ı m a l l a r a daima

üstün olduğunu müessesemiz

garanti i l e i s p a t e d e n

J HEDİYE k î

No. 71 BU KUPONU

SAKLAYIN

Türk Köy t Herkes ne derse desin. K

r,sta Türk Köylüsü u j a m k k Bu iddiamızı ispat edecek

iy; örnek Kıbns Çif tç i ler Bu ' ğ.jjij, bugünkü acıklı d u r u n

dur.

Herkesin hatırlıyacağı ve»; je, bundan 8 yıl önce bu Biri; bu yıldırım süratile KıJ>; uı her tarafında şubeler aça ken, halkın gösterdiği yakın gi, alkışlar ile takdir edilmek vr bütün çevrelerde izhar ol nan geniş Ölçüde sempatiler « deta umumileşmiş bir hale g( miş bulunuyordu. ,

Çalışkan Türk Köylüsü kendisine destek olacağını ü mit ettiği Çiftçiler Birliği iç» kesesinin ağzını açmaJua biı ân bile tereddüt e tmedi . Yük sek bir duygu ile h a r verilen işarete uymaktan da çekinme di. Fakat, yaptığı fedakârlık-lara mukabil Birlikten bekledi gi faydaları gözü ile göreme- i diği için alâkasını gevşel tmiyc l mecbur kaldı, öy le bir dercce I deki, sayısı 300 zü aşan Bir-likler 30 dan aşağı düşmüştür. • Bu hakikati, Çif tçi ler Bir- ' Ijgi başkanı Behçet Bey Lâr-j1

nakada yapılan son bir bölge 1

toplantısında açıklandığında ' hepimizi de hayal s u k u t u n a * uğratmıştı.

mesleki bir vazife ola- h

« V «rafl.ca tetkik ettiği-a? Lânla4,k ki' »Hilinbu " ^ ^ » ğ . gayret-r'

i « i f a d e sağlana | , r

^ Eşerek Birlik J

£Sibu ^ »

»da adeu I dUrUIn kar" k U **** b i r v a .

^ ^ s o n T y a İ t a ı

'"nan

bi, şarı din

l de , tesa

I lan

Lefk U r n a l ı l

Iı Ba

Kr

^Mm^momomm* m e m m e m m m^mmem m- m- •»> m- m<*mem- m

^ R l l „ ® ü d ü r a lmıvj , r

> î̂ çiler L C d e d İ k

^ l a n ' ' İ Ç İ n e "

^ n . l , b İ rer

f r ; a^ ıZ/ a y d a î l <***-] tek i V e b u W

Nük. ekl,f aklinde ileni t ̂ esef t 11

Cn, -

Hi

• Salah a d m a gönde , lacak I

11ı' hı ı dınnijı

! >